Beyaz Baston Sayı 3 - Aktif Görme Engelliler Derneği

Transkript

Beyaz Baston Sayı 3 - Aktif Görme Engelliler Derneği
BEYAZ B A S T O N
“Dünyaya Açılan Kapınız”
www.aktifgor.org.tr
beyazbaston_06@hotmail.com
beyazbastondergisi@gmail.com
BEYAZ B A S T O N
1
İÇİNDEKİLER
GÖRME ENGELLİLER NAVİGASYON CİHAZINA TEMMUZ AYINDA KAVUŞACAKLAR
4
YEŞİL KARTLI, SEVKSİZ ÜNİVERSİTE HASTANESİNE GİDEBİLECEK
6
10 BİN GÖRME ENGELLİ HAYATA BAĞLANACAK 7
BELEDİYELER ENGELSİZ OLACAK
8
ENGELLİLER MECLİSİ KURULACAK
9
ENGELLİ DEYİNCE AKLA NE GELİR?
10
ENGELLİLERİN HAYAT MÜCADELESİ
11
İŞKUR MESLEK KURSLARI ENGELLİ MAAŞINA ENGEL DEĞİL
14
SGK YARDIMLARA SINIR GETİRİYOR
15
SGK’DA ENGELLİ AYLIKLARI DÜZENLENDİ 18
‘ENGELLİ DEVLET’ RAPORU
19
ENGELLİLERİN YARARLANABİLECEĞİ YASALAR VE HAKLAR
20
SOSYAL HİZMETLER VATANDAŞIN AYAĞINA GİDECEK
25
20
10
ENGELLİLERİN
YARARLANABİLECEĞİ
YASALAR VE HAKLAR
04
07
10 BİN GÖRME ENGELLİ
HAYATA BAĞLANACAK
06
2
GÖRME ENGELLİLER
NAVİGASYON CİHAZINA
TEMMUZ AYINDA
KAVUŞACAKLAR
YEŞİL KARTLI, SEVKSİZ
ÜNİVERSİTE HASTANESİNE
GİDEBİLECEK
08
ENGELLİ DEYİNCE
AKLA NE GELİR?
BELEDİYELER
ENGELSİZ OLACAK
EDİTÖRDEN
BEYAZ B A S T O N
Künye
İmtiyaz sahibi
Beyaz Baston Dergisi Adına
“Beyaz Baston Dergisi” siz değerli okurla-
rıyla birlikte...
“Engellileri değil kafanızdaki engelleri kaldırın’’ diyerek, engelliler için yapılan, yapılamayan her projeyi her adımı takip ederek ve peşini bırakmayarak
çalışmalarını sürdüren ‘Beyaz Baston Dergisi’ sorunları, çözüm yollarını bilen bir ekiple kafasındakiengelleri kaldıran herkesle birleşiyor…
Şerafettin Hasanoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
ve Sorumlu Haber Müdürü
Türkan Işık
Editör
Yıldırım Alkaya
Yayın Türü
Aylık, yaygın, süreli yayın
Engellilerin gözünden bakarak, Engelli arkadaşları-
İrtibat
mızla ortak çalışmalar yaparak, yapılması gerekenle-
İnkılap Sk. Arı Apt. No:15/20
ri, inandıklarımızı, bildiklerimizi sizinle paylaşmak,
bunları yaparken de haklarımızı almak, farkındalığı arttırmak, eğitimden kültüre, yasal ve hukuksal,
bütün sosyal haklarımızı irdeleyeceğiz. Türkiye’nin
Kızılay-Çankaya/Ankara
Tel: 0.312 430 10 68
0.507 245 22 31
0.532 614 11 42
E-mail
her köşesine ulaşarak, siz değerli okurlarımızın da
beyazbaston_06@hotmail.com
sıkıntılarını dinleyerek ve fikirlerini alarak hep bir-
beyazbastondergisi@gmail.com
likte engelleri kaldıracağımıza inanıyoruz. Bizlere
Basım Yeri
“beyazbaston_06@hotmail.com’’ adresinden ula-
Melike Matbaacılık
şabilir, her türlü öneri ve fikirlerinizi bizimle payla-
(0.312) 341 02 24
şabilirsiniz ve www.aktifgor.org.tr adresinden de
İskitler/ANKARA
Baskı Tarihi
bizleri takip edebilirsiniz.
Tavizsiz sürdüreceğimiz bu tavrımızı yazılı basınla
30 Haziran 2011
göstermek, sizlere ulaştırmak için “Beyaz Baston
Dergisi”nin 3’üncü sayısı ile çıkıyoruz karşınıza.
Gelecek sayılarımızda buluşmayı diliyoruz...
“Yazılar kaynak gösterilerek
kullanılabilir”
Yıldırım ALKAYA
BEYAZ B A S T O N
3
GÖRME ENGELLİLER NAVİGASYON CİHAZINA
TEMMUZ AYINDA KAVUŞACAKLAR
Ulaştırma Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürü Atilla Çelik, Görme Engelliler
Navigasyon Cihazına Temmuzun İlk veya İkinci Haftasında Kavuşacaklar...
Beyaz Baston Dergisi: Navigasyon
cihazının fikri nerden edinildi, fikir
kaynağı nedir, kimdir?
Atilla Çelik: Navigasyon cihazında
ilk etapta belli kriterler gözetilecek
yani Ankara ve İstanbulu pilot bölge seçtiğimiz için Ankara’da 2000,
İstanbul’da 3000 tane cihaz dağıtacağımız için ilk aşamada % 70 ile %95
yada hiç görmeyen Vatandaşlarımıza
dağıtım yapacağız yani görme özrü
kriteri kullanacağız.
Atilla Çelik: Öncelikle Türkiye
için bu fikri uyandıran, çıkaran ana
Mimarı Sayın Binali Yıldırım’dır
Kanun da çıkması için çok çabalamıştır en büyük pay ondadır bence,
ancak tek başına değil tabiî ki, Gazi
Üniversitesinden Sayın Prof. Çetin
Elmas bu fikri ortaya atan ve çalışan
kişilerden birisidir.
Beyaz Baston Dergisi: Ankara’daki
görme özürlü bir vatandaş başka bir
şehre gittiğinde bu cihazı kullanabilecek mi?
Beyaz Baston Dergisi: Kamuoyunda
Görme Engelli vatandaşlara dağıtılacağı açıklanan Navigasyon cihazı
Engellilerin hayatına nasıl bir katkıda bulunacak?
Atilla Çelik: Bu cihaz, Görme özürlü Vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracağını umuyoruz. Bu cihaz
hem Navigasyon moduna geçen,
hem de cep telefonu moduna geçebilen, ikisini de aynı anda yapabilecek
bir sistem yani bir düğmeye bastığınızda Navigasyon moduna geçiyor,
Navigasyonla işiniz bittiği zaman
cep telefonu olarak da kullanabilecekleri bir cihaz.
Beyaz Baston Dergisi: Bu cihazın
testi, saha çalışması yapıldı mı?
Görme Engelli biri tarafından mı
yapıldı?
Atilla Çelik: Biz bu denemeyi tamamen Görme Engelli olan bir
Vatandaşımıza vererek saha çalışmasını, testini yaptık, bu cihaz
sayesinde istediği adrese gittiğini
gördük.
4
RÖPORTAJ
Beyaz Baston Dergisi: Türkiye’nin
her yerinde kullanabilecek mi?
Atilla Çelik: Tabiî ki Türkiye’nin
her yerinde kullanılabilecek fakat
cihaz ilk etapta pilot bölgeler tarafından kullanılacak, bu bölgeler
Ankara ve İstanbul dur, daha kapsamlı çalışmamızı yaptıktan sonra
yani tüm iller için yazılımlarımızı
tamamladığımızda, tüm Türkiye de
kullanılabilecek, uyduya bağlı olarak ücretsiz çalışacak.
Beyaz Baston Dergisi: Navigasyon
cihazının dağıtımında belli bir kriter gözetilecek mi, gözetilecekse bu
kriterler nedir?
Atilla Çelik: Ankara’daki vatandaşımız ilk etapta pilot bölge olarak belirlenen diğer şehre yani
İstanbul’a gittiğinde kullanabilecek
fakat Eskişehir’e gittiğinde kullanamayacak çünkü donanım itibariyle
ilk etapta pilot bölgelerin haritalarını yüklüyoruz, diğer bölgelerin
haritalarını yüklediğimizde o bölgelerde de kullanıma girecek, bu
ihale ve şartnamemizin içerisinde
Türkiye’deki diğer illerinde haritalarının cadde cadde, sokak sokak yüklenmesi var bu yüklemeler de tamamlandıktan sonra tüm Türkiye’de
kullanılabilecek.
Beyaz Baston Dergisi: Cihazların
kullanımından kaynaklı sorunların
yaşanabilmesi karşısında teknik danışmanlık yapacak bir brim oluşturulması düşünülüyor mu?
Atilla Çelik: Bu cihazı üreten firma
3 yıl garanti veriyor ve teknik danışmanlığını da bir arada yürütecek.
Cihaz verilmeden önce, bu cihazı
kullanacak vatandaşlarımıza iki
günlük bir eğitim vereceğiz, yani
firma şartnamemiz gereği bu eğitimi verecek.
Beyaz Baston Dergisi: Bu cihazın
dağıtım zamanı belli mi? Bu cihazların dağıtımı nasıl yapılacak?
Atilla Çelik: Biz ihaleyi yaptık,
eğer bir aksilik söz konusu olmazsa, sözleşme gereği Haziran ayının sonuna doğru Görme Özürlü
Vatandaşlarımız bu cihazla buluşacaklar. Sosyal Hizmetler Çocuk
Esirgeme kurumunu Özürlüler bölümü daire başkanlığı arcılığı ile dağıtımını sağlayacağız.
Beyaz Baston Dergisi: Bu dağıtım
bir başvuru sonucunda mı olacak?
Atilla Çelik: Dağıtım aşamasında
basınla bunu paylaşacağız, bizde
kaydı olan ve bizim belirlediğimiz
kriterlere uygun ve Ankara’da ikamet eden Vatandaşlarımıza dağıtımı yapacağız. Bu Kriter sözcüğümüz yanlış anlaşılmasın, biz bütün
Görme Özürlü Vatandaşlarımızın
hepsine bu Cihazı dağıtacağız fakat
bu şimdilik bir pilot projedir o yüzden belli sayıda dağıtılıp daha sonra
genele ulaşmayı hedefliyoruz.
sensör takarak hem otobüs şöförü
Beyaz Baston Dergisi: Cihazın özellikleri nelerdir? İnsanlar bu özelliklerden nasıl yararlanacaklar?
otobüsün geldiğini anlayacak, yani
Atilla Çelik: Daha önce bahsettiğim
şünüyoruz, kullanım için de alt yapı
görme engelli bir vatandaşı bilecek
hem de görme engelli bir vatandaş
günlük yaşantıyı kolaylaştıracak her
türlü teknolojiyi kullandırmayı dü-
gibi Navigasyon ve Telefon özelliği
hazır, cihaz buna müsait.
dışında, internet ve Bluetooth özel-
Beyaz Baston Dergisi: İsteyen her-
liği var, Bluetooth özelliği sayesinde
kes, yani sizin saydığınız kriterler
iki Görme Engelli arkadaşımız bir-
içinde olmayan vatandaşlarımız da
birlerini Bluetooth sayesinde bula-
bu cihazı alabilecekler mi?
bilecekler, üstelik bu Cihaz Braille
Atilla Çelik: Bu cihazı isteyen
alfabesiyle yapılmış bir Cihazdır,
herkes alamayacak çünkü patenti
Cihazın üzerinde Braille alfabesi
Bakanlığımıza aittir ve biz belirle-
vardır, tabiî ki aynı zamanda konu-
diğimiz kişilere dağıtacağız ilk etap
şan bir Cihazdır, hem de sesli olarak
da fakat piyasada Navigasyon cihaz-
kumanda etme özelliği vardır. Bu
ları var onlardan alabilirler fakat bi-
sistem hem yaya moduna göre ayar-
zimki gibi değil tabiî ki bu cihazlar.
lanmış olacak hem de araç moduna
daha fazla içerik yüklediğimizde,
Atilla Çelik: Son olarak bu cihazların
olumsuz yönleri olmayacak mı, tabiî
ki olacaktır fakat bu durumun üstesinden cihazımızı geliştirerek, zamanla
daha iyi bir dizayn yaparak olumsuz-
yerel yönetimlerle anlaştığımızda
lukları kaldıracağımıza inanıyorum.
Otobüs duraklarına ve otobüslere bir
Röportaj: Beyaz Baston
göre ayarlanmış olacak yani istediğiniz yere göre zaman ve metre hesabı olarak da bilgilendirecek ayrıca
BEYAZ B A S T O N
5
YEŞİL KARTLI, SEVKSİZ ÜNİVERSİTE
HASTANESİNE GİDEBİLECEK
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.10.0.THG.0.10.00.02/01007- 22069 17.05.2011
Konu : Üniversiteler ile Ortak
Kullanımda Bulunan Hastanelerde
Yeşil Kart Sahibi Hastaların
Sevkleri
Bakanlığımıza bağlı sağlık kurum
ve kuruluşları ile üniversitelerin ilgili birimlerinin birlikte kullanımı
ve iş birliğine ilişkin usul ve esaslar
18 Şubat 2011 tarihli ve 27850 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığına
Bağlı
Sağlık
Tesisleri
Ve
Üniversitelere Ait İlgili Birimlerin
Birlikte Kullanımı Ve İşbirliği Usul
Ve Esasları Hakkında Yönetmelik”
kapsamında belirlenmiştir.
Yönetmelik
çerçevesinde
Bakanlığımıza ait bazı hastaneler ile
üniversite hastaneleri arasında Ortak
Kullanım usul ve esaslarını belirleyen protokoller imza altına alınarak
uygulamaya konulmuştur. Bahse
konu Yönetmelik ve bu Yönetmeliğe
istinaden düzenlenen bu protokoller
uyarınca Bakanlığımıza ait olan bazı
hastaneler ülke kaynaklarının daha
etkin kullanılmasının sağlanması
6
amacıyla bina, nitelikli sağlık insan
gücü, tıbbi teknoloji ve finans kaynakları bakımından üniversiteler ile
birlikte kullanılmakta ve işletilmektedir. Ortak kullanımda bulunan hastaneler tarafından sunulmakta olan
sağlık hizmetleri Sağlık Uygulama
Tebliği (SUT) kapsamında U1 statüsünde faturalandırılmakla birlikte
bu hastaneler aynı zamanda eğitim
ve araştırma fonksiyonu olan Sağlık
Bakanlığına ait üçüncü basamak
sağlık tesisleridir.
Ancak Bakanlığımıza intikal eden
başvurulardan; ortak kullanım protokolleri kapsamında iletilen söz konusu hastanelere sağlık hizmeti almak üzere müracaat eden yeşil kart
hamili hastalardan; “Ödeme Gücü
Olmayan Vatandaşların Tedavi
Giderlerinin Devlet Tarafından
Karşılanması Ve Yeşil Kart
Uygulaması Hakkında Yönetmelik”
in 15.maddesinin (c) fıkrasında yer
alan “Sağlık Bakanlığı ve Sosyal
Sigortalar Kurumuna ait 3.basamak
tesislerine birinci ve ikinci basamak sağlık tesislerinden sevkle veya
doğrudan başvurabilirler.” hükmü
gerekçe gösterilerek sevk istendiği
tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, Bakanlığımıza bağlı sağlık kurum ve kuruluşları ile
üniversitelerin ilgili birimlerinin birlikte kullanımı ve iş birliğine ilişkin
usul ve esaslar 18 Şubat 2011 tarihli
ve 27850 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sağlık Bakanlığına Bağlı
Sağlık Tesisleri Ve Üniversitelere
Ait İlgili Birimlerin Birlikte
Kullanımı Ve İşbirliği Usul Ve
Esasları Hakkında Yönetmeliğin
5.maddesinin (b) fıkrasında yer alan
hükümle birlikte kullanım ile işletilen sağlık tesisleri, hizmet ve personel kadroları bakımından Bakanlık
için eğitim ve araştırma hastanesi,
üniversite için ise sağlık uygulama
ve araştırma merkezi olarak kabul
edilmektedir.
Buna göre üniversiteler ile ortak
kullanımda bulunan hastanelerimize doğrudan müracaat eden Yeşil
Kart sahibi hastalardan Bakanlığa
ait birinci veya ikinci basamak sağlık tesislerinden her hangi bir sevk
istenilmemesi ve bu hastanelere
doğrudan başvuru yapan yeşil kartlı
hastaların muayene, teşhis ve tedavilerinin herhangi bir aksaklığa ve
hasta mağduriyetine meydan verilmeksizin sağlanması hususunun
ilgili sağlık kurumlarına imza karşılığı tebliğini ve konunun titizlikle
takibini önemle arz ve rica ederim.
Engellilersitesi.com
10 BİN GÖRME ENGELLİ
HAYATA BAĞLANACAK
Lise ve üniversite çağındaki görme
engelliler ile mezun olduğu halde
iş bulamamış 10 bin görme engelliye ekran okuyan özel yazılıma sahip bilgisayarlar verilecek. Görme
engelliler için konuşan bilgisayar
yazılımı ve donanımı sağlayan
‘Hayata Bağlanıyorum Projesi’ ile
ilk etapta 10 bin görme engelliye
internet bağlantısı ve ekran okuyan özel yazılıma sahip bilgisayar
hediye edilecek. Toplam 5 milyon TL’lik projenin bütçesi Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Genel
Müdürlüğü tarafından karşılanacak.
Proje, Başbakanlık Özürlüler İdaresi
Başkanlığı tarafından yürütülecek.
Projeden yararlanmak isteyenler
için, yüzde 70 görme özürlü olma
şartı aranıyor. Ayrıca, başvuranların en az ilköğretim mezunu ya da
8. sınıfta okuyor olması gerekiyor.
Projeden faydalanacaklarda 50 yaşını da geçmemiş olma şartı aranıyor.
Bu şartları taşıyan görme engelliler,
illerindeki Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma vakfı’na başvurmaları halinde projeden faydalanabilecek. Projenin ikinci etapta, işitme
ve ortopedik engelliler için de bu
özür durumuna göre revize edilerek
uygulanması öngörülüyor. Edinilen
bilgiye göre Türkiye genelinde tüm
il ve ilçelerde uygulanacak proje
kapsamında İzmir’de 14 kişiye bilgisayarları teslim edildi. Haber Vaktim
Gazetesi 08.06.2011
BEYAZ B A S T O N
7
BELEDİYELER ENGELSİZ OLACAK
8
Belediyeler engelliler ile ilgili ge-
şehir içinde kendilerince sunulan ya
bulunmadıklarını, gerekli düzenle-
rekli düzenlemeleri 1 Temmuz 2012
da denetimlerinde olan toplu taşıma
melerin süresi dolduğunda düzenle-
tarihine kadar tamamlamak zorun-
hizmetlerinin özürlülerin erişile-
me yapmayan kurumları saptayarak,
da. Kamu kurum ve kuruluşlarına
bilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alması, mevcut özel
dava açacaklarını söyleyen Boztaş,
ait resmi yapılar, tüm yol, kaldırım,
yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor
ve kamu toplu taşıma araçlarının 7
alanları ve benzeri sosyal ve kültürel
yıl içinde özürlüler için erişilebilir
altyapı alanları ile toplu taşıma araç-
duruma
larında engellilerin rahat kullanımı
Kanunun yayımlandığı tarihten bu
için gerekli düzenlemeleri yapması
yana tam 6 yıl geçti. Ancak beledi-
konusunda, belediyelere tanınan 7
yeler hazırlıklarını hâlâ tamamla-
yıllık sürenin 6 yılı geride kaldı. 1
yamadı. Tüm Engelliler ve Aileleri
Temmuz 2005 tarihinde yayımlanan
Yardımlaşma
Özürlüler Kanunu’na göre, umuma
Genel Başkanı İlimdar Boztaş, geri
açık hizmet veren her türlü yapının
sayıma başladıklarını ve 1 Temmuz
istiyoruz. Tazminat ödeme pahasına
7 yıl içerisinde engellilerin erişebi-
2012’nin 8. 5 milyon engelli ve
bu yasayı icra etmeyen kurumların
lirliğine uygun duruma getirilmesi
Türkiye için bir dönüm noktası ola-
hepsini tespit edip kınayarak kamu-
gerekiyor. Yine aynı şekilde büyük-
cağını söyledi. Şu ana dek kurum-
oyuna duyuracağız.” İlke Gazetesi
şehir belediyeleri ve belediyelerin de
ların kayda değer bir girişimde
Ankara..17.06.2011
getirilmesi
gerekiyordu.
Derneği
(TEDAY)
bu kurumlara siyah çelenk de götüreceklerini söyledi. Düzenlemeyi
yapan kurumları kamuoyuna ‘baş
tacı’ olarak ilan edeceklerini söyleyen TEDAY Başkanı İlimdar Boztaş
şöyle devam etti: “Biz kurumlardan
para istemiyoruz, sadece, rahat bir
yaşam sürebilmemiz için kanunda
ne geçiyorsa yerine getirilmesini
ENGELLİLER MECLİSİ
KURULACAK
Engelliler Meclisi’nin kurulmasına
yönelik çalışmaların başlamasının da
görüşüldüğü Belediye Meclisi’nde,
Havaalanı Yolu’ndaki kötü kokunun
en aza indirilmesi için bölgeye çeşitli ağaç ve bitkilerin dikilmesi de
kararlaştırıldı.
Engelliler Meclisi Geliyor
Ankara Kent Konseyi Engelliler
Meclisi projesine ilişkin olarak görüşülen raporda ise, Kent Konseyi
Engelliler
çalışma
grubunca
Engelliler Meclisi Yönetmelik taslağı hazırlandığı ve düzenlenen
toplantılardaki katılımcıların görüş ve önerilerinin beklendiği belirtildi. Raporda ayrıca, taslağın
Büyükşehir Belediye Meclisi’ne
gönderilmesinin ardından da gerekli çalışma gruplarının oluşturulması karara bağlandı. Ankara Kent
Konseyi’nin sosyal sorumluluk
çerçevesinde hazırladığı bir diğer
projesi olan, Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu (SÇHEK)
koruması altında iken 18 yaşını doldurup kurumdan ayrılan çocuklar
için bağımsız bir “Uyum ve meslek
Edindirme Merkezi” açmak çalışmasının da görüşüldüğü toplantıda,
bunun yerine, Çıraklık ve Yaygın
Eğitim Kurumu Genel Müdürlüğü
ile yapılacak işbirliği çerçevesinde,
bu çocukların, Belediye’nin çeşitli
daire başkanlığı ve birimlerinde çalıştırılarak meslek edindirilmelerinin daha uygun olacağı oy birliğiyle
kararlaştırıldı.
(nane, kekik, karanfil, lavanta, hanımeli, fesleğen, leylak, nergis, ıhlamur, iğde ve benzeri) dikerek, süslemek ile hoş kokuların yayılmasının
sağlanacaktır” denildi. Rapor, meclis üyelerinin oy birliğiyle ile kabul
edildi. İlke Gazetesi 17.06.2011
Havaalanı Yolu’nda Güzel
Kokular Yükselecek
Belediye Meclisi üyelerince oy birliğiyle alınan diğer bir önemli karar da
Havaalanı yolu güzergahına ilişkin
oldu. Havaalanı güzergahını, yurtiçi
ve yurtdışından milyonlarca insanın
kullandığı belirtilen ilgili komisyon
raporunda, rüzgarlı havalarda, ziyaretçilerin gübre kokusundan rahatsız
olduğu ifade edilerek, “Bu kokunun
azaltılması için Havaalanı ve geçiş
güzergahlarına yakın ilçeler olan
Çubuk, Akyurt ve Pursaklar’ın yeşil
alanları, parkları, yol güzergahları,
orta refüjlerine ağaç ve bitki türleri
BEYAZ B A S T O N
9
ENGELLİ
DEYİNCE AKLA NE
GELİR?
Engelli deyince akla… Kör,
Topal, Sağır ve dilsiz, Kötürüm!
Değerli okurlarım bizim küçüklüğümüzde veya büyüklerimizin
zamanında: Çakırın oğlu kötürüm
olmuş, Kel hasanını torunu Kör doğmuş şeklinde anılırdı ve kimse bu
ifadelerden alınmayıp komşuluğun
verdiği o sıcak ilişkiler çerçevesinde
herkes bir birine yardımcı olurlardı.
Arkadaşlar yakın bir geçmişimize
kadar doğa bu kadar değiştirilmemişti ve engelli vatandaşlarımız o
zamanın ilkel yöntemleriyle ulaşım
ve erişimleri bu günkü kadar sıkıntılı değildi.
Bir çok defa vurgulamaya çalıştım sorunlarımız en askariye inmediği sürece daha çok defalar kafa
yracağız anlaşılan. Hemen anlamışsınızdır sanırım anlamamışsanız
eğer bu sorum öncelikle yasaları
10
RÖPORTAJ
çıkartan hükümete ve dolayısıyla
uygulayıcı olan Bakanlıklar ve Yerel
yönetimlerdir.
Değerli okurlarım 5378 sayılı
özürlüler kanunundan bahsediyorum, Bahsediyorum çünkü o kanunu
bizim kanununumuz diye önümüze
koydular: O kanunda istihdam var
ve Kamuda 35000’den fazla englli
açığı var, Bu açığı kapatmamakta
ısrarlı olan hükumet, Vücut fongsiyonlarındaki kayıp oranlarını belirleyen rapor tamamen bir keşmekeş
olarak karşımıza çıkmaktadır ve
hala! Ağır engellimiyiz yada bir
başkasının yardımına muhtaçmıyız
yani refakatçı ihtiyacımız varmı gibi
ibarelerinin bulunup bulunmadığı
sorunlarıyla hangi engel gurubuna
girdiğimizi anlayamıyoruz, Evde
bakım aylığı içinde hala sorunların
çözüme ulaşmadığı görülmektedir
yanibu hakkı kimle alır konusunda
yeterli açıklamaların yapılmadığı
için önemli derecede istismarlar ve
hak kayıpları bulunmaktadır, Daha
yeni olan ulaşım mevzuatındaki
değişiklikle gündelik ihtiyaçlarını
karşılayaman engellilere ve refakatçilerine Devlet Demir yollarındaki
ulaşım hizmetleri ücretsiz hale getirilmişti ve ortalama 5 Ay gibi bir
süreyle yüzde 90 üzeri bütün engelliler bu tarifeden faydalandılar,
ancak anlaşılan ulaştırma bakanlığı
hesabının yanlış yapmış olacakki!
Görme engelliler bu hizmetten muhaf tutuldular anlıyacağımız görme
engelliler bir başkasının yardımı
olmadan hiç tanımadığı bir yere
gittiğinde nasıl bir zorluklarla karşı
karşıya kalabileceklerini hiç hesaba katmıyorlar, www.aktifgor.org.
tr adresinde haberini yaptığımız:
Hayata bağlanıyoruz projesiyle 10
bin görme engelliye tam donanımlı
bilgisayar kampanyası içinde sadece
Zaman gazetesinin haberine göre
duyurusu yapıldığı anlaşılmaktadır. Tanıtımı ve duyurusu tam olarak yapılmayan bu kampanyada bir
çok (Sosyal yardımlaşma ve dayanışma Vakıf) Çalışanları habersiz
yada hangi evrakların istendiğini
bilmedikleri gibi bu kampanyada
süre verilmediği için müracatların
bittiğini söyleyen bile var, Yazımın
başında vurgulamaya çalıştığım gibi
Başta Görme engelliler olmak üzere
Fiziksel engellilerin en büyük sorunlarından biri olan Fiziksel çevrenjin
ve ulaşım araçlarının engellilere
uygun olmamasından dolayı sokağa
çıkamıyorlar. Özellikle Şehirlerde
engellilerin erişebilirliği ulaşım
araçlarının çok merdivenli oluşu,
Alt ve üst geçitlerle birlikte hemzemin geçitlerinin bizim ulaşımımızda
sınır oluşturması, Sokak ve Cadde
kaldırımlarının standartlara uygun
yapılmaması, 5378 sayılı Özürlüler
kanununu neden çıkarttılar acaba
diye sormak geliyor aklıma.
ENGELLİLERİN HAYAT
MÜCADELESİ
Özürlülerin hayat mücadelesi diğer
sosyal gruplara nazaran her asırda
güç olmuştur. Bazı dönemlerde ve
bilhassa bazı katı ve ırkçı ideolojilerin pençesialtında idare edilen ülkelerde özellikle zihinsel özürlülere
yaşama hakkı bile çok görülmüştür. Tarihte bunun ilk örneklerini
Ortaçağın karanlıklarına gömülen
skolastik ve geri kalmış batı toplumlarının uygulamalarında görmek
mümkündür. Özürlülerin Yaşama
Hakkı bugün tabu olmaktan çıkmış,
değişik felsefik ve tıbbi gerekçelerle
tartışma konusu haline getirilmektedir. İktisadi alanda yaşayan ve
gittikçe kronikleşen ekonomik durgunluk sosyal hayata olumsuz tesir
yaptığı gibi sosyal hizmetlerde artan kamusal harcamaları frenlemek
gayesiyle toplum içinde en mağdur
durumda olan özürlülerin üzerinde
de akıl almaz oyunlar tertiplenmektedir. 21. asrın eşiğine gelmiş batı
toplumları sosyal maliyetleri
makul bir derecede tutabilmek için
özürlülerin hayat hakkını kısıtlamak
için fikri ön hazırlık yaptığını bu
makalede göreceğiz.
1. Tarihte Özürlülere Yaşama Hakkı
Bütün problemlerin kendine ait bir
tarihi olduğu gibi özürlülerin ve onların yaşama hakkı ile ilgili tarihi
geçmişi de vardır. Batı toplumlarının tarihinde, özürlülerin çoğu zaman ezildiklerini, hakir görüldüklerine ve zulme uğradıklarına şahit
olmaktayız. Bunun sebebi de, çoğu
kez, toplumların insan sevgisinden uzak sapık düşünce yapısından
kaynaklanmaktadır. Haddizatında,
bu cehalet ortamını hazırlayanlar da
bizzat devleti elinde tutan Ortaçağın
Hıristiyan ruhban kesimiydi.
Ortaçağın batı insanı Hıristiyan din
adamlarının telkinatlarının etkisi
altında kalarak, kendisini çevreleyen tabiatın insanüstü ve bedensiz
güçlerle (cin, şeytan) olduğuna ve
gözle görülmeyen bu varlıkların
insanları istila edip onları tedavisi
mümkün olmayan hastalıklara sürükleyebileceklerine inanmaktaydılar.(Dreschner;s. 398)
Dolayısıyla, bu çağlarda hekimlerce
maliyeti bilinmeyen akıl ve ruh hastalıkları cinlere atfedilirdi (Sebold;
s. 15).Bununla da kalınmayıp, özürlü doğanveya daha sonra bu gibi
hastalıklara yakalanıp özürlü duruma gelen insanlar da, majik (sihirli)
ve doğaüstü güçlerin etkisi altında
oldukları varsayımı ile, “cadı” muamelesi görüyorlardı. Bunun sonucu olarak, bunların topluma çeşitli
tehlikeler ve zararlar verebilecek bir
konuma gelmeleri sebebiyle başta
kilise olmak üzere devrin siyasi rejimleri tarafından takip altına
alınmaktaydılar.
Engizisyon mahkemelerinin kurulmasıyla, “cadıların yargılanmasına
müsaade edilmiş ve özürlülerin bir
çoğuna en ağır cezalar verilmiştir.
(König; s. 43)
Bilhassa, fiziki yönden yıpranmış
ve çirkin görünen, bedenen deforme
olmuş veya deliliğin alametlerini
üzerinde taşıdığı gerekçesiyle “cadı”
diye vasıflandırılan insanlar Kilise
ve Pazar meydanlarında diri diri
yakılarak öldürülmüştür. Bu açıdan
bakıldığında, Rönesans devrinden
başlayarak aydınlama ve hatta sanayileşme dönemlerinin başlarına
kadar milyonlarca masum insanın
“cadılık”tan dolayı yargılanıp öldürüldüklerini söyleyebiliriz. (Sebold;
s. 46-48)
Avrupa’da cadılık davalarından yargılanan insanların yalnız özürlülerden müteşekkil olduğunu iddia edemeyiz. Ancak, resmi kayıtlara göre
Avrupa’da Ortaçağdan
başlayarak 18. asrın sonlarına kadar tahmini olarak 9 milyon insan
Cadılıktan ötürü ölüme çarptırıldığını belirtebiliriz. (Sebold, ss. 4948)
Bunların kaçının özürlü olduğunu
hesap etmek bir noktada önem arz
etmez kanaatindeyiz, çünkü mahkemece haksız yere ölüme mahkum
edilenlerin hepsi neticede insandı.
Ancak, geçmişte “cadı”gözüyle bakılan insanları bugünün tıbbilimi
ışığı altında incelediğimizde. bunların bir çoğunun zihnen, aklen veya
ruhen özürlü ve dolayısıyla yardıma
ve bakıma muhtaç insanlardan ibaret olduğunu burada ifade edebiliriz.
Bunun böyle olduğunu, tarihte en
son “cadı” yakma hadisesinden de
rahatlıkla anlayabiliriz.1793 yılında Almanya’nın Prusya Eyaletinde
vuku bulan bir hadiseye göre, iki
yaşlı kadın, gözlerinde belirlenen
kızarıklığın komşularının hayvanlarını hasta ettiği iddiası ile yakılmışlardır. (Döbler; s. 296)
BEYAZ B A S T O N
11
Cadı mahkemeleri 18. asrın sonlarında dönemin hükümdarları
tarafından kaldırılırken, Bavyera
Kraliyetine bağlı cadı mahkemeleri
1806 yılına kadar resmen faaliyet
göstermiştir. (Döbler; s. 291)
Özürlülerin diri diri yakılmaları
sadece karanlık Ortaçağın bir hususiyeti değildi. Aynı gelenek bu
sefer başka gerekçelerle ve daha
farklı metotlarla Alman Nasyonal
Sosyalizmin faşist uygulamalarında
görülmüştür.
Hitler
Almanya’sında
sadece
Yahudiler ölüm kamplarında topluca zehirlendikten sonra yakılmışlardır. Aynı zamanda, Almanya ırkına mensup olduğu halde sağlıklı
ve güçlü bir bedene sahip olmayan
özürlüler de bu dikte rejiminin kurbanı olmuşlardır.Hitler’in sağlıklı
nesil oluşturma hayaline ters düşen
(Hitler; s.462) özürlü insanlar temerküz kamplarında hekimler tarafından kobay olarak kullanıldıktan
sonra bu sefer tek tek açık meydanlarda değil topluca fırınlarda yakılmışlardır (Textor; s. 179).
2. Özürlülerin Yaşama Hakkının
Bugünkü Boyutu Şunu itiraf etmek
gerekir ki, sosyal devlet yapısına
kavuşan batı ülkeleri bugün adeta
geçmişin günahını çıkartmak istercesine özürlülere gerek ekonomi,
gerek sosyal, gerekse meslek hayatında önemli imkanlar tanımaktadır. Buna rağmen, kötü ekonomik
gidişatın devam etmesi ile bilhassa ağır derecede özürlü ve genelde
bakıma muhtaç insanları rahatsız
eden üzücü gelişmeler de yaşanmaktadır. Bunlardan en önemlisi,
şüphesiz ki ferdin temel haklarından
sayılan yaşama hakkının üzerindeki tartışmalardır. Özürlü insanların
yaşama hakkını çok gören görüşler
12
HABER
de, yazık ki kendilerini Bio-Etikçi
(Biyoloji- Etikçisi) olarak takdim
eden “bilim adamları” tarafından
öne atılmaktadır. Bu görüşlerin öncülüğünü Avustralya’lı tıp etikçisi
Peter Singer yapmaktadır. Singer,
ahlak ve toplum değerleri bakımından çok endişe verici bir yaklaşımla,
insan ve şahıs kavramlarını birbirinden ayırmaktadır.
Ona göre, ağır derecede özürlü insanlar genelde şahsiyetten ve haysiyetten uzak bir hayat yaşamaktadır,
dolaysıyla yaşama hakkından da
mahrum edilmelidir.Bir yazısında
şöyle demektedir tıp etikçisi:”Sakat
olarak dünyaya gelen bebeklerin
ötenazisi (öldürülmesi) burada yeterince müzakere edilmeyecek kadar girifttir. Ancak, meselenin özü
tabii ki bellidir: Özürlü bir bebeğin
öldürülmesi moral açısından şahsın öldürülmesi ile kıyaslanamaz.
Haddizatında, bu öldürme işlemi
01.07 .1995’den beri yürürlükte olan
“Irk Temizliği ve Koruyucu Sağlık
Kanunu” özürlü doğabilecek bebeklerin kürtaj yoluyla alınmasını
mecburi kılarken bilhassa zihinsel
özürlülerin evlenmelerini de yasaklamaktadır (Textor; s. 178).
Almanya’da ise, bir özürlünün ölümüne. isteği doğrultusunda dahi
olsa, fiili yardımda bulunmak suç
sayılırken, kişinin isteğine dayanan
ölümüne dolaylı olarak yani pasif
yardımda bulunmak (mesela zehir
temin etmek gibi) suç teşkil etmekten çıkmıştır. Buna göre, özürlü,
başkasının fiili yardımına ihtiyaç
duymadan misal verdiğimiz üzere
zehiri kendi arzusuyla içerek ölümüne bizzat kendisi sebebiyet verdiği için öldürücü maddeyi sağlayan
hekim veya bakıcı bu yardımlarından ötürü mesul tutulmayacaktır
(Reinisch; s. 48).
2.1. Avrupa Birliği’ndeki Gelişmeler
çoğu kez bir haksızlık bile teşkil etmez” (Singer; s. 188). Bu görüşlerin
perde arkasında aslında maddeci
ve faydacı bir dünyanın işaretlerini görmek mümkündür. Nitekim,
Singer bunu açıkça beyan etmektedir: “Eğer, sakat bir çocuğun öldürülmesi sağlıklı olarak doğacak başka bir çocuğun mutluluğuna daha
çok katkı sağlıyorsa, mutluluğun
toplam değeri sakat çocuğun öldürülmesinden ötürü daha da artacaktır” (Singer; s. 183).
Ceza muafiyetinin ötenaziye teşvik
ve ikna için de geçerli olması için
Avrupa çapında “insancıl ölüm”
maskesi altında çalışmalar yapılmaktadır. Bununla ilgili olarak,
Avrupa Cemaatler Komisyonu 1988
yılında “Koruyucu Tıp” adı altında
bir proje geliştirmiştir. Koruyucu
Tıbbın gayesinin, insanları, genetik
yapının özelliklerinden kaynaklanan ve değişik hastalıklara sebebiyet verebilecek risklerden korumak
olduğu ifade edilmektedir.
Bütün hizmetlerin, öncelikli olarak
Dolayısıyla, genetik yapıdan ötürü
sağlıklı nesillere götürülmesi gerek-
yeni nesne değişik musibetlerin sira-
tiğini savunan bu görüşler ne yazık
yet etmemesi için her türlü tıbbi ted-
ki bireyselleşen toplumlarda da revaç
birin alınması da mubah sayılmak-
görmektedir.Hatta o kadar ki, sosyal
tadır (Komission der Europaischen
değişime ayak uyduran devletlerde
Gemeinschaften, 1988). Böyle bir
bu istikamette politik karar almak-
projeye irsî istidadın korunmasına
tadır. Bunlardan bir tanesi Çin’dir.
yönelik tıbbî müdahaleler programı
şeklinde bakmak mümkün gibi görünse de “temiz ve sağlıklı”;bir toplumun oluşması hedeflendiğinden,
projenin asıl hedefinin sosyal maliyetleri gittikçe artan ve özürlülerin
de içinde yer aldığı aciz insanların
sayısını toplum içinde azaltmak olduğu da gözden kaçmamaktadır.
(Bleidick 1990, s. 516).
ve yakınları tasvip etmeseler dahi,
tabii ayıklanma yoluyla güçlüler
öngörmektedir.
hayatta kalır, zayıflar, acizler ve
Bu gibi teşebbüsler yoğun protes-
sisteme ayak uyduramayanlar yok
tolar neticesinde, şimdilik kısmen
olup giderler. Bio-Etik ise, toplumun
de olsa. akamete uğradığını görü-
sağlıklı insanlardan oluşması için,
yoruz. Avrupa Konseyi, Bio-Etik
gerektiğinde bu şartlara haiz ola-
tasarısını kabul etmezken Avrupa
mayanların modern tıp teknolojisi
Parlamentosu’na sunulan “A tipik
sayesinde “insancıl” yöntemlerle öl-
Özürlülerin sayısını azaltmak teşebbüsü sadece düşünce boyutuyla
kalmamaktadır.
Avrupa
Parlamentosu’na 1988 yılında “Atipik
Çocukların Sayısının Azaltılması”
adı altında bir kanun tasarısı sunulmuştur. Bu tasarının 1 .maddesinde
şu ifadeler yer almaktadır: “Tedavi
edilemeyen bir özürlülükten dolayı
ömür boyu şahsiyetli bir hayat sürdürememesi önceden belirlenen ve
3 gününü doldurmamış bir çocuğun
hayatının idamesi için gerekli olan
bakımını reddeden bir hakim ne suç
işlemiş ne de kanuna aykırı bir harekette bulunmuş olur” (Bleidick,
1994, s. 421).
Çocukların Sayısının Azaltılması”
dürülmesini savunmaktadır. Bizim
ile ilgili kanun tasarısı da bazı deği-
kültürümüz ve toplum değerlerimiz
şikliklere tabi tutulmuştur.
açısından bu meseleye baktığımız-
Bir başka ifadeyle, bu tasarı ile özürlü olarak doğan çocukların yaşama
hakkı daha doğar doğmaz elinden
alınmak
istenmektedir.
Avrupa
Konseyi’nin 1994 tarihli Bio-Etik
tasarısını da bu arada zikretmekte
fayda vardır.
Bu tasarı ya göre, tüpte meydana getiren embriyonun üzerinde, 14. gününü aşmadığı müddetçe deneylerin
yapılabilmesine müsaade edilmektedir. Ayrıca, özürlü ve aciz insanların da tıbbi araştırmalar kapsamına alınmaları ön görülmektedir.
Sonuç Temel ahlâkî ve insanî de-
da, insan hayatının her fert için çok
ğerlerin maddeleşen düşüncelerin
önemli bir yer teşkil ettiğini görü-
karşısında gittikçe erozyona uğra-
rüz. Yaratılmış olması hesabiyle.
ması neticesinde toplumun en zayıf
insan, hangi felaket veya hastalık
kesimleri bundan en fazla zarar gör-
ile karşı karşıya gelmiş olursa olsun
mektedir. Hele hele, post endüstriyel
ölümü asla hak edemez. Bir özürlü-
(sanayi sonrası) ve modern toplum-
nün hayattaki mücadelesi kendisi ve
ların vazgeçilmez bir ikilisi haline
yakınları için zor bile olsa, varlığı,
getirilen yüksek performans bek-
topluma ve devlete sosyal yükler bile
lentisinin karşısında özürlüler adeta
getirse kimse, kendisinin isteği bile
“Lüzumsuz” ve “fayda getirmeyen”
olsa, hayatına son veremez. Buna,
varlıklar olarak görülmeye başlan-
başta dinimiz cevaz vermemektedir
mıştır. Özürlülerin yaşama hakkı-
(M.Nuri Yılmaz; Aksiyon; s. 24).
nın tartışılabilir olması Batı toplum-
Maddeci dünya görüşüne sahip tıp
ları için yeni bir fenomen değildir.
etikçileri “insancıl ölüm” gibi ku-
Ortaçağda cehaletin ve batı inanç-
lağa hoş gelen ifadeler kullanarak
larının gölgesi altında aciz insanlar
yaşatma kültürü yerine “öldüren
diri diri yakılıyordu. Yüz yıl evvel
aynı teşebbüsler Sosyal Darvinizim
maskesi altında yeniden hayatiyet
bulurken bugün bu niyetler daha
masum görünen Bio-Etik tartışmalar çerçevesinde açıklanmaktadır.
Bilindiği gibi, Sosyal Darvinizm
tabiatta olduğu gibi toplumlarda da
Tasarı, tıp dalındaki bilimsel araş-
kıyasıya bir varolma mücadelesinin
tırma zaruretinin önemini vurgu-
yapıldığını ileri sürer. Bu itibarla,
layarak, özürlülerin üzerinde tıbbi
sosyal mücadele bir tekamül şek-
deneylerin yapılmasını, muhatapları
linde cereyan ederken bu vetirede
kültürü” benimsemelerini sağlıklı
bir gidişat olarak görmek mümkün
değildir. Çünkü. öldürme hakkını
istemek tıbbın “hayat verici” istikametinden vazgeçmek anlamına da
gelmektedir.Özürlülerin değil hayatına son vermek onların toplumla iç
içe olmalarını ve huzur içinde yaşamalarını temin etmek hepimizin görevi olmalıdır.
Kaynak Kişi: Ali Seyyar
BEYAZ B A S T O N
13
İŞKUR MESLEK KURSLARI
ENGELLİ MAAŞINA ENGEL DEĞİL
İdaresi
doğan haklarını kaybetmelerinin
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Bakanlığı
önüne geçilmiştir. Ayrıca 6111 sayılı
Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve
ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Kanun ile yersiz ödenen aylıkların
Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Bakanlığı’nın ortak çalışmalarıyla,
yüzde 50 fazlasıyla geri alınması
Değişiklik
08.06.2011 tarihli Resmî Gazete’de
uygulaması da yeniden düzenle-
yayımlanan “65 Yaşını Doldurmuş
nerek, geri ödeme uygulamasın-
Muhtaç,
da bu tutarların Tüketici Fiyatları
Başbakanlık
Başkanlığı,
Türk
14
Özürlüler
Maliye
Güçsüz
ve
Vatandaşları
İle
Kimsesiz
Özürlü
Endeksi
(TÜFE)
aylık
değişim
Yapılması
Hakkında
Kanun”un 24. maddesi ile yapılan
düzenleme çerçevesinde Türkiye İş
Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimlerine katılan kursiyerler
ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına
oranları hesaplanarak geri ödenme-
Aylık
Hakkında
si kararlaştırılmıştır. “5510 sayılı
Yönetmelik”te bazı değişiklikler
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
yapılmıştır. Değişiklikle birlikte,
Sigortası Kanunu”n 5. Maddesi’nde
Türkiye İş Kurumu’nca düzenlenen
kamuoyunda Torba Yasa olarak bi-
meslek kurslarına katılan özürlü
linen “6111 sayılı Bazı Alacakların
haklarını kaybetmemeleri sağlan-
kişilerin 2022 Sayılı Kanun’dan
Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal
mıştır. Olay Gazetesi 17.06.2011
Bağlanması
Genel Sağlık Sigortası kapsamına
alınmış olup, Yönetmelik’te yapılan
son değişiklik neticesinde; geçici nitelikte olan bu kurslara katılan özürlülerin 2022 sayılı Kanun’dan doğan
YARDIMLARA SINIR
GETİRİYOR!
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)
yardımlara sınır getiriliyor, Bir hanenin SGK yardımı asgari ücreti
geçmeyecek...
Reformu kapsamında sosyal yardımların tek çatı altında daha etkin
bir şekilde yürütülmesi olduğunu
vurguladı.
Bir hanenin SGK yardımı asgari ücreti geçmeyecek
Gökalp, primsiz ödemelerle ilgili 2003-2005-2007’de birer taslak
hazırlandığını anımsatarak, bu taslakların bazısında sadece sosyal
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK),
sosyal yardımlar konusunda tavan
getiren, yardıma erişim olanaklarını
yeniden düzenleyen, haksız yardım
almayı engellemeyi amaçlayan, bazı
sosyal yaptırımlar öngören bir çalışma yapıyor.
yardımlarla ilgili düzenlemelerin
kapsama alındığını, bazısında ise
sosyal hizmetlerle ilgili düzenlemelerin de kapsama dahil edildiğini
anımsattı.
Çalışmalarında geçmiş taslakları
incelediklerini, Türkiye’deki mevcut sosyal yardımların analizini
SGK Primsiz Ödemeler Genel
Müdürü Yadigar Gökalp, Sosyal
Güvenlik dergisinin son sayısında
Sosyal Güvenlik Reformu’nun temel ayaklarından biri olan Primsiz
Ödemeler Kanunu’na yönelik hazırlık çalışmalarında gelinen noktaya
ilişkin bilgiler verdi.
Konuyla ilgili yasal düzenleme çalışmaları çerçevesinde, zaman içerisinde isim değişiklikleri olmakla
birlikte, 2003 yılından beri bir takım
taslaklar hazırlandığını, bunların ilgili kurumların görüşlerine sunulduğunu ifade eden Gökalp, buradaki temel amacın Sosyal Güvenlik
BEYAZ B A S T O N
15
yaptıklarını, hangi kurumların sosyal yardımlar alanında hangi çalışmaları yürütüklerini, bunların
kriterlerinin neler oldu ğunu, hangi
veri tabanı üzerinden iş ve işlemler
gerçekleştirdiklerini
değerlendirdiklerini, dünyadaki iyi örneklere
baktıklarını anlatan Gökalp, sonuç
olarak birçok soruna çözüm getireceğini düşündükleri önemli bir çal
ışma ortaya çıktığını bildirdi.
Türkiye’de sosyal yardım alanındaki programların çeşitliliği ve birçok
kurumun farklı uygulamalarının bulunması dolayısıyla yoksul ve muhtaç kesimlere ulaşılabildiğine işaret
eden Gökalp, ancak bu çeşitliliğin,
standart uygulamaların olmaması
ve başka sıkıntılara yol açabildiğine
dikkati çekti. Gökalp, şunları kaydetti: “Her başvuran her yardımdan
yararlanmayabiliyor. Başvurduğu
yerde alınan karara göre bu değişebiliyor. Yardımı alamadığında bunu
hukuki zeminde sorgulayamıyor.
Sosyal yardımların hak olarak görülmesinden bunu kast ediyoruz.
Sosyal yardımlar, vatandaşın işsiz,
yoksul, muhtaç olduğu dönemde,
koşulları , kriterleri uygunsa alması gereken bir yardımdır. Vatandaş
bunu alamadığı zaman sorgulayabilmelidir. ‘Bu benim hakkımdı, bunu
16
HABER
almam gerekiyordu’ diyebilmelidir.
Gerektiğinde hukuki süreçlere başvurabilmelidir. Bu aynı zamanda
hak etmeyenin de artık bu sisteme
başvurmasını, haksız yardım almasını engelleyecektir. Taslaktaki
önemli düzenlemelerden birisi bu.
Kurumlardaki muhtaçlık kriterleri, yardım alacak kişi tanımları,
yardımların tanımları farklılıklar
gösteriyor. Taslaktaki temel hedeflerimizden biri, sosyal yardım alanında ortak norm ve standartları
getirmektir. Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışma Genel Müdürlüğü
tarafından uygulanan yardımlara
baktığımızda da örneğin şartlı nakit
transfer programında uygulanan bir
kriter var. Nüfusun en yoksul yüzde 6’lık kesimine yapılan bir yardım
söz konusu. Diğ er programlarda bu
kriterin değiştiğini görüyorsunuz.
Yani diğer hedeflerin bir tanesi de
bu kriterleri hanedeki birey modeli
yaklaşımını benimseyerek tekleştirmek, bir anlamda mümkün olduğunca daha standart hale getirmek.”
Sosyal yardımlar konusunda en sık
karşılaşılan problemlerden birinin mükerrer yardımlar olduğunu
belirten Gökalp, bu konudaki örnekleri ve planladıkları önlemlere ilişkin şu bilgileri verdi: “Bazı
vatandaşlarımız birçok yerden yardım alıyor, bazıları bakıyorsunuz
hiçbir yerden yardım almıyor. Aynı
kişi bizden engellilik aylığı ya da
yaşlılık aylığı alıyor, öbür taraftan
sosyal yardımlaşmadan gıda yardımı alıyor, yakacak yardımı alıyor.
Yeşil kartı var, belediyeye gidiyor
belediyeden tekrar gıda yardımı alıyor, kırtasiye yardımı alıyor, eğitim
yardımı alıyor, burs alıyor... Sistemi
çok çözememiş, keşfedememiş olan
bazı vatandaşlarımız da çok muhtaç
durumda olduğu halde hiçbir yardıma erişemiyor.
Taslakta bu konuda da bir yenilik getiriyoruz, tavan uygulaması.
Vatandaşımız, hanedeki bireylerin
durumuna göre, yaşlısı, genç işsizi,
okula giden çocuğu, engelli bireylerin olup olmamasına göre öngörülen yardımlardan yararlanacak ama
belli bir rakamı geçemeyecek. Yani
vatandaşın aldığı tüm yardımlar sistem üzerinden kontrol edilecek ve o
tavanı geçemeyecek. O tavanın da
asgari ücretten daha düşük olması
gerekiyor. Çünkü hükümet politikası olarak yaptığımız en önemli çalışmalardan biri, kayıt dışı istihdamın
önlenmesi, insanların istihdama teşvik edilmesi, üretim süreçlerine dahil edilmesi; temel hedef bu. Sosyal
yardımlar da zaten bir vatandaşın
yaşamının sonuna kadar alması
öngörülen ya da uygun görülen bir
şey değil. Temel amaç, vatandaşın
bu sistemle belli bir süre desteklendikten sonra bir noktada bu sistem
içerisinden çıkması, üretken toplum
bireylerinden biri haline gelmesi.
Dolayısıyla istihdama dahil edilmesi, o nedenle bir tavan uygulaması
var.”
Yadigar Gökalp, mükerrerliği önleme konusunda “ortak veri tabanı”
uygulamasını önemsediklerini ifade
etti.
Bütün kurumların sahip olduğu
verilerin ortak veri tabanında görülmesinin mükerrerliği önleyeceği
gibi, bürokratik işlemlerin azaltılmasına katkı sağlayacağını vurgulayan Gökalp, şunları kaydetti: “Biz
istiyoruz ki yoksul vatandaşımızı biz
bilelim başvuru dahi yapmadan ona
ulaşalım, ulaşamadıklarımız ya da
durumlarında değişme olan vatandaşlarımız kimlik numarasıyla başvurusunu yapsın, talepte bulunsun.
Ondan sonra bizim kontrol edeceğimiz, gelir durumuna bakacağımız,
verilen bilgileri kontrol edeceğimiz
ayrı bir sistem olsun. Biz, vatandaşımıza, şu kurumdan şu belgeyi
getir, şu kurumdan bu bilgiyi getir
demeyelim. Zaten yoksul vatandaşlarımız için bu da ayrı bir sıkıntı. Bir
yerden bir yere gitmek için bir şeyler ödemeniz gerekiyor. 26 kurumla
görüştük. Bu kurumların veri tabanı
ne durumdadır, böyle bir şeye elverir mi ya da buna karar verildiğinde
sistemlerini buna uygun hale getirebilirler mi? Son derece olumlu toplantılar gerçekleştirdik, fakat geçen
yıl taslağın bir süre askıya alınmış
olması, çalışmalara ara verilmesine
neden oldu. Neyi, nasıl, kimlerle yapacağımızı, kurumlarla ne tip ortaklıklar kuracağımızı biliyoruz.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ömer Dinçer’in talimatıyla yasal
düzenleme için çalışmalara tekrar başladıklarını bildiren Gökalp,
“Zaten büyük oranda hazırlıklar
tamamlanmıştı. Bundan sonrası, bu
yıl içerisinde yapacağımız çalışmalarla biraz daha şekillenecek. Sosyal
Yardımlar Yasası gerek isminde gerekse içeriğinde Meclis’ten çıkana
kadar birçok değişikliğe de uğrayacaktır, ancak özünde Türkiye’ye,
Türkiye’nin geleceğine, Türkiye’de
Gökalp, ağırlıklı olarak tüketim
harcamalarından yola çıkılarak bir
muhtaçlık tespiti düşündüklerini ve
burada hedefin, hiç kimsenin dışarıda kalmamas ı olduğunu vurguladı.
Gökalp, sistemin işleyişine ilişkin
şu değerlendirmelerde bulundu:
“Engelli vatandaşlarımız tabii ki
Türkiye’de dezavantajlı durumdalar,
geliri olmayan yaşlılarımız, belli
bir yaşın üzerindeki vatandaşlarımı z, çocuklar ve kadınlar yoksulluk durumundan, kriz durumundan
daha çok etkilenen kesimler oluyor.
Dolayısıyla bütün vatandaşlarımızı
kapsayacak bu programlar.
Diğer bir amacımız da vatandaşlarımızın daha üretken hale getirilmesi
ve bu yolla topluma entegrasyonunun sağlanması. Bu amaçla da birtakım şartlar olacak programlarda.
Orada şart, evet ben sana belli bir
nakit yardımında bulunuyorum ama
sen de çocuğunu okula göndereceksin, başarısını takip edeceksin ya da
işte 0-6 yaş grubundaysa çocuğun
aşılarını düzenli yaptıracaksın gibi.
ekonomik ve sosyal açıdan yoksul
Burada da toplumsal amaçlı birta-
vatandaşlarımızın gelecekteki ha-
kım şeyler, vatandaşlarımızın elin-
yatlarına son derece olumlu katkılar
den gelebilecek sosyal amaçlı, top-
sağlayacak bir çalışma olacaktır”
lumsal amaçlı bir takım yaptırımlar
ifadelerini kullandı.
olacak.”
BEYAZ B A S T O N
17
SGK’DA ENGELLİ AYLIKLARI
DÜZENLENDİ
06.10.09 - Bürokrosinin ozoltılmosı
ve votondoş odaklı yönetişim projesi kopsamındo yürütülen çolışmo soyesinde yokloşık 13 milyon
TLÎık bütçe devletin kasasında kaldı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)
Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü,
“Bürokrasinin
Azaltılması
ve
Vatandaş Odaklı Yönetişim Projesi”
kapsamında 2022 sayılı kanun kapsamında yapılan ödemeleriyle ilgili aylık bağlama süreleri bir aya
indirdi. Yadigar Gökalp’in Genel
Müdürlüğü’nü yürüttüğü kurumda
18
RÖPORTAJ
asıl hedef ise kurumsal bürokrasinin
minimum düzeye indirmek.
SGK
Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü,
sosyal yardımlar için ortak bir veri
tabanı kullanacak. İleride tamamlanacağı öngörülen bu ortak veri
tabanı sayesinde, hak sahipliği araştırmaları yapılmadan, kişi beyanına
dayanılarak hak sahiplerine maaşları
bağlanmış olacak. Kurulacak sistem
sayesinde bürokratik işlemlerde ciddi bir azalma sağlanması hedeflenirken, mükerrer ödemelerin de önüne
geçilmiş olacak.
kanun kapsamında, muhtaç durum-
2022 sayılı kanun kapsamında yapılan ödemelerle ilgili, yapılan düzenlemeler ve mevzuat değişiklikleri
ile aylık bağlanma süreci 1 yıldan
1 ay gibi kısa bir süreye indirilirken, yapılan düzenlemeler ile devlet
her yıl yak.laşık 13 milyon tasarruf
sağlayacak.
larının kalkması ve’ ölüm hallerinde
Primsiz
Ödemeler
Genel
Müdürlüğü aracılığıyla, 2022 sayılı
da bulunan yaşlı ve özürlülere, yaşlılık aylığı (65 yaşından büyükler),
65 yaşından büyük bakıma muhtaç
özürlü aylığı, özürlü aylığı (18 yaşından büyük yüzde 4069 özürlüler),
bakıma muhtaç özürlü aylığı (18 yaşından büyük yüzde 70 ve üzeri
özürlüler) ve özürlü yakını aylığı
(18 yaşından küçükler) bağlanıyor.
Kişilerin durumlarında meydana gelen değişiklikle aylık bağlama şartaylıklar kesiliyor.
Aylık alanlardan ölenlerin listesi, TC kimlik numaralarına göre,
Merkez Nüfus idaresi Sistemi’nden
aylık periyotlar halinde elektronik
ortamda temin ediliyor. AA
‘ENGELLİ DEVLET’ RAPORU
Devlet Denetleme Kurulu, engelli yaşamına yönelik rapor hazırladı. Devlet
kurumlarını eleştiri yağmuruna tuttu.
istihdam, ulaşabilirlik gibi birçok
konuda özürlülerin karşı karşıya
olduğu çok ciddi sorunlar devam
etmektedir. Bu sorunların bir kısmı,
kurumların, personel ve ekipman
olarak yeni politikalara cevap verebilecek donanıma sahip olmamasından kaynaklanmaktadır. Ancak
yeni politikaların hayata geçirilememesindeki asıl önemli sorun, kurum
yöneticilerinin kendilerini yeni politikalarına uyarlamaları konusundaki isteksizlikleridir. Yöneticiler,
mevzuattaki bazı boşluklardan da
yararlanarak, özürlülük alanında
kendilerine yüklenilen sorumlulukları yerine getirmemektedirler.
İşte rapordan çarpıcı satırbaşları: Devlet Denetleme Kurulunun
(DDK) özürlülerle ilgili raporunda,
konuyla ilgili çalışmaların, ‘’birçok durumda, ‘yapmış olmak için
yapma’nın ötesine geçemediği,
kurum binasının girişine tekerlekli sandalyeler için rampa gibi çok
kolay bir fiziki düzenlemenin bile
çoğu kurumda yıllardır yapılmadığı’’ belirtildi.
Özürlülüğün
tarihsel
süreci,
Türkiye’deki kurumsal yapılanma ve
yasal alt yapının anlatıldığı raporda,
engellilik durumları ve derecelerine
ilişkin tanımlar, bakım modelleri,
engellilere yönelik eğitim kurumları
yasal dayanakları ve uygulamalarıyla ele alındı.
Özürlülüğün, gelişmiş veya az gelişmiş toplumların ortak özelliği olduğu belirtilen raporda, ‘’Gelişmiş ülkelerde özürlülük oranı, gelişmemiş
veya az gelişmiş ülkelere göre daha
az değildir’’ denildi.
Türkiye’de 2002 verilerine göre
yaklaşık 8,4 milyon özürlü vatandaş
bulunduğu ve bunun toplam nüfusa
oranının yüzde 12,29 olduğu kaydedilen raporda, özürlülerin yalnızca
yüzde 13,7’sinin mesleki eğitimden
faydalanabildiği vurgulandı.
Medeniyet testi
Özürlü veya özürlü yakını dışındakilerin, özürlülük sorunuyla
yüzleşmelerinin sadece özürlü birini gördükleri anla sınırlı olduğu
değerlendirmesi yapılan raporda,
özürlünün eğitim, sosyal hayata katılma, gelecek kaygısı gibi daha bir
çok sorunla karşı karşıya kaldığı
vurgulandı.
‘’Özürlülük bireyler ve devletler için
medeniyet testi aracıdır. Özürlüye
karşı ilgisizlik, küçümseme, dışlama, engelleme gibi sorunların nedeni büyük ölçüde bu farkında olmamadır’’ denilen raporda, özürlülüğe
yaklaşımda başarılı toplumların, engellilere insani muameleyi gerçekleştirdikleri ve özürlünün yükünü
en aza indirdikleri kaydedildi.
Türkiye’de son yıllarda özürlülükle
ilgili önemli politikalar oluşturulduğuna ve yasal düzenlemeler yapıldığına işaret edilen raporda, özellikle
2005 yılından sonra ‘’yardım temelli’’ anlayıştan, ‘’hak temelli’’ anlayışa geçişin başladığının gözlendiği
belirtildi.
Yıllardır yapılmıyor
Devlet bütçesinden özürlülere ayrılan paylarda önemli artışlar gerçekleştiğine ilişkin tespite de yer verilen
raporda, şunlar kaydedildi:
‘’Bununla birlikte bakım, eğitim,
Yapılan çalışmalar, birçok durumda,
‘yapmış olmak için yapma’nın ötesine geçememektedir. Kurum binasının girişine tekerlekli sandalyeler
için rampa gibi çok kolay bir fiziki
düzenlemenin bile çoğu kurumda
yıllardır yapılmamış olması bunun
en basit göstergesidir. Özürlülerin
haklarının korunması ve kendilerine
insanca yaşayabilme imkanlarının
sağlanması konusundaki ihmallerin
temelinde, toplumsal farkındalık zafiyeti yatmaktadır.’’
Devlet itibarı zedeleniyor
Devlet
Denetleme
Kurulu’nca
(DDK) özürlülere ilişkin hazırlanan
raporda, bazı bakım merkezlerinde
çeşitli nedenlerle yaşanan sorunların ‘’devlet itibarını zedeleyecek
şekilde kamuoyuna yansıdığı’’ ifade
edilerek, ‘’Bu olumsuzluklar, özürlü
bireylere zarar vermenin yanında,
Türkiye’yi uluslararası alanda zor
duruma düşürmeye çalışan bazı girişimlere malzeme yapılabilmektedir’’ denildi.
BEYAZ B A S T O N
19
ENGELLİLERİN YARARLANABİLECEĞİ
YASALAR VE HAKLAR
Engellilerin Yurtiçi Araç
Alımındaki Uygulamaları
1.Malul
Ve
Engellilerin
Kullanılmamış Araç Alımına
İstisna Uygulaması
16/07/2004 tarih 5228 sayılı kanun
un 21.maddesiyle 4760 sayılı özel
tüketim vergisi kanunun 7 maddesinin numaralı bendinde yapılan değişiklik uyarınca 1 seri no lu ÖTV
genel tebliğinin (3) (7,2,1) bölümü
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
*7,2,1 malul ve engellilere mahsus
taşıt araçları istisnası
kanunun 7 nci maddesinin 5228
sayılı kanunla değişik iki numaralı
fıkrası ile (ıı) sayılı listedeki kayıt
ve tescile tabi mallardan 87,03 (motor silindir hacmi 1,600 cm küpü
aşanlar hariç)87,04 (motor silindir
hacmi 2,800 cm küpü aşanlar hariç
ve 87,11 G.T.İ.P numaralarında yer
alanların,sakatlık derecesi %90 veya
daha fazla olan malul ve engelliler
ile bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel
tertibat yaptıran malul ve engelliler
tarafından beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı vergiden
istisna edilmiştir.
7,2,1,1 sakatlık dereceleri % 90 ve
daha fazla olan malul ve engelliler adına kayıtlı araçlarda istisna
uygulaması
2 sayılı listedeki kayıt ve tescile
tabi araçlardan (87,03 motor silindir hacmi 1,600 cm küpü aşanlar
hariç)87,04 (motor silindir hacmi
2,800 cm küpü aşanlar hariç) ve
20
HABER
87,11 tarife pozisyonlarında yer
alanların,sakatlık derecesi %90 veya
daha fazla olan malul ve engelliler
tarafından beş yılda bir defa olmak
üzere ilk iktisabı müstesnadır.bu istisnadan yararlanmak için,sakatlık
derecesi %90 veya daha fazla olan
malul ve engellilere ait taşıtın özel
tertibatlı olması şartı aranmayacaktır.sakatlık dereceleri,özürlülere
verilecek sağlık kurulu raporları
hakkında yönetmelikle belirlenen
esaslara göre tespit edilecektir.söz
konusu yönetmeliğe göre sakatlık
derecesi %90 veya daha fazla olduğuna dair yetkili sağlık kuruluşlarından alınacak sağlık kurulu
raporu,araçların ilk iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapanlar
tarafından vergi dairesine verilecek
2a numaralı ÖTV beyannamesine
eklenecek ve beyannamede ÖTV
hesaplanmayacaktır.vergi dairesince
kabul edilen beyanname ve ekleri
incelenerek tahakkuk fişi ve istisna
uygulandığını gösteren ÖTV ödeme
belgesi düzenlenecek ve mükellefe
verilecektir.
7,2,1,2 malul ve engelliler tarafında bizzat kullanmak amacıyla ilk
iktisabı yapılan araçlarda istisna
uygulaması
2 sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi
araçlardan (87,03 motor silindir hacmi 1,600 cm küpü aşanlar hariç)87,04
(motor silindir hacmi 2,800 cm küpü
aşanlar hariç) ve 87,11 tarife pozisyonlarında yer alanların,bizzat kullanmak amacıyla sakatlığına uygun
hareket ettirici özel tertibat yaptıran
malul ve engelliler tarafından ilk
iktisabı ÖTV den istisna edilmiştir.
bu istisnadan yararlanan kişilerin istisna uygulanana ilişkin olarak mükellefler tarafından verilecek ÖTV
beyannamesine;
-alıcının maluliyeti veya sakatlığı
ile özel tertibat yaptırılan araçları
kullanabileceğine dair özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları
hakkında yönetmelik hükümleri
uyarınca yetkili sağlık kuruluşlarından alınan sağlık kurulu
raporu,
-aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belgenin
aslı veya noter onaylı örneği,
-alıcının ‘h’ sınıfı sürücü belgesinin
fotokopisi, eklenecek ve beyannamede ÖTV hesaplanmayacaktır.
vergi dairesince kabul edilen beyanname ve ekleri incelenerek,araçta
yapılan özel tertibatın raporda yazılı sakatlığa uygun hareket ettirici
bir tadilat olduğu tespit edilecektir.
bu tespit üzerine tahakkuk fişi ve
istisna uygulandığını gösteren ÖTV
Ödeme belgesi düzenlenecek ve mükellefe verilecektir.
7,2,1,3 ortak hususlar
yukarıda belirlenen usul ve esaslara
göre ilk iktisabında ÖTV istisnası
uygulanan araçlar için istisnadan
yararlanan kişi veya kişiler adına
düzenlenecek faturalarda ÖTV gösterilmeyecektir.bu araçların kayıt
ve tescilini yapanların,araç sahibinin faturada ve ötv ödeme belgesinde alıcı olarak gösterilen Kişi
veya kişiler olduğunu tespit etmeleri
gerekmektir.
mükellefler,bu kapsamda istisna uygulanan işleminin bulunduğu aylar
için 1 seri no lu ÖTV genel tebliği
ekinde örneği bulunan (ek:1) forma uygun olarak düzenleyecekleri
listeleri,takip eden ayın on beşinci
günü akşamına kadar gelirler genel müdürlüğünün ( 0 312 415 28
21,415 28 22 tele faks numaralarına
göndereceklerdir.
Malul ve engellilerin yurt dışından
ithal edeceği taşıt araçlar için de bu
belgelerin gümrük idaresine ibrazı
üzerine istisna uygulanacaktır.istisna kapsamında taşıt aracı ithal edenlerin kimlik bilgileri (adı,soyadı
ana ve baba adı,doğum yeri ve
tarihi),sakatlığa dair raporun verildiği
hastane,tarihi,sayısı,sakatlık
türü ve derecesi ile ithal edilen taşıt aracının özeliklerini ( G T İ P
numarası,cinsi,modeli markası,tipi
motor silindir hacmi )gösteren listeler gümrük idarelerince aylık olarak
hazırlanarak,takip eden ayın on beşinci günü akşamına kadar gelirler
genel müdürlüğünün 0 312 415 28
21,415 28 22 telefaks numaralarına
gönderilecektir.
Yukarıda açıklanan usul ve esaslara göre istisnadan yararlananlar,5
yıl süre ile ikinci bir defa bu istisnadan yararlanamayacaklardır.
öte yandan bu şekilde istisna kapsamında iktisap edilen araçların
istisnadan yararlananlar dışındakilere satışında bu tebliğin (15,2) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde
vergileme yapılacaktır.
Engelli birey veya ailesinin başvuracakları herhangi bir otomotiv bayisinden alacağı sıfır
otomobillerde ÖTV(özel tüketim
vergisi) ve MTV(motorlu taşıtlar
vergisi )gibi vergi muafiyetlerinden yararlanılır.
Daha ayrıntılı bilgi için:0 312 245 40
40 0 546 404 15 16
Başbakanlık Özürlüler
İdaresince Düzenlenmiş
Olan Özürlü Kimlik Kartı.
Sayısal Loto Bayiliği
En az Bir yıllık vergi mükellefliği
bulunan %40 dahil üzerinde sağlık
kurulu raporu olan her engelli birey
milli piyango genel müdürlüğü tarafından verilen sayısal loto bayiliklerini alabilir.
%40 dahil üzerinde herhangi bir
engeli bulunan bireyler bulundukları illerde ki hakem hastanelerden
alacakları sağlık kurulu raporları
ile bulunduğu ilde ki sosyal hizmetler il müdürlüğüne başvuru yaparak nufüs cüzdanlarına özürlü
ibaresi yazdırdıkları durumunda
uçak,tren,gemi vapur gibi seyahatler
de,maç girişlerinde,devlet tiyatroları
gösteriminde ve cep telefonları aboneliklerinden %40 indirimlerinden
yararlanılır.
Toplu Taşım Araçlarında
Ki İndirimler.
2022 Özürlü Maaşından
Kimler Yararlanır.
Ankara Büyükşehir belediye başkanı
%40 dahil üzerinde herhangi bir engeli bulunan sosyal güvencesi olmayan erkek,bekar bayanlar ve sosyal
güvencesi olmayan evli bayanlar.
olduğu engeliler hizmet merkezin-
Nasıl yararlanılır; bulundukları ilçelerdeki kaymakamlığa bağlı olan
mal müdürlüklerine başvurularını
yaparak istenilen belgeler hazırlandıktan sonra 3 ayda bir rapor derece
orantısına göre belirlenecek olan düzeyde maaş alırlar.
Ayrıca tamir edilmesi gereken ev
Vergi Muafiyeti
yoterapi ve bilgisayar kursları da ve-
%40 dahil engelli raporu olan çalı-
rilmektedir.daha ayrıntılı bilgi için
%40 dahil üzerinde sağlık kurulu
raporu olan her engelli birey bulundukları il ve ilçelerdeki belediye
meclislerinin almış oldukları kararlar doğrultusun da yararlanabilirler.
Başvurular bulundukları bölgelerde
ki belediyelerdir.
Engelliler Sağlık,Temizlik
Ve Eşya Tamirleri Gibi
Hizmetlerden
Nasıl
Yararlanır.
Melih GÖKÇEK Ankara da kurmuş
de hanesinde engellisi olan her eve
20 günde bir temizlik ekibi giderek
evin komple temizlikleri yapılıyor.
eşyalarının da tamirleri yapılmakta
sağlık ekipleri de talep edilmesi durumunda evlerde hizmet vermektedir.yapılan bu çalışmaların tamamı
ücretsizdir.Bahsi Geçen Merkez de
engelliler için yüzme havuzları fiz-
şan bireyler aldıkları ücretlerden ke-
0 312 245 40 40-0 312 273 38 37- 0
silen gelir vergisinden birinci ikinci
546 404 15 16
ve üçüncü dereceler ile muafiyet-
Görme engelliler
için ınternet cafe
ten yararlanırlar.bu muafiyetlerden
hanesinde engellisi olan diğer aile
fertleri de engelli kişinin raporu ile
bahsi geçen muafiyetten yararlanırlar.başvurular bulundukları illerin
defterdarlarına yapılır.
Ankara Büyükşehir belediye başkanı Melih GÖKÇEK ‘in Ankara
Beşevler de yaptırmış olduğu
Internet cafe görme engellilere
göre uyarlanarak 30 adet konuşan
BEYAZ B A S T O N
21
bilgisayarlar ile ücretsiz hizmet vermektedir daha ayrıntılı bilgi için 0
312 245 40 40-0 312 222 94 02-01
GSM:0 546 404 15 16
Özürlü Vatandaşlarımız
Tarafından İthal
Edilebilecek Özel
Tertibatlı Araç Ve Eşya
05.02.2000
tarihinde
Gümrük
Müsteşarlığınca yürürlüğe konulan 4458 sayılı Kanun ile Özürlü
Vatandaşlarımızın sosyal yaşamlarını kolaylaştırmak için yeni
düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler içerisinde yer alan ortopedik özürlü vatandaşlarımıza yurt
dışından özürlü koltuğu ve bisikletin yanı sıra Motor silindir hacmi
1600 (dahil) cc’ye kadar olan binek
otomobiller (arazi taşıtları hariç) ve
minibüsün yaş haddine bakılmaksızın muafen ithaline izin verilmektedir.(01.06.2001 tarihli 24440 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Malul ve sakat tarafından ithal edilmek istenen araç minibüs ise, mi-
Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik ise Yurt dışına resmi kanalla döviz transferi veya Türkiye Gümrük
Bölgesi dışındaki gerçek ve tüzel
kişiler tarafından kendisine bağış
yoluyla gönderilen özel tertibatlı
özürlü aracını ithalat vergilerinden
muaf olarak ithal edebilirler.
Özürlü Vatandaşlarımızın araçlarının ithal işlemlerinde sorunlarla karşılaşmamaları amacıyla 07.11.2000
tarihli 24223 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 8 seri no’lu Gümrük
Genel Tebliği (Muafiyetler) ile araç
ithaline ilişkin işlemler yeniden
düzenlenmiştir.
ten yararlandırılmak suretiyle ithali
Bu Tebliğe göre özürlü vatandaşlar
yurt dışından aracını getirmeden
gerekli belgelerle birlikte (Sağlık
Kurulu Raporu, Sürücü Belgesi)
Ankara Naklihane ve Bedensiz
İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne müracaat ederek ve bu gümrük idaresinde
oluşturulan komisyondan izin belgesi alması gerekmektedir. Söz konusu
komisyon Gümrük Müsteşarlığı,
İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı
ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu
temsilcilerinden oluşmaktadır.
mümkün değildir.
Malul veya özürlü kişiler: mülkiyet-
Binek oto ve minibüsün standart
lerinde bu yolla muafen ithal edilmiş
olmayan aksesuarları bulunması ha-
özel tertibatlı otomobil, minibüs ve
linde bu aksesuarların ithaline güm-
motosiklet kayıtlı olduğu sürece ve
nibüsün el ve ayak fonksiyonunu
tamamen yitirmiş, özürlü kişinin
araca binip inmesiyle, taşınmasını
kolaylaştırıcı tertibatı bulunması
öngörülmüştür.
Özel surette yapılmış hareket ettirici tertibatı bulunmayan ve sadece
otomatik vitesli binek otomobil ile
sakat kişinin araca binip inmesiyle
taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı
bulunmayan minibüsün muafiyet-
rük vergilerinin tahsili kaydıyla izin
verilir.
22
Özürlü kişi; Türkiye Gümrük
Bölgesi dışında çalışıyor ise, ikametini Türkiye Gümrük Bölgesine
kesin olarak nakletmesi halinde (bu
şart sadece minibüs, binek otomobil
ve motosiklet için geçerlidir. Motorlu
ve motorsuz koltuklar ile bisikletler
zati eşya kapsamında kesin dönüş
şartı aranmaksızın özürlü kişi tarafından muafen ithal edilebilir.)
bunların fiili ithal tarihinden itibaren 5 (Beş) yıl geçmedikçe, bu
HABER
taşıtları satamaz ve yeniden aynı
şekilde muaf olarak otomobil, minibüs ve motosiklet ithal edemezler. (13.05.2000 tarihli 24048 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6
seri no’lu Gümrük Genel Tebliğ’de
Değişiklik yapılmasına Dair Tebliğ
(Muafiyetler)
Malul ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı otomobil, minibüs
ve motosikletlerin fiili ithal tarihinden itibaren 10 yıl geçmemişse malul ve özürlü olmayanlara gümrük
vergileri tahsil edilmeden satışı, hibesi ve devri mümkün değildir.
İzin alınmadan, ödünç verilen, kiralanan devredilen veya satılan eşyanın gümrük vergileri 4458 sayılı
Gümrük Kanununun 181 ila 194.
üncü madde hükümleri uyarınca
tahsil edilmekle beraber ayrıca 1918
sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine
Dair Kanun hükümlerine göre takibat
yapılır.(6 seri no’lu Gümrük Genel
Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Tebliğ (Muafiyetler)
Diğer taraftan, 05.02.2000 tarih ve
23955 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2000/53 sayılı Bakanlar
Kurulu
Kararı
eki
Gümrük
Vergilerinden Muafiyet ve İstisna
Tanınacak Haller Hakkında karar’ın
113. 116. maddeleri uyarınca, görme
özürlülerin eğitsel, bilimsel veya
kültürel gelişimlerine yönelik olmak
üzere özel surette imal edilmiş olan
ve bu Kararın 3’nolu ekinde yer alan
eşya gümrük vergilerinden muaftır.
Görme özürlüler hariç olmak üzere
malul ve özürlülerin eğitimi, çalışması veya fiziksel ve ruhsal olarak
sosyal gelişimlerine yönelik olarak
özel surette imal edilmiş olup, malul ve özürlülerin kendi kullanımları
için getirdikleri veya onlara yardım
sağlanması amacına yönelik olarak
kamu yararına faaliyette bulunan
dernekler ile Sağlık Bakanlığınca
yetki verilmiş kurum veya kurumlarca ithal edilen eşya da gümrük
vergilerinden muaf bulunmaktadır.
Söz konusu Kararın 113. ve 116.
maddeleri gereğince muafen ithal
edilen eşya, gümrüğün izni olmadan ve gümrük vergileri alınmadan
malul ve sakat olmayanlara ödünç
verilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz. (13.05.2000
tarihli 24048 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 6 seri nolu Gümrük
Genel Tebliğ’de Değişiklik yapılmasına Dair Tebliğ(Muafiyetler)
Gümrük vergilerinden muafen ithali
yapılan eşya için muafiyet tanınmasını sağlayan şartları kaybeden veya
muafen ithal edilen eşyayı Kararın
113. ila 118’inci maddelerinde belirtilenlerden başka amaçlarla kullanmayı talep eden kişi, kurum ve
kuruluşların gümrük idaresine bildirimde bulunarak izin alması gerekir.
Bu izin ancak gümrük vergilerinin
tahsil edilmesi kaydıyla verilebilir.
Söz konusu eşya ve malzemeler
muafiyetin veriliş amacına uygun
kullanılmak ve ilgili gümrük müdürlüğünden izin alınmak kaydıyla
muafiyet hakkı tanınmış başka bir
kurum veya kuruluşa ödünç verilir,
kiralanır, devredilir veya satılırsa
gümrük vergileri aranmaz.
Minibüslerde ise, ithalat Gümrük
Müsteşarlığının olumlu ön iznini
müteakip gerçekleştirebilmektedir.
Binek otomobili veya minibüsün
ithaline ilişkin Komisyon kararının
olumlu olması halinde, otomobil
ile minibüs için Ankara Naklihane
ve Bedelsiz ithalat Gümrük
Müdürlüğü’nce geçerlilik süresi 6
(ay) olmak üzere “İthal İzin Belgesi”
düzenlenir.
Taşıt, izin belgesinin geçerlilik süresi içerisinde 18.02.2002 tarih ve
23968 sayılı Resmi Gazetede yayımlaman 2 seri no’lu Gümrük
Genel Tebliğin (Muafiyetler) 5’inci
maddesinde belirtilen belgelerle birlikte Ankara Naklihane ve Bedelsiz
İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne teslim
edilir. Gümrük Müdürü veya yetkili
kılacağı Gümrük Müdür Yardımcısı
başkanlığında iki muayene memurundan oluşturulan heyet tarafından
aracın söz konusu heyet kararına uygunluğunun tespiti akabinde ithaline izin verilir.
Gümrük idaresince, ithal işlemi
tamamlanan binek otomobil veya
minibüs için düzenlenecek trafik şahadetnamesine şerh konularak ilgili
trafik tescil dairesine gönderilir.
Özürlü vatandaşlarımız tarafından ithalden sonra Trafik Tescil
İşlemleri yapan Trafik idarelerinden
bu araçlara özürlü amblemli plaka
verilmektedir.
Zaman zaman, özürlü vatandaşlarımıza sağlanan bu vergisizlik
hakkının kötüye kullanıldığı tespit edilmekte, özürlü olmayan bu
kişiler hakkında yasal gerekliliğe
gidilmektedir.
Gerçekten özürlü olan vatandaş adına düzenlenen belgelere dayanılarak
araç vergilerinden muaf bir şekilde
ithal edilmektedir. Ancak özürlü
kişi adına getirilen araç bu kişi tarafından kullanılmadan, özürlü olmayan ya da önemsiz bir özürlü olan
kişilerce hakları olmadan kullanılabilmektedir. Bu ise yasaların belirli
Çağdaş bir ülke olmanın gereğinden
hareketle özürlü vatandaşlarımızın
yaşamının kolaylaştırma yönünde
yapılan düzenlemelerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi için
etkin bir caydırıcılık sisteminin işletilmesi gerekir.
Sadece özürlü vatandaşların kullanımları için muafen ithaline izin verilen binek otomobiller ile el ve ayak
fonksiyonlarını yitirmiş bulunan
kişilerin araç kullanmaları mümkün
bulunmadığından kendisine birinci
dereceden kan bağı ile bağlı olan
veya sözleşmeli bir şoför tarafından
kullanılması şartıyla ithaline izin
verilen minibüslerin bu kişiler tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespit edilebilmesi için emniyet
birimleri tarafından yapılan trafik
denetimlerinde bu durumu dikkate
alınmaktadır.
Özürlü vatandaşlarımız tarafından
ithal edilmek istenilen eşya ile yine
bu kişiler tarafından kullanılmak
üzere imal edilmiş hareket ettirici
tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosikletin
muafen ithaline ilişkin talepler doğrudan eşyanın getirildiği gümrük
idaresine yapılmaktadır.
Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu’nun
9
Aralık
1975’Deki Toplantısında
Kabul Edilen 3447 Sayılı
Engelli Kişilerin Hakları
Beyannamesi
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
Üye ülkelerin vaatlerine uyarak,
Birleşmiş Milletler Beyannamesi
hükümleri altında gerekli işbirliği tedbirlerini almak için ve sa-
bir kesime tanıdığı hakkın istismar
kat kişilerin hayat standartlarını
edilmesi sonucunu doğurmaktadır.
yükseltmek amacıyla; İnsan hak
BEYAZ B A S T O N
23
ve özgürlüklerinde, Evrensel
Beyanname ilan edilen barış esasları çerçevesinde kişinin insan
haysiyetine ve sosyal adalete inancını tekrar ederek; İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesinde, İnsan
Hakları Uluslar arası Antlaşmasında,
Çocuk Hakları Beyannamesinde,
Akıl Hakları bildirisinde olduğu gibi Uluslar arası Çalışma
Teşkilatı (ILO), Birleşmiş Milletler
Eğitim Bilim ve Kültür Teşkilatı
(UNESCO), Dü”nya Sağlık Teşkilatı
(WHO), Birleşmiş Milletler Çocuk
Fonu (UNICEF) ve diğer organizasyonların yönetmeliklerinde, tavsiye
ve tekliflerinde belirtilen prensipleri
hatırlayarak;
Keza Ekonomik ve Sosyal Konseyin
6 Mayıs 1975’teki “Sakatlığın önlenmesi ve Sakatların Rehabilitasyonu”
ile ilgili kararını hatırlayarak;
Sosyal Kalkınma ve Gelişme
Beyannamesinde belirtilen, fiziksel
ve zihinsel bozuklukları olan kişilerin bakım ve rehabilitasyonunu
güvence altına alan ve hakların korunması lüzum belirtilen hususlara
önemle işaret ederek;
Fiziksel ve zihinsel sakatlıkların
önlenmesi, sakat kişilerin çeşitli
faaliyet alanlarındaki yeteneklerini
geliştirmelerine yardım edilmesi ve
normal hayattaki beraberliklerinin
geliştirilmesi gereğini daima hatırda
tutarak;
Ve belirli ülkelerin kalkınma çabaları içinde bu konuda çok sınırlı
çalışmalarla katkıda bulunabileceklerini bilerek;
Sakat kişilerin hakları beyannamesini ilan etmekte ve aşağıda belirtilen bu hakların korunması için hem
ulusal hem de uluslar arası tedbirlerin alınmasını istemektedir.
24
RÖPORTAJ
1- “Sakat Kişi” normal bir ferdi, kişisel veya sosyal yaşayışında kendi
kendine yapması gereken işleri bedensel veya zihinsel kabiliyetlerinde, kalıtımsal veya sonradan meydana gelen herhangi bir noksanlık
sonucu yapamayan kişidir.
2- Sakat kişiler bu beyannamede
belirtilen haklardan tam olarak yararlanacaklardır. Bu haklar, sakat
kişinin veya ailesinin sahip olduğu
ırk, renk, cinsiyet, lisan, din, siyasal
ve diğer fikirler, milliyet veya sosyal
orijin, servet ve doğum gibi konularda hiç bir ayrıcalık gözetilmeden dünyadaki bütün sakat kişilere
tanınmıştır.
3- Sakat kişinin insan haysiyetine
saygı gösterilmesi onun en doğal
hakkıdır. Fakat kişilerin,sakatlık
veya noksanlıklarının sebebi ne
olursa olsun sahip oldukları düzgün
yaşama şartlarına mümkün olduğu
kadar normal ölçüde ve çok sahip
olmak haklarıdır.
4- Sakat kişiler de, diğer insanların sahip oldukları medeni ve siyasi
haklara sahiptirler.Akıl Hastalarının
Hakları Beyannamesinin 7. maddesinde bu hakların sınırlandırılması
ya da kaldırılması ile ilgili hükümler belirtilmiştir.
diğer bütün faaliyetler bu maddenin
kapsamına girmektedir.
7- Sakat kişiler ekonomik ve sosyal
güvenlik, düzgün hayat standardı
haklarına sahiptirler.
8- Sakat kişilerin özel ihtiyaçları, ekonomik ve sosyal planlamanın her safhasında nazarı dikkate
alınmalıdır.
9- Sakat kişiler aileleriyle veya yakınlarıyla birlikte yaşama ve her türlü sosyal, yaratıcı ve eğlendirici faaliyete katılma haklarına sahiptirler.
Hiçbir sakat kişi ikamet ettiği çevre
nedeniyle, durumu veya gelişmesi
için gerekli isteklerinde ayrıcalığa
tabi tutulamaz.
Eğer bir sakatın muhakkak özel bir
müessesede veya çevrede kalması
gerekiyorsa o zaman bu çevrenin,
kendi normal yaşıtlarının kaldığı ve
yaşadığı çevreye mümkün olduğu
kadar yakın olması gereklidir.
10- Sakat kişiler her türlü istismara, ayrılma, kötüye kullanılabilir ve
haysiyet kırıcı yasa ve muamelelere
karşı korunmalıdır.
11- Sakat kişiler, şahıslarının ve
mallarının korunması elzem olduğu
hallerde, yeterli yasal yardımı sağla-
5- Sakat kişilerin mümkün olduğu
kadar kendilerine güvenmelerini
sağlayacak tedbirler alınmalıdır.
maya muktedir olabilmelidirler. Eğer
6- Sakat kişiler tıbbi, psikolojik ve
fonksiyonel tedavi haklarına sahiptirler. Protez ve ortopedik uygulamalar, tıbbi ve sosyal rehabilitasyon
çalışmaları, eğitim, mesleki eğitim,
staj ve rehabilitasyon, yardım, istişare, plasman hizmetleri, sakat kişinin kabiliyet ve maharetlerini en
yüksek düzeye çıkaracak ve onların
sosyal beraberliğini hızlandıracak
tümüyle dikkate alınmalıdır.
adli durum kendi gelişirse o zaman
bu kişinin beden veya zeka durumu
12- Sakat kişiler, haklarıyla ilgili her hususta kendilerine ait kuruluşlarla
her
zaman
istişarede
bulunabilmelidirler.
13- Bu beyannamede yazılı olan
haklar, mümkün olan her türlü uygun vasıtayla sakat kişilere ve ailelerine tam olarak duyurulmalıdır.
SOSYAL HİZMETLER
VATANDAŞIN AYAĞINA GİDECEK
Türkiye’de,
“Sosyal
Hizmet
Merkezi” uygulaması kapsamında
artık vatandaşlar sosyal hizmetler
yardımı ve desteği almak için....
Türkiye’de,
“Sosyal
Hizmet
Merkezi” uygulaması kapsamında
artık vatandaşlar sosyal hizmetler yardımı ve desteği almak için
devlete başvurmayacak, uzmanlar,
sorumlu oldukları bölgelerde vatandaşın ayağına giderek durum ve
ihtiyacına göre verilecek hizmeti
belirleyecek.
Malatya Sosyal Hizmetler Müdürü
Murat Konan, Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Müdürlüğünün, Türkiye’de toplam
kalite yönetimi çalışmaları başlattığını, bu çerçevede Ankara, Bursa,
Kocaeli, Samsun ve Malatya’nın
“Sosyal Hizmet Merkezi” uygulaması için pilot il olarak belirlendiğini söyledi.
Malatya olarak gerekli alt yapı çalışmalarını tamamlayarak uygulama
için genel müdürlükten onay beklediklerini dile getiren Konan, “10
güne kadar onayın geleceğini, uygulamanın kısa zamanda başlayacağını
tahmin ediyoruz” dedi.
Konan, şunları kaydetti: “Yardıma
çok ihtiyacı olan yoksul, engelli,
çocuk ve yaşlı var. Ancak devletin
imkanlarından yararlanmak için
başvuruda bulunmuyor. Uygulama
sayesinde bu vatandaşlarımızın da
sorunları, ihtiyaçları yerinde tespit
edilecek ve çözüm getirilecek.
Ebm Haber
BEYAZ B A S T O N
25
Soldan sağa: 1. Serçe türünden küçük
kuş. Otlak.2. Tahsisat. Bir uzunluk ölçüsü birimi.3. Okyanusya’da küçük bir
ülke.4. Genişlik. Maaşlardan her ay kesilen para.5. Duman karası. Japonya’nın
küçük para birimi. Voltamperin simgesi. 6. Çare.Aklını yitirmiş. 7. Eşkenar
dörtgen.Karındanbacaklı yumuşakça. 8.
Sarp geçit.İlave. 9. Uzakdoğu dövüş sporlarından biri.Bir göz rengi. 10.Koruma
altına alınmış yer. Argoda bit. 11. Hava
ya da gaz akımları oluşturmakta kullanılan aygıt.Eski, ezeli. 12. Evrensel
alıcı kan grubu. Koşut.13. Yükü gereğinden çok olan taşıt.14.Kekliğin boynundaki siyah halka.Aylardan biri. 15.
Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı. Elli şiniklik tahıl
ölçeği. İlgi eki. 16. Evlenmemiş kimse.
Giysi yapılan bir tür pamuklu kumaş.17.
Bir nota. Eskiden Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan. 18. Bir ilimiz.
Dünyanın uydusu. 19. İlbay. Aza.20.
Meslek. Üzüntülü düşünce durumu,
kaygı. İyi, güzel Yukarıdan aşağıya:
1. Şampiyon. Haberci. Aşın, çok fazla.
Bir resmi sulandırılmış renklerle boyamaya ya da gölgelemeye verilen ad. 2.
Kazanma, iktisap.Kentten küçük köyden büyük yerleşim yeri.Kalın ve kaba
kumaş. Pişirilerek hazırlanmış yemek.
3. Çekme, sürükleyerek götürme. Şeker
hastalarının şeker yerine kullandıkları
tatlandırıcı.İskambilde bacak, fanti. Bir
renk. 4. Kedi köpek yavrusu.Afrika’da
bir başkent. Bir cins güvercin. Güneşte
veya hafif alevde kurutulmuş et. 5. Fıçıcı
keseri. Kabul etmeyerek geri çevirme.
Bir tür etli ve büyük zeytin.6. Büyükleri
övmek için yazılan divan edebiyatı manzumesi. Belirti. Bir gezegen. 7.
Kimi yörelerde pilav yerine kullanılan
sözcük. Hak ve hukuka uygunluk. Dişi
deve. 8. Güvenilir.Resim yapma tekniği.
Kiloamperin simgesi.9. Endonezya’nın
plaka işareti. Bir şeyin içindeki öz, lüp.
26
RÖPORTAJ
Metal parlaklığı verilmiş deri.Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dini içerikli
resimlerine verilen ad. 10. İlgi.Değerli madenlerin saflık derecesi. Bir
şeyin nicelik bakımından erişebileceği en son nokta veya yer. Doğada
olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan. Çözümü 25. Sayfada...
Burç Yorumları
KOÇ: Kendinize zaman ayırdığınız ve dinlendiğiniz zaman gösterdiğiniz performans herkesi şaşkına uğratıyor. Ne yazık
ki kendinize fazla zaman ayırmıyorsunuz. Rejim yapmak istiyor ama başlayamıyorsunuz. Birden kendinizi bu kadar sıkıntıya sokmayın. Yavaş yavaş yemekleri azaltın ve bol bol hareket yapın. Aşkın sihirli gücü size bu konuda destek verecek.
Kısa bir yolculuk görünüyor. Bu yolculuk sırasında rahatladığınızı hissedeceksiniz.
BOĞA: Kendinize olan güveniniz ve pratik zekanız sayesinde işyerinizde terfi etmeniz çok yakın. Gerek iş gerek özel hayatınızda herşey toz pembe. Duygusal bağlamda yine de biraz dikkatli olmanızda fayda var. Sahiplenme duygunuzun ağır
basmasına izin vermeyin. Yoksa gereksiz kıskançlıklarla herşeyi bir anda mahvetmeniz işten bile değil. Mali konularda
tahminleriniz iyi. Yatırım yapmaya bakın. Sağlığınız iyi.
İKİZLER: Yeni iş projeleri yapacaksınız. Bunların hepsi bol kazançlı ve önemli işler. Şansınız açılıyor. İşte hayatta olumlu düşünmenin yararları. Dengenizi koruyabilirseniz çabalarınızın karşılığını almamanız için bir neden yok. En büyük
zaafınız terazinin dengelerini eşitlemek. Hep bir taraf ağır basıyor. Bu da sizi duygusal yönde düşünmeye sevk ediyor.
Mantığınıza da yer verin. Ayağınızı yere basın. Problemi çözmek için çok yönlü düşünün. Moraliniz sık sık bozuluyor.
Bunun çaresi zaman zaman moral depolamak. Pozitif insanlarla beraber olmak.
YENGEÇ: hafiflemiş hissedeceksiniz kendinizi. Çünkü uzun süredir üzerinde çalıştığınız bir konu lehinize çözüme ulaşacak. Sabrettiniz ve mükafatını görüyorsunuz. Kendinizi kutlayabilirsiniz. Moraliniz, sağlığınız herşeyiniz çok mükemmel. Başarınızı devam ettirebilirseniz, gelecekte daha da güzel günler sizi bekliyor. Yeter ki azimli ve çalışkan olun.
Sevdiğinizle birkaç gün görüşemeyebilirsiniz. Bu özlemin ilişkiniz için de yararlı olabileceğini unutmayın.
ASLAN: Arkadaşlıklar, geleceğe yönelik yatırımlar ve projeler, sizin için ön plana çıkacak konular. Herşeyin istediğiniz
gibi olması için biraz daha beklemeniz gerekiyor. Katılacağınız davet ve toplantılarda yaratıcılığınızla her zamankinden
daha fazla dikkat çekeceksiniz. En ufak bir eleştiri bile sizi çileden çıkartmaya yetiyor. Sevdiğinizi bu yüzden çok üzüyorsunuz. Kendinizi affettirmeye çalışmalısınız. Haftasonu kaçamağı yapabilirsiniz. Bu sağlığınıza da iyi gelebilir.
BASAK Duygularınızdaki yoğunluk davranışlarınıza da yansıyor. Ancak özellikle dikkat isteyen konularda bunu önlemeniz yararınıza olacak. Içinizdeki fırtınaları iş yaşamınıza aksettirmeyin. Rahatlamak için bütün yarım kalmış işlerinizi bitirmekte yarar var. Kısa süreli beraberlikten bıkanlar ilerki günlerde uzun süreli bir beraberliğe adım atacaklar. Bir müddet
sonra hiç ummadığınız bir yerden elinize para geçecek.
TERAZİ: Çevrenizden biriyle yapacağınız konuşmalar sayesinde işinizle ilgili ileriye dönük birtakım planlar yapacaksınız. Bu konuşma sizin için çok yararlı olacak. İş yerinde karşılaşacağınız sorunları büyük tartışmalara yol açmadan
sonuçlandırmaya çalışın. Pozitif enerjinizi kaybetmeyin. Enerjinizi arttıracak doğal yiyeceklere yönelin. Aşk hayatınızda
olumlu gelişmeler sizi bekliyor.
AKREP: Amaçlarınıza rahatça ulaşabileceksiniz. Fakat çevrenizdekilerle inatlaşmayın. Bu tutumunuz onları çileden çıkarıyor. Herşeyi ben biliyorum havasından da vazgeçin. Karşınızdakilere de şans tanıyın. Yenilikler yapmanın vakti geldi
de geçiyor bile. Böylece kendinizi daha moralli ve zinde hissedebilirsiniz. Sağlığınız gayet iyi.
YAY: Geçtiğimiz günlerde yaşadığınız kötü bir olayın tekrar gündeme gelmesi önceleri biraz huzurunuzu kaçırsa da daha
sonra olaylar tamamen sizin lehinize gelişerek tüm olumsuzlukları giderecek. İş hayatınızda yapacağınız atılımlarla uzun
süredir beklediğiniz fırsatları yakalayabilirsiniz. Hayatınız tam çok monotonlaştığını düşündüğünüz anda canlanacak.
Yeni biri ile tanışacaksınız. Duygusal birliktelik olabilir. Şüpheciliğiniz ve bencil davranışlarınız etrafınızdakileri kırıyor.
Sağlığınıza dikkat edin.
OĞLAK: Evle ilgili değişiklik yapmanın zamanı geldi. Yaratma gücünüz sayesinde işte büyük başarı elde edebilirsiniz.
Size güçlü biri destek olabilir. Para konusuna diyecek yok. Bolluk sürüyor. Sevdiğinizle aranızda ailevi sorunlar olabilir.
Ailenizin sözlerini ona nakletmeyin. Bu sorun yaratabilir. Sevdiğiniz yoksa kendinden emin çekici biriyle tanışacaksınız.
Spor yapmayı ve diyet uygulamayı ihmal etmeyin.
KOVA: moralli halinizi devam ettirebilirseniz his ve çalışma hayatınızda bunun olumlu yansımalarını görürsünüz. Pozitif
enerjinizi kaybetmeyin. Enerjinizi arttıracak doğal yiyeceklere yönelin. Olumlu düşünen insanlarla beraber olmaya çalışın.
Bunun faydasını göreceksiniz. Fazla ağır yükler taşımayın kollarınızda problem yaratabilir.
BALIK: İstediğiniz başarı geliyor. Hiç ummadığınız birinden destek göreceksiniz. Bu kişi iş yerinizden ve sizi kıskandığını sandığınız biri. Aranızda güzel bir dostluk başlayacak. Evle ilgili bazı sorunlar olabilir. Bunu daha fazla büyütmemelisiniz. Herşeyin çaresi var. Çevrenizde yeni yeni kimseler belirmekte. Sevdiğinizle ölçülü ilişkiler içinde olmalısınız.
Sevdiğiniz yoksa bir yakınınız sayesinde tanışacağınız biriyle aranızda yakınlaşma olacak. Talih oyunları oynayıp moralinizi bozmayın. Şu sıralar şans oyunlarında kısmetiniz yok.
BEYAZ B A S T O N
27
BEYAZ BASTON DERGİSİ
ABONE FORMU
1 YILLIK ABONELİK BEDELİ
50 TL
iRTiBAT
İnkılap Sk. Arı Apt. No:15/20
Kızılay-Çankaya/ANKARA
Tel: 0.312 430 10 68
0.507 245 22 31
0.532 614 11 42
beyazbaston_06@hotmail.com
beyazbastondergisi@gmail.com
HESAP NO:
PTT Yenişehir Şubesi 8722945 nolu hesap
ADI
:
SOYADI :
ADRES :
İL-İLÇE :
TEL NO :
E-MAİL :
AKTİF GÖRME ENGELLİLER DERNEĞİ
28
RÖPORTAJ

Benzer belgeler

Temmuz 2011 sayı 37 - Aktif Görme Engelliler Derneği

Temmuz 2011 sayı 37 - Aktif Görme Engelliler Derneği az ilköðretim mezunu ya da 8. sýnýfta okuyor olmasý gerekiyor. Projeden faydalanacaklarda 50 yaþýný da geçmemiþ olma þartý aranýyor. Bu þartlarý taþýyan görme engelliler, illerindeki Sosyal Yardýml...

Detaylı