İş dünyası tek yürek - Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri
Transkript
İş dünyası tek yürek - Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:41 Page 1 suthattı Sektör 2 l Keçi sütünden dondurma 2 l Sektöre acil eylem planı 2 l Röportaj: Dilşat Uyguroğlu 3 l Hedef, sürdürülebilir gelecek 4 l Tek bir önlem yetmez 4 Ekonomi l l l 6 Fiyatlarda mevsim etkisi 6 CAOBISCO’nun sütteki öncelikleri 6 8 8 l İhracat geliştirilmeli l Hayvancılık destekleri arttırıldı 8 l Bakanlık’tan süt tozuna destek 9 10 10 l Hedefleri büyük l Avrupa’nın birincisi Finlandiya11 l Gurular Antalya’daydı Dosya - Türkiye’nin peynirleri CAOBISCO’nun sütteki öncelikleri Trakya, AB standartlarının üzerinde Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, bu yıl başlattığı iletişim kampanyası ile yaşam döngüsünde yer alan herkesin belli sorumlulukları olduğuna dikkat çekiyor. S.6 Avrupa Çikolata, Bisküvi ve Şekerleme Endüstrileri Derneği (CAOBISCO) “AB Sütçülük Pazarının Geleceğine İlişkin Durum Raporu”nu yayımladı. Edirne’nin Menekşesofular ve Avarız köylerindeki süt toplama merkezlerinden alınan sütlerin analizi, Türkiye’nin en hijyenik ve kaliteli sütünün Trakya’da olduğunu gösterdi. S.19 S.6 İş dünyası tek yürek Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil Harvard Halk Sağlığı Akademisi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Son dönemde bazı medya kuruluşlarında gıda 12 l e-Röportaj: Suzanne Swan 12 Afyon Kaymağı’nın sırrı Perakende Odası, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Borsası ortak bir açıklama yaparak; basın kuruluşlarından, gıda sektöründeki firmaların ticari itibarlarına zarar vermekten kaçınmaları konusunda hassasiyet beklediklerini ifade etti. Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve çalışma ekibi tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre; süt, içinde bulunan trans palmitoleik asit sayesinde diyabet riskini düşürüyor. S.10 Sayfa 10 Süt tozu desteğinin kapsamı genişletildi desteklenecek. Bu destekle piyasadan 380 bin ton çiğ sütün çekilmesi planlanıyor. 13 13 14 l Perakendenin 2011’i 14 l Kişisel ürünler yolda 14 Beslenme n Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, İstanbul Ticaret 12 Dünyanın peyniri l ve derneklerden ortak açıklama geldi. Açıklamada; "Türkiye Cumhuriyeti'nin sanayide elde ettiği başarının gururu hepimize ait olduğu gibi, ürünlerinin kalitesiyle tüm dünyada rekabet etme becerisini gösteren, sektörünü ileriye taşıyan öncü kurumlarımıza sahip çıkmak da hepimizin vazifesidir. Halk da gıda sektörü de bizimdir. İkisi de korunup kollanmayı hak etmektedir." ifadesine yer verildi. 11 l Geleneksel w w w .suthatti.com.tr Sürdürülebilir sorumluluğumuz ürünlerine yönelik yer alan haberlerin ardından oda Gündem İki ay da bir y ay ımlanır 6 Türkiye süt ürünleri üretim rakamları - 2010 Kapak Mart - Nisan 2011 Araştırma Bu say ıda: Sayı: 3 16 l Süt, tansiyonu dengeler 16 l Kefir sağlığın hizmetinde 16 Mevzuat 18 Çiftlik 19 Çevre - Inovasyon 20 Sütteki mitler n Süt ürünleri hakkında hâlâ bazı yanlış inanışlar var. Michigan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep Üstünol’un görüşleri süt ürünleri hakkındaki efsaneleri ve gerçekleri ortaya koyuyor. İşin özü; süt ve ürünleri, diyetimizde gerekli olan en az 10 temel besin ögesini sağlıyor. Yoğurt gibi fermente süt ürünleri, gastrointestinal sağlık için önemli olduğu bilinen probiyotik organizmalar ve prebiyotikler için mükemmel taşıyıcılar olarak değerlendiriliyor. S.16 Sür d ür ül eb i l i r l i k çal ışm al ar ı i n cel en d i Bu y ıl , 18 b i n t o n u i ç t ük et i m , 20 b i n t o n u i h r acat am acıy l a o l m ak üz er e t o p l am 38 b i n t o n süt t o z u ür et i m i d est ek l en ecek . n 2011 yılında hayvancılık destekleri için ayrılan kaynak 440 milyon TL arttırılarak, 1 milyar 700 milyon TL’ye çıkartıldı. Arttırılan kaynağın 390 milyon TL’si besicilik, 50 milyon TL’si ise süt tozu ihracatını desteklemek için kullanılacak. Bu destekle birlikte 2011 yılında hayvancılığa verile- cek toplam destek miktarı 1 milyar 700 milyon TL’ye çıkartıldı. Ayrılan ek kaynakla birlikte 2009 ve 2010 yıllarında uygulanan süt tozu desteğinin kapsamı 2011 yılında genişletilmiş oldu. Bu yıl, 18 bin tonu iç tüketim, 20 bin tonu ihracat amacıyla olmak üzere toplam 38 bin ton süt tozu üretimi Yine 2011 yılı desteklemeleri içerisinde 2010 yılına göre süt primi desteği de %50 arttırılıyor. İnek sütünde litresi 4 kuruş olan prim desteği 6 kuruşa çıkarılıyor. 2011 Yılı Tarımsal Desteklemeleri’ni 22 Şubat’ta düzenlediği basın toplantısında kamuoyuyla paylaşan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, “Son üç yıl içinde toplam yıl içi desteklemelerimizin %90’ının üzerinde miktarını ödüyoruz. 2010 yılında da öyle yaptık, 2009 yılında da… Bu sene de öyle olacak, planımız programımız o şekilde. Süt prim desteğini, besi hayvanı desteğini ve süt tozu desteğini yıl içinde ödemiş olacağız.” dedi. S.8 süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:41 Page 2 2 Sayfa Sektör Ba ş k a n ’ ı n kalem in d en Mart - Nisan 2011 suthattı Pastörize keçi sütünden dondurma Harun Çallı Sektör suthattı Mart - Nisan 2011 Röportaj: Dilşat Uy g uroğlu - 9 milyar euroluk pazara ihracat yapamıyoruz üretilen çiğ sütün kalitesinin Avrupa seviyesine, Sektörün dayanacak gücü kalmadı fiyatların ise dünya fiyatları ile rekabet S edebileceğimiz seviyeye gelmesi lazım.” Durumu okuyucularımızla birlikte tekrar gözden geçirmek istiyorum: TÜİK, 2010 yılında entegre süt işletmeleri tarafından toplanan süt miktarının 6.745.011 ton olduğunu açıkladı. Bu veri aynı zamanda kayıt altına alınabilmiş çiğ süt miktarını gösteriyor. Bunun manası şudur: Geriye kalan 6 milyon tona yakın süt gerek ekonomik gerekse sağlık bakımından denetimsiz bir şekilde alınıp satılıyor ve bu kayıt dışılık, hiçbir ekonomik ve ahlâki kurala uymayacak şekilde çiğ süt fiyatlarında istikrarsızlığa sebep oluyor. Bu durumda sanayici nasıl rekabet edecek ve hayatiyetini devam ettirecek; sektörde istikrar nasıl sağlanacak? Çiftçimizin en önemli sorunu ise girdi fiyatlarının son derece pahalı olması. Örneğin çiftçimiz, yem fiyatlarında görülen aşırı yükselme ile üretimini sürdüremez hale geldi. Çiğ süt üretimindeki plansız artış da bir başka sorunumuz. İç tüketim, bu hıza ayak uyduramıyor ve gelişmiş ülkelerin çok altında. Oysa Sağlık Bakanlığı ve uzmanlar, süt ve süt ürünlerinin temel besinlerden olduğunu ve tüm yaş gruplarının her gün tüketmesi gerektiğini vurguluyor. Diğer taraftan süt ürünleri ihracatımız da çok düşük. 22 Şubat’ta Tarım ve Köyişleri Bakanı’nın 20 bin tonluk süt tozuna ihracat teşviki verileceğini açıklamasını, sütümüzün değerlendirilmesi ve kalıcı pazarlar elde edilmesi bakımından çok olumlu bir adım olarak görüyoruz. Sonuç olarak, her vesileyle tekrarladığımız gibi ilgili kamu kurum ve kuruluşları, çiğ süt üreticileri, bilim adamları, basın ve yayın kuruluşları, sanayiciler ve hatta tüketici örgütleri konuya aynı bakış açısı ile yaklaşmak ve sektörün sorunları karşısında aynı duruşu sergilemek zorundadır. n Her mevsimde, her yerde ve her yaşta tüketebilirsiniz. Her damağa uygun lezzetleri, her isteğe uygun çeşitleriyle çekici, mutluluk veren, rengârenk, eğlenceli... Dondurmadan söz ediyoruz! n Üniversite-Sanayi iş birliği çerçevesinde, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Bolu Kalite Yem Sanayi A.Ş. tarafından ortak yürütülen, ‘Pastörize Keçi Sütünün Dondurulması ve Dondurularak Depolanması Sırasında Sütte Meydana Gelen Değişmeler’ adlı proje, keçi sütünün pastörize edilerek dondurulmasının ve raf ömrünün uzatı- labilmesinin mümkün olduğunu ortaya koydu. Projenin hayata geçmesi ile birlikte özellikle inek sütüne alerjisi olan çocuklar için yeni ürünler elde edilebileceği belirtiliyor. Proje ortağı Bolu Kalite Yem Sanayi A.Ş. ise proje kapsamında, Civril mevkiinde daha önceden süt fabrikası olarak kullanılan bir yapıyı devraldı. Şirketin, dondurma ve süt fabrikasını devreye sokmak için proje çalışmaları devam ediyor. AB standartlarında üretim yapacak olan tesisin projeye başlandıktan sonra 5–6 ay içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor. Yeni fabrika 5 ton/gün kapasiteli olacak ve 50 kişiye istihdam sağlayacak. ARGE çalışmaları ile oldukça büyük bir üretim hacmine ve çeşitliliğe ulaşan dondurma sektörü, süt ve süt ürünleri sektörünün en önemli ayaklarından biri ancak yakalanan ivmeye rağmen sektörün hala aşamadığı bir sorun var: İhracatın önündeki engeller! Sektörü konuşmak için bir araya geldiğimiz Algida Fabrika Müdürü Dilşat Uyguroğlu da ihracatta yaşanan sorunlara işaret ediyor ve “Maalesef Avrupa Birliği’nin Türkiye kaynaklı süt ve süt ürünlerine uyguladığı engel yüzünden 9 milyar eu- roluk Avrupa pazarına ihracat yapamıyoruz.” diyor. Tüketimi arttırmanın yollarını anlatırken tüketiciye yeni tatlar sunmak gerektiğini söyleyen Uyguroğlu’na göre, aslında sektör bu konuda oldukça başarılı fakat dondurmanın besleyici özelliğinin daha çok anlatılması gerekiyor. Kişi başına dondurma tüketimimiz oldukça düşük. Tüketimi arttırmak için neler yapılmalı? Ülkemizde dondurma üretimi yakın bir geçmişe kadar ev, pastane ve otel üretimiyle sınırlıydı. Algida’nın Türkiye’de faaliyete geçmesiyle pazar büyüdü ve bugün toplam üretim 200 milyon litreye ulaştı; kişi başına tüketim ise 0,5 litre iken bugün 3 litreye yaklaş- mış durumda. Ancak tüketim hâlâ çok düşük seviyede. Türkiye’de düşük dondurma tüketiminin en önemli sebebi, dondurmanın sadece yazın tüketilecek bir ürün olduğu ve boğaz ağrısı gibi rahatsızlıklara yol açtığı yönündeki yanlış inanışlar. Halbuki çok soğuk İskandinav ülkelerinde bile bizim 3-4 katımız dondurma tüketiliyor. Ağız ve diş sağlığına dikkat edilirse boğaz ağrısı yapmaz. Buna ek olarak, paketli ve markalı dondurmalar, açıkta satılan dondurmalara oranla içerdikleri buz kristalleri daha küçük olduğu için boğaz ağrısı riskini de minimize eder. Bunları tüketicilere daha iyi anlatmamız gerekiyor. Tüketimi arttırmanın bir yolu da tüketiciye yeni tatlar sunmak. Sektör bu konuda oldukça başarılı. İhracat ne durumda? Algida Türkiye, global krize rağmen ihracatta büyümeye devam etti: Makedonya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Arnavutluk, Kosova, Sektöre acil eylem planı Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, acil bir eylem planı gerektiğini belirtti. En b üy ük çab a san ay i d en Fi y at l ar ın d üşm esi n i n so r u m l u su san ay i ci y m i ş g i b i d av r an ıl ıy o r . O y sa çi ğ süt f i y at l ar ın ın d üşm em esi i çi n en b üy ük çab ay ı, k am u o y u n a d a sık sık açık l ad ığı çöz üm ön er i l er i y l e, y i n e san ay i ci g öst er i y o r . “Aynı koşulların yaşandığı iki yıl öncesinde üreticilerimiz çaresizlikten dolayı binlerce süt ineğini kestirmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda et krizi oluştu. Bu açığı Bu y ay ında % 100 İm t i y az Sah i b i v e So r u m l u Y az ı İşl er i M üd ür ü Comart Kurumsal İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. adına İl k n u r M en l i k i m en l i k @ co m ar t .co m .t r Y ay ın Ko o r d i n at ör ü D r . İsm ai l M er t i sm ai l .m er t @ su t h at t i .co m .t r Gen el Y ay ın Y ön et m en i M et i n Er t u n ç m et i n .er t u n c@ su t h at t i .co m .t r Ed i t ör Sed a Y ıl d ız sed a.y i l d i z @ su t h at t i .co m .t r Red ak t ör Y ay ın T ür ü: Y ay g ın - Sür el i Bet ül Y ıl m az b i l en Bask ı T ar i h i : 03/03/2011 Say f a T asar ım Çev r e - U l u sl ar ar ası Reg ül asy o n N az an M ar aş - n az an .m ar as@ su t h at t i .co m .t r İl l üst r asy o n U l u sl ar ar ası İl i şk i l er Ro d o l p h e d e Bo r ch g r av e r o d o l p h e.d eb o r ch g r av e@ ar cad i a- i n t er n at i o n al .n et D an i el T r ao n d an i el .t r ao n @ ar cad i a- i n t er n at i o n al .n et Fi g en Ko cam an , M u r at T u z cu o ğl u M ah m u t Esk i y ör ük “İk i y ıl ön ce, ür et i ci l er i m i z çar esi z l i k t en b i n l er ce süt i n eği n i k est i r m ek z o r u n d a k al d ı.” dığını ve serbest piyasadaki fiyatların düştüğünü söyledi. Bahar aylarında süt üretiminin artmasıyla sorunun daha da büyüyeceğini sözlerine ekleyen Eskiyörük, sorunların tırmanmaya başladığı bugünlerde, acil bir eylem planı gerektiğini belirtti. www.suthatti.com.tr g eri dönüştürülmüş kağıt kullanılmıştır Per ak en d e Fi k r i T ür k el - f i k r i .t u r k el @ su t h at t i .co m .t r A l i Reşat Y ıl m az b i l en - aliresat@comart.com.tr A RGE - I n o v asy o n El i f A v cı - el i f .av ci @ su t h at t i .co m .t r Son yıllarda devletin hayvancılığa sağladığı destekler sonucu süt üretiminde sağlanan artışın, bugün iç tüketime aynı düzeyde yansımadığını ve ihracatın yeterli seviyede olmaması sebebiyle üretimde arz fazlası oluştuğunu söyleyen Eskiyörük, süte talebin azalması ile sanayicinin sütü bırakmaya başla- Y ön et i m Y er i : Cey h u n A t ıf Kan su Cad . 1386. So k ak N o : 8/8 Bal g at /A N KA RA T el : 0.312 284 77 78 Fax : 0.312 284 77 79 D ağıt ım : Ku r y en et A .Ş. T el : 0.212 444 93 93 Lev en t Ko cao ğl u Bask ı: El m a T ek n i k Basım M at b aacıl ık Fo t o ğr af İsm ai l H ak k ı Eser T el : 0 312 229 92 65 Fak s : 0 312 231 67 06 W eb m ast er Reklam Rez erv asy o n A l i Er d em Ko cab at m az Melek Karaman - M u st af a Büy ük p eh l i v an o ğl u 0.312 284 77 78 A SÜD Bi l i m Ku r u l u : Pr o f . D r . A d em Şah i n , Pr o f . D r . A t i l a Y et i şem i y en , Pr o f . D r . Er d o ğan Gün eş, Pr o f . D r . İr f an Er o l , Pr o f . D r . Kad i r H al k m an , Pr o f . D r . M eh m et D em i r ci , Pr o f . D r . M et i n A t am er , Pr o f . D r . M üb er r a Bab ao ğu l , Pr o f . D r . N ev z at A r t ık , Pr o f . D r . Öz er Kın ık , Pr o f . D r . T an j u Besl er . Çat al So k . 11/A M al t ep e/A n k ar a I SSN : 1309- 9442 melek.karaman@suthatti.com.tr Çorlu Fabrikamız, imalat kalitesi ve maliyet yapısıyla birçok Avrupa dondurma fabrikasından çok daha iyi durumda olmasına rağmen, maalesef Avrupa Birliği’nin Türkiye kaynaklı süt ve süt ürünlerine uyguladığı engel yüzünden 9 milyar euroluk Avrupa pazarına ihracat yapamıyoruz. İhracat sorununu aşabilmemiz için ülkemizde çiğ sütün kalitesinin Avrupa seviyesine, fiyatların ise dünya fiyatları ile rekabet edebileceğimiz seviyeye gelmesi lazım. Kurucu Üyesi olduğumuz ASÜD bünyesindeki en önemli ajandamız da Türkiye süt endüstrisinin Avrupa yolunu açmak. Algida’nın Türkiye pazarına girmesinden itibaren, gelişen iletişim, ulaşım ve lojistik hizmetlerinin de etkin kullanımıyla pazar büyüdü. Yerli firmaların da yatırımlarıyla endüstriyel dondurma sektörü; kapasite, rekabet ve kalite bakımlarından güçlü bir yapıya ulaştı. Tüketimin arttırılmasında, ürün çeşitliliğinin ve tanıtımların da önemli etkisi var. Türkiye’de bulunan ARGE merkezimiz, Orta ve Doğu Avrupa bölgeleri arasında lider konumda. Örneğin geleneksel tatlılar ve dünya tatlıları dondurma ile birleştirilerek aynı ambalaj içinde tüketiciye sunuluyor. girdiğini belirten Tire Süt Kooperatifi Yönetim ithalat ile çözmek durumunda kaldık. Gerekli müdahalenin zamanında yapılmamasından dolayı üretici ve milli ekonomi büyük kayba uğradı.” Moldova, Irak, Suriye, KKTC, Gürcistan, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Azerbaycan ve Türkmenistan’a ihracat yapıyoruz. Bu ülkelere yakın zamanda Tacikistan da katılacak. Türkiye’nin dondurma ihracatı da ağırlıklı olarak bu ülkelere. Sektörün geleceği ile ilgili öngörüleriniz nelerdir? Süt sektörünün bugün büyük bir kriz sürecine n Üreticinin bugünkü koşullarda zarar ettiğini belirten Eskiyörük, üreticinin sürdürebilirliği sağlayabilmesi için dünya ölçeğinde kriter olan 1 L süt ile en az 1.5 kg yem alabilmesi gerekirken, bugün gelinen noktada birim yem fiyatının süt fiyatını geçtiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: Süt h at t ı, A SÜD (A m b al aj l ı Süt v e Süt Ür ün l er i San ay i ci l er i D er n eği ) i ş b i r l i ği i l e Co m ar t t ar af ın d an y ay ım l an m ak t ad ır . Her türlü y ay ın hakkı, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu g ereğince Comart’a aittir. Tanıtım amacıy la y apılacak kısa alıntılar dışında, y ay ıncının y azılı izni olmaksızın hiçbir y olla çoğaltılamaz. 3 Alg ida Fabrika Müdürü “İhracat sorununu aşabilmemiz için ülkemizde üt sektörünün her yıl tekrarlanan sorunu yine başladı: Mevsimselliğe bağlı olarak azalan süt tüketimi ve yine aynı dönemde artan çiğ süt arzı, çiğ süt fiyatlarının endişe verici biçimde düşme eğilimine girmesine sebep oldu. Bu kronik sorunun çözümü için tedbirler alınması gerekirken, fiyatların düşmesinin sorumlusu sanayiciymiş gibi davranılıyor. Sayfa D i l şat U y g u r o ğl u “1990’d an b u y an a T ür k i y e’d e d o n d u r m a sek t ör ün e 400 m i l y o n eu r o l u k al t y ap ı y at ır ım ı y ap t ık .” Diğer yandan 3 litrelik kişi başı tüketim, dünyanın birçok ülkesine göre oldukça düşük seviyede. İhra- catımız son 5 yılda 5 kattan fazla artmış olmakla birlikte hem miktar hem getiri bakımından hâlâ kat edilecek çok mesafe var. Algida’nın Unilever organizasyonundaki yeri hakkında bilgi verir misiniz? Unilever, dünyanın 115 ülkesinde 2,3 milyar litre dondurma satıyor. Türkiye’de ise Algida, 1990’da 10 milyon litre kapasite ile üretime başlamıştı. Çorlu Fabrikamız, bugün yılda 200 milyon litre kapasitesi ile Unilever‘in 3. büyük fabrikası konumunda. Her gün 140 bin perakendeciye ulaşıyoruz ve 200 bin kabinimiz var. Bunun yanı sıra Türkiye’de toplam 3200 kişiye istihdam sağlıyoruz. Üretimde kullandığımız girdilerin büyük bölümünü Türkiye’den tedarik ediyoruz. 1990’dan bu yana Türkiye’de dondurma sektörüne 400 milyon euroluk altyapı yatırımı yaptık. Yakın bir zamanda gerçekleştireceğimiz yeni yatırım haberlerimizi sizlerle de paylaşacağız. Ayrıca sahip olduğumuz global uzmanlıkla Türkiye’de 20 yıldır “dondurma kültürü”nün oluşturulması ve geliştirilmesi sürecine liderlik ediyor ve sürdürülebilir kalitede dondurma üretiminin yanı sıra “dondurma ile gelen yaşam sevinci” kavramını da yaymayı hedefliyoruz. 2011 yılında da tüketicilerimize yeni sürprizlerimiz var. İyi bir dondurma tüketicisi olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Kesinlikle… Ailece yaz-kış dolabımızdan dondurma eksik olmuyor. Benim favorim Cornetto ve Magnum. Çocuklarım Twister’e bayılıyor. Eşim ise Twister ve düşük kalorili Apollo ürününü tercih ediyor. Ailece Türkiye’nin kişi başı dondurma ortalamasının epey üstünde olduğumuzu söyleyebilirim. süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:42 Page 4 4 Sayfa Sektör Mart - Nisan 2011 suthattı Hedef, sürdürülebilir gelecek Unilever Türkiye, üç ana hedef ve 50’den fazla sosyal, ekonomik ve çevresel taahhüt içeren “Sürdürülebilir Yaşam Planı”nı açıkladı. Be y a z k ö ş e İlknur Menlik n Unilever Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa Başkan Yardımcısı ve Unilever Türkiye CEO’su İzzet Karaca, Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı, Türkiye’nin ilk LEED sertifikalı yeşil ofisi Unilever Türkiye Merkez Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. Daha fazla iş birliği D ünyamızı terk edip giden 2010 yılının belki de en kötü mirası, bir türlü dizginleyemediğimiz emtia fiyatları oldu. Biz dünyalılar redd-i miras da yapamıyoruz. Şimdi kucağımızdaki bu sorunla baş etmek mecburiyetindeyiz. Altın, petrol gibi madenlerin yanı sıra tarımsal emtialarda da fiyatlar durmaksızın yükseliyor. Daha bir hafta önce Hindistan’da 50 bin kişi, artan gıda fiyatlarını protesto etmek için sokaklara döküldü. Hindistan Hükümeti geçtiğimiz yıl gıda fiyatlarını kontrol altında tutabilmek için birkaç kez faiz arttırımına gitmişti ama kalıcı bir çözüm sağlanamadığı görüldü. 2008 gıda krizini atlatan dünya muhakkak bu yükselişe de bir çare bulacak ama sürprizler bitmiyor. Geçtiğimiz yıl Japonya’yı geçerek dünyanın en büyük 2. ekonomisi olmayı başaran Çin’deki kuraklığın tahmin edilenin çok ötesinde olduğunun ve milyonlarca ton buğdayın tarlalarda çürüdüğünün ortaya çıkması, endişeleri yine arttırdı. Çünkü Çin, uzun yıllardır kendine yetecek üretimi yapıyordu. Şimdi dünya piyasalarına buğday ithalatçısı olarak çıkması, yeni bir fiyat artışı dalgası anlamına geliyor. Öyle görünüyor ki Çin, bununla da kalmayacak, süt ürünleri, soya ve yağlı tohumlar piyasalarını da etkileyecek. Tabii bu haber ve tahminlerin hedge fonların ekmeğine yağ sürdüğünü belirtmeliyim. Unilever, bu planla ortaya üç büyük hedef koyuyor: Unilever ürünlerinin çevrede bıraktığı ayak izlerini yarı yarıya azaltmak, ürünlerde kullanılan tarım ham maddelerinin yüzde 100’ünü sürdürü- G-20’nin gündeminde artan gıda fiyatları ve bu nedenle hissedilen enflasyonist baskı var. AB Euro Bölgesi Ocak ayı enflasyonu 2,4 puan çıktı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Trichet, 100 doları aşan petrol ve yüksek seyrini devam ettiren gıda fiyatları nedeniyle enflasyon konusunda kısa vadede yukarı yönlü riskler olduğunu açıkladı. ABD Çalışma Bakanlığı da son açıklamasında gıda ve akaryakıt fiyatlarındaki artışa paralel olarak TÜFE’nin yüzde 0,4 yükseldiğini açıkladı. Ülkemizde ise geçtiğimiz yıl gıda enflasyonu, tahminlerin altında kaldı. Yağlı tohumlarda açığın giderilmesi için sıfır gümrükle ayçiçeği ithalatının yapılması, yine ithalatın önünün açılarak artan et fiyatlarının regüle edilmesi, besicilik ve süt sektörlerine verilen desteğin arttırılması gibi önlemler alınıyor. Örnekler olumlu olsa da dünyadaki gelişmelere bakıldığında en güzeli, kalıcı önlemler almak. Bu anlamda, uygulanan politikalar ve alınan tedbirlerde tüm paydaşlarla daha fazla iş birliği, gözümüzde büyüttüğümüz sorunların kısa zamanda çözümüne yardımcı olacak! İzzet Karaca, planla ilgili olarak “Unilever Türkiye olarak, dünyanın her yerinde çevre üzerindeki etkimizi azaltmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz ‘Sürdürülebilir Yaşam Planı’ 2020’ye kadar gerçekleştirilmesi hedeflenen 50’den fazla sosyal, ekonomik ve çevresel taahhüt içeriyor. Felsefemiz; en başta kirliliği İzzet Karaca, Unilever çalışanlarını da günlük yaşamlarında, evlerinde ve iş yerlerinde küçük dokunuşlarla büyük farklar yaratmaya teşvik ettiklerini belirtirken, Unilever Türkiye olarak, tüm paydaşlarıyla birlikte çalışarak, ülkemizde ve tüm dünyada toplum sağlığı hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olacaklarını söylüyor. Tek bir önlem yetmez “Devasa bir sektörün sorunlarının tek bir argümanla tam olarak çözülmesi beklenmemeli!” Sevgiler… n Süt sektörünün gelişimi için çalışmalarına hız veren Ulusal Süt Konseyi (USK), tüm paydaşlarını bir araya getirerek sektörün sorunlarına yönelik çözüm önerilerini tartıştı. Arz fazlası sütün, süt tozu şeklinde depolanması ve ithal edilen süt tozu miktarının azaltılması yönündeki önerilerinin yetkili makamlar tarafından destek gördüğünü belirten USK Başkanı Harun Çallı, süt tozu desteğinin sektörün içinden geçtiği bu zor dönemde verilmesinin, sektörde önemli bir rahatlama sağladığını belirtti. Süt sektörünün çok büyük bir sektör Y en i b i r f i y at ar t ış d al g ası k ap ıd a m ı? Çi n ’d ek i k u r ak l ığın t ah m i n ed i l en i n ço k öt esi n d e o l d u ğu n u n v e m i l y o n l ar ca t o n b u ğd ay ın t ar l al ar d a çür üd üğün ün o r t ay a çık m ası en d i şel er i y i n e ar t t ır d ı. A j a n d a U lu slararası etkin likler: lebilir kaynaklardan sağlamak, insanların sağlık ve esenliklerini arttırmak için harekete geçmelerine yardımcı olmak. üretmemek, daha sonra kaynağında ayırıp geri kazanmak. Faaliyetlerimizdeki en büyük farkı, tüketicilerimizin alışkanlıkları üzerindeki etkimiz sayesinde yaratacağımıza inanıyoruz. Merkez ofisimizin seçimi ve tasarımı da çevresel farkındalığımızı eyleme geçirdiğimizin önemli bir göstergesi.” diyor. olduğunu ve yaşanan sorunların tek bir argümanla çözülemeyeceğini söyleyen Çallı, ihracatın arttırılması için yeni pazarlar oluşturulması ve içme sütüne ve süt ürünlerine ihracat desteği verilmesi gerektiğini ifade etti. Toplantıda 2011 yılını ve süt sektöründeki gelişmeleri değerlendirdiklerini kaydeden Çallı, toplantıdan çıkan çözüm önerilerini sıralarken şöyle konuştu; “Süt hayvancılığının en önemli girdisi olan yemin daha ucuza temin edilebilmesi için, ithal edilen ham maddelerin gümrük vergileri ile karma yemin KDV’si düşürülmeli. Böylece üreticilerimiz daha ucuza yem alabilecek, süt üretim maliyeti düşecektir. Ülkemizin bazı bölgelerinde hala sıcak süt toplanmakta. Hijyenik kalitenin düşmesine sebep olan bu uygulamanın kesin olarak bitirilmesi sağlanmalıdır. Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği değiştirilmeli ve ülkemiz şartlarına uyarlanmalıdır. Tüm bunların yanında devlet politikası haline getirilmesi ve çocuk sağlığının korunarak malnütrisyonun engellenmesi için “Okul Sütü” projesinin hayata geçirilmesi gerekmektedir.” M art - Kasım 2011 • 2011 Sütçülük Sürd ürüleb ilirliği Sem p o z y u m u : 25 - 26 M ay ıs 2011, Ch i cag o , I l l i n o i s, A BD . • Sütçülük Etkin liği v e Çiftlik H ay v an ları Serg isi: 6- 7 Ey l ül 2011, Bi r m i n g h am , İn g i l t er e. • U lu slararası Sütçülük Şo v u – G lo b al Süt En d üstrisi İçin A m b alajlam a, İşlem e v e T ekn o lo ji Çöz üm leri: 19- 21 Ey l ül 2011, A t l an t a, Geo r g i a, A BD . • 7. N IZO Sütçülük Ko n feran sı - A ro m a v e T ekstür: Sütçülükte In o v asy o n lar: 21- 23 Ey l ül 2011, Pap en d al , H o l l an d a Y aklaşan ID F etkin likleri: • ID F Y erel Süt T ed ariki v e T alep Sistem leri Bölg esel Ko n feran sı: D en ey im lerd en D ersler: 26- 29 N i san 2011, Sau l , Gün ey Ko r e. • ID F U lu slararası Ko y u n , Keçi v e İn ek D ışın d aki H ay v an Sütü Sem p o z y u m u : 16- 18 M ay ıs 2011, A t i n a, Y u n an i st an . • ID F/ISO A n alitik H aftası: 23- 27 M ay ıs 2011, Li o n , Fr an sa. • ID F D ün y a Sütçülük Zirv esi 2011: 15- 19 Ek i m 2011, Par m a, İt al y a T ürkiy e etkin likleri: • G ıd a Ko n g resi 2011 - G lo b al G elecek G lo b al İşb irliği: 21- 23 Kasım 2011, Çeşm e, İz m i r süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:43 Page 6 27.5x40.5 ilan suthattiC 2/14/11 11:47 AM Page 1 C 6 Sayfa Ekonomi A nahtar veriler * Fiyatlarda mevsim etkisi Türkiy e süt ürünleri üretimi BM Gıda Ajansı tarafından yayımlanan Gıda Fiyatları * TÜİK – Süt Ürünleri Üretim İstatistikleri - 2010 Ür ün İndeksi, global süt ve süt ürünleri fiyatlarının Ocak A r alık 2010 2010 y ıl ı t o p l am 544,004 6,745,011 İçm e süt ü ür et i m i 98,118 1,090,605 Pey n i r ür et i m i 37,958 473,057 Y o ğu r t ür et i m i 75,437 908,269 A y r an 32,982 397,935 İn ek süt ü* ayında diğer gıda kategorilerindeki fiyatlardan çok daha fazla artış kaydettiğini ortaya koydu. * En t eg r e süt i şl et m el er i t ar af ın d an t o p l an an i n ek süt ü CAOBISCO’nun sütteki öncelikleri Avrupa Çikolata, Bisküvi ve Şekerleme Endüstrileri Derneği (CAOBISCO) “AB Sütçülük Pazarının Geleceğine İlişkin Durum Raporu”nu yayımladı. n Raporda, CAOBISCO’nun uzun vadeli hedefi, sürekli tedarik güvencesinin sağlandığı ve kısıtlamaların kaldırıldığı bir süt pazarına geçiş olarak verilirken, sütçülük sektörüne yön veren “Ortak Tarım Politikası”nın daha az yönetim aracı kullanılarak sadeleştirilmesi gerektiği de vurgulandı. CAOBISCO’nun her geçen gün genişleyen dünya pazarında AB sütçülük endüstrisinin önemli rolünü desteklediğinin belirtildiği raporda ayrıca, “AB politikası sektörü etkili, verimli, rekabetçi ve bağımsız olmak konusunda teşvik Mart - Nisan 2011 suthattı etmeli ve doğrudan desteklemelidir.” ifadesi yer aldı. CAOBISCO firmalarının artan global tüketici talebi avantajını kullanabilmeleri için AB’de uygun maliyet desteği sağlanarak dünya pazarında rekabet gücüne sahip olmaları gerektiği de vurgulandı. 2015 Sütçülük Pazarı Reformu için öncelik ve beklentilerin sıralandığı raporda; “Sütçülük Sağlık Kontrolü” anlaşması uyarınca üretim kotalarının kaldırılması, özel depolama sisteminin ve müdahaleye ilişkin kurallarının gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi. Üretim ve tüketimin mevsimselliği nedeniyle sütçülük pazarının istikrarı için stok yönetiminin çok büyük önem taşıdığına dikkat çekilirken, bunun fiyat kontrolü için bir araç olarak kullanılmaması gerektiğinin altı çizildi. İhracat iadeleri ve ithalat vergilerinin kaldırılması ve sütçülük endüstrisinin ihracatta rekabet gücünün arttırılması CABISCO’nun öncelikli gördüğü konular arasında yer aldı. Kırsal kalkınma kapsamında verilecek özel destekle az gelişmiş üretim alanlarının korunması ve tedarikçiler ile geleceği bütçelendiren ve planlayanlar için güvenilir bir finansal araç olarak başarılı bir sütçülük vadeli işlemler piyasasının geliştirilmesi de raporda yer alan diğer beklentiler. n Birleşmiş Milletler Gıda Ajansı Tarafından aylık olarak yayımlanan İndeks’e göre, Ocak ayındaki süt fiyatları Aralık ayının %6.2 üzerinde gerçekleşirken, diğer gıda ürünlerinde ortalama %3.4’lük bir artış oldu. Ancak süt ve süt ürünlerindeki bu aylık artış, Kasım 2007’deki en yüksek değerin %17 altında gerçekleşti. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, tereyağı fiyatları ton başına 4925 dolara yükselerek, Aralık 2010’daki 4500 doların üzerine çıktı. Ocak ayında yağsız süt tozu fiyatları 3075 dolardan 3500 dolara, tam yağlı süt tozu fiyatları ise ton başına 3550 dolardan 3801 dolara yükseldi. FAO analisti Merritt Cluss, Avustralya’daki şiddetli yağmur ve sellerin üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, AB üretim açığını okyanus ülkeleri doldurduğu için global süt ve süt ürünleri fiyatları üzerindeki mevsimsel etkilerin giderek arttığını vurguladı. Cluss bunun nedenini, Yeni Zelanda ve Avustralya’daki çiftliklerde gerçekleşen üretim miktarlarının, meraların kalitesine ve mevsimlere bağlı olmasıyla açıkladı. Fiyatlardaki artışın yalnızca tedarikle ilgili olmadığını da söyleyen Cluss, artışların gıda kategorilerindeki genel eğilim bağlamında gerçekleştiğini ifade etti. Y en i Z el an d a A B ür et i m açığın ı, o k y an u s ül k el er i d o l d u r d u ğu i çi n g l o b al süt v e süt ür ün l er i f i y at l ar ı üz er i n d ek i m ev si m sel et k i l er g i d er ek ar t ıy o r . Geleceğin sorumluluğu üzerimizde Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, “Gıda Zincirinde Sürdürülebilirlik” iletişim kampanyası ile farkındalık yaratmayı hedefliyor. n Son yıllarda en çok duyduğumuz kavramlardan biri “sürdürülebilirlik”… Enerji kaynaklarını, sosyal ve kültürel değerleri tüketmeden gelecek nesillere aktarabilmek, sürdürülebilirlik kavramının temelini oluşturuyor. Gerek ülkemizin gerekse tüm dünyanın gündemini meşgul eden konular arasında yer alan sürdürülebilirlik, özelikle küresel ısınmadan söz edilmeye başlandığı andan itibaren herkesin katkı sağlaması gereken bir alan oldu. Konunun öneminin bilincinde olan kişi, kurum ve kuruluşlar konuyla ilgili olarak kafa yoruyor, çözüm önerileri üretiyor ve bunları hayata geçirmeye çalışıyor. Kendisini sürdürülebilirlik konusunda sorumlu hisseden kurumlardan biri de Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu. Federasyon’un amacı, gıda zincirinde sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmak. Gıda ve içecek sanayinin faaliyet alanı, tarımsal ham maddelerin satın alınmasını ve sonra da işle- nerek yüksek kaliteli gıda ve içecek ürünlerine dönüştürülmesini kapsıyor. Bu sürecin odak noktasında yer alan üretim aşamasındaki en önemli konular; enerji kullanımı, sera gazı emisyonları, kaynak ve atık yönetimi, su ve atık su yönetimi ve ambalajlama olarak öne çıkıyor. Ancak önemli çevresel etkiler, ürün işleme sürecinin öncesinde ve sonrasında da oluşuyor. Her iki aşamada sorumlulukları olan, farklı faaliyet alanlarından paydaşların her birinin çevreye farklı etkileri bulunuyor. TGDF; çiftçiler, sanayiciler, tedarikçiler, nakliyeciler, satıcılar, tüketiciler ve kamu otoriteleri gibi gıda zincirinde yer alan paydaşlarını bilgilendirmeyi amaçlayan bir site hazırladı ve sitenin tanıtımı için bir kampanya başlattı. 6000’in üzerinde web sayfasında, çeşitli iş ve ekonomi dergilerinde yer alan kampanya reklamları aracılığıyla bugüne kadar beş yüz binin üzerinde kişiye ulaşıldı. Kampanya halen internet kullanıcılarına ulaşmaya devam ediyor. “Sürdürülebilir Sorumluluğumuz” temasıyla hazırlanan web si- tesinde; sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir gıda üretimi, sürdürülebilir gıda güvenliği ve sürdürülebilir tüketim olmak üzere dört ana başlıkta toplanan konular, gıda ve içecek zincirinde sürdürülebilirlik için herkesin belli sorumlulukları olduğuna dikkat çekiyor. www.tgdf.org.tr adresinden ulaşılabilen sitede, kaynakların verimli kullanılmasından su ve enerji tasarrufuna, kalite sistemlerinden ambalajlama ve lojistiğe kadar birçok bilgi yer alıyor. Bu doğrultuda TGDF, “Sürdürülebilir Sorumluluğumuz” sitesi ile gıda zincirinde sürdürülebilir üretim ve tüketim için geliştirilecek akılcı bir stratejinin mutlaka yaşam döngüsünün tüm aşamalarını kapsaması gerektiğinin altını çiziyor ve şu mesajı veriyor: “Öncelikle her paydaş; çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutta faaliyetlerini sürekli iyileştirmeye çalışmalı. Buna ek olarak yine her paydaş, gıda zincirinde yer alan diğer oyuncuların, gıda zincirinin tamamını etkileyen faaliyetlerini iyileştirmeleri için yardımcı olabilmeli ve onları teşvik edebilmeli.” Composite M Y CM MY CY CMY K süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:43 Page 8 8 Kapak Sayfa Görüş: A li Osman Mola - ASÜD Genel Koordinatörü İhracat geliştirilmeli n 2011 yılı desteklemelerini Süthattı’na değerlendiren Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği Genel Koordinatörü Ali Osman Mola, “Bakanlığımızın açıkladığı destekleri olumlu karşılıyoruz. Bu destekler, süt ve süt ürünleri sektörünün gelişmesi ve istikrarı açısından özellikle orta ve uzun vadede etkisini gösterecektir. Önemli olan bu desteklerin yasal altyapısının da hazırlanarak sürekli hale getirilmesidir.” dedi. Ali Osman Mola ASÜD Genel Koordinatörü “Destekler, sektörün gelişmesi ve istikrarı açısından orta ve uzun vadede etkisini gösterecektir. Önemli olan bu desteklerin yasal altyapısının da hazırlanarak sürekli Görüş hale getirilmesidir.” Sorunun kronik olduğunu ifade eden Mola, artık çözüme odaklanma zamanının geldiğini söyledi. Üretimi arttırırken tüketimin arttırılması için de çareler düşünülmesi gerektiğini ifade eden Mola, özellikle içme sütü tüketimimizin gelişmiş ülkelerin çok altında olduğunu, oysa Sağlık Bakanlığı’nın, süt ve süt ürünlerinin her yaşta tüketilmesi gereken temel besinlerden biri olduğunu vurguladığını belirtti. Mola, “Okul Sütü” uygulamasının çocuklara ve gençlere süt ve süt ürünleri tüketimi alışkanlığı kazandırmak bakımından önemli olduğunun altını çizerek, bunun yanı sıra oldukça düşük seviyede olan ihracatımızın da geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Mola ayrıca, sektörün tüm taraflarının temsil edildiği bir kurum olarak Ulusal Süt Konseyi’nin yetkilerinin arttırılması gerektiğine işaret etti. Mart - Nisan 2011 suthattı Kapak suthattı Mart - Nisan 2011 Sayfa 9 Hayvancılık destekleri arttırıldı Bakanlık’tan süt tozu desteği 440 milyon TL arttırılan destekle 2011 yılında hayvancılığa verilecek toplam destek miktarı 1 milyar 700 milyon TL’ye çıkartıldı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 18 bin tonu iç tüketim, 20 bin tonu ihracat amacıyla olmak üzere toplam 38 bin ton süt tozu üretimini destekleyeceğini açıkladı. n 2011 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar, Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar’ın Bakanlar Kurulu’nda imzadan çıkmasının ardından basın toplantısı düzenleyen Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 440 milyon TL arttırdıkları destekle 2011 yılında hayvancılığa toplam 1 milyar 700 milyon TL destek vereceklerini açıkladı. Toplantıya AKP Bursa Milletvekili ve Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Ali Koyuncu, Ulusal Süt Konseyi Başkanı Harun Çallı, Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Bülent Tunç ve Bakanlık bürokratları katıldı. Besi hayvancılığına ilk defa 2011 yılında destek getirildiğini söyleyen Eker, mevcut besi hayvanını kestirip yerine yerli besi hayvanı bağlayan üreticiye, hayvan başına 300 TL destek verileceğini; süt priminin de %50 oranında arttırıldığını kaydetti. Söz konusu ödemeler, 2011 yılı içerisinde üçer aylık dönemler halinde yapılacak. Besicilere ayrılan kaynağın 390 milyon TL olduğunu belirten Eker, “Biliyorsunuz 2010 yılının Ağustos ayından itibaren, faizsiz kredi uygulamasıyla kredi maliyetlerini düşürmeye yönelik bir destekleme mekanizması getirmiştik. Besicilerimiz Ağustos’tan Aralık sonuna kadar 1,5 milyar lira faizsiz kredi kullandı. Bu yıl hayvan başına 300 lira destek öngörüyoruz. Bu şekilde besicilerimizin sı- Mer tçe Dr. İsmail Mert Geç kalmayalım H ay v an cıl ığa 440 m i l y o n T L ek d est ek 2011 y ıl ı t ar ım sal d est ek l em el er i n i b i r b asın t o p l an t ısı d üz en l ey er ek açık l ay an T ar ım v e Köy i şl er i Bak an ı M eh d i Ek er , b u y ıl i l k d ef a b esi h ay v an cıl ığın a d a d est ak g et i r i l d i ği n i söy l ed i . kıntılarını bir nebze de olsa çözecek, maliyetlerini düşürecek bir destekleme uygulaması yapacağız.” dedi. Bakan Eker konuşmasında hayvancılığa verilen desteklemelerle ilgili ayrıca şu bilgilere yer verdi: “Ülkemizin şartlarına çok uygun bir üretim alanı olan küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde de bir dizi destek uygulamasına geçildi. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için hayvan başına verilen destek yüzde 50 arttırılarak 10 TL’den 15 TL’ye çıkarıldı. Böylece, koyun ve keçi sütüne inek sütüne göre 2,5 kat fazla destek uygulaması hayata geçti. Ayrıca; ‘Halk Elinde Islah Projesi’ daha önce 12 ilde uygulanırken, 2011 yılında ülke genelinde uygulamaya geçilerek daha verimli hayvan materyali elde etme imkânı ülke geneline yayılmış oldu.” “Organik hayvancılık yapan üreticiler de destekleme kapsamına alındı ve tüm desteklerin yüzde 50 oranında arttırılması kararlaştırıldı. Yem bitkileri destekleri de arttırılırken, diğer destekleme uygulamaları 2010 yılında olduğu şekliyle devam ediyor.” Destek %26 oranında arttı “2011 yılı desteklemeleri içerisinde süt primi desteği %50 arttırılıyor. İnek sütünde litresi 4 kuruş olan prim desteği 6 kuruşa çıkarılıyor. Buzağı desteği %25, manda desteği %20 arttırıldı, koyun ve keçi yetiştiriciliğine de ayrıca özel bir artış getirilerek destek %50 oranında arttırıldı. Hayvan başına yani koyun keçi başına, kayıtlı olmak ve küpe takılmak kaydıyla, 10 lira olarak verilen destek, 15 liraya çıkarıldı. Ayrıca yem bitkilerine verilen destek, slajlık mısırda dekar başına 50 liradan 55 liraya, korungada 80 liradan 90 liraya, yoncada ise 125 liradan 130 liraya çıkarıldı. Bunlar Türkiye’de faizsiz kredi uygulamasında 2011 yılında yine devam edecek.” T arım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ve süt sanayicisinin yoğun gayretleri ile son bir yıldır 0,730 -750 lira/litre aralığında devam eden çiğ süt fiyatları sürdürülemez hale gelmiş durumda. Bunun en önemli nedeni de mevsimsel dalgalanma. Yaklaşık 20-25 senedir süt arzı Ocak ayından itibaren artmaya başlıyor ve Mayıs ayı- ürünleri tüketiminde tahminlerin üzerinde azalış görülmesi. Marketlerin ciroları bize bunu gösteriyor. na kadar arz fazlalığı oluşuyor, talep ise bunun tersine aynı aylarda düşüşe geçiyor. Bu sene bu genel mevsimsel dengesizliğe iki neden daha eklendi. Bunlardan birincisi Bakanlığın teşvik kapsamında uyguladığı sıfır faizli kredi politikasının yeni müteşebbislerin sektöre girmesine neden olması ve süt üretimi artışı. İkincisi ise süt ve süt Diğer yandan süt fiyatlarının aşağıya doğru gitmesinin anlamını bilen Hükümet, fiyatları dengede tutmak için 2009’da başlattığı süt tozu desteklemesini yeni boyutlara taşımak istiyor. Nasıl derseniz: Önce vergiler yükseltilerek süt tozu ithalatı zorlaştırıldı ve ardından adeta ithalat yasaklandı. DİR kapsamında da olsa süt tozu ithalatı zorlaştırıldı. İthal edilen yaklaşık 18.000 ton süt tozunun tamamı yurt içinde üretilecek. İthalat maliyeti ile yurt içi maliyet arasındaki fark devlet tarafından karşılanacak. “Kararname yeni uygulamalar getiriyor. Süt regülasyonu ile besiciliğe verdiğimiz destek dışında, organik hayvancılığa da destek geliyor. Hangi hayvancılık faaliyeti yapılıyorsa o hayvancılık faaliyeti, organik olduğu takdirde, aldığı desteğin %50 fazlasını alacak.” Destekler yılında ödeniyor “Eskiden destekler yıl içinde belirsiz tarihlerde ödenirdi. Biz son üç yıl içerisinde Bakanlık olarak her ay hangi desteği ödeyeceğimizi önceden açıklıyoruz. Yıl başında, bir yıl içinde hangi ayda hangi destekleri ödeyeceğimizi önceden ilan ediyoruz. Örneğin Ocak ayında hububat ve hayvancılığa 530 milyon lira ödeme yaptık. Bu ay 1 milyar 920 milyon lira, Mart’da 1 milyar 300 milyon civarında ödememiz var. Nisan ayında keza öyle… Son üç yıl içinde toplam yıl içi desteklemelerimizin %90’ının üzerinde miktarını ödüyoruz. 2010 yılında da öyle yaptık, 2009 yılında da… Bu sene de öyle olacak, planımız programımız o şekilde. Süt prim desteğinin bu ayki ödemesi 120 milyon lira. Eskiden toptan müteakip yılda ödenirdi. Biz bunu her üç ayda bir icmaller toplandıkça hemen ödüyoruz. Süt prim desteğini, besi hayvanı desteğini ve süt tozu desteğini de yıl içinde ödemiş olacağız.” Süt f i y at l ar ı d üşt üğü t ak d i r d e ür et i m d en p ar a k az an am ay an çi f t çi h ay v an l ar ın ı k esi m e g ön d er ecek . Global gýda arz ve talebini gelecekte neler bekliyor? geliþtirme kapasitelerini nasýl arttýrabilirler? bir regülasyon ortamýna ihtiyaç var? ve Medya 2011 yılında, 18 bin ton süt tozu, ihracat yapan imalatçı-ihracatçı firmaların ihtiyaç duyduğu süt Hükümetin, fiyatları dengede tutmak için başvurmak istediği başka bir yol ise süt ve süt ürünlerinde ihracat teşviki getirmek. Umarım Hükümet bu teşvikte geç kalmaz. Kesi l m esi n Ticaret ve Rekabet n Süt fiyatlarındaki düşüşün önlenmesi amacıyla 2009 ve 2010 yıllarında uygulanan süt tozu desteğinin kapsamı bu yıl genişletiliyor. Hayvancılık sektörüne yönelik bir dizi yeni uygulamayı hayata geçiren Bakanlık, 2011 yılında hayvancılık destekleri için ayrılan kaynağı 440 milyon TL arttırdı. Arttırılan kaynağın 50 milyon TL’si süt tozu ihracatını desteklemek için kullanılacak. Destekleme uygulaması ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, belirli dönemlerde çiğ sütün değerlendirilmesi, ülkemiz süt üretiminin geliştirilmesi, kayıt altına alınması ve çiğ süt fiyatlarında istikrarın oluşturulmasını hedefliyor. İt h al at v er g i l er i i l e süt ür et i ci si d est ek l en i y o r . Can l ı h ay v an v e et i t h al at ın d an al ın an v er g i g el i r l er i , b esi ci l i k v e süt f i y at i st i k r ar ı i çi n k u l l an ıl m ay a b aşl an d ı. Üreticiler yüksek kaliteli, güvenli ve katma deðerli ürün Dýþa açýk ve rekabet gücü daha yüksek bir gýda ve içecek endüstrisinin oluþmasý için nasýl Uluslararasý ticaret hacmini geliþtirmek için atýlabilecek adýmlar. Beslenme, Saðlýk, Tüketici Endüstrinin tüketici memnuniyetinin saðlanmasýnda karþýlaþtýðý fýrsat ve zorluklar. beslenme ve yaþam tarzýndaki deðiþiklikleri nasýl ele alabiliriz? Tüketicilerin seçme özgürlüðünü kýsýtlamadan Endüstri, Avrupa'da giderek artan obezite, gýda alerjileri ve intoleranslarý Endüstri ve diðer paydaþlar, tüketicileri hareketsiz yaþam tarzýndan kaçýnma, bilinçli gibi beslenmeyle ilgili sorunlarý nasýl ele alabilir? gýda tercihleri, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konusunda nasýl teþvik edebilir? tüketici taleplerine nasýl karþýlýk veriyor ve tüketici tercihlerini nasýl yönlendiriyor? temel bir sistematik deðiþim için ne gereklidir? Çevre alanýnda nasýl liderlik yapýyor? tozunun yurt içinde üretilmesi ve temin edilmesine yönelik olarak, 20 bin tonu ise doğrudan ihracat amacıyla olmak üzere toplam 38 bin ton süt tozu üretimi desteklenecek. Bu destekle piyasadan 380 bin ton çiğ sütün çekilmesi planlanıyor. Gýda güvenliði ve ürün geliþtirme alanlarýnda endüstri, Tüketicileri daha saðlýklý yaþam tarzlarýna teþvik edecek Tarýmsal gýda endüstrisi, gýda zincirinde çevre performansýný geliþtirerek sürdürülebilirlik Tüketici tercihlerinde çevreyle ilgili kaygýlarýn etkisi artýyor mu? Üreticiler, ürünlerinin çevresel sürdürülebilirlik performansýný arttýrma çabalarýný tüketicilere etkili bir þekilde nasýl gösterebilir? endüstrisi için ne gibi fýrsatlar sunuyor? Gýda Güvenliði ve üretim zincirinde gýda güvenliði. Gýda zincirinde "yeþil" uygulamalar, global gýda ve içecek Gýda güvenliði, gýda zinciri yaþam döngüsü ve paydaþ iþ birliði. Tedarik Gýda güvenliði yönetim sistemleri, global ihtiyaçlara cevap verebiliyor mu? Çi f t çi y e v er i l en d est ek l er D e st ek l er Süt p r i m d est eği Br u cel l a aşı d est eği M an d a d est eği Rakam l ar O r an l ar A r t ış % 4 Kr /L’d en 6 Kr /L’y e 50 20 T L/BA Ş’t an 25 T L/BA Ş’a 25 Efes Bergama Meryem Ana Klazomenai www.globalgelecekglobalisbirligi.com 250 T L/BA Ş’t an 300 T L/BA Ş’a 20 Bu z ağı d est eği * 60 T L/BA Ş’t an 75 T L/BA Ş’a 25 Ko y u n v e k eçi d est eği 10 T L/BA Ş’t an 15 T L/BA Ş’a 50 Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Üyeleri 10 Kr /L’d en 15 Kr /L’y e 50 Ambalajlý Su Üreticileri Derneði Ambalajlý Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneði Bal Paketleyicileri, Ýhracatçýlarý ve Sanayicileri Derneði Bira ve Malt Üreticileri Derneði Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði Diyabetik ve Fonksiyonel Gýda Üreticileri Si l aj l ık m ısır 50 T L/d a’d an 55 T L/d a’a 10 Derneði Gýda Katký ve Yardýmcý Madde Sanayicileri Derneði Meþrubatçýlar Derneði Meyve Suyu Endüstrisi Derneði Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneði Niþasta ve Glikoz Üreticileri Derneði Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Ko r u n g a 80 T L/d a’d an 90 T L/d a’a 12 125 T L/d a’d an 130 T L/d a’a 4 Ko y u n süt ü d est eği Y o n ca Derneði Pirinç Deðirmencileri Derneði Salça Ýhracatçýlarý ve Ýmalatçýlarý Derneði Þekerli Mamül Sanayicileri Derneði Susam, Tahin, Helva ve Reçel Ýmalatçýlarý Derneði Þarap Üreticileri Derneði Tarým Ürünleri, Hububat, Bakliyat Ýþleme ve Paketleme Sanayicileri Derneði Trakya Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði Tüm Gýda Dýþ Ticaret Derneði Türkiye Makarna Sanayicileri Derneði Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneði Türkiye Süt, Et, Gýda Sanayicileri ve Üreticileri Birliði süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:43 Page 10 Gündem 10 Sayfa İş dünyası tek yürek kuruluşlarında yer alan haberlerin ardından oda ve derneklerden ortak açıklama geldi: “Medyanın gıda haberleri konusunda daha hassas davranması gerekiyor.” n Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ömer Cihat Vardan, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük ve İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Atilla Sümer’in imzalarını taşıyan açıklamada; basın kuruluşlarından daha duyarlı ve dikkatli olmaları, gıda sektöründeki firmaların markalarına ve ticari itibarlarına zarar vermekten kaçınmaları konusunda hassasiyet beklentisi ifade edildi. Gıda sektörünün üretim kapasitesi, yarattığı istihdam ve gerçekleştirdiği ihra- Ri f at H i sar cık l ıo ğl u Şem si Ko p u z cat ile ülke ekonomisine sağladığı katma değerin vurgulandığı açıklamada, “Son günlerde, bazı medya organlarında gıda sektörümüzü de yakından ilgilendiren tartışma ve haberler yer almakta, bu haberlerde yer alan yanlış bilgilendirmeler nedeniyle ‘Türkiye’de üretilen gıda ürünleri sağlığa zararlıdır’ algısına neden olabilecek negatif yaklaşımlar dikkat çekmektedir.” ifadesine yer verildi. Ayrıca, bu suçlamaların sadece gıda sektöründe üretim yapan firmaların itibarına değil, tüm gıda sanayisinin itibarına ve çıkarlarına zarar verdiğine dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Yanlış bilgilendirmeler ‘Türk Malı’ imajını zedelemekte, tüketicinin Türk markalarına olan güvenini haksız yere sarsmaktadır. Uluslararası kalite ve standartları yakala- M eh m et Büy ük ek şi Araştırma: Prof. Dr. Gökhan S. Hotamışlıg il - T u ğr u l Ku d at g o b i l i k suthattı Mart - Nisan 2011 Hedefleri büyük Avrupa’nın birincisi Finlandiya n 1,1 milyon çiftçiye hizmet sağlayan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, 2011 yılında çiftçiye 3,1 milyar lira kredi kullandırmayı amaçlıyor. Son dönemde gıda ürünlerine yönelik bazı medya Basın k u r u l u şl ar ı d ah a d u y ar l ı v e d i k k at l i o l ar ak , g ıd a sek t ör ün d ek i f i r m al ar ın i t i b ar l ar ın a z ar ar v er m ek t en k açın m al ıd ır . mak anlamında büyük bir atılım gerçekleştiren firmalarımız; topluma ve tüketiciye olan sorumluluğunun bilincinde olarak, gerek yerli gerekse ithal olan tüm ham madde ihtiyacını, resmi makamların denetim ve kontrolleri altında, Türk Gıda Kodeksi’ne uygun olarak temin etmekte ve uluslararası standartlarda üretim gerçekleştirmektedir. Türkiye Cumhuriye- Öm er Ci h at V ar d an M u r at Y al çın t aş ti’nin sanayide elde ettiği başarının gururu hepimize ait olduğu gibi, ürünlerinin kalitesiyle tüm dünyada rekabet etme becerisini gösteren, sektörünü ileriye taşıyan öncü kurumlarımıza sahip çıkmak da hepimizin vazifesidir. Bir kez daha altını çizmek gerekirse, sağlığı korunan halk da gıda sektörü de bizimdir. İkisi de korunup kollanmayı hak etmektedir.” T an ıl Küçük A tilla Süm er 5 Şubat 2011 tarihinde, Ramada Plaza Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısıyla 2010 yılının genel bir değerlendirmesini yapan TTKKB Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım, Kurum olarak 2011 yılına yönelik hedeflerini kamuoyuyla paylaştı. Yıldırım, 2002 yılından başlayarak bugüne kadar 5 milyon 200 bin çiftçiye toplam 12,5 milyar lira kredi kullandırdıklarını belirterek, bu kredinin 9,5 milyar lirasının düşük faizli olduğunu söyledi. Yıldırım sözlerine, çiftçilere 2011 yılında 600 milyon lirası hayvancılık sektörüne olmak üzere, toplam 3,1 milyar lira kredi kullandırmayı hedeflediklerini belirterek devam etti. Yapılan değişikliklerle Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’nin daha demokratik ve özerk bir hale getirildiğini söyleyen Genel Müdür Yıldırım, Kurum’un herhangi bir banka ya da finans kurumuna borcu olmadığını vurguladı. Sağlanan kredilerin geri dönüş oranında ise geçen yıl %95 düzeyine ulaşıldığını, 2010 yılı itibarıyla da kefilsiz kredi uygulamasına başlandığını söyleyen TTKKB Genel Müdürü, 2010 yılında 1 milyon 127 bin ton gübre, 199 milyon litre motorin ve 315 bin ton yem dağıtıldığını açıkladı. Avrupa Birliği kapsamında yapılan beslenme araştırmasında Finlandiya, yıllık kişi başı 134 litre ile süt tüketim oranı en yüksek Avrupa ülkesi oldu. Türkiye ise son sırada. n Finlandiya Süt ve Süt Ürünleri Beslenme Konseyi’nden beslenme uzmanı Anne Pohju, yaptıkları araştırmalara göre Finlandiya’da yıllık süt tüketiminin kişi başına 140 litreye kadar çıktığını belirtiyor. Finlandiya’da süt; kahvaltı, öğlen ve akşam öğünlerinde standart içecek olarak tüketiliyor. H er öğün d e süt Fi n l an d i y a’d a süt ; k ah v al t ı, öğl en v e ak şam öğün l er i n d e st an d ar t i çecek o l ar ak t ük et i l i y o r . Prof. Dr. Gökhan S. Hotamışlıgil Araştırma Süt, peynir, yoğurt ve tereyağında bulunan bir yağ asidi olan ve trans-palmitoleik asit adı verilen bu bileşik vücut tarafından üretilmiyor, yalnızca beslenme yoluyla alınabiliyor. HSPH Genetik ve Metabolizma Bölümü Öğretim Üyesi ve Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan S. Hotamışlıgil ve HSPH Epidemiyoloji Bölümü ve Harvard Tıp Fakültesi Kalp Damar Bölümü’nden Doç. Dr. Dariush Mozaffarian öncülüğündeki araştırmacılar, süt ve süt ürünleri açısından zengin beslenerek alınan trans-palmitoleik asidin tip 2 diyabet ve bununla ilişkili metabolik anormalliklerin HSPH uzmanları, “Ulusal Kalp, Ciğer ve Kan Enstitüsü”nde 20 yıl boyunca yetişkinlerde kardiyovasküler risk faktörlerinin incelenmesi amacıyla gözlenen 3736 kişiyi, tip 2 diyabet gelişme riski açısından incelediler ve kandaki kolesterol düzeyleri, inflamatuvar belirteçleri, insülin seviyeleri ve insülin duyarlılığı ile trans-palmitoleik asit arasında ilişki olduğunu tespit ettiler. Ayrıca kan dolaşımında trans-palmitoleik asit düzeyi fazla olan kişilerde diyabet riskinin %60 oranında azaldığı da görüldü. Hotamışlıgil, bu oranda bir risk azalışının önemini vurgulayarak, “Bu, son derece güçlü bir koruyucu etki. Diyabetle mücadelede bildiklerimizden çok daha güçlü. Sonraki adımda insanlarda tedavi edici değerine ilişkin çalışmalar da yapılacak.” dedi. Trans-palmitoleik asidin doğal bir madde olduğunu kaydeden Hotamışligil, bu sebeple klinik çalışmaların yürütülmesinin de mümkün olduğunu ifade ederek, “Bu çalışma, temel bilim ile toplum araştırmalarında köprü kuran disiplinler arası bir çalışmanın, heyecan verici dönüştürülebilir olasılıklarını anlama gücünü ortaya koydu.” şeklinde konuştu. tığını söylüyor. Laaksonen’e göre, bu dönüşüm sayesinde Finliler sütte bulunan laktozu kolayca hazmeden bir bünye geliştirdiler. Diğer yandan Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler, Türkiye’de süt tüketiminin azlığına dikkat çekerek düşüncelerini şöyle ifade ediyor: Gıda ve enerji proseslerinde dünyanın en büyük sistem tedarikçilerinden olan GEA Grup, Türkiye’deki beşinci yılını düzenlediği “Süt Teknolojisi Semineri” ile kutladı. “Vücudun kalsiyum ihtiyacını karşılaması sütün en bilinen özelliği. Bir yetişkinin günlük süt ihtiyacı ise 800 miligram. İki bardak süt ve iki kase yoğurt günlük kalsiyum ihtiyacını karşılar. n “Verimlilik” sloganıyla 50’yi aşkın ülkede hizmet veren GEA’nın proses teknolojisindeki son yeniliklerini anlatmak amacıyla düzenlediği “Süt Teknolojisi Semineri” 20-22 Ocak tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. Pastörizasyon, ESL, UHT, evaporasyon ve kurutma konularında GEA’nın Almanya ve İtalya’dan gelen uzmanları tarafından verilen seminerlerde, katılımcılar ilk ağızdan bilgi edinme fırsatı buldu. Sektörün yoğun ilgi gösterdiği seminer- “Yıllık kişi başına süt tüketim oranı en yüksek Avrupa ülkesi ise 134 litre ile Finlandiya. Finlandiya'yı 106 litre ile İngiltere, 94 litre ile İspanya izliyor. Türkiye ise 23 litre ile maalesef sonuncu sırada yer alıyor.” C görülme riskini azalttığını Annals of Internal Medicine’ın 21 Aralık 2010 tarihli sayısında açıkladılar. Çalışma: Ulusal Sağlık Enstitüleri, Ulusal Beslenme Takviyeleri Enstitüsü, Ulusal Nörolojik Hastalıklar ve Felç Sağlık Ofisi, Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü ile Ulusal Diyabet, Sindirim ve Böbrek Hastalıkları Enstitüsü’nce desteklendi. Yağ asidi ölçümleri Searle Scholar Award tarafından yapıldı. Composite 11 Gurular Antalya’daydı 275x20danette OFS.fh11 2/17/11 5:54 PM Page 1 Süt ürünlerinin diyabet hastalığına karşı koruyucu etkisi olduğu bulundu Süt ürünlerinde bulunan transpalmitoleik asitin ile kandaki kolesterol düzeyleri ve insülin seviyeleri arasında ilişki olduğu tespit edildi. Finlandiya’nın önde gelen süt üreticisi Valio’dan beslenme uzmanı Marika Laaksonen ise kuzey kıtada yerleşik hayata geçişle birlikte, sütün soğuk hava şartları ve yaşam koşullarında kolayca bulunan önemli bir besin maddesi olduğunu ve bu durumun Finlilerde genetik açıdan bir dönüşüme yol aç- Sayfa “Avrupa ülkeleri arasında kişi başı yıllık süt tüketiminde sonuncu sıradayız. Ülkemiz, süt üretimi açısından dünyada ilk 15 arasında olmasına rağmen, süt tüketiminde Avrupa sonuncusu.” Harvard Halk Sağlığı Akademisi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı n Harvard Halk Sağlığı Akademisi (HSPH) uzmanları, diğer kuruluşların da katkılarıyla bir çalışma yaparak süt yağında bulunan doğal bir maddenin, tip 2 diyabet riskini önemli oranda düşürdüğünü ortaya koydu. Gündem Mart - Nisan 2011 suthattı M Y CM MY CY CMY K lerin açılışında konuşan ASÜD Genel Koordinatörü Ali Osman Mola, “Türkiye Süt Ürünleri Sektörü” üzerine bir konuşma yaptı. Yaşanan sorunlarda, sanayi vizyonu ile aksiyon alabilecek kurumsal bir yapı oluşturduklarını anlatan Mola, “Tüketicilerin ihtiyaçlarının ‘gıda güvenliği’ şartları içinde karşılandığı sağlıklı bir sektörel yapının oluşmasına katkı sağlıyoruz.” diyerek, bu misyon ve vizyona sahip firmaları ASÜD çatısı altına davet etti. süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:44 Page 12 Dosya 12 Sayfa Dünyanın peyniri Mart - Nisan 2011 suthattı e-Röportaj: Suzanne Sw an peyniri, çökelek ve lor dışındaki geleneksel aile tarafından, çömleğin içinde birkaç ay bekletilerek yapılan Erzincan peyniriydi.” n Suzanne Swan… Kanadalı bir yazar; gezi rehberi ile de çıkabiliyor karşınıza, inceleme kitabıyla da. Onu bizim için özel kılan, Türkiye ile kurduğu bağ. Swan, Türkiye’de geçirdiği 20 yılın ardından Kanada’ya döndü. Kendisine ulaşarak “Türkiye’nin Peynir Hazineleri” kitabı üzerine bir e-röportaj gerçekleştirdik. Swan, “Türkiye’deki 20 yılım, hayatımın en ilginç dönemiydi. Kalben bir Türk oldum ve hâlâ kendimi Türkiye’ye yakın hissediyorum.” diyerek başladı sözlerine. n Geleneksel lezzetimiz peynir, kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olarak görülse de öğle yemeği ve akşam yemeğinin de bir parçacı aslında. Peki, ülkemizde yaygın olarak tüketilen beyaz peynir, kaşar peyniri, çökelek ve lor dışındaki geleneksel peynir zenginliğimizden ne kadar haberdarız? Geleneksel peynirlerimizin birçoğu üretildikleri bölgede sınırlı kalmış ve yörenin sosyoekonomik koşullarının değişmesine bağlı olarak unutulmaya terk edilmiş olsa da yöresel peynirlerin çeşitliliği, özellikle lezzetleri, son 20 yılda kırsal alanlardan büyük kentlere yaşanan göçlerle fark edilerek, daha geniş kitlelerce tanındı. Sanayinin yöresel ürünleri pazara kazandırmaya başlamasıyla da bugün kentli nüfus, mevcut peynir çeşitlerimizin küçük bir kısmını tanımaya ve tüketmeye başladı. Küçük bir kısım diyoruz çünkü her ne kadar tam bir envanter çıkartılmamış olsa da 160’ın üzerinde peynir çeşidimiz olduğu biliniyor. Bu çe- şitlerin çoğu da lezzetleri ile dünyanın gözünü Türkiye’ye çevirebilecek nitelikte. Ülkemizin peynir çeşitleri dünyaca üne kavuşabilecek lezzette iken, Artun Ünsal’ın “Süt Uyuyunca-Türkiye Peynirleri” kitabında belirttiği gibi peynir çeşitlerinin zenginliği ile ünlü ülkeler denince akla gelen ülkeler arasında nedense Türkiye yer almaz. 30’un üzerinde şehri gezerek Türkiye’nin peynir çeşitlerini araştıran ve belki de adını bile duymadığımız çeşitleri kitabına taşıyan Swan, eserini “Türk kültürünün çok önemli bir parçası olan peynir hakkında kültürel bir kitap”, peyniri ise “hayatı bahşeden” sözcükleriyle tanımlıyor. Kitabı yazma fikrinin nasıl oluştuğunu sorduğumuzda ise “Kaş’ta yaşadığım dö- nemde peynir satıcısı Kalkanlı Emin Bey, her Cuma günü markete en az 40 veya 50 peynir kalıbı getirirdi. Yerel halk genellikle yalnızca beyaz peynir, belki de kaşar peyniri alırdı; burunlarının dibinde duran ve hiç tatmadıkları şirin peynirler kalakalırdı. Türk peynirleri hakkında, İngilizce uygulamalı bir kitap da yoktu. Fikir böyle oluştu.” diyor. Türk peynirleri oldukça doğal yöntemlerle üretilmesine rağmen dünyada tanınmıyor. Bunun nedeni sizce nedir? Çünkü Türk peynirleri profesyonel olarak pazarlanmıyor. Eğer bu yapılabilseydi birçok insan bu peynirleri beğenir, diğerlerine anlatır ve daha fazla satın alırdı. Bu bir keşif ve marka yaratma sorunudur. Çözüm nedir peki? Peynir üreticilerinin; birlikte çalışmaya, yöresel peynirlerin tanıtımı Peynirlerin bu kadar çok çeşitli tip ve lezzette olmasını ise kullanılan süt ve yapılış tekniklerindeki farklılıklar belirliyor. İnek, koyun ve keçi sütleri tek tek kullanılabildiği gibi karışım halinde de kullanılabiliyor. Bu sütler dışında manda ve deve sütlerinin kullanıldığı peynir çeşitlerimiz de mevcut. Yapılması gereken, üretildikleri coğrafyaya sıkışıp kalan bu peynirlerin sanayiye kazandırılması. Bu, muhakkak ki ciddi bir yatırım ve emek isteyen bir süreç olacaktır. Ancak fırsat maliyetine bakıldığında sonuç buna değecektir. Su z an n e Sw an “T ür k i y e’d ek i 20 y ıl ım , h ay at ım ın en i l g i n ç d ön em i y d i . Kal b en b i r T ür k o l d u m v e h âl â k en d i m i T ür k i y e’y e d i ğer ül k el er d en d ah a y ak ın h i ssed i y o r u m .” için bir birlik oluşturmaya ve Türkiye’nin yöresel peynirleri için güçlü bir marka varlığı yaratmaya gereksinimleri var. Birlik sağlanmadan herhangi bir ürünün başarılı bir şekilde pazarlanması çok güç. Kanada’nın Québec eyaletinde; peynir imalatçıları, eyalet hükümeti, süt pazarlama heyeti ve diğer küçük süt ürünleri üreticileri, Québec yöresel peynirlerini tanıtmak için birleştiler. Bu, çok tatminkâr bir başarı öyküsü oldu. Köy pazarındaki satıcılardan, çiftlik sahiplerine kadar birçok insanla tanıştınız. Peynir, onlar için ne ifade ediyor? Göçebe insanlar açısından peynir, ürettikleri başlıca ürün ve beslenmelerinin de önemli bir parçasını oluşturuyor. Çünkü peynir önemli bir protein kaynağı. Toptancıya süt ve peynir satmak ise geçim kaynakları açısından hayatidir. Fakat maalesef göçebelik hayatı giderek yok oluyor. Tattığınız peynirler arasında size en çok hangisi hitap etti? Kar s Gr av y er i T ür k i y e’n i n y ör esel p ey n i r l er i i çi n g üçl ü b i r m ar k a y ar at m ay a i h t i y acı v ar . B150: Çið sütte protein, yað, laktoz, kuru madde ve donma noktasý tayini SCC150: Çið sütte somatik hücre sayýsýnýn tayini Bactocount IBC-m: Çið sütte toplam bakteri sayýsý ve somatik hücre sayýsý tayini 13 Afyon Kaymağı’nın sırrı sütünde “Şimdiye kadar yediğim en lezzetli peynir; bir peynir zenginliğimizden ne kadar haberdarız? Sayfa G elen ekten b ilim e Peynir, hayatı bahşeder Yaygın olarak tüketilen beyaz peynir, kaşar Geleneksel suthattı Mart - Nisan 2011 Niğde mavi peynirini diğer peynirlerden daha iyi bulduğumu söylemeliyim. Erzincan, Bolu, Ezine ve Edirne de beğendiğim peynirler arasında. Fakat şimdiye kadar yediğim en lezzetli peynir; bir aile tarafından çömleğin içinde aylarca bekletilerek yapılan Erzincan peyniriydi. RABIT: Ýmpedans yöntemle bakteri tanýmlanmasý ve sayýsý Anaerobik Ekim Kabini: Su, gýda ve týbbi örneklerden anaerobik ve mikroaerofillerin izolasyonu Atýf Bey Mah. 5/3 Sok. No:5 Kat:4 Daire:8 Becergen Apt. Gaziemir - Ýzmir Tel: (0232) 251 08 51 - 251 49 31 Fax: (0232) 251 62 69 info@bentleymerkim.com.tr www.bentleymerkim.com.tr Tecrübe ve beceri isteyen bir süt zanaatı dışına pek çıkarılamayan Afyon Kaymağı üretimi, küçük aile işletmelerinde standart olmayan tekniklerle yapılıyor ve pazarlanmasına da gerekli özen gösterilmiyor. n Kaymak, sütün yağlı kısmının değerlendirildiği bir ürün. Türkiye’de, genellikle manda ineğinin fazla bulunduğu yörelerde (Afyon, Edirne, Kocaeli, İstanbul, Bursa ve Ankara) aile işletmelerinde üretilen kaymağın, üretildiği yörede alışılagelen yapım tekniğine bağlı olarak Afyon Kaymağı, lüle kaymağı gibi çeşitleri mevcut. Afyon Kaymağı ise manda sütünün tekniğine uygun bir ısıl işlemden geçirilmesi ve daha sonra da tekniğine uygun olarak soğutulması ile elde edilen bir ürün. Kaymak üretiminde, çeşitli hayvan sütleri kullanılmakla beraber daha çok manda sütü tercih edilir. Çünkü manda sütünün kaymak bağlama özelliğinin yüksek olması, yağ renginin de beyaz olması, kaymak üretiminin hem ekonomik olmasına hem de tüketicinin tercih etmesine sebep olur. Son yıllarda Afyon’da sulak alanların azalması, manda verim özelliklerinin yeterince geliştirilememesi, manda sayısında ve dolayısıyla yöreye özgü manda kaymağı üretiminde önemli azalmalara yol açtı. Bununla beraber Afyon çevresindeki satış yerlerinde ve dinlenme tesislerinde kaymak tüketiminin son yıllarda önemli bir artış gösterdiği, tatil mevsimi dışındaki dönemlerde günde 600-800 kilogram kaymak satışının yapıldığı biliniyor. Kaymak yapımında, en önemli faktörlerden biri kullanılacak sütün nitelikleri. Sütteki yağ oranı ne kadar fazla olursa, birim sütten alınan kaymak miktarı da o ölçüde fazla olur. Sütün kimyasal bileşiminin yanı sıra lezzet ve aroması, mandanın rasyonuyla yakından ilgilidir. Manda sütü, inek sütüne göre yağda çözünen vitaminler bakımından zengindir ve bir glikoprotein olan ‘laktoferrin’i yüksek oranda içerdiğinden bozulma riski daha düşüktür. Manda sütünün bu özelliği, soğutma imkânlarından kısmen yoksun bulunan yörelerde inek sütüne göre avantaj sağlar. Afyon’da kaymak üretiminin modern araç ve gereçlerden yoksun iş- letmelerde, geleneksel tekniklerle yapılması nedeniyle üretimde fazla tecrübe ve beceri gerekiyor. Önemli ölçüde tecrübe ve beceri isteyen bir süt zanaatı dışına pek çıkarılamayan Afyon Kaymağı üretimi, genellikle hijyenik koşullardan yoksun küçük aile işletmelerinde standart olmayan tekniklerle yapılıyor; muhafaza ve pazar- Yrd. Doç. Dr. Zeki Gürler Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknoloji Bölümü Öğretim Üyesi lanmasına da gerekli özen gösterilmiyor. Afyon Kaymağı’nın alışıla gelen üretim teknolojisinin ve kalitesinin geliştirilmesi ancak bir dizi araştırmanın yapılmasıyla mümkün görünüyor. süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 14 Tetrapak_Basketci_275x405_2 09/02/2011 6:18 PM Page 1 C 14 Sayfa Perakende Mart - Nisan 2011 suthattı Per aken d eh at t ı Perakendenin 2011’i Krize rağmen 2009 yılında yüzde 15 büyüme gösteren perakende sektörü, 2010 yılında da yüzde 20 civarında bir büyüme yakaladı. 2011 yılı için hedeflenen büyüme ise yüzde 25. Fikri Türkel Globalleşmeyi planlayan perakendecilerin, etkin ve sonuç odaklı stratejileri olması gerekiyor. Uzun vadeli yatırımlar yapmaya hazır olmalılar. n Dünyanın en büyük perakende devleri dikkatlerini Türkiye’ye çevirirken, yerli perakendeciler yeniden konumlanmaya başlıyor. Hedef, yurt dışı pazarlara açılmak. Deloitte, yayımladığı “Yeni Pazarlara Açılmak: Perakendenin Küresel Güçleri 2011” raporunda şirketlerin masrafları azaltma ve stokları düzenleme çalışmalarının olumlu sonuçlandığını belirtiyor. Dünyanın en güçlü ilk 250 perakende şirketinin toplam net kârının, 2008’de yüzde 2,4 iken, 2009’da yüzde 3,1’e yükseldiği görülüyor. “İlk 250 Global Perakendeci” sıralamasındaki Migros Ticaret ve BİM, aynı zamanda “En Hızlı Büyüyen İlk 50 Perakendeci” sıralamasında da yer alıyor. Raporda yer alan, “Dünyanın En Hızlı Büyüyen İlk 50 Perakendeci” sıralamasında, Afrika/Ortadoğu Bölgesi’nde Migros Ticaret 4’üncü, BİM ise 6’ncı sırada bulunuyor. Rapora göre; ABD perakende satışlarını iyileştirmeye çalışırken, Avrupa’nın kredi piyasasının gergin olduğu, global ekonomik büyümenin ağırlıklı olarak gelişmekte olan pazarlarda devam ettiği görülüyor ve bu ülkelerdeki perakendeciler, kendi pazarları yavaş büyüyeceği için yeni bölgelere geçiş W al - M ar t l i d er “İl k 250 Gl o b al Per ak en d eci 2009” l i st esi n i n i l k sır asın d a W al - M ar t v ar . yapmaya çalışıyor. Globalleşmeyi planlayan perakendecilerin etkin ve sonuç odaklı stratejileri olması gerekiyor. Uzun vadeli yatırımlar yapmaya hazır olmaları, yerli satı- cılara kendilerini tanıtmaları ve müşteri bağlılığı konusunda dikkatli çalışmalar yapmaları önem vermeleri gereken konular arasında yer alıyor. Değer ve Değerler: “Değer” kavramı da içerik değiştiriyor. Müşteriler sadece “değeri” değil, çevre ve sosyal sorumluluk gibi “değerleri” de talep etmeye başladılar. Şirketler bu değerlere yönelik stratejiler geliştiriyor. mağazaların cirolarının bu yıl 175 milyar doları geçmesi bekleniyor. Kişisel ürünler yolda Son 20 yılda çok kullanılan “Müşteri Memnuniyeti” kavramının yerini “kontrol müşteride” deyimi alıyor. n Dünyanın en önemli telekom şirketlerinden Verizon, Fortune 50 listesindeki şirketler arasında dikkat çekici bir araştırma yaptı. Araştırmada beş önemli eğilim öne çıkıyor. Bunlardan biri de “Akıllı Cep” denilen internete bağlı tele- fonların ABD’deki kullanım oranının %50’yi geçecek olması. Bu telefonların mobil pazarlamada sıçrama yaptırması bekleniyor. Bunun alışverişi nasıl etkileyeceğinin göstergelerinden biri de tatil rezervasyonlarının yüzde 8’inin cep telefonlarıyla yapılmış olması. Gelin bu eğilimlere hep birlikte bakalım: Kontrol Müşterilerde: Son 20 yılda çok kullanılan “Müşteri Memnuniyeti” kavramının yerine “kontrol müşteride” deyiminin kullanılacağını söylemek zor olmasa gerek. Yukarıda ifade ettiğimiz akıllı telefonların etkisi bütün alışveriş süreçlerini etkileyecek. Promosyonlar: İskonto, indirim gibi uyarıcı levhalar artık dikkatimizi çekmiyor. Perakendeciler daha eğlenceli ve yaratıcı yöntemler bulmak zorundalar. Özgünlük ve Esneklik: Fauxthencity diye bir kavram çıktı ortaya. Moda değil, özgünlük ve farklılık üzerinde duruluyor. Bir alışveriş merkezine girdiğinizde sizi tanımlayacak bir konsept oluşturma gayreti içine giriliyor. Kişiselleştirme: Gömlek kollarında baş harflerinizin olması gibi, pek çok üründe kişiselleşmiş hizmetlerin satışla sunulması mümkün. Sürekli Online: Akıllı telefon denilen araçlarla yer, zaman, mekân fark etmeden sürekli hatta olabiliyorsunuz. Online olmanın pek çok avantajı bulunuyor. Ticaretin Her Çeşidi: Sadece mobil değil, her çeşit alışveriş yönteminde canlılık yaşanacak. Sadece tek kanallı olarak da değil; her perakendeci, alışverişin bütün yöntemlerini birlikte kullanacak. Mağaza Deneyim Merkezleri: Mağazalar, ürünleri karşılaştırmak, denemek, kişiselleştirmek gibi uygulamalarla duygusal ve deneysel bir bağ kuruyorlar. Akıllı Tüketim: Rekabet, müşteriye bir nevi ihale imkânı sunuyor. Tüketici kredilerini sunan şirketler arasındaki rekabet bunu sağlayacak. Nasıl sigorta brokerları sizin durumunuza göre farklı sigorta şirketlerinin hizmetleriyle özgün bir fiyat ve sigorta poliçesi oluşturuyorsa, sizin durumunuza uygun bir otomobil modeli ve ödeme şekli de sunacaklardır. Aynı yöntem niye konutta, ev eşyalarınızda olmasın? Peki tatil projenizde de böyle bir yöntem avantajlı olmaz mı? Lüksün Dönüşü: Lüks satışlar tekrar yükselişe geçiyor. Kriz öncesi 170 milyar dolar olan lüks 2011 yılının en dinamik sektörünün perakende olacağı öngörülüyor. Bu dinamizm içinde kendinizi fark ettirecek bir yöntem bulduğunuz takdirde avantajınızı devam ettirebileceksiniz. Vintage Perakende: Vintage’ın karşılığı, eskinin yeniden değer kazanması ama ikinci el pazarlar için kullanılıyor. İkinci el; kitap, otomobil, giysi, mobilya ve benzerleri için dünyada yeni ve etkili bir perakende alanı olarak görülüyor. Ki şi sel l eşt i r i l m i ş ür ün l er e r ağb et ar t ıy o r Göm l ek k o l l ar ın d a b aş h ar f l er i n i z i n o l m ası g i b i , p ek ço k ür ün d e k i şi sel l eşm i ş h i z m et l er i n sat ışl a b i r l i k t e su n u l m ası m üm k ün . M Y CM MY CY CMY K süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 16 275 x 405 16 Sayfa Beslenme Mart - Nisan 2011 suthattı Kefir sağlığın hizmetinde Sü t l e b e sl e n m e Süt, tansiyonu dengeler Prof. Dr. H. Tanju Besler HÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Optimal kan basıncının sağlanmasında ve sağlığın devam ettirilmesinde, günde 3-4 porsiyon süt ve ürünlerinin tüketimi öneriliyor. n Sütün; osteporoz, diyabet, obezite ve kanser gibi kronik hastalıklarla ilişkisi üzerine bugüne kadar çok sayıda bulguya ulaşıldı. Yetişkinlik dönemindeki kronik hastalıklar; yaşamın başlangıcından alınıp, yaşam boyu sürdürülecek yaklaşımlarla önlenebilir. Bunların temelinde yeterli ve dengeli beslenmenin yattığı, süt ve süt ürünlerinin de bunun ayrılmaz bir parçası olduğu unutulmamalı. 1980’li yıllardan sonra diyet ve kan basıncı arasındaki ilişki araştırılırken, kalsiyum ile hipertansiyon arasındaki ilişki ortaya konulmaya başlandı. Süt ürünleri tüketiminin kan basıncı üzerine etkileri de dikkatleri çekti. Bunun yanı sıra kalsiyum, magnezyum ve fosforun az tüketiminin, bireysel veya toplumsal olarak arteriyel kan basıncı artışı ve hipertansiyon insidansı ile ilişkili olduğu saptandı. sürdürülebilir tarým ması ile kan basıncının düzenlenmesi hedefleniyor. DASH diyetinin temel yaklaşımı, yağı azaltılmış, sebze ve meyve içeriği bol ve az yağlı süt ve süt ürünleri tüketiminin arttırılması. Optimal kan basıncının sağlanmasında ve sağlığın devam ettirilmesinde, günde 3-4 porsiyon süt ve ürünlerinin tüketimi öneriliyor. sürdürülebilir gýda üretimi Yüksek kan basıncını, kilo kaybı ve tuz sınırlaması gibi faktörlerden bağımsız olarak düşüren ve lif, potasyum, kalsiyum ve magnezyum yönünden zengin olan bu diyet ile sadece kan basıncının değil kolesterolün de düştüğü belirtiliyor. Yapılan bir çalışmada, DASH diyetinin LDL (kötü kolesterol)’yi yüzde 10 civarında düşürebileceği gösteriliyor. sürdürülebilir gýda güvenliði n Journal of Medical Food dergisinde yayımlanan araştırmaya göre probiyotik içeren bir fermente süt ürünü olan kefir, Helicobacter pylori (H. pylori) enfeksiyonunun üçlü tedavisinde etkiyi arttırıyor. Yapılan çalışmalarda, kan basıncı ve hipertansiyon insidansı ile süt ve süt ürünleri ilişkisinin, sütün içerisinde bulunan kalsiyum ve potasyum ile ilgili olduğu bildiriliyor. Kalsiyum alımının azalması arteriyel kan basıncını arttırıyor fakat bu minerallerin alımı arttırılarak kan basıcında azalma sağlanabiliyor. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, hazımsızlık belirtileri olan ve H. pylori enfeksiyonu, üre nefes testi ile kabul edilmiş olan 82 hasta üzerinde çift kör çalışma yürüttüler. 14 gün boyunca günde iki kez hastalara uygulanan üçlü tedaviye (lansopirazol, amoksisilin ve klaritiromisin) ek olarak günde iki kez 250 mL kefir verilirken, plasebo olarak 250 mL süt verildi. Hipertansiyonu engellemek için oluşturulan diyet yaklaşımı DASH çalışmasında gerekli mineraller ve diyet lifi arttırılırken, yağın azaltıl- Etkiler, tedaviden 15 gün sonra yapılan standart anket ve 45 gün sonrasında yapılan üre nefes testi ile belirlendi. H. pylori eradikasyonu, üçlü tedavi ve kefir kullanılan hastaların büyük kısmında (%78.2) plasebo grubuna kıyasla belirgin şekilde daha yüksek bulundu. Ayrıca kefir içen grupta çok daha az yan etki gözlendi. Araştırmayı yapan bilim adamları, 14 gün boyunca uygulanan rejimde üçlü tedavi ile kefirin birlikte kullanımının, sadece üçlü tedavi uygulamasından çok daha etkin bir H. pylori eradikasyonu sağladığı sonucuna vardılar. sürdürülebilir sorumluluðumuz Sütteki mitler ve gerçekler Süt ürünleri hakkında hâlâ bazı yanlış inanışlar var. Michigan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep Üstünol’un görüşleri, süt ürünleri hakkındaki efsaneleri ve gerçekleri ortaya koyuyor. n İşin özü şu ki, süt ve süt ürünleri, diyetimizde gerekli olan en az 10 temel besin ögesini sağlıyor. 3 porsiyon süt ya da eş değeri, birçok insanın günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında tavsiye ediliyor. Ek olarak, yoğurt gibi fermente süt ürünleri, gastrointestinal sağlık için önemli olduğu bilinen probiyotik organizmalar ve prebiyotikler için mükemmel taşıyıcılar olarak değerlendiriliyor. sürdürülebilir tüketim Süte dair yanlış bilgilere ve işin gerçeğine birlikte bakalım. Süt ürünleri tüketimi kilo almaya yol açabilir: Yürütülen araştırmalar, 3 porsiyon düşük yağlı süt ürünü içeren kalori kontrollü bir diyetin, çok daha başarılı kilo vermeye yardımcı olacağını belirtiyor. Klinik denemeler, artan kalsiyum alımı ile azalan vücut ağırlığı ve vücut yağ oranı arasında bağ olduğunu gösteriyor. Ispanak da süt gibi çok iyi bir kalsiyum kaynağıdır: 1 kase sütte, 16 kase ıspanaktan daha fazla miktarda kalsiyum bulunuyor. Bir kişinin önerilen günlük kalsiyum alımını sağlamak için 48 kaseden daha fazla ıspanak tüketmesi gerekiyor. Dahası süt, kalsiyum emilimini arttıran D vitaminini de içeriyor. Laktoz intoleransı olan bireyler süt ürünlerinden uzak durmalıdır: Laktoz intolerans, süt alerjisi ile karıştırılıyor. Laktoz intolerans, süt ürünlerine karşı alerjik bir reaksiyon değil, süt şekeri laktozun sindirilmesindeki yetersizliktir. nezyum gibi diğer yüksek kalitedeki besin ögelerini de sağlar. Laktozsuz süt ve yoğurt, laktoz intoleransı olan bireyler için iyi alternatiflerdir. Araştırmalara göre laktoz intoleransı olan birçok insan günde 1 bardak süt içebilir. Süt, mukusa neden olur: Bazı insanlar, tam yağlı süt içtikten sonra ağızlarındaki ve boğazlarındaki ince tabaka ya da kalıntıyı yanlış anlıyor. Bu, süt yağının vücut sıcaklığına yakın eriyen normal kremsi yapısıdır ve ekstra mukus değildir. Kalsiyum takviyesi alıyorsanız süte ihtiyacınız yoktur: Süt, kalsiyum için tek kaynak değildir ancak aynı zamanda yüksek kalitede protein, A, D, B12 vitamini ve riboflavin, çinko, potasyum ve mag- Süt içmek, böbrek taşına neden olabilir: Sütteki kalsiyumun, gıdalardaki okzalatları bağladığı ve dolayısıyla vücut tarafından emilimini engelleyerek, böbrek taşı oluşumu riskini azalttığı belirtilmektedir. Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Üyeleri www.tgdf.org.tr Ambalajlý Su Üreticileri Derneði Ambalajlý Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneði Bal Paketleyicileri, Ýhracatçýlarý ve Sanayicileri Derneði Bira ve Malt Üreticileri Derneði Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði Diyabetik ve Fonksiyonel Gýda Üreticileri Derneði Gýda Katký ve Yardýmcý Madde Sanayicileri Derneði Meþrubatçýlar Derneði Meyve Suyu Endüstrisi Derneði Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneði Niþasta ve Glikoz Üreticileri Derneði Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneði Pirinç Deðirmencileri Derneði Salça Ýhracatçýlarý ve Ýmalatçýlarý Derneði Þekerli Mamul Sanayicileri Derneði Susam, Tahin, Helva ve Reçel Ýmalatçýlarý Derneði Þarap Üreticileri Derneði Tarým Ürünleri, Hububat, Bakliyat Ýþleme ve Paketleme Sanayicileri Derneði Trakya Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði Tüm Gýda Dýþ Ticaret Derneði Türkiye Makarna Sanayicileri Derneði Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneði Türkiye Süt, Et, Gýda Sanayicileri ve Üreticileri Birliði süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 18 18 Sayfa Mevzuat Mart - Nisan 2011 suthattı Kimyasallara düzenleme Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, kimyasalların AB standartlarında sınıflandırılmasını, etiketlenmesini ve ambalajlanmasını sağlayacak bir uyumlaştırma projesi başlattı. n “Madde ve Karışımların Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve Etiketlenmesi Tüzüğü’nün Türkiye’de Uyumlaştırılması Projesi”ne ilişkin yapılan açıklamada, CLP Tüzüğü’nün Türkiye’de uygulanmasıyla, kimyasallar hakkında çok daha güçlü bir tehlike iletişiminin, dolayısıyla da daha güvenli kullanımın sağlanacağı belirtildi. Bunun yanı sıra kimyasalların tehlikelerinden kaynaklanan sağlık sorunlarının ve çevre kirliliğinin giderilmesi için gereken maliyetlerin azalacağı, kimyasallardan kaynaklanan kazaların en aza indirilebileceği ve uygulamayla, ticarette karşılaşılan teknik engellerin önüne geçilebileceği vurgulandı. Açıklamada ayrıca Tüzüğün Türkiye’de mümkün olan en kısa Anahtar teslimi proje Gemak tecrübeli ve uzman kadrosuyla, Tarım ve Kırsal Kalkınma Hibe Destek projeleri, AB Hibe projeleri, IPARD projeleri ve her türlü yatırım ve AR-GE projelerinde sizleri destekliyor. Hizmetlerimizden faydalanmak için Proje Bölümüz ile irtibata geçebilirsiniz. zamanda uygulanmasının, başta insan sağlığı ve çevrenin daha etkin korunması olmak üzere, birçok açıdan fayda sağlayacağı belirtildi. Kimyasallara yönelik birçok uygulamanın mevcut halinin AB mevzuatı ile uyum gösterdiği, eksikliklerin bulunduğu alanlarda ise yürütülen yeni çalışmalar sayesinde AB kriterlerinin kısa sürede yakalanacağı ifadelerine yer verildi. CLP Tüzüğü CLP T üz üğü, M ad d el er i n v e Kar ışım l ar ın Sın ıf l an d ır ıl m ası, Et i k et l en m esi v e A m b al aj l an m asın a i l i şk i n EC/1272/2008 say ıl ı A v r u p a Par l am en t o su v e Ko n sey i Kar ar ı, 30 A r al ık 2008 t ar i h i n d e y ay ım l an m ış v e 20 O cak 2009 t ar i h i n d e y ür ür l üğe g i r m i şt i . T üz üğe g ör e, A B üy esi ül k el er d e f aal i y et g öst er en , k i m y asal m ad d e v e k ar ışım ür et en v ey a i t h al ed en f i r m al ar ın , söz k o n u su m ad d e v e k ar ışım l ar ı CLP T üz üğü u su l v e esasl ar ın a g ör e sın ıf l an d ır m a, et i k et l em e v e am b al aj l am a y ük üm l ül üğü v ar . D üz en l em e ay n ı z am an d a 1907/2006/EC say ıl ı REA CH T üz üğü k ap sam ın d a A B ül k el er i n d e y er l eşi k ür et i ci v e i t h al at çıl ar a d a b el l i y ük üm l ül ük l er g et i r i y o r . 12 Ocak tarihinde başlatıldığı belirtilen Proje’nin 4 ay sürmesi planlanıyor. Tüzüğün uyumlaştırılması projesi ile Türkiye piyasasında mevcut olan kimyasalların, dünya standartlarında sınıflandırılması, etiketlenmesi ve ambalajlanması sağlanarak güvenli kullanımı amaçlanıyor. Çevreye duyarlı çiftçiler kazanacak AB, çevreyi gözeten Türk çiftçilerine destek verecek bir proje geliştiriyor. Proje ile çevre dostu Türk çiftçilere toplam 950 bin euro teşvik verilecek. re, üretimde çevre dostu yöntemleri daha fazla kullanmaları yönünde mali teşviklerin verilmesi amaçlanıyor.” dedi. Hollandalı, Estonyalı ve İspanyol ortakların Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile yakın bir iş birliği içinde çalışacakları proje faaliyetleri arasında yer alan konular ise şöyle sıralanıyor: n Projeye ilişkin bir açıklama yapan AB Türkiye Delagasyonu projenin amacının; AB’nin “Tarım ve Kırsal Kalkınma Politikaları” bağlamında, tarımsal-çevre tedbirleri olarak adlandırılan tedbirler ile Türkiye’deki kurumların yasal, idari ve teknik kapasitelerini geliştirmek olduğunu belirtti. AB Türkiye Delegasyonu Mali İş Birliği Başkanı Odoardo Como, açıklamasında “Şu anda tarımı “Şap”la mücadelede ek önlemler Çiftlik suthattı Mart - Nisan 2011 desteklemek üzere kullanılan yöntemler, çoğu zaman kimyevi gübre ve ilaçların kullanımı dolayısıyla su kaynaklarının kirletilmesi de dâhil olmak üzere, çevreye zarar veren tarımsal üretimin yoğunlaşmasını teşvik ediyor. Erozyon ise Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu ve kısmen uygun olmayan tarımsal uygulamalardan kaynaklanan önemli bir çevre sorunu. Bu proje ile çiftçile- Hayvan refahı iyileştiriliyor Avrupa Komisyonu, hayvan refahı politikalarını güncelleyecek altyapı hazırlıklarına başladı. İyi tarım uygulamaları konusunda mevcut Türk mevzuatının ve bu mevzuatın tarımsal-çevre ödemelerine ilişkin AB’deki yapının ana hatlarıyla uygunluğunun değerlendirilmesi, ilgili bilimsel kurumlarla seçilmiş faaliyetlere dayalı olarak gerçekleştirilecek iş birliği için ödeme oranlarının hesaplanması, daha fazla yaygın hale getirilmeden tarımsal-çevre tedbirlerinin geliştirilmesi için pilot bölgelerin oluşturulması, tarımsal-çevre tedbirlerinin oluşturulması ve uygulanması konusunda Türk paydaşların ve seçecekleri tarımsal-çevre faaliyetlerinde çiftçilere rehberlik edecek danışmanların eğitilmesi. Sayfa Çiftlikhattı: A fy on Kocatepe Ünv. Hay vancılık A raştırma ve Uy g ulama Merkezi Manda sütü değerleniyor n Mandanın taşıdığı özellikler, onu bilhassa mera yetiştiriciliğinde inekten daha ekonomik kılıyor ve Türkiye’de ilk defa Afyon Kocatepe Üniversitesi, manda araştırma sürüsü ile manda sütünün değerlenmesi için çalışıyor. Merkeze ait arazideki tesislerde, damızlık olarak kullanılan Pırlak koyun, manda, Esmer gibi tür ve ırklardan boğa, koç, malak, buzağı ve kuzular yetiştiriliyor. Hayvanların kaba yem ve tahıl ihtiyacının bir kısmı da yine arazide üretilen yemlik bitkilerden sağlanıyor. Çiftlikte ayrıca Veteriner Fakültesi öğrencilerine derslere ilişkin uygulama imkânı sunulurken, çiftçilere yönelik eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri de yürütülüyor. Merkez yetkilileri, hedeflerini; hayvan varlığının içinde çevre şartlarına dayanıklı, hastalıklara dirençli, düşük kaliteli kaba yemlerden faydalanma kabiliyeti yüksek, ekonomik bir süt, et ve iş hayvanı Edirne’nin Menekşesofular ve Avarız köylerinde sağılan sütler, Türkiye’nin en hijyenik ve kaliteli n Süt sağımının el değmeden yapıldığı Menekşesofular ile Avarız köylerindeki süt toplama merkezinde, sağılan sütler hemen soğutularak depolanıyor. Bal, yoğurt, peynir, içme sütü ya da meyva suyu… Gıda üretiminde yüksek kalite ve hijyen için GEMAK üretim hatlarını tercih edin. Süt toplama ve soğutma merkezleri için komple hatlar, süt alım ve pastörizasyon hatları, pastörize içme sütü ve UHT süt hatları,beyaz peynir, lor, kaşar, dil, örgü, hellim, krem peynir, edam ve gouda gibi birçok peynir çeşidi için üretim hatları yoğurt ve ayran, smetan, kaymak ve tereyağı üretim hatları, süt tozu ve peyniraltı suyu tozu üretim hatları, meyve suyu, reçel, marmelat ve pekmez üretimhatlarıyla dondurma ve sütlü tatlı üretim hatları, meşrubat, kolalı içecekler, çikolata, margarin, salça vb. üretimi yapan işletmeler için özel ekipman temini ile gıda sektörüne yönelik anahtar teslimi modern tesisler kurulması, Alfa Laval plakalı ısı değiştiricileri,paslanmaz çelik akış ekipmanları ve hijyenik pompaları, Frautech temizleme ve krema separatörleri, Danisco kültür ve kültür medyası, Flowell paslanmaz çelik yer süzgeçleri ve kanalları, HPM homogenizatörleri, KSB pompa, vana ve hidroforları için mühendislik hizmetleri, ekipman temini, servis ve yedek parça hizmetleri. Plakalı Isı Değiştiricileri Hijyenik Akış Ekipmanları Hijyenik Pompalar Kültür ve medya Santrifüj separatörler Pompa, vana, hidrofor Ağaç İşleri Sitesi 1354. Cad. 1376. Sok. No:12 06370 İvedik OSB / ANKARA / TURKEY Tel:+90 (312) 394 77 94 (pbx) Fax:+90 (312) 394 77 95 gemak@gemak.com.tr Homozenizatörler Dondurma üretim makinaları Atık su sistemleri 11 Haziran 2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 4’üncü maddesine dayanılarak ve şap hastalığının kontrolüne ilişkin 2003/85/EEC sayılı Konsey Direktifi’ne paralel olarak hazırlanan Yönetmelik; virüsün tipi ne olursa olsun, şap hastalığı salgını durumunda uygulanacak asgari kontrol önlemleri ile şap hastalığı konusunda çiftçilerin bilinç düzeylerinin, yetkili birimlerin ve tarım sektörünün hazırlık durumunun arttırılmasını amaçlayan belirli koruyucu önlemleri kapsıyor. Yönetmelik’te, “Şap Hastalığı Salgınının Bildirimi, Önlemler ve Kontrolü” kuralları belirlenirken; “Şap Hastalığı Salgınının Doğrulanması ve Alınacak Önlemler”, “Özel Durumlarda Uygulanacak Önlemler”, “Farklı Epidemiyolojik Üretim Birimlerinden Oluşan İşletmeler ve Temastaki İşletmeler”, “Koruma ve Gözetim Bölgeleri”, “Bölgeselleşme”, “Hareketlerin Kontrolü ve Tanımlama”, “Şap Hastalığı Aşılarının Kullanımı, Üretimi, Satışı ve Kontrolleri” konularına ilişkin hususlar yer aldı. Ayrıca şap virüsü üzerine çalışan laboratuvarlar ve kuruluşların detaylandırıldığı Yönetmelik’te; şap hastalığının tanısı, acil eylem planları ve gerçek zaman uyarı uygulamaları, kontrol merkezleri ve uzman grubu, antijen ve aşı bankaları, diğer hayvan türlerinde şap hastalığı ve şap hastalığının önlenmesi ve kontrolüne yönelik ek önlemler de yer alıyor. Tesisler kurulmadan önce köyde sağılan sütlerde yapılan analizlerde 1 gram sütte milyarlarca bakteri tespit edilirken, süt sağım merkezlerinin kurulmasından sonra yapılan günlük analizlerde bu sayının 10 binlere düştüğü tespit edildi. Edirne Merkez Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Suiçmez, n Komisyon, “Hayvan Refahında AB Politikasının Değerlendirilmesi ve Gelecek İçin Politika Seçenekleri” adlı raporunu ve 20112015 yılı için AB hayvan refahı stratejilerini birlikte yayımladı. Rapor, AB Sağlık ve Tüketici Koruma Genel Müdürlüğü tarafından AB hayvan refahı politikasının bağımsız analizi için ve olası AB hayvan refahı stratejilerini değerlendirmek üzere yayımlandı. Mevcut AB yasası, çiftlik hayvanlarını (çiftlikte, taşınmasında ve kesimde), deney hayvanlarını ve hayvanat bahçelerinde tutulan hayvanları kapsıyor. Raporda bulunulan tavsiyeler ise mevcut mevzuatın artan seviyede uygulanması; mevcut mevzuatın tüm yönlerinin netleştirilmesi; AB refah mevzuatının, aynı zamanda diğer spesifik hayvanlara ilişkin mevzuat ve genel AB hayvan refahı yasası ile pet hayvanları gibi diğer gruplar için hedefinin genişletilmesi (yasal çerçeveye bağlı kalarak); refahı geliştirmek için yasaların dışında yeni yolların araştırılması; refah kalitesi refah değerlendirme protokollerinin ve hayvan refahı iletişim stratejilerinin geliştirilmesi konularını kapsıyor. olan bir çiftlik hayvanının ve bu hayvandan elde edilen ürünlerin yaşatılmasını sağlamak olarak aktarıyor. Ayrıca merkezin, bölgedeki damızlık ihtiyacının karşılanmasında tek kaynak haline getirilmesi amaçlanıyor. Ülkemizin 12 milyon tonu aşan yıllık süt üretiminin yaklaşık 30 bin tonunu manda sütü oluşturuyor. Başta kaymak olmak üzere yoğurt, peynir ve dondurma üretiminde kullanılan manda sütü, krema yapımında da önemli bir yer tutuyor. Afyon Kocatepe Üniversitesi, merkezde gerçekleştirdiği çalışmalarla manda sütünün ekonomik değerine dikkat çekerken, mandacılığın geliştirilmesi için önemli projeleri hayata geçiriyor. Trakya, standartların üstünde sütleri. n “Şap Hastalığının Kontrolüne İlişkin Yönetmelik” 4 Şubat 2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik ile şap hastalığına karşı hazırlıklı olmak, hastalıktan korunmak ve hastalıkla mücadele etmek için alınması gereken tedbirlere ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi amaçlanıyor. 19 analiz sonuçlarının övünülecek bir durum olduğunu belirterek; “Amacımız, bu tesislerle ülke ekonomisine katkı sağlamak ve yüksek standartlara uygun üretim yaparak dünya ülkelerine ihraç yolu açmaktır. AB standartlarında somatik hücre sayısı 400 bin, bakteri sayısı ise 100 bindir. Biz, Avarız ve Menekşesofular köylerinde yaptırdığımız tahlillerde bakteri sayısının 20 bin civarında, somatik hücre sayısının da 100 bin civarında olduğunu tespit ettirdik. Görüldüğü gibi bu sayılar AB’nin be- lirlediği oranların çok altında.” şeklinde konuştu. Elde ettikleri bu sonuçların AB ülkelerinin de dikkatini çektiğini ve bu konuda kendilerinden bilgi almak için iletişime geçildiğini belirten Suiçmez, amaçlarının Trakya Bölgesi’ni tarım ve hayvancılıkta cazibe merkezi haline getirmek olduğunu söyledi. Süt destekleme primlerinin 2011 yılında arttırıldığını ve süt tozu ithalatı konusunda sektörün önünü açacak ciddi önlemler alındığını da belirten Suiçmez, “En yakın gelecekte, AB ülkeleri başta olmak üzere, bazı dünya ülkelerine süt ve süt ürünleri ihraç eder duruma geleceğiz.” dedi. süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 20 20 Sayfa Çevre - Inovasyon Mart - Nisan 2011 suthattı Yüksek basınçta daha yoğun kıvam Annelerin içi rahat Geliştirilen yeni bir yöntem, daha yoğun kıvamlı “Ülker Hero Baby” ve “İçim” iş birliğiyle ve erimeye karşı daha dirençli dondurma üretimi sağlayacak. n Bilim adamlarının yaptığı yeni bir çalışma, yüksek basınçta işlemenin dondurma üreticilerinin kullandığı katkı maddelerini azaltacağını ve daha iyi, düşük yağlı ürünler yapmaya olanak sağlayacağını öne sürüyor. International Dairy Journal’da yayımlanan araştırmayı yürüten Cork Üniversitesi, Nizo Gıda Araştırma ve Guelph Üniversitesi’nden bilim adamları, yüksek basıncın dondurma üretimindeki et- kilerini ve değişikliklerin olası mekanizmalarını değerlendirmeyi amaçladılar. Bu yöntem, daha yoğun kıvamlı ve erimeye karşı daha dirençli dondurma üretimi sağlayacak. Yüksek basınçta işlemenin, gıda koruma ve sterilizasyon yöntemi olarak popülaritesi artıyor; ayrıca yöntem, son zamanlarda süt proteinlerinin fonksiyonelliğini geliştirme aracı olarak da bilim adamlarının ilgisini çekti. Araştırma ekibinden Thom Huppertz, yüksek basınçta işlemenin, dondurma üreticilerinin kullanımı için hazır ve gerekli ekipmanın ticari olarak ulaşılabilir olduğunu söyledi. İrlanda hükümetine bağlı “Enterprise Irelandise”da araştırma için destek verdi. Bilim adamları, araştırma sonuçlarının yüksek basınçta işlemenin dondurma üreticileri için sayısız fayda yaratabileceğini gösterdiğini de söylüyor. Beklenen faydalar arasında yağı azaltılmış dondurma üretiminin geliştirilmesi ve genelde buz kristalizasyonunu önlemek için kullanılan katkı maddesi olmaksızın yapılabilecek üretim de yer alıyor. geliştirilen “Ülker İçim Hero Baby Devam Sütleri” raflarda yerini aldı. n Bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için ilk 6 ay boyunca en sağlıklı besin anne sütüdür ve bu dönemde anne sütü tek başına yeterlidir. Ancak ilk altı aydan sonra ve anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda; vitamin ve mineral içeriği ile protein yapısı, büyüyen bebeklerin ihtiyaçları göz önüne alınarak hazırlanmış devam sütleri tercih edilmelidir. Ülker İçim Hero Baby Devam Sütleri, özel olarak geliştirilmiş formülü ile 6-12 aylık bebeklere ve 12-36 aylık küçük çocuklara sağlıklı bir gelecek sunuyor. İnek sütünün faydaları ile biberon mamalarının sunduğu besinleri bir araya getiren Ülker İçim Hero Baby Devam Sütleri; demir, kalsiyum, çinko ve fosfor ile sağlıklı büyüme ve gelişmeyi desteklerken, omega - 3 ve omega - 6 ile beyin hücrelerinin gelişmesine yardımcı oluyor. Ülker İçim Hero Baby Devam Sütleri, bebeğin günlük demir ve çinko ihtiyacının %75’ini karşılarken, günlük D vitamini ve C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Er i m ey en d o n d u r m a Bi l i m ad am l ar ın a g ör e, ar aşt ır m a so n u çl ar ı, y ük sek b asın çt a i şl em en i n d o n d u r m a ür et i ci l er i i çi n say ısız f ay d a y ar at ab i l eceği n i g öst er i y o r . Yeni nesil çözümler Tetra Pak, teknik çalışmalarını tamamladığı yeni jenerasyon ambalajların saha çalışmalarına 2012 yılında başlamayı hedefliyor. n Tetra Pak, sağlıklı bir çevre için çözümler üretmeye devam ediyor. Yeni jenerasyon ambalajlar, kuruluşun bu amaç doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların önemli bir parçasını oluşturuyor. Tetra Pak, bir yandan gıda ürünlerini her yerde güvenli ve kolay ulaşılır kılma vizyonuyla faaliyetlerini sürdürürken, bir yandan da bu faaliyetlerin çevreye zarar vermeden yapılabilmesi için çözümler üretiyor. Tetra Pak ARGE birimi, çevre dostu ambalajlar konusunda laboratuvar altyapısı ve insan gücüyle, bu trendlere uygun ürünler geliştirebilmek için çalışmalar yürütüyor. Bu say f a Bunda, dünya nüfusundaki ve ambalajlı ürün tüketimindeki artışın yanı sıra çevre konusundaki hassasiyetlerin yükselmesinin payı da büyük yer tutuyor. nımını da azalttı. Tümüyle geri kazanılabilen ambalajlar üreten firma, geri dönüşüm için yürüttüğü faaliyetlerin yanında ormanların sürdürülebilir olmasını destekliyor. Yeni jenerasyon ambalajların saha çalışmalarına 2012’de başlamayı hedefleyen Tetra Pak, kaynak tüketimini de en aza indirmeyi planlıyor. Firma, üretimde kullanılan her ağacın yenilenmesine ve yenilenme sürecinin biyolojik çeşitliliğe zarar vermemesine özen gösteriyor. İzmir Fabrikası’ndaki üretim faaliyetlerinin çevre üzerindeki etkisini en aza indiren Tetra Pak, 2010 yılında sera gazı emisyonunu 2005 yılına kıyasla %10 oranında düşürürken; karbon emisyonu salı- Doğal kaynakların gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için tüm faaliyetlerine üst seviyede özen gösteren Tetra Pak, yenilenebilir kaynaklara odaklanmayı ve endüstriyel faaliyetlerin sürdürülebilirlik ilkelerini gözetiyor. k at k ıl ar ıy l a h az ır l an m ışt ır