Sayı 9 / Ekim 2008 - İletişim Fakültesi
Transkript
Sayı 9 / Ekim 2008 - İletişim Fakültesi
Bongo İEÜ Maskotu Ekim 2008 Yıl 2 Sayı 9 Yeniden başladık 6 bine ulaştık Bir yaz daha sona erdi ve bir akademik yıl daha başladı. Mezun olanlar ve yeni gelenlerin farkıyla hepimiz yeniden buradayız. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da kontenjanlarının tamamı doldu. 1367 yeni öğrenci ile birlikte yedinci yılında toplam öğrenci sayısı 6 bini geçti. Ayrıca taban puanları da önemli oranda arttı. 3. sayfada Artık doğadalar Güneş, deniz, eğlence, yaz okulu, staj, stres, seçimler, yenilikler... Herkes için farklı anlamlar taşıyan bir yaz daha geride kaldı. Kimimiz üniversiteyi özledi, kimimizin biraz daha tatile ihtiyacı var, kimimiz ise kendini neler beklediğinden habersiz. Ama bu farklı beklentilere rağmen yine hepimiz buradayız işte. Üniversiteye ilk adımınızı attığımız andan itibaren farklı duygular içinde dolanıp duruyoruz etrafta. Üniversiteye yeni başlayanların içinde tatlı bir heyecan, uzun bir yazın ardından okula geri dönenlerde ise farklı bir telaş, bütün bu duygulardan birazcık arınabilmiş sizlerin elinde ise Univers var. Sizler gibi, üniversitemiz de yerinde saymadı ve bazı değişikliklere uğradı. Peki neler değişti?.. Üniversitemizin arka tarafına kapalı otopark inşasına başlandı. Ön bahçe zemini değişti. Yurt binasındaki dans salonunun yerine Güzel Sanatlar Fakültesi için atölye yapıldı. Oasis web sitesi yeniden yapılandırıldı. Mutfak Sa- Fotoğraf: Yrd.Doç.Dr. Gökçen Karanfil natları ve Yönetimi Bölümü açıldı. Saydıklarımız sadece ilk bakışta göze çarpan değişiklikler. Daha fazlasını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Tabii tüm bunlar tek bir amaç için. Rektörümüz Prof.Dr. Attila Sezgin’in dediği gibi; “Günümüz dünyasının en belirgin özelliği, küresel rekabettir. Küresel rekabetin gerektirdiği eğitim altyapısını ise ancak iyi tasarlanmış ve yapılandırılmış bir üniversite verebilir. İzmir Ekonomi Üniversitesi işte böyle bir üniversitedir.” Gizem Güngör Ekonomi mutfağı şeflerine kavuştu Üniversitemizde bir bölüm daha açıldı. Uygulamalı Yönetim Bilimleri Yüksekokulu bünyesinde kurulan Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü donanımlı, uluslararası alanda çalışabilecek şefler yetiştirecek. Gelişen ve değişen dünyada “yemek” de üzerine düşen payı aldı ve artık bir sanat olarak görülür duruma geldi. Bu kapsamda birçok fakülte ve enstitüde mutfak sanatları ile ilgili bölümler kuruldu. Ülkemizde de popülerleşmeye başlayan bu alan İzmir Ekonomi Üniversitesi bünyesinde yerini aldı. Bu sene ilk öğrencileriyle akademik yıla merhaba diyen bölüm, iki aşamalı seçme sistemiyle öğrencilerine kavuştu. 2008 yılı ÖSS-1’den en az 165 puan alan adaylar, önce fiziki ve psikolojik özelliklerini sunan raporlarla birinci aşamadan geçtiler. Daha sonra mesleğe olan ilgi, yaratıcılık düzeyi, analitik düşünme ve problem çözme yeteneği, çalışma disiplini, sorumluluk duygu- su ve hijyen bilgisinin jüri tarafından ölçüldüğü ikinci aşamanın ardından bölüme girmeye hak kazandılar. Dört senelik bir eğitimi içeren Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü’nde diğer üniversitelerdeki eğitimden farklı olarak ilk iki yıl işletmecilik ve yönetim alanlarındaki derslere ağırlık verilecek. Eğitimin son iki yılını ise bütünüyle uygulamaya yönelik işbaşı eğitimi kapsayacak. Bölümün dersleri arasında Şarap Bilimi, Ekmek Yapımı, Avrupa Mutfakları, Muhasebe, Ekonominin İlkeleri gibi çok çeşitli dersler bulunuyor. Bölüm, kapsamlı eğitimi ile uluslararası alanda rekabet edebilecek, altyapısı güçlü şef ve şef adayları yetiştirmeyi planlıyor. Gizem Güngör İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Sasalı’da yapımına devam ettiği doğal yaşam parkı açılıyor. Winner adı verilen erkek Asya fili ile 5 adet Siyah Makak cinsi maymun, 8 adet halka kuyruklu Lemur maymunu ve 4 adet Afrika mahmuzlu kaplumbağayı İzmir’e getirildi. 4. sayfada Dali İstanbul’da Sakıp Sabancı Müzesi şimdi de Salvador Dali’ye ev sahipliği yapıyor. 20 Eylül 2008 - 20 Ocak 2009 tarihleri arasında, “İstanbul’da bir Sürrealist: Salvador Dali” başlığıyla gezilebilecek sergide Dali’nin tablolarının yanı sıra el yazmaları ve fotoğraflar da yer alacak. 6. sayfada Madalya savaşları Biri 100 metreyi tam 41 adımda geçiyor, diğerinin ise açık kol uzunluğu kendi boyundan fazla. Günde 12 bin kalori alıyor biri, diğeri ise Real Madridli futbolculara koşu eğitimi vermek üzere davet aldı. Olimpiyatların bu ünlü isimleri ve daha fazlası Toros Mutlu’nun 8. sayfada yazısında. YEREL Sayfa Editörü: Uğur Çalışkan Ünivers İzmir Ekonomi’nin bayrağı zirvede Kırgızistan’da bulunan Pamir Sıra Dağları’ndaki Peak Lenin Dağı’nda İzmir Ekonomi Üniversitesi bayrağı dalgalanıyor. İEÜ Yazılım Mühendisliği Bölümü öğrencisi Kağan Eröz, 7134 metrelik Peak Lenin Dağı’na tırmanarak üniversitemizin bayrağını zirveye dikti. Ünlü dağcı Nasuh Mahruki’nin 1994 yılında Rusya’nın en yüksek beş dağına tırmanarak aldığı “Kar Leoparı” unvanı peşinde olan Eröz, ilk etabı başarıyla tamamladı. Dağcılık sporuna on iki yaşında başlayan ve yedi yıldır bu sporla uğraşan Eröz, 29 Temmuz-23 Ağustos tarihleri arasında dört arkadaşıyla gerçekleştirdiği tırmanışla 7000 metre üzerine tırmanan en genç Türk dağcı unvanını elde etti. Eröz, “Dağlarda olmayı, zirvede olmayı seviyorum. Peak Lenin’e 7000 metreye tırmanan en genç Türk dağcı oldum. Şimdi sponsorlar ve yeterli desteği bulursam kalan dört dağa da tırmanacağım. Çıktığım her zirveye hem Türk Bayrağı’nı, hem de İzmir Ekonomi Üniversitesi Bayrağı’nı dikiyorum. Seriyi tamamladığımda dünyanın en yüksek zirvelerinde üniversitemin de bayrağı dalgalanıyor olacak” dedi. Diğer dört dağ, Communism (7495m), Korjenevskaya (7105m), Khan-Tengri (7010m) ve Peak Pobeda (7439m) Kırgızistan ve Tacikistan sınırları içinde yer alıyor. Dersimiz: Arsenik Son aylarda İzmir’in su sıkıntısı gündemi epey işgal etti. Hatta su sıkıntısıyla ilgili haberlerden ziyade İzmir’in suyundaki arsenik miktarı gündemden hiç düşmedi. Küresel ısınmanın neden olduğu kuraklık sorunu nedeniyle İzmir’in kuyularındaki arsenik miktarının arttığı ve bazı kuyuların kullanıma kapandığı açıklandı. Daha sonra barajlardaki su seviyesinin düşük olması ve talebi karşılayamaması nedeniyle Göksu ve Sarıkız kuyuları yeniden devreye alındı. Artık İzmir’de musluk sularının kesinlikle içilmemesi ve yemeklerde kullanılmaması gerektiği söylendi. Musluk suyunun içilmemesi gerektiğiyle ilgili duyurular üniversitemizin gerekli noktalarında da kar- » Kısa kısa... • Kruvaziyer turizmi Son yıllarda İzmir’e gelen kruvaziyerlerin sayısında ciddi bir artış var. Bu da kent ekonomisi için önemli ve iyi bir gelişme. Gelen gemilerin sayısındaki artışta şüphesiz liman hizmet tarifelerinin düşürülmesi ve meslek odalarının girişimleri etkili oldu. Geçen yıl kruvaziyer gemilerle İzmir’e 288 bin turist geldi. Bu yıl rakamın 400 bine ulaşması bekleniyor. Gemiler limana yanaştıktan sonra turistler ya turlara katılıyor ya da taksi şımıza çıkıyor. Ayrıca yemekhanemizde hazırlanan yemeklerin hiçbirinde musluk suyu kullanılmıyor. Peki, nedir bu arsenik? Arsenik, kokusuz, renksiz ve zehirli bir ametaldir. Acaba bu ametalin tehlikesi ne boyutta? ABD’nin Rice Üniversitesi’nde sudaki arseniği yok etmek üzere geliştirilen “Kır Mıknatısı” projesinde bulunan ODTÜ mezunu kimyacı Dr. Cafer Yavuz Hürriyet Gazetesi’nde yer alan bir haberde, “Günde bir litre su içiyorsanız, en aşağı 77 yıl bu sudan içmeniz gerekli ki arsenik sizi öldürebilecek duruma gelsin” diyor ve ekliyor; “Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü sudaki arsenik için maksimum seviyeyi belirliyor ve buna içme suyu üreten şehir ve şirketlerin uyması gerekiyor. Eskiden bu rakam litrede 50 mikrogram idi ve birkaç yıl önce 10 mikrograma çekildi. Bu geçiş, mesela ABD’de Ocak 2006’da oldu. Yeni limit uygulaması, beraberinde yatırım gerekliliği getiriyor. Geçiş oluncaya kadar içildiğinde sorun çıkmamış iken bir anda kıyamet koparılması da çok akla yatmıyor. Dünyada çoğu ülkenin hala 50 mikrogramı limit kabul etmesi de onun altındaki miktarların hala bir sorun olmadığı şeklinde algılanabilir.” Yapılan tartışmalar her ne yönde olursa olsun, bir dönem gündemi böylesine meşgul eden arsenik konusunda sağlığın siyaset ile ne derece iç içe geçtiğini bir kez daha farketmiş oluyoruz. veya İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği ücretsiz şehir içi otobüsler ile geziyorlar. Turistlerin büyük bir bölümü Efes ve Bergama turlarına katılmayı tercih ediyorlar. İzmir’de gezmeyi tercih edenler ise Agora, Kemeraltı ve Kadifekale gibi tarihi mekânları seçiyor. Ayrıca konuyla ilgili olarak mevcut liman talebi karşılamakta zorlandığı için Üçkuyular’a kruvaziyer limanı yapılması öngörülüyor. liğiyle İzmir’e gelen dokuz Amerikalı öğrenciye Türkçe dersleri verildi. İEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Bölümü bünyesindeki Türk Dili ve Kültürü Yaz Okulu’na katılan öğrenciler, iki aylık kurs süresince 180 saat Türkçe dersi aldılar. Türkçe dersinin yanı sıra seminerlerle ve atölye çalışmalarıyla Türk Tarihi, Türk Mutfağı ve Türk Folkloru gibi konular hakkında bilgi sahibi oldular. İzmir’de kaldıkları süre boyunca şehir içindeki ve Ege Bölgesi’ndeki önemli tarihi ve turistik yerleri gezdiler. Yaz okulunu başarıyla bitiren Amerikalı öğrencilere düzenle- • Türkçe öğrendiler İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Amerikan Araştırma Enstitüsü’nün işbir- 2 nen veda yemeğinde Türkçe Dil Sertifikaları verildi. • Amerika yolcusu İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr. Deniz Atik, Amerika Birleşik Devletleri’nin Texas şehrinde bulunan The University of Texas Pan-American’da ders vermeye hazırlanıyor. Atik, 17 bin öğrencinin eğitim gördüğü üniversitede misafir öğretim üyesi olarak görev yapacak. 2008-2009 akademik yılı boyunca 200 öğrenciye “Pazarlama İlkeleri” ve “Uluslararası İşletme” derslerini verecek. Sürekli büyüyoruz KAMPÜS Ünivers Eğitimin çocuğun hayatına etkisi üzerine Uğur Çalışkan Medya ve İletişim Blm. Öğr. Fotoğraf: Uğur Çalışkan Yeni akademik yılın ilk gününde yaşanan yoğunluğu üniversitemizin girişindeki alanda gözlemek mümkün. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da kontenjanlarının tamamı doldu. Bu yıl eğitim öğretim yılına başlayacak 1367 yeni öğrenci ile birlikte yedinci yılında toplam öğrenci sayısı 6 bini geçti. Ayrıca taban puanları da önemli oranda arttı. 1367 kişinin aramıza katılmasıyla beraber, Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş, “İzmir Ekonomi Üniversitesi Türkiye’nin ihtiyacı olan nitelikli insan gücü yetiştirme yolunda emin adımlarla yürüyor. Mezunlarımızın sektörün önde gelen kuruluşlarında iş hayatına başlaması ve öğrencilerimizin uluslararası alandaki başarıları ile gurur duyuyoruz. Bize güvenerek tercih yapan tüm öğrencilerimize teşekkür ediyoruz” dedi. Üni- versitenin yüksek öğrenimde çok kısa sayılabilecek bir sürede Türkiye’nin en çok tercih edilen üniversitelerinden biri haline geldiğini belirten Rektör Prof.Dr. Attila Sezgin, “Üniversitemizin modern alt yapısı, kaliteli eğitim kadrosu ve bu yıl yeni gelen öğrencileriyle başarılarına yenilerini eklemeye devam edeceğine inanıyorum” dedi. Tanışalım kaynaşalım Üniversitemizce “IEU 100 Akademik ve Sosyal Oryantasyon” adı verilen program; üniversiteyi, kampüsü, akademik birimleri, İzmir’i tanıtmak; öğrencileri akademik, sosyal ve kültürel konularda bilgilendirmek ve öğrencilerin kaynaşmasını sağlamak amacıyla her yıl düzenleniyor. Bu yıl 6-8 ve 11 Ekim’de gerçekleştirilen programın ders şeklinde işlenmesinin tek sebebi ise öğrencilerin katılımını sağlamak. Üniversiteye yeni gelen ve bölüme geçen her öğrencinin katılmasının zorunlu olduğu bu program, kredi edinmenin ve ortalamayı yükseltmenin en kolay yolu aslında. Oryantasyon programı dahilinde amaçlanan, yeni öğrencilere not sistemi açıklanması, üniversitemizin tanıtılması ve öğretim süresi boyunca öğrencilerin üniversiteden maksimum düzeyde nasıl faydalanabileceklerinin ayrıntılı olarak anlatılmasıdır. Bir anlamda amaç, öğrenciye artık üniversitede bulunduğunu, üniversiteli olduğunu hissettirmektir. Çoğu öğrenci oryantasyon programını gereksiz ve sıkıcı bulur çünkü hazırlık yılı boyunca zaten üniversiteyi tanımış, uyum sağlamıştır. Nitekim, hazırlık okumadan bölüme geçen öğrenciler için çok daha verimli olarak görülebilir bu program. Eğer kafanızı çok karıştırmış, iki ayağınızı da bir pabuca sokmuş ise, Öğrenci İşleri’nin masasından edinmiş olduğunuz bir oryantasyon kitapçığı yapmanız gerekenler hakkında ayrıntılı bilgi vermiş ve sizi bir nebze olsun rahatlatmış olacaktır. Oryantasyonun hemen hemen hiç bir öğrencinin önemsemediği, sıkıcı bulduğu bir program olduğu inkar edilemez. Evet, bu programda çok şeyi ilk defa duymuş olmayacaksınız, fakat şöyle düşünülmelidir; oryantasyon programı, eğitimimizin bir parçasıdır ve zorunlu etkinliklerin hepsine katılmak ve önem vermek, zaman içerisinde hem öğrencinin hem de transkriptin yüzünü güldürür. Serra Sezgin 3 Şüphesiz bir ülkenin kalkınmasında eğitimin çok büyük bir rolü vardır. Hepimizin bildiği klasik bir sözdür; “Eğitim, ailede başlar ve okulda devam eder.” Gerçekten de öyle. Aile ve öğretmenler, çocuk için pusula görevi görürler. Çocuğun ise gerçekleştirmek istediği hayalleri vardır. Bu doğrultuda kendisinden yaşça büyük, ailesindeki ve çevresindeki insanları model olarak görür, onları kendisine örnek alır. Dolayısıyla ailenin eğitim düzeyi çok önemlidir. Eğitim düzeyi ailenin hayat standardını, sosyal yaşantısını ve sosyal çevresini ciddi ölçüde belirler. Çocuk, bu etkenlere göre hayatını şekillendirmeye başlar. Ailede almaya başladığı eğitime okulda devam eder. Artık eğitim hayatının yanı sıra öğretim hayatı da başlamıştır. Öğretmenlerin önemi yadsınamaz. Çocuğa hayata dair bilgileri öğretenlerdir onlar. Onların bilgi ve görgü birikimleri çocuğun hayatına zenginlik katar. Ailelerin bir zamana kadar verdikleri eğitimin üstüne onlar da bir şeyler koymaya başlarlar. Öğretilenler bilgi sermayesini oluşturmada büyük bir role sahiptir. Elbette öğrendiği bazı dersleri ve gördüğü bazı konuları sevmeyecektir öğrenci. Sevdiği alanlara yönelmek isteyecektir. İlerleyeyen yıllarda üniversitede okumak istediği bölümü bu doğrultuda seçmek isteyecektir. Üniversitede eğitim almaya başladığında üniversitelerin sadece ders veren kurumlar olmadığını görecektir. Derslerde öğrendiklerinin yanı sıra kendisini bilgi ve kültür bakımından geliştirmenin önemini anlayacaktır. Üniversiteden aldığı eğitimin ardından, çocukluğunda çevresindeki model aldığı insanlara ve dünyaya daha farklı bir gözle bakmaya başlayacaktır. O zaman bilecektir aklı ve bilimi rehber alan eğitimin önemini. O zaman daha iyi anlayacaktır bilgili ve kültürlü olmanın önemini. Daha sonra çocuklarının da en az kendisi kadar eğitimli, görgülü ve bilgili olmasını isteyecektir. Çocuklarının daha iyi bir hayat sürmesini isteyecektir ve bunun için de çalışacaktır. Elbette kolay değildir bir insanı eğitmek. BAŞ SAĞLIĞI Üniversitemizin Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü birinci sınıf öğrencisi Hasan Murat Tüfekçioğlu ile İşletme Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi Rasih Azbazdar’ı kaybettik. Kaybettiğimiz sevgili arkadaşlarımızın ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyor, üzüntülerini paylaşıyoruz. YEREL Ünivers 77. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın ardından İzmir Enternasyonal Fuarı, “Küresel Isınma ve İklim Değişikliği” ana temasıyla 77. kez kapılarını açtı. 58 ülkenin katıldığı İEF’ de bu yıl onur konuğu ülke Küba’ydı. Açılışa üst düzey yöneticilerin yanı sıra halkın da yoğun katılımı oldu. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın, kültürel ve insani değerlerin uluslararası alanda öne çıkarılmasında ve dünya ülkeleriyle ticaretin geliştirilmesinde çok önemli bir rol oynadığını söyleyen Carricarte, Ağustos ayı içinde Havana’nın en merkezi bulvarlarından birinde Mustafa Kemal Atatürk’ün büstünün açılışının gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi. 7’den 70’e Kısa Kısa Dünyaya Ne Yaptık? Bu yıl Küresel Isınma ve İklim Değişikliği ana temasıyla yola çıkan İEF’ de su ve enerji tasarrufu, yeşil enerji ve yeşil sanayi ürünlerini esas alan firma ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerine öncelik verilirken, düzenlenen toplantı, panel ve forumlarda küresel ısınmayla mücadele yöntemleri üze- Atatürk Büstü rinde duruldu. “Yaşam Yok Mu Oluyor?”, “Dünyaya Ne Yaptık?”, “Tehlikeli İlişkiler” ve “Birlikte Kurtaralım” başlığını taşıyan etkinliklerde, küresel ısınma konusunda öncü ve uzman isimler İzmir’e gelerek görüşlerini paylaştı. Kamu kurumlarından sanayi tesislerinin yapımında alınacak tedbirlerin yanı sıra bireysel mücadele ve koruma yöntemleri üzerinde düşünüldü. Küba Dış Ticaret Bakan Yardımcısı Antonio Carricarte, 77’inci İEF’ de Onur Konuğu ülke olarak bulundukları için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve İzmirli yetkililere teşekkür etti. 1923’den bu zamana değin Türkiye’nin bağımsızlık önderi Kemal Atatürk’ün bizzat teşvik ettiği İEF’de 23-29 Ağustos tarihleri arasında Fuar Göl Gazinosu’nda gerçekleşen Nostaljik Fuar Gazinosu’nun assolisti bu yıl Neşe Karaböcek oldu. Fatih Mühürdar’ın sunuculuğu üstlendiği Fuar Gazinosu’nda Ümit Besen, Seyyal Taner, Mustafa Keser ve Nurhan Damcıoğlu sahne aldı. Ünlü sanatçılar fuar ziyaretçilerini şarkı, türkü ve eğlenceye doyurdu İEF kapsamındaki 8. Sinema Burada Festivali gerçekleştirildi. 27-31 Ağustos 2008 tarihleri arasında düzenlenen festival kapsamında, sinemanın isyan filmlerinden oluşturulmuş bir seçki gösterildi. Yılmaz Güney’in Sürü ve Umut filmleriyle açılışı gerçekleşen festivalde, Türk ve yabancı filmlerin gösterimi yapıldı. Festivalin bu yılki onur konukları İzzet Günay ile Hale Soygazi oldu. Ayrıca Okan Bayülgen’in 77’nci İzmir Enternasyonal Fuarı’na ünlü-ünsüz kadınların günlük hallerini yansıttığı ‘Çünkü Gördüğüm En Güzel Kız Sensin’ fotoğraf sergisi ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Erkin Araz Sasalı Doğal Yaşam Parkı için geri sayım başladı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Sasalı’da yapımına devam ettiği doğal yaşam parkı yakın zamanda açılıyor. 16 Ağustos’tan itibaren kapılarını ziyaret girişine kapatan Fuar Hayvanat Bahçesi’nde hummalı çalışmalar devam ediyor. Sasalı Doğal Yaşam Parkı’na taşınacak olan hayvanat bahçesinde geri sayım başladı. Günümüzün doğal yaşam içinde olma anlayışı ve ekolojik dengeler göz önünde tutularak kurulduğunu ifade eden Çevre ve İzmir Fuar Hayvanat Bahçesi Müdürü Çağlayan İnanlı, şöyle konuştu; “Burada 4 dönümlük alanda Türkiye’nin ilk tropik merkezi oluşturulacak. Büyükşehir Belediyesi, İsrail’deki Hayvanat Bahçesi ile yapılan anlaşma sonucu Winner adı verilen erkek Asya fili ile 5 adet Siyah Makak cinsi maymun, 8 adet halka kuyruklu Lemur maymunu ve 4 adet Afrika mahmuzlu kaplumbağayı İzmir’e getirdi. İzmir Büyükşehir Beledi- yesi ile Ortak Hizmet Projesi protokolü kapsamında İzmir’de bulunan Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ ve ekibiyle birlikte, Sasalı’nın yeni üyelerini İzmir Hayvanat Bahçesi’ndeki geçici yuvalarına yerleştirme çalışmalarını gerçekleştirdi.” Proje kapsamında, alan içinde bulunan mevcut dört adet bina, kafeterya, idari bina, sergikonferans-eğitim salonu ve giriş binası olarak dönüştürüldü. kanlarında insanlar, çocuklar hayvanlara temas edebilecek. Bölge cazibe merkezi olacak. Hem turizm açısından hem de mesire yeri özelliğiyle İzmir’in kuzey aksinin ihtiyaçlarını karşılayacak. Mevcut Kültürpark Hayvanat Bahçesi’nin 18.000 m2 büyüklüğünde olduğu düşünüldüğünde, burada sadece filler için 14 bin 500 m2 alan ayrılacak. Avrupa ölçeğinde bir merkez yapıyoruz” dedi. Kuş Gribi Cazibe Merkezi 2006 yılı içinde yapılan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantılarında iki ciddi iddia ortaya atıldı. Birincisi kuş gribi riski, ikincisi ise mevcut doğal ortamın korunamayacak olması. Sasalı Belediyesi’nde görev yapan veteriner Yekta Ünsal, hayva- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, doğal yasam parkında bütün hayvanların özgürce dolaşabileceğini belirterek, “Yırtıcı olanlar hariç kendi me- 4 nat bahçesi projesine, kuş gribi riski nedeniyle karşı çıktı. Ünsal, “Hayvanat bahçesi kurulmak istenen yer, Kuş Cenneti’ne çok yakın. Zaten, göçmen kuşlar belirlenen alanda da sıkça görünüyor. Hastalığın bulaşma riskinin bu kadar çok olduğu bir ortamda, hayvanat bahçesi kurulmak istenmesi anlamlı gelmiyor” diye konuştu. Yapılan iddialara karşın İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca, alanın İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürlüğü tarafından hazırlanan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planı, 11.03.2005 tarih ve 425 sayılı kararı ile, 1/1000 ölçekli Koruma amaçlı İmar Planı ise 10.03.2006 tarih ve 1233 sayılı kararı ile uygun bulundu. Sasalı Doğal Yaşam Parkı’nın Kasım’da açılması hedefleniyor. Erkin Araz Translation: Nükhet Tuncay The kitchen of Economics A new department is offered in our university. Culinary Arts and Management Program within School of Applied Management Sciences will raise well equipped chefs that can work on international platform. In the evolving and changing world, “food” got its share and began to be accepted as an art. In this scope, lots of universities and institutions established departments on culinary arts. This field that became popular in our country found its place in İzmir University of Economics. The department that started its first academic year met its students with king discipline, sense of responsibility and hygiene knowledge are evaluated by the jury. After this second phase they had the chance to get education in this department. Different from other universities, the first two years of the four-year program are reserved for business administration and management-oriented courses. The last two years of the education will cover application oriented on-the-job training. Among the courses of the department are Onelogy, Bread Baking, European Cuisine, Accounting and Principles of Economics. Rector Prof. Dr Attila Sezgin stated that as in each department, the medium of education in Culinary Arts and Management was English and the students would learn a second foreign language. He also said “The students that will be graduated by having learned two foreign languages will satisfy the need of the sector for chefs equipped with theoretical and practical knowledge”. With this comprehensive education, the department plans to raise chefs and chef candidates with a strong infrastructure that will be able to compete on international level. a two phased selection system. The candidates that achieved 165 points from 2008 OSS-1 went through the first phase in which they presented reports about their physical and psychological characteristics. Later they went through the second phase interest of the candidates to the profession, their creativity, ability of analytical thinking and problem solving, their wor- Gizem Güngör Final countdown for Sasalı Natural Life Park The natural life park being built by İzmir Metropolitan Municipality will open soon. The works continue in Fair Zoo that is closed for visiting since August 16. Countdown started for the zoo that will move to Sasalı Natural Life Park. Environment and İzmir Fair Zoo Manager Çağlayan İnanlı stated that it was built by taking the concept of natural life and ecological balance into consideration, and the first tropical center of Turkey would be formed in 4-acre area. In the scope of the project the four buildings in the area are turned into cafeteria, administrative building, exhibitionconference hall and entrance. IUE flag is on the peak A historic exhibition: Salvador Dali in İstanbul! İzmir University of Economics Software Engineering Student Kağan Eröz climbed up to “Peak Lenin” mountain which rises to a height of 7134m in Pamir Mountain Ranges in Kyrgyzstan and placed İzmir University of Economics flag to the peak. Kağan Eröz is after the title “Snow Leopard” which Nasuh Mahruki received in 1994 by climbing up to the highest five mountains of Russia. Kağan Eröz started mountaineering in the age of 12 and has been doing it for 7 years. With this climb that took place in July 29 – August 23, 2008 with 4 of his friends, Kağan Eröz received the title “Youngest Turkish Mountaineer” who climbed up to more than 7 thousand meters. chance to touch the animals. The area will be a center of attraction. It will satisfy the need for the northern part of İzmir both in terms of tourism and recreation spot. The garden of the former Zoo was 18.000 m2; however in this park, only the elephants will have an area of 14 thousand 500 m2. We are building a center in the style of similar European venues.” Erkin Araz Center of Attraction İzmir Municipality Mayor Aziz Kocaoğlu stated that all the animals in natural life park would wander around freely, and said “The people and the children will have the After Picasso and Rodin Sakıp Sabancı Museum is now hosting Salvador Dali. The exhibition with 270 works of art will be open until January 20, 2009. After his visit to Mexico, Dali has said: “I will never come back again to this country which is more surrealist than my paintings.” Who knows what he would have said if he had seen Turkey especially in these days. Sakıp Sabancı Museum satisfied the expectations and brought Salvador Dali to Turkey with its 270 works. In the exhibition entitled “A Surrealist in İstanbul: Salvador Dali” that can be visited from September 20, 2008 to January 20, 2009 the oil paintings, drawings, manuscripts and photographs of Dali will take place. Today, when we cannot distinguish realism and when our visual perceptions have been polluted, it will be a great chance to examine and experience a person that succeeded in making revolutions about these subjects in times when the visual perception of the humanity was much plainer and based on realism. The exhibition of Dali must be visited by the ones who have this chance. Not only for the sake of art, but also for the sake of history... 5 ENGLISH » In short... • The amount of arsenic in the water worries In these months water shortage in İzmir remained on the agenda. In fact the amount of arsenic in the water is being discussed more than the water shortage. It is declared that due to drought caused by global warming, the amount of arsenic in the wells of İzmir had increased and some of the wells were out of use. Later, since the amount of water in the dams were low and could not meet the demands Göksu and Sarıkız wells put into use again. It is said that the tap water in İzmir must not be drunk and used for cooking. Our university also prepared some warnings about not drinking the tap water. Besides, tap water is not used in the foods prepared in the university’s restaurant. • Cruise tourism In recent years, there is a huge increase in the cruises coming to İzmir. It is an important development for the economy of the city. Doubtlessly the decrease in port service fares and the attempts of trade associations had an effect on the increase in the number of cruises coming to İzmir. Last year 288 tourists came to İzmir by cruises. This year it is expected to become 400 thousand. When the ships come into port the tourists either join to a tour or wander in the city by taxi or the shuttle buses allocated by İzmir Metropolitan Municipality. Besides, since the present port does not meet the demand it is planned to make a cruise port in Üçkuyular. • They learned Turkish 9 American students came to İzmir and learned Turkish with the collaboration of İzmir University of Economics and Research Institute of America. The American students that attended 2-month Turkish Language and Culture Summer School within IUE Faculty of Arts and Sciences, Department of Translation and Interpretation received 180 hours Turkish course in basic level. They also had the chance to learn our culture by seminars and workshops on Turkish History, Turkish Cuisine, and Turkish Folklore. Throughout the time they spent in İzmir, they visited some important historical and tourist attractions in the city and in the Aegean Region. The students that completed the summer school successfully received their Turkish Language Certificates from the instructors in the testimonial dinner. • On her way to the USA IUE Department of Business Administration lecturer Asst. Prof. Deniz Atik is giving lecture in The University of Texas Pan-American in Texas, United States of America. Asst. Prof. Deniz Atik will be a visiting faculty member in the university with 17 thousand students. KÜLTÜR Ünivers Tarihi bir sergi: Salvador Dali İstanbul’da! Picasso ve Rodin derken, Sakıp Sabancı Müzesi şimdi de Salvador Dali eserlerine ev sahipliği yapıyor. Dali bir Meksika ziyaretinden sonra şöyle demiş: “Kendi resimlerimden daha sürrealist olan bu ülkeye bir daha geri gelmeyeceğim.” Kim bilir kendisi Türkiye’yi, bir de şu haliyle, görse ne derdi? Ne derdi bilinmez ama Sakıp Sabancı Müzesi sonunda beklenen hamleyi yaptı ve Salvador Dali’yi Türkiye’ye, hem de 270 eseriyle getirmeyi başardı. 20 Eylül 2008 - 20 Ocak 2009 tarihleri arasında “İstanbul’da bir Sürrealist: Salvador Dali” başlığıyla gezilebilecek sergide Dali’nin yağlıboya tablo ve çizimlerinin yanı sıra el yazmaları, fotoğraflar ve bunun gibi dökümanlar da yer alacak. İnsanlık olarak, görsel algılarımızın çok daha sade ve gerçekçiliğe dayandığı zamanlarda, bu alanda devrimler yaratmayı başarmış birini; yine insanlık olarak, görsel algılarımızın oldukça kirlendiği ve gerçekliği ayırt edemediğimiz günlerde tekrar ve tekrar incelemek, deneyimlemek gerçekten büyük bir şans olacak. Dali sergisi, şansı olanların kesinlikle kaçırmaması gereken bir sergi. Sadece sanat adına değil, tarih adına da... N. Toros Mutlu Ayın Filmi There Will Be Blood (Kan Dökülecek) Tür: Drama Yönetmen: Paul Thomas Anderson Oyuncular: Daniel Day-Lewis, Martin Stringer, M. Braden Stringer, Jacos Stringer Süre: 158 dk. Hem bir dram hem de macera ile karşılaştığımız film, Upton Sinclair’in Petrol-Oil! adlı romanından uyarlanmış. Bir petrol babasının hayat hikayesini sunuyor izleyiciye. Yönetmenin epik ve çarpıcı sahnelerini de unutmamak gerek. Daniel Day-Lewis’i endüstri devriminin doğurduğu kötü adam olarak görüyoruz filmde. Daniel Plainview ve oğlu, 20. yüzyılın başında California toprakları altında zenginlik arayan serbest işçilerdir. Topraklarında petrol çıkarma izni alarak zenginliklerini katlamaya başlayan baba oğul arasında yaşananları da gözler önüne seriyor. Sevgisizlikten, zenginliğin getirdiği yozlaşmaya kadar endüstri devriminin yarattığı sonuçlarla karşı karşıya bırakılıyor izleyici. 30 seneyi 152 dakikaya sığdırmaya çalışan filmin bu konuda başarısız olduğu söylenemez. Daniel Day-Lewis’in Oscar ödüllerinde en iyi erkek oyuncu ödülünü aldığı film Paul Thomas Anderson tarafından yönetilmiş. Paul Dano, Mary Elisabeth Barrett ve Dillon Freasier de Lewis’e filmde eşlik edenlerden birkaç isim. Film müziklerini sevenler için, Radiohead’den tanıdığımız Johnny Greenwood’un yaptığı müzikler de filmi güzelleştiren diğer öğelerden biri. Richard Schiekel, Time dergisinde film için “Şu ana kadar yapılmış en özgün Amerikan filmlerinden biri” yorumunu kullanmış. Petrole, maceraya, drama, paranın getirdiklerine ve götürdüklerine doyacağınız, neredeyse her oyuncunun ayrı ayrı oyunculuk resitali verdiği, izleyenin ruhunda da yer edecek bir film olmuş. A. Pelin İnan Ayın Kitabı Hep Genç Kalacağım Sabahattin Ali “İhtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatına teşekkür ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi. Hep genç kalacağım.” Evet, işte Sabahattin Ali mektuplarından birinde böyle yazmış. Şu birkaç satır bile devamını okuma isteğini uyandırdıysa içinizde, merak etmeyin; bu mektubu ve daha pek çok şey öğrenebileceğiniz Sabahattin Ali mektuplarını Yapı Kredi Yayınları bir kitap halinde sundu okurlara. Tabii sadece Sabahattin Ali’nin yazdığı mektupları değil, kendisine yazılan mektupları da bulabileceğiniz bir kaynak bu kitap. Marko Paşa ve Yeni Dünya’nın kuruluş yıllarında yazılan mektupları ve resmi yazışmaları bulma olanağına sahip olmanın yanında, Sabahattin Ali’nin okudukları, yazdıkları ve o dönemde yazacakları hakkında da bilgi sahibi olabileceğimiz mektuplar... Yayınevi kitabı basmış ama bu mektupların derlenip toplanmasında hangi isme teşekkür etmeli derseniz, şüphesiz, ilk isim yazarın kızı Filiz Ali olacaktır. Bu konuda da Sabahattin Ali eserlerini bugüne değin taşımış, sürekli genç nesile Sabahattin Ali’nin edebiyatını aktarmış kızı Filiz Ali’ye teşekkür etmek gerekir bu güzel eser için. Nazım Hikmet’ten Aziz Nesin’e, Cemal Kutay’dan Mehmet Ali Aybar’a kadar pek çok ismin Sabahattin Ali’ye yazdıkları, Cumhuriyet’in ilk yıllarında özellikle Ankara’da yaşam, İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı ortam gibi konular da bir solukta okunası mektupların buluştuğu kitapta bulabilecekleriniz arasında. A. Pelin İnan 6 Ayın Albümü Renaud Garcia-Fons Trio Arcoluz İşin içinde biraz Katalan mayası olunca sanki her şey daha bir güzelleşiyor. Futbol bir başka oynanıyor, ressamlar bir başka çiziyor, müzisyenler daha bir içten çalıyor sanki. İşte buna bir örnek de yarı Katalan, yarı Fransız kontrbasçı Renaud Garcia-Fons ve albümü Arcoluz. Kontrbas çalımına farklı bir yorum getiren; flamenko, caz, Balkan ve doğu müziklerini bu teknikle aynı potada eritmeyi ustaca başarabilen bir virtüöz Renaud GarciaFons. Daha önce ülkemizden dünyaca ünlü neyzen Kudsi Ergüner’le de çalışmaları olmuş sanatçıya bu albümünde flamenko gitarda Kiko Ruiz ve vurmalılarda Negrito Trasante eşlik ediyor. Altı stüdyo albümünün ardından ilk canlı kayıt olan Arcoluz fikrimce Renaud Garcia-Fons’u daha önce hiç dinlememiş olanlar için en iyi başlangıç olacaktır. Bu sayede hem önceki albümlerden şarkıları şöyle bir gözden geçirmiş olacak, hem de tadı canlı çıkacak bir müziği yerinde olmasa bile, olmuş haliyle dinleme şansınız olacak. Bu albümün tadı her yerde, her anda, her şekilde ve her nasılsanız çıkar. Gerçek dünya müziği diye sanırım buna deniyor; her dünya vatandaşından bir şeyler barındıran ve hepsine de verecek bir şeyleri olan. Sadece bir müzik türü, hatta sadece müzik değil, başlı başına bir anlayış Renaud Garcia-Fons. N. Toros Mutlu » Rehber » İEÜ Aylık Haber Bülteni Hazırlayan: Gizem Güngör SİNEMALAR, FİLM GÖSTERİMLERİ Desem film gösterimleri Wanted Yönetmen: Timur Bekmambetov Tür: Aksiyon, Gerilim Seanslar :10-16 Ekim 14.30-16.45-19.00-21.15 Ziyaretçiler (The Strangers) Yönetmen: Bryan Bertino Tür: Korku, Gerilim Seanslar: 17-23 Ekim 14.30-16.45-19.00-21.15 lar. Pek parlak bir ilk randevu olmasa da ikincisi gelir. Ama Theresa ikinci randevuda Tony’nin onun için uygun olmadığını kibar bir dille anlatır. Ya da anlattığını sanır. Çünkü Tony kendini Theresa’nın hayatına sokmak için elinden geleni yapar. Habersiz ofis ziyaretleri, susmayan telefonlar… Sonunda basit bir randevu bitmek bilmeyen bir kabusa dönüşür. Ayrıntılı bilgi için; www.biletix.com www.ooze-venue.com Tel. (232) 388 78 70 (232) 388 30 35 Tarih: 23-26 Ekim İEFT International Education Fairs of Turkey Tarih: 14 Ekim Yer: Hilton Otel Ayrıntılı bilgi için; Web adresi: www.ieft.com.tr İzmir Autoshow 5. Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar Fuarı Tarih: 4-9 Kasım Ayrıntılı bilgi için; Web adresi: www.biletix.com Tel. (232) 323 21 02 » Ünivers OPERA VE BALE Şevval Sam Tarih: 30 Ekim Yer: İsmet İnönü Sanat Merkezi Ayrıntılı bilgi için; www.izfas.com.tr Tel. (232) 479 10 00 » ETKİNLİK Ayrıntılı bilgi için; Tel. (232) 489 09 26 (232) 293 17 06 Erkan Oğur-İsmail Hakkı Demircioğlu Tarih: 31 Ekim Yer: İzmir Atatürk Kültür Merkezi Romeo ile Juliette (Opera) Tarih: 14/16/21 Ekim Yer: İzmir Devlet Opera ve Balesi Kesinlikle, Belki (Definitely, Maybe) Yönetmen: Adam Brooks Tür: Dram, Romantik, Komedi Seanslar :24-30 Ekim 14.30-16.45-19.00-21.15 Cash Yönetmen: Eric Besnard Tür: Suç, Komedi Seanslar: 31 Ekim / 1-6 Kasım 14.30-16.45-19.00-21.15 Ayrıntılı bilgi için; www.deu.edu.tr/desem Tel. (232) 422 29 46 (232) 412 10 85/86 » TİYATRO Şu Çılgın Türkler Tarih: 16-17 Ekim Yer: İzmir Atatürk Kültür Merkezi Sınırın Aşıldığı Noktalar (Bale) Tarih: 24/27/29 Ekim Yer: İzmir Devlet Opera ve Balesi Ayrıntılı bilgi için; Tel. (232) 489 04 59 (232) 483 85 20 Ayrıntılı bilgi için; www.izdob.gov.tr Tel. (232) 484 64 45 Yeni Türkü Tarih: 31 Ekim Yer: Punta Bar » Ayrıntılı bilgi için; Tel. 0535 317 40 46 KONSER Feridun Düzağaç Tarih: 10 Ekim Yer: Ooze Venue » Harlem Globetrotters Tarih: 18 Ekim Yer: Halkapınar Spor Salonu Hepsi Tarih: 11 Ekim Yer: Karşıyaka Mavişehir Spor Salonu 1927 yılında kurulan ve o tarihten bu yana 130 farklı ülkede 20.000’den fazla gösteri maçı yapan, spor ve eğlence dünyasını bir araya getiren Harlem Globetrotters Ekim ayında 3 farklı gösteri için ülkemizde... Ayrıntılı bilgi için; www.biletix.com MFÖ Tarih: 17 Ekim Yer: Ooze Venue » Yaşar Tarih: 24 Ekim Yer: Ooze Venue ESİDEF ESİDEF İş Platformu Tarih: 16-19 Ekim Ayrıntılı bilgi için; Tel. (232) 489 04 59 (232) 483 85 20 Genç bir kadın ile bir adam buluşur- FUAR SODEX Doğalgaz, Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Güneş-RüzgarJeotermal Enerjisi Sistemleri Fuarı Tarih: 9-12 Ekim Mecazi Yaklaşımlar Tarih: 24 Ekim Saat: 20.00 Yer: İzmir Atatürk Kültür Merkezi Kız Tavlama Sanatı Tarih: 23-24 Ekim Yer: Karşıyaka Ege Sanat Merkezi GÖSTERİ Yapı İzmir Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı Tarih: 23-26 Ekim Hande Yener Tarih: 31 Ekim Yer: Ooze Venue Pet Günleri Evcil Hayvanlar Fuarı 7 Mimarlık Haftası TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi, 13-19 Ekim 2008 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Mimarlık Haftası ‘08 kapsamında Atölye eğitimi, Söyleşi, Sergi gibi birçok etkinlik düzenliyor. Ayrıntılı bilgi için; www.izmimod.org.tr Tel. (232) 463 66 12 » SERGİ Sular Üzerinde Yannis Karanikolas 24 Eylül -28 Ekim Fransız Kültür Merkezi Ayrıntılı bilgi için; www.frkultur.com Tel. (232) 463 69 79 Küba Arzu Sandal Tarih: 7 Ekim Yer: İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği Belgesel Fotoğraf Tarihi Yrd.Doc.Dr. A.Beyhan Özdemir Tarih: 9 Ekim Yer: İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği Ayrıntılı bilgi için; www.ifod.org Tel. (232) 464 32 12 SPOR Ünivers Galiptir bu yolda mağlup Belki de bir sene içerisinde aldığı yağmurun tamamını, maç sırasında almıştı Basel şehri. İsviçre ve Türkiye sanki havuzda maç yapıyordu. Son dakikalara 1–1 girildi. Fakat dakikalar 93’ü gösterdiğinde Arda Turan topu ayağına aldı, iki kişiyi çalımladı, şutunu çekti ve topu ağlarla buluşturdu. İşte bu gol, bizim için gelecek başarının anahtarı oluyordu... Bu galibiyet sadece başlangıçtı, Çek Cumhuriyeti’ne karşı da galip gelmeliydik. Son dakikalara 2-1 geride girdik. Dünyanın en iyi kalecilerinden birisi olan Petr Chech topu elinden kaçırıyor, Nihat bu fırsatı affetmiyordu. Yorumcu Rıdvan Dilmen teşhisi çok doğru koydu o dakikada; “Rakip demoralize oldu, penaltılara bırakmayalım, üçüncüyü atalım.” Maçı anlatan Melih Şendil ise “Çok fazla şey istemiyor musunuz?” dedi. Son dakikada harika bir şutla ağları havalandıran Nihat, tüm Türkiye’yi sevince boğdu. Bu sonuçla çeyrek finale çıktık. Tüm dünya bizi konuşuyordu ar- 2010 Dünya Kupası maskotu seçildi 2010 Dünya Kupası maskotu FIFA tarafından Güney Afrika’nın 2. büyük şehri olan Johannesburg’da sunulan bir gösteri ile tanıtıldı. Maskotun isminin “Zakumi” olduğu söylendi. FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke tarafından yapılan açıklamaya göre: “Za” Güney Afrika’nın kısaltılmışı, “Kumi” ise Afrika dilinde 10 rakamını ifade ediyor. Maskot Zakumi, Güney Afrika ruhunu ve coğrafyayı temsil ediyor” dedi. Doğuş Sar tık, asla pes etmiyorduk çünkü. Sıradaki rakip Hırvatistan. Son derece dengeli giden maç, uzatmalara gidiyordu. Herkes penaltılara odaklanmışken, 119. dakikada Klasnic topu ağlara gönderiyor ve bizlere çok büyük bir şok yaşatıyordu. Böyle bitemezdi bu turnuva. Zaten bitmedi de, bir mucizeye daha imza attık. 121. dakikada Semih topu tavana asıyor, maçı uzatmalara taşıyordu. Penaltılarda, Luka Modric ve Ivan Rakitic gibi iki genç yıldız topu dışarı yolluyordu, fakat Türkiye tüm penaltılarını gole çevirip yarı finale yükseliyordu. Bu kez rakip Almanya. Bu maça sakat ve cezalı oyuncularımızın çokluğu yüzünden, kalan oyuncularımızla çıktık. Fakat buna rağmen turnuvadaki en iyi futbolumuzu oynadık. Son dakikalara yine mağlup girdik. Ancak Semih’in golü eşitliği getirdi. Kafamızda uzatmaları kurmuşken, Lahm golünü attı ve Almanya’ya galibiyeti getirdi. Finali sonuna kadar hak etmiştik, ancak her zaman hak edenler kazanamıyor. İşin ilginci, maçtan sonra Almanya değil Türkiye konuşuluyordu. Turnuvanın en iyi takımı olan İspanya, finalde Almanya’ya karşı çok üstün bir oyun oynayarak, 1–0’lık galibiyetle şampiyonluğa ulaştı. Milli Takım yurda döndüğünde şampiyon olmuş gibi coşkuyla karşılandı. Belki şampiyon olamadık ama “referans noktası” olduk. Bundan böyle tüm maçlarda, son dakikalara mağlup giren takımlar, “Pes etmek yok, Türkiye gibi biz de kazanabiliriz” diyeceklerdi. Bu başarımızla, çıtayı çok yukarıya koyduk. Bundan sonra yapmamız gereken, onu daha da yukarıya taşımak. Kemal Şengül Altına hücum! Biri 100 metreyi tam 41 adımda geçiyor, diğerinin ise açık kol uzunluğu kendi boyundan fazla. Günde 12 bin kalori alıyor biri, diğeri ise Real Madridli futbolculara koşu eğitimi vermek üzere davet aldı. Bu sene olimpiyatlara yarım saatçik bile ayırdıysanız, bahsettiğim kişileri hemen tanımış olmalısınız. Lakin kendileri bu seneki performanslarıyla 2008 Olimpiyatları’nın süper starları oldular. Bilmeyenler için isimlerini zikretmek gerekirse: Amerikalı yüzücü Michael Phelps ve Jamaikalı sprinter Usain Bolt. Bu iki isim, şüphesiz 2008 Olimpiyatları’nı en izlenilir ve takip etmeye değer kılan sporculardı. Bolt’un, 1984’ten beri kırılamayan Carl Lewis’in rekorunu, adeta işi dalgaya alarak kırması ve Phelps’in Mark Spitz’in 1972’de havuza kazıdığı zamanı kulaçlar ötesiyle geçmesi ve tüm yarışlarında altın kazanıp, yedisinde dünya, birinde de olimpiyat rekoru kırması inanılmazdı. Her olimpiyata izini bırakmış bir sporcu mutlaka olurdu, fakat böylesine üstün başarılarla bunu pekiştiren iki ismi aynı anda izlemek de bizim şansımız sanırım. Kişisel fikrimce ise olimpiyatların en unutulmaz anı, Bolt’un son 20 metreye girişiydi. Efsane atlet Emil Zatopek’in “Aynı anda hem koşup, hem de gülebilecek kadar yetenekli değilim” sözüne sanki nispet yaparcasına ellerini açıp, zaferini metreler öncesinden kutlayan Bolt, olimpiyatların tarihine muhteşem bir görüntü de kazandırmış oldu. Peki biz neler yaptık? 1 Altın, 4 Gümüş, 3 de bronz madalya. Bu, toplamda sadece Michael Phelps’in aldığı madalya sayısına eşit bir rakam oluyor. Evet, sadece rakam terimi dahilinde madalya kazanabildik! Bu konuda muhakkak söylenebilecek çok şey var, ki çoğu zaten medyada tekrar edildi durdu. Fakat hiçbir zaman görülmeyen diğer veriler tartışılmadı. Türkiye, 12 dalda, toplam 67 sporcu ile katıldı olimpiyatlara ve sonuç bu. Yaklaşık 22 milyon nüfuslu Avustralya’ya bakıldığında ise 26 dalda, 433 sporcu görüyoruz. Kazandıklarının sayısı ise 14’ü altın olmak üzere, tam 46 madalya. Bu rakamları sizler oran-orantı hesaplarına girin diye vermedim tabii. Fakat aradaki bu nüfus farkına karşın, 366 kişilik bu fark da gözden kaçacak gibi değil. Bu rakam, bize en büyük sorunumuzun sporcu yetiştirmekten çok, olimpiyatlarda yer alabilecek kalitede sporcu yetiştirmek olduğunu gösteriyor. Neyse ki bizim mutluluğumuz için sadece 11 eli ayağı tutan, iyilerinden “sporcu” yetiyor da, pek üzülmüyoruz böyle gelişmelere. Ne yapalım... Umutlar başka bir bahara, yaza, kışa ve hep de hazana. N. Toros Mutlu Sahibi: Prof.Dr. Sevda Alankuş Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Öğr.Gör. Altuğ Akın Yayın Kurulu: Prof.Dr. Sevda Alankuş, Yrd.Doç.Dr. Gökçen Karanfil, Öğr.Gör. Burak Doğu, Öğr.Gör. Selin Türkel Yazı İşleri: Serkan Şavk, Sumru Yıldırım, Rana Kuddaş, Uğur Çalışkan, N. Toros Mutlu, Gizem Güngör Ekim Sayısı Bölüm Editörleri: Uğur Çalışkan, N. Toros Mutlu, Gizem Güngör, Erkin Araz, Doğuş Sar Görsel Yönetmen: Öğr.Gör. Burak Doğu Yerel, aylık süreli yayındır. Yer: İzmir Ekonomi Üniversitesi - Balçova Ekim 2008 http://univers.ieu.edu.tr Federer ve Serena’nın dönüşü Yılın son Grand Slam’i olan Amerika Açık tenis turnuvası, Roger Federer’in şa mpiyonluğ uyla noktalandı. Final maçında Andy Murray’i 3–0 yenen Federer, bu turnuvayı üst üste beşinci kez kazanarak, kariyerindeki on üçüncü Grand Slam zaferine imza attı. Üst üste 247 hafta zirvede kaldıktan sonra, 18 Ağustos’ta bu koltuğu Rafael Nadal’a bırakan Federer, “13 rakamında kalmak istemiyorum” dedi. Bayanlarda ise Serena Williams, Jelena Jankovic’i 2–0 yenerek şampiyon oldu ve 6 yıl aradan sonra bir numara koltuğuna oturdu. Bir sonraki Grand Slam, 19 Ocak’taki Avustralya Açık. Radyo İzmir Ekonomi Yayında http://comm.ieu.edu.tr/radyo/radyo_index.html Radyomuzu dinlemek için http://www.ieu.edu.tr ON AIR butona tıklayınız. Önemli Telefonlar Santral Genel Sekreterlik Öğrenci İşleri Öğrenci Dekanlığı Güvenlik Kütüphane 279 25 25 488 81 15 488 81 57 488 84 20 488 81 11 488 84 01