"merak eden çocuk"un penceresinden
Transkript
"merak eden çocuk"un penceresinden
"MERAK EDEN ÇOCUK"UN PENCERESİNDEN MERAK EDEN ÇOCUK OKULLARI’NDA MATEMATİK Yrd. Doç. Dr. Engin Ader Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü BÜMED MEÇ OKULLARI Matematik Eğitim Danışmanı B 84 20. yüzyılın son bölümlerinden itibaren dünyada birçok ülkede matematik öğretimine bakışta ve hazırlanan öğretim programlarında, öğrencilerin matematiksel kavram ve fikirleri etkinlikler üzerinde aktif olarak çalışırken tanımaları, keşfetmeleri ve diğer matematiksel fikirlerle ilişkilendirmeleri fikri öne çıkmaktadır (Van de Walle, Kamp ve Bay-Williams, 2007). Bu noktada özellikle de erken çocukluk dönemi eğitiminin ve öğrencilerin akademik bir disiplin olarak matematikle tanıştıkları ilkokul eğitiminin önemi vurgulanmaktadır (Clements ve Sarama, 2014). İlkokul matematik eğitiminde problem çözme, analitik düşünme, matematik dilini kullanma, matematiksel tahminler yürütme, matematiksel bakış açısıyla sorgulama gibi becerilerin öğrencilere kazandırılması bu bağlamda büyük bir öneme sahiptir. Öğrencileri bu doğrultuda geliştirebilmek için doğru kaynakların, kitapların ve eğitim malzemelerinin kullanılması kadar, eğitimin ortamlarının en önemli bileşeni olan öğretmenlerin de bu hedeflerin önemine inanması ve sınıflarındaki matematik uygulamalarını bu yönde şekillendirmesi gerekmektedir. Ancak çalışmalar öğretmenlerin yeni eğitim yaklaşımlarını hayata geçirirken uygulamada ciddi sıkıntılar çektiklerini göstermektedir (Davis, 2003; Tekkumru Kısa ve Stein, 2014). Türkiye’de de yukarıda resmedilen durum yaşandığı için, 2014 yılı yazında BÜMED MEÇ Okulları’nı matematik eğitiminde örnek alınacak bir okul haline getirmek üzere bir çalışma tasarlayarak yola koyulduk. Merak Eden Çocuk Okulları’ndaki çalışmamız, çocukların matematiksel düşünme becerileri geliştirmelerini ve matematiğin felsefesini içselleştirmelerini sağlayacak hamlelerden oluşmaktadır. “Matematik felsefesi” terimini kullanmamız matematik problemlerine ve genel anlamda hayatta karşılarına çıkan durumlara matematik diliyle yaklaşacak ve matematiksel bir düzen görebilecek çocuklar yetiştirme arzusundan beslenmektedir. Çocukların matematiği problem çözme ile iç içe bir disiplin olarak tanımalarını da çalışmamızın odağına oturttuk. Öğrencilerin matematiği sadece sonuç bulmaya çalışarak sonuç odaklı bir şekilde değil, herhangi bir problemin anlaşılmasından, kullanılacak yöntemlerin derlenmesinden, problemin çözülmesine kadar geçtikleri tüm aşamaları, yani süreci önemseyerek tanımalarına da önem vermekteyiz. Çalışmada bir diğer önemli nokta öğretmenlerin sürekli konuştuğu, çocuklara ne yapmaları gerektiğini söylediği ortamlar yerine, çocukların soru sorduğu, yaparak öğrendiği, kararlar verdiği matematik öğrenme ortamları oluşturulmasıdır. Bu ortamlara öğretmenlerin girdisini doğrudan etkileyen faktörler olarak öğretmenlerin sınıfta kullanacakları malzemeler, matematik etkinlikleri ve sordukları sorular da çalışmamızın merkezinde yer almaktadır. Öğrencileri arzuladığımız hedeflere ulaştırabilmek için çalışmamızda ilk etapta öğretmenlerin bahsedilen tarzda eğitim ortamlarını oluşturmalarını ve yönetmelerini sağlamayı hedefledik. Bunu sadece bir öğretmen eğitimi gibi değil, sistematik bir şekilde veri toplanan ve verilerin bilimsel yöntemlerle yorumlandığı bir akademik çalışma şeklinde planladık. Plan yaparken hizmet içi öğretmen eğitimlerinin etkili olabilmesi için alan yazında vurgulanan hususlara özellikle dikkat ettik. Bunlar arasında akademisyenlerle öğretmenlerin uzun süreye yayılan bir işbirliği yapması, çalışmanın öğretmenlerin kendi sınıflarından gelen veriler üzerinden yürütülmesi, mümkün olduğunca öğretmenlerin kendi öğretimlerini video çekimleri vasıtasıyla eleştirel bir gözle inceleyebilmesi sayılabilir (Hawley & Valli, 1999; Van Es ve Sherin, 2008). Öğretmenlerle çalışmamız 2014-2015 okul yılı öncesinde Ağustos ayında matematik eğitim çalıştaylarıyla başladı. Sonrasında, derslerin başlamasından itibaren düzenli olarak Arnavutköy kampusundaki 5 sınıf öğretmeninin matematik derslerinde gözlem ve video çekimleri yapmaya başladık. Öğretmenlerle de her hafta toplantılar yaparak hem haftalık ders içeriklerini konuştuk, hem de sınıflardan topladığımız verilerin de ışığında hangi uygulamaların verimli olduğunu ve hedeflerimize yönelik ne gibi ek hamleler yapılabileceğini tartıştık. Bu anlamda öğretmenlerle beraber yürüttüğümüz bu çalışma, çocukların merakı matematikselleştirerek, matematik diliyle düşünmeleri için MEÇ okuluna uygun bir matematik eğitimi geliştirme çalışması olarak özetlenebilir. Geçtiğimiz sene toplanan verilerin ışığında, öğretmenlerin uygulamalarında sene içinde olumlu yönde bir değişim olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin, sınıflarındaki matematik etkinliklerini planlarken ve uygularken, çocukların matematiksel becerilerini geliştirecek; karmaşık ve önceden tahmin edilmesi zor yöntemler kullanabilmeleri, farklı gösterimlerden faydalanabilmeleri, kendi zihinsel süreçlerini düzenleyebilmeleri ve süreç esnasında inisiyatifi ellerinde tutabilmeleri gibi daha yüksek seviyede zihinsel becerileri istikrarlı bir şekilde gerektirecek etkinliklere daha fazla yer verdikleri görülmüştür. Öğretmenler etkinliklerin uygulanması sırasında çocuklara daha fazla inisiyatif vermişlerdir. 2015-2016 okul yılında da MEÇ ailesine katılan yeni öğretmenlerle beraber Arnavutköy ve Moda kampusunda eğitim veren 12 sınıf öğretmeniyle çalışma aynı metodolojik yaklaşımla sürmektedir. Tüm bu çalışmaların yanı sıra, MEÇ Okulları’nın ilkokul matematik eğitiminde öncü olma hedefi çerçevesinde 7 Kasım 2015 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da “Dostum Matematik” ismiyle bir günlük konferans düzenlenecektir (Ayrıntılı bilgi için: www.dostummatematik. com). İlkokul matematik eğitimiyle ilgilenen herkesin katılımına açık olan bu konferansta MEÇ Okulları’nda yapılan matematik eğitim-öğretim çalışmaları dinleyicilerle paylaşılacak. Bu çalışmanın dayandığı kavramsal çerçeveyi 90lı yıllarda geliştiren Amerikalı ekipten Dr. Marjorie Henningsen matematik sınıflarında öğrenci odaklı etkinliklerden de örnekler vererek çalışmanın temel ilkelerini oluşturan eğitim yaklaşımını anlatacaktır. Prof. Dr. Sinan Olkun erken çocukluk döneminde sayı hissi gelişimi alanında güncel araştırmalarla da desteklenen bir sunum yapacaktır. Konferansta ayrıca eğitim, mühendislik, matematik gibi farklı bilim dallarından akademisyenlerin katılacağı bir panel de olacak ve bu panelde adı geçen farklı disiplinler için gerekli matematiksel becerilerin ilkokul seviyesindeki öncülleri üzerinden ilkokul matematik eğitiminin gereklilikleri tartışılacaktır. MEÇ Okulları’nda matematik eğitimi konusunda neler yapıldığını merak eden herkesi 7 Kasım’daki konferansa bekliyoruz. Kaynaklar Clements, D. H., ve Sarama, J. (2014). Learning and teaching early math: The learning trajectories approach. New York, NY: Routledge. Davis, K. S. (2003). “Change is hard”: What science teachers are telling us about reform and teacher learning of innovative practices. Science Education, 87(1), 3-30. Hawley, W. D., ve Valli, L. (1999). The essentials of effective professional development: A new consensus. In L. Darling Hammond & G. Sykes (Eds.), Teaching as the learning profession: Handbook of policy and practice (pp. 3 - 32). San Francisco: Jossey - Bass. Tekkumru Kisa, M., ve Stein, M. K. (2015). Learning to see teaching in new ways: A foundation for maintaining cognitive demand. American Educational Research Journal, 52(1), 105-136. Van de Walle, J. A., Karp, K. S., ve Bay-Williams, J. M. (2007). Elementary and middle school mathematics: Teaching developmentally. Boston: Allyn & Bacon. Van Es, E. A., ve Sherin, M. G. (2008). Mathematics teachers’ “learning to notice” in the context of a video club. Teaching and Teacher Education, 24(2), 244-276. B 85