ama yayıncılık yapmak istiyorum” dedim. O da “ya evet, mühendislik
Transkript
ama yayıncılık yapmak istiyorum” dedim. O da “ya evet, mühendislik
ama yayıncılık yapmak istiyorum” dedim. O da “ya evet, mühendislik zor” dedi. Hesap işi, kitap işi. İşte dedim kitap işi yapmak istiyorum, hesap kısmını bırakalım. Yani, üniversitede insan kendini tanıyor. Daha önce tanıması lazım aslında. İnsan 70 yaşında da alan değiştirebilir. Ben buna inanıyorum. Ama ben şanslıydım, Boğaziçi güzel bir üniversite, ders dışı etkinlikler insanın kendini tanımasına daha çok yardımcı oluyor. Her şeyi denedim üniversitede: Mağaracılık, Türk Müziği Kulübü, Halk Müziği Kulübü, Sinema Kulübü, Folklör Kulübü... birçok etkinliğin içinde yer aldım. Bütün bunlar insanın acaba hayatta neler yapabilirim, nelerden zevk alabilirim diye sorgulamasına sebep oluyor. O zaman biraz da cesaretiniz varsa makine mühendisliği gibi cazip bir mesleğin, bir diplomanın gücünü bile reddedebiliyorsunuz. O zamana kadar kabul edilebilir bir şey değildi böyle bir diplomayı kenara atmak. Redhouse’a başladığınızda çocuk kitapları yapmak istediğinizi biliyor muydunuz? Aynen şöyle oldu. Bir kere o dönemki Fatih Erdoğan’ı tarif edeyim: aynen şu an ayağımdaki Hush Puppy’ler vardı, bağlarını atmıştım, bağsız kullanıyordum. Kocaman bir sakal vardı bir de. “Ben bütün kurulu düzenin dışında bir hayat yaşayacağım” dedim. Her şeye razıyım, yokluk yaşayacağım, 99