bülten 34 ( ocak-şubat-mart 2014 )
Transkript
bülten 34 ( ocak-şubat-mart 2014 )
34. Bölge Aksaray - Kırşehir Eczacılar Odası OCAK - ŞUBAT - MART 2014 03 05 09 12 15 ÖZEL GÜNLER Uzm. Ecz. Nazan ULUKUŞ DENİZ Genel Toplantı Yapıldı Eşit Dağıtım Komisyon Toplantısı Bütçe Komisyonu Toplantısı Doğal Yaşamın Sırları Prof. Dr. Murat KARTAL Plaket verildi Yeni doğanlar 04 06 11 14 16 PARMAK UÇLARI Ecz. Halil DURUKAFA Ziyaretler Bayanların buluşması Huzurevi Ziyareti Ümit Yaşar Oğuzcan EN ÇOK SATAN KİTAPLAR VİZYONDAKİ FİLİMLER YAYIN KURULU 34. Bölge Aksaray - Kırşehir Eczacılar Odası AKSARAY 2014 İmtiyaz Sahibi Uzm. Ecz. Nazan ULUKUŞ DENİZ Editör Dilek Fidan DİNKE Yazı İşleri Müdürü Ecz. Halil DURUKAFA Baskı ve Cilt Yeni Aksaray Matbaa 0382 212 13 35 Üyeler Ecz. Derya ÜNSAL Ecz. Soner GÖKBAYRAK Ecz. Selcen Banu Pektaş CAN Ecz. Hasan Buminhan YAVUZ Ecz. Gülsün YALDIR Bülten 34 üç ayda bir yayınlanır. Aksaray Eczacılar Odası'nın bir yayınıdır ve üyelere ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazılardan yazarlar sorumludur, Bülten 34'ü bağlamaz. Kullanılan fotoğraflar Eczacılar Odasının sorumluluğundadır. Uzm. Ecz. Nazan ULUKUŞ DENİZ 34. Bölge Aksaray Ecz. Od. Bşk. ÖZEL GÜNLER Bir sene 365 gün ve her güne neredeyse bir özel gün atfedilmiş durumdadır. Bu özel günler bir kurumun kuruluş tarihi veya bir konuyla ilgili yaşanmış iyi kötü olayların tarihi olarak belirlenmiştir. Geçtiğimiz günlerde kutladığımız dünya kadınlar günü de bu günlerden biri olarak tarihe geçmiş durumdadır. Ancak bugünler zamanla kutlama şekilleri değişerek anlam ve önemini yitirmeye başlamışlardır. Kadın istismarlarının ve töre cinayetlerinin yaşandığı, sosyal, idari ve siyasi hayatta kadınlara yönelik negatif ayrımcılığın olduğu bir durum da bugünler gerçek manası dışın da kutlanmaktadır. Sadece tüketime yönelik kutlamalar yapılmaktadır. Bugünler sesimizin duyurulduğu, haklarımızın arandığı günler olarak idrak edilmelidir. Kadınlarımız toplumumuzun temelidir. İlk öğretmenimiz annelerimizdir. Kadınlarımız toplumda hak ettikleri yerde olmalıdırlar. Bundan yüzyıllar önce **CENNET ANALARIN A Y A Ğ I A LT I N D A D I R * * d i y e n b i r PEYGAMBERİN ümmeti olarak kadınlarımıza asıl değer verilmiştir. Kadınların haklarının kanunla teminat altına alınması hepimiz için bir güvencedir. Ancak bunun fiiliyatta hayata geçirilmesi daha da önem arz etmektedir. Önümüzde ki günler de kısmet olursa bizim için özel bir gün olan ECZACILAR GÜNÜMÜZÜ kutlayacağız. Bizim mesleki sıkıntılarımız önümüzde dağ gibi dururken bugünlerin kıymetini bilip haklı sesimizi herkese duyurmalıyız. Kaybettiğimiz haklarımızı elde etmek için çalışmalar yapmalıyız. Mağduriyetlerimiz giderilip, mesleğimiz de güzel günlere kavuştuğumuz zaman asıl o gün bizim Bayramımız olacaktır. Her ne kadar bu özel günlerimizi asıl amacından uzaklaşarak kutlasak da yinede sesimizi duyurmak, birlik ve beraberliğimizi gözler önüne sermek açısından önem arz etmektedir. Birlik ve beraberliğimizin bozulmadığı, mesleki haklarımızın elde edildiği nice 14 Mayıslar da buluşmak dileğiyle… Sevgi ve saygılarımla… 03 Ecz. Halil DURUKAFA PARMAK UÇLARI Bir yıl önce, çocuğunun hastalığını öğrendiği ilk gün dünyası başına yıkılmıştı. Kanadı kırılmış bir kuş misali bir o yana bir bu yana sallanmış, sanki okyanusun en dipsiz kuytusunda, kaptanı olmayan bir gemi gibi pusulasız kalmıştı. Dokunsalar ağlayacaktı fakat eşine ve çocuklarına bu gözyaşlarını ve bu durumunu göstermemesi, onların moralini yüksek tutması gerekiyordu… O günler nasıl geçti, bugünkü alışılmış düzene nasıl adapte oldu, bilemiyordu. O günlerde bildiği tek şey akşam eve ekmek götürmek için çabalayıp durduğundan başka bir şey değildi. Genç yaşta evlendirilmenin de bir bedeli vardı ve bu bedeli en pahalısından ödüyordu, ödeyecekti. Evin ihtiyaçları, çocuğun ilaçları, diğer çocuğun okul masrafları gerçekten çok ağır gelmeye başlamıştı. Artık senenin yarısını çalışıp, diğer yarısını yokluk içinde geçirdiği işini değiştirmek zorundaydı. Hem inşaat işinde sürekli iş bulamıyordu. Dolayısıyla SSK primi de yatmıyordu. Primin yatırılması, hasta çocuğunun ilaçları ve tedavisi için çok önemliydi. Allah'tan mevsimlik yatırılan primleri yılın büyük bir çoğunluğunda işe yarıyordu fakat o da artık yerleşik bir düzene, sürekli bir gelire ve iş bulamama ihtimaline son vermek istiyordu. Durum böyle iken, yeni belediye başkan yardımcısının insancıl, iyi niyetli ve merhametli biri olduğunu öğrendiğinde yanına çıkmaya karar vermişti. “En fazla kovar ya da aşağılar” diye düşünüyordu. Cesaretini topladığı bir gün çat kapı yanına gitti. Uzun uzun durumunu anlattı. Garipti ama karşındaki insan gerçekten yükseklerden bakmıyor, anlattıklarını canı gönülden dinliyordu. Sanki işi olacak gibiydi. Sahiden de, başkan ani bir hareketle telefona sarılmış, birileriyle sakin bir üslupla konuşmuş ve telefonu kapattıktan sonra, “Seni bizim temizlik şirketine alalım, asgari ücretten biraz fazla para alırsın, iki vardiya çalışırsın, sabah 4 - öğleden sonra 16, öğleden sonra 16 - gece 24 çalışırsın. İşin ayrıntılarını temizlik çavuşlarıyla konuşursun. Hadi hayırlı olsun!” diyerek, bu gün çalışmakta olduğu işe alınmasını sağlamıştı. O ise, istemsizce ayağa kalkmış, hafifçe eğilip selamlamış ve sadece “Allah Razı Olsun” diyebilmişti, “Allah razı olsun…” Şu an, sabah 4 vardiyasında, o kadar çok sigara içmişti ki dişleri sızlıyordu! Dişlerinin sızlaması yetmiyor gibi aldığı nefes sanki akciğerlerini donduruyordu! Burnundan nefes almaya korkuyordu çünkü burun kılları donmuştu ve sanki etine batıyordu! Güneşin doğmasını, ortalığın aydınlanmasını, kalabalıklaşmasını ve en önemlisi havanın ısınmasını dört gözle bekliyordu. İşe gireli bir seneyi geçmişti ve bunca 04 zamandan sonra ilk defa primleri kesintisiz yatıyordu. Evine düzenli para da giriyordu. Yazın tatil günlerinde ek iş de yapıyordu. Maddi durumu eskiye göre çok iyiydi ama gene de yetmiyordu. Sanki dünyaya günü yaşamaya, idare etmeye, korkarak elini cebine sokmaya gelmişti. Bir gün de yarını düşünmeden dilediği gibi parasını harcasaydı ya! Geçen kış bu kadar soğuk olmamıştı ama bu kış öyle miydi? Çok soğuktu, çok! Üzerinde kaç kat giysi vardı. Ama gene de soğuk işliyordu. İşe yeni başlarken fosforlu turuncu tulumunu aldığında, “Buna soğuk işlemez” demişlerdi. Evet, geçen kış işlememişti ama bu kış farklıydı. Bir de son günlerde idrar problemi çekiyordu. Sık sık temizlediği mıntıkadaki farklı dükkânlardaki tuvaletlere başvuruyordu. İşin kötüsü idrarını yaparken inanılmaz bir yanma oluyor, bazen kan bile geliyordu! Neler oluyordu? En yakın zamanda doktora gitmeliydi. Çavuşunu görse izin isteyecekti… Nihayet doktora muayene olmuştu. Doktor, “Soğukta mı bekledin?” sorusunu sorarken, hiç bunu düşünmemişti galiba, “Benim işim bu” diye düşünmüştü. İdrar yolları iltihaplanmıştı. Ağır antibiyotiklerle tedavi olacak, sabah akşam iğne vurulacak ve dinlenmesi gerekecekti. İşte kendi derdini unutturan o üzücü duruma, eczaneden ilaçları alırken tanık oldu. İçeride çok sevdiği iş arkadaşını görmüştü. Yüzünde acı dolu bir ifade ve sağ el parmakları sargılı bir vaziyette bekliyordu. “Hayırdır nereye sıkıştırdın elini!?” diyerek yaklaştı yanına, “Soğuktan…” diye devam etti genç arkadaşı, “İki gün önce sabah vardiyasında parmak uçlarım dondu!...” …….. Dolayısıyla, boran hayatlarının içindeydi ve onlar için soğuğa direnmek, bir nevi hayata direnmekti! Sizce hikâyemiz nasıl bitiyor merak ediyor musunuz? Bence hiç etmeyin! Çünkü kardeşçe yaşamayı beceremeyen bizler sıcak yatağımızda yatarken, bizim kirlettiğimiz yerleri hiç tanımadığımız birileri temizliyor ve şehri bizlere hazırlıyor. İşte bunu bilin yeter! Yazmıyorum hikâye mikaye! Adamın soğuktan parmak uçları donmuş! Parmak uçları donmuş adamın! Donmuş parmak uçları!.. Kum Edebiyat Dergisi Sayı: 67-2012 Genel Toplantı Yapıldı 05 ZİYARETLER Aksaray Ak Parti Milletvekili Ali Rıza Alaboyun ve eski milletvekili Ahmet Yaşar’ın odamızı ziyareti. Müsiad Aksaray Şubesi Başkanı Ecz. Abdulkadir Karatay ve yönetim kurulunun odamızı ziyareti. 06 Eski temsilcimiz Ecz. Sibel Etlik Ünal'ın Odamızı Ziyareti. Tabipler Odasının odamızı ziyareti. 07 Aksaray Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Bünyamin Köse’yi odamızın ziyareti. Aksaray SMMM Odası Başkanı tüm bayan eczacılar adına Odamız Başkanının kadınlar gününü kutladı. Denetleme kurulu, odamızın evraklarını denetledi. 08 Eşit Dağıtım Komisyon Toplantısı Yapıldı Bütçe Komisyonu Toplantısı Yapıldı 09 Karanfille bayan eczacılarımızın dünya kadınlar gününü tebrik ettik. 8 mart kadınlar günü nedeniyle bayan eczacıların odamızda kutlaması. TEB'in organize ettiği 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe Uzm. Ecz. Nazan ULUKUŞ DENİZ katıldı. 10 Bayanların geleneksel buluşması Odamızın eczacı bayanları geleneksel öğle yemeğiyle bir araya geldiler. Huzurevini ziyaret ettik Eczacılar odamızın bayan üyeleri olarak Aksaray Huzurevini ziyaret ettik. Ziyaretimizde hoş sohbetler eşliğinde bir nebze olsun günlerine farklılık katmaya çalıştık. Büyüklerimizin hayır dualarını alarak ayrıldık. 11 DOĞAL YAŞAMIN SIRLARI Prof. Dr. Murat KARTAL Mucice ve Kutsal Bitki Çörek otu ve yağı Astımlı hastaların ve alerjik kişilerin kesinlikle kullanması gereken bir bitki. KUTSANMIŞ TOHUM “ÇÖREK OTU” VE YAĞI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİCİ ETKİ Çörek otu, (Nigella sativa) Ranunculacea (Düğünçiçeğigiller) familyasının bir türü olup, ülkemizde siyah tohum, siyah kimyon veya bereket tanesi olarak bilinmektedir. Çörek otu, Ortadoğu ülkeleri arasında birçok hastalığın şifası olduğu için “Habbat Al Barakah” ya da “Kutsanmış Tohum” olarak da bilinir. Türkiye'nin hemen hemen tüm bölgelerinde ve dünyanın birçok ülkesinde yetişen ince yapraklı, yaklaşık 40 cm boylarında otsu tarla bitkisidir. Çörekotu diye kullandığımız küçük siyah tanecikler; bu bitkinin dallarında yetişen kapsül içindeki tohumudur. Çörekotu yağının ve timokinonun; T hücrelerine ve immün yanıta aracılık eden öldürücü hücrelerin artışını sağladığı ve önemli immünomodülatör etki gösterdiği kanıtlanmıştır. İnflamasyonlu ve otoimmun hastalıklarının iyileştirilmesinde timokinon'un makrofajlarda nitrik oksit (NO) üretimini azaltarak yararlı olabileceğini ortaya koymuştur. 12 Ankara Üniversitesi ve Bezmialem Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde görev yapan yazarımız; Tıbbi Bitkiler, Bitkisel Ürünler, Bitkisel İlaçlar, Aromaterapi, Fitoterapi, Fitokozmetik, Doğal İlaçlar ve Doğal Tedavi Yöntemleri konusunda yurt içi ve yurt dışında dersler ve seminerler vermiştir. Sağlık Bakanlığı'nda Komisyonlarda görev almakta, Farmakognozi v e F i to te ra p i D e r n e ğ i , Antiaging ve Estetik Tıp Derneği yönetim kurulu üyesidir. Bileşimi Bölgenin iklimine bağlı olarak farklılık göstermekle birlikte tohumlarının yapısında, uçucu yağlar (% 0.4-0.45), sabit yağlar (% 32-40) proteinler (% 16-19.9), amino asitler, alkoloidler, tanenler, saponinler, lifler (5.5%), karbonhidratlar (% 33.9), mineraller (% 1.79-3.44), askorbik asit, tiamin, niasin, pridoksin ve folik asit bulunmaktadır. Tarihçe Çörek otunun Tutankamon'un (Mısır Firavunu) mezar buluntuları arasında olması bir yana Hipokrat, Dioskorides ve İbni Sina tarafından tedavi amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Günümüzün modern tıbbı, çörek otu bitkisinin etkisinden faydalanarak farklı grup hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Çörek otu tohumları ve çörek otu yağının hem pek çok sağlıktan sapma durumunda iyileştirici olarak hem de çeşitli hastalıkların önlenmesindeki koruyucu etkisi nedeniyle vazgeçilmez bir kaynak olacağı varsayılmaktadır. Çörekotu yağı, tohumlarının preslenmesi ile elde edilir. Tohumlarında hem uçucu yağ, hem de sabit yağ vardır. Soğuk pres olanı kıymetlidir. Çörekotu yağı en az % 50 oranında Omega 6 yağ asiti olan Linoleik asit taşımaktadır. Ayrıca omega 9 yağ asidi oleik asit bulunur. Çörekotu yağı yüksek oranda polifenolik bileşikler taşır ve bu nedenle oksidatif stabilitesi yüksek yağlardan biridir. Çörek otu ve tohum yağı içinde bulunan timokinon ve nigellon bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğu bilinmekte ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. İslam Peygamberi Hz Muhammed'in (SAV) “ Şu kara taneyi (çörek otu) kullanın, ölümden başka her şeye devadır” hadisi çörek otunun kitlesel olarak kullanılmasını etkilemiştir. Çörekotu tohum yağının antioksidan ve antienflamatuvar (iltihabı önleyici) özellik gösterdiği kanıtlanmıştır. Geleneksel olarak öksürük kesici ve bronşiyal astımda kullanılmaktadır. Sindirimi kolaylaştırır ve bağışıklık sistemini destekler ayrıca Serum total kolesterol ve trigliserid düzeylerinin düşmesine yardımcı olur. Antitümoral etkisinden dolayı kanser hastalıklarında, antiastmatik etkisinden dolayı da göğüs hastalıklarında tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Hindistan'da emzikli genç kadınlar tarafından çörek otu tohumları süt salınımını arttırdığı için kullanılmaktadır. Allerji ve Astım'da Kullanılışı Almanya'da,600 hastada çörekotu yağı etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada, toz allerjisi, akne, nörodermatit, astım ve genel immun sistem zayıflığı gibi allerjik hastalıkların % 70' inde iyileşme sağlandığı görülmüştür. Yapılan bir çalışmada, 152 allerji hastasına (alerjik rinit, bronşiyal astim, atopik egzema) 40-80 mg/kg/gün dozda N. sativa yağı kapsül içinde verilmiştir. Daha sonra hastalar, önceden tanımlanmış ölçeğe uygun olarak, hedef semptomların yoğunluğuna göre değerlendirilmiştir. Sonuçta çörekotu tohum yağının alerjik hastalıkların tedavisinde etkili bir yardımcı ajan olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Çörek otu tohumlarından izole edilen nigellonun histamin salgılanmasını önemli ölçüde engellediği gösterilmiştir. Çörek Otu yağının anti enflamatuar, nefes borusunu genişletici ve gevşetici (spazmolitik) özelliği bulunmaktadır. Bu da astımda nefes darlığının tedavisine yardımcı olmaktadır. Anti-tümoral ve Anti-kanserojenik Etkisi Pek çok invivo ve invitro araştırmalar ile çörek otu tohumlarının ve aktif bileşenlerinin antitümöral etkileri gösterilmiştir. Araştırmalar timokinon'un göğüs ve yumurtalık adenokarsinomu, kolorektal kanser, akciğer karsinomu, prostat kanseri gibi pek çok kanser çeşidinde hücrelerin proliferasyonu üzerine inhibitör etki gösterdiğini ortaya koymaktadır. Timokinon ve ditimokinon, sitotoksik etkisini, hücre G1 fazında iken apopitozisi tetikleyerek durdurmaktadır. Yapılan araştırmalar timokinon'un tümör anjiyogenezisini ve tümör büyümesini inhibe ettiğini ve kanser tedavisi için potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Antitümoral ilaçlarla timokinon'un birlikte kullanılmasının pozitif etkiler oluşturduğunu göstermiştir. Kullanılış Şekli ve Dozu Tedavi amacıyla kullanılacak çörekotu yağının mutlaka soğuk presleme yöntemiyle elde edilmesi gerekmektedir. Değerli doymamış yağ asitlerinin zarar görmemesi için, çörekotu yağı ısıtılmamalıdır. Koyu kahve rengindeki yağ, koyu renkli şişelerde, karanlık ve serin yerlerde muhafaza edilmeli, taze ve bozulmamış olmalıdır. Çörekotu tohumu ve yağı kür şeklinde 8-12 hafta süreyle, yemeklerle beraber ve bol su içerek alınmalıdır: Çörek otu tohumu günlük 25 gram'dan fazla miktarlarda kullanılmamalıdır. Kurutulmuş siyah tohumlar 500 miligram kadar günde üç kez ağız yoluyla alınması tavsiye edilir. Çörek otu yağı günlük 500-1,500 mg dozda kullanılmalıdır. Gıda ve Baharat olarak Kullanım Ekmek, börek, çörek, baklagiller ve lahana türü sebzelerde çörekotu kullanılabilir. Kızartılmış veya pişirilmiş etin üzerine 2 tatlı kaşığı çörekotu yağı ilave edilebilir Salatalara çörekotu ve yağı ilave edilebilir. Turşu yapımında çörekotu kullanılarak hem güzel bir aroma sağlanır, hem de antibakteriyel etkisi dolayısıyla turşunun bozulması önlenir. 1 yemek kaşığı çörekotu üzerine kaynamış su ekleyip 10 dakika demleyerek çay yapılabilir. 13 Ümit Yaşar OĞUZCAN 14 Ben bir Ayten'dir tutturmuşum Oh ne iyi Ayten'li içkiler içip Sarhoş oluyorum ne güzel Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum Ayten üstüne Saatim her zaman Ayten'e beş var Ya da Ayten'i beş geçiyor Ne yana baksam gördüğüm o Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz Günlerden Aytenertesidir Odur gün gün beni yaşatan Onun kokusu sarmıştır sokakları Onun gözleridir şafakta gördüğüm Akşam kızıllığında onun dudakları Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li İki laf ederiz Onu siz de seversiniz benim gibi Ama yağma yok Ayten'i size bırakmam Alın tek kat elbisemi size vereyim Cebimde bir on liram var Onu da alın gerekirse Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil Aytensizlik kadar Ona uğramayan gemiler batsın Ondan geçmeyen trenler devrilsin Onu sevmeyen yürek taş kesilsin Kapansın onu görmeyen gözler Onu övmeyen diller kurusun İki kere iki dört elde var Ayten Bundan böyle dünyada Aşkın adı Ayten olsun HAYATI ŞİİR MİLYON KERE AYTEN 22 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1946); Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve İstanbul’da çalıştı, otuz yılını doldurunca Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevinde iken, emekliliğini istedi, ayrıldı (Haziran 1977). İstanbul’da kendi adını taşıyan sanat galerisi kurdu. Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında başlayan; 1975’te 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser, toplam 50 kitap çıkarmış bulunan, şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan, günümüzün en popüler şairlerinden biridir. Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi. zı Karla Sima Ağaçlı kı ın ı'n çl a ğ A l nı A z. Ec Ecz. Elife Çakmak KÖSE'nin oğlu Tuna Er dem EN ÇOK SATAN KİTAPLAR 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. VİZYONDAKİ FİLİMLER