Devamı için tıklayın
Transkript
Devamı için tıklayın
SİYASİ BİR BAHÇE MICHELLE OBAMA’NIN GIDA BİLİNÇLENDİRME KAMPANYALARI Her yıl 910 bin kişinin aşırı kiloyla ilişkili komplikasyonlardan öldüğü ve insanların sağlığına zarar veren gıdalar satmakla öğünen lokantaların bulunduğu bir ülkede Michelle Obama süregelen sağlıklı yaşam tarzlarını destekleme amaçlı kampanyalara katılıyor. Beyaz Saray’daki sebze bahçesi, Amerikalıların gündelik yaşamlarını değiştiren önemli girişimlerinden sadece bir tanesi. YAZAN: MARCELLO CAMPO Pamela Green Jackson, Georgia’dan tebessüm eden bir AfroAmerikalı. 2004’te, çocukluğundan beri ciddi derecede obez olan tek kardeşi Bernard’ı henüz 43 yaşında kalp krizi nedeniyle kaybetti. O günden sonra, bu trajediyi bir daha hiç kimsenin yaşamaması gerektiğine kadar verdi. Genç Amerikalılar arasında “obezite salgınını” durdurmak, Pamela’nın yaşam misyonu haline geldi: kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Youth Becoming Healthy Project’i kurdu (www.ybhproject.org). Kuruluşun simgesi güzel bir elma. Kamu sektörü ve özel sektör ortaklarıyla birlikte Amerikalı aileler arasında, taze gıdalara dayanan sağlıklı yeme alışkanlıklarını yaymak ve özellikle çok küçük çocukları fiziksel etkinliğe özendirmek amacıyla çalışıyor. Çabaları sayesinde binlerce çocuk evden çıktı, abur cubur atıştırıp TV’nin önünde oturmak yerine spor yaptı ve birlikte oyun oynayıp koşacağı başka çocuklar buldu. Başkan Barack Obama da ona, yaptığı çalışmalar nedeniyle, 15 Şubat’ta Beyaz Saray’da yapılan resmi bir törende Amerika’nın en önemli sivil nişanlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Vatandaş Madalyası’nı takdim etti. Obama “Bu kadar çok genç insanımızı kurtardığı, onları sağlıklı bir yaşam yoluna çevirmeyi başardığı için Pamela’ya teşekkür ediyoruz” dedi. Bu; Obama yönetiminin obezitenin önemli bir ölüm nedeni olduğu bir ülkedeki yeme alışkanlıklarını kökten değiştirme savaşındaki kararlılığını kanıtlayan önemli ve sembolik bir jestti. Michelle Obama, bu kökten yeni yaşam tarzı için uğraşta çok önemli bir rol oynadı. First Lady; 20 Ocak 2009’da Beyaz Saray’a ilk geldiğinde, kızları Sasha ve Malia ile birlikte meşhur Gül Bahçesi’nin yanında büyük bir sebze bahçesi oluşturmuştu. Hiçbir kimyasal madde veya böcek ilacı kullanmadan sadece domates, lahana, patates ve soğan yetiştiriyordu. Üstelik yalnız bununla da kalmıyor. Michelle, yıllarca Amerikalı tüm çocuklara yönelik ve onları her gün en az yarım saat oynamaya davet eden meşhur kampanyası “Let’s Move”yi (Haydi Hareket Edelim) her yerde tanıttıktan sonra, artık dünyanın sağlıklı yaşam elçisi olmuş durumda. O tarihte Michelle “Hedefim, bugün doğan çocukların yetişkinliğe sağlıklı bir bedenle erişebilmeleri için çocukluk obezitesi sorununu ele almak ve bu sorunu aşmak” demişti. Michelle, kampanyasına daha fazla güç katmak için Beyonce gibi pop yıldızlarını kendisiyle işbirliği yapmaya çağırdı; çocuklar arasında çok popüler olan TV şovlarına ve Disney Kanalı’na, ayrıca gece sohbet programlarına katıldı. Gösterdiği sebat sayesinde Amerikan hızlı yiyecek zinciri devi McDonald’s bile küçük çocuklar için olan meşhur Happy Meals menüsüne küçük meyve parçaları koydu ve kızarmış patates miktarını azalttı. Michelle Obama, girişiminin üçüncü yılını kutlamak amacıyla Şubat ayı sonunda, okul kafeteryalarında verilen yeni ve daha sağlıklı menüler hakkında konuşmak için mutfak yıldızı Rachel Ray ile birlikte Missisippi’yi (ülkede en yüksek sayıda obez insanın bulunduğu eyalet), Illinois’i ve Missouri’yi ziyaret etti. Amaç, sayısız kez televizyona çıktığında ve Amerikalı ailelerle konuştuğu Google Hangout ve Twitter’daki canlı sohbetlerinde olduğu gibi aynıydı. Kavgasına daha fazla güç kazandırmak için kendi sebze bahçesine adadığı bir botanik kitabı yayınladı: American Grown: The Story of the White House Kitchen Garden and Gardens Across America. Let’s Move ile fiziksel olarak formda bir Michelle yalnızca çocukların yemeklerindeki aşırı yağı azaltmayı önermekle kalmıyor, yaşam tarzlarında da radikal bir değişimi hedefliyor. Michelle şöyle diyor: “Ailelerin, çocuklarının daha hareketli olmasını, daha iyi yemesini ve nihayet daha mutlu olmasını sağlamalarını desteklemek üzere tüm kamusal ve özel girişimleri, obezitenin nedenlerini derinden etkilemek için, gerek merkezi gerekse yerel düzeyde birlikte çalışmaya teşvik etmek istiyorum. Bu siyasi bir sorun değil. Bu benim misyonum. Bir kuşak Amerikalının yaşamlarını değiştirmek için herkesle birlikte çalışmakta kararlıyım.” Bayan Obama, bu “misyonun” verdiği güçle Amerika’nın dört bir yanındaki okulları ziyaret etti. Hatta en büyük bahçeleri yaratanları ve okul öğlen yemeği en sağlıklı olanları ödüllendirmek için, “sağlığımızın dönüş noktası yemekhanedir” şeklindeki popüler sloganı izleyerek “Daha Sağlıklı ABD Okulları Yarışması” adlı bir yarışma düzenledi. Çünkü her girişiminde tekrarladığı gibi, bu acil durumla baş edilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor: anne babalar, öğretmenler, ayrıca okulun kendisi, büyük dağıtım şirketleri, dev lokantalar ve yerel kurumlar ve federal yasal düzenlemeler. Michelle’in girişimlerine ek olarak Barack Obama da ülke genelinde müdahale programları başlatma amaçlı bir tür federal daire olan Çocuk Obezitesi Görev Kuvveti’ni oluşturarak eyleme geçti. Dahası, rakamlar Amerikan toplumuna derinden zarar veren sessiz bir katliamı açıkça ortaya koyuyor: Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) resmi rakamlarına göre nüfusun en az %65’i aşırı kilolu ve yüzde 35’i -her üç kişiden birinden daha fazla- obez. Bu oran Afro-Amerikalı toplumu içinde yüzde 40’a kadar çıkıyor. Sadece geçen yıl, ABD’de, bu fenomen ile ilişkili kardiyovasküler hastalıklar “engellenebilir” ölümlerin baş nedeniydi. Amerikan Kalp Derneği’ne göre her yıl 910 bin Amerikalı, şişmanlıktan kaynaklanan sorunlardan ölüyor; bu, her 27 saatte bir 11 Eylül katliamı veya her 17 saatte bir Katrina Fırtınası felaketzedeleri gibi bir rakama karşılık geliyor. Nüfusun sürekli şişmanlamakta olduğu ayrıca gündelik yaşamın küçük detaylarıyla gösteriliyor: bugün S yani küçük boy kabul edilen tişörtler, bundan 10 yıl önce XS yani çok küçük olarak kabul ediliyordu. Elbette obezite salgınının Amerikalıların kesesine verdiği müthiş zararı belirtmeye gerek bile yok: geçtiğimiz yıl, fazla kilolarla ilişkili tıbbi giderlerin 147 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Her obez vatandaş normal ağırlıktaki bir kişiye oranla sağlığı için $1.429 daha fazla harcama yapmış. ABD havayolları şirketleri, diğer ülkelerin yolcularından daha ağır olan yolcularını taşımak için dünyadaki diğer şirketlerden 350 milyon galon daha fazla yakıt tüketiyor. Ancak, para bir yana, Amerika’daki sorun kesinlikle kültürel: kısa bir süre önce yapılan bir çalışmaya göre ABD’de hayvan beslemek ve yetiştirmek için kullanılan arazi, doğrudan insanlar için yiyecek yetiştirmek için kullanılandan 14 kat daha fazla. Teksas’ta ve diğer eyaletlerde, Kalp Krizi Grili adında, sloganı “Uğrunda ölünecek lezzet” olan çok özel bir lokanta zinciri var. Bir filmden alınma ürkütücü bir numara değil, pek çok kimsenin öğle ve akşam yemekleri için normal olarak gittiği gerçek bir yer. Obama’nın ve eşinin çabalarına kışkırtıcı bir tür tepki olarak lokantalardan birinin önüne “Yemeklerimiz sağlığınız için zararlıdır,” menüye ise “Sizi komaya sokacak yemekler” yazılmış. Yapılan şaka değil: lokantada sinir bozucu bir şekilde “bypass burger” denen ve en az 6 bin kalori; yani ortalama bir kişinin günlük ihtiyacının yaklaşık üç katı kalori içeren hamburgerler gibi yiyecekler satılıyor. Garson kızlar bile erkek müşterileri çekmek için masalara seksi hemşire giysileri giyerek servis yapıyor. İçerisi bir hastaneyi andırıyor. Kurucusu Jon Basso “besin pornografisi” sunduğunu iddia ediyor. Lokanta, bir parça reklam için her şeyi yapacak hafif kaçık temalı lokantalar gibi görünüyordu, ancak 13 Şubat’ta sadık müşterilerinden biri, adeta “bonservis” verircesine gerçekten de öldüğünde kötü bir şöhret kazandı. 52 yaşındaki John Alleman, Las Vegas’ta gece bekçisiydi ve Kalp Krizi Gril’de her gün yemek yemeye bayılıyordu. Bir akşam kalp krizi geçirdi, hastaneye yetiştirildi ancak birkaç saat sonra öldü. Lokanta, yas tutma işareti olarak kapılarını bir gün boyunca kapadı. Ancak ertesi gün her şey eski haline döndü. Kısacası, Michelle Obama’nın ülkesini değiştirmek için yapacağı daha çok iş var. Ancak yapmakta oldukları Amerikalılara daha iyi nasıl yenip yaşanacağını öğretmek için zaten büyük bir adım. Michelle, küçük şeyler söz konusu olduğunda bile nasıl sağlıklı yeneceği için güzel bir örnek oluşturmaya çalışıyor: Başkan, Michelle’in 17 Ocak’taki doğum gününü kutlamak amacıyla güzel, sağlıklı bir makarna çeşidi yemek için onu Washington’daki bir İtalyan lokantasına; Cafe Milano’ya götürdü. Marcello Campo, Washington, B.C’den bir ANSA muhabiridir.