Sayı 6 - 2014 - Ekim - Chassis Brakes International Türkiye
Transkript
Sayı 6 - 2014 - Ekim - Chassis Brakes International Türkiye
Kalite ve 5S Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu Perspektif Toplantımıza Yurt Dışından Konuk: CBI Polonya Genel Müdürü Wojciech Sliwinski Röportaj: CBI Türkiye Genel Müdürü Uygar Eti EDİTÖRCE 2 Seda GEZER ŞAHİNER Türkiye Kurumsal İletişim Uzmanı 3 ayda bir yayınladığımız Chassis Brakes World Dergimizin Ekim sayısından herkese merhaba. Hızlı geçen bir yaz mevsiminin ardından, günlük rutin hayatlara dönerken dopdolu içeriğimizle yeniden birlikteyiz. Bu sayının kapak konusu, şirketimizin uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve 18 Ağustos’ta bir etkinlikle duyurduğumuz yeni vizyon, misyon ve temel değer ve becerilerimize yönelik iç iletişim lansmanımız. Değişen iletişim ve reklam endüstrisinde markalar geleneksel bakış açısından uzaklaşırken duygulara dokunan, insanı merkezine alan proje ve kampanyalar yapıyor. Biz de “Hepimiz Birer Kahramınız” sloganıyla hayat verdiğimiz iç iletişim konseptimizde hepimizin hayati önem taşıyan bir iş yaptığımızın altını çizmek istedik. Üstelik marka kimliği olarak bu daha bir başlangıç… Tek solukta okuyacağınız dergimizde, röportajlarımız, ziyaretlerimiz, etkinliklerimiz sayfalara yine hayat veriyor. Motivasyon Grubu’yla birlikte yoğurduğumuz dergimizi keyifle okumanız dileğiyle. Gelecek sayıda görüşmek üzere, Saygılarımla. GENEL MÜDÜR’den 3 Değerli Arkadaşlar, Havaların soğumaya yüz tutmakta olduğu bu günlerde kahramanlığımızın olanca sıcaklığı ile hepinizi gönülden selamlıyorum. Dergimizin yeni sayısında yeniden sizlere hitap edebilme ve düşüncelerimi bu vesile ile sizlerle paylaşabiliyor olmaktan mutluluk duyuyorum. Uygar ETİ Bildiğiniz gibi, yıllık izin dönemi sonrasında işbaşı yaptığımız ilk günümüzde önümüzdeki yeni döneme “Hepimiz Birer Kahramanız” sloganı ile beraberce ‘Merhaba‘ dedik. Öncelikle, bu düşüncenin önemli başarıları sığdırdığımız geçtiğimiz iki yıl içinde filizlendiğini ve bundan sonra yine beraberce imza atacağımız daha büyük başarılar ile hepimizi tüm paydaşlarımız ile birlikte kucaklayacak ve paylaştıkça da büyüyecek olan ortak tutkumuz olduğunu ve aslında bizi biz yapan ortak nüveyi ifade ettiğini belirtmeliyim. Genel Müdür Geçtiğimiz iki yılda birlikte yazdığımız kahramanlık hikayemiz, hatırlarsanız, yeni oluşum sürecinin ve bunun içerdiği belirsizliklerin hemen tüm sancılarını ilgili tüm paydaşları (çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, hissedarlar, yöneticiler,…vb) açısından çeşitli büyüklük ve şekillerde barındıran ve etkisini hepimize, hemen her alanda hissettiren bir noktada başlamıştı. Bu tespitten hareketle, hemen her kahramanlık hikayesinde olduğu gibi, biz de önce bizi başarılı kılacak özün kendi içimizdeki köklerini tespit ederek yola çıktık. Tespit ettiğimiz bu kökün ifade ediliş biçimi, insan ile onu diğer tüm canlılardan ayıran emek ve değer kavramlarını tüm düşünsel ve eylemsel hayatımızın merkezine koyan “Doğruya Tek ve Her Seferde Ulaşırım” yaklaşımıydı. Bu yaklaşımın etrafında şekillenen stratejimizin meyvelerini de yolculuğumuzun 7. ve 8. ayları içinde ve diğer tüm CBI birimleri arasında en ön sıralarda yakaladığımız sürdürülebilir kârlılık oranları ve yine diğer tüm CBI birimleri içinde en ön sırada yakaladığımız (halen de başarı ile devam ettirdiğimiz) kaliteyi en optimum maliyet ve süreçler ile üreten bir operasyon sistemi olabilme başarısı ile topladık. Emekleme dönemimiz sonrasında da, birlikte oluşturduğumuz bu kıvılcımın hepimizi ısıtan bir kor haline dönüşmesini sağlayacak ve gerçekleştirdiğimiz operasyonel iyileşmeyi sürekli gelişme ile besleyecek kültürel dönüşüm sürecini beraberce başlattık. ‘Olumlu eylem olumlu düşünceden başlar’ yaklaşımı içinde, düşünme sistematiğimizin temelini oluşturabilmesi için CBI Akademi merkezini oluşturduk ve stratejimizin düşünsel nüvesinin köklerini de bu oluşum içinde, devreye aldığımız kurumsal yeniden yapılanma ile de besleyerek atmış olduk. Bu çalışmalar neticesinde, firmamızı sürekli ve sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılacak şekilde, şu an hem diğer tüm CBI operasyonları içinde ve hem de rakiplerimiz karşısında, hemen tüm performans göstergelerinde açık ara ön plana çıkartan bir cazibe merkezi haline dönüştürmeyi beraberce başardık. İşte bu ikinci adımı da “Hepimiz Birer Kahramanız” yaklaşımı ile ifade ettik. Bugün itibariyle de beraberce yazmakta olduğumuz bu kahramanlık hikayesinin 3. bölümü olan düşüncelerimizi endüstriyalize etme, yani sürekli gelişerek ve tüm paydaşlarına artı değer yaratarak büyümeyi hayata geçirme aşamasında bulunuyoruz. 2015 yılının son çeyreğinden itibaren 2018 yılının sonuna kadar arka arkaya daha da büyük başarılar ile devreye alacağımız projelerimiz ile iki yıl önce başladığımız yolculuğu, firmamızı 3 kattan fazla büyüterek ve oluşumumuzun tüm paydaşları için yarattığı değeri de hemen 4 kattan fazla büyüterek hikayemizin bu bölümünü birlikte hayata geçireceğiz. Sözlerime, daha sonraki açılımlarda buluşmak üzere şimdilik son verirken bir düşüncemi paylaşmak isterim. Her seçiş aynı zamanda diğer alternatiflerden de bir vazgeçiştir. Kendi seçimimizle çıktığımız bu kahramanlık yolculuğunda hep beraber, aydınlığı karanlığa, bilgi ve bilgeliği bağnazlığa, cesareti korkulara, birlikte yaratılan ve paylaştıkça büyüyen güzellikleri sonu gelmeyen iç çekişmelere, adalet ve eşitliği haksızlıklara, kararlılığı çelişkilere, takımdaşlığı bireyselliğe ve nihayet insanlaşmayı metalaşmaya tercih etmiş ve bizi kendimize, işimize ve insanlığımıza yabancılaştıran her türlü olumsuzluklardan vazgeçmiş bulunuyoruz. Sevgi ve saygılarımla, 4 2014 SAYI: 6 EKİM 11 İÇİNDEKİLER YAYIN ve İMTİYAZ SAHİBİ CHASSIS BRAKES INTERNATIONAL OTOMOTİV SAN. ve TİC. A.Ş. adına sahibi GENEL MÜDÜR Uygar ETİ 12 EDİTÖR Seda GEZER ŞAHİNER 19-22 DERGİ HAZIRLIK EKİBİ Motivasyon Grubu KATKIDA BULUNANLAR Dr. Emin MENEKŞE YÖNETİM YERİ CHASSIS BRAKES INTERNATIONAL Otomotiv San. ve Tic.A.Ş. DOSAB, Yeni Yalova Yolu Cd. No: 612 Osmangazi / BURSA T: 0 224 270 68 00 F: 0 224 261 09 82 chassisbrakes.com.tr GRAFİK TASARIM ANL CREATIVE Kükürtlü Mh. Zübeyde Han. Cd. Tayan Apt. No: 10 D/2 Osmangazi / BURSA T: 0 224 234 24 42 F: 0 224 234 02 42 anlcreative.com BASKI AK Mat Akınoğlu Matbaacılık San. Tic. A.Ş. YAYIN TÜRÜ Bülten 3 ayda bir yayınlanır. Her hakkı Chassis Brakes International Otomotiv San. ve Tic.A.Ş.’ye aittir. Para ile satılamaz. 38 05 Sendika Köşesi 06 Ayın En İyileri 07 Tedarikçilerimiz 08 Ekip Ruhu 09-10 Mesleki Eğitim ve Öğretimdeki Sorunlara Yönelik Çözüm Önerileri 11 Kalite ve 5S Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu 12 Perspektif Toplantımıza Yurt Dışından Konuk 13 Çalışanlarımız ve Aileleri ile Geleneksel CBI Pikniğinde Buluştuk 14 Chassis Brakes Ailesi’ne Yeni Üyeler Katıldı 15-17 Eğitimlerimiz 18 Kapak Konusu: Hepimiz Birer Kahramanız 19-22 İK Gündem Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti’den Mesleki Eğitim ve Öğretimdeki Sorunlara Yönelik Çözüm Önerileri Kalite ve 5S Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu 2014 yılı ikinci çeyrek dönem Kalite ve 5S Oscar ödülleri törenle ödüllerini aldı. Kapak Konusu: Chassis Brakes International Türkiye’de “Hepimiz Birer Kahramanız” Dünyada Chassis Brakes Polonya CBI Edyta Miller 23-25 Spor 26 Karikatür 27 Doktorum Köşesi 28-29 HSE 30-31 Gezelim Görelim 32-33 Bunları Biliyor musunuz? 34 Bulmaca 35 Kültür Sanat 36-37 Dünyada Chassis Brakes 38 Röportaj: Uygar ETİ İK GÜNDEM 5 Siz Genel Olarak Hangi Zihniyettesiniz, Öğrenen mi, Yargılayan mı? Arzu Öneyman Türkiye İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürü Bir düşünün bir toplantıda sunum yapıyorsunuz, katılımcılar yapılan işin olumsuzluklarını birer birer söylemeye başladı. Nasıl bir reaksiyon gösterirsiniz? Onları itiraz olarak mı görürsünüz? Yararlı geri bildirim olarak mı kabul edersiniz? Genel olarak bu tip durumlarda savunmaya geçeriz. Daha arkadaşımız cümlesini bitirmeden, zihnimizde ona cevap hazırlarken buluruz kendimizi. Daha sonra soruyu tam anlamadığımız için cevap da manasız olur ve soru tekrar başka şekilde sorulur. Hatta diğerleri soruyu sorana yardımcı olur “hayır beyfendi şöyle demek istiyor, bir dinle bak”. Sonuç uzayan toplantılar, anlaşılmama sendromu, stres, öfke, anlaşmazlık, suçlama vs. Endişelenmeyin, herkes aynı şeyi yapıyor. Çünkü eleştirmek veya savunmak, o insanı ve olayı anlamaktan daha kolaydır. Zihniyet bir çerçeve gibidir, bize içinden dünyayı gördüğümüz ve deneyimlediğimiz bir çerçeve. Kısaca öğrenen zihniyet ise, adı gibi öğrenmeye açıktır. Farklılıklara değer verir, kazan kazan ilişkisini sever, destekleyicidir, daha esnek ve uyumludur, kabule geçebilendir, çözmek ve yaratmak odaklıdır. Yararlı Yargılayan Soruları Çözümden çok olay odaklıdır • Yanlış olan ne ? • Bu kimin hatası? • Nasıl kontrolü ele alabilirim? • Nasıl kaybedebilirim? • Nasıl incinebilirim? • Neden uğraşayım? Öğrenen Sorular Çözüm odaklı sorularla yaklaşır, pozitiftir. • Doğru olan ne? • Neden sorumluyum? • Seçeneklerim neler? • Bu konuda yararlı olan ne? • Ne öğrenebilirim? • Mümkün olan ne? geri bildirim verir, diyalog k u r a r. D a h a enerjik, ilhamlı ve tüm bunlar sayesinde daha başarılıdır. Öncelikli tavrı: Meraklıdır. Yargılayan zihniyet ise, “zaten biliyorum” zihniyetidir, peşin hüküm verir, tahammülsüzdür. Kusur bulan tavrı vardır. Geri bildirimleri itiraz olarak algılar. Kazan kaybet ilişkisi vardır. Savunmaya geçer, esnemez, umutsuzluk ve eylemsizlikle sonuçlanır, bu başarısızlığı getirir. Özellikle kendimizi yargılıyorsak enerjimiz düşer, özgüven azalır. Bu zamanla kötümserlik ve depresyon olarak sonuçlanır. Öncelikli tavrı: Savunmacıdır. Marilee Goldberg’ün “yargılayanı kabul et, öğreneni uygula” ifadesi, bu iki zihniyetin de hepimizde olduğunu gösteriyor. Önemli olan farkına vardığımızda öğrenen zihniyete geçebilmek. Kendinizi ve başkalarını daha iyi anlayabilmek için önce ‘fark edin’. Bir soruna veya konuya yönelik yaklaşımınızı sorgulayın, “Hangi zihniyetteyim? Olmak istediğim yer burası mı? Bu bana istediğim sonuçları verecek mi? Hangi zihniyette olmayı tercih ediyorum? Bunun hakkında başka nasıl düşünebilirim?” Elbette bir anda olmayacak, zamanla kendinizdeki gelişimi gördükçe, kendimizle, başkalarıyla ve genel olarak dünyayla ilişkilerimizde başarı sağladıkça değişim de başlayacak. Sadece sebat edin ve vazgeçmeyin. Ben öyle yapıyorum... Sevgilerimle, SENDİKA KÖŞESİ 6 Adem Mutlu Türk Metal Sendikası İş Yeri Baş Temsilcisi Değerli Arkadaşlarım, Dergimizin bu sayısında, işletmemizdeki, uzun yıllardan beri gelen ve yerleşmiş olan, çalışma kültürümüz, çalışanlarımız arasındaki diyalog, iletişim ve hoşgörü gibi konuları ele almak istedim. Uzun yıllardan beri dedim, çünkü ben kendim, yirmi beş yıldan beri burada, bu iş yerinde çalışmaktayım. Şirketimizin çalışan kadrosu genelde beş yüz kişiyi aşmadığı için, herkes birbirini çok iyi tanımaktadır. İşçi sirkülâsyonun neredeyse yok denilecek kadar az olması, çalışanlarımız arasında iyi ilişkiler ve dostlukların kurulmasına sebep olmaktadır. Bu konuda tabii ki yönetim kadromuzun da payı büyüktür. İç yönetmelikte aldığı kararlar ve uygulamalar ile çalışanlarımıza kendilerine bir değer verildiğini, kendilerinin de bu şirketin bir parçası olduğunu ve söz sahibi olduklarını fark ettirmektedir. Düzenlenen bölüm yemekleri, aile piknikleri, beraberce yapılan şehir dışı gezileri ve hatta yurtdışı gezileri gibi organizasyonlar da bu birlikteliğin en güzel göstergesidir. Bu olgu da bizlerin büyük bir ailenin birer ferdi olarak hissetmemizi ve görmemizi sağlamaktadır. İş yerimiz ailemizden sonraki ikinci yuvamız. Çünkü günümüzün üçte birini burada geçirmekteyiz. Buradaki huzur ortamı, hem bizler için hem de evdeki aile ortamı için çok önemli. Oluşabilecek herhangi bir huzursuzluk, ruh sağlığımızı ve dengemizi bozacağı gibi, çevremizi de olumsuz etkileyecektir. Bu tarz negatif olumsuzluklara, iş yerimizde asla yer vermemeliyiz ve verdirmemeliyiz. Gelecek nesillere iş ahlakımız ve örnek kişiliğimizle huzurlu, güvenli ve başarılı bir ortam bırakmayı bir borç bilmeliyiz. Saygılarımla. N I Y A EN EN İYİLERİ SEÇTİK EN İYİ FOTOĞRAFÇI 7 Fabrikada hangi bölümde çalışmaktasınız? Üretim bölümünde Disk Fren Montaj Operatörü olarak çalışmaktayım Kaç yıldır çalışmaktasınız? 10’uncu yılımdayım. Fotoğraf çekme fikri nereden aklınıza geldi? Gezip dolaşmak ve yeni yerleri keşfetmek, ilgi alanlarım arasındadır. Bu güzel yerleri bir fotoğraf karesi haline getirmek için epey bir uğraş verdim. Şu anda fotoğrafçıların dünyada takip edip, fotoğraflarını paylaştığı instagram hesapları var. Ben de çektiğim fotoğraflarıma burada yer verip, bir çok insan ile tanışma ve fotoğraf uzmanlarıyla konuşma imkânı buluyorum. Fotoğraflarıma beğeni ve yorum gelmesi beni çok gururlandırıyor. Herkesi @akmlsrn82 instagram hesabıma, güzel fotoğraflarımı görmeye bekliyorum. Biz de arkadaşlarımla yeni kurduğumuz Benim Dünyam Photo grubuyla bu işi profesyonel hale getirdik. Çok mutluyuz. Fotoğraf çekerken nasıl duygular hissediyorsunuz? Fotoğraf çekmek, çok zevkli ve heyecan verici bir olay. O an yüreğimden objektife ne yansıyorsa onu çekiyorum. Aslında neye baktığın değil de baktığın yerde ne gördüğün önemli. Chassis Brakes International Ailesi’ne bana dergimizde yer verdikleri için çok teşekkür ediyorum. Yazdığım bir şiir ile veda ediyorum. Bir dünyadır fotoğraf, Gizler içindeki güzellikleri, Sen nasıl istersen odur görünen, Objektifimden yansıyan güzelliği… Ali Kamil Seren Montaj Operatörü YENİ DOĞAN ÇOCUKLARIMIZ Ailenin yeni üyeleri Uzun ve sağlıklı bir ömür dileriz. Ayşe Öztürk (Zümmer Öztürk’ün kızı) Helen Özvatan (Derya Çoruh Özvatan’ın kızı) TEDARİKÇİLERİMİZ 8 Canan ÖZTEKİN ATALAY Yan Sanayi Kalite ve Giriş Kalite Şefi UPC Uzay Yüzey İşlem firmasından Fabrikamıza Ziyaret 2014 yılında, sürekli iyileşme çalışmalarımız doğrultusunda, planladığımız aylık workshoplar nedeniyle, 2007 yılından beri ‘talaşlı imalat sonrası asitli çinko kaplama’ konusunda birlikte çalıştığımız UPC Uzay Yüzey İşlem firması, fabrikamızı ziyaret etti. Firmamızdan Üretim, Kalite ve Satın Alma Bölümü çalışanlarıyla UPC çalışanlarının bir araya gelerek düzenlediği workshop ile hata seviyeleri minimuma indirilip, karşılıklı işbirliğimiz güçlendirilmiştir. Başarılı yan sanayicimiz UPC Uzay Yüzey İşlem ile nice yeni projeler ve işbirliği dileklerimizle… Ziyarete katılanlar şöyleydi: UPC: Ayça Güler, Edibe Doğan CBI: Canan Öztekin Atalay, Ertuğrul Yıldız, Hasan Taşan,Onur Topgül, Ali Düzgün Arı ve ilgili üretim birimi. Saygılarımla. UPC Uzay Yüzey İşlem Uzay Metal Ailesi, 2000 yılında, yüzey işlem sektörüne kimyasal satışı ile adım attı. 2007 yılında ise sektörün yüzey işlem üretimindeki ihtiyacını karşılamak üzere, UPC Uzay Yüzey İşlem firmasını kurdu. Hızla TS 16949:2009 belgelendirme sürecini tamamlayıp, otomotiv yan sanayi olarak alanında çok iyi müşterilerle çalışmaya başlayan firma, çevreye olan duyarlılığının bir göstergesi olarak 2014-2015 yılları içerisinde ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesini almayı hedeflemektedir. Bununla ilgili çalışmalara, 2014 yılı ikinci yarısında başlamış bulunmaktadır. UPC Uzay Yüzey İşlem firması, döküm parçaların asitli çinko kaplanması, kaplama sonrası bükülen boru parçaların alkali çinko-nikel kaplanması, teknik ve sert eloksal kaplama, fosfat kaplama proseslerinde, müşterilerinin üst düzey kalite beklentilerine cevap verecek yaklaşım, ekipman ve kadro ile Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde hizmet vermektedir. EKİP RUHU 9 Sıfır Hata İle Zamanında Üretim Kundak Talaşlı İmalat Hattı Kundak Talaşlı İmalat Hattı, şu anda üç ana sanayiye, sekiz farklı tipteki kundağı, 0 hata ve koşulsuz müşteri memnuniyeti ilkesiyle hareket eden on dört çalışan ve üç vardiyalık üretimi ile üretmektedir. Hattımızda çalışanlar arasındaki tecrübe ve bilgi alışverişi sürekli olmaktadır. Bu tecrübe ve iletişimin, “0” hataya açılan kapının anahtarı olduğunu düşünmekteyiz. Uğurcan Serbes Çalışma hayatıma 18.01.1988 tarihinde bu işyerinde başladım. Firmamızda ağırlıklı olarak Silindir ve Kundak Talaşlı İmalat Bölümü’nde çalıştım. En son, iki yıla yakın bir süredir Kundak Talaşlı İmalat Bölümü’nde, SPC Sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Burada kazanmış olduğum bilgi ve beceriyi, benden sonraki genç arkadaşlarıma aktarmaktan son derece mutluluk duymaktayım. Fehmi San 2006 yılında, stajyer olarak başladım. 2007 yılında, Talaşlı İmalat Operatörü olarak kadroya katıldım. 2009 yılında, bölüm değiştirerek Disk Fren Montaj Hattı’nda çalışmaya başladım. 2010 yılında, askeri görevimi yerine getirmek için ayrılmak zorunda kaldım. 2013 yılında tekrar fabrikamızda çalışmaya başladım. Hakan Korkmazlı Stajyer olarak başladığım fabrikamızda, 2007 yılında, Talaşlı İmalat Seri Üretim Operatörü olarak Kundak Talaşlı İmalat Hattı’nda çalışmaya başladım. 2010 yılında, askerlik görevi nedeniyle bu yolculuğa ara vermek zorunda kaldım. 2012 yılında tekrar başladığım firmamızda, Kundak Talaşlı İmalat Hattı’nda devam etmekteyim. Mücadeleci, hırslı ve başarıya odaklı bir yapım var. Geleceğe yön veren birer kahraman olarak hedefimizde ilerleyeceğiz. Metin Zeybek 10.02.2014 tarihinde, fabrikamızda Kundak Hattı’nda görev almaya başladım. Şu an broşlama operasyonunda görevime devam etmekteyim. Fabrikamızın bize sunduğu eğitimler sayesinde kendimi daha çok geliştireceğime inanıyorum. Gerek sosyal faaliyetlerle olsun gerek eğitimlerle olsun ve en önemlisi müşteri memnuniyeti konularında her zaman CBI olarak ön plandayız. Bunlar bize ayrı bir motivasyon katıyor ve gün geçtikçe büyüyen, hedefleri çoğalan bir fabrika olmaktan CBI ailesi olarak gurur ve onur duyuyoruz. 22.11.2004 yılında, Kundak Talaşlı İmalat Hattı’nda işbaşı yaptım. Geçen 10 yılda birçok bilgi birikimi ve deneyimi edindim. 10 yılda fabrikamızın ve tüm çalışanlarının verilen eğitim ve değerlerle vizyonunun gelişimine şahit olduk. Kalite standartlarımız, güvenlik parçası ürettiğimiz için çok yüksek. Üretimin her alanında bu yüksek kalite anlayışını hissediyoruz. Karşılığını da iki yıldır 0PPM olarak alıyoruz. M. Sami Altun EKİP RUHU 10 Kundak Talaşlı İmalat Hattı 09.07.2007 tarihinde, Talaşlı İmalat Kundak Hattı’nda CNC Operatörü olarak işe başladım. Talaşlı imalatta birçok operasyonda görev aldım. Geleceğe yön veren kahramanlar olarak hedefimize Gökhan Altun ilerlemeye devam ediyoruz. Hüsnü Yılmaz 18.09.1989 tarihi itibariyle fabrikamızda Talaşlı İmalat Operatörü olarak işe başladım. Talaşlı imalatta birçok operasyonda görev aldım. Şu anda Kundak Talaşlı İmalat Hattı’nda görev yapmaktayım. 25 yıldır bu çatı altında çalışmaktan mutluyum. Abdullah Yaşar İbrahim Zengin İbrahim Cengiz Volkan Salur 1987 tarihinde Talaşlı İmalat Bölümü’nde çalışmaya başladım. Talaşlı İmalat Alüminyum Silindir Hattı’nda CNC Operatörü olarak ve Montaj Final Kontrol Hattı’nda çalıştım. 10 yıldan beri Talaşlı İmalat Kundak Hattı’nda çalışmaktayım. 27 yıllık tecrübemle fabrikamıza katkı sağlamak için özveriyle çaba sarf ediyorum. 16.08.2004 tarihinde, Talaşlı İmalat Kundak Hattı’nda CNC Operatörü olarak işe başladım. Bosch’a katıldıktan sonra CBI ailesi olarak meslek hayatıma devam ediyorum. Fabrikamızdaki müşteri memnuniyeti ve kalite hassasiyetinin ön planda oluşu genel vizyonumuzdur. 15.03.2004 tarihinde, Talaşlı İmalat Kundak Hattı’nda CNC Operatörü olarak işe başladım. CBI ailesinde meslek hayatıma devam ediyorum. 05.10.1995 yılında, Transtürk ile başlayan yolculuk, Bosch Fren ve şu anda da CBI olarak devam etmekte. Fabrikanın çeşitli bölümlerinde çalıştım. Şu anda da Kundak Talaşlı İmalat Hattı’nda çalışmaktayım. Zülfü Balcı Mart 2007’den beri Talaşlı İmalat Operatörü olarak çalışıyorum. Yedi yıllık meslek hayatımda iki yıl Disk Fren Montaj Hatları’nda çalıştım. Çalışma prensibi olarak sürekli hatasız çalışma hedefi için her fırsatta kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yıl sonunda, 0PPM olduğunda çok mutlu oluyorum. Bünyamin Tükenmez Yeni katılmış olduğum CBI ailesine, göstermiş olduğu samimi tavırlarından dolayı teşekkür ederim. Çalışma düzeni, iş ve güvenlik ortamını en üst seviyede yaşamayı benimseyen CBI, üretmiş olduğu ürünlerle de kendisini kanıtlamış durumda. CBI ailesi olarak bizler, güven üretiyor, bu güveni içimizde yaşıyoruz. Ferruh Sepet 2005 yılında, Talaşlı İmalat Operatörü olarak işbaşı yaptım. 2008 yılında, 3D QMM Operatörlüğü görevi için QMM bünyesine katıldım. 2014 yılında ise Kundak Talaşlı İmalat Ç.G. Liderliği görevini yürütmek için tekrar MOE bünyesine katıldım. Bilgi birikimimi arkadaşlarımla paylaşmaktan son derece mutluyum. BİZDEN Aktivitelerimiz 11 Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti’den Mesleki Eğitim ve Öğretimdeki Sorunlara Yönelik Çözüm Önerileri Uludağ Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nun 11-12 Eylül tarihlerinde, Uludağ’da düzenlediği 1. Uluslararası Mesleki Eğitim ve Öğretim Sempozyumu’nda, Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti, konuşmacı olarak yer aldı. Meslek Yüksek Okullarındaki sorunlar ve çözüm önerilerinin konuşulduğu sempozyum, Türkiye’den ve dünyadan katılan akademisyenler ve sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti, 11 Eylül’de yapılan, “Mesleki Eğitim ve Öğretimin Mevcut Durumu, Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu panelde, mesleki eğitim ve öğretimdeki eksikliklerden dolayı pratikte yaşanan problemleri ve çözüm önerilerini katılımcılarla paylaştı. Yeni Mezun Olmuş Adaylar İçin Yılda 50.000 TL’lik Eğitim Harcaması Öncelikle karşılaşılan sorunlara değinen Sayın Eti, Meslek Yüksek Okulu Mezunu olarak firmamızda çalışmaya aday olan yeni mezunların genel bir moral bozukluğu ve olumsuz duygular içerisinde olduklarını, güncel teknolojik bilgilerden ve ön sanayi bilgilerinden eksik olarak mezun olduklarını dile getirdi. Bu eksiklikleri gidermek için verilen oryantasyon sürecinde, psikolojik adaptasyon programlarının yanısıra ön mesleki bilgileri güncellemek için yılda yaklaşık 50.000 TL eğitim harcaması yapıldığını da sözlerine ekledi. Mesleki eğitimdeki sorunlarla ilgili staj problemine de değinen Eti, okul sanayi işbirliğinin yetersiz olduğunu gözlemlediğini belirtti. için ayırıyor. Benim önerim şöyle ki; sanayiciler olarak ortak bir havuz oluşturalım ve her yıl eğitime harcadığımız paranın % 10’unu bu havuzda toplayalım. Mesleki eğitim veren okullara biriken parayı bağışlayalım. Toplanan bu kaynakla, biz fabrikalarımızda hangi güncel Konuşmasının ikinci bölümünde, mesleki eğitimdeki so- teknolojiyi kullanıyorsak, o teknolojiye sahip makineleri runların giderilmesine yönelik çözüm okullar temin edebilsinler. Öğrenciler önerilerinden bahseden Genel Müdüde güncel bilgilerle okullardan merümüz Sayın Uygar Eti, “Türkiye’de “Türkiye’de yaklaşık %9 zun olabilsinler. Gerekiyorsa bünyeyaklaşık % 9 oranlarında bir işsizlik oranında işsizlik söz konu- mizdeki uzmanları eğitmen olarak söz konusu. Ancak bir o kadar da su. Ancak bir o kadar da, okullara gönderelim ki öğrenciler, özellikle sanayide ‘işçisizlik’ söz sanayicilerin talep ettiği nitelikli bikonusu. Doğru ve nitelikli mesleki özellikle sanayide ‘işçisizrer mezun olarak iş hayatlarına başeğitim almış çalışanlar bulmakta lik’ söz konusu.” layabilsinler. Ayrıca gençlerimizin zorlanıyoruz.” diye konuştu. Meslek staj sürelerini uzatalım, gençlerimiz Yüksek Okulları, Teknik Liseler ve Sanayicilerin işbirliği fabrikalarda daha uzun vakit geçirsinler. Onları fikir ve içerisinde, birbirlerini anlayarak, insan ve değer odaklı öneri paylaşmaya teşvik edelim ki birlikte önemli projeçalışmalarla bu sorunların çözülebileceğini dile getiren lere imza atabilelim. Sonuç olarak, güçlerimizi birleştirirEti, “Yılda yaklaşık 50.000 TL yeni mezun adayların sek daha az maliyetle daha çok fayda, daha çok değer eğitimleri için harcıyoruz. Sadece biz değil pek çok sa- üretebilmek mümkün olacaktır.” diyerek konuşmasını nayici yaklaşık bu kadar rakamı, her yıl eğitim bütçesi sonlandırdı. BİZDEN Aktivitelerimiz 12 Kalite ve 5S Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu 2014 yılı 2. çeyrek dönem Kalite ve 5S Oscar Ödülleri 15 Temmuz’da düzenlediğimiz törenle sahiplerini buldu. Törende konuşma yapan Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti, 2014 yılının ilk altı aylık performans değerlendirmesini yaparak, “Yıllık ciro hedeflerimize, ilk altı aylık süreçte büyük oranda yaklaşmış bulunuyoruz. 2012 yılından bu yana satış ciromuz da yaklaşık % 35 oranında artmış durumda. Dolayısıyla sürdürülebilir ticari başarımız ve kârlılığımızı arttırmış bulunuyoruz.” diye konuştu. Dünya genelinde diğer Chassis Brakes International fabrikaları arasındaki konumumuza da değinen Eti, “Fabrikamızı CBI’ın dünya genelinde 15 farklı lokasyondaki fabrikaları ile kıyasladığımızda, sürdürülebilir kârlılık ve pozitif kârlılık seviyesinde 2. sıradayız. 2 yılda dünya genelinde böylesi bir seviyeye gelmemiz, siz çalışanlarımızın değerli katkılarıyla gerçekleşti. Bu başarı için hepinize teşekkür ederim.” dedi. Ardından söz alan Kalite Müdürümüz Sayın Onur Topgül, “2014 yılı 2. çeyrek dönemini de 0PPM ile tamamladık. Böylece kalitede 2 buçuk yılda 0PPM ile dünya genelindeki diğer CBI fabrikaları arasında tek fabrika olduk. Bu başarı için tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim” diye konuştu. Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. Kalite ödülleri için bölümleri adına ödülleri alan çalışanlarımız; ZOH1 Montaj : Gökhan Çayır ZOH3 Montaj : Süleyman Aydın BIR+ Montaj : Şükrü Çetinkaya Kampana Fren Montaj : Erdal Dipi Silindir Talaşlı İmalat : İsmail Bilbey Kundak Talaşlı İmalat : Metin Zeybek Bakım : Ramadan Çavuşoğlu Lojistik : Metin Peksağlam After Market : Aydın Doğan Küçük Kalite : Hasan Korkmaz 5S Oscar ödüllerini ise bölümleri adına alan çalışanlarımız; S1 Tesviye Atölyesi : Adnan Tokatlı S2 Fiat Kundak Talaşlı İmalat : Gökhan Altun S3 BIR+ Montaj : Yunus Kaya S4 Tekerlek Silindiri Montaj : Tahir Yaman S5 Toyota Silindir Talaşlı İmalat : Erdinç Tan En iyi gelişme göstern, ZOH1 Disk Fren Mont. : Semih Kabakçı BİZDEN Etkinliklerimiz 13 Perspektif Toplantımıza Yurt Dışından Konuk: CBI Polonya Genel Müdürü Wojciech Sliwinski Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti’nin çalışanlarımızla bir araya geldiği Perspektif Toplantısı, 10 Eylül’de 11. defa gerçekleştirildi. CBI Türkiye’nin başarı hikâyelerinin konuşulduğu toplantıda bir de sürpriz bir isim vardı. Fabrikamızı ziyaret amaçlı gelen CBI Polonya Genel Müdür’ü Wojciech Sliwinski, toplantıya dinleyici olarak katıldı. Şirket açısından şu anda nerede olduğumuz, rotamızı ve gelecek planlarımızın konuşulduğu toplantıda Uygar Eti, yaptığımız işin hayati bir önem taşıdığının altını çizdi. “Hepimiz birer kahramanız” sloganı altında yapılan iç iletişim lansmanının ardından maviyaka çalışanlarının motivasyonunun yükseldiğinin altı çizildi. Toplantıda doğru bir yerde çalıştıklarına değinen çalışanlarımız, firmamızın insan odaklı olmasından mutluluk duyduklarını dile getirdiler. Sliwinski: “Kahramanlık konseptinize dahil olmak istiyorum.” Toplantının sonunda, Polonya Genel Müdürü Wojciech Sliwinski de küçük bir konuşma yaptı. 2 yıldan fazla bir süredir 0PMM ve başarı hikâyeleriyle yoluna devam eden fabrikamızın arkasındaki başarıyı görmek için bizzat Bursa’ya gelen Sliwinski, burada olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Çalışanlar ve üst yönetim arasındaki şeffaf iletişimin iş sonuçlarına net bir şekilde yansıdığını gözlemleyen Sliwinski, genç bir ekibin başarı hikâyeleri yazdığını söyledi. Kahramanlık konseptine kendisinin de dahil olmak istediğini söyleyen Sliwinski, gözlemlediği bir çok olumlu noktayı, başında bulunduğu fabrikaya lanse etmek istediğini söyledi. General Motors Ekibi Fabrikamızı Ziyaret Etti 2015 yılının ikinci yarısında ön disk fren seri üretimine başlamayı hedeflediğimiz Opel Adam projesi kapsamında, General Motors satın alma ekibinden Sn. Daria Rogacz ve Sn. Marek Kusz firmamıza ziyarette bulundular. İlk defa fabrikamızı ziyaret eden misafirlerimiz, özellikle imalat ve kalite süreçlerimiz hakkında edindikleri olumlu izlenimleri, ziyaret sonunda bizlerle paylaştılar. Son derece pozitif geçen ziyarete, CBI Abstatt proje ekibimizden Sn. Maciej Trawczynski de eşlik etti. BİZDEN Aktivitelerimiz 14 Çalışanlarımız ve Aileleri ile Geleneksel CBI Pikniğinde Buluştuk Chassis Brakes International Türkiye olarak, tüm çalışanlarımız ve aileleri ile sıcak günler sona ermeden düzenlediğimiz geleneksel piknik etkinliğimizde bir araya geldik. 14 Eylül Pazar günü, Tuzaklı Piknik Alanı 2’de tamamen firmamıza özel alanda gerçekleştirilen organizasyona, fabrika çalışanlarımız aileleriyle birlikte katılım sağlarken, son derece eğlenceli saatler yaşandı. Toplam 936 kişinin katılımıyla gerçekleşen pikniğimizde, pamuk helvalar, dondurmalar, çocuklar için şişme oyuncaklar, yetişkin ve çocuklara özel animasyonların yanı sıra yapılan hediye çekilişleri ile şanslı çalışanlarımıza altınlar dağıtarak keyifli bir gün geçirdik. Pikniğimizi organize eden Motivasyon Grubu adına Kadriye Hıdır’dan görüşlerini aldık. “Piknik, çalışanlarımızın ve ailelerinin birbirleri ile kaynaşması , günlük telaşlardan uzaklaşarak zaman bulup görüşemediğimiz arkadaşlarımız ile görüşme, sarma-dolma bazen de çay-kahve eşliğinde yan masa ziyaretleri, müzikler eşliğinde eğlenme fırsatı ile ayrı bir heyecan ve mutluluk kaynağı olduğundan çalışan motivasyonu için oldukça önemli. Biraz yorgun ama bir o kadar da mutlu bir şekilde piknikten ayrıldık. Bir sonraki yıl pikniğimizde tekrar birlikte olmak üzere.” BİZDEN Yeni İşe Girişler - Emeklilik 15 Chassis Brakes Ailesi’ne Hoş Geldiniz CBI Ailesi büyümeye devam ediyor... 11 Ağustos ve 18 Ağustos 2014 tarihi itibari ile MOE1 Bölümü’nde “Seri Üretim Tezgah İşçiliği” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşlarımız Sn. Mehmet SERT, Sn. Hüseyin UYGUN, Sn. Yunus TURAN ve Sn. Semih ADİLOĞLU’na, 27 Ağustos tarihi itibari ile MOE1 Bölümü’nde “Seri Üretim Tezgah İşçiliği” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşlarımız Sn. Cüneyt ŞEN- TÜRK’e ve 1 Eylül 2014 tarihi itibari ile MOE1 Bölümü’nde “Seri Üretim Tezgah İşçiliği” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşımız Sn. Volkan SALUR’a ailemize hoş geldiniz diyoruz. Emekliliğe Adım Atanlar Büşra DİNÇ ÖZGÜR 07 Temmuz 2014’te Kalite Sistem ve Denetim Mühendisi olarak ailemize katılan Büşra DİNÇ ÖZGÜR’e hoş geldin diyerek, çalışmalarında başarılar dileriz. “Bilgi Teknolojileri ve Bilgi Güvenliği Müdürü” görevini yürütmekte olan Sn. Nursel TETİKCAN; 1996 yılından bu yana bizimle birlikte IT Bölümü’nde çalışmaları ile firmamıza katkı sağlamış ve 22 Ağustos 2014 tarihi itibari ile de emekli olmaya hak kazanmıştır. Kendisine firmamıza vermiş olduğu hizmetlerden ve kattığı değerden dolayı teşekkür eder ve bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluk dolu yıllar dileriz. BİZDEN Etkinlikler / Yeni İşe Girişler 16 Chassis Brakes International Ailesi’ne Yeni Üyeler Katıldı Ailemize yeni katılan Üretim, Bakım ve HSE Müdürü Orhan Atlama ve Teknik Fonksiyonlar Müdür Engin Karaer ile görüştük. Kendilerine CBI Ailesi’ne hoşgeldiniz diyerek, kendilerini daha yakından tanıyalım istedik. Orhan ATLAMA Üretim, Bakım ve HSE Müdürü CBI Ailesi’ne yeni katılan Cenk Altun ve Hüseyin Kılınç’a hoş geldin diyerek, kariyerlerinin devamında başarılar dileriz. 1972 yılında Kahramanmaraş’ta doğdum. Üniversiteye kadar olan eğitimimi Kahramanmaraş’ta tamamladım. ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü’nden 1994 yılında mezun oldum. Askerlik sonrası Adana BOSSA Denim İşletmeleri’nde Bakım Mühendisi olarak işe başladım. Ardından 14 yılımı geçireceğim VALEO Otomotiv firmasına geçtim. Gebze fabrikasının Polonya fabrikasına taşınmasında aktif rol aldım. 2004 yılından itibaren, hayatımın hep güzel anılarla hatırlayarak 8,5 yıllık dönemini geçireceğim Polonya serüveni başladı. Yıllardır hayalini kurduğum yurtdışında çalışma imkanı bir anda gerçek oluverdi. Aynı zamanda bu dönemde, en büyük hobim olan seyahat etme ve yeni yerler görme adına bir çok fırsatım oldu. 2004 yılı Mayıs ayında yalnız olarak gittiğim Polonya’dan, 2012 yılı Kasım ayında Polonyalı eşim ve kızım Melissa ile Türkiye’ye, Valeo Bursa Alternatör Fabrikasına Üretim Müdürü olarak geri döndüm. 2014 Eylül ayında da Üretim, Bakım ve HSE Müdürü olarak CBI ailesine katıldım. CBI Türkiye’deki öncelikli görevim tabi ki iş güvenliğini ve işçi sağlığını sağlayacak tedbirleri alarak, tüm ekibimin katılımını sağlayıp, müşterilerimizin beklentilerine uygun kalitede ve zamanında ürünlerimizin üretilmesini garanti etmektir. Bunu gerçekleştirmek için de işgücü ve ekipman kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanacak organi- Cenk Al n Montaj Hattıtu Üret Mühendisi im Orhan At Üretim , Bakımlama ve HSE Müdürü zasyonu kurmak ve sürekliliğini sağlamak gerekmektedir. Her zaman iş güvenliğinin birinci sırada olduğu gerçeğinden hareketle sıfır iş kazası ve doğruya tek ve her seferde ulaşma sloganımızın amacı doğrultusunda, sıfır müşteri şikayeti hedeflerimize ulaşmak için ekibimi bilinçlendirip yönlendirmek ve motive etmek durumundayım. Ayrıca sürekli iyileştirme olarak tanımladığımız KAIZEN felsefesinin bir kültür olarak benimsenip, dinamik ve gelişime açık bir ekip ruhu oluşturulması, aynı zamanda yalın üretim sisteminin gereklerini yerine getirip bize katma değeri olmayan uygulamaların en aza indirgenmesi, dolayısıyla maliyetlerimizi düşürüp, firmamızın kârlılığına katkı sağlayacak verimlilik faaliyetlerinin yürütülmesi de görevlerim arasında yer alıyor. CBI her ne kadar yeni bir marka olsa da, kültürü, sistemi çok eskiye dayanan bir firma. Bunu fabrikamızda da bizzat görebiliyoruz. İşine hakim, özverili ve otonom çalışanlardan oluşan bir fabrikamız var. Yıllardır güven ve saygı üzerine inşa edilmiş bir çalışma ortamı yaratılmış ve bugüne kadar sürekliliği sağlanmış. Her kademede, bölümler arası yardımlaşma ve destek anlamında diğer fabrikalara örnek olacak bir seviye yakalanmış. Benim ilk dikkatimi çeken de bir problem karşısında geri adım atmak yerine herkesin işin bir ucundan tutmaya çalışması olmuştu. Hem beraber çalışmayı hem de beraber eğlenmeyi bilen bir ekiple çalışmak geleceğe dönük olarak da güven vermektedir. Önümüzde geleceğimizi şekillendirecek ciddi projelerimiz ve iş potensiyelimiz var. Bu da yakın gelecekte fabrikamızın hem ekipman hem de işgücü olarak büyüyeceği anlamına geliyor. Birlikte başarılacak ve yaşanacak güzel bir gelecek görüyorum. Hüseyin Kılın Bakım -Takım ç Lideri CBI, şu an sahip olduğu deneyimli işgücü ile hem Türkiye’de hem de dünyada kendi alanında söz sahibi durumundadır ve izlenecek doğru politikalarla da hem marka bilinilirliğini artıracak hem de pazar payını genişletecek potansiyele sahiptir. BİZDEN Etkinlikler / Yeni İşe Girişler 17 Engin KARAER Teknik Fonksiyonlar ve BPS Müdürü 1975 yılında Eskişehir‘de doğdum. 1997 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Mezuniyetim sonrası, toplam 16 yıl, Hema Endüstri A.Ş Çerkezköy’de sırasıyla; Ürün Mühendisliği, Ürün Geliştirme Sorumlusu ve Ar-Ge Müdürlüğü görevlerinde bulundum. İş hayatım boyunca Ford Otosan, Tofaş, Renault, Karsan, BMC gibi müşterilerle fren, debriyaj ve direksiyon sistemleri tasarım ve geliştirme projelerinde yer aldım. Temmuz 2014 yılından itibaren de CBI Ailesi’ne katılmış bulunmaktayım. Tüm bunların yanında teknolojiyi elinde tutan firmaların rekabet ortamında her zaman en önde yer aldıkları gerçeği ile yeni teknolojileri alarak fabrikamıza kazandırmak gerekmektedir. Ürüne ve üretime etki eden teknoloji unsurlarını bulup fabrikamıza kazandırmak, tüm fabrikanın temel ilkesi haline getirilmelidir. Bu bağlamda tüm çalışanlarımız için, gerek öneri sistemi içerisinde gerekse patent ve proje çalışmaları içerisinde, yenilikleri fabrikamıza kazandırmak amacıyla gerekli ortamı oluşturmak ve teşvik etmek önemli görevlerimizdendir. Teknik Fonksiyonlar ve BPS Bölümü olarak, CBI Global içerisinde, Bursa fabrikasının tüm BPS fonksiyonlarını, her birimde faydalı bir şekilde kullanılabilmesi için gerekli faaliyetleri yerine getirmek, öncelikli görevlerimizdendir. Otomotiv sektöründe yüksek verimlilik, kalite ve bunların türevi olarak dikkat edilmesi gereken maliyetler, rekabetin göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu faktörler, rekabet ortamında en önemli çıktılar olarak kabul edilirken, bu çıktıların gücünü belirleyen çok sayıda girdiler mevcuttur. İşte bizim görevimiz, bu girdileri ölçülebilir metrikler haline getirerek, kalite, verimlilik ve maliyet çıktılarını kontrol edebilir ve geliştirebilir hale getirmektir. CBI Ailesi’ne katıldıktan sonra, buradaki yardımlaşma ve bilgi paylaşımındaki istekliliği görmemek, farketmemek mümkün değil. Bunun, CBI’ı diğer firmalardan ayıran en önemli özelliği olduğunu düşünüyorum. İşi yapanın, yaptığı işte uzmanlığının gerçekten üst düzeyde olduğu CBI Bursa fabrikasında, problemlerin farklı bakış açılarıyla ele alınıp çözüme kavuşturulması, bu bağlamda rahatlıkla sağlanmaktadır. Farkındalık bilincinin yüksek olduğu kişiler ve şirketler her zaman ilerleme kaydetmektedir. İşte CBI çalışanlarının yaptığı işi farkındalık ve özveriyle yapması, çalışma ortamını daha verimli hale getirdiğini düşünüyorum. Günümüzde modüler hale getirilerek özellikle yalın üretim tekniklerini destekleyen çok sayıda metodlar geliştirilmiştir. Bu metodları, bütünleşik olarak kullanarak rekabet çıktılarını ileriye taşımak asli görevimizdir. CBI Ailesi’ne yeni katılan Birsen Kayhan’a hoş geldin diyor, görevinde başarılar diliyoruz. Engin Kara Teknik Fonksiyoner lar BP S Müdürü ve Yukarıda da bahsettiğim yeteneklerinden kaynaklanan güven duygusu, müşteri gözüyle de marka değerinin farkına varılmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte, yapılan yeni faaliyetler, projeler ve yüksek kalite gücü ve CBI markasının arkasındaki güçlü aile bağı ile mevcut rekabet oramında, daha yüksek yerlere rahatlıkla çıkabileceğimizi düşünüyor ve inanıyorum. Birsen Kayhan Endüstri ve Yalın Üretim Mühendisi BİZDEN Eğitimlerimiz 18 Liderlik Gelişim Eğitimi Temel BPS Eğitimi ve Eğitmenlerin Eğitimi 23-26 Eylül tarihlerinde, CBI Portekiz/Abrantes Fabrikası’nda gerçekleştirilen BPS eğitimine fabrikamızdan, Endüstri ve Yalın Üretim Mühendisi olarak görev yapan Birsen Kayhan katıldı. Aubin Pierre-Yves’in eğitmen olarak bulunduğu, teorik ve pratik olmak üzere iki aşamadan oluşan eğitimde, her bir katılımcıya müşteri, operator, giriş kalite, lojistik ve gözlemci rolleri atandı. Yalın üretim tekniklerinin uygulamarının anlatıldığı eğitimde, kanban, takt time ve cycle time hesaplamaları yapılarak, tekerlek silindiri montajı için üretim hattı oluşturuldu ve montaj prosesi, operatörler eşliğinde simülasyonu yapılarak anlatıldı. Eğitimde ayrıca üretim hattı, sürekli iyileştirme prensiplerine gore geliştirildi, hedefler ve KPI’ların müşteri üzerindeki etkileri tartışıldı. VDA 6.3 Proses Denetimi Eğitimi 25 - 26 Ağustos 2014 tarihleri arasında, SYNECTA Eğitim firmasının eğitmeni tarafından gerçekleştirilen “CBI Leadership Development Programme” eğitimine müdürlerimiz katılmış olup, 14,5 saatlik programı başarı ile tamamlamışlardır. Uygulamalı Temel Metalografi Eğitimi Metkon Endüstriyel Cihazlar firmasından Ürün ve Uygulama Yöneticisi Yüksek Mühendis İrfan Karaali tarafından verilen Uygulamalı Temel Metalografi Eğitimi’ne fabrikamızdan Engin Çağla ve Selgün Yıldız katıldı. Bir gün süren eğitim başarıyla tamamalandı ve eğitim sonunda çalışanlarımız sertifikalarını aldılar. 11-13 Eylül 2014 tarihleri arasında DQS Eğitim firmasının eğitmeni Hüseyin Bülent Ünal tarafından gerçekleştirilen “VDA 6.3 Process Audit-Internal Auditor” eğitimine firmamızdan Büşra Dinç katılmış ve 30 saatlik programı başarı ile tamamlamıştır. Endüstri İlişkileri Uzmanlığı Eğitimi Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) Mayıs ayında düzenlediği “Endüstri İlişkileri Uzmanlığı” eğitmine fabrikamızdan Özlük işleri ve Mavi Yaka İşe Alım Uzmanı Burcu Onaranel katıldı. Burcu Onaranel, Bursa Divan Otel’de düzenlenen sertifika töreni ile Endüstri İlişkileri Uzmanlığı sertifikasını aldı. 19 BİZDEN Aktivitelerimiz / Kapak Konusu 20 Chassis Brakes International Türkiye’de “Hepimiz Birer Kahramanız” Misyonumuz: Tekerlekten sonraki en önemli icat, fren: İnsanlar, istediklerinde araçlarını güven ve konforla durdurabilsinler diye varız. Vizyonumuz: Frenlerin geleceğini biz belirleyeceğiz. 18 Ağustos Pazartesi günü fabrikamızda heyecanlı saatler yaşandı. Heyecanın sebebi ise yenilediğimiz misyon, vizyon, temel beceri ve değerlerimizi çalışanlarımızla paylaşacak olmamızdı. Bayram tatili öncesinde tüm çalışanlarımıza verdiğimiz meraklandırıcı mektuplarla başlayan, tatil esnasında da yine merak uyandıran kısa mesajlarla devam eden lansman sürecini büyük bir heyecanla tamamladık. Sabah saatlerinde lansman konseptimize özel olarak hazırlanan kahraman temalı servislere binen çalışanlarımızı fabrikada çok daha büyük sürprizler bekliyordu. Fabrikamızın her tarafında tüm çalışanlarımızı temsil eden kahraman temalı billboard ve afişler yer alırken, birçok çalışanımız şaşkınlığını gizleyemedi. Mesai başlangıcında tüm çalışanlarımıza özel davet mektupları verildi. Davet mektubunda çalışanlarımız için ürettiğimiz özel çantaların içinde bulunan kahraman temalı bordo tişörtlerimiz, şapkalarımız, rozet ve stickerlarımız ile kendilerinden 16.15’te çay alanında olmalarını istedik. BİZDEN Aktivitelerimiz / Kapak Konusu 21 CBI Türkiye olarak, uzun zamandır üzerinde çalıştığımız yeni vizyon, misyon, değer ve becerilerimizi fabrikamızda yaptığımız sürpriz bir etkinlikle çalışanlarımızla paylaştık. “Büyük İşleri Büyük Milletler Yapar” Hayati önemlilik arz eden bir ürün olan freni, 0PPM ile kaliteli üreten çalışanlarımızın, özverili çalışmaları neticesinde birer kahraman oldukları mesajı verilen etkinlikte konuşma yapan Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti, sözlerine Atatürk’ün 10. yıl nutkundan alıntılar yaparak başladı. Bugün hep birlikte yeni bir yolculuğa çıkıyoruz diyen Eti, “Biz de büyük işleri büyük milletler yapar sözünden feyz alarak yeni yolculuğumuza çıkıyoruz. Bizi hep birlikte ortak bir hedefe götürmesi için değişime vizyon, misyon, değerler ve becerilerimizden başladık ve bunları yeniledik.” diye konuştu. Konuşmasında geçtiğimiz 2 yılda hep birlikte gerçekleştirdiğimiz başarılarımızdan da söz eden Genel Müdürümüz Sayın Eti sözlerine, “iki yıl önce ben bu fabrikanın başına geçtiğimde ticari olarak zarar eden bir kurumu devralmıştım. Bu gün geldiğimiz noktada, sizlerin özverili ve değerli katkılarıyla ticari anlamda sürdürülebilir kârlılıkla yürüyen bir fabrika olduk. Sizlerin çalışmalarıyla sürdürülebilir bir kârlılık ve herkesi imrendiren bir kalite performansı sergiliyoruz. Bu performansımızla, CBI’ın dünya genelinde 15 lokasyonundaki diğer fabrikaları arasında 2. sıraya yerleştik. İstediğimizde neler yapabileceğimizi tüm dünyaya göstermiş olduk.” şeklinde devam etti. Frenlerin Geleceğini Biz Belirleyeceğiz Vizyon misyon ve değerlerimizin yenilenmesi sürecinden de bahseden Eti, “2 yıl önceki çalışan memnuniyeti anket sonuçlarında ortaya çıkan, çalışanların geleceğe yönelik belirsizlik BİZDEN Aktivitelerimiz / Kapak Konusu 22 kaygıları ile ilgili geri bildirimlerine göre yaptığımız çalışmalar sonucu önce kendimize “Biz ne için varız?” sorusunu sorduk. Yöneticilerimizle yaptığımız çalışmalarda gördük ki tekerlek medeniyetin yükselmesi için önemli bir icat ancak tekerleğin hızlı hareket etme kabiliyeti, ancak güvenli bir şekilde durabildiğinde anlam kazanır. Bunun için misyonumuzu ‘Tekerlekten sonraki en önemli icat, fren: İnsanlar, istediklerinde araçlarını güven ve konforla durdurabilsinler diye varız.’ olarak belirledik. Daha sonra ‘Bu uğurda ne yapacağız?’ sorusunu sorduk ve vizyonumuzu ‘Frenlerin geleceğini biz belirleyeceğiz.’ olarak belirledik. En son olarak da dedik ki çalışanlarımızın her biri birer kahraman. Bundan sonraki yolculuğumuzda da bugüne kadar yapılan kahramanlıkların üzerine yenilerini ekleyeceğiz. İşte o zaman yolculuğumuz daha bir anlam kazanacak.” dedi. Konuşmasının sonlarına doğru teşekkür ve iyi dileklerini bildiren Eti, “İki yıl içinde gerçekleştirdiğimiz başarıların üstüne bu gün açtığımız yeni sayfada hep birlikte bir kahramanlık öyküsü yazalım. Her birinizin katkısıyla daha iyisini yapmak için çalışalım. Kendimizin, ailemizin, ülkemizin güvendiği birer kahraman olalım.” diyerek konuşmasını bitirdi. Konuşmaların ardından temsili CBI kahraman maketlerinin açılışı yapılarak pasta kesme törenine geçildi. BİZDEN Röportaj 23 Uygar ETİ CBI Türkiye Genel Müdürü Yeni misyon, vizyon, temel beceriler ve değerlerimizin lansmanının yapılmasının öncesindeki ve sonrasındaki gelişmeler, lansman süreci ve gelecek planları üzerine Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti ile bir röportaj gerçekleştirdik. “Kahraman bir ekibin kahraman lideri olabilmek, ciddi sorumluluk ve özveri isteyen bir duygu bence.” 2014 yılı içerisinde CBI Türkiye olarak bir yenilenme içine girdik ve bu yenilenmeye de misyon, vizyon, temel beceriler ve değerlerimizle başladık. İçinde bulunduğumuz bu süreçlerle ilgili neler söylemek istersiniz? Hikâyemiz, 2012’nin sonunda, ben CBI Türkiye’nin başına geldiğimde başladı. O zaman yaptığımız çalışan memnuniyeti anketimizle fabrikamızdaki durumun hem ekipsel anlamda sosyolojik etkilerini hem de bireysel anlamda psikolojik etkilerini ölçme şansımız oldu. Stratejik planlama çalışmamızı şekillendiren önemli girdilerden biri olan çalışan memnuniyeti anketi ile birlikte biz de yönetim ekibi olarak bir stratejik planlama çalışması yapmaya başladık. Daha sonra işin düşünsel boyutunu oluşturabilmek için bir çalıştay organize ettik. Bu çalıştayda, yaptığımız vizyon çalışması ile farklı farklı paydaşlarımızda bulunan hayalleri sentezleyerek, bunları ortak hayallerimiz haline getirdik. Önümüzdeki 5 yıllık süreç tamamlandığında, her çalışanımızın ayrı ayrı katkılarıyla ortaklaştırdığımız emek ve değerlerle hepimizin ortak başarı hikâyesi olan bir kahramanlık hikâyesi ortaya çıkıyor olacak. İşte bu yüzden ekip olarak çıktığımız yeni yolculuğumuzun başında ”Hepimiz birer kahramanız” dedik. Sizce yeni misyon, vizyon, değerlerimiz ve becerilerimiz fabrikamıza ne gibi katkılar sağlar? Yeni vizyon, misyon ve değerlerimiz, aslında bizim kim olduğumuzu, ne yapmak istediğimizi, kendimize ve bizim dışımızdaki tüm dünyaya ilan edişimiz. Bir duruş aynı zamanda –ki, biz ona “Güvenli Duruş” dedik– iç ve dış tüm paydaşlarımıza karşı sergilediğimiz bir duruş. Nerede durduğunuzu belirlemeden nereye gitmek istediğinizi de çok net olarak belirleyemezsiniz. Biz vizyon, misyon ve değerlerimizi netleştirerek, bu iki yıllık süreç içinde nerde durduğumuzu belirle- miş olduk. Şimdi torbamızda biriktirdiğimiz değerlerle, o değerlerin verdiği cesaretle, kararlı adımlarla geleceğimize daha rahat yürüyebileceğiz. Küresel dünyada, iç ve dış dinamikler oldukça fazla değişken. Dolayısıyla ara ara nerede olduğunuzu, –Ben nerdeydim, yola çıkarken ne yapmak istiyordum? Hâlâ bu hedeflerim somut olarak karşımda ulaşabilir mi? Yoksa bunu revize mi etmeliyim?– gibi sorularla gözden geçirme çalışmaları yapmanız gerekir. İşte bu nedenle, başlangıçtaki referanslarınız çok güçlü olmalı ki, yolun ortasında kafa bulanıklığına düşmeyin. İlk yola çıkarken dayandığınız temel referansınız yeterince güçlü değilse ve bu referanslar çalışanlarınıza yeterince net anlatılamadıysa, oluşacak kafa karışıklığı çok tehlikeli boyutlar alabilir. Misyon, vizyon, değerler ve temel becerilerinizin güçlü ve net olması, bu farkındalığı sürekli diri tutabilmek için önemli. Yeniden netleştirdiğimiz misyon, vizyon, değerler ve becerilerimizin tanıtımında ‘Hepimiz Birer Kahramanız’ dedik. Sizce kahraman olmak nasıl bir duygu? Her şey aslında sorumluluk bilinciyle, iş etiğiyle, farkındalıkla ve kendini bilmekle başlıyor. Bu öncül değerlere sahip olan bir yönetici yönettiği kitlenin sorumluluğunu alabilip, onlara önderlik edebilecek donanıma sahip oluyor. Bir de özellikle kahramanlardan oluşan bir ekibiniz varsa, onlara önderlik etmenin, o öndere yüklediği daha farklı sorumluluklar var. İşte bu yüzden kahraman olmak, aslında ağır bir duygu. Bizim şu an yola çıktığımız gibi kapsamlı bir dönüşüm içerisindeyseniz, yani hem ciddi ticari sonuçları olan hem de çalışanların zihinsel dünyasında ciddi öznel sonuçları olan dönüşümler yapmayı planlıyorsanız ve buna liderlik etmek istiyorsanız, pilinizin yarı yolda bitmemesini sağlayacak donanımızın olması gerekiyor. Asla tembelliğe düşmemeniz, sürekli zi- BİZDEN Röportaj 24 hinsel dünyanızı güncel tutmanız ve sürekli kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Hem müşterilerinizi, hem tedarikçilerinizi hem de çalışanlarınızı, yani tüm paydaşlarınızı, eş zamanlı olarak, azami mutluluk seviyesinde tutmak ve herkesi ortak paylaşılan bir vizyona doğru bir ahenk içinde yürütmek ve bundan bir kahramanlık hikâyesi yaratabilmek için, özellikle liderlere çok iş düşüyor. Her şeyden önce bu kahramanlık hikayesini yazacak önder kahramanın cesur ve kararlı olması gerekiyor, yaptığı işin doğasını da bilmesi gerekiyor. Bu da ekibinin sürekli önünde olmasını gerektiriyor. Bazen öyle kritik kararlar alıyorsunuz ki, içinizde çok değişik ikirciklenmeler yaşadığınız durumlar oluyor. Çünkü sorumluluğunuz altındaki insanlar ve aileleri, sizin verdiğiniz karardan etkilenebiliyor. Dolayısıyla kahraman bir ekibin kahraman lideri olabilmek, ciddi sorumluluk ve özveri isteyen bir olgu bence. Bu yeni dönüşüm sürecinde çalışanlarınız sizin liderliğiniz konusunda ne gibi geri dönüşler yapıyorlar? Ben buraya ilk geldiğimde, nedense bir soru sormama, düşüncelerini paylaşmama hali vardı ama zamanla bunu kırmaya başladık. Bir liderin ulaşılabilir olması, düşüncelerini net bir şekilde ifade ediyor olması ve karşılığında geri bildirimler alması çok önemlidir. Bizim devraldığımız sıkıntılı kurumsal kültür sebebiyle, yöneticilerimizin çalışanlarımızla bilgi paylaşımı konusunda bir takım sorunlar vardı. Dolayısıyla sizin yukarıda yapmakta olduğunuz, tetiklediğiniz değişikliklerin belki % 2’si ancak çalışanlarımıza ulaşabiliyordu. Ulaşanların da yarısına yakını yanlış bir şekilde ulaşıyordu. İşte bunun önüne geçebilmek için biz çalışanlarımızla doğrudan doğruya iletişim kurma inisiyatifini başlattık ve bunun da adına ‘Perspektif Toplantıları’ dedik. Dönüşümün o ilk tohumlarını, çalışanlarımızın bilinçlerine ve kalplerine ekmek gerekiyordu. Bu ne- denle bu ihtiyaca cevap verecek kendimize özgün çözümü ürettik. Şimdi çalışanlarımızın geri bildirimleri daha net olarak bize ulaşıyor. Aldığımız geri bildirimlerde görüyoruz ki, daha önceleri çalışanlarımızda var olan belirsizliğin ve zihin bulanıklığının yarattığı olumsuz düşünceler de yavaş yavaş kayboluyor. Ortaya koyduğumuz vizyonun sahiplenildiğini görüyoruz. 2014 yılına ait verileri değerlendirdiğimizde CBI’daki 2012 yılından bu yana gerçekleşen gelişmelerle ilgili neler söylemek istersiniz? Bizden önceki süreci kısaca özetlemek gerekirse, bu şirket ayrılık sürecinden önce en yüksek cirosunu 2007-2008 yıllarında yaklaşık 74 milyon Euro ciro ile yapmış. Ama bu ciroyu yaparken bile zarar etmiş. Ben işi devraldığımda maliyetlerimiz çok yüksek ve satış fiyat kalitemiz çok düşüktü. Şimdi geldiğimiz noktadan bahsedecek olursak, eski şirketimizden devraldığımız 32 milyon Euro’yu, 2014 yılının sonunda çok daha iyi bir noktaya, 50 Milyon Euro seviyelerine getirmiş ve zarar eden bir şirketi sürdürülebilir karlılık seviyelerine geleceğe bakan bir şirkete dönüştürmüş olacağız. Bu noktaya ulaşmakta bizim ayrıcalıklı konumumuz, – belki de az önce bahsettiğim güvene yol açan da bu oldu – bizim konvansiyonel yönetim yaklaşımlarının çok dışında özgün yöntemler uygulayarak çözüm üretmemizden geliyor. Genelde, klasik bir Türk yöneticiye üretim maliyetlerini düşürme hedefi verirseniz doğrudan ilk yapacağı şey, işçi çıkartmak, çalışanların zamlarını kesmek, sosyal etkinlikleri iptal etmek olur. Biz, son iki yılda bizi bu ayrıcalıklı konumumuza getiren iyileştirme yolculuğunda bunların hiçbirinden fedakârlık yapmadık. Hatta bir kısmını arttırdık. Örneğin toplam ciro- BİZDEN Röportaj 25 “Bizim işadamlarımız genelde en iyi makinelere sahip olmakla övünürler ama ben yönetici olarak her zaman en iyi çalışanlara sahip olmakla övünürüm.” Genel Müdürümüz Uygur ETİ, İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürü Arzu ÖNEYMAN ve Kurumsal İletişim Uzmanı Seda ŞAHİNER ile lansman gününde muzun içinde 2014 yılında eğitime ayırdığımız pay 2012 bütçesinin 2 katı. Biz yola çıkarken insanı ve o insanın yarattığı değeri merkeze aldık ve yönetim felsefemizin odağına da bu anlayışı koyduk. Dolayısıyla motivasyonumuza katkıda bulunan sosyal etkinliklerimizden ve kalite performansımızdan ödün vermeden, üretim maliyetlerimizi yarı yarıya indirdik. İşte bu yüzden buna kahramanlık hikâyesi diyoruz. Bunu dünyadaki diğer CBI firmaları içinde de sadece biz yapıyoruz. CBI’ın Türkiye’deki ve dünyadaki konumlandırmasıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz? Biz nasıl zarar eden bir işletme devraldıysak, küresel anlamda da CBI’ı devralan KPS firması, zarar eden bir işletme devraldı. Bu zarar eden işletmeler bütünü, 2,5 yılda küresel anlamda pozitif kârlılık seviyesine oturdu. Bunun içinde bizim CBI Türkiye olarak ayrıcalıklı bir yerimiz var. Çünkü biz 20’ye yakın tesis ve operasyon içinde bu dönüşümü gerçekleştire- bilen ve ticari sonuçlarına yansıtan ilk firmalardan biri olduk. Dünya çapında hâlâ zarar eden operasyonlar var. Bizim iş adamlarımız genelde en iyi makinelere sahip olmakla övünürler ama ben yönetici olarak her zaman en iyi çalışanlara sahip olmakla övünürüm. Çünkü farkı yaratan bu. Bizim insanımız, içinde çok ciddi potansiyelleri barındırıyor. Ama kuşak ve anlayış farkı sebebiyle yöneticilerimiz ve gençlerimiz arasında bir kopukluk oluyor. Halbuki bizim yaptığımız gibi iletişim köprüleri kurulup, bu sisteme çalışanlar doğru bir şekilde, adanmışlık içinde dahil edilebilirse, işte o zaman anlamlı bir sinerji yaratılabiliyor. Bizim bu iki yıl içinde düşünsel anlamda bir takım birikimlerimiz olduğundan bahsetmiştim. Benzer şekilde, iş olarak da bir sürü proje biriktirdik. Şimdi organizasyonumuz bu projeleri bir ön hazırlık safhasından sonra başarı ile devreye almaya hemen hazır bir olgunlukta. SPOR 26 Beste Nur FEYZİOĞLU COŞKUN Malzeme Planlama Uzmanı Zorbing Futbol, basketbol, voleybol... En çok ilgilendiklerimiz, en çok konuştuklarımız. Oysa bunlar dışında bilmediğimiz, akıl uçurtan, şaşırtan, ilginç o kadar çok spor dalı var ki. İşte o ilginç sporlardan birinden, zorbing sporundan bahsedeceğim size. Aslında, iki çılgın bilim adamı tarafından eğlence aracı olarak icat edilmiş, Zorb adı verilen 2 katmanlı dev bir plastik topla tepeden aşağıya yuvarlanarak veya su üstünde yürümeye çalışarak yapılıyor. Hamster kafeslerindeki küçük küreler gibi… Topun içine özel bir sistemle 13 metreküp hava dolduruluyor. İçi ile yer arasında yaklaşık 70 cm kalınlığında bir hava tabakası bulunuyor. Dıştaki top ile içteki topun arasındaki boşluk darbeyi azaltıyor. Böylece ortalama 30 km hızla bir tepeden yuvarlanırken bir yerinizi kırmıyorsunuz. Zorbing yapan kişi, yani Zorbanaut yuvarlanırken içeriden dışarıya açılan bir delikle nefes alabiliyor ve top içinde bulunan bir sürü tutunma yeri ve koşumlarla dilerse kendisini sabitleyebiliyor. Aynı zorbun içinde en fazla 3 kişi olabiliyor. En ideali ise 2 kişilik takımlar halinde olmak. İşin en eğlenceli tarafı da içeriye monte edilmiş kamerayla daha sonra kendinizi izleyebiliyor olmanız. Baş döndürücü bir spor dalı olarak son dönemde çok popülerleşti. Öyle ki, Zorbing topları 2014 Soçi Kış Olimpiyatları’nın simgesi olarak seçilmişti. Tüm dünyada onbinlerce fanatiği oldu. 750 metreyle dünyanın en uzun Zorb Parkuru Amerika’nın Pennsylvania Eyaleti’nde bulunuyor. Türkiye’de henüz bu sporun yapılabileceği bir parkur veya özel bir alan yok ancak Akdeniz’deki otellerde su sporu olarak veya bazı konserlerde aktivite amaçlı özel dönemlerde kullanılıyor. Bu sporu yapanlar, elbette böyle bir deneyimden genellikle yara almadan çıkıyorlar ancak bazen tehlikeli de olabiliyor. Rusya’nın Dombai kayak merkezinde 8 Ocak’ta eğlenmek için zorbing topunun içine giren iki arkadaş, bu spor dalı için hazırlanmış özel patikadan topun çıkmasıyla uçuruma yuvarlanmış, kayalara ve taşlara çarparak kilometrelerce sürüklendikten sonra durabilmişti. Trajik olayın ardından sporculardan biri ölürken, diğer arkadaşı komaya girmişti. Görünüşe göre anlatılarak değil ama yaşanarak öğrenilecek bir deneyim sanki… Sporla kalın... KARİKATÜR 27 15.03.2004 tarihinde fabrikamızda işe başladım, bu süre içerisinde Montaj ve Talaşlı İmalat Bölümlerinde çalıştım. Şu anda ise Dokümantasyon ve Raporlama Teknisyeni olarak çalışmaya devam ediyorum. Karikatür ve resim çizmek konusuna gelince, çizmek, benim çocukluğumdan beri benimle beraber büyüyen vazgeçilmezim dediğim bir yeteneğim. Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü çizerken ortaya iyi şeyler çıktığında onun mutluluğu paha biçilemez. DOKTORUM KÖŞESİ 28 Dr. Emin MENEKŞE İç Hastalıklar Uzmanı İş Yeri Hekimi / Adal A.Ş. Şeker Hastalığı (Diabetes Mellitus) Diabetes Mellitus, Pankreastan salgılanan insülin hormonu eksikliği ya da insülin salınımındaki bozuklukların oluşturduğu şeker yüksekliği ile seyreden kronik metabolizma hastalığıdır. Metabolizma bozukluğu, sadece karbonhidratları değil yağ ve proteinleri de ilgilendirmektedir. Şekersiz Şeker Hastalığı olarak da tanımlanan Diabetes İnsipidus, aşırı su içme ve çok fazla idrara çıkma bulguları ile seyreder. Pankreas ve insülin metabolizması hastalığı değildir. Kan şekeri normal sınırlardadır. Hipofiz bezini ilgilendiren farklı bir hormonal hastalıktır. Diabetes Mellitus’un yetişkin yaşlarda görülme sıklığı, dünyada % 8 civarındadır. Türkiye’de görülme sıklığı, 2000’li yılların başında %7 -8 iken günümüzde % 15 seviyelerine yaklaşmıştır. Diabetes Mellitus’un sınıflaması: 1-Tip 1 Diabetes Mellitus: Mutlak insülin eksikliği ile seyreden ve insülin tedavisi gerektiren, geçmişte “İnsülin Bağımlı Diabet”, “Çocukluk Çağında Başlayan Diabet” olarak adlandırılan, fazla kilolu olma ile paralellik göstermeyen diabet şeklidir. Tüm Diabetes Mellitus olgularının yaklaşık % 5 - 10 kadarı bu gruptandır. 2-Tip 2 Diabetes Mellitus: En yaygın görülen diabet şeklidir. Diabet vakalarının % 90-95‘i bu tiptendir. Geçmişte “İnsülin Bağımlı Olmayan Diabet”, “Erişkin Diabeti” olarak adlandırılmıştır. Obezite (şişmanlık) ve hareketsiz yaşantıyla bağlantılı olup, daha çok ileri yaşlarda görülür. Son zamanlarda çocukluk çağı obezitesinin artması nedeniyle çocuk ve ergenlik dönemlerinde de tip 2 Diyabet (Diabetes Mellitus) görülmektedir. 3-Diabetin Diğer Tipleri: Bazı genetik bozukluklar ve hastalıklar, pankreasın iltihabi olayları, yaralanmaları, ilaç ve kimyasallardan kaynaklanan pankreas hasarları nedeniyle gelişebilir. Bu grup hastalıklar tüm diabet vakalarının % 1‘inden azını oluşturur. 4-Gebelik Diabeti: Tüm gebeliklerin yaklaşık % 2-4 kadarında görülebilir. Tip 2 Diabetes Mellitus’a benzer, genellikle doğumdan sonra düzelir. 29 Diabetes Mellitus’ta tipik şikâyetler ağız kuruluğu, çok su içme, aşırı idrar yapma, gece idrara çıkma, aşırı yeme isteği ya da iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, açıklanamayan kilo kaybı, geç iyileşen deri enfeksiyonları, bulanık görme, kaşıntı gibi durumlardır. Tanı ölçütleri: Sağlıklı yetişkinlerde Açlık Kan Şekeri 100 mg/dl’den, Tokluk Kan Şekeri (yemeğin başlangıcından 2 saat sonraki glukoz değeri) 140 mg /dl’den düşük olmalıdır. 1- Açlık kan şekerinin (8 saat ve üzerinde açlıkta) 126 mg/dl üzerinde olması, 2- Şeker Yükleme Testinde (OGTT) ikinci saat kan şekeri düzeyinin 200 mg/dl’den büyük olması, 3- Rastgele kan şekerinin 200 mg/dl‘den büyük olması, 4- Hemoglobin A1C oranının (yüksek kan şekerinden etkilenen hemoglobin tipi) % 6.5 üzerinde olması. Yukarıdaki laboratuvar değerlerinin herhangi birisinin varlığı, Diabetes Mellitus tanısının konulabilmesi için yeterlidir. Tanının daha sonraki bir gün, tercihen aynı (veya farklı bir) yöntemle doğrulanması gerekir. Açlık veya tokluk kan şekeri düzeylerinin normalin üzerinde fakat Diabetes Mellitus tanısı konacak kadar yüksek olmadığı süreç “prediyabetik dönem” olarak kabul edilir. Bu süreçte açlık kan şekerinin 100-125 mg/dl arasında olması durumu Bozulmuş Açlık Glukozu, Şeker Yükleme Testinde 2. saat kan şekerinin 140-199 mg/dl arasında olması ise Bozulmuş Glukoz Toleransı olarak adlandırılır. Tip 2 Diabetes Mellitus İçin Riskli Gruplar: Bozulmuş Açlık Glukozu veya Bozulmuş Glukoz Toleransı saptananlar, erken yaşta kalp damar problemi geçirmiş olanlar, fazla kilolu ve şişman kişiler, hareketsiz yaşantısı olanlar, birinci derece akrabalarında Diabetes Mellitus olanlar, iri bebek doğuran ya da daha önce gebelik diabeti geçiren kadınlar, Polikistik Over Sendromlu kadınlar, kan basıncı yüksekliği olanlar, kan yağları bozuklukları olanlar diabet riski taşırlar. Riskli grupta yer alan kişilerin genç yaşlardan itibaren diabet taramaları yaptırmaları önerilmektedir. Tedavi: Diyet ve vücut ağırlığı kontrolü, eğitim, fiziksel aktivite, ağızdan ilaçlar (insülin duyarlılaştırıcı ilaçlar, insülin salınımını artıran ilaçlar) ve gereğinde insülin kullanılması şeklindedir. Bozulmuş Glukoz Toleransı (BGT) veya Bozulmuş Açlık Glukozu (BAG) olan kişilerde vücut ağırlığı kontrolü ve fiziksel aktiviteye yönelik yaşam tarzı düzenlemeleri yeterli olmaktadır. Bu durumların her ikisi de birlikte (BAG + BGT) olup başka risk faktörleri de varsa yaşam tarzı düzenlemelerinin yanında ilaç tedavisi önerilmektedir. Vücut ağırlığı kontrolu uygulamalarında, boya uygun ağırlık hedeflenmeli ve bu ağırlığın korunmasına çalışılmalıdır. Beden Kitle İndeksi (BKİ=Kişinin kilosu/boyun metre olarak karesi) 25 kg/m 2 altına düşürülmeli, bel çevresi kadında 88 cm’nin erkekte 102 cm’nin altında olacak şekilde azaltılmalıdır. Diabetik diyet olarak yeterli ve dengeli beslenmeli, şeker gibi basit karbonhidratlar azaltılmalı, basit karbonhidratlar yerine kurubaklagiller, tam tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Doymuş yağ tüketimi, alınan tuz miktarı azaltılmalı (günde 5 gramı aşmamalı), sigara kullanılmamalı ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Sonuç olarak, fiziksel aktivitenin artırılması diabetik hastalarda tedavinin en önemli parçası olup, yeni diabet gelişimini önlemenin de en etkili yoludur. Haftada en az 5 gün her biri en az 30 dk. kadar süren orta yoğunlukta egzersiz (tempolu yürüme, yüzme, bisiklet vs.) yapılması kan glukoz kontrolüne yardımcı olmakta, riskli kişilerde Tip 2 Diabetes Mellitus gelişimini belirgin olarak azaltmaktadır. HSE İş Sağlığı ve Güvenliği Köşesi 30 Suna ŞENSOY Çevre ve İş Güvenliği Sorumlusu Adal A.Ş. Enerji Verimliliği Enerji; ısınmadan, aydınlatmaya, ulaşımdan günlük hayattaki her türlü faaliyetimize kadar hayatımızın her alanında ihtiyacımız olan bir kaynak. Ancak, son yıllarda sanayileşme faaliyetleri, yeni teknolojilere yönelim, hayat standartlarının yükselmesi ve nüfus artışı gibi nedenler enerji talebini sürekli arttırmakta. Yapılan bazı araştırmalara göre dünyada her yıl enerji tüketimi % 4 ila % 5 arasında artmaktadır. Bu hızlı artış mevcut kaynakların yeterliliğini sorgulamamıza yol açıyor. Enerjide şu an aktif olarak kullandığımız fosil yakıtlar arasında yeralan petrol rezervleri, iyimser tahminlere göre bu artışa cevap veremeyerek, 2030 yılında tükenecek. Benzer şekilde, kömür için şu anki rezervlerle yaklaşık 80 - 100 yıl, doğalgaz içinse yine yaklaşık 100-120 yıllık bir kullanım süresi öngörülmekte. 2012 yılı toplam tüketimi yaklaşık 230 milyar kwh olan ülkemizde de bu talebin çoğu fosil kaynaklardan karşılanmaktadır. Fosil kaynaklar bakımından oldukça yetersiz olan ülkemiz, bu ihtiyacını, 2012 yılı için 60 milyar dolar ödeyerek dışa bağımlı olarak karşıladı. Türkiye’nin enerji bağımlısı bir ülke olması, bir ulusal güvenlik açığı olarak da bizi tehdit etmekte. Enerji üretim ve tüketim süreçlerinde fosil yakıtların kullanılmasının bir diğer sonucu da sera gazı emisyonlarının artması, buna bağlı olarak küresel ısınma ve iklim değişiklerinin görülmesidir. Artık hepimiz, enerjinin üretim ve tüketim şeklini değiştirmeye başlamadığımız takdirde, geri dönüşü olmayan bir çevre kriziyle karşı karşıya olduğumuzu anlamış bulunmaktayız. Bu noktada da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ve enerji verimliliğine odaklanmamız gerekmektedir. Enerji verimliliği, enerji tüketiminin üretilen miktarı ve kaliteden ödün vermeden düşürülmesiyle sağlanır. Bunu mümkün kılabilmek için; enerji tüketimi sırasında oluşan kayıpları önlemek, çeşitli atıkların geri kazanımı veya değerlendirilmesi yollarıyla yeniden kullanımını sağlamak, teknolojik yeniliklerle verimi arttırarak enerji tüketimini düşürmek, daha verimli enerji kaynakları kullanmak, gelişmiş endüstriyel süreçler ve enerji geri kazanımları gibi etkinliği artırıcı önlemler almak gerekir. Evlerimizdeki enerji tüketimlerinde ise kaynakların giderek azalması ve fiyatların yükselmesi, aile bütçesini olumsuz etkilerken, toplumsal kaynakların sürdürülebilirliğini de negatif yönde etkilemektedir. Bu nedenle bireysel olarak da kullandığımız araç, elekt- 31 rikli cihaz gibi enerji gereksinimli eşyaları alırken ve kullanırken dikkat edilmesi gereken önemli tasarruf noktaları bulunmaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında, enerjiyi verimli kullanmanın artık bir zorunluluk haline geldiği söylenebilir. Evlerimizde yapabileceklerimizden bazılarını maddelemeye çalışırsak; • Çatı izolasyonu yaptırarak % 20 tassarruf elde edebilirsiniz. • Dış duvar, pencere ve kapı izolasyonu ile doğalgaz giderlerinizde % 15’lik bir azalma sağlayabilirsiniz. • Mevcut izolesiz kapı ve pencerelerinizin kenarlarındaki boşlukları, pencere süngeri ile kaplayabilirsiniz. • Evinizin gereğinden fazla ısıtılmasını engelleyerek tasarruf sağlayabilirsiniz. • Evin iç sıcaklığını 22 °C yerine 20 °C’ye ayarlayarak % 12 tasarruf sağlayabiliriz. • Oda termostatı, sadece bulunduğu odaya göre kombinize “dur” ya da “çalış” komutunu verir. Termostatik vana ise kombinize komut vermek yerine her odada istenen sıcaklık düşünce, kombinin o radyatöre akışı için yolu açar ya da istenen sıcaklık elde edildiğinde akışı keser. Tüm radyatörlerin ayarlanan sıcaklıklara ulaşması halinde kombi üzerindeki sensör “ben artık her odayı istenen sıcaklığa getirdim” mantığı ile kendisini kapatır. • Doğalgaz sobası kullanıyorsanız, soba filtrenizi cihazı kullanmaya başladığınız mevsime girdikten sonra her ay kontrol ediniz, gerekiyorsa değiştiriniz. • Güneş alan pencerelerinizi temiz tutunuz. Güneşin pasif ısıtmasından yararlanarak tasarruf edebilirsiniz. • Sıcaklığın içeride kalması için geceleri perdelerinizin örtülü olması büyük enerji tasarrufu sağlar. Pencerelerinizden güneş çekildiği zaman perdelerinizi kapatınız. • Soğuk havalarda evin havalandırılması gerektiğinde, havalandırma işlemini kısa sürede tüm pencereleri aynı anda açarak yapınız. • Radyatörlerin önlerini kapamayarak % 10’luk bir tasarruf sağlayabilirsiniz. Radyatörler örtülürse % 10-15 yakıt tüketimi artar. • Radyatörlerin arkalarını alüminyum folyo kaplı levhalar ile muhafaza ediniz. Perdelerinizin radyatörü kapamasına engel olunuz. • Gece-Gündüz ısıtılan evin havasının kurumasını engellemek için radyatör üzerinde su dolu kaplar bulundurunuz. Nemli hava sıcaklığı daha iyi tutacak, buharlaşma azalacağından vücudunuz daha az ısı kaybedecektir. • Eğer pişirme tarifinde belirtilmiyorsa fırınınıza ön ısıtma yapmayınız. • Fırın kapağını yemek pişirirken açmayınız. • Üst yakıcı alevini tencere veya tavanızın boyutu kadar açınız • Kullanılmayan ocak brülörlerini (gözlerini) kapatınız • Pişirme esnasında yemek kaplarını kapalı tutunuz • Sıcak su kullandığınız zaman termostatınızı 50°C’ye ayarlayınız. Aşırı sıcak su sadece fazla enerji tüketimine neden olur. • Su ısıtma kontrol vanasını “pilot” konumuna getiriniz, eğer evden bir hafta veya daha fazla uzak kalacaksanız kapatınız. • Elle bulaşık yıkarken soğuk su ile durulama yapınız, bulaşık makinesinde yıkama yapıyorsanız makineyi tam dolu olarak çalıştırınız. • Sıva üstünden döşenmiş sıcak su borularının yalıtımını yapınız. • Aydınlatma ürünlerinin doğru seçimi, enerji kullanımında tasarruf sağlama açısından büyük önem taşıyor. Farklı ürün seçeneklerinden halojen ampulün ömrü 1, kompakt floresanın 5, LED’lerin ise 15 sene olarak belirtilmekte. LED’li ürünlerin en büyük avantajının daha az enerji ile daha çok ışık vermesi ve aydınlatmada şu ana kadarki en çok tasarruf sağlayan ışık kaynaklarından biri olması. İlk yatırım maliyetleri yüksek olsa da LED’li ürünler uzun ömürlü ve tasarruflu oldukları için kısa bir sürede kendilerini amorti edebilmekte. Enerjinin verimli kullanımı için birey, toplum, sanayi temsilcileri ve yetkili kamu kuruluşları olarak hepimizin bu çabaya katılması gerekmektedir. Bu konuda yapılacak olan en küçük katkının bile büyük önemi olacaktır. Kısaca özetlersek, enerji faturalarımızı düşürmek ve aile ekonomisi katkıda bulunmak, ülkemizin enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmak için enerjiyi verimli kullanıp, yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleyelim. Gezelim Görelim 32 Ali Düzgün Arı Proje Yöneticisi Kırgızistan 2013 yılında gerçekleştirdiğim Afrika, Avrupa ve Ortadoğu’nun en yüksen noktaları olan 6.000 m’lik zirve tırmanışlarından sonra, sıra 7 binliklere gelmişti. Bunun için 2014 planım Kırgızistan’daki Lenin Peak ve Arjantin’deki Aconcaqua 7.000 m’likler. Temmuz sonunda başlayacak olan Lenin Peak maceram için zaman gelmiş ve bu yılın başından itibaren yaptığım çalışmalar tamamlanmıştı. İstanbul’dan havalanan uçağım beş saat sonra Kırgızistan’ın Osh şehrine indi ve ben üzeri o muhteşem buzullarla kaplı Pamir Sıradağları’nın yanındaydım. İşte o andan itibaren tamamen farklı bir boyuta geçiyorsunuz ve birkaç saat öncesine kadarki yaşamınızla olan bağınız adeta hafızanızdan siliniyor ve yeni bir insan oluyorsunuz. Her faaliyetimde olduğu gibi karma bir grup olarak Türk, Alman ve Japon 8 dağcı, bizi bekleyen aracımıza eşyalarımızı yükledik ve çoğu süresi yolu olmayan arazi üzerinde giderek, altı saat sonra ilk kamp alanımıza geldik. Bundan sonrasında bir tek ilerleme yöntemi vardı: Yürümek ve tırmanmak... Buradan bir sonraki hedefimiz 4400 m’deki ana kampımız. Ancak bu yüksekliğe çıkmadan önce, vücudumuzun yüksekliğe uyum sağlaması için (aklimatizasyon amaçlı) en az bir gün ilk kamp seviyesinde kalmak zorundayız. Biz de öyle yaptık. Sonraki gün sırtımızda çantalarımızla, uzun bir çıkış sonrası, akşam saatlerinde ana kampımıza ulaştık. Akşamın karanlığından sonraki günlerde tırmanacağımız rotayı ve dağın yüzeyini iyi göremiyorduk. Yağmakta olan kar, beyaz olan kamp alanımızı daha da bir beyaz görüntüyle kapladı. Dışarısı soğuk olsa da, geceyi beni sıcak tutan uyku tulumumda çok rahat geçirdim. Sabah çadırımdan çıkıp rotaya baktığımda akan çığlar, kopmuş devasa buz kütleleri ve daha da önemlisi üzerinden tırmanarak geçmek zorunda olduğum, dip noktası gözükmeyen ve kapkaranlık olan buzul yarıkları bir an için adeta ayaklarımı yerden kesmişti. Kısa bir süre sonra Rus asıllı rehberimiz çadırından çıktı ve kendisine buranın tehlikeli bir yer olduğunu söylediğimde, bu dağın yedi binlik Pamir olduğunu ve bizim henüz sadece 4400 m’de bulunduğumuzu söyledi. Bu cevap bundan sonraki risk ve zorlukları anlatmak için yeterliydi. O günü de yüksekliğe uyum sağlayarak, dinlenerek ve yarından itibaren başlayacak buzul üzerindeki tırmanışımıza hazırlık yaparak geçirdik. Gündoğumundan önce tırmanışa başlamamız gerektiğinden, erken kalkıp çorbadan oluşan kahvaltımızı yaptık ve uçları yeni sivriltilmiş kramponlarımızdan kaskımıza kadar tüm teknik ve emniyet malzemelerimizi kuşandık. Tırmanışı beş kişi sürdüreceğimizden, üçlü ve ikili olarak iki ayrı grup halinde, bizi hayata bağlayacak olan iplerimizi emniyet kemerlerimize düğümledik. Gece yağan kar, soğuğun etkisiyle sert olduğundan, kramponlarımız yüzeye iyi tutunuyor ve emniyetli bir şekilde tırmanıyorduk. 33 İlk buzul çatlağına geldik. Genişliği bir metre kadar olduğundan üzerinden atlanabilirdi. Ben ve partnerim birbirimize ip ile bağlıydık ve aramızda yedi metrelik ip boşluğu vardı. Önce ben atlayacağım için partnerim buzul çatlağın iki metre kadar yanına yaklaşıp kazmasını buza sapladı ve emniyet ipimizi kazmaya taktı. Böylece atlarken düşsem dahi hem ben ipte asılı kalacağım hem de partnerimi aşağıya çekmemiş olacağım. Sorunsuz olarak atlayıp, aynı emniyet işlemlerini karşıdan ben yaparak partnerimin de geçmesini sağladım. Üzeri açık olan çatlakların riskinden öte bizi asıl korkutan, geceleri yağan yoğun kar nedeniyle üzeri kapanmış ve belli olmayan çatlaklardı. O günkü hedefimiz 5200 metreye tırmanarak kamp yapacağımız yere çadırımızı kurmak. Ancak kamp alanımıza kadar üç farklı yapıdaki riskli bölgeleri aşarak, saat 16:00’dan önce mutlaka kampımıza ulaşmak zorundaydık. Birinci kısım, dört saat sürecek olan çatlaklarla dolu ve dik buzul bölge, sonrasında kızartma tavası denilen iki saatlik kısım ve son olarak bir saat kadar süren çığ altı bölgesi. Kızartma tavası, yüzlerce metre yarıçapında çanak anten formunda olan, yüzeyi adeta ayna gibi ışığı yansıtarak üzerinde bulunanları kızartan buzul bir bölge. Ve biz öğle saatlerinde güneş tam tepemizde iken bu çanak antenin orta bölgesinden iki saat boyunca ilerlemek zorundaydık. O gün şanslı günümüzde olmalıyız ki, öğleye doğru hava kısmen bulutlandı ve biz çanağın içinde ısınsak da kızarmadan bölgeyi geçtik. Günün erken saatlerinde başladığımız tırmanış, hem parkur hem de yüksek irtifa nedeniyle bizleri oldukça yordu. Uygun bir yer belirleyip sırtımızdaki kocaman ve ağır çantalarımızı çıkartarak, hem dinlenmek hem de birşeyler yemek için mola verdik. Kısa süren molamızdan sonra o günkü parkurumuzun son bölümü olan çığ bölgesinin altından geçmek için faaliyetimize devam ettik. Olabildiğince dikkatli ve ağır bir tempo ile parkurun sonuna ulaştık. Kamp alanımıza sadece 50 m’lik bir yüksekliğimiz kalmıştı. Ancak, nabzımın çok yükselmesi ve nefes alışverişimin çok sıklaşması nedeniyle ayaklarım beni artık yukarıya çekmeyi reddediyordu. Bulunduğumuz yer emniyetli olduğundan partnerime, birbirimize bağlı olan güvenlik ipini sökerek kendisinin devam etmesini, biraz dinlendikten sonra benim de geleceğimi söyledim. Partnerim bunu kabul edemeyeceğini belirtti ve kendisi de benimle birlikte bekledikten sonra devam ederek kamp alanımıza geldik. Alan kelimesi aslında burası için sadece bir tanım, ortada herhangi bir düzlük veya boş bir yer yok. Sadece çadırlarını kurabilmek için dağcıların oluşturdukları eğimi az olan bir yer. Daha öndeki günlerde gelenlerin kurmuş oldukları çadırların yanında hiç yer yoktu ve bu çadırların birkaç metre ötesinde derin buzul çatlakları vardı. Biz de 20 metre kadar üst bölgedeki eğimli alanda donmuş olan buzlu yüzeyi kazarak, çadırımız için kısmen düz sayılabilecek bir yer yaptık. Bu yer hazırlama işi iki saatimizi almıştı çünkü hem yükseklik hem de yorgunluk nedeniyle hareketlerimiz adeta ağır çekim gibiydi. Çadırımızı kurduk ve içine yerleştik. Kamp alanımız çığ bölgesinin yan yüzeyindeydi ve bu bölge için çok emniyetli bir yer sayılmazdı. Fakat bu yükseklikte başka da bir yer yoktu ve biz dağcılar burada kalmak zorundaydık. Bölgede sürekli buzul kaymaları ve çığlar oluştuğundan daha önceki yıllarda maalesef toplu ölümler yaşanmış. Bu kamp alanında, bir seferinde, buzul yarıldığı için çadırlarında bulunan 51 dağcının tamamı buzul çatlağına düşerek hayatlarını kaybetmişler ve buzul dağının altında kaybolmuşlar. Kamp alanımıza zamanında gelip, çadırımızı kurup sonrasında dinlenmek için çadırımızda uzanmıştık. Kısa bir süre sonra büyük bir gürültüyle doğrulduk ve çadırımızın fermuarını açıp dışarıya bakacaktık ki, yoğun bir beyaz toz bulutu çadırımızdan içeriye girdi. Biraz sonra ortalık duruldu ve çadırdan çıkarak çığ bölgesine baktık. Birkaç saat önce altından geçtiğimiz bölgede buz ve kar karışımı çığ oluşmuştu. Gündüz saatlerinde güneşin etkisiyle dik yamaçta askıda duran kar ve buz kütleleri akşam saatlerinde koparak çığa neden olmakta. Benzer durum her gün yaşandığından buraya gelen dağcılar bu durumu bilmek ve bu bölgedeki geçişlerini saat 16:00’dan önce tamamlamak zorundalar. Aksi durumda bedeli çok ağır olmakta. Maalesef o gün bir kişi, tehlikeli saatte geçiş yapmaya çalıştığı için oluşan çığdaki buz kütlesinin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Faaliyetimizin buzul üzerindeki daha ilk günüydü ve önümüzdeki geçireceğimiz iki hafta, yükseklere tırmandıkça daha da zor olacaktı. Bu durum sürpriz değildi ve böylesi bölgelerde tırmanış yapan dağcılar için durum olağandı. Zaten buraya gelip tırmanışa karar vermiş bizlerin amacı tüm bu risklere, psikolojik ve fiziksel zorluklara çözüm üreterek, doğa ile uyum içinde kendi limitlerimizi biraz daha zorlayarak arttırmak. BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? 34 Kadriye Tunalı HIDIR İdari İşler Sorumlusu Bir pire, kendi büyüklüğünün 150 kat yüksekliğine zıplayabilir. Bu oranı tutturmak için insanın yaklaşık 30 metre zıplaması gereklidir. Soğuk havalarda ısınmak için alkol almak son derece tehlikelidir. Yüzeysel damarlarda genişlemeye yol açan alkol bir süre kendinizi ısınmış gibi hissetmenize yol açarken, vücudun ısı kaybını kolaylaştırır. Bu da donmayı çabuklaştırır. Klinik ölüm sonrası insan 5 dakika içinde hayata geri getirilebilir. 5 dakika sonra beyin hücreleri ölmeye başlar, ama yine de bu süreyi 5 dakika daha uzatmak mümkündür. Macar Yanosh Voven ve karısı Sara dünyada en uzun aile hayatı sürdüren çift olmuşlar. 147 sene beraber yaşamışlar. Yanosh 172, Sara 164 sene yaşamıştır. Öldüklerinde, en küçük çocuklarının yaşı 116’ymış. İnsan, uzun süre bir böbrek ve bir akciğerle, midesiz, dalaksız yaşayabilir, ama karaciğersiz bir dakika bile yaşayamaz. • Bir kilo limonda, bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır. En büyük kuş yumurtası, deve kuşunundur. 15 - 20 santimetre uzunluğunda ve ortalama 1.7 kilogram ağırlığındadır. Kaynatılarak pişirilmesi 40 dakika sürer. • Dünyadaki tavuk sayısı insanlardan fazladır. • Salyangozların 25.000 civarında dişi vardır. • Sigara çakmağı, kibritten önce bulundu. • Hawaii alfabesinde sadece 12 harf vardır. Bunları biliyor musunuz? • Kirpiler suda yüzer. • Salatalığın yüzde 96’sı sudur. • Sivrisineklerin 47 tane dişi vardır. • Coca-Cola’nın orijinal rengi yeşildir. • Çocuklar baharda daha fazla büyüyor. • Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır. • Uranüs, çıplak gözle görülen bir gezegendir. • Timsahlar daha derine batabilmek için taş yutarlar. • İlk kule saati, 1404 yılında Moskova’da yapılmıştır. • Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat uzundur. • Bir doğumda yaşayan en çok çocuk sayısı 6’dır. • Dünyadaki ısı, 1900 yılından itibaren 0.7 derece arttı. • Bir kadının sahip olduğu en fazla çocuk sayısı 69’dur. • Uzaya ilk uçan kadın, Valentina Tereşkova’dır. (1962) BULMACA ETKİNLİĞİ 35 1 2 3 4 5 6 7 8 12 11 23 24 26 29 43 44 34 35 37 38 39 45 40 41 46 49 48 47 27 30 36 42 18 22 25 33 14 21 28 32 50 51 52 54 53 57 56 60 63 61 62 64 66 65 67 68 72 77 76 55 58 59 78 79 69 70 73 80 74 83 89 88 86 90 91 92 94 93 96 95 97 99 98 100 104 108 105 106 109 112 113 114 117 119 120 122 125 131 111 115 118 121 124 110 Selgün Bey’e ve diğer katılımcı arkaşlarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. Bundan sonraki ödüllü bulmacalarımızda görüşmek dileğiyle. 101 103 102 116 Dergimizin bir önceki sayısında hazırlanan bulmacayı doğru çözenler arasında yapılan çekilişte olarak çalışanımız Selgün Yıldız “D&R Hediye Çeki” kazanmıştır. 84 85 87 123 71 75 81 82 107 10 17 20 19 31 13 16 15 9 126 132 127 128 129 130 133 SOLDAN SAĞA 1. Bir yere çağırma 3. Edebiyatla ilgili 6.Altıncı ay 10. İngiliz birası 11. Eski dilde ayak 12. Küme 13. Güvenlik 15. Tatlı çörek 17. Otomobil yarışması 19. Anadolu Ajansı’nın kısaltması 20. Doğa 22. Rusça’da evet 23. Damar sıvısı 26. Talebe 28. Kabe ziyareti 29. Telli bir çalgı aleti 31. Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışları ile hoşa giden, beğenilen 33. Arıların balını alırken çıkarılan duman 36. Ramazan namazı 41. Kent veya kasabada dış mahalle 42. Akciğer 45. Güneş tanrısı 46. Boğa güreşi alanı 47. Plakası 61 olan bir ilimiz 50. Edep 54. Akitaş, plastikten yapılmış kamış 55. Bağışlama 56. Yiyecek listesi 57. Kırmızı 59. Parlak olmayan, donuk 61. Erkek 62. Saç, el boyası 64. Ney çalan kişi 65. Çocuk dilinde kedi 68. Hububat 71. Seyahat araçlarından birisi 72. Elektrik direnç birimi 75. Rutubet 77. Alay işareti 80. Kale duvarı 81. Aday 82. Osmiyum’un simgesi 83. Rüzgar 84. Oy 85. İdare 87. Acele posta servisi 89. Akü 91. Giysi 93. Anahtar 95. Arka karşıtı 97. Anahtar ile açılan kapı düzeneği 98. Duman lekesi 99. Çok pis kokan bir hayvan 100. İcar 101. Aydınlık, ışık 103. Atik 104. Salıverme, serbest bırakma 107. Taşıma işi 110. Gün doğmadan önceki karanlık 112. Gümüş balığı 115. Ensiz 116. Yemek yapan kimse 118. Barış 119. Antalya’da ünlü bir mağara 121. Ekmek 123. Çölde esen rüzgar 125. Çölde sulak yer 126. Sormaca 128. Atkı 131. Boynuzla vuruş 132. Sergen 133. Baş kaldıran YUKARIDAN AŞAĞI 1. Ağızın tavanı 2. Zeybek 4. (Kısaca) desigram 5. Alaka 7. Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi 8. Şarkıda tekrar bölümü 9. Rey 10. Sıcak yemek 14. Açıkça 15. Kıyı, sahil 16. Argoda; dam 18. Kaos 21. Anıt 24. Yumuşak minder 25. Tepkili uçak 27. Vilayet 30. Valide 32. Birçok organik maddeyi eritmekte kullanılan uçucu,kolayca alev alır,eter kokusunda sıvı 34. Uzun araç 35. Kül rengi 37. Ayak sesi 38. Atöyle 39. Eski dilde veteriner 40. Sin 41. Çocuk dilinde ördek 43. Tantal’ın simgesi 44. Çok olmayan 48. Ayin en ışıltılı, parlak hali 49. Ağlayan, inleyen 51. Sarımsak dilimi 52. Mürekkep balığının bir türü 53. Bağırsaklar 58. Nişan yüzüğü 60. Basur 63. Nikel’in simgesi 66. Verme, ödeme 67. Türk hava kurumu’nun kısa adı 69. Cilve 70. Demir’in simgesi 73. Lider 74. Sergilik 75. Ameliyat bıçağı 76. Tabiat 78. Oruç açma 79. Arz 83. Alkollü bir içki 84. Tanri, ilah 86. Bankaya para yatıran kişi 88. Geminin sağ tarafı 90. Takma isim 92. İstek 94. Hastalıktan kurtulma 96. Baryumun simgesi 100. Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanilan kalin biçilmiş uzun tahta 102. Genişlik 104. Ağrı dağının eski adı 105. Onay 106. Soru 108. İlgi 109. Çiçek, dal ve yapraklarla yapılan halka 111. Karışık renk 113. Karadeniz teknesi 114. Meslek 117. Ayak direme 120. Baht 122. Büyük tren istasyonu 23. Tavlada üç 124. Milattan önce 127. Temel besin maddesi 129. Binek hayvanı 130. Yayla atılan çubuk ÖDÜL 17 Kasım 2014 tarihine kadar bulmacanın cevaplarını getiren Chassis Brakes çalışanları arasında çekiliş yapılacaktır. Kazanan sürpriz hediyeye sahip olacaktır. KÜLTÜR SANAT 36 Burcu ONARANEL Özlük İşleri ve Maviyaka İşe Alım Uzmanı Universal Stüdyo’larında öğrendiğim tek şey; Amerikan filmlerinin aslında bir tiyatro sahnesi kadar bile büyük olmayan alanlarda çekildiği… Universal Studios Hollywood filmlerinin çekildiği o muhteşem yer... Film sahnelerini izlerken, insana ne kadar devasa, ne kadar inanılmaz geliyor değil mi? Universal Studios bir ABD’li film şirketidir. 8 Haziran 1912 tarihinde açılmış ve Amerika’nın birçok yerinde stüdyoları bulunmaktadır. Yılda yaklaşık 50 milyon turistin ziyaret ettiği bu stüdyolardan Los Angeles’ta bulunanı, 2 ay önce görme şansını elde ettim. Çekilen bazı filmleri mercek altına alalım. ven / Ocean’s Ele Bellagio Oteli heider), yaşlı bir köpek balığı avcısı (Robert Shaw) ve bir okyanus bilimci (Richard Dreyfuss) bu canavarı durdurma kararı alır. Steven Spielberg’in yönetimindeki bu gişe rekortmeni film, Peter Bench- KING KONG WATERWORLD Size öncelikle dünyaca ünlü Waterworld filminden kısaca bahsetmek istiyorum. Waterworld (Su Dünyası), Dünya Gezegeni’nin sular altında kalmış olduğu bir gelecekte geçer. İnsanlar hayatlarını devam ettirmek ve ölmemek için sandallar yaparak suyun üstünde durmaya çalışır. Bir kaç nadir insanın ‘Efsane’ adı verilen bir adada yaşamlarını sürdürdükleri ve bu efsane adayı ele geçirmek üzere kötü güçlerin orayı işgal etmek istemeleri ile heyecanın arttığı bir film. Peki bu film kaç metrekare alanda çekiliyor olabilir ya da aşağıdaki resimde gördüğünüz alanda çekilebilecek kadar nasıl akıllıca yönetilebilir? Jaws ley tarafından yazılan romandan uyarlan- mış. Filmi izlemiş olanlar daha net canlandıracaklardır, filmde ne kadar uçsuz bucaksız bir okyanus ve olağanüstü bir köpekbalığı gösteriliyor değil mi? İşte filmdekilerin hepsi yukarıdaki resimdeki kadar. İsterseniz biraz Los Angeles’tan uzaklaşıp Las Vegas’a, o büyülü kente geçelim. Las Vegas, ABD’nin Nevada eyaletinde bulunan Mojave Çölü üzerinde kurulu, kumar ve eğlence yerleriyle bilinen bir kent. Her yıl yaklaşık 39 milyon turist Las Vegas‘a geliyor. Online oyun sektörüyle ilgili konferanslara ev sahipliği yapan şehir, ışıltısı ve lüks otelleriyle de ünlüdür. Gelin şimdi burada çekilmiş ünlü bir filme göz atalım: Waterworld JAWS Gözü doymayan dev bir beyaz köpek balığı, Amity Adası halkına dehşet saçar. Bir polis şefi (Roy Sc- planlayan Ocean, hemen eski ortağı Rusty (Brad Pitt) ile iletişim kurar ve mükemmel bir sinema şöleni başlar. Bu filmin çekildiği resimdeki otel de olağanüstü bir atmosfere sahip. Ayrıca günün belirli saatlerinde otelin önündeki havuzda, müzikli muhteşem bir su gösterisi sergilenmekte. OCEAN’S ELEVEN Film Las Vegas’ın görkemli otellerinden biri olan Bellagio’da çekilmiştir. Hapisten yeni çıkan hırsız Danny Ocean (George Clooney), vakit kaybetmeden gelmiş geçmiş en büyük kumarhane soygunu için hazırlıklara başlar. Aynı gecede Terry Benedict (Andy Garcia)’e ait 3 kumarhaneyi soymayı Kesinlikle inanılmaz bir deneyim, bir simulasyonun içerisinde adeta filmi yaşıyorsunuz. Filmin konusu biraz uzun … 1930’ların ilk yarısında, ‘Büyük Bunalım’ içindeki ABD’de vodvil sanatçısı Ann Darrow da (Naomi Watts) diğer bütün New York’lular gibi hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Bir gün karşısına hayatının fırsatı çıkar. Bu kişi, maceraperest ruhlu film yönetmeni Carl Denham’dır (Jack Black). Üzerinde çalıştığı son filmini bir türlü tamamlayamadığı için yapımcıların sabrını taşırma noktasına gelmiştir. Carl’ın önünde tek seçenek kalmıştır. Çekmeyi tasarladığı macera/aksiyon filmi için gereken oyuncu kadrosunu toparlamak ve onları ‘S.S. Venture’ adlı Singapur bandıralı buharlı gemiye bindirip efsanevi Kafatası Adası’na doğru yola çıkmak. Tam da filmin baş kadın oyuncusunun projeden çekildiği bir anda, kader tam hayalindeki yüze sahip olan Ann’i karşısına çıkar mış tır. Yeni kadın oyuncu ve senaryo yazarının katılı m ı y la birlikte Denham’ın gemisi artık New York limanından hareket etmeye hazır hale gelmiştir. Gemiye binen film ekiKing Kong bini bundan sonrasında bilinmeyen kadere doğru, dünyanın en tehlikeli yaratıklarıyla ve dev goril King Kong’la karşılaşacakları bir yolculuk beklemektedir. KÜLTÜR SANAT Kitap / Tiyatro 37 Secret - Günlük Öğretiler The Secret, hayatınızı Evren’in doğal yasalarına uygun olarak nasıl yaşayacağınıza ilişkin açık ilkeleri içerir. Ancak her birey için önemli olan, ONU YAŞAMAKTIR. Şimdi; The Secret Günlük Öğretiler Kitabında Rhonda Byrne, sizi bir yıllık öğretilerle bir yolculuğa çıkarıyor. Bütün insanlığı yöneten yasalarla uyum içerisinde yaşamak için gereken bilgelik ve içgörüyü sizlerle paylaşıyor. Bu öğretilerin ışığında siz de hayatınızın efendisi olabileceksiniz. The Secret’ın güçlü gerçeklerine dayanan çekim yasası bilgileriniz, hayal bile edemeyeceğiniz kadar gelişecek. Daha çok sevinç, daha çok bolluk, daha çok mükemmellik… Hem de yılın her günü… Yaz İlk kitabıyla edebiyatımıza benzersiz bir giriş yapan ve yıllar yılı insan yüreğinin, özlemin, aşkın, geçmişi geleceğe bağlayan o narin bağların izini süren Kürşat Başar, 11 yıl aradan sonra kaleme aldığı yeni romanı Yaz’la okurlarıyla buluştu. Roman, yakın tarihimizin kritik bir döneminde dünyaya gelen, birbiri ardına yaşadığı kayıplara rağmen hayata tutunan bir gencin büyüme serüvenini, yüzleşmelerini ve bir yaz mevsimi yaşadığı sarsıcı aşkı, arka plana hızla yitip giden İstanbul’u yerleştirerek anlatıyor. “Bir karşılaşmayla değişen hayatın, küçük bir rastlantıyla uyanan arzuların, birdenbire gittiğiniz yolu değiştiriveren olayların ve her şartta, her yerde insana devam etme, hatta yeniden, yeniden başlama gücü veren o ele gelmez sırrın peşine takılarak...” BURSA AHMET VEFİK PAŞA TİYATROSU KASIM 2014 PROGRAMI TARİH AVP SAHNESİ ÇOCUK OYUNLARI Kanlı Nigar 15:00 16/11/14 Kanlı Nigar 20:00 17/11/14 TATİL 04/11/14 Kanlı Nigar 20:00 05/11/14 Kanlı Nigar 06/11/14 Kanlı Nigar 07/11/14 08/11/14 02/11/14 SAAT AVP SAHNESİ SAAT 01/11/14 OYUN ADI TARİH OYUN ADI OYUN ADI ÇOCUK OYUNLARI SAAT Kaçaklar 14:00 18/11/14 Kanlı Nigar 20:00 Kaçaklar 14:00 19/11/14 Kanlı Nigar 20:00 20:00 20/11/14 Kanlı Nigar 20:00 20:00 21/11/14 Kanlı Nigar 20:00 Kanlı Nigar 20:00 22/11/14 Kanlı Nigar 15:00 Kanlı Nigar 15:00 Kanlı Nigar 20:00 Kanlı Nigar 20:00 09/11/14 23/11/14 Sırça Köşk 14:00 25/11/14 Hastalık Hastası 20:00 Sırça Köşk 14:00 26/11/14 Hastalık Hastası 20:00 11/11/14 Hastalık Hastası 20:00 12/11/14 Hastalık Hastası 20:00 27/11/14 Hastalık Hastası 20:00 13/11/14 Hastalık Hastası 20:00 28/11/14 Hastalık Hastası 20:00 14/11/14 Hastalık Hastası 20:00 29/11/14 Hastalık Hastası 15:00 15/11/14 Hastalık Hastası 15:00 Hastalık Hastası 20:00 Hastalık Hastası 20:00 30/11/14 OYUN ADI SAAT Sırça Köşk 14:00 Sırça Köşk 14:00 Sırça Köşk 14:00 Sırça Köşk 14:00 Sırça Köşk 14:00 DÜNYA’DA CHASSIS BRAKES 38 Edyta Miller İç İletişim Uzmanı - Polonya CBI Polonya Wroclaw Fabrikası Yeni sayımızla birlikte CBI Dünya’da sayfasında küçük bir yenilenmeye giderek, dünya genelinde çalışan 6000 iş arkadaşımızdan birini konuk etmeye karar verdik. Edyta Miller, Chassis Brakes International Polonya fabrikasında İç İletişim Uzmanı olarak çalışıyor. Aile Günü’nden, Çalışan Memnuniyeti Anketine kadar fabrikalarında merak uyandıran herşeyi kaleme aldığı yazısı ile birliktesiniz. Yeni Yapılanma ve Yeni Bir Takım Ruhu 2014 yazında Bosch’la birlikte bulunduğumuz fabrikadan ayrılarak yeni merkezimize taşındık. CBI Polonya çalışanları olarak, yeni yapılanmada takım ruhunu yakalamanın heyecanını yaşıyoruz. Wroclaw fabrikası olarak, BMW, Volkswagen, Dacia, Renault, Fiat, Ford ve Mercedes gibi markalar için fren ve fren ürünleri üretiyoruz. CBI Polonya Olarak Fabrikamızda neler oluyor? Çalışanlara Yeni Park Yerleri 29 Ağustos 2014’te çalışanlarımızın araçlarını güven ve konforla parkedebilmeleri adına 40 yeni park yeri açmak için düğ- meye basıldı. Projenin Kasım ayında tamamlanması planlanıyor. Aile Günü’nde Hep Birlikteydik Takvimler 7 Eylül’ü gösterdiğinde çalışanlar olarak bir piknikte buluştuk. Gelenekselleşen bir etkinlik olan piknik, fabrikamızın çalışanlarına işlerinden ötürü, gösterdikleri performans ve bağlılıklarına yönelik bir teşekkür niteliğinde. Çalışan Memnuniyeti Anketi 2014 - Bu Sizin 30 Dakikanız ve Bunu Kullanın! 2 – 15 Eylül tarihlerinde çalışanlarımıza, çalışan memnuniyeti anketine katılmaları konusunda çağrıda bulunduk. Çalışan Memnuniyeti Anketi AP14, CBI Polonya kültürünün en önemli elementlerinden birisi olmakla birlikte, çalışanların birbirleriyle entegrasyonu, sürekli iyileştirme ve fabrikamızın gelecekteki güvenliği için temel yapı taşlarından biridir. chassisbrakes.com.tr