Sultan`s World
Transkript
Sultan`s World
27.02 > 31.05.2015 Sultan’s World The The Ottoman Orient in Renaissance Art Ziyaretçi rehberi TR € 1 - BOZARfriends üyeleri için ücretsiz, www.bozar.be sayfasından indirebilirsiniz 1 Palais des Beaux-Arts, Bruxelles Paleis voor Schone Kunsten, Brussel Centre for Fine Arts, Brussels Chief Executive Officer – Artistic Director: Paul Dujardin Director Artistic Policy: Adinda Van Geystelen The Sultan’s World The Ottoman Orient in Renaissance Art Curators: Dr. Guido Messling, Dr. Robert Born Co-curator: Michał Dziewulski Scientific committee: Prof. Dr. Suraiya Faroqhi, Dr. Paul Huvenne, Prof. Dariusz Kolodziejczyck, Prof. Dr. Günsel Renda Dep. Director BOZAR EXPO: Sophie Lauwers Exhibition Coordinators: Ann Flas, Ann Geeraerts Technical Coordinator: Nicolas Bernus Scenography: sNCDA With dedicated support by Axelle Ancion, Leen Daems, Colin Fincoeur, Barbara Lefebure, Déborah Motteux, the BOZAR Art Handlers and our hosts. Coproduction: National Museum Kraków (Muzeum Narodowe w Krakowie) Support: Culture program of the European Union In the frame of: Ottomans & Europeans, reflecting on five centuries of cultural relations 2013-2016 27.02 > 31.05.2015 Sultan’ın İmparatorluğu Rönesans sanatında Osmanlı Dünyası No o rr tt h h N S S ee aa Riga Riga B B aa ll tt ii cc S ee aa S EN NG GL LA AN ND D E London London HO OL LY Y R RO OM MA AN N H EM MP P II R RE E E Paris Paris Vienna Vienna HUNGARY HUNGARY TRANSYLVANIA TRANSYLVANIA Toledo Toledo VENICE VENICE G E N O A Florence G E N O A Florence PAPAL T U S C A N Y PSATPAATLE TUSCANY S TATE Barcelona Barcelona Málaga Málaga WALLACHIA WALLACHIA Belgrade Belgrade Ragusa Ragusa Rome Rome B ll aa cc k k S S ee aa B Nicopolis Nicopolis Sofia Sofia Trabzon Trabzon Adrianople Adrianople Constantinople Constantinople Salonica Salonica Naples Naples Bursa Bursa Otranto Otranto OT TT TO OM MA AN N E EM MP P II R RE E O N NA AP PL LE ES S Algiers Algiers AL LG GE ER R II A A A C C aa ss p p ii aa n n S ee aa S Caffa Caffa Genoa Genoa Avignon Avignon KHANATE OF THE KHANATE OF THE CRIMEAN TATARS CRIMEAN TATARS MOLDAVIA MOLDAVIA Buda Buda Venice Venice Lisbon Lisbon Kiev Kiev Kraków Kraków FR RA AN NC CE E F S SP PA A II N N o o ff M MU US SC CO OV VY Y PO OL L II S SH H -- L L II T TH HU UA AN N II A AN N P CO OM MM MO ON NW WE EA AL LT TH H C Brussels Brussels A tt ll aa n n tt ii cc A O cc ee aa n n O Moscow Moscow TS SA AR RD DO OM M T Vilnius Vilnius Athens Athens Tunis Tunis Malta Malta TU UN N II S S II A A T Damascus Damascus M ee d d ii tt ee rr rr aa n n ee aa n n S S ee aa M Tripoli Tripoli Benghazi Benghazi Baghdad Baghdad SY YR R II A A S Cyprus Cyprus Crete Crete Basra Basra Jerusalem Jerusalem Alexandria Alexandria CY YR RE EN NA A II C CA A C Cairo Cairo TR R II P PO OL L II T TA AN N II A A T EG GY YP PT T E R ee d d R S S ee aa Medina Medina Mecca Mecca Europe and and the the Ottoman Ottoman Empire Empire around around 1566 1566 Europe N No o rr tt h h S ee aa S London London Antwerp Antwerp Bruges Bruges H HO OL LY Y R RO OM MA AN N E EM MP P II R RE E Vienna Vienna TRANSYLVANIA TRANSYLVANIA Avignon Avignon Lisbon Lisbon Toledo Toledo Venice Venice Genoa Genoa Marseilles Marseilles Barcelona Barcelona Ragusa Ragusa Rome Rome Adrianople Adrianople Naples Naples Sinop Sinop Constantinople Constantinople Bursa Bursa Salonica Salonica Otranto Otranto Málaga Málaga A AL LG GE ER R II A A Athens Athens Tunis Tunis Ankara Ankara Smyrna Smyrna Tabriz Tabriz Tokat Tokat Teheran Teheran Baghdad Baghdad Cyprus Cyprus Crete Crete Tripoli Tripoli Trabzon Trabzon Aleppo Aleppo Malta Malta T TU UN N II S S II A A C aa ss p p ii aa n n C S S ee aa O OT TT TO OM MA AN N E EM MP P II R RE E NAPLES NAPLES Algiers Algiers Caffa Caffa B ll aa cc k k S S ee aa B Nicopolis Nicopolis Sofia Sofia KHANATE OF THE KHANATE OF THE CRIMEAN TATARS CRIMEAN TATARS Akkerman Akkerman Galați Galați WALLACHIA WALLACHIA Belgrade Belgrade Florence Florence GENOA GENOA PAPAL TUSCANY PAPAL TUSCANY STATE STATE Kiev Kiev MOLDAVIA MOLDAVIA Buda Buda Lyons Lyons M MU US SC CO OV VY Y Kamyanyets Kamyanyets HUNGARY HUNGARY Augsburg Augsburg FR RA AN NC CE E F SP PA A II N N S Lviv Lviv Nuremberg Nuremberg Troyes Troyes o ff o PO OL LA AN ND D P L II T TH HU UA AN N II A A L Poznań Poznań Wrocław Wrocław Kraków Kraków Leipzig Leipzig Cologne Cologne Paris Paris Moscow Moscow TS SA AR RD DO OM M T Vilnius Vilnius Gdańsk Gdańsk ENGLAND ENGLAND A tt ll aa n n tt ii cc A O O cc ee aa n n Riga Riga B aa ll tt ii cc B S S ee aa SY YR R II A A S Basra Basra Damascus Damascus M M ee d d ii tt ee rr rr aa n n ee aa n n S S ee aa Jerusalem Jerusalem Benghazi Benghazi CY YR RE EN NA A II C CA A C T TR R II P PO OL L II T TA AN N II A A Alexandria Alexandria Cairo Cairo EG GY YP PT T E R ee d d R S S ee aa Medina Medina Mecca Mecca Trade Trade Routes Routes in in the the 16th 16th and and 17th 17th Centuries Centuries Land route route Land Sea route route Sea 2 18 18 Giriş Bu sergide 14’üncü yüzyılın başlarında Anadolu’da ortaya çıkan ve kısa sürede İslam Dünya’sının önderi konumuna gelen İmparatorluğa odaklanıyoruz: Osmanlılar veya çağdaşlarının dediği gibi Türkler’in Rönesans sanatı ve kültüründe bıraktıkları izleri araştırıyoruz. Sembolik başlangıç ve bitiş tarihleri olarak 1453 Bizans’ın fethi ve 1606’da Sultan ve Kutsal Roma İmparatorluğu arasında imzalanan Zitvatorok Barış Antlaşması’ndan yola çıkılmıştır. Bu zaman aralığını ele alışımızın iki önemli nedeni vardır. İlk Çağ’a karşı duyulan ilgi ve Avrupa Rönesans döneminde doğuya karşı duyulan ilginin artması ile beraber mal ve fikir alışverişinde bir canlılık yaşanır. Ayrıca Rönesans Dönemi Osmanlı İmparatorluğu’nun Orta Avrupa’ya doğru genişlemesi ile aynı zamana denk gelir. Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa güçleri arasındaki çatışmalar bu 150 yıla hâkim olur ve İslam Doğu Dünyası ile Hıristiyan Batı Dünyası arasındaki temel farkları yaratmakta belirleyici bir rol oynar. Sergimizde bu zıtlığı kırmak istiyoruz. Viyana veya Venedik kapılarına dayandıkları zaman bile Avrupalıların Osmanlılara bakış açısının dönem boyunca ne kadar çeşitli olduğunu örneklerle gösteriyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Doğu ve Batı arasındaki kültürel ve sanatsal alış-verişi ele alan sergilerde küratörler ağırlıklı olarak Venedik ve Floransa gibi sanatsal ve siyasi merkezlerin veya Kutsal Roma İmparatorluğu’nun üzerine yoğunlaşmışlardır. Doğu Orta Avrupa’nın rolü hep sınırlı olmuştur, hâlbuki Osmanlı İmparatorluğu ile mübadele asıl burada yoğun yaşanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu ve Doğu Orta Avrupa devletleri birbirlerinin komşularıydılar. Bu nedenden dolayı sadece İtalya, Almanya ve Hollanda’ya odaklanmak yerine ilk defa Polonya-Litvanya, Bohemya ve Macaristan tarihi krallıklar bölgesine de sergide önemli bir yer veriyoruz. Robert Born, Michal Dziewulski ve Guido Messling ‘Sultan’ın Dünyası’ küratörleri 3 Değişim içinde bir dünya. 14’üncü yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlılar Avrupa’ya açılmaya devam ederler. Askeri başarıların ardı arkası kesilmez. 1453’te İstanbul’un fethinin ardından 1529’da Viyana kapılarına dayanırlar. Avrupa yavaş yavaş bu İmparatorluğun varlığını ve teşkil ettiği tehlikeyi fark etmeye başlar. Hanedanı bakanı halıyı savaştan otuz yıl sonra sipariş etmiştir. 1546-47 yıllarında V. Karl tarafından Jan Cornelisz.Vermeyen’e çizdirilmiş karikatürler baz alınarak tasarlanmıştır. Vermeyen deniz savaşı esnasında saray ressamı ve muhabir olarak görevlendirilmiştir. Karl’ın serisi Brükselli Willem de Pannnemaker tarafından dokunmuştur. 1564 yılında Granvelle aynı dokumacıyı V. Karl’ın iki karikatürünü özetleyen bu halıyı yapmak üzere görevlendirir. Kimdi bu yabancı Türkler? Sanatçılar ve yayıncılar artan bilgi talebi üzerine akıllıca oynarlar. Matbaacılığın yeni keşfedilmiş olması da işe yaramıştır. Başlangıçta ağırlıklı olarak serbest bırakılmış esirlerin Osmanlı gelenek ve görenekleri hakkında yazıları çıkar. Görsel kanıtlar daha sonra yayılmaya başlar; tarihi olayların çizgi romanları ve haritalar ve şehir manzaraları. Hem Osmanlılar hem Avrupalılar yayınları ve diğer medyayı propaganda aracı olarak kullanırlar. Avrupalılar yayınları zaferlerine dikkat çekmek için kullanırken, el yazmalarında Sultan’ın maiyeti harp başarılarını dile getirir. Belgeler en çok Avrupalılar’ın Türkler’den korkusunu gösterir. Bu halıyı Granvelle neden savaştan otuz yıl sonra sipariş eder? Bunun için iki iyi nedeni vardır. Tunus’ta savaşmış olan babasını anmak ve Habsburg Hanedanı’na olan sadakatini ispat etmek istiyordu. • Anonim, Konstantinopolis ve Pera’nın manzarası, Cristoforo Buondelmonti’den, Liber insularum archipelagi, Kuzey İtalya, yaklaşık 1480 ve Nürnberg (Michael Wolgemut stüdyosu [Nuremberg, 1434 – Nürnberg, 1519]), Konstantinopolis’in manzarası: Hartmann Schedel’de, Liber Chronicarum, Nürnberg, Anton Koberger, 1493, folyo CCXLIX • Willem de Pannemaker (Brüksel, 1512 – Brüksel, 1581), Jan Cornelisz’in karikatürleri baz alınmıştır. Vermeyen (Beverwijk, yaklaşık 1490 – Brüksel, 1559), Tunus Muharebesi’nden kareler (La Goleta’nın Fethi) Papaz Cristoforo Buondelmonti (1385– 1430’dan sonra) yıllarca Doğu Ege Bölge’sini gezer. Yaklaşık 1420 yılında orada toparladığı bilgilerle en ünlü eseri olan Liber insularum’u yazar. Birkaç yazılı nüshası bulunan bu eserden kalan bir nüsha burada sergilenmektedir. Kitaba Konstantinopolis’in bir planını da eklemiştir. Osmanlılar İspanyol himayesi altında olan Tunus’u 1534’te işgal ederler. V. Karl 400 gemilik bir filo ve 30.000 asker ile savaşa çıkar. Şans Habsburglular’ın yüzüne güler, on binlerce kişi ölür. Halı kuşbakışı perspektifi ile savaşın ortaya çıkışını gösterir. Sol önde bulunan bir kadırgada V. Karl ve sürgün yemiş Emir Muhammad El-Hassan’ın sırtını görebilirsiniz. Şehir peyzajı, Osmanlı saltanatının ilk otuz yılının kentsel değişimi ve II. Mehmet dönemine ait yapılanmayı göstermektedir. Konstantinopolis’in Buondelmonti versiyonu sıkça ilham kaynağı olarak kullanılmıştır. Nürnbergli hümanist Hartmann Schedel de Dünya Tarihi (World Chronicle) Antik ve Ortaçağ’ı ele alan eserinde bu versiyon- Halının üst kısmında Kardinal Antoine Perrenot de Granvelle’in (1517-1586) aile armasını görebilirsiniz. İspanyol Habsburg 4 Hans von Aachen, Allegory on the so-called Long War: The Battle of Sisak (1593) © Düsseldorf, Universitäts- und Landesbibliothek dan yararlanmıştır. Schedel aynı zamanda şehir peyzajının altında bulunan metinde Konstantinopolis’in yakın Osmanlı tarihinden de bahsetmiştir. Ancak haritada fazla bilgi yoktur. Buondelmonti’nin haritasının aksine Osmanlı’nın yakın dönemde şehirde bıraktığı etkisi görülmemektedir. Tablonun solunda ve sağında Sisak kentinde Sava ve Kulpa nehirlerinin buluştuğu yeri görebilirsiniz. Sisak kenti sağda bulunmaktadır, kentin yarısı görüntü dışındadır. Ortada zafer tanrıçası Victoria Hırvatistan’ın üzerine bir çelenk koyar. Gökyüzünde anlamlı bir simge vardır: Türk hilâline uzanan Habsburglu bir kartal. Von Aachen’a ait tasvirin II. Rudolf’un saray sanatını etkilediği düşünülür. Paulus Willemsz. van Vianen aynı kompozisyonu bir madalyada kullanmıştır. • Hans von Aachen (Köln, 1552–Prag, 1615), Osmanlı-Avusturya Savaşı’na ait üç alegori, yaklaşık 1603–1605 ve Paulus Willemsz. van Vianen (Utrecht, yaklaşık 1570–Prag, 1613), Târgoviște Savaşı alegorisi, arka yüzü: Allegory of the reconquest of Raab, 1603–1604 sonrasında 1593 Kulpa Bozgunu ile Hırvat şehrindeki Osmanlı kuşatması sona erer. Bunun üzerine Sultan Koca Sinan Paşa II. Rudolf’a savaş ilan eder ve 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı başlar. Bu döneme ait en önemli kahramanlıkları Hans von Aachen bir alegori dizisinde tasvir eder. 5 Görsel polemikler Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupalı güçler arasında yaşanan savaşlar zamanında propaganda aracı olarak kullanılır ve Doğu ve Batı, İslamiyet ve Hıristiyanlık arasında yaşanan çatışmalar olarak gösterilir. En eski örneklerde Hıristiyanlığın karşıtları doğulu veya ‘Türk’ olarak resmedilmiştir. Reform hareketinin Avrupa kıtasında başlaması ve yayılması ile beraber yeni görüntüler ortaya çıkar. Başlangıçta Martin Luther (14831546) Osmanlıların sıkı ahlak ilkelerine ve topraklarında yaşayan gayrimüslimlere olan liberal yaklaşımlarına olumlu bakar. Katolik Kilisesi rakibini kötü göstermek amacıyla ‘Türklerin’ apokaliptik imajını yayar. Dine dayalı olmayan görüntüler daha ılımlıydı. İmparator ve Sultan’ın dünya hâkimiyeti söz konusu olduğunda Osmanlılar Hıristiyanların ezeli düşmanları olarak pek fazla temsil edilmezlerdi. Daha ziyade Habsburglar ile eşit bir laik güç olarak görülürlerdi. türbanı, sağ elinde doğudan gelen bir asa. Hıristiyanların düşmanları Osmanlı ordusunun askerleri olan Memlûkler gibi doğulu giysiler giymektedir. Sağ önde duran adamın başında yüksek bir Memluk türbanı vardır, muhtemelen Şapur’u temsil eder. Orijinalinin Albrecht Dürer’e ait olan tablonun tam olarak kopyasıdır. Kompozisyonda Albrecht Dürer kendini ortada gözlemci olarak resmetmiştir. Saksonyalı III. Frederick Dürer’ü bu tabloyu yapması için vazifelendirmiştir. Dürer’in On bin Hıristiyan’ın düşmanlarını oryantal giysileri ile tasvir etmiş olması bir tesadüf değildir. Hıristiyan dünyasına doğru ilerleyen Osmanlıların toplumda genel bir tehdit olarak görülmesini yansıtmıştır esasında. On bin Hıristiyan’ın Şehitliği teması Hıristiyanların dinlerine sadakat ve inancının bir örneğidir. • Johann Christian Ruprecht (Mühlhausen/Thüringen, yaklaşık 1600– Nürnberg, yaklaşık 1666) Albrecht Dürer (Nürnberg, 1471–Nürnberg, 1528), On bin Hıristiyan’ın Şehitliği, 1653 (orijinal tablo 1508) Ortaçağ efsanesi olan On bin Hıristiyan’ın Şehitliği Roma İmparatoru Hadrianus emrinde dokuz bin askerin isyancı bir orduya karşı savaşını anlatır. Melekler onlara zafer vaat ederler ve zaferi kazandıklarında askerler Hıristiyanlığı seçerler. Onlara katılan bin asker de din değiştirir. Resmin ortasında görülen Piskopoz Hermolaus’un onları vaftiz ettiği söylenir. Pers Kralı Şapur gibi diğer hükümdarlardan destek aldıklarını öğrenince Hadrianus askerleri ölüme mahkûm eder. Tabloda askerlerin yaşamak zorunda kaldıkları işkence resmedilmiştir. Hadrianus atının üzerinde oturur. Üzerinde doğulu hükümdar giysileri vardır, başında geniş Osmanlı 6 Johann Christian Ruprecht, after Albrecht Dürer, Martyrdom of the Ten Thousand Christians, 1653 © Vienna, Kunsthistorisches Museum, Gemäldegalerie 7 Diplomatlar, gezginler ve tutuklular Osmanlılar 1453’te Konstantinopolis’i işgal ettiklerinde Avrupalılar imparatorlukları ve gelenekleri hakkında pek fazla birşey bilmiyorlardı. Yavaş yavaş Avrupalılar onlarla ilgili şeyler öğrenmeye başlarlar. İlk başlarda sadece Osmanlılar’ın eski mahkûmlarının hikâyeleri vardır. Barış zamanlarında Kutsal Topraklara seyahat eden hacılar ve diplomatik elçiler diğer bir bilgi kaynağıdır. Son olarak, diplomatik hediyeler Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki kültür alış verişinde önemli bir rol oynamıştır. İzlenimlerini skeç halinde yazan mahkûm ve gezginlerin izlenimleri daha sonra albümlerde toplanmıştır. Bunlardan bazıları daha sonra dünya halklarının gelenekleri ve giysileri hakkında çok popüler baskılara dökülmüştür. damgalı bir belge bulunan Barbaro’nun vezir Sokullu Mehmet Paşa ile olan dostluğunun simgesidir. Arka planda kuş bakışı ile görünen İstanbul ilk salonda sergilenmiş olan Andrea Vassavore’nin gravürüne dayanır. Muhtemelen Tintoretto’nun stüdyolarında yapılmış olan portre, Venedik portre stiline çok yakındır. • Şişak ve cuirass, Augsburg (?) bir silahtar, yaklaşık 1590 Bâb-ı Ali her yıl madeni para ve silah gibi hediyeler gönderilirdi. Habsburg İmparatoru ve diğer Doğu ve Avrupa hükümdarları ve hatta İtalyan şehir devletlerinin ülke yöneticileri bunu yapmaya zorunluydular. Ausburg’da bulunan imparatorluk valisi tüm hediyeleri toplamakla yükümlüydü. • Jacopo Tintoretto (Venedik, 1519 – Venedik, 1594), Sebastiano Venier’in portresi (1496–1578), 1571 sonrası ve Venedikli sanatçı, Marcantonio Barbaro’nun portresi (1518–1595) Bâb-ı Ali’de bailo, yaklaşık 1573 Paşa ateşkesin uzatılması için silahların tamamlanması emrini vermiştir. Doğu modeline uygun bu miğfer (çiçak) ve zırh (kuras) muhtemelen Paşa’ya armağan olarak üretilmiştir. Ancak Osmanlı-Avusturya Savaşı’nın başlamış olmasından dolayı bu hediyeler hiçbir zaman Paşa’ya ulaşmayacaktır. İki parça da zengin bir şekilde dekore edilmiştir. İşlenmiş süsler, necef taşları, varak detaylar ve yarı kıymetli taşlarla dizili madalyalara bakmanız yeterli olacaktır. 1571 yılında İnebahtı Deniz Muharebesi’nde Osmanlılar Hıristiyan ittifakına karşı bozguna uğrarlar, bu Avrupa tarihinin en büyük deniz muharebelerinden biridir. Savaş ve savaşı takip eden barış müzakereleri esnasında porteleri bulunan iki kişi Venedik Cumhuriyeti’nde önemli rol oynamışlardır. Venier, etkisi büyük olan bir askerdi, Barbaro ise bir diplomat. İki portre de deniz muharebesini hemen takip eden yıllarda yapılmıştır. • Yapan bilinmiyor, Çocukları ile birlikte bir Türk kadını, ahşap oyma Léon Davent (1540 ve 1556 yılları arasında çalışmıştır, 20.5 x 15.5 cm): Nicolas de Nicolay, Les navigations peregrinations et voyages, faicts en la Turquie Barbaro, Venedik Cumhuriyeti ya da o zamanlar tanınan adı ile La Serenissima için görev yapan bir diplomattır. Venedik Cumhuriyeti’nin Bâb-ı Ali elçisi olarak görev yapmaktaydı. Lepanto zaferinden sonra Barbaro’ya barış müzakerelerine başlaması için görev verilir. 1573 yılında barış antlaşması imzalanır. Muhtemelen bu portre ile o müzakerelere atıfta bulunulur. Sağ elinde 16.cı yüzyılın sonunda basılan rengârenk resimli kostüm kitapları popüler hale gelmiştir. Amerika kıtası ve Osmanlı henüz yeni keşfedildiği için talep bir hayli yüksektir. 1551’de Nicolas de Nicolay (1517-1582) Fransız Kralı II. Henry’nin emri altında coğrafyacı 8 Augsburg (?), Zischagge and Cuirass, c.1590 © Vienna, Kunsthistorisches Museum, Hofjagd- und Rüstkammer olarak Konstantinopolis’e doğru yola çıkar. Vardığında gerçekçi ve gayet detaylı resimler çizer. Nicolay’ın resimleri daha sonra Léon Davent tarafından oyma olarak çizilir. De Nicolay’ın seyahatnamesi Osmanlı halkının gelecek yıllarda Batı’da resmedilme şeklinde çok etkili olacaktır. Kitabın ilk baskısında Davent gördüklerini kapsamlı imaj halinde ele almak için belli bir uğraş göstermemiştir. Abraham de Bruyn’ın kostüm kitabında olduğu gibi, daha önce yapılmış olan resimleri katarak ve karakter ve arka plan arasında daha yoğun bir etkileşim oluşturarak kompozisyon yapmak 16.cı yüzyılın sonunda yaygınlaşır. 9 Gezgin sanatçılar 1453’ten beri Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Konstantinopolis Batılı sanatçılar için gözde bir istikamet haline gelir. Aslında hepsinin de bir ortak yanı vardır: hepsi de Antik Çağ’dan kalan kalıntılara meraklı oldukları kadar, onların gözünde egzotik olan Osmanlı kültürune de meraklılardır. Venedikli ressam Gentile Bellini Konstantinopolis’i 1479 yılında ziyaret eden ilk sanatçılardandır. Flaman sanatçı Pieter Coecke van Aelst da Osmanlılar’ın başkentine seyahat eder. Aslında Sultan Süleyman’dan duvar halısı siparişi almayı ve orada bir halı dokuma atölyesi kurmayı umut eder. Planları gerçekleşmez, ancak resimlerinden bazıları bu salonda görebileceğiniz ahşap gravürler haline getirilir. Bellini II. Mehmet’in en tanınmış portresini yapmıştır. Resim kalitesi bir hayli yüksektir. Ancak portre kötü şartlarda muhafaza edildiği için maalesef günümüz ziyaretçileri bu kaliteyi göremeyeceklerdir. Bellini hükümdar portresinin yeni bir ikonografisini geliştirmiştir. Göğüs siperi ve sütunlar izleyici ve Sultan arasındaki mesafeyi çoğaltır; bu onun yüceliğini ön plana çıkarır. Göğüs siperi altın renginde bir kumaş üzerine inci ve değerli taşlarla süslenmiştir. İki yanda da koyu bir arka fon üzerine işlenmiş yazılar bulunmaktadır. Sağ tarafta Bellini’nin işi bitirdiği tarih: 25 Kasım 1480, sol tarafta ‘imperator orbis’ (dünya imparatoru) yazısı bulunmaktadır. Profilden çizilmiş olan Sultan, dönemin Venedik mimarisinde bulunan taştan oyma bir kemer altında durmaktadır. Bu kompozisyon Bellini’nin çağdaşları ve daha sonraları Osmanlı ve Batılı sanatçılara ilham kaynağı olmuştur. Bu kompozisyon Bellini’nin çağdaşları ve daha sonra Osmanlı ve Batılı sanatçılar için bir ilham kaynağı olmuştur. Osmanlı kültürü hakkında en kapsamlı ve gerçeğe yakın görseller Alman-Danimarkalı ressam ve gravür sanatçısı Melchior Lorck tarafından yapılmıştır. 1555 yılında Alman İmparatoru I. Ferdinand altında diplomatik elçi olarak İstanbul’a seyahat eder. Hollanda’da Leiden kentinde Kraliyet Müzesi’nde muhafaza edilen ‘Vista of Constantinople’, saray mensuplarının birçok sayıda resim ve gravür ve yüzden fazla ahşap gravürlerin hepsi de orada yaşadığı yılların eseridir. Çalışmaları vefatından sonra, 1626 yılında kitap haline getirilmiştir. • Gentile Bellini (Venedik, 1429– Venedik, 1507), II. Mehmet’in Portresi, 1480 II. Mehmet sanat ve bilimi destekleyen, özellikle de porte sanatına ayrı bir merak duyan bir hükümdardı. II. Mehmet 1479’da Venedikli Signoria’dan ona bir ressam göndermesini ister. Venedik en iyi ressamını göndererek soruyu cevaplar: Gentile Bellini. Kendi şehrinde vekil portrecisi olarak tanınan sanatçı en iyi seçim olarak görülmüştür. 10 Gentile Bellini, Sultan Mehmet II, 1480 © London, The National Gallery 11 Sultan’ın tasviri II. Mehmet ile Hıristiyan Avrupa’da birden bire yeni bir lider boy gösterir. Kimdi, nasıl görünüyordu? Portre talebi artmıştı, ancak otantik portreler bulunmadığından dolayı Osmanlı liderinin ilk görüntüleri sanatçıların hayal gücüne kalmıştı. II. Mehmet’in ilk gerçek portreleri Sultan’ın görevlendirdiği Gentile Bellini ve Costanzo da Ferrara’nın da aralarında bulunduğu İtalyan sanatçılar tarafından çizilmiştir. Portreler ilk olarak madalyalarda yer alır. Aynı II. Mehmet gibi I. Sultan Süleyman da İtalyan sanatına büyük ilgi duyar. Bilge ve gösterişli bir hükümdar olarak takdir edilen Sultan Süleyman, Batı’da korkulan ancak saygı uyandıran askerî bir rakip olarak portrelerde yer alır. Git gide Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihine ve hükümdarlarına duyulan ilgi artar. Bu ilgi hükümdarların sayıları artan hanedan portrelerinden de anlaşılır. fından yapılmış olan ‘El Gran Turco’ gravüründe olduğu gibi. Sondan bir önceki Bizans İmparatoru’nun profilinin can düşmanının portresi olması şaşırtıcıdır. Dönüşüm translatio imperii veya Konstantinopolis’in bir önceki hükümdarının onurunun bir sonrakine devredilmesini sembolize eder. ‘El Gran Turco’ portresi madalya ile karşılaştırıldığında arada bazı farklar görmek mümkündür. Ağzından ateş püskürten ejderhalı başlığıyla sultan imparatordan çok daha dinamik ve tehditkâr bir görünüm sergiler. Sultanın bu hayali portresi diğer objelere ilham kaynağı olmuştur. Albarello veya eczane şişesine bir bakınız. Üzerinde hayali bir portre bulunmaktadır. Bu II. Mehmet midir? Emin olmak için yeterince veri bulunmaz, ancak başlığı ve sakalı yüksek mevkili bir doğulu olabileceği yönündedir. • Antonio Pisanello (Pisa, 1395 – Roma, 1455), Bizans İmparatoru VIII. John Paleologus’un portresinin Madalyası, 1438–1439, Viyana ihtirasının ustası (atfedilmiş), El Gran Turco (Sultan II. Mehmet’in hayali portresi, yaklaşık 1460–1470 ve Hayali portre ile Albarello, Floransa / Toskana (?), 1480–1500 •Venedik, Titian? (Pieve di Cadore, 1488-1490 – Venedik, 1576), I. Sultan Süleyman, 1543’ten sonra Genç Sultan I. Süleyman’ı görüyorsunuz. Kırk yılı aşkın hükümdarlığı süresince Osmanlı İmparatorluğu topraklarını tarihinde hiç olmadığı kadar genişletti. Üç kıtaya yayılmış, Viyana kapılarına kadar gelmişti. Avrupa’da Sultan Süleyman’a ‘Muhteşem’ denirdi. Bu Viyana portresinde genç Sultan’ı profilden görmeniz mümkündür. Konik şekilde biten yuvarlak sarık veya büyük külah alnını ve boynunu kapatır ve kulak memelerini hafifçe aşağı bastırır. Antonio Pisanello 1438-1439 yılları arasında sondan bir önceki Bizans İmparatoru VIII. Yoannis Paleologos’un burada bulunan portre madalyasını yapar. Bu portreyi yapmak için Pisanello Roma İmparatorları’nın antik profil portrelerinden ilham almıştır. Bu madalyalar ödeme aracı olarak değil, imparatorun şanını arttırmak için kullanılırdı ve genelde hediye olarak verilirdi. Avrupa’da portre madalya hayranlığı Osmanlı sarayında ortaya çıkmıştır. Şapka ve sivri sakallı profil portreleri büyük beğeni toplamıştır. Profil görüntüleri gravür, tablo ve ev eşyalarında da tutulmaya başlanmıştır. Bir Osmanlı sultanını tasvir eden ve Floransalı bir sanatçı tara- Tablonun arkasında ‘TIZIANO’ yazar. Yazılı kaynaklara göre portre Venedik Rönesans döneminin en önemli ressamlarından biri olan Titian’a ait olduğu yönündedir. Sultan ve Titian’ın görüşüp görüşmedikleri hakkında her hangi bir bilgi yoktur. Genellikle portre maiyetine atfedilir veya ustanın eserinin bir kopyası olduğu ileri sürülür. Sanatçı sultanın 12 Antonio Pisanello, Portrait Medal of John VIII Palaeologus, 1438–1439 © Vienna, Kunsthistorisches Museum, Münzkabinett Dönemin geleneğine göre ressam elinde bulunan tüm gravürlerden bir sentez ortaya çıkarmıştır. 16.cı yüzyılın ikinci yarısında sultanların portre dizileri, bilhassa gravür çalışmalarında çok yaygın hale gelir. Sanatçı koyu renk bir arka fon kullanarak hükümdarların kocaman sarıklarını ön plana çıkarır. Sarıklardaki süsler sanatçının hayal dünyasının bir ürünüdür. Sultanların bireyselliklerini vurgulayabilmek için pozlarını değiştirir Sarıkların şekline, mücevherlere ve Şam kumaşı giysilere bir hayli önem gösterir. Master of the Vienna Passion, attributed to, El Gran Turco (Fantasy portrait of Sultan Mehmed II), c.1460–1470 © Berlin, Staatliche Museen zu Berlin, Preußischer Kulturbesitz, Kupferstichkabinett Batı’da dolaşımda olan resimlerinden ilham almıştır. Paolo Govio tarafından toplanan ve bir sonraki salonda sergilenen sultanlar portre dizisine çok benzer. Kopyalarda aynı duruş ve geniş sarığı fark etmek mümkündür. Bu seriyi yapma onuru hangi Venedikli ressama verilmiştir? Fikir muhtemelen Paolo Veronese’den gelmiştir ve tabloları atölye çalışanları ile birlikte yapmıştır. Veronese’nin doğu giysilerinin canlı renklerine büyük ilgi duyduğu bilinen bir gerçektir. Eserlerinde sıkça görülür. Paolo Veronese (Verona 1528- Venedik 1588) ve stüdyo, I. Osman (saltanat dönemi 1288–1326), I. Bayezid (saltanat dönemi 1389–1402), II. Mehmet (saltanat dönemi 1451–1481), I. Süleyman (saltanat dönemi 1520–1566) 1578 yılında sadrazam Sokollu Mehmed Paşa Venedik’te Sultan III. Murat adına bir dizi Sultan portresi sipariş eder. Diplomatik hediyeler alışverişi bir gelenek haline gelmiştir. Veziri azamın isteğini yerine getirerek Venedik Sultan’ı memnun edebilmiştir. 13 Doğu’nun Cazibesi Gentile Bellini bir dönem Sultan’ın sarayında kalır. Eserleri birçok sanatçıya ilham vermiştir. Bunun sonucu olarak Avrupa’da Türkler’e eski hayali bakış açısı kaybolur. Albrecht Dürer ve halefleri, bilhassa da Bellini’nin öğrencileri ve Venedik Okulu sayesinde ‘Türkler’ daha gerçekçi bir şekilde yansıtılırlar. çalar. Kısa süre sonra giysi bir kilise mihrap örtüsüne dönüştürülür. Örtü hala bir İsveç kilisesinde bulunmaktadır. Portre, kaftanın çalınması ve tekrar kullanılması Prag sarayında Osmanlı lüks eşyalarına karşı olan takdiri gösterir. • Köpeği ile at binen Paşa, masa otomatonu, Güney Almanya, yaklaşık 1580 Avrupa’da aynı dönemde Osmanlı sanat ve el işi ürünlerine talep artar; özellikle egzotik kumaş ve dekoratif objelere olan ilgi büyüktür. Ticaret artarken Avrupa atölyelerinde oryantal ürünlerin taklidi de artar. Statü sembolü olarak masaya koyulan veya duvara asılan halılara talep büyüktür. Halılar birçok tabloda yer alır. Osmanlı tekstili kendine dini sanatta da yer ederek dini giysilerde kullanılır. Saatçilik ve kuyumculuk 16.cı yüzyılın ikinci yarısında Güney Almanya’da popülerleşir. Özellikle Ausburg stüdyolarından gelen parçalara Avrupa saraylarında ve Osmanlı İmparatorluğu’nda ilgi büyüktür. Saat, otomaton ve diğer süs eşyaları Habsburg elçileri tarafından verilen diplomatik hediyeler arasındadır. Saatçilerin elçiliklerin sürekli üyeleri olmaları tesadüf değildir. Raporlardan bunun gibi at binen paşa otomatonlarının İslamiyet’te görsel imge yasağına rağmen son derece popüler olduğu ortaya çıkmıştır. • Hans von Aachen (Köln, 1552 – Prag, 1615), İmparator Matthias’ın Bohemya Kralı olarak Portresi, 1611–1612 ve Antependium, kumaş: Osmanlı, 16.cı yüzyıl; antependium: 17.ci yüzyıl (?) • Güney Almanya (Yaşlı Hans Schöpfer [?], Munich, yaklaşık 1505 – Munich, 1569), Ester’in Hikâyesi, yaklaşık 15501560 1612 yılında Kutsal Roma İmparatorluğu’nun hükümdarı II. Rudolf vefat eder. Kardeşi Matthias (1557–1619) tahta geçer. Yeni imparatorun bu portresini Hans von Aachen muhtemelen aynı yıl yapar. Harika Rönesans binalarının arka planda bulunduğu bir karede Eski Ahit’te geçen Ester hikâyesi anlatılır. Yahudi Ester Pers Kralı Ahaşveroş ile evliydi. Mordehay kibirli vezir Haman’ın önünde secde etmeyince ülkedeki bütün Yahudiler’i öldürme emri verir. Ester’in sütbabası Mordehay onun araya girmesini ister. Çekici giyimli Ester cezası ölüm olduğunu bildiği halde kurallara karşı gelip çağrılmadan kralın yanına gider. Ester’in ziyareti karmaşık entrika oyunlarına yol açar, ancak kurnazlığı ile Yahudi halkını kurtarır ve Haman’ın cezalanmasını sağlar. Ester’in krala ziyaretini ve taht odasında geçen sahneyi ön planda sağ ve sol tarafta görmek mümkündür. Döneme ait envanterlerde Osmanlı ve Oryantal giysilerin ve silahların Rudolf döneminde de sevildiği ortaya çıkar. Portrede görülebildiği gibi Matthias döneminde de aynı moda devam eder. Kral kürk astarlı Macar paltosunun altında tavus kuşu göz desenli ipek bir kaftan giyer. Bu pahalı Osmanlı giysisi ona büyük olasılıkla 1609’da 1602 ile 1616 arasında Buda paşası olan Hadım Ali Paşa tarafından hediye edilmiştir. İsveç ordusu 1648 yılında, Otuz Yıl Savaşı sonunda Prag’ı işgal ettiklerinde bu kaftanı 14 Automaton clock: Pasha on Horseback with Hound, c.1580 © Basel, Historisches Museum Kostümlü aktör ve figüranların olağanüstü sayıda olmaları göze çarpar ve adeta 16. yüzyılın Birleşmiş Milletleri’ne benzer. Osmanlılar’ın sayısı da yüksektir. Bir Macar ile konuşan yeşil mantolu, sarı sarıklı adamı bir bakınız. Anonim sanatçı egzotik giyimli modelleri çizerken nereden esinleniyordu? Bunun için kostüm kitapları ve gravürlerin bulunduğu Avrupa ve Osmanlı el yazılarını kullanıyordu. Pieter Coecke van Aelst’ın eserleri de önemli bir ilham kaynağıydı. Sanatçının kullandığı bazı modellere bakılırsa, Ausburglu olduğu olağandır. 1494-1495 yıllarında Albrecht Dürer ilk defa Venedik’e gider. Osmanlılar ve egzotik görünümleri onda büyük bir etki yaratır. Kısa bir süre sonra eserlerinde sıkça oryantal giyim tarzına rastlanır; ancak genelde doğu motifleri sarıkla sınırlıdır. Dürer canlı modellerden ziyada Gentile Bellini’nin eserlerinden esinlenmiştir. Büyük olasılıkla Oriental rider (Doğulu süvari) eserinde de Bellini’den esinlenmiştir. Bu sürücü ve atın dengesiz orantısından ve kıvrımların düz ve paralel duruşundan bellidir. Dürer’in gözleme dayalı çizmediğinin diğer ispatları da vardır. Sakal, sarık, giyim ve enli kılıç kuşkusuz Osmanlı stilidir, ancak gürz Avrupai şekilde resmedilmiştir. Üstelik • Albrecht Dürer (Nürnberg, 1471 – Nürnberg, 1528), Doğulu süvari (arka taraf: türban taslağı), yaklaşık 1495 (?) 15 o dönemde Osmanlılar Venedik’te at üzerinde dolaşmazlardı. resk motifleri Mağrip sanatından türemiştir. 13.cü yüzyılda moreskler bütün İslam-Arap dünyasında yayılmaya başlamıştır. Sonunda Avrupa’ya da ulaşarak 15.ci yüzyılda İtalya’da popüler hale gelir. Venedik’te yapılmış olan altın moresklerle süslü bu kutu Geç Rönesans dönemine aittir. Süslü deri matara Osmanlı sanatında moresk kullanımının güzel bir örneğidir. Sultan III. Murat oğlunun sünneti vesilesi ile matarayı 1581 yılında İmparator II. Rudolf’a gönderir. Matara moreskin Avrupa’ya sanatsal transferini simgeler. Moresk ve diğer yüzey doğu süslemeleri Avrupa’da büyük sayıda basılır ve model kitap olarak dağıtılırdı. • Sofonisba Anguissola (Cremona, yaklaşık 1531-1532 – Palermo, 1625), Satranç oyunu, 1555 Sofonisba Anguissola’nın kız kardeşlerinin arasında duran satranç tahtası oryantal bir halının üzerinde durur. Rönesans ressamları doğu motiflerinden esinlenerek kendi halı dekorasyonlarını tasarlarlardı. Daha sonra sanat eleştirmenleri bunları Lotto, Holbein, Crivelli veya Memling halıları olarak ayırmaya başladılar. Anguisolla’ya ait halı bir ‘küçük motifli’ Holbein halısıdır. Rönesans tablolarda bu halılara sıklıkla rastlanır. Bunu ortada bulunan ve çokça tekrarlanan küçük geometrik figürlerden tanımak mümkündür. Halılar isimlerini genç Hans Holbein’in 1532 yılında yaptığı Georg Giszes (Berlin, Gemälde galerisi) portresinden almıştır. Halılar çeşitli nedenlerden dolayı resmedilirdi. Memling’e ait panel tabloda Meryem ananın ayaklarının önünde bulunan halının sembolik bir işlevi vardır: kutsal ve dünyevi atmosferi birbirinden ayırmaktır. Halıların diğer bir işlevi ölülerin mevkiini vurgulamaktır; mesela Macar soylu Gáspár Illésházy’nin (1593–1648) katafalk portesindeki koyu yeşil halıda olduğu gibi. Katafalk portreleri merhumun iyi hallerini dile getirir. Oryantal halı ile tasvir edilmiş olması ithal Osmanlı objelerinin ve oryantal motifli yerel eserlerin lüks objeler olarak nitelendirildiğinin bir göstergesidir. • Konstantinopolis, Matara, 1581’den önce ve Venedik, Kutu, yaklaşık 1570–90 Matara ve kutu moresk ile süslenmiştir. Moreskler Avrupa sanatında 16.cı yüzyıldan itibaren görülür. Yakın örgülü ve yaprak dalları ve çiçeklerden oluşan düz süslemelerdir. Kelimeden de anlaşılacağı gibi mo- 16 Sofonisba Anguissola, The Chess Game, 1555 © The Raczyński Foundation at the National Museum in Poznań 17 Saray kültüründe Osmanlılar Turnuva gibi gösteriler ve şovlar Avrupa Ortaçağ saray kültürünün önemli bir parçasıydı. Hükümdarın gücünün göstergesi ve siyasi propaganda amaçlı kullanılırdı. I. Maximilian’ın Habsburg’dan sipariş ettiği renkli turnuva ve alaylarda doğuluların düşman olarak tasvir edildiği tarihi ve efsanevi olaylar da sahnelenirdi. Bu gelenek Tirol Arşidükü Ferdinand II (1529-1599) de dâhil olmak üzere, Maximilian’ın torunları tarafından sürdürülmüştür. Ferdinand’ın turnuva ve alayları Habsburglar’ın Osmanlılar ile yaşadıklarını sahnelerken, Osmanlı kültürüne olan meraklarını da vurgular. Krakov kraliyet sarayında düzenlenen turnuvalarda Doğu’ya duyulan ilgi daha farklıdır. Doğu giysi ve silahları egzotik aksesuardan öte, Doğu ve Batı’nın kesişme noktasında bulunan bir kültürü sergiler. Arşidük II. Ferdinand’ın süvari zırhı, Güney-Almanya, 1556–1557 • Mağribi vezir maskeleri, Prag sarayı silah dövme atölyesi, yaklaşık 1555, Wolfgang Keiser (?), Melchior Pfeifer (?) 1571 yılında Stephen Báthory (1533-1586) Transilvanya prensi ve 1575 itibari ile Polonya-Litvanya Kralı olur. Polonya asilzadeleri arasında asırlar boyunca trend olan oryantal modanın öncüsüdür. İsveçli sanatçı Jost Amman Stefanus Báthory’nin bilinen en eski resmini çizmiştir. Hükümdarın oryantal kıyafetlerine dikkatlice bakıldığında desenli bir żupan, kürk astarlı bir delia (palto) ve topuklu çizmeler görmek mümkündür. Kıyafetleri günün Osmanlı modasından esinlenerek bir araya getirilmiştir. Bathory saltanatı döneminde de Polonyalı ve Litvanyalı asilzadeler bu şekilde giyinirlerdi. Hatta bu giyim tarzı geleneksel giyim statüsü kazanmıştır. Gümüş miğfer Arşidük II. Ferdinand’ın hafif süvari zırhını oluşturur. Zırhın metal parçaları dökme gümüştendir. Saf gümüşten yapılmış bir turnuva kalkanı da zırh takımına aitti, ancak bu 1809’da Avusturya darphanesine armağan edilir ve eritilir. Süvari kılıcı ve mızrak da bu takıma aittir. Üzeri çivili gümüş ve gümüş dokumaları ile kaplıdır; uzun manto, kısa kollu elbise, deri çizme ve koşum takımı gibi. Ferdinand’ın aynı maskeleri olduğu gibi tüm takımı 1557 Prag turnuvasında kullanmak üzere yaptırdığı düşünülür. • Jost Amman (Zürich, 1539 – Nürnberg, 1591), Stephen Báthory’nin Portresi, Lehistan-Litvanya Birliği Kralı, 1576 Bu maskeler Türk veya Mağribi yüzlere benzer ve yağlı boya ile yapılmış kabartma demirden yapılmıştır. Süvari turnuvalarında oryantal bir kostümün altından giyilirdi. Turnuvaların amacı kamuoyunu Orta Avrupa’nın doğusunda ve Kuzey Afrika’da Osmanlılara karşı savaşmak için teşvik etmektir. Bunun bir örneği Türklerin bir yıl önce düzenlediği savaşa cevaben Arşidük II. Ferdinand’ın Prag’da 1557 yılında düzenlediği karnavaldır. Hıristiyan şövalye gibi giyinmiş kişiler ve Macar katılımcılar Türk ve Mağribi giyimli rakiplere karşı savaşır. Mohaç Savaşı’ndan (1526) sonra doğudan gelen tehditle baş etme yöntemlerinden biriydi bu esasında. Bu tarz turnuvalar için hazırlanmış olan 19 Türk ve Mağribi maske halen Viyana Sanat Tarihi Müze’sinde bulunmaktadır. 18 Jost Amman, Portrait of Stephen Báthory, Prince of Transylvania, 1576 © Stuttgart, Staatsgalerie 19 North Sea Riga Moscow Baltic Sea Vilnius London Brussels Kiev Atlantic Ocean Kraków Paris Kamyanets 1672 Vienna 1529/1683 Keresztes 1596 Florence Belgrade 1521 Toulon 1541 Lisbon Toledo Barcelona Ragusa Rome Ţuţora 1620 Mohács 1526 Venice Avignon Khotyn 1621/1673 Buda Szigetvár 1566 Caffa Nicopolis 1396 Varna 1444 Kosovo Polje 1389 Adrianople Naples Algiers Bursa Lepanto 1571 Tunis 1535 Trabzon Constantinople 1453 Salonica Otranto 1480 Málaga Caspian Sea Black Sea Athens Baghdad Malta 1565 Cyprus Crete Tripoli Damascus Mediterranean Sea Basra Jerusalem Benghazi Alexandria Cairo Red Sea The Ottoman Empire in 1683 Tributary States Conquests of Orhan I (1326–59) Wallachia (since 1396/1415/1462) Ottoman Lands (1359–1451) Khanate of Crimea (since 1475/1478) Conquests of Mehmed II (1451–81) Moldavia (since 1456/1512) Conquests of Selim I (1512–20) Transylvania (since 1541) Conquests of Süleyman the Magnificent (1520–66) Battle Conquests 1566–1683 and Boundaries of the Ottoman Empire in 1683 19 20 Medina Mecca KOMBİNASYON BİLETLERİ FACES NOW + FACES THEN (YENİ YÜZLER + ESKİ YÜZLER): € 14 - € 12 (BOZARfriends) FACES NOW + FACES THEN + Sultan’ın Dünyası : 21 - € 19 (BOZARfriends) BO ZAR EX PO BO ZAR EX PO 06.02 > 17.05.2015 Faces now european Portrait Photography since 1990 Faces Now is organized by the Centre for Fine Arts Brussels, Nederlands Fotomuseum and Museum for Photography Thessaloniki - E.r. | V.u. Paul Dujardin, rue Ravensteinstraat 23 - 1000 Bruxelles | Brussel - Credits: Thomas Ruff, Portrait (A. Kachold), 1987 © Thomas Ruff / SABAM FacesNow_Aff_A2.indd 1 + 06.02 > 17.05.2015 FACES THEN Renaissance Portraits from the Low Countries E.r. | V.u. Paul Dujardin, rue Ravensteinstraat 23 - 1000 Bruxelles | Brussel - Anonymous, Portrait of a Man, c. 1575 © The Art Institute of Chicago, Samuel P. Avery Fund 1/14/15 11:53 AM FacesThen_Aff_A2.indd 1 1/14/15 11:48 AM FACES THEN (ESKİ YÜZLER) Belçika ve Hollanda’dan 16.cı yüzyıla ait 50 istisnai portre sergiliyor, aynı zamanda tarihteki işlevlerini yansıtıyor. FACES NOW (YENİ YÜZLER) son 25 yıldır Avrupa portre fotoğrafçılığında belirleyici rol oynamış 31 fotoğrafçı ve görsel sanatçının eserlerini sergiliyor. KATALOG ¤ 49.99, 304 s. FR | NL (Lannoo & BOZAR books) | EN (Hatje Cantz) Aynı başlık altında bu sergiye eşlik eden kitap Sultan’ın İmparatorluğu çıkmıştır. Rönesans sanatında Osmanlı Dünyası. İslam dünyasının Rönesans düşüncesindeki etkisini konu alan güzel bir bakış açısı. Bellini, Carpaccio, Dürer ve Titian gibi sanatçıların eserleri sergilenmektedir. 21 Sultan’ın Dünyası çerçevesinde Hishik Bishik © Nadim Saoma Family Day © BOZAR Rabih Abou-Khalil Quartet • MUSIC 07.03.2015 - 20:00 Hishik Bishik Show - Retro Caïro Cabaret 12.03.2015 - 20:00 Rabih Abou-Khalil Quartet 03.04.2015 - 20:00 Kayhan Kalhor, Aynur Dogan, Salman Gambarov & Cemîl Qoçgirî Quartet Hawniyaz 23 > 26.04.2015 Balkan Trafik! Festival 12.05.2015 – 20:00 Lâmekân Ensemble • AİLELER & ÇOCUKLAR 29.03.2015 – 10 :00 > 17 :00 Aile Günü (3+) Sergi, çalışma atölyesi ve müzik 08.04.2015 & 15.04.2015 Aile Keşif Turları • EDEBİYAT 28.05.2015 – 20:00 Elif Şafak • OSMANLILAR & AVRUPALILAR Uluslararası proje Osmanlılar & Avrupalılar kapsamında gerçekleşen bu sergi; Beş Asırlık Kültürel İlişkilerin Yansıması Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğu/Türkiye arasındaki kültürel ilişkilere odaklanır. www.ottomans-europeans.eu • Europalia. Türkiye 07.10.2015 > 24.01.2016 25.inci Europalia Uluslararası Sanat Festivali süresince arkeolojik hazineler, heykeller, minyatürler ve altın ve gümüş objeler sayesinde Türkiye’nin zengin kültürel tarihini keşfedebilirsiniz. İkinci bir sergide Europalia İstanbul’un bir portresini çizer. Efsanevi şehir 19.cu yüzyıldan beri sayısız fotoğrafçı, film yapımcısı, yazar ve müzisyeni etkilemiştir. BOZAR’DA muhteşem film fragmanları ve sürükleyici edebiyat ve müzik eserleri sayesinde İstanbul gözlerinizin önünde canlanıyor. 07.10.15 > 17.01.16 Anatolia. Home of Eternity (Working title) 16.10.15 > 24.01.16 Imagine Istanbul (Working title) 22 Basın Yansımaları Baharı 2015 baharında BOZAR üç sergi ile ‘ötekiler’ üzerinde duruyor. Basın Yansımaları Baharı, Rönesans portreleri ve modern portre fotoğrafçılığı, özel ve genel, Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğu arasında bir köprü kuruyor. Üç bölümden oluşan sergi, kimlik oluşumu ve algının etkileşiminin katmanlı hikâyesini anlatıyor. Sosyal medya, öz çekim ve hızla artan küreselleşme çağında güncelliğini koruyan bir konu. Üç sergi zaman ve mekân arasında çapraz bağlantı kuruyor. O ZAMANKİ YÜZLER. Belçika ve Hollanda’dan Rönesans Portreleri ve ŞİMDİKİ YÜZLER. Modern Avrupa Portreleri ‘yüzden’ yola çıkıyor (hem yüz hem bakış anlamında) ve batı portre sanatının nüanslı bir resmini yansıtıyor. Rönesans, portre resim sanatının altın çağı olarak geçer. O dönemde yalnızca varlıklı kişiler portrelerini çizdirebiliyorlardı. Fotoğrafçılığın yayılmasıyla portre sanatı yaygınlaşır ve üslup şekilleri genişler. Yüz, duruş, giyim ve çevre, tasvir edilen kişi hakkında ne tür bir bilgi verir? Sanatçı ve model arasındaki ilişki nasıldır? Yüceltmeden mi yoksa tam tersine mesafeden mi bahsetmek gerekir? Sanatçı öncelikle bir bireyi mi gösterir, yoksa sosyal sınıf veya toplum hakkında daha geniş bilgi mi vermeye çalışır? Seyirci olarak belli bir mesafeden bakmak en doğrusudur: bazı modern portrelerde aktörler kullanılır ve her şey bir oyundan ibarettir. Kimlik oluşumu hakkında sorular Rönesans sanatı sergilerinin diğerinde de çok önemli bir rol oynar: Sultan’ın Dünyası. Rönesans Sanatında Doğu ve Osmanlılar. Batı ve Doğu arasındaki buluşmadan sanat eserleri ve değerli objeler ortaya çıkmıştır. Bunlarda sadece etkiden değil, geniş duygu yelpazesinden de söz etmek mümkündür. Korku, ön yargı, haşmet ve cazibe gibi. Odak noktasını Tintoretto, Veronese, Bellini ve Titian tarafından yapılmış doğulu hükümdarlar ve batılı tüccarların portreleri oluşturur. Zaman ve dünya görüşü olarak açıklık kanıtı oluşturan portreler Belçika ve Hollandalı Quintin Metseys, Catharina van Hemessen ve I. Frans Pourbus’un eserlerini tamamlar. 23 MANAGEMENT Chief Executive Officer – Artistic Director: Paul Dujardin Director Artistic Policy: Adinda Van Geystelen Operations Director: Albert Wastiaux Director Finances: Jérémie Leroy Director Music: Ulrich Hauschild Dep. Director BOZAR EXPO: Sophie Lauwers Head of Cinema: Juliette Duret Director Technics, IT, Investments, Safety & Security: Stéphane Vanreppelen Director Production & Planning: Jean-François D’hondt Director Marketing, Communication & Sales: Filip Stuer Director Human Resources: Marleen Spileers Director General Administration: Didier Verboomen This is a publication by BOZAR COM Lay-out: Koenraad Impens Texts: Robert Born, Michał Dziewułski en Guido Mesling Editing: Marthy Locht Final editing: Olivier Boruchowitch en Frederic Eelbode Translation: Emilie Brehain, Kezban Ekizkuyu en Catherine Hall With the dedicated support by Sandra Darbé, Ann Geeraerts en Aiko Uytterhaegen Verantwoordelijke uitgever: Paul Dujardin, Ravensteinstraat 23 - 1000 Brussel Paper offered by Paperlinx Cover printed on Garda 170g - Inside pages on Garda 135g 24