Turkcast - Tüdöksad
Transkript
Turkcast - Tüdöksad
Turkcast Türkdöküm Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yayın Organıdır. SAYI: 26 / OCAK - ŞUBAT- MART 2013 Kıdemli Üyeler Buluştu TÜDÖKSAD Eski Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri Yeni Yönetim Kurulu ile Biraraya Geldi 6331 Sayılı Yasa Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Nedir ? Ne Getiriyor? Otomotiv Sanayi 2012 Nasıl Geçti? 2013 Beklentileri Neler? DÖKÜMÜN 2012 KARNESİ TÜDÖKSAD 2012 Yılı Türkiye Döküm Üretim Rakamlarını Paylaşıyor başkandan... YENİ ENERJİ KAYNAĞI: ENERJİ VERİMLİLİĞİ Kıymetli Meslektaşlarım, 2013 yılının bu ilk sayısında dergimiz aracılığıyla sizlere ulaşabilmenin heyecanını yaşıyorum. 2013 yılının orta vadeli program hedefleri doğrultusunda ekonomik büyümenin gerçekleştiği bir yıl olmasını diliyorum. Bildiğimiz gibi 2012 yılı ekonomik istikrar hedefiyle büyümeden feragat edilen ve cari işlemler açığı ile cari açığın milli gelire oranının düştüğü bir yıl oldu. 2012 yılı başında büyüme yüzde 4 olarak hedeflenirken, hedef yıl içinde yüzde 3,2’ye revize edildi ve yılsonun ise yüzde 2,2 büyüme ile kapandı. 2010 yılındaki yüzde 9,2 ve 2011 yılındaki yüzde 8,5 büyümeyi takiben ekonomide gerçekleştirilen frenleme sonucu gelen bu düşüş, küçük büyük bütün iş dünyasını bir hayli zorladı. 2012 yılı bizlere ekonomimizin büyüme, cari açık ve cari açığın finansmanı üçgeninde dalgalandığını bir kere daha gösterdi. Ancak yapılan frenleme biraz gevşetilmeli ve büyümeden yapılan fedakarlık daha fazla sürdürülmemelidir. Aksi takdirde dış finansman temininde ve dolayısıyla cari açığın finansmanında zorluklar yaşanacağı kesindir. Türkiye, orta vadeli program hedefi doğrultusunda, cari açık açmazına düşmeden yıllık yüzde 4, yüzde 5 büyüme gerçekleştirmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı 2012 yılının dengeleme, 2013 yılının ise dengeli büyüme yılı olacağını beyan etmektedir ki bu sevindirici bir durumdur. Dünya ekonomik konjonktürünün mevcut durumu pek iç açıcı görünmemekle birlikte Almanya'nın Münih şehrinde bulunan Ekonomik Çalışmalar Enstitüsü(IFO)’nün dış ekonomik iklimlerle ilgili raporlarını incelediğimizde, dünyada ekonomik durumla ilgili beklentilerin yükselmekte olduğunu, ihracatımızda yaklaşık yüzde 9 ile en yüksek paya sahip olan Almanya'da da ekonomik beklentilerin yüksek iç talebe paralel olarak olumlu seyrettiğini görmekteyiz. Büyüme beklentilerimiz ile yükselişe geçeceğini tahmin ettiğimiz iç talep ve ihracat 2013 yılının gelecek 3 çeyreğine daha umutla bakmamıza neden oluyor. Aşırı karamsarlığın hiçbir yararının olmadığını düşünüyorum fakat önümüzdeki bu süreci fazla açılmadan çok dikkatli bir şekilde yönetmemiz gerektiğini de belirtmeden geçemeyeceğim. Ürünlerimizin ana sanayiler tarafından ara malı olarak kullanılması ve kuvvetli dış rekabet nedeni ile düşük satış bedelleri ile çalışmak zorunda kalışımız, her geçen gün artan Çevre, İş Güvenliği yatırımları nedeni ile ve enerji fiyat artışları ile yükselen maliyetlerimiz, karlılığımızı iyice etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda işletmelerin karlılık oranlarının düştüğü ve yatırımların geri ödeme sürelerinin uzadığı çok net görülmektedir. Yapmamız gerekenin verimlilik üzerinde daha fazla mesai harcamak ve Ar-Ge konularına ağırlık vererek katma değeri yüksek ürünler üretmek olduğunu düşünüyorum. Almanya ve Amerika gibi gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerin izlediği enerji verimliliği politikalarından elde ettikleri kazanımlar bizlere örnek olmalıdır. Amerika Bile- şik Devletleri’nde enerji verimliliği ile ilgili olarak 2011 yılında 5,7 milyar dolar harcama yapıldığı ve bunun sonucunda 107 TWh (1.000.000 MWh) enerji tasarrufu sağlandığı belirtilmektedir. Bu miktar 9,3 milyon Amerikan ailesinin bir yıllık kullanımına eşit bir miktardır (Ref. IEE 2013 Mart Raporu). 2012 yılında enerji ithalatımız 60,1 milyar dolar, cari açığımız 48.9 milyar dolar oldu. Sadece bu iki rakam bile ülke ekonomisi için enerji tasarrufu ve enerji verimliliğini önemsemenin gerekliliğini bize vurgulamaktadır. Verimsiz enerji kullanımı ile ülke ekonomimize zarar verilmekte ve neticesinde milyarlarca dolar yurt dışına ödeme yapmaktayız. Ülkemizde 2007 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu ile 2020 yılına kadar yüzde 15 enerji tasarrufu hedeflenmişti, ancak bugüne kadar geçen 6 yılda kayda değer bir ilerleme gerçekleştirilemedi. Ülkemizde, enerji verimliliği ile ilgili yapılan çalışmalar binalarda yüzde 30, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 15 olmak üzere toplam 7,5 milyar TL değerinde enerji tasarrufu potansiyelimizin olduğunu göstermektedir. Yetkililer bu meblağ ile her yıl yeni bir Keban Barajı inşa edilebileceğini belirtiyorlar. Enerji Bakanlığı enerji verimliliği için yeni hedefini, "2023 yılına kadar yıllık 15 milyar TL enerji tasarrufu" olarak belirlemiştir. Bu hedef doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirileceğini ümit ediyoruz. Enerji verimliliği sadece ülke ekonomimiz için değil sektörümüz için de hayati öneme haizdir. Bu nedenle önümüzdeki günlerde, dernek merkezimizde, döküm sektöründe enerji verimliliği gündemli toplantı ve eğitimler düzenleyeceğiz. Bu toplantılara konu ile ilgili elemanlarınızın katılımını bekliyoruz. Yeni ofisimizde 2013 yılının ilk eğitim toplantısını ocak ayında Yüksek Basınçlı Alüminyum Döküm Teknolojilerinde Yeni Trendler konusunda yaptık. Katılımcıların ve misafirlerimizin hepsi oldukça memnun ayrıldılar. Tedarikçiler komitemiz ve Çevre komitemiz yeni merkezimizde ilk toplantılarını gerçekleştirdiler. 28 Mart tarihindeki Yönetim Kurulu toplantımızı yeni ofisimizde önceki başkanlarımız ve bazı eski üyelerimiz ile beraber gerçekleştirdik. Davetimizi kabul edip toplantımıza katıldıkları için Sn. Mete Nakipoğlu'na, Sn. Mithat Ural'a, Sn. Yılmaz Turan'a, Sn. Önay Çekin'e, Sn. Mücahit Öngör'e, Sn. Akın Aydınceren’e, Sn. Erdoğan Alkan’a, Sn. Can Akbaşoğlu'na ve Sn. Yaylalı Günay'a şahsım ve Yönetim Kurulum adına teşekkür ediyorum. Bütün katılımcıların yeni ofisimiz ile ilgili beğeni sözleri bizleri ziyadesiyle memnun etti. Yapılan değerlendirmeler 2012 yılı toplam üretimimizin 2011 seviyesinde kaldığını, sadece alüminyum dökümde büyüme gerçekleştiğini göstermekte. Üretim rakamlarını dergimizin ilerleyen sayfalarında detaylı olarak bulacaksınız. da olacaklar. ABD’de de Cast Expo fuarı gerçekleşiyor olacak. Bu fuarlara katılan tüm üyelerimiz, umarım çalışmalarının karşılıklarını alarak ve yeni pazarlara açılma imkânı bularak dönerler. Yeni coğrafyalarda, değişik pazarlarda yeni müşterilerimizin bizleri beklediğine inanıyorum. Dergimiz basıma verildiğinde üyelerimizin bir kısmı Hannover Endüstri Fuarı ve Bauma İnşaat Fuarların- M.Niyazi AKDAŞ TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Önümüzdeki ay içinde bölgesel oda ve borsalarda komite ve yönetim seçimleri gerçekleşecek. Bütün illerde bu seçimlere katılarak oda meclislerinde ve oda yönetimlerinde görev alacak meslektaşlarıma başarılar dilerim. Sevgi ve saygılarımla, VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Bu yazıyı kaleme aldığım gün Ankaralı eski dökümcülerden, 1935 doğumlu müstesna insan Sayın Mehmet Nuri Yürüt ağabeyimin vefatını öğrendim. Kendisine rahmet, kederli ailesine ve Ankaralı dökümcülere başsağlığı diliyorum. Mekanı Cennet olsun. M.Niyazi AKDAŞ İÇİNDEKİLER MART / 2013 4 BAŞKANDAN 10 DERNEKTEN HABERLER • Yeni Eğitim Salonu Hizmette • Yeni Eğitim Salonu’nda İlk Seminer Yapıldı • TÜDÖKSAD Eski ve Yeni Başkanları ile Yönetim Kurulu Üyeleri Biraraya Geldi • TÜDÖKSAD Tedarikçiler Komitesi Toplandı • TÜDÖKSAD Çevre Komitesi 2013 Yılı İlk Toplantısını Yaptı 18 • Aynur Ayhan ile “1000’de Bir” Fotoğraf Sergisi 10 Üzerine Söyleşi 20 Yeni Eğitim Salonu'nda İlk Seminer Yapıldı RÖPORTAJ DOSYA • Otomotiv Sanayi: 2012 Yılı Nasıl Geçti? 2013 Yılından Beklentiler Neler? 26 ÜYELERDEN HABERLER • Çemaş’tan Tasarruflu Adım • Gedik Döküm Yeni Yatırımı Inductotherm Ocaklarıyla İlk Dökümü Yaptı • Erkunt Artık Daha Tasarruflu Çalışacak • Unikon 25.Yılını Yeni Yatırımlarla Kutluyor • Kardökmak’tan 125 Ton Tek Parça Döküm • Sönmezler Metal’de Inductotherm Ocaklarıyla İlk Sıvı Metal Alındı • Erkunt’a Avrupa’dan Onur Ödülü • Demisaş’a Japonya’dan Mükemmellik Ödülü • LMA İhracata Hazırlanıyor 20 Otomotiv Sanayi: 2012 Yılı Nasıl Geçti? 2013 Yılından Beklentiler Neler? • Sert Metal ve Foseco Güçbirliği Yaptı 40 DEĞERLENDİRME 2012 Türkiye Döküm Üretimi Rakamları KÜNYE TÜRKDÖKÜM / TURKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı M. NİYAZİ AKDAŞ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: UMUR DENİZCİ - MEHMET ATİK - UĞUR DEMİRCİ - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL YÖNETİM YERİ: Ortaklar Caddesi Bahçeler Sokak 18 Plaza No:18 Kat:4 Mecidiyeköy - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİK MEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. www.tematikmedya.com BASKI: A4 Ofset Matbaacılık Oto Sanayi Sitesi Yeşilce Mah. Donanma Sok. No:16 Kağıthane - İSTANBUL Tel: 0212 281 64 48 YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKDÖKÜM - TURKCAST dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir. 48 46 Yeni 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Nedir? Ne getiriyor? DÜNYA DÖKÜM KONGRESİ 71.Dünya Döküm Kongresi Duyurusu 48 İş kazalarının önüne geçmek, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları yaratmak için hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, birçok işyerinde yürürlüğe girdi. DOSYA Yeni 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Nedir? Ne getiriyor? 52 MAKALE Dökümhaneler İçin IT Çözümleri-Dökümhane 70 TAYSAD 35.Genel Kurulu Yapıldı Kaynak Planlaması (FRP) 56 72 KÖŞE 76 TARİH TEKNİK Vermiküler Grafit Dökme Demir 67 NEDEN DÖKÜM? 68 FUAR HAMMADDE PİYASALARI TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi Yaşayan Tarih: Haliç Tersanesi 62 İÇİMİZDEN BİRİ Mücahit Öngör Kadir Soydemir: Döküm Sektöründe Altın Yakalılar 58 HABER 79 YAYINLARIMIZ 80 ÜYE REHBERİ 82 ABONE FORMU Alüminyum Sektörü ALUEXPO 2013’te Buluşuyor İNDEKS ALUEXPO....................................................71 EGES.............................................................25 HERAEUS....................................................35 TEKNO METALURJİ...................................55 AVEKS...........................................................11 EVREN ...........................................................7 INDUCTOTHERM.....................................39 TOSÇELİK......................................................3 BES MÜHENDİSLİK..................................17 FERRO TRADE ..........................arka kapak MARMARA METAL...................................57 YILKAN MAÇA ....................arka kapak içi ECOTHERM................................................45 FOSECO.......................................................33 SHENGQUEN..........................ön kapak içi ZENMET DIŞ TİCARET.............................29 DERNEKTEN TÜDÖKSAD Eğitim Salonu Hizmette Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD), yeni binasındaki toplantı ve eğitim salonunu hizmete açtı. Sektör bileşenlerinin çeşitli organizasyonlarına ve toplantılarına ev sahipliği yapacak olan toplantı salonu, teknik alt yapısı ile dikkat çekiyor. T ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) Yönetim Kurulu’nun girişimi ile Şişli Mecidiyeköy’de satın alınan ve açılışı yapılan yeni dernek binası, aktif bir şekilde kullanılmaya başlandı. Ferah çalışma ortamı ile dikkat çeken dernek binası, uzun süredir beklenen çok amaçlı toplantı salonunun da hizmete girmesiyle tam olarak faaliyete geçti. Sektör bileşenlerini daha rahat ve konforlu bir ortamda bir araya getirmeyi amaçlayan toplantı salonu, firmaların teknik, ekonomik ve sosyal içerikli toplantılar organize etmesine olanak sunacak. TÜDÖKSAD’tan yapılan açıklamada, dernek binasının alınmasında maddi ve manevi katkı sunan üyelere teşekkür edildi. 45 kişiye kadar konferans ve seminer düzenlenebilecek olan toplantı salonunda, 60-70 kişiye kadar da sosyal toplantı organize edilebiliyor. Dernek, düzenlenecek toplantılarda operasyonel işlemler konusunda da firmalara destek sunuyor. Firma ile ortak çalışarak toplantı katılımcılarının belirlenmesi, katılımcılara duyuru ve davet gönderilmesi, katılımcı yaka kartlarının hazırlanması, toplantı yabancı dilde ise tercüman hizmeti sunulması, toplantı de- 10 Ocak - Şubat - Mart / 2013 ğerlendirme anketi yapılması, katılım belgesi verilmesi, otel rezervasyonu, fotoğraf ve video hizmetleri organizasyonu; derneğin sunduğu destekler arasında yer alıyor. Toplantı salonu; projeksiyon cihazı, bilgisayar ve kablosuz internet bağlantısı ile hizmet sunacak şeklide düzenlenirken; dört hoparlör, mikserli ses sistemi , masa, el ve yaka mikrofonları ile konforlu bir iletişim sunuyor. Video ve ses kayıt sistemi de toplantı esnasında tercih edilebilecek diğer özellikler olarak karşımıza çıkıyor. Toplantı salonunun ilk etkinliği 25 Ocak 2013 günü gerçekleştirilen ‘Yüksek Basınçlı Alüminyum Döküm Teknolojisinde Yeni Trendler’ başlıklı seminer oldu. 45 katılımcının iştirak ettiği seminer programında öğle yemeği ve aralarda çeşitli ikramlar sunuldu. DERNEKTEN TÜDÖKSAD Yeni Dernek Merkezinde Toplantılara Hız Veriyor TÜDÖKSAD, yeni dernek merkezinin hizmete açılmasıyla birlikte, eğitimlere, komite toplantılarına ve üye buluşmalarına ev sahipliği yapıyor. Dernek merkezinin olanaklarını üyelerine ve sektör mensuplarına sunan TÜDÖKSAD yeni buluşmalara da ev sahipliği yapacak. Kıdemli Üyeler Dernek Merkezinde Buluştu TÜDÖKSAD eski başkanları ve kurucu üyeleri, mevcut Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleriyle yeni dernek merkezinde bir araya geldiler. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) ‘nin 26 Ekim 1976 tarihindeki kuruluşunda bizzat görev alan eski başkanlardan Mithat Ural(4), en uzun süre başkanlık yapan Mete Nakipoğlu(46), sonraki dönem başkanları Can Akbaşoğlu(172), Yaylalı Günay (226), önceki dönemlerde yönetim kurullarında gö- 12 Ocak - Şubat - Mart / 2013 rev almış üyelerden Yılmaz Turhan (21), Akın Aydınceren(30), Önay Çekin (33), Mücahit Öngör (35) ve önceki Genel Sekreter Erdoğan Alkan (45), mevcut Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş (48), yönetim kurulu üyeleri Uğur Kocaoğlu (118), Sebahattin Karalar (136), Adnan Aytekin (195), Okan Deniz (370) ve Genel Sekreter DERNEKTEN Kubilay Dal 28 Mart 2013 tarihinde yeni dernek merkezinde bir araya geldi. TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş’ın kısa bir sunuş yaptığı toplantıda, eski yöneticilere yeni dernek merkezi tanıtıldı. Niyazi Akdaş konuşmasında yeni dernek merkezinin satın alınmasında Mete Nakipoğlu başkanlığındaki yönetim kurulu tarafından 1991 yılında satın alınan önceki dernek merkezinin önemli katkısı olduğunu söyleyerek kendilerine tekrar şükranlarını ifade etti. Niyazi Akdaş, yeni dernek merkezinin alınması ve tefrişinde katkılarını esirgemeyen tüm üyelere teşekkürlerini de dile getirdi. TÜDÖKSAD eski başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ise; yeni ofisin olanaklarının derneğe önemli katkılar sağlayacağını, kendileri zamanında bu özelliklerde bir dernek merkezinin o günkü imkanlar ile hayata geçirilmesinin hayal bile edilmediğini ifade ettiler. Buluşmada uzun uzun geçmiş dönemler, o günlerdeki faaliyetler ve gündemler hatırlandı, temenniler ve öneriler dile getirildi. Özellikle sektör mensuplarının teknik, idari ve sosyal gündemli eğitim toplantılarına ihtiyacı olduğunun altı çizildi. Bu ihtiyacın yeni merkezde karşılanabileceği dile getirildi. Toplantıya katılan eski başkan ve üyeler, yeni ofiste bir müze köşesi kurulmasını ve düzenli olarak dernek merkezinde bir araya gelmeyi arzu ettiklerini söylediler. Çevre Komitesi 2013 Yılı İlk Toplantısı Gerçekleşti TÜDÖKSAD Çevre Komitesi üyeleri, 2013 yılı ilk toplantısını komite başkanı Erdoğan Nas başkanlığında 22 Mart 2013 tarihinde yeni dernek merkezinde yaptı. Çevre Komitesi üyeleri; Tahir Ersoyu, Serap Sözen, Ayşe Gül Mangan, Berivan Boduroğlu, Manolya Kandemir, Yonca Kurtkaya, Nazan Işık, Işıl Doğan, Lütfiye Taşeli, Rengin Atılgan, Sevinç Candemir ve Barış Sevik’in katıldığı toplantıda güncel çevre sorunları masaya yatırılarak, değişen mevzuatlar değerlendirildi ve uygulama örnekleri paylaşıldı. Komite üyelerinin kurumlarında iş sağlığı ve iş güvenliği konularında da görevlendirildiklerini ve bu doğrultuda konunun önemi sebebiyle İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) komitesinin de oluşturulmasının doğru olacağı ifade edildi. Toplantıda, sonraki toplantı tarihleri ve gündemleri de değerlendirildi. Komite üyeleri yeni ofisin rahatlığı ve ulaşım kolaylığından memnun olduklarını ifade ederek dernek yönetimine bu imkanı sağladığı için teşekkürlerini ifade etti. *Parantez içindeki numaralar TÜDÖKSAD Üye numaralarıdır. Tedarikçiler Komitesi Yeni Ofiste Toplandı TÜDÖKSAD Tedarikçiler Komitesi, Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Aytekin başkanlığında 7 Mart 2013 tarihinde yeni dernek merkezindeki ilk toplantısını gerçekleştirdi. Komite üyeleri Alaattin Özyurt, Serdar Erol, Atilla Uçar, Levend OtsukarcıI, Alp Berk, Haluk Güldür ve Murat Bay komite başkanının daveti ile bir araya gelerek güncel piyasa gelişmelerini değerlendirdiler. Toplantıda dış ticarette yaşanan ve ilgili makamlara iletilmesi talep edilen konular dile getirildi. Tedarikçiler Komitesi üyeleri yeni dernek merkezini beğendiklerini ve bu ofisi sektöre kazandıran Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş ve yönetim kurulu üyeleri ile katkılarını esirgemeyen tedarikçi ve dökümcü üyelere şükranlarını ifade ettiler. Türkdöküm 13 DERNEKTEN Yeni Mekanda İlk Seminere Yoğun Katılım Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, yeni binasındaki eğitim aktivitelerine “Yüksek Basınçlı Alüminyum Döküm Teknolojilerinde Yeni Trendler” isimli semineri ile başladı. Alüminyum döküm firmalarının yoğun katılım gösterdiği seminerde, son teknolojiler ve güncel gelişmeler değerlendirildi, ikili görüşmeler gerçekleştirildi. T ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin yeni binasının Eğitim Salonu’nda düzenlenen ilk etkinlik olan, “Yüksek Basınçlı Alüminyum Döküm Teknolojilerinde Yeni Trendler” başlıklı seminere alüminyum döküm sektöründe yer alan firmalar yoğun ilgi gösterdi. Alüminyum döküm sektörüne ilişkin son teknolojilerin aktarıldığı seminer, Metek Mühendislik Genel Müdürü Naci Onat’ın koordinasyonu ve Çelikel Alüminyum A.Ş ‘nin katkılarıyla düzenlendi. 25 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen seminerin açılış konuşmasını yapan TÜDÖKSAD Eğitim Komitesi Başkanı Hakan Yaşar, derneğin bundan sonra da eğitim seminerlerine devam edeceğini belirterek; “Derneğimizin bu seneki eğitim programı içerisinde çok sayıda eğitimler planlıyoruz. Bu eğitimler; alüminyum, demir döküm ve yönetim eğilimleri üzerine olacak. Bunlara yine sizlerin katkılarını bekliyoruz. Çok sayıda eğitimle özellikle mesleğe yeni başlayan mühen- 14 Ocak - Şubat - Mart / 2013 dis ve tekniker arkadaşlarımıza olabildiğince yardımcı olmaya çalışacağız” dedi. Seminere konuşmacı olarak katılan Striko Westofen firmasından Christian Pfitzner, Peter Reuther ve Stephan Holger; Electronics firmasından Uwe Gauermann; MK firmasından Nicolas Knoche; Fondarex firmasından Jan Emmeneger ile CAROPROMETA Metallvertriebs GmbH firmasından Steffen Schimanek; sektördeki ve firmalarındaki son teknolojileri, katılımcı firma temsilcileri ile paylaştı. Yoğun ilgi ile takip edilen sunum, kahve molalarında ve yemek arasında yapılan ikili sohbetlerle devam etti. Sektörde yaşanan gelişmeleri ve teknolojileri değerlendirme şansı yakalayan firma temsilcileri, sorularını seminerde sunum yapan konunun uzmanlarına sorma olanağına sahip oldu. Biz de TÜRKDÖKÜM olarak, hem eğitim semineri hem de alüminyum sektörü ve teknolojilerine ilişkin sorularımızı katılımcılara yönelttik. DERNEKTEN Alüminyum endüstrisi ve döküm teknolojisi süratle gelişiyor. Bu bakımdan biz de Türkiye’deki dökümcülere bu yeni teknolojiler hakkında bilgi vermek; yatırımlar, tezgahlar gibi konularda dökümcülerimizi aydınlatmak amacıyla, TÜDÖKSAD’ın yardımı ile bu semineri organize ettik. Alüminyum teknolojisi tüm dünyada hızla gelişiyor. Hafifliği nedeniyle otomotiv endüstrisi temel olmak üzere birçok sektörde artık daha fazla alüminyum döküm tercih ediliyor. Özellikle Avrupa’dan Türkiye’ye doğru önemli bir kayış var. O nedenle alüminyum dökümün Türkiye’deki önemi de gün geçtikçe artıyor. Ama Türkiye’de yeni teknolojileri kullanan şirketler sayılı. Büyük firmalar İzmir’de, İstanbul’da ise sayılı denecek kadar az. Küçük firmalar var onlar da daha yeni yeni yatırımlar yapmaya başladılar. Bu eğitimlerle bu gibi firmaların ufkunu açmak istiyoruz. Bugünkü seminerin esas amacı, enerjide ve maliyetlerde tasarruf sağlayacak teknolojiler hakkında bilgi vermek. Çünkü sektör için enerji çok önemli. Bu seminerde yeni teknolojiler ile enerjiden daha Naci Onat fazla nasıl tasarruf edebiliriz, onu konunun uzmanları açıklıyor. KatıMetek Mühendislik lımı oldukça iyi buldum. Firmaların teknolojiyi iyi takip etmesi gerekiyor. Türkiye’de çok dökümhane var ama bunların çoğu küçük kapasiteli, güçleri yok. Devletin alüminyum döküm sanayine biraz yakın bakması lazım ki onları kalkındıralım. Bu organizasyonların doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü diğer türlü firmaları tek tek arayıp bulmak, bilgiye kendimiz erişmek zorundayız. Ama böyle organizasyonlar ile yüz yüze görüşebiliyorsunuz bu daha sağlıklı oluyor. Hem firmalar kendilerini de tanıtma şansına sahip oluyor. Ben Türkiye alüminyum sektörünün büyük potansiyel olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupa’daki döküm fabrikaları ağırlıklı maliyet ürünlerinde sıkıntıdalar. Teknolojileri yüksek ama maliyetleri de yüksek. Diğer taraftan Türkiye çok yakın, özellikle Avrupa açısından lojistik anlamda çok büyük bir avantajı var. O nedenle de buraya yoğunluklu bir transfer var. Özellikle İzmir bölgesi bu açıdan çok şanslı, lojistik anlamda da çok uygun. Dolayısıyla ben alüminyum sektörünün büyüyeceğini düşünüyorum. Özellikle gravite konusu çok bakir, gravite konusunun çok daha büyüyeceğini düşünüyorum. Bugün bence alüminyum sektörünün yaşadığı en temel sıkıntı yönetimsel anlamda. Sektörde yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyan orta Şener Yüce ya da küçük boyutlu firmalar var. Ama yeniden yapılanmayı gerçekSüperpar Otomotiv leştiremedikleri için ne kadar da iyi teknoloji kullanırlarsa kullansınlar yönetim problemi oluşuyor. Bu çok önemli bir problem. Teknoloji bence ikinci planda. Çünkü fabrikayı nasıl yöneteceğinizi bilemiyorsunuz. Bir- iki tane parça değil, milyon tane parça üretmek çok farklı bir şey. Verimlilik çok önemli. Dolayısıyla ben Türkiye’deki firmaların yönetimsel büyük problemleri olduğunu düşünüyorum. DERNEKTEN Biz sektörle ilgili gelişimleri internetten ya da mecmualardan takip ediyoruz. Ama yüz yüze görüşmelerde çözümlere daha hızlı ulaşıyorsunuz, o nedenle bu tür organizasyonlar çok faydalı. Kısmen tanımış olduğumuz, çalıştığımız firmalar da olsa bir malzeme alırken ya da bir makine alırken yüz yüze gelip sadece o makine üzerine konuşuyorsunuz ama bu tarz bir araya gelmeler, bu sektörde ya da teknolojideki değişikliklerin görmek ya da konuşmak adına çok daha faydalı oluyor o yüzden bence güzel bir olay. Alüminyum döküm üretiminin Avrupa’dan Türkiye’ye doğru kayması daha çok düşük maliyetlerden kaynaklanıyor. İşçilik ve enerji gibi maliyetlerin düşük olması buraya doğru bir yönelim getirdi. Ama bizde kalite gibi bir sıkıntı var; bu da biraz daha bu işte yetişmemiş olmanın verdiği bir sıkıntı. Şu anda Türkiye’de adı geçen firmalara baktığınızda hep babadan oğla geçmiş bir durum görüyorsunuz. Evet, şimdi bilinçli oğullar var işin başında ama kurulum aşamasına baktığınızda hep böyle çekirdekten yetişme bir baba vardır. Ama bugün yavaş yavaş mühenÖzgür Berk dislik işin içine girmeye başladı. Bir simülasyon programını düşündüArçelik ğünüz zaman; bundan 5 yıl önce kalıp simülasyon programı bilinirdi ama nasıl bilinirdi? Yeni bir tane kalıp yapacağınız zaman, 3 bin-5 bin euro karşılığında Almanya’ya gönderirdiniz. Ya da siz kalıplarınızı İtalya’da yaptırmak zorunda kalırdınız. Şimdi kalıpçıların yanı sıra döküm yapan firmalar da artık kendi kalıphanelerini oluşturmaya başladı, artık simülasyon programlarını almaya başladık. Bu iş daha da gelişiyor. Ama yine de ben eksik kaldığımız çok nokta olduğunu düşünüyorum. Ama bu tür organizasyonlar bu anlamda da çok önemli. Sektörde yer alan firmalar distribütörlüğünü yaptığı markaların uzmanlarını prezantasyon yapması için çağırdığında sektörde yer alan birçok firma da gelişmeleri takip etme ve kendini geliştirme şansı yakalamış oluyor. Yeni dernek binamızda, ilk defa böyle bir eğitim yapılıyor. Katılım oldukça yüksek oldu. Bu tür eğitimlerin devamının geleceğini düşünüyorum. TÜDÖKSAD’da alüminyum enjeksiyon dökümcülerin üye sayısı biraz az. Bunu artırmaya yönelik çalışmalar yapacağız. Burada düzenleyeceğimiz çalışmalar üye sayımızı artırmanın bir parçası aynı zamanda. Bu eğitimler sonrasında da potansiyel üyelerimize ziyaretler gerçekleştireceğiz. Alüminyum, hafif bir metal olması, iletken olması ve dayanıklı olması gibi özelliklerinden dolayı, özellikle otomotiv sektöründe kullanımı hızla artıyor; aydınlatma, beyaz eşya ve mobilya sektöründe hem dekoratif hem de kullanım ve mukavemet açısından alüminyuma önem veriliyor. Tüketimi artıyor, her geçen sene de artacak. Sektörümüz artık özellikle Avrupa’dan çok iş alıyor. Bunun sebebi de Avrupa’daki alüminyum dökümhanelerinin sayısının azalarak bu tarafa doğru gelmesi. Tabi burada maliyetler çok büyük etkene. Avrupa Birliği içerisinde olmamamız ve Euro ile TL arasındaki bu fark Okan Deniz bize avantaj yaratırken, sektördeki elimizi de güçlendiriyor. SektörÇelikel Alüminyum de yer alan firmalar son 10 yıldır çok ciddi bina, makine ve ekipman anlamında yatırımlar yaptılar. Ayrıca firmalar arttıkça teknoloji geldikçe bu tip seminerlerle veya satıcı firmaların, tedarikçi firmaların müşteri ziyaretleri ile personel de kendisini çok geliştirdi. Bir bilgi birikimi artık var. Bundan sonrası için daha iyi şeyler söyleyebiliriz. Teknik anlamda simülasyon firmaları, şu anda sektöre hizmet veriyorlar. Zaten büyük firmaların bünyesinde olan programlar bunlar ama küçük firmalar da gidip bu ofislerde işlem yaptırıp, kalıp dizaynları ile alakalı bilgi alabiliyorlar. Sonuçlar başarılı oluyor, sonuçlar başarılı oldukça Avrupa’dan daha fazla işler geliyor. Bunlar hep birbirini tetikliyor. 16 Ocak - Şubat - Mart / 2013 RÖPORTAJ Sosyal bir başarı: “1000’de Bir” Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği eski yönetim kurulu üyesi ve Ayhan Metal Yönetim Kurulu Başkanı olan Aynur Ayhan, ilk kişisel sergisi “1000’de Bir”i açtı. Ayhan, projenin kadınları sosyal hayata daha fazla dahil etmenin bir ihtiyacı olarak ortaya çıktığını belirtiyor. İ stanbul’da sanayici-girişimci bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya gelen Aynur Ayhan, eğitimini tamamlar tamamlamaz aile işletmelerinde çalışmaya başlayarak döküm sektörüne giriş yapar. Babasının, “Acil yapılması gereken işler var, 2 yıl çalış sonra nerede istersen orada çalışırsın” sözleri ile işin bir ucundan tutan Aynur Ayhan, bugün aile şirketleri olan Ayhan Metal’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor. Aynur Ayhan ismi sektörde bir dönem yürüttüğü Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği yönetim kurulu üyeliği de ile tanınıyor. Bu yıl 25. çalışma yılını dolduran Aynur Ayhan, “1000’de Bir” isimli kişisel fotoğraf sergisi açtı. Ayhan ile sergisi üzerine başladığımız söyleşi, kadınların iş hayatında ve sivil toplum kuruluşlarındaki etkilerine doğru evrildi. Çalışma hayatına ne zaman atıldınız? Ne kadar zamandır döküm sektöründe yer alıyorsunuz? İşinizin gerekleri nelerdir? Üniversitedeyken yaz tatillerinde atölyede çalıştığımı da dikkate alacak olursak bu sene 25. çalışma yılıma gireceğim. Bu süre zarfında ilk olarak atölyede değişik bölümlerde çalıştım ve zaman içinde yöneticilik pozisyonu aldım. Baktım mühendislik ile işler bir yere kadar gidiyor, 35 yaşından sonra Marmara Üniversitesi’nde 2 yıllık yönetici geliştirme programını bitirdim. Kız kardeşim okulu bitirince makine imalatındansa dökümcü olmak istedi. Bu nedenle makinenin yanı sıra döküm işine de başladık. Şu anda kız kardeşimle birlikte sadece enjeksiyon döküm işi yapıyoruz. Sektörde değişik kademelerde görev alan kadınlar var ama hem aktif olan hem de birinci derece 18 Ocak - Şubat - Mart / 2013 akrabası ile çalışan tek kadın yöneticiler biziz. Döküm işinde 24 saat, durmadan çalıştığınız zamanlar oluyor. Bu süre zarfında üretim gereği sorunlar doğal olduğundan bir kadın için kolay olduğunu söyleyemeyeceğim ama ekipteki tecrübeli erkek çalışanlarla bu durumları aşıyoruz. Fotoğrafa nasıl başladınız? Fotoğrafla ilgili ilk karanlık oda tecrübesini ortaokulda fotoğrafçılık kolundayken yaşamıştım. Daha sonra üniversitede fotoğraf çekerek harçlığımı kazanıyordum. Şöyle ki, o zamanlar tabii herkeste fotoğraf makinesi yok dolayısı ile okulun fotoğrafçısı bana bir analog fotoğraf makinesi ve makara film verirdi. Ben de okul ya da yurtta fotoğraf çekerek kart başına para kazanırdım. Üniversite bittikten sonra fotoğraf tekniğimi ilerletmek için kursa gittim ve hobi olarak fotoğraf çekmeye devam ediyorum. Fırsat buldukça karma sergilere katılıyorum. “1000’de Bir” ilk kişisel sergim. “1000’de Bir” fotoğraf sergi projesi nasıl oluştu? Çeşitli sektörel sivil toplum kuruluşları(STK)’nda görev almamın yanı sıra TOBB çatısı altında “İstanbul Kadın Girişim Kurulu”nda da görev alıyorum. 2011 yılında yönetmelik değişikliği ile ticaret ve sanayi odalarındaki meclis üyesi kadar, kadın üye sayısı oluşturma fırsatı doğdu. İstanbul Sanayi Odası’na baktığımızda hem sanayici hem de STK’lar da görev almak isteyen yeterli kadın sayısına ulaşamadık. O zaman fark ettim ki sanayinin yoğun temposu nedeniyle STK’larda görev alan gönüllü kadın sayısı az. Bunu söylemenin yanı sıra yazabilirsiniz RÖPORTAJ de, ama ben fotoğraflayarak vurgulamayı tercih ettim. Her fotoğrafçı gibi benim de kişisel fotoğraf sergi açma hayalim vardı. Konuyu İstanbul Sanayi Odası ile paylaştım; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” çerçevesinde yapılmasının daha uygun olacağı görüşüyle İSO/İKGK desteği ve TOBB sponsorluğunda projeyi gerçekleştirdik. Projeye katılan kadın sanayiciler nasıl seçildi? Proje süreci nasıl işledi? Daha önce de söylediğim gibi hem sanayici olup hem de STK’larda görev alan kadın sayısı az. Evet, ön planda olan değerli kadın sanayicilerimiz var ama arka planda ciddi projelere imza atan kadınlarımız da var. Öncelikle İSO, Kagider, Koza, Kader gibi dernekleri tarayarak, proje de yer alabilecek kişileri tespit ederek, proje hakkında bilgi verdim. İşin zor kısmı hem benim hem de katılımcıların programlarının çok yoğun olması ve tüm sıkışıklığa rağmen bir randevu ayarlayıp fotoğraf çekmekti. Önemli olan bir başka durum randevuya gidildiğinde günlük iş akışında değişiklik yapılmadan o an olduğu gibi görüntülendi. Projede yer alan tüm sanayici kadınlar bu sürece gönüllü olarak katıldı. Kadınlar sivil toplum kuruluşlarına ne gibi katkılar sağlıyor? Bu katkının yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Sadece iş başarısı nereye kadar? Bence bunu tamamlayan sosyal başarıdır. Yapılan istatistiklere göre para yüzde 20 mutluluk getiriyor, tabii burada ülkenin gelişmişlik düzeyi de önemli. İnsanlar zengin oldukları için mutlu olmuyorlar, mutlu oldukları için zengin oluyorlar. Sevdiği işi yaparak para kazananlar sevmediği işi yapanlara göre daha mutlular. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen STK sayısı dörttür. Evet, Kadınlar STK’larda daha çok görev almalılar çünkü bakış açıları, olaylara yaklaşımları farklı, dolayısı ile sonuç- ları da daha farklı oluyor. Sadece sorun demeyelim dikkat çekilmesi gereken konularda da ses getiriyorlar. Ne olursa olsun kadın estetiktir ve bu da yaptığı her işe yansır. STK uğraşları, gönüllülük esasıyla yapılan uğraşlar, toplumun size kazandırdığını, kendinizin tecrübeleri ile sizden sonrakilere aktarmaktır. Bir nevi bilginin zekatı gibi diyebiliriz. Aslında bu konu en güzel şu sözlerle açıklanır sanırım: “İki şey seni milyonlarca insandan ayırır. Bir; problemin değil çözümün parçası olmak, iki; hayata ve her şeye yeni özgün – orijinal bakış açısıyla yaklaşmak. Kadının sosyal statüsünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce kadın olması gerektiği yerde mi? Kadınlar medyada sadece şiddet görmeleri ya da evlilik programları aracılığıyla değil, ekonomide ve sanayi içinde yer almalarıyla da olmalılar. Kadın gerek evin içinde gerek dışında ekonomik hayata aktif olarak katılıyor. Çalışan kadın sayısı son yıllarda hızla artış göstermiş olmakla beraber halen dünya ortalamalarının çok gerisindeyiz. Kadın ve sanayici kimliği hala yeterli oranda yan yana gelmiyor, çünkü kadınlar sanayicilikten daha çok hizmet sektörünü tercih ediyor. Toplumları, nesilleri meydana getiren onları doğuran ve büyüten topluma kazandıran kadındır. Siyasi, sosyal ve ekonomik hayata daha çok katılan, sorumluluk almaktan kaçınmayan Türk kadını, ülkenin aydınlık geleceğinin şekillenmesinde daha çok katkı sağlıyor. Kadının yer almadığı karar mekanizmalarında çok kere kadın sorunlarına duyarlılık yeteri kadar oluşmamakta, dolayısıyla da kadının statüsünü yükseltecek yeterli çözümlere ulaşılamamaktadır. Toplumlar, kadın ve erkeği birbirine rakip olarak değil, birbirini bütünleyen, tamamlayan unsurlar olarak görmeli ve bu paralelde stratejiler geliştirmelidir. Türkdöküm 19 DOSYA Otomotiv Sanayi: 2012 Nasıl Geçti? 2013 Beklentileri Neler? Dünyada yıllık 2 trilyon euro cirosu ile lokomotif sektörlerin başında gelen otomotiv sanayi, Türkiye ekonomisinde de önemli bir paya sahip. Sanayileşme çabalarında önemi tartışmasız kabul gören bu sektör 2012 yılını nasıl geçirdi? Sektörde 2013 yılı beklentileri nelerdir? Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer ve Taşıt Araçları Yan Sanayileri Derneği Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, rakamsal verileri ile bu sanayi koluna mercek tutuyorlar. S adece Türkiye’de değil tüm dünyada lokomotif sektörlerden biri olan otomotiv sektörü, ekonomiler açısından gün geçtikçe önemini daha da artırıyor. Bu önem, gelecek için daha ciddi yatırımlar yapılmasına neden olurken, bağlantılı birçok sektör de bu durumdan etkileniyor. 2 trilyon euro civarında cirosu bulunan sektörde Ar-Ge ve üretim kapsamında 85 milyar dolarlık yatırım harcaması gerçekleştirilirken, yatırım yapılan ülkelerde 433 milyar euro üzerinde vergi geliri elde ediliyor. Günümüzde otomotiv sektöründe sadece Türkiye’de değil uluslararası boyutta da çok ciddi rekabet yaşanıyor. Bu rekabet sadece fiyat aralığı bazında değil; kalite ve ürün çeşitliliği alanında da oluyor. Bu nedenle geleceğe yönelik yatırımlar belki sektör için bugün geçmişten daha fazla önem teşkil ediyor. Bu yatırımların başında kuşkusuz ki Ar-Ge geliyor. Bu gerçeklikten hareket eden sektör bileşenleri söz konusu alana artık çok daha fazla önem veriyor, yatırımlarında en büyük dilimi bu alana gerçekleştiriyorlar. Demir-çelik, lastik, petro-kimya, plastik, hafif metaller gibi birçok sektörden tedarik sağlayan otomotiv sektörü, sadece ekonomik anlamda değil bu sektörlerin gelişmesi açısından da lokomotif bir güç konumunda. Otomotiv sektörünün ulaşım, turizm, tarım, inşaat gibi hizmet sunduğu birçok sektör de, bağlantılı olarak bu sektörün ülke ekonomisi üzerindeki etkisini artırıyor. Dolayısıyla otomotiv sektörü ülke ekonomileri açısından direkt ya da dolaylı olarak sahip olduğu belirleyici konu- 20 Ocak - Şubat - Mart / 2013 DOSYA munu her geçen gün daha da kuvvetlendiriyor. Otomotiv için en temel tedarikçi sektörlerin başında gelen sektörlerden biri de döküm sanayi. Döküm sanayi de tıpkı diğer sektörler gibi otomotiv sektörünün olumlu ya da olumsuz seyrinden etkileniyor. Bu nedenle döküm sanayi açısından otomotiv sektörünün gelişimi, ithalat-ihracat hacmi, rekabet koşulları, Ar-Ge yatırımları vb. gibi birçok ana başlık, ulusal ya da uluslararası boyutta fark etmeksizin, dolaylı bir şekilde döküm sektörünü de etkiliyor; olumlu ya da olumsuz şekilde döküm sanayine de yansıyor. Otomotiv sanayinde 2012 Otomotiv sanayinin Türkiye’nin sanayileşme çabalarında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, “Ülkemizde otomotiv sanayinin kuruluş istek ve çabaları ile bu sanayinin geniş bir teknolojik ve üretim alt yapısına ihtiyaç duyduğu ve diğer ilgili sanayiler ile beraber çalışması gerçeği ortaya çıkmıştır” sözleri ile bunun sonucunda birçok sektördeki sanayileşme hareketlerinin tetiklendiğine vurgu yapıyor: “Özellikle demir çelik, lastik ve plastik gibi ham madde üretimi ile aksam parça üretimindeki gelişmelerin vurgulanması gereklidir.” Tüm sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de otomotiv sanayinin ekonominin lokomotif sanayilerinden biri olduğunu ifade eden Tezer’e göre otomotiv sektörünü; “ekonominin diğer ana sektörleri ile bu yakın ilişkisinin yanında, tarım sektöründe mekanizasyon, savunma sanayi tekerlekli ve paletli platformlarda büyük destekçi ve teknoloji paylaşımda büyük kaynak olarak görmek gerek. ” Türkiye’de 1960’lı yıllarda itibaren gelişme göstermeye başlayan otomotiv sanayinin özelikle 90'lı yıllardan itibaren, üretimde ve işletme yönetimde çağdaş kalite yönetimi anlayışı ile yalın üretim ve yalın yönetim alışkanlığı geliştirdiğini ifade eden Tezer, AB ile Gümrük Birliği’nin gerçekleştirildiği süreçte, küresel rekabete uyum ve küresel pazarlara yoğun ihracat için kamu kurumları ile birlikte uyumlaştırdığı küresel teknik ve ticari mevzuata da uyum gösterdiğini söylüyor. Tezer, sektörün kendini sürecin gerekleri doğrultusunda konumlandırdığını da şu cümlelerle ifade ediyor: “Sanayimiz bununla birlikte, Ar-Ge, tasarım ve yönetimi kültürünün geliştirilmesi ile yeni teknolojilerin yaygınlaştırılmasında önderlik; yatırımlarda ve üretimde daha yüksek katma değer arayışı, yüksek nitelikli insan gücü yetiştirme, rekabet öncesi işbirliği kültürü ve tedarik zincirinde yer alan KOBİ niteliğindeki tüm kuruluşlar ile uzun vadeli stratejik işbirliğinin geliştirilmesi, tüm süreçlerde 'Yenilikçi Yaklaşım' gibi konularda da başarılar sağlamıştır.” Ülkemizin coğrafi ve ticari konumu, endüstriyel potansiyeli ve gelişen küresel rekabet gücü açısından önemli bir ekonomi merkezi konumunda bulunduğunu söyleyen Tezer, küresel pazarda Türkiye’nin 4 yerli otobüs markasının talep gördüğüne dikkat çekiyor. Tezer, “Ti- Prof. Dr. Ercan Tezer OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer: Motorlu taşıt aracı üretimimizi 2 milyon, ihracatımızı ise 1,5 milyon adede çıkarma hedefimizi koruyoruz. Sanayimiz, AB ve dünya sıralamasındaki yerini daha da yükselterek dünyada toplam taşıt üretiminde ilk on, AB’nde toplam taşıt aracı üretiminde ilk üç ve Ar-Ge’de ilk beş sırada yer almayı amaçlamaktadır. cari araçlarda sanayimizin bu gücü sayesinde taktik tekerlekli savunma araçları da yerli olarak geliştirilmekte ve yerli markalarımız olarak ihraç edilmektedir” sözleri ile otomotiv ve savunma sanayi arasındaki stratejik ilişkiye de dikkat çekmiş oluyor. Otomotiv sanayinin önemli çoğunluğunun AB ülkeleri ile küresel ortaklığı bulunan firmalardan oluştuğunu belirten Tezer, toplam üretimin önemli bir oranını gerçekleştiren bu firmaların, birçok modelin Avrupa’ya ihracatını, üretim üssü olarak tek başına yaptıklarına da vurgu yapıyor. Tezer’in 2012 yılı değerlendirmeleri de sektöre mercek tutar nitelikte. Azalan iç talep ve Avrupa’da yaşanmakta olan kriz ile azalmaya devam eden ihracat sonucunda 2012 yılının otomotiv sanayisi için zor bir yıl olduğunu belirten Tezer, ihracattaki düşüşün en önemli nedenini de Avrupa Birliği’nde otomobil talebindeki azalmanın yanı sıra AB’nde en büyük üreticisi olduğumuz ha- Türkdöküm 21 DOSYA fif ticari araçlar talebinde meydana gelen düşüş olduğunu ifade ediyor. Tezer’in verdiği bilgilere göre 2012 yılında bir önceki yıla göre otomobil ihracatı ve toplam taşıt aracı ihracatı kümülatif olarak azalmış. Tezer’in rakamsal verilerden hareketle yaptığı 2012 yılı otomotiv sektörü değerlendirmesi ise şöyle: “2012 yılında bir önceki yıla göre toplam taşıt aracı ihracatı yüzde 8 oranında azalarak 730 bine, otomobil ihracatı ise yüzde 7 daralarak 413 bin adete geriledi. Toplam pazar 2011 yılına göre yüzde 10 azalarak 818 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2013 yılında yeni model yılı uygulamasına geçilecek olması nedeni ile firmalarımızın yapmış olduğu yoğun kampanyalara rağmen 2012 Aralık ayı satışları 2011 yılı Aralık ayı düzeyinin altında gerçekleşmiş olup, 2012 yıl sonu itibariyle otomobil satışları bir önceki yıla göre yüzde 6 oranında daralarak 556 bin adete geriledi. Beklendiği gibi, yılsonu toplam taşıt aracı ve otomobil satış adetleri 2010 yılı talebinin üzerinde gerçekleşti.” Dış ticaret dengesinin 636 milyon dolar fazla verdiğini belirten Tezer, bu durumu şu rakamsal verilerle açıklıyor: “GTİP 87.00 kapsamındaki motorlu kara taşıt araçları ile bunların aksam ve parçaları dış ticaretinde, 2012 yılında 14 milyar 514 milyon dolar ithalata karşılık 15 milyar 150 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Bunun sonucu, dış ticaret dengesi ise 636 milyon dolar fazla verdi. 1996/2004 döneminde dış ticaret açığı 14 milyar 315 milyon dolar iken 2005/2012 döneminde 11 milyar 460 milyon dolar dış ticaret fazlası oluştu.” 2012 yılı LMC verilerine göre, Türk otomotiv sanayi toplam üretimde; dünya üretiminde 17., AB (27 ülke) üretiminde ise 5. sırada yer aldı. Tezer, bu rakamların yanı sıra, hafif ticari araç üretimde 1. sırada yer alan Türkiye’nin, otobüs üretiminde 2., otomobil üretimde ise 8. sırada bulunduğunu söylüyor. Sektör kuşkusuz istihdam açısından da değerlendirilmeyi hak ediyor. Türkiye otomotiv sektörünün istihdam değerlendirmesini de yapan Tezer, 2012 yılı itibariyle sanayi firmalarında 45 bin toplam çalışan sayısı olduğunu söylüyor ve 2011 yılı ile kıyaslandığında önemli bir değişiklik olmadığını belirtiyor. Otomotiv sanayinin önemli bileşenlerinden biri olan Taşıt 22 Ocak - Şubat - Mart / 2013 OTOMOTİV SANAYİNİN SEYRİ • 1960’lı yıllar: “İthal İkamesi” amaçlı traktör ve ticari araçların montaj üretimi. • 1970’li yıllar: Aksam parça üretimine yönelik “Yerlileştirme” ve “Otomobil Üretimi”. • 1980’li yıllar: “Kapasite ve Teknoloji Yatırımları”. • 1990’lı yıllar: “Küresel Rekabet” için yeniden yapılanma ve küresel sanayi ile entegrasyon. • 2000’li yıllar: Daha yüksek katma değer yaratarak dünya pazarlarına yönelik tasarım ve üretim için “Sürdürülebilir Küresel Rekabet Süreci”ne giriş. • 2007/2013: Ar-Ge ve İnovasyon alanlarında devlet yardımlarının gelişmesi ile tasarım yetkinliğinin de artışı. Kaynak: OSD Araçları Yan Sanayileri Derneği (TAYSAD)’ın Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı da sanayiye yönelik değerlendirmelerinde geniş bir perspektiften bakıyor ve rakamsal verilerle bir tablo oluşturuyor. Baybalı, 2012 yılında traktör üretimi ile birlikte toplam 1 milyon 115 bin adet araç üretildiğini, bu araçların ise 730 bininin ihraç edildiğini söylüyor. 2011 yılına göre yüzde 10’luk düşüş ile iç pazarın 818 bin seviyesinde kaldığını ifade eden Baybalı, Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine dayandırdığı rakamları, “Toplam ihracatımız 19 milyon 63 bin dolar olarak gerçekleşti. Toplam ihracat içinde tedarik sanayimizin payı yüzde 43 seviyesine yükseldi ve 8,3 milyar dolarlık ihracat tedarik sanayimiz tarafından gerçekleştirildi” biçiminde açıklıyor. Otomotiv sanayisinin tüm ülke ihracatı sıralamasında 7 yıldır sürdürdüğü başarısını devam ettirerek 2012 yılını da ihracat şampiyonu olarak tamamladığını ifade eden Baybalı, “Özellikle kur savaşlarının ihracatımız üzerindeki olumsuz etkisinin azaltılması ve yeni serbest ticaret anlaşmalarının uygulamaya alınmasıyla, gelecek yıllarda da ihracat şampiyonluğumuzu devam ettireceğimize inanıyoruz” sözleri ile gelecekten de umutlu olduğuna vurgu yapıyor. 2012 yılında dünya otomotiv sanayinde olumlu bir gelişme ve artış olduğunu belirten Baybalı, Dünya Otomotiv Sanayicileri Birliği OICA’nın verilerine göre, 2012 yılında toplam motorlu araç üretiminin, 2011 yılına göre yüzde 5,3 oranında artarak 84,1 milyon adet düzeyinde gerçekleştiğini ifade ediyor. Artışın ana kaynağının Çin başta olmak üzere Asya ve Okyanusya bölgesi olduğu- DOSYA Süheyl Baybalı TAYSAD Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı: na dikkat çeken Baybalı, dünya üretiminin ilk sırasında yer alan bu bölgenin toplam üretiminin ise 43,7 milyon adet olduğunu söylüyor. 2013 öngörüleri, gelecek beklentileri… Türkiye ihracatının yüzde 70’ini oluşturan AB ülkelerinde de üretimin yüzde 7,3 oranında düşerek 16,2 milyon adet düzeyine gerilediğini belirten Baybalı, 2013 yılı için; “Mevcut iş hacmimizi koruyarak dışa açılmalı, gelecek için kısa-orta ve uzun vadeli stratejik planlarımızı yapmalıyız” diyor. AB ülkelerindeki ekonomik sıkıntı ve kemer sıkma politikalarının devam edeceği yönünde öngörüde bulunan Baybalı, Türkiye’de ise siyasi istikrar, mali disiplin ve yeni yatırımların sürmesini beklediklerini ifade ediyor. AB Komisyonu’nun 2020 öngörüsünde de yer aldığı üzere üretimin artık Avrupa’dan Doğu’ya doğru kaymakta olduğunu, bunun son birkaç yılın küresel üretim rakamlarında da görüldüğünü ifade eden Baybalı, bugün itibariyle AB ülkelerinde kapasite fazlalığı ve karsızlık, ekonomik daralmalara bağlı üretim ve satış düşüşü, yüksek maliyetler, nakit akışında yaşanan sorunların güncelliğini koruduğunun altını çiziyor. Baybalı, kalitesi, verimliliği, yetişmiş insan kaynağı, dizayn ve Ar-Ge yatırımları ile hizmet verebilecek en yakın ve rekabetçi ülkenin ise Türkiye olduğunu belirtiyor. TAYSAD da otomotiv sanayi için Ar-Ge yatırımlarının önemine inanıyor. Son iki-üç yılda atılan adımlar sayesinde bugün Türk otomotiv tedarik sektöründe 49 ArGe merkezi olduğunu belirten Baybalı, bunların 46 tanesinin TAYSAD üyesi olduğunu, ana sanayi firmaları ile Otomotivde yapılmasını arzuladığımız Adil Vergi Düzenlemesi iç pazarımızın çok hızlı gelişmesini sağlayacak, ülkemizi yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi haline getirecek ve Türk tedarikçilerin güçlenerek küresel tedarikçi haline gelmesini kolaylaştıracaktır. birlikte toplam Ar-Ge merkezi sayısının 59’a yükseldiğini, Türkiye’deki toplam Ar-Ge merkezi sayısının ise 139 olduğunun altını çiziyor. Hükümetin 2023 yılı ihracat vizyonunda, otomotiv sektörü için belirlenen hedefin 75 milyar dolar olduğunu ifade eden Baybalı, bunu sektörün adet ve katma değer artışı ile sağlayabileceğine inanıyor. Baybalı bu noktada, yeniden düzenlenen Yatırım Teşvik Sisteminin fayda sağlayacağını düşünüyor. Türkiye otomotiv sanayinin küresel bir güce sahip olsa bile bu gücünü öncelikle kendi iç pazarından alabileceğini ifade eden Baybalı, “Otomotivde yapılmasını arzuladığımız Adil Vergi Düzenlemesi iç pazarımızın çok hızlı gelişmesini sağlayacak, ülkemizi yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi haline getirecek ve Türk tedarikçilerin güçlenerek küresel tedarikçi haline gelmesini kolaylaştıracaktır” sözleri ile konuya açıklık getiriyor. Türkiye’nin fırsatlarını ve marka değerini her platformda anlatarak yeni yatırımları çekmek gerektiğine dikkat çeken Baybalı, TAYSAD’ın önemli misyonlarından biri- Türkdöküm 23 DOSYA TAYSAD’IN 2013 ÖNGÖRÜSÜ 2012 1 milyon 115 bin adet 2013 1 - 1,1 milyon adet 818 bin adet 800 - 810 bin adet 19 milyar 63 milyon dolar 20 milyar dolar Toplam otomotiv ihracatının yüzde 43’ü Toplam otomotiv ihracatının yüzde 45’i Üretim İç Pazar Satış İhracat Tedarik Sanayi İhracatı nin de yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmek olduğunu ifade ediyor. Otomotiv sanayinin temel stratejisinin; verimlilik artışı, katma değeri yüksek yenilikçi ürünlerde üretimi arttırmak ve mevcut ihracat projelerine ek olarak yeni projelerin gerçekleştirilmesi olduğunu ifade eden OSD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, “‘Küresel Mükemmeliyet Merkezi’ olabilmek için Ar-Ge alanında yatırımlar yapmaya ve küresel firmaların sadece üretim yatırımlarını değil, Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili yatırımlarını da ülkemize çekmeye yönelik olarak tedarik zincirinde yer alan firmalar ile birlikte tasarım çalışmalarının geliştirilmesi sanayimizin öncelikli konusudur” diyor. Ar-Ge çalışmaları, birçok sektör için olduğu gibi otomotiv sektörü için de tartışılmaz bir öneme sahip. “Sanayimiz, 2012 yılı Eylül ayı itibariyle Türkiye’de kurulan 130 Ar-Ge merkezi içinde 50 adet merkez ile diğer sektörler arasında ilk sırada yer almaktadır. Sanayimizin, Ar-Ge merkezi sayısı ile elde ettiği birincilik, öngördüğü hedefe ulaşma konusunda kararlılığını göstermektedir” sözleri ile bu alanda yapılan çalışmaların önemine vurgu yapan Tezer, sanayinin gelişmesi, yeni teknolojileri geliştirmesi, verimliliğin ve rekabet gücünün arttırılması ile yeni ihracat projelerinin devamında stratejik önemde olduğunu belirtiyor ve Ar-Ge desteklerinin yeni projelerle geliştirilerek sürdürülmesi gerekliliğine dikkat çekiyor. Otomotiv sanayi için gelecekten oldukça umutlu olan Tezer, 2013 yılı için önemli bir değişiklik beklemiyor: “Bazı üreticilerimiz AB pazarındaki daralmaya bağlı olarak ABD pazarı ihracatını arttırmaya başladı. 2013 yı- 24 Ocak - Şubat - Mart / 2013 lında AB ülkelerindeki risklerin devam edeceği tahmin ediliyor. Bu koşullarda, 2013 yılında da üretim ve ihracat adetlerinde önemli bir değişiklik beklenmemektedir.” Gelecek için mutlaka pazarda istikrarlı artışı sağlayacak talebe endeksli dengeli bir vergi politikasının oluşturulmasının gerekli olduğunu belirten Tezer, iç pazardaki güçlü talep yapısının küresel rekabet gücünü de olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor. Tezer, 2013 hedeflerini de şu sözleri ile ifade ediyor: “Sanayimizde Ar-Ge faaliyetlerindeki gelişmeler çerçevesinde yakın gelecekte, motorlu taşıt aracı üretimimizi 2 milyon adede, ihracatımızı ise 1,5 milyon adede çıkarma hedefimizi koruyoruz. Sanayimiz, AB ve dünya sıralamasındaki yerini daha da yükselterek dünyada toplam taşıt üretiminde ilk on, AB’nde toplam taşıt aracı üretiminde ilk üç ve Ar-Ge’de ilk beş sırada yer almayı amaçlamaktadır.” Küresel ekonomideki olumsuz koşullara rağmen Türkiye’deki istikrarlı gelişmenin devam ettiğini belirten Tezer, “Otomotiv sanayimize getirilen yeni yatırım teşviklerinin ülkemizin yeni küresel otomotiv yatırımları için bir cazibe merkezi niteliği kazandıracağını düşünüyorum” sözleri ile de geleceğe dair umutlarını bir kez daha dillendiriyor. 2012 yılında daralma yaşayan otomotiv sanayi için, sektör bileşenleri geleceğe yönelik umutlu değerlendirmeler yapıyor, öneriler sunuyor. Beklentiler, 2013 için çok yüksek tutulmasa da gelecek için oldukça yüksek. Gerçekleştirmek ise en az fiyat kadar önemli olan kalite, tasarım ve ürün çeşitliliği olarak öne çıkıyor. Bunlara ulaşmak ise Ar-Ge yatırımlarını artırmaktan geçiyor. Türkdöküm 25 ÜYELERDEN Çemaş Döküm’den Tasarruflu Adım Türkiye’de ilk kez dizayn edilen 6 tribünlü kontinü yolluk temizleme makinesini devreye alan Çemaş Döküm, bu adımı ile 80 Kwh/ton enerji tasarrufu sağlarken zaman, işçilik ve malzeme kayıplarından da kazanç elde etti. 1 976 yılında 17 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 150 bin m2'si arazi üzerine, çimento ve madencilik sektörüne alaşımlı öğütme elemanları üretimi için devlet tarafından kurulan Çemaş Döküm, 1995 yılından itibaren Işıklar Holding bünyesine katıldı. ISO 9001 ve ISO /TS 16949 kalite güvence yönetim sistemi doğrultusunda kalitesini sürekli iyileştirerek yurt içi ve yurtdışı müşterilerine hizmet veren Çemaş Döküm, otomotiv, beyaz eşya, makine başta olmak üzere birçok sektöre yüksek kalitede pik, sfero ve alaşımlı döküm parça üretimi yapıyor. Modern 4 kalıplama hattı, 6 adet indüksiyon ocağı, 2 adet kum mikseri, kum soğutucu, maça üretim ve ana üretim makinelerine sahip olan firma, 2007 yılı itibariyle de 5 adet CNC işleme merkezi yatırımı ile talaşlı imalat tesisini devreye aldı. Doğrudan ana sanayilere bitmiş parça tedarik edebile- 26 Ocak - Şubat - Mart / 2013 cek düzeye ulaşan Çemaş Döküm’ün son atılımı da 6 tribünlü kontinu yolluk temizleme makinesi oldu. Türkiye’de ilk kez dizayn edilen 6 tribünlü kontinu yolluk temizleme makinesini devreye alan Çemaş Döküm, birçok açıdan kazanç sağlıyor. Döküm esnasında oluşan yolluk ve besleyiciler temizleme makinesinden geçerek temizleniyor ve tekrar kullanılmak üzere indüksiyon ocaklarına geri dönüyor. Bu proses sonucu 80 Kwh/ton enerji tasarrufu sağlanmış oluyor. Aynı zamanda döküm parçalarını da temizleme özelliği bulunan makine ile sağlanan tasarruf bununla da sınırlı değil. Makine sayesinde zaman, işçilik ve malzeme kayıplarında da önemli iyileştirmeler gerçekleşiyor. 80 gr ile 80 kg arasında her türlü yüksek kalite pik, sfero, alaşımlı çelik üretimini toplam 4 kalıplama hattı ile yapabilen Çemaş, talaşlı imalat tesislerinde de bitmiş ürün olarak müşterilerinin hizmetine sunuyor. ÜYELERDEN Gedik'te Inductotherm Ocaklarıyla İlk Döküm Yapıldı Inductotherm Türkiye’nin Gebze tesislerinde üretilen indüksiyon ocaklarının kurulumu, Gedik Döküm’ün Sakarya Hendek tesisinde yapıldı. Ocaklar, kurulumların ardından ilk dökümlerini de gerçekleştirdi. I nductotherm Türkiye’nin Gedik Döküm için ürettiği indüksiyon ergitme ocakları kurulumlarının ardından ilk dökümlerini gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl Gedik Holding’den sipariş alınan indüksiyon ocakları, Inductotherm Türkiye Gebze tesislerinde imal edilerek Sakarya Hendek İkinci Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni kurulan Gedik Holding’e bağlı Gedik Döküm Vana Fabrikası’na sevk edilmişti. Inductotherm bünyesindeki mühendis ve teknik personelin özenli çalışmaları sonucu üretime hazır hale getirilen indüksiyon ergitme ocakları ilk dökümlerini gerçekleştirdiler. Gedik Holding, Sakarya Hendek OSB’de kurduğu yeni yatırımlar için üretilen ve kurulumu yapılan; 1750+250 KW Meltmanagerli Dual Trak Plus, 2 x 3 Ton Çelik Gövdeli, tartılı, tam kapalı kapaklı ocak ve 1250+250 KW Meltmanagerli Dual Trak Plus, 2 x 2 Ton Çelik Gövdeli ,tartılı, ve tam kapalı kapaklı ocaklardı. Gedik Holding’in Kurtköy’deki fabrikasında daha önce devreye alınan bronz alaşımları ergitme için kullanılan 125 KW 3 Khz VIP- I 1 x 200 kg Push Out ocak ile 50 KW 3 KHz Bronz takoz ısıtma sistemleri ise çalışmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük indüksiyon sistemleri imalatçısı olan Inductotherm Group'un alt şirketi olan Inductotherm İndüksiyon Sistemleri Sanayi A.Ş, 1990 yılından bugüne Türkiye'de faaliyet gösteriyor. İndüksiyon sistemleri üretimi, onarımı ve servis hizmeti alanında faaliyet gösteren firma, Orta Doğu, Balkanlar, Kuzey ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlere ihracat yapıyor. 2011 yılında ve 2012 yılında rekor büyüme gerçekleştiren Inductotherm geçtiğimiz yıl kapasitesinin artışı ile birlikte üretimini daha da arttırmıştı. Inductotherm Türkiye, Amerika, İngiltere ve İspanya’daki grup şirketlerinden sonra Inductotherm Japonya ve Inductotherm Avustralya’ya da ihracat yapmaya başladı. Inductotherm Group’un dünya ölçeğinde 18 ülkede kurulu 93 firması ve 7 bin’den fazla çalışanı bulunuyor. Türkdöküm 27 ÜYELERDEN Erkunt Daha Tasarruflu Çalışacak Erkunt, "Üretimde süreklilik enerjide verimlilik ile olur" düşüncesi ile yeni dual-track plus ocaklarla daha tasarruflu çalışacak. Erkunt, tasarım sürecinden başlayıp üretim proseslerine, yeni tesis ve makine, ekipman alımına kadar her aşamada gerçekleştireceği iyileştirme çalışmalarına Inductotherm “2*8 tonluk Dual-Track Plus Yeni İndüksiyon Ocakları”nı devreye alarak güçlü bir başlangıç yaptı. D ünyadaki kaynakların hızla azalması ve küresel ısınma, enerjinin önemi her geçen gün daha da artırıyor. Bu durumdan kaynaklı sanayide enerji maliyetleri de önemli bir yer tutuyor. Döküm sektöründe, toplam üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 15’ini enerji maliyetleri oluşturuyor. Bu durum enerji fiyatlarına her hangi bir müdahalesi olamayan döküm üreticilerini, global rekabetin yaşandığı bir ortamda faaliyetlerini sürdürebilmeleri için enerji tüketimlerini azaltmaya zorluyor. Erkunt; kaynakların etkin kullanımına, enerji maliyetlerinin düşürülmesine ve enerji performansının izlenip iyileştirilmesine katkı sağlayan ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi çalışmaları kapsamında; önemli enerji boyutlarını değerlendirip “Enerji Tasarrufu” sağlayacağı öncelikli alanları belirledi. Tasarım sürecinden başlayıp üretim proseslerine, yeni tesis ve makine, ekipman alımına kadar her aşamada gerçekleştireceği iyileştirme çalışma- 28 Ocak - Şubat - Mart / 2013 larına Inductotherm “2*8 tonluk Dual-Track Plus Yeni İndüksiyon Ocakları”nı devreye alarak güçlü bir başlangıç yaptı. Konu ilgili açıklamalarda bulunan Erkunt Sanayi A.Ş. Enerji Yöneticisi ve Bakım&Tesis Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zafer Türk, indüksiyon ocakları yatırımı ile maliyetleri düşürmek ve istenilen verimlilik değerlerine ulaşmak için proseste çalışma şeklinin de değiştirileceğini ve enerji tüketiminde büyük tasarruflar sağlanacağını ifade ediyor. Enerji Yönetim Sistemi kapsamında öncelikle incelemeye alınan önemli enerji boyutunun, enerjinin hatırı sayılır büyüklükte tüketildiği indüksiyon ocakları olduğunu belirten Türk, “Bu nedenle ocaklar öncelikli iyileştirme alanı olarak belirlendi. Ocaklarda yapılacak iyileştirmeler, sağlayacağı enerji tasarrufu ile kısa sürede geri döneceği gibi, verimlilik artışını da beraberinde getirecek” şeklinde konuşuyor. İyileştirme çalışmaları kapsamında üç adet 1400 KW hat frekanslı indüksiyon ocağının devre dışı bırakılarak yerine ergitme prosesinde pek çok avantaj sağlayacak 5500 KW güçteki 2*8 tonluk Dual-Track Plus özellikli Inductotherm ocakları konulduğunu söyleyen Türk, “Örneğin yeni ocaklar 1480°C sıcaklıkta, 8 ton erimiş metali, 46 dakikada ve ton başına 486 kWh enerji harcayarak sağlayacak. Dünya ortalamasının 550 kWh/ton olarak kabul edildiği düşünüldüğünde sağlanan iyileşme daha iyi anlaşılacaktır” ifadesi ile elde edilen enerji tasarrufuna vurgu yapıyor. Tundish pota ile servis hızı ve kalitesinin entegrasyonuna da dikkat çeken Türk, “Döküm sürecinde hazırlanmış erimiş metali hızlı bir şekilde alıp, hatta veremiyor ve bekletiyorsanız; maalesef kazandığınız parayı kaybetmeye başladınız demektir. Tundish pota dökümcülüğün edinilmiş tecrübesi ile tam isabetle, boğarak, sağa sola sıçratmadan ustaca dökümünü yaparken, bize sadece potayı maden ile doldurmak kalıyor. Çapağı minimize eden sistemle çapak temizlemek için ayrılan zaman ve katlanılan maliyetten de tasarruf sağlanacak” diyor. ÜYELERDEN Unikon 25. Yılını Yeni Yatırımlarla Kutluyor Aliağa ve Gebze'de bulunan fabrikalarında üretim yapan Unikon Metalurji, 15 tonluk tam otomatik kontrollü reaktör yatırımı ile bünyesinde bulunan Ar-Ge laboratuarlarında geliştirilen yeni nesil kalıp ve maça reçinelerinin üretim kapasitesini yıllık 20 bin tona çıkardı. U nikon Metalurji, Türk ve dünya döküm sektörü için kalıp ve maça reçineleri üretiminin yanı sıra yılda 10 milyon adet kapasite ile besleyici gömlek ve yılda 6 milyon adet kapasite ile mini besleyici üretimi de yapıyor. Dökümhane ürünleri ile beraber, demir-çelik sektörü için özlü enjeksiyon tellerinden pota sürgü kumlarına kadar geniş bir yelpazede katma değer sağlayan ürünlerin üretimi de firma tarafından gerçekleştiriliyor. Unikon Metalurji’nin öncelikli politikası, müşteri ihtiyaçlarına ve taleplerine göre geliştirilen ürünlerin, esnek üretim imkanları ile üretilmesi. Bu doğrultuda soğuk pota plakaları (UZT) gibi tamamlayıcı ürünlerin geliştirilmesi yanında mevcut ürün gruplarında sürekli iyileştirme firmanın öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Unikon Metalurji, yaş kum ile kalıplama yapılan yüksek basınçlı otomatik kalıplama hatlarında, yüksek boyutsal hassasiyet ve yüksek verim talepleri sonucunda UBE serisi besleyici gömleklerini geliştirdi. Geliştirme aşamalarında talep edilen tüm özelliklerin, üründe birbirini tamamlayıcı olması öncelikli amaç olarak belirlendi. Bu amaç doğrultusunda, artan besleme verimine rağmen, geleneksel besleyici gömleklere göre çok daha az miktarda flor içeren UBE serisi besleyici gömlekleri, çevresel etkilerin en aza indirilmesi konusunda dökümhanelere yardımcı oluyor. Çevresel etkilerin azaltılması konusunda bir diğer yardımcı sistem ise ısı ile kum yenileme. Bu sistemlerin önümüzdeki yıllarda öneminin artacağını öngören firma, bu sistemlerin akıcı çalışması için gerekli ürünlerin geliştirilmesine ağırlık veriyor. Isı ile yenileme sistemlerinde kullanılmak için özel olarak geliştirilen alkali fenolik reçinelerini müşterilerine sunan Unikon Metalurji, yenilenmiş kum ile yeniden kalıplama konusunda müşterilerine satış sonrası sürekli teknik destek veriyor. Son yıllarda ihracat miktarını daha da artıran firma, tedarik zincirini Türkiye dışında Avrupa ve Ortadoğu'dan Kuzey Amerika ve Uzakdoğu'ya kadar genişletmiş durumda. 30 Ocak - Şubat - Mart / 2013 ÜYELERDEN Kardökmak’tan 125 Ton Tek Parça Döküm Kardökmak, Hekimhan Madencilik'e ait yeni kurulacak olan 5 x 75 m döner fırına ait ringin dökümünü gerçekleştirdi. 125 ton sıvı maden kullanılarak dökülen ring, 85 ton net ağırlığa sahip. S ektörün büyük ve tonajlı parçalarının döküm ve işlemesinde önde gelen kuruluşlardan biri olan Kardökmak bir ilke daha imza attı. Firma, Hekimhan Madencilik'e ait yeni kurulacak olan 5 x 75 m döner fırına ait ringin dökümünü gerçekleştirdi. 125 ton sıvı maden kullanılarak dökülen ve 85 ton net ağırlığa sahip olan ring bu haliyle Türkiye’de bir ilk oldu. Ring dökümünde konvertörden elde edilmiş sıvı maden kullanıldı, aynı zamanda vakum işleminden geçirildi. Sahip olduğu yüksek döküm ve mekanik işleme kapasitesi ile sektöründe Türkiye'nin lider kuruluşları arasında yer alan Kardökmak yeni yatırımlarına da devam ediyor. Firma, 8,5 x 8,5 x 5 m ebatlarındaki tam otomasyon fırından sonra 5,5 x 5,5 x 5 m yeni tav fırınını da devreye aldı. Kardökmak, Döküm Fabrikaları ve Makine Fabrikaları olmak üzere iki ana kısımdan oluşuyor. 26 bin 536 m2 kapalı alanı ve yıllık 15 bin tonluk kurulu kapasitesi ile Türkiye'deki en büyük dökümhanelerden biri olan firmanın Döküm Fabrikaları, çok çeşitli ürün yelpazesi ile hem yurtiçi hem de yurtdışı firmalarına hizmet veriyor. Çimento sektörüne ait ring, gale, değirmen aynası ve fener dişli; demir-çelik sektörüne ait hadde merdane ve ayakları gibi ağır tonajlı döküm parçaları imal eden firma, demir dışı metal dökümlerde bakır soğutucu kamalar ve tüyerler, elektrot tutucular, her tür bronz ve pirinç burçlar, yataklar vb. gibi parçalar da üretiyor. Kardökmak'a ait Makina Fabrikaları ise 16 bin m2 açık olmak üzere 26 bin m² alanda 4 ana holde, yıllık yaklaşık 5 bin ton imalat kapasitesi ile ağır sanayinin yedek parça ve ekipman ihtiyacını karşılıyor. Yüksek işleme kapasiteli dik torna (Max. Ø 8.000 x 4.000 mm), yatay torna (Max. Ø1.600 mm, Max. L 10.000 mm), delme, satıh freze, vargel, dik planya, freze (Max. X=15.000 Y=4.000 Z=2.000), taşlama, dişli açma (Max. Ø 8.000 mm, Max. Modul 50), balans alma tezgahları ve tecrübe sahibi operatörleriyle müşterilerine kaliteli ürünler sunuyor. Türkdöküm 31 ÜYELERDEN Sönmezler’de İlk Sıvı Metal Alındı Sönmezler Metal tarafından Inductoterm’e sipariş verilen ergitme sistemleri tamamlanarak, Şubat 2013 tarihinde teslim edildi. Sönmezler Metal Gebze Dökümhanesi’nde kurulumun yapılmasının ardından ilk sıvı metal de başarıyla alındı. K ocaeli’nin Gebze ilçesinde kurulu bulunan Sönmezler Metal, dökümhane yatırımını tamamlayarak üretime başladı. 2012 yılında Inductotherm’e sipariş edilen ergitme sistemleri, Inductotherm’in uzman mühendis ve teknik kadroları tarafından tamamlanarak Şubat 2013 tarihinde teslim edildi. Sönmezler Metal’de ilk sıvı metal de başarı ile alındı. Lokman, Bakış ve Nurettin Zülfikarlı kardeşler, Gebze’deki mevcut boru ve profil fabrikalarının yanı sıra yıllık 10 bin ton kapasiteli dökümhanelerini de çalıştırmaya başladılar. Ergitme platformundaki ocaklar- 32 Ocak - Şubat - Mart / 2013 dan biri 2500 KW Power Trak 2 x 5 Ton Çelik gövdeli ocaklar, diğeri ise 1250 KW Power Trak 2 x 2.5 Ton Çelik gövdeli ocaklardan oluşuyor. Sönmezler Metal, daha çok büyük parça ve hadde merdaneleri üreteceği bu dökümhanenin başına yıllarca Hisar Çelik ve Denizli Makine’de sorumlu müdür olarak çalışan Metalurji Mühendisi Tuğrul Karadere’yi getirdi. Döküm sektöründe yeni ve taze bir soluk olan Sönmezler Metal’e de ergitme sistemleri yapan Inductoterm, ileri teknolojisi ile Türkiye’deki yatırımcıların yüzde 50’sinden fazlası tarafından tercih ediliyor. HABER BOYALAR FİLTRASYON BESLEYİCİ SİSTEMLERİ OCAK VE POTA ASTARLARI METAL TRETMANLARI REÇİNELER POTALAR COVERAL* I FDU I MTS I ALSPEK* THE POWER OF 2 Hayatın her alanında güzel bir ahenk vardır. Örneğin, yüksek kaliteli döküm parçalar elde edebilmeniz için bizim teknolojimiz ve sizin dökümhaneniz. Veya günlük hayatta kullandığımız mükemmel teknolojileri üreten mühendislerin ellerinde sizin döküm parçalarınız. Dökümhane uzmanlarımız metalurjik ihtiyaçlarınıza uygun yenilikçi çözümler geliştirmenize yardımcı olmak için her zaman hazırlar. Bizim ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve uzmanlığımız ve sizin becerileriniz ve proses bilginizle dökümhane operasyonlarınızın gerçek potansiyelini ortaya çıkaralım. Ürününüzün mekanik özelliklerini iyileştirmek, metal kalitesini artırmak, emisyon oranını düşürmek, israfı önlemek veya proses kontrolünüzde artış sağlamak istiyorsanız, Foseco’ya güvenebilirsiniz. Her türlü dökümhane ihtiyaçlarınız için, bizimle irtibata geçin. Sizin dökümhaneniz ve Foseco. Çözüm üreten ortaklık. ŞİMDİ YERLİ * COVERAL ve ALSPEK Vesuvius Grubu’nun tescilli markasıdır ve lisanslı kullanılabilir. Telefon: 0262 677 1050 Faks: 0262 677 1060 foseco.turkiye@foseco.com www.foseco.com.tr Türkdöküm 33 ÜYELERDEN Erkunt'a Avrupa’dan Onur Ödülü Farklı sektörlerden firmalara başarılarını Avrupa’ya kanıtlamaları için fırsat sunan The European Business Awards (Avrupa İş Ödülleri) programında Türkiye’yi temsil eden firmalardan Erkunt Döküm, Ruban Onur Ödülü’nü almaya hak kazanan 11 firmadan biri oldu. Tuna Armağan ERKUNT Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı E rkunt Sanayi A.Ş., European Business Awards (Avrupa İş Ödülleri) yarışmasında Ruban Onur Ödülü almaya hak kazandı. Farklı sektörlerden binlerce firmaya başarılarını Avrupa’ya kanıtlamaları için fırsat sunan Avrupa İş Ödülleri programında Türkiye’yi temsil eden ulusal finalistler arasında yerini alan Erkunt Döküm, ülkemizden Ruban Onur Ödülü’nü almaya hak kazanan 11 firmadan biri oldu. Avrupa İş Ödülleri 2013’te yüzlerce rakibini geride bırakarak Ulusal Şampiyon seçilen Erkunt, “yenilikçilik”, “iş mükemmelliği” ve “sürdürülebilirlik” özellikleri ile Avrupa’nın en parlak 100 kurumu arasında yerini aldı. Erkunt Döküm aldığı bu ödülle, yarışmanın son aşaması olan “Kategori Şampiyonluğu” için ‘Yılın €26-150m Cirosuna Sahip İşletmesi Kategorisi’nde Avrupa’daki rakipleriyle yarışacak tek Türk firması da oldu. 27 Avrupa ülkesinden 15 bin adayın başvurduğu prog- 34 Ocak - Şubat - Mart / 2013 ramda onur ödülüne layık görülen 100 firmadan biri olan Erkunt Sanayi A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Tuna Armağan, Haziran’da yapılacak galada alacakları ödülle ilgili memnuniyet duyduklarını ifade ederken, Kategori Şampiyonluğu’nu da beklediklerini ifade ediyor. Armağan; “60. hizmet yılını doldurmaya hazırlanan Erkunt Döküm ve Makine Fabrikaları, yerli sermayesi ve işgücü ile üretim alanında proses tasarım, döküm, talaşlı imalat ve montaj işlemlerini aynı çatı altında yapabilen dünyadaki nadir entegre firmalardandır. Layık görüldüğümüz bu ödül, bizim ne kadar doğru işler yaptığımızın bir göstergesi. Avrupa İş Ödülleri’nde Ruban Onur Ödülü’ne layık görülmekten ve bu ödülü Türkiye’ye getirecek olmaktan gurur duyuyoruz” diyor ve bu ödülle kalmayacaklarını, yeni başarılara imza atmak için, hedeflerini daha da büyüterek çalışmaya devam edeceklerini ifade ediyor. Yerel sermayesi ve işgücü ile üretim alanında ‘Innovation Oriented Foundry’ olarak adlandırılan proses tasarım, döküm, talaşlı imalat ve montaj işlemlerini aynı çatı altında yapabilen dünyadaki nadir entegre firmalardan biri olan Erkunt; otomotiv, traktör, iş makineleri ve motor üretim şirketlerine yönelik olarak, motor bloğu, silindir kafası, dişli kutusu, karter, aks kovanı, mesnet, volan ve volan muhafazası gibi parçaları pik ve sfero ham, işlenmiş ve komponent olarak üretiyor. Agco Sisu Diesel, JCB, VW, CAT, ZF, Same-Deutz Fahr, Cummins, Deutz, Man, Man Force, Lindner, Steyr Motors, Zetor Tractor, Lister Petter, Lombardini, Carraro, Ford, Daimler AG, New Holland Tractor, Hidromek, Erkunt Traktör ve Tümosan’ın partneri olan Erkunt, 142 bin m2’lik arazi üzerine kurulu iki döküm ve iki işleme fabrikasıyla 65 bin ton/yıl üretim kapasitesine sahip. Süreçlerini Yalın 6 Sigma metodolojisiyle yönetmekte olan firma, ISO/TS 16949 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi gereklerine uygun olarak çalışmalarına devam ediyor. Türkdöküm 35 ÜYELERDEN Demisaş’a Japonya’dan Mükemmellik Ödülü Döküm sektörünün önde gelen kuruluşlarından Demisaş, üretim ve hizmet süreçlerinde verimliliğin artırılmasını hedefleyen Japon fabrika yönetim sistemi TPM (Toplam Üretken Bakım) uygulamalarında hayata geçirdiği başarılı çalışmaları neticesinde Mükemmellik Ödülü’ne layık görüldü. J IPM-Japan Institute of Plant Maintenance (Japon Planlı Bakım Enstitüsü)'ın her yıl dünyanın en iyi TPM (Toplam Üretken Bakım) uygulamalarına verdiği özel ödüle bu yıl Demisaş layık görüldü. Üretimde verimliliği en üst düzeye çıkaracak bir şirket kültürünün nasıl oluşturulacağı, mevcut ekipman ve üretim alanı ile ilgili kayıpların nasıl önleneceği ve çalışanlarda ‘benim makinem’ anlayışının nasıl geliştirileceği konularında 2010 yılından bu yana çalışanlarına yoğun teknik eğitimler veren Demisaş, TPM sistemi için yaptığı yatırımların meyvesini 3 yıl gibi kısa bir zamanda aldı. Günümüzün rekabet ve kriz ortamında, küresel ekonominin önde gelen oyuncuları tarafından uygulanan TPM yönetim sistemine ilişkin olarak 2010 yılından bu yana gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarının bir sonucu olarak ödüle layık görülen Demisaş, kendisine yeni 36 Ocak - Şubat - Mart / 2013 bir hedef de belirledi: TPM Devamlılık Ödülü’nü alan ilk Türk döküm firması olarak bir dünya markası haline gelmek. Demisaş ödülünü 27 Mart’ta Japonya’nın Kyoto kentinde gerçekleştirilecek törende alacak. 1974 yılından bu yana, dünya döküm pazarında standartları yükseltmek için çalışan Demisaş, Avrupa döküm endüstrisinin önde gelen şirketlerinden birisi haline geldi. Büyüme stratejisi doğrultusunda 1990`lardan bugüne 60 milyon euroya varan yatırımlarıyla bugün yıllık 80 bin ton üzerinde üretim kapasitesine ulaşan Demisaş; saygınlığı ve güvenilirliği sayesinde, Avrupa otomotiv endüstrisinin tanınmış markalarının yanı sıra, orijinal ekipman üreticileri ve birincil tedarikçilerinin geniş yelpazeli fren ve emniyet parçaları da dahil olmak üzere her cins sfero ve gri döküm ihtiyacını karşılıyor. Pek çok buzdolabı ve klima kompresörlerinin döküm parçaları da Demisaş`ta üretiliyor; Avrupa`daki soğutma endüstrisinin toplam döküm kompresör parçası talebinin önemli bir kısmını Demisaş karşılıyor. ÜYELERDEN LMA, İhracata Hazırlanıyor Teknolojide yaşanan gelişmeleri ve dünya trendlerini takip ederek, ürünlerini sürekli geliştiren ve ürün portföyünü artıran LMA Ltd. ürettiği makineleri artık ihraç edecek. Firma gerekli altyapı çalışmalarını tamamlamak üzere. Sürekli kum mikseri S ektörde uzun yıllardır yurt içindeki müşterilerine hammadde ve ekipman sunmakta olan LMA Ltd.’in edinmiş olduğu bilgi ve deneyimler vasıtası ile üretimine başlanan makineler artık ihraç edilecek. İhracat için gerekli olan çalışmaların titizlikle planlanmakta olduğunu belirten LMA Ltd. Genel Müdürü Ömer Albayrak yakın zamanda komşu ülkeler ile birlikte Almanya, Danimarka, Fransa gibi Avrupa ülkelerine de ihracat yapılması için gerekli altyapı çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirtiyor. 1987 yılından itibaren Avrupa’dan birçok döküm çelik hammadde ve makine üreticisinin temsilciliğini yapan LMA Ltd. tamamen öz imkanları ile üretmekte olduğu maça makineleri, sürekli mikserler, termik ve mekanik reklamasyon üniteleri, kromit kumu ayırıcıları ve sinter istasyonları başta olmak üzere pek çok ürünü ile Türk döküm sanayindeki konumunu güçlendiriyor. Deneyimli mühendislik kadrosu ile birlikte müşterilerinin ihtiyacına uygun çözümler geliştiren firma, devamlı stoku ile her çeşit ürüne anında cevap verebilecek kapasitede. “Kalite ve müşteri memnuniyeti ile birlikte, verilen söz ve taahhütlerin arkasında durmak” temel prensibinden hareket eden LMA Ltd. 1987 yılına dayanan ticari geçmişi, teknik ve ticari piyasa deneyimini müşterilerinin hizmetine sunuyor. Firma, yakın zamanda hayata geçireceği ihracat kararı ile sektördeki konumunu güçlendirirken, uluslararası platformlarda da Termik kum reklamasyon ünitesi söz sahibi olacak. Maça makinesi ve amin gazı dağıtım ünitesi Maça Kum hazırlama tesisi Türkdöküm 37 ÜYELERDEN Sert Metal ve Foseco’dan Güç Birliği Sert Metal ve Foseco yüksek üretim kapasiteli demir dökümhanelerine değer kazandırmak üzere güç birliği yapıyor. S ert Metal şirketinin 2011 sonunda Vesuvius tarafından satın alınmasıyla birlikte bu iki şirket dünyanın her yerindeki dökümhanelere yönelik metal akışı kontrol sistemlerinde olası en iyi çözümleri sunmak üzere uzmanlıklarını birleştirmeye odaklandı. Bu entegrasyon süreci kapsamında Sert Metal dökümhane teknolojisinin satış sorumlulukları Foseco’nun yerel satış ve teknik ekiplerine geçmiş oldu. Foseco ve Sert Metal dünyanın her yerindeki dökümhanelere yönelik katma değer sağlamak, ergitme ve döküm ünitesi çözümleri yaratmak amacıyla güçlerini birleştirdi. Foseco Ferrous Melt Shop, Uluslararası Pazarlama Müdürü Brian Alquist’in yorumuna göre “Foseco yüksek üretim kapasiteli demir dökümhanelerinin ihtiyaçları doğrultusunda müşteriye özel çözümler portföyü yaratmak için Sert Metal sistemlerinin benzersiz kombinasyonu ile kendi refrakter ürünlerini, metalurjik ekipmanlarını, yazılım ve teknik servis desteğini sunmaktadır.” Sert Metal, Vesuvius’un Foseco bölümü ile tam entegrasyona geçerken bilgi birikimini, değerlerini ve güçlü yanlarını koruyarak daha yüksek döküm kalitesi, verimlilik ve güvenli üretim şartları oluşturulması doğrultusunda güç birliği ve ortak bilgi paylaşımına gitti. “Brian Alquist, şirketlerin entegrasyonu ile yerel dökümhane uzman ekiplerimiz Sert Metal’in dünya lideri durumundaki döküm teknolojini sunarken ergitme , metal tretman prosesleri ve döküm kontrol sistemleri gibi alt ve üst operasyonlarla bütünleşmesini de sağlamaktadırlar” diyor. Foseco ve Sert Metal bünyesindeki uzmanlık ve teknolojilerin ortaya çıkardığı sinerji, dünyanın her yerindeki müşterilere yönelik dökümhane ergitme bölümleri ve döküm istasyonları için yeni fırsatlar yaratılmasına katkıda bulunacak. Sert Metal’in satış sorumlulukları tamamen Foseco satış profesyonellerine geçinceye kadar entegrasyon sürecinin 2013 yılı boyunca devam edeceği de bildirildi. FOTOĞRAF: The FOSECO SERT UCERAM system 38 Ocak - Şubat - Mart / 2013 Türkdöküm 39 DEĞERLENDİRME Türk Döküm Sanayi’nde 201 2 TÜDÖKSAD Genel Sekreterliği tarafından derlenen 2012 yılı döküm üretim rakamları ve sektör değerlendirmesi, döküm sanayinin gücünü gözler önüne seriyor. Rakamlar, sektörde üretilen “değer”in Türkiye ekonomisine katkısının yanı sıra ihracat ve istihdam açısından da önemini vurguluyor; döküm sektörünün imalat sanayinin olmazsa olmaz bir parçası olduğunu gösteriyor. 40 Ocak - Şubat - Mart / 2013 DEĞERLENDİRME T ÜDÖKSAD, Türkiye döküm sanayinin üretim gücü ve imkanlarını detaylı olarak ortaya koymak üzere yürütülen Türkiye Döküm Sektörü Envanter çalışması devam ederken, üyelerden alınan bilgiler doğrultusunda derlediği döküm sanayinin 2012 yılı üretim rakamlarını Türkdöküm okuyucularıyla paylaşıyor: Türkiye’deki değişik yapıdaki döküm işletmeleri, 2012 yılında ortalama yüzde 72 kapasite ile çalıştı. Kapasite kullanımı, demir döküm sanayinde yüzde 74, çelik dökümde yüzde 60, demir dışında ise yüzde 80 olarak gerçekleşti. Türkiye’de döküm sektörü 2012 yılında toplam 2,6 milyar euro kıymetinde, 1 milyon 379 bin ton üretim yaptı. Pik/Sfero Dökümhaneleri Türkiye toplam kapasitesinin yaklaşık yüzde 58’ini temsil eden 30 bin ton/yıl üzeri kapasiteli 15 firmamız 2012 yılında toplam 645 bin ton üretim gerçekleştirdi. Bu firmalarımızın 4‘ü dışında 2012 yılı üretimleri 2011 yılının gerisinde kalmış olup, ilave yatırımlar hariç tutulduğunda yıllık üretim miktarı 2008 yılı miktarlarını yakalayamamış oldu. Bu grupta kapasite kullanım oranı ortalaması yüze 64 olarak gerçekleşti. Bu üretimin yüzde 70’i direkt ihraç edildi. Yılın son çeyreğindeki talep daralması üretim düşüşünün en önemli sebebi oldu. 10 bin ila 30 bin ton/yıl kapasiteye sahip 17 firmamızın toplam kapasitesi Türkiye toplamının yüzde 13’üne tekabül etmekte olup bu gruptaki kapasite kullanım oranı yüzde 75, toplam üretim ise 162 bin ton oldu. Bu grup dökümhanelerimizin direkt ihracatı ise yüzde 40 seviyelerindedir. Bu gruptaki 6 firma dışında üretim miktarı 2011 rakamlarının altında gerçekleşti. Dolayısıyla bu grup toplamı da 2008 yılı üretim miktarlarının gerisinde kalmış oldu. Sektörün sayıca çoğunluğunu teşkil eden 650 civarında dökümhane ise Türkiye döküm üretiminin yüzde 30’una tekabül eden 305 bin ton üretim gerçekleştirdi. Çelik Dökümhaneleri Teorik üretim kapasitesi 10 bin ton/yıl üzeri olan 10 tesisimizin 2012 yılı üretimi 52 bin ton olmuş, kapasite kullanım oranı ise yüzde 38’de kalmıştır. 2 firma dışında üretim miktarları 2011 ve 2008’deki rakamlardan da düşük olmuştur. Bu grup dökümhanelerimizin üretiminin yüzde 75’i yurt dışı müşterileri için olmuştur. 3 bin ila 10 bin ton arası teorik kapasitesi olan 23 dökümhanemizin üretim toplamı 44 bin tonda kalmıştır. Kapasite kullanım ortalaması 40’lar seviyesindedir. İhracat yılın ilk yarısında tatmin edici ancak ikinci yarı ve son çeyrekte önemli oranda azalmıştır. Tespit edilen 70 civarındaki küçük işletmenin üretim miktarlarının sınırlı olduğu toplam üretimin yüzde 25’ine tekabül eden 40 bin ton civarlarında kaldığı düşünülmektedir. Türk döküm sektörü, Türk imalat sanayinin temel taşlarından biridir. Dizayndan, prototipe, testlere ve nihai ürüne kadar geçen sürede teknik bilgi birikimi ve tesisleri ile başta makine, taşıt araçları ve savunma sanayi olmak üzere tüm üretim taleplerini karşılayabilecek yetenektedir. Döküm sanayi, katma değeri yüksek bir üretim alanıdır. Girdilerinin yüzde 70’inden fazlası yurt içi kaynaklı olup yüksek nitelikli istihdam yaratmaktadır. Bununla beraber çıktıları birçok sanayi üretimi için temel olmaktadır. Alüminyum Dökümhaneleri Artan iç ve dış talep ile büyümeye devam eden yüksek basınçlı alüminyum parça dökümhanelerimizde son 5 yıldır yapılan yatırımlar henüz istenen verimli çalışma rejimine ulaşamamıştır. Büyümenin teknik ve yönetimsel etkileri izlenmektedir. Talep tatmin edici olmakla beraber, konjonktürün yarattığı pazar daralması nedeniyle AB ülkelerindeki dökümhaneler ile çok sıkı rekabet yaşanmaktadır. Kapasite kullanımı yüzde 75’in üzerindedir. Alüminyum jant üretimi stabil büyümesine devam etmektedir. Tahminler 12 milyon adet jant üretildiğini göstermektedir. Toplam alüminyum döküm üretiminin 170 bin ton civarında gerçekleştiği düşünülmektedir. Döküm Üretiminin Türkiye Ekonomisindeki Yeri Tüm sanayi dallarında girdi olarak kullanılan döküm ürünlerinin ekonomideki yeri tartışılmayacak öneme sahiptir. Bu nedenle dökümcülük imalat sanayinde “olmazsa olmaz” bir öneme haizdir. Türk döküm sektörü, Türk imalat sanayinin temel taşlarından biridir. Dizayndan, prototipe, testlere ve nihai ürüne kadar geçen sürede teknik bilgi birikimi ve tesisleri ile başta makine, taşıt araçları ve savunma sanayi olmak üzere tüm üretim taleplerini karşılayabilecek yetenektedir. Türkdöküm 41 DEĞERLENDİRME Rakamlar ile Döküm Sanayi Yıl 2006 ton Yıl 2007 ton Yıl 2008 ton Yıl 2009 ton Yıl 2010 ton Yıl 2011 ton Yıl 2012 ton Değişim % Pik Döküm 586.000 623.000 565.000 456.000 591.000 625.000 610.000 -2,4 Sfero Döküm 368.000 394.000 400.000 352.000 423.000 480.000 502.000 4,6 6.500 6.500 5.000 2.000 4.700 5.500 8.000 45,5 Çelik Döküm 132.000 144.000 140.000 98.000 124.000 152.000 140.000 -7,9 Demir Dışı Döküm 117.000 149.000 155.000 122.000 149.000 170.550 185.000 8,5 1.209.500 1.316.500 1.265.000 1.030.000 1.291.700 1.433.050 1.445.000 0,8 Toplam İstihdam - kişi 34.000 35.000 29.000 25.000 30.500 33.000 33.000 Üretim yapan tesisler 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Mikro işletmeler 750 600 550 410 374 440 370 Küçük işletmeler 430 480 450 400 381 423 410 Büyük işletmeler 126 146 150 142 148 177 182 1.306 1.226 1.150 952 903 1040 962 Temper Döküm Toplam Üretim - ton Toplam Tesis Sayısı Döküm sanayi, katma değeri yüksek bir üretim alanıdır. Girdilerinin yüzde 70’inden fazlası yurt içi kaynaklı olup yüksek nitelikli istihdam yaratmaktadır. Bununla beraber çıktıları birçok sanayi üretimi için temel olmaktadır. Dünya döküm üretiminde önemli bir yere sahip olan Türkiye, Avrupa ve dünya üretim sıralamalarındaki yerini her yıl güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’nin istihdamında ve ihracatında da önemli bir yere sahip olan döküm sanayimiz, İstanbul Sanayi Odası birinci ve ikinci 500 büyük kuruluş araştırmasında ve Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan ilk 1000 ihracatçı sıralamasına da bu önemini ve yarattığı değeri ortaya koyuyor. Döküm İhracat Rakamları Türk döküm sanayinin 2012 yılı direk ihracatının toplam değeri (pik, sfero, temper, çelik, bakır alaşımları ve alüminyum döküm) 1.913.850.000 € (1,9 milyar euro) olarak gerçekleşti. Türkiye döküm üretiminin miktar olarak yüzde 6’i, ciro olarak ise yüzde 72’si 2012 yılında ihraç edilmiş ve toplam ihracatın yüzde 75’i Avrupa ülkelerine olmuştur. Bu miktara yerli imal edilmiş araç, sanayi malı ve teçhizatta bulunan döküm parçalar dahil edilince sektörün ihracat tutarının 3 milyar euroyu geçtiği düşünülmektedir. Geçmiş dönemlerde döküm sektör üretiminin çoğunluğu yerli piyasada satılmakta iken 1995 yılından itibaren başlayan ihracat artışı ile sektör büyümeye başlamıştır. 42 Ocak - Şubat - Mart / 2013 Özellikle, 1994 ve 2008 yılı krizleri, Türk döküm sanayine ihracatın önemini kanıtlamıştır. Çeşitli yurtdışı fuarlara katılım yoluyla yapılan yurtdışı satışlar, büyük birkaç işletmenin dışına çıkmış Anadolu’daki birçok döküm fabrikası da ihracat yapar hale gelmiştir. Emek yoğun bir sanayi olmakla birlikte yüksek teknoloji gerektiren ağır endüstri makineleri yatırımını da içerdiğinden özel önem taşıyan döküm sektörü, sanayileşme hamlesine paralel olarak gelişmeye açıktır. Otomotiv sanayinin gelişmesi ve montaj yerine yerli üretim ve işleme ağırlıklı yatırımların yapılması ile döküm sanayinde bu konudaki taleplerin de artması beklenmektedir. Türk döküm sanayinin, Polonya, Hindistan ve Çin gibi diğer gelişmekte olan ülkeler ile düşük katma değerli ürünlerde rekabet etmek yerine, katma değeri daha yüksek ve gelişmiş ülkelerde üretilen ürünlere kayması ve bu segmentteki payını arttırması gerekmektedir. Otomotiv sektörüyle birlikte gelişen ve yatırımlarını artıran Türk döküm sektörü, otomotiv sektöründe yerli katkı oranının düşük seviyede kalması nedeniyle yurtdışına açılmış ve kapasite kullanımını yüksek tutabilmek için son 10–15 yıl içerisinde Avrupa ve ABD ile önemli ihracat bağlantıları gerçekleştirmiştir. Bu durum hem küresel teknolojiye ulaşabilmede hem de işgücünün uluslararası alanda tecrübe kazanmasında Türkiye lehine rol oynamıştır. Türk döküm sanayi ihracatında 2000 yılından itibaren sürekli artan bir gelişme trendi gözlenmektedir. İhracatın içinde AB ülkelerinin payı büyük bir yer tutmaktadır. DEĞERLENDİRME İSO - TÜRKİYE'NİN 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU - 2011 2011 2010 112 145 132 Sanayi Kuruluşu Üretimden Satışlar (Net %) 2011 Üretimden Satışlar (Net %) 2010 Componenta Dökümcülük Tic. ve San. A.Ş. 622.516.164 386.945.817 158 CMS Jant ve Makina Sanayii A.Ş. 545.434.622 354.265.610 254 314 Hayes Lemmerz İnci Jant Sanayi A.Ş. 300.399.028 187.399.480 364 393 Trakya Döküm San. ve Tic. A.Ş. 217.321.200 153.814.066 402 480 Cevher Döküm San. A.Ş. 193.705.453 129.136.996 436 577 Erkunt Sanayi A.Ş 180.967.480 109.052.664 441 429 Samsun Makina San. A.Ş. 177.930.157 143.228.384 Üretimden Satışlar (Net %) 2011 Üretimden Satışlar (Net %) 2010 ISO - TÜRKİYE'NİN İKİNCİ 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU - 2011 2011 2010 524 485 Demisaş Döküm Emaye Mamulleri San. A.Ş. 152.777.259 128.207.303 571 624 Ferro Döküm San. ve Dış Tic. A.Ş. 139.297.510 98.185.060 599 685 Cevher Jant San. A.Ş. 133.467.345 87.251.907 620 755 Çukurova İnşaat Mak. San. ve Tic. A.Ş. 128.441.089 79.313.511 766 834 Çelikel Alüminyum Döküm İmal. San. Tic. A.Ş. 101.456.706 70.293.858 792 810 Akdaş Döküm San. ve Tic. A.Ş. 97.307.486 73.266.206 793 705 Yılmaz Redüktör San. ve Tic. A.Ş. 97.294.321 85.226.303 876 840 Hisar Çelik Döküm San. ve Tic. A.Ş. 86.805.223 69.661.311 Hema Otomotiv Sistemleri A.Ş. 83.486.311 Sanayi Kuruluşu 908 TÜRKİYE METAL DÖKÜM ÜRETİMİ VE İHRACATI miktar olarak ihracatın payı (1000 Ton) 1.400 Üretim İhracat 1.200 1.000 800 600 400 200 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 0 Türkdöküm 43 DEĞERLENDİRME Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2011 Yılı İlk 1000 İhracatçı Sıralamasında Döküm Sektörü Firmaları Döküm Sanayi İhracatçılar Sıralaması - 2011 - 2008 Sıralama İhracat Tutarı ($) 2011 2010 2009 2008 FİRMA ADI 2008 2009 2010 2011 2010/ 2011 (%) 42 52 74 70 CMS JANT VE MAKİNA SAN. A.Ş. 174.290.304 129.354.718 200.891.510 273.907.328 36,35 49 69 114 59 COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK A.Ş. 216.259.220 88.394.492 167.024.430 252.166.030 50,98 125 157 199 230 CEVHER DÖKÜM SAN. A.Ş. 62.128.346 56.045.680 78.721.886 108.228.645 37,48 338 369 740 260 ERKUNT SANAYİ A.Ş. 57.570.321 18.192.668 37.352.217 49.003.099 31,19 343 303 204 172 HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş. 82.981.060 54.928.939 45.558.343 47.548.239 4,37 347 276 255 223 DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM.SAN. A.Ş. 62.971.373 46.712.904 49.324.179 47.216.401 -4,27 379 438 430 289 AKDAŞ DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş. 53.257.743 29.039.271 33.065.120 43.930.944 32,86 398 542 858 345 ÇUKUROVA İNŞ.MAK. SAN. VE TİC. A.Ş. 44.454.907 15.988.766 27.527.147 42.632.538 54,87 777 402 FERRO DÖKÜM SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş . 37.251.061 17.416.769 41.056.025 34,44 22.995.041 40.600.312 76,56 424 428 677 - - HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş. 449 528 754 634 ÇELİKEL ALÜM. DÖKÜM İMALAT A.Ş. 24.577.801 17.951.405 28.102.070 38.890.972 38,39 465 471 733 390 TRAKYA DÖKÜM-ERKU DIŞ TİC. VE PAZ. A.Ş 38.516.778 18.326.981 30.648.174 37.380.227 21,97 528 706 802 491 AKDÖKÜM-AKD DÖKÜM TİCARET A.Ş. 31.069.115 16.972.878 22.115.670 33.299.388 50,57 716 EKU FREN KAMPANA VE DÖKÜM SAN. A.Ş. 22.205.284 30.379.274 57,07 593 EDS ENJEKSIYON DÖKÜM SAN. A.Ş. 728 751 867 709 479 478 AS ÇELİK DÖKÜM İŞL. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. 24.734.738 31.846.359 SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş. 908 790 DİRİNLER DÖKÜM VE YED. PAR. SAN. A.Ş. 20.177.933 TOPLAMLAR 939.379.672 18.874.946 17.666.838 24.132.431 36,60 15.154.714 30.044.887 21.098.306 -29,78 543.355.131 791.037.512 1.156.204.895 Döküm sektörünün toplam ihracata katkısı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yapılan ilk 1.000 İhracatçı Firma araştırmasında da görülüyor. 44 Ocak - Şubat - Mart / 2013 Türkdöküm 45 DOSYA 6331 Sayılı Yasa Nedir? Ne Getiriyor? İş kazalarının önüne geçmek, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları yaratmak için hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, birçok işyerinde yürürlüğe girdi. Yasa, eleştiriler bir yana, özellikle iş kazalarının önüne geçilmesini sağlayacak güvenlik önlemlerini içermesi açısından genel anlamda olumlu değerlendiriliyor. T ürkiye iş, işçi sağlığı ve güvenliği konularında çok da parlak olmayan bir noktada bulunuyor. Türkiye’de yaşanan yılda ortalama 80 bin iş kazasında ortalama bin kişi ölüyor; bin insan, alınmayan güvenlik önlemleri nedeniyle yaşamdan koparılıyor. İş kazalarının, özellikle ölümlü kazaların bu kadar sıklıkla olması, bu kadar can kaybı yaşanması normal bir durum değil aslında. Türkiye bu anlamda oldukça kötü bir sicile de sahip. İş kazaları alanında Avrupa birinciliği bulunan Türkiye, dünya ülkeleri sıralamasında üçüncü geliyor. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, iş kazalarının önüne geçmek, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları yaratmak için geçtiğimiz Haziran ayında resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Sınıfına göre bazı işyerlerinde 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulanması zorunlu olan yasa, bazı işyerlerinde Temmuz 2013, bazı işyerlerinde ise Temmuz 2014 tarihinde uygulanmaya başlanacak. Bazı eleştirilere ve eksikliklerine rağmen yasa özellikle iş kazalarının önüne geçilmesine neden olabilecek güvenlik önlemlerini içermesi açısından genel anlamda olumlu değerlendiriliyor. Türkiye’de özellikle sanayinin ve üretimin gelişim gösterdiği yıllarda ölümlü iş kazalarında da büyük oranda artış olduğunu belirten İş Güvenliği Yönetimi Uzmanları Derneği (İŞGÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Ergin, 2011 yılında üretim ve sanayideki artışla orantılı olarak yaşanan ölümlü iş kazası sayısının 1710 olduğunu 48 Ocak - Şubat - Mart / 2013 DOSYA Ozan Ergin: Yapılan araştırmalara göre iş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir kazalar. Bu sebeple bu kanunun tüm gerekliliklerini uygulayabilirsek yaşadığımız kazaların en az yüzde 98’inden kurtulabiliriz demektir. Burada tabi ki işletmelerde iş güvenliği kültürünün yaygınlaşması ve işverenin konuya ilgisi de büyük önem taşımaktadır. ifade ediyor. Ergin’in verdiği bilgilere göre 2011 yılında yaşanan iş kazaları sonucu 2216 kişi de sürekli iş göremez duruma geldi. Bu rakamlar sadece 2011 yılı içerisinde 3926 kişinin iş yaşamından tamamen uzaklaştığını gösteriyor. Ergin, bu iş kazalarının etkilerinin sadece can kayıpları ile sınırlı kalmadığını belirtirken farklı bir noktaya da vurgu yapıyor: “İşçilerin sürekli iş göremez duruma düşmesi ve hayatlarını kaybetmeleri sonucu en az 4 yakın akrabasının ya da eşinin psikolojik travmalar geçirdiğini ve önemli ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını düşünürsek ülkemiz hem iş sağlığı ve güvenliği açısından hem de toplumsal huzuru açısından ulaşmayı arzu ettiği noktadan çok çok uzaktadır.” Ergin, Türkiye’nin iş sağlığı ve iş güvenliği açısından Çin ve Hindistan gibi ülkeler ile kıyaslandığında iyi bir konumda olduğunu belirtirken örnek aldığı Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında ise oldukça kötü bir tablo oluşturduğuna dikkat çekiyor. AB uyum süreci ile birlikte 2004 yılından bugüne iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli yasal değişiklikler gündeme geldiğini belirten Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneği (TİGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı M. Emin Kuşçu, bu konunun son dönemlerde sadece önem kazandığını iş kazaları açısından ise bir azalma yaşanmadığını özellikle vurguluyor. İş sağlığı ve güvenliği açısından ellerinde SGK istatistiklerinden başka veri bulunmadığını belirten Kuşçu, bu istatistiklere göre Türkiye’de 2011 yılında yaşanan 69 bin 227 iş kazası sonucu bin 700 kişi meslek hastalığına yakalanan 697 kişiden ise 10’u yaşamını yitirdi. Kuşçu, bu istatistiki verilere göre Türkiye’nin yıllardır bu düzeyde giden iş kazaları nedeniyle Avrupa’da birinci, dünyada da üçüncü sırada olduğunu ifade ediyor. TÜİK 2010 yılı GSYİH rakamlarına göre iş kazası ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin yılda yaklaşık 44 milyar TL. olduğunu belirten Kuşçu, SGK istatistiklerinin kayıtlı olan işyerlerini kapsadığını dikkate alarak, kayıt dışı olanlarla beraber çok daha kötü Ozan Ergin İŞGÜDER Yönetim Kurulu Başkanı bir profil ile karşı karşıya olduğumuza da vurgu yapıyor. Yıllardır, tüzük, yönetmelik gibi ikinci mevzuatlarla yönetilen işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu TBMM Alt komisyonundan geçen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile yeni bir boyut kazandı. Kanun 20 Haziran 2012 tarihinde TBMM’de kabul edildikten sonra 30 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasa, işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlama konusunda kimi çevrelerce yeterli, kimi çevrelerce de yetersiz olarak değerlendirilen bir takım yaptırımlar getiriyor. Eksikliklerine rağmen yasa, bundan sonrası için en azından iş kazalarının önüne geçilebilecek yaptırımları kapsaması nedeniyle genel anlamda olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. Kabul edilen yeni kanunun önemli bir gelişme olduğuna vurgu yapan Kuşçu, geçmiş dönemdeki yasal düzenlemeler hakkında da bilgi veriyor: “2003’ün ikinci yarısında yasalaşan 4857 sayılı İş Kanunu, Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği (İSG) üzerine ilk ciddi kanun. Ancak kanunda İSG hizmetleri en az 50 işçi çalıştırma koşulu ile sınırlandırılmıştı, bundan dolayı da çalışanların büyük bir kısmı İSG hizmetlerinden yoksun kalmaktaydı. Türkiye’de işyerlerinin yüzde 99,7’sini KOBİ’lerin oluşturduğunu, çalışanların yüzde 83,8 bu işyerlerinde istihdam edildiğini ve iş kazalarının yüzde 83’ü KOBİ’lerde meydana geldiğini düşünürsek, konu daha iyi anlaşılabilir diye düşünüyorum.” 03 Ekim 2005 tarihinde AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasının ardından, AB iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uyum sağlama ve gereklerini yerine getirme zorunluluğunun 'İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nu hazırlama ve çıkartma yükümlülüğü getirdiğini ifade eden Kuşçu, bu süreçten sonra Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yeni bir bakış açısı gelişmeye başladığını ve yeni kanunun alt yapısının bu süreçte atıldığını belirtiyor. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bugün- Türkdöküm 49 DOSYA den yarına iş kazalarının önüne geçeceğini düşünmediğini ifade eden Kuşçu, yasanın çıkmasını olumlu bir adım olarak değerlendiriyor. “Yeni kanunun tüm işyerlerini kamu ve özel olmaksızın kapsaması, işçi sayısı gözetmemesi ve tüm çalışanların İSG kapsamında değerlendirilmesi bizce İSG açısından büyük bir kazanımdır” diyen Kuşçu, uygulamada geçerli olan kuralcı ve cezalandırıcı yaklaşımdan çok iyileştirici ve geliştirici yaklaşım benimsenmiş olmasını da önemli buluyor: “Mevzuatı uyulması gereken zorunluluk olarak algılanması yerine ‘sağlık ve güvenliği destekleyici’ araç olarak algılanması ve ülkemize İSG açısından yeni bir bakış açısı getirmesi büyük bir gelişmedir.” İncelendiğinde 4857 sayılı iş yasasının iş güvenliği ile ilgili maddelerinin, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu ile hemen hemen aynı olduğuna dikkat çeken İŞGÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Ergin, farklılığın yasanın önceden olduğu gibi sadece sanayi sayılan işyerleri değil, tüm işyerleri için bağlayıcı olduğuna vurgu yapıyor. Ergin, çıkartılması zorunluluğunun neden ve süreci hakkında bilgi verdiği değerlendirmesinde yasanın detayları hakkında da şunları söylüyor: “İş yasasının sadece 50’den fazla işçi çalıştıran ve sanayiden sayılan, 6 aydan fazla süreli işler yapan iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi istihdamını zorunlu kılması, ülkemizdeki tüm işletmelerin ortalamada sadece yüzde 1.5’inde dinamik ve güncellenen iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarını getirmekteydi. Bunun yanında iş güvenliği uzmanlığı mesleği iş yasasının ilgili maddeleri ile tam standartlarına kavuşamamıştı. Böylece iş yasası doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları çok yetersiz kalmaktaydı. Ayrıca her yıl artan ölümlü ve ağır yaralanmalı iş kazaları medyaya da yoğun şekilde yansıyınca, konu ile ilgili ayrıntılı ve disiplinli çalışmaların nasıl yapılacağının hatlarını ayrıntısı ile belirten ayrı bir yasaya ihtiyaç duyulmaya başlandı. Böylece 30 Haziran 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasası işçi sayısı ve sanayiden sayılma sınırını ortadan kaldırarak tüm işletmeleri kapsadı. Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği yasası ile iş yasasında da işletmelere zorunlu kılınan birçok uygulamaya risk anali- 50 Ocak - Şubat - Mart / 2013 zi, acil durum planı, eğitimler, vb. yaşanan iş kazaları veya işyerinde tespit edilen uygunsuzluklar doğrultusunda revizyon zorunluluğu getirildi. Dolayısı ile nasıl ki her firma bir muhasebeci veya mali müşavir ile çalışacaksa bu kanunun ilgili maddelerinin yürürlüğe girmesi ile her firma bir iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ile çalışmak zorunda kalacak.” 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, yasal yaptırımları ile birlikte kademeli olarak hayata geçirilmeye başlandı. Bu yaptırımlardan en fazla etkilenecek olan kesim ise işverenler. Yasaya göre, işverenin iş yerindeki riskleri belirleyecek şekilde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin yönlendirmesi ile risk analizi yapması/yaptırması gerektiğini belirten Ozan Ergin, burada işverenin iş güvenliği uzmanı ya da işyeri hekimi olmasa da kendi başına risk analizi yapabilir gibi bir yanlış algılamanın oluşmaması gerektiğine dikkat çekiyor. İşverenin işyerindeki risklere göre işçilerine özel ve genel iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri vermesi gerektiğini ifade eden Ergin, “Burada konulara göre iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi, ya da konunun uzmanı olan kişilerden yardım alınabilir. Bunun yanında işyerine dışarıdan çalışmaya gelen geçici çalışma yapacak işçiler de işyerindeki riskler hakkında bilgilendirilecek ve işlerine öyle başlayacaklar. Ayrıca iş kazası geçiren çalışan işe başlamadan önce iş kazasının nedenleri ve tekrarlanmaması için alınması gereken tedbirler hakkında bilgilendirilecektir” diyor. Ergin’e göre işverenin; çalışanların iş güvenliği uygulamaları ile ilgili bilgilendirilmesi ve görüşünün alınması; işçilere yapmış oldukları işler, kullandıkları ekipmanlar hakkında güvenli çalışma talimatları oluşturarak bilgi sahibi olmalarını sağlamak vb. gibi yükümlülükleri de var. Bunların tümünü gerçekleştirmek ise işyeri hekiminin ve iş güvenliği uzmanının ortak çalışması ile mümkün olabilecek. Yasaya göre, iş güvenliği artık iş yerinin öncelikleri arasında yer alıyor. Bu önceliğin yerine getirilmediği durumlarda da büyük cezalar söz konusu. Ergin bu cezalar hakkında şu bilgileri veriyor: “Eğer işyerinde ciddi bir iş kazası meydana gelecek olursa işverenler hapis cezaları veya büyük tazminat cezalarına maruz kalabilecekler. Bunun yanında işyerleri herhangi bir şikayet sonucunda ya da rutin kontrollerde iş müfettişleri tarafından teftiş geçirecek olurlar ise büyük para cezaları ile karşı karşıya kalacaklar.” Yasa çalışanlara da birtakım sorumluluklar getiriyor. TİGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Emin Kuşçu, bu konuda çalışanların, “İş sağlığı ve güvenliği için alınan her türlü önleme uymaları, gördükleri yakın tehlikeli durumu haber vermeleri” yükümlülüğünü taşıdıklarını söylüyor. Yasanın uygulanabilirliği konusunda umutlu olduğunu ifade eden Kuşçu, ama bunun iş kazalarını engelleme konusunda hemen sonuç alma beklentisinin hayalcilik olduğunu belirtiyor: “Kanunun hemen uy- DOSYA M. Emin Kuşçu TİGİAD Yönetim Kurulu Başkanı gulanmasını ve Türkiye’de yaşanan iş kazalarının son bulmasını düşünmek, bizce bir hayalden öteye gidemez. Kanunun çıkması sorunları bugünden yarına çözmeyecektir. Ancak çözüm aşamasında önemli bir dayanak kazanmış bulunmaktayız. Bakanlık bile önümüzdeki 10 yıl içinde kanunun uygulanması ile iş kazalarının önlenebileceğini düşünmektedir. Ancak önemli olan bu konuda bir adımın atılması, iradenin gösterilmesidir.” Ergin ise bu konuda daha umutlu: “Yapılan araştırmalara göre iş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir kazalar. Bu sebeple bu kanunun tüm gerekliliklerini uygulayabilirsek yaşadığımız kazaların en az yüzde 98’inden kurtulabiliriz demektir. Burada tabi ki işletmelerde iş güvenliği kültürünün yaygınlaşması ve işverenin konuya ilgisi de büyük önem taşımaktadır.” 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, işyerlerini, yapılan işin tehlike derecesine göre Çok Tehlikeli, Tehlikeli ve Az Tehlikeli olarak üç sınıfa ayırıyor. Yasa ile birlikte 50’den az işçi çalıştıran tehlikeli ve çok tehlikeli işletmelerde Temmuz 2013 tarihinden itibaren iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu başlıyor. Aynı durumda olan az tehlikeli sınıfta yer alan işletmeler ve kamu kurumları içinse Temmuz 2014 tarihine kadar zaman tanınıyor. 50’nin üzerinde işçi çalıştıran tüm firmalar için ise 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunlu hale getirildi. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bazı çevrelerden gelen yetersiz olduğu yönündeki kimi eleştirilere rağmen destekleniyor. Bu konuda en çok da en fazla yükümlülük getirilen işverenlerin bazı itirazları var. Buna rağmen yasanın uygulanabilirliği kadar, iş kazalarını engellemede ne kadar etkili olacağını zaman gösterecek. M. Emin Kuşcu: Türkiye’de 2011 yılında yaşanan 69 bin 227 iş kazası sonucu bin 700 kişi meslek hastalığına yakalanan 697 kişiden ise 10’u yaşamını yitirdi. Türkiye iş kazaları nedeniyle Avrupa’da birinci, dünyada da üçüncü sırada yer alıyor. TÜİK 2010 yılı GSYİH rakamlarına göre iş kazası ve meslek hastalıklarının yıllık maliyeti yaklaşık 44 milyar TL. Türkdöküm 51 MAKALE Dökümhaneler için IT-ÇözümleriDökümhane Kaynak Planlaması (FRP) RGU GmBH Adriva Yazılım Evi San ve Tic Ltd Şti Türkiye Temsilcisi l a ma S i s temi P la n jisstsikys tem Lnog P l a nu Logistik Hesaplama | Gruplar Ürün Planlama Kalkulation | Gruppen Produktplanung Strukturen | Ressourcenplan K ontr ol ntrol l i ng Co OPTI ms Ambar Yönetimi Yönetimi al Üretim Planlama Üretim Kontrol Zaman Yönetimi y ist Ka na em Kalite Yönetimi K ur u Metaller yüzyıllar boyunca dökümhanelerde ergitilip dökülmesine rağmen, planlama ve kontrol sistemlerinin kullanılmaya başlanmasından bu yana prosesler değişime uğramıştır ve doğrulukları sürekli olarak test edilmektedir. Bugün artık hiçbir şey “göz kararı” yapılamamaktadır. Çok sık telaffuz edilen “pazara hızlı sürüm süresi” ile birlikte maliyet kontrolü, malzeme ve enerji verimliliği ve gerçek zamanlı proses kontrolü dökümhanelerin varlıklarını sürdürebilmeleri açısından hayati önem arz etmektedir. k Pl an la m PP C S a Tablo 1. OPTI devre diyagramı Alman yazılım şirketi RGU 29 yıldan beri dökümhanelerdeki proseslerin dizayn edilmesi, yapılandırılması ve tek bir yazılım ortamında standardize edilmesi alanında faaliyet gösteriyor. Buradaki en önemli iki zorluktan birincisi bir dökümhane içindeki farklı departmanlar arasındaki iletişimin optimize edilmesi, ikincisi ise sürecin her adımı ile ilgili detaylı bilgi sahibi olunmasıdır. Ürün planlama ve teknik hesaplama, üretim planlama ve kontrol, model yönetimi ve bakımı, entegre bir kontrol planlama, malzeme verimi ve ergitme optimizasyonu ve döküm gibi detay planlama çözümleri bu süreç adımları arasında sayılabilir. Her bir döküm sürecinin detaylarını içeren standardize edilmiş genel çözüm RGU-OPTI, bu yüzden fazla dökümhanede kullanılmaktadır. (Tablo 1. OPTI devre diyagramı) Dökümhanelerde kullanılmakta olan piyasadaki mevcut ERP sistemleri döküm parçaların üretimi için gerekli prosesleri anlamak, senkronize etmek ve şematize etmek konusunda yetersiz oldukları veya bunları sadece pahalı ilave programlar sayesinde yapabildikleri için hızlı bir şekilde limitlerine ulaşırlar. RGU’nun FRP sisteminde, döküm parçaları üretmek için ürün ağacı ve iş planını ayrı ayrı oluşturmak yerine, gerekli tüm kaynakları gösteren entegre, çok adımlı tek bir kaynak planı kullanılır (Tablo 2 ve Tablo 3, kaynak planı). Bu kaynak planı, kalıplama araçları, maçalar, sarf malzemeleri, personel, üretim za- 52 Ocak - Şubat - Mart / 2013 MAKALE Tablo 2. Program kaynak planı (sistemde türkçesi mevcuttur) man ve proses planları, paketlenmiş, sevke hazır nihai ürün de dahil olmak üzere tüm malzeme ve faaliyet adımlarını içerir. Kaynak planları, yeni ürün devreye alınması ya da mevcut ürünlerde değişiklik yapılması gerektiği durumlarda, kopyalanabilir veya üzerlerinde değişiklik yapılabilir. Bu özellik, karmaşık maliyet hesaplarının hızlı ve güvenilir bir şekilde yapılmasına ve teklif taleplerine kısa sürede cevap verilmesine imkan sağlar. Yapılan maliyet hesaplamaları sonraki tekliflere temel oluşturmak üzere sistemde saklanır. Sipariş yönetiminin dökümhaneye özgü olarak ele alınması programın ana uzmanlığıdır. Müşteri talebi alındıktan sonra kaynak planı oluşturulur ve uygun satış fiyatı hesaplanır. Üretim aşamaları için öngörülen zamanlar da dahil olmak üzere kaynak planındaki tüm öngörüler Üretim Planlama ve Kontrol (PPS) modülüne aktarılır ve tüm üretim aşamaları simule edilir. Program, kapasiteleri, üretim darboğazlarını, bekletme ve soğutma zamanlarını dikkate alarak lot bazında üretim planlaması yapar ve gerekli kaynakları rezerve eder. Bu şekilde müşteriye, en kısa sürede, olası en iyi teslim süresini içeren detaylı fiyat teklifi iletilir. Sipariş gerçekleştiği takdirde, rezerve edilen kaynaklar üretime aktarılır. Çözüm esnekliği sayesinde, üretim planlamasında sonradan değişiklik yapılabilir ve bu değişiklikler (denetim amaçlı olarak) izlenebilir. Değişiklikle- re bağlı olarak hammadde, satın alma için sarf malzemeleri, maça,…v.s. talepleri otomatik olarak oluşturulur. İmalat dokümanları, tüm ilgili iş talimatları, görsel araçlar ve teknik resim revizyonlarını da dikkate alarak tek tuşla oluşturulur. Daha sonra detay planlamada sistem işlem sıralamasını ve makine çizelgesini hazırlar. Bunu yaparken ürünlerin kompleks ya da basit maçalı veya maçasız olduğunu dikkate alarak, optimum planlama yapar ve sıvı metal ihtiyacını belirler. Tüm iş emirlerini otomatik olarak oluşturur. Sistem ayrıca, ek işçilik, kaplama, gözetim işlemleri gibi taşeronluk hizmeti alınabilecek işler için iş emirleri oluşturabilir. Ürünlerin taşeron firmadan doğrudan müşteriye sevk olduğu durumlarda da takibini yapabilir. Tüm bir lotun ya da lot içerisindeki tek bir parçanın eksiksiz olarak takip edilebilmesi açısından programın tanımlanan üretim aşamaları için üretim teyidi vermesi büyük önem taşıyan bir özelliktir. Üretim teyitleri her bir iş istasyonunda, geleneksel olarak kağıt üzerinde olabileceği gibi, özel olarak konfigüre edilmiş terminaller aracılığı ile de verilebilmektedir. Kalıplama ünitesi ya da maça makine verisi standart ara yüzey sayesinde doğrudan sisteme raporlanabilir. Tüm miktar ve sarfiyat otomatik olarak kayıt altına alınır. Ayrıca, planlanan zaman-fiili zaman farkı oluşması ya da herhangi bir hata / istenmeyen du- Türkdöküm 53 MAKALE Tablo 3. Kaynak planı rum bildirilmesi halinde, yeniden detaylı bir ürün maliyet analizi yapılır. Bu bilgiler daha sonraki üretimlerdeki kaynak planlarının daha hassas hale getirilmesi için kullanılır. Ürün sevkiyat için hazır olduğunda, ilgili kalite sertifikaları, nakliye ve gümrük belgeleri otomatik olarak oluşturulur ve nakliye siparişleri ilgili lojistik şirketine iletilir. Prosesi tekrar özetlemek gerekirse, içeriğinde, Üretim Yürütme Sistemi (MES, Manufacturing Execution System) mantığında düzenlenip görülebilen ve serbestçe yapılandırılabilen web uyumlu bir bilgi sistemi mevcuttur. Ayrıca OPTI ortamında özel durumlar için detay çözümler ve MES bulunmaktadır. MES envanter yönetimi, mobil veri toplama ve yüksek kullanılabilirliğe sahip PDA/MDA sistemleri ve aynı zamanda değerlendirme yöntemleri, veri ambarı ve proses kontrol merkezleri için standart çözümler içermektedir. OPTI.melt programı, ergitme ünitesindeki tüm süreçleri ve detay planları içermektedir. Bunun için, ergitme fırını ve pota içi kompozisyonlarının ayarlanmasından başlayarak, ergitme kapasitesi, döküm potası parkı, döküm zamanlarının planlanması gibi tüm ergitme süreçlerini dikkate almaktadır. RGU OPTI FRP sistemi, malzeme ve döküm yöntemine bağlı kalmaksızın, tüm döküm süreçlerini tek bir yenilikçi ve entegre çözüm altında buluşturmaktadır. Bu sayede dökümhaneler işletmeyi izleyebil- 54 Ocak - Şubat - Mart / 2013 mekte, şeffaflık, verimlilik ve karlılıklarını arttırabilmektedirler. Componenta B.V., Schmolz + Bickenbach Guss GmbH ve Avrupa’nın en büyük bağımsız dökümhanesi Fritz Winter Eisengießerei GmbH & Co.KG RGU Sistem’in müşterileri arasındadır. Adriva Yazılım Evi, sunduğu hizmetlerle müşterilerine fırsatlar ve çözümler sağlayan bir teknoloji danışmanlığı şirketidir. Günümüzün teknoloji dünyasında yazılım geliştirme bünyesinde çeşitli zorluklar barındırmaktadır. Adriva esnek bir hizmet yapısına sahip olup bu sayede müşterilerinin iş ve teknoloji gereksinimlerini en iyi şekilde karşılayan ve bugünün küresel ekonomisinde müşterilerinin rekabet gücünü artıran etkin çözümler üretmektedir. Profesyonel bir yazılım geliştirme ekibine sahip olan Adriva Yazılım Evi, RGU’nun Türkiye’deki temsilcisidir ve RGU modüllerinin implementasyonu ve teknik bakım hizmetlerinin verilmesi ile Türkiye döküm sektörüne hizmet vermektedir. Adriva, 21. yüzyılda hızlı ve sürekli gelişen teknoloji ortamında dökümhaneler için doğru çözüm ortağıdır. HABER OTOMATİK TAŞLAMA ÇÖZÜMLERİ FLEXIBILITY AND PRODUCTIVITY: THE EXCLUSIVE ADDED VALUE OF AUTUMATIC GRINDING Flexible machines Robotised cells Grinding cells for the automotive industry Combined machines TAŞLAMA VE KESME İŞLEMLERİNDE NİHAİ ÇÖZÜM CSS WIRE ROLL - WHAT A CALIBRE! The solution to grinding cemented carbide rolls THE MAKINGS OF A STAR: CSS ROLL STAR Roll grinding redened FOCUR SA The diamond of grinding wheels for automatic fettling CSS CENTERLESS THE ALL-AROUND SOLUTION! Unbeatable in the machining of bar stock and wire rod FOCUR EXTRA New line with improved easy cutting behaviour - for pedestal and swing frame grinding Dökümhaneler ve Çelikhanelerdeki Partneriniz Tekno Metalurji Malzeme Makina İç ve Dş Tic. Ltd. Şti. İnönü Cad. 19 Mays Mah. Sümko Sit. A4 Blok Kat:4 D:10 Kozyatağ 34736 İstanbul T. 0216 463 3390 F. 0216 384 3677 satis@teknometalurji.com www.teknometalurji.com www.maus.it Türkdöküm www.tyrolit.com 55 KÖŞE Döküm Sektöründe ‘Altın Yakalılar’! Kadir Soydemir B ilgi çağı olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz dönemin zamanın akışını hızlandırdığına şahitlik etmekteyiz. Önümüzdeki yıllar; değişim, bilgi ve strateji yılları olarak sürecektir. Teknolojinin ateşlemesi ile ortaya çıkan ve iş yapış şekillerimiz başta olmak üzere, tüm sistemlerimizi altüst eden değişim fırtınası, hızını arttırarak sürdürüyor. Öyle ki yenilik olgusu dahi bu fırtınanın içerisinde oldukça sıradanlaşıyor. Bu nedenle, bütün sektörlerde olduğu gibi döküm sektöründe de bilgiyi ve bunun alt yapısı olan bilişim teknolojilerini bir güç olarak kullanarak, bu hızlı değişime liderlik edebilecek stratejileri geliştirip, enerjik bir şekilde hayata geçiremeyen şirket ve kurumların hayatta kalma şanslarının olmadığı, açık bir gerçektir. Geçen yüzyılda şirket aktiflerinin önem sıralaması; fiziksel, finansal, entelektüel sermaye şeklinde idi. Döküm şirketlerinin en önemli aktifleri fabrikaları ve makine parkı idi. Entelektüel sermaye, kısaca bilgi birikiminden söz edilmez idi. Günümüzde bu önem sıralaması hızla değişmekte ve entellektüel, finansal, fiziksel sermaye sıralaması halini almaktadır. Entelektüel sermaye, tamamen kurumun bilgi birikimi ve bilginin yönetimi ile ilgili bir kavramdır. Böyle bir dünyada, bir şirketin bilgi çağına ayak uydurması için, şirket içi haberleşmeyi email ile yapması, internette bir site açması, internetten sektör bilgilerine ulaşması, hatta satışının bir bölümünü internet üzerine kaydırması kesinlikle yeterli değildir. Şirket ile ilgili bütün veri, bilişim ve internet teknolojilerinin sağladığı imkânlar ile doğru ve hızlı bir şekilde toplanmalı, değerlendirilmeli, bilgi haline getirilmeli ve elde edilen sonuçlar yönetimin karar süreçlerinde etkin bir şekilde kullanılabilmelidir. Üretim, pazarlama, dağıtım, müşteri ilişkileri gibi birçok kaynaktan toplanan kayıtlardan oluşan verilerin karar vermede etkin bir araç olarak kullanılabilmesi için bu veriler istatistikî araçlar kullanılarak düzenlenmeli ve öncelikle ‘enformasyon’ haline getirilmelidir. Kısaca ‘fark veya etki yaratan veri’ olarak tanımlanan enformasyon da henüz bilgi değildir. Biraz karmaşık olduğu için, okul 56 Ocak - Şubat - Mart / 2013 yıllarımızda genelde pek sevemediğimiz istatistik, veriyi enformasyona dönüştürmekte ihtiyaç duyacağımız en kritik araçtır. Bu nedenle, bilgiyi etkin kullanmak isteyen şirketlerimizin istatistik ile artık biraz daha fazla ilgilenme zorunluluğu vardır. ‘Deneyimle, yargıyla, sezgiyle ve değerlerle bütünleşmiş enformasyon’ olarak tanımlanan bilgiye ulaşmak için ise enformasyon haline getirilen verinin üzerine kendi deneyim, yargı, sezgi ve değerlerimizi katmamız gerekir. Üretim yapan bir fabrikada üretilen ürünün kayıt edilen ölçüleri veri, bu verilerin analizi ile elde edilen sonuçlar enformasyon ve eldeki enformasyona bağlı olarak ürünün müşteri tarafından kabul edilme tahmini veya üretim tezgâhının yenilenmesi gereği bilgidir. Yöneticilerin varlık nedeninin karar vermek olduğunu hepimiz biliriz. Yöneticiler, karar anında ellerindeki bilginin kalitesine bağlı olarak, belirlilik, risk veya belirsizlik altında karar verirler. Sadece tecrübeye dayanan belirsizlik altında karardan kurtulup, belirlilik altında karar verebilmesi için, yöneticilerin doğru bilgiye ihtiyaçları vardır. Bunu sağlamak üzere, sadece bilgi teknolojilerine, ya da kısaca bilgisayarlara yatırım yapmak da yeterli olmayacaktır. Bu sistemleri etkin ve verimli bir şekilde kullanmak da gerekir. Sümen arasından çıkarılmış gazete kâğıdı üzerindeki bir bilgi, karar verme anından önce yöneticinin önünde olması halinde, çok pahalı bilgisayarlarda tutulan ancak zamanında yöneticiye ulaşmayan bilgiden çok daha kıymetlidir. Günümüz şirketlerinde, beyaz yakalı ve mavi yakalı çalışanlar yanına, veriyi doğru bir şekilde toplayıp, düzenleyip, yorumlayan ve bilgi haline getiren ‘Altın Yakalı (Gold Collar)’ çalışanlar grubu ortaya çıkmaktadır. Daha fazla altın yakalı çalışana sahip olacak olan şirketler, yarının şampiyonları olacaklardır. Bünyesinde altın yakalı bulundurmayanlar ise, kaçınılmaz olarak yok olmama mücadelesi içine gireceklerdir. Unutulmamalıdır ki, bilginin aktif bir değer olarak şirket ve kurumlara rekabet gücü kazandıracağı günler, içinde yaşadığımız krizin de etkisi ile biraz çabuk geldi, tabii ‘altın yakalı’ çalışanlara sahip olanlar için. Diğerleri ise, günlerini kendi pazar paylarının, başta Çinli şirketler olmak üzere, bilgiyi yönetebilen şirketler tarafından ele geçirmesini izleyerek geçirecektir. Tercih bizim! TARİH Yaşayan Tarih: Haliç Tersanesi Fatih Sultan Mehmet’in emriyle 1455 yılında birkaç göz inşa kızağı ile faaliyete başlayan Tersane-i Amire, o tarihten itibaren “İstanbul Tersanesi” adını alır. 558 yıldır gemi inşa alanında faaliyetine devam eden tersane, günümüzde yolcu ve araba vapurlarının, yolcu teknelerinin tamiratları ve havuz bakımları amacıyla kullanılıyor. 58 Ocak - Şubat - Mart / 2013 TARİH İ stanbul’un fethinden kısa bir süre sonra Fatih Sultan Mehmet’in emriyle 1455 yılında birkaç göz inşa kızağı ile faaliyete geçirilen Tersane-i Amire, o tarihten itibaren “İstanbul Tersanesi” adını alır. Haliç’teki inşa tezgâhları, zamanla donanım ve malzeme depoları, havuzları, kışlaları, yelken dikim yerleri, hatta zindanlarıyla; kısacası her şeyiyle dünyanın sayılı büyük denizcilik merkezlerinden biri haline gelir. Tersane-i Amire Osmanlı Devletinde, batı tekniği ve modern bilimin ilk kez uygulandığı bir endüstri merkezi olarak her dönemde büyük önem taşır. 1557 yılında Sokullu Mehmet Paşa’nın emri ile tersane çevresi altı yerinde kapı bulunan yüksek bir duvar ile çevrilir. İstanbul Tersanesi, 1571 yılında Kıbrıs’ın fethinden dönen Osmanlı donanması, İnebahtı’da Haçlı donanması tarafından yakıldığında 5 ay gibi kısa bir sürede 150’den fazla Kadırga inşa ederek, donanmanın 1572 ilkbaharında Akdeniz’de yeniden boy göstermesini sağlar. İstanbul Tersanesi ilk bölünmeyi 1913 yılında yaşar. Bugünkü Taşkızak Tersanesi donanmaya bırakılarken Haliç ve Camialtı bölümleri, İnşaat-ı Bahriye Şirketi Osmaniye adıyla kurulan şirkete devredilir. Tersane Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra 1924 yılında, Atatürk’ün emri ile Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’ne bağlanır. 1 Temmuz 1933 günü kurulan Fabrika ve Havuzlar bünyesinde yer alan tersane, elden geldiğince yenilenip modernleştirilmeye çalışılır, bu amaçla kuru havuzlar onarılır, mekanik aletler yenilenir ve eskilere yeni ilaveler yapılır. Çeşitli evrelerden geçen tersaneler 1 Mart 1952´de kurulan Denizcilik Bankası T.A.O.´ya bağlanır ve bu dönemde 70 ve 80 metre boyunda gemi inşa kızakları yapılarak, tersanenin yeni gemi inşa alanı artırılır. Çalışmalar 1983 yılına kadar bu şekilde sürdürülür. 1983 yılında Türkiye Denizcilik kurumuna devredilen tersaneler, 8 Haziran 1984 tarihinde Türkiye Gemi Sanayi A.Ş. bünyesine alınır. 14 Mayıs 2002´de tüzel kişiliği sona erdirilen Türkiye Gemi Sanayi A.Ş., Türkiye Denizcilik A.Ş. ile birleştirilir. Haliç Tersanesi 15 Mayıs 2002’den İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredildiği 2005 yılına kadar Türkiye Denizcilik İşletmeleri kapsamında faaliyetlerine devam eder. Yıllarca yatırım yapılamayan ve alt yapısı oldukça yetersiz duruma gelen Haliç Tersanesi, 2005 yılında Şehir Hatları’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesinin ardından TDİ ile yapılan protokolle İDO’ya tahsis edildi. İDO döneminde özellikle yenileme çalışmalarının yanı sıra tarihi taş havuzlar, kapak ve köprü sistemleri çalıştırılabilir duruma getirildi. Havuzlardaki suyun tahliye pompa merkezi altyapısıyla bakımı yapıldı. Tüm tersane sahasıyla ilgili elektrik aydınlatma, yangın devresi, güvenlik gö ze- 18.yüzyıl sonlarında Haliç Tersanesi’nde gemilerin bakımı için bir kuru havuz yapımı kararlaştırıldığında İstanbul’da bulunan Fransız ve İsveçli mühendislerden teklifler alınır. Bu mühendisler kuru havuz projelerini ve inşaat tekniklerini açıklayan raporlarını hazırlayarak 1796 yılında ilgililere verirler. Fransız mühendisler kuru havuz mahallini tarakla temizleyip, su altında rastlanabilecek kaya ve taşları parçalayarak zemini düzelttikten sonra, kuru havuzu büyük bir ahşap keson içerisinde inşa edeceklerini bildirirler. Fransız mühendislerinin teklif ettiği sistem 1774-1777 yıllarında Toulon’da Gorignard tarafından uygulanmıştır. 100 x 30 x 11 m boyutlarındaki ahşap keson içine taş ve su doldurularak batırılmış su boşaltıldıktan sonra kuru havuz keson içinde inşa edilmiştir. İnşaatın tamamlanmasının ardından, kuru havuz duvarlarında çatlaklar oluşmuş ve sızan suların önlenmesi için çeşitli girişimlerden sonra su altında puzolan betonu dökmek suretiyle durdurulabilmiştir. İsveçli mühendisler ise deniz tarafına palplanş perde çakarak ve suyu sürekli tahliye ederek, toprak hafriyatını ve inşaatı, kuru inşaat çukuru içinde yapacaklarını bildirirler. Tersanede kuru havuz inşaatı ile ilgili teknik adamların görüşleri de İsveç tekniğinin daha uygun olduğu yönünde olur. Fransız kuru havuz projesinin uygulama maliyetinin, İsveç projesinin uygulama maliyetinin yaklaşık iki katı olması da ihalenin İsveçli mühendislere verilmesinde önemli bir rol oynar. İsveçli başmühendis A. E. Rhode ve diğer İsveçli mühendisler kuru havuzun inşa edilebileceği yerin kesin tespiti için muayene kuyuları açarlar. Rhode ve diğer İsveçli mühendisler, teknisyenler, Osmanlı teknik adamları ile kurulan kadro inşaata 1796 yılında başlar. Haliç Tersanesi’nde kuru havuz bölgesinin önü tarakla temizlenir. Deniz suyunun inşaat çukuruna dolmasını önlemek için kıyıya ahşap palplanş perde çakılır. Kuru havuz inşaat mahalli 37,5 x 75,0 m boyutlarında ve 10,50 m derinliğinde kazılır, çukurun yan duvarları iksalarla tutulur, su sürekli boşaltılarak kuru inşaat çukuru yapılır. Kuru havuz kargir olarak inşa edilir. İnşaatta İstanbul boğazındaki taş ocaklarından çıkartılan mavi devonien kalkerleri kullanılır. Taşların örülmesinde İtalya’dan getirilen, su altında sertleşme özelliği olan puzolan(volkanik kül) harcı uygulanır. 0,75 m. kalınlıkta olan havuz tabanı taşla kaplanır. Yan duvarlar ise içe doğru basamaklıdır. 1796 yılında başlayan inşaat 1799 yılında tamamlanır. 3 Nolu kuru havuz zaman zaman tamir edilir. Gemi boyutlarının 19. yüzyılda giderek büyümesi ile daha büyük boyutta kuru havuzlara ihtiyaç duyulması nedeniyle 3 Nolu kuru havuz Vasil Kalfa tarafından 1874-1876 yılları arasında karaya doğru uzatılır. Türkdöküm 59 TARİH 1 Nolu Kuru Havuz tim sistemleri baştan aşağı yenilenerek modern lojistik merkezi kuruldu. Tersane yönetim binası yenilendi ve faaliyete alındı. Eski dökümhane atölyesi, yüksek süratli teknelerin makine bakımlarının yapıldığı bir merkeze dönüştürüldü. 1989 yılından bu yana kullanılmayan kızak sahası düzenlenerek, 20 yıl aradan sonra 3 adet Haliç gemisi bu kızaklarda inşa edildi. Tersane, 1 Ekim 2010 tarihinden itibaren 70 dönümlük sahasıyla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden Şehir Hatları A.Ş.’ye tahsis edildi. Şirketin genel müdürlüğünün de bulunduğu Haliç Tersanesi yaklaşık 558 yıldır gemi inşa alanında faaliyetlerine devam ediyor. Günümüzde yolcu ve araba vapurlarının, yolcu teknelerinin tamiratları ve havuz bakımları bu tersanede yapılıyor. Haliç Tersanesi’nde 3 adet kuru havuz bulunuyor. Bu havuzlar, 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nda görülen batılılaşma hareketleri paralelinde Deniz Kuvvetleri’nde yapılan reformların bir parçası olarak inşa edilirler. Halen yolcu ve araba vapurlarının bakım, onarım ve havuzlama işlemlerinde, bu havuzlar kullanılıyor. Azapkapı’dan Kasımpaşa’ya doğru sırasıyla 1 Nolu, 2 Nolu ve 3 Nolu olarak numaralandırılan kuru havuzların isimleri, günümüzde de bu şekilde anılır. Haliç, Alibey ve Kağıthane derelerinin döküldüğü yer ile Marmara denizi arasında yaklaşık 8 km bir uzun- 60 Ocak - Şubat - Mart / 2013 17.Yüzyılda Yaşamış Olan Evliya Çelebi Tersaneyi Şöyle Anlatıyor: “Tersane Süleyman Han binasıdır. Baruthane Kulesi, yetmiş kapudan mahzenleri, kürekhane, yedi adet kurşunlu mahzen, Divanhane-i Cedid, Sanbule Zindanı, Cirid Meydanı Kasrı, Şahkulu Kapısı, Meyit İskelesi Kapısı hep tersane tevabiidir. Kapudan paşaya oniki bin Arabistan askeri, yüzelli Enderun kapudanı, yüzelli birun kapudanı, yetmiş alem ve tuğ sahibi azaban ağaları, cezirelerden ve kırk sancak yerden sair künrek-keşan azaban gelmek Kanun- ı Süleymanidir. Her gece tersanenin her bir gözüne bir dideban ve sanbule zindanına üçyüz azab neferi nöbetçi tayin kılınıp otuz beş kapudan da askerlerle şehrin sair mahallelerinde kol dolaşırlar. Çünkü Süleyman Han asrında Galata Kulesi’nde ve tersane zindanlarında otuz bir bin kadar ecnas-ı muhtelifedes esir bulunurdu. Bunlara dedebanlık böyle olur.” luğu kapsar. Haliç’in kuzey sahiline yapılan kuru havuzların yakınında derinlik 20-42 m arasında değişir. Kuru havuzların hepsi kara tarafında ana kaya üzerine, problemli Haliç dolgularından etkilenmeyecek tarzda inşa edilmişlerdir. TARİH 2 Nolu Kuru Havuz 1 Nolu Kuru Havuz: 109 m. boy; 22,20 m. genişlik ve 10,5 m. derinliğe sahip olan 1 Nolu kuru havuzun, inşaatına 1861-1869 yılları arasında ara verilir, yapımı 1870 yılında tamamlanır. Diğer iki havuzun yapımında uygulanan teknik bu havuzda da kullanılır. 2 Nolu Kuru Havuz: 81,5 m. boy; 17,80 m. genişlik ve 9,86 m. derinliğe sahip olan 2 Nolu kuru havuz, 1 Nolu ile 19.yüzyılda gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda inşa edilir. 3 Nolu kuru havuzun yapımı, 1 ve 2 Nolu kuru havuzların yapımına örnek alınır. 2 Nolu kuru havuz inşaatına Başmühendis Ali Bey ve Manol Kalfa 1821 yılında başlarlar. Manol Kalfa ilk kuru havuz inşaatında da çalışmış bilgili bir kişidir. 1822 yılında Ali Bey inşaattan ayrılınca başa Mühendishane (İ.T.Ü.) 3. Halifesi Abdülhalim Efendi atanır. 2 Nolu kuru havuz inşaatında da deniz kıyısına ahşap palplanş çakılır, su sürekli boşaltılarak inşaat kuru inşaat çukurunda yapılır. Yapım 1825 yılında tamamlanırken Abdülhalim Efendi kuru havuzun ölçekli bir maketini de hazırlar. 3 Nolu Kuru Havuz: 151,05 m. boy; 19 m. genişlik ve 9 m. derinliğe sahip olan 3 Nolu kuru havuzun 1796 yılında başlayan inşaatı 1799 yılında tamamlanır, farklı dönemlerde de zaman zaman tamir edilir. Gemi boyutlarının 19. yüzyılda giderek büyümesi ile daha büyük boyutta kuru havuzlara ihtiyaç duyulması sonucu, Vasil Kalfa tarafından 1874-1876 yılları arasında karaya doğru uzatılır. Türkdöküm 61 MAKALE Vermiküler Grafit Dökme Demir Üretimi (CGI) Dr. M. Jonuleit Dipl.-Ing. W. Maschke Uygulama Teknolojisi Şefi, ASK Chemicals Metallurgy GmbH Yüksek Mühendis, Almanya Uygulama Teknolojisi, ASK Chemicals Metallurgy GmbH Yüksek Mühendis, Almanya 1. Giriş Vermiküler Grafitli dökme demirler (CGI), küresel grafitli dökme demirlerin (DI) gelişimi sırasında ortaya çıkmış, lamel ile küresel grafit arasında geçiş sayılabilecek bir grafit yapısına sahiptir. Küresel grafitli dökme demirlerin üretimi İkinci Dünya Savaşından sonra başarılı çıkışını sürdürürken, günümüzde yeni bir malzeme gelişimi olarak ortaya çıkan vermiküler yapı, küresel grafit üretiminde hep olumsuz ve istenmeyen bir grafit tipi olarak görülmüştür. Vermeküler grafitin mikro yapısı Resim1 de gösterilmiştir [1]. Resim 1. "Vermiküler" grafit Geçmişte, Vermiküler grafitli dökme demirleri (CGI) standart bir malzeme haline getirmek üzere bir dizi araştırma ve geliştirme projeleri [2 ile 5 arasında] yürütülmüştür. Bu projelerde elde edilen sonuçlar daha sonra teknik makaleler olarak [6 ile 16 arasında] yayımlanmıştır. DI ile gri dökme demir (GI) arasında sınıflandırılan CGI’ın faydalı özellikleri çok geçmeden keşfedilmiştir. CGI’ın, DI ile mukayese edildiğinde; daha düşük genleşme katsayısı (expansion coefficient), daha yüksek ısı iletkenliği (thermal conductivity), daha iyi ısıl şok dayanımı (thermo-shock), daha düşük esneklik katsayısı (elasticity modulus), yüksek sıcaklıklarda daha az bükülme (distorsion), ve daha iyi sönüm kapasitesi (dam- 62 Ocak - Şubat - Mart / 2013 ping capacity) ve dökülebilme (castability) özellikleri daha iyidir. Öte yandan, CGI, GI ile karşılaştırıldığında mekanik özelliklerin et kalınlığına daha az bağımlı olması, yüksek sıcaklıklarda daha az oksitlenme eğilimi ve daha az hacimsel genleşme, alaşım elemetleri kullanılmadan mukavemet değerlerinin GI’ya nazar daha yüksek olması, daha yüksek süneklik ve tokluk gibi avantajları vardır. Belirtilen özelliklerden de anlaşılacağı üzere CGI daha yüksek sıcaklıklarda ve sıcaklık değişimlerine maruz kalan parçaların üretimi için uygundur. Bunlar arasında silindir krank kutuları, egzoz manifoldları ve turbokompresörler, debriyaj plakaları, fren diskleri, hidrolik parçalar ve cam kalıpları önemli yer tutmaktadır. Büyük döküm parça olarak, CGI curuf potaları üretiminde kullanılmaktadır. Bu özelliklerine karşılık Almanya’da ve dünyada imal edilen CGI miktarı, GI ve DI’ ya göre çok az miktardadır. Bunun nedenleri, bu malzemeye gereksinim duyan parçaların sınırlı olması ve üretim prosesinin vermiküler yapı elde edilebilmesi için sıkı kontrolunun gerekliliğidir. 2. Vermiküler Grafit Dökme Demirle Üretim Metodu Vermiküler grafitli dökme demir üretiminde temel önkoşul, baz metalin analizinden başlamak üzere, döküme kadarki bütün süreçlerde parametrelerin sıkı bir şekilde kontrol edilmesidir. Günümüzde CGI üretmek için kullanılan en yaygın metod sıvı metale küreleşmeye neden olmayacak miktarda Magnuzyum ilave edilmesidir. Bu amaç için kullanılan farklı yöntemler ve değişik Magnezyum içeren malzemeler bulunmaktadır. Genellikle, Magnezyum ilavesi ile birlikte vermiküler yapı elde edilmesini garanti altına almak için bazı katkı malzemesi ilaveleri de yapılabilir. Örneğin, egzoz manifoldları veya turbokompresörler gibi çok ince et kalınlığına sahip döküm parçalar için Titanyum (Ti) ilavesi gerekir. Katkı malzemesi kullanılıp kullanılmayacağı parçaların geometrilerine bağlıdır. Aşağıda, CGI üretimi ile ilgili en yeni üretim yöntemleri belirtilmiştir: - FeSiMg veya Tel ile kontrollu miktarda Mg ilavesi ile birlikte sıvı metale Ti veya FeTi ilavesi, - Ön şartlandırma işleminden sonra, Ti ilave edilerek veya Ti ilave edilmeden, Tel ve FeSiMg ile kontrollu miktarda Mg ilavesi, - Ön bir Magnezyum tretmanından sonra, sıvı me- tal, termal analiz ile kontrol edilerek aşılama ve ila ve Mg tretmanına ihtiyaç olup olmadığının tespit ederek gerekli görülürse ikinci kademede gerekli ilavelerin yapılması, - Bir önceki şarjın termal analiz sonuçları dikkate alı- narak gerekli miktarda Tel ile Mg tretmanı ve aşı ila- vesi yapılması, - Tel veya FeSimg ile Mg ilavesi yapılması ve artı olarak CerMM ilavesi. MAKALE 3. CGI’nin Mekanik Özellikleri VDG Bilgi Formu W 50 [17], CGI’da elde edilecek mekanik özelliklerle ilgili temel bilgiler içerir. DI ‘da olduğu gibi mekanik özellikler; - ayrı dökülen test parçasından, - döküm parçaya bağlı olarak dökülmüş test parçasından, - döküm parçadan çıkarılmış test numunesinden, Tablo 1, VDG Bilgi Formu W 50 belirtilen mekanik özellikleri göstermektedir. Dökülen parçanın hangi spesifikasyona göre kontrol edileceğinin önceden belirtilmesi gerekir. Bazı imalatçılar, mekanik özellikler için ISO 16112 [18] standardını temel almaktadır. Tablo 2, ISO 16112 [18] standartında belirtilen değerleri göstermektedir. ISO 16112 standartındaki sertlik değerleri VDG Bilgi Formu W 50 ile benzerlik gösterse de, diğer özelliklerde dikkate alınması gereken ufak tefek farklılıklar vardır. Grafit yapısı ile ilgili olarak mutlaka müşteri koşullarının yerine getirilmesi gerekir. Mikro yapıda kesinlikle lamel grafit oluşumuna müsade edilmez. ISO 16112 standardına göre, %80 vermiküler grafit (grafit formu III) istenir ve %20 nodüler grafite müsaade edilir (grafit formları V ve VI). Tedarik şartnamelerinde 90/10 veya 60/40 gibi başka oranlar da yer alabilmektedir. Müşteri genellikle hangi oranda vermiküler grafit oluşumunu istediğini belirtir. Bütün CGI tipleri için en kritik olan husus, lamel grafit oluşumuna izin verilmemesidir. Şekil 2’de ISO 16112 [18] standardına göre, farklı yüzdelerde vermikü- ler grafit ve nodüler grafit oluşumları gösterilmektedir. CGI üretimine yeni başlayanlar için belirtilmesi gereken bir husus, grafit yapılarını sadece dağlanmamış numuneler üzerinde değerlendirmektir. 5 % nodularity 10 % nodularity 15 % nodularity 20 % nodularity Resim 2. ISO 16211’e göre farklı nodüler grafit yüzdelerine sahip CGI yapısı Standarlarda; CGI 300 için ferritik, CGI 350 için ferritik perlitik matris, CGI 400, CGI 450 ve CGI 500'lerde büyük ölçüde perlitik matris istenir. TABLO 1 Malzeme tanımı Kısaltma Çekme Mukavemeti1 Rm N/mm2 min. 0.2% - uzama limiti Rp0,2 N/mm2 min. Kopma gerilimi A 0% min. Brinell sertlik değeri Rehber değerleri EN-GJV-300 300 - 375 220 -295 1,5 140 -210 EN-GJV-350 350 - 425 260 - 335 1,5 160 -220 EN-GJV-400 400 - 475 300 - 375 1,0 180 - 240 EN-GJV-450 450 - 525 340 - 415 1,0 200 - 250 EN-GJV-500 500 - 575 380 - 455 0,5 220 - 260 1) Çekme mukavemetinin nominal n ile n + 75 M/mm2 arasında olacağı varsayılmıştır. Tablo 1. Ayrı dökülmüş test parçasından elde edilmiş mekanik özellikler TABLO 2 Malzeme tanımı Kısaltma Çekme Mukavemeti1 Rm N/mm2 min. 0.2% - uzama limiti Rp0,2 N/mm2 min. Kopma gerilimi A 0% min. Brinell sertlik değeri HBW 30 Rehber değerleri ISO 16112/JV/300/S 300 210 2,0 140 -210 ISO 16112/JV/350/S 350 245 1,5 160 -220 ISO 16112/JV/400/S 400 280 1,0 180 - 240 ISO 16112/JV/450/S 450 315 1,0 200 - 250 ISO 16112/JV/500/S 500 350 0,5 220 - 260 Türkdöküm 63 MAKALE 40 8 35 10 Et kalınlığı (mm) Nodül sayısı % olarak 4. Tel Yöntemi İle Cgı Parçalarınının Üretilmesi İle İlgili Hususlar 4.1. Kükürt ve Titanyum Miktarları İlk analizdeki Kükürt (S) oranı doğal olarak kritik bir rol oynamaktadır. Tecrübelerimize dayalı olarak, baz metaldeki Kükürt oranının %0.010 ile %0.012 arasında olması gerekir. Bu değerler, CGI üretimi için iyi bir önkoşul oluşturur. Daha önce belirtildiği gibi, bütün üretim parametrelerinin sıkı kontrolu CGI üretimde çok önemli bir rol oynar. Eğer kükürt değeri <%0.010 ise, FeS eklenebilir. >%0.012’nin üstünde değerleri için, düzeltme ancak şarj malzemesi takviyesiyle mümkündür. Eğer bu şartlara uygunluk sağlanmazsa, arzu edilmeyen lamel grafit veya nodüler grafik yüzdelerinde artma olur. Burada belirtilmesi gereken bir başka element de Titanyum’dur. Ti’nin küresel grafit oluşumuna mani olduğu bilinmektedir ancak CGI üretiminde her zaman Ti kullanılmaz. Bazı durumlarda, Ti’nin küresel grafit oluşumuna mani olma etkisinden CGI üretimi yararlanılır. Genellikle, Ti, manifoldlar gibi ince cidarlı parçalarda, hızlı soğumaya bağlı olarak çok az Mg oranlarında bile, istenmeyen oranlarda küresel grafit oluşumuna mani olmak için kullanılır. Bazı üreticiler vermiküler grafit oluşumuna katkıda bulunmak amacıyla başka parçalar için belli oranda Ti kullanmayı da tercih edebilir. Eğer Ti kullanılırsa, miktarı % 0.06 ile % 0.20 arasında olmalıdır. Literatürden [19] derlenen şemada, Ti’nin vermiküler grafit oluşumu üzerindeki etkisi açık bir şekilde görülmektedir. “Çalışma Aralığı”, Ti ile önemli ölçüde artmaktadır. 30 25 12 20 14 15 10 16 0,01 0,015 0,02 0,025 0,03 % Mg değeri Resim 3. Ti’nin CGI “çalışma aralığı” üzerindeki etkisi Ti kullanırken, Titanyum Karbür fazının oluşaçağının bilinmesi gerekir. Karbür oluşumu ürün kalitesinde sorun yaratabilir (şekil 4). 64 Ocak - Şubat - Mart / 2013 Resim 3. CGI’da oluşan titanyum karbürler CGI üreten dökümhaneler genellikle DI da ürettiklerinden, döndü malzemelerin (yolluklar, besleyici gibi) dikkatlice ayrılması gerekir. DI üretimi sırasında şarj malzemelerinden sıvı metale Ti bulaşması çok ciddi sonuçlar yaratabilir. Eğer Ti kullanılması açık bir şekilde belirtilmediyse, üreticiler, olası bir Ti bulaşmasının önüne geçmek için daima Ti ilavesiz CGI üretimini tercih edeceklerdir. Günümüzde, silindir krank kutuları ve çok sayıda baskı plakaları Ti kullanılmadan çok başarılı bir şekilde üretilmektedir. Eğer Ti kullanılacaksa, FeTi‘nin ergitme ocağına ilave edilmesi gerekir. 4.2. Ön Şartlandırma Baz metaldeki Kükürt miktarı ölçülebildiği için bilinebilmektedir. Ancak, sfero üretiminde ve bilhassa CGI üretimi için çok kritik olan Oksijen ölçülemediği için net olarak bilinemez. Oksijenin, Kükürtün iki katı Magnezyum ile birleştiği düşünülürse, sıvı metal içindeki oksijen miktarının düşük olması gerekir. Mg tretmanından önce sıvı metal içindeki bağlı ve serbest oksijen miktarının düşürülmesi gerekir. Eğer bu sağlanamaz ise, sıvı metal içindeki oksijenin magnezyum ile kimyasal olarak birleşerek MgO oluşturması nedeniyle, hep aynı miktarda magnezyum ilavesi yapılmış olsa bile, sıvı metal içindeki oksijen seviyesindeki değişikliklere bağlı olarak, mikro yapıdaki lamel grafit oluşum miktarı değişiklik gösterecektir. ASK Chemicals Metallurgy GmbH (ASKCM), uzun yıllardır ön şartlandırıcı olarak VL(Ce)2 [20] üretmektedir. VL(Ce)2 ve CerMM ile ön şartlandırma, sıvı metaldeki serbest ve bağlı oksijeni azaltır. İlave, Mg tretmanından önce, sıvı metal Mg tretman potasına alınırken yapılır. Oksijen miktarında sağlanan azalmanın yanısıra, oluşan seryum-oxi-sülfitler sıvı metal içindeki çekirdek sayısını arttırır. Zirkon ve Mangan ise çekirdek oluşumunu daha da güçlendirirler. CGI üretimi için sıvı metal içinde tretman öncesi, 30 ppm oksijen ve 1 – 2 ppm arasında oksit bulunması önşarttır [12]. MAKALE Yapılan ölçümlerde, Mg tretmanından önce ön şartlandırma yapıldığında toplam oksijenin bir ölçümde 22 ppm’e, başka bir ölçümde ise 24 ppm'e düştüğü tesbit edilmiştir. 4.3. Tel yöntemi ile CGI Üretimi Ergitme ocağından sıvı metal potaya alınırken ön şartlandırıcı ilavesi yapılır. Pota daha sonra Tel ile Mg tretmanın yapılacağı istasyona taşınır. Eğer potanın üzerinde dikkati çekecek kadar cüruf varsa bu cürufun tretman öncesi temizlenmesi gerekir. ASKCM, Tel Mg tretmanı için özel teller geliştirmiştir, tretman için bu tellerin kullanılması önerilir. %0.010 ile %0.012 arasında başlangıç Kükürtü için, ton başına 8 – 10 m tel ilave edilir. Bu, ton başına 3-4 kg tel anlamına gelmektedir. Toplam tel ağırlığının yaklaşık %60’lık bir bölümünün dolgu malzemesi olduğu dikkate alındığında, sıvı metal içine ilave edilmiş, tretman malzemesinin ton başına 1.8 ile 2.4 kg arasında olduğu hesaplanabilir. Tretman süreleri 20 ile 30 saniye arasındadır. Mg tretmanından sonra tekrar cüruf alınmalıdır. Aşılama, eğer gerekecekse, metalin döküm için başka bir döküm ünitesine transferi veya tretman potası ile döküm yapılacak ise, ya aynı potada tel aşılama yada herhangi bir geç aşılama uygulaması yapılabilir. Düşük Alüminyum içeren SRF 75 [21], CGI’nin aşılanması için son derece uygundur. Debriyaj baskı plakası gibi parçalar için döküm sıcaklığı 1.380 ile 1.420°C arasında olmalıdır. Daha ince et kalınlığı olan CGI SiMo egzoz manifoldları için daha yüksek döküm sıcaklıklarının seçilmesi gerekir. 1 tonluk bir metalin döküm süresinin 10 dakikayı aşmaması gerekir; çünkü CGI’da da aşının etkinliği kaybetmesi söz konusudur ve bu durum elde edilecek grafit tipi üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir. Eğer gün içinde aynı ocak ile CGI’nın yanısıra DI ve GI üretimi yapılacaksa, önce GI, sonra DI ve en son CGI üretim yapılmalıdır. Aynı ergitme ocağı kullanıldığında GI’dan sonra direk olarak CGI’nın üretimine geçilmemelidir. Sadece CGI üretimin yapıldığı dökümhaneler tabii ki en idealidir, bu durumda geçişlerde karışma söz konusu olmaz. 5.Tel tretmanı ile CGI Üretimine İlişkin Örnekler Örnek 1: Müşteri talebi üzerine Ti ilavesi yapılmış CGI 350 üretimi. Baz metalde % 0.11 Ti Metal miktarı: 1.000kg VL(Ce) + CerMM ile ön şartlandırma Tel ile Mg tretamanı [22] Döküm sırasında SRF 75 ile aşılama Tretman sonrası: % 0.015 S ve % 0.012 Mg Ayrı dökülmüş Y2 bloktan ölçülmüş mekanik değerler: Rm 406 MPa, Rp0.2 333 MPa, A 2%, HB 199 Grafit yapısı: %80 grafit form III ve %20 grafit form VI Resim 5. CGI üretimi için tel tretman istasyonu Resim 6. Örnek 1’de elde edilmiş CGI grafit yapısı, Büyütme 100:1, dağlanmamış Örnek 2: Müşteri talebi doğrultusunda Rm > 385 MPa ve % 0.10 Ti ilave edilmiş CGI üretimi Baz metalde % 0.10 Ti Metal miktarı: 1.500kg VL(Ce) + CerMM ile ön şartlandırma Tel ile Mg tretamanı [22] Döküm sırasında SRF 75 ile aşılama Tretman sonrası: % 0.011 S ve % 0.014 Mg Parçaya birleşik dökülen numuneden ölçülen mekanik değerler: Rm 397 MPa, Rp0.2 318 MPa, A %1.7, HB 210 Grafit yapısı: 80% grafit formu III ve %20% grafit formu VI Türkdöküm 65 MAKALE CGI yapısı, aşağıda belirtilen yöntemler kullanılarak test edilebilir: - Spektrometre numunelerinden (ayrıca Mg/S oranı) kimyasal analiz ölçümü - EMF kullanılarak oksijen aktivitesinin ölçülmesi - Termal analiz ile değerlendirme - Metalografik incelemeler (örn. her tretman sonrası alınan numunelerin hızlı kontrolu) - Rezonans frekans testleri - Ultrason incelemeleri Resim 7. Örnek 2’de elde edilen CGI grafit yapısı, büyütme oranı 100:1, dağlanmamış Örnek 3: CGI SiMo, üretimi Rm min. 400 MPa, A min. %3 ve maks. %0.20 Ti Baz metalde % 0.14 Ti Metal miktarı: 1.200kg VL(Ce) + CerMM ile ön şartlandırma Tel ile Mg tretamanı [22] Döküm sırasında SRF 75 ile aşılama Tretman sonrası: % 0.010 S ve % 0.018 Mg Ayrı dökülmüş Y2 ok numunesinden ölçülen mekanik değerler: Rm 545 MPa, Rp0.2 492 MPa, A 3.5%, HB 228 Grafit yapısı: %70 ile %80 grafit form III ve %20 ile %30 arasında grafit form VI Resim 8. Örnek 3’te elde edilen CGI SiMo grafit yapısı, büyütme oranı 50:1, dağlanmamış 6.CGI Üretiminde Test Yöntemleri Bütün otomatik testlere rağmen, dökümhane personeli, değerlendirme yaparken CGI ile GI arasında aşağıdaki genel kriterleri dikkate almalıdır. Genel özellikler: CGI: - Grafit uzunluğu yaklaşık 50 µm - Uzunluk-genişlik oranı < 10 - Grafit uçları yuvarlaktır GI: - Lamellerin grafit uzunluğu 500 µm’ye kadardır - Uzunluk-genişlik oranı 50 ile 100 arasındadır - Grafik uçları sivridir 66 Ocak - Şubat - Mart / 2013 7. Özet ve Sonuçlar Günümüzde, Tel ile Mg tretmanı oldukça oturmuş ve kabul görmüş bir teknolojidir. DI üretiminde olduğu gibi, bazı teller CGI parçalarının üretilmesi için de son derece uygundur. Ön şartlandırma ile sıvı metalin içindeki serbest ve bağlı oksijenin azaltılması baz metalde tretman öncesi istenilen metalürjik özelliklerin elde edilmesi için en uygun yöntemdir. VL(Ce)2 ile ön şartlandırma ve Inform® Tel Mg tretmanının birlikte kullanılması, basit ama aynı zamanda çok güvenilir bir CGI üretim yöntemidir. Bu yöntem ile CGI volanlar, debriyaj ve fren diskleri ve egzoz manifoldları basit ve güvenilir bir şekilde üretilmektedir. Üretim sırasında şartname harfi ile uyulması, daha sonraki test masrafının azaltılmasını sağlar. Referanslar: [1] H. Mayer, Dickwandige Gussstücke aus Gusseisen mit Kugelgraphit, Giesserei 60 [Thick-Walled Cast Pieces Made Of Cast Iron with Nodular Graphite, Casting 60] (1973), 7, pp. 175 - 181 [2] Herfurth, K.: Freiberger Forschungsh. [Freiburg Research Journals] 1966, Dept. B, No. 105, pp. 267 - 310 [3] Stefanescu, D.M. and Loper, C.R. Gießerei-Praxis [Casting Practice] (1981), 5, pp. 73 - 96 [4] Nechtelberger, E.; Puhr, H.; v. Nesselrode, J.B. and Nakayasu, A.: Stand der Entwicklung von Gusseisen mit Vermiculargraphit – Herstellung, Eigenschaften und Anwendung, Teil 1, Gießerei-Praxis [Development Status of Cast Iron with Vermicular Graphite – Production, Properties and Application, Part 1, Casting Practice] (1982), 22, pp. 359 - 372 and Teil 2, Gießerei-Praxis [Part 2, Casting Practice] (1982), 23/24, pp. 375 - 396 [5] Nechtelberger, E. and Lux, B.: Gefügeaufbau und Eigenschaften von Gusseisen mit Vermiculargraphit, Gießerei-Praxis [Structural Composition and Properties of Cast Iron with Vermicular Graphite, Casting Practice] (1984), 11, pp. 177 - 187 [6] Ebner, J.; Hummer, R. and Schlüsselberger, R.: Gießerei 84 [Casting 84] (1997), 12, pp. 40 - 48 [7] Lampic-Opländer, M. and Henkel, H.: Gießerei-Praxis [Casting Practice] (1999), 6, pp. 296 - 301 [8] Lampic-Opländer, M.: CGI, Teil 1, Gießerei-Praxis [CGI, Part 1, Casting Practice] (2001), 1, pp. 17 - 22 [9] Lampic-Opländer, M.: CGI, Teil 2, Gießerei-Praxis [CGI, Part 2, Casting Practice] (2001), 4, pp. 145 - 152 [10] Lampic-Opländer, M.: CGI, Teil 3, Gießerei-Praxis [CGI, Part 3, Cas- ting Practice] (2001), 5, pp. 192 - 198 [11] Hummer, R. and Bührig-Polaczek, A.: Gießerei 87 [Casting 87] (2000), 10, pp.23 - 29 [12] Hofmann, E. and Wolf, G.: Gießereiforschung 53 [Casting Research 53] (2001), 4, pp. 131 - 151 [13] Martin, T. and Weber, R.: Gießerei 92 [Casting 92] (2005), 4, pp. 34 - 41 [14] Technical forum, internal SKW further training, 2004 [15] Technical forum, internal SKW further training, 2009 [16] Hasse, St.: Gießerei-Praxis 5/2010 [Casting Practice 5/2010], pp. 128 - 134 [17] VDG Information Sheet W 50 [18] ISO 16112 [19] Reese, C. R. and Evans, W.J.: AFS Transactions 1998, pp. 673 - 685 [20] ASKCM Product Datasheet VL(Ce)2 [21] ASKCM Product Datasheet SRF 75 [22] ASKCM-Inform® M treatment wires NEDEN DÖKÜM Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz? Hava Kargo Paletleri için Yönlendirici Eskiden Günümüzde Hava Kargo Paletleri için Yönlendirici Üretim Verilerinin Karşılaştırılması Eskiden Üretim Yöntemi Malzeme Ağırlık İşçilik Maliyeti Üretim Maliyeti Preste Şekillendirilmiş ve Dolu Malzemeden Kaynak Konstrüksiyon Yüksek Mukavemetli Çelik 318 g 10 100 % Günümüzde Yekpare Döküm Temper Döküm GTS–70-02 (EN–GJMB-700-2) 238 g 0 17 % Kaynak: DGV Türkdöküm 67 FUAR Alüminyum Sektörü ALUEXPO 2013'te Buluşuyor ALUEXPO 2013 “3.Alüminyum Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı”, HannoverMesse Ankiros Fuarcılık tarafından 3-6 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. G lobal alüminyum sektörünün lider firmaları, metalurji sektörünün yakından tanıdığı Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarının organizatörü Hannover Messe Ankiros Fuarcılık tarafından 3. kez bir araya getiriliyor. ALUEXPO 2013 “3.Alüminyum Teknolojileri, Makine ve Ürünleri İhtisas Fuarı”, 3-6 Ekim 2013 tarihleri arasında, İFM (İstanbul Fuar Merkezi) 9-10-11 no’lu hollerde düzenlenecek. Alüminyum sektörünün Türkiye’deki tek, Avrasya Bölgesi’nin de en önemli fuarı olan “ALUEXPO”, alüminyum ve ilgili sanayi dallarına geniş iş hacmi sağlamanın yanı sıra, fuar süresince üreticiler, ithalatçılar 68 Ocak - Şubat - Mart / 2013 ve ihracatçılar dahil tüm sektör paydaşlarını bir araya getirecek. Alüminyum sektörünün önde gelen derneği Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) tarafından desteklenen ALUEXPO 2013, ülkemizin önde gelen üretici ve katılımcılarına; alüminyum ürünlerinin kullanıldığı inşaat, otomotiv, ambalaj, gıda ve içecek, havacılık ve savunma, ulaştırma, denizcilik, kimya alanlarında faaliyet gösteren tüm firmalara, tasarımcı, mimar ve mühendislere, ürünlerini tanıtma fırsatı sunacak. Ülkemizin ve dünyanın önde gelen üreticilerinin sergi- FUAR lediği birincil alüminyumdan, yarı bitmiş her türlü alüminyum ürüne kadar tüm ihtiyaçlar, alüminyum yapı sistemleri ile cephe ve çatı kaplama malzemeleri, bu endüstride kullanılan en yeni teknolojilerle üretilmiş makine, ekipman, hammadde ve sarf malzemeler fuarda alıcılarıyla buluşacak. 6. Alüminyum Sempozyumu ALUEXPO 2013 fuarı ile eş zaman ve mekanda, TALSAD, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası işbirliği ile 6. Alüminyum Sempozyumu da gerçekleştirilecek. Aluexpo2011 Fuarı, Bir Önceki Fuara Oranla Yüzde 46.2 Artış Gösterdi ALUEXPO 2011 Fuarı, bir önceki fuara oranla yüzde 46,2 artış göstererek, 26 ülkeden toplam 294 katılımcı sayısına ulaştı. Global alüminyum dünyasının tamamlayıcı bir platformu olma noktasına gelen fuar bu yıl da, sektörün önde gelen uzmanlarıyla, yeni yatırımlar için Türkiye’nin potansiyel fırsatlarını değerlendirmek isteyen yabancı firmalar ve aynı zamanda farklı ülke- ler ile işbirliği yapmak isteyen yerli firmaları bir araya getirecek. Yeni teknolojilerin de etkisiyle kullanımı günden güne artan ve 4 milyar doları aşkın ticaret potansiyeli yaratan alüminyumun ticari dünyasını keşfetmek ve sektörde yaşanan gelişmelerden haberdar olmak isteyenler için önemli bir fırsat sunacak. Fuarın Yüzde 70’i Dev Firmaların Katılımıyla Şimdiden Kapatıldı Ülkemizin önemli üreticilerinden Assan, Asaş, Arslan Alüminyum, Astaş, Akpa Alüminyum, AK Alüminyum, AL Alüminyum, Atlas Alüminyum, Baransan Alüminyum, Cansan Alüminyum, ETİ Alüminyum, Formal Alüminyum, Obal Alüminyum, Panda Alüminyum, PMS Alüminyum, Şahinler Metal, Teknik Alüminyum, VİG Metal, Zahit Alüminyum ve sektörün global oyuncularından Aluminium Bahrain (ALBA), AMAG, Dubai Aluminium (DUBAL), Qatar Aluminium (QATALUM), Viohalco Group, Fata Hunter, SAG Motion GmbH başta olmak üzere, daha pek çok firmanın ALUEXPO 2013 Fuarı’na şimdiden katılımı kesinleşti. Türkdöküm 69 HABER TAYSAD, 35. Genel Kurulu’nu Yaptı ‘Güçlü Sanayi Güçlü Marka’ sloganıyla istikrarlı bir biçimde büyüyen Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), 35. Olağan Genel Kurulu’nda otomotiv endüstrisinin paydaşlarını bir araya getirdi. T aşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), 35. Olağan Genel Kurulu’nda otomotiv endüstrisinin Dr. Mehmet Dudaroğlu paydaşlarını bir araya TAYSAD Başkanı getirirken, 2023 hedeflerine birlik ve beraberlik içinde ulaşılacağı mesajını verdi. Konuşmasında otomotiv endüstrisinin Türkiye için önemine işaret eden TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, 2013 yılı hedeflerini paylaştı. Dudaroğlu, üyelerine mevcut iş hacimlerini koruyarak dışa açılmaları gerektiğini ve mutlaka kısa-ortauzun vadeli stratejik planların yapılmasının önemini vurguladı. Dudaroğlu, “2013 yılında 1,1 milyon adet üretim, iç pazarda 810 bin adet satış, endüstri olarak 20 milyar dolar ihracat öngörüyoruz. 2012’de toplam ihracat içinde tedarik sanayi payı yüzde 43 iken, bu yıl bunu yüzde 45 seviyesine taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu. Markalaşma konusunda üyelerinin mutlaka Turquality programından yararlanması gerektiğini ve bunun için tanıtım programları gerçekleştireceklerini aktaran Dudaroğlu, orta vadede üretimin Asya ülkelerine kayacağını, kalite, verimlilik, insan kaynağı, lojistik ve Ar-Ge yetkinliklerini geliştirerek bu bölgede yer almaları gerektiğini kaydetti. Özellikle Çin’i ve Hindistan’ı hedef gösteren Duda- 70 Ocak - Şubat - Mart / 2013 roğlu, dışa açılımlarda her fırsatı değerlendireceklerinin sinyalini verdi. Dudaroğlu, Girdi Tedarik Stratejisi çalışmaları kapsamında da motor, aktarma organları ve otomotiv elektroniğinin teşvik edilmesinin halen yaklaşık yüzde 56 seviyesinde olan yerlilik oranının yüzde 80’ler seviyesine yükselebileceğinin altını çizdi. Genel kurula katılan Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu, otomotiv endüstrisini 2023 hedefine taşıyacağına inandığı 2. Ar-Ge Proje ve Tasarım Yarışması’nın önemini anlattı. Otomotiv Sanayi Derneği Başkanı Kudret Önen ise iç pazar satışlarındaki ithal-yerli oranlarına dikkat çekerek bunun çok iyi takip edilmesi gerektiğini söyledi. Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği Başkanı Şükrü Ilısal ise otomotiv sanayinin ülke ekonomisi için olmazsa olmaz olduğunu ve bunu kabul ederek çalıştıklarını aktardı. Genel kurulda otomotiv endüstrisinin gelişimine katkı sağlayan başarılı firmalar da ödüllerini aldı. Eğitim ödüllerini sırasıyla Farplas Oto Yedek Parça, Hema Endüstri ve Ermetal Otomotiv alırken, ihracat ödüllerini Bosch Sanayi, Delphi Automotive Systems ve CMS Jant ve Makine kazandı. Patent /Faydalı Model/Endüstriyel Tasarım ödülleri ise sırasıyla Aktaş Hava Süspansiyon, Coşkunöz Metal Form, Seger ve İnci Akü’ye verildi. Toplantıda ayrıca, Ekonomi Bakanlığı’nın yüzde 75 oranında destek verdiği 12K Model Projesi’nde başarı kaydeden firmalar da ödüllendirildi. Türkdöküm 71 İÇİMİZDEN BİRİ 72 Mücahit Öngör Ocak - Şubat - Mart / 2013 Modelcilik eğitimini dökümcülük ustalığı ile harmanlayan Mücahit Öngör, sektördeki başarı hikayelerinden sadece birisi. İş hayatına 1960 ihtilalinin hemen sonrasında, durgunluk dönemlerinde stajyer olarak ilk adımı atan Öngör, doğru yerde, doğru kararı alarak, kendisi ve firması için atılımlar gerçekleştirdi. Öngör, kızları ve oğlu ile birlikte yürüttüğü bu zorlu iş hayatında, hala ilk adımı attığı gündeki heyecanı ve enerjiyi taşıyor. İÇİMİZDEN BİRİ Sizi tanıyabilir miyiz? Eğitim hayatınızı nerede ve nasıl yaptınız? Bu işi nasıl ve neden tercih ettiniz? 1946 İstanbul’da doğdum. Yenikapılıyım. Babam esnaftı, kahvecilik yapıyordu. Beni Sultanahmet’te bulunan o zamanki adıyla Erkek Sanat Enstitüsü’ne gönderdi. O zamanlarda zaten üç meslek lisesi vardı İstanbul’da; Haydarpaşa, Tophane bir de Sultanahmet. Benim gittiğim Sultanahmet’te 3-4 meslek vardı; marangozluk, dökümcülük, modelcilik. İlk seneden sonra meslek seçimi yapılıyordu. Ben modelciliği seçtim. Akşam babama, modelciği seçtiğimi söylediğim zaman, “ İyi yapmışsın, güzel meslek seçmişsin” dedi. Modelciği seçtim ama karşıma marangozhane çıktı. Birinci sınıfı iftiharla geçtim. O yaz stajımı yapmak için Perşembe Pazarı’na gittim. Dökümcüsü, tornacısı her şey orada. 60 ihtilalı yeni olmuştu, hiç iş yok. Gidip geliyoruz, sadece dükkan temizliyoruz. Bir gün dayanamadım ustama modelciliğin getirisinin ne olduğunu sordum. O da, “Bir gün çalışırsın 15 lira kazanırsın, bir gün çalışırsın 30 lira kazanırsın, bir gün de iş olmaz, ortalaması neyse gelirin o olur” dedi. O zamanlarda biz ev yaptırıyoruz, çalışan ameleye de 15 lira veriyoruz. Ustadan bu sözleri duyunca nasıl oldum anlatamam. İlk iki sınıfta iftiharla geçen ben, o sene sınıfta kaldım. Hiçbir şey yapmak istemedim. Hocaların da dikkatini çekti bu durum. Amele parasına çalışacağımı düşündüm. Bir sonraki stajıma gittiğimde, ihtilalın etkileri geçmiş, işler açılmıştı. İyi de bir ustaya düştüm. Keyfim yerine geldi, ondan sonra yine iftiharla geçtim. Üniversite okumak istemediniz mi? İstedim, bu konuda adım da attım. Yıldız’a müracaat ettiğimde bir sınava girdik. Bizim meslek liselerinde matematik dersi normal liselere göre daha azdı. Ama Yıldız, normal lise tedrisatına göre sınav düzenliyordu. Bu nedenle başarısız oldum. Sonrasında çalışma hayatına atıldım. Önce çıraklık yaptım ardından kalfa oldum. Askerliğimi yaptıktan sonra da 6-7 ay içerisinde, 1969 yılında kendi modelhanemi Bayrampaşa’da açtım. Kendi yolumu kendim çizdim. Neden kalafat yerinde düşünmediniz? Kalafat yeri çok iç içeydi. Modelci dükkanı çoktu. Bayrampaşa’da demirciler ve dökümcüler sitesinin olması tercihim konusunda belirleyici oldu. Çalıştığım atölye Elekro Metal’e modelleme yapıyordu. O dönemin en büyük ve tek firmasıydı. O zaman Hamdi Bey vardı. Gelip yanında çalıştığım Kemal ustaya beni sormuş, çağırdı beni. “Bize de iş yap” dedi. Ustama ayıp olur diye kabul etmek istemedim. Ondan sonra Ferro Döküm oldu, EMAŞ oldu. Benim modelciliğim çok iyiydi. O zamanın en iyi 2-3 ustasından biriydim. Dökümhane açma fikri nereden geldi aklınıza; niyetiniz kazancılık mıydı, dökümhane miydi? Kazancılık daha 20 yıldır var, ilk başlarda yoktu. Fabrikalara modelcilik yaparken Vat Elektro Metal, yeni motor fab- Dökümcü, modelci gibi düşünemez. Ama modelci dökümcü gibi düşünebilir. Birçok aşamayı yapabilmeme, modelciliğin bana sağladığı avantajlar neden olmuştur. Benim dönemimde mezun olan arkadaşlarım aynı çizgide ilerleyemedi ne yazık ki. rikası olarak açıldı. Elektrik motoru dökümleri yapılıyor, biz de modellerini yapıyorduk. Islak dökümde yaşanan sıkıntılar oluyor, kanatlarını dökümden çıkartamıyorlardı. Metin Kazancı o zaman AKSA’nın sahibiydi. Metin Kazancı ile görüştüm, “Ben bunu dökerim, bunlar işi beceremiyorlar” dedim. Pek güvenemedi. Ben ısrarcı davranınca, “Benden maddi destek isteme, yap olursa alırım” dedi. Ben giriştim işe, çok büyük bir potansiyel var; 50 bin-70 bin-100 bin motor yapılacak. O dönemde de bir GAMAK vardı. İlk dökümü 60 tane kalıpladık, çok güzel oldu ama hepsinde de gaz boşluğu var. Metin Kazancı, “Bunlar olmuş, sen bu gaz boşluklarını da halledersin” dedi. Dökümcülüğe öylece başlamış oldum. Bayağı motor döktük yani. Üç sene modelcilik atölyesinden sonra dökümhaneye başlamış olduk. Önce Bayrampaşa’daydık, sonra Halkalı ardından da İkitelli istimlak olunca buraya geldik. Modelciliğin getirdiği avantajlar neler oldu? Siz bunu dökümde nasıl kullandınız? Modelciliğin çok büyük avantajı oldu. Bir modelcinin iyi bir dökmeci, iyi bir işlemeci olması lazım. Parçayı aldığımız zaman o konuda çok iyi değerlendirmesini yapabiliyorduk. Dökümde neresini üste verirsek, neresini alta verirsek sakat verir, bunları düşünmek gerekiyor. Modelcilikte de bunları hep yaşadığımız için, dökümcülükte zorlanmadık. Dökümcü, modelci gibi düşünemez. Ama modelci dökümcü gibi düşünebilir. Birçok aşamayı yapabilmeme, modelciliğin bana sağladığı avantajlar neden olmuştur. Benim dönemimde mezun olan arkadaşlarım aynı çizgide ilerleyemedi ne yazık ki. Sonraki dönemlerde, bu sektöre birçok kişi girdi; rekabet başladı. İndüksiyon ocağı aldım. Ufak tefek parça işine de girdik. Benim avantajım, Sultanahmet’te aldığım eğitim oldu. Ben bir kere yaptım mı, parçayı çıkartır hale getiriyordum. O dönemde en iyi 3-4 modelciden birisiydim. 18-19 yaşımdayken en yüksek haftalığı ben alırdım. İşi sevmemin de çok önemli bir payı vardı bunda. Türkdöküm 73 İÇİMİZDEN BİRİ 70’li yıllarda böyleydi. Daha sonra dökümde çok iş yok düşüncesi ile başka işlere mi yöneldiniz? Doğalgaz Türkiye’ye geldiğinde, kalorifer kazanları gündeme geldi. Dökme dilimleri falan duyuyordum ama görmemiştim. Eve bir tane kazan aldık. Ben kazanı görünce, “Bunu yaparım” dedim ve yaptım. Daha önce Buderus’un döküm dilimli kazanlarının reklamlarını görüyordum fakat içinin dökme demir olduğunu bilmiyordum. Burada teknik okullu olmanın farkı ortaya çıkıyor. O zamanki eğitimlerde ‘ben yapamam’ diye yetişmiyordu insanlar. ‘Ben bunu yaparım, yapmalıyım’ bilinç altına o yerleştiriliyordu öğrencinin. O dönem, otomobil tamircileri, sanayiciler öyle çıkıyorlardı. Ben mesela, kazanı görünce, dökümhanem de var, ben bunu yaparım diyebildim. Bizim öğretmenlerimiz, savaşa giden erata nasıl motivasyon verilirse, bize de öyle motivasyon veriyorlardı. 'Ülkenin istikbali bizim elimizdeydi', hocalarımız öyle teşvik ettiler bizi. Onların katkıları çok büyüktür. Benim teknik resim öğretmenim, ismimi, ardından da anlamını sordu. ‘Ülkesi, vatanı için savaşan diyince, “Sende o azmi görüyorum” dedi. Bu beni kamçılayan bir şey oldu. Sadece bizim mesleğimizde değil diğer sektörlerde de böyle örnekler var. Tornada, makinecilikte ya da marangozlukta da o dönemde yetişen ve iyi yere gelmiş insanlar vardır. O dönemde meslek liseleri çok önemliydi. Bence hala da önemli. Koç’un dediği gibi, memleket meselesi aslında. Üniversite açacaklarına doğru düzgün, hakkıyla eğitim verecekleri meslek liseleri açsalar çok daha iyi olur. Allah bana da nasip etse de bir meslek lisesi de ben açsam. Gönlümde bir arzudur bir meslek lisesi yaptırmak. Evinizde şofbeniniz arıza yapıyor, birisi geliyor, hiçbir eğitimi yok, sizin şofbeninize ya da su tesisatınıza giriyor. Almanya’da gördüm meslek lisesine gitmiş işçiliği orada öğrenmiş, gelince hemen galoşunu çekiyor, yere örtüsünü seriyor, tertemiz işini yapıyor ve gidiyor. 74 Ocak - Şubat - Mart / 2013 Bir meslek lisesi açmamış olabilirsiniz ama sizin Sultanahmet meslek lisesini ne kadar önemsediğinizi ve sahip çıktığınızı, desteklerinizi sunduğunuzu biliyoruz. Ne gibi destekler sunuyorsunuz? Bugün Sultanahmet benim kanatlarımın altında. Hocalar ne isterse veriyorum. Öğrenciler geliyorlar burada incelemeler yapıyorlar. Biz onlara brifingler veriyoruz. Öğrenciler meslek liseli olmaları nedeniyle normal liselerden kendilerini daha aşağıda görüyorlar, istikbal görmüyorlar. Ben de bir meslek lisesi mezunu olarak, yaptıklarımı çocukların görmesini istiyorum, onları teşvik ediyorum. Bu arada staja gelenler oluyor. Staj sonrası devam edenler oluyor. Çocuklar kafalarında uçuk kaçık da olsa fikirlerini gelip benimle paylaşıyorlar. Onun dışında, eğitimde kullanılacak makine, cihazların alımında bizim maddi katkılarımız oluyor. Okulun binasının onarımında ve başka masraflarında desteğimiz oluyor. Çünkü ben oradan yetiştim. Benim için, o yattığım katlar gururdur. Ve kendimde de mecburiyet hissediyorum. Çünkü benim gibi çocuklar hep oraya gidiyorlar. Onlara benim destek olmam lazım. İÇİMİZDEN BİRİ 60’lı-70’li yıllarda üretim yapmak nasıldı? O dönemin zorlukları vardır kuşkusuz? Kolay olan bir şey yoktu ki. Karne çıkartmışlardı bize, kömür işletmelerine gidiyor, kart basıyorduk kömür alabilmek için. Mesela Sirkeci Kömür İşletmeleri merkezine gidiyorduk, karnene göre 3-4 ton kömür alabilirsin. Kömürü öyle alıyorduk. Kağıthane’deki Gazhaneye gidiyorduk, oradan kok’u alıyorduk kamyonetlerle. Piki ya da kumu tüccardan temin ediyorduk. Tabi o zamanlar vade yok, çek- senet yok. Ama böyle iş de yok. Türkiye’ye sanayi o günlerde daha yeni yeni giriyordu; o da tamir ve bakım amaçlı. Ana parça üretimi falan yoktu daha. İş yapmak belki daha rahattı ama üretim süreci daha zordu. Kuper ocağına yukarından piki atıyorsunuz, aşağıdan ne çıkar artık Allah bilir. Analiz yok, rengine bakıp anlaşılıyor. Reçine yok, kumla çalışılıyor ya da beziryağı ile. Şimdi fabrikaların dört dörtlük laboratuarları var. Ama bugün de büyük bir rekabet var. O zaman indüksiyon ocağı falan yoktu. Biz keçinin olmadığı yerde Abdurrahman Çelebi’ydik. Aşağı yukarı alabiliyorduk, şimdi öyle değil. İhracat derseniz başlı başına farklı bir durum. Teknik zorlukların yanı sıra o dönemde devlet desteği filan nasıldı? Olması gereken desteği alabiliyor muydunuz? Ankara’da “Türkiye’nin Döküm Sorunları” isimli bir sempozyuma gitmiştik o zaman. Mete Nakiboğlu’nun başkan olduğu bir dönemdi. Zamanın Sanayi Bakanı Cahit Aral da sempozyuma iştirak etmiş, Manisa Milletvekili Ekrem Pakdemirli de katılmıştı. Biz dökümcüler, sorunlarımızı söyledik, tonajlardan ve daha birçok konudan konuştuk. Pakdemirli aldı mikrofonu eline, “Türkiye’nin döküme ihtiyacı yok” dedi. “Türkiye’nin döküm ihtiyacı şu kadar, bu ihtiyacı karşılayacak üretimi de var. Sizin laboratuara ihtiyacınız var. Bunun için size teşvikler vereceğiz” dedi. Laboratuar ve ileri teknoloji üretim teknikleri hakkında konuşmak için bizi çağırdı. Çok doğru da söyledi. Ama teşvik verilmedi bu sektöre çok fazla. Hala da yok. Yüzde 80 ihracat yapıyoruz, içeride ne kadar KDV alacağımız birikmiş, öğrenince şaşırdık. Sigortaya mahsup ediyoruz ama bu kadar KDV ödeyerek aldığımız ürünler var. Bunlar es geçiliyor. Bir sürü malzeme kullanıyoruz ve bunlar oldukça pahalı olan malzemeler. Yurtiçi satışımız olduğu için ihraç kayıplarımız pek sarsmıyor bizi. Devletten alacağımız olsun, diyip geçiyoruz. Geriye dönüp baktığınızda yaptığınızdan ya da yapmadığınızdan pişmanlık duyduğunuz şeyler oldu mu? Keşkeleriniz ya da pişmanlıklarınız var mı? Tabiî ki var. Ben İkitelli’de 500 kiloluk ocakla çalışmaya başladım. Niye 500 kilo, çünkü güvenemiyordum. Kime ne iş yapacağım? Döktaş kurulurken otomotive üretim yapacaktı; arkasında Koç vardı. Benim kazandığımın hepsi vergilendirilmiş kazanç, dışarıdan hiçbir teşvikim yok. Biriktirdiğim parayı da sanatkarlığımla biriktirdim. Böyle olunca da ufak ufak, topal topal yürüme çabasında ola- Benim kazandığımın hepsi vergilendirilmiş kazanç, dışarıdan hiçbir teşvikim yok. Biriktirdiğim parayı da sanatkarlığımla biriktirdim. Böyle olunca da ufak ufak, topal topal yürüme çabasında olabiliyorsunuz. biliyorsunuz ancak. Şöyle bir kazan fabrikası olarak kurabilseydim işletmemi, 5 katı daha fazla üretim elde edebilirdim. Keşke o zamanlar bir otomotiv firması ya da kazan üretimi yapan bir firma arkamda destek olsaydı. Veyahut bugünkü Önmetal olsaydı arkamda, ona göre tesis kurardım. Hiç ortaklık ta düşünmemişsiniz… Az kalsın Profilo ile bir ortaklık işine giriyorduk. Ben ekuart parçaları yapıyordum. Profilo’dan çağırdılar, dökümhaneye ortak olalım, Çerkezköy’e de bir dökümhane açalım dediler. Kabul etmedim. Sonrasında Jak Kamhi çağırttı beni, onunla da görüştük. Bana yüzde 49 hisse, geri kalan yüzde 51 de Profilo’nun olmak üzere teklifi yenilediler. Ben de “Siz beni yutarsınız” dedim. Hem yüzde 49 hisse hem de Çerkezköy’e gidilecek, sıcak bakmadım teklife. Kamhi, “Ben niye yutayım çocuğum seni. Ben seni kaybetmemek için ortak olmak istiyorum. Sana ihtiyacım var benim. Sen bizi ekarte etmeyesin diye” dedi. Ama olmadı. Şimdi onlar da hazır ekoart alıyorlar. Burada da üretilmiyor, Çin’den getiriyorlar. Siz bir dönem Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nde de aktif olarak yer aldınız. Dernek o zamanlar nasıldı? Dernek bugün büyüdü. Eskiden 35-40 üyeydik ve hepimiz birbirimizi tanırdık. Bir de nesil değişti, yeni yeni simalar gelmeye başladı derneğe. Ben kuruluşundan beri derneğin içinde oldum. Orası benim bir çocuğum gibi. O nedenle devam ediyorum. Kurduğumuz zamanki dayanışma süper bir dayanışmaydı. Dernek, üyeler arasındaki fiyat rekabetinin sağlıklı bir zemine kavuşması noktasında bile belirleyici olabiliyordu. Tavsiye niteliğinde yönlendirici davranabiliyordu. Teknolojik paylaşımlar da oluyordu. Özellikle Yılmaz Turan’ın sfero döküm konusundaki gayretleri derneğe ve sektöre çok şey kazandırdı. Dışarıdan uzmanlar getirdi, fabrikalarda uygulamalar yapıldı. Dernek üyeleri birbirlerini hem teknolojik hem de ticari anlamda desteklerdi. Bir işi kendin yapmak istemezsen, bir başka arkadaşına yönlendirirdin. Türkdöküm 75 HAMMADDE PİYASALARI TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi Hammadde fiyat endeks tablosu, her ayın ilk haftası güncellenmekte ve TÜDÖKSAD’ın web sitesi www.tudoksad.org.tr ‘den yayınlanmaktadır. Hammadde fiyatları TL / ton Dönem 2005 ORT/AVE 2006 ORT/AVE 2007 ORT/AVE 2008 ORT/AVE 2009 ORT/AVE 2009 / 12 2010 / 01 2010 ORT/AVE 2010 / 12 2011 / 01 2011 / 02 2011 / 03 2011 / 04 2011 / 05 2011 / 06 2011 / 07 2011 / 08 2011 / 09 2011 / 10 2011 / 11 2011 / 12 2011 ORT/AVE 2012 / 01 2012 / 02 2012 / 03 2012 / 04 2012 / 05 2012 / 06 2012 / 07 2012 / 08 2012 / 09 2012 / 10 2012 / 11 2012/12 2012 ORT/AVE 2013/01 2013/02 2013/03 Ort Max 641 1416 992 992 725 878 939 1030 1040 1014 1014 1028 1053 1190 1190 1260 1260 1250 1260 1132 1230 1220 1177 1165 1160 1130 1130 1095 1080 1004 998 980 1114 970 960 1028 428 462 521 859 564 678 675 779 848 875 898 901 893 912 962 1059 1059 1120 1130 1015 1017 987 1005 930 980 994 1007 962 1011 962 890 856 888 870 946 850 829 857 592 1227 840 940 747 847 905 960 970 970 973 942 1020 1055 1102 1270 1280 1150 1100 1066 1098 1100 1170 1150 1150 1190 1200 1120 925 900 929 930 1072 931 880 885 515 766 556 624 614 729 796 878 873 867 852 886 906 966 966 1014 1015 954 1000 931 1002 951 950 952 975 934 934 910 889 831 866 857 921 855 838 873 SferoPiki (2) Hematit Pik (3) Çelik Piki (4) Ort Ort 373 407 487 612 502 497 545 651 715 818 806 800 771 817 810 798 852 863 860 848 918 830 931 895 881 889 918 863 835 840 836 750 810 814 855 815 804 835 Max 560 910 639 543 565 708 770 845 900 820 792 830 840 845 880 880 900 900 950 865 944 940 950 960 970 920 930 900 900 800 890 890 916 890 860 890 472 515 589 978 698 880 700 842 924 962 980 1008 996 1058 1059 1072 1203 1202 1228 1110 1162 1087 1159 1090 1152 1130 1167 1121 1122 1085 1088 1000 1080 1084 1107 1054 997 1005 Max 717 1605 897 1340 780 929 1016 1030 1152 1065 1065 1090 1130 1182 1275 1350 1300 1260 1300 1183 1275 1280 1355 1412 1450 1410 1313 1370 1358 1220 1270 1220 1328 1270 1160 1260 Hurda Fiyatı (1) Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan paketli veya dökme, kaplamasız, DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş ağırlıklı aylık ortalaması Sfero Piki (2) İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar ve bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması Hematit Piki (3) İsdemir, Kardemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması 76 Max Sfero Pik Çelik Döküm Döküm Döküm (5) (6) (7) Hurda (1) Ocak - Şubat - Mart / 2013 Ort 594 982 656 822 692 834 906 1002 980 966 972 999 1042 1127 1102 1210 1208 1106 1146 1072 1141 1082 1058 1035 1057 1048 1056 997 993 966 956 929 1027 938 913 966 423 461 535 795 600 689 623 746 820 890 893 904 884 938 935 1028 1028 1033 1044 979 1040 966 1045 993 1017 1010 1043 992 979 963 962 875 945 949 981 935 901 920 373 407 483 612 502 497 545 651 715 818 806 800 771 817 810 798 852 863 860 848 918 830 931 895 881 889 918 863 835 840 836 750 810 814 855 815 804 835 Çelik Piki (4) İsdemir, Kardemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması Sfero Döküm Hammadde Maliyeti (5) Sfero Döküm Hammadde Maliyeti Ortalama % 50 sfero piki ve % 50 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti Pik Döküm Hammadde Maliyeti (6) Ortalama % 50 hurda ile % 25 hematit ve %25 çelik piki ile hesaplanan malzeme maliyeti Çelik Döküm Hammadde Maliyeti (7) % 100 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti 06.03 09.03 20.03 03.04 06.04 09.04 12.04 03.05 06.05 09.05 12.05 03.06 06.06 09.06 12.06 03.07 06.07 09.07 12.07 03.08 06.08 09.08 12.08 03.09 06.09 09.09 12.09 03.10 06.10 09.10 12.10 03.11 06.11 09.11 12.11 03.12 06.12 09.12 12.12 03.13 06.03 09.03 20.03 03.04 06.04 09.04 12.04 03.05 06.05 09.05 12.05 03.06 06.06 09.06 12.06 03.07 06.07 09.07 12.07 03.08 06.08 09.08 12.08 03.09 06.09 09.09 12.09 03.10 06.10 09.10 12.10 03.11 06.11 09.11 12.11 03.12 06.12 09.12 12.12 03.13 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 02.13 11.12 08.12 05.12 02.12 11.11 08.11 05.11 02.11 11.10 08.10 05.10 0,7 02.10 11.09 08.09 05.09 02.09 11.08 08.08 0,8 05.08 02.08 11.07 08.07 05.07 02.07 11.06 HAMMADDE PİYASALARI 0,9 0,800 0,650 0,700 0,6 40% 20% 0% 550 500 450 400 350 300 250 200 150 100 2010 Çolakoğlu Metalurji Hurda Fiyat Değişimleri (TL/kg) Aylık Ortalama - A Kalite DKP 0,5 0,2 Çolakoğlu Metalurji Hurda Fiyat Değişimleri (%) -20% -40% CAEF Metallic Material Endeksi (Euro / ton) x (June 2003 = 100) 30 CAEF Metallic Material Endeksi Monthly Changes (%) 20 10 0 -10 -20 CAEF Metallic Material Endeksi Year Average (Euro / ton) 2011 2012 2013 Türkdöküm 77 HAMMADDE PİYASALARI Eurofer Avrupa hurda endeksi (euro: 2001=100) 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 January 76 96 103 99 130 163 251 182 221 259 227 219 364 319 298 February 74 96 99 99 135 178 252 187 232 264 194 221 339 309 287 March 76 97 98 107 139 205 231 200 247 269 163 255 339 322 April 75 98 100 108 137 203 213 211 247 343 166 319 326 320 May 76 99 103 110 125 190 178 214 237 428 178 306 327 319 June 80 101 103 114 110 167 150 227 238 439 157 289 340 301 July 79 96 102 114 113 202 172 229 239 445 173 279 335 289 August 79 95 100 114 123 247 194 218 231 398 186 300 337 298 September 78 100 101 112 139 259 214 212 230 302 200 311 327 293 October 78 103 100 113 138 275 181 220 228 238 179 277 312 275 November 79 103 95 116 138 273 186 218 223 182 173 296 294 286 December 82 105 96 121 148 254 183 213 224 228 195 325 301 290 Average Index 78 99 100 111 131 218 200 211 233 316 183 283 328 302 500 EUROFER Avrupa Hurda Endeksi (Euro:2001=100) 450 400 350 300 250 200 150 100 Oca.13 Oca.12 Tem.12 Oca.11 Tem.11 Oca.10 Tem.10 Oca.09 Tem.09 Oca.08 Tem.08 Oca.07 Tem.07 Oca.06 Tem.06 Oca.05 Tem.05 Oca.04 Tem.04 Oca.03 Tem.03 Oca.02 Tem.02 Oca.01 Tem.01 Oca.00 Tem.00 Oca.99 Tem.99 50 EUROFER Avrupa Hurda Endeks Değişimi (Euro:2001=100) 100 50 0 -50 78 Ocak - Şubat - Mart / 2013 Oca.13 Tem.12 Oca.12 Tem.11 Oca.11 Tem.10 Oca.10 Tem.09 Oca.09 Tem.08 Oca.08 Tem.07 Oca.07 Tem.06 Oca.06 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 Tem.03 Oca.03 Tem.02 Oca.02 Tem.01 Oca.01 Tem.00 Oca.00 Tem.99 Oca.99 -100 TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI FİRMA ADI ŞEHİR ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş. BURSA 0224 714 82 00 0224 714 87 49 www.adarad.com.tr AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. ANKARA 0312 267 18 80 0312 267 18 88 www.akdas.com.tr AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0212 689 04 33 0212 689 01 57 www.akmandokum.com AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş. İSTANBUL 0216 593 03 80 0216 593 03 82 www.akmetal.com AKPINAR DÖKÜM ve MAKİNA SAN. A.Ş. ANKARA 0312 267 04 50 0312 267 04 51 www.akpinardokum.com ALFA DÖKÜM MAK.SAN. TİC. ITH. IHR. LTD.ŞTİ. ANKARA 0312 267 17 97 0312 267 05 63 www.alfadokum.com.tr ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş. KOCAELİ 0262 527 23 51 0262 527 28 76 www.anadoludokum.com.tr ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0212 567 51 66 0212 612 90 33 www.araldokum.com.tr ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. KONYA 0332 248 25 00 0332 249 40 40 www.ardemir.com ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0212 871 00 49 0212 873 00 49 www.ardoksan.com ARPEK ARKAN PARÇA ALUM. ENJ. KALIP SAN. TİC. A.Ş. KOCAELİ 0262 658 97 44 0262 658 97 49 www.arpek.com.tr AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ SAMSUN 0362 266 88 47 0362 266 67 46 www.ascelik.com Atik Metal San. Tic. A.Ş. İZMİR 0232 328 35 10 0232 328 35 18 www.atikmetal.com.tr AY DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş. ANKARA 0312 267 04 57 0312 267 04 56 www.aydokum.com AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. KOCAELİ 0262 751 21 94 0262 751 21 98 www.ayhanmetal.com.tr AYZER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0212 771 51 00 0212 771 51 02 www.ayzerdokum.com BİLGE DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0212 565 60 65 0212 565 61 70 www.bilgedokum.com BMC SANAYİ TİCARET A.Ş. İZMİR 0232 477 18 00 0232 477 18 77 www.bmc.com.tr BORAN ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. ANKARA 0312 640 11 66 0312 640 11 77 www.borancelik.com BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC.SAN.LTD.ŞTİ. BURSA 0224 493 26 06 0224 493 26 09 www.burdoksan.com CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş. İZMİR 0232 478 10 00 0232 478 10 10 www.cevherdokum.com CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş. İZMİR 0232 399 10 00 0232 399 10 10 www.cms.com.tr COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC. SAN. A.Ş. BURSA 0224 573 42 63 0224 573 42 73 www.componenta.com ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş. İSTANBUL 0212 771 45 55 0212 771 20 57 www.celikgranul.com ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İML. SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 311 14 42 0216 311 10 67 www.celikel.com ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş. KIRŞEHİR 0386 234 80 80 0386 234 83 49 www.cemas.com.tr ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş. MERSİN 0324 221 84 00 0324 221 50 20 www.cimsatas.com DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ADAPAZARI 0264 275 48 07 0264 275 14 11 www.daloglu.com DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş. KOCAELİ 0262 677 46 00 0262 677 46 99 www.demisas.com.tr DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş. İZMİR 0232 376 72 80 0232 376 72 83 www.denizcast.com DİRİNLER DÖKÜM SAN. TUR. LİMAN İŞL. TİC. A.Ş. İZMİR 0232 376 87 87 0232 376 85 67 www.dirinlerdokum.com DOĞRU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. BURSA 0224 482 29 35 0224 482 29 39 www.dogrudokum.com DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ELAZIĞ 0424 255 50 77 0424 255 56 56 www.dogudokum.com.tr DÖKÜMAŞ MALATYA METAL İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. A.Ş. MALATYA 0422 237 50 62 0422 237 50 47 www.dokumas.com.tr DUDUOĞLU ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. ÇORUM 0364 254 90 01 0364 254 90 04 www.duduoglu.com.tr DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş. İSTANBUL 0212 668 18 08 0212 594 73 42 www.duyarvalve.com EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ. ANKARA 0312 267 05 56 0312 267 05 59 www.ekstrametal.com.tr EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş. KOCAELİ 0262 658 10 01 0262 658 10 00 www.eku.com.tr ELBA BASINÇLI DÖKÜM SAN. A.Ş. ODÖKSAN OSMANELİ ŞB. BİLECİK 0228 461 58 30 0228 461 58 36 www.odoksan.com.tr ENTİL END. YAT. TİCARET A.Ş. ESKİŞEHİR 0222 237 57 46 0222 237 26 79 www.entil.com ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 377 01 42 0216 377 01 47 www.erdokum.com ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş. ANKARA 0312 280 86 97 0312 280 86 99 www.ergenekon.com.tr ERGİN MAKİNA MODEL DÖKÜM SAN. TİC.LTD.ŞTİ. KAYSERİ 0352 327 27 38 0352 327 29 45 www.erginmodel.com ERKUNT SANAYİ A.Ş. ANKARA 0312 397 25 00 0312 397 25 07 www.erkunt.com.tr FERRO DÖKÜM SANAYİ DIŞ TİC. A.Ş. KOCAELİ 0262 653 42 60 0262 653 41 60 www.ferrodokum.com.tr FORMMET METALURJİ MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. TEKİRDAĞ 0282 746 10 98 0282 746 11 00 www.formmet.com.tr GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 307 12 62 0216 307 28 68 www.gedikdokum.com.tr GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 394 33 31 0216 394 32 88 www.gurmetal.com.tr GÜVEN PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 365 94 34 0216 365 29 82 www.gpdpress.com HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 365 10 56 0216 314 19 80 www.haytas.com.tr HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş. TRABZON 0462 325 00 25 0462 325 00 72 www.hekimogludokum.com HEMA OTOMOTİV SİSTEMLERİ A.Ş. TEKİRDAĞ 0282 758 10 40 0282 758 10 90 www.hattatholding.com HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 464 70 00 0216 464 70 20 www.hisarcelik.com İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş. BURSA 0224 243 16 06 0224 243 13 20 www.igrek.com.tr İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KOCAELİ 0262 728 13 00 0262 728 13 08 www.istanbuldokum.com KALKANCI PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 593 07 55 0216 593 17 42 www.kalkanci.com KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. DÜZCE 0380 537 52 67 0380 537 54 58 www.karamandokum.com KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş. KARABÜK 0370 418 22 34 0370 424 36 81 www.kardokmak.com.tr KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. KAYSERİ 0352 321 12 57 0352 321 11 94 www.kaydoksan.com.tr KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. ÇORUM 0364 235 03 16 0364 235 03 20 www.kizilirmakdokum.com KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. KOCAELİ 0262 754 51 77 0262 754 51 80 www.korfezdokum.com TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI FİRMA ADI ŞEHİR MEDAŞ METALURJİ DÖK. MAK. SAN. TİC. A.Ş. ANKARA 0312 267 45 75 0312 267 57 02 www.me-das.com.tr MENSAN OTOMOTİV MAK. AKS. SAN. TİC. A.Ş. MANİSA 0236 213 02 30 0236 213 02 29 www.mensanotomotiv.com.tr MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 364 32 12 0216 415 74 51 www.mertdokum.com.tr MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0212 886 90 00 0212 886 54 57 www.mesdokum.com.tr MESA MAKİNA DÖKÜM A.Ş. KONYA 0332 239 18 72 0332 239 18 76 www.mesamakina.com.tr MOTUS OTOMOTİV MAK. MET. SAN. TİC. A.Ş. KONYA 0332 239 12 41 0332 239 12 43 www.motusdokum.com NORMSAN TİCARET METAL İML. SAN. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 593 11 61 0216 593 05 15 www.normsan.com ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0212 485 48 74 0212 485 48 73 www.onmetal.com.tr ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. ADANA 0 322 441 07 07 0322 441 14 14 www.ozgumus.com.tr ÖZGÜR DÖKÜM MAD. MAK. LTD. ŞTİ. ANKARA 0312 267 12 10 0312 267 12 11 www.ozgurdokum.com.tr ÖZGÜVEN DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ANKARA 0312 267 41 61 0312 267 51 61 www.ozguvendokum.com PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. İZMİR 0232 479 03 53 0232 479 05 16 www.pinardokum.com.tr RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş. MANİSA 0236 213 08 86 0236 213 08 08 www.rubapresdokum.com SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş. SAMSUN 0362 266 51 60 0362 266 51 62 www.samsunmakina.com.tr SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 394 23 52 0216 394 23 55 www.serpahassasdokum.com SİLVAN SANAYİ A.Ş. İSTANBUL 0216 399 15 55 0216 383 31 38 www.silvansanayi.com SUPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. AŞ. İZMİR 0232 877 02 12 0232 877 02 17 www.superpar.net ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İZMİR 0232 437 01 83 0232 437 01 85 www.sahindokum.com ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR. İZMİR 0232 877 21 23 0232 877 21 24 www.senkaya.com TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş. ELAZIĞ 0424 255 55 60 0424 255 55 63 www.tancelik.com TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş. İSTANBUL 0216 544 36 00 0216 544 36 06 www.toscelikgranul.com.tr TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. İSTANBUL 0212 315 52 40 0212 274 01 12 www.trakyadokum.com.tr ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 499 46 46 0216 499 46 50 www.umitcasting.com ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş. İSTANBUL 0216 591 08 70 0216 591 08 79 www.unimetal.com.tr YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ. ANKARA 0312 641 32 10 0312 641 31 82 www.yazkan.com.tr İSTANBUL PİK DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI İSTANBUL 0212 576 60 10 0212 576 80 75 halilgv@varollar.com ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI ANKARA 0312 267 13 93 0312 267 04 97 www.ankaradokumculerodasi.org.tr İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKR. ODASI İZMİR 0232 437 02 43 0232 437 01 46 SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ KAYSERİ 0352 326 80 00 0352 326 89 69 5M ELEKTRO MEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 527 83 54 0216 527 85 24 www.5mtr.com ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş. İSTANBUL 0212 280 50 50 0212 280 50 51 www.acarermetal.com AMCOL MİNERAL MAD. SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 414 96 16 0216 414 96 20 www.amcol.com.tr AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 410 00 60 0216 410 00 90 www.aveks.com.tr BES MÜHENDİSLİK SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 420 89 09 0216 364 66 48 www.besmuhendislik.com BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş. İZMİR 0232 433 72 30 0232 457 37 69 www.bilginoglu-endustri.com.tr ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK TİC. A.Ş. İSTANBUL 0212 275 57 13 0212 347 87 07 www.celiktassilis.com ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş. MANİSA 0236 233 23 20 0236 233 23 23 www.cukurovakimya.com.tr EGES ELEKTRİK&ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş İSTANBUL 0212 446 41 21 0212 447 36 00 www.eges.com.tr EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş. İSTANBUL 0212 325 96 60 0212 283 77 78 www.evren.ws EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 573 38 88 0216 573 06 28 www.expert.com.tr FERROMET MÜMESSİLLİK TİC. A.Ş. İSTANBUL 0212 275 33 00 0212 275 11 42 www.ferromet.com.tr FOSTEMA METALURJİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ANKARA 0312 440 82 28 0312 439 66 84 www.fostema.com HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş. ANKARA 0312 439 67 92 0312 439 67 66 www.ankiros.com HERAEUS ELECTRO-NİTE TERMO TEKNİK SAN. TİC. A.Ş. ANKARA 0312 267 08 88 0312 267 08 87 www.electro-nite.com INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİST. SAN. A.Ş. KOCAELİ 0262 646 34 24 0262 646 29 62 www.inductotherm.com.tr KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş. KARABÜK 0370 424 10 50 0370 415 66 50 www.kadioglumaden.com.tr KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 593 09 57 0216 593 09 59 www.kumsandokum.com.tr LMA MOTİF ALÜM. DÖKÜM SAN. MÜM. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 593 13 61 0216 593 13 62 www.lma.com.tr MAGMA BİLİŞİM TEKN. HİZM. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 557 64 00 0216 557 50 26 www.magmasoft.com.tr MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 447 29 55 0216 447 29 69 www.marmarametal.com META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0212 270 07 08 0212 270 08 88 www.metamak.com.tr METKO HÜTTENES ALB. KİMYA SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 411 69 11 0216 369 64 59 www.metkoha.com SİLTAŞ SİLİS KUMLARI SAN. TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 335 70 09 0216 335 71 57 www.siltas.com.tr SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş. İSTANBUL 0216 380 36 18 0216 416 91 59 www.silvanticaret.com UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İSTANBUL 0216 399 98 68 0216 442 11 90 www.unikon.com.tr VESUVIUS İSTANBUL REFRAKTER SAN. TİC. A.Ş. FOSECO KOCAELİ 0262 677 10 50 0262 677 10 60 www.foseco.com.tr YILKAN MAÇA SUP. ÜRETİM PAZ. SAN. TİC. A.Ş. BURSA 0224 573 88 72 0224 573 74 93 www.yilkanchaplet.com BÖLGESEL KURULUŞLAR KATILIMCI ÜYELER