Dergiyi indir
Transkript
Dergiyi indir
’NİN SESİ MART 2015 SAYI: 391 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı UND, nuhoğlu başkanlığında YİNE DURMAYACAK gümrük kapılarının iyileştirilmesi Hazar güzergahının etkin kullanılması transit geçiş idari davaları yabancı araçların haksız sürücü davaları Sürücü vizeleri rekabetiyle mücadele Ortadoğu güzergah sorunlarının iyileştirilmesi AB Gümrük Birliği ve GATT Anlaşması’ndan doğan haklarımızın elde edilmesi içindekiler Mart 2015 27 29 14 Keyfi uygulamalara devam eden İran, ‘Önce gelen önce geçer’ maddesini yok sayıyor UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türk şoförlerine haksız cezalar yazılması ve keyfi uygulamalarda bulunulması nedeniyle İran’a tepki göstererek sorunun çözülmemesi durumunda Türkiye’nin de İran TIR’larına yönelik her türlü tedbiri alacağını belirtti. 16 İran sınır kapılarında son durum! Ülkemiz ile İran arasında 15 Ocak 2015 tarihinde yapılan anlaşmaya uymayan İran, sorun olmaya devam ediyor. 17 15 Ocak 2015 tarihli anlaşma uygulanacak! 15 Ocak’ta İran ile imzalanan antlaşmaya İran tarafının uymaması nakliyecilerin gündemini yeniden değiştirdi. 18 UND 38. Genel Kurulu’nda sektörün oyun kurucuları bir araya geldi UND’nin 38. Genel Kurulu’nda sektörün oyun kurucuları bir araya geldi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan UND’nin çalışmalarını yakından izlediklerini ve UND ile yapılan işbirliğinin müspet sonuçlarını gördüklerini ifade etti. 46 Kafkas: Lojistikçilere katma değer sağlıyoruz Honeywell Scanning & Mobility Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, lojistik şirketler için veri toplama hizmetleri sunduklarını ifade ederek, “60’tan fazla ülkede içinde Türkçe’nin de yer aldığı 35 dilde çalışabilen ses yönlendirmeli cihazlar, özellikle depo uygulamaları, servis uygulamaları ve lojistik sektöründe süreçlerin iyileştirilmesine imkan sağlıyor“ diyor. UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Ahmet Doğan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ Genel Yönetmen Mutlu Doğan İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Mart 2015 Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / haber@und.org.tr / Yerel ve Süreli Yayın 46 14 48 Ford Trucks bayi yatırımları Sakarya’da devam ediyor Ford Trucks’ın 2015’teki ikinci 4S plazası Sakarya’da açıldı. Ford Trucks Sakarya bayi Akgün; müşterilerine satış, servis, ikinci el ve yedek parça hizmetlerini aynı çatı altında vermek için inşa ettiği 4S tesisini törenle hizmete açtı. 49 Lastik sektörü tüm zorluklara rağmen 2015’e umutla bakıyor Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in düzenlediği sektör değerlendirme toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayman; 2014 yılında Türkiye lastik pazarının yüzde 1.5 küçüldüğünü belirtti. Bayman; sindirme yılının ardından tüm zorluklara rağmen 2015 yılı için umutlu olduklarını, yüzde 3 büyüme tahmin ettiklerini açıkladı. 55 50 Scania, yeni teknolojisiyle fark yaratıyor Scania, kamyonlar ile iletişim kuran akıllı kol saati ile ağır ticari araç sektöründe kullanılacak giyilebilir teknolojilere öncülük yapıyor. 52 Heyetler Rusya ve Türkiye ticaretini nisan ayında değerlendirecek Rusya ve Türkiye arasındaki ticaretin nisan ayı içerisinde Antalya ya da İzmir’de heyetlerce masaya yatırılacağını ifade eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Rusya’nın kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan nedenlerle ihracatta bir düşme yaşandığını belirtiyor. 53 2015 temkinli ve hazırlıklı olunması gereken bir yıl 53 Son bir kaç aydır başta ham petrol fiyatları olmak üzere hemen hemen tüm emtia fiyatları düşüyor. “Niye böyle oluyor” diye baktığımızda en başta gelen faktörün ABD para politikasındaki değişim olduğu görülüyor. 55 Ağır ve havaleli yüklerin seyri yeniden düzenleniyor Ağır ve havaleli yüklerin taşınmasını kolaylaştırmak için 4 yıl önce başlayan çalışmanın sonucu açıklandı. Artık bu yüklerin önündeki; Sürüş hızı kısıtları, Sürüş zamanı kısıtları, Ağırlık kısıtları, Ölçü ve Boyut Kısıtları, Yükün Bölünememesine İlişkin Kısıtlar, Yol ve Güzergah Kısıtları, İzin ve Belge Kısıtları, Bürokratik Kısıtlar, Eskort araçlarına ilişkin Kısıtlara yeni düzenleme geldi. 58 Mısır taşımaları 22 Nisan’a kilitlendi 2012 yılında Mısır ile imzalanan taşımacılık anlaşmasının süresi 22 Nisan 2015’te sona erecek. 61 BAŞYAZI ÖMER ÇETİN NUHOĞLU Değerli Dostlarım, UND’nin 38. Genel Kurulu’nu mart ayı içerisinde İstanbul’da gerçekleştirdik. Genel kurulumuza katılımın yoğun olması bizleri son derece memnun etti, üyelerimizin derneğimizi sahiplenme düzeyini açıkça gözler önüne serdi. Anadolu’nun dört bir yanından gelen üyelerimizin genel kurulumuzun tüm etkinliklerine aktif katılım sağlamaları ve sergilenen birlik ve beraberlik, sektörümüzün yaşadığı ortak sıkıntılara ortak çözüm arayışlarımızda, yıllardır savunduğumuz “rekabet öncesi işbirliğinin” en güzel örneğini ortaya koydu. Sektörümüzün bu güçlü dayanışması, genel kurulumuza teşrif ederek bizleri onurlandıran Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanımız Sayın Lütfi Elvan’ın değerli sözleriyle perçinlendi. Sayın Bakanımızın genel kurulumuza hitabında ‘özel sektör-kamu’ iş ve güçbirliğinin somut faydaları öne çıkarken; UND’nin, örnek ve önder bir meslek örgütü kimliğiyle kamu nezdindeki itibarı da, sektörümüzün en üst düzeydeki temsilcisi tarafından teyit edilmiş oldu. Bu vesileyle, Sayın Bakanımıza değerli katılımı ve bir önceki dönem boyunca sektörümüze verdiği destekten ötürü şükranlarımızı sunarım. 41. yılını kutlayan Uluslararası Nakliyeciler Derneği, çalışmalarını dur durak bilmeden sürdürüyor. Komşularımızda meydana gelen gelişmeleri yakından takip ederek kamunun ilgili kesimleri ile paylaşıyoruz. Genel kurulumuzda UND olarak 20132015 döneminde hayata geçirdiğimiz projeleri ve yaptığımız çalışmaları tek tek değerli üyelerimizle paylaştık. Ülkemiz, ihracata dayalı büyümesini sürdürüyor. İhracatımız, nakliyecilerimiz tarafından hedef pazarlarına ulaştırılıyor. 2014 yılında toplam hizmet ihracatımız 50,4 milyar dolara çıkarken, taşımacılık hizmetlerimizin payı 14,4 milyar dolara ulaştı. Sektörümüzün bu gelirdeki payı 8 milyar doları buluyor. Ülke ekonomisine bu düzeyde katma değer sunuyor olmaktan büyük gurur duyuyoruz. UND olarak içinde bulunduğumuz sektörü yükseltmek, sektörümüzün performansını artırmak gayesiyle 41 yıldır kesintisiz çalışıyoruz. Bundan sonra da, değişen ve gelişen dünya şartlarına göre; sektörümüzün ihtiyaç ve beklentilerini dinleyip çözüm üreterek çalışmaya devam edeceğiz. UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI Sayın Başbakanımızın 2014 kasım ayında, ekonomimizin dönüşümünü sağlayacağı belirlenmiş olan 9 ana sektörden biri olarak sektörümüzü işaret etmesi de çalışmalarımız için önemli bir motivasyon sağladı. Sektörümüz, ilgili bakanlıklarımızın aktif desteğiyle 2018’e kadar ‘Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşümü’ gerçekleştirerek Türkiye ekonomisinin, rekabetçi, sürdürülebilir, ihracata dayalı ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacak. Derneğimizin, 10. Kalkınma Planı Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı kapsamında Kalkınma Bakanlığımız tarafından toplam 3 bileşende, 12 ayrı eylem için sorumlu kuruluşlar arasında görevlendirilmiş olması bizler için son derece önemlidir. UND; her zaman, her şartta, sektörünün daha rekabetçi, daha müreffeh bir geleceğe erişmesi için bakanlıklarla omuz omuza çalışmaya, destek vermeye hazır. Memnun olduğumuz bir başka husus ise Kalkınma Planımızda belirtilen eylemler ve projelerin; 4-5 Mayıs 2014 tarihlerinde Çeşme’de gerçekleştirdiğimiz ‘Kamu-UND Ortak Akıllı 2023 Arama Konferansı’ sonuçları ile büyük ölçüde örtüşüyor olmasıdır. Şimdi tüm paydaşlara düşen, hedeflenen ‘sektörel dönüşümün’ acilen başlatılmasıdır. Bunun için, Başbakanlık Genelgesi’yle kurulacağı belirtilmiş olan ve sektörle ilgili tüm bakanlıkları ve meslek örgütlerini, hatta üniversiteleri de ‘Ortak Bir Platformda’ bir araya getirip koordinasyonu sağlayacak ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ nun oluşturulmasını bekliyoruz. Sektörde bu çok özlenen koordinasyon, kurumlar arası görev paylaşımlarını netleştirip farklı kurumların birbiri ile uyumlu olmayan mevzuat yayınlamasını önleyecek çakışan sorumluluklar yerine görevlerin daha uygun paylaştırılacağı bir sektör getirecek. Bu koordinasyon ve uyum sayesinde, gelecek politikaların daha sağlıklı ve daha gerçekçi şekilde oluşturulması sağlanacaktır. Umuyoruz ki, bu yapı sayesinde, sektörümüzü düzenleyen mevzuat, güncel gelişmeler ve ekonomideki değişimler doğrultusunda gözden geçirilecek ve güncellenmesi için uygun ortam da sağlayacaktır. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Mart 2015 Editör’den “UND, 41. yaşını kutlarken yıllardır Türk nakliyecisine öğretilen ve dayatılan ‘öğrenilmiş çaresizlik’i tarihin tozlu raflarına kaldırmakta kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. 2013 ve 2014 yıllarına damga vuran çalışmalarla UND, içinde bulunduğumuz 2015 senesinde de çok önemli çalışmalara imza atacak. 2015 yılında; sürücü vizeleri, gümrük kapılarının iyileştirilmesi, yabancı araçların haksız rekabetiyle mücadele, sürücü davaları, yönetmelikten kaynaklanan yetki belgeleri sorunu, 10. Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesi, transit geçiş idari davaları, AB Gümrük Birliği ve GATT Anlaşması’ndan doğan haklarımızın elde edilmesi, Hazar güzergahının etkin kullanılması, Ortadoğu güzergah sorunlarının iyileştirilmesi konularında çalışmalar yapacağız.” Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı Merhaba, ‘Güçlü Lojistik, Güçlü Türkiye’ kavramını sektör olarak herkesin beynine kazımamız gerekiyor. Güçlü Türkiye ancak çok güçlü bir lojistik yapılanmaya bağlı. Belki bu kavramı ilerleyen yıllarda daha fazla duyacak, kullanacağız. Peki, neden bu kavram birdenbire dilimizden düşmemeye başlandı? Ekonomik gelişimini sağlamış büyük ülkelere baktığınızda bu ülkelerde lojistiğin son derece önemli ve vazgeçilmez, kritik bir sektör olduğunu görebilirsiniz. Ülkemiz de son yıllarda ihracat odaklı büyümeyi seçen, sanayi üretimleri ile ön plana çıkan bir konuma gelmiştir. Bu bağlamda ülkemizin 2023 ihracat hedefleri aslında konuyu net bir şekilde ortaya koymaktadır. 2023 ihracat hedeflerimiz doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamını hedefliyorsak ve bu hedefe gidebilmek için çalışmalar, reformlar gerçekleştiriyorsak bu ideale ulaşmanın kesintisiz yolu lojistik sektöründen geçmektedir. Lojistik olmadan, bizler bu ürünleri taşımadan bu rakamlara nasıl ulaşılabilir? Türkiye, bölgesinde çok önemli bir aktör, bölgesinin adeta bir yıldızı konumunda yer alıyor. Bu stratejik özelliğimizi bir avantaja dönüştürelebilmemizin yolu da kuşkusuz ki lojistik sektörümüzle birebir ilgilidir. Bölgemizdeki ve dünyadaki saygınlığımızı daha da artırabilmek için sektörümüze çok önemli işler düşüyor. Güçlü Türkiye’nin temellerinin sağlamlığı şüphe yok ki güçlü lojistik’ten geçiyor. Sektör olarak Türkiye’yi taşıdığımızın bilincinde ve sorumluluğunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2013 verilerine göre turizmin 23.5 milyar dolar gelir sağlıyor. Lojistik ise 13.5 milyar dolarla ikinci sırada yer alıyor. Bu veriler hizmet sektöründe ne kadar önemli bir noktada olduğumuzu gösteriyor. Lojistikçiler olarak 1 Cent’in bile dışarıya kaymamasına özen gösterirken ne yazık ki ülkemizde yabancı araçların taşıma payları her geçen gün artıyor. Ürün ihraç etmeye çalışırken hizmet ithal ediyor olmamızı çok manidar bulduğumu ifade etmeliyim. UND olarak bu ve benzeri konuları gerekli yetkililer ile görüşüyor ve çözüm önerilerimizi sıralıyoruz. 2008 yılında yabancı taşımaların payı toplam 400 bin sefer içinde 65 bin iken, 2013 yılında ise bu rakamın 500 bin sefer içinden 190 bine çıktığını ve yükseliş grafiğinin hizmet ithalatı anlamına geldiğini görüştüğümüz yetkililerimize iletip bu konunun ivedilikle çözülmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Yabancı Araçların Haksız Rekabeti, Yurtdışında Karayolu Denetimi ve Buna Bağlı Yüksek Cezalar, Sınır Kapılarında veya Güzergahlarda Yaşanan Uzun Beklemeler ve Geçiş Belgelerinin Yetersiz Olması taşıma performansımızı olumsuz yönde etkiliyor. Geçiş ücreti adı altında alınan paralarla Türkiye’deki taşımacıların ve taşımacılığın pahalılaştırıldığını da hepimiz maalesef ki biliyoruz. Kotalar, engellemeler ve keyfi bekletmelerle de Türk nakliyecisi yavaşlatılmak isteniyor. UND olarak sektörümüzün sorunlarını çözüme kavuşturup sektörümüzü rahatlatmak, elini güçlendirmek istiyoruz. Bu paralelde Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Vize Çalışma Grubu’nu kurduk. TürkiyeMacaristan KUKK Toplantısı’nda UND’nin büyük bir başarıya imza attığını da belirtmek isterim. 2016 yılı itibari ile geçerli olacak geçiş belgesi ücretlerinin gidiş-dönüş transit 60 euro, gidiş-dönüş ikili 25 euro olarak belirlenmiştir. Gürbulak’ta ÖTV’siz ve KDV’siz akaryakıt satışları 31 Ocak’ta başlamıştır. Arap Karayolu Taşımacıları Birliği (AULT) ile UND bir araya gelerek; Ortadoğu’da alternatif rota arayışları çalışmalarını başlatmışlardır. Yine, İran’la gümrüklerde yaşanan sorunlar giderilerek, akaryakıt fiyat farkı kaldırılmıştır. Taviz vermeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yıllardır Türk nakliyecisine öğretilen ve dayatılan ‘öğrenilmiş çaresizlik’i tarihin tozlu raflarına kaldırmakta kararlıyız. 2013 ve 2014 yıllarına damga vuran çalışmalarla UND, 41. yaşını bu yıl kutluyor. 2015 yılında; sürücü vizeleri, gümrük kapılarının iyileştirilmesi, yabancı araçların haksız rekabetiyle mücadele, sürücü davaları, yönetmelikten kaynaklanan yetki belgeleri sorunu, 10. Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesi, transit geçiş idari davaları, AB Gümrük Birliği ve GATT Anlaşması’ndan doğan haklarımızın elde edilmesi, Hazar güzergahının etkin kullanılması, Ortadoğu güzergah sorunlarının iyileştirilmesi konularında çalışmalar yapacağız. Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın. Saygılarımla… 10 UND’den İtalya Geçiş Belge Sorunları İtalya büyükelçisine aktarıldı İtalya Expo 2015’de Türkiye’nin yeri ve organizasyonun detaylarının anlatıldığı toplantıya İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo, DEİK Başkan Yardımcısı Başaran Ulusoy, Lombardia Bölgesi Başkanı Roberto Maroni, EXPO 2015 Satış ve Eğlence Genel Başkanı Piero Galli, Expo 2015 Türkiye Komseri-Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez çeşitli sunumlar ile katılım gösterdi. Gerçekleştirilen panel sonrasında, ülkemiz ile İtalya arasındaki ticaretin gelişmesinde en büyük engeli oluşturan, İtalya’nın uyguladığı yetersiz geçiş belgesi kotası sorunları İtalyan yetkililere ve İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo’ya aktarıldı ve 2008 yılından bu yana değişmeyen ve iki ülke ticaretinin gelişmesi önündeki en önemli engellerden biri olan kota sorunun çözülmesi adına destek talep edildi. Büyükelçi ile yapılan görüşmede, mevcut geçiş belge kotasının yarattığı sorunların detayları aktarıldı. Büyükelçi, “İki ülke arasındaki sorunların çözülmesi adına görev yaptığını ve sektörümüzün yaşadığı sorunlar ile ilgili yakından ilgilenece- Konya bölge çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi UND Konya ve Antalya Bölge üyeleri 14 Mart’ta Antalya’da biraraya geldiler. Toplantıda; Sırbistan’da yapılan denetimler ve kesilen cezalar, Romanya’da kiralık araçların durumu, İtalya geçiş belgesi durumu, Rusya taşımalarında yaşanan sorunlar, Almanya’da asgari ücret Mart 2015 ödemeleri, UBAK Belgesinin verimli kullanımı, sigorta maliyetleri, yabancı araçların denetimleri ve sürücü yetiştirme programları hakkında detaylı bilgilendirmeler yapıldı ve görüşler alındı. Toplantıya; Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Ethem Öcal (Yörük), Yönetim Kurulu Üyesi Mert Berberoğlu ( Meltem), İbrahim Şeflek (İbrahim Şeflek), Ali Bey Yüksel ( Yükseller), Ceyhun Can (Mertcan), Tahsin Gümüş (Gölpak), Musa Ercan (Orka), Serdar Özdemir (Ahmet Özdemir), Ali Rıza Akın (Selenga), Serhat Köken (Egemen), Yuksel Bubey (Renezoğlu), Süleyman Topcak (Trans Antalya), Ersel Tarhan (TOBBUND) ve Tahsin Faruk Kaya (UND Konya Bölge Tem.) katılım sağladı. ğini ve taşımacılık sektörünğn yaşadığı sorunlar ile ilgili en kısa sürede Derneğimiz ile bir toplantı yapacağını” dile getirdi. İtalya yetkililer ile yapılan diğer görüşmelerde ve bilgi alışverişlerinde ise, UND tarafından iletilen destek talepleri olumlu karşılanırken, yaşanan sorunların her iki ülke ticaretine zarar verdiği hususunda görüş birliğine varıldı. Toplantıya UND’yi temsilen, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve Avrupa Uzmanı Kadir Çirkin katılım gösterdi. Gürbulak’ta TIR kuyruğu sona erdi! UND’nin, uzun süredir nakliyecilerimiz ve sürücülerimizin İran taşımalarında yaşadıkları sıkıntıları ortadan kaldırmak amacıyla sürdürmekte olduğu yoğun girişimler sonuç verdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı başkanlığında gerçekleştirilen Bazargan Ziyareti (9 Mart), İran Kalkınma Bakan Yardımcısı’nın Gürbulak ziyareti (12 Mart) ve son olarak, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın ve beraberinde UND Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun İran ziyaretleri (13 Mart) sonucunda, GürbulakBazargan Sınır Kapısı’ndaki TIR kuyruğu sona erdi. Gerek Türk, gerek İran plakalı araçlar söz konusu sınır geçişlerini sorunsuz olarak gerçekleşiyor. 12 UND’den UDHB, kaçak göçmen sorununun çözümü için ilk adımı attı Sektörün en önemli sorunlarından biri haline gelen ‘kaçak göçmen’ sorunu UND’nin yoğun çabaları sonucunda yetkililerce masaya yatırıldı. Sektör firmaları tarafından özellikle son 1 yıldır kaçak göçmenlerle ilgili şikayetler geliyordu. UND’nin yoğun talepleri sayesinde İçişleri Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi muhatap kurumların temsilcilerini biraraya getiren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ‘kaçak göçmen’ sorununun çözümü için ilk adımı attı. UND acil çözüm istedi 13 Mart tarihinde Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen toplantıda UND, insani boyutunun yanında nakliyecilerin ve sürücülerinin ciddi maddi ve manevi mağduriyetlerine sebep olan kaçak göçmen sorunun özellikle Suriyedeki iç savaştan kaçan mültecilerin akın ettiği batı sınır kapılarımızdaki kaçak göçmen sorununun, katlanılmaz boyutlarını somut örneklerle yetkililer ile paylaştı, acil çözüm istedi. Bakanlık adına Daire Başkanı Nurhan Tüfekçi’nin başkanlık ettiği toplantıda, gümrüklü saharlarda nakliyeci firmalarca alınan tüm önlemlere rağmen geçen yıla göre 144 kat arttığı belirtilen kaçak göçmen vakalarının önlenememesinin sebepleri tüm katılımcı kurum temsilcileriyle birlikte tartışıldı. Gümrük sahalarına polis köpeği, ek personel ve x-ray ekipmanı takviyesi yapıldığını bildiren Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri, araçlarda yakalanan kaçak mültecilerin gerekli savcı talimatı olmadığı sürece alıkoyma haklarının bulunmadığını belirtirken, Emniyet Genel Müdürlüğü temsilcileri konuyla ilgili uluslararası sözleşmelerin bağlayıcı hükümleri nedeniyle adli işlem yapılamadığını aktardı. UND adına Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci, İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Evren Bingöl ve Ankara Bölge Temsilcisi Nejla Albayrak’ın katıldığı toplantı sonucunda Ulaştırma Bakanlığı’nın koordinasyonunda sorunun kalıcı şekilde çözülmesi için yapılabilecek çalışmalar ve alınabilecek tedbirlerin her yönüyle ve tüm muhatap kurumların katılımıyla masaya yatırılacağı daha kapsamlı bir toplantının gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Kocaeli Sanayi Odası üyelerine ADR güvenlik danışmanı konulu eğitim UND tarafından verildi Kocaeli Sanayi Odası’nın UND’yi davet etmesi üzerine 18 Mart tarihinde KSO Çayırova Tesisi’nde UND tarafından firmalara yönelik ADR Güvenlik Danışmanı konulu Mart 2015 bir eğitim gerçekleştirildi. ADR güvenlik danışmanı nedir, görev ve sorumlulukları nelerdir, güvenlik danışmanı olmak için ne tür kriterler gerekir, güvenlik danışmanı ne zaman yürürlüğe girecek ve buna bağlı cezai yaptırımlar nelerdir? vb. soruların cevaplandığı seminer yoğun bir ilgi ile izlendi. UND adına sunumu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel gerçekleştirdi. Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri çalışma grubu başkanlığında devir teslim Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubumuz 19 Mart’ta çeşitli bölgelerden gelen nakliyecilerin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Çalışma Grubu Başkanlığı süresi dolan Serkan Başbilen görevini Nilşah Alptekin’e devretti. Çalışma Grubu Başkan Yardımcılığı’na ise asil ve yedek olmak üzere Naim Kakırman ve Kadir Kuş seçildi. 2015 yılı ilk 2 aylık ihracat ve taşıma istatistiklerinin değerlendirildiği söz konusu toplantıda, özellikle Türk araçlarının UBAK belgesi performans oranları ve gelişimi hususunda katılımcılarımızla istişarelerde bulunuldu. Çağdaş geçiş belge dağıtım sistemlerinin de incelendiği ve değerlendirildiği toplantıda Resmi Makamlarımıza sunulmak üzere UND tespitlerinin ve önerilerinin hazırlanmasına karar verildi. Rusya taşımalarımızda karşılaşılan kota sorunlarının tartışıldığı toplantıda, 16 Mart 2015 tarihinde gerçekleşen UND ve ASMAP Başkanları toplantısı hususunda katılımcılarımıza bilgilendirmeler gerçekleştirildi. Çalışma Grubu’na UND Genel Sekreteri Nagihan Soylu ve Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Sünel, Serkan Başbilen(Supet), Nilşah Alptekin(Yardımcılar), Naim Kakırman(Kayra), Kadir Kuş(Özkuş), Talay Tufan (Yuglog), Volkan Yazıcı (Diler), Emin Dablan (Şah), Onur Gül (Gülsan), Gökhan Kavak (Kavak Grup), Salim Hallaçoğlu (Salim), Oğuzhan Özben (Greeneks), Mehmet Küçükzeyrek (Nalçacılar), Ali Gülgönül (Trans 14), Ali Dablan (Dablan), Uğur Yalçın (Demiral), Orhan İşçi (Hasanoğulları), Sevim Soylu (UNO), Ufuk Cengizoğlu (ASİL), İsmail Civelek (Düzce), Fatih Sandıkçı, A. Sabri Sandıkçı (Karadeniz) katılım sağladı. Suriye’ye açılan gümrük kapılarına düzenleme Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, Suriye’ye açılan kara hudut kapılarında verilen gümrük hizmetlerinin yeniden düzenlendiğini bildirdi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, bazı basın yayın organlarında yer alan Cilvegözü ve Öncüpınar kara hudut kapılarının tamamen kapatıldığına yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Bu kapılarda verilen gümrük hizmetlerinin Suriye’de yaşanan son gelişmeler sebebiyle yeniden düzenlendiğini ifade eden Bakan Canikli, Cilvegözü ve Öncüpınar sınır kapılarında işlemlerin ‘sıkı denetim altında ve kontrollü’ şekilde yürütüldüğünü kaydetti. Suriye ile Türkiye’nin 911 kilometrelik kara sınırı uzunluğu bulunduğuna işaret eden Bakan Canikli, bu ülkede ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle 2012 yılında Cilvegözü, Öncüpınar, Karkamış ve Akçakale kara hudut kapılarında verilen gümrük hizmetlerinin güvenlik tedbirleri alınarak yeniden planlandığını söyledi. 2012 yılından bu yana Bakanlığın kara hudut kapılarına yönelik aldığı güvenlik temelli tedbirler çerçevesinde yürütüldüğünü anlatan Canikli, şöyle konuştu: “Bakanlığımızda konuyla ilgili son duruma dair bir takım değerlendirmeler yaptık ve tüm bu çalışmalar neticesinde; kara hudut kapılarında çalışan taşra teşkilatı personelinin, yolcuların ve ticaret erbabının emniyeti için acil, etkin ve insani bir takım önlemler uygulamaya koyduk. Bakanlığımız hali hazırda devam eden tedbirlere ilave olarak alınan bu önlemler çerçevesinde, hudut kapılarında görev yapan veya gümrük hizmetinden faydalanmak isteyen herkesin can ve mal güvenliğini en üst düzeyde sağlamayı, ihracatımızın olağan akışında devam etmesini, diğer taraftan yasa dışı ticareti de engellemeyi hedeflemektedir. Söz konusu ek önlemler daha önce alınan tedbirlere ilave niteliğinde olup Suriye’ye açılan herhangi bir kara hudut kapısının kesinlikle kapatılması söz konusu değildir.” Can ve mal güvenliği en üst düzeyde sağlanacak Suriye ile Türkiye arasındaki ticaretin Bakan Canikli, bu ülkede ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle 2012 yılında Cilvegözü, Öncüpınar, Karkamış ve Akçakale kara hudut kapılarında verilen gümrük hizmetlerinin güvenlik tedbirleri alınarak yeniden planlandığını söyledi. 14 UND’den Keyfi uygulamalara devam eden İran, ‘Önce gelen önce geçer’ maddesini yok sayıyor UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türk şoförlerine haksız cezalar yazılması ve keyfi uygulamalarda bulunulması nedeniyle İran’a tepki göstererek sorunun çözülmemesi durumunda Türkiye’nin de İran TIR’larına yönelik her türlü tedbiri alacağını belirtti. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye ile İran arasında gümrük kapılarında yaşanan sorunların yeniden patlak verdiğini belirterek, “Şoför arkadaşlarımıza haksız cezalar yazılıp keyfi uygulamalarda bulunuluyor, anlaşma şartlarına da uyulmayarak kuyrukta bekletilen şoförlerimiz yıldırılmaya çalışılıyor” dedi. Nuhoğlu yaptığı açıklamada, 2014 yılının son aylarında İran’ın gümrük kapılarındaki geçişlerde Türk TIR’larına yönelik uluslararası taşımacılığa aykırı uygulamalarının iki ülke arasında bu sene ocak ayında yapılan anlaşmayla çözülmesine rağmen sorunların yeniden yaşanmaya başladığını söyledi. Türkiye’nin sınır kapılarından nakliye araçlarının geçişi konusunda yıllardır İtalya ve İran ile yıldızının barışmadığını ve bu iki ülkeyle sürekli sorunlar yaşadıklarını belirten Nuhoğlu, “Türkiye’nin nakliye konusunda en çok sorun yaşadığı ülkelerin başında İran geliyor. İran ile bu senenin başından itibaren öncelikli ticaret anlaşması imzalandı ama maalesef İran tarafı, bu anlaşmanın gereklerini yerine getirmemek ve anlaşmayı bozmak için her türlü çabayı gösteriyor. Şoför arkadaşlarımıza haksız cezalar yazılıp keyfi uygulamalarda bulunuluyor, anlaşma şartlarına da uyulmayarak kuyrukta bekletilen şoförlerimiz yıldırılmaya çalışılıyor. Anlaşma gereği açılmaması gerekirken araçların depoları açılıyor, alakasız Mart 2015 suçlamalarda bulunuyorlar. İran, şoförlerimizi yıldırmak için adeta eziyet çektirip işkence yapıyor. Gerçekten dayanılmaz bir boyuta geldi” diye konuştu. Nuhoğlu, TIR şoförlerinin her gün gerek sosyal medyada aracılığıyla gerekse yazılı ve sözlü olarak kendilerine ulaşıp yaşadıkları sıkıntıları anlattığını dile getirerek, “İran’ın tüm sınır kapılarında sorunlar yaşıyoruz. Özellikle Türkmenistan’a geçiş kapısı olan Lütfabad’da yine uzun kuyruklar oluşmaya başladı” dedi. Önce gelen önce geçer maddesi yok sayılıyor Yapılan anlaşmada “Önce gelen önce geçer” maddesinin yer almasına rağmen bunun uygulanmadığını, İran TIR’ları sonra da gelse Türk TIR’ları bekletilerek İranlı nakliyecilerin geçişinin sağlandığını ifade eden Nuhoğlu, bu durumun haksız rekabete neden olduğunu ve Türk nakliyecilerin madden ve manen zarara uğradığını, yaşananların haksızlık ve dayatma olduğunu söyledi. Türkiye ve İran arasında tarihten gelen köklü bir dostluk olduğunu anlatan Nuhoğlu, şunları kaydetti: “Bu iki ülke ticaret hacimlerini en kötü dönemde bile maksimuma çıkarmış. En kötü dönemde bile iki ülkenin ticaretinin gelişmesi için büyük özverilerde bulunulmuştur. Bugün geldiğimiz noktada bir grup İranlı nakliyecinin baskısı sonucunda ülkeler arası anlaşma hiçe sayılarak Türk nakliyecisine inanılmaz derecede eziyet çektiriyorlar. Bu doğru değil. Bölgede zaten tekeller. Türkiye’ye yapılan taşımaların yüzde 70’ini İranlı nakliyeciler gerçekleştiriyor. İki ülkenin serbestleşmesi ticaretimizi daha fazla artıracaktır. Biz Ortadoğu ve Orta Asya’ya İran üzerinden ulaşıyoruz, onlar da Avrupa’ya bizim üzerimizden ulaşıyor. İki ülke birbirine bu konuda muhtaç, birbirine ihtiyacı var ancak maliyetleri artırsa da biz Türkmenistan’a Hazar’dan gidebiliriz. İran, Türkiye’yi kullanmadan Avrupa’ya gidemez. İran’ın Avrupa’ya açılan kapısı Türkiye. Bizim başka alternatiflerimiz olmasına rağmen onların başka alternatifi yok. Bu konunun çözülmesine gerçekten hem onların hem bizim ihtiyacımız var.” Nuhoğlu, sorun çözülmezse Türkiye’nin de İran TIR’larına yönelik her türlü tedbiri alacağını belirtti. 16 UND’den İran sınır kapılarında son durum! Ülkemiz ile İran arasında 15 Ocak 2015 tarihinde yapılan anlaşmaya uymayan İran, sorun olmaya devam ediyor. UND, bakanlıklarla konuyu görüşerek gerekli çalışmaları başlattı. UND’den yapılan açıklamada İran sınır kapılarındaki son durumun üyelere anında iletileceği bilgisi verildi. Özellikle son günlerde İran sınır kapılarında, Türkiye ile İran arasında 15 Ocak 2015 tarihinde yapılan anlaşmanın uygulanması ile ilgili problemler yaşanıyor. Sarakhs ve Lütfabad sınır kapıları başta olmak üzere İran’ın tüm sınır kapılarında Türk araçları uzun bekleme süreleri ile karşı karşıya. Diğer yandan, özellikle Sarakhs Sınır Kapısı’nda araçların standart depoya sahip olmadıkları gerekçesi ile bekletildikleri ve gerek çift deposu olan gerekse standart dışı olduğu iddia edilen araçlar için depoların sökülmesi gerektiği aksi halde polis tarafından depoların söküleceği bilgileri UND’ye ulaşan bilgiler arasında. İran’ın söz konusu tutumu ve olası yaptırımlarının önlenmesi Mart 2015 amacıyla UND, Dışişleri Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bilgilendirmelerde bulundu. Dışişleri Bakanlığımızın talimatı doğrultusunda Tahran Büyükelçiliğimiz tarafından, İran Dışişleri Bakanlığına bir “Nota” gönderildi ve söz konusu “Nota” ile sınırlarda bulunan araçların geçişlerine biran evvel izin verilmesi talep edildi. UND temaslarını sürdürüyor Diğer yandan, sınır kapılarında yaşanan sorunların görüşülmesi amacıyla 9 Mart 2015 tarihinde Bazargan Gümrüğü’nde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız başkanlığında, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Urumiye Başkonsolosluğu yetkilileri ve UND heyetinin de katılım sağladığı bir toplantı İranlı muhatap kurum yetkilileri ile gerçekleştirildi. Ancak sorunların çözümüne yönelik bir gelişme katedilemedi. Ülkemiz ile İran arasında 15 Ocak 2015 tarihinde yapılan anlaşmayı imzalayan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 13 Mart Cuma günü Tahran’a resmi bir ziyarette bulundu. Söz konusu sorunlar Kalkıınma Bakanlığı’nın da gündeminde yer aldı. UND, İran sınır kapılarında bekletilen Türk araçlarını ve söz konusu araçların biran evvel geçişlerinin sağlanması için temaslarını sürdürüyor. Olası tüm gelişmeler UND üyeleri ve söz konusu sınır kapılarında çok zor şartlarda bekleyen sürücüler ile paylaşılacak. 17 15 Ocak 2015 tarihli anlaşma uygulanacak! 15 Ocak’ta İran ile imzalanan antlaşmaya İran tarafının uymaması nakliyecilerin gündemini yeniden değiştirdi. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile birlikte Tahran’a giden UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Bu anlaşma uygulanacak, başka yolu yok” dedi. Ziyaret sonrasındaki Cuma-Cumartesi günleri araç geçişleri yüzde 50 oranında artarak günlük 575’e ulaştı ve Pazar günü ise bu sayı 680 oldu. Kuyruğu bitirecek ve yeniden oluşmasını önleyecek olan bu sayının sürekli hale getirilmesi, her iki ülke yetkili makamları tarafından takip edilecek. 15 Ocak 2015 tarihli Türkiye-İran taşımacılık krizini bitiren anlaşmayı imzalayan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın, 14 Mart’taki Tahran seyahatine UND Başkanı Çetin Nuhoğlu da katıldı. Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahran’a gideceği 7 Nisan’dan önce iki ülke sınır kapılarında yaşanan tüm sorunların çözülmesi gerektiği ele alındı. Nuhoğlu: Bu anlaşma uygulanacak, başka yolu yok Toplantıya katılan UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu; son günlerde İran’da yaşanan problemlerle ilgili olarak, “bu anlaşma uygulanacak başka yolu yok” dedi. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, yapılan görüşmelerde ayrıca, “İran – Türkmenistan sınır geçişlerinde yaşanan haksızlıkları tespit etmek üzere bir UND yetkilisi ile İran taşımacılar Derneği ITCA’dan bir yetkilinin Lütfabad, Sarakhs ve Pol kapılarında sürekli kontrol yapmaları kararlaştırıldı. Her iki ülke yetkilileri konuyu takip edecek Gürbulak – Bazargan geçişlerindeki uzun kuyruklar konusunda, İran İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakan Yardımcısı Dr. Mohtashami’nin 12 Mart 2015 tarihinde Gürbulak’ta yaptığı ziyaret sonrasında beklemelerin aşırı kontrol nedeniyle olduğu tespit edildi. Ziyaret sonrasındaki CumaCumartesi günleri araç geçişleri yüzde 50 oranında artarak günlük 575’e ulaştı ve Pazar günü ise (15 Mart) bu sayı 680 oldu. Kuyruğu bitirecek ve yeniden oluşmasını önleyecek olan bu sayının sürekli hale getirilmesi, her iki ülke yetkili makamları tarafından takip edilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Nisan tarihinde gerçekleştireceği Tahran ziyareti öncesinde, İran güzergahında yaşanan sorunların tamamen çözüme kavuşturulması sağlanacak. Mart 2015 18 EKONOMİ und son 2 yılda hiç durmadı, durmayacak... UND’nin 38. Genel Kurulu’nda sektörün oyun kurucuları bir araya geldi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan UND’nin çalışmalarını yakından izlediklerini ve UND ile yapılan işbirliğinin müspet sonuçlarını gördüklerini ifade etti. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin ihracat odaklı büyüdüğünü, bu büyümede baş aktörün lojistik sektörü olduğunu ve bu sektörün bakanlıklarca desteklenmesi gerektiğini vurguladı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, son iki yılda UND’nin yaptığı çalışmaları ve 2015’te izlenecek konuları aktardı. UND’nin 38. Genel Kurulu’nda “Aç Kapıyı Bezirgan Başı” belgeseli ve “Tespihte çekeriz fotoğrafta” fotoğraf sergisi de katılımcıların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Mart 2015 19 çetin nuhoğlu tekrar başkan Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND)’nin 38. Genel Kurulu 28 Şubat Cumartesi ve 1 Mart Pazar tarihlerinde İstanbul Wow Hotel’de gerçekleştirildi. İki gün süren genel kurulun ilk gününde lojistik sektörünün oyun kurucuları bir araya geldi. Sektörümüzün haricinde 38. UND Genel Kurulu’na Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Müsteşar Yardımcısı Vekili Talat Aydın, TOBB ve TİM başkanvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarının önemli temsilcileri de katıldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye’nin ihracat odaklı büyüdüğünü, 2023 ihracat hedefleri kapsamında 500 milyar dolarlık bir rakamın yakalanmaya çalışıldığını belirterek UND- Bakanlık işbirliğinin önemine değindi. Bakan Elvan, Türkiye’nin taşımacılık altyapısı konusunda çağ atladığını belirterek ülkemizin ciddi sorunları olduğunu ve bu konuda bakanlık olarak mücadele etmekte kararlılık göstereceklerinin altını çizdi. Genel Kurul’da tek aday olan ve oy çoğunluğuyla yeniden UND Başkanlığı’na seçilen Çetin Nuhoğlu da, Türkiye’nin ihracatla büyüyen bir ülke olduğuna dikkat çekerek 2023 ihracat hedefine ulaşma konusunda gece-gündüz çalıştıklarını söyledi. Başkan Nuhoğlu, 13,5 milyar dolarla, bugün turizmden sonra en fazla hizmet ihracatı gerçekleştiren sektörün lojistik olduğunu ifade ederek, haksız uygulamalarla Türkiye ihracatına engel olunduğunu, bu konuları çözmek için Ulaştırma Bakanlığı ile koordineli bir şekilde çalışmanın avantajlarını gördüklerini vurguladı. İki gün süren 38. UND Genel Kurulu’nda sektörün sorunları, yaşanılan gelişmeler, UND’nin yürütmüş olduğu çalışmalar katılımcılara iletildi. Mart 2015 20 GENEL KURUL Şener: Güçlü lojistik, güçlü Türkiye UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, 38. UND Genel Kurulu’nda yaptığı sunumda UND’nin son iki yıldır yaptığı çalışmaları anlattı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, 38. UND Genel Kurulu’nun ilk gününde “Güçlü Lojistik, Güçlü Türkiye” adı altında gerçekleştirdiği sunumu ile sektördeki sorunlardan, UND’nin yapmış olduğu çalışmalara kadar birçok alanda bilgi verdi. Şener, Türkiye’nin bölgesinde çok önemli bir aktör olduğunu, bölgesinin adeta bir yıldızı olduğunu ifade ederek bu stratejik özelliğin bir avantaja dönüştürülebilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin ihracat odaklı büyüdüğünü ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ihracat rakamları Mart 2015 değerlendirmesinde Türkiye’nin 2014’ün ilk 9 ayındaki büyüme oranını yüzde 2,8 olarak açıkladığını, bunun 2.7’sinin net ihracat ile gerçekleştiğini ve Türkiye’nin 2014’te net ihracat ile büyüdüğünü belirtti. Türkiye’nin 2023 ihracat hedeflerinde 500 milyar dolarlık ihracat rakamını hedeflediğini ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Türkiye, güçlü ekonomisi ile bölgesinde çok önemli bir yerde bulunuyor. Bölgemizdeki ve dünyadaki saygınlığımızı daha da artırabilmek için sektörümüze çok önemli işler düşüyor” dedi. Şener, güçlü lojistik kavramının ekonomik 21 anlamda çok önemli olduğunu ifade ederek, güçlü Türkiye’nin temellerinin lojistik iş süreçleri ile birebir ilgili olduğunu da ifade etti. Türkiye’yi geleceğe biz taşıyoruz Güçlü bir ülkenin güvenli yarınları için ekonominin olmazsa olmazlar arasında geldiğini ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener, “Türkiye’yi geleceğe biz taşıyoruz” dedi. 2023 için 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin bulunduğunu ifade eden Şener, ülkemiz hizmet sektöründe turizmden sonra aslan payının lojistiğe ait olduğuna işaret ederek, artık ürünlerin pazara hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşmasının bir zorunluluk olduğunu söyledi. 500 milyar dolarlık bu ihracat rakamında taşıma ve ulaştırma olmadan hedeflere ulaşılamayacağını ifade eden Şener, lojistik sektörü olarak sorumluluklarının farkında olduklarının; sektör olarak omuzlarında çok önemli bir yük olduğunu ve bu yükü hakkıyla taşımaya hazır olduklarını belirtti. İhracatın stratejik gücünün lojistik olduğunu ifade eden Şener, 2013 verilerine göre turizmin 23.5 milyar dolar gelir sağladığını, lojistiğin ise 13.5 milyar dolarla ikinci sırada yer aldığını ifade ederek hizmet ihracatında sektörün ne denli önemli olduğunun altını çizdi. Yabancı taşımacıların artan payına dikkat UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmesi için boşa atılacak 1 Cent’in bile olmadığına vurgu yaparak ülkemizdeki yabancı taşımaların artan payına dikkat çekti. Şener, 2008 yılında yabancı taşımaların toplam 400 bin sefer olarak gerçekleştiğini, 2013 yılında ise bu rakamın 500 bin sefere çıktığını ve yükseliş grafiğinin hizmet ithalatı anlamına geldiğini belirtti. Haksız rekabet sonucunda mal ihraç etmek için hizmet ithal etmek durumunda bırakıldığımızı ifade eden Şener, UND olarak doğu ve batı kapılarında yabancı araçların sefer sayıları ile çalışma başlattıklarını ve yabancı taşımaların ülkemizde hızlı bir şekilde arttığını; bu durumun da ülkemiz açısından olumsuz etkilere sahip olduğunu vurguladı. Şener, Türk TIR’larının çeşitli nedenlerle engellendiğini UND olarak bu engellemelere, keyfi bekletmelere yönelik eylemle cevap verdiklerini ifade etti. UND olarak Viyana’da çok önemli bir eylem gerçekleştirdiklerini, 7 şirkete ait 13 TIR’ın UND temsilcileri eşliğinde Avusturya’yı transit geçerek Almanya’ya ulaştığını ifade eden Şener, “Emeğine, ekmeğine sahip çık” mottosuyla çok önemli bir eyleme imza attıklarını katılımcılara aktardı. Ayrımcılığın ahlaksızlık olduğunu ifade eden UND Başkanı Şener, bu ayrımcılığın sadece ve sadece Türk TIR’larına yapılmasının ise üzerinde düşünülmesi gereken bir diğer konu olduğunun da altını çizdi. Eşit rekabetten yana olduklarını, eşit yarışabilmek için eşit hak istediklerini ifade eden Şener UND’nin yapmış olduğu çalışmalarla ilgili olarak, sektörü dinleyerek durum analizi yaptıklarını söyledi. Taşıma performansımızı olumsuz etkileyen sorunlar nelerdir? “Taşıma performansımızı olumsuz etkileyen ilk 5 sorun nedir” sorusu ile durum analizine başladıklarını ifade eden Şener, bu sorunları; Yabancı Araçların Haksız Rekabeti, Yurtdışında Karayolu Denetimi ve Buna Bağlı Yüksek Cezalar, Sınır Kapılarında veya Güzergahlarda Yaşanan Uzun Beklemeler ve Geçiş Belgelerinin Yetersiz Olması’nın taşıma performansını olumsuz yönde etkilediği gerçeğiyle çalışmalara başladıklarını belirtti. Geçiş ücreti adı altında alınan paralarla Türkiye’deki taşımacıların ve taşımacılığın pahalılaştırıldığının altını çizen Şener, kotalar, engellemeler ve keyfi bekletmelerle de Türk nakliyecisinin yavaşlatıldığını belirtti. İran, Macaristan ve Romanya gibi ülkelerde haksız, ayrımcı geçiş ücretlerinin kalkacağını; Avusturya gibi ülkelerdeyse Ro-La dayatmasının aşılacağını ifade eden Şener, bütün bu engellemelerin ortadan kalkmasıyla taşımacılıkta haksız rekabete son verilmiş olacağını ifade etti. Avusturya demiryolu şirketinin UND tararfından bu bağlamda şikayet edildiğini ifade eden Şener, Ro-La terminalindeki beklemelerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. UND, çalışmalarla sektörü rahatlattı UND’nin çalışmalarla sektörü rahatlattığını ifade eden Şener, Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Vize Çalışma Grubu’nun kurulduğunu belirterek, “Başta AB ve Orta Asya ülkeleri olmak üzere yaşamakta olduğu vize sorunları için; Ekonomi Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, TOBB ve UND katılımıyla bir çalışma grubu toplantısı yapıldı. Bulgaristan ile teknik bir toplantı yaptık. Bulgar araçlarının usulsüz taşımaları engellendi. İki ülke arasındaki taşımalarda Bulgar plakalı araçların usulsüz ve yanlış belgeler ile taşıma yapmalarını sona erdirecek bu çalışma sektörümüz adına son derece önemli bir kazançtır” dedi. Türk TIR sürücülerinin Slovenya’da 4 gün bekletildiklerini ve bundan dolayı çok önemli bir eylem gerçekleştirdiklerini ifade eden Şener, Maribor (Slovenya)’da ilk eylemin çok büyük ses getirdiğini vurguladı. Avusturya Ro-La Dayatması Konulu Basın Toplantısı’nda Türk nakliyecilerinin haksız şekilde Ro-La dayatması ile karşı karşıya bırakıldıklarının bilgisinin medya ile paylaşıldığını ifade eden Şener, 280 km bir yol için tren kuyruklarında 4 gün bekletilen Türk araçlarının Mart 2015 22 GENEL KURUL ayrımcılığa karşı çıktığını söyledi. Avusturya KUKK Toplantısı’nda tarihi gelişme yaşandığını ifade eden Şener, “Taleplerimizi kabul etmeyen Avusturya ile KUKK protokolü imzalanmadı. Türk taşımacısının ‘ayrımcılık’ mücadelesi daha yeni başlıyor. Bu kriz tarihi bir çözümüm ilk adımı olacak dedik ve dediğimiz de çıktı” dedi. UND’nin ‘Kolay Ticaret, Büyük Türkiye’ projesini desteklediğini ifade eden Şener, bu proje çerçevesinde sektörün ilk izinli gönderici belgesinin teslim edildiğini de söyledi. 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin lojistik altyapısını masaya yatırdıklarını ifade eden Şener, ‘Sektörün Geleceği için 40 Ortak Hedef’ parolasıyla Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, TOBB, TİM ve UND’nin burada ortak hareket ettiğini söyledi. Berlin’de düzenlenen “Uluslararası Lojistik – Ortak Ülke Türkiye” Paneli’nde Avusturya transit sorununun Almanya’ya anlatıldığını ifade eden Şener, ITF Yıllık Zirvesi’nin yoğun gündemle geçtiğini, 54 ülkenin ulaştırma bakanlarına Avusturya transit zulmünün anlatıldığının da altını çizdi. UND’nin 2013 ve 2015 yıllarını kapsayan iki yıllık çalışmalarının son derece kritik öneme sahip olduğunu belirten Şener, “Sürücüler turist değildir” UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, yabancı ülkelerin Türk malı taşıyan TIR’lara ve şoförlerine uyguladığı çifte standarttan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Şener, “Pilotların ve deniz adamlarının nasıl vize derdi yoksa karayolu taşımacılarının ve şoförlerin de böyle bir derdinin olmaması gerekir. Bu mesele UND’nin meselesi değil, ulusal bir mesele. Biz çözmek için gayret ediyoruz. Türk TIR şoförlerini kendi ülkelerine giden turistlerle bir tutuyorlar. Zamanımız ve enerjimiz gümrük kapılarında bekleyerek tükeniyor. İran’da, Bulgaristan’da ve Macaristan’da yaşadığımız haksız rekabeti oluşturduğumuz alternatif güzergahlarla kırdık. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Buradan çağrıda bulunuyorum; Hükümetimiz, Geri Kabul Anlaşması kapsamında Türk iş adamlarına ve Türk TIR şoförlerine vize kaldırılmalı” dedi. Mart 2015 23 Mallar serbest, sürücüler değil Şu an sektörde 20 yılda tam 40 tane 6 aylık Schengen vizesi almış bir şoförün olduğunu ifade eden Fatih Şener: “ AB’de mallar serbest ancak sürücüler değil. TIR, yük ve sürücü ayrılmaz bir bütündür. Bunlardan birini ayırdığınızda yük yerine ulaşmaz. Aslında Avrupa bu tutumuyla kendi ülkesine de zarar veriyor. Çünkü ihraç ettiğimiz malların neredeyse yüzde 50’sini Avrupalı şirketler üretiyor. Bu ortak çıkarı baltalayan bir Avrupa görüyoruz. Bir Schengen üllkesi, verdiği hakkı doğru kullanan bir Türk TIR şoförünü, bir önceki 6 aylık vize ile 90 gün Schengen bölgesinde kaldın suçlamasıyla cezalandırıyor. Böyle bir uygulama kabul edilemez” dedi. Batı Kapılarında yabancı araçların usulsüz taşımaları kontrol altına alındı” dedi. UND, çözüm üretmeye devam ediyor “Bulgar şoförlerin kapıyı kapaması sonucu, Türk tarafı olarak hızlı reaksiyon gösterdik. UND Başkanımız Sayın Nuhoğlu’nun da birebir katkı ve çabalarıyla, Gümrük ve Ticaret Bakanımız Hayati Yazıcı bu konuda çok aktif rol üstlendi. Yine Bulgaristan konusunda UND ve Bulgar muadil dernekleri AEBTRI ve BASAT, 27 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul’da bir araya geldi. Türk ve Bulgar teknik heyetleri 28 Mayıs’ta İstanbul’da toplandı. Türkiye-Macaristan KUKK Toplantısı’nda UND’nin büyük bir başarıya imza attığını ifade eden Şener, 2016 yılı itibari ile geçerli olacak geçiş belgesi ücretlerinin gidiş-dönüş transit 60 euro, gidiş-dönüş ikili 25 euro olarak belirlendiğini söyledi. Yeni uygulama ile birlikte önemli bir maliyet tasarrufu sağlandığını ifade eden Şener, Türkiye ve Rusya arasındaki geçiş belgesi sorunlarının çözümü için bakanlıkların devrede olduğunu belirterek Ekonomi Bakan Yardımcımız Adnan Yıldırım’ın Rus tarafı ile ikinci yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdiğini söyledi. Şener, Ekonomi Bakanlıkları’nın prensip olarak taşımaların her iki ülke taşımacıları tarafından yapılması ve kotaların taşıma sayılarına göre artırılması hususunda prensip kararı aldığını, iki dernek başkanının bir araya geleceğini ve bakanlıkların kararı destekleyeceğini vurguladı. 7 yıl sonra İtalya ile KUKK toplantısı yapıldığını, İtalyanlar’ın uzlaşmaz tutumu yüzünden masadan kalkıldığını ifade eden Şener, İtalaya’nın haksız uygulamaları için Türkiye ve İtalya’da kamuoyu oluşturma çalışmaları başlatıldığını söyledi. Gürbulak’ta ÖTV’siz ve KDV’siz akaryakıt satışlarının 31 Ocak’ta başladığını ifade eden Şener, nakliyecilerin AB ile tek anlaşma için Pastori Raporu’nu beklediğini belirtti. AB Bakanlığı Müsteşarı Engin Soysal’a ziyaret gerçekleştirildiğini; Türkiye-AB Vize Muafiyeti sürecinde ‘Profesyonel TIR Şoförlerine Öncelikli Muafiyet’ talebi ve ‘onaylı sürücü listesi projesi’nin aktarıldığını ifade eden Şener, taşıma kotaları sorunları ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildiğini de sözlerine ekledi. Şener, Arap Karayolu Taşımacıları Birliği (AULT) ile UND’nin bir araya geldiğini; AULT Genel Sekreteri Dr. Mah- Mart 2015 24 GENEL KURUL moud Abdallatt ve IRU Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan’ın UND heyeti ile bir araya geldiğini ve Ortadoğu’da alternatif rota arayışları çalışmalarının başladığını belirtti. Geçiş Belge Tahsisi’nde Gümrük Mühür Şartı’nın kalktığını ifade eden Şener, “Geçiş Belgesi Dağıtım Esasları Yönergesi kapsamında, beyannameler üzerinde bulunması talep edilen gümrük mühür şartı kaldırılmış ve geçiş belge tahsislerinin, ‘gümrük mührü aranmaksızın’ ve sadece ‘memur kaşe ve imzası’ ile yapılması kararı alındı” dedi. İran’la gümrüklerde yaşanan sorunlar giderildi, akaryakıt fiyat farkı kaldırıldı Son iki yılda kamu ve özel kesimin birlikte hareket etmesinden çok önemli bir sinerji doğduğunu ifade eden Şener, İran’la gümrüklerde yaşanan sorunların giderildiğini, bunda da en büyük emeğin Bakan Lütfi Elvan’a ait olduğunu belirtti. Türk araçlarının İran’da yıllardır ödediği ‘Akaryakıt Fiyat Farkı’nın kaldırıldığını ifade eden Şener, “1 Şubat 2015 tarihinden itibaren transit taşımalar için mühürleme işlemi başlatılmış ve akaryakıt fiyat farkı uygulaması kaldırılmıştır. 16 Ocak 2015 tarihinde saat 00.00’dan başlamak üzere İkili Mart 2015 taşımalar için, km başına daha önce ödenen 1,60 Euro akaryakıt fiyat farkı ücreti 0,30 Euro olarak uygulanmaya başlamıştır. İran’da Türk araçlarına uygulanan “4 günlük transit süre” uygulaması, 21 Ocak 2015 tarihinden itibaren 2 güne düşürülmüştür. Tüm sınır kapılarında, “ilk gelen ilk çıkar” kuralı uygulanacaktır. Sadece her iki tarafın bozulabilir yük taşıyan araçlarına sınır kapılarından geçişte öncelik tanınacaktır” dedi. İran ile taşıma krizini sonlandıran anlaşmanın 15 Ocak’ta imzalandığının da altını çizen Şener, Türkiye–İran arasındaki önemli taşımacılık sorunları çözüm bulmasının her iki ülkeye de kazandırdığını belirtti. Tavizsizlik politikasına devam UND’nin taviz vermeden çözüm ürettiğini aktaran Şener, yıllardır Türk nakliyecilerine öğretilen ve dayatılan ‘öğrenilmiş çaresizlik’in tarihe karışmaya başladığını söyledi. Şener, “UND, TOBB-Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Koordinasyon Toplantısı’nda sektörün sorun ve beklentilerini anlattı. Müsteşar Yardımcımız Sayın Talat Aydın başta olmak üzere yetkililerimize: Yabancı araç kontrolleri sıkılaşacak, Lojistik Koordinasyon Kurulu kurulacak, UND’nin Profesyonel Sürücü Vize Muafiyeti projesine destek, UBAK Çalıştayı düzenlenecek, Üçüncü ülke belgelerinde ‘tavizsizlik’ politikasına devam gibi başlıklar altında çok önemli notlar iletildi ve bu konularda mutabık kalındı” dedi. Şener, son dönemde sektörümüzde sıklıkla rastlanılan römorklara kesilen HGS cezaları ile ilgili Karayolları Genel Müdürlüğü nezdindeki girişimlerin sonuç verdiğini, HGS cezaları ile ilgili Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yapılan müracaatlar sonucu kesilen cezaların iptal edildiğini ve römorklara kesilen HGS cezalarının 25 davaları, yönetmelikten kaynaklanan yetki belgeleri sorunu, 10. Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesi, transit geçiş idari davaları, AB Gümrük Birliği ve GATT Anlaşması’ndan doğan haklarımızın elde edilmesi, Hazar güzergahının etkin kullanılması, Ortadoğu güzergah sorunlarının iyileştirilmesi konularında çalışmalar yapacaklarını söyledi. iptal edilmeye başlandığını da vurguladı. İran’a alternatif oluşturabilmek adına Hazar’da bölge ülkelerini harekete geçirdiklerini ifade eden Şener, bu bağlamda Azerbaycan – Bakü Limanı’nın ziyaret edildiğini ve 2015’in Mart ayında 4 Bakanlık ile UND Hazar güzergah ziyareti yapılacağını söyledi. Sektörün en önemli sorunlarından birini oluşturan sigorta konusunda Şubat 2014 tarihi ve Eylül 2014 tarihinde de Hazine Müsteşarlığı’nın bu konuyla ilgili ziyaret edildiğini, 2014’ün kasım ayında Türkiye Sigorta Birliği’nın ziyaret edildiğini ve sigorta konularındaki taleplerin görüşüldüğünü ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener, “Leasingli araçların firma adına ruhsat değişikliğinde hasarsızlık haklarının devri, Şirket nev’i değişikliklerinde hasarsızlık haklarının aktarımı, Sigorta şirketleri tarafından uygulanacak prim aralıklarının resmi internet sayfa- larında yayınlanması konularında başarı sağladık” dedi. Yurt dışında muayene süresi dolması sebebiyle mağdur olan araçlara müjde veren Şener, geçerli muayene süresi içinde yurt dışına çıkış yapan ancak yurt dışında muayene süresi dolan araçların ülkemize girişlerinde yapılan kontrollerde, araca giriş yaptığı tarih itibari ile 30 günlük muayene yaptırma süresinin tanındığını da vurguladı. 2015’te hangi konular üzerine yoğunlaşılacak? Geçmişte yapılanların gelecek açısından da bir örnek teşkil edeceğini ifade eden Şener, daha güzel yarınlar için çok çalışmak gerektiğini ifade etti. 2015’te Neler Yapılacak? Sürücü vizeleri, gümrük kapılarının iyileştirilmesi, yabancı araçların haksız rekabetiyle mücadele, sürücü Mart 2015 26 GENEL KURUL Elvan: Türk mallarının AB ülkelerinde serbest dolaşımı konusundaki mücadelemiz sürecek Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, karayolu taşımacılığının 77 milyonu ilgilendiren bir sektör olduğunu vurguladı. Elvan, “AB ülkelerinin mevzuat dışı uygulamalarla Türk karayolu taşımacılığı sektörüne engeller çıkardığını biliyoruz. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak adına başlattığımız mücadelemiz kararlılıkla sürecek” dedi. Mart 2015 Çile çekmek istiyorsan kamyon şoförü olacaksın Karayolu Taşımacılığı Kanunu ile sektördeki dağınık yapının disipline edildiğini, kurala, kaideye ve standartlara kavuştuğunu ifade eden Bakan Lütfi Elvan, AB uyumuna da çok önem verdiklerini ve bu konuda var güçleriyle çalıştıklarını ifade etti. Taşımacılık sektörünün bundan 15 yıl öncesine kadar çile çekilen bir sektör olduğunu ifade eden Bakan Elvan, “Babam da bir süre taşımacılık- la uğraştı. Oaradan çok iyi biliyorum. Eskiden bir deyim vardı: Çile çekmek istiyorsan kamyon şoförü olacaksın. O dönemlerde altyapısı kötü yollar, iki aracın yan yana geçemeyeceği yollar, asfalt yok, araçların sık sık arıza yaptığı, yollarda şoförlerimizin günlerce, saatlerce beklediği dönemler... O dönemler geride kaldı. Eskiden 6 bin 100 km’lik bölünmüş yolumuz varken şimdi 17 bin 750 km bölünmüş yol gerçekleştirdik. Artık araçlarımız çok daha rahat hareket ediyor. Bugün 27 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan 38. UND Genel Kurulu’nda “UND-Bakanlık İşbirliği’nin Önemini” vurgulayarak “Türk mallarının AB ülkelerinde serbest dolaşımı konusundaki mücadelemiz sürecek” dedi. artık şoförlerimiz ‘tekerim patladı, çukurda kaldım’ demiyor. O güzelim yollarda hareket ediyorlar. 1990’lardan kalan eski araçları bakanlık olarak aldık ve araçlarımızı yeniledik. Bu yapılan düzenlemeler taşımacılık Mart 2015 28 GENEL KURUL lığımız da bu sorunun çözülmesi için devreye girdi. Bugüne kadar İran’da, Macaristan’da ve Bulgaristan’da bize’ yapılan haksız uygulamalar karşısında dik durduk, bu duruşumuz sonuna kadar sürecek.” Haksızlığı gidermek boynumuzun borcu Türkiye nakliyecilerine karşı çok ciddi bir haksızlık yapıldığını ifade eden Bakan Elvan, “Bu haksızlığı ortadan kaldırmak boynumuzun borcudur” dedi. Haksızlıklar karşısında hükümet olarak dik durduklarını, taviz vermediklerini ve adım adım çözüme ulaştıklarını aktaran Bakan Elvan, siyasi istikrarın burada en önemli role sahip olduğunu da söyledi. UND’nin çalışmalarını önemsiyoruz sektöründe daha konforlu seyahat edebilmeyi beraberinde getirdi. Trafik güvenliği açısından da son derece müspet çalışmalar yaptık. Can kaybı açısından AB’den daha iyi bir hale geldik. Araç muayene sistemini özelleştirerek Avrupa’da örnek hale geldik. Bakanlığımız uhtesinde araç denetim istasyonlarını yaygınlaştırdık. 2014 yılında 35 milyon aracın denetimini yaptık” dedi. Çağdaş dünya standartlarında, AB normalarında bir yapı oluşturmaya çalıştıklarını aktaran Bakan Elvan, uluslararası nakliyeciler olarak ciddi sorunlarla karşı karşıya olduklarını, bunun bilinciyle çalışmalara hız verdiklerini söyledi. Bakan Elvan, çalışmaların bundan sonra da kararlılıkla süreceğinin altını çizdi. Bulgaristan krizini birlikte yürüttük Göreve geldiği zaman diliminde Bulgaristan krizinin patlak verdiğini ifade eden Bakan Elvan, UND yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve bürokratlarla beraber bu krizi anında çözdüklerini belirtti. Bakan Elvan, “Göreve geldiğim andan itibaren bürokratlarımıza alternatif güzergahar oluşturun dedim. RoRo hattını daha efektif kullanabilMart 2015 meliyiz” diyen Bakan Elvan, Hazar geçişinin bu anlamda çok önemli olduğunu söyledi. “Alternatif güzergahlar çok önemli, mücadelemiz sürecek” Taşımacılıkta Türkiye’nin alternatif güzergahlara sahip olduğunu ifade eden Elvan şunları söyledi: “Eğer alternatif güzergahlarınız varsa masada güçlüsünüz demektir. Türkiye’nin taşımacılık altyapısı konusunda çağ atladığını söylemek mümkün. Ancak ciddi sorunlarımız olduğu da bir gerçek. Bu sorunların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Bugüne kadar Ro-Ro hatlarını ve alternatif hatları kullanarak Türkiye’ye uygulanan haksız muamele ile mücadele ettik. Hazar Denizi dahil, ihracat yaptığımız pazarlar için hem Batı’da, hem de Doğu’da bize uygulanan haksız uygulamalar için mücadelemizi sürdüreceğiz. Avrupa Birliği mallarının serbest dolaşımı kurallarla belirlenmiş, gerçek bir husus. Ancak buna rağmen Türkiye’ye uygulanan çifte standart nedeniyle karayolu taşımacılarımız sorunlar yaşıyor, Türk malları AB ülkelerinde serbest dolaşamıyor. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. AB Bakan- Göreve geldiği andan itibaren UND ile çok uyumlu bir çalışma içinde olduklarını ifade eden Bakan Elvan, “Belki birebir UND ile ben çalışmıyorum ama çalışan arkadaşlarımız var. STK olarak UND ile birlikte dik durduk, birlikte çözüme ulaşmaya çalıştık” dedi. UND’nin çalışmalarını önemsediğini ifade eden Bakan Elvan, kamu-özel sektör-STK çalışmalarının en iyi örneklerinden birini lojistik sektörünün oluşturduğunun altını çizdi. UND-Bakanlık işbirliği çok önemli Ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde kamu ve özel kesimin paydaş olarak çalıştığının altını çizen Bakan Elvan, gelişen ve değişen Türkiye’de her şeyin devlet tarafından yapılması algısının ortadan kalktığını; özel sektör ve STK’ların da bu konuda devlete katkı sunduğunu ifade etti. Bakan Elvan, bunun en güzel örneklerinden birinin UND ile Ulaştırma Bakanlığı arasında gerçekleştirildiğini ifade ederek UND’nin faaliyetlerini çok önemsediklerini söyledi. Bakan Lütfi Elvan, “Bugüne kadar kararları birlikte aldık. Birlikte dik durduk. Böylesi kritik konularda STK – Bakanlık işbirliği son derece önemli bir olay. Kazanımlarımızı birlikte artırmaya devam edeceğiz” dedi. Bakan Elvan, Türkiye’de özellikle son 10 yılda çok önemli değişimler ve gelişmeler olduğunu ifade ederek artık özel sektörün de kamu’nun da eskisi gibi olmadığını belirtti. 29 Nuhoğlu: Türkiye’nin büyümesinde lojistik baş aktör UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, kamu-özel sektör işbirliği ile sektörde ezber bozduklarını ifade ederek ihracat odaklı büyüyen Türkiye’de lojistiğin bu gelişmede baş aktör olduğunun altını çizdi. Genel Kurul’da tek aday olan ve oy çoğunluyla yeniden UND Başkanlığı’na seçilen Çetin Nuhoğlu yaptığı konuşmada Türkiye’nin ihracat odaklı büyüdüğünü belirterek bu büyümede lojistik sektörünün baş aktörlerden biri olduğunu, sektördeki herkese önemli görev ve sorumluluklar düştüğünün altını çizdi. Nuhoğlu, 2015 senesinin UND’nin 41. yılı olduğunu belirterek geçmişten bu zamana kadar tüm UND çalışanlarının Türkiye ekonomisine, UND’nin gelişip güçlenmesine, bu günlere gelmesine ve sektörün çatı kuruluşu olmasına katkı sağladığını ifade ederek teşekkür etti. Kamu, sektörümüzün önemini teyit ediyor Birbirinden önemli ekonomik konuları, lojistik sektöründe yaşananları, gelişmeleri, UND’nin ve bakanlıkların çalışmalarını anlatan Nuhoğlu, Yarım asra yakın süredir varolan UND, bugün uluslararası camiada saygın bir konuma sahip. Sadece sektörümüzü değil; çoğu platformda doğrudan ülkemizi temsil edebilmenin gururunu yaşıyoruz. Artık üretim sektörümüzde, ticaret sektörümüzde, ulaştırma ve lojistik sektörünün ekonomik değeri ve yarattığı katma değerin bilincinde. Fakat belki de daha önemlisi; Kamu’da da sektörümüzün önemini teyit eden yaklaşımları gözlemliyoruz” dedi. Taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm Lojistik sektörünün ihracat merkezli büyüyen ülkeler için vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Sayın Başbakanımızın 2014 kasım ayında, ekonomimizin dönüşümünü sağlayacağı belirlenmiş olan 9 ana sektörden biri olarak sektörümüzü zikretmiş olması bizleri sevindirdi. Sektörümüz, 2018’e kadar ‘Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşümü’ gerçekleştirerek Türkiye ekonomisinin, rekabetçi, sürdürülebilir, ihracata dayalı ekonomik kalkınmasını sağlayacak” dedi. Bu gelişmenin UND için ayrı bir önemi olduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Görüyoruz ki, derneğimiz, 10. Kalkınma Planı Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı kapsamında Kalkınma Bakanlığımız tarafından toplam 3 bileşende, 12 ayrı eylem için sorumlu kuruluşlar arasında görevlendirilmiş bulunuyor. Bu 3 bileşen: 1. Bileşen: Lojistikte Strateji ve Kurumsal Yapılanmanın Mart 2015 30 GENEL KURUL Oluşturulması 3. Bileşen: Gümrük İşlemlerinde Etkinliğin Sağlanması 5. Bileşen: Sektörde Faaliyet Gösteren Firmaların Rekabet Güçlerini Artması şeklindedir. Bir özel sektör meslek örgütü olarak, resmi devlet politikalarımızda bu kadar etkin bir görev bahşedilmesi; bizleri her şeyden önce fazlasıyla gururlandırmıştır” dedi. UND’nin her zaman, her şartta, sektörünün daha rekabetçi, daha müreffeh bir geleceğe erişmesi için, bakanlıkla omuz omuza çalıştığını ifade eden Nuhoğlu; bu ortak gayede her daim destek olmaya ve katkı sağlamaya hazır olduklarının altını çizdi. Nuhoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Sevindiğimiz bir başka husus da; Kalkınma Planımızda belirtilen eylemler ve projelerin; 4-5 Mayıs 2014 tarihlerinde Çeşme’de gerçekleştirdiğimiz “Kamu-UND Ortak Aklı 2023 Arama Konferansı” sonuçları ile büyük ölçüde örtüşüyor olmasıdır. Kamu-UND Arama Konferansı’na katkı sağlayan, başta Ulaştırma Bakanlığımız, Ekonomi Bakanlığımız ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın Sayın Müsteşarları ve bu bakanlıklarımızın değerli temsilcileri; ayrıca TİM, TOBB gibi meslek örgütlerimizden temsilcilerle ortaya çıkardığımız proje ve hedefler, ulusal kalkınmamızın genel hedefleri arasına girmiş. Tüm ilgili bakanlıklarımızla ortaklaşa belirlediğimiz ödevlerin, ilgili politikaların geliştirilmesi suretiyle, takip edildiğini de memnuniyetle not ettik. Şimdi tüm paydaşlara düşen, hedeflenen Mart 2015 ‘sektörel dönüşümün’ acilen başlatılmasıdır. Bunun için, Başbakanlık Genelgesi’yle kurulacağı belirtilmiş olan ve sektörle ilgili tüm bakanlıkları ve meslek örgütlerini, hatta üniversiteleri de ‘Ortak Bir Platformda’ bir araya getirip koordinasyonu sağlayacak ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulmasını bekliyoruz. Sektörde bu çok özlenen koordinasyon, kurumlar arası görev paylaşımlarını netleştirip farklı kurumların birbiri ile uyumsuz mevzuat çıkarmasını, çakışan sorumluluklar yerine görevlerin daha uygun paylaştırılacağı bir sektör getirecek. Bu koordinasyon ve uyum sayesinde, gelecek politikaların daha sağlıklı ve daha gerçekçi şekilde oluşturulmasını sağlayacak. Umuyoruz ki, bu yapı sayesinde, sektörümüzü düzenleyen mevzuatın, güncel gelişmeler ve ekonomideki değişimler doğrultusunda gözden geçirilmesi ve güncellenmesi için uygun ortam da sağlanacak.” DEİK’te önemli bir dönüşümün önü açıldı Kamu-özel sektör işbirliği anlayışından bugün Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) önemli bir dönüşümün önünün açıldığını ifade eden UND Başkanı Nuhoğlu, yeni yapısıyla DEİK, TİM-İKV-YASEDTÜSİAD-MÜSİAD-TOBB gibi ekonomimizin enerji kaynaklarının aynı çatı altında biraraya getirildiğini vurguladı. Nuhoğlu, UND’nin yeni DEİK’te hem Yönetim Kurulu Üyesi, hem de İcra Kurulu Üyesi olarak yer 31 alması ve bu değerli yapıya ‘özel olarak davet edilmiş’ olmasının büyük anlamlar taşıdığını ifade etti. Lojistik AB ekonomi motorunun yağıdır Nuhoğlu, her şeyden önce yıllardır her platformda dile getirdikleri bir gerçeğin, ‘ihracatın veya dış ticaretin temelinin, sadece malların bir yerden bir yere satılması olmadığı, bu malların hedeflenen pazarlara rakiplerinden önce ve daha az maliyetli şekilde teslim edilebilmesinde yattığı’ gerçeğinin kabulünü yansıttığını söyledi. Nuhoğlu, “Nitekim, tam üye olmaya hazırlandığımız Avrupa Birliği bunu 2007 yılında yayınladığı Lojistik Politika Belgesi’nde söylemişti: ‘Lojistik, AB ekonomi motorunun yağıdır.’ AB gayrisafi hasılasında yüzde 11 payı olan lojistik sektörü, elbette ki, AB’nin en yoğun şekilde desteklenen sektörleri arasında geliyor. Devletimizin, küresel rekabetin temel unsuru olarak Ulaştırma ve Lojistik Sektörünü bu şekilde konumlandırdığı mevcut politikalarla, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planımızla, bundan böyle İhracat hedeflerimiz belirlenirken, bu ihracatın lojistiği de paralel hedeflerle kurgulanacak. Bu anlayışla; hangi ülkeye 2023 yılında ne kadar ihraç edeceğim? Hesabı yapılırken; bu ülkenin karayolu taşımalarımıza kota uygulayıp uygulamadığı, geçişlerde kısıtlama ve ücretler uygulayıp uygulamadığı da hesaplanacak… Örneğin, İtalya üzerinden transit geçilerek gidilen ülkelere ihracatımızı artırmak için İtalya’dan ne kadar transit geçiş belgesi almanın gerektiği hesaplanacak” dedi. Bugün 1.2 milyon karayolu seferi ile gerçekleşen İhracatımızın 10 yıl sonra 3 katına çıkacağının söylendiğini; bu ihracatın hangi kapasiteyle taşınabilecek sorusunun akıllara geldiğini ifade eden Nuhoğlu, “Aracımız var ama, taşıdığımız yollar üzerinde ürettiğimiz malı taşırken karşımıza binbir türlü engel çıkaran ülkeler varsa, bu malları nasıl daha hızlı ve ucuza ulaştırabileceğiz? TİM ile yaptığımız araştırmalar var; bugün ihracatçılarımız, yüzde 87 oranında, karayolunu tercih ediyor. Neden sorun yaşıyor? Bu sorunlar nasıl çözülebilir, çözülürse ihracatımız ne kadar artabilir?” dedi. Nuhoğlu, tüm bunların masaya yatırabilmesi durumunda başarılı bir ihracat planlaması yapabileceğini de vurguladı. İhracatla büyüyen bir ülkeyiz, 2023 hedefi için çalışıyoruz Genel Kurul’da tek aday olan ve oy çoğunluyla yeniden UND Başkanlığı’na seçilen Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin ihracatla büyüyen bir ülke olduğuna dikkati çekti. 2023 ihracat hedefine ulaşma konusunda gece-gündüz çalıştıklarını söyleyen Nuhoğlu: “13,5 milyar dolarla, bugün turizmden sonra en fazla hizmet ihracatı gerçekleştiren sektörüz. Biliyoruz ki hükümetimiz Türkiye’nin ekonomik büyümesini ihracata endeksledi. Geçen yıl büyümemizin yüzde 90’ı ihracattan geldi. Türkiye’nin ihracatla büyümekten başka şansı yok. Ülkemiz 2023 ihracat hedefine ulaşması için kendimizi Avrupa – Asya arasında mal taşımak için konumlandırdık” dedi. 85 milyar dolar doğrudan gelir sağlayan lojistik sektörü önceliklendirmeyi hak ediyor her potansiyel yabancı yatırım, öncelikle ülkemizin ticaret erbabına sunduğu lojistik avantajları inceliyor; komşularıyla kıyaslıyor. Bunun için kullandıkları kaynakların başında Dünya Bankası’nın 160 ülkenin lojistik performansını kıyasladığı çalışma ‘Küresel Lojistik Performans Endeksi’ geliyor” dedi. Nuhoğlu, 2007 yılından beri yayınlanan bu endeksin, ‘gümrük, altyapı, uluslararası sevkiyat, lojistik hizmetlerin kalitesi ve lojistik yetkinlik, sevkiyatların takibi ve izlenebilmesi, sevkiyatların Ülkemizin gayrisafi milli hasılasındaki payı itibarıyla bugün yaklaşık 85 milyar dolar doğrudan gelir sağladığı tahmin edilen lojistik sektörünün, devlet kademelerinde, tüm resmi ekonomi politikalarında, bu ilgiyi ve bu önceliklendirmeyi fazlasıyla hak ettiğini ifade eden Nuhoğlu, öte yandan sektörün küresel arenada da sürekli mercek altında olduğunu belirtti. Nuhoğlu, “Ülkemize yönelen Mart 2015 32 GENEL KURUL alıcıya zamanında ulaşması’ olmak üzere 6 temel alanda ülkelerin dünya ticaretine sunduğu lojistik hizmetlerin kalitesini sorguladığını ifade etti. Nuhoğlu, bu sorgulamayı, artık devletimizin de, sektöre yönelik politikaları belirlerken yapmaya başladığını, performans endeksinde ilk 15 ülke arasına girme hedefinin benimsendiğini de, memnuniyetle gördüklerini söyledi. Dünya Bankası Lojistik Endeksi’nde 160 ülke arasında 30. sıradayız Ülkemizin, Dünya Bankası Lojistik Endeksi’nde 160 ülke arasında 30. Sırada yer aldığını ifade eden Nuhoğlu, kamu-özel sektör işbirlikleri ve ortak projeleri sayesinde, 2018’e geldiğimizde, 160 ülke arasında lojistik performans açısından ilk 15 arasında yer alacağımızı belirtti. Sağlıklı, gerçekçi, uyumlu ve eşgüdümlü kararlarla bunu başarmamızın mümkün olduğunu ifade eden Nuhoğlu, lojistik performansımızın dış ticaretimizin performansı ile doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. UND Başkanı Nuhoğlu, kalkınma planımızın temel başarı göstergelerinden biri haline gelen lojistik performans endeksin, ülkemize çekilecek yatırımlar için de bir ‘bonservis’ vazifesi göreceğinin altını çizdi. UND, üniversite-sanayi işbirliğine önem veriyor Üniversite-sanayi işbirliklerine özel önem veren UND olarak, sektörün rekabet gücünü etkileyen tüm faktörleri sürekli olarak incelediklerini, sorunları tespit ettiklerini, çözüm Mart 2015 Haksız uygulamalarla ihracatımıza engel oluyorlar Özellikle AB üyesi ülkelerin Türk TIR’larına gümrük kapılarında kanunsuz uygulamalar yaptığını ve bu nedenle Türkiye’nin toplam ihracatının sekteye uğradığını söyleyen UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, “ Haksız rekabet koşulları, yurt dışında karayolu denetimi ve buna bağlı yüksek cezalar, sınır kapılarında yaşanan uzun beklemeler ve geçiş belgelerinin yetersiz olması hem ihracatımız, hem de sektörümüzü olumsuz etkiliyor. Bununla hem Bakanlığımızın, hem de hükümetimizin destekleriyle UND olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hukuki olarak bu konuyla ilgili Viyana’da dava açacağız” dedi. önerileri geliştirdiklerini ifade eden Nuhoğlu, “Sabancı – Doğuş – İTÜ araştırmacılarından oluşan ve Prof. Dr. Füsun Ülengin liderliğindeki bir ekip, Türkiye Lojistik Sektörü için, Küresel Rekabet Gücü Endeksi ve Lojistik Performans Endeksi karşılaştırmaları yaparak sektörün rekabet gücü ölçülüyor… Bir diğer çalışmada, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden hocalarımızla “karayolu taşımacılık mevzuatının sektörümüzün rekabet gücüne etkilerini” analiz ettik, sonuçlarını önümüzdeki günlerde Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız ile paylaşacağız. Sektörün yetkin lojistik profesyonelleri ile geleceğe taşınabileceği inancıyla, ilk Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu’nun kurulmasına katkı sağlamış; 2005 yılında 33 İstanbul Üniversitesi’ne modern bir bina armağan etmiştik. Geçen yıllar içinde, okulumuz çok değerli mezunlar verdi,sektörümüze kazandırdı. Hatta, okulumuzdan yeni öğretim görevlileri yetişmeye dahi başladı. UND olarak başından beri destek vermeye gayret ettiğimiz bu süreçte, geçtiğimiz günlerde başka bir sevinç ve gururu da yaşadık. İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu, YÖK Kararı ile, 4 yıllık fakülte olmaya uygun bulundu” dedi. 2014 zorlu geçti, 2015 de kolay olmayacak 2014 senesinin sektör açısından oldukça zorlu geçtiğini ifade eden Nuhoğlu, artan maliyetler ve ülkemiz taşımalarının yurtdışında veya yurtiçinde maruz kaldığı haksız rekabet unsurlarının gündemden düşmediğini ifade etti. En önemli pazarımız Avrupa Birliği’nin ekonomik iyileşmesinin henüz gerçekleşmediğini, Euro Bölgesi’nin hala risk altında olduğunu ifade eden Nuhoğlu, 2015 yılının da çok kolay olmayacağını vurguladı. Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmelerin, küresel ekonominin yeni sıkıntılara gebe olduğunu çok net ortaya koyduğunu ifade eden Nuhoğlu, Rusya’nın uluslararası gümrük Mart 2015 34 GENEL KURUL “36 saat sonra Münih’te olmalıyız, biz 90 saatte ulaşıyoruz” Türkiye’den çıkan araçların 36 saat sonra Münih’te olması gerektiğini ifade eden Nuhoğlu,” Gümrük kapılarında yaşadığımız uzun beklemeler ve haksız uygulamalar nedeniyle bu süre 90 saate ulaşıyor. Zamanımız gümrük kapılarında geçiyor” dedi. Türkiye’ye son 10 yılda 140 milyar dolar yabancı yatırım geldiğini söyleyen Çetin Nuhoğlu, “ Şu an Avrupa’ya yaptığımız ihracatın yüzde 50’sini Türkiye’deki yabancı şirketler yapıyor. Yani ihracat yapmak için hizmet ithal ediyoruz. Bu durumun bir an önce değişmesi gerekiyor” dedi. Mart 2015 teminat sistemi TIR’dan çıkma eğilimlerinin, sadece birkaç ayda sektöre 4 milyon dolar kaybettirdiğini ifade etti. Bu eğilimin, yeni bir karar beklenilen şubat ayında ne durumda olacağını kestirmenin zor olduğunu ifade eden Nuhoğlu, Avrupa ülkelerinin birbiri ardına ulaştırma alanında yeni vergiler, yeni kısıtlayıcı tedbirleri uygulamaya koyduklarının görüldüğünü ifade etti. En son, Almanya’da ocak ayında başlatılacağı duyurulan “yeni asgari ücret” uygulamasının sektör açısından ciddi riskleri barındırdığını ifade eden Nuhoğlu, bazı gelişmelerin ise içinde önemli fırsatlar barındırdığını söyledi. Rusya’nın AB’ye gıda ambargosunun ülkemiz ve sektör için 35 yeni ticaret fırsatları sunduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Türkiye-AB müzakerelerinde Sayın Ekonomi Bakanımızın deyişiyle “Gümrük Birliği’nde güncelleme değil; ilerleme bekliyoruz” Ortadoğu taşımalarındaki tıkanmanın ve İran güzergahındaki tıkanmanın, devletimizin destekleriyle Türkiye’den Ortadoğu’ya ve Hazar üzerinden Orta Asya’ya yeni Ro-Ro hatlarıyla aşılacağını ümit ediyoruz” dedi. Son 2 yıldır, bakanlığın yoğun desteği, kararlı duruşu sayesinde, sektör için daha iyi bir gelecek tasarımı için yola çıktıklarını ifade eden Nuhoğlu, “AB-Türkiye ortaklık ilişkisinin getirdiği haklarımızı geri almak için savaşıyoruz. Dünya ticaret hukukunun bizlere verdiği haklar için savaşıyoruz. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın ve Ekonomi Bakanlığımızın katkılarıyla önce iki ülkede, Avusturya ve Macaristan’da davalar açıyoruz. İhracatımızın ana varış noktası Almanya’da yerleşik ve Türkiye ile ticaret yapan firmaların mağduriyetlerini ortaya koyarak bu iki ülkenin AB hukukunu ihlalini ortaya koyuyoruz. Bu iki ülkeyi, ayrıca dış ticaretimizin transit güzergahları olan İtalya, Slovenya ve Bulgaristan’ı AB komisyonuna şikayet ediyoruz” dedi. Bu mücadelede Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan’ın ve bakanlığın desteklerinin kendileri için hayati önemde olduğunu ifade eden Nuhoğlu, bunun aynen sürmesini dilediğini ve Mart 2015 36 GENEL KURUL bu konudaki yardımlarından dolayı minnettar olduklarını ifade etti. ‘Aç Kapıyı Bezirgan Başı’ UND’nin 38. Olağan Genel Kurulu’nda, TRT-UND işbirliği ile hazırlanan ‘Aç Kapıyı Bezirgan Başı’ adlı belgeselin gala gösterimi de yapıldı. Yoğun ilgiyle izlenenen belgeselde vize engeline çarpınca Almanya devletinden şikayetçi olan, dava açan ve bu davayı kazanan Mehmet Sosyal’ın yönetimindeki bir araçla İzmir’den Almanya’ya gerçekleşen bir seferde yaşananlar üzerinden Türkiye-AB ilişkilerinin değerlendirmesi yapılıyor. TIR Şoförünün Gözünden Yollar UND’nin 38. Olağan Genel Mart 2015 Kurulu’nda Damla Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü M. Korkut Doğan’ın “TIR Şoförünün Gözünden Yollar” adlı fotoğraf sergisi katılımcılardan tam not aldı. Doğan, “Tespihte çekeriz fotoğrafta” mottosuyla oluşturduğu bu fotoğraf sergisinde bir TIR şoförünün objektifine takılan enstantaneleri fotoğrafseverlerle buluşturdu. Yollara adanmış ömürlerin hikayesinin aktarıldığı fotoğraf sergisinde birbirinden ilginç fotoğraflara rastlamak mümkün. Doğan, “Biz TIR şoförlerinin sadece tespih çeken insanlar olmadığını göstermek istedim. TIR şoförleri olarak sanatçı yanlarımızı ortaya koymaya çalıştım” dediği bu fotoğraf sergisi UND’nin katkılarıyla daha fazla kişiye ulaştı. 37 2014 Yılın Filo Yöneticisi Ödülleri sahiplerini buldu Filo kiralama şirketi LeasePlan ve Ekonomist dergisinin düzenlediği “2014 Yılın Filo Yöneticisi Ödülleri” sahiplerini buldu. LeasePlan - Ekonomist Yılın Filo Yöneticisi Ödülü’nü Avea kazanırken, Skoda’nın desteğiyle verilen Güvenli Filo Ödülü Lilly İlaç’ın, Michelin Yeşil Filo Ödülü de Berko İlaç’ın oldu. Jüri Özel Ödülü’nü ise Edak İlaç Dağıtım kazandı. Filo yönetiminin, şirketlerin performansı ve ülke ekonomisine katkısına dikkat çekmek, çevre ve trafik güvenliği bilincinin oluşmasına destek olmak, kaynakların verimli kullanımını teşvik etmek ve ödüllendirmek amacıyla düzenlenen “Yılın Filo Yöneticisi Ödülleri”nin 4’üncüsü sahiplerini buldu. Filo kiralama şirketi LeasePlan ve Ekonomist dergisi tarafından verilen ödüllere, birçok değişik sektörden filo yöneticileri ve sektörün önemli isimleri katıldı. çevreye duyarlılık konusundafark yaratan uygulamalar kazananları belirledi. Araç içi telefon konuşmasını bitiren Lilly’ye Skoda Güvenli Filo Ödülü Sorumlu olduğu araç filosunda, trafikte can güvenliği adına kullanıcı ve yaya güvenliğini pekiştiren uygulamaları hayata geçiren, güvenli sürüş eğitimleri düzenleyen filo yöneticilerinin ödüllendirildiği Skoda Güvenli Filo Ödülü kategorisinde birincilik ödülü, Lilly İlaç İnsan Kaynakları Müdürü Işıl Çelik’in oldu. Araçlarda kulaklık ve Bluetooth dahil olmak üzere her türlü telefon görüşmesini yasaklayan Lilly İlaç, son 6 yılda filosununyüzde 64 daha fazla kilometre yapmasına rağmen, milyon milde çarpışma oranını yüzde 62 oranında düşürmeyi başarmasınedeniyleödüle layık görüldü. Karbon salınımlarını takip eden Michelin Yeşil Filo Ödülü Berko İlaç’ın Michelin Yeşil Filo kategorisinde birincilik ödülü tüm kullanıcılarının yıllık kilometreleri ve rölanti sürelerinden karbon salınımlarını hesaplayarak çevreye duyarlı kullanıcılarını ödüllendiren, karbon salınımı fazla olan kullanıcılarının ise eğitimlerle çevreye duyarlılığını arttırmayı hedefleyen Berko İlaç Araç Filo Sorumlusu Hacı Medeni Yılmaz’ın oldu. Araç seçim kriterlerinden birini düşük karbon salınımı olarak belirleyen ve yönetici araçları dahil bu yaklaşımını değiştirmeyen Johnson ControlsSatınalma Koordinatörü Sayın Halil Şekeral ve Sayın Gülay Ataşen ikincilik ödülüne layık görüldü. Üçüncülük Ödülü ise, 2000’li yıllardan bu yana yeşil filo stratejisi bulunan ve misafirlerinin karşılanması için elektrikli araçlar kullanan Siemens firmasının oldu. Ödülü Satınalma Uzmanı Sayın Sedat Uğurlu teslim aldı. Kazananlar ödüllerini, Michelin Türkiye Genel Müdürü MarcoGiuliani’den aldı. Yılın En iyi Filo Yöneticisi Avea’dan Ekonomist ve LeasePlan tarafından verilen Yılın Filo Yöneticisi Ödülü’nün kazananı, 2014 yılında filo kiralama maliyetinde yüzde 25 tasarruf sağlayan Avea Filo Tedarikçi Müdürü İrem İnan oldu. Araç bilgi veri tabanı, raporlama araçları ve mobil uygulamalar ile şirket verimliliğiniarttıran Opet İnsan Kaynakları Uygulama Uzmanı Yavuz Duyar ikinciliğe, 2014 yılında lastik maliyetlerinde yüzde 28, bakım maliyetlerinde yüzde 24 ve hız aşımı kontrolleriyle hasar yaralanma oranını da yüzde 100 azaltmayı başaran Berko İlaç Araç Filo Sorumlusu Hacı Medeni Yılmaz da üçüncülüğe layık görüldü. Mart 2015 38 DOSYA Uluslararası karayolu taşımasında en çok hangi modeller ön plana çıkıyor? Ülkemiz taşımacılığında ‘karayolu’ aslan payını almış durumda. Karayolunda uluslararası sürücülerin kullandığı araçlar hiç kuşkusuz ki taşıma performansını direkt etkiliyor. Uluslararası karayolu taşımasında en çok hangi modeller ön plana çıkıyor sorusuna cevap aradık. Türkiye’de taşımacılık deni- lince akılara ilk ‘karayolu taşıması’ geliyor. Karayolu taşıma modunun diğer modlara göre daha etkili kullanılması çokça eleştirilse de ülkemiz taşımacılığında aslan payı karayolu taşımacışığına ait. Uluslararası karayolu taşımacılığımızın daha efektif, daha rahat, eşit koşullarda rekabet edebilmek ve çözümler sunabilmek için hiç kuşkusiz ki ‘araçların modern yapısı’ burada belirleyici oluyor. Karayolu taşımacılığında araçların modern olması, çevreye duyarlılık göstermesi, sürücülerin Mart 2015 rahatlığını, konforunu sağlayabilmesi, dayanıklı ve seri olması gibi birçok etken gerekiyor. Araçların AB normlarına uyması ise uluslararası arenada ülkemizin prestijini yükselten en önemli etkenlerden birini oluşturuyor. Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye’deki araçların yapısını göz önünde bulundurarak eskimiş araçları alarak lojistik sektörüne bu anlamda yardımcı oluyor. Bakanlık, lojistik sektörünün daha rahat hareket edebilmesi ve ihracata dayalı ekonomideki çarkların hızlı dönebilmesi için sektörle işbirliği içerisinde hareket edeceğini de ekliyor. Geldiğimiz noktada Türkiye’de filoların modern yapısı göz dolduruyor. Ülkemiz karayolu taşımacıları gerek özmal gerekse de kiralama modeli ile taşımalarını gerçekleştirerek ekonomideki döngüye katkıda bulunuyor. Peki, lojistikçilerimiz hangi modelleri daha ziyade tercih ediyor? Uluslararası karayolu taşımacılığında en çok hangi modeller ön plana çıkıyor? UND’nin Sesi Dergisi olarak lojistik sektöründe en çok tercih edilen marka ve modelleri araştırdık. 39 Özbayır: Lojistik sektörünün, gözbebeği Axor 1840 LS “Mercedes-Benz Türk’ün kamyon ürün gamı içerisinde lokomotif modeli olan Mercedes-Benz Axor kamyonlar, çekici, nakliye aracı ya da inşaat aracı olmak üzere yaygın bir kullanım alanına sahip. Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası’nda üretilen Axor kamyonlar, müşteri memnuniyetini artırma ve ihtiyaçlara daha iyi cevap verebilme amacıyla sürekli olarak yenileniyor. Bu yenilikler gerek kabin içinde ve dışında yapılan değişiklikleri, gerekse konfor ve güvenlik alanındaki donanımsal değişiklik ve iyileştirmeleri de kapsıyor. Alanında en yüksek satış adetlerine sahip olan Mercedes-Benz Axor, tüm bu yeniliklerle liderliğini korumaya devam ediyor. Axor 1840 LS hem güvenilir hem ekonomik Mercedes-Benz Türk’ün 2002 yılından bu yana Aksaray Kamyon Fabrikası’nda üretimini gerçekleştirdiği Axor 1840 LS, lojistik sektörü tarafından en çok tercih edilen Mercedes-Benz modeli sıralamasında listenin başını çekiyor. Lojistik şirketleri ne taşırlarsa taşısınlar, ne kadar yol yaparlarsa yapsınlar, Axor 1840 LS ile hem güvenilir hem ekonomik bir taşıma gerçekleştirebiliyorlar. Yüksek performansı ve düşük yakıt tüketimi ile Axor 1840 LS çekici Türk kamyoncularının gözbebeği olma özelliğini yıllardır koruyor. Kullanışlı kabini, sürücüye sunduğu konforu ile Axor 1840 lojistik sektörünün yükünü taşıyor. Bu aracın hem yurt içinde hem de yurt dışında yetkili servise ulaşmadaki kolaylığı, yine hızlı ulaşılabilir ve güvenilir yedek parça hizmeti ile birlikte sunuluyor olması lojistik sektörünün tercih sebepleri ara- Mercedes-BenzTürk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır sında yer alıyor. 400 beygir gücüne ve 40 ton katar ağırlığına sahip bu çekici, diferansiyel, şanzıman ve motorun mükemmel uyumuyla en ekonomik şekilde yol almanızı sağlıyor. Axor 1840 LS’ın aynı zamanda geniş kullanım alanına ve yüksek 2.El değerine sahip olması aracın pazardaki güçlü konumunu perçinliyor. Actros 1844 LS lojistik sektörünü geleceğe taşıyor Listenin 2. sırasında Actros 1844 LS yer alıyor. Mercedes-Benz Actros 1844 LS, yüksek donanım seviyesi, yakıt ekonomisi ve sürücüsüne yüksek sürüş konforu sağlaması ile dikkat çekiyor. Actros 1844 LS, yakıt ekonomisindeki başarısını destekleyen aerodinamik kabin yapısı ve standart donanım olarak sunulan yan rüzgarlıkları ile de göz dolduruyor. Mercedes-Benz marka çekiciler lojistik sektörü de yakından takip edilerek ve buradaki ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilerek pazara sunuluyor. Ürün ile birlikte finansmanı, takas imkanı, kasko ve sigortası ile entegre hizmeti tek elden sunan ve satıştan sonra da iş ortağı olarak müşterisinin yanında olan MercedesBenz Türk, çekicileri ile pazarın ihtiyaçlarına karşılık vermek için çalışmaya devam ediyor.” Mart 2015 40 DOSYA Eksin: R serimizin R440 LA4X2MLA ve R440 LA4X2MEB modelleri tercih ediliyor “Uluslararası taşıma yapan lojistik firmalarınca en çok talep edilen modellerimiz; R Serisi düşük ve ekstra düşük şasi yüksekliğindeki R440 LA4X2MLA ve R440 LA4X2MEB araçlarımız. Bu modellerin tercih edilmesinin başlıca sebepleri yakıt tüketimlerinin ve toplam işletme maliyetlerinin düşük olması. 13 lt birim enjektörlü Scania motorların, Opticruise otomatize şanzımanla birlikte yük ve yol şartlarına göre seçilebilen Opticruise seyir modlarının kullanımı, rampa ve iniş ve çıkışlarda seyir hızını ayarlayan Ecocruise sistemi, geliştirilmiş aerodinamik ve düşük motor devirlerinde çalışma için optimize edilmiş aktarma organlarının uyumu sayesinde yüksek yakıt ekonomisi sağlıyor. Ayrıca Scania araçların bilinen kalitesi ve dayanıklılığı sayesinde, hizmet dışı süre olarak tanımlanabilecek arıza ve tamir sürelerinin düşük olması, yapılan nakliye hizmetinin kesintisiz bir şekilde gerçekleştirilebilmesi de önemli bir tercih nedeni oluyor. Ayrıca gerek sürüş sırasında gerekse dinlenme sürelerinde Scania kabinlerin sürücüye sunduğu ergonomi, yüksek konfor ve sürüş keyfi de lojistik firmalarının Scania Mart 2015 modellerini tercih etmelerinde önemli bir etken. Sürüş koçu Düşük ve ekstra düşük şasi yüksekliğindeki R440 LA4x2MLA ve MEB modellerinin temel bazı özellikleri hakkında bilgi vermek gerekirse, araçlarda, 440 bg’de, azami torku 2300 Nm olan 13 lt hacimli, PDE birim enjektörlü SCR sistemli Euro 5 motor, 12 ileri ve 2 karınca vitesli Opticruiseotomatize şanzıman ve pedalsız otomatik debriyaj sistemi, Ekonomi ve Standart Opticruise sürüş modları, Scaniaretarder, yokuşta kalkış desteği, SDS – Scania Sürücü Destek Sistemi, C200 Filo Yönetim Sistemi modülü bulunuyor. Tümü Scania tarafından tasarlanan bu sistem ve ekipmanlar aracın yük durumuna ve yol şartlarına uygun olarak en iyi yakıt ekonomisi sağlayacak şekilde çalışıyor. Scania Sürücü Destek sistemi, sürüş eğitimleri sırasında verilen kullanım tekniklerinin sürücü tarafından sürekli olarak uygulanması için ip uçları vererek kullanım şeklini anlık olarak değerlendiren ve sürücüye geri bildirimlerde bulunarak ekonomik sürüş konusunda destek olan bir sürüş koçu gibi çalışıyor. Bunlar dışında standart İlhami Eksin Scania Genel Müdürü donanımda gündüz sürüş farları, düşük şaside arka dingil için, ekstra düşük şasili araçta hem ön hem arka dingil için dingil yük göstergesi bulunuyor. Düşük şasili aracın boş halde 1100 mm, ekstra düşük şasili aracın 968 mm yüksekliğindeki 5. Teker bağlantı yükseklikleri özellikle yüksek hacim gerektiren taşıma işlerinde avantaj sağlıyor. R Highline kabinli araçlar sundukları yüksek iç hacim ve ergonomi sayesinde gerek seyir gerek dinlenme sürelerinde sürücünün konforu arttırarak dikkatini yola ve seyre verebilmesine yardımcı oluyor. R Serisi araçların standart donanımında yer alan 70 – 90 cm açılabilir tipte alt yatak yüksek dinlenme ve uyku konforu sunuyor. Standart donanıma dahil olan otomatik klima ise kabini her türlü hava şartında ideal sıcaklıkta tutuyor. Modellerin standart yakıt depo hacimleri 600 lt’den başlıyor, ihtiyaçlara göre toplam 1200 lt kapasiteye kadar çift depo seçenekleri sunulabiliyor. Yakıt ekonomisi, ergonomi, konfor, dayanıklılık, yüksek ikinci el değeri gibi toplam işletme maliyetlerinin temel unsurları açısından optimum çözümler sunun Scania R Serisi uzun yol çekici modelleri lojistik firmalarının en çok tercih ettiği araçlar arasında yer alıyor.” 41 FORD: Ford 1846T Midilli Çekici en çok tercih edilen araç oluyor “Uluslararası taşıma yapan firmaların Ford Trucks Çekici modelleri arasındaki tercihi 1846T Midilli Çekici oluyor. One Ford stratejisinin ağır ticari araç sınıfındaki uygulaması doğrultusunda geliştirilen 1846T Midilli Çekici, Ford Trucks’ın DNA’sında yer alan güç, konfor, verimlilik ve dayanıklılık gibi özelliklere sahip. Rakiplerinden yüzde 20 oranında daha uygun fiyat avantajı sunan Ford 1846T Midilli Çekici ayrıca geniş bakım aralıkları, düşük yakıt tüketimi, uygun yedek parça ve servis giderleri ile kullanıcılarına sağladığı düşük işletme maliyetleri ile de filolara fayda sağlıyor. İki farklı sürüş moduna sahip 1846T Midilli Çekici, 940 mm ve 960 mm’lik 5’inci teker yüksekliği sunuyor. 940mm 5’inci teker yüksekliği ile Ford 1846T Midilli Çekici, uluslararası taşımacılığın taleplerini karşılayacak megatreyler ile hacimli yük taşıyıcılığına olanak sağlıyor. 940 mm’lik 5’inci teker yüksekliği ile 1846T Midilli Çekici rakiplerine göre yüzde 10 daha fazla yükleme hacmi sunuyor. 460 PS/2100 Nm motor gücü ile sınıfındaki en rekabetçi güç ve torku düşük devirlerden itibaren sunan Ford 1846T Midilli Çekici, yüksek performans ve düşük yakıt tüketiminin konforunu da bir arada yaşatıyor. Binek araç rahatlığındaki manuel şanzımanı ve debriyajsız otomatik şanzıman opsiyonu ile ön plana çıkan çekicimiz, lüks binek araçlarda kullanılan ESP, yokuş kalkış desteği, klima gibi donanımları standart hale getirerek, ağır ticari araç sektöründeki rakiplerinden ayrılıyor. Ayrıca Ford 1846T Midilli Çekici’de elektrikli kabin kaldırma, 70mm yükseltilebilen ön süspansiyon gibi kullanıcılara konfor ve kolaylık sağlayan özellikler de standart olarak sunuluyor. Büyük lojistik firmalarının ihtiyaçları düşünülerek geliştirilen yeni Ford 1846T Midilli Çekici, ayrıca Ford Trucks Stratejik Pazarlama Müdürü Armağan Hazar filo yönetim sistemlerine uyumlu altyapısı ve opsiyonel sunulan Filobil sistemi ile filoların verimli yönetimi için gerekli donanımı da müşterilerine sunuyor.” Mart 2015 42 DOSYA Giz: Lojistikçilerin en çok tercih ettiği aracımız Stralis’tir STRALIS Hi-Way ile Üstün Sınıf “Yeni Stralis Hi-Way toplam sahip olma maliyetindeki belirgin düşüş ve FPT Endüstriyel tarafından üretilen yakıt tasarrufu konusunda tescilli motoruyla dikkat çekiyor. Ürünün kalitesi, üstün telematiks sistemi, filo yönetimi ve daha verimli bir sürüş için sürüş eğitimini barındıran entegre hizmetleri ile uluslararası misyonlarda ve dört yıl boyunca yılda 130 bin kilometre yapan bir Stralis HiWay toplam sahip olma maliyetinde yüzde 4’e varan bir düşüş sağlıyor. Stralis Hi-Way’in kabini tamamen yeniden tasarlandı. Geliştirilen ergonomi ve konfor, Iveco’nun bayiler ve müşterileriyle kurduğu yakın işbirliğinin sonucu. Daha geniş dinlenme alanı ve depolama için ayrılan daha fazla alanla sınıfının en konforlu iç kabini; kısacası sürüş için daha fazla yaşam alanı. Yüksek konforlu koltuk ve yatak, maxi buzdolabı ile park kliması sürücünün lüks konforunu arttıran opsiyonlu özellikler. Zaten oldukça sessiz olan Stralis kabini bu bağlamda da geliştirildi ve sessiz kabin kavramını yeni bir aşamaya taşıdı. Kabinin dış tasarımında ise aracın aerodinamik özelliklerine; yakıt tasarrufuna, yeni Mart 2015 bir ızgaraya, yeniden tasarlanan hava deflektörlerine ve yeni tampon tasarımına odaklanıldı. Yeni Stralis, gelişmiş ve tümleşik telematik servisi, Fren Asistanı özellikli EBS, Şerit Takip Sistemi, ESP, Active Cruise Kontrolü, Gündü Işıkları, yeni Sürücü Dikkat Desteği özelliği, Gelişmiş Acil Fren Sistemi gibi en gelişmiş yol güvenliği özelliklerine sahip. Bir sorun durumunda ekrandaki “Hizmetler” tuşu, Iveco Müşteri Hizmetleri Merkezine sorun hakkında bilgi ve aracın yerini anında bildiriyor. Sürücü performansını geliştirmek adına yeni Stralis hâlihazırda birçok araçta sunulan, sürücünün eşzamanlı olarak sürüş tarzını geliştirmesini sağlayan eşsiz “Sürüş Tarzı Değerlendirme” özelliğini barındırıyor. Buna ek olarak eğer IVECONNECT FLEET sistemine bağlanılırsa, program, filo yöneticisinin her bir sürücünün performansını uzaktan takip etmesini sağlıyor. Filo yöneticileri için değerli bir diğer özellik de opsiyon olarak sunulan, aracın performans bilgilerini eşzamanlı olarak şirket merkezine yollayan filo takip sistemi raporlaması. Bu özellik filo yö- Iveco Türkiye Ürün ve Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tansu Giz neticisinin, yakıt tüketimini düşürme veya aracın ömrünü uzatma adına sürücüye tavsiye vermesine olanak tanıyor. Araştırmalar iyi bir sürüşün yüzde 5 ilâ yüzde12 arasında yakıt tasarrufu sağlayabildiğini gösteriyor. Tüm bunlar; yüksek güvenlik sağlayan özellikler, düşük yakıt tüketimi, düşük salınımlı motoru ve yüksek konfor, Stralis Hi-Way’e 2013 Yılın Ticari Aracı ödülünü kazandırdı.” 43 Sara: MAN’ın 2014 yılı gözdesi: TGS EfficentLine “MAN’ın yeni yıldızı TGS Efficent- Line, 2014 yılının gözdesi oldu. Uzun yol taşımacılığı ve verimlilikte; konforu, kalitesi, yakıt tasarrufu, dayanıklılığı ve çevre dostu motoruyla standartları yeniden belirleyen TGS EfficentLine, sektör temsilcilerinden de tam not aldı. MAN’ın ağır ticari araçlar ailesine yeni katılan TGS EfficentLine, 2014 yılının en beğenilen modellerinden biri oldu. TGS EfficentLine çekicilerin uluslararası nakliyecilerin beklentilerine en üst düzeyde cevap verirken, yurtiçi taşımacılık pazarından önemli pay aldı. TGS EfficentLine yeni teknolojisiyle birçok yeniliği bir arada sunuyor. Sektör için kritik yeniliklerden biri TGS EfficientLine’ın taşıma kapasitesi konusunda oldu. TGS EfficentLine, sektörün en fazla yük taşıma kapasitesine sahip çekicisi ve aynı zamanda an az yakıt harcayan aracı. TGS EfficientLine’ın benzerlerine göre 500 kg artırılmış kapasitesi işletmecilerin yüzünü güldürdü. MAN ağır ticari araçlar ailesine 2012 yılı ortasında katılan TGS EfficentLine çekici, çevreci özelliğinin yanı sıra, 150 bin km’de, 18 bin litreye kadar dizel yakıt tasarrufu sağlayan özellikleri ile öne çıkıyor. Daha ekonomik ve daha verimli araç- lar üretme hedefiyle yıllardır yoğun bir çalışma yürüten MAN bu araçta aerodinamik olarak ciddi değişiklikler yaptı. 6700 kilogram ağırlığındaki araçta, ZF otomatik şanzıman kullanıldı. En zor şartlarda kullanılan bu şanzıman ciddi verim sağlıyor. MAN TGS EfficientLine’ın rakiplerinden ayıran özellikleri Aerodinamik Yapı: En yüksek konfor ve güvenlik tasarımı ile üretilen TGS EfficentLine çekicilerde yakıt tüketimini azaltan aerodinamik özellik. Her 100 km’de 3 litreye kadar akaryakıt tasarrufu. Moredn Common Rail Diesel: Euro 5 Modern Common Rail Diesel Motorları daha az yakıt tüketerek daha fazla randıman üretebiliyor ve daha uzun bir ekonomik ömür sunuyor. Yaratıcı Egzoz Sistemi: MAN Euro 5’in sınır değerlerini yakalayabilmek için, teknik mükemmelliği, müşterilere yönelik ekonomik avantajlar ile birleştiren yaratıcı egzoz sistemleri geliştirmiş. Enerji Tasarrufunda Öncü: 150.000km’de, 1.800 litreye kadar dizel tasarrufu sağlıyor. Optimum aerodinamik yapıda tasarlanan TGS EfficentLine, hava basıncı yönetimi, Serkan Sara / MAN Kamyon ve Otobüs Tic. A.Ş. Kamyon Satış Direktörü gündüz farı ve yeni nesil Intarder gibi özellikleriyle de enerji tasarrufunun öncüsü konumunda. Düşük Karbondioksit: Daha düşük CO2 emisyonu Özel Ekipman: MAN TipMatic (Otomatik şanzıman), ESP (Elektronik stabilite programı), TPM (Lastik basınç görüntüleme sistemi/Lastik basıncı optimum ayarın 2 bar altındaysa, 100 km’de 0.2 litreye kadar yakıt tasarrufunu arttırabilir), Enerji lastiği (daha az deformasyon) Hız Sınırlama: 85 km/h’e kadar hız sınırlama sistemi Verimli Dinamo: 120A dinamo (%4 daha yüksek verimlilik seviyesi) Mart 2015 44 DOSYA Özen: Uluslararası nakliyecilerin tercihi DAF oluyor “DAF markası Türkiye’de özellikle uluslararası nakliyecilerin tercihi oluyor çünkü DAF müşterilerine en düşük toplam sahip olma maliyetini sunuyor. 5 yıllık bir kullanım ömrü düşünüldüğünde satın alma maliyeti TSOM’nin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturur. DAF sağlamlığı ile tamir masrafını minimum indirirken arıza kaynaklı iş kayıplarının da önüne geçiyor. Sektörün en iyisi olarak nitelendirilen Uluslararası Yol Yardım hizmeti (ITS) DAF araçlarının en kısa onarılmasını sağlıyor. DAF’ın kendi tasarımı olan MX13 motoru, ZF-ASTronic şanzıman ile birlikte en yüksek performansı ve en düşük yakıt sarfiyatını sunuyor. DAF motorunun tasarım ömrü Mart 2015 1,6 milyon km. Bu da nakliyeciye uzun ve masrafsız bir ilk kullanım ömrünün yanında yüksek bir ikinci el değeri de sunuyor. Rakipsiz DAF MX-Motor freni 2100dev/dk’da 320kW’lık frenleme gücü sunuyor. Bu da fren balatalarının ömrünü uzatarak bakım maliyetini düşürüyor. DAF XF105.460 çekiciler işletmeye yukarıdaki özelliklerinden ötürü yüksek karlılık ve verim sunarken, şoföre de benzersiz bir konfor ve güvenlik sunuyor. XF kabini çok geniş iç hacimi konforlu koltukları ve geniş yatakları ile uluslararası nakliyenin gereksinimi olarak haftalarca evinden uzakta kalan şoförün tüm ihtiyacını en üst seviyede karşılayarak ona ev konforu sunuyor.” DAF-Tırsan Ürün Müdürü Haluk Özen 45 Mars Logistics, Türkiye’de ilk 10 firmadan biri oldu! Mars Logistics, 2013 yılına ilişkin faaliyet- lerinden doğan sosyal, çevresel ve ekonomik performanslarını değerlendiren ikinci sürdürebilirlik raporunu yayınladı. Küresel Raporlama Girişimi (GRI)A+ düzeyinde hazırlanan rapor ile Mars Logistics Türkiye’de sürdürülebilirlik raporuyla bu seviyede onay alan 10. şirket olma unvanını elde etti. Mars Logistics’in 2013 yılı Sürdürülebilirlik Raporu performansı 3 ana başlık altında toplanıyor. Ekonomik sürdürülebilirliğin vazgeçilmez unsurlarını, operasyonel verimlilik ve müşteri memnuniyeti olarak tarif eden Mars Logistics, müşteri odaklı bir kalite anlayışıyla mevcut müşterilerinin beklentilerini ve ihtiyaçlarını iyi analiz edip, yeni müşterileriler kazanmaya devam ediyor. Her konuda olduğu gibi performansı iyileştirmenin yolunun da ölçümlemeden geçtiğinin bilinciyle, memnuniyet anketleri yapan Mars Logistics paydaşlarına performanslarını değerlendirme fırsatı veriyor. Sosyal sürdürülebilirlik performansının en önemli unsurlarını çalışanlar ile ilişkiler ve onların sağlık ve güvenlikleri olarak belirleyen Mars Logistics, şirket içi iletişimi artırmak için açtığı platformları geliştirmeye, çalışanlarının ve sürücülerinin sağlık ve güvenliği için aldığı önlemlere ve verdiği eğitimlere devam ediyor. Çevresel duyarlılığı ise bir zorunluluk olarak değerlendiren Mars Logistics, etkilerini en aza indirmek için hem idari hem de operasyonel faaliyetlerini bu anlayışla şekillendirmektedir. Çevresel etkilerini enerji verimliliği, CO2 emisyonlarının azaltılması ve atık yönetimi alanlarında yöneten Mars Logistics’in faaliyetlerinden kaynaklanan karbon salınımını azaltmak önümüzdeki dönem için hedeflenen aksiyonlar arasında yer alıyor. İkinci Sürdürebilirlik Raporu’nu GRI A+ seviyede yayınlayan Türkiye’deki 10 şirket arasında olan Mars Logistics; toplumsal potansiyelin gelişimini sağlamak ve toplumsal duyarlılık bilincini gelecek nesillere aktarmak için özgün, yenilikçi ve kalıcı değerler oluşturarak fark yaratmak adına çalışıyor. Batu, Avrupa’daki başarısını Ortadoğu ve Türki ülkelere taşıyacak 108 ülke, 708 şehre taşımacılık yapabilen ve dünya genelinde 4 bin 900 acenteye ulaşan Batu International Logistics, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler’e gerçekleştirdikleri taşımaları 2015 yılında arttırmayı, bu bölgelerde de lojistik anlamda güçlü konuma geçmeyi planlıyor. Batu’nun yıllık büyüme hedefi ise yüzde 16-18 arasında. Geçtiğimiz yıl Batı Avrupa ülkelerine gerçekleştirdikleri taşımalarda sayı ve hacim olarak artış yakaladıklarını belirten Batu International Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Taner Ankara, Avrupa lojistik pazarının doymaya başladığını, büyüme hedeflerinin Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler pazarında yakalanabileceğini vurguladı. Kuruldukları 2002 yılından bugüne her yıl ortalama yüzde 20 büyüdüklerini söyleyen Taner Ankara, 2015 yılında da yüzde 16-18 arası bir büyüme hedeflediklerini açıkladı. Türkiye’nin farklı bölgelerinde ofisler açmaya başladıklarını söyleyen Taner Ankara, amaçlarının Orta Anadolu’yu birbirine bağlı hale getirmek olduğunu belirtti. Yurtiçi taşımalar için ayrı bir yapılanmaya gittiklerini anlatan Ankara, yılın ikinci yarısında faaliyetlerine başlayacak “Joker” markası altında sadece yurtiçi taşımalar gerçekleştirecekleri açıkladı. Ankara, yurtiçi taşımalarda kullanılacak araçların, karbon salınımını azaltmak amacıyla CNG donanımlı olacağını ve bunun için AR-GE çalışmaları yaptıklarını da vurguladı. Depo konusunda da büyümek istediklerini aktaran Taner Ankara, bu yıl 10.000 m2’lik bir depo yatırımı gerçekleştirebileceklerini söyledi. İntermodal ve likit taşımacılığında yeni yatırımlar olacağını ifade eden Ankara, demiryolundaki gelişmeler ve serbestleşme süreci doğrultusunda 2017 yılına kadar 200 dorseye ulaşmak istediklerini açıkladı. Mart 2015 46 SÖYLEŞİ Kafkas: Lojistikçilere katma değer sağlıyoruz Honeywell Scanning & Mobility Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, lojistik şirketler için veri toplama hizmetleri sunduklarını ifade ederek, “60’tan fazla ülkede içinde Türkçe’nin de yer aldığı 35 dilde çalışabilen ses yönlendirmeli cihazlar, özellikle depo uygulamaları, servis uygulamaları ve lojistik sektöründe süreçlerin iyileştirilmesine imkan sağlıyoruz. Yapılan araştırmalar, Vocollect çözümlerinin verimliğini yüzde 25 artırırken, stokların yüzde 99.99 oranında doğru olmasını sağladığını ortaya koyuyor. Bu alanda yatırım geri dönüş hızımız ise sadece 9 ay veya daha az” diyor. 1885 yılında ABD’de kurulan Ho- neywell, teknoloji ve imalat konularında Fortune 100 şirketleri arasında yer alan bir firma. Honeywell, havacılık/uzay ürün ve servisleri, binalar, konutlar ve fabrikalar için otomatik kontrol teknolojileri, turbo şarj cihazları ve performans kimyasalları alanlarında dünya çapında müşterilerine hizmet sunan çok yönlü bir marka. Bugün Honeywell 120 binden fazla çalışanı ile 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren küresel bir teknoloji lideri. Günümüzde Honeywell’in 23 bin mühendisi, dünyanın dört bir yanındaki konsept ve test laboratuvarlarında en ileri teknolojiyi geliştirmek için çalışıyor. Konuyla ilgili Honeywell Scanning & Mobility Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, “Benim Türkiye ülke müdürlüğünü yaptığım Honeywell Scanning & Mobility (HSM) ise Honeywell’e bağlı ve sektörünün en büyük firmalarından bir tanesi. HSM dayanıklı mobil bilgisayarlar, radyo frekanslı tanımlama çözümleri, sesli tanıma veri iletişimi ile etkin hale gelen iş akış ve yazıcı çözümleri gibi yüksek performanslı görüntü ve lazer temelli veri toplama donanımlarının önde gelen üreticisi” diyor. HSM olarak otomatik veri tanıma ve toplama endüstrisinde en geniş ürün portföyüne sahip olduklarını ifade eden Kafkas, aynı zamanda HSM barkod basma, tarama, mobil çözümler, radyo frekansı ile tanımlama (RFID) ses çözümleri ve uydu üzerinden araç takibi gibi çok çe- Mart 2015 Honeywell Scanning & Mobility Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas şitli veri toplama teknolojisini 40 yılı aşkın bir süredir geliştiren lider bir şirket olduklarının da altını çiziyor. Lojistik şirketler için veri toplama hizmetleri sunuyor HSM iş süreci yönetiminde performansa odaklanarak, operasyonlarını ve müşteri hizmetini geliştirmek isteyen perakende, sağlık, ulaşım ve lojistik şirketleri için veri toplama çözümleri sunduklarını ifade eden Kafkas, “Yenilikçi ürünlerimizi gelişmiş yazılımlar ve hizmet anlayışımızla tamamlarken, müşterilerimizin verilerini ve varlıklarını etkin bir biçimde yönetebilmelerine izin verecek profesyonel çözümleri sunuyoruz. Ayrıca ses yönlendirmeli, giyilebilir teknolojili ve birlikte çalışabilir cihazlarımızla çözüm odaklı çalışıyor, toplam operasyonel maliyetlerini azaltarak müşterilerimizin büyümelerine katkı sağlıyoruz” diyor. Lojistik sektörünün kendileri için son derece önemli olduğunun altını çizen Kafkas, “40 yılı aşkın tecrübesiyle Honeywell, barkod yazıcı üretiminde dünyanın en inovatif firmalarından biri. Masa üstü, endüstriyel ve mobil formda olmak üzere sektörün ilk dokunmatik barkod yazıcısı Honeywell tarafından geliştirilmiştir. Hem hız, 47 hem de kalite açısından mükemmel performans sunan yazıcılar, portföyümüzde yer alan mobil bilgisayarlar ve tarayıcılar ile birlikte çalışabilme özelliğine sahip. Akıllı yazıcı özelliği sayesinde, etiketlerde karşılaşılan hataları en aza indirirken, sürecin etkinliğinin artırılmasına yardım eder. Kullanıcılar yazıcı üzerinden ona bağlı çalışan tarayıcı, klavye ve diğer çevre ürünlerinin doğrudan ve tek elden kontrol edilebilmesini sağlar. Bununla birlikte, müşterilerimizin yazılım geliştiricileri de son nesil yazıcı ailemiz üzerinde küresel yazılım dillerini kullanarak kendi ihtiyaçlarına göre uygulamalar geliştirebilirler” diyor. Honeywell’in içinde yüksek teknolojili mobil bilgisayar çözümlerinin yer aldığı dünyanın en geniş portföyüne sahip olduğunu ifade eden Kafkas şu bilgileri veriyor: “Bu cihazlar, nerede olursanız olun istenen zamanda veri gönderimi yapmak için amaca uygun olarak özel tasarlanmıştır. Birlikte çalışabilme özelliğine sahip donanım ve yazılım ürün setleriyle, hareket halindeki çalışanlar artık daha iyi kararlar verebilmektedirler. Sensör entegrasyonu sayesinde artık müşteri operasyonlarında olması muhtemel durumlar önceden tahmin edilebiliyor ve önlenebiliyor. Bu sayede saha elemanlarının, zorlu ortam koşullarında işlerinikolaylıkla ve sorunsuz yapmalarına imkan sağlıyoruz. Nihai hedefimiz müşterilerimize ihtiyaçları olan bilgiyi sağlamak, sahip oldukları potansiyelleri ortaya çıkarmalarına yardımcı olmak. Intermec’i bünyesine dahil eden Honeywell, hacmi 1,5 milyar doları bulan tarayıcı pazarının en geniş ve en güçlü tarayıcı portföyüne sahip firması haline geldi. Honeywell 2D el tipi veya 2D giyilebilir tipteki tarayıcılarda pazar lideri konumunda.” Ses yönlendirmeli cihazlar lojistik sektöründe süreçlerin iyileştirilmesinde etkili 30 yıla yaklaşan deneyimiyle ses yönlendirmeli çözümler sunan Vocollect’in de Honeywell ailesine katıldığını ifade eden Kafkas, “60’tan fazla ülkede içinde Türkçe’nin de yer aldığı 35 dilde çalışabilen ses yönlendirmeli ci- hazlar, özellikle depo uygulamaları, servis uygulamaları ve lojistik sektöründe süreçlerin iyileştirilmesine imkan sağlıyor. Yapılan araştırmalar, Vocollect çözümlerinin verimliği yüzde 25 artırırken, stokların yüzde 99.99 oranında doğru olmasını sağladığını ortaya koyuyor. Bu alanda yatırım geri dönüş hızımızise sadece 9 ay veya daha az” diyor. HSM olarak nihai hedeflerinin perakende, sağlık, ulaşım ve lojistik sektörlerinde iş akışını sadeleştirerek müşterilerinin verimliliğini artırmak ve kârlılığını yükseltmek olduğunu ifade eden Kafkas, Honeywell’in 1992 yılından bu yana Türkiye’de kendi şirketi ile faaliyet gösterdiğini, bu tarihten önce dist- ribütörler kanalıyla pazarda hizmet verdiğini belirterek Honeywell Scanning & Mobility olarak 5 yıldan bu yana Türkiye’de olduklarını söylüyor. Kafkas, “Nakliye ve lojistik sektörü pek çok parametrenin aynı anda değerlendirmeye alındığı çok rekabetçi bir sektör. Firmalar, bir yandan müşterilerden gelen yeni çözüm taleplerini karşılamaya gayret eder ve devletin getirdiği yeni düzenlemelere adapte olmaya çalışırken, diğer yandan gelirlerini artırmak, bu artışı sürdürülebilir kılmak ve operasyonel maliyeti kontrol altında tutmak zorundalar. HSM olarak çok geniş bir yelpazede özellikle hareket halinde çalışanların performanslarını artırmak üzere, çok zorlu koşullarda çalışan yenilikçi ürünler ve çözümler geliştiriyoruz. Günümüzde gittikçe çeşitlenen ihtiyaçları karşılayabilmek için çalışanlar farklı cihazları kullanmak zorunda kalıyorlar. Biz HSM olarak birbirinden farklı cihazlarla yaptığımız işleri gelişmiş, entegre ve ‘tek’ bir cihazla yapabilmeyi ifade eden ‘yakınsama’ya ve saha uygulamalarına yatırım yapıyoruz. Birlikte çalışabilme özelliğine sahip donanım ve yazılım ürün setlerimizle, sahada görev yapanlar artık çok daha hızlı,daha verimli ve hatasız çalışabiliyorlar” diyor. HSM olarak amaçlarının küresel hizmet kapasiteleriyle ihtiyaca göre özel tasarlanmış ürünler ve iş akışı çözümlerini birleştirerek müşterilerinin operasyonel masraflarını azaltmak ve onların verimliliklerini artırmak olduğunu ifade eden Kafkas, bu anlamda hem dünyada hem de Türkiye’de sektörün önemli oyuncuları ile çalışmaktan mutluluk duyduklarını belirtiyor. Mart 2015 48 BAYİ Ford Trucks bayi yatırımları Sakarya’da devam ediyor Ford Trucks’ın 2015’teki ikinci 4S plazası Sakarya’da açıldı. Ford Trucks Sakarya bayi Akgün; müşterilerine satış, servis, ikinci el ve yedek parça hizmetlerini aynı çatı altında vermek için inşa ettiği 4S tesisini törenle hizmete açtı. Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç; “2015 sonu itibarıyla Türkiye genelinde toplam 30 Ford Trucks tesisi ile hizmet vermeyi hedefliyoruz. Yeni 4S konseptli Ford Trucks bayi yatırımları, ‘Türkiye’nin Ticari Gücü’ Ford Otosan’a güç katıyor” dedi. Ford Otosan müşterileri- ne satış, servis, ikinci el ve yedek parça olmak üzere tüm hizmetleri aynı çatı altında vermek için yeni bir tesis kuran Ford Akgün bayinin açılış törenine bölgenin ileri gelenleri tam katılım sağladı. Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün törene ev sahipliği yaptı. Törende bir konuşma yapan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, 20 yıllık işbirliklerinden ötürü Akgün ailesine teşekkür etti. Ali Y. Koç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz şirketimize yeni yatırımlar yaparken, bayilerimiz de bizimle birlikte yatırım yapıyor ve bu sayede kamyon bayi ağımız da giderek güçleniyor. Bugün bayilerimiz ağır ticari araç stratejimiz doğrultusunda başlattığımız Ford Trucks yapılanması için 125 milyon TL yatırım yaparak, eskiden ayrı çatılar altında yürütülen satış, servis, yedek parça ve ikinci el hizmetlerini Mart 2015 4S konseptiyle tek çatı altına topluyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz açılışımızla birlikte, Ford Trucks hizmeti veren tesis sayımız 25’e ulaştı. 2015 sonu itibariyle Türkiye genelinde toplam 30 Ford Trucks plaza ile hizmet vermeyi hedefliyoruz. Yeni 4S konseptli Ford Trucks bayi yatırımları, ‘Türkiye’nin Ticari Gücü’ Ford Otosan’a güç katıyor. Bundan mutluluk duyuyor ve Ford Trucks işimizin geleceğine olan inancımızı güçlendiriyoruz. Koç Ailesi’nin birer ferdi olarak gördüğümüz bayilerimizle birlikte büyüyoruz.” Teknoloji ihraç ediyoruz Ali Y. Koç konuşmasını şöyle sürdürdü: “1982 yılında başladığımız kamyon üretimine bugün sadece araçlarımızı değil teknolojimizi de ihraç ederek devam ediyoruz. Yüzde 100 yerli mühendislik ve işçilik gücümüzle ürettiğimiz çekici ve kamyonlarımız ile bu araçlarımız- da kullandığımız Ecotorq motorlar Türkiye ekonomisine yüksek katma değer sağlıyor. Dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de, 2013 Nisan ayında ağır ticari araç motorlarının üretimi için JMC firması ile motor teknolojisi lisans anlaşması imzaladık. Arkasından 2014 Temmuz’unda yine JMC’ye bu kez komple kamyon üretimi için lisans verdik. Böylece Ford Trucks lisansı ile ağır ticari araçlarımız Çin pazarında da satılmaya başlanacak. Yine 2014 Aralık ayında, Ford ağır ticari araçların Rusya’da üretimi için Rusya’nın en büyük otomotiv üreticilerinden Avtotor Holding ile üretim işbirliği mutabakat anlaşması imzaladık.” Toplam 1.240 metrekare kapalı alana sahip olan Ford Akgün’ün 4S standartlarındaki yeni tesisi, 210 m2 showroom, 562 m2 servis, 55 m2 yedek parça alanı ile Ford müşterilerine hizmet verecek. 49 Lastik sektörü tüm zorluklara rağmen 2015’e umutla bakıyor Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in düzenlediği sektör değerlendirme toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayman; 2014 yılında Türkiye lastik pazarının yüzde 1.5 küçüldüğünü belirtti. Bayman; sindirme yılının ardından tüm zorluklara rağmen 2015 yılı için umutlu olduklarını, yüzde 3 büyüme tahmin ettiklerini açıkladı. Türkiye lastik pazarı 2014 yılında 20 milyon adetle yüzde 1.5 küçülme gösterdi. Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği’nin düzenlediği basın toplantısında; sektör adına konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayman ‘Son 10 yılda yüzde 50’nin üzerinde büyüyerek önemli bir ivme kazanan sektörün; son birkaç yılda yaşanan zorluklara rağmen uzun vadede büyümeye devam ettiğini kaydetti. 2014 yılında 1.7 milyar lastik satıldı Hakan Bayman, değerlendirmesinde önce global örneklere değindi; dünya lastik pazarının büyümeye devam ettiğini, 2014 yılında tüm dünyada 1.7 milyar adet lastiğin satıldığını, pazarın bir önceki yıla göre yüzde 4.5 artış gösterdiğini kaydetti. 2015 büyüme tahmini yüzde 3 Bayman’ın Türkiye tablosuna ilişkin: “Türkiye’ye baktığımızda, maalesef sindirme senesi adını verdiğimiz bir yıl geçirdik. 2014 yılında 20 milyon adet lastik satıldı. Toplam pazar önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 1.5 civarında daralırken, ticari lastik pazarında bu daralma yüzde 7 civarında oldu. Ancak zorluklara rağmen 2015 yılı için ümitliyiz. Sindirme döneminin ardından genelde hızlı büyüme beklentisi olmasına rağmen 2015’de lastik pazarı için yüzde 3 civarında büyüme öngörüyoruz” dedi. 2014’ün ihracat hacmi 1.127 milyon dolar 2014 yılının ihracat verilerini de paylaşan Bayman; Türk lastik sektörünün uluslararası standartlara uygun üretimle dünya pazarının etkili aktörlerinden biri olduğunu; 2014 yılında 1.127 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini kaydetti. İhracatın önemli bölümünün Avrupa ülkelerine yapıldığını ifade eden Bayman, 2015’in Ocak ayında ise 2014 yılının aynı ayına göre yüzde 26 azalan lastik ihracatının 101 milyon dolardan 75 milyon dolara gerilediğini ifade etti. 2 yeni fabrika açılacak, mevcutlar kapasite artıracak Hakan Bayman sektördeki gelişmeleri şöyle sıraladı: “Mevcut fabrikalarımızın üretim kapasitelerini artırmaya ve teknolojik yeniliklere yönelik yatırımlar yapmaya devam ettikleri gözlemleniyor. Pazarın yeni aktörlerinden Sumitomo’nun 2016 yılında yerli ortağıyla birlikte Çankırı’da üretime başlaması bekleniyor; Brisa’nın ikinci fabrikası ise Aksaray’da kuruluyor. Macaristan’daki üretim tesisini büyüten Hankook firmasının Türkiye’ye ithalatını artırması da beklentiler arasında.” Kış lastiği uygulamasının yılın son aylarında pazara kazandırdığı ivmeye de dikkat çeken Bayman, 2014 yılında derneğin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yürüttüğü ortak çalışmalar sonucunda yeni bir kış lastiği genelgesi yayınlandığını ve sorun yaratan uygulamaların iyileştirildiğini de belirtti. Kamu’nun bilinçlendirilmesi amacıyla LASİD tarafından hazırlatılan bir kış lastiği kamu spotu filminin onay için RTÜK’e sunulduğunu söyledi. Mart 2015 50 AKTÜEL Scania, kol saati ile yönetiliyor Goodyear, bu lastik elektrik üretiyor Goodyear, bu yılki Cenevre Uluslararası Motor Scania, kamyonlar ile iletişim kuran akıllı kol saati ile ağır ticari araç sektöründe kullanılacak giyilebilir teknolojilere öncülük yapıyor. Scania Watch, yakıt tüketimi, sürüş verimi ve ortalama hız gibi değişkenler hakkında bilgi toplamak için aracın yanında olmanıza gerek kalmayan kolay bir yöntem sunuyor. Scania Watch ayrıca e-posta, metin mesajları ve telefona gelen çağrı bildirimleri için de kullanılabiliyor. Scania, ağır ticari araç sektöründe giyilebilen cihaz kullanımının henüz hazırlık aşamalarında olmasına rağmen, bu konuda çığır açacak teknolojiler üretmeye devam ediyor. Black Griffin adı verilen kol saati ilk etapta 999 adet üretilerek piyasaya sürülüyor. Scania, cihazı geliştirmeye devam ederek, kullanım kolaylığının artırılması ve internet üzerinden indirilebilen yazılımlar ile işlevinin daha da geliştirilmesini planlıyor. Scania Satış Müdürü Tunç Gömeçli, bunun heyecan verici bir teknoloji olduğunu belirterek “Bir kol saati ile kamyon filolarının gerçek zamanlı takip ve analiz yapabilecek olması, kamyonun teknik sistemlerinden alınabilen önemli bilgileri ve verileri takip edebilecek olması heyecan verici” dedi. Gömeçli, “Scania Watch ile gerçekten sürücü dostu bir teknoloji geliştiriyor. Mevcut filo yönetim uygulamaları genellikle nakliye şirketleri ve filo işletmecilerini hedef alıyor. Scania Watch, yeni uygulama ile birlikte teknolojiyi bir adım öteye taşıyor ve sürücüye günlük işlerinde yardımcı oluyor. Hatta bunu ileride daha da işlevsel hale getirmeyi planlıyor. Gelecekte bu kol saati ile sürücünün nabzı hakkında bilgi alma ve çeşitli sağlık ve güvenlik hizmetleri verilebilmesi de sağlanacak” açıklamasında bulundu. Mart 2015 Show’da kendi elektriğini üretebilen, yenilikçi konsepte sahip lastiğini tanıttı. Goodyear İnovasyon Merkezleri mühendisleri tarafından tasarlanan ve “BH03” koduyla adlandırılan konsept lastiği, deformasyon ve titreşimleri elektrik enerjisine çevirerek sektörde bir ilke imza attı. Günümüzde elektrikli otomobillere karşı olan ilgi global çapta artıkça, bu tür yeniliklerin hareketliliğin geleceği üzerine devam eden tartışmalarda önemli bir rol oynaması bekleniyor. “BH03” koduyla adlandırılan konsept lastiğin, Goodyear’ın inovatif bakış acısından yola çıkarak tasarlandığını belirten Goodyear Lüksemburg İnovasyon Merkezi Genel Müdürü Jean-Pierre Jeusette; “Enerji kaynaklarının ve doğanın geleceği konusundaki endişelerimiz, bizi enerji üreten bu konsept lastiği geliştirmeye teşvik etti. Her bir yenilikçi fikrimiz, daha iyi bir gelecek oluşturmaya katkı sağlama hedefimiz doğrultusunda, ele aldığımız toplumsal bir konuyla birlikte ortaya çıkar. Bu lastiğin ilham kaynağı olacağına ve bu bakış açısının gelecekteki gelişim konularında önemli bir yere sahip olacağına inanıyoruz” dedi. Goodyear’ın konsept lastiği, iki tür materyalin aksiyona geçmesiyle elektrik üretiyor: Termoelektrik materyal, ısıyı elektrik enerjisine dönüştürürken, (ışık/ısı emilimi ya da dinamik haldeyken yuvarlanması sırasında, statik durumdaki ultra siyah doku sayesinde lastiğin içinde oluşturulur), Piezoelektrik materyal ise yapısal deformasyon sebebiyle oluşan esneme ve titreşimleri elektrik enerjisine dönüştürüyor. Bu yeni materyaller, lastiğin iç yapısını meydana getiren üç boyutlu bir ağ oluşturuyor. Lastiğin patlaması durumunda otomobilin yükünü destekleyebilen bu yapı, RunonFlat (patlasa da giden lastik) teknolojisine alternatif bir yaklaşım sunuyor. Ayrıca bu konsept lastik, suda kızaklama direncini artıran geniş çevresel bir kanala ve sesi emen bir lastik sırtına sahip. Jeusette, elektrik üreten bu konsept lastiğin, Lüksemburg’daki Goodyear İnovasyon Merkezi’ndeki tasarımcılar ve bilim adamları tarafından geliştirilen, etkileyici ve yenilikçi bir çalışmanın kanıtı olduğu ifade ederek, “Bu konsept lastiği ilk kez Cenevre Motor Show’da tanıtıyor olmaktan dolayı heyecanlıyız. Bu lastikle ilgili özellikle etkileyici olan durum, olağanüstü teknolojisinin Goodyear’ın sürdürülebilirlik, kalite ve güvenlik konularındaki kararlılığını ve çalışmalarını geleceğe taşıyacak olmasıdır” dedi. 51 Brisa, Kinesis markalı dolgu forklift lastiklerini tanıttı Brisa, 17 Mart’ta düzenlediği lansman toplantısı ile Kinesis markası altında satışa sunacağı dolgu forklift lastiklerini basın mensuplarına ve iş ortaklarına tanıttı. Toplantının ev sahipliğini üstlenen Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman, Kinesis ile lojistik firmaları başta olmak üzere lastik sektörüne yeni bir marka sunmaktan ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi. Bayman, Kinesis’in dayanıklılığı ve uzun kullanım ömrüyle forklift pazarında çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sağlayacağına dikkat çekti. Brisa tarafından,dünyada dolgu lastiklerin üretim merkezi olarak kabul edilen Sri Lanka’da üretilen ve “Brisa ailesinin yeni yıldızı” sloganıyla tanıtılan Kinesis markalı lastikler, yüksek hareket kabiliyeti ve dayanıklılığıyla dikkat çekiyor. Dolgu lastik segmentindeki Kinesis, uzun ömürlü olması sebebiyle çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sağlayacak bir ürün. Brisa, Kinesis marka dolgu forklift lastikleriyle forklift kiralama şirketlerinden forklift servislerine kadar forklift kullanan tüm firmalara hizmet sunmayı hedefliyor. Öte yandan Kinesis’in bu sene içinde Orijinal Ekipman olarak forklift üreticilerine sunulması, önümüzdeki sene ise ihracatının yapılması planlanıyor. “Brisa’nın üretim şirketinden inovasyon şirketine dönüşüm süreci başarıyla devam ediyor” diyen Bayman yaptığı konuşmada, Brisa olarak, müşteri odaklı anlayışları çerçevesinde, her zaman pazardaki ihtiyaçları öngörmeye ve bu ihtiyaçları karşı- layacak ürün ve hizmetler sunmaya çalıştıklarını vurguladı. Brisa’nın 2014 yılında daralan ticari lastikler pazarında büyümeye devam ettiğini ve 2015’te de yine pazarın üzerinde büyümeyi hedeflediklerini ifade eden Bayman, Türk sanayisinde bir rol model olarak başlattıkları üretim şirketinden inovasyon şirketine dönüş sürecini kararlılıkla sürdürdüklerinin de altını çizdi. Etis, Orta Anadolu’daki ilk lojistik merkezini açtı Bölgesel büyüme stratejisi doğrultusunda lojistik hareketliliğin yoğun olduğu bölgelerde lojistik ağını genişleten Etis, Kütahya’da faaliyete geçirdiği yeni lojistik merkezi ile lojistik merkezi sayısını 14’e çıkardı. Etis, Kütahya’da mart ayı başında faaliyete geçirilen yeni lojistik merkeziyle bölgesel genişleme stratejisini de sürdürmüş oldu. Kara tarafındaki her türlü lojistik talebeintermodal çözümleriile organizasyon üreten Etis, yeni iş fırsatlarına yakın olmak için özellikle üretim, madencilik, hasat gibi kaynaklardan beslenen lojistik hareketliliğin yoğun olduğu bölgeleri tercih ediyor. Kütahya-Sakarya kara yolu üzerinde ve şehir merkezine 4.6 kilometre uzaklıkta yer alan lojistik merkez, bin metrekare kapalı alan ve idari ofisten oluşuyor. Merkezin açık alanında ise dinlenme bahçesi ve 1.500 metrekarelik TIR parkı yer alıyor. Merkez, hem Kütahya hem de yakın çevredeki operasyonlar için kullanılacak. Etis Lojistik, nihai üründen hammaddeye dökme yükten sıvı cevher ürünlere ve hassas taşımaya kadar geniş bir spektrumda, gerek kendi filosu ve gerekse piyasa araçları ile müşterilerine lojistik organizasyon sunuyor. Etis Lojistik Genel Müdürü Erdal Kılıç, 2015’teki yatırımlarını sürdüreceklerini belirterek, geçen yıl yüzde 60’lık organik bir büyüme yakalayan Etis’in bu yılı 240 milyon TL ciro ile kapatmayı planladığını açıkladı. Bu iddia doğrultusunda Kütahya Lojistik Merkezinin hedefler doğrultusun- daki yatırımların ilk halkalarından biri olduğunu hatırlattı. Mart 2015 52 EKONOMİ Heyetler Rusya ve Türkiye ticaretini nisan ayında değerlendirecek Rusya ve Türkiye arasındaki ticaretin nisan ayı içerisinde Antalya ya da İzmir’de heyetlerce masaya yatırılacağını ifade eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Rusya’nın kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan nedenlerle ihracatta bir düşme yaşandığını belirtiyor. için de ne yapalım kader böylemiş diyemeyiz. Sonuçta çaresizlik noktasına geldiğinde Türkiye olarak, bunlarla oturup bir afet görüşmesi yapmamız gerekiyor” dedi. Zeybekci, müteahhitlerin iş makineleri, mal varlıkları, alacaklarıyla birlikte yaklaşık 2 milyar dolara yakın bir rakamın sözkonusu olduğunu belirterek, burada iş yapan Türk şirketlerinin arkasında olduklarını söyledi. Lojistik sektörünü yakından ilgilendiriyor Ekonomi Bakanı Zeybekçi, Rusya’ya yapılan ihracatta dik bir düşüş yaşandığını ancak bu durumun Rusya’dan kaynaklandığını dile getirerek, “Ama Irak’a ihracatta hızlı bir toparlanma var. İran’da yüzde 40 arttı. Suriye ile ihracat artıyor. Rusya ile görüşüyoruz. Rusya Ekonomi Bakanıyla hafta da bir on günde bir konuşuyoruz. Heyet olarak Türkiye’ye gelecekler” dedi. Rusya’ya yapılan ihracatta yaşanan düşüşün Türkiye ile bir ilgisi olmadığını, Rusya’nın iç dinamiklerinden kaynaklandığını söyleyen Zeybekci, “Türkiye olarak Rusya pazarında yerimizi sağlamlaştırma, sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyoruz. Rusya’dan heyet gelecek. Dağıtım, lojistik, gıda, ulaşım ve diğer alanlarda sektörler bir araya gelecek. Sorunlar dile getirilecek ilgili tüm bakanlıkların temsilcilikleri olacak. Toplantıyı bu ay ya da nisan ayında Antalya ya da İzmir’de yapacağız” dedi. Libya üzerinde yoğun şekilde duruyoruz Bakan Zeybekci, Dışişleri Bakanlığı’yla, Libya’daki gelişmelerin Türk yatırımcılara etkisi üzerinde yoğun şekilde durduklarını söyledi. Mart 2015 Libya’da yaşananın bir bölünme olduğunu, komşularının farklı müdahaleleri bulunduğunu kaydeden Zeybekci, Türkiye’nin ise Libya’nın parçalanmaması için her türlü desteği vermeye çalıştığını söyledi. Zeybekci, şunları kaydetti: “Bunu yapmamız kendi ekonomik menfaatlerimizi korumamız ve işadamlarımız için de önemli. Türkiye’nin menfaati Libya’nın birliğinden geçiyor. Şu anda orada TPAO’nun bir havzası var. Yüzlerce milyon dolarlık yatırımları var. Şimdi oralar terk edilmiş durumda. Libya’da şu anda tamamen bir karmaşa var. Oradaki işadamlarımız, müteahhitlerimiz Türkiye’nin 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir rakamı gözüne kestirdiğini ifade eden Bakan Zeybekci, bu hedeflere ulaşılabilmesinde tüm sektörlere önemli görevler düştüğünü ifade ederek, bu rakamın yakalanmasının ekonomik açıdan ülkemizi rahatlatacağını söyledi. Zeybekci, Türkiye’nin ihracat bazlı büyüdüğünü belirterek bu konuda dağıtımdan lojistiğe, gıdadan ulaşıma kadar birçok sektöre önemli ödev ve görevler düştüğünü ifade etti. Rusya pazarının ülkemiz ihracatı açısından son derece önemli olduğunu kaydeden Bakan Zeybekci, 2015 yılında ekonomideki dişlilerin son sürat döneceğine inandığını da vurguladı. 53 2015 temkinli ve hazırlıklı olunması gereken bir yıl Rifat Hisarcıklıoğlu TOBB Başkanıİstan Son bir kaç aydır başta ham petrol fiyatları olmak üzere hemen hemen tüm emtia fiyatları düşüyor. “Niye böyle oluyor” diye baktığımızda en başta gelen faktörün ABD para politikasındaki değişim olduğu görülüyor. Amerikan Merkez Bankası (FED) parasal genişlemeden çıkıp para politikasını normalleştirdikçe, dünya çapında meydana gelen finansal portföy kaymaları hammadde fiyatlarını etkiliyor. Amerika’da alınan ulusal bazda bir kararın tüm dünyayı etkilemesi, ABD’nin hâlâ tek küresel çaptaki güç olduğunu da ortaya koyuyor. ABD Başkanı Barack Obama, geçen hafta kendileri açısında tarihi bir adım daha attı. ABD, yaklaşık 50 yıldır Küba’ya tecrit uyguluyordu. Obama, pek bir fayda sağlamayan bu 50 yıllık dış politika yaklaşımını değiştirdi. Küba’yla ilişkilerin normalleşmesine yönelik adımlar attı. Bizim coğrafyada “yapacağız, edeceğiz” şeklinde uzun uzun konuşmak adettendir. Hatta daha ciddi gözükmek için çalıştaylar, toplantılar düzenlenir. Uzun uzun raporlar hazırlanır ama sonra da, pek bir şey ortaya çıkmaz. ABD Başkanı ise olayı politize etmeden, konuşarak zaman harcamadan, doğrudan icraata geçti. İşlemeyeni değiştirmek gerekir ve yaptı. 21’inci yüzyılda, 20’nci yüzyıldan kalma meselelerin ABD’nin önünü tıkayamayacağını Obama böylece gösterdi. Amerikan politikasını geçen yüzyıldan kalma bir ipotekten kurtardı. İşlemeyeni değiştirmek, yanlışa devam etmemek, bir nevi patlak lastiği yenilemek gibidir. Latin Amerika’dan gelen ilk açıklamalar, Obama’nın Küba açılımının bölgede olumlu karşılandığını gösteriyor. ABD ekonomisinin son dönemdeki olumlu performansı da, Obama’nın elini güçlendirmiş olmalı. Ekonomide Bush döneminden kalan enkazı temizleme görevi de iyi gidiyor. ABD ekonomisi hızla toparlanıyor. Ekonomide sağlanan hızlı büyüme istihdama da yansıyor. İşsizlik oranı son yılların en düşük seviyelerine gerilemiş durumda. FED’in para politikası normalleşiyor Obama liderliğindeki ABD 2015 yılına pozitif bir biçimde giriyor. ABD, bilim ve teknoloji alanındaki liderliği yine başkasına bırakmadı. Yenilikçilik konusunda da hâlâ ilk sıradalar. Son dönemlerde hayatımızı değiştiren yeni internet girişimlerinin neredeyse hepsi ABD’den çıktı. Obama, girişimcilik konusunda ABD’nin bir üst seviyeye çıkmasını sağladı. 2013 yılında önce Kanada’da hayata geçirilen “Start-up” vizesi programını başlatıyor. Buna göre yenilikçi bir fikri olup, bu fikri uygulamaya aktarmak için ABD girişim sermayesi desteği alabilen yabancı girişimciler, Amerika’ya yerleşip kurdukları şirketin başına geçebilecekler. Vize süreçleri de kolaylaştırılacak. Yasa tasarısı henüz Kongre’de. Ama yenilikçi girişimcileri çekmek üzere önemli bir adım. ABD ekonomisi toparlandıkça FED’in para politikası da normalleşiyor. Küresel likidite artışı son buluyor. Emtia fiyatları üzerindeki balon sönüyor. Bunun farkına zamanında varamayan ve ellerindeki emtia gücünü olduğundan fazla görüp buna göre politika belirleyen Rusya, Venezuela ve İran gibi ülkeler doğal olarak bundan en olumsuz şekilde etkileniyor. Rusya, Kırım’daki agresifliğinin maliyetinin yeni yeni farkına varıyor. Ne yazık ki, Rusya’da ekonominin zor duruma düşmesi, Türkiye’yi de olumsuz etkiliyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşle kazanacaklarımızın yanında, ihracat, turizm, müteahhitlik gibi alanlarda kayıplara karşı da hazırlıklı olmalıyız. Öte yandan Türk halkının tüketici olarak bu işten yararlanması da zor görünüyor. Zira petrol fiyatı dolar cinsinden belirleniyor. Amerikan faizi artarken, dolar değer kazandığında ham maddenin fiyatı dolar bazında ucuzluyor. Dolar değer kaybederken ham maddenin fiyatı dolar bazında yükseliyor. Şu anda petrol fiyatı dolar bazında ucuzluyor ama dolar dünyanın her yerinde değer kazandığı ve Lira bu süreçte değer kaybettiği için, Lira cinsinden petrol fiyatında fazla bir değişiklik olmuyor. Elbette Türkiye’nin petrol faturası dolar bazında bakıldığında bu süreçte hafifleyecek ama net etki açısından bakarsanız, cari işlemler açığında büyük bir iyileşme beklenmiyor. Zira ihracat yaptığımız petrol ihraç eden ülkeler, petrol gelirleri azalınca bizden aynı miktarda ithalat yapmazlar. Özetle 2015 temkinli ve hazırlıklı olunması gereken bir yıl olarak görülüyor. Etrafta ne olduğunu görebilen, ortadaki eğilimleri dikkate alarak politika belirleyen ülkelerle böyle olmayanlar arasındaki fark iyice belirginleşecektir. Mart 2015 54 EKONOMİ Türkiye’nin Şubat ayı ihracatına kar ve parite çelmesi TİM Başkanı Büyükekşi’nin açıkladığı rakamlara göre şubat ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 düşerek 10 milyar 495 milyon dolar oldu. Ocak-Şubat döneminde ihracat yüzde 6,7 düşüşle 22 milyar 826 milyon dolar oldu. Türkiye’nin Şubat ayı ihracatına kar ve parite çelmesi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), şubat ayı ihracat verilerini Erzurum’da açıkladı. Türkiye’nin şubat ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 düşüşle 10 milyar 495 milyon dolar oldu. Yılın ilk iki ayında ihracat yüzde 6,7 düşüşle 22 milyar 826 milyon dolara geriledi. Türkiye’nin geriye dönük 12 aylık ihracatı ise yüzde 1,7 artışla 155 milyar 14 milyon dolara yükseldi. İhracatın şubat ayında düşmesinde paritedeki gerileme ve olumsuz hava şartlarının etkili olduğunu söyleyen Büyükekşi, “Doların tüm dünyada değer kazanması sonucunda ihraç birim fiyatlarında önemli bir baskı var. Dolayısıyla pariteden kaynaklı fiyat etkisi sadece AB bölgelerine olan ihracatta değil AB dışı bölgelere gerçekleştirilen ihracatta da etkili oluyor. Ayrıca kar yağışı üretim ve lojistik kaybı anlamında ihracatımızı olumsuz etkiledi” dedi. Mart 2015 AB pazarındaki gelişmeler umut verici ancak parite ve birim fiyat etkisi derinleşiyor Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Büyükekşi, “Dış piyasalardaki hareketlilik devam ediyor. Piyasalar gelecek döneme ilişkin tedirgin şekilde bir milat bekliyor, bu milat belki FED kararı olacak. Faiz artırımının, ABD seçimlerinin sonrasına ötelenebileceği tartışmaları gündemde. Bu tartışmalar bir yana, rakamlar ABD’de geniş çaplı bir iyileşmeye işaret ediyor. İstihdam artışları güçlü seyrini sürdürüyor” dedi. Yakın coğrafyadaki gelişmeleri de değerlendiren Büyükekşi, petrol fiyatları ve rublede sağlanan göreceli istikrara rağmen Rus ekonomisindeki sıkıntıların son dönemde gittikçe derinleştiğini dile getirdi. Büyükekşi, IŞİD’in Irak ve Suriye yanında, Yemen, Libya ve Mısır’da Sina yarımadasında varlığını genişletmesinin yakın pazarlardaki sıkıntıların artmasına neden olduğunu da vurguladı. İlk 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışı İran’a oldu Şubat ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 düşerek 10 milyar 495 milyon dolar oldu. Ocak-Şubat döneminde ihracat yüzde 6,7 düşüşle 22 milyar 826 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 1,7 artışla 155 milyar 14 milyon dolara yükseldi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin açıkladığı ihracat verilerine göre, sektörel bazda şubat ayında en fazla ihracatı 1 milyar 705 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken, bu sektörü 1 milyar 267 milyon dolarla hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ile 1 milyar 175 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü takip etti. Geçen ay en fazla ihracat artışını da yüzde 27,8 ile fındık ve mamulleri sektörü yakalarken, bu sektörü, yüzde 25,4 ile tütün sektörü takip etti. Şubat ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, İngiltere, Irak, ABD ve İtalya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 11,8, Irak’a ihracat yüzde 26,7, İtalya’ya ihracat yüzde 15,7 geriledi. Diğer taraftan İngiltere’ye ihracat yüzde 5,1, ABD’ye ihracat yüzde 16,5 artış gösterdi. En fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek artış yüzde 19,9 ile İran’a gerçekleşti. Şubatta ihracat artışında önce çıkan ülkeler ise şöyle oldu; Kuveyt’e ihracat yüzde 164, Katar’a ihracat yüzde 116, Yemen’e ihracat yüzde 110, Singapur’a ihracat yüzde 97, Gine’ye ihracat yüzde 95, Umman’a ihracat yüzde 86 arttı. Şubat ayında AB’ye ihracat yüzde 11,2, Afrika’ya ihracat yüzde 28,3, Ortadoğu’ya ihracat yüzde 7,5 gerilerken, Kuzey Amerika’ya ihracat yüzde 14,1 ve Uzakdoğu ülkelerine ihracat yüzde 12,1 artış gösterdi. 55 Ağır ve havaleli yüklerin seyri yeniden düzenleniyor Ağır ve havaleli yüklerin taşınmasını kolaylaştırmak için 4 yıl önce başlayan çalışmanın sonucu açıklandı. Artık bu yüklerin önündeki; sürüş hızı kısıtları, sürüş zamanı kısıtları, ağırlık kısıtları, ölçü ve boyut kısıtları, yükün bölünememesine ilişkin kısıtlar, yol ve güzergah kısıtları, izin ve belge kısıtları, bürokratik kısıtlar, eskort araçlarına ilişkin konularda düzenlemeler içeriyor. UND ve Vinçder öncülüğünde, Ağır ve Havaleli Yük Taşımacılığı-Hareketli Vinç Operasyonları Çalıştayı Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşti. Çalıştayda 4 yıldır üzerinde çalışılan ağır ve havaleli yüklerin karayolundaki seyrini düzenleyecek mevzuat taslağı da paylaşıldı. Ulaştırma Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda geniş bir ekip tarafından hazırlanan taslak ağır ve havaleli yüklerin taşınmasında yepyeni uygulamalar içeriyor. Taslak ulaştırma bakanlığına gönderilecek. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, yaptığı konuşmada çalıştayın lojistik hizmetler ve Türkiye için önemine işaret ederek, sektörün birçok sorunu olduğunu bu çalıştay sonucu ortaya konacak mevzuatın bu sorunları gidereceğini söyledi. Eski mevzuata atıfta bulunan Fatih Şener, bir taşımacının 150 ton yük taşımak için geçeceği tüm güzergahlardaki köprüler ve viyadüklerin raporunu çıkarmak zorunda kaldığını, başka taşımalarda da yine aynı şekilde aynı yerin raporlarının her defasında istendiğini aktaran Şener, “Müsteşara bunu ilettik ve o da genel müdüre böyle böyle yapacaksınız diye talimat verdi. Şubat ayında toplantı yapılacaktı ama o toplantı gerçekleşmedi” dedi. Bu çalıştay için hazırlanan taslak çalışmaları için yurdışına gidildiğini, taşımaların yerinde görüldüğünü ve o ülke kanunlarının incelendiğini aktaran Şener, “Hazırlanan taslak ihtiyaçları karşılayacak nitelikte. Tarihi bir dönemeçte olduğumuzu düşünüyorum. Ve sorunların çözüleceğine inanıyorum” dedi. Kadir Has Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcı- sı Ömer Faruk Görçün de yaptığı konuşmada, taslağın oluşturulmasında bilimsel çalışmalarla sonuç almaya çalıştıklarının altını özellikle çizerek, uluslararası örneklerele karşılaştırdıklarını ve doğru yolda olduklarını gördüklerini söyledi. Vinç hareketlerinin Türkiye için önemli olduğunu belirten Görçün, taslağın hazırlanış amacını da, “Ağır ve havaleli yük taşımacılığı vinç harektleri olmadan yürüyemez. Vinç operasyonlarına geçmişte olmadığından fazla ihtiyaç duyuluyor. Yeni bir mevzuat hazırlamamız gerekiyordu. Ayakları yere basan sadece nakliyecinin ve operatörün menfaatini koruyan değil; tüm tarafların haklarını koruyan bir mevzuat hazırlamaya çalıştık” diye açıkladı. UND Ağır Taşıma Grubu Başkanı Tamer Erdoğan da sektörde denetimlerin 2008 yılında başladığını ve bundan sonra da sıkıntıların ortaya çıktığını kaydetti. UND olarak hemen konuyla ilgili değerlendirme toplantıları yaptıklarını ve 2011 yılında çalışmaların başladığını söyledi. Talat Aydın’ın da katılımı ile yeni bir kanun yapılması yönünde karar alındığını söyleyen Erdoğan, sektörde yaşanan sıkıntıları giderecek bir taslak için 4 yıldır çalışıldığını ifade etti. Vinçder Başkanı Ramazan Midilli ise konuşmasında bu çalışmanın kışymetinin herkes tarafından bilinmesi girektiğini belirterek, “İzin belgesi olmadan çıkması gereken ekipmanlarımız vardı ve bu yönde sorunlar yaşıyorduk. Yüklerin kendi ekipmanlarını taşımakta sorunumuz vardı. Trafiğe daha fazla araç çıkarıyorduk, maliyetmerimiz artıyordu. 60 ton ağırlığı 20 metre boyu olan araçlarımız izin belgesiz trafikte seyri gerçekleşebilecek, gece sürüşleri gerçekleşecek, TEM otoyolunu kullanma hakkı olacak… Önümüzdeki engeller bu yönetmelik tasalağı ile ortadan kalkacak” şeklinde konuştu. Mart 2015 56 LOJİSTİK Sürüş hızı kısıtları, Sürüş zamanı kısıtları, Ağırlık kısıtları, Ölçü ve boyut kısıtları, Yükün Bölünememesine İlişkin Kısıtlar, Yol ve Güzergah Kısıtları, İzin ve Belge Kısıtları, Bürokratik Kısıtlar, Eskort araçlarına ilişkin Kısıtlar gibi bir çok başlıkta yeni uygulamalar geliyor: HIZ SINIRLAMALARI 1) – Ağır ve Havaleli yük taşıyan araçlar ve hareketli vinçler otoyollarda ve diğer yollarda gerçekleştirildikleri seferlerinde Ek- 5’te gösterilen hız sınırlarına uyulur. Boş olarak sefer yapan araçlar N3 sınıfı araçları için Karayolu Trafik Kanunu 100. madde de belirlenen koşullar geçerlidir. (2) İzin verilecek hızlar kar, buzlanma, sis vb. gibi sürüşü kısıtlayan yol, trafik ve diğer koşullar dikkate alınarak belirlenir. (3) Otoyollar ve diğer yollar üzerinde sefer yapacak olan ağır ve havaleli yük taşıyan araçlar aksine bir hüküm olmadıkça yol durumu, trafik ve üstyapı unsurlarının zorunlu haller yaratması durumunda güzergahın belirli bir kesiminde hız azalımının zorunlu olması halinde izin belgesinde söz konusu durum belirtilerek araç hızı özel durumun olduğu yol kesimlerinde düşürülebilir, Bu durumlarda diğer genel koşulları hükümsüz kılar. Yetkili otoriteden alınacak izin belgesi alınması halinde hıza ilişkin genel kurallar dikkate alınmaz. SÜRÜŞ ZAMANI KISITLAMALARI (1) - Hareketli (mobil) vinçler ile ağır ve havaleli yüklerin taşınmasında kullanılan araçların EK-5’de belirtilen boyut ve ölçülere ilişkin sınırlar çerçevesinde belirli saatler ve tatil günlerinde kullanılmaları yasaktır. Otoyol, Bölünmüş yollar ve şehiriçlerinde farklı olmakla birlikte Ek-5’de belirlenen genişlik ve uzunluk gibi ölçülerin üzerinde olan araçların saat 10:00 ila 16:00 ve 22:00 – 06:00 saatleri dışındaki zaman dilimlerinde trafiğe çıkmaları yasaklanmıştır. Dini ve Milli Bayram günleri gibi resmi tatil günlerinde ağır ve havaleli araçların trafiğe çıkmaları yasaktır. Geçilecek güzergah üzerinde konser, toplantı, koşu vb. etkinliklerin olması halinde kamu otoritesi Mart 2015 taşımacıya olanaklar dahilinde alternatif bir güzergah belirleyebilir. Taşıma faaliyetinin bu tür durumlarda imkansız olması halinde taşıma faaliyeti etkinlik sona erene kadar ertelenir. Yukarıda belirtilen sürüş kısıtlamasının olduğu zaman dilimlerinde araç kullanımı istisnai durumlarda yetkili kamu otoritesinin iznine bağlıdır. Sürüş zamanları özel izin belgesinde belirtilmedikçe Ek-5 te belirtilen hükümler geçerlidir. Kurtarma, araç çekme vb. istisnai durumlarda hareketli vinçler bu tür kısıtlamalardan muaftırlar. AĞIRLIK KISITLAMALARI Madde 22- (3) Boyutları açısından özel yük kapsamında taşınan yüklerin araç azami yüklü kütlesini aşmayacak şekilde 50 tona kadar birden fazla yüklenmesine izin verilir ve araç üzerinde yer alan yükler bölünmez yük olarak kabul edilir. ÖLÇÜ VE BOYUTLARA İLİŞKİN KISITLAMALAR 57 BÖLÜNMEZ YÜKLERİN TAŞINMASINA İLİŞKİN KISITLAMALAR -Bu kapsamda; bu Yönetmeliğin Ek 1 kısmında belirtilen ebat ve ölçülerin üzerinde olan yükler özel yükler kapsamında olup, bu yönetmelikle belirlenen esaslar söz konusu yüklere uygulanmaktadır. -Yükün Özellikleri, Bölünememe ve Yükün Bütün Kabul Edilme Durumları -(2) Yönetmeliğin EK-1 bölümünde tanımlanmış, ağırlık, ebat ve ölçülerin üzerinde taşıma gerçekleştiren karayolu taşıma araçları ile taşınabilecek yükler birim yükler olarak tanımlanmış olup, Bu çerçevede Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliğinin belirlemiş olduğu esaslar dahilinde karayolu taşımacılığında açık bir risk ya da tehlike yaratmaksızın teknik olarak bölünemeyen ve bölünmesi ekonomik olmayan çok sayıda yüke bölünemeyen, ağırlık ya da ebatlar çerçevesinde bu yönetmelikte tanımlanmış sınırlamalara tabi olan yükler anlaşılmaktadır. Aynı zamanda söz konusu yükün ayrılmaz parçası olan donanım, parça ya da ekipmanlar da yüklerin ayrılmaz parçası olarak kabul edilerek birlikte taşınabilmektedir. -Yükün Özellikleri, Bölünememe ve Yükün Bütün Kabul Edilme Durumları -(3) Boyutları açısından özel yük kapsamında taşınan yüklerin araç azami yüklü kütlesini aşmayacak şekilde 50 tona kadar birden fazla yüklenmesine izin verilir ve araç üzerinde yer alan yükler bölünmez yük olarak kabul edilir. -(4) Vinç ve hareketli (mobil) vinçler ait safra ağırlıkları ve bu vinçlere ait ekipmanları bölünemez yük olarak kabul edilir ve birlikte taşınır. -Yükün Özellikleri, Bölünememe ve Yükün Bütün Kabul Edilme Durumları -(5) Ağır yük taşıma amaçlı kullanılan römork/yarı römork ve bunların ekipman ile donanımları kendi ve/ veya başka bir yarı römork/römork üzerine yüklenerek taşınırken bölünemez yük olarak kabul edilir ve birlikte taşınır. -(6) Aksesuar olarak tanımlanan yükler yükün toplam ağırlığının %10’unu geçmemeli ve buna ilişkin bilgiler belgede yazılmalı ve gösterilmelidir. YOL VE GÜZERGAHA İLİŞKİN KISITLAR -Araçlar İçin İzlenecek Güzergahlar ve Park Yerleri -Madde 19- (1) Hareketli (mobil) vinçler ile ağır ve havaleli yüklerin taşınmasında kullanılan araçların taşıma operasyonlarında izleyecekleri güzergahlar yasal düzenlemeler çerçevesinde açık bir risk ya da tehlike yaratmayan, taşıma operasyonunun ekonomikliği, etkinliği ve verimliğine olumsuz etkide bulunmayan uluslararası ve yurtiçi eşya taşımacılığına açık her türlü karayolu kamu kuruluşunun sınırlandırıcı bir düzenlemesine muhalif olmaksızın güzergah olarak belirlenebilmektedir. İZİN VE BELGE KISITLAMALARI -Uzun Süreli özel izin belgeleri: -Üç yıllık süreyi aşmayacak şekilde taşımacının talebi ile, yetkili kamu kuruluşu tarafından verilmektedir. Taşımacı bu yönetmelik kapsamında gerçekleştireceği taşımalara ilişkin izin taleplerini aylık, üç aylık, altı aylık, yıllık, üç yıllık özel izin belgeleri çerçevesinde yetkili kamu kuruluşuna yazılı olarak bildirdikten sonra herhangi bir olumsuz durum söz konusu değilse kamu kuruluşu talep edilen özel izin belgesini yetki belgesi sahibine tahsis etmektedir. -Güzergahla Sınırlandırılmış Süreli İzin Belgesi; -Belirli güzergahlarda birden fazla taşıma faaliyeti için, -Azami bir yılı geçmemek koşulu ile aylık, üç aylık, altı aylıkve bir yıllık olarak düzenlenebilir. -Verilecek güzergahla sınırlandırılmış süreli izin belgeleri azami beş güzergahla sınırlandırılmaktadır. -Sefere ilişkin özel izin belgeleri: -Belirli bir güzergah üzerinde gerçekleştirilecek tek bir taşıma operasyonları için nakliyenin zorluğu, hızı ve gidilecek güzergahın uzunluğuna göre minimum 15 günlük olmak üzere yetkili kamu kuruluşunca belirlenir ve verilir. BÜROKRATİK KISITLAR -Madde 14- (1) Kamu Kuruluşları; -Proje lojistiği, ağır yük taşımacılığı ve hareketli vinç operasyonları gibi yönetmelik kapsamında tanımlanan faaliyetler yüksek düzeyde uzmanlık ve özellik gerektirdiğinden özel izin belgelerinin verilmesi, belge takibi vb. işlemlerin sektörün gereksinim duyduğu hız, etkinlik ve verimlik çerçevesinde gerçekleştirilebilmesi için ilgili kamu kuruluşu içerisinde ayrı bir birimin oluşturulmasından ve bu birimin sadece görev tanımı içerisinde yer alan faaliyetleri yerine getirmesinin sağlanmasından, -Söz konusu birimlerin ülke genelinde işlemleri kolaylaştıracak ve hızlandıracak şekilde birden fazla merkezde oluşturulmasından sorumludur. -Eskort Türleri -Madde 31- (1) Eskort araçlar türleri itibarıyla iki ana grubu ayrılmaktadır. Bu gruplar Özel Eskort ile polis eskortu olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda özel eskortlar taşıma işletmesine ait olan eskort araçlar ile özel eskort işletmeleri tarafından sağlanan eskort hizmetlerini ifade ederken; -Tüm karayollarında ağır ve havaleli yüklerin taşınması ve hareketli vinç operasyonları sırasında güzergah üzerinde alınması gereken eskort ve polis eskort sayısı için Ek-5’te gösterilen hükümler uygulanmaktadır. Mart 2015 58 GÜNDEM Mısır taşımaları 22 Nisan’a kilitlendi 2012 yılında Mısır ile imzalanan taşımacılık anlaşmasının süresi 22 Nisan 2015’te sona erecek. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Mısır ile Taşımacılık Anlaşması’nın yenilenmemesi halinde 500 milyon dolarlık ihracatın tehlikede olacağının altını çiziyor. Hatay Ro Ro Line İnc. AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler, Mısır bazlı yapılan ticarette Hatay Ro-Ro’nun Türkiye ekonomisine katma değer sağladığını ifade ediyor. DEİK Türk Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield ise Mısır’ın Türkiye ticareti açısından son derece önemli bir ülke olduğunu ifade ederek, “Mısır’ı kaybetmememiz gerekir” yorumunda bulunuyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2012’de Mısır ile imzalanan taşımacılık anlaşmasının süresinin 22 Nisan 2015’te sona ereceğini anımsatarak, anlaşmanın yenilenmemesi halinde yıllık 10 bin taşımanın, bir başka ifadeyle yıllık ortalama 500 milyon dolarlık ihracatın gerçekleşmeyeceğini belirtti. Tek alternatifimiz mevcut Ro-Ro hattının devam etmesidir Türkiye’den Mısır üzerinden Suudi Arabistan’a, Körfez ülkelerine ve Orta Afrika’ya yapılan taşımalarda alternatif bir güzergahın olmadığını ifade eden Nuhoğlu, “Tek alternatifimiz mevcut Ro-Ro hattının devam etmesidir” dedi. Nuhoğlu, Suriye’de yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2012 yılında Türk TIR’larına bu ülkeden geçişin kapatıldığını, bunun üzerine Ekonomi Bakanlığı’nca Ro-Ro gemileriyle Türkiye’den Mısır’a taşımacılık hattının devreye alındığını ifade etti. Mersin ve İskenderun limanlarından kalkan Ro-Ro gemilerinin, Mısır üzerinden karayoluyla Kızıldeniz’e, buradan Ro-Ro ile Suudi Arabistan’ın Duba Limanı’na geçtiğini anlatan Nuhoğlu, “Bu taşıma son 3 yıldır devam ediyor. Hattın oturması konusunda ciddi destek veren Ekonomi Bakanlığı’nca 22 Nisan 2012’de Mısır ile 3 yıllığına bir anlaşma imzalandı” diye konuştu. Anlaşma ile ilgili somut bir gelişme yok Mısır’daki darbe ile birlikte Mısır Cumhurbaşkanlığı’na Abdülfettah el-Sisi’nin gelmesinin ardından Türkiye ile ilişkilerin bozulduğunu hatırlatan Nuhoğlu, “Bu nedenle Türkiye-Mısır arasındaki taşımacılık anlaşmasının uzatılmaması kararı Mart 2015 alındı ancak anlaşmanın uzatılıp uzatılmayacağıyla ilgili resmi ya da somut bir şey henüz yok” ifadelerini kullandı. Gelecek ay itibarıyla konuyla ilgili nihai kararın alınacağını dile getiren Nuhoğlu, Mısır ile görüşmelerin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme ile Ekonomi bakanlıkları tarafından yürütüldüğünü bildirdi. Taşımacılıkta yıllık ortalama 10 bin aracın karayolu ile söz konusu güzergahı kullandığını ifade eden Nuhoğlu, şöyle konuştu: “Mısır ile taşımacılık anlaşmasının yenilenmemesi halinde Ro-Ro ve karayolu kullanılamayacak. Burada iki taşıma var. TIR’lar Ro-Ro’ya biniyor, sonra karayoluyla devam ediyorlar, bir kez daha Ro- Ro’ya biniyorlar, sonra karayoluyla devam ediyorlar. Tam bir intermodel taşımacılık yapılıyor. Eğer anlaşma yenilenmezse, karayoluyla Suudi Arabistan’a taşıma yapmamız mümkün olmayacak. Bu da yıllık 10 bin taşımamızın yani yıllık ortalama 500 milyon dolarlık ihracatımızın gerçekleşmemesi anlamına geliyor. Türkiye ile Mısır arasındaki taşımacılığın alternatifi denizyolu, konteyner veya tren yolu olamaz. Taşımacılık, söz konusu güzergahtan yapılmazsa yıllık 500 milyon dolarlık ihracat yapamayacağız. Bunun için tedbir alınmasını istiyoruz. Mısır ile yaşanan siyasi sıkıntıdan dolayı somut bir adım atılamadı. Umarız ki kısa sürede adımlar atılır.” Alternatif bir güzergah yok Türkiye’den Mısır üzerinden Suudi Arabistan’a, Körfez ülkelerine ve Orta Afrika’ya yapılan taşımalarda alternatif bir güzergahın olmadığını bildiren Nuhoğlu, “İran üzerinden olabilir ama İran ile yaşadığımız problemlerden dolayı şu an o güzergah alternatif olmaktan uzak. Tek alternatifimiz mevcut Ro-Ro hattının devam etmesidir” dedi. Süveyş Kanalı maliyeti 3 kat artıracak Ro-Ro gemilerinin Süveyş Kanalı üzerinden geçmesi durumunda ise maliyetin bir gemi için yaklaşık 3 kat artarak, 300 bin dolara yükseleceğini belirten Nuhoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme ile Ekonomi bakanlıkları yetkililerinin sorunun çözülmesi için çalıştıklarını söyledi. 59 Güler: Türkiye-Mısır Ro-Ro hattı, Mısır taşımalarında elimizi rahatlatıyor Hatay Ro Ro Line İnc. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler, Türkiye-Mısır Ro-Ro hattının, Mısır taşımalarında taşımacıların elini rahatlattığını ve ülkemiz ekonomisine katma değer sağladığını ifade ediyor. mısır’IN Türkiye ekonomisi için son derece önemli olduğunu ifade eden Hatay Ro Ro Line İnc. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler, Suriye’deki iç karışıklıkların ardından Nisan 2012’de Ortadoğu ülkelerine yönelik taşımalar Mısır üzeri Ro-Ro gemileri ile yapılmaya başlanmıştı. Bu hat, Ekonomi Bakanlığı’nın önderliğinde gerçekleştirilmişti. Anılan tarihten bugüne güzergâha gelip faaliyette bulunan Ro-Ro firmaları çeşitli nedenlerden ötürü devamlılık gösteremedi. Kimi düşük kapasiteli gemi kullandı, kimi yıkıcı rekabete girdi ve sektörü ciddi sıkıntılara sokarak hattan çekildi. Bu yüzden de araçlar Mısır ve Suudi Arabistan limanlarında uzun süreler bekledi, şoförlerimiz zor koşullarla karşılaştı hatta bir dönem 98 TIR’ımız ve şoförümüz 45 gün Mısır’da mahsur kaldılar” diyor. Sürücüleri ve araçları kurtarabilmek için hem kamu, hem de özel sektörün yoğun çaba gösterdiğini ifade eden Güler, “Bütün bu gelişmelerin ardından,Mısır hattına giren son Ro-R0 şirketi de, teşvik uygulamasının kalkması sebebiyle yüksek navlunlar ile hizmet vermeye başladı, bu durum da taşımacının hattı kullanmaktan giderek vaz geçmesine yol açtı” diyor. Güler, giderek düzensizleşen seferler ve yüksek maliyetler sonucunda söz konusu şirketin hattan çekilme kararı aldığının altını çiziyor. Anka Kuşu gibi kendi küllerinden doğan Ro-Ro Şirketi Yaşanan tüm sorunlar bölge taşımacısına ve ihracatına büyük zararlar verirken, bölge taşımacıları bir araya gelerek ‘kendi küllerinden’ doğup Hatay Ro-Ro Line adıyla bir şirket kurdular. Hataylı 55 Uluslararası Karayolu Eşya Taşımacısı ( C2 yetki belgeli firma) mevcut varlıklarını ve inançlarını birleştirerek Hatay Ro-Ro Kombine Taşımacılık İşletmeleri AŞ. firmasını kurup 2 adet gemi kiralayarak 15 Ekim 2014 tarihinde seferlerine başladı. Bu firmanın kurulmasında asıl amaç güzergâhı kurtarmak, ülkemiz ihracat ürünlerini zamanında varış noktasına ulaştırmak ve daha önce bölgenin, sektörün yaşadığı sıkıntıların önüne geçmek. Konuyla ilgili bilgi aldığımız Hatay Ro Ro Line İnc. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler, “Mevcut maliyetler ile söz konusu hizmetin taşımacılarımız açısından verimli bir şekilde devamlılığının sağlanması oldukça güçleşmektedir. Hat zaten geçmişten bugüne yaşanan sorunlar nedeniyle oldukça büyük kan kaybına uğramıştır. Bugün adı geçen hattın taşımacımıza maliyeti 3.600-3.800 dolar olup; bu durum taşımacılarımızın söz konusu bölgeye yaptıkları taşımaları giderek güçleştirmekte; bundan dolayı da üretici/ihracatçı da zarar görmektedir. Oysa taşımaların artması, üretilen ürünlerin daha fazla olarak ihracatının yapılabilmesi için bu maliyetin 2.700-2.800 dolar seviyelerinde olması gerekmektedir” diyor. Kriz öncesi taşıma istatistikleri Bu hat, bölgenin dış ticaretini sadece Türkiye ile değil diğer AB ülkeleri ile birlikte Rusya ve BDT ülkeleri ile de geliştirebilecek bir hat olması nedeniyle Türk ihraç ürünlerinin hızlı teslimatı sayesinde Ortadoğu’daki pazar kaybının da önüne geçmek mümkün olabilecek. Özellikle, raf ömrü kısa olan gıda ve yaş sebze/ meyve ürünleri pazara bozulmadan, en hızlı şekilde ulaşabilecek. Konuyla ilgili Güler şu bilgileri veriyor: “Suriye sınır kapısının kapanması ile birlikte gerek ihracatımız, gerekse taşımacılık sektörümüz giderek kan kaybetmiştir. Geçmiş dönemde faaliyette bulunan Ro-Ro şirketlerinin yaşatmış olduğu çeşitli sorunlar ve teşvik uygulamasının kalkması ile birlikte bu hattın kullanımı da giderek düşmeye başlamıştır. Şöyle ki; 2013 yılında Ro-Ro ile Mısır ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat taşımaları 6862 iken, bu rakam 2014 yılında 4 bine düşmüştür. Ekim 2014-Ocak 2015 arasında ise ihracat taşımaları bin 561 adet. Yıl geneline yayıldığında arzu edilen seviyelerin çok altında olacağı görülmektedir. Diğer yandan, 2010 yılında Suriye ve Suriye üzerinden yapılan taşımalar 100 bin sefer iken, bu rakam 2011 yılında 83 bin 519, 2012 yılında ise 12 bin sefer olarak gerçekleşebilmiştir. Yani, bölgeye yönelik taşımalarımızda yüzde 86’lık bir düşüş ortaya çıkmıştır. 2010 yılında gerçekleştirilen taşımaların ülkemize kazandırdığı döviz 5 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında ülkemizde yaşanan ekonomik kaybın ne kadar büyük olduğu yadsınamayacak bir gerçektir.” Mart 2015 60 GÜNDEM Türkiye ve Mısır arasındaki anlaşma büyük öneme sahip Türkiye ile Mısır arasında oluşturulan karayolu anlaşmasının nisan ayı itibarıyla son bulacağı gerçeğini göz ardı etmemek gerektiğini ifade eden Güler, söz konusu anlaşmanın devam ettirilebilmesinin hem taşımacılarımız, hem de ihracatçılarımız açısından büyük öneme haiz olduğunu ifade ediyor. İki ülke yetkililerinin bir araya gelerek mevcut anlaşmanın devamlılığının sağlanmasında görüş birliği oluşturmaları gerektiğinin altını çizen Güler, aksi takdirde, Ro-Ro hattının Süveyş Kanalı’nı geçerek sürdürülmesinin mümkün olabileceğini, bu durumda ise Süveyş Kanal geçişi için yine devlet desteğinin gündeme gelmek zorunda kalacağını ifade ediyor. Kanal geçisiş maliyetini tek başına Ro-Ro şirketi üstlenemez “Kanal geçişinin yüksek maliyetlerini tek başına Ro-Ro şirketinin üstlenerek hattın SURİYE’YE İHRAÇ TAŞIMA YAPAN TAŞITLARIMIZIN KAPILARA GÖRE DAĞILIMI Mart 2015 devam etmesini sağlamak mümkün görünmemektedir. Bu ise gemi navlun ücretlerinin çok daha artmasına yol açacak, taşımalarımız ve ticaretimiz durma noktasına doğru gidecektir” diyen Güler, Bu nedenle, ülkemiz için önemli döviz girdisi yaratan bölge taşımalarının daha önceki seviyelerine ulaşabilmesine çok büyük katkı sağlayacak olan Ekonomi Bakanlığı tarafından uygulanmış 1.000 dolar/araç teşvik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi ve Mısır ile olan karayolu taşıma anlaşmasının devamlılığının sağlanmasının büyük önem arz ettiğini belirtiyor. Böylece, hali hazırdaki gemi doluluk oranının yüzde 70-75 iken, yüzde 100’lere ulaşabileceğini ifade eden Güler, çok daha fazla ihracat ürünümüzün karayolu ile taşınmaya başlanabileceğini ve ürünlerin daha kısa sürede alıcılara ulaşabileceğinin altını çiziyor. Sorunlar ve çözüm önerileri Hatay Ro Ro Line İnc. AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler sorunlar ve çözüm önerilerini şu maddeler şeklinde özetliyor. “1. Ro-Ro gemilerimizle taşınan araçların sürücülerin transferi “uçak “ ile sağlanmaktadır. Ancak, Charter uçak girişimlerimiz Mısır kökenli firmanın girişimleri sonucu, Mısır Sivil Havacılık İdaresi’nin geçtiğimiz günlerde getirdiği 15 gün önce uçuş izninin alınması ve yolcu listesinin bildirilmesi zorunluluğu nedeniyle sonuçsuz kalmaktadır. Bu uygulama Hatay Ro-Ro nun seferlere başladığı ilk günlerde getirilmiştir. Malumları olduğu üzere taşımacılığın doğası gereği 15 gün önceden sürücülerin belirlenmesi mümkün değildir. 2. Charter uçak kullanma imkânının olmamasından ötürü, THY tarifeli uçuşları kullanmak zorunda kalınmaktadır. Ancak, bu durum hem zaman hem de mali dengeleri bozacak düzeyde önemli bir maliyet yükünü beraberinde getirmektedir. Bu maliyet ortalama 600-700 USD/Beher yolcudur. 3. Son günlerde Mısır ve Türk basınında yer alan Mısır Karayolu anlaşmasını iptal edeceği ve 2015 yılında yenilemeyeceği haberleri, ihracatçı firmalar ve bölgeye çalışan nakliye firmalarını tedirgin etmiş, güzergâha güvenin zedelenmesine neden olmuştur. 4. Bu olumsuz tablo, Hatay bölgesinde faaliyet gösteren, hattı ayakta tutabilmek için mücadele eden nakliye firmalarının direncini kırmaya başlamış olup, hattın devamlılığının sağlanabilmesi ve Mısır’ın tüm resmi makamlarının desteğini alan rakibine karşı rekabet edebilmesi için acilen çözüm önerileri geliştirilmelidir.” 61 Mansfield: Mısır’ı kaybetmememiz gerekiyor DEİK Türk Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield, Mısır’ın Türkiye ticareti açısından son derece önemli bir ülke olduğunu ifade ederek, “Mısır’ı kaybetmememiz gerekir” yorumunda bulunuyor. Mısır ile olan ekonomik ilişkilerimizin Kuzey Afrika ve Sahraaltı Afrika ülkeleri arasında en ileri seviyedeki ülkelerin başında geldiğini ifade eden DEİK Türk Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield, birçok Afrika ülkesi ile henüz ‘Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması, Serbest Ticaret Anlaşması’nın imzalanmamışken, Türkiye ile Mısır arasında bu anlaşmaların sırasıyla 1993, 1996 ve 2005 yıllarında imzalandığını ifade ediyor. Mansfield, “Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak sizin alanınıza giren Denizcilik Anlaşması, Hava Taşımacılığı Anlaşması ve Kara Ulaştırması Anlaşması da sırasıyla 1988, 1993 ve 1994 yıllarında imzalanmıştır. Tüm bu anlaşmalar ekonomik ilişkilerin iki ülke için de ne kadar önemli olduğuna dair bizlere işaret vermektedir. Ticaret hacmine, ithalat-ihracata ilişkin verilere baktığımızda da Mısır’ın bizler için önemi ortada. Mısır’ın en fazla ihracat yaptığı pazarlar arasında İtalya, Hindistan, ABD ve Suudi Arabistan’dan sonra Türkiye gelmektedir. Mısır, Afrika kıtasında ülkemizin en fazla ihracat yaptığı ülke konumundadır. Örneğin 2014 yılında Türkiye yüzde 5 payla Mısır’ın 7. en büyük tedarikçisi olmuştur. 2014 yılında iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 4.7 milyar dolar düzeyindedir” diyor. Sektörel olarak baktığımızda Mısır ekonomisinin lokomotifi olarak müteaahitlik hizmetleri ve inşaat sektörünün ön plana çıktığını ifade eden Mansfield, Mısır’ın Arap dünyasının en fazla nüfusa sahip olan birinci ülkesi, Afrika kıtasının ise Nijerya ve Etiyopya’dan sonra üçüncü ülkesi olduğunun altını çiziyor. Hızla çoğalan genç bir nüfusa sahip bulunan ülkede, orta gelir düzeyinde bulunanların sayısı ve kentleşmenin giderek artması nedeniyle büyük bir konut ihtiyacı bulunmakta olduğunu ifade eden Mansfield, gelecek 10-15 yıllık dönemde her yıl ortalama 600-800 bin konut üretileceği tahmin edildiğini de vurguluyor. Şu an itibariyle ülkede 3 milyon konut eksiği bulunduğunun ifade edildiğini söyleyen Mansfield, Mısır’daki inşaat sektörünün yabancı firmalara bu anlamda büyük fırsatlar sunduğunu da sözlerine ekliyor. Yatırımlar açısından cazip bir ülke Yatırım anlamında baktığımızda Mısır’ın, düşük işçi ve enerji ücretleri ve ikili/çok taraflı ticaret anlaşmaları ile yatırımlar için cazip bir ülke konumunda olduğunu ifade eden DEİK Türk Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield şu bilgileri veriyor: “2013 yılında Mısır’a 5,5 milyar dolar tutarında doğrudan yabancı yatırım girişi olmuştur. 2013 itibariyle ülkedeki doğrudan yabancı yatırım stoğu 85 milyar dolardır. Yukarıdaki tabloya baktığımızda özetle diyebiliriz ki Mısır, Türkiye için gerçekten önemli bir ülke. Siyasi krize rağmen Mısır, Ekonomi Bakanlığımız tarafından 2014-2015 döneminde öncelikli ülkelerden birisi olarak belirlenmiştir. Bunun yanında Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında olmayı hedefleyen 2023 stratejisini de unutmamak gerekir. Bu stratejileri göz önünde bulundurduğumuzda, Mısır’ı kaybetmememiz gerekir. Bu çerçevede, uluslararası konjonktürün de zorlamasıyla, Türkiye ve Mısır arasındaki siyasi münasebetlerin normalleşmesi hususunda önümüzdeki dönemde farklı senaryolarla karşılaşabilme ihtimali yok değildir. Tabiateyle, bizler özel sektör temsilcileriyiz ve bu itibarla öncelikli olarak ekonomik münasebetlerin geliştirilmesi, elverişli yatırım ortamının tesisi gibi önceliklerimiz mevcuttur. Ayrıca, ülkemizin çizmiş olduğu makro hedeflere de, imkânlarımız dahilinde katkı sağlamakla mükellefiz. Ümidimiz odur ki, başta Mısır, bölgedeki tüm ülkeler belirli bir istikrara kavuşsunlar ve firmalarımız bu ülkelerle elverişli koşullarda ticari ve ekonomik faaliyetlerini deruhte edebilsinler.” Ro-Ro seferlerinin daha fonksiyonel kullanılabileceğini biz defalarca belirttik Mısır-Türkiye ilişkilerinde Ro-Ro seferlerinin son derece kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizen Mansfield, “Ro-Ro seferlerine gelince, diliyor ve umuyorum ki iptal edilmez. Mısır uluslararası kabul görmüş kurallar dahilinde birçok ülke ile anlaşmaları olan bir ülke. Ayrıca birçok çok uluslu şirketlerin yatırımı var. Bu anlaşmaların yapılmasının ilk nedenlerinden biri ülkenin güvenilir ve yapılan anlaşmaların sürdürülebilir olmasıdır. Mısır herhangi bir anlaşmayı iptal ederek bu imajına gölge düşürecek mesaj vermez. Bunun yanı sıra Ro-Ro seferlerinin daha fonksiyonel kullanılabileceğini biz defalarca belirttik. Bölgede ciddi bir üretici olan Türkiye, Mısır’ın en önemli avantajlarından biridir. Avrupa’dan daha uygun fiyatlara ve Avrupa standartlarlarında yaptığımız üretimi tam veya yarı mamül Mısır bizden alarak COMESA Ülkeleri’ne satabilir böylelikle tarnsit ticareti ihracatına kazandırır. “Golden Gate” altın kapı konumunu güçlendirebilir. Bugün bir çok ülke başta Belçika transit ticaretle ülkesine katma değer yaratırken inanılmaz cirolara imza atmadadırlar” diyor. Mansfield son olarak, Mısır Doğu Akdeniz’de deniz ve kara taşımacılığında lojistlik açıdan stratejik önemini geliştirmek istiyorsa bu ülkenin her hattının açık olması ve risk taşımaması gerektiğini belirterek; Türkiye - Mısır arasında ki Ro-Ro hattının bunlardan sadece biri olduğunu ama bütünün önemli bir parçası olduğunu da kaydediyor. Mart 2015 62 TESLİMAT Alışan Lojistik 30 Tırsan Perdeli Maxima ile filosunu güçlendirdi 30. yılını kutlayan Alışan Lojistik, 30. yılında DAF-Tırsan’dan aldığı 30 adet Tırsan Perdeli Maxima Semi-Treyler ile filosunu güçlendirdi. Alışan Lojistik Filo TIR Araç Satış ve Kiralama AŞ.’den kiralamasını gerçekleştirdiği 30 adet Tırsan Perdeli Maxima Semi-Treyleri Tırsan Adapazarı Fabrikası’nda düzenlenen tören ile teslim aldı. Gerçekleştirilen teslimat törenine Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan, Operasyonlar Direktörü Jan Devrim, DAF-Tırsan Genel Müdürü Ferda Özmen ve Satış Müdürü Ertuğrul Erkoç katıldı. 30. yılını kutlayan Alışan, 30 araç ile filosunu büyüttü 2015’in zorlu geçeceği öngördüklerini ifade eden Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan, “Bu sene 30. yılımızı kutluyoruz. 30. yılımızın ilk aktivitesi olarak da filomuzu 30 araç ile büyütüyoruz. 2015 yılı zor bir sene fakat bizim lojistik sektörüne olan inancımız tam ve firma olarak uluslararası nakliye, depolama, likit ve enerji, yurtiçi dağıtım ve katma değerli hizmetlerde büyümeye devam edeceğiz,” dedi. Damla Alışan, “Bu sene için oldukça keskin hedeflerimiz var, bunu da yaparken tabii ki inanılır, güvenilir çözüm ortakları ile beraber ilerliyoruz ki Tırsan da Türk sermayeli bir firma olarak bizim yıllardır çözüm ortağımız olarak çalıştığımız, çok inandığımız ve sonunda kadar güvendiğimiz iş ortaklarımızdan bir tanesi. Dola- Mart 2015 yısı ile bu süreçte beraber yola devam etme kararı aldık. 30 aracı aldık” dedi. Bu senenin ilerleyen dönemlerinde yeni projeler ile filolarını daha da büyüterek yollarına devam edeceklerini ifade eden Alışan, “Biz bu güne kadar insana ve çevreye saygı çerçevesinde yüksek standartlı ekipmanlar ve depolar ile hizmet ürettik, çünkü yaşadığımız çevreye bu şekilde de borcumuz var. Bununda bir uzantısı olarak ADR’ye uyumlu araçlar ile filomuzu genişlettik. Dolayısı ile inandığımız ve bildiğimiz yolda büyümeye devam edeceğiz,” dedi. Son olarak Alışan 36 ay sürecek araç kiralama projesi gerçekleştirdiklerinin de altını özenle çizerek treylerin üretimi, bakımı, onarımı ve bütün gerekli ihtiyaçlarını Tırsan’ın sağlayacağına inandıkları için Tırsan ile yola çıktıklarını ifade etti. DAF-Tırsan Genel Müdürü Ferda Özmen, Alışan Lojistik ile gerçekleştirilen işbirliğinden memnun olduklarını ifade ederek, “Bugün teslimatını gerçekleştireceğimiz 30 aracımızın şasi ve panellerikataforezkaplamalı olup 10 yıl paslanmazlık garantisi altındadır. Bunun yanı sıra,Tırsan Perdeli Maximasemi-treylerleriCodeXL Yük Emniyet sertifikasına sahiptir” dedi. DAF-Tırsan Satış Müdürü Ertuğrul Erkoç, Alışan Lojistik ile uzun soluklu sürecek bir projeye imza attıklarını ifade ederek, “DAF-Tırsan çalışanları olarak bu süreçte bizi en çok gururlandıran, Alışan Lojistik’in profesyonel bir yaklaşımla pazardaki benzer kalitedeki tüm ürünleri incelediktensonra bizi tercih etmiş olmasıdır” dedi. DAF-Tırsan Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Yılmaz ise Tırsan’ın 7 dakikada bir treyler üretebildiğini ifade ederek:“2011-2013 yılları arasında sadece Adapazarı fabrikamızda toplam 28 milyon euro modernizasyon yatırımı gerçekleştirdik. En son açılışını yapmış olduğumuz kataforez tesisi ile beraber lowbed kapasite artırım yatırımları ile birlikte aslında 2013 sonu 2014 başı itibarı ile bugünkü kapasitemize ulaştık” dedi. 63 8.5 milyon metrekareye ulaşacak lojistik arzı gayrimenkul sektörünü yeniden şekillendirecek JLL Türkiye verilerine göre lojistik arzı 8.5 milyon metrekareye ulaşacak ve yeni altyapı ve ulaşım projeleri, gayrimenkul sektörünü yeniden şekillendirecek. Yeni altyapı ve ulaşım projeleri, gayrimenkul sektörünü yeniden şekillendiriyor. İstanbul–Kocaeli hattında arsa fiyatları prim yapıyor. Büyük altyapı projeleri sonucu yeni lojistik alanların gelişmesi ile birlikte İstanbul ve Kocaeli alt pazarlarını kapsayan Marmara Bölgesi’ndeki toplam lojistik arzının, 2017 sonunda 8.5 milyon metrekareye ulaşması bekleniyor. JLL Türkiye Başkanı Avi Alkaş, İstanbul ve çevresinde inşaatı süren ve başlayacak olan 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu, Avrasya Tüneli, İstanbul-İzmir Otoyolu, 3. Havalimanı, Liman Kent ve Kocaeli’ndeki Organize Liman Bölgesi gibi projelerin yeni geliştirme ve yatırım fırsatları doğuracağını belirtiyor. Alkaş, İstanbul’daki gayrimenkul trendlerinin bu projelerin oluşturduğu ihtiyaçlar çerçevesinde gelişeceğini vurguluyor. 5 yıl içinde 11.1 milyon metrekareye ulaşması bekleniyor vazör turizminde küresel lider olmayı hedefleyen Liman Kent Projesi’nin 3. Havalimanı’na komşu olacak şekilde planlandığını belirten JLL Türkiye Başkanı Avi Alkaş, “Kruvazör turizmi sayesinde yıllık 8 milyon yabancı turistin İstanbul Liman Kent’e gelmesi bekleniyor. 3. Havalimanı, 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu projelerinin tamamlanmasıyla birlikte, Liman Kent’in ulaşılabilirliği artacak ve proje lojistik açıdan önemli bir merkez haline gelecek” dedi. Lojistik pazarı ve kur dalgalanmaları Alkaş, ayrıca 2014 yılında A sınıfı yüksek kalitede lojistik arzına yönelik artan talep nedeniyle lojistik pazarındaki birincil kiraların kur dalgalanmalarından etkilenmediğini de belirterek, “Birincil kiralar 2014 yılsonu itibarıyla 7 dolar seviyesinde sabit kaldı. Ancak arzın sınırlı olması nedeniyle, arsa fiyatları ise 2014 yı- lında bir artış gösterdi. 2015 yılında ise döviz seviyesindeki kur dalgalanmalarından dolayı kira bedellerinin küçük de olsa aşağı yönlü bir harekette seyredebileceğini öngörmekteyiz” şeklinde konuştu. Köseköy Lojistik Köyü İzmit Körfez Bölgesi’nde mevcut durumdaki 35 limanın en aktif olanlarına Dilovası ile Körfez bölgeleri ev sahipliği yapıyor. Gölcük, Derince ve Gebze gibi ayrı limanları entegre edilerek var olan limanların kapasitelerinin artırılması hedefleniyor. Kocaeli sınırları içinde kalan Cengiz Topel Havalimanı ile birlikte Köseköy Lojistik Köyü’nün bölgeyi hava ve raylı ulaşım olanaklarını sunarak desteklemesi, bunun yanında Köseköy’ün Türkiye’deki en büyük lojistik köy haline getirilmesi planlanıyor. Bu projelerin bölgedeki lojistik arzındaki büyümeyi desteklemesi hedefleniyor. Ticari gayrimenkul üzerine finansal ve profesyonel hizmetler veren ve yatırım yönetimi alanında danışmanlık hizmetleri sunan JLL Türkiye verilerine göre, İstanbul ve Kocaeli alt pazarlarını kapsayan Marmara Bölgesi’ndeki toplam lojistik arzının 2014 yıl sonu itibarıyla 7,8 milyon metrekareye ulaştığı, inşaat halindeki stokun ise 563 bin metrekareden 653 bin metrekareye yükseldiği görülüyor. Lojistik arzının ise 2017 sonunda yaklaşık olarak 8,5 milyon metrekareye ulaşması bekleniyor. Ayrıca Kocaeli ve İstanbul alt pazarlarında yaklaşık olarak 2,6 milyon metrekarelik stokun planlama aşamasında olduğu gözlemleniyor. Bütün inşaat halindeki ve planlama aşamasındaki projelerin tamamlanması durumunda, toplam lojistik arzının önümüzdeki 5 yıl içinde 11,1 milyon metrekareye ulaşacağı öngörülüyor. Ro-Ro taşımacılığına hizmet ederek kargo taşımacılığında ve kruMart 2015 64 TESLİMAT Ankaralı Değer Lojistik, 25 adet Ford 1846T ile araç filosuna güç kattı Değer Lojistik,25 adet Ford 1846T otomatik vites ADR’li satın alarakaraç filosunu güçlendirdi. Ford Trucks Türkiye Satış Müdürü Berk Mumcu ve Ford Trucks İç Anadolu Bölge Müdürü Mete İnceer ile satışı gerçekleştiren Başer OtomotivFord Trucks Şube Müdürü Ömer Faruk Başer ve Satış Şefi Turgut Başer, düzenlenen törenle Değer Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Değer’e 25 adetFord 1846T aracı teslim etti. Satışa sunulduğu pazarların standartlarına uygun olarak Ford Otosan mühendisleri tarafından geliştirilen Ford 1846T çekici, yurtiçi ve uluslararası taşımacılık alanında faaliyet gösteren müşterilerin beklentilerine uygun olarak; Ford Trucks’ın DNA’sında yer alan güç, konfor, verimlilik ve dayanıklılık gibi özelliklere sahip olarak üretiliyor. Ford Trucks modelleri, kullanıcısına yüksek performans ve düşük yakıt tüketiminin konforunu bir arada yaşatıyor. ‘Scania’nın Kalesi’ Martaş 100 adet Scania aldı Scania’dan 100 adet çekici alan Martaş’ı Scania’nın kalesi olarak gördüklerini dile getiren Martaş Group Yönetim Kurulu Üyesi Okan Kurt, filodaki Scania araçların 300 adede çıktığını belirtti. Gelecek yıl 100 adet daha alım yapmayı düşündüklerini belirten Kurt, 100 araçlık alım için toplam 10 milyon Euro yatırım yaptıklarını kaydetti. Scania Genel Müdürü İlhami Eksin, teslimat töreninde yaptığı konuşmada, Martaş Group’un Scania’nın en büyük filolarından biri olduğuna dikkat çekti. Scania’nın en eski müşterilerinden biri olduğunu belirterek Martaş ile işbirliğini geliştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Eksin, “Martaş büyük filolarımızdan biri. Eminim bahtı açık olacak. Satış sonrası ile her zaman yayındayız. Malın önünde, arkasında, her zaman yanınızdayız” dedi. Martaş Group Yönetim Kurulu Üyesi Okan Kurt da nakliye sektöründeki çalkantılardan en az etkilenmek için daha güvenli gördükleri kontratlarla ilerledikleri vurguladı. Tofaş ve Arçelik gibi Türkiye’nin en büyük markalarıyla kontrat imzaladıklarını hatırlatan Kurt, ağırlıklı olarak İtalya’ya taşımacılık yaptıklarını ve İtalya’da kuvvetli olduklarının altını çizdi. “Filodaki Scania araç sayısı 300’e yükseldi 100 adetlik Scania G400 LA 4X2 çekicileri alırken Scania Finans’ı kullandıklarını ifade eden Okan Kurt, Mart 2015 Martaş’ın Scania Finans’ı kullanan ilk şirket olduğunun da altını çizdi. Şu anda filolarında 400 adet araç bulunduğunu ve 100 adetlik Scania alımı ile birlikte filolarında toplam Scania sayısının 300 adede yükseldiğini ifade eden Kurt, araçlarının yaş ortalamasının da bu alımla 6 yaşa indirdiklerini vurguladı. Öte yandan Kurt, “Biz Mersin merkezli bir firmayız. Mersin’in en büyük gümrüklü antreposuna sahibiz” dedi. Scania araçların kalite, tamir, bakım, yakıt tüketimi, konfor ve dizayn olarak tercihlerinde öne çıktığını kaydeden Kurt, filolarında 2008 model Scania aracın balatalarını daha yeni değiştirdiklerini oysa 100 bin kilometrede balatalarını değiştirmek zorunda kaldıkları başka marka araçları da gördüklerini vurguladı. Şoförlerin de Scania ile ilgili olumlu düşündüklerine dikkat çekerek, “İtalya’dan gelen şoförümüz esnemeden, Bursa’ya gidebilir. O kadar rahat araçlar.” 65 Omsan ödülleri topladı Lojistik sektörünün öncü firması Omsan,iletişim ve medya alanındaki çalışmaları ile dünyanın en önemli pazarlama ve iletişim programlarından biri olan uluslararası MarCom Ödülleri’nde iki kategoride birden ödüle layık görüldü. 2010 yılında hayata geçirdiği Arabam Tatilde projesi ile Omsan, Bütünleşik Pazarlama Kategorisinde Platin Ödül’e, kurumsal ilan çalışmaları ile de Kurumsal Reklamcılık Kategorisinde Altın Ödül’e layık görüldü. MarCom Ödülleri’nde hem Platin hem de Altın ödüle layık görülmelerinden ötürü gururlu olduklarını belirten Omsan Lojistik Stratejik Planlama ve Pazarlama Müdürü Faysal Yalınkılıç, ilk küresel Türk lojistik firması olma vizyonu ile faaliyetlerini yürüten Omsan’ın üstüste aldığı uluslararası ödüllerin doğru yolda ilerlediklerinin önemli bir göstergesi olduğunu söyledi. Omsan’a üçüncü kez “İnsana Saygı” ödülü İnsan kaynakları alanındaki özenli çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Kariyer. net “İnsana Saygı”ödülleri, İnsan Kaynakları Zirvesi kapsamında 11 Şubat’ta Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri, aday başvurularını yüzde yüz olarak yanıtlayan, en çok istihdam yapan ve en çok başvuru alan firmalara veriliyor. Bu kapsamda Kariyer.net tarafından yapılan değerlendirmeye göre Omsan, “İnsana Saygı”ödülü’ne üçüncü kez layık görüldü. Omsan’ın ödülünü, İnsan Kaynakları ve Kalite Sistemleri Müdürü Bilge Baykurt Özkes aldı. Omsan’ın insana verdiği değerin bir kez daha takdir edilmiş olmasından gurur duyduklarını ifade eden Özkes, çalışanlara verdikleri değeri ve gösterdikleri özeni Omsan’da çalışmak üzere başvuran adaylara da gösterdiklerini belirtti. Omsan, AristonThermoGroup için depolama ve yurtiçi dağıtım hizmetleri vermeye başladı Omsan, 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle AristonThermoGroup’un kombi, termosifonve yedek parça ürünleri içinGebze’deki Pelitli deposunda gümrüklü/gümrüksüz depolama hizmetleri vermeye başladı. Depolama hizmetlerinin yanı sıra Omsan, AristonThermoGroup’undepodan çıkacak ürünlerinin Türkiye genelinde yaklaşık 2300 bayi ve satış merkezine teslimatınıve aynı zamanda bayilerden depoya iade işlemlerini degerçekleştirecek. Omsan, bu hizmetleri ThermoGroup’a 3 yıl süreyle verecek. Omsan Lojistik Depolar ve Dağıtım Operasyonları Grup Müdürü Serkan Çelik, AristonThermoGroup’u müşteri portföylerine katmaktan ötürü mutluluk duyduklarını belirtti. Tırsan Türk-Alman bilim yılında Ar-Ge proje işbirliklerini artırdı Tırsan Treyler Ar-Ge ekibi, 12 Mart’ta Ankara’da düzenlenen ‘2014 TürkAlman Bilim Yılı Kapanış Etkinliğine katıldı. Etkinlik, Türk-Alman Bilim Yılı süresince 2014’te hayata geçirilen etkinlikleri değerlendirme ve iki ülke arasındaki bilimsel işbirliğinin sürekliliğine katkıda bulunma amacıyla, özel sektör, araştırma camiası, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerini bir araya getirdi. Toplantıya, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile Federal Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Johanna Wanka’nın yanı sıra, TUBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak da katıldı. ‘Bilim Yılı’ süresince Yurtiçi Etkinlikleri Destekleme Programı oluşturularak, iki çağrıya çıkıldı ve 74 etkinliğe destek verildi. Bu etkinlikler kapsamında yaklaşık 1000 Türk ve 800 Alman araştırmacının bir araya gelmesi sağlandı. Üniversitesanayi işbirliğini teşvik etmek adına, Bilim Yılı vesilesi ile 2+2 Programı çağrısı açıldı. Bu çağrı kapsamında desteklenecek projelerdeki bir üniversite ve bir sanayi kuruluşunun oluşturduğu Türk ekibe 450 bin avro karşılığında destek sağlanabilecek. Bilim Yılı’nın kazandırdığı ivmenin sürdürülebilmesi için ise, Türkiye ve Almanya EUREKA çağrısı açıldı. Bu çağrı kapsamında, ticarileşme potansiyeli yüksek ve pazara yönelik ürün ve süreçlerin geliştirilmesine yönelik, her iki ülkeden en az birer kuruluşun katılmasıyla oluşturulacak projelere destek verilecek. Toplantıda Tırsan Ar-Ge ekibi, treyler sektörüne yönelik olarak yapılacak Ar-Ge projelerine yönelik işbirliği olanaklarını değerlendirdi. Somut işbirlikleri oluşturuldu ve proje takvimleri belirlendi. Tırsan, 2009 yılında Türkiye treyler sektörünün ilk ve tek Ar-Ge merkezini açmıştır. 2009 yılında kurulduğundan bu yana Tırsan Ar-Ge merkezi, treyler sektörüne yönelik olarak 10 farklı ürün grubunda 38 farklı projeyi, 1,2 milyon mühendislik saati süren çalışmalar sonucu başarıyla tamamlamıştır. Tırsan Ar-Ge merkezinde toplam 25 milyon km yol testi gerçekleştirildi. Mart 2015 medya