TÜRKÇEDEN ARAPÇAYA ÇEVRİLEN EDEBİ ESERLER (1990
Transkript
TÜRKÇEDEN ARAPÇAYA ÇEVRİLEN EDEBİ ESERLER (1990
Akdeniz’de çeviri etkinliği TÜRKÇEDEN ARAPÇAYA ÇEVRİLEN EDEBİ ESERLER (1990-2010) Akdeniz’de çeviri etkinliğinin eşleştirilmesi çerçevesinde 2010 Transeuropéennes ve Anna Lindh Vakfı’nın ortaklığıyla yürütülen çalışma Veri toplama, analizler ve rapor Hakan Özkan © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandria - 2011 Önsöz Bu çalışma, Akdeniz'de çeviri etkinliği kapsamında Transeuropéennes ve Anna Lindh Vakfı ortaklığıyla yapılmaktadır. Aynı zamanda etkinliğin ilk yapılanma bileşeni olan çalışma, 2010 yılından bu yana Akdeniz için Birlik ülkelerine ait en az on beş örgütün işbirliği ile Transeuropéennes ve Anna Lindh Vakfı (çeviri için Avrupa-Akdeniz programı) tarafından yürütülmektedir. Geniş çaplı ve ortak bir çeviri vizyonu benimsemenin, Avrupa-Akdeniz ilişkilerinde, dillerin zenginleşmesi, toplumların gelişimi, bilgi ve hayallerin sınırsız dolaşımı ve üretiminde nasıl merkezi bir rol oynadığının bilinciyle bu proje için bir araya gelen ortaklar, hazırlanan envanter çalışmasını uzun vadeli eylemler gerçekleştirebilmek için temel olarak almalıdır. Giriş 1.Türkiye’de Arap edebiyatından yapılan çevirilere kısaca tarihi bir bakış 2. Kitapların yayımlanması 2.1 Yayımlanan çevirilerin kaynakçası 2.2 Yayınlar 2.3 İnternet siteleri 3. Kitapların dağıtımı ve bulunabilirliği 4. Medya ve eleştirel görüşler 5. Mali yardım ve destekler 6. Çeviri ve çevirmenler 7. Türkiye’de Arapça öğrenimi Ek – Arapçadan Türkçeye çevrilen kitapların kaynakçası (1990-2010) © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandria - 2010 Giriş Son 20 yılda (1990-2010) Arap edebiyatından yapılan Türkçe çevirilerin sayısı ve kalitesi üzerine gerçekleştirilen değerlendirmeler bu çalışmanın amacıdır. Öncelikle, yapılan çevirilerin sayısı üzerine yıllara göre bir değerlendirme yapılmıştır (bknz: Ek). İkinci kısımda da, çevrilecek kitapların seçimi üzerine değerlendirmeler ve bu seçimlerde her hangi bir eğilim olup olmadığı yer almaktadır. Bu konuda yazılı bir kaynak ya da istatistik bulunmadığı için, büyük kitapçılardan alınan bilgiler doğrultusunda bir çok veriye ulaşabildim. Bunun yanı sıra çevirmenlerle yapmış olduğum röportajlar sonucunda çevirmenlerden, edebiyat ajansları ve yayıncılardan edindiğim bilgilerle bu çalışmayı hazırladım. Araştırmamda bana yardımcı olan Adnan Özer, Ali Ural,Sait Aykut(Sait Aykut aynı zamanda oldukça başarılı bir çevirmen ve edebiyat araştırmacısıdır.) gibi başarılı editörlerimizin ve akademisyenlerimizden Prof. Azmi Yüksel ve Prof. Rahmi Er’in adlarını şükranla anmak isterim. Türkiye’de Arapça öğrenimi konusundaki bir çok bilgiye ise Türk akademisyenlerin Arap edebiyatı üzerine yaptığı araştırmaların yer aldığı bir internet sitesinden (http://www.onlinearabic.net) erişebildim. Bu esnada, Türkiye’de Arapça eğitimi üzerine Prof. Nurettin Ceviz’in kaleme aldığı ilginç bir değerlendirme yazısıyla karşılaştım.1 Ülkemizde yapılan çevirilerin çoğu İslami yayıncılar tarafından yayımlanan dini içerikli kitaplardan oluşmaktadır. Çalışmamda, dini eserlerin cevirisine değil, bu yayınevlerinden çıkan edebi nitelikli eserlere yer verdim. Buna rağmen, edebiyat ya da beşeri bilimler kategorisinde yer alan eserler olsa bile İslami yayıncıların kitap stoklarını araştırmaktan sakındım (nitekim bu tutumum Transeuropéennes’in misyonuyla da uyumludur). Fikrimce zaman ve çaba gerektiren daha kapsamlı bir araştırma için, bu konuda master, hatta doktora çalışması yapmak yerinde olur. İslami yayıncılar tarafından yayımlanan kitapların, çoğu zaman listelenmemesi ya da rafa kaldırılması bu kapsamlı çalışmayı zorunlu kılmaktadır. Yapılan araştırma, asıl olarak belles-lettres kategorisinde yer alan edebi çalışmalara dayanmaktadır. Türkiye’de son 20 yılda çevrilmekte olan Klasik Arap Düz Yazı Edebiyatını (8.-18. yüzyıl) buna örnek verebiliriz. Bu edebiyat türü çoğu zaman her hangi bir türle ya da belles-lettres türüyle bağdaştırılamamaktadır (kısa hikaye, deneme, hiciv, anı, tarih yazımı). Adab edebiyatı olarak bilinen bu çalışmaların büyük bir kısmı, farklı edebi türleri hatta bilimsel yazı 1 http://www.onlinearabic.net/onlarnasilogrendi/Doc_Dr_nurettin_ceviz.asp © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Foundation, Alexandria - 2010 türlerini bile içermektedir. Bu sebeple bir çok kez, bu tür çevirileri Adab adı altında topladım (bkz: Ek ).2 Arap edebiyatı çevirileri dışında, akademik ve akademik olmayan çalışmalar, Arap edebiyatıyla ilgili görüşlerin yer aldığı yazıların da çevirileri son yirmi yılda oldukça artış göstermiştir.3 1. Türkiye’de Arap edebiyatından yapılan çevirilere kısaca tarihi bir bakış Eğer dini alandaki çevirileri ve dini/edebi yan çalışmaları göz önünde bulundurmazsak, Nobel jürisinin 1988 yılında Necib (Naguib) Mahfuz’a layık gördüğü ödül, Arap edebiyatına duyulan ilgiyi artırmıştır. Aslında, Mahfuz’ un ünlü romanı Midak Sokağı (Zuqaq al-Midaq) yazara verilen ödülden 11 yıl önce Türkçeye çevrilmiştir.4 Kitabın çevirisi İngilizceden yapılmış olsa da, Türk yayıncıların Arap edebiyatıyla ilgili kitap piyasasını ne kadar yakından takip ettiğini göstermektedir. Mahfuz’un Nobel ödülü, Türkiye’de Arap edebiyatının yolunu açmıştır. Özellikle romanlar, ama aynı zamanda kısa hikayeler ve şiirler de ilerleyen yıllarda çevrilmeye devam edilmiştir. 90’lı yıllarda, hem özel sektörün hem de akademisyenlerin ,okuyucuların Arap edebiyatına olan ilgisini artırma çabaları oldukça ilginçtir. Doğrudan Arapçadan çevrildiği için akademisyenler tarafından yapılan çeviriler oldukça önemlidir. Örneğin Adonis şiirlerini çeviren Prof. Emrullah İşler, Necib Mahfuz romanlarını çeviren Prof. Rahmi Er ve Prof. Bedrettin Aytaç (bknz: Ek) bu çevirileri doğrudan Arapçadan yapmışlardır. Prof. Rahmi Er, şiir ve kısa hikaye antolojisini çevirmiş ve kitabının giriş kısmında Arap edebiyat tarihi, Arap yazarlarla ilgili bilgi ve yazılarından da bir örnek sunmuştur. Prof. Kenan Demirayak doğrudan Tawfiq al-Hakim’in bir kitabını, Mikhail Nuayma’nın dört kitabını ve Khalil Gibran’ın tüm çalışmalarını Arapçadan çevirmiştir (bknz: Ek). Buna ek olarak, akademik çevrelerde çok sayıda edebi hikayenin çevirisi yapılmış, sadece Klasik Arap edebiyatı ve Modern Arap edebiyatı değil, aynı zamanda Libya gibi belirli ülkeler 2 Arap edebiyatı Ansiklopedisinde H. Kilpatrick, 'adab', ed. Julie Scott Meisami ve Paul Starkey tarafından yazılmıştır (London: Routledge, 1998), vol. 1, pp. 54-6. 3 Son 20 yılda Arap edebiyatı tarihi alanında yayımlanan 7 eser buldum. Örneğin Prof. Kenan Demirayak’ın Arap Edebiyatı Tarihi, Erzurum’daki Fenomen Yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. Aynı yayıncı, Ankara Üniversitesi profesörü Nevzat Yanık’ın, Arapça şiirler hakkındaki çalışmasını da yayımlamıştır. 4 Güler Dikmen. Tarafından çevrilen Ara sokak, Hür Yayın ve Ticaret A.Ş., Istanbul 1977. © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandria - 2010 üzerine de monografiler yazılmıştır.5 Yazarlar, yazar grupları, yazarların yazı stilleri, şiirler ve daha bir çok alanda da monografiler çevrilmiştir. Özel sektörde ise, Ali Ural’ın (Şule Yayınları) çevirileri, 90’ların başında Türk okuyucularını Arap edebiyatıyla tanıştırmıştır. Ali Ural sadece, Tawfiq al-Hakim ve Necib Mahfuz gibi modern edebiyat yazarlarını değil, aynı zamanda Ibn al-Jawzi, Ibn al-Muqaffa ve Aqfahsi gibi klasik edebiyat yazarlarının da eserlerini çevirmiştir. En önemlisi, iyi çevirmenleri seçerek ve onları çalışmalarında yönlendirerek klasik edebiyat çevirilerinin editörlüğünü de üstlenmesidir. 2. Kitapların yayımlanması 2.1. Yayımlanan çevirilerin kaynakçası 1990-2010 yılları arasında, Arapçadan (veya aracı dillerden) çevrilen 220 kitap yayımlanmıştır6. Klasik Arap edebiyatına ait 31 kitap yukarıda belirtilen adab edebiyatı kategorisinde yer almaktadır. Bunun yanı sıra, çevirilerin arasında 13 deneme, 9 anı yazısı, 79 roman, 64 şiir, bir yazarın 13 kısa öykü kitabı, 6 şiir antolojisi, 5 kısa öykü antolojisi ve son olarak hem kısa öykü, hem de şiirleri kapsayan bir antoloji bulunmaktadır. 2.2. Yayıncılar Toplam 92 yayıncı Arap edebiyatından çevrilen eserleri yayımlamıştır. Toplam 220 yayın vardır, bu da ortalama her yayıncının 2 kitap yayımladığı anlamına gelmektedir. Sayılan 220 kitap arasında, çok sayıda kitap orijinal dilinden değil, aracı dillerden tercüme edilmiştir (özellikle İngilizce ve Fransızcadan). Türkiye’deki yayıncılar, uluslararası ödülleri, Fransa, ABD ve İngiltere’deki kitap piyasalarını, özellikle de Uluslar arası düzeyde tanınmış çağdaş edebiyat eserlerini yakından takip etmektedirler. En çok dikkati çekenler Necib Mahfuz romanları, Tayeb Saleh ve Alaa al-Asvani gibi yazarların kitaplarıdır. Orijinalinden farklı bir dilden tercüme ediliyor olması kitapların Türkiye'deki başarısını etkilememiştir. Ancak öte yandan, kitabın aracı dilden çevrilmesinin okuyuculara belirtilmemesi kınanılacak bir yayıncı politikasıdır. Elbette okuyucuların çeviri dilini göz ardı edip, iyi yazılmış bir Türkçe eseri yeterli bulması da ayrı bir inceleme konusudur. 5 2005’te Aktif Yayınevi (İstanbul) tarafından yayımlanan, Nurettin Ceviz’ in Çağdaş Libya Edebiyatı adlı kitabını örnek verebiliriz. 6 Aşağıda aracı diller hakkında daha fazla bilgi bulabilirsiniz. © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Foundation, Alexandria - 2010 Türk okuyucuların bir çoğunun İngilizce ve Fransızca dillerinden çevrilen kitapları tercih ettiğini söyleyebiliriz.7 Bu tercihin en önemli sebebi, okuyucuların Batı kültürünü takip edilmesi gereken bir model olarak görmesidir. Bu görüşe göre, Batı hangi kitabın iyi olduğunu söyler ve Türk okuyucusu bunu yakından takip eder. Ancak, çizilen bu tablo yeterince açık ve net değildir. Sayıları giderek artan akademisyen, eleştirmen, çevirmen ve yayıncılar, Arap ülkeleriyle Türkiye’nin kültürel ve tarihi bağlarını açıkça tanıtmayı amaçlamıştır. Bunun yanı sıra ikinci bir sebep olarak şu söylenebilir : Arap edebiyatını takip eden bir çok okur, kitapların diline şüpheyle yaklaşmakta, kültürlerini geri kalmış bir kültür olarak görmekte ve İslam’la bile bağdaştırmaktadır. Elbette yukarıda saydığımız bir çok sebep savlardan ibarettir. Sonuç olarak bu okurlar, Fransa, ABD / İngiltere ve Almanya gibi "modern kültürler “in onayına ihtiyaç duymaktadır. Birçok kitabın aracı dillerden çevrildiğini fark ettiğimiz yayıncı kataloglarına göz atıldığında yayıncıların temel kaygısının Arap edebiyatını tanıtma ya da promosyon olmadığı anlaşılıyor. Arap edebiyatına ait bir seri oluşturma çabalarının olmayışı da göze çarpıyor, bunun aksi bir örnek olarak Fransa’da Actes Sud gibi yabancı yayıncılar bu tarz serilerin oluşturulmasına önem veriyorlar. Açıkçası, sadece pastadan payını almakla yetinen, kar amacı güden bu yayıncıların tutumu elbet kınanamaz. Yine de, vizyon, bilgi ve güven eksikliği, Fransız, İngiliz ya da Amerikan okuyucularının beğenisine sunulan kitapları ve dış ülkelerin kitap piyasasının takip edilmesinin nedenini açıklamaktadır. Oysaki, bu araştırmada da belirtildiği gibi, Türkiye’de Arap edebiyatını değerlendirebilecek potansiyele sahip bir piyasa mevcuttur. Türk yayıncılar Arap edebiyatını göz ardı ediyor olsa da, Almanya ve İsviçre’deki yayıncılar Arap edebiyatının Almancaya çevrilen mükemmel eserleriyle övünmektedirler. Bu durumda Türkiye’deki yayıncıların Almanca konuşulan ülkelerin piyasalarını takip etmediğini söyleyebiliriz. Arap edebiyatını yayımlama konusundaki politikalarını daha iyi anlayabilmek için belli yayıncılara sırayla göz atalım. Ama bundan önce, Türkiye’deki yayıncılarla ilgili genel bir değerlendirme yapmak istiyorum: Ne yazık ki Arap edebiyatından kitaplar yayımlayan, hatta tanınmayan eserleri Türkçeye çevirten bu yayıncılar genellikle kısa ömürlü yayıncılar olmaktadır. Yayıncıları, yayıncılık politikalarına göre gruplara ayırmak istediğimizde beş grup ortaya çıkıyor: 7 Sait Aykut: http://www.onlinearabic.net/onlarnasilogrendi/sait_aykut.asp © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandria - 2010 Birinci grupta yer alan yayıncılar, geniş bir Arap edebiyatı serisini kataloglarına eklemek isteyerek gayretli bir araştırma içine girenler. Bunlar genellikle sol görüşlü yayıncılardır. Bu grubu da düz yazı yayımlamayı tercih eden yayıncılar ve şiir türünde eserler yayımlamayı tercih eden yayıncılar şeklinde iki kategoriye ayırabiliriz. İkinci grup ise kitap piyasasına bağlı olarak bir yayıncılık politikası izler. Dolayısıyla, bu yayınevlerinin asıl amacı uluslararası alanda tanınmış ve çok satan kitapları takip etmektir. Üçüncü grup ise yayın politikalarını siyasi, etnik ve cinsiyete bağlı konulara verdikleri öneme dayalı olarak belirlemektedirler. Dördüncü gruptaki İslami yayınevleri ise ahlaki eğitim veren kitaplarla klasik edebiyat ve tasavvuf edebiyatına ait kitapları takip etmektedir. Bu yayınevlerinde Filistin edebiyatına ait kitaplar da yayımlanmaktadır. Bu oldukça ilginçtir, çünkü birinci grupta yer alan sol görüşlü yayınevleri de Filistin edebiyatından kitapları yayımlamaktadır. Beşinci grup ise, Arapça dili öğretimi konusuna yoğunlaşmaktadır. Klasik ve çağdaş Arap edebiyatı çevirilerini sipariş ederek ellerinde bulunan eğitim serisini tamamlarlar. Bu grupta yer alan bir çok yayıncı dördüncü gruptaki yayıncılarla, eğitim alanına eğiliminden dolayı benzerlik gösterir. 1. Grup Şule Yayınları, aynı zamanda Genel Yayın Yöneticisi olan bu yayınevinin sahibi Arap edebiyatı çevirilerine Türkiye’de öncülük etmiştir. Bu yayınevinin takdir edilmesi gereken en büyük özelliği, çevirileri orijinal dilinden yaptırıyor olması ve özenli seçiciliğidir. Yeni kurulan Kaknüs Yayınlarının çarpıcı bir Arap edebiyatı serisi bulunmaktadır. Necib Mahfuz, Nizar Kabbani, Mikhail Nuayma ve özellikle Khalil Gibran’ın kitaplarını bu seride bulabilmekteyiz.8 Bordo Siyah Klasik Yayınları kısa ömürlü yayınevlerinden biridir. 1990’larda kurulmuş ve uluslararası klasikleri yayınlama görevini üstlenmiştir. Çevrilmesi zor olan Jahiz ve Ibn Hazm’ın kitaplarını da çevirterek oldukça ilgi çekici bir Arap edebiyatı serisine sahip olmuştur. Ben de bu kitaplara ulaştım ve çeviri kalitelerinin iyi olduğunu gördüm. Arap edebiyatı serisinin editörü Sait Aykut, çevirilerin kalitesine büyük bir titizlik gösterdiği için, aslında bu beklenen bir sonuçtur. 8 Khalil Gibran’ın İngilizce yazılan tüm çalışmalarını dahi kapsamaktatdır. Bunun nedeni ise, Arap yazarın uluslararası düzeyde tanınması ve en çok tanınan göç edebiyatı figürü olmasıdır. © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Foundation, Alexandria - 2010 Bu yayınevi, tanıtım yetersizliği, dünya klasiklerini özensiz yayımlaması ve çalıntı çeviriler kullanması bakımından olduğu kadar, başlığında belirtilmediği halde kitapların özet versiyonlarını sunmakla da ağır eleştiriler almıştır.Üstelik önemli editörlerinden birinin de daha önce ders verdiği üniversitede öğrencilerinin yaptığı çevirileri izinsiz olarak kullandığı söylentiler arasındadır. Yakın zamanda kurulan Pupa Yayınevinin çalışmaları da Arap edebiyatı serilerinde çok nadir bulunan yazarların kitaplarına yer vermesi bakımından dikkat çekicidir: Iraklı Fadhil al Azzavi, Lübnanlı Hubert Haddad ve de Filistinli yazar Ibrahim Nasrallah buna verilebilecek en iyi örneklerdir. Kırmızı Yayınları, dünya edebiyatı kitaplarının bulunduğu geniş bir portfolyoya sahiptir. Arap edebiyatından sadece bir yazar yayın listesinde yeralmaktadır. Ancak yenilikçi bakış açıları sayesinde, Türk okurları tarafından bilinmeyen yazarların kitaplarını yayımlama girişiminde bulundukları için dileriz Arap edebiyatından da daha çok eser yayımlarlar. 2. Grup Başarılı yayınlara imza atan Everest Yayınlarının kataloğunda da Arap edebiyatına geniş bir yer verilmemiştir. Kataloğundaki Arap edebiyatı, Kadın ve Filistin meselesine ilişkin kitapları kapsamaktadır. Merkez Kitapçılık ise Arap edebiyatını derinlemesine işlememekle birlikte, Alaa al-Aswani'in kitaplarını yayımlamıştır. 3. Grup Aram yayınları. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kitaplarını yayımlayan bir Kürt yayıncıdır. Arap edebiyatında ise Suriyeli yazar Salim Barakat’ın kitaplarını basmaktadır. Kitabın arka yüzünde yazarın Kürtlere karşı beslediği sevgiyi dile getirmektedir: Selim Berekat (…) şiddetin aşamalarını yansıtıyor (…) Cezire'yi seviyor; bu halkı, Kürtleri seviyor. 4. Grup İslam ve Filistin taraftarı olan Anka Yayınları, Filistin şiirleri antolojisini ve Gibran ve Nuayma’nın yanı sıra Amerika’ya göç eden Lübnanlı büyük yazar Amin al-Reyhan’ın da iki kitabını kataloğunda bulundurmaktadır. Bunların dışında Hadis ve Tefsir kitapları, İslam tarihi, © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandria - 2010 felsefesi, biyografileri ve İslam düşünürleri ve yazarlarının kitapları da Anka Yayınlarının kataloğunda yer almaktadır (bu mevcut araştırmada bu kitaplar yer almamaktadır). Ağaç Yayıncılık, İran ve İslami görüşe eğilimli bir yayınevidir. Aynı zamanda, Suriyeli yazar Ulfat al-Idlibi’nin Suriye’yi eleştiren ve anlatan kısa öykülerini de yayımlamışlardır. Bu önemli seçimleri doğrultusunda Ağaç Yayıncılık 'tan daha fazla kitap beklenmektedir. 5. Grup Elif Yayınları da İslami görüşe eğilimli bir yayındır. Yayında çalışan Sait Aykut, Arap edebiyatının en önemli çevirmenlerinden ve editörlerinden biridir. Arap edebiyatı listesinde Arapça öğrenenler için kısa öykü antolojileri, Ibn Jawzi gibi klasikler, Keylani ve al-Khadra gibi İslam görüşlü romanlar ve Jihad Çağrısı başlığı altında Bakesir’in tarihi romanı bulunmaktadır. Aydem Yayınları Arapça öğrenim kitapları yayımlamaktadır. İki dilli metinleri içeren mizah ve şaka kitabı yayınları arasında en dikkat çekici olandır (Başlık: Arapça seçme fıkralar:). 2.3. İnternet siteleri Özellikle Nadir Marmara tarafından hazırlanan weblog oldukça ilginçtir: Dört bölümde tarihi bakışla kapsamlı bir şekilde Arap dünyası edebiyatını incelemiştir (Mısır, Lübnan, Suriye, Irak). Bu site sadece Arapçaya yönelik değildir .Ne yazık ki 2006 yılından bu yana siteye hiç bir yeni bilgi ya da materyal eklenmemiştir.9 3. Kitapların dağıtımı ve bulunabilirliği Arap edebiyatı, Amerikan, İngiliz, Fransız ve Latin Amerika edebiyatı gibi yaygın değildir. İstanbul'un merkezindeki kitapçılara göz attığımızda yukarıda sıraladığımız ülkelere ait edebiyat eserlerinin, Arap edebiyatına göre daha kolay bulunduğunu söyleyebiliriz. Genellikle baskı sayısı 1.000 veya 2.000’e kadar çıkmaktadır. Ünlü kitapların baskı sayısı elbette ki bu durum karşısında bir istisnadır. Fiyatlar genellikle 4 ila 55 TL (Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan İbn Battuta yolculuk, ikinci bir fiyat etiketine sahip) arasında değişmektedir. Tabii ki köşedeki kitapçıdan ziyade, internet üzerinden satış yapan bir çok kitabevinde Arap 9 Bakınız http://n-marmara.blogspot.com/2006/10/ada-arap-edebiyatna eletir_116228941442732148.html © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Foundation, Alexandria - 2010 edebiyatı eserlerini bulmak daha kolaydır (idefix.com, kidap.com.tr, netkitap.com). Yine de tam olarak ne aradığınızı bilmeniz gerekmektedir, çünkü çoğu zaman internet üzerindeki kitapçılar gelişmiş arama yöntemleri sunmamaktadır. Bunun nedeni ise, kitapçıların kitapları her zaman sınıflandırmamasıdır. Boğaziçi Üniversitesi’nin kitapçısı gibi Modern standartlara sahip olan kitapçılarda bile, Arap edebiyatına kolayca ulaşılmasını sağlayacak geliştirilmiş bir arama motoru eksikliği vardır. 4. Medya ve eleştirel görüşler Türkiye'de yeni çıkan edebi eserlerin medyada yer aldığı ve eleştirilerinin yapıldığı sektör oldukça canlıdır. Ancak eleştirilerde her zaman çevirinin kalitesinden söz edilmez ve çevirinin orijinal dilinden tercüme edilmiş olması takdir görmez. Yeni çıkan kitapları değerlendiren bir çok edebi dergi mevcuttur. Bunun dışında, Cumhuriyet ve Radikal gibi bazı büyük gazeteler de haftalık veya günlük olarak kitap eleştirilerine yer veririler. Ulusal televizyon yayın kuruluşu TRT’nin bazı programlarında haftada en az iki kez yeni çıkan kitaplar tanıtılır. Abdurrahman Başpınar tarafından sunulan programlardan birinde (Haftanın Kitapları) Mahmud Derviş’in benim tarafımdan çevirisi yapılan kitaplarından biri tanıtılmış, çevirmenin ismi tanıtımın sonunda verilmiştir. 10 Edebiyat üzerine bir internet sitesi olan www.sabitfikir.com’da (idée fixe, obsession) yazar ve eleştirmenler tarafından yazılan kitap değerlendirmeleri için büyük bir bölüm ayrılmıştır. İnternet üzerinden satış yapan bazı kitapçılar, satışını yaptıkları kitaplar hakkında gazetelerde, dergilerde ve diğer internet sayfalarında çıkan eleştirilere yer vermektedir (Asvani’nin "Chicago" adlı kitabı hakkında yapılan olumsuz eleştiriye aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz).11 Kitabı eleştiren kişi, ne çeviri, ne çevirmen ne de çeviri kalitesi hakkında hiç bir yorum yapmamıştır. Bu kişi aynı zamanda kitabın, orijinal dili olan Arapçadan değil de, İngilizceden çevrildiğini fark etmemiştir. 5. Mali yardım ve destekler 10 http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=b5eeb91f-119f-4567-9ae0-ab9979b25bbb) 11 http://www.kidap.com.tr/chicago-ala-el-asvani-k128410.kitap © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandria - 2010 Arap edebiyatı çevirilerinde çalışan en önemli iki editörün sözlerine göre, yapılan çeviriler ne Arap devletlerinden, ne de her hangi bir devlet kuruluşundan mali destek görmemiştir. Lübnan çevirileri ve antolojilerine dahi mali destek yapılmamıştır. Oysa ki bu çeviriler Lübnan Kültür bakanlığı tarafından desteklenebilirdi. Ancak bu çeviriler genellikle yayıncılar tarafından desteklenmekle birlikte, Gazi üniversitesi tarafından desteklenen Nurettin Ceviz’in çalışmaları gibi örnekler olduğunu da söyleyebiliriz.12 Türkiye’deki duruma baktığımızda iki örnek verebiliriz: Ankara Üniversitesinde Arap edebiyatı profesörü Rahmi Er’in iki kitabı Türkiye’deki devlet kurumlarının desteğiyle basılmıştır: 1. Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Çağdaş Arapça Şiir ve Düz yazı antolojisi yayımlanmıştır13 2. Milli Eğitim Bakanlığının desteğiyle, Al-Hamadhanis kitapları yayımlanmıştır.14 6. Çeviri ve Çevirmenler Arapçadan Türkçeye tercüme eden çevirmenlerin çoğu ya üniversitelerin ilgili fakültelerinden mezundur ya da akademisyendir. Sadece bu güne kadar profesyonel bir çevirmen olarak anılan Sait Aykut, Seyahatname yazarı İbn-i Batuta’nın çevirileriyle 2004’de Türk Yazarlar Derneği tarafından ödüle layık görülmüştür. Şimdi ise doktorasını Amerika’da tamamlayarak, akademisyenler kategorisinde anılacaktır. Türkiye’de çeviri yapmak oldukça nankör bir iştir. Yapılan çevirilerin çok azı hakkettiği değeri görmektedir. Arapçadan çeviri yapan çevirmenler hiç şüphesiz bu kadar zor bir dilden çeviri yaptıkları için Editör ve yayıncılar tarafından takdir alırlar (özellikle eski dönemde yazılan kitapların çevirisi için bu geçerlidir),ancak iş, çevirmenlerin göstermiş olduğu çabanın hakkını vermeye geldiğinde yayıncılar çeviri ücretlerini peşin ödemekten kaçınmaktadırlar. Yukarıda bahsi geçen başarılı editör ve araştırmacı Sait Aykut da, Türkiye’deki yayıncıların çalışma yöntemlerinden şikayetçi olduğunu dile getirmekte ve çevirmenlerin sözleşmeli olarak dernek ya da devlet kurumlarında uzun süreli olarak çalışması gerektiğini savunmaktadır.15 12 Nurettin Ceviz, Modern Libya Edebiyati, Istanbul 2005 ve aynı yazarın Libya’nın Vatan Şairi, Ahmed Refik el-Mehdevi, Hayatı ve Edebi Kişiliği (1898-1961), Istanbul 2005. 13 Rahmi Er, Çağdaş Arap Edebiyatı Seçkisi, Ankara 2004. 14 Rahmi Er, Bediuzzaman el-Hemezani ve Makaleleri, İstanbul 1994. © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Foundation, Alexandria - 2010 7. Türkiye’de Arapça öğrenimi Türkiye’de Arapça öğreniminin tarihe dayanan köklü bir geçmişi vardır,ancak Arapça eğitimi dini eğitimle ve de iletişimi kapsamayan gramer eğitimiyle sınırlıdır. Bu yaklaşıma, biçimbilimsel ve biçim-sözdizimsel yöntemleri ezberlemeye dayanan emsile binâ yöntemini örnek verebiliriz. Osmanlı İmparatorluğu ve diğer İslami ülkelerdeki okulların Türk okullarıyla birleşmesinin doğal sonucu olarak, Arapça iletişim kurmak zorunlu hale gelmiştir. Bu açıdan Arapçanın statüsünü Latinceyle karşılaştırabiliriz. Emsile binâ-stili medreselerle, 80’lere kadar Arapça öğretimi teoloji fakültelerinde sağlanmıştır. Günümüzde ise, üniversite seviyesinde Arapça öğretiminin yoğunlukla verildiği yer hala teoloji fakülteleridir. Arapça öğretiminde medreselerden daha çağdaş yöntemlerle dili öğretmektedirler. Bu Son 30 yılda teoloji fakültelerinin yayımladığı kitaplar gelişimin göstergesidir (Marmara Üniversitesi, teoloji fakültesinden yayımlanan kitaplara bakınız16). Eğitim amaçlı yayımlanmış olsalar da, bu kitapların hedefi iletişim ve asıl anlamıyla edebiyat değildir. Şunu da unutmamak gerekir ki, üniversite öncesinde de, binlerce kişi, imam yetiştirilen İmam Hatip Liselerinde Arapça öğrenmektedir. Bu liselerde verilen Arapça dersleri Milli Eğitim Bakanlığındaki teoloji bölümlerinde akademisyenler tarafından hazırlanmaktadır. Üniversite düzeyinde geniş bir Arapça öğrenimi olsa da edebiyat ve edebi çeviriler çok az bir paya sahiptir. Bildiğim kadarıyla Arap edebiyatı ve dili bölümleri yalnızca Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesinde mevcuttur. Üniversite düzeyinin dışında da, Arapça öğretimi gelişmiştir: Türkiye’nin Arap ülkelerine siyasi ve ekonomik alandaki açılımı, 90’ların başında bir ilgiyi ortaya çıkarmıştır. TÖMER gibi resmi dil okullarının dışında, bir sürü özel enstitü ve onlinearabic.net gibi internet siteleri, Arapçaya artan ilgi karşısında eğitim vermektedir. Üstelik, üniversite ve medreselere gidecek imkanı olmayan kişilerde artık Arapça öğrenebilmektedir. 15 Sait Aykut’tan alınan bilgi. 16 http://www.ilahiyatvakfi.com/haber/haber_detay.asp?haberID=215 ve http://www.ilahiyatvakfi.com/haber/haberler.asp?katID=34 © Transeuropéennes, Paris & Anna Lindh Vakfı, Alexandria - 2010