Kobilife Dergisi - Gamma-Pak
Transkript
Kobilife Dergisi - Gamma-Pak
Aylık Ekonomİ ve Sanayİ Dergİsİ Sayı: 83 OCAK 2014 www.kobilife.com Fiyat: 7 TL KALKINMA AJANSLARININ DESTEK PROGRAMLARI KOBİ AVI KOBİ'LERİN GÜCÜ ADINA EMİTT İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI ONLINE ALIŞVERİŞİN BİLİNMEYENLERİ TEKNOLOJİ İLE BÜTÜNLEŞEN DİZAYNLAR Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş “KOBİ’LER BİZİ DAHA İYİ KULLANSIN” Büyükdere Cad. No:65 D:7 Mecİdİyeköy, Şİşlİ +90 212 272 22 23 | +90 554 796 89 89 KUZEY TURİZM & VIP KİRALAMA HİZMETLERİ Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto. Kir. Tic.Ltd.Şti. adına İmtiyaz Sahibi Feride Burçin KÖKSAL Yazı İşleri Müdürü Feride Burçin KÖKSAL bilgi@kobilife.com Grafik Tasarım Elif Terzi CAN grafik@kobilife.com Reklam Grup Başkanı Nurullah ALOĞLU naloglu@kobilife.com Reklam Müdürü Eymen Tuğba DUMAN tduman@kobilife.com Finans Döndü KÖKSAL dkoksal@kobilife.com Reklam Rezervasyon 0 212 272 22 24 0 212 272 22 25 bilgi@kobilife.com Danışma Kurulu Prof. Dr. Şule ÖZMEN İstanbul Bilgi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi sule.ozmen@bilgi.edu.tr Yayın Türü ULUSAL SÜRELİ Her ay yayımlanır Kuzey Medıa Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto. Kir. Tic. Ltd. Şti. Büyükdere Cad. No. 65/7 Mecidiyeköy / İSTANBUL Tel. 0 212 272 22 24 www.kobilife.com Portakal Basım A.Ş. 0212 332 28 01 Dağıtım : Bayilerde Kobilife Dergisi, Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto. Kir. Tic.Ltd.Şti. tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve tarafımızca yapılan ilanların, konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Büyümenin YOLLARI Kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirerek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamayı amaçlayan kalkınma ajansları, yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmayı ve sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlıyor. Biz de bu perspektiften yola çıkarak daha parlak bir gelecek için kurumların gelişmesi konusunda fikir sağlamayı amaçladık ve kalkınma ajanslarının 2014 yılı açık destek programlarını sizlerin bilgisine sunduk. Diğer taraftan da KOBİ’lerimizin gelişmesine katkı sağlamak için çalışan dernekleri ve bankaların KOBİ aksiyonlarını irdeledik. Özellikle KOBİ bankacılığı alanında sunulan hizmetler gerçekten çok cazip… Ancak KOBİ’lerin kredi kullanmaya güçleri var mı orası tartışılır. Bazı kurumlar hibe ve destekler konusunda KOBİ’lerin daha fazla bilgilendirilmesi konusunda hem fikirler. Ümit ediyorum ki bugüne kadar kaleme aldığım yazılar, siz okuyucularımızın fikir zenginliğine katkı sağlamıştır. Hedeflerinize doğru emin adımlarla ilerleyebileceğiniz bir yıl geçirmenizi diliyorum. Elveda. TUĞBA UPRAK İÇİNDEKİLER KAPAK 8 KOBİ DESTEKLERİ 32 “KOBİ’LER BİZİ DAHA İYİ KULLANSIN” 26 EMİTT İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI ARAŞTIRMA KOBİ’LERİN GÜCÜ ADINA 38 KALKINMA AJANSLARININ DESTEK PROGRAMLARI 12 FİNANS KOBİ AVI 58 SANAYİ AVANTAJların OSB'Sİ ÇERKEZKÖY ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ 72 64 OnlIne Alısveris'İN BİLİNMEYENLERİ 4 TEKNOLOJİ İLE BÜTÜNLEŞEN DİZAYNLAR FİNANS T SUKUK’TAN TÜRKİYE’YE 1 MİLYAR DOLAR GELECEK ürkiye’de sermaye piyasasında ilklerin mimarı Global Yatırım Holding ve Avrupa’nın önde gelen varlık yönetim şirketlerinden Azimut Grup’un güçlerini birleştirmesiyle kurulan AZ Global, Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk Global Sukuk Fonu’nu (Uluslararası Kira Sertifikası Fonu) İstanbul’dan yönetecek. Avrupa ve Türkiye’ de kurulan ve AZ Global tarafından ‘İslam Hukuku Kurallarına Uygun’ olarak yönetilecek Global Sukuk Fonu’na, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan çıkan onayın hemen ardından Türkiye’ye 150 milyon dolar yatırım çekti. Azimut Grup tarafından Eylül 2013’te Lüksemburg’da kurulan Global Sukuk Fonu, UCITS (Undertakings for Collective Investment in Transferable Securities) standartlarına uygunluğu ile tüm Avrupa Birliği pasaportuna sahip ilk sukuk fonu olacak. Bu sayede Global Sukuk Fonu hem İstanbul Finans Merkezi Projesi kapsamında yönetilen bir fon olacak hem de Avrupa Birliği ülkelerinde yalnızca kurumsal yatırımcılara değil bireysel yatırımcılara da satılabilecek. Avrupa’da bugüne kadar kurulan en büyük sukuk fonu olma özelliğini taşıyan Global Sukuk Fonu ile eş zamanlı olarak Türkiye’de de kurulan Global Sukuk Fonunun her ikisi de İstanbul’dan AZ Global Portföy Yönetimi tarafından yönetilecek. Seçimi yapılan sukuk ihraçlarına yatırım yapan Global Sukuk Fonu, yılda dört kupon ödemesi yapacak. Ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarının ilk iş günlerinde ya- T tırımcılara kar paylarını kupon olarak ödeyecek olan fonun yatırım büyüklüğüyle dünyanın en büyük sukuk fonu haline geldiğini söyleyen AZ Global İcra Kurulu Başkanı Giorgio Medda, Global Sukuk Fonu’nun dünya için de önemli olduğuna dikkat çekti. BANK ASYA, 2014 YILINDA 500 KİŞİYİ İŞE ALACAK ürkiye bankacılık sektörünün parlayan yıldızı katılım bankacılığı, kariyer açısından da çalışanlara birçok fırsat sunuyor. Türkiye’nin lider katılım bankası Bank Asya da kariyer fırsatlarına 2014 yılında yenilerini ekleyecek. Banka gelecek yıl 500 kişiyi işe almayı planlıyor. Bank Asya’nın katılım bankacılığında kariyer yapmak isteyenler için eşsiz imkanlar sunduğunu ifade eden Bank Asya’nın İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Fatih Büyükadalı, üniversiteden yeni mezun olan ve finans sektöründe çalışmak isteyenleri parlak bir kariyer için Bank Asya’ya beklediklerini söyledi. 2013 yılı sonuna kadar 20 şube daha açmayı planladıklarını belirten Büyükadalı, ”Şu anda 280 şube ve 5096 personel ile sektörün lideri konumundayız. 2014 yılında 500 kişi daha istihdam ederek sektörde liderliğimizi devam ettirmek istiyoruz” dedi. Türkiye’de henüz yüzde 5’lik bir pazar payına ulaşmış bulunan katılım bankacılığının 10 yıl içinde iki katı pazar payına ulaşacağını vurgulayan Hakan Fatih Büyükadalı, “Bu büyüme kariyer açısından büyük bir avantaj. Parlak bir kariyer için gençlerimizin bu dönemde aramıza katılmaları açısından büyük bir fırsat var” dedi. 6 GÜNCEL 7 KOBİ DESTEKLERİ KALKINMA AJANSLARININ DESTEK PROGRAMLARI istanbul kalkınma ajansı Başvuruya Açık destek Programları Program adı Afetlere Hazırlık Mali Destek Programı ISTKA/2014/AFK Verimli ve Temiz Enerji Mali Destek Programı(İşletmeler) ISTKA/2014/EVI Verimli ve Temiz Enerji Mali Destek Programı ISTKA/2014/EVK Çocuklar ve Gençler Mali Destek Programı ISTKA/2014/GEN Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı(İşletmeler) ISTKA/2014/TMI Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı ISTKA/2014/TMK Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı ISTKA/2014/YEN Program bütçesi (TL) Proje başına asgariazami destek tutarları (TL) Azami destek oranı Son başvuru tarihi 10.000.000 200.000 1.000.000 %90 17/02/2014 10.000.000 200.000 500.000 %50 18/02/2014 10.000.000 200.000 1.500.000 %90 18/02/2014 25.000.000 200.000 1.000.000 %90 19/02/2014 10.000.000 200.000 500.000 %50 20/02/2014 10.000.000 200.000 1.000.000 %90 20/02/2014 25.000.000 200.000 1.500.000 %90 21/02/2014 PROGRAMIN AMAÇLARI AFETLERE HAZIRLIK MALİ DESTEK PROGRAMI: Yaşam ve mekân kalitesi yüksek güvenli İstanbul yaratmak üzere; afet yönetim sisteminin etkinleştirilerek uygulama kapasitesinin artırılması ve afet risklerinin azaltılması amaçlanmaktadır. VERİMLİ VE TEMİZ ENERJİ MALİ DESTEK PROGRAMI: Enerji tasarrufu, enerji verimliliği ve temiz enerji uygulamalarının yaygınlaştırılması ile İstanbul’un enerji yoğunluğunun ve sera gazı salınımının azaltılması amaçlanmaktadır. ÇOCUKLAR VE GENÇLER MALİ DESTEK PROGRAMI: Çocuklar ve gençlerin maruz kaldıkları risklerden korunmaları; mutlu, üretken, yaratıcı bireyler olarak var olabilmeleri için bilişsel, fiziksel, psikolojik, sosyal gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır. 8 KÜRESEL TURİZM MERKEZİ İSTANBUL MALİ DESTEK PROGRAMI: Turizm sektörünün geliştirilerek İstanbul’un diğer küresel turizm merkezleri ile rekabet düzeyi yüksek bir cazibe merkezi haline getirilmesine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. YENİLİKÇİ İSTANBUL MALİ DESTEK PROGRAMI : Katma değeri, teknoloji ve bilgi yoğunluğu yüksek ürün ve hizmetler ile İstanbul’un küresel ekonomide söz sahibi olabilmesi için yenilik ve yaratıcılık odaklı ekonomik yapının benimsenmesi ve bu doğrultuda İstanbulluların yenilik üretme ve yaratıcılık kapasitelerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. KOBİ DESTEKLERİ ipekyolu kalkınma ajansı BÖLGESEL VE SEKTÖREL REKABET MALİ DESTEK PROGRAMI (KOBİ) Programın Toplam Bütçesi (TL) yatırım yeri destek verilecek sektör Şahinbey, Şehitkamil Plastik, Kimya, İşlenmiş Deri Ürünleri , Tekstil, Gıda Sanayi, Tarıma Dayalı Sanayi, Yenilenebilir Enerji Nizip, İslahiye, Nurdağı, Oğuzeli, Gıda Sanayi, Yavuzeli, Tarıma Dayalı Araban, Karkamış, Sanayi, Kilis Merkez, Yenilenebilir Enerji Elbeyli, Musabeyli, Polateli Gıda Sanayi, Tarıma Dayalı Adıyaman ve Sanayi, İlçeleri Tekstil, Mobilya, Yenilenebilir Enerji ve Madencilik PROJELERE SAĞLANACAK ASGARİ Azami destek oranı Son başvuru tarihi VE AZAMİ DESTEK MİKTARLARI Asgari Tutar: 50.000 TL 5.000.000 TL %50 17/02/2014 Azami Tutar: 400.000TL PROGRAMIN AMAÇLARI TRC1 bölgesindeki işletmelerin bölge içi ve bölge dışı rekabet edebilirliğinin artırılmasıdır. Özel Amaç: Öncelikli sektörlerde işletmelerinin üretim kapasitesinin arttırılması; istihdam seviyesinin arttırılması; Ar-ge, Ür-ge, inovasyon ve markalaşmanın artırılmasıdır. BURSA ESKİŞEHİR BİLECİK KALKINMA AJANSI Çevre Dostu Üretim Mali Destek Programı Program bütçesi (TL) 10.000.000 TL Proje başına asgariazami destek tutarları (TL) Proje başına mali destek oranı Asgari Tutar: 50.000 TL Asgari % 25 Azami Tutar: 400.000TL Azami % 50 Son başvuru tarihi 14/02/2014 PROGRAMIN AMAÇLARI Bu mali destek programının amacı; Bursa, Eskişehir, Bilecik bölgesinde üretim faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkilerin azaltılması, kaynak ve enerji kullanımındaki verimliliğin arttırılması yoluyla çevre dostu üretime geçişe katkı sağlamaktır. 9 KOBİ DESTEKLERİ ZAFER kalkınma ajansı Rekabetçi KOBİ Mali Destek Programı Program bütçesi AJANS DESTEK MİKTARI Yararlanıcı Eş Finansmanı PROJE BÜTÇESİ Asgari Tutar: 25.000 TL Asgari Tutar: 25.000 TL Asgari Tutar: 50.000 TL Asgari % 10 Azami Tutar: 400.000 TL Azami Tutar: 3.600.000 TL Azami Tutar: 4.000.000 TL Azami % 50 Azami destek oranı Son başvuru tarihi 16/02/2014 16.000.000 TL PROGRAMIN AMAÇLARI TR33 Bölgesi’nde imalat sanayisi ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’lerin rekabet güçlerinin arttırılarak Bölge’nin sürdürülebilir ekonomik gelişimine katkı sağlanması amaçlanmaktadır. KARACADAĞ kalkınma ajansı 2014 YILI KOBİ MALİ DESTEK PROGRAMI Program bütçesi 10.000.000 TL Proje başına asgariazami destek tutarları Asgari Tutar: 30.000 TL Azami Tutar: 500.000 TL Son başvuru tarihi 06/01/2014 PROGRAMIN AMAÇLARI İmalat sanayi ve turizm sektöründe faaliyet gösteren mikro ve küçük işletmelerin kurumsallaşma çalışmalarının desteklenerek fiziki ve beşeri altyapılarının geliştirilmesi suretiyle ölçeklerinin büyütülmesi, finansal kaynaklara erişimlerinin artırılması, planlama ve pazarlama konularındaki kapasitelerinin geliştirilmesi, yüksek katma değerli mal üretim kapasitelerinin artırılması, yenilikçilik ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi, ihracata yönlendirilmesi amaçlanmaktadır. orta anadolu kalkınma ajansı Başvuruya Açık mali destek Programları Program adı Rekabetçi Üretim Mali Destek Programı İstikrarlı Büyüme Mali Destek Programı Sosyal ve Kentsel Kalkınma Mali Destek Programı DESTEK ALT LİMİTİ DESTEK ÜST LİMİTİ 50.000 TL 500.000 TL 50.000 TL 500.000 TL 100.000 TL 1.000.000 TL Son başvuru tarihi 14/02/2014 PROGRAMIN AMAÇLARI REKABETÇİ ÜRETİM MALİ DESTEK PROGRAMI: TR72 Bölgesi Kayseri ilinde rekabetçi sektörlerde faaliyet gösteren ve/ veya stratejik alanlara yönelik ürünlerin imalatını yapan, kar amacı güden gerçek ve tüzel kişilerin program önceliklerine uygun olarak desteklenerek, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve çevresel öncelikler çerçevesinde, bunların ulusal ve küresel ölçekte rekabetçiliklerinin artırılması ve daha yüksek katma değerli mal ve hizmet değer zincirlerine geçişin sağlanması yoluyla bölgesel gelişmeye katkı sağlanması amaçlanmaktadır. İSTİKRARLI BÜYÜME MALİ DESTEK PROGRAMI: TR72 Bölgesi Sivas ve Yozgat illerinde faaliyet gösteren, kar amacı 10 güden gerçek ve tüzel kişilerin program önceliklerine uygun olarak desteklenerek, katma değeri yüksek yenilikçi sektörel oluşumların desteklenmesi ve üretim kapasitesinin artırılması yoluyla bölgesel gelişmeye katkı sağlanması amaçlanmaktadır. SOSYAL VE KENTSEL KALKINMA MALİ DESTEK PROGRAMI: TR72 Bölgesi Sivas ve Yozgat illeri sınırları içerisinde merkez ve kırsal alanlarda sosyal ve kentsel altyapının geliştirilmesi ile temel hizmetlere erişimin iyileştirilerek, bölgede yaşam kalitesinin artırılması yoluyla bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlanması amaçlanmaktadır. GÜNCEL 11 KOBİ 2013 yılının ilk yarısı itibarıyla sektördeki kredilerin yüzde 25’i KOBİ kredilerinden oluşuyor. Bu dönemde KOBİ kredileri 2012 yılı sonuna göre yüzde 17 ile 33.6 milyar TL tutarında artışla, 229.8 milyar TL’ye yükseldi. Ülkemizde de işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler, toplam istihdamın yüzde 78’ini, toplam ihracatın yüzde 60’ını gerçekleştiriyor. Bu rakamlar, KOBİ’lerin Türkiye ekonomisindeki önemini vurguluyor. KOBİ tanımında yapılan değişiklikle, yıllık mali bilançosu 25-40 milyon TL arasındaki işletmelerin de KOBİ sınıfına dahil edilmesinin bu artışlarda etkisi bulunuyor. TUĞBA UPRAK 12 KOBİ BANKACILIĞI “KOBİ’LER TÜRKİYE EKONOMİSİNİN DİNAMOSU” 2 013’de sektörün üzerinde büyümeye devam ettiklerini söyleyen Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, BDDK verilerine göre, Eylül 2013 E itibarıyla KOBİ’lere kullandırılan TL nakit kredi tutarının ilk 9 ayda yüzde 26 artış ile 210 milyar TL’ye ulaştığını aktarıyor. Akbank KOBİ Bankacılığı’nın TL nakdi kredi tutarının ise aynı dönemde yaklaşık yüzde 38 artış gösterdiğini belirten Bülent Oğuz, şu değerlendirmeleri yapıyor: "Türkiye'de ekonomik göstergelere baktığımızda KOBİ'lerin önemi açıkça ortaya çıkıyor. Bugün ülkemizdeki toplam işletmelerin yüzde 99’unu KOBİ’ler oluşturuyor. Toplam istihdamın yüzde 78’i, ihracatın yüzde 60’ı ve katma değerin yüzde 55’i KOBİ’lerce sağlanıyor. KOBİ’ler her yıl büyüyen Türkiye ekonomisinin dinamosu konumundalar. İşte KOBİ’lerin ekonomi üzerinde artan bu etkisi sonucu bankaların bu alana daha fazla yoğunlaştığını, hatta kendi organizasyonlarını KOBİ’lerin ihtiyaçlarına göre farklılaştırdığını görüyoruz. Bankaların bu faaliyetleri sonucu da KOBİ’lerin bankacılık ürün ve hizmetleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarını, daha fazla bankacılık ürünü kullandıklarını söyleyebiliriz. Özetle, Türk bankacılık sisteminin odak noktasındaki KOBİ’lere sunduğu ürün ve hizmetlerle çok ciddi destek olduğunu düşünüyorum." KOBİ’lerin büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunmak için varolan kredi ürünlerine yenilerini katacaklarını söyleyen Bülent Oğuz, "Uygun koşullarla sunacağımız fonlarla desteğimizi artırarak devam ettireceğiz" diyor. KOBİ’LERİN İHTİYACINA YÖNELİK ÜRÜNLER SUNUYOR kim sonu itibarıyla Yapı Kredi olarak KOBİ’lere aktardıkları kaynağın 13 milyar TL’yi aştığını dile getiren Yapı Kredi KOBİ Bankacılığı Grup Direktörü Aslı Düzenli, bugün bankacılık sektöründe KOBİ’lere sunulan ürünlerin, son derece kapsamlı ve farklı ihtiyaçlara hizmet edecek şekilde tasarlandığını belirtiyor. Ancak son dönemde Türkiye’deki KOBİ’lerin, genç nüfusun etkisiyle daha girişimci ve daha inovatif ürün ve hizmetler üzerine çalışmaya başladıklarını ileten Aslı Düzenli, "Bu nedenle dönem içerisinde farklı finansal ihtiyaçlara sahip olabiliyorlar. Bankacılık sektörü olarak biz de bu dinamizme ayak uydurmaya, her alanda ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri çözümler geliştirerek onları her alanda desteklemeye devam ediyoruz" diyor. 2014 yılında, KOBİ’lere sağladıkları finansal desteği artırarak hem firmaları, hem de faaliyet gösterdikleri sektörleri en iyi şekilde desteklemeyi ana hedef olarak belirlediklerini vurgulayan Aslı Düzenli, bu doğrultuda yeni ürün ve hizmetlerini, KOBİ’lerin ihtiyaçlarına göre geliştirerek, kurumlara özel hizmetler sunmaya devam edeceklerini vurguluyor. Yapı Kredi KOBİ Bankacılığı Grup Direktörü, sözlerine şöyle devam ediyor: "Yapı Kredi olarak, Tarım Bankacılığına verdiğimiz önemle müşterilerimizin talep ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundu- rarak bu konudaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Geniş şube ağımızın da desteğiyle çiftçilerimiz ve tarımsal faaliyeti destekleyen kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarını çok yakından takip ederek onlara en uygun çözümleri sunmaya, önümüzdeki dönemde de yeni ürün ve hizmetlere imza atmaya devam edeceğiz." 13 FİNANS K NAKDİ KREDİLERDE ARTIŞ SÜRÜYOR OBİ Bankacılığı olarak bilinen küçük ve orta boy işletmelerin, her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik canlılığın göstergesi konumunda olduğunu dile getiren Finansbank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Metin Karabiber, 2013 başından bu yana KOBİ’lerin bankalardaki işlem hacimlerinin gitgide arttığını belirtiyor. Özellikle nakdi kredilerde tüm bankalarda yüzde 21’lik bir hacim artışı gözlendiğini aktaran Metin Karabiber, bu oranın Finansbank’ta yüzde 40 seviyelerinde olduğunu vurguluyor. 2013 yılının son çeyreğinde, ‘Bizce Mümkün’ yaklaşımlarıyla müşteri odaklı faaliyetlerini sürdürdüklerini sözlerine ekleyen Metin Karabiber, "Eylül sonu itibariyle KOBİ’lere toplam 2.6 milyar TL’lik nakdi ve gayrinakdi kredi kullandırdık. Ekim sonu rakamlarına baktığımızda da 100 binden fazla işletmeye toplam 4 milyar TL’lik nakdi kredi kullandırdığımızı görüyoruz. Bunun yüzde 70’i taksitli ticari kredi niteliğindedir. Özellikle 7646 SMS hattımız ile kısa süre içerisinde sonuç belirtmemiz ve 50 bin TL’ye kadar kredi imkanı sunabilmemiz sayesinde müşterilerimizin algısını bu yöne çekebildik" diyor. Yatırım için düşük faiz ortamının şart olmadığını vurgulayan Metin Karabiber, "Piyasaların büyüme tarafında yukarı ivme ile desteklendiği durum ve düşük faiz yatırım ortamını daha cazip hale getirecektir. Bu durumu fırsata çevirmek isteyen KOBİ’lere 120 aya kadar uzayan vadelerle kredi vererek ülke ekonomisine ve KOBİ’lere destek olmaya devam ediyoruz. Finansbank olarak, KOBİ’lere kendi ölçeklerine uygun 14 bankacılık ürün ve hizmetleri sunuyoruz. Kredi büyümemizi ilk 9 ayda yüzde 50 artış ile mikro işletmeler göğüslemiş durumdadır" diyor. "KOBİ’ler önemli bir işlev üstlendi" Türkiye ve dünya ticaret ağının dinamosunu oluşturan KOBİ'lerin ileriki yıllarda daha fazla göz önünde olmasının beklendiğini söyleyen Metin Karabiber, günümüzde KOBİ’lerin, küreselleşmenin yarattığı şiddetli rekabet ortamında ulusal ekonomilerin gelişmesi ve korunması bakımından önemli bir işlev üstlendiğini aktarıyor ve ekliyor: "Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde KOBİ’ler, işsizliğin azaltılması ve yeni istihdam alanlarının yaratılmasında oynadıkları rolleri, dengeli ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanması ve sürdürülmesine yaptıkları olumlu katkıları ve piyasa koşullarında meydana gelen değişmelere hızlı uyum sağlayabilen esnek üretim yapısına sahip olmaları itibariyle etkili bir rol oynuyorlar. Bunun yanı sıra taşıdıkları yerellik ve orta sınıfı güçlendirme gibi nite- likleri, KOBİ’leri sosyal açıdan da önemli kılıyor. Bankacılık sektöründe yaşanan rekabet ile birlikte büyüme potansiyeline sahip KOBİ’ler bankaların ilgi odağı konumuna geliyor." Hızla artıyor "KOBİ’ler sadece bankacılık sektörünün değil ekonominin tüm kademelerinde büyüme potansiyeli ile göz çarpan, ülkemiz istihdamının yüzde 78’ini, katma değerin yüzde 55’ini, yatırımların yüzde 50’sini üstlenmiş dinamik bir yapı taşıdır" diyen Metin Karabiber, KOBİ kredilerinin son birkaç yılın en hızlı artan kredi türü olmaya devam ettiğini söylüyor. Devlet desteklerinde gözlenen artış ve çeşitliliğin, özel sektörün KOBİ ürünlerine yaptığı yatırımın sektör büyüklüğünü dahası bu büyüklüğün gelişme potansiyelinin altını çizdiğini ileten Karabiber, "Önümüzdeki dönemde yeni yasal düzenlemeler ile zorlu bir yıl geçirecek olan bankalar, yine KOBİ’leri odak noktalarında tutarak büyüme ivmelerini bu segmentte kurgulayacaklardır" diyor. KOBİ BANKACILIĞI 15 FİNANS B KREDİLERİN YÜZDE 32'Sİ KOBİ'LERE ankacılık sektörünün KOBİ toplam kredileri 2012 yılsonuna göre 54,4 milyar TL artarak Eylül 2013 itibarıyla 254,2 milyar TL seviyesine ulaştı. Eylül 2012 tarihine göre 2013 Eylül sonu itibariyle KOBİ kredilerinde yüzde 48'lik bir artış gerçekleşti. Albaraka'nın KOBİ segmentinde yer alan kredi limitli müşterilerine kullandırdığı nakdi fon miktarı ise geçen yılın aynı dönemine göre 2013 yılı 3. Çeyreği itibariyle yüzde 60'lık bir büyüme gösterdi. Albaraka olarak toplam krediler içerisinde KOBİ’lerin yüzde 32'lik bir pay aldığını dile getiren Genel Müdür Yardımcısı Bülent Taban, "Bu durum bizim KOBİ Bankacılığına verdiğimiz değerin bir göstergesidir" diyor. "KOBİ'leri teşvik edici faaliyetler yapılmalıdır" "KOBİ’ler bizim ekonomimizin kılcal damarları olarak çok önemli işletmelerdir" diyen Bülent Taban, Türkiye'de işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’lerin, toplam istihdamın yüzde 78’ini, toplam ihracatın yüzde 60’ını gerçekleştirdiğini söylüyor. Bu rakamların, KOBİ’lerin Türkiye ekonomisindeki önemini vurguladığını aktaran Bülent Taban, şu bilgileri veriyor: "Dünyada KOBİ'ler toplam kredilerden yüzde 42'lik pay alırken Türkiye'de bu oran 25'te kalıyor. KOBİ'lerin toplam kredi pastasından aldıkları payın artırılması için çaba gösterilmeli ve KOBİ'leri teşvik edici faaliyetler yapılmalıdır. KOBİ alacak takip oranlarında ki yüksek oranların azaltılması konusunda çözümler üretmek durumundayız. 16 Bu durum KOBİ'lerin krediye ulaşımında negatif bir faktördür. Sektörün takipteki alacakları artışının 2013 yılının üçüncü çeyreğinde de devam ettiği görülmektedir. Sektör ortalamalarına bakıldığında KOBİ kredi takip oranı yüzde 3,2 oranında seyretmektedir. Albaraka’da takip oranı sektörün çok altında bir düzeydedir. Büyüme rakamları ve trendler göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki dönemlerde “KOBİ Bankacılığı'nın öneminin artarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Bizde ticari hayatın en önemli aktörü olan KOBİ'lerin ihtiyaçlarının en uygun koşullarda karşılanması ve taleplerinin hızlı, etkin bir şekilde cevaplanmasını sağlayacak ürün ve hizmetlerle bu artışa ivme katacağız." "Büyüme devam edecek" KOBİ Bankacılığındaki büyümenin gelecek yılda devam edeceğini söyleyen Bülent Taban, özellikle KOBİ'lerin ihtiyaçlarının en uygun koşullarda karşılanması ve taleplerinin hızlı, etkin bir şekilde cevaplanmasının önem arz ettiğini belirtiyor. "Benzer fiyatlamaların sunulduğu sektörde farklılaşmanın dinamiği temel bankacılık ürünlerinin yanında hizmet çeşitliğinin artırılması ve müşteri sadakatini sağlamak olacaktır" diyen Bülent Taban, Albaraka olarak inovasyon çalışmalarına önem verdiklerini ve işlerine yenilik katmaya çalıştıklarını belirtiyor. "2014 yılı KOBİ Bankacılığında inovasyonlara imza atacağımız bir yıl olacak" diye konuşan Bülent Taban, sözlerine şöyle devam ediyor: "KOBİ'lere temel bankacılık ürün ve hizmetlerimizle avantaj fırsatı sunarken, önümüzdeki dönem bu kategoride hem mevcut müşterilerimiz hem de yeni müşterilerimiz için özel ürün paketleri geliştireceğiz. Bu amaçla müşteri grupları için meslek ve ihtiyaç odaklı ürün tasarımları yapıyoruz. KOBİ'lerimiz için özel çözümler üreterek onlara değer katmak istiyoruz. Kredi hizmetlerimiz dışında, danışmanlık hizmetlerimizle KOBİ'lere katma değer sağlamaya çalışıyoruz. Nitelikli saha satış örgütümüz KOBİ danışmanları gibi çalışarak mali, finansal, yatırım, vergi, dış ticaret, teşvik ve hibeler, KGF danışmanlığı konularında KOBİ'leri desteklemektedirler. 2014 yılının ilk çeyreğinde KOBİ'lere özel portal açarak yeni bir kanal üzerinden KOBİ'lere fayda sağlamaya devam edeceğiz. Ayrıca KOBİ'lerimizin ayağına ihtiyaç duydukları bilgiyi götürmek için seminer ve konferanslar dizisi planlıyoruz." KOBİ BANKACILIĞI 17 FİNANS NAKDİ KREDİLERDE BÜYÜME TRENDİ "Uzun vadeli riskler azaldı" Bankalar için ticari kredilerin, taşıdığı büyüme potansiyeli ve karlılığa olumlu etkisi sebebiyle avantaj oluşturduğunu vurgulayan Virma Sökmen, BDDK'nın sektörü kontrol altında tutması, sıkı tedbirler ve sektörün geçmişte yaşadığı krizlerden aldığı dersler sayesinde uzun vadeli risklerin azaldığını ve sektöre olumlu yansıdığını söylüyor. Bankaların her segmentte yoğun rekabet içinde olduklarını gözlemlediklerini ileten Sökmen, "Bunun da etkisiyle Kurumsal ile KOBİ segmenti arasındaki faiz marjı da giderek kapanmaktadır. Özellikle orta ölçekli firmalar artık Kurumsal ölçekli firmalar gibi uygun kredi faizlerinden yararlanabilmektedir. Bu rekabet ortamının ve bireysel kredilerdeki kısıtlamanın KOBİ'lere daha avantajlı ürün ve hizmetler sağlayacağını düşünüyoruz" diyor. 1 milyar TL tutarında kaynak aktarma hedefi HSBC Türkiye olarak son dönemde “1.000.000.000 TL Uluslararası Büyüme Desteği” kampanyası başlattıklarını aktaran Virma Sökmen, şu bilgileri veriyor: "Küresel ticarette büyümek isteyen kurumlara 1 milyar TL tutarında kaynak aktarma hedefiyle yola çıktık. 1.5 ay gibi kısa bir zamanda doğru yönlendirme, doğru ürün ve fonlama ile HSBC Türkiye olarak uluslararası ticarette büyümek isteyen müşterilerimizin ticaret döngülerine uygun ürünler kullanmalarına destek olduk. Amacımız dış ticarette büyümek isteyen müşterilerimizin çözüm ortağı olmak, Türkiye’nin uluslararası ticarette aldığı payın artmasını desteklemek ve Türk şirketlerinin bölgesel başarı hikayelerini artırmak. Bu kapsamda kampanya çerçevesinde dış ticarette büyümek isteyen kurumlara fonlama ve danışmanlık desteği sağlamaya devam edeceğiz." “KOBİ’lerin ihtiyaç ve taleplerini yüzyüze dinledik” 2 013 yılının ilk yarısı itibarıyla sektördeki kredilerin yüzde 25’inin KOBİ kredilerinden oluştuğunu söyleyen HSBC Türkiye Kurumsal ve Ticari Bankacılık'tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Virma Sökmen, bu dönemde KOBİ kredilerinin 2012 yılı sonuna göre yüzde 17 ile 33.6 milyar TL tutarında artışla, 229.8 milyar TL’ye yükseldiğini aktarıyor. KOBİ tanımında yapılan değişiklikle, yıllık mali bilançosu 25-40 milyon TL arasındaki işletmelerin de KOBİ sınıfına dahil edilmesinin bu artışlarda etkisi olduğunu ileten Virma Sökmen, "Global krizin etkileriyle 2009 yılında 1.1 milyar TL seviyelerine kadar inen nakit kredi büyüklüğümüz bu tarihten sonra istikrarlı bir büyüme trendine girdi ve içinde bulunduğumuz dönemde 2 milyar TL seviyesini geçti" diyor. 18 2013 yılında, HSBC olarak KOBİ Roadshow adı altında KOBi’lerle farklı illerde buluştuklarını söyleyen Sökmen, “Ekonomi uzmanları ve bankamız üst düzey yöneticilerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantılar sohbet havası şeklinde gerçekleşirken, KOBİ’lerin ihtiyaç ve taleplerini yüzyüze dinledik ve fikir alışverişinde bulunduk” diyor. HSBC Grubu’nun diğer ülkelerdeki müşterilerini Türkiye’de ağırladıklarını ifade eden HSBC Türkiye Kurumsal ve Ticari Bankacılık’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, şunları söylüyor: “Türkiye’de iş bağlantıları gerçekleştirmeyi planlayan bu müşterileri, HSBC Türkiye müşterileriyle tanıştırdık, firma ziyaretleri düzenledik. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), ihracatçıları 2023 hedefine hazırlamak için düzenlediği seminerlere sponsor olduk. Her seminere o sektördeki müşterilerimizi davet ederek gelişmeleri takip etmelerini sağladık. Bu tarz çalışmalarımız 2014’te de devam edecek.” KOBİ BANKACILIĞI “BÜYÜME GÜÇLÜYDÜ” 2 013 yılından bugüne kadar olan süreçte bankaların iyi performanslar sergilediklerini dile getiren DenizBank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, büyümenin güçlü olduğunu söylüyor. Geçen yılın tamamında yüzde 16 artan kredilerin, sadece ilk 11 ayda yüzde 27 arttığını ileten Gökhan Sun, şu bilgileri veriyor: "Mevduat büyümesi kredilerin altında kalsa da özellikle son 3-4 aylık dönemde faizlerin de artmasının desteği ile aradaki farkı kapamaya başladıkları görüldü. Hızlı büyürken kredi riski kontrol altındaydı ve sorunlu krediler oranı yüzde 3’ün altında kalmaya devam etti. Aktif büyümesindeki olumlu tabloya karşın bankaların sermaye karlılığı 2011 ve 2012’deki gibi yüzde 14’lü seviyelerde kaldı. Karlılıktaki bu düşüşün ilk etkilerini görmeye başladık. Sermaye Yeterlilik Oranı (SYO) ilk defa bu yıl yüzde16’nın altına geriledi ve son 4 aydır bu seviyede. Karlılıktaki bu düşüş kalıcı olursa önümüzdeki dönemde sektördeki potansiyel büyüme hızlarını aşağı çekecek bir faktör olacaktır. Yılın kalan dönemi ve 2014 karlılık anlamında bankaları daha da zorlayabilir. Son dönemde uygulamaya alınan regülasyonlar ve önümüzdeki dönemde gelmesi planlanan yenileri, faizlerdeki yükselişin bankaların tahvil portföyünü olumsuz Tüm KOBİ segmentlerinde sektörün üzerinde büyümeyi hedefliyor 2014 yılında ekonominin büyümesini sürdüreceğini düşünen Gökhan Sun, "Ekonominin temel çarkları olan KOBİ’lerin kredilerinin ise genel kredi artışı ortalamalarının üzerinde büyüyecektir" diyor. DenizBank olarak KOBİ Bankacılığı faaliyetlerinde stratejilerinin özünde, tüm KOBİ segmentlerinde sektörün oldukça üzerinde büyümenin yattığını sözlerine ekleyen Gökhan Sun, şöyle devam ediyor: "Öngörümüz, KOBİ kredilerinde hem adet hem de hacim olarak sektörün yüzde 20 düzeyinde büyüyeceği, DenizBank olarak KOBİ’lere kullandırdığımız kredilerin ise yüzde 30 düzeyinde artacağı yönündedir. Türkiye’nin 81 ilinde faaliyet göstermemiz, daha fazla sayıda KOBİ’ye ulaşmak açısından DenizBank’ın en önemli avantajlarından biridir. DenizBank KOBİ Bankacılığı’nda büyümeye devam ederken, sektör bağımsız olarak her türlü faaliyet alanındaki küçük işletmeye ulaşmayı önemsiyoruz. Bu kapsamda Esnaf ve Sanatkarlar Odaları ile yaptığımız işbirlikleri ile DenizBank’ın desteğini sağlamaya devam edeceğiz. Sektörler bakımından hali hazırda turizm, sağlık, imalat sanayi ve tarıma dayalı sanayi gibi hizmet ve üretim alanlarında desteklerimiz hız kesmeden devam edecektir." etkilemesi ve net faiz marjlarında son yıllardaki aşağı yönlü trendin devam etmesi bankaların kar baskısını artan bir oranda hissedeceğine işaret ediyor." Uygun koşullarla kaynak yaratmaya devam edecek "Rusya’nın bankacılık devi ve hissedarımız SberBank’ın bulunduğu bölgelerle ticaret yapan işletmelerimize özel olarak, SberBank’ın geniş ağ yapısını kullanarak yenilikçi POS ve tahsilat çözümleri sunmayı, yurtiçi ve yurtdışından uygun maliyet ve koşullarla kaynak yaratmaya devam etmeyi planlıyoruz" diyen Gökhan Sun, KOBİ’lerin, DenizBank'ın uzun vadeli büyüme stratejisinin her zaman odağında olduğunu söylüyor. Bu nedenle 2014 yılında da yine sektörün üzerinde adetsel ve hacimsel artışlar hedeflediklerini vurgulayan Gökhan Sun,“Esnaf Dostu Banka” olarak mikro işletmelerimizin taleplerine hızlı ve avantajlı çözümler üretmeye devam edeceğiz" diyerek sözlerine son veriyor. 19 FİNANS 2 “KOBİ BANKACILIĞI ÜZERİNE YOĞUNLAŞACAĞIZ” 013 yılında, KOBİ'lere amiral ürün olarak sağladıkları TL kredilerinde yüzde 49 büyüme sağladıklarını dile getiren T-Bank Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Doruk Parman, bununla birlikte toplam KOBİ Bankacılığı bilanço büyüklüğünün de yüzde 25 büyüyerek 2013 hedefini aştığını aktarıyor. "Toplam KOBİ Bankacılığı bilançomuzun yüzde 78'i KOBİ’lere kullandırılan kredilerden oluşmaktadır" diyen Parman, şu bilgileri veriyor: "Bankamızın uzun vadeli hedefi KOBİ kredilerinin toplam kredilerdeki payının yüzde 50’sini oluşturmasıdır. Hedeflerimizin 2014 yılında da ağırlıklı olarak KOBİ Bankacılığı üzerine yoğunlaşacağını söyleyebiliriz. KOBİ'lerin ulaşmakta sıkıntı çektiği uzun vadeli kredilere aracılık etmek, proje ve yatırım finansmanlarını sağlamak, işyeri alımlarında etkin olmak, ekipman ve hammadde tedariklerini sağlamak, ihracat ve ithalatlarını desteklemek 2014 yılında KOBİ'ler için öncelikli planlarımızdır." Bankacılık sektörünün, son 10 yılda KOBİ'lere oldukça fazla ilgi duyduğunu dile getiren Doruk Parman, bankaların, riski dağıtma ve müşteri yaygınlığı açısından oldukça öneme sahip olan KOBİ'lere her türlü kredi ve nakit yönetim ürününü kullanıma açtığını söylüyor. "Bakanlar Kurulu'nun belirlediği KOBİ kriteri içine Türkiye'de bulunan işletmelerin yüzde 99 unun KOBİ olduğunu düşünürsek, bankaların KOBİ’lere kendi karlılıkları açısından da finansman sağlaması kaçınılmazdır" diye konuşan Parman, özellikle son 10 yılda POS, doğrudan borçlanma sistemleri, proje ve yatırım kredileri, tarım ve hayvancılık kredileri gibi doğrudan KOBİ'leri ilgilendiren birçok ürünün yaygınlık kazandığını iletiyor. “KOBİ BANKACILIĞI HIZLA GELİŞİYOR” 2 013 yılında tüm güçleriyle KOBİ’leri desteklemeyi sürdürdüklerini dile getiren VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı M. Lütfü Çelebi, ilk 10 ayda KOBİ’lere kullandırdıkları nakdi kredilerin sektörün genel artış trendine paralel artış gösterdiğini söylüyor. Tür- 20 kiye ekonomisinin itici gücü olan KOBİ’lerin, geçmişte finansmana ulaşım konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Çelebi, son birkaç yılda, bankacılık sektörünün KOBİ’lere yönelik ürün ve hizmet çeşitliliğinde çok hızlı bir artış yaşandığını iletiyor. Gelinen noktada KOBİ’lere yönelik finansal çözümler konusunda sektörün önemli bir yol kat ettiğini, ancak hala bu doğrultuda atılabilecek bazı adımlar olduğunu söyleyen Çelebi, şunları söylüyor: "VakıfBank olarak, Türkiye genelindeki 900’e yakın şubemizdeki KOBİ Portföy Yöneticilerimiz ile KOBİ’lerin ihtiyaçlarını analiz edip, her bir KOBİ’mize ihtiyaçları doğrultusunda finansal çözüm paketleri sunuyoruz. Bu yaklaşım ile finansal çözümlere erişen KOBİ’lerin ülkemiz ekonomisine katkılarının daha da artacağına inanıyoruz." 2014 yılında hızla gelişen ekonomik yapıya paralel olarak KOBİ’lerin yeni ortaya çıkan veya değişen ihtiyaçlarına uygun ürünler tasarlayıp, tüm ürünleri bir finansal çözüm paketi anlayışıyla sunmayı planladıklarını sözlerine ekleyen Çelebi, "Özellikle ihracat amaçlı üretim yapan KOBİ’lerimize yönelik çalışmalarımızı daha da artıracağız. Ayrıca, banka kaynaklarımızın yanı sıra uluslararası kuruluşlarla işbirliğimizi daha da güçlendirerek, bu kuruluşların uygun maliyetli kaynaklarına KOBİ’lerimizin erişimini kolaylaştırmak istiyoruz. Her yıl olduğu gibi 2014 yılında da KOBİ’lerimizin ihtiyaç duyduğu finansal çözümleri üreterek uygun maliyetler ve vadelerle hizmetine sunmaya devam edeceğiz" diyor. KOBİ BANKACILIĞI 21 FİNANS İ "EKONOMİNİN ROTASI KOBİ’LERE DÖNDÜ" lk senelerinde KOBİ kredileri için gerekli alt yapı ve iş süreçlerini hazırladıklarını ve kredi kullandırımlarına başladıklarını dile getiren Odeabank Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erol Sakallıoğlu, gerek KOBİ, gerekse ticari segmentteki müşterilerine kullandırdıkları kredilerin 5 milyar TL hacme ulaştığını söylüyor. 2014 yılında da iddialı olduklarını vurgulayan Erol Sakallıoğlu, mevcut hızlarını koruyarak KOBİ’lere finansman sağlamaya devam edeceklerini ve yüzde 100 oranında bir artış hedeflediklerini açıklıyor. Özellikle son yıllarda küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet güçlerinin artırılmasını sağlayan teşvik ve politikalarla birlikte bu segmentin ekonomi içindeki rolünün güçlendiğini söyleyen Sakallıoğlu, ekonominin rotasının KOBİ’lere döndüğünü vurguluyor. Bankaların bu segmentteki müşterilere sağladıkları finansman, danışmanlık, dış pazarlara kolay ulaşım sağlama gibi imkanların, KOBİ’lerin büyümesine, rekabet içinde ayakta kalmalarına yardımcı olduğunu ve ekonominin ilerlemesine direkt olarak katkıda bulunduğunu aktaran Erol Sakallıoğlu, şu bilgileri veriyor: "2013 yılı, Türkiye’nin kriz etkilerinden oldukça yüksek bir ölçüde sıyrıldığı bir yıl oldu. Buna bağlı olarak bankalar da KOBİ’lere kullandırdığı kredilerde büyümeye devam ettiler. Birçok banka bu alana ürünlerini farklılaştırmaya çalışarak hizmet vermeye çalıştılar. Özellikle yıl genelinde faizin düşük seviyelerde olması, bankaların 22 akışlarında birebir faydasını görebilecekleri finansman çözümlerini sunmayı hedefleyen Odeabank, bu ortamda KOBİ’ler ile sağlıklı ve uzun soluklu çalışmalarını sürdürüyor olacaktır" diyor. ‘Kişiye Özel Bankacılık’ KOBİ’lere olan finansman aktarımını kolaylaştırıcı bir unsur oldu." Diğer bankalardan farklılaşmayı hedefliyor 2014 yılında, 2013 yılının sonlarına doğru yaşanan faizlerdeki yükselmenin, maliyetleri artıracağını ve dolayısıyla kredi fiyatlamalarında bir miktar yukarı seviyelere taşınacağını ileten Erol Sakallıoğlu, "Ayrıca piyasalardaki olası sıkılaşmaya bağlı olarak KOBİ’lerin krediye ulaşmasının bir miktar zorlaşması beklenebilir. Bu noktada Odeabank’ın sektörün yeni oyuncusu olarak farkı, KOBİ’lerin günlük nakit akışı ve yatırım ihtiyaçlarını doğru analiz ederek, onlara ihtiyaç duydukları fonlamayı sağlayacak kredi yaklaşımları ile sektördeki diğer bankalardan farklılaşmayı hedeflemektedir. KOBİ’lerin finansman işlemlerini kolaylaştıracak, böylece büyümesine katkısı olacak, günlük nakit Odeabank olarak sektöre, her müşterinin ihtiyacına özel çözümler getirmek sözüyle ‘Kişiye Özel Bankacılık’ stratejisiyle girdiklerini ifade eden Erol Sakallıoğlu, "Bugüne kadar ürün ve servislerimizle, hizmet kalitemizle bu marka vaadimizi de başarıyla gösterdik. KOBİ bankacılığında da bu stratejimiz doğrultusunda ilerleyeceğiz" diyor. KOBİ’lere de kendi dinamikleri çerçevesinde özel finansman ürün ve hizmetleri sunacaklarını dile getiren Sakallıoğlu, "Müşterilerimiz için yalnızca banka olmaktan çıkıp yakın bir çözüm ortağı olacağız. İşletme sermayesi, dış ticaret finansmanı, nakit yönetimi ve ödemeler çözümleri, proje finansmanı ihtiyaçları, yurtdışı faaliyetleri gibi bütün ihtiyaçlar için danışman konumunda hizmet vereceğiz" diye konuşuyor. 2013 yılının son günlerinde Dünya Bankası’nın özel sektörü destekleyen iştiraki Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile toplamda 75 milyon dolarlık kredi anlaşmasına imza attıklarını Sakallıoğlu, "Kredinin 50 milyon dolarıyla KOBİ’lerin özellikle yatırım ihtiyaçlarına kaynak yaratmayı, 25 milyon dolarını ise Global Dış Ticaret Finansmanı Programı kapsamında dış ticaret işlemlerinde kullanmayı hedefliyoruz" diyerek sözlerine son veriyor. KOBİ BANKACILIĞI 23 FİNANS “KOBİ’LERİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” K OBİ’leri odak noktalarına koyduklarını dile getiren ING Bank KOBİ ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı İhsan Çakır, ihtiyaçlarını analiz ederek hayatlarını kolaylaştıracak, hem ulusal hem de uluslararası ortamda rekabet etmelerini sağlayacak ürün ve hizmetler sunmak için çalıştıklarını belirtiyor. 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da KOBİ’lerin çözüm ortağı olarak, müşteri odaklı yaklaşımlarıyla sektörde fark yaratacak ürün ve hizmetler sunmaya devam etmeyi planladıklarını aktaran Çakır, şu bilgileri veriyor: "Geçtiğimiz dönemde sektörde bir ilk olan SMS ile Gümrük Vergisi Ödeme hizmetimizi, vadesiz hesabın tanımını değiştirerek firmaların nakit akışını yöneten yepyeni bir likidite yönetim hesabı olan Paydos Yok Hesap’ı ve dış ticaret işlemlerinde KOBİ’lere avantajlar sağlayan Dış Ticaret Ürün Paketleri ve yeni meslek paketlerini hayata geçirdik. Önümüzdeki sene de yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz ile KOBİ’lerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bunların yanı sıra, ihracatçı birlikleri ve sanayi odalarıyla yaptığımız iş birliği protokolleri ile yakın ilişkiler kuruyor ve KOBİ’lerin finansmana erişimlerini kolaylaştırıyoruz, 2014 yılında da anlaşma ve işbirliklerimize hızla arttırmayı hedefliyoruz." İhracatçı firmaların finansmana erişimlerini kolaylaştıracak ING Bank olarak ING Grubu’nun global ölçekteki networkünden de güç alarak dış ticaret konusunda da firmaları desteklemeye devam edeceklerini ve ING’nin uluslararası deneyimini müşterileriyle buluşturacaklarını dile getiren İhsan Çakır, "Bu kapsamda KOBİ’lerimizin yurtdışındaki pazarlara açılma24 larına destek olmak için ihracatçı firmaların finansmana erişimlerini kolaylaştıracak destek paketleri ile yanlarında olmaya devam edeceğiz" diyor. KOBİ’lerin döngüsündeki eksik halkaları tamamlayıp, ihtiyaçlarına yönelik, hayatlarını kolaylaştıracak ürün ve hizmetler sunarak rekabet güçlerini ve sürdürebilirliklerini desteklemeyi hedeflediklerini vurgulayan Çakır, şu açıklamaları yapıyor: "KOBİ Bankacılığını rakamsal olarak değerlendirirsek, sektördeki toplam kredi büyüklüğü 2013 yılının ilk 9 ayında 990 milyar TL'ye ulaşmış ve KOBİ Kredilerinin toplam Bankacılık sektöründeki krediler içindeki payı 2013 yılının ilk dokuz ayında yüzde 25,7 pay alarak 250 milyar TL'yi aştı. Eylül 2013 itibarıyla sektördeki toplam kredi hacminde gözlenen toplam 195,7 milyar TL’lik artışın ise 54,2 milyar TL’si KOBİ kredilerinden kaynaklanmış ve yüzde 17,1 ile KOBİ kredileri en hızlı artan kredi türü olarak öne çıkmıştır. Eylül 2013 itibarıyla bankacılık sektörü toplam kredilerinin yüzde 42’si kurumsal/ticari kredilerden, yüzde 32,3’ü bireysel kredilerden, yüzde 25,7’si ise KOBİ kredilerinden oluşmakta… ING Bank olarak biz 2012 yılında KOBİ kredilerinde yüzde 37 büyüdük. 2013’ün ilk dokuz ayında ise KOBİ’lere aktardığımız kaynak tutarı 4 milyar TL’yi aştı. ING Bank olarak hedefimiz, geçen sene olduğu gibi 2013 yılında da KOBİ Kredilerinde sektörün üzerinde büyümek." “Minimum operasyon ile KOBİ’lerin iş yükünü üzerinden alan hizmetler...” Günümüzde rekabetin her sektörün ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünen İhsan Çakır, “Bu zorlu koşullarda faaliyet gösteren hem biz bankalar hem de KOBİ’ler için inovasyonun ticari hayatta kalmak için bir gereklilik haline geldiğini düşünüyoruz” diyor. Minimum operasyon ile KOBİ’lerin iş yükünü üzerinden alan, katma değerli ürün ve hizmetlerin önem kazanacağını düşünen Çakır, son olarak şunları söylüyor: “ING Paydos Yok Hesap. KOBİ’lere özel, basit, kolay, ulaşılabilir ve ufak miktarlı tasarruflarına bile değer katan ING Paydos Yok Hesap ile vadeli ve vadesiz mevduatı tek bir hesapta birleştiriyoruz. Özel bir TL likidite hesabı olan Paydos Yok Hesap, talimat gerektirmeden, otomatik olarak çalışıyor ve bu sayede operasyonel olarak KOBİ’nin iş yükünü üzerinden alıyor. Ayrıca, sunduğumuz rekabetçi faiz oranları ve masrafsızlık özellikleri sayesinde de KOBİ’lerin nakit akışı yönetimine destek olurken tasarruf etmelerini de sağlıyor. Servis kalitemizi artırmaya yönelik projelerimizle, özellikle internet ve mobil bankacılığımızın kullanımını da yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde de inovatif ürün ve online çözümlerle KOBİ’lerin hayatlarını kolaylaştırmaya devam edeceğiz.” KOBİ BANKACILIĞI 25 ARAŞTIRMA / KOBİ KOBILERIN GUCU ADINA Global ekonominin temel taşlarından olan KOBİ'ler oluşturdukları kümeleme ile ülkelerin hatta uluslararası ekonominin vazgeçilmez enstrümanlarındandır. KOBİ'lerin başta istihdam oluşturmak olmak üzere birçok alanda faydaları olduğu yadsınamaz gerçektir. Bugün için ekonomide istikrar isteniyor ise bu Türk KOBİ’lerinin performansı ile doğru orantılı olacaktır. Ancak 2023 hedeflerine ulaşabilmek için KOBİ'lerin daha fazla desteklenmeleri gerekmektedir. Bakalım dernekler KOBİ'leri desteklemek için 2014 yılında neler yapacak... TUĞBA UPRAK 26 ARAŞTIRMA / KOBİ Kadın Girişimciler T DESTEK BEKLİYOR ürkiye'de dört milyon civarında KOBİ bulunduğunu dile getiren KAGİDER Başkanı Dr. Gülden Türktan, bu sayının, faaliyette olan özel sektör şirketlerinin yüzde 99’una denk geldiğini vurguluyor. "Yani ülke ekonomimize dinamizmi küçük ve orta büyüklükteki işletmeler veriyor" diyen Dr. Gülden Türktan, sözlerine şöyle devam ediyor: "Kadın girişimciler için KOBİ alanındaki bu hareketliliğin büyük bir fırsat ve potansiyel olduğunu düşünüyoruz. TBMM tarafından bu yıl kabul edilen Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda da rakamlar ise şu şekilde: “Esnaf ve sanatkârların ağırlıklı olarak yer aldığı KOBİ'ler, çalışan sayısı bakımından toplam girişimlerin yüzde 99,9’unu, istihdamın yüzde 76’sını, katma değerin yüzde 54’ünü, yatırımların yüzde 50’sini ve üretimin yüzde 56’sını oluşturmaktadır. 2012 yılı itibarıyla KOBİ’ler banka kredilerinin yüzde 25’ini kullanmakta ve ihracatın yüzde 60’ını gerçekleştirmektedir.” Bu verilerden de anlaşılacağı üzere, KOBİ'lerin potansiyeli ve ekonomik hedeflerdeki yeri gün geçtikçe büyüyor. Kadın girişimciler de bu potansiyelden etkilenecek ve güçlenecek. Özellikle 10. Kalkınma Planı’nın girişimciliği önemle ele aldığını da görüyoruz. Resmi planlara bu şekilde girmiş bir konunun kadın girişimciler tarafından bir fırsat olarak algılanmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca kadın girişimciliği için ekstra teşviklerin de düzenlenmesini bekliyoruz." "Destek yetersiz" "Kadın girişimcilerin teşvik edilmesi gerekiyor" KAGİDER olarak kadın istihdamı için daha büyük hedefler belirlenmeden, üretim süreçlerinin tümünde eşitlik anlayışını benimsemeden arzu edilen gelişmişlik seviyelerine erişmenin mümkün olmayacağını düşündüklerini söyleyen Dr. Gülden Türktan, Türkiye’de kadının ekonomiye katkısına ve yerine inandıklarını ve güvendiklerini belirtiyor. Başkan; KOBİ'lerin ekonomiye katkısı için kadın girişimciliğinin de desteklenmesi, teşvik edilmesi ve gündemde tutulmasının şart olduğunu düşünüyor. Ekonomik şoklara karşı “kadınların potansiyel gücü ve KOBİ’lerin” adeta bir koruma olarak görüldüğünü belirten KAGİDER Başkanı "Ülkemizde henüz bu algı belirgin olarak ülke politikalarının içine yerleşmedi. KOBİ'lere ve özellikle de kadın girişimcilere sağlanan desteğin iyi ancak yetersiz olduğunu düşünüyoruz" diyor. KAGİDER olarak girişimci kadınlara yönelik pek çok faaliyetlerinin bulunduğunu aktaran Dr. Gülden Türktan, projeleri hakkında şu bilgileri veriyor: "Son dönemde sonuçları en ölçülebilir olan projelerimizden biri, Türkiye’deki kadın girişimcileri ve mentorları Avrupa’daki büyük bir ağa entegre ettiğimiz Avrupa Kadın Girişimcileri Mentor Ağı Projesi. Projenin ana hedefi, işini yeni kurmuş genç ve desteğe ihtiyaç duyan girişimci iş kadınlarına uzun yıllardır iş hayatında deneyim sahibi olmuş, kendi işini kurmuş ve geliştirebilmiş iş kadınları tarafından destek olunması ve bu destek sonrasında genç girişimcilerin iş yönetme vizyonlarının ve hacimlerinin olumlu yönde geliştirilmesidir. Avrupa Birliği’nin uluslararası platformda birden fazla ülkeye açtığı bu projeye KAGİDER- Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi ve ANGİKADGirişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği işbirliği ile başvurmuş ve bu proje için Avrupa Birliği desteği almaya hak kazanmıştır. Spesifik olarak, yeni kurulmuş işletme sahibi girişimci kadınların zorlu ilk yıllarında sürdürülebilirliklerini sağlayacak devamlı bir mekanizma oluşturmak amaçlanmaktadır. 27 ARAŞTIRMA / KOBİ “KOBİ’LER ULUSLARARASI EKONOMİNİN VAZGEÇİLMEZ ENSTRÜMANLARIDIR” G lobal ekonominin vazgeçilmez ve temel taşlarından olan KOBİ'lerin, oluşturdukları kümeleme ile ülkelerin hatta uluslararası ekonominin temel ve vazgeçilmez enstrümanları olduğunu dile getiren KOBİ Girişimci İş Dünyası Derneği Denetim Kurulu Başkanı Sezgin Sezer, oluşturdukları sektörel dağılımlar ve buna bağlı gelişimlerle ülkelerin insan gücü, teknoloji, markalaşma gibi çok sayıda gelişmeyi de beraberinde getirdiklerini söylüyor. Almanya, Çin, Japonya, USA örneklerinin en belirleyici referanslar olduğunu aktaran Sezgin Sezer, şunları söylüyor: "Ülkemizde 2011 yılından itibaren hızlı bir sürece giren KOBİ & Girişimci tanımları AB'nin de katkısı ile önemi fark edilmeye başlanmıştır. KOBİ'lerde ki gelişme ve yükselmeleri; beraberinde onların ihtiyacı gibi görünen eğitimli personel, teknoloji, finans kaynakları gibi konularında gelişmesini sağlamakta ve beraberinde ülkelerin teknolojileri yani Ar-Ge'leri, Eğitimleri, Finans kaynakları da artmakta kaliteleri yükselmektedir. Bu neden ile KOBİ odaklı ekonomi politikası (halen ülkemizde yürütülmekte olan politika gibi) başarıyı beraberinde getirmektedir." "KOBİ'lere ulaşmak için çaba sarf etmelidir" "Kalkınma Ajanslarının, Ekonomi Bakanlığının, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Tubitak'ın, Ipard'ın KOBİlere ulaşma çabaları destek vermenin önüne geçmiştir" diyen Sezgin Sezer, şu bilgileri veriyor: "KOBİ'lere destek veren kurumlar, KOBİ'lere ulaşmak için çaba sarf etmelidir. Yoksa KOBİ'lere ulaşılmadan verildiği açıklanan destekler hiçbir işe yaramayacaktır. Ekonomi Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı çok güzel bir şekilde çalışıyor. Hem projeler hayat buluyor hem de KOBİ'lerimiz gelişiyor. Devletimiz KOBİ'ler için çok sayıda destek, imkan ve projeler açıklamakta, ülkemizin gelişmesi için fırsatlar oluşturmaktadır. Bunların 2 büyük örneği Tübitak ve Ekonomi Bakanlığı dır. Özellikle Ekonomi Bakanlığı uzmanlarını arayıp bilgi almak istediğinizde uzmanlar dokümandan tutun saatlerce telefon ile bilgilendirmeye kadar büyük bir azim ile destek vermektedir. TÜBİTAK’ın uzmanları da keza yine aynı. Tutaktaki uzmanlar bir oturup sizin projenizi yazmadığı kalıyor. Nerdeyse onu da yapacaklar. Bu iki kurumu ve kurum çalışanlarını içten dileklerimle kutuluyorum. Geçenler de İkitelli OSB de ziyaretlerim vardı. Tubitak bir destek programı hakkında tanıtıcı kitapçıklar oluşturmuş; Kooperatif Başkanlıklarına 300'er 500'er adet dağıtılması için göndermiş. Kendi gözlerim ile gördüm. İşte benim demek istediğim bu. Destek veriyoruz demek ile olmuyor O desteği KOBİ’ye ulaştıracaksınız. Çaba sarf edeceksiniz, yoksa 50 metre ilerdeki hizmet müdürlüğünüzün yanındaki KOBİ sizin desteklerinizden faydalanamaz." 28 KOGİDER'in 2014 yılı hedef programı • 2014 yılı içinde en az 5.000 kombinin destek ve hibelerden faydalanması için ücretsiz uygulamalı danışmanlık hizmeti verecek • 2014 yılı içinde her ay bir eğitim programları düzenleyecek • KOBİler ile işbirliği yaparak AB'ye en az 10 proje sunacak • 16 Ocak 2014 tarihinde saat 14:30 da Bahçelievler’de konferans düzenleyecek • 23 Ocak 2014 tarihinde saat 09:00 da hibe ve teşvikler konulu büyük bir konferans düzenleyecek ARAŞTIRMA / KOBİ "SUNULAN İMKANLARDAN HABERDAR DEĞİLLER" T ürkiye'deki işletmelerin yüzde 99,6'sının, istihdamın yüzde 64'ünün, katma değerin ise yüzde 36'sının KOBİ'lere ait olduğu ve Türkiye'de yaklaşık olarak 3 milyon 400 bin kayıtlı KOBİ'nin bulunduğunu dile getiren Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, "KOBİ'lerin başta istihdam oluşturmak olmak üzere birçok alanda faydaları olduğu bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda ekonominin lokomotifi olan bu kesimin hak ettiği değere kavuşturulması lazım" diyor. Öncelikle KOBİ'lerin büyük çoğunluğunun kendilerine destek vermek amacıyla kurulmuş kurumlardan ve imkanlardan yeterince haberdar olmadıklarını düşünen Nurettin Özgenç, bu nedenle desteklerden yeteri kadar yararlanamadıklarını vurguluyor. KOBİ'lerin ekonomiye çok önemli katkılar sağlamasına rağmen kredi pastasından aldıkları payın devede kulak olduğunu sözlerine ekleyen Nurettin Özgenç, "2023 hedeflerine ulaşabilmek için KOBİ'lerin daha fazla desteklenmeleri gereklidir.2014 yılında küçük ve orta büyüklükteki işletmelere hak ettiği desteğin sağlanması lazım. Çünkü Türk KOBİ'lerinin yabancı rakipleri ile rekabet edebilmeleri için onlarla aynı kulvarda koşabilmeleri için devlet desteği şarttır. Aksi halde yarışta çok geride kalırlar. Bu da ülkemizin ekonomik yönden kalkınmasına olumsuz etki yapar" diyerek sözlerine son veriyor. KOSGEB’DEN KOBİ’LERE CAZİP ŞARTLARDA KREDİ İMKANI B ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla bankalar ile Kredi Garanti Fonu arasında ‘Eş Finansman Kredi Program Protokolü’nün imzalandığını belirterek, “Eş Finansman Kredi Programı Protokolü ile KOBİ’lerimiz ve girişimcilerimiz, projelerde kendilerinin üstlenmeleri gereken finansmana çok daha cazip şartlarla ulaşabilecekler. “Kredilerde vade süresine bakılmaksızın aylık faiz ya da kar payı oranı, bu yıl sonuna kadar yüzde 1.09 olacak. 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren geçerli olacak faiz ya da kar payı oranı her dört ayda bir uygulanmak üzere bankalarla yapılan yazılı mutabakatla belirlenecek” dedi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün konuya ilişkin açıklaması şöyle: “Reel sektörü ve özellikle reel sektörün belkemiği olarak gördüğümüz KOBİ’lerin hem sayılarını hem de niteliklerini artıracak çalışmalara büyük önem veriyoruz. KOSGEB aracılığıyla KOBİ’lerimize ve girişimcilerimize çok önemli destekler sağlıyoruz. KOBİ’lerimiz de bu desteklerden aldıkları güçle, ekonomiye çok ciddi katkı veriyorlar. Mesela, 2012 yılında gerçekleştirdiğimiz 152.6 milyar dolar ihracatın yüzde 62’sinden fazlasını KOBİ’lerimiz gerçekleştirdi. KOBİ’lerin maruz kaldıkları en önemli problemlerin başında finansman sıkıntısının geldiğini biliyoruz. Bazı KOBİ’lerimiz, çok iyi projeleri olmasına rağmen, çok değerli yatırım planları yapmalarına rağmen, elverişli finansman imkanlarına ulaşamadıkları için, bu projeleri hayata geçiremiyorlar. Gerekli büyüklüğe ulaşamayan, teknoloji yatırımları yapamayan KOBİ’lerimiz, ekonomiye daha fazla katkı verme imkanından mahrum kalabiliyor. Biz bu sorunu çözmek için, bugüne kadar önemli adımlar attık. Şimdi bu adımlarımıza bir yenisini daha ekliyoruz." 29 ARAŞTIRMA / KOBİ “EKONOMİDE İSTİKRAR TÜRK KOBİ’LERİNİN PERFORMANSI İLE DOĞRU ORANTILI” " KOBİ’lerin ekonomiler içerisindeki yerini tartışacağımız dönemlerin artık geride kaldığını düşünüyorum" sözleri Türkiye Küçük ve Orta ölçekli işletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Aktepe'e ait... Bugün için ekonomide istikrar isteniyor ise bunun Türk KOBİ’lerinin performansı ile doğru orantılı olacağını söyleyen Rahmi Aktepe şunları söylüyor: "Girişimcilik kültürünün giderek yerleştiği bir dönemde değer yaratma yollarını keşfeden, rekabet edebilen ve küresel pazarları hedefleyen Türk KOBİ’lerin ülke vizyonuna etki eden bir performans göstereceğine inanıyorum. Doğaldır ki bu performansta devletin sağlayacağı olanakların ve alacağı kararlarında etkin bir rolü olacaktır. Destek mekanizmalarının aktif ve sonuç odaklı olarak KOBİ’ler tarafından değerlendirilmesi, girdi maliyetlerine etki eden iyileştirmelerin sağlanması ile rekabette avantajlı bir iklim oluşturulur ve bu iklim korunursa dinamik Türk KOBİ’leri dünya piyasalarında da etkin olabilirler." "Girişimcilik açısından sağlam bir yapı oluşmaya başladı" Girişimcilik için özel bir iklimin yaratılması ve korunması gerektiği gibi, bu iklimin özellikle tekno-girişim, biyoteknoloji ve bilişim alanında daha çok katma değer yaratacak iş fikirlerine açık hale gelmesi gerektiğini dile getiren Rahmi Aktepe, sözlerine şöyle devam ediyor: "Türkiye durguluğa ve küresel krize rağmen KOBİ’leriyle büyümeyi başarabildi ise girişimcilik açısından sağlam bir yapı oluşmaya başlamış 30 demektir. İzleyeceğimiz seyir mavi okyanuslar yaratarak yolumuza devam etmektir. Niş alanları görmeye çalışırsak bunu başarabiliriz. Ayrıca dünyada başarılı girişimcilik örneklerine baktığımızda hızla büyüyün şirketlerin genelde genç girişimcilerin yaratıcı fikirlerinden doğduğunu görüyoruz. Bu anlamda inovatif, esnek ve rekabetçi yeni nesil KOBİ’ler yaratma konusunda gençlerin desteklenmesini özellikle vurguluyoruz. Değişimin kaçınılmaz olduğu günümüz dünyasında, bu homojen yapıya en kolay uyum sağlayacak kesimin gençler olduğunu düşündüğümüzde genç nüfusumuzun dinamizmini iş dünyasına kazandırarak bunu bir avantaja dönüştürebiliriz." "Girişimcilik kültürü yaygınlaştırılmalı" TOSYÖV’ün misyonu içerisinde girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılmasının çok önemli bir amaç olduğunu söyleyen Rahmi Aktepe, "Bu amacımıza 25 yıllık sürede ulaştığımızı düşünüyoruz" diyor. Bir zamanlar sadece TOSYÖV’ün ortaya çıkardığı kavramların, bugün bir çok kamu ve özel kuruluş yanında odalar ve farklı sivil toplum kuruluşları tarafından da sahiplenildiğini sözlerine ekleyen Aktepe, "Girişimciliğin somut olarak desteklendiği mekanizmaların kurulmuş olması sevindirici. TOSYÖV finansman sağlayan bir kuruluş değil. Ancak girişimcilerin finansmana erişimine yol gösteren bir kuruluş olduğunu söyleyebiliriz. Bizde genelde girişimcilere destek denince daha çok mali destekler algılanıyor. Biz bu algıyı anlayabiliyoruz. Bunun nedenle yaptığımız çalışmalarda finans olanaklarının etkili kullanımının sağlanmasına yol gösteren bir yapıdayız. Hem finans olanakları ve destek sağlayan kuruluşları açısından hem de girişimciler açısından konuya odaklanarak, her iki tarafı bir araya getiren çözümlerin etkili kullanılmasına bilgimiz ve danışman tarafımızla ön ayak olmaya çalışıyoruz. Ayrıca eğitime önem veren bir kuruluş olarak uygulamalı girişimcilik eğitimlerine özel eğitim tasarımları ile ayrı bir bakışımız var. Fakirlikle mücadele değil katma değer yaratan çözümler üzerinde duruyoruz. Girişimcilerin ve işletmelerin çağdaş yöntemleri eğitimlerle öğrenmelerinin yolunu açarak bir anlamda onlara mentörlük yapıyoruz. Sürdürülebilir işletmeler kurulması için eğitimin şart olduğu kanısındayız. Bu da TOSYÖV’ü diğer sivil toplum kuruluşlarından ayıran bir yön diyebiliriz. İsteyen herkes girişimcilik, mevcut ihtiyaçlarının tespiti ve iş geliştirme konusunda TOSYÖV uzmanlarına başvurabilir" diyerek sözlerine son veriyor. KAPAK “KOBİ’LER BİZİ DAHA İYİ KULLANSIN” KOBİ’lerin ekonomiler içerisindeki yerini tartışacağımız dönemler artık geride kaldı. Günümüzde hemen hemen tüm kurumsal şirketler, aksiyon planlarını KOBİ’lere göre yapıyor. Turkcell’de bu kervana katılanlardan… Bir GSM operatörü olmanın ötesinde işletmelerin teknoloji konusunda çözüm ortağı olmayı planlayan Turkcell, tüm segmetlerdeki işletmeler için ayrı çözümler sunuyor. Özellikle KOBİ’lerin, Turkcell’in sunduğu hizmetlerden daha fazla yararlanması gerektiğini düşünen Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş, “2000 kişilik satış ekibimiz ve 1500 kişilik çağrı merkezimizle, Türkiye’nin her noktasındayız. Amacımız; kurumların teknoloji ortağı olmak… Çözüm ekibimizle işletmelerin başarılarını artırmak adına çalışmalar yapıyoruz. Bence bu fırsatı iyi değerlendirsinler… Çünkü artık aile büyüklerinden kalan yöntemlerin ötesinde bir şeyler sunuyor olmak gerek… Farklılaşmak için teknolojinin fırsatlarından yararlanmak gerek. Bu noktada onlara tavsiyem Turkcell’i daha iyi kullanmaları olacaktır. KOBİ’lerin teknolojinin nimetlerinden daha fazla yararlanmaları gerektiği konusuna değinen Selen Kocabaş ile Turkcell’i ve Türkiye’nin teknolojide geldiği noktayı konuştuk. TUĞBA UPRAK 32 KAPAK Bir GSM operatörü olmanın ötesinde; sunduğu çözümlerle, Türkiye’nin Turkcell’i olmayı başarabilen markanız neler yapıyor? Turkcell, 9 ülkede 70 milyon müşteriye sahip olan bir grup yapısı. Biz Turkcell’i, Türkiye’nin Turkcell’i olarak görüyoruz ama baktığımız zaman müşteri bazımızın yarısı bölge coğrafyasında. Abone bazına göre baktığımızda T-Mobile’den sonra Avrupa’nın 2. büyük operatörüyüz. Eski Türki Cumhuriyetlerde operasyonumuz var. Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ve Kazakistan’dayız. Bunun yanı sıra Ukrayna Belarus’tayız, Kıbrıs’tayız. Türkiye’de büyük bir yapılanmamız var… Hem Turkcell Türkiye hem de Superonline tarafında yatırımlarımız var. Türkiye’nin tek New York Borsası’na kote şirketiyiz. New York Borsası’na kote şirket olarak; yarattığımız hacim itibariyle performansı en yüksek kurumuz. Dünya borsası tarafından takip ediliyoruz. Tüm çalışanlarımız, bayi çalışanları ve iş ortaklarımızla 60 bin kişilik bir aileyiz. Bu aileyi kendi içimizde Turkcell Akademi’de eğitiyoruz ve geliştiriyoruz. Rekabete pazar dinamiklerine hazırlıyoruz... Sadece sınıf içi değil tamamen online, uzaktan eğitimle çalışanlarımızın gelişmelerini sağlıyoruz. İş alanlarınızdan bahseder misiniz? Turkcell’in hem bireysel tarafta hem de kurumsal tarafta müşterileri bulunuyor. İş yönetme tarzımız “Müşterini tanı ve tanıdığın müşterilerine farklılaştırılmış, değer yaratan hizmetler götür.” Bireysel müşterilerimize baktığımızda, gençlere ayrı yaklaşımımız var, çalışanlara ayrı… Çünkü gençlerin ihtiyaçları farklı, profesyonellerin farklı. Bu nedenle de segmentasyon bizim için çok önemli. Kurgumuzu bu şekilde dizayn edip, yönetiyoruz. 500 binin üzerinde firmamız var. Bu firmaları 4 ayrı segmentte yönetiyoruz. Dev şirketlerin olduğu Strategic Account Manager segmentinde yaklaşımımız tamamen sektörel. Bir alt segmentte hem İstanbul’daki hem de Gaziantep, Kayseri, Adana ve ruz. Operasyona ilk başladığımız yıllarda bir GSM şirketiydik. Yani mobilde, ses ve daha sonrasında gelen SMS hizmetleri sunuyorduk. Fakat teknolojinin değişimi ve dönüşümüyle birlikte yeni ürünler hayatımıza girdi. Artık sadece mobil iletişim hizmetleri sunmuyoruz. Sabit iletişim hizmetleri sunuyoruz, IT çözümleri sunuyoruz. Bunun ötesinde, şirketlerin yönetim ve pazarlama ihtiyaçlarını da karşılayalım diyoruz. Bu yoldan yaptığımız hareketle müşteri ihtiyaçlarını beş ana grupta topladık. Bir ana grup var ki; tüm segmentler KOBİ’lerde dahil hazırladığı ürünlerini müşterilerine ulaştırmak istiyorlar. Nasıl ulaştıracaklar? Pazarlama seti kurduk… Her şirketin; ana varlıkları ve operasyonları gibi belli bir yönetim ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlardan yola çıkarak yönetim setini geliştirdik. Her şirketin, IT altyapı ihtiyacı ve network ihtiyacı var. Tüm şirketleri kendi içinde bir etkileşimi, toplantısı birbiriyle haberleşmesini sağlayan işbirliği çözümlerine ihtiyacı var. Bunları tanımladıktan sonrada ‘İş’te Teknoloji Hamlesi” dedik… Nedir Bu İş’te Teknoloji Hamlesi? Bursa gibi büyük illerdeki ekonomik kalkınmaya destek olan büyük şirketler var. Bir de medium business dediğimiz KOBİ’lerin içinde yer aldığı orta ölçekli şirketleri yönetiyoruz. Son olarak; small business dediğimiz küçük ve küçüğün altındaki esnafa kadar giden işletmeler var. Mobil taraftaki yenilikler neler? 2014 itibariyle 20. yılımıza giriyo- Turkcell olarak, şirketlerin ve ülke ekonomisinin teknoloji kullanımıyla büyüyeceği inancından yola çıkarak Türkiye’de yepyeni bir hareket başlattık. Farklı sektörlerin ve her boyutta şirketin ihtiyaçlarını analiz ederek, işlerini büyütmek ve verimliliklerini artırmak isteyen tüm şirketleri “İş’te Teknoloji Hamlesi”ne davet ettik. Ülkeler arasında ekonomik fark yaratan en önemli unsur teknoloji. İş’te Teknoloji Hamlesi ile şirketlerin büyümesini, Türkiye’nin dünya klasmanında bir üst lige at33 KAPAK lamasını hedefliyoruz. Peki, bunun için ne yapıyoruz? Müşterimize, ihtiyaçlarına yönelik hangi paketi hangi setten kullanması gerektiği konusunda fikir veriyoruz. Her şirketin kendine göre fazları var. Şirketin bu eğrisine göre bahsettiğimiz setlerdeki paketleri bölüyoruz. Türkiye’de her yıl yüz bizlerce şirket kuruluyor ancak öncelikle neye ihtiyacı oluyor? Geneli itibariyle; sabit telefona, mobil telefona ve bilgisayar donanımına… Biz bu noktada sabit ve mobil teknolojileri tek elden verelim… Bilgisayar donanımına yatırım yapmayın biz bunu size bulut servis olarak uzaktan sağlıyor olalım diyoruz. Peki, neden Turkcell? Biz 35 milyon müşterimiz için yıllardır her türlü bilgiyi yedekliyor, saklıyor ve gerektiği noktada ortaya çıkartıyoruz. Yine yeni kurulan şirketlere diyoruz ki; pazarlama yapmak istiyorsunuz, ilk müşteri bazınızı oluşturmak adına size destek olalım… Yani biz Turkcell olarak diyoruz ki “Sizlerin teknoloji danışmanı olarak; hem doğru müşteri kitlenize ulaşmanız, hem de maliyetlerinizi optimum yönetmeniz için yanınızdayız” Turkcell olarak sektörün gelişmesi adına birçok proje gerçekleştiriyorsunuz. Hiç kuşkusuz bunlardan biri de Teknoloji Zirvesi… Neler vardı bu zirvede? Bu yıl, İstanbul’da teknoloji zirvesinin dördüncüsünü gerçekleştirdik. Bunun dışında Ankara ve İzmir’de de zirveler düzenledik. Yıllardır Anadolu’da yaklaşık 20 ilde akıllı şirket roadshowları yapıyoruz. Zengin içeriğimizle birlikte 200 civarında iş ortağımızı bu yapı içinde ku34 cakladık. Aynı zamanda Türkiye’de bulunan hemen hemen tüm teknoloji şirketlerini, ana şemsiyemize toplayalım dedik. Bu iki gün içerisinde 100’ün üzerinde oturum oldu, 200’ün üzerinde konuşmacı sunum yaptı. İki gün içinde 10 bin civarında müşterimiz zirvede yer aldı. Aynı zamanda beş ana oturumumuzu internet üzerinden verdik. Toplama baktığımızda 35 bin kişiye ulaşmış olduk… Bu yeterli mi? Değil... Şu anda teknoloji zirvesinin içeriğini Anadolu’daki tüm şirketlerimize ve özellikle tüm KOBİ’lerimize ulaştırmak adına dijital platformları kullanıyoruz. Siz Turkcell olarak hangi hizmetlerinizden bahsettiniz? Teknoloji Zirvesi’nde öne çıkan ürünlerimizden bir tanesi video konferans sistemleriydi. Artık donanım yatırımı yapmadan, akıllı cihazlarımızdan toplantı yapabileceğimiz bir servis geliştirdik. Bu ürünümüz çok ilgi gördü. Yaptığımız işlerin temeline baktığınızda hedefimizin kurumların büyümesini sağlamak olduğunu görebilirsiniz… Aslında bunu başardığımızda ülkenin de gelişmesine katkı sağlamış oluyoruz. Buna paralel olarak; 5-6 alanda, önümüzdeki 5-10 seneyi sektör liderleriyle bir araya gelerek, ilerinin dünyasına bugünden hazırlıklarımız neler olacak konusunu konuşuyor olmak istiyoruz. Bu fikrimiz zirvede büyük ilgili gördü. Yine zirve içinde makinalararası iletişimi konuştuk. 2012 yılında deneyimlediğimiz M2M teknolojisinden Türkiye ekonomisine, 2013 yıl sonu itibariyle toplam 1,5 milyar TL tasarruf sağladık. Örneğin enerji sektöründe çok büyük kayıp kaçak var. Yine doğal su kaynaklarımızın yüzde 50’sini boşuna akıtıyoruz. Bu noktada M2M ile birçok noktada optimizasyon sağlayacağımız, araçlarla ciddi bir maliyet avantajı yaratacağımız bir dünyaya gidiyoruz. Bu alanda bakanlık neczinde ciddi çalışmalarımız var. Gelir idaresi Türkiye’de ilk defa bir vergiyi indirdi. Bu da bu hatlardaki yeni tesis vergisidir. Bu indirim M2M alanında ne kadar büyük bir potansiyel olduğunun bir göstergesidir. Türkiye’nin teknoloji alanında geldiği noktaya değinir misiniz? GSM teknolojisi tarafında nüfusu kapsama ve kalitede Türkiye, dünyada birinci sırada yer alıyor. Bu çok ciddi bir fırsat. Çünkü en son teknolojileri kullanıyoruz. 2009 yılında dünyanın frene bastığı dönemde milyar dolarlık yatırımlar yapmaya devam ettik. Yarattığımız yolculukta teknoloji hamlesiyle bir- KAPAK likte istiyoruz ki KOBİ’lerimizde teknoloji dostu olsun… Fakat IT teknolojilerini kullanma ve hayatımıza sokma konusunda geri plandayız. YASED’İN yaptığı bir araştırmaya göre; KOBİ’lerin teknolojiye yaptıkları yatırım, dünya standartlarının çok gerisinde. Tüm yatırımların içinde yüzde 15’lik bir pay alıyor ki bize en yakın ülke Polonya’da bu oran yüzde 30’u buluyor. Bu yatırımlarda ne yazık ki yoğun olarak donanıma yapılıyor… Gelişmiş ülkelerde ise bu yatırım genelde servise yapılıyor. Dünyanın gittiği yolculukta bizim de payımızı almamız lazım… Turkcell olarak verdiğimiz mesajda dünya mobil biz de mobiliz, akıllı telefonlar artık birer bilgisayar. Birçok kurum KOBİ’ler de dahil artık saha ekiplerini kullandıkları saha otomasyon çözümleriyle tabletlerden telefonlardan yönetir vaziyete geldi. Bu sonuçlardan yola çıkarak Mobilim diye bir ürün geliştirdik. Sistem içerisindeki akışları telefonumuz üzerindeki yazılımdan takip edebiliyoruz. Yine geçtiğimiz günlerde “İşin cebinde çalsın” diye bir ürün lanse ettik. Mobil telefonla sabit telefonu birleştirdik. Müşteri yönlendirmesiyle sabit telefon bir süre sonra cep telefonuna yönleniyor. Siz neredeyseniz aradığınız kişi size ulaşıyor. Bir bakıma potansiyel müşteriyi kaybetmemiş oluyorsu- nuz… Bu dünyanın fırsatlarından KOBİ’lerin daha çok yararlanması gerekiyor. Okullarına pozisyonlandırdık. Bu üç konuda çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Peki, Turkcell’in 2013 yılının ilk 9 ayında gösterdiği performansı nasıl değerlendiriyorsunuz? Son olarak Turkcell’in yatırımlarından söz eder misiniz? Biz hem regüle bir ortamdayız hem de newyork borsasına kote bir şirketiz… Yılbaşında belli bir ana hedef paylaşıyoruz. İlk 3 çeyrekteki performansımız verdiğimiz ana hedeflere paralel yönde gidiyor. Son çeyrekte 3 milyar TL’lik bir gelir yarattık. Burada hem abone bazımızı hem yeni servislerdeki penetrasyonumuzu özellikle mobil internetlerdeki kullanım ve gelirimiz arttırdık. Hedefleriniz neler? Biz bir iletişim ve teknoloji şirketiyiz. Yeni iş alanları büyük bir potansiyel taşıyor. Mesela mobil finans bizin için önemli bir nokta. Kredi kartlarındaki ödemelerin mobil telefonlara gireceği bir döneme yaklaşıyoruz. E-ticaret sitelerindeki ödemeleri de mobil telefonla yapıyor hale geleceğiz. Mobil finans bizim için çok büyük bir dikey. Sağlık da aynı şekilde… Önem verdiğimiz noktalardan üçüncüsü de eğitim. Hem kurum içi hem de müfredat olarak, öğrencilerin takibini, yoklamasını yapabildiğimiz bir çözüm paketimiz var. Bunu Mektebim Turkcell sürekli olarak yatırım yapan bir şirket. Turkcell Grup olarak 2013’ün ilk 9 ayında 1 milyar TL’nin üzerinde yatırım yaptık. 3G’de A tipi lisans aldık. Bunu 4 gidiş 4 gelişli 8 şeritli bir otobana benzetebiliriz. Diğer operatörler B ve C tipi lisans kullanıyor.Bu lisanslar 2 ya da tek şeritli gidiş geliş sağlıyor. Bunun ötesinde hız ve çeviklik anlamında rakiplerimize kıyasla 3 kat daha fazla mobilize olma gücümüz var. Bu gücümüzü koruyarak hatta farkı daha da açarak yolumuza devam etmek istiyoruz. Hem sabit fiber tarafta tam de mobil şebekemizde yatırımlarımızı sürdüreceğiz. “EKİP ÇALIŞMASI, İŞ BİLGİSİ VE EMEK…” Bu 3 anahtar kelime Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş’ı başarıya götürüyor. Bir işte başarılı olabilmek için öncelikle o işe hakim olmak gerektiğini düşünen Kocabaş, hakimiyeti sağlamak için de emek vermek gerektiğinin altını çiziyor. Hiçbir başarının temelinde şans olmadığına inanan Genel Müdür Yardımcısı, “İşi iyi bildiğiniz zaman, doğru vizyonu ortaya koyabiliyorsunuz… O yön doğrultusunda da ekibinizle birlikte emin adımlarla sonuca ilerleyebilmeniz gerekiyor” diyor. Turkcell’de bir liderlik modelinin bulunduğunu, o modelin oluşmasında birçok kişinin olduğu gibi kendisinin de katkısının yüksek olduğunu vurgulayan Selen Kocabaş, “Başarı iyi bir ekip çalışmasında saklı” diyerek girişimcilerin yoluna ışık tutuyor. 35 HABER REİS GIDA’YA AVRUPA VE AMERİKA’DAN TALEP ARTIŞI VAR beklentimizin üzerinde ihracat artış talebiyle karşılaştık. Özellikle Amerika, Fransa ve Azerbaycan pazarlarından olan talep artışı %100’leri buldu. Sadece yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarından değil; ihracat yaptığımız ülkelerin vatandaşları da raflardan Reis markasını satın aldı. Çiftçimizin ülkemiz topraklarında ürettiği %100 Türk kuru gıda ürünleri; dünyanın en kaliteli ve en lezzetli ürünleridir. Yurtdışında Reis ürünlerini bir kez tadan yabancı bir kişi, Reis’i istiyor. Önümüzdeki yıllarda, yurtdışında daha da etkin olarak, Reis markasını dünyaya yayacağız” dedi. Ü lkemiz kuru gıda sektörünün lider firması Reis Gıda, Avrupa ülkeleri ve Amerika’ya yaptığı ihracatı, 2013 yılında ortalama %50’nin üzerinde arttırdı. Gelen talebe paralel olarak 2014 yılında rotayı dünya pazarlarına çevirecek olan Reis Gıda, ihracat yaptığı ülkelerde etkin olmak için çalışma başlattı. Amerika, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, İsveç, Hollanda, Norveç, Azerbaycan’ın aralarında bulunduğu 20’nin üzerindeki ülkeye ülkemiz topraklarında yetişen kuru gıda (pirinç, nohut, fasulye vb) ürünlerini ihraç eden Reis Gıda, önümüzdeki yıl Avrupa ülkeleri ve Amerika pazarının yanı sıra, Körfez ülkelerine yaptığı ihracatı arttırmayı planlıyor. Obeziteye karşı, dünya kamuoyunda sağlıklı beslenme konusunda yoğun bir bilincin oluştuğuna işaret eden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, şunları söyledi: “Sağlıklı beslenmek isteyen dünya kamuoyu, bakliyat ürünlerine tam bir U dönüşü yaptı. Bu yıl yurtdışından, 36 Reis Gıda’nın 2014 planında, 1 milyon TL yatırım bulunuyor Son 2 yıldır, İstanbul ve Kastamonu’daki fabrikalara 3,5 milyon dolara yakın ek makine parkuru ve teknolojik altyapı yatırımı gerçekleştirdiklerini kaydeden Mehmet Reis, yatırımların önümüzdeki yıl da devam edeceğini ve 2014 planında 1 milyon TL’yi bulan ek yatırımın olacağını belirtti. Gelecek yıl hedefte olan yurtdışı pazarlarında yapılanmanın yanı sıra, yurtiçi bayilerinde de yeni bir yapılanma planlandığını anlatan Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti: “Önümüzdeki yıl, mevcut bayi sayımızı revize ederek, ülkemiz geneline yayılan güçlü bölge bayileri kanalıyla hizmet vereceğiz” diye konuştu. Obeziteye’ye karşı, Sosyal Sorumluluk 2014’te de devam ediyor Obeziteye karşı olan sosyal sorumluluk kampanyasına 2009 yılında başladıklarını hatırlatan Mehmet Reis, şunları söyledi: “Projemizin ana mesajı ‘Geleneksel Lezzetler, Sağlıklı Nesiller’ idi. 2009 yılında ‘Çocuklar, kuru fasulyeyi ancak anneannesine gittiğinde yiyebiliyorlar’ diyerek, Alican ve Mertcan karakterleri ile proje başlangıcını yaptık. Projenin ikinci aşamasında ‘Abur cubura karnımız tok’ sloganıyla, projenin üçüncü aşamasında ‘Abur cubur olacağı Budur’ sloganıyla devam edildi. Obezite kampanyamız kapsamında, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve ilgili diğer mercilerle yaptığımız görüşmeler ve yazışmalar sonucunda olumlu sonuçlara ulaşıldı. 2009 yılından bugüne kadar 500 binin üzerinde aileye ulaşıldı. Dünya gündeminde artarak yer alan ‘Obezite’ sorununa karşı, Reis Gıda olarak yapacağımız yeni projelerle, 2014 yılında da toplumu bilinçlendirmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Taşköprü Sarımsağında, 'İyi Tarım Uygulama Projesi' 2014'de başlıyor Taşköprü sarımsağından daha yüksek standartta verim alınabilmesi için "iyi tarım uygulamaları" ile “yerli sarımsak tohumu” ekimi yapılması gerektiğinin altını çizen Mehmet Reis, şunları söyledi: “Reis Gıda Sarmoni Sarımsak İşleme Tesisi olarak, coğrafi işarete sahip yerli Taşköprü sarımsağına ait, yerli sarımsak tohumu projesini hayata geçiriyoruz. Birinci etapta, 2014 yılı şubat ayında, 50 dönümün üzerindeki arazide ekim yapılacak ve her yıl ekim alanları arttırılacak. Taşköprü sarımsağının standardı bozulmadan gelecek nesillere ulaşabilmesi için TÜBİTAK ve üniversitelerle işbirliği yaparak, bilgi birikimlerimizi çiftçimiz ile paylaşarak ve toprağı daha verimli kılarak sosyal sorumluluk projemizi devam ettireceğiz” şeklinde konuştu. ARAŞTIRMA / KOBİ 37 FUAR ÖZEL EMITT için Dünya turizm sektörü profesyonellerinin gözleri şimdiden 30 Ocak - 2 Şubat 2014 tarihleri arasında TÜYAP'ta 18. kez düzenlenecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT'e çevrilmiş durumda. 2013 Eylül ayı itibariyle 18. EMITT Turizm Fuarı'nda yer almak için başvuru yapan ülke sayısı 67'ye, turizm şirketi sayısı ise 4 bine ulaşmış bulunuyor. İlerleyen tarihlerde ülke katılımının 70'i, uluslararası katılımcı kurum, kuruluş, belde sayısının ise 4500'ü aşması bekleniyor. Bakalım katılımcıların fuarla ilgili beklentileri neler... TUĞBA UPRAK 38 EMİTT EMITT, 2014 YILINDA YENİ VE YENİLİKÇİ PROJELERLE GELİYOR Porto Beach Resort Hotel Genel Müdürü Gökçe Kesikçiler Buğday “TÜRK TURİZMİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ” İ ş ilişkilerini geliştirmek için satış ziyaretleri yaptıklarını söyleyen Çeşme Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı ve Porto Beach Resort Hotel Genel Müdürü Gökçe Kesikçiler Buğday; İstanbul, İzmir ve Ankara’daki büyük firmalara, acentelere sıkça ziyaret yapıp ilişkilerini geliştirdiklerini vurguluyor. Yurt dışındaki fuarları da takip ettiklerini aktaran Gökçe Kesikçiler Buğday, iç pazar ve dış pazar kontratlarını yapıp otellerini pazarladıklarını belirtiyor. EMITT Fuarı’nın Türk turizmi için çok önemli olduğunu söyleyen Gökçe Kesikçiler Buğday, şunları söylüyor: “Bildiğimiz gibi İstanbul ve Antalya özellikle dünyada marka olan 2 büyük şehir İstanbul gibi bir metropolde uluslararası bir turizm fuarının yapılması çok önem taşıyor. Her yıl daha da gelişen bir fuar olduğunu ve verimli olduğunu söyleyebilirim. EMITT Fuarı’nda pazarlama adına hedefleri koymuş oluyoruz. Acentelerimiz ile görüşmelerimizi yapıyoruz. 2014 yılını otelci ve acenteci arkadaşlarım ile değerlendiriyoruz. İç pazar için belirleyici, yön verici bir fuar oluyor, dış pazarda da yavaş yavaş ilerleyen bir pazarlama gücü olmaya başladı.” Sektörel fuarların, hem otelci hem de acentecilerin istişare edebilmesi, ilişkilerin gelişmesi ve sektörel pazarlama yapabilmesi için çok büyük önem taşıdığını aktaran Genel Müdür, yıl içinde yoğun operasyon içerisinde görüşülmeyen pek çok konunun sektörel fuarlarda karşılıklı görüşmeler ile çözüldüğünü veya geliştiğini iletiyor. Bu fuarlara sürekli ve etkin katılımın çok önemli olduğunu vurgulayan Gökçe Kesikçiler Buğday, “Ne kadar uzun süreli olursa bölge tanıtımları bir o kadar etkin olur” diyerek sözlerine son veriyor. Y Ekin Fuar Direktörü Hacer Aydın az turizmi sezonu gerek rekor yabancı ziyaretçi sayısı gerek yüksek otel doluluk oranlarıyla büyük bir başarı ile devam ederken, dünya turizm sektörü profesyonellerinin gözleri şimdiden 30 Ocak - 2 Şubat 2014 tarihleri arasında TÜYAP'ta 18. kez düzenlenecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT'e çevrilmiş durumda. 2013 Eylül ayı itibariyle 18. EMITT Turizm Fuarı'nda yer almak için başvuru yapan ülke sayısı 67'ye, turizm şirketi sayısı ise 4 bine ulaşmış bulunuyor. İlerleyen tarihlerde ülke katılımının 70'i, uluslararası katılımcı kurum, kuruluş, belde sayısının ise 4500'ü aşması bekleniyor. Ekin Fuar A.Ş. - ITE Group organizasyonunda TUROFED ve TYD ortaklığıyla gerçekleşen EMITT Fuarı'na Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TOBB, 6 meslek odası, 36 dernek ve vakıf destek veriyor. Sektörel çevreler, 2014 yılında 18. kez düzenlenecek olan EMITT Fuarı'nın yeni bir katılımcı ve ziyaretçi rekoruna imza atacağına şimdiden kesin gözüyle bakıyorlar. Dünyanın 5. büyük turizm fuarı konumuna sahip olan ve önümüzdeki yıllarda ilk üçe girmeyi hedefleyen EMITT Fuarı'nın katılımcılarını tur operatörleri, seyahat acentaları, oteller ve zincir oteller, hava yolları, cruise firmaları, turistik beldeler, uluslararası tanıtım ofisleri, araç kiralama firmaları, hastaneler ve turizm sektörüyle tüm kuruluşlar oluşturuyor. Her yıl yeni rekorlar kıran EMITT Fuarı, yıllardan bu yana gerçekleştirdiği yüzde 10'un üstünde büyüme oranıyla bölgedeki tek turizm fuarı olarak da dikkatleri üzerine çekiyor. Yeni ve yenilikçi konseptler 2014 EMITT Fuarı'nda katılımcı kurum, kuruluş ve ziyaretçilerin birçok yenilikle karşılaşacağını ifade eden Ekin Fuar Direktörü Hacer Aydın, yeni eklenen sağlık ve kış turizmi salonlarında zengin konsepti buna örnek olarak gösteriyor. Türkiye'de hızla gelişen turizm sektöründeki çeşitliliğe destek vermek ve gelen işbirliği taleplerini değerlendirmek için yeni projeleri hayata geçirdiklerini kaydeden Aydın, EMITT Fuarı'nın yıllardan bu yana beldelere, kalkınma ajanslarına, turizm firmaları ve sektör profesyonellerine yüksek katma değer sağladığının altını çiziyor. 39 FUAR ÖZEL Eresin Otelleri Genel Müdürü Müberra Eresin "EMITT ÇOK İNANDIĞIM BİR FUAR" MARKA BİLİRLİĞİNİ ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞIYOR BiletBank Pazarlama ve Satış Müdürü Bilgehan Sesışık B S ektörel fuarlar sayesinde, özellikle uzun zamandır görüşemedikleri ve iş birliği içinde oldukları şirket yetkilileriyle bir araya gelme imkanı bulduklarını dile getiren TUROB Başkan Yardımcısı ve Eresin Otelleri Genel Müdürü Müberra Eresin, fuara gitmeden önce katılımlarıyla ilgili yerli ve yabancı tüm iş ortaklarına bilgi verdiklerini söylüyor. İlk açıldığı yıldan bu yana EMITT Fuarı'na katıldıklarını aktaran Müberra Eresin, "EMITT çok inandığım bir fuar, tabi yıllar içinde gelişimi biraz yavaş oldu ama dünyada bir çok fuar kan kaybederken bence EMITT gelişimine devam etti" diyor. Daha da iyi olması ve Akdeniz'in en büyük turizm fuarları arasında yer almasını heyecanla beklediğini vurgulayan Müberra Eresin, şunları söylüyor: "Bu durum hem sektöre hem ülkemiz turizmine büyük katkı sağlayacaktır. Destek verebilenler yıllardır veriyor ve bundan sonrasında geri dönüşümlerin olduğunu ve devam edeceğini umuyorum." Özellikle iş birliği içinde oldukları ve İstanbul’un yoğunluğundan çok sık bir araya gelemedikleri firma yetkilileri ile görüşebilmeyi hedeflediklerini söyleyen Müberra Eresin, İstanbul ve dışından gelen partnerleriyle bir araya gelmenin büyük tasarruf olduğunu belirtiyor. "Yeni işler alacağımızı çok ummuyoruz açıkçası ama gelen yabancı acente yetkilileriyle bir araya gelmek iş geliştirme açısından önemli. Bugünkü durumu ve ileriye dönük gidişatı konuşup en azından beklentilerimizi doğru verilere göre yapıyoruz" diyen Müberra Eresin, şunları söylüyor: "Eresin Hotel'leri olarak yurt dışında da bir çok fuara katılıyoruz ve gittiğimiz o fuarlarda 2-3 yeni iş anlaşması yapmanın yanı sıra en önemli olan konu iş yaptığımız şirketlerle daha yakın ilişkiler kuruyoruz. Çalıştığımız büyük tur operatörlerinin ya da acentelerin yetkilileri de yapılan bu fuarlara katılıyorlar ve hiç olmazsa senede 7-8 defa görüşmüş ve iş ile ilgili gelişimin sağlanması için karşılıklı fikir alışverişinde bulunup gerekleri yapmaya hem fikir oluyoruz." 40 2B kanalında hizmet veren bir kurum olarak; sektörel fuarlarda standlı katılımlar, sektör dergisi olan TÜRSAB dergisinde reklam çalışmaları ve sektörel internet haber sitelerinde haber bültenleri ile yer aldıklarını dile getiren BiletBank Pazarlama ve Satış Müdürü Bilgehan Sesışık, kendilerini ve marka bilinirliklerini iş ortaklarına hatırlatan çalışmalar yaptıklarını söylüyor. Her yıl EMITT Fuarı'na katıldıklarını belirten Bilgehan Sesışık, beklentilerini üzerinde verim aldıklarını aktarıyor. Yeni fuar kapsamında geçen yıla göre yaklaşık yüzde 80 daha fazla ziyaretçi ve yüzde 40 oranında yeni kontratlı acente beklediklerini ileten Bilgehan Sesışık, "Hedef olarak sektörün en etik kurumu ve sadece seyahat acentelerine hizmet veren tek şirketi olmayı belirledik" diyor ve şunları söylüyor: "Sektörel fuarlar, sektörün aktörlerini ve bileşenlerini bir araya getiren önemli ortamlardır. Bu noktada iş ortaklarımızın ziyaretleri, bizi ulaşamadığımız dostlarımızla mutlaka bir araya gelerek sektörel gelişime ön ayak olurken bilinçli sektör kurumlarının artmasını sağlamaktadır." EMİTT 41 FUAR ÖZEL Güleli Turizm Şirket Ortağı M. Emin Güleli “EMITT EN ETKİLİ FUAR” T urizm otelcilik sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olarak öncelikle sosyal medya bültenleri ve internet üzerindeki sektörle ilgili tanıtım sayfalarında yer alarak belirli bir kitleye kendilerini tanıtmaya çalıştıklarını söyleyen Güleli Turizm ve Olive Odore Palace Hotel Şirket Ortağı ve Müdürü M. Emin Güleli, akabinde fuar faaliyetlerinde bulunarak acente bazında çalışan şirketlerle iletişime geçerek ortak çalışma platformunu kurmaya çalıştıklarını aktarıyor. Gazete, Dergi ve TV kanallarından da faydalanarak işletmeleri hakkında bilgileri ve tanıtımları tatilcilere iletmeye çalıştıklarını ileten M. Emin Güleli, daha önce EMITT Fuarı’na katıldıklarını söylüyor. Bekledikleri verimi her fuarda alamadıklarını ileten M. Emin Güleli, “Bazı fuarlarda ziyaretçi sayısında veya bazı fuarlarda stand alanımızdaki faaliyetlerden dolayı tam istenilen geri dönüşü alamadığımız zamanlar oldu. Fakat Türkiye’de düzenlenen turizm fuarlarının içerisinde en etkili olan yinede EMITT Fuarı’dır” diyor. Bu tip fuarlara, biraz daha yabancı acentelerin iştirak etmesi gerektiğini düşünen M. Emin Güleli, etmeleri için biraz daha teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’deki büyük tur operatörlerinin hemen hemen hepsinin fuara katıldığını söyleyen Şirket Ortağı, şu bilgileri veriyor: “Türkiye’nin turizm alanındaki etkinliğinin ne denli önemli olduğunun ve yurt dışındaki fuarlara her tesisin katılamadığını ön görürsek; bu tip fuarlarda yabancı operatörlerin olması bizim ve bizim gibi bir çok tesisin birebir kendilerini yurt dışında da tanıtma imkanı sağlamaktadır. Fuarlar, birçok operatörün bir arada olması ve sektör ile ilgili faaliyet gösteren firmalarında standı olsun olmasın konusu ile ilgili istişare edebilmesi ve iş bağlantıları yapabilmesi açısından büyük faydası oluyor. Halkında bu tip fuarlara ilgi göstermesi zaman zaman direkt olarak tatilcilere ulaşmamızda etken olmaktadır.” 42 ICE PARK 2014 EMITT FUARI'NDA ÇOCUKLARA KAYAK PİSTİ KURUYOR Ice Park Pazarlama ve Satış Sorumlusu Nil Kara 3 0 Ocak - 2 Şubat 2014 tarihleri arasında TÜYAP'ta 18. kez düzenlenecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT'te yer almaya hazırlanan buz pistleri, kayak pistleri ve teleferik sistemleri kurucusu İCE PARK, mevcut uluslararası faaliyet alanını daha da genişletmeyi hedefliyor. Sektöründe alışılmışın dışında hizmetler sunan İCE PARK, 2014 EMITT Fuarı'nda sabit buz pistleri, mobil buz pistleri, kayak pistleri, teleferik sistemleri ve ekstrem spor alanlarının yanı sıra firmanın çocuklar için geliştirdiği özel kayak pisti İCE PARK KİDS'le uluslararası pazarlara açılıyor. Kış turizmine de açılan EMITT Fuarı'nın İCE PARK açısından büyük önem taşıdığını ifade eden İCE PARK Pazarlama ve Satış Sorumlusu Nil Kara, önümüzdeki yıllarda da fuarda düzenli olarak yer alarak ulusal ve uluslararası pazarlarda daha çok tanınmayı ve EMITT'le kalıcı bir ilişki geliştirmeyi arzu ettiklerini kaydediyor. EMITT'te geniş bir ürün yelpazesiyle boy göstereceklerini dile getiren Kara, ürün gamı içinde yer alan mobil buz pistinin özellikle kış mevsiminde kullanılmayan havuzlar, spor tesisleri ya da meydanlık açık alanlarda kısa zamanda kolaylıkla kurulup sökülebilen bir sistem olduğunu belirtiyor. Kara, mobil buz pistinin şenlikler, yıl sonu etkinlikleri, fuar ve organizasyonlar için tercih edilen bir ürün olduğununu kaydederek, kısa zamanda kurulma avantajının yanı sıra firma olarak eğitmeninden patenlerine kadar tüm ürün ve hizmetleri sunduklarının altını çiziyor. EMİTT Palm Wings Genel Müdürü Ertan Kesim PAZAR ANALİZİ YAPACAK Stone Groups Hotels Satış ve Paz. Koord. Biray Öğüt A kdeniz çanağındaki en güzel tesislere sahip olan Stone Group Hotels, yeni yatırımlar sayesinde hızla gelişiyor. Hal böyle olunca renkli, yaratıcı, özgün, aile konseptine uygun tesislerle design ve konsept otellerini bünyesinde barındıran grup, iş ortakları ile ilişkilerini geliştirmede fuar ve organizasyonları iletişim platformlarından bir tanesi olarak görüyor. Bu kapsamda EMITT'e katılarak iş ilişkilerini geliştirmeyi planlayan Stone Group Hotels'in beklentilerini Satış ve Pazarlama Koordinatörü Biray Öğüt, şöyle anlatıyor: "İç pazarın mevcut durumunu analiz ve değerlendirmesini yaparak ve stratejileri gözden geçirerek gelirlerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Yeni iş bağlantıları kurmayı, otellerimizin etkili tanıtımını yapmayı, mevcut misafirlerimizi otellerimizdeki yenilik ve değişiklikler hakkında bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Yine yeni misafirlere ulaşmak ana hedeflerimizden birkaç tanesidir." Daha önceki yılda EMITT'e katıldıklarını söyleyen Biray Öğüt, gruplarının iç pazar hedeflerini her yıl katlayarak büyüttüklerini belirtiyor. "Son 10 yılda iç pazar hacminin büyümesi, tatil davranış ve kültürünün gelişmesi, bizim segmentimizi tercih eden kitlenin artması bu pazardaki beklentileri de arttırmaktadır" diyen Biray Öğüt, sektörel fuarların, satış ve pazarlama çalışmalarını desteklediğini ve yeni müşteri gruplarını tanıma konusunda fırsat sağladığını söylüyor. Ayrıca fuar yapılan destinasyondaki pazarın durumunun analizi ve değerlendirmesi, tur operatörleri ve satış kanalları ağının genişletilmesi, otellerdeki yenilik ve değişikliklerin paylaşılması ve otellerin pazardaki durumunun değerlendirilmesi imkanı sunduğunu aktaran Biray Öğüt, "Otellerdeki yeni konseptlerin ve ürünlerin fuarda basın aracılığı ile tanıtılması, basınla ilişkilerin geliştirilmesi, bilgi alışverişi yolu ile otellerin satış faaliyetlerinin geliştirilmesi gibi faydalar sağlıyor" diyor. “PARTNERLERİMİZLE GÖRÜŞME İMKANI BULUYORUZ” P alm Wings Kuşadası olarak; özellikle satış pazarlarının yoğun olduğu yurt dışı ve yurt içi fuarları takip ettiklerini dile getiren Genel Müdür Ertan Kesim, bu fuarlara giderken kendilerini anlatacak her türlü bilgi ve belge ile ilişkilerini yoğunlaştırmaya çalıştıklarını söylüyor. Ayrıca yurt içindeki ve yurt dışındaki medyanın da reklam anlamında yardımını aldıklarını belirten Ertan Kesim, daha önceden EMITT Fuarı'na katıldıklarını ve bekledikleri verimi aldıklarını iletiyor. EMITT Fuarı'nda pazarın nabzını yoklamakla beraber çalıştıkları acente ve kuruluşları tekrar görebilmeyi hedeflediklerini vurgulayan Ertan Kesim, fuarlar sayesinde partnerlerini aynı yerde görebilme imkanı bulduklarını ve bu sebeple bu tür organizasyonlara önem verdiklerini söylüyor. 43 FUAR ÖZEL Businesstanbul Sağlık Hizmetleri, Abu Dhabi B.A.E. Genel Müdürü Mr. Issa Al Hashimi "STRATEJİK ORTAKLARLA KARŞILAŞACAĞIMIZI UMUYORUZ" Nazmi Travel Genel Müdürü Nazmi Karabulut " İ ş ilişkilerini geliştirmek için fuarları takip ettiklerini söyleyen Businesstanbul Sağlık Hizmetleri Ltd Şti Abu Dhabi Birleşik Arap Emirlikleri Genel Müdürü Mr.Issa Al Hashimi, sosyal medyada tanıtım çalışmaları yaptıklarını belirtiyor. Bunun dışında konuyla ilgili yöneticilerle bire bir toplantılar düzenlediklerini aktaran Mr.Issa Al Hashimi, daha önceden EMITT Fuarı'na katılmadıklarını dile getiriyor. Bu sene ilk kez fuardan stand aldıklarını ileten Mr.Issa Al Hashimi, daha önce sadece ziyarete geldiklerini söylüyor. "Turizm ve sağlık konusunda stratejik ortaklarla karşılaşacağımızı ümit ediyoruz" diyen Mr.Issa Al Hashimi, termal oteller konusunda taleplerini profesyonelce karşılayacak kuruluşlar aradıklarını söylüyor. Sektörel fuarların, iş ilişkilerini kuvvetlendirme konusunda oldukça faydalı olduğunu aktaran Mr.Issa Al Hashimi, "Sektörün hemen hemen tüm oyuncularını aynı çatı altında 4 gün içerisinde görmek hem zaman kazandırıyor hem de etkinliğin verdiği sinerji ile motivasyonu arttırıyor" diyor. 44 "İŞ İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ" İş ilişkilerimizi geliştirmek için; dinamik kadromuzun tecrübeleriyle ve birikimleriyle hareket edip, global dünyanın gelişmelerini takip ediyor, online kanal ve teknolojilerden faydalanıyoruz. Bunun yanı sıra sektörel fuarlara, gerek katılımcı gerekse ziyaretçi olarak iştirak ediyor ve piyasadaki güncel gelişme ve yenilikleri yakından takip ediyoruz" sözleri Nazmi Travel Genel Müdürü Nazmi Karabulut'a ait. Uzakdoğu'dan yapmış oldukları incoming operasyonları sayesinde Türkiye'nin ve kültürel varlıkların tanıtımına katkı sağlamayı hedeflediklerini söyleyen Nazmi Karabulut, ülkeye gelen misafirlere en kaliteli hizmeti sunarak müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmayı amaçladıklarını belirtiyor. "Türkiye'den; yeni ülkeleri görmek ve farklı kültürleri tanımak isteyen misafirlerimiz için özellikle Yunanistan, Bulgaristan ve Balkarlar gibi yakın destinasyondaki ülkelere kendi araçlarımızla turlar düzenliyoruz" diyen Karabulut, her bütçeye uygun alternatif tur programlarıyla kaliteli hizmet anlayışını ön planda tutarak dünyanın bir çok ülkesinde misafirlerine hizmet vermeyi planladıklarını aktarıyor. Fuar süresince sektörün birçok öncü markasıyla doğrudan ikili ilişkiler kurarak, bu doğrultuda tedarikçi ve partnerleriyle olan bağlantılarını artırmayı ve geliştirmeyi hedeflediklerini ileten Nazmi Karabulut, şunları söylüyor: "EMITT Fuarı; yeni markamız olan Nazmi Travel'in tanıtımı açısından büyük önem arz etmektedir. Sektörün dev markalarıyla aynı çatı altında olmaktan son derece memnuniyet duyacağız. Sektörel fuarlar, hizmet üreticilerinin ve tüketicilerinin buluştuğu bir pazar niteliği taşımaktadır. İlgili talebi doğrudan en etkili şekilde yakalama imkânı verdiği için hem satış hem de tanıtım açısından şirketimize önemli kazanımlar sağlamaktadır. Fuarlar, yerel ve uluslar arası markalar ile tanışıp ticari ilişkiler geliştirmenin en etki yollarından biridir. Sektörün birçok profesyoneli ile ikili görüşmeler hem sektörün şekillenmesine hem de gelişimine büyük önem sağlamaktadır." EMİTT 45 FUAR ÖZEL Kapadokya Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Fatih Yakut "KENDİMİZİ ANLATMA İMKANI BULDUK" K Mika Tur Pazarlama Müdürü Okan Torun "YENİ ANLAŞMALAR YAPIYORUZ" M ika Tur olarak; hem Travel Turkey hem de EMİTT Fuarı’na önem verdiklerini söyleyen Pazarlama Müdürü Okan Torun, "Çok değerli, özellikle otelci dostlarımız ve diğer iş birlikçilerimiz ile bir araya geliyor, mevcut iş birlikteliklerimizi ve gelecek dönemleri değerlendiriyor hem de özlem gideriyoruz" diyor. Her yıl EMİTT Fuarı’na katıldıklarını belirten Okan Torun, mevcut iş birliktelikleri hakkında gerekli görüşmeleri yapıyor hem de yeni anlaşmalar yaptıklarını aktarıyor. Yoğun iş temposunu geriye bırakarak, değerli dostlarıyla bir araya gelebildikleri nadir dönemlerden biri olduğu için EMİTT Fuarı’ndan verim aldıklarını ileten Torun, "Geniş bir katılımın olması ve tüm dostlarımızın bizleri ziyaret etmeleri en büyük beklentimizdir" diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Özellikle son yıllarda internetin de hayatımıza girmesi, daha uygun ödeme seçeneklerinin olması gibi nedenlerle her yıl tatil yapan kişi sayısı arttı. Bu da turizmi daha önemli hale getirdi. Bu nedenle biz turizmciler her yıl daha da yoğun bir iş temposu ile karşılaşıyoruz. Fuarlar, nadir de olsa iş birlikçilerimiz, otelci arkadaşlarımla hem hasret gidermek hem de yeni anlaşmalar yapabilmemize fırsat tanıyor. Bu açıdan bakıldığında, sektörel fuarlar bu tarz eksiklikleri kapatmamıza vesile oluyor." 46 apadokya Hastanesi olarak; iş yemekleri, toplantılar, özel ziyaretler ve fuarlarla iş ilişkilerini geliştirmeye yönelik adımlar attıklarını dile getiren Kapadokya Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Fatih Yakut, EMITT Fuarı'na katıldıklarını söylüyor ve fuarla ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor: "EMITT çok önem verdiğimiz bir fuar. Turizm bölgesinde sağlık sektöründe hizmet vermemiz bizi EMITT’e katılmaya yöneltti. Fuar sayesinde paydaşlarımızla olduğu kadar pek çok sektörden firma ile de görüşme imkanı bulduk. Kapadokya Hastanesi olarak bölgedeki yerimiz, yapmış olduğumuz çalışmalar ve vizyonumuz konusunda kendimizi anlatma imkanı bulduk." Kapadokya Hastanesi’nin; sadece kendi ilinde değil çevre illerde de tanınan, sağlık hizmetinde akla ilk gelen işletmelerden olmasını amaçladıklarını aktaran Op.Dr. Fatih Yakut, marka değerlerini artırmayı planladıklarını belirtiyor. Aynı zamanda sağlık turizmi açısından da önde gelen bir isim olduklarının bilinmesini ve hastanenin yaygın olarak duyulmasını sağlamayı hedeflediklerini açıklayan Op.Dr. Fatih Yakut, "Fuarlarda; özellikle paydaşlarımızla birebir olarak görüş alışverişinde bulunuyoruz. Yapmış olduğumuz çalışmalar, gerçekleştirmeyi düşündüğümüz projeler üzerinde görüşüp daha ileriye gitmek adına neler yapılabileceği hususunda fikir yürütüyoruz" diyor. EMİTT GÜVEN VE UYUM İLİŞKİSİNE ÖNEM VERİYOR FlatsinIstanbul Operasyon Müdürü Şale Türkeli F latsinIstanbul olarak Beyoğlu’nda möbleli daire kiraladıklarını ve tüm emlakçılarla beraber çalıştıklarını dile getiren Operasyon Müdürü Şale Türkeli, ilişkilerini her zaman tazelediklerini vurguluyor. Aynı zamanda çalışanlarına konaklama sağlayan şirketlerle, konsolosluklarla ve hastanelerle bağlantı kurduklarını ya da ilişkilerini sıcak tuttuklarını aktaran Şale Türkeli, "Görünürlüğümüzü ve güvenilirliği arttırmak amacıyla sosyal medyadaki mevcudiyetimize önem veriyoruz" diyor. Beraber çalıştıkları firmalarla güven ve uyum ilişkisine çok önem verdiklerini sözlerine ekleyen Şale Türkeli, EMITT fuarına ilk defa katıldıklarını açıklıyor. Kendilerini olabildiğince tanıtmayı ve ilişki ağlarını genişletmeyi hedeflediklerini söyleyen Şale Türkeli, "Beklentilerimiz, kurduğumuz ilişkilerin, iş potansiyelini arttırarak büyümemize ve gelişmemize katkıda bulunması" diyor. PARION HOTEL ÖNCELİKLE PROFESYONELLERE VE TÜKETİCİLERE TANITILACAK A Parion Hotel Genel Müdürü Serdar Gücük cente ziyaretleri, online bazda tur operatörlerine bölge, belde, tesis tanıtımı, tesisin toplantıya dair outlet'leri, kongre ve organizasyon yapan kuruluşlara seyahat acentelerine tanıtım ve pazarlama yaptıklarını dile getiren Parion Hotel Genel Müdürü Serdar Gücük, bunun yanı sıra görsel ve basılı yayın organlarından yararlandıklarını söylüyor. Yurt içi ve yurt dışında fuar planlamaları yaptıklarını aktaran Serdar Gücük, satış pazarlamayla ilgili Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını belirtiyor. Daha önceden EMITT Fuarı'na katıldığını söyleyen Serdar Gücük, yeni açılacak olan bir otel oldukları için ilk kez katılacaklarını belirtiyor. Otelcilik bazında fevkalade sonuçlar aldıklarını sözlerine ekleyen Serdar Gücük, acentacı olarak ise defalarca, özellikle Balkan Tur operatörlerini davet ederek, kontratlar yaptığını ve istenilen sonuçları elde ettiğini vurguluyor. Yeni açılacak olan otellerinin iki türlü tanıtımını yapmayı hedeflediklerini aktaran Serdar Gücük, "Öncelikle profesyonellere ve tüketicilere tanıtımı planlanmıştır, özellikle Anadolu Kültür Tur Programları yapan Seyahat acenteleri, İç Pazar acentaları, Okul grupları daha önemlisi Kongre ve Toplantı organizasyonu gerçekleştiren meslektaşlarımıza tanıtım hedeflenmiştir" diyor. Serdar Gücük; fuarların tanışma, bağlantı, yakınlaşma, pazarlama ve sosyal olarak gelişim sağladığını sözlerine ekliyor. 47 FUAR ÖZEL Alaiye Hotels M.I.C.E. Supervisor Erkan Usluca "FUARLAR VAZGEÇİLMEZİMİZ" İksir Resort Town Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Ece Aydın İ İ ş ilişkilerinin sadece acentalarla sınırlı olmadığını dile getiren Alaiye Hotels M.I.C.E. Supervisor Erkan Usluca; kurumlarla, derneklerle, odalarla ve sendikalarla da uzun yıllara dayanan ilişkilerinin olduğunu belirtiyor. İş ilişkilerini geliştirmek için yıl içerisinde çeşitli geziler planladıklarını ve uyguladıklarını belirten Erkan Usluca, "Yakın zamanda 200'den fazla kurumu ziyaret ettik, önümüzdeki haftalarda yine belli başlı illerimizi kapsayacak yoğun bir gezi programımız olacak. Ayrıca fuarlar vazgeçilmezimiz. Yurtiçi ve yurt dışında sektörümüzü ilgilendiren çok sayıda fuarda standımızla yer alıyoruz" diyor. EMITT Fuarı'na her yıl katıldıklarını söyleyen Usluca, verim aldıklarını vurguluyor. Turizm camiasındaki dostlarıyla iç içe olmaktan mutluluk duyduklarını ileten Erkan Usluca, "Fuarlar sayesinde bizi tanımayan insanlarla iletişim kurmuş oluyoruz. Yüz yüze görüşme imkanı buluyoruz. Onlara önümüzdeki yıl için projelerimizi anlatmayı hedefliyoruz" diyerek sözlerine son veriyor. 48 "KATILIMCILAR BAZINDA GENİŞ BİR PLATFORM OLUŞTURUYOR" ksir Resort Town Ailesi olarak hem offline hem online mecralarda tanıtım faaliyetleri yürüttüklerini, düzenli olarak acenta, şirket, kurum ziyaretleri gerçekleştirdiklerini ve aylık e-bültenlerle tüm datalarını faaliyetlerinden haberdar ettiklerini dile getiren Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Ece Aydın, tesislerinin açılış yılı olan 2010'dan itibaren EMITT Fuarı'na katıldıklarını söylüyor. "Fuar; katılımcılar bazında geniş bir platform oluşturuyor, bu nedenle bizim gibi farklı turizm türlerini bir bünyede toplayan, bol alternatifli tesislerin tanıtımı ve satışlar açısından faydalı oluyor" diyen Duygu Ece Aydın, bu sene de tesislerini en iyi şekilde tanıtma amacıyla katılacakları fuarda, mevcut bağlantılarını ve iş potansiyellerini geliştirmeyi, yeni pazar ve müşteri gruplarına ulaşmalarını sağlayacak bağlantılar kurmayı hedeflediklerini vurguluyor. İksir Resort Town Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Ece Aydın, "Sektörel fuarlar kendimizi hatırlatma, yeni projelerimizle ilgili fikir ve bilgi alışverişinde bulunma, ilgili kişiler ve kurumlarla birebir iletişim kurma gibi konularda faydalı oluyor" diyerek sözlerine son veriyor. EMİTT 49 FUAR ÖZEL CloudArena Kurucu Ortağı Tolga Yalçınkaya ALTİD Başkanı Burhan Sili "BÜYÜK BİR İLGİYLE KARŞILAŞTIK" "VERİMLİLİK ARTTI" onaklama sektörüne yönelik çözümler geliştirdiklerini dile getiren CloudArena Kurucu Ortağı Tolga Yalçınkaya, bulut bilişim tabanlı dijital, konaklama tesis yönetim ve pazarlama platformu olan HotelRunner ile konaklama tesislerinin günlük operasyonlarını, internet sitelerini ve sosyal ağlardaki hesaplarını kolayca oluşturup yönetmelerini sağladıklarını belirtiyor. "Bizim öncelikli hedef kitlemiz konaklama sektöründe hizmet veren işletmeler olduğundan dolayı iş ilişkilerimizi geliştirmek için bu alanda düzenlenen fuarlara katılarak HotelRunner’ı turizm profesyonellerine tanıtmaya yönelik çalışmalarda bulunuyoruz" diyen Tolga Yalçınkaya, Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT’te yer almaya çok önem verdiklerini söylüyor. 24-27 Ocak 2013 tarihlerinde düzenlenen 17. EMITT Fuarı’na katıldıklarını aktaran Tolga Yalçınkaya, şu bilgileri veriyor: "Fuarda, konaklama tesislerinin doluluk hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan HotelRunner’ı hedef kitlemize detaylı bir şekilde tanıtma fırsatını yakaladık ve büyük bir ilgiyle karşılaştık. Bu yıl 18.si gerçekleşecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT’e katılarak HotelRunner’ı turizm sektöründe hizmet veren işletmelerle buluşturmayı hedefliyoruz. Bu yıl HotelRunner ile EMITT’te 3’üncü salon, 3631 numaralı stantta yer alacağız. Fuar süresi boyunca turizm işletmelerine HotelRunner’ın sunduğu avantajlardan,konaklama tesisleri ve acentelerin satışlarını artırmaya nasıl katkıda bulunduğunu anlatacağız.. Kısacası EMITT süresince HotelRunner standını ziyaret eden katılımcılar HotelRunner’ın konaklama tesislerine sağladığı avantajları tüm ayrıntıları ile öğenme fırsatı bulacaklar. Standımızda, HotelRunner platformunun nasıl kullanıldığını uygulamalı olarak işletme ve acente sahiplerine göstereceğiz." irlikte çalıştıkları acenta ve tur operatörleriyle, her zaman yakın diyalog içerisinde bulunup, pazarla ilgili bilgilerini güncel tutmaya çaba gösterdiklerini dile getiren Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili, ayrıca yurtiçi ve yurtdışı fuarları takip ederek tanıtım faaliyetlerine devam ettiklerini söylüyor. Bunun yanı sıra bölgelerini tercih eden mevcut misafirlerinin devamlılığı adına eğitim ve iyileştirme faaliyetlerini sürdürdüklerini ileten Burhan Sili, şu bilgileri veriyor: "Bünyemizde bulunan ve uzun yıllardır sektörde hizmet veren tesislerimiz adına ilk yıllarından itibaren EMITT Fuarı'na katılıyoruz. İlk yıllarında iç Pazar odaklı olan EMITT’in günümüzde çok çeşitli ülkelerden katılımın artması ile sektöre daha verimli hizmet verdiğini düşünüyoruz. Bu yıl düzenlenen fuarda; önümüzdeki yaz sezonu ile ilgili son pazar durumlarını analiz etmeyi, iş birliği yaptığımız partnerlerimizle ikili görüşmeler yapmayı hedefliyoruz. Bu tür fuarların; her geçen sene artan yatak arzına rağmen, bölgemizin ve bölgemizde bulunan tesislerimizin gündemde kalmasına ve acentalarımızla yakın işbirliğinin devam etmesine katkıda bulunduğunu görüyoruz." K 50 B EMİTT Karnak Travel İstanbul İş ve Strateji Geliştirme Direktörü Ergün Güvenç "ÜLKE TANITIMINA KATKIDA BULUNMAYI AMAÇLIYORUZ" Ş irket olarak iş ilişkilerini geliştirmek için yurtiçi ve yurtdışındaki fuarlara katıldıklarını söyleyen Karnak Travel İstanbul İş ve Strateji Geliştirme Direktörü Ergün Güvenç, ayrıca tanıtım pazarlama görüşmeleri, ürün tanıtım katalogları, online rezervasyon sistemleri, internet reklamları ve informasyon gezileri yaptıklarını belirtiyor. Daha önceden EMITT Fuarı'na katıldıklarını ve katılmaya devam edeceklerini söyleyen Ergün Güvenç, bekledikleri verimi aldıklarını vurguluyor. Bu yıl 70 metrekarelik bir standla EMITT'e katıldıklarını dile getiren Güvenç, sözlerine şöyle devam ediyor: "Daha fazla tanıtım, markalaşma desteği ve yerli ve yabancı tüm iş ortaklarımızla ikili görüşmeler yapmayı hedefliyoruz. Fikir alışverişinde bulunmak yeniliklerle tanışmak, sektörümüzle ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları yapmak planlarımız arasında yer alıyor. Bunun dışında son gelişmeleri takip etmeyi, sektörel bazda ülke tanıtımına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz." Ergün Güvenç, Karnak Travel olarak bu yıl, EMİTT Fuarı bünyesinde yer alacak olan 2 bin metrekarelik özel sağlık turizmi ihtisas salonunun organizasyonunda da görev aldıklarını söyleyerek sözlerine son veriyor. ARJANTİN, TÜRK TURİSTLERİ ÜLKESİNDE GÖRMEYE KARARLI E Arjantin Turizm Bakanı Carlos Enrique Meyer MITT'e katılan Arjantin, fuarda üç yıl üst üste yer alarak Türkiye'ye olan ilgisini ortaya koyuyor. Arjantin Turizm Bakanı Carlos Enrique Meyer ve geniş bir katılımla 2014 EMITT Fuarı'na hazırlanan Arjantin standında fuar ziyaretçileri muhteşem tango gösterilerini izleme şansına sahip olacaklar. Enrique Meyer, Arjantin olarak dileyen tüm ziyaretçilere fuar boyunca tango dersleri vereceklerine de vurgu yapıyor. EMITT Fuarı'na üst üste 3 yıldan bu yana katılmalarının başlıca nedeninin Türkiye gibi önemli bir turizm pazarına duydukları ilgiden kaynaklandığını ifade eden Meyer, Arjantin açısından Türkiye'nin büyük bir potansiyel sunduğunu, 2013 yılında 4.000 olan Türk turist sayısını artırmayı hedeflediklerini belirtiyor. Arjantin'in farklı biyolojik çeşitlilikteki canlı türlerine ev sahipliği yaptığını kaydeden Meyer, Latin Amerika'yı bir uçtan uca kateden geniş bir coğrafyaya sahip ülkede turistik imkanların sınırsız olduğuna değinerek, bunlardan bazılarının futbol, tango, folklor, polo, golf, yürüyüş, at binme, rafting, hobi balıkçılığı, kayak, avcılık, kaplıcalar, spalar, arkeolojik kalıntılar, şaraplar ve özel et yemekleri olduğunun altını çiziyor. Meyer'in EMITT Fuarı ve Türkiye hakkındaki görüşleri ise şöyle: "EMITT, Arjantin’in turizm konumlandırmasına katkıda bulunacak, yeni işler ve yatırımlar meydana getirecek, turistlere özel ürün ve varış noktalarının promosyonu ve pazarlamasını geliştirmek için turizm endüstrisinden profesyonelleri bir araya getiren birinci sınıf bir turizm fuarıdır. Katılım amacımız, Arjantin markasının tanıtımını yaparak ve bu markayı yayarak bu cazip fırsatları yakalamaktır. Bu hedefe ulaşmak, Arjantin’in satışlarının artmasına ve Asya piyasasından bilgi ve turist akışının çoğalmasına vesile olacaktır. 2013 Temmuz ayından itibaren Arjantin ve Türkiye, yani Buenos Aires ve İstanbul arasında, ülkemizdeki turist akışının artmasının yanında yatırımı da teşvik etmeye yardımcı olmak üzere Türk Hava Yolları tarafından günlük uçak seferleriyle bağlantı kurulduğunu belirtmek ve vurgulamak da isterim." 51 FUAR ÖZEL MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel "HEM İŞ İLİŞKİLERİMİZİ HEM DE SEKTÖRDEKİ KONUMUMUZU GELİŞTİRİYORUZ" Alba Turizm Müdürü ve Şirket Ortağı Niyazi Şahin R üya tatilleri kitlelere yaşatmak ve cruises seyahat anlayışını Türkiye’ye yerleştirmek hedefiyle yola çıktıklarını dile getiren MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel, Türkiye’de çok yeni olan cruises seyahatini, acentaları aracılığıyla misafirlere ulaştırdıklarını söylüyor. Acentalarıyla, işbirliklerinin başlangıcında ve devamında düzenli olarak iletişim içinde olduklarını ve çeşitli eğitimler verdiklerini belirten Necla Tuncel, şu bilgileri veriyor: "Eğitimlerde; cruise seyahat anlayışını, MSC Cruise sistemini ve gemilerimizi anlatıyoruz. Eğitimleri; yüz yüze toplantılar, teknik bilgilendirmeler, gemilerimizde günü birlik yada daha uzun cruise eğitim gezileri, dokümantasyon ve dijital bilgi sağlanması gibi yöntemlerle veriyoruz. Sektörel buluşmalarda bir araya geliyoruz. Bu şekilde hem iş ilişkilerimizi hem de sektördeki konumumuzu geliştiriyoruz." İlke kez EMITT fuarına 2009 yılında katıldıklarını dile getiren Tuncel, "Beklediğimiz verimi alabildiğimiz için katılmaya devam ediyoruz. 2014’te geçen yıl da olduğu gibi 7. salonda 7122 nolu standımızda yerimizi alacağız" diyor. EMITT’te ilk iki gün, sektörel yani profesyonellerin ziyareti, son 2 gün turizm ve seyahat ile ilgili bilgi almak isteyen, her kesimden, yani açık ziyaretin olduğunu sözlerine ekleyen Necla Tuncel, "Biz EMITT’te hem mevcut acentalarımızla ilişkilerimizi tazelemek, hem potansiyel acenta adaylarımızla tanışmak, hem de son tüketiciye direkt satışımız olmasa da MSC Cruises hakkında fikir ve bilgi vermek ayrıca sektörün önemli bir etkinliğinde yer almak için bulunuyoruz. Ve bu sene de geçen yıllardaki gibi beklentilerimizi karşılayacağını düşünüyoruz" diye konuşuyor. 52 "DAHA GENİŞ KİTLELERE ULAŞABİLMEK AMACINDAYIZ" İ ş ilişkilerini geliştirmek için; gerek yurt içi gerekse yurt dışı turizm sektörü pazarında özellikle internet ortamını ve iletişim araçlarını kullandıklarını dile getiren Alba Turizm Ticaret Ltd. Şti. Müdürü ve Şirket Ortağı Niyazi Şahin, ardından fuarlarda ziyaretçi veya katılımcı olarak bulunduklarını belirtiyor. Bu sayede hem işbirliği yapabilecekleri işletmeleri tanıdıklarını hem de yine işbirliği yapmak amacıyla kendilerini tanıttıklarını ileten Şahin, bu yıl EMITT Fuarı’na ilk kez katılacaklarını söylüyor. Geçen yıl ve bu yıl EYAF 2012 ve EYAF 2013 (Engelsiz Yaşam Fuarı) ve Travel Turkey 2012’ye katıldıklarını aktaran Niyazi Şahin, "30 Ocak-02 Şubat 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek olan EMITT Fuarı'yla ilgili beklentimiz; gerek yurt içinden gerekse yurt dışından işbirliği yapabileceğimiz kurum ve kuruluşlarla ve ticari işletmelerle tanışmak ve işbirliğimizi geliştirmek. Hizmetimizi ve ürünlerimizi daha geniş kitlelere ulaştırabilmek amacındayız. Fuarlarda stand alarak bulunmak işimizin ciddiyetinin bir göstergesidir. Aynı zamanda fuar süresince hakkımızda ayrıntılı ve ilk ağızdan bilgilerimizi aktarabildiğimiz ortamlardır. Bu anlamda sektörümüz ile ilgili fuarlarda yeni iş görüşmeleri fırsatları elde etmekteyiz, yaptığımız işlerimizi bire bir anlatarak kendimizi daha etkin tanıtmaktayız" diyor. EMİTT Ağrı İl Kültür ve Turizm Müdürü E. Muhsin Bulut "TANITIM NOKTASINDA VERİM ALDIK" İ l Müdürlüğü koordinesinde Ağrı'daki Seyahat Acentaları ve otellerle beraber fuarlara katıldıklarını dile getiren Ağrı İl Kültür ve Turizm Müdürü E.Muhsin Bulut, kentin tanıtımını yaparken özel sektördeki turizm şirketleri ile görüşmeler yaptıklarını belirtiyor. Daha önceden EMITT Fuarına katıldıklarını söyleyen E.Muhsin Bulut, tanıtım noktasında verim aldıklarını aktarıyor. 30 Ocak – 02 Şubat 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek olan EMİTT fuarında, Ağrı'yı ve bölgeyi daha çok tanınır hale getirmeyi hedeflediklerini ileten E.Muhsin Bulut, özel sektörle iş bağlantıları kurmalarına yardımcı olmasını beklediklerini vurguluyor. KIŞ TURİZMİ EMITT İLE MARKALAŞIYOR 3 0 Ocak - 2 Şubat 2014 tarihleri arasında TÜYAP'ta 18. kez düzenlenecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT, bir ilke daha imza atıyor. Mevcut salonlara yeni bir salon açarak salonun tamamını kış turizmine tahsis ediyor. 2014 EMITT Fuarı Türkiye’nin iklim zenginliğinin ortaya konulması ve tatil anlayışının dört mevsime yayılması adına büyük potansiyeller barındıran kış turizminde çıtayı yükseltmeyi hedefliyor. Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen kayak tesisleri, otelleri ve ekipman üreticileri fuarda yerli ve yabancı kurum ve kişilerle buluşacak. Turizm denince akla öncelikle deniz, kum, güneşten oluşan yaz tatilleri ve son dönemde yükselen bir trend olan kültür turları geldiğini ifade eden Ekin Fuar Direktörü Hacer Aydın, kış tatillerinin de doğru değerlendirme ve planlamalarla çok keyifli dinlenme zamanları olacağının altını çiziyor. Türkiye’de Bursa Uludağ ile başlayan ve Bolu, Erzurum, Erzincan, Isparta, Kayseri, Kastamonu, Antalya, Bitlis, İzmir, Ağrı, Kocaeli, Bingöl, Gümüşhane ve Kars’ta da hızla gelişen kayak kültürünün, son dönemlerde hızla yayılarak yurtdışına da taşmaya başladığını belirten Aydın, özellikle sömestr dönemleri için erken rezervasyonla alınacak tatil paketlerinin kış tatili yapmak isteyenlere çok büyük avantajlar sunacağını vurguluyor, 2014 EMITT Fuarı'nın bu yönde bir ilki gerçekleştirerek kış turizminin tanıtımına ve canlanmasına önemli katkı sağlayacağını ifade ediyor. Türkiye'nin dünya standartlarında kayak merkezlerine ve termal tesislere sahip olduğunu belirten Aydın, kış turizminin birçok seçenek sunduğunu, isteyenlerin kayak yaparken isteyenlerin termal tesislerde şifa bulabileceğinin altını çiziyor. Bu noktadan hareketle EMITT fuarında Kış Turizmi salonuna bir de Sağlık Turizmi salonu eklenmiş bulunuyor. 53 FUAR ÖZEL Otorento.com Genel Müdürü Şehnaz Kırmızı "YENİ İŞBİRLİĞİ FIRSATLARI OLUŞACAK" H 15 YILDIR EMİTT'E KATILIYOR " SAN Bilgisayar Genel Müdürü Erol Türk Sürekli olarak bizi bugünlere taşıyan değerli iş ortaklarımızla her vesilede bir araya gelmeye çalışıyoruz ki bu ortamlardan en önemli olanı bizler için turizm fuarlarıdır. Sektörel yazılım firması olarak gerek piyasanın ihtiyaçlarını görmek ve çözüm sunduğumuz değerli partnerlerimizden önerileri almak gerekse de beşeri ilişkilerimizi geliştirmek açısından fuarların önemli olduğu kanısındayız" sözleri S.a.n Bilgisayar Genel Müdürü Erol Türk'e ait. Rutin olarak uyguladıkları bir başka yolun ise partnerleriyle ilişkilerinin sıcak kalması için, kendi yerlerinde sohbet amaçlı ziyaret etmek, varsa öneri, istek ve şikayetlerini dinlemek olduğunu söyleyen Erol Türk; Tayland’dan Dubai’ye, Tunus’dan Baltık ülkelerine, 4 kıtada ziyaretlerini bugüne kadar başarıyla uyguladıklarını ve aynı zamanda programlarının da gelişimlerini bu suretle sağladıklarını belirtiyor. Son 15 senedir EMITT’in beklentilerini karşıladığını düşündüklerini vurgulayan Erol Türk, bunun için sürekli olarak kendi standlarıyla katılım sağladıklarını belirtiyor. "Tabii ki verim almaktayız aksi takdirde bu sürekliliği devam ettirmezdik" diyen Genel Müdür, son yıllarda yoğun kış nedeniyle reel anlamda katkı sağlayacağını düşündükleri bazı ziyaretçilerin katılmakta güçlük çektiklerini söylüyor. Bu sene 2 yeni ürünle fuarda yer alacaklarını söyleyen Erol Türk, şunları söylüyor: "Günümüze kadar sadece acentalar ve tur operatörleri için yazılım çözümleri sunmaktayken EMITT 2014’de otellerin kullanımı için yeni ürünümüz olan Hotel2Sejour’un lansmanını yapıp sektörün hizmetine sunacağız. Çok büyük yankı uyandıracağını düşündüğümüz diğer bir markamız PAXIMUM gene ilk defa EMITT 2014’de yer alacak. Pazar yeri olarak tabir ettiğimiz bu B2B alışveriş portalında 52 ülkede bulunan 500’ü aşkın iş ortağımızı bir araya getireceğiz. Sektörel fuarların bizlere yeni iş kapıları açtığı şüphesiz. Sektörel Fuarlar sayesinde mevcut iş ilişkilerimizi geliştirdiğimiz gibi yeni firmalarla tanışma ve iş yapabilme şansımız da oluyor ki bu bağlamda EMITT’de bizler için bir ITB, WTM ve MITT kadar önemli bir fuar." 54 izmet kalitesi sürekliliğinin esas olduğunu bunun nedenle tedarikçilerle birebir görüşmeler yaparak işbirliklerini derinleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Otorento.com Genel Müdürü Şehnaz Kırmızı, Türkiye ve Avrupa genelinde 130’un üzerindeki satış acentalarıyla sürekli iletişim halinde olduklarını belirtiyor. İş ortaklarına sağlayacakları katma değerin artırılması için en önemli konunun iletişimin güçlendirilmesi olduğunu düşünen Şehnaz Kırmızı, fuarların, sektörün önde gelen temsilcilerinin sıcak temas kurduğu bir ortam olduğunu bu sebeple özellikle EMITT Fuarı'na katılmayı tercih ettiklerini vurguluyor. Otorento'nun araç kiralama modelinin yeni nesil temsilcilerinden olduğunu bu nedenle de ilk kez fuara katıldıklarını aktaran Kırmızı, "Fuarın iş ilişkilerimizi geliştirmede önemli bir katkısı olacağından eminiz" diyor ve beklentilerini şöyle sıralıyor: "Sektörün en önemli oyuncularının bir arada olacağı EMITT Fuarı'nda, yeni işbirliği fırsatları oluşturacağımıza inanıyoruz. Hem tedarikçilerimizin güçlendirilmesi hem de satış acentası noktalarımızın artırılmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Fuarda oluşturulacak profesyonel ilişkilerin sektörde uzun süreli ve kalıcı olma hedefimizle birebir örtüştüğüne inanıyoruz." Sektörün en önemli fuarı olan EMITT'in ve diğer uluslararası sektörel fuarların, hem yurt içinde hem de yurtdışında oluşturulacak uzun süreli ticari işbirlikleri için en önemli zemini oluşturduğunu düşünen Şehnaz Kırmızı, "Sektörel fuarlar, en önemli iletişim kanalı olan yüz yüze görüşmeyi kısa süre içinde mümkün hale getirdiği için ticari işletmeler için hayati öneme sahiptir" diyerek sözlerine son veriyor. EMİTT İLK KEZ EMİTT'E KATILACAK S Saudia Türkiye Müdürü Abduljabbar Alhussami audia olarak, pazar odaklı ve pazarın ihtiyaçlarını gözlemleyerek hareket eden bir havayolu olduklarını dile getiren Saudia Türkiye Müdürü Abduljabbar Alhussami, buna istinaden Suudi Ababistan Krallığı ve Türkiye arasında uçuşlarını Ocak 2014 itibariyle haftada 18'e çıkartacaklarını söylüyor. Market içindeki sosyal aktivitelere de katıldıklarını ve diğer iş ortaklarıyla aralarındaki işbirliğini en iyi şekilde devam ettirdiklerini ileten Abduljabbar Alhussami, "Bunlara ek olarak; Sky Team üyesiyiz, bu çerçevede kendimize ait sadakat programımız Al Fursan ile üyelerimize bilet ve bir üst sınıfta yolculuk etmek gibi avantajlar sunuyoruz" diyor. 2014 yılında ilk kez EMİTT'e katılacaklarını belirten Alhussami, şunları söylüyor: "Ticari havayolu olarak, her çeşit yolcuya ve iş ortaklarımıza ulaşmayı umuyoruz. Onlarla bağlantı kurup, onlardan gelen geri dönüşümü değerlendirmek istiyoruz ki bu bizim için çok önemli. Ziyaretçilere standımızda ve broşürlerimizle uçuşlarımızdaki mükemmel servisimizi ve konforumuzu göstermek istiyoruz. Uzun vadede hedefimiz ise Türkiye'den Suudi Arabistan Krallığı'na ve aktarmalı olarak diğer destinasyonlara daha fazla yolcu taşımaktır. Eklemek isterim ki Saudia, 2013 Arab İş Başarı Ödülü'nü kazanmıştır. Havacılık uzmanlarından oluşan jüri Suudi Arabistan Krallığı'nın bayrak taşıyıcısını gösterdiği gelişmelerden dolayı Orta Doğu'nun havayolu olarak seçmiştir. Bu nedenle Türkiye'de de marka bilinilirliğimizi güçlendirmek istiyoruz." Alhussami; fuarların; ziyaretçiler ve potansiyel yolcular dışında tur operatorleri, seyahat acentaları, diğer havayolları, oteller, taşımacılık firmaları, sağlık turizm sektörü gibi iş ortakları ile aynı ortamda olmak ve fikir alışverişinde bulunmak için iyi bir fırsat olduğunu iletiyor. HEM SPONSOR HEM KATILIMCI Mavi Catering İkram ve Ziyafet Organizasyon Kurucusu Ergin Merter M avi İkram olarak; iş ilişkilerini geliştirmek için tanıtıma ağırlık verdiklerini dile getiren Mavi Catering İkram ve Ziyafet Organizasyon Kurucusu Ergin Merter, yeni yatırımlar yapmak için çalışmalarını sürdürdüklerini söylüyor. Tanıtım çalışmaları kapsamında fuarlara öncelik verdiklerini söyleyen Ergin Merter, yaklaşık 15 yıldır Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT'e katıldıklarını iletiyor. EMITT'in; uluslararası satışa açık olan bir fuar olduğunu bu nedenle de bekledikleri verimi alabildiklerini ifade eden Ergin Merter, "Geçen yıl birçok farklı ülkenin standlarındaki hizmetleri biz verdik. Bu anlamda EMİTT kendimizi geliştirdiğimiz bir fuar oldu. Her yıl olduğu gibi 2014 yılında da EMITT'te yerimizi alacağız. Bu yıl fuarın ikinci günü çok özel geçecek. Mevcut salonlara yeni bir salon açarak salonun tamamı kış turizmine tahsis edilecek. Mavi İkram olarak bu salonda da görev alacağız." Hem sponsor hem de katılımcı olarak fuarda yer aldıklarını söyleyen Ergin Merter, birçok firmanın standındaki hizmetlerin de, Mavi İkram tarafından verildiğini vurguluyor. EMİTT'in her zaman beklentilerin üzerinde verim sağladığını sözlerine ekleyen Ergin Merter, iş ilişkilerini geliştirmek için fuarları takip etmeye devam edeceklerini söylüyor. 55 MAKALE AVRUPA BİRLİĞİ HİBE PROJELERİNDEN YARARLANMADA KOBİ’LERE KURUMSAL KİMLİK Avrupa Birliği hibe programlarında yüzlerce projenin faaliyete geçmesinde profesyonel müşavirlik desteği veren Katre Yatırım ve Danışmanlık şirketinin CEO’su Mustafa Kemal Zengin, KOBİ dünyasına bu konuda önemli mesajlar verdi… Avrupa Birliği hibe projeleri… “AB, daha güçlü bir mali yapıya kavuşmak ve ortak bir politika oluşturmak amacıyla hem üye hem de üyeliğe aday ülkelere çeşitli mali yardımlar sağlıyor. Türkiye de 1963’ten bu yana AB mali yardım imkanlarından yararlanıyor. 1999’da gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nde Türkiye, ‘Aday Ülke’ olarak kabul edildi ve Türkiye-AB arasında Katılım Öncesi Mali İşbirliği başladı. Adaylık döneminde, AB tarafından Türkiye’ye sağlanan mali yardımlar nitelik olarak, ‘hibe’ ve ‘kredi’ şeklinde veriliyor. Bu mali yardımların tamamı proje bazında sağlanıyor. Hibe Programı… Katılım Öncesi Mali Yardımlar kapsamında sivil toplum kuruluşları (ticaret ve sanayi odaları, meslek odaları, üniversiteler, dernekler, vakıflar, kooperatifler, birlikler, sendikalar vb.) tarafından geliştirilen projeler ‘Hibe Programı’ adı verilen bir yöntemle finanse ediliyor. Hibe Programı, halihazırdaki Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) kapsamındaki öncelikler çerçevesinde merkezi düzeydeki kamu kuruluşları (Bakanlıklar, Müsteşarlıklar vb.) tarafından geliştirilmiş projelerin içinde yer alan ve söz konusu proje alanındaki AB uyum çalışmalarına sivil toplum kuruluşlarının da katılmasını desteklemek amacıyla oluşturulan bir uygulama 56 yöntemidir. Hibe Programlarının şeffaf ve objektif uygulanmasını temin etmek üzere duyuru, başvuru ve değerlendirmenin koordinasyonu görevi Hazine Müsteşarlığımıza bağlı olarak faaliyet gösteren Merkezi Finans ve İhale Birimine (MFİB) verildi. Dolayısıyla, projelerin Avrupa Birliği’nin merkezinin bulunduğu Brüksel’e iletilmesi veya herhangi bir AB ülkesinde bir AB kuruluşuna iletilmesi gerekmiyor. Hibe Programı’nın proje başvuru süreci MFİB’nin teklif çağrısı duyurusuyla başlıyor ve yaklaşık 2-3 ay sürüyor. Sivil toplum kuruluşları Hibe Programı’nın konusuna bağlı olarak geliştirdikleri projeleri başvuru süresi içinde MFİB’ye sunmak zorunda… Aksi takdirde Hibe Programından faydalanma şansı- nı kaybederler. Hibe Programları için proje başvuruları genel olarak Türkçe hazırlanıyor ve sunuluyor. Ancak bazı şartlarda projelerin İngilizce olarak hazırlanması da isteniyor. Hibe Programları kapsamında her bir proje için sağlanan hibe desteğinin miktarı Hibe Programının bütçesine ve amacına göre değişebiliyor. Hibe Programları için düzenli bir duyuru zamanı bulunmuyor. Hibe programları, program sahibi kurum/kuruluşlarca olgunlaştırıldıktan sonra MFİB tarafından duyuru için hazır hale getiriliyor. Dolayısıyla, proje geliştirmek isteyen sivil toplum kuruluşlarının belirli sıklıklarda MFİB tarafından yapılan çağrıları web sayfası aracılığıyla takip etmesi gerekiyor. Hibe Programlarına ilişkin duyurular aynı zamanda AB Bakanlığı’nın MAKALE web sayfasında da yer alıyor. Ancak Bakanlık, kamuoyunu bilgilendirme amacıyla söz konusu duyuruları yapıyor, proje başvurularını kabul etmiyor. Finanse edilmesi talep edilen faaliyetlerin ilgili bölgesel program kapsamındaki illerin sınırları içinde yürütülmesi koşuluyla, yerel yönetimler ile kar amacı gütmeyen kurum ve kuruluşlar başvuruda bulunabiliyor. KOBİ’lerin ise doğrudan gelir artırıcı nitelikte olmayan faaliyetlerine hibe verilebiliyor. Bu niteliğe sahip kurum ve kuruluşlar: Yerel yönetimler (belediye, il özel idaresi, köy tüzel kişiliği, muhtarlıklar), KOBİ’ler, Sivil toplum kuruluşları ve ilgili tüm yerel inisiyatifler, Sanayi, ticaret, ziraat, meslek oda ve kuruluşları, vakıflar, dernekler, sendikalar, kooperatifler, Üniversiteler, araştırma enstitüleri ve eğitim kurumlarıdır. Hibe Başvuru Rehberi’nde aksi belirtilmedikçe kamu kurum ve kuruluşları hibeden yararlanamıyor ancak projelerin hazırlanması ve uygulanmasına destek verebiliyor, bu amaçla ‘iştirakçi’ olabiliyor. Ne Tür Projeler Destekleniyor? AB Mali İşbirliği kapsamında yürütülen bölgesel kalkınma programlarının hedeflerine ve belirlenen öncelik alanlarına uygun olan ve her program için özel olarak hazırlanan başvuru rehberlerinde belirtilen şartları taşıyan projeler hibe ile destekleniyor. Katılım Öncesi Yardım Aracı Yaşanan gelişmelere paralel olarak AB, 2007-2013 yıllarına ait bütçe dönemiyle birlikte aday ülkelere sağladığı mali yardım mekanizmasında değişikliğe gitti. Buna göre, aday ve potansiyel aday ülkelere yapılan mali yardımlar Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) adı altında birleştirildi. Beş bölüm halinde yapılandırılan IPA, geçiş dönemi ve kurumsal yapılanma desteği yanı sıra çevre, ulaştırma, bölgesel rekabet, insan kaynak- ları kalkınması ve kırsal kalkınma olarak belirlenen yeni alanlarda katılım öncesi mali destek sağlıyor. Ayrıca aday ülkeler, katkı payları kısmen IPA altında finanse edilen Birlik programlarına katılmaya devam ediyor. IPA... 12345- Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Yapılanma, Sınır Ötesi İşbirliği, Bölgesel Kalkınma, İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi, Kırsal Kalkınma (IPARD)… IPA kapsamında 2007-2013 yılları itibariyle ülkelere tahsis edilen fon yaklaşık 9.9 milyar Avro tutarında… Bu tutarın yaklaşık yarısını oluşturan 4,8 milyar Avro, nüfus ve yüzölçümü büyüklüğü dikkate alınarak Türkiye için ayrıldı. IPA’nın temel amacı; aday ülkenin AB’ye üye olma yolundaki ihtiyaç ve önceliklerine hizmet eden projelerin desteklenmesi… Projeler aracılığıyla kullandırılan fonlar, AB müktesebatına uyumu ve bu uyum için gerekli idari kapasite oluşturulmasını hedefler. Bununla beraber ekonomik ve sosyal uyumun sağlanmasına (bölgesel kalkınma, tarımsal ve kırsal kalkınma, sınır ötesi işbirliği ve KOBİ projeleri) yönelik projeler de mali yardımlar içinde gün geçtikçe artıyor. Katılım Öncesi Mali Yardımlar kapsamında AB hibe projelerinden yararlanabilmek için illerde, sanayi ve ticaret odalarından ziyade bölgesel kalkınma ajanslarına da büyük sorumluluk düşüyor. 57 SANAYİ AVANTAJların OSB’Sİ Türkiye’nin en büyük ve en köklü sanayi üretim bölgelerinden biri olan Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi, İstanbul’a yakınlığı ile öne çıkıyor. Bölgede fabrikalar tarafından yapılan üretimler, dünyanın dört bir tarafına ulaşıyor. Gerek limanlara, gerek havalimanına gerekse tren istasyonuna olan bağlantıları sayesinde, firmaların dağıtım ağlarını daha etkin bir şekilde kullanmalarına imkan tanıyan Çerkezköy OSB, lokasyon avantajıyla ihracatta büyük kolaylık sağlıyor. TUĞBA UPRAK 58 ÇERKEZKÖY OSB "TEDARİK ZİNCİRİ KONUSUNDA Ç BİR ADIM ÖNE ÇIKARTIYOR" erkezköy Organize Sanayi Bölgesi bünyesinde yer almanın, düşük enerji maliyeti, sağlanan teknik hizmetler ve destekler sayesinde işletme maliyetleri yönünden avantaj sağladığını söyleyen Şükrü Gündüz, "Mevcut ve potansiyel müşterilerimize yakın olabilmek tedarik zinciri konusunda bizi bir adım öne çıkartıyor" diyor. Klüber Lubrication firması olarak bölgede bulunan birçok firmaya nakliye, işgücü, yemek, temizlik, güvenlik ve servis gibi farklı alanlarda iş potansiyeli yarattıklarını aktaran Şükrü Gündüz, ithalat ve ihracat faaliyetleriyle, bölgenin ekonomiye katkısını arttırdıklarını vurguluyor. Şükrü Gündüz, "İşletmemizi yurt dışından ziyarete gelen konuklarımız sayesinde bölgenin yurt dışında da bilinirliğini artırmaya katkıda bulunuyoruz" diyor. "Hizmetlerden indirimli olarak faydalanabiliyoruz" Çerkezköy OSB bünyesinde yer almanın en büyük avantajının, bölge müdürlüğü tarafından sağlanmakta olan elektrik, su, doğalgaz, atık su artıma gibi altyapı hizmetlerinden indirimli olarak faydalanabilmek olduğunu söyleyen Klüber Lubrication Genel Müdürü Şükrü Gündüz, "İhtiyaç halinde ve olağanüstü durumlar dahilinde yine bölge müdürlüğü tarafından sağlanan destek hizmetlerinden hızlı ve ucuz olarak faydalanma imkanı büyük bir avantaj sağlıyor" diyor. Bölge müdürlüğü tarafından organize edilmekte olan bilgilendirme toplantıları, eğitim ve seminerlerle, genel yerel ve yasal mevzuatlar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olma imkanı bulduklarını dile getiren Şükrü Gündüz, çalışanların düzenlenen eğitimlere katılmasıyla yetkinliklerinin arttığını belirtiyor. "En büyük sorun nitelikli işgücü eksikliği" "Çerkezköy OSB’nin yaşamış olduğu en büyük sorunun nitelikli iş gücünün bulunabilirliği olduğunu düşünüyoruz" diyen Şükrü Gündüz, şu değerlendirmeleri yapıyor: "Nitelikli iş gücü açısından bölgeyi daha cazip kılacak çözümler üzerinde yoğunlaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Bölgedeki, eğitim, yaşam, spor ve sosyal faaliyetlerin iyileştirilmesi üzerine yapılacak yatırımlar nitelikli iş gücü açısından bölgeyi daha cazip bir konuma getirecektir. Diğer bir husus ise bölgede teknik hizmet alınabilecek profesyonel firmaların yetersizliği. Elektrik, mekanik, otomasyon, bakım, tasarım, danışmanlık vb. hizmetlerin sağlanması açısından bölge ve civarında yer almakta olan firmalar yeterli kalite ve profesyonellikte hizmet sağlayamamaktadırlar. Bölge de yer alan endüstri kuruluşlarına daha profesyonel destek hizmet sunabilecek firmaların bölge ve civarında konumlanmasını teşvik edecek faaliyetler sanayicilerin de işlerini daha verimli hale getirmelerine yardımcı olacaktır." 59 SANAYİ "VERİLEN HİZMETLERİN SÜREKLİLİĞİ AVANTAJ SAĞLIYOR" Ç erkezköy OSB'de; imar, doğalgaz, elektrik, atık su, arıtma, yağmur suyu, yol ve itfaiye gibi ihtiyaçlarının karşıladığını dile getiren Mega Teknoloji Firma Sahibi Funda Sevim, bölgeyle ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor: "Verilen hizmetlerin sürekliliği, kalitesi ve uygun fiyatlı olarak sunulması, bölgemizin İstanbul’a yakınlığı ve geniş ulaşım imkanları, herhangi bir talebimizde çözüm ortağı gibi hareket edilmesi Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nin sağladığı avantajlar arasında yer almaktadır. Çerkezköy OSB'nin, Türkiye’nin en önemli OSB’leri arasında yer alması, OSB’lerin çevreyi koruyan, çarpık kentleşmeyi önleyen kurumlar oluşu ve aynı zamanda O mında çalışmasına yardımcı olunabilir. Yatırımların OSB'lere yönlendirilmesine ve OSB'lerde yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılabilir. Yerli sanayi ürün kullanımı yaygınlaştırılabilir. Sanayiye yönelik veri ve bilgi toplanabilir, bu amaçla bilgi bankası oluşturulabilir. OSB sanayicilerinin küresel rekabet gücünü arttırmak için faaliyetler yapılabilir." "OSB'DE YER ALMANIN BİRÇOK AVANTAJI VAR..." SB bünyesinde faaliyet gösteren bir firma olarak Çerkezköy OSB’de yer almanın, planlı bir yerleşim ve altyapı üzerine kurulu bir bölgede doğal afetlerden etkilenmeme gibi konularda avantaj sağladığını dile getiren Öznur Kablo Sanayi ve Tic A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oktay Balarısı, diğer avantajlarını şöyle sıralıyor: "OSB bünyesinde yer almak; güvenilir enerji hatları sayesinde üretim kayıplarının olmaması, fiyat olarak ucuz ve kaliteli elektrik,yer altı suyu ve doğalgaz kullanımı, ortak sosyal tesislerden faydalanma, düzenli ve planlı yollar sayesinde hızlı ulaşım, resmi prosedürlerin an aza inmesi sayesinde inşaat için alınması gereken belgeler,ruhsat gibi belgelerin tek yerden tedarik edilmesi,sürekli yatırım yapıp genişleyen fabrikamız 60 kayıtlı ekonominin merkezi olması ile sanayicilerin OSB'lerle ve kaynak kaybından kurtulmasını, OSB'de yer almanın avantajları olarak düşünüyoruz." Mega Teknoloji'nin iş hacmi açısından 3 merkezli bir çalışma içinde olduğunu söyleyen Funda Sevim, günlük 20 ton üretimle bölgeye ciddi bir katma değer sağladıklarını vurguluyor. Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nde, üyeler arasında daha etkin iletişim ve iş birliği sağlanılabileceğini düşünen Funda Sevim, bölgenin eksikleri hakkında şu bilgileri veriyor: "İstanbul – Çerkezköy organize arasında hızlı tren seferleri gerekmektedir. Kurulmuş veya kurulacak olan işletmelerin daha verimli ve rasyonel üretim orta- için inşaat izin ve ruhsatlarının kısa sürede alınması sayesinde kısa sürede işletmenin kurulup devreye alınması gibi konularda fayda sağlıyor. Bunu yanın sıra; organize sanayi bölgesinin düzenlediği ücretsiz eğitim ve seminerler sayesinde bilinçli ve eğitimli işgücüne sahip olma, yıl içinde düzenlenen sosyal etkinlikler sayesinde moral ve motivasyonun yükselmesi, bölge içinde elektrik, su, doğalgaz, yangın güvenlik kontrolleri sayesinde problemin kısa sürede çözülmesi, ihtiyaç duyulması halinde kanalizasyon problemleri ve yol açma hizmetleri almanın kolaylıkla yapılabilmesi gibi konularda avantaj sağlıyor." Öznur Kablo olarak sürekli büyüyen bir firma olduklarını bu nedenle her zaman ilave iş gücüne ve yatırımlar için firmalara ihtiyaç duyduklarını belirten Ok- tay Balarısı, "Bölgedeki müteahhit firmalar,cephe kaplama, hafriyat ve nakliyat şirketleri, bazı hammadde ve teknik hizmet veren firmalar bizlerin sayesinde iş hacimlerini arttırmaktadır" diyor. ÇERKEZKÖY OSB “İSTANBUL’A YAKINLIĞI İLE D ÖNE ÇIKIYOR” inarsu Halı olarak, uzun yıllardır Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyetlerini sürdürdüklerini dile getiren Dinarsu Genel Müdürü Ahmet Murat Ercan, Erdemoğlu Holding bünyesine geçerek, yeniden yapılanma sürecine girdiklerini ve halen, 155 bin metrekaresi kapalı, 323 bin metrekare alan üzerindeki entegre tesislerinde üretim yaptıklarını belirtiyor. "Elbette, Türkiye’nin en büyük ve en köklü sanayi üretim bölgelerinden birinde yer almanın birçok avantajı bulunuyor" diyen Ahmet Murat Ercan, İstanbul’a yakınlığı ile öne çıkan Çerkezköy OSB’de gerçekleştirdikleri üretimi, dünyanın dört bir tarafına ulaştırdıklarını aktarıyor. Gerek limanlara, gerek havalimanına gerekse tren istasyonuna olan bağlantıları sayesinde, dağıtım ağlarını daha etkin bir şekilde kullanabildiklerini ileten Ahmet Murat Ercan, şunları söylüyor: "Türkiye genelinde nüfusu hızla artan ilçelerin başında gelen Çerkezköy’de, kendi üretim tesislerimizde 700 kişiye istihdam olanağı sağlıyoruz. Bu da, bölge ekonomisine çalışanlar için yılda 20 milyon lira katkı anlamına geliyor." "OSB ile uyumlu hizmet kalitemizle ön plana çıktığımızı düşünüyorum" "Firmamızı aldığımız dönemde 5 milyon metrekare halı üretimi gerçekleştiren Dinarsu’yu 100 milyon dolarlık bir Ar-Ge yatırımıyla baştanbaşa yenileyerek, yılda 35 milyon metrekare halı üretim kapa- sitesine sahip bir tesis haline getirdik" diyen Ahmet Murat Ercan, bu süreçte, OSB’de altyapı maliyetinin minimum düzeyde olmasının yatırımlarını hızlandırdığını söylüyor. Bunun yanı sıra, kalite prensiplerinden ve çevre politikalarından ödün vermeden üretim gerçekleştirme noktasında da OSB’lerin genel prensipleriyle uyuşan bir yapılarının olduğunu aktaran Ahmet Murat Ercan, "Dolayısıyla OSB ile uyumlu hizmet kalitemizle de ön plana çıktığımızı düşünüyorum. Ayrıca içinde bulunduğumuz OSB’nin İstanbul’a yakınlığı ve geniş ulaşım olanakları da bize dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiğimiz ihracatta kolaylık sağlıyor" diye konuşuyor. "Sanayicilerin önünde duran en büyük sıkıntı..." Dünyada suyun çok kıymetli hale gelmesinin, bölgede de hissedildiğini belirten Ahmet Murat Ercan, şu bilgileri veriyor: "DSİ’nin bölgemizde yeni su kuyularının açılmasına izin verememesi üretim hacminin arttırılmasında biz sanayicilerin önünde duran en büyük sıkıntı olarak görülmektedir. Ancak sevindirici olan bu konuda OSB’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı baraj projesinin bir an önce hayata geçmesi sanayicilere rahat bir nefes aldıracaktır." 61 SANAYİ "DAR ALANLARA SIKIŞMIŞ TESİSLER ÇERKEZKÖY GİBİ G SANAYİ BÖLGELERİNE TAŞINIYOR" amma-Pak Sterilizasyon San. ve A.Ş olarak sadece bölgenin değil Türkiye’nin en yüksek kaynak kapasiteli ışınlama tesisi olma özelliği ile sterilizasyon sektöründe faaliyetlerini sürdürdüklerini dile getiren Tesis İşleticisi ve Mesul Müdürü Dr. Hasan Alkan, "Dünya üzerindeki tüm ışınlama tesislerinin en önemli özelliğinin, ülkenin çeşitli yerlerinden yüklü tır ve araçlarla gönderilen gıda, tıbbi, malzeme, ilaç kozmetik ürün ve polimer malzeme kolilerin hiç açılmadan işlenerek tekrar üretici firmalara veya belirtilen adreslere sevk edilmesi işlemine dayanır. Bu nedenle İstanbul’a yakın olmasının yanında, gümrük ve sınır kapılarına da yakın olması ithalat ve ihracat işlemlerini kolaylaştırmakta ve bu nedenle bölgeyi daha da cazip hale getirmektedir" diyor. Şehir merkezlerindeki dar alanlarına sıkışmış fabrika ve tesislerin, giderek Çerkezköy gibi sanayi bölgelerine taşınmaya başladığını söyleyen Dr. Hasan Alkan, "Böylece OSB bünyesinde üretilen bir ambalaj malzemesi veya farmasötik bir ürün hiç vakit kaybetmeden tesise 62 ulaşmakta ve sterilizasyon işlemi tamamlanmaktadır" diyor. Ayrıca, gama ışınlarıyla sterilizasyonun, ileri teknoloji kullanılarak yapılan endüstriyel bir uygulama olduğunu vurgulayan Dr. Hasan Alkan, bu nedenle diğer tesis ve fabrikalar kadar fazla insan kaynağına gereksinim duymadığını belirtiyor ve "Bakım onarım çalışmaları, diğer mekanik parça ihtiyaçları, iş sağlığı ve çevre konularında da teknik yönden uzman insan kaynağını OSB çevresinden kolayca ulaşarak temin etmek mümkündür" diyor. "Büyük iyileştirmeler yapıldı" OSB yönetiminin, çalışma koşulları, yol yapımı, su ve enerji dağıtımı gibi sanayiciye yönelik temel hizmet alanlarında büyük iyileştirmeler yaparak iş kayıplarını azalttığını ve sanayicinin beklediği hizmetleri sunduğunu dile getiren Dr. Hasan Alkan, "Ancak bölgemizde kullanılan yeraltı su kaynakları azalmış olup oldukça derinlere inmiştir. Bu sorunun giderilmesi için Yoncalı Barajı’nın bir an önce bitirilerek yüzey sularından yararlanılması yoluna gidilmesi gerekmektedir. O.S.B yönetiminin son yıllarda gösterdiği başarılı hizmetlerine ek olarak yüzeysel su sağlama hizmetlerinin de en kısa zamanda çözüme kavuşturması başlıca dileğimizdir" diyerek sözlerine son veriyor. “Çerkezköy OSB sayesinde iş hacmimiz büyütecek” OSB bünyesinde kurulu ışınlama tesislerinde, 2013 yılında yaklaşık 4 bin 900 ton kadar gıda ışınlaması gerçekleştirdiklerini söyleyen Dr. Hasan Alkan, bu miktarın yüzde 70’lik oranının baharat ışınlaması teşkil ettiğini, kalan yüzde 30’luk oranının da kırmızı et, dondurulmuş gıda ve bitkisel çay gibi gıda grupları oluşturduğunu belirtiyor. “Bu işlem sayesinde gıda kayıpları önlendiği gibi gıda zehirlenmelerinin önüne geçilerek toplum sağlığı korunmaktadır” diyen Dr. Hasan Alkan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Sterilizasyon işleminde ürünler, kendi orjinal koli ve ambalajlarında hiç açılmadan işlem görmekte bu yüzden kontaminasyon riski önlenmektedir. Medikal ve tıbbi sektör alanında yapılan ışınlamalar için ise bu yılki rakamın yaklaşık 20 bin m3’e ulaşması beklenmektedir. Çerkezköy OSB bölgesine taşınan fabrika sayılarının gün geçtikçe artış göstermesi nakliye ve zamandan doğacak kazanç düşünüldüğünde bizim de iş hacmimizi büyüteceği ve genişleteceği tahmin edilmektedir.” ÇERKEZKÖY OSB "BÖLGENİN KALKINMASINA K KATKI SAĞLAMAYI HEDEFLEDİK" ompozit sektörünün gittikçe artan talebini karşılamak amacıyla Tekirdağ / Çerkezköy’de ikinci üretim tesisini faaliyete geçiren Boytek; yüksek kaliteli doymamış polyester reçineleri, vinil ester reçineleri, jelkot ve pigment pastaları üretiyor. Boytek; ayrıca sektörün, SMC- BMC alanındaki ihtiyacının karşılanması için, üç yıldan bu yana dünyanın sayılı kuruluşu olan Menzolit firmasıyla yaptığı lisans anlaşmasıyla, Çerkezköy tesisinde bu markanın A klas grubundaki ürünlerini otomotiv sektörüne sunuyor. Yaklaşık 14 yıldan bu yana Çerkezköy OSB'de faaliyet gösterdiklerini dile getiren Firma Sahibi İsmail Darcan, Boytek'in bölgeye bakış açısını şöyle değerlendiriyor: "Tesisin Çerkezköy'de kurulması kararını verirken, OSB’nin olası avantajlarının yanında, kurucularının aslen Tekirdağlı olması nedeniyle, bölgenin kalkınmasına katkı sağlamayı hedeflemiştik. OSB'lerde yer alan işletmelerin, emlak vergisinden, atık su bedelinden, bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından muaf olması; araştırma-geliştirme yatırımları, çevre korumaya yönelik yatırımlar, teknoloji geliştirme bölgelerinde yapılacak yatırımlar, bölgesel gelişmeye yönelik yatırımlar ve gelişmiş yörelerden özel amaçlı bölgelere taşınacak yatırımlar için Hazine Müsteşarlığınca uygun görülmesi halinde teşvik belgeli veya belgesiz olarak bütçe kaynaklarından kredi tahsis edilmesi gibi avantajları mevcuttur. Çerkezköy OSB özelinde ise, yukarıdaki avantajların paralelinde, is- tikrarlı ve tecrübeli OSB yönetiminin çevre, iş ve işçi sağlığı, ulaşım, modern ölçümleme ve iletişim gibi konularda başarılı çalışmalarını avantaj hanesinde görüyoruz." Darcan, şirket olarak çalıştırdıkları personel, sağladıkları katma değer ve yaptıkları ihracatlarla, Türkiye'ye ve bölgesel kalkınmaya destek verdiklerini vurguluyor. "Coğrafi konumunun sağladığı avantajları önemsiyoruz" İş ve işçi güvenliği konusunda istikrarlı bir program yürütülmeli OSB'de yer almanın Boytek'i rakipleri karşısında daha avantajlı hale getirdiğini söyleyen İsmail Darcan, "Öncelikle üretim faaliyetinin, iş sağlığı, çevre, ulaşım, enerji gibi sorularının yanında mevzuata dair bürokratik sorunlara karşı tek başına mücadele etmek yerine kollektif bir şekilde çözüm üretebilmek avantajların başında geliyor. Ayrıca ihracat ürünlerinin nakli konusunda coğrafi konumunun sağladığı avantajları da önemsiyoruz" diyor. Boytek'in, İstanbul Sanayi Odası ilk 1000 firma verilerine göre ikinci 500 büyük firma sıralamasındaki yerini altı yıldan beri sürdürdüğünü belirten İsmail OSB'lerin, özellikle Üniversite-Sanayi işbirliğinin örnek uygulama alanları olması gerektiğini düşünen Darcan, şu bilgileri veriyor: "Kaliteli ve uzman personel ihtiyacı, Ar-Ge ve inovasyon konuları bu konuda ısrarlı olmayı gerektiriyor. Tekniker ve teknisyen ihtiyacı, yerinden ve sürekli hizmet içi eğitim üretimin belli başlı sorunları arasında yer almakta. OSB'lerin bu konuda etkili olması beklenmelidir. İş ve işçi güvenliği konusunda istikrarlı bir program yürütülmeli, doğal afetlere karşı, fiziksel koşulların düzeltilmesi ve organize edilmesine yönelik programlı bir çalışma yapılmalıdır." 63 SEKTÖR Online Alısveris‘in Bilinmeyenleri Artık ne istersek bir tıkla kapımızda! Tek yapmamız gereken oturduğumuz yerden seçim yapmak. Peki e-ticaret sadece bizim hayatımızı kolaylaştırmak için mi var? Yok mu hiç dezavantajı? Sorularımıza cevap aradık ve sürekli büyüyen e-ticaret sektörünü tüm detaylarıyla ele aldık. FULYA ARSLAN 64 ONLINE ALIŞVERİŞ ONLINE ALIŞVERİŞ HER YIL İVME KAZANARAK BÜYÜYOR Şenay Küçük Tanşu / Tchibo Türkiye Genel Müdürü O nline alışverişin Türkiye’deki geçmişiyle, bugününü, gelecek beklentileriyle birlikte sorduğumuz Tchibo Türkiye Genel Müdürü Şenay Küçük Tanşu: “Yaptığımız ve incelediğimiz araştırmalardan görüyoruz ki ülkemiz online alışverişe gün geçtikçe daha fazla alışıyor. Halen çoğu kimsenin internet üzerinden alışveriş yapmaya çekindiği gibi bir gerçek olsa da, özellikle özel günlerin vazgeçilmezi olan online alışveriş her yıl ivme kazanarak büyüyor. Bunun ilerleyen senelerde daha da yükselen bir grafikte seyredeceğine inanıyoruz.” açıklamalarını yaptı. Online alışveriş sadece hayatımızı kolaylaştırmak için mi var oldu peki… Her geçen gün yoğunlaşan iş hayatında, online alışverişin hayatları kolaylaştırmak için var olduğunu söyleyen Şenay Hanım, oluşan pazardan ve rekabetten dolayı da her geçen gün daha kaliteli hizmet vermek için çok çalışıldığı bir gerçek” dedi. Online mağazalarındaki ürün çeşitliliğinin oldukça fazla olduğunu belirten Tanşu, “Mağazalarımızda olduğu gibi her hafta değişen temalarımız ve birbirinden lezzetli kahve çeşitlerimiz mevcut. Ayrıca müşterilerimizin kaçırdığı ürünleri bulabilecekleri fırsat köşemiz ve sadece internet mağazamıza özel sunulan ürünler var. Tchibo. com.tr üzerinden gerçekleştirilen satışlarda en çok haftalık tema ve “Her Çarşamba sabahı Tchibo mağazalarımızın önünde sıra oluşturan müşterilerimizin, aynı heyecanla sitemize de ilgi göstermesini istedik ve bunun için çok çalıştık.” kahve ürünlerimiz rağbet görüyor. Müşterilerimiz genellikle 30-45 yaş grubu arası kadınlardan oluşuyor. Ağırlıklı 30-45 yaş grubu en çok gıda dışı ürünlerine ilgi gösterirken, gençler en çok Tchibo kahvelerine rağbet ediyor” bilgilerini aktardı. Peki benzerleri çok olan bir sektörde ayakta kalmanın koşulları neler olabilir? Bu konu hakkında şöyle konuşuyor Şenay Hanım: “Burada kuşkusuz doğru ürünü, doğru teslim sürecinde sunmak en önemli unsur. Başlangıç aşamasında benzer perakende sitelerini dikkatli bir şekilde inceledik elbette, ancak biz her hafta değişen temalarımızla diğerlerinden tamamen farklı; özgün bir perakendecilik hizmeti sunuyoruz. Her Çarşamba sabahı Tchibo mağazalarımızın önünde sıra oluşturan müşterilerimizin, aynı heyecanla sitemize de ilgi göstermesini istedik ve bunun için çok çalıştık. Tchibo.com. tr’nin moda çekimleri ve çarpıcı görsellerle desteklenen tasarımının yanı sıra en önemli unsurlarından birini de ürün teslim hızı ve sağladığımız kolaylıklar oluşturuyor. Ayrıca, kapıda ödeme seçeneğiyle de kredi kartı olmayan veya kredi kartını vermek istemeyen müşterilerimize de Tchibo ürünlerinden faydalanabilme imkanı sağladık.” Online ve mağaza cirolarını karşılaştırmalarını istediğimizde Tanşu, “Tchibo olarak 2009’da müşterilerimize sunduğumuz Tchibo.com.tr online alışveriş mağazamız, 2012’de toplam ciromuzun %25’ini oluşturdu. 2013’te bu oran %30’a çıktı. Tchibo.com.tr sanal mağazamızı gün geçtikçe büyütüyor, teknolojinin sağladığı her tür kolaylık ve fırsattan faydalanıyoruz. Online müşterilerimize sunduğumuz kaliteli ve hızlı hizmetin yanı sıra; ürün çeşitliliğimiz ve teknik alt yapımızla fark yarattığımıza inanıyoruz” diyerek sözlerine son verdi. 65 SEKTÖR YAŞANAN REKABET PAZARDAKİ HAKİMİYETİMİZİ GÜÇLENDİRDİ H. Engin Tuncer / Eyüp Sabri Tuncer Yönetim Kurulu Başkan Vekili “ İnternetten alışveriş, zaman fiyat vb. gibi pek çok konuda kolaylık sağlıyor. Online alışverişin, zamandan tasarruf ve tüketici olarak istediğimiz anda istediğimiz mağazadan alışveriş yapabilme imkanı gibi pek çok avantajı bulunuyor. Klasik alışverişlerde uzak mesafeler arasında bulunan farklı mağazaları görebilmek için yaşanan zaman kaybını da ortadan kaldırıyor. Başka ülkedeki bir mağazayı bile yalnızca bilgisayarınızı açarak bulunduğunuz yerden görme ve alışveriş yapma imkanına sahip oluyorsunuz. Bu da zamanı esnek kullanma fırsatı tanıyor.” Eyüp Sabri Tuncer Yönetim Kurulu Başkan Vekili Engin TUNCER, online alışverişin hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını böyle anlatıyor. “Öte yandan bazı ürünler için ürüne dokunmadan, ürünü görmeden ya da denemeden satın almak aynı etkiye sahip olmuyor. Ancak yine de tüketicilerin ihtiyaçlarını teknolojiyi kullanarak farklı bir platformda cevaplamak için çok doğru bir yol olduğunu düşünüyorum.” diyerek sözlerini sürdüren Tuncer, bir sürü alternatif varken ayakta kalmanın şartlarını ise “Perakende sektöründe yıllardır yaşanan mağaza açma rekabetine, bilhassa 2009 yılından bugüne yoğunlaşan online alışveriş sitesi açma rekabeti de eklendi. Tüketiciyi cezbeden indirim oranları ile ürünlerini satışa sunan bu fırsat sitelerinin pazara önemli bir canlılık, hareket getirdiğini ve sağlanan bu dinamizmin kurumlara, 66 markalara önemli katma değerler sağladığını düşünüyoruz. Yaşanan rekabet pazardaki hakimiyetimizi zorlamadığı gibi konumumuzu güçlendirmektedir. Çünkü en iyi fiyat ile en yüksek kalite anlayışı ve koşulsuz müşteri memnuniyeti online satış faaliyetlerimizin temel ilkeleridir.” şeklinde açıklıyor.. Uluslararası zincir marketlerde karşılaşılan kimi haksız uygulamalar, talep edilen astronomik raf bedelleri, özellikle yerli üreticileri ve ONLINE ALIŞVERİŞ markaları finansal anlamda zorluyor. Biz yüksek kaliteli ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasının önündeki bu engellerin kaldırılmasını istiyoruz diyerek sözlerini sürdüren Engin Tuncer, “Bu sebeple, online satış sitemiz olan shop.eyupsabrituncer.com’a ağırlık vererek, tüketicilerimizin ürünlerimize en hızlı ve ekonomik yolla ulaşmalarını sağlıyoruz. Bu nedenle shop. eyupsabrituncer.com adresindeki online satış kanalımızı Aralık 2008 tarihinde tüketicilerimizin kullanımına sunduk. İnternet üzerinde satışa sunduğumuz 5 ürün kategorisi bulunuyor: Kişisel Bakım Kategorisi, Kişisel Temizlik Kategorisi, Ev Bakım Ürünleri Kategorisi, Tekstil ve Spa Ürünleri Kategorisi. Satışlarımızın %5’lik kısmını internet sitemiz aracılığı ile yapmaktayız” dedi. Bu kategoriler altında sunacakları ve tüketicinin beğeniyle karşılayacağını umdukları birbirinden güzel ürünleri, online olarak tüketicilerle buluşturmaya 2014’te de devam edeceklerini bildiren Tuncer, yeni dünya düzeni için de yenilikleri takip ettiklerini bildirdi: “Öte yandan, gelecek yıllarda organik ürünlere olan ilginin artacağını düşünüyoruz. İnsanların giderek daha doğal yaşama çabaları kozmetik sektörüne de yansıyor. Yeni nesil ürünlerin silikon, paraben, petrokimyasal, boyar madde içermeyen, doğal ve organik içerikli olanları tercih edilir hale geliyor. EST 1923 markamızla biz de dünya trendlerine uygun olarak organik ürünlerimizi geliştiriyor, üretiyor ve tüketicilerimizin beğenisine sunuyoruz. Bu ürünlerimizi, tüketicimize, online satış kanalımız ve Ankara Ulus mağazamız üzerinden ulaştırıyoruz.” Açıklamalarını yaptı. İnternet Teknolojileri 10 Yılda Sıçrama Gösterdi Eyüp Sabri Tuncer Kozmetik San. A.Ş. kurumsal internet pazarlama stratejisi gereği olarak shop.eyup- sabrituncer.com internet sitesinde, hedef olarak belirlenen ziyaretçi grubunun dikkatini çekme, üyelik gerçekleştirme, tüketicilerle interaktif olarak iletişime geçilmesi ya da satış yapılması gibi temel amaçları yerine getirmeye odaklı bir takım kampanyalar düzenlenmekte olduklarını aktaran Engin Tuncer, tüm dünyada geçerli olduğu üzere, dijital ortamda ağızdan ağza, hızlı ve etkin bir şekilde ürün tanıtımının gerçekleşmesi amacıyla düzenlenen bu kampanyalar çerçevesinde, web siteleri üzerinden mevcut tüm ürün çeşitlerinin özel fiyat ve kampanya sunumları ile müşterilerine ulaşmasını sağladıklarını sözlerine ekledi. Engin Tuncer Türkiye’de online alışverişin durumunu ise, “Türkiye’de online alışveriş ve e-ticarete yatırım her yıl katlanarak büyümeye devam ediyor. İnternet teknolojilerinin giderek hız kazanıp geliştiği günümüzde, son 10 yıl içerisinde sıçrama olarak nitelenebilecek bir gelişme gösterip tüm hayatımıza işleyen internet kullanımı beraberinde e-ticaret sektörünün gelişmesine ortam hazırlıyor. Genel olarak bakıldığında; e-ticaret sektörü ülkemizde her geçen gün daha da yükselen bir grafikle ilerlerken hem kullanıcılar tarafında, hem şirketler tarafında kullanımın yanı sıra tüketiciye karşı sorumluluklar ve bilinç artışı göstermektedir.” sözleriyle açıkladı. 67 SEKTÖR “Müşterilerimizi Mutlu Etmek Adına Elimizden Geleni Yapıyoruz” G Göktuğ Okan Oğuz / unnado.com Kurucu Ortağı öktuğ Okan Oğuz konuşmasına, online alışveriş avantajlarını aktardığı konuşmasına, “Online alışveriş, tüketiciye seçenek zenginliği sunmasıyla öne çıkıyor. Böylece, pek çok markanın çeşitli ürünlerini yerinizden kalkmadan inceleme ve ulaşma şansına sahipsiniz” diyerek başlıyor ve devam ediyor: “Mağaza sahipleri için de online ortam çok elverişli çünkü klasik bir dükkanın aksine online bir siteye aynı anda binlerce markayı koymanız mümkün. Keza aynı şekilde klasik bir dükkanın aksine günde 100.000 kişi hatta daha fazlası mağazanıza girebiliyor. Bugün en büyük mağaza zincirlerine dahi bu kadar kişinin aynı anda girmesi pek mümkün değil. Bir başka avantaj ise coğrafi sınır olmaması. Anadolu’nun en ücra köşesine kadar gidebilirsiniz online ortamda. Ancak bir mağaza zinciri ne kadar çok mağaza açarsa açsın her yere ulaşamaz. KOBİ’ler online alışveriş sitelerinde yer almalı çünkü mallarını aynı anda daha çok kişiye satabilir, tanıtabilir ve gönderebilir. Zaten bunu bir kez deneyenler, daha sonra bundan vazgeçemiyorlar.” Ayakta kalmanın koşulları neler olabilir hakkında tartışıyoruz bu sefer, öyle ya yüzlerce site var.. Bu konuda en önemli şeyin fark yaratmak olduğunu söylüyor Sayın Oğuz, “Fark yaratmak, online alışverişte olmazsa olmaz bir koşul. Bunun için, unnado.com olarak öncelikle devamlı yeni markalara yer vermeye çalışıyoruz. Ayrıca anne, baba ve çocuk özelinde bir alışveriş kulübü olduğumuz için 68 ni, buradaki en bariz farkın mobil cihazlardan alınan ciroların geçen senelerde %10-15 seviyelerindeyken şu anda %30-35 seviyelerine gelmiş olmasını gösteren Oğuz, Bunda tablet ve phablet pazarının büyümesinin de etkin rol oynadığını aktardı: “Anne dikeyinde özellikle bu daha bariz bir şekilde görülebiliyor çünkü annenin bir yandan bebeği ile ilgilenirken bir yandan alışveriş yapabilmesi adına tablet ve phablet’ler çok büyük kolaylıklar getiriyor. 2014 yılında bu cihazlar üzerinden gelen cironun çok daha fazla olmasını bekliyoruz.” çok hassas bir kesime hitap ettiğimizin bilinciyle anne ve babaları, sadece ticaret yaptığımız bireyler olarak değil, birer ebeveyn olarak da görebiliyoruz. Göktuğ Okan Oğuz ‘unnado.com’ daki en büyük farklılıklarının sundukları hizmetin kalitesinde olduğunu dile getirerek devam ediyor konuşmasına; “Müşterilerimizi mutlu edebilmek adına elimizden geleni yapıyoruz. Tekrar alım yapan müşteri oranımızın %70’lere varmış olması bunun en güzel kanıtı. Bunu sağlamamızdaki bir etken de her an erişilebilir olmak ve e-posta ile gelen öneri ve destek taleplerine bile telefonla geri dönüş sağlamak. İnsanın insana dokunuşu, karşısında bir muhatabı canlı olarak duyması bunda çok etkili.” TABLETLER ÜZERİNDEN GELEN CİRO 2014’TE ARTACAK 2013 yılının e-ticaret sektörü için büyüme yılı olmaya devam ettiği- Online alışveriş konusunda merak ettiğimiz bir şey daha var. Türkiye’de durum nasıl? Olması gerektiği şekilde rayına oturdu mu? Konuşmasına, 2014 yılının birçok e-ticaret firması için dönüşüm yılı olmasını beklediklerini belirtip, indirimlerin artık “olağan’’ algısına sahip olduğunu gözlemliyoruz diyerek başlayan Oğuz, “2013 ortasından sonra bu algı daha da arttı. E-ticaret firmalarının bu seneden itibaren kendilerini ancak daha hızlı gönderim ile farklılaştırabilecekleri bir gerçek. Bu bağlamda kargo firmalarına çok iş düşüyor. Daha fazla noktaya daha hızlı ulaşabilmeleri gerekiyor. SMS ile desteklenen müşteri bilgilendirmeleri ve iadede sağlanacak kolaylıklar bu seneye fark getirecektir. Keza e-ticaret platformlarının gelişmesi sonucu olarak butik e-ticaret sitelerinin de artacağı düşüncesindeyim. Bunda, ödeme sistemlerine yapılan geliştirmeler ve farklı seçenekler büyük rol oynayacak.” diyerek sözlerini bitirdi. SEKTÖR CİROMUZUN YÜZDE 13’Ü ONLINE SATIŞLARDAN SAĞLANIYOR KILINÇ ORHAN ERDEMİR / GOLD COMPUTER, PAZARLAMA MÜDÜRÜ Gold Computer’ın Pazarlama Müdürü Kılınç Orhan Erdemir “Online Alışveriş” hakkındaki sorularımızı cevapladı. Online alışveriş gerçekten “bir tıkla kapımızda” mı yoksa dezavantajları da olan bir sektör mü? Online mağazacılığın fiziki mağazaların üzerindeki etkisi elbette kaçınılmaz. Ancak özellikle teknoloji perakendeciliğinde fiziki mağazalarda yer alan uzman personelimiz, hızla gelişen teknolojiye ayak uydurmaya çalışan teknoloji tutkunlarının imdadına yetişiyor. Bu aslında şu an fiziki mağazacılığın en önemli avantajlarından biri çünkü uzman bir personelle görüşmek, neye ihtiyacınız olduğunu belirleyip doğru özelliklerde ve uygun fiyat70 ta olan ürünü seçmenizi sağlıyor. Bunun yanı sıra kargo esnasında oluşabilecek hasarlar sonucu tamir süresiyle kaybedeceğiniz zamanı, ürünleri mağazadan direkt alarak kazanmış oluyorsunuz. Özellikle hassas teknolojiye sahip ürünler için bu önemli bir kıstas olabiliyor. Fiziki mağazada onlarca ürünü deneyip, anında sahip olma isteği elbette hâlâ içimizdeki güçlü bir dürtü. Bu saydığım faktörleri e-ticaretin handikapları olarak nitelersek önümüzdeki beş yıllık süreçte tüketici beklentilerini şekillendirecek olan da yine e-ticaret firmaları olacaktır. Ancak geleneksel perakendeciliğin 2018’e kadar e-ticaretten dolayı bir yara alacağını düşünmüyorum. Çünkü ev ve işyeri arasında sıkışan hayatlarımıza küçük renkler katabilmek için dışarı çıkmak, AVM’leri ve mağazaları gezmek gittikçe önem kazanan bir ihtiyaca dönüşüyor. AVM’lere artık sırf alışveriş yapmak için gitmiyoruz. AVM’ler ve çarşılar ailecek nefes aldığımız, mevcut ortamlarımızdan sıyrıldığımız hatta sosyalleştiğimiz alanları oluşturuyor. ONLINE ALIŞVERİŞ Dış Pazar için beklenti ve yatırımlarınız var mı, varsa neler? Dış pazarlar için şu an planlarımız bulunmuyor. Önümüzdeki beş yıllık süreçte Türkiye’deki etkinliğimizi artırmak ve tüm Türkiye’de yaygın mağazacılığa ulaşmayı hedefliyoruz. Amazon 10. Yılında kar etmeye başlayan bir site, yeni dünya düzeninde sizce bu romantiklik mi, yoksa e-ticaretin ilk amacı kar etmek mi olmalı? Kısa sürede kar etmeye başlamayan bir işletmeyi pazarda tutundurmak hem sabır hem de çok ciddi maddi destek gerektirir. Bu aslında sadece e-ticaretin değil, ticaretin genel kuralıdır. Amazon’un durumunu romantiklik olarak görmüyorum. Elbette her ticari işletme kar elde etmek için kurulur. Aksi halde sivil toplum kuruluşu olmanız lazım. Bugün Türkiye’de de 5-10 yıl kar etmeden ya da zararla devam eden işletmeler elbette olabilir. Bu aslında işletmenizin arkasında bulunan sermaye gücünün projeye inanmasıyla alakalı bir durumdur. Geleceğine gerçekten inanılan projeleri desteklemek özellikle büyük sermaye güçleri için göze alınabilen bir risktir. Siz e-ticaret yanında mağaza sahibi de bir firmasınız, ikisi arasındaki en büyük fark nedir? Ciro yüzdelerinde ciddi farklar var mı? vadede fiziki mağazalarımızı artırmamıza rağmen bunu %20’ye taşıyacağımızı düşünüyorum. “AYAKTA KALABİLENLER DAHA ÇOK GÜÇLENECEK” Türk insanı kolay bir alıcı mı sizce? Belirgin bir beğeni eşiği var mı? Türkiye’de teknoloji alıcılarının açıkçası genel bir profili yok. Ama en çok kafasında hiçbir marka veya özellik olmadan satış personelimizden yardım alanların çoğunlukta olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra alacağı ürünün her tür detayını bilerek gelenlere hatta bir ürünü sırf tasarımı hoşuna gittiği için tercih edenlere de rastlıyoruz. Ama genel olarak şunu söyleyebilirim ki toplum olarak yeni teknolojileri takip etmeyi seviyoruz. Bu sebeple en yeni teknoloji ürünlerine adapte olmakta da sıkıntı çekmeyen bir toplumuz. Online alışveriş’in geleceği hakkında ne öngörüyorsunuz? E-ticaret Türkiye’de gittikçe gelişiyor ancak bir yandan da bazı sancılı geçiş süreçleri yaşıyor. Çeşitli yeni alışveriş konseptleri çıkıyor. İlk başta bunlar hem medya hem de ağızdan ağıza pazarlama yoluyla olduğundan fazla şişiriliyor. Pazardaki bu büyüye kapılan firmalar büyük yatırımlar yapıyor. Ancak yüksek marka bilinirliğinin büyüsüne kapılan işletmelerin zamanla bu maliyetlerin altından kalkamayarak battığını ve e-ticaretten çekildiğini görüyoruz. Bu durumda karşımıza şu gerçeklik çıkıyor. Tüketiciyi kendinize bağlayacak olan farkınızı sürdüremiyorsanız zamanla ilgi sizden kaçıyor ve elinizde devasa operasyonel maliyetlerle kara kara düşünmeye başlıyorsunuz. Bu açıdan bakıldığında e-ticaretin gerçekten ince hesaplar gerektiren bir işletme türü olduğunu bilmemiz gerekiyor. Girişimciler için e-ticarete giriş, bir web sitesi kurarak kolay gözüküyor ve her girişimcilik platformunda e-ticaret ön plana çıkıyor. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. E-ticarete giriş kolay olsa da başarıyı yani karı yakalamak ve bunu sürdürmek son derece uzman personel, ayakları yere basan pazarlama stratejileri ve bütçeleri ve operasyonel yapının profesyonelce yönetilmesini gerektiriyor. Hele ki online satış için sadece dijitle mecraya odaklanmak ve bütünleşik bir pazarlama anlayışından yoksun olmak intiharın başlıca sebebini oluşturuyor. Önümüzdeki beş yıl içinde bu alandaki tecrübenin çok daha artacağını ve ayakta kalabilenlerin çok daha güçleneceğini düşünüyorum. Bugün online mağazalar, özellikle ürün özelliklerini ve fiyatları karşılaştırmak için hepimize çok önemli bir kaynak konumunda bulunuyor. Biz de hem fiziki hem online mağazacılık yapan bir perakendeci olarak, mağaza ve online arasındaki gidiş gelişleri elbette yaşıyoruz. Online satışlarımız şu an ciromuzun %13’ünü teşkil ediyor ve orta 71 DOSYA TEKNOLOJİ İLE BÜTÜNLEŞEN DİZAYNLAR Özellikle ülkemiz mobilya üretimi konusunda oldukça gelişmiş bir görüntü sergiliyor. Birçok ilimizde, imalattan satışa hizmet veren firmaların çokluğu göze çarpmakta. Bu firmaların bazıları ise ofis mobilyaları konusunda günümüzdeki teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek ilerliyor. Zira bu teknolojik gelişmeler geçmişten gelen tecrübeler ile harmanlandığında ortaya bütünleşmiş ofis mobilyaları ve ya büro mobilyaları tasarımları ortaya çıkıyor. Bu şekilde ofis ve büro mobilyası üretimi, tasarımı ve satışını gerçekleştiren firmalar genel itibari ile güncel ihtiyaçlara cevap verebilecek konseptlere sahip olmanın yanında, konsept şeklinde gerçekleştirdikleri dizaynlar ile her geçen gün ürün gamlarını genişletmeye devam ediyor. AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT 72 BÜRO MALZEMELERİ “OFİSLERDE DOĞAL DENGE KORUNMALI” B ürotime olarak günün büyük bir kısmını ofiste ve masa başında oturarak geçiren insanların konforuna büyük önem verdiklerini söyleyen, Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, oluşturdukları ve oluşturacakları çözümleri bu ana kavram üzerinde planladıklarını belirtiyor. Ürünlerin tasarımlarını nasıl ve neye göre gerçekleştirdiklerini sorduğumuzda ise; “Bürotime olarak biz, ürünlerimizde ergonomi kriterini ön planda tutuyoruz. İnanıyoruz ki birincil ölçütü ergonomi olarak üretilen her ürün, ofis çalışanlarının gün sonunda daha sağlıklı bir şekilde ofisten ayrılmalarını sağlar. Bu da kişinin işyerinde geçirdiği zaman içerisinde en az seviyede yorulmasını, minimum yıpranmasını ve maksimum verim elde etmesini sağlayacaktır. Böylelikle kişi kendini genel olarak daha dinamik ve sağlıklı hissedecektir” diye açıklıyor. Ürünlerin çok işlevli, insan sağlığına duyarlı ve çevreci özelliklere sahip olmasını çalışan için çok önemlidir diyen Hüseyin Bey ekliyor; “söz konusu “insan” olduğunda bu kavramların birlikte bulunması doğal bir dengeyi beraberinde getirmektedir. Verimli ve sağlıklı bir çalışma ortamının hedeflendiği ofislerde de bu doğal dengenin korunması gerektiğini düşünüyoruz.” Son tüketicilerin talep ettiği ürünler ise; “Ofis çalışanları arasındaki hiyerarşi azaldıkça çalışanlar birbirlerine daha fazla yaklaşıyor ve iş birliği daha güçlü hale geliyor. Bunun sonucunda ofis mobilyalarında da iş birliğini ve ofis iletişimini destekleyen, farklı konfigürasyonlarda düzenlenebilen tasarımlar talep edilmeye başlıyor. Eskiden çalışma masalarında sadece bir bilgisayar olurdu. Şimdiyse bilgisayar, tablet PC’leri ve akıllı telefonları sürekli, hatta bazen üçünü bir arada kullanıyoruz. Günümüz çalışma masalarında bu teknolojik cihazların elektrik kabloları için birden fazla kanal bulunması gibi talepler gün geçtikçe artıyor” diye açıklıyor. “Yine bu cihazlar için ofis mobilyalarında bulunan özel bölmeler, daha düzenli ve verimli bir çalışma ortamı için çok yakında bir standart olacak gibi görünüyor.” 73 DOSYA “EĞLENCELİ OFİS ÜRÜNLERİ İLGİ ÇEKİYOR” M aya Mağazacılık çatısı altında kurulmuş bir e-ticaret markası olan Ofix, ofis kırtasiye, tüketici elektroniği, teknoloji sarf malzemeleri, gıda tüketim ürünleri, temizlik ürünleri, ambalaj ve hijyen ürünleri gibi ofisinizin temel ve genel ihtiyaçlarını karşılamak amacı taşıyan bir online ofis marketi. Ofix markası altına yer alan ürünlerin hepsi başka markalara ait olduğunu söyleyen Pazarlama Müdürü Gökhan Avcı, “Kendi markamız altında yaptığımız ve ürettiğimiz ürünlerim şu an için bulunmamaktadır. Önümüzdeki yıl içerisinde Ofix markalı ürünleri piyasaya sunmayı hedefliyoruz” diyor. Özellikle ofis ve işyerlerinin ihtiyacı olan bütün ürünleri müşterilere sunmaya çalıştıklarını belirten Gökhan Bey, bu yüzden yaklaşık 15.000 den fazla bir arada sunmaya çalışıyoruz diye de belirtiyor. Dizayn mı yoksa kullanışlı olması mı ön planda diye sorduğumuzda ise; “Ofis için kullanılan ürünlerin tercih edilmesinde hem fonksiyonluk hem de tasarım kaygıları bizi yönlendiriyor. Bunla ilgili olarak alışveriş yapan müşterimizin yapmış olduğu işin de nemli belirleyiciliği olduğundan bahsedebilirim. Örnek vermek gerekirse mimarlık ofisleri tasarım yönü ön planda olan ürünler satın alırken, teknik konularda sıkı belirleyicileri olan muhasebe büroları fonksiyonel ürünleri tercih ediyorlar” diye açıklıyor. Ofis içerisinde en çok ihtiyaç olan ürünlerin ise, fotokopi kâğıtları, eğlenceli masaüstü ekipmanları oldukça ilgi görüyormuş. Gökhan Bey’e, müşterinin en çok talep ettiği ne oluyor sizlerden diye sorduğumuzda ise bakın ne cevap veriyor; “Öncelikli olarak müşterilerimizin büyük bir çoğunluğunun KOBİ olduğunu paylaşmak isterim. Bu KOBİ’lerin en büyük sorunu iş yerlerinin ve ofislerinin tüm ihtiyaçlarını farklı farklı tedarikçi ya da yerlerden karşılamak oluyor. Bu onlar için büyük bir sorun. Bu yüzden müşterilerimiz tüm ihtiyaçlarının hepsini ofix.com platformumuz üzerinden karşılamak istiyorlar. Bu konuda onlara elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ek olarak; ihtiyacı olan malzemelerin teminin en kısa sürede karşılanması Müşterilerimiz için çok önemli. Bu noktada onlara özel teslim özellikleri sağlamaya çalışıyoruz.” 74 BÜRO MALZEMELERİ 75 DOSYA Ç “MERDİVEN ALTI ÜRETİMLERE DİKKAT” alışanların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kişiye özel, alana ve ortama özel, hem konforlu çalışmaya imkân sağlayan hem de görsel açıdan beğeni toplayıp ofiste zaman geçirmekten mutluluk duyulacak alanlar yaratmak üzerine kurguladıklarını söyleyen Genel Müdür Güray Çalışkan, “Tasarımlardaki konfor çalışanları rahat ettirecek şekilde tasarlanınca performans arttırıcı etki sağlıyor aynı zamanda üründe estetik bir model motive edici olabiliyor”diyor. Çalışanların ofis içerisinde ufak ayrıntılara dikkat ettiğini ve bu konfor bazen masanın detayındaki bir çekmece modülü, ya da bir yan etajerin hareket kabiliyeti ile ilgili detaylar olduğunu, bu tercihler doğrultusunda mobilyalarını tasarladıklarını söylüyor. Ayrıca Güray Bey son olarak merdiven altı üretimlere dikkat çekerek, “Bu üretimler ofislerde zehir saçıyor, ekonomideki büyümeye paralel olarak sayıları artan işyerlerindeki ofis mobilyası ihtiyacı, merdiven altı üretim yapanların iştahını kabartıyor. Mobilyada kullanılan hammaddeler maliyette çok önemli bir yer tutuyor ve sağlıksız malzemeler ile üretim yapılan mobilyalar ofislerde zehir saçtığı gibi, çok ciddi sağlık sorunları yaratmasının yanında çok kısa sürede deforme oluyor. Bunun yanında bizler gibi kullandığı her hammadde de, TSE belgesi olan firmaların rekabet gücü çok azaltılmış oluyor. Dünya mobilya pazarından Türkiye’nin payına düşeni alabilmesi için bu sorunu kesinlikle çözmesi gerekiyor” diyerek altını çiziyor. 76 BÜRO MALZEMELERİ “AMACIMIZ KULLANICILARIN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRMAK” İ şletmelerin, firmaların veya kurumların rekabeti yakalamasının yolu inovasyondan geçer diyen Saral Genel Müdür Yardımcısı Gürkan Bülbül, “Saral, inovasyonu hem yeni teknolojileri hem de işlerin yapılış şekillerindeki yenilikleri kapsayan ve yeniye uyum sağlayan bir anlayış içerisinde algılar. Burada bahsettiğimiz yenilik, olanı değiştirmek olarak algılanmamalı, olmayanı ortaya çıkarmak olarak algılanmalıdır” diyor. Günümüzün genel kabul olarak algıladığı konu, teknoloji ve bilişim alanlarının her geçen gün daha da önem kazandığı söyleyen Gürkan Bey, çalışanlarına geleceklerini değişime uygun olarak garanti altına alma imkânı sunduklarını da söylüyor. Ofis içerisinde verimi arttırmak için sizce neler önemlidir diye soruyoruz; “İş memnuniyetinin ya da tatmininin artması, direk olarak çalışanla- rın performansına ve verimliliğine yansır. Sabah kapısından içeri girdiğinizde size çalışma şevki veren bir ofise sahip olmak bu verimliliğin olmazsa olmazıdır. Ofisimizin düzenlemesine yaptığımız her yatırımın çalışanların performansına pozitif etki edeceğini ve bu sayede fazlasıyla bizlere geri döneceğini biliyoruz. Ofisin yeterince ışık alan bir yapıda olması, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin yeterli düzeyde olması, özellikle sessiz bir ofis ortamının sağlanması, ofisin bakımlı ve temiz olması, çalışanların konuşma mahremiyetine sahip olacakları alanların bulunması verimliliği artırma açısından ofis içerisinde gerçekleştirdiğimiz uygulamalarımıza dâhildir” diye açıklıyor. Ayrıca “Ofisin her bileşeni verimliliğe direk etki eder ve kullanılan cihazlar bunun yaşamsal ve kritik bir parçasıdır. İş akışları içerisinde doküman yönetimi, işletmelerin farkında olmadan verimini kaybetmesini veya artırmasını sağlar” diye de ekliyor. “Satış Sonrası Hizmet Önemli!” Gürkan Bey; “Cihaz seçiminde can alıcı bir nokta da, satış sonrası hizmet konusudur. Son kullanıcı bir cihazı alırken, olası problemler veya ihtiyaçlar halinde alacağı hizmetin garantisini düşünmek durumunda” diyor ve ekliyor; “Piyasada çok düşük maliyetli bir çok cihaz bulma şansına sahipsiniz, ancak çözüm cihazı alırken değil, kullanımı sırasında ortaya çıkan bir olgudur. Son kullanıcıların, alacağı hizmeti doğru analiz etmesi kritik önem arz etmektedir. Saral, çalıştığı firmaları hiçbir zaman “müşteri” olarak algılamaz. Bizler çözüm ortaklarımız ile beraber karşılıklı değil aynı sırada oturan bir kültüre sahibiz. Çözüm ortaklarımızın gözünde bizi rakiplerimizden farklı kılan nokta ise verdiğimiz hizmetin kalitesidir.” 77 DOSYA M “MOTİVASYON AÇISINDAN OFİS ÜRÜNLERİ ERGONOMİK OLMALI” üşterilerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak geliştirilen Xerox ürünlerinin, en son teknolojilerle donatılması, dayanıklılığı, yüksek performansı, enerji verimliliği ve çevreye duyarlılığı ürün tercih ederken etkili olan unsurlar. Çalışanların motivasyonu açısından ürünlerin ergonomik olması ve ofis içinde doğru konumlandırılması da oldukça önemli. Xerox ergonomi konusunda ARGE’sinde bulunan ve konusunda uzman olan ergonomistlerle çalışmaktadır. Xerox ürünlerinin ergonomik özellikleri kıtadan kıtaya, kültürden kültüre ve kullanım alışkanlıklarına göre değişebilmektedir. Pazardaki gelişmeleri genellikle tüketici taleplerinin belirlediğini söyleyen Xerox Türkiye Pazarlama Direktörü Ayşen Şişman, değişen müşteri ihtiyaçları ve taleplerine göre AR-GE çalışmalarımıza yön verdiklerini söylüyor. Xerox ürün ve çözümlerinin sağladığı faydalar nedir diye sorduğumuzda; “Xerox’un son teknoloji, ürünleri, performans ve verimliliği esas alan donanım ve yazılım özelliklerine sahiptir ve kolayca kullanılabilen Türkçe panelleri vardır. Çalışanlar tarafından en sık kullanılan özellikler ilk ekranda, kullanıcının kolay- 78 ca ulaşabileceği şekilde konumlanmıştır. Bu tip ürünlerde, kağıt sıkışması gibi basit sorunların bile kolayca giderilebilmesi için, Xerox ürünlerinde kağıt yolu kolay ulaşılabilir yapılmıştır” diye anlatıyor. Xerox Türkiye Pazarlama Direktörü Ayşen Şişman, “Ofis çalışanları her zaman işlerini kolaylıkla ve zamanında yapabilmeyi ister” diye ekliyor. Ofis donanımları seçiminde çalışanların işlerini kolaylaştıracak birden fazla işi tek makinede yapabileceği ürünler seçilmelidir. Bu konuda çok fonksiyonlu ürün grupları ideal bir seçim olacaktır. Her geçen gün yeni yeni teknolojilerle geliştirilen Xerox çok fonksiyonlu ofis cihazlarında, yazdırma, tarama, faks, kopyalama gibi işlevlerinin yanında uzaktan baskı, mobil baskı, e-posta gönderme gibi özelliklerde bulunuyor” diyor. Son tüketici özellikle nelere dikkat ediyor diye sorduğumuzda ise; “Ofis donanım ürünlerinin seçiminde kullanıcılar öncelikle bilinen ve güvenilir bir markadan kaliteli bir cihaz almayı tercih etmeliler. İlk satın alma maliyeti önemli olsada asıl önemli olan makinenin satış sonrası çıkaracağı maliyetlerle toplam satın alma maliyetinin ne olduğudur. Bu yüzden ilk alım maliyeti değil, toplam satın alma fiyatı düşünülmelidir. Ancak maliyetin sadece makine fiyatı olmadığının bilincinde olan kullanıcılar daha sağlıklı karar verebilirler. Bugüne kadar birçok kullanıcı makine fiyatının ucuzluğundan etkilenerek yaptığı alımın sonrasında karşılarına çıkan yüksek maliyetli sarf malzemeleri nedeniyle hatalı bir karar verdiklerini görmektedir. Makine toner ömrü ile sayfa başı baskı maliyetinin ne olacağını hesaplayarak alım yapan tüketiciler, hem maliyetlerini bilerek hareket eder hem de zaman içinde sürpriz ödemelerle karşı karşıya kalmazlar. Satın alınan marka ve ürünün ülke genelindeki servis kabiliyeti de önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu sözlerine ekledi. 1 Yıllık (12 Sayı) Abone Bedeli 80 Adı Soyadı Firma Adı Vergi Dairesi Vergi No. Dergi Teslim Adresi İlçeİl Banka Hesap Numaraları Telefon Faks KUZEY 2009 MEDYA İNŞ. TUR. OTO KİR. TİC. LTD. ŞTİ. Garanti Bankası Metro Mecidiyeköy Şb. 723-6298417 TR81 0006 2000 7230 0006 2984 17 İş Bankası Büyükdere Cad. Mecidiyeköy Şb. 1357-57037 TR02 0006 4000 0011 3570 0570 37 Ziraat Bankası Galatasaray Şb. 701-63065340 5001 TR41 0001 0007 0163 0653 4050 01 YKB Mecidiyeköy Şb. 082-91608030 TR88 0006 7010 0000 0091 6080 30 TEB Mecidiyeköy Şb. 427-12438875 TR72 0003 2000 0000 0012 4388 75 Akbank Mecidiyeköy Şb. 133-163441 TR05 0004 6001 3388 8000 1634 41