NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ KASIM 2012 SAYI: 364 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı Akaryakıt fiyatlarındaki artış, sektörün rekabet gücünü kırıyor “Lojistikte gelişim için kamunun planlı altyapı yatırımları kaçınılmaz” Tayfun Öktem: Ekol Lojistik CEO’su “Yeşil Lojistik ile 750 futbol sahası büyüklüğünde ormanı kurtarıyoruz” RÖPORTAJ Burcu Akdarı Toprak: Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD) Başkanı AYIN KONUĞU BAKIŞ AÇISI Nakliye sektörünün en temel ihtiyacı olan akaryakıta gelen zamlar nedeniyle, firmaların maliyetleri artıyor. Kâr etmekte zorlanan sektörün sıkıntısı, 10 numara yağ kullanımı ve uluslararası taşımada sınırda verilen yakıt miktarının 550 litre ile sınırlandırılması yüzünden daha da büyüyor. Okan Tuna : Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı “Uzaktan eğitim sistemimiz çalışanlar için büyük fırsat” 1974’ten bugüne Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Sektörünün SESİ, GÜCÜ, ÖNCÜSÜ ULUSLARARASI NAKLİYECİLER DERNEĞİ INTERNATIONAL TRANSPORTERS’ ASSOCIATION 2 İÇİNDEKİLER 36 CONTENTS GÜNDEM Akaryakıt fiyatları ve 550 litre kısıtlaması sektörün rekabet gücünü kırıyor Nakliye sektörünün en temel ihtiyacı olan akaryakıta gelen zamlar nedeniyle, firmaların maliyetleri artıyor. Kâr etmekte zorlanan sektörün sıkıntısı, 10 numara yağ kullanımı ve uluslararası taşımada sınırda verilen yakıt miktarının 550 litre ile sınırlandırılması yüzünden daha da büyüyor. 16 UND’DEN Türkiye ve Mısır Ro-Ro hattını geliștirmeye yönelik çalıșmalar sürüyor UND, Ekonomi Bakanlığı ve Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerinde Ro-Ro hattının gelişmesi ve yaşanılan sorunların çözülmesi için gerçekleşen iki ayrı toplantıya katıldı. 17 UND’DEN UND, özel yük çalıșmalarını hız kesmeden sürdürüyor Sektörün özel yük taşımalarında yaşadığı sorunların, mevzuat ve uygulamaların ele alındığı toplantıların ikincisi, Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde kamu ve sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. 21 UND’DEN UND Hatay Bölge Temsilciliği ve Eğitim Merkezi Ofisi faaliyette UND’nin kendi mülkü olan Hatay Bölge Temsilciliği ve Eğitim Merkezi Ofisi, 18 Ekim’de yapılan törenle hizmete açıldı. Üç eğitim salonu, toplantı salonu ve kütüphanenin yer aldığı binada, temsilcilik ve eğitim hizmetleri bir arada yürütülecek. KASIM l NOVEMBER l 2012 CONTENTS 18 UND’DEN Sektör Hatay Lojistik Zirvesi’nde bir araya geldi Antakya Mustafa Kemal Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda 18-19 Ekim’de yapılan Hatay Lojistik Zirvesi’nde buluşan sektör temsilcileri, bölgede lojistiğin geliştirilmesi için yapılan çalışmaları ele aldı. İÇİNDEKİLER 3 ’NİN SESİ Uluslararası Nakliyeciler Derneği Tașımacılık Organizasyonu İktisadi İșletmesi Adına Sahibi Ruhi Engin Özmen Yazı İșleri Müdürü Melike Tümen Yazı ișleri Sorumlusu Fevzi Çakmak Șerafettin Aras Yayın Kurulu Fevzi Çakmak 26 LOJİSTİK Dünyaya açılan tekstil sektöründe lojistik hizmetlerinin önemi artıyor Ürünlerin belirli bir dönemde pazara sunulması gerekliliği, tekstil ile lojistik sektörlerinin gerçekleştirdiği iş birliğini her geçen yıl artırıyor. Lojistik firmaları, tekstil sektörüne yönelik hizmetlerini çeşitlendirmeyi sürdürüyor. 38 Haber Merkezi Nazlı Karpat Alpdoğan Kahraman Berkalp Kaya Erman Ereke Meriç Katman Cansu Baki İbrahim Çolak Burak Çığa Mali İșler Müdürü Salih Koca Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 AYIN KONUĞU “750 futbol sahası büyüklüğünde ormanı kurtarıyoruz” Ekol Lojistik CEO’su Tayfun Öktem, çevreci intermodal taşımacılıkla aylık ortalama 750 futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanı kurtardıklarının altını çiziyor. 42 Yazı Kurulu Alper Özel Evren Bingöl Muammer Ünlü Elif Sevim Yayına Hazırlık Genel Yönetmen Gürhan Demirbaș Görsel Yönetmen Yavuz Karakaș Editör Nihan Çetin Grafik Tasarım Șahin Bingöl Düzeltmen Editör Ersel Ergüz RÖPORTAJ “Uzaktan eğitim sistemimiz çalıșanlar için büyük fırsat” Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Okan Tuna, uzaktan eğitim sistemi ile çalışan ve akademik anlamda gelişmek isteyen kişilere zengin bir içerikle eğitim imkanı sağladıklarını ifade etti. Fotoğraflar Nihat Malçuk, Damla Salor, Murat Güney İletișim Yazı ișleri: (0212) 440 27 83 Pazarlama: (0212) 440 27 65 ajansd@dunya.com Baskı Dünya Yayıncılık A.Ș. Globus Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi 34440 Bağcılar/İstanbul Tel: 0212 440 24 24 KASIM l NOVEMBER l 2012 LEADING ARTICLE BAȘYAZI Karayolu eșya tașımacılığı pazarında kan kaybı sürüyor The road freight transport market keeps losing blood Lojistik sektörü küresel çapta sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Akaryakıt maliyetleri, kapasite fazlası, güzergâhlarda yaşanan sorunlar derken, küresel taşıma rakamlarında 2007 seviyeleri hala yakalanamıyor. Freightex verilerine göre, bu yılın Mayıs ayına kadar 2010 seviyelerinden daha iyi konumda olan Avrupa karayolu eşya taşımacılığı navlun endeksi son beş ayda yüzde 7 düştü. Bu durum, küresel kriz sonrasında giderek artan korumacılığı da tetikliyor. Bu araçlardan biri olan ve tüm Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmakta olan yol vergileri, maliyet kalemlerimize ekleniyor. Örneğin, son yıllarda yabancı araçların, kendi taşımacılık pazarında hâkimiyet kurduğu İngiltere de Avrupa çapında karayolu taşımalarını vergilendiren ülkeler kervanına katılıyor. Parlamentodan geçen yeni düzenleme ile İngiltere’ye taşıma yapacak 12 ton ve üzeri tüm yabancı plakalı araçlardan yılda azami bin 245 euro veya günlük 12,45 euro’ya tekabül eden bir yol vergisi almaya hazırlanılıyor. Aynı şekilde Macaristan’da da 2013 yılı için benzer hazırlıklar var. Karayoluyla uluslararası taşıma pazarımızın mevcut gidişatı olumlu bir tablo sergilemiyor. TOBB verilerine göre, 2012 yılının Ekim ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre verilen geçiş belgesi sayısında yüzde 11,38’lik, TIR Karnesi sayısında ise yüzde 3,52’lik bir azalma yaşandı. 2012 yılının ilk 10 ayında verilen toplam geçiş belgesi sayısında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,12’lik, TIR Karnesi sayısında ise yüzde 2,13’lük bir azalma oldu. Avrupa pazarında ciddi kâr marjı daralmalarıyla mücadele eden nakliyecilerimiz için artık siyasi riskler nedeniyle Orta Doğu pazarı bir kurtuluş olmaktan uzak. Öte yandan en son Kazakistan ile yaşanan geçiş belgesi krizinde de gördüğümüz gibi, Türkiye’nin yük pazarından pay almayı planlayan ülkeler de hızla artıyor. Rus, Yunan nakliyeciler derken, geçiş belgesi artırma karşılığında yük pazarımızdan pay talep eden ülkeler kervanına Kazakistan da katıldı. Bu durum nakliyecilerimizi ciddi iş kaybı riskiyle karşı karşıya bırakacak. Yabancı plakalı araçlar konusu özellikle son birkaç senedir gündemimizde üst sıralarda yer alıyor. UND olarak, yabancı plakalı araçların pazar paylarındaki artışları sürekli izliyoruz. Gümrüklerden aldığımız istatistiklere göre, eylül sonu itibarıyla ülkemizin tüm sınır kapılarından gerçekleştirilen ihraç taşımalarında Türk araçlarının payı önceki yıla göre yüzde 83’ten yüzde 81’e geriledi. Yabancı araçların ihraç pazarımızdaki payı ise yüzde 2 artarak yüzde 17’ye çıktı. Yani, toplam 1,4 milyon ihraç taşımanın 273 bini yabancı araçlar tarafından gerçekleştiriliyor. Sadece Batı sınır kapılardan gerçekleştirdiğimiz ihraç taşımalarda yabancı araçların payı son beş yılda yüzde 23’ten yüzde 35’e çıkarken, bizim araçların payı yüzde 77’den yüzde 65’e kadar indi. Bu duruma sadece kara sınır kapılarından baktığımızda, yerli-yabancı ihracat pazar paylaşımında Türk araçlarının payının son beş yılda yüzde 73’ten yüzde 57’ye indiğini, yabancıların ise paylarını yüzde 16 artırdığını görüyoruz. Kota, vize ve artan maliyet sorunlarının somut göstergesi olan bu duruma, Ro-Ro hatlarıyla çare arayan nakliyecilerimiz, karadaki kaybı denizden telafi etmeye çalışıyor. Doğu kapılarında da, Habur çıkışlarını hariç tuttuğumuz zaman, son beş yılda yabancı araçlar payını yüzde 11’den yüzde 23’e çıkardı. Ülkemize yük almak üzere boş giren yabancı araçların sayısı ise üç yılda yüzde 18 oranında arttı. Bu konuda üyelerimizden gelen şikâyetleri de değerlendirerek ilgili resmi merciler nezdindeki girişimlerimizi artırdık. Kota sorununun çözümü konusundaki temaslarımızın yanında yabancı araçlara Türkiye taşımalarındaki ihlalleri ile ilgili ceza uygulamalarında karşılaştıkları sorunların çözümü konusunda öneri ve destek verdiğimiz çalışmaların, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde son aylarda hızlandırıldığını biliyoruz. Umuyoruz ki çok yakında, yabancı plakalı araçlara, tıpkı bizim araçlarımıza yurt dışında uygulandığı gibi, her türlü ihlal karşılığında uygulanacak bağlayıcı bir mevzuat yürürlüğe girer. Böylece haksız uygulamalar ortadan kaldırılabilir. The logistics sector is undergoing a troublesome period on global scale. The levels of 2007 are still too far away to grasp once again considering problems like fuel costs, idle excessive capacity and issues encountered on transport routes. According to the Freightex data, the freight index decreased by 7 percent within the last five months in the European road transport sector, which remained at a better level than that of 2010 until the month of May this year. This situation triggers the trend of conservation that has been fueled steadily following the global recession. One of the respective instruments which have been getting increasingly widespread around European countries, road taxes add up on our total costs. In recent years, for example, being a country where foreign vehicles established dominance in their respective transport markets, the UK is also now becoming a part of the list of countries to impose taxes on its road transports in Europe despite. Upon adoption of the new practice at the British parliament, the country is getting ready to impose a road tax on all vehicles with foreign license plates and a capacity of 12 tons and above, corresponding to 245 EUR at maximum on annual basis or 12.45 EUR daily. Likewise, Hungary is engaged in similar preparations for 2013. The picture of our international road transport market does not appear to be positive. According to TUCCE data, the number of transport permits granted has decreased by 11.38 percent and that of TIR carnets by 3.52 percent when October 2012 is compared to the same time of the last year. Within the initial 10 months of 2012, the total number of transport permits granted has decreased by 2.12 percent and that of TIR carnets by 2.13 percent when compared to the same term of the last year. Struggling against a grave level of shrinkage in profit margins in the European market, our transporters may not consider the Middle Eastern market as a market of last resort anymore because of the political risks involved. On the other hand, the number of countries planning to take their shares off of the Turkish freight market keeps climbing at a fast rate, as can be observed in the latest transport permit crisis with Kazakhstan. In the wake of nations like Russia and Greece, Kazakhstan has now become yet another country claiming its share from our freight market in return of increasing the number of transport permits. This situation is bound to compel our transporters to face the risk of serious business losses. The issue regarding vehicles with foreign license plates has been a top item on the agenda particularly for the last several years. As UND, we constantly monitor the increases in market shares of foreign vehicles. As can be understood by reading the statistical data compiled by customs administrations, the share of Turkish vehicles in all export runs realized through all of our border gates has decreased as of the end of September from 83 percent to 81, while the share of foreign vehicles in our export market increased by 2 percent, totaling up to 17 percent. This means 273 thousand of our 1.4 million export runs are realized by foreign vehicles. Actually, the share of foreign vehicles in the exports carried out only through our Western border gates has increased from 23 percent to 35 within the last five years, whereas the share of our vehicles shrank from 77 percent down to 65. When we evaluate the whole situation in terms of only road border gates, the share of Turkish vehicles in the foreign-domestic export market has decreased from 73 percent to 57, while foreigners managed to increase their rate by 16 percent. A concrete result of quota issues, problems with visas and increasing costs, the situation was countered by our transporters through the use of Ro-Ro lines in an attempt to make up for the road losses on the sea. As for the situation with Eastern gates, excluding exits from Khabur, foreign vehicles received a boost in their shares, climbing up from 11 percent to 23. The number of unloaded vehicles to enter our country for freight has also increased by 18 percent within the last three years. Considering our members’ complaints, we consolidated our efforts before the competent authorities to address this issue. In addition to our contacts with regards to resolving the quota issues, we also realize that the studies by the Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications aimed at solving problems about violations by foreign vehicles during the course of their transports to Turkey and issues on imposing sanctions are in rapid progress, with our assistance in terms of providing concrete suggestions and support. We do hope that a binding legislation will soon enter into force, introducing sanctions against all violations by foreign vehicles just as those practiced on our vehicles abroad. In this way, unjust practices can thus be eliminated. KASIM l NOVEMBER l 2012 5 6 UND’DEN FROM UND Polonya ZMPD, 55. yılını kutladı Varşova’da 12 Ekim 2012 tarihinde düzenlenen Polonya muadil derneği ZMPD’nin 55’inci yıl dönümü toplantısında UND, yabancı plakalı araçların Türkiye’de gerçekleştirdikleri üçüncü ülke taşımaları ve transit taşımacılığının serbestleştirilmesine yönelik görüşmeler yaptı. olonya Uluslararası Karayolu Taşımacıları Derneği ZMPD’nin 55’inci yıl dönümü toplantısı, 12 Ekim 2012 tarihinde Varşova’da gerçekleştirildi. Toplantıya Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Makedonya, Letonya, Litvanya, Moldova ve Gürcistan dernek temsilcilerinin yanı sıra Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) Başkanı Janusz Lacny de katıldı. UND adına Uzman Meriç Katman’ın katıldığı toplantıda, dernek temsilcileri ve sektör paydaşları Polonya Derneği hakkındaki görüşlerini ve iyi dileklerini bildirdi. Toplantıda ayrıca, derneğin önümüzdeki yıllarda yürüteceği projelerin lansmanı yapıldı. Yıl dönümü toplantısında UND, Türk nakliyecisi için önemli konuların başında gelen yabancı plakalı araçların Türkiye’de gerçekleştirdikleri üçüncü ülke taşımaları ve transit taşımcılığın serbestleştirilmesi hakkında görüşmelerde bulundu. UND, aynı tarihlerde Arnavutluk’ta yapılan ve yıllık UBAK kotasının belirlendiği ITF toplantısında da, Türkiye kotasının düşürülmemesine ilişkin lobi çalışmalarını sürdürdü. Polonya, transit geçişlerde Türkiye taşımacıları için önemli bir konumda bulunuyor. Özellikle Avusturya’nın üzerinden geçen transiti kısıtlama yönündeki politika nede- P niyle Türk taşımacılarına alternatif güzergâh oluşturma ihtiyacı doğdu. Bu sebeple, Almanya’ya ve Kuzey Avrupa’ya gidişlerde Polonya üzerinden oluşturulan güzergâhların daha yoğun olarak kullanılabilmesi ve teşviki amacıyla da Polonya transit geçişi Türk taşımacıları için önem kazanıyor. Dışişleri Bakanlığı toplantısında vize sorunları ele alındı UND heyetinin, Dışişleri Bakanlığı ile yaptığı toplantıda, vize temin sürecinde yaşanılan sorunların sektöre önemli ölçüde zaman ve maliyet kayıpları yaşattığı iletilerek, sorunların çözümüne yönelik destek talep edildi. ND, 9 Ekim 2012 tarihinde Dışişleri Bakanlığı ile sektörün vize sorunlarına yönelik bir toplantı yaptı. Daire Başkanı Arif Taşpınar ile yapılan toplantıda, dernek üyelerinin Schengen vizesi teminlerinde zaman kayıplarına ve maliyetlerine olumsuz etkisi olan aracı kurumlarla çalışma zorunluluğu ve sektörün bu uygulamanın dışında tutulması için destek beklendiği iletildi. Toplantıda ayrıca, gerek Schengen gerek diğer ülkelerden vize temin süreçlerinde tır sürücülerinden talep edilen “davetiye” konusu da görüşüldü. Tır sürücüleri için bu davetiyenin vize kolaylığı yerine prosedürleri zorlaştırıcı bir engel olduğu belirtildi. Türk ihraç ve ithal yükünü resmi evrak kapsamında taşıyan tır sürücülerinin meslekleri gereği bir davetiyeye ihtiyaçları olmadığı, herhangi bir davet, toplantı ve fuara katıldıkları ifade edildi. Söz konusu uygulamanın kaldırılması için girişimde bulunulması talep edildi. Toplantıda, Suudi Arabistan ile Türkmenistan vize teminlerinde yaşanan sorunlar iletildi. Bu kapsamda, Suudi Arabistan’ın gerek transit gerekse ikili taşımalar için U KASIM l NOVEMBER l 2012 Türk sürücülerinden “plaka şartı” aradığı, vizeleri kişinin adına ve kullanacağı aracın plakasına göre düzenlediği belirtildi. Böylece adına vize düzenlenen sürücünün aynı firmanın başka bir aracını kullanamadığı paylaşıldı. Ayrıca Türkmenistan vize başvurularının sebep belirtilmeden reddedilmesi, daha önce hiç Türkmenistan’a gitmemiş kişiler için bile “yasaklı” oldukları gerekçesi ile vize işlemlerinin geri çevirilmesi, davetiye temin sürelerinin çok uzun olması sebebiyle yaşanan zaman kayıpları da görüşüldü. Toplantıda UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zahit Sağlık, gemi adamları ve hava personeline tanınan vize kolaylıkları veya belirli bir kimlik kartı ile taşıma yapmalarına izin verilen sistemin tır sürücüleri için de tanınmasının büyük önem taşıdığını belirtti ve destek talep etti. Daire Başkanı Arif Taşpınar ile yapılan toplantıya UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zahit Sağlık, UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdal İlhan, UND İcra Kurulu Üyesi Elif Sevim, UND Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak katıldı. 8 UND’DEN FROM UND TOBB-UND Lojistik Yatırım’dan “Mısır geçerli” CPD Karnesi hizmeti TOBB-UND Lojistik Yatırım, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından “Mısır geçerli” olarak düzenlenen CPD karnelerinin, araçların Mısır geçişlerinde ayrıca bir ücret ödenmeden kabul edilmesini sağladı. uriye’deki iç karışıklık nedeniyle Türkiye’den karayolu ile Körfez ülkelerine yapılan taşımalar, Mersin ve İskenderun limanlarından Mısır’ın Port Said Limanı’na başlatılan Ro-Ro seferleri ile devam ettiriliyor. Mısır’ın karayolu ile geçilmesi nedeniyle bu ülke gümrük makamlarınca taşıt aracının geçişi için “triptik ücreti” adı altında gidiş ve dönüşte ücret alınıyor. Ayrıca eşyanın gümrük vergileri karşılığı gümrük idaresine yatırılması gerekli teminat için de Mısır’daki acenteler tarafından ücret talep ediliyor. TOBB-UND Lojistik Yatırım AŞ, taşımacıların maliyetlerinin düşürülmesi için Kahire Büyükelçiliği kanalı ile Mısır Gümrük İdaresi’ne eşyanın gümrük vergileri karşılığında dünya çapında bir teminat sunması için girişimlerde bulundu. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (TTOK) tarafından “Mısır geçerli” olarak düzenlenen CPD karnelerinin, araçların Mısır geçişlerinde ayrıca bir ücret ödenmeden kabul edilmesi TOBB-UND Lojistik Yatırım AŞ’nin çalışmaları sonucunda gerçekleşti. “Mısır geçerli” CPD Karnesi, taşıt aracının yabancı bir ülkeden geçişi için teminat hüviyetinde uluslararası geçerliliği olan bir belge. TTOK tarafından her bir plaka için 160 TL ücret ve bin TL teminat karşılığında bir yıl geçerli olarak düzenleniyor. TOBB-UND Lojistik Yatırım AŞ, TTOK’a taşımacı firma tarafından her bir plaka için verilmesi gereken 2 bin TL teminatı, çekici+dorse kombinasyonu için yılda bir sefere mahsus olmak üzere 150 dolar ücret karşılığında üstlenerek, taşımacı firmanın teminat vermekten kaynaklanan maliyetlerinin düşürülmesine imkân sağladı. Böylece, İskenderun’dan kalkan Sisa Denizcilik işletmesine ait gemi- S lerde triptik ücreti alınmayacağından maliyetlerde her bir sefer için 75 dolarlık düşüş sağlanacak. “Mısır geçerli” CPD Karnesi olmaksızın Mısır’a ayda iki sefer olmak üzere yılda toplam 24 sefer yapan bir çekici+dorse kombinasyonunun ödeyeceği triptik ücreti maliyeti, araç başına yaklaşık bin 600 dolar azalacak. Bu durumda ortalama 30 aracı olan bir filo için yıllık 48 bin dolar maliyet avantajı sağlanacak. UNDnet, Sırbistan’da T1 hizmetine başladı TOBB-UND Lojistik Yatırım AŞ, 28 Şubat 2012 itibarıyla 24 Temmuz 2011 tarihli Ortak Transit Yönetmeliği hükümleri gereğince Türkiye’deki karayolu taşımacılarının faaliyetlerine ilişkin, yurt içi ve yurt dışında gümrük idareleri nezdinde doğabilecek gümrük alacaklarına yönelik “kapsamlı teminat” sağlamak üzere yetkilendirilen ilk özel şirket oldu. Hizmet vermeye başladığı 1 Şubat 2012 tarihinden bu yana UNDnet sistemi üzerinden yaklaşık 13 bin transit beyanı açıldı. TOBB-UND AŞ tarafından yapılan Sırbistan üzeri ihracat deneme taşımaları başarıyla sonuçlandı. Taşıma başına 100 euroya varan bir maliyet avantajı doğuran ve sektöre maddi açıdan önemli bir avantaj sağlayacak olan Sırbistan güzergahını da kapsayan ilk T1 hizmeti de hizmete sunuldu. Bolu Çalışma Grubu toplantısı düzenlendi Bolu Çalışma Grubu Toplantısı, 3 Kasım’da UND Bolu Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. olu Çalışma Grubu Toplantısı 3 Kasım 2012 tarihinde UND Bolu Temsilciliği’nde yapıldı. Toplantıya Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Yeniçağa Yaşar Çelik Meslek Yüksekokulu Genç Lojistikçiler Topluluğu öğrenci temsilcileri katıldı. Genç Lojistikçiler Topluluğu üyeleri yaptıkları çalışmalardan ve bölge üyelerinden beklentilerini dile getirdi. Toplantıda ayrıca, UNDnet’in Sırbistan güzergahında T1 hizmetine başlaması, UND 2011-2013 Sektör Raporu bilgilerinin güncellenmesi, Szeged-Wels Ro-La hattı ve UN Ro-Ro Rezerve gibi konular görüşüldü. Toplantıya Engin Ergin (Özay), Ömer Gülen (Bolubeyi), İbrahim Çelikbaş (Köroğlu), Ertan Perçin (Bolkar), Selçuk Hitit (Hitit), Aydın Ataş (Çağ), Hayrettin Yılmaz (Trans 14), Zekeriya Özsoy (Pay), Resul Emin Kaya (Ali- B KASIM l NOVEMBER l 2012 bey), Şaban Özcan (Türkcan), Tarık Asma, Serkan Yılmaz, Ersin Bahadır, Yavuz Selim Çetin (Yeniçağa Yaşar Çelik Meslek Yüksekokulu Genç Lojistikçiler Topluluğu) katıldı. 10 UND’DEN FROM UND Türkiye-Romanya KUKK toplantısı gerçekleştirildi Türkiye ile Romanya arasındaki Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı, 3–4 Ekim 2012 tarihlerinde Bükreş’te yapıldı. omanya kotasında 2008 yılından beri bir artış olmadı. En son 2011 yılında başlatılan Ro-Ro hattı kapsamında denizyolu ile Romanya’ya varış yapacak olan araçlara tahsis edilmek üzere özel ibareli 4 bin ücretsiz transit belgesi alındı. 2012 yılının Haziran ayında gerçekleştirilen toplantıda bir protokol imzalandı. Buna göre 2011 yılında belirlenen kotalar mevcut durumunu korudu. Romanya’nın Başkenti Bükreş’te 3-4 Ekim 2012 tarihlerinde yapılan son toplantıda, 2012 yılı sonuna kadar ek 8 bin adet ücretsiz transit belgesi alındı. 2013 yılı için ise 25 bin adet olan ücretsiz transit belge kotası 36 bin adede yükseltildi. Her euro normu araçta kullanılabilecek olan bu ücretsiz transit belgeler, Türk nakliyecisine 2012 yılı sonuna kadar 1 milyon 904 bin euro, 2013 yılında ise 2 milyon 618 bin euro kazandıracak. Türk nakliyecisi ücretsiz belgelerin olmadığı zamanlarda, Romanya transit geçişleri için çift yön 238 euro (KDV dâhil) geçiş ücreti ödüyordu. Yıl içinde kotalarının bitmesi durumunda yapılan ek belge taleplerinin önüne geçmek ve belge kullanımlarını kontrol altında tutmak amacıyla Romen tarafına yıl içinde tahsis edilen ek 3’üncü ülke belgesi bin 500 adet olarak mevcut kotaya dâhil edildi ve bu kota ileriki yıllarda sabit olacak şekilde protokole eklendi. Buna göre 2013 yılından itibaren mevcut kotalar sabit kalacak ve yapılması öngörülen kota artışları ise 1’e 7 oranında gerçekleştirilecek. Yani Romanya tarafına verilen her bir belge karşılığında Türk nakliyecisi için yedi adet ücretsiz transit belgesi tahsis edilecek. Toplantıda, Romen nakliyecilerinin kendilerine tahsis edilen 3’üncü ülke belgelerini kuralına uygun ve verimli kullanmaları için Türkiye’de uygulanmakta olan geçiş belgesi iade sistemi, trafik kontrol ve cezaları hakkında bilgi verildi. R Teşekkür UND olarak, Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Yazar ile Uzman Meriç Katman tarafından temsil edildiğimiz toplantıdaki etkin çalışmaları ve girişimleri için Karayolu Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Sayın Hüseyin Yılmaz başta olmak üzere tüm Türk heyetine teşekkür ederiz. Makedonya Amerit, UND’yi ziyaret etti 12 Kasım’da Makedonya muadil derneği Amerit Genel Sekreteri Zlatko Kocovski ve Tır Müdürü Dragan Ivanovski’nin UND ile yaptığı toplantıda, her iki ülke taşımacılarının yaşadığı sorunlar tartışıldı. akedonya’nın uluslararası karayolu taşımacıları ile ilgili derneği Amerit’in Genel Sekreteri Zlatko Kocovski ve Tır Müdürü Dragan Ivanovski 12 Kasım 2012 tarihinde UND’yi ziyaret etti. Yapılan toplantıda 15-16 Mayıs 2012 tarihlerinde Üsküp’te gerçekleştirilen Türkiye-Makedonya KUKK toplantısında görüşülen konular ele alındı. Ayrıca ortak transit sistemi, üçüncü ülke taşımaları ile ilgili Makedonya’nın kota artışı talebi ve her iki ülke taşımacılarının yaşadığı sorunlara ilişkin detayların görüşüldüğü toplantıda iki dernek arasındaki olası iş birliklerine yönelik görüşme yapıldı. Toplantı sonunda iki dernek arasındaki iş birliğinin devam ettirilmesi konusunda fikir birliğine varıldı. Toplantıda UND’yi İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel ve Gümrük Uzmanı Erman Ereke temsil etti. M KASIM l NOVEMBER l 2012 12 UND’DEN FROM UND 22. BSEC-URTA Genel Kurulu Moldova’da toplandı Uluslararası Ağırlık Sertifikası pilot projesinin başlatılmasına yönelik mutabakat zaptı imzalanan 22. BSEC-URTA Genel Kurulu, Moldova’da bir araya geldi. oldova’nın başkenti Kişinev’de 3 Ekim 2012’de gerçekleşen 22. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Kara Taşıma Ulaştırma Kuruluşları Birliği (BSEC-URTA) Genel Kurulu’nda, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) ve BSEC-URTA arasında Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (BMAEK) Harmonizasyon Sözleşmesi Ek-8 kapsamında uygulanması amaçlanan Uluslararası Ağırlık Sertifikası pilot projesinin başlatılmasına ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Gerçekleşmesi durumunda üye ülkelerin taşımacılarına büyük kolaylık sağlayacak olan projenin Eylül 2012-Aralık 2013 yılları arasında 16 ay süreceği ancak gerekli görüldüğü takdirde uzatılabileceği öngörülüyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Ağırlık Sertifikası, hâlihazırda 56 ülkenin kabul etmiş olduğu Eşyaların Sınır Kontrollerinin Uyumlaştırılmasına dair 1982 tarihli BM Sözleşmesi’nin 2008’de yürürlüğe giren 8 numaralı eki ile belirtiliyor. Ancak imza atan hiçbir ülke, resmen kabul edilen Uluslararası Ağırlık Sertifikası’nı fiilen uygulamaya almadı. BSEC-URTA, Türkiye’nin desteğini arkasına alarak söz konusu sertifika için çalışıyor. Bu çalışmalar neticesinde Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Sırbistan ve Ukrayna’dan sektör kuruluşları ya da hükümetlerin desteği sağlandı. IRU’nun bu konuya öncelik vermesi çalışmalara daha da güç kattı. Son olarak UNDP’nin girişimlere dahil olmasıyla mutabakat zaptı imzalandı. Bu çerçevede BSECURTA üyesi ülkeler arasında Uluslararası Ağırlık Sertifikası pilot projesinin hayata geçirilebilmesi durumunda, uluslararası eşya taşımacılığı yapan araçların, yola çıkarken Birleşmiş Milletler onaylı kantarlarda tartılıp sertifikalandırıldıktan sonra güzergâhları boyunca bir daha ağırlık kontrolüne tabi tutulmaması mümkün hale gelecek. Moldova Derneği’nin (AITA) kuruluşunun 20’nci yıl dönümüne denk gelmesi sebebi ile düzenlenen organizasyonda, UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, AITA ve BSEC-URTA Başkanı Vladimir Florea’ya bir plaket sundu. Organizasyona aynı zamanda Moldova Başbakanı Vladimir Filat da katıldı. Genel kurulda gerçekleştirilen seçimlerde ise BSEC-URTA başkanlığını üç dönemdir yü- M KASIM l NOVEMBER l 2012 rüten Vladimir Florea yeniden başkan seçilirken, UND temsilcisi Cahit Soysal ile Ermenistan temsilcisi Herbert Hambardzumyan başkan yardımcılıklarına getirildi. Kuruluşunda ve gelişiminde UND’nin büyük çabası bulunan BSEC-URTA, bölge hükümetleri ile iş birliği içinde çalışarak, özel sektöre katkı sağlanması ve sorunların çözümlenmesi için ortak projeler yürütüyor. Bu ortak projeler arasında, KEİ Mesleki Yeterlilik Eğitim Sertifikalarının Karşılıklı Tanınması Anlaşması, KEİ Karayolu ile Eşya Taşımacılığının Kolaylaştırılması Mutabakat Zabtı, Karadeniz Çevre Otoyolu Tır Kervanı Otoban Projesi, KEİ Karadeniz Çevre Otoyolu ve KEİ deniz otoyolları mutabakat zabıtları, profesyonel tır sürücülerine vize verilmesinin kolaylaştırılması ve BSEC geçiş belgesi gibi çalışmalar bulunuyor. Cahit Soysal Kimdir? Hakkari’de 1954 yılında dünyaya gelen Cahit Soysal, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi iktisat ve maliye bölümünden 1977’de mezun oldu. 2000-2002 yılları arasında Gümrükler Genel Müdürü olarak görev yaptı. 2002 yılından itibaren 2.5 yıl süreyle UND’nin İcra Kurulu Başkanlığı görevini sürdürdü. Cahit Soysal halihazırda UND Yönetim Kurulu Başkanı başdanışmanıdır. YEARS OF TRUCK TYRES +ARDA9OL4UTU¯ Kaplanabilirlik 9AKT4ASARRUFU $}¯}K'}R}LT} ȘİMDİ KIȘLAR DAHA GÜVENLİ. PIRELLI 01 KIȘ SERİSİ: YENİ NESİL AĞIR VASITA LASTİĞİ. Güvenliğinizi Pirelli de sizin kadar düșünüyor. Pirelli FW:01 ve TW:01 kıș lastikleri de bu yüzden yaratıldı: Size mükemmel bir yol tutuș, kavrama ve azaltılmıș fren mesafesi sunarken km performansından da ödün vermeyen üstün teknoloji. pirelli.com.tr 14 UND’DEN FROM UND Türkiye-Ukrayna KUKK Toplantısı Ankara’da düzenlendi Ankara’da 9-10 Ekim 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen Türkiye-Ukrayna Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı’nda iki ülke arasında yapılan uluslararası taşıma anlaşmasındaki değişiklikler görüşüldü. ürkiye-Ukrayna Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı 9-10 Ekim 2012 tarihlerinde Ankara’da yapıldı. Türk heyetine Karayolu Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz’ın başkanlık ettiği toplantıda Ukrayna heyeti başkanlığını ise Kara Ulaştırması Genel Müdürü Dmytro Petukhov yürüttü. Toplantıda istatistiki veri değişimi, eşya taşımacılığı, yolcu taşımacılığı ve 1994’te imzalanan Türkiye ile Ukrayna arasında uluslararası taşıma anlaşmasındaki değişiklikler karşılaştırıldı ve değerlendirildi. Toplantıda uluslararası ulaştırma sektörünün en önemli taleplerinden biri olan “iki ülke arasında karayolu taşımalarıyla ilgili acil sorunları iletmek üzere iletişim noktaları” belirlendi ve iletişim noktalarına ilişkin gerekli bilgiler sunuldu. Türk heyeti, Türk taşımacılarının Ukrayna’nın Sivastopol Limanı’nda karşılaştığı sorunları dile getirdi. Ukrayna heyeti de konunun ilgili makamlarla görüşüleceğini ve so- T nucunun Türk tarafına bildirileceğini ifade etti. Toplantıda, geçiş belgeleri sayısı üzerinde yoğun çalışma gerçekleştirildi ve müzakereler sonunda 2013 yılı için geçiş belgeleri kotası şöyle belirlendi: 6 bin adet ikili izin 3 bin adet transit izin 8 bin adet transit EURO-1 izni Bin 900 adet üçüncü ülke izni 3 bin 750 adet boş girip kendi ülkesine yük alma izni Toplantıya UND Genel Sekreteri Fevzi Çakmak, Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubu Başkanı Ufuk Cengizoğlu ve Uzman Alpdoğan Kahraman katıldı. ● ● ● ● ● UND olarak sektörün menfaatleri kapsamında toplantıda gösterdiği başarılı yönetimden dolayı Heyet Başkanı Hüseyin Yılmaz’a teşekkür ederiz. UND, Hazine Müsteşarlığı ile sektörün sigorta taleplerini görüştü UND, 9 Ekim’de Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü ile yaptığı toplantıda, Zorunlu Mali Sorumluluk sigortalarında primlerin çok yüksek olduğu ve maliyetlerin azaltılması için sistemde değişiklik yapılması gerektiğini dile getirdi. nkara’da 9 Ekim’de Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nde yapılan toplantıda, sektörün sigorta konularına yönelik talepleri görüşüldü. Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik Sigortası) sigortalarının primlerinin çok yüksek olduğu belirtilen toplantıda, bu maliyetlerin Yeşil Kart ve Kasko primleri ile birlikte aşağı çekilerek tabana yayılmasının sağlanması ile sistemde değişiklik yapılması önerildi. Trafik ve Yeşil Kart sigortalarının yanı sıra kasko, seyahat, sağlık ve yapılması gereken başka sigortaların da olduğu ancak taşımacıların maliyetler yüzünden bazı sigorta kollarını yaptırmaktan vazgeçmek zorunda kaldığı bilgisi paylaşıldı. Toplantıda karayoluyla uluslararası eşya taşımacılığı yapan firmaların ödemiş oldukları Trafik Sigorta primlerinin, tırların yurt dışında olduğu günlerin ispatı halinde iade edilmesi veya bir sonraki yıl için ödenecek primlerden alınması talep edildi. Yeşil Kart poliçeleri ile ilgili olarak, fiyatların düşürülmesi ve bu yolla daha çok Türk taşımacısının Yeşil Kart poliçelerini Türkiye’den temin etmelerinin sağlanması önerildi. 2012 yılında kesilen toplam Yeşil Kart poliçe sayısının 15 bin adet civarında olduğu, Yeşil Kart poliçelerinin özel- A KASIM l NOVEMBER l 2012 likle indirim hakkı olan (hasarsız) araçlar için düzenlendiği ancak hasarı fazla olan araçların prim maliyetlerinin de yüksek olması sebebiyle Yeşil Kart yaptırmadıkları belirtildi. Ayrıca, her geçen yıl Yeşil Kart yaptıran sigortalı sayısının düştüğü, yurt dışında yapılan Yeşil Kart sigortalarına güvenilmemesi gerektiği, birçok poliçenin sahte olduğu ifade edildi. UND heyeti tarafından, Türkiye’de Yeşil Kart yaptırmayan araçların daha düşük maliyetler ile yurt dışında Yeşil Kart sigortası yaptırdıkları ifade edildi ve Yeşil Kart poliçe rakamlarının daha aşağı çekilmesi ile sisteme birçok aracın dahil edilebileceği aktarıldı. Orta Doğu ülkeleri Zorunlu Trafik Sigortaları’na ilişkin olarak, ilgili ülkelerin kurumları ile görüşülerek mevcut poliçelerin mütekabiliyet esası kapsamında her iki ülkede de geçerli olmasının sağlanması talep edildi. Toplantıya, Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç, Daire Başkanı Gökhan Karasu, Uzman Zerrin Keleş, MTB Büro Müdürü Hilmi Karamercan, UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zahit Sağlık, UND İcra Kurulu Üyesi Elif Sevim ve UND Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak katıldı. 16 UND’DEN FROM UND Türkiye ve Mısır Ro-Ro hattını geliştirmeye yönelik çalışmalar sürüyor UND, Ekonomi Bakanlığı ve Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde Ro-Ro hattının gelişmesi ve yaşanılan sorunların çözülmesi için gerçekleştirilen iki ayrı toplantıya katıldı. ND, Türkiye ve Mısır arasındaki Ro-Ro hattının geliştirilmesi, üyelerin ve ihracatçıların Körfez ülkelerine olan taşımalarının ve ihracatlarının hızlı bir şekilde ulaşması için Ekonomi Bakanlığı, resmi ve özel sektör temsilcileri, Ro-Ro hattı işletmecileri ile bir görüşme gerçekleştirdi. UND tarafından yapılan toplantılar neticesinde, İskenderun ve Port Said arasındaki hatla ilgili olarak üyelerin ve sürücülerin operasyonlarında birtakım hususlara dikkat etmesinin hattın süratli çalışması için büyük önem taşıdığı belirtildi. Ekonomi Bakanlığı’nın organizasyonuna Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, TOBB-UND Lojistik AŞ gibi kuruluşların temsilcileri katıldı, UND’yi, Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, Yönetim Kurulu Üyesi Edip Bakımcı ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yılmaz’ın temsil ettiği organizasyonda, TürkiyeMısır arasındaki Ro-Ro hattının geliştirilmesi ve yaşanılan sorunların çözülmesi hedefine yönelik görüşmeler yapıldı. Bu kapsamda İskenderun-Port Said limanları arasında çarşamba günü sefere çıkan geminin en geç öğlen saat 12’de işlemlerini bitirmesi gerektiği, geminin gecikmesi durumunda perşembe öğleden sonra Mısır’a ulaştığı, perşembe günü 16.30’da Mısır gümrüklerinde mesainin bitmesi ve cuma gününün tatil olması sebebiyle taşımanın aksadığını, sürücülerin limanda mahsur kaldığı ifade edildi. Bu nedenle gerek sürücülerin gerekse firmaların araçlarının salı günü geceden limana evrakı tam bir şekilde gelmelerinin büyük önem taşıdığı belirtildi. Mısır’a ulaşan araçların konvoy halinde mevcut durumda Suudi Arabistan’a ulaşmak için Mısır’ın Sukna Limanı’na hareket ettiğinin unutulmaması gerektiği, bazı sürücülerin az mazotla gelmesi sebebiyle konvoy halinde benzin istasyonuna uğradığı ve tüm konvoyun bu sebeple bir iki saat geciktiği belirtildi. Diğer taraftan, yine bazı sürücülerin triptik karnesi ücretini hazırlamamaları veya eksik ödeme yapmaya çalışmaları, gerekli evrakı hazır etmemeleri yüzünden tüm araçların zaman kaybına uğradığı ifade edildi. Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bölge Müdürlüğün’de gerçekleştirilen top- U KASIM l NOVEMBER l 2012 lantıda ise, İskenderun Limanı ile ilgili önemli tespitlerde bulundu. Buna göre, İskenderun Limanı’nın kapasite olarak henüz ihtiyaca tam cevap vermediği, inşaat ve altyapı çalışmalarının devam ettiği, limanın konteyner terminali olarak hizmete hazırlandığı bölgenin yaşanan krizden dolayı liman ve başmüdürlüğün Hatay nakliyecisine destek olmak için Mersin yerine daha ekonomik olarak İskenderun’u hizmete sunduğu belirtildi. Limanın konteyner ve Ro-Ro yolcu bölümlerinin henüz eksik oluşu nedeniyle Ro-Ro’nun limana yaklaşmasının ve boşaltmanın uzun zaman aldığı vurgulandı. Araçların aşırı derecede veya kanuni hakları üzerinde akaryakıtla ve uygun olmayan akaryakıt depoları ile limana girişi gümrük yetkililerinin mesai kaybına ve araçların tahliyesinin gecikmesine sebep olduğu için denetim ve kontrolün zorlaştığı, zaman kaybının oluştuğu görüldü. Araçtan araca akaryakıt aktarımı gerçekleştirmeye çalışan sürücülerin tespit edildiği, araç şoförlerinin limana gelişlerinde fazla eşya ile gelmeleri durumunda gümrük işlemlerinde gecikme olduğu ve tüm araçların bu durumdan etkilendiği gözlemlendi. Ayrıca sürücülerin limanda araçlarını terk ettiği ve gerekli durumlarda sürücülere ulaşamadığı tespit edildi. Bu nedenle, güvenlik amaçlı olarak aracın anahtarının sürücülerce güvenliğe bırakılması gerektiğinin altı çizildi. Çıkış ve transit işlemlerinin mümkün olduğunca sürücüler tarafından gerçekleştirilmesinin gümrükte yoğunluğu azaltacağı ve tahliye işlemlerini hızlandıracağı belirtiliyor. Evrak ve pasaportun 12 saat önce Ro-Ro görevlilerine ve liman yetkililerine eksiksiz teslim edilmesi taşımacılık işlemlerinin en kısa sürede gerçekleşmesi için gerekli. Pasaportu olmayan sürücülerin sahaya girmeyip, uygun bir yerde beklemeleri gümrükteki yoğunluğu azaltacak. Ro-Ro’ya biniş ve inişlerde araç sürücülerinin birbirleriyle tartışması ve bunun gibi talihsiz olayların yaşanmaması hat için önemli. Firma sahiplerinin sürücülerini uyarması, aksi takdirde sürücüleri bu tür olaylara karışan firmaların araçlarının Ro-Ro’ya alınmayacağı yönünde İskenderun Liman İdaresi’nden bilgi alındı. FROM UND UND’DEN UND, özel yük çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor Sektörün özel yük taşımalarında yaşadığı sorunların, mevzuat ve uygulamaların ele alındığı toplantıların ikincisi, Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde kamu ve sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. ND bünyesinde kurulan Özel Yük Çalışma Grubu, çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Grup, 6 Eylül’deki ilk özel yük toplantısının ardından, 1 Kasım 2012’de kamu ve özel sektör temsilcilerini tekrar bir araya getirdi. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ev sahipliği yaptığı toplantıda, sektörün yaşadığı sorunlar masaya yatırıldı. Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Dairesi Başkanı Murat Boydaş’ın başkanlık ettiği toplantının ikinci bölümüne Şube Müdür Vekili H. Hüsnü İlgün başkanlık yaptı. UND’yi Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Tamer Erdoğan (Erdoğanlar Nakliyat), Serhat Doğan (Ulustrans), Yasin Bayraktar (Eksa Transport) ve UND Gümrük Uzmanı Erman Ereke’den oluşan heyet temsil etti. U Toplantıda, UND tarafından izin belgelerinin uzun dönemli olarak temin edilebilmesi, hız sınırlamaları, harç ücretleri hususu, E-5 kullanım zorunluluğunun yarattığı sıkıntılar, mühendislik firmalarına ödenen yüksek ücretler, köprü geçişlerindeki sıkıntılar, refakat araçlardaki standartlarda yaşanan sorunlar, AB mevzuatı ile Türkiye’deki mevzuat arasındaki farklar ve yarattığı sorunlar dile getirildi. Toplantıda ayrıca kamu kurum ve kuruluşları ile UND’nin katılacağı bir komisyon oluşturulması ve ilk toplantının 22 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. UND, sektörün özel yük taşımalarında karşılaştığı sorunlara ilişkin gösterdikleri hassasiyet ve ilgiden ötürü Karayolları Genel Müdürlük yetkililerine sektör adına teşekkür eder. Yunanistan Çalışma Grubu toplantısı gerçekleştirildi UND’de yapılan Yunanistan Çalışma Grubu toplantısında, komşuda yaşanan ekonomik krizin iki ülke arasındaki ticaret ve buna bağlı olarak taşımacılık sektöründeki etkileri değerlendirildi. unanistan’da son bir yılda etkisini gittikçe artıran ekonomik krizin iki ülke arasındaki ticaret ve buna bağlı olarak taşımacılık sektöründeki etkilerini görüşme ve karayolu taşımacılığına ilişkin değerlendirme yapma amacını taşıyan Yunanistan Çalışma Grubu Toplantısı, 16 Ekim 2012 tarihinde UND’de yapıldı. Yunan nakliyecilerinin iki yıl önce Türkiye-Yunanistan taşıma pazarında pay sahibi olmak için çıkardığı engeller ve zorunlu sistem uygulamaları beraberinde yaşanan ekonomik kriz, Yunanistan hattını her geçen gün daha da agresif bir güzergaha dönüştürdü. Bu duruma yönelik gerçekleştirilen toplantıda, Yunanistan transit geçiş ücretleri, 200 litre kısıtlaması gibi güzergâh konularının yanı sıra sektörel sorunların başında gelen C2 yetki belgeli firmaların ortak taşıma yapabilmesi, sürücü davaları ve geçiş belgesi iadesi gibi konular Y tartışıldı. Yunan muadil derneği OFAE ile geçtiğimiz yıllarda gerek ikili gerek bölgesel iş birlikleri çerçevesinde yapılmış olan görüşmelerde 200 litre kısıtlamasının karşılıklı olarak kaldırılmasına ilişkin bir gelişme kaydedilemediği ancak konunun bugün yeniden gündeme taşınması gerektiği bildirildi. 200 litre kısıtlamasının Arnavutluk’ta da uygulanmaya başladığı, resmi kurumlardan alınan bilgiye göre, bu uygulamanın uzun süredir var olduğu ancak Türk araçlarına iyi niyet çerçevesinde birtakım esneklikler yapıldığı belirtildi. UND’den İcra Kurulu Başkan Vekili Melike Tümen, İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel ve Avrupa sorumlusu Uzman Meriç Katman’ın yer aldığı toplantıya Çalışma Grubu Başkanı Oktay Tarhan (Tarhan Yapı), Fatih Çakırca (Koza), Tayfun Gülcüler (Varnak) ve Ahmet Benk (Benk Kardeşler) katıldı. KASIM l NOVEMBER l 2012 17 18 UND’DEN FROM UND UND Hatay Bölge Temsilciliği ve Eğitim Merkezi Ofisi faaliyette UND’nin kendi mülkü olan Hatay Bölge Temsilciliği ve Eğitim Merkezi Ofisi, 18 Ekim’de yapılan törenle hizmete açıldı. Üç eğitim salonu, toplantı salonu ve kütüphanenin yer aldığı binada, temsilcilik ve eğitim hizmetleri bir arada yürütülecek. KASIM l NOVEMBER l 2012 FROM UND ND, Hatay’da yaptığı yatırımla yeni ofisine kavuştu. Hatay Nakliyeciler Sitesi’nde hizmet verecek olan yeni ofisin açılışı,18 Ekim 2012 tarihinde yapılan törenle gerçekleştirildi. Üç eğitim salonu, toplantı salonu ve kütüphanenin yer aldığı Hatay Bölge Temsilciliği ve Eğitim Merkezi binasında, temsilcilik ve eğitim hizmetlerinin bir arada yürütülmesi planlanıyor. Dernek çalışmaları için büyük önem taşıyan ofisin açılışında Hatay’daki taşımacıların, kamu temsilcilerinin ve basının katıldığı bir kokteyl düzenlendi. Suriye ile yaşanan ticari zorluklara rağmen U UND’DEN faaliyetlerini sürdürmeye çalışan bölge nakliyecisinin katılımı ile gerçekleşen açılışta konuşma yapan UND Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, nakliye sektörünün her türlü zorluğa rağmen ayakta durmaya çalıştığını ve böyle bir ortamda dahi yatırımlara devam edildiğini ifade etti. Hizmet binasının sektördeki tüm paydaşların bir araya gelip toplantılar yapabilecekleri ve fikirlerini tartışabilecekleri bir ortam sunduğunu vurgulayan Özmen, insanların mutluluğu için ticaretin devam etmesi gerektiğini dile getirdi. Özmen, Hatay için çok büyük bir öneme sahip olan Suriye ile ticari faali- KASIM l NOVEMBER l 2012 19 20 UND’DEN FROM UND yetlerin en kısa sürede eski canlılığına kavuşmasını istediklerini belirterek, temsilciliğin açılışının bir nevi “savaşa karşı inadına ticaret’’ anlamına geldiğinin altını çizdi. Açılışa katılan Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, nakliyeciliğin zor, fakat çok önemli fırsatlar sunan bir sektör olduğunu, hem Hatay’ın hem Türkiye’nin bu sektörden kazanabileceği çok önemli fırsatlar bulunduğunu dile getirdi. Hatay’ın nakliye sektöründe İstanbul’dan sonra en büyük filoya sahip olan il konumunda olduğuna dikkat çeken Lekesiz, Suriye olayları nedeniyle sektörde bir yavaşlama olduğunu kaydetti. Alınan tedbirler ve alternatif yollar ile bu alanda tekrar gelişme yaşandığını vurgulayan Lekesiz, ağustos ayının sonlarında İskenderun Limanı’ndan Mısır’ın Port Said Limanı’na Ro-Ro seferlerinin başlamasıyla eylül ayından itibaren kentin ihracat rakamlarının artmaya başladığını söyledi. Açılışa Vali Celalettin Lekesiz’in yanı sıra, Hatay Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Adnan Korkmaz, Antakya Gümrük Müdürü Lütfü Tayfur, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin de katıldı. Törende, UND’yi ise Yönetim Kurulu Başkanı Engin Özmen ve Yönetim Kurulu Başkan yardımcıları Zahit Sağlık ve Mustafa Açıkgöz, Genel Sekreter Fevzi Çakmak, Yönetim Kurulu üyeleri Edip Bakımcı, Mustafa Yılmaz, İbrahim Baki, Mehmet Aslan ve Mahmut Rıdvanoğulları temsil etti. KASIM l NOVEMBER l 2012 FROM UND UND’DEN Sektör, Hatay Lojistik Zirvesi’nde bir araya geldi Antakya Mustafa Kemal Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda 18-19 Ekim’de yapılan Hatay Lojistik Zirvesi’nde buluşan sektör temsilcileri, bölgede lojistiğin geliştirilmesi için yapılan çalışmaları ele aldı. atay Lojistik Zirvesi 18-19 Ekim 2012 tarihlerinde Antakya Mustafa Kemal Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. İskenderun’un lojistik sektöründeki yerinin duyurulması, üniversite ile sanayi iş birliğinin kurulması ve sektörü bir araya getirmek amacıyla yapılan zirvede, lojistik sektörünün gelişmesi için bölgede yürütülen çalışmalar masaya yatırıldı. Zirvede, Hatay ve Osmaniye illerinin bölgesel kalkınmasında lojistik sektörünün geliştirilmesi yoluyla bölge ekonomisine, sanayisine ve ticaretine destek verilmesi amaçlandı. Bu kapsamda İskenderun’un bir lojistik üs olması, Antakya ve Osmaniye ile birlikte çalışacak, sinerji yaratacak bir lojistik altyapının kurulması, İskenderun’un uluslararası ve ulusal taşımacılıkta pazar payının artırılması, bölgedeki rekabet gücünün geliştirilmesi ve Doğu Akdeniz’de önemli bir hub limanı haline gelmesi hedefleniyor. H Hatay ve Osmaniye illerinin Lojistik Master Planı hazırlandı Lojistik altyapının kurulması amacına yönelik gerekli yatırımların planlanması, ulaştırma altyapılarının iyileştirilmesi, lojistik odalar arasındaki iş birliğinin ve tanıtım faaliyetlerinin hızlandırılması amacıyla Hatay ve Osmaniye İlleri Lojistik Master Planı hazırlandı. Bu hedeflere ulaşılabilmesi için İskenderun’da büyük ölçekli, depolama fonksiyonlarının ağırlıklı olarak yer aldığı demiryolu bağlantılı liman havzası içinde bir lojistik köy (İhtisas Lojistik Organize Sanayi Bölgesi) kurulması planlanıyor. Buna destek verecek şekilde Antakya ilinde depolama fonksiyonları daha az tutulurken, daha ziyade yük aktarma operasyonuna dönük, demiryolu bağlantısı olmayan intermodal taşımanın yer almadığı bir lojistik merkez kurulması öngörülüyor. Kuzey bölgesinde Osmaniye merkezli, depolama kapasitesi sınırlı, hinterlandı içinde olmayan, buna karşılık demiryolu bağlantısı bulunan ikinci bir lojistik merkez kurulması hedefleniyor. “Lojistik köyler bölge firmaları için büyük fırsat” Zirvede konuşma yapan UND Başkanı Ruhi Engin Özmen, İskenderun’da bir lojistik köyün, Hatay ve Osmaniye’de ise bu lojistik köyü destekleyecek birer lojistik merkez yapılanmasının bölgeye kazandırılması çalışmalarını ilgiyle takip ettiklerini belirtti. Eylül ayında faaliyete geçen İskenderunMısır Ro-Ro hattının, Cilvegözü Sınır Kapısı’nın yarattığı kaybın telafisini sağlamaya aday olduğuna dikkat çeken Özmen, Ro-Ro hattının bu niteliğiyle Mersin ve Taşucu limanlarındaki faaliyetleri de takviye ettiğinin altını çizdi. Bu bölge için planlanan intermodal lojistik köy ve merkez yapılanmalarının, bölge firmalarına büyük fırsatlar sunacağını vurgulayan Özmen, ancak bu yapıların hızlı şekilde hayata geçmesinin önünde gerek mevzuat gerekse koordinasyon açısından ciddi engeller olduğunu kaydetti. Bu aşamada, Türkiye İhracatçılar Meclisi Lojistik Konseyi koordinasyonunda ilgili bakanlıklara “Türkiye Lojistik Master Planı Strateji Belgesi” sunduklarını belirten Özmen, önümüzdeki aylarda uygulanmasını bekledikleri “Türkiye Lojistik Master Planı” çalışmasının bu süreci hızlandıracağını dile getirdi. Hem ulusal hem bölgesel master planlarının, İskenderun, Hatay ve Osmaniye’nin Türkiye ticareti ve ekonomisinde sağlayabileceği katma değeri gösterdiğini aktaran Özmen, “Bu bağlamda, söz konusu lojistik merkez çalışmalarının birbirinden kopuk değil, bütün bir şekilde yürütülmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz. UND olarak, ilgili tüm aktörler arasında koordinasyonu sağlaması ve bilgi toplayarak paylaşıma sunması öngörülen İskenderun Lojistik Konseyi’nde yer almayı ve bu çalışmalara katkı sağlamayı istiyoruz” diye konuştu. KASIM l NOVEMBER l 2012 21 22 BAKIȘ AÇISI PERSPECTIVE BURC U AKDARI TOPRAK Genç Yönetici ve İș Adamları Derneği (GYİAD) Bașkanı / President of The Young Businessmen Association “Lojistikte gelișim için kamunun planlı altyapı yatırımları kaçınılmaz” “Planned public investments into infrastructure are a must in order to make progress in logistics” KASIM l NOVEMBER l 2012 PERSPECTIVE BAKIȘ AÇISI “Lojistik sektörü, dıș ticaretin ve yurt içinde perakende sektörünün genișlemesi ile birlikte önümüzdeki dönemde hızlı büyümesini sürdürecek. Bu noktada, sektörün gelișimi için en önemli konuların bașında kamunun planlı altyapı yatırımları geliyor.” “The logistics sector will keep up with its rapid growth in the upcoming sector together with the expansion of foreign trade and the domestic retail sector. At this point, planned public investments into infrastructure stand out as the most important topics to consider so as to secure growth of the sector.” T enç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD), girişimcilerin ve genç yöneticilerin ihtiyaç ve sorunlarına çözüm üretmek amacıyla 1986 yılından bu yana proje ve organizasyonlarına yenilerini eklemeye devam ediyor. Üyelerinin bir kısmının yer aldığı lojistik sektöründe son yıllarda önemli gelişmelerin yaşandığını dile getiren GYİAD Başkanı Burcu Akdarı Toprak, lojistikte yaşanan bu gelişim ve büyümenin devamı için kamunun planlı altyapı yatırımlarının kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. 2012 yılı itibarıyla lojistik sektöründe verilen hizmetlerin tutarının ilk kez 20 milyar doları aşacağını açıklayan Toprak, dış ticaretin ve yurt içinde perakende sektörünün genişlemesi ile birlikte lojistik sektörünün hızlı büyümesini sürdüreceğine inanıyor. Ancak bunun için özel sektörün yüksek arsa maliyetlerini azaltacak hazine arazisi tahsisinin gerekliliğine dikkat çeken Toprak, aynı zamanda taşımacılık alanında üçüncü ülkeler ile geçiş kotaları ve pahalı geçişler gibi sorunların mutlaka çözülmesi gerektiğini aktarıyor. Toprak’a göre, kamu tarafında hazırlanacak bir lojistik master planı da uzun vadeli hedefler için yararlı bir adım olabilir. G he Young Businessmen Association (GYIAD) has been coming up with projects and events since 1986 for the purpose of producing solutions for needs and problems of young managers and entrepreneurs. Burcu Akdarı Toprak, President of the GYİAD, said that some significant progress had been made in the logistics sector that included a majority of the association’s members, and added that planned public investments into infrastructure were inevitably necessary to sustain the development and growth. Toprak reported that the total amount of services offered within the logistics sector would be exceeding the level of 20 billion dollars for the first time as of 2012 and told that she believed the rapid growth of the logistics sector would continue in line with the expansion of foreign trade and the domestic retail sector. Pointing out to the fact that the treasury land should be allocated to the use of the private sector in order to reduce the high land costs the private sector has to deal with, Toprak recorded that transit quotas with third countries and expensive passage fees still stood out as substantial issues which should definitely be resolved. According to Toprak, a logistics master plan to be drafted by the public sector could as well be a positive step taken towards long-term goals. Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği’ni (GYİAD), iş dünyasında genç yönetici ve iş adamlarının siyasi ve ekonomik etkisini artırmak için çalışmalar yapan, girişimcilik projelerini destekleyen bir sivil toplum örgütü olarak tanıyoruz. Bu çerçevede dernek olarak ne tür çalışmalar yaptığınızı kısaca aktarır mısınız? GYİAD, 1986 yılında, genç yönetici ve iş adamlarını çeşitli platformlarda temsil etmek, sosyal sorumluluk projeleri üretmek, AB ile müzakere sürecinde iş dünyasını temsil etmek, üyeler arası ticari ilişki ve işbirliğinin artırılması yönünde çalışmalar yapmak, sektörel sorunlarının çözümüne yönelik projeler geliştirmek üzere kuruldu. Aradan geçen bu 25 yıl içinde GYİAD olarak bizler Türk ekonomi dünyasında sağlam bir yer edindik. Kurulduğumuzdan bu yana iş dünyasının çağdaş, genç, dinamik iş insanlarını bir araya getirerek sadece yurt içinde değil, Türkiye’nin yurt dışında da etkili bir şekilde temsil edilmesi için çalışmalar yaptık. Bugün GYİAD üyeleri olarak sahip olduğumuz ve yönettiğimiz firmalarda on binlerce kişiye iş ortamı yaratıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılasında yaklaşık 30 milyar liralık ciroya sahibiz. We know the Young Businessmen Association (GYIAD) as a non-governmental organization that makes efforts to amplify the political and economic influence of young managers and businessmen, and supports projects of entrepreneurship. Could you please, within this framework, briefly tell us about what type of activities are carried out by your association? GYIAD was founded in 1986 in order to represent young managers and businessmen on various platforms, produce projects of social responsibility, represent the business world during the process of EU negotiations, carry out activities to consolidate the commercial relations and collaboration between the members, and develop projects to address solutions for sectoral problems. Under the roof of GYIAD, we have secured a robust position in the Turkish economy circle throughout the 25 years that have passed. Since the day the association was founded, we have gathered together young, modern and dynamic people of the Turkish world of economy; ensuring that the Turkish business circle was represented effectively not only on a national scale but also abroad. As members of GYIAD, we are providing employment opportunities for tens of thousands of people at the firms we own and manage. Additionally, our turnover share within Turkey’s GNP is about 30 billion Liras. To fulfill our social responsibility, we would like to utilize the success we have achieved in the business world for the purpose of employing more people among the young population of Turkey in the world of economy. Our goal is to realize concrete projects which will carry Turkey over to the future and make contributions for younger generations, thus enabling more people to take part in the business circle. Other than these, we are making attempts to find solutions for problems encountered in both the national economy and on the business side. We are taking steps before the relevant organizations to address solutions. Girişimcilik sizin için olmazsa olmaz konulardan biri. Bu alandaki çalışmalarınıza en son hangi projeleri eklediniz? GYİAD’ın girişimcilik üzerine gençleri hedef alan birçok projesi bulunuyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP )ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) ile birlikte yürüttüğümüz Türkiye’nin ilk mikrokredi çalışması olan ‘Altın Bilezik Mikrokredi’ projesinin ardından KOSGEB ile bir iş birliğimiz oldu. Yüzlerce gencin faydalandığı Girişimciliği KASIM l NOVEMBER l 2012 23 24 BAKIȘ AÇISI PERSPECTIVE Entrepreneurship is one of the musts for you. What projects have you stacked up on your relevant efforts recently? GYIAD has many projects targeting youngsters in terms of entrepreneurship. Together with UNDP and the Turkish Economy Bank (TEB), we took part in the ‘Golden Bracelet Micro Credit’ project which was the first micro credit work to have been undertaken in Turkey, and we also entered into cooperation with KOSGEB. We realized the ‘Certification Program to Develop Entrepreneurship’, from which hundreds of young people benefited. We provided support for the Global Entrepreneurship Week as a main stakeholder to raise awareness about entrepreneurship. Finally, we have launched the GYIAD Academy project which was aimed at enabling young people to discover the spirit of entrepreneurship at a young age while combining theory with practice. Our activities continue thanks to the efforts of our valuable members. Geliştirme Sertifika Programı’nı hayata geçirdik. Yine girişimcilik hakkında farkındalık yaratmak için Global Girişimcilik Haftası’na ana paydaş olarak destek verdik. Son olarak gençlerin girişimci ruhu erken yaşta özümsemesi ve teoriyle pratiği birleştirmelerini sağlamak amacı ile GYİAD Akademi Projesi’ni başlattık. Derslerimiz, değerli üyelerimizin çalışmaları ile sürüyor. Which events have you attended in order to open up abroad and meet foreign entrepreneurs? This is a point to which we pay much attention. We frequently arrange trips and events abroad to utilize mutual potentials of business; take steps to pave the way for new business agreements and to share mutual business experiences. Our trip to meet NGO’s in Salonika, which proved to be fruitful, was an example to these. After this, we entertained the Greek Federation of Entrepreneurs in İstanbul and organized a common conference together with DEIK-Turkish and Greek Business Council. On 29-31 October, 2012, the Pioneers Festival was conducted and attended by 2 thousand and 500 people from around the world. Turkish entrepreneurs met leading international investors at the festival. This festival is a literal treasure for entrepreneurs and investors who would like to operate in the field of technology, mobile environment and internet. GYIAD’s primary goal is to reinforce the international network from which Turkish entrepreneurs can derive new opportunities and present this accumulated knowledge to the use of the national ecosystem of entrepreneurs. One of our highlighted recent projects, the ‘Project on Improving Civil Society Dialogue between Turkey and the European Union’, is based on this and we put signature to significant activities in this regard. The communication between businessmen from Turkey and the EU was enhanced and mutual exchange of experience was ensured with this 12-month project prepared by GYIAD. Yurtdışına açılmak ve yabancı girişimcilerle tanışmak için ne tür organizasyonlara imza attınız? Bu konuya özellikle önem veriyoruz. Karşılıklı iş potansiyellerini değerlendirmek, yeni iş anlaşmalarına zemin hazırlayacak adımları atmak, karşılıklı iş tecrübelerini paylaşmak için yurt dışına sürekli gezi ve organizasyonlar düzenliyoruz. Selanik’teki STK’lar ile görüşme sağlamak maksadıyla Yunanistan’a bir gezi düzenledik ve olumlu gelişmelerle geri döndük. Ardından da DEİK-Türk Yunan İş Konseyi ile birlikte Yunanistan Girişimciler Federasyonu’nu İstanbul’da ağırladık ve ortak konferans düzenledik. Ayrıca Viyana’da 29-31 Ekim 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilen ve tüm dünyadan 2 bin 500 kişinin katıldığı Pionners Festival’de Türk girişimcileri dünyanın önde gelen uluslararası yatırımcılarla bir araya getirdik. Bu festival teknoloji, mobil ve internet girişimcileri ile yatırımcıları için bir hazine niteliğinde. GYİAD olarak hedefimiz, Türk girişimcilerine yeni fırsatlar yarata- What efforts do you make with regards to the Council of Entrepreneurship? Among the most outstanding projects which have recently been realized by GYIAD is the Council of Entrepreneurship where we worked together with 32 stakeholders including the Ministry of Science, Industry and Technology, MEB, METU and prominent NGO’s of Turkey such as KOSGEB, ENDEAVOR, TURKONFED, YOK and TUSIAD. Thus, we will have launched the GYIAD Academy in many universities around Turkey soon. A protocol was signed in September for the ‘Applied Entrepreneurship Certification Program’ together with the Education Workgroup of the council, KOSGEB, YOK, TGBD, TURKONFED and METU Teknokent. The pilot project will initially be carried out in five universities. The objective is to develop and extend the scope of the training courses developed within the scope of regular university education and described as ‘Applied Entrepreneurship Certification Program’ by KOSGEB by utilizing the supporting modules offered by GYIAD and TURKONFED. KASIM l NOVEMBER l 2012 PERSPECTIVE cak uluslararası networku güçlendirmek ve bu bilgi birikimini ülke girişimcilik ekosistemine kazandırmak. Son dönemlerde öne çıkardığımız projelerden biri de bu yönde. “Avrupa Birliği ve Türkiye Arasındaki Sivil Toplum Diyaloğu’nun Geliştirilmesi Projesi” ile bu konuda önemli çalışmalara imza attık. GYİAD’ın hazırladığı 12 aylık dönemi içeren projeyle Türk ve Avrupalı genç iş adamları arasındaki iletişim artırıldı ve karşılıklı tecrübe aktarımı sağlandı. Girişimcilik Konseyi ile ilgili çalışmalar hangi aşamada? Son dönemde en önemli projelerimiz olarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, MEB, ODTÜ, KOSGEB, ENDEAVOR, TÜRKONFED, YÖK, TÜSİAD gibi Türkiye’nin önde gelen STK’larının da aralarında bulunduğu 32 paydaşla birlikte çalıştığımız Girişimcilik Konseyi’ni gösterebiliriz. Böylece GYİAD Akademi, Türkiye genelinde birçok üniversitede uygulamaya geçmiş olacak. Bu konseyin Eğitim Çalışma Grubu ile KOSGEB, YÖK, TGBD, TÜRKONFED ve ODTÜ Teknokent, “Uygulamalı Girişimcilik Sertifika Programı” için eylül ayında protokol imzalandı. Pilot proje ilk etapta beş üniversitede gerçekleştirilecek. Projenin, üniversitelerde örgün eğitim kapsamında gerçekleştirilen ve KOSGEB tarafından “Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi” olarak tanınan girişimcilik eğitimlerinin GYİAD ve TÜRKONFED tarafından verilen destek modüllerle geliştirilerek yaygınlaştırılmasını amaçlanıyor. Lojistik sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecekle ilgili sektör öngörünüz nedir? Lojistik sektörü son yıllarda önemli bir gelişme süreci içinde bulunuyor. Ekonomik gelişmeye paralel olarak klasik taşımacılık işleri artık yerini modern lojistik hizmetlere bıraktı. 2012 yılı itibarıyla lojistik sektöründe verilen hizmetlerin tutarı ilk kez 20 milyar doları aşacak. Lojistik sektörü dış ticaretin ve yurt içinde perakende sektörünün genişlemesi ile birlikte hızlı büyümesini sürdürecek. Lojistik sektöründe yatırımlar iki grup tarafından yapılıyor. İlkini kamunun altyapı ve taşımacılık-ulaştırma yatırımları oluşturuyor. Burada önemli gelişmeler olduğunu görüyoruz. 2023 Ulaştırma Strateji Belgesi de ilk kez uzun vadeli hedefleri ortaya koyuyor. İkinci grup ise özel sektör yatırımları. Bu alanda da yerli ve yabancı lojistik şirketlerinin yatırımları bulunuyor. Türkiye’de girişimciliğe yeterli desteğin verildiğini düşünüyor musunuz? Destekler ne yönlü artırılabilinir? Ülkemiz gelecekte dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek istiyor. Bu kulağa çok hoş gelen bir söz. Ama bunu gerçekleştirmek için çok çalışmamız gerek. Bunun için de yetkili mercilerinin özellikle genç girişimcilerin ve genç yatırımcıların önünü açarak pozitif ayrımcılıkta bulunması gerektiğine inanıyoruz. Unutulmaması gerekir ki bir ülkede girişimcilerin sayısıyla kişi başına düşen gelir doğru orantılıdır. Hepinizin bildiği gibi ülkemizin en önemli sorunu işsizlik ve işsizliği yenecek en önemli güç girişimcilik. Girişimcilerin önündeki aşılması gereken iki büyük engel bulunuyor. Finansman ve bürokratik engellerin aşılması, girişimcilerin bir başka ifadeyle Türkiye’nin önünün açılması anlamına geliyor. GYİAD olarak bu sorunların aşılması için mücadele ediyoruz. BAKIȘ AÇISI How do you evaluate the development of the logistics sector through the years? What are your future prospects for the sector? The logistics sector has been going through a considerable process of development within the recent years. In line with the economic development, classical transport operations have been replaced completely by modern logistics services. As of 2012, the total amount of services offered in the logistics sector will be exceeding the level of 20 billion Dollars for the first time. The logistics sector will keep up with its rapid growth in the upcoming sector together with the expansion of foreign trade and the domestic retail sector. Investments in the logistics sector are made by two primary groups. The first group is the public sector, which invests into infrastructure and transports. There is considerable progress in this field. For the first time, long-term goals have been set with the Transport Strategy Document 2023. The second group of investors consists of the private sector, where local and foreign logistics firms make investments. Do you think that entrepreneurship is sufficiently promoted in Turkey? How could the support be reinforced? Our country aims to rank among the top 10 biggest economies of the world in the future. This is quite a pleasant thought to have in one’s mind. However, much work is required to realize it and for the purpose, competent authorities should practice positive discrimination towards young entrepreneurs and investors in particular by clearing the obstacles before them. It should be borne in mind that the number of entrepreneurs in a country is directly proportional to the income per capita. As you all know, unemployment is a big issue of our country and entrepreneurship would clearly be the most important impetus to tackle it. There are two main obstacles to be overcome by entrepreneurs: Financing and bureaucratic hindrances. In other words, the path before Turkey itself has to be cleared. We, as GYIAD, are struggling to overcome these problems. Lojistik sektörünün gelișimini hızlandırması adına sizce neler yapılmalı? Önümüzdeki dönemde kamu ve özel sektörün yatırımlarının artarak sürmesi bekleniyor. Lojistik sektörünün gelișimi için kamunun planlı altyapı yatırımları kaçınılmaz. Özel sektör için ise yüksek arsa maliyetlerini azaltacak hazine arazisi tahsisi gerekiyor. Tașımacılık alanında ise üçüncü ülkeler ile geçiș kotaları ve pahalı geçișler sorunları mutlaka çözülmeli. Kamu tarafında hazırlanacak bir lojistik master planı da uzun vadeli hedefler için yararlı olacaktır. Lojistik hizmetler tarafında ise uluslararası nitelikte ve kalite standartlarında hizmet sunumu reel sektörün de rekabet gücünü artıran bir unsur olacaktır. What do you think should be done to accelerate the development of the logistics sector? Investments by the private and public sectors are expected to grow in volume and be sustained in the upcoming period. It is inevitable for the public sector to make planned investments into infrastructure if it is to secure the development of the logistics sector. As for the private sector, treasury land needs to be allocated so that the high land costs can be reduced. Transit quotas with third countries and expensive transit fees are problems which should absolutely be resolved in the field of transports. A logistics master plan to be drafted by the public sector could as well be a positive step taken towards long-term goals. Offering logistics services of international quality standards, on the other hand, is bound to act as an element that boosts the competitive power of the real sector. KASIM l NOVEMBER l 2012 25 26 LOJİSTİK LOGISTIC Dünyaya açılan tekstil sektöründe lojistik hizmetlerin önemi artıyor The importance of logistics services increases in textile sector worldwide Ürünlerin belirli bir dönemde pazara sunulması gerekliliği, tekstil ve lojistik sektörlerinin gerçekleștirdiği iș birliğini her geçen yıl artırıyor. Lojistik firmaları, tekstil sektörüne yönelik hizmetlerini çeșitlendirmeyi sürdürüyor. The necessity to present products to the market in a given period increases the cooperation that the textile and logistics sectors perform each passing year. Logistics companies continue diversifying their services intended for textile sector. KASIM l NOVEMBER l 2012 LOGISTIC Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayan tekstil sektöründe, talep artışıyla birlikte malların sevkiyatına yönelik lojistik alanında da önemli gelişmeler yaşanıyor. Özellikle son yıllarda tekstil firmalarının dünya pazarlarına açılması ile birlikte lojistik ihtiyaçları da aynı oranda artıyor. Bu noktada, tüm dünyada kıyasıya bir rekabete sahne olan tekstil sektöründe malların zamanında doğru yere ulaşması büyük önem taşıyor. Tekstil ürünlerinin belirli bir dönemde pazara sunulması gerekliliği tedarik zincirine yönelik planlamanın en iyi şekilde yapılmasını zorunlu kılarken, tekstil sektörünün ihtiyaçlarına uygun lojistik hizmetler sağlayan firmaların hizmet çeşitliliğini artırması da dikkat çekiyor. Tekstil sektöründeki süreçleri, ürünlerin ham maddesini toplama, ürünleri etiketleme, ütüleme, askılama, taşıma, dağıtım kanallarının kontrolü ve lojistik oluşturuyor. Bu aşamada ürünlerin kontrolü ve ambalajlama yapılarak taşınmasında hız ne kadar artırılırsa, rekabette avantaj o kadar yakalanmış oluyor. LOJİSTİK In textile sector making a great contribution to the national economy, significant developments in the field of logistics for forwarding the goods are witnessed along with the increase in demand. Especially the need for logistics has been growing at the same rate upon the opening of the textile companies in the world market in recent years. At this point in textile sector in which intense competition exists all over the world, it is essential to transport goods to the right place on time. While the necessity to present textile products to the market in a given period entails best planning for supply chain, it draws attention to the fact that companies providing logistics services for the needs of textile sector increase the variety of services. Textile sector comprises the collection of the raw materials of the products, product labelling, ironing, hanging, taking an order, transportation, the control of distribution channels and logistics process. At this stage, by packaging and labelling along with the control of the products, the essential works related to the transportation should be conducted at a great pace. KASIM l NOVEMBER l 2012 27 28 LOJİSTİK LOGISTIC “Logistics infrastructure of textile is required to be strong” “Tekstilde lojistik altyapısının güçlü olması gerek” Mr. Fevzi Çakmak, UND Secretary General, Tekstilde lojistiğin önemine dikkat çekmek participated as a speaker in a conference “Textile amacıyla 16 Ekim’de Marriott Asia Hotel’de düzenlenen “Tekstilin Bugünü Yarını” konfeToday and Tomorrow” organized on October 16th ransına konuşmacı olarak katılan UND Genel in Marriott Asia Hotel in order to draw attention to Sekreteri Fevzi Çakmak, tekstil firmaları için the importance of the logistics in textile and said lojistik sektörünün çok büyük önem taşıdığını that logistics sector has a great significance for dile getirdi. Çakmak, tekstil sektörünün lojistik textile companies. Mr. Çakmak emphasized that if altyapısının güçlü olmasının, firmaların üretim logistics infrastructure of textile sector is strong, ve ticari faaliyetlerini artırma konusunda büit provides a great impact on increase in the yük etki sağladığını vurguladı. Sektörün üretproduction and business activities of companies. tiği malın Avrupa pazarı içinde kalitesiyle dikNoting that the products of sector take attention kat çektiğini aktaran Çakmak, özellikle son iki of the European market by its quality, Mr. Çakmak üç yıldan beri trendin tekstil sektörüne döndüunderlined that the trend has turned towards ğünün altını çizdi. Tekstil pazarı karayolundan textile sector particularly since the last two or ihracat yaptığı zaman üç gün içinde malın testhree years. He mentioned that when textile Fevzi Çakmak lim edilmesi gerektiğine değinen Çakmak, üreUND Genel Sekreteri market exports by highway, it must deliver the timin üç gün içinde tamamlandığını ve bu nokgoods within three days and said production is tada karayolu taşımacılığının büyük avantaj olcompleted in three days and highway transportation provides an duğunu aktardı. Bu nedenle diğer taşıma modları ile birlikte advantage at this point. For this reason, when considered with other bakıldığı zaman kara, hava, deniz ve demiryollu taşımacılığının bir ekip çalışması halinde yapılmasından yana olduklarıtransportation modes, Mr. Çakmak supports that highway, airlines, nı söyleyen Çakmak, “Bu birlikteliği sağlayacak şartlar devlesea routes and railways should be made by teamwork and said te bağlı. Bu nedenle yapılacak organizasyonu devletle birlikte “Conditions providing this association depend on the state. That’s iyi planlamalıyız” dedi. why we should plan well together with the state the organization Lojistik sektörünün sanayiye, tekstil ve gıda sektörlerito be held.” ne daha iyi hizmet verebilmesinde devlet planlamasının büMr. Çakmak points out that state planning has great contribution yük katkısı olacağını vurgulayan Çakmak, lojistik sektöründe to the better service of logistics sector for industry, textile and food Türkiye’nin Doğu-Batı eksenindeki elverişli konumuna rağsectors and he stated that there are serious problems influencing men rekabet gücünü etkileyen çok ciddi sorunlar olduğunu ifacompetitive power despite the convenient location of Turkey in de etti. Günümüzde lojistikte başarılı olmak isteyen ülkeleeast-west axis in textile sector. By saying countries wishing to rin, sadece coğrafi avantajlarla başarı yakalayamayacağını bebe successful in logistics can not achieve just via geographical lirten Çakmak, artık uluslararası ticareti belirleyen en önemli advantage, Mr. Çakmak expressed that factors such as speed, faktörlerin başında lojistik hizmetlerde hız, etkinlik ve güvenefficieny and security in logistics are the most important factors lik gibi faktörlerin geldiğini dile getirdi. Ulaştırma, Denizcilik defining international trade nowadays. He emphasized that the ve Haberleşme Bakanlığı’nın yaptığı planlamalar ile beraber missing constitution of the sector has been drawn by the planning sektörün eksik olan anayasasının çizildiğini vurgulayan Çakof the Ministry of Transport and Maritime and the sector is the mak, sektörün ihracatçı ve ithalatçının destekleyicisi olduğusupporter of the exporter and importer. Pointing out that they na dikkat çekti. Bu açıdan ithalatçı ve ihracatçıyı sadece müşteri değil tedarikçi olarak gördüklerini belirten Çakmak, “Biz perceive exporter and importer not only as a customer but also as a tekstil firmalarının ürettiği malları zamanında yetiştirebilirsek supplier, Mr. Çakmak told “If we deliver the goods textile companies daha fazla satış ve daha fazla katma değer yaratabiliriz” diye produce on time, we can create more sale and value-added.” konuştu. Mr. Çakmak stated that today in Turkey transportations, Bugün Türkiye taşımalarında, Avrupa’da Almanya, Germany, Romania, Italy, France and United Kingdom in Europe; Iraq Romanya, İtalya, Fransa ve İngiltere; Orta Doğu’da Irak ve İran; and Iran in the Middle East; Azerbaijan, Georgia and Turkmenistan in BTD bölgesinde ise Azerbaycan, Gürcistan ve Türkmenistan’ın the region of Commonwealth of Independent States are placed on the ilk sıralarda yer aldığını aktaran Çakmak, Irak taşımalarının tüm top and Iraq transportation shares 50% of all export transportation. ihracat taşımalarındaki payının yüzde 50 oranında olduğunu He expressed that the marketshare of the Turkish transporters has ifade etti. 2010’dan 2011 yılına kadar Türk nakliyecilerinin been gradually decreasing from 2010 until 2011 which results from pazar payının giderek eridiğine değinen Çakmak, bu durumun the negative effect of the transit permits applied to transporters on nakliyecilere uygulanan geçiş belgelerinin uluslararası the international transportation. Emphasizing that the biggest reason taşımalardaki olumsuz etkisinden kaynaklandığını belirtti. of the increase in cost is EU quotas and visas that Europe imposed Avrupa’nın Türkiye’ye koyduğu AB kotaları ve vizelerin on Turkey, Mr. Çakmak added “We state in our negotiations with maliyetlerin yükselmesindeki en büyük etken olduğunu the related ministries and government institutions that our biggest vurgulayan Çakmak sözlerine şunları ekledi: “İlgili bakanlık obstacle is the quotas imposed on the transportation of the goods to ve devlet kurumlarıyla yaptığımız görüşmelerde önümüzdeki Europe. This situation has negative effect on textile manufacturers. en büyük engelin, malların Avrupa’ya ulaştırılmasında konulan kotalar olduğunu belirtiyoruz. Bu durum, tekstil üreticilerini We do necessary works with Turkish Exporters Assembly (TIM) and olumsuz etkiliyor. TİM ve TOBB ile bu sorunların giderilmesi Turkish Union of Chambers and Commodity Exchanges (TOBB) in için gerekli çalışmaları yapıyoruz.” order to overcome these problems.” KASIM l NOVEMBER l 2012 LOGISTIC LOJİSTİK “Transit time is the one of the most important handicaps in “Transit süreleri, tekstildeki en önemli handikaplartextile” dan biri” Textile has a great place in the exportation of Türkiye’nin ihracatında tekstilin yeri çok Turkey. Therefore, logistic companies play a crucial büyük. Bu nedenle tekstil sektörüne destek role in order to support textile sector. We believe vermek amacıyla lojistik şirketlerine büyük iş that the state should give more encouragement düşüyor. Bu alanda rekabetçi olabilmek için devletin de daha fazla teşvik vermesi gerektito be competitive in this field, as well. Textile ğine inanıyoruz. Tekstil firmalarına, üreticilecompanies, manufacturers, retailers and transport re, perakendecilere ve taşıma firmalarına descompanies should be encouraged. In terms of tek verilmeli. Hizmette kalite anlamında transervice quality, transit times is one of the most sit süreleri tekstil sektörünün en önemli hansignificant handicaps of the textile sector. The time dikaplarından biri. Siparişin alınmasından testaken from the order to delivery is two months. In limatına kadar geçen süre iki ay. Bu durumda this case, the load produced a much longer period çok daha uzun sürede üretilen bir yükün çok of time requires a delivery in a short span of time. kısa sürede teslimatı gerekiyor. Burada da iş Here, logistic companies have a great role. Thus, lojistik firmalarına düşüyor. Bu nedenle firma we offer extra services as a company such as Pırıl Gülenç olarak minivan ile 48 saatte Avrupa’ya tesliperforming delivery to Europe within 48 hours via Batu Uluslararası Taşımacılık mat gerçekleştirmek gibi ekstra hizmetler suminivan. Genel Müdür Yardımcısı nuyoruz. Excepting manufacturers, representative comDeputy General Manager of Batu Üreticiler dışında mümessil firmalara da International Transportation panies play great role, too. As the representatives büyük görev düşüyor. Çünkü yurt dışındaki abroad are the recipients of the biggest business, mümessiller en büyük iş alıcıları oldukları için kalitesi ve işthey want to have high-quality products, high workmanship prodçiliği yüksek olan ürünleri, çok daha düşük fiyata Türkiye’de ucts made in Turkey at a lower price. However, labour cost in Turkey yaptırmak istiyorlar. Ancak Türkiye’de işçilik maliyetleri, Afis not as cheap as Africa, Malaysia, India, Pakistan or China. Seririka, Malezya, Hindistan, Pakistan ya da Çin gibi ucuz değil. ous competition exists among the products called as fast trend since Avrupa’da hızlı moda denilen ürünlerde çok ciddi rekabet söz disposable logic is available which reflects on the prices. Import of konusu, çünkü “kullan at” mantığı var. Bu durum fiyatlara da the raw materials and market research of the products used should yansıyor. Türkiye’de ham madde ithalatının veya kullanılan be conducted well and they should be produced at a lower price in ürünlerin pazar araştırmasının çok iyi yapılması ve daha düTurkey. A product should be found from the internal market as an alşük maliyetlere üretilmesi gerekiyor. Alternatif olarak iç paternative. Instead of the products based on import, production should zardan ürün bulunmalı. Yani hep ithalata dayanan ürünler yebe made in Turkey, as well. According to me, it would be a solution. rine, Türkiye’de de üretim yapılmalı. Çözümün bu olduğunu How much can the state provide incentive? Therefore, we should be düşünüyorum. Devlet ne kadar teşvik sağlayabilir. Bu nedenable to supply vehicles in internal market, too. le iç pazarda da araç tedarik edebilmeliyiz. KASIM l NOVEMBER l 2012 29 30 LOJİSTİK LOGISTIC “Turkey has made a significant progress on the hanging “Türkiye, askılı sistem system of transport” taşımalarda önemli yol katetti” In terms of textile logistics in Turkey, especially Türkiye’de tekstil lojistiği anlamında in depot logistics hanging systems have a great özellikle depo lojistiğinde askılı sistemin rolü role. In my opinion, Turkey has made great progress çok büyük. Katma değerli malzemelerin askılı sistem araçlar veya askılı sistem karton koon the transportation of the value-added materials liler halindeki taşımalarında Türkiye’nin büin the form of vehicles with hanging systems and yük yol katettiğini düşünüyorum. Tekstilde hanging system cardboard packages. In this sense, lojistiğin bu anlamda çok iyi seviyede olduI believe that logistics in textile is situated on a ğuna inanıyorum. Zaten diğer tekstil taşımavery good level. As the goods are sent by being larında mallar koliye konularak gönderildiği placed in parcels in other textile transportations, için bir problem yok. Ama bunların hepsi bethere is no problem. However, all of them bring raberinde maliyet getiriyor. Askılı depo, askıcost concomitantly. Depots and articulated lorries lı tır, askılı koliler çok büyük maliyetlere newith hanging systems and hanging packages lead den oluyor. Bu durum ithalatçı ve ihracatçıto high costs, which is a matter for importers and yı ilgilendiren bir konu ama birçoğu buna yaexporters but many of them refuse it. Benan Çalabakul naşmıyor. A few companies have made a great progress Dietrich A.B Lojistik Türkiye’de taşımacılık ve depolama koon transportation and storage in Turkey. We have firma sahibi nusunda birkaç firma büyük ilerleme kaydetOwner of the Logistic Company companies working in order to develop textile ti. Tekstilde lojistiği geliştirmek için çalışan Dietrich A.B logistics. Therefore, the biggest investment firmalarımız var. Bunun için özellikle ihtiyaç instrument especially needed is enclosed trailer. olan en büyük ana yatırım aracı, kapalı kasa dorselerdir. BüCompanies having large vehicle fleets invest 20% and 40% of yük araç filolarına sahip olan firmalar, araçlarının yüzde 20 their vehicles on such vehicles. Many companies want this type ila yüzde 40’ını bu tür araçlara yatırıyor. Birçok firma bu tip of vehicles. Companies don’t prefer to suspend their some goods araç istiyor. Firmalar bazı mallarını maliyetlerinden dolayı because of the cost, they want to send them via parcels. That’s why askıya asmayı tercih etmez, koli ile göndermek ister. Bu neenclosed trailer truck is the biggest investment. denle kapalı kasa tır, en büyük yatırımdır. There is no problem on air and sea transport in Turkey since Türkiye’de hava ve deniz taşımalarında herhangi bir you are required to work with airlines according to the international problem yaşanmıyor. Çünkü uluslararası standartlarda hava standards. You can not find any other alternative apart from this. You yollarıyla çalışmak durumundasınız. Bundan başka alternatif can’t buy your own aeroplane and ship since they bring high costs. yok. Kendi uçağınızı ya da geminizi alamazsınız. Bunlar büFor this reason, highway remains only alternative left. It is important yük maliyetler. Bu nedenle geriye tek alternatif karayolu kalıto work with companies you can agree in this field. Mutual and yor. Bu alanda anlaşabileceğiniz firmalarla çalışmak önemli. transit permits are of vital importance on highway transportation. Karayolu taşımalarında karşılıklı izin belgeleri, geçiş belgeIn this regard, the greatest task belongs to the state. For instance, leri çok büyük önem taşıyor. Bu konuda devlete de büyük göthe state should take protective and supportive measures for the rev düşüyor. Örnek olarak İtalya’daki gibi devletin yerli araçdomestic vehicles as in Italy. Otherwise, we can never overcome ları daha koruyucu ve destekleyici önlemler alması gerek. this situation. Başka türlü bu işin altından kalkılamayacağı kanaatindeyim. “There is a need for logistics at every stage of the work in textile” “Tekstilde işin her aşamasında lojistiğe ihtiyaç var” Türkiye’de ticaret ile birlikte lojistik sekTrade along with logistic sector continues to törü de büyümesini sürdürüyor. İthalat-ihracat grow in Turkey. Although import-export activities faaliyetleri Avrupa’da durmasına rağmen, dihave stopped in Europe, as it has dynamic structure, namik bir yapıya sahip olduğu için Türkiye’de it is progressing increasingly in Turkey. As for me, if artarak ilerliyor. Lojistik sektörü şu anda bu logistic sector meets this need, it will grow more. ihtiyacı karşılar durumda ve daha da büyüyeSince logistics influences the costs in textile sector ceği kanaatindeyim. Tekstil sektöründe maexactly, it has a great importance. We observe that liyetleri bire bir etkilediği için lojistiğin çok logistics is available in both export of the goods and önemli bir yeri var. Malın ihracatının yanı sıra import of the raw material. Therefore, the service ham madde ithalatında da lojistik yer alıyor. quality of logistics companies is very important. O nedenle lojistik firmalarının verdiği hizmet The better logistics sector provides services, the kalitesi çok önemli. Lojistik sektörü ne kadar more textile companies can succeed. We envisage iyi hizmet verirse tekstil firmaları o kadar bathat textile, one of the largest sectors in Turkey, will şarılı işlere imza atabilir. Türkiye’de en bümake progress quickly forthcoming period. To do yük sektörlerden biri olan tekstilin, önümüzthis, we should give better storage and highway or deki dönemde daha hızlı bir şekilde ilerleyeSinem Duman Ünlütürk maritime services. We can help them only in this Arfor Transport bilir hale geleceğini öngörüyoruz. Bunun için way. The number of the textile companies reaching Pazarlama Müdürü daha iyi bir depolama hizmeti ve iyi bir kaMarketing Manager of Arfor Transport us is increasing each passing day. The number rayolu ya da denizyolu hizmeti vermemiz ge- KASIM l NOVEMBER l 2012 LOGISTIC rekiyor. Ancak bu şekilde onlara yardımcı olabiliriz. Bizlere ulaşan tekstil firması sayısı her geçen gün çoğalıyor. İhracatla birlikte ithalat yoluyla ham madde ihtiyacını karşılayan firmaların sayısı artıyor. Dolayısıyla hem ithalat hem ihracatta ülkeden ülkeye geçişlerde lojistiğin önemi dikkat çekiyor. Tekstille lojistik birbiriyle bağlantılı. Lojistik firmaları ne kadar aktif olursa tekstil sektöründen o kadar çok talep gelir. Çünkü biz daha fazla firmaya hizmet verdikçe alım gücümüz daha fazla artıyor ve maliyetleri indirme şansımız oluyor. Arfor olarak Arkas Holding bünyesinde lojistik hizmetleri veriyoruz. Hava, kara, deniz ve demiryolu ile depoculuk anlamında her türlü alanda hizmet sunuyoruz. Kendi depolamamız ve armatör hattımız olduğu için kendi taşımamızı da yapabiliyoruz. Bu da bize ulaşan tekstil firmalarının sayısında her geçen gün artışa neden oluyor. “Bizim için doğru zamanda ve yerde uygun fiyatla ulaşım önemli” Sektörümüz açısından zamanında mal getirmek ve mal tedarik etmek büyük önem taşıyor. Dolayısıyla sektör olarak lojistikle iç içe çalışıyoruz. Bu anlamda lojistik, bizim için karayolundan denizyoluna, ithalattan ambara teslim edilinceye kadarki tüm süreçleri kapsıyor. Tekstilde ilk önce malınızı üretmeniz, sonBesim Özek rasında o malı sevk etBossa Tekstil Satın Alma Müdürü meniz gerekir. Doğru Purchasing Manager of zamanda ve doğru yerBossa Textile de, uygun fiyatla ulaşım bizim için çok önemli. Adana’dan ihracat yaparken büyük sıkıntı yaşıyoruz. Üretimimizin hemen hemen hepsini İstanbul’a gönderiyoruz. Burada gümrükleme yaparak yurt dışına malımızı sevk ediyoruz. Geçen yıl ihracatımız 105 milyon dolar oldu. Bu rakamın yaklaşık 10-15 milyon dolarını Adana’dan ihraç edebildik. Geri kalanını ise İstanbul’dan yaptık. İstanbul dışına uygun nakliye firması bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Adana’da sağlıklı parsiyel hizmeti verecek firma olmadığı için biz İstanbul’a taşıma yapıp buradan sevkiyatını yapıyoruz. Dolayısıyla ara taşımayla malımızı İstanbul’a getirmek büyük sıkıntıya neden oluyor. Mallarımızı karayolu ile İstanbul’a taşıyor ve gideceği yere gemi ile gönderiyoruz. Şu an Adana’ya düzenli bir Ro-Ro servisi konulması gündemde. Bu bizim lojistik ağımıza büyük katkı sağlar. Kuzey Afrika’ya ciddi ihracatımız var. Bu bölgede yaşanan problemlerden dolayı ihracatımız sıkıntıda. Tırlarımız orada kaldı. En kısa sürede oradaki sorunların aşılmasını bekliyoruz. Kuzey Afrika, Türk tekstilcisinin en ciddi tedarikçisi konumunda. Kuzey Afrika ile çok iyi bir iş birliği içinde olmamız gerekiyor. LOJİSTİK of the companies meeting its need for raw material by export and import is increasing, too. Therefore, the importance of the logistics draws attention for transitions from country to country both on export and import. Textile and logistics are interconnected. The more active logistics companies are, the more demands come from textile sector. As we give services for more companies, our purchasing power is increasing much and we have an opportunity to reduce the cost. As for Arfor, we offer logistics services in Arkas Holding Company. We provide all kinds of services in terms of airline, highway, sea route and railway with warehousing. Since we have our own warehousing and shipping line, we can make our own transport which causes increase in the number of the textile companies reaching us every passing day. “Transportation with convenient prices at the right time and place is important for us” As for our sector, it is essential to receive and procure the goods on time. Hence, we as a sector work with logistics one within the other. In this regard, logistics comprises all the processes from highway to sea route, import to delivery to the warehouse. In textile, first you must produce your goods and then forward it. Transportation with convenient prices at the right time and place is important for us. We have a big problem when we export in Adana. We send almost all of our production to İstanbul and forward our goods abroad by customs clearance. Export last year totalled 105 million dollars, 10-15 million dollars of which belongs to Adana, the rest of them came from İstanbul. We are having trouble finding a proper transport company outside İstanbul. As there is no company providing healthy partial services in Adana, we transport to İstanbul and from here we forward. Therefore, bringing our goods to İstanbul by intermediate transportation causes trouble. We transport the goods by highway to İstanbul and deliver them by ship. Regular Ro-Ro service in Adana is on the agenda now. This provides a major contribution to our logistics network. We have serious exports to North Africa. Due to the problems in this region, our export is in trouble. Our own articulated lorries stayed there. We expect that problems will be overcome soon. North Africa is the most serious supplier of Turkish textile businessman. We should be in an excellent cooperation with North Africa. KASIM l NOVEMBER l 2012 31 32 GÜDEM AGENDA Akaryakıt fiyatları ve 550 litre kısıtlaması sektörün rekabet gücünü kırıyor “Compulsory Traffic Insurance” the Deadlock of the KASIM l NOVEMBER l 2012 AGENDA GÜNDEM Nakliye sektörünün en temel ihtiyacı olan akaryakıta gelen zamlar nedeniyle, firmaların maliyetleri artıyor. Kâr etmekte zorlanan sektörün sıkıntısı, 10 numara yağ kullanımı ve uluslararası tașımada sınırda verilen yakıt miktarının 550 litre ile sınırlandırılması yüzünden daha da büyüyor. Because of the prices increases in fuel, the most basic need of the transport sector, costs incurred by the relevant firms keep going up. With difficulties faced trying to make profit, the sector’s trouble is ever booming due to use of number-10 oil and the 550-liter limit on fuel provided at border points to aid international transport. arayolu nakliyecisinin en büyük gider kalemi şüphesiz akaryakıt. Son dönemde yapılan zamlarla akaryakıt fiyatlarının tavan yapması nedeniyle nakliyeciler kâr etmekte zorlanıyor. Buna bir de akaryakıt fiyatlarındaki artışın navlun fiyatlarına yansıtılamaması eklenince sıkıntılar katlanıyor. Çünkü navlun ücretlerinin bir kısmı akaryakıta gidiyor. Bununla birlikte uluslararası taşımacılık yapan taşıtlara sınırda getirilen 550 litre yakıt miktarı kısıtlaması da sektörde sıkıntı yaratan bir diğer konu. Türk nakliye sektörü, standart depoların üç katı büyüklüğündeki depolarla giriş-çıkış yapabilen yabancı plakalı araçlarla rekabet etmekte zorlanıyor. Bu nedenle 550 litrelik standart depo miktarının artırılarak, orijinal yakıt depoları kadar olmasa da, en azından bin litreye çıkarılması bekleniyor. Yine sektörde haksız rekabete neden olan 10 numara yağ adı altındaki sahte yağ ticareti sorununun da önüne geçilemiyor. Alınan bütün tedbirlere rağmen 10 numara yağ kullanımındaki artış, piyasadaki navlun ücretlerinde istikrarsızlığa ve müşteri kaybına yol açıyor. Bu durum, insan hayatını tehlikeye attığı gibi vergi kayıpları sebebiyle ülke ekonomisine de zarar veriyor. Konuyla ilgili görüş aldığımız Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Erol Metin, Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarının en önemli belirleyicisinin vergiler ve uluslararası piyasalarda oluşan petrol fiyatları olduğunu dile getirdi. Bu iki faktörün pompadaki fiyatın yüzde 90’ını oluşturduğunu belirten Metin, vergili olarak Türkiye’nin en pahalı akaryakıt fiyatlarının, vergisiz olarak muadil Akdeniz ülkelerinden daha ucuz bir seviyede olduğunu kaydetti. Akaryakıt dağıtım sektöründe tüketimin önemli bir bölümünü oluşturan benzin, motorin ve LPG otogaz toplamından oluşan otomotiv yakıtları tüketiminin, 2012 yılının ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 artarak 19 milyon metreküp olarak gerçekleştiğini söyleyen Metin, EPDK ve PETDER verilerine göre otomotiv yakıtları arasında yüzde 71’lik paya sahip olan motorin tüketiminin, yılın ilk dokuz ayında yüzde 4,9 artarak 13,5 milyon metreküpe ulaştığı bilgisini verdi. Son dört yıldır sürekli azalan benzin tüketiminin ise yüzde 6,5 oranında düşerek 1.9 milyon metreküp olduğunu vurgulayan Metin, motorin tüketiminde gerçekleşen belirgin büyümenin, otomasyon sisteminin ve kayıt dışı satışlara karşı alınan tedbirlerin olumlu bir göstergesi olarak kabul edildiğinin altını çizdi. 10 numara yağa karşı alınan önlemler ile tüketim verilerinin yıl sonu itibarıyla daha iyi seviyeye ulaşmasının beklendiğine dikkat çeken Metin, “Petrol sektörünün sağlamış olduğu vergiler, devletin dolaylı vergi gelirleri içinden önemli bir pay alıyor. Akaryakıt ve LPG sektörlerinden sağlanan dolaylı vergi gelirleri (KDV+ÖTV) bir önceki yılın ilk dokuz aylık dönemine göre yüzde 6,6 artarak 33.9 milyar TL’ye ulaştı. Bu verginin 30.9 milyar TL’sini akarya- K W ithout doubt, fuel comprises the biggest cost item for road transporters, who have been having a hard time trying to make profit because of the topped up fuel prices which have been increased recently. When you add on top of this the inability to reflect the increases in prices on freight fees, the issue gets cascaded, because part of freight fees are spent to procure fuel. In addition to this, the 550-liter limit on the fuel provided to vehicles engaged in international transports is yet another problem for the sector. The Turkish transport sector is having difficulties in competing with vehicles with foreign license plates which are able to enter or exit with fuel tanks three times the size of standard ones. Therefore, the standard fuel tank size of 550 liters is expected to be increased at least up to one thousand liters, although not as much as original fuel tanks. The trade of non-genuine oil, which is commonly known as number-10 oil, causes illicit competition in the sector too. The increase in the trade of this counterfeited oil has been kept on despite the precautions in place, resulting in instability of freight fees and loss of customers in the market. This situation not only threatens human lives, but also damages the national economy because of tax losses. We consulted the respective opinions of Secretary General of the Oil Industry Association (PETDER), Erol Metin, who noted that the primary determining factors fuel prices in Turkey were taxes and the oil prices regulated in international markets. Metin explained that the two factors were responsible for 90 percent of the oil prices at the fuel pump level, adding that the highest tax-added fuel prices in Turkey were actually more economical than those applicable in comparable Mediterranean countries at tax-free rates. Metin recorded that the fuel consumption of vehicles, a total of oil, diesel oil and LPG auto gas consumption actually, constituted a large portion of overall consumption within the fuel distribution sector. He went on and told that this level of consumption increased within the first Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Genel Sekreteri Erol Metin Secretary General of the Oil Industry Association (PETDER) Erol Metin KASIM l NOVEMBER l 2012 33 34 GÜNDEM AGENDA kıt sektörü oluşturuyor. Geçen yılın ilk dokuz aylık dönemine oranla petrol ve LPG sektöründeki işlem hacminin yüzde 9,4 artarak 67.8 milyar TL’ye çıktığı hesaplandı” dedi. “10 numara yağ sorunu, 1.5 milyar TL vergi kaybına neden oluyor” 10 numara yağ sorununun, yılda yaklaşık 1.5 milyar TL vergi kaybına ve haksız rekabete neden olduğunu belirten Erol Metin, geçen dört yıllık süreçte 10 numara yağ adı altında toplanan kayıt dışı faaliyetlerin ülke ekonomisine 5 milyar TL düzeyinde zarar verdiğini ifade etti. 10 numara yağın aynı zamanda insan sağlığına ve çevreye yönelik bir tehdit unsuru olduğunu vurgulayan Metin, bu veriler doğrultusunda, 10 numara yağın sadece sektöre değil, tüm ülke ekonomisine ve toplum sağlığına ilişkin ihmal edilmemesi gereken bir sorun olduğunun altını çizdi. Sorunun çözümü için olumlu adımlar atılmaya başlandığını aktaran Metin, 8 Ekim’de akaryakıt harici ürünlere uygulanan ÖTV düzenlemesi hakkında Bakanlar Kurulu Kararı yayımlandığını dile getirdi. Ardından 11 Ekim’de Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ile yapılan düzenlemede akaryakıt harici ürünlerin tamamında özel tüketim vergisinin peşin olarak, ürün ile birlikte alınacağını aktardı. Vergi iadesi yöntemi ile ödenen ÖTV’nin geri alınabileceğini belirten Metin, böylece sanayicilerin mali yük altında kalmayacaklarını kaydetti. Kaçak akaryakıtın önlenmesine yönelik kanun değişikliği çalışmaları ile EPDK tarafından görüşe açılan akaryakıt harici ürünlerin ithalatında ve üretiminde alınacak ilave tedbirlerin bulunduğu taslakla yeni ve önemli bir süreç başlatıldığını anlatan Metin, bu tedbirlerin ÖTV iadesi ile eş zamanlı olarak geliştirilmesinin, kayıt dışı sorununun çözümü için önemli olduğunun altını çizdi. Bu önlemlerin 10 numara yağ sorununu KASIM l NOVEMBER l 2012 nine months of 2012 and exceeded that of the same period of the previous year by 3.2 percent, totaling up to a sum of 19 million cubic meters, while the consumption of diesel oil alone, whose share of consumption among vehicular fuels corresponds to 71 percent, increased by 4.9 percent also during the first nine months of the year and reached the level of 13.5 million cubic meters according to the data of EPDK and PETDER. On the other hand, Metin stressed, oil consumption had been decreasing throughout the last four years and dropped by 6.5 percent down to a total of 1.9 million cubic meters, the noticeable increase in diesel oil consumption being a positive indication induced by the automation system as well as the precautions taken against informal sales. Metin drew attention to the fact that consumption figures are expected to get to better levels in line with the precautions in place against number-10 oil and added: “The taxation on the oil sector brings in a large portion of the government’s indirect tax revenues. The indirect taxation revenue that comes from the fuel and LPG sectors (VAT+PCT) has increased by 6.6 percent in comparison to the first nine months of the previous year, and reached the level of 33.9 billion TL. The fuel oil sector is responsible for generating 30.9 billion TL of this taxation revenue. When compared to the initial nine months of the previous year again, the transaction volume of oil and LPG sectors has climbed up by 9.4 percent and increased to 67.8 billion TL.” “The problem of number-10 oil causes a tax loss of 1.5 billion TL” Erol Metin reported that the problem of number-10 oil led to a tax loss of 1.5 billion TL annually in addition to causing unjust competition, expressing that the informal transactions regarding number-10 oil had dealt damage on the national economy equal to the level of 5 billion TL within the period of the last four years. Metin emphasized on the fact that number-10 oil also posed a threat against human health and environmental safety, which meant the AGENDA büyük ölçüde çözeceğini vurgulayan Metin, sözlerine şöyle devam etti: “Maliye Bakanlığı tarafından ÖTV iadesi uygulamasının başlatılmış olmasını çok önemli bir gelişme olarak görüyoruz ve sektörümüzdeki kayıt dışı uygulamalara büyük ölçüde son vereceğini düşünüyoruz. PETDER olarak, 10 numara yağ sorununun çözümü için kamu kurumlarına sunduğumuz çözüm önerilerimizin büyük bir kısmı değerlendirmeye alındı. Bundan sonraki dönem için en önemli beklentimiz saha uygulamalarının yerinde denetlenmesi, mevzuat ve Yargıtay kararına aykırı faaliyet içinde olanların cezalandırılması. Bu alınan önlemlerin piyasada etkisini göstermesi kısa da olsa zaman alacak.” “Lojistik firmaları, akaryakıt sektörünün en önemli müşterisi” Türkiye’de taşımacılığın yaklaşık yüzde 76’sının karayoluyla yapılması nedeniyle lojistik firmalarının akaryakıt sektörünün en önemli müşterisi olduğunu söyleyen Erol Metin, bu nedenle akaryakıt sektöründeki her düzenlemenin doğrudan lojistik sektörüne yansıdığını dile getirdi. Dolayısıyla lojistik sektöründeki her yenilik veya sorunun da petrol sektörünü etkilediğini belirten Metin, “Bizim için ciddi bir sorun olan 10 numara yağ konusu, lojistik sektörünü de üzdü ve haksız rekabete neden oldu. Düzgün çalışan lojistik sektörü aktörlerinin, 10 numara yağ adı altında yapılan faaliyetlerin önüne geçilmesini istediğini biliyoruz. Bu sorunun neden olduğu haksız rekabet hem akaryakıt hem de lojistik sektörünü olumsuz yönde etkiliyor” diye konuştu. Tuğbay Ataman Kita Logistics Genel Müdürü “Gümrüksüz akaryakıt hakkı yeterli değil” Akaryakıtla ilgili olarak nakliyecilerin karşı karşıya kaldığı sıkıntıların başında yurt dışına çıkışlarda ve dönüşlerde uygulanan 550 litre kısıtlaması geliyor. Uluslararası taşımacılıkta kullanılan çekicilerin akaryakıt tanklarının hacimleri tercih edilen araç marka ve modeline göre 700 – 1000 litre arasında değişiyor. Yurt dışına çıkış yapan araçlarımıza tanınan 550 litrelik gümrüksüz akaryakıt hakkı orta ve uzun mesafeli hatlarda taşımacılık yapan nakliyeciler için yeterli olmuyor. Avrupa’ya taşıma yapan nakliyecilerin çoğu izlediği güzergâha göre geri kalan akaryakıt ihtiyacını Romanya, Slovenya ya da Avusturya’dan ilave alım yaparak sağlıyor. Karşılaştığımız bu durum, sefer maliyetlerimizde ilave artışa neden oluyor ve ihracatçılarımı- GÜNDEM problem of number-10 oil was not one to be ignored due to not only the damage it inflicted on national economy and the sector but also because of community health concerns. Recording that positive steps had been taken towards a solution, Metin reminded that a decision was published by the Council of Ministers on the PCT regulation applicable for non-fuel products on October 8. In addition, he told, it had been decided that the private consumption tax would be collected in cash together with the payment for all non-fuel products as per the regulations introduced with the ‘General Communiqué on Private Consumption Tax’ that was published by the Ministry of Finance on October 11. Metin reminded that the PCT paid through the means of tax return could be reclaimed, thus ridding industrialists of financial burden. Metin added that an entirely new and notable process had been started with the draft document containing projected legal modifications aimed at preventing informal trade of oil and additional precautions to be taken for import and manufacture of non-fuel products proposed by EPDK. He underlined that devising the precautions in question simultaneously with PCT return would be important in terms of solving the informal trade problem. Metin said that the precautions would also eliminate the problem of number-10 oil to a large extent, and went on: “We consider the PCT return practice launched by the Ministry of Finance to be a very outstanding development and believe that it will largely eliminate the informal practices present in our sector. A big part of the proposed solutions for number 10-oil we presented to the relevant public authorities as PETDER have been taken into consideration. Our biggest expectation for the following period is to have onsite inspections conducted on field practices and introducing sanctions on those who engage in operations contradicting with the relevant legislations and the High Court’s verdict. Though brief, it will take some time for the precautions taken to manifest their actual results.” “Logistics firms are the most significant customers of the fuel sector” Erol Metin articulated that logistics firms stood out as the most significant customers of the sector as around 76 percent of all transport operations in Turkey were conducted by road, and therefore each and every regulation on the fuel sector had a direct impact on the logistics sector. Metin said that any new occurrence or problem in the logistics sector naturally impacted the oil sector in turn: “The number-10 oil problem, which is a serious hitch for us too, had taken its toll from the logistics sector and left illicit competition behind. We do realize that properly operating actors of the logistics sector would like operations involving number-10 oil to be prevented. The unjust competition caused by this very problem impacts both the fuel and logistics sectors negatively.” Tuğbay Ataman General Director of Kita Logistic, “The duty-free fuel allocation is insufficient” The 550-limit practiced for departures for foreign destinations and returning runs is one of the top items in the list of troubles transporters have to face with regards to fuel. The fuel tank volumes of haulers utilized for international transport operations vary between 700 and one thousand liters, depending on the vehicle’s brand and model. The 550 liters of duty-free fuel allocated to our vehicles which are destined for foreign locations does not turn out to be adequate for transporters who conduct transport operations on routes of medium to long scale. Many transporters engaged in transports destined for Europe meet their need for further amount of fuel by purchasing from Romania, Slovenia or Austria. This situation we have to face results in additional transport costs, preventing us from offering competitive KASIM l NOVEMBER l 2012 35 36 GÜNDEM AGENDA za rekabetçi navlun ücreti sunmamızı engelliyor. Sınır kapılarımızdan Ro-Ro ile çıkış yapan günlük araç sayısı göz önüne alındığında oluşan döviz kaybı sektörü olumsuz etkiliyor. Uluslararası pazarda Brent ham petrolün varil fiyatı, küresel ekonomik krizler ve çoğunlukla siyasi etkiler nedeniyle dalgalanıyor. Bu durum pompa fiyatlarında artışlara neden oluyor. Çoğu zaman sektörümüz bu artışları navlun ücretine yansıtamıyor ve artışı kendi karşılamaya çalışıyor. Artan akaryakıt fiyatları karşısındaki çözüm yöntemimiz denizcilik sektöründe kullanılan Bunker Adjustment Factor (BAF) modellemek oldu. Avrupa pompa satış fiyatlarındaki haftalık negatif ve pozitif fiyat değişikliklerini sefer giderlerinin yüzde 45’ini oluşturan akaryakıt giderine oranlayarak elde ettiğimiz BAF oranını navlun faturalarımıza yansıtıyoruz. Ayrıca müşterilerimizle imzaladığımız sözleşmelerimizde akaryakıt ya da diğer sefer giderlerinde (otoban, köprü ve transit geçiş ücretleri) oluşabilecek anormal artışların karşılıklı anlaşarak navlun ücretine yansıtılacağı maddesi mutlaka yer alıyor. Sefer giderlerimizin hemen hemen yarısını oluşturan bir gider kaleminde bu ve benzeri uygulamaların sektörün sürekliliği ve ayakta kalabilmesi adına mutlaka olması gerektiğini düşünüyorum. Akaryakıtla ilgili karşılaştığımız sorunlardan bir diğerini dizel yakıt yerine 10 numara yağ kullanımı oluşturuyor. Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı denetim noktaları hemen hemen her otoyol giriş, çıkışı ve anayollar üzerinde yer alıyor. Araçların ağırlık, yetki belgeleri, ruhsat, sevk irsaliyesi, gabari ölçümleri ve benzeri denetimler yapılırken araçların depolarından numuneler alınarak 10 numara yağ kullanımı kolaylıkla tespit edilebilir. Böylece bu sorun da çözüme kavuşturulmuş olur. Ali Çiçekli İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Y.O. Öğretim Görevlisi ve ALC Lojistik Ortak Yöneticisi “Akaryakıt harcamaları nakliyecinin belini büküyor” Bir tırın yurt içinde her bir kilometre için akaryakıt gideri yaklaşık 1.49 TL’dir. Diğer bir ifade ile İstanbul’dan Ankara’ya giden bir aracın tek yönde tüketeceği yakıtın bedeli yaklaşık 675 TL’dir. Yurt içinde çalışan bir karayolu taşıtının navlun ücretinin, yaklaşık yüzde 50-60’lık bölümü akaryakıta harcanıyor. Bu da doğal olarak nakliyecinin belini büküyor. Uluslararası taşımalarda da durum pek farklı değil. Türkiye ekonomisinin gelişimine paralel olarak, sanayi ve KASIM l NOVEMBER l 2012 freight fees to our exporter. Considering the number of exiting our border gates by Ro-Ro on daily basis, the overall loss of foreign exchange influences the sector negatively. The barrel price of Brent raw oil constantly fluctuates in the international market because of global economic recessions and, most of the time, political impacts. This in turn affects final sales prices. Most of the time, the sector is unable to reflect such increases on freight fees, and tries to counter the increase in itself. Our solution aimed at solving the problem of increasing fuel prices was remodeling the Bunker Adjustment Factor (BAF), which is used in the maritime sector. We reflect on our freight bills the BAF rate, which we obtain by calculating the proportion of the weekly negative and positive changes in final fuel prices in Europe to fuel costs, which comprise 45 percent of our transport operations. Actually, there is always essentially an article found in our agreements concluded with customers indicating that possible abnormal increases in fuel prices and other transport costs (highway, bridge and transit passage fees) will be reflected on freight fees upon reaching a mutual agreement. I believe that this application and similar one should definitely be utilized when it comes to a cost item responsible for almost half of our overall transport costs, in order for the sector to remain sustainable and alive. The use of number-10 oil instead of diesel oil is one of the fuelrelated problems we have as well. Inspection stations operating under the Ministry of Transport are located on almost all highway entrances and exits as well as on main arteries. Users of number-10 oil could be easily found out by taking samples from vehicles’ fuel tanks and testing them at the time of carrying out checks on vehicle weight, certificates of authorization, vehicle licenses, dispatch notes, clearance heights and other similar inspections. Thus the problem could be solved. Ali Çiçekli Academician at İstanbul University-High School of Transport and Logistics and Managing Partner of ALC Lojistik “Fuel expenditures cripple transporters” A truck’s fuel expenditure for each kilometer scaled within the country corresponds approximately to 1.49 TL. In other words, the total amount to be spent for a one-way trip from İstanbul to Ankara would be around 675 TL. Nearly 50-60 percent of the freight fee of a road vehicle operating domestically is spent for fuel. Naturally, this cripples transporters. The situation does not really change much in the case of international transport operations either. In line with the Turkish economy’s development, a big portion of industry and manufacturing operations are moved outside İstanbul and its immediate vicinity. As a matter of fact, a significant part of industrial manufacture has now been moved to Anatolia. Our country covers a large scope of geographic lands. The distance to be travelled by road on the East-West corridor is one thousand and 500 kilometers and that on the North-South corridor equals to around one thousand kilometers. One should bear in mind that owing to geographical location, Turkey is a transit route. Many products manufactured in Europe are delivered to eastern markets by road through our country. In this case, foreign exporters consume a great deal of fuel in our country too. The most expensive fuel oil of the world is sold in Turkey. Despite being located quite close to oil resources, we still use the most expensive fuel on the world, as the taxes levied by the state on fuel is above the global average. When expressed in foreign exchange, the final price of 1 liter of diesel oil is 1.86 Euro in Turkey. That is 1.40 Euro in our neighbor Bulgaria, 1.50 in Italy, 1.30 in Austria, 1.30 in Austria, 1.46 in Slovenia and around 1.50 in Germany. As can be understood, Turkish transporters consume fuel that is about 24 AGENDA imalatın önemli bir kısmı İstanbul ve çevresinin dışına taşınıyor. Artık birçok endüstriyel üretim Anadolu’ya taşındı. Ülkemiz büyük bir coğrafyaya yayıldı. Doğu-Batı koridorundaki karayolu mesafesi 1500 kilometre, Kuzey-Güney koridorunda ise bu mesafe 1000 kilometre civarında. Türkiye’nin coğrafi konumu itibarıyla bir transit yol olduğu da unutulmamalı. Avrupa’daki birçok ürün, karayolu ile ülkemiz üzerinden Doğu pazarlarına ulaştırılıyor. Bu durumda, yurt dışı taşımacısı da yurt içinde önemli miktarda yakıt tüketiyor. Dünyada en pahalı akaryakıt Türkiye’de bulunuyor. Petrol kaynaklarına çok yakın bir coğrafyada olmamıza rağmen dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz. Zira devletin petrolden aldığı vergiler tüm dünya ortalamasının üzerinde. Döviz cinsinden Türkiye’de motorin pompa fiyatının 1 litresi 1.86 euro, komşumuz Bulgaristan’da 1.40 euro, İtalya’da 1.50 euro, Avusturya’da 1.30 euro, Slovenya’da 1.46 euro, Almanya’da 1.50 euro civarında. Görüldüğü üzere Türk taşımacısı Avrupa ülkelerinden yaklaşık yüzde 24 daha pahalı yakıt kullanıyor. Navlun gelirinin yarısından fazlasını oluşturan akaryakıt fiyatı sürekli artıyor ancak navlun fiyatlarımız yıllardır yerinde sayıyor. Örneğin 10 yıl önce motorin pompa fiyatı litre başına 1.00 TL iken bugün 4.27 TL’dir. Yine 10 yıl önce ortalama 2.500 euro olan İstanbul-Avrupa navlunu ile 1500 TL civarında olan İstanbul-Adana navlunu da bugün yaklaşık aynı seviyede. Dolayısıyla taşımacının bu akaryakıt fiyatları ve navlunlarla kâr etmesi mümkün değil. “Sınır kapılarındaki 550 litre yakıt yeterli değil” Uluslararası taşımacıya çıkış sınır kapılarında verilen 550 litre vergisiz akaryakıt yeterli değil. Bu miktar sadece ihracat eşyası taşıyan araçlara ve çıkışta veriliyor. İhracatımızın önemli bir kısmının Orta ve Batı Avrupa ülkelerine olduğunu düşünüldüğünde, sınır kapılarımızdan itibaren bir aracın bir taşıma seferini tamamlaması için ortalama 4-5 bin kilometre yol katetmesi gerekiyor. Bunun için de yaklaşık 1400 - 1700 litre yakıt tüketiyor. Dönüşte ise kapılarda vergisiz akaryakıt tahsis edilmediği gibi her bir aracın azami 550 litre yakıtla girişine izin veriliyor. Dolayısıyla yurt dışından daha ucuza temin edilebilecek yakıtın alınması da engelleniyor. Taşımacıların üzerindeki akaryakıt maliyet baskısının hafifletilmesi için alınabilecek bir dizi önlem var. Bu konuda yetkililerin çözüm önerileri büyük önem arz ediyor. Bunlar hayata geçirilebilirse taşımacı bir nebze olsa da rahat bir nefes alabilecek. 3.5 ton üzerinde eşya taşıyan ticari taşıtlara yurt içinde, tüketimine paralel olarak belli bir miktarda, ÖTV’siz ya da düşük ÖTV’li akaryakıt tahsisi yapılıyor. Uluslararası taşımacılık yapan taşıtlara sınırda verilen 550 litre yakıt miktarının artırılarak orijinal yakıt depolarının dolusu kadar olması veya 1000 litreye çıkarılması sağlanmalı. Uluslararası taşımacılık yapan taşıtların girişlerinde izin verilen 550 litre yakıt miktarı artırılmalı, bununla birlikte bu miktarın sınır kapılarındaki ÖTV’siz yakıt tahsisi yapılan istasyonlardan alınmasına imkân tanınmalı. Başta İstanbul olmak üzere, kalabalık ve trafik yoğun olan illerdeki g ümrük idareleri acilen şehir dışına çıkarılmalı ve böylece büyük taşıtların şehir içinde trafikte saatlerce dur kalk yapmak zorunda kalıp fazladan yakıt tüketmelerinin önüne geçilmeli. GÜNDEM percent more expensive than that available in European countries. Equal to more than half of the freight revenue, fuel prices keep increasing but freight fees, on the other hand, have been stuck in a deadlock for years now. For example, 10 years ago, the final price of diesel oil was 1.00 TL per liter, and now it is 4.27 TL. Again, 10 years ago, the freight fee collected for the distance between İstanbul and Europe was about 2 thousand and 500 Euro and the freight fee for İstanbul-Adana was around one thousand and 500 Euro. Today, both fees remain at approximately the same levels. This renders it impossible for transporters to make profit at these rates of fuel prices and freight fees. “550 liters of fuel provided at border gates is inadequate” The 550 liters of duty-free fuel provided to international transporters at exit border gates is not sufficient. This amount of fuel is only offered to vehicles loaded with export goods and only at the time of exit. Considering the fact that a large portion of our exports are destined for Central and East European countries, a vehicle has to scale approximately 4 to 5 thousand kilometers starting from our border gates in order to complete a full transport run. This requires consumption of about 400-700 thousand liters of fuel. On the way back, not only are vehicles not allocated duty-free fuel but also each vehicle is allowed to enter with 550 liters of fuel at maximum. This prevents procurement of fuel at more economical prices abroad too. There are a series of precautions which could be taken for the purpose of easing the pressure of fuel costs applied on transporters. Proposed solutions by the authorized parties are of great importance in this sense. If such precautions and suggestions can ultimately be realized, transporters might finally be relieved to a certain extent at least. Commercial vehicles loaded with articles with a weight over 3.5 tons are offered a certain amount of fuel PCT-free or with low PCT rates in line with how much they consume. The amount of 550 liters of fuel provided to vehicles engaged in international transports should be increased up the full level of original fuel tanks or to one thousand liters. Also, the 550 liters of fuel that is the allowed amount to be present in fuel tanks of vehicles engaged international transports should be increased while allowing the vehicles to procure such amount from stations which offer PCT-free fuel at border gates. Customs administrations should urgently be moved outside cities especially if they are located in crowded and traffic-intensive cities like İstanbul, thus preventing the excessive fuel consumptions of vehicles due to constant stopping and restarting. KASIM l NOVEMBER l 2012 37 38 AYIN KONUĞU GUEST OF MONTH TAYF UN Ö K TEM Ekol Lojistik CEO’su / CEO of Ekol “750 futbol sahası büyüklüğünde ormanı kurtarıyoruz” “We are saving forests the size of 750 football pitches” Ekol Lojistik CEO’su Tayfun Öktem, çevreci intermodal tașımacılıkla aylık ortalama 750 futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanı kurtardıklarının altını çiziyor. CEO of Ekol, Tayfun Öktem underlines that forest areas the size of 750 football pitches are saved on monthly basis on average through the use of environment-friendly intermodal transport. eşil lojistik çalışmalarına ağırlık veren Ekol, intermodal taşımacılık ile Avrupa-Türkiye seferlerinde her ay 2 milyon 500 bin litre daha az yakıt harcıyor ve 5 milyon kilogram karbondioksit (CO2) tasarruf elde ediyor. Böylece 6 milyon kilometre daha az yol katedilerek dünyanın çevresini 150 kez dolaşmaya eşdeğer kilometre tasarrufu yapılmış oluyor. Çevreci intermodal taşımacılık sayesinde her ay ortalama 230 bin ağaç kurtardıklarını belirten Ekol Lojistik CEO’su Tayfun Öktem, bunun yaklaşık 750 futbol sahası büyüklüğünde alana karşılık geldiğini söylüyor. aving put emphasis on green logistics operations, Ekol consumes 2 million and 500 thousand liters less fuel for its Europe-Turkey transports and cuts down on CO2 emissions by 5 million kilograms every month by utilizing intermodal transport. Thus, they are able to save mileage equivalent to circling around the world 150 times, as 6 million kilometers less is covered this way. CEO of Ekol, Tayfun Öktem tells us that they save 230 thousand trees on average every month thanks to intermodal transport, which corresponds roughly to the size of 750 football pitches. Y H Şirketinizden ve lojistik sektöründeki hizmetlerinizden bahseder misiniz? Ekol’deki görevime mayıs ayında başladım. Entegre lojistik hizmetleri sunan bir hizmet şirketi olan Ekol, Avrupa’da ve bölgesinde bir marka olma vizyonu ile faaliyet gösteriyor. Türkiye’de yaklaşık 4 bin 200, yurt dışında ise bin 200 personeli bulunan Ekol, sekiz değişik ulustan insanın çalıştığı uluslararası bir şirket. Türkiye’de 400 bin metrekare, yurt dışında 80 bin metrekare olmak üzere toplamda 480 bin metrekarelik kapalı alanda faaliyet gösteriyoruz. Araç parkımızda 2 binden fazla araç var. Depolama, gümrükleme, fuar, forwarding ve katma değer hizmetleri ile salt taşıyıcı ve depolayıcı deği- Could you tell us about your company and the logistics sector? I undertook my position at Ekol in May. As a company that offers integrated logistics services, Ekol’s operations revolve around the vision of becoming a recognized brand in Europe and its region. With about 4 thousand and 200 personnel in Turkey and one thousand and 200 abroad, Ekol is an international company employing people from eight different nations. We operate on a total of 480 thousand square meters of closed area, 400 thousand square meters located in Turkey and 80 thousand abroad. There are over two thousand vehicles in our vehicle park. Offering storage, customs clearance, fair, forwarding and added value services, we are not merely a transporter and storage operator. Our services are supply chain-oriented, and start from the product a customer sells on international scale and go all the way across the manufacture line and to orders. KASIM l NOVEMBER l 2012 GUEST OF MONTH liz. Uluslararası anlamda bir müşterinin sattığı üründen çıkıp üretim hattına ve siparişlerine kadar tedarik zincirine odaklı bir hizmet sunuyoruz. Avrupa’da gerçekleştirdiğiniz şirket yatırımları ne aşamada? Şu an şirketimiz değişim ve gelişim sürecinden geçiyor. Yeni yönetim ve kadroların etkisi ile şirketimiz bir tarafta Türkiye’deki konumunu, bir taraftada uluslararası ve bölgesel konumunu güçlendirmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Biz Avrupa odaklı bir şirketiz. Ancak hedefimizi daha bölgesel, Doğu’ya bakan bir çerçevede geliştiriyoruz. Bu hedefe yönelik önümüzdeki dönemde çalışmalarımız olacak. 1996 yılında Almanya’da ilk konsolidasyon merkezimizi açtık. Arkasından İtalya, Fransa, Romanya, Bosna Hersek, Yunanistan ve geçtiğimiz günlerde de Ukrayna’da olmak üzere yurt dışında Ekol bayrağını dalgalandırıyoruz. Şu an özellikle Almanya’daki operasyonlarımızı çok ciddiye alıyoruz. Kısa süre önce Almanya’daki eski merkezimiz dar geldiği için, Köln’de tren yolunun yanında büyük bir lojistik park içinde çok fazla çıkış noktası olan ve karayolu bağlantısı rahat bir yerde yeni bir konsolidasyon merkezi açtık. Bu merkez, atılım sahalarımızdan biri oldu. Romanya, Türkiye ile Avrupa arasında çok önemli bir geçiş noktası. Oluşturduğumuz organizasyonla bu bölgede şirket olarak faaliyet gösteriyoruz. Yine Ekol İtalya ve Ekol Fransa ağırlık verdiğimiz bölgeler arasında yer alıyor. Ukrayna’da geçtiğimiz günlerde şirket satın alımı gerçekleştirdik. Bunun sonucunda ciddi bir şirketi bünyemize katmış olduk. Kontrat lojistiği yönü güçlü olan ve muhtemelen taşımacılık ve ek hizmetleriyle zenginleştireceğimiz bir şirket olacak. Bosna Hersek’te kısa süre önce yeni bir ofis kurduk. Yunanistan’da hem Selanik hem Atina’da ofisi bulunan bir şirketimiz var. Önümüzdeki dönem hedefleriniz arasında neler var? Yıl sonunda ciromuzda 300 milyon euroyu zorlayacağımızı öngörüyoruz. Yıllık yüzde 30 seviyesinde büyüme oranımızı önümüzdeki yıllarda sürdürmeyi amaçlıyoruz. Büyüme bizim için tabii ki çok önemli ama diğer yandan daha verimli olmak ve varlık nedenimizin altını çizmek, bu anlamda da kârlılığımızı artırmak istiyoruz. Önümüzdeki yıl şirketimiz açısından uluslararası yatırımlarımızı sindirmekle geçe- AYIN KONUĞU What is the progress status of your firm’s investments in Europe? Our company is currently undergoing a process of change and development. It sustains its operations for the purpose of reinforcing its position in Turkey on one hand and on international and regional basis on the other through the efforts of the new management and staff. We are a Europe- oriented firm. However, we are building up our goal within a more regional framework that faces the east. We will be working towards that goal in the upcoming period. We opened our first consolidation center in Germany, in 1996. This was followed by the Ekol flag flying over Italy, France, Romania, Bosnia, Greece and recently in Ukraine. At the moment, we focus pretty much on our operations in Germany. As our former headquarters in Germany turned out to be of insufficient capacity to us, we have recently opened a new consolidation center in Köln within a logistics park next to the railway line which hasAdria manyUluslararası exit points asTurizm well asNakliyat better road connections. Sanayi ve This center turned out to become one of our enterprising fields. Ticaret AȘ Yönetim Kurulu Bașkanı Romania is a very important passage between Turkey and Europe. Chairmanstructure of the Board of Directors Through the organizational we established, weofoperate in the regionAdria as a company. EkolTransport Italy and Ekol Franceand areTrade also among International Industry Inc. the locations we care about. We have recently acquired a company in Ukraine, as a result of which we now own quite a significant company. It will be a company that is strong in contract logistics and possibly to be enriched with further transport and additional services. Another office was established in Bosnia a while ago. In Greece, we have a company with branch offices located both in Salonika and Athens. M ahiye Kilercik Șamd a n c ı How about your goals for the next term? We project that our turnover will compel the threshold of 300 million Euros at the end of the year. As for our growth rate, we aim to the current annual rate of 30 percent in the upcoming years too. Growth surely matters a lot to us, yet we would like to be more efficient, underline our presence and enhance profitability too. The next year will be a time of digesting our international investments for our company. We also hope to expand over our immediate vicinity in the region. Due to the additional facilities and the one-sided growth being insufficient, we will exploit the opportunities found in the region. The priority shall lie with digesting what we have done so far. Another priority will be about boosting efficiency, because efficiency is a very important concept for the logistics sector. You can support your service quality and presence with efficiency. In the long run, you either create value for your customers or strengthen your hand as a company that has reduced its costs. “One who does not stand up for his/her past cannot see through the future” KASIM l NOVEMBER l 2012 39 40 AYIN KONUĞU GUEST OF MONTH cek. Ayrıca bölgede yakın çevremize yönelmeyi hedefliyoruz. Bulunduğumuz bölgenin getirdiği olanaklar ve tek taraflı büyüme yeterli olmadığı için bölgedeki fırsatları değerlendireceğiz. Önceliğimiz yaptıklarımızı sindirmek olacak. Bir diğer önceliğimiz, verimlilik çalışmaları olacak. Çünkü lojistik sektöründe verimlilik çok önemli bir kavram. Verimlilikle hizmet kaliteniz ve varlığınız desteklenmiş olur. Uzun vadede müşteri için değer yaratmış ya da maliyetleri azaltmış bir şirket olarak rekabetçi pozisyonunuzu güçlendirmiş olursunuz. Şirketinizin yeşil lojistik çalışmalarını anlatır mısınız? Çevreci intermodal taşımacılık ile ne kadar tasarruf sağlıyorsunuz? Kurulduğu günden beri çevreye önem veren şirketimiz bir ağacın etrafından inşa edilmiş. Yeşil lojistik anlamında aktif olarak CO2 salımına odaklı yakıt tüketimini azaltıcı önlemler alıyoruz. Verdiğimiz armağanlarda bile buna dikkat ediyoruz. TEMA ile ağaçlandırma yapıyoruz. WWF üyeliğimiz var. Doğal Hayatı Koruma Vakfı ile Türkiye’de ilk defa yeşil ofis programına imza atan şirket olduk. Bu, Ekol’ün çevreye ne kadar duyarlı bir şirket olduğunu gösteriyor. Çevreci intermodal taşımacılık ile Avrupa-Türkiye seferlerimizde her ay 2 milyon 500 bin litre daha az yakıt tüketiyoruz ve 5 milyon kilogram CO2 tasarruf ediyoruz. Böylece 6 milyon kilometre daha az yol ile dünyanın çevresini 150 kez dolaşmaya eşdeğer kilometre tasarrufu sağlıyoruz. İntermodal taşıma ile her ay ortalama 230 bin ağaç kurtarıyoruz. Bu, yaklaşık 750 futbol sahası kadar bir alana tekabül ediyor. Yeşil lojistik çalışmalarımız ile 2012 yılı Avrupa Eco Performance Ödülü’ne layık görüldük. Bu ödül, şirketlerin çevreye duyarlılığının ekonomik iş modeline göre değerlendirilmesinin ardından hangi düzeyde uygulandığının ölçümlenmesi sonuKASIM l NOVEMBER l 2012 Can you tell me about your company’s green logistics studies? How much do you save with environment-friendly intermodal transport? Our company, which has been paying attention to the environment since the day it was founded, was built around a tree. We take active precautions aimed at reducing fuel consumption to cut down on carbon dioxide emissions as part of our green logistics applications. We take note of this even when giving away presents and engage in forestation work in cooperation with TEMA. We are a member to WWF and have become the first company in Turkey to have signed the green office program by the Foundation of Natural Life Preservation. These are proof of how responsible Ekol is towards the environment. We consume 2 million and 500 thousand liters less fuel and also cut down on CO2 emissions by 5 million kilograms every month in our runs between Turkey and Europe. This enables us to reduce the mileage we cover by 6 million kilometers, which is enough to circle around the world 150 times. We save 230 thousand trees on average every month thanks to intermodal transport. This corresponds to a total space roughly the size of 750 football pitches. We were found to be worthy of the European EcoPerformance Award 2012 with our green logistics operations. The award itself is presented to the winner, which is evaluated in terms of the extent to which the firm’s attention to the environment is coherent with its economic business model. This process is followed by evaluation of the level of actual practice. This year, we were also rewarded by the Dünya Journal in three branches including intermodal storage and the best logistics company. Could you please inform us about your R&D Center that was approved by the Ministry of Science, Industry and Technology in June? Just recently, we have received the approval of the Ministry of Science, Industry and Technology for the sector’s one and only R&D center. There are certain advantages to that. We have set sail in order to design processes and ideas for the benefit of the sector and share them so as to make progress. Our 64 young engineers continue their GUEST OF MONTH cunda veriliyor. Ayrıca bu yıl Dünya Gazetesi’nin “intermodal taşıma”, “depolama” ve “en iyi lojistik şirketi” dallarında üç ödül aldık. Haziran ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onay alan ARGE merkezinizden bahseder misiniz? Çok yakın zamanda sektörün ilk ve tek ARGE merkezi olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onay aldık. Bunun getirdiği birtakım avantajlar var. Biz sektör için süreçler, fikirler tasarlayıp bunları paylaşarak sektörün daha ileriye gitmesi, gelişmesi için beraber çalışmak üzere yola çıktık. 64 genç mühendisimiz şu an ARGE merkezimizde çalışmalarını sürdürüyor. İçlerinde yüksek lisans ve doktora yapan arkadaşlarımız var. Şu an özel çalışmalarını yayımlamaya hazırlanıyorlar. Bu şirketimiz ve sektör açısından çok önemli bir gelişme. ARGE birimimizle müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik daha verimli çalışma imkanı bulacağız. Türkiye’de entegre lojistik firmalarının gelişimini değerlendirir misiniz? Türkiye’de entegre lojistik sektöründe potansiyel çok yüksek. Geçtiğimiz 10 yıllık süreç içinde kamyon şirketleri kendilerini daha popüler bir söylem olduğu için, lojistik şirketi olarak adlandırmaya başladı. Sektördeki potansiyele hitap eden yapıda firmalar olduğunu düşünmüyorum. Dağınık ve küçük birçok şirket verimsizliği beraberinde getiriyor. Ancak tabii ki sektörün 10 yıl önceki durumu ile bugünkü durumundan çok farklı. Sektör bu süreçte büyük gelişim gösterdi. Ama lojistikte daha gidilecek çok yol olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin 2023 ihracat hedefi doğrultusunda lojistik ayağında ciddi bir çalışma ve destek gerekiyor. Lojistik sektörünü, ülkemizin damar yapısına benzetebiliriz. Damarlar henüz çok genç. Dolayısıyla yapılması gereken çok iş var. Büyük uluslararası şirketlerin hacminin getirdiği rekabet ortamında birtakım dezavantajlar olabilir. Ancak Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik konum itibarıyla bunun üstesinde gelineceğine inanıyorum. Sektör olarak, öncelikle verimlilik açısından neler yapılabilir bunu Sizce, sektörü daha ileriye tașımak adına neler yapılabilir? Lojistik sektörünü geliștirmek adına yapılacak çok șey olduğunu düșünüyorum. Bunlardan biri bürokratik engellerin,s sektörün gelișimine yönelik uygun hale getirilmesi. Bunun özellikle 2023 hedefine yönelik büyük önem tașıdığı kanaatindeyim. Bürokrasi anlamında Türkiye’nin önünün açılması, tașıdığı potansiyelin ortaya çıkması için gerekli. Bir de altyapı konusu var. Gümrük kapıları yani fiziksel altyapı çok önemli. Daha rahat ulașım ve hizmet için altyapı ile birlikte mal ve hizmet hareketinin olabildiğince geliștirilmesi gerekiyor. Bu anlamda en kısa sürede lojistik master planı olușturulmasını bekliyoruz. Özetle sektörü hedeflerine tașıyacak öncelikli konuların insan, bürokrasi ve altyapı olduğunu söyleyebiliriz. Bunlara ek olarak sektörün birlik içinde hareket etmesi, hedeflerin gerçekleștirilme olasılığını yükseltir. AYIN KONUĞU studies at our R&D center at present. Among them are colleagues who are still attending postgraduate and doctorate-level education. Currently, they are preparing to publish their personal work. This is quite considerable news for the sector and our company in specific. We will seize the opportunity to work more efficiently towards meeting needs of our customers at our R&D unit. Could you please evaluate for us the development of integrated logistics firms in Turkey? The potential promised by the integrated logistics sector in Turkey is very high. Truck companies started adopting the title of logistics firms within the past decade as it became a more popular way of naming. I do not believe that there are firms capable of addressing the actual potential of the sector. Many scattered and small companies cause inefficiency. Regardless, the status of the sector 10 years ago and its current status are quite different. The sector has surely made much progress during this process, yet I believe that there is still much to do in the field of logistics. The logistics pillar of the sector requires a serious deal of work and support on the way to achieve Turkey’s export goal set for 2023. The logistics sector may be assimilated to the vascular system of our nation. Those veins are still very young, which is to say we have a lot to accomplish yet. There might be some disadvantages we have to face resulting from the capacities of large international companies. I think Turkey will nevertheless overcome this issue through its geopolitical location. We should first question what could be done to increase efficiency in the sector. What are the biggest problems faced in the logistics sector about? Firstly, it is safe to say that there is a serious lack of qualified human resources in our sector. People from various professions work in our sector, which has a traditional structure, yet the there is the need for knowledge, experience and practice. In this sense, I believe the private sector should collaborate with the public sector. As a company, we are doing our best to do our part. For instance, we are trying to offer as much support as our capacity financial and nonfinancial capacity allows in opening of the relevant departments in universities and education of qualified employees. However, support of the public sector and the government matters a lot in particular. What do you think could be done to carry the sector further ahead? I do believe that there are a lot of things that could be done develop the logistics sector further. Adapting bureaucratic obstacles to enable the development of the sector could be listed as one of these. I should note that this, in my opinion, bears a lot of importance in terms of attaining the 2023 goal. It is essential to allow some room to breathe in the bureaucratic sense if we are to unleash the potential. Then, there are the infrastructural issues of course. Border gates, namely the physical infrastructure, are quite important. Infrastructure and movement of goods and services need to be developed as much as possible for the sake of better facilitated transport and services. In this regard, we expect a logistics master plan to be drafted as soon as possible. To summarize, it could be said that human resources, bureaucracy and infrastructure can be described as the issues of top priority which will enable to sector to actually achieve its goals. Additionally, the probability of achieving the aforesaid goals will definitely increase if the sector works as a whole. KASIM l NOVEMBER l 2012 41 42 RÖPORTAJ INTERVIEW OKAN TUNA Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı / Vice Principal of Beykoz Vocational High School of Logistics “Uzaktan eğitim sistemimiz çalışanlar için büyük fırsat” “Our distance learning system is a great opportunity for working people” ojistik sektörünün en temel ihtiyaçlarından biri yetişmiş insan gücü. Türkiye Lojistik Araştırmaları ve Eğitimi Vakfı (TÜRLEV) tarafından bu ihtiyaca yönelik kurulan Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nda, 2 bin 70 öğrenci eğitim görüyor. Lojistik sektörü için nitelikli eleman yetiştirme amacıyla eğitim veren kurumda, örgün eğitim, ikinci öğretim ve uzaktan eğitim programları yer alıyor. Dileyen mezunlar Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile yurtiçinde veya uluslararası ilişkiler ofisinin yönlendirmesiyle yurtdışında lisans tamamlayabiliyorlar. Ayrıca öğrencilikleri süresinde birçok öğrenci Avrupa Birliği ERASMUS fonlarıyla L KASIM l NOVEMBER l 2012 Q ualified personnel constitute one of the most basic needs of the logistics sector. Currently, 2 thousand 70 students receive education at the Beykoz Vocational High School of Logistics, which was founded by the Turkish Foundation of Logistics Research and Education (TURLEV) in order to meet the aforesaid need. Formal education, evening education and distance learning programs are available at the school which serves the purpose of raising qualified personnel for the logistics sector. Students are also able to complete their education at university level by benefiting from the vertical transfer system (DGS) and programs like Erasmus, if desired. Noting that the distance learning system is a great INTERVIEW RÖPORTAJ Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Okan Tuna, uzaktan eğitim sistemi ile çalıșan ve akademik anlamda gelișmek isteyen kișilere zengin bir içerikle eğitim imkanı sağladıklarını ifade etti. Vice Principal of Beykoz Vocational High School of Logistics, Prof. Dr. Okan Tuna stated that they offered the opportunity to receive education with rich content to those people who are currently working and would like to develop themselves in the academic sense through the distance learning system. Avrupa’daki çeşitli üniversitelerde bir dönem okuyabiliyorlar. Özellikle uzaktan eğitim sisteminin üniversite eğitimi alamayan ve sektörde çalışan kişiler için büyük fırsat olduğunu belirten Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Okan Tuna, kısa süre içinde faaliyete geçirecekleri Lojistik Araştırmalar Merkezi ile lojistik sektörüne yönelik araştırma ihtiyacını da karşılamayı amaçladıklarına dikkat çekiyor. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nun kuruluş amacı nedir? Amacımız lojistik sektörüne nitelikli eleman yetiştirmek. Bundan on yıl öncesinde yükseköğretim kurumlarında lojistik programları yoktu. Dolayısı ile lojistik sektöründe genelde başka disiplinlerde eğitim almış kişiler istihdam edilirlerdi. Sektörün gelişmesiyle birlikte lojistik alanında eğitim almış eleman ihtiyacı arttı. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu, Türkiye Lojistik Araştırmaları ve Eğitimi Vakfı tarafından lojistik sektörünün ihtiyacı olan bu nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla kuruldu. Bu anlamda lojistiğin tüm unsurlarını içeren ve lojistiğin fonksiyonlarını destekleyen programlarımız ile lojistik sektörüne nitelikli eleman yetiştiriyoruz. Beşinci dönem öğrencilerini alan okulumuzda hem lojistik sektörüne hem de Türkiye’deki yükseköğrenime hizmet veriyoruz. Şu an Kavacık ve Çubuklu yerleşkelerimizde toplam 2 bin 70 öğrenci eğitim görüyor. Okulumuzun çok güçlü bir akademik kadrosu olduğunu söyleyebiliriz. Öğrencilerimizle ilişkilerimiz eğitimlerinden sonra da devam ediyor. Mezun öğrencilerimizi takip ediyoruz. Böylece öğrencilerimizin durumuyla ilgili somut verilere ulaşıyoruz. Mezunlarımızın çoğunlukla eğitim aldıkları alanda istihdam edildiklerini görmek bizi sevindiriyor. İş hayatına atılmak yerine eğitimine devam eden öğrencilerimiz de yurt içinde Dikey Geçiş Sınavı ile veya yurt dışında eğitimlerine lisans düzeyinde devam edebiliyorlar. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’ndan mezun olan öğrencileri nasıl bir gelecek bekliyor? Çalışma hayatına atılmak isteyen mezunlarımız çoğunlukla alanlarında istihdam ediliyorlar. Lojistik sektörünün her alanında mezunlarımızı görmek bizleri mutlu ediyor. Bir kısım öğrencilerimiz ise eğitim hayatlarına devam etmeyi tercih ediyorlar. DGS ile dört yıllık lisans programlarına geçiş yapılabiliyor. Bu yıl mezunlarımızdan 66 öğrencimiz, DGS ile dört yıllık lisans programlarına yerleşti. Bunlar arasında ODTÜ İktisat Fakültesi, Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin iyi bölümlerine geçiş yapan öğrencileri- opportunity for working people, Okan Tuna, Vice Principal of Beykoz Vocational High School of Logistics, pointed out that they also wished to meet the need for research on the logistics sector through the ‘Logistics Research Center’ that will soon be put in service. What is the reason underlying foundation of Beykoz Vocational High School of Logistics? The sector is in need of the right personnel in terms of not only knowledge but also skills. It is safe to say that Beykoz Vocational High School of Logistics was founded in order to raise qualified personnel to serve the logistics sector. In this sense, we have departments including and supporting all functions and elements of logistics. We serve both the sector and high education in Turkey through Okulunuzda mevcut eğitim türleri neler? Okulumuzda birkaç çeșit eğitim türümüz var. Öğrencilerimiz için örgün eğitim yani gündüz yapılan eğitim, çalıșanlara da hitap eden ikinci öğretim ve yine çalıșanlara yönelik uzaktan eğitim programlarımız bulunuyor. Lojistik ve dıș ticaret programlarımızda uzaktan eğitim imkânı sunuyoruz. Ayrıca Lojistik, Dıș Ticaret ve Sivil havacılık Kabin Hizmetleri programlarımızda İngilizce eğitim yapıyoruz. Marina İșletmeciliği programı vakıf okulları içinde bir tek bizde bulunuyor. Enerji Tesisleri İșletmeciliğini iki yıl önce açtık. Tasarlayıp sıfırdan YÖK’e sunduk. Bizden sonra birkaç okul daha açtı. Mobil Teknolojiler programı da yine bizim tarafımızdan tasarlanıp YÖK’e sunuldu ve kabul edildi. Bu programla, akıllı telefonlar ve mobil cihazlar üzerinde programlama yapabilecek elemanlar yetiștirmeyi amaçlıyoruz. What modes of educations do you currently have at your school? There are several modes of education at our school. There is the formal education that is offered at daytime to our students, there is the night school offered to working students and there is the remote education program which is also aimed at working students. We are the only foundation high school to carry out a remote education program. We are providing remote training facilities in our logistics and foreign trade programs. We also offer English education in our logistics, foreign trade and cabin services departments. The marine operations program is available only at our school among all foundation high schools. We put into service the energy facilities management department two years ago. It was designed from scratch and presented to the approval of YOK. Several other schools opened the same department after we did. The mobile technologies department was also designed by us, presented to YOK’s approval and passed the approval process. Our graduates from these departments find employment opportunities in their respective fields. KASIM l NOVEMBER l 2012 43 44 RÖPORTAJ INTERVIEW miz var. Diğer öğrencilerimiz de çok başarılı okullara ve iyi bölümlere yerleşti. Yurtdışında lisans tamamlamak isteyen öğrencilerimiz için de olanaklar sunuyoruz. Örneğin Finlandiya’da bir devlet üniversitesi olan ve eğitimin ücretsiz olduğu HAMK üniversitesinde lisans tamamlayabiliyor öğrencilerimiz. Okulumuz ayrıca Erasmus öğrenci değişimine de yanıt veren bir kurum. Bu konuda aldığımız fonlar ve gönderdiğimiz öğrenci sayısı katlanarak büyüyor. Bu fonlarla öğrencilerimiz eğitimlerinin bir yarı yılını bir Avrupa ülkesinde görebiliyorlar. Bir başka yurt dışı olanağı olarak Fullbright bursundan bahsedebiliriz. Her yıl Türkiye’den sadece 12 öğrencinin kazanabildiği ve Amerika’da hem eğitim hem de yaşam masraflarını karşılayan bu burstan önceki yıl iki, geçen yıl da bir öğrencimiz kazanma başarısını gösterdi. Öğrencilere yurt dışı olanaklar hakkında yeterli bilgilendirme, yeterli dil eğitimi ve özgüven verildiğine sanılanın aksine meslek yüksekokulu öğrencileri de en az lisans öğrencileri kadar ilgi gösteriyor. our school, whose fifth anniversary we celebrated in 2012. A total number of 2 thousand and 70 students are receiving education in Çubuklu and Kavacık at the moment. It can be said that our school has a powerful staff of academic personnel. We keep track of our students who graduate at the end of two years of education. Thus, we are able to collect concrete statistical data regarding the status of our students. On average, 85% of our graduates get employed. The rest include students who are vertically transferred or follow different paths. Do students graduating from Beykoz Vocational High School of Logistics carry on with their education? There is an examination which graduates of two-year high vocational high schools are allowed to take. It enables students to be transferred from our school to regular universities through the vertical transfer system (DGS). Of our graduates, 66 have been transferred to four-year undergraduate programs so far. These include students who have transitioned to outstanding departments of METU Faculty of Economics, Marmara University and Istanbul University. The rest of them have also achieved to attend highly successful universities and favorable departments as well. There were no logistics departments in universities 10 years ago. The number, however, is climbing in universities at the moment. Our school also takes part in the Erasmus student exchange program. For that purpose, we allocate a good deal of budget, enabling us to send our students abroad to receive education. At this time, we have agreements concluded with about 20 universities. We are also successful in terms of completion rates of undergraduate education. This is to say, we offer our students the opportunity to complete their education into undergraduate level in Finland after receiving education at our school for two years. Our students are able to attain the title of a faculty graduate upon two years of further education there. We offer this education opportunity free of charge. Could you please tell us about your simulation software? Being a school with an applied education approach, Beykoz Vocational High School of Logistics needs to maintain infrastructures in itself. We are making considerable investments in laboratory use to consolidate infrastructure. For instance, we have procured simulation software that was used previously used for Hamburg Harbor. We will make sure that our students get to benefit from this software as soon as possible. That matters a lot, because it means providing our maritime and harbor students with the opportunity to get applied experience at a prominent harbor without having to actually go there. We have procured some other pieces of simulation software for our foreign trade and logistics programs. They will be made available for our students soon as well. Additionally, we are establishing maritime operations laboratories. The relevant infrastructural work has been completed. Another laboratory is being established for our mobile technologies department. Our school can be described as an institution that has formed its infrastructure in terms of realizing a student’s process of transformation in terms of knowledge, skills and understanding. Could you please inform us about the infrastructure of your distance learning system? Our program structure has a background that supports all stages of the supply chain of logistics, from maritime ports to logistics and from foreign trade to railway systems and mobile technologies. KASIM l NOVEMBER l 2012 INTERVIEW RÖPORTAJ Simülasyon programlarınızdan bahseder misiniz? Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu, uygulamalı bir okul olduğu için kendi içinde altyapıları olması gerekiyor. Bu altyapılar için laboratuvar kullanımı anlamında ciddi yatırımlarımız oluyor. Örneğin bu yıl Hamburg Limanı için kullanılan bir simülasyon programını temin ettik. Çok hızlı bir şekilde öğrencilerimizin bu simülasyon programından faydalanmalarını sağlayacağız. Deniz ve Liman İşletmeciliği programı ile öğrencilerimiz bir limanda girmeden uygulama yapabilecekler. Dış Ticaret programlarımız ve Lojistik programlarımız için kullanabileceğimiz birtakım simülasyon programlarını getirdik. Bunları da öğrencilerimizin kullanımına sağlayacağız. Yine aynı şekilde deniz operasyonları laboratuvarını oluşturduk. Birde mobil teknolojiler bölümümüz var. Onlar için de bir laboratuvar oluşumumuz mevcut. Okulumuz, bir öğrencinin dönüşüm sürecini hem bilgi hem beceri hem de tutum anlamında gerçekleştirmek için altyapısını oluşturmuş bir kurum olarak değerlendirilebilir. Uzaktan eğitim sisteminizin altyapısına ilişkin bilgi verir misiniz? Lojistik sektöründe olup bir şekilde yükseköğrenim görememiş olan personele yönelik oldukça önemli bir fırsat uzaktan eğitim. Çalışanlar internet üzerinden eğitimlerini tamamlayabiliyorlar bu program ile. Uzaktan eğitim sistemine baktığınız zaman dünyada son 10 yılda ciddi bir gelişme gösterdiğini görüyoruz. Bugün birçok iyi üniversitenin eğitim programlarında kullanılmaya başlandı. Okulumuzda uzaktan eğitim için ciddi bir altyapı ve zengin bir içeriğimiz mevcut. Sektörde lise mezunu olan, üniversiteye gitmeyen kişilere önemli bir fırsat sunduğumuzu düşünüyorum. Aynı zamanda iyi bir akademik kadro ile uzaktan da olsa beraber olma imkânı oluyor. Bunun yanı sıra uzaktan eğitim programlarımızın diğer programlardan farkı kişilerin sadece dinleyerek ya da görerek değil aynı zamanda deniz liman, dış ticaret ve lojistik fonksiyonları içeren uygulamaların simülasyonlarını yaparak becerilerini artırabiliyorlar. Lojistik sektöründe kullanılan temel yazılımlar var. Bu yazılımların da bu programda etkin şekilde kullanılmasını hedefliyoruz. Önümüzdeki dönem yatırım planlarınız arasında neler var? Yakın bir zamanda Lojistik Araştırmalar Merkezi kurmayı planlıyoruz. Bu merkezde sektörde araştırma anlamında yaşanan eksiği kapatmayı hedefliyoruz. Sektörle ilişkilerimizde çok önemsediğimiz yapılanmalarımız var. Bunlardan biri Endüstriyel İlişkiler Koordinatörlüğü. Bir yüksekokul için önemli konulardan biri endüstri ile ilişkidir. Biz bu ilişkiyi canlı tutmak istiyoruz. Bunun için ayrı bir koordinatörlük oluşturduk. Bunun bir yükseköğrenim kurumu için önemli bir yenilik olduğunu düşünüyorum. Burada biz sektörün farklı kesimleri ve kademeleri ile iletişim kuruyoruz. Onların eğitim içeriğimize katkıda bulunmalarını ve aynı zamanda öğrencilerimizin okuldan mezun olduktan sonra sektörde hızla iş bulmaları açısından da fayda sağlamalarını amaçlıyoruz. Yaşam Boyu Öğrenme Merkezi’nde Aras Akademi adına ikinci yılını tamamlayan uzun soluklu bir eğitim programı gerçekleştiriyoruz ve bunu devam ettireceğiz. However, the main point we emphasize on is the distance learning system that we offer to working people who would like to develop themselves in the academic sense. Serious progress has been made with distance learning systems within the last decade. It is now being used in education programs of many top-level universities. There is a substantial infrastructure in place accordingly. We offer a large volume of content to support this. I believe that we are offering a considerable opportunity in the sector to those who are regular high school graduates and could not attend a university. In the meantime, there is the opportunity to get together with a fine staff of academicians although it happens remotely. Differing from other programs, our distance learning program enables its participants to learn by not only merely listening and hearing but also by taking up simulations of applications including maritime, harbor, foreign trade and logistics functions. There are specific pieces of software used in the logistics sector. We aim to put them into efficient use within the scope of this education program. What do your investment plans for the upcoming period include? We are currently running a lasting education program, which has been going on for two years now, at our continuous education center on behalf of Aras Academy. We plan to establish a Logistics Research Center soon, where we aim to compensate for the deficiency of the sector in terms of research. There are connections in place within the sector which we care much about. The Coordination of Industrial Relations is one of them as relations with the industry are one of the most important points of consideration for a high school. We would like to keep these relations alive and established a coordination structure for this purpose. I personally believe that this is a point of innovation for an institution of high education. Here, we engage in communication with different levels and segments of the sector, enabling them to make contributions into our education content and our students to benefit from this relation in terms of finding jobs within the sector as soon as possible upon graduation. KASIM l NOVEMBER l 2012 45 46 ȘEHİR VE EKONOMİ CITY AND ECONOMY Bașkent ANKARA sanayideki gücünü artırıyor Capital Ankara elevates its industrial power Hitit İmparatorluğu’ndan Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyetin hüküm sürdüğü Türkiye Cumhuriyeti’nin bașkenti Ankara, son yıllarda ekonomisini sanayi odaklı yatırımlarla geliștiriyor. Bașkent, memur ve tarım kenti kimliğinden sıyrılıp bir anlamda sanayi kenti kimliği kazanıyor. Ankara, the capital of the Turkish Republic whose lands have been the territory of rule to many civilizations from the Hittite Empire to the Ottomans, has been developing its economy around the axis of industry-oriented investments. The capital city is stripping its label of being a city of civil servants and industry off and gaining the identity of an industrial city in a sense. KASIM l NOVEMBER l 2012 CITY AND ECONOMY ürkiye’nin başkenti Ankara, tarih öncesi çağlardan beri birçok devlete ev sahipliği yaptı. Şehirdeki ilk yerleşmenin Ankara Kalesi’nin bulunduğu bölge olduğu tahmin ediliyor. Milattan Önce Hitit İmparatorluğu’nun egemenliğinde bulunan kent, MÖ 8 ve 7. yüzyıllarda Frig Krallığı’nın egemenliğine girdi. Frig Krallığı’nın yıkılmasından sonra Kimmerler’in geri çekilmesi ile bölgede Lidyalılar egemenlik kurdu. Kral Yolu üzerinde bulunan kent, bu dönemde ticari ve askeri merkez oldu. Kent, MÖ 547’de Pers egemenliğine geçti. Daha sonra Roma İmparatorluğu hâkimiyetine giren kent, bu dönemde özellikle askeri açıdan stratejik bir öneme sahip oldu. Roma İmparatorluğu, ilk yıllarda kentin yönetimini Galat prenslerine bıraktı. Bu dönemde tahıl üretimi, dokumacılık ve hayvancılık alanında büyük gelişmeler sağlandı. MS 395’te Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca doğuda Bizans egemenliği başladı. Bizans döneminde askeri ve ekonomik açıdan önemini koruyan kent, özellikle dokumacılık ve ticaret konusunda gelişti. 1071 yılında Selçuklular, Malazgirt’te Bizans’ı yendi ve kent, Bizanslılar, Danişmentliler ve Selçuklular arasında birkaç kez el değiştirdi. Selçuklular döneminde özellikle 1219-1237 yılları arasında Alaaddin Keykubat’ın hükümdarlığı sırasında Ankara, en parlak günlerini yaşadı. Kent askeri ve ekonomik yönden yeniden canlandı.13. yüzyıldan itibaren Selçuklular, İlhanlılar, Eretnaoğulları ve Ahiler arasında kentte devamlı yönetim değişiklikleri oldu. Ankara 1304’te Moğolların idaresine girdi ve Ahi beyleri, Moğolların denetiminde idareyi ele aldı. 1308-1341 yılları arasında İlhanlılar yönetime geçti. Daha sonra kent 1342’de kurulan Eretnalılar Devleti’nin atadığı valilerle idare edildi. Kent 1354 yılında Orhan Gazi zamanında Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Osmanlı döneminde Ankara, askeri ve ticari açıdan önemini korudu. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda yenik düşmesinin ardından Mustafa Kemal Atatürk, 1920’de Ankara’da direniş hareketini başlattı. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra, 29 Ekim 1923’te Osmanlı Devleti yerine Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. 13 Ekim 1923’te Ankara Türkiye’nin yeni başkenti olarak ilan edildi. Bu dönemde kentin kültürel, ekonomik ve siyasi yapısı değişim sürecine girdi. T ȘEHİR VE EKONOMİ nkara, the capital of Turkey, has been home to various states since the ancient ages. It is estimated that the first settlement established in the city was located in the region where Ankara Castle is located. Ruled by the Hittite Empire before the Common Era, the city underwent the sovereignty of the Phrygian Kingdom in the 7th-8th centuries BC. The Lydian took control of the region after the downfall of the Phrygian Kingdom and following the retreat of the Khmerians. The city was later captured by the Persians in 547 BC. The next reign to control the city was the Roman Empire, which rendered it strategically important in the military sense in particular. During the first years of their control, the Roman Empire entrusted the city’s government to the Galatian princes. Great progress was made during this period in the fields of grains production, textile products and livestock breeding. When the empire was split in two in 395 AD, the east started to be ruled by the Byzantine. Maintaining its military and economic significance also during the Byzantine, the city developed especially in terms of textile products and trade. A “One who does not stand up for his/her past cannot see through the future” Ankara Kalesi Anıtkabir Kızılay Meydanı KASIM l NOVEMBER l 2012 47 48 ȘEHİR VE EKONOMİ CITY AND ECONOMY Tarih kokan müzeler Ankara’nın önemli kent merkezlerinden biri, Osmanlı döneminde Çin ve Avrupa arasında seyahat eden tüccar kervanlarının çoğalması ile birlikte Ankara Kalesi çevresinde, eski İpek Yolu’nda kurulan Hanlar Bölgesi’dir. Bir diğer önemli merkez olan At Pazarı, Ankara Kalesi’nin güneyi giriş kapısının önündeki alan ile bugünkü Çengelhan arasında kalan düzlükte yer alıyor. Adını Kızılay kurumundan alan Kızılay Meydanı, bugün Ankara’nın en önemli merkezi sayılıyor. Meclis’in ve istasyonun yer aldığı Ulus semtinde ise eğitim kurumları, bankalar, sosyal yaşam merkezleri mevcut. Kızılay ile Ulus arasında yer alan Sıhhiye semti ise çok sayıda hastane ve sağlık kuruluşuna ev sahipliği yapıyor. Ankara, tarih meraklılarına birçok müze seçeneği sunuyor. Anıtkabir ve Atatürk Müzesi, Anadolu Medeniyetler Müzesi, Cumhuriyet Müzesi, Kurtuluş Savaşı Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, Resim Heykel Müzesi, MTA Tabiat Tarihi Müzesi, Roma Hamamı, Gordion Müzesi, Çankaya Köşkü Müzesi, Atatürk Evi Müzesi, TCDD Atatürk Evi Müzesi, Lokomotif Müzesi, TRT Müzesi ve Ulusal Kurtuluş Sergisi, ODTÜ Müzesi, Mehmet Akif Ersoy Müzesi, Devlet Mezarlığı Müzesi, Hava Müzesi, Oyuncak Müzesi bunlardan bazıları. Atatürk Orman Çiftliği, Ayaş Kaplıcaları, Beynam Ormanları, Beypazarı, Çamkoru Orman İçi Dinlenme Yeri, Çamlıdere Barajı, Çubuk II Barajı, Dikilitaş Göleti, Dutlu Tahtalı Kaplıcası, Elmadağ, Eymir Gölü, Haymana Kaplıcaları, Karagöl, Kızılcahaman Kaplıcaları, Kirmir Çayı Vadisi, Kurtboğazı Barajı, Mavi Göl, Mogan Park, Soğuksu Milli Parkı da görülecek yerler arasında dikkat çekiyor. KASIM l NOVEMBER l 2012 The Seljuk defeated the Byzantine in Malazgirt in 1071 and the city’s control changed hands several times between the Byzantine, Danishmends and Seljuk. Ankara flourished under the Seljuk reign especially during the rule of Alaaddin Kayqubad between 1219 and 1237. The city was revitalized from military and economic points of view and kept changing hands starting from the 13th century between the Seljuk, İlhanlı, Eretnaoğullari and the Ahi. In 1304, Ankara was added to the reign of the Mongol and the Ahi rulers undertook control under the supervision of the Mongolians. The İlhanlı took control between 1308 and 1341. Later the city was governed by the governors assigned by the Eretna State, which was founded in 1342. It was captured by Orhan Ghazi on behalf of the Ottoman State in 1354. Ankara was still an important city in terms of military and trade capacities during the rule of the Ottoman State. Mustafa Kemal started the movement of resistance in Ankara in 1920 upon the Ottoman State’s downfall in World War I. With the War of Independence won, the Turkish Republic was founded instead of the Ottoman State on October 29, 1923. Ankara was pronounced as the capital city of Turkey on October 13, 1923. The city’s cultural, economic and political structure underwent a process of change at this time. Museums bearing the scent of history The Public Houses region, which was established on old Silk Road around Ankara Castle as a response to the increasing number of trade caravans travelling between China and Europe during the Ottoman era, was one of the most significant commercial centers of Ankara. Another one was the Horse Market, which was located on the flatlands situated right before the southern entrance gate of Ankara Castle in between the stronghold and today’s Çengelhan. Named after the Red Crescent (Kızılay) organization, the Kızılay Square is regarded as the most notable CITY AND ECONOMY ȘEHİR VE EKONOMİ hub in Ankara. There is a subway stop and the Ankara Station on Kızılay Square. The district of Ulus, where the Grand National Assembly and station are situated, is home to educational institutions, banks and social lifestyle centers. There are many hospitals and healthcare institutions are found in the district of Sıhhiye, which is located between Kızılay and Ulus. Ankara offers various museum options to those who are interested in history. Anıtkabir and Atatürk Museum, Museum of Anatolian Civilizations, the Republic Museum, Museum of the War of Independence, Museum of Ethnography, Museum of Art and Sculpture, MTA Museum of Natural History, the Roman Bathhouse, Gordion Museum, Çankaya Manor Museum, Atatürk’s House Museum, TCDD Atatürk’s House Museum, the Locomotive Museum, TRT Museum, National Independence Exhibition, METU Museum, Mehmet Akif Ersoy Museum, State Graveyards Museum, Aviation Museum and the Toys Museum are only some of these options. Other places worth seeing include Atatürk’s Forestry Farm, Ayaș Thermal Springs, Beynam Forests, Çamlıdere Dam, Çubuk II Dam, Dikilitaș Pond, Dutlu Tahtalı Thermal Springs, Elmadağ, Eymir Lake, Haymana Thermal Springs, Karagöl, Kızılcahamam Thermal Springs, Kirmir Stream Valley, Kurtboğazı Dam, Blue Lake, Mogan Park and Soğuksu National Park. Savunma sanayii, yazılım ve elektronik sektörleri ön planda Tiftik keçisinin anavatanı olan Ankara; kedisi, tavşanı, armudu, balı, çiğdemi ve misket üzümü ile de ünlü. Türkiye’nin ikinci büyük tahıl ambarı olarak kabul edilen kentte Türkiye’nin en eski ziraat fakültesi ile birlikte beş tarımsal araştırma enstitüsü bulunuyor. Kuru soğan, marul ve kavun üretiminde Türkiye’de ilk sırada yer alan Ankara, kırmızı et üretiminde beşinci, yumurta üretiminde altıncı ve kanatlı et üretiminde de yedinci durumda. Ankara’da gıda firmaları ağırlıklı olarak un ve unlu mamuller üzerine faaliyet gösteriyor. Ayrıca süt ve süt ürünleri ile kırmızı et sektörü de oldukça etkin. Ankara, son yıllarda sanayide gösterdiği gelişme ile memur ve tarım kenti kimliğinden sıyrılıp sanayi kenti kimliği kazandı. İlin sanayisi ağırlıklı olorak küçük ve orta boy işletmelerden oluşuyor. Makine ve metal sanayileri ilk sırada yer alıyor. Arkasından gıda ve tekstil sanayileri geliyor. Üretimde özellikle gıda, taşıt, makine, silah, çimento ve dokuma sektörleri öne çıkıyor. Ankara, savunma sanayii, yazılım ve elektronik sektörlerinde Türkiye’nin en önemli şehri. Kentte sanayideki büyümeye paralel lojistik sektörü de önemini giderek artırıyor. Ağırlıklı olarak makine ve aksamları, mobilya, tekstil, inşaat malzemesi, prefabrik çelik konstrüksiyon, gıda gibi ürünlerin taşıması gerçekleştiriliyor. Yurt dışı taşımaları ise daha çok Avrupa ülkeleri, Rusya, Türk Cumhuriyetleri ve Arap ülkelerine yapılıyor. Türkiye’nin ilk lojistik üssü de Ankara’da faaliyet gösteriyor. The sectors of defense industry, software, electronics stand out Home of the Angora goat, Ankara is known for its cats, rabbits, pears, honey, meadow saffron and muscatel grapes. Considered to be the second largest grains source of the country, the city has the oldest faculty of agriculture in Turkey and five agricultural research institutes. Ankara ranks first in Turkey in terms of production of onions, lettuce and cantaloupes; fifth in production of red meat; sixth in that of eggs; and seventh in poultry meat production. Foodstuff firms based in Ankara mainly produce flour and products with flour content. The sector engaged in production of milk, milk products and red meat is quite active as well. Ankara has recently stripped off its label of being a city of civil servants and agriculture, and is gaining the identity of an industrial city thanks to its industrial progress. The industrial circle established within the city mainly consists of enterprises of small and medium scale. Machinery and metal industries rank first, and are followed by foodstuff and textile industries. As for the manufacturing side, the sectors which particularly stand out are foodstuff, vehicle, machinery, defense, cement and textile. Actually, Ankara is the most outstanding city of Turkey when it comes down to the defense industry, software and electronics sector. In line with the industrial growth achieved in the city, the logistics sector keeps growing in importance too. Transport operations mainly cover transportation of machinery and parts, furniture, textile products, construction materials, prefabricated steel structures and foodstuff. International transports of the city are primarily destined for European countries, Russia, Turkic republics and Arabic countries. The first logistics base of Turkey also operates in Ankara. Hakan Bezginli “Ankara Logistics Base has reached full capacity” Vice Chairman of the Board of Directors of Ankara Logistics Base Ankara Lojistik Yatırımları ve Akaryakıt Tic. AȘ was founded in May 2004 as a result of efforts made by 45 international transport firms, the majority of them established in Ankara. The first international transport base of Turkey was realized as a project that embraced not only its partners but also all international and domestic logistics, customs KASIM l NOVEMBER l 2012 49 50 ȘEHİR VE EKONOMİ CITY AND ECONOMY “Ankara Lojistik Üssü, tam kapasiteye ulaştı” Ankara Lojistik Yatırımları ve Akaryakıt Tic. AŞ, Mayıs 2004’te çoğunluğu Ankara’da yerleşik 45 uluslararası nakliye firmasının ortak girişimi ile kuruldu. Türkiye’nin ilk uluslararası taşımacılık üssü, olan Ankara Lojistik Üssü, ortaklarının yanı sıra tüm uluslararası ve yurt içi lojistik, gümrük müşavirliği ve ithalat, ihracat şirketlerine; bağlantılı olarak Hakan Bezginli kamu kurum ve kuruluşlaAnkara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkan Vekili rına, ambalajlama ve daVice Chairman of the Board of Directors ğıtım sektörlerine açık bir of Ankara Logistics Base proje olarak gerçekleştirildi. Üssümüzde 1023 çalışan ve 80’e yakın firma yer alıyor. 19 bin metrekare kapalı alan içinde yapımı tamamlanan 300 adet ofis ve yaşam alanı ile uluslararası standartlarda tesislerin hizmete girmesi, üssümüze yurt içi nakliye firmalarının taşınmasını da sağladı. Taşınma sürecinde firma sayısının 400’e, çalışan sayısının 4 bin kişiye ulaşması bekleniyor. Ankara Lojistik Üssü içinde, 6 bin metrekaresi Gümrük İdaresi binası olmak üzere, toplam 32 bin metrekare gümrükleme hizmeti sunulan alan mevcut. Ankara Lojistik Üssü modeli sayesinde, lojistik sektörünün ihtiyaç duyduğu altyapı eksiğinin giderilmesinin yanı sıra bölgesel lojistik ihtiyacının karşılanması ve ihtiyaç duyulan hizmetlerin bir arada bulunması sağlandı. Üssümüzde bulunan Gümrük İdaresi ve bağlı kuruluşların denetimi altındaki antrepo, depo ve diğer tesislerin yerinden hizmetleri sayesinde, yerli ve yabancı ağır taşıtların şehir merkezine girmelerine gerek kalmıyor. Karayolu, demiryolu ve havayolu bağlantılarının bulunduğu bir lokasyonda kurulu üssümüz, uluslararası ve ulusal nakliye hizmetleri veriyor. Başta Gümrük İdaresi olmak üzere ihtiyaç duyulan kamu kurum ve kuruluş temsilcilikleri, Ankara Etnoğrafya Müzesi brokerage, import and export firms as well as public and private sector institutions and the sectors of packaging and distribution. There are 1023 employees and around 80 firms in our base. With 300 offices, living space and facilities at international standards built on a total of 19 thousand square meters of enclosed area, our base attracted domestic transport firms. The number of employees is expected to increase to 4 thousand and that of firms to 400 during the move-in period. There is 32 thousand square meters of space in total where customs clearance services are offered within Ankara Logistics Base and 6 thousand square meters of this space is allocated to customs administration buildings. Thanks to the example of Ankara Logistics Base, the infrastructural deficiencies were eliminated just as the sector required, our regional logistics needs were met and essential services were brought together. Domestic and foreign heavy vehicles no longer have to enter the city center, as the Customs Administration and warehouses, storage houses and other facilities supervised by the respective organizations now offer their services on site within the base. “Ankara’nın ekonomiye katkısı artıyor” Ankara, geçmiș yıllarda devlet kurumlarının ce ham madde olmaktan çıktı. Mamul, yarı mamul çok olması sebebiyle memur șehri olarak bilinirsanayi ürünleri, özellikle otomotiv sektörü ürünleri di. Ancak son yıllarda meslek çeșitliliğinin değișbașta olmak kaydıyla artık çok çeșitli. Bu da belirmesi ile birlikte șehrin ekonomiye katkısı ve ticali düzeyde bir bilgi birikimine ulașıp artık sadece türi önemi artmaya bașladı. Dolayısıyla sanayi ve keten değil üretip satan bir șehir olduğumuzu gösüretim tesisleri, hizmet sağlayıcı șirketler de büteriyor. Ancak Ankara’da halen çözülememiș, sektöyüyüp gelișiyor. Bu durumun, ticari sirkülasyon re ve firmalara zarar veren birçok sorun bulunuyor. açısından önemi yadsınamaz. Ankara’da nakliyeBunların bașında geçiș belgeleri ve șoför vizeleri ile ciliğin tarihine baktığımız zaman oldukça eskileilgili sorunlar geliyor. Maliyetlerin inanılmaz bir șere dayanmakla birlikte profesyonelleșme sürekilde artması, sektöre kontrolsüz giriș çıkıșların yaUğur Demir ci 1980’li yıllarda bașladı. Bu dönemde özellikle Uğur Lojistik firması sahibi rattığı kirli rekabet, yurt dıșında kesilen keyfi cezalar Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi ülkelere gibi çok yeni olmasa da ağırlığını üzerimizde artıran yapılan tașımacılık serüveni günümüzde tüm Avrupa ülkelerine ve çözümüne giderek uzaklaștığımız sorunlar yașıyoruz. Firmayayıldı. Bugün Orta doğu ve Asya ülkelerine de tașımacılık gerların bir araya gelerek gerçekten maliyetlere uygun makul fiyatçekleștiriliyor. Tașınan ihraç malları çeșitlendi eskisi gibi sadelarla piyasaya çıkması gerektiğini düșünüyorum. KASIM l NOVEMBER l 2012 CITY AND ECONOMY ASO, ATO, TSE ofisleri, depolama, dağıtım, gümrüklü saha, antrepo, elleçleme, gümrükleme, ihracat, ithalat ve transit işlemler, sınırlı montaj gibi birçok entegre lojistik faaliyetleri, altyapı hizmetleri bulunuyor. Üssümüzde ayrıca yetkili tamir ve bakım servisleri, akaryakıt istasyonu, sigorta, bankacılık, sosyal tesisler, konteyner depolama, açık tır-kamyon park sahalarımız ve Lojistik Simülasyon Merkezi mevcut. Ankara Lojistik Üssü, 2012 yılı içinde tam kapasiteye ulaştı ve 2’nci etap olarak planladığımız alanlarda da faaliyetlerimiz başladı. Bu yılın başında Türk Traktör şirketiyle anlaşma yaptık. Anlaşma kapsamında lastik, jant, traktör depolama, dağıtım sahası ve lastik, jant montajı, antrepo gereksinimi için 5 bin 250 metrekare kapalı, 27 bin 500 metrekare açık olmak üzere toplam 32 bin 500 metrekare alanın inşaatı temmuz ayında tamamlanarak Türk Traktör’ün hizmetine verildi. Hedefimiz, üssümüzü Anadolu, Ön Asya ve Türk Cumhuriyetleri’nin iç limanı haline dönüştürmek. Ayrıca demiryolu ve havayolu desteğini sağlamayı, üs içinde dış ticareti destekleyecek kurumların oluşturulmasını, lojistik üslerde faaliyet gösteren firmaların yetkilerinin artırılmasını amaçlıyoruz. ȘEHİR VE EKONOMİ Established at a location equipped with road, railway and airway connections, our base offers international and national transport services. We make available primarily Customs Administration services as well as services of all essential public organizations and delegations; ASO, ATO and TSE services; storage, distribution, airside, warehouse, handling, export, import and transit processes; integrated logistics operations like limited assembly; and relevant infrastructural services. Our base also harbors certified repair and maintenance servicing points, a fuel station, insurance and banking buildings, social facilities, container storage space, open truck parking grounds and a Logistics Simulation Center. Ankara Logistics Base reached full capacity in 2012 and our operations projected for the 2nd stage have already started. We have reached an agreement with the firm Türk Traktör at the beginning of this year. Within the scope of this agreement, we have completed construction on a total of 32 thousand and 500 square meters of space on July, 5 thousand and 250 of it closed and 27 thousand 500 open, and presented it to the service of Türk Traktör. Our goal is to turn the base into an inner harbor for Anatolia, Asia Minor and Turkic republics. Additionally, we aim to offer airway and railway support, establish organizations to support foreign trade within the base, and empower the firms operating in logistics bases. “Ankara’da nakliye firmaları büyüyor” gösterdi. Ankara’dan ihracat olarak prefabrik yapı, Ankara genel olarak memur, öğrenci ve sağlık konstrüksiyon, ambalaj malzemesi, döküm, inșaat kenti olarak bilinir. Ancak son yıllarda özellikle ormalzemeleri, makine ve ekipmanları, çelik ve ahșap ganize sanayi bölgeleri ile sanayi șehri olma adına mobilya, beyaz eșya, otomotiv yedek parça tașımaciddi gelișme gösterdi. Ankara ili merkez sınırları ları gerçekleștiriliyor. Ankara’nın ihracat potansiiçinde sanayi ile ilgili OSB’ler, ilçelerinde ise hayyeline oranla araç potansiyelinin fazla olmasından vancılık ile ilgili OSB’ler kuruluyor. Ankara merkez dolayı yașanan rekabet nedeniyle kâr marjları düve ilçelerinde yaklașık 11 adet resmi OSB bulușük. Ödemeler dengesinin bozulması ve çek yasanuyor. Bu gelișmelere yönelik olarak son yıllarda sının değișmesi sebebiyle ödemeler aksıyor. YabanAnkara’nın ihracat ve ithalatında gelișmeler gözleniyor. Ankara’da organize tașımacılık 1960’lı yılcı araç girișlerinin kontrol altına alınabilmesi için Erdal İlhan Erdal İlhan Ulus. Nak. lardan itibaren gelișmeye bașladı. Bu tarihten güevrak ve izinlerin kontrollerinin sıkılaștırılması ve firması sahibi nümüze kadar çizgisini değiștirmeden faaliyetleusulsüz ihracat yüklemelerinin engellenerek caydırine devam eden sektör temsilcilerimiz bulunuyor. Türkiye’de rıcı cezaların uygulanması gerektiğini düșünüyorum. Vize konuilk lojistik üssü Ankara’da yapılarak 2010 yılı bașında faaliyelarında ise gerekli girișimlerin yapılarak, șoför vizeleri kolaylaște geçirildi. Nakliye sektörü firma bazında büyümekle beraber, tırılmalı ve vize temin süreleri kısaltılmalı. Ayrıca araç ve șoföruluslararası nakliye yapan firma sayısı son 10 yıl içinde azalma lere ait evrak azaltılması da gerekiyor. “Son yıllardaki büyüme nakliye sektörünü olumlu etkiledi” Ankara’da uluslararası nakliyecilik liman sürmesi ve istenilen belgelerin çokluğu da vize alıkentlerine oranla yoğun olmasa da son yıllardamını zorlaștırıyor. Asya ülkelerinde uygulanan vize ki büyüme, nakliye sektörünü olumlu yönde etsisteminde de sıkıntı mevcut. Türkmenistan vizesi kiledi. Ankara’da 1980 öncesinde çok daha güçalımı için gerekli olan davetiyenin çıkma süresi 15 lü nakliye firmaları faaliyet gösteriyordu. Bu yılya da 20 günü buluyor. Bunların yanı sıra vize için lardan sonra küçük ve orta ölçekli firmaların bu ödenen ücretlerin bir hayli yüksek olduğunu düșüișe girmeleriyle birlikte tașınacak malzemelerden nüyorum. Araç sefere çıktıktan sonra Asya ülkelefazla araç olması bu ișteki rekabeti artırdı. Günürine olan tașımalarda sınır kapılarındaki uzun kuymüzde rekabetin en yoğun yașandığı nakliye türü ruklardan dolayı yapılması gereken sevkiyatın süAbdullah Boyar karayolu tașımacılığı. Uluslararası tașımacılık yaresi gereğinden fazla uzuyor. Bu durum yıllık sefer Ladik Nakliyat Yönetim sayısını olumsuz etkiliyor. Ancak ülkeler arası ilgili pılabilmesi için gerekli geçiș ve izin belgelerinin Kurulu Bașkanı antlașmaların tekrar gözden geçirilmesiyle olumtemininde birtakım bürokratik sıkıntılar var. Örnelu bir sonuca ulașabileceği kanaatindeyim. Bu sorunların dığin tașıma yaptığımız ülkeler arasında bulunan İtalya için yıșında pahalı akaryakıt kullanımı ve yüksek tașıma maliyetlelın belirli dönemlerinde geçiș belgesi sıkıntısı yașıyoruz. Avruri de sektörü zorluyor. pa ülkelerinde uygulanan Shengen vizesi alımının 10-15 gün KASIM l NOVEMBER l 2012 51 52 İȘ DÜNYASI BUSINNES COMMUNITY çalıșma sistemini bilen alternatif nakliyeci sayısını artıracak “Colin’s, dünyanın 37 ülkesine ihracat yapan bir marka. Bu nedenle bizim için nakliye oldukça önemli. Hedefimiz Colin’s çalıșma sistemini bilen, altyapısını buna uygun hale getirmiș alternatif nakliyeci sayısını artırmak ve rakiplerimizin üzerinde fiyat baskısı ile rekabet hissi yaratmak.” “Colin’s is a brand that exports to not only Turkey but also 37 countries around the world. This is why transport means a lot to us. Our objective is to increase the number of alternative transporters who know the operational system of Colin’s well and have adapted their infrastructures to while applying pressure of price on our opponents and arousing a sense of competition among them.” roğlu Holding’in tekstil sektöründeki ilk markası olarak kısa süre içinde Türkiye’nin önemli hazır giyim markalarından biri haline gelen Colin’s, bugün sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde ürün ve tasarımlarını müşterileriyle buluşturuyor. 2012’yi atılım ve gelişim yılı olarak geçiren şirketin 2015 hedefleri ise oldukça yüksek. Marka felsefelerini “biz sadece hazır giyimde değil; ürün ve hizmetlerimizle insanları daha iyi hissettirme işindeyiz” diye tanımlayan Colin’s Lojistik ve Bilgi Teknolojileri Direktörü Ergin Erşin, şu anda 37 ülkede 600’ü aşkın mağazaya sahip olduklarını vurguluyor. 2015 yılı hedeflerini ise 50 ülkede 1200 mağaza olarak açıklayan Erşin, yurt dışı ayağını güçlendirmek isteyen bir şirket olarak nakliye ve bilgi sistem altyapısına sürekli yatırım yaptıklarını söylüyor. Colin’s çalışma sistemini bilen, altyapısını buna uygun hale getirmiş alternatif nakliyeci sayısını artırarak rakiplerinin üzerinde fiyat baskısı ve rekabet hissi yaratmayı hedeflediklerine değinen E KASIM l NOVEMBER l 2012 H aving become one of the most prominent ready wear brands of Turkey in a very short period of time as the first textile brand of Eroğlu Holding, Colin’s delivers its products and designs to customers in Turkey and many other countries around the world. The company, which has gone through the year 2012 as a time of enterprising and development, has set the bar quite high for its 2015 goals. Ergin Erșin, Director of Colin’s Logistics and Technology who describes the brand’s philosophy by saying ‘We are involved in the business of making people feel good not just in ready wear but also through the means of our products and services’, emphasized that they have over 600 stores in 37 countries at this time. Erșin tells us that their goal for 2015 is to increase the number to 1200 stores in 50 countries, and they are constantly investing into transport and information systems infrastructure as a firm that wishes to consolidate its foreign expansion. Mentioning that they aim to increase the number of alternative transporters who know the operational BUSINNES COMMUNITY Erşin, yaptığımız röportajda şirket hedefleri ve yatırımlarının yanı sıra nakliyecilerle kurdukları çalışma sistemi hakkında da önemli ipuçları verdi. 2012, Colin’s için nasıl bir yıl olarak geçti? Orta vadedeki hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz? 2012’yi önemli bir atılım ve gelişim yılı olarak geçiriyoruz. Bu yılı satın alımlarda ve satışlarımızda yüzde 10 -15’lere varan bir büyüme oranı gerçekleştirerek kapatmayı planlıyoruz. 2015 yılında 50 ülkede 1200 mağazada 500 bin metrekare alanda yer almayı hedefliyoruz. 10 bin çalışana ulaşmayı amaçladığımız 2015’te yıllık 2 milyar dolar ciro elde etmek planlarımız arasında bulunuyor. Bu yıl faaliyet gösterdiğimiz ülke sayısı 32’den 37’ye çıktı. Colin’s 37 ülkedeki 600’ü aşkın mağaza ile müşterilerine ürünlerini sunuyor ve dünyadaki hızlı değişimi müşterilerine yansıtıyor. 2013’e yönelik yeni yatırımlarınız nedir? Yatırımların devreye girmesi şirketinize ne gibi katkılar sağlayacak? Uluslararası pazarlardaki hedeflerimize ulaşmanın ön koşullarından biri, bilgi sistemleri altyapısının, bu büyüklükteki bir operasyonu kaldırabilecek niteliklere sahip olmasıdır. Bilgi sistemleri altyapımızın yeterliliği konusunda, kapsamlı bir Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) yazılımı yatırımı hayata geçirilmek üzere. Bu yatırım tamamlandığında, mevcut ERP yazılımımız olan Axapta, yurt içi ve yurt dışında yerleşik tüm şirketlerimiz ve önemli bayilerimiz ile aynı tür bilgi işlem sistemini kullanacak seviyeye gelecek. Ürün gamımızda yer alan ürünlerin satışları ve bu satışlar paralelinde, nihai tüketicilerin tercihleri kolaylıkla izlenebilecek. Bu tercihler doğrultusunda planlanan yeni ürün akışı ile uluslararası satış hedeflerimiz gerçekleştirilebilecek. Yine 2012 sonu 2013 yılı itibarıyla mevcut depo ve antrepo alanımızı 3 kat büyüterek tam bir konsolidasyon ve lojistik merkez üssü haline getirmeyi planlamış durumdayız. Bu alandaki yatırım faaliyetimiz de halen sürüyor. İȘ DÜNYASI system of Colin’s well and have adapted their infrastructures to while applying pressure of price on our opponents and arousing a sense of competition among them, Erșin gave us during our interview some noteworthy hints about the firm’s goals and the operational system they established with transporters. How has the year 2012 been for Colin’s? Could you please inform us about your mid-term goals? The year 2012 has been a time of considerable enterprising and development for us. We aim to conclude the overall year with growth rates up to 10-15%. We also project extending our general space to 500 thousand square meters in 1200 stores in 50 countries by 2015. The turnover we aim to achieve by 2015, when we also plan to increase the number of our employees to 10 thousand, is 2 billion Dollars. The number of countries in which we operate has increased from 32 to 37 this year. Colin’s offers its products to its customers in more than 600 stores in 37 countries and delivers the rapid changes taking place around to world to them. What new investments do you have for 2013? What kind of benefits will conclusion of these investments bring in for your firm? One of the prerequisites to attaining our international market goals is to have an information systems infrastructure that is capable of shouldering such a wide scope of operations. A comprehensive Enterprise Resource Planning (ERP) software regarding the competence of the infrastructure of our information systems is about to be realized. When this investment has been concluded, Axapta, Yurt dışına büyük miktarda ihracat yapan bir şirket olarak nakliyenizi nasıl sağlıyorsunuz? Hedefimiz Colin’s çalışma sistemini bilen, altyapısını buna uygun hale getirmiş alternatif nakliyeci sayısını artırmak ve rakiplerimizin üzerinde fiyat baskısı ve rekabet hissi yaratmaktır. Bu paralelde özellikle yurt dışı nakliye ve yurt içi kargo dağıtım işlerimizi outsource etmiş durumdayız. Sisteme giriş düşük hacimli ülke ile olmalıdır. Colin’s sistemine tam uyum gösterdiğini ispatlayan nakliyeci, sırasıyla orta ve yüksek hacimli ülkelere teklif verebilir. Sezon içinde aynı nakliyeciler ile çalışılır, değişiklik kararı verilecekse yeni sezondan 2 ay önce seçilen nakliyeciler ile altyapı kurulum çalışmaları ve deneme taşıması yapılır. Her ay yenilenen fiyat görüşmeleri ve pazarlıklar ile navlunlar kontrol altında tutulur. Sistemde mutlaka 3-4 nakliyeci tutulur. Benzer durum iç piyasa dağıtımı için kullanmakta olduğumuz kargo şirketlerimiz için de geçerli. Lojistik anlamında yaşanan sorunları en aza indirmek için nasıl bir sistem kurdunuz? Günümüzde çok uluslu satın alım ve satış yapan tüm şirketlerin temel sorunu; ürünü izlemek ve ürünü en kısa süreKASIM l NOVEMBER l 2012 53 54 İȘ DÜNYASI BUSINNES COMMUNITY de ve optimum maliyetlerle son kullanıcıya en iyi şekilde teslim etmektir. Hız, günümüz perakende sektörü için en önemli kârlılık parametrelerinden biri durumunda. Biz de Colin’s olarak, özellikle sistem kurulumu ve yazılımı için çok büyük yatırımlar yapmaktayız. Yazılımı ve yönetimi tamamen bize özgü olan Logistics Tracking System (LTS) programını kullanıyoruz. Bu program, ürün satın alma, lojistik, planlama, mali işler ve ithalat departmanları ile üreticiler, nakliyeciler ve gümrükçüler tarafından kullanılan web tabanlı bir yazılım. Bu programın eşi, sektörümüz şirketlerinin hiçbirinde olmadığı gibi yakın ve benzerleri de sadece bazı global forwarder’larda mevcut. Ancak, bizim programımız tek bir FW’a bağlı olmadığı için hem esnek ve hem de dinamik. Her türlü değişikliğe ve gelişmeye de açık. Halen mevcut ERP sistemimiz olan Axapta’ya ve Depo ve Stok Yönetim modülümüz olan Warehouse Management System’e (WMS) bağlı olan bu program, son yazılım çalışmaları ile tekstil sektörü için tasarımdan final ürüne ve hatta kalite kontrole kadar destek sağlayan Product Lifecycle Management (PLM) programına da kısa bir süre içinde entegre edilecek. which is our current ERP software, shall be elevated to a level where all of our domestic and foreign-based firms as well as our significant dealers will be using the same type of information processing system. Sales of the products available in our product range and preferences of our end consumers -parallel to the said sales- will be easily monitored. Through the new product flow to be laid out in line with these preferences, our international sales goals will be realized. Additionally, we aim to expand our warehouse and storage space three times as of the end of 2012 and the beginning of 2013, turning it into a complete center of consolidation and logistics. Our respective investments are still in progress. How do you procure your transport services as a firm that conducts extensive exports abroad? What points do you pay attention to in transportation of your products? Our objective is to increase the number of alternative transporters who know the operational system of Colin’s well and have adapted their infrastructures to while applying pressure of price on our opponents and arousing a sense of competition among them. For this purpose, we have outsourced particularly our foreign transport and domestic cargo distribution work. Entry to the system should take place with low-volume countries. Transporters which have proven full compliance with the Colin’s system shall then be able to provide quotations to countries with medium and high volumes respectively. We work with the same transporters throughout the season. If a substitution is decided on, infrastructural installation work and trial transports are carried out with selected transporters 2 months in advance prior to the next season. Through price negotiations that are renewed every month, freight fees are kept under control. Up to 3-4 transporters are always maintained within the system. A similar situation is applicable also for the cargo delivery firms we work with for the purpose of delivering our products in the domestic market. What kind of system have you established in order to minimize issues encountered in the field of logistics? The basic problem with all firms out there which are engaged in multinational purchases and sales emerges in terms of monitoring the product and delivering it to the end users in the best way, shortest period of time and most optimal costs possible. Speed is now one of the most significant parameters of profitability for the retail sector of today. As Colin’s, we are making very big financial investments especially in system installations and software. We use the Logistics Tracking System (LTS), the authenticity of whose software and management lies entirely with us. This software is a web-based application that is used by purchasing, logistics, planning, financial affairs and import departments as well as manufacturers, transporters and customs officers. No other copy of this software exists in any other sectoral firms while only similar ones are used by some global forwarders. As our software is not connected to only a single FW, it is both flexible and dynamic. It is also open to all types of change and improvement. This software, which is currently tied to Axapta and our Storage and Stock Management module ‘Warehouse Management System (WMS)’, will soon undergo our final software improvement work and be integrated to the Product Lifecycle Management (PLM), which offers support to the textile sector from design to the final product and even quality control. How do you deal with storage and distribution? Storage and distribution of procured products takes place KASIM l NOVEMBER l 2012 BUSINNES COMMUNITY Depolama ve dağıtımı nasıl yapıyorsunuz? Tedarik edilen ürünlerin depolanması ve dağıtımı firmamızın İstanbul’daki depolarından ve biri kendi yönetimimizdeki antrepolardan yapılıyor. Burada da devreye almış olduğumuz Depo Yönetimi Sistemi (WMS) programını kullanmaktayız. Hem AX hem de LTS’ye entegre olan bu program ile başta alan, iş gücü, ekipman gibi kısıtlı kaynakları en yüksek verimlilikle kullanmaktayız. Ayrıca, mevcut bu program ile hem yurt içi mağaza ve bayi siparişleri hem de yurt dışı siparişleri en hızlı şekilde ve yüzde 100 doğrulukla hazırlanabiliyor. Türkiye’de lojistik sektörünün gelişimini için önerileriniz neler? Türkiye lokasyon olarak; Orta Doğu ve Avrupa arasında bir aktarma merkezi olmasından dolayı avantajlı bir konumda bulunuyor. Ancak ekonomik koşulların değişkenliği, krizler, özellikle limanlarda oluşan gecikme ve beklemeler ile yoğun gümrük prosedürleri sektörü olumsuz yönde etkiliyor. Bunları gidermek için birtakım çalışmalar da yapılıyor. Özellikle liman kapasitelerini ve alanlarını artırmaya dönük çalışmalar son dönemde hız kazandı. Ek olarak ithalat ve ihracattaki, büyümeleri destekleyecek sistem altyapılarını kurmak ve hızla çağımızın gereksinimlerine uygun ve modern hale getirmek de amaç olmalıdır. Liman işletmlerinin bu konuya eğildiğini görmekteyiz. Gümrüklerimizde de elektronik sisteme geçiş, e-beyanname, tek pencere gibi sistemler devreye alınmaya çalışılıyor. Bu geçiş ve iyileştirmeler ne kadar hızla başarılır ve devreye alınırsa, lojistik sektörünün verimliliği de bir kat daha artacaktır. Devreye girecek bu yeni sistemler ve düzenlemeler ile sektörde nasıl bir değişim yaşanır sizce? Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, gümrük uygulamalarında sonradan kontrolün yaygınlaşması, işlemlerin elektronik ortamda gerçekleşmesi, ülkemizin güvenilirliği, lojistik sektörünün gelişmesi için de önemli bir adım olacaktır. Hatta bu gelişmeler ile mevcut yabancı ortaklı-yurt dışı menşeli lojistik firmaları için ülkemizin cazibesi artacak, daha fazla yatırım ve iş birliği için ülkemize geleceklerdir. Bu da mevcut yurt içi lojistik firmaları için serbest rekabet ortamını geliştirecek, toplamda tüm işletmeler hız ve zaman kazanacaktır. İȘ DÜNYASI through our firm’s storage houses in İstanbul and also through warehouses under our control. At that point, we use the Warehouse Management System (WMS) software that we put into operation. With this program that is integrated to both AX and LTS, we are able to use at maximum efficiency limited resources like primarily space, labor and equipment. Domestic store and dealer orders as well as foreign orders are prepared as fast as possible and with 100% accuracy thanks to this software. What suggestions do you have for development of the logistics sector in Turkey? Location-wise, Turkey has an advantageous position due to being a transfer hub in between the Middle East and Europe. However, the sector impacted negatively owing to the volatility of economic circumstances, delays and long lines occurring especially at harbors and intensive customs procedures. There are some efforts in place aimed at eliminating these. Operations carried out to expand harbor capacities have received particular acceleration recently in particular. Additionally, establishing system infrastructures capable of supporting the growth of exports and imports, rendering them modern and adapting them to the requirements of our time should also be recognized as goals. In this sense, we see harbor enterprises taking action. Transition to an electronic system and adoption of systems like e-declaration and single window are among efforts made at our customs administrations. The sooner these transitions and improvements are realized, the more the efficiency of the logistics sector. What kind of change do you think will these new systems and regulations bring in for the sector? Extending the scope of post-clearance examinations just as in European Union countries and carrying out processes in the electronic environment will surely be significant steps taken to improve the logistics sector and towards consolidating the reliability of our country. It will be so beneficial that the attractiveness or our country will increase quite much for present foreign partnership logistics firms or logistics firms of foreign origin, prompting them to turn to our country for further investment and collaboration. This will, in turn, improve the environment of free competition for logistics firms, which will provide overall speed and time gains for all enterprises. KASIM l NOVEMBER l 2012 55 56 AJANDA DIARY TİCARET VE ULUSLARARASI TAȘIMACILIĞIN GELİȘİMİ KONULU ULUSLARARASI KONFERANS Tarih: 28 Kasım 2012 Yer: Kaya Hotel Balçova-İzmir Düzenleyen: IRU – TOBB – Ulaștırma Denizcilik ve Haberleșme Bakanlığı Kapsam: Karadeniz, Orta Asya ve Orta Doğu ticaret ve tașımacılığın geliștirilmesi İrtibat : IRU Orta Doğu Temsilciliği 0212 215 60 00 KASIM l NOVEMBER l 2012 TÜRKİYE – TACİKİSTAN KEKK TOPLANTISI Tarih: 29 - 30 Kasım 2012 Yer: Ankara Düzenleyen: Ekonomi Bakanlığı TUNA NEHRİ TAȘIMACILIĞI SEMİNERİ Tarih: 16 Kasım 2012 Yer: İstanbul Fuar Merkezi Düzenleyen: Bașbakanlık Dıș Ticaret Müsteșarlığı Kapsam: Tuna Nehri üzerinden Avrupa’ya tașıma yapılabilmesinin değerlendirilmesi İrtibat: lojistik@ekonomi.gov.tr FINANCIAL TİMES TÜRKİYE SEMİNERİ Tarih: 22 Kasım 2012 Yer: Four Seasons Hotel / İstanbul Kapsam: “Türkiye’nin Ekonomik Görünümü”, “İstanbul Finans Merkezi”, “Türkiye’nin AB’ye Giriș Süreci” ve “Lojistik ve Üretim Merkezi olarak Türkiye” gibi panel bașlıkların ele alınacağı FT Türkiye Semineri’ne yurt dıșından ve Türkiye’den üst düzey kamu sektörü temsilcileri, özel sektörden öncü finans stratejistleri, çok uluslu firma yönetici ve CEO’larından olușan 200’ü așkın üst düzey karar alıcının katılımı bekleniyor. İrtibat : www.ft-live.com/turkeysummit TÜRKİYE’DE INTERMODAL TAȘIMACILIĞIN GÜÇLENDİRİLMESİ ÇALIȘTAYI Tarih: 22 Kasım 2012 Yer: TOBB Plaza İstanbul DIARY AJANDA TÜRKİYE INTERNATIONAL CONFERENCE ON DEVELOPMENT OF TRADE AND INTERNATIONAL TRANSPORTS Date: November 28, 2012 Venue: Kaya Hotel Balçova - İzmir Organized by: IRU – TUCCE – Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications Scope: Development of trade and transports in the Black Sea, Middle East and Central Asia regions Contact: IRU Permanent Delegation to the Middle East and Region 0212 215 60 00 TURKEY–TAJIKISTAN JOINT ECONOMIC COMMISSION MEETINGS Date: November 29-30, 2012 Venue: Ankara Organized by: Ministry of Economy RIVER DANUBE TRANSPORT SEMINAR Date: November 16, 2012 Venue: İstanbul Fair Center Organized by: Prime MinistryUndersecretariat of Foreign Trade Scope: Evaluation of the capacity to conduct transports to Europe over the River Danube Contact: lojistik@ekonomi.gov.tr FINANCIAL TIMES TURKEY SEMINAR Date: November 22, 2012 Venue: Four Seasons Hotel / İstanbul Scope: Participation of over 200 toplevel decision makers -including senior public sector representatives, finance strategists of the private sector, and CEO’s and multinational firm managers from both Turkey and abroad- is expected for the FT Turkey Seminar which will include panel topics like “the Economic Landscape of Turkey”, ‘“stanbul Finance Center’”, “Turkey as a Logistics and Manufacturing Hub” and “Turkey’s Process of EU Accession’”. Contact: www.ft-live.com/ turkeysummit WORKSHOP ON REINFORCEMENT OF INTERMODAL TRANSPORT IN TURKEY Date: November 22, 2012 Venue: TOBB Plaza, İstanbul KASIM l NOVEMBER l 2012 57 58 OTOMOTİV ETKİNLİK Citroen’in yeni sedanı modern, ferah ve dayanıklı Citroen, yeni sedanı C-Elysee’yi dünyada ilk olarak Türkiye pazarında satışa sundu. Citroen C-Elysee, Citroen’in teknoloji ve tasarımdaki tüm uzmanlığından faydalanılarak özel olarak tasarlandı. Citroen’in bu en yeni modeli, tarzı ve özellikleri ile hem çekici hem de ekonomik bir sedan otomobil arayanlar için ideal bir seçenek. C-Elysee, markanın yol tutuş, üstün kalite ve motor teknolojilerindeki tüm deneyimlerini bir arada sunuyor. Performans, yakıt verimliliği ve dayanıklılık için tasarlanan üç silindirli yeni benzinli 1.2 VTi 72 HP motoru ile konforu, 92 HP gücündeki dizel motoru ile tasarruf özellikleri öne çıkan yeni sedan; düşük yakıt tüketim değerleri, uygun bakım maliyetleri, sağlamlığı ile kullanım maliyetlerinde iddiasını ortaya koyuyor. 6 milyon araçta kullanılan 92 HP HDi motoruyla performans ile düşük yakıt tüketimini birleştiren Citroen C-Elysee, tasarruf ve şık tasarımın bir arada sunulabileceğini ispatlıyor. Otomobilin 2.65 santimetre uzunluğundaki dingil mesafesi sınıfındaki en geniş arka diz mesafesini sağlıyor. Türkiye şartlarına uygun sağlam bir karosere ve tasarruflu motorlara sahip olan Citroen C-Elysee, geniş bir oturma alanı, büyük bir bagaj ve tasarruf ustası motoru çok şık ve dayanıklı bir gövde içerisinde sunarak, muhteşem bir kombinasyon oluşturuyor. KASIM l NOVEMBER l 2012 Teknik özellikler Uzunluk: Genişlik: Yükseklik: Dingil mesafesi: Bagaj kapasitesi: Renk seçeneği: Motor: 4.43 metre 1.75 metre 1.47 metre 2.65 metre 506 litre 7 Benzinli VTi 72 motor ve 92 HP gücünde dizel motor Citroen C-Elysee, özellikle yol hakimiyeti başta olmak üzere markanın sahip olduğu tüm deneyimlerden faydalanıyor. ABS, ESP ve dört hava yastığı gibi aktif ve pasif güvenlik ekipmanları güvenlik hissini pekiştiriyor. Kasım başında 29.900 TL fiyatla yola çıkan otomobilden Türkiye’de 2012’de 2 bin 100, 2013’te minimum 9 bin satış hedefleniyor. OTOMOTİV KİTAP Opel’in yeni minisi “Adam” 2013’de Türkiye’de Opel, yeni minisi “Adam”la üst sınıf modellerde görülen premium teknolojiyi, yeni bilgi ve eğlence sistemlerini ve internet tabanlı uygulamaları bir arada sunuyor. 3.70 metrelik uzunluğu ve üç kapısı ile şehir koşullarına tam uyum gösteren Adam, içeride ise, dört yetişkin için alışılmış bir küçük otomobilden beklenmeyecek cömertlikte yaşam alanı sunuyor. 1.2 litre 70 hp’lik motora sahip olan Adam, maksimum 185 km/s’lik hıza ulaşabiliyor. Tüm motorları ecoflex ve opsiyonel start-stop teknolojisine sahip. Yakıt tüketimi 100 kilometrede 5.0 litre ve karbondioksit salınımı 118 g/km. 2013 ilk çeyrek sonunda Türkiye pazarına girecek Adam, MacPherson ön gergileri, 16”-18” tekerlekleri, City mod ile gelen elektrikli direksiyonu, otomatik olarak park eden yeni nesil park asistanı ile geliyor. Teknik özellikler Uzunluk: Genişlik: Motor: Maksimum hız: Yakıt tüketimi: Koltuk sayısı: Dış renk: Tavan rengi: 3.70 metre 1.72 metre 1.2 litre 70 hp 185 km/s 100 km’de 5.0 litre 4 12 3 Opel’in yeni minisi Adam’da üç model seçeneği ve neredeyse sınırsız kişiselleştirme olanağı bulunuyor. Güçlü hatları ile tarz sahibi Adam Jam, moda meraklılarına; zarif ve sitilize Adam Glam rafine zevkleri olanlara; oldukça erkeksi Adam Slam sportif ve sosyallere hitap ediyor. Onlarca gövde rengi, jant tasarımı, aydınlatma seçenekleri ve dekorları ile hiçbir Adam bir diğerine benzemiyor. Adam, toplamda, 16”’dan 18”’e kadar 30 farklı jant tasarım ve renk kombinasyonu ile sunuluyor. Tavan açılarak gün ışığının içeri girmesi sağlanabildiği gibi, 60 LED ile yapılan tavan aydınlatması ile de yıldızlı bir gökyüzü yaratılabiliyor. KASIM l NOVEMBER l 2012 59 60 TEKNOLOJİ ETKİNLİK 8” Artes D821 tablet PC ile güç sizde Arm Cortex A9 işlemcili, 1.5 GHz hıza sahip ve Dual Mali 400 GPU çift çekirdek teknolojisiyle desteklenen 8” Artes D821 tablet PC, 3D oyunlar, full HD filmler, sosyal medya, fotoğraf albümü ve daha pek çok multimedya deneyimi sunuyor. Oyun tutkunları Artes D821 tablet ile Android 4.0 destekli 3D dahil tüm oyunları gerçekmiş gibi keyifle oynuyor. Dual Mali 400 görüntü işlemcisi ile net, parlak ve akıcı görüntüler parmakların ucuna geliyor. Ayrıca D821, G-Sensör özelliğiyle dokunuşları algılıyor. 2160p üstün görüntü kalitesi için HDMI kablosunu televizyonunuza bağlamanız yeterli. Uzun pil ömrüne sahip olan Artes D821, gerekirse hem adaptör, hem USB ile şarj ediliyor. Artes D821 tabletle, Facebook, Twitter veya Linkedin hesabınıza USB 3G modeminiz ile dilediğiniz her yerden giriş yapabilir, dahili 16 GB HDD ve SD kartlar sayesinde artı 32 GB alan ekleyebilirsiniz. Intel’den yeni NAS cihazları Intel, geçtiğimiz hafta ev ve küçük işyeri kullanıcıları için iki adet NAS disk tanıttı. NAS diskleri, iki ile altı hard diske kadar destek verebiliyor ve ev içerisinde içerik paylaşma ile mobil cihazlardan erişime olanak sağlıyor. NAS diskler çift çekirdekli Atom Cedarview-D işlemciler ile çalışıyor. Tanıtılanlardan bir tanesi D2550 işlemci kullanırken, diğeri D2500 kullanıyor. İki çip de 1.86 GHz hızda çalışıyor. Intel NAS platformları, Linux da dahil olmak üzere farklı işletim sistemlerini destekliyor ancak genellikle Windows Home Server 2008 R2 üzerinde çalışıyor. D2550 modelinin ayrıca bir 640 MHz ekran kartı bulunuyor ve yüksek çözünürlüğe sahip video ve görüntüleri oynatmak için HDMI girişine sahip. LG’den jet hızında akıllı telefon LG’nin dört çekirdekli yeni akıllı telefonu Optimus G, sadece 144 gram. 129x69x8 mm boyutlarındaki cihaz, 16 GB ve 32 GB dahili hafıza sunuyor. Dört çekirdek 1.5Ghz Qualcomm Snapdragon S4 Pro işlemci kullanan cihaz, geçişlerde ve efektlerde işlevsel bir performans sergiliyor. Ayrıca Apple’ın dördüncü jenerasyon iPad’i 7.9 inç Amerikan Bilişim Şirketi Apple’ın merakla beklenen iPad Mini tableti görücüye çıktı. Dördüncü jenerasyon iPad’in ekran boyutu 9.7 inçten (24.6cm) 7.9 inçe (20 cm) inerken, fiyat aynı kaldı. Ürünün 16 GB’lık Wi-Fi’lı modeli için KASIM l NOVEMBER l 2012 329 dolar olarak açıklanan fiyatı ise, rakiplerinin bir hayli üstünde. Kalınlığı 7.2 milimetre ağırlığı ise 308 gram olan iPad Mini, martta piyasaya sürülen üçüncü jenerasyon iPad’den yüzde 23 daha ince ve yüzde 53 daha hafif. telefonun oyunlarda da etkileyici bir performansı bulunuyor. Batarya olarak yüksek kapasiteli 2.100 mAh kullanan Optimus G, 13 saatlik bir konuşma süresi sunuyor. Optimus G’nin ekran çözünürlüğü 1280x768. Ayrıca LG HD IPS Plus ve Zerogap Touch teknolojisi canlı renkler ve keskin bir görüntü sağlıyor. TEKNOLOJİ Navitech, sürücüleri sesle yönlendiriyor Türkiye’nin önemli navigasyon markalarından biri olan Navitech, Voice Recognition sistemine sahip QXV Primo Serisi navigasyon cihazlarıyla sürücüleri sesle yönlendiriyor. Türkçe bilen QXV serisi akıllı navigasyon cihazları denileni anlıyor, söylenen adres bilgilerine göre kişiye yardımcı oluyor. Navitech QXV Primo serisi navigasyon cihazları konuşulanı anlamakla kalmıyor. Ayrıca Trafik Mesaj Servisi (444, 524, 714 modellerinde) ile trafik çilesine de son veriyor. RDS-TMC yayınlarını alabilen ve decode ederek rotanızdaki trafik sıkışıklığını size önceden bildiren Navitech, alternatif rotalar çizerek sizi trafikten kurtarıyor. Dokunmatik LCD ve parlamayan ekranıyla, her açıdan kolay ve net bir görünürlük sağlıyor. Asus’un yeni modeli, UX32A Asus’un Zenbook serisi ultrabook dizüstü bilgisayarları, lüksü hissetmenizi sağlıyor. UX32A modeli ise bu lüksü daha ucuz bir fiyattan hissetmenize olanak sağlayacağını vaat ediyor. Arkadan öne doğru 18 mm’den 7 mm’ye kadar azalan yüksekliğiyle dizaynı, Apple MacBook Air’ı anımsatıyor. 1.48 kg ağırlığında olan UX32A, alüminyum dış yüzeyi sayesinde güçlü ve dayanıklı yapısıyla mükemmel bir sağlamlık hissi veriyor. Ayrıca, klavyeyi aşağı indirmeden, tek elinizi kullanarak kapağı açabilmek hoşunuza gidecek. Yuvarlak siyah köşeli plastik tuşları ile arkadan aydınlatmalı klavyesi gayet şık duruyor. Reeder’den 3G bağlantılı 7 inç ekranlı tablet Tablet bilgisayarlar hayatımıza gireli çok uzun zaman olmadı ancak kısa sürede popülerleşerek hayatımızın vazgeçilmez parçası haline geldi. Benzer özelliklere sahip tablet bilgisayar modelleri arasından fiyat it fayda dengesini en iyi sağlayanı tesp bir n çıka yeni ise, ızda etmeye çalıştığım t table ile ı fiyat ve ikler özel ığı model taşıd iyor. dünyasına yeni bir standart getir Reeder’in yeni ürünü reedPAD4 de Türkiye’nin ilk DDR3 hızında hafıza, 1.5 GHz işlemci ve 3G bağlantısına sahip 7 inç ekranlı tableti. Sim kartınızı takarak her yerde 3G ile internete rın bağlanabileceğiniz bu tablet bilgisaya ve ak berr nı ekra p sahi sine oloji FHD tekn GHz 1.5 yor. sunu ntü görü bir ekçi gerç işlemcisi ile oldukça hızlı bir cihaz olan sistemi reedPAD4, android 4.0 ICS işletim ya lama uygu rce binle on sayesinde ücretsiz erişim imkanı sağlıyor. Philips, ev telefonuna farklı bir boyut getirdi Philips’in farklı tasarımı ile dikkat çeken yeni kablosuz telefonu Mira, zarif dizaynı ve yüksek kaliteli kaplamasıyla telefon tasarımına ilişkin algıların üzerinde bir sonuca imza atıyor. Uzun aramalar için tasarlanmış rahat ahize kulaklıkları ve dayanıklı, parlak, parmak izine karşı korumalı dış tasarımıyla Mira, bugüne kadar ki ev telefonlarından ayrılmayı başarıyor. Her iki taraftan da şarj edilebilen ahize ve hassas kullanım için kalibrasyonlu tuş takımı da işlevsel açıdan Philips Mira’yı farklı kılıyor. Her açıdan zarif ve şık görünen yeni Mira, akıllı kablo yönetimi, kolay okunabilen 4.1 santimetrelik iki satırlı grafik ekranı ve rahat ahize kulaklıkları ile ev telefonu konusuna farklı bir boyut getiriyor. Akıllı kablo yönetim sistemi, kabloları görüş alanınızdan akılcı bir şekilde kaldırıyor. KASIM l NOVEMBER l 2012 61 62 ETKİNLİK Yazan-Yöneten: Apo Kaya Oyuncular: Derya Karadaş, Bilgen Gökçen, Cengiz Okuyucu, Melina Özprodomos, Enis Aybar, Sibel Taka, Berker Kurcan, Murat Arda, Alican Yarka, Fırat Sobutay, Hüseyin Arıkboğa, Orhan Kanalp Türkücü Salim Yavaş, bir meleğin hatasıyla vaktinden evvel ölmüştür. Öbür dünyada durum anlaşılınca, Salim itiraz eder. Meleklerin Salim’i geri gönderme çabaları da sonuçsuz kalır. Çünkü Salim’i döven mafyalar öldüğünü anlayınca cesedi parçalara ayırıp yok etmişlerdir. Olayda bir de görgü şahidi olduğunu fark eden mafyalar, bu kişinin peşine düşüp, arabayla ezip kaçarlar. Görgü şahidi olan Ayhan Türk pop müziğinin önemli kadın yorumcusu ve şarkı yazarlarından Göksel, son albümü “Bende Bi Aşk Var” ile 15 Aralık Cumartesi akşamı, Bostancı Gösteri Merkezi sahnesinde sevenleri ile buluşacak. 1997 yılındaki ilk albümü “Yollar” ile çıkış yapan Göksel, 2001’de “Körebe”, 2003’te “Söz Ver”, 2005’te “Arka Bahçem”, 2007’de “Ay’da Yürüdüm”, 2009’da “Mektubumu Buldun mu?”, 2010’da “Hayat Rüya Gibi” adlı albümleri çıkardı. Prodüktörlüğünü Ozan Çolakoğlu’nun yaptığı, Göksel’in kendi şarkılarından oluşan 8’inci solo albümü “Bende Bi’ Aşk Var”, 2012’de dinleyicileri ile buluştu. GÖKSEL 15 ARALIK’TA BOSTANCI GÖSTERİ MERKEZİ’NDE Tarih: 15 Aralık 2012 Yer: Bostancı Gösteri Merkezi/İstanbul ÇANAKKALE 1915 Yazan: Yeşim Sezgin Oyuncular: Şevket Çoruh, Barış Çakmak, Serkan Ercan, Rıza Akın Çanakkale 1915, Balkan Savaşı’nda hezimete uğrayan bir milletin dirilişinin hikâyesini anlatıyor. Rusya’ya yardım etmek ve İstanbul’u işgal etmek amacıyla Çanakkale’ye tarihin gördüğü en büyük donanmalardan biriyle saldıran Müttefik Kuvvetler, hiçbir silahın yurt sevgisinden daha güçlü olmadığını anlıyor. Film, birçok isimsiz kahramanın destansı hikayeleriyle ulaşılan zaferin öyküsünü anlatıyor. KASIM l NOVEMBER l 2012 Kara’nın bitkisel hayata girdiğini öğrenen melekler ise, bu hatalarını telafi etmek için Salim’in ruhunu fişi çekilecek olan Ayhan’ın bedenine yerleştirmeye karar verirler. Onu öldürenlerden intikam almak ateşiyle başka bir bedene giren Salim’i bir sürpriz bekler. Fantastik konusu ve güçlü oyuncu kadrosuyla DUR Bİ DAKKA! oyununu Kasım ayı boyunca Gönül Ülkü, Gazanfer Özcan tiyatrosunda. Tarih: 18 Kas›m-9 Aral›k Yer: TİM Maslak Show Center Stand up denilince Türkiye’de akla gelen ilk isim olan Cem Yılmaz, bugüne kadar 4 binden fazla canlı gösteride 10 milyon izleyiciyi buluşturdu. Yaptığı tüm gösterileri kapalı gişe olan Cem Yılmaz, CM101MMXI/Fundamentals gösterisinin müthiş performansı ile TİM Maslak Show Center’da tüm hayranlarına doya doya gülmeyi garanti ediyor. KİTAP ŞARAP RENGİ DENİZ / LEONARDO SCIASCIA Yapı Kredi Yayınları İtalyan edebiyatının en çarpıcı kalemlerinden Leonardo Sciascia gününün Sicilya’sını toprak ağası zenginlerinin umursamazlığı, yoksullarının çaresizliği, mafyanın amansızlığıyla, insanları ve toplumuyla görüntüleyerek, bilgece buruk bir gülümsemeyle irdelerken tarihsel boyutu hiç gözden kaçırmıyor. Sicilya’yı Sciascia’dan dinlemek, bu eski uygarlık adasını, açıkça dile getirilmediği anlarda bile, tarihsel derinliğiyle izlemek, hatta duyumsamak anlamına geliyor. Şarap Rengi Deniz, Leonardo Sciascia’nın kıvrak, şaşırtıcı anlatımından aşk, inanç, kurnazlık, şüphe, kıskançlık, umursamazlık, masumiyet ve öç alma duygusuyla örülü traji-komik hikâyeler içeriyor. DİJİTOLOJİ TUTKUNUN PEŞİNDE KUTSAL EKONOMİ ORAL GÖNENÇ Astre A Yayıncılık MEHMET ÇELİKOL-EMRE AÇIKEL MediaCat Yayınları Oral Gönenç; yol ve yolculuk tutkusunu, gözlem ve fotoğraf tutkusu ile dokuyup sermiş bu kitabında. Bizi bir yandan Küba, Girit, Balkanlar ve Kıbrıs’ın sokaklarında dolaştırırken; öte yandan Van, Kahramanmaraş, Adıyaman, Kars, Konya, Cunda, İznik, Bozcaada, Biga, Mengen, Beypazarı, Bayramören ve Mudanya gibi Anadolu’nun değişik duraklarını kahve, lokanta, çarşı ve pazarlarıyla yaşatıyor. Yol alırken satır aralarında arabalardan antikaya, fotoğraftan kamyonculara kadar dünün ve bugünün değişik bilgilerini bazen esprili bir dille, bazen fantastik bir kurguyla anlatmış. Bu kitabı okurken, yollarda tattığı farklı lezzetlerin kiminin tarifini bulacak, yolda okuduğu kitapların sürpriz lezzeti ile de karşılaşacaksınız. İzmir’de son koltuk meyhanesini ararken, bitpazarında kuru fasulye yeme tutkusu saracak sizi. Eminim İstanbul’da taksi şoförleri ile sohbetiniz bundan sonra başkalaşacak. “Dijitoloji–Yeni Nesil Pazarlama ve Satış”, içinde bulunduğumuz dijital çağın pazarlama ve satış süreçlerini nasıl dönüştürdüğünü, yeni nesil tüketici davranışlarından örneklerle anlatıyor. Kitap, son dönemde okurlara dijital teknolojilerin imkanlarıyla basılı ortamda okurlara daha gelişmiş içerik sunulması amacıyla süreli yayınlarda sıkça başvurulan QR kodların kullanıldığı Türkiye’deki ilk kitap olma özelliğini de taşıyor. Birçok bölümünün QR kodlarla zenginleştirildiği kitapta, bu kodlar sayesinde hem istatistik ve bilgilerin güncelliği sağlanıyor, hem de okurlara her bölümle ilgili çeşitli referans makale, istatistik ve videolara cep telefonlarından erişme imkanı sunuluyor. İnternet üzerinden satış ve pazarlama alanında deneyimli iki uzman olan Mehmet Çelikol ile Emre Açıkel’in kaleme aldığı Dijitoloji, pazarlama ve satışın temellerinin dijital teknolojilerden nasıl etkilendiğini konu alırken, pazarlama ve satışın yaşadığı bu (d)evrimi de çok yalın bir dille tanımlayıp gelecek öngörülerinde bulunuyor. Sosyal medyadan e-posta pazarlamasına, yeni kullanıcı davranışlarından e-ticarete günümüzün popüler konularına titizlikle değinilen kitapta, yeni nesil araçlardan hangilerine kimlerin ihtiyacı olduğunu ortaya konuyor. Vodafone İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray’ın önsözünü yazdığı kitapta, ilgili konuların uzmanlarıyla yapılmış röportajlar da yer alıyor. CHARLES EISENSTEIN Okuyan Us Yayınevi AKRA’DA BULUNAN ELYAZMASI / PAULO COELHO Can Yayınları Birkaç yüz sayfa içinde eşi görülmemiş seyahatleri yaratan Paulo Coelho, bu kez zamanda yolculuğun kapılarını aralıyor. 14 Temmuz 1099… Kudüs… Jerusalem… Yeruşalim… Üç büyük din için de kutsal olan bu şehrin Haçlılar tarafından işgalinin arifesinde yerel halk arasında Kıpti diye anılan adam her yaştan ve inançtan insanları şehir meydanında toplar. Ancak dudağından dökülenler beklendiği gibi ertesi günkü çarpışma için hazırlık talimatları değil, insanların yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları alt etme- Parayla ilgili tüm bildiklerinizi unutun. Kutsal Ekonomi; para, insan ve toplum ilişkilerini yeniden tanımlıyor, parasız bir hayatın mümkün olabileceğini söylüyor. Bu kitapta anlatılanlar bildik şeyleri bilinmedik bir biçimde ortaya koyuyor. Ekonomiyi gündelik hayatımızın içinde aykırı sorularla, sıra dışı örneklerle açıklıyor. Bizde fazla olanı paylaştıkça nasıl daha zengin ve daha mutlu olabileceğimizi, daha çok boş zamana kavuşabileceğimizi anlatıyor. “Şirketler Dünyayı Yönettiğinde” adlı kitabın yazarı David Korten’in “zamanımızın gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerinden biri” olarak söz ettiği Charles Eisenstein, Kutsal Ekonomi kitabında krize rağmen ayakta kalmanın yollarını açıklıyor. “Occupy Wall Street/ Wall Street’İ İşgal et” sloganıyla yola çıkan finans dünyasına başkaldırı hareketinin de fikir babası olan Eisenstein, bu aykırı kitabında, parayla ilişkimizde neyin yanlış olduğunu gösteren temel bir analiz sunuyor. Farklı bir para kavramının ve buna dayanan ekonomik sistemin nasıl bir dünya yaratabileceğini betimliyor; parayı eski “kutsal” haline nasıl dönüştüreceğimizi anlatıyor. lerini ve onlardan dersler çıkarmalarını sağlayacak bilgilerdir. Kıpti’ye göre, ölüm böylesine yakınken esas önemli olan, insanın yaşamı süresince tattığı sevgiler, göğüs gerdiği acılar, katlandığı kayıplardır; ne de olsa yaşam hakkıyla yaşandığı sürece anlam kazanır. Paulo Coelho, Akra’da Bulunmuş Bir Elyazması’nda insanı insan yapan değerlerin aradan geçen bütün senelere ve savaşlara rağmen kolay kolay yozlaşmadığını gösteriyor ve günümüzün keşmekeş dünyasına bir umut ışığı tutuyor. KASIM l NOVEMBER l 2012 63 64 MEDYA MEDİA KASIM l NOVEMBER l 2012