Deve ile Fare
Transkript
Deve ile Fare
E L ‹ F A E V E RE D Mesnevî’den Seçme Hikâyeler Mustafa Baydemir ALBARAKA TÜRK Ç O C U K YAY I N L A R I ALBARAKA TÜRK YAYINLARI: 22 ÇOCUK K‹TAPLARI: 11 Haz›rlayan Resimleyen Kapak Dizgi/Mizanpaj Bask›/Cilt : : : : : Mustafa Baydemir Hasan Ayc›n Ekrem fiahin Zübeyir Çiftçi Esen Ofset © Bütün yay›n haklar› ALBARAKA TÜRK’e aittir. ALBARAKA TÜRK ÖZEL F‹NANS KURUMU A.fi. Büyükdere Cad. No: 78 34394 Mecidiyeköy/‹STANBUL Tel: (0.212) 274 99 00 Faks: (0.212) 272 44 70 ‹stanbul, Nisan 2005 KURU A⁄AÇ Bahçesine giren bahç›van K›vançla a¤açlar›na bakt› Yemyeflil elbiseli a¤açlardan Yaz›k ki, biri ç›plakt› Üzgündü bahç›van Düflündü bir an Ç›plak a¤aca yaklaflt› Bu ifle çok flaflt› Kupkuru bir a¤açt› bu Kalmam›flt›; ne dal›nda ne gövdesinde ne kökünde ona kan veren, can veren özsu “Senin her taraf›n kuru Do¤ru olsan ne yazar! Bereketsizsin verimsizsin sen! Keflke e¤ri olsayd›n Meyvelerle dolsayd›n Meyve yiyen herkesten Hay›r dua alsayd›n” Sözün Özü: Taze dallar›, afl›larsan gül olur Kuru odundan, olsa olsa kül olur Kendi kendine dedi: — Kökünden kesmeli bu a¤ac› Budur onun ilâc› Çal›flt›rd› kafas›n› Kap›p geldi baltas›n› Baltay› gören a¤aç Bahç›vana yalvard›: — E¤ri de¤il, do¤ruyum ben Bana balta vurmakla Do¤ruyu buduyorsun sen! Onu dinlemedi bahç›van Hem baltas›n› vurdu hem de konufltu bir yandan: —1— DEVE ‹LE FARE Bir fare Ald› eline devenin yular›n› Çal›ml› çal›ml› yürüdü Gözünü kibir bürüdü Konufltu kendi kendine Konufltukça cofltu: — Kim demifl bana küçük? Yoktur benden daha büyük ‹flte böyle yürürüm Koca bir deveyi yederim! Pehlivanlara liderim ben!” Onu duyan deve Güldü gevrek gevrek: — Kas›l bakal›m flimdi sen Elbet bana da s›ra gelecek Son gülen iyi gülecek” Az gittiler uz gittiler Dere tepe düz gittiler Bir ›rmak yan›na var›nca Yorgunluktan bittiler Irma¤› gören fare durdu Korkudan tiril tiril Âdeta kan› dondu Deve hin hin s›r›tt›: — Ey pehlivan liderim Çek beni de gidelim —2— Fare dedi, korkuyla: — Bu ›rmak çok derin Üstelik bir de serin Girersem batar›m Bo¤ulursam ne yapar›m? K›s k›s gülen deve: — Ey farelerin yüz karas›! Hayvanlar›n maskaras›! Bak dizime bile, gelmiyor su! Niye korkars›n Hiç anlamad›m do¤rusu! Fare utangaç utangaç bakt›: — Affet beni flanl› deve Kölen olurum seve seve Ne olur, geçir flu ›rmaktan! Kurtar beni bo¤ulmaktan! Kibirlendim, hayale dald›m Art›k tövbe, dersimi ald›m” Sözün Özü: Gurura kap›lma, yüce olsan bile Alçak gönüllü ol, cüce olsan bile —3— ÜÇ BÜYÜK BALIK Bir zamanlar denize ulaflan bir gölde yaflard› üç büyük bal›k… ‹çlerinden biri ak›ll› ‹kisi de al›k m› al›k! Bir gün gelen avc›lar Karar verdiler bal›klar› avlamaya… A¤lar›n› gerdiler Haberi alan ak›ll› bal›k Hemen gösterdi ustal›k… Denize do¤ru, yüzmeye bafllad› Onu gören, bal›klardan birisi: Ak›ll› bal›¤a ç›k›flarak söze bafllad›: — Denize varamazs›n Yolunu bulamazs›n Yolda ölür gidersin Ç›rp›n›fl›n bofluna Sana bir sözüm var gitmese de hofluna: Gel, etme, eyleme Yol yak›nken bu sevdadan vazgeç Bizim gibi do¤ru yolu seç —4— Ak›ll› bal›k arkadafllar›n› gözleriyle ac› ac› süzdü… Dinlemeyip onlar› hiç durmadan yüzdü… Kalan iki al›k bal›ktan biri ölü taklidi yapt› Bal›¤› gören avc› “Ölmüfl bu” diyerek bir k›y›ya f›rlatt›… Di¤er ikinci bal›k kaçan kurtulur, sand› ‹ki kulaç atmadan avc›ya yakaland›… ‹lk bal›k, ölürken k›y›da di¤eri yand› tavada Ak›ll› bal›k çabalad›, u¤raflt› Tafl, kaya, ›rmak demeden tüm zorluklar› aflt›… Güç belâ, kan ter içinde bir denize ulaflt›. Baflar›s›na en çok kendisi flaflt› Sözün Özü: Yol yöntem bilene, tehlikeler v›z gelir ‹¤neden sak›n›rken, bazen çuvald›z gelir —5— KURBA⁄A ‹LE FARE Bir farenin suda yaflayan bir kurba¤a arkadafl› vard›… Zaman zaman fare yuvas›ndan, kurba¤a yaflad›¤› sudan ç›kar, karada buluflurlard›… Konuflur, e¤leflir, dertleflirlerdi Gel gelelim böyle buluflmak zordu… Fare yuvadayken kurba¤a sudayken buluflmak nas›l olurdu? Bir çözüm bulunur muydu? Düflündüler, tafl›nd›lar Tatl› tatl› kafl›nd›lar Sonunda ak›llara durgunluk veren müthifl(!) bir plân› orta yere att›lar Plân fluydu: Uzunca bir ip bulunacak ipin bir ucu sudaki kurba¤an›n kuyru¤una di¤er ucu da karadaki farenin kuyru¤una ba¤lanacak Böylece bilin bakal›m ne olacak? —6— Plân uyguland› Kuyruklar ba¤land› ‹letiflim sa¤land› Birbirlerine hasret dostlar Bulufltular, konufltular, cofltular… Bir gün bir karga — Gaak gaak! Diyerek kapmaz m› fareyi!? Peflinden de sudaki kurba¤a ‹pe ba¤l› olarak Ç›kmaz m› yukar›!? Yalvar›r kurba¤a — Vraaak, vraaak! Senin iflin fareyle Ne olur beni b›raaak! — Gaak, gaaak! fiu k›smete baaaak! Do¤rusu pes! Dedi karga Birbirine ba¤l› iki ava bakarak ‹kisini de bir güzel yedi A¤z›n› flap›rdatarak; — Çok enfes! Dedi karga Sözün Özü: Yanl›fl plân, bafla ifl açar, ço¤u zaman Bazen belâ getirir, bazen al›r can —7— SÖZ VEREN KÖPEK ‹flte k›fl bafllam›flt› yine Kulaklar› kamç›layan rüzgar f›rt›na, bora, kar Tafl›m›yordu bedenini titreyen bacaklar ‹yi hissetmiyordu kendini Ama biliyordu nedenini Çünkü k›fl bafllam›flt› Yine suçlamaya bafllam›flt› kendini Hem titriyor, hem konufluyordu köpek: — Hak ettin sen bunlar› ödlek! Yine verdi¤in sözü unuttun Yaz›n uyufluk uyufluk uyudun Gezdin, tozdun! Tozu dumana katt›n! Orman› da¤› aflt›n Av peflinde kofltun Ama ya¤ma yok! Bu senin son k›fl›n olsun! Bu k›fl ölmez de, sa¤ kal›rsan Kemiklerini ›s›tacak yaza –Olmaz ya!– Olur da kavuflursan Art›k ak›llan, akl›n› kullan Yaz gelince muhakkak bir ev kur kendine Bir son ver flu bitmez derdine! Ölümcül bir titreme içindeki köpek Diflleri kilitlenene dek yemin billah etti Söz verdi kendi kendine “Yaz›n evimi kuraca¤›m” diye —8— Sonunda yaz geldi çatt› Güneflin alt›n ›fl›klar› Buz tutan kemiklerine ifllemeye bafllad› Yay›ld› has›r gibi, süründü esir gibi Tatl› bir uyku çöktü üstüne Bayg›n bakarken gözleri… Bir an hat›rlad› verdi¤i sözleri Ayaklar›yla vücudunu kafl›d› Miskin miskin konufltu: — Aman sende! Ev, mev neyime benim D›flar›da yanarken tenim Ev içinde, hamam gibi piflerim… Sonra terliye terliye eririm Ah, k›fl olsa da bir serinlesem! Karlar›n üstüne bir serilsem!” Derken k›fl geldi yine Hem de birden bast›rd› kara k›fl Karlar›n üstüne serildi köpek Ama ne serilifl! Gerçekten Ne nefes al›p verdi Ne de dirildi köpek… Sözün Özü: Gönlün ferman› olmaz Sözün harman› olmaz —9— ÜÇ Ö⁄ÜT Tuzak kuran bir avc› bir kuflu yakalad› Dile gelen kufl avc›ya yalvard› yakard›: — Beni yesen ne olur? Yemesen ne olur? Bir ufac›k kuflum Hiç içini s›zlatmaz m› sana lokma oluflum? E¤er b›rak›rsan beni Memnun ederim seni Bilgece sözler dereyim Sana üç ö¤üt vereyim Elindeyken vereyim ilkini Be¤enirsen b›rak beni Avc› s›k›ca tuttu kuflu Hofluna gitmiflti kuflun buluflu: — Hadi söyle bakal›m ilk sözünü E¤er be¤enmezsem ç›kar›r›m iki gözünü Kufl, gözlerini k›rparak kanatlar›n› ç›rparak “cik cik” öttü Söyledi ilk ö¤üdünü: — Saçma sapan söze kanma Kim söylerse söylesin, sak›n inanma — 10 — Avc› kufla inand› Belli ki ona kand› Birden avucunu açt› Kufl elden uçtu kaçt› Gitti kondu bir dama Bön bön bakan adama ‹kinci ö¤üdünü dedi: — ‹ster uzak olsun isterse yak›n Kaçan f›rsatlara üzülme sak›n Avc› “ah, vah!” deyip a¤lad› Yüre¤ini da¤lad› Onu duyan bilge kufl Sözünü flöyle ba¤lad›: — Be hey sersem! Be hey miskin! Ben sana demedim mi? Kaçan f›rsatlar için a¤lama Saçma sapan sözlere inanma Adam düflünüp gülümsedi Ö¤ütleri benimsedi Kufla flöyle dedi: — Hadi üçüncü ö¤üdü de söyle Kufl: — ‹lk ikisini tuttun mu sanki? Sana ö¤üt haram, inan ki! Diyerek avc›yla alay etti “Cik cik” deyip uçarak uzak diyarlara gitti Sözün Özü: Diken dolu bahçede, gül arama bofluna Aç gözlüye ö¤üt verme, gitse de hofluna — 11 — TAVfiANIN OYUNU Aslan›n belâs›ndan b›k›p usanan hayvanlar bir araya topland›lar Karar ald›lar: “Aslan›n günlük yiyece¤ini verelim Bunun karfl›l›¤›nda; bir daha bizi avlamamas›n› söyleyelim” Aslana gidip selâm durdular Kararlar›n› sundular Aslan ilkin itiraz etti: — Size güvenmiyorum. Hayvanlar diretti söz verip, yemin etti Aslan gönülsüz de olsa sonunda kabul etti Her gün kura çekiliyordu Kura kime ç›karsa aslana teslim oluyordu Di¤er hayvanlar da böylece rahat bir nefes al›yordu — 12 — Günler böyle geçerken Ama geç ama erken Tilki, kurt, eflek birer birer aslana giderken Hiç biri itiraz etmezken Kura tavflana ç›kt› Bu kura onu y›kt› Kah aç›ktan, kah gizli hayvanlar› k›flk›rtt›: — Bu zulüm daha ne kadar sürecek? Aslan hepimizin defterini dürecek Size ne diyece¤im bak›n Yanl›fl anlamay›n sak›n fiu kura iflini b›rak›n! Diyerek tavflan yeminini bozar Hayvanlar ona k›zar Tavflan der: — Korkmay›n aslan›n gazab›ndan Kurtaraca¤›m sizi aslan›n azab›ndan Ama, nas›l, sormay›n Bana güvenin sadece Kafan›z› yormay›n Yemek saati geçen aslan kükremeye bafllad› Uzaktan görününce tavflan hafllad› onu aslan: — Niye geciktin sersem tavflan! Madem ç›kt›n kurada Vaktinde olmal›yd›n burada! Tavflan savundu kendini: — Efendim arz edeyim isterseniz Hemen beni yerseniz Çok önemli bir bilgiyi ‹nan kaybedersiniz Ama beni dinlerseniz… — 13 — Aslan kükredi birden: — Çabuk konufl, nedir bilgi? Sonra yerim, belki seni Tavflan sinsi sinsi güldü — fiiflman bir arkadafl›mla sabahleyin ç›kt›m yola Onu size sunacakt›m Fakat bir aslan ç›kt› karfl›ma Sald›rd› arkadafl›ma Tavflan aslan› götürdü Su dolu derin bir kuyuya Aslan bak›nca suya Suda kendini gördü Tavflan›n sözüne kand› Onu baflka aslan sand› Öfkeyle atlad› kuyuya Ç›rp›na ç›rp›na öldü aslan Sinsi sinsi güldü tavflan… Dedim ona: — “Yapmay›n eylemeyin Kral›m›z›n yeme¤ini yemeyin!” O da dedi bana: — “Benim kral, o de¤il! Sen de karfl›mda e¤il Olmak istemiyorsan rezil Gel seni yapay›m vezir” Size sad›k oldu¤um için kaçt›m hemen oradan Da¤lar bay›rlar aflt›m Çok flükür size ulaflt›m fiimdi anlad›n›z m› niçin? Bundand›r gecikiflim Sözün Özü: Zalimler, ak›ls›z sürülerden al›r cesaret Sürüde ak›l olsayd›, kal›r m›yd› esaret? Aslan›n öfkeden gözü döndü Tavflana hemen buyurdu: — Çabuk beni götür ona! Sözleri çok dokundu bana Hemen onu bulal›m Yelesini yolal›m — 14 — MERAKLI KARINCALAR Kalem ka¤›t üstünde kay›yordu Ka¤›d› rengârenk boyuyordu Merakl› birkaç kar›nca K⤛d›n yan›na var›nca ‹fli gücü b›rakt›lar Kalemi seyre dald›lar Hayretle bakt› biri gözleri iri iri yorumlad› k⤛ttakileri: — Ka¤›d› güzellefltiren kalemdir Gül bahçelerine çeviren kalemdir Di¤er kar›nca itiraz etti: — Hay›r kalem de¤ildir o flekilleri yapan Parmaklard›r kalemi s›k› tutan Merakl› üçüncü kar›nca durur mu? O da bir yorum yapmasa olur mu? Onlarla âdeta yar›flt› Bilgiç, bilgiç söze kar›flt›: — 15 — — Hay›r, yorumunuz ak›llara zarar Kol olmasa, parmak neye yarar? Parma¤a o gücü veren koldur fiekilleri güzel yapt›ran koldur O ana kadar susan Kar›ncalar›n en duyargal›s› ‹çlerinde en ak›ll›s› Duramay›p konufltu Konufltukça cofltu: — Ak›l ve can olmadan Vücut bunlar› yapamaz Vücuda ak›l, can, kan veren Yaradan olmadan Vücutta olmaz ak›l ve can Sözün Özü: Allah sa¤l›k, ak›l versin; de¤mesin nazar Allah izin vermezse, kalem nas›l yazar? — 16 — Sevgili Çocuklar, Her kitap bilgiye aç›lan bir kap›d›r. Sizlere 23 Nisan hediyesi olarak verdi¤imiz “Deve ile Fare” adl› kitab› zevkle okudu¤unuzu umuyoruz. Önümüzdeki dönemlerde sizler için haz›rlayaca¤›m›z yeni kitaplarda buluflmak dile¤iyle… Ömrünüz “bereket”li olsun. Kal›n sa¤l›cakla. ALBARAKA TÜRK ABAT ALBARAKA TÜRK ÇOCUK K‹TAPLARI