Engelliler ve Yaşlılar Açısından Ergonomi
Transkript
Engelliler ve Yaşlılar Açısından Ergonomi
ENGELLĠLER VE YAġLILAR AÇISINDAN ERGONOMĠ 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 251 HUZUREVLERĠNDE FĠZĠKSEL ÇEVRENĠN YAġLI VE ENGELLĠLERE UYGUNLUĞU Hamza ÇINAR1, Abdurrauf TUNCER2, Ali Rıza ARSLAN3 1 Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fak. Mobilya ve Dekorasyon Bölümü Teknikokullar 06500 Ankara, e-posta: hamzacınar@gazi.edu.tr 2 3 Öğretmen AlaĢehir Sümer Oral Mesleki Eğt. Mrk. Ağaç ĠĢleri Bölümü 45600 AlaĢehir/Manisa, e-posta: rauf_tuncer@yahoo.com ArĢ. Gör. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Afyon M.Y.O. Malzeme ve Malz. ĠĢleme Tekn. Bölümü Ġzmir yolu 7. km 02300 Afyonkarahisar, e-posta: ali_riza_arslan@yahoo.com ÖZET 21. yüzyıl Türkiye‟sinde 8 milyondan fazla engelli, 65 yaĢ ve üzeri 5 milyon insan yaĢamaktadır. Herhangi bir fiziksel engelleri olmasa da yaĢlı olarak nitelendirilen bireyler ileri yaĢlarının getirdiği sağlık sorunları nedeniyle günlük yaĢamlarında engellerle karĢılaĢmaktadırlar. Hem Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi hem de T.C Anayasası‟nın ilgili maddelerinde engellilerin korunmaları ve toplum hayatına intibaklarının sağlanmasına yönelik tedbirlerin alınması ile ilgili maddeler vardır. Bu çalıĢmada rehabilitasyon merkezlerinde yaĢayan fiziksel engelli ve yaĢlı bireylerin yaĢam kalitesine yönelik karĢılaĢtıkları sorunların saptanması ve bu sorunların çözümüne yönelik önerilerin getirilmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak anket ve gözlemler yapılarak sorunlar tespit edilmiĢ ve analizleri değerlendirme kapsamına alınmıĢtır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesinde hizmet veren YaĢlı Bakım Huzurevi ve Rehabilitasyon Merkezlerinde yaĢayan yaĢlı ve engelli bireyler ve burada çalıĢan personelin, a) mobilya ve donatı elemanları b) yaĢam alanı özellikleri, c) sosyal etkinlik alanları, d) personelin çalıĢma ortamları, e) merkezin mimarisi ve konumunda sorunlar yaĢadıkları tespit edilmiĢtir. Anahtar Kelimeler : Tekerlekli sandalye kullanıcıları, yaĢlı, yaĢam kalitesi, Huzurevi, engelli bireyler “Bu çalışma Gazi Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projesi tarafından desteklenmiştir” 1. GĠRĠġ Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde yer alan YaĢam, özgürlük ve kiĢisel güvenlik herkesin hakkıdır ifadesi ve T.C. anayasasının 61. maddesinde yer alan Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır. YaĢlılar, Devletçe korunur. YaĢlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir ifadesine göre engelli bireyler ve yaĢlılar engelsiz bireyler ile aynı yaĢam haklarına 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 252 sahiptir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde geçen sosyal devlet olma ilkesi ve 18 Aralık 2008 tarihinde kabul edilen 5825 sayılı kanun doğrultusunda engelli bireylerin yaĢam haklarının verilmesi, yaĢam kalitesinin sağlanması ve korunması devletin görevidir. 1991 yılında çıkarılan Engelli Ġnsanların Ġkamet Edeceği Binaların Düzenlenmesi Kuralları [TS 911], 1997 yılında BaĢbakanlık bünyesinde kurulan Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, 2005 yılında revize edilen Özürlüler Kanunu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kapsamında faaliyet gösteren huzurevi bakım ve rehabilitasyon merkezleri devletin görevini yerine getirmek amacıyla yaptığı uygulamalardır. 2010 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre Türkiye nüfusu 73 722 988 kiĢidir. Bu sayının yaklaĢık %12‟si engelli, %7,2‟si de 65 yaĢ ve üzeridir [1]. Bu oranlara göre yaklaĢık 8 milyon engelli ve 5 milyon yaĢlı birey vardır. Türkiye Özürlüler AraĢtırması 2002 Ġkincil Analizi sonuçlarına göre nüfusun yaĢ dağılımına bakıldığında, Türkiye‟nin diğer geliĢmiĢ ülkelere göre daha genç bir nüfusa sahip olduğu ifade edilmektedir. Engelli nüfusun yaĢ dağılımına göre, engellilik 20–35 yaĢ arası yoğunlaĢırken diğer yaĢ gruplarında oranın düĢtüğü; ancak, engelli nüfusun genel nüfusa oranına göre çocukluk ve gençlikte daha az olduğu, ileri yaĢlarda daha fazla olduğu söylenebilir. ġekil 1.1‟de genel nüfusta (solda) ve engelli nüfusta (sağda) yaĢ grupları dağılımı verilmiĢtir. Yaşgrubu Dağılımı Yaşgrubu Dağılımı Toplumun N= 68622559 Engelliler N= 1772305 0-4 5-9 10-14 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65-69 70-74 75-79 80-84 85+ 999 0-4 5-9 10-14 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65-69 70-74 75-79 80-84 85+ 999 0 % 2 4 6 8 10 12 0 2 4 6 8 10 12 % ġekil 1.1 Genel nüfusta (solda) ve engelli nüfusta (sağda) yaĢ grupları dağılımı [2] ġekil 1.1‟de verilen, genel nüfus ve engelli nüfusu değerlendirildiğinde doğumla birlikte gelen engellilik oranı azalırken, yaĢlılıkta engellilik artmaktadır. Devletin ilgili kuruluĢlarının yaptığı politikalar ve atılan adımlar yaĢlılıkla birlikte engelliliğin artmakta olduğu ve toplumun ileriki dönemlerde daha da yaĢlanacağı dikkate alınarak hareket edilmelidir [2]. Ayrıca fiziksel engelli ve yaĢlı bireylerin sorunlarının belirlenmesi ve çözüm önerileri getirilmesi amacıyla ulusal ve uluslararası bilimsel ve akademik çalıĢmalar da yapılmıĢ ve bunlardan faydalanılmıĢtır. Bu çalıĢmalardan bazıları Ģu Ģekilde özetlenebilir; Goldsmith (1985), engellilerin antropometrik ölçülerini konut, okul ve sosyal yaĢam alanlarını inceleyerek konu ile ilgili çözüm önerileri getirmiĢtir [3]. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 253 Sürmen (1988), ise tekerlekli sandalye kullanıcılarının hareketlerini inceleyerek, tekerlekli sandalye kullanıcılarının anatomik ve antropometrik ölçülerini vermiĢ, bu insanlara yönelik yapılan çalıĢmalarda uyulması gereken mimari ölçüleri belirtmiĢtir [4]. Mutluer (1997), tekerlekli sandalye kullanan engellilere yönelik yaptığı çalıĢmasında; tekerlekli sandalye kullanan engellilerin özelliklerini belirtmiĢ, engellerin tespit edilmesi ve tasarımlarda herkes için ulaĢılabilir olan yaklaĢımları açıklamaya çalıĢmıĢtır [5]. Özkeskin (2000), bedensel özürlülerin ev ortamının değerlendirilmesine yönelik çalıĢmasında özürlünün yaĢadığı evin mimari düzenlemesinin TSE standartlarına göre uygun olup olmadığını değerlendirmiĢ ve gerekli olabilecek modifikasyonları önermiĢtir [6]. Bradtmiller (2000), ise 21.yy. ihtiyaçlarına göre engelli bireylerin antropometrisine yönelik yaptığı çalıĢmasında; engelli bireyler için kullanıĢlı ürün ve çalıĢma alanlarının tasarımını irdelemiĢtir [7]. Üresin (2005), ise „yaĢlı‟ ve „yaĢlılık‟ kavramlarının içeriğini irdelemiĢ, yaĢlı bakım ve barınma ihtiyaçlarına yönelik mekânsal organizasyon alternatiflerini incelemiĢtir [8]. Sezen (2007), fiziksel engellilerin rehabilitasyonuna yönelik mobilya tasarımı üzerine araĢtırmalar yapmıĢ ve özgün bir cihaz tasarlayarak üretimini yapmıĢtır [9]. Erdem (2007), ise konut içi ve dıĢı mekânlar da yaĢam özgürlüklerini tespit etmeye yönelik çalıĢmasında tekerlekli sandalye kullanıcılarının yaĢam hakkı çerçevesinde yaĢam kalitesi, iç ve dıĢ mekânlar da kullanım kolaylıkları ve/veya zorluklarını tespit ederek yaĢamlarını analiz ederek çözüm önerileri sunmuĢtur [10]. Kars (2008), tekerlekli sandalye kullanan engellilere yönelik ıslak mekân düzenlemelerini değerlendirmiĢ ve alternatifler sunmuĢtur [11]. Arpacı (2008), ise Ankara‟da bulunan huzurevlerinden kalan yaĢlıların ekonomik, sağlık, sosyal ve psikolojik durumlarını temel alarak yaĢam kalitelerini araĢtırmıĢ konu ile ilgili çözüm önerileri sunmuĢtur [12]. Ancak, huzurevi, yaĢlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin sunduğu olanakların fiziksel engelli bireylerin (tekerlekli sandalye kullanıcıları) ve yaĢlı bireylerin yaĢam kalitesine yaptığı etkiye yönelik herhangi bir çalıĢma yapılmamıĢtır. Bu çalıĢmada huzurevi sakinlerinin ve çalıĢanlarının karĢılaĢtıkları sorunları sosyal ve fiziksel boyutları ile tespit ederek çözüme yönelik önerilerin getirilmesi amaçlanmıĢtır. 2. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ AraĢtırmada huzurevlerinde yaĢayan ve çalıĢan fiziksel engelli ve yaĢlı bireylerin yaĢam hakkı ve yaĢam kalitesi düĢüncesi çerçevesinde huzurevleri sınırları içersindeki iç ve dıĢ mekânların yaĢamsal eylemleri gerçekleĢtirmeyi ne derecede sağladığı ve sosyal yaĢam üzerindeki etkilerinin tespiti amaç edinilmiĢtir. AraĢtırma bölgesi olarak mevkii, ulaĢılabilirlik düzeyi, merkezlerin mimari yapılarının farklı olmasının karĢılaĢtırma imkânı tanıması, seçilen dört kurumun ana esasları ile diğer illerdeki kurum özelliklerini yansıtması kriterleri dikkate alınarak Ankara Süleyman Demirel Huzurevi YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, Ankara Seyranbağları Huzurevi YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, Afyonkarahisar Huzurevi YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, UĢak Huzurevi YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi seçilmiĢtir. Öncelikle seçilen kurumlarda araĢtırma ve gözlem yapabilmek için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile irtibata geçilerek yazılı izin alınmıĢtır. AraĢtırma izninin alınmasının ardından 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 254 seçilen kurumlar ayrı ayrı ziyaret edilerek yaĢlı ve tekerlekli sandalye kullanıcısı sakinlerle sözlü mülakat ve gözlem yapılmıĢtır. Gözlem ve mülakat sonuçlarına göre ön anket çalıĢması ve frekans değerlendirmesi yapılmıĢtır. Değerlendirme sonucunda sorulacak sorular ve anket uygulama yöntemi tespit edilmiĢtir. AraĢtırma verileri Ekim–Kasım 2010 tarihleri arasında toplanmıĢtır. 2.1 Örnekleme Sakinlerden o kurum içerisinde en az 12 ayını doldurmuĢ, iletiĢim kurulabilen engeli olmayan, tekerlekli sandalye kullanıcıların ise ellerini rahatlıkla kullanabilen ve 6 ayı aĢkın süredir tekerlekli sandalye kullanan kiĢiler tercih edilmiĢtir. Bu kıstaslara uyan sakinler rastgele seçim yöntemine göre seçilmiĢtir. AraĢtırmaya katılan yaĢlı, tekerlekli sandalye kullanıcısının demografik özellikleri Çizelge 2.1.‟de verilmiĢtir. Çizelge 2.1. AraĢtırmaya katılanların demografik özellikleri YaĢ Grupları KiĢi Sayısı 31-40 51-60 61-70 71-80 81-90 91 ve üzeri 1 4 43 38 17 3 TOPLAM 106 Cinsiyet Erkek Kadın 1 4 35 8 26 12 13 4 2 1 80 26 Evli 11 9 2 22 Medeni Hali Bekar Dul 1 3 13 7 3 18 1 13 3 21 BoĢanmıĢ 1 12 8 1 - 41 22 AraĢtırmaya katılanların demografik özellikleri değerlendirildiğinde SHÇEK‟e bağlı huzurevlerinde her yaĢ, cinsiyet, medeni hal aralığında bireylerin yaĢamakta olduğu görülmüĢtür. Bu durumda bireylerin farklı ihtiyaçlara sahip olduğu ve tasarımlarda bu farklılıkların göz önünde tutulması gerekliliği söylenebilir. 2.2. Gözlem Gözlemlerde huzurevi sakinlerinin günlük faaliyetleri gözlenmiĢ, hizmet alanlarının fiziki boyutların sosyal boyutlara etkisi tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. Ayrıca kurumun bütün hizmet alanları araĢtırmacı tarafından tek tek ziyaret edilerek huzurevi sakinlerinin karĢılaĢtıkları engeller anlaĢılmaya çalıĢılmıĢtır. 2.3. Verilerin Değerlendirilmesi Veriler toplandıktan sonra tekrar incelenmeye tabi tutulmuĢ, birbirinden bağımsız ve farklı gibi görünen veriler, bir anlam bütünlüğü oluĢturacak Ģekilde düzenlenerek sıralanmaya çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma sürecinde kaynaklardan konularla doğrudan ilgisi olmayanlar ayrı 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 255 tutulmuĢ, önceden düĢünülmemiĢ fakat araĢtırmaya katkısı olacağı düĢünülen verilere göre içerik yeniden düzenlenmiĢtir. Bu manada Spider Metodu verilerin değerlendirilmesinde kullanılmıĢtır. Spider Metodu, konunun çok boyutlu olarak irdelenmesini sentez ve analizlerin yapılmasına izin vermesi nedeni ile tercih edilmiĢtir [13]. 3. BULGULAR AraĢtırma konusu olan huzurevi sakinlerinin gözlemlendiği ulaĢım, yaĢam alanı özellikleri, sosyal faaliyet alanları, çalıĢma odası özelliklerinde yaĢadıkları sorunların tespit edilmesi amaçlanmıĢtır. 3.1. Huzurevlerinin sunduğu imkânlar Huzurevi sakinleri ve personelin yeme içme barınma gibi temel ihtiyaçlarının dıĢında hem sosyal hayatın içinde kalabilecekleri hem de geçmiĢ yaĢantılarındaki alıĢkanlıklarını devam ettirebilecekleri, yaĢamsal faaliyetleri ve mental motivasyonlarını artırabilecek alan ve hizmetlere ihtiyaç duyabilmektedirler. Ayrıca yaĢlılık döneminin psikolojik ve bedensel sorunlarının tedavisi yapılırken huzurevi sakinlerinin ihtiyaç duyabilecekleri hizmet alanlarında araĢtırma yapılan huzurevlerinde var olan hizmet alanları Çizelge 3.1‟de verilmiĢtir. Çizelge 3.1. Huzurevlerinde var olan hizmet alanları Ġmkânlar A B C D √ √ √ √ Fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesi √ √ Terapi ve rekreasyon amaçlı yüzme havuzu √ UğraĢı/hobi atölyeleri √ Ziyaretçi çocukları için oyun parkları Oyun ve faaliyet odaları Tarımsal rehabilitasyon uygulaması √ Sera ve botanik bahçesi √ √ √ Gölet veya süs havuzu √ Spor- egzersiz sahaları/salonu √ Tiyatro / sinema/ sergi salonu √ √ √ √ √ √ √ √ √ √ √ √ √ Market / Gıda-gazete – dergi satıĢı Pastane / Kafeterya Çay ocağı Kütüphane / okuma salonu Kapalı yürüyüĢ alanları Ġbadethane Personel lojmanı √ √ A: Afyonkarahisar Huzurevi C: Ankara Süleyman Demirel Huzurevi 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 256 B: UĢak Huzurevi D: Ankara Seyranbağları Huzurevi Huzurevlerinin Ģehir merkezi dıĢında olması, konumlarından ötürü ulaĢım zorluğu yaĢanması, yakın çevresinde hastane, kafeterya, market, banka Ģubesi-ATM vb. alanların olmamasına rağmen bu alanların huzurevleri bünyesinde yer almaması ya da teknik sorunlardan ötürü kullanılamaması nedeniyle hem huzurevi sakinleri ve ziyaretçileri hem de çalıĢanların yaĢamsal faaliyetlerini sürdürürken zorluklarla karĢılaĢtıkları söylenebilir. 3.2. YaĢam alanı özellikleri Oda geniĢlikleri Oda geniĢliklerinin tek ve çift kiĢiliklerde yaklaĢık 10–25 m2, 4–6 kiĢilik (çok kiĢilik) odalarda yaklaĢık 25–36 m2 arasındadır. Oda geniĢlikleri için belirli bir standardın takip edilmediği gözlenmiĢ olup bunun nedeni olarak hem kapasite artırımına gidilmek zorunda kalınması olduğu söylenebilir. Resim 3.1. Tekerlekli sandalye kullanıcısının hareket engeli Resim 3.1‟de tekerlekli sandalye kullanıcısı pencereyi açıp çevreyi gözlemlemek istediğinde, duvar ile yatak arası mesafe, pencere kol yüksekliği, parapet yüksekliği huzurevi sakinin manevra kabiliyetini ve görüĢ açısını kısıtlamaktadır. Banyo-tuvalet Huzurevlerinde oda içerisinde yer alan banyo ve tuvalete eriĢim kolay, havalandırmada ise kısmen sorunlu olduğu, umumi banyolarda oda ile banyo arasındaki mesafenin özellikle kıĢ aylarında yaĢlı sağlığını olumsuz etkilediği gözlenmiĢtir. Oda içi banyo ve tuvaletin bir arada olmasına rağmen standart ölçülerin (4,5–6 m2) altında olduğu gözlenmiĢtir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 257 Resim 3.2. Normal banyo ve huzurevi sakininin kendi imkanı ile düzenlenen banyotuvalet Resim 3.2‟de belirtildiği gibi banyo ve tuvaletlerin genelinde yaĢlı ve tekerlekli sandalye kullanıcısının hareketine yardımcı tutunma barlarının olmadığı ve banyo geniĢliklerinin yetersiz olduğu; oda içindeki lavabo, fayans, tuvaletinde huzurevi yaĢlısının ekonomik gelirine göre veya bağıĢ yoluyla farklı düzenlemeler yapıldığı gözlenmiĢtir. Banyo ve tuvaletlerde kapı açılıĢ yönünün ise daima dıĢa doğru olmalıdır. Mobilyalar Huzurevi sakinlerinin kullandığı mobilyalar yaĢam alanı ve sosyal alan mobilyaları olmak üzere iki farklı açıdan gözlenmiĢtir. Huzurevi bloklarında yaĢam alanlarının mobilya düzenlemesi genel olarak yatak, elbise dolabı ve bir adet komodinden; konutlarda ise salon mobilyası ve yatak odası mobilyalarından oluĢmaktadır. Koltuk ve yemek masası her yaĢam alanında bulunmamaktadır. Mobilyaların temininde bağıĢ ve piyasadan satın alma yolu izlenmekte, sakinlerden gelir düzeyi yeterli olanlar isterlerse yaĢam alanlarında ihtiyaç duydukları mobilyaları kendileri temin edebilmektedir. Resim 3.3. Huzurevi sakininin kendi imkânı ile düzenlediği yaĢam alanı 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 258 Mobilyalarını kendisi temin eden sakinlerin mobilya, beyaz eĢya, halı ve aksesuarlarla yaĢam alanlarını düzenleyebilmektedirler. Bu nedenle yaĢam alanları ev ortamına benzediği için memnuniyet düzeyleri de yüksek olduğu ifade edilebilir. a b c Resim 3.4. Metal karyola Karyola metal ve ahĢap esaslı malzemelerden yapılmıĢtır. Metal karyolalara dokunulduğunda soğukluk hissi vermekte, kenar ve köĢelerine çarpma, vurma, düĢme vb. kazalarda küçük çaplı yaralanmalara neden olabilmektedir. KumaĢ kaplı baza ve baĢlık kullanımı yaralanmaların önüne geçebilir. Karyolaların genel görünümünün estetik ve görsellikten uzak, daha çok iĢlevi amaç edindiği ve çok kiĢili odalarda karyola mesafelerinin dar tutulması yaĢam alanına otel odası veya öğrenci yurdu izlenimi verdiği söylenebilir. Elbise dolapları gömme dolap ve panel mobilya olarak iki çeĢittir. Tekerlekli sandalye kullanıcılarının uzanma mesafelerinin daha az olması nedeniyle eriĢim sıkıntısı yaĢadıkları söylenebilir. Bedensel sıkıntısı olmayan yaĢlılarda ise nadiren kullandıkları üst kısımlar dıĢında eriĢim sorunu yaĢamamakta, ihtiyaç halinde hemĢire ve hizmetli personelin yardımını istemektedirler. Resim 3.5. Elbise dolabı 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 259 Elbise dolaplarında yaĢanan temel sorun depolama alanlarının ve bölümlemelerin yetersiz ve asgari ihtiyaçları gidermeye yönelik olmamasıdır. Tek kapaklı dolaplar 45x180 cm ölçüsündedir. Dolaplar içinde elbise ve çamaĢırların ayrı ayrı yerleĢtirileceği, elbise dıĢındaki eĢyaların konulacağı çekmece ya da raf düzeni bulunmamaktadır. Görsel olarak tüm dolaplar sade çizgilere sahip, aynı renk ve malzemeden oluĢmaktadır. Resim 3.6. Kameriye Bahçe ve yürüyüĢ parkurunda bulunan ahĢap bank ve kameriyeler eski, yıpranmıĢ, sayı olarak yetersiz haldedir. Huzurevlerinin kapasitesi 200 kiĢiden fazla olmasına rağmen kameriyelerin sayısı 2-3 ile sınırlıdır. Kameriyelerin konumuna göre tekerlekli sandalye kullanıcılarının kameriyelere ulaĢabilecekleri rampa düzeneği bulunmamaktadır. Özellikle yaz dönemlerinde yürüyüĢ yapmak, bahçede oturup arkadaĢ sohbetleri düzenlemek ve misafirlerini bahçe de ağırlamak isteyen yaĢlı ve tekerlekli sandalye kullanıcıları için zorluk olduğu söylenebilir. Donatı elemanları Huzurevlerinde kullanılan elektrik anahtar ve prizler, kapı ve pencere gibi donatı elemanlarının sağlık sorunu olmayan yaĢlıların eriĢim mesafelerine uygun olduğu ancak tekerlekli sandalye kullanıcılarının eriĢim mesafesinde olmadığı görülmüĢtür. Kapı ve pencerelerin ölçü ve yerleĢiminin Ankara Seyranbağları Huzurevinin dıĢındaki diğer üç huzurevinde yeterli olmadığı, kapı açılıĢ yönünün huzurevlerinin hiç birisinde standartlara uygun olmadığı gözlenmiĢtir. Kapılar daima dıĢa doğru açılmalıdır. Manzara Huzurevlerinin konumundan dolayı yakın çevresinde yaĢam birimi olmaması nedeniyle genellikle odalardan sadece kırsal alan ya da yol gözükmektedir. Huzurevi sakinlerinin manzara değerlendirmesi ġekil 3.1‟de verilmiĢtir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 260 ġekil 3.1. Huzurevi sakinlerinin manzara değerlendirmesi Resim 3.7. UĢak huzurevi ön cephe manzarası Huzurevi sakinleriyle yapılan ankette manzarayı iyi ve çok iyi olarak değerlendiren sakinlerin odalarının yol, ön bahçe gibi insan ve taĢıt hareketliliğinin olduğu, manzarayı orta, kötü ve çok kötü olarak değerlendiren sakinlerin odalarının insan veya taĢıt hareketliliği olmayan alanlara baktığı tespit edilmiĢtir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 261 3.3. Sosyal faaliyet alanları UğraĢı odaları ġekil 3.2. Huzurevi sakinlerinin uğraĢı odalarını tercihi UğraĢı odalarının geniĢlik, ısıtma, aydınlatma gibi mekânsal sorunları bulunmamasına rağmen tercih edilmemesinin nedeni olarak konumunun uygun olmaması, sakinlerin ve personelin ilgi duymaması gösterilmiĢtir. Resim 3.8. UğraĢı odası 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 262 Tarımsal rehabilitasyon uygulamaları ġekil 3.3. Huzurevi sakinlerinin tarımsal rehabilitasyon uygulamasına katılımı Resim 3.9. UĢak Huzurevi tarımsal rehabilitasyon uygulaması Ġnceleme yapılan huzurevlerinden Ankara Süleyman Demirel Huzurevi ve UĢak Huzurevi‟nde rehabilitasyon uygulaması yapılırken, Ankara Seyranbağları Huzurevi ve Afyon Huzurevi‟nde tarımsal rehabilitasyon uygulaması yapılmamaktadır. Tarımsal rehabilitasyon uygulamalarının tercih edilmemesinin nedeni olarak ileri yaĢın getirdiği bedensel sıkıntılar, geçmiĢ yaĢam tarzı ve alıĢkanlıklar, diğer huzurevi sakinlerinin zarar vermesi ve tarımsal rehabilitasyon uygulamasındaki tasarım hataları belirtilmektedir. Tarla-bahçe uygulaması için kiĢi baĢı alan paylaĢımı ya da bölümleme bulunmamaktadır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 263 4. SONUÇ VE ÖNERĠLER AraĢtırmada huzurevlerinde yaĢayan ve çalıĢan bireylerin yaĢam hakkı ve yaĢam kalitesi düĢüncesi çerçevesinde huzurevleri sınırları içersindeki iç ve dıĢ mekânların yaĢamsal eylemleri gerçekleĢtirmeyi ne derecede sağladığı ve sosyal yaĢam üzerindeki etkilerinin tespiti amaçlanmıĢtır. SHÇEK bünyesinde hizmet veren YaĢlı Bakım Huzurevi ve Rehabilitasyon Merkezlerinde yaĢayan yaĢlı ve engelli bireyler ve burada çalıĢan personelin, a) mobilya ve donatı elemanları b) yaĢam alanı özellikleri, c) sosyal etkinlik alanları, d) personelin çalıĢma ortamları, e) merkezin mimarisi ve konumunda sorun yaĢadıkları söylenebilir. Sorunların oluĢmasında, hizmet binalarında mimari tasarım hataları, yaĢlı ve engelli bireyler için tasarlanmıĢ mobilya ve donatı elemanlarının olmaması, karĢılaĢılan sorunların çözümünün idari personelin bilgi ve özverisine bırakılması, yaĢlı ve engelli nüfusun değiĢen demografik yapısının takip edilmemesi, huzurevleri konumunun uygun olmaması etken faktör olduğu söylenebilir. Bu açıdan ülke genelinde yaĢlı/engelli bireyler için tasarım ve üretimin ihtiyaca cevap verecek seviyede yaygınlaĢmadığı / oluĢmadığı ifade edilebilir. Huzurevi sakinleri ve personelin gündelik yaĢamı çeĢitli mekânlar içinde geçmektedir. Bu mekânlar yapılıĢ amaçlarına uygun olmalı, kullanıcısına gerekli konfor düzeyini sağlamalıdır. Mekân içindeki ısı, ıĢık, ses, renk, koku gibi fiziksel etmenler ve donatı öğeleri, kiĢi gereksinim ve eylemlerine göre dengeli bir biçimde kurulmalıdır. Duvar, kolon, kapı, pencere gibi yapısal bileĢenler kadar mobilya, donatı elemanları, aksesuar gibi mekânsal öğeler de mekân oluĢturmada çok etkili rol oynamaktadır. Donatı elemanlarının renk ve dokusunun seçimi ile birlikte, bunların mekân içindeki yoğunluk ve organizasyonu, o mekânın yaĢanabilirliğini, olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Mekânın kullanıĢlı olabilmesi için tüm yapısal konforların yanı sıra mobilya-mekân iliĢkisi iyi kurulmalıdır. Yapı elemanları ile birlikte sabit ve hareketli mobilyalar da düĢünülmeli, mekân organizasyonundan renk ve dokusuna kadar her Ģey tasarım aĢamasında belirtilmelidir. Mobilyaların seçimi, yoğunluğu ve mekânsal organizasyonu, mekân kullanıĢlılığını etkilemektedir. Mekân ne kadar iyi düzenlenirse o derecede kullanıĢlı olabilir ve kullanıcının motivasyonunu artırabilir. Yatak karyolalarında metal konstrüksiyon yerine kumaĢ/deri kaplı bazaların kullanılması yaralanma riskinin azalmasına ve görselliğin artmasına yardımcı olabilir. Mevcut huzurevlerinde kullanılacak elbise dolabı ölçülerinin artırılması ve hareketli askı elemanı, hareketli raf ve çekmece ünitelerinin kullanılması depolama alanlarında eriĢim ve bölümlendirme ihtiyacını karĢılayabilir. Dolapların kapaklarında ray sistemi kullanımı tekerlekli sandalye kullanıcısına manevra kolaylığı sağlayabilir. Elbise dolabı önerisi Resim 4.1‟de verilmiĢtir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 264 Resim 4.1. Huzurevi sakinleri için elbise dolabı önerisi. YaĢam alanlarında elbise ve çamaĢır yerleĢiminin haricinde diğer eĢya ve aksesuarların konulacağı aynalı Ģifonyer bulundurulması huzurevi sakinine günlük bakımını yaparken kolaylık ve konfor sunabilir. Huzurevlerindeki tasarım hatalarına bakıldığında SHÇEK‟in örnek bir huzurevi projesine sahip olmadığı söylenebilir. Binaların uzun koridorlu geniĢ alanlı olmasının ısıtma ve havalandırmaya olumsuz etki etmesi, oda geniĢliklerinin yetersiz kalması veya kiĢi sayısının fazla olması, oda içi ve genel banyo-tuvalet yerleĢimi, ısıtma, aydınlatma, binanın arazi üzerinde yerleĢimi, aynı hizmet binasında hem huzurevi hem de rehabilitasyon merkezi olarak hizmet vermesi, binanın kapasite artırımına gidilmek istendiğinde esnek olmayıĢı, proje baĢlangıcında sosyal faaliyetler için ayrıca bir yer düzenlenmesinin yapılmaması, tarla-bahçe uygulamalarında alt yapının eksik olması ve sakinlerin ilgisini çekmemesi hizmet binalarında mimari olarak karĢılaĢılan sorunların baĢında gelmektedir. Ayrıca merdiven ve asansörler yaĢlı ve engelliler için kullanım sorunu yaĢatmazken bina dıĢındaki rampalar ya hiç bulunmamakta ya da eğim hatası nedeniyle engelli bireylerin yaĢamını sınırladığı söylenebilir. YaĢam alanlarında karĢılan sorunlar bağlamında otel tipi oda geniĢliklerinin yetersiz olması, özellikle 3 ve üzeri çok kiĢilik odalarda yaĢamanın bireyin özerklik ve mahremiyet duygularını kısıtladığı söylenebilir. Yatak ve elbise dolabı gibi temel mobilyaların yerleĢiminden sonra oda içerisinde yeterli dolaĢım ve kullanım alanı kalmamakta, oda içerisindeki banyo-tuvaletler eriĢim kolaylığı sağlamasına rağmen geniĢliğinin ve düzenlemenin yetersiz olması ve bazı odalarda havalandırmanın yetersiz kalması nedeniyle kullanılamamaktadır. YaĢlı konutlarında oda düzenlemesi mutfak, banyo-tuvalet, iki yatak odası ve bir salondan oluĢmaktadır. Öncelik evli çiftlere ve ekonomik durumu uygun yaĢlılara verilmektedir. Genelde yaĢlı konutlarında kalanlar eĢiyle birlikte veya tek baĢına kalmayı istediklerinden dolayı otel tipi odalara göre durumun tam tersi olduğu, bireyin ihtiyacından fazla alana sahip olduğu, bu nedenle kaynağın verimli kullanılamadığı söylenebilir. Otel tipi yaĢam alanları öncelikle tek kiĢilik en fazla iki kiĢilik olmalı, çok kiĢilik yerleĢimlerden uzak durulmalıdır. Mobilya olarak yataklı baza, elbise dolabı, komodin, aynalı Ģifonyer, sehpa, kiĢi sayısına göre tek-çift kiĢilik masa, sandalye ve koltuk asgari düzeyde bulundurulmalıdır [14]. Tekerlekli sandalye kullanıcısı için en uygun yaĢam alanı geniĢliği ya da ikamet edecek tekerlekli sandalye kullanıcısı sayısının belirlenmesi, tekerlekli sandalye kullanıcısının 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 265 yapacağı manevra ölçüleri, kullanılacak mobilya ve donatı elamanlarının kapladığı alan, bunların oda içindeki yerleĢimi ve birbirleriyle olan mesafelerinin tespit edilmesiyle sağlanabilir. KiĢi sayısı ve medeni duruma göre odalar (1) veya (1+1) Ģeklinde düzenlenebilir. Tek odalı yaĢam alanı önerisi Resim 4.2‟de verilmiĢtir. Resim 4.2. Tek odalı yaĢam alanı önerisi. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 266 Sağlıklı ve gezici yaĢlılar için oturma odası-mutfak, yatak odası ve banyo- tuvaletten oluĢan yaĢlı apartmanları; otel tipi yaĢam alanlarında kalmak istemeyen ve engelli/yaĢlılar için ise zemin seviyesinde bahçeli müstakil konutlar yaĢam kalitesini düĢürmeden yaĢam alanı ihtiyacını giderebilir. YaĢlı apartmanları ve müstakil konutlar için yaĢam alanı önerisi Resim 4.3‟te verilmiĢtir. Resim 4.3. Ġki odalı yaĢam alanı önerisi. Umumi banyolarda oda ile banyo arasındaki mesafe özellikle kıĢ aylarında yaĢlı sağlığını olumsuz etkilemektedir. Oda içerisinde banyo-tuvalet olması eriĢim kolaylığı sağlamasına rağmen geniĢliğinin ve düzenlemenin yetersiz olması ve bazı odalarda havalandırmanın yetersiz kalması nedeniyle kullanılamamaktadır. En az 4,5 m2 geniĢliğinde, duvarlarında girinti-çıkıntı olmayan, dörtgen Ģekilli bir banyo-tuvalet tasarımı yaĢlı ve tekerlekli sandalye 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 267 kullanıcısına bağımsız manevra kabiliyeti sağlayabilir. Tekerlekli sandalye kullanıcısı için banyo-tuvalet önerisi Resim 4.4‟te verilmiĢtir. Resim 4.4. Tekerlekli sandalye kullanıcısı için banyo-tuvalet önerisi Banyo içerisinde engelli klozeti, sıfır kot seviyesinde duĢ teknesi, hem engelli hem de engelsiz yaĢlıların kullanabileceği hareketli lavabo ve tutunma barları sayesinde tekerlekli sandalye kullanıcısı ihtiyaçlarını bağımsız olarak görebilir. Banyo-tuvalet düzenlemesi odanın durumuna göre birbirinden ayrı Ģekilde de düzenlenebilir. Tuvaletin ayrı yapılması durumunda en az 3 m2 ölçüsünde bir alan yeterli gelebilir. Ayrı tuvalet uygulaması önerisi Resim 4.5‟te verilmiĢtir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 268 Resim 4.5. Ayrı tuvalet uygulaması önerisi YürüyüĢ parkurlarının eğimli olması, yürüyüĢe ara verildiğinde dinlenecek/oturacak bank veya kameriyenin yeterli sayıda bulunmaması, kıĢ mevsiminde huzurevi sakinini rüzgâr ve yağıĢtan koruyabilecek bir düzenlemenin olmaması yürüyüĢ parkurunun kullanımını zorlaĢtırmaktadır. Fiziksel aktivitenin sağlıklı bir yaĢlanma için ne kadar önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda sosyal faaliyet alanlarının yetersiz kalmasının yaĢlı ve engellinin yaĢam kalitesini olumsuz yönde etkilediği söylenebilir. Tam veya yarı kapalı galerilerden oluĢturulan yürüyüĢ parkurları huzurevi sakinlerinin yaz-kıĢ yürüyüĢ etkinlikleri aksatmadan sürdürmelerini sağlayabilir. Donatı elemanlarını oluĢturan kapı, pencere, klozet, tutunma barları, elektrik anahtar ve prizleri, rampalar vb. ölçü ve özellik bakımından sağlıklı bireylerin kullanabileceği nitelikte olup özellikle tekerlekli sandalye kullanıcısının yardım almaksızın kullanabilmesi için engelli bireylerin manevra kabiliyetlerine göre belirlenen standartlara göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Huzurevlerinin konumuna sosyal açıdan bakıldığında; huzurevi sakinin yaĢı ve sağlık durumu nedeniyle fiziksel ve sosyal çevresi ile zayıflamıĢ olan bağının daha da zayıflamasına dolayısı ile giderek yalnızlaĢmasına neden olmaktadır. GeçmiĢ yaĢantısında her yaĢtan insanlarla iç içe olan bireyin yaĢlılık dönemini sadece kendisi gibi yaĢlı ve engelli bireylerle geçirmek durumunda kalmasının bireyin psikolojisini bozmakta ve bireyi geçimsiz, huysuz, sabırsız, anlayıĢsız hale getirdiği söylenebilir [14]. Huzurevleri tasarımlarında amaç yaĢlı ve engelli bireyleri yaĢamlarının son demlerini yaĢarken sadece yeme, içme, sağlık ve barınma sorunlarını çözmek olmamalıdır. Esas amaç hayattan ve toplumdan kopuk bir Ģekilde sınırlı bir alanda tutmak yerine küçük yardımlarla kendi kendine bakabilen, toplumdaki yerini hayatın içinde kalarak, hayatı sosyal ve fiziksel yönleriyle hissederek, yaĢamın son anına kadar sosyal bir birey olarak kalmalarını sağlamak olmalıdır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 269 Sonuç olarak, devletin yaĢlı ve engelliler için belirlediği düzenlemelerin uygulanabilirliğinin tespitinde, huzurevlerinde yaĢayan yaĢlı ve engelli bireylerin yaĢam alanı koĢullarına yönelik çalıĢmalara ve bilime katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. ÇalıĢma bu boyutu ile ele alınıp huzurevi tasarımında kapasite büyüklüğünün mekansal organizasyonların oluĢumuna ve yaĢam kalitesine etkisi çalıĢma konusu olarak devam ettirilebilir. KAYNAKLAR 1. Ġnternet: T.C. BaĢbakanlık Türkiye Ġstatistik Kurumu “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Nüfus Sayımı Sonuçları” http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=39&ust_id=11 (2011). 2. Tufan, Ġ., Arun, Ö. T., “Türkiye Özürlüler AraĢtırması 2002 Ġkincil Analizi”, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, 18-20,Ankara, (Ocak 2006). 3. Goldsmith, S., “Designing For The Disabled”, Royal Institue Of British Architects, London, 250-260 (1985). 4. Sürmen, ġ, “Tekerlekli Koltuktaki Ġnsanların Hayatından Tablolar Ve Bir Mimarlık Klavuzu”, İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı, Ġstanbul,90-98, 120-125 (1988). 5. Mutluer, S.Y., “Tekerlekli Sandalye Kullanan Bedensel Özürlüler Ġçin Uygun Konut Tasarımı ve Çevre Düzenlemesi”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya,16-37,48-53,60-75,176-188 (1997). 6. Özkeskin, M., “Bedensel Özürlülerin Ev ortamının Değerlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ġzmir, 5-15 (2000). 7. Bradtmiller, B., “Anthropometry For Persons With Disabilities: Needs In The TwentyFirst Century”, Anthrotech Yellow Springs, 1 Ohio, (2000). 8. Üresin, ġ. “YaĢlıların Bakım ve Barınma Ġhtiyaçlarını KarĢılamaya Yönelik Mekânsal Organizasyonlarda “Ev” Ortamının Sağlanması: 75. Yıl Dinlenme ve Bakımevi Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 3-4 (2005). 9. Sezen, M., “Fiziksel Engellilerin Rehabilitasyonuna Yönelik Mobilya Tasarım AraĢtırmaları”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 3-5 (2007). 10. Erdem, H.,E., “Ankara‟da Ġç ve DıĢ Mekan Tasarımlarında Tekerlekli Sandalye Kullanıcılarının YaĢam Analizi”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 22-23 (2007). 11. Kars, M.M., “Tekerlekli Sandalye Kullanan Engellilere Yönelik Islak Mekân Düzenlemelerinde Uyarılar”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 1-7 (2008). 12. Arpacı, F., “Ankara‟da Huzurevlerinde Yasayan Yaslıların Yasam Kalitesinin Ġncelenmesi”, Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi, 1: 1-13 Ankara, (2008). 13. Rawlings, B., “Observation as a Method of Collecting Data”, The Institute of Advenced Studies Manchester Polytechnic, Manchester, 21-25 (1991). 14. Tuncer, A.R., Huzurevlerinde YaĢlı Ve Engelli Bireylerin (Tekerlekli Sandalye Kullanıcıları) YaĢamsal Kalitesinin Ġrdelenmesi, Sorunların Tespiti Ve Çözüm Önerileri, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, ANKARA, (2011). 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 270 YAġLILIK VE YAġLILARIN HAYATINI KOLAYLAġTIRABĠLECEK DIġ MEKAN TASARIMLARI Suat KASAP Yrd. Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Beytepe 06800 Ankara, e-posta : skasap@hacettepe.edu.tr ÖZET Teknoloji, sağlık ve beslenme alanındaki geliĢmeler her ne kadar insan ömrünü uzatsa da bizi baĢka sorunlarla baĢbaĢa bırakmaktadır: “Artan YaĢlı Nüfusu” ve “YaĢlılık Sorunları”. YaĢlılık, beraberinde getirdiği çeĢitli fiziksel yetersizlikler dolayısıyla, insan etkinliklerini kısıtlayan bir süreçtir. Ülkemizde ve dünyada yaĢlı nüfusun hızla artması ve yaĢam süresinin uzaması, yaĢlı insanların iç ve dıĢ mekânlarındaki Ģartlarının incelenerek iyileĢtirilmesi beklentisini de arttırmaktadır. YaĢlı insanların fizyolojisine uygun olmayan tasarımlar onları sınırlandırıyorsa yapılması gereken yaĢlı insanların gereksinimlerine göre tasarımdır. YaĢlılığa bir ergonomi uygulaması olarak yaklaĢtığımızda, çevreye uyum sağlamakta zorlanan yaĢlılar yönelik, fiziksel kayıpları en aza indirmeyi amaçlayan tasarımlar yaĢlılar için önemli bir çalıĢma olacaktır. ÇalıĢmamızda tasarımlarımıza dıĢ mekân tasarımları olarak odaklandık ve dıĢ mekan tasarımları dahilinde ise bankacılık uygulamalarında, ulaĢımda, teknoloji kullanımındaki (cep telefonu kullanımı) tasarımlarını örnekledik. Görüldüğü üzere ergonomik tasarımların uygulandığı fiziki çevrelerle ve doğru uygulamalarla yaĢlılarımızın hayatın her alanında zorluk çekmesine sebep olan sorunlar en aza indirgenerek onlara ve aslında bizim geleceğimize daha sağlıklı, rahat, güvenli alanlar yaratmıĢ olacağız. Anahtar Kelimeler: 1. yaĢlılık, 2. yaĢlılar için tasarım, 3. ergonomi ve yaĢlılık, 4. ürün ve hizmet tasarımı ve ergonomi 5. günlük yaĢamda ergonomi ABSTRACT Although improvements in technology, health and nutrition improves human life leaves us alone with the other issues: "The increasing elderly population," and "problems of aging." Due to brought by a variety of physical impairments, aging is a process that restrict human activities. Rapidly increasing elderly population in our country and the world, and prolongation of human life, also increase the expectation of improvement by examining the conditions of older people‟s in terms of the internal and external venue. If designs are not suitable for older people physiology restrict them, then the design needs to be done according to the needs of elder people. When considered as an application of ergonomics for aging, making designs to minimize physical loss for the older people who have difficulty in fitting in the environment will be an important study for them. In our study, we focused our designs as external designs and in external design concept, we sampled designs in banking applications, transportation and technology (mobile phone) usage. As you can see that with the physical environments that applied the correct ergonomics design principles, by minimizing older 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 271 people's problems that caused difficulties in all areas of their life to them, and indeed to our future more healthy, comfortable, safe areas will be created. Key words: 1. aging, 2. design for elderly people, 3. ergonomics and aging, 4. product and service design and ergonomics, 5. Ergonomics in daily life. 1. GĠRĠġ YaĢlılık; zamana bağlı olarak biyolojik, fizyolojik, duygusal ve fonksiyonel olarak değiĢimlerin meydana geldiği bir dönemdir. YaĢlılık sözcük olarak yaĢam sürecinin geç dönemindeki geliĢmenin devamını ve bireydeki değiĢmeleri anlatır. YaĢlılık yaĢam konusunda kayıpların ve çöküĢün görüldüğü bir dönemdir. Aynı zamanda kültürel, çevresel ve ekonomik etmenlerin hazırladığı bir sonuçtur. YaĢlanmanın içerdiği fiziksel, psikolojik ve toplumsal değiĢimler, bir yandan da onlarla baĢa çıkabilmek için bir takım stratejilerin geliĢtirilmesini, uygulanmasını, değiĢtirilmesini gerektirmektedir. YaĢlı kimselerin bireysel yaĢamı için önemli olan değiĢimler aynı zamanda onların aile ve toplum yaĢamını da etkilemektedir (Arpacı, 2005). Genel olarak 65 yaĢ ve üstü (65+) insanların oluĢturduğu bu dönem; kronik hastalıklar, bozulan hayat kalitesi, sosyal ve etkin hayatın yön değiĢtirmesi gibi sorunları içinde barındırır. Tüm bunlar yaĢlı bireylerin çevreye uyumunu güçleĢtirir. Bu uyumun sağlanması için, onların kendilerine göre tasarlanmıĢ bir çevreye ihtiyaçları vardır (Kroemer vd., 1997). Teknoloji, sağlık ve beslenme alanındaki geliĢmeler her ne kadar insan ömrünü uzatsa da bizi baĢka sorunlarla baĢbaĢa bırakmaktadır: “Artan YaĢlı Nüfusu ve YaĢlılık Sorunları”. Dünya sağlık örgütü verilerine göre 650 milyon olan yaĢlı nüfusunun, 2025 te 800 milyona 2050 te de 2 milyara ulaĢması beklenmektedir. Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı Sağlık Ġstatistiklerine göre 1990 yılında %4.2 olan yaĢlı nüfusu, 2000 yılında %5.5 ve 2008 yılında ise %6.8e ulaĢmıĢtır. BirleĢmiĢ Milletler nüfus tahminlerine göre 1945 -2045 yılları arasındaTürkiyedeki 65+ yaĢ nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı Ģekil 1 de verilmiĢtir. Türkiye nüfusunun yaĢlı nüfusuna doğru kaydığı gözlemlenmektedir. ġekil 1. Türkiye’deki 65+ yaĢ nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 272 YaĢlılık sorunları geriatri ve gerontolojiyle birlikte mühendislik bakıĢ açısıyla ve sistematiğiyle ele alınabilir. Bu çalıĢmada endüstri mühendisliği gözü ile yaĢlılık ve yaĢlılığa nasıl yaklaĢılabilir ve yaĢlılıkla ortaya çıkan problemlerin bazılarına özellikle dıĢ mekanlar olarak nitelendirilebilecek alanlarda tasarım bazında ne tür çözüm önerileri verilebileceği incelendi. Endüstri mühendisleri, herhangi bir probleme sistematik bakıĢ açısıyla yaklaĢarak, düzeltilebilir sorunlara kendi yöntemleriyle çözüm bulur. Endüstri mühendislerinin uğraĢtığı dallardan biri olan ergonomi, fiziksel çevre ile insan arasındaki uyum üzerine de çalıĢır. Ergonominin temel amaçlarından biri de, değiĢik sağlık problemlerinin ortadan kaldırılabilmesi, verimin arttırılabilmesi için çalıĢma ortamının nasıl dizayn edileceğidir. YaĢlılığa bir ergonomi uygulaması olarak yaklaĢtığımızda, çevreye uyum sağlamakta zorlanan yaĢlılar yönelik, fiziksel kayıpları en aza indirmeyi amaçlayan tasarımlar yaĢlılar için önemli bir çalıĢma olacaktır. Bu konuda ise yaĢlıların fiziksel kayıplarını göz önünde bulundurup çevre iyileĢtirmesine yönelik tasarımlar önerildi. ÇalıĢmamızda tasarımlarımıza dıĢ mekân tasarımları olarak odaklandık ve dıĢ mekan tasarımları dahilinde ise bankacılık uygulamalarında, ulaĢımda, teknoloji kullanımındaki (cep telefonu kullanımı) tasarımlarını örnekledik. Görüldüğü üzere ergonomik tasarımların uygulandığı fiziki çevrelerle ve doğru uygulamalarla yaĢlılarımızın hayatın her alanında zorluk çekmesine sebep olan sorunlar en aza indirgenerek onlara ve aslında bizim geleceğimize daha sağlıklı, rahat, güvenli alanlar yaratmıĢ olacağız. 2. DIġ MEKANLARDAKĠ YAġLILIKLA ĠLGĠLĠ TASARIMLAR YaĢlılık, beraberinde getirdiği çeĢitli fiziksel yetersizlikler dolayısıyla, insan etkinliklerini kısıtlayan bir süreçtir. YaĢlanma süreci boyunca kiĢilerde fiziksel, fizyolojik ve psikolojik değiĢiklikler ortaya çıkmaktadır. YaĢlanma ile oluĢan fiziksel yeteneklerdeki azalma, günlük yaĢam aktivitelerinin devam ettirilmesinde bir engel oluĢturmaktadır. YaĢın ilerlemesiyle ortaya çıkan fiziksel değiĢiklikler ve kronik hastalıklar nedeniyle, özellikle evlerinde yalnız yaĢayanlar sıklıkla kaza riski ile karĢı karĢıyadırlar. YaĢlanan kiĢinin giderek engelli olacağından söz edilebilir ancak “Engelli KiĢiler” yerine “Engelli Fiziksel Çevreler” kavramını kullanmayı tercih ettik. Ülkemizde ve dünyada yaĢlı nüfusun hızla artması ve yaĢam süresinin uzaması, yaĢlı insanların kendi yaĢam mekânlarındaki Ģartlarının incelenerek iyileĢtirilmesi beklentisini de arttırmaktadır. YaĢlı insanların fizyolojisi uygun olmayan tasarımlara karĢı onları sınırlandıyorsa yapılması gereken yaĢlı insanların gereksimlerine göre tasarımdır. Ġstatistiklere göre 65 yaĢ üstü kiĢilerde ölümcül düĢmelerin %60‟ı evde, %30‟u toplu yerlerde, %10‟u hastane vb. yerlerde gerçekleĢmektedir (BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı, 2007). Bunu göz önünde bulundurursak, yaĢlıların ev yaĢamında günlük aktivitelerini sınırlandırmayan, güvenilir ve kaliteli ergonomik tasarımlara ihtiyaç vardır. YaĢlıların ev yaĢamlarını göz önünde bulundurarak, iç mekanlarda ne gibi problemler ile karĢılaĢılabileceği ve ne gibi iyileĢtirmeler yapabileceği önceki çalıĢmamızda sunulmuĢtu (Kasap vd., 2010). ÇalıĢmamızın sonuçları doğrultusunda, ev güvenliğinin yaĢam kalitesi açısından önemi bir kez daha vurgulanmıĢtır. Ergonomik ve mimari açıdan uygun yaĢam alanlarının oluĢturulması ile birçok risk faktörünü ortadan kaldırılarak, yaralanma riskini azaltılacağı vurgulanmıĢtı. Bu bağlamda sağlık elemanları ile mimarların ve mühendislerin ortak projeler üreterek sağlıklı yaĢam için elveriĢli evlerin toplumda yaĢayan tüm bireylere, özellikle yaĢlılara sunulması gerektiğini düĢünmekteyiz. Ayrıca bu konuda yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve devletin politika ve stratejik planlar geliĢtirmesi gereklidir. Ġç mekan tasarımlarının yanı sıra dıĢ mekanlarda yapılabilecekler bu çalıĢmada sunuldu. DıĢ mekanlar ile merdivenlerde, ulaĢımda, bankacılıkta, teknolojide, haberleĢmede, yapılacak olan düzenlemelerle yaĢlılık sorunlarına çözümler getirilebileceği tartıĢıldı. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 273 Engelli çevresel faktörlerin baĢında da hayatımızın her alanında kullandığımız “merdivenler” gelmektedir. YaĢlılarımızın baĢlıca sorunları arasında elbette eklem özellikle dizlerindeki eklem sorunlarıdır. YaĢlılığın en yaygın sorunları nedeniyle yaĢlıların kullandığı merdiven basamaklarının daha alçakta olması onlar için en uygunudur. Fakat bunu her eve, her apartmana uygulamak mümkün değildir. Ama toplu yaĢam yerlerindeki merdivenlere Ģekil 2 de de görüldüğü gibi yaĢlılara uygun olarak ektra bir tutunma barı daha yapılabilir. 75-95 cm arasında bir tutunma barı yüksekliği, yaĢlıların ve çocukların daha rahat merdiven çıkmalarını sağlar. ġekil 2. YaĢlılar ve Çocuklar için Uygun Merdiven ve Tutunma Barı Toplu yaĢam alanlarımızın baĢında gelen apartmanlara giriĢ ve çıkıĢ için kullandığımız merdivenlerde tekerlekli sandalye kullanımına uygun ve rahat merdiven inip çıkamayan yaĢlı ve çocuklarımızında rahatlıkla kullanılabilecği bir Ģekilde Ģekil 3 de görüldüğü gibi tasarlanabilir. Bu tasarımda merdivene alternatif olarak uygun açıdaki rampa yürümeye uygun kaymaz nitelikte zemini olan ve iki yanıda çeĢtli yükseklikte tutunma barları ile çevrili bir tasarım yaĢlı, çocuk ve engelli dostu bir nitelik kazanmıĢtır. Toplu ulaĢım araçlarına binerken kullanılan merdivenlerde de bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. ġekil 3. YaĢlılar ve Çocuk Dostu Merdiven ve Tutunma Barı 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 274 YaĢlılar, yürüyerek, tekerlekli sandalye ile, toplu yada özel taĢıma olanakları ile ev dıĢındaki sosyal yaĢama dahil olurlar. Bu süreç ulaĢım ve zorluklarını sorgulamayı gerektirir. UlaĢımda yaĢanan güçlükler elbette evlere yaĢanan güçlükler kadar zordur. Taksilerde, Ģehiriçi ve Ģehirlerarası otobüslerde, yaĢlılarımızın fiziki anlamda rahat etmeleri, sağlklı ve güvenli yolculuk yapmaları zor görünmektedir. Bu sorunlara yine ergonomi esas alınarak çözüm geliĢtirebilir. Tekerlekli sandalyedeki bir yaĢlı için taksi kullanmak oldukça zordur. Bu durumu çözmek için Ģehir içindeki belirli uzaklıktaki belirli taksi duraklarında, yaĢlılar için ve özellikle tekerlekli sandalyedekiler için özel araçlar hizmete girmelidir. Bu taksiler ile yaĢlılarımızın fiziki açıdan daha rahat, sağlıklı ve güvenli yolculuk yapmaları sağlanacaktır. ġehiriçi otobüslerde yaĢanan sorunlar; çok uğraĢ gerektirmeyen değiĢikliklerle giderilebilir. Bunların en baĢında kapılar gelmektedir. Örneğin ülkemizde tekerlekli sandalyedeki bir yaĢlının otobüse binmesi sadece vatandaĢların yardımıyla gerçekleĢen bir durumdur. Ancak kapılardaki asansör görevi gören taĢıyıcılar yarımıyla tekerlekli sandalyedeki kiĢi rahatlıkla otobüse binebilecektir. Bunun yanı sıra tekerlekli sandalyede olmayan yaĢlılarımız için ise otobüse binerken kullandığımız basamakların daha alçakta, kapı giriĢlerinin daha geniĢ ve tutunma aparatının ortada değil yanlarda olması gerekliliği tasarımda ve uygulamada göz önünde bulundurulmalıdır. ġehirlerarası otobüslerde ise; yolculuk süresi uzadığından, Ģehiriçin otobüslerde yapılacak değiĢiklere ek olarak koltuklarda yapılacak değiĢiklikler gerekli olacaktır. Bunlar; belirli kontenjan dahilinde 65 + yolcular için dizayn edilecek özel koltuklardırBu koltukların dizaynı diğerlerinden daha farklı yaĢlıların fiziki sorunları göz önünde bulundurularak, sırt, bel, ayakların rahatlığı dikkate alınarak, diğer koltukla arasındaki mesafe artırılarak, yapılmalıdır Ülkemizde Ģehirlerarası otobüslerde yaĢlılara özel uygulamalar onlara özel ergonomik koltuklar görülmemektedir. Oysa ki Ģehirlerarası otobüs yolculukları yaĢlılar için çok daha zordur bu nedenle bu otobüslerde 65 + kiĢiler için belirli kontenjan dahilinde bir örneğide ġekil 4 de görülen özel koltukların yapılması yaĢlıların rahat yolculuk yapmasında faydalı olacaktır. Bu özel koltukların ayaklar sırt bel bölgesi için vereceği rahatlık çok önemlidir. Ve bu rahatlığa katkı olarak da diğer koltukla arasındaki mesafenin daha geniĢ olması ayrıca önem taĢıyan bir unsurdur. ġekil 4. YaĢlılar için TasarlanmıĢ Otobus Koltuğu 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 275 YaĢlılarımızın bir diğer büyük sorunu günümüzde hızla ilerleyen bankacılık iĢlemleridir. YaĢlılarımızın bankalardaki bekleme sürelerini azaltmak adına bankalardaki bekleme numaratörlerinde 65+ yaĢ grubu için öncelikli sıra verilmesidir. Çok kolay bir Ģekilde uygulanabilecek bu uygulamaya bankalarımızda maalesef rastlanmamaktadır. Bankacılık iĢlemleri maalesef yaĢlılarımız için büyük sorun teĢkil etmekte özellikle emekli maaĢlarını almaları konusundaki zorluk bazen çok ciddi boyutlara ulaĢmakta bu durum kendini kalp krizi gibi ciddi vakalar olarak bile göstermektedir. Bu soruna çözüm olarak da maaĢ ödemelerinin yapıldığı banka sayısını artırarak farklı günlerde ödeme yapılarak veya belli yaĢ üstündeki kiĢilere de bu ödemenin daha farklı yollar denenerek elden ya da evden ödeme gibi daha rahat etmeleri sağlanabilir. Banka sorununa çözüm olarak da “YaĢlılar için Mobil Bankacılık” uygulamasını geliĢtirdik. Önerilen yaĢlılar için mobil bankacılık uygulamasında belli bir yaĢın üstüne hitap ederek yaĢlının bankaya gelmesini değil bankanın yaĢlıya gitmesini öngörmektedir. Bu uygulamada güvenlik önlemleri artırılmıĢ bir Ģekilde “yaĢlı kiĢinin bankaya gitmesi değil bankanın yaĢlı kiĢiye gitmesi” söz konusudur. Bu Ģekilde bir banka memurunun yaĢlı kiĢinin bankacılık iĢlemlerini yapmak için evine hizmet götürmesi yaĢlılarımız için çok büyük kolaylık sağlayacaktır. Ancak bu uygulamanın mümkün olduğunca güvenli olması sağlanmalıdır. Bir banka memurunun yaĢlı kiĢinin bankacılık iĢlemlerini, kiĢinin izni dahilinde yapması büyük kolaylık sağlayacaktır. YaĢlılarımızın teknolojiye hızlı ve kolay ayak uyduramadıkları bir gerçektir. Bunun sebepleri olarak unutkanlık, iĢitme ve görme kaybı, aslında bütün fizyolojik değiĢiklikler gösterilebilir. Örnek olarak telefon kullanımı günümüzde zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiĢken, yaĢlılarımızın görme ve iĢitmede çektiği güçlükler ve teknolojiyi takip edememeleri onları telefon kullanımında sıkıntıya düĢürmektedir. Bu sorun yine doğru tasarım ile çözülebilir. YaĢlılar için özel tasarlanmıĢ güçlü hoparlöre sahip, sadece butonlarla kullanılabilen menüsüz sistem, minimum telefon özellikleri gösteren, büyük tuĢlara sahip ve büyük ekranlı yazı boyutlarının büyük olduğu telefon üretimi gerçekleĢtirilmeli eğer bu üretim yapılmıyorsa da istenildiği takdirde getirtilebilmelidir. Bu Ģekilde yaĢlılarımızın haberleĢmede yaĢadığı güçlükler büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. YaĢlılarımızın önemli bi sorunu da fiziki problemlerden kaynaklanan görme iĢitme kaybının da etkisiyle cep telefonlarını rahatlıkla kullanamamalarıdır. YaĢlılarımıza yönelik olarak tasarlanmıĢ ekstra güçlü hoparlör sadece butonlarla idare edilen menüsüz sistem, büyük tuĢlar, minimum telefon özelliklerini içeren cep telefonları ġekil 5 de gösterilmiĢtir. ġekil 5. YaĢlılar Ġçin Örnek Bir Cep Telefonu Tasarımı 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 276 YaĢlılarımız alıĢveriĢ, banka gibi zorunlu nedenler, yürüyüĢ, temiz hava, gibi aktiviteler ile sosyol ve kültürel faaliyetler amacıyla dıĢ mekanları kullanırlar.DıĢ mekanların iĢlevselliği, yaĢlılarımız yaĢam kalitesini yükseltir, kentin yaĢanabilirlik kalitesini arttırır. YaĢlı kullanımına uygun olmayan fiziksel çevre ve dıĢ mekanlar, yaĢlının özgüvenini azaltır, yaĢam alanını daraltır, toplumla bütünleĢmesini engeller. 3. SONUÇ VE ÖNERĠLER Görüldüğü üzere ergonomik tasarımların uygulandığı fiziki çevrelerle ve doğru uygulamalarla yaĢlılarımızın hayatın her alanında zorluk çekmesine sebep olan sorunlar en aza indirgenerek onlara ve aslında bizim geleceğimize daha sağlıklı, rahat, güvenli alanlar yaratmıĢ olacağız. Bu fiziki zorluklar sağlık ekiplerinin, mühendislerin ve mimarların birlikte yürütecekleri çalıĢmalarla aĢılacaktır. Fakat bu tasarımların yapılması ve uygulanması için öncelikli olarak Türkiye‟deki bu görünmeyen gerçeğin “görünür” kılınması gerekmektedir (Tezcan, 1987). ÇalıĢmamızın sonuçları doğrultusunda, ev güvenliğinin yaĢam kalitesi açısından önemi vurgulanmıĢtır. Ergonomik ve mimari açıdan uygun yaĢam alanlarının oluĢturulması birçok risk faktörünü ortadan kaldırarak, yaralanma riskini azaltacaktır. Bu bağlamda ortak projeler üreterek sağlıklı yaĢam için elveriĢli evlerin toplumda yaĢayan tüm bireylere, özellikle yaĢlılara sunulması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve devletin politika ve stratejik planlar geliĢtirmesi de beklenmelidir. KAYNAKLAR Arpacı, F. (2005). Farklı Boyutlarıyla YaĢlılık, Türkiye ĠĢçi Emeklileri Derneği Eğitim ve Kültür Yayınları, Ankara BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı (2007) Türkiye'de YaĢlıların Durumu ve YaĢlanma Ulusal Eylem Planı, http://ekutup.dpt.gov.tr/nufus/yaslilik/eylempla.pdf Büker, N., Altuğ, F., KitiĢ, A., ve Cavlak, U. (2008) ġehirde ve Kırsal Kesimdeki YaĢlıların Ev Güvenliğinin Ġncelenmesi, TAF Preventive Medicine Bulletin, 7, 4, 297-300. Kasap S., Batun B., ve Ġnce C. (2010) Endüstri Mühendisliği Gözü Ġle YaĢlılık Ve YaĢlıların Hayatını KolaylaĢtırabilecek Tasarımlar, 16. Ulusal Ergonomi Kongresi, 3-5 Aralık 2010, Çorum, Türkiye. Kroemer, K., Kroemer, H., ve Kroemer-Elbert K. (1997) Ergonomics-How to Design for Ease & Efficiency, Prentice Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, ABD. Midilli O. (2008) Bedensel Engelliler Standartları-Yapılar, Projeler ve Yönetmelikler, http://osman.midilli.com/2008/07/14/bedensel-engelliler-standartlari/ Tezcan, M. (1987) Toplumsal DeğiĢme ve YaĢlılık, Ankara Tezel, E. (2005) YaĢlılarda Banyo Kullanımındaki EriĢim Problemi, ÖZ-VERĠ Dergisi, Mayıs, Cilt: 2, Sayı: 1 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 277 GÖRME ENGELLĠLERĠN GĠYSĠ SATIN ALIRKEN KARġILAġTIKLARI SORUNLAR Sevim AYDĠNÇ BÖLAT1, Hatice YÜKSEL2 1 Ġstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Ġstanbul, e-posta:sevimaydincbolat@aydin.edu.tr 2 Ġstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Ġstanbul, e-posta:yuksel.htc@hotmail.com ÖZET Görme engelli, gözde veya beyinde oluĢan bir bozukluğa veya hastalığa bağlı olarak görme yetisi azalmıĢ veya görme yetisini tamamen kaybetmiĢ kiĢidir. Görme engelliler de herkes kadar toplumun sunduğu tüm hizmet ve olanaklardan bağımsızca yararlanma hakkına sahiptir. Ancak görme engelli birey, çoğu zaman kentsel mekan düzenlemelerinin uygun olmaması nedeniyle eğitim, çalıĢma, sağlık vb. sosyal haklarından neredeyse mahrum kalarak sosyal çevreden kopmakta ve çoğu zaman özel ihtiyaçlarını karĢılayamamaktadır. Bu durum dikkate alındığında önem kazanan ve incelenmesi gereken konulardan biri de, görme engellilerin günlük yaĢamın bir parçası olan satın alma sırasında karĢılaĢtıkları sorunlardır. Mağaza içi düzenlemeler, kullanım kolaylığı gibi pek çok faktör özel durumları nedeniyle görme engelliler için önem kazanmakta dolayısıyla diğer tüketici gruplarına nazaran daha fazla sorun yaĢamaktadırlar. Bu araĢtırmada görme engelli tüketicilerin giysi satın alırken, mağaza içi donanımından dolayı karĢılaĢtıkları sorunlar belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırmada betimsel yöntem kullanılmıĢtır. Likert tipi dereceleme ölçeği kullanılarak hazırlanan anketler Ankara ili sınırları içerisindeki 172 görme engelliye uygulanmıĢtır. AraĢtırma bulgularına göre, mağazaların görme engelli tüketicilerin kolay ve güvenli bir Ģekilde alıĢveriĢ yapmalarına uygun olmadığı dolayısıyla toplumsal yaĢama katılmalarını sağlamak için yapılması gerekenlerin yasa ve yönetmeliklerde yer almasına rağmen, tanımlanan gerekliliklerin kente ve mimariye yeterince yansımadığı sonucuna varılmıĢtır. Anahtar Kelimeler: görme engelli, satın alma, giyim, ergonomi THE PROBLEMS OF VISUALLY IMPAIRED DURING PURCHASING CLOTHES ABSTRACT Visually impaired is a person who has a disorder or disease of the eye or brain, depending on the ability to see reduced or completely lost the ability to see people. However, these individuals, most of the time disconnected from the social environment and they do not achieve private needs by deprive of a rights of education, employment, health etc. because of the lack of suitable arrangements of urban space. One of the important point of this situation to be examined, there is a problems (or difficulties) encountered during the clothing shopping. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 278 The study, tried to determine the problems of the visually impaired consumers due to the inappropriate of store hardware and producing improper clothes of ready wear products for the visually impaired consumers when they intent to purchasing clothing. Descriptive method was used in the study. The prepared questionnaires is applied to 172 visually impaired person within the boundaries of the province of Ankara. According to research findings, visually impaired consumers faced with difficulties choosing their clothes and agreed the clothing stores are not suitable for the visually impaired consumers to make easy and safety shopping. Despite to determined the requirements by the law and regulations to ensure their participation in social life, it was concluded that defined requirements are not reflect itself to the production, urban life and architecture. Key Words: visually impaired, purchase, clothing, ergonomics 1.GĠRĠġ Dünya Sağlık Örgütü, özürlülük kavramı hakkında aĢağıdaki gibi hastalık sonuçlarına dayanan, sağlık yönüne ağırlık veren bir tanımlama ve sınıflama yapmıĢtır. 1.1. Noksanlık (Impairment) Sağlık bakımından “noksanlık” psikolojik, anatomik veya fiziksel yapı ve fonksiyonlardaki bir noksanlığı veya dengesizliği ifade eder. 1.2.Özürlülük (Disability) Sağlık alanında „sakatlık‟ bir noksanlık sonucu meydana gelen ve normal sayılabilecek bir insana oranla bir iĢi yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumunu ifade eder. 1.3.Maluliyet (Handicap) “Sağlık alanında “maluliyet” bir noksanlık veya sakatlık sonucunda, belirli bir kiĢide meydana gelen ve o kiĢinin yaĢ, cinsiyet, sosyal ve kültürel durumuna göre normal sayılabilecek faaliyette bulunma yeteneğini önleyen ve sınırlayan dezavantajlı bir durumu ifade eder”. WHO (2011). Engellilik, bedensel fonksiyonlardaki hasarlar nedeniyle meydana gelen kayıpların yarattığı sosyal dezavantajlardır. Heiden (1996). Türkiye'de 2002'de gerçekleĢtirilen Özürlüler AraĢtırması'na ait verilerin ikincil analizleri, engellilerin çok büyük sosyal dezavantajlara maruz kaldıklarını ortaya koymuĢtur. Sosyal dezavantajların yol açtığı sosyal eĢitsizlikler, engellileri toplumun marjinal gruplarından biri haline getirmiĢtir. Hradil (1999) . Özürlülük bireysel ve kolektif bir Ģekilde, özürlü olmayan insanların görüĢleri sonucunda inĢa edilmiĢtir ve düĢmanca sosyal tavırlarla ve özürlülerle olan karĢılaĢmalarda ya da temel iliĢkilerde onların damgalanmasıyla ifade edilmektedir. Bununla beraber, “özürlülük aynı zamanda, toplumun, devleti ve ekonomiyi karakterize eden ikincil iliĢkilerde özürlülerin 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 279 karĢılaĢtığı sınırlamalardan açıkça görülen yasalarının, politikalarının ve kurumsallaĢmıĢ alıĢkanlıklarının sonucu olarak bir toplumun oluĢturduğu bir durumdur. Kısacası, birinci ön kabul özürlülük durumunun eksikliğin doğrudan sonucu değil, sosyal kısıtlamaların sonucu olduğudur”. Winter (2003). Dünya nüfusu göz önünde bulundurulduğunda yaklaĢık 500 milyon kiĢinin özürlü olduğu ve bunun üçte ikisinin geliĢmekte olan ülkelerde yaĢadığı düĢünülmektedir. Bu sayı dünyada yaĢayan insan sayısı arttıkça artmaya devam edecektir. Dünya genelinde yaĢayan bunca özürlü birey özür nedenleri ne olursa olsun ya da dünyanın neresinde bulunuyorsa bulunsunlar yaĢadıkları toplum içerisinde çeĢitli sosyal ve fiziksel engellerden dolayı sınırlılıklarla karĢılaĢmaktadır. Anonim 3 (2011). BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, ülkemizde özürlülerle ilgili veri eksikliğinin hizmet sunumunda yaĢanan sorunların baĢlıca nedeni olduğu görüĢünden hareketle 2002 yılında Devlet Ġstatistik Enstitüsü ile iĢbirliği içerisinde Türkiye Özürlüler AraĢtırmasının gerçekleĢtirilmesini sağlamıĢtır. Genel sonuçları 2003 yılı Aralık ayında açıklanan araĢtırma sonuçlarına göre, ülkemizde nüfusun % 12.29'unu özürlüler oluĢturmaktadır. AraĢtırmaya iliĢkin geçici sonuçlar aĢağıdaki tabloda verilmiĢtir. Tablo 1. Türkiye’deki Özürlü Nüfusun Genel Nüfusa Oranı GENEL NÜFUS TOPLAM ERKEK KADIN 68 622 559 34 069 984 34 552 575 ÖZÜRLÜ NÜFUS ÖZÜRLÜ NÜFUS (Oran) 8 431 937 3 783 197 4 648 740 12,29 % 11,10 % 13,45 % AraĢtırma sonuçlarına bakıldığında ülkemizdeki toplam nüfusun %12,29‟unun özürlü olduğu görülmektedir. Anonim 3 (2011). Halk arasındaki tanımı „âma‟ ya da „kör‟ olan görme engelli, görme gücünden yoksun olan kiĢiler demektir. Körlüğün çok çeĢitli tanımları olmakla beraber, körlük tanımlarından en iyi tanımın hangisi olduğuna dair tartıĢmalar vardır. Anonim 2 (2009). Amerika‟da körlük tanımı Ģöyledir: “Gerekli ve mümkün olan bütün düzeltmeler yapıldıktan sonra en iyi gören gözünde normal görme gücünün en fazla onda birine sahip olana kör denilmektedir.” Ġngiltere, bu sınırı daha da daraltarak, iyi gören gözde normal görüĢün en fazla yirmide birine sahip olanları kör olarak değerlendirmektedir. 1954 yılında Dünya Körler Konseyi Ġngiltere tanımını benimsemiĢ ve ülkemizin de içinde bulunduğu üye devletlerine göndermiĢtir. Lancioni vd. (1996). Türkiye‟de 222 sayılı yasanın Özel Eğitim Yönetmeliği bu tanımı benimsemiĢtir. Ancak askerlik hizmetinde çürüğe çıkma, gelir vergisi muafiyeti, iĢçi sigortası gibi uygulamalar tanımı benimsenmekten çok teĢhis yetkisini tıp mercilerine bırakmıĢtır. Bunun sonucunda ortak bir ölçü benimsenmeyip farklı teĢhis ölçüleri kullanılması sonucu az görenlerden tüm körlüğe kadar herkese kör raporu verildiği görülmüĢtür. Anonim 2 (2009). Eğitsel tanıma göre ise kör; görme duyusunu öğrenme için fonksiyonel olarak kullanamayan ve görsel öğrenme materyallerinden yararlanamayandır. Bu bireyler, öğrenmede iĢitme ve dokunma duyularına bağımlı olarak öğrenimlerini dokunarak okuduğu kabartma yazıyla (Braille alfabesi) ve konuĢan kitaplardan dinleyerek sürdürme gereksinimi duyarlar. Lauren vd. (2001). 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 280 Ġnsanların dıĢ dünyadan aldıkları bilgilerin %85‟ini görme kanalıyla edindiği bilinmektedir. Bu oran görme engellilerin %85 daha az bilgi alacağı değil, diğer duyu organlarını bilgi edinme amacıyla daha çok kullanacağı anlamına gelmektedir. Cratty (1989). Görme kaybı doğrudan motor ve fiziksel özellik kaybına neden olmaz. Fakat hareket etme fırsatının yetersiz oluĢu geliĢimsel kayıplara neden olabilir. Motor geliĢim kaybını en aza indirmek için çocukluktan itibaren güvenli bir çevrede hareket etme fırsatı verilmelidir. Bunun güvenli olduğu da çocuğa sözel olarak anlatılmalı ve ona fiziksel olarak yardım edilmelidir. Anonim 1 (2002). Görme engelli, gözde veya beyinde oluĢan bir bozukluğa veya hastalığa bağlı olarak görme yetisi azalmıĢ veya görme yetisini tamamen kaybetmiĢ kiĢidir. Görsel engellilik, tam körlükten renk algılanması, mesafe algılanması, Ģekillerin tanınması ve görme sahasının boyutlarında kısıtlamalar gibi çeĢitli derecelerdeki görme sınırlılıklarını kapsamaktadır. Dünyada % 90‟ından fazlası geliĢmekte olan ülkelerde olmak üzere 161 milyondan fazla insan görme bozukluğuna sahiptir (124 milyon: az gören kiĢiler, 37 milyon: tam kör kiĢiler). Türkiye‟de ise nüfusun % 0,6‟sı görme engelli olup en sık görülen görme engelleri: bir gözün hiç görmemesi (% 28), her iki gözün de az görmesi (% 21), bir gözün az, diğer gözün hiç görmemesidir (%18). Anonim 3 (2011). Bu verilere göre günlük yaĢantımızda cadde ve sokaklarda çok sayıda görme engelli kiĢi ile karĢılaĢmamamızın nedeni görme engelli kiĢilerin mevcut olmaması değil, bu kiĢilerin dıĢ mekan kullanımlarından yardım almadan faydalanabilmelerinin olanaksız olmasıdır. Oysa görme engelliler de herkes kadar toplumun sunduğu tüm hizmet ve olanaklardan bağımsızca yararlanma hakkına sahiptir. Ancak görme engelli birey için bu haklarını kullanabilmek özellikle engelli duyarlılığı yeterince geliĢmemiĢ toplumlarda oldukça zordur. Bu durumda görme engelli birey, çoğu zaman kentsel mekan düzenlemelerinin uygun olmaması nedeniyle eğitim, çalıĢma, sağlık vb. sosyal haklarından neredeyse mahrum kalarak sosyal çevreden kopmakta ve çoğu zaman özel gereksinimlerini karĢılayamamaktadır. Ufuk (2002). Görme engelli tüketicilerin sayısındaki artıĢ dikkate alındığında önem kazanan ve incelenmesi gereken konulardan biri de, görme engellilerin günlük yaĢamın bir parçası olan satın alma sırasında karĢılaĢtıkları sorunlardır. Mağaza içi düzenlemeler, mağaza personelinin tutum ve davranıĢları gibi pek çok faktör özel durumları nedeniyle görme engelliler için daha fazla önem kazanmakta olup, diğer tüketici gruplarına göre de daha fazla sorun yaĢamaktadırlar. Boylu (2009). Örneğin; mağaza giriĢlerinde zemin seviyesiyle kot farkı olması, zemin kaplamada kullanılan malzemelerin düĢmeye neden olacak ve dolaĢmayı zorlaĢtıracak Ģekilde kaygan olması, mağazanın çok büyük olması, merdivenlerin çok dik ve dar olması, trabzanların olmaması, yürüyen merdiven ve asansörlerin bulunmaması, giysi stantlarının çevresinde yeterli alanın bulunmaması, rafların üzerindeki neon aydınlatmaların ürünün asıl halini görmeye engel olacak Ģekilde göz kamaĢmasına neden olması, mağazadaki fon müziğinin arkadaĢ veya mağaza personelinin fikrini almaya engel olacak düzeyde olması, giysilerin isteneni bulmaya ve fiyat etiketini okumaya engel olacak biçimde çok sıkıĢık dizilmiĢ olması satın almayı güçleĢtiren faktörler arasında sayılabilir. Fiyat ve bedenin net bir biçimde ayırt edilememesi görme engellilerin satın alma esnasında karĢılaĢtıkları en büyük engellerdendir. Fiyat ve giysi bedenleri etiket üzerinde bulunmaktadır. Ancak küçük puntolarla yazılmıĢ olmaları bazen de kullanılan renk nedeniyle okunması hemen hemen imkansızdır. Söz konusu durumlarda pek çok insan gibi engelliler de yardım istemek için çekingen davranabilirler. Bu nedenle de alıĢveriĢ baĢarısızlıkla sonuçlanabilir. Boylu (2009). 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 281 Görme engelli tüketicilerin sayısındaki artıĢ ve satın alma esnasında karĢılaĢtıkları engeller göz önünde bulundurulduğunda bu grubun toplumsal yaĢama katılımının bir parçası olan, satın alma ile ilgili istek ve ihtiyaçlarının karĢılanabilmesi için, fiziksel düzenlemelerle engelsiz fiziksel çevreler oluĢturulmalı ve mevcut çevrelerin niteliği arttırılmalıdır. Anonim 3 (2011). 2. YÖNTEM Bu araĢtırmada, görme engelli tüketicilerin giysi satın alırken karĢılaĢtıkları sorunları belirlemek amacıyla betimsel araĢtırma tekniği kullanılmıĢtır. Verilerin elde edilmesi için hazırlanan anketler, Ankara ili sınırları içerisinde bulunan görme engellilere ait dernek, lokal ve eğitim merkezlerindeki 172 görme engelliye uygulanmıĢtır. Anketlerde Likert Tipi Dereceleme Ölçeği kullanılmıĢtır. 3. BULGULAR VE YORUM Bu bölümde, araĢtırmaya katılan 172 görme engelli tüketiciye uygulanan anketler sunulmuĢ, ulaĢılan bulgulara ait yorumlara yer verilmiĢtir. Tablo 2. Demografik Özellikler Kadın Sayı 47 % 27,3 Erkek Evli Bekâr 125 63 109 72,7 36,6 63,4 19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve üstü Ġlköğretim Lise Yüksek okul Üniversite Öğrenci Kamu Özel sektör Serbest meslek Emekli ÇalıĢmıyor 650 TL ve altı 701 TL-1300 TL 1301 TL-1900 TL 1901 TL-2500 TL 2501 TL ve üstü 73 35 37 25 1 31 83 3 50 34 44 9 30 24 31 63 78 9 4 4 43,1 20,3 31,5 14,5 0,6 18,0 48,3 1,7 29,1 19,8 25,6 5,2 17,4 14,0 18,0 36,6 45,3 5,2 2,3 2,3 Sorular Cinsiyet Medeni Durum YaĢ Öğrenim Durumu Meslekleri Aylık Gelir Durumu (TL) Gruplar n=172 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 282 AraĢtırmaya katılan görme engellilerin %72,7‟sini erkekler %27,3 „ünü ise kadınlar oluĢturmaktadır. Katılımcıların tamamı okur-yazar olup %48,3‟ü lise mezunu %29,1‟i ise üniversite mezunudur. %19,8‟i öğrenci ve %25,6‟sı kamu sektöründe çalıĢmaktadırlar. %45,3‟ü 701-1300 TL, %36,6‟sı ise 700 TL ve altında aylık gelire sahip olduklarını belirtmiĢlerdir. Tablo 3. Görme Kaybı Nedenleri ve Özel Eğitim Alma Durumları SEÇENEKLER Sayı % DoğuĢtan engelli 86 50,0 Sonradan (kaza,hastalık vb.) Özel eğitim aldım 84 95 48,8 55,2 Özel eğitim almadım 77 44,8 Katılımcıların %50,0‟ı doğuĢtan görme engelli olduklarını, %55,2‟si ise görme engelliler için özel eğitim veren kurumlarda eğitim gördüklerini belirtmiĢlerdir. Tablo 4: Öğrenim Durumlarına Göre Giysi Satın Almada Yardım Ġsteme Durumlarına ĠliĢkin GörüĢler Kay-Kare (X²) Testi Sonuçları SEÇENEKLER Ġlköğretim Lise Yüksekokul Üniversite Toplam N % N % N % N % N % Kendi 10 32,3 28 33,7 1 12,5 19 38,0 58 33,7 Aile 14 45,2 45 54,2 7 87,5 17 34,0 83 48,3 ArkadaĢ 1 3,2 5 6,0 0 ,0 11 22,0 17 9,9 Diğer 6 19,4 5 6,0 0 ,0 3 6,0 14 8,1 Toplam 31 100,0 83 100,0 8 100,0 50 100,0 172 100,0 X²=23.73 sd=9 p=.005 Giysi satın almada yardım isteme durumları öğrenim durumlarına göre Tablo 4 incelendiğinde, %38,0 ile üniversite mezunu olanların kendi baĢlarına alıĢveriĢ yaptığı, %87,5 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 283 ile yüksekokul mezunu olanların aile ile, %22,0 ile üniversite mezunu olanların arkadaĢlarıyla, %19,4 ile ilköğretim mezunu olanların diğer (tezgahtar, müĢteri vb. gibi) ile alıĢveriĢ yaptığı görülmektedir. Buna göre, ilköğretim, lise ve yüksekokul mezunlarının aile ile, üniversite mezunlarının ise kendi baĢlarına alıĢveriĢ yaptıkları anlaĢılmaktadır. Öğrenim durumlarına göre giysi satın almada yardım isteme durumlarına iliĢkin görüĢlerinde gözlenen bu farkın anlamlı olduğu bulunmuĢtur [ X² (9) =23.73, p <.05]. BaĢka bir anlatımla, öğrenim durumlarına ile giysi satın almada yardım isteme durumlarına iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı bir iliĢki vardır. Tablo 5: Medeni Durumlarına Göre Giysi Satın Almada Yardım Ġsteme Durumlarına ĠliĢkin GörüĢler Kay-Kare (X²) Testi Sonuçları X²=10,78 sd=3 p=.013 SEÇENEKLER N Evli % Kendi 13 20,6 Bekar N % Toplam N % ArkadaĢ Aile 45 41,3 35 55,6 48 44,0 58 33,7 83 48,3 Diğer 6 9,5 Toplam 63 100,0 11 10,1 9 14,3 5 4,6 17 9,9 14 8,1 172 100,0 109 100,0 Tablo 5 incelendiğinde, kendi baĢına giysi satın alanların oranı bekarlarda % 41,3 iken evlilerde % 20,6‟dır. Ailesiyle giysi satın alanların oranı evlilerde %55,6 iken bekarlarda %44,0‟dır. ArkadaĢları ile satın alma eylemini gerçekleĢtirme oranı bekarlarda %10,1 iken evlilerde %9,5‟dir. Diğer seçeneğinde ise evliler % 14,3 iken bekarlarda % 4,6‟dır. Buna göre, evlilerin, aileleri ile (eĢ) giyim eĢyalarını satın aldığı, bekarların ise çoğunlukla ailelerin ve kendilerinin satın aldığı sonucu ortaya çıkmıĢtır. Farklı medeni durumlarına sahip görme engelli tüketicilerin giysi satın alma durumlarına iliĢkin görüĢlerinde gözlenen bu farkın anlamlı olduğu bulunmuĢtur [X² (3)=10,78, p <.05]. Diğer bir ifadeyle, görme engelli tüketicilerin medeni durumları ile giysi satın alma durumlarına iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı bir iliĢki vardır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 284 Tablo 6. Giysi Satın Alırken Dikkat Ettikleri Özellikler SEÇENEKLER Önü ve arkası kolayca ayırt edilebilen giysileri satın alırım. Takım giysiler satın alırım. Kabartmalı baskısı olan giysileri satın alırım. Leke tutmayan giysiler satın alırım. Kolay ütülenen giysiler satın alırım. Düğmeli giysiler satın alırım. Fermuarlı giysiler satın alırım. Tek parça giysiler satın alırım. Aksesuarları belirgin olan giysiler satın alırım. Kesinlikle Katılmıyorum Katılmıyorum Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % 24 14,0 40 23,3 59 34,3 49 28,5 12 7,0 28 16,3 68 39,5 64 37,2 64 37,2 50 29,1 41 23,8 17 9,9 11 6,4 18 10,5 58 33,7 85 49,4 7 5 6 12 4,1 2,9 3,5 7,0 15 45 33 39 8,7 26,2 19,2 22,7 40 81 105 88 23,3 47,1 61,0 51,2 110 41 28 33 64,0 23,8 16,3 19,2 40 23,3 46 26,7 56 32,6 30 17,4 Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Tablo 6 incelendiğinde, katılımcıların büyük çoğunluğunun kolay ütülenen ve leke tutmayan giysiler, %47,1‟inin düğmeli, %61,0‟nin fermuarlı, %51,2‟sinin tek parçadan oluĢan giysiler, %32,6‟sının aksesuarları belirgin olan giysiler, %39‟5‟inin ise takım giysiler satın almayı tercih ettikleri görülmüĢtür. Tablodan elde edilen bulgular incelendiğinde, görme engelli tüketicilerin kullanımı ve bakımı kolay olan giysileri satın almayı tercih ettikleri düĢünülmektedir. Tablo 7. Giysi Satın Alırken KarĢılaĢtıkları Problemler Hiç Katılmıyorum SEÇENEKLER Kullanım talimatlarını okuyamamak Fiyat etiketini okuyamamak Beden etiketini okuyamamak Yıkama talimatını okuyamamak Giysi üzerindeki leke ve defoları algılayamamak Giysi modellerini algılayamamak Renklerini ayırt edememek Giysideki süslemeleri ve aksesuarları algılayamamak Katılmıyorum Katılıyorum Tamamen Katılıyorum Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % 3 1,7 - - 7 4,1 162 94,2 5 4 4 2,9 2,3 2,3 9 7 4 5,2 4,1 2,3 10 7 8 5,8 4,1 4,7 148 154 156 86,0 89,5 90,7 20 11,6 50 29,1 23 13,4 79 45,9 20 27 11,6 15,7 50 25 29,1 14,5 23 35 13,4 20,3 79 85 45,9 49,4 78 45,3 48 27,9 12 7,0 34 19,8 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 285 Tablo 7 incelendiğinde; katılımcıların tamamına yakın kısmı kullanım ve yıkama talimatını, fiyat ve beden etiketini okuyamadıklarını, %45,9‟u giysilerdeki leke ve defoları ve giysi modellerini algılayamadıklarını, %49,4‟ü ise renkleri ayırt edemediklerini belirtmiĢlerdir. Görme engellilerin giysilerdeki herhangi bir etiketi okuyabilmeleri için etiketin Braille alfabesi ile yazılmıĢ olması gerekmektedir. Bugün piyasada bulunan ürünlerde böyle bir uygulama olmadığı için giysi alıĢveriĢi sırasında sorun yaĢıyor olmaları olasıdır. Tablo 8. Mağaza Zeminlerinde KarĢılaĢılan Problemler Hiç Katılmıyorum SEÇENEKLER Katılmıyorum Katılıyorum Sayı Tamamen Katılıyorum Sayı % Sayı % Mağaza giriĢleri ile zemin seviyesi arasında kot farkı olması 3 1,7 19 11,0 87 50,5 63 36,6 Mağaza içi zemininde kot farklılıklarının olması 8 4,6 16 9,3 93 54,0 55 31,9 Zemin kaplamada kaymayı önleyici malzemenin kullanılmaması 13 7,5 79 45,9 31 18,0 49 28,4 Rampa ve merdiven gibi tehlike oluĢturan alanlarda uyarıcı iĢaretlerin bulunmaması ve ıĢığın yetersiz olması - - 7 4,0 83 48,2 82 47,6 Mağazalarda yerleĢim planının olmaması - - 16 9,3 56 32,5 100 58,1 Mağaza yerleĢim planının görme engellilerin kullanımına uygun olmaması - - - - 78 45,3 94 54,6 ĠĢaret ve levhaların kabartmalı ya da büyük harflerle yazılmaması - - - - 11 6,3 161 93,6 ĠĢaret, levha, çöp kutuları vb engellilerin hareketini kısıtlamayacak ve tehlike oluĢturmayacak Ģekilde yerleĢtirilmemesi 12 6,9 29 16,8 68 39,5 63 36,6 % Sayı % Tablo 8 incelendiğinde; katılımcıların %50,5‟i mağaza giriĢleri ile zemin seviyesi arasındaki kot farkından dolayı, % 54‟ü mağaza içi zemininde kot farklılıklarının olmasından, %45,9‟u zemin kaplamada kaymayı önleyici malzemenin kullanılmamasından, %48,2‟si rampa ve merdiven gibi tehlike oluĢturan alanlarda uyarıcı iĢaretlerin bulunmaması vebu alanlarda 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 286 ıĢığın yetersiz olmasından, %58,1‟i mağazalarda yerleĢim planının olmamasından, %54,6‟sı mağaza yerleĢim planının görme engellilerin kullanımına uygun olmamasından, %93,6‟sı kullanılan iĢaret ve levhaların kabartmalı ya da büyük harflerle yazılmamasından, %39,5‟i ise iĢaret, levha, çöp kutuları vb gibi eĢyaların engellilerin hareketini kısıtlamayacak ve tehlike oluĢturmayacak Ģekilde yerleĢtirilmemesinden dolayı sorun yaĢadıklarını belirtmiĢlerdir. Bu sonuçlar dikkate alındığında, görme engelli tüketicilerin mağaza giriĢ çıkıĢlarında ve mağaza içinde güvenli bir Ģekilde hareket edemedikleri sonucuna varılmıĢtır. Tablo 9. Merdiven ve Asansörlerde KarĢılaĢılan Problemler SEÇENEKLER Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Sayı % Sayı % Katılıyorum Sayı % Tamamen Katılıyorum Sayı % Merdivenlerde trabzan kullanılmaması 33 19,1 25 14,5 69 40,1 45 26,1 Merdivenlerin dar ve dik olması 7 4,0 13 7,5 75 43,6 77 44,7 Basamaklar arasında kot farkının bulunması 47 27,3 56 32,5 31 18,0 38 22,0 Merdiven basamaklarının kenarlarında koruyucu kaymaz Ģerit bulunmaması 13 7,5 22 12,7 67 38,9 70 40,6 Yürüyen merdiven bulunmaması - - 21 12,2 95 55,2 56 32,5 Asansör bulunmaması 13 7,5 35 20,3 51 29,6 73 42,4 Asansörlerde sesli yönlendirme sisteminin olmaması - - - - 75 43,6 97 56,3 Asansör düğmelerinin kabartma yazıyla yazılmaması - - - - 27 15,6 145 84,3 Tablo 9 incelendiğinde; katılımcıların %40,1‟i merdivenlerde trabzan kullanılmamasından, %44,7‟si merdivenlerin dar ve dik olmasından, %32,5‟i basamaklar arasında kot farkının bulunmasından, %40,6‟sı merdiven basamaklarının kenarlarında koruyucu kaymaz Ģerit bulunmamasından, %55,2‟si yürüyen merdiven bulunmamasından, %42,4‟ü asansör bulunmamasından, %56,3‟ü asansörlerde sesli yönlendirme sisteminin olmaması, %84,3‟ü ise asansör düğmelerinin kabartmalı yazıyla yazılmamasından dolayı sorun yaĢadıklarını belirtmiĢlerdir. Tablodaki veriler incelendiğinde, görme engellilerin mağazalardaki merdivenleri kendileri için güvenli bulmadıkları, asansörleri ise rahatça kullanamadıkları sonucuna varılmıĢtır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 287 Tablo 10. Giysi Reyonlarında KarĢılaĢılan Problemler SEÇENEKLER Hiç Katılmıyorum Katılmıyorum Sayı % Sayı % Katılıyorum Sayı % Tamamen Katılıyorum Sayı % Rafların üzerindeki aydınlatmanın doğru kullanılmaması 16 9,3 29 16,8 58 33,7 69 40,1 Giysi stantlarının rahat hareket etmeyi engelleyecek Ģekilde yerleĢtirilmesi 21 12,2 36 20,9 72 41,8 43 25,0 9,3 48 27,9 69 40,1 39 22,6 Giysilerin sıkıĢık ve düzensiz yerleĢtirilmesi 16 Prova odalarının yeterince aydınlık olmaması 9 5,2 11 6,3 92 53,4 60 34,8 Prova odalarının rahat hareket etmeyi engellemesi 9 5,2 17 9,8 95 55,2 51 29,6 Tablo 10 incelendiğinde; katılımcıların % 40,1‟i rafların üzerindeki aydınlatmanın doğru kullanılmamasından ve giysilerin sıkıĢık ve düzensiz yerleĢtirilmesinden, %41,8‟i giysi stantlarının rahat hareket etmeyi engelleyecek Ģekilde yerleĢtirilmesinden, %53,4‟ü prova odalarının yeterince aydınlık olmamasından, %55,2‟si prova odalarının rahat hareket etmeyi engellemesinden dolayı sorun yaĢadıklarını belirtmiĢlerdir. Bu verilere göre, katılımcıların büyük çoğunluğunun alıĢveriĢ sırasında stant ve raf düzeninden kaynaklanan sorunlar yaĢadıkları ve prova odalarında rahat hareket edemedikleri sonucuna varılmıĢtır. 4. SONUÇ VE ÖNERĠLER Görme engellilerin giysi satın alırken karĢılaĢtıkları problemleri ve satın almalarını etkileyen faktörleri belirlemek ve çözüm önerilerinde bulunabilmek amacıyla yapılan bu araĢtırmanın sonuçları ve önerileri aĢağıda sunulmuĢtur. 4.1. Sonuç Görsel özne olan giysi, görme engelliler için de kendini ifade etme, iyi hissetme ve toplumda yerini belirlemenin bir yoludur. Artık insanlar sadece giyinmiĢ olmak için değil, giysi ile bir kimlik duygusu yaratabilmek, kim olarak algılanmayı arzu ettiğini belirlemek amacıyla tüketmektedirler. Ġnsanlar giysilerinin türlerini, modellerini ve renklerini, olmayı istedikleri kimliğe uygun seçmektedirler. - Katılımcıların demografik özellikleri incelendiğinde; erkeklerin kadınlara oranla çoğunlukta oldukları, yaĢla ilgili değiĢkenlere bakıldığında ise genç görme engellilerin ağırlıkta olmasından dolayı sosyal yaĢamda daha aktif rol aldıkları görülmüĢtür. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 288 - YaĢ ve cinsiyet durumları karĢılaĢılan sorunlar açısından belirleyici bir faktör değildir. - Katılımcıların öğrenim durumları ile giysi satın almada yardım isteme durumlarına iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı bir iliĢki olduğu belirlenmiĢtir. Buna göre, ilköğretim, lise ve yüksekokul mezunlarının aile ile, üniversite mezunlarının ise kendilerinin alıĢveriĢ yaptıkları belirlenmiĢtir. - Görme engelli tüketicilerin medeni durumları ile giysi satın alma durumlarına iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı bir iliĢki olduğu belirlenmiĢtir. Buna göre evlilerin aileleriyle alıĢveriĢe çıkma oranları bekarlara kıyasla daha yüksektir. - Görme engelli tüketicilerin kolay ütülenme, leke tutmama vb. özellikleri olan, kolay giyilip çıkarılabilme gibi kullanımı ve bakımı kolay olan giysileri satın almayı tercih ettikleri görülmüĢtür. - Giysi satın alma sırasında karĢılaĢtıkları en önemli problemlerden birinin kullanım talimatlarını, yaka, beden, ve fiyat etiketlerini okuyamamak olduğu belirlenmiĢtir. - Mağaza giriĢ çıkıĢlarında ve mağaza içinde, zemindeki kot farklılıklarından dolayı rahat ve güvenli bir Ģekilde hareket edememektedirler. - Merdiven, rampa gibi tehlike oluĢturabilecek noktalarda uyarıcı iĢaret ve levhaların bulunmadığı ve var olan levhalarında kabartmalı ya da büyük harflerle yazılmadığı belirlenmiĢtir. - Mağazalarda alıĢveriĢ süresini kısaltmaya ve alıĢveriĢi kolaylaĢtırmaya yardımcı olabilecek yerleĢim planları bulunmamaktadır. - Mağaza içlerinde bulunan merdivenlerin büyük çoğunluğunda trabzan bulunmamakta, merdivenler dar ve dik olmaktadır. Bu durum katılımcıların rahat ve güvenli hareket etmesini engellemektedir. - Çok katlı mağazalardaki asansörlerde sesli yönlendirme sistemi bulunmamakta, var olan yönlendirme butonlarında da kabartmalı yazı kullanılmamaktadır. Bu durum yardım olmaksızın asansör kullanımını zorlaĢtırmaktadır. - Giysi raflarının üzerindeki aydınlatmalar yetersiz ya da yanlıĢ yerleĢtirilmiĢtir. Bu durum giysi özelliklerini ayırt etmeyi zorlaĢtırmaktadır. - Giysi stantlarının ve giysilerin düzensiz ve sıkıĢık yerleĢtirilmesi alıĢveriĢ yapmayı zorlaĢtırmaktadır. - Prova odalarının dar olması ve yeterince aydınlık olmaması rahat hareket etmeyi engellemektedir. 4.2. Öneriler - Mağaza içi düzenlemeler yapılırken engelli tüketici kitlesi de dikkate alınmalı ve çağdaĢ mimari anlayıĢına uygun düzenlemeler yapılmalıdır. - Mağazalardaki mevcut Ģartların engelli tüketiciler açısından iyileĢtirilmesi için yasa ve yönetmelikler olmalıdır. - Toplumdaki „engelli‟ anlayıĢını, engelli bireylere bakıĢ açısını düzeltmek ve sağlıklı bireylerle eĢit haklara sahip olduklarını benimsetmek için eğitim kurumlarında ilköğretimden itibaren konuyla ilgili eğitimler verilmelidir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 289 - Toplumsal yaĢamda daha aktif bir Ģekilde rol alabilmeleri için, kurum ve kuruluĢların mimarilerine ve çalıĢma prensiplerine engelliler açısından çağdaĢ ve insancıl düzenlemeler getirmesi gerekmektedir. - Hazır giyim üreticileri, azımsanmayacak çoğunlukta olan görme engelli tüketiciler için özellikle yaka, beden etiketleri, kullanım talimatları gibi kısımlarda kabartmalı yazı ya da Braille alfabesiyle hazırlanmıĢ etiketler kullanmalıdırlar. - Mağaza personelleri engelli tüketicilere davranıĢları açısından eğitilmeli ve bu konuda mağaza yetkilileri tarafından denetlenmelidirler. - Mağazalarda, departmanlar ve giysi türlerini rahatça ayırt edebilmek için sesli tanımlama sistemleri olmalıdır. - Görme engellilere, eğitimleri sırasında estetik ve giyim kuĢamla ilgili dersler verilmesi özgüvenlerini yükseltmek ve kendi baĢlarına alıĢveriĢ yapabilmelerini teĢvik etmek açısından önemli görülmektedir. Görme engelli tüketicilerin sayısındaki artıĢ ve satın alma sırasında karĢılaĢtıkları engeller göz önünde bulundurulduğunda bu grubun satın alma ile ilgili istek ve ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik geniĢ kapsamlı araĢtırmalar yapılmasına öncelik verilmelidir. KAYNAKLAR Boylu A.A. (2009). Görme Engelli Tüketiciler, Satın Almada YaĢadıkları Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Hacettepe Üniversitesi Tüketici - Pazar - AraĢtırma – DanıĢma Test ve Eğitim Merkezi. Cratty, B. J. (1989).. Adapted Physical Education in the Mainstream. Love Publishing Company. Denver, Colorado Secont Edition. Heiden, H.G. (1996). Niemand darf wegen seiner Behinderung benachteiligt Werden. Grundrecht und Alltag: eine Bestandsaufnahme, Reinbek beiHamburg. Hradil, S. (1999). Soziale Ungleichheiten in Deutschland. Leske u. Budrich: Opladen. Lambert, Z.V. (1979). An Investigation of Older Consumer‟s Unmet Needs and Wants at the Retail Level, Journal of Retailing, 55,4, 3555. Lancioni, G.E., Oliva, D., Bracalente, S. and Ten Hppenn, G. (1996). Use of an Acoustic Orientation System For Ġndoor Travel With A Spatially Disabled Blind Man. Journal of Visual Impairment & Blindness, 90, 36-41. Lauren, J., Lieberman, J., Butcher, M., L. and Moak, S., A. (2001). Study Of Guide-Running Techniques For Children Who Are Blind. Academic Research Library, Palaestra, Summer 17(3), 20-27. Anonim1. (2002). T.C. Kastamonu Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik ve AraĢtırma Merkezi Müdürlüğü. Özel Eğitim Gerektiren Bireylerin Özellikleri, Eğitimlerinde Aileye ve Öğretmene Öneriler Klavuzu, Kastamonu 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 290 Anonim 2. (2009). T.C. BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, I Özürlüler ġurası, Komisyon Raporları Genel Kurul GörüĢmeleri, Ankara Ufuk, H. (2002). Engellilerin Ġhtiyaç ve Sorunlarının Tüketim Ergonomisi Açısından Ġncelenmesi, Verimlilik Dergisi, 4, 100113. Winter, J. A. (2010). Disability Studies Quarterly Winter, www.dsq-sds.org , Son EriĢim Tarihi:01 Mayıs 2010 WHO. (2011) http:/www.who.com. Son EriĢim Tarihi: 19 Haziran 2011 Anonim 3. (2011). T.C. BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, www.ozida.gov.tr Son EriĢim Tarihi: 20 Haziran 2011. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 291 BĠR ÜNĠVERSĠTE YERLEġKESĠNĠN ENGELLĠ DOSTLUĞU DÜZEYĠNĠN TESPĠTĠ AĢkıner GÜNGÖR1, Ozan ÇAPRAZ2, M. UlaĢ KOYUNCUOĞLU3 1 Doç. Dr., Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Fak., Endüstri Mühendisliği Bölümü, Kınıklı YerleĢkesi, Denizli, e-posta : askiner@pau.edu.tr (ĠletiĢim Yazarı) 2 YL öğrencisi, Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Fak., Endüstri Mühendisliği Bölümü, Kınıklı YerleĢkesi, Denizli, e-posta : ozancapraz@windowslive.com 3 YL öğrencisi, Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik. Fak., Endüstri Mühendisliği Bölümü, Kınıklı YerleĢkesi, Denizli, e-posta : ulas@pau.edu.tr ÖZET Bu çalıĢma, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olan, yaĢam alanlarının ergonomik ilkeler altında engelli bireyleri de kapsayacak Ģekilde geliĢtirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. ÇalıĢmada, bir üniversite yerleĢkesinde yer alan açık ve kapalı alanların, engelli bireyler tarafından “eriĢilebilirliği ve kullanılabilirliği” analitik tekniklerle irdelenmiĢtir. Değerlendirme görme ve bedensel engellilik durumlarını kapsamaktadır. Engelli bireylere yönelik eriĢilebilirlik ve kullanılabilirlik kriterleri literatürden elde edilmiĢtir. ÇalıĢma kapsamında çok kriterli karar verme yöntemlerinden Analitik HiyerarĢi Prosesi (AHP), engelli bireylerin bakıĢ açısı ile bu kriterlerin önem derecelerinin belirlenmesinde; Bulanık TOPSIS ve AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puanlandırma yöntemi ise üniversite yerleĢkesindeki alanların engelli dostluğu yönünden toplam puanlarının elde edilmesi için kullanılmıĢtır. ÇalıĢmanın bulguları, üniversitenin yerleĢkesinin engelliler açısından geliĢtirilmesine yardımcı olacaktır. ÇalıĢmanın diğer eğitim kurumlarında da benzer çalıĢmaları tetiklemesi beklenebilir. Anahtar Kelimeler: Engelli Ergonomisi, Engelli Dostluk Düzeyi, AHP, Bulanık TOPSIS 1. GĠRĠġ Dünya Sağlık Örgütü (WHO)‟nün tanımına göre engellilik, kiĢiden beklenen ya da bir bütün olarak ifade edilen “normal” aktivitelerin yerine getirilmesindeki eksiklik ya da sınırlılıktır (WHO, 1980). Dünya nüfusunun yaklaĢık % 10‟u, yani 650 milyon civarında insan engellidir; bu oran geliĢmekte olan ülkelerde %12‟yi bulmaktadır (Disabled World, 2011). Devlet Ġstatistik Enstitüsü (DĠE) tarafından 2002 yılında yapılan Türkiye Özürlüler AraĢtırması verilerine göre Türkiye‟de engelli olan nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %12,29‟dur (DĠE, 2002). Diğer bir ifadeyle, ülkemizde her sekiz insandan biri hayatını çeĢitli engellilik türleri ile sürdürmektedir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 292 Yukarıda verilen istatistikî veriler incelendiğinde engellilerin toplumların ayrılmaz bir parçası olduğu söylenebilir. Dolayısıyla engellilerin yaĢamın her alanında karĢılaĢtıkları veya karĢılaĢabilecekleri problemler çözülmeli ve bu sayede topluma katılabilmeleri sağlanmalıdır. Ancak, Türkiye genelinde engelli nüfusu oldukça yüksek olmasına rağmen, yaĢam alanlarının kullanımında engellilerin problemlerine yönelik planlama ve uygulama örnekleri geliĢmiĢ ülkelere göre oldukça yetersiz durumdadır (Bekci vd., 2008). Bu çalıĢmada bir üniversite yerleĢkesinde yer alan açık ve kapalı alanların, çok kriterli karar verme yöntemleri ile engelli bireyler tarafından “eriĢilebilirliği ve kullanılabilirliği” irdelenmiĢtir. ÇalıĢma sonunda elde edilen bulgular ile, ergonomik ilkeler altında üniversite yerleĢkesinin açık ve kapalı alanlarının engelli bireyleri kapsayacak Ģekilde geliĢtirilmesine katkı sağlanması amaçlanmaktadır. ÇalıĢma amacı doğrultusunda beĢ bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde, engellilik kavramı hakkında bilgiler verilmiĢtir ve konuya giriĢ yapılmıĢtır. Problemin tanımı ve çalıĢmanın amacı belirlenmiĢtir. Ġkinci bölümde, yaĢam alanlarına engellilerin eriĢilebilirliği ve kullanılabilirliği üzerine bir literatür taraması verilmiĢtir. Üçüncü bölümde, kullanılan çok kriterli karar verme yöntemleri (AHP, bulanık TOPSIS ve ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi) kısaca tanıtılmıĢtır. Dördüncü bölümde, üniversite yerleĢkesi, engelliler için eriĢilebilirlik ve kullanılabilirlik açısından çok kriterli karar verme yöntemleri ile değerlendirilmiĢtir. Son bölümde, çalıĢma sonunda elde edilen sonuçlar tartıĢılmıĢ ve gelecekte yapılabilecek öneriler sunulmuĢtur. 2. LĠTERATÜR TARAMASI 21.yüzyılın eĢiğine geldiğimiz Ģu günlerde engellilerin yaĢama katılmalarının ve özgürce hareket edebilmelerinin sağlanması gereklidir. YaĢam alanlarındaki fiziksel engellerin kaldırılması ve yeni yapılacak alanların engelli bireyleri kapsayacak Ģekilde tasarlanması büyük önem taĢımaktadır (ÖZĠDA, 1999). Bu amaçla gerek yurt içinde gerekse yurt dıĢında olmak üzere standartlar düzenlenmiĢtir. Literatürde, bu standartlar kullanılarak yaĢam alanlarının engelliler tarafından eriĢilebilirliği ve kullanabilirliğini ölçmeye yönelik çalıĢmalara rastlamak mümkündür. Farklı ülkelerde yayımlanmıĢ bu çalıĢmaların çoğu tekerlekli sandalye kullanıcısı engelli bireylerin eriĢimini değerlendirmek için yapılmıĢtır (McClain ve Todd, 1990; Martin vd., 1993; McClain, 2000; Nary vd., 2000; Useh vd., 2001; Rivano-Fischer, 2004; Hamzat ve Dada, 2005; Evcil, 2009). Welage ve Liu (2011), kamu binalarında tekerlekli sandalye kullanıcısı engelli bireylerin eriĢilebilirliğinin incelendiği güncel literatür araĢtırmasını sunmuĢlardır. Yılmaz vd. (2006), Erzurum‟da mevcut açık yeĢil alanların fiziksel engelliler tarafından kullanım yeterliliğini belirlemeye çalıĢmıĢtır. Bekci vd. (2008), Trabzon‟da bulunan açık yeĢil alanların fiziksel engelliler tarafından kullanılabilirliğini ve yararlanma durumlarını araĢtırmıĢtır. EkĢioğlu vd. (2009), bir üniversitede görme ve yürüme engelli öğrencilerin yerleĢkede karĢılaĢtıkları sorunları belirlemiĢ ve ergonomik ilkelere göre çözüm önerileri sunmuĢlardır. Son yıllarda, Evcil (2010) tarafından yapılan çalıĢmada, Ġstanbul‟un dört farklı kamusal açık alanının fiziksel durumları uygunluğu engelli bireylerin eriĢilebilirliği için değerlendirilmiĢtir. Ancak söz konusu çalıĢmaların hiçbirinde, bu çalıĢmada önerilen yaklaĢım kullanılmamıĢtır. Önerilen çalıĢmada, üniversite yerleĢkesinde yer alan açık ve kapalı alanlar bulanık ve bulanık olmayan çok kriterli karar verme yaklaĢımları kullanılarak değerlendirilmiĢtir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 293 3. YÖNTEM Bu bölümde, kısaca çalıĢmada kullanılan çok kriterli karar verme yöntemlerinden analitik hiyerarĢi prosesi (AHP), bulanık TOPSIS ve ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemlerinin temel adımları verilmiĢtir. 3.1. Analitik HiyerarĢi Prosesi Analitik HiyerarĢi Prosesi 1970‟li yılların ortasında Thomas L. Saaty tarafından geliĢtirilen ölçme ve karar verme için kullanılan bir matematiksel teoridir (Saaty ve Niemira, 2006). AHP yönteminin uygulama adımları Ģu Ģekildedir (Saaty, 1990): 1.Adım: HiyerarĢik yapının oluĢturulması 2.Adım: Ġkili karĢılaĢtırma matrisleri (a) ve üstünlüklerin belirlenmesi 3.Adım: Özvektörün (göreli önem vektörünün) belirlenmesi 4.Adım: Özvektörün tutarsızlılığının hesaplanması 5.Adım: HiyerarĢik yapının genel sonucunun elde edilmesi 3.2. Bulanık TOPSIS Chen (2000), her alternatifin değerlendirmesi ve her kriterin ağırlığı, üçgen bulanık sayılar ile ifade edilen sözel değiĢkenler ile tanımlayan bulanık TOPSIS yöntemini önermiĢtir. Chen (2000) tarafından önerilen bulanık TOPSIS yönteminin adımları Ģu Ģekildedir: 1.Adım: Karar vericilerden bir grup oluĢturulması ve değerlendirme kriterleri tanımlanması 2.Adım: Kriterlerin önem ağırlıklarının belirlenmesi için uygun sözel değiĢkenlerin seçilmesi ve kriterlere iliĢkin alternatiflerin sözel olarak sıralanması 3.Adım: Kriterler ağırlıkları ve alternatiflerin değerlendirmeleri tek bir değere indirgenmesi 4.Adım: Bulanık karar matrisi ve normalize bulanık karar matrisinin oluĢturulması 5.Adım: AğırlıklandırılmıĢ normalize bulanık karar matrisinin oluĢturulması 6.Adım: Bulanık Pozitif Ġdeal Çözüm (FPIS) ve Bulanık Negatif Ġdeal Çözümün (FNIS) belirlenmesi 7.Adım: Her bir alternatifin göreceli FPIS ve FNIS‟den uzaklıklarının hesaplanması 8.Adım: Her bir alternatifin yakınlık katsayısının hesaplanması 9.Adım: Yakınlık katsayısına göre alternatiflerinin sıralamasının belirlenmesi 3.3. AğırlıklandırılmıĢ 0-1Puanlandırma Yöntemi AğırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi, alternatifleri belirlenmiĢ birçok kritere göre sistematik olarak seçme imkânı sağlamaktadır. AğırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemin adımları aĢağıdaki gibidir: 1.Adım: Alternatif seçimi için önem taĢıyan kriterlerin tanımlanması 2.Adım: Her bir kritere 0 ile 1 arasında bir ağırlık atanması 3.Adım: Her alternatife ilgili kriteri sağlama durumuna göre 0 veya 1 değerinin verilmesi 4.Adım: Her bir alternatifin toplam puanının hesaplanması 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 294 4. UYGULAMA: BĠR ÜNĠVERSĠTE ÖRNEĞĠ Bu bölümde ele alınan üniversite yerleĢkesinin, engelliler tarafından eriĢilebilirliği ve kullanılabilirliği çok kriterli karar verme yöntemleri ile değerlendirilmiĢtir. Değerlendirme, görme ve bedensel engellilik durumlarını kapsamaktadır. Görme ve bedensel engelli bireylerin gereksinimlerinin farklı olduğu düĢünülerek her iki engellilik türü için ayrı değerlendirme yapılmıĢtır. Görme engelliler için yüzde yüz (%100) görme engellilik durumu ve bedensel engelliler için tekerlekli sandalye kullanımı gerekliliği kabulü altında çalıĢma yapılmıĢtır. Üniversite yerleĢkesinde değerlendirmeye alınan kapalı alanlar; eğitim fakültesi (A.1), fenedebiyat fakültesi (A2.1-2-3-4), iktisadi ve idari bilimler fakültesi (A3.1-2-3), mühendislik ve teknik eğitim fakültesi (A.4), inĢaat-jeoloji mühendisliği (A.5), merkez yemekhanesi (A.6), rektörlük (A.7) ve tıp fakültesi (A.8), açık alanlar; otoparklar, spor alanları, yollar ve kaldırımlar, yerleĢkeye giriĢ-çıkıĢ ve açık alan mobilyaları olarak belirlenmiĢtir. 4.1. Değerlendirme Kriterlerinin Belirlenmesi ve Tanımlanması Uygulamada ilk olarak, mevcut durumun değerlendirilmesi için Türkiye‟de ve Dünya‟da hazırlanan standartlar taranmıĢ ve TS 9111, TS 12576, engelliler için ulaĢılabilirlik rehberi ve accessibilitiy for the disabled a design manual for barier free environment kaynakları yardımıyla engelli bireylere yönelik eriĢilebilirlik ve kullanılabilirlik kriterleri belirlenmiĢtir (TMMOB, 1990; TSE 1991a, 1991b; United Nations, 2011). Kapalı alanlar için oluşturulan değerlendirme kriterleri: K.1-Bina Girişlerinin Uygunluğu: Bina giriĢleri engellilerce eriĢilebilir ve kullanılabilir olmalıdır. Binaya giremeyen engellilerin bina içerisinde hareket etmesi de beklenemez. K.2-Bina İçi Yatay Hareket Uygunluğu: Engelliler bina içinde yatay konumlarını değiĢtirmek isteyebilirler ve bu nedenle de yatay hareket yapmak zorundadırlar. Yatay hareketi sağlayan koridor, merdiven gibi tüm alanlar standartlara uygun olmalıdır. K.3-Derslik ve Salonların Uygunluğu: Derslik ve salonlarda engelliler için özel tasarlanmıĢ sıraların bulunması gereklidir. Derslik ve salonlara giremeyen engellilerin öğrenimleri aksamaktadır. K.4-Tuvalet ve Lavaboların Uygunluğu: Engellilerin zorunlu ihtiyaçlarını karĢılamaları için standartları sağlayan engelli tuvaletleri bulunmalıdır. Tuvalet ve lavabolara eriĢemeyen engelliler bu alanları kullanamazlar. K.5-Bina İçi Dikey Hareket Uygunluğu: Engelliler bina içinde dikey konumlarını değiĢtirmek isteyebilirler. Bu nedenle dikey hareket yapmak zorundadırlar. Yatay hareketi sağlayan asansör, merdiven gibi tüm ekipmanlar standartlara uygun olmalıdır. K.6-Öğretim Üyeleri ve Destek Hizmetlere Erişim Kolaylığı: Engelliler öğretim üyelerini ve öğrenci iĢleri gibi destek hizmetleri ziyaret etmek isteyebilirler. Dolayısıyla bu birimler engellilerin eriĢimine uygun yapıda olmalıdır. K.7-Bilgi Kaynağına Erişim Kolaylığı: Engelliler çeĢitli nedenlerden dolayı üniversitenin kütüphane ve laboratuar gibi bilgi kaynaklarını kullanmak isteyebilirler. Dolayısıyla üniversitenin bilgi kaynakları engellilerin eriĢimine uygun yapıda olmalıdır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 295 K.8-Yönlendirme ve Bilgilendirme Panolarının Varlığı: Yön levhaları engellilerin binada doğru konumlara minimum hareketle gitmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla, binalardaki yön belirten levhalar engellilerin kullanımı için standartlara uygun olarak hazırlanmalıdır. K.9-Bina Güvenlik Sisteminin Uygunluğu: Binalarda olası acil durumlarda engellileri kapsayan tahliye planları bulunmalıdır. Açık alanlar için oluşturulan değerlendirme kriterleri: K.10-Erişilebilir Otoparkların Uygunluğu: Otopark alanlarında standartlara uygun, engellilerce kullanılabilen ve uluslararası iĢaretlerle tanımlanmıĢ otopark yerleri bulunmalıdır. K.11-Yerleşkeye Girişlerin Uygunluğu: YerleĢkeye giriĢler engellilerce eriĢilebilir ve kullanılabilir olmalıdır. YerleĢkeye giremeyen engellilerin yerleĢke içerisinde hareket etmesi de beklenemez. K.12-Yerleşke İçi Hareket Uygunluğu: Engellilerin yerleĢke içinde hareket etmesini sağlayan yollar, kaldırımlar ve servis otobüsü (ring) standartlara uygun olmalıdır. K.13-Spor Alanlarında Hareket Kolaylığı: Engellilerin spor yapabilmesi için basketbol sahası, koĢma alanları gibi spor alanları standartlara uygun olmalıdır. K.14-Açık Alan Mobilyalarının Uygunluğu: Engellilerin açık alanda ihtiyaçlarını karĢılaması için gerekli banklar, masalar gibi açık alan mobilyaları standartlara uygun olmalıdır. 4.2. Değerlendirme Kriterlerinin Önem Seviyelerinin Belirlenmesi Kapalı ve açık alan kriterlerinin belirlenmesinden sonraki adım bu kriterlerin engellilerin ihtiyaçları doğrultusunda önem seviyelerinin belirlenmesidir. ÇalıĢmada, kriter ağırlıklarının belirlenmesi için AHP yöntemi kullanılmıĢtır. Görme ve bedensel engelli bireylerin ikili karĢılaĢtırma matrisleri karĢılıklı görüĢme yoluyla elde edilmiĢtir. Bedensel engellilerin ikili karĢılaĢtırma matrisleri iki bedensel engelli bireyin geometrik ortalaması ile, görme engellilerin karĢılaĢtırma matrisleri ikili ise birden fazla görme engellinin bulunduğu bir grubun grup kararı ile elde edilmiĢtir. AHP yönteminde kriter ağırlıkları ve tutarsızlık oranları Super Decisions 2.0.8 programı ile elde edilmiĢtir. Sonuçları incelenecek olursa; bedensel engelliler için en önemli kapalı alan kriteri “bina içi dikey hareket uygunluğu” ve en önemli açık alan kriteri “yerleĢkeye giriĢlerin uygunluğu”, görme engelliler için en önemli kapalı alan kriteri “bina giriĢlerinin uygunluğu” ve en önemli açık alan kriterinin “yerleĢkeye giriĢlerin uygunluğu” olarak belirlenmiĢtir. Tutarsızlık oranlarının (T.O.) hepsi 0,1‟den küçük olduğu için sonuçlar kabul edilebilir (Bakınız Tablo 1 ve Tablo 2). Tablo 1. Engelli BakıĢ Açısı Altında Kapalı Alan Kriterlerinin Ağırlıkları Kapalı Alan Değerlendirme Kriterleri Engellilik Türü K.1 Bedensel 0,207 0,047 0,135 0,155 0,231 0,053 0,063 0,046 0,062 0,029 Görme 0,234 0,114 0,085 0,075 0,126 0,029 0,024 0,295 0,015 0,064 K.2 K.3 K.4 K.5 K.6 K.7 K.8 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR K.9 T.O. 296 Tablo 2. Engelli BakıĢ Açısı Altında Açık Alan Kriterlerinin Ağırlıkları Açık Alan Değerlendirme Kriterleri Engellilik Türü K.10 K.11 K.12 Bedensel 0,160 0,357 0,303 0,087 0,093 0,058 Görme 0,090 0,408 0,264 0,046 0,192 0,027 K.13 K.14 T.O. 4.3. YerleĢkenin Engelli Dostluğu Açısından Değerlendirilmesi Üniversite yerleĢkesindeki alanların engelli dostluğu yönünden toplam puanlarının elde edilmesi için bulanık TOPSIS ve ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi kullanılmıĢtır. AğırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi ile değerlendirme yapılırken temel düĢünce; “engelli bir bireyin hiçbir yardım almadan yerleĢke içerisinde hareket edebilmesidir”. YerleĢkede mevcut açık ve kapalı alanlar gözlemlenmiĢ ve fotoğrafları çekilmiĢtir. Alanlardan gerekli ölçüler alınmıĢ ve uygunlukları belirlenen standartlarla karĢılaĢtırılmıĢtır. Yöntemlerin uygulanması sonucunda alanların elde ettiği toplam puanlar Tablo 3, Tablo 4 ve Tablo 5‟de verilmiĢtir. Tablo 3. Bulanık TOPSIS Yöntemi ile Kapalı Alanların Değerlendirilmesi Üniversite YerleĢkesi Kapalı Alanlarının (CCi) Değeri Engellili k Türü A.2 A.1 A.3 A.2. A.2. A.2. A.2. A.3. A.3. A.3. 1 2 3 4 1 2 3 A.4 A.5 A.6 A.7 A.8 Bedense 0,06 0,05 0,04 0,05 0,05 0,06 0,06 0,05 0,02 0,06 0,03 0,04 0,05 6 9 7 8 8 4 1 9 3 2 0 7 7 l Görme 0,02 0,02 0,01 0,01 0,01 0,02 0,02 0,01 0,01 0,02 0,01 0,01 0,01 8 3 5 8 8 3 3 8 0 2 5 7 8 Tablo 4. AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puanlandırma Yöntemi ile Kapalı Alanların Değerlendirilmesi Üniversite YerleĢkesi Kapalı Alanlarının Toplam Puanı Engellili k Türü A.2 A.1 A.3 A.2. A.2. A.2. A.2. A.3. A.3. A.3. 1 2 3 4 1 2 3 A.4 A.5 A.6 A.7 A.8 Bedense 0,31 0,47 0,26 0,26 0,26 0,47 0,47 0,44 0,13 0,54 0,24 0,39 0,26 7 2 5 5 5 2 2 6 5 3 4 9 5 l Görme 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 0 0 0 297 Tablo 5. Bulanık TOPSIS ve AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan. Yöntemi ile Açık Alanların Değerlendirilmesi Engellilik Türü Üniversite YerleĢkesi Kapalı Alanlarının (CCi) Değeri ve Toplam Puanı Yöntem Üniversite Yöntem Üniversite Bedensel Bulanık TOPSIS 0,087 AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan. Yöntemi 0 Görme Bulanık TOPSIS 0,077 AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan. Yöntemi 0 Tablo 3‟de verilen bulanık TOPSIS yönteminin sonuçları incelendiğinde, hem bedensel hem de görme engelliler için üniversite yerleĢkesi mevcut kapalı alanlar içerisinde en yüksek yeterliliğe “eğitim fakültesi”, en düĢük yeterliliğe ise “merkez yemekhanesi” sahiptir. Ancak bedensel ve görme engelliler için ihtiyaçlar farklılık göstermektedir. Görme engelliler için hesaplanan sonuçların bedensel engelliler için hesaplanandan daha düĢük çıktığı görülmektedir. Bu durumda görme engelliler için kapalı alanların sahip olduğu yeterliliğin daha düĢük seviyede olduğunu söylemek doğru olacaktır. Sonuç olarak, Bulanık TOPSIS yönteminde pozitif ideal çözümün 1‟e ve negatif ideal çözümün 0‟a olması ve bulunan sonuçların 0‟a yakın olması nedeniyle her iki engellilik türü için mevcut kapalı alanların sahip oldukları yeterliliğin çok düĢük bir seviyede olduğu söylenebilir. Tablo 4‟de verilen ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yönteminin sonuçları incelendiğinde, bedensel engelliler için üniversite yerleĢkesi mevcut kapalı alanlar içerisinde en yüksek yeterliliğe “fen edebiyat fakültesi A blok”, “ĠĠBF A blok” ve “ĠĠBF B blok”, düĢük yeterliliğe ise “merkez yemekhanesi” sahiptir. Yöntemin uygulanması sonucunda kapalı alanların elde ettiği toplam puanlar ġekil 1‟de verilmiĢtir. ġekil 1. Bedensel Engelliler için Kapalı Alanların AğırlıklandırılmıĢ 0-1 Puan. Yöntemi ile Sıralanması Görme engelli bireyler için ise mevcut kapalı alanların sahip oldukları donanımlar, istenen standartlara uymadığı için tüm binalar yöntemde 0 değerini almıĢtır. YerleĢke içerisinde kapalı alanlarda genellikle eksikliği hissedilen noktalar; bina giriĢlerinin uygunluğu, tuvalet ve lavaboların uygunluğu, derslik ve salonların uygunluğu ve bina güvenlik sisteminin uygunluğu ve açık alanlarda eksikliği hissedilen noktalar yerleĢkeye giriĢlerin uygunluğu, yerleĢke içi hareket kolaylığı ve eriĢilebilir otoparkların uygunluğu 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 298 olarak tespit edilmiĢtir. Her birimin engelliler açısından faklı alan ve düzeylerde ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu ihtiyaçların giderilmesi engelli bireylerin yerleĢkede yaĢam kalitesini artıracaktır. Tablo 5‟deki veriler incelendiğinde, üniversite yerleĢkesindeki mevcut açık alanlar için bulanık TOPSIS yöntemi ile problemin çözümü sonucunda (CCi) değeri bedensel engelliler için 0,087 ve görme engelliler için ise 0,077 bulunmuĢtur. Bulunan sonuçların 0‟a yakın olması nedeniyle hem görme engelliler hem de bedensel engelliler için açık alanların sahip olduğu yeterlilik çok düĢüktür. Ayrıca görme engelliler açısından bu durumun bedensel engellilere göre daha düĢük seviyede olduğu söylenebilir. Açık alanlar için ağırlıklandırılmıĢ 0-1 puanlandırma yöntemi ile problemin çözümü sonucunda hem bedensel engelliler hem de görme engelliler için açık alanların yeterliliği istenen Ģartları sağlamadığı için 0 değerini almıĢlardır. 5. SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME Bu çalıĢmada, bir üniversite yerleĢkesinin engelli bireyler tarafından eriĢilebilen ve kullanılabilen mevcut açık ve kapalı alanlarının irdelenmesi ve yerleĢkedeki bu alanların engelli dostluğu seviyelerinin belirlenmesi için bir dizi iĢlem yapılmıĢtır. Sonuç olarak, incelenen üniversite yerleĢkesindeki açık ve kapalı alanların bedensel ve görme engelliler açısından yeterliliği düĢük seviyededir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde üniversite için genel olarak yapılabilecek iyileĢtirmeler Ģu Ģekilde önerilebilir: 1. Ana giriĢlerde binaların giriĢinin düzayak olması engelli bireyler için istenilen bir durumudur. Merdiven bulunan giriĢlerde ise, düĢük eğimli rampalar ve korkuluklar temin edilmelidir. Ayrıca tüm binalara görme engelliler için hangi binaya geldiklerini belirten kabartmalı duvar yazıları hazırlanmalıdır. 2. Bina içi yatay hareket sağlanması sırasında en fazla dikkat çeken konu, bina zemin döĢemesinin kaygan olmasıdır. Bu kapsamda sert dokulu, az pürüzlü, ıslak veya kuru iken kaymayı önleyici yüzeyler tercih edilmelidir. 3. YerleĢke içerisinde yönlendirme tabelalarının eksikliği dikkat çekmektedir. Bunun için, yerleĢke dıĢ alanı içerisinde binalara yönlendirmeler, tanımlanmıĢ engelli otoparkları için tabelalar, otoparklardan ana giriĢlere ait yönlendirme tabelaları; binaların içerisinde tuvalet ve asansöre ait yönlendirme tabelaları yerleĢtirilmelidir. 4. Tüm binalarda engelli bireylerin dikey hareketini sağlamak amacıyla en az bir tane asansör bulunmalıdır. Mevcut asansörlerde görme engelliler için eksikliği görülen ortak nokta ise, butonlarda görme engelliler için kabartmalı butonların bulunmaması ve iĢitme engelliler için ise bulunulan katı söyleyen sesli ikazın bulunmamasıdır. 5. Üniversite kapalı alanları içerisindeki tüm binalardaki dersliklerde engelli bireylerin antropometrik ölçülerine göre özel tasarlanmıĢ sıralar ve geçiĢ koridorları bulundurulmalıdır. Ayrıca görme engelliler için hangi sınıfa geldiklerini belirten kabartmalı duvar yazıları hazırlanmalıdır. 6. Engelli bireylerin günün bütün vakitleri bina içerisinde geçirdiği zamanlarda tuvalet gereksinimleri karĢılayabilmeleri için tasarlanmıĢ tuvaletlerin bulunması gereklidir. Mevcut tesislerde tuvalet giriĢ kapılarında bulunan eĢikler tekerlekli sandalye kullanıcısı bireylerin geçiĢini zorlaĢtırmaktadır. Ayrıca tuvalet kabinlerinin dar olması, 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 299 kabinler içerisinde engelli bireyler için gerekli ekipmanları içermemesi, pisuarların çevresinde korkulukların bulunmaması engelli bireylerin tuvaletleri kullanmasını imkânsız hale getirmektedir. Bunun için, eriĢilebilir tuvaletlerde en az bir tane tuvalet kabini, engelli bireyler için gerekli ekipmanları da içerecek Ģekilde ayrılmalıdır. 7. Öğretim üyeleri ve öğrenci iĢleri odalarına eriĢim için bazı binalarda bulunan eĢikler tekerlekli sandalye geçiĢini engellemektedir. Bu durumu engellemek için eĢikler kaldırılmalıdır. 8. YerleĢkeye giriĢ ve çıkıĢının sağlandığı turnikeler görme ve bedensel engelli bireylerin geçiĢine zorlaĢtıracak ölçülere sahiptir. Engelli giriĢ-çıkıĢını kolaylaĢtırmak için, sağlıklı bireylerin kullandığı turnikelerden ayrı olarak tanımlanmıĢ turnikeler bulunmalıdır ve geçiĢ sistemleri kartı okutmadan sonra otomatik olarak açılan kollarla hazırlanmalıdır. 9. Birçok ring servis otobüsleri içerisinde bedensel engelli bireylere ait gerekli ekipmanları içeren ring servis otobüsünün bir adet olduğu görülmüĢtür. Engelli bireylere ait ekipmanları sağlayan bu ring servis otobüsünün hafta sonları da dâhil olmak üzere daha sık yolcu taĢıması sağlanmalıdır. 10. Bina çevresindeki otoparklarda tanımlanmıĢ engelli otoparkları bulunmamaktadır. Her otoparkta en az iki engelli otoparkı sağlanmalı ve eriĢilebilir engelli otopark sembolleri ile konumları belirlenmelidir. Sağlıklı bireylerin belirlenmiĢ otoparkları kullanmamaları için gerekli prosedürler hazırlanmalıdır. Otoparklardan ana giriĢlere eriĢim kolay bir biçimde sağlanmalıdır. 11. YerleĢkedeki kaldırımların iki tekerlekli sandalye geçiĢini sağlayacak geniĢliğe sahip olmadığı görülmektedir. Ayrıca kaldırımların çıkıĢ ve iniĢlerde bazı yerler hariç rampaların bulunmadığı görülmektedir. Rampaların bulundurulması tüm kaldırımlarda sürekli hale getirilmelidir. 12. Kaldırımlarda görme engelliler için yürüme Ģeritleri bulunmamaktadır. Bu Ģeritler farklı renkteki ve dokudaki malzemelerden hazırlanmalıdır. Böylece görme engellilerin bastonları ve ayakkabıları ile yürüyüĢ istikametlerini hissetmeleri sağlanmalıdır. Yukarıdaki önerilerin hayata geçirilmesi ile üniversite yerleĢkesinin engelli dostluğu düzeyi yükselecektir. Bu çalıĢmanın kapsamının diğer üniversiteleri de kapsayacak Ģekilde kıyaslamalı olarak geniĢletilmesi ve sonuçlarının paylaĢılması, üniversitelerin bu alanda yapacakları iyileĢtirmeleri teĢvik edici olacaktır. TEġEKKÜR Bu çalıĢmanın yapılmasında görüĢleriyle katkı sağlayan ilgili üniversitede engelli personellere ve Altı Nokta Körler Derneği Denizli ġubesi‟ne teĢekkür ederiz. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 300 KAYNAKLAR Bekci B., Sakıcı C. ve Var M. (2008) Trabzon kentindeki fiziksel engellilerin açık yeĢil alanları kullanımının ergonomik açıdan incelenmesi, 14.Ulusal Ergonomi Kongresi, Trabzon, 626-635. Chen C.-T. (2000) Extensions of the topsıs for group decision-making under fuzzy environment, Fuzzy Sets and Systems, 114, 1-9. DĠE (Devlet Ġstatistik Enstitüsü) (2002) Türkiye Özürlüler AraĢtırması, www.ozida.gov.tr/?menu=arastirma&sayfa=tr_ozurluler_arastirması, Son erisim tarihi: 20 Eylül 2011 Disabled World, Facts and Statistics, www.disabled-world.com/disability/statistics/, Son erisim tarihi: 20 Eylül 2011 EkĢioğlu M., Dumlu P., Akın N.A., Aybar N., Mutlu S. (2009) Engelli öğrencilerin kampüs yaĢamlarının ergonomi ilkeleri ile iyileĢtirilmesi: örnek çalıĢma, 15.Ulusal Ergonomi Kongresi, Konya, 355-368. Evcil N. (2009) Wheelchair accessibility to public buildings in Istanbul, Disability and Rehabilitation: Assistive Technology, 4(2), 76-85. Evcil N. (2010) Designers' attitudes towards disabled people and the compliance of public open places: the case of ıstanbul, European Planning Studies, 18(11), 1863-1880. Hamzat T.K. ve Dada O.O. (2005) Wheelchair accessibility of public buildings in Ibadab, Nigeria, Asia Pacific Disability Rehabilitation Journal, 16(2), 115-124. McClain L. ve Todd C. (1990) Food store accessibility, The American Journal of Occupational Therapy, 44(6), 487-491. McClain L., Bringer D., Kuhnert H., Priest J., Wilkers E., Wilkonson S. ve Wyrick, L. (1993) Restaurant wheelchair accessibility, The American Journal of Occupational Therapy, 47(7), 619-623. McClain L. (2000) Shopping center wheelchair accessibility: on going advocacy to ımplement the americans with disabilities act of 1990, Public Health Nursing, 17(3), 178-186. Nary D.E., Froehlich A.K. ve White G.W. (2000) Accessibility of fitness facilities for persons with physical disabilities using wheelchairs, Topics in Spinal Cord Injury Rehabilition, 6(1), 87-98. Rivano-Fisher D. (2004) Wheelchair accessibility of public buildings in Al Ain, United Arab Emirates, Disability and Rehabilitation, 26(19), 1150-1157. Saaty T.L. (1990) How to make a decision: the analytic hierarchy process, European Journal of Operational Research, 48, 9-26. Saaty T.L. ve Niemira M.P. (2006) A framework for making a better decision, Research Review, 13(1). ÖZĠDA (T.C. BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı) (1999) I.Özürlüler ġurası-komisyon raporları ve genel kurul görüĢmeleri, 28 Kasım-2 Aralık, Ankara. TSE (Türk Standartları Enstitüsü) (1991a) TS 9111: Özürlü insanların ikamet edeceği binaların düzenlenmesi kuralları. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 301 TSE (Türk Standartları Enstitüsü) (1991b) TS 12576: ġehir içi yollar-özürlü ve yaĢlılar için sokak, cadde, meydan ve yollarda yapısal önlemler ve iĢaretlemelerin tasarım kuralları. TMMOB Mimarlar Odası Ġstanbul Büyükkent ġubesi (1990) Engelliler için ulaĢılabilirlik rehberi, Ġstanbul. United Nations, Accessibilitiy for the disabled: a design manual for barier free environment, http://www.un.org/esa/socdev/enable/designm/index.html, Son erisim tarihi: 20 Eylül 2011. Useh U., Moyo A. M. ve Munyonga E. (2001) Wheelchair accessibility of public buildings in the central business district of Harare Zimbabwe, Disability and Rehabilitation, 23(11), 490-496. Welage N. ve Liu K.P. (2011) Wheelcahir accessibility of public buildings: a review of the literature, Disability and Rehabilitation: Assistive Technology, 6(1), 1-9. WHO (World Health Organization) (1980) International classification of impairments, disabilities and handicaps, Geneva: World Health Organization. Yılmaz H.Z., IĢık, Ö., Demircan N., Atabeyoğlu, Ö. ve Toy, S. (2006) Erzurum kenti açıkyeĢil alanlarının fiziksel engelliler kullanımı yönünde yeterliliğinin belirlenmesi, Kent ve Sağlık Sempozyumu, Bursa. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 302 YAġLANMA, EV GÜVENLĠĞĠ VE ERGONOMĠ Velittin KALINKARA Prof.Dr., Pamukkale Üniversitesi, Denizli Meslek Yüksekokulu 20070 Çamlık-Denizli e-posta: vkalinkara@gmail.com ÖZET Dünya nüfusu hızla yaĢlanmakta, ancak tüketici olarak yaĢlı nüfusun özellikleri ve gereksinimleri konusunda çok az Ģey bilinmektedir. Fizyolojik, psikolojik ve algısal fonksiyonlarında azalmaya karĢın pek çok yaĢlı insan sağlıklı, genç insanlara göre tasarlanmıĢ ürünleri kullanmaya zorlanmakta, mevcut ürünleri yeteneklerine / limitlerine uydurmaya çalıĢmaktadır. Hızlı teknolojik geliĢme piyasadaki ürün çeĢidini artırırken, yaĢlının yaĢamını sürdürdüğü çevre ile olan iliĢkilerini çok az olumlulaĢtırdığı anlaĢılmaktadır. Günlük yaĢamı her yönü ile farklılaĢtıran bu geliĢmelerin yaĢlıların yaĢamına ve yaĢama alanlarına uygulanması karĢılaĢılan sorunların çözümünde önemli bir faktördür. YaĢlanan insanların bu hızlı teknolojik değiĢime nasıl ayak uyduracağı ve bu konuda toplumun hazır oluĢ düzeyi yaĢlının-yakın çevre ile iliĢkilerini etkileyecektir. Yeni teknolojilerin iĢle ilgili fiziksel güce ihtiyacı azaltma, iletiĢimi kolaylaĢtırma, dıĢ dünya ile sağlıklı iliĢkiler kurma ve güvenliği artırma gibi yaĢlılara pek çok olumlu katkısı vardır. Teknolojinin yaĢlının refahını ve yaĢam kalitesini artırma yönünde kullanılması, yakın çevrenin güvenli olarak tasarımında, kazaların minimuma indirilmesinde ve uygun olmayan çevrenin yarattığı olumsuzluklardan kaynaklanan sağlık giderlerinin en aza indirilmesinde yararlı olacaktır. Anahtar Kelimeler: YaĢlanma, ev güvenliği, ergonomi AGING, HOME SAFETY AND ERGONOMICS ABSTRACT World population is rapidly aging, but very little is known about the characteristics and requirements of the elderly population as the consumer. Physiological, psychological, and cognitive function decline, but many older people healthy, young people are forced to use products designed for the existing product capabilities / limits is working to adapt. Rapid technological development, while increasing the range of products on the market, the life of the elderly's relationship with the environment continues to improve very little understood. With every aspect of daily life and living areas that differentiate these developments in the life of the elderly is an important factor in solving the problems encountered in implementation. Rapid technological change and how it will fit right in aging people in the society-the elderly close to the level of readiness will affect relations with the environment. New technologies reduce the need for work-related physical strength, facilitate communication, to establish healthy relations with the outside world and to increase safety, such as the elderly has many positive effects. Well-being of the elderly and the use of technology to improve quality of life, 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 303 as close to the design of a secure environment, minimizing accidents and created the environment from harm caused by inappropriate will be helpful in minimizing health care costs. Key Words: Aging, home safety, ergonomics 1.GĠRĠġ YaĢlanma, insan yaĢamında doğumdan itibaren geliĢen fizyolojik bir süreçtir. Sosyal anlamda ise, bireyin bağımsız konumdan baĢkalarına bağımlı konuma geçmesi demektir (Güner ve Güler 2002). Bugün, tüm dünyada demografik yapısal değiĢiklikler nedeniyle özellikle Japonya, Avrupa ülkeleri ve ABD'de yaĢlanma en önemli araĢtırma konularından biri haline gelmiĢtir. YaĢlı sayısı ve oranı çarpıcı biçimde artmaya devam etmektedir. ÇağdaĢ dünyada, nüfusun yaĢlanması, yeni bir fenomen ve insanların yaĢam biçimlerini etkileyen öncelikler yaratmıĢtır (ġimĢekkan 2006:1). Yapılan çalıĢmalarda 2005 yılında dünyada 476 milyon olan 65 yaĢ üzerindeki yaĢlı sayısının 2050‟de 1.465 milyarı bulacağı belirtilmektedir. Önümüzdeki 20 yıl içinde yaĢlı nüfusta, baĢta Amerika (Brezilya, Kanada) ve Asya (özellikle Kore, Çin) olmak üzere, % 100-250'ye varan bir artıĢlar beklenmektedir. Ülkemizdeki 65 yaĢ ve üzerindeki nüfus 2005‟de toplam nüfusun % 5.9‟unu oluĢtururken, 2050 yılında yaklaĢık % 17.6 olacaktır. Doğurganlığın düĢmesi, kronik hastalıkların erken tanı ve tedavi olanaklarının artması ve sonuç olarak doğumda beklenen yaĢam süresinin uzaması gibi faktörlerin etkisi ile genel nüfusta yaĢlıların oranının gittikçe artacağı öngörülmektedir. Dünyada doğumda beklenen yaĢam süresi 1950 yılında kadınlarda 47.8, erkeklerde 45.0 yıl iken, 2005‟de sırasıyla 67.5-62.0 yıl olmuĢ, 2050‟de ise kadınlarda 77.0, erkeklerde 72.4 yıl olması beklenmektedir (Kalınkara 2011b). 2.YAġLANMA ĠLE ORTAYA DEĞĠġĠKLĠKLER VE EV KAZALARI Ortalama insan ömrünün uzamasının sonucu olarak, toplumda yaĢlı nüfusta görülen artıĢ, yaĢlıların sorunlarına önem verilmesi gerektiğini göstermektedir. YaĢlıların karĢılaĢtığı sorunların önemli bir kısmını yaĢanan ortamdan kaynaklı ev kazaları oluĢturmaktadır. YaĢlılar ev kazalarında özellikle ciddi yaralanmalara karĢı savunmasızdırlar. YaĢlıların kemik yoğunlukları düĢük ve genellikle daha kırılgandır. Basit bir düĢme bağımsızlığı sınırlayan ve bireyi devre dıĢı bırakan yaralanmalara neden olabilir. YaĢla birlikte meydana gelen fizyolojik değiĢiklikler, bazı kronik hastalıkların ve unutkanlığın sık görülmesi vb. nedenlerle ev kazaları açısından riskli bir grup olmalarına neden olmaktadır. Bununla birlikte, beyin yaĢlanması sonucunda ortaya çıkan nörooftalmolojik bulgular, progresif iĢitme kaybı, duyu değiĢiklikleri, postür, denge ve yürüme bozuklukları, bellek bozuklukları ortaya çıkmaktadır (Kirby 1992; Güner ve Güler 2002). Görme, dokunma, iĢitme ve koku alma duyuları düĢme eğilimindedir. Fiziksel yetenekleri azaldığından eğilme, kaldırma ve germe hareketlerini daha zor yapmaya baĢlarlar. Bu düĢüĢlere ek olarak, yargılama ve reaksiyon süresi de uzar (Kirby 1992); bireyin gerileyen yetileri de kaza riskini artırır. Özellikle ev kazaları, dünyada ve Türkiye'de diğer kaza türlerine göre daha sık görülmektedir. Kazaların oluĢ nedenleri incelendiğinde, büyük kısmına bilgisizlik, tedbirsizlik, ihmal gibi önlenebilir insan hatalarının neden olduğu anlaĢılmaktadır (Güner ve Güler 2002). Ev kazaları, yaralanmaların ve ölümlerin de en önemli kaynağıdır. Uygun olmayan konut koĢulları, tek baĢına yaĢama, kronik hastalıklar, fiziksel rahatsızlıklar ve duyma engeli, gözlük kullanımı, aktivitesizlik, yardımcı araç kullanımı ve fazla ilaç alımı ev kazalarının en önemli nedenleridir. Çevresel 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 304 tehlikeler ve faktörler kazalara ve incinmelere katkıda bulunan en önemli faktörlerdir. Yalnızca AB ülkelerinde yılda ev ve serbest aktivitelerde medikal destek gerektiren 20 milyon kaza olmaktadır. Konutlarda ortaya çıkan kazalar ise daha çok yaĢlıların sosyal izolasyonu ile ilgilidir. Kazaların önemli bölümü insan karakteristiği ve davranıĢına ek olarak konutun tasarımı ve bakımı ile ilintilidir; yaklaĢık 2/3‟si ev içinde ortaya çıkmaktadır Bu kazalar konutun yetersiz ve basit yerleĢimi, fiziksel yetersizliği, gizlilik eksikliği, alan, güvenlik, aydınlatma, ısıtma ve havalandırma; temiz su, sanitasyon ve kanalizasyon sistemlerinin eksikliği ile yetersiz çevre kalitesinden kaynaklanmaktadır (Evci et al 2006). YaĢlıların konut ve yakın çevresinde çok fazla zaman harcamaları, ev kazasına en fazla uğramalarında temel etkendir. Çocuklardan sonra en fazla kazaya uğrayanlar yaĢlılardır; genellikle kaza medikal bakım gerektirmekte ve bireyin yaĢam kalitesinin düĢmesine neden olmaktadır. Yine kaza sonucu ölümlerin çok önemli kısmı yaĢlılarda olmaktadır. Örneğin; Ġrlanda‟da 1997-2001 yılları arasında kadınlarda ve erkeklerde düĢme sonucu ölümlerin çoğu 55 yaĢından sonra meydana gelmiĢtir (Kadınlarda 43/52-% 82.7; erkeklerde 58/100-% 58.0‟dir). DüĢme sonucu tıbbi destek görenlerin oranı 65+ yaĢtakilerde (1898), 16-64 yaĢa (711) göre yaklaĢık iki kat daha yüksektir. Kazalar incelendiğinde konut içinde en önemli kaza tipinin düĢme olduğu, bunun daha çok yapı materyalleri, mobilya ve aksesuarlar ile temizlik malzemelerinden kaynaklandığı görülmektedir. DüĢme özellikle kalça, el bileği, vertebra ve kalça kırıkları, yumuĢak doku hasarı, beyin sarsıntısı gibi sık görülen medikal yaralanmalara neden olmaktadır (Tablo 1). Bunun dıĢında düĢmeye neden olan psikolojik, sosyal ve fonksiyonel kaynaklı dolaylı kaza nedenleri de söz konusudur (Pirkl 1994). Tablo 1. DüĢme nedenleri ve sonuçları Nedenler Sonuçlar Medikal Kırıklar; özellikle kalça, el bileği, vertebra ve kalçada. YumuĢak doku hasarı, hematom, laserasyon. Subdural hematom, kontra darbe yaralanmaları, beyin sarsıntısı. Artrit Ģiddetlenmesi. Psikolojik Güven kaybı, depresyon, korku-endiĢe. Sosyal Sosyal geri çekilme, bağımlılık KurumsallaĢma. Fonksiyonel Hareketsizlik, Ģartlanma, eklem hareketliliğinin azalması, reflekslerde azalma. Hareketsizlik, hipotermia, tromboz, dehidrasyon, kontraktürler, bası yaraları, idrar tutma / kaçırma, göğüs enfeksiyonu, osteoporoz. Yatak odaları ve sosyal yaĢam alanları en fazla kazaya uğranılan alanlar olmasına karĢın; yaĢlılarda en ciddi kazalar mutfakta ve merdivenlerde meydana gelmektedir. Toplumda yaĢlı insanların sayısı ve oranı arttıkça ev kazalarında birincil ve ikincil bakım hizmetlerine olan talep artacaktır. Ciddi sağlık sorunu ve sakatlık oluĢturan ev kazalarına uğrayanların önemli bölümünü yaĢlılar oluĢturmaktadır. Ayrıca sınırlı aktivite ve sosyal etkileĢim azlığı, stres ve 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 305 anksiyeteyi artırabilmektedir. DüĢme korkusu, faaliyetleri kısıtlamaya neden olan önemli bir risk faktörüdür ve bireyin yaĢam kalitesi üzerinde zararlı etkisi vardır. Güven azalabilir ve bakıcılara bağımlılık büyük ölçüde artabilir. DüĢme korkusu bir dereceye kadar günlük aktiviteleri ve günlük yaĢamın temel aktivitelerini (GYTA) yerine getirirken bireyleri daha dikkatli olma konusunda uyarıcı olabilir (Gilhooly et al 2008). 3.GÜNLÜK YAġAM AKTĠVĠTELERĠ VE TASARIM YaĢlanma genellikle fiziksel ve biliĢsel becerilerde azalma ile karakterize edilir. YaĢlılarda en yaygın görülen durum sağlıkla ilgili değiĢiklikler, görme ve duyma yeteneklerinde azalma, bir yerden bir yere hareket yeteneğinde değiĢikliklerdir. Buna karĢılık toplumdaki tüm yaĢlıların bu olumsuzlukları aynı yoğunlukta yaĢaması söz konusu değildir. Tüm insanlar bir çevrede yaĢar, bu çevrenin bireyin bağımsızlığını ve günlük yaĢam aktivitelerini sürdürebilmesine yeterli olması beklenir. Bu nedenle de çevrenin yaĢlı ve engelli bireylerin gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanması (yeniden tasarlanması) gerekmektedir. Bu durumda yaĢlı ve engellilerle çalıĢan meslek alanlarının onların çevreyle etkileĢimlerinde etkili faktörlerin neler olduğunu, fiziksel ve biliĢsel becerilerdeki değiĢiklikleri bilme gereksinimi vardır. Bireyler ergonomi disiplini konusunda daha fazla Ģey öğrenmekle, yaĢlı ve engellilerin çevreden nasıl etkilendikleri anlayabilir ve yaĢam kalitesinin sürdürülmesine yardımcı olabilirler (Posada 2003). YaĢlıların alan gereksinimleri aktivite desenlerine ve azalan duyusal algılamalarına bağlıdır. 1980‟lerde Lawton yaĢlıların ihtiyaçlarını daha fazla dikkate alan ve daha az fiziksel engel oluĢturan tasarımlar önermiĢ; bireyin çevresine uyum sağlamasından çok, çevrenin yaĢlının fonksiyonlarına uygun biçimde tasarımlanmasını sağlayan uzlaĢmacı tasarımı önermiĢtir. Ġster yaĢlı ister özürlü olsun bireyin kapasite sınırlamalarına uygun bir çevrenin daha etkili olacağından söz etmiĢtir. Böylece Lawton yaĢlının refahını ve kapasitesini / yeteneklerini geliĢtirmek, bağımsızlık ve özgüven sağlamak için çevrenin uygun biçimde tasarımlanmasının gerekliliğini öne sürmüĢtür. YaĢam ortamlarının yalnızca sağlıklı bireyler için değil, tüm bireyler dikkate alınarak tasarımlanması / bireye uygun olması - refahı artırdığı gibi fiziksel ve mental kapasiteyi de artırabilmektedir. Bu anlamda tasarımın evrensel olması gerekmektedir (Crews and Zavotka 2006). YaĢlı insanların yaĢam ortamları, fonksiyonel yeterlikleri dikkate alınarak tasarlanmıĢsa, günlük yaĢam aktiviteleri bağımsız olarak veya çok düĢük bir destekle gerçekleĢtirilebilirler. Ancak, çevresel değiĢiklikler, çoğu zaman, yaĢlılar üzerinde olumsuz sosyal etkilere de neden olmaktadır. Bazı durumlarda, mevcut ev bağımsız yaĢama izni vermediğinden, yeni bir ortama taĢınmak zorunda kalabilirler. Bu yeni ortamda iç mekandaki pek çok ürün onların kullanımı için uygun değildir. Örneğin, kapı tokmakları, muslukların kullanımı ve mutfaklarda raflara ulaĢmada zorlanırlar, banyoda küveti kolaylıkla kullanamazlar. YaĢlılar için yapılan projeler de, günlük yaĢam aktivitelerinde memnuniyeti sınırlayıcı bir rol oynuyormuĢ gibi düĢünülür. Bu nedenle yapılan son çalıĢmalar, yaĢlı insanların sağlık durumları, limitleri dikkate alınarak tasarımlanmıĢ alanlardan yaĢam memnuniyetine dönüktür. Çünkü bu ürünlerin yaĢlının yaĢam kalitesini artırma potansiyeli vardır (ġimĢekkan 2006). Özellikle yaĢam ortamları ve burada yer alan araç-gereç ve donanımın yaĢlının limitlerine uygun olarak tasarımlanması yaĢam kalitesini artırmada önemli bir faktördür. Evle ilgili aktiviteler (banyo yapma, giyinme, tuvalet, beslenme, yatıp-kalkma) evin banyo, mutfak ve trafik alanlarında (holler, kapılar ve antreler) gerçekleĢtirilir. Bu alanların tasarım ve yapımı daha çok geçmiĢ gelenekleri ve kültürel değerleri koruyan çıraklık kültüründen yetiĢmiĢ bireyler tarafından gerçekleĢtirildiğinden çoğunluk iĢlevsel olmayan tasarımlardır. Boschetti‟nin (2002) ifade ettiği gibi 1964 yılında “Small Home Council” tarafından belirtilen 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 306 mutfak ve banyo standartları teknoloji ve stil eğilimlerinde değiĢiklik olmasına karĢın temel olarak değiĢmeden kalmıĢtır. Yapım ve tasarım kararları müteahhitler tarafından verilmekte ve genellikle inĢaatçılar tarafından kontrol edilmektedir. Örneğin; standart mutfak tezgahı 90 cm yüksekliğinde ve 60 cm derinliğindedir; dıĢ kapılar 90 cm, iç kapılar 70-75 cm geniĢliğindedir; masalar 70-75 cm yüksekliğinde, sandalye oturma yüksekliği 40-43 cm yüksekliğindedir. Ancak, bu büyüklük standartları sağlıklı, seçilmiĢ Amerikan askerlerinin antropometrik ölçüleri temel alınarak belirlenmiĢtir. Antropometrik özellikleri birbirinden çok farklı ve fiziksel yetenekleri değiĢiklik gösteren bireylerin verilerinin kullanılması tasarımcılar için hala bir sorundur. Evin ve yakın çevrenin tasarımında, donanımın belirlenmesinde çoğu insanın ihtiyacını karĢılamayan bu standartlara dayalı olması ve açıkçası daha kısa, daha az esnek, yağ kitlesi fazla, daha az kas kitlesine sahip ve genç kuĢaklar kadar güçlü olmayan yaĢlıların gereksinimlerini karĢılamaktan uzaktır. Fonksiyonel ev mobilyası tasarımında kullanılan kritik antropometrik ölçüler ayakta dirsek yüksekliği, oturmada dirsek yüksekliği, dikey eriĢme, popliteal uzunluk, kalça popliteal uzunluğu, ayakta ve oturmada göz yüksekliği ve el büyüklüğüdür. Tasarımcılar da bireylerin güç ve esnekliğini dikkate almak zorundadır. Tasarımcı bireylerin fiziksel katkılarını dikkate almazsa, günlük yaĢam aktivitelerinin (ADL) iĢleyiĢi / sürdürülebilmesi tehlikeye girebilir. Örneğin bireyin kendisini kolaylıkla besleyebilmesi-karnını doyurabilmesi- için ergonomistler yemek sandalyesinin popliteal yükseklikten 2.5 cm daha kısa olmasını ve masa yüksekliğinin ise otururken dirsek yüksekliğinde olmasını önerirler. Bu kriterlere ve yaĢlı kadının antropometrik ölçülerine dayanarak, sandalye oturma yüksekliğinin 31.5-41 cm yüksekliklerde ve masa yüksekliğinin 50-68 cm yüksekliklerde olması önerilir. YaĢlı kadın standart masa (75 cm) ve sandalye (43 cm) yüksekliğini kullandığında ayaklarını yere değdirmek için sandalyenin önüne doğru kayarak oturması ve masayı kullanabilmesi için dirseklerini yukarıya doğru kaldırmak ve omuzlarını yükseltmek zorundadır. Birçok yaĢlı kadın için mevcut yemek ortamlarının beslenmek için uygun olmadığı ve günlük yaĢam aktivitelerini desteklemediği sonucuna varabiliriz. Benzer örnekler, standart bir duĢ/küvette banyo yaparken, tuvaleti kullanırken, giysi dolaplarına ulaĢırken veya yataktan sandalyeye geçerken yaĢanabilir. Konut çevresi konusundaki insan faktörleri araĢtırmaları daha çok çalıĢma yerine odaklanmıĢtır. Son zamanlardaki tasarımlar bireylerin büyüklük ve yeteneklerinin farklı olduğunu kabul ediyor ve bütünü daha fazla temsil edecek tasarımlar üzerine odaklanıyorlar. Bu yaklaĢım dünya insanlarının özürlü ve özürsüz olarak ayrıĢtırılamaz olduğunu ortaya koymaktadır. Uygun çevre tasarımı kullanıcıların farklı gereksinimlerini ve çeĢitli varyasyonlarını yansıtır (Crews and Zavotka 2006). AnlaĢılacağı gibi yaĢam ortamlarında sorunlar mekanın tasarım ve düzenlemesi ile ilgili olanlar, ekipman ve donanım kaynaklı olanlar ve bireyden kaynaklananlar olarak sınıflandırılabilir (ġekil 1). 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 307 ÇEVRE BĠREY ÇEVRE EV KAZALARI MEKAN DONANIM ERGONOMĠ ġekil 1. Kaza nedenleri – ergonomi iliĢkisi 4.YAKIN ÇEVRE, EV VE DONANIMDAN KAYNAKLANAN OLUMSUZLUKLAR Genel güvenlik, konut dıĢında yaklaĢımı ve konut içinde dolaĢımı / hareketi kapsar. Ev kazalarının çoğu çocuk ve yaĢlı insanlarda olur ve bu kazalar insan hatası ve kötü tasarımdan kaynaklanır. Ġyi bir tasarım, konut içinde ve dıĢında meydana gelen birçok kazayı önlemeye yardımcı olabilir (http://www.dsdni.gov.uk 2011). YaĢlı bireyin yaĢam konforunda yakın çevre özellikleri etkili olduğu gibi konut özellikleri de etkili olmaktadır. Bu durum bir model yaklaĢımı ile ele alındığında; ev kazaları üzerinde bireyin yaĢ, cinsiyet özellikleri, görme, iĢitme, algı ve hareket gibi limitleri, kronik hastalıkları, gereksinimleri ve hobileri ile içinde yaĢanan konutun yaĢı, büyüklüğü, teknoloji düzeyi, banyo, tuvalet ve mutfak gibi ıslak mekanlarda sağlanan kolaylıklar ve geçitlerin geniĢlikleri, aydınlatma düzeyi, ergonomik tasarım düzeyi ve dekorasyonu gibi faktörler etkili olmaktadır. YaĢlı ve konut özellikleri birleĢerek ev kazaları ve tasarım kaynaklı fiziksel rahatsızlıkları artırdığı gibi konfor düzeyi üzerinde de etkili olmakta, bireyin yaĢam kalitesini olumlu veya olumsuz etkilemektedir (ġekil 2). 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 308 YAKIN ÇEVRE YAġLININ ÖZELLĠKLERĠ; YaĢ, Cinsiyet, Limitler (görme, iĢitme, algı, hareket, vb.) Kronik hastalıklar, Gereksinimler, Hobiler, YAKIN ÇEVRE Ev kazaları Fiziksel rahatsızlıklar (tasarım kaynaklı) KONFOR DÜZEYĠ KONUTUN ÖZELLĠKLERĠ; YaĢ (yıl), Büyüklük (m2) Teknoloji düzeyi (telefon, duman alarmı, yardım sistemleri, vb.), Banyo, tuvalet, mutfak kolaylıkları ve geçitlerin geniĢlikleri, Aydınlatma düzeyi, Ergonomik tasarım düzeyi, Dekorasyon (yer döĢemeleri, dolaplar vb). YAġAM KALĠTESĠ ġekil 2. YaĢlı ve konut özellikleri ile yaĢam kalitesi iliĢkisi Konut içindeki kazaların önemli bölümü merdivenlerde gerçekleĢmektedir. Bu kazaların üç temel nedeni vardır; kullanıcı davranıĢı, bakım ve tasarım. Kullanıcı davranışı daha çok yerleĢtirilen nesnelerin üzerinden atlama / geçme, koĢarak inme, eksik veya fazla adım atma ile ilgilidir. Bir anlık kararsızlık ve dikkat eksikliği de kazanın en önemli nedenidir. Merdivenlerin bakımı, kontrolü kolaylaĢtırmak, merdivenlerin durumunun kötüleĢmesini engellemek için gereklidir. Çok az bakımla merdivenleri uygun ve sağlıklı tutmak olanaklıdır. Açıktır ki herhangi bir Ģey kırık ise -korkuluk ve muhafazalar- değiĢtirilmeli veya tamir edilmelidir. Benzer Ģekilde kırık basamaklar veya gevĢek yer döĢemelerinin tamir edilmesi gerekmektedir. Aynı Ģekilde halı vb. merdiven kaplamaları da kazaya neden olabilir. Tasarım hataları, aĢırı cilalı merdiven elemanları, basamakları da kazalarda etkilidir. Merdiven basamaklarındaki düzensizlikler, yükseklik farklılıkları, dönen merdivenlerde geniĢlik farklılıkları, korkuluk olmaması özellikle görme ve denge sorunu olan yaĢlılar için önemli bir faktördür (Roys 2001). 5.EV GÜVENLĠĞĠNĠ ARTIRACAK ERGONOMĠK ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ Dünya nüfusu hızla yaĢlanmasına karĢın tüketici olarak yaĢlı nüfusun özellikleri ve gereksinimleri konusunda çok az Ģey bilinmektedir. Antropometrik özelliklerinde değiĢim, fizyolojik, psikolojik ve algısal fonksiyonlarında azalmaya karĢın pek çok yaĢlı insan sağlıklı, genç insanlara göre tasarlanmıĢ ürünleri kullanmaya zorlanmakta, mevcut ürünü yeteneklerine / limitlerine uydurmaya çalıĢmaktadır. Hızlı teknolojik geliĢme piyasadaki ürün çeĢidini artırırken, yaĢlının yaĢamını sürdürdüğü çevre ile olan iliĢkilerini çok az olumlulaĢtırdığı anlaĢılmaktadır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 309 Günlük yaĢamı her yönü ile farklılaĢtıran bu geliĢmelerin yaĢlıların yaĢamına ve yaĢama alanlarına uygulanması karĢılaĢılan sorunların çözümünde önemli bir faktördür. YaĢlanan insanların bu hızlı teknolojik değiĢime nasıl ayak uyduracağı ve bu konuda toplumun hazır oluĢ düzeyi yaĢlının-yakın çevre ile iliĢkilerini etkileyecektir. Bu konuda yalnızca yaĢlıların değil, bilim insanları, politikacılar, üretici ve tasarımcıların da yaĢanır çevrelerin, araçların ve koĢulların sağlanması konusunda çaba göstermeleri gerekir. Yeni teknolojilerin iĢle ilgili fiziksel güce ihtiyacı azaltma, iletiĢimi kolaylaĢtırma, dıĢ dünya ile sağlıklı iliĢkiler kurma ve güvenliği artırma gibi yaĢlılara pek çok olumlu katkısı vardır. Teknolojinin yaĢlının refahını ve yaĢam kalitesini artırma yönünde kullanılması, yakın çevrenin güvenli olarak tasarımında, kazaların minimuma indirilmesinde ve uygun olmayan çevrenin yarattığı olumsuzluklardan kaynaklanan sağlık giderlerinin ve sosyal hizmet harcamalarının en aza indirilmesinde yararlı olacaktır (ġekil 3). GÜVENLĠ YAġAM ORTAMLARI (Çevreler: Yakın, sosyal, toplumsal) BĠREY Fiziksel aktivite Düzenli sağlık kontrolü Ürün tercihi Sosyal aktiviteler Toplumsal iliĢkiler Ekonomik durum MEKAN Tasarım Mekan düzenlemeleri Destek sistemleri Ürün kalitesi Mekan kalitesi, iyileĢtirmeler Esnek kullanım (elastiki alan planlaması) Yapı kalitesi: enerji korunumu TEKNOLOJĠ Yeni teknolojiler ĠletiĢim teknolojileri Sağlık sistemleri Destek sistemleri YEREL YÖNETĠM Kent planlaması ve tasarımı Kent mobilyaları Yönetmelikler Rekreasyon alanları: parklar ve yeĢil alanlar Sosyal destek sistemleri ERGONOMĠ YAġAM KALĠTESĠ Sağlık ve sosyal hizmet harcamalarında azalma ġekil 3. YaĢlılar için güvenli yaĢam ortamları sağlamada faktörler Bu nedenle yakın çevre, teknolojik sistemler ve araç-gereçler tasarımlanırken potansiyel kullanıcılarla, onların gereksinim ve limitlerinin bilinmesi, değiĢen demografik yapı ve bunun doğurduğu sonuçların evrensel ergonomik tasarımlarla çözümlenmesi gerekmektedir (Kalınkara 2011a). Özellikle iç ortamda en sık karĢılaĢılan kaza türünün düĢme olması nedeniyle bu konuda bazı önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu önlemler; 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 310 Bireyin kaslarını güçlü ve eklemlerini esnek tutmak için düzenli egzersiz yapması. Bu durum bireyin daha az düĢmesine; düzenli fiziksel aktivite, tempolu yürüyüĢ, ev iĢleri vb. dengeyi artırmada yararlı olur. Merdivenlerin ve geçitlerin iyi aydınlatılmıĢ olması. Merdivenlerin her iki tarafında tırmanmayı ve tutunmayı sağlayacak tutamaklar gereklidir. Gözler düzenli olarak kontrol ettirilmelidir. Zemin ve merdivenlerde engel oluĢturabilecek tüm yükseklik farkları, engeller ortadan kaldırılmalı, geçiĢ alanları ve yürüme yolları boĢaltılmalıdır. Zemindeki yıpranmıĢ malzemeler kaldırılmalı veya değiĢtirilmelidir. Ayağa uygun olmayan ayakkabı ve terlik giyilmesi engellenmeli, yüksek topuklu ayakkabılar hiç giyilmemelidir. Banyo ve duĢlarda kaymayan kauçuk paspaslar kullanılmalıdır. Antre ve çıkıĢlarla, tuvalet ve banyolarda tutamaklar bulunmalıdır. Tırmanma veya eriĢme söz konusu ise mümkün olduğu kadar hareketler planlı, programlı yapılmalı, acele ve hızlı davranıĢlardan kaçınılmalıdır (http://www.homesecurity-action.co.uk/home-safety-for-the-elderly.html 2011). 6.SONUÇ Sonuç olarak, tasarım sürecinde genellikle çocuk, özürlü ve yaĢlı gruplar ihmal edilmektedir. Ayrıca, tasarımcılar ürünleri ve çevreleri, 18-55 yaĢları arasında benzer antropometrik, fizyolojik, tutum, davranıĢ ve yaĢam biçimlerine sahip sıradan insanlar için tasarımlama eğilimindedir. Bu yaĢ grubundaki insanlar nadiren artrit, parkinson ya da yaĢlı insanlar arasında yaygın olan diğer hastalıklara sahiptir. Ancak, toplumda özel tasarım ve bakım gerektiren -yaşlı, engelli, hamile, çocuk- önemli bir nüfus kesimi vardır. Pek çok teknolojik ürün pazarlama sektörü tarafından gençlere dönük olarak tasarımlanmakta, yaĢlılar ve diğer gruplar göz ardı edilmektedir. YaĢlıların fiziksel ve ekonomik durumu iyileĢtirilirse, yaĢlılar daha kabul gören büyük bir tüketici kitle haline gelecektir. Ayrıca, yaĢlı insanların sayısının artması kolektif bir güç oluĢturacak, açıkçası isteksiz Ģirketleri yaĢlıların fiziksel ve duyusal bozuklukları ile ilgili ürünler üretme konusunda teĢvik edecektir. Nüfusun önemli bölümü endüstriyel yaklaĢımların dıĢında olmasına karĢın, yaĢlılar için tasarımlanan ürünlerin ve çevrelerin genç insanlar tarafından kullanılmasını dıĢlamaz. Öte yandan, tasarımcılara “evrensel tasarım” kavramını kullanarak, herkese ve özellikle de yaĢlıların yeteneklerine uygun daha iyi bir dünya yaratmak için sorumluluk yükler. Evrensel tasarım yaklaĢımı, demografik, ekonomik ve sosyal değiĢikliklerin bir sonucu olarak, en akılcı tasarım yaklaĢımıyla temel ürün ihtiyaçlarını karĢılamak, bağımsız yaĢam ve tüm insanların yaĢam kalitesini geliĢtirmeyi amaçlamaktadır (ġimĢekkan 2006:3). ÇeĢitli çalıĢmalarda yaĢlılarda yaĢa bağlı fonksiyonel değiĢiklerin dijital teknolojinin tasarımında ele alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. YaĢlılar için teknolojiler tasarımlanırken yaĢlıların algısal, motor ve biliĢsel yeteneklerinin dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim yaĢlıların kullanma problemleri nedeniyle teknolojik ürünleri reddettikleri anlaĢılmaktadır. ÇeĢitli çalıĢmalarda da okuma zorluğu, benzetmeler ve simgelerin yorumlanmasının zor olması, sistemin çalıĢmasının hafıza ve motor problemler ortaya koyması önemli reddetme nedenleridir (Leonardi et al 2008). YaĢlıların yukarıda açıklanan olanaklardan daha fazla yararlanabilmeleri için konutun, yakın çevrenin, kentsel donanımların, ev ortamındaki ekipman ve donanımların yaĢlıların özelliklerine göre tasarımlanması kazaları minimuma 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 311 indirdiği gibi yaĢam kalitesini artırarak, sağlık ve ev bakımı ile ilgili harcamaları da minimuma indirecektir. KAYNAKLAR Crews, D.E. and Zavotka, S. (2006). Aging, disability, and frailty: Implications for universal design. J Physiol Antropol, 25(1): 113-118. Gilhooly, M., Banks, P., Barrett, W., Wales, A., Caldwell, S., MacDonald, C. and Dunleavy, K. (2008). Home Accidents amongst Elderly People: A Locality Study in Scotland. http://bura.brunel.ac.uk/bitstreamf Güner, P. ve Güler, Ç. (2002). YaĢlıların ev güvenliği ve denetim listesi. Turkish Journal of Geriatrics, 5(4):150-154. Kalınkara, V. (2011a). YaĢlı bireyler için yaĢam çevresinin ergonomik tasarımı. VI.Ulusal Yaşlık Kongresi, 12-14 Mayıs 2011, Yozgat. Kalınkara, V. (2011b). Temel Gerontoloji: Yaşlılık Bilimi. Nobel Akademik Yayıncılık, Yayın No:145. Ankara. Kirby, S.D. (1992). Safe, comfortable housing for the elderly. NASD (National Ag Safety Database). Colorado State University Cooperative Extension. No:9.913 Leonardi, C., Mennecozzi, C., Not, E., Pianesi, F. and Zancanaro, M. (2008). Designing a familiar technology for elderly people. NETCARITY European project IST-2005045508. Paivarinta, E. and Lehto, J. (1998). Living environment and autonomy in residential and service homes. Gerontology, A Sustainable Investment in the Future. (Eds. J.A.M. Graafmans et al). IOS Pres, Amsterdam. pp.347-352. Pirkl J.J. (1994). Transgenerational Design: Products for an Aging Population. Van Nostrand Reinhold, New York. Posada, M.M. (2003). Ergonomics for the Aging Population: Implementing Methods to Maintain Quality of Life. http://hfesnem.org/articles_files/Ergonomics_ for_the_aging_population.pdf Roys, M.S. (2001). Serious stair injuries can be presented by improved stair design. Applied Ergonomics, 32:135-139. ġimĢekkan, G. (2006). Industrial Product Design for Elderly People in Interior Spaces. Unpublished Master of Science. The Graduate School of Engineering and Sciences of Ġzmir Institute of Technology, Ġzmir. Virokannes, H., Pirinen, M., Kirvesoja, H., Vayrynen, S., Kemppainen, M.L. and Koski, K. (1998). Safety and indoor mobility in the elderly. Gerontology, A Sustainable Investment in the Future. (Eds. J.A.M. Graafmans et al). IOS Pres, Amsterdam. pp.398-401. http://www.dsdni.gov.uk, (2011). Specific Elderly Housing Design Standards. Dep.of Social Development. http://www.home-security-action.co.uk/home-safety-for-the-elderly.html, (2011). 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 312 AMPUTE FUTBOL OYUNCULARININ VÜCUT ÖZELLĠKLERĠNE UYGUN SPOR GĠYSĠSĠ TASARIM UYGULAMALARI Emine UTKUN1 , Ziynet ÖNDOĞAN2 , Serkan ÇINARLI3 1 Öğr. Gör., Pamukkale Üniversitesi Buldan Meslek Yüksekokulu 20400 Buldan Denizli, eposta: eutkun@pau.edu.tr 2 Prof. Dr., Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü 35100 Ġzmir, e-posta: ziynet.ondogan@ege.edu.tr 3 Yrd. Doç. Dr., Ġzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi 35350 Ġzmir, e-posta: serkan.cinarli@izmir.edu.tr ÖZET Bu çalıĢmanın konusunu bedensel engelli grubu içinde yer alan ampute futbol oyuncuları oluĢturmaktadır. KiĢinin kol, bacak, ayak veya elinin tümünün veya bir kısmının olmaması durumuna “amputasyon” denir. Ampute futbol bir bacağı olmayan sporcuların kanedyen kullanarak oynadıkları bir futbol türüdür. Kanedyen koltuk altından değil dirsekten güç alarak yürümeye yardım eden yardımcı bir aparattır. Bu çalıĢmanın amacı bedensel engelli bireyler içinde yer alan ampute futbol oyuncularının vücut özellikleri dikkate alınarak spor giysisi tasarım uygulamaları sunmaktır. Giysi tasarımları bu konuda daha önce yapılmıĢ olan “Ampute Futbol Oyuncularının Spor Giysisi Sorunlarına Yönelik Pazar AraĢtırması” çalıĢmasının sonuçları dikkate alınarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Bir sonraki hedef ise tasarlanan bu giysilerin prototiplerinin üretilerek oyuncular tarafından giyim konforu açısından değerlendirilmesinin sağlanmasıdır. Anahtar Kelimler: Spor giysisi, engelli, ampute, ergonomi. ABSTRACT The subject of this study is the amputee football players who are in physically disabled group. Amputation is the absence of all or part of the person's arm, leg, foot or hand. Amputee football is a kind of play which played with people without a leg by using kanedyen. Kanedyen is an apparatus which takes the power asist from elbow not armpit and it helps walking. The aim of this study is designing the sports garments for the amputee football players. Clothing designs made considering with the results of the earlier study “Market Research by Means of a Demand Analysis for Sports Garments Designed and Produced for the Amputated Individuals”. The next aim is produce these garments and ensure the evaluation of prototypes by the players in terms of clothing comfort. Key words: Sports clothing, disabled, amputee, ergonomics. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 313 1.GĠRĠġ Maddi kültür öğelerinden ve insanın sahip olduğu ilk nesnelerden olan giysi, günümüzde hem estetik hem de iĢlevsellik açısından tasarım ile bir bütün olarak değerlendirilmektedir. YaĢam kalitesinin arttırılmasına katkı sağlayacak her alanda etkin olan ergonomi bilimi giysi tasarımlarında tasarımın insana uyumunda gerekli öğeleri vurgular. Bu konuda yapılan araĢtırmalar; tasalanan giysilerin vücuda uyumlu olmasının moda çizgilerini taĢımasından daha çok talep edildiğini belirtmektedirler. Hazır giyim ürünlerini de kapsayan endüstriyel tasarımın temelini; hedef kitlenin ihtiyaç ve beklentilerini karĢılayabilme özelliği oluĢturmaktadır. Hedef kitlenin özel durum ve farklılıklara sahip olması yapılan tasarım ve faaliyetlerinin beklentileri karĢılama gerekliliğini daha önemli hale getirmektedir (5). Tasarımcı-üretici-tüketici iliĢkilerinin daha çok önem kazandığı son yıllarda, bir hazır giyim ürünü olarak giysi, üretim biçimi, ürün tasarımı, ürünün kullanım alanı, ürünün yapımında kullanılan malzemenin özelliği, teknoloji, pazarlama gibi çeĢitli konulardaki geliĢmeler önemli etkiler yapmaktadır. Bu konular arasında giysi tasarımı, daha fazla önem kazanarak, giysinin ergonomik açıdan insana uyumu bir zorunluluk haline gelmiĢtir (8). Bireyin kendisini rahat hissetmesi ve rahat hareket edebilmesi, vücuduna uyan, hareket serbestliği sağlayan, hava koĢullarına uygun giysilerle mümkündür. Rahatlık ve emniyet için olduğu kadar sosyal tatmin için de giysi tasarımı konusuna ergonomik yaklaĢım önemlidir. Bireyin vücut ölçülerine uymayan bir giyecek güzel görünmeyeceği gibi rahat hareket etmesini de engeller (4) Giysi, estetik fonksiyonu, termal koruma sağlaması, tasarım ya da yapısı ile ilgili olarak bireyi etkilemesi, hatta insan sağlığını riske sokması olasılığı açısından ele alındığında, ergonominin kapsamı içinde yer aldığı görülmektedir (8). Doğruluğu bilimsel olarak ispat edilmiĢ ergonomik ilkelere dayanmayan veya onları gereken önemle göz önünde bulunduramayan hiç bir sistem tasarımının baĢarılı olamayacağını vurgulamak gerekir (6). Bir ürünün düĢünme safhasından baĢlayarak, tasarım aĢamasının sonuçlandırılmasına kadarki her basamakta tasarımcı görme, kavrama, hissetme, analiz, sentez, düĢünme, karar verme yeteneklerini, hayal gücünü ve yaratıcılığını ortaya koymak zorundadır. Tasarımcı her aĢamada çok yönlü düĢünmek ve ürünün hammaddesinden baĢlayarak, parçaların uyumluluğundan kullanacak kiĢilerin, biyolojik ve psikolojik özelliklerine ve kapasitelerine kadar her etmeni değerlendirmek durumundadır. Bir tasarımdaki baĢarı ergonomik kriterlerin göz önünde tutularak değerlendirilmesine bağlıdır (1). Giysi tasarımcıları, giysi tasarlarken pek çok noktaya dikkat ederler. Bunun içinde moda (renk, stil vb), ölçülere uygunluk, kumaĢ ve yardımcı malzeme özellikleri, kullanım amacı gibi unsurlar sayılabilir. Ancak giysilerin tümünde aranan temel özellik, giysilerin bir uyum ve hareket serbestliği sağlaması zorunluluğudur. Giysiye ergonomik açıdan uyum ve hareket serbestliği kazandırmak için ise, insan vücudunu iyi tanımak, giysinin kullanım amacını dikkate almak ve kullanılan malzemelerin özelliklerini bilmek ile mümkün olabilmektedir (8). Ergonomiyle ilgili önemli bir ilke, ekipmanın, teknik sistemlerin ve iĢlerin her kullanıcıya uyacak Ģekilde tasarlanması gerektiğidir. Nüfustaki değiĢkenlik o kadar fazladır ki, tasarımların çoğu ilkin nüfusun sadece %95‟i için uygun olur. Bu durum geriye kalan %5 kullanıcı için tasarımın optimum seviyenin altında olduğu anlamına gelir ve bu kullanıcılar daha sonra özel ve kiĢisel ergonomi önlemleri isterler. Ek ergonomik önlemlere gereksinim 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 314 duyan kullanıcı gruplarına örnek olarak kısa veya uzun boylular, aĢırı kilolu kiĢiler, engelliler, yaĢlılar, gençler ve hamile kadınlar gösterilebilir (3). 2.MATERYAL – YÖNTEM Bu çalıĢmada Ergonomi biliminin giysi tasarımı üzerindeki önemi göz önünde bulundurularak bedensel engelli bireyler içinde yer alan ampute futbol oyuncularının vücut özellikleri dikkate alınmıĢ ve spor giysisi tasarım uygulamaları yapılmıĢtır. Giysi tasarımları bu konuda daha önce yapılmıĢ olan “Ampute Futbol Oyuncularının Spor Giysisi Sorunlarına Yönelik Pazar AraĢtırması” çalıĢmasının sonuçları dikkate alınarak gerçekleĢtirilmiĢtir. “Ampute Futbol Oyuncularının Spor Giysisi Sorunlarına Yönelik Pazar AraĢtırması” çalıĢması ile ampute futbol oyuncularının spor giysi ihtiyaçları ve onlara yönelik tasarım, pazarlama ve reklam konusunda çalıĢma yapmanın yararı ortaya konulmuĢtur (2). Ampute futbol bir bacağı olmayan sporcuların kanedyen kullanarak oynadıkları bir futbol türüdür. Kanedyen koltuk altından değil dirsekten güç alarak yürümeye yardım eden yardımcı aparattır. Resim 1‟de bir ampute futbol oyuncusu görülmektedir (7). Ayrıca kural olarak kalecilerin bir kol ya da el amputasyonlarının bulunması gerekmektedir (ġekil 1). ġekil 1. Ampute Futbol Oyuncusu 3.BULGULAR Ampute futbol oyuncularına yönelik yapılan üst spor giysisi tasarımlarının artistik çizimleri ġekil 2, 3, 4, 5, 6 ve 7‟de görülmektedir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 315 ġekil 2. Model 1 ġekil 3. Model 2 ġekil 4. Model 3 ġekil 5. Model 4 ġekil 6. Model 5 ġekil 7. Model 6 Ampute futbol oyuncularına yönelik yapılan alt spor giysisi tasarımlarının artistik çizimleri ġekil 8 ve 9‟da görülmektedir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 316 ġekil 8. Model 7 ġekil 9. Model 8 Model 1‟in teknik özellikleri Ģu Ģekildedir, bisiklet yakalı, ön bedende sağ ve sol tarafta olmak üzere iki adet kuplu, kısa kollu, amputasyon olan kol (burada sol kol olarak düĢünülmüĢtür, sağ kol da olabilir) ucunda lastikli büzgülüdür. Model 1‟e ait teknik çizim ġekil 10‟da görülmektedir. Model 4, model 1 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu model kupsuzdur, ġekil 13‟te modelin teknik çizimi görülmektedir. Model 2‟nin teknik özellikleri Ģu Ģekildedir, bisiklet yakalı, ön bedende sağ ve sol tarafta olmak üzere iki adet kuplu, kısa kollu, amputasyon olan kol (burada sol kol olarak düĢünülmüĢtür, sağ kol da olabilir) ucunda dirsek altına kadar gipe lastiklidir. Gipe lastik dikiĢin basında ve sonunda büzgülü dikiĢ mevcuttur. Model 2‟ye ait teknik çizim ġekil 11‟de görülmektedir. Model 5, model 2 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu model kupsuzdur, ġekil 14‟te modelin teknik çizimi görülmektedir. Model 3‟ün teknik özellikleri Ģu Ģekildedir, bisiklet yakalı, ön bedende sağ ve sol tarafta olmak üzere iki adet kuplu, kısa kollu, amputasyon olan kol (burada sol kol olarak düĢünülmüĢtür, sağ kol da olabilir) ucunda dirsek üstüne kadar gipe lastiklidir. Gipe lastik dikiĢin basında ve sonunda büzgülü dikiĢ mevcuttur. Model 3‟ye ait teknik çizim ġekil 12‟de görülmektedir. Model 6, model 3 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu model kupsuzdur, ġekil 15‟te modelin teknik çizimi görülmektedir. Model 7, belden lastikli kısa bir Ģorttur ve amputasyon olan bacak (burada sağ bacak olarak düĢünülmüĢtür, sol bacak da olabilir) ucundan diz üstüne kadar gipe lastiklidir. Gipe lastik dikiĢin basında ve sonunda büzgülü dikiĢ mevcuttur. Model 7‟ye ait teknik çizim ġekil 16‟da görülmektedir. Model 8, model 7 ile aynı teknik özelliklere sahiptir ancak bu modelde gipe 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 317 lastik, bacak ucundan diz altına kadar uzanmaktadır. ġekil 17‟de modelin teknik çizimi görülmektedir. ġekil 10. Model 1 ġekil 12. Model 3 ġekil 14. Model 5 ġekil 11. Model 2 ġekil 13. Model 4 ġekil 15. Model 6 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 318 ġekil 16. Model 7 ġekil 17. Model 8 4.SONUÇ Günümüzde, giysi tasarımında ergonomik yaklaĢım bir zorunluluktur. Tasarımcının ergonomik yaklaĢım için kullanıcı grubun özelliklerini ve ihtiyaçlarını iyi bilmesi gerekmektedir. Bu çalıĢmada bedensel engelli bireyler içinde yer alan ampute futbol oyuncularının vücut özellikleri dikkate alınarak spor giysisi tasarım uygulamaları yapılmıĢtır. Tasarımlar yapılırken genellikle toplumun büyük bir kısmı göz önünde bulundurulur ancak refah seviyesinin ve verimliliğin arttırılması açısından özel ve kiĢisel ergonomi önlemleri isteyen kullanıcılara yönelik tasarımların da yapılması toplum açısından önemlidir. KAYNAKLAR Oktav ve Diğerleri, 1.Uluslararası Matbaa Teknolojileri Sempozyumu Bildiri kitabı “Masaüstü Yayıncılık Operatörlerinin Ergonomik KoĢullarının Ġncelenmesi” Ankara (2003) Akın G., Özer B.K. (2004) Ergonomik Tasarım ve Tasarımda Ergonomik Kriterler, Standart Dergisi, Sayı 510, 79-83. Çınarlı S. (2011) Market Research by Means of a Demand Analysis For Sports Garments Designed and Produced For the Amputated Individuals, Tekstil ve Konfeksiyon Dergisi, yayınlanmak üzere kabul edilmiĢtir. Dul J., Weerdmeester B. (2007) Ergonomi, Seçkin Yayıncılık, Ankara. Gönen E., Bayraktar M., Özgen Ö. (1991) Hazır Giyim Tüketiminde Antropometri, 3. Ulusal Ergonomi Kongresi, Ankara, 118-131. KiĢoğlu S., Çileroğlu B., Çeğindir N.Y. (2005) YaĢlı Kadın Vücut Özelliklerine Uygun Giysi Tasarım ve Üretiminde Kullanılabilecek Yöntem ve Uygulamalar, 11. Ulusal Ergonomi Kongresi, Ġstanbul, 139-146. ġimĢek M. (1994) Mühendislikte Ergonomik Faktörler, Marmara Üniversitesi Yayın No. 547, Ġstanbul. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, http://tbesf.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=51:tarihce&catid =12:ampute-futbol&Itemid=19. Son eriĢim tarihi: 26 Eylül 2011. Vural T., Çivitçi ġ., Ağaç S. (2001) Giysi Tasarımına Ergonomik YaklaĢım, 8. Ulusal Ergonomi Kongresi, Ġzmir, 201-209. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 319 ENGELLĠ ÇALIġANLARA YÖNELĠK ALGILANAN TUTUMLARIN Ġġ TATMĠNĠ ÜZERĠNE ETKĠSĠ Nuran BAYRAM1, Metin TEKCAN2, Serpil AYTAÇ3 1 Doç. Dr., Uludağ Üniversitesi, ĠĠBF, Ekonometri Bölümü, 16059 Görükle Bursa, e-posta: nuranb@uludag.edu.tr 2 3 Dr., BOSCH, Bursa, e-posta: metin.tekcan@tr.bosch.com Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi, ĠĠBF, ÇalıĢma Ekonomisi ve Endüstri ĠliĢkileri Bölümü, 16059 Görükle Bursa, e-posta: saytac@uludag.edu.tr ÖZET ÇalıĢmanın amacı, engelli çalıĢanların diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine yönelik tutumları nasıl algıladıklarını ortaya çıkarmaktır. Ayrıca, engellilerin özsaygı düzeyleri ölçülerek, ileride yapılacak yönetsel çalıĢmalar ve ergonomik iyileĢtirmelerde bir ön bilgi sağlanması amaçlanmıĢtır. ÇalıĢmaya katılanların yaĢları 23-42 arasında değiĢmekte olup, katılanların %89‟u erkek çalıĢanlardan oluĢmuĢtur. Engelli çalıĢanların kendilerine yönelik tutumları algılama ve benlik saygıları arasında aynı yönlü (r= 0,31; p<0,01) istatistiksel olarak anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur. Engellilerin kendilerini yönelik tutumları algılamada benlik saygısı düzeylerinin önem taĢıdığı bu çalıĢma ile ortaya konulmuĢtur. Anahtar kelimeler: Engelli çalıĢan, tutumları algılama, iĢ tatmini, özsaygı 1.GĠRĠġ Bugün dünyamızda savaĢlar, kazalar, doğal afetler, hastalıklar, yetersiz beslenmeler nedeniyle her geçen gün sayıları artan zihinsel, bedensel ve duygusal engelli kiĢiler bulunmaktadır (Ġçli, 1999). Bu sayının, ülkelerin geliĢmiĢ ve geliĢmekte oluĢuna göre değiĢebilmesine karĢılık, dünya nüfusunun %10‟u olabileceği ileri sürülmektedir (WHO, 1999). Uluslararası istatistikler, her on çocuktan birinin engelli olarak dünyaya geldiğini göstermekte, doğal afetler, trafik kazaları, savaĢlar vb. nedenlerle yüz binlerce kiĢinin sakat kaldığını belirtmektedir (Ege, 1982). GeliĢmiĢ ülkelerde alınan özel eğitim önlemlerinin bile yetersiz olduğunun tartıĢıldığı günümüzde durum, geliĢmekte olan ülkeler için daha kaygı verici görülmektedir (Özürlülük ve Sos. Hizm., 1998). 13.08.1998 tarih ve 23432 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren yönetmelikte „engelli‟ tanımı, „DoğuĢtan ya da kaza etkisi ile altı aydan fazla süren sağlık bozukluğu sonucunda meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini %40 ve üstünde bir oranda kaybeden birey‟ Ģeklinde yapılmaktadır. Sosyal devletin nimetlerinden faydalanan, mutlu ve huzurlu bir toplum yapısına ulaĢılması; engelli tüm yurttaĢların sağlık, eğitim, ulaĢım, istihdam hakları gibi sorunlarının çözülmesi ve onlara daha iyi yaĢam koĢullarının sunulması ile olanaklıdır. Ayrıca, bedensel yetersizlikleri 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 320 nedeniyle insanların toplumdan dıĢlanmalarına yol açan çağdıĢı anlayıĢların terk edilmesi de büyük önem taĢımaktadır (Aytaç, 1993). Engellilerin de herkes gibi çalıĢma yaĢamında yer almaları, bir hak ve çağdaĢ, demokratik toplumlar için önemli bir gerekliliktir. Ancak, çalıĢma hayatında karĢılaĢtıkları sorunlar sadece fiziksel çevreye uyum sağlamanın dıĢında, psikolojik duyarlılıkları ve çevrenin kendilerine karĢı tutumlarıyla da Ģekillenmektedir. ÇalıĢmada engellilere yönelik toplumsal sorumluluğunu yerine getiren bir firmada istihdam edilen engelli çalıĢanların, diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine yönelik tutumları nasıl algıladıklarını ortaya çıkarmak amaçlanmıĢtır. Ayrıca, engellilerin özsaygı düzeyleri ölçülerek, ileride yapılacak yönetsel çalıĢmalar ve ergonomik iyileĢtirmelerde bir ön bilgi sağlanması amaçlanmıĢtır. 2.YÖNTEM Katılımcılar Bu çalıĢmada engellilere yönelik toplumsal sorumluluğunu yerine getiren bir firmada istihdam edilen engelli çalıĢanlar dikkate alınmıĢtır. Toplam 142 engelli çalıĢanın bulunduğu firmada, hazırlanan anket formu çalıĢmaya katılmak isteyen toplam 91 çalıĢan tarafından doldurulmuĢtur. Veri Toplama Araçları Engellilerin Kendilerine Yönelik Toplumsal Tutumları Algılama Ölçeği (EKYTTAÖ): ÇalıĢmada engelli çalıĢanların, diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine yönelik tutumları nasıl algıladıklarını ölçek amacıyla YumuĢak (2004) tarafından geliĢtirilen “Engellilerin Kendilerine Yönelik Toplumsal Tutumları Algılama” ölçeği kullanılmıĢtır. Ölçek çalıĢan engelliler için tarafımızdan revize edilmiĢtir. Onsekiz maddeden oluĢan ölçek “hiç katılmıyorum (1)” ve “tamamen katılıyorum (5)” arasında değiĢen 5‟li likert tipindedir. Ölçekten 18-24 arasında puan alanlar kendilerine yönelik toplumsal tutumları olumlu algılamakta; 25-50 arasında puan alanlar nötr algılamakta ve 51-69 arası puan alanlar ise kendilerine yönelik toplumsal tutumları olumsuz algılamaktadırlar. Bunun yanı sıra, ölçekten alınan yüksek puanlar engellilerin kendilerine yönelik toplumsal tutumları olumsuz algıladıklarını göstermektedir. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (BSÖ): Engelli çalıĢanların benlik saygılarını ölçmek amacıyla Rosenberg (1965) tarafından geliĢtirilen, ülkemizde ilk kez güvenilirlik ve geçerliliği Çuhadaroğlu (1986) tarafından yapılan “Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği” kullanılmıĢtır. Çoktan seçmeli 12 alt kategoriden oluĢan ölçekte 63 madde yer almaktadır. Bu çalıĢmada 10 maddeden oluĢan Benlik Saygısı alt kategorisi kullanılmıĢtır. Ġlk 10 sorudan alınan toplam puan 0-1 ise benlik saygısı yüksek, 2-4 ise orta, 5-6 ise benlik saygısının düĢük olduğunu göstermektedir. Yüksek benlik saygısına sahip bireyler, kendilerini daha olumlu tanımlar, kendilerine olan inanç ve güvenleri içsel olarak daha tutarlıdır, çevreye karĢı duyarlı olmalarına karĢın daha özerk ve bağımsızdırlar ve zayıf olduğu yönlerini de keĢfederek bunların üstesinden gelmeye çalıĢırlar. DüĢük benlik saygısına sahip bir bireyin kendine olan güveni zayıftır. Bu kiĢiler diğerlerine bağımlıdır, sıkılgandır, araĢtırmacı ve yaratıcı değillerdir (Sam vd., 2010; AvĢaroğlu ve Üre, 2007). Verilerin analiz edilmesinde SPSS 16.0 paket programından yararlanılmıĢ ve frekans dağılımları, güvenilirlik analizi, t-testi, korelasyon analizi ve regresyon analizi kullanılmıĢtır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 321 3.BULGULAR ÇalıĢmaya katılanların yaĢları 23-42 arasında değiĢmekte olup, ortalama yaĢ 31,63±5,18 (ortalama±s.sapma) olarak elde edilmiĢtir. ÇalıĢmaya katılanların %89‟u erkek çalıĢanlardan oluĢmuĢtur. ÇalıĢmaya katılanların %49,5‟inin ortapedik engelli olduğu, yaklaĢık %26‟sının iĢitme engelli olduğu ve yaklaĢık %10‟unun konuĢma engelli olduğu tespit edilmiĢtir. Veri grubuna ait betimsel istatistikler Tablo 1‟de sunulmuĢtur. Tablo 1. Betimsel Ġstatistikler DeğiĢkenler N % Erkek 81 89,0 Kız 10 11,0 Toplam 91 100,0 Hiç evlenmedi 31 34,1 Evli 60 65,9 Toplam 91 100,0 Doğum öncesi 23 25,3 Doğum sonrası 68 74,7 Toplam 91 100,0 Dil ve KonuĢma 9 9,9 Görme 2 2,2 ĠĢitme 26 28,6 Ortapedik 45 49,5 Süregen Hastalık 3 3,3 Diğer 6 6,6 Toplam 91 100,0 Evet 34 37,4 Hayır 57 62,6 Toplam 91 100,0 Cinsiyet Medeni Durum Engel Nedeni Engel Türü Engelli olması nedeniyle iĢyerinde yaĢanan sorun var mı? ÇalıĢmaya katılanların yaklaĢık %69‟u evli olduğunu, %75‟i engelinin doğum sonrası olduğunu, %37‟si engelli olması nedeniyle iĢ hayatında çeĢitli sorunlar yaĢadığını belirtmiĢlerdir. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 322 ÇalıĢmada kullanılan ölçeklere ait güvenilirlik analizi sonuçları ortalamalar ve standart sapmalarla birlikte Tablo 2‟de sunulmuĢtur. Tablo 2. Cronbach Alpha Değerleri DeğiĢkenler Madde Ort.±SSapma C.Alpha Engellilerin Kendilerine Yönelik Toplumsal Tutumları Algılama 18 42,18±11,94 ,81 Benlik Saygısı Ölçeği 10 21,06±4,48 ,71 Her iki ölçek için de elde edilen C.Alpha değerleri kabul edilebilir sınırlarda bulunmuĢtur. Tablo 3. t-testi sonuçları DeğiĢkenler EKYTTAÖ BSÖ Erkek 38,37±11,86 3,16±1,03 Kız 38,50±5,74 2,60±,71 t=0,034 t=1,658 H.Evlenmedi 39,26±11,44 2,98±1,07 Evli 37,93±11,34 3,17±,99 t=,547 t=,834 Doğum öncesi 39,78±11,10 3,09±,92 Doğum sonrası 37,91±11,45 3,11±1,05 t=,683 t=,072 Evet 41,72±13,33 3,08±1,06 Hayır 36,20±9,29 3,12±1,01 t=2,329* t=,191 Cinsiyet Medeni Durum Engel Nedeni ĠĢyerinde yaĢanan sorun * p<0,05 Yapılan t-testi soncunda cinsiyet, medeni durum ve engel nedeni engelli çalıĢanların kendilerine yönelik toplumsal tutumları algılama ve benlik saygılarını ölçemede istatistiksel olarak anlamlı etki yaratmadıkları sonucu elde edilmiĢtir. Bununla birlikte, sadece engelli çalıĢanların engelinden dolayı iĢyerinde yaĢadığı sorun olması durumda kendilerine yönelik toplumsal tutumları algılamada istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip olduğu ortaya 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 323 konulmuĢtur. Buna göre, eğer engelli çalıĢanların engelinden dolayı iĢyerinde yaĢadığı sorun sözkonusu ise, kendilerine yönelik tutumları olumsuz algıladıkları elde edilmiĢtir. Engelli çalıĢanların kendilerine yönelik tutumları algılama ve benlik saygıları arasında aynı yönlü (r= 0,31; p<0,01) istatistiksel olarak %1 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur. Buna göre, kendilerine yönelik tutumları olumsuz algılayan engelli çalıĢanların benlik saygısılarının düĢük olduğu, kendilerine yönelik tutumları olumlu algılayan engelli çalıĢanların ise benlik saygılarının yüksek olduğu söylenebilir. ÇalıĢmanın bu aĢamasında engellilerin kendilerine yönelik toplumsal tutumları açıklamada hangi değiĢkenlerin önemli bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymak amacıyla regresyon analizi yapılmıĢtır. Analiz sonuçları aĢağıdaki tabloda yeralmaktadır. Tablo 5. Engellilerin kendilerine yönelik tutumları algılama için regresyon analizi DeğiĢkenler Beta t p Cinsiyet -,084 -,796 ,428 Medeni Durum -,013 -,131 ,896 Engel Nedeni -,124 -1,200 ,233 Sorun -,284 -2,360 ,021 Memnuniyet ,115 ,961 ,339 Benlik Saygısı ,307 2,980 ,004 2 (F=2,79; R =0,16; p=0,019) Tahmin edilen regresyon analizinde F istatistik değerine bakıldığında (p<0,01) kurulan regresyon modelinin genel olarak anlamlı olduğu görülmüĢtür. R2 değerine bakıldığında, modele katılan kesin belirli açıklayıcı değiĢkenlerin engelli çalıĢanların kendilerine yönelik tutumları algılama bağımlı değiĢkeninin %16‟sını açıkladığı görülmektedir. Engelli çalıĢanların kendilerine yönelik tutumları algılamada engelinden dolayı iĢyerinde yaĢadığı sorun ve benlik saygısı değiĢkenleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur. Bu iki değiĢken içerisinde en önemli olanı ise benlik saygısı değiĢkenidir. Buna göre, engellilerin kendilerini yönelik tutumları algılamada benlik saygısı düzeyleri önem taĢımaktadır. 4.TARTIġMA VE SONUÇ Engelli çalıĢanların diğer çalıĢanlar ve yöneticiler tarafından kendilerine yönelik tutumları nasıl algıladıklarını ortaya çıkarılmaya çalıĢıldığı bu çalıĢmada, eğer engelli çalıĢanların engelinden dolayı iĢyerinde yaĢadığı sorun sözkonusu ise, kendilerine yönelik tutumları olumsuz algıladıkları elde edilmiĢtir. Engelli birey kendisine önyargılı davranıldığını, ayrımcılık yapıldığını düĢünür, kendine olan özsaygısı azalır (http://www.ozida.gov.tr/). Oysa bu sorunların pek çoğu onların dıĢındaki etmenlerden kaynaklanmaktadır. Yapılan çalıĢmada da kendilerine yönelik tutumları olumsuz algılayan engelli çalıĢanların benlik saygısılarının düĢük olduğu ortaya konulmuĢtur. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 324 Bir iĢe sahip olmak engelli birey için her ne kadar tatmin edici olsa da, engeli nedeniyle toplum tarafından dıĢlandığını ve kendisine ayrıcalıklı davranıldığını düĢünen engelli bireyin benlik saygısında, kendine olan güveninde bir azalma olması beklenmektedir. Bireyin kendi özelliklerine, yeteneklerine, değer yargılarına, amaç ve ideallerine iliĢkin kanılarını içeren, diğer bir ifade ile bireyin kendi kiĢiliğini algılayıĢ biçimi olan “ Benlik Saygısı”, kiĢinin kendini yeterli, önemli, baĢarılı ve değerli bulup bulmadığı gibi inançlarını ve kendisini kabul edip etmeme gibi tutumlarını ifade eder (Coopersmith, 1967 den aktaran. Türk, 2007). Benlik saygısı bireyin yaĢadığı kiĢisel doyum ya da engellenme derecesine göre değiĢir (Balat, 2004). Benlik saygısı yüksek olanlar kendilerinden hoĢnut ve doyumludurlar. Benlik saygısının düĢük olması ise benliğin değerini düĢürücü yaĢantılara sahip olma, kendinden hoĢnut olmama, benliği reddetme ya da değerini düĢürme, olumsuz ve zayıf olan yönlerini daha çok ön plana çıkartma ile kendini gösterir. Engelli bireyler, kendileriyle ilgili olumsuz değerlendirmelerinin, eksik yönlerinin farkında oldukları için olumsuz benlik saygısına sahiptirler Omolayo (2009) tarafından yapılan engelli bireylerin benlik saygılarıyla ilgili çalıĢma sonuçları mevcut çalıĢmanın sonuçları ile paralellik göstermektedir. Yapılan araĢtırmalarda, ortopedik engellilerin, sürekli hastalığı olanların ve öğrenme güçlüğü olanların benlik saygılarının engelli olmayanlara göre düĢük olduğu saptanmıĢtır (Mayer vd. 1982, Ostring vd. 1982; Dilbaz vd, 1989; Kumar, vd., 1976; Küçükaksoy, 1993; Mc Andrevv, 1979; Saraçoğlu, vd., 1989‟dan aktaran Kaner, 2000). ÇalıĢmamızda da, hertürlü ergonomik imkanı sağlamaya çalıĢan uluslar arası ortaklı bir iĢletmede, engellilerin, sırf engelinden kaynaklanan benlik saygısı azalması, bireylerde tatminsizliğe de yol açabilir. Bu nedenle bir iĢe sahip olan engellilerin iĢ hayatında benlik saygılarını geliĢtirmeleri, tüm insanların sağlıklı bir benlik değerine sahip olmaları için gerekli olan öğeler Ģunlardır: Emniyet Katılımcılık duygusu Kendini kontrol etme ve disiplin duygusu Cesaretlendirme, destekleme ve takdir duygusu, ödüllendirme. Hataları ve baĢarısızlıkları kabullenme duygusu Aileye mensup olmanın getirdiği benlik değeri Sorumluluk duygusu Ait olma duygusu Amaç duygusu KiĢisel yeterlilik ve gurur Güven duygusu. ve ÇalıĢanların benlik saygılarını arttırıcı çalıĢma koĢullarının yaratılması gerekir. ĠĢ ortamlarının engellilerin ulaĢabileceği ve bağımsız hareket edebileceği Ģekilde düzenlenmemiĢ olması, engelli istihdamında düzeltilmesi gereken bir husus olarak göze çarpmaktadır. Engelli bireyin çalıĢma yaĢamına katılması sonucunda; kendine olan güven ve saygısı artacak, kendine değer verildiğini hissederek yaĢama bakıĢı değiĢecek, böylece toplumsal bağlılık oluĢacaktır. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 325 KAYNAKLAR AvĢaroğlu, S., Üre, Ö., (2007), “Üniversite Öğrencilerinin Karar Vermede Özsaygı, Karar Verme ve Stresle BaĢaçıkma Stillerinin Benlik Saygısı Ve Bazı DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (18), 85-100. Aytaç Serpil (1993), “ Sakatların Mesleki Rehabilitasyonu ve Ġstihdamı” Milli Prodüktivite Merkezi, Verimlilik Dergisi, ss.33-70. Balat, Gülden Uyanık, Akman Berrin (2004), Farklı Sosyo-Ekonomik Düzeydeki Lise Öğrencilerinin Benlik Saygısı Düzeylerinin Ġncelenmesi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Cilt: 14, Sayı: 2, Sayfa: 175-183, ElazığÇuhadaroğlu Fatma (1986) Adölesanlarda Benlik Saygısı. Uzmanlık tezi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara. Ege, Rıdvan (1982),”Uluslararası Sakatlar Yılı ve Bizim Sorunlarımız”, Dünyada ve Türkiye‟de Sakatlar ve Sorunları Açık Oturumu, ĠĢ Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Enstitüsü, Yayın No:2, Ġstanbul. Ġçli Turhan (1999), “Türkiye Körler Federasyonunun 17 Ağustos Depremi ile Ġlgili Açıklaması” Ufkun Ötesi, Yıl 3. Eylül-Ekim. Kaner Sema (2000) Ortopedik Engelli ve Engelli Olmayan Erkek Ergenlerde Benlik Saygısı ve Beden Ġmajı,nÖzel EğitimDergisi , 2 (4), 1 3 – 22 Omolayo, Bunmi (2009) Self-Esteem and Self-Motivational Needs of Disabled and NonDisabled: A Comparative Analysis , Journal of Alternative Perspectives in the Social Sciences Vol 1, No 2, 449-458 8 (http://www.japss.org) Özgökçeler, Serhat (2006) Sosyal DıĢlanma Sorunsalı ve Engellilerin Sosyal Politikası Bağlamında Değerlendirilmesi (BasılmamıĢ yüksek lisans tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ÇalıĢma Ekonomisi Ve Endüstri ĠliĢkileri Anabilim Dalı, Bursa . Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı, “Toplum Özürlülüğü http://www.ozida.gov.tr/, (EriĢim Tarihi: 18.09.2010. Nasıl Tanımlıyor”, Sam N., Sam R., Öngen B. K., (2010), Üniversite Öğrencilerinin Çevresel Tutumlarının Yeni Çevresel Paradigma ve Benlik Saygısı Ölçeği ile Ġncelenmesi, Ġktisat ve GiriĢimcilik Üniversitesi- Türk Dünyası Kırgız- Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Akademik BakıĢ, Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, Sayı 21 Türk, Ebru (2007) Spor-Takımlarına-Katılan-ve-Katılmayan-Görme-Engelli-ÖgrencilerinBenlik-Saygılarının Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi. Adana- T.C.. Çukurova Üniversitesi YumuĢak ġirin, (2004), Görme ve Ortopedik Engelli Ergenlerin Özsaygı Düzeyleri ile Kendilerine Yönelik Toplumsal Tutumları Algılamaları Arasındaki ĠliĢki, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi -“Özürlülük ve Sosyal Hizmetler” 4. ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı (1998), Özürlülük ve Sosyal Hizmetler ÇalıĢma Grubu Raporu, Sosyal Hizmetler Derneği Yayını, ss.139168. 17.Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2011 ESKĠġEHĠR 326