- Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği
Transkript
- Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği
‹çindekiler ‹çindekiler Sempozyum Düzenleme Kurulu ............................................................................................... 5 Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik ‹mmünoloji Derne¤i ................................................................ 6 Bilimsel Program ................................................................................................................ 7-15 Sempozyum ödülleri .............................................................................................................. 16 Bildiri Ödül Jürisi ................................................................................................................... 17 Poster Bildiri Sunumlar› Aeropalinoloji ve Di¤er Allerjiler (P-001 / P-006) ......................................................... 18 Allerjide Tan› Yöntemleri (P-007 / P-015) ............................................................... 18-19 Besin Allerjileri - 1 (P-016 / P-025) ........................................................................ 19-20 Besin Allerjileri - 2 (P-026 / P-035) ........................................................................ 20-21 Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 1 (P-036 / P-046)................................................. 21-22 Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 2 (P-047 / P-058)................................................. 22-23 Deri - Anafilaksi ve Venom Allerjileri (P-059 / P-069) ............................................ 23-24 Epidemiyoloji (P-070 / P-077) ...................................................................................... 24 Eriflkin Solunum Yolu Allerjileri (P-078 / P-083).......................................................... 25 ‹laç Allerjileri (P-084 / P-090) ................................................................................. 25-26 ‹mmünoterapi ve Anti IgE (P-091 / P-096) ................................................................... 26 Klinik ‹mmünoloji (P-097 / P-109).......................................................................... 26-28 Temel ‹mmünoloji (P-110 / P-115) ............................................................................... 28 Di¤er Olgular (P-116 / P-137) ................................................................................. 28-30 ‹laç Allerjileri Olgular› (P-138 / P-154).................................................................... 30-32 Klinik ‹mmünoloji Olgular› (P-155 / P-182) ............................................................ 32-34 Poster Bildiri Özetleri ........................................................................................................ 35-87 ‹ndeks................................................................................................................................... 89- 3 Sempozyum Kurulu SempozyumDüzenleme Düzenleme Kurulu Sempozyum Baflkan› Prof. Dr. Suna Büyüköztürk Bilimsel Kurul Baflkanı Sempozyum Sekreteri Prof. Dr. Betül A. Sin Doç. Dr. Asl› Gelincik Üyeler Prof. Dr. Bahattin Çolako¤lu Prof. Dr. Faz›l Orhan Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya Prof. Dr. Mehtap Yaz›c›o¤lu Prof. Dr. Osman fiener Prof. Dr. fiebnem K›l›ç Doç. Dr. Bülent Bozkurt Doç. Dr. Cengiz K›rmaz Doç. Dr. Ferda Öner Erkekol Doç. Dr. Ferhan Özfleker Doç. Dr. Metin Aydo¤an Doç. Dr. Nihal Mete Gökmen Doç. Dr. Semanur Kuyucu Yard. Doç. Dr. Özge Uysal Soyer Uzm. Dr. Mustafa Demirtürk Uzm. Dr. Ömür Ayd›n Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik ‹mmünoloji Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan Prof. Dr. Ayfer Tuncer Baflkan Yard›mc›s› Genel Sekreter Muhasip Üye Prof. Dr. Zeynep M›s›rl›gil Prof. Dr. Bülent E. fiekerel Prof. Dr. A. Fuat Kalyoncu Üyeler Prof. Dr. Ömer Kalayc› (Uluslararas› ‹liflkiler Sorumlusu) Prof. Dr. Derya U. Alt›ntafl (E¤itim Sorumlusu) Prof. Dr. Gülfem E. Çelik (‹letiflim Sorumlusu) 5 Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik ‹mmünoloji Derne¤i, allerji ve klinik immünoloji alan›nda çal›flan hekimler ve bilim adamlar›na hizmet etmek, bu alanda yap›lan çal›flmalar› desteklemek, koordine etmek, e¤itim, araflt›rma ve çal›flmalara katk›da bulunmak amac› ile 1989 y›l›nda kurulmufltur. Derne¤imizin son y›llarda artan aktivitelerinin yan› s›ra e¤itime, araflt›rmaya ve araflt›r›c›lara sa¤lad›¤› destek üye say›s›nda önemli art›fla neden olmufl ve Mart 2011’de üye say›s› 407’ye ulaflm›flt›r. Dernek kay›tlar›m›za göre Mart 2011 tarihi itibariyle ülkemizde 136 Çocuk Allerji, 24 Çocuk ‹mmünoloji, 28 ‹mmünoloji ve 61 Eriflkin Allerji uzman› bulunmaktad›r. Dernek üyelerimiz aras›nda temel bilimle u¤raflan bilim insanlar›, biyologlar ve t›bb›n çeflitli uzmanl›k alanlar›na mensup hekimler de bulunmaktad›r. Bu kimli¤i ile derne¤imiz ülkemizde allerji ve klinik immünoloji alan›nda çal›flan tek ulusal dernektir. I. Allerjik Hastal›klar Sempozyumu 2-4 Haziran 1983 tarihlerinde Ankara’da gerçeklefltirilmifl ve dernek oluflturulmas› için ilk ad›mlar bu s›rada at›lm›flt›r. Kat›l›mc› say›s› ve gördü¤ü ilgi sürekli art›fl gösteren y›ll›k ulusal toplant›lar›m›z›n her y›l sonbahar aylar›nda gerçeklefltirilmesi gelenek haline gelmifltir. Bunlar›n ço¤u uluslararas› nitelik tafl›maktad›r. EAACI, AAAAI, ACAAI, WAO, GLORIA, GARD gibi uluslararas› kurulufllar kongrelerimize kat›larak destek vermektedir. Ayr›ca derne¤imiz Avrupa’n›n allerji alan›nda en önemli toplant›s› olan EAACI kongresine 2011 y›l›nda ev sahipli¤i yapm›flt›r. Sekiz bini aflk›n kat›l›m›n sa¤land›¤› kongre bilimsel, kültürel ve sosyal aç›dan çok baflar›l› olmufl, uluslararas› platformda önemli geri dönüflümler al›nm›flt›r. Kongrelerimize ilave olarak her y›l bölgesel ve özel konularda bilimsel toplant›lar da düzenlenmektedir. Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da “Dünya Allerji Haftas›” ve “Dünya Ast›m Günü’nde” hekimlerimize ve halk›m›za yönelik e¤itsel etkinlikler gerçeklefltirilmifltir. Ayr›ca derne¤imize baflvuran üyelerimizin EAACI y›ll›k üyelik aidatlar› ödenmifl, “Haziran 2011’de ‹stanbul’da yap›lan EAACI Y›ll›k Kongresi” ne bildiri ile kat›lan 15 genç üyemize ve allerji alan›nda çal›flan 20 hemfliremize dernek deste¤i sa¤lanm›flt›r. Bu tür bilimsel desteklerin devam› gelecektir. Derne¤imiz yönetim kurulu ve çal›flma gruplar›n›n iflbirli¤i ile çocuk ve eriflkin yandal uzmanl›k ö¤rencilerinden oluflan 10’ar kiflilik gruplara 2 kez “Besin ve ‹laç Provokasyon Testleri”, 1 kez “Allerjide Tan› Yöntemleri” konusunda interaktif kurslar düzenlenmifltir. Bu kurslara yandal uzmanl›k e¤itimini sürdüren tüm genç arkadafllar›m›z›n kat›l›m› zorunlu k›l›nm›flt›r. Dernek bu konulardaki e¤itim aktivitelerini sürdürecektir. Derne¤imiz y›lda üç say› olmak üzere Ast›m Allerji ‹mmünoloji ad›yla bir dergi ç›karmaktad›r. Dergimizde sizlerden gelen orijinal çal›flmalar, vaka sunumlar›, derlemeler yer almaktad›r. Amac›m›z SCI kapsam›nda yer alabilecek bir yay›n organ›na sahip olabilmektir. Bu da sizlerden gelecek nitelikli yaz›lar›n dergimizde yay›nlamas›yla mümkün olabilecektir. Bu konuda ilgi ve destekleriniz dergimize güç katacakt›r. Sizleri derne¤imizi ve etkinliklerimizi izlemeye davet ediyoruz. 6 Bilimsel Program 7 8 21:00 20:00 19:30 19:00 18:30 18:00 17:30 17:00 16:30 16:00 15:30 15:00 14:30 14:00 13:30 13:00 12:30 12:00 11:30 11:00 10:30 10:00 09:30 09:00 08:30 08:00 07:30 Saat KAYIT KURS 2 Besin allerjileri Kurs Salonu II Aç›l›fl kokteyli (Miracle Resort Hotel) Aç›l›fl konferans› Bilimsel motivasyon (Salon I) Aç›l›fl töreni (Salon I) KURS 3 Allerjik hastal›klar ve immün yetmezliklere olgularla yaklafl›m (interaktif) KURS 4 Olgularla besin allerjisine yaklafl›m (interaktif) Kahve Aras› KURS 1 Allerjide s›k karfl›lafl›lan sorunlara pratik yaklafl›m Kurs Salonu I 1 Kas›m 2011, Sal› Gün bat›m› oturumu: Y›l›n makaleleri-1 Panel: Ast›m tedavisinde aç›l›mlar Konferanslar Uydu sempozyum Uydu sempozyum Konferanslar Panel: Nas›l ve neden atopik olunur? Salon I Sosyal Program Akflam yeme¤i Gün bat›m› oturumu: Y›l›n makaleleri-2 Panel: Anafilaksi: Güncel pratik yaklafl›mda neler de¤iflti? Kahve Aras› Panel: Allerjik hastal›klar›n tedavisinde uyum sorunlar›/çözümleri Kahve Aras› Panel: Aerobiyoloji Panel: Reaktif üst havayolu Gala Yeme¤i (Miracle Resort Hotel) Çal›flma gruplar› toplant›s› Poster sunumlar› (Poster alan›) Panel: Herediter anjioödem Kahve Aras› Panel: Panel: Özel Popüler durumlarda uygulamalar ne allerji ve ast›m kadar do¤ru? tedavisi Panel: Ast›m ata¤›: Bilgilerimizi güncelleyelim Gün do¤umu oturumu: ‹mmünizasyonda sorunlar Salon III Salon I Konferanslar: Otoimmünite Kapan›fl kokteyli ve kapan›fl Ödül töreni Panel: Eozinofiliyle seyreden durumlar ve tedavisi Salon II Gün do¤umu oturumu: Ast›mda klavuz d›fl› tedaviler: Hangi hastada, ne zaman? Salon III 4 Kas›m 2011, Cuma Panel: ‹mmün Panel: Panel: Egzersiz iliflkili yetmezlikler: Allerjide güncel Yerleflik ve yeni sendromlar konular tedaviler Salon II Panel: Panel: Çocuklukta Kronik ürtiker tan› ve tedavisinde ast›m fenotipleri güncel yaklafl›mlar Panel: ‹mmünoterapi, 100 y›ll›k bir öykü: Dünü, bugünü, yar›n› Salon I 3 Kas›m 2011, Perflembe Ö¤le Yeme¤i Konferanslar Panel: Ast›m m›? KOAH m›? Gün do¤umu oturumu: Deri döküntüleri: Hangisi allerjik? Salon III Karfl›t görüfl: Panel: Ast›ml› hastada Ast›m: Egzersiz inflamasyon yap, formda kal, takibi gerekli mi? uzun yafla Panel: Eriflkinde ast›m fenotipleri Panel: Kronik rinosinüzit / nazal polipozis Panel: Rinopatiler Panel: ‹fl ortam› ile iliflkili allerjik hastal›klarda tan› ve tedavi yaklafl›m› Salon II I Salon 2 Kas›m 2011, Çarflamba Sempozyum Program› Sempozyum Kurs Kurs Program› 1 Kas›m 2011, Sal› 13:30-15:00 Kurs 1: Allerjide s›k karfl›lafl›lan sorunlara pratik yaklafl›m Kurs salonu 1 Baflkanlar: Mehtap Yaz›c›o¤lu, Gülfem E. Çelik Atopik dermatit Kronik öksürük Çocukta Eriflkinde 13:30-15:00 Zeynep Tamay Bülent Karada¤ Gülden Paflao¤lu Karak›fl Kurs 2: Besin allerjileri Kurs salonu 2 Baflkanlar: Derya U. Alt›ntafl, Cans›n Saçkesen S›kl›k ve risk faktörleri Klinik bulgular Tan› Esen Demir Dost Zeyrek Cans›n Saçkesen 15:00 - 15:30 Kahve aras› 15:30-17:00 Kurs 3: Allerjik hastal›klar ve immün yetmezliklere olgularla yaklafl›m (interaktif) Kurs salonu 1 Baflkanlar: Feyzullah Çetinkaya, ‹smail Reisli ‹laç allerjileri Anafilaksi Hangi hastada immün yetmezlik düflünelim? Çocukta Eriflkinde 15:30-17:00 Kurs 4: Olgularla besin allerjisine yaklafl›m (interaktif) Mehtap Yaz›c›o¤lu Semanur Kuyucu Figen Do¤u Ömür Ardeniz Kurs salonu 2 Baflkanlar: Gülbin Bingöl Karakoç, Asl› Gelincik Tedavi ilkeleri Olgu sunumlar›-1 Olgu sunumlar›-2 Olgu sunumlar›-3 Ayflen Bingöl Ayfer Yükselen Mehmet K›l›ç Asl› Gelincik 17:30-18:15 Aç›l›fl töreni Salon 1 18:15-19:30 Aç›l›fl konferans› Salon 1 Baflkanlar: Ayfer Tuncer, Suna Büyüköztürk Bilimsel motivasyon 19:30 Emin Kansu Aç›l›fl kokteyli Klazmer Orkestrası 9 Sempozyum Program› SempozyumBilimsel Bilimsel Program› 2 Kas›m 2011, Çarflamba 07:30-08:20 *Gün do¤umu oturumu Salon 3 Baflkanlar: Nevin Uzuner, Oktay Taflkapan Deri döküntüleri: Hangisi allerjik? 08:30-10:00 Panel: Nas›l ve neden atopik olunur? Ayflen Karaduman Salon 1 Baflkanlar: Y›ld›z Saraçlar, Seval Günefler Kendirli Atopi viral bir hastal›k m›d›r? Hijyenik olmayan yaflam koruyucu mudur? Herfley genlerimizde mi sakl›? 08:30-10:00 Panel: ‹fl ortam› ile iliflkili allerjik hastal›klarda tan› ve tedavi yaklafl›m› Nerin Bahçeciler Haluk Çoku¤rafl Ömer Kalayc› Salon 2 Baflkanlar: Gönül Adal›o¤lu, A. Fuat Kalyoncu Solunum yolu allerjileri Dermatit ve ürtiker Malüliyet (Özürlülük) karar› nas›l verilir? 08:30-10:00 Panel: Ast›m m›? KOAH m›? Dilflad Mungan Oktay Taflkapan Ferhan Özfleker Salon 3 Baflkanlar: Zeynep M›s›rl›gil, M. Sad›k Demirsoy Örtüflen sendromun özellikleri Ay›r›c› tan›da ipuçlar› Tedavi yaklafl›mlar› farkl› m›? 10:00-10:30 Kahve aras› 10:30-11:30 Konferanslar Gülfem E. Çelik Bilun Gemicio¤lu Gül Karakaya Salon 1 Baflkanlar: Bahattin Çolako¤lu, Bülent E. fiekerel Histaminin 101. y›l›: Yenilikler ve antihistaminler K›rm›z› göz: Tan› ve tedavi 10:30-11:30 Panel: Rinopatiler Ayfer Tuncer Murat ‹rkeç Salon 2 Baflkanlar: Ülker Önefl, Özkan Karaman Allerjik ve non-allerjik rinit: Benzerlik ve farkl›l›klar Lokal allerji var m›? 10:30-11:30 Konferanslar Betül A. Sin A. Füsun Kalpakl›o¤lu Salon 3 Baflkanlar: ‹lhan Tezcan, Füsun Y›ld›z Allerji ve ast›m prati¤inde sigara PFAPA (periodik atefl-aft-farenjit-adenit) m›? Üst solunum yolu infeksiyonu mu? Elif Da¤l› Hasibe Artaç * Gün do¤umu oturumu salonunda mini kahvalt› ikram› yap›lacakt›r. 10 Sempozyum Program› SempozyumBilimsel Bilimsel Program› 2 Kas›m 2011, Çarflamba 11:30-12:30 Uydu sempozyum Salon 1 Baflkan: Arzu Yorganc›o¤lu Ast›m tedavisine yeniden bak›fl: Gerçek yaflam› olgularla tart›flal›m Konuflmac›lar: Arzu Yorganc›o¤lu, ‹. K›v›lc›m O¤uzülgen, Refika Ersu 11:30-12:30 Panel: Kronik rinosinüzit / nazal polipozis Salon 2 Baflkanlar: Sevim Bavbek, Hasan Yüksel 12:30-13:30 13:30-14:30 Rehberlere göre tedavi Aspirin duyarl›l›¤› ve nazal polip: Desensitizasyon etkili mi? Ö¤le yeme¤i Uydu sempozyum Özkan Karaman A. Fuat Kalyoncu Salon 1 Baflkan: Ayfer Tuncer ‹nek sütü allerjisinde tan› ve tedavi Konuflmac›lar: Derya Ufuk Alt›ntafl, Gülbin Bingöl Karakoç 13:30-14:30 Panel: Eriflkinde ast›m fenotipleri Salon 2 Baflkanlar: A. Füsun Kalpakl›o¤lu, Bilun Gemicio¤lu Fenotipler ve endotip kavram› Fenotip ve endotipe özgü tedavi 14:30-15:30 Yavuz S. Demirel Emel Kurt Konferanslar Salon 1 Baflkanlar: Ender Terzio¤lu, Nazan Tomaç Ar› ve di¤er böcek allerjilerinde sorunlar / çözümleri Lateks allerjisinde sorunlar / çözümleri 14:30-15:30 Karfl›t görüfl: Ast›ml› hastada inflamasyon takibi gerekli mi? Osman fiener Suna Büyüköztürk Salon 2 Baflkanlar: Emel Kurt, Demet Can Evet Hay›r 14:30-15:30 Arzu Bak›rtafl Cevdet Özdemir Panel: Ast›m: Egzersiz yap, formda kal, uzun yafla Salon 3 Baflkanlar: Aytu¤ Akkor, Yavuz S. Demirel Spor ve ast›m: Neler bilmeliyiz? Beslenme ve ast›m 15:30-16:00 Ali Baki ‹lknur Bostanc› Kahve aras› 11 Sempozyum Program› SempozyumBilimsel Bilimsel Program› 2 Kas›m 2011, Çarflamba 16:00-17:30 Panel: Ast›m tedavisinde aç›l›mlar Salon 1 Baflkan: Nermin Güler, Gül Karakaya Yeni inhale steroidler Yeni fosfodiesteraz inhibitörleri Termoplasti 16:00-17:30 Remziye Tanaç Ayfle Yenigün Sevim Bavbek Panel: Anafilaksi: Güncel pratik yaklafl›mda neler de¤iflti? Salon 2 Baflkanlar: Osman fiener, Arzu Bak›rtafl Klinik ve tan›y› destekleyen laboratuvar bulgular› Tedavi Korunma 17:45-18:45 Öznur Abado¤lu Feyzullah Çetinkaya Özlem Keskin Gün bat›m› oturumu: Y›l›n makaleleri-1 Salon 1 Baflkanlar: Ömer Kalayc›, Elif Da¤l› Rinit H›fl›lt›l› çocuk Ast›m 17:45-18:45 Hasan Yüksel Fazilet Karakoç Reha Cengizlier Gün bat›m› oturumu: Y›l›n makaleleri-2 Salon 2 Baflkanlar: Özden Sanal, Aytül Sin Klinik immünoloji Deri allerjileri Anafilaksi 19:30 U¤ur Muflabak Ferda Öner Erkekol Suna Asilsoy Akflam yeme¤i Sosyal program 21.00 Sinema Salonu I (Av Mevsimi) Sinema Salonu II (Yukarı Bak) 12 Sempozyum Program› SempozyumBilimsel Bilimsel Program› 3 Kas›m 2011, Perflembe 07:30-08:20 *Gün do¤umu oturumu: ‹mmünizasyonda sorunlar Salon 3 Baflkanlar: Aydan ‹kincio¤ullar›, Cengiz K›rmaz Allerjik ve ast›ml› hastada ‹mmun yetmezlikli hastada 08:30-10:00 Ender Terzio¤lu ‹smail Reisli Panel: ‹mmünoterapi, 100 y›ll›k bir öykü: Dünü, bugünü, yar›n› Salon 1 Baflkanlar: Betül A. Sin, Nerin Bahçeciler Etkinlik / koruyuculuk Yeni ‹T modelleri / yeni formülasyonlar ‹T’de anafilaksi riski azalt›labilir mi? 08:30-10:00 Nihal Mete Gökmen Mübeccel Akdifl Seval Günefler Kendirli Panel: Egzersiz iliflkili sendromlar Salon 2 Baflkanlar: ‹pek Türktafl, Dane Ediger Egzersiz ve solunum yollar› Egzersizle oluflan anafilaksi-ürtiker Sporcularda allerji tedavisi ve doping sorunu 08:30-10:00 Panel: ‹mmün yetmezlikler: Yerleflik ve yeni tedaviler U¤ur Özçelik Faz›l Orhan Metin Aydo¤an Salon 3 Baflkanlar: Ifl›k Yalç›n, Mustafa Y›lmaz ‹V‹G, SK‹G immün replasman tedavisi Kök hücre nakli Sitokin ve anti-sitokin tedavi 10:00-10:30 Kahve aras› 10:30-11:30 Panel: Çocuklukta ast›m fenotipleri Aydan ‹kincio¤ullar› ‹lhan Tezcan Koray Harmanc› Salon 1 Baflkanlar: Remziye Tanaç, Faz›l Orhan Fenotiplerin temelleri ve do¤al seyir Fenotipe özgü tedavi 10:30-11:30 Bülent E. fiekerel ‹pek Türktafl Panel: Kronik ürtiker tan› ve tedavisinde güncel yaklafl›mlar Salon 2 Baflkanlar: Ayfle Yenigün, Oktay Taflkapan K›lavuzlar eflli¤inde tan› K›lavuzlar eflli¤inde tedavi Refrakter kronik ürtiker tedavisinde olas› seçenekler: Siklosporin, omalizumab, plazmaferez ve di¤erleri 10:30-11:30 Panel: Reaktif üst havayolu Nevin Uzuner Ali Kokuluda¤ Bahattin Çolako¤lu Salon 3 Baflkanlar: Dilflad Mungan, Nural Kiper Laringofaringeal reflü: Tan› ve tedavi Vokal kord disfonksiyonu: Tan› ve tedavi Figen Gülen Deniz Do¤ru Ersöz * Gün do¤umu oturumu salonunda mini kahvalt› ikram› yap›lacakt›r. 13 Sempozyum Program› SempozyumBilimsel Bilimsel Program› 3 Kas›m 2011, Perflembe 11:30-12:30 Panel: Allerjik hastal›klar›n tedavisinde uyum sorunlar› / çözümleri Salon 1 Baflkanlar: Suna Büyüköztürk, Zafer Arslan ‹nhalasyon tekniklerinde ‹mmünoterapi uygulamalar›nda 11:30-12:30 Emine Dibek M›s›rl›o¤lu Zeynep M›s›rl›gil Panel: Aerobiyoloji Salon 2 Baflkanlar: Nihat Sapan, A. Zafer Çal›flkaner Ülkemizde polen ve mantar sporu say›mlar› ne durumda? Bu say›mlar allerji prati¤ine nas›l yans›mal›? 12:30-13:30 13:30-15:00 Adem B›çakç› Nihat Sapan Ö¤le yeme¤i Panel: Özel durumlarda allerji ve ast›m tedavisi Salon 1 Baflkanlar: Levent Erkan, Esen Demir Gebelik ve laktasyonda Perioperatif dönemde Yafll›l›kta Komorbit durumlarda 13:30-15:00 Sami Öztürk Fad›l Öztürk A. Berna Dursun Dane Ediger Panel: Popüler uygulamalar ne kadar do¤ru? Salon 2 Baflkanlar: Gülsev Kale, Reha Cengizlier G›da antikor testleri Vitamin, bitki ve bakteri ekstreleri Alternatif ve tamamlay›c› tedaviler K›rm›z› ›fl›k, biorezonans, ozon 15:00-15:30 15:30-17:00 Can Kocabafl Recep Sancak Ferhat Çatal Yonca Nuho¤lu Kahve arası Panel: Ast›m ata¤›: Bilgilerimizi güncelleyelim Salon 1 Baflkanlar: Haluk Çoku¤rafl, Öznur Abado¤lu ‹nfeksiyonlar ve ast›m ataklar› A¤›r atak tedavisi Ataklar önlenebilir mi? 15:30-17:00 Ayhan Sö¤üt Nermin Çapan Nermin Güler Panel: Herediter anjioödem Salon 2 Baflkanlar: Suna Büyüköztürk, Okan Gülbahar Tan› Günümüzde yerleflik tedaviler Tedavide yenilikler 17:15-18:30 Poster sunumlar› 18:30-19:00 Çal›flma gruplar› toplant›s› Aytül Sin A. Zafer Çal›flkaner Okan Gülbahar 20.00 - 23.00 Gala yeme¤i Dr. Zafer Mutlu ve orkestras› eflli¤inde 14 Sempozyum Program› SempozyumBilimsel Bilimsel Program› 4 Kas›m 2011, Cuma 07:30-08:20 *Gün do¤umu oturumu: Ast›mda klavuz d›fl› tedaviler: Hangi hastada, ne zaman? Salon 3 Baflkanlar: Ayflen Bingöl, A. Berna Dursun Anti-IL-5 Anti-TNFα 08:30-10:00 Demet Can Füsun Y›ld›z Panel: Allerjide güncel konular Salon 1 Baflkanlar: Semanur Kuyucu, A. Kadir Koçak Obezite ve allerji Hasta bina sendromu Parasitoz ve allerji 08:30-10:00 M. Sad›k Demirsoy A. Kadir Koçak Özlem Y›lmaz Özbek Panel: Eozinofiliyle seyreden durumlar ve tedavisi Salon 2 Baflkanlar: Can Kocabafl, Nermin Çapan Kronik eozinofilik pnömoni Churg Strauss sendromu ABPA 10:00-10:30 Kahve aras› 10.30-11.30 Konferanslar: Otoimmünite Nural Kiper Bülent Bozkurt Sema Canbakan Salon 1 Baflkanlar: Figen Do¤u, Cevdet Özdemir ‹mmün yetmezlikte Allerjide 11.30-13.00 Ödül töreni ve kapan›fl 13:00-13:30 Kapan›fl kokteyli Mustafa Y›lmaz Cengiz K›rmaz * Gün do¤umu oturumu salonunda mini kahvalt› ikram› yap›lacakt›r. 15 Sempozyum Ödülleri Sempozyum Ödülleri Klinik allerjide en iyi poster/araflt›rma ödülleri Temel allerji-immünolojide en iyi poster/araflt›rma ödülleri Bilim Ödülü Sponsorlar›m›za Teflekkürlerimizle… Ayr›ca Genç Araflt›rmac›lara Kurs-Sempozyum Kay›t ve Konaklama Burslar› www.aid.org.tr www.aid.org.tr 16 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 Bildiri Ödül Jürisi (Soyisim Alfabetik) Aeropolinoloji ve Di¤er Allerjiler Zafer Arslan Suna Asilsoy Sad›k Demirsoy A.Füsun Kalpakl›o¤lu Özlem Özbek Y›lmaz Nihat Sapan Allerjide Tan› Yöntemleri Bülent Bozkurt Zafer Çal›flkaner Yavuz S. Demirel Nermin Güler Aytül Sin Remziye Tanaç Besin Allerjileri - 1 Derya Ufuk Alt›ntafl Ayflen Bingöl Boz Gülbin Bingöl Karakoç Asl› Gelincik Cans›n Saçkesen Zeynep Tamay Besin Allerjileri - 2 Esen Demir Koray Harmanc› Özlem Keskin Ayhan Sö¤üt Ayfer Yükselen Dost Zeyrek Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 1 Metin Aydo¤an Reha Cengizlier Elif Da¤l› A. Kadir Koçak Fad›l Öztürk Recep Sancak ‹pek Türktafl Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 2 Arzu Bak›rtafl Demet Can Haluk Çoku¤rafl Figen Gülen Bülent Karada¤ Özkan Karaman Ayfle Yenigün Deri-Anafilaksi ve Venom Allerjileri Feyzullah Çetinkaya Berna Dursun Okan Gülbahar Faz›l Orhan Ferda Öner Erkekol Nevin Uzuner Epidemiyoloji Ahmet Akçay ‹lknur Bostanc› Bahattin Çolako¤lu Fuat Kalyoncu Bülent fiekerel Hasan Yüksel Eriflkin Solunum Yolu Allerjileri Nermin Çapan Dane Ediger Levent Erkan Bilun Gemicio¤lu Emel Kurt Dilflad Mungan ‹laç Allerjileri Sevim Bavbek Suna Büyüköztürk Gülfem E. Çelik Gül Karakaya Semanur Kuyucu Mehtap Yaz›c›o¤lu ‹mmünoterapi ve Anti IgE Nerin Bahçeciler Seval Günefler Kendirli Ali Kokuluda¤ Zeynep M›s›rl›gil Betül A. Sin Ayfer Tuncer Klinik ‹mmünoloji Figen Do¤u Aydan ‹kincio¤ullar› Cengiz K›rmaz U¤ur Muflabak Ifl›k Yalç›n Mustafa Y›lmaz Temel ‹mmünoloji Ömer Kalayc› Cevdet Özdemir ‹smail Reisli Özden Sanal 17 Ender Terzio¤lu ‹lhan Tezcan Poster Bildiri Sunumlar› AEROPAL‹NOLOJ‹ VE D‹⁄ER ALLERJ‹LER Baflkanlar: Nihat Sapan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu P-001 2010 y›l›nda Konya ‹li Atmosferinde Bulunan Polenler ve Bunlar›n Meteorolojik Faktörler ‹le Aras›ndaki ‹liflki ‹lginç K›z›lp›nar Temizer1, Cahit Do¤an1, Bahar Göktürk2, Hasibe Artaç2, ‹smail Reisli2 1 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dal›, Ankara 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bilim Dal›, Konya P-002 Gastroözefagial Reflü Hastal›¤› ve Alerjik Hastal›klar Celal Özcan1, Mustafa Erkoço¤lu1, Ersoy Civelek1, Hasan Demirkan2, Hüseyin Tu¤rul Tiryaki2, Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji bölümü, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Cerrahi Bölümü, Ankara P-003 Edirne ‹linde Yaflayan Çocuklardaki Skin Prick Test Sonuçlar›n›n Atmosferik Polen Verilerine Göre De¤erlendirmesi. Perihan Erkan1, Adem B›çakç›1, Mehtap Yaz›c›o¤lu2, Sevim Akça¤lar3, Nihat Sapan4 1 Uluda¤ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa 2 Trakya Üniversitesi, T›p Fakültesi, Pediatri ABD, Edirne 3 Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji ABD, Bursa 4 Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi,Pediatri ABD, Bursa P-004 Kars ‹li Atmosferik Polenlerin Belirlenmesine Yönelik Ön Çal›flma Mustafa Kemal Altuno¤lu1, Adem B›çakç›2, Hulusi Malyer2, Fatma Günefl1, Aycan Tosuno¤lu2, Nihat Sapan3 1 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 36100 Kars 2 Uluda¤ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle, Bursa 3 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Görükle Bursa P-005 Primer ‹mmün Yetmezlikler ve Alerjik Hastal›klar Celal Özcan, Mustafa Erkoço¤lu, Ersoy Civelek, Ayfle Metin, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Ankara P-006 2011 y›l›nda Ankara ili atmosferinde bulunan baz› mantar sporlar› ‹lginç K›z›lp›nar Temizer1, Cahit Do¤an1, Cans›n Saçkesen2, Ayfer Tuncer2 1 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dal›, Ankara 2 2Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal› Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara ALLERJ‹DE TANI YÖNTEMLER‹ Baflkanlar: Remziye Tanaç, Zafer Çal›flkaner P-007 Üç Yafl›ndan Önce Tekrarlayan H›fl›lt› ile Baflvuran Çocuklar›n Klinik ‹zlemi ve Alt› Yafl›ndan Sonra Tekrar De¤erlendirilmesi: Yeni Bir Ast›m Tahmin ‹ndeksi Ramazan Keçeci1, ‹smail Reisli2, Hayriye Nermin Keçeci1, Mine K›raç2, Bahar Göktürk2, Sevgi Kelefl2 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya P-008 Marmara bölgesinde yaflayan Allerjik Rinitli çocuklar›n yiyecekler ve havada uçuflan allerjenlere karfl› duyarl›l›k prevalans› Öner Özdemir1, Metin Trabzon2, Murat Sürücü1, Fatih Mete3 1 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul 2 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 3 TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul P-009 Marmara bölgesinde yaflayan Ast›ml› çocuklar›n yiyecekler ve havada uçuflan allerjenlere karfl› duyarl›l›k prevalans› Öner Özdemir1, Metin Trabzon2, Murat Sürücü1, Fatih Mete3 1 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul 2 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 3 TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul 18 Poster Bildiri Sunumlar› P-010 Marmara bölgesinde yaflayan Atopik Dermatit ve/veya G›da Allerjisi olan çocuklar›n yiyecekler ve havada uçuflan allerjenlere karfl› duyarl›l›k prevalans› Öner Özdemir1, Metin Trabzon2, Murat Sürücü1, Fatih Mete3 1 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul 2 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 3 TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul P-011 Ülkemizde ast›m ve/veya allerjik rinitli eriflkin hastalarda minimum deri prik test paneli fiule Cömert, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Birimi, Ankara P-012 Solunum yolu atopik hastal›klar›nda allerjik duyarlanmay› de¤erlendiren deri prick testini tahmin modelleri Ebru Çelebio¤lu1, Ahmet U¤ur Demir2, Gül Karakaya1, Ali Fuat Kalyoncu1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Ankara P-013 Alerjik Rinit Tan›s›yla ‹zlenen Hastalar›n Total IgE ve Spesifik Allerjen Test Sonuçlar›n›n Karfl›laflt›r›lmas› Musftafa Önder Uzun1, Keramettin Yan›k2, Osman Ayd›n2, Mehmet Mustafa Erdo¤an1, Y›lmaz Bacanak2 1 fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi KBB Klini¤i, Amasya 2 fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuar›, Amasya P-014 Çocukluk ça¤› kronik ve dirençli solunum yolu problemlerinde bronkoskopik de¤erlendirme: 1022 vakan›n analizi Erkan Çak›r1, Arif Kut2, Levent Midyat2, Mustafa Nursoy3 1 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Bilimdal›, ‹stanbul 2 Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul 3 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul P-015 Sa¤l›kl› Çocuklarda Bazal Serum Triptaz Düzeyleri: Yafl ve Cinsiyet ‹liflkisinin Belirlenmesi Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Özlem Tekflam2, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1, Ayfer Tuncer1, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100 S›hhiye, Ankara. 2 Hacettepe Üniversitesi Genel Pediatri Klini¤i ve Acil Ünitesi, 06100 S›hhiye, Ankara BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 1 Baflkanlar: Derya Ufuk Alt›ntafl, Asl› Gelincik P-016 Keçi sütü inek sütü allerjisinde alternatif olabilir mi? Canan fiule Turgut, ‹lker Günay, Hikmet Tekin Nacaro¤lu, Demet Can Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir P-017 ‹nek Sütü Alerjisinde Süt Proteinleri ve Klinik ‹le ‹liflkisi Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Levent Midyat, Gökay Çelik, Kerem Aksakal Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Alerji - ‹mmunoloji BD P-018 Ankara ‹li Devlet ‹lkö¤retim Okullar› ‹kinci Kademede Anket Yöntemi ‹le IgE Arac›l› Besin Allerjisi S›kl›¤› Aysenur Kaya, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflegül Akan, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi P-019 Bursa ili 6-14 yafl grubu çocuklarda besin allerjisi ve semptomlar›n›n s›kl›¤› Yakup Can›tez1, Gönül Bayram2, Hülya Poyraz1, Kezban ‹pek2, Mustafa Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3, Belgin Aktafl1, Nihat Sapan1 1 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji Bilim Dal›, Bursa 2 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa 3 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa P-020 Baklagillerle deri testi s›ras›nda anafilaksi Özlem Y›lmaz1, Serkan At›c›2, Arzu Bak›rtafl1, ‹lbilge Ertoy Karagöl1, Erdem Topal1, Mehmet Sad›k Demirsoy1, ‹pek Türktafl1 1 Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara 2 Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Ankara 19 Poster Bildiri Sunumlar› P-021 ‹nek sütü ve k›rm›z› et alerjisi birlikteli¤i Ayfle Yenigün1, Özlem Sancakl›1, Berna Gültekin2, Engin Tetik1 1 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n 2 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Bilim Dal›, Ayd›n P-022 Çocukluk ça¤› besin allerjilerinde tan›sal de¤erlendirme sonuçlar› Sehra Birgül Tüfekçi1, Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Mevhibe Gülen Uyan›ker2, Semra Erdo¤an3, Semanur Kuyucu1 1 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Mersin 2 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin 3 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin P-023 G›da Alerjisi S›kl›¤› Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1, Güldane Koturo¤lu2, Asl› Aslan2, Y›ld›z Egemen Kelefl1 1 Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD 2 Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Genel Pediatri BD P-024 ‹nek Sütü Alerjili Çocuklarda Oral Desensitizasyon Sonuçlar›m›z Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Levent Midyat, Mesude Atasever, Duygu Sodol EÜTF Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD P-025 ‹nek Sütü Alerjisinde Tan›, Tedavi ve Prognoz Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1, Funda Özgenç2 1 EÜTF, Çocuk Allerji -‹mmunoloji BD 2 EÜTF, Çocuk Gastroenteroloji, Beslenme ve Hepatoloji BD BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 2 Baflkanlar: Gülbin Bingöl Karakoç, Cans›n Saçkesen P-026 Benzer prevalans, farkl› spektrum-Türk ilkokul çocuklar›nda IgE arac›l› besin allerjisi Revan Mustafayev1, Ersoy Civelek1, Faz›l Orhan2, Hasan Yüksel3, Ayflen Bingöl Boz4, Bülent Enis fiekerel1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bölümü, Trabzon 3 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Solunum ve Allerji Bölümü, Manisa 4 Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Antalya P-027 Yumurta Ak› Allerjisi Olan Çocuklarda Deri Prik Testleri Afl›ya Ba¤l› Sistemik Reaksiyon Riskini Öngörebilir mi? Ümit Murat fiahiner, S.tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki, Ayfer Tuncer, Bülent E. fiekerel, Ömer Kalayc›, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara P-028 Çocuk Alerji Bölümünde ‹zlenen Besin Alerjilerinin Özellikleri Tayfur Ginifl1, Özge Toptafl2, Mahmut Do¤ru2, Handan Duman2, Serap Özmen2, ‹lknur Bostanc›2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi 2 Ankara Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk AlerjiAst›m Klini¤i P-029 ‹nek Sütü Allerjili Olgular›m›z: Tek Merkez Deneyimi Serap Özmen, Handan Duman, ‹lknur Bostanc›, Mahmut Do¤ru, fiennur Kelefl Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara P-030 ‹nek sütü allerjisi olan çocuklarda klinik reaktivite ve tolerans› öngören faktörler Süleyman Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Ayfer Tuncer1, Esra Birben1, Selin Yakar›fl›k1, Erdem Karabulut2, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal› P-031 Yumurta Allerjisinde Klinik Reaktiviteyi Gösteren Yumurta Spesifik IgE De¤erinin Belirlenmesinde Aç›k ve Çift Kör Plasebo Kontrollü Provokasyon Testlerinin Karfl›laflt›r›lmas› Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit M. fiahiner1, Erdem Karabulut2, Özlem Cavkaytar1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Ana Bilim Dal›, Ankara 20 Poster Bildiri Sunumlar› P-032 Çocukluk ça¤›nda mercimek allerjisinin özellikleri ve prognozu Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi P-033 Türkiye'nin Güney-Do¤u illerinde üçüncü basamakta son bir y›da izlenen besin alerjili hastalar›n de¤erlendirilmesi; "Çok merkezli çal›flma" Gülbin Bingöl Karakoç1, Ercan Küçükosmano¤lu2, Suna As›lsoy3, Dost Zeyrek4, Mehmet K›l›ç5, Derya Ufuk Alt›ntafl1, Özlem Keskin2, Mustafa Y›lmaz1, Seval Günefler Kendirli1 1 Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Alerji-‹mmunoloji BD,Adana 2 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Gaziantep 3 Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Alerji BD 4 Harran Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Urfa 5 F›rat Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Elaz›¤ P-034 F›nd›k Allerjili Çocuklarda Klinik Reaktivite ve Tolerans Geliflimini Öngörmede Spesifik IgE’nin Yeri A. Betül Büyüktiryaki, Ümit M. fiahiner, S. Tolga Yavuz, Özlem Cavkaytar, Ebru Ar›k Y›lmaz, Ayfer Tuncer, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara P-035 Nar (Punica Granatum) Allerjisi ve Lipid Transfer Proteinler Betül Büyüktiryaki1, Borja Bartolome2, Ümit M. fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Bülent E. fiekerel1 1 1Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 R & D Department, Bial-Aristegui, Bilbao, Spain ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 1 Baflkanlar: ‹pek Türktafl, Demet Can P-036 Çocuklarda leptin ve adiponektin düzeylerinin ast›m ve obezite ile iliflkisinin de¤erlendirilmesi Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara P-037 Trabzon'daki amatör ve profesyonel spor klüplerinde 8-18 yafl aras› futbol oyuncular›nda egzersize ba¤l› bronkospazm prevalans› Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Elif Acar Arslan1, Faz›l Orhan1, Ali Baki2, Taner Karakafl1 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji Bölümü, Trabzon 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri A.B.D, Trabzon P-038 Ast›ml› hastalarda BDNF (Brain Derived Nörotropik Faktör) düzeyleri Belgin Usta Güç1, Suna Asilsoy2, Cemile Durmaz3 1 Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve Immunoloji Bl 2 Baskent Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Immunolojisi ve Alerji Bölümü 3 Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastal›klar› Hastanesi, Çocuk Immunolojisi ve Alerji Bl P-039 Mevsimsel allerjik rinitli çocuklarda egzersiz ile tetiklenen nazal obstrüksiyonun de¤erlendirilmesi Bar›fl Urhan1, Koray Harmanc›2, A. Kadir Koçak2 1 Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eskiflehir 2 Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Eskiflehir P-040 Ast›m› Olan ve Olmayan Çocuklarda Obezitenin Ekshale Nitrik Oksit Düzeyi Üzerine Etkisi Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Celal Özcan, Ersoy Civelek, Müge Toyran, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi P-041 5 yafl alt› tekrarlayan h›fl›lt›s› olan çocuklarda A vitamini ve eritrosit içi çinko düzeyi Emine Dibek M›s›rl›o¤lu, Handan Duman, Mahmut Do¤ru, Serap Özmen, ‹lknur Bostanc› Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflat›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara P-042 Metakolinle atak gelifltirilen kronik ast›ml› BALB/c farelerde nebülize sildenafilin akci¤er histolojisi, oksijen satürasyonu ve kan gaz› parametreleri üzerine etkileri Özkan Karaman1, Duygu Erge1, Arzu Babayi¤it Hocao¤lu1, Nevin Uzuner1, Osman Y›lmaz2, Güven Erbil3, Alper Ba¤r›yan›k3 1 Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹zmir 2 Dokuz Eylül Üniversitesi, Sa¤l›k Bilimleri Enstitüsü, Laboratuvar Hayvanlar› Bilimi Anabilim Dal›, ‹zmir 3 Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dal›, ‹zmir 21 Poster Bildiri Sunumlar› P-043 Çocukluk ça¤›nda ast›m kontrolünün Ast›m Kontrol Testi ve Nitrik Oksit Ölçümleri ile de¤erlendirilmesi Süleyman Tolga Yavuz1, Ersoy Civelek1, Ümit Murat fiahiner1, Betül Büyüktiryaki1, Ayfer Tuncer1, Erdem Karabulut2, Bülent E. fiekerel1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal› P-044 Çocuklarda Robinia Pseudoacacia Duyarl›l›¤›n›n Allerji Klini¤indeki Yeri P›nar Uysal, Dilek Tezcan, Zeynep Tuba Ar›kan Ayy›ld›z, Fatih F›r›nc›, Tuba Tuncel, Özkan Karaman, Nevin Uzuner Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› AD, ‹mmunoloji ve Klinik Allerji BD, ‹zmir P-045 Deneysel ast›m modelinde Glycyrrhizin'in kronik histopatolojik de¤ifliklikler üzerine düzeltici etkisi Arzu Babayi¤it Hocao¤lu1, Özkan Karaman1, Duygu Ölmez Erge1, Nevin Uzuner1, Güven Erbil2, Osman Y›lmaz3, Alper Ba¤r›yan›k2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim Dal›, ‹zmir 2 Dokuz Eylül Üniversitesi, Histoloji-Embriyoloji Bilim Dal›, ‹zmir 3 Dokuz Eylül Üniversitesi, Multidisipliner Hayvan Laboratuvar› Bilim Dal›, ‹zmir P-046 Kuruyemifl allerjili hastalarda polen duyarl›l›¤› ve allerjik rinokonjunktivit semptomlar›n›n ve fliddetinin de¤erlendirilmesi Özlem Cavkaytar1, Betül Büyüktiryaki1, ‹lginç K›z›lp›nar2, Cahit Do¤an2, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Ümit Murat fiahiner1, Süleyman Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dal›, Ankara ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 2 Baflkanlar: Esen Demir, Arzu Bak›rtafl P-047 ‹kinci basamak sa¤l›k kurulufluna baflvuran h›fl›lt›l› çocuklarda etiyoloji Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep P-048 Ast›m ve/veya riniti olan akar duyarl› çocuklarda nazal eozinofil say›lar› ile nazal ak›m h›zlar› aras›ndaki iliflki Ayfer Yükselen1, Seval G Kendirli2, Mustafa Y›lmaz2, Derya U Alt›ntafl2, Gülbin B Karakoç2 1 Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep 2 Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim Dal›, Adana P-049 Çocukluk Ça¤›nda Alerjik Rinit Tan›s› Alm›fl Hastalar›n Tedaviye Yan›tlar›n›n De¤erlendirilmesi Hasan Ahat1, Ahmet Sami Güven2, Ali Kaya1, Fatma Duksal1, Zehra fiule Haskolo¤lu1, Ömer Cevit1 1 Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas P-050 Tekrarlayan H›fl›lt›l› Solunumu Olan Hastalar›m›zda Serum Vitamin D Düzeyi Cemile Durmaz1, Suna Asilsoy2, Belgin Usta Güç3 1 Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Van 2 Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama Araflt›rma Merkezi, Çocuk Allerji BD, Adana 3 Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Konya P-051 Ast›ml› çocuklarda obezitenin solunum fonksiyonlar›na etkisinin de¤erlendirilmesi Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara P-052 Obezite ile ast›m iliflkisinde T lenfositler ve TH17 hücrelerinin rolünün de¤erlendirilmesi Hasan Yüksel1, Özge Y›lmaz1, Seda Vatansever4, Ece Onur2, Cengiz K›rmaz3, Emine Nal4, Ferda Do¤an Bozyi¤it2 1 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa 2 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa 3 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa 4 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD, Manisa P-053 Süt Çocuklar› ve Okul Öncesi Çocuklarda Akut Ast›m Ata¤›nda Yüksek Doz Nebülize Budesonid Kullan›m› Cem Hasan Razi1, Nazl› Çörüt2, Nesibe And›ran2 1 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji Bölümü, Ankara 2 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara 22 Poster Bildiri Sunumlar› P-054 Acil Servise Baflvuran Ast›m Hastalar›nda Oral Montelukast›n Klinik Ast›m Skoruna ve Hastaneye Yat›fl Oranlar›na Etkisi Cem Hasan Razi1, Elif Ya¤l› Çolako¤lu2, Nesibe And›ran2 1 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji Bölümü, Ankara 2 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara P-055 Allerjik rinitli çocuklarda dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite semptomlar› Ayhan Sö¤üt1, Mustafa Eres1, Naz›m Ercüment Beyhun2, Özge Y›lmaz3, Hasan Yüksel3 1 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› AD, Erzurum 3 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD ve Solunum Birimi, Manisa P-056 Çocuklarda çevresel sigara duman› maruziyeti ile allerjik hastal›klar›n ve solunum fonksiyonlar›n›n iliflkisi Nilüfer Galip, Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nerin Bahçeciler Önder, Nazan Çobano¤lu Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›.Lefkofla, K.K.T.C P-057 Allerjik rinitli hastalar›n N-terminal B tip natriüretik peptid düzeyi etkilenir mi? Hasibe Artaç1, Hüsamettin Vatansev2, Derya Çimen3, Derya Arslan3, Fatma Kaya1, Bülent Oran3 1 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji BD, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Konya 3 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk Kardioloji BD, Konya P-058 Ast›ml› çocuklarda egzersiz provokasyonunun yo¤unlaflt›r›lm›fl nefes havas›ndaki RANTES ve IL-4 düzeylerine etkisinin araflt›r›lmas› Özlem Keskin1, Mehmet Keskin2, Ercan Küçükosmano¤lu1, Mehmet Yasar Ozkars1, Bulent Gogebakan3, Seval Kul4, Hasan Bayram3, Yavuz Coskun2 1 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilimdal›, Gaziantep 2 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilimdal›, Gaziantep 3 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilimdal›, Gaziantep 4 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik ve T›p Biliflimi ABD DER‹ - ANAF‹LAKS‹ ve VENOM ALLERJ‹LER‹ Baflkanlar: Feyzullah Çetinkaya, Nevin Uzuner P-059 Çocuklarda Nadir Görülen Bir Anaflaksi Nedeni: So¤uk Ürtikeri Merve Feyza Yüksel1, Dilek Azkur2, Mustafa Erkoço¤lu2, Ersoy Civelek2, Can Naci Kocabafl2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara P-060 Venom Allerjisi Olan Çocuklarda Serum Bazal Triptaz Düzeyinin Önemi Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Cans›n Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer, Ayfer Tuncer Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi P-061 Akut ürtiker ataklar›n›n genel özellikleri ve kronik ürtikere geçifl için risk faktörleri fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara P-062 Çal›flan ve Ö¤renci Hemflirelerde Alerjik Kontakt Duyarlanma S›kl›¤› Ayflegül Akan, Müge Toyran, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk SA¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi P-063 Çocuk Anafilaksili Olgular›m›z: Tek Merkez Deneyimi Mahmut Do¤ru, ‹lknur Bostanc›, Serap Özmen, Tayfur Ginifl, Handan Duman Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara P-064 Anafilaksi ve adrenalin otoenjektör: Otoenjektör reçete edilen çocuklar›n ve ebeveynlerinin bilgi-beceri düzeyleri ve do¤ru kullan›m› etkileyen faktörler Erdem Topal, Arzu Bak›rtafl, Özlem Y›lmaz, H. ‹lbilge Ertoy Karagöl, Mehmet Sad›k Demirsoy, ‹pek Türktafl Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal› P-065 Bebeklerin Dermatit Yaflam Kalitesi ‹ndeksinin (IDQL) Türkçe Geçerlilik ve Güvenilirli¤i Hasan Yüksel, Ahmet Türkeli, Özge Y›lmaz Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa 23 Poster Bildiri Sunumlar› P-066 Aile Dermatoloji Yaflam Kalitesi ‹ndeksinin (FDLQI) Türkçe Geçerlilik ve Güvenilirli¤i Özge Y›lmaz, Ahmet Türkeli, Hasan Yüksel Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa P-067 Anafilaksi: Ne s›kl›kta görüyoruz? Tedavide neredeyiz? Asl› Gelincik1, Mustafa Demirtürk1, Emre Y›lmaz2, Belk›z Ertek1, Bahattin Çolako¤lu1, Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1 1 ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul 2 ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul P-068 Çocukluk Ça¤› Atopik Dermatit Klinik Özellikleri ve S›n›flamas›: A¤›r Atopik Dermatit Risk Faktörleri Ayflegül Akan, Dilek Azkur, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Celal Özcan, Müge Toyran, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi P-069 Besin Allerjili Çocuklarda Anafilaksi Riskinin Belirlenmesinde Bazal Serum Triptaz›n›n Rolü Ümit Murat fiahiner, S. Tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki, Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer, Ömer Kalayc›, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi 06100 S›hhiye, Ankara EP‹DEM‹YOLOJ‹ Baflkanlar: Fuat Kalyoncu, Bülent fiekerel P-070 Akut Bronfliyolitli Çocuklarda Solunum Patojenleri ve Klinik Özellikleri ‹brahim Etem Piflkin1, Recep Polat2, Canan Külah1, Fatma Demirel3, Bahri Ermifl4 1 Karaelmas Üniversitesi T›p Fakültesi 2 Kastamonu fierife Bac› Devlet Hastanesi 3 Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi 4 Sakarya Üniversitesi T›p Fakültesi P-071 Adana ‹l Merkezinde Yaflam›n ‹lk 6 Ay›nda Besin Allerjisi Prevalans› Ve Klinik Özellikleri, Do¤um Kohort Çal›flmas› Dilek Do¤ruel, Gülbin Bingöl Karakoç, Derya Ufuk Alt›ntafl, Mustafa Y›lmaz, Seval Günefler Kendirli Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ‹mmünoloji Bilim Dal›, Adana P-072 Gaziantep il merkezinde, çocuklarda allerjik rinit prevalans› ve risk faktörleri Ercan Küçükosmano¤lu1, Mehmet Fatih Palal›2, Özlem Keskin1, Seval Kul3, Neriman Ayd›n4 1 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilimdal›, Gaziantep 2 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilimdal›, Gaziantep 3 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilimdal›, Gaziantep 4 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› Anabilimdal›, Gaziantep P-073 Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlar› ile Ast›m Bronflitli Hasta Baflvurusu aras›ndaki iliflki Metin Trabzon1, Murat Sürücü2, Öner Özdemir2 1 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 2 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul P-074 Sosyoekonomik düzey çocuklarda atopi için risk faktörü olabilir mi? Hikmet Tekin Nacaro¤lu, ‹lker Günay, fiule Turgut, Hacer Kamal›, Ahmet Özdemir, Türkan Günay, Demet Can Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir P-075 Çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonlar› viral etkenleri ve Human Rhinovirüs Nihal Aktafl, Akk›z fiahin, Sevgi Pekcan Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD P-076 Pet shop çal›flanlar›nda ifl yeri iliflkili semptomlar ve atopi ‹nsu Y›lmaz1, Ferda Öner Erkekol2, Ayten Kaz›mova3, Koray Harmanc›4, Zeynep M›s›rl›gil1, Dilflad Mungan1 1 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastl›klar› BD, Ankara 2 Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji Ünitesi, Ankara 3 Azerbaijan Medical University, Baku, Azerbaijan 4 Sa¤l›k Bakank›¤› Ankara D›flkap› Çocuk E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Ankara P-077 KKTC'de Yüksek Allerji Prevalans› Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nilüfer Galip, Nazan Çobano¤lu, Nerin Bahçeciler Önder Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›.Lefkofla, K.K.T.C 24 Poster Bildiri Sunumlar› ER‹fiK‹N SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ Baflkanlar: Levent Erkan, Betül A. Sin P-078 Oruç tutman›n ast›m ve KOAH’l› hastalardaki ilaç uyumu üzerine etkileri Ömür Ayd›n1, Gülfem Elif Çelik1, Zeynep P›nar Önen2, ‹nsu Y›lmaz1, Seçil Kepil Özdemir1, Öznur Y›ld›z2, Dilflad Mungan1, Yavuz Selim Demirel1 1 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› ABD, Ankara P-079 Fiks havayolu obstrüksiyonu olan ast›ml› hastalar›n klinik ve demografik özellikleri Öznur Abado¤lu CÜTF Gö¤üs Hastal›klar› AD.,‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD., Sivas P-080 Perennnial allerjik rinitli hastalarda indükte balgamda Vascular endothelial growth factor ve Endostatin düzeyi ve bunun metakolin bronfl afl›r› duyarl›¤› ile iliflkisi ‹nsu Y›lmaz1, Nilüfer Bayraktar2, Koray Ceyhan3, Derya Seçil1, Selcen Yüksel4, Zeynep M›s›rl›gil1, Yavuz Selim Demirel1, Sevim Bavbek1 1 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara 2 Baflkent Üniversitesi, Biyokimya ABD, Ankara 3 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji ABD, Sitoloji BD, Ankara 4 Ankara Üniversitesi, Bioistatistik ABD, Ankara P-081 Aspirinle alevlenen havayolu hastal›¤› olanlarda aspirin desensitizasyon tedavisinin etkinli¤i fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Birimi, Ankara P-082 Depo akar› duyarlanmas› köy yaflam›yla iliflkilidir Ebru Çelebio¤lu, Ayfle Bilge Öztürk, fiule Cömert, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara P-083 Hava yollar›n›n allerjik inflamasyonu: biri hepsi için mi? A. Füsun Kalpakl›o¤lu, ‹lkay Koca Kalkan K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD ‹LAÇ ALLERJ‹LER‹ Baflkanlar: Suna Büyüköztürk, Sevim Bavbek P-084 Ankara ‹li Devlet ‹lkö¤retim Okullar› ‹kinci Kademede Anket Yöntemi ‹le IgE Arac›l› ‹laç Allerjisi S›kl›¤› Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi P-085 Asparaginaz Anafilaksisini Önlemede Polietilen Glikol Konjuge Asparaginaz Yan›nda Desensitizasyon Ve Premedikasyon Her Zaman Yeterli Olmayabilir Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Müge Gökçe2, Betül Büyüktiryaki1, Ilhan Altan2, Selin Aytaç Elmas2, Murat Tuncer2, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Ünitesi, 06100, Ankara P-086 Bursa il merkezi ilkö¤retim okullar› 6-15 yafl grubu çocuklar›nda ilaç allerjisi s›kl›¤› Yakup Can›tez1, Kezban ‹pek2, Hülya Poyraz1, Gönül Bayram2, Mustafa Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3, Belgin Aktafl1, Nihat Sapan1 1 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD, Bursa 2 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa 3 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa P-087 Çocukluk Ça¤› ‹laç Allerjilerinde Tan›sal De¤erlendirme ve Risk Faktörlerinin Belirlenmesi Mevhibe Gülen Uyan›ker1, Tu¤ba Ar›ko¤lu2, Sehra Birgül Tüfekçi2, ‹lter Helvac›3, Semanur Kuyucu2 1 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin 2 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji Bilim Dal›, Mersin 3 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin 25 Poster Bildiri Sunumlar› P-088 Nonsteroidal antiinflamatuar ilaç hipersensitivitesinde kodeinin güvenilirli¤i Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara P-089 ‹laç alerjisi yaflam kalitesini etkiler mi? Ferda Bilgir1, Cengiz K›rmaz1, Bahad›r Dede2, Papatya Bayrak De¤irmenci1 1 Celal Bayar Üni. T›p Fak. Eriflkin Alerji ve ‹mmünoloji BD., Manisa 2 Celal Bayar Üni. T›p Fak. Halk Sa¤l›¤› ABD., Manisa P-090 NSA‹‹ provokasyon testlerinin sonucu tahmin edilebilir mi? ‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD ‹MMÜNOTERAP‹ VE ANT‹ IgE Baflkanlar: Ali Kokuluda¤, Nerin Bahçeciler P-091 Spesifik ‹mmunoterapi Tedavi B›rakma Nedenleri: 28 Y›ll›k Retrospektif De¤erlendirme Sait Yeflillik, Özgür Kartal, Fevzi Demirel, Abdullah Baysan, Mustafa Güleç, U¤ur Muflabak, Osman fiener Gata ‹mmunoloji ve Allerji B.D. P-092 Çay›r polenleri ile mevsim öncesi allergoid immünoterapinin periferik kan regülatör T hücreleri üzerindeki etkileri Seçil Kepil Özdemir1, Deniz Gülo¤lu2, Betül Ayfle Sin1, Aydan ‹kincio¤ullar›2, Zeynep M›s›rl›gil1 1 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji BD, Ankara P-093 Subcutan ‹mmunoterapi Ve Hasta Uyumu Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Mesude Atasever, Duygu Sodol Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD P-094 Allerjik rinit ve ast›ml› hastalarda allerjen spesifik immunoterapi: 9 y›ll›k deneyim Mustafa Demirtürk, Asl› Gelincik, Belk›z Ertek, Bahattin Çolako¤lu, Murat Dal, Suna Büyüköztürk ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul P-095 Venom ‹mmünoterapisi Uygulanan Hastalarda Serum Bazal Triptaz, Osteopontin ve Di¤er Belirteçlerdeki De¤iflimler Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Cans›n Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer, Ayfer Tuncer Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi P-096 Subkutan ‹mmunoterapide Hasta Uyumunu Etkileyen Faktörler Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Remziye Tanaç, Figen Gülen, Mesude Atasever EÜTF, Çocuk Alerji-‹mmunoloji BD KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹ Baflkanlar: Aydan ‹kincio¤lullar›, Cevdet Özdemir P-097 A¤›r Kombine ‹mmün Yetmezlik Vakalar›ndaki Fenotipik ve Genetik Özellikler Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Tuba Turul Özgür, Gülten Türkkan› Asal, Baran Erman, Ça¤man Tan, fi. Özden Sanal, F. ‹lhan Tezcan Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim Dal›, Ankara P-098 Süt Çocu¤unun Geçici Hipogammaglobülinemisi Olan Hastalarda Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Tedavisinde Pelargonium Sidoides Etkinli¤inin De¤erlendirilmesi Türkan Pat›ro¤lu1, Ayd›n Tunç2, Hatice Eke Güngör1 1 Erciyes Üniversitesi T›p fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri 2 Kovanc›lar Devlet Hastanesi, Elaz›¤ P-099 Primer ‹mmün Yetmezlik Hastalar›nda IVIG kullan›m› Güvenli mi? Figen Do¤u, Zehra fiule Haskolo¤lu, Funda Çipe, Aydan ‹kincio¤ullar› Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji- Alerji Bilim Dal›, Ankara 26 Poster Bildiri Sunumlar› P-100 Selektif IgA Eksikli¤i Olan Hasta ve Birinci Derece Yak›nlar›nda Alerjik Hastal›k ve Otoimmünite S›kl›¤› Ayfle Metin, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Celal Özcan, Ayflegül Akan, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi P-101 Primer ‹mmün Yetmezlikler ve Otoimmünite Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Gülsüm Alkan2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji BD, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Konya P-102 Farkl› Klinik Bulgular ile Baflvuran Kronik Granülomatöz Hastal›kl› Olgular Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ayça K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan Havva Hasret Ça¤an, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye P-103 Tüberkülin deri testi pozitif çocuklarda interferon gama sal›n›m testi sonuçlar› ile periferik kan mononükleer hücre Transforming Growth Faktör B düzeylerinin iliflkisi Özlem Aktafl Han›meli1, Özge Y›lmaz2, Süheyla Sürücüo¤lu3, Ece Onur4, Seda Vatansever5, Cengiz K›rmaz6, Aysun Bilgi4, Burcu Kara5, Hasan Yüksel2 1 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› AD, Manisa 2 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji BD ve Solunum Birimi, Manisa 3 Celal Bayar Üniversitesi, Mikrobiyoloji AD, Manisa 4 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa 5 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD, Manisa 6 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa P-104 Umblikal kord IFN-γ seviyeleri ile ilk befl yaflta h›fl›lt› geliflimi aras›ndaki iliflki. Ufuk Sevgican1, Janet Rothers2, Debra A. Stern2, Carla I. Lohman2, Anne L. Wright3 1 Gülhane Askeri T›p Fakültesi Çocuk Sa¤. ve Hast. AD., Ankara 2 Arizona Üniversitesi Gö¤üs Hastal›klar› Merkezi Tucson/ ABD. 3 Arizona Üniversitesi Çocuk Hastal›klar› Bölümü, Tucson/ ABD. P-105 Di George Sendromu'nda ortalama trombosit volümü de¤erleri Bahar Göktürk1, ‹smail Reisli1, Mine K›raç1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2, Selman Y›ld›r›m3 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji BD 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji BD 3 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, T›bbi Genetik AB P-106 Kistik Fibrozisli Hastalarda Akci¤er Enfeksiyonu Varl›¤›nda Immunglobulinlerin Yan› S›ra T Ve B Lenfositlerdeki De¤ifliklik Akk›z fiahin, Nihal Aktafl, Tevfik Balc›, Sevgi Pekcan Meram T›p Fakültesi P-107 Yayg›n De¤iflken ‹mmün Yetmezlik Tan›l› Olgular›m›z›n De¤erlendirilmesi Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2, ‹smail Reisli1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD, Konya P-108 ‹ntravenöz ‹mmünglobulin Tedavisi alan Hastalar›n Hastal›klar› ve ‹ntravenöz ‹mmünglobulin Konusundaki Fark›ndal›k Düzeyinin De¤erlendirilmesi Hacer Cüzdanc›, Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Sema Kurt, ‹lhan Tezcan, Özden Sanal Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara P-109 Bronfliektazili Hastalar›n ‹mmün Yetmezlikler Aç›s›ndan ‹ncelenmesi Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Melis Pehlivantürk2, Güzin Cinel3, Ebru Yalç›n3, Deniz Do¤ru Ersöz3, U¤ur Özçelik3, Nural Kiper3, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1 1 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara 27 Poster Bildiri Sunumlar› TEMEL ‹MMÜNOLOJ‹ Baflkanlar: Ömer Kalayc›, ‹smail Reisli P-110 Çocukluk Ça¤› Ailevi Akdeniz Atefli Olgular›nda Demografik Klinik ve Genetik Özelliklerin De¤erlendirilmesi Mehtap K›nc›r1, Ali Kaya2, Ahmet Sami Güven2, Fatma Duksal1, Füsun Dilara ‹ça¤as›o¤lu3, Ömer Cevit1 1 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas 3 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Nöroloji BD, Sivas P-111 Timik stromal lenfopoetin (TSLP) proteinine ait genotip farkl›l›klar›n ast›m ve allerjik rinit ile iliflkisi Esra Birben1, Ümit Murat fiahiner1, S.tolga Yavuz1, Ça¤atay Karaaslan2, Betül Büyüktiryaki1, Erdal Coflgun3, Erdem Karabulut3, Ayfer Tuncer1, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Biyoloji AD, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik AD 06100 S›hhiye, Ankara P-112 Besin Allerjisi ve Tolerans Gelifliminde Triptofan-Kinürenin Yola¤›n›n Rolü Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Gözde Girgin2, S.tolga Yavuz1, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1, Esra Birben1, Terken Baydar2, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi Farmasötik Toksikoloji AD, 06100, Ankara P-113 Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan moleküllere ait genotiplerin in vitro IgE sentezi üzerine etkisi Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayflegül Yaman2, Ayfer Tuncer1, Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Mübeccel Akdifl4, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara 3 Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara 4 ‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre P-114 Ast›m ve Endotoksin Sinyal Yola¤›ndaki Genetik Varyantlar Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2, Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara 3 Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara 4 ‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre P-115 Ast›m ve Atopi Fenotipleri ile Endotoksin Sinyal yola¤›ndaki Genetik De¤iflkenlikler Aras›ndaki iliflki Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2, Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara 3 Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara 4 ‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre D‹⁄ER OLGULAR Baflkanlar: Emel Kurt, Kadir Koçak, Sema Canbakan, Özlem Keskin P-116 Erken Çocukluk Döneminde Görülen Farkl› Vizing Tiplerinin Daha Sonraki Y›llarda Allerjik Nezle Geliflmesi Üzerine Etkisi Özgür Atalay, Berrin Emre Karaman, Kevser Beflbenli, Ahmet ‹ncio¤lu, Feyzullah Çetinkaya Maltepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. ABD, ‹stanbul P-117 Bo¤maca Tablosunu Taklit Eden Metapnömovirüs Olgusu Sevgi Pekcan, Murat Minici, Akk›z fiahin Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› BD P-118 Su Çiçe¤i ile iliflkili Stevens Johnson Sendromu Fatma Kaya1, Duygu F›nd›k2, Hasibe Artaç1 1 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dal›, Konya 28 Poster Bildiri Sunumlar› P-119 Mercimek Buhar› ‹nhalasyonu ile Anafilaksi Geliflen Bir Olgu Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Mustafa Erkoço¤lu, Müge Toyran, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi P-120 Baflar›l› bir cerrahi ifllem sonras› kötü prognoz nedeni: Lateks allerjisi olgusu Mustafa Güleç1, Özgür Kartal1, Süleyman Deniz2, Bülent Düz3, U¤ur Muflabak1, Osman fiener1 1 Gülhane Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Alerji Hastal›klar› BD- Ankara 2 Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD- Ankara 3 Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi AD- Ankara P-121 Ast›m ata¤›nda geliflen spontan pnömomediastinum olgusu Hasibe Artaç1, Fatma Kaya1, Tu¤ba Cihan1, Seda Özbek2, Güven Sadi Sunam3 1 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Allerji Bilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Konya 3 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Gö¤üs Cerrahisi Ana Bilim Dal›, Konya P-122 Öksürükle seyreden zor ast›ml› hastalarda kodein kullan›m›: 2 olgu sunumu Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi,Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal› Eriflkin Alerji Ünitesi, Ankara P-123 Yanl›fl ast›m tan›s› ile izlenmifl bir immün yetmezlik olgusu Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep P-124 Tedaviye dirençli atopik dermatitte farkl› bir etken: Demodex folukularis Ayfle Yenigün1, Özlem Sancakl›1, Ayflen Cetemen1, Hatice Ertabaklar2 1 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n 2 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Parazitoloji Bilim Dal›, Ayd›n P-125 Bilateral Subkonjonktival Kanamaya Neden Olan Öksürük Olgusu Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Bülent E. fiekerel1, U¤ur Özçelik2, Ayfer Tuncer1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Gö¤üs Hastal›klar›, Ankara P-126 ‹nek Sütü Alerjisi Olan ‹ki Olguda Oral Tolerans Protokolu Uygulamas› Serkan Filiz, Dilara Kocac›k Uygun, Ayflen Bingöl, Olcay Ye¤in Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal› P-127 Eriflkin yaflta ilk ve hayat› tehdit eden anjioödem ata¤› ile tan› konan herediter anjioödem vakas› Ayfle Baçç›o¤lu Kavut Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum P-128 Besin ve Temizlik Maddelerinde Gizli Allerjen Olarak Badem: Olgu Sunusu Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2 1 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi 2 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Servisi P-129 Sadece Tek Bir Polen Allerjeni ile Tetiklenen ‹leri Yafl Ast›m›: Olgu Sunusu Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2, Faruk Çiftci3, Erkan Bozkanat3 1 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi 2 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Servisi 3 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› Servisi P-130 Ast›m ay›r›c› tan›s›nda intratrakeal kitle: ast›m tan›s› ile baflvuran olguda intratrakeal inflamatuar miyofibroblastik tümör Özlem Cavkaytar1, Ayfle Büyükçam2, Özlem Tekflam2, Deniz Do¤ru Ersöz3, Zuhal Akçören4, Umut Akyol5, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Acil Ünitesi, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara 4 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Patoloji Ünitesi, Ankara 5 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara 29 Poster Bildiri Sunumlar› P-131 Akuagenik ürtiker ve Kolinerjik ürtikeri olan bir olgu Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i P-132 Mide Volvulusuna Ba¤l› Atipik Wheezing’le Seyreden Süt Çocu¤u Olgusu Gül Direk1, Murat Sürücü1, Öner Özdemir2 1 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i Asistan Dr. 2 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Klinik fiefi P-133 ‹nhaler tedavide nadir bir yan etki: Geçici anizokori Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, ‹naç Çakaloz2, Özgür Duman3, Ümit Çelik2 1 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D 2 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› A.B.D 3 Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Nöroloji B.D P-134 Mukus pla¤› ile seyreden kronik eozinofilik pnömoni: Bir çocuk olgu Erkan Çak›r1, Arif Kut2, Fatma Betül Çak›r3, Mustafa Nursoy4 1 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Bilim Dal›, ‹stanbul 2 Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul 3 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Çocuk Hematoloji-Onkoloji Bilim Dal› 4 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal› P-135 Öksürük ve Burun Ak›nt›s›yla Prezente Olan ‹ntranazal Meningoensefalosel Olgusu Dilek Azkur1, Ayflenur Kaya1, Emel Çadall› Tatar2, Ali Özdek2, Hac› Ahmet Demir3, Ersoy Civelek1, Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara 2 Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 2. KBB Klini¤i, Ankara 3 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Klini¤i, Ankara P-136 Hint k›nas› geçici dövmesi ile duyarlanma sonras› anjiödemle baflvuran akut alerjik kontak dermatit olgusu Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, Ümit Çetin2 1 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D 2 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› A.B.D P-137 A¤›r Atopik Dermatit'li Bayanda Omalizumab'›n Etkinli¤i Gulden Pasaoglu1, Funda Guneri2, Tulin Uygur2 1 Acibadem Kadikoy Hastanesi, Eriskin Allerjik Hastaliklar Bolumu, Istanbul 2 Acibadem Kadikoy Hastanesi, Dermatoloji Bolumu, Istanbul ‹LAÇ ALLERJ‹LER‹ OLGULARI Baflkanlar: Öznur Abado¤lu, Dost Zeyrek, Mehtap Yaz›c›o¤lu, Gülden Paflao¤lu P-138 Adalimumab allerjisi ve desensitizasyonu: Olgu sunumu Fevzi Demirel1, Mustafa Güleç1, Özgür Kartal1, Kutay Tezel2, Sait Yeflillik1, Abdullah Baysan1, U¤ur Muflabak1, Osman fiener1 1 GATA Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›- Ankara 2 GATA Askeri T›p Fakültesi, Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dal›- Ankara P-139 Aspirin desensitizasyonu yap›lan SAMTER sendromlu hastada gastrointestinal aspirin intolerans› Hale Atefl1, Bülent Bozkurt2, Duygu Özol1, Zeki Y›ld›r›m1 1 Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal› 2 Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Bilim Dal› P-140 Beta Laktam Antibiyotiklerle Afl›r› Duyarl›l›k Reaksiyonu Gözlenen Üç Olguda Baflar›l› Desensitizasyon Mehtap Yaz›c›o¤lu1, Emre Akkelle1, P›nar Gökmirza Özdemir1, Yalç›n Handemir2, Ümit Baflaran3 1 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne 2 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Edirne 3 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dal›, Edirne 30 Poster Bildiri Sunumlar› P-141 Sefuroksim ile Oral Provokasyon Testi Negatif Saptanan Olguda Ayn› ‹laçla Desensitizasyon Gereksinimi Mehtap Yaz›c›o¤lu1, Emre Akkelle1, P›nar Gökmirza Özdemir1, Yalç›n Handemir2 1 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne 2 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Edirne P-142 Bir olgunun ö¤retti¤i: Dermografizm tüm provokasyonlardan önce rutin olarak araflt›r›lmal›d›r Ebru Ar›k Y›lmaz, S. Tolga Yavuz, Ayfer Tuncer, Bülent E fiekerel Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara P-143 Alglukozidaz alfa ile süt çocu¤unda bildirilen ilk anaflaksi ve desensitizasyon ‹lbilge Ertoy Karagöl1, Kadir Çetin2, Arzu Bak›rtafl1, Özlem Y›lmaz1, Erdem Topal1, Mehmet Sad›k Demirsoy1, ‹pek Türktafl1 1 Gazi Üniversitesi Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara 2 Gazi Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara P-144 Anti-TNF ilaçlara lokal ve sistemik hipersensitivite reaksiyonlar› ve desensitizasyon uygulamas›: 3 olgu sunusu Sevim Bavbek1, fiebnem Ataman2, Ömür Ayd›n1, Katherine Cahill3, Lora Bankova3, Gamze Alk›z4, Hatice Erdi fianl›4, Nihal Kundakç›4, Mariana Castells3 1 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD 2 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD, Romatoloji BD 3 Harvard Medical School, Adverse Drug Reaction and Desensitization Program, 4 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Dermatoloji ABD P-145 ‹nsülin enjeksiyonu sonras› geliflen ürtiker; vaka takdimi Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, fienay Ar›kan2 1 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum 2 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Endokrinoloji Bölümü, Erzurum P-146 Heparin allerjisinde alternatif tedavi seçenekleri olarak desensitizasyon ve fondaparinuks Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, Ebru Koca2 1 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum 2 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Hematoloji Bölümü, Erzurum P-147 Kortikosteroide ba¤l› allerjik reaksiyon; vaka sunumu Ayfle Baçç›o¤lu Kavut Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum P-148 Antihistaminik alerjisi olan bir olgu Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i P-149 Juvenil Idiyopatik Artritli Adölesan Bir Hastada Sulfasalazin ile Tetiklenen DRESS-Sendromu Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Sercan Uysal2, Sehra Birgül Tüfekçi1, Semanur Kuyucu1 1 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Mersin, Türkiye 2 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin, Türkiye P-150 Oktreotid Anaflaksisi ve Baflar›l› Desentizasyon Uygulamas› Dilek Azkur1, Tamer Kahraman2, Ayflegül Akan1, Müge Toyran1, Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara P-151 Amionopenisilinler DRESS’e Yol Açar m›? Mustafa Demirtürk1, Asl› Gelincik1, Özlem Y›lmaz2, Bahattin Çolako¤lu1, Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1 1 ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul 2 ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul P-152 Polen allerjisi olan hastada rinokonjonktivit: Nedeni polen mi, antihistaminik mi? ‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD 31 Poster Bildiri Sunumlar› P-153 Etodolak’a ba¤l› çoklu büllöz fiks ilaç erupsiyonu ‹lkay Koca Kalkan1, A. Füsun Kalpakl›o¤lu1, P›nar Atasoy2, Ayfle An›l Karabulut3 1 K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD 2 K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji AD 3 K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Dermatoloji AD P-154 Bakteriyel Enfeksiyonu Taklit Eden Karbamazepin’e ba¤l› DRESS (Drug Reactions, Eosinophilia, Systemic Symptoms) Sendromu Betül Büyüktiryaki1, Handan Bezirgano¤lu2, Ümit fiahiner1, Tolga Yavuz1, Ebru Y›lmaz1, Ayfer Tuncer1, Atefl Kara3, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Pediatri Anabilim Dal›, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Enfeksiyon Ünitesi, Ankara KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹ OLGULARI Baflkanlar: Ender Terzio¤lu, Figen Do¤u, Mustafa Y›lmaz, U¤ur Muflabak, Cengiz K›rmaz, Hasibe Artaç P-155 Hashimoto Tiroiditi Geliflen ‹ki Ataksi Telenjiektazi Olgusu Türkan Pat›ro¤lu1, Hatice Eke Güngör1, Hüseyin Baz5, Selim Kurto¤lu2, Ekrem Ünal3, Ali Y›k›lmaz4 1 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri 2 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dal›, Kayseri 3 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk Hematoloji Onkoloji Bilim Dal›, Kayseri 4 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Kayseri 5 Göksun Devlet Hastanesi, Kahramanmarafl P-156 Salmonella ‹shalinde Oral ‹mmünoglobulin Tedavisi Fatma Duksal1, Ahmet Sami Güven2, Ali Kaya2, Zehra fiule Haskolo¤lu1, Mehtap K›nc›r2, Ömer Cevit1 1 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas P-157 Persistan H›fl›lt› Ay›r›c› Tan›s›nda Yeni Bir Olgu: DOCK 8 Eksikli¤i Ayça Aslan K›yk›m, Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ifl›l Berat Barlan T.C. Marmara Üniversitesi Pendik E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul P-158 Artemis Gen Defekti: ‹ki Olgu Sunumu Bahar Göktürk1, Hasibe Artaç2, Sevgi Kelefl1, Mine K›raç1, Jacques Van Dongen3, Mirjam Van Der Burg3, ‹smail Reisli1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Konya 3 Dept. of Immunology, Erasmus MC, University Medical Center Rotterdam, the Netherlands P-159 Kronik Granülomatöz Hastal›kl› bir Olguda Tekrarlayan Perikardiyal Effüzyon Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ayça Aslan K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye P-160 Agammaglobulinemi’li bir Olguda Miyelodisplastik Sendrom Ayça Aslan K›yk›m, Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ifl›l Berat Barlan T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye P-161 Bisitopeni ve Kemik ‹li¤i Bulgular› ile Lökozu Taklit Eden A¤›r Kombine ‹mmun Yetmezlikli Bir Olgu: ADA Eksikli¤i Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Hayriye Nermin Keçeci2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya P-162 Kronik Granulamatöz Hastal›kl› 4 Olgu Sunumu Gülsüm Alkan, Mine K›raç, Bahar Gokturk, Sevgi Kelefl, ‹smail Reisli Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi,Allerji ve immünoloji Ana Bilim Dal›, Konya 32 Poster Bildiri Sunumlar› P-163 Nijmegen Breakage Sendromu: Üç Olgu Sunumu Bahar Göktürk1, Mine K›raç1, Serap Genç Yüzüak2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1 1 Meram T›p Fakültesi, Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya 2 Meram T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya P-164 ‹nfantil ‹nflamatuvar Ba¤›rsak Hastal›¤› ile Prezente olan bir Olguda ‹nterlökin-10 Reseptör Defekti Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Baran Erman1, Ça¤man Tan1, Bar›fl Kuflkonmaz2, Gülin H›zal3, Burcu Berbero¤lu3, F. ‹lhan Tezcan1, fi. Özden Sanal1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim Dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Gastroenteroloji Anabilim Dal›, Ankara P-165 Farkl› klinik prezentasyonlarla baflvuran p47- phox mutasyonuna sahip üç kronik granulomatöz hastal›k vakas› Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Bülent Cengiz3, ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji Bölümü 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü 3 Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Enfeksiyon Hastal›klar› Bölümü P-166 Salmonella enteritis’e ba¤l› geliflen lökositoklastik vaskülit: IL-12 reseptör 1 beta eksikli¤i? Serkan Filiz1, Dilara Fatma Kocac›k Uygun1, Ayflen Bingöl1, Olcay Ye¤in1, Easther Van De Vosse2 1 Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal› 2 Department of Infectious Disaeses,Leiden University Medical Center P-167 Tekrarlayan Mycobacterium enfeksiyonlar›yla seyreden bir IL12RB1 defekti olgusu Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Nural Kiper3, ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji Bölümü 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü 3 Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Gö¤üs Hastal›klar› Bölümü P-168 Atopik dermatit benzeri deri bulgular› ile baflvuran maternal engraftman› olan a¤›r kombine immün yetmezlik olgusu Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz1, Münevver Soyoral2, Özden Sanal1, ‹lhan Tezcan1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara P-169 Nadir görülen bir immün yetmezlik. Lökosit adezyon eksikli¤i tip 3 Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz1, Mustafa Büyükavc›2, Selin Aytaç Elmas3, Fatma Gümrük3, Özden Sanal1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Ankara 2 Erzurum Atatürk Üniversitesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Erzurum 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Ankara P-170 Activation-Induced Cytidine Deaminase (AID) Geninde Heterozigot R190X Mutasyonu: Geç Tanı Almıfl ‹ki Hiper IgM Sendromu Olgusu Caner Aytekin1, Deniz Gülo¤lu2, Meltem Ar›kan2, Figen Do¤u2, Anne Durandy3, Aydan ‹kincio¤ullar›2 1 Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara 3 INSERM U 429, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa P-171 Griscelli Sendromu tip 2: RAB27A Gen Mutasyonu Gösterilen Bir Olgu Caner Aytekin1, Emine Polat1, Figen Do¤u2, Genevieve De Saint Basile3, Aydan ‹kincio¤ullar›2 1 Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara 3 INSERM U 768, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa P-172 Egzema, Ast›m ve Besin Allerjisi ‹le Baflvuran Olguda Otozomal Resesif Hiper-IgESendromu: DOCK8 Eksikli¤i Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Özlem Keskin3, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Süleyman Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1, Özden Sanal3 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 3 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Gaziantep 33 Poster Bildiri Sunumlar› P-173 DOCK8 eksikli¤i olan vakam›zda baflar›l› kemik ili¤i transplantasyonu Ayfle Metin1, Betül Tavil2, Fatih M Az›k2, Dilek Azkur1, Ayflegül Akan1, ‹kbal Ok Bozkaya2, Can Kocabafl1, Bahattin Tunç2, Duygu Uçkan2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Bölümü ve Kemik ‹li¤i Transplantasyon Ünitesi, Ankara P-174 EBV iliflkili intrakranial lenfoma tan›s› alan DOCK8 eksikli¤i vakas› Fehime Kara Eroglu1, Özlem Cavkaytar2, Deniz Çagdafl Ayvaz2, Kader Karl› O¤uz3, Ayflegül Üner4, Ali Varan5, ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dal›, Ankara 4 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dal›, Ankara 5 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Onkoloji Enstitüsü, Pediatrik Onkoloji Bilim Dal›, Ankara P-175 DOCK8 Mutasyonu Olan Hiper IgE Sendromlu Hastalar›m›z Demet Haf›zo¤lu, Sara fiebnem K›l›ç Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Bursa P-176 IL12Rβ1 Eksikli¤i Saptanan Bir Aile Demet Haf›zo¤lu1, Muhittin Bodur2, Sara fiebnem K›l›ç1 1 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Bursa 2 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Bursa P-177 Tip 2 Griscelli Sendromu Seyrinde görülen Hemofagositik Lenfohistiositoz: ‹ki Olgu Sunumu Esra Özek1, Necla Akçakaya1, Dicle fiener1, Tiraje Celkan2, Y›ld›z Camc›o¤lu1, Haluk Çoku¤rafl1 1 ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD.Çocuk Allerji, Klinik ‹mmünoloji ve Enfeksiyon Hastal›klar› BD. 2 ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD.Çocuk Hematoloji ve Onkoloji BD. P-178 Griscelli Sendromu: Homozigot RAB27A mutasyonlu bir olgu ‹smail Reisli1, Bahar Göktürk1, Mine K›raç1, Yasemin K›nal›2, Hüseyin Tokgöz3, Ümran Çal›flkan3 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Hastal›klar› ve sa¤l›¤› AB 3 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Hematoloji BD P-179 Kemik ‹li¤i Nakli Yap›lan Primer ‹mmün Yetmezli¤i Olan Olgular›m›z Betül Tavil1, Dilek Azkur2, Zeynep Zehra Coflkun1, Duygu Uçkan Çetinkaya1, Meltem Özgüner3, Fatih Az›k1, ‹kbal Ok Bozkaya4, Tekin Aksu4, Bahattin Tunç1, Ayfle Metin2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara 3 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi Kök Hücre Laboratuar›, Ankara 4 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Ankara P-180 Ayn› Kompound Heterozigot Mutasyonu Tafl›yan ‹ki Kardefl Familyal Hemofagositik Lenfohistiyositoz Olgusu: ‹ki Yeni Perforin Mutasyonu Ayflegül Akan1, Ayfle Metin1, Geneviève De Saint Basile2, Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji-Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi 2 Hopital Necker-Enfants Malades, Lab. d'Immuno-Hèmatologie Pèdiatrique, Paris, France P-181 Lökosit Adezyon Defekti Tip II ve L-Fukoz Tedavisi Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Sevgi Köstel2, Gülten Türkkan› Asal1, Tuba Turul Özgür1, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1 1 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara P-182 S›k De¤iflken ‹mmun Yetmezlik ile birlikte görülen Rosai-Dorfman Hastal›¤› Nazan Çobano¤lu1, Nerin Bahçeciler1, Cem Çomuno¤lu2, Nilüfer Galip Çelik1, Ceyhun Dalkan1, Hakan Tekgüç1 1 Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC 2 Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC 34 Poster Bildiri Özetleri 35 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 AEROPAL‹NOLOJ‹ VE D‹⁄ER ALLERJ‹LER P-001 P-002 (devam›) 2010 YILINDA KONYA ‹L‹ ATMOSFER‹NDE BULUNAN POLENLER VE BUNLARIN METEOROLOJ‹K FAKTÖRLER ‹LE ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹ TARTIfiMA: Çal›flmaya dahil edilen hastalarda ast›m ve atopi s›kl›¤› genel topluma göre oldukça yüksek saptanm›flt›r. Bu nedenle solunum veya gastrointestinal sisteme ait GÖRH’n› düflündüren flikayetleri olan hastalarda ast›m ve besin alerjileri yönünden incelenmesi gerekmektedir. ‹lginç K›z›lp›nar Temizer1, Cahit Do¤an1, Bahar Göktürk2, Hasibe Artaç2, ‹smail Reisli2 1 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dal›, Ankara 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bilim Dal›, Konya P-003 ED‹RNE ‹L‹NDE YAfiAYAN ÇOCUKLARDAK‹ SKIN PRICK TEST SONUÇLARININ ATMOSFER‹K POLEN VER‹LER‹NE GÖRE DE⁄ERLENDIRMES‹. G‹R‹fi: Bir ilin atmosferinde bulunan polen tiplerinin, bu polenlere ait dönemlerin ve meteorolojik faktörlerin bu dönemlere etkisinin bilinmesi, mevsimsel solunum yolu alerjilerinde uygulanacak klinik testlerin belirlenmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. AMAÇ: Bu çal›flmada, 2010 y›l›nda Konya atmosferinde polenleri bulunan taksonlar ve bu taksonlara ait polenlerin da¤›l›m dönemleri tespit edilmifltir. Ayr›ca bu taksonlara ait polen miktar›na, meteorolojik faktörlerin etkisi belirlenmifltir. METOD: 1Ocak2010-31Aral›k2010 döneminde Konya atmosferinde bulunan polenler volumetrik yönteme göre toplanm›flt›r. A¤aç, çay›r ve ot polenleri ile maksimum-minimum-ortalama s›cakl›k, nisbi nem, rüzgar h›z› ve ya¤›fl miktar› aras›ndaki iliflkiyi saptamak için Spearman analizi kullan›lm›flt›r. BULGULAR: Bu araflt›rmada, Konya atmosferinde a¤aç taksonlar›na ait polen miktar›n›n mart-may›s, çay›r polenlerinin may›s-haziran ve ot taksonlar›na ait polenlerin ise a¤ustos ay›nda maksimum düzeyde olduklar› görülmüfltür. Konya atmosferinde a¤aç taksonlar›na ait polen miktar› ile günlük ortalama rüzgar h›z› (r:0.281,p<0.01), maksimum rüzgar h›z› (r:0.248,p<0.01) aras›nda istatistiki aç›dan pozitif yönde anlaml›, ba¤›l nem (r:-0.162,p:0.003) aras›nda ise negatif yönde anlaml› iliflki belirlenmifltir. Çay›r ve ot taksonlar›na ait polen miktar› ile günlük maksimum s›cakl›k (r:0.191,p:0.014; r:0.649,p<0.01), minimum s›cakl›k (r:0.192,p:0.13; r:0.655,p<0.01), ortalama s›cakl›k (r:0.201,p:0.01; r:0.652,p<0.01), ortalama rüzgar h›z› (r:0.195,p:0.012; r:0.246,p<0.01) aras›nda istatistiki aç›dan pozitif anlaml› iliflki belirlenmifltir. Çay›r polenleri ile günlük maksimum rüzgar h›z› (r:0.184 p:0.017) içinde pozitif anlaml› bir iliflki bulunmufltur. Ayr›ca ot taksonlar›na ait polenler ile günlük ba¤›l nem (r:-0.531, p<0.01) aras›nda negatif yönlü anlaml› iliflki saptanm›flt›r. SONUÇ: 2010’da Konya atmosferinde bulunan a¤aç, çay›r ve otsu taksonlara ait günlük polen miktarlar›n›n, maksimum-minimum-ortalama s›cakl›k, nisbi nem, maksimum-ortalama rüzgar h›z› ve ya¤›fl miktar› gibi meteorolojik faktörlerden farkl› derecelerde etkilendi¤i görülmüfltür. Perihan Erkan1, Adem B›çakç›1, Mehtap Yaz›c›o¤lu2, Sevim Akça¤lar3, Nihat Sapan4 1 Uluda¤ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa 2 Trakya Üniversitesi, T›p Fakültesi, Pediatri Anabilim Dal›, Edirne 3 Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, Bursa 4 Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi,Pediatri Anabilim Dal›, Bursa MATERYAL-METOD: Polen taneleri Lanzoni VPSS 2000 örnekleme cihaz› kullan›larak yakalanm›fl ve ›fl›k mikroskobu kullan›larak tespit edilmifltir. Çal›flmada 2005 y›l›nda Çocuk Allerji Poliklini¤ine çeflitli flikayetlerle gelen 190 çocu¤a ait Skin Prick Test sonuçlar› de¤erlendirilmifltir. Bu çocuklardan 83 tanesi k›z (%43,68) ve 107(%56,32) tanesi de erkek çocuklar olup, yafllar› 5 ile 17 aras›ndad›r. SONUÇ: Edirne ili atmosferinde 2005 y›l›nda tespit edilen polenlerin %50,87’si odunsu bitkilere ait polenler, % 12,40’ › Gramineae polenleri ve % 36,73’ ü de otsu bitkilere ait polenler olarak tespit edilmifltir. Çal›flma süresi olan 2005 y›l›nda Edirne ili atmosferinde 55 taksona ait polen tespit edilmifltir. Atmosferde en yo¤un görülen odunsu bitki polenleri Servi A¤ac›(Cupressaceae/Taxaceae) (%9,60), Ç›nar A¤ac›(Platanus sp.) (%8,09), Mefle a¤ac›(Quercus sp.) (%6,83), Çam A¤ac› (Pinus sp.) (%4,55),Dut A¤ac› (Morus sp.) (%3,94), Diflbudak (Fraxinus sp.) (% 3,38), Sö¤üt (Salix sp.) (% 1,68), Kavak A¤ac› (Populus sp.) (%1,49) ve Zeytin A¤ac› (Oleaceae) (% 1,43), a¤ac›d›r. Gramineae familyas›na ait polenler %12,40 olarak tespit edilmifltir. En yo¤un görülen yabani ot polenleri ise Chenopodiaceae/Amaranthaceae(%7,23) familyalar›na ve Kuzukula¤›(Rumex sp.) (%4,81), Pelin Otu(Artemisia sp.) (%4,04)’ tür. Skin Prick Test sonuçlar›na göre hastane baflvuran çocuklar›n %34,75’ i Gramineae polenlerine,% 6,38’ i Alnus sp. (K›z›la¤aç), %5,67’ si Artemisia sp. polenlerine,%4,96 s› Urticaceae polenlerine, %4,96’ s› Mefle(Quercus sp.),% 4,26’ s› Zeytin(Oleaceae) polenlerine,%4,26’s› Sö¤üt(Salix sp.),%4,26’ s› Sinirli Ot (Plantago sp.),% 3,55’i Ceviz(Juglans sp.),% 3,55'i F›nd›k(Corylus sp.), Karaa¤aç(Ulmus sp.), Ihlamur(Tilia sp.),%2,84’ü Diflbudak(Fraxinus sp.) ve Hufl A¤ac›(Betula sp.) polenlerine pozitif reaksiyon göstermifltir. P-002 GASTROÖZEFAG‹AL REFLÜ HASTALI⁄I VE ALERJ‹K HASTALIKLAR P-004 Celal Özcan1, Mustafa Erkoço¤lu1, Ersoy Civelek1, Hasan Demirkan2, Hüseyin Tu¤rul Tiryaki2, Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji bölümü, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Cerrahi Bölümü, Ankara KARS ‹L‹ ATMOSFER‹K POLENLER‹N BEL‹RLENMES‹NE YÖNEL‹K ÖN ÇALIfiMA Mustafa Kemal Altuno¤lu1, Adem B›çakç›2, Hulusi Malyer2, Fatma Günefl1, Aycan Tosuno¤lu2, Nihat Sapan3 1 Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 36100 Kars 2 Uluda¤ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle, Bursa 3 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Görükle Bursa G‹R‹fi: Gastroözefagial reflü ile ast›m aras›ndaki iliflki karmafl›kt›r. Gastroözefagial reflünün ast›ma efllik eden bir bulgu mu oldu¤u, ast›ma neden mi oldu¤u veya ast›m› alevlendiren bir faktör mü oldu¤u sorular› halen net olarak cevapland›r›labilmifl de¤ildir. Bu çal›flmada Çocuklarda gastroözofagial reflü hastal›¤› (GÖRH) ile alerjik hastal›klar aras›nda iliflki olup olmad›¤› araflt›r›lm›flt›r. METOD: Haziran 2010 ile Haziran 2011 aras›nda 6 ay ile 17 yafl aras›nda gastrointestinal ve/veya solunum flikayetleri nedeniyle gastroözefagial reflü ön tan›s›yla Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji-Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Cerrahi Servisinde 24 saatlik pH monitörizasyonu yap›lan hastalara alerjik hastal›klar›n› sorgulayan anket uyguland›. Bütün hastalar›n deri testleri yap›l›p, tam kan say›m› ve spesifik IgE (karma ve Fx5) düzeyleri ölçüldü. SONUÇLAR: Çal›flmaya yafl ortalamas› 7.8 ± 4.3 y›l olan ve % 49.5’i erkek olan toplam 204 hasta al›nd›. Yirmi dört saatlik pH monitörizasyonu yap›lan hastalar›n 97’sine (%47.5) GÖRH tan›s› konuldu. Reflüsü olan hastalar ile olmayan hastalar aras›nda vizing, doktor tan›l› ast›m, doktor tan›l› alerjik rinit, doktor tan›l› egzema, besin alerji ve anne ve/veya babada ast›m öyküleri yönünden istatistiksel olarak anlaml› fark saptanmad›. Reflüsü olanlar›n %20.6’s›na, reflüsü olmayanlar›n %26.2’sine ast›m tan›s› konuldu. Ancak istatistiksel olarak anlaml› fark yoktu (P=0.351). Reflüsü olan hastalarda besin (Fx5) spesifik IgE pozitifli¤i reflüsü olmayanlara göre daha fazla idi (P=0.048). Atmosferde bulunan aeroallerjenler aras›nda polenler önemli yer tutmakta ve alerjik ast›m, rinit ve konjuktivit gibi önemli rahats›zl›klar›n ortaya ç›kmas›na neden olan faktörler aras›nda yer almaktad›r. Polenlerin atmosferdeki yo¤unluklar› tespit edilerek polen takvimlerinin haz›rlanmas› duyarl› bireylerin tan› ve tedavilerinde yararl› olmaktad›r. Bu çal›flmada ülkemizin Do¤u Anadolu Bölgesinin Kuzey Do¤usunda yer alan Kars ili atmosferik polenlerin belirlenmesine yönelik bir ön çal›flma yap›lm›flt›r. Bu çal›flma 04 May›s 2011 tarihinde bafllayan ve halen devam etmekte olan bir çal›flmad›r. Çal›flmada Lanzoni VPPS cihaz› ile May›s - Temmuz aylar› aras›ndaki üç ayl›k dönemde elde edilen polen verileri de¤erlendirmeye al›narak Kars atmosferde bulunan polenlerin gün içerisinde de¤iflimleri belirlenmifltir. Çal›flmam›zda May›s ve Temmuz aylar› aras›ndaki dönemde en yo¤un olarak tespit edilen odunsu bitkilere ait taksonlar; Pinaceae, Betula sp. (hufl a¤ac›), Fraxinus sp. (diflbudak) ve otsu bitkilere ait taksonlar ise; Gramineae, Cyperaceae, Rumex sp.(kuzu kula¤›) ve Artemisia sp. (pelinotu) olarak tespit edilmifltir. 36 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 ALLERJ‹DE TANI YÖNTEMLER‹ P-005 P-007 PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹KLER VE ALERJ‹K HASTALIKLAR ÜÇ YAfiINDAN ÖNCE TEKRARLAYAN HIfiILTI ‹LE BAfiVURAN ÇOCUKLARIN KL‹N‹K ‹ZLEM‹ VE ALTI YAfiINDAN SONRA TEKRAR DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹: YEN‹ B‹R ASTIM TAHM‹N ‹NDEKS‹ Celal Özcan, Mustafa Erkoço¤lu, Ersoy Civelek, Ayfle Metin, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Ankara Ramazan Keçeci1, ‹smail Reisli2, Hayriye Nermin Keçeci1, Mine K›raç2, Bahar Göktürk2, Sevgi Kelefl2 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya G‹R‹fi: Primer immün yetmezlikli olgularda otoimmün ve malign hastal›klar›n yan› s›ra allerjik hastal›klara da e¤ilim oldu¤u bilinmektedir. Bu grup içinde en s›k ast›m olmak üzere allerjik rinit, konjunktivit, ürtiker, atopik dermatit ve besin allerjileri rapor edilmektedir. Bu çal›flmada primer immün yetmezlik tan› gruplar›nda atopi ve alerjik hastal›k s›kl›¤›n› ve aralar›nda farkl›l›k olup olmad›¤›n› araflt›rd›k. METOD: Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji-Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk ‹mmünolojisi ve Alerji hastal›klar› klini¤inde primer immün yetmezlik tan›s›yla takipli olan hastalar›n ve ailelerinin alerjik hastal›k semptom (ast›m, alerjik rinit, atopik dermatit, besin alerjisi) öyküleri al›n›p, hastalar›n deri testleri yap›ld›. SONUÇLAR: Çal›flmaya yafl ortalamas› 6.9 ± 4.9 y›l olan ve % 65.5’i erkek olan toplam 278 hasta al›nd›. Hastalar›n %84.9’unda humoral (antikor eksikli¤i) immün yetmezlik, %10.1’inde hücresel immün yetmezlik, %4.3’ünde fagosit say› veya ifllev bozuklu¤u ve %0.7’sinde kompleman eksikli¤i vard›. Bütün hastalar›n %66.2’sinde en az bir kez vizing öyküsü, %42.9’unda alerjik rinit öyküsü, %27.7’sinde atopik dermatit öyküsü, %14’ünde besin alerji öyküsü, %15.5’inde doktor tan›l› ast›m, %6.1 doktor tan›l› alerjik rinit öyküsü, %3.2’sinde doktor tan›l› egzema öyküsü ve %18’inde deri testi pozitifli¤i vard›. Humoral immün yetmezli¤i olanlarda vizing, alerjik rinit ve doktor tan›l› alerjik rinit öyküleri hücresel immün yetmezli¤i olanlardan daha fazla iken (P=0.042, P=0.030, P=0.050), besin alerjisi öyküsü hücresel immün yetmezli¤i olanlarda daha fazlayd› (P=0.006). TARTIfiMA: Primer immün yetmezli¤i olan hastalarda alerjik hastal›k semptom öyküsü ve deri testi pozitifli¤i genel toplumdan daha yüksek oldu¤u görülmektedir. Bu nedenle primer immün yetmezli¤i olan hastalar›n alerjik hastal›k yönünden de de¤erlendirilmesi gerekmektedir. G‹R‹fi: Alt› yafl alt›nda cocuklarda ast›m tan›s› koymak, bu yafl grubunda görülebilen h›fl›lt›yla iliflkili de¤iflik fenotipler nedeniyle zordur.Bu nedenle erken çocukluk döneminde tekrarlayan h›fl›lt›yla baflvuran çocuklar›n,alt› yafl›ndan sonra tekrar de¤erlendirilmesi önemlidir.Martinez ve arkadafllar› taraf›ndan yap›lan çal›flmada bu çocuklar›n hangisinde ileride ast›m geliflece¤ini tespit edebilmek için ast›m tahmin indeksi(AT‹) gelifltirilmifl fakat bu indeksin özgüllük ve duyarl›l›k oran› düflük bulunmufltur.Biz çal›flmam›zda duyarl›l›k ve özgüllü¤ü daha yüksek olan yeni bir AT‹ gelifltirmeyi amaçlad›k. YÖNTEM: Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji‹mmunoloji poliklini¤ine ilk üç yafl içinde en az üç kez h›fl›lt› ata¤› geçirme flikayetiyle baflvuran 208 h›fl›lt›l› çocuk çal›flmaya dahil edildi.Çal›flmaya al›nan hastalar›n dosyalar›, alt› yafl sonras›nda retrospektif olarak de¤erlendirildi.Daha önce kullan›lan ATI’den faydalanarak ve kendi hasta grubumuzda ast›m için tespit etti¤imiz bütün risk faktörlerini lojistik regresyon yöntemiyle de¤erlendirerek yeni bir AT‹ oluflturuldu. BULGULAR: Çocuklar›n 65’i(%31,3) k›z, 143’ü(%68,7) erkekti.Erkek cinsiyet, tüm h›fl›lt› fenotiplerinde yüksek oranda idi.H›fl›lt› fenotiplerinden geçici erken h›fl›lt› 107(%51,4), nonatopik h›fl›lt› 28(%13,5) ve atopik h›fl›lt› 73(%35,1) çocukta saptand›. Allerjik rinit, birinci derece akrabalarda ast›m olmas›, evde hayvan besleme, baflvuru an›nda total serum IgE’nin 50IU/ml’den yüksek olmas›, prik testi veya spesifik IgE’de solunum yolu allerjenleri ile duyarlanma, ilk üç yaflta geçirilen h›fl›lt› ata¤›n›n beflten fazla olmas›, h›fl›lt› bafllama yafl›n›n 9aydan büyük olmas› ast›m geliflimi için risk faktörleri olarak bulundu.Oluflturdu¤umuz AT‹ duyarl›l›¤› %83, özgüllü¤ü %90.7, pozitif prediktif de¤eri 89,2, negatif prediktif de¤er %85,2 idi. SONUÇ: Oluflturdu¤umuz AT‹’nin tekrarlayan h›fl›lt› ile baflvurmufl çocuklara tarama testi olarak kullan›lmas› ile bu çocuklardan hangisinin gelecekte ast›m olaca¤›n› ay›rt etmenin ve erken müdahale stratejileri gelifltirilerek hastal›¤›n do¤al seyrini de¤ifltirmenin mümkün olabilece¤ine inan›yoruz. P-006 2011 YILINDA ANKARA ‹L‹ ATMOSFER‹NDE BULUNAN BAZI MANTAR SPORLARI ‹lginç K›z›lp›nar Temizer 1 , Cahit Do¤an 1 , Cans›n Saçkesen 2 , Ayfer Tuncer2 1 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dal›, Ankara 2 2Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal› Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara P-008 MARMARA BÖLGES‹NDE YAfiAYAN ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ÇOCUKLARIN Y‹YECEKLER VE HAVADA UÇUfiAN ALLERJENLERE KARfiI DUYARLILIK PREVALANSI AMAÇ: Atmosferde bulunan baz› mantar sporlar› kuvvetli allerjik semptomlara yol açmaktad›r. Allerjik hastal›klar, toplumda hem para ve zaman hem de emek aç›s›ndan kay›plara neden olmaktad›r. Bu araflt›rmada, mantar sporlar›na ba¤l› olarak geliflen allerjik semptomlara yönelik etkin tedavilerin uygulanmas› ve gerekli çevresel önlemlerin al›nmas› için Ankara ili atmosferinde bulunan mantar sporlar›n›n ait oldu¤u taksonlar ve bu taksonlara ait sporlar›n aylara göre yo¤unluklar› belirlenmifltir. MATERYAL-METOD: 1 Ocak-1 Eylül 2011 tarihleri aras›nda Ankara ili atmosferinde bulunan sporlar “Burkard spor ve polen tutma aleti” ile haftal›k olarak toplanm›fl ve günlük daimi preparatlar haline getirilmifltir. Bu preparatlarda tan›mlanan sporlar›n miktar›, m3 hacime düflen say›ya dönüfltürülerek kaydedilmifltir. BULGULAR: Ankara ili atmosferinde, Capnodiales ordosundan Cladosporium, Ustilaginales ordosundan Ustilago, Saccharomycetales ordosundan Torula ile Pleosporales ordosundan Alternaria, Drechslera, Epicoccum, Pithomyces, Leptosphaeria, Curvularia ve Venturia cinslerine ait sporlar teflhis edilmifltir. Çal›fl›lan süre içerisinde bu 10 farkl› taksona ait 129674 adet spor say›lm›flt›r. Ankara ili atmosferinde teflhis edilen bu sporlar›n % 69.92’sinin Cladosporium’a, % 11.57’sinin Alternaria’a, % 8.17’sinin Ustilago’ya ve % 10.34’ünün ise di¤er taksonlara ait oldu¤u belirlenmifltir. Ankara ili atmosferinde görülen bu mantar sporlar›n›n, 45677 adet ile haziran ay›nda en yüksek seviyeye ulaflt›¤› tespit edilmifltir. Ayr›ca, mantar sporlar›n›n ocak ay›nda ise toplam 167 adet ile en düflük seviyede bulundu¤u saptanm›flt›r. SONUÇ: Bu çal›flma sonuçlar›, Ankara ilinde bulunan allerji uzmanlar›na oluflturulacak allerjen panellerin düzenlenmesinde faydal› bilgiler sunacakt›r. Öner Özdemir 1 , Metin Trabzon 2 , Murat Sürücü 1 , Fatih Mete 3 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul 2 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 3 TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul 1 G‹R‹fi: Türkiye’nin farkl› bölgelerinde azda olsa yap›lan bu tür prevalans çal›flmalar› olmas›na ra¤men, baz› alerjenlere karfl› duyarl›l›k oranlar› hala kesin olarak bilinmemektedir. Bu çal›flman›n amac› Türkiye’nin geliflmifl bat› bölgesinde çocukluk alerjik rinitinde ne çeflit alerjenlerin duyarl›l›kta rol ald›¤›n›n saptanmas›d›r. HASTALAR ve YÖNTEMLER: 406 Allerjik rinitli çocuk alerjik yönden de¤erlendirilmesi için bize gönderildi. Ortalama yafl 6,7 y›l (1-17 yafl) bulundu. 145 k›z, 261 erkek hasta kay›t edildi. Alerjik rinitli çocuklar›n 30’unda ast›m, 15’inde atopik dermatit, 39’unda sinuzit, 39’unda konjunktivit birlikte saptand›. Allergo-Pharma’dan temin edilen ekstraktlar ve Multitest–II aparat› ile deri prick testleri (DPT) gerçeklefltirildi. Pozitif ve negatif kontroller kullan›l›p, 20 dakika beklendikten sonra de¤erlendirme yap›ld›. DPT de¤erlendirme ölçütlerimiz flöyledir: Histamin yan›t› (pozitif kontrol) ve histamine eflit pozitif bir yan›t (3+)’e karfl›l›k gelmektedir. Histamin de¤erinden az yan›tlar ise çal›flmam›zda <(3+) olarak görülmektedir. 37 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-008 Devamı P-010 (devam›) Prick Testlerin De¤erlendirme Sonuçlar›: (+/++) ve (+++) herhangi bir allerjen duyarl›l›¤› 209/406 (%51,5) oran›nda saptand›. <(3+) duyarl›l›k akarlar (26/404: %6,4), hayvanlar (50/401: %12,5), otlar (21/343: %6,2), a¤aç polenleri (29/349: %8,3), küfler (44/397: %11,1), yiyeceklere karfl› (18/42: %42,9) oranlar›nda bulundu. Ek olarak >=(3+) duyarl›l›k akar grubunda (75/404: %18,6), hayvanlara karfl› (38/401: %9,5), otlar (50/343: %14,6), a¤aç polenleri grubunda (25/349; %7,6), küflerde (25/397: %6,3), yiyeceklere karfl› (3/42: %7,1) oranlar›nda saptand›. SONUÇ: Beklendi¤i gibi allerjik rinitli hastalarda ço¤unlukla akar, hayvan allerjenlerine ve polenlere karfl› önemli oranda duyarl›l›k saptand›. Ayr›ca Türkiye geneline göre yüksek say›labilecek duyarl›l›k oran›, bize yönlendirilen hastalar›n k›smen seçilerek gelmesiyle –refere edilmesiyleilgili olabilir. G‹R‹fi: Türkiye’nin farkl› bölgelerinde azda olsa yap›lan bu tür prevalans çal›flmalar› olmas›na ra¤men, baz› alerjenlere karfl› duyarl›l›k oranlar› hala kesin olarak bilinmemektedir. Bu çal›flman›n amac› Türkiye’nin geliflmifl bat› bölgesinde çocukluk ça¤› atopik dermatit ve/veya g›da alerjisinde ne çeflit alerjenlerin duyarl›l›kta rol oynad›¤›n›n saptanmas›d›r. HASTALAR ve YÖNTEMLER: 231 Atopik Dermatit ve/veya G›da Allerjisi olan çocuk hasta alerjik yönden de¤erlendirilmesi için bize gönderildi. Ortalama yafl 3,1 y›l (0,25-14 yafl) bulundu. 112 k›z, 119 erkek hasta kay›t edildi. Atopik Dermatit ve/veya G›da Allerjisi olan çocuklar›n 5’inde allerjik rinit, 3’ünde ast›m bronflit birlikte saptand›. Allergo-Pharma’dan temin edilen ekstraktlar ve Multitest–II aparat› ile deri prick testleri (DPT) gerçeklefltirildi. Pozitif ve negatif kontroller kullan›l›p, 20 dakika beklendikten sonra de¤erlendirme yap›ld›. DPT de¤erlendirme ölçütlerimiz flöyledir: Histamin yan›t› (pozitif kontrol) ve histamine eflit pozitif bir yan›t (3+)’e karfl›l›k gelmektedir. Histamin de¤erinden az yan›tlar ise çal›flmam›zda <(3+) olarak görülmektedir. Deri Prick Testlerin De¤erlendirme Sonuçlar›: (+/++) ve (+++) herhangi bir alerjen duyarl›l›¤› 84/231 (%36,4) oran›nda saptand›. <(3+) duyarl›l›k; akarlar (12/122: %9,8), hayvanlar (19/117: %16,2), otlar (9/61: %14,8), a¤aç polenleri (5/62: %8,06), küfler (5/111:%4,5), yiyeceklere karfl› (29/204: %14,2) bulundu. Ek olarak >=(3+) duyarl›l›k; akar grubunda (17/122: %13,9), hayvanlara karfl› (9/117: %7,7), otlar (6/61: %9,8), a¤aç polenleri grubunda (3/62: %4,8), küflerde (9/111: %8,1), yiyeceklere karfl› (28/204: %13,7) oranlar›nda saptand›. SONUÇ: ‹lginç biçimde; bu hastalarda sadece klasik yiyecek alerjenlerine de¤il, hatta toplamda en az onlar veya daha fazla oranda yiyecek d›fl› alerjenlere - akar, polen ve hayvanlara- karfl› duyarl›l›k vard›. P-009 MARMARA BÖLGES‹NDE YAfiAYAN ASTIMLI ÇOCUKLARIN Y‹YECEKLER VE HAVADA UÇUfiAN ALLERJENLERE KARfiI DUYARLILIK PREVALANSI Öner Özdemir 1 , Metin Trabzon 2 , Murat Sürücü 1 , Fatih Mete 3 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul 2 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 3 TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul 1 G‹R‹fi: Türkiye’nin farkl› bölgelerinde azda olsa yap›lan bu tür prevalans çal›flmalar› olmas›na ra¤men, baz› allerjenlere karfl› duyarl›l›k oranlar› hala kesin olarak bilinmemektedir. Bu çal›flman›n amac› Türkiye’nin geliflmifl bat› bölgesinde çocukluk ast›m bronflitinde ne çeflit alerjenlerin duyarl›l›kta rol ald›¤›n›n saptanmas›d›r. HASTALAR ve YÖNTEMLER: 278 Ast›m bronflitli çocuk alerji de¤erlendirilmesi için bize gönderildi. Ortalama yafl 4,9 y›l (0,5-16 yafl) bulundu. 96 k›z 182 erkek hasta kay›t edildi. Ast›m bronflitli çocuklar›n 5’inde allerjik rinit birlikte saptand›. Allergo-Pharma’dan temin edilen ekstraktlar ve Multi-test–II aparat› ile deri prik testleri (DPT) gerçeklefltirildi. Pozitif ve negatif kontroller kullan›l›p, 20 dakika beklendikten sonra de¤erlendirme yap›ld›. DPT de¤erlendirme ölçütlerimiz de flöyle idi: Histamin yan›t› (pozitif kontrol) ve histamine eflit pozitif bir yan›t (3+)’e karfl›l›k gelmektedir. Histamin de¤erinden az yan›tlar ise çal›flmam›zda <(3+) olarak görülmektedir. Deri Prick Testlerin De¤erlendirme Sonuçlar›: (+/++)ve (+++) herhangi bir alerjen duyarl›l›¤› 169/278 (%60,8) oran›nda saptand›. <(3+) duyarl›l›k akarlar (22/277: %7,9 ), hayvanlar (31/276:%11,2), otlar (9/212:%4,2), a¤aç polenleri (17/213:%8), küfler (31/275:%11,3), yiyeceklere karfl› (3/16:%18,7) oranlar›nda bulundu. Ek olarak >=(3+) duyarl›l›k akar grubunda (51/277: %18,4), hayvanlara karfl› (19/276: %6.9), otlar (14/213: %6,5), a¤aç polenleri grubunda (14/213: %6,6), küflerde (13/275: %4,7), yiyeceklere karfl› (0/16: %0) oranlar›nda saptand›. TARTIfiMA: Beklendi¤i gibi ast›m bronflitli çocuklarda ço¤unlukla akar, hayvan allerjenleri ve a¤aç polenlerine karfl› önemli derecede duyarl›l›k saptand›. Ayr›ca yüksek duyarl›l›k oran›, bize yönlendirilen hastalar›n k›smen seçilerek/ refere edilerek gelmesiyle iliflkili olabilir. P-011 ÜLKEM‹ZDE ASTIM VE/VEYA ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ER‹fiK‹N HASTALARDA M‹N‹MUM DER‹ PR‹K TEST PANEL‹ fiule Cömert, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Birimi, Ankara G‹R‹fi: IgE arac›l› hastal›klarda sensitize olgular›n saptanabilmesi için gerekli allerjen say›s› ve tiplerinin tespiti, demografik çal›flmalar ve fiyatetkinlik yönünden önem tafl›maktad›r. Bu çal›flman›n amac›, solunumsal allerjik yak›nmalarla baflvuran eriflkin hastalarda sensitize olgular›n en az %95’ini saptayabilmek için kullan›lmas› gereken minimum deri prik testi allerjen panelinin belirlenmesidir. METOD: 1991-2005 y›llar› aras›nda klini¤imize ast›m ve/veya rinit nedeniyle baflvuran 7492 hastan›n deri prik testi sonuçlar› retrospektif olarak incelendi. Hastalar›n tamam›nda 7 allerjen (Phleum, D. pteronyssinus, Artemisia, Olea, Parietaria, Betula, Corylus), 4202 tanesinde ise 13 allerjen (önceki 7 allerjene ek olarak, kedi, köpek, at, alternaria, aspergillus ve populus) test edilmiflti. Her iki grupta da, en yüksek prevalansta test pozitifli¤i saptanan allerjen al›narak, daha sonra bu allerjenin d›flland›¤› grupta en yüksek sensitizasyon prevalans› veren allerjen listeye eklendi. Tüm allerjenler al›n›ncaya dek algoritma bu flekilde sürdürüldü. Her allerjenin katk› pozitiflik yüzdesi ve tüm test pozitifler içindeki katk› yüzdesi hesapland›. Analiz edilen grupta test pozitifli¤ine katk› yüzdesi toplam %95 saptanan allerjen grubu belirlendi. SONUÇLAR: 7492 hastan›n %70.5’i kad›n, ortalama yafllar› 36.20 + 12.72 idi. 7 allerjenin test edildi¤i 7492 hastan›n 2417’sinde (%32.26), 13 allerjenin test edildi¤i 4202 hastan›n 1879’unda (%44.72) en az bir allerjen pozitifli¤i vard›. 7 allerjen grubunda 3 allerjenin (Phleum, D. pteronyssinus, Artemisia), 13 allerjen grubunda ise 4 allerjenin (Phleum, D. pteronyssinus, Artemisia, Olea) sensitize hastalar›n en az %95’ini saptamada yeterli oldu¤u tespit edildi. ÇIKARIM: Solunumsal allerjik yak›nmalarla baflvuran eriflkin hastalarda 3 veya 4 allerjenden oluflan bir deri prik testi panelinin uygulanmas›, sensitize olgular›n ço¤unun saptanmas› yönünden yeterli olmaktad›r. P-010 MARMARA BÖLGES‹NDE YAfiAYAN ATOP‹K DERMAT‹T VE/VEYA GIDA ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARIN Y‹YECEKLER VE HAVADA UÇUfiAN ALLERJENLERE KARfiI DUYARLILIK PREVALANSI Öner Özdemir 1 , Metin Trabzon 2 , Murat Sürücü 1 , Fatih Mete 3 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul 2 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 3 TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul 1 38 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-012 P-014 SOLUNUM YOLU ATOP‹K HASTALIKLARINDA ALLERJ‹K DUYARLANMAYI DE⁄ERLEND‹REN DERI PR‹CK TEST‹N‹ TAHM‹N MODELLER‹ ÇOCUKLUK ÇA⁄I KRON‹K VE D‹RENÇL‹ SOLUNUM YOLU PROBLEMLER‹NDE BRONKOSKOP‹K DE⁄ERLEND‹RME: 1022 VAKANIN ANAL‹Z‹ Ebru Çelebio¤lu1, Ahmet U¤ur Demir2, Gül Karakaya1, Ali Fuat Kalyoncu1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Ankara 1 Erkan Çak›r 1 , Arif Kut 2 , Levent Midyat 2 , Mustafa Nursoy 3 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Bilimdal›, ‹stanbul 2 Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul 3 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul 1 AMAÇ: ‹mmünoglobülin E (IgE) arac›l› allerji tan›s›, klinik öykü ve uygun allerjenlerle yap›lan deri prick test (DPT), in vitro allerjen spesifik IgE ölçümü ve baz› durumlarda provokasyon testlerine dayan›r. Bu çal›flman›n amac›, ast›m› ve/veya persistan/intermitan riniti olan hastalar aras›nda, DPT sonucu pozitif olanlar› baflar›l› bir flekilde öngörebilmek için hastan›n klinik bilgilerine dayanan, günlük klinik pratikte kolay uygulanabilecek bir tahmin modeli oluflturmakt›r. GEREÇ-YÖNTEM: Kas›m 2009- May›s 2011 tarihleri aras›nda klini¤imize ilk kez müracaat eden ast›m ve/veya persistan/intermitan rinit tan›s› alan 369 hasta prospektif olarak de¤erlendirildi. S›ras›yla müracaat eden ve çal›flmaya kat›lmay› kabul eden hastalara, taraf›m›zdan oluflturulan ve allerjik duyarlanmay› de¤erlendirmeye yönelik bir anket formu dolduruldu. Tüm hastalara DPT yap›ld›. Çal›flman›n ana sonuçlar› olan atopi, polen, ev tozu akar›, kedi/köpek duyarl›l›¤› ile di¤er etkenlerin iliflkisi duyarl›l›k ve özgüllük yüzdeleri ile incelendi. Duyarl›l›k ve özgüllük yüzdeleri 90 ve üzerinde olan etkenler çoklu lojistik regresyonda atopi, polen duyarl›l›¤› ve ev tozu akar› duyarl›l›¤›n› tahmin etmek için analiz edildi. BULGULAR: DPT sonucunu, ev tozu akar› ve polen duyarl›l›¤›n› tahmin etmek için ayr› ayr› tahmin modelleri, tüm hastalar ve erkek hastalar için ayr›ca oluflturuldu. Kad›n hastalar için ise yeterli say›da etken bulunamad›¤› için polen allerjisi tahmin modeli oluflturuldu. SONUÇ: Solunum yolu hastal›klar›nda, allerjik hastalar› ay›rt etmede kullan›labilecek DPT, ev tozu akar› ve polen duyarl›l›¤› tahmin modelleri oluflturuldu. Bu modeller özellikle allerji klini¤i d›fl›, solunum yolu atopik hastal›klar›n›n de¤erlendirildi¤i genel kliniklerde kullan›labilir. Bu konuda yap›lacak sonraki araflt›rmalarla daha duyarl› tahmin modelleri oluflturulabilece¤i ve bu tahmin modellerinin prospektif çal›flmalarla valide edilmesi gerekti¤i düflünülmüfltür. G‹R‹fi-AMAÇ: Fleksibl bronkoskopi (FB) çocukluk ça¤›nda giderek artan tarzda ve güvenle kullan›lmaktad›r. FB’un kullan›m endikasyonlar›n›n ve klinik sonuçlar›n›n bilinmesi çocuk solunum yolu hastal›klar›n›n daha do¤ru ve h›zl› tan› alabilmesini sa¤layacakt›r. Çal›flmam›zda FB endikasyonlar› ve klinik sonuçlar›n›n ortaya konmas› amaçlanm›flt›r. METOD: 2007-2011 tarihleri aras›nda yapt›¤›m›z FB vakalar› retrospektif olarak incelenmifltir. Toplam 1022 vaka çal›flmaya al›nm›flt›r. Hastalar›n ortalama yafl› 5.6±4.7 ay olup (1 ay-17 yafl aras›), ortanca flikayet süresi 6 ay (1-120 ay aras›) olarak bulunmufltur. En s›k FB endikasyonlar› sebebi aç›klanamayan kronik öksürük (%33), persistan h›r›lt› (%32), persistan infiltrasyon (%27), atelektazi (%11), tedaviye dirençli reaktif hava yolu hastal›¤›-ast›m (%9), stridor (%8), hemoptizi ( %6) ve tüberküloz (%8) iken daha nadir olarak ta akci¤erde kitle ve lenfadenopati, lokalize bronflektazi, lokalize havalanma art›fl› ve rekürren krup sebebi ile de FB yap›lm›flt›r. FB sonucu (%40) hastada normal olarak bulunmufltur. FB’de en s›k rastlanan patolojik bulgular ise hava yolu malazik hastal›klar› (%25), pürülan sekresyon (%12.3), yabanc› cisim aspirasyonu (%4.4), endobronfliyal tüberküloz (%4) olarak bulunmufl olup daha nadiren de bronfla d›fltan bas›, konjenital anomaliler, mukus t›kac›, kist hidatik membran› gibi patolojiler görülmüfltür. SONUÇ: Olgu serimiz ülkemizde bu konuda yap›lm›fl en büyük serilerdendir. Çal›flmam›z da FB’un do¤ru endikasyonda h›zl› ve do¤ru teflhise yard›mc› olan yüksek de¤erli bir tan› arac› oldu¤u görülmüfltür. P-013 P-015 ALERJ‹K R‹N‹T TANISIYLA ‹ZLENEN HASTALARIN TOTAL IgE VE SPES‹F‹K ALLERJEN TEST SONUÇLARININ KARfiILAfiTIRILMASI SA⁄LIKLI ÇOCUKLARDA BAZAL SERUM TR‹PTAZ DÜZEYLER‹: YAfi VE C‹NS‹YET ‹L‹fiK‹S‹N‹N BEL‹RLENMES‹ Musftafa Önder Uzun 1 , Keramettin Yan›k 2 , Osman Ayd›n 2 , Mehmet Mustafa Erdo¤an1, Y›lmaz Bacanak2 1 fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi KBB Klini¤i, Amasya 2 fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuar›, Amasya Ümit Murat fiahiner 1 , S. Tolga Yavuz 1 , Betül Büyüktiryaki 1 , Özlem Tekflam2, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1, Ayfer Tuncer1, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100 S›hhiye, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Genel Pediatri Klini¤i ve Acil Ünitesi, 06100 S›hhiye, Ankara AMAÇ: Allerji çocuklarda ve yetiflkinlerde önemi son y›llarda daha da artan önemli allerjik rinit, ast›m, anafilaksi gibi ciddi hastal›klar› tetikleyen halk sa¤l›¤› sorundur. Allerjiye neden olan etyolojik ajanlar çok çeflitli oldu¤undan etkenin ortaya konmas› korunma ve tedavide önemlidir. Alerjik hastal›klara karakterize bilinen antijenler için total immünoglobulin (Ig)E ve spesifik IgE’lerin varl›¤› tan›y› do¤rulamada önemli bir parametredir. Tek bafl›na çal›fl›lan bu testlerin bazen yan›lt›c› sonuçlar› olmaktad›r. Çal›flmam›zda, allerjik rinit tan›s›yla istenilen total IgE ve baz› spesifik allerjen testlerinin sonuçlar›n› de¤erlendirmeyi ve bu testlerin sonuçlar›n› tan› de¤erini karfl›laflt›r›lmay› amaçlad›k. YÖNTEM: 2011 y›l›nda hastanemiz KBB poliklini¤ine alerjik rinit flikâyetleri ile baflvuran 184 hasta çal›flmaya al›nd›. Bu hastalar 170’i(%92,4) çocuk, 14’i yetiflkindi. Bu hastalara ait serum örneklerine, Hycor 288 cihaz›nda Total IgE testi ve g›da ve solunum panelinden oluflan 40 spesifik alerjen, RIDA AllergyScree(r-bio¤harml) kiti kullan›larak çal›fl›ld›.Total IgE için 100 IU/mL üzerindeki de¤erler, spesifik alerjenler için ise Clas1’den yüksek de¤erler pozitif kabul edildi. BULGULAR: 184 hastan›n 54’ünü(%29,3) Total IgE testi s›n›r de¤erin üstünde pozitif geldi.Bu hastalar›n ço¤u erkek çocuklardan oluflmaktayd›. Total IgE testi düflük olanlar ise k›z çocuklar›ndan oluflmaktayd›. Total IgE testi s›n›r de¤erden yüksek pozitif olanlar›n sadece 9’unda(%16,6) spesifik allerjen tespit edilirken di¤er hastalarda çal›fl›lan allerjenlerden herhangi birinde pozitifli¤e rastlanmad›. Total IgE testi s›n›r de¤erden düflük olan 130 hastan›n 23’ünde(%17,8) spesifik alerjen tespit edilirken di¤er hastalarda çal›fl›lan alerjenlerden herhangi birinde pozitifli¤e rastlanmad›. SONUÇ: Hastalar›m›z›n ço¤unlukla solunum alerjenleri için hassas bünyeye sahip oldu¤u görüldü. Her nekadar çal›fl›lan spesifik alerjenlerle s›n›rl› olsa da Spesifik IgE ve Total IgE test sonuçlar› ile tek bafl›na allerji tan›s› konmas› zordur. Bu iki testin birlikte de¤erlendirilesi imkanlara göre deri tetsiyle desteklenmesi kan›s›na var›ld›. G‹R‹fi-AMAÇ: Serum nötral mast hücre proteaz› olan triptaz, mast hücre aktivasyonu ve klonal ekspansiyonun gösterilmesinde belirteç olarak kullan›lmaktad›r. Sistemik anafilaksi serum triptaz düzeylerinin yükselmesi ile dokümante edilebilir. Eriflkinlerde total bazal serum triptaz›n›n (BST) normal de¤erleri bilinmesine ra¤men allerjik olmayan sa¤l›kl› çocuklarda bu de¤erlere ait veriler 0-1 yafl aral›¤› ile s›n›rl›d›r. Bu çal›flmada sa¤l›kl› çocuklarda BST düzeylerinin belirlenmesi yan›nda yafl ve cinsiyetin buna etkisi araflt›r›lm›flt›r. YÖNTEM: Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi genel pediatri poliklini¤ine genel sa¤l›k kontrolü ve triptaz düzeyini etkilemedi¤i bilinen nedenlerle getirilen 113 çocuk bu çal›flmaya dahil edildi. Çocuklardan al›nan kan örneklerinde bazal serum triptaz düzeyleri Uni-CAP yöntemi ile ölçüldü. BULGULAR: Çal›flmaya al›nan 113 çocu¤un yafllar› 2 ay ile 10 y›l aras›ndayd›; ortanca (çeyrekler aras›) 3.36 (1.95-5.70) y›l; erkek/k›z=68/45 (%60.2/%39.8) idi. Bazal serum triptaz düzeyleri tüm grupta 3.30 ng/ml (2.38-4.36); erkeklerde 3.49 ng/ml (2.56-4.64) ve k›zlarda 2.91 ng/ml (2.16-4.16) bulundu (p=0.12). Yafllara göre tüm grup analiz edildi¤inde BST de¤erlerinde yaflla ters orant›l› olarak hafif bir düflme oldu¤u (r=0.259, p=0.006); bu düflmenin esas olarak k›z çocuklar›ndan kaynakland›¤› (r= -0.282, p=0.02); erkeklerde ise BST de¤erleri ile yafl aras›nda anlaml› korelasyon olmad›¤› görüldü. En yüksek BST de¤erleri 0-1 yafl grubunda belirlendi (tüm 0-1 yafl grubu 4.67 ng/ml (4.04-6.39); erkeklerde 5.34 (4.04-6.39); k›zlarda 4.48 (3.23-16.26)). SONUÇ: Sa¤l›kl› çocuklardaki BST düzeyleri eriflkinlerdekine benzerdir. Yaflla birlikte hafif düflme e¤ilimi göstermektedir. K›zlarda BST de¤erleri erkeklere göre anlaml› olmamakla birlikte daha düflük düzeylerde belirlenmifltir. 39 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 1 P-016 P-018 KEÇ‹ SÜTÜ ‹NEK SÜTÜ ALLERJ‹S‹NDE ALTERNAT‹F OLAB‹L‹R M‹? ANKARA ‹L‹ DEVLET ‹LKÖ⁄RET‹M OKULLARI ‹K‹NC‹ KADEMEDE ANKET YÖNTEM‹ ‹LE IgE ARACILI BES‹N ALLERJ‹S‹ SIKLI⁄I Canan fiule Turgut, ‹lker Günay, Hikmet Tekin Nacaro¤lu, Demet Can Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir Aysenur Kaya, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflegül Akan, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi G‹R‹fi: Keçi sütünün son y›llarda piyasada artan miktarlarda yayg›n olarak bulunmas› inek sütü alerjisi olgular›n›n aileleri taraf›ndan yeni bir seçenek gibi görülmeye bafllanm›flt›r. ‹nek sütü alerjisi tan›s› alan olgularda uygulanan eliminasyonun beslenme üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kald›rabilmek için aileler keçi sütünü kullanmak istemektedir.Ancak keçi sütü alerjisi inek sütü alerjisi vakalar›nda yayg›n olarak görülmekte, %70’lerin üzerinde birliktelik bildirilmektedir. Bu çal›flmada keçi sütünün inek sütü alerjisi olan olgular›m›zda ne derece kullan›labilir oldu¤unu göstermek istedik. YÖNTEM: 2010-2011 y›llar›nda inek sütü alerjisi olarak izlenen olgular›n dosyalar› incelendi. Bu olgulardan prick to prick epidermal deri testi yap›lan ve testte keçi sütü de kullan›lan olgular çal›flma grubunu oluflturdu. Olgular demografik (yafl, cinsiyet), semptomlar (gastrointestinal, solunum, deri ve çoklu sistem), laboratuar (IgE, eozinofil ve inek sütü spesifik IgE) ve epidermal deri testi sonuçlar› yönünden de¤erlendirildi. BULGULAR: Çal›flma grubumuz toplam 24 olgudan oluflmaktayd›. Olgular›n 15’i (%62.5) erkek, ortalama baflvuru yafl› 6,5 ayd›. Baflvuruda 22 hastada semptom bulunmaktayd›. Baflvuru semptomu olarak en s›k deri (16 hasta, %66.7) tutulumu söz konusu idi. Hastalar›n ortalama IgE de¤erleri 153.2 bulundu. ‹nek sütü spesifik IgE 9 hastam›zda pozitif idi. Olgular›m›z›n %54.2‘sinde eozinofil yüzdesi normal de¤er olan %4’ün üzerinde bulundu. ‹nek sütü alerjisi varl›¤›nda 24 hastadan 19’unda (%79.16) keçi sütü alerjisi epidermal deri testleri ile saptand›. SONUÇ: ‹nek sütü alerjisi tan›s› alan çocuklar›n aileleri sürekli yeni aray›fllar içine girmektedir. Ad› geçen alternatiflerden en çok bahsedilen keçi sütünün de çok fazla alerjik reaksiyona neden oldu¤u bilinmelidir. Keçi sütü inek sütüne iyi bir alternatif de¤ildir. Keçi sütü alerjisi olmad›¤› gösterilmeden ailelere önerilmemelidir. G‹R‹fi: Allerjik hastal›klar›n s›kl›¤›ndaki art›fla paralel olarak besin allerjilerinin s›kl›¤›nda da art›fl oldu¤u bilinmektedir. Toplumdaki bireysel öyküye dayal› besin allerjisi prevalans› %3-34 aras›nda de¤iflirken, provakasyon testleri ile belirlenen s›kl›k %1-2 dolay›ndad›r. Ülkemizde çocukluk ça¤›nda besin allerjisi s›kl›¤› ile ilgili az say›da veri bulunmaktad›r. Bu çal›flmada Ankara ilinde 12-15 yafl grubu çocuklarda ankete dayal› besin allerjisi s›kl›¤›n›n saptanmas› amaçlanm›flt›r. METOD: Ankara ili metropol ilçelerindeki devlet okullar›nda ikinci kademede (6,7 ve 8. s›n›flar) e¤itim gören yaklafl›k 210000 ö¤renci aras›ndan, IgE arac›l›kl› besin allerjisi s›kl›¤› tahmini (P)=%1 ve kabul edilebilir sapma (d)=0.2 kabul edilerek (?<0.05,?=0.8) örneklem say›s› 9096 olarak hesapland›. Ankete kat›l›m oran›n›n %70 olaca¤› kabul edildi ve bu nedenle yaklafl›k 2700 yedek ö¤renci belNirlendi. Bu örnekleme ulaflmak için rastgele yöntemle toplam 34 okul seçildi. Anketler okullarda allerji yandal araflt›rma görevlileri taraf›ndan ö¤rencilere da¤›t›larak velileri taraf›ndan doldurulmas› istenildi ve ertesi gün topland›. BULGULAR: Çal›flmada 1 Mart–27 May›s tarihleri aras›nda 34 okulda da¤›t›lan toplam 11233 anketten 10096 (%89.4’ü) topland›. Ankette hayat›n›n herhangi bir döneminde besine ba¤l› hipersensitivite reaksiyonu tariflenen çocuk say›s› 1139 (%11,2) idi. En s›k suçlanan besinler s›ras›yla yumurta372(%3.7), çikolata354(3.5), antepf›st›¤›137(1.4), domates134(1.3), çilek 115(1.1), süt114(1.1), bal›k92(0.9), ceviz80(0.8), yerf›st›¤›73(0.7), f›nd›k 69(0.7) idi. Besin allerjisi bildiren hastalarda doktor tan›l› ast›m %20.5, allerjik rinit %30.4, egzema %5.9 olarak saptand›. Anne ya da babada ast›m ya da allerjik rinit s›kl›¤› ise % 47.4 idi. SONUÇ: Anket sonuçlar›nda bireysel öyküye dayal› besin allerjisi s›kl›¤› % 11,4 saptanm›fl olup gerçek besin allerjisi s›kl›¤›na göre önemli derecede yüksek bulunmufltur. Bu hasta grubuna öncelikle telefon anketi uygulanacak ve öyküsü uyumlu olanlar›n klinikte de¤erlendirilecektir. P-017 ‹NEK SÜTÜ ALERJ‹S‹NDE SÜT PROTE‹NLER‹ VE KL‹N‹K ‹LE ‹L‹fiK‹S‹ P-019 Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Levent Midyat, Gökay Çelik, Kerem Aksakal Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Alerji - ‹mmunoloji BD BURSA ‹L‹ 6-14 YAfi GRUBU ÇOCUKLARDA BES‹N ALLERJ‹S‹ VE SEMPTOMLARININ SIKLI⁄I Yakup Can›tez 1 , Gönül Bayram 2 , Hülya Poyraz 1 , Kezban ‹pek 2 , Mustafa Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3, Belgin Aktafl1, Nihat Sapan1 1 Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Alerji Bilim Dal›, Bursa 2 Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa 3 Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa ‹nek sütü alerjisi, çocuklarda en s›k rastlanan g›da alerjilerindendir. ‹nek sütü alerjisinden sorumlu alerjenler s›kl›kla kazein, alfa-laktalbumin ve beta-laktoglobulin yap›s›ndad›r. Keçi ve koyun sütü yap› benzerli¤i nedeniyle yüksek oranda çapraz reaksiyon verir. Çal›flmam›zda EÜTF’de Çocuk Alerji-‹mmunoloji BD’da, öykü, fizik bak› ve laboratuar bulgular›yla tan› alan çocuklar›n serum alfa-laktalbumin (f76), beta-laktoglobulin (f77), kazein (f78), keçi sütü(f300), koyun sütü(f325) ve koyun whey protein(f326) spesifik IgE de¤erleri ölçülüp, klinik bulgularla iliflkisi araflt›r›ld›. Çal›flmaya al›nan 97 hastan›n ortalama tan› yafl› 8,0±17,2 ay; yak›nma bafllang›ç yafl› 5,0±9,4 ayd›. %41.2 ‘si k›z, %58.8 ‘i erkekti. Hastalar›n %53,9’ünde bafllang›ç yak›nmas› deri bulgular› iken solunum sistemi ve G‹S yak›nmas› daha az s›kl›ktayd›. Ailede atopi %73,1 idi. Yak›nmalar› bafllatan neden %21,6's›nda kutu mama, %21.6's›nda anne sütü, %7,2 ’sinde yo¤urt, %6.2 ’sinde inek sütü, %3,1’ inde peynir idi. Ortalama f2 de¤erleri 2,9±19.0 kUA/l, f78 de¤eri 6,4±13,3, f76 düzeyi 6,9±17,9, f77 düzeyi 4,7±17,0, f300 düzeyi 4.6±0,8, f325 düzeyi 6.8±11,9 ve f326 de¤eri 5,5±11,3 kUA/l idi. ‹nek sütü alerjisi olan çocuklar›n %65’inde keçi sütü, %87,2 ‘sinde koyun sütüne çapraz reaksiyon saptand›. %58,6 hastada yumurta beyaz›na karfl› ve %38,4 hastada yumurta sar›s› alerjisi vard›. F2 de¤erleri ile deri prick testi pozitifli¤i aras›nda anlaml› iliflki varken; total provakasyon dozlar› aras›nda iliflki saptanmad›. Olgular›n inek sütü ve i.s protein alt gruplar›, keçi ve koyun sütü proteinleri aras›ndaki pozitif korelasyon en belirgin kazeinde olmak üzere tüm de¤erlerde anlaml› idi. ‹nek sütü alerjisi olan çocuklarda birlikte keçi ve koyun sütü duyarl›l›¤›n›n da yüksek oldu¤unun bilinmesi anafilaksiye kadar gidebilecek a¤›r reaksiyonlar›n önlenmesi aç›s›ndan önemlidir. G‹R‹fi: Dünyada ve ülkemizde çocukluk ça¤›nda besin allerjisi ve semptomlar›n›n görülme s›kl›¤› ile ilgili epidemiyolojik çal›flmalar k›s›tl› say›dad›r. MATERYAL-METOD: Bu çal›flmada Bursa ili merkezinde 6-14 yafl grubu okul çocuklar›nda besin allerjisinin; görülme s›kl›¤›, semptomlar› ve di¤er çeflitli özellikleri çocuklar›n anne ve babalar› taraf›ndan cevapland›r›lan anket formlar› kullan›larak araflt›r›lm›flt›r. SONUÇLAR: Çal›flma populasyonunda (n: 3944), yaflam boyu en az bir kez besin allerjisi bulgular› varl›¤› (kümülatif prevalans) %13,4, son bir y›lda besin allerjisi bulgular› varl›¤› %5,7, do¤umdan bugüne dek en az bir kez besin allerjisi nedeniyle doktora baflvurma oran› %8,3, doktor taraf›ndan yaflam boyu en az bir kez besin allerjisi tan›s› konulan çocuklar›n oran› %6,4 olarak saptand›.Çal›flma populasyonunda (n: 3944), besin allerjisine neden olan besinler; katk›l› besinler %5,4 (boyal› flekerler ve haz›r cipsler (%4,7), ketçap, salça ve turflu (%0,7), yumurta %3,9, kakaolu besinler (çikolata, gofret vb.) %3,8, inek sütü ve inek sütü ürünleri %3,0 olarak bulundu. Doktor taraf›ndan yaflam boyu en az bir kez besin allerjisi tan›s› alan çocuklarda (n: 253); besin al›m›ndan sonra en s›k deri bulgular›n›n (%83,8), sonra s›ras›yla gastrointestinal sistem bulgular› (%10,3), solunum sistemi bulgular› (%3,6), nörolojik bulgular (%2,4) ve kardiyovasküler sistem bulgular›n›n (%0,4) gözlendi¤i saptand›. TARTIfiMA: Bursa il merkezinde 6-14 yafl grubu çocuklarda besin allerjisi ve semptomlar›n›n görülme s›kl›¤›n›n önemli bir oranda bildirildi¤i görülmüfltür. 40 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-020 P-022 BAKLAG‹LLERLE DER‹ TEST‹ SIRASINDA ANAF‹LAKS‹ ÇOCUKLUK ÇA⁄I BES‹N ALLERJ‹LER‹NDE TANISAL DE⁄ERLENDIRME SONUÇLARI Özlem Y›lmaz1, Serkan At›c›2, Arzu Bak›rtafl1, ‹lbilge Ertoy Karagöl1, Erdem Topal 1 , Mehmet Sad›k Demirsoy 1 , ‹pek Türktafl 1 1 Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara 2 Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Ankara Sehra Birgül Tüfekçi1, Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Mevhibe Gülen Uyan›ker2, Semra Erdo¤an3, Semanur Kuyucu1 1 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Mersin 2 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin 3 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin G‹R‹fi: Baklagiller çocuklarda, Akdeniz bölgesinde, immunglobulin E arac›l› alerjik reaksiyona s›k yol açan besin gruplar›ndand›r. Baklagiller aras›nda çapraz reaksiyon s›kt›r. Hastam›zda, mercimek ve bezelye anafilaksisi mevcuttur. Ayr›ca prik test s›ras›nda baklagiller ile anafilaksi geliflen ilk olgudur. OLGU: 9,5 yafl›nda k›z, mercimek çorbas› içerken ani bafllayan öksürük, göz kapaklar›nda ve dudaklar›nda fliflme flikâyetleriyle baflvurdu. Muayenesinde, göz kapaklar›nda ve uvulada ödem, akci¤er alanlar›nda yayg›n vizing saptanarak anafilaksi tan›s› kondu. Etiyolojiye yönelik yap›lan prik to prik testte, mercimek ile pozitiflik saptand› ve baklagil eliminasyonu önerildi. Hastada bir y›l sonra yeflil mercimek ile anjioödem, bezelye ile anafilaksi geliflti. Olguya bezelye ve mercimek yan›nda, daha önce hiç tüketmedi¤i nohut, taze ve kuru fasulye, barbunya, f›st›k ve soya gibi di¤er baklagillerle de prik testler yap›ld›. Bezelye 18 x 10 mm, k›rm›z› mercimek 10 x 11 mm, yeflil mercimek 7 x 8 mm, nohut 15 x 7 mm, beyaz fasulye 10 x 7 mm, barbunya 10 x 6 mm, taze fasulye 4 x 3 mm, pozitif kontrol 6 x 6 mm, negatif kontrol 0 x 0 mm bulundu. Deri testinden 15 dakika sonra hastada anafilâksi geliflti. Çapraz reaksiyon veren besinleri ay›rt etmek için bu besinlerle aç›k oral provokasyon yap›ld›. Diyetten ek olarak provokasyonu pozitif bulunan nohut ve kuru fasulye ç›kar›ld›. SONUÇ: Baklagiller ile anafilâksi tan›s› konulan olgularda daha önce diyetinde olmayan di¤er türleriyle de deri testleri tek tek konularak, çapraz reaksiyon veren türlerin diyetten eliminasyonuna oral provokasyonla karar verilmelidir. G‹R‹fi-AMAÇ: Besin allerjisi, besin proteinlerine karfl› geliflen anormal immunolojik reaksiyon olup prevalans› %3,9’dur. Öykü, fizik muayene ve laboratuvar bulgular› gibi tan›sal basamaklar kullan›lmakla birlikte, en güvenilir ve alt›n standart metod besin yükleme testidir. Bu çal›flman›n amac› besin allerjisinden flüphelenilen ve aç›k besin yükleme testi yap›lan hastalar› klinik, laboratuar bulgular› ve test sonuçlar› aç›s›ndan de¤erlendirmektir. METOD: Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji-‹mmunoloji Klini¤i’ne Ocak 2009- A¤ustos 2011 tarihleri aras›nda baflvuran ve hikaye, fizik muayene ve laboratuvar bulgular› ile besin allerjisi düflünülerek aç›k besin yükleme testi yap›lan 232 hasta retrospektif olarak incelendi. Tan›sal basamaklarda besin spesifik IgE, cilt prik testi ve aç›k besin yükleme testi sonuçlar› kullan›ld›. BULGULAR: Hastalar›n 145’i(%62,5)erkek, 87’si(%37,5) k›z, yafl ortalamalar› 3.54(4ay-15 yafl) idi. Hastalar; a¤›z çevresinde k›zar›kl›k, gözde k›zar›kl›k, egzama, h›fl›lt›, ishal, kafl›nt›, kusma, öksürük, rinit, ürtiker/anjioödem, flikayetlerinin en az biri ile baflvurdu. 49 hastada inhalan allerjen duyarl›l›¤› mevcuttu. 169 hastaya öyküde besin allerjisi flüphesi nedeniyle, 187 hastaya öyküde besin allerjisi flüphesi olmaks›z›n toplam 356 besin eliminasyon ve aç›k yükleme testleri uyguland›.Yükleme testi öncesi eliminasyona 101 tam, 169 k›smi yan›t, 86 yan›ts›zl›k vard›. 44 (%12.3) yükleme testi pozitif, 312’si (%87.7) negatif olarak sonuçland›. Eliminasyona tam yan›t verenlerde yükleme testi pozitifli¤i anlaml› olarak fazla idi. De¤erlendirilen hastalar›n 35’inde IgE arac›l›, 6’s›nda IgE arac›l› olmayan besin allerjisi kan›tland›. SONUÇ: In vivo ve in vitro besin spesifik IgE testleri klinik reaktivite ile her zaman korelasyon göstermez, besin allerjisi tan›s›nda besin yükleme testi alt›n standartt›r. Do¤ru tan› ile çocu¤un büyüme ve geliflmesini olumsuz etkileyecek gereksiz diyet k›s›tlamalar›n›n önüne geçilmifl olur. P-021 ‹NEK SÜTÜ VE KIRMIZI ET ALERJ‹S‹ B‹RL‹KTEL‹⁄‹ Ayfle Yenigün 1 , Özlem Sancakl› 1 , Berna Gültekin 2 , Engin Tetik 1 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n 2 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Bilim Dal›, Ayd›n P-023 1 GIDA ALERJ‹S‹ SIKLI⁄I Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1, Güldane Koturo¤lu 2 , Asl› Aslan 2 , Y›ld›z Egemen Kelefl 1 1 Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD 2 Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Genel Pediatri BD ‹nek sütü alerjisi çocuklarda en s›k rastlanan besin alerjilerinden biridir. S›¤›r serum albumin inek sütü ve k›rm›z› ette bulunabilen ortak bir proteindir. Bu nedenle inek sütü proteinine duyarl›l›¤› olanlarda efl zamanl› k›rm›z› et duyarl›l›¤› saptanabilir. Çal›flmada k›rm›z› et ve inek sütü proteinlerine karfl› duyarl›l›¤› saptanan hastalardaki klinik bulgular›n de¤erlendirilmesi planland›. Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Poliklini¤ine baflvuran hastalarda spesifik IgE de¤erleri retrospektif olarak de¤erlendirildi. ‹nek sütü proteini ve k›rm›z› ete karfl› spesifik IgE de¤erleri pozitif olan toplam 51 hasta çal›flmaya al›nd›. K›z erkek oran› 22/29 (%43 k›z, %57 erkek); yafl ortalamas› 8,46±5,03(0.6-18) idi. Hastalar alerjik rinit (n:25, %51) ast›m(n:12, %23), ürtiker(n:4, %8.2), inek sütü alerjisi(n:7, %12,2), bronkopnomoni (n:3, %6,1)tan›lar›yla izlenmekteydi. ‹nek sütü proteinine karfl› spesifik IgE ortalamas› 0,52±0,53 IU/ml(0.07-3.15); k›rm›z› ete karfl› spesifik IgE ortalamas› 0.81±1.09 IU/ml (0.07-5.56) idi. 51 hastan›n 35’ine telefonla ulafl›ld›. 29 hasta inek sütü içebildi¤ini 6’s› inek sütüne karfl› reaksiyon gözlemledi¤i için içmedi¤ini söyledi. 31’i eti yiyebildi¤ini 4’ü test pozitif ç›kt›¤› için k›rm›z› et yemedi¤ini söyledi. ‹nek sütü al›m› sonras› flikayetleri olan alt› hastaya deri testleri yap›ld›. Deri testi ve besin provakasyonu sonucu 3 hastaya inek sütü alerjisi tan›s› konuldu ve eliminasyon diyetine al›nd›. Görüflülen hastalardan hiçbirisi k›rm›z› et yeme sonras› reaksiyon geliflmedi¤ini belirtti. ‹nek sütü alerjisi olanlarda k›rm›z› ete karfl› spesifik IgE pozitifli¤i s›k karfl›lafl›lmakla beraber, k›rm›z› ete karfl› duyarl›l›¤›n klinik bulgu vermesi oldukça nadirdir. Duyarl› hastalarda klinik semptomlar sorgulanmal›, deri testleri ve provakasyonla do¤rulanmal› ve gereksiz eliminasyondan kaç›n›lmal›d›r. S›kl›¤› giderek artan g›da alerjisinin çocuk ve eriflkinlerdeki oranlar› toplumlara göre farkl› olup çal›flmam›zda hastanemize baflvuran kiflilerdeki s›kl›¤›n›n saptanmas› amaçland›. 6 ay-46 yafl aras›nda alerji(n:206) ve genel pediatri(n: 332) polikliniklerine gelen 538 kifliye g›da alerjisi ve risk faktörlerini sorgulayan anket formu uyguland›. Kat›lanlar›n %24,7’si <=5 yafl, %9,9’ u >=18 yafl; %46,3 k›z, %53,7 erkek idi. Anket %32,5 kiflinin kendisiyle, %58,6’s›nda annesiyle yap›ld›. 121 kiflide (%22,5) g›da al›m›yla alerjik yak›nma öyküsü mevcuttu. Yumurta, süt, et ve çerez en s›k rastlanan alerjik g›dalard›. G›da al›m› sonras› alerjik yak›nmalar; %61,2 rinit ve konjonktivit,%54,5 deri bulgusu,%30,6 alt hava yolu duyarl›l›¤›,%28,1 G‹S bulgusu, %3,3 anaflaksi olarak belirlendi. G›da d›fl› alerjik hastal›k (en s›k A.R ve ast›m ) %48,3 idi. G›dalar d›fl›nda duyarl› olduklar› belirtilen alerjenler s›kl›¤a göre ev tozlar›, ot polenleri ve zeytin idi. Ailede atopi %43,6 olup;%52,1’si annedeydi. G›da alerjisi için doktora giden hastalar›n %78,7’ si tetkik edilmifl olup, %37,6 hasta tedavi alm›flt›. 0-5 yaflta süt, 5-15 yaflta çerez alerjisi s›kt›. Erkeklerde süt duyarl›l›¤›n›n fazla olmas› (p=0,021) d›fl›nda cinsiyet ile g›da yak›nmas› aras›nda iliflki saptanmad›. Anne sütü, ilk bafllanan ek g›da ve bafllama yafl›, g›da takviyesi al›m›, bakkal ürünü tüketimi, inhalan alerjenler ile g›da alerjisi yak›nmas› aras›nda iliflki saptanmad›. Efllik eden alerjik hastal›k varl›¤› ile iliflki varken (p:0.002) alerjik hastal›¤›n cinsiyle iliflki saptanmad›. Yumurta alerjisi olanlarda yumurta sar›s› bafllama yafl› erkendi (p=0,029).Doktor tan›l› g›da alerjisi s›kl›¤› %8,1 (genel poliklinikte %4,2, alerji poliklini¤inde %14,5) olarak saptand›. Oranlar›n yüksekli¤inin nedeni çal›flman›n üniversite hastanesinde yap›lm›fl olmas› olup, genel toplum çal›flmalar›n›n yap›lmas› yol gösterici olacakt›r. 41 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 2 P-024 P-026 ‹NEK SÜTÜ ALERJ‹L‹ ÇOCUKLARDA ORAL DESENS‹T‹ZASYON SONUÇLARIMIZ BENZER PREVALANS, FARKLI SPEKTRUM-TÜRK ‹LKOKUL ÇOCUKLARINDA IgE ARACILI BES‹N ALLERJ‹S‹ Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Levent Midyat, Mesude Atasever, Duygu Sodol EÜTF Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD Revan Mustafayev1, Ersoy Civelek1, Faz›l Orhan2, Hasan Yüksel3, Ayflen Bingöl Boz4, Bülent Enis fiekerel1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bölümü, Trabzon 3 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Solunum ve Allerji Bölümü, Manisa 4 Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Antalya ‹nek sütü alerjisinde(‹SA) tedavi seçeneklerinden biri de oral immunoterapidir(desensitizasyon). Do¤al toleransa benzer flekilde, hastan›n inek sütünü ters bir reaksiyon geliflmeden alabilmesidir. Çal›flmam›zda EÜTF Çocuk Alerji poliklini¤inde ‹SA tan›s› al›p, do¤al tolerans› olmayan 29 hastada uygulanan oral desensitizasyon sonuçlar› sunulmufltur. Desensitizasyon onbefl çocukta tamamlanm›fl olup, 11 hastada devam etmektedir. Yafl da¤›l›m› 13,0±29,1(6-156)ay aras›nda olup, 18(%62)’i erkek, 11(%38)’i k›zd›r. Hastalar›m›z›n 25(%86,2)’i 4 yafl›ndan küçüktür. Desensitizasyon tedavisi tamamlanan hastalar›n izlem süresi 15 gün2,5 y›l aras›ndad›r. Total IgE:125,0±594,0(9,8-2142) ku/l, IS spIgE(f2):19,6±29,5 (0,01-100) ku/l’dir. ‹nhalan alerjen ve yumurta spIgE s›ras› ile %32, %30,4 oran›nda pozitif saptanm›flt›r. Keçi ve koyun sütü ile pozitif çapraz reaksiyonlar s›ras›yla %80 ve %93,3 oranlar›nda bulunmufltur. Deri prick testte inek sütü ile reaksiyon ortalamas› 9,7±7,4 (0-35) mm dir. Yama testi yap›lan hastalar›n %44,4’ünde pozitif bulunmufltur. Provakasyon testinde reaksiyon dozu 12,9±21,5(0,3-98) cc idi. Öykü, f2, deri testleri(prick ve yama testleri) ve provokasyon testleri ile tan› alan hastalarda, provokasyon dozu esas al›narak desensitizasyon bafllat›lm›flt›r. Desensitizasyon süresi ort.16±4,5(9-25) hafta, bafllang›ç ve bitifl f2 de¤erleri benzerdir(p:0,664). Befl hastada desensitizasyon sonu f2, bafllang›ç de¤erinden yüksektir. Desensitizasyon süresince %44,8(n:13) hastada lokal ve/veya sistemik reaksiyon geliflmifltir. Deri reaksiyonlar› %33,3 s›kl›kla ilk s›rada gözlenirken, %30,7(n:4) hastada akut ast›m ata¤›, %23(n:3) hastada anafilaktik reaksiyon geliflmifltir. Anafilaksi geliflenlerin f2 düzeyleri 57,3, 86,5 ve 100ku/l gibi yüksek de¤erlerdedir. Reaksiyon varl›¤› ile f2 düzeyi, deri testleri ve provakasyon dozu aras›nda iliflki saptanmad›. Tüm reaksiyonlar erken önlem ve tedavilerle k›sa sürede gerilemifltir. Desensitizasyonu tamamlanan hastalarda kontrollerde alerjik veya otoimmun bulgu saptanmam›flt›r. Oral desensitizasyon, ISA’li hastalarda, deneyimli merkezler taraf›ndan uygulanabilecek iyi bir tedavi seçene¤idir. G‹R‹fi: Besin allerjisi epidemiyolojisi ile ilgili Türkiye’de k›s›tl› veri bulunmaktad›r. AMAÇ: 10-11 yafl Türk çocuklar›nda besin allerjisi bildirilmifl ve gerçek prevalans›n›n saptanmas›, s›k görülen besin allerjenlerin tan›mlanmas›. MATERYAL-METOD: Bu çal›flma 2005–2006 e¤itim ö¤retim döneminde Türkiye’nin befl farkl› flehrinde(Van, Manisa, Ankara, Antalya, Trabzon) yap›lan ISAAC Faz II çal›flmas› s›ras›nda besin allerjisi olmas›ndan flüphelenilen kat›l›mc›lar›n (anketlerde flüpheli öykü ve/veya yumurta ak›, ceviz, f›st›k, f›nd›k, süt skin prik testi pozitifli¤i olan) kliniklere ça¤r›lmas› ve öykü, fizik muayene, epidermal deri testi ve aç›k besin yükleme testi ile de¤erlendirilmesi fleklinde yap›ld›. SONUÇ: Toplam 6963 anket incelendi¤inde, bildirilmifl besin allerjisi prevalans› %20,22±0,94(1408/6963, %95 güven aral›¤›) ve besin allerjenleri ile sensitizasyon prevalans› %5,89±0,59(361/6134, %95 güven aral›¤›) olarak saptand›. Van vakalar› de¤erlendirme d›fl› b›rak›ld›¤›nda, dört flehirden hayat› boyunca besin ile reaksiyon hikayesi veren ya da deri testi ile duyarl›l›¤› saptanan 1162 kifli(semptomu olan n=909, deri testi pozitif olan n=301, ikiside pozitif n=48) belirlendi ve 813 kifli ile(ulaflma yüzdesi %70,0) ayr›nt›l› telefon görüflmesi yap›ld›. Toplam 152 kifli besin allerjisi aç›s›ndan de¤erlendirilmek üzere kliniklere ça¤r›ld›. Kliniklere baflvuran 87 kiflinin toplam 9’unda 12 besin allerjisi tan›s› konuldu. Besin allerjisi prevalans› %0,16%±0,11(9/5609, %95 güven aral›¤›) olarak belirlendi. S›kl›k s›ras›na göre en fazla ceviz(3) ve k›rm›z› et(2) allerjisi saptan›rken, bunlar› tavuk yumurtas›(1), f›st›k(1), ›spanak(1, kivi(1), peynir(1), f›nd›k(1) ve fleftali(1) allerjileri izledi. YORUM: Ebeveyn taraf›ndan bildirilmifl besin allerjisi prevalans› önceki çal›flma sonuçlar› ile uyumlu iken, kan›tlanm›fl IgE arac›l› besin allerjisi prevalans›n›n en az %0,16 oldu¤u tahmin edildi. Allerjik besinlerin profili bat› ülkelerine göre farkl›l›k göstermesi etnik, kültürel ve co¤rafi faktörler ile iliflkili olabilece¤i düflünüldü. P-025 ‹NEK SÜTÜ ALERJ‹S‹NDE TANI, TEDAV‹ VE PROGNOZ P-027 Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1, Funda Özgenç2 1 EÜTF, Çocuk Allerji -‹mmunoloji BD 2 EÜTF, Çocuk Gastroenteroloji, Beslenme ve Hepatoloji BD YUMURTA AKI ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARDA DER‹ PR‹K TESTLER‹ AfiIYA BA⁄LI S‹STEM‹K REAKS‹YON R‹SK‹N‹ ÖNGÖREB‹L‹R M‹? Ümit Murat fiahiner, S. Tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki, Ayfer Tuncer, Bülent E. fiekerel, Ömer Kalayc›, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara Çocuklarda en s›k g›da alerjilerden olan inek sütü alerjisinde(‹SA) klinik ve laboratuar bulgular hastan›n prognozunu etkileyebilmektedir. Klini¤imizde izlenen ‹SA tan›l› hastalar›n sonuçlar› bu amaçla de¤erlendirilmifltir. EÜTF Alerji poliklini¤inde 2009-2011 y›llar›nda ‹SA tan›s› alan 127 hasta çal›flmaya al›nm›flt›r. Hastalar›n erkek/k›z oran›:1,44’dür. Ailede atopi %50 oran›ndayken, birlikte yumurta duyarl›l›¤› %15,1, di¤er g›da alerjisi %4 bulunmufltur. En s›k bafllang›ç bulgusu ürtiker-anjioödem ve atopik dermatit(AD) olarak gözlenmifltir. Anafilaksi %20,6(n:26) hastada bildirilmifltir. Yak›nma bafllang›ç yafl› 5,25±7,9(1-44)ay olup, tan› yafl› 6,5±11,5(1-76)ay, baflvuru yafl› ise 9,0±15,3(1-84)ayd›r. ‹lk bulgular %30,8 hastada anne sütü, %34,5 hastada humanize süt al›m›yla gözlenmifltir. Süt eliminasyonu %90,7 hastada yap›lm›fl;%62,8 çocukta elementer g›da, %17.4’ünde keçi ve soya sütleri kullan›lm›flt›r. Baflvuruda IS spIgE(f2):2,9±19,9, max.f2:3,23±19,9 ku/L, total IgE:128±573. ‹nhalan alerjen spIgE %20,8 hastada pozitif idi. Deri prick testte IS duyarl›l›¤› 5,0±5,36mm idi. Deri testi ile f2 düzeyleri aras›nda anlaml› korelasyon saptanmam›flt›r(p:0,55). Yama testi %32,4 pozitif olup, yama testi ile ilk ve max.f2 de¤erleri aras›nda anlaml› iliflki bulunmufltur(p=0,00). Provakasyon testi %54,1 pozitif olup, ortalama provakasyon dozu 6,0 ± 2,46 cc’dir. Reaksiyon %32,3 hastada tam süte geçmeden gözlenmifltir. Ürtiker-anjiyoödem en s›k bulguyken, anafilaksi %10 s›kl›kta görülmüfltür. Provakasyon ve deri testi pozitifli¤i aras›nda anlaml› pozitif iliflki saptanm›flt›r(p=0,01). Tolerans geliflimi ile ilk ve max.f2 aras›nda anlaml› negatif iliflki vard›r. Ancak tolerans geliflim zaman› (ort. 17,3±18) f2 düzeyleri ile iliflkili bulunmam›flt›r(p=0,583). Tolerans geliflme oran› %55,5 olup, tolerans gelifltirenlerin %29,5’u <=1 yaflta iken, %91,8’i 4 yafl›n alt›ndad›r. Tüm olgular de¤erlendirildi¤inde 4.yaflta tolerans geliflme oran› %50,9’dur. ‹SA’de testlerin birlikte yap›lmas› tan›da yalanc› pozitiflik ve/veya negatiflik oran›n› azaltacak ve tedavi baflar›s›n› artt›racakt›r. G‹R‹fi: Yak›n zamanda yumurta ak› ve inek sütü allerjisi olan 3 çocukta K›zam›k-k›zam›kç›k-kabakulak (KKK) afl›s› uygulanmas›n› takiben anafilaksi geliflti¤ini rapor etmifltik. Bu çal›flmada deri prik testlerinin yumurta ak› allerjisi olan çocuklarda ortaya ç›kacak reaksiyonlar› öngörmede etkili olup olmad›klar›n›n araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. YÖNTEM: Yumurta ak› allerjsi tan›s› deri prik testinde negatif kontrole göre >=3 mm pozitiflik bulunmas› ve spesifik IgE ölçümünün >0.35kU/L bulunmas› yan›nda yumurta iliflkili klinik semptomlar›n olmas› ile konuldu. Toplam 38 yumurta ak› allerjili çocuk KKK afl›s› ile test edildi (Priorix, GlaxoSmithKline Biologicals SA, Rixensart, Belgium). Epidermal testler 1/10 ve 1/1 dilüsyonda uyguland›ktan sonra, reaksiyon yoksa 1/100 ve 1/10 dilüsyonda intradermal testler uyguland›. Total IgE, yumurta ak›, inek sütü ve jelatin için spesifik IgE de¤erleri bak›ld›. (Pharmacia, Uppsala Sweden). SONUÇLAR: Çal›flmaya al›nan 38 çocuktan 3’ünde (%7.9) deri prik testinde intradermal 1/10 dilüsyonda pozitif reaksiyon gözlendi. Bu çocuklardan ikisinin ayn› zamanda inek sütü allerjisi de vard›. Hastalar›n total IgE, yumurta ak›, inek sütü ve jelatin spesifik IgE de¤erleri s›ras›yla (ortanca; çeyrekler aras›) 71.1 kU/L (25.6-335.3), 1.36 kU/L (0.38-6.69), 6.86 kU/L (1.96-15.67) (n=16) ve <0.35 kU/L bulundu. Deri testi pozitif olanlar da dahil olmak üzere tüm çocuklar, lokal veya sistemik bir reaksiyon gözlenmeden güvenli bir flekilde KKK afl›s› ile afl›land›. SONUÇ: KKK afl›s›na karfl› deri prik testi pozitifli¤i, afl›ya ba¤l› allerjik reaksiyonlar› öngörmemektedir. Yumurta ak› ve/veya inek sütü allerjisi olan baz› çocuklarda KKK afl›s›na ba¤l› deri prik testi pozitifli¤i görülmesine ra¤men, bu çocuklar güvenle afl›lanabilir. 42 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-028 P-030 ÇOCUK ALERJ‹ BÖLÜMÜNDE ‹ZLENEN BES‹N ALERJ‹LER‹N‹N ÖZELL‹KLER‹ ‹NEK SÜTÜ ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARDA KL‹N‹K REAKT‹V‹TE VE TOLERANSI ÖNGÖREN FAKTÖRLER Tayfur Ginifl 1 , Özge Toptafl 2 , Mahmut Do¤ru 2 , Handan Duman 2 , Serap Özmen2, ‹lknur Bostanc›2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi 2 Ankara Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Alerji-Ast›m Klini¤i Süleyman Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Ayfer Tuncer1, Esra Birben1, Selin Yakar›fl›k1, Erdem Karabulut2, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal› AMAÇ: ‹nek sütü allerjisi (‹SA) çocuklarda en s›k karfl›lafl›lan besin allerjilerindendir. ‹SA olan çocuklarda klinik reaktiviteyi belirleyecek IgE düzeyleri ve ‹SA prognozu ile allerjik inflamasyonda önemli moleküllerin genetik varyantlar› aras›ndaki iliflkinin araflt›r›lmas› planland›. YÖNTEM-GEREÇLER: Bu çal›flmaya IgE arac›l› ‹SA tan›s› ile izlenen 148 çocuk al›nd›. Aç›k besin provokasyonu yap›lan 94 çocuk ve ‹S al›m›yla anafilaksi tarifleyen 54 çocu¤un sIgE düzeyleri retrospektif analiz edildi. ROC e¤rileriyle %95 pozitif prediktif de¤er, >%90 spesifisite’de karar verme noktalar› belirlendi. BULGULAR: Ortanca yafllar› 1.6 olan 148 çocuk 3.5 y›l süreyle izlendi. 94 besin provokasyonunun 42’si pozitif idi. Provokasyonda hastalar›n %67’sinde deri, %43’ünde solunum semptomlar› ve %31’inde anafilaksi görüldü. Sampson taraf›ndan gelifltirilen lojistik regresyon modelinde %95 olas›l›k ile klinik reaktivite için <1, <2, <4 ve <6 yafl gruplar›nda s›ras›yla ‹S sIgE 2.8, 11.1, 11.7, 13.7 kU/L idi. ‹zlem s›ras›nda 66 çocukta ‹S tolerans› geliflti. ‹lk baflvurudaki ‹S sIgE de¤eri<6 kU/L olan hastalarda tolerans geliflme olas›l›¤› >6kU/L olanlara göre belirgin olarak daha yüksekti (p<0.001). STAT6 geni rs324015 GG genotipi tafl›yan çocuklarda [2 yafl (1.5-3.9)] GA+AA genotipine [1.2 yafl (1.0-2.2)] k›yasla daha geç tolerans geliflti¤i (p=0.038) ve G alleli tafl›yan çocuklarda ‹SA’n›n daha uzun sürdü¤ü (19 vs. 11 ay) (p=0.02) saptand›. SONUÇ: Çal›flmam›z Türk çocuklar›nda ‹SA izleminde farkl› yafl gruplar›nda klinik reaktiviteyi öngörmede ve prognozu tahmin etmede ‹S sIgE de¤erlerini gösteren ilk çal›flmad›r. Bu verilerin klinisyenlerin günlük prati¤inde provokasyon test karar›nda ve tolerans gelifliminde yönlendirici olaca¤› kan›s›nday›z. Ayr›ca genetik çal›flmalar›m›z Th2 immün yan›tta önemli bir transkripsiyon faktörü olan STAT6 genetik varyantlar›n›n, ‹SA’da tolerans geliflme zaman›nda etkili olabilece¤ini göstermektedir. G‹R‹fi: Çocuk hastalar›n izleminde besin alerjilerinin gerçek yaflam verileri literatürde yetersizdir. Besin allerjisi tüm dünyada önemli halk sa¤l›¤› sorunu olarak kabul edilmektedir AMAÇ: Klini¤imizde besin allerji tan›s›yla izlenen hastalar›m›zda duyarl› olduklar› besinlerin çeflidinin ve efllik eden hastal›klar›n›n de¤erlendirilmesi amaçland›. MATERYAL-METOD: 2010-2011 tarihleri aras›nda Pediatrik Allerji ve Ast›m Klini¤inde besin alerji tan›s› alan 80 hasta retrospektif olarak de¤erlendirildi. SONUÇLAR: Çal›flmaya al›nan olgular›n yafllar› 3 ay-13 yafl (ortalama 25,5±35,2 ay) aras›nda ve %62,5 (n=50)’i erkekti. Besin alerjisi olan olgular›n %70 (n=56)’inde efllik eden alerjik hastal›k veya gastroözofagiyal reflü vard›. Hastalar›n %47,5 (n=38)’inde atopik dermatit, %21,3 (n=17)’de ast›m, %6,3 (n=5)’de alerjik rinit saptand›. 6 olguda (%7,5) gastroözofagiyal reflü efllik etmekteydi. Olgular›n %18 (n=14)’de ailede allerjik rinit,%9 (n=7) ’unda alerjik ast›m hikayesi vard›. 62 olgunun serum total IgE ortalamas› 136,8 ± 214 (min-max 0-991) kU/L ve periferik kan eozinofili ortalama yüzde de¤eri 3,8±3,7 (min-max 2-18) idi. IgE de¤eri anlaml› olan (>100Ku/L) 32 hastan›n %50 (n=16)’sinde periferik yaymada eozinofil say›s› >%4 idi. Deri testlerinde besin panelinde s›ras›yla en s›k %57 (n=46) inek sütü, %48 (n=38) yumurta sar›s›, %24 (n=19) yumurta beyaz›, %10 (n=10) patates, %8,8 (n=7) f›st›k, %2.6 (n=2) bu¤day, %1,3 (n=1) soya alerjisi saptand›. Hastalar›n %20 (n=16)’sine besin provakasyon testi yap›ld›. Ayr›ca hastalar›n %3,8 (n=2) polen, %2,5 (n=2)’inde kedi, %1.2 (n=1) hamamböce¤i duyarl›l›¤› bulundu. SONUÇ: Olgular›m›zda en s›k rastlan›lan besin alerjisi inek sütü %57(n=46).idi. Besin alerjisi olan hastalar›n %47,5’inde atopik dermatit, %21,3’ünde ast›m birlikteli¤i bulunmufltur. P-031 P-029 YUMURTA ALLERJ‹S‹NDE KL‹N‹K REAKT‹V‹TEY‹ GÖSTEREN YUMURTA SPES‹F‹K IgE DE⁄ER‹N‹N BEL‹RLENMES‹NDE AÇIK VE Ç‹FT KÖR PLASEBO KONTROLLÜ PROVOKASYON TESTLER‹N‹N KARfiILAfiTIRILMASI ‹NEK SÜTÜ ALLERJ‹L‹ OLGULARIMIZ: TEK MERKEZ DENEY‹M‹ Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit M. fiahiner1, Erdem Karabulut2, Özlem Cavkaytar1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Ana Bilim Dal›, Ankara Serap Özmen, Handan Duman, ‹lknur Bostanc›, Mahmut Do¤ru, fiennur Kelefl Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara G‹R‹fi-AMAÇ: Besin allerjilerinin tan›s›nda çift kör plasebo kontrollü besin provokasyon testleri (ÇKPKPT) alt›n standart tan› yöntemidir. Bu çal›flmada yumurta allerjilerinde klinik reaktiviteyi gösteren yumurta spesifik IgE (sIgE) de¤erlerinin belirlenmesinde aç›k besin provokasyon testi (ABPT) ve ÇKPKPT’nin karfl›laflt›r›lmas› planland›. GEREÇ-YÖNTEM: Yumurta al›m› ile allerjik reaksiyon öyküsü ile yumurta sIgE >0.35 kU/L ve/veya deri prik testi pozitif olan ve Ocak 2009-A¤ustos 2011 tarihleri aras›nda ABPT veya ÇKPKPT yap›lm›fl hastalar çal›flmaya al›nd›. Klinik reaktiviteyi gösteren yumurta sIgE de¤erleri ROC e¤rileriyle %95 pozitif prediktif de¤er, >%90 spesifisite’de karar verme noktalar›yla belirlendi. BULGULAR: Toplam 143 test [85’i (%59.4) ABPT, 58’i (%40.6) ÇKPKPT] incelendi. Her iki grubun karakteristik özellikleri benzerdi. Tüm provokasyonlar›n 42’si (%29.4) pozitifti ve bunlar›n 12’si (%8.4) anafilaksiyle sonuçland›. ABPT ve ÇKPKPT’de >%95 spesifite ve >%95 PPV ile pozitif klinik reaksiyonu gösteren yumurta sIgE de¤erleri s›ras›yla tüm yafllar için 3 ve 6 kU/L; 0-2 yaflta 2 ve 1.7 kU/L; 2-4 yaflta 2.9 ve 3.1 kU/L ve 4 yafl üzeri 3.9 ve 4 kU/L idi. ABPT’de tüm yafllarda klinik reaktivite için belirlenen yumurta sIgE de¤eri (3kU/L) ÇKPKPT yap›lan olgulara uyguland›¤›nda sensitivite %39.3, spesifite %90, PPV %78.6 bulundu. SONUÇ: Bu sonuçlar Türk çocuklar›nda yumurta allerjisi izleminde farkl› yafl gruplar›nda ABPT ve ÇKPKPT ile klinik reaktiviteyi öngörmede ve prognozu tahmin etmede yumurta sIgE de¤erlerini araflt›ran çal›flmam›z›n ön bulgular›d›r. Çal›flmam›z›n bulgular› yumurta allerjisinde klinik reaksiyonu öngörmede genifl yafl aral›klar›nda belirlenen de¤erler yerine farkl› yafl gruplar› için belirlenecek yumurta sIgE de¤erlerinin provokasyon karar›nda ve tolerans geliflimini belirlemede daha güvenilir referans olaca¤›n› göstermektedir. G‹R‹fi: ‹nek sütü allerjisi prevelans›n›n infantlarda %2-3 olmas›na karfl›n, büyük çocuklarda daha az oldu¤u tahmin edilmektedir. Hastalar›n %50’sinde di¤er besinlere karfl› duyarl›l›k oluflurken, %50-80’inde puberte öncesinde inhaler allerjenllere duyarl›l›k geliflebilmektedir. Bu nedenle inek sütü allerjisi tan›s›n›n erken konulmas› hastalar›n atopik marfl izlemi ve geliflebilecek di¤er besin allerjileri için önemlidir. AMAÇ: Çal›flmam›zda klini¤imize baflvuran ve deri testi uygulanarak inek sütü allerjisi tan›s› alan hastalar›n demografik özelliklerinin de¤erlendirilmesi amaçland›. MATERYAL-METOD: 01.01.2009 -14.09. 2011 tarihleri aras›nda klini¤imizde inek sütü allerjisi tan›s› alan 72 hasta retrospektif olarak de¤erlendirildi BULGULAR: Hastalar›n %70,8’i erkekti. Yafl ortalamalar› 9,8±9,4 ay idi. fiikâyetlerin bafllama yafl› 3,6±2,4 ay idi. Hastalar›n %22,2’sinde ailede allerjik hastal›k öyküsü mevcuttu. Hastalar›n en s›k baflvuru nedenleri %75’inde deri semptomlar› iken, %11,1’inde solunum, %5,5’inde gastrointestinal semptomlar, %4,2’sinde anafilaksi ve %4,2’sinde deri ve solunum semptomlar› idi. 20 (%27,8) hastada sadece inek sütü duyarl›l›¤› mevcutken, 3 (%4,2) hastada ek olarak aeroallerjen duyarl›l›¤› saptand›. Efllik eden besin duyarl›l›klar› aras›nda en s›k yumurta duyarl›l›¤›(%48,6) efllik ediyordu. SONUÇ: ‹nek sütü allerjisi farkl› klinik bulgularla karfl›m›za ç›kabilmektedir. ‹yi bir anamnez, deri testi, süt eliminasyonu ve provokasyon ile tan› koymak mümkündür. 43 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-032 P-034 ÇOCUKLUK ÇA⁄INDA MERC‹MEK ALLERJ‹S‹N‹N ÖZELL‹KLER‹ VE PROGNOZU FINDIK ALLERJ‹L‹ ÇOCUKLARDA KL‹N‹K REAKT‹V‹TE VE TOLERANS GEL‹fi‹M‹N‹ ÖNGÖRMEDE SPES‹F‹K IgE’N‹N YER‹ Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi A. Betül Büyüktiryaki, Ümit M. fiahiner, S. Tolga Yavuz, Özlem Cavkaytar, Ebru Ar›k Y›lmaz, Ayfer Tuncer, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara AMAÇ: Baklagiller, ve özellikle mercimek, ülkemizde çocukluk ça¤›nda s›k tüketilmektedir. Bu çal›flman›n amac› mercimek allerjisi olan çocuklar›n demografik özelliklerinin ortaya konmas›d›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya mercimek tüketimi ile çeflitli semptomlar tarifleyen 30 hasta al›nd›. Mercimek allerjisi tan›s›, mercimek al›m› ile belirgin klinik bulgular veya anafilaksi tarifleyen hastalarda deri testleri ve/veya mercimek spesifik IgE (msIgE) pozitifli¤i ile, flüpheli olgularda ise aç›k besin provokasyonlar› ile kondu. Prognozu belirlemek için 24 hastaya tekrar aç›k besin provokasyonu yap›ld›. BULGULAR: Hastalar›n tan› an›ndaki ortanca yafllar› 4.4 (2.5-8.4) iken hastal›¤›n bafllang›ç yafl› 1.5(0.9-2.3) idi. Hastalar›n %73’ü erkekti. Mercimek al›m› sonras›nda en s›k erken deri (%97) ve solunum (%30) bulgular› gözlenirken 8 hastada (%27) anafilaktik reaksiyon bildirildi. Hastalar›n %69’unda atopik dermatit ve %45’inde ast›m vard›. Tan› an›nda msIgE düzeyleri 3 kU/L (1.2-9.6) idi. 24 provokasyonun 12’si pozitifti. Hastalar›n semptomlar› erken deri (12/12), gastrointestinal (3/12), solunum (2/12) sistemleri ile ilgiliyken, 3 hastada anafilaksi gözlendi. Provokasyonu pozitif olan veya anafilaksi geçiren hastalar›n msIgE düzeyleri, provokasyonu negatif olan hastalara göre anlaml› olarak daha yüksekti [3.5 (1.1-26.7) vs. 0.9 (0.3-2.3), p=0.014]. ‹zlem s›ras›nda 15 hastada (50%) mercimek allerjisinin 3.5 (2.5-11) yafl›nda geçti¤i saptand› ve bu hastalarda mercimek tolerans›n›n geliflti¤i dönemde msIgE düzeyi 1.3 kU/L (0.3-4.0) idi. Mercimek allerjisi beraberinde nohut allerjisi 14(%47), bezelye allerjisi 5(%17) ve susam allerjisi 3(%10) hastada efllik ediyordu. SONUÇ: Ülkemizde mercimek allerjisi çocukluk ça¤› besin allerjileri aras›nda süt, yumurta ve kuruyemifl allerjilerinden sonra önem kazanmaktad›r. Mercime¤in a¤›z yoluyla al›nmas› veya buhar›yla karfl›lafl›lmas› semptomlara hatta anafilaksiye neden olabilir. Sonuçlar›m›z mercimek allerjisine 4 yafl civar›nda tolerans geliflti¤ini göstermektedir. AMAÇ: Önceki araflt›rmam›zda çocuklarda kuruyemifllerden en s›k f›nd›k allerjisinin görüldü¤ünü göstermifltik. Bu çal›flmada f›nd›k allerjisi olan çocuklarda klinik reaktiviteyi belirleyecek spe IgE düzeyleri ve tolerans geliflimini öngörecek f›nd›k spe IgE de¤erinin belirlenmesi amaçland›. YÖNTEM-GEREÇ: IgE arac›l› besin allerjisi tan›s› f›nd›k al›m› ile ortaya ç›kan klinik bulgular yan›nda deri prik testinde pozitif sonuç ve f›nd›k spe IgE>0.35 kU/L olmas› ile konuldu. Çift kör plasebo kontrollü besin provokasyonu (ÇKPKBP) yap›lan 26 çocuk ve f›nd›k al›m› ile anafilaksi tarifleyen 4 çocu¤un spe IgE düzeyleri retrospektif olarak analiz edildi. ROC e¤rileriyle %95 pozitif prediktif de¤er (PPD), >%90 spesifisite ve en yüksek sensitivite+spesifite’de karar verme noktalar› belirlendi. BULGULAR: Ortanca (çeyrekler aras›) yafllar› 6.4 (2.8-10.4) y›l olan 30 çocuk ortalama (minimum-maksimum), 4.8 (0.8-16.5) y›l süre ile izlendi. 26 ÇKPKBP testinin 7’si pozitifti. Tüm grupta %95 spesifite ve %90 PPD ile klinik reaktiviteyi gösteren spe IgE 3.1 kU/L idi. Lojistik regresyon modeliyle belirli f›nd›k spe IgE’lerde klinik reaktivite probabilitesi incelendi¤inde; f›nd›k spe IgE 3.35 kU/L iken %50 pozitif klinik reaksiyon probabilitesi, f›nd›k spe IgE 6.15 kU/L iken %90 pozitif klinik reaksiyon probabilitesi belirlendi. Kaplan-Meier sa¤kal›m analizi ile f›nd›k allerjili çocuklarda tolerans geliflimi için ortanca süre 6.3 y›l olarak bulundu. SONUÇ: Çal›flmam›z, Türk çocuklar›nda f›nd›k allerjisi izleminde klinik reaktiviteyi öngörmede ve prognozu tahmin etmede f›nd›k spe IgE de¤erlerini gösteren ilk çal›flman›n ön sonuçlar›d›r. Bu verilerin klinisyenlerin günlük prati¤inde provokasyon test karar›nda ve f›nd›k allerjisi prognozu hakk›nda yönlendirici olaca¤› kan›s›nday›z. P-033 P-035 TÜRKIYE’N‹N GÜNEY-DO⁄U ‹LLERINDE ÜÇÜNCÜ BASAMAKTA SON B‹R YILDA ‹ZLENEN BES‹N ALERJ‹L‹ HASTALARIN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹;”ÇOK MERKEZL‹ ÇALIfiMA” 1 2 NAR (PUNICA GRANATUM) ALLERJ‹S‹ VE L‹P‹D TRANSFER PROTE‹NLER 3 Gülbin Bingöl Karakoç , Ercan Küçükosmano¤lu , Suna As›lsoy , Dost Zeyrek4, Mehmet K›l›ç5, Derya Ufuk Alt›ntafl1, Özlem Keskin2, Mustafa Y›lmaz1, Seval Günefler Kendirli1 1 Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Alerji-‹mmunoloji BD, Adana 2 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Gaziantep 3 Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Alerji BD 4 Harran Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD,Urfa 5 F›rat Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD,Elaz›¤ Betül Büyüktiryaki1, Borja Bartolome2, Ümit M. fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Bülent E. fiekerel1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 R & D Department, Bial-Aristegui, Bilbao, Spain G‹R‹fi: Nar (punica granatum) al›m›yla geliflen ciddi reaksiyonlar nadiren bildirilmektedir. Birçok meyvede yayg›n bulunan lipid transfer proteinlerin (LTP) baz› vakalarda çapraz reaksiyonlardan sorumlu olabilece¤i bildirilmektedir. OLGU: Befl yafl›nda erkek hasta nar yedikten sonra geliflen vizing, nefes darl›¤› ve ürtiker (anafilaksi) nedeniyle baflvurdu. Özgeçmiflinden 6 ayl›ktan itibaren süt, yumurta, f›nd›k ve antep f›st›¤› allerjisi nedeniyle takipli oldu¤u ö¤renildi. Nar ile yap›lan prick-to-prick testi 5x6 mm saptand›, süt, yumurta, f›nd›k, antep f›st›¤› ve çay›r polenleri ile yap›lan deri prick testleri pozitif bulundu. EAST tekni¤i ile f›nd›k (89.9kU/L), antep f›st›¤› (16.5 kU/l), f›st›k (1.6 kU/L), nar (0.6 kU/L) ve Pru p 3 (fleftali LTP) (2.7 kU/L) spesifik IgE de¤erleri ölçüldü. SDS-PAGE immunoblotting’te hasta serumu nar özütü ile inkübe edildi¤inde 16 ve 17 kDa büyüklü¤ünde Ig-E reaktif bantlar gözlendi. Hasta serumu ile nar özütünün inkübasyonu ile elde edilen bu bantlar›n özgüllü¤ünün belirlenmesi için inhibisyon deneyleri yap›ld›. Bu deneylerde inhibisyon reaksiyonlar›, nar ile çapraz reaksiyon verdi¤i bilinen ve hastada da pozitif olarak tespit edilen yer f›st›¤›, f›nd›k, antep f›st›¤› ve pru p 3 (fleftali LTP) proteini ile hasta serumunun preinkübasyonu yoluyla gerçeklefltirildi. Bu inhibisyon deneylerinin hiçbirinde nar özütüne ait IgE-reaktif bantlar›n yo¤unlu¤unda bask›lanma gözlenmedi. SONUÇ: Hasta serumunda 16 ve 17 kDa büyüklü¤ündeki bantlar, büyüklü¤ü ortalama 10 kDa olan LTP’lere yak›n büyüklükte olmakla birlikte SDS-PAGE sisteminde indirgeyici ajanlar›n kullan›lmamas› daha büyük protein bantlar› elde edilmesine neden olmufl olabilir yada hasta serumunda saptanan 2 bant nara özgü farkl› LTP izoformlar› olabilir. Analizlerde inhibisyonun gözlenmemesi hastada gözlenen reaktivitenin çapraz reaksiyondan ziyade nara özgü gerçek bir allerji olabilece¤ini düflündürmektedir. Besin alerjisinin s›kl›¤›, alerjenlerin da¤›l›m› ve klinik bulgular› yafl, ülke ve bölgelere göre de¤iflmektedir ve bu konuda ülkemize ait veriler k›s›tl›d›r. Bu çal›flmada Türkiye’nin güney –do¤u illerinde üçüncü basamakta izlenen besin alerjili olgular›n retrospektif de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r. MATERYAL VE METOD: Çal›flmaya Çukurova, Gaziantep,Harran,F›rat Üniversiteleri T›p Fakültesi Hastaneleri ile Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araflt›rma Hastanesi’nde Agustos 2010-A¤ustos 2011 tarihleri aras›nda besin alerjisi nedeniyle izlenen,yafllar› 1-204ay aras›nda olan 272 hasta retrospektif olarak incelendi. Olgular›n baflvuru yak›nmalar›, klinik bulgular›, BA’den sorumlu besinler,spesifik IgE düzeyleri, deri prick test sonuçlar› ve yükleme bulgular› de¤erlendirildi. BULGULAR: Hastalar›n 115’i k›z(%42,3) ve 157’si erkek(%47.7) ve tan› yafl ortalamas› 22.62±23.83 ay idi. Klinik bulgular incelendi¤inde deri bulgular› 146 hastada (%53.6),solunum sistemi bulgular› 129(%47.4),GIS 39(%14.3) ve anaflaksi 8(%2.6)hastada saptand›.BA’ne neden olan besinler de¤erlendirildi¤inde en s›k inek sütü alerjisi saptand›(%56.6),bunu yumurta izlemekteydi(%52.5).Hastalar›n %13.2’sinde bu¤day, %6.6’s›nda f›st›k alerjisi ve %21.7’sinde di¤er besin alerjileri bulundu. 97 hastada (%35.6) birden fazla BA vard›. Toplam 249 yükleme testi yap›ld› ve 137 test (%55) pozitif bulundu.Yükleme s›ras›nda en s›k deri bulgular› (%65.3) gözlendi, solunum sistemi bulgular› %30.6 ve GIS bulgular› %10.9 idi. SONUÇ ve YORUM: BA çocukluk ça¤›n›n önemli problemlerinden biridir ve ülkemizdeki profilini belirlemek amac›yla yap›lan bu çal›flmada en s›k nedenin ‹SA oldu¤u görülmüfltür. Hastalar›n 3. basamakta izlenmesi nedeniyle yükleme testlerinde göreli yüksek(%55 ) pozitif sonuç elde edilmifltir.Tüm ülke genelindeki da¤›l›m› ve s›kl›¤› belirlemek için genifl çapl› çal›flmalara ihtiyaç vard›r. 44 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 1 P-036 P-038 ÇOCUKLARDA LEPT‹N VE AD‹PONEKT‹N DÜZEYLER‹N‹N ASTIM VE OBEZ‹TE ‹LE ‹L‹fiK‹S‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ ASTIMLI HASTALARDA BDNF (BRAIN DERIVED NÖROTROP‹K FAKTÖR) DÜZEYLER‹ Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara Belgin Usta Güç1, Suna Asilsoy2, Cemile Durmaz3 1 Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve Immunoloji Bl 2 Baskent Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Immunolojisi ve Alerji Bölümü 3 Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastal›klar› Hastanesi, Çocuk Immunolojisi ve Alerji Bl G‹R‹fi: Obezitenin ast›m için bir risk faktörü oldu¤u düflünülmektedir. Ast›m hava yollar›n›n kronik inflamasyonuyla seyreden bir hastal›kt›r. Ya¤ dokusu sistemik inflamasyona katk›da bulunmaktad›r. Ya¤ dokusunda pro-inflamatuar özelli¤i olan leptin ve anti-inflamatuar özelli¤i olan adiponektin olarak adland›r›lan adipokinler üretilmektedir. Bu çal›flma ile çocuklarda leptin ve adiponektin düzeylerinin ast›m ve obezite ile iliflkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. METOD: Çal›flmaya hastanemize baflvuran yafllar› 6-16 yafl aras›nda de¤iflen 238 çocuk al›nm›fl olup, vakalar dört grupta (Grup1: Ast›m ve obezitesi olanlar, Grup 2: Ast›m olup obezitesi olmayanlar, Grup 3: Ast›m olmay›p obezitesi olanlar, Grup 4: sa¤l›kl› çocuklar) incelenmifltir. Hastalar›n serum leptin, adiponektin düzeyleri ile demografik özellikleri, total eozinofil say›s›, eozinofil yüzdesi, total IgE, deri prik testi ve solunum fonksiyon testi (SFT) aras›ndaki iliflki de¤erlendirildi. BULGULAR: Grup 1, 2, 3 ve 4’ün vücut kitle indeksleri s›ras›yla 24.7±0.44, 17.4±0.24, 30.1±0.6, 21.3±2.2 fleklindeydi. Serum leptin düzeyleri ast›m ve obezitesi olanlar (13.1±1.1) ve ast›m olmay›p obezitesi olanlarda (17.1±1.5) di¤er gruplara göre anlaml› olarak daha yüksekti (p<0.01). Serum adiponektin düzeyi ise Grup 2’de en yüksek (16.03±0.8), Grup 3’de en düflüktü (8.2±0.64). Grup 2 ve 4 aras›nda ortalama leptin ve adiponektin düzeyleri aç›s›ndan fark yoktu. Grup 1’de leptin düzeyleri ile MEF 25-75 de¤erleri aras›nda negatif korelasyon saptand›. Sadece ast›m olan grupta ve sadece obez olan grupta leptin, adiponektin düzeyleri ile SFT aras›nda iliflki gösterilemedi. Grup 1 ve 2’de atopi varl›¤› ile leptin, adiponektin düzeyleri aras›nda iliflki saptanmad›. SONUÇ: Ast›ml› hastalarda obezitenin efllik etmesi leptin art›fl›yla birlikte küçük hava yollar›n›n etkilenmesine neden olmaktad›r. Bu durum; obezitesi olan ast›ml› hastalarda leptinin patogeneze katk›da bulundu¤unu düflündürmektedir. G‹R‹fi: Nörotropin ailesinin bir üyesi olan Brain Derived Nörotropik Faktör (BDNF), nöral inflamasyonda, immun hücreler ile nöronlar aras›ndaki ba¤lant›da rol oynar. Atopik ast›mda nöronal disfonksiyon ile alerjik havayolu inflamasyonu aras›nda iliflki oldu¤u ve bu iliflkide BDNF’ nin önemli rol oynayabilece¤i eriflkin çal›flmalar›nda gösterilmifltir. Çocukluk ça¤›nda bu iliflki az say›da çal›flmada araflt›r›lm›flt›r. Çal›flmam›zda ast›m tan›s› ile izlenen 5 yafl üstündeki hastalarda serum BDNF düzeyleri de¤erlendirilmifltir. YÖNTEM VE SONUÇLAR: Çal›flmam›zda hasta grubu olarak Çocuk Allerji Bölümü’nde GINA kriterlerine göre kontrolde ast›ml› yafl ortalamas› 9.21 ± 2.41 y›l (5-15) olan 28 hasta (10’ nu k›z, %35,7), orta derecede ast›m ata¤› olan yafl ortalamalar› 7,59 ± 2.42 y›l (5-13) olan 30 hasta (13’ ü k›z,%43,3), sa¤lam çocuk olarak yafllar› 8,7 ± 3.19 y›l (5-15) olan 30 çocuk(14’ ü k›z,%46,7) de¤erlendirildi. Kontrolde ast›ml› hastalar›n % 89,3 ‘ inde, atakta ast›ml› hastalar›n % 93,3’ nde atopi saptand›. BDNF düzeyleri kontrol alt›ndaki ast›ml› hastalarda 952.94 pg/ml (2201,018), atakta olan ast›m hastalarda 852.09 pg/ml (355-1,036), sa¤lam çocuk grubunda 572.65 pg/ml (213-818) olarak bulundu, kontrolde ast›ml› hastalar ile kontrol grubu aras›nda ve atakta ast›m hastalar ile kontrol grubu aras›nda BDNF düzeyleri aç›s›ndan farkl›l›k saptand› (p<0,001). Atakta ast›ml› hastalar›n BDNF düzeyleri ile kontrolde ast›ml› hastalar›n BDNF düzeyleri aras›ndaki farkl›l›k saptanmad› (p=0,674). TARTIfiMA: Çal›flmam›zda ast›ml› hastalar›n BDNF düzeylerinin sa¤l›kl› çocuklar›n BDNF düzeylerinden yüksek oldu¤unu saptad›k. Ast›m patogenezinde nörotropinlerin rolu son y›llarda tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r. Ancak ast›m›n patogenezinde nörotropinlerin ve nörojenik inflamasyonun rolü ile ilgili daha kapsaml› çal›flmalara gereksinim vard›r. P-037 P-039 TRABZON’DAK‹ AMATÖR VE PROFESYONEL SPOR KLÜPLER‹NDE 8-18 YAfi ARASI FUTBOL OYUNCULARINDA EGZERS‹ZE BA⁄LI BRONKOSPAZM PREVALANSI MEVS‹MSEL ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ÇOCUKLARDA EGZERS‹Z ‹LE TET‹KLENEN NAZAL OBSTRÜKS‹YONUN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Elif Acar Arslan1, Faz›l Orhan1, Ali Baki2, Taner Karakafl1 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji Bölümü, Trabzon 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri A.B.D, Trabzon Bar›fl Urhan1, Koray Harmanc›2, A. Kadir Koçak2 Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eskiflehir 2 Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Eskiflehir AMAÇ: Egzersize ba¤l› bronkospazm (EBB), egzersizden sonraki 30 dakika içerisinde birinci. saniyedeki zorlu ekspiratuvar volümde (FEV1)’de %10 veya daha fazla azalma olmas›d›r. Ast›ml› hastalar›n yaklafl›k %90’›nda, ast›m› olmayan hasta popülasyonlar›n›n %35’inde EBB semptomlar› görülür. Yap›lan spor türüne göre profesyonel atletlerin %10-50’sinde egzersiz s›ras›nda veya sonras›nda EBB oluflur. Çal›flmam›zda, Trabzon’da amatör ve profesyonel spor klüplerindeki 818 yafl aras› futbol oyuncular›nda EBB s›kl›¤›n› belirlemeyi amaçlad›k. YÖNTEM-GEREÇLER: Randomize olarak 1146 lisansl› futbol oyuncusundan 246’s› seçildi ve 229’una (%93.1) 6-8 dakika boyunca koflu band›nda en az›ndan %85 egzersiz yükü sa¤lanacak ve bu yüke ulafl›ld›ktan sonra 4-6 dakika daha sürdürülecek flekilde egzersiz testi uyguland›. Egzersiz öncesinde, egzersizden hemen sonra (0.dakika), egzersizin 2, 5, 10, 15 ve 30. dakikalar›nda FEV1 ölçüldü. Egzersiz boyunca kalp h›z› monitorize edildi, kan bas›nçlar› test öncesi ve sonras›nda ölçüldü. Ebeveynler ve çocuklar Uluslaras› Çocukluk Ça¤› Ast›m ve Allerjik Hastal›klar Çal›flmas› ( ISAAC) anket formunun besin allerjisi öyküsü, ailenin atopik durumu, evde hayvan besleme, evde hamamböce¤i olup olmad›¤›, evin ›s›t›lma flekli, ebeveynlerin sigara içip içmemesini de içeren modifiye edilmifl bir fleklini cevaplad›lar. BULGULAR: Egzersiz sonras› FEV1’de %10 ve üzeri düflme 22 hastada (%9.6) gözlendi. Son bir y›lda gece kuru öksürü¤ü olan (%28.6 vs %7.7, p=0.008) ve besin allerjisi öyküsü tarifleyen çocuklarda (%28.6 vs %8.4, p=0.034) EBB s›kl›¤› daha yüksek bulundu. SONUÇLAR: Çal›flmam›z, Trabzon’da 8-18 yafl aras›ndaki futbol oyuncular›nda önemli ölçüde EBB oldu¤unu ve futbol oynayan çocuklar›n bu yönden taranmas›n›n sa¤l›k kaliteleri ve atletik performanslar›n›n artmas› yönünden önemli oldu¤unu göstermektedir. G‹R‹fi VE AMAÇ: Allerjik rinit; burun kafl›nt›s›, hapfl›rma, burun t›kan›kl›¤›, burun ak›nt›s› ve/veya posnazal ak›nt› ile karakterize bir tablodur. Bu çal›flmada mevsimsel alerjik rinit (MAR)'li çocuklarda, polen mevsimi d›fl›nda geliflen rinit semptomlar›na egzersizin etkisinin araflt›r›lmas› planlanm›flt›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Çocuk Alerji BD, poliklini¤ine Kas›m 2010-fiubat 2011 tarihleri aras›nda baflvuran, 10-18 yafl aras›nda MAR'l› 20 hasta ile ayn› say› ve cinsiyette sa¤l›kl› çocuk çal›flmaya al›nd›. Olgular›n tümüne modifiye Bruce protokolüne göre koflu band›nda egzersiz testi yapt›r›ld›. Test öncesinde ve sonras›nda rinomanometre ile nazal ak›m ve direnç 0-2-5-10-15- 30 ve 60.dakikada 150 Pa bas›nçta ölçüldü. Çal›flma ve kontrol grubu burun t›kan›kl›¤›, hapfl›r›k, burun ak›nt›s›/post nazal ak›nt› ve burun kafl›nt›s› semptomlar› aç›s›ndan ifllem öncesi ve ölçümler s›ras›nda sorguland›. Vizüel analog skalas› ile, test öncesi ve ölçümler s›ras›nda 0-10 aras› bir puan vererek burun aç›kl›klar›n› de¤erlendirmeleri istendi. Egzersiz s›ras›nda ve/veya sonras›nda rinit semptomlar›ndan bir veya birden fazla geliflen hastalarda test pozitif olarak de¤erlendirildi. BULGULAR: MAR'l› hastalarda en s›k burun t›kan›kl›¤› olmak üzere, % 40 oran›nda egzersiz sonras› rinit semptomlar› saptand›. Kontrol grubunda bu oran % 5 olarak bulundu (P< 0.05). TARTIfiMA: MAR'l› hastalar›n nazal pasajlar›nda, alerjen temas›n›n olmad›¤› dönemlerde de saptanan inflamatuar hücreler ve mediatörler minimal persistan inflamasyona yol açmakta, bu inflamasyon alerjenlere ve non-spesifik irritanlara karfl› duyarl›l›kta art›fla neden olmaktad›r. Bu durum bizim çal›flmam›zda da oldu¤u gibi egzersiz gibi uyaranlara karfl› artm›fl cevaptan sorumlu olabilir. SONUÇ: MAR'l› çocuklarda polen mevsimi d›fl›nda geliflen semptomlarda, egzersizinde ay›r›c› tan› ve tedavide de¤erlendirilmesini öneririz. 1 45 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-040 P-042 ASTIMI OLAN VE OLMAYAN ÇOCUKLARDA OBEZ‹TEN‹N EKSHALE N‹TR‹K OKS‹T DÜZEY‹ ÜZER‹NE ETK‹S‹ METAKOL‹NLE ATAK GEL‹fiT‹R‹LEN KRON‹K ASTIMLI BALB/C FARELERDE NEBÜL‹ZE S‹LDENAF‹L‹N AKC‹⁄ER H‹STOLOJ‹S‹, OKS‹JEN SATÜRASYONU VE KAN GAZI PARAMETRELER‹ ÜZER‹NE ETK‹LER‹ Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Celal Özcan, Ersoy Civelek, Müge Toyran, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi Özkan Karaman 1 , Duygu Erge 1 , Arzu Babayi¤it Hocao¤lu 1 , Nevin Uzuner1, Osman Y›lmaz2, Güven Erbil3, Alper Ba¤r›yan›k3 1 Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹zmir 2 Dokuz Eylül Üniversitesi, Sa¤l›k Bilimleri Enstitüsü, Laboratuvar Hayvanlar› Bilimi Anabilim Dal›, ‹zmir 3 Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dal›, ‹zmir G‹R‹fi: Ast›m hava yolu inflamasyonu ile karakterize bir hastal›kt›r ve ekshale nitrik oksit hava yolu inflamasyonunun önemli bir belirteçtir. Obezitenin mekanik etkilerinin yan› s›ra hava yolu inflamasyonu üzerinde de etkisinin oldu¤u düflünülmektedir. Çal›flmada obezitenin ast›m› olan ve olmayan çocuklarda ekhale nitrik oksit düzeyi üzerine etkisi araflt›r›lm›flt›r. METOD: Çal›flmaya vaka al›m› Ekim-Aral›k 2011 tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi ve toplam dört çal›flma grubu oluflturuldu: 1)Obez olmayan ast›ml› hasta grubu 2)Obez ast›ml› hasta grubu 3)Obez hasta grubu 4)Kontrol grubu. Ast›m› veya alerjik riniti olanlar obez ve kontrol grubuna al›nmazken, ast›ml› hasta gruplar›na sadece GINA’ya göre kontrollü olan vakalar dahil edildi. Her dört hasta grubundaki kat›l›mc›lar›n bireysel ve ailesel atopi öyküleri al›nd›. Tüm kat›l›mc›lar ekshale NO ölçümü, solunum fonksiyon testleri ve s›k karfl›lafl›lan alerjen ile deri prick testleri yap›ld›. Ayr›ca açl›k insülin ve glukoz düzeyleri ölçüldü. BULGULAR: Çal›flmaya toplam 49 ast›m, 53 obez-ast›m, 36 ast›m ve 33 kontrol grubuna ait vaka dahil edildi. Gruplar aras›nda yafl, cinsiyet, egzema, ailesel atopi ve ortalama FEV-1 düzeyleri aç›s›ndan fark saptanmad›. Obez-ast›m grubun ortanca ExNO düzeyleri kontroller göre anlaml› yüksek saptan›rken(p:0.005) di¤er gruplar aras›nda fark saptanmad›. ExNO düzeyi için 20 de¤eri cut-off kabul edildi¤inde ast›m ve ast›m-obez grubundaki oran kontrollere göre anlaml› derecede yüksek iken(p:0.018 ve p:0.013) obezlerle di¤er gruplar aras›nda fark saptanmad›. Ekshale NO için risk faktörleri aç›s›ndan (yafl, cinsiyet, VK‹, FEV-1, atopi, alerjik rinit, ailede atopi varl›¤›, HOMA-IR, ast›m ve obezite varl›¤›) lojistik regresyon analizi yap›ld›¤›nda sadece ast›m›n risk faktörü oldu¤u görüldü. SONUÇ: Bu çal›flmada ast›m› olan ve olmayan çocuklarda obezitenin ExNO düzeyi üzerinde etkisi saptanmam›flt›r. AMAÇ: Bu çal›flmada metakolinle atak provoke edilen kronik ast›ml› farelerde nebulize sildenafili uygulamay› ve nebulize sildenafilin akci¤er histolojisi, oksijen satürasyonlar› ve kan gaz› parametreleri üzerine etkilerini araflt›rmay› amaçlad›k. YÖNTEM: Otuzbefl BALB/c fare 5 gruba ayr›ld› (Grup 1-5). Grup 1 (kontrol) d›fl›ndaki tüm farelerde kronik ast›m modeli oluflturuldu. Grup 3, 4 ve 5’teki farelerde metakolin inhalasyonlar› ile ast›m ata¤› oluflturuldu. Sonras›nda nebulize sildenafil (0.07 mg/ml), nebulize budesonid (0.25mg/ml) ve nebulize salin s›ras› ile Grup 3, 4 ve 5’e verildi. Metakolin inhalasyonlar› öncesi ve sonras›nda ve tedavilerden 15 dakika sonra farelerin kalp h›zlar› ve oksijen satürasyonlar› ölçüldü. Tedavilerden bir saat sonra fareler kalplerinden kan al›narak sakrifiye edildi ve kan gazlar› ölçüldü. Tüm farelerin akci¤er histolojileri ›fl›k ve elektron mikroskopi ile incelendi. BULGULAR: Grup 1’in bazal membran, düz kas ve epitel kal›nl›klar›, mast ve goblet hücre say›lar› Grup 2’ninkilerden anlaml› olarak düflüktü (Tablo 1) (Figür 1-3). Grup 3’ün bazal membran kal›nl›¤› ve mast hücre say›s›, Grup 5’inkilerden (p=0.000, p=0.001); Grup 5’in düz kas kal›nl›¤›, Grup 3’ünkinden (p=0.000); Grup 4’ün bazal membran kal›nl›¤› ve mast hücre say›s› Grup 5’inkilerden (p=0.000, p=0.000); Grup 4’ün düz kas kal›nl›¤›, Grup 3’ünkinden (p=0.000) anlaml› flekilde düflüktü (Tablo 2). Oksijen satürasyonlar›, kalp h›zlar› ve kan gaz› parametreleri gruplar aras›nda farkl›l›k göstermemekte idi (Tablo 3-5). SONUÇ: Kronik ast›m modeli baflar› ile oluflturulmufltur. Nebulize sildenafil plaseboya göre bazal membran kal›nl›¤›nda ve mast hücre say›s›nda anlaml› azalma sa¤lam›flt›r. Nebulize budesonid sadece düz kas kal›nl›¤›n› nebulize sildenafile göre anlaml› olarak azaltm›flt›r. Kalp h›z›, oksijen satürasyonu ve kan gaz› parametreleri tedavilere göre farkl›l›k göstermemifltir. P-041 5 YAfi ALTI TEKRARLAYAN HIfiILTISI OLAN ÇOCUKLARDA A V‹TAM‹N‹ VE ER‹TROS‹T ‹Ç‹ Ç‹NKO DÜZEY‹ Emine Dibek M›s›rl›o¤lu, Handan Duman, Mahmut Do¤ru, Serap Özmen, ‹lknur Bostanc› Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflat›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara Tablo 1. Grup 1 ve 2'ye ait histolojik parametreler G‹R‹fi: Vitamin A ve çinko eksikli¤i düflük sosyoekonomik koflul ile iliflkili olup özellikle geliflmekte olan ülkelerin problemidir. Serum A vitamini eksikli¤inde solunum sisteminde mukus sekresyonu bozulur ve T hücre fonksiyonlar› da etkilenerek enfeksiyon s›kl›¤› artar. Böylelikle enfeksiyon s›kl›¤›nda art›fl ile birlikte solunum yollar›nda cevapta art›fl, hava yollar›nda obstruksiyon ve h›fl›lt›ya yol açabildi¤i düflünülmektedir. Çinko ise solunum yollar› epitelinde yer almas› yan› s›ra immün sistemin hem hücresel hem de humoral cevab›n›n düzenlenmesinde rol al›r. Eksikli¤inde hem antioksidan özelli¤inin azalmas› hem de TH-1 yan›t›n Th2 yan›ta dönüflümünün artmas› nedeni ile h›fl›lt› ataklar›na yol açabilece¤i düflünülmektedir. AMAÇ: Çal›flmam›z›n amac› 5 yafl alt›nda tekrarlayan h›fl›lt›s› olan çocuklarda hem A vitamini hemde çinko düzeyini belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Çocuk Allerji klini¤ine tekrarlayan h›fl›lt› >=3 atak) nedeniyle baflvuran 5 yafl alt›, sosyoekonomik düzeyi düflük, son üç ayda herhangi bir multivitamin ve çinko preparat› almayan çocuklar çal›flmaya dahil edildi. Kronik veya tekrarlayan ishali ve büyüme gerili¤i olan çocuklar çal›flma d›fl› b›rak›ld›. Çinko düzeyi eritrosit içi “Atomik Absorpsiyon Spektroskopi” yöntemiyle ölçüldü. A vitamin düzeyi serumda HPLC (yüksek performans likit kromotografi) yöntemi ile ölçüldü. BULGULAR: Çal›flmaya yafllar› 12 ile 51 ay (29,7±11,5 ay) aras›nda de¤iflen 25 çocuk al›nd›. Çocuklar›n 21 (%84) erkek cinsiyette idi. Çinko düzeyi 1022 ile 1402 μg/dL (1177,68±81,49) ve A vitamini düzeyi 0,23 ile 0,68 μmol/L (0,37±0,12) aras›nda olup tüm hastalarda normal düzeylerde idi. SONUÇ: Çal›flmam›zda 5 yafl alt› h›fl›lt›l› çocuklarda sosyoekonomik düzey düflük olsa bile, risk faktörü yoksa A vitamini ve çinko eksikli¤ini araflt›rmaya gerek olmad›¤›n› vurguluyoruz. Kontrol (Grup 1) (Ort ± SD) (Min-Maks) Ast›m (Grup 2) (Ort ± SD) (Min-Maks) p Bazal membran kal›nl›¤› (nm) 298.23 ± 36.33 (242.16-378.54) 660.14 ± 99.04 (487.23-759.32) 0.000 Düz kas kal›nl›¤› (μm) 6.66 ± 1.16 (5.25-8.89) 11.05 ± 2.06 (7.65-13.44) 0.000 Epitel kal›nl›¤› (μm) 19.21 ± 1.32 (17.05-20.84) 32.33 ± 7.61 (21.11-44.02) 0.000 Mast hücre say›s› / 16400 (μm2) 0.93 ± 0.50 (0-1.6) 3.56 ± 1.14 (1.8-6) 0.001 100 μm’deki Goblet hücre say›s› 1.2 ± 0.98 (0.11-3.4) 7.69 ± 3.71 (1.72-12.20) 0.000 (K›saltmalar: Ort; Ortalama, min; minimum, maks; maksimum, nm; nanometre, μm: mikrometre) Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova testinde p<0.05 anlaml› olarak kabul edildi. 46 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-042 (devamı) P-043 Tablo 2. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in histolojik bulgular› ÇOCUKLUK ÇA⁄INDA ASTIM KONTROLÜNÜN ASTIM KONTROL TEST‹ VE N‹TR‹K OKS‹T ÖLÇÜMLER‹ ‹LE DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Bazal membran kal›nl›¤› (nm) Düz kas kal›nl›¤› (μm) Epitel kal›nl›¤› (μm) Mast hücre say›s›/ 16400 (μm2) 100 μm’deki Goblet hücre say›s› Sildenafil (Grup 3) Ort ± SD (min-maks) Budesonid (Grup 4) Ort ± SD (min-maks) Salin (Grup 5) Ort ± SD (min-maks) 221.67 ± 57.09 (127.27-328.98) 10.67 ± 1.48 (7.5-13.13) 33.79 ± 4.07 (28.28-43.22) 1.13 ± 1.06 (0-3) 6.43 ± 3.18 (2.56-11.34) 205.44 ± 48.11 (149.63-309.84) 6.53 ± 1.77 (3.41-9.49) 33.18 ± 3.95 (26.31-38.51) 0.86 ± 1.12 (0-3) 3.80 ± 2.15 (1.33-7.26) 323.9 ± 27.95 (274.6-367.56) 6.92 ± 1.22 (5.68-9.55) 36.18 ± 5.27 (28.38-45.63) 3.66 ± 3.22 (0-10) 4.90 ± 4.34 (0.43-13.55) Süleyman Tolga Yavuz1, Ersoy Civelek1, Ümit Murat fiahiner1, Betül Büyüktiryaki1, Ayfer Tuncer1, Erdem Karabulut2, Bülent E. fiekerel1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal› AMAÇ: Güncel rehberlerde ast›ml› çocuklar›n takip ve tedavilerinin de¤erlendirilmesinde ast›m kontrolünün önemi vurgulanmaktad›r. Bu çal›flman›n amac› ast›m› kontrol alt›nda olmayan çocuklar›n tan›mlanmas›nda Çocukluk Ça¤› Ast›m Kontrol Testi (çAKT) ve Fraksiyone Ekshale Nitrik Oksit (FeNO) ölçümünün karfl›laflt›r›lmas›d›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya 6 ila 11 yafl aras›ndaki ast›ml› çocuklar al›nd›. Ayl›k klinik vizitlerde hastalara rutin spirometrik testlerin yan›nda çAKT uyguland› ve FeNO ölçümleri yap›ld›. Hastalar›n ast›m kontrol düzeyleri –alt›n standart kabul edilen- GINA rehberine göre belirlendi ve uygun tedavileri planland›. BULGULAR: Ortalama yafllar› 8.7±1.4 y›l olan 76 çocuk çal›flmaya al›nd›. ‹kinci ve üçüncü vizitlerde ise s›ras›yla 64 ve 51 çocuk de¤erlendirildi. Ast›m› tam kontrollü olarak de¤erlendirilen hastalar›n çAKT skorlar› 1. (24 vs. 19; p<0.001) ve 2. (25 vs. 20; p<0.001) vizitlerde anlaml› olarak daha yüksekti ve 3. (24 vs. 23; p=0.313) vizitte de bu yükseklik devam etme e¤ilimindeydi. FeNO de¤erleri ise ast›m› tam kontrollü olan hastalarda 1. (16 ppb vs. 20 ppb; p=0.381), 2. (18 vs. 23; p=0.107) ve 3. (16 vs. 21.5; p=0.168) vizitlerde daha düflük idi. çAKT skorunun <= 22 olmas› tam kontrollü olmayan ast›m› %69 sensitivite ve %77 spesifisite ile öngörürken (p<0.001), FeNO de¤erinin >= 19 olmas› %61 sensitivite ve %59 spesifisite ile öngörüyordu (p=0.10). Çok de¤iflkenli GEE analizi sonuçlar›nda çAKT <=22 olmas› (OR [CI]; p)(8.75 [4.35-17.59]; p<0.001), ve FeNO >=19 olmas› (2.60 [1.07-6.29]; p=0.034) tam kontrollü olmayan ast›m için anlaml› risk faktörleri olarak belirlendi. SONUÇLAR: Ast›ml› çocuklar›n ast›m kontrol durumlar›n›n belirlenmesinde çAKT, FeNO ölçümüne göre daha üstündür ve klinik uygulamada ast›m› kontrollü olmayan çocuklar›n tan›mlanmas›nda yard›mc› bir araç olarak kullan›labilir. Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova testinde p<0.05 anlaml› olarak kabul edildi. Tablo 3. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in oksijen satürasyonlar› Oksijen satürasyonlar› % 0. dakika 1.metakolin sonras› 2.metakolin öncesi 2.metakolin sonras› 3.metakolin öncesi 3.metakolin sonras› ‹laç sonras› Grup 3 (Sildenfil) Ort ± SD (min-max) 75.16±11.54 (61-95) 78.66±10.68 (66-98) 70.66±13.73 (51-88) 75.83±8.20 (67-91) 72.33±7.42 (66-87) 85.83±11.21 (76-100) 60.5±16 (45-82) Grup 4 (Budesonid) Ort ± SD (min-max) 79.8±13.36 (66-95) 72.2±8.87 (61-82) 72.8±8.75 (62-83) 66±5.33 (57-70) 68.2±16.26 (54-95) 85.8±11.94 (70-99) 57.2±10.7 (39-66) Grup 5 (Plasebo) Ort ± SD (min-max) 81.2±15.08 (67-100) 80.60±24.09 (46-100) 71.8±14.46 (60-96) 80.4±11.84 (68-92) 85.4±11.34 (72-100) 85.4±11.34 (72-100) 64±14.76 (55-90) P-044 Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova testinde p<0.05 anlaml› olarak kabul edildi. ÇOCUKLARDA ROBINIA PSEUDOACAC‹A DUYARLILI⁄ININ ALLERJ‹ KL‹N‹⁄‹NDEK‹ YER‹ Tablo 4. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in kalp h›zlar› Nab›z say›s›/dk Grup 3 (Sildenafil) Ort ± SD (min-max) Grup 4 (Budesonid) Ort ± SD (min-max) Grup 5 (Plasebo) Ort ± SD (min-max) 0. dakika 214.66±47.62 (124-258) 196.5±32.7 (163-250) 217.5±34.3 (167-250) 237±17.64 (204-250) 229.5±20.43 (200-250) 197.33±37.85 (155-250) 225.33±45.38 (153-290) 230.8±37.53 (164-250) 211.20±47.65 (147-250) 211.8±48.04 (148-251) 221.4±24.49 (192-250) 235.2±15.02 (213-250) 204.2±26.72 (182-250) 210±22.56 (196-250) 181±64.49 (102-250) 181±64.18 (123-250) 212.2±57.96 (121-258) 216.6±25.8 (184-250) 222.6±25.11 (202-250) 194.2±32.6 (165-250) 228±46.98 (144-250) 1.metakolin sonras› 2.metakolin öncesi 2.metakolin sonras› 3.metakolin öncesi 3.metakolin sonras› ‹laç sonras› P›nar Uysal, Dilek Tezcan, Zeynep Tuba Ar›kan Ayy›ld›z, Fatih F›r›nc›, Tuba Tuncel, Özkan Karaman, Nevin Uzuner Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› AD, ‹mmunoloji ve Klinik Allerji BD, ‹zmir AMAÇ: Çal›flmam›zda Robinia pseudoacacia polen duyarl›l›¤›n›n s›kl›¤›n›n ve hastalar›n klinik özellikleri ile iliflkisinin belirlenmesi amaçlanm›flt›r. METHOD: Dokuz Eylül T›p Fakültesi Çocuk ‹mmunoloji ve Klinik Allerji Bölümü’nde 01.09.2010-01.09.2011 tarihleri aras›nda yafllar› 4 ile 18 aras›nda de¤iflen hastalara deri testi paneline ek olarak ticari Robinia pseudoacacia allerjeni ile deri prik testi yap›lm›flt›r. Robinia pseudoacacia polen duyarl›l›¤›n›n saptand›¤› hastalar ile duyarl›l›¤›n saptanmad›¤› efl yafltaki 80 çocu¤un klinik özellikleri ve deri prik testi sonuçlar› karfl›laflt›r›lm›flt›r. BULGULAR: Olgular›n 45’i (%63.4) erkek, 26’s› (%36.6) k›zd›r. Hastalar›n yafl ortalamas› 132.9 ± 48.0 ay, flikayetlerinin bafllama yafl› 91.6 ± 48.6 ayd›r. Hastalar›n 43’ü (%60.6) ast›m, 55’i (%77.5) allerjik rinit tan›s› alm›flt›r. Ast›m› olanlar›n 5’i (%11) hafif, 35’i (%81) orta ve 3’ü (%6) a¤›r persistan ast›m tan›l› iken allerjik rinitli olgular›n 46’› (%83) intermittan, 10’u (%18) persistan allerjik rinit tan›s› ile takip edilmektedir. Bulgular: Yap›lan deri testlerine göre tüm hastalar polisensitize idi. Robinia pseudoacacia duyarl›l›¤› olan çocuklarda olmayanlara göre ot-tah›l kar›fl›m› (p=0.019), yabani ot kar›fl›m› (p=0.000), erken ve orta dönem a¤aç polenleri kar›fl›m› (p=0.000, p=0.000, s›ras›yla), Olea Europaea (p=0.000) ve Pinus silvestris duyarl›l›¤› (p=0.005) istatistiksel olarak daha s›k bulunmufltur. SONUÇ: Çal›flmam›zda Robinia pseudoacacia duyarl›l›¤›n›n çok düflük düzeylerde oldu¤u, duyarl›l›k olan tüm hastalar›n polisensitize oldu¤u görülmüfltür. En s›k olarak ot/tah›l kar›fl›m› ve Olea Europaea duyarl›l›¤› efllik etmektedir. Robinia pseudoacacia duyarl›l›¤›n›n olmas› hastalar›n klinik özelliklerinde ve tedavi basamaklar›nda kötüleflmeye neden olmamaktad›r. Bu çal›flman›n sonucu bize, henüz allerjeni saptanmam›fl olan ve allerjenik potansiyeli bilinmeyen Robinia pseudoacacia’a karfl› oluflan duyarl›l›¤›n bir çapraz reaksiyon yan›t› oldu¤unu düflündürmektedir. Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova testinde p<0.05 anlaml› olarak kabul edildi. Tablo 5. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in kan gaz› de¤erleri Grup 3 (sildenafil) Grup 4 (budesonid) Grup 5 (plasebo) pH Ort ± SD (min-max) PCO2 Ort ± SD (min-max) HCO3 Ort ± SD (min-max) 7.16 ± 0.03 (7.14-7.21) 7.11 ± 0.12 (6.93-7.21) 7.11± 0.06 (7.06 -7.22) 54.52 ± 5.47 (47.9-61.30) 69.88 ± 19.82 (49.10-102.10) 61.88 ± 5.77 (56-69.8) 20.27 ± 2.21 (17.20-22.20) 22.65 ± 2.19 (20.10-25.40) 20.02 ± 1.85 (18.6-23.10) 47 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-045 P-046 (devam›) DENEYSEL ASTIM MODEL‹NDE GLYCYRRH‹Z‹N'‹N KRON‹K H‹STOPATOLOJ‹K DE¤‹fi‹KL‹KLER ÜZER‹NE DÜZELT‹C‹ ETK‹S‹ ARKSS ve ARK ilaç kullan›m skoru yönünden sadece dört günde (12 May›s, 4/6/7 Haziran), ARKSS ile ARK ve ast›m ilaç kullan›m skoru birlikte incelendi¤inde sadece üç günde (12 May›s, 6/7 Haziran) polen grubunun ortalamas› kuruyemifl ve polen allerjisi grubuna göre anlaml› olarak daha yüksekti (p<0.05). Di¤er kalan günlerde ARKSS ve ilaç kullan›m skoru yönünden fark yoktu. SONUÇ: Çal›flmam›z›n sonuçlar› kuruyemifl allerjili çocuklarda polen duyarl›l›¤›n›n s›k görüldü¤ünü ve olgular›n ço¤unlu¤unda polen allerjenine maruziyetin allerjik rinite neden oldu¤unu göstermektedir. Bulgular kuruyemifl ve polen allerjili olgular ile sadece polen allerjili olgular aras›nda ARK semptom fliddetinin benzer oldu¤unu göstermektedir. Arzu Babayi¤it Hocao¤lu1, Özkan Karaman1, Duygu Ölmez Erge1, Nevin Uzuner1, Güven Erbil2, Osman Y›lmaz3, Alper Ba¤r›yan›k2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim Dal›, ‹zmir 2 Dokuz Eylül Üniversitesi, Histoloji-Embriyoloji Bilim Dal›, ‹zmir 3 Dokuz Eylül Üniversitesi, Multidisipliner Hayvan Laboratuvar› Bilim Dal›, ‹zmir AMAÇ: Meyan kökü ast›m tedavisinde uzun y›llard›r kullan›lmakta olan bir bitkidir. Glycyrrhizin ise, meyan kökünün önemli aktif bilefleni olan bir triterpen glikozittir. Antiinflamatuvar, antiviral, antitümör ve hepatoprotektif etki gibi birçok farmakolojik etkileri vard›r. Bu çal›flmada, glycyrrhizin’in kronik ast›m modeli oluflturulmufl BALB-c farelerde akci¤erdeki histolojik de¤ifliklikler üzerine etkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Yirmisekiz BALB/c fare grup; I, II, III ve IV olmak üzere dört grubu ayr›ld›. Kontrol grubu (Grup I) d›fl›ndaki tüm fareler ovalbumin ile sensitize edildi ve duyarl›laflt›r›ld›. Grup II’ye (Plasebo) salin, Grup III’e 1 mg/kg dekzametazon ve Grup IV’e 10 mg/kg dozunda glycyrrhizin, orogastrik gavaj yolu ile yedi gün boyunca verildi. Bütün gruplarda akci¤er histopatolojisi, ›fl›k ve elektron mikroskopik olarak incelendi. BULGULAR: Akci¤erin histopatolojik de¤erlendirmelerinde, bazal membran (p: 0.000), subepitelyal düz kas (p: 0.001) ve epitel (p: 0.000) kal›nl›¤›n›n, mast hücre (p: 0.018) ve goblet hücre (p: 0.000) say›s›n›n, Glycyrrhizin uygulanan grupta (Grup IV), plasebo uygulanan gruba göre (Grup II) önemli ölçüde azald›¤› gösterildi. Glycyrrhizin ve dekzametazon gruplar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda ise, bazal membran kal›nl›¤› (p: 0.514), subepitelyal düz kas (p: 0.054) ve epitel kal›nl›¤› (p: 1.0), mast (p: 0.075) ve goblet hücre say›s› (p: 0.988) dahil de¤erlendirilen tüm histopatolojik parametrelerde Grup III ve IV aras›nda istatistiksel olarak anlaml› farkl›l›k saptanmad›. SONUÇ: Bu çal›flmada glycyrrhizin’in ast›ma ba¤l› olarak oluflan tüm kronik histopatolojik de¤ifliklikleri düzeltti¤ini gösterilmifltir. Ayr›ca, de¤erlendirilen histopatolojik de¤ifliklikler aç›s›ndan dekzametazon ve glycyrrhizin uygulanan gruplar aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark saptanmam›flt›r. Çal›flman›n sonuçlar›, glycyrrhizin’in ast›m tedavisinde etkili olabilece¤ini düflündürmektedir ancak bu konuda yap›lacak ileri çal›flmalara ihtiyaç vard›r. ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 2 P-047 ‹K‹NC‹ BASAMAK SA⁄LIK KURULUfiUNA BAfiVURAN HIfiILTILI ÇOCUKLARDA ET‹YOLOJ‹ Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep AMAÇ: Bu çal›flmada, Gaziantep Çocuk Hastanesi’ne baflvuran ve yafllar› 6 ay-3 yafl aras›nda olup en az üç kez h›fl›lt› ata¤› geçirmifl çocuklarda etiyolojinin ortaya konmas› amaçland›. YÖNTEM: Prospektif olarak çal›flmaya ilki 1 yafl alt›nda olmak koflulu ile en az üç h›fl›lt› ata¤› geçirmifl olan toplam 210 çocuk al›nd›. Etiyolojiyi ayd›nlatmak üzere, ayr›nt›l› öykü ve fizik muayenenin yan› s›ra, tam kan say›m›, periferik kanda eozinofil, serum immunglobulin düzeyleri, ter testi, PPD, akci¤er grafisi, gastroösefageal reflü sintigrafisi, allerjen spesifik IgE, deri ‘prick’ testi ve gerekti¤i hallerde toraks›n bilgisayarl› tomografi incelemesi yap›ld›. BULGULAR: Etiyolojik aç›dan yap›lan incelemeler ile 129 olgu (% 61,4) viral h›fl›lt› ataklar›, 59 olgu (% 28,1) atopinin efllik etti¤i çoklu-tetiklenen h›fl›lt› ataklar›, 5 olgu (% 2,4) gastroösefageal reflü, 4 olgu (% 1,9) bronkopulmoner displazi, 7 olgu hipogamaglobulinemi (%3,3), 3 olgu (1,4) IgA eksikli¤i ve 3 olgu (%1,4) da kistik fibrozis tan›s› ald›. Atopinin efllik etti¤i çoklu-tetiklenen h›fl›lt› gurubunda, 50 hastada besin allerjisi (15 hasta süt allerjisi, 33 hasta yumurta allerjisi, 2 hasta süt ve yumurta allerjisi), 9 hastada ise inhalan allerjen duyarl›l›¤› saptand›. SONUÇ: Hayat›n ilk üç y›l›nda tekrarlayan h›fl›lt›s› olan çocuklarda etiyolojiyi ortaya ç›karmak, erken tedavi ve prognoz aç›s›ndan oldukça önemlidir. P-046 KURUYEM‹fi ALLERJ‹L‹ HASTALARDA POLEN DUYARLILIGI VE ALLERJ‹K R‹NOKONJUNKT‹V‹T SEMPTOMLARININ VE fi‹DDET‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ P-048 ASTIM VE/VEYA R‹N‹T‹ OLAN AKAR DUYARLI ÇOCUKLARDA NAZAL EOZ‹NOF‹L SAYILARI ‹LE NAZAL AKIM HIZLARI ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹ Özlem Cavkaytar1, Betül Büyüktiryaki1, ‹lginç K›z›lp›nar2, Cahit Do¤an2, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Ümit Murat fiahiner1, Süleyman Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dal›, Ankara Ayfer Yükselen1, Seval G. Kendirli2, Mustafa Y›lmaz2, Derya U. Alt›ntafl2, Gülbin B. Karakoç2 1 Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep 2 Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim Dal›, Adana G‹R‹fi-AMAÇ: Kuruyemifllerle polenlerin antijen yap›s›ndaki benzerli¤in polen duyarl›l›¤›na neden olabildi¤i bilinmekle beraber bu duyarl›l›¤›n allerjik rinite neden olup olmad›¤› araflt›r›lmam›flt›r. Bu çal›flmada kuruyemifl allerjili çocuklarda polen duyarl›l›¤›n›n allerjik rinokonjunktivit (ARK) geliflimi ve semptom fliddeti üzerine etkilerinin araflt›r›lmas› amaçland›. MATERYAL-METOD: 1 May›s-30 Haziran 2011 döneminde hastalar taraf›ndan nazal ve oküler semptomlar ile ARK ve ast›mda kullan›lan ilaçlar s›f›r ile üç aras›nda skorland›. Günlük ARK semptom skoru (ARKSS), ARK ve ast›m ilaç kullan›m skoru kaydedildi. Günlük ortalama semptom skoru ve e¤ri alt› alan analizleri yap›ld›. Karfl›laflt›rmalar Poaceae say›mlar›n›n yüksek düzeye ulaflt›¤› dönemden itibaren yap›ld›. BULGULAR: Karfl›laflt›rmalar skorlama formlar›n› 61 gün boyunca eksiksiz dolduran polen allerjili (n=14) ve kuruyemifl birlikteli¤inde polen allerjili (n=9) gruplar aras›nda yap›ld›. Gruplar aras›nda yafl, cinsiyet da¤›l›m›, IgE, FEV1%, eozinofil say›s›, ARK semptomlar›n›n bafllama yafl› yönünden fark yoktu. ARK semptom skorlar› için e¤ri alt› alan ortalamas› karfl›laflt›r›ld›¤›nda polen allerjili grup (221.9±131.9) ve kuruyemifl ile polen allerjili grup (180.4±119.3) aras›nda fark saptanmad›. Ev tozu akarlar›na duyarl› allerjik rinit ve ast›m, s›kl›kla birbirine efllik eden ve persistan inflamasyon ile karakterize hastal›klard›r. Bu çal›flmada, ev tozu akarlar›na duyarl› ast›m ve/veya rinitli çocuklarda nazal ak›m h›zlar› ile nazal eozinofil say›lar› aras›ndaki iliflkinin araflt›r›lmas› amaçland›. YÖNTEM: Sadece riniti olan 13 hasta, rinit ve ast›m› olan 24 hasta ile sa¤l›kl› 10 çocuk kontrol gurubu olarak al›nd›. ‹lk iki guruptaki hastalar›n orta-fliddetli derecede nazal obstrüksiyonlar› vard›. Total nazal semptom skorlar›, anterior rinomanometre ile ölçülen zirve nazal ak›m h›zlar›, deri prick testleri, FEV1 de¤erleri ile nazal eozinofil say›lar› de¤erlendirildi. BULGULAR: Guruplar aras›nda yafl ve cinsiyet aç›s›ndan fark yoktu. Ast›m ve/veya rinitli olan hastalarda, nazal eozinofil say›lar› ile zirve nazal ak›m h›zlar› aras›nda ters yönde ve anlaml› bir iliflki saptand› (r=-0.415, p= 0.04). Rinit ve ast›m› olan hastalar›n zirve ak›m h›zlar› ile nazal eozinofil say›lar› da FEV1 de¤erleri ile istatistiksel olarak önemli derecede iliflkili saptand› (s›ras›yla r=-0.641, p=0.001 ve r=0.548, p=0.007). SONUÇ: Bu çal›flmada, ev tozu akar›na duyarl› ast›m ve/veya riniti olan çocuklarda nazal eozinofil infiltrasyonu ile nazal ak›m h›zlar› aras›ndaki yak›n iliflki gösterilmifltir. Ayr›ca, nazal eozinofil, nazal ak›m h›zlar› ve FEV1 de¤erleri aras›ndaki korelasyon da, üst ve alt solunum yollar› aras›ndaki yak›n iliflkiyi desteklemektedir. 48 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-049 P-050 ÇOCUKLUK ÇA⁄INDA ALERJ‹K R‹N‹T TANISI ALMIfi HASTALARIN TEDAV‹YE YANITLARININ DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ TEKRARLAYAN HIfiILTILI SOLUNUMU OLAN HASTALARIMIZDA SERUM V‹TAMIN D DÜZEY‹ Hasan Ahat 1 , Ahmet Sami Güven 2 , Ali Kaya 1 , Fatma Duksal 1 , Zehra fiule Haskolo¤lu1, Ömer Cevit1 1 Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas Cemile Durmaz1, Suna Asilsoy2, Belgin Usta Güç3 1 Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Van 2 Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama Araflt›rma Merkezi, Çocuk Allerji BD, Adana 3 Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Konya G‹R‹fi: Epidemiyolojik çal›flmalar düflük serum 25(OH)D düzeylerinin, küçük çocuklarda artm›fl alt solunum yolu enfeksiyonu riski ile iliflkili oldu¤unu göstermektedir. Viral solunum yolu enfeksiyonlar›n›n s›k görüldü¤ü Kas›m-Mart aylar› ayn› zamanda vitamin D eksikli¤inin s›k görüldü¤ü dönemdir. Vitamin D’nin immün regülasyondaki önemi özellikle do¤al immünite ve antimikrobiyal peptid üretimine etkisi son y›llarda yap›lan çal›flmalarda gösterilmifltir. Çal›flmam›zda tekrarlayan h›fl›lt› ataklar› ile baflvuran hastalar›m›z›n serum 25(OH)D düzeyleri de¤erlendirilerek h›fl›lt› ile seyreden solunum yolu enfeksiyonlar› ile iliflkisi araflt›r›ld›. GEREÇ-YÖNTEM: Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama Araflt›rma Merkezi Çocuk Allerji Bölümü’ne baflvuran 6-36 ay aras›nda, üç veya daha fazla viral enfeksiyonla tetiklenen h›fl›lt›s› olan 60 çocuk hasta grubu olarak, ayn› yafl grubundan 40 sa¤lam çocuk kontrol grubu olarak al›nd›. Çal›flmam›z viral h›fl›lt›n›n s›k görüldü¤ü Kas›m-Mart aylar› aras›nda yap›ld›. Serum 25(OH)D düzeyi <=20 ng/ml vitamin D eksikli¤i, 21-29 ng/ml vitamin D yetersizli¤i, >=30 ng/ml vitamin D yeterli düzey olarak kabul edildi. BULGULAR: Serum 25(OH)D düzeyi hasta grubunda 30.1±7.6 ng/ml, kontrol grubunda ise 33.9±9.8 ng/ml olup her iki grup aras›nda anlaml› farkl›l›k saptand› (p<0.05). Vitamin D eksikli¤i hasta grubunun 7’sinde (%12), kontrol grubunun 2’sinde (%5), vitamin D yetersizli¤i ise hasta grubunun 21’inde (%35), kontrol grubunun 13’ünde (%32) saptand›. (p>0.05). TARTIfiMA: Ülkemizde çocukluk yafl grubunda vitamin D düzeyleri genel olarak yetersizdir. Vitamin D’nin immün sistem ve antiviral savunma üzerine etkisi göz önüne al›n›rsa, tekrarlayan h›fl›lt› gelifliminde önemli bir faktör olabilece¤i düflünülebilir. Çocuklarda günefl ›fl›nlar›na maruz kal›fl süresi ve vitamin D deste¤i için uygun dozun ve sürenin ne olmas› gerekti¤i konusunda yeni rehberlere ihtiyaç vard›r. G‹R‹fi: Alerjik rinit, alerjenle temas sonras› nazal membranlar›n IgE iliflkili inflamasyonuyla ortaya ç›kan semptomatik bir burun hastal›¤› olup, global bir sa¤l›k problemidir. Dünya genelinde prevelans› %1025’tir, insidans› giderek artmaktad›r. Amac›m›z, persistan alerjik rinitli çocuklar›n tedavisinde mometazon furoat ve azelastin hidroklorür’ün kullan›lmas›n›n etkinli¤ini ve güvenilirli¤ini araflt›rmakt›r. MATERYAL-METOD: Çal›flmaya Cumhuriyet Üniversitesi Araflt›rma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji poliklini¤ine 2010-2011 y›llar› aras›nda baflvuran 6-16 yafl aras› 48 orta-a¤›r persistan alerjik rinitli hastalar al›nd›. 25 hastaya mometazon furoat, 23 hastaya azelastin hidroklorür 4 haftal›k tedavi fleklinde verildi. Hastalar›n ortalama yafl› mometazon furoat alan grupta 10.12±2.57 y›l, azelastin alan grupta 11.34±2.93 y›l idi. Hastalarda serum IgE, nazal smear, kan eozinofil ve total eozinofil say›s› ve vizual anolog skalas› nazal semptom skorlar› tedavi öncesi ve sonras›nda ölçülerek de¤erlendirildi. Veriler SPSS (14.0) program›na yüklenerek Mann-Whitney U, McNemar ve Wilcoxon Testi uyguland›. TARTIfiMA: Çocuk ve ergenlik döneminde alerjik rinit prevelans› artmaktad›r. Çocuklar›n sosyal ve emosyonel geliflimini olumsuz etkilemeyecek, etkin ve güvenilir tedavi yöntemleri gelifltirilmelidir. Alerji rinitte semptomlar›n artt›¤› dönemlerde verilerek çabuk etki göstermelerinden dolay›. en çok medikal tedavi önerilmektedir. Mometazon furoat ve azelestin alerjik rinitin medikal tedavisinde etkili ilaçlard›r. Çal›flmam›z›n sonunda iki ilac›n nazal semptom skorlar›n›, vizual anolog skalas›n›, serum IgE ve total eozinofil say›s›n› belirgin flekilde azaltt›¤›n› gördük. Yap›lan çal›flmalarda da bizim çal›flmam›za benzer flekilde iki ilac›n da alerjik rinit tedavisinde etkili oldu¤u bulunmufltur. Ayr›ca nazal semptom skorlamalar›n›n alerjik rinitli hastalarda tedavinin etkinli¤inin de¤erlendirilmesinde kullan›labilecek güvenilir bir yöntem oldu¤unu düflünüyoruz. Sonuç olarak alerjik rinit tedavisinde mometazon furoat ve azelastin çocuklarda uzun dönem kullanma güvenli ilaçlard›r. Tedavi öncesi nazal semptom skorlar› P-051 ‹laç(tedavi öncesi) n Ortalama std. deviasyon sonuç Nazal ak›nt› mometazon azelastin Nazal t›kan›kl›k mometazon azelastin Hapfl›r›k mometazon azelastin Nazal kafl›nt› mometazon azelastin 25 23 2,32 1.82 1,02956 0,83906 p=0,069 ASTIMLI ÇOCUKLARDA OBEZ‹TEN‹N SOLUNUM FONKS‹YONLARINA ETK‹S‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ 25 23 2,00 2,04 0,50000 0,56232 p=0,771 Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara 25 23 2,52 2,86 1,29486 1,32474 p=0,051 25 23 2,68 3,43 1,43527 1,12112 P=0,420 G‹R‹fi: Obezite ast›m için bir risk faktörüdür. Obezite mekanik olarak akci¤er hacminin ve hava yolu çap›n›n azalmas›yla sonuçlanarak ast›m fliddetini artt›rabilmektedir. Ayn› zamanda ya¤ dokusu inflamasyona katk›da bulunmaktad›r. Bu çal›flmada ast›ml› çocuklarda obezitenin solunum fonksiyon testlerine etkisinin de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r. METOD: Çal›flmaya yafllar› 6-16 yafl aras›nda de¤iflen, hastanemizde hafif veya orta persistan ast›m tan›s›yla izlenen ve en az 2 ayd›r atak geçirmemifl olan 143 çocuk al›nd›. Hastalar›n hepsi inhale steroid kullanmaktayd›. Olgular üç grupta [Grup 1: Obezitesi olanlar (n=31), Grup 2: Kilo fazlal›¤› olanlar (n=40), Grup 3: Normal vücut a¤›rl›¤›ndaki ast›ml› çocuklar (n=72)] incelendi. Gruplardaki ast›ml› hastalar›n demografik özellikleriyle solunum fonksiyon testleri (SFT) karfl›laflt›r›ld›. BULGULAR: Grup 1, 2 ve 3’ün vücut kitle indeksleri (VK‹) s›ras›yla 28.1±2.8, 22.2±1.6 ve 17.4±2.1 idi. Gruplar ortalama FVC, FEV1 ve MEF 25-75 de¤erlerine göre karfl›laflt›r›ld›¤›nda fark görülmedi (p>0.05). Ancak obezitesi olan çocuklar›n ortalama FEV1/FVC de¤erleri (92.5±6.7) kilo fazlal›¤› olan (96.4±4.3) veya normal vücut a¤›rl›¤›ndaki ast›ml› çocuklar›n de¤erlerine (95.7±4.5) göre istatistiksel olarak anlaml› düflük bulundu (p<0.01). Grup 1 ve 3’ün VK‹ ile FEV1/FVC de¤erleri aras›nda negatif korelasyon saptand› (p<0.01). Gruplar cinsiyetlere göre karfl›laflt›r›ld›¤›nda grup 1 ve 3 aras›nda FEV1/FVC de¤erlerindeki farkl›l›k hem k›zlar hem erkekler için geçerliydi. SONUÇ: Ast›ml› hastalarda obezitenin efllik etmesi hava yolu obstrüksiyon derecesini artt›rmaktad›r. Bu durum obezitenin ast›m fliddetini art›rabilece¤i ya da tedaviye yan›t› zorlaflt›rabilece¤ini düflündürmektedir. Her iki ilac›n tedavi öncesi nazal semptom skorlar› aras›ndaki fark anlams›zd›r. (p>0,05) Tedavi sonras› nazal semptom skorlar› ‹laç(tedavi sonras›) n Ortalama std. deviasyon sonuç Nazal ak›nt› 25 3,04 1,42829 p=0,908 mometazon 23 3,08 1,41142 azelastin Nazal t›kan›kl›k 25 2,08 1,46969 p=0,825 mometazon 23 2,17 1,49703 azelastin Hapfl›r›k 25 3,64 0,99499 p=0,343 mometazon 23 3,86 0,62554 azelastin Nazal kafl›nt› 25 3,04 1,42829 P=0,828 mometazon 23 3,13 1,35862 azelastin Her iki ilac›n tedavi sonras› nazal semptom skorlar› aras›ndaki fark anlams›zd›r. (p>0,05) 49 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-052 P-053 (devam›) OBEZ‹TE ‹LE ASTIM ‹L‹fiK‹S‹NDE T LENFOS‹TLER VE TH17 HÜCRELER‹N‹N ROLÜNÜN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Tablo 1. Demografik Özellikler Hasan Yüksel1, Özge Y›lmaz1, Seda Vatansever4, Ece Onur2, Cengiz K›rmaz3, Emine Nal4, Ferda Do¤an Bozyi¤it2 1 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa 2 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa 3 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa 4 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD, Manisa G‹R‹fi: Bu çal›flman›n amac› obez ve obez olmayan ast›ml› hastalarda non-spesifik uyaranlara karfl› periferik mononükleer hücrele Th1, Th2, Treg ve Th17 yan›tlar›n›n karfl›laflt›r›lmas›d›r. METOD: Pediatrik Alerji ve ‹mmünoloji klini¤ine baflvuran 5-16 yafllar› aras›nda obez ve obez olmayan ast›ml› çocuklar çal›flmaya al›nd›. Yafl ve klinik a¤›rl›k kaydedildi. Deri testleri yap›ld›. Serum adiponektin seviyeleri ölçüldü. Periferik mononükleer hücre kültüründen elde edilen süpernatantta (üst faz) EL‹SA yöntemi kullan›larak IL-4, IL-10,IL-17, IL23, IFN-γ ve TGFβ seviyeleri ölçüldü. BULGULAR: Obez ast›m grubunun (n=28) yafl ortalamas› 8.7 ± 2.9 iken, obez olmayan ast›m grubununki (n=39) 10.5 ± 3.2 bulundu. Obez ast›m grubunda ortalama ast›m semptom skoru 6.0 ± 2.5, non-obez ast›m grubunda ise 4.3 ± 2.6 saptand› (p=0.007). Obez ast›m grubunda leptin seviyeleri non-obez ast›m grubuna göre anlaml› derecede yüksekti (11.6 ± 10.4 vs 4.1 ± 4.8, 95% CI: 3.8-11.3, p<0.001), adiponektin ve visfatin seviyeleri benzerdi (s›ras›yla p=0.61 and p=0.19). Obez ast›m grubunun IL-10 ve IL-17 seviyeleri non-obez ast›m grubuna göre anlaml› derecede düflük bulungu (s›ras›yla, p=0.03 ve p=0.04). Di¤er taraftan obez ast›m grubu TGF-β seviyeleri non-obez gruba göre anlaml› olarak yüksekti (7655.8 ± 3306.3 vs 5481.9 ± 3124.3, 95% CI: 590.2-3757.4, p=0.008). IL- 4, IL23 ve IFN-γ seviyeleri aç›s›ndan iki grup aras›nda fark yoktu (p<0.05). SONUÇ: Obez ast›ml› çocuklarda obez olmayanlara göre periferik kan mononükleer hücrelerinden salg›lanan antiinflamatuar bir sitokin olan IL-10 seviyelerinin daha düflük olmas› ve TGFβ seviyelerinin yüksek olmas›, obezite iliflkili ast›m› bulunan çocuklarda antiinflamatuar sitokin sekresyonu ve regülatör T lenfosit fonksiyonlar›ndaki düflüklük ve remodeling sürecindeki fazlal›¤›n göstergesi olabilir. Budezonid Plasebo (n:50) (n:50) P Yafl (ay)† 30.60±18.07 29.0±16.58 Cins (E/K) 15/35 16/34 0.829 Hastal›k süresi (ay)* 12 (12-60) 12 (12-57) 0.846 0.646 Son 1 y›ldaki atak say›s›* 3 (4-12) 3 (4-12) 0.700 Son 1 y›lda ÇAP’ne baflvuru say›s›* 2 (0-12) 3 (1-16) 0.523 Son 1 y›lda hastaneye yat›fl say›s›* 1 (0-6) 1 (0-4) 0.606 Atak öncesi ÜSYE n, (%) 43 (86) 44 (88) 0.766 Atopi n, (%) 10 (20) 8 (16) 0.603 Atopik dermatit n, (%) 12 (24) 11 (22) 0.999 Ailede ast›m n, (%) 6 (12) 7 (14) 0.999 Ast›m öngörme indeksi n,(%) 15 (30) 17 (34) 0.830 Sigara duman›na maruziyet n, (%) 28 (56) 22 (44) 0.230 Solunum say›s› 0. dk. * 50 (30-72) 50 (30-72) 0.912 Oksijen Saturasyonu 0. dk. (%)* 90 (82-97) 90 (76-98) 0.638 Pulmoner indeks skoru 0. dk. * 10 (7-13) 10 (7-13) 0.316 ÇAP: Çocuk acil poliklini¤i, ÜSYE: Üst solunum yolu infeksiyonu † mean±SD *Median (min-max) P-054 AC‹L SERV‹SE BAfiVURAN ASTIM HASTALARINDA ORAL MONTELUKASTIN KL‹N‹K ASTIM SKORUNA VE HASTANEYE YATIfi ORANLARINA ETK‹S‹ Cem Hasan Razi 1 , Elif Ya¤l› Çolako¤lu 2 , Nesibe And›ran 2 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji Bölümü, Ankara 2 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara 1 P-053 G‹R‹fi-AMAÇ: Ast›m çocukluk ça¤›n›n en s›k kronik hastal›¤›d›r, en önemli morbidite ve mortalite nedeni ise akut ast›m ataklar›d›r. Akut ast›m ata¤›ndaki antilökotrienlerin yeriyle ilgili yeterli çal›flma olmad›¤›ndan kullan›m› s›n›rlanmaktad›r. Bu çal›flmada acil servise baflvuran akut ast›m hastalar›nda bir lökotrien antagonisti olan oral montelukast›n klinik ast›m skoruna ve hastaneye yat›fl oranlar›na etkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya acil servise orta ve a¤›r ast›m ata¤› ile baflvuran 6 ay-5 yafl aras› 80 çocuk al›nm›fl ve iki gruba ayr›lm›flt›r. Hastalara 20 dakika ara ile 3 doz 0.15 mg/kg nebülize salbutamol verildi ve daha sonra nebülize salbutamol 1 saat aralarla verilmeye devam edildi. Hastalar toplam 5 maksimum 7 doz salbutamol nebul ald›lar. Çal›flmaya al›nan hastalar›n hepsine ilk doz salbutamol sonras› 1mg/kg prednizolon tek doz olarak P.O. verildi. Ek olarak ilk gruptaki hastalara 4 mg montelukast, ikinci gruptakilere plasebo verilmifltir. ‹ki saat içinde P‹S (pulmoner indeks skorlar›) izlenerek gruplar aras› karfl›laflt›rma yap›lm›flt›r. BULGULAR: Bafllang›ç ile 120. dakika P‹S’deki de¤iflim aç›s›ndan de¤erlendirildi¤inde Montelukast ve Plasebo gruplar› aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark saptanmam›flt›r (p=0,922). Çal›flmam›z›n ikincil amac› olan 120., 180. ve 240. dakikalardaki taburculuk oranlar› aras›ndaki fark de¤erlendirildi¤inde iki grup aras›nda anlaml› fark tespit edilmemifltir (s›ras› ile p=0,999, p=0,999, p=0,999). Hastalar oksijen saturasyonu (SaO2) aç›s›ndan de¤erlendirildi¤inde, iki grup aras›nda anlaml› fark bulunmam›flt›r (p=0,457). SONUÇ: Uzun süreli ast›m tedavisine lökotrien antagonistlerinin eklenmesi ile ek olumlu etkiler elde edilirken, akut ast›mda standart tedaviye montelukast eklemenin ek yarar› olmad›¤› görülmektedir. Çocuk çal›flmalar›n›n azl›¤› dikkate al›nd›¤›nda, çal›flmam›z›n okul öncesi yafl grubunda bu konuda yap›lan ilk çal›flma olmas› nedeniyle literatüre katk› sa¤lamas› beklenmektedir. SÜT ÇOCUKLARI VE OKUL ÖNCES‹ ÇOCUKLARDA AKUT ASTIM ATA⁄INDA YÜKSEK DOZ NEBÜL‹ZE BUDESON‹D KULLANIMI Cem Hasan Razi1, Nazl› Çörüt2, Nesibe And›ran2 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji Bölümü, Ankara 2 Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara 1 G‹R‹fi-AMAÇ: Akut ast›m ata¤›nda inhale kortikosteroid’lerin olumlu etkilerini gösteren pek çok çal›flma yay›nlanm›fl olmas›na ra¤men, akut ast›m ata¤›nda sistemik steroid tedavisine inhale steroid eklemenin faydal› olup olmad›¤›n› gösteren çok az say›da çal›flma bulunmaktad›r. Bu çal›flmada acil servise baflvuran akut ast›m hastalar›nda sistemik steroide eklenen budesonid’in pulmoner indeks skoruna ve hastaneye yat›fl oranlar›na etkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya acil servise orta ve a¤›r ast›m ata¤› ile baflvuran 6 ay-6 yafl aras› 100 çocuk al›nm›flt›r. Hastalara 20 dakika ara ile 3 doz 0.15 mg/kg nebülize salbutamol verildi ve daha sonra nebülize salbutamol 1 saat aralarla verilmeye devam edildi Çal›flmaya al›nan hastalar›n hepsine ilk doz salbutamol sonras› 1mg/kg prednizolon tek doz olarak verildi. Ek olarak ilk 3 doz salbutamol ile beraber ilaç grubuna 1 mg nebulize budezonid (toplam 3 mg) ve plasebo grubuna 2 ml izotonik NaCl verildi. ‹ki saat içinde P‹S (pulmoner indeks skorlar›) izlenerek gruplar aras› karfl›laflt›rma yap›lm›flt›r. BULGULAR: 0-120. dakika aras›nda P‹S’deki de¤iflim Budesonid grubunda Plasebo grubuna göre daha yüksek bulunmufltur (p=0.026). 120., 180., ve 240. dakikalarda taburcu olan hasta say›lar› Budesonid grubunda Plasebo grubuna göre anlaml› olarak daha yüksek bulunmufltur (s›ras› ile p=0.002, 0.001 ve 0.001). SaO2 deki de¤iflim aç›s›ndan 2 grup aras›nda anlaml› fark bulunmam›flt›r (p=0.276). SONUÇ: Bu çal›flmada okul öncesi yafl grubunda orta-a¤›r ast›m ata¤›nda sistemik steroide eklenen nebulize budesonid ile semptomlarda daha erken düzelme ve hastaneye yat›fl oranlar›nda anlaml› azalma oldu¤u gösterilmifl olup, çal›flmam›z›n okul öncesi yafl grubunda bu konuda yap›lan ilk çal›flma olmas› nedeniyle literatüre katk› sa¤lamas› beklenmektedir. 50 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-054 (devam›) P-056 Tablo 1. Demografik Özellikler ÇOCUKLARDA ÇEVRESEL S‹GARA DUMANI MARUZ‹YET‹ ‹LE ALLERJ‹K HASTALIKLARIN VE SOLUNUM FONKS‹YONLARININ ‹L‹fiK‹S‹ Montelukast Plasebo (n:40) (n:40) P Yafl (ay)† 26.25±16.21 25.02±13.48 0.714 Cins (E/K) 30/10 28/12 0.803 Hastal›k süresi (ay)* 12 (5-42) 12 (6-42) 0.862 Son 1 y›ldaki atak say›s›* 4 (3-10) 4 (3-12) 0.280 Son 1 y›lda ÇAP’ne baflvuru say›s›* 4 (1-10) 4 (1-12) 0.375 Son 1 y›lda hastaneye yat›fl say›s›* 1 (0-3) 0 (0-3) 0.708 Atak öncesi ÜSYE n, (%) 33 (82) 35 (87) 0.755 Atopi n, (%) 4 (10) 4 (10) 0.999 Atopik dermatit n, (%) 5 (12) 6 (15) 0.999 Ailede ast›m n, (%) 15 (37) 16 (40) 0.999 Ast›m öngörme indeksi n,(%) 18 (45) 23 (57) 0.371 Sigara duman›na maruziyet n, (%) 25 (62) 27 (67) 0.815 Oksijen Saturasyonu 0. dk. (%)* 93 (90-96) 94 (90-97) 0.445 Pulmoner indeks skoru 0. dk. * 9 (8-11) 9 (8-10) 0.347 Nilüfer Galip, Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nerin Bahçeciler Önder, Nazan Çobano¤lu Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›, Lefkofla, K.K.T.C G‹R‹fi-AMAÇ: Allerjik ast›m ve allerjik rinit çocukluk ça¤›nda s›k karfl›lafl›lan ve çocuklar›n hayat kalitesini etkileyen hastal›klard›r. Bu araflt›rman›n amac› K.K.T.C'de ast›m ve allerjik hastal›k prevalans›n›n belirlenmesi ve çevresel sigara duman› maruziyeti ile çocuklardaki ast›m, allerjik rinit ve solunum fonksiyonlar› aras›ndaki iliflkinin gösterilmesidir. YÖNTEM: Çal›flmaya Yak›n Do¤u ‹lkokulu (Lefkofla,K›br›s) ö¤rencisi 7-12 yafl aras› çocuklar al›nd›. Toplam 1200 çocu¤un ebeveynlerine ISAAC ve ebeveynlerin sigara kullanma al›flkanl›klar›n› sorgulayan anketler verildi. Anketleri yan›tlayan ebeveynlerin çocuklar› çal›flmaya al›nd› ve çocuklar evde sigara içilen ve içilmeyen olarak 2 gruba ayr›ld›. Her iki gruptan rastgele seçilen 97 çocuk hastaneye ça¤r›larak SFT ve deri prik testi ile de¤erlendirildi. BULGULAR: 580 ebeveyn anketi yan›tlad› (n=580). Çocuklar›n 502'sinde (%86) allerjik bir hastal›k saptan›rken, ast›m, rinit ve egzema da¤›l›m› s›ras›yla 279 (%48), 158 (%27) ve 65 (%11) idi. SFT ve deri prik test ile de¤erlendirilen çocuklar›n (n=97) 66's›nda (%68) prik test pozitifli¤i saptan›rken en s›k allerjen duyarl›l›¤›n›n ev tozu allerjenlerine karfl› oldu¤u (D.farinea n=25 (%26), D.pteronyssinus n=23(%24) ) görüldü. Evde sigara içme oran› annelerde %19.2, babalarda %32 olarak bulundu. Sigara içilen ve içilmeyen evlerde yaflayan çocuklarda ast›m ve /veya allerjik rinit s›kl›¤› aras›nda ve ayr›ca FEV1, PEF, FEF25-75, FVC de¤erleri aras›nda istatiksel anlaml› bir fark bulunmad›. SONUÇ: Bu çal›flmada KKTC'de allerjik hastal›klar›n prevalans›n›n ve atopinin çok yüksek oldu¤u ve bunun sigara maruziyeti ile korele olmad›¤› gösterilmifltir. ÇAP: Çocuk acil poliklini¤i, ÜSYE: Üst solunum yolu infeksiyonu † mean±SD *Median (min-max) P-055 ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ÇOCUKLARDA D‹KKAT EKS‹KL‹⁄‹ VE H‹PERAKT‹V‹TE SEMPTOMLARI Ayhan Sö¤üt1, Mustafa Eres1, Naz›m Ercüment Beyhun2, Özge Y›lmaz3, Hasan Yüksel3 1 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› AD, Erzurum 3 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD ve Solunum Birimi, Manisa P-057 ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ HASTALARIN N-TERM‹NAL B T‹P NATR‹ÜRET‹K PEPT‹D DÜZEY‹ ETK‹LEN‹R M‹? AMAÇ: Allerjik rinit (AR) davran›fl bozuklu¤una neden olabilir ve yaflam kalitesini etkliyebilir. Bu çal›flman›n amac›; AR’li çocuklarda fluticasone furoate (FF) nasal sprey ve oral levocetirizine dihydrochloride (LD) kombine tedavisinin yaflam kalitesi ve davran›fl sa¤l›¤› üzerine olan etkilerini de¤erlendirmekti. GEREÇ-YÖNTEM: Yafl aral›¤› 8-16 aras›ndaki çimen polen alerjisi olan mevsimsel AR’li hastalar›n tedavi öncesi semptom skorlar› Total 4Symptom Score (T4SS) ile yaflam kaliteleri ise Pediatrik Rinit Yaflam Kalitesi anketi ile ölçüldü. Hastalardaki dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite semptomlar›n› saptamak için anneler Conners' Parent Rating Scale-48 (CPRS) anketini doldurdu. Hastalara 6 hafta süreyle günlük tek doz FF 27.5 mcg nazal sprey ve oral LD 5 mg tablet kombine tedavisi verildi. Alt› haftan›n sonunda hastalar T4SS, Pediatrik Rinit Yaflam Kalitesi anketini ve anneleri de CPRS anketini doldurdu. Kontrol grubuna 8-16 yafl aral›¤›ndaki 35 sa¤l›kl› çocuk al›nd›. BULGULAR: AR ve kontrol grubu aras›nda yafl ve cinsiyet farkl›l›¤› yoktu. AR grubunda tedavi sonras› T4SS ve Pediatrik Rinit Yaflam Kalitesi skorlar› anlaml› flekilde düzeldi (p<0.05). Tedavi öncesi, AR grubunda dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite skorlar› kontrol grubundan anlaml› olarak daha yüksekti (p=0.001, 0.009). Tedavi sonras›, dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite skorlar› anlaml› olarak düzeldi (p=0.001). Tedavi sonras›, hiperaktivite skoru AR grubunda kontrol grubuna göre anlaml› olarak daha düflük bulundu (p=0.007). Tedavi sonras›, dikkat eksikli¤i skoru aç›s›ndan AR ve kontrol gruplar› aras›nda fark kalmad› (p=0.78). SONUÇ: AR, hastalar›n semptom skoru, yaflam kalitesi ve davran›fl sa¤l›¤› üzerinde negatif bir etkiye sahip olabilir. FF nazal sprey ve oral LD kombine tedavisi AR’li hastalar›n nazal semptomlar›n›, yaflam kalitesini ve davran›fl sa¤l›¤›n› düzeltebilir. Hasibe Artaç1, Hüsamettin Vatansev2, Derya Çimen3, Derya Arslan3, Fatma Kaya1, Bülent Oran3 1 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji BD, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Konya 3 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk Kardioloji BD, Konya G‹R‹fi: Allerjik rinit, IgE arac›l› inflamasyonla tetiklenen nazal mukozan›n kronik bir hastal›¤›d›r. Az say›da çal›flmada allerjik rinitli hastalarda üst havayolu obstrüksiyonunun pulmoner arteriyel hipertansiyona neden oldu¤u bildirilmifltir. N- terminal B tip natriüretik peptid (NT pro BNP), kardiak myositlerinden kalbin preload bas›nc› veya volüm art›fl›na yan›t olarak sentezlenen, pulmoner arteriyel bas›nç art›fl›yla serum düzeyleri aras›nda korelasyon bulunan önemli bir moleküldür. AMAÇ: Allerjik rinitli hastalarda pulmoner arteriyel bas›nç ve NT-pro BNP düzeylerini araflt›rmak. METOD: Allerjik rinit tan›s› konulan 69 ( 26 k›z 43 erkek) hasta ve 25 kontrol çal›flmaya al›nd›. Hastalar çal›flma bafllang›c›nda ve tedavinin 1. ay›nda demografik veriler, total semptom skorlar›, görsel puanlama skoru ve ast›m semptomlar› aç›s›ndan de¤erlendirildi. Ekokardiografi ile pulmoner bas›nçlar› ölçüldü ve efl zamanl› ayr›lan serumlarda NTpro BNP düzeyleri bafllang›ç ve tedavi sonras› olarak ECL‹A (Electrochemiluminescence Immunoassay) metodu ile ölçüldü. BULGULAR: Hastalar›n 45’i (%65) mevsimsel, 24’ü perennial allerjik rinitli olup yafllar› ortalama 9.9±3.3 idi. ARIA klasifikasyonuna göre hastalar›n 24’ü hafif intermittant, 22’si hafif persistant, 1’i intermittant ortaa¤›r, 22’si persistant orta-a¤›r olarak de¤erlendirildi. Efllik eden ast›m› olan 24 olgu (%34) mevcuttu. Hastalar›n %71’nde polen duyarl›l›¤› saptand›. Allerjik rinitli tüm hastalarda pulmoner arteriyel bas›nç normal bulundu. NT-pro BNP düzeylerinin literatürle uyumlu olarak yaflla birlikte düfltü¤ü görüldü. Bununla birlikte allerjik rinitli hastalarda serum NT ProBNP düzeylerinde kontrol grubuna göre anlaml› farkl›l›k saptanmad› (71.9 pg/ml ve 73.7 pg/ml). Bafllang›ç ve tedavi sonras› de¤erleri aras›nda da fark yoktu. Semptom skorlar› ve serum düzeyleri aras›nda iliflki gözlenmedi. SONUÇ: Çal›flmam›zda allerjik rinitli hastalarda pulmoner arteriyel bas›nçlar›n ve NT-pro BNP düzeyinin de¤iflmedi¤i gösterilmifltir. 51 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 DER‹-ANAF‹LAKS‹-VENOM ALLERJ‹LER‹ P-058 P-059 ASTIMLI ÇOCUKLARDA EGZERS‹Z PROVOKASYONUNUN YO⁄UNLAfiTIRILMIfi NEFES HAVASINDAK‹ RANTES VE IL-4 DÜZEYLER‹NE ETK‹S‹N‹N ARAfiTIRILMASI ÇOCUKLARDA NAD‹R GÖRÜLEN B‹R ANAFLAKS‹ NEDEN‹: SO⁄UK ÜRT‹KER‹ Merve Feyza Yüksel1, Dilek Azkur2, Mustafa Erkoço¤lu2, Ersoy Civelek2, Can Naci Kocabafl2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara Özlem Keskin 1 , Mehmet Keskin 2 , Ercan Küçükosmano¤lu 1 , Mehmet Yasar Ozkars1, Bulent Gogebakan3, Seval Kul4, Hasan Bayram3, Yavuz Coskun2 1 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilimdal›, Gaziantep 2 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilimdal›, Gaziantep 3 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilimdal›, Gaziantep 4 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik ve T›p Biliflimi ABD G‹R‹fi: So¤uk ürtikeri fiziksel ürtikerlerin nadir bir formudur ve so¤u¤a maruz kald›ktan sonra ortaya ç›kan ürtiker ve/veya anjioödem ile karakterizedir. So¤uk ürtikeri olan hastalarda nadiren de olsa anafilaksi görülebildi¤i bildirilmifltir. OLGU: Onbefl yafl›nda erkek hasta yüzme havuzuna girdikten 10 dakika sonra tüm vücutta ortaya ç›kan kabar›kl›k, gözlerde fliflme ve bay›lma öyküsü ile poliklini¤imize baflvurdu. Bay›lma an›nda bak›lan kan bas›nc› de¤eri 80/40 mmHg olarak ifade edilen hastan›n bilincinin dakikalar içinde aç›ld›¤›, döküntülerin ise bir saat içinde geriledi¤i ö¤renildi. Hastan›n öyküsü derinlefltirildi¤inde iki y›ld›r so¤u¤a maruz kald›ktan sonra kol ve bacaklarda kabar›kl›k ve kafl›nt›n›n ortaya ç›kt›¤› ö¤renildi. Fizik muayenesi normal olan hastaya buz küp testi yap›ld›. Önkolun volar yüzüne s›ras›yla 5, 3, ve 1 dakika boyunca farkl› bölgelere buz küpü uyguland›. Her uygulama sonras› buz uygulanan bölgede befl dakika ›s›t›ld›ktan sonra ürtiker pla¤› geliflti¤i gözlendi. Buz küp testi pozitif olarak de¤erlendirildi. So¤uk ürtikerine yönelik yap›lan laboratuvar testleri normal olarak de¤erlendirildi. TARTIfiMA: So¤uk ürtikeri olan hastalarda nadiren de olsa anafilaksi ortaya ç›kabilir. Bu durum so¤uk uyaranla tüm vücudun çok k›sa bir süre içinde karfl›laflmas›n›n sonucu olabilir. Bu nedenle so¤uk ürtikeri olan hastalara so¤uk uyaranla ani temastan kaç›n›lmas› ve temas›n kademeli olarak artt›r›lmas› önerilmelidir. Ayr›ca yüzme havuzlar›nda çal›flan personeller bu konuda bilgilendirilmeli ve mümkünse adrenalin otoenjektörü kullan›m› konusunda e¤itilmelidir. Ast›ml› hastalarda s›kl›kla gözlenebilen egzersiz bronkospazm›(EB) hayat kalitesini etkileyen, bronfl hiperreaktivitesi ve hava yolu inflamasyonu ile iliflkili bir sinyaldir. Ancak sorumlu mekanizma henüz tam olarak bilinememektedir. Ast›ml› çocuklarda EB ile RANTES ve IL-4 aras›ndaki iliflki henüz araflt›r›lmam›flt›r. Amac›m›z ast›ml› çocuk hastalarda EB ile yo¤unlaflt›r›lm›fl nefes havas›ndaki(YNH) RANTES ve IL-4 aras›ndaki iliflkinin araflt›r›lmas›d›r. Bu amaçla 56 ast›ml› çocu¤a egzersiz provokasyonu uygulan›p testin hemen öncesinde ve yar›m saat sonras›nda toplanan YNHda RANTES ve IL-4 düzeyleri ELISA yöntemiyle ölçülmüfltür. EB pozitif olan hastalara 14 gün montelukast tedavisi verilip, egzersiz provokasyonu uygulan›p, YNH toplanm›flt›r. SONUÇLAR: 25 hastada EB mevcutken (FEV1 düflüflü -22(-32,-14), 31 hastada EB gözlenmedi (FEV1 düflüflü -3(-6,0). Ast›ml› çocuklarda egzersiz provokasyonu YNH RANTES düzeylerinde anlaml› art›fla neden oldu (egzersiz öncesi:2.6(1.8,3.3) [ortanca (interquartil aral›k)]; egzersizden 30 dakika sonra:3.6(2.7,7.3); p=0.00012). Bu art›fl aç›s›ndan EB pozitif ve negatif çocuklar aras›nda anlaml› fark saptanmad›. RANTES düzeyleri ile serum total IgE düzeyi (p=0.006, r=0.41) ve vücut kitle indeksi aras›nda (p=0.04, r=0.42) pozitif korelasyon saptan›rken %FEV1 ile RANTES aras›nda negatif korelasyon saptand› (p=0.027, r=-0.33). Ayr›ca hastalar›n egzersiz sonras› RANTES düzeyleri ne kadar yüksekse son 1 y›lda o kadar s›k atak geçirdikleri saptand› (p=0.01, r=0.57). Egzersiz provokasyonunun IL-4 seviyesinde anlaml› art›fla neden olmad›¤› gözlendi. EB pozitif olan hastalarda montelukast tedavisi ile EB düzeyinde anlaml› düzelme saptand› (p=0.002) ve egzersiz provokasyonunun neden oldu¤u RANTES art›fl›nda blokaj gözlendi. TARTIfiMA: Daha önce yap›lan bir çal›flmada hiperosmolar uyar›n›n bronfl epitelinden RANTES sal›n›m›na neden oldu¤u gösterilmifltir. Bizim çal›flmam›z bu in-vitro çal›flmay› destekleyen bir in-vivo çal›flmad›r. Egzersiz provokasyonu s›ras›nda geliflen hiperosmolar uyar› sonucunda YNH RANTES düzeyi artmaktad›r. P-060 VENOM ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARDA SERUM BAZAL TR‹PTAZ DÜZEY‹N‹N ÖNEM‹ Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Cans›n Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer, Ayfer Tuncer Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi AMAÇ: Venom allerjisi olan eriflkin hastalarda yap›lan güncel çal›flmalarda serum bazal triptaz (sBT) düzeyinin önemi vurgulanmaktad›r. Ancak ar› sokmas› sonucu genifl lokal reaksiyon veya sistemik reaksiyon gözlenen çocuklarda bu konuda yap›lm›fl bir çal›flma bulunmamaktad›r. Bu çal›flman›n amac› sBT düzeyinin venom allerjili çocuklardaki klinik tabloya etkisini araflt›rmakt›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Serum bazal triptaz düzeyleri UniCAP (Pharmacia & Upjohn, Uppsala, Sweden) yöntemi ile ölçüldü. Ar› sokmas› sonras›nda genifl lokal reaksiyon veya sistemik reaksiyon saptanan çocuklarla beraber herhangi bir lokal veya sistemik reaksiyon tariflemeyen sa¤l›kl› kontrol grubu çal›flmaya dahil edildi. BULGULAR: Venom allerjisi olan 71 çocuk (53 sistemik reaksiyon ve 18 genifl lokal reaksiyon) ve yafl, cinsiyet ve aeroallerjen sensitizasyonu aç›s›ndan aralar›nda fark olmayan 55 sa¤l›kl› kontrol olgusu çal›flmaya al›nd›. Venom allerjisi olan olgular›n 63’ünden (%90) yaban ar›s› (Vespula), 8’sinden (%10) ise bal ar›s› (Apis mellifera) sorumlu idi. Sistemik reaksiyon tarifleyen hastalar›n 31’inde (%59) a¤›r anafilaksi gözlendi. Venom allerjisi olan çocuklar›n ve sa¤l›kl› kontrol olgular›n›n sBT düzeyleri normal s›n›rlardayd› (<11.4 μg/L). Ancak sistemik reaksiyon tarifleyen olgular›n sBT düzeyleri [4.2 μg/L (3.7-5.4)], genifl lokal reaksiyon tarifleyen olgulardan [3.1 μg/L (2.6-4.1)] ve sa¤l›kl› kontrol olgular›ndan [2.9 μg/L (2.3-3.4)] anlaml› olarak daha yüksek bulundu (p<0.001). Hafif ve a¤›r anafilaksi gözlenen hastalar›n sBT düzeyleri aras›nda anlaml› bir fark saptanmad›. Lojistik regresyon analizinde venom allerjisi olan hastalarda sBT düzeyinin sistemik reaksiyon aç›s›ndan bir risk faktörü oldu¤u saptand› (OR[CI])(1.85[1.12-3.05]; p=0.016) SONUÇLAR: Bu çal›flma, venom allerjisi olan çocuklarda serum bazal triptaz düzeylerinin incelendi¤i ilk çal›flma olup sonuçlar serum bazal triptaz düzeylerinin venom allerjili çocuklarda sistemik reaksiyon aç›s›ndan risk faktörü olabilece¤ini göstermektedir. 52 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-061 P-063 AKUT ÜRT‹KER ATAKLARININ GENEL ÖZELL‹KLER‹ VE KRON‹K ÜRT‹KERE GEÇ‹fi ‹Ç‹N R‹SK FAKTÖRLER‹ ÇOCUK ANAF‹LAKS‹L‹ OLGULARIMIZ: TEK MERKEZ DENEY‹M‹ Mahmut Do¤ru, ‹lknur Bostanc›, Serap Özmen, Tayfur Ginifl, Handan Duman Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara G‹R‹fi: Anafilaksi, ani bafllayan ve ölüme yol açabilen ciddi sistemik bir hipersensitivite reaksiyonudur. Gerçek s›kl›¤› bilinmemektedir. Ülkemizde anafilaksili olgu serileri ilgili az say›da yay›n bulunmaktad›r. Bu çal›flmada Allerji Klini¤imizde bir y›ll›k süre içerisinde anafilaksi tan›s› konulan olgular›n demografik özellikleri, klinik seyirleri, tetikleyici ajanlar ve tedavileri sunulmufltur. MATERYAL-METOD: Çal›flmaya 1 Ocak 2010– 1 Ocak 2011 tarihleri aras›nda klini¤imizde anafilaksi tan›s› konulan hastalar al›nd›. Hastalar›n demografik özellikleri, anafilaksi semptomlar› (deri, solunum, kardiyovasküler, nöroloji ve di¤er), tetikleyici ajan, efllik eden atopik hastal›k ve tedavilerini içeren bir form oluflturuldu. Bu form hastanemiz elektronik bilgi sistemindeki verilere göre dolduruldu. BULGULAR: Çal›flmaya yafl ortalamas› 6.7±5.1 (0.9-15.4) y›l olan, 15’si erkek (%83,3) toplam 18 anafilaksili çocuk al›nd›. Anafilaksi s›kl›¤›m›z % 0.0013 idi. Anafilaksi oluflma zaman› 74.4±61.3 (1-182) ay idi. Anafilaksi tetikleyicileri hastalar›n 7’sinde (%38,9) besin, 6’s›nda(%33,3) ilaç, 2’inde (%11,1) afl›, ve 2’sinde (%11,1) ar› sokmas› idi. Bir hastada neden belli de¤ildi. Hastalar›n 8’inde (%44,4) atopik hastal›k öyküsü vard›. En s›k görülen semptomlar 17 (% 94,4) hastada deri semptomlar› idi. Solunum sistemi semptomlar› 15 (%83,3), kardiyovasküler semptomlar 7 (%38,9), gastrointestinal semptomlar 4 (%22,2), nörolojik semptomlar 1 (%5,6) hastada oluflmufltu. Tüm hastalara anti-histaminik, 16’s›na (88,9%) steroid, 14’üne (77,8%) oksijen, 10’ununa (55,6%) intravenöz s›v›, 7’sine (38,9%) adrenalin ve 7’sine (38,9%) nebülize beta mimetik uygulanm›flt›. SONUÇ: Bu çal›flma ülkemizdeki çocuklarda ilk tek merkezli anafilaksi çal›flmas›d›r. Besinler ve ilaçlar çocukluk yafl grubunda anafilaksinin en s›k nedenleri olarak bulunmufltur. Anafilaksi tedavisinde adrenalin kullan›m›n›n oldukça düflük oldu¤u saptanm›flt›r. G‹R‹fi: Nedeni belirlenemeyen akut ürtiker (AÜ) ata¤› ile baflvuran hastalarda %25’e varan oranlarda kronik ürtiker (KÜ)e geçifl görülebilmekte, ancak bu geçifle etki eden faktörler bilinmemektedir. AMAÇ: AÜ ataklar›n›n muhtemel etyolojileriyle atak süresine etki eden durumlar› araflt›rmak, akut ve kronik ürtikerli hastalar›n klinik özelliklerini karfl›laflt›rarak akuttan kroni¤e geçifl için önemli olabilecek faktörleri belirlemek. METOD: Klini¤imize Ocak 1991-Haziran 2010 aras›nda baflvuran 207 AÜ hastas›n›n verileri retrospektif olarak, Haziran 2010-Ocak 2011 aras›nda baflvuran 74 AÜ hastas› prospektif olarak de¤erlendirildi. KÜ grubu, Ocak 1991-Haziran 2006 aras›nda klini¤imize baflvuran 953 hastay› içermekteydi. BULGULAR: AÜ ataklar›n›n en s›k muhtemel etyolojileri; ilaçlar (%38.1), infeksiyonlar (%35.2), stres (%24.7) ve g›dalar (%17.8) olarak tespit edildi. Hastalar›n %48.4’ünde multipl etyolojik faktörler varken, %21.4’ünde herhangi bir etyolojik faktör saptanamad›. fiüpheli g›da tüketimi (p=0.04), infeksiyonlar (p=0.04), rinit (p=0.04), g›da allerjisi öyküsü (p=0.04), prik testte polen (p=0.02) ve köpek pozitifli¤i (p=0.02) olmas›n›n daha k›sa atak süresi ile iliflkili oldu¤u görüldü. Ast›m varl›¤› ise daha uzun atak süresi ile iliflkiliydi (p=0.01). KÜ ve AÜ hastalar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda; nonsteroidal antienflamatuar ilaç (NSAII) hipersensitivitesinin (s›ras›yla %24.9 ve %4.3, p<0.01), antibiyotik hipersensitivitesinin (s›ras›yla %10.6 ve %4.6, p<0.01), g›da allerjisi öyküsünün (s›ras›yla %18.3 ve %3.9, p<0.01) KÜ grubunda belirgin olarak daha fazla oldu¤u saptand›. NSAII hipersensitivitesi (OR:7.97, %95GA:4.33-14.66, p<0.01) ve g›da allerjisi öyküsünün (OR:5.17, %95GA: 2.71-9.85, p<0.01) KÜ ile iliflkili ba¤›ms›z faktörler oldu¤u görüldü. SONUÇ: AÜ ata¤› ile baflvuran hastalarda NSAII hipersensitivitesi ve g›da allerjisi öyküsü varl›¤›, KÜ’e geçifli öngörebilece¤inden dikkatle de¤erlendirilmelidir. P-064 ANAF‹LAKS‹ VE ADRENAL‹N OTOENJEKTÖR: OTOENJEKTÖR REÇETE ED‹LEN ÇOCUKLARIN VE EBEVEYNLER‹N‹N B‹LG‹-BECER‹ DÜZEYLER‹ VE DO⁄RU KULLANIMI ETK‹LEYEN FAKTÖRLER P-062 Erdem Topal, Arzu Bak›rtafl, Özlem Y›lmaz, H. ‹lbilge Ertoy Karagöl, Mehmet Sad›k Demirsoy, ‹pek Türktafl Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal› ÇALIfiAN VE Ö⁄RENC‹ HEMfi‹RELERDE ALERJ‹K KONTAKT DUYARLANMA SIKLI⁄I Ayflegül Akan, Müge Toyran, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi AMAÇ: Anafilaksi geçiren ve tekrarlama riski olan hastalar, anafilaksi bulgular› ve ilk müdahale aç›s›ndan yeterli bilgi ve beceriye sahip olmal›d›rlar. Ülkemizde bu konuyla ilgili herhangi bir veri bulunmamaktad›r. Amac›m›z, adrenalin otoenjektör reçete edilen çocuk ve/veya ebeveynlerinin anafilaksi bulgular› ve otoenjektör kullan›m› konusundaki bilgi ve becerilerini de¤erlendirmek ve do¤ru kullan›m› etkileyen faktörleri belirlemektir. YÖNTEM: Çal›flmaya klini¤imizde anafilaksi tan›s›yla adrenalin otoenjektör reçete edilen olgular ve/veya ebeveynleri dahil edildi. Olgular›n anafilaksi ve adrenalin otoenjektörle ilgili bilgileri anket, becerileri ise pratik uygulamayla de¤erlendirildi. BULGULAR: Klini¤imizde adrenalin otoenjektörü reçete edilmifl 80 olgunun 64’üne ulafl›ld›. Olgular›n %64.1’i erkek, yafl ortalamalar› 6.8 y›l ve tan›dan sonra ortalama izlem süreleri 22.6 ayd›. Besinler anafilaksi etyolojisinin %43.8’ini oluflturuyordu. Olgular›m›z›n %89’u anafilaksi bulgular›n› biliyordu. Reçete edilen olgular›n 42’sinin (%65.7) elinde otoenjektör vard›. Bu olgular›n 27’si (%64.3) otoenjektörü yan›nda tafl›yordu ancak bunlar›n da 4’ü son kullan›m tarihinin geçti¤inin fark›nda de¤ildi.Elinde otoenjektörü bulunmayanlarda en s›k neden; yenilenmesinin gerekli olmad›¤›n› düflünmeleriydi (%46.2). Olgular›n %39.4’ü otoenjektörün kullan›m›n› do¤ru gösterdi. Otoenjektörü 10 saniye süreyle baca¤a bas›l› tutmama, kullan›mda en s›k yap›lan hatayd›. Otoenjektör kulan›m›n› do¤ru gösterme ile düzenli kontrole gelme (p=0.010), otoenjektörün gerekli oldu¤unu düflünme (p=0.04) ve elinde otoenjektörün olmas› (p=0.003) aras›nda anlaml› iliflki vard›. ‹statistiksel olarak anlaml› veya klinik önemi olan faktörler lojistik regresyon modeline konuldu¤unda ise düzenli kontrole gelme (OR:13.6,p=0.001) ve yaz›l› hareket plan›n›n verilmesi (OR:6.06,p=0.006), otoenjektörün do¤ru kullan›m›n› etkileyen faktörler olarak belirlendi. SONUÇ: Adrenalin otoenjektör reçete edilen çocuk ve/veya ebeveynlerinin, anafilaksiyi tan›malar›na ra¤men, otoenjektörü yan›nda tafl›man›n önemini kavramad›klar› ve kullan›m becerilerinin yetersiz oldu¤u görülmüfltür. Kullan›m becerisini etkileyen en önemli faktörler düzenli kontrol ve yaz›l› hareket plan›d›r. G‹R‹fi: Kontakt dermatit (KD) hemflireler için önemli bir problemdir. Bu grupta KD prevalans› ve alerjik kontakt duyarlanma (AKD) ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktad›r. AMAÇ: Çal›flan ve ö¤renci hemflirelerde AKD s›kl›¤›, nedenleri ve iliflkili semptomlar›n belirlenmesi. METHOD: Yirmi dokuz standardize test materyalinden oluflan kullan›ma haz›r yama testi (TRUE test®) tüm kat›l›mc›lara uyguland›. KD semptomlar› ve alerjik hastal›klar›n öyküsü anket arac›l›¤› ile ö¤renildi. SONUÇLAR: Çal›flan hemflirelerin %34.8’i (24/69) KD semptomlar›na sahipken, ö¤renci hemflirelerin yaln›zca %19’u (15/79) kendilerinde benzer semptomlar oldu¤unu belirttiler (p=0.039). Yama testinde en s›k pozitiflik nikel sülfata, ikinci en s›k semptom ise tiomersale karfl› saptand›. Pozitiflik oranlar›nda çal›flan ve ö¤renci hemflireler aras›nda bir fark saptanmad›. KD semtomu olan hemflireler olmayanlar göre yaflça daha büyüktü (p=0.003). KD semptomu olan kat›l›mc›lar aras›nda çal›flan hemflireler daha fazlayd› (p=0.047). TARTIfiMA: Çal›flan hemflireler daha fazla s›kl›kta KD semptomlar›na sahipti, ancak çal›flan hemflirelerdeki AKD ö¤renci hemflirelere göre daha s›k de¤ildi. Bu sonuçlar›n daha çok mesleki irritan maddelere maruziyet süresi ile de iliflkili olan çal›flma süresinin uzunlu¤u ile iliflkili oldu¤u düflünüldü. 53 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-065 P-067 BEBEKLER‹N DERMAT‹T YAfiAM KAL‹TES‹ ‹NDEKS‹N‹N (IDQL) TÜRKÇE GEÇERL‹L‹K VE GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹ ANAF‹LAKS‹: NE SIKLIKTA GÖRÜYORUZ? TEDAV‹DE NEREDEY‹Z? Asl› Gelincik1, Mustafa Demirtürk1, Emre Y›lmaz2, Belk›z Ertek1, Bahattin Çolako¤lu1, Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1 1 ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul 2 ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul Hasan Yüksel, Ahmet Türkeli, Özge Y›lmaz Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa G‹R‹fi: Atopik dermatitin çocuklar›n yaflam kalitesi üzerine olumsuz etkileri gösterilmifltir ancak atopik dermatitli bebeklerin de¤erlendirilmesinde kullan›labilecek geçerli ve güvenilir Türkçe bir ölçek bulunmamaktad›r. Bu çal›flman›n amac›, Bebeklerin Dermatit Yaflam Kalitesi (IDQoL; Infant Dermatitis Quality of Life Index) anketinin Türkçe adaptasyonu, geçerlilik ve güvenilirli¤ini gösterilmesidir. YÖNTEM: Bu çal›flmaya atopik dermatit tan›s› alm›fl ve aktif deri lezyonlar› nedeni ile Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji poliklini¤i’ne baflvuran 4 yafl alt›ndaki çocuklar al›nd›. Tüm çocuk ve ailelerinin sosyodemografik özellikleri kaydedildi. Baflvuru an›nda ve tedaviden bir ay sonras›nda tüm olgular›n IDQoL skorlar›n›n aileden al›nmas› yan›nda, SCORAD ve IGA (investigator’s global asseesment) atopik dermatit a¤›rl›k skalalar› kullan›larak pediatrik alerji uzman› taraf›ndan de¤erlendirildi. IDQL puan› 0-30 aras›nda de¤iflmekte olup, puandaki art›fl yaflam kalitesinde bozulmaya iflaret eder. BULGULAR: Çal›flmaya 5-48 ay aras›nda (ortalama 28.7 ± 13.9 ay) 33 (15 erkek 18 k›z) bebek al›nd› ve 15 bebek bir ay sonra kontrolünde de¤erlendirildi. Klnik de¤erlendirmede bebeklerin SCORAD puan›n›n bafllang›çta 62.5 ± 21.5 iken kontrolde 12.5 ± 10.5 oldu¤u (p<0.001), IGA puanlar›n›n ise 3.2 ± 0.8’ten 0.6 ± 0.6 düfltü¤ü (p<0.001) görüldü. Objektif klinik a¤›rl›k de¤erlendirmelere benzer flekilde IDQL toplam puan› bafllang›çta 11.6 ± 6.5 iken kontrol 1.4 ± 2.1 saptand› (p=0.001). Hem bafllang›ç hem de kontrol de¤erlendirmesinde IDQL ve SCORAD pualar›n›n korele oldu¤u görüldü (s›ras› ile r=0.34, p=0.05 ve r=0.73, p=0.002). Güvenilirlik analizinde Cronbach α de¤erinin 0.89 ile baflar›l› oldu¤u gözlendi. SONUÇ: Bu preliminer sonuçlar, IDQL anketinin Türkçe adaptasyonunun atopik dermatitli çocuklar›n yaflam kalitesini de¤erlendirmede obejektif klinik parametreler ile iliflkili, geçerli ve güvenilir bir ölçek oldu¤unu göstermektedir. G‹R‹fi: Anafilaksi, hayati tehlike tafl›mas› nedeniyle, do¤ru tan›nmas› ve tedavi edilmesi gereken acil bir allerjik klinik tablodur. AMAÇ: Poliklini¤imize baflvuran hastalarda anafilaksi s›kl›¤›n›n, nedenlerinin belirlenmesi, bu acil durumun tedavisinde adrenalin kullan›m›n›n de¤erlendirilmesidir. METOD: 2007-2011 y›llar› aras›nda Allerji Bilim Dal› poliklini¤imize baflvuran tüm hastalar aras›nda anafilaksi tan›s› konanlar belirlendi. Hastalar›n poliklinik takip kartlar›ndan elde edilen bilgiler ile tetikleyiciler, atak zaman›, atak say›s›, adrenalin otoenjektör kullan›m›, atopi varl›¤› ve daha önce uygulanan acil müdahale s›ras›nda adrenalin yap›l›p yap›lmad›¤› araflt›r›ld›. SONUÇLAR: Baflvuran toplam hasta say›s› 22,885, anafilaksi tan›s› konan hasta say›s› 545 (%2.19) olarak bulundu. Hasta say›s›n›n y›llara göre da¤›l›m› fiekil-1’de gösterilmektedir. Hastalar›n ortalama yafl› 41.9 ± 12.66 (16-83 yafllar), %20’si erkek (109 kifli), %80’i kad›nd› (436 kifli). Tablo-1’de hastalardaki nedenler gösterilmektedir. Sorumlu ajana maruziyeti takiben ilk 1 saat içinde anafilaksi tarif edenler 453 (%83,1), 1 saatten sonra geçirenler 89 ( %16,3), bifazik atak yaflayanlar ise 2 kifliydi ( %0.6). Çoklu atak tarif edenler 337 (%61,8), adrenalin otoenjektörü bulunanlar 49 (%9), atopik olanlar 44 (%8,1) kifliydi. Anafilaksi nedeniyle acile baflvuran hastalar›n say›s› 502 (%92,1), yo¤un bak›ma al›nanlar ise 47’ydi (%8,6). Acil müdahale s›ras›nda adrenalin uygulanm›fl hastalar 95 (%17,4), yap›lmayanlar 233 (%42,8), emin olamayan hastalar ise 217 (%39,8) kifliydi. TARTIfiMA: Çal›flma grubumuzda y›llar içinde anafilaksi tan›s›yla baflvuran hasta say›s› art›fl göstermekte ve nedenler aras›nda en s›k ilaç allerjisi, ikinci s›kl›kta ise ar› alerjisi gelmektedir. Acil birimlerde dahi adrenalin uygulamas›n›n k›s›tl› oldu¤u dikkati çekmektedir. Anafilaksi tan› ve acil tedavisinde gerek hekimlerin, gerekse hastalar›n daha iyi bilgilendirilmesine ihtiyaç vard›r. P-066 A‹LE DERMATOLOJ‹ YAfiAM KAL‹TES‹ ‹NDEKS‹N‹N (FDLQI) TÜRKÇE GEÇERL‹L‹K VE GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹ Tablo 1. Hastalarda anafilaksi nedenleri Özge Y›lmaz, Ahmet Türkeli, Hasan Yüksel Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa G‹R‹fi: Aile bireylerinin birinde özellikle de çocukta dermatolojik hastal›k varl›¤› hem bak›m sorumlulu¤u hem de tedavinin getirdi¤i yükler nedeni ile bak›c›lar›n yaflam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Ebeveynin yaflam kalitesinin çocu¤un yaflam kalitesi ve tedavi uyumunu etkiledi¤i düflünülünce de¤erlendirme ve izlemi önem tafl›r. Bu çal›flman›n amac›, Aile Dermatoloji Yaflam Kalitesi ‹ndeksi (FDLQI) nin Türkçe adaptasyonunun geçerlilik ve güvenilirli¤inin gösterilmesidir. YÖNTEM: Bu çal›flmaya atopik dermatit tan›s› alm›fl ve aktif deri lezyonlar› nedeni ile Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji poliklini¤i’ne baflvuran tüm çocuklar ve ebeveynleri s›ras›yla al›nd›. Çocuklar ve ebeveynlerinin sosyodemografik özellikleri kaydedildi. Baflvuru an›nda ve bir ay tedavi sonras›nda tüm bebekler SCORAD ve IGA (investigator’s global asseesment) atopik dermatit a¤›rl›k skalalar› kullan›larak Pediatrik Allerjist taraf›ndan de¤erlendirildi ve ebeveynlere FDLQI anketi uyguland›. FDLQI puan› 0-30 aras›nda de¤iflir ve puandaki art›fl yaflam kalitesinde bozulmaya iflaret eder. BULGULAR: Çal›flmaya 5 ay ile 16 yafl aras› 48 (22 erkek 26 k›z) çocuk ve ebeveyni al›nd› ve bunlar›n yirmisinin kontrol de¤erlendirmeleri yap›ld›. Çocuklar›n SCORAD puan ortalamalar› bafllang›çta 63.7 ± 22.9 iken kontrolde 12.6 ± 11.8 (p<0.001); IGA puan ortalamalar› ise bafllang›çta 3.3 ± 0.9 iken kontrolde 1.1 ± 0.9 (p<0.001) bulundu. FDLQI toplam puanlar›n›n da anlaml› azald›¤› bulundu (s›ras› ile 13.8 ± 6.9 ve 2.3 ± 4.9, p<0.001). Ancak klinik skorlar ile FDLQI puanlar› aras›nda korelasyon gözlenmedi. Güvenilirlik analizinde ise FDLQI ölçe¤inin Cronbach α de¤eri 0.89 ile baflar›l› bulundu. SONUÇ: Bu preliminer sonuçlar, Türkçe FDLQI ölçe¤inin atopik dermatitli çocuklar›n ebeveynlerinin yaflam kalitesini de¤erlendirmede klinik de¤iflikli¤i gösteren geçerli ve güvenilir bir ölçek oldu¤unu göstermektedir. 54 Anafilakside Etyoloji n % ‹laç Analjezik Antibiyotik Birden çok ilaç Lokal anestezi Proton pompa inh. Radyokontrast madde Genel anestezi Demir Antifungal, statin, antikolinerjik,antidepresan, antiemetik* Hat›rlam›yor 489 180 153 78 22 15 12 11 7 1* 6 89,70 36,80 31,29 15,95 4,50 3,07 2,45 2,25 1,43 0,20* 1,23 Ar› Bal ar›s› Eflek ar›s› Sar› ar› Ar› türünü bilmiyor Bal ve eflek ar›s› 35 15 6 5 7 2 6,4 42,86 17,14 14,29 20 5,71 Besin Yumurta fieftali, kay›s› Bal›k Ceviz F›st›k Et Bilmiyor 8 2 1 1 1 1 1 1 1,5 25 12,5 12,5 12,5 12,5 12,5 12,5 ‹dyopatik 7 1,3 Lateks 3 0,6 Eksersiz 1 0,2 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 EP‹DEM‹YOLOJ‹ P-068 P-070 ÇOCUKLUK ÇA⁄I ATOP‹K DERMAT‹T KL‹N‹K ÖZELL‹KLER‹ VE SINIFLAMASI: A⁄IR ATOP‹K DERMAT‹T R‹SK FAKTÖRLER‹ AKUT BRONfi‹YOL‹TL‹ ÇOCUKLARDA SOLUNUM PATOJENLER‹ VE KL‹N‹K ÖZELL‹KLER‹ Ayflegül Akan, Dilek Azkur, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Celal Özcan, Müge Toyran, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi ‹brahim Etem Piflkin1, Recep Polat2, Canan Külah1, Fatma Demirel3, Bahri Ermifl4 1 Karaelmas Üniversitesi T›p Fakültesi 2 Kastamonu fierife Bac› Devlet Hastanesi 3 Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi 4 Sakarya Üniversitesi T›p Fakültesi G‹R‹fi: Atopik dermatit (AD) serum total immunoglobulin E (IgE) düzeyi ve alerjenlere karfl› IgE arac›l› reaksiyonlar›n varl›¤›na göre intrinsik (ADi) ve ekstrinsik (ADe) olmak üzere iki gruba ayr›lm›flt›r. Bu s›n›flaman›n klinik özellikler üzerindeki etkisi tam olarak aç›klanamam›flt›r. AMAÇ: ADi ve ADe gruptaki hastalar›n klinik özelliklerinin karfl›laflt›r›lmas› ve a¤›r atopik dermatit için risk faktörlerinin belirlenmesi METHOD: Klini¤imize ilk kez baflvuran, Hanifin-Rajka kriterlerini karfl›layan ve tedavi almam›fl hastalar›n klinik ve laboratuvar özellikleri de¤erlendirildi. Hastalar ADi, ADe, hafif, orta ve a¤›r olarak s›n›fland›r›ld›. SONUÇLAR: Çal›flmaya %59.4’ü (n=184) erkek ve yafllar› 14.6(interquartile range:6-43.2) ay olan 310 hasta dahil edildi. Hastalar›n %46.8’inin(n=144) ADi ve %28.4’ü(n=88) SCORAD’a göre a¤›r AD oldu¤u bulundu. ADi ve ADe gruplar›n›n hastal›k fliddeti(p=0.011), eozinofil say›s›(p=0.019) ve eozinofil yüzdesi(p=0.004) farkl›yd›. A¤›r AD’de erkek cinsiyet(p=0.038), eozinofil yüzdesi daha yüksek(p=0.026) bulundu. Total IgE yüksekli¤i ve periferik kan eozinofil say›s›n›n yüksekli¤i a¤›r atopik dermatit için risk faktörü olarak bulundu (s›rayla 1.003[(1.0001.005)p=0.022] OR[(%95GA);p] ve 1.121[(1.017-1.253)p=0.023]. TARTIfiMA: Hastan›n ADe grupta olmas› klinik seyrinin daha a¤›r olaca¤›n› göstermektedir. Di¤er taraftan a¤›r AD olmas› da hastan›n ADe olma ihtimalini art›rmaktad›r. Total IgE ve periferik kan eozinofil yüksekli¤i a¤›r AD riskini art›rmaktad›r. Sonuçlar SCORAD’a göre yap›lan s›n›flaman›n biyolojik temellerinin oldu¤unu düflündürmektedir. AMAÇ: Respiratuar sinsityal virüs enfeksiyonuna ba¤l› geliflen bronfliyolitle di¤er virüslere ba¤l› geliflen bronfliyolitin klinik özellikleri ve hastal›k ciddiyetlerinin farkl›l›klar›n›n de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r. MATERYAL-METOD: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi T›p Fakültesi pediatri klini¤ine h›fl›lt› ile baflvuran akut bronfliyolit tan›s› konan 112 hasta çal›flmaya al›nd›. Hastalardan nasofaringeal örnek al›narak multiplex PCR yöntemi ile viral ve bakteriyel patojenler çal›fl›ld›. ‹zole edilen patojenler s›n›fland›r›larak klinik ve laboratuvar özellikleri, demografik özellikleri birbirleriyle karfl›laflt›r›ld›. SONUÇLAR: ‹zlenen 112 hastan›n 14'ünde RSV (%13), 9'unda rinovirüs (%8), 7'sinde adenovirüs (%6), 4'ünde parainfluenza tip-3 (%4) ve 1'inde mycoplazma pneumonia (%1) tespit edildi. 73 hastada (%65) patojen izole edilemedi. RSV pozitif ve non-RSV pozitif hastalar aras›nda baflvuru semptomu, bronfliyolit skorlar›, hastanede yat›fl günü, semptom süresi aç›s›ndan fark tespit edilmedi. Relaps 33 hastada görüldü ve non-RSV virüs pozitif hastalarda ve virüs izole edilemeyenlerde daha fazlayd›.(p=0.03) TARTIfiMA: Tek örnekte birçok virüsü izole edebilmesi aç›s›ndan multiplex PCR kullan›fll›d›r. Klinik ve laboratuvar bulgular›yla bronfliyolit etkenlerini birbirinden ay›rt etmek mümkün de¤ildir. P-071 P-069 ADANA ‹L MERKEZ‹NDE YAfiAMIN ‹LK 6 AYINDA BES‹N ALLERJ‹S‹ PREVALANSI VE KL‹N‹K ÖZELL‹KLER‹, DO⁄UM KOHORT ÇALIfiMASI BESIN ALLERJ‹L‹ ÇOCUKLARDA ANAF‹LAKS‹ R‹SK‹N‹N BEL‹RLENMES‹NDE BAZAL SERUM TR‹PTAZININ ROLÜ Dilek Do¤ruel, Gülbin Bingöl Karakoç, Derya Ufuk Alt›ntafl, Mustafa Y›lmaz, Seval Günefler Kendirli Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ‹mmünoloji Bilim Dal›, Adana Ümit Murat fiahiner, S. Tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki, Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer, Ömer Kalayc›, Cans›n Saçkesen Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi 06100 S›hhiye, Ankara G‹R‹fi: Son y›llarda besin allerjisi s›kl›¤› giderek artmaktad›r. Yafl, co¤rafi özellikler, anne sütü al›m›, sosyo-kültürel düzey besin allerjisi s›kl›¤›n›n toplumlar aras›nda farkl› oranlarda görülmesine neden olmaktad›r. AMAÇ: Çal›flmam›zda Adana’da, Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesinde 2010 y›l› içinde do¤an bebeklerde ilk 6 ayda besin allerjisi s›kl›¤› ve iliflkili faktörlerin belirlenmesi amaçlanm›flt›r. METOD: Hastanemizde 2010 y›l› içinde do¤an tüm bebeklerin postnatal 1. günde fizik muayeneleri yap›ld›, ailelerine anket uyguland›. 3. ve 6. ayda fizik muayeneleri yap›ld›, besin allerjisine yönelik anket uyguland› ve 6. ayda deri testi uyguland›, besin spIgE ölçümü yap›ld›. Besin allerjisi tan›s› besine özgül IgE varl›¤› (serum spIgE ve/veya deri testi pozitifli¤i), uyumlu klinik bulgu/provokasyon ile konuldu. SONUÇ: Çal›flmaya 1232 bebek al›nd›. Öykü, fizik muayene ve laboratuar sonuçlar› ile 45 bebekde (%3.7) besin allerjisi olabilece¤i düflünüldü, flüpheli besinle provokasyon yap›ld› ve 32 (%2.6) bebe¤e besin allerjisi tan›s› kondu. 32 olgunun 11’i k›z (%33), 21’i erkek (%67), besin allerjisi bafllama yafl› 4.7±1.5 ay idi. Besin allerjileri süt (n=14), yumurta (n=9), süt+yumurta (n=7), yumurta+tavuk (n=1) ve muz (n=1) olarak saptand›. Provokasyon testi s›ras›nda 29 olguda cilt, 2 olguda G‹S, 1 olguda solunum sistemine ait semptom olufltu, sistemik reaksiyon gözlenmedi. Ailede atopi öyküsü en önemli risk faktörü saptan›rken (p<0.05), ek g›dalara bafllang›ç yafl› ve anne sütü al›m süresi besin allerjisi için risk faktörü olarak bulunmad› (p>0.05). TARTIfiMA: Çal›flmam›z ülkemizde bu yafl grubunda yap›lan ilk besin allerjisi prevalans çal›flmas› olmas› aç›s›ndan önemlidir. Çal›flma grubundaki bebeklerin takibi devam etmekle birlikte Adana ilindeki besin allerjisi görülme s›kl›¤› ve iliflkili besinler literatür bilgileriyle benzer özelliktedir. G‹R‹fi-AMAÇ: Mastositoz ve yüksek bazal serum triptaz› (BST) anafilaksi ile iliflkili olabilir. Yap›lan çal›flmalarda venom allerjili eriflkinlerde BST ile anafilaktik reaksiyonlar ve klonal mast hücre hastal›klar› aras›ndaki iliflki gösterilmifltir. Bu çal›flmada besin allerjisi olan anafilaksi geçirmifl ve geçirmemifl çocuklarda BST düzeylerinin belirlenmesi ve anafilaksi ile iliflkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. YÖNTEM: BST düzeyleri Uni-CAP yöntemi ile ölçüldü. Besin allerjisi; klinik bulgular varl›¤› yan›nda obesine karfl› deri prik testi pozitifli¤i vespesifik IgE düzeyinin >0.35 kU/l olmas› olarak tan›mland›. Besine ba¤l› anafilaksi besin tüketimini takiben 2 saat içinde akut allerjik reaksiyon olarak ortaya ç›kan ve deri bulgular› yan›nda solunum ve/veya gastrointestinal ve/veya kardiyovasküler ve/veya nörolojik bulgulardan enaz birinin daha varl›¤› olarak tan›mland›. BULGULAR: Çal›flmaya 0.48 ile 9.96 yafllar› aras›nda olan, IgE-iliflkili besinallerjisi (BA) ve anafilaksi (A) (BA/A+) (n=79); veya anafilaksi olmadan sadece IgE iliflkili besin allerjisi (BA/A-) (n=88) olanlar ve yaflvecinsiyet olarak benzer özelliklerdeki sa¤l›kl› çocuklar (n=113) al›nd›. Ailede atopi öyküsü, eozinofil say›lar› ve total IgE düzeyleri BA/A+ ve BA/A- gruplar› ile kontrol grubu aras›nda anlaml› olarak farkl›yd› (p<0.001). BA/A+, BA/A- ve kontrol grubunda BST düzeyleri s›ras› ile ortanca (çeyrekler aras›), 4.03 (2.84-5.75) ng/ml; 3.58 (2.27-4.52) ve 3.30 (2.38-4.36)’yd› (p=0.022). Erkek çocuklarda k›zlara gore BST düzeylerinde daha yüksek olma e¤ilimi bulunmakla beraber; besin allerjili gruplar ve kontrol grubu k›yaslamalar›nda cinsiyetler aras›nda BST düzeylerinde anlaml› bir farkl›l›k belirlenmedi. SONUÇ: Sonuçlar›m›z besin allerjisi ve anafilaksi öyküsü olan çocuklarda BST düzeylerinin hafif düzeyde daha yüksek oldu¤unu ancak klonal masthücre hastal›klar›ndaki seviyelere ulaflmad›¤›n› göstermektedir. Erkek çocuklarda BST düzeyleri besin allerjilive sa¤l›kl› çocuklarda daha yüksek olma e¤ilimindedir. 55 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-072 P-074 GAZ‹ANTEP ‹L MERKEZ‹NDE, ÇOCUKLARDA ALLERJ‹K R‹N‹T PREVALANSI VE R‹SK FAKTÖRLER‹ SOSYOEKONOM‹K DÜZEY ÇOCUKLARDA ATOP‹ ‹Ç‹N R‹SK FAKTÖRÜ OLAB‹L‹R M‹? Ercan Küçükosmano¤lu 1 , Mehmet Fatih Palal› 2 , Özlem Keskin 1 , Seval Kul3, Neriman Ayd›n4 1 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilimdal›, Gaziantep 2 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilimdal›, Gaziantep 3 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilimdal›, Gaziantep 4 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› Anabilimdal›, Gaziantep Hikmet Tekin Nacaro¤lu, ‹lker Günay, fiule Turgut, Hacer Kamal›, Ahmet Özdemir, Türkan Günay, Demet Can Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir G‹R‹fi: Alerjik hastal›klar›n geliflmifl ülkelerde daha s›k görülmesi hijyen hipotezi ile aç›klanmaya çal›fl›lsa da önceden beri sosyoekonomik düzey (SED) ve atopik hastal›klar aras›nda iliflki merak konusu olmufltur. Bu çal›flmada alerjik hastal›k kuflkusu tafl›yan çocuklarda atopi varl›¤› ile SED aras›ndaki iliflkinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. YÖNTEM: Çal›flmam›za ‹zmir ili Kemalpafla ilçesi merkez ilkö¤retim okullar›na devam eden 7–8 s›n›f ö¤rencilerinin tümü al›nm›flt›r. Alerjik hastal›k varl›¤›n› araflt›rmak için ISAAC-I anketi kullan›lm›flt›r. Anket sonucunda alerjik hastal›k kuflkusu tafl›yan çocuklara Sosyoekonomik Düzey Anketi ve deri prick testi uygulanm›flt›r. Sosyoekonomik Düzey Anketi olarak Boratav ve Belek taraf›ndan haz›rlanan ölçekler kullan›lm›flt›r. Deri prick testinde ise Ege Bölgesi’nde en s›k rastlanan 8 allerjen ekstresi kullan›lm›flt›r. Atopi varl›¤›, alerjik hastal›k tipi, duyarl›l›k saptanan alerjen aç›s›ndan gruplara ayr›lan çocuklarda SED karfl›laflt›r›lm›flt›r. BULGULAR: Çal›flman›n birinci bölümünde Kemalpafla ilçe merkezindeki 5 ilkö¤retim okulunun 7 ve 8. s›n›flar›na devam eden toplam 1511 ö¤renciden 1373’üne (%90.87) ISAAC-I anketi uygulanm›flt›r. Anket sonucunda 274 çocukta alerjik hastal›k olas›l›¤› saptanm›flt›r. Anketlerde olas› ast›m (%74.1), alerjik rinit (%85.4) ve alerjik deri hastal›klar› (27.0%) bulunmufltur Bu olgular›n tümüne deri prick test uygulanm›fl ve 63’ünde ( %22.9 ) atopi saptanm›flt›r. Atopik çocuklarda SED alt %25.4, orta %57.1, üst %17.5 olarak, atopik olmayan çocuklarda ise alt %30.8, orta %52.1, üst %17.1 olarak bulunmufltur ve iki grup aras›nda anlaml› farkl›l›k saptanmam›flt›r. SONUÇ: Çal›flmam›z›n ayn› yaflta olan ve ayn› bölgede yaflayan tüm çocuklar› kapsamas› epidemiyolojik olarak önemlidir. Alerjik hastal›k kuflkusu tafl›yan çocuklarda atopi geliflimi ile SED aras›nda iliflki görülmemifltir. Preliminer sonuçlar›n› aç›klad›¤›m›z çal›flmam›z alerjik hastal›k kuflkusu tafl›mayan çocuklar›n yer alaca¤› kontrol grubu ile geniflletilecektir. G‹R‹fi: Allerjik rinit çocukluk ça¤›nda bafllay›p, eriflkin yafllarda da süren önemli bir kronik hastal›kt›r. Çal›flmam›z›n amac› Gaziantep’te 7–8 yafl aras›ndaki ilkö¤retim okulu çocuklar›nda allerjik rinit prevalans›n› ve risk faktörlerini araflt›rmakt›r. METOD: Gaziantep il merkezinde, rasgele yöntemle seçilen 11 okuldaki, 2250 çocu¤un ailesine, ISAAC sorgulama sorular› ve allerjik rinit için risk faktörlerini araflt›ran anket formu gönderildi. 1877 çocu¤un ailesi formu doldurarak geri getirdi. Cevaplama oran› % 84 olarak bulundu. SONUÇLAR: Herhangi bir zamanda rinit bulgusu olan çocuklar› oran› %30,0 olarak bulundu. Son on iki ayda alerjik rinit bulgusu olan çocuklar›n oran› %24,0, doktor tan›l› allerjik rinit oran›, %13,2, son oniki ayda allerjik rinokonjuktivit yak›nmas› olan çocuklar›n oran› %11,2 olarak bulundu. Çoklu lojistik regresyon analiziyle, herhangi bir zamanda rinit için en önemli risk faktörü; ailede allerjik hastal›k olmas› [OR:2,06 ( CI:1,64–2,56)] olarak bulundu. Son oniki ayda rinit için en önemli risk faktörü; annenin lise ya da üniversite mezunu olmas› [OR: 4,65 (CI:1,66–13,03) olarak bulundu. Doktor tan›l› allerjik rinit için en önemli risk faktörü; ailede allerjik hastal›k [OR: 2,43 (CI:1,82–3,26) ] olarak bulundu. Son oniki ayda allerjik rinokonjuktivit için en önemli risk faktörü; evde sigara içimi [OR:1,69(CI:1,10–2,59)] olarak bulundu YORUM: Bu sonuçlar allerjik rinitin, Gaziantep flehrinde yaflayan çocuklar için ciddi bir sa¤l›k sorunu oldu¤unu ortaya koymaktad›r. P-073 ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKS‹YONLARI ‹LE ASTIM BRONfi‹TL‹ HASTA BAfiVURUSU ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹ Metin Trabzon1, Murat Sürücü2, Öner Özdemir2 1 TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul 2 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul P-075 ÇOCUKLARDA ALT SOLUNUM YOLU ENFEKS‹YONLARI V‹RAL ETKENLER‹ VE HUMAN RH‹NOV‹RÜS Nihal Aktafl, Akk›z fiahin, Sevgi Pekcan Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD G‹R‹fi: Ast›m ve di¤er alt solunum yolu hastal›klar› (ASYH) ve üst solunum yolu enfeksiyonlar› (ÜSYE) aras›ndaki iliflki uzun y›llardan beri bilinmektedir. Çal›flmam›zda ast›m ve di¤er ASYH nedeniyle acil ve poliklini¤e baflvuran hastalar›n baflvuru s›kl›klar› ile ÜSYE baflvuru s›kl›klar›yla karfl›laflt›r›l›p ve korelasyon olup olamad›¤›na bak›ld›. MATERYAL-METOD: Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi acil ve polikliniklerine 01 Aral›k 2009-30 Haziran 2010 tarihleri aras›nda ast›m bronflit, kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› (KOAH), akut bronflit, bronfliolit ve ÜSYE tan›lar› ile baflvuran hastalar›n hastane bilgi yönetim sistemindeki (HBYS) kay›tlar› incelenerek veriler de¤erlendirildi. Hastalar ast›m-KOAH grubu, bronflit grubu, ÜSYE grubu olmak üzere 3 gruba ayr›ld›. ÜSYE grubu ile di¤er iki grup aras›ndaki hastaneye baflvuru s›kl›¤› aç›s›ndan iliflki korelasyon de¤erlendirmeleriyle hem ayr› ayr›, hem de iki grup ASYH grubu olarak birlefltirilerek incelendi. BULGULAR: HBYS’den al›nan verilerde 86.209 hasta kayd› incelendi. Hastal›klar›n da¤›l›m› 7481’i Ast›m veya KOAH, 18.125 bronflit ve bronfliolit ve 60.502’si ÜSYE tan›s› alan hastalardan oluflmaktayd›. Tüm hastalar›n %50,22’si erkek, %49,78’i kad›n olarak saptand›. Yafl ortalamas› 24,66 y›l idi. Bak›lan korelasyon de¤erlendirmelerinde ÜSYE-ASYH grubu korelasyon de¤eri r:0,72 (Ocak 2010 ay›nda) kadar yüksek bulundu. TARTIfiMA: Ast›m-ÜSYE ve ASYH-ÜSYE aras›ndaki iliflkiye dikkat çekerek özelikle ast›ml› çocuklarda ÜSYE’ye karfl› koruyucu önlemlerin önemine dikkat çekmek istedik. Grip afl›lanmas›n›n teflvik edilmesi ve grip enfeksiyonlar›n›n s›kl›¤›n›n azalt›lmas›n›n ast›m baflta olmak üzere di¤er ASYH baflvurular›n›n azaltaca¤› sonucuna ulaflt›k. Viral etkenler çocukluk ça¤› solunum yolu enfeksiyonlar›n›n s›k görülen bir nedenidir. Bu çal›flmada 2010 aral›k-2011 a¤ustos aylar› aras›nda Meram T›p Fakültesi’ne alt solunum yolu enfeksiyonu tan›s›yla yat›r›lan hastalar›n nazofarengeal sürüntü örneklerinde PCR yöntemi ile saptanan viral etkenler ve efllik eden hastal›klar, klinik bulgular› de¤erlendirilmifltir. Al›nan 289 örnekten 108 (%37,4) inde virüs tespit edilmifltir. Etkenlerin da¤›l›m› ise flu flekildeydi: RSV A/B 32 (%29), H. rhinovirüs a/b 33 (%30), ‹nfluenza A 17 (% 15,7), Parainfluenza 13 (%12), Adenovirüs 7 (%6), Coronavirüs 6 (% 5), H. Metapneumovirüs 2 (%1,8), ayr›ca rhinovirüs-rsv a birlikteli¤i 3 (%2,7), Adenovirüs-RSV A, rhinovirüsmetapneumovirüs, Adenovirüs- coronavirüs birliktelikleri (%0,9) tespit edilmifltir. Viral tarama panelinde etken tespit edilen hastalar›n ilk baflvuru s›ras›nda %54,6 atefl, %88,8 i öksürük, %53,7 si solunum s›k›nt›s› yak›nmas›yla baflvurmufltur. Mevsimsel da¤›l›m olarak incelendi¤inde: RSV nin ocak ay›nda (%50),rhinovirüs’ün mart (24,2) ve haziran (%15,1) aylar›nda, metapneumovirüs may›s-haziran aylar›nda (%66,6), influenza virüs flubat-mart aylar›nda (%70,5), coronavirüs 229E/NL53 ocak ay›nda, coronavirüs OC43/HKU1 haziran ay›nda, parainfluenza 3 ün nisan may›s haziran aylar›nda (%60) daha s›kl›kla tespit edilmifltir. Çal›flmam›zda çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonlar›n›n s›k görülen etkenlerinin yan› s›ra human rhinovirüs’ün de etken olarak tespit edilmifltir. 56 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 ER‹fiK‹N SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ P-076 P-078 PET SHOP ÇALIfiANLARINDA ‹fi YER‹ ‹L‹fiK‹L‹ SEMPTOMLAR VE ATOP‹ ORUÇ TUTMANIN ASTIM VE KOAH’LI HASTALARDAK‹ ‹LAÇ UYUMU ÜZER‹NE ETK‹LER‹ ‹nsu Y›lmaz1, Ferda Öner Erkekol2, Ayten Kaz›mova3, Koray Harmanc›4, Zeynep M›s›rl›gil1, Dilflad Mungan1 1 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastl›klar› BD, Ankara 2 Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji Ünitesi, Ankara 3 Azerbaijan Medical University, Baku, Azerbaijan 4 Sa¤l›k Bakank›¤› Ankara D›flkap› Çocuk E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Ankara Ömür Ayd›n1, Gülfem Elif Çelik1, Zeynep P›nar Önen2, ‹nsu Y›lmaz1, Seçil Kepil Özdemir1, Öznur Y›ld›z2, Dilflad Mungan1, Yavuz Selim Demirel1 1 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› ABD, Ankara G‹R‹fi-AMAÇ: Ast›m ve kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› (KOAH) tan›l› hastalarda ilaç uyumunu etkileyen çeflitli kiflisel ve sosyal faktörler mevcuttur. Bunlar aras›nda dini inançlar›n ilaç kullan›m davran›fllar› üzerine etkisi hakk›nda yeterli veri bulunmamaktad›r. Bu çal›flmada oruç tutman›n ast›m ve KOAH tan›l› hastalar›n ilaç uyumu üzerine etkisinin araflt›r›lmas› amaçland›. METOD: Çal›flmaya 1 temmuz 2009-1 temmuz 2010 tarihleri aras›nda ‹mmunoloji ve Allerji poliklini¤i ve Gö¤üs hastal›klar› polikliniklerine baflvuran 150 ast›m ve 150 KOAH tan›l› hasta al›nd›. Ast›m ve KOAH tan›s› ayr›m› yap›lamayan hastalar çal›flmaya al›nmad›. Tüm hastalara ramazan ay›nda oruç tutup tutmad›klar› soruldu ve “evet” yan›t› veren hastalara bu dönemdeki inhaler ilaç kullan›mlar› ile ilgili ek sorular yöneltildi. Çal›flma için etik kuruldan onay al›nd›. SONUÇLAR: Ast›ml› hastalar›n %65.3’ü (n=98) ve KOAH’l› hastalar›n %92.6’s› (n=139) Ramazan ay› boyunca oruç tuttuklar›n› ifade ettiler. Her iki grupta da hastal›k aktivitesi ile önceki hastane yat›fllar›n›n oruç tutma üzerine olumsuz etkisi yoktu. KOAH’l› hastalar›n ço¤unlu¤u (%90.6, n=126) bu dönemde kontrol edici inhaler ilaçlar›n› kullanmay› b›rak›yordu. Kontrol edici inhaler ilaçlar›n› kulland›¤›n› belirten ast›ml› hastalar ise ilaçlar›n› iftar ve sahur zaman›nda kullanmak fleklinde yeni bir düzenlemeye gitmifllerdi (%82.6, n=81). SONUÇ: Bu çal›flmam›z›n sonuçlar›, ast›m ve KOAH tan›l› hastalar›n hastal›klar›n› oruç tutmalar›na engel olan bir faktör olarak görmediklerini ortaya koymufltur. Ancak oruç tutma, her iki grup hastada da ilaç kullan›m›n› farkl› yönlerde de¤ifltirerek ilaç uyumunu etkileyen bir faktör gibi görünmektedir. Her iki hastal›kta da inhaler yolla kullan›lan ilaçlar›n orucu bozmad›¤› bilinmektedir. Bu nedenle hastalar oruç tutman›n hastal›klar› üzerindeki etkileri ve oruç tutarken kullan›m›na izin verilen ilaçlar konusunda bilgilendirilmelidir. AMAÇ: Çal›flmam›zda pet shop çal›flanlar›nda ifl yeri iliflkili solunumsal/oküler semptom ve atopi prevalans›n› belirlemek amaçland›. METOD: Yirmibir pet shop ifl yerinden 51 olgu (K/E: 5/46, ort. yafl: 27.5±8.5) çal›flmaya dahil edildi. Tüm olgulara genel aeroallerjenler ve hayvan allerjenleri (kedi, köpek, kufl) ile deri prik testi uyguland›. Solunumsal/oküler semptom prevalans› yüz-yüze yap›lan anket ile de¤erlendirildi. BULGULAR: Pet shop çal›flalar›n›n 16’s›nda (%31.4) atopi saptand›. En s›k D. Pteronyssinus 7(%13.7), çay›r polen 7 (%13.7) ve D. Farinea 6 (%11.8) karfl› saptand›. Olgular›n 4’ünde (%7.8) hayvan allerjenlerine karfl› deri prik testi pozitifli¤i saptand› [ kufl 3 (%5.9), kedi 2 (%3.9), köpek 1 (%2) ]. Solunumsal/oküler semptomlar olgular›n 30’unda saptand›. Bunlardan 13 kifli (%25.5) ifl yeri ile iliflkili semptom tarifliyordu. En s›k görülen semptomlar hapfl›r›k 8 (%61.5), burunda t›kanma 7 (%53.8), gözde kafl›nma 7 (%53.8) idi. ‹fl yeri iliflkili semptomlar› olan pet shop çal›flanlar› semptomlar›n nedensel faktörü olarak kufl (%76.9), köpek (%7.7), kedi (%7.7), ifl yeri tozu (%7.7) tarifliyordu. ‹fl yeri iliflkili semptom tarifleyen çal›flanlar›n 7’sinde (%53.8) deri prik testi pozitifti: D. pteronyssinus 5 (%38.5), D. farinae 5 (%38.5), çay›r polen 3 (%23), kedi 2 (%15.4), kufl 1 (%7.7). SONUÇ: Her üç pet shop çal›flan›ndan biri atopikti; her 4 kifliden biri ifl yeri iliflkili semptom tarfiliyordu; her sekiz kifliden birinde hayvan allerjenlerine karfl› deri prik testi pozitifli¤i mevcuttu. En s›k ev tozu akar›na karfl› duyarl›l›k saptand›. ‹lginç olarak hayvan allerjenlerine karfl› duyarl›l›k daha az saptand›. Fakat kufl maruziyeti, çal›flanlar›n ifl yeri iliflkili semptomlar›n› ortaya ç›karan en s›k nedensel faktör olarak rapor edildi. P-079 F‹KS HAVAYOLU OBSTRÜKS‹YONU OLAN ASTIMLI HASTALARIN KL‹N‹K VE DEMOGRAF‹K ÖZELL‹KLER‹ P-077 KKTC’DE YÜKSEK ALLERJ‹ PREVALANSI Öznur Abado¤lu CÜTF Gö¤üs Hastal›klar› AD., ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD., Sivas Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nilüfer Galip, Nazan Çobano¤lu, Nerin Bahçeciler Önder Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›, Lefkofla, K.K.T.C ÖNB‹LG‹: Ast›m s›kl›kla tam olarak reverzibl inflamatuvar bir durumdur ancak baz› ast›ml› hastalarda reverzibl havayolu daralmas› yoktur. AMAÇ: Fiks havayolu obstrüksiyonu olan ast›ml› hastalarda efllik eden faktörleri araflt›rmak. YÖNTEM: Poliklini¤imize baflvuran ve “Global Initiative for Asthma (GINA)” rehberine göre ast›m tan›s› konan hastalar çal›flmaya al›nm›flt›r. Hastalar solunum fonksiyon testi ve reverzibilite sonuçlar›na göre iki gruba ayr›ld›. Grup I’de, reverzibl havayolu daralmas› olan (RHD, n=349, “zorlu ekspiratuvar volüm birinci saniye (FEV1)/zorlu vital kapasite (FVC) oran› < 0.8, postbronkodilatatör “birinci saniye zorlu ekspiratuvar volüm (FEV1)”de %12 ve 200 ml art›fl olan ya da inhale steroid kullan›m›ndan sonra %15 art›fl olan ve/veya FEV1>%90) hastalar yer ald›. Grup II’ye fiks havayolu obstrüksiyonu olan hastalar al›nd› (FHO, n=192).Her iki grubun klinik ve demografik özellikleri karfl›laflt›r›ld›. BULGULAR: Fiks havayolu obstrüksiyonu olan ast›ml› hastalarda GÖR (%51,6 vs %40,8, p=0,02), ek hastal›k (% 78,8vs %70,8, p=0,045), alternatif tedavi kullan›m› (CAM) (%48,7 vs %39,1, p= 0, 032), kad›n hasta oran› (%82,8 vs %73,4, p=0,01), ortalama vücut kitle indeksi (30,3 vs 29,2 kg/m2, p=0,03) anlaml› oranda daha fazlayd›, ilkokul üzeri e¤itim düzeyinde olan hasta say›s› daha azd› (32,8% vs 43,3%, p= 0,017). Atopi, VK‹>30 kg/m2, sinüzit öyküsü, yak›nma süresinin >10 y›l olmas›, sigara, ailede atopi, biomas maruziyeti, evcil hayvan besleme, hastan›n yafl›, yak›nmalar›n bafllama yafl›, yak›nmalar›n süresi, doktor tan›s›n›n süresi ve inhale steroid dozu aras›nda anlaml› fark saptanmad›. SONUÇ: Gastroözefageal reflü, efllik eden hastal›klar, alternatif tedavi kullan›m›, kad›n cinsiyet, VK‹ ve düflük e¤itim düzeyi FHO ile iliflkili önemli faktörlerdir. Tüm dünyada, özellikle geliflmifl bat›l› toplumlarda allerjik hastal›klar›n prevalans› son 2 dekatta giderek artmaktad›r. KKTC'de allerjik hastal›klar›n prevalans› 1997 y›l›nda ilk kez araflt›r›lm›flt›r ancak son 15 y›lda prevalans›n durumu bilinmemektedir. Bu çal›flmada Yak›n Do¤u ‹lkokulu'nda okuyan 7-12 yafl aras› çocuklar›n ebeveynlerine ISAAC anketi da¤›t›larak allerjik hastal›k prevalans› belirlenmeye çal›fl›lm›flt›r. Ayr›ca rastgele seçilen bir alt gruba solunum fonksiyon testi(SFT) ve deri prik testi uygulanm›flt›r. Gönderilen 1200 anketten 580 tanesi (%48.3) ebeveynler taraf›ndan yan›tlanm›flt›r. Çocuklar›n 502'sinde (%86) allerjik bir hastal›k saptan›rken, ast›m,rinit ve egzema da¤›l›m› s›ras›yla 279 (%48), 158 (%27) ve 65 (%11) idi. SFT ve deri prik testi ile de¤erlendirilen çocuklar›n (n=97) 66's›nda (%68) prik test pozitifli¤i saptan›rken en s›k allerjen duyarl›l›¤›n›n ev tozu allerjenlerine karfl› oldu¤u (D.farinea n=25 (%26), D.pteronyssinus n=23(%24)) görüldü. KKTC'de allerjik hastal›k ve atopi prevalans› geliflmifl bat› toplumlar›ndakine benzer bir flekilde oldukça yüksek bulunmufltur. 57 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-080 P-081 (devam›) PERENNN‹AL ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ HASTALARDA ‹NDÜKTE BALGAMDA VASCULAR ENDOTHEL‹AL GROWTH FACTOR VE ENDOSTAT‹N DÜZEY‹ VE BUNUN METAKOL‹N BRONfi AfiIRI DUYARLI⁄I ‹LE ‹L‹fiK‹S‹ gereksinimleri (s›ras›yla p<0.001 ve p=0.03) yönünden anlaml› iyileflmeler oldu¤u görüldü. 12. ayda y›ll›k sinüzit atak say›s›nda da (p=0.02) anlaml› düzelme saptand›. 12. ayda, burun t›kan›kl›¤› (p=0.06) ve koku alma (p=0.06) semptomlar›nda iyileflme yönünde de¤ifliklikler izlenirken, 36. ayda ise geniz ak›nt›s›nda (p=0.02) anlaml› iyileflme tespit edildi. ÇIKARIM: 300 mg/gün dozunda aspirin tedavisi ile AERD’li hastalarda özellikle nazal semptomlar ve cerrahi gereksinimleri yönünden fayda sa¤lanabilmektedir. ‹nsu Y›lmaz1, Nilüfer Bayraktar2, Koray Ceyhan3, Derya Seçil1, Selcen Yüksel4, Zeynep M›s›rl›gil1, Yavuz Selim Demirel1, Sevim Bavbek1 1 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara 2 Baflkent Üniversitesi, Biyokimya ABD, Ankara 3 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji ABD, Sitoloji BD, Ankara 4 Ankara Üniversitesi, Bioistatistik ABD, Ankara P-082 DEPO AKARI DUYARLANMASI KÖY YAfiAMIYLA ‹L‹fiK‹L‹D‹R AMAÇ: Vasküler remodelling anjiogenik ve anti-anjiogenik faktörler aras›ndaki denge ile düzenlenir. Bu çal›flmada perennial allerjik rinitli (PAR) hastalarda, anjiogenik faktör vascular endothelial growth factor (VEGF) ve anti-anjiogenik faktör Endostatin düzeyinin indükte balgamda ölçümü ve bunun bronfl afl›r› duyarl›¤› ile iliflkisi incelendi. YÖNTEM: Çal›flmaya ast›m› olmayan 30 PAR’l› hasta (K/E: 21/9, ort. yafl: 31.9+11.4 y›l) ile 14 sa¤l›kl› kontrol (K/E: 5/9, ort. yafl: 30,6±6,3) al›nd›. Olgulara metakolin bronfl provokasyonu ve balgam indüksiyonu uyguland›. ‹ndükte balgam sedimentinde hücre da¤›l›m›na bak›ld›. ‹ndükte balgam supernatantlar›nda VEGF ve Endostatin düzeyleri ELISA yöntemi ile ölçüldü. BULGULAR: Perennial allerjik rinitli hastalar›n indükte balgam eozinofil say›lar› sa¤l›kl› kontrollere göre anlaml› olarak yüksek bulundu (s›ras›yla; min-maks, median: 0-7, 0.5 vs. 0-0.2, 0, p<0.001). Perennial allerjik rinitli hastalar ve sa¤l›kl› kontrollerde VEGF düzeyleri aras›nda (s›ras›yla; min-maks, median: 5-373 pg/ml, 37.9 pg/ml, vs. 8-67 pg/ml, 24.9, p>0.05), istatistiksel olarak anlaml›l›k saptanmad›. Benzer flekilde Endostatin düzeyleri aç›s›ndan PAR ve sa¤l›kl› kontroller aras›nda anlaml› farkl›l›k bulunmad› (s›ras›yla; min-maks, median: 150-2125 pg/ml, 532.5 pg/ml vs. 223-1123 pg/ml, 644 pg/ml, p>0.05). VEGF/Endostatin oran› aç›s›ndan PAR ve sa¤l›kl› kontroller aras›nda anlaml› farkl›l›k saptanmad› (s›ras›yla; 0.057, 0.045, p>0.05). Bronfl afl›r› duyarl›¤› olan (n=8) ve olmayan (n=22) PAR’l› hastalar ile sa¤l›kl› kontroller aras›nda VEGF, Endostatin düzeyi ve VEGF/Endostatin oran› aç›s›ndan anlaml› farkl›l›k saptanmad›. SONUÇLAR: Çal›flmam›z PAR’l› hastalar›n indükte balgamlar›nda VEGF, Endostatin düzeyi ve VEGF/Endostatin oran›n›n ölçülerek anjiogenik ve anti-anjiogenik aktivitenin de¤erlendirildi¤i ilk çal›flmad›r. Sonuçlar›m›za göre PAR’l› hastalar›n alt hava yollar›nda eozinofilik inflamasyon vard› ancak anjiogenik and anti-anjiogenik aktivite saptanamad› ve bu parametrelerin metakolin BAD ile korele olmad›¤› görüldü. Ebru Çelebio¤lu, Ayfle Bilge Öztürk, fiule Cömert, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara AMAÇ: Depo akar› duyarlanmas›n›n çiftçilerde, f›r›nc›larda ve asl›nda tüm toplumda s›k oldu¤u rapor edilmifltir. Bu çal›flman›n amac›, yaflam koflullar›n›n depo akar› duyarlanmas› üzerine etkisini incelemektir. YÖNTEM: Eylül 2009- Aral›k 2010 tarihleri aras›nda, allerji klini¤inde ast›m ve/veya rinit tan›s› alan 321 hasta (%70 kad›n, yafl ortalamas›= 33.6±11.9) çal›flmaya dahil edilmifltir. Tüm hastalara depo akarlar› (Lepidoglyphus destructor, Tyrophagus putrescentiae, Acarus siro) ve di¤er s›k karfl›lafl›lan aeroallerjenleri içeren panelle deri prick test yap›ld›. Hastalar›n demografik özelliklerini, en az 2 yafl›na kadar yaflad›klar› ve en az 1 y›ld›r yaflamakta olduklar› ev ile ilgili verileri içeren bir anket formu tüm hastalara sorumlu doktorlar taraf›ndan dolduruldu. Hayat›n ilk y›llar›nda ve halen yaflanan ev koflullar›n›n depo akar› duyarlanmas› ile iliflkisi analiz edildi. BULGULAR: Herhangi bir depo akar›na duyarlanma oran› %31.8 (102) idi. Bu hastalar›n %43.1’inde Dermatophagoides pteronyssinus duyarl›l›¤› da saptand› (p<0.0001). Deri prick testi negatif olan (n=129) hastalar sadece depo akar› duyarlanmas› olan (n=33) hastalarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, hayat›n ilk 2 y›l›nda köy evinde yaflam›fl olmak depo akar› duyarl›l›¤›yla iliflkili bulundu (p=0.03). Halen yaflanan evin özelliklerinin depo akar› duyarlanmas› ile iliflkisi saptanmad›. SONUÇ: Toplumun yaflam koflullar› y›llar içinde de¤iflmifltir ve depo akar› duyarlanmas› geçmifl köy hayat› ile iliflkili gibi durmaktad›r. Di¤er tüm allerjenler için de geçerli oldu¤u gibi, depo akar› duyarl›l›¤› semptomlarla iliflkili olmayabilir. fiehir hayat› ve depo akar› duyarl›l›¤›n›n klinik önemini araflt›ran çal›flmalara ihtiyaç vard›r. P-083 HAVA YOLLARININ ALLERJ‹K ‹NFLAMASYONU: B‹R‹ HEPS‹ ‹Ç‹N M‹? P-081 A. Füsun Kalpakl›o¤lu, ‹lkay Koca Kalkan K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD ASP‹R‹NLE ALEVLENEN HAVAYOLU HASTALI⁄I OLANLARDA ASP‹R‹N DESENS‹T‹ZASYON TEDAV‹S‹N‹N ETK‹NL‹⁄‹ G‹R‹fi: ‹nvaziv teknikler tek havayolu hastal›¤›n›n varl›¤›na ait kan›tlar göstermifltir. Hem alerjik (AR) hem de nonallerjik rinit (NAR) artm›fl ast›m (A) prevalans› ile iliflkilidir. Bu çal›flman›n amac›, noninvazif olarak havayollar›n›n inflamasyonunu fraksiyone ekshale nitrik oksit (FeNO) düzeyi ile de¤erlendirerek farkl› havayolu hastal›klar›na sahip bireylerde bronfliyal inflamasyonu etkileyen atopi, allerjen maruziyeti, farmakolojik tedavi gibi faktörleri de¤erlendirmektir. YÖNTEM: 95 AR, 18 NAR, 27 A+AR, 16 A+NAR hastas› ve 15 sa¤l›kl› gönüllü (K) toplam 171 kifli çal›flmaya dahil edildi. Solunum muayeneleri, cilt prik testleri, solunum fonksiyon testleri, total IgE ve FeNO düzeyleri de¤erlendirildi. Yaflam kaliteleri spesifik (miniRQoL ve miniAQLQ) ve jenerik (SF-36) anketlerle ölçüldü. BULGULAR: FeNO (ppb) düzeyleri s›ras›yla; 30.3±23.8 (AR), 14.9±8.2 (NAR), 38.8±31.6 (A+AR), 40.5±44.1 (A+NAR) ve 19.4±10.7 (K) bulundu. A+AR grubu hem NAR hem de K grubuna göre istatistiksel anlaml›l›kta yüksek FeNO düzeylerine sahipti (s›ras›yla, p < 0.01 ve p=0.03). FeNO düzeyi AR grubunda NAR grubundan daha yüksekti (p=0.001). Perennial allerjen duyarlanmas› olan A+AR hastalarda mevsimsel allerjen duyarlanmas› olanlara göre FeNO düzeyi daha yüksekti (s›ras›yla; 48.5±33.9 ve 19.5±13.6, p=0.003). Atopik hastalarda allerjenle maruziyet varl›¤›nda daha yüksek FeNO düzeyleri saptan›rken (AR p=0.01, A+AR p=0.05), nazal steroid kullan›m›n›n etkilemedi¤i görüldü. FeNO düzeyi atopi varl›¤›, erkek cinsiyet, total semptom skoru, hapfl›rma ve göz flikayetlerinin varl›¤› ile korele bulundu. Ancak yafl, vücut kitle indeksi, total IgE, duyarlan›lan allerjen say›s›, FEV1 veya yaflam kalitesi anket skorlar› ile FeNO aras›nda bir korelasyon izlenmedi. SONUÇ: AR hastalar›nda allerji döneminde FeNO düzeyinin anlaml› derecede artmas›, üst ve alt havayollar› aras›ndaki iliflkiyi destekleyen bir baflka bulgudur. fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Birimi, Ankara G‹R‹fi: Pekçok çal›flmada aspirin desensitizasyonu sonras›nda 1300 mg/gün’e kadar olan dozlarda uygulanan aspirin tedavisinin, aspirin ile alevlenen havayolu hastal›¤› (AERD)’nda iyileflmeye neden oldu¤u gösterilmifltir. Bu çal›flmada, 300 mg/gün dozunda aspirin tedavisinin etkinli¤inin de¤erlendirilmesi hedeflenmifltir. METOD: Aral›k 2005- Eylül 2011 aras›nda AERD tan›s› alan ve 300 mg/gün dozda aspirin desensitizasyon tedavisine bafllanan 39 hasta çal›flmaya al›nd›. Hastalar bafllang›çta ve takip süreleri boyunca 3 ayl›k periyotlardaki vizitlerle de¤erlendirildi. 12. ve 36. aylara kadar takip edilen hastalar al›narak, belirtilen sürelerdeki de¤iflimler analiz edildi. SONUÇLAR: 39 hastan›n 24 tanesi (%61.5) kad›n ve ortalama yafl 45.15±8.44 (25-58) idi. Ast›m, rinit ve analjezik intolerans› süreleri s›ras›yla 15.28+10.57, 14.15±7.20 ve 13.05±7.43 y›ld›. Ortalama cerrahi say›lar›, desensitizasyon süreleri ve cerrahi-desensitizasyon bafllang›c› aras› süreleriyse s›ras›yla 3.15±2.81 (min-max:0-15), 26.57±21.85 (169) ve 10.45±13.28 (1-56) ayd›. 25 hasta en az 12 ay, 13 hasta ise en az 36 ay takip ve tedaviye devam etti. Tüm grup, 12 ay›n alt›nda, 12 ay ve 36 ay takip edilen gruplar aras›nda klinik parametreler yönünden anlaml› farkl›l›k mevcut de¤ildi. Hem 12., hem de 36. ayda y›ll›k sistemik steroid kür say›s› (s›ras›yla p=0.01 ve p=0.01) ve y›ll›k cerrahi 58 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 ‹LAÇ ALLERJ‹LER‹ P-084 P-085 (devam›) ANKARA ‹L‹ DEVLET ‹LKÖ⁄RETIM OKULLARI ‹K‹NC‹ KADEMEDE ANKET YÖNTEM‹ ‹LE IgE ARACILI ‹LAÇ ALLERJ‹S‹ SIKLI¤I ürtiker, solunum s›k›nt›s›, kusma ve hipotansiyonu geliflti. Kortikosteroid ve antihistaminik verilerek 24 saat acilde gözlendi. Bir ay sonra, PEGASP deri prik testi pozitif bulundu. Desensitizasyon protokolü ve premedikasyon uyguland›. Tedavinin 95. dakikas›nda anafilaksi geçiren hastada bulgular epinefrin, kortikosteroid ve antihistaminikle kontrol alt›na al›nd›. ‹zleminde Erwinia asparaginaz ile hasta sorunsuz olarak tedavisini ald›. SONUÇ: Asparaginaz anafilaksisi geçiren hastalarda, PEG-ASP yan›nda premedikasyon ve desensitizasyon uygulanmas› yeterli olmayabilir. Bu nedenle Erwinia asparaginaz bu hastalar için bir alternatif olarak düflünülmelidir. Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi G‹R‹fi: Sa¤l›k hizmetlerinin yayg›nlaflmas› ve kronik hastal›klar›n giderek artmas› ilaç kullan›m miktar›n› ve buna ba¤l› olarak ilaç alerjisi s›kl›¤›n› artt›rm›flt›r. Çocukluk ça¤›nda IgE arac›l›kl› ilaç alerjilerinin s›kl›¤› yaklafl›k % 1’dir. Ülkemizde çocukluk ça¤›nda ilaç allerjisi s›kl›¤› ile ilgili yeterli epidemiyolojik bilgi yoktur. Bu çal›flmada Ankara ili ikinci kademede ö¤renim gören çocuklarda ankete dayal› ilaç allerjisi s›kl›¤›n› saptanmas› amaçlanm›flt›r. METOD: Ankara ili metropol ilçelerindeki devlet okullar›nda ikinci kademede (6,7 ve 8. s›n›flar) e¤itim gören toplam 210000 ö¤renci aras›ndan, IgE arac›l›kl› ilaç allerjisi s›kl›¤› tahmini (P)=%1 ve kabul edilebilir sapma (d)=0.2 kabul edilerek (?<0.05,?=0.8) örneklem say›s› 9096 olarak hesapland›. Ankete kat›l›m oran›n›n %70 olaca¤› kabul edildi ve bu nedenle yaklafl›k 2700 yedek ö¤renci belirlendi. Bu örnekleme ulaflmak için rastgele yöntemle toplam 34 okul seçildi. Ankette, yaflam boyu ilaç al›m›n› takiben ilk iki saatte hipersensitivite reaksiyonu bulgular› geliflip geliflmedi¤i ve çocuk ile aile bireylerine ait doktor tan›l› atopik hastal›k varl›¤› sorguland›. BULGULAR: Çal›flmada 1 Mart–27 May›s tarihleri aras›nda 34 okulda da¤›t›lan toplam 11233 anketten 10096(%89.4’ü) topland›. Ankette hayat›n›n herhangi bir döneminde ilaca ba¤l› hipersensitivite reaksiyonu tariflenen çocuk say›s› 792(%7.4) idi. Kat›l›mc›lar›n 459(%4.5)’i antibiyotik, 194(%1.9)’u NSA‹‹ ilaç, 78(0.8)’i vitamin ve 110(1.1)’i ise di¤er ilaçlarla alerjik reaksiyon bildirdi. ‹laç allerjisi bildiren hastalarda doktor tan›l› ast›m %24.1, allerjik rinit %31.4, egzema %5.6 olarak beyan edilirken sadece %.34.8’i doktor tan›l› ilaç alerjisi oldu¤unu belirtti. SONUÇ: Anket sonuçlar›nda bireysel öyküye dayal› ilaç allerjisi s›kl›¤› %7.4 saptanm›fl olup gerçek ilaç alerjisi s›kl›¤› ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda önemli derecede yüksek bulunmufltur. Bu hasta grubuna öncelikle telefon anketi uygulanacak ve öyküsü uyumlu olanlar›n klinikte de¤erlendirilecektir. P-086 BURSA ‹L MERKEZ‹ ‹LKÖ⁄RET‹M OKULLARI 6-15 YAfi GRUBU ÇOCUKLARINDA ‹LAÇ ALLERJ‹S‹ SIKLI⁄I Yakup Can›tez1, Kezban ‹pek2, Hülya Poyraz1, Gönül Bayram2, Mustafa Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3, Belgin Aktafl1, Nihat Sapan1 1 Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD, Bursa 2 Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa 3 Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa G‹R‹fi: Çocuklarda ilaç reaksiyonlar›n›n s›kl›¤›n› araflt›ran çal›flmalar k›s›tl› say›dad›r. Bu çal›flmada Bursa il merkezindeki ilkö¤retim okullar›nda 6-15 yafl grubu çocuklarda ilaç allerjisi s›kl›¤›n›n araflt›r›lmas› amaçland›. MATERYAL-METOD: Bursa il merkezinde dört ilkö¤retim okulunda 4500 ö¤renciye aileleri taraf›ndan doldurulmak üzere anket formlar› da¤›t›lm›fl olup, bunlardan 3944’ü doldurulmufl bir halde toplanm›flt›r. SONUÇLAR: Çal›flmaya al›nan olgular›n, %50.2’si erkek ve %49.8’si k›z, herhangi bir zamanda ilaç allerjisi oldu¤u bildirilen çocuklar›n oran› %5.2 (yaflam boyu veya kümülatif prevalans), son bir y›lda ilaç allerjisi görüldü¤ü belirtilen olgular›n oran› %1.3, doktor taraf›ndan ilaç allerjisi tan›s› konulan olgular›n oran› %2.7, ilaç allerjisi nedeni ile doktora baflvurma oran› ise %3.5 olarak bulundu. ‹laç allerjisi ile ilgili yak›nmalar›yla doktora baflvuran 140 olgudan 108’inde (%77.1) doktor taraf›ndan ilaç allerjisi tan›s› konuldu¤u bildirilmifltir. ‹laç allerjisi nedeni olarak, ilaç gruplar› aras›nda antibiyotikler (%83) ilk s›rada yer al›yordu. ‹laç allerjisi bildirilen olgularda en fazla deri bulgular›n›n görüldü¤ü (%94.1), ikinci s›kl›kta solunum sistemi belirtilerinin görüldü¤ü (%23.3) bulundu. TARTIfiMA: ‹laç allerjilerinin standart anket formlar› ile araflt›r›ld›¤› çok merkezli çal›flmalar›n yap›lmas›, görülme s›kl›¤›n› daha do¤ru bir flekilde gösterilmesine olanak sa¤layacakt›r. P-085 ASPARAG‹NAZ ANAF‹LAKS‹S‹N‹ ÖNLEMEDE POL‹ET‹LEN GL‹KOL KONJUGE ASPARAG‹NAZ YANINDA DESENS‹T‹ZASYON VE PREMED‹KASYON HER ZAMAN YETERL‹ OLMAYAB‹L‹R Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Müge Gökçe2, Betül Büyüktiryaki1, Ilhan Altan2, Selin Aytaç Elmas2, Murat Tuncer2, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Ünitesi, 06100, Ankara P-087 ÇOCUKLUK ÇA⁄I ‹LAÇ ALLERJ‹LER‹NDE TANISAL DE⁄ERLEND‹RME VE R‹SK FAKTÖRLER‹N‹N BEL‹RLENMES‹ Mevhibe Gülen Uyan›ker1, Tu¤ba Ar›ko¤lu2, Sehra Birgül Tüfekçi2, ‹lter Helvac›3, Semanur Kuyucu2 1 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin 2 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji Bilim Dal›, Mersin 3 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin G‹R‹fi: S›k allerjik reaksiyon göstermesine ra¤men L-asparaginaz akut lenfoblastik lösemi (ALL) tedavisinin önemli bir parças›d›r. Polietilen glikol konjuge asparaginaz (PEG-ASP) advers ilaç etkilerini ve hipersensitivite reaksiyonlar›n› en aza indirmek amac›yla gelifltirilmifltir. Asparaginaz allerjisinde PEG-ASP’a geçilmekte veya premedikasyon ve desensitizasyon protokolleri kullan›lmaktad›r. PEG-ASP ile bildirilen anafilaksi say›s› çok azd›r. Bildi¤imiz kadar›yla literatürde ilk olarak, PEG-ASP kullan›m›na ilave olarak premedikasyon ve desensitizasyon uygulanmas›na ra¤men anafilaksi geçiren iki olgu sunulmufltur. VAKA: 8 yafl›nda, k›z hasta, ALL ve merkezi sinir sistemi relaps› tan›syla izleniyordu. Do¤al E. coli asparaginaz ile anafilaksi geçirdi¤inden ALL REZ BFM 2002 Protokolüne göre PEG-ASP’a geçildi. Hastaya metilprednisolon, hidroksizin ve ranitidin ile premedikasyon yap›ld›. Sonras›nda 1 üniteden bafllay›p her 10 dakikada dozu iki kat›na ç›karak total doza ulafl›lana kadar toplam 2 saatlik bir infüzyon protokolü uyguland›. Desensitizasyonun 40.dakikas›nda kafl›nt›s›, yayg›n ürtikeri, solunum s›k›nt›s›, dispne ve hipotansiyonu geliflti. Epinefrin, bolus s›v› tedavisi ve kortikosteroidlerle klinik tablosu kontrol alt›na al›nd›. ‹kinci hasta 2.5 yafl›nda, erkek, ALL hastas›yd›. Do¤al asparaginaz ile allerjik reaksiyonlar› oldu¤undan PED-ASP’a geçildi. Modifiye St Jude T15 protokolüne göre intramüsküler PEG-ASP yap›ld› ve 3. saatte ‹laç afl›r› duyarl›l›k reaksiyonlar› günlük klinik pratikte s›k karfl›lafl›lan bir problemdir. Bu çal›flma ile ilaç afl›r› duyarl›l›¤› flüphesiyle baflvuran ya da de¤erlendirilen çocuklarda standart bir tan›sal protokol uygulanarak gerçek ilaç allerji s›kl›¤›n›n ve ilaç allerjilerinde risk faktörlerinin belirlenmesi hedeflenmifltir. Çal›flmaya May›s 2009 ve Mart 2011 tarihleri aras›nda Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatri Anabilim Dal› polikliniklerinde görülüp ilaç allerjisi flüphesi bildirilen olgular al›nm›flt›r. Ani tip reaksiyon öyküsüyle baflvuran olgular erken okuma prik / intradermal testler ve ilaç provokasyon testleriyle, ani olmayan tip reaksiyon öyküsüyle baflvuran olgulara yama test, erken ve geç okuma prik / intradermal testler ve ilaç provokasyon testleriyle de¤erlendirilmifllerdir. Çal›flmam›zda bafll›ca antibiyotikler, analjezik-antipiretikler ve antiepileptikler olmak üzere ilaçlara afl›r› duyarl›l›k flüphesi olan 8 ay17 yafl aras›nda 97 çocuk de¤erlendirilmifltir. Çocuklar›n %26,8 atopik 59 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-087 (devam›) olarak de¤erlendirilmifltir, %22,7’sinde ailede ilaç allerji öyküsü vard›r. Olgular›n % 53,9’u ani tip reaksiyonla,% 46,1’i ani olmayan tip reaksiyonla baflvurmufltur. 31 olguda (%29.8) antibiyotik, 12 olguda (%21.1) analjezik, 3 olguda (%30) antiepileptik alerjisi testlerle kan›tlanm›flt›r (Tablo 1). Risk faktörleri için multivaryans analizi yap›ld›¤›nda yafl, cinsiyet, bireysel atopi, ailede atopi ile kan›tlanm›fl ilaç allerjisi aras›nda anlaml› iliflki saptanmam›flt›r (p>0,05). Ailede ilaç allerjisi öyküsü ve hastan›n öyküsünün kuvvetli olmas› ile kan›tlanm›fl ilaç allerjileri aras›nda anlaml› iliflki saptanm›flt›r (p=0,007, p=0,028). Sonuç olarak, ilaç allerjisi flüphesiyle baflvuran çocuk hastalar›n ço¤unlu¤unda ilaç allerjileri uygun testlerle d›fllanabilmektedir. ‹laç bafllanan tüm hastalarda bireysel ilaç allerjisi öyküsü d›fl›nda ailede ilaç allerjisi öyküsünün de mutlaka sorgulanmas› gerekmektedir. Tablo 1. Ani ve ani olmayan reaksiyon tiplerine göre tüm ilaçlar›n test sonuçlar› Reaksiyon Ani tip reaksiyonlar Ani olmayan tip reaksiyonlar Bütün reaksiyonlar DPT/IDT erken okuma Prov. test Kan›tlanm›fl allerji Yama test DPT/IDT erken ve geç okuma Prov. test Kan›tlanm›fl allerji Kan›tlanm›fl toplam allerji Antibiyotikler 14/55 (25,5) 5/35 (14,3) 19/55 (34,5) 0/33 (0) 7/43 (16,3) 5/32 (15,6) 18/54 (33,3) 31/104 (29,8) Analjezikler 3/15 (20) 8/36 (22,2) 11/40 (27,5) 0/17 (0) 0/17 (0) 1/17 (5,9) 1/17 (5,9) 12/57 (21,1) Antiepileptikler - - - 1/10 (10) - 2/8 (25) 3/10 (30) 3/10 (30) Genel/lokal anestezikler 1/2(50) 0/1(0) 1/2(50) - - - - 1/2(50) Antihistaminikler - 1/1(100) 1/1(100) 0/1(0) - 0/2(0) 0/2(0) 1/2(50) ‹mmün bask›lay›c›lar 0/1(0) 0/1(0) 0/1(0) 0/2(0) 1/2(50) 0/1(0) 1/2(50) 1/3 (33,3) Mukolitkler - - - 0/2(0) 0/1(0) 0/2(0) 0/2(0) 0/2(0) *Sonuçlar test pozitif olgu/test yap›lan olgu say›s› (%) olarak verilmifltir. 60 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-088 P-090 NONSTERO‹DAL ANT‹‹NFLAMATUAR ‹LAÇ H‹PERSENS‹T‹V‹TES‹NDE KODE‹N‹N GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹ NSA‹‹ PROVOKASYON TESTLER‹N‹N SONUCU TAHM‹N ED‹LEB‹L‹R M‹? ‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara G‹R‹fi: Nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlarla (NSA‹‹) olan ilaç afl›r›duyarl›l›k reaksiyonlar›na günlük klinik prati¤imizde s›k rastlanmaktad›r. Bireyi “allerjik” olarak tan›mlamadan önce, sorumlu ajan›n›n do¤ru olarak tesbiti için ilaç provokasyon testlerinin (‹PT) yap›lmas› “alt›n standart” olarak kabul edilmektedir. Bu çal›flmada amac›m›z, NSA‹‹ ile afl›r›duyarl›l›k reaksiyonu olan hastalar›n “klinik profilini” tan›mlamak ve bu profilin flüpheli ilaç ile yap›lacak ‹PT’nin pozitifli¤ini tahmin etmedeki güvenirlili¤ini saptamakt›r. YÖNTEM: Çal›flmada 2006-2010 y›llar› aras›nda poliklini¤imize NSA‹‹’lar ile afl›r›-duyarl›l›k reaksiyonu flikayetiyle baflvuran hastalar›n dosyalar› geriye dönük olarak incelendi. fiüpheli ilaçla yap›lan oral ‹PT’i pozitif olan hastalar›n “klinik profilini” saptamak için flu de¤iflkenler incelendi: cinsiyet, yafl, total IgE, kiflisel ve aile atopi öyküsü, flüpheli ilaç say›s›n›n tek/çoklu olmas›, ilk ilaç reaksiyonunun zaman›, son ilaç reaksiyonundan sonra geçen süre, reaksiyon say›s›, ilaç al›m› ile reaksiyon oluflumu aras›nda geçen süre, semptomlar›n kategorisi, nazal polip varl›¤› ve acil baflvurusu. BULGULAR: Toplam 109 hastaya NSA‹‹ ile 170 ‹PT yap›lm›flt›. fiikayet süreleri 1-30 y›l olup, reaksiyon say›s› 1-35 aras›nda de¤iflmekteydi. En s›k sorumlu tutulan ajan parasetamol ve en s›k geliflen reaksiyon ürtiker/angioödemdi. fiüpheli ilaçlarla 48 hastada (yafllar› 15-74 y›l, 26’s› kad›n) yap›lan ‹PT’de 10 (%20.83) hastada pozitif reaksiyon izlenirken, 38 (%79.17) hasta ise ilac› tolere etti. “Klinik profil” için de¤erlendirilen de¤iflkenlerden sadece acil baflvurusu negatif ‹PT için anlaml› risk faktörü olarak saptand›, ancak potansiyel pozitif test için hiçbir risk faktörü tan›mlanamad›. SONUÇ: Bu veriler NSA‹‹ afl›r›-duyarl›l›¤›n› saptamada araç olarak kullan›labilecek güvenilir “klinik profil” olmad›¤›n› göstermektedir. Bu yüzden ‹PT’nin NSA‹‹’dan kaç›nma ile ilgili kesin tavsiye için tercih edilmesi gereken tek yöntem oldu¤unu düflünmekteyiz. AMAÇ: Nonsteroidal antiinflamatuar ilaç (NSA‹‹) hipersensitivitesi olan hastalar akut ya da kronik a¤r› yaflad›klar›nda analjezik seçimi s›k›nt›l› olabilir. Bu hastalara, güvenli bir analjezik önermeden önce ilaç provokasyon testi yapmak gerekmektedir. Kodein, opioid bir analjeziktir ve NSA‹‹ hipersensitivitesi olan hastalarda güvenilirli¤i bilinmemektedir. Kodeinin etki mekanizmas› farkl› olmas› nedeniyle, NSA‹‹ hipersensitivitesi olan hastalara ilaç provokasyon testine gerek duyulmadan önerilip önerilemeyece¤i konusunu araflt›rmay› amaçlad›k. GEREÇ-YÖNTEM: Klini¤imizde 1 Ocak 1991- 31 Aral›k 2010 tarihleri aras›nda NSA‹‹ hipersensitivitesi tan›s›yla de¤erlendirilen 1153 hastaya ait veriler allerji klini¤i veri taban› kullan›larak incelendi. Oral kodein provokasyonu 324 hastaya yap›lm›flt›. Hastalar alternatif ilaç bulmak ya da tan› koymak amac›yla di¤er analjeziklerle de test edilmifllerdi. BULGULAR: Analizlere 301’i kodein test edilen grup olmak üzere 1071 hasta dahil edildi. Kodein ile oral provokasyon sonucu reaksiyon oran› %7.3 idi. Çiftler halinde karfl›laflt›r›ld›¤›nda, bu oran nimesulid ve meloksikamdan anlaml› olarak daha düflüktü ve benzidamin, rofekoksib ve parasetamolden farkl› de¤ildi. Tüm test sonuçlar› negatif ç›kan grupla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, herhangi bir ilaçla oral provokasyon sonucu pozitif ç›kan grupta semptomatik dermografizm anlaml› olarak daha s›k idi (p=0009). SONUÇ: Kodein güvenli alternatifler aras›nda görülmesine ve hasta grubumuzda reaksiyonlar›n hiçbiri de anafilaksi olmamas›na ra¤men, sonuçlar›m›z NSA‹‹ hipersensitivitesi olan hastalara reçete etmeden önce kodeinin oral provokasyon testi ile de¤erlendirilmesi gerekti¤ini gösteriyor. P-089 ‹LAÇ ALERJ‹S‹ YAfiAM KAL‹TES‹N‹ ETK‹LER M‹? ‹MMÜNOTERAP‹ VE ANT‹ IGE Ferda Bilgir1, Cengiz K›rmaz1, Bahad›r Dede2, Papatya Bayrak De¤irmenci1 1 Celal Bayar Üni. T›p Fak. Eriflkin Alerji ve ‹mmünoloji BD., Manisa 2 Celal Bayar Üni. T›p Fak. Halk Sa¤l›¤› ABD., Manisa P-091 SPES‹F‹K ‹MMUNOTERAP‹ TEDAV‹ BIRAKMA NEDENLER‹: 28 YILLIK RETROSPEKT‹F DE⁄ERLEND‹RME G‹R‹fi: ‹laçlara ba¤l› istenmeyen reaksiyonlara pratikte s›kl›kla rastlan›r. ‹laç reaksiyonlar›n›n önemli bir k›sm›n› oluflturan ilaç alerjisi ile ilgili birçok çal›flma yap›lm›flt›r, fakat literatürde ilaç allerjisinin yaflam kalitesine etkisini araflt›ran bir çal›flma bulunmamaktad›r. Çal›flmam›zda ilaç alerjisi olan hastalarda Short Form 36 (SF-36) ölçütü ile hastalar›n yaflam kalitesindeki de¤ifliklikleri belirleyerek ilaç alerjisine farkl› bir aç›dan yaklaflmak istedik. HASTALAR VE YÖNTEM: Poliklini¤imize ilaç alerjisi nedeni ile baflvuran 100 hasta prospektif olarak de¤erlendirildi. Bireylerin sosyodemografik özelliklerini içeren soru formunu ve SF-36 yaflam kalitesi ölçe¤i kullan›larak veriler topland›. BULGULAR: Hastalar›n %76’s›n›n kad›n, %24’ünün erkek, yafl ortalamas›n›n 38,56±11,03 y›l oldu¤u gözlendi. Hastalar›n %50’si ev han›m›, %55’i ilkö¤retim mezunu idi. Hastalar en yüksek puan› (73,10±23,79) “fiziksel fonksiyon kapasitesi” alt ölçe¤inden en düflük puan› (50,26±20,92) “genel sa¤l›k alg›lamas›” alt ölçe¤inden ald›. Sosyodemografik özelliklerin alt ölçeklerle ilgisi incelendi¤inde cinsiyet ile “fiziksel fonksiyon” (p<0.001), “fiziksel rol güçlü¤ü” (p=0.005), “genel sa¤l›k” (p=0.001), “vitalite” (p<0.001), “sosyal fonksiyon” (p<0.001), “emosyonel rol güçlü¤ü” (p=0.004), “mental sa¤l›k” (p=0.06) alt ölçe¤i puan ortalamalar› aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark bulundu. Kad›nlarda puan ortalamalar›n›n tüm alanlarda düfltü¤ü saptand›. E¤itim durumuna göre yaflam kalitesi alt ölçek puan da¤›l›m› incelendi¤inde yaln›zca ilkö¤retim ve alt› e¤itim alm›fl olanlarda “fiziksel fonksiyon” (p=0.019) alt ölçe¤inde istatistiksel olarak anlaml› fark vard›. SONUÇ: Çal›flmam›zda ilaç alerjisinin yaflam kalitesini belirgin olarak etkiledi¤i ve bu etkinin kad›nlarda erkeklere göre çok daha çarp›c› oldu¤u görülmüfltür. ‹laç alerjisi hastalar›nda yaflam kalitesinin de¤erlendirilmesi hastalar›n medikal tedavisi ile birlikte hastal›¤a uyum sürecini ve kaliteli bir yaflam düzeyine ulaflmas›na katk›da bulunabilir. Sait Yeflillik, Özgür Kartal, Fevzi Demirel, Abdullah Baysan, Mustafa Güleç, U¤ur Muflabak, Osman fiener Gata ‹mmunoloji ve Allerji B.D. G‹R‹fi: Yüz y›ld›r dünyada, 28 y›ld›r klini¤imizde uygulanan spesifik immunoterapi (S‹T); uygun endikasyonlarla seçilmifl Ig E arac›l›¤› ile geliflen allerjik hastal›klar›n do¤al seyrini de¤ifltirebilen, hastalar›n semptomlar›n›, bulgular›n›, farmakoterapi ihtiyac›n› azaltan ve yeni duyarlanmalar› engelleyen bir tedavi yöntemidir. Bu çal›flmada, GATA ‹mmunoloji ve Allerji Hastal›klar› Klini¤i’nde 19832011 y›llar› aras›nda S‹T tedavisini b›rakan veya b›rakmak zorunda kalan hastalar›n, b›rakma nedenleri retrospektif olarak de¤erlendirilmifltir. GEREÇ VE YÖNTEM: S‹T uygulanan toplam 1982 hastaya ait dosyalar, retrospektif olarak incelendi. Sonuçlar tan›mlay›c› istatistik verileri olarak kaydedildi. BULGULAR: Klini¤imizde allerjik rinit-rinokonjunktivit-ast›m tan›lar›na yönelik mevsimsel ve y›l boyu süren inhalan allerjenlerle ile immunoterapi uygulanan 1928 hastadan 474’ü tedaviyi b›rakm›flt›r. Hastalar›n, 286’s› (%60.3) erkek, 188’i (%39.7) ise kad›nd›r. Bu hastalar›n ortalama afl› süreleri, 20.2 ayd›r. Tedaviyi b›rakma nedenleri incelendi¤inde; 92’sinde (%19.4) devams›zl›k, 10’unda (%2.1) tedaviye yan›ts›zl›k, 46’s›nda (%9.7) sistemik reaksiyon, 7’sinde (%1.5) tekrarlayan genifl lokal reaksiyonlar, 319’unda (%67.3) tayin-tafl›nma, gebelik, sosyal güvence kayb›, kardiopulmoner, otoimmun, psikiyatrik, nörolojik, karaci¤er ve iltihabi ba¤›rsak hastal›klar gibi nedenlerin bu duruma yol açt›¤› görülmüfltür. Ar› venom immunoterapisi yap›lan 54 hastan›n; 1’i myokard infarktüsü geçirme, 1’i devams›zl›k ve 3’ü de tayin-tafl›nma nedenlerinden dolay› tedavilerini yar›m kalm›flt›r. 61 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-091 (devam›) P-093 (devam›) TARTIfiMA: Hastalar, S‹T tedavisinin bafllang›c›ndan yaklafl›k 6 ile 12 ay sonra fayda görmeye bafllarlar ve tedaviye ortalama 4-5 y›l boyunca devam edilmelidir. Bizim çal›flmam›zda, ortalama afl› b›rakma süresi 20.2 idi ve en çok tedaviyi b›rakma sebebi, tayin-tafl›nma olarak bulundu. Hastalar›n S‹T tedavilerinin daha etkin bir biçimde yap›lmas› için tedavi öncesi de¤erlendirmede, hastan›n sosyal flartlar› da göz önüne al›nmal›, hastalar›n tayin-tafl›nma ve gebe kalma gibi planlar›n›n olup olmad›¤› sorgulanmal›d›r. sonra d›fl merkezlerde tedavilerini sürdürmüfllerdir. ‹mmunoterapi aksatma oran› %43,2, b›rakma oran› ise %9,2 idi. Afl› temininin gecikmesi, solunum yolu enfeksiyonlar› ve ilgisizlik en s›k aksatma nedenleriyken; ilgisizlik, afl›n›n yan›ts›zl›¤› ve tayin-tafl›nma nedeniyle yer de¤iflikli¤i I.T’ yi en s›k b›rakma nedeni olarak saptand›. Maddi nedenler ise aksatma ve b›rakmada en az etkili nedenler olarak bulundu. Aksatma en yo¤un olarak idame tedavisine geçtikten sonraki bir y›l içinde ve %60,6 s›kl›kta sadece bir kez, %4,3 beflten daha fazla olarak saptand›. ‹mmunoterapi s›ras›nda reaksiyon geliflme oran› %54,8 idi. En s›k (%79,8) küçük lokal reaksiyonlar görülürken, anafilaksi oran› %3,4 idi. Hasta ve ailelerin sorgulanmas› ile de¤erlendirilen I.T’den faydalanma oran› %59,2 olguda %75 ve üzerinde iken, sadece %4 hastan›n hiç yarar görmedi¤i saptand›. Hastalar›n %75,7’sinin, I.T uygulamas› d›fl›nda, poliklinik kontrollerine düzenli olarak geldi¤i görüldü. Ek tedavi gereksinimi %51,9 olguda gözlenirken, %35,7 hasta immunoterapi uygulamalar›na gelmekten çok s›k›ld›klar›n› belirtti. Immunoterapiye bafllarken hastalar›n ayr›nt›l› bilgilendirilmesi uyum ve baflar›y› artt›racakt›r. P-092 ÇAYIR POLENLER‹ ‹LE MEVS‹M ÖNCES‹ ALLERGO‹D ‹MMÜNOTERAP‹N‹N PER‹FER‹K KAN REGÜLATÖR T HÜCRELER‹ ÜZER‹NDEK‹ ETK‹LER‹ Seçil Kepil Özdemir1, Deniz Gülo¤lu2, Betül Ayfle Sin1, Aydan ‹kincio¤ullar›2, Zeynep M›s›rl›gil1 1 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji BD, Ankara P-094 ALLERJ‹K R‹N‹T VE ASTIMLI HASTALARDA ALLERJEN SPES‹F‹K ‹MMUNOTERAP‹: 9 YILLIK DENEY‹M G‹R‹fi: Foxp3 transkripsiyon faktörü eksprese eden CD4+CD25+ regülatör T hücrelerinin uyar›lmas›n›n allerjen spesifik immünoterapinin etkinli¤inde önemli mekanizmalardan biri oldu¤u gösterilmifltir. Ancak, mevsim öncesi immünoterapideki rolü bilinmemektedir. AMAÇ: Çay›r polenlerine duyarl› allerjik rinitli hastalarda mevsim öncesi allergoid immünoterapinin CD4+CD25+ T hücreleri ve Foxp3 ekspresyonu üzerindeki etkisinin çift-kör, plasebo-kontrollü olarak araflt›r›lmas›d›r. GEREÇ-YÖNTEM: Klinik öykü ve allerji testleri ile polen duyarl›l›¤› saptanan orta-a¤›r persistan allerjik rinitli 21 hasta çal›flmaya al›nd›. Polen mevsimi öncesi randomizasyon ile 10 olguya çay›r poleni içeren allergoidle immünoterapi, 11 olguya plasebo ile haftada bir toplam 7 enjeksiyon uyguland›. CD4+CD25highFOXP3+ T reg hücreleri immünoterapi/plasebo öncesi, immünoterapi/plasebo sonu ve pik polen döneminde yüzey ve intrasitoplazmik boyama protokolüne uygun olarak ak›m sitometrisinde (Beckman Coulter Cytomics FC500, USA) ölçüldü. Klinik etkinli¤in de¤erlendirilmesi için Nisan-A¤ustos dönemindeki semptomsuz gün say›s›, ilaçs›z gün say›s›, vizüel analog skala ortalama skorlar› karfl›laflt›r›ld›. BULGULAR: ‹mmünoterapi ve plasebo gruplar›n›n, tedavi öncesi, tedavi sonu ve pik polen döneminde de¤erlendirilen CD4+CD25highFOXP3+ T reg hücre oranlar› benzer bulundu (P>0.05). ‹mmünoterapi grubunda, Nisan–A¤ustos döneminde semptomsuz gün say›s› daha yüksek bulundu (P<0.05). ‹ki grubun ilaçs›z gün say›lar› ve vizüel analog skorlar› aras›nda ise fark yoktu (P>0.05). SONUÇ: Çal›flmam›zda, çay›r polenleri ile mevsim öncesi allergoid immünoterapinin, tedavinin ilk y›l›nda, periferik kandaki CD4+CD25highFOXP3+ T reg hücre düzeyinde fark yaratmad›¤› saptand›. Ancak, hastalar›n klinik skorlar›ndaki düzelme, inflamasyon bölgesindeki yerleflik lokal regülatör T hücre ve/veya allerjen spesifik regülatör T hücrelerinde bir farkl›l›k olas›l›¤› ile iliflkili düflünülebilir. Mustafa Demirtürk, Asl› Gelincik, Belk›z Ertek, Bahattin Çolako¤lu, Murat Dal, Suna Büyüköztürk ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul G‹R‹fi: Allerjik rinit (AR) ve ast›m tedavisinde immunoterapi önerilen bir tedavi yöntemidir. AMAÇ: ‹mmunoterapi uygulanan aero-allerjenlere duyarl› AR ve ast›ml› hastalarda, tedavi etkinli¤inin belirlenmesi, yeni allerjenlerle duyarl›laflma ve rinitli hastalarda ast›m gelifliminin de¤erlendirilmesi, ayr›ca farkl› immunoterapi protokolleri aras›ndaki etkinlik ve yan etki farkl›l›klar›n›n araflt›r›lmas›d›r. METOD: 2002-2011 y›llar› aras›nda poliklini¤imizde immunoterapi uygulanan ev tozu akar›na ve polenlere duyarl› AR’li ve/veya ast›ml› 80 hasta (50 ev tozu akar›, 30 polen duyarl›l›¤› olan) çal›flmaya al›nm›flt›r. Hastalar allerjen duyarl›l›¤›na göre ev tozu akarlar›, polenler olarak 2 gruba; cluster, mevsim öncesi ve konvansiyonel immunoterapi protokollerine göre ise 3 gruba ayr›lm›flt›r. Hastalardan immunoterapi öncesi, tedavinin 1. ve 5. y›l›nda yaflam kalitesi anketleri, semptom ve medikal tedavi skorlar› elde edilmifl, olas› yeni duyarlaflmalar deri testleri ile, ast›m geliflimi ise anamnez, fizik muayene ve solunum fonksiyon testleriyle de¤erlendirilmifltir. SONUÇLAR: Toplam 80 (17 allerjik ast›m, 63 AR) hastan›n 53’üne cluster (%66,3), 22’sine konvansiyonel (%27,5), 5’ine mevsim öncesi protokol (%6,3) uyguland›. Tüm gruplarda semptom, medikal tedavi ve yaflam kalitesi skorlar›nda tedavi öncesine k›yasla 1. ve 5. y›l›n sonunda anlaml› düzelme saptand› (her birinde p<0,001). 1. ve 5. y›l sonuçlar› aras›nda anlaml› fark yoktu. Sistemik yan etki 5 hastada görüldü. Bu hastalar›n 4’ü Pariteria judaica, biri de ev tozu akar› tedavisi almaktayd›. Bu 5 sistemik reaksiyonun 3’ü cluster, 2’si konvansiyonel protokolün indüksiyon faz›nda görüldü. Ayr›ca 5 hastada yeni duyarlaflma ortaya ç›kt›. TARTIfiMA: Çal›flmam›zda AR’li ve ast›m hastalarda aero-allerjenlerle yap›lan allerjen spesifik immunoterapinin etkin bir tedavi oldu¤u sonucuna var›lm›flt›r. Pariteria judaica cluster protokolü ile sistemik yan etki oran›n›n yüksek oldu¤u dikkati çekmektedir. P-093 SUBCUTAN ‹MMUNOTERAP‹ VE HASTA UYUMU Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Mesude Atasever, Duygu Sodol Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD Alerjen immunoterapi (I.T) uzun süreli bir tedavi fleklidir. Tedavinin uygun doz ve düzenli aral›klarla uygulanmas›, hasta uyumu tedavi baflar›s›nda önemlidir. Çal›flmam›zda s.c immunoterapi uygulanan hastalar›m›z›n tedavi uyumu ve bunu etkileyen nedenleri saptamak amaçland›. EÜTF Çocuk Alerji poliklini¤inde tan› al›p s.c immunoterapi uygulanan 223 hasta (%39 k›z, %61 erkek) çal›flmaya al›nd›. Hastalar›n yafl ortalamas› 13,8±3,4(5,4-22,8); I.T bafllang›ç yafl› ise 10,9± 3,2 (518,8) idi. Alerjik rinit %72,5 oran›yla en s›k I.T uygulanan hastal›k grubuydu. Ot polenleri, zeytin ve ev tozu akar› s›ras›yla %74,2, %39,8 ve %25,8 s›kl›kta I.T uygulanan ilk üç s›radaki alerjenlerdi. Hastalar›n %51,2‘si poliklini¤imizde afl›lan›rken, %48,8‘i idame tedavisine geçtikten 62 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹ P-095 P-097 VENOM ‹MMÜNOTERAP‹S‹ UYGULANAN HASTALARDA SERUM BAZAL TR‹PTAZ, OSTEOPONT‹N VE D‹⁄ER BEL‹RTEÇLERDEK‹ DE⁄‹fi‹MLER A⁄IR KOMB‹NE ‹MMÜN YETMEZL‹K VAKALARINDAK‹ FENOT‹P‹K VE GENET‹K ÖZELL‹KLER Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Tuba Turul Özgür, Gülten Türkkan› Asal, Baran Erman, Ça¤man Tan, fi. Özden Sanal, F. ‹lhan Tezcan Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim Dal›, Ankara Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Cans›n Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer, Ayfer Tuncer Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi A¤›r kombine immün yetmezlik (AK‹Y) a¤›r lenfopeni ve adaptif immünite yoklu¤u ile karakterizedir ve uygun tedavi yap›lmad›¤› takdirderekürren ve persistan oportunistik enfeksiyonlarla ölüme neden olmaktad›r. Prevalans› yaklafl›k 1/50000-70000 canl› do¤umdur. AK‹Y, T, B ve NK hücrelerinin say›s›na göre fenotipik olarak ve genetik defektlere göre s›n›fland›r›labilmektedir. Hacettepe Üniversitesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü’nde AK‹Y tan›s› alan117 olgu sunulacakt›r. Toplam 117 AK‹Y olgudan 41’i k›z, 76’s› erkekti, 83 hastan›n annebaba aras›nda akrabal›k vard›. 107 olgunun (%91.4) flikayetlerinin bafllama yafl› 6 aydan önce di¤erlerinin 6-18 ay aras›ndayd›. 109’unun T-, 8’inin T+ oldu¤u, T- olan vakalar›n 51’inin (%46.8) T-B-NK+, 33’ünün (%30.3) T-B+NK-, 20’sinin (%18.3) T-B+NK+, 5’inin (%4.6) T-B-NKoldu¤u belirlenmifltir. T-B+ AK‹Y formu 53 (% 48.6) hastada saptanm›flt›r. Moleküler analiz yap›lan 90 hastan›n 51’inde DNA düzeyinde mutasyon saptanm›flt›r. En s›k saptanan mutasyonlar›n RAG1 ve 2 (%26), Artemis (%17), IL2RG (%19), JAK3 (%16) defektleri oldu¤u görülmüfltür. Daha nadir görülenler, Cernunnos (%6), ADA eksikli¤i %6, IL7RA (%4) ve DNAPKc (%2) mutasyonlar›d›r. Bizim hastalar›m›z›n %80’inde OR, %20’sinin X’e ba¤l› resesif geçifl gösteren gen mutasyonu saptanm›flt›r. De¤iflik kalt›m paterni gösteren birçok monogenik nedeni belirlenen AK‹Y’de defektif genin bilinmesi tedavi, prognoz ve etkili genetik dan›flma için önemlidir. Bat›daki yay›nlara göre X’e ba¤l› AK‹Y vakalar› yaklafl›k %50 oran›nda saptan›rken ülkemizde bu oran %20 civar›ndad›r. Kemik ili¤i transplantasyon baflar›s›n›n daha düflük oranda oldu¤u OR geçiflli T-B- AK‹Y formunun ve bu forma neden olan RAG1-2, Artemis ve JAK3 defektlerinin ülkemizde fazla oldu¤u saptanm›flt›r. AMAÇ: Ar› sokmas›yla sistemik reaksiyon (SR) tarifleyen hastalarda Venom ‹mmünoterapisi (V‹T) ile baz› immünolojik belirteç düzeylerinde oluflan de¤iflikliklerin tolerans gelifliminde rolü oldu¤u bilinmektedir. Bu çal›flman›n amac› serum bazal triptaz (sBT), osteopontin (OPN) ve di¤er belirteçlerin V‹T ile de¤iflimini araflt›rmakt›r. YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya ar› sokmas› sonucu orta-a¤›r allerjik SR öyküsü nedeniyle V‹T bafllanan ve bir y›l› tamamlayan 24 hasta al›nd›. Ar› sokmas›yla genifl lokal reaksiyon (GLR) gözlenen 18 çocuk ve herhangi bir reaksiyon tan›mlamayan 16 çocuk kontrol grubu olarak çal›flmada yer ald›. V‹T alan hastalardan V‹T öncesi, V‹T’in 6. ay›nda ve 1.y›l sonunda al›nan serum örneklerinden elde edilen veriler kontrol gruplar›n›n verileri ile karfl›laflt›r›ld›. BULGULAR: Venom ‹mmünoterapisi bafllanan grupta venom spesifik IgE ve total IgE de¤erlerinde 6. ay sonunda bafllang›ca göre art›fl ve 6. aydan sonra düflme e¤ilimi oldu¤u görüldü. sBT düzeylerinde V‹T’in 1.y›l› sonunda bafllang›ca göre istatistiksel olarak anlaml› bir de¤ifliklik saptanmad›. Serum OPN düzeylerinin ar› sokmas› sonucu GLR gözlenen hastalarda [1477(1123-1772) ng/ml], SR gözlenen hastalara [882(579-1086) ng/ml; p<0.001] ve herhangi bir reaksiyon gözlenmeyen hastalara [1015(8151203) ng/ml; p=0.002] göre anlaml› olarak yüksek oldu¤u gözlendi. V‹T uygulanan hastalarda serum OPN düzeylerinin 6. aydan sonra anlaml› olarak yükseldi¤i saptand›(p<0.001). V‹T grubunda tedavi öncesi, tedavinin 6.ay›nda ve 1 y›l sonunda serum IL-10 düzey tayinleri planland›. SONUÇLAR: Çal›flmam›z›n sonuçlar› potansiyel bir Th1 belirteci olan OPN’nin venom allerjisi olan, ancak SR gözlenmeyen hastalarda SR tarifleyen hastalara göre daha yüksek ve V‹T ile serum OPN düzeylerinde anlaml› bir yükselme e¤ilimi oldu¤unu göstermifltir. Bu sonuç V‹T’in etki mekanizmalar›ndan biri olan Th2 yan›t›n›n Th1 yönüne kayd›¤› görüflünü destekler niteliktedir. P-098 P-096 SÜT ÇOCU⁄UNUN GEÇ‹C‹ H‹POGAMMAGLOBÜL‹NEM‹S‹ OLAN HASTALARDA ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKS‹YONU TEDAV‹S‹NDE PELARGON‹UM S‹DO‹DES ETK‹NL‹⁄‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ SUBKUTAN ‹MMUNOTERAP‹DE HASTA UYUMUNU ETK‹LEYEN FAKTÖRLER 1 Türkan Pat›ro¤lu1, Ayd›n Tunç2, Hatice Eke Güngör1 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri 2 Kovanc›lar Devlet hastanesi, Elaz›¤ Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Remziye Tanaç, Figen Gülen, Mesude Atasever EÜTF, Çocuk Alerji-‹mmunoloji BD G‹R‹fi: Yaflam›n ilk 3- 6. aylar› aras›nda normal olarak görülen fizyolojik hipogammaglobulinemi döneminin uzamas› olarak tan›mlanan süt çocu¤unun geçici hipogammaglobülinemisi çocukluk ça¤›n›n en s›k görülen immün yetmezliklerinden biridir. Bu hastal›kta tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonlar› s›k görülür. Pelargonium sidoides immünmodülatör, antiviral ve antibakteriyel etkinli¤i oldu¤u bilinen bitkisel bir ilaçt›r. AMAÇ: Bu çal›flmada süt çocu¤unun geçici hipogammaglobülinemisi olan hastalar›n üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdikleri dönemde Pelargonium sidoides ekstresinin etkisinin araflt›r›lmas› amaçland›. GEREÇ-YÖNTEM: Süt çocu¤unun geçici hipogammaglobülinemisi tan›s› ile takip edilen 28 hastan›n 14’üne ÜSYE geçirdikleri dönemde Pelargonium sidoides ekstresi 14’üne ise plasebo verildi. Tedaviye bafllamadan önce ve yedi günlük tedaviden sonra hastalardan tam kan say›m›, serum AST / ALT / GGT / total bilirübin / direkt bilirübin düzeyleri ve PT / PTT testleri çal›fl›larak karfl›laflt›r›ld›. Annelerden tedavi boyunca dokuz sorudan oluflan bir formu günlük olarak doldurmalar› istendi. Formdaki sorulara verilen cevaplar de¤erlendirildi. BULGULAR: Çal›flmaya al›nan hastalar›n 20’si (%71,4) erkek, 8’i (%28,6) k›z idi. Hastalar›n yafl aral›¤› 12 – 60 ay aras›nda olup, ortalama median yafl 30,14 ay idi. Ortalama beyaz küre say›s›, trombosit say›lar›, hemoglobin düzeyi ile serum AST, ALT, GGT, total bilirübin, direkt bilirübin, PT/PTT, INR düzeyleri aç›s›ndan her iki grup karfl›laflt›r›ld› ve PTT de¤eri d›fl›nda aralar›nda anlaml› bir farkl›l›k gözlenmedi. Hastalarda burun t›kan›kl›¤› ve öksürük s›kl›¤›nda azalma ve ifltah art›fl› gözlendi. SONUÇ: Süt çocu¤unun geçici hipogammaglobülinemisine sahip olan hastalar›n ÜSYE geçirdikleri dönemde yap›lan bu çal›flmada Pelargonium sidoides ekstresinin kullan›m› ile burun t›kan›kl›¤› ve öksürük s›kl›¤›nda azalma ve çocuklarda genel durumun düzeldi¤inin iyi bir iflareti olan ifltah art›fl› oldu¤u saptanm›flt›r. Alerjen immunoterapide(I.T) hasta uyumu, I.T’ nin uygun doz ve sürede yap›lmas› tedavi baflar›s›nda önemlidir. Çal›flmam›zda hasta uyumunu etkileyen faktörler aras›ndaki etkileflimin saptanmas› amaçlanm›flt›r. EÜTF Çocuk Alerji poliklini¤inde tan› al›p 6 ay- 5 y›l süre ile s.c I.T uygulanan 223 hasta çal›flmaya al›nd›. Hastalar›m›z›n reaksiyon, aksatma ve b›rakma oranlar› s›ras›yla %54,8, %43,2, %9,2 idi. Reaksiyon geliflimi ve cinsi ile tan›, alerjenler, hastan›n yaflad›¤› yer, I.T yap›lan yer, ek tedavi ihtiyac›, cinsiyet, aksama, b›rakma ve üretici firma aras›nda iliflki saptanmad›. Tedaviden yararlanma oran› anaflaktik reaksiyon gelifltirenlerde daha düflük bulundu(p=0,015). ‹mmunoterapiyi aksatma ve nedenleri ile alerjenler, tan›, I.T’nin yap›ld›¤› yer ve afl›dan yararlanma oran› aras›nda iliflki saptanmad›. Yararlanma oranlar› artt›kça hastalar›n I.T’yi b›rakma oran› azalmaktayd›(p=0,00). B›rakma oranlar›, %50 ve alt›nda fayda görenlerde %63,8; %75 ve üzerindekilerde ise %2,5 idi. B›rakma ile alerjen, yaflad›¤› yer, I.T’nin yap›ld›¤› yer, aksatma ve nedenleri, ek tedavi, cinsiyet ve üretici firma aras›nda iliflki saptanmad›. Düzenli kontrole gelmeyen(p=0,00) ve alerjik rinit tan›l› hastalar›n(p=0,02) daha fazla b›rakt›¤›; ast›ml› hastalar›n ise b›rakma oranlar›n›n daha düflük oldu¤u bulundu(p=0,03). ‹mmunoterapiden yararlanma oran›, kontrol muayeneye gelme aras›nda fark oluflturmazken; yararlanma oran› artt›kça tedavi gereksinimlerinin azald›¤›(p=0,005) gözlendi. Tedaviden yararlanma zaman› ile yararlanma yüzdesi aras›nda iliflki saptanmad›(p=0,458). ‹mmunoterapiden yararlanma zaman› ve yüzdesi ile tan› ve alerjenler aras›nda fark saptanmad›. Reaksiyon, aksatma ve b›rakma aras›nda iliflki saptanmazken, b›rakan hastalar›n daha çok, kontrole gelmeyen ve az yararland›¤›n› düflünen hastalar olmas› I.T’de düzenli izlemin önemini vurgulamaktad›r. 63 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-099 P-101 PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹K HASTALARINDA IVIG KULLANIMI GÜVENL‹ M‹? PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹KLER VE OTO‹MMÜN‹TE Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Gülsüm Alkan2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji BD, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Konya Figen Do¤u, Zehra fiule Haskolo¤lu, Funda Çipe, Aydan ‹kincio¤ullar› Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji- Alerji Bilim Dal›, Ankara ‹mmünoglobulin preparatlar› uzun y›llard›r primer immün yetmezliklerin (P‹Y) tedavisinde kullan›lmaktad›r. IVIG tedavisi s›ras›nda yan etki görülme s›kl›¤› %5 civar›ndad›r. En s›k görülen yan etkiler miyalji, atefl, terleme, kaslarda geçici kas›lma, bulant› ve kusmad›r. Yan etkilerin ço¤u IVIG’in ak›fl h›z› ile do¤ru orant›l›d›r ve h›z azalt›ld›¤›nda semptomlar ortadan kalkmaktad›r. ‹nfüzyon h›z›n›n azalt›lmas›na yan›t al›namad›¤›nda, asetaminofen ve difenhidramin veya kortikosteroidler (metilprednizolon 1mg/kg/doz) infüzyondan 1 saat önce verilerek yan etkiler önlenebilir. AÜTF Pediatrik ‹mmünoloji-Allerji BD’nda, Aral›k 2010- Eylül 2011 tarihleri aras›nda P‹Y’le izlenen 45 hastaya toplam 200 IVIG infüzyonu verildi. Hastalar›n 19’u k›z, 26’s› erkekti. 11 (%24,5) SC‹D’li bu hastalar›n 5’ine K‹T yap›lm›flt›, 8 (%17) CVID’l› kombine immün yetmezlikli (KIY) 4 (%9), HIGM+K‹Y’li 3 (%6), HIGM sendromuyla 2 (%4), WAS’lu 4 (%8,5), AT’li 5 (%9), MHC class II eksikli¤i 3 (%6), 1 olgu IgG1 eksikli¤i, 1 olgu XLPD, 1 olgu LAD +K‹T, 1 olgu CHS+K‹T yap›lm›flt›. ‹nfüzyondan 30dk önce parasetamol ve difenhidraminle premedikasyon yap›ld›. ‹nfüzyon 0,5 ml/kg/saat h›z›nda bafllan›p, 15-30 dk’da 0,5 ml/kg/saat art›r›larak 2 ml/kg/saate ç›k›l›p, 4 saatte tamamland›. 30dk. aral›klarla vital bulgu takibi yap›ld›. Hastalar›n 20’sinde (%10) aktif enfeksiyon vard›, 12 hastada antibiyotik tedavisi al›yordu. Yan etki 200 uygulaman›n 7’sinde (%3,5) görüldü. En s›k yan etki ateflti (n= 4). ‹ki hastada 1 gün sonra halsizlik bildirildi. Bir hastada infüzyonun 10.dakikas›nda nefes darl›¤›, ayn› hastada sonraki uygulamada da infüzyonun ilk 30dk’s›nda titreme, nefes darl›¤›, bulant›, kusma ve atefl oldu. P‹Y hastalar›n› enfeksiyonlardan ve geliflecek komplikasyonlardan korumak için önemli bir tedavi olan IVIG replasman› uygun premedikasyon ve infüzyon h›z›nda verildi¤inde güvenli bir tedavidir. G‹R‹fi: Primer immün yetmezlikler s›k enfeksiyon, otoimmünite ve artm›fl malignite riski ile karakterize hastaliklardir. Otoimmünite primer immün yetmezliklerin nadir görülen bir bulgusudur. Burada klini¤imizde primer immün yetmezlik tan›s› ile takip edilen ve otoimmünitesi saptanan olgular sunulmufltur. YÖNTEM: 2001 y›l›ndan bu yana poliklini¤imize baflvurarak klinik ve laboratuar bulgular› ile primer immün yetmezlik tanisi alan, tan› an›nda veya takipte otoimmünitesi geliflen hastalar degerlendirildi. Toplam 12 olguda otoimmünite mevcuttu. Hastalar›n primer tan›lar› ve tespit edilen ototinmmun hastalaiklar afla¤›da belirtildi. Olgu1: CD3 gama zincir defekti nedeniyle takipli hastan›n tan›da vitiligosu vard›, takipte otoimmün tiroidit geliflti. Olgu2: CD3 zeta zincir defekti nedeniyle takipliyken jüvenil romatoid artrit, sonras›nda otoimmün hemolitik anemi ve otoimmün trombositopeni geliflti. Olgu3: Otoimmün hemolitik anemi(OHA) tan›s›yla takip edilen hastan›n immünolojik de¤erlendirilmesi sonucu kombine immün yetmezlik tan›s› konuldu. Olgu4: Kronik mukokütanoz kandidiazis nedeniyle takipli hastan›n izleminde OHA geliflti. Olgu5: Otozomal resesif hiper IgE sendromu(ORH‹ES) tan›s› alan hastan›n tan› aninda ve takibinde otoimmün trombositpenisi mevcuttu. Olgu6: Klini¤imizde OR-H‹ES nedeniyle izlenen hastanin takibinde OHA ve sonras›nda antifosfolipid antikor sendromu geliflti. Olgu7: Yayg›n de¤iflken immün yetmezlik(YD‹Y) tan›s›yla izlenen hastada otoimmün tiroidit geliflti Ogu8: YD‹Y nedeniyle takipli hastada JRA ve otoimmün tiroidit geliflti Olgu9: Klini¤imizde H‹ES nedeni ile takipli hastan›n öyküsünden daha once otoimmün hemofili tanisi aldigi ö¤renildi. Olgu10: Ataksi telenjiektazi nedeniyle takipli hastan›n izleminde otoimmün lenfoproliferatif sendrom geliflti. Olgu11,12: Çöliak hastal›¤› nedeniyle takipli olan hastalar tetkik edilirken selektif IgA eksikli¤i saptand›. SONUÇ: Primer immün yetmezlikler otoimmünite ile basvurabilir ya da takibinde otoimmünite geliflebilir. Otoimmunite ile basvuran hastalarda sik enfeksiyon hikayesi de varsa immun yetmezlik akilda bulundurulmalidir. P-100 SELEKT‹F IgA EKS‹KL‹⁄‹ OLAN HASTA VE B‹R‹NC‹ DERECE YAKINLARINDA ALERJ‹K HASTALIK VE OTO‹MMÜN‹TE SIKLI⁄I Ayfle Metin, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Celal Özcan, Ayflegül Akan, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi G‹R‹fi: Selektif IgA eksikli¤i en s›k görülen primer immün yetmezliktir. Sekretuar IgA’n›n eksikli¤inde özellikle hava yollar›nda meydana gelen mukozal immün bozukluk hava yolu duyarl›l›¤›nda art›fl ve allerijk hastal›klara yatk›nl›¤a neden olabilir. Ayr›ca selektif IgA eksikli¤inde otoimmün hastal›klara da yatk›nl›kta art›fl oldu¤u rapor edilmifltir. Çal›flmada selektif Ig A eksikli¤i tan›s› ile izlenen hastalar›m›zda ve birinci derece yak›nlar›nda alerjik hastal›k ve otoimmünite s›kl›¤›n›n saptanmas› amaçlanm›flt›r. METOD: Ankara Sa¤l›k Bakanl›¤› Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji EAH’de 1995 ile Temmuz 2011 tarihleri aras›nda takip edilmekte olan hastalarda ve birinci derece yak›nlar›nda doktor tan›l› alerjik hastal›klar›n ve otoimmün hastal›k s›kl›¤› sorguland›. Ayr›ca hastalara s›k karfl›lafl›lan alerjen ile deri prick testleri ve solunum fonksiyon testleri yap›ld›. Hastalarda serum anti-TPO, anti-Tg, antiendomisyum IgG, anti-doku transglutaminaz IgG yak›nlar›ndan ise antiTPO ve anti Tg düzeyleri bak›ld›. BULGULAR: Çal›flmaya yafllar› 4.2 ile 20.4 aras›nda de¤iflen ve %62.2’si erkek toplan 74 hasta dahil edildi. Hastalar›n %41.9’unda ast›m, %29.7’sinde alerjik rinit, %13.5’inde egzema ve %23.0’›nde en az bir alerjene karfl› duyarlanma saptand›. Birinci derece yak›nlar›nda ise doktor tan›l› ast›m, alerjik rinit ve egzema s›kl›¤› s›ras›yla %11.4, %10.0 ve %10.9 idi. Hastalar›n % 4.1’inde anti-TPO ve anti-Tg pozitifli¤i ve befl hastada Çöylak hastal›¤› iki hastada ise tip 1 DM tan›s› mevcuttu. Birinci derece yak›nlarda ise anti-TPO pozitifli¤i %10.1, anti-Tg pozitifli¤i ise %8.0 idi. Hasta yak›nlar›ndaki doktor tan›l› otoimmün hastal›k s›kl›¤› ise %13.0 idi. SONUÇ: IgA eksikli¤i olanlarda alerjik hastal›k ve Çölyak hastal›¤› s›kl›¤› topluma göre yüksek saptanm›fl ancak birinci derece yak›nlar›nda otoimmün ve alerjik hastal›k s›kl›¤› toplum ile benzerlik göstermifltir. P-102 FARKLI KL‹N‹K BULGULAR ‹LE BAfiVURAN KRON‹K GRANÜLOMATÖZ HASTALIKLI OLGULAR Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ayça K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan Havva Hasret Ça¤an, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye Kronik granülomatöz hastal›k (KGH), nikotinamid adenin dinükleotid fosfat (NADPH) oksidaz enzim sistemindeki reaktif oksijen ara ürünlerinin a盤a ç›kmamas› sonucu özellikle katalaz pozitif bakteri ve mantar enfeksiyonlar›na yatk›nl›k meydana getiren primer bir immün yetmezlik hastal›¤›d›r. Mutasyon sonucu olgular›n bir bölümü erken dönemde a¤›r enfeksiyonlar sonucu kaybedilirken, bir bölümü ise hafif klinik bulgularla karfl›m›za ç›kabilmektedir. Farkl› fenotiplerle ortaya ç›kmas› geç tan› konulmas›na ve geri dönüflü olmayan sekellere yol açabilmektedir. Bu sunumda bölümümüzde izledi¤imiz KGH' lar›n de¤iflik a¤›rl›ktaki klinik bulgular›na dikkat çekmeyi amaçlad›k. Takip etti¤imiz 8 olgunun (4 erkek,4 k›z)ortalama yafllar›:11,3 y›l (20 ay-25 yafl)idi. Olgular›n baflvuru flikayetleri s›kl›k s›ras›na göre: Akci¤er enfeksiyonu (n=5), yüzeyel doku enfeksiyonu (n=3), anal abse (n=1), BCGitis (n=1) olarak belirlendi. Dört olguda geçirilmifl tüberküloz, bir olguda ise osteomyelit öyküsü saptand›. Bir olguda izlem s›ras›nda tekrarlayan perikardiyal effüzyon tespit edildi.Olgular›n tümünde hipergammaglobulinemi (n=8), ayr›ca iki olguda IgE yüksekli¤i saptand›. Yedi olguda lenfosit alt grup analizi normal olmas›na ra¤men bir olguda CD4 düflüklü¤ü tespit edildi. Tüm olgularda kesin tan› nitroblue tetrazolium 64 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-102 (devam›) P-104 testi ve daha duyarl› olan oksidatif aktiviteyi gösteren dehidrorodamin testi ile konuldu. Akci¤er enfeksiyonlar›n›n tedavisinde biri BCGitis olmak üzere iki olguya tüberküloz tedavisi verilirken di¤er üç olguya antifungal uyguland›. Bir hastaya medikal tedaviye yan›t al›nmamas› nedeniyle lobektomi uyguland›. Ortalama takip süresi 10.5ay (2y›l-5ay) olan olgular›m›z interferon gamma, trimetoprim-sulfametoksazol ve itrakanazol proflaksisi ile enfeksiyonsuz takip edilmektedir.Takip edilen olgular›n de¤iflik a¤›rl›kta klinik bulgular ile karfl›m›za ç›kabilmesi nedeniyle kronik granülomatöz hastal›¤›n›n ayr›c› tan›da düflünülmesi ve erken tan› konulmas› aç›s›ndan önemi vurgulanmak istenmifltir. UMBL‹KAL KORD IFN-γ SEV‹YELER‹ ‹LE ‹LK BEfi YAfiTA HIfiILTI GEL‹fi‹M‹ ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹ Ufuk Sevgican1, Janet Rothers2, Debra A. Stern2, Carla I. Lohman2, Anne L. Wright3 1 Gülhane Askeri T›p Fakültesi Çocuk Sa¤. ve Hast. AD., Ankara 2 Arizona Üniversitesi Gö¤üs Hastal›klar› Merkezi Tucson/ ABD. 3 Arizona Üniversitesi Çocuk Hastal›klar› Bölümü, Tucson/ ABD. Bu çal›flmada, kord kan›nda ölçülen IFN-gamma seviyeleri ile ilk befl y›lda vizingle karakterize havayolu obstrüksiyonu geliflimi aras›ndaki iliflki araflt›r›ld›. Bulgular, Tucson/ABD deki 1996-2004 y›llar› aras›nda infant immünite çal›flma grubuna kat›lan 484 olgudan elde edildi. Kord kan›nda ölçülen IFN-gamma seviyelerinin, vizingle karakterize havayolu obstrüksiyonu ile iliflkisi sadece ilk iki y›lda gözlendi. Kord kan›nda düflük seviyede IFN-gamma varl›¤› yüksek vizing gelifltirme riskine iflaret etmekteydi. Ayr›ca cinsiyetin sonuçlara etkisi de¤erlendirildi¤inde, bu iliflkinin, erkek cinsiyette daha fazla oldu¤u, k›z cinsiyette anlaml› olmad›¤› görüldü. SONUÇ: 1- Bulgular›m›z, ilk iki y›lda vizingle karakterize havayolu obstrüksiyonu geliflme riskini ortaya koymada, kord kan›nda IFN-gamma düzeylerinin yararl› bir belirteç olarak kullan›labilece¤ini düflündürmektedir. 2- Ayr›ca bu çal›flma, hastal›k ve risk faktörlerinin iliflkilendirildi¤i çal›flmalarda, sonuçlar›n her iki cinsiyet için ayr›ca de¤erlendirilmesinin önemini vurgulam›flt›r. P-103 TÜBERKÜL‹N DER‹ TEST‹ POZ‹T‹F ÇOCUKLARDA ‹NTERFERON GAMA SALINIM TEST‹ SONUÇLARI ‹LE PER‹FER‹K KAN MONONÜKLEER HÜCRE TRANSFORM‹NG GROWTH FAKTÖR B DÜZEYLER‹N‹N ‹L‹fiK‹S‹ Özlem Aktafl Han›meli1, Özge Y›lmaz2, Süheyla Sürücüo¤lu3, Ece Onur4, Seda Vatansever 5 , Cengiz K›rmaz 6 , Aysun Bilgi 4 , Burcu Kara 5 , Hasan Yüksel2 1 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› AD, Manisa 2 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji BD ve Solunum Birimi, Manisa 3 Celal Bayar Üniversitesi, Mikrobiyoloji AD, Manisa 4 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa 5 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD, Manisa 6 Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa P-105 DI GEORGE SENDROMU’NDA ORTALAMA TROMBOS‹T VOLÜMÜ DE⁄ERLER‹ G‹R‹fi: Bu çal›flman›n amac›, tuberculin deri testi (PPD) pozitifli¤i olan çocuklarda IGRA sonuçlar› ve periferik mononükleer hücrelerin nonspesifik antijenik uyar›ya TGF-β yan›t›n›n de¤erlendirilmesi ve bunun IFN-γ, IL-4 ve IL-10 yan›tlar› ile iliflkisinin incelenmesidir. YÖNTEM: Bu olgu kotrol çal›flmas›na PPD (+) olup aktif tüberküloz (TB) bulgusu olmayan çocuklar ve PPD (-) sa¤l›kl› çocuklar al›nd›. Tüm olgulara Quantiferon gold-in-tube (QFT-GIT) testi uygulanarak TST (+) QFT-GIT (-),TST (+) QFT-GIT (+) ve TST (-) QFT-GIT (-) fleklinde grupland›. Sosyodemografik özellikleri, BCG afl› durumlar›, TB temas öyküleri kaydedildi. Periferik mononükleer hücre kültürü yap›larak, fitohemagglutinin ile nonspesifik uyar› sonras›nda süpernatanda TGFβ, IFN-γ, IL-4 ve IL-10 düzeyleri ölçüldü. BULGULAR: Çal›flma grubuna al›nan kontrol (n=14), TST (+)QFTGIT(-) (n=26) ve TST (+)QFT-GIT(+) (n=18) gruplar›n›n yafl ortalamas› s›ras› ile 103 ± 47, 108 ± 46 and 98 ± 53 ayd› (p=0.85). IL-4, IL-10 ve IFN-γ düzeyleri gruplar aras›nda benzer bulundu (s›ras›yla p=0.68, 1.0 ve 0.11). Ancak TGF-β düzeyleri TST (+)QFT-GIT(-) ve TST (+)QFTGIT(+) gruplar›nda s›ras› ile 1884.0 ± 1091.5 ve 1748.7 ± 759.1 iken kontrol grubunda 1054.0 ± 734.3 saptand› (p=0.015). Gruplar›n düzeyleri ikili karfl›laflt›rmas› sonucunda TGF-β düzeylerinin kontrol grubunda di¤er iki gruba gore anlaml› düflük oldu¤u gözlendi (s›ras› ile p=0.007 ve p=0.014). SONUÇ: PPD pozitifli¤i olan çocuklarda TGF-β düzeylerinin kontrol grubundan yüksek olmas› nonspesifik TB uyar›m›n›n mikobakterium ile temas sonras› yan›t patogenezinde önemli oldu¤unu düflündürmektedir. Ancak bu düzeylerin TST (+)QFT-GIT(-) ve TST (+)QFT-GIT(+) gruplarda benzerli¤i latent TB enfeksiyonu ve yanl›fl PPD pozitifli¤inin ayr›m›nda yeri olmayaca¤›n› düflündürmektedir. Bahar Göktürk1, ‹smail Reisli1, Mine K›raç1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2, Selman Y›ld›r›m3 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji BD 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji BD 3 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, T›bbi Genetik AB G‹R‹fi: Di George Sendromu, faringeal ark geliflim anormalliklerinin oldu¤u, en s›k görülen mikrodelesyon sendromudur. Çal›flmam›zda, olgular›m›z›n farkl› klinik ve immünolojik özelliklerinin tart›fl›lmas› ve tan›da yard›mc› olabilecek parametrelerin belirlenmesi amaçlanm›flt›r. YÖNTEM-GEREÇLER: FISH yöntemi ile 22q11.2 veya 10p13 delesyonu tespit edilen 13 hasta klinik ve immünolojik özellikler aç›s›ndan de¤erlendirildi. BULGULAR: Onüç olguda (7 k›z, 6 erkek) tan› yafllar› bir ay ve 35 yafl aras›nda iken, tüm hastalarda fasiyal dismorfizm ve mental-motor retardasyon mevcuttu. S›k/uzun süren enfeksiyon (11/13), velofarengeal yetmezlik (9/13), konjenital kalp hastal›¤› (8/13), hipoparatiroidizm (7/13), tiroid volüm düflüklü¤ü (solda belirgin) (7/8), hipotiroidizm (2/13), konvulsiyon (4/13), ekstremite/parmak anomalisi (5/13), ürogenital anomali (5/13), splenomegali (1/13), beyin görüntülemesinde intrakranial kalsifikasyon, serebral ve hipokampal atrofi, kavum septum pellusidum varyasyonu, frontal iskemik gliozis, gözlerde ise vasküler yap›larda k›vr›mlanma art›fl› en çarp›c› bulgulardand›. Bir yafl öncesi eksitus olan iki hastam›zda lenfopeni, konotrunkal kalp anomalisi ve hipoparatiroidizm birlikteydi. Yedi hastada immunoglobulinlerde düflüklük saptanmad›. CD3+T, CD4+T, CD8+T ve CD19+B lenfosit düflüklü¤ü s›ras›yla 8,7,5,5 hastada görüldü. Di¤er iki hastan›n babas› olan 35 yafl›ndaki hastan›n periferik lenfosit alt grup analizi tamamen normaldi. 22q11.2 delesyonu olan 12 hastan›n MPV ortalamas› 10.2 fl, trombosit ortalamas› 214000/mm3, baflvuru an›ndaki MPV/PLTx10 5 oran› 5.41, CD42B/41A ortalamas› 4.2 idi. Yafl uyumlu kontrol grubu ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda (s›ras›yla 7.05 fl, 263000/mm3, 2, 5.3) aradaki fark anlaml› idi (p<0.01). SONUÇ: Bu hastalar›n hafif kraniyofasiyal yüz bulgular› ve geliflimsel bozukluklar ile de tan› alabilece¤i unutulmamal›d›r. fiüphelenilen olgularda, MPV/PLT oran› yüksekli¤inin göz önünde bulundurulmas›n›n, hastay› tan›ya yaklaflt›raca¤›n› düflünmekteyiz. Bu durum, delesyon bölgesini glikoprotein 1b beta geninin de paylaflmas› nedeniyle aç›klanabilir. 65 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-106 P-108 K‹ST‹K F‹BROZ‹SL‹ HASTALARDA AKC‹⁄ER ENFEKS‹YONU VARLI⁄INDA IMMUNGLOBUL‹NLER‹N YANI SIRA T VE B LENFOS‹TLERDEK‹ DE⁄‹fi‹KL‹K ‹NTRAVENÖZ ‹MMÜNGLOBUL‹N TEDAV‹S‹ ALAN HASTALARIN HASTALIKLARI VE ‹NTRAVENÖZ ‹MMÜNGLOBUL‹N KONUSUNDAK‹ FARKINDALIK DÜZEY‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Akk›z fiahin, Nihal Aktafl, Tevfik Balc›, Sevgi Pekcan Meram T›p Fakültesi Hacer Cüzdanc›, Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Sema Kurt, ‹lhan Tezcan, Özden Sanal Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara Kistik Fibrozisli Hastalarda Akci¤er Enfeksiyonu Varl›¤›nda Immunglobulinlerin Yan› S›ra T Ve B Lenfositlerdeki De¤ifliklik Kistik fibrozis(KF) hastal›¤›, KF transmebran kondüktans regülatör proteinin(KFTR) kodlanmas› sonucunda ortaya ç›kan pek çok mutasyon sonucunda oratay ç›kar. KF akci¤er hastal›¤›n›n ana etkenleri rekürren enfeksiyon ve nötrofil-mediated enflamasyonudur. Yap›lan çal›flmalarda çal›flmalarda görülmüfl ki pseudomanas aerigunaya ba¤l› geliflen akci¤er enfeksiyonlar›nda genellikle T helper hücrelerinde düflüklük, sitotoksik T hücrelerinde art›fl, total ›mmunglobulin g ve alt gruplar›nda art›fl görülmüfltür. Bizde balgam kültüründe pseudomanas aeriginosa veya staf.aerius üremesi olan 9 KF’li hastada ›munglobulinlerin yan› s›ra efl zamanl› olarak gönderilen tam kan ve periferik lenfosit alt gurplar›n› de¤erlendirdik. Hastalar›n 4’ünde B hücrelerini gösteren CD19-CD20’nin ve T hücrelerini gösteren CD3-CD4’ün düflük oldu¤u,1 tanesinde sadece CD19-CD20’nin düflük,1 tanesinde ise sadece CD3-CD4’ün düflük oldu¤u görülmüfltür. Di¤er 3 hastan›n periferik lenfosit alt gruplar› ve ›mmunglobulinleri normal olarak de¤erlendirilmifltirB ve T hücrelerinin birlikte düflük oldu¤u hastalarda efl zamanl› gönderilen absolü lenfosit say›s›n›n da düflük oldu¤u fakat immunglobulin G ve alt gruplar›n›n yüksek oldu¤u dikkati çekmifltir. Sonuç olarak yap›lan bu çal›flmada da görülmektedir ki KF’li hastalarda pseudomanas aerigunosa ve staf.aeriusun efllik etti¤i akci¤er enfeksiyonunda immuniteyi de¤erlendirirken sadece immunglobulinlere göre de¤erlendirme yap›lmamal›, efl zamanl› gönderilen periferik lenfosit alt gruplar›nada bak›larak B ve T hücreleri de de¤erlendirilmelidir. P-107 G‹R‹fi: Hipogamaglobulinin efllik etti¤i immün yetmezlik hastalar›nda tedavide kullan›lan intravenöz immünglobulinler (IVIG) çok say›da donörden haz›rlanan donör antikorlar›n› içeren preparatlard›r. Genellikle 3-4 hafta aral›klarla 400500 mg/kg verilir ve enfeksiyon s›kl›¤›n›n/fliddetinin azalmas›n› sa¤lar. Çal›flmam›zda, aral›kl› IVIG tedavisi alan 21 hastan›n hastal›klar› ve IVIG konusundaki fark›ndal›k düzeylerinin de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r. BULGULAR: Ortalama 8,95 y›ld›r (1-20y›l) IVIG tedavi alan hastalar›n yafllar› 2-62 yafl aras›nda, kad›n/erkek oran› 6/15’ydi. Anket sorular›, adolesan ve daha büyük hastalar›n kendilerine, daha küçük hastalar›n ebeveynlerine yüz yüze soruldu. Hastalar›n ve ebeveynlerinin %38’inin üniversite, %52,4’ünün lise, %9,5’inin ilkokul mezunu oldu¤u saptand›. %33,3’ü hastal›¤›n›n spesifik ad›n› bilmiyordu. %71,4’ü hastal›¤›n›n seyri s›ras›nda oluflabilecek sorunlar›, %85,7’si enfeksiyonlar›n daha seyrek/hafif de olsa devam edebilece¤ini, enfeksiyonlar›n›n devam›nda koruyucu antibiyotik kullanabileceklerinin fark›ndayd›. Hastalar›n %52,4’ü otoimmün ve tümöral hastal›klar›n s›kl›¤›n›n normal bireylere göre artm›fl oldu¤unu bilmiyordu. %28,6’s› hastal›klar›n›n di¤er aile bireylerinde de olabilece¤inin fark›nda de¤ildi. %47,6’s› IVIG’in sa¤l›kl› insanlardan al›nan kanlardan haz›rland›¤›n› ve antikor içerdi¤ini biliyordu. Hepsi IVIG tedavisi almad›¤›nda hastaneye s›k müracaat ve yat›fl› gerektiren enfeksiyonlarla karfl›laflabilece¤ini biliyordu. IVIG maliyetini bilen hasta oran› %47, yanl›fl bilen %33,3, bilmeyen %19’du.Hastalarda IVIG al›rken en s›k karfl›lafl›lan yan etkiler atefl (%90,4), bulant›-kusma (%52,3), el ayaklarda morarma (%47,6), bafla¤r›s› (%33,3), döküntü (%28,6), bel a¤r›s› (%14,2), kar›n a¤r›s›yd› (%9,5); gö¤üs a¤r›s›, ciddi alerjik reaksiyon, p›ht›laflma ile ilgili problem saptanmad›. SONUÇ: Çal›flmam›zda hastalar›n düzenli aral›klarla IVIG tedavisi al›p kontrole gelmelerine ra¤men hastal›klar› ve IVIG konusundaki baz› bilgilerinin yeterli düzeyde olmad›¤› saptanm›fl olup primer immün yetmezlik hastal›klar› ve IVIG uygulamas› konusunda hasta ve ailesine daha fazla e¤itici etkinlik yap›lmas› gerekti¤i sonucuna var›lm›flt›r. YAYGIN DE⁄‹fiKEN ‹MMÜN YETMEZL‹K TANILI OLGULARIMIZIN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ P-109 BRONfi‹EKTAZ‹L‹ HASTALARIN ‹MMÜN YETMEZL‹KLER AÇISINDAN ‹NCELENMES‹ Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2, ‹smail Reisli1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD, Konya Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Melis Pehlivantürk2, Güzin Cinel3, Ebru Yalç›n3, Deniz Do¤ru Ersöz3, U¤ur Özçelik3, Nural Kiper3, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1 1 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara Yayg›n de¤iflken immünyetmezlik(YD‹Y) tekrarlayan enfeksiyonlar (özellikle solunum yolu), inflamatuar, granülamatoz ve otoimmün komplikasyonlarla seyreden heterojen bir primer antikor defektidir. Burada klini¤imizde 10y›l içinde takip edilen YD‹Y hastalar›n›n bulgular› sunuldu. METOD: 2001’den bu yana poliklini¤imize baflvuran ES‹D-PAGID kriterlerine göre YD‹Y tan›s› alan hastalar de¤erlendirildi. SONUÇLAR: Toplam 22 hasta, 11 erkek, 11 k›zd›, yafllar› 7-83 aras›nda, ortalama takip süreleri 5,5±2,8 y›ld›. Öyküde en belirgin bulgular tekrarlayan sinüzit(n:8), tekrarlayan alt solunum yolu enfeksiyonu (n=19)idi. Muayenede büyüme gerili¤i(n=2) ve malnutrisyon(n=5) tonsil dokusu hipoplazisi(n=12), kulak zar›nda kronik de¤ifliklikler(n=10), akci¤erde kronik dinleme bulgular›(n=14) çomak parmak(n=12), organomegali(n=10) önemli bulgulard›. Laboratuarda lenfopeni(n=11), IgG(n=17), selektif IgA eksikli¤i(n=7), IgA düflüklü¤ü(n=7), IgM düflüklü¤ü(n=13) dikkati çekerken, IgE yüksekli¤i saptanmad›. Bak›lan 12 hastan›n 9’unda AntiHBS, 20 hastan›n 19’unda izohemaglütinin titresi negatifti; 14 hastaya ppd yap›ld›, 7 hastada anerjik, 6 hastada negatif, 1 hastada pozitif bulundu. Periferik kan lenfositlerinde CD3 düflüklü¤ü(n=2), CD4 düflüklü¤ü (n=3), CD19 düflüklü¤ü (2hastada %0, 7hastada <%1, 2 hastada yafla göre düflük) mevcutken, hiçbir hastada CD16/56 düflüklü¤ü saptanmad›. ‹ki hastaya CD19 eksikli¤i tan›s› konuldu. Fitohemaglütine lenfoblastik transformasyon cevab› 16hastada bak›ld›, 4 hastada düflük bulundu. ‹ki vaka d›fl›nda tüm hastalara IVIG profilaksisi verildi.13 hasta inhaler tedavi al›rken, 12 hastada toraks tomografisinde bronfliektazi, 1 hastada kronik de¤ifliklikler saptand›. Bir hastada otoimmün tiroidit, bir hastada JRA+ otoimmün tiroidit geliflti. Üç hastaya bronfliektazi nedeni ile lobektomi yap›ld›. Bir hasta hemofagositik lenfohistiyositoz, 1 hasta kronik akci¤er hastal›¤›, sepsis nedeni ile exitus oldu. SONUÇ: YD‹Y vakalar› genelde artm›fl sinopulmoner enfeksiyonlar ile baflvurur. Altta yatan farkl› etyolojik nedenler oldu¤u için hastalar›n bulgular› ve prognozu de¤iflkendir. G‹R‹fi: Bronfliektazi, hava yollar›n›n geri dönüflümsüz olarak genifllemesi ve yap›lar›n›n bozulmas›yla giden, prodüktif öksürük, tekrarlayan akci¤er enfeksiyonlar› ve obstrüksif akci¤er hastal›¤› ile karakterize kronik bir hastal›kt›r. Bronfliektazinin önemli nedenleri aras›nda immün yetersizlikler yer almaktad›r. Bu çal›flmada bronfliektazi tan›s› alm›fl çocuklarda bilinen immün yetmezliklerin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. Daha önce bronfliektazi tan›s› ile refere edilen ve altta yatan defekt yönünden araflt›r›lmakta olup Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi Pediatrik ‹mmünoloji poliklini¤ine Ocak-Eylül 2011 aylar› aras›nda baflvuran 24 hasta çal›flmaya dahil edilmifltir. Hikayelerinden, ilk akci¤er enfeksiyonunun hepsinde ilk yafl içinde (1 ila 11 ay) geçirilmifl oldu¤u ö¤renildi. Anne-baba aras›nda akrabal›k oran› %45,8’di. Hastalarda k›z/erkek oran› 16/11’di. Tan› an›ndaki yafl ortalamalar› 9,87 (6-14) bulundu. BULGULAR: Hastalar›n 14’ünde (%58,3) etiyolojik neden saptanm›flt›r. De¤erlendirme sonucunda toplam 7 hastada (%29,2) immün yetmezlik saptanm›flt›r. ‹ki hastada (%8,3) s›k görülen de¤iflken immün yetmezlik (CVID), 2 hastada (%8,3) selektif/parsiyel IgA eksikli¤i, 1 hastada (%4,2) polisakkarit antikor yan›ts›zl›¤›, 1 hastada (%4,2) CD4 düflüklü¤ü, 1 hastada (%4,2) kompleman eksikli¤i efllik etmekteydi. ‹mmün yetmezli¤in efllik etti¤i bronfliektazili hastalar›n 4’ünde bronfl hiperreaktivitesi ile birliktelik saptand›. Ayr›ca toplam 10 hastada (%41,6) bronfl hiperreaktivitesi, 3 hastada (%12,5) gastroösefagial reflü, 1 hastada (%4,2) Kartagener Sendromu, 1 hastada (%4,2) konjenital kalp hastal›¤› vard›. SONUÇ: Bronfliektazi tan›s› alm›fl hastalarda immün yetmezlik oran›n›n oldukça yüksek (%29,2) oldu¤u bulunmufltur. ‹mmün yetmezlikler aras›nda hipogamaglobulinemi ile seyreden hümoral immün yetmezliklerin daha yüksek oranda bulundu¤u görülmektedir. Bu nedenle özellikle ilk yaflta akci¤er enfeksiyonu tan›s› alan veya tekrarlayan akci¤er enfeksiyonu olan hastalar›n immünolojik yönden de¤erlendirilmesi önem tafl›maktad›r. 66 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 TEMEL ‹MMÜNOLOJ‹ P-110 P-111 ÇOCUKLUK ÇA⁄I A‹LEV‹ AKDEN‹Z ATEfi‹ OLGULARINDA DEMOGRAF‹K KL‹N‹K VE GENET‹K ÖZELL‹KLER‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ T‹M‹K STROMAL LENFOPOET‹N (TSLP) PROTE‹N‹NE AIT GENOT‹P FARKLILIKLARIN ASTIM VE ALLERJ‹K R‹N‹T ‹LE ‹L‹fiK‹S‹ Mehtap K›nc›r 1 , Ali Kaya 2 , Ahmet Sami Güven 2 , Fatma Duksal 1 , Füsun Dilara ‹ça¤as›o¤lu3, Ömer Cevit1 1 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas 3 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Nöroloji BD, Sivas Esra Birben1, Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Ça¤atay Karaaslan2, Betül Büyüktiryaki1, Erdal Coflgun3, Erdem Karabulut3, Ayfer Tuncer1, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Biyoloji AD, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik AD 06100 S›hhiye, Ankara G‹R‹fi: Ailevi Akdeniz Atefli (AAA) tekrarlayan atefl, peritonit, plörit, artrit, döküntü ile seyreden, otoinflamatuar hastal›kt›r. AAA Akdeniz toplumunda s›k görülmektedir. En önemli komplikasyonu amiloidozdur, tedavisi kolflisindir. Amac›m›z AAA hastalar›nda mutasyonlar›n, semptomlar›n s›kl›¤›n›, mutasyonlarla iliflkisini, kolflisin bafllananlarda yan›t› de¤erlendirmektir. MATERYAL-METOD: Çal›flmaya, 2007-2011 y›l› aras›nda Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi'nde görülen 700 AAA’l› çocuk al›nd›.Veriler SPSS for windows 10. 0 program›yla de¤erlendirildi. BULGULAR: Hastalar›m›zdan 412’si k›z (%58, 9), 288’i erkek (%41, 1), ortalama yafl 110,4 +/- 3,3 ay, ortalama bafllang›ç yafl›, 42,4 +/- 2,6 ayd›r. Hastalar›n 236’s›nda mutasyon saptanmazken, en s›k heterozigot M694V, sonra heterozigot E148Q genotipi saptand›. K›rk hastada birden fazla mutasyon (en s›k heterozigot M694V-heterozigot E148Q birlikteli¤i) saptand›. En s›k kar›n a¤r›s› %92,7, eklem a¤r›s› %23,3 oran›nda görüldü. Artrit, gö¤üs a¤r›s› ve eritem M694V mutasyonunda daha s›kt›. Hastalar›m›z›n %22,5’inde oral aftlar, %19’unda skrotal ödem, %19’unda apendektomi, %2,4’ünde hepatomegali, %1,6’s›nda splenomegali %4,8’inde HSP, %2,7’sinde tekrarlayan HSP ve tekrarlayan HSP’lerin 4’ünde amiloidoz geliflti¤ini gördük. Amiloidoz oran› %1,49 olup, amiloidoz ve a¤›rl›k skoru a¤›r olanlar homozigot M694V’de daha fazlayd›. Kolflisine %52,2 hastada iyi yan›t al›nd›. TARTIfiMA: Çal›flmam›zda di¤er çal›flmalara benzer flekilde en s›k görülen semptomlar atefl, tekrarlayan kar›n a¤r›s› ataklar›yd›. Artrit, gö¤üs a¤r›s› ve erizipel benzeri eritem oranlar› farkl› çal›flmalara benzer flekilde M694V mutasyonunda daha s›kt›. Gö¤üs a¤r›s› ve eritem hastalarda tek baflvuru flekli de¤ildi. AAA ülkemizde s›k görülen bir hastal›k olup, hastal›¤›n erken teflhisi ve tedavisi atak s›kl›¤›n› azaltmak, amiloidoz geliflimini önlemek, yaflam kalitesini artt›rmak aç›s›ndan önemlidir. SONUÇ: AAA tekrarlay›c› kar›n a¤r›s›, eklem a¤r›s› ve atefli olanlarda ak›lda tutulmas› gereken bir hastal›kt›r. G‹R‹fi: Timik stromal lenfopoietin (TSLP) immün yan›t› Th2 tipe yönlendiren önemli bir mediatördür. Ast›m ve allerjik rinitte TSLP gen polimorfizmleri konusunda çal›flma say›s› s›n›rl›d›r. YÖNTEM: Daha önceki çal›flmam›zda belirlenen TSLP geni promoter bölgesinde rs3806933 ve rs2289276 ile ekzon 4’de rs10073816 ve rs11466749 polimorfizmleri 157 sa¤l›kl› ve 506 ast›ml› çocukta tarand›. Ast›ml› çocuklarda allerjik rinit tan›s› ARIA kriterlerine göre kondu. BULGULAR: “Multidimensional reduction analysis” yöntemi ile ast›m geliflimi için en yüksek Test Set Accuracy (0.720) ve Cross Validation (9/10)’da en anlaml› etkileflim atopi ve TSLP rs11466749AA genotipi birlikteli¤inde belirlendi. Ast›ml›lar›n (A+) %53’de allerjik rinit (AR+) efllik ediyordu. TSLP rs11466749 GG genotipi A+ AR+ olgularda (0.029) A+ AR-’e göre (0.000) anlaml› olarak daha yüksek s›kl›ktayd› (p=0.001) ve bu farkl›l›k A+ AR+ k›zlarda varken (p=0.014) erkeklerde belirlenemedi. Ast›mda TSLP genotipleri ile FEV1% aras›nda anlaml› bir iliflki bulunamazken A+ AR- çocuklarda anlaml› sonuçlar bulundu. A+ ARolgularda TSLP rs2289276 CT+TT genotipinde FEV1% [92 (79-100)], CC’ye k›yasla [83 (74-90)] daha yüksekti (p=0.003) ve FEV1%’de belirlenen bu fark A+ AR- k›zlarda daha da belirgindi [CT+TT genotipi FEV1%:89 (79-104), CC genotipi FEV1%:71 (62-82)] (p=0.002). Ast›ml› k›zlarda eozinofil say›s› rs2289276 CC genotipinde [390/mm3 (200-607)] CT+TT’ye göre [241/mm3 (130-432)] daha yüksek bulundu (p=0.003). A+ AR+ k›zlarda rs2289276 CC genotipinde eozinofil say›s› [440/mm3 (352-594)] CT+TT’ye göre [305/mm3 (172-663)] daha yüksek olmakla birlikte anlaml› fark gösterilemedi. Bu farkl›l›k erkek çocuklarda görülmedi. SONUÇ: Araflt›rmam›z›n sonuçlar› TSLP proteinine ait genetik farkl›l›klar›n ast›m ve allerjik rinit fenotipleri ile iliflkili oldu¤unu göstermekte ve bu etkinin k›z çocuklarda daha etkin oldu¤u dikkat çekmektedir. P-112 Tablo 1. Hastalarda semptom s›kl›¤› fiikâyet Pozitif n (%) Negatif n (%) Atefl 700 (100) 0(0) Kar›n a¤r›s› 649 (92,7) 51 (7,3) Eklem a¤r›s› (artrit) 163 (23,3) 537 (76,7) Gö¤üs a¤r›s› 74 (10,6) 626 (89,4) Erizipel benzeri eritem 52 (7,4) 648 (92,6) Nörolojik bulgu 51 (7,3) 649 (92,7) BES‹N ALLERJ‹S‹ VE TOLERANS GEL‹fi‹M‹NDE TR‹PTOFANK‹NÜREN‹N YOLA⁄ININ ROLÜ Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Gözde Girgin2, S. Tolga Yavuz1, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1, Esra Birben1, Terken Baydar2, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi Farmasötik Toksikoloji AD, 06100, Ankara Ana semptomlar G‹R‹fi: Besin allerjilerinin bir k›sm› hayat boyu devam ederken bir k›sm› da tolerans gelifltirerek kaybolmaktad›r. Triptofan/kinürenin yola¤› T regülatuvar hücreleri uyararak immün tolerans gelifliminde etkilidir. Besin allerjilerinde tolerans geliflmesi ile triptofan-kinürenin yola¤›n›n aktivasyonu hakk›nda bilgiler s›n›rl›d›r. YÖNTEM: Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m ünitesinde takip edilen besin allerjili (n=100) ve sa¤l›kl› (n=112) çocuklarda serum triptofan, kinürenin düzeyleri ve kinürenin/triptofan oranlar› karfl›laflt›r›ld›. IgE arac›l› besin allerjisi tan›s› spe IgE ve/veya deri prik tesleri ve oral besin provokasyon testleri ile kondu. Besin allerjili çocuklarda tolerans geliflimi besin provokasyon testleri ile belirlendi. BULGULAR: Sa¤l›kl› çocuklarda triptofan düzeyleri 53.2 uM (45.563.2), besin allerjisi grubuna 65.0 uM (54.2-73.1) göre anlaml› olarak düflük bulunmufltur (p<0.001). Triptofan yola¤› ve IDO enzim aktivitesini gösteren Kinürenin/Triptofan aktivitesi sa¤l›kl›larda [48.7 umol/mmol (40.6-59.9)] besin allerjili çocuklara k›yasla daha yüksekti [43.0 (35.655.8)] (p=0.007). Triptofan yola¤› analizleri besin allerjisi grubunda Tablo 2. Semptomlar›n birlikteli¤i fiikâyet n (%) Ki-kare P Kar›n a¤r›s› + eklem a¤›r›s› 138 (19,7) 20,392 0,00 Kar›n a¤r›s› + gö¤üs a¤r›s› 68 (9,7) 0,083 0,773 Kar›n a¤›r›s› + döküntü 48 (6,9) 0,014 0,907 Eklem a¤r›s› + gö¤üs a¤r›s› 36 (5,1) 29,798 0,00 Eklem a¤r›s›+döküntü 29 (4,1) 33,181 0,00 Gö¤üs a¤r›s› + döküntü 17 (2,4) 29,075 0,00 Kar›n a¤r›s›+eklem a¤r›s› +gö¤üs a¤r›s› 119 (17) 19,512 0,02 Kar›n a¤r›s›+eklem a¤r›s›+gö¤üs a¤›r›s›+döküntü 109 (15) 19,483 0,02 Çal›flmam›zda semptomlar›n birbirleriyle olan iliflkisi gösterilmifltir. 67 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-112 (devam›) P-113 (devam›) tolerans gelifltirenler (tolerans), halen besin allerjisi devam edenler (besin allerjisi +) ve çoklu besin allerjilerinin baz›s› geçip baz›s› devam edenlerde (besin allerjisi +/-) de¤erlendirildi. “Besin allerjisi +” grubunda en düflük Kinürenin/Triptofan oran› [38.0 (34.5-52.3)] varken, “besin allerjisi +/-” grubunda [43.2 (36.4-57.9)] ve “tolerans” grubunda en yüksek Kinürenin/Triptofan aktivitesi [44.8 (38.2-56.2)] belirlendi. En yüksek Kinürenin/Triptofan aktivitesi sa¤l›kl›larda gösterildi [48.7 (40.659.9)] (p=0.008). SONUÇ: Araflt›rmam›z›n sonuçlar› Kinürenin/Triptofan aktivitesinin sa¤l›kl›larda ve besin allerjili çocuklara göre daha yüksek oldu¤unu göstermektedir. Besin allerjili çocuklarda Kinürenin/Triptofan düzeyleri en yüksek aktiviteye tolerans gelifltirenlerde ulafl›rken en düflük aktivite halen besin allerjisi devam edenlerde belirlendi. Sonuçlar›m›z besin allerjilerinde tolerans geliflimi ile kinürenin/triptofan yola¤› aktivitesinin iliflkili oldu¤unu göstermektedir. Tablo 1. Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan moleküllere ait In vitro IgE yan›t› ile iliflkili bulunan polimorfizmler P-113 ENDOTOKS‹N S‹NYAL YOLA⁄INDA YER ALAN MOLEKÜLLERE A‹T GENOT‹PLER‹N ‹N V‹TRO IgE SENTEZ‹ ÜZER‹NE ETK‹S‹ Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayflegül Yaman2, Ayfer Tuncer1, Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Mübeccel Akdifl4, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara 3 Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara 4 ‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre G‹R‹fi: Endotoksin yan›t›n›n IgE sentezi üzerine olan etkisi ve bu yan›tta CD14 molekülüne ait genetik varyantlar›n etkisi oldu¤u bilinmektedir. Ancak endotoksin yan›t›nda yer alan di¤er moleküllerin etkisi konusunda yeterli bilgi yoktur. AMAÇ: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan tüm moleküllere ait genetik de¤iflkenliklerin lipopolisakkarit (LPS) ile uyar›lanIgE sentezi üzerine etkilerinin araflt›r›lmas› YÖNTEM: Endotoksin yola¤›nda yer alan moleküller belirlendi. Bu moleküllere ait, beyaz ›rkta minör allel frekans› %10’un üzerinde bulunan (Aral›k 2010 tarihine kadar) tüm tek nükleotid polimorfizmleri (SNP) PUBMED ve SNP veritaban› taranarak saptand›. Toplam 31 farkl› moleküle ait 123 SNP belirlendi. Bu SNP’ler, CD14 CC ve TT genotipinde in vitro IgE yan›t› bilinen toplam 45 hastada tarand›. SNP’lerin in vitro IgE sentezi üzerine etkisi, bireylerden elde edilen periferik kan mononükleer hücre (PKMH) kültürlerinde uyar›lmam›fl, 2 ng/ml ve 200 ng/ml LPS ile uyar›lm›fl kültür süpernatanlar›nda ölçülen IgE konsantrasyonlar› karfl›laflt›r›larak elde edildi. BULGULAR: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan 9 moleküle ait 22 SNP’in IgE yan›t›n› etkiledi¤i görüldü (Tablo). SONUÇ: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan birçok moleküle ait genetik de¤iflkenlikler in vitro LPS uyar›s› ile ortaya ç›kan IgE yan›t›nda önemlidir. Bu moleküllerin ast›m ve ast›m fenotipleri ile iliflkisi araflt›r›lmal›d›r. Gen SNP numaras› Ige ng/ml LPS yok* Ige ng/ml LPS 200* p TRAF-6 rs1046864 C/T 0.9 (0.5-2.0) 1.6 (0.7-4.2) 0.025 TRAF-6 rs5030411 C/T 0.9 (0.5-1.8) 1.9 (0.7-5.3) 0.041 IRF-3 rs2304204 A/G 0.8 (0.5-1.8) 1.9 (0.5-3.7) 0.035 IRF-3 rs2304205 G/T 0.2 (0.1-0.9) 0.8 (0.4-8.2) 0.029 IRF-3 rs7251 C/G 0.8 (0.6-2.3) 2.8 (0.7-5.3) 0.001 TIRAP rs10893493 A/G 0.8 (0.2-1.2) 2.4 (0.7-5.6) <0.001 TLR-4 rs10116253 C/T 0.8 (0.2-1.9) 2.1 (0.7-5.6) 0.042 TLR-4 rs11536891 C/T 0.8 (0.2-1.7) 1.6 (0.7-3.9) 0.005 TLR-4 rs7873784 C/G 0.8 (0.2-1.7) 1.6 (0.7-3.9) 0.005 ST-2 rs12712141 C/T 1.0 (0.0-1.7) 2.6 (0.0-3.9) 0.041 ST-2 rs1362349 C/G 1.0 (0.0-1.7) 2.6 (0.0-3.9) 0.041 ST-2 rs1362350 C/G 1.0 (0.0-1.7) 2.6 (0.0-3.9) 0.041 ST-2 rs17639215 A/G 0.8 (0.1-2.0) 1.5 (0.5-5.3) 0.032 SOCS-1 rs193778 C/T 0.8 (0.4-2.4) 1.4 (0.5-3.6) 0.033 SOCS-1 rs193779 A/G 0.8 (0.4-2.5) 1.4 (0.4-3.7) 0.045 IKK-1 (IKK-α) rs2230804 A/GA+GG 0.7 (0.1-1.2) 1.5 (0.7-3.9) 0.001 (G dom) CD14 rs2569190 C/T 0.7 (0.1-1.7) 2.6 (0.7-5.2) <0.001 CD14 rs2563298 A/C 0.8 (0.5-1.9) 2.4 (0.7-3.9) 0.005 CD14 rs2569191 C/T 0.7 (0.1-1.9) 2.5 (0.7-4.2) 0.001 CD14 rs2569192 C/G 0.8 (0.5-1.8) 2.4 (0.7-3.9) 0.002 CD14 rs2915863 A/G 0.8 (0.1-1.9) 2.5 (0.7-3.9) <0.001 TRIF rs4807000 A/G 0.8 (0.1-3.1) 2.0 (0.6-8.6) 0.028 *Ortanca çeyrekler aras› P-114 ASTIM VE ENDOTOKS‹N S‹NYAL YOLA⁄INDAK‹ GENET‹K VARYANTLAR Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2, Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara 3 Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara 4 ‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre G‹R‹fi: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan 9 moleküle ait (CD14, TLR4, TRIF, TIRAP, TRAF6, IRF3, ST2, SOCS1, IKK-?) 22 tek nükleotid polimorfizminin (SNP) lipopolisakkarit (endotoksin ) uyar›s› sonucunda, in-vitro IgE sentezi ile iliflkili oldu¤unu gösterdik. Bu SNP’lerin ast›m üzerine etkisi bilinmemektedir. AMAÇ: Hücre kültür deneylerinde in-vitro IgE sentezi üzerine etkisi oldu¤u gösterilen SNP’lerin ast›m üzerine etkisinin araflt›r›lmas›. YÖNTEM: Ast›ml› ve sa¤l›kl› çocuklar in-vitro IgE sentezi ile iliflkili oldu¤unu gösterdi¤imiz 9 moleküle ait 22 SNP aç›s›ndan genotiplendi. BULGULAR: Çal›flmaya 613 ast›ml› [yafl: 10,6 y›l (8,1-13,5) ] ve 191 sa¤l›kl› çocuk [yafl: 10,7 y›l (8,1-13,1) ] al›nd›. IRF3-rs7251 GG genotipi (C dominant model); CD14-rs2569190 TT genotipi (C dominant model) ve TRIF-rs4807000 GA+GG genotipi (G dominant model) ast›ml› çocuklarda daha s›k bulundu. SONUÇ: Bu çal›flma endotoksin sinyal yola¤›ndaki IRF3-rs7251, CD14rs2569190 ve TRIF-rs4807000 pollimorfizmlerinin ast›mla ilgili olabilece¤ini göstermektedir. 68 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 D‹⁄ER OLGULAR P-114 (devam›) P-116 Tablo 1. Ast›mla ilgili bulunan moleküller ve genetik varyantlar ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEM‹NDE GÖRÜLEN FARKLI V‹Z‹NG T‹PLER‹N‹N DAHA SONRAK‹ YILLARDA ALLERJ‹K NEZLE GEL‹fiMES‹ ÜZER‹NE ETK‹S‹ Gen Polimorfizm genotip Sa¤l›kl› Kontrol n (%) Ast›m n (%) p IRF-3 rs7251 CC+GC GG . 134 (0.736) 48 (0.264) . 394 (0.647) 215 (0.353) 0.025 TRIF rs4807000 GA+GG AA . 128 (0.762) 40 (0.238) . 478 (0.855) 81 (0.145) 0.004 rs2569190 CC+CT TT . 139 (0.848) 25 (0.152) . 448 (0.734) 162 (0.266) 0.003 CD14 Özgür Atalay, Berrin Emre Karaman, Kevser Beflbenli, Ahmet ‹ncio¤lu, Feyzullah Çetinkaya Maltepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. ABD, ‹stanbul AMAÇ VE GEREKÇE: Vizing, erken çocukluk döneminde s›k rastlanan önemli bir sa¤l›k sorunudur. Vizingin uzun süreli etkileri konusunda yap›lan çal›flmalar daha çok ast›m üzerinde yo¤unlaflm›fl olup, süt çocuklar›nda görülen vizingin daha sonraki y›llarda allerjik nezle geliflmesi üzerine bir etkisinin olup olmad›¤› bilinmemektedir. Bu çal›flmada yaflamlar›n›n ilk üç y›l›nda vizingi olan çocuklar 5-7 yafllar›na geldiklerinde allerjik nezle yönünden araflt›r›lm›fllard›r. HASTALAR VE YÖNTEMLER: Çal›flmaya, erken-geçici vizingi(EGV) veya persistan vizingi (PV) olan 50 çocuk al›nm›flt›r. EGV, “yaflam›n ilk üç y›l›nda vizing olmas›, ancak befl yafl›nda iken son 12 ayda vizing olmamas›” fleklinde tan›mlanm›flt›r. PV ise “yaflam›n ilk üç y›l›nda vizing olmas›n›n yan›nda befl yafl›nda iken de son 12 ayda vizing olmas›” fleklinde tan›mlanm›flt›r. Herhangi bir organik sebebe ba¤l› (kistik fibrozis gibi) vizingi olan çocuklar çal›flmaya al›nmam›flt›r. Çocuklar, vizingleri devam etti¤i sürece her 2-4 ayda bir görülmüfl ve yayg›n allerjenlere karfl› duyarl›l›klar› deri testleri veya spesifik IgE ölçümleri ile araflt›r›lm›flt›r. Çocuklar, 5-7 yafllar›nda allerjik nezle yönünden muayene edilmifller ve allerjik nezle semptomlar› için ailelere “International Study of Asthma and Allergies in Children (ISAAC)” anket formunda yer sorular sorulmufltur. BULGULAR: Çal›flmaya al›nan 50 hastan›n 23’ü(%46) EGV ve 27’si(%54) PV tan›s› alm›flt›r. EGV tan›s› alan çocuklar›n hiçbirinde allerjik nezle semptomlar›na rastlanmazken, PV tan›s› alan çocuklar›n 13’ünde (%50) allerjik nezle tan›s› konulmufltur. EGV'li çocuklar›n %4,3’ünde, PV’li çocuklar›n ise %48,1’inde herhangi bir allerjene karfl› duyarl›l›k saptanm›flt›r(p<0,05). SONUÇ: EGV, yaflam›n sonraki y›llar›nda allerjik nezle geliflmesi yönünden bir risk faktörü de¤ildir. Buna karfl›l›k, PV daha sonraki y›llarda geliflebilecek allerjik nezle için bir risk faktörü olabilir. P-115 ASTIM VE ATOP‹ FENOT‹PLER‹ ‹LE ENDOTOKS‹N S‹NYAL YOLA⁄INDAK‹ GENET‹K DE⁄‹fiKENL‹KLER ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹ Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2, Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1 1 Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara 2 Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara 3 Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara 4 ‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre G‹R‹fi: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan 9 moleküle ait (CD14, TLR4, TRIF, TIRAP, TRAF6, IRF3, ST2, SOCS1, IKK-alfa) 22 polimorfizmin endotoksin uyar›s› sonucunda, in-vitro IgE sentezi ile iliflkili oldu¤unu göstermifltik. Bu polimorfizmlerden IRF3-rs7251, CD14rs2569190 ve TRIF-rs4807000'›n ast›mla ilgili olabilece¤ini gösterdik. AMAÇ: In vitro IgE sentezi üzerinde etkili olan 22 polimorfizmin atopi ve ast›m fenotipleri üzerine olas› etkisinin araflt›r›lmas› planland›. YÖNTEM: Uluslararas› rehberlere (GINA) göre tan›mlanm›fl ast›m› olan ve inhale kortikosteroid tedavisi almayan, son 4 haftada sistemik steroid kullan›m öyküsü olmayan 327 hasta çal›flmaya al›nd›. Endotoksin sinyal yola¤›nda in vitro IgE yan›t› ile iliflkisi gösterilmifl 22 polimorfizm aç›s›ndan hastalar genotiplendi ve total IgE, eozinofil say›s› ve FEV1 de¤erleri ile bu poimorfizmlerin iliflkisi araflt›r›ld›. BULGULAR: Ast›ml› çocuklarda TRAF6-rs1046864; ST2-rs17639215; SOCS1-rs193778 ve rs193779 (ba¤lant› dengesizli¤i); TRIF-rs4807000 eozinofil düzeyleri ile; IRF-3-rs2304205, CD14-rs2569190 ve CD14rs2569191 total IgE düzeyleri ile; IRF-3-rs7251 ve TRIF-rs4807000 ise FEV1 de¤erleri ile iliflkili bulundu. Ast›ml›lar atopik ve non-atopik olarak de¤erlendirildi¤inde non-atopiklerde TLR4-rs11536891 ve rs7873784 (ba¤lant› dengesizli¤i) total IgE ile; TRIF-rs4807000 eozinofil say›s› ile ve IRF-3-rs7251 FEV1 de¤eri ile iliflkili bulundu. Atopiklerde ise endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan 7 moleküle ait 13 genetik polimorfizmin; total IgE, eozinofil say›s› veya FEV1 de¤erlerini etkiledi¤i gösterildi. SONUÇ: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan birçok moleküle ait genetik de¤iflkenlikler ast›m ve atopi fenotipleri ile iliflkili görülmektedir. P-117 BO⁄MACA TABLOSUNU TAKL‹T EDEN METAPNÖMOV‹RÜS OLGUSU Sevgi Pekcan, Murat Minici, Akk›z fiahin Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› BD Bo¤maca, etkeni Bordetella pertussis bakterisi olan, üst üste gelen inatç› ve spazmodik öksürük nöbetleri ile karakterize çocukluk ça¤›n›n akut ileri derecede bulafl›c› solunum yolu infeksiyo¬nu hastal›¤›d›r. Bo¤maca hastal›¤›n›n etkeni Bordetella per¬tussis dir. Bo¤maca benzeri öksürü¤ü ve bo¤macan›n yapt›¤› klinik tabloyu Mycoplasma pneumoniae, Chlamydia pneumoniae, Bordetella parapertussis, adenovirus, parainfluenza virus respiratory syncytial virus enfeksiyonlar› taklit edebilir ve “Bo¤maca Benzeri Sendrom”a yol acabilirler. Metapnömovirüs enfeksiyonu çocuklarda di¤er solunum yolu enfeksiyonlar›na benzer bulgularla bafllang›ç gösterir. Metapnömovirüse ba¤l› alt solunum yolu bulgular›: bronfliolit, krup ve pnömonidir. ‹ki haftad›r bo¤maca benzeri öksürü¤ü olan hastan›n son iki gündür morarmas› bafllam›fl. Burun ak›nt›s›, gözlerde sulanma, k›zar›kl›k ve atefl olmam›fl. Bu bulgularla ile müracat eden 3 ayl›k erkek hastan›n fizik muayenesinde VA: 4700 VI:37 0C, solunum say›s›: 52/dakika, sO2:80, solunum sesleri bilateral eflitti. Ral ve ronkus saptanmad›. Öyküsünden üçüz efli olarak 34 haftal›k sezaryan ile 2100 do¤du¤u ve 7 gün küvözde kald›¤›, 5-6 gündür benzer flikayetlerin kendisi ile beraber di¤er iki kardeflde de oldu¤u ve onlar›n baflka bir hastanede yo¤un bak›mda yatt›¤› ö¤renildi. Bu bulgularla servise yat›r›lan hastan›n beyaz küresi 12800 /mm3, Hb: 10.9 gr/dl periferik yaymas›nda % 71 lenfosit hakimiyeti mevcuttu. PA akci¤er grafisinde intersitisiyel görünüm, havalanma art›fl›, kostalar›n düzleflmesi ve diyafram›n itilmesi mevcuttu. Hastaya aral›kl› oksijen ve bo¤maca benzeri öksürü¤ü nedeniyle eritromisin baflland›, takipnesi nedeniyle ilk iki gün nazogastrikle beslenen hastan›n 3. günü oksijenleri ve 7.gün klini¤i düzeld. Nazofaringeal sürüntüsünde metapnömovirüs üredi¤i ö¤renildi. Bu hasta ile Mycoplasma pneumonie, Chlamydia pneumonie ve Bordetella parapertussis, adenovirus, parainfluenza virus gibi metapnömovirüsünde bo¤maca benzeri tabloya yol açabilece¤i vurguland›. 69 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-118 P-120 SU Ç‹ÇE⁄‹ ‹LE ‹L‹fiK‹L‹ STEVENS JOHNSON SENDROMU BAfiARILI B‹R CERRAH‹ ‹fiLEM SONRASI KÖTÜ PROGNOZ NEDEN‹: LATEKS ALLERJ‹S‹ OLGUSU Fatma Kaya1, Duygu F›nd›k2, Hasibe Artaç1 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dal›, Konya 1 Mustafa Güleç 1 , Özgür Kartal 1 , Süleyman Deniz 2 , Bülent Düz 3 , U¤ur Muflabak1, Osman fiener1 1 Gülhane Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Alerji Hastal›klar› BD- Ankara 2 Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD- Ankara 3 Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi AD- Ankara G‹R‹fi: Stevens-Johnson Sendromu (SJS), deri ve mukozalar› tutan, hedef lezyonlar ve büllerle seyreden, hayat› tehdit edebilen, akut bir afl›r› duyarl›l›k reaksiyonudur. Klinik bulgular hafif deri ve müköz membran tutulumu ile a¤›r bir sistemik bozukluk aras›nda de¤iflkenlik göstermektedir. Etyolojisinde en s›k; ilaçlar, afl›lar, viral enfeksiyonlar sorumlu tutulmufltur. Bu bildiride su çiçe¤i ile birlikte SJS geliflen bir olgu sunuldu. OLGU: Dokuz yafl›nda erkek hasta balgaml› öksürük, h›r›lt›l› solunum, atefl, dudakta flifllik ve vücutta döküntü flikayetiyle klini¤imize baflvurdu. Öyküsünde, 10 gün önce bafllayan balgaml› öksürük, h›r›lt›l› solunum ve atefl flikayeti için oral sefdinir, klaritromisin kulland›¤› ve semptomlar›n›n gerilememesi üzerine seftriakson tedavisi baflland›¤› ve tek doz intramusküler seftriakson yap›ld›ktan sonra dudakta flifllik ve vücutta döküntü geliflti¤i ö¤renildi. Fizik muayenesinde konjuktivalar hiperemik, dudakta flifllik ve k›zar›kl›k, a¤›z içinde aftöz lezyonlar› mevcuttu. Solunum sisteminde bilateral krepitan ralleri duyuldu. Göbek çevresinde 2-3 adet vesiküler lezyon mevcuttu. Hastan›n laboratuar incelemesinde hemogram, periferik yaymas› ve akut faz reaktanlar›nda özellik yoktu. Hastan›n mevcut klinik bulgular›, Stevens Johnson Sendromu ile uyumlu olarak de¤erlendirildi. Bununla birlikte efl zamanl› geliflen a¤›z içinde ve vücüdundaki vesiküler lezyonlar› ile suçiçe¤i düflünüldü. Hastaya antibiotik ve intravenöz immünglobulin tedavileri verildi. Hastan›n bak›lan viral serolojisinde varisella-zoster IgG (relative flourescence value RFV: 131) negatif iken 2 hafta sonra de¤erin pozitifleflti¤i (RFV: 1337) saptand›. Hasta 10. gününde genel durumu, dinleme bulgular› ve lezyonlar› düzelerek taburcu edildi. SONUÇ: Stevens Johnson Sendromunda görülen lezyonlar su çiçe¤inin klinik bulgular›n› maskeleyebilir. Varicella-zoster virüs, SJS etyolojisinde nadir olarak bildirilmekle birlikte göz önünde bulundurulmal›d›r. G‹R‹fi: Lateks allerjisi, sa¤l›k çal›flanlar›nda ve s›k opere olanlarda daha fazla görülmektedir. Bu bildirimizde, lomber diskopati ve cerrahi sonras› geliflen komplikasyonlar nedeni ile çok say›da operasyon yap›lan hastan›n, geç dönemde konulan lateks alerjisi tan›s› de¤erlendirilmifltir. OLGU SUNUMU: Elli yafl›ndaki kad›n hastada lomber diskopati tan›s›yla 8 kez yap›lan laminektomi-diskektomi operasyonlar›na sekonder “y›pranm›fl sinir kökü sendromu” ortaya ç›km›flt›r. Anesteziyoloji klini¤ince, hastada ciddi nöropatik a¤r›ya yol açan bu sendroma yönelik “spinal kord stimülatörü (SKS)” implantasyonu yap›lm›flt›r. ‹fllem esnas›nda profilaktik olarak uygulanan sefazolin sodyum 1000 mg IV sonras›nda bafllayan vital de¤erlerde bozulma ve ifllem sonras›nda da implant yerinde ak›nt› ve inflamasyon geliflmifltir. Hastan›n özgeçmiflinde flüpheli beta laktam allerjisi öyküsünün olmas› ve sefazolin uygulamas› sonras› bafllayan tabloya, sefalasporin allerjisinin neden oldu¤u düflünülerek deri testleri planlanm›flt›r. Hastaya cerrahi ifllemde kullan›lan preparat ve ikinci bir sefazolin preparat› ile prick ve intradermal testler yap›lm›fl, testleri negatif bulunmufltur. Hastan›n t›bbi özgeçmifli tekrar sorguland›¤›nda, yap›lan son 3 operasyonunda da yara yerinde benzer flekilde reaksiyonlar›n oldu¤u ö¤renilmifltir. Hastan›n “naylon çorap” giydi¤inde fliddetli kafl›nt› yak›nmas›n›n olmas› ve s›k cerrahi giriflimler geçirmifl olmas› nedeniyle, lateks allerjisi düflünülmüfl ve lateksle yap›lan deri testi pozitif (+4) olarak bulunmufltur. Hastaya lateksten ar›nd›r›lm›fl ameliyathane ortam›nda, özel olarak üretilen ve lateks içermeyen SKS implant› baflar›l› bir flekilde uygulanm›fl olup hastan›n takiplerinde bir sorun gözlenmemifltir. TARTIfiMA: Artan cerrahi ifllemler veya günlük yaflamda lateks içeren ürünler ile s›k karfl›laflma, giderek artan lateks allerjisi insidans›n›n en önemli nedenleridir. Özellikle olgumuzda oldu¤u gibi; çok say›da cerrahi giriflim öyküsü olan hastalarda, cerrahi ifllemde beklenmeyen komplikasyon geliflti¤inde lateks allerjisini düflündürmelidir. P-121 ASTIM ATA⁄INDA GEL‹fiEN SPONTAN PNÖMOMED‹AST‹NUM OLGUSU P-119 MERC‹MEK BUHARI ‹NHALASYONU ‹LE ANAF‹LAKS‹ GEL‹fiEN B‹R OLGU Hasibe Artaç1, Fatma Kaya1, Tu¤ba Cihan1, Seda Özbek2, Güven Sadi Sunam3 1 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Allerji Bilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Konya 3 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Gö¤üs Cerrahisi Ana Bilim Dal›, Konya Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Mustafa Erkoço¤lu, Müge Toyran, Can Naci Kocabafl Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi G‹R‹fi: Pnömomediastinum solunum sistemi veya sindirim sistemi organlar›n›n perforasyonu sonucunda havan›n mediastende lokalize olmas›d›r. Ast›ml› hastada fliddetli öksürük, valsavra manevras›, kusma ve afl›r› egzersiz spontan alveol rüptürüne yol açabilir. Bu bildiride ast›m ata¤› ile yat›r›lan bir hastan›n takibinde geliflen spontan pnönomediastinum sunuldu. OLGU: 11 yafl›nda k›z hasta a¤›r ast›m ata¤› nedeniyle klini¤imize yat›r›ld›. Öyküsünde 5 y›ld›r tekrarlayan nefes darl›¤› ve öksürük flikayetleri için düzenli tedavi bafllanmad›¤›, 3 gündür geceleri artan nefes darl›¤› için acilde salbutamol verildi¤i ö¤renildi. Fizik muayenesinde genel durum orta, takipneik, taflikardik, solunum sisteminde bilateral sibilan ronküsleri duyuldu. Oksijen satürasyonu SpO2: 90 olarak ölçüldü. Hastan›n laboratuar incelemesinde hafif lökositozu ve CRP yüksekli¤i saptand› (lökosit say›s›: 11270/mm3, CRP: 10.9 mg/l). Çekilen ön arka akci¤er grafisinde bilateral toraks çap›nda art›fl ve amfizematöz görünümü mevcuttu. Ast›m atak tedavisi düzenlendi. Takipte gö¤üs a¤r›s›, nefes darl›¤›, takipne, bo¤azda tak›lma hissi, disfoni ve siyanozu geliflti. Fizik muayenede bilateral boyunda flifllik ve ciltte palpasyonla krepitasyon al›nmas› üzerine çekilen ön-arka akci¤er grafisinde mediastende hava ile uyumlu görünüm ve cilt alt› amfizemi mevcuttu. Pnömomediastinum olarak de¤erlendirilen olgu Gö¤üs cerrahisi taraf›ndan de¤erlendirildi ve düzenli oksijen deste¤i önerilerek klinik izleme al›nd›. Mevcut ast›m atak tedavisine devam edildi. 10 günlük takibinde cilt alt› amfizemi kaybolan, klinik bulgular› düzelen olgu, ast›m›n kronik tedavisi düzenlenerek taburcu edildi. SONUÇ: Akut ast›m ata¤›n›n nadir bir komplikasyonu olan pnömomediastinum potansiyel olarak yaflam› tehdit eden bir durumdur. Bu olguda, düzenli oksijen tedavisi ile birlikte atak tedavisinin komplet iyileflme ile sonuçland›¤› gösterilmifltir. G‹R‹fi: Baklagiller (Leguminosea), içinde yer f›st›¤› ve soyan›n da bulundu¤u genifl bir besin grubudur. Besinlerin inhalasyonu ile geliflen anafilaksi reaksiyonlar› literatürde s›n›rl› say›da bildirilmifltir. Mercimek buhar›n›n inhalasyonu ile anafilaksi geliflen bir olgu sunulmufltur. OLGU: 8 yafl 6 ayl›k erkek hasta tekrarlayan anafilaksi geçirme öyküsü ile klini¤imize baflvurdu. Ayr›nt›l› öyküsünde üç yafl›nda iken mercimek çorbas› ve dört yafl›ndayken nohut yeme¤i tükettikten sonra yaklafl›k 30 dakika içerisinde gözlerde k›zar›kl›k, yüzde eritem, öksürük ve dispne geliflti¤i ö¤renildi. 7 yafl›nda, bezelye yeme¤i yedikten hemen sonra konjunktival hiperemi, burun t›kan›kl›¤› ve ak›nt›s›n›n geliflti¤i ve 8 yafl›nda, anneannesinin evinde k›rm›z› mercimek çorbas› piflerken oluflan buhar›n inhalasyonuyla; vücutta s›cakl›k hissi, gözlerde ve yüzde k›zar›kl›k ve ödem, öksürük, vizing, dispne ve konfüzyon geliflti¤i ve acilde anafilaksi tan›s› ile tedavi edildi¤i ö¤renildi. Hastan›n laboratuar testlerinde periferik yaymada eozinofil %9,2, total eozinofil say›s› 700/μl, total IgE 846 IU/ml idi. Mercimek, nohut ve bezelye ile yap›lan deri prick testlerinde duyarl›l›k saptand› ve bu besinlere karfl› spesifik IgE klas >= 3 idi. Yerf›st›¤› ve soya ile flikayeti olmayan hastan›n bu besinlerle yap›lan testlerinin pozitif saptanmas› çapraz reaksiyon olarak yorumland›. TARTIfiMA: Besin inhalasyonu ile geliflen anafilaksi vakas› az say›dad›r. Böyle vakalar›n günlük yaflamlar›nda daha dikkatli olmalar› gerekmektedir. 70 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-122 P-123 ÖKSÜRÜKLE SEYREDEN ZOR ASTIMLI HASTALARDA KODE‹N KULLANIMI: 2 OLGU SUNUMU YANLIfi ASTIM TANISI ‹LE ‹ZLENM‹fi B‹R ‹MMÜN YETMEZL‹K OLGUSU Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi,Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal› Eriflkin Alerji Ünitesi, Ankara OLGU: Onalt› yafl›nda k›z hasta, 5-6 yafl›ndan beri tekrarlayan öksürük, h›r›lt›, nefes darl›¤› flikayetleri ile çok kez ayaktan veya yatarak tedavi görmüfl. Artan öksürük ve balgam nedeniyle poliklini¤e baflvurdu¤unda, son dört y›ld›r kombine inhale steroid-uzun etkili beta-2 agonist fleklinde kombine tedavi kulland›¤› ve gerektikçe de inhale salbutamol ald›¤› ö¤renildi. Fizik muayenede, dinlemekle bilateral yayg›n ralleri ve ronküsleri vard›. Laboratuar incelemelerinde, tam kan say›m› normal, FVC: % 68, FEV1: % 61, PEF: % 43, IgA: 7 mg/dl, IgM: 7.6 mg/dl, IgG: 292 mg/dl (tekrar edildi¤inde s›ras›yla 7 mg/dl, 10 mg/dl ve 268 mg/dl) olarak saptand›. Lenfosit altguruplar› ise normal s›n›rlar içerisinde idi. Toraks›n yüksek rezolüsyonlu bilgisayarl› tomografisi bilateral yer yer atelektazi, infiltrasyon ve bronflektazik görünümler fleklinde rapor edildi. Hastaya ‘De¤iflken ‹mmün Yetmezlik ve Bronflektazi’ tan›s› ile 3-4 hafta ara ile destek intravenöz immunglobulin tedavisi baflland›. Bu olgu, ‘Kronik Öksürük’ yak›nmas› ile baflvuran hastalarda, ay›r›c› tan› amac›yla ilk basamak testlerin ne kadar önemli oldu¤unu bir kez daha hat›rlatmak amac› ile sunulmufltur. Öksürük bir korunma refleksi olup, hastalar› doktora götüren en s›k nedendir. Öksürük bazen ast›m›n tek klinik bulgusu da olabilmekte ve ast›m›n bir fenotipi kabul edilerek öksürükle seyreden ast›m (ÖSA) olarak adland›r›lmaktad›r. ÖSA’›n s›kl›¤› net bilinmemektedir ancak tedavisi ve kontrol alt›na al›nmas› önemli sorun oluflturmaktad›r. Burada ÖSA’› olan iki hasta sunulacak ve tart›fl›lacakt›r. Olgu 1: 32 yafl›nda bayan. 2 y›ld›r üst solunum yolu enfeksiyonu sonras› bafllayan kuru öksürü¤ü ve 10 y›ld›r mevsimsel riniti mevcuttu. Hastaya oral kortikosteroid tedavisi sonras›nda nazal-inhaler kortikosteroid tedavisi baflland›. Takiplerinde so¤uk, gribal enfeksiyon ve bahar döneminde alevlenmeler gösterdi ve ast›m› oral steroid ba¤›ml› hale geldi. fiikayetleri tam doz tedaviyle kontrol alt›na al›namad› ve tedavisine kodein eklendi. Hastan›n gece öksürükleri, günlük oral kortikosteroid ve inhaler salbutamol ihtiyac› azald›. Olgu 2: 59 yafl›nda bayan. 4 y›ld›r kuru öksürü¤ü, 15 y›ld›r kronik ürtikeri, 4 y›ld›r reflü ve hipertansiyonu, 1 y›ld›r diabetes mellitus ve hiperlipidemisi mevcuttu. Hastaya oral kortikosteriod sonras›nda, inhaler kortikosteroid, montelukast ve proton pompa inhibitörü baflland›. Takiplerinde so¤uk ve viral enfeksiyonlarla alevlenmeler gösterdi. Komplikasyonlar nedeniyle oral kortikosteroid tedavisi devam edilemedi. Hastan›n tedavisine kodein eklendi. Hastan›n öksürü¤ü ve tüm yak›nmalar› belirgin azald›. SONUÇ-YORUM: ‹lk hastada düzenli kortikosteroid ile s›k oral kandidiazis ve Cushingoid görünüm geliflti. ‹kinci hastada verilen sistemik steroidle kan flekeri regülasyonunda bozulma olmufl ve iki hastan›n da ast›m kontrolü baflar›s›z kalm›flt›r. ‹ki hasta da kodein tedavisi ile önemli ölçüde rahatlam›fl ve kodeine ba¤l› yan etki gözlenmemifltir. Literatürde kodeinin antitusif etkisi bildirilmesine karfl›n ÖSA'da kullan›m› ile ilgi bilgiye ulafl›lamam›flt›r. Benzer durumlarda bu tedavi seçene¤inin gündeme al›nmas›n›n yararl› olaca¤› düflünülmüfltür. P-124 TEDAV‹YE D‹RENÇL‹ ATOP‹K DERMAT‹TTE FARKLI B‹R ETKEN: DEMODEX FOLUKULAR‹S Ayfle Yenigün1, Özlem Sancakl›1, Ayflen Cetemen1, Hatice Ertabaklar2 1 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n 2 Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Parazitoloji Bilim Dal›, Ayd›n Tablo 1. Öksürükle seyreden zor ast›ml› hastalarda kodein kullan›m› Yafl/cinsiyet Ast›m bafllang›ç yafl› Sigara Ek atopik hastal›k Ev hayvan› Ek hastal›k Oral steroid ba¤›ml›l›¤› Ald›¤› tedaviler (ast›m) Di¤er tedaviler 1.hasta (S.Ü.) 32y/K 30y ‹çmemifl Mevsimsel rinit, egzema, ürtiker Kedi(geçmiflte) Hiperlipidemi, reflü Var (günafl›r› 10mg fluorokortolon/gün) Budesonid/beklometazon formoterol inhaler, mometazon furoat nazal, montelukast, salbutamol/ ipratropium-salbutamol Lansoprozol, desloratadin Yok Metabolik sendrom (Diabetes Mellitus, Hipertansiyon, Migren, Depresyon, obsesif kiflilik yap›s› Var Budesonid/ salmeterolflutikazon propiyonat inhaler, montelukast, terbutalin Komplikasyon Reküren oral kandidiazis, Cushingoid görünüm Kodein dozu Kodeine ba¤l› yan etki Aile öyküsü 1-2X20mg Yok Baba alerjik rinit Tetikleyici Mevsimsel kötüleflme Ast›m kontrol testi Kodein öncesi Ast›m kontrol testi Kodein sonras› Akci¤er grafisi Solunum fonksiyon testi So¤uk, polen Bahar-yaz 6 Setirizin/ klemastin, metformin, atorvastatin, sitagliptin, valsartan/ thiazid, lansaprozol, trazodol HCl Uriner inkontinans, obezite, kan flekeri regülasyonunda bozulma 2X20mg Yok Abla ast›m, o¤lu persistan rinit So¤uk, soba K›fl 5 10 13 Normal FEV1:3.10 (%90) PEF: 5.94(%95) Phleum pratense+ Denendi anafilaksi nedeniyle yap›lamad› 24 ay Normal FEV1:2.09(%96) PEF:5.36(%92) Negatif — Deri prick testi ‹mmunoterapi Takip süresi Atopik dermatit kronik tekrarlayan inflamatuar deri hastal›¤›d›r. %80-85 hastada besin ve inhalen allerjenlere karfl› duyarlanma saptanm›flt›r. Bariyer disfonksiyonuna ve bozulmufl immun yan›ta ba¤l› çeflitli mikroorganizmalarla kolonizasyon ve infeksiyonlar görülür. Demodex follicularum insan vücudunda s›kl›kla al›n, yanaklar, burun ve nazolabial bölgede bulunan ektoparazittir. Özellikle immun sistemi bask›lanm›fl bireylerde rosacea, akne vulgaris, perioral dermatit, seboreik dermatit ve blefarit patogenezinde önemli rol oynar. Üç ayl›kken atopik dermatit tan›s› alan hasta bir yafl›ndayken Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal› Poliklini¤i’ne baflvurdu. Tetkiklerinde total IgE’si 998 IU/L, yumurta ak› spesifik IgE 4.46 IU/ml idi. Hasta atopik dermatit ve besin alerjisi tan›s›yla diyete al›nd› ve lokal tedavi verildi. Bir y›l takipsiz kalan hasta iki yafl›ndayken tekrar de¤erlendirildi. Özelikle yüz bölgesinde, burun kökü ve çevresinde hiperemik zemin üzerinde püstüler lezyonlar mevcuttu. Total IgE’si 13139 IU/L, yumurta ak› spesifik IgE 4.16 IU/ml idi. Yumurta için ticari alerjen ekstrakt (Stallergenes, Fransa) kullan›larak deri delme testi yap›ld›. Yumurta ak›(+++), yumurta sar›s›(++), bütün yumurta (++++;pseudopodlu) idi. Eliminasyon diyetine ra¤men flikayetleri devam eden hastan›n püstüler lezyonlar›ndan yüzeyel deri biopsisi tekni¤i ile al›nan örneklerinde Demodex follicularum saptand›. Atopik dermatit tan›s›yla izlenen hastan›n püstüler lezyonlar›nda bir ektoparazit olan Demodex follicularum saptanmas›; normal florada da bulunabilen ektoparazitin patojen olarak karfl›m›za ç›kabilece¤ini göstermifltir. Olgumuzda lokal steroid tedavisi Demodex için risk oluflturmaktad›r. Atopik dermatitli hastalarda dirençli lokal lezyonlarda Demodex infestasyonunun da akla getirilmesi gereklidir. 2. hasta(S.K.) 59Y/k 55y ‹çmemifl Kronik ürtiker 16 ay 71 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-125 P-127 B‹LATERAL SUBKONJONKT‹VAL KANAMAYA NEDEN OLAN ÖKSÜRÜK OLGUSU ER‹fiK‹N YAfiTA ‹LK VE HAYATI TEHD‹T EDEN ANJ‹OÖDEM ATA⁄I ‹LE TANI KONAN HERED‹TER ANJ‹OÖDEM VAKASI Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Bülent E. fiekerel1, U¤ur Özçelik2, Ayfer Tuncer1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Gö¤üs Hastal›klar›, Ankara Ayfle Baçç›o¤lu Kavut Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum G‹R‹fi: Herediter anjioödem (HAE) C1 esteraz inhibitor (C1-INH) eksikli¤i sonucu geliflen nadir görülen bir hastal›kt›r. Klinik belirtiler farkl›l›k gösterebilece¤i için tan› konmas› gecikebilir. Burada ilk ata¤›n› hayat› tehdit edici fliddette geçirerek tan› alan eriflkin bir hasta anlat›lmaktad›r. METOD: HAE tan›sal testlerinin yan› s›ra idyopatik anafilaksiye yaklafl›m da yap›lm›flt›r. SONUÇLAR: Otuzalt› yafl›ndaki erkek hasta diflçide kanal tedavisi yapt›rd›ktan 10 saat sonra larinks ödemi ile üst solunum yolu t›kanmas› sonucu acilen trakeal entübasyon uygulanarak kurtar›lm›fl ve bir sure yo¤un bak›m ünitesinde takip edilmifltir. ‹dyopatik anafilaksi ön tan›s› ile Allerji Klini¤i’ne yönlendirilen hastan›n geçmiflinde hiç müdahale gerektiren bir anjioödem ata¤› olmamakla beraber aral›kl›, hafif fliddetli kar›n a¤r›lar› ve travma sonucu abart›l› flifllikler yer almaktayd›. Aile öyküsünde sadece annesinde hafif fliddetli flifllikler öyküsü vard›. Hastaya diflçide geliflen idyopatik anafilaksi ön tan›s›yla flu testler yap›ld›; penisilin spesifik IgE, lokal anesteziklerle deri provokasyon testleri ve dental seri yama testi negatif bulundu. Öte yandan serumda C4 düflük (4 mg/dl), C1-INH konsantrasyonu normal (0.63g/L) ve C1-INH fonksiyonu %33 bulundu. Sonuçta hastaya Tip-II HAE tan›s› konarak, günlük hayatta hafif ve kendili¤inden düzelen ataklar› oldu¤u için sadece proflaktik tedavi planland›. Bir sonraki difl müdahalesinden 24 ve 1 saat önce ve 1 saat sonra C1-INH konsantresi verildi ve atak geliflmedi. TARTIfiMA: HAE tan›s› eriflkin yaflta ve anafilaksi benzeri klini¤i olanlarda ay›rt edici tan› olarak düflünülmelidir. Ayr›ca HAE otozomal dominant geçiflli olsa da aile üyelerinde hiç tan› almam›fl bireyler olaca¤› unutulmamal›d›r. C1-INH konsantresinin proflaktik kullan›m› hayat› tehdit edici atak gelifltirebilen difl müdahaleleri öncesi etkili ve güvenli bir yöntemdir. G‹R‹fi: Subkonjonktival kanama fliddetli öksürük sonras› nadir görülen bir komplikasyondur. Psikojenik öksürük ise çocukluk ça¤›nda kronik öksürü¤ün nadir olmayan bir nedenidir. Tan›s› kronik öksürü¤ün di¤er nedenlerinin ekarte edilmesiyle konulur. Burada bilateral subkonjonktival kanama ile poliklini¤imize baflvuran ve yap›lan tetkikler sonucunda psikojenik öksürük tan›s› alan bir hasta nadir görülmesi nedeniyle sunuldu. OLGU: On yafl›nda erkek hasta üç gündür devam eden bilateral subkonjonktival kanama yak›nmas› ile acil poliklini¤ine baflvurdu. Öyküsünden bir y›ld›r devam eden ve son iki haftad›r fliddeti artan kuru, persistan öksürü¤ünün oldu¤u ö¤renildi. D›fl merkezde ast›m/pnömoni tan›lar›yla k›sa etkili B2 agonist, inhale/ sistemik steroid, so¤uk buhar, antibiyotik tedavileri ald›¤› ve hiçbirinden fayda görmedi¤i ö¤renildi. Fizik muayenesi bilateral subkonjonktival kanama d›fl›nda normaldi. Laboratuar incelemeleri (tam kan say›m›, PT, aPTT), chlamydia pneumonia ve mycoplasma pneumonia antikorlar›, bordatella pertussis için nazofarengeal sürüntüde rtPCR negatifti. Akci¤er grafisi, ter testi, ppd, solunum fonksiyon ve egzersiz provokasyon testi, GÖR sintigrafisi, Toraks BT, bronkoskopi bulgular› normaldi. Deri prik testlerinde atopi saptanmad›. Çocuk Psikiyatri konsültasyonu sonucu hastada tik bozuklu¤u düflünülmedi. Hastan›n dikkati baflka yöne çekildi¤inde öksürü¤ünün kaybolmas›, doktor ve ebeveynlerinin yan›nda artmas› öksürü¤ünün nedeninin psikojenik olabilece¤ini düflündürdü. Davran›fl önerileri verilen hastan›n öksürü¤ü birkaç hafta içerisinde geriledi. SONUÇ: Çocukluk ça¤›nda özellikle inatç› ve noninvaziv/ invaziv tan›sal giriflimlere ra¤men nedeni ortaya konulamayan ve dikkati baflka yöne çekildi¤inde kaybolan ve doktor veya ebeveynlerin yan›nda artan öksürük durumunda psikojenik öksürük düflünülmesi gerekmektedir. Subkonjonktival kanama genellikle organik nedenlere ba¤l› öksürük sonras› olabilece¤i gibi nadiren psikojenik öksürü¤e ba¤l› görülebilir. P-128 BES‹N VE TEM‹ZL‹K MADDELER‹NDE G‹ZL‹ ALLERJEN OLARAK BADEM: OLGU SUNUSU P-126 ‹NEK SÜTÜ ALERJ‹S‹ OLAN ‹K‹ OLGUDA ORAL TOLERANS PROTOKOLU UYGULAMASI Serkan Filiz, Dilara Kocac›k Uygun, Ayflen Bingöl, Olcay Ye¤in Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal› Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2 1 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi 2 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Servisi ‹neksütü allerjisi, prevalans› giderek artmakta olan ölüm dahil ciddi alerjik yan etkilere yol açabilen önemli bir sa¤l›k sorunu olmas›na ra¤men mevcut tedavi; inek sütünün diyetten ç›kar›lmas› ve semptomlar›n giderilmesinden ibarettir.Biz bu çal›flmada ‹nek sütü alerjisi olan ve oral tolerans testi uygulad›¤›m›z 2 olguyu sunmak istiyoruz. Olgu1: Alt› ayl›ktan beri h›r›lt›l› solunum flikayeti ile baflvuran erkek hastan›n, inek sütü spesifik IgE:18.4,prick testi:5mm saptanarak diyet ve hidrolize mama baflland›. Takipte semptomlar›ndan gerileme saptanmas›na ra¤men diyetine uymad›¤› ve ailenin maddi nedenlerle mama alamad›¤› ö¤renildi. Prick testi ve spesifik IgE de¤erlerinde yükseklik ve provakasyon pozitifli¤i devam ediyordu. Ayd›nlanm›fl onam al›narak hasta yat›r›ld› ve inek sütü desensitizasyonu yap›ld›. 10 gün boyunca doz artt›r›ld› ve 10.gün sonunda taburcu edildi. Ev tedavisine günlük 1ml'lik art›fllar ile devam edildi. Süt dozlar›n› nas›l artt›racaklar›, yan etki ve reaksiyonlar ile ilgili yaz›l› bir aksiyon plan› ile aile bilgilendirildi. Gerekli durumda otoenjektör adrenalin fleklinde epinefrin kullan›m› için 24 saat ulafl›labilecek telefon numaralar› verildi. Evde doz art›m› 150 ml'ye ulaflt›¤›nda süt ürünleri tüketimi baflland›. Olgu 2: Befl ayl›k iken yo¤urt sonras› a¤›z çevresinde k›zar›kl›k ve kusma flikayeti ile bak›lan tetkiklerinde inek sütü prick testi:7mm, inek sütü spesifik IgE 44 olup, diyet ve aminoasit bazl› mama baflland›. Laboratuar testlerinde pozitifli¤e ra¤men aral›kl› olarak inek sütü provakasyonu denendi. Provakasyon pozitifli¤i devam etmesine ra¤men, ailenin mama temini konusunda s›k›nt›lar› oldu¤u için yaz›l› onam al›narak hasta yat›r›ld› ve desensitizasyon protokolü baflland›. 10 günlük hospitalizasyon s›ras›nda allerjik reaksiyon gözlenmedi. Olgunun taburcu sonras› evde doz artt›r›lmas› halen devam etmektedir. ‹nek sütü alerjisinde uygun hasta grubunda uygulanacak oral tolerans testi ile kür sa¤lanabilir. G‹R‹fi: Besin allerjisi prevelans› günümüzde giderek artmaya devam etmektedir. Besin allerjileri IgE arac›l›kl› olanlar ve olmayanlar fleklinde iki türlü gözlenmekte olup tan›s› bazen oldukça zordur. ‹yi bir anamnez tan› koymada her zaman çok önemlidir. Olgumuzda ürtiker yak›nmas› ile tetkik edilen ve badem allerjisi olan ancak g›da eliminasyonuna ra¤men tekrarlayan ürtikerleri olan hastay› sunmaktay›z. MATERYAL-METOD: 57 yafl›nda bayan hasta. iki y›l önce kar›fl›k çerez yeme ve meflrubat içme sonras› yayg›n ürtiker, bo¤azda t›kanma yak›nmas› olmufl ve acil serviste antihistamin ve steroit enjeksiyon tedavisi görmüfl. Hasta çerez yemeyi b›rakm›fl. Ancak zaman zaman yemek sonras› yak›nmalar› tekrarlamaya bafllam›fl. Son aylarda banyo yapma sonras› da yak›nmalar› tekrarlam›fl. Hastaya etyolojik tan› amaçl› temel laboratuar tetkikler, g›da allerjenleri ve inhalen allerjenlerle deri prick testleri (DPT) uyguland›. Besinlerle yap›lan prick testte badem allerjeni ile 12 mm çap›nda ödem ve çevresinde genifl bir eritemle karakterize pozitif sonuç tespit edildi. SONUÇ: Hastada badem allerjisi tespit edildi. Detayl› sorgulama sonucunda allerjik yak›nmalar›n›n badem ve badem içereFn besin ve ürünlerle oldu¤u tespit edildi. Hastan›n dondurma yeme sonras› allerjik reaksiyonunun bademli dondurmaya, pasta yeme sonras› ürtiker yak›nmalar›n›n ise badem içermesinden ve son aylarda her banyo sonras› yayg›n vücut kafl›nt›lar›n›n ise badem özlü flampuan kullanmaya ba¤l› oldu¤u tespit edildi. Hastan›n badem ile tam eliminasyonu sa¤land› ve allerjik yak›nmalar› tekrarlamad›. YORUM: Tan›da anamnez önemli bir yere sahiptir. Özellikle belirli bir besin allerjisi tespit edilmifl olan hastalarda hastan›n tüm yedi¤i veya kulland›¤› olas› allerjen tafl›yabilen ürünlerin (besinler, bak›m ve temizlik ürünleri vs.) s›k› araflt›r›lmas› ile tam iyileflme sa¤lanabilece¤i göz önünde tutulmal›d›r. 72 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-129 P-131 SADECE TEK B‹R POLEN ALLERJEN‹ ‹LE TET‹KLENEN ‹LER‹ YAfi ASTIMI: OLGU SUNUSU AKUAGEN‹K ÜRT‹KER VE KOL‹NERJ‹K ÜRT‹KER‹ OLAN B‹R OLGU Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2, Faruk Çiftci3, Erkan Bozkanat3 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi 2 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Servisi 3 GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› Servisi 1 G‹R‹fi: Ast›m klinik, fizyolojik ve patolojik özelliklerine göre tan›mlanan ve her yaflta ortaya ç›kabilen kronik bir hastal›kt›r. Nöbetler halinde gelen klinik belirtiler atipik seyirli olabilir. Ast›m›n oluflumunda genetik faktörlerin yan› s›ra çevresel faktörlerinde rol oynayabilece¤i unutulmamal›d›r. Olgumuzda tan›da zorluklar yaflanm›fl, solunum s›k›nt›s› çeken, tek bir allejene ba¤l› ast›m belirtileri olan hastay› sunmaktay›z. MATERYAL-METOD: 61 yafl›nda erkek hasta. Elli alt› yafl›nda emekli olup emeklilik sonras› Ankara’n›n mütevazi bir semtinde ev al›p yaflayan, özellikle polen mevsiminde belirgin solunum s›k›nt›s› çeken hastam›z›n tüm yak›nmalar› yeni evine tafl›nd›ktan sonra bafllam›fl. Hastan›n yak›nmalar› özellikle evden ç›kar ç›kmaz bafllamakta ve bulundu¤u semtten uzaklafl›nca tamamen geçmekteymifl. Hastaya müracat etti¤i bir sa¤l›k kuruluflunda tarama amaçl› deri prick testleri yap›lm›fl ve atopi saptanmam›fl. Hastaya etyolojik tan› amaçl› temel laboratuar tetkikler ile inhalen allerjenlerle deri prick testleri uyguland›. ‹nhalen allerjen setinde elimizde olan tüm allejenler kullan›ld›. Sadece ›hlamur poleni: +4 olarak tespit edildi. SONUÇ: Hastada ›hlamur poleni allerjisi tespit edildi. Hastaya bu bilgi verildi. Hasta bu bilgi üzerine gülmeye bafllad›. Nedeni soruldu¤unda ise, emeklilik ikramiyesi ile Ankara’n›n mütevazi bir semtinde ev ald›¤›n› ve mahallenin bafltan sona her iki taraf›nda da ›hlamur a¤açlar›n›n oldu¤u ö¤renildi. Hasta bunun üzerine evini kiraya vererek ›hlamur a¤açlar›n›n olmad›¤› bir semte tafl›nd› ve yak›nmalar› tekrarlamad›. YORUM: De¤iflik merkezlerde allerji deri testleri yap›lmaktad›r. Bu testlerin bir k›sm› tarama amaçl› olup allerjen paneli genifl de¤ildir. Özellikle allerji düflünülen hastalarda allerji panelinin olabildi¤ince genifl tutulmas›n› ve hastan›n yaflam çevresinin iyi sorgulanmas›n› önermekteyiz. G‹R‹fi: Kolinerjik ürtiker s›cakl›k, egzersiz, terleme ve emosyonel faktörlerle tetiklenen fiziksel ürtikerin s›k bir formudur. Akuajenik ürtiker ise herhangi bir ›s›ya sahip suyun temas› sonucu ortaya ç›kan fiziksel ürtikerin nadir bir formudur. Ancak bu iki ürtiker tipinin ayn› kiflide ayn› zamanda görülme s›kl›¤› oldukça nadirdir. Biz de nadir görülmesi nedeni ile akuajenik ve kolinerjik ürtikeri birlikte olan olguyu sunuyoruz. OLGU: 51 yafl›nda erkek hasta, ›s›ya ba¤l› olmaks›z›n su temas›yla, egzersiz ve terlemeyle indüklenen ürtiker flikayetiyle poliklini¤imize baflvurdu. Su s›cakl›¤›na ba¤l› olmaks›z›n suyun temas etti¤i bölgede, terlemenin efllik etti¤i egzersiz sonras›nda ise toraks›n üst bölgesinde fliddetli kafl›nt›yla birlikte 2-3 mm boyutunda ürtiker plaklar›n›n oldu¤unu, bunlar›n 30-40 dk içinde kendili¤inden geriledi¤ini ifade ediyordu. Öz geçmifl ve soy-geçmiflinde herhangi bir atopik hastal›k ya da otoimmün hastal›k yoktu. METOD: Akuajenik ürtikerin tan›s› için vücut s›cakl›¤›nda su emdirilmifl kompres 20 dk süre ile s›rta uyguland›. Kolinerjik ürtikerin tan›s› için yaklafl›k 29 °C’de 15 dk boyunca koflu yapt›r›ld›. Di¤er fiziksel ürtikerlerin d›fllanmas› için provakasyon testleri yap›ld›. SONUÇ: Akuajenik ürtiker ve kolinerjik ürtiker için yap›lan provokasyon testi sonras› ürtiker plaklar›n›n ortaya ç›kmas› ile testler pozitif olarak de¤erlendirildi. Ayr›ca hastan›n otolog ter testi ile yap›lan prick test sonucu (+) olup, metakolin ile yap›lan intradermal testte çevresi satellit lezyonla çevrili ürtiker pla¤› geliflti. Di¤er provokasyon testleri negatifti. Hastan›n flikayetleri günlük 25 mg hidroksizin tedavisi ile herhangi ciddi bir yan etki görülmeden kontrol alt›na al›nd›. TARTIfiMA: Bilindi¤i kadar›yla hem kolinerjik hem akuajen›k urtikeri olan cok az say›da vaka bulunmaktad›r, bu hastal›¤a tan› konup tedavi edilmesi ile hastan›n yaflam kalitesi art›r›lm›flt›r. P-130 P-132 ASTIM AYIRICI TANISINDA ‹NTRATRAKEAL K‹TLE: ASTIM TANISI ‹LE BAfiVURAN OLGUDA ‹NTRATRAKEAL ‹NFLAMATUAR M‹YOF‹BROBLAST‹K TÜMÖR MIDE VOLVULUSUNA BA⁄LI AT‹P‹K WHEEZ‹NG’LE SEYREDEN SÜT ÇOCU⁄U OLGUSU Gül Direk1, Murat Sürücü1, Öner Özdemir2 1 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i Asistan Dr. 2 TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Klinik fiefi Özlem Cavkaytar1, Ayfle Büyükçam2, Özlem Tekflam2, Deniz Do¤ru Ersöz3, Zuhal Akçören 4 , Umut Akyol 5 , Ayfer Tuncer 1 , Cans›n Saçkesen 1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Acil Ünitesi, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara 4 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Patoloji Ünitesi, Ankara 5 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara G‹R‹fi: Mide için fiksasyonu sa¤layan ligamentler vard›r. Nadir olarak bu ligamentlerin laksitesi midenin volvulusuna neden olur. Organoaksiyel ve mezenteroaksiyel olmak üzere iki tipi vard›r. Akut gastrik volvulus çocuklarda nadir görülen bir hastal›kt›r. Çocuklarda, hastam›zda görüldü¤ü gibi, organoaksiyel tip daha nadirdir. AMAÇ: Hastam›z çok nadir rastlanan organoaksiyel rotasyona ba¤l› mide volvulusundan dolay› tedaviye cevaps›z atipik wheezing görülmesi nedeniyle sunulmaktad›r. HASTA SUNUMU-LABORATUAR BULGULARI: 4 ayd›r süregelen öksürük, h›r›lt›, kusma flikâyetleri nedeni ile 6 ayl›k erkek hasta taraf›m›za baflvurdu. Yat›fl›ndaki fizik muayenesinde genel durumu iyi olan bebe¤in vital bulgular› minimal takipneik olmas› d›fl›nda normaldi. Solunum sistemi muayenesinde her iki akci¤er solunuma eflit kat›lmakta, ekspiryum minimal zorlu olup, sekretuar ralleri ve wheezingi mevcut idi. Hastan›n minimal takipnesine ilaveten subkostal çekilmeleri mevcut idi. Bat›n, nörolojik ve ürogenital bölge muayeneleri do¤ald›. Tam kan say›m›, akut faz reaktanlar›, rutin biyokimya, böbrek-karaci¤er fonksiyon testleri ve tam idrar tahlili normal olarak bulundu. Bak›lan immunoglobulinler ve ter testi normaldi. Toraks HRCT incelemesinde parenkim alanlar›nda belirgin infiltrasyon izlenmedi. Bat›n ultrasonografisinde patoloji saptanmad›. Kranial ultrasonografisi incelemesi ve göz dibi incelemeleri normal olarak de¤erlendirildi. Ekokardiografisinde kardiyak probleme rastlan›lmad›. Gö¤üs hastal›klar› konsültasyonunda HRCT’deki görünüm minimal mozaik perfüzyon paterni olarak de¤erlendirildi ve bronkoskopi yap›lmas› planland›. Antireflü tedaviye ra¤men kusmalar›n›n ve h›r›lt›n›n gerilememesi sebebi ile yap›lan ösefagus-mide-duodenum tetkikinde gastrik volvulus izlendi. Çocuk cerrahisince nazogastrik sonda tak›ld› ve sondan›n sorunsuzca ilerledi¤i görüldü. 24 saatlik pH monitorizasyonu normal olmas›na ra¤men, sintigrafide reflü saptand›. Reflü cerrahisi aç›s›ndan hasta tekrar de¤erlendirilmek üzere bekletilmektedir. SONUÇ: Atipik wheezing’le seyreden süt çocu¤u olgular›nda mide volvulusunun da düflünülmesi gerekti¤ini bize bu hasta ö¤retmektedir. G‹R‹fi: Ast›m, tekrarlayan h›r›lt›, nefes darl›¤› ve öksürük ile karakterize alt solunum yollar›n›n inflammatuvar bir hastal›¤›d›r. Ast›m ay›r›c› tan›s›nda fizik inceleme ve solunum fonksiyon testinde (SFT) FEV1, FVC ve PEF yan›nda ak›m-volüm e¤risi de önemlidir. Burada ast›m ön tan›s› ile baflvuran ve intratrakeal inflamatuvar miyofibroblastik tümör tan›s› alan bir olgu sunulmufltur. OLGU: On buçuk yafl›nda k›z hasta bir ayd›r geceleri artan nefes darl›¤›, h›r›lt›, öksürük ve iki kez öksürürken a¤z›ndan kan gelmesi yak›nmalar›yla baflvurdu. Hasta son bir ay içinde birkaç kez acile baflvurmufl, ast›m nedeniyle hastaneye yat›r›lm›fl, salbutamol ve steroid tedavileri alm›flt›. Halen montelukast, antihistaminik ve salbutamol nebül kullanmaktayd›. Aile hikayesinde allerjik hastal›k olmayan hastan›n fizik incelemesinde suprasternal çekintisi, takipnesi vard›, inspiryumda stridor duyulurken ekspiryum hiç duyulmuyordu. Nefes darl›¤› salbutamol, ipratropium bromid ve metilprednizolon tedavileri ile geçici olarak rahatl›yordu. SFT ölçümlerinde FEV1%59, FEV/FVC%68, PEF%38 idi, ak›m-volüm e¤risinde obstrüktif akci¤er hastal›klar›na özgü konkav bir e¤ri yerine bas›k bir e¤ri gözlendi. Yabanc› cisim aspirasyon öyküsü olmayan hastada bu bulgularla intratorasik subglottik obstrüksiyon düflünüldü ve direkt laringoskopi yap›ld›. Karinan›n distal 1/3’ünde arka duvara ba¤l› lümeni tama yak›n t›kayan 3 cm çapl› polipoid kitle laringoskop ile ç›kar›ld›, patolojik incelemede inflamatuvar miyofibroblastik tümör bulundu. SONUÇ: Primer trakeal tümörler bronfl ve akci¤er parankiminden kaynaklanan tümörlere göre daha nadirdir. Benign karakterde olan inflamatuvar miyofibroblastik tümör tüm solunum yolu tümörlerinin %0.040.07’sini oluflturur. Benign olmas›na ra¤men trakeada yer kaplayan lezyonlar akut nefes darl›¤›na neden olabilir ve ast›m› taklit edebilir. Bu hastalarda fizik inceleme bulgular› ve ak›m-volüm e¤risi özellikleriyle intratorasik obstrüksiyon ay›r›c› tan›s›nda intratrakeal kitle araflt›r›lmas› önerilir. 73 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-133 P-135 ‹NHALER TEDAV‹DE NAD‹R B‹R YAN ETK‹: GEÇ‹C‹ AN‹ZOKOR‹ ÖKSÜRÜK VE BURUN AKINTISIYLA PREZENTE OLAN ‹NTRANAZAL MEN‹NGOENSEFALOSEL OLGUSU Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, ‹naç Çakaloz2, Özgür Duman3, Ümit Çelik2 1 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D 2 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› A.B.D 3 Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Nöroloji B.D Dilek Azkur1, Ayflenur Kaya1, Emel Çadall› Tatar2, Ali Özdek2, Hac› Ahmet Demir3, Ersoy Civelek1, Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara 2 Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 2. KBB Klini¤i, Ankara 3 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Klini¤i, Ankara ‹nhaler ilaçlar etkinliklerinin yüksek ve yan etkilerin az olmas› nedeniyle ideal yöntemlerdir. ‹nhaler ilaçlar organa spesifik tedavi sa¤lamas› nedeni ile avantajl›d›r. Yedi ayl›k erkek hastan›n bir ay önce öksürük, h›r›lt› nedeni ile salbutamol tedavisi ald›¤›, bir hafta önce flikâyetlerinin tekrarlamas› üzerine hastaneye yat›r›ld›¤›, baflvurdu¤u gün sabah› taburcu edildi¤i ö¤renildi. Epikrizine inhale salbutamol, ipratropium bromid ve klaritromisin tedavisi verildi¤i belirtilmiflti. Fizik muayenesinde bilateral krepitan ralleri ve sibilan ronküsleri vard›. Sa¤ gözünde fix dilate pupil saptand›. Sa¤ IR al›namad›. Kranial sinir muayenesi intakt olan hastan›n lateralizasyon bulgusu yoktu. Düflme, kafa veya göz travmas› öyküsü yoktu. Çocuk nörolojisi ile konsülte edildi. ‹ntrakranial nedenleri ekarte etmek için çekilen kranial BT ve MR normal saptand›. Sa¤ pupil 7mm sol pupil 3mm ölçüldü. Glokom ve göz içi kitle saptanmad›. Sonraki gün her iki pupilin eflit büyüklükte ve IR oldu¤u gözlendi. ‹zlemde tekrarlamad›. Anneden inhaler tedavinin maskesiz nebülizatörle uygulad›¤› ö¤renildi. Aerolize ‹pratropium bromidin veya damlas›n›n göze temas› sonucunda sa¤ gözde geçici anizokori geliflti¤i düflünüldü. ‹pratropium antikolinerjik brokodilatasyon için yayg›n kullan›lan bir ilaçt›r. Literatürde nebülize ipratropium bromidin midriasis yan etkisini bildiren s›n›rl› say›da vaka bildirilmifltir. Ülkemizde bildirilmifl pediatrik yaflta vaka olmam›flt›r. Uygun büyüklükte olmayan yüz maskelerinin kullan›m› veya maskesiz do¤rudan ilaç kullan›m› yüz cildinde ve gözde inhaler ilaçlar›n lokal yan etkilerine neden olmaktad›r. ‹pratopium akut bronfliolit ve ast›m tedavisinde s›kl›kla kullan›lmaktad›r.Geçici anizokori ise nadir bir yan etkidir ve gereksiz endifle ve tetkike neden olabilmektedir. Çocuklarda akut ve kronik yan etkiler nedeni ile inhaler ilaçlar›n en düflük etkin dozda ve uygun maske ile kullan›lmas› yan etkilerin azalt›lmas›na katk›da bulunacakt›r. G‹R‹fi: Öksürük ve burun ak›nt›s› ast›m ve alerjik rinitte s›k karfl›lafl›lan semptomlar olmas›na karfl›n sadece bu hastal›klara özgü flikâyetler de¤ildir. fiikâyetlerin s›kl›¤›, burun ak›nt›s›n›n tek tarafl› olup olmamas› ve tedaviye yan›t takipte göz önünde bulundurulmas› gereken de¤iflkenlerdir. Bu posterde ast›m ve alerjik rinit nedeniyle takip edilen ve intranazal meningoensefalosel tan›s› konan bir olgu sunulmufltur. OLGU: Üç yafl›ndaki k›z hasta montelukast, nazal steroid ve nazal dekonjestan kullanmas›na ra¤men düzelmeyen burun ak›nt›s› ve öksürük nedeniyle klini¤imize baflvurdu. Öyküsünden flikâyetlerinin yaklafl›k bir y›ld›r devam etti¤i, öksürük yak›nmalar›n›n her gece yatt›ktan hemen sonra oldu¤u, burun ak›nt›s›n›n tek tarafl› ve seröz vas›fta oldu¤u, daha önce baflvurdu¤u doktorlar taraf›ndan ast›m ve alerjik rinit düflünülerek montelukast, nazal steroid ve nazal dekonjestan baflland›¤› ve bu tedavilerden hiç fayda görmedi¤i, flikâyetlerinde mevsimsel de¤iflim olmad›¤› ve anne ve babas›nda ast›m veya alerjik rinit semptomlar› olmad›¤› ö¤renildi. Fizik muayenesinde ve laboratuar testlerinde patoloji saptanmayan hasta, tek tarafl› burun ak›nt›s› olmas› nedeniyle KBB poliklini¤ine yönlendirildi. Paranazal sinüs BT’de sol etmoid çat› seviyesinden bafllayan nazal septumu sa¤a iten yaklafl›k 28x25x18mm boyutlar›nda yumuflak doku görünümü saptand›. ‹ntrakranial uzan›m aç›s›ndan çekilen kranial MR tetkikinde kribriform plate ile yak›n komfluluk gösteren kistik lezyon görüldü. Hastaya endoskopik transnazal yolla cerrahi giriflim yap›ld› ve kitle eksize edilerek kafa taban› onar›m› yap›ld›. Patoloji incelemeleri sonucunda meningoensefalosel tan›s› konuldu. Operasyon sonras› hastan›n burun ak›nt›s› ve öksürük flikâyetleri kayboldu. TARTIfiMA: Her gün özellikle tek tarafl› burun ak›nt›s› tarif eden hastalarda alerjik rinit tan›s›ndan önce bu flikâyetlere yol açabilecek di¤er hastal›klar›n ay›c› tan›da düflünülmesi ve hastalar›n bu yönden dikkatli flekilde de¤erlendirilmesi gerekir. P-134 MUKUS PLA⁄I ‹LE SEYREDEN KRON‹K EOZ‹NOF‹L‹K PNÖMON‹: B‹R ÇOCUK OLGU P-136 Erkan Çak›r1, Arif Kut2, Fatma Betül Çak›r3, Mustafa Nursoy4 1 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Bilim Dal›, ‹stanbul 2 Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul 3 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Çocuk Hematoloji-Onkoloji Bilim Dal› 4 Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal› H‹NT KINASI GEÇ‹C‹ DÖVMES‹ ‹LE DUYARLANMA SONRASI ANJ‹ÖDEMLE BAfiVURAN AKUT ALERJ‹K KONTAK DERMAT‹T OLGUSU Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, Ümit Çetin2 1 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D 2 Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› A.B.D Alerjik kontakt dermatit alerjenlerin cilde temas› ile duyarlanm›fl antijene spesifik T hücrelerinin oluflturdu¤u geç inflamasyonla karakterizedir. Genellikle duyarlan›lm›fl alerjenin temas etti¤i bölgede lokalize k›zar›kl›k, kafl›nt›, yanma gibi subakut, kronik yak›nmalara sebep olur. 14 yafl›nda k›z gözlerde ve vücutta fliflme k›zarma, kabarma yak›nmas› ile baflvurdu. Bir gün önce hint k›nas› ile saç›n› kendisinin boyad›¤›n› sonras›nda saç derisinde yanma, kafl›nt›, k›zarma ile bafllayan flikayetlerinin artarak yüzünde, göz kapaklar›nda fliflme, yanma hissetti¤i ifade edildi. Fizik muayenesinde yüzde yayg›n hiperemi, ödem her iki göz kapa¤›nda anjiödem tablosu gözlendi. Solunum s›k›nt›s› yoktu. Boyanan saç›n ciltle temas etti¤i ense ve s›rt bölgesinde hiperemi ve ödem vard›. Hastan›n bir ay önce sol ön kol iç yüzüne hint k›nas› ile geçici dövme yapt›rd›¤› ve kolunda k›zar›kl›k kafl›nma oldu¤u, koluna yaz›lan imza figürün geçmedi¤i ifade edildi. On gün 1mg/kg/gün sistemik steroid tedavisi ile hastan›n bulgular› geriledi. Tan›sal amaçl› yap›lan yama testinin 24 saatinde alerjen 20 (p-Phenylenediamine) de fliddetli pozitif reaksiyon geliflti¤i gözlendi. Hasta ve ailesi bilgilendirildi. p-Phenylenediamine – Parafenildiamin(PPD) mavi-siyah bir anilin boyas›d›r. En yayg›n kullan›m alanlar›ndan birisi saç boyalar›d›r. Tekstil ve kürk boyalar›, yün boyalar›, koyu renk kozmetikler, geçici tatuajlar (dövme), foto¤raf banyolar›, fotokopi ve bask› mürekkepleri, siyah lastik, gres ya¤›nda bulunur. Duyarlanma düflük dozlarda temas ile olabilmektedir. Gereksiz yap›lan yama testlerinin PPD aç›s›ndan duyarlanmaya sebep oldu¤u, hatta test dozunun azalt›lmas› önerilmektedir. Masum bilinen, adölesanlar aras›nda moda olan ve yayg›n yapt›r›lan geçici dövmeler pPhenylenediamine duyarlanma yaratmas› ve sonras› ciddi alerjik kontakt dermatit geliflimine neden olabilmektedir. Bu nedenle mutlaka kullan›m› konusunda uyar›lar verilmelidir. AMAÇ: Eozinofilik akci¤er hastal›klar› genifl bir grup hastal›¤› içermektedir. Kronik eozinofilik pnömoni çocuklarda çok nadir görülen ve literatürde çok az bilgi bulunan bir hastal›kt›r. Olgumuz çocukluk ça¤›nda eozinofilik mukus t›kac› ile seyreden literatürdeki bilinen ilk olgu olmas› nedeni ile sunulmufltur. Yöntem ve araç: Ast›m tedavisine ra¤men 5 y›ld›r devam eden dirençli öksürük ve balgam flikayeti olan 7 yafl›ndaki k›z hasta ay›r›c› tan› için tetkik edilmifltir. Hastada kronik ishal, kusma, solunum sistemi d›fl›nda kronik enfeksiyon hikayesi yoktur. Ailesinde atopi, alerjik hastal›klar, ast›m ve di¤er solunuk sistemi hastal›klar› ve kal›c› hastal›k bulunmamaktad›r. BULGU: Hastan›n fizik muayenesinde iki tarafl› h›fl›lt› ve raller bulunmaktayd›. Tam kan say›m›nda 10500 mm3 lökosit ve eozinofil say›s› 2130 mm (%20.7), akci¤er grafisi ve YRBT’de nodüler parankimal opasiteler görüldü. Fleksibl bronkoskopide sol alt lob anterobazal segmenti t›kayan beyaz renkli mukus t›kac› görüldü. Lezyondan al›nan biopsi ve aspirasyonlarda yo¤un eozinofilik enflamasyon bulundu. BAL incelemesinde di¤er mikrobiyolojik araflt›rmalar negatif sonuçland›. Biyokimya normal, IgE 940 IU/mL, di¤er immunglobulinler normal bulundu. Solunum alerjenleri ve aspergillusa yönelik deri testi, aspergillus IgE ve IgG, ANA, antidsDNA, cANCA, pANCA ve d›flk›da parazit incelemeleri negatif sonuçland›. Hastan›n ay›r›c› tan›ya giren di¤er hastal›klar d›flland›ktan sonra tan›s› idiyopatik kronik eozinofilik pnömoni olarak kondu. Hasta 2 mg/kg/gün metilprednizolon tedavisine al›nd› ve 2. ay›n sonunda klinik ve radyolojik olarak tamamen düzeldi. Hastan›n tedavisi azalt›larak 6 aya tamamland›. Hasta halen 12 ayd›r inhaler steroid tedavisi alt›nda remisyonda olarak izlenmektedir. SONUÇ: Kronik eozinofilk pnömoni, tedaviye cevap vermeyen solunum yolu hastal›klar›nda nadir de görülse ak›lda tutulmal›d›r. 74 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-137 P-138 (devam›) A⁄IR ATOP‹K DERMAT‹T’L‹ BAYANDA OMAL‹ZUMAB’IN ETK‹NL‹⁄‹ Tablo 1. Adalimumab ile Desensitizasyon Protokolü* Doz 1 2 3 4 5 6 Gülden Paflao¤lu1, Funda Guneri2, Tülin Uygur2 1 Ac›badem Kad›köy Hastanesi, Eriflkin Allerjik Hastal›klar Bölümü, ‹stanbul 2 Ac›badem Kad›köy Hastanesi, Dermatoloji Bölümü, ‹stanbul G‹R‹fi-AMAÇ: Atopik dermatit (AD) en s›k görülen kronik, tekrarlay›c› inflamatuar cilt hastal›klardan biridir. Birçok çevresel ve genetik faktörlerden etkilenmektedir. Tedavi yaklafl›mlar› sinirlidir.Son y›llarda özellikle allerjenlerle hastal›¤›n tetiklendi¤i kan›tlanm›fl hastalarda antiIgE tedavisinin yararl›l› olabilece¤i çok az say›da vaka bazl› çal›flmalarda gösterilmektedir. Burada tedavilere yan›t al›nmam›fl AD'li bir bayanda Anti-IgE tedavisinin baflar›l› oldu¤undan bahsedilecektir. OLGU: (D.G) 32 yafl›nda bayan hastan›n çocuklu¤undan beri multibl inhalan (mite, kedi ve polenler) ve g›dalara (bu¤day, yumurta, f›nd›k, çilek ve kivi) duyarl›l›¤› mevcuttu. Çocuklukta allerjik ast›m ve rinit semptomlar› ön plandayken, son 10 y›ldan beri AD lezyonlar› belirgin flekilde artm›fl, a¤›r yayg›n lezyonlara ilerlemiflti. Solunum problemleri sadece bahar aylar›nda hafif düzeyde oluyordu. Hasta AD için sistemik ve topikal kortikosteroid, topikal pimecrolimus, oral veya parenteral antihistaminik, UV ve dapson ile tedavilere çok az yan›t veriyordu. Hastaya literatürlerdeki birkaç vakaya dayanarak Anti-IgE tedavisi bafllanmas›na karar veridi. Total IgE düzeyi 1860 kIU/L olan hastaya maksimum 450 mg 2 haftada bir S.C Omalizumab baflland›. Tedaviyi klinik yan›t› EASI ciddiyet indexi ve SCORAD (AD skoru) ile de¤erlendirildi. Tedavinin bafllang›c›nda ve 6. ay›n sonunda total IgE düzeyleri ölçüldü. Daha tedavinin 2. ay›nda cilt lezyonlar› % 80 azald›, 4. ay›nda hiç kalmam›flt›. Polen mevsimini ayda 1-2 tablet antihistamin kullanarak geçirebildi. Bafllang›çta 52 olan SCORAD skoru 6. ay›n sonunda 2'e inmiflti. Total IgE 6. ay›n sonunda 1523 kIU/L idi. Hasta halen (7.ayda) cilt lezyonlar› olmuyor ve ayda 1'den fazla oral antihistaminik kullanmas› gerekmiyor. Omalizumab'›n AD'te etkinli¤i ile ilgili veriler çok az olup, ülkemizde ilk oldu¤unu düflünülenerek vakay› sunmay› planlad›k. Konsantrasyon 1/100 1/10 1/10 1/1 1/1 1/1 Miktar (ml**) 1 0.25 0.5 0.1 0.2 0.5 Toplam Doz (mg) 0.5 1.75 3.25 8.25 18.25 44.25 *Rodrìguez-Jiménez B, Domìnguez-Ortega J, Gonzàlez-Herrada C, KindelanRecarte C, Loribo-Bueno P, Garrido-Peño N (2009) Successful adalimumab desensitization after generalized urticaria and rhinitis. J Invest Allergol Clin Immunol 19:246–247. **Dozlar›n her biri % 0,9 NaCl ile 1 ml’ye tamamlanm›flt›r. P-139 ASP‹R‹N DESENS‹T‹ZASYONU YAPILAN SAMTER SENDROMLU HASTADA GASTRO‹NTEST‹NAL ASP‹R‹N ‹NTOLERANSI Hale Atefl1, Bülent Bozkurt2, Duygu Özol1, Zeki Y›ld›r›m1 1 Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal› 2 Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Bilim Dal› Bu olgu sunumunda Samter sendromu tan›s›yla Aspirin desensitizasyonu yap›lan hastada tedaviye ba¤l› ortaya ç›kan ishal, kar›n a¤r›s› ve epigastrik hassasiyet tespit edilen bir olgu sunulmufltur. 54 yafl›nda 15 y›ld›r Samter sendromu öntan›s›yla izlenen hasta lokal steroid, uzun etkili beta 2 agonist ve LTRA (Lökotrien reseptör antagonistleri) tedavisi alm›fl, nazal polipleri için opere olamam›fl. Hastaya aspirin desensitizasyonu tedavisi uyguland› ve 3ay sonra ishal, kar›n a¤r›s› ve epigastrik hassasiyet flikayetleri bafllad›, bu flikayetlerin baflka bir sebebe ba¤lanamamas› üzerine aspirin tedavisi önce azalt›ld› sonra kesildi, G‹S semptomlar› düzeldi ancak burun flikayetleri tekrar bafllad›. Z-‹LAÇ ALLERJ‹LER‹ OLGULARI P-138 P-140 ADAL‹MUMAB ALLERJ‹S‹ VE DESENS‹T‹ZASYONU: OLGU SUNUMU BETA LAKTAM ANT‹B‹YOT‹KLERLE AfiIRI DUYARLILIK REAKS‹YONU GÖZLENEN ÜÇ OLGUDA BAfiARILI DESENS‹T‹ZASYON Fevzi Demirel1, Mustafa Güleç1, Özgür Kartal1, Kutay Tezel2, Sait Yeflillik1, Abdullah Baysan1, U¤ur Muflabak1, Osman fiener1 1 GATA Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ankara 2 GATA Askeri T›p Fakültesi, Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dal›, Ankara Mehtap Yaz›c›o¤lu 1 , Emre Akkelle 1 , P›nar Gökmirza Özdemir 1 , Yalç›n Handemir2, Ümit Baflaran3 1 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne 2 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Edirne 3 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dal›, Edirne G‹R‹fi: Adalimumab, 148 kDa molekül a¤›rl›¤›nda rekombinant insan immunoglobulin G1 monoklonal antikoru olup tümor nekrozis fatör alfa(TNF-α)’y› inhibe etmektedir. Enjeksiyon bölgesinde geliflen eritem, kafl›nt› ve ödem, adalimumab›n neden oldu¤u en s›k ters reaksiyonlar olup görülme s›kl›¤› %6.6 ile %15.3 aras›nda de¤iflmektedir. Adalimumab hipersensitivitesi ve desensitizasyonunu içeren az say›da olgu bildirisi vard›r. Burada, sistemik reaksiyon sonras›nda, deri testi ile do¤rulanm›fl adalimumab hipersensitivitesi ve baflar›l› flekilde gerçeklefltirilen desensitizasyon ifllemi sunulmufltur. OLGU SUNUMU: Ankilozan spondilit tan›s›na yönelik subkutan adalimumab tedavisi alan 35 yafl›ndaki erkek hasta, enjeksiyondan 2 saat sonra bafllayan enjeksiyon bölgesinde ödem, tüm vücutta yayg›n kafl›nt› ve döküntü flikayetleri ile klini¤imize baflvurdu. Reaksiyondan bir ay sonra adalimumab hipersensitivitesini de¤erlendirmek amac› ile hastaya 0.8 ml distile su ve 40 mg adalimumab içeren ticari preparatla prick test yap›ld›. Deri prick testi sonucu pozitif olarak saptand›. Hastaya daha önce bildirilmifl olan protokole göre adalimumab ile desensitizasyon planland› (1)(Tablo1). Desensitizasyon ifllemine, subkutan 0.5 mg (1/100) doz ile baflland› ve toplam doz 44.25 mg’a ulafl›ncaya kadar giderek art›r›ld›. Dozlar aras›ndaki süre, 60 dakika olarak düzenlendi. Desensitizasyon ifllemi süresince ve sonras›nda hiçbir reaksiyon oluflmad›. Hastan›n takiplerinde, adalimumab uygulamas›n›n baflar›l› ve sorunsuz bir flekilde devam etti¤i gözlendi. TARTIfiMA: Biyolojik ajanlar›n, özellikle de TNF-α antagonistlerin kullan›m›n›n artmas› ile çeflitli inflamatuar hastal›klar›n prognozunda önemli iyileflme sa¤lanmakla birlikte bu ilaçlar›n neden oldu¤u allerjik reaksiyonlar›n s›kl›¤› da giderek artmaktad›r. Literatürde az say›da adalimumab allerjisi olgu sunumu vard›r. Bu nedenle de adalimumab için standart bir desensitizasyon protokolü yoktur. Dolay›s›yla bu bildirimiz, adalimumab allerjisinde kullan›labilecek standardize bir desensitizasyon protokolü oluflmas›na katk› sa¤layabilir. AMAÇ: Beta laktam antibiyotiklerle afl›r› duyarl›l›k reaksiyonu gözlenen ve desensitizasyon yap›larak tedavileri tamamlanan üç olgumuzun sunulmas› amaçlanm›flt›r. OLGU: Olgu1: 13 yafl›nda erkek hasta A Grubu Beta Hemolitik Streptokok farenjiti ve öyküsünde amoksisilin klavulonat, sefuroksim ve sefiksim ile ürtiker-anjioödem olmas› nedeniyle allerji klini¤imize baflvurdu. Penisilin G ile deri testleri negatif saptand›. Penisilin V ile oral provakasyon testinin son dozundan 30 dakika sonra ürtikeryal döküntü gözlenmesi nedeni ile hastaya intravenöz Penisilin G ile desensitizasyon gerçeklefltirildi. Olgu2: 8 yafl›nda erkek hasta nazofarinkste kitle ve postnazal pürülan ak›nt› nedeniyle verilen amoksisilin klavulonat ve klaritromisin ile ürtikeryal döküntüsü olmas› sebebi ile allerji poliklini¤imize gönderildi. Sefuroksim ile yap›lan oral provakasyon testi negatif olarak saptanmas› üzerine bafllanan oral sefuroksim tedavisinin 4. gününde ürtikeryal döküntüsü gözlendi. ‹ntravenöz sefuroksim ile desensitizasyon gerçeklefltirildi. Olgu3: 13 yafl›nda erkek hasta çocuk cerrahisi servisinde ateflli silah yaralanmas› ile genital bölgede yaralanma nedeni ile yatmakta idi. Postoperatif bafllanan teikoplanin ve meropenem tedavisinin 4.gününde makülopapüler erüpsiyon gözlenmesi üzerine antibiyoterapisi ampisilin sülbaktam, amikasin ve metronidazol olarak flekilde de¤ifltirildi, bu tedavi ve daha sonra bafllanan seftriakson tedavisi ile de ürtikeryal reaksiyon görülmesi üzerine çocuk cerrahisinin antibiyotik önerisi do¤rultusunda meropenem ile desensitizasyon yap›ld›. Hastalar›m›za uygulanan desensitizasyon protokolü ile herhangi bir reaksiyon gözlenmemesi üzerine 8 saat aralarla devam dozlar› verildi. Hastalar›n antibiyotik tedavileri 9-14 gün süre ile herhangi bir reaksiyon gözlenmeden tamamland›. SONUÇ: Antibiyotiklerle desensitizasyon IgE arac›l› antibiyotik allerjisi olan hastalarda bir tedavi seçene¤idir. Hastalar›m›z›n antibiyotik tedavileri baflar›l› desensitizasyon ile tamamlanm›flt›r. 75 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-141 P-143 SEFUROKS‹M ‹LE ORAL PROVOKASYON TEST‹ NEGAT‹F SAPTANAN OLGUDA AYNI ‹LAÇLA DESENS‹T‹ZASYON GEREKS‹N‹M‹ ALGLUKOZ‹DAZ ALFA ‹LE SÜT ÇOCU⁄UNDA B‹LD‹R‹LEN ‹LK ANAFLAKS‹ VE DESENS‹T‹ZASYON Mehtap Yaz›c›o¤lu 1 , Emre Akkelle 1 , P›nar Gökmirza Özdemir 1 , Yalç›n Handemir2 1 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne 2 Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Edirne ‹lbilge Ertoy Karagöl1, Kadir Çetin2, Arzu Bak›rtafl1, Özlem Y›lmaz1, Erdem Topal 1 , Mehmet Sad›k Demirsoy 1 , ‹pek Türktafl 1 1 Gazi Üniversitesi Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara 2 Gazi Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara ‹laç alerjileri pek çok ilaçla meydana gelebilir ve kinikte hafif bir kafl›nt›dan anaflaktik floka kadar giden genifl bir yelpazede izlenebilir. Ço¤u zaman ilaçtan sak›nmak yeterli olsa da baz› hastalar için ayn› ilac›n kullan›m› hayati öneme sahiptir. Bu durumda ilaç desensitizasyonu tek seçenektir. Bu sunumda, alglukozidaz alfa (GAA) ile anaflaksi geliflen en küçük pompe hastas›nda enzim desensitizasyonuyla ilgili tecrübemizi paylafl›yoruz. OLGU: Pompe Hastal›¤› (PH) nedeniyle izlenen 7 ayl›k k›z hastaya 1 ayl›kken standart doz alglukozidaz alfa ile enzim replasman tedavisi bafllanm›flt›. Onikinci doz infüzyonunda anafilaksi geliflmiflti. GAA ile yap›lan deri testlerinde, intradermal 1:1000 konsantrasyonda 6X6 mm ödem ve etraf›nda hiperemi saptand›. Oluflturdu¤umuz desensitizasyon protokolüne GAA’n›n total dozunun 1:1.000.000 konsantrasyonuyla yo¤un bak›m flartlar›nda bafllayarak 8 saat 45 dakikada uygulad›k. Desensitizasyon esnas›nda 1.5/mg/kg /saat h›z›na ç›kt›¤›m›zda ürtikeryal döküntüler, 4.3mg/kg/saat h›z›nda ise ürtiker ve öksürük geliflti. Her iki duruma da müdahale edilip, reaksiyonlar geriledikten sonra bir basamak afla¤›ya inilerek enzim baflar›yla verilmifltir. SONUÇ: Alglukozidaz alfa Pompe Hastal›¤›n›n tedavisinde kullan›labilen tek ilaçt›r. fiu ana kadar GAA ile desensitize edilen 1 eriflkin, 5 ve 6 yafllar›nda iki çocuk olgu bildirilmifltir. Olgumuz GAA ile desensitizasyon uygulanan en küçük hastad›r. G‹R‹fi: Genel popülasyonun %7 sinden fazlas›n› etkileyen istenmeyen ilaç reaksiyonlar›n›n yaklafl›k %15 lik k›sm›n› afl›r› duyarl›l›k reaksiyonlar› (ilaç allerjileri) oluflturur. ‹laç provokasyon testleri ilaç allerjilerinde tan› koymada ya da alternatif ilaçlar› belirlemede alt›n standart olarak kabul edilmektedir. Desensitizasyon ise sorumlu ilac›n uygulanmas›n›n zorunlu oldu¤u durumlarda tek tedavi seçene¤idir. OLGU: Nazofaringeal kitle ve postnazal pürülan sekresyonu olan ve daha öncesinde amoksisilin klavulonat ve klaritromisin ile ürtikeryal reaksiyon tan›mlanan 8 yafl›ndaki erkek hasta ileri tetkik ve tedavi için taraf›m›za sevkedildi. Fizik muayenesinde postnazal pürülan ak›nt› ve orafarinks arka duvar›na kadar inen kitle (adenoid doku) mevcuttu. Di¤er klinik ve laboratuar tetkiklerinde özellik olmayan hasta sinüzit tedavisi uygulanmak ve tedavi sonras›nda adenoidektomi için Kulak Burun Bo¤az klini¤ine yönlendirilmek üzere allerji servisimize yat›r›ld›. Oral sefuroksim ile tedavi bafllanmas› planlanan hastaya tedavi öncesinde sefuroksim ile oral provakasyon testi (opt) yap›ld›. Sefuroksim 30 dakika arayla 1, 5,20, 80, 400 mg olacak flekilde verildi. OPT sonras›nda herhangi bir reaksiyon gözlenmeyen hastaya sefuroksim tedavisi 25 mg/kg/gün p.o olarak baflland›. Ancak sefuroksim tedavisinin 4. gününde ürtikeryal döküntüler geliflti. Hastaya iv sefuroksim ile desensitizasyon baflland›.Desensitizasyon s›ras›nda herhangi bir sorun geliflmeyen hastan›n sefuroksim ile tedavisi 14 güne tamamland› ve adenoidektomi için KBB klini¤ine devredildi. SONUÇ: Oral provokasyon testleri uygulan›rken yak›n zamanda antihistaminik kullan›m›, çok düflük doz ile test uygulanmas›, test s›ras›nda desensitizasyon geliflmesi gibi faktörler yanl›fl negatifli¤e yol açabilirler. Bu gibi durumlar göz önünde bulundurularak OPT nin negatif sonuçlanmas› %100 güvenilir kabul edilmemelidir. P-144 ANT‹-TNF ‹LAÇLARA LOKAL VE S‹STEM‹K H‹PERSENS‹T‹V‹TE REAKS‹YONLARI VE DESENS‹T‹ZASYON UYGULAMASI: 3 OLGU SUNUSU Sevim Bavbek1, fiebnem Ataman2, Ömür Ayd›n1, Katherine Cahill3, Lora Bankova3, Gamze Alk›z4, Hatice Erdi fianl›4, Nihal Kundakç›4, Mariana Castells3 1 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD 2 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD, Romatoloji BD 3 Harvard Medical School, Adverse Drug Reaction and Desensitization Program, 4 Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Dermatoloji ABD P-142 B‹R OLGUNUN Ö⁄RETT‹⁄‹: DERMOGRAF‹ZM TÜM PROVOKASYONLARDAN ÖNCE RUT‹N OLARAK ARAfiTIRILMALIDIR Ebru Ar›k Y›lmaz, S. Tolga Yavuz, Ayfer Tuncer, Bülent E fiekerel Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara G‹R‹fi: Inflamatuvar romatizmal hastal›klar›n tedavisinde kullan›lan AntiTNF-α ilaçlarla, etanercept, adalimumab ve infliximab, lokal [enjeksiyon yeri reaksiyonlar› (EYR)] ve sistemik hipersensitivite reaksiyonlar› tan›mlanm›flt›r. Burada olgular eflli¤inde etanercep ve adalimumab’a EYR’ da tan›da deri testleri ve ilk kez uygulanan h›zl› desensitizasyon ve infliximab ile sistemik reaksiyonda desensitizasyon tart›fl›lacakt›r. Olgu-1: Ankilozan spondilitli 28 yafl›nda erkek hastaya etanercept (Enbrel 25mg/1ml, 2 subkutan enjeksiyon/hafta) bafllanm›fl. Bu tedavinin 22. enjeksiyonundan 15 dk. sonra enjeksiyon yerinde 10 cm çap›nda flifllik, k›zar›kl›k, kafl›nt› ve vücutta ürtiker plaklar› ortaya ç›km›fl. Etanercept ile prik testler negatif, intradermal test (IDT) 1/100 suland›r›mda pozitifti. Hasta premedikasyonla etanercept ile desensitize edildi. Olgu-2: 28 yafl›nda, 8 y›ld›r Romatoid artrit tan›s› ile tedavi alt›nda olan hastaya adalimumab (Humira, 40 mg/0.8mL) bafllanm›fl. 11. enjeksiyondan bir saat sonra 4x4 cm olarak bafllayan EYR, 13. enjeksiyonda 8x10cm ulaflm›fl. Adalimumab ile prik testleri negatif, IDT 1/1000 suland›r›mda pozitifti. Her 2 olguda da 3 sa¤l›kl› kontrolde bu testler negatifdi. Hasta premedikasyonla adalimumab ile desensitize edildi. Olgu-3: 31 yafl›nda kad›n hastaya, 13 y›ld›r püstüler psöriyazis tan›s› ile ald›¤› tedavilerin etkisiz olmas› üzerine 2 y›l önce infliximab (Remicade 300mg IV) bafllanm›fl. Remicade enjeksiyondan 10 dk. sonra nefes darl›¤›, yüzde vücutta k›zarma ve tansiyon düflüklü¤ü ortaya ç›km›fl. Bir sonraki enjeksiyonda da premedikasyona ra¤men benzer reaksiyonlar olmufl ve ifllem sonland›r›lm›fl. ‹nfliximab ile prik ve IDT negatifdi. Hasta premedikasyon eflli¤inde infliximab ile desensitize edildi. SONUÇ: Etanercept ve adalimumab ile EYR IgE arac›l› olabilir ve bu olgularda desensitizasyon baflar› ile uygulanabilir. Infliximab ile a¤›r sistemik reaksiyonlarda cilt testlerinin negatif olmas›n karfl›n desensitizasyon baflar› ile uygulanabilir. G‹R‹fi: ‹laç provokasyon testleri ilaç allerjisi/ intolerans› tan›s›nda alt›n standart tan› yöntemi olarak kabul edilse de bazen yanl›fl pozitif sonuçlar görülebilmektedir. Burada çoklu ilaç allerjisi flüphesi ile klini¤imize baflvuran, alternatif ilaç bulma amac› ile ilaç provokasyon testleri yap›lan ve sonras›nda dermografizm tan›s› alan bir hasta sunularak dermografizmin ilaç provokasyon testlerinde yanl›fl pozitif sonuçlara neden olabilece¤ine dikkat çekmek amaçlanm›flt›r. OLGU: Asetil salisilik asit, metamizol sodyum ve asetaminofen sonras› anafilaksi öyküsü olan on iki yafl›nda erkek hastaya alternatif analjezik bulmak amac›yla ilaç provokasyon testleri yap›ld›. ‹buprofen ile provokasyon sonras› anafilaksi bulgular› geliflti. Meloksikam, nimesulid ve plasebo sonras› ciltte lineer ürtiker plaklar› saptanmas› üzerine hastada dermografizm oldu¤u tespit edildi. Dermografizmi tetikleyebilecek fiziksel uyar›lar engellenerek yap›lan benzidamin ile ilaç provokasyonu ise negatif olarak sonuçland›. SONUÇ: Dermografizm ilaç provokasyon testlerinin yanl›fl pozitif sonuçlar›n›n olas› bir nedeni olabilir. Hastam›zda asetil salisilik asit, metamizol sodyum, asetaminofen ve ibuprofen ile anafilaksi bulgular› ilaç alerjisi/ intolerans› tan›s›n› do¤rularken anafilaksi bulgular›n›n olmad›¤› ve kafl›nmay› takiben lineer ürtiker plaklar›n gözlendi¤i meloksikam ve nimesulid ile olan pozitif provokasyon sonuçlar› dermografizm ile iliflkili olabilir. Rehberlerde provokasyon öncesi dermografizmin araflt›r›lmas›na iliflkin net bir bilgi bulunmamaktad›r. Bu olgudan yola ç›karak, provokasyon sonuçlar›n› do¤ru bir flekilde de¤erlendirmek için, öyküde dermografizmi düflündürecek bir bulgu olmasa bile, her provokasyon öncesi dermografizm olup olmad›¤›n›n rutin olarak araflt›r›lmas› gerekti¤ini düflünüyoruz. 76 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-145 P-147 ‹NSÜL‹N ENJEKS‹YONU SONRASI GEL‹fiEN ÜRT‹KER; VAKA TAKD‹M‹ KORT‹KOSTERO‹DE BA⁄LI ALLERJ‹K REAKS‹YON; VAKA SUNUMU Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, fienay Ar›kan2 1 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum 2 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Endokrinoloji Bölümü, Erzurum Ayfle Baçç›o¤lu Kavut Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum G‹R‹fi: Kortikosteroidlere karfl› allerji nadir görülen bir durum olup, burada kortikosteroid allerjisi olan bir vaka sunulmaktad›r. METOD: Klinik araflt›rma yan›nda provokasyon testleri yap›ld›. SONUÇLAR: Otuzbefl yafl›ndaki erkek hasta, allerjik rinit ve ast›m› tan›s›yla 10 y›ld›r inhaler steroid tedavisi almaktayd› ve ar› sokmas› sonras› anafilaksi öyküsü vard›. Son 6 y›ld›r bacaklar›nda flifllik, vücutta palpabl purpura ve artralji flikayetleri ile cilt biyopsisi sonucu lökoklastik vaskülit tan›s› alan hasta ataklarda sistemik steroid tedavisi kullanmaya bafllam›fl, ancak son 2 y›ld›r ataklarda yap›lan metilprednizolon (MP) ve deksametazon (DM) sonras› vaskülit lezyonlar› iyileflse de 1-2 saat sonra vücunda kafl›nt› ve yaklafl›k 2-5cm çaplar›nda endürasyonlar geliflmekteymifl. Ataklarda steroid dozunun azalt›lmas› ve antihistaminik eklenmesi reaksiyon geliflmesini önlemezken, vaskülit bulgular› iyileflti¤i için kullanmaya devam etmifl. Allerji Klini¤i’nde yap›lan tetkiklerde apis ve ev tozu akar› spesifik IgE pozitif geldi. Provokasyon testlerinde, inhale flutikazon ve budesonid ile bronfl provokasyon testi negatif, tiksokortol %0.1 ve budesonid %0.01 ile yama testi negatif, MP, betametazon ve süksinat ile deri prik ve intradermal testleri negatif bulunurken, DM ile intradermal test pozitif idi. Oral MP ve fluokortolondan sonras› 30dk içinde kafl›nt› ve ürtiker ve 1 saat sonra bafllayan tüm vücutta çok say›da endürasyonlar geliflti. TARTIfiMA: Hastam›zda yap›lan testler, baz› kortikosteroidlere allerjik reaksiyon geliflirken baz›lar›n›n tolere edilebildi¤ini göstermektedir. Klinisyenler kortikosteroid tedavisi alt›nda klini¤i bozulan hastalarda tedavi yetersizli¤i d›fl›nda allerji olas›l›¤›n› da gözard› etmemelidirler. G‹R‹fi: Rekombinant insan insülin preperatlar›n›n geliflmesini takiben, insülin allerjisi çok nadir görülür hale gelmifltir. Burada rekombinant insan insülinine karfl› allerjik reaksiyon gösteren bir vaka sunulmaktad›r. METOD: ‹laç reaksiyonu klini¤i ve geliflme mekanizmas› araflt›r›ld›. SONUÇLAR: Yirmidört yafl›ndaki erkek hasta, genç-yaflta-bafllayandiyabet (MODY) tan›s› ile rekombinant-analog-kar›fl›k-insülin (%75 insulin-lispro-protamin + %25 insulin-lispro) preperat›n› insülin kalemi kullanarak günde 2 kez, subkutan sorunsuz uygularken, son 2 ayd›r insülin enjeksiyonundan 15dk sonra enjeksiyon bölgesinden tüm vücuda yay›lan ve müdahale edilmeksizin 1 saat içinde gerileyen ürtiker, ciltte k›zar›kl›k ve kafl›nt› yaflamaya bafllam›flt›r. Bu flikayetler ile Allerji Klini¤i’ne yönlendirilen hastada, ilaç allerji risk faktörü olarak sadece düzensiz insülin kullan›m› mevcuttu. Ayn› zamanda en az allerjik insülin preperat› olan rekombinant-analog-insan-insülini kullanmaktayd›. Aeroallerjenler ile deri prik testleri negatif, serum domuz, s›¤›r ve insan insülini spesifik IgE negatif, serum total IgE (15.1 IU/ml) ve kanda eozinofil düzeyi (100/mm3) normal s›n›rlardayd›. Regüler insülin, nötral protamin hagedorn (NPH) insülin, insülin lispro ve protamin sülfat ile yap›lan deri prik testleri negatif iken intradermal testler pozitif sonuçlanarak insülin intolerans› oldu¤u gösterildi. Tedavi yaklafl›m›, önce eski kulland›¤› insülini oral antihistaminik alt›nda kullanmas›yd› ve bu ifle yarad›; ancak hasta hergün oral antihistaminik kullanmay› reddetti ve ürtikeri tekrarlad›. Bunun sonucunda insülin tedavisi kesilerek kat› bir diyabet diyeti baflland› ve bu flekilde kan flekerleri regüle edildi. TARTIfiMA: Hastada rekombinant-insan-insülininden sonra geliflen erken tip ürtikeryal reaksiyon, deri provokasyon testlerinin pozitifli¤i ve insülin spesifik IgE negatifli¤i psödoallerjik ilaç reaksiyonunu düflündürmektedir. Bu vaka, yeni gelifltirilmifl teknikler ile daha saf hale getirilen insülin preperatlar›n›n bile insanda allerjik reaksiyona yol açabilece¤ini göstermektedir. P-148 P-146 ANT‹H‹STAM‹N‹K ALERJ‹S‹ OLAN B‹R OLGU HEPAR‹N ALLERJ‹S‹NDE ALTERNAT‹F TEDAV‹ SEÇENEKLER‹ OLARAK DESENS‹T‹ZASYON VE FONDAPAR‹NUKS Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, Ebru Koca2 1 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum 2 Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Hematoloji Bölümü, Erzurum G‹R‹fi: Antihistaminikler ürtikerin semptomatik tedavisinde kullan›lmas›na ra¤men, nadir de olsa kendileri de ürtiker, fix ilaç erupsiyonu ve di¤er hipersensitivite reaksiyonlar›n›n yan› s›ra kronik ürtiker semptomlar›n›n artmas›na neden olabilirler. Biz de burada nadir görülmesi nedeni ile ilginç olabilece¤ini düflündü¤ümüz antihistaminik duyarl› bir olguyu sunuyoruz. OLGU: 53 yafl›nda, erkek hasta daha öncesinde herhangi bir flikayeti yokken 2 ay önce atopik dermatit tan›s› ile lokal kortikosterid ve oral levosetirizin 5 mg 1x1 bafllanm›fl. Levosetirizin al›m›n› takip eden 2-3 saat içinde ürtikeryal cilt lezyonlar› geliflen hasta tedaviyi kesmifl. Daha sonra desloratidin reçete edilen hastada ayn› semptomlar ortaya ç›km›fl. METOD: Öyküsünde bir özellik olmayan hastaya inhalan alerjenlerle ve besin alerjenleri cilt prik testleri yap›ld›. fiüpheli ilaçlar olan levosetirizin ve desloratadin, alternatif ilaç olarak rupatadin ile (1mg/1mL w/v) cilt prik testleri yap›ld›. Levosetirizin, desloratadin ve rupatadin ile oral provokasyon planland›. Oral provakasyon testi tek kör placebo kontrollü olarak, ilac›n teropatik dozunun s›ras›yla 1/4, 3/4’ü ile 2’fler saat ara ile yap›ld›. SONUÇ: Cilt prick testte ev tozu akar›, küf mantar›, yabani ot polenleri pozitif olarak saptand›. Hastaya levosetrizin ile yap›lan prick testte reaksiyon geliflmezken, oral provakasyon testinde levosetrizinin 5 mg kumulatif dozu verildikten 2 saat sonra ürtiker geliflti. Hasta desloratidin ve di¤er antihistaminikler ile provakasyon testini kabul etmedi¤i için yap›lamad›. Rupatadin ile yap›lan cilt testi ve oral provakasyon testinde reaksiyon geliflmedi. TARTIfiMA: Antihistaminik ilaca duyarl› bulunmufl bu nadir olgu da ilaç duyarl›l›k tespitinde oral provokasyon testlerinin tan›da alt›n standart oldu¤unu göstermifltir. Reaksiyonlar›n kimyasal olarak farkl› antihistaminiklerle ortaya ç›kmas› nedenin non immunoloj›k mekanizmalara ba¤l› olabilece¤i tezini de kuvvetlendirmektedir. G‹R‹fi: Heparine ba¤l› allerji nadir olup bu tür hastaya yaklafl›mda standart bir yaklafl›m belirlenmemifltir. Burada heparin allerjisi olan bir hastaya tan› ve tedaviyi içeren yaklafl›m sunulmaktad›r. METOD: Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin (DMAH) ve fraksiyone olmam›fl heparin (UFH) ile provokasyon testleri ve UFH ile desensitizasyon yap›lm›flt›r. SONUÇLAR: Akut derin ven trombozu tan›s› ile DMAH (8000IU antiXA/0.8ml) bafllanan 26 yafl›ndaki erkek hastada ilk dozdan 30 dk sonra ilk palmoplantar kafl›nt›-k›zar›kl›k (Resim 1) ile bafllay›p tüm vücuda yay›lan ürtiker, anjioödem ve nefes darl›¤› geliflmifl ve acilde ilac› kullanmamas› önerilerek müdahale edilmifltir. Ertesi gün Allerji Klini¤i'ne yönlendirilen hastan›n klinik bulgular› devam etti¤i için antiallerjik tedavisine devam edilmifltir. Hastan›n öyküsünde ilaç allerjisi risk faktörü olarak sadece ast›m vard›. Hastaya heparinler aras›nda çapraz reaksiyon olabilece¤i için sadece UFH ile provokasyon testi yap›ld› ve 0.1ml’de pozitif bulunarak bu dozun 1/100.000’ü ile desensitizasyona baflland›. Ayn› zamanda kumadin de bafllanan hasta 4 gün sorunsuz UFH infüzyonundan sonra kumadin ile taburcu edildi. 1 ay sonra tekrar DVT ata¤› ile baflvuran hastan›n kumadin dozunun yetersiz oldu¤u görüldü. Bu baflvurusunda h›zl› etkili antikoagülan bulmak için yap›lan provokasyon testlerinde enoksaparin, dalteparin, nadroparin ve tinzaparin pozitif bulundu. Öte yandan hasta fondaparinuksa reaksiyon göstermedi ve kumadin dozunun yetersiz oldu¤u günlerde kullanmas› önerildi. TARTIfiMA: Bu vaka DMAH’ler ve UFH aras›nda çapraz allerjik reaksiyon olabilece¤ini ve heparin allerjisinde desensitizasyon ve fondaparinuksun alternatif tedavi seçenekleri oldu¤unu göstermek aç›s›ndan önemlidir. Ayr›ca, bu vakada palmoplantar kafl›nt›, erken tip allerjik reaksiyonun habercisi olmas› aç›s›ndan ilginçtir. 77 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-149 P-151 JUVEN‹L ‹D‹YOPAT‹K ARTR‹TL‹ ADÖLESAN B‹R HASTADA SULFASALAZ‹N ‹LE TET‹KLENEN DRESS-SENDROMU AM‹ONOPEN‹S‹L‹NLER DRESS’E YOL AÇAR MI? Mustafa Demirtürk1, Asl› Gelincik1, Özlem Y›lmaz2, Bahattin Çolako¤lu1, Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1 1 ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul 2 ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Sercan Uysal2, Sehra Birgül Tüfekçi1, Semanur Kuyucu1 1 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Mersin, Türkiye 2 Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin, Türkiye G‹R‹fi: DRESS sendromu, ilaçla indüklenen ciddi bir hipersensitivite reaksiyonudur. Atefl, döküntü, hepatit, lenfadenopati ve eozinfilinin efllik etti¤i lökositoz ile karakterizedir. Tipik DRESS sendromu tan›s› için 7 kriter gerekmektedir: 1.‹laç tedavisi baflland›ktan 3 hafta ve sonras›nda geliflen makülopapüler döküntü; 2. Sorumlu ilac›n kesilmesine ra¤men klinik semptomlar›n ilerlemesi; 3. Atefl(>38°C); 4. Hepatit(ALT >100 U/L)veya böbrek tutulumu; 5. Lökosit anormallikleri (Lökositoz, atipik lenfositoz, eosinofili); 6. Lenfadenopati; 7. HHV-6 reaktivasyonu. VAKA: Juvenil idiyopatik artrit (JIA) tan›s›yla izlenerek sulfasalazin tedavisi alan 17 yafl›ndaki erkek hasta atefl, makülopapüler döküntü, lenfadenopati ve hepatit semptomlar› ile klini¤imize baflvurdu. Tam kan say›m›nda sitopenisi olmayan hastan›n kemik ili¤i aspirasyonunda birkaç adet hemofagositoz görüldü. Abdominal ultrasonografide hepatosplenomegali ve birçok büyümüfl abdominal lenf nodlar› gözlendi. Otoimmun hepatit için bak›lan otoantikorlar negatif idi. Serum antihuman herpes virus-6 (HHV-6) titresi orta düzeyde artm›flt›. Serum 25hidroksivitaminD3 düzeyi (15 mcg/L) düflüktü. Sulfasalazin ile yama testi negatif idi. Hastaya pulse steroid tedavisi baflland›, ard›ndan prednison 2 mg / kg /gün ve H1 antihistaminikle tedaviye devam edildi. Steroid tedavisi azalt›larak kesildi ve sonras›nda relaps görülmedi. TARTIfiMA: Son zamanlarda HHV-6, DRESS sendromunun gelifliminde bir kofaktör olarak vurgulanmaktad›r. Vitamin D eksikli¤i bir risk faktörü olabilir. DRESS sendromunun semptomlar› spesifik olmamakla ve di¤er birçok hastal›kta görülmekle birlikte, semptomlar›n HHV-6 enfeksiyonu ile beraberli¤i ve ilaç kullan›m öyküsünün olmas› tan›ya götürür. Yama testlerinin sensitivitesi test edilen ilaca göre de¤iflmektedir. SONUÇ: Bu vaka ile JIA’li bir hastada sulfasalazin ile tetiklenen DRESS sendromu vurgulanm›flt›r. Klinik ve laboratuar bulgular› Still hastal›¤› ve makrofaj aktivasyon sendromu ile benzerlik gösterdi¤i için DRESS sendromu ay›r›c› tan›da akla getirilmelidir. G‹R‹fi: DRESS (Drug Rash with Eosinophilia and Systemic Symptoms), ilaca ba¤l› cilt erüpsiyonu, eozinofili ve sistemik semptomlarla seyredebilen bir hipersensitivite sendromudur. OLGU: 80 yafl›nda bir kad›n hasta, ürosepsis tan›s› ile hastanede yat›r›larak karbapenem ile tedavi edilmifl. On günlük tedaviden sonra iyileflerek taburcu edilen hastaya ç›k›fl›n›n 3. gününde ateflinin yükselmesi üzerine amoksisilin 2gr/gün bafllanm›fl. Yedinci günde ortaya ç›kan yayg›n kafl›nt›l› makülopapüler lezyonlar antibiyoti¤e ba¤l› ilaç erüpsiyonu olarak de¤erlendirilen hasta servise yat›r›ld›. Yat›fl›nda hastan›n aksiller atefli 38°C. Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve iskemik kalp hastal›¤› olan hasta Plavix 75 mg/gün, Urikoliz tb 1x1 Ecopirin 300 mg/gün, Cardura 8 mg/gün, Co-diovan 1x1, Lasix amp 1x1, Lantus 20 Ü kullanmaktayd›. Kan tablosunda; Lökosit: 21000, Nötrofil: 14100, Lenfosit: 4010, Eozinofil: 930, AST: 52 U/L, ALT: 66 U/L, LDH: 688 U/L BUN: 40 mg/dL, Kreatinin: 2,6 mg/dL, hsCRP: 12,6 mg/L, Total IgE: 110 IU/ml. Atefli, cilt lezyonlar›, periferik kanda eozinofili, karaci¤er ve böbrek fonksiyonlar›nda bozulma olmas› ön planda DRESS tan›s›n› düflündürdü. Ürikoliz ve amoksisilin kesilerek steroid ve anti-histaminik baflland›. Tedavinin 5. gününde lezyonlar›n solmas›, eozinofil, karaci¤er ve böbrek fonksiyonlar›n›n normale dönmesi üzerine steroid dozu azalt›ld›. Ayaktan takibi planlan›rken, genel durum bozuklu¤u, uykuya meyil, atefl ortaya ç›kt›. Nazokomiyal pnömoni zemininde sepsis tan›s› ile sefaperazon/sulbaktam 1 gr 2x2 baflland› ve steroid dozu 20 mg’ ç›kar›ld›. 10 gün sonra flifa ile taburcu edildi. SONUÇ: Hastan›n allopurinolü uzun zamandan beri almakta olmas› nedeniyle klinik tabloyu aminopenisiline ba¤lamak daha makul görünmektedir. Literatürde aminopenisilinler ile DRESS vakas› bulunmamakla birlikte hastan›n ileri yafl›, çoklu ilaç kullan›m› kolaylaflt›r›c› rol oynam›fl olabilir. P-150 P-152 OKTREOT‹D ANAFLAKS‹S‹ VE BAfiARILI DESENT‹ZASYON UYGULAMASI POLEN ALLERJ‹S‹ OLAN HASTADA R‹NOKONJONKT‹V‹T: NEDEN‹ POLEN M‹, ANT‹H‹STAM‹N‹K M‹? Dilek Azkur 1 , Tamer Kahraman 2 , Ayflegül Akan 1 , Müge Toyran 1 , Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara ‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD G‹R‹fi: ‹ntranazal H1-antihistaminikler allerjik (AR) ve nonallerjik rinitte (NAR) iyi tan›mlanm›fl terapötik etki ve güvenirli¤e sahiptir. Azelasitin phthalazinon türevidir ve potent H1-reseptör antagonizmi, mast hücre stabilizasyonu ve pek çok di¤er mediatörlerin inhibisyonu gibi özelliklere sahip tek ilaçt›r. OLGU: 31-yafl›nda erkek hasta son 3 y›ld›r poliklini¤imizde polene ba¤l› AR tan›s›yla takip ve tedavi edilmekteydi. Hasta tedavisinin 1. y›l›nda azelastin nazal spreyi günde 2 kez her burun deli¤ine bir puff olacak flekilde kulland› ve tedaviden fayda gördü. Ancak tedavinin 2. y›l›nda hasta ilaç kullan›m› ile flikayetlerinin artt›¤›n› belirterek ilac› kullanmay› reddetti. Bu yüzden hastaya azelastin ile cilt prik testi, intradermal test, erken ve geç yama testi uyguland›. Sadece geç yama testine 48. saatte zay›f pozitiflik izlenirken di¤er testlerin hepsi negatifdi. Azelastin ile tan›mlanan afl›r›-duyarl›l›k reaksiyonunu do¤rulamak üzere polen mevsimi bittikten sonra hasta semptomsuz iken nazal provokasyon testi yap›ld›. Azelastin 0.14 mg nazal uygulan›m›ndan sonraki ilk 15 dakika içinde hastada burun kafl›nt›s›, ak›nt›s›, t›kan›kl›¤› ve hapfl›r›k ile birlikte gözlerde kafl›nt› ve yaflarma izlendi. 2. jenerasyon nazal antihistaminikler olan olapatadin ve levokabastin ile yap›lan nazal provokasyon testleri negatifti. Her ne kadar negatif cilt testi reaksiyonun IgE arac›l› olmad›¤›n› düflündürse de, provokasyon testinde erken yan›t görülmesi bu hastada tip I allerjik reaksiyon olas›l›¤›n› güçlendirmektedir. TARTIfiMA: Allerjik hastal›klarda en s›k kullan›lan ilaç gruplar›ndan biri olan antihistaminiklere karfl› afl›r›-duyarl›l›k reaksiyonlar› oldukça nadir görülür. Hipersensitivite mekanizmas› tam olarak aç›klanamayan hastam›zda, polisensitivite izlenmemifltir. Olgumuz literatürdeki nazal azelastin’e ba¤l› geliflen ilk ilaç afl›r›-duyarl›l›k vakas› olmas› nedeniyle sunulmufltur. G‹R‹fi: Oktreotid sentetik bir somatostatin analo¤udur. Ekzokrin pankreas dokusunun hormon sekresyonunu inhibe etmesi nedeniyle akut ve kronik pankreatit tedavisinde kullan›l›r. Bulant›, kusma, kar›n a¤r›s›, ishal, kolelitiazis, gibi yan etkilere neden olmakla birlikte nadiren anaflaksiye yol açar. OLGU: Tekrarlayan kar›n a¤r›lar› nedeniyle baflvuran 12 yafl›ndaki erkek hasta, kronik pankreatit tan›s›yla yat›r›ld›. Antibiyotik tedavisiyle birlikte 15 gün oktreotid ( 6 mcg/kg/g, iv, günde tek dozda) verildi. Klinik olarak stabil olan hasta taburcu edildikten iki hafta sonra pankreatit ata¤›yla yeniden baflvurdu. Di¤er tedavilere ek olarak yeniden oktreotid tedavisi (1,3 mcg/kg/doz, iv, günde üç dozda) baflland›. Oktreotid tedavisinin 10. dozunun infüzyonu bafllad›ktan hemen sonra hastan›n yüzünde ve kollarda k›zar›kl›k, periorbital ve perioral flifllik, nefes darl›¤›, öksürük ve kar›n a¤r›s› geliflti. Hastan›n hipotansiyonu ve vizingi olmad›. Oktreotid infüzyonu hemen kesildi ve feniramin maleat iv verildi. fiikâyetleri befl dakikada gerilemeye bafllayan hastan›n tüm bulgular› bir saatte normale döndü. Oktreotidin sonraki dozunda da hastada ayn› reaksiyon geliflti. Oktreotid tedavisi kesilen hasta allejik reaksiyon aç›s›ndan de¤erlendirilmek üzere klini¤imize dan›fl›ld›. Befl hafta sonra 1/1 prick ve intradermal (1/1000, 1/100, 1/10 ve 1/1 konsantrasyonda) deri testi yap›ld›. 1/10 ve 1/1 konsantrasyonda intradermal test pozitif olarak de¤erlendirildi (s›ras›yla 3 ve 4 mm). Hastaya öykü ve intradermal test sonuçlar›yla oktreotid anaflaksisi tan›s› konuldu. Hastan›n izleminde yeniden pankreatit ata¤› oldu. Desensitizizasyon protokolü ile oktreotid verildi. Herhangi bir reaksiyon gözlenmeyen hastan›n oktreotid tedavisi befl gün sorunsuz olarak tamamland›. SONUÇ: Oktreotid oldukça nadir de olsa anaflaksiye neden olabilir. Bu olgu bildi¤imiz kadar›yla, oktreotide ba¤l› anaflaksi geliflen ve baflar›l› desensitizasyon uygulanan ilk pediatrik olgudur. 78 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 Z-KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹ OLGULARI P-153 P-155 ETODOLAK’A BA⁄LI ÇOKLU BÜLLÖZ F‹KS ‹LAÇ ERUPS‹YONU HASH‹MOTO T‹RO‹D‹T‹ GEL‹fiEN ‹K‹ ATAKS‹ TELENJ‹EKTAZ‹ OLGUSU ‹lkay Koca Kalkan1, A. Füsun Kalpakl›o¤lu1, P›nar Atasoy2, Ayfle An›l Karabulut3 1K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD 2K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji AD 3K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Dermatoloji AD Türkan Pat›ro¤lu1, Hatice Eke Güngör1, Hüseyin Baz5, Selim Kurto¤lu2, Ekrem Ünal3, Ali Y›k›lmaz4 1 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri 2 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dal›, Kayseri 3 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk Hematoloji Onkoloji Bilim Dal›, Kayseri 4 Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Kayseri 5 Göksun Devlet Hastanesi, Kahramanmarafl G‹R‹fi: Fiks ilaç erüpsiyonu (F‹E) genellikle soliter/az say›da kafl›nt›l›, iyi s›n›rl› eritamatöz maküller olarak izlenir. Tipik olarak sorumlu ajan›n kesilmesinden sonra hiperpigmantasyon b›rakarak iyileflir, ancak yeniden kullan›lmas›yla da tekrar ayn› lokalizasyonda oluflur. Büllöz ve yayg›n formlar› nadir görülür. OLGU: Allerjik rinitli ve bafla¤r›s› nedeniyle s›k s›k analjezik kullanmak zorunda kalan 30-yafl›nda erkek hasta flurbiprofen ve parasetamol ald›ktan s›ras›yla 30 dakika-13 saat sonra oluflan ürtiker/angioödem ataklar› ile baflvurdu. Ayr›ca hastan›n son 4 ayda 3 kez olan tekrarlay›c› karakterde oral ve genital büllöz ülserasyonlar ile birlikte el ve ayaklar›nda eritamatöz erupsiyon flikayeti de mevcuttu. Tüm ataklar etodolak sonras› ayn› bölgede geliflip, 2 hafta sürüp hiperpigmentasyon ile iyileflmiflti. Aile hekimi taraf›nda herpes infeksiyonu tan›s›yla asiklovir reçete edilen hastada baflvuru an›nda aktif lezyon izlenmedi¤i gibi baflka bir tetikleyici ajanda tan›mlanamad›. Laboratuvar testlerinde yüksek TSH düzeyi saptanan hastaya endokrinoloji bölümünce Hashimato tiroiditi tan›s›yla tedavi baflland›. TSH düzeyleri normale döndükten sonra NSA‹‹ ile hastaya oral provokasyon testleri (OPT) yap›ld›. Flurbiprofen, parasetamol, meloksikam ve nimesulid ile OPT negatif iken toplam 750 mg etodolak al›m›ndan 6-8 saat sonra oralgenital mukozada yanma hissi ve ard›ndan eritem geliflti. Ertesi gün sa¤ el ve sol aya¤›nda eritamatöz erupsiyon ile birlikte dudaklar›nda ve peniste vezikülobüllöz lezyonlar, ve a¤›z mukozas› da dahil olmak üzere ülserasyonlar olufltu. Glanstan al›nan cilt biyopsisinin histopatolojisi F‹E’le uyumlu bulundu. Lezyonlar 2 hafta içinde rezidüel hiperpigmentasyon b›rakarak iyileflti. Hastaya etodolak kullanmamas› tavsiye edildi. TARTIfiMA: Bu olgu literatürdeki etodok’a ba¤l› ilk çoklu büllöz F‹E vakas› olmas› özelli¤iyle sunuldu. Ataksi telenjiektazi, ilerleyici serebellar ataksi, okulokütanöz telenjiektaziler, humoral ve hücresel yetmezli¤e ba¤l› tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonlar, iyonize radyasyona afl›r› duyarl›l›k ve kanser geliflimine yatk›nl›kla karakterize, nadir görülen, otozomal resesif geçiflli bir multisistem hastal›¤›d›r. Hücre döngüsünün kontrolü ve DNA tamirinde görevli bir proteini kodlayan 11q22-23 nolu kromozomda yerleflmifl ATM genindeki mutasyon sonucu ortaya ç›kar. Hastal›k prevalans›n›n 40000100000 canl› do¤umda bir oldu¤u tahmin edilmektedir. K›zlar ve erkekler eflit oranda etkilenir. Ataksi telenjiektazili hastalarda nörolojik ve immünolojik bozukluklar›n yan›nda diabetes mellitus prevalans›nda artma, büyüme hormonu eksikli¤i, adölesan k›zlarda over de¤ifliklikleri, erkeklerde inmemifl testis ve inkomplet spermatogenez gibi endokrin problemler bildirilmiflken tiroid fonksiyonlar› ile ilgili bozukluklardan nadiren bahsedilmektedir. Literatürde primer immün yetmezliklerde Hashimoto tiroiditi s›kl›kla gözlenirken, Ataksi telenjiektazi ile birlikteli¤ine rastlanmam›flt›r. Burada Ataksi telenjiektazi tan›s› ile takip edilirken Hashimoto tiroiditi geliflen iki olgu sunulmufltur. P-156 SALMONELLA ‹SHAL‹NDE ORAL ‹MMÜNOGLOBUL‹N TEDAV‹S‹ P-154 Fatma Duksal1, Ahmet Sami Güven2, Ali Kaya2, Zehra fiule Haskolo¤lu1, Mehtap K›nc›r2, Ömer Cevit1 1 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas 2 Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas BAKTER‹YEL ENFEKS‹YONU TAKL‹T EDEN KARBAMAZEP‹N’E BA⁄LI DRESS (DRUG REACTIONS, EOSINOPHILIA, SYSTEMIC SYMPTOMS) SENDROMU Betül Büyüktiryaki1, Handan Bezirgano¤lu2, Ümit fiahiner1, Tolga Yavuz1, Ebru Y›lmaz 1 , Ayfer Tuncer 1 , Atefl Kara 3 , Cans›n Saçkesen 1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Pediatri Anabilim Dal›, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Enfeksiyon Ünitesi, Ankara G‹R‹fi: Gastroenteritte en s›k tan›mlanan patojen virüslerden sonra salmonellad›r. Salmonella enfeksiyonlar›nda akut faz reaktanlar›nda art›fl ve atefl daha fazla görülmektedir. Salmonella enteropatojenik gram negatif basil olup lokalize ve sistemik enfeksiyonlara yol açmaktad›r. Ço¤unlukla kendini s›n›rlasa da ba¤›fl›kl›k sistemi olgunlaflmam›fl çocuklarda a¤›r semptomlara yol açabilir. Rotavirüs ishalinde oral immünoglobulinin ishal süresini, semptomlar›n ciddiyetini ve viral at›l›m› azaltt›¤› gösterilmifltir. Salmonella ishalinde oral immünoglobulin verildi¤ini gösteren bir çal›flmaya rastlamad›k. Bu sunumda ba¤›fl›kl›k sistemi bask›lanm›fl bir olguda salmonellaya ba¤l› a¤›r ishalin oral immünoglobulin ile tedavisi tart›fl›lm›flt›r OLGU: A¤›r kombine immün yetmezlik tan›l› iki buçuk yafl›nda erkek hasta acil servise 39°C’ye varan atefl, ishal ve kusma flikayetleriyle baflvurmufltur. Günde 15-20 kez d›flk›lamas› olan hastan›n, d›flk› kültüründe salmonella üremifltir. Tedavisinin 5. gününde d›flk›lama say›s› azalmayan hastaya a¤›z yoluyla tek doz 300 mg/kg serum immünoglobulin (Flebogamma®, Grifols S.A Spain) %5 dektroz içerisinde 50 mg/ml konsantrasyonda uyguland›. Tedaviden 24 -48 saat sonra günlük d›flk›lama say›s› ikiye düfltü, 5. günde gayta kültürü negatifleflti. TARTIfiMA: A¤›r kombine immün yetmezlik nadir, konjenital hastal›kt›r. Hayat›n ilk y›l›nda a¤›r enfeksiyonlar ile karekterize olup, ishal s›k görülür. Etkin tedavi mortalite ve morbiditenin önlenmesi aç›s›ndan önemlidir. Salmonella enfeksiyonunda hücresel immunite önemlidir. Ba¤›fl›kl›¤› bask›lanm›fl hastalarda, normal olanlara göre salmonellaya ba¤l› ishal, kolit tablosu, bakteriyemi, yayg›n enfeksiyon ve relaps daha fazla görülmüfltür. Hastam›z primer immun yetmezlik olup, oral immünoglobulin uygulanmas› sonras›nda 24-48 saatlik süre içinde hastan›n ishal say›s› ikiye düfltü ve gayta kültürü normale döndü. SONUÇ: Ba¤›fl›kl›¤› bask›lanm›fl hastalarda a¤›r salmonella ishalinde oral immünoglobulin verilmesi bakteri yükünü ve böylece salmonellan›n d›flk›da at›l›m›n› azaltarak semptomlar›n süresini azaltabilir. G‹R‹fi: DRESS sendromu; atefl, döküntü lenfadenopati ile birlikte anormal karaci¤er fonksiyonu, interstisyel nefrit, pulmoner ve kardiyak tutulum, eozinofili ve atipik lenfositlerin efllik etti¤i hematolojik anomalilerle karakterize hayat› tehdit edici bir durumdur. Antikonvülzanlar, allopurinol, minosiklin ve sülfonomidler en s›k sorumlu tutulan ilaçlard›r. Antikonvülzanlar›n yayg›n kullan›m›na ra¤men çocukluk ça¤›nda nadir görülmektedir. OLGU: Sekiz yafl›nda k›z hasta atefl, lenfadenopati ve deri döküntüsü nedeniyle acil servise baflvurdu. Hikayesinden 5 hafta önce epilepsi tedavisi amac›yla karbamazepin baflland›¤› ö¤renildi. Streptokok enfeksiyonu ön tan›s›yla enfeksiyon bölümüne yat›r›lan hastan›n fizik muayenesinde yüz, gövde ve ekstremitelerde yayg›n makülopapüler döküntü, bilateral servikal lenfadenopati ve hafif hepatosplenomegali mevcuttu. Laboratuar testlerinde lökosit say›m› 6200/μL (%22 eozinofili) ve γ-glutamil transpeptidaz düzeyi 296.6 U/L saptand›. Enfeksiyöz ve kollajen hastal›klara yönelik tetkikleri normal idi. Antibiyotik tedavisine yan›ts›z atefl yüksekli¤i, jeneralize deskuamasyonun efllik etti¤i makülopapüler döküntü, yüzde anjioödem ve keilitis geliflmesi nedeniyle karbamazepine ba¤l› hipersensitivite reaksiyonu olarak de¤erlendirildi. Antibiyotik tedavisi kesilen hastan›n karbamazepin tedavisi levetirasetam ile de¤ifltirildi beraberinde kortikosteroid ve antihistaminik tedavisi uygulanan hastan›n kilinik bulgular› bir haftada düzeldi. ‹yileflmeyi takiben 6 hafta sonra tan›y› do¤rulamak için karbamazepin ile epikütanöz patch test yap›ld›. Karbamazepin (%10 dilüsyon) ile 48 saat sonra pozitif reaksiyon görülürken, levetirasetam ve negatif kontrol ile geç tip hipersensitivite reaksiyonu saptanmad›. Hastan›n nöbetleri levetirasetam ile geç tip hipersensitivite reaksiyonu görülmeden kontrol alt›ndad›r. SONUÇ: Burada çocukluk ça¤›nda nadir görülmekle birlikte 8 yafl›nda bir k›z hastada karbamazepine ba¤l› DRESS sendromu sunulmufltur. Epikütanöz patch testi tan›y› ve güvenli ilac› belirlemede faydal› tan› yöntemi olarak kullan›labilir. 79 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-157 P-159 PERS‹STAN HIfiILTI AYIRICI TANISINDA YEN‹ B‹R OLGU: DOCK 8 EKS‹KL‹⁄‹ KRON‹K GRANÜLOMATÖZ HASTALIKLI B‹R OLGUDA TEKRARLAYAN PER‹KARD‹YAL EFFÜZYON Ayça Aslan K›yk›m, Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ifl›l Berat Barlan T.C. Marmara Üniversitesi Pendik E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ayça Aslan K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye Otozomal resesif kal›t›lan DOCK 8 eksikli¤i hiperIgE sendromlar› içinde yeni tan›mlanm›fl bir kombine immün yetersizliktir. Yüksek IgE düzeyleri ile birlikte tekrarlayan sinopulmoner ve viral cilt enfeksiyonlar› tipiktir. IgE yüksekli¤i, hipereozinofili, düflük B ve T lenfosit say›s›, bozuk antikor yan›t› görülebilir. 5 yafl›nda erkek olgu öksürük, h›fl›lt› ve balgam ç›karma nedenleriyle baflvurdu. 2 y›l boyunca düzenli inhale steroid ve bronkodilatör tedavileri alt›nda yak›nmalar› devam etmekteydi. Tetkiklerinde IgE düzeyi 5000’in üzerinde saptanan hastan›n bronkoskopisinde özellik saptanmad›. Fizik bak›da boy ve tart› yafla göre normal s›n›rlarda, hastada f›ç› gö¤üs mevcuttu, dinlemekle iki tarafl› yayg›n ekspiryum uzunlu¤u ve sibilan raller duyuldu. Yüksek çözünürlüklü akci¤er tomografisinde mozaik patern, bilateral interstisyel tutulum ve bronflektatik görünüm izlendi. FIP1L1/PDGFRA delesyonu saptanmad›. Parazitoz-Löffler sendromu aç›s›ndan bak›lan d›flk› analizleri ve aspergillus cilt testi negatifti. Atopisi yoktu. Lenfosit subgruplamas›nda CD4 ve CD8 pozitif T hücrelerinin normalin alt›nda oldu¤u görüldü. Hipogammaglobulinemi görülmedi. Otoantikorlar› negatifti. Kemik ili¤i aspirasyonunda tüm serilerde artma mevcuttu, atipik hücre görülmedi. Akci¤er biyopsisinde bronkosentrik da¤›l›m gösteren eozinofil hakimiyetinde enflamatuvar parenkim hasar› görüldü. IgE yüksekli¤i, hipereozinofili, lenfopeni, dermatit ve persistan h›fl›lt› nedeniyle hiper IgE sendromu düflünüldü. DOCK 8 proteininde 119. ekzonlar aras›nda delesyon saptand›, bu sonuçlarla otozomal resesif hiper IgE sendromu tan›s› ald›. Antikor yan›t› bozuk oldu¤undan intravenöz immünglobulin tedavisi baflland›. DOCK 8 eksikli¤i benzer laboratuvar ve klinik durumlarda düflünülmelidir. Kronik granülomatöz hastal›k (KGH), nikotinamid adenin dinükleotid fosfat (NADPH) oksidaz enzim sistemindeki mutasyonla karekterize nadir görülen fagosit sistem hastal›¤›d›r. Genetik olarak heterojen geçiflli olup X-e ba¤l› genotip (%65-70) en s›k rastlanan tiptir. Fagosit içinde reaktif oksijen ara ürünlerinin a盤a ç›kmamas› sonucu özellikle katalaz pozitif bakteri ve mantar enfeksiyonlar› ve abse oluflumuna duyarlanma söz konusudur. Bu hastal›kta perikardiyal effüzyon nadir olarak ortaya ç›kabilmektedir. Perikardiyal effüzyon, mantar enfeksiyonuna ikincil veya artan enflamasyona ba¤l› meydana gelebilmektedir. Yirmi ayl›k erkek olgu atefl ve çarp›nt› nedeniyle baflvurdu. Yap›lan de¤erlendirmede 11 mm geniflli¤inde perikardiyal effüzyon saptanan olguda yenido¤an döneminde geliflen perianal abse nedeniyle genifl sepektrumlu antibiyotik tedavisi almas› ve cerrahi drenaj uygulanmas› nedeniyle KGH düflünüldü. Nitroblue tetrazolium ve dihidrorodamin testi düflük saptanarak KGH tan›s› kesinlefltirildi. Perikard s›v›s›n›n de¤erlendirilmesinde herhangi bir viral, bakteriyel ve fungal mikroorganizma üretilememesine ra¤men bafllanan genifl spektrumlu antibakteriyel, antifungal ve anti-enflamatuvar tedavi ile perikardiyal s›v›n›n geriledi¤i gözlendi. Bu olgu bildirimi ile KGH’ta nadir de olsa oluflan perikardiyal effüzyonun altta yatan herhangi bir enfeksiyon olmadan artan enflamasyona ikincil oluflabilece¤i ve klinik izlem ile düzelebilece¤i vurgulanmak istenmifltir. P-160 AGAMMAGLOBUL‹NEM‹’L‹ B‹R OLGUDA M‹YELOD‹SPLAST‹K SENDROM P-158 ARTEM‹S GEN DEFEKT‹: ‹K‹ OLGU SUNUMU Ayça Aslan K›yk›m, Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ifl›l Berat Barlan T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye Bahar Göktürk 1 , Hasibe Artaç 2 , Sevgi Kelefl 1 , Mine K›raç 1 , Jacques Van Dongen 3 , Mirjam Van Der Burg 3 , ‹smail Reisli 1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Konya 3 Dept. of Immunology, Erasmus MC, University Medical Center Rotterdam, the Netherlands X’ ba¤l› agammaglobulinemi, bruton tirozin kinaz genindeki mutasyon sonucu ortaya ç›kan nadir bir hastal›kt›r. Etkilenen olgularda B lenfosit gelifliminde duraklama sonucu mutlak B lenfosit say›s›nda ve immünglobulin yap›m›da azalma meydana gelmektedir. Hastal›k klinik olarak karfl›m›za tekrarlay›c› solunum ve sindirim yolu enfeksiyonlar› ile ç›kmaktad›r. Daha nadir olarak otoimmün hastal›klar, nötropeni, artrit görülebilmektedir. Agammaglobulinemi ve miyelodisplazi (MDS) birlikteli¤i oldukça nadir görülen bir durumdur. Bu olgularda artan enfeksiyon s›kl›¤› nedeniyle geçici tipte MDS bulgular› ortaya ç›kabilmekte ve düzenli IVIG tedavisi ile kan tablosunda düzelme görülebilmektedir. Di¤er taraftan primer MDS olgular›n›n bir bölümünde sitogenetik anormallikler sonucu etkin olmayan lenfopoeze meydana gelmekte ve buna ba¤l› olarak B hücre ve immünglobulin düflüklü¤ü oluflabilmektedir. On iki yafl›nda erkek hasta, 4 ayl›ktan itibaren s›k otit ve gastroenterit geçirme nedeniyle klini¤imize baflvurdu. Yap›lan de¤erlendirmede panhipogammaglobulinemi ve B hücre yoklu¤u saptanmas› nedeniyle agammaglobulinemi tan›s› konuldu. Düzenli immünglobulin tedavisi ile enfeksiyon flikayetleri kontrol alt›na al›nan hastan›n izleminde düzelmeyen trombositopeni geliflti¤i görüldü. Kemik ili¤i de¤erlendirilmesinde hiposelülerite, CD34+ hücre say›s›nda ve granülositer seride azalma, dismorfik de¤ifliklikler, küçük hioplobuler megakaryositler gözlendi. Sitogenetik analiz sonucu 7. Kromozomda monozomi saptand›. Bu bulgularla hastaya MDS tan›s› konularak kemik ili¤i transplantasyonu yap›lmas› planland›. Sonuç olarak bu olgu bildirimi ile agammaglobulinemi’da düzelmeyen sitopeni varl›¤›nda, MDS’nin ayr›c› tan›da akla getirilmesinin erken teflhis ve tedavi aç›s›ndan önemi vurgulanmak istenmifltir. G‹R‹fi: Artemis gen mutasyonlar›na ba¤l› olan T(-)B(-) a¤›r kombine immün yetmezlik (AK‹Y), hayat›n ilk aylar›nda tekrarlayan f›rsatç› enfeksiyonlar, kronik diare ve büyüme gerili¤i gibi bulgularla baflvurabilir. OLGU 1: ‹ki yafl›nda k›z hasta, 1 yafl›ndan beri olan diare, tekrarlayan akci¤er enfeksiyonu ve persistan oral moniliazis nedeniyle baflvurdu. Büyüme gerili¤i, oral moniliazisi, bilateral krepitan ralleri, IgM ve IgA seviye, CD4+T (%5), CD19+B (%0.4) lenfosit düflüklü¤ü, TCR?? (%36) and CD3+CD45RO+ (%55) yüksekli¤i. izohemaglutinin titre negatifli¤i, fitohemaglutinine lenfoblastik transformasyon cevap düflüklü¤ü (%36), maternal engraftment bulundu. AK‹Y tan›s›yla intravenöz immunoglobulin (IVIG) replasman›, antibakteriyel ve antifungal profilaksi baflland›. Artemis gen sekans analizinde 16. aminoasid pozisyonunda izolösinin metionin ile yerde¤ifliminin görüldü¤ü (p.IIe16Met), ekzon 1’de (c.48A>G) mutasyon saptand›. Takibinde aspergillozis, diabetes insipitus ve hipotiroidizm geliflti. Tam uyumlu akraba d›fl› donörden kemik ili¤i nakli yap›lan hasta K‹T sonras› 1. y›l›nda hafif GVHD tablosu ile takip edimektedir. OLGU 2: Sekiz ayl›k k›z hasta, 3 ayl›ktan beri olan tekrarlayan moniliazis, geçmeyen h›r›lt› ve ishal nedeniyle baflvurdu. Malnütrisyon, yayg›n oral moniliazis, krepitan raller, timus yoklu¤u mevcuttu.Lenfopeni (930/mm3), agamaglobulinemi, periferik kanda CD3+T ve CD19+B hücreleri yoklu¤u saptand›. T-B-NK+ AK‹Y tan›s›yla IVIG replasman›, antibakteriyel ve antifungal profilaksi baflland›. Artemis gen sekans analizinde ekzon 9’da C nükleotidinde homozigot mutasyon tespit edildi. Beflli antitüberküloz tedavi (BCGitis nedeniyle), haftal›k IVIG tedavisi, antibakteriyel ve antifungal profilaksi alt›na al›nan hastaya 15 ayl›kken akraba d›fl› donörden kemik ili¤i nakli yap›ld›. K‹T sonras› 6. ay›nda genel durumu iyi olarak izlenmektedir. SONUÇ: Bu olgular göz önüne al›nd›¤›nda Artemis gen defektine ba¤l› AK‹Y’in, maternal engrafment varl›¤› ile farkl› klinik seyir göstebildi¤i söylenebilir. 80 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-161 P-162 (devam›) B‹S‹TOPEN‹ VE KEM‹K ‹L‹⁄‹ BULGULARI ‹LE LÖKOZU TAKL‹T EDEN A⁄IR KOMB‹NE ‹MMUN YETMEZL‹KL‹ B‹R OLGU: ADA EKS‹KL‹⁄‹ düflüklü¤ü ve oksidatif burstte düflüklük saptanarak KGH tan›s› ald›. ‹kibuçuk yafl›nda pulmoner mantar enfeksiyonu ile yat›r›larak antifungal tedavi ve gamainterferon baflland›. Tedaviyle bulgular›nda düzelme saptanan hastaya kök hücre nakli planland›. OLGU4: ‹ki yafl›nda erkek hasta cilt apseleri, tekrarlayan ishal nedeniyle baflvurdu¤u d›fl merkezde KGH tan›s› alm›fl. Takibinde milyer tüberküloz, osteomyelit, akci¤er ve mesanede granülom geliflen hastaya 2 kez kök hücre nakli yap›ld› ancak yeterli engraftment sa¤lanamad›. Hasta halen gamainterferon, antifungal, antibakteryel profilaksisi ve ara ara IVIG replasman› ile takiptedir SONUÇ: KGH hastalar farkl› kliniklerle baflvurabilirler. Granulomatöz lezyonlar ve cilt yaralar› ile baflvuran hastalarda fagositer sistem defektleri ak›lda bulundurulmal›d›r. Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Hayriye Nermin Keçeci2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya G‹R‹fi: Adenozin deaminaz(ADA) eksikli¤i, otozomal resesif geçiflli, nadir görülen bir immün yetmezliktir. Tekrarlayan enfeksiyonlar ve lenfopeni di¤er a¤›r kombine immün yetmezlik(AK‹Y) tiplerinde oldu¤u gibi bu hastalar›n da en belirgin özelli¤idir. Burada hematoloji klini¤inde bisitopeni ve kemik ili¤i aspirasyonunda blastlar›n görülmesi nedeni ile lökoz aç›s›ndan araflt›r›l›rken, ADA eksikli¤ine ba¤l› AK‹Y tan›s› alan bir olgu sunulmufltur. OLGU: Üç ayl›k k›z hasta bisitopeni nedeni ile hematoloji klini¤inde tetkik edilirken, hipogammaglobulinemisinin olmasi uzerine klini¤imize konsulte edildi. Hikayesinden yenido¤an doneminden itibaren tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyon nedeniyle hastaneye yat›flinin oldu¤u o¤renildi. Anne baba aras›nda akrabal›k olmayan hastan›n dört ye¤eninde bir yafl alt›nda bilinmeyen nedenle bebek ölümü hikayesi mevcuttu. Fizik muayenede yüksek damak, mikrognati ve retrognatisi olan hastanin tonsilleri hipoplazikti. Cekilen PA-akciger grafisinde timus gölgesi izlenmemekteydi. Laboratuar incelemede belirgin lökopeni, trombositopenisi ve hipogammaglobulinemisi mevcuttu. Bisitopenisi nedeni ile yap›lan iki kemik ili¤i incelemesinde %20-30 oran›nda myeloblast saptand›. Ancak hastan›n a¤›r lenfopenisinin ve hipogammaglobulinemisinin olmas›, direkt grafide timus gölgesinin olmamas›, periferik kan lenfosit alt grub analizinde: CD19(%3), CD4( %1), CD8( %4), NK( %6) oranlar›n›n çok düsük olmas› nedeniyle hasta T(-), B(-), NK(-) AK‹Y olarak kabul edildi. ADA aktivitesinin düflük, deoksiadenozin nukleotid seviyesinin yüksek bulunmas› uzerine ADA eksikli¤ine ba¤l› AK‹Y tan›s› konuldu. Dört ayl›kken HLA dokusu tam uyumlu kardeflten K‹T yap›lan hasta halen düzenli aral›klarla poliklini¤imizden izlenmektedir. SONUÇ: Hayat›n erken döneminde bafllayan tekrarlayan enfeksiyonlar ve lenfopeni AK‹Y için uyar›c› bulgulard›r. Hastam›zda bisitopeninin olmas› ve kemik ili¤i aspirasyonunda blastlar›n izlenmesi hastan›n yanl›fll›kla lökoz olarak de¤erlendirilmesine yol açm›fl ve tan›da gecikmeye neden olmufltur. Bu tür hastalarda PA akci¤er filminde timusun varl›¤›na dikkat edilmeli, immunglobulin seviyeleri ile birlikte lenfosit alt grup analizi yap›larak immun yetmezlik aç›s›ndan mutlaka de¤erlendirilmelidir. P-163 N‹JMEGEN BREAKAGE SENDROMU: ÜÇ OLGU SUNUMU Bahar Göktürk1, Mine K›raç1, Serap Genç Yüzüak2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1 1 Meram T›p Fakültesi, Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya 2 Meram T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya G‹R‹fi: Nijmegen Breakage Sendromu(NBS) mikrosefali, kufl yüzü görünümü(bird face), boy k›sal›¤›, immün yetmezlik, radyasyon duyarl›l›¤› ve artm›fl lenfoid malignite riski ile karakterize, nadir görülen otozomal resesif bir hastal›kt›r. OLGU1: Onbir ayl›k erkek hasta, 3 ayl›ktan itibaren ayda bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme flikayeti ile baflvurdu. Soy geçmiflinde anne babas› akraba olan hastan›n muayenesinde büyüme gerili¤i, mikrosefali, kufl yüzü görünümü, malnutrisyon, yüksek damak, tonsil hipoplazisi tesbit edildi. Laboratuar incelemesinde IgA, IgG de¤erleri ve lenfosit alt grup analizinde B lenfosit oran› düflüktü. Takibinde(7yafl) B hücre oran› normale dönen hastan›n IgG ve IgM düzeyleri düflük bulundu. Hasta antibiyotik profilaksisi ile genel durumu iyi olarak izlenmektedir. OLGU2: Onbir ayl›k erkek hasta, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle baflvurdu. Birinci olgunun kardefli olan hastam›z›n muayenesinde büyüme gerili¤›, mikrosefali, kufl yüzü görünümü ve malnutrisyon tesbit edildi. Laboratuar incelemesinde IgG, IgM ve lenfosit alt grup analizinde B hücre oran› düflüklü¤ü saptand›. Hasta antibiyotik profilaksisine al›nd›. Takipsiz kalan hastan›n son kontrolünde(2.5yafl) bronfliolitis obliteransla uyumlu akci¤er bulgular› saptand›. ‹mmünolojik tetkiklerinde IgG, IgM, B lenfosit oran› düflüklü¤ünün devam etti¤i görüldü. Mevcut tedavisine inhale steroid IVIG eklendi. OLGU3: Dört ayl›k k›z hasta h›r›lt› flikayeti ile baflvurdu. ‹ki ayl›ktan itibaren tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyon geçirdi¤i, anne baban›n akraba oldu¤u ö¤renildi. Muayenesinde malnutrisyon, mikrosefali, kufl yüzü görünümü. Laboratuar incelemesinde anemi (Hb:7.1gr\dl), agamaglobulinemi, NK ve B lenfosit yoklu¤u tesbit edildi. Hastaya antibakteriyal ve antifungal profilaksi baflland›. Ligaz 4 ve NBS genlerinde mutasyon gösterilemedi ancak protein ekspresyon düzeyinde defekt bulundu. Takibinde enfeksiyonlar› kontrol alt›na al›namayan hastaya IVIG baflland› ve hasta halen genel durumu iyi olarak izlenmektedir. SONUÇ: NBS nadir görülen bir sendromdur. Bu sendroma immün yetmezlik tablosunun efllik edebilece¤i ak›lda tutulmal›d›r. P-162 KRON‹K GRANULAMATÖZ HASTALIKLI 4 OLGU SUNUMU Gülsüm Alkan, Mine K›raç, Bahar Gokturk, Sevgi Kelefl, ‹smail Reisli Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Allerji ve immünoloji Ana Bilim Dal›, Konya Kronik granulomatöz hastal›k(KGH), fagositlerdeki NADPHoksidaz sistemindeki yetersizli¤e ba¤l› olarak; katalaz(+) mikroorganizmalar ve aspergillus gibi ajanlar›n öldürülememesi, bunun sonucu hücresel immünite arac›l›¤›yla granülom formasyonu oluflumu ile karakterize bir immün yetmezliktir. Burada farkl› klinikte baflvuran dört olgu sunulmufltur. OLGU1: On befl yafl›nda miliyer tüberküloz nedeniyle tedavi gören hasta 4 yafl›nda da tuberkuloz tedavisi alm›fl olmas› sebebiyle immün tarama için basvurdu. Hikayesinden lenfadenit nedeniyle yap›lan eksizyonel biyopsinin granülomatöz iltihap, kedi t›rm›¤› hastal›¤› olarak de¤erlendirildi¤i ö¤renildi. Tetkiklerde oksidatif burst belirgin düflüktü, KGH olarak kabul edilerek tüberküloz tedavisine ek olarak gamainterferon baflland›. Klinik düzelme sa¤lanan hasta gamainterferon, antifungal, antibiyotik profilaksi ile sa¤l›kl› olarak takip ediliyor. OLGU2: Üç yafl›nda erkek hasta 6 ayd›r bacaklarda devam eden yaralar ile baflvurdu. Alt› ayl›ktan itibaren ara ara ak›nt›l› yaralar›n devam etti¤i ö¤renildi. Yara kültüründe acinetobakter, staf‹lokok, psodomonas üremedi. Oksidatif burstte düflüklük saptanarak KGH tan›s› konuldu. Gamainterferon bafllanan hastada iyileflme sa¤land›. OLGU3: Birbuçuk yafl›nda k›z hasta hasta milier tüberküloz nedeni ile tedavi al›rken tekraralayan sinopulmoner enfeksiyonlar›n›n olmas› nedeniyle de¤erlendirildi. Yap›lan immünolojik testlerde CD3, CD4 81 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-164 P-165 (devam›) ‹NFANT‹L ‹NFLAMATUVAR BA⁄IRSAK HASTALI⁄I ‹LE PREZENTE OLAN B‹R OLGUDA ‹NTERLÖK‹N-10 RESEPTÖR DEFEKT‹ Fizik muayenesinde hepatomegali, USG’de multipl karaci¤er kistleri saptand›. Antitüberküloz, antibiyotik ve antifungal tedavi, izlemde hemofagositoz geliflmesi nedeniyle HLH 2002 protokolü, tedaviye yan›t olmamas› üzerine interferon-γ ve granülosit infüzyonlar› uyguland›. Karaci¤er abselerinin yayg›n olmas› nedeniyle rezeksiyon yap›lamad›. Perkutanöz direnajla k›smi iyileflme sa¤land›. Hikayesinde BCG lenfadeniti tan›s› olan ablas›na da aile taramas›nda KGH tan›s› konuldu. SONUÇ: Sunulan hastalar, ayn› homozigot mutasyon saptanm›fl olmas›na ra¤men farkl› yafllarda, farkl› prezentasyonlarla baflvurmufllar, farkl› klinik seyir göstermifllerdir. Bu farkl›l›k hastalar›n genetik kompozisyonlar› ile ilgili olabilir. Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Baran Erman1, Ça¤man Tan1, Bar›fl Kuflkonmaz2, Gülin H›zal 3 , Burcu Berbero¤lu 3 , F. ‹lhan Tezcan 1 , fi. Özden Sanal 1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim Dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Gastroenteroloji Anabilim Dal›, Ankara ‹nflamatuvar ba¤›rsak hastal›¤› (‹BH) etyolojisinde oral tolerans›n bozulmas›n›n önemli etkisi olabilece¤i düflünülmektedir. Oral tolerans›n sa¤lanmas›nda de¤iflik mekanizmalar rol almakta olup, IL-10 ve TGFβ arac›l› immün supresyon etkili bir koruma sa¤lamaktad›r. IL-10 reseptör (R) alt-ünitesi 1 ve 2’nin kodland›¤› s›ras›yla IL-10-RA ve B gen mutasyonlar›n›n erken bafllang›çl› ‹BH ile iliflkisi bulunmufltur. Burada Crohn hastal›¤› ile prezente olup IL-10-RB mutasyonu saptanan, hematopoietik kök hücre transplantasyonuna (HKHT) karar verilen olgu sunulmaktad›r. Onbefl ayl›k erkek hasta 2 ayl›ktan itibaren aral›kl› olarak tekrar eden anal abse, diaper dermatit, 6 aydan sonra giderek artan s›kl›kta olan ishal, anal bölgede ülserleri olmas› nedeniyle sevkedildi. Hastan›n annebabas› aras›nda 1. derece akrabal›k vard›. Fizik muayenede anal bölgede anüse yak›n yerleflimli derin ülser, çevresinde püy vard›. Tam kan say›m›nda Hb:11,0g/dl, BK:24800/mm3, PLT:467000/mm3, periferik yaymada mutlak lökosit ve lenfosit say›lar› s›ras›yla 5300/mm3, 13800/mm3 eritrosit sedimentasyon h›z› 120mm/sa, C-reaktif protein düzeyi 24mg/dl’ydi. Hastada homozigot IL-10RB gen mutasyonu (c.G477A, p.Trp159X) saptand›. Ba¤›rsak biyopsisinde ülserasyon, aktif kolit bulgular› vard›. Anti-inflamatuvar tedaviye (steroid, asetil salisilik asit) cevap vermeyen hastan›n oral al›m› kesilip TPN baflland›. ‹nflamasyonu bask›lamak amac›yla mezenkimal kök hücre tedavisi verildi. Hastaya HLA doku gruplar›na göre hasta ile tam uyumlu oldu¤u saptanan ablas›ndan HKHT yap›ld›. ‹BH’da monogenik kal›t›m varl›¤› aç›s›ndan yap›lan çal›flmalarda, aralar›nda birinci derece akrabal›k iliflkisi ve etkilenmifl iki çocu¤u olan Türk kökenli ailede IL-10RB gen mutasyonu tespit edilmifltir. IL-10RB defekti olan hastaya uygulanan HKHT sonucunda hastan›n ileokolit tablosunda remisyon sa¤lanm›flt›r. Erken bafllang›çl›, tedaviye cevaps›z ve a¤›r seyreden ‹BH varl›¤›nda etiyolojide genetik defektin belirlenmesi, tedavi ve prognoz aç›s›ndan çok önemlidir. P-166 SALMONELLA ENTER‹T‹S’E BA⁄LI GEL‹fiEN LÖKOS‹TOKLAST‹K VASKÜL‹T:IL-12 RESEPTÖR 1 BETA EKS‹KL‹⁄‹? Serkan Filiz1, Dilara Fatma Kocac›k Uygun1, Ayflen Bingöl1, Olcay Ye¤in1, Easther Van De Vosse2 1 Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal› 2 Department of Infectious Disaeses,Leiden University Medical Center Mikobakteriyel enfeksiyonlara Mendelian hassasiyet (MSMD); nontüberkuloz mikobakteri ve salmonella enfeksiyonlar›na yatk›nl›¤a ba¤l› ciddi ve kimi zaman ölümcül seyreden nadir görülen hastal›klar tablosudur. Mikobakteri ve Salmonella gibi intraselüler patojenlerinin öldürülmesinde önemli olan Tip-1 sitokin yola¤›ndaki IL12/IL23p40, IL-12/IFN23Rβ1, IFN-γR1,IFN-γR2 ve STAT1’i kodlayan proteinlerdeki mutasyonlara ba¤l› geliflir. Dört buçuk yafl›nda k›z hasta 2 y›ld›r tekrarlayan bacak ve gövdede yayg›n döküntü, boyunda flifllikler nedeniyle baflvurdu. Öyküsünde 8 ayl›k ile BCG afl›s›na sekonder süpüratif lenfadenit geliflti¤i ve 2 yafl›ndan sonra tekrarlayan servikal lenfadenopatilerin ve alt extremitelerinde yayg›n döküntülerin oldu¤u ö¤renildi. Farkl› merkezlerde yap›lan cilt biyopsilerinde lökositoklastik vaskülit, lenf nodu biyopsilerinde reaktif lenfadenit ile uyumlu oldu¤u ve Salmonella tüp agglutinasyon pozitifli¤i nedeniyle antibiyotik tedavisi ald›¤› ö¤renildi. Muayenesinde özellikle eksremitelerde ve gövdede yayg›n, kafl›nt›s›z purpurik k›rm›z› renkte döküntüler ve boyunda en büyü¤ü 2x1.5 cm çap›nda a¤r›s›z multip lenfadenopatileri mevcuttu. Laboratuar incelemesinde; normokrom normositer anemi, akut faz reaktanlar›nda pozitiflik, hipergammaglobunemi, Salmonella Typhi H ve O grup agglutinasyonu pozitifli¤i ve kan kültüründe Salmonella Enteritis üremesi vard›. Cilt biyopsisi: lökositoklastik vaskülit, lenf nodu biyopsisi reaktif lenfadenit ile uyumlu idi. Salmonella enfeksiyonu için sefriakson tedavisi baflland›. Tedavinin 3.gününden itibaren döküntülerinde ve akut faz reaktanlar›nda gerileme saptand›. Tedavi 15 güne tamamlarak hasta taburcu edildi. Poliklinik izleminde döküntüleri ve lenfadenopatileri belirgin flekilde geriledi. Salmonella aç›s›ndan bak›lan kan ve d›flk› kültürleri negatif olup, izlemi devam etmektedir. Klinik bulgular ve hikayesi ile ‹nterlökin 12/23-IFN-γ aks› bozuklu¤u düflünülerek Leiden Üniversitesine moleküler analiz gönderildi. T hücrelerinde IL-12RB1 ekspresyonu olmad›¤› saptand›. ‹lgili mutasyon analizi için sekans araflt›r›lmas› ayn› merkezde devam etmektedir. P-165 FARKLI KL‹N‹K PREZENTASYONLARLA BAfiVURAN P47- PHOX MUTASYONUNA SAH‹P ÜÇ KRON‹K GRANULOMATÖZ HASTALIK VAKASI Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 2 , Bülent Cengiz 3 , ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji Bölümü 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü 3 Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Enfeksiyon Hastal›klar› Bölümü P-167 Kronik granülomatöz hastal›k (KGH) NADPH oksidaz komponentlerinden birindeki eksikli¤e ba¤l› olarak hücre-içi öldürme fonksiyonundaki bozuklukla karakterize bir primer immün yetmezliktir. Komponentlerden gp91phox’deki mutasyonlar X’e ba¤l›, p22-phox, p47-phox, p67-phox mutasyonlar› otozomal resesif kal›t›l›r. Hastal›¤›n klinik prezentasyonlar›, süpüratif adenit, subkutan ve karaci¤erde abseler, osteomyelit, fungal pnömoni ve sepsis, BCG lenfadenitidir. Burada NCF1 geninde ayn› homozigot mutasyon görülen üç KGH olgusu sunulmaktad›r. OLGU 1 ve 2: Onalt› yafl›nda k›z hasta sa¤ elde yedi ayd›r devam eden a¤r›l› büllöz lezyonlarla baflvurdu. Erkek kardeflinde 22 yafl›ndayken tüberküloza ba¤l› ölüm öyküsü olan hastan›n biyopsisi tüberküloz daktiliti ile uyumluydu. Hastan›n 33 yafl›ndaki ablas› dört y›ld›r süren öksürük, rekürren atefl, kilo kayb› flikayetleri ile baflvurdu. Akci¤er grafisinde bilateral hiler, mediastinal lenfadenopati ve nodüler infiltrasyonlar bulunan hastan›n mediastinal lenf nod biyopsisi reaktif hiperplazi olarak rapor edildi. OLGU 3: ‹ki yafl›nda erkek hasta üç ayd›r süren atefl nedeniyle baflvurdu. TEKRARLAYAN MYCOBACTERIUM ENFEKS‹YONLARIYLA SEYREDEN B‹R IL12Rβ1 DEFEKT‹ OLGUSU Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 2 , Nural Kiper 3 , ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji Bölümü 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü 3 Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Gö¤üs Hastal›klar› Bölümü Mikobakteriyal enfeksiyonlara hassasiyet gösteren mendelian kal›t›ml› hastal›klardan IL12Rβ1 defektinde hastalar BCG afl›s›nda oldu¤u gibi zay›f virulans› olan mikobakteriler, nontüberkuloz mikobakteriler (NTM) ve nontifoidal salmonella enfeksiyonlar›na hassast›rlar. 82 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-167 (devam›) P-169 OLGU: Anne-baba aras›nda 1. derece akrabal›k, annesinin iki erkek kardeflinde sütçocuklu¤u döneminde nedeni bilinmeyen ölüm hikayesi olan, iki ayl›kken BCG afl›s› sonras› sol koltuk alt›nda flifllik nedeniyle d›fl merkezde yap›lan biyopsisi BCG lenfadenitiyle uyumlu bulunan erkek hasta befl ayl›kken klini¤imizde görüldü. Rutin immunolojik test sonuçlar› (serum immunoglobulin de¤erleri, lenfosit subset, NBT), akci¤er grafisi normaldi, ppd negatifti. Antitüberküloz tedavi 9 aya tamamland›. ‹ki yafl›nda apendektomi sonras› sa¤ gluteal bölgede anüse uzanan 8x11 santimetre flifllik nedeniyle hastanemize refere edildi, gluteal abse tan›s›yla yat›r›ld›. Kültürde mycobacterium tuberculosis complex (m.tuberculosis, m.bovis, m. africanum) üredi. Dokuz ayl›k antitüberküloz tedaviden üç ay sonra sa¤ inguinal bölgede geliflen lenfadenopati ve antitüberküloz tedaviye ra¤men dört yafl›nda sol krista iliakada litik lezyondan al›nan materyalde mycobacterium bovis üredi. Antitüberküloz tedavi ak›nt› ve üremenin süreklili¤i nedeniyle 10 yafl›na kadar çeflitli kombinasyonlarda devam edildi. IL12Rβ1 defekti tan›s› alan hasta yedi yafl›ndayken bir y›l IFN γ tedavisi kulland›. Tedavisiz sekiz y›l flikayeti olmayan hasta 18 yafl›nda kar›n a¤r›s› ve ateflle baflvurdu, mezenterik ve periçekal lenfadenit saptand›. Laparotomide lenf nodlar›ndan birinde ba¤›rsa¤a fistülizasyon gözlendi, rezeksiyon uyguland›. Kültürde mycobacterium bovis üredi. SONUÇ: Primer mikobakteriyal hastal›k geçiren IL12Rβ1 defekti olan hastalarda sekonder mikobakteriyal enfeksiyon ve tedaviden sonra rekürrens olmad›¤› belirtilmektedir. Olgu, sekiz y›l tedavisiz remisyonda bulunmas›na ra¤men 18 yafl›nda primer hastal›¤›n›n tekrarlamas› nedeniyle sunulmufltur. NAD‹R GÖRÜLEN B‹R ‹MMÜN YETMEZL‹K. LÖKOS‹T ADEZYON EKS‹KL‹⁄‹ T‹P 3 Özlem Cavkaytar 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 1 , Mustafa Büyükavc› 2 , Selin Aytaç Elmas3, Fatma Gümrük3, Özden Sanal1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Ankara 2 Erzurum Atatürk Üniversitesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Erzurum 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Ankara G‹R‹fi: Lökosit adezyon eksikli¤i-III (LAD-III) lökositoz, trombosit disfonksiyonu ve tekrarlayan enfeksiyonlarla karakterize lökosit integrinlerinin sinyal iletimindeki fonksiyon bozuklu¤undan kaynaklanan nadir görülen bir immün yetmezliktir. Kindlin-3 proteinini kodlayan FERMT-3 genindeki mutasyon hastal›¤a neden olur. fiu ana kadar LADI tan›s› alan 200 hasta tan›mlanm›flken yaklafl›k 20 hasta LAD-III tan›s› alm›flt›r. Burada yeni bir hasta sunulmufltur. VAKA SUNUMU: ‹ki ayl›k k›z hasta inatç› lökositoz, do¤umdan hemen sonra bafllayan ekstremilerde rekürren petefli ve ekimoz geliflmesi ve pnömoni nedeniyle hastaneye yatma öyküsü ile baflvurdu. Bir kez eritrosit transfüzyonu alan hastan›n anne ve babas› ikinci dereceden akraba idi ve kanama diyatezi olan kardefli 35 günlükken kaybedilmiflti. Fizik muayenede göbe¤i henüz düflmemiflti. Laboratuvar bulgular›nda anemisi (Hg: 7.7 g/dl), lökositozu (BK:27000/μl) ve hafif trombositopenisi (PLT: 78000/μl) olan hastan›n CD 18 düzeyi normaldi. Periferik kan yaymas›nda %23 oran›nda blast ve erken miyeloid seriye ait öncül hücreleri mevcuttu, kemik ili¤i aspirasyon yaymas›nda blast veya herhangi bir hücre serisinde duraklama yoktu. LAD-III ön tan›s›yla (Tablo 1) yap›lan mutasyon analizinde FERMT3 geninde ekzon 12’de homozigot mutasyon (c.1525C>T)* saptand›. Anne, baba ve hayattaki kardeflin tafl›y›c› oldu¤u saptand›. Sonras›nda randevular›na gelmeyen hastaya HLA tam uyumlu anneden kök hücre transplantasyonu planland› ancak hasta randevu tarihinde gelmedi, ve telefonda konufl›ldu¤unda hastan›n eksitus oldu¤u ö¤renildi. SONUÇ: LAD-III erken bebeklik döneminden itibaren tekrarlayan enfeksiyonlarla seyreden nadir görülen immün yetmezliklerden biridir. Enfeksiyonlar aras›nda da inatç› lökositozu ve yenidogan döneminden itibaren kanama diyatezi olan hastalarda tan›da akla gelmelidir. Allojeneik kök hücre transplantasyonu tek tedavi seçene¤idir ve hasta kanama veya enfeksiyonlarla erken dönemde kaybedilebilece¤inden mümkün olan en k›sa sürede yap›lmal›d›r. P-168 ATOP‹K DERMAT‹T BENZER‹ DER‹ BULGULARI ‹LE BAfiVURAN MATERNAL ENGRAFTMANI OLAN A⁄IR KOMB‹NE ‹MMÜN YETMEZL‹K OLGUSU Özlem Cavkaytar 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 1 , Münevver Soyoral 2 , Özden Sanal1, ‹lhan Tezcan1 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara G‹R‹fi: Atopik dermatit sanayileflmifl ülkelerde çok say›da çocuk ve eriflkinde görülebilen kronik inflamatuar bir hastal›kt›r. Genetik durum, parental atopi, bebeklik dönemindeki beslenme flekli, aeroallerjenlere ve besin allerjenlerine maruziyet atopik dermatitin ortaya ç›kmas›na neden olmaktad›r. Burada atopik dermatit nedeniyle baflvuran ve sonuçta a¤›r kombine immün yetmezlik ve maternal engraftman tan›s› alan bir hasta sunulmaktad›r. VAKA SUNUMU: Dokuz ayl›k erkek hasta iki ayl›kken bafllayan yüzde ve tüm vücutta k›rm›z› kafl›nt›l› döküntü ve saçl› deride sar› kurutlu lezyonlar nedeniyle baflvurdu. Öyküsünde atopik dermatit ve seboreik dermatit tan›lar› ile izlendi¤i, uygulanan steroidli kremlerden k›smi fayda gördü¤ü, topikal ilaçlar ile artan pamukçuk hikayesi oldu¤u, alt› ve sekiz ayl›kken birer kez bronfliyolit ve pnömoni geçirme öyküsü oldu¤u, annesi babas› aras›nda akrabal›k olmad›¤›, annenin erkek kuzeninde bebeklik döneminde a¤›z içinde tekrarlayan pamukçuk ve eksitus öyküsü oldu¤u ö¤renildi. Laboratuvar testlerinde mutlak lenfosit say›s› normal, IgG 100 mg/dl (304-1231), IgM 29 mg/dl (32-203), CD3 %63, CD4 %3, CD 8 %33, CD 16+56 %1 CD 19 %35 oran›nda olan hastan›n lenfosit proliferasyon testi düflüktü, yap›lan cilt biyopsisi maternal engraftman ile uyumlu bulundu. Moleküler analiz sonucunda IL2RG geninde mutasyon saptand› ve X’e ba¤l› a¤›r kombine immün yetmezlik tan›s› ald›. Hastaya HLA tam uygun anneden periferik kök hücre nakli yap›ld› ve cilt lezyonlar›nda belirgin gerileme oldu. Nakil sonras› +12. ayda sa¤l›kl› olarak izlenmektedir. SONUÇ: A¤›r kombine immün yetmezlikte enfeksiyon, plasentadan geçen T lenfositlerin neden oldu¤u maternal GVHD ya da kök hücre transplantasyonu nedeniyle ortaya ç›kan GVHD döküntüye neden olabilir. Atopik dermatit nedeniyle baflvuran hastalarda ay›r›c› tan›da immün yetmezlik her zaman ak›lda tutulmal›d›r. P-170 ACT‹VAT‹ON-‹NDUCED CYT‹D‹NE DEAM‹NASE (AID) GEN‹NDE HETEROZ‹GOT R190X MUTASYONU: GEÇ TANI ALMIfi ‹K‹ H‹PER IgM SENDROMU OLGUSU Caner Aytekin 1 , Deniz Gülo¤lu 2 , Meltem Ar›kan 2 , Figen Do¤u 2 , Anne Durandy3, Aydan ‹kincio¤ullar›2 1 Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara 3 INSERM U 429, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa G‹R‹fi: Hyper-IgM sendromu (HIGM) B hücresinde immunoglobulin izotip de¤ifliminin bozulmas› sonucu geliflen, normal veya artm›fl serum IgM ile azalm›fl IgG ve IgA düzeyleri ile karakterize bir primer immün yetmezliktir (P‹Y). Burada, otozomal dominant heterozigot AID gen mutasyonu sonucu geliflen HIGM tan›s› koyulan adolesan erkek hasta ve annesi sunulmaktad›r. OLGU 1: 17 yafl›ndaki erkek hasta boyunda lenfadenopati nedeniyle baflvurdu. Öyküsünde bebeklikten beri s›k tekrarlayan alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlar› geçirdi¤i ö¤renildi. Anne-babas› aras›nda akrabal›k yok ve sa¤l›kl› bir erkek kardefli vard›. Serum IgG düzeyi düflük, serum IgA ve IgM düzeyleri yüksekti. CD19+CD27+IgM-IgD- B hücreleri (classsswitched memory B cells) düflük saptand›. Akci¤er tomografisinde bronfliektazi görüldü. Hastaya bu bulgularla antikor eksikli¤i ile giden P‹Y hastal›¤› ile hiper IgM sendromu ön tan›s› koyuldu. Yap›lan genetik analiz sonucunda AID geninde bir alelde R190X mutasyonu gösterildi ve otozomal dominant HIGM tan›s› kesinlefltirildi. Hasta ayl›k ‹V‹G replasman› ve antibiyotik proflaksisi ile bir y›ld›r enfeksiyonsuz olarak izlenmektedir. 83 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-170 (devam›) P-172 OLGU 2: Birinci olgunun 38 yafl›ndaki annesinin çocukluktan beri s›k tekrarlayan alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlar› geçirdi¤i ve bronfliektazi nedeniyle ameliyat oldu¤u ö¤renildi. Anne-babas› aras›nda akrabal›k yoktu. Serum IgG ve IgA düzeyleri düflük, IgM düzeyi yüksekti. CD19+CD27+IgMIgD- B hücreleri düflük olarak saptand›. Genetik analizde ayn› mutasyon gösterildi ve otozomal dominant HIGM tan›s› kesinlefltirildi. Hasta ‹V‹G replasman› ve antibiyotik proflaksisi ile bir y›ld›r enfeksiyonsuz olarak izlenmektedir. Olgular›n immünolojik verileri afla¤›daki Tablo’da sunulmaktad›r. SONUÇ: P‹Y’ler genellikle çocukluk ça¤›nda görülmesine ra¤men daha ileri yafllarda da tan› alabilmektedirler. Hastalar›n komplikasyonlar geliflmeden erken tan› almalar›, ancak P‹Y’lerin fark›ndal›¤›n›n artt›r›lmas› ile mümkündür. EGZEMA, ASTIM VE BES‹N ALLERJ‹S‹ ‹LE BAfiVURAN OLGUDA OTOZOMAL RESES‹F H‹PER-IgE SENDROMU: DOCK8 EKS‹KL‹⁄‹ Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Özlem Keskin3, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Süleyman Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1, Özden Sanal3 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 3 Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Gaziantep Tablo 1. Olgular›n immünolojik özellikleri IgG (mg/dl) IgA (mg/dl) IgM (mg/dl) Kan grubu ‹zohemagglutinin titresi Polio Ab titresi (PT1, 2, 3) Difteri Ab titresi (IU/ml) CD3+CD16-56-(%) CD3+CD4+ (%) CD3+CD8+ (%) CD3-CD16+56+(%) CD19+(%) CD20+(%) HLA-DR+(%) CD19+CD40+ (%) CD3+CD40L+ (%) CD19+CD27+IgM-IgD- (%) ‹n-vitro T hücre aktivasyonu (PHA ile) CD3+CD25+ (%) CD3+CD69+ (%) Olgu 1 660 230 310 A Rh (+) Anti B 1/1024 <1/4 0.007 44 20 19 48 7 6 21 6.5 83 2.3 Olgu 2 149 <6.06 625 AB Rh (+) ölçülmedi ölçülmedi ölçülmedi 76 18 57 7 9 9 31 8 ölçülmedi 1.4 42 65 67 81 G‹R‹fi: Otozomal resesif hiper-IgE sendromu egzema, tekrarlayan pnömoni, viral deri enfeksiyonlar› ve IgE yüksekli¤i ile karakterizedir ve DOCK8 gen defektinin bu hastal›¤a yol açt›¤› gösterilmifltir. Hastalarda bebeklikte bafllayan atopik dermatit yan›nda besin allerjisi, ast›m ve anafilaksi efllik edebilir. Burada ön planda yak›nmalar› ast›m ve besin alerjisi olan bir olgu sunulmaktad›r. OLGU SUNUMU: Yedi yafl›ndaki k›z hastada 15 günlükken egzeman›n bafllad›¤›, bebeklik döneminde süt ve yumurta yedi¤inde egzemada art›fl ve dudakta anjiyoödem, sonraki y›llarda da bu¤day, f›nd›k, bal›k ve kivi tüketimi ile benzer semptomlar›n›n oldu¤u ö¤renildi. Bir yafl›ndan beri öksürük ve h›r›lt› için inhale kortikosteroid, montelukast ve gerekti¤inde bronkodilatör tedavileri ald›¤›, tekrarlayan bronflit, akci¤er enfeksiyonu, otit, herpes labialis geçirdi¤i, bölümümüze baflvurusundan üç hafta önce zona geçirdi¤i ve sonras›nda piyodermi nedeniyle hastaneye yat›r›ld›¤› ö¤renildi. Fizik muayenede, deride yayg›n ve a¤›r derecede egzema, gö¤üs sa¤ ön ve arka duvar›nda belli bir dermatomu tutan zona lezyonlar› vard›. Laboratuvar bulgular›nda ise IgM düzeyi düflük, IgE düzeyi çok yüksek ve eozinofilisi mevcuttu. Anti Hepatit B antikor yan›t›nda, lenfosit alt gruplar›ndan CD3, CD4 düzeylerinde ve izohemaglütinin düzeylerinde düflüklük olan hastan›n lenfosit proliferasyonu hafif-orta düzeyde düflük saptand›. Bu klinik özellikler ve laboratuvar bulgular›yla hastada otozomal resesif hiper-IgE sendromu tan›s› düflünüldü ve sekans analizi ile DOCK8 mutasyonu saptand›. SONUÇ: Egzema, besin allerjisi ve ast›ml› olgularda tekrarlayan enfeksiyonlar varl›¤›nda immün yetmezlik araflt›r›lmal›d›r. Otozomal resesif geçiflli DOCK8 mutasyonu ile ortaya ç›kan hiper-IgE sendromu di¤er immün yetmezliklerden beraberinde tekrarlayan viral deri enfeksiyonlar› (HSV, HPV), besin alerjisi ile ay›rt edilir. Bu hastalarda erken tan› ve kök hücre nakli hayat kurtar›c›d›r. Normal 944-1,505 65-176 86-175 >1/8 >=1/8 >= 0.01 58-82 26-48 16-32 8-30 10-30 9-28 16-35 6.5-29.2 46-89 50-76 P-171 P-173 GRISCELLI SENDROMU T‹P 2: RAB27A GEN MUTASYONU GÖSTER‹LEN B‹R OLGU DOCK8 EKS‹KL‹⁄‹ OLAN VAKAMIZDA BAfiARILI KEM‹K ‹L‹⁄‹ TRANSPLANTASYONU Caner Aytekin1, Emine Polat1, Figen Do¤u2, Genevieve De Saint Basile3, Aydan ‹kincio¤ullar›2 1 Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara 2 Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara 3 INSERM U 768, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa Ayfle Metin1, Betül Tavil2, Fatih M. Az›k2, Dilek Azkur1, Ayflegül Akan1, ‹kbal Ok Bozkaya2, Can Kocabafl1, Bahattin Tunç2, Duygu Uçkan2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Bölümü ve Kemik ‹li¤i Transplantasyon Ünitesi, Ankara G‹R‹fi: Griscelli sendromu tip 2 (GS2), RAB27A gen mutasyonu sonucu oluflan, otozomal resesif kal›t›m gösteren nadir bir primer immün yetmezlikdir (P‹Y). RAB27A, hücre içi melanozom transportunda rol alan RAB27A-MLPH-MYO5A üçlü protein kompleksinde yer alan bir moleküldür. RAB27A eksikli¤i T ve NK hücrelerden sitotoksik granül sal›n›m›n› engelleyerek sitotoksik aktivite ve melanozom sal›n›m› bozar. GS2 parsiyel kutanöz albinizm, gümüfl-gri saç, baz› enfeksiyonlara karfl› artm›fl duyarl›l›k ve yaflam› tehdit eden hemofagositik lenfohistiyositozise (HLH) e¤ilimle karakterize, hematopoetik kök hücre nakli yap›lmazsa ölümcül olabilen P‹Y hastal›¤›d›r. Burada RAB27A gen mutasyonu gösterilen bir GS2 olgusu sunulmaktad›r. OLGU: ‹ki ayl›k erkek hasta aral›kl› atefl ve kar›n fliflli¤i yak›nmalar›yla baflvurdu. Anne-babas› aras›nda akrabal›k olan hastan›n sa¤l›kl› iki kardefli oldu¤u ö¤renildi. Fizik muayenede genel durumu kötü, cilt soluk, solunum güçlü¤ü ve hepotosplenomegali mevcuttu. Hastan›n saçlar› metalik bir parlakl›¤› sahip gümüfli renkte idi. Laboratuvar incelemelerinde anemi, nötropeni, trombositopeni, serum trigliserid ve ferritin düzeylerinde yükseklik saptand›. Serum immünglobulin düzeyleri, periferik kan lenfosit alt gruplar› ile in-vitro T hücre fonksiyonlar› normal idi. Tekrarlanan kemik ili¤i aspirasyonu incelemelerinde hemofagositoz görülemedi. Saç›n ›fl›k mikroskopisinde düzensiz pigment kümelenmeleri görüldü. Hastaya saç, klinik-laboratuvar özellikleri ile GS ve HLH tan›s› koyuldu ve immünsüpresif tedavi baflland›. Ancak hasta akci¤er kanamas› ve çoklu organ yetmezli¤iyle kaybedildi. RAB27A gen analizinde homozigot kompleks delA148+G149C mutasyonu gösterildi. SONUÇ: Klinik ve laboratuvar özellikler ile saç telinin ›fl›k mikroskopisindeki özel görünümü GS’unu düflündürmelidir. Erken tan› ve tedavi hayat kurtar›c› olacakt›r. Otozomal resesif DOCK8 eksikli¤ine ba¤l› Hiper Ig E sendromu tan›s› alan k›z hastada baflar›l› bir allogeneik kök hücre transplantasyonu takdim edilecektir. Hasta a¤›r ve yayg›n atopik dermatit, tekrarlayan alt solunum yolu enfeksiyonlar›, a¤›zda, ciltte ve t›rnaklarda kandida enf., IgE’nin 10 000Ü/ml, kanda eozinofil say›s›n›n >5000/mL olmas› ile tan›s› ald›.Serumda IgA düflük, flow sitometrik analizde CD4+ T hücre düflüklü¤ü (absolü: 250/mL), CD3+ T hücre 28%, CD19+B hücre 60%, CD16+56+ NK hücre 5% bulundu. IVIG, itraconazole, profilaksi sulfamethoxazole-trimethoprim ve immune modulatör olarak rhIFN-g ile yap›ld›. Hasta ve ailesinin genomik DNA’lar›nda DOCK8 geni bafllang›çtan 25. ekzona kadar homozigot büyük bir delesyon saptand›. Kardefl ölüm öyküleri nedeniyle transplantasyon planland› ancak bu s›rada pulmoner tüberküloz saptanan hasta tedavisinin 6. ay› bitince HLA-idantik k›z kardeflinden nakil yap›ld›. Haz›rl›k rejimi olarak busulfan, cyclophosphamide; Graft versus host profilaksisi için cyclosporine A ve methotraxate kullan›ld›. Toksisite olmad›. 6.77 x106 CD34+ hücre/kg içeren total 4.6x108 nükleuslu hücre/kg infuze edildi. +12 günde, grade 2 graft-versus host hastal›¤› düflündüren dissemine makülopapuler döküntüsü iv. 2 mg/kg of methyl prednisolone ile düzeldi ve cilt bx ile do¤ruland›. Neutrophil engrafman› +20, platelet engrafman› +25. günde elde edildi. 100% donör kimerizmi 1. ve 3. aylarda gözlendi. Üçüncü ay›nda geliflen dural sinüs trombozu düflük mol. A¤›rl›kl› heparinenoxaparin sodium ile 2. ay›nda rekanalize oldu. A¤›r iktiyoziform egzema ve atopisi K‹T sonras› 2. ayda tamamen remisyona girdi. Hasta K‹T sonras› 6. ay›nda iyi olarak izleniyor. IgE ve eozinofil düzeyleri geriledi. Hastam›z son literatürde de belirtildi¤i gibi DOCK8 eksikli¤inde K‹T’in küratif de¤eri oldu¤unu gösteren bir olgudur. 84 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-174 P-176 EBV ‹L‹fiK‹L‹ ‹NTRAKRAN‹AL LENFOMA TANISI ALAN DOCK8 EKS‹KL‹⁄‹ VAKASI IL12Rβ1 EKS‹KL‹⁄‹ SAPTANAN B‹R A‹LE Demet Haf›zo¤lu1, Muhittin Bodur2, Sara fiebnem K›l›ç1 1 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, BURSA 2 Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, BURSA Fehime Kara Eroglu 1 , Özlem Cavkaytar 2 , Deniz Çagdafl Ayvaz 2 , Kader Karl› O¤uz3, Ayflegül Üner4, Ali Varan5, ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2 1 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 3 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dal›, Ankara 4 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dal›, Ankara 5 Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Onkoloji Enstitüsü, Pediatrik Onkoloji Bilim Dal›, Ankara G‹R‹fi: Mikobakteriyel enfeksiyona mendelian yatk›nl›k, IL12/IL23‹nterferon gama yola¤›nda bozukluklara yol açan genetik mutasyonlar sonucunda ortaya ç›kan mikobakteri ve tekrarlayan salmonella enfeksiyonlar› ile karakterize, ço¤unlukla otozomal resesif geçen nadir bir immün yetmezlik hastal›k grubudur. Konuya dikkat çekmek için IL12Rβ1 eksikli¤i saptanan iki kardeflin sunulmas› amaçland›. ‹ki k›z kardeflten büyük olan› 13 ayl›k iken sol koltuk alt› ve çene alt› bölgesinde flifllik yak›nmas› ile getirilmiflti. BCG lenfadeniti tan›s›yla 9 ay antitüberküloz tedavi verildi. MSMD ye yatk›nl›k gen analizinde IL12Rβ1 mutasyonu tesbit edildi. O dönemde yeni do¤mufl olan kardefline BCG afl›s› yapt›r›lmad›. Aile ile görüflülerek hastal›k, karfl›lafl›labilecek sorunlar, aile taramas› ve takiplerinin önemi anlat›ld›. Hastan›n aile taramas› sonucunda k›z kardeflinde de ayn› mutasyon saptanarak takibe al›nd›. Birinci dereceden akraba olan anne ve baba heterozigot tafl›y›c›yd›. ‹laçs›z ve sorunsuz bir y›l izlenen indeks vakan›n yeniden sol aksiller bölgede lenfadenitinin ortaya ç›kmas› üzerine 4’lü antitüberküloz tedavi ve subkutan interferon gama tedavisi baflland›. Güneydo¤u bölgesine tatile giden ailenin iki çocu¤unda da titremeyle yükselen, ve verilen antibiyoterapilerle düflürülemeyen ateflinin olmas› üzerine getirildi. Salmonella sepsisi ön tan›s›yla sefotaksim baflland›. Grup aglütinasyonunda yüksek titrede pozitiflik saptand›. Kan ve gaita kültürlerinde Salmonella enteritis üredi. Tedavileri tamamlanarak taburcu edildi. SONUÇ: Çevresel mikobakteriler, BCG nin neden oldu¤u enfeksiyonlar veya enterik olmayan salmonella türleri ile enfeksiyon geçiren hastalar IL12Rβ1mutasyonu ve iliflkili bozukluklar (IL-12p40, IFNγR1, IFNγR2, STAT-1, NEMO molekülleri) aç›s›ndan araflt›r›lmal›d›r. Ailede BCG enfeksiyonu sonras› reaksiyon öyküsü varsa bu afl› yapt›r›lmamal›, hasta ayr›nt›l› olarak de¤erlendirilmeli; erken tan› ve tedavi için asemptomatik bile olsa ailenin tüm bireylerinin taranmas› gerekmektedir. G‹R‹fi: Otozomal resesif hiper-IgE sendromu olarak bilinen hastal›¤a yol açan ve 2009 y›l›nda tarif edilen DOCK8 eksikli¤inde tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonlar, viral cilt enfeksiyonlar›na yatk›nl›k ve egzeman›n yan› s›ra kutanöz T hücreli lenfoma, Burkitt lenfoma, metastik skuamöz hücreli karsinom gibi farkl› tipte kanserlere yatk›nl›k da bildirilmifltir. Burada santral sinir sistemi tutulumu olan ve uzun süreli izleminde EBV iliflkili lenfoma tan›s› alan bir hasta sunulmaktad›r. VAKA SUNUMU: 11 yafl›nda k›z hasta tekrarlayan atefl, öksürük, sol bukkal mukozada granülomatöz lezyonlar nedeniyle baflvurdu. Fizik muayenede gövde ön yüzünde epidermodisplazya verrüsiformis ile uyumlu olan kutanöz lezyonlar, sol bukkal alanda granülomatöz lezyon ve spastik ataksi mevcuttu. Laboratuvar bulgular›nda eozinofili, CD4 ve Ig M düzeylerinde düflüklük, Ig A ve Ig E düzeylerinde yükseklik saptanan hastada DOCK8 geninde mutasyon gösterildi. Nörolojik bulgular› ortaya ç›kt›ktan yaklafl›k bir buçuk y›l sonra atefl ve bilinç bulan›kl›¤› nedeniyle hastanemize baflvuran hastada yap›lan beyin MRG’de sol parietal lobda abse ile uyumlu lezyon oldu¤u belirlendi. Befl ay süreyle genifl spektrumlu antibiyotik tedavisine ra¤men küçülmemesi üzerine lezyon eksize edildi ve patolojik bulgular büyük hücreli diffüz B hücreli lenfoma ile uyumlu bulundu. Tümör hücreleri EBV EBNA antikoru ile pozitif boyanma gösteriyordu. Hasta kemoterapi ve radyoterapiye yan›t vermedi ve tedavinin beflinci ay›nda eksitus oldu. SONUÇ: Sunulan vaka DOCK8 eksikli¤i olan bir hastada tan›mlanan ilk EBV iliflkili intrakranial lenfoma olgusudur. DOCK8 eksikli¤inde malignite olas›l›¤› her zaman ak›lda tutulmal›d›r. P-175 DOCK8 MUTASYONU OLAN H‹PER IgE SENDROMLU HASTALARIMIZ Demet Haf›zo¤lu, Sara fiebnem K›l›ç Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, BURSA P-177 G‹R‹fi: Hiper immünglobulin E sendromu (HIES) tekrarlayan stafilokoksik cilt abseleri, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlar›, serumda eozinofili ve immünglobulin E düzeyinde yükseklikle karakterize primer immün yetmezliktir. Otozomal resesif form DOCK8 molekülündeki mutasyonlarla iliflkili bulunmufltur. DOCK8 eksikli¤i tekrarlayan alt ve üst solunum yolu enfeksiyonu, özellikle herpes, molloscum contagiosum gibi tekrarlayan inatç› viral enfeksiyonlar, a¤›r dermatit, yüksek IgE düzeyleri ve eozinofili ile karakterizedir. DOCK8 geni kromozom 9p24’te lokalize olup, proteininin eozinofil homeostaz›, serum IgE düzeyi, T hücre aktivasyonu ve TH17 farkl›laflmas›nda önemli role sahip oldu¤u, eksikli¤inde serum IgE yüksekli¤i ile seyreden ciddi hücresel immün yetmezli¤e neden oldu¤u bildirilmifltir. HASTALAR: HIES tan›s›yla izlenen ve DOCK8 mutasyonu saptanan 2’si erkek 3’ü k›z toplam befl hastam›z›n klinik özellikleri ve laboratuar sonuçlar› sunuldu. Hastalar›n tümünde bafllang›ç semptomu tedaviye dirençli atopik dermatit ve tekrarlayan cilt abseleri idi. Laboratuar tetkiklerinde ise eozinofili, serum IgE yüksekli¤i, IgG, IgA normal iken IgM düflüklü¤ü mevcuttu. Hastalar›n tümünde s›k tekrarlayan herpes labialis, yayg›n molloscum contagiosum 3 hastada, tekrarlayan herpetik keratokonjoktivit ve laringeal papillomatozis 1 hastada, CMV retiniti ve hepatiti bir hastada tesbit edildi. Bir hastaya herpetik keratit nedeniyle sa¤ göz enükleasyonu ve protez göz uyguland›. Ayn› hastan›n yayg›n molloscum lezyonlar› ve larinks papillomlar›nda cidofovir tedavisi ile düzelme sa¤land›. Bir hastada stafilokoksik iliopsoas absesi geliflti. Bronflektazi 3 hastada, hepatosplenomegali 4 hastada, intrakranial vaskülite ba¤l› hemiparezi 1 hastada mevcuttu. Hastalardan 4’ü düzenli intravenöz immünglobulin ve profilaktik antibiyotik tedavisi ile takip edildi. Hastalardan biri intrakranial ve karaci¤ere yay›l›m göstermifl olan aspergillus abseleri nedeniyle, bir hasta da CMV hepatiti, karaci¤er yetmezli¤i nedeniyle kaybedildi. T‹P 2 GR‹SCELL‹ SENDROMU SEYR‹NDE GÖRÜLEN HEMOFAGOS‹T‹K LENFOH‹ST‹OS‹TOZ: ‹K‹ OLGU SUNUMU Esra Özek1, Necla Akçakaya1, Dicle fiener1, Tiraje Celkan2, Y›ld›z Camc›o¤lu1, Haluk Çoku¤rafl1 1 ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD. Çocuk Allerji, Klinik ‹mmünoloji ve Enfeksiyon Hastal›klar› BD. 2 ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD.Çocuk Hematoloji ve Onkoloji BD. Hemofagositik Lenfohistiositoz (HLH), afl›r› sitokin sal›n›m›n›n sebep oldu¤u atefl,sitopeni ve hepatosplenomegali ile karakterize bir klinik tablodur. HLH ailesel ve edinsel sebeplerle olabilir.HLH; immün yetersizlik sendromlar›ndan Griscelli Sendromu, Chediak Higashi Sendromu ve X’e Ba¤l› Lenfoproliferatif Sendromu seyri s›ras›nda görülebilir ve bu hastal›klara ba¤l› mortalitenin önemli bir sebebidir. Griscelli sendromu (GS), parsiyel albinizm ile immün yetmezli¤in birlikte görüldü¤ü otozomal resesif kal›t›lan nadir bir hastal›kt›r. Hastalar›n ço¤u 1 ay ile 8 yafl aras›nda tan› almaktad›r. Gümüfl-gri rengi saç, ciltte yayg›n hipopigmentasyon, hemofagositoz, pansitopeni, s›k enfeksiyon, de¤iflken hücresel immün yetmezlik ve akselere fazlarla seyreden veya immün yetmezlik bulgular› gözlenmeden nörolojik tutulumla giden bu hastal›k erken dönemde kemik ili¤i transplantasyonu yap›lmazsa ölümcül olabilmektedir..‹mmün yetersizlik sendromlar›n›n seyrinde gözlenebilen ve mortalitesi yüksek olan hemofagositik sendroma dikkat çekmek amac› ile bu iki olgu sunulmufltur. 85 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-178 P-179 (devamı) GRISCELLI SENDROMU: HOMOZ‹GOT RAB27A MUTASYONLU B‹R OLGU merkezde takip edilen hastaya, 7 ay önce hastanemizde Miks Lösemi (T hücre, myeloid) tan›s› konuldu. ALL/BFM/2000 tedavi protokolüyle 33. günde remisyona girmeyen hasta, yüksek riskli kabul edildi ve hastaya BFM kriterlerine göre 4 HR(high risk) blo¤u sonras›nda HLA 10/10 uyumlu kardeflinden HKHT yap›ld›. OLGU 5: 9 ayl›kken egzama, tekrarlayan otit, pnömoni ve mikrotrombositopeni nedeniyle Wiscott-Aldrich Sendromu(WAS) tan›s› alan hasta, 6 yafl›nda karaci¤er kökenli Non-Hogkin Lenfoma(NHL) tan›s› ald›. Kemoterapi sonras› 1 y›ld›r remisyonda izlenen hastaya HLA 9/10 uyumlu kardeflinden HKTH yap›lmak üzere haz›rl›k rejimi baflland›. SONUÇ: AK‹Y, WAS-NHL, AT-Miks lösemi, H‹ES gibi çeflitli P‹Y ve P‹Y’e sekonder malignensilerde HKHT en etkin küratif tedavi yöntemidir. ‹smail Reisli 1 , Bahar Göktürk 1 , Mine K›raç 1 , Yasemin K›nal› 2 , Hüseyin Tokgöz3, Ümran Çal›flkan3 1 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD 2 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Hastal›klar› ve Sa¤l›¤› AB 3 Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Hematoloji BD G‹R‹fi: Griscelli sendromu otosomal resesif geçiflli nadir bir hastal›k olup, gümüfl gri renkte saçlar, tekrarlayan atefl ataklar› ve infeksiyonlarla karekterizedir. Sendromda ayr›ca de¤iflik derecelerde immun yetersizlik ve nörolojik bozukluklar görülebilir. Griscelli sendromunun seyri esnas›nda yüksek atefl, splenomegali, bisitopeni ve kemik ili¤inde hemofagositoz varl›¤› ile karakterize primer hemofagositik lenfohistiositoz (HLH) tablosu geliflebilir. OLGU: Saç renginde aç›kl›k flikayeti ile getirilen 4 ayl›k k›z hastan›n bir ayl›kken bronfliolit geçirdi¤i, anne-babas›n›n teyze çoçuklar› oldu¤u, ailesinde aç›k sar› saç rengine sahip bireylerin oldu¤u ö¤renildi. Fizik muayenesinde saç renginin grimsi gümüfl renkte oldu¤u dikkati çekti. Saç›n mikroskopik analizinde Griscelli sendromu ile uyumlu düzensiz pigmentasyon saptand›. Klinik olarak hemofagositik sendrom bulgular› olmayan hastan›n mutasyon analizi için yurt d›fl›na kan gönderildi. Ancak genetik analiz sonucu beklenirken hasta yüksek atefl ve hepatosplenomegali sebebi ile getirildi. Pansitopeni ile birlikte kemik ili¤i aspirasyonunda malign infiltrasyon olmaks›z›n trombosit, polimorfonükleer lökosit, lenfosit, normoblast fagosite etmifl 10-15 adet hemofagositik hücre izlendi. Serum trigliserit ve ferritin düzeyi yüksek, fibrinojen düzeyi düflük bulundu. Hastaya 2004 HLH kemoterapi protokolü (etaposid, siklosporin A, deksametazon, IVIG) baflland›. Hastada RAB27A geninde homozigot delesyon (delA148-G149C) ile birlikte ikizinde, anne ve babada ise heterozigot mutasyon saptand›. Hastaya annesinden (HLA tam uyumlu donör) kök hücre nakli yap›ld›, ancak posttransplant 2. ay›nda hasta sepsis nedeniyle kaybedildi. SONUÇ: Griscelli sendromu klinik bulgular› olan hastalarda erken tan› ve tedavinin önemini vurgulamak amac›yla bu olgu sunulmufltur. Hastal›¤›n seyri esnas›nda primer HLH geliflebilece¤i ak›lda tutulmal›d›r. P-180 AYNI KOMPOUND HETEROZ‹GOT MUTASYONU TAfiIYAN ‹K‹ KARDEfi FAM‹LYAL HEMOFAGOS‹T‹K LENFOH‹ST‹YOS‹TOZ OLGUSU: ‹K‹ YEN‹ PERFOR‹N MUTASYONU Ayflegül Akan 1 , Ayfle Metin 1 , Geneviève De Saint Basile 2 , Can Naci Kocabafl1 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji-Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi 2 Hopital Necker-Enfants Malades, Lab. d'Immuno-Hèmatologie Pèdiatrique, Paris, France G‹R‹fi: Familyal Hemofagositik Lenfohistiyositoz(FHL), otozomal resesif geçiflli nadir bir hastal›kt›r. Perforin(PRF1) mutasyonu tafl›yan hastalar s›kl›kla yaflamlar›n›n ilk 6 ay›nda bulgu verirler. ‹ki yeni PRF1 mutasyonu ile ayn› kompound heterozigot yap›ya sahip olup farkl› yafllarda (>6ay) bulgu veren iki kardefl olgu sunulmufltur. OLGU 1 (O1): Akraba olmayan anne baban›n 8 yafl›nda k›z çocu¤u uzam›fl atefl, hepatosplenomegali ve pansitopeni bulgular›yla hastanemize baflvurdu. Kemik ili¤i de¤erlendirmesi, klinik ve laboratuar bulgular› ile hastaya hemofagositik lenfohistiyositoz (HLH) tan›s› konuldu. Bilinen PRF1 mutasyonlar›n›n negatif olmas›, aile öyküsünün olmamas› ve EBV VCA IgM de¤erinin yüksek olmas› nedeniyle EBV enfeksyionuna ba¤l› sekonder HLH olabilece¤i düflünüldü. Hasta kemoterapiye cevap vermeyerek kaybedildi. OLGU 2 (O2): O1 kaybedildikten 5 y›l sonra, ailenin 7 ayl›k erkek çocu¤u benzer klinik ve laboratuar bulgular ile hastanemize getirildi. Kemik ili¤i de¤erlendirmesi HLH ile uyumluydu. HLH tan›l› kardefl ölüm öyküsü olmas› nedeniyle hastan›n ve ailenin kan örnekleri daha önce O1’in kan örne¤inin gönderildi¤i merkeze gönderildi. PRF1 geninde sekans analizi sonucunda her 2 kardeflin de daha önce saptanmam›fl 2 yeni mutasyonu kompound heterozigot olarak bulundurduklar› saptand›. Annenin tafl›d›¤› mutasyon exon 3’te T941G(aminoasit de¤iflikli¤i L314R), baban›n tafl›d›¤› ise exon 2’de C46A(aminoasit de¤iflikli¤i P16T) missens mutasyonlar›yd›. SONUÇ: Atipik vakalar FHL için gerekli tüm kriterlere sahip olmayabilirler. Her iki vaka da tipik FHL2 vakalar›ndan farkl› olarak 6. aydan sonra bulgu vermifllerdir. Genetik defekt bulunmad›kça FHL’yi sekonder HLH’den ay›rtetmek mümkün de¤ildir. Aile öyküsü olmayan, geç bafllang›çl› ve bir enfeksiyon ajan› ile teiklenen Olgu 1 gibi FHL vakalar› giderek artmaktad›r. Ve bu vakalar genellikle kompound heterozigot yap›ya sahiptirler. P-179 KEM‹K ‹L‹⁄‹ NAKL‹ YAPILAN PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹⁄‹ OLAN OLGULARIMIZ Betül Tavil1, Dilek Azkur2, Zeynep Zehra Coflkun1, Duygu Uçkan Çetinkaya1, Meltem Özgüner 3 , Fatih Az›k 1 , ‹kbal Ok Bozkaya 4 , Tekin Aksu 4 , Bahattin Tunç1, Ayfle Metin2 1 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi, Ankara 2 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara 3 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi Kök Hücre Laboratuar›, Ankara 4 Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Ankara G‹R‹fi: Kemik ili¤i nakil ünitemizde primer immün yetmezlik(P‹Y) ya da P‹Y’e sekonder geliflen malignansileri nedeniyle hematopoetik kök hücre transplantasyonu(HKHT) yap›lan befl olgu sunulacakt›r. OLGU 1: Tekrarlayan akci¤er enfeksiyonu, egzama, besin alerjileri ve kardefl ölüm öyküsü ile 2 yafl›ndayken OR Hiper Ig E Sendromu(HIES) tan›s› alan 4,5 yafl›ndaki olguya HLA 10/10 uyumlu kardeflinden HKHT yap›ld›. 6 ayl›k izleminde egzamalar› ve besin alerjileri düzeldi. OLGU 2: 8 ayl›kken moniliazis nedeniyle baflvurdu¤u merkezde TB+NK-A¤›r kombine immün yetmezlik(AK‹Y) tan›s› alan 21 ayl›k hastaya, HLA 5/10 uyumlu babas›ndan, haz›rl›k rejimi verilmeksizin CD34(+) seleksiyonu yap›larak haploidentik HKHT gerçeklefltirildi. T lenfosit engrafman› beklenmektedir. OLGU 3: 3 ayl›kken bafllayan egzama, tekrarlayan akci¤er enfeksiyonu, geliflme gerili¤i ve besin alerjileri nedeni ile 7 yafl›nda hastanemize baflvuran hastaya OR HIES tan›s› konularak HLA 10/10 uyumlu kardeflinden HKHT yap›ld›. OLGU 4: 7.5 yafl›ndan bu yana Ataksi Telenjektazi(AT) nedeniyle d›fl 86 Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011 P-181 P-182 LÖKOS‹T ADEZYON DEFEKT‹ T‹P II VE L-FUKOZ TEDAV‹S‹ SIK DE⁄‹fiKEN ‹MMUN YETMEZL‹K ‹LE B‹RL‹KTE GÖRÜLEN ROSA‹-DORFMAN HASTALI⁄I Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Sevgi Köstel2, Gülten Türkkan› Asal1, Tuba Turul Özgür1, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1 1 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara Nazan Çobano¤lu1, Nerin Bahçeciler1, Cem Çomuno¤lu2, Nilüfer Galip Çelik1, Ceyhun Dalkan1, Hakan Tekgüç1 1 Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC 2 Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC G‹R‹fi: Lökosit adezyon defektleri üç farkl› klinik ve genetik form içerir (LAD Tip I, II, III) ve ortak bulgular› inatç› lökositoz ve enfeksiyonlara yatk›nl›kt›r. Fukoz metabolizma defektinden kaynaklanan en nadir form LAD II, Sialyl-Lewis-X yoklu¤una ba¤l› olarak erken çocukluk döneminden itibaren tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonlar, boy k›sal›¤›, a¤›r mental gerilik ile seyreder. H antijeni eksikli¤ine ba¤l› olarak Bombay kan grubu mevcuttur. Bugüne kadar 6 hasta tan›mlanm›flt›r. Burada yeni 2 vaka (kardefl) sunulacakt›r. OLGU 1: Anne-baba aras›nda akrabal›k bulunan 3 yafl›nda erkek hasta bir ayl›ktan beri ciltte iltihaplanma, tekrarlayan akci¤er enfeksiyonlar› nedeniyle baflvurdu. Fizik muayenesinde göz kapaklar›nda ödem, kaba yüz görünümü, a¤›r mental-motor retardasyonu vard›. Hemoglobin 4.7g/dl, lökosit 77200/mm3, trombosit: 931000; ay›r›c› say›mda %92 parçal›, %4 lenfosit, %4 monosit bulundu. H antijeni negatifti. A¤›r anemisi nedeniyle yat›r›ld›, uygun donör bulunamad›¤›ndan Bombay kan grubu olan hasta k›zkardeflinden kan transfüzyonu yap›ld›. ‹zlemde, akci¤er enfeksiyonunu takiben geliflen solunum yetmezli¤i sonras›nda kaybedildi. OLGU 2: Hastaya 3 ayl›kken aile taramas› s›ras›nda tan› konuldu. Hikayesinden bir ayl›kken akci¤er enfeksiyonu geçirdi¤i ö¤renildi. Laboratuvar bulgular›nda lökositoz (30200/mm3), Bombay kan grubu mevcuttu. L-fukoz tedavisi baflland›ktan 1 y›l sonra izlemde lökosit say›s› 22300’e düfltü, büyüme ve nörolojik gelifliminde ilerleme saptand›. LAD II erken çocukluk döneminde immün yetmezlik, ilerleyen dönemde metabolik sorunlarla seyreden bir konjenital glikozilasyon defektidir. Literatürde 3 vakada fukoz tedavisi uygulanm›fl olup 1 olguda baflar›l› sonuç elde edildi¤i, 2 olguda tedaviye olumlu yan›t al›nmad›¤› bildirilmifltir. Bu konuda yeterli deneyim olmamas›na ra¤men bilinen tek tedavi yöntemi olan L-fukoz tedavisinin kal›c› de¤ifliklikler ortaya ç›kmadan erken dönemde bafllanmas›n›n LAD II hastalar›nda prognozu etkileyebilece¤i söylenebilir. Burada hastanemize tekrarlayan pnömoni ve ishal nedeniyle sevk edilen, serum IgG, IgA ve IgG3 düzeyleri düflük bulunan, toraks BT’de sa¤ akci¤er üst lobda atelektazi ve sa¤ mediastinal lenfadenopati saptanan, 18F-Fluorodeoksiglukoz pozitron emisyon tomografi ile mediastinal lenf nodu d›fl›nda sa¤ ve sol inguinalde de patolojik tutulum gösteren lenf nodlar›n›n oldu¤u gösterilen ve sol inguinal lenf nodu eksizyonu yap›larak Rosai-Dorfman Hastal›¤› ile birlikte s›k de¤iflken immun yetmezlik tan›s› alan 6 yafl›nda bir erkek olgu sunulmufltur. Tedavisinde sistemik steroid ile birlikte intravenöz immunoglobulin kullan›lm›fl ve baflar› sa¤lanm›flt›r. Hasta genel durumu iyi olarak izlenmektedir. 87