Ölçüm Dünyasının Öncü İsmi Tektronix, Türkiye`de Netes`ten Sorulur!
Transkript
Ölçüm Dünyasının Öncü İsmi Tektronix, Türkiye`de Netes`ten Sorulur!
editör Geçen ay, bizim için özel olan bir etkinliğin bir kez daha gerçeklemesi mutluluğunu yaşadık. İTÜ Kontrol ve Otomasyon Kulübü (OTOKON) tarafından bu yıl 9.’su organize edilen İTÜ Robot Olimpiyatları (İTÜRO), 9-10-11 Nisan 2015 tarihlerinde gerçekleştirildi. Endüstri&Otomasyon Dergisi olarak Medya Sponsorluğu’nu yaptığımız ve her yıl sayısı gittikçe artan yerli, yabancı konuşmacı, katılımcı, yarışmacı sayısıyla İTÜRO, uluslararası olma yolunda büyük adımlar atmaya devam ediyor. Biz, İTÜRO’yu çok önemsiyoruz. Çünkü İTÜRO, Türkiye’mizin geleceğe açılan en önemli pencerelerinden biri bizce. Şöyle ki, ister beğenelim ister beğenmeyelim, üretimden tüketime, ekonomiden siyasete, iş hayatından ev hayatına, dünyadaki her oluşumun temelinde teknoloji var artık. Teknolojinin en belirgin göstergelerinden bazıları gündelik hayattaki akıllı telefonlar, akıllı evler veya kendi kendine park edebilen otomobiller ise, üretim sürecindeki en dikkate değer örneklerinden biri de, fabrika otomasyonundaki endüstriyel robotlardır bize göre. Üstelik bu endüstriyel robotlar, akıllı teknolojiye sahipler. Öte yandan robotlar artık sadece üretim aracı olarak da görülmüyorlar. İTÜRO’nun kapanış konuşmasından aktaralım: Japonya başbakanı Shinzo Abe, Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatları’nın yanında, bir de robot olimpiyatları yapmayı istediklerini açıklamış. Yani, Yaz Olimpiyatları’nda ne varsa, insanlar hangi spor dallarında yarışacaklarsa, Robot Olimpiyatları’nda da aynı dallar bulunacak! Başbakan Shinzo Abe bu etkinliği, Japonya’nın robot teknolojilerinde geldiği yeri göstermek ve hâlâ bu alanda dünya lideri olduklarını ispat etmek için yapmak istediklerini belirtmiş. Ayrıca, Brezilya’da düzenlenen RoboCup 2014 dünya şampiyonasında 45 ülkeden 4000 mühendis ve bilim insanı, 2050 hedeflerini hayata geçirmek üzere buluşmuş. İşte İTÜRO, dünyadaki bu gelişmeleri daha yakından izleyebileceğimiz -hatta izlememiz gerektiğine işaret eden- bir etkinlik. Hatırlatalım: Aralık 2014’te Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği –ENOSAD’ın düzenlediği Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi’nin açılışında, ENOSAD Başkanı Sayın Sedat Sami Ömeroğlu şöyle demişti. “Robotların insan beyninden gelen radyo dalgalarıyla komut alacakları günlere doğru giden bir teknolojik gelişmenin arifesindeyiz.” Öyleyse, İTÜRO gibi geleceğin pencerelerine daha çok bakalım. Geleceği görmeyenler, geleceği düşünmeyenler gelecekte nasıl var olabilir dersiniz?!.. Turan Türkmen EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Ad›na imtiyaz sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Turan Türkmen turan@eksenltd.com Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. Ya€mur Denizhan denizhan@boun.edu.tr Reklam ve Halkla İlişkiler Md.: Birsen Salman birsen@eksenltd.com Yayın Kurulu: Prof. Dr. Abdülkadir Erden / At›l›m Üniversitesi Mekatronik Müh.Böl.Bşk. Prof. Dr. Metin Gökaflan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Galip Cansever / Y.T.Ü. Elektrik Elektronik Müh. Fak. Dek. Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@eksenmedyagrup.com Yayın Danışmanları: Prof. Dr. Alinur Büyükaksoy / Gebze ‹leri Tek. Ens. Rek. Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl. Prof. Dr. Ersin Tulunay / ODTÜ Prof. Dr. Göksel Demirer / ODTÜ Çevre Mühendisli€i Prof. Dr. Güven Önbilgin / 19 May›s Üniversitesi Prof. Dr. Mübeccel Demirekler / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muammer Ermifl / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Savafl Ayberk / Kocaeli Ü. Çevre Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Tuncel Özden / TÜB‹TAK Enst. Analiz Lab. Böl. Bflk. Prof. Dr. U€ur Çeltekligil / Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Seta Bogosyan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Prof. Dr. Yusuf Tan / Bo€aziçi Ü. Medical Engineering Prof. Dr. Kemal Leblebicio€lu / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Doç. Dr. ‹. Hakk› Çavdar / Karadeniz Teknik Ü. Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner / Özçelik A.fi. Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl. Yrd. Doç. Dr. Sibel Uluda€ Demirer / Çankaya Ü. End. Müh. Böl. Dr. Mehmet Çevik / Dal Engineering Dr. Müh. Ahmet Dinçer / Bosch Rexroth A.fi. Sevtap İnan / Siemens M. Halil Başaran / Rockwell Otomasyon Levent Fadıloğlu / Schneider Cengiz Meriç / Hipafl Emin Olcay / Akbil A.fi. Çağrı Hekimoğlu / Esit Göktu€ Gür / Schneider H. Cengiz Celep / Entek Otomasyon Hasan Basri Kayak›ran / Emf Motor ‹brahim Erkan Yenel / Norm Enerji ‹smail Obut / Hidroser Mahmut Bertan / Weidmüller Niyazi Sar›maden / Medel Oral Avc› / Piomak Özkal Güner / Schneider Electric Sedat Sami Ömero€lu / E3Tam Gökhan Yücel / Phoenix Contact fiahnur Agaik / GSD Osman Kutan / ABB Talat Avc› / P›nar Müh. T. Hakan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk. Tuncay Soydafl / Festo Yavuz Çopur / Pilz Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik Tolga Bizel / Mitsubishi Electric Hakan Aydın / Mitsubishi Electric Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik Tunç Atıl / HKTM Teknik Editör: Editör: Grafik Tasarım: Emeç Erçelik editor@eksenmedyagrup.com Alper Öz editor@eksenmedyagrup.com Taluy Denizhan info@eksenmedyagrup.com Şükran Pala sukran@eksenmedyagrup.com Ülgen Güneş ulgen@eksenmedyagrup.com Artun Armutcu artun@eksenmedyagrup.com Esra Satır esra@eksenmedyagrup.com Reklam Koordinatörü:Cahide Avflar Demir cahide.avsar@eksenmedyagrup.com Halkla İlişkiler ve Tanıtım: Onur Narinoğlu onur@eksenmedyagrup.com Abone ve Mali İşler: Şerife Yılmaz finans@eksenltd.com Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@eksenmedyagrup.com Temsilciliklerimiz: Nejat Coflkun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹NG‹LTERE info@nejatdesign.co.uk Metin Yavuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - ALMANYA metin.yavuz@gmx.net ‹zmir Temsilcili€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30 Merkez: EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Meflrutiyet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440 Beyo€lu-‹stanbul / TÜRKİYE Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24 E-mail: info@eksenmedyagrup.com www.eksenmedyagrup.com Baskı: Doğa Basım Yıllık abonelik: 100.- TL. Yıllık yurtdışı abonelik: 100 Euro Endüstri ve Otomasyon Yayg›n süreli bir yay›nd›r, Ayda bir yay›nlan›r Dergimizde yer alan ilanlar›n sorumlulu€u ilan verenlere, makalelerdeki fikirler ve yorumlar yazarlar›na aittir. Tüm haklar› Eksen Yay›nc›l›k’a ait olup, izinsiz kullan›lamaz ve yay›nlanamaz. Eksen Yay›nc›l›k; bas›n ve yay›nc›l›k ilkelerine uymay› taahhüt eder. ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYESİDİR. TEKNOLOJİDE YENİLİK ■ Pompalı 12 Hidrolik Enerji Depolamanın Yeniden Doğuşu 16 ABB ■ ABB’nin SÖYLEŞİ Yüksek Performanslı Sürdürülebilir Motor Gücü, Şişecam’ın Enerjisini Zirveye Taşıyacak! Netes ■ Ölçüm Dünyasının Öncü İsmi Tektronix, Türkiye’de Netes’ten Sorulur! Pilz ■ “Her Makine Çalıştırıldığında, İhmal Edilebilir Seviyelerde Dahi Olsa Risk Taşımaktadır.” 30 ÜRÜN ve UYGULAMALAR Azteklerin Gümüşü Festo Otomasyon Teknolojisiyle Flotasyon Hücrelerinde Arızalara Son Festo ■ Sağlam RFID Çözümü Turck ■ 66 Neden Güvenlik Rölesi Kullanmalıyız? ABB ■ Konfigüre edilebilir PSR-Trisafe Modülü Esnek, Kullanımı Kolay Emniyet Çözümü Phoenix Contact ■ Dosya ve Makale ■ Madencilik Sektörünün Sorunları Var! ■ Madencilik Sektörü İnişte! ■ Bakanlığa Göre Madencilik Sektörü! ■ Türkiye’de ■ Asansör Madencilik ve Metalürji Kontrollerinde İş Güvenliği 86 ■ Mitsubishi ÜRÜNLER Electric Mitsubishi Electric’in Yeni Denetim Konsepti, MELSEC iQ-R ■ Beckhoff ■ Pilz Genişletilmiş Master İşlevselliği Ile CX8000 Gömülü PC Serisi Canopen ve Profibus İçin Yeni Master Arabirimleri Emniyet Kapısı İzleme Daha Esnek Hale Geliyor ■ B&R IO-Link 1.1 ile Industry 4.0’ın Kapsanması B&R Dijital Haberleşmede Kullanılacak Yeni Master Modüllerini Tanıtıyor 107 112 Kuruluş ve Etkinlikler ■ İTÜRO 2015 Yine Dopdoluydu! HABERLER ■ KROHNE Academy seminerlerine büyük ilgi devam ediyor… ■ SMS-TORK ■ ENOSAD, Yeni Ofisinde, Yeni Hedefleriyle, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu’nu Ağırladı! olarak, 16-18 Nisan 2015 tarihleri arasında düzenlenen IFAT Eurasia Çevre Teknolojileri Fuarına katıldı ■ Comer ■ Endüstri tarihi dönüm noktası Schunk, MM İnovasyon Ödülü’ne layık görüldü Industries ve Bonfiglioli Riduttori: Rakip Piyasa Liderleri Arasında Tarihi Sözleşme Türkç ek t s e e yazılım, Türk d e çe doküman, Türkç Referans G/Ç Sayısı TM221C16T TM221C16R TM221M16R TM221M16T TM221CE16R TM221CE16T TM221ME16R TM221ME16T TM221M32TK TM221C24T TM221C24R TM221ME32TK TM221CE24R TM221CE24T TM221C40R TM221C40T TM221CE40R TM221CE40T Kampanyaya Katılan Yetkili Bayilerimiz Anel Elektroteknik San. Tic. Ltd. Şti. Arda Mak. Elek. Tic. ve San. Ltd. Şti. Atak Elektrik Mühendislik Otomasyon San. Tic. Ltd. Şti. Botek Elektrik Elektronik Otomasyon San. Tic. Ltd. Şti. 16 16 16 16 16 16 16 16 32 24 24 32 24 24 40 40 40 40 Haberleşme Modbus / USB Modbus / USB Modbus / USB Modbus / USB Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB Modbus / USB Modbus / USB Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB Modbus / USB Modbus / USB/Ethernet Modbus / USB/Ethernet Röle /Transistor 199 249 249 249 299 299 299 299 379 299 359 429 399 399 449 449 499 499 Transistor Röle Röle Transistor Röle Transistor Röle Transistor Transistor Transistor Röle Transistor Röle Transistor Röle Transistor Röle Transistor Botem Bobinaj Elektrik Malz. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. Elpim Mak. İnş. Elek. Malz. Paz. ve Tic. San. A.Ş. Galip Müh. Elek. San. Tic. Ltd. Şti. Konya Enerji Ltd. Şti. Oluşum Grup Elek. Müh. İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. Net Fiyat Tem Teknik Malz. San. Tic. A.Ş. Üç-El Elektrik Ltd. Şti. Vega Elektrik Otomasyon Sis. A.Ş. Vekmar Elek. Sist. Yat. ve Tic. A.Ş. * Kampanya 1 Mayıs - 31 Temmuz 2015 tarihleri arasında belirtilen yetkili bayilerden alımlarda geçerlidir. Fiyatlarımız 30 gün ödeme koşullarında geçerlidir. Schneider Electric fiyat ve kampanya koşullarını değiştirme hakkını saklı tutar. Türkçe yazılım, eğitim videolarına ve yetkili bayilerimizin iletişim bilgilerine 444 30 30’ü arayarak veya forumtr.schneider-electric.com adresinden ulaşabilirsiniz. Teknolojide Yenilikler Pompal› Hidrolik Enerji Depolaman›n Yeniden Do€uflu Bu yaz›, IEEE Spectrum dergisinin 1.8 Mart. 2015 tarihli say›s›ndan al›nm›flt›r. Çeviri: Ya€mur Denizhan Peter Fairley Enerji ve Çevre Muhabiri Çevre Muhabirleri Derne€i Baflkan› Paris - FRANSA ve ‹ngiliz Kolumbiyas› - KANADA Yenilenebilir enerji, ‹sviçre ve baz› baflka ülkelerde pompal› hidrolik depolama tesislerinin yap›m›na önayak oluyor. Foto: AXPO Services E Nükleer enerji için kurulan depolama tesisleri, rüzgâr ve günefl enerjisine uyacak flekilde de€ifltiriliyor. nerji flebekesi standartlar› aç›s›ndan, hidrolik enerji rezervuarlar›nda enerji depolamak için suyu yukar› pompalama fikri, bu “pompal› depolama” tesislerinin üzerine kuruldu€u tepeler kadar eski. Ama uzmanlar›n belirtti€ine göre, süreklilik arzetmeyen günefl ve rüzgâr enerjisinin yükselifliyle birlikte bu teknoloji pek yak›nda yeniden canlanabilir. Bu yeniden do€uflun bafl›n› çekecek flekilde konumlanan Japonya, 26 GigaWatt güç depola- Endüstri otomasyon / 38 12 ENDÜSTRİ OTOMASYON y›p boflaltma kapasitesi ile dünyan›n en fazla say›da pompal› depolama tesisine sahip. Ayn› zamanda teknoloji önderi konumundaki bu tesislerde bulunan 1990’larda gelifltirilmifl de€iflken-h›zl› pompalar, de€iflken enerji ak›fl›na ayak uydurmak için biçilmifl kaftan. Ama Japonya bu iflte yaln›z de€il. Çin de pompal› depolama kapasitesini 2008’den beri iki kattan fazla artt›rd›. A.B.D. ve Avrupa gibi olgun piyasalarda da, yeni nesil süreksiz enerji Teknolojide Yenilikler kaynaklar›na geçifl sayesinde, onlarca y›ld›r ilk defa pompal› depolama tesisi yap›m›nda h›z art›fl› yaflan›yor. Gariptir ki, bafllang›çta pompal› depolama tesislerinin yap›m›na yol açan fley, nükleer enerjinin esneklikten yoksun olmas›yd›. Nükleer tesislerin dev buhar türbinleri, tam güçte en iyi rand›man veriyor. Pompal› depolama, geceleyin (tüketimin düflük oldu€u zaman diliminde) üretilen fazla enerjiyi geciktirerek ertesi günün talep zirvesinin karfl›lanmas›na yard›mc› oluyor. Japonya’daki elektrik idareleri, tesislerin flebeke stabilizasyonuna destek olabilmesi için de€iflken-h›zl› pompalar kullanmay› tercih etmiflti. fiebekeyle efl-zamanl› olarak sabit bir h›zla dönen tek-h›zl› pompalar›n aksine, de€iflken-h›zl› pompalardaki asenkron motor-jeneratörler, tesisin yüklenme ve boflalma durumuna göre kendini ayarlayarak güç arz› ve talebini an›nda dengeleyebiliyor, böylece flebekenin AC frekans›n› regüle ediyor. De€iflken-h›zl› cihazlar›n ebad› da, fiyat› da daha yüksek. Ama gene de de€iflken-h›zl› cihazlar, Japonya’da akaryak›tla çal›flan jeneratörlerin h›zlan›p yavafllama ihtiyac›n› düflürdü€ü için, yüksek fiyatla ithal edilen petrolün israf›na yol açan bu süreçten tasarruf sa€lad›. Fukushima sonras› Japonya’s›nda bu marifetli depolama tesislerine yeniden parlak bir rol alma f›rsat› do€du. Bu tesisler, Mart 2011’deki nükleer erime ve ard›ndan ülkenin nükleer reaktörlerinin devre d›fl› kalmas›ndan beri kurulan 10 GigaWatt’› aflk›n günefl enerjisi ve di€er yenilenebilir enerji kapasitesini çekip çevirebilir. Kesintili enerji üretimindeki art›fl›n yaratt›€› kayg›lar, Ocak ay›nda Japon hükümetini yenilenebilir enerji tesisleri için daha s›k› kurallar önermeye sevketti. Fakat yenilenebilir enerjilerin entegrasyonu konusunun uluslar aras› uzmanlar›, Japon enerji iflletmelerinin yenilenebilir güç üretiminde yaflanan arz veya talep s›çramalar›n› so€urmak üzere pompal› hidrolik tesisleri tekrar devreye sokarak yeni flebeke problemleriyle bafl edebilece€ini söylüyor. Merkezi Norveç’te bulunan bir risk yönetimi ve belgelendirme devi “Pompal› depolama Japonya’n›n yenilenebilir enerjisindeki geçici durumlar›n önemli bir k›sm›n›n üstesinden gelebilir. ” Per Christer Lund, Singapur Temiz Teknoloji Merkezi olan DNV GL’nin iflletti€i Singapur Temiz Teknoloji Merkezi’nin bafl dan›flman› Per Christer Lund, “Pompal› depolama Japonya’n›n yenilenebilir enerjisindeki geçici durumlar›n önemli bir k›sm›n›n üstesinden gelebilir,” diyor. Lund, Japonya’n›n dikey entegre olmufl enerji iflletmelerinin nükleer santralleri bu y›l yeniden devreye sokmay› ümid etti€ini ve görünüfle göre pompal› hidrolik tesisleri de bu nükleer santralleri desteklemek gibi ge- leneksel ve k›s›tl› bir role uygun gördü€ünü belirtiyor. Ama Lund’un tahminine göre, Japonya 2020 itibariyle rekabetçi enerji piyasalar›na kayd›€›nda (ve dolay›s›yla üretim ile iletim-da€›t›m konular›n› ay›rmak durumunda kald›€›nda), pompal› depolama tesislerini daha esnek bir flekilde kullanmaya yönelecek. Ancak Çin, Avrupa ve A.B.D.’deki rekabetçi piyasalardan edinilen tecrübe, bunlar›n pompal› hidrolik depolaman›n yayg›n kullan›m› konusunda yeni zorluklar da yaratabilece€ini gösteriyor. Yeni tesisler bataryalardan çok daha ucuz olabilir (Citibank’›n Ocak 2015’teki raporuna göre kiloWatt-saat bafl›na %95 daha ucuz). Ama rekabetçi piyasalar›n ço€u, geliflmifl pompal› depolama tesislerinin sa€lad›€› frekans regülasyonu gibi flebeke hizmetlerine flimdilik ücret ödemiyor. Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi’nde enerji sistemleri uzman› olan Ning Zhang’›n belirtti€ine göre, piyasan›n flebeke hizmetleri için ödeme yapm›yor olmas›, Çin’in pompal› depolamada de€iflken-h›zl› donan›mdan bugüne kadar neden kaç›nd›€›n› aç›kl›yor. Rekabetçi piyasalar tats›z sürprizler de yaratabilir. Avrupa’da beklenen kârda oluflabilecek bir sapma, ‹sviçre’de yap›lmakta olan türden büyük ve yeni pompal› depolama tesisleri için tehtid oluflturuyor. Bunlar›n destekçileri, tesisleri enerji fiyatlar› düflükken doldurup piyasa fiyatlar› t›rmand›€›nda satmay› planl›yorlar. Fakat günefl enerjisine dayal› üretimdeki art›fl, talep zirvelerini düzleyip toptan enerji fiyatlar›ndaki 39 / Endüstri otomasyon ENDÜSTRİ OTOMASYON 13 Teknolojide Yenilikler günlük dalgalanmalar› azalt›yor. SMUD’un (Sacramento Municipal Utility District Sacramento (Kaliforniya) Belediye ‹flletmesi Bölgesi) enerji üretimi müdürü Scott Flake’in aç›klad›€›na göre, sera gaz› yönetmelikleri eninde sonunda depolamay› zorunlu k›lacak. SMUD’un planlad›€› 700 milyon US $’l›k pompal› depolama tesisi, federal hükümetin düzenleyicilerinin 20 y›ll›k aradan sonra ilk defa geçen sene onaylad›€› iki tesisten biri. Flake; SMUD’un de€iflken-h›zl› 400 MW’l›k tesisinin flu anda do€al gazla çal›flan santrallerin yerine getirmekte oldu€u flebeke regülasyonu görevini üstlenerek, iflletmenin Kaliforniya’n›n Karbon Sal›n›m› Üst S›n›r› ve Ticareti Program› kapsam›ndaki sera gaz› k›s›tlamalar›na uymas›na yard›mc› olaca€›n› belirterek flöyle diyor: “Pompal› hidrolik depolamay›, karbonsuz bir ortamda flebeke yönetim hizmetleri sa€laman›n bir yolu olarak görüyoruz.” Bu arada, merkezi Paris’te bulunan donan›m tedarikçisi Alstom Power Systems, pompal› depolaman›n yeniden do€uflu için düflük riskli bir seçe- nek haz›rlamakta: Sabit h›zla çal›flan depolama tesislerini uyarl›yor. Bu, daha büyük ve daha a€›r olan de€iflken-h›zl› cihazlar› mevcut yeralt› mahzenlerine s›€d›rman›n bir yolunu bulmak anlam›na geliyor. 2012’de Avrupa Komisyonu, Alstom’ün bafl›n› çekti€i bir konsorsiyumun böylesi bir uygulaman›n Fransa’daki 36 y›ll›k bir tesiste mümkün oldu€unu kan›tlamas› için 13 milyon €’luk (15 milyon $) ödül koydu. Projenin 2017 sonuna yetiflmesi gerekiyor. & EO Söyleşi / Recep Akalın - ABB / Bülent Eren - Şişecam ABB’nin Yüksek Performanslı Sürdürülebilir Motor Gücü, Şişecam’ın Enerjisini Zirveye Taşıyacak! ABB Türkiye Motor ve Generator Bölge Satış Müdürü Recep Akalın Şişecam Enerji Verimlilik Müdürü Bülent Eren Bu sayımızda, Güç ve Otomasyon teknolojileri alanında dünyaca tanınan ABB’nin 2020 yılında kendi sektöründe dünyanın ilk üçü içinde yer almayı hedefleyen Şişecam Topluluğu ile yaptığı proje ortaklığı dolayısıyla, ABB Türkiye Motor ve Generator Bölge Satış Müdürü Sayın Recep Akalın ve Şişecam Enerji Verimlilik Müdürü Sayın Bülent Eren’in değerlendirmelerini aldık. E&O: Sayın Recep Akalın, hemen soralım: ABB için “sürdürülebilirlik” nedir, neden önemlidir? Recep Akalın: Sürdürebilirlik ifadesi ABB’nin kabul ettiği anlamıyla; ekonomik başarı, çevre duyarlılığı ve sosyal gelişim konuları arasında sağlıklı bir denge kurabilmek ve bu dengenin tüm paydaşların yararına olmasını sağlamaktır. Ürünleri nasıl tasarladığımız ve ürettiğimiz, müşterilere neler sunduğumuz, tedarikçilerle ilişkilerimiz, riskleri ve fırsatları değerlendirme yaklaşımımız, yaşadığımız ve çalıştığımız toplumlarla ve ABB içinde birbirimizle ilişki kurma şekillerimiz ve tüm bunları yaparken çalışanların, yüklenicilerin ve işimizden etkilenen diğer herkesin sağlık, güvelik ve emniyetini sağlıyor olmak, sürdürebilirlik anlayışımızı yansıtmaktadır. 16 “Müşterilerimize her zaman en yeniyi ve teknolojik olarak en iyisini sağlamak isteriz. Bunu yaparken çevreye de faydalı olacak olan projeler içerisinde olmak ABB’nin birinci önceliklerindendir.” ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Recep Akalın - ABB / Bülent Eren - Şişecam Müşterilerimize her zaman en yeniyi ve teknolojik olarak en iyisini sağlamak isteriz. Bunu yaparken çevreye de faydalı olacak olan projeler içerisinde olmak ABB’nin birinci önceliklerindendir. “Bilindiği üzere üretim yapan işletmelerin ve fabrikaların tüm girdileri arasında en yüksek maliyetlisi ve kontrol edilemeyeni enerjidir. Şişecam da Türkiye’ de bu duyarlılığa sahip en büyük işletmelerden biri olarak hem enerji maliyetlerini azaltmak hem de sahip olduğu çevre bilinci ile tüm fabrikalarında çalışmakta olan eski ve verimliliği düşük elektrik motorlarını yeni ve yüksek verimli olanlar ile değiştirme kararı aldığında ABB olarak biz de bu projenin bir parçası olabileceğimizi düşündük. Projenin çıkış noktası olarak IE3 verimlilik sınıfında motorlar düşünülmesine rağmen, ABB’nin tüm rakiplerinden önce çok daha fazlasını sunuyor olması ve Şişecam’ın da konuya olan hassasiyeti sebebi ile IE4 verimlilik sınıfı motorların kullanılmasına karar verilmiş ve çalışmalar bu şekilde yapılmıştır. Bunun ile beraber Şişecam hem enerji maliyelerinde hatırı sayılır bir azalma sağlayacak hem de kullanılacak enerjinin yüksek verimli olması sebebi ile karbondioksit salınımını azaltmak ile çevreye de ciddi bir yatırım yapmış olacak. E&O: Şişecam projesinin sipariş öncesini, proje detaylarını ve ABB’nin bu projeye neler kattığından bahsedebilir misiniz? Recep Akalın: ABB olarak projenin başlaması ile tüm Şişecam fabrikaları teknik ekibimiz tarafından gezilerek gereken analizler ve kontroller yapılmış ve sonrasında raporlama ve tekliflendirme aşamasına geçilmiştir. Yapılan raporlamada söz konusu Şişecam fabrikalarında bulunan ve çalışmakta olan elektrik motorlarının ABB IE4 motorlar ile değiştirilmesi sonucu sağlanacak faydalar ile geridönüş süreleri Şişecam’ın Sürdürülebilir Enerji Birimi yöneticilerine, sonrasında Şişecam üst yönetimine sunulmuştur. Tüm bu çalışmalar sırasında, tespit edilen geridönüş süreleri ile projenin ABB ile gerçekleştirilmesi Şişecam tarafından uygun bulunmuştur ve belirlenen fabrikalar için karar verilmiş olan motorlar, ABB IE4 motorlar olarak sipariş edilmiştir. Bu aşama sonunda İsveç ve Finlandiya fabrikalarımızda üretilen ve Şişecam tarafından seçişmiş olan belirli güçlerdeki motorlara, Finlandiya fabrikamızda Şişecam heyeti ile beraber testler uygulanmıştır. Fabrika testleri sonunda motorlar istenen ve belirlenen kriterleri sağladığından onaylanmış ve sevkiyatlara başlanmıştır. Bunun yanında, eşzamanlı olarak ENDÜSTRİ OTOMASYON 17 Söyleşi / Recep Akalın - ABB / Bülent Eren - Şişecam “Bu proje de diğer tüm projelerde olduğu gibi ABB’nin güçlü rakipleri vardı. Ancak ABB olarak tüm fabrikaları etkin bir şekilde dolaşarak, saha da mevcut motorları inceleyerek ve Şişecam’ a istediği ve beklediği şekilde raporları ile sunarak rakiplerimizden bir adım öne geçtik. Bu yaparken de hızlı aksiyonlar almamız ve her türlü sorularında yanlarında olduğumuzu görmeleri Şişecam’ın ABB seçiminde önemli bir etken oldu.” Şişecam fabrikalarındaki mühendis ve yönetici kadrolarına elektrik motorları hakkında seminerler verilmiştir. Bu proje de diğer tüm projelerde olduğu gibi ABB’nin güçlü rakipleri vardı. Ancak ABB olarak tüm fabrikaları etkin bir şekilde dolaşarak, saha da mevcut motorları inceleyerek ve Şişecam’ a istediği ve beklediği şekilde raporları ile sunarak rakiplerimizden bir adım 18 öne geçtik. Bu yaparken de hızlı aksiyonlar almamız ve her türlü sorularında yanlarında olduğumuzu görmeleri Şişecam ın ABB seçiminde önemli bir etken oldu. Şişecam’ın bu proje ile sadece IE4 motor değil, bununla beraber ABB Türkiye’nin 63 kişilik Motor ve Jeneratörler Satış ve Servis Ekibi’nin sürekli destek ve hizmetini yanlarına aldıklarını hissettirdik. Bunun yanında, ABB’nin yenilikçi ve enerji verimliliğini ön plana çıkaran “synRM” gibi yüksek performanslı ürünleri de bu projenin geleceği açısından oldukça önem taşımaktadır. E&O: Sayın Bülent Eren, Şişecam’ın enerji alanında karşı karşıya olduğu rekabet koşullarını öğrenebilir miyiz? Bülent Eren: Ana iş kolu enerji yoğun sektör olan Şişecam Topluluğu giderlerinin önemli bir bölümünü enerji giderleri oluşturmaktadır. Dünya cam üreticilerinin enerji kaynağı satın alma maliyetlerine bakıldığında, coğrafi konumu nedeni ile Türkiye Şişecam Fabrikalarının enerji birim fiyatının dezavantaj yarattığı görülmektedir. Dünya cam üreticileri arasında 3. olma yolunda kendisine hedef koyan şişecam, bu dezavantajı enerji tasarrufu yaparak ve cam işleme bilgisini geliştirerek dengelemeye çalışmaktadır. Şişecam topluluğunda, enerjinin gittikçe artan direk ve endirekt (çevre, karbon emisyonlar vb.) maliyetleri, büyüyen ve uluslararası büyüklüğe ulaşan topluluğun enerji tedarik güvenliği, enerji yönetiminin kurumsal ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Recep Akalın - ABB / Bülent Eren - Şişecam “Şişecam Topluluğu bünyesinde, enerjinin çeşitli ve alternatif kaynaklardan temini, etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerjinin ürün maliyetleri üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve bunun çevreyi koruyarak gerçekleştirilmesi amacıyla, enerji verimliliği stratejileri, planları ve programlarını hazırlamak, bunların etkinliğini değerlendirmek, gerektiğinde revize edilmelerini, yeni önlemlerin alınmasını, uygulanmasını, etkin olarak yürütülmesini ve sonuçlarının izlenmesini sağlamak, Enerji Verimlilik Müdürlüğü sorumluluklarındandır.” (corporate) seviyede yeni bir yapılanma içinde ele alınması ihtiyacını doğurmaktadır. Bu çerçevede 2012 yılında “Sürdürülebilir Enerji Yönetimi Projesi” ile başlatılan çalışmalar, 2013 yılı içinde Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü bünyesinde oluşturulan Enerji Verimlilik Müdürlüğü kurulması ile devam etmiştir. Şişecam Topluluğu bünyesinde, enerjinin çeşitli ve alternatif kaynaklardan temini, etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerjinin ürün maliyetleri üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve bunun çevreyi koruyarak gerçekleştirilmesi amacıyla, enerji verimliliği stratejileri, planları ve programlarını hazırlamak, bunların etkinliğini değerlendirmek, gerektiğinde revize edilmelerini, yeni önlemlerin alınmasını, uygulanmasını, etkin olarak yürütülmesini ve sonuçlarının izlenmesini sağlamak, Enerji Verimlilik Müdürlüğü sorumluluklarındandır. Topluluğumuz yurtiçinde 22, yurtdışında yine 22 fabrika ve tesisten oluşmakta olup 2013 yılında cam ve kimyasal üretimi için kullanılan enerji yaklaşık 2 milyon TEP olarak gerçekleşmiştir. Bu tüketimin %93’ ünün doğal gaz, %7’sinin ise elektrikten oluştuğu görülmektedir. 2014 yılında yurtiçi elektrik tüketiminin 1,063.3 GWh olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. E&O: Şişecam, ABB ürünlerini kullanmaya nasıl karar verdi? Bülent Eren: Dünya cam üreticileri arasında zirveyi hedefleyen ve bu konuda ciddi bir rekabet içerisinde olan Şişecam Topluluğu, enerji ve çevre konularındaki sorumluluğunun da farkındadır. Bu sorumluluğun gereği olarak, giderek azalmakta olan doğal enerji kaynakları, emisyon azaltımı konusundaki yasal mevzuatlar ve yakın bir gelecekte devreye girmesi beklenen “Kyoto Kriterleri” göz önüne alındığında, Şişecam Topluluğu’nun enerji tüketimlerini kontrol altına alma ve tasarruf etme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Şirketimiz bu kapsam- da, mevcut enerji potansiyelinin belirlenebilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan hizmet lisansı almış bağımsız bir denetçi firmaya, halen yurt içi ve yurtdışı tüm tesislerimizi içerecek şekilde, enerji verimliliği potansiyelini belirlemeye dönük detaylı enerji etütleri yaptırmaktadır. Şişecam Topluluğu genelinde gerçekleştirilen enerji etütleri esnasında tespit edilen en önemli tasarruf potansiyeli, yüksek konu elektrik motorları ile ilgilidir. İşletmelerin elektrik tüketimlerinin çok önemli bir kısmını oluşturan elektrik motorları ile ilgili yapılacak tasarrufların, işletme elektrik tüketimlerine direk etki edeceği açıktır. Konunun büyük boyutlu olması ve tüm fabrikalarımızı kapsaması nedeniyle, uygulamanın içerisinde olan tesislerimizi çok iyi bilen mühendislerimizden bir komisyon oluşturulmuş, bağımsız etüt şirketi tarafından belirlenen motor listesi tüm fabrikalarımız için revize edilmiştir. Uygun motor seçimi için teknik kriterlerin belirtildiği teknik şartname oluşturulmuş ve bundan sonra Topluluğumuzda kullanılacak elektrik motorları standart hale getirilmeye çalışılmıştır. ABB firmasının bu projede tercih edilmesinin başlıca sebebi, yüksek verimlilik sınıfındaki elektrik motor üretimi konusunda lider pozisyonda olması, rakip firmalara göre daha verimli elektrik motoru teklif etmesidir. “ Projemizin yürütülmesi esnasında, ABB firmasının sahada tespitleri, öncesi ve sonrasında her türlü desteği sağlaması, son kullanıcıya kadar teslimat sağlaması, ürün değişikliklerine ve opsiyonlara esnek olması firma seçimimizde diğer önemli etkendir. Ayrıca yüksek verimli motor temin sözleşmemizin uzun süreli aynı koşullarda sağlanması da göz önünde tutulmuştur. E&O: ABB ürünleri, Şişecam için diğer motor tedarikçisi şirketlerininkinden daha mı verimli? Neden? ENDÜSTRİ OTOMASYON 19 Söyleşi / Recep Akalın - ABB / Bülent Eren - Şişecam E&O: Sizce ABB’nin rakiplerine göre teknolojik üstünlükleri nelerdir? Bülent Eren: Şişecam olarak bu projenin hayata geçirilmesi ile Türkiye coğrafyasında, toplam 20 MW güçte IE4 motor kullanmaya başlayan nadir kurumlardan biri olmayı hedeflediğimizi belirtmek isteriz. Bu kapsamda IE4 verimlilik sınıfında bir ürünü geliştirip piyasaya sürmeniz, bizim gibi yoğun enerji kullanımı olan bir sektör için fark yaratmaktadır. Bir önceki maddede belirttiğimiz üzere teklif edilen yüksek verimli motor verim tabloları incelendiğinde, firmanın rakiplerine göre teknolojik üstünlüğünü ortaya koymaktadır. ABB firmasının Türkiye ve dünya genelinde servis ağı olması, farklı coğrafyalarda toplam 44 işletmesi bulunan Şişecam içinde önemli bir güven kaynağıdır. Ürünlerin avantajları ile birlikte, ABB elektrik motor ekibinin proje başlangıcından son noktasına kadar her türlü desteği sağlaması ve projenin üst verimli elektrik motorlarıyla sürdürülebilirliği bizim için önem taşımaktadır. Enerji verimlilik müdürlüğü olarak bu büyüklükteki bir organizasyonda, işin sıfır hatayla tamamlanabilmesi en temel koşulumuzdur. ABB firmasının sorunlara çözüm odaklı yaklaşması her zaman önem verdiğimiz konulardan biri olmuştur. “ABB firmasının bu projede tercih edilmesinin başlıca sebebi, yüksek verimlilik sınıfındaki elektrik motor üretimi konusunda lider pozisyonda olması, rakip firmalara göre daha verimli elektrik motoru teklif etmesidir.” Bülent Eren: Komisyomuzca yapılan karşılaştırma tablolarında, özellikle 110 kW altı güçte motorlarda IE3, 110 kW üstü motorlarda ise IE4 verimlilik sınıfı ABB ürünlerinin rakip firma ürünlerine göre (tavan-taban % verimlilik değerleri) avantaj sağladığı görülmüştür. Verimlilikten kaynaklanan bu farka karşılık gelen ilk yatırım maliyetinin mühendislik ekonomisi analizinde Şirketimiz kabul edilebilir finansal verileriyle çalışılmıştır. İşletmelerimizdeki motorların çalışma saatleri, yüklenme durumları, ömrü, vb. kriterler seçimimizin ana parametrelerini oluşturmaktadır. 20 E&O: Şişecam, ABB’nin hangi ürünlerini seçti? Bunların işlevleri nedir? Bülent Eren: Proje, öncelikle 11 fabrikamızı kapsayan, 20.6 MW üzerinde kurulu güce sahip 236 adet alçak gerilim tahrik motorunun tedarikiyle başlamıştır. Değiştirilmesi planlanan bu motorların mevcut ortalama verimleri 0.90 civarlarında ve hatta daha da altındadır. Enerji etütlerimiz yurtiçi ve yurtdışı fabrikalarımızda devam etmektedir ve Şişecam Topluluğu bünyesinde, enerji verimlilik yatırımları göz önünde bulundurularak, tasarruf potansiyeli yüksek olan elektrik motor değişimleri, sözleşme koşulları içerisinde kademeli olarak hayata geçirilmeye devam edilecektir. ABB ile yapılan sözleşmemiz gereği, gerek yeni belirlenecek motorlar ve gerekse de işletmelerimizin ihtiyaç duyacağı her türlü motor bu kapsamda değerlendirilecektir. ENDÜSTRİ OTOMASYON E&O: Şişecam, ürünlerin öncelikle ne sağlamasını beklemektedir? Teknoloji mi, çevresellik mi? Bülent Eren: Seçim kriterimiz öncelikle teknolojik üstünlüğe sahip ürünler olmuştur. Bu kapsamda beklediğimiz sadece elektrik enerjisinden tasarruf etmek değildir. Bu motorların değişimi ile birlikte, yaşanan imalat randıman kayıplarının, yedek malzeme maliyetlerinin ve işçilik giderlerinin de minimuma indirilmesi beklenmektedir. Enerji tasarrufu olarak düşünüldüğünde ise sadece beklenen maliyet indirimi veya kar artışı olmayıp birim ürün için harcadığımız karbon ayak izinin de azaltılması hedeflenmektedir. Sadece değiştirilmesini planladığımız motorlarla yıllık 4.7 GWh enerji tasarrufu olacağı düşünüldüğünde, bunun çevresel ve ülke kaynaklarının etkin kullanımına da fayda sağlayacağı görülmektedir. E&O: ABB çözümleri ve ürünleri, problemi çözmede nasıl yardımcı olmuştur? Bülent Eren: Öncelikle, ABB firması ile birlikte yapılan saha ziyaretleri çok faydalı olmuştur. Öte yandan, geliştirdiğimiz diğer enerji verimliliği arttırıcı projelerde de, örneğin pompa sistemlerinde elektrik motorunun tedarik edilip, pompa şirketine verilmesi ve benzeri uygulamalar ile, hem maliyet avantajı ve hem de piyasa koşullarının üstünde verimli ürün sağlanmıştır. Bu projede de ABB’nin desteği ile karşılıklı fayda maksimize edilmiştir. E&O: ABB çözümlerinin Şişecam için ne ifade ettiğini lütfen tanımlayabilir misiniz? Bülent Eren: ABB çözümleri olarak elektrik motorlarının toplu alımı ile sadece bir başlangıç yapılmıştır. Bu sürecin yeni elektrik motorlarına ilaveten sürücü, endüstriyel ekipman, fabrika otomasyon sistemleri, eğitimler, vb. uygulamaların genişletilmesi ve devam ettirilmesi karşılıklı faydayı maksimize edecektir. Ancak sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atan ve bu konuda enerji verimlilik bölümünü oluşturan Şişecam Topluluğu için, ABB firmasının da aynı sürdürülebilir hizmet politikasını benimsemesi çok önemlidir. Yüksek verimli elektrik motorları alımı ile birlikte çalışmaya başlayan dünya devi iki kurumun bu ilişkilerini devam ettirebilmeleri, ABB firmasının tüm ilgili bölümlerinin de aynı istek ve teknolojik ilerlemeyi sağlaması ile mümkün olacaktır. E&O: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz… ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Dave Mehta - Tektronix Ölçüm Dünyasının Öncü İsmi Tektronix, Türkiye’de Netes’ten Sorulur! Ölçüm alanında sektörde en güvenilir firmalardan olan Tektronix, yine iddialı bir ürün serisi olan DPO70000SX ile müşterilerinin karşısında. Biz de, Tektronix’in Türkiye’deki distribütörü ve bu alanda önemli markaların temsilciğini yapan Netes’in ofisinde, Tektronix Teknik Pazarlama Müdürü Sayın Dave Mehta ile DPO70000SX ve Tektronix üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. E&O: Sizi tanıyabilir miyiz? Dave Mehta: Adım Dave Mehta. Şu anda İngiltere Tektronix’de Teknik Pazarlama Müdürü olarak görev yapmaktayım. North East London University’de Telekomünikasyon alanında eğitim aldıktan sonra, 17 yıl telekomünikasyon sektöründe çalıştım. Bu zaman dilimi içerisinde, Ortadoğu ve Afrika’yı kapsayan bölgede, özellikle network alanında, uzak ağ görüntüleme projelerinde görev aldım. 2003 yılında test cihazları ve görüntüleme sistemleri üzerine çalışmaya başladıktan sonra 2012 yılında teknik pazarlama müdürlüğü görevine başladım. Halen, Tektronix’teki bu görevime devam etmekteyim. 24 E&O: Sayın Mehta, okurlarımıza Tektronix ve Keithley’den bahsedebilir misiniz? Dave Mehta: 1946 yılında kurulan ve merkezi Oregon’da olan Tektronix, Amerikan kökenli Danaher Şirketler Grubu’nun çatısı altında, üretim testleri ve ölçüm düzenekleri alanında çalışan bir firmadır. Bu kapsamda osiloskop, lojik analizörler, görüntü ve mobil test cihazları üretmektedir. Şirketin kurucuları, aynı zamanda aynı yıl yani 1946’da icat edilen, dünyanın ilk tetiklemeli osiloskopunun da sahipleri. 1947 yılında 12 çalışana sahip olan firma, 2007 yılında Danaher bünyesine katıldıktan sonra 2011 yılında dünya çapında 16000 iş ortaklı hale gelmiş ve 16 milyar dolar hâsılat elde etmiştir. ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Dave Mehta - Tektronix Keithley ise, yine bir ölçüm cihazları firması. Merkezi Ohio’da olan firma, 2010 yılında Danaher bünyesine katılıp bir Tektronix firması haline gelmiştir. Veri yakalama ürünlerinin geliştirilmesi, üretimi ve satışı ile birlikte yüksek hacimlerde üretim ve kurulum testleri konusunda çözümler sunan bir firmadır. En önemli ürün grupları olarak elektrometreler, voltmetreler ve piko düzeyinde de ölçüm yapabilen multimetreler gösterilebilir. E&O: Tektronix, Türkiye’de nasıl yer almaktadır? Dave Mehta: Danaher, Fortune 100 içerisinde yer alan Amerikan menşeli bir şirketler grubu olup, Endüstriyel, Test ve Ölçü Aleti, Sağlık, Dental, Çevre vb. konularda faaliyet gösteren önemli bir finans kuruluşudur. Danaher çatısı altında 40`ın üzerinde firma bulunmakta ve bu firmaların 5 tanesi test ve ölçüm alanında çalışmaktadır. Test ve Ölçü Aleti grubundan elde edilen hâsılatın büyük bir bölümünü Tektronix, Keithley, Fluke ve Fluke Networks sağlamaktadır. Tektronix olarak ürünlerin piyasaya sunumlarını distribütör firmalar aracılığı ile gerçekleştirmekteyiz. İstisna olarak bazı petrol ve kimya firmaları doğrudan kendileri bu yapıda yer almaktadır. E&O: Yeni geliştirdiğiniz DPO70000SX 70GHz ATI Performans Osiloskopu’ndan bahsedebilir misiniz? Dave Mehta: Tektronix’in yeni serisi DPO70000SX, 70 GHz analog bant genişliğine kadar ultra yüksek bant genişliğinde gerçek zamanlı sinyal toplama ve analiz etme imkânı sağlar. Patentli Asynchronous Time Interleaving (ATI) altyapısı, en düşük gürültü seviyesinde en yüksek verimlilikte gerçek zamanlı sinyal toplamanıza imkân sunar. Ultra yüksek bant genişliği ve ATI altyapısı gibi, cihazla birlikte gelen bir yeni özelliği deacquisition-to-acquisition jitter değerini <500fs olarak sağlarken çok üniteli sistemde hassas veri zamanlama garanti eder. Hızlı analizler elde etmek için gereken hızlı dalga formu transferinde, her bir ünitenin işlemcisini gücünü birleştirerek kullanabilme imkânı verir (UltraSync altyapısı). Cihazın önemli performans özelliklerinden bahsedecek olursak; 70 GHz analog bantgenişliği, <6 ps yükselme zamanı, düşük gürültülü ATI alt yapısı, sektörün örnekleme hızı ve zaman çözünürlüğü konularında pazarın lideri konumunda. Ayrıca serinin iki farklı modeli bulunuyor. Analog bant genişliği 33 GHz olan DPO73304SX ve bant genişliği 70 GHz olan DPO77002SX modeli yeni serinin yeni ürünleri. Serinin üstün özellikleri; üstün sinyal doğruluk değeri ve mükemmelle yakın sinyal-gürültü oranı, en doğru analizler için stabil ve hassas çok kanallı zamanlama, gelecekte genişlemeye müsait, basit şekilde yeniden tanımlanabilir kompakt cihaz paketi olarak sunulmuştur. “Danaher, Fortune 100 içerisinde yer alan Amerikan menşeli bir şirketler grubu olup, Endüstriyel, Test ve Ölçü Aleti, Sağlık, Dental, Çevre vb. konularda faaliyet gösteren önemli bir finans kuruluşudur. Danaher çatısı altında 40`ın üzerinde firma bulunmakta ve bu firmaların 5 tanesi test ve ölçüm alanında çalışmaktadır. Test ve Ölçü Aleti grubundan elde edilen hasılatın büyük bir bölümünü Tektronix, Keithley, Fluke ve Fluke Networks sağlamaktadır.” İşte DP07000SX’in üstün özellikleri: 70 GHz gerçek zamanlı bant genişliğinde, Tektronix’ patentli Asynchronous Time Interleaving (ATI) teknolojisinin kullanımı sayesinde sinyal-gürültü oranını, yüksek seviyede doğruluk değeri elde ederken koruyabilme. Günümüzde kullanılan herhangi bir osiloskop ile yapılması mümkün olan ölçüm değerinden ve yakalayabileceğiniz yüksek seviye sinyal hızından daha da üstün doğruluğa erişebilirlik. E&O: Ürününüzle ilgili pazar eğilimleri hangi yönde? Dave Mehta: Pazar eğilimlerini iki bölümde açıklayabiliriz. İlk olarak yüksek hızlı haberleşmeler, ikinci ENDÜSTRİ OTOMASYON 25 Söyleşi / Dave Mehta - Tektronix olarak da genişband RF teknolojileri. “Smart Lab’ın öncelikle sunduğu en önemli çözüm, teknik okulların elektrik mühendislikleri laboratuvarlarına fayda sağlaması. WiFi yoluyla bütün cihazların birbiriyle iletişimini gerçekleştiren Smart Lab; öğretimde, öğrenmede, idarede ve paylaşımda görülmemiş deneyimler sunuyor.” 26 Yüksek hızda beklentiler, cihazın en düşük ses seviyesindeki gürültülere bile tolerans tanıması, küçük zaman aralıklarıyla analiz yapılması sonucu sinyallerdeki parazitler elimine edilebilir olması, tasarım aşamasında optik modülasyon analizi. Genişband RF teknolojilerdeki beklentiler ise, daha fazla bilgiyi karşılayabilme imkânı, gelişmiş radar çalışmalarında kullanıma imkân tanıması, küçük zaman aralıklarıyla analiz yapılması sonucu sinyallerdeki parazitler elemine edilebilme olanağı. E&O: Bir diğer ürününüz, eğitim kurumlarına yönelik hazırladığınız SMART LAB. Bildiğimiz kadarıyla ilk olarak Çin’de bir okulda uygulamaya başladınız. Bu yeni ürününüzden bahsedebilir misiniz? Dave Mehta: Smart Lab’ın öncelikle sunduğu en önemli çözüm, teknik okulların elektrik mühendislikleri laboratuvarlarına fayda sağlaması. WiFi yoluyla ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Dave Mehta - Tektronix bütün cihazların birbiriyle iletişimini gerçekleştiren Smart Lab; öğretimde, öğrenmede, idarede ve paylaşımda görülmemiş deneyimler sunuyor. Smart Lab, 180 cihaza kadar, öğrencilerin kullandıkları aletlerin ölçümlerini ve testlerinin kontrollerini anlık olarak sağlıyor. Smart Lab, donanım ve yazılım olarak iki bölümde sunuluyor. TBX3000A donanımsal cihaz ve TSL3000B yazılımı. TBX3000A, osiloskoplara uyumlu bir platform. Cihazın 6 tane USB çıkışı bulunurken, standart LAN donanımının yanında WiFi ile de ürüne erişim imkânı var. Smart Lab’ın kullanışlı bir arayüzü bulunmakta. Eğitmen, AutoSet ayarını kapatarak cihazların elle kontrol edilmesini ve öğrencilerin bu konuda cihaz ayarı yapmalarına olanak sağlıyor. Ayrıca tüm cihazları tek bir monitörden gözlemleyip, hangisinin açık-kapalı-arızalı olduğunu görebiliyor. Öğrenciler ise, yine tek bir ekrandan TBX3000A’ya takılı olan bütün cihazların değerlerini görebiliyor ve kontrol edebiliyor. Cihaz osiloskoplar dışında, fonksiyon jeneratörü, multimetre ve güç kaynağı gibi ürünlerle de entegre olabiliyor. E&O: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz… DANAHER ve NETES’E DAHA YAKIN BAKIŞ Danaher, Fortune 100 içerisinde yer alan Amerikan menşeli bir şirketler grubu olup, Endüstriyel, Test ve Ölçü Aleti, Sağlık, Dental, Çevre vb. konularda faaliyet gösteren önemli bir finans kuruluşudur. Danaher çatısı altında 40`ın üzerinde firma bulunmakta ve bu firmaların 5 tanesi test ve ölçüm alanında çalışmaktadır. Test ve Ölçü Aleti grubundan elde edilen hasılatın büyük bir bölümünü Tektronix, Keithley, Fluke ve Fluke Networks sağlamaktadır. Netes, Türkiye’de bu dört firma ürünlerini de en iyi ve en geniş yelpazede sunabilen tek distribütör firmadır. Temel olarak ürünler, kullanıcıdan alınan geri bildirimler sayesinde tasarlanıp geliştiriliyor. Bu nedenle üreticiler, aslında aynı sorunlara çözüm ürütmeye çalışıyorlar. Bu alanda Netes distribütör olarak, hem kullanıcıların cihaz seçimlerinde hem de sorunlara ürettikleri çözüm konusunda fark yaratmaktadır. Netes, bünyesinde 70 kişinin üzerinde bir ekiple çalışmaktadır. İstanbul ve Ankara’da bulunan Netes ofisleri, savunma sanayi, AR-GE ve üretim sanayisine yönelik çalışan firmalar ile sürekli işbirliği içerisindedir. Netes’in projeleri genelde uzun soluklu olup, satış sonrasında da Netes kalibrasyon laboratuarlarında destek vermektedir. Netes, tüm Test ve Ölçü Aleti distribütörlüklerinde tam yetkili teknik servis hizmeti de sağlamaktadır. Gerektiğinde İstanbul ve yurt dışından gelen uzman ekipler eşliğinde cihaz kullanımlarına dair eğitimler de verilmektedir. ENDÜSTRİ OTOMASYON 27 Ürün ve Uygulamalar Azteklerin Gümüşü Festo Otomasyon Teknolojisiyle Flotasyon Hücrelerinde Arızalara Son Festo www.festo.com.tr Fresnillo gümüş madeni 2012 yılında çıkardığı 41 milyon ons gümüş ile dünya çapında tek başına en çok gümüş üreten gümüş madeni oldu. ■ Meksika’da yer alan Fresnillo gümüş madeni 2012 yılında çıkardığı 41 milyon ons gümüş ile dünya çapında tek başına en çok gümüş üreten gümüş madeni oldu. Bu kadar büyük bir miktar söz konusu olduğunda tabii ki cevherin işlenmesinde uygulanan proseslerin güvenilirliği büyük önem arzediyor. Festo, maden ocaklarında olağan sayılacak çetin ortam koşullarına dayanıklı olduğu kadar yüksek işletme güvenliği de sunan DFPI serisi tahrik sistemleri ile flotasyon hücreleri proseslerinde gerek işlem yalınlığı gerekse verimlilik konusunda ideal bir çalışma ortağı olarak müşterisinin karşısına çıkıyor. Neredeyse 500 yıl önce Hernán Cortez’in liderliğinde “Altınların Ülkesi El Dorado“yu keşfe çıkan İspanyol istilacıları bu arayışlarında altın değil bol miktarda gümüş bulacaklardı. Günümüzde Meksika, Peru’dan 30 sonra, dünyanın en önemli gümüş üreticisi. Örneğin Zacatecas eyaletindeki Fresnillo gümüş madeninden neredeyse 500 yıldır gümüş çıkarılıyor. Fresnillo’da her gün 8200 ton gümüş cevheri çıkarılmaktadır; Aztekler’in “Tanrıların Beyaz Dışkısı“ diye adlandırdığı gümüşü çıplak gözle bile fark etmek mümkün. Flotasyon prosesi Gümüş cevheri çıkarmak bir şey... içindeki gümüşü çıkarmak ayrı bir şey: Çevher büyük değirmenlerde toz haline getirildikten sonra su ve çeşitli kimyasallarla çamur kıvamına getirilir. Akabinde bu çamur flotasyon hücrelerinde mekanik-kimyasal bir ayrıştırma işlemine tabi tutularak bileşenlerine ayırılır. Bu işlemde gaz kabarcıklarının hidrofobik (su tutmayan) yüzeylerde kolayca birikmesi özelliğinden yararlanılır; bu kabarcıklar gümüş partiküllerini yüzey kenarına iter. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar ifade etmek gerekirse: “Festo proje mühendisleri lineer Festo proje mühendisleri lineer tahriklerin tekrar tekrar kalibre edilmesini gereksiz kılan bir otomasyon çözümü DFPI serisinin avantajları apaçık ortada: Lineer tah- geliştirdiler. Bu nedenle artık dış ortam etkisine dayanarik sistemi + konum kontrolü + konum ölçme sistemi mayan harici sensörlerden kaynaklanabilecek herhangi fonksiyonları tek ünitede bir arada. bir arıza da söz konusu değil. Hava, yüksek devirli miksaj komponentleriyle atomize edilerek havuza aktarılır. Flotasyon havuzunda mevcut yüzey aktif maddeler (deterjan) ve köpük stabilizatörleri oluşan hava kabarcıklarını stabilize eder. Hidrofob partiküller hava kabarcıklarına yapışır ve bunlarla birlikte yüzeye yükseldikten sonra yüzeyde toplanan köpüğe haspolurlar. Ayrı bir düzenekle yüzeyden çekilen köpük gümüş partiküllerini ihtiva eder. Havuzdaki çamur katmanında kalan diğer partiküller pompalarla kademe kademe çekilir. Köpük seviyesinin ayarlanması Her flotasyon hücresinde çıkış valfleri, ya da başka bir tabirle Dart valfleri, yer almaktadır. Bunlarla köpüğün üst katmanının seviyesi regüle edilerek cevherin metal konsantrasyonu kontrol edilir. Dart valflerinin açılıp kapatılması konvansiyonel uygulamalarda harici konum ölçme sensörleri ve konum kontrol üniteleriyle donatılmış lineer tahrik sistemleri tarafından gerçekleştirilir. Bunun çok açık bir dezavantajı beraberinde getirir: Tozlu, çamurlu ortam harici sensörlerin sık sık arızalanmasına davetiye çıkarır ve sık sık ayar bozukluğuna yol açar, yani sensörleri düzenli aralıklarla kalibre etmek gerekir. Fresnillo gümüş madeninin tesis kontrol şefi Juan Rucobo (sağda): “Madencilikte yıllardır proses aksamalarına, zaman zaman tesisi durdurma zorunluluğuna alışmıştık. Başka bir şey bilmiyorduk ki.“ Diğer iki Festo Meksika çalışanı: Juan Carlos Celaya (solda) ve Marcelo Almendarez (ortada). tahriklerin tekrar tekrar kalibre edilmesini gereksiz kılan bir otomasyon çözümü geliştirdiler. Bu nedenle artık dış ortam etkisine dayanamayan harici sensörlerden kaynaklanabilecek herhangi bir arıza da söz konusu değil.“ Bu da zamana ve dolayısıyla paraya mal olur, çünkü bu tür bakım veya kalibrasyon işlemlerinde tesisin çalışmasını durdurmak gerekir. Fresnillo gümüş madeninde tesis kontrol şefi olan Müh. Juan Rucobo konuyu şöyle açıklıyor: “Eskiden servis çalışmalarında tesisi durdurmak zorundaydık. Hatta madencilikte herkes bu duruma alışmıştı, çünkü farklı, daha iyi bir yöntem bilinmiyordu.” Fresnillo, konvansiyonel lineer tahrik sistemleri yerine Dart valfleri üzerinde Festo’nun yeni DFPI serisi lineer tahriklerinden yararlanan ilk maden ocakları arasında yer alıyor. DFPI tahrik sistemi Dart valflerini ve dolayısıyla yukarıda bahsi geçen köpüğün seviyesini kontrol etmektedir. Tesisi durdurmak tarihe karıştı Güvenilir, kompakt tahrik sistemi Fresnillo madeninde servis bakım çalışmaları esnasında tesisi durdurmak tarihe karıştı... Festo Meksika’da proses otomasyonu dept. şefi Juan Carlos Celaya’nın sözleriyle DFPI tahrik sisteminin sunduğu avantajlar çok açık: Bu üründe lineer tahrik, konum kontrol ve konum ölçme sistemi olmak üzere üç sistem bir araya geliyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 31 Ürün ve Uygulamalar Hepsi bir arada: Mekanik komponenetler, servo motorlar, kontrolörler, basınçlı havanın hazırlanması ve valf adaları, Festo'dan. Tüm komponentler kompakt, korunmuş bir şekilde tek silindir boru içinde yer alıyor. Modüler yapılı sistemlerle karşılandığında bu tahrik sistemi özellikle açık hava uygulamalarına dayanıklılığı ile 2. bölge uygunluğu onaylanmış patlamaya karşı koruma özelliğiyle dikkat çekiyor. Festo, mühendislik çalışmalarından tedarik ve teslim adımlarına, kurulum ve ilk işletmeyi takiben işletme aşamasına kadar yüksek nitelikli hizmetler sunarak tesisi oluşturan katma değer zincirinin her halkasının üretkenliğini, verimliliğini artırıyor. Tesis hızla konfigüre edilip işletmeye alınabiliyor. Meksika’da Festo bölgesel dağıtımda görevli mühendisler aracılığıyla hizmet ve yedek parça alanında teknik destek veriyor. Flotasyon hücrelerinin her biri DFPI tahriklerini kontrol eden CPX/MPA valf adalarını içeren kontrol kabinleriyle donatıldı; bu kabinler aynı zamanda Festo’nun programlanabilir kontrol ünitesi CPXFEC ile Dart valflerinin açıklık derecesini gösteren FED serisi operatör panellerini de koruyor. 32 Ancak bu projede sadece Dart valflerinin kontrol ve tahriğiyle yetinseydik otomasyon çözümü yarım kalacaktı... Flotasyon hücrelerinin her biri DFPI tahriklerini kontrol eden CPX/MPA valf adalarını içeren kontrol kabinleriyle donatıldı; bu kabinler aynı zamanda Festo’nun programlanabilir kontrol ünitesi CPXFEC ile Dart valflerinin açıklık derecesini gösteren FED serisi operatör panelini de koruyor. Fresnillo tesisinde herkesin içi rahat; saydığımız donanım sayesinde Aztekler’in gümüşü bir 500 yıl daha güvenle çıkarılabilecek. Amerika kıtasının en eski gümüş madeni hala ölçülemeyecek kadar büyük miktarda gümüş barındırıyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Sağlam RFID Çözümü Turck www.turck.com.tr ■ Turck’un RFID sistemi BL-ident, Çinli bir demir&çelik Enerji tasarruflu CDQ hat imalatçısının kok kurutma prosesinde, kok kepçelerinin güvenli pozisyonlanmasını sağlamaktadır. Modern, teknik olarak daha sofistike, enerji tasarrufu sağlayan ve dolayısıyla daha çevreci bir çözüm kuru kok söndürmedir. Bir CDQ tesisinin soğutma odasında 1.000 derece civarındaki koku soğutmak için genelde nitrojen kullanılır. Kokun sıcaklığı 200 derecenin altına düşerken Nitrojen 850 ila 900 dereceye kadar ısınır. Isınan nitrojen bir eşanjör vasıtasıyla buhar oluşturur, bu bir jeneratöre aktarılır ve bir gaz türbini vasıtasıyla elektrik üretir. Çinli bir demir&çelik kok tesisinde Turck’un BL-ident yüksek frekans RFID sistemi, CDQ ünitesindeki kok kepçe asansörünün pozisyonlarını denetlemektedir. Son derece zorlu ortam şartlarına rağmen sistem %100 güvenilirlikle uzun yıllardır çalışmaktadır. Çin’de çevre ve ekonomi bakanlık yetkilileri son yıllarda önemli bir enerji tasarrufu teknolojisi olarak bir kok söndürme prosedürü belirlediler ve bu prosesi önemli bir çevre koruma önlem olarak kullanıma sundular. Prosedürün ismi kuru kok söndürmedir (CDQ – coke dry quenching). Kok üretiminde kok kömürü genelde vakum altında 1.000 .. 1.400 derece sıcaklıklara kadar ısıtılır ve ardından 17 .. 25 saat kadar fırınlanır. Kok özellikle çelik üretiminde yakıt olarak kullanılmaktadır. Bu prosesin sonlarına doğru kok hala 1.000 derece sıcaklıklar seviyesindedir. Oksijen ile herhangi bir temas anında bir patlama ile sonuçlanacaktır. Bu yüzden kokun, tamamen alev li yanmasının önüne geçmek için soğutulmalı veya söndürülmelidir. Geleneksel ve daha az komplike bir yöntem, kokun su ile soğutulduğu ıslak söndürmeydi. Koktaki ısı formundaki enerji basitçe depolanamadan uzaklaştırılmaktaydı. Söndürme sonrası soğutulmuş kok bir konveyör vasıtası ile kok deposuna ve ayrıştırma bölümüne taşınır. Bir CDQ tesisi, bir motor, kepçe, asansör, kok besleme ünitesi, CDQ soğutma sistemi, kok depolama ünitesi, ısı eşanjörü ve nitrojen dolaşım sistemöinden oluşur. Bir asansör kok kepçesini CDQ soğutma sistemini beslemek için indirip kaldırmaktadır. Bu asansör kok düşmesine karşı uygun bir şekilde hızlanma ve yavaşlama ivmelerine sahip olmalıdır. Sistemin dinamik bir kontrolünün yapılabilmesi için kepçenin pozisyonunun hassas bir şekilde denetlenmesi gerekir. Hatasız sensör bilgisi Uygulama kok kepçesinin dikey pozisyonunu görmek için uzun süredir bir kanala monte endüktif sensörleri kullanmaktaydı. Ancak bu sensörler genelde zorlu şartlar dolayısıyla kanaldan düşmekteydi. Tesis bir açık tesis olduğu için yoğun kış ve yağmur şartları, ayrıca manyetik alan girişimleri proses hatalarına sebep oluyordu. Tüm bu problemler BL-ident HF RFID sisteminin sensörlerin yerini alan bir çözüm olarak sunulması ile çözüldü. Kok kepçesinin üst askısına bir veri etiketi monte edildi. Okuma/yazma kafaları ise asansörün çelik gövdesine yerleştirildi. Bu çözüm sadece kablolama probleminin çözmekle kalmadı, ayrıca montajı da basitleştirdi. Sekiz okuma/yazma kafası hareket halindeki veri etiketini takip etmektedir, dört tanesi alt istasyonda, dört tanesi ise üst istasyonda yer almaktadır. İlk okuma/yazma kafası hızı 20’den 10 m/dak’ya düşürür. İkincisi ise frenlemeyi 10’dan 4 m/dak’ya gerçekleştirir. Üçüncüsü operatöre kok kepçesini CDQ ünitesindeki raylı kok söndürme arabasına bırakmayı bilgi verir. Dördüncüsü ise kok kepçesinin açılarak sıcak kokun CDQ ünitesine bırakılmasını tetikler. Kok kepçesi sonra tekrar doldurulabilir. Tüm proses boyunca kok kepçesinin pozisyonu tam olarak bilinmektedir. RFID teknolojisi kok kepçesinin pozisyon tespitini güvenli bir şekilde sağlarken demir&çelik üreticisi de düşen kok kepçesi / kok kazalarını önlemektedir. 34 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Sağlam RFID çözümü Tesis bir açık hava tesisi olduğu için uygulama Turck’un IP67 I/O sistemi BL67’ye entegre edilmiş IP67 okuma/ yazma kafalarına sahiptir. Tüm tanımlama çözümü, veriyolu da dahil olamk üzere -25 ila +70 derece saha şartlarında kullanılabilmektedir. Sistem toz ve suya tamamen dayanımlıdır, hatta kısa süre için su altında dahi çalışabilmektedir. IP68 koruma sınıfındaki veri etiketi, kok tesislerindeki çok zorlu ortam koşulları dolayısıyla epoksi reçineden yapılmıştır. Çizikler veya kir birikmesi fonksiyonu ve okuma prosesini hiç bir şekilde etkilememektedir. Fazlasıyla sağlam olan bu veri etiketi kapalı çevrim uygulamalar için idealdir. Bu uygulamada sekiz byte veri transferi tamamen yeterli olmuştur. BL67 istasyonları da çok esnektir: RFID modülleri 2 adet okuma/yazma kafalarından gelen sinyalleri toplayarak istenen veriyoluna uygun I/O istasyonunda toplayabilir. Burada toplam sekiz kafa için aynı I/O istasyonu üzerinde dört adet modüler RFID modülü kullanılmaktadır. Yani uygulamaya bir kaç okuma/yazma kafası daha gerektiğinde bu sadece aynı istasyona bir kaç modül daha eklemek anlamına gelmektedir. Bu ek kablolama ve haberleşme modüllerinden tasarruf etmek demektir. BL-ident’in seçimindeki bir başka önemli karar kriteri de onun muhteşem okuma hızlarıdır. Turck siste- mi asansörün hızının düşürülmesine gerek olmadan hareket halinde dinamik bir şekilde verileri okuyabilmektedir. I/O istasyonu üzerindeki LED göstergeler okuma işlemi hakkında kesin bir bilgi sağlar. Dolayısıyla çok daha yükseklerde monte edilmiş olan okuma/yazma kafaları izlenmek zorunda değildir. Kalıpla dökülmüş hazır RFID kabloları hem kurulumu kolaylaştırmakta, hem de bu zorlu şartlar altında güvenli veri transferini sağlamaktadır. Sonuç Bu demir&çelik işletmesi hassas pozisyon tespiti için Turck RFID sistemini 2011 yılında devreye aldı. O günden beri sistem çok zorlu çalışma koşullarına direnç göstermektedir. Kullanıcı aynı zamanda sistemin güvenilirliğine ve hassasiyetine de memnuniyetle bakmaktadır. BL-ident ayrıca I/O istasyonu üzerindeki giriş çıkışlar ve dağıtılmış kontrol sistemi ile, ana kontrol sistemine müdehale etmeden / ihtiyaç duymadan kontrol fonksiyonlarını da sağlayarak prosesi son derece basitleştirmiştir. ENDÜSTRİ OTOMASYON 35 Ürün ve Uygulamalar Osiloskop Tetikleme Çeşitleri Netes www.netes.com.tr ■ Osiloskopun tetikleme fonksiyonu özelliği, net bir sinyal karakterizasyonu için çok önemlidir, tetikleme sinyalin doğru noktasında yatay kaymayı senkronize eder. Tetikleme, tekrarlanan dalga şekillerini stabilize eder ve dalga şekillerinin tek görüntü çekimini yakalar. Slew Rate Triggering - Dalga Şekli Değişim Hızı Tetiklemesi Serial Pattern Triggering. - Seri Pattern Tetiklemesi Öngörülenden veya gerekenden daha yüksek değişim gösteren yüksek frekanslı sinyaller sorun yaratıcı enerji yayabilirler. Yeni bir zaman elementi ilavesi ile değişim hızı tetiklemesi konvansiyonel kenar tetiklemesini geride bırakarak, tetiklemeyi hızlı veya yavaş kenarlarda yapmanıza olanak sağlar. Seri pattern tetiklemesinde, belirli bir kanalda yakalanan 1’ler ve 0’lar serileri, kullanıcı tarifli pattern ile karşılaştırılır (32 bits’e kadar), eşleşme olduğu an, veri akışı edinimi durur, ve kullanıcı tarifli pattern etrafındaki veriler görüntülenir Time-out Triggering.Zaman Aşımı Tetiklemesi Logic Triggering.Lojik Tetikleme Lojik tetikleme ile mevcut giriş kanallarının her hangi birl lojik kombinasyonunda tetikleme yapılır- özellik ile sayısal lojik uygulamasının doğrulanmasında. Glitch Triggering- Ani Değişiklik Tetiklemesi Sayısal darbelerin kullanıcı tarifli zaman limitlerinden uzun veya kısa olması halinde tetikleme gerçekleşir. Bu tetikleme kontrolu ile ender görülen ani değişikliklerin diğer sinyaller üzerindeki etkileri incelenir. Setup-and-Hold Triggering. Kurma-Durdurma Tetiklemesi - Bu tetikleme modu ile belirli bir sinyalin kalitesi yakalanır, senkron veri kurma ve tutma sürelerinde gerçekleşmediği durumda tetikleme gerçekleşir. Pulse Width Triggering.Darbe Genişliği Tetiklemesi. Darbe genliği tetiklemesi kullanarak sürekli olarak sinyali izleyip, süresi müssade edilen limitlerin dışında darbe oluşması halinde tetikleme oluşur. 36 ENDÜSTRİ OTOMASYON Zaman aşımı tetiklemesi ile tetikleme darbesi sonlanmadan, tetiklemenin belirli bir zaman sonunda gerçekleşmesi sağlanır. Communication Triggering. - Haberleşme Tetiklemesi Haberleşme tetiklemesi ile, Değişimİşaret Inversiyonu -Alternate-Mark Inversion (AMI), Kod –İşaret Inversiyonu -Code-Mark Inversion (CMI), Sıfıra Geri Dönmeyen -Non-Return to Zero (NRZ)- çok çesitlilikteki haberleşme sinyallerinin edinimi sağlanır. Runt Pulse Triggering.Kısa Darbe Tetiklemesi Kısa Darbe tetiklemesi ile sadece bir lojik eşik değerini geçen, fakat her ikisini de geçemeyen darbe incelenir. Video Triggering. Video Tetiklemesi NTSC, PAL,SECAM, analog HDTV ve diğerleri gibi çeşitli video formatlarında belirlenen satır veya alan ile tetikleme yapılır. Ürün ve Uygulamalar Neden Güvenlik Rölesi Kullanmalıyız? ABB www.abb.com.tr Güvenlik fotoseli Güvenlik ışık perdesi Pozisyon kontrolü Güvenlik kilidi ■ Varolan güvenlik standartlarına uymak için kullanmalıyız. Standartlar gereği makinelerin insanlara zarar vermesi önlenmelidir. Bu önlemleri de güvenlik cihazları ile alabiliriz. ‘’ Lojik kontrol devresinde oluşan bir hata veya devreye verilen hasar tehlikeli durumlara sebep olmamalıdır’’ Bu madde Avrupa standartları makine direktifinde yer alıyor (98/37/EC-1.2.7, kontrol devre hatası). Bu direktife göre hiç bir insan hayatı kontak yapışması veya kısa devre sebebiyle risk altına girmemelidir. Bu gereklilikleri güvenlik rölesi ve ürünleriyle yerine getirebiliriz. Peki güvenlik rölesinin normal bir röleden farkı nedir? Güvenlik rölesinde kısa devre kontrolü yapan inputlar ve her operasyonu kontrol eden fazladan devreler mevcuttur. Bu özellik arabaların çift devreli fren sistemine benzetilebilir. Eğer devrelerin bir tanesinde hata varsa, ikincisi arabayı frenler. Güvenlik rölelerinde ise ek bir fonksiyon mevcuttur. Bu fonksiyon yalnızca iki devrede de hata yoksa makinenin çalışmasına izin verir. Böylece hata durumunda kaza riskini önlemiş oluruz. Standartlara göre bu güvenli kontrol sistemlerinin uygulama ve risk seviyesine göre çeşitli güvenlik kategorileri (performans seviyesi) bulunuyor. Belirlenen bu güvenlik seviyesini koruyabilmek içinde kullanılan güvenlik elemanlarıyla beraber güvenlik rölesi kullanmamız gerekiyor. Güvenlik ürünleri; Tek ışınlı güvenlik fotoselleri, ışık perdeleri, güvenlik şalterleri, acil stoplar, çift el butonu, emniyet şeritleri, emniyet paspası gibi ürünlerdir. Güvenlik rölesi fonksiyonları; Kapı açıldığında çift durdurma (dual stop) sinyali gönderir; Çift el butonu Güvenlik şeridi Güvenlik paspası kazalar makinenin tamamen durduğu düşünülen ancak sadece duraklatıldığı için oluşan kazalardır. Güvenlik rölesiyle, kilitli kapı şalterleri ve kablolar sürekli kontrol edilir ve çift durdurma sinyali gönderilir. Riskli alanda bir insan olduğunda resetlemeyi denetler (supervised reset); Sistemi resetlerken riskli alanda kimsenin bulunmadığından emin olmak gerekir. Reset butonu aktif olması için önce Supervised reset butonuna basılmalı ve serbest bırakılmalıdır. Çoğu ciddi kaza dikkatsiz ve denetlenmeyen resetlemelerden meydana çıkmaktadır. Bütün riskli alanı göremediğimizde zaman ayarlı resetleme yapar; Bazen bütün riskli alanı göremediğimizde içeride kimse kalmadığından emin olmak için çift reset fonksiyonu kullanmak gerekir. İlk olarak riskli alan içindeki pre reset butonu içeride kimse olmadığından emin olduktan sonra aktif edilmelidir, akabinde riskli alan dışında bulunan reset butonuna yaklaşık 10 sn içerisinde basılmalıdır. Böylece içeriyi göremeyen bir operatör kontrolsüz bir şekilde resetleme yapamamış olacak. Güvenli zamanlayıcı ve güvenlik rölesiyle bu fonksiyon sağlanabilir. Tehlikeli alana el, kol veya insan girmesi durumunda insan hayatını tehlikeye atacak veya yaralanmalara sebep olabilecek çalışan makinenin güvenli bir şekilde durdurulması gerekir. Bütün ciddi 38 Acil stop butonu ENDÜSTRİ OTOMASYON Küçük kapılar ve pencelereler için otomatik reset İnsan geçemeyecek kadar küçük bir kapının güvenlik sisteminde otomatik resetleme yapılabilir. Penceredeki kapı svici kontakları kapandığında güvenlik rölesi anında resetlenir. Pazardaki en esnek güvenlik rölesi RT7 ! ABB Jokab Safety olarak pazardaki en esnek güvenlik rölesine sahibiz. İlk evrensel rölemiz 1988 yılında geliştirildi. Günümüzde de esnekliği arttırılmış ve boyutlar %85 oranında azaltılmıştır. Evrensel rölenin farklı güvenlik ürünleri ve performans seviyeleri için çeşitli input opsiyonları bulunur. Güven- Çeşitli güvenlik ürünleri için inputlar Program durdu, kapı açıldı veya kapandı, ve resetlendi gibi bilgiler için normal çıkışlar lik rölesi en yüksek güvenlik seviyesine sahiptir. (PL e accord. To EN ISO 13849-1) Bir makine imalatçısı tek bir güvenlik rölesiyle, müşterisinin güvenlik şartlarına uygun input konfigürasyonunu seçerek çözüm sunabilir. Ek olarak ayrılabilen konektör bloklarıyla yenileme ve test yapılabilir. Evrensel güvenlik rölemiz önceki seri rölelerle ve ayrıca farklı üreticilerin güvenlik ürünleriyle de uyum sağlar. Manual veya otomatikj resetleme için inputlar Güvenli çıkışlar Ayrılabilen konektör blokları Ürün ve Uygulamalar Dahili Güç IC’leri Minimum Alanda Maksimum Entegrasyon Rutronik www.rutronik.com ■ Infineon’ un yeni TLE986x/7x ürün serisi, geniş yelpazede –tamamı tek panelden- fonksiyon seçenekleri sunan çip üzerinden sistem (SoC) çözümlerinin bir üçüncü jenerasyon öncüsüdür. Bu Infenion’ u güçlü bir mikro kontrol, flaş bellek, MOFSET geçit sürücüsü ve piyasadaki analog ve karışık sinyal aksesuarlarının inanılmaz çeşitliliğini yüksek oranda entegre edilmiş bir biçimde sunan ilk yarı iletken imalatçısı konuma getirmektedir. TLE987x ‘ in İsteğe bağlı LIN alıcı ve vericisi grubu LIN standart 2.2 sistemiyle uyumludur ve IBEE Zwickau ve C&S Grubu tarafından onay başarılı ortalama yöntemini kullanarak ve yakalama/karşılaştırma ünitesiyle senkronize olarak (CAPCOM6) PWM için (atım genişliği modülasyon kontrolü) ve 16 bit zamanlayıcı ile senkronizedir. Bu özellikle zaman sekronizasyonlu sinyal üretimi için önemlidir, örneğin PWM ya da senkronize analog sinyal işleyicisi ADC de yer alır Çeşitli sürümlerle, dahili RAM ve flaş belleğin boyutuna göre, CPU saati hızları ve iletişim ara yüzleri arasında her bir uygulama açısından ideal modülü seçimi özgürce yapılır. Her bir modülün çevresel dizisi bir mevcut sensör ve 10-bit ADC (analog –dijital dönüştürücü) Entegre iki fazlı geçit sürücüsü ya da üç fazlı geçit sürücüsü ile iki temel tipte dahili IC’ lerin çekirdek yapısı meydana gelir. Her ikisi de tekli çip teknolojisine dayanmaktadır ve 24 Mhz ya da 40 Mhz hızında ARM® Cortex™ M3 işlemci içerirler. The Cortex™ M3 Core motor kontrol algoritmaları alanında yeni fırsatlara açıktır. 32-bit µC aralığındaki adres, 16 bit kontrolcünün geçmişte otomotiv sektöründe hizmet verdiği BDLC segmentindedir. Infineon ayrıca yuva – alan tasarrufu gömme seçenekleri açısından “VQFN48 paketi” isimli yeni standartlara sahiptir, bu son yıllarda sadece otomotiv sektörüne hizmet vermektedir. Otomobil sistemi imalatçılarının daha fazla kopmak ve verimli sistemleri geliştirmeler ve alan yaratmaları için gereklidir. Buna göre 150 farklı bileşen modern devrelerde kullanılır ve yeni TLE986x/7x dahili güç aralığı bunun 30 dan daha aşağıya çekmektedir. Bugün, araçların ev sahipliği yaptığı pek çok akıllı ve yüksek kompleks motorları araçların kullanım sistemlerinde, sistem maliyetleri yönetilirken, enerji verimliliğini arttırıcı ve gelişimde uygun zamanlı olarak çalışır. Infineon’ un yeni üçüncü nesil ürün yelpazesi üniteleri bunların tamamına sahiptir. TLE986x dizileri dört n-kanallı FET’s ile H-köprüsü topolojisi bir güç aşaması olarak spesifik açıdan iki fazlı DC motor sistemlerini kullanacak şekilde tasarlanmıştır. Otomatik araç tepe pencereleri ya da kontrol kapısı pencerelerinde kullanılmak üzere tasarlanabilir. Tabi ki, TLE986x dizisinin modülleri ayrıca H-köprü tabanlı araç sürücü sistemlerinin tamamı için kullanılabilir. TLE987x ürün grubu altı kanallı FET sürücülerinin üç fazlı (BLDC) motor uygulamaları için uygundur ve yakıt pompaları, motor fanları, hava üfleyen klima sistemleri, su pompası ve bir dizi diğer pompa ve fan sensörsüz ya da sensör tabanlı PWM motor kontrol uygulamalarını içermektedir. 40 Bileşenlerle iletişime geçmek için, bir entegre LIN Alıcı-vericisi, UART’ ler, SPI’ lar ve bir dizi genel amaçlı I/O’lar (GPIO’ lar) mevcuttur. Her bir ürün ailesinin bir doğrusal gerilim kontrolcüsü çipe takılı olarak mevcuttur ve dahili modülleri besler ve bir harici yük kontrolcüsü (örn. sensörler) bunun yanında 36 kb ve 128 kB ölçeklenebilir olarak bağdaştırılmaktadır. Entegre şarj pompası MODFET köprüsünün düşük gerilimli kullanımına en az 5.4 V’de en az harici entegrasyon ile devredeli iki kapasitörle imkan vermektedir. Bu özellik BoM (malzeme şartnamesi) maliyetlerini belirgin olarak keserken sık kullanılan öz yükleme yönteminde düşük gerilimli kullanım için karşılaştırılabilir. Köprü sürücüleri ayrıca şarj ve deşarj akımları için programlamada kullanılabilir. Güç profili için patentli yanma kontrolüyle kombine, bu özellik EMC davranışının sistem düzeyinde MOSFET’ leri geniş bir aralığı için optimize edilmesine imkan verir. Her bir dizi 40 V’ a kadar destek verebilir ve bu şekilde tipik “yük boşaltma” senaryolarının uyumlaştırılması sağlanır. Aynı zamanda, 3V’a kadar genişletilmiş kullanım aralığı mikro kontrolcü yoluyla ve flaş belleğin tam fonksiyonlu olarak tutulmasına izin verir. Bu nedenle, Infineon TLE986x ve TLE987x dahili enerji IC dizileri için bir test edilmiş ve hatasız sistem sunmaktadır. TLE986X EVALB_JLINK ya da TLE987X EVALB_JLINK değerlendirme paneli tüm fonksiyonlar için tam bir test ara yüzü, aksesuarları ve TLE986x/7x ürün ailesi modülünün özelliklerini ortaya koyar ve bir motorun doğrudan MOFSET’ in kurulu olması sebebiyle başlatılır. Değerlendirme panolarının tasarımı 30 A’ lik maksimum güç tüketimi yüklerin kaldırılmasına izin verir. Modele bağlı olarak, MOSFET’ in değerlendirme panosu üzerinde hem H köprüsünde ayarlanması bir DC motoru ya da bir B6 pili içerisinde BLDC motorları için ayarlanır. UART ve LIN iletişimi, doğrudan tüm I/O pimlerine erişir ve bir J-link hata gidericisi ayrıca mevcuttur. Bir yaygın araç seti, bir editörden yayılarak bir kod konfigüratörüne derlenir ve hata ayıklama ile TLE986x/7x modül ailesiyle uygulama gelişimi eğrisinde öğrenme imkanı bulur. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Konfigüre edilebilir PSR-Trisafe Modülü Esnek, Kullanımı Kolay Emniyet Çözümü Phoenix Contact www.phoenixcontact.de/trisafe PSR-Trisafe – Basit, Esnek ve Güvenli Konfigüre edilebilir Phoenix Contact PSR-Trisafe emniyet modülüyle yeni emniyet şartnameleri makine ve sistem imalatına ekonomik şekilde uygulanabilir. Lojik, programlama bilgisi olmadan PC’de bir tuşla üretilir. Emniyet fonksiyonlarının “sanal” kablolaması yüksek esneklik sunmaktadır: Uygulamalar kolayca değiştirilebilir ve yeni koruma cihazları istenilen zamanda kolayca entegre edilebilir. Otomatik lojik kontrolü ve entegre simülasyon modu kullanıcıya lojiği üretirken zaten yüksek güvenlik seviyesi sağlar. PSR-Trisafe montaj maliyetlerini düşürür, hata kaynaklarını azaltır ve dolayısıyla emniyet fonksiyonlarının kolayca uygulanmasını sağlar. ■ ISO 13849-1 önceki DIN EN 954-1 emniyet standardının yerini aldı ve zorunlu oldu. Bu standart bir emniyet fonksiyonunun gerçekleştirmesi gereken bazı şartları vurgulamakta ve uygulama için konfigüre edilebilir emniyet modüllerini önermektedir. Uygun emniyet konseptlerinin tasarımı kullanıcıya bazı önemli rekabet avantajları sunar, dolayısıyla makine veya sistemin verimliliği artar. DIN EN 954-1 geçmişte makine ve sistem imalat sektöründeki temel emniyet standardıydı. 1996’da tanıtılan standart elektromekanik ve pnömatik komponentlerin 44 Şekil 1 - Yeni ISO 13849-1 emniyet standardına göre bir emniyet devresi örneği. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Şekil 3 - Phoenix Contact ürün gamı basit acil açma röleleri ve esnek emniyet modüllerini içerir. kullanımını kapsamaktadır. Ancak yazılımla esnek şekilde konfigüre edilen cihazlar dikkate alınmaz. Uygulamada buna benzer cihazlar kullanılıyorsa ek standartlar uygulanır. Bu prosedür klasik emniyet röleleri kullanan küçük ve orta ölçekli firmaları demotive etmekeydi. DIN EN 954-1’in yerini ISO 13849-1 aldığında bu sadece emniyet fonksiyonlarını zorlaştırmakla kalmayıp makine ve sistem imalatı sektörlerine yeni fırsatlar açtı. (Şek. 1). ISO 13849-1 konfigüre edilebilir emniyet modüllerinin kullanımını basitleştirmektedir, klasik emniyet komponentlerinin yanında esnek, yazılım bazlı emniyet sistemlerinin gereksinimlerini de belirlemektedir. Yeni standart aynı cihazda birçok fonksiyonu birleştiren akıllı emniyet anahtarlama cihazlarının artan gereksinimlerini dikkate almaktadır. Şekil 2 - Konfigüre edilebilir sistemlerle ilgili ISO 13849-1 gereksinimleri PSR-Trisafe kullanarak hızlı ve ekonomik şekilde gerçekleştirilir. Birçok Emniyet Fonksiyonu Mümkündür Tüm Emniyet Uygulamaları için Anahtarlama Cihazı Bugün sensörleri emniyetle ilgili yöntemle değerlendirmede farklı emniyet anahtarlama cihazları kullanılır; bunlar üç grupta toplanır: Basit acil açma röleleri, konfigüre edilebilir emniyet modülleri ve emniyetle ilgili kontroller. Elektromekanik emniyet röleleri, makine veya sisteme az sayıda emniyet fonksiyonu uygulanacaksa her zaman doğru çözümdür. Ancak üretici bu anahtarlama cihazlarının işlevini belirler ve bu sonradan değiştirilemez. Emniyet fonksiyonlarıyla konfigüre edilebilir emniyet modülleri basit ve esnek şekilde izlenebilir. Phoenix Contact PSR-Trisafe modülleri, acil duruştan emniyet kapısına tüm emniyet devresinin izlenmesine imkan tanır. Yalnız 67.5 mm genişlikle bu cihaz 20 emniyet giriş sinyalini değerlendirmek için kullanılabilir. Ayrıca dört emniyetle ilgili çıkış, döngüsel ve sinyal çıkışları ve toprağa göre açıp kapayanlar emniyet anahtarlama cihazına entegre edilir. Cihaz fonksiyonu üç adımda belirlenir: Safety PLC performans skalasının en üstünde yer alır, çok sayıda giriş, çıkış ve programlanabilir lojik sayesinde kullanıcıya büyük esneklik sağlar. Ancak bugüne kadar emniyet röleleri kullanan makine ve sistem firmaları programlama zorluğu ve sistemin boyutlandırılmasındaki süre ve maliyetler nedeniyle bu emniyet kontrolüne karşı çıkmaktadır. • Emniyet fonksiyonlarının seçimi ve konfigürasyonu • Modül giriş/çıkışlarının emniyet fonksiyonlarına bağlantısı • Emniyet fonksiyonlarınını kontrolü ve kaydedilmesi Test edilmiş emniyet lojiği USB kablosuyla emniyet modülüne kolayca yüklenebilir. ENDÜSTRİ OTOMASYON 45 Ürün ve Uygulamalar Şekil 5 - ISO 13849-1’e göre gerekli Performans Seviyesi risk grafiklerini kullanarak belirlenebilir. bağlantılarını ve sinyal kablolarının mevcut olduğunu kontrol eder. 3. Değişiklik ve Know-How Koruması Şekil 4 - Safeconf konfigürasyon yazılımı emniyet lojiğinin kolayca üretilmesi ve test edilmesini sağlar. PSR-Trisafe ile basit emniyet rölesi kullanıcıları kendi klasik mühendislik prosedürlerini koruyabilir – gerekli emniyet fonksiyonlarının tanımlanmasından donanım kablolamasına kadar. Artık emniyet lojiği kullanıcı dostu şekilde PC’de Safeconf yazılımıyla üretilir, böylece önceden test edilebilir (Şek. 4). Standarlarda Belirtilen Gereksinimlerin Etkin Şekilde Uygulanması Projenin başında üretilmesi gereken Emniyet Planı emniyet fonksiyonunun yaşam döngüsü içindeki tüm aktivitelerini temsil etmektedir. Emniyet lojiğinin spesifik davranışını belirleyen şartname, Performans Seviyelerini de (PL) içeren emniyet fonksiyonlarını, makine veya sistemin arıza tepkilerini ve işletim modlarının fonksiyonlarını kapsar. Standarda uygun emniyet fonksiyonlarını uygulamak için ISO 13849-1 aşağıdaki temel adımları sıralar (Şek. 5): 1. Emniyetle İlgili Parametreler Yeni emniyet standardına göre tasarım mühendisleri bazı emniyet parametrelerini belirlemelidir. Tehlikeli bir hata oluşana kadar geçen ortalama süreyi de (MTTFd) içeren istatistiksel değerler kullanılan tüm komponentler için mevcut olmalıdır. Sertfikalı bir emniyet anahtarlama cihazı kullanıldığında mühendislik basitleşir ve aynı zamanda uygulamanın kalite ve güvenilirliği artar. 2. Cihazın Parametrelendirilmesi, Konfigürasyonu ve Doğruluğunun Kontrolü Konfigürasyon hataları yazılımdaki doğrulanmış fonksiyon bloklarını kullanarak minimize edilir. Phoenix Contact Safeconf konfigürasyon yazılımı bu amaçla kapsamlı bir fonksiyon bloğu kütüphanesi (TÜV onaylı) sunmaktadır. Parametreler bir tuşla set edilir. Gerektiğinde kullanımı kolay online yardım mevcuttur. Otomatik doğruluk kontrolünde Safeconf tüm blokların 46 Konfigüre edilmiş emniyet lojiği ve set parametreleri yetkisiz veya istenmeyen değişikliklere karşı korunmalıdır. Donanım ve yazılım için şifre korumasına ek olarak Trisafe komponentlerindeki Onayla tuşu operatör ve makine için ek emniyet sağlar. Yetkisiz erişime karşı korunan emniyet lojiği üreticinin know-how korumasını sağlar. Böylece rakiplerin makine veya sistemi kopyalaması çok zorlaşır. 4. Onay ve Dokümantasyon Emniyet lojiğinin spesifik davranışı ve performansı tanımlanmış hata simülasyonlu test programını kullanarak kontrol edilmelidir. Simülasyon modundaki Safeconf yazılımıyla olası tüm makine hataları, lojik üretilip ilgili düzeltmeler yapılırken simüle ve test edilebilir. Ayrıca kuvvet fonksiyonlarını kullanarak, herbir makine parçası online modda selektif olarak seçilebilir ve devreye alınabilir. Emniyet lojiğini içeren tüm aktiviteler ve değişiklikler makine veya sistemin tüm işletme ömrü boyunca dokümante edilmelidir. Ayrıca parametre setleriyle ilgili veriler sorumlu tasarım mühendisine sağlanmalıdır. Safeconf ile kullanıcılar bir tuşa basarak kapsamlı bir rapor alabilir. Bu rapor istenen proje bilgilerini, lojik diyagramı ve revizyon durumunu da içerir. Özet Emniyet sistemlerinde anahtarlama elemanları kolayca kullanılabilmeli, güvenilir şekilde işletilebilmelidir. Phoenix Contact PSR-Trisafe ile emniyet rölesi kullanıcıları artık kolayca, kapsamlı eğitim programlarından geçmeden esnek emniyet çözümlerine geçiş yapabilir. Bu konfigüre edilebilir emniyet modülü yüksek güvenliğe sahiptir, kontrol panosunda az yer kaplar ve kapsamlı diyagnostik seçeneklerine sahiptir (ek sinyal çıkışları ve diyagnostik LED’ler) ve Profibus ağlarına hızlı şekilde bağlanabilir. Dolayısıyla DIN EN 954-1’den ISO 138491’e geçiş yalnız hızlı ve esnek proje mühendisliğini değil aynı zamanda üretimde daha yüksek süreklilik ve verimliliği de desteklemektedir. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Yeni Seri Psencode Slim, İnce Tasarım Kodlu Emniyet Şalterleri Pilz www.pilz.com/tr ■ PSEN code, EN 60947-5-3 uyarınca korumaların pozisyonunu izlemek ve ayrıca, genel amaçlı pozisyon izleme için kullanılır. Entegre edilebilen genişlemesi ve standart arabirimleri sayesinde, PSENcode diğer üreticilerin ürünlerine açıktır. Kodlanmış emniyet şalteri, ortamınıza kusursuz bir biçimde uyum sağlar ve işletmenizin ekipman düzeyini yükseltmek için de kullanılabilir. Üretim sahalarında RFID kodlu emniyet anahtarı donanımlarının kullanılması, manipülasyonları önleyen ve maksimum emniyet sağlayan verimlilik sağlamaktadır. Pilz portföyünde bulunan PSENcode ile, makine tasarımcıları ve imalatçıları artık kapak, kapı ve diğer korumaları için en iyi ve güvenilir seçimi yapacaklardır. PSEN cs5.11 M12/8/ PSEN cs5.11 M12 kodlu ve PSEN cs6.11 M12/8/ PSEN cs6.11 M12 eşsiz tam kodlu modellerinde bulunan 30N tutma kuvvetiyle makine gövdelerinde ve hatlarında bulunan kapıların ve kapakların dengesiz karşılama, gevşek ve açık kalmasını önlemeye yardımcı olur. Kodlu emniyet şalteri PSENcode şimdi de ince tasarımıyla küçük alanlarda maksimum manipülasyon koruması sunar ve kapıları, flapları ve kapakları korumak için kullanılabilir. PSENcode’un ince tasarımı ile diğer manyetik emniyet anahtarlarına göre daha küçük bir gövde içerisinde en fazla alan verimliliği sağlar. Ayrıca farklı yönlerde kodlu çalışma özellikleri ile kullanımı daha esnektir. Bir bakışta avantajlarınız; Bu emniyet sensörleri, diğer PSENcode sensörleri ile seri bağlantı için uygundur. Maksimum 32 sensöre kadar, PSENcs 5.x ve 6.x tipi PSEN sensörleri ile seri bağlantısı SIL CL 3/ Kat.4 /PL e ’ye kadar onaylanmıştır. PSENcode kodlu emniyet sensörleri, Pilz emniyet değerlendirme cihazlarıyla en emniyetli ve konforlu şekilde bağlanabilir. Örneğin, Emniyet kapısı izlemesi için; PNOZelog, PNOZpower, PNOZsigma, PNOZ X emniyet röleleri, PNOZ multi programlanabilir emniyet röleleri ve PSS 4000 emniyet PLC’leri ile. 48 • RFID transponder teknolojisi sayesinde en üst seviye manipülasyon koruması sağlar. • Bir emniyet anahtarıyla PL e kadar en üst seviye emniyet • Basitleştirilmiş tasarım - Bir takım içinde montaj boyutları, delik mesafesi, modüler derinlik ve genişliği ayarı, manyetik ve RFID emniyet anahtarları için. • Esnek montaj kolaylığı sayesinde, montaj yerinden tasarruf sağlar. - 13 mm (M8 tipi) ve 19 mm Alt modüler derinlik (M12 tipi) - Daha hızlı tepki süreleri - 4 farklı çalışma ve yaklaşım yönleri ile 2 farklı işletim mesafesi ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Kodlanmış, tam kodlanmış, benzersiz (Eşsiz) olarak tam kodlanmış • Bağlantı: M8, 8-pin M12, 8-pin M12, 5-pin • Tipik çalışma uzaklığı: PSEN cs5/PSEN cs6: 11 mm, 5 mm, 10 mm (M8 bağlantı) veya 7 mm (M12 bağlantı) • Gövde şekli: PSEN cs5p/PSEN cs6p: 98 x 26 x 13 mm PSEN cs5n/PSEN cs6n: 98 x 26 x 13 mm • Montaj deliği mesafesi: PSEN cs5/PSEN cs6: 22 mm Uygulamalar; Emniyet kapısı izleme için PSENcode, en küçük alanda bile manipülasyona karşı en yüksek koruma seviyesini sağlar. Emniyet kapısı izleme için, PSENcode; hem kompakt, hem geniş tasarımlı; RFID teknolojisi ile en üst düzey erişim koruması sağlar: Eşsiz, tam kodlanmış versiyonunda, sensörün kabul ettiği tek bir aktüatör (tuş kilidi ilkesi) barındırır. PSENcode, PSENini, PSENslock, PSENsgate gibi ek sensörlerle seri bağlanması sayesinde, EN/ISO 138491 PL e’ye kadar son derece ekonomik ve aynı zamanda zamandan tasarruf sağlayan bir çözüme sahip olursunuz. • Sensörlerin ve aktüatörlerin tüm aktüasyon ve yaklaşma yönlerini desteklemesi sayesinde esnek montaj • Kontaksız eylem ilkesi sayesinde uzun servis ömrü • Darbe ve titreşime duyarsız: Ağır kirlenme ve katı hijyen düzenlemelerine (PDP67) uygun olarak kullanılabilir Kodlanmış emniyet şalteri, versiyonuna bağlı olarak klasik makine ile çalışma ekipmanları imalatından, robot uygulamalarına kadar çeşitli uygulamalar için kullanılabilir. PSENcode emniyet kapısı izleme fonksiyonu veya en fazla üç pozisyonun emniyetinin izlenmesini sağlayabilmektedir. Uygulama örneği, emniyet kapısı izleme için PSENcode: En dar alanda, en üst düzey manipülasyon koruması için ideal: Emniyet korumaları izleme Emniyet kapıları izleme. Emniyetli ve eksiksiz çözüm; PSENcode kodlanmış emniyet şalterlerinin genel ürün özellikleri • İşletim modu: RFID uydu alıcı-verici teknolojisi (manyetik olmayan eylem ilkesi) • Teşhis arayüzü: 3 LED’li (etkin aktüatör, besleme gerilimi/hata) • Tasarım: İnce gövde • Çıkışlar: 2 emniyet çıkışı • Girişler: 2 emniyet girişi • Koruma türü: IP 67/IP 69K PSENcode ince tasarım emniyet kapısı izleme teknik özellikleri: • Kodlama tipi: Pilz değerlendirme cihazlarıyla birlikte, PSENcode emniyet şalterleri; EN ISO 13849-1 uyarınca PL e’ye kadar olan uygulamalar için emniyetli ve eksiksiz bir çözüm sunar. Örneğin, PNOZsigma dağıtılmış modül PDP ile birleştirildiğinde; güvenli emniyet kapısı izleme için emniyetli ve eksiksiz bir çözüm sunar. PNOZmulti/PNOZmulti mini emniyet röleleri veya PSS programlanabilir kontrol sistemleri gibi kontrol sistemleri, emniyetli ve eksiksiz bir çözüm ile en fazla üç pozisyonun emniyet izlemesi için uygundur. ENDÜSTRİ OTOMASYON 49 Ürün ve Uygulamalar Aydınlatma Devrelerinde Kontaktör Kullanımı ABB www.abb.com.tr ■ Kontaktör seçimi IEC60947-4-1 standardına göre aydınlatma devreleri için kontaktör seçerken AC5-a ve AC5-b kullanım kategorisine göre seçim yapılmalıdır.AC5-a kullanım kategorisinde yük olarak civa buharlı lambalar, AC5-b de ise akkor flamanlı lambalar kullanılmaktadır. Aydınlatma devrelerinde kontaktör kullanımında göz önünde bulundurulması gereken parametreler şunlardır: • Aydınlatmanın tipi, kullanılan aydınlatma elemanı sayısı ve güç değeri • Bağlantı şekli • Kapama ve tutma akım değerleri • Güç faktörü • Kapasitörlerin devredeki varlığı. Aydınlatma devreleri Belli bir devrede, lambaların sayısı ve güç değeri bellidir ve genellikle normal çalışmada aşırı yük oluşturmazlar. Sadece kısa devre koruma sağlanmalıdır. gG sigortalar veya modüler devre kesiciler bu amaçla kullanılır. Lambaların dış yapısına göre çok spesifik teknik değerleri vardır. – Akkor flamanlı lambalar başlangıç sırasında nominal akımın 15 katından fazla aşırı akımlar çekebilir. Akım ve gerilim arasında fazla bir faz kayması oluşturmazlar. – Floresan lambalar balastlarla donatılmıştır. Balastlar ateşleme işlemini yapar ve sabit duruma ulaşıldığında akımı nominal değerde sınırlar. Balast bir reaktördür ve güç faktörünü düşürür. Paralel kompanzasyon Seri kompanzasyon dual montajda Tek faz (faz + nötr) veya üç faz (3 faz + nötr) dağıtımda, lambalar yıldız olarak bağlanır. 230 V faz-faz nötrsüz üç faz besleme durumunda verilen tablolardaki müsaade edilen lamba sayısı 0,58 ile çarpılmalıdır. Örnek: Elimizde 120 adet 100 W, 230V akkor flamanlı lamba olsun (400 V üç faz şebeke nötr topraklı) Faz başına lamba kullanımını hesaplarsak: 120 : 3 = 40. Akkor flamanlı lambalar tablosunda 100W satırında AF09 için faz başına kullanılabilecek lamba sayısı 38’dir. Bu durumda 43 adet kullanılabilecek AF12 kontaktör seçilmelidir. Kontaktörlerin seçimi Aşağıda verilen tablolarda her kontaktör tipi için faz başına müsaade edilen lamba bağlantı sayısı yer almaktadır. Kontaktörün etrafındaki hava sıcaklığı 60 °C olarak düşünülmüştür ve faz-nötr arası gerilim 230 V olarak değerlendirilmiştir: 50 ENDÜSTRİ OTOMASYON Güvenliği seçin, şansa bırakmayın: Endress+Hauser’den Proses Güvenliği Kimya, petrokimya ve petrol endüstrilerinde, proses güvenliği risk yönetiminin temelini oluşturur. Endress+Hauser, proses otomasyonu konusundaki 60 yıllık deneyimi ve bütün güvenlik gereksinimlerini karşılayan sertifikalı 250 ürün grubu ile risklerinizi en aza indirir. Arayın ve uzmanlığımız ile size nasıl destek olabileceğimizi keşfedin. www.endress.com/proses-guvenligi Endress Hauser A.Ş. Büyükdere Cad. No:103 Şarlı İş Merkezi 8. Kat Mecidiyeköy - İSTANBUL Tel: 0212 275 1355 Faks: 0212 266 2775 info@tr.endress.com www.tr.endress.com Ürün ve Uygulamalar Proses Güvenliği, Kanıt Testi ve Yedekli Kullanım Endress+Hauser www.tr.endress.com ■ Proses güvenliği, yürürlüğe giren yönetmelikler ve yasalar ile birlikte herkesin gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Proses güvenliği denince akla ilk adım olarak risk değerlendirmesi gelmelidir. Risk değerlendirmesi tasarlama aşamasında bir uygulama için ya da hali hazırda kurulu bir tesis için yapılabilir. Risk değerlendirmesinde en önemli etken mümkün olduğunca doğru bir değerlendirme yapılmasıdır. Değerlendirme sonucunda ortaya mevcut risk seviyeleri çıkacaktır. Bu sonuçlar doğrultusunda da riskin azaltılması için gerekli Güvenlik Bütünlük Seviyeleri (Safety Integrity Level, SIL) belirlenebilir ve uygulama için en uygun cihazlar seçilebilir. testleri, ortalama hata ihtimalinin daha uzun süre istenilen değerin altında kalmasını sağlar. Böylelikle ıslak test aralıklarının uzaması sağlanacağı için, harcanacak olan zaman ve paradan tasarruf sağlamaktadır. Islak kanıt testi yapmanın mümkün olmadığı ya da hiç tercih edilmediği durumlar da olabilir. Örneğin; basınçlı olmayan bir tankta cihazın sökülüp bir kova su ile test edilmesi mümkün olabilir iken, basınçlı bir kap söz konusu olduğunda, cihazı sökmek, tankı boşaltmak ve hatta temizlemek anlamına gelebileceği için kısmı kanıt testi çok önemli bir avantaj sağlar. Doğru cihaz seçimi ile kanıt testi aralıkları, tank bakımı aralıklarına göre ayarlanabilir (Şekil 1-C). Doğru cihaz seçimi vazgeçilmez bir unsur olmakla birlikte proses güvenliği yalnızca doğru cihaz seçimi ile sınırlı kalmamaktadır. Güvenli bir uygulama için, seçilen cihazların düzgün montajı, bakımı, testleri ve ilgili personelin konu hakkında alacağı eğitim de önem taşımaktadır. Karşılaşılan en önemli yanlış anlamalardan biri, cihazların bakım gereksinimi ile kanıt testi gereksiniminin karıştırılmasıdır. Cihaz tasarımı gereği bakım gerektirmeyen bir özellikte olsa dahi, cihaz için belirtilen SIL seviyesi, SIL sertifikasında belirtilmiş olması gereken kanıt testi aralıklarına (Test Interval, Ti) uyulduğu takdirde geçerlidir. Cihaz için belirtilen SIL değeri, aslında belirtilen test aralıklarında cihazın sahip olacağı ortalama bir değer olup (PFDort), belirtilen aralıklar ile kanıt testi yapılmadığı takdirde geçerliliğini yitirir. Bunun sebebi, SIL değeri belirlenmesinde kullanılan ortalama hata ihtimalinin (PFD) zaman ile doğru orantılı olarak artan matematiksel bir fonksiyon olmasıdır. Bu nedenle kullanılan cihazın istenilen SIL değerini koruyabilmesi için düzenli aralıklarla kanıt testi yapılması gerekmektedir. Kanıt testi, cihazın fonksiyonlarını yerine getirebildiğinin bir kanıtı niteliğindedir. Eski mekanik cihazlar ile cihazın fiziksel olarak test edilmesi gerekmekte idi. Başka bir değişle, cihazdan alarm alacak koşulların oluşturulması gerekmekte idi. Islak test olarak adlandırılan bu test yöntemi %100 kanıt testi olarak halen geçerliliğini korumaktadır (Şekil 1-A). Gelişen yeni cihazlar ile uzaktan kısmi kanıt testi seçeneği de günümüzde mümkündür. Bir cihazın uzaktan kanıt testine izin verebilmesi, yazılım ve donanım olarak cihaz fonksiyonlarını test edebilme özelliğine sahip olmasına bağlıdır ve kısmı kanıt testi kapsamı cihazdan cihaza değişiklik gösterir ve kısmı kanıt testinin ortalama hata ihtimalini ne oranda azaltacağını belirler. (Şekil 1-B) Kısmi kanıt testleri ıslak test gereksinimini tamamen ortadan kaldırmaz. Düzenli aralıklar ile planlanan kısmi kanıt 52 Şekil 1: A) Kanıt testi yapılmadığı durumda artan PFD ve Ti zaman aralıkları ile yapılan %100 kanıt testi sonucunda PFDort. B) Kısmi kanıt testleri ile azalan fakat artan bir eğri çizen PFD. C) Kısmi kanıt testleri ve %100 kanıt testi birlikte kullanıldığında artan Ti test aralığı ve korunan PFDort. ENDÜSTRİ OTOMASYON SIL seviyelerinin sağlanmasında önemli bir diğer mevzu ise yedekli kullanımdır. Tek başına bir SIL seviyesi sağlayabilen bir cihaz, yedekli kullanıldığında daha yüksek bir SIL seviyesi sağlayabilir. Tabi ki bu her cihaz için geçerli olmayabilir. Yedekli kullanımda sağlanan SIL seviyesi de SIL sertifikasında belirtilmeli ya da gerekli hesaplamalar ile ispatlanabilir olmalıdır. Yedekli kullanım aynı zamanda gereksiz alarm alma ihtimalini azaltmak için de uygulanabilir. Bu sayede gereksiz duruşların önüne geçilerek tesis kullanılabilirliği arttırılabilir. Yedekli kullanım için MooN şeklinde bir ifade kullanılmaktadır. Bu ifade şeklinde N kullanılan toplam cihaz sayısını ifade ederken, M ise alarm alınabilmesi için alarm konumuna geçmesi gereken cihaz sayısını ifade etmektedir. Örnek üzerinden incelemek istersek; 1oo2, sistemde toplanda iki cihaz kullanıldığını ve iki cihazdan biri alarm konumuna geçtiğinde alarm alınacağını ifade eder. 2oo2 ise, yine toplamda iki cihaz kullanıldığını gösterir iken, alarm alınabilmesi için her iki cihazın da alarm konumuna geçmesi gerektiğini ifade eder. Birinci durumda güvenlik seviyesinde bir artış sağlanırken, ikinci durumda ise güvenlik seviyesi tek cihaz kullanılan duruma denk kalmakta fakat hatalı alarm alma ihtimali azaltılmakta ve tesis kullanılabilirliği artmaktadır. Farklı SIL seviyeleri elde etmek ve kullanılabilirliği arttırmak için gereksinimlere göre farklı şekillerde çok kanallı yedekli sistem tasarımları yapılabilir. (Şekil 2) Şekil 2: Çok kanallı, yedekli sistem yapısı. Unutulmaması gereken en önemli konu, bir kazanın önlenmesi için önlem almak, kazanın bedelini ödemekten her zaman daha masrafsız olacaktır. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Rockwell Automation İmalatçılara Sınıfının En İyisi Performansı Sağlamalarında Yardımcı Olmak Üzere Safety MaturIty Index (Güvenlik Indeksi) Aracını Tanıtıyor Rockwell www.rockwellautomation.com ■ Safety Maturity Index aracı imalâtçılara tesis performansını nerede ve nasıl en uygun hale getirecek şekilde geliştireceklerini kavramalarında yardımcı oluyor Rockwell Automation, imalâtçılara güvenlik programlarının verimliliğini görebilmeleri ve tesis performansını en iyi hale getirebilmeleri için kendine kılavuzluk eden bir değerlendirme sağlayan Safety Maturity Index (SMI) aracını duyurmuş bulunuyor. Herhangi bir endüstriye, herhangi bir tesis boyutuna ve dünyadaki herhangi bir yerleşime uygulanabilir olan SMI aracı imalâtçılara güvenlik kültürünün, uygunluğun ve kapitalinin neresinde olduklarını ölçmelerinde yardımcı oluyor. Hepsinden önemlisi, sınıfının-en-iyisi performansı elde etmelerini sağlıyor. Başarılı bir iş yerinin üç temel bileşeni – kültür (davranışsal), uyumluluk (süreç ile ilgili) ve kapital (teknik) – güçlü ve sürdürülebilir bir güvenlik programı geliştirmek için eşit derecede önemli ve birbirine bağımlıdır. Örneğin, sağlam bir güvenlik kültürü yaratmak ve bunu sürdürmek fakat güvenlik teknolojilerine ve/veya uyum sağlamaya yatırım yapmamak bir firmanın işyerinde 54 güvenliği sağlama kabiliyetini düşürmektedir. Benzer şekilde risk olasılığı, imalâtçılar güvenlik teknolojilerine yatırım yapıp güvenlik kültürünün önemini tüm kuruluşa yayamadıklarında da devam etmektedir. Her bir güvenlik sorunu, SMI aracını kullanarak dört kategoride ölçülebilir – SMI 1: yatırımı en aza indirmek, SMI 2: uyumluluğu sağlamak, SMI 3: maliyetten kaçınmak ve SMI 4: operasyonel mükemmellik. İmalâtçılar, bir dizi soruyu cevaplayarak, SMI değerlendirmelerini tamamlayabilir ve bu dört kategoride nasıl ölçüm yapabileceklerini belirleyebilirler. Bu rapor aynı zamanda ve eğer gerekiyorsa, gelişim için tavsiyeler de sağlar. Rockwell Automation ’un güvenlik pazarı müdürü Mark Eitzman şöyle diyor: “SMI değerlendirmeleri üzerinden güvenliği en uygun hale getirmenin yararları, gelişmiş tesis üretkenliği, daha fazla verimlilik ve çalışanların sağlam morallerinin yanı sıra, daha az yaralanmalar ve cezalar olarak sonuçlar verebilir. Sınıfının-en-iyisi güvenlik performansını sağlamak, firmanın tümünde var olan uygulamaları değerlendirmek ile başlar ve bugün müşteriler bunu kendileri yapabilmektedirler. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Rockwell Otomasyon Gold Fields Altın Maden Alanlarında Plantpax’li Son Teknoloji Madencilik Çözümüyle Kontrol Sistemi Riskini Azaltmaktadır Rockwell www.rockwellautomation.com kabaca 2.1 Milyon ons altın muadili üretim yapmaktadır. Altın Sahaları hem Johannesburg Borsasında (JSE) hem de New York Borsasında (NYSE) işlem görmektedir ve şirket küresel olarak yaklaşık 50 000 kişiyi istihdam etmektedir. ■ Saha cihazları, kontrol, görüntüleme, raporlama ve performans izlemesinin kesintisiz entegrasyonu South Deep Altın Madeni’nin daha da etkin bir şekilde çalışmasını sağlamaktadır. Talep Var olan bütün saha sistemlerinin yeni cevher işleme sistemiyle entegre edilerek hızın arttırılması, daha fazla data sahibi olarak doğru kararlar verilmesi, uzun dönemli sürdürülebilirlik amaçlarının karşılanması için madene destek olunması ve plansız duruş sürelerinin azaltılması. Çözümler Aşağıdaki ürünleri içeren bir Rockwell Otomasyon çözümü kuruldu: PlantPAx ile madencilik çözümü • Logix Kontrolörler • Operatör İş İstasyonu (OWS) • Mühendislik İş İstasyonu EWS • Microsoft SQL Sunucu • I/O olarak veri tabanı (SQX) Sonuçlar • Önceden tanımlanmış KPI’lara göre kapsamlı tesis görüntüleme ve raporlama • Merkezi süreç kontrolü • Daha fazla bilgi sahibi olunarak doğru iş kararları alınması • Gelişmiş kabiliyet • Geriye doğru minimum uyumsuzluk riski • Kontrol sisteminin hızlı teslim edilmesi Arka Plan Gold Fields Limited Güney Afrika, Gana, Peru ve Avustralya’da 12 altın madeni işletmektedir ve aylık olarak 56 Gold Fields’in Güney Afrika’daki tek çalışan madeni olan South Deep Altın Madeni, Johannesburg’un 45 kilometre güney batısında bulunur ve iki şaft sistemi ve bir merkezi metalürjik tesisten oluşur. Rockwell Otomasyonu içeren bu proje Gold Fields’in uzun dönemli bir vizyonunu yansıtmaktadır. Bu vizyon ‘Sürdürülebilir altın madenciliğinde global lider olmak ve Güney Afrika’da önemli bir büyüme projesi yaratmak olarak özetlenebilir.’ Talep South Deep Madeni’ndeki metalürjik tesis 2011/2012 yıllarında güncellenerek kapasitesi arttırıldı. Reaktif, enerji ve su kullanımını tesiste daha iyi yönetmek ve maden atıklarının kalitesini geliştirmek için var olan bütün saha sistemlerini yeni cevher işleme sistemleriyle entegre etmek üzere South Deep Madeni tam bir kontrol ve raporlama sistemi yükseltmesine ihtiyaç duyuyordu. Bu yönetim seviyesinde daha fazla bilgi sahibi olunarak daha hızlı ve daha doğru iş kararları alınmasına ve madenin uzun süreli sürdürülebilirlik amaçlarının karşılanmasına yardımcı olacaktı. Gold Fields ayrıca bütün saha cihazlarını, tesis kontrolünü, görüntülemeyi, raporlama ve genel performans takibini ileride genişletilebilecek tek ve basit bir sisteme kesintisiz olarak entegre edebilecek bir kontrol sistemiyle plansız duruş sürelerinin azaltılmasını istiyordu. Metalürji tesisi orijinal olarak süreç izleme ve kontrolü için Rockwell Otomasyon RSView®32 HMI ve L62 kontrolörler kullanıyordu. Bu daha fazla optimizasyon gerektirdi: bütün I/O, interloklar, sıralı çalışmalar ve diğer süreç rutinlerinin yeni kontrol sisteminde yeniden değerlendirilerek gereksiz karmaşıklıkların ortadan kaldırılması gerekti. Çözüm 2001’den beri Rockwell Otomasyon teknolojisi kullanan metalürjik tesisle Gold Fields kontrol sistem yükseltmelerini gerçekleştirmek için direk olarak Rockwell Otomasyon’la iletişime geçti. Rockwell Otomasyon South Deep Altın Madeni’nde bir EPCM yüklenici üzerinden yeni proses ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar sistemine katıldı. Bu iki projenin tek bir, tamamen entegre kontrol, izleme ve raporlama sistemi oluşturması gerekiyordu. lama sürecinde yalnızca minimum, maksimum ve ortalama değerleri rapor eder. Bu saha cihazından gelen her sinyali kaydeden sistemlere göre veri tabanına girilen veri miktarını en aza indirir. PlantPAx kullanan madencilik çözümü PlantPAx™ kullanan madencilik çözümü son derece standardize, ömür döngüsü yönetimli ve kolay hizmete alınan bir çözüm yaratan yılların madencilik uzmanlığını baz almaktadır. Bu çözüm kontrol sistem risklerini azaltmakta, tanı ve raporlamayı geliştirmekte ve sistem genelindeki karmaşıklıkları azaltmaktadır. Geleneksel DCS (dağıtılmış kontrol sistemleri) çözüme göre daha uygun maliyetli ve terzi usulü bir çözüm olan PlantPAx ilave esneklik, yönetilen madenciliğe özel standartlar ve daha kısa devreye alma süresi ve maliyeti sağlamaktadır. Bu kontrol sistemi ayrıca standardizasyon ve tek veri tabanları anlamında DCS-bazlı bir sistemle aynı yüksek fonksiyonel standartlarının sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Sistem genelinde uygulama Çözüm bir ağ arızası durumunda kesintisiz veri kaydı sağlamak için 1.000 zaman damgalı veri girişine kadar (tesis geçmişi, olay ve alarmlar) arabelleğe almak üzere konfigüre edilmiştir. Tesis süreçlerinin kapsamlı bir şekilde görüntülenmesi için PlantPAx görüntüleme yazılımı, Server/Client mimarisi bazında, sisteme bütünleşik hale getirilmiştir.. Bütün tesis geçmiş, olay ve alarmlarını kaydetmek üzere bütünleşik raporlama hizmetleri bulunan Microsoft SQL kurulmuş ve konfigüre edilmiştir. Madencilik çözümünün lisanslı yazılımı olan SQX de kurularak SQL’nin direk olarak kontrolörler tarafından kullanılmasına izin verilmiştir. Rockwell Otomasyon mühendisleri ayrıca sürücü ve araçlar gibi üçüncü parti saha cihazlarını desteklemek için özgün arayüzler oluşturmuştur. Sonuçlar Gold Fields PlantPAx kullanan madencilik çözümüyle tesis kontrolü, görüntüleme ve raporlama imkânlarını geliştirmiştir. Standardizasyon ve kapsamlı yönetilen veri kaydı madencilik çözümünün kullanıcılarına tek, son derece doğru bir gerçek zamanlı tesis bilgisi sağlamaktadır. Geçmiş, olay ve alarmları kaydetmek üzere konfigüre edilen SQL ile kullanıcılar trendleri takip edebilir, özel son kullanıcılara bireysel girişleri izleyebilir ve akış oranları, sıcaklıklar ve çeşitli diğer girişler gibi tesisteki analog ve dijital girişleri takip edebilir. Bütün veri PlantPAx kontrolörler tarafından zamansal olarak damgalanır ve veri bütünlüğü sağlanırken diğer taraftan girişlerin bir ağ arızası düzeltildikten sonra SQL’ye doğru bir şekilde girilmesi sağlanır. Ayrıca SQX yazılımı eklenerek, SQL veri tabanı I/O olarak kontrolörlere eklenebilir. PlantPAx yazılımı cihazlardan gelen sinyalleri işler ve rapor- Zaman damgalı ve kaydedilmiş alarmların kullanıcı tarafından görülmesi operatörlerin önemli uyarıları gözden kaçırma riskini ortadan kaldırırken diğer taraftan izlenebilirliği geliştirmektedir. Bu genel tesis güvenliğini, özellikle siyenit alarmlarının ve diğer güvenlik uyarılarının kritik göstergeler olduğu South Deep Altın Madenindeki genel tesis güvenliğini geliştirmektedir. İleri Düzey Raporlama SQL’de performans göstergelerinin (KPI) izlenmesi için yönetime kapsamlı operasyon ve üretim raporları oluşturan bir dizi raporlama hizmeti bulunmaktadır. Raporlar her 12 saatlik vardiya sırasında işlenen cevher miktarı hakkında bilgi vermektedir. Diğer şekiller saatlik akım oranlarını toplayan bir akımölçer tarafından oluşturulan bir su tüketim raporu ve kullanılan MW/saat üzerine bilgi sağlayan MV şalt panosunu içermektedir. KPI’lar ayrıca tesis durumunu renkler halinde gösteren web tabanlı bir sayfadan da izlenebilir. Karmaşıklık seviyesindeki azalma Gold Fields’in daha az beceriye sahip operatörlere ihtiyaç duymasını sağlayarak sektördeki beceri eksikliği problemiyle başa çıkmasını sağlamaktadır. “Bilginin merkezileştirilmesi, raporlama fonksiyonunun ve yönetimin bütün madende geliştirilmesi bu projenin arkasındaki ana itici güçlerdir. Bu seviyedeki tesis kontrolü reaktif tüketimlerimizi ve enerji, su ve beceri dahil kaynak yönetimimizi geliştirmemize ve sürdürülebilir madencilikte bir lider olmamıza yardımcı olacaktır. Gold Fields’in ana amaçlarından birisi sürdürülebilirliği geliştirmek için teknoloji ve yeniliği kullanmaktır.” Gelecek Rockwell Otomasyon şu anda madencilik çözümünün entegrasyonu için South Deep Altın Madeni için bir yeraltı cevher yönetim sistemi tasarlamaktadır. Operatörden teknisyene ve yönetim seviyelerine raporlamayı daha da geliştirmek için, Gold Fields kalan saha cihazları serisini madencilik çözümüyle değiştirmeyi planlamaktadır. Merkezi kontrol ve görselleştirme sistemine dahil edilecek sistemler çeşitli diğer işleme sistemleriyle birlikte şaft konveyörleri, bir soğutucu tesisi, büyük hava soğutucularıdır. Listen. Think. Solve., Allen-Bradley, CompactLogix, MCS, PanelView, PowerFlex ve RSView Rockwell Automation, Inc.’in ticari markalarıdır. Rockwell Otomasyona ait olmayan ticari markalar ilgili şirketlerin malıdır. ENDÜSTRİ OTOMASYON 57 Söyleşi / Halil Başaran - Pilz “Her Makine Çalıştırıldığında, İhmal Edilebilir Seviyelerde Dahi Olsa Risk Taşımaktadır.” Bu sayımızda makina emniyeti konusunda bir dünya devi olan Pilz’in Türkiye MühendislikDanışmanlık Hizmetler Sorumlusu Sn. Halil Başaran ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Makina emniyeti, işçi güvenliği, yasal ve pratik uygulamalar üzerine tecrübelerini aktaran Sn. Başaran’ın değindiği noktaların oldukça faydalı noktalar olduğu kanısındayız. E&O: Öncelikle kendinizden ve Pilz’deki konumunuzdan bahsedebilir misiniz? Halil Başaran: 2010 senesinden bu yana endüstriyel otomasyon alanında hizmet veren firmalar için mühendislik alanında kıymetli görevler aldım. Uludağ Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümü mezunuyum ve aynı zamanda C sınıfı İş Güvenliği Uzmanı’yım. Pilz’deki ikinci senem ve MühendislikDanışmanlık Hizmetler Sorumlusu olarak görevimi icra etmekteyim. Görevimin kapsamını; İnsan, Makine ve Proses Emniyeti Sağlama ve Geliştirme çalışmaları kapsamında Mühendislik projeleri (Risk Değerlendirmesi, Emniyet Tasarımları, Sistem Entegrasyonu ve Emniyet Doğrulaması) üretmek, uygulamak ve raporlamak şeklinde özetleyebileceğimi düşünüyorum E&O: Pilz’i okuyucularımıza kısaca anlatabilir misiniz? Halil Başaran: Pilz 1948 yılında Stuttgart’ta kurulan, emniyetli otomasyon ürünleri üreten, 65 yıla 60 uzanan geçmişiyle aile şirketi geleneklerine sahip Alman menşei bir firmadır. Dünya üzerinde 5 kıtada 31 ülkede hizmet vermekte olan Pilz, 1800 üzerinde çalışanı olan ve bunlardan 300’ü aşkınını (%20) Ar-Ge departmanında görevlendiren bir Teknoloji Üreticisi’dir. Türkiye’deki faaliyetlerine 1997 yılında temsilcilik ile başlayanPilz, 2002 yılında Bursa’da ve 2005 yılında İstanbul’da açmış olduğu ofisleriyle Türk sanayiine hizmet vermektedir. Pilz Türkiye olarak sorumluluk sahamız tüm Türkiye ve Ortadoğu olarak belirlenmiştir. Türkiye’de hizmetine başladığı günden bu yana kendisini ve kadrosunu sürekli genişleten Pilz Türkiye, müşterilerinin makine emniyeti alanında tüm ihtiyaçlarına çözüm üreten bir firmadır. Danışmanlık ve Mühendislik departmanlarımızla Risk Değerlendirmesi, Emniyet Konsepti, Emniyet Tasarımı, Sistem Entegrasyonu, Emniyet Doğrulaması, CE onayı, Tesis Değerlendirmesi ve Kilitleme Etiketleme Sistem Tasarımı konularında müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Aynı zamanda Eğitim departmanıyla da ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Halil Başaran - Pilz Makine Emniyet Seminerleri, Ürün Kursları ve CMSE (CertifiedMachinerySafetyExpert) Sertifikalı Makine Emniyet Uzmanı Eğitimleri düzenlenmektedir. E&O: Pilz Türkiye’de ne şekilde yer almakta? Uluslararası ölçekte düşünüldüğünde Türkiye pazarı üzerine neler söyleyebilirsiniz? Halil Başaran : Türkiye’de sanayiye yapılan yatırımlar her geçen gün artmaktadır. Bu artışta devlet desteklerinin ve ülkemize yatırım yapan yabancı iştirakçilerin katkısı azımsanır değildir. Pilz, büyüyen ve sürekli gelişen bu pazarda emniyetli üretime olan bakış açısından ödün vermeden, üzerine aldığı “Emniyet Elçisi” sorumluluğunu gururla taşımaya devam etmektedir. 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasası ile yalnızca üretimin değil, üretimin emniyet ile birlikte ele alınmasının gerekliliği ortaya konulmuştur. Mevcut yasanın günümüz dünya koşullarına daha uygun, kantitatif çalışmaları destekleyen ve reaktif değil proaktif çözümlerin daha akılcı olduğunu savunan bir çalışma olduğunu kabul ediyoruz. En basit örnek olarak, ilgili yasa ile 2014 itibariyle fabrikalar bünyelerinde bulunan tüm makinelere Risk Değerlendirmesi yapmak / yaptırmak zorunluluğu getirilmiştir. Bunun anlamı şudur; çalışanlarımızın, mühendislerimizin, sorumlu yöneticilerimizin, kısacası fabrika bünyesindeki tüm personelin üretimde kullandığı makineler gözden geçirilmiş ve iş sağlığı güvenliği açısından yapılması gerekenler ortaya konmuş olacaktır. Bu sayede emekçiye verilen değerin hakettiği mertebelere ulaşmasının sağlanacağı kanaatindeyiz. E&O: Hangi sektörlerle çalışmaktasınız? Halil Başaran : Pilz Türkiye olarak geniş bir müşteri portföyüne sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Çalışma ortaklarımızı makine imalatçıları ve son kullanıcılar olarak sınıflandırabiliriz. Makine imalatçılarımız pres makineleri (mekanik, hidrolik, abkant), ısıl işlem fırınları, paketleme makineleri, vs. gibi daha birçok farklı alanda üretim yapmaktadırlar. Son kullanıcımız sektörel olarak otomotiv ve yedek parça, çelik ve alüminyum, ambalajlı tüketici ürünleri, yiyecek ve içecek, kauçuk (otomobil lastiği, hortum), eczacılık, kağıt ve mendil, yapı ürünleri, nakliye ve lojistik, enerji, mobilya gibi alanlarda hizmet vermektedirler. E&O: İşçi ve iş güvenliği açısından sadece çalışan tarafında değil makina tarafında da önlem alınmalı. Makina emniyeti deyince okuyucularımız neyi anlamalı? Halil Başaran : Genel Müdürümüz Sn. Yavuz Çopur’un bu konuda esprili bir açıklaması var; “En emniyetli makine, çalışmayandır.” şeklinde ki, hakikaten bu doğrudur. Her makine çalıştırıldığında, ihmal edilebilir seviyelerde dahi olsa risk taşımaktadır. Bu risklerin ortaya çıkmaması için çalışanlarınıza en uygun kişisel koruyucu donanımları sağlasanız, en doğru eğitimleri verseniz, fabrikanızın her yerinde uyarı mesajlarıyla mevcut riskleriniz hakkında farkındalık yaratmaya çalışsanız dahi, maalesef o yaşanma ihtimali düşük olan riskiniz bir gün vuku bulacaktır. Çünkü bahsettiğimiz çözümler aslında makinenizde gerekli Pilz’in Makine Emniyeti adına global anlamda geliştirdiği ve “5 Adımda Emniyet” olarak etiketlendirdiği hizmeti bulunmaktadır. ENDÜSTRİ OTOMASYON 61 Söyleşi / Halil Başaran - Pilz Üretim kaygısının insanla kıyaslanmayacağı ve her yere yapıştırdığımız “Önce İş Güvenliği” pankartlarının gerçekten önceliğin İş Güvenliği olması hasebiyle oralara konulacağına inanıyorum, ümit ediyorum. tüm önlemleri aldıktan sonra çalışanlarınıza vermeniz gereken bilgiler, paylaşmanız gereken tecrübelerdir. Bizlerin yapması gereken ilk şey, makinelerin sahip olduğu mevcut riskleri tespit edip; bu risklerden çalışanlarımızı kitlesel olarak nasıl uzak kalmasını sağlayabiliriz, bunun hesabını yapmaktır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 5. maddesinin ‘c’ bendinde bu durumu “Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek” şeklinde açıklamaktadır. 2006/42/AT Makine Emniyeti Yönetmeliği’nin 1.1.2.a maddesinde makinenin yalnızca üretimde kullanılmadığına dikkat çekilerek; “Makinalar işlevlerine uygun olacak şekilde ve sadece öngörülen şartlar altında değil, makul bir şekilde öngörülebilir yanlış kullanımları da dikkate alınarak, işletmeye alındıklarında kişileri riske atmadan çalıştırılabilecek, ayarlanabilecek ve bakımı yapılabilecek şekilde tasarımlanmalı ve imal edilmelidir.” şeklindeki maddesi de makinenin aslında birçok çalışma tipi gözetilerek incelenmesi gerektiğini anlatmaktadır. Pilz Türkiye olarak bizler, çalışmalarımızı ilgili yönetmelik ve standartlar ışığında yürüttüğümüz için müşterilerimiz tarafından takdir görüyor ve destekleniyoruz. E&O: Pilz olarak, makina emniyetine dair ne gibi hizmetler sunmaktasınız? Süreç nasıl işlemektedir? Halil Başaran: Pilz’in Makine Emniyeti adına global anlamda geliştirdiği ve “5 Adımda Emniyet” olarak etiketlendirdiği hizmeti bulunmaktadır. Bunların ilki 62 ve en önemlisi Risk Değerlendirmesi’dir. Risk Değerlendirmesi uzmanlık gerektiren ve kapsamı geniş bir çalışmadır. Makinenin çalışma, bakım, temizlik, vs. gibi birçok haliyle risk teşkil edebilecek noktaları yapılan saha çalışmasıyla tespit edilir ve makine teknik çizimleri (yerleşim planı, elektrik-pnömatik-hidrolik çizimler) incelenip, ölçüm sonuçları (aydınlatma, gürültü, topraklama, vs.) kontrol edilir ve gerekli hesaplamalar yapılarak raporlama yapılır. Rapor sonucuna göre Emniyet Konsepti olarak isimlendirilen ve içinde incelenen makineye standartlar ışığında üretilmiş emniyet çözümlerini barındıran rapor oluşturulur. Geliştirilen konsept raporu üzerine Emniyet Tasarım ve Saha Entegrasyonu gerçekleştirilir. Yapılan tüm bu çalışmaların ardından Emniyet Doğrulaması yapılarak eksik herhangi bir nokta kalmadığı ortaya konulur. Bunlara ek olarak LOTO (LockoutTagout), CE Sertifikasyon ve Tesis Değerlendirmesi alanlarında da hizmet vermekteyiz. LOTO ile fabrika bünyesindeki tüm makineler bakım ve temizlik sırasında emniyetli bir şekilde nasıl durdurulması ve kilitlenmesi gerektiği açıklanır. Çalışma sonunda müşterimizin ilgili tüm personeline verilen eğitimlerle LOTO’nun daha iyi anlaşılması ve uygulanması sağlanır. Tesis Değerlendirmesi ise fabrika bünyesindeki tüm makine ve hatların incelenmesiyle başlayan, sonucu itibariyle de hangi makine için daha hızlı çözümler üretilmesinin kararını vermekte yardımcı olan hizmetimizdir. Düşünelim ki; farklı lokasyonlarda bulunan yüzlerce makineniz bulunmakta ve siz fabrikanızı emniyetli hale getirmeyi planlıyorsunuz. Böyle bir durumda sunulması gerekli en mantıklı çözüm önerisi Tesis Değerlendirmesi olmalıdır. Aksi halde sizler rastgele seçtiğiniz bir hat üzerinde çalışırken, geride bıraktığınız makineler çevresine riskler saçarak üretimine devam edeceklerdir. E&O: Çalışanların güvenliğinin büyük riskler taşıdığı sektörlerden maden ve metalürji sektörlerine yönelik de çözümleriniz mevcut mu? ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi / Halil Başaran - Pilz Halil Başaran: Pilz dünya çapında makine emniyeti konusunda pek çok farklı sektörde çalışmalarını sürdürmektedir. 2006/42/AT Makine Direktifi kapsamında değerlendirilebilecek tüm makineler Pilz’in çalışma alanı içerisindedir. Ancak maden ve metalürji alanında bu sektöre özel herhangi bir çalışmamız bulunmamaktadır. Makine ve işçinin olduğu her alanda Pilz’in emniyet çözümlerinin uygulanması elbette mümkündür. E&O: Müşterilerinize paket ürünler mi sunmaktasınız? Sahayı analiz ettikten sonra özel çözümler sunabilme imkânına sahip misiniz? Halil Başaran: Önemli olan ve de ilk yapılması gereken çalışma, ziyaret edilen sahanın ihtiyaçlarının belirlenmesidir. Bunun standartlar ve yönetmelikler eşliğinde doğru bir şekilde yapılması büyük önem teşkil etmektedir. Pilz olarak bizler, ziyaretlerimizde hem saha keşif çalışmalarımızı tamamlar, hem de müşterilerimizin taleplerini alırız. Belirlenen koşullara en uygun emniyet çözümleri, Türkiye’deki yönetmeliklere ve uluslararası standartlarla aynı eksende olmalıdır ki; vadettiğimiz de tam olarak budur. “5 Adımda Emniyet” olarak adlandırdığımız hizmetler zinciri tamamlandığında üzerinde çalışılan makine, uluslararası platforma sunulabilir hale gelmiş ve makine emniyeti konusunda tasarlanan ciddi yeniliklerle risklerin büyük bir kısmı ihmal edilebilir seviyelere indirgenmiş olacaktır. E&O: Endüstri 4.0 sürecinde üretim tesislerinde daha çeşitli ve daha çok sayıda makine görmeye başlayacağız. Bu durum makina emniyetine dair yeni ihtiyaçlar ortaya çıkaracaktır, Ar-Ge yatırımlarını değerlendirebilir misiniz? Halil Başaran: Pilz, sektörde öncü teknoloji üreten bir firma olarak kendisini konumlandırdığı için (az önce bahsettiğim gibi, Ar-Ge departmanına yapılan yatırımlardan bunu anlayabiliriz) Endüstri 4.0 teknolojisinde de üretmeye başladığı çözümlerle aktif rol almaktadır. Endüstri4.0 ile insanlar, bilişim sistemleri, otomasyon bileşenleri ve makineler yüksek teknoloji ağ yapıları içinde bulunmaktadır. IT sistemleri, otomasyon komponentleri ve makineler bu birleşme ile esnek ve hızlı değişen gereksinimlerine uyacak şekilde adapte edilebileceklerdir. Pilz merkez binasındaki Stuttgart yapılanmasına ek- lenen SmartFactory KL araştırma binası ile Endüstri 4.0 teknolojisine en uygun ürünler gerçekçi bir yaklaşımla test edilmektedir. Bu kapsamda, otomasyon sistemlerinin emniyet ve standart fonksiyonlarının tek bir yapı üzerinden PSS4000 ve gerçek zamanlı Ethernet SafetyNET p için geliştirdiğimiz çalışmalar titizlikle devam etmektedir. Aynı zamanda, Nisan ayında düzenlenen Hannover Messe 2015 fuarında Pilz, Endüstri 4.0 alanındaki yeniliklerinden bahsetmiş ve müşterilerinden tam not almıştır. E&O: Okuyucularımıza işçi ve iş güvenliğine dair önermek istedikleriniz var mı? Halil Başaran: Türkiye’de bu konuda her ne kadar gecikmiş olunsa da ciddi bir algı oluşmaya başlamıştır. Gerek çıkartılan veya güncellenen yasalar, gerekse yaşanılan büyük/küçük iş kazalarının ardından toplumsal olarak verdiğimiz tepkiler bu algının olgunlaşmasına katkı sağlamıştır. Yaptığım fabrika ziyaretlerinde müşterilerimize verdiğim ve bana göre en kıymetli tavsiye, makinelerinin risklerini en kısa sürede tespit etmeleri ya da ettirmeleridir. Nitekim, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa’sı madde 4.c’de İşveren ile Çalışanların Görev, Yetki ve Yükümlülükler başlığı altında “Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.” ibaresi bulunmaktadır. Risklerin tespiti farkındalığı arttırdığından, mevcut durum bilinmekte ve risklerin seviyesine göre en ciddi riskin bir an önce bertaraf edilemez ise iş kazası meydana getirebileceği öngörülebilmektedir. Böyle bir farkındalık ile erişilen kazanım bana göre paha biçilemezdir. E&O: Eklemek istedikleriniz var mı? Halil Başaran: Gayet keyifli bir sohbetti, teşekkür ederim. Mutlu ve huzurlu bir yaşam için, hayatını bizler gibi endüstriyel ortamlarda kazanan herkesin, çevresinde bulunan makinelere karşı daha dikkatli olmasını diliyorum. Türkiye artık daha duyarlı ve daha bilinçli. Bu konuda ben Türk insanına güveniyorum. Üretim kaygısının insanla kıyaslanmayacağı ve her yere yapıştırdığımız “Önce İş Güvenliği” pankartlarının gerçekten önceliğin İş Güvenliği olması hasebiyle oralara konulacağına inanıyorum, ümit ediyorum. E&O: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz… ENDÜSTRİ OTOMASYON 63 64 ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Madencilik MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VAR! Madencilik Sektörü ile ilgili en sıcak haberlerden biri, Nisan 2015 tarihli. Maden Mühendisleri Odası’nın sitesinde yer alan “Türkiye 24. Uluslararası Madencilik Kongresi Sona Erdi” başlıklı habere göre, TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından Antalya`da düzenlenen ve 14 Nisan 2015 tarihinde başlayan Türkiye 24. Uluslararası Madencilik Kongresi 17 Nisan 2015 tarihinde sona ermiş. 43 ülkeden 1000`i aşkın yerli ve yabancı delegenin katıldığı kongrede toplam 328 bildiri sunulmuş. Ayrıca kongre süresince 69 firmanın katıldığı ve sektörde yaşanan teknolojik gelişmelerin yer aldığı sergi de düzenlenmiş. Haberde TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel’in açılış konuşmasına da yer verilmiş. Şöyle diyor Ayhan Yüksel: 66 “Yüzlerce ve binlerce km. uzaklıktan gelerek bizlere destek veren, yaptıkları bilimsel çalışmalar ile dünya ve ülkemiz madenciliğine ışık tutacak olan saygıdeğer Konuklar, değerli bilim insanları, sevgili meslektaşlarım ve basınımızın güzide temsilcileri; Uzak Asya’dan gelip Akdeniz`e doğru bir kısrak başı gibi uzanan, Mezopotamya!dan Trakya`ya kültürlerin ve uygarlıkların beşiği ülkemize, buram buram tarih kokan her santimetre karesinde doğal güzellikleri barındıran turizmin başkenti Antalya`ya hoş geldiniz… Özal ile başlayan neo liberal politikaların sorunları Derviş uygulamaları ile çözülmüş ve AKP uygulamaları ile de tamamlanmıştır. Uygulanan neo liberal politikalar sonucu özelleştirmeler tamamlanmış, taşeronlaşma ile emek ‘mesleğimiz de dâhil olmak üzere’ değersizleştirilmiş, esnekleşme ENDÜSTRİ OTOMASYON ve kuralsızlaşma düzenlemeleri ile devam eden süreç denetimsizleştirme ile zirveye ulaşmıştır. Bu uygulamalardan toplumun tüm katmanları ve sektörleri ile birlikte madencilik sektörü de etkilenmiş daralmaya ve durgunlaşmaya başlayan sektörümüz 2012 Haziran Genelgesi ile adeta gerileme dönemine girmiştir. Büyümenin yüzde 3’lerin altına indiği 2014 yılı sektörümüz açısından küçülme ile sonuçlanmakla kalmamış olup mesleğimiz, meslektaşlarımız ve birlikte ürettiğimiz maden emekçileri için acılarla dolu bir yıl olmuştur. • 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma`da ruhsatı kamuya ait olan ve taşeron aracılığı ile işletilen bir yer altı kömür ocağında oluşan yangın sonucu meydana gelen faciada 5’i maden mühendisi meslektaşımız olmak üzere toplam 301 maden emekçisi, DOSYA / Madencilik • 28 Ekim 2014 tarihinde Ermenek’te özel sektör tarafından rödövans marifetiyle işletilen bir kömür ocağında su baskını şeklinde meydana gelen facia sonucu 18 maden emekçisi yaşamını kaybetmiştir. Her iki faciada da TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak olaya müdahil olunmuş demokratik mesleki bir kitle örgütü olmanın vermiş olduğu sorumluluk ile gerçeklerin üzerinin örtülmesi engellenmiş ve örgütümüz tarafından yapılan çalışmalar, hazırlanan raporlar ile kamuoyu aydınlatılmıştır. Ancak bu çalışmaların ön rapor aşamasından çıkarılarak tamamlanması için başta savcılık olmak üzere yetkili ve sorumlu kurum ve kuruluşlardan istenen gerekli izinler ile 26 başlık altında toplanmış olan bilgi ve belge Odamıza verilmeyerek çalışmalarımızın geliştirilmesi adeta engellenmiştir. TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan raporda da belirtildiği ve toplumun tüm kesimlerinden de kabul gördüğü üzere kazanın asli ve sistemsel nedenleri neo liberal politikaların sonucu olan taşeronlaştırma, üretim zorlaması, mevzuattan kaynaklanan esnekleşme ve kuralsızlaşma ile denetimsizleştirmedir. Yani o ocaklara taşeronu, rödevansçıyı sokanlardır. Yani mevzuat ile esnek ve kuralsız çalışma ilişkilerini düzenleyen mevzuatı yaparak üretim zorlamasını sağlayanlardır. Maden mühendisliği bilim ve tekniğini hiçe sayarak ülkemizde 18. yüzyıl madenciliğinin yapılmasına izin verenlerdir. Ancak kazadan sonra da ilgili savcı tarafından yapılan açıklamadan da hatırlanacağı üzere olayın sorumluluğu öncelikli olarak faciada yaşamını kaybeden meslektaşlarımıza yüklenmek istenmiş olup toplumda oluşan infial sonrasında da sorumluluk ölen yerine ölemeyen maden mühendislerine yüklenmek istenmektedir. Kazanın hemen akabinde 21-23 Mayıs 2014 tarihlerinde Zonguldak`ta düzenlenen Uluslararası Kömür Kongresi’nde de belirttiğimiz üzere ölen ya da ölemeyen maden mühendislerinin haklarını korumak onlara sahip çıkmak namus borcumuzdur, vefa borcumuzdur dedik ve söz verdik. Saygıdeğer konuklar; Dün 13 Nisan 2014 Soma Davasının ilk günüydü ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Merkezi ve Şubeleri ile birlikte sözümüzü tutmak üzere Akhisar Adliyesi’nde idik. Üst Birliğimizle birlikte gerçek sorumluların açığa çıkarılması için elimizden geleni yapacağımızı, ölen ve arkadaşlarını öldürmekle suçlanan üyelerimizin haklarını koruyacağımızı, davanın takipçisi olacağımızı kamuoyu ile bir kez daha paylaştık. Bu davanın sonu nereye varırsa varsın, TMMOB Maden Mühendisleri olarak gereğini yapmaktan çekinmeyeceğiz. Odamızın geçmişi sözümüzün teminatıdır. Ülkemiz madenciliğinin mühendislik bilim ve tekniğinin ışığında gelişmesi için ‘Soma Milad’ olmalı diyerek ve bunun içinde ayrıntıları Odamızın ürettiği raporlarda belirtildiği üzere ‘üniversiteler, sendikalar, meslek odaları, sektör temsilcileri ve ilgili bakanlıklar bir araya gelerek başta kurumsal alt yapı sorunlarından başlayarak gerekli çalışmalar yapılmalı ve tüm tarafların eşit temsil edildiği Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurumu kurulmalıdır’ önerisinde bulunduk. Odamızın bu önerisine karşın ne yapıldı? TBMM`de ve Başbakanlık`ta iki adet Araştırma Komisyonu kuruldu. TBMM Komisyonu raporunu tamamladı ve kamuoyu ile paylaştı. Başbakanlık komisyonu ise çalışmalarına hala devam etmektedir. Odamız her iki komisyona da gerekli bilgilendirmelerde bulunmuştur. Ancak Maden ENDÜSTRİ OTOMASYON Kanunu ve İş Güvenliği Yasası değişiklikleri yapıldığı sırada ne odamızın nede TBMM ve Başbakanlık komisyonlarının çalışmalarına kulak verilmemiştir. 6331 sayılı kanununda yapılması gerekli değişiklikler bir torbanın içerisine atıldı ve sadece 8 adet madde de değişiklik yapıldı. Ancak sonuç koca bir hiç. Buna karşın Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler incelendiğinde ise karşımıza devletin bir itirafı çıktı. Soma bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda belirtildiği üzere maden mühendisliği biliminin gerektirdiği fakat mevzuatta olmayan hükümler yapılan değişikler ile yürürlüğe girdi. Bu düzenlemeler devletin adeta bir itirafıdır. Soma faciası üzerine gelen Maden Kanunu değişikliğinde de iş güvenliği mevzuatından farklı bir husus bulunmamakta olup aynı mantıkla bilirkişi raporlarındaki kusurları adeta kabullenircesine MİGEM`in iş güvenliği alanındaki sorumluluğu ve denetimi kaldırılmıştır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı; Maden Kanunu ile getirilen yenilikler içinde Teknik Nezaretçiliğin kaldırılarak her maden işletmesine en az bir Daimi Nezaretçi atanacağını kamuoyu ile paylaşmıştır. Bununla birlikte TBMM Enerji, Sanayi, Ticaret, Bilim ve Teknoloji Komisyon Başkanı ise maden mühendislerine adeta müjde verircesine “her işletmeye daimi bir maden mühendisi atanacak umarım maden mühendisi ithal etmek zorunda kalmayız” açıklamasında bulunmuştur. Maden Mühendisleri Odası olarak Sayın Bakanı ve Komisyon Başkanımızı sözlerinin arkasında durmaya davet ediyoruz. Umarız verilen sözler 3 dönem uygulamasına kurban gitmez. Başbakanlık Genelgesi ile adeta gerileme devrine giren sektörün talepleri üzerine genelgenin kaldırılabileceği umuduyla yapılan değişiklikler de genelgenin kalkmasını sağlayamamış 67 DOSYA / Madencilik selten bilim kurulu üyelerimize, bildiri ve sunum hazırlayan bilim insanlarına, yönetimleriyle katkı koyan oturum başkanlarımıza, Kongremize desteklerini esirgemeyen tüm kurum ve kuruluşları ile değerli yöneticilerine teşekkür eder saygılar sunarız.” olup sektörün bu anlamda ödemeyi kabul ettiği bedeller amiyane tabiriyle yanına kar kalmıştır. Ancak getirilen bu yeni yaptırımlar büyük ölçekli firmalar tarafından kabul edilebilir nitelikte olsa da küçük ve orta ölçekli firmaların sorunlarının artmasına ve sektörde tıkanmalara neden olacaktır. Saygıdeğer Konuklar, Katılımcılar; Değerli Madenler, milyonlarca yılda oluşan ve tüketildiğinde yenilemeyen kaynaklar olup oluşumunda hiçbir kişinin ya da sınıfın emeği yoktur. Bu nedenle çok iyi planlanarak bir gramının dahi kaybedilmeden insanlığın ortak değerleri, toplumun refahı ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçları doğrultusunda üretilmelidir. Madencilikte en önemli politikamız, ülkemizi hammadde üretip satan bir ülke olmaktan çıkarıp, katma değeri yüksek nihai ürünlerde söz sahibi bir ülke konumuna getirmek olmalıdır. Ancak bu durumda istihdam artırılıp katma değer yaratılabilir. Bu hedefe ulaşmanın yolu, ulusal bir madencilik politikasının oluşturulması, bu doğrultuda bir mevzuat hazırlanması ve uygulanmasından geçmektedir. Bugün yürürlükte olan Maden Kanunu ve yönetmelikleri bu amaca uygun olacak şekilde düzenlenmelidir. Özellikle; madenlerimizin hammadde olarak ihracatına olanak sağlaması ve madenlerin aranması, 68 bulunması, görünür rezerv haline getirilmesi aşamasında maden mühendislerinin yok sayılması başta olmak üzere kamu yararı içermeyen maddelerin kabul edilmesi mümkün değildir. Geçmişte yapılmış olan bu yanlışlığın düzeltilmesi ve madenlerimizin bilim ve tekniğin ışığında üretilmesi, her türlü talana karşı korunması hepimiz için öncelikle bir yurtseverlik görevidir. Saygıdeğer Delegeler; Konuklar, Değerli Odamız tarafından 1969 yılından itibaren her iki yılda bir düzenli olarak yapılmakta olan kongremizi 24 kez yapmanın gururunu ve onurunu yaşamaktayız. 24. Kongremize 42 ülkeden olmak üzere binin üzerinde bilim insanı, bürokrat, sektör temsilcisi ve maden mühendisi katılmaktadır. Kongremiz kapsamında 59 oturumda 328 adet bildiri sunulacaktır. Kongremiz kapsamında sunularak tartışmaya açılacak olan bildirilerin dünya ve ülkemiz madenciliği ile insanlığa fayda sağlaması dileklerimi sunar; TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu olarak başta 1954 yılından itibaren Odamızı ve 1969 yılından itibaren Kongremizi bu günlere taşıyarak bizlere bu onuru ve gururu yaşatan yönetim kurulu üyelerimiz, denetleme kurulu üyelerimiz, onur kurulu üyelerimiz ve birlik yöneticilerimiz olmak üzere Kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen yürütme kurulu üyelerimize, etkinliğin bilimsel niteliğini yük- ENDÜSTRİ OTOMASYON Buraya bir not eklemekte fayda var: “İşte Kobi” sitesinde yer alan, Dünya Gazetesi kaynaklı “Madencilik Sektörüne Bakış” verilerinde “Haziran, 2012’ye kadar maden ocağı ruhsatları Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MİGEM) alınıyordu. Ancak 16 Haziran 2012’de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile madencilikte yeni ocak izinleri Başbakanlık’ın iznine bağlandı. Bu değişiklik nedeniyle madenciler hem yeni ruhsat almada, hem de süresi dolan ruhsatlara ilişkin süre uzatımlarında sorun yaşadı. Sektörün önde gelen isimlerinin verdikleri bilgilere göre; son iki yılda Başbakanlık’ta izin bekleyen maden ruhsatı sayısı 12 bine ulaştı. Yeni ruhsat başvurularına ilişkin Başbakanlık’ta yapılan incelemelerin çok uzun süre alması, sektörde tıkanmaya yol açtı. Önceki yıllarda 10 bin dolayında seyreden yıllık ruhsat sayısı 201 yılında bin 407’ye indi, 2013’te ise sadece 84 ruhsat düzenlendi. 2014 yılına girildiğinde ise maden yatırımcılarını sevindiren haber geldi. Maden ve mermer ocaklarının orman izinlerinin alınamaması nedeniyle sıkıntı yaşayan madencilik sektöründe ruhsat krizi çözüldü. Sektör, Başbakanlık’ın 2014 yılı Şubat ayında 51 bin dosyayı ilgili bakanlıklara göndermesiyle rahat bir nefes aldı.” deniliyor. Evet, İşte Kobi’nin özellikle son paragrafı ile TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel’in değerlendirmesi çelişiyor tabii ki. Karar sizin! DOSYA / Madencilik MADENCİLİK SEKTÖRÜ İNİŞTE! Bu başlığı atmamızın nedeni, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin sitesinde yer alan “Maden Sektör Görünümü” raporunun ilk cümlesi. Rapor, şöyle başlıyor: “2014 yılında 157,6 milyar USD olarak gerçekleşen ülkemiz toplam ihracatından %2,9 pay alan madencilik sektörü ihracatı, bir önceki yıla göre %7,7 azalışla 4,6 milyar USD olarak gerçekleşmiştir.” Raporun devamına bakalım: “2014 yılında en fazla ihraç edilen maden ürün grupları arasında Doğal Taşlar 7,3 milyon ton ve 2,12 milyar dolarla ilk sırada yer alırken, bu ürün grubunu, 4,5 milyon ton ve 1,39 milyar dolar ile Metalik Cevherler, 9 milyon ton ve 850 milyon dolarla Endüstriyel Mineraller, 143 bin ton ve 264 milyon dolarla Ferro Alyajlar ile diğer ürünlerin ihracatı takip etmektedir. Bu dönemde, ham, kabaca yontulmuş veya blok mermer-traverten 4,92 milyon ton ve 977,8 milyon dolarla 2014 yılında toplam maden ihracatımız içinde en fazla ihraç edilen ürün olurken, işlenmiş mermer 1,54 milyon ton ve 799,3 milyon dolarla ikinci, Bakır Cevherleri 342,3 bin ton ve 370 milyon dolarla üçüncü, Krom Cevherleri 1,41 70 milyon ton ve 342,2 milyon dolarla dördüncü, İşlenmiş Traverten 522 bin ton ve 273,9 milyon dolarla beşinci ve Tabi Boratlar ve Konsantreleri 841 bin ton ve 266,4 milyon dolarla altıncı sırada yer almıştır. ÇHC’yi sırasıyla, 428 milyon dolarla ABD (%10,9 artış), 142 milyon dolarla Belçika (%14,06 artış) , 133 milyon dolarla İtalya (%9,08 artış) ve 130 milyon dolarla Irak (%4,44 azalış) takip etmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Tayvan, Güney Kore gibi ülkelerin yer aldığı Diğer Asya ülkeleri 2,17 milyar dolarla 2014 yılında maden ihracatımızın en fazla yapıldığı ülke grupları arasında ilk sırada yer alırken, bu ülkelere yönelik ihracatımızda 2013 yılının eş dönemine göre değerde %20,81 oranında bir azalış kaydedilmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri 985 milyon dolarla ikinci (%10,64 artış), Kuzey Amerika ülkeleri 485 milyon dolarla üçüncü (%9,9 artış), Yakın Orta Doğu Asya 458 milyon dolarla (%7,3 artış) dördüncü, Diğer Avrupa ülkeleri 268 milyon dolarla (%2,7 azalış) beşinci sırada yer almışlardır. 2014 yılında sektör ihracatının gerçekleştirildiği önemli ülkeler arasında, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) 1,81 milyar dolarla ilk sırada yer alırken, bu ülkeye olan ihracatımızda bir önceki yılın aynı dönemine oranla %26,53 oranında azalış kaydedilmiştir. ÜRÜN BAZINDA İNCELEME ENDÜSTRİ OTOMASYON DOĞAL TAŞ: Sektör ihracatı içerisinde 2014 yılında %45,9 ile en büyük payı alan Mermer-traverten ham, kabaca yontulmuş veya blok ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %13,48, değerde de %12,9 oranında azalış göstererek, 4,9 milyon ton karşılığı 977,8 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Mermer-traverten ham, kabaca yontulmuş veya blok ihracatının en fazla yapıldığı ülkeler arasında ÇHC 826 milyon dolarla (%15,58 azalış) ilk sırada yer almış, bu ülkeyi 51 milyon dolarla Hindistan (%20,8 artış) ve 19,6 milyon dolarla Tayvan (%1,96 azalış ) takip etmiştir. Söz konusu dönemde, %37,5’lik payı ile sektör ihracatı içerisinde ikinci büyük grubu ile İşlenmiş Mermer ihracatı ise miktarda %2,28 azalış ve değerde %5,03 artış göstererek 1,53 milyon ton karşılığı 799,2 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu ürün grubunda ihracat sıralamasında ABD DOSYA / Madencilik birinci (196 milyon dolar, %16,58 artış), Suudi Arabistan ikinci (101 milyon dolar, %13,54 artış) ve Irak üçüncü (93 milyon dolar, %12,06 azalış) olarak yer almaktadır. İşlenmiş Traverten ihracatımız 2014 yılında, 522 bin ton karşılığı 273 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu ürün ihracatında bir önceki yıl aynı dönemine göre, miktarda %5,69 ve değerde %4,88 oranında artış kaydedilmiştir. 117,3 milyon dolarla bu ürün grubunun en önemli pazarı durumundaki Amerika Birleşik Devletleri’nin ithalatı, miktarda %0,54 artarken değerde %2,97 oranında azalmıştır. Söz konusu ülkeyi 31,6 milyon dolarla Fransa ve 17,4 milyon dolarla Avustralya takip etmektedir. 2014 yılında ihracatı yapılan diğer önemli doğal taş ürün grupları “Tabi Taşlardan Karo, Ranül, Parça ve Tozları, İnşaata Elverişli Diğer İşlenmiş Taşlar ile Ham Kabaca Yontulmuş veya Blok Granit” olmuştur. BAKIR CEVHERİ: Bakır Cevheri ihracatımız, 2014 yılında bin önceki yıla oranla miktarda %20,19 değerde ise %27,24 oranında azalarak , 342 bin ton karşılığı 370 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bakır Cevheri ihracatımızda ÇHC 219 milyon dolarla (%45,2 azalış) ilk sırada yer alırken, bu ülkenin ardından 64,8 milyon dolarla Bulgaristan (%21,17 azalış) ve 22,4 milyon dolarla Filipinler gelmektedir. KROM CEVHERİ: 2014 yılında Krom Cevheri ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %30,28, değerde ise %24,01 oranında düşüş ile 1,4 milyon ton karşılığı, 342 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Krom Cevheri ihracatımızda en büyük paya sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’ne yapılan ihracatımız miktarda %41,6 değerde de %35,32 oranında azalarak 1.09 milyon ton karşılığı 271,2 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Krom cevheri ihracatımızda diğer önemli ülkeler sırasıyla İsveç, Belçika ve Umman’dır. ÇİNKO CEVHERİ: 2014 yılında Çinko Cevheri ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %7,76 ve değerde %16,90 oranında artışla, 420 bin ton karşılığı 236,4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Çinko Cevheri ihracatımızda Belçika 104 milyon dolarla (%15,34 artış) ilk sırada yer alırken, bu ülkenin ardından 30,6 milyon dolarla (%34,4 azalış) ÇHC ve 23,8 milyon dolarla (%126,5 artış) İspanya gelmektedir. TABİİ BORATLAR ve KONSANTRELERİ: Tabii Boratlar ve Konsantreleri ihracatımız, 2014 yılında bir önceki yıla oranla miktarda %14,58 değerde de %14,79 oranında artarak 841 bin ton karşılığı 266,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. ihracatı yapılmıştır. FERROKROM: Ferrokrom ihracatımız 2014 yılında, bir önceki yıla göre miktarda %1,9 oranında azalış ve değerde %12,08 oranında artışla 102 bin ton karşılığı 151,6 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Hollanda 49,4 milyon dolar (%41 artış), A.B.D. 35,4 milyon dolar (%8,9 artış), İtalya 13,4 milyon dolar (%40 artış) ile ferrokrom ihracatımızın yapıldığı önde gelen ülkeler olurken Belçika, İsveç ve Japonya diğer önemli pazarlarımız olmuştur. MANYEZİT: Manyezit ihracatımız, Çin Halk Cumhuriyeti, 118 milyon dolarla (%8,48 artış) ilk sırada, Amerika Birleşik Devletleri 41 milyon dolarla ikinci (%32,3 artış), Tayvan 18,7 milyon dolarla (%3,38 artış) üçüncü sırada yer almışlardır. 2014 yılında miktarda %1,01 artış değerde ise %2,32 oranında azalış kaydederek, 303 bin ton karşılığı 101 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Sektörün en önemli pazarı durumundaki Avusturya’ya 44,5 milyon dolar (%16,2 azalış), Almanya’ya 11,5 milyon dolar (%9,6 artış) ve İrlanda’ya 7,5 milyon dolar (%22,4 artış) ihracat gerçekleşmiştir. KURŞUN CEVHERLERİ: Kurşun Cevheri ihracatımız, 2014 yılında bir önceki yıla göre miktarda %18,85 değerde ise %28,45 oranında azalış kaydederek, 103 bin ton karşılığı 142,9 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Sektörün en önemli pazarı durumundaki ÇHC’ye 97 milyon dolar (%35,34 azalış),Hindistan’a 20 milyon dolar (%189 artış) ve Almanya’ya 12 milyon dolar (%51 artış) ihracat gerçekleşmiştir. ALÇI TAŞI, ALÇILAR: 2014 yılında Alçı Taşı ihracatımız, bir önceki yıla göre miktarda %7,23, değerde ise %11,90 oranında azalışla, 847 bin ton karşılığı 71,2 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Rusya Federasyonu 20,5 milyon dolar (%20,72 azalış), Nijerya 9 milyon dolar (%24 artış), Mersin Serbest Bölge 8,5 milyon dolar (%21,5 azalış) alçı taşı ihracatımızın yapıldığı önde gelen ülke ve bölgeler olmuştur. FELDSPAT: Feldspat ihracatımız, KUVARS, KUVARZİT: 2014 yılında 2014 yılında 4,6 milyon ton karşılığı 156,7 milyon dolar seviyesinde gerçekleşerek, bir önceki yıla göre miktarda %12,69 değerde de %9,47 oranında artış göstermiştir. İtalya, değerde %0,26 artış ve 57,9 milyon dolar ile 2014 yılında Feldspat ihracatı gerçekleştirdiğimiz en önemli ülke olurken, İspanya’ya 26,9 milyon dolar (%15,3 artış), Rusya Federasyonu’na 14,7 milyon dolar (%4,45 artış) değerinde feldspat kuvars kuvarzit ihracatımız, bir önceki yıla göre miktarda %18,06 değerde de %20,24 oranında artışla, 465 bin ton karşılığı 62,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. ENDÜSTRİ OTOMASYON İsrail 21,2 milyon dolar (%25,9 artış), İspanya 9,7 milyon dolar (%0,7 azalış), Vietnam. 6,7 milyon dolar (%173 artış) ile kuvars kuvarzit ihracatımızın yapıldığı önde gelen ülkeler olmuştur. 71 DOSYA / Madencilik BAKANLIĞA GÖRE MADENCİLİK SEKTÖRÜ! Anlaşılan o ki, Ekonomi Bakanlığı, Madencilik Sektörü’nün yukarıdaki verileriyle pek ilgilenmiyor! Çünkü Ekonomi Bakanlığı’nın 2014 tarihli “Madencilik Sektörü” raporu bilgileri şöyle: “Türkiye madencilik sektörü, 2002 ve 2008 yılları arasında 4 milyar TL’den 15,1 milyar TL’ye yükselen cirosu, 1.388 adetten 2.422 adede yükselen girişim sayısı, 2010 yılı itibarı ile 114.000 bin kişilik istihdam kapasitesi ve toplam 30.795 adet ruhsat ile ülkemizin sanayi üretiminde önemli sektörlerinden biri konumuna gelmiştir. Madencilik sektörü gayri safi yurt içi hasıla miktarı 2000 yılında 1,6 milyar TL iken bu rakam 2010 yılında 15,7 milyar TL’ye ulaşmış, sektörün aynı dönemdeki toplam gayri safi yurt içi hasıla içindeki payı ise %1’den %1,4’e çıkmıştır. 72 Dünyada 132 ülke arasında toplam maden üretim değeri itibarıyla 28‘inci sırada yer alan ülkemiz, maden çeşitliliği açısından ise 10‘uncu sırada bulunmaktadır. Başta endüstriyel ham maddeler olmak üzere, bazı metalik madenler, linyit ve jeotermal kaynaklar gibi enerji ham maddeleri açısından ülkemiz zengindir. Ancak birkaç maden dışında dünya ölçeğindeki rezervlerimiz kısıtlıdır. Dünyada üretimi ve ticareti yapılan 90 çeşit maden ve mineralden sadece 13‘ünün ekonomik ölçekteki varlığı henüz saptanamamıştır. Ülkemiz 50 çeşit madende kısmen yeterli kaynaklara sahipken, 27 maden ve mineralin günümüzde bilinen rezervleri ve kaliteleri ekonomik madencilik için yetersizdir. Ülkemizin, maden kaynakları ve çeşitliliği bakımından kendi kendine ENDÜSTRİ OTOMASYON kısmen yeterli olan ülkeler arasında yer aldığı söylenebilir. Dünya endüstriyel ham madde rezervlerinin %2,5’i; kömür rezervlerinin %1’i; jeotermal potansiyelinin % 0,8’i, mermer rezervlerinin %33’ü ve metalik maden rezervlerinin % 0,4’ü ülkemizde bulunmaktadır. Ülkemizin zengin olduğu madenler arasında ilk sırayı dünya rezervlerinin % 72‘sini oluşturan bor mineralleri almaktadır. Maden rezervlerinde önemli payları olduğu gibi dünya maden üretiminde de rol oynayan ülkelerin başında ABD, Çin, Güney Afrika, Kanada, Avustralya ve Rusya gelmektedir. Dünya madencilik sektöründe yer alan ilk 40 şirket toplam gelirlerinin bir önceki yıla göre %34 artarak 2010 yılında 435 milyar ABD dolarına ulaşması, yaşanan ekonomik durgunluğa rağmen DOSYA / Madencilik küresel anlamda sektörde yaşanan gelişmenin anlaşılmasında önemli bir göstergedir. Mermer ve doğal taş, Türkiye toplam madencilik ihracatının yaklaşık % 50’sini oluşturarak en büyük paya sahip olmaktadır. 2010 yılında Türkiye’nin madencilik sektör ihracatı mermer ve doğaltaş hariç olmak üzere, 2,008 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 2011 yılında ise bu rakam, küresel ekonomik kriz ve imalat sanayisindeki yavaşlamadan dolayı ancak 2,095 milyar ABD dolarına ulaşabilmiştir. Bakır ve krom ihracatının önemli bir kısmını oluşturmakta, bu madenleri feldspat ve bor izlemektedir. Çin, Türkiye madencilik ürünlerinin en önemli ithalatçısıdır: 2011 yılında madencilik sektörü toplam ihracatının %40’ı Çin’e yapılmıştır. Çin’i, %4,6 ile İtalya ve %4,5 ile Belçika izlemektedir. Sektörün toplam ihracatımızdaki oranı 2010 da %1,76 iken 2011 de bu oran %1,55 olarak gerçekleşmiştir. Sektörün ihracat rakamları toplam ihracat içersinde görece düşük bir orana sahip olsa da ülke içersinde yarattığı yoğun istihdam ve diğer sektörler ile yakın üretim ilişkisi nedeni ile madencilik sektörü ülkemizin önemli sektörlerinden biri olma özelliğini korumaktadır. TÜRKİYE MADENCİLİK SEKTÖRÜ Ülkemizin karmaşık jeolojik ve tektonik yapısı çok çeşitli maden yataklarının bulunmasına olanak sağlamıştır. Günümüzde dünyada yaklaşık 90 çeşit madenin üretimi yapılmaktayken ülkemizde 60 civarında maden türünde üretim yapılmaktadır. Başta endüstriyel ham maddeler olmak üzere, bazı metalik madenler, linyit ve jeotermal kaynaklar gibi enerji ham maddeleri açısından ülkemiz zengindir. Ancak birkaç maden dışında dünya ölçeğindeki rezervlerimiz kısıtlıdır. Dünyada üretimi ve ticareti yapılan 90 çeşit maden ve mineralden sadece 13‘ünün ekonomik ölçekteki varlığı henüz saptanamamıştır. Ülkemiz 50 çeşit madende kısmen yeterli kaynaklara sahipken, 27 maden ve mineralin günümüzde bilinen rezervleri ve kaliteleri ekonomik madencilik için yetersizdir. Ülkemizin, maden kaynakları ve çeşitliliği bakımından kendi kendine kısmen yeterli olan ülkeler arasında yer aldığı söylenebilir. Ülkemizin zengin olduğu madenler arasında ilk sırayı dünya rezervlerinin % 72‘sini oluşturan bor mineralleri almaktadır. Bor dışında trona (doğal soda), kaya tuzu, sodyum sülfat, perlit, ponza, feldspat, bentonit, barit, manyezit, alçı taşı, stronsiyum tuzları, zeolit, sepiyolit, mermer ve doğal taşlar, kuvars, kuvarsit, zımpara taşı gibi endüstriyel hammaddeler ile boksit ve krom gibi metalik madenler ve linyit gibi enerji ham maddeleri ülkemizin zengin kaynaklara sahip olduğu başlıca madenlerdir. Sektöre ilişkin düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin yıllar itibarı ile dağılımına baktığımızda 2010 yılında gerek adet gerek ise sabit yatırım olarak önemli bir artışın yaşandığı ancak bu artışın 2011 yılında devam etmediği görülmektedir. Yatırım teşvik belgeleri ile sağlanan istihdam açısından da madencilik sektörü diğer sektörlerin gerisinde yer almıştır. Madencilik Sektörü İhracat ve İthalatı: 2011 yılı rakamları ile ülkemizde üretilip ihraç edilen madencilik ürünlerine ikili GTİP bazında baktığımızda toplam ihracatın %59,9’nın metal cevherleri, cüruf ve kül, %33,4’nün tuz, kükürt, toprak ve taşlar, alçılar ve çimento, demir cevheri, %6,3’nin demir ve çelik geri kalan %0,4’nin ise mineral yakıtlar, mineral yağlar ve müstahsalları, mumlar ile çeşitli eşyadan oluştuğu görülmektedir. Mermer ve doğaltaş hariç madencilik sektör ihracatına konu ENDÜSTRİ OTOMASYON başlıca ürünler ise krom, bakır, bor, çinko, feldspat, manyezit, kurşun ve demir cevheri olup, sektör ihracatının toplam ihracatımız içindeki oranı 2010 yılında %1,76 iken 2011 yılında bu oran %1,56 olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılı rakamları ile ülkemize ithal edilen madencilik ürünlerine ikili GTİP bazında baktığımızda ise toplam ithalatın %63,3’nin mineral yakıtlar, mineral yağlar ve müstahsalları, mumlar, %19,5’nin metal cevherleri, cüruf ve kül, %10,6’nin demir ve çelik, %6,3’nin tuz, kükürt, toprak ve taşlar, alçılar ve çimento geri kalan %0,1’inin ise çeşitli eşyadan oluştuğu görülmektedir. Madencilik sektör ithalatına konu başlıca ürünler taşkömürü, demir cevheri, ferro alyajlar, alüminyum, kil ve manyezit olup, sektör ithalatının toplam ithalatımız içindeki oranı 2010 yılında %2,81 iken 2011 yılında bu oran %2,69 olarak gerçekleşmiştir. 2007 yılında sektörel bazda ihracatın ithalatı karşılama oranı %34 olarak gerçekleşmiş, 2009 yılında küresel pazarların tamamında yaşanan durgunluğa paralel ihracatta yaşanan düşüş sonrası bu oranın %25’e kadar gerilediği ancak yıllar itibarı ile genelde %30’un üzerinde gerçekleştiği görülmektedir. Ülkemiz madencilik sektöründe başlıca ihracata konu ilk on beş ürün, sektörün genel toplamı içerisinde %94 gibi yüksek bir orana sahiptir. Sektör tarafından gerçekleştirilen ihracatın ülkelere göre dağılımı incelendiğinde, en fazla ihracat yapılan ilk on ülkenin toplam ihracatın yaklaşık %70’ni oluşturduğu görülmektedir. Bununla beraber, Çin’e yapılan ihracat toplam ihracatın %40’nı oluştururken ikinci sırada yer 73 DOSYA / Madencilik alan İtalya’nın toplam ihracat içersindeki payı ise sadece %4,5 civarında kalmaktadır. Bu rakamlar madencilik sektöründe, Çin’in pazar olarak etkin durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Çin’e ihracatın %45’ni Krom, %23’nü Bakır, %11’ni Tabii Boratlar, %9’nu Kurşun, %5’ni Çinko,%3’nü Her Nevi Kükürt, %2’ni Demir, %1’ni Manganez ve %1’ni diğerleri oluşturmaktadır. Tuz, Kükürt, Toprak ve Taşlar, Alçılar ve Çimento İhracatı: İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen toplam ihracat, bir önceki yıla oran ile %19’luk artış ile 700.254.905 ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İhracat miktarı en fazla olan ilk beş ürünün ihracat miktarı, bu GTİP altında gerçekleştirilen toplam ihracatın %77’ni oluşturmaktadır. İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen ihracatın ülkelere göre dağılımında ilk on ülke ihracat miktarı, toplam ihracatın %60’nı oluşturmaktadır. Bu ülkelere gerçekleştirilen ihracat miktarında bir önceki yıla oranla %21 artış gerçekleşmiştir. Bu GTİP altında yer alan ürünlerin ihraç edildiği başlıca ülkeler Çin, İtalya, Avusturya, İspanya, Rusya Federasyonu, ABD, Almanya, Ukrayna, Hollanda ve Tayvan olarak sıralanmaktadır. 2011 yılı içersinde Serbest Bölgelere yapılan ihracat miktarı ise bu GTİP altında yapılan toplam ihracatın %3 civarında gerçekleşmiştir. 2010 rakamları ile bu GTİP altındaki ürünlerin Dünya ticareti incelendiğinde, en büyük ilk üç ihracatçı ülkenin Çin, ABD ve Almanya olduğu, ilk on ihracatçı ülkenin Dünya ihracatının yaklaşık %48’ni gerçekleştirdiği, Türkiye’nin ise bu sıralamada 13 üncü sırada yer aldığı görülmektedir. Metal Cevherleri, Cüruf ve Kül 74 İhracatı: İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen toplam ihracat, bir önceki yıla oran ile %3,2’lik bir düşüş ile 1.254.731.137 ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İhracat miktarı en fazla olan ilk beş ürünün ihracat miktarı, bu GTİP altında gerçekleştirilen toplam ihracatın %92’ni oluşturmaktadır. İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen ihracatın ülkelere göre dağılımında ilk on ülke ihracat miktarı, toplam ihracatın %93’nü oluşturmaktadır. Bu ülkelere gerçekleştirilen ihracat miktarında bir önceki yıla oranla %5,7 düşüş yaşanmıştır. Toplam ihracatın yaklaşık %59’u Çin’e gerçekleştirilirken ikinci sıradaki Belçika ise toplam ihracatın ancak %5’ni oluşturmaktadır. ihracatçı ülkenin Avustralya, Endonezya ve ABD olduğu, ilk on ihracatçı ülkenin Dünya ihracatının yaklaşık %85’ni gerçekleştirdiği görülmektedir. Demir ve Çelik İhracatı: İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen toplam ihracat, bir önceki yıla oran ile %13’lük bir artış ile 131.409.943 ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen ihracatın ülkelere göre dağılımında ilk on ülke ihracat miktarı, toplam ihracatın %74’nü oluşturmaktadır. Bu GTİP altında yer alan ürünlerin ihraç edildiği başlıca ülkeler ABD, Hollanda, Belçika, İtalya, Tayland, Slovenya, Japonya, Kanada, Tayvan ve İspanya olarak sıralanmaktadır. 2010 rakamları ile bu GTİP altındaki ürünlerin Dünya ticareti incelendiğinde, en büyük ilk üç ihracatçı ülkenin Avustralya, Brezilya ve Şili olduğu, ilk on ihracatçı ülkenin Dünya ihracatının yaklaşık %78’ni gerçekleştirdiği görülmektedir. 2010 rakamları ile bu GTİP altındaki ürünlerin Dünya ticareti incelendiğinde, en büyük ilk üç ihracatçı ülkenin G. Afrika, Çin ve Hindistan olduğu, ilk on ihracatçı ülkenin Dünya ihracatının yaklaşık %68’ni gerçekleştirdiği görülmektedir. Mineral Yakıtlar, Mineral Yağlar ve Müstahsalları, Mumlar İhracatı: İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen toplam ihracat, bir önceki yıla oran ile %8’lik bir düşüş ile 6.420.511 ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Çeşitli Eşya İhracatı: İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen toplam ihracat, bir önceki yıla oran ile %5’lik bir düşüş ile 2.840.484 ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen ihracatın ülkelere göre dağılımında ilk on ülke ihracat miktarı, toplam ihracatın %90’nı oluşturmaktadır. Bu GTİP altında yer alan ürünlerin ihraç edildiği başlıca ülkeler Yunanistan, Fas, Irak, K.K.T.C, Suriye, Gürcistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Bulgaristan ve Almanya olarak sıralanmaktadır. 2010 rakamları ile bu GTİP altındaki ürünlerin Dünya ticareti incelendiğinde, en büyük ilk üç ENDÜSTRİ OTOMASYON İlgili GTİP altında 2011 yılında gerçekleştirilen ihracatın ülkelere göre dağılımında ilk on ülke ihracat miktarı, toplam ihracatın %76’sını oluşturmaktadır. Bu GTİP altında yer alan ürünlerin ihraç edildiği başlıca ülkeler İsveç, Türkmenistan ve Irak olarak sıralanmaktadır. 2010 rakamları ile bu GTİP altındaki ürünlerin Dünya ticareti incelendiğinde, en büyük ilk üç ihracatçı ülkenin Çin, Belçika ve Almanya olduğu, ilk on ihracatçı ülkenin Dünya ihracatının yaklaşık %65’ni gerçekleştirdiği görülmektedir. DOSYA / Metalürji TÜRKİYE’DE MADENCİLİK VE METALÜRJİ Metalürji Sektörü ile ilgili çarpıcı değerlendirmeler içeren ve Meteoroloji Yüksek Mühendisi Murat Sezer tarafından yazılan bu yazı, TMMOB Metalürji Mühendisleri Odası’nın yayını olan “Metalürji” dergisinde yayınlanmıştır. Metalürji, metal madenlerinin bir dizi kimyasal ve fiziksel süreçlerden geçirilerek içerdikleri metallerin kullanıma / ekonomiye kazandırılması sanatıdır. Bu nedenle Madencilik ve Metalürji birbirini tamamlayan iki kavramdır. İmalat sanayii ise, metalürji (metaller) ve kimya sanayii ürünleri (kimyasallar, plastikler) ile varlığını sürdüren nihai sektördür. Madencilik faaliyetlerinin ekonomik boyutu, yalnızca üretilen cevherin miktarı ve birim fiyatı ile ele alındığında yanıltıcı sonuçlara varılır. Şöyle bir örnek bu noktanın daha iyi açıklanmasına yarayacaktır. Ülkemizde otomotiv ve beyaz eşya sektörünün, kurulu üretim kapasitesini tam kullandığı varsayımına göre yıllık çelik saç ve demir döküm ihtiyacı 1.000.000 ton düzeyindedir ve bu tür ürüne dönüştürülmüş çeliğin ekonomideki değeri 10-12 milyar USD mertebesindedir, oysa aynı miktardaki demir- çeliğin met- 76 alürji tesislerinden çıkış bedeli 0,5 milyar USD civarındadır. Bir milyon ton çeliğin üretimi için gerekli olan yaklaşık iki milyon ton demir cevherinin toplam bedeli ise sadece 60-70 milyon USD’dır. Görülüyor ki demir cevherinin değeri metalürji ile 7-8 katına, otomobil, beyaz eşya gibi uç-ürünler ile de İSO- 200 katına çıkartabilmektedir. Alüminyum cevheri BAUXIT ‘in maden piyasasında rayiç fiyatı kaliteye bağlı olarak 40-50 USD/t ‘dur. Bir ton metal alüminyumun üretimi için gerekli olan 4,5 - 5 ton Bauxit’in madencilik değeri 200-250 USD, metalin satış fiyatı ise 15002000 USD/t’dur… Metal alüminyumun Titanyum, Magnezyum gibi elementlerle alaşımlandırılıp örneğin uçak gövdesi gibi ürünlere dönüştürülmesi halinde 300-500 kat değerlendiği görülmektedir. Madencilik faaliyetlerinde istihdam yaratıcı olumlu özelliğin karşısında ürünlerin rölatif düşük ENDÜSTRİ OTOMASYON birim fiyatı durmaktadır. Gelişmiş sanayi ülkeleri, ABD dışında, genelde hammadde kaynakları bakımından zengin değildir. Başta Japonya olmak üzere Almanya, İngiltere, Fransa (Bauxit var), İtalya tipik örneklerdir. Gelişmiş ülkelerdeki liderler (Devlet ve özel sektör yöneticileri) kendi yüksek finans kaynaklarından da güç alarak uyguladıkları akılcı politikalar sayesinde hammadde kaynakları ile uzun vadeli güvenceli ilişkiler içindedir. Demir cevherlerinde Brezilya, Hindistan, Orta Afrika ülkeleri, Afganistan; Bauxit’de Gine (Dünya rezervlerinin 2/3’ü!), Avustralya, Jamaika; bakır cevherlerinde Şili, ABD, Kanada, Zaire, Kazakistan, Afganistan; manyezit’te Çin, Kuzey Kore, BDT; kurşun cevherlerinde Avustralya-Okyanusya, ABD, Kanada, Kazakistan; nikel cevherlerinde Küba, Rusya, Kanada, Yeni Kaledonya, Endonezya, Avustralya gibi ülkeler zenginlikleri ile dikkat çekmektedirler. DOSYA / Metalürji Öte yandan Londra Metal Borsası (LME) başta olmak üzere metal borsaları büyük fınans kaynaklarınca kontrol ve manipüle edilmektedir. Metal madenlerinin rezerv ve tenörleri, üretim yöntemleri, optimal üretim ölçekleri, tedrici tüketim artışları v.b. tüm veriler bilinirken ve fiziki olarak kararlı bir konum arz ederken borsalara tabi metallerin fiyatları çok sık değişebilmektedir. Örneğin bakır fiyatları son 10 yıllık dönem içinde 1400 ila 3200 USD/t, nikel fiyatları 5000 ila 9000 USD/t, alüminyum fiyatları 1300 ila 2000 USD/t arasında değişkenlikler göstermiştir. Düşük fiyat dönemlerinde ilgili bazı maden ve metalürji faaliyetlerinin durduğu, fiziki arz yetersizliği ile fiyatların, tesisler tekrar devreye girinceye kadar fırladığı izlenmiştir. Oysa metal kullanıcıları da sanayici olarak uzun dönemli istikrar arayışı içindedirler, ve fakat borsa darbecileri böyle bir istikrara izin vermemektedir. 2) Ülkemizin bilinen maden rezervleri Türkiye maden rezervleri hakkında güncel bilgiler aşağıda özetlenmiştir: 2.1) Metal Madenleri Rezervler kaynaklara göre bazı farklılıklar göstermektedir, görünür, muhtemel, ekonomik rezerv sınıflandırmasına göre de değişik sayısal değerlere rastlanmaktadır. Bununla birlikte verilen değerlerden hangi madenlerde zengin olduğumuz konusunda bir kuşkuya yer yoktur. Hammadde olarak cevherleri mevcut olmasına rağmen element bazında altın, civa, mangan, magnezyum, molibden, nikel, stronsiyum, titanyum, toryum, \volfram, uranyum üretilmemektedir. Metal krom üretimi yoktur, ancak ferrokrom üretimi basarı ile sürdürülmektedir. 2.2.) Metal dışı cevherler Maden rezervi aşırı büyük ya da küçük değilse, yani ülke ihtiyacı ve pazarlama olanaklarına uygun ENDÜSTRİ OTOMASYON büyüklükte ise genel yaklaşım, ilgili rezervin 20 ila 60 yıllık bir süre içerisinde tamamen tüketilmesi hedefini esas alır. Optimal ölçek ve teknolojiyi de göz önünde tutan fizibilite çalışması sonucu yatırım kararı verilir. Buna göre örneğin metal alüminyumda güncel üretimin ülke ihtiyacının cüzi bir kısmını karşıladığı, buna mukabil hammadde rezervlerinin büyüklüğü gözönüne alınırsa metal üretim kapasitesinin hızla arttırılması gerektiği ortaya çıkar. Bakırda ise ülke tüketimi ile mütenasip gözükmeyen bilinen kesin rezervler, küresel boyutta optimal ölçek olan 80-100 bin t/y ham bakır üretimini hedefleyen izabe kapasitesi ile 20-25 yıllık bir faaliyete izin verecektir, tabii ki bu faaliyet sırasında sürekli yeni maden yatakları aranmalıdır. Özellikle Büyük Atatürk’ün kurduğu 77 DOSYA / Metalürji KiT’lerden M.T.A. Enstitüsü’nün son dönemlerde öncelikle araştırdığı endüstriyel minerallerde önemli seviyelerde ekonomik potansiyele sahip olduğumuz ortaya çıkmıştır. Demir-Çelik sektörü, koklaşabilir taşkömürü ihtiyacının yarısını ithal kömür ile karşılarken mevcut rezervler dikkate alındığında üretimin katlanması ve ithalatın durdurulması mümkün gözükmektedir, önemli istihdam yaratabilecek bu stratejik kararın alınmaması ilgili Kuruluş’daki işçilik verimsizliği ile izah edilemez, zira bu bağımsız, ayrı bir sorundur. Bu çizelgelerden de görüldüğü gibi Türkiye maden çeşitliliği bakımından zengindir. Yeraltı zenginlik kaynaklarımızın araştırılması, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında çok yetersiz sayılır, buna rağmen bilinenler bazında bile bazı cevherlerde rezerv bakımından Dünya çapında ilk sıralarda yer aldığımız örnekler vardır. Bugün için varlığı tespit edilen ülke madenlerinin toplam değeri, uzmanlar tarafından 2 trilyon USD 78 trilyon USD’lık kısmı ABD’nin payı, Japonya’nın 5,5 Almanya’nın 4,5 trilyon USD’lık payları ile bu en zengin üç Ülke’nin 230 ülke GSMH toplamı içindeki payı % 55 civarında, bunlara Avrupa’nın zengin ülkeleri ile Uzak Doğu’nun yeni yıldızlan ve Çin’in 1,0 trilyon USD, Türkiye’nin 0,15 trilyon USD ile aralarında yer aldığı 10 adet kalkınmakta olan ülke de katılırsa 30 kadar ülkeden oluşan bir grubun Dünya brüt hasılasının % 85’lerini kapsadığı görülür.) olarak hesaplanmış olup Dünya toplamındaki payının da % 0,5’ler mertebesinde olduğu beyan edilmektedir. Ülkemiz nüfusunun Dünya nüfusuna oranı olan % l değerine göre bu payın büyük olmadığı aşikârdır, ancak Dünya rezerv sıralamasında önde olduğumuz konularda üretimi orta ve uzun vadeli milli politikalara göre düzenlemek, üretim yapılamayan konularda da faaliyete geçmek sorumluluğumuz vardır. (Dünya maden rezervleri toplam değeri 400 trilyon USD! Dünya’nın toplam yıllık hasılası/değer üretimi ise 35 trilyon USD/y! Bunun 9,5 ENDÜSTRİ OTOMASYON 1) Mineral Hammaddelerde Dünya Üretimi ve Enerji Hammaddeleri Dünya, her yıl 32-33 milyar ton hammadde istihraç etmektedir, 19 milyar tonluk kısmı oluşturan Kum- Çakıl-Doğal Taş grubunun dışında burada öncelikle enerji hammaddelerinin özel bir yeri ve önemi vardır, (takriben toplam 10 milyar t/y: 3,6 milyar t/y hampetrol, 3,7 milyar t/y sert linyit, taşkömürü ve diğer kömürler, 0,85 milyar t/y yumuşak linyit ve takriben 1,7 milyar t/y doğal gaz!) DOSYA / Metalürji Enerji hammaddeleri, günümüzde uluslararası politikaları şekillendiren, hatta savaşlara neden olan özel bir öneme sahiptir. Elektrik ya da yakıt olarak enerji, tüm üretim faaliyetlerinin zorunlu girdisidir. Ulusların gelişmişlik seviyesi yalnızca kişi başına üretilen/tüketilen elektrik enerjisi ile ölçüldüğünde, kişi başına düşen GSMH ile uyum içinde doğru sonuçlar vermektedir. Ülkemiz 1999 yılında 116 milyar kWh’lık elektrik enerjisi üretirken (bunun % 20’si iletim hatlarında kaybolduğu için özgül tüketim yaklaşık 1500 kWh/Kişi.Yıl) takriben 7 milyar m3 doğal gaz (DG) kullanarak elektriğin % 31’ini ithal DG ile sağlamıştır. Yaklaşık 28 milyon t/y’lık ham petrol tüketimimiz % 85 oranında ithal ile karşılanmaktadır. 1965 ila 2000 yılı arasındaki 35 yıllık dönemde Dünya petrol tüketimi 1,5 milyar t/y’dan 3,6 milyar t/y’a yükselmiştir. Kömür, Doğal Gaz, Odun, Tezek v.b. yakıtların yanmasından Dünya atmosferine, her yıl 35 milyar ton mertebesinde CO /CO2 gazlarının kirletici olarak girdiği hesaplanabilir. Dünya insanlarının tükettikleri toplam tahmini 2 milyar t/y gıdanın yanmasından ilave olarak 5 milyar t/y gaz ile birlikte atmosferimizin yıllık kirlilik yükü 40 milyar t/y mertebesindedir. Dünya’nın yeşil örtüsü bu miktarları artık kompanse edemediğinden olmalı ki atmosferdeki yükselen CO2 içeriğine bağlı sera etkisinden ötürü insanlık, günümüzde küresel ısınma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Nükleer atıkların yönetimine çağımızın bilim-teknoloji dünyası güvenilir bir çözüm bulamadığına göre fosil yakıtların kullanımından zamanla vazgeçip temiz enerji kaynaklarına yönelmek (örneğin güneş enerjisi, termal enerji gibi) tek çıkar yol olarak görünmektedir. Bu konuda yoğun araştırmageliştirme çalışmaları ile Türkiye’miz niçin öncelikle atak yapmasın? Büyük Atatürk’ün mirası “akılcılık ve bilimin ışığında gelişim” yaklaşımı , böyle bir amacı örneğin Cumhuriyet’in 100’üncü yılına kadar gerçekleştiremez mi?... Ülkemiz nüfusunun dünya nüfusuna oranı takriben % l olduğuna göre çelik, demir-çelik döküm ve antimuan üretiminde dünya ortalamasını yakalamış hatta üzerine çıkmış olduğumuz görülmektedir. Alüminyum, Bakır, Çinko, Kurşun ve Gümüş (fi i l i üretim 80 t/y mertebesinde) üretimi konusunda ise gerilerde kaldığımız net bir şekilde bellidir. Nitekim sanayileşen Türkiye, iç tüketimi karşılamak için bu metalleri önemli miktarlarda ithal etmek zorunda kalmaktadır. Çinko üretimi ÇİNKUR’un içine düştüğü kriz nedeniyle durmuştur. Çinkur, yan ürün olarak ayrıca yılda 30 ton kadar “Kadmiyum” üretmek- ENDÜSTRİ OTOMASYON teydi. Rezervler bulunmuş olmasına rağmen altın üretimi yoktur denebilir. (Maden papazlarının yönettiği şehirlerden biri olan Salzburg (Avusturya kentinde 1463 yılında 1200 kg altın üretilmiş olduğunu tarihi kayıtlardan öğreniyoruz!) Nikel ve molibden’de de durum aynıdır, henüz metal üretimi başlamamıştır. Altmışlı yıllarda Irak ve Japonya’da cıva zehirlenmesine bağlı ölümlerin ve sakat doğumların teşhisinden sonra zirai ilaçlarda civanın yerine ikame edebilecek kimyasallar geliştirilmiş, altın üretiminde amalgamasyon yöntemi tamamen terk edilmiş ve yok edilemediği için doğada kalıcı etkisi tahribata yol açan cıvanın yerine kolay parçalanabilen siyanür yöntemi uygulamada yaygınlaşmaya başlamıştır. Böylelikle cıva madenleri bakımından zengin olan Türkiye, İspanya ve İtalya bu ekonomik faaliyetten mahrum kalmıştır…” 79 DOSYA / İş Güvenliği ASANSÖR KONTROLLERİNDE İŞ GÜVENLİĞİ M. Berkay Eriş1, A. Halim Akışın1, S. Zafer Güneş1 1 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Asansör Kontrol Merkezi berkay.eris@mmo.org.tr, halim.akisin@mmo.org.tr, zafer.gunes@mmo.org.tr Bu makale daha önce Mühendis ve Makina dergisi 655. sayıda yayınlanmıştır. Her geçen gün binaların dikeyleşmesi ve beraberinde yapı yüksekliklerinin artması, kaldırma ve iletim makinalarına olan ihtiyacı tetiklemektedir. Sürekli çalışır durumda olduğu ve ömürlerinin etkin devamlılığı için bu makinaların bakım ve kontrolleri gerçekleştirilmelidir. Bu kapsamda, asansörler için Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği [1] ve iş ekipmanları için İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği [2] yayımlanmıştır. Yönetmeliklerde, asansörlerin yılda en az 1 defa kontrollerinin yapılması gerektiği belirtilmektedir. Yine yönetmeliklerde, kontroller sırasında ortaya çıkabilecek (ön görülen) tehlikeler ve alınması gereken önlemler açıklanmıştır. Bu metinde, öngörülen tehlikeler ve alınan önlemlerin dışında başka tehlikelerin olduğu ve başka tedbirlerin de alınabileceği üzerinde durulmuştur. ■ Asansör periyodik kontrolleri ilgili ürün standartlarına göre gerçekleştirilmektedir. Asansörlerin mevcut durumlarının fonksiyon yeterliliği ile birlikte, aşınan ve hasar gören parçaların tespit edilmesi ile ürün güvenliğinin tasarım şartlarında devamlılığı kontrol edilmektedir. 2. TEHLİKELERİN TANIMLANMASI Kullanım yoğunluğunun artması kontrollerin önemini her geçen gün arttırmaktadır. 1. Mekanik Tehlikeler Bu kontroller sırasında yaşanacak iş kazalarının önlenmesi amacıyla, bir takım risk değerlendirmeleri yapılmakta ve yaşanan tecrübeler ile ilgili ürün standartları iyileştirmeye tabi tutulmaktadır. Periyodik kontroller sırasında asansörlere ait bulguların tespit edilmesinden sonra asansörler hakkında genel bir değerlendirme yapmak mümkündür. Bu değerlendirmeler, yalnızca asansörlerin bakım ve arıza faaliyetleri için değil, aynı zamanda bunları gerçekleştiren mühendisleri de içine alır. Başka bir ifadeyle değerlendirme; çubuğun bir ucunda asansörün, diğer ucunda ise mühendisin bulunduğu, iki yönlü, karşılıklı bir ilişkidir. Böylesi bir ilişkide mühendislerin sahada edindiği ve geliştirdiği deneyimin kontrol sırasında ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı alınacak önlemlerde merkezi bir konumda olduğu söylenebilir. Asansör periyodik kontrolü yapan mühendislerin sahada deneyimledikleri, öngördükleri tehlikeler, aşağıda listelenmiştir. Öngörülen tehlikelerin dışında da tehlikelerin olduğu unutulmamalıdır. • Hızlanma ve yavaşlama • Açılı parçalar • Hareketli bir elemanın sabit bir elemana yaklaşması, • Düşen nesneler • Kesici parçalar • Yerden yükseklik • Yüksek basınç • Makinanın hareketliliği • Kaygan yüzey • Hareketli elemanlar • Dönen aksamlar • Keskin kenarlar 2. Elektriksel Tehlikeler • • • • Elektromanyetik olay Elektrostatik olay Elektrik yüklü parçalar Kısa devre 3. Termal Tehlikeler • Düşük veya yüksek sıcaklığa sahip nesneler veya malzemeler 4. Gürültünün Sebep Olduğu Tehlikeler ENDÜSTRİ OTOMASYON 5. Titreşimin Sebep Olduğu Tehlikeler 6. Malzeme/Madde Tehlikeleri • Yanıcı • Akıcı • Duman • Toz 7. Ergonomik Tehlikeler • Erişim • Çaba • Titrek ışık, parlak ışık, gölge, stroboskopik (ışığın hareketi ve hızından kaynaklı) etki • Yerel aydınlatma • Zihinsel aşırı yükleme • Tekrarlamalı etkinlik • Duruş • Görünürlük 8. Çevre ile ilgili Tehlikeler • Duman, sis • Şimşek • Rutubet • Kirlilik • Kar • Sıcaklık • Su • Rüzgâr • Oksijen yetersizliği 3. TEHLİKELERİN MUHTEMEL SONUÇLARI Asansör periyodik kontrolleri sırasında öngörülen tehlikeler ve bu tehlikelere bağlı muhtemel sonuçlar aşağıda 81 DOSYA / İş Güvenliği listelenmiştir. Tehlikelerin sonuçları şiddet ve sıklık ayrıca değerlendirilmelidir. değerlendirme sonucunda birler alınabilir. muhtemel açısından Yapılacak ilave ted- 8. Çevre ile ilgili Tehlikeler 1. Mekanik Tehlikeler • Ezilme • Kesme veya parçalama • Kapma veya yakalama • Takılma • Sürtme veya aşınma • Darbe • Kayma, sendeleme ve düşme 2. Elektriksel Tehlikeler • Yanma • Elektrik akımı ile temas • Şok 3. Termal Tehlikeler • Yanma • Rahatsızlık • Soğuk ısırması 4. Gürültünün Tehlikeler Sebep Olduğu Sebep Olduğu • Rahatsızlık • Dikkat kaybı • Geçici işitme kaybı • Stres • Yorgunluk • Kulak çınlaması 5. Titreşimin Tehlikeler • Rahatsızlık • Bel ağrısı • Nörolojik rahatsızlık • Eklem rahatsızlıkları • Omurga Travması • Damar rahatsızlığı 6. Malzeme/Madde Tehlikeleri • Soluk alma zorlukları, boğulma • Ateş • Enfeksiyon • Zehirlenme • Hassasiyet 7. Ergonomik Tehlikeler • Rahatsızlık • Yorgunluk • Muskuloskeletal (kas-iskelet) rahatsızlıklar 82 • Stres • Diğer sonuçlar (insan hatası sonucu oluşan tehlikeler) • Yanma • Kayma, düşme • Boğulma • Makinaların tehlike arz eden parçalarından kaynaklı tehlikeler 4. KONTROL ÖNCESİNDE İŞ GÜVENLİĞİ Saha uygulamalarında ve işveren tesislerinde bir işin yürütülmesi sırasında fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik, psikolojik etkenlerden kaynaklanan ve çalışanların iş kazalarına, meslek hastalıklarına; tesislerde, tesisat ve ekipman hasarına yol açabilecek, hatalı davranış biçimlerini, emniyetsiz koşulları belirlemek ve bunlara karşı önlemler geliştirmek için yapılan sistemli ve bilimsel çalışmaların tümü teknik emniyet ve iş güvenliği kurallarını sağlamalıdır. Bu bağlamda çalışanlar, işyerine ne alkollü içki ve uyuşturucu madde getirmeli ne bu maddelerin tesiri altında gelmeli ne de işyerlerinde bunları kullanmalıdır. Ayrıca, aşağıda listelenen genel güvenlik kurallarına uyulması, çalışanların sağlığı ve güveliği açısından oldukça önemlidir. 1. Her çalışan, işletme talimatlarının yanı sıra, teknik emniyet kurallarına da uymak zorundadır. 2. Sigara içilebilir bölgeler haricinde çalışanların sigara içmeleri kesinlikle yasaktır. 3.Çalışanlar, sahada çalışma izni almadan iş yapamaz. 4. Tesis içerisinde araç kuIlanan her çalışan ve misafir, o tesis için belirlenmiş trafik kurallarına uymak mecburiyetindedir. 5. Çalışanlar, işyerinde cep telefonu kullanma yasağına uymalıdır. 6. Kesici veya sivri uçlu eşyalar cepte taşınmamalıdır. 7. Muayene personeli, yalnızca kendilerinden değil, aynı zamanda birlikte çalıştıkları kişilerin de emniyetinden sorumludur. 8. Çalışılan sahalar düzenli, temiz ve iş ENDÜSTRİ OTOMASYON kazalarına neden olabilecek emniyetsiz koşullardan arındırılmış olmalıdır. 9. Sahalarda bulunan ikaz ve uyarı levhalarındaki yönlendirmelere her çalışan uymalıdır. 10. Sahada çalışan tüm personel, kendilerine verilen koruyucu donanımları kullanmak zorundadır. 11. Yakıt ve madeni yağ bulaşmış iş elbiseleri derhal değiştirilmelidir. 12. İş yeri zemininin kaygan olmamasına dikkat edilmeli, yakıt ve madeni yağ döküntüleri derhal temizlenmelidir. 13. Emniyetsiz koşullar ve uygulamalar mutlaka sorumlulara bidirilmelidir. 14. Çalışanlar, iş arkadaşlarına kaba şakalar yapmamalıdır. Çünkü en küçük dikkatsizlik veya ihmal büyük kazalara, yangınlara vb. neden olabilir. Sahada çalışanların kullandıkları Kişisel Koruyucu Ekipmanların, kazaların oluşumunu önlemeye yönelik olmadığını; fakat kaza sonucunda oluşacak yaralanma ve ölümleri en aza indirebileceğini çalışanlar unutmamalıdır. Başka bir söyleyişle çalışanlar, tehlikenin ne zaman ve nereden geleceğinin belli olmadığını akıllarından çıkarmadan kendilerine verilen Kişisel Koruyucu Ekipmanları belirtilen yerlerde kesinlikle kullanmalıdırlar. Öyleyse her çalışan, muayeneden önce test ekipmanları ile birlikte, muayene personeline tutanak karşılığında teslim edilen aşağıdaki koruyucu malzemeleri kullanmalıdır: • İş Elbisesi • Baret-koruyucu şapka • Emniyet kemeri • Kulaklık • Toz maskesi • Eldiven • Koruyucu gözlük • Çelik burunlu ayakkabı Çalışanların kullandıkları bu Kişisel Koruyucu Ekipmanların aşağıda belirtilen özelliklerde olması oldukça önemlidir. 1. Kişisel koruyucu ekipmanlar işe uygun olarak seçilmiş olmalıdır. 2. Hasarlı ekipmanlar kesinlikle kullanılmamalıdır. 3. Ekipmanlar, personele zimmetli DOSYA / İş Güvenliği olarak verilmeli ve liste tutulmalıdır. 4. Hasarlı olan ekipman teslim edildikten sonra yenisiyle değiştirilmelidir. 5. Kullanılmış ve çıplak bedene temas eden iş ekipmanları dezenfekte edilmeden başka bir çalışana verilmemelidir. 6. Ekipmanlar bedene uygun ölçüde alınmalı veya ayarlanmalıdır. Bu özellikleri barındırmayan ekipmanların çalışanlara verilmesinin önüne geçilmeli ya da verildiyse eğer çalışanların kullanmaları önlenmelidir. Çünkü bu ekipmanlar, insan vücudunun belli yerlerini koruyan, dolayısıyla çalışanın yaralanmasının, hatta ölmesinin önüne geçen niteliklere sahiptir. Şimdi, Kişisel Koruyucu Ekipmanların vücudun hangi bölgelerini koruduğu, hangi durumlarda ve nasıl kullanıldığı sorusunu cevaplandırabiliriz. Başın Korunması Başa bir cismin düşmesi, çarpması veya vurması tehlikesine karşı baret kullanılmalıdır. 1. Maske kullanmak zorunda olan kaynakçılar dışında, sahada çalışan muayene personeli baret giymek zorundadır. 2. Baret, içindeki ayar kayışı ile başa iyice oturtulmuş olmalıdır. 3. Yüksekte ve rüzğarlı havalarda çalışan personel, baretin çenelik bandını takmalıdır. Gözlerin ve Yüzlerin Korunması İşletme sahası içerisinde ve işin özelliğine uygun tipte gözlük kullanılmalıdır. Kullanılmayan yüz siperleri ve koruyucu gözlükler kendi ambalajlarında saklanmalıdır. Gözlük ve yüz koruyucuları, aşağıda belirtilen çalışmalar sırasında oluşabilecek çapaktan veya kimyasalların sıçramasından çalışanı koruyacaktır. 1. Yakıt/madeni yağ/tehlikeli sıvı sıçraması muhtemel işler 2. Çekiçle yapılan, metalin metale çarpmasını gerektiren işler 3. Toz, kum veya buna benzer maddelerin savrulduğu yerlerde çalışırken Ayakların Korunması Vücudun korunması gereken yerlerden biri de ayaklardır. Ayakların korunmasında aşağıda belirtilen özelliklere sahip ayakkabılar ve çoraplar kullanılmalıdır. 1. Sahada bulunan herkes istisnasız çelik burunlu, antistatik iş ayakkabısı kullanmalıdırlar. 2. Elektrikçiler çalışmalarında yalıtkan ayakkabı veya çizme kullanmalıdırlar. 3. Ayak sağlığı için yaz aylarında hergün pamuklu çorap giyilmelidir. 4. Çalışma sırasında kullanılacak ayakkabıların bağcıkları kısa olmalı veya her zaman ayakkabı kenarına sokulmalıdır. Asansörlerin periyodik kontrollerinde çalışanların muayene öncesinde yapmaları gerekenler aşağıda belirtilmiştir. Görev nedeni ile fabrika ve iş yerlerine ulaşmak için şirket aracı veya kişisel araç kullanımlarında, teknik emniyet ve trafik kurallarına uyularak hareket edilir. Test ekipmanlarının güvenli kullanımı için kullanma talimatlarına riayet edilmelidir. Kesinlikle arızalı cihaz kullanılmamalıdır. Muayene başlamadan önce ürünün/ ekipmanın eksikliklerinin olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer ekipmanlarda eksiklikler varsa, firma/ekipman sahibine bildirilmeli ve bu eksikliklerin giderilmeden, gerekli güvenlik önlemleri alınmadan muayeneye başlanamayacağı belirtilmelidir. Firma/bina tarafından alınması gereken ilave güvenlik önlemleri var ise bu konuda muayenede görev alacak muayene personelinin firma/bina sorumlusu tarafından bilgilendirilmeli ve firmaya/ binaya ait iş güvenliği kurallarına uyulmalıdır. Muayene sırasında iş elbisesi, baret ve çelik burunlu ayakkabı sürekli kullanılmalıdır. ENDÜSTRİ OTOMASYON Muayene sırasında gerektiğinde eldiven, maske, kulaklık, emniyet kemeri ve gözlük takılmalıdır. İş güvenliğinin yeterli olmadığına dair bir düşüncenin oluşması durumunda, firma/bina yetkilisi ikaz edilmeli ve güvenlik önlemlerinin alınması sağlanmalıdır. Kontrol ekipleri arasındaki mesafelerin uzak olması durumunda (birbirlerini görememe veya duyamama halinde) kendi aralarında haberleşmeyi sağlamak amacıyla telsiz, cep telefonu veya walkie-talkie kullanılmalıdır. Muayene faaliyetleri sırasında muayene kuruluşunun prosedür ve talimatlarına harfiyen riayet edilmeli ve ilgili ürün standartlarında belirtilen tüm güvenlik kurallarına uyulmalıdır. Asansör kontrollerinde aşağıdaki kurallara uyulmalıdır: • Asansör test ve muayenelerine başlamadan önce, “Güvenliğiniz İçin Asansör Test Edilmektedir. Lütfen, Asansörü Kullanmayınız!” levhalarını asansörün özellikle giriş kat ve en çok kullanılan durak kapılarına asılmalıdır. • Aşağıda belirtilen durumlarda asansör muayeneleri ve testler yapılmamalıdır: • Asansör çalışması için gerekli enerjinin olmaması • Arızalı ve/veya eksik ölçüm cihazların olması • Muayene personeline ait koruyucu ekipmanların bulunmaması • Asansörün elektrik tesisatında can güvenliğini tehdit eden elektrik kaçaklarının olması, • Aşağıda belirtilen özel durumlarda muayene ve testleri kısmi olarak gerçekleştirilir ve gerçekleştirilemeyen muayene ve testler raporda belirtilir. • Muayene alanlarına erişimin bulunmaması • Muayene alanlarında yeterli aydınlatmanın sağlanamaması • Kuyu içi muayene ve testleri sırasında asansörün revizyon hızına geçmemesi (V ≤ 0,63 m/s) • Güvenlik parçalarının (Fren bloğu, boru kırılma valfi, hız regülatörü) bulunmaması • Kuyu aydınlatmasının bulunmadığı durumlarda kuyu ve kabin üstü kontrollerinde can güvenliği açısından 83 risk oluşmaması için, kat kapısı açık, kat kapı kilitleri/fiş prizi çalışır olmalı ve kontroller el feneri yardımıyla yapılmalıdır. • Asansör muayenesi sırasında kuyu dibi acil ikaz düğmesi (stop butonu) test edilmeden kuyu dibine inilmemelidir. Kuyu dibine inmeden önce, aydınlatma kontrol edilmeli ve acil stop butonuna basılmalıdır. Kuyu dibinde güvenlik boşluğu kontrol edildikten sonra diğer kontrollere geçilmelidir. • Kullanıcı güvenliği sağlanmadan kontrole başlanmamalıdır. • Kabinin hareketli parçalarından uzak durulmalıdır. • Elektrik çarpılmalarına karşı yalıtımlı eldiven kullanılmalıdır. • Kabin üstü duvar mesafesi 30 cm den fazla ve korkuluk yok ise emniyet kemeri takılmalıdır. • Hareketli parçaların arasına el, kol veya vücudun herhangi bir uzvu kesinlikle sokulmamalıdır. • Kuyuya inişlerde kuyu içi merdiven var ise sağlamlığı kontrol edilmelidir. • Asansör muayenesi sırasında kabin üstü güvenlik boşluğu kontrol edildikten sonra test ve muayene işlemlerine geçilmelidir. Kabin üstü acil stop butonu test edilmeden kabin üstünde seyir edilmemelidir. • Asansör muayenesinde, tahrik yeteneği ve fren bloğu deneyleri sırasında gerekli güvenlik önlemleri yeniden gözden geçirildikten sonra kabin içinde birilerinin bulunmamasına dikkat edilmelidir. Muayene ekibi, muayene sonrasında gerekli güvenlik önlemlerinin alındığından emin olduktan sonra saha kontrolünü bitirmelidir. Muayene alanına ilişkin risk değerlendirmesi, asansör montajı öncesinde monte eden tarafından ön görülmelidir. Montaja ilişkin öngörülen riskler ilgili asansör montaj standartlarında, bakıma ilişkin riskler ise bakım standardında değerlendirilmiştir. Asansörün işletmeye alınması sonrasında oluşacak riskler, tasarım aşamasında monte eden tarafından giderilmelidir. Asansörün işletilmesi sırasında sonradan oluşan riskler ise bakımcı firma tarafından dikkate alınarak risk değerlendirmesi yapılmalı ve tedbirler alınarak görülen riskler ortadan kaldırılmalıdır. 5. SONUÇ Bu metinde amaç, muayene sırasında karşılaşılabilecek risklerin öngörülmesine, bunlara yönelik alınması gereken tedbirlerin açıklanmasına ve kazaların önlenmesine katkı sağlamaktır. Yalnızca asansör muayene ekibi için değil, aynı zamanda montaj ve bakım personeli için de bu değerlendirmeler dikkate alınmalıdır. Yapılan tüm bu çalışmalar, ürün güvenliğinin sağlanmasını amaçlayan asansör periyodik kontrollerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesinisağlamaktır. KAYNAKLAR 1. Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği, 18.11.2008 tarihli, 27058 sayılı Resmi Gazete. 2. Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği, 05.11.2011 tarihli, 28106 sayılı Resmi Gazete. 3. İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği, 25.04.2013 tarihli, 28628 sayılı Resmi Gazete. 4. TS EN ISO 12100, Makinalarda Güvenlik • Tasarım İçin Genel Prensipler • Risk Değerlendirilmesi ve Risk Azaltılması, Nisan 2011. 5. TS EN 81-1 + A3, Asansörler - Yapım ve Montaj İçin Güvenlik Kuralları Bölüm 1: Elektrikli Asansörler, Mart 2011. 6. TS EN 81-2 + A3, Asansörler - Yapım ve Montaj İçin Güvenlik Kuralları Bölüm 2: Hidrolik Asansörler, Mart 2011. 7. TS EN 13015 + A1, Asansör Ve Yürüyen Merdivenlerin Bakımı – Bakım Talimatları İçin Kurallar, Haziran 2009. 8. AKM-t12, İş Güvenliği Talimatı, Rev. 05, 21.06.2014. 9. UYD-t42, Asansör Periyodik (Yıllık) Kontrol Talimatı, Rev. 05, 21.06.2014. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürünler Sektörden Ürünler sayfalar› Endüstri&Otomasyon dergisinin ücretsiz ürün/hizmet tan›t›m sayfalar› olup, endüstride kullan›lan ürünlerin tan›t›m› amac›yla yay›nlanmaktad›r. ‹lginizi çeken ürün ve/ veya hizmetler hakk›nda bilgi almak için ilgili firman›n internet sitesini inceleyebilir veya firma ile ba€lant›ya geçebilirsiniz. Web Server Multiprotocol I/O Modüller ■ Turck ,FEN20 modülleriyle operasyon elemanlarına ve transduserlere Ethernet yeteneği kazandırıyor. Turck un yeni Ethernet tabanlı multiprotocol I/O modülleri standart anahtarlama sinyallerine hızlı ve etkili bir şekilde bus özelliği kazandırıyor. Multiprotokol ve tak- çalıştır fonksiyonları sayesinde FEN20 modüllerinde dijital giriş-çıkış sinyalleri PROFINET ,Modbus TCP yada Ethernet/IP sistemlerde doğrudan kullanılabilir hale geliyor. Startup Fazında cihaz bağlı olduğu sistemdeki bus trafiğini dinliyor ve belirlediği protokolü herhangibir ayar gerektirmeden otomatik olarak kendi seçiyor. FEN20 modülleri iki tip ayrı IO dizaynına sahiptir. Kü- çük 4DIP-4DXP modelleri kontrol kutuları, paneller yada başka tip kutularda kullanılabilirler ve bu modüllere bağlanan push butonları ,LED indikatörleri vs. çabucak ve etkili bir şekilde bus özellikli hale getirirler. Daha geniş olan 16DXP modelinde aynı özellikler genişletilerek 16 I/O destekler hale getirilmiştir. DXP değişeniyle 16 terminal giriş yada çıkış olarak ayarlanabilir. Başka bir enteresan detay da I/O sinyallerinin üç grup halinde birbirinden tamamiyle izoleli şekilde oluşturulabilmesidir. Bu bize emniyetli uygulamalar yapabilme imkanı verir. Tüm modelerde entegre bir webserver bulunmaktadır. Böylelikle diognastik verileri explorer ekranında metin olarak görebiliriz. Bu web sayfasından akıllı telefonlarla dahi temel diognastik veriler takip edilebilir. FEN20 modüller transduserlara ve aktuatörlere hızlı ve basitçe Ethernet özelliği kazandırır www.turck.com.tr 86 ENDÜSTRİ OTOMASYON Turck Ürünler IO-Link 1.1 ile Industry 4.0’In Kapsanması B&R Dijital Haberleşmede Kullanılacak Yeni Master Modüllerini Tanıtıyor ■ B&R, 4 adet akıllı saha ekipmanı ile dijital olarak haberleşebilen ve her biri IO-Link 1.1’i kullanan iki yeni master modülünün tanıtımını gerçekleştiriyor: IP20 korumalı X20DS438A modülü ve kontrol kabini dışındaki çalışma ortamları için IP67 korumalı X67DS438A modülü. “Industry 4.0” tarafından geliştirilen vizyona “parçalar üretim prosesinde bağımsız olarak hareket eder ve kendi üretimini kontrol eder” daha anlamlı veriler elde edilmesi amacıyla sensör teknololijisini genişleterek ulaşılabilir. Dijital parametre kümeleri ayarlanabilir potansiyometrelerin yerini almaya devam ederken, görece basit sensörler bile daha akıllı hale gelmektedir. Akıllı bağlantılar B&R uzun süredir, I/O modülü ile sensörler ve aktüatör arasındaki iletişimin kurulmasında IO-Link haberleşme standardına güveniyor. Bu iki yönlü dijital haberleşme arayüzü, parametre verilerinin değiştirilmesi ve diagnostik bilgisi alanlarında kullanılmaktadır. Böylelikle, sensörleri ve anahtarlama ekipmanlarını kontrol katmanına akıllı olarak entegre etmek mümkün hale gelir. Parametrelerin merkezi olarak yönetilmesi ile birlikte son ürünlerin entegrasyonu da, kullanılan haberleşme teknolojisi standardize edilerek büyük oranda basitleştirilir ve ayarlanması çok daha kolay bir hale gelir. Örneğin, IO-Link endüstriyel gerçek zamanlı Ethernet POWERLINK teknolojisi için mükemmel bir tamamlayıcıdır. B&R X20 sistemine IO-Link 1.1 entegrasyonu, veri tutarlılığını ekipman seviyesine çıkartırken sensörleri bağlamayı çok daha kolay bir hale gelir. www.br-automation.com ENDÜSTRİ OTOMASYON B&R 87 Ürünler Mitsubishi Electric’in Yeni Denetim Konsepti, MELSEC iQ-R ■ MELSEC sisteminin başarılı Q serisine ait yeni, modüler ve yüksek performanslı denetçi, kendinden önceki serilere kıyasla geliştirme maliyetleri ile bakım ve işletim giderlerini büyük ölçüde düşürecektir. Öte yandan oldukça geliştirilmiş performans ve kapsamlı işlevsellik özellikleri, artan emniyet, güvenilir üretim süreçleri ve düşük arıza sürelerini güvence altına alacaktır. MELSEC iQ-R denetim konsepti sayesinde fikri mülkiyetlerin ek bir güvenlik donanımı, IP tabanlı bir erişim filtresi ve kullanıcı doğrulama seçeneklerini içeren geniş yelpazedeki güvenlik fonksiyonları tarafından tamamen koruma alınacağı garanti edilmektedir. Gelişmiş hata saptama ve hata giderme fonksiyonları, devreye alma ve bakım masrafları ile söz konusu faaliyetler ile bağlantılı giderlerin azalmasını sağlayacaktır. Hizmetinize sunulan fonksiyonlar arasında işletim geçmişinin oluşturulması, hata ve vaka kaydı, basit tanılama işlemleri, analog verilerin yüksek hızda kaydedilmesi ve formüllerin güvenli bir biçimde depolanmasına yönelik entegre bir veri tabanı temin edilmesi bulunmaktadır. MELSEC iQ-R serisi, mühendislik çevresi ile entegre edilmiş iQ Works uygulamasının bir parçası olacak yepyeni GX Works3 isimli programlama yazılımı ile programlanabilmektedir. GX Works3 yazılımında dinamik etiketler, programlama yerine parametrelendirme ve donanım fonksiyonu öbekleri ile HMI taslakları da dahil olmak üzere görsel 88 fonksiyon öbeklerinin otomatik olarak oluşturulması gibi çok sayıda seçenek bulunmaktadır. Söz konusu özellikler, geliştirme maliyetlerinin ve olası arıza kaynaklarının azalmasına yardımcı olacaktır. Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen yeni ve modüler bir akıllı ortak platform olan MELSEC iQ-R, tesis verimliliğini arttırırken aynı zamanda toplam işletim maliyetini de düşürecektir. Öte yandan modüler çoklu-işlemci sistemi, kendinden önceki serilerden daha hızlı ve daha verimli olup, senkronize edilmiş çıkış modüllerinden, senkronize edilmiş PLC biriminden ve ağ bağlantısı taramalarından faydalanmaktadır. Optimize edilmiş sistem tasarımı, standart kontrol sistemleri ve güvenliğe yönelik kontrol sistemlerinin tek bir mikroişlemci şasisi üzerinde entegre edilmesine olanak tanımakta ve aynı zamanda CC-Link, CC-Link IE Field, Profibus, Profinet ve çok sayıda üçüncü şahıs ağ bağlantıları gibi açık ağlara bağlanılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, kullanıcılar, bağlantı prosedürünün en kolay hale getirilebilmesi için aralarından tercih yapacakları çeşitli entegre iletişim protokollerine sahip olacaklardır. PLC birimi, üretim verilerinin hızlı ve kolay bir biçimde işlenip kaydedilmesine ve SD kartı üzerinde CC-LinkIE Field aracılığıyla bağlantısı yapılan akıllı modül ve cihazlar da dahil olmak üzere tüm sistem parametrelerinin ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürünler depolanmasına olanak tanıyan bir SD kart girişi ile donatılmıştır. Yeni geliştirilen bu akıllı platform, aynı zamanda dijital güvenlik Girişi/Çıkışi modüllerine de sahiptir. MELSEC iQ-R, diğer Mitsubishi Electric otomasyon bileşenleri ile entegrasyona olanak tanıyan üstün bağlanabilirliğin yanı sıra geçmişle bağdaşır bir yapıya sahiptir; MELSEC Q serisine ait programların sürekli olarak kullanılmasını ve sorunsuz bir şekilde geçiş yapılmasını sağlar. Tüm bunlara ek olarak bağlantı ucu uygunluğu, kablo tesisatı maliyetlerini büyük ölçüde düşürecektir. Adaptör kutuları, aygıt yazılımı güncellemeleri yeni işlemcilerin daima en son gelişmeler doğrultusunda güncelleneceğini güvence altına alırken Q Sistemine ait modüllerin yeniden kullanılmasına izin vermektedir. mıtsubıshı www.mitsubishielectric.com.tr Güneş Enerjili İkaz Lambası İL-X…..GNS serisi ø 100 ■ Ürün montajı ile ilgili aparatlar çok önemlidir.Çünkü lambanın yanı sıra solar panelde olacaktır (Opsiyonel). Uygulamaya özel ilave olarak ayrıca bu ürünler ile beraber küçük bir pano ile akü ve gerekli kart bulunmaktadır. Özellikle Elektrik bağlantısının yapılmasının güç olduğu alanlarda veya imkansız olduğu durumlarda tercih edilir.Gün ışında enerji depolayıp aküsünü doldurur, hava kararınca fotosel sayesinde devreye girer ve ikaz etmeye başlar.Kullanım alanları:Yüksek bina kule ve tesislerde,hava alanları,enerji nakil hatları(yüksek gerilim)direkleri,limanlar ve deniz üstünde kurulmuş olan her türlü tesis veya platformda kullanılmak üzere tüm ikaz edilmesi gerekli durumlarda kullanılabilir. Genel Özellikler: • Lens:PC • 2 yıl Garantili • NEMA 4X Standartları • Koruma Sınıfı:IP65/66 www.oshmuhendislik.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON • Çalışma Voltajı:12…80VDC • Çalışma Sıcaklığı: -25…+75°C • Gövde ABS (opsiyonel döküm) • Kırmızı,Mavi,Sarı ve Beyaz renk seçenekleri • Yüksel LED Teknolojisi ile 100.000 saat ömür • Yanar Söner veya Sürekli yanar model seçeneği • Özel dizaynı ve LED Teknolojisi ile 360° görünülürlük • Isınmaya,buzlanmaya ve tutuşmaya dirençli polikarbon kapak • Mikro işlemci ve fotosel sensör sayesinde gece ve gündüz algılaması • 20 Watt enerji üreten paneli üretilen enerjiyi uzun süre saklayabilme • Kolay ve verimli montaj opsiyonel olarak sabitleme ve montaj aparatları • 4 sıra 160 Adet utra parlak yüksek aydınlatma gücüne sahip Led kullanılmıştır. • 2 adet 12V 7,2 Ah kuru tip aküsü sayesinde 4 gün boyunca güneşli görmese bile sistem çalışmaya devam eder. OSH MÜHENDİSLİK 89 Ürünler AMD Gömülü R-Serisi APU’ları Samsung’un Dijital Sinyal Sistemlerine Güç Veriyor ■ AMD Gömülü APU’ları, Samsung Electronics’in ultra kompakt setback-box dijital medya oynatıcılarına muhteşem grafik özellikleri ve mükemmel güç tüketimi sağlıyor AMD ‘Bald Eagle’ kod adlı AMD Gömülü R-Serisi hızlandırılmış işlem ünitelerinin (APU) Samsung Electronics tarafından pazara sunulan en güncel SBB dijital medya oyna- tıcılarına güç sağlayacağını duyurdu. Sunduğu yüksek performans, düşük güç tüketimi ve geniş bağlanırlık özellikleri ile yeni Samsung SBB-B64DV4, yüksek güç gerektiren sinyal sistemleri için ideal bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Uygulamalar çeşitli iş kollarında, Samsung SMART Sinyal Görüntülerini kapsamlı dijital araçlara dönüştürmek için kullanılıyor. www.amd.com AMD Emniyet Kapısı İzleme Daha Esnek Hale Geliyor ■ Emniyet kapısı sistemi PSENsgate: daha iyi esneklik için seçilebilir kontrol elemanlarına sahip yeni sistem tipleri. Emniyet kapısı sistemi PSENsgate, emniyetli kilit kontrol birimi ile güvenli emniyet kapısı izlemesi için kullanılabilir. Bunun bir sonucu olarak kişisel koruma ve işletme koruması için en yüksek kategoride PL e standardına ulaşılması mümkündür. Yüksek esneklikten elde edilen faydalar: Acil duruş veya kaçma anında kilit açma gibi fonksiyonlara ya da tuşlar, anahtar şalterleri, ışıklı tuşlar ve bölge durdurma gibi aksamlarla entegre olabilen isteğe bağlı kontrol elemanları sayesinde çok geniş bir sistem tipi aralığı. Kullanıma sistemlerle maliyetleri azaltın Kullanıma hazır sistemler sayesinde tüm emniyet fonksiyonları ve kontrol elemanları halihazırda entegre edilmiş durumdadır. Bu, projenin konfigüre edilmesi, tasarlanması ve monte edilmesi esnasında zamandan ve paradan tasarruf etmenizi sağlayacaktır. Sağlam tasarımı ve mekanik yük kapasitesi sayesinde emniyet kapısı sistemi PSENsgate, uzun bir servis ömrünü garanti etmektedir. Bir bakışta avantajlarınız: • Entegre kontrol elemanları ve isteğe bağlı acil duruş fonksiyonlarını içeren eksiksiz sistem sayesinde montaj ve kablolama işlemleri için daha az efor sarf edersiniz • Emniyet kapısı başına sadece bir anahtarla maksimum güvenlik: kişisel korunma ve işletmenin korunması için PL e’ye kadar • Anahtar şalterleri, kısım durdurma ve acil durdurma gibi seçilebilir kontrol elemanları ve anahtarları aktif hale getiren bağlantı seçenekleri sayesinde daha iyi esneklik www.pilz.com/tr 90 ENDÜSTRİ OTOMASYON PILZ Ürünler B&R Servo Sürücüleri Pozisyon Gecikme Hatalarını Otomatik Olarak Algılar ve Düzeltir ■ B&R kendi ACOPOS servo sürücülerinin işlevselliğini geliştirmeye devam ediyor. Tekrarlanan kontrol (Repetitive Control) sayesinde sabit bozuculu üretim proseslerinin doğruluğunu öngörücü pozisyon gecikme hatası giderme yöntemini kullarak önemli ölçüde arttırır. Önemli bir ek çaba sarfetmeden makine veya tesisin performansı önemli bir oranda arttırılır. Tekrarlanan kontrol (Repetitive Control) yöntemi sadece bir donanım yazılım güncellemesi ile tüm ACOPOS modelleri için kullanılabilir hale gelir. Mekanik koşullar, Pozisyon kontrollü sürücüleri sabit hızda kullanırken, genellikle belirli bir alanda lokalize olan ve pozisyon gecikme hatası ile sonuçlanan, sabit bozuculu tork dalgalanmalarına neden olabilir. Kontrolör konfigürasyonunun optimize edilmesi, bu tarz pozisyon gecikme hatalarını minimize edebilir ancak bozucuyu tamamen önlemek mümkün olmayacaktır. Akıllı algoritma ACOPOS sürücü ailesi için standart hız kontrol çevriminde gömülü olan tekrarlanan kontrol yöntemi, hız ve gecikme hatalarındaki periyodik bölümleri önemli bir oranda azaltarak sürücünün tork referansını ayarlar. Algoritma sürekli bir öğrenme süreci geçirir böylece yük profilindeki değişikliklerin (örneğin aşınma nedeniyle oluşan) kullanılan öngörülü kontrol yöntemi sayesinde sürücü üzerinde bir etkisi olmaz. Standart kontrol prosedürüne bir eklenti olarak da eklenebilen ve son derece adaptif yapısı nedeniyle matematiksel modele bile ihtiyaç duymayan aktif bozucu bastırmanın yapılandırılması kolay ve sezgiseldir. Tekrarlanan kontrol (Repetitive Control) sayesinde B&R’nin ACOPOS servo sürücülerinin pozisyon gecikme hatalarının kontrol edilmesini ve sabit bozuculu üretim proseslerin doğruluğunun önemli oranda arttırılmasını sağlar. www.br-automation.com ENDÜSTRİ OTOMASYON B&R 91 Ürünler PCIM: Rutronik güvenilir “Bağla ve Unut!” ve RECOM’ dan gelen DIN-Ray Gücü Tedariklerini Sunar ■ Ispringen (Almanya), 29 Nisan 2015 – PCIM ‘da (19-21 Mayıs 2015 Nuernberg’de) Rutronik distribütörü 7. Salonda 226. Stantta iki yeni DIN-Ray güç kaynağı ailesini ortak sergici RECOM ile sırasıyla 45W ve 60W REDIN45 ve REDIN60 için sunacaktır. “Bağla ve Unut!” PSU’ lar yüksek bir güvenilirlik ve uzun, arızasız bir kullanım ömrünü beraberinde getirmektedir. RECOM’ dan PSU’ lar 12VDC ve 24VDC standart çıkış gerilimleri ile mevcuttur ve ön kapak potansiyometresi tarafından ayarlanabilir. REDIN’ in inanılmaz çizgisi ve yük düzenlemesi sabit kalıcı ve “DC-OK” ön panel lambası üzerinden sinyal veren bir voltaj çıkışı sağlar. Modüller ayrıca voltajsız “DC-OK” temaslarıyla donatılır ve hem doğrudan kontrol ile bir uzaktan gösterge lambası hem de merkezi görüntüleme noktasına sinyal göndererek çalışır. Çoklu modüllerin temasları genel bir “Sistem Güç Ok” sinyali üretmek üzere halka zincir yapısında olabilir. RECOM’ un DIN-Ray enerji kaynağı aileleri REDIN45 ve REDIN60 -20°C ile +70°C arasında çalışma sıcaklıklarına sahiptir. Yüksek verim %87’ yi geçmektedir ve düşük bekleme kayıpları (<0,5 W) enerji tüketimini düşürür ve en az ısı üretimi ile sonuçlanır. Pek çok güç kaynağı giriş voltaj dalgalanmaları ve geçici değişiklikleri nedeniyle ortaya çıkamazken şimdi güçlü bir giriş filtresi bu durumu engellemektedir. Güç kaynaklarının pek çok sayıda güvenli koyucu önlem ile standart olarak donatılmış olması: kısa devre ve aşırı ısınma ve aşırı yüklemeden bir mandal fonksiyonu ile koruma sağlar. Tüm REDIN güç kaynakları 7/24 devamlı çalışma için tasarlanır. UL, IEC/EN/UL60950, CE ve UL508 tarafından tam olarak onaylıdır. Bir çok amaçlı 85VAC ile 264VAC giriş voltajı aralığı ve 500m yüksekliğe kadar dünya genelinde endüstriyel kontrol altında, bina otomasyonunda ve Akıllı Ev Projelerinde kullanımına imkan tanır. 88.6x41.1x101.4mm ölçüleriyle DIN-Ray güç kaynakları çok küçüktürler; daha fazla alan tasarrufu sağlarlar, bunun nedeni modüllerin bir sonrakinin yanına herhangi bir aralık koymaya gerek kalmaksızın kurulabilmesidir. Son montaja alternatif olarak, güç kaynakları ayrıca alçaktaki dolaplarda kullanım için kenara monte edilebilir. Tasarım ömrü 87,000 saatten daha fazladır. RECOM REDIN serilerine tam olarak yedi yıl garanti verir. www.rutronik.com 92 ENDÜSTRİ OTOMASYON RutronIk Ürünler Havacılıkla İlgili ve Askeri Uygulamalar İçin Ayrı Özel Tasarımlı Sıvı Soğutmalı Isı Eşanjör Tertibatı ■ Birden fazla askerî spesifikasyonla uyumlu, aşırı koşullar için tasarlanmış hafif AMETEK Rotron ünitesi A. Ayrı uygulamaların termal ve çevresel gereksinimleri için özelleştirilmiş Az Yer Kaplayan Sıvı Soğutmalı Isı Eşanjör Tertibatı. AMETEK Rotron tarafından, havacılıkla ilgili ve askerî uygulamaların aşırı koşullarında çalışabilen sıvı soğutmalı hafif bir ısı eşanjör tertibatının tanıtımı yapılmıştır. Isı eşanjörü, her bir uygulamanın termal, paketleme ve çalışma ortamı gereksinimlerini karşılamak üzere Rotron tarafından özel olarak tasarlanmış bir alt tertibatın parçasıdır. Uygulamalar: B. Özel tertibat bileşenleri şunları içerebilir: 1) Isı Eşanjörü; 2) Biriktirici; 3) Güç Filtresi; 4) Pompa • Uçak-uzay • Askerî ve Ticari Havacılık • Elektronik devre soğutması • Savunma/Askerî • Tasarım Mühendisliği • Ekipman Kasası Soğutması • Telsiz, radar Bu ünite, aralarında patlamaya karşı direnç ve katı MIL-704 enerji kaliwww.rotron.com te gereksinimlerinin de bulunduğu birçok askerî sınıf testten geçmiştir. Ayrıca, 7985 metre / 26200 ft kadar irtifa ve -57°C ila 74°C sıcaklık aralığındaki kabin depolama koşulları için uygundur. Özelleştirme Seçenekleri Farklı giriş voltajları, ısı transferi hızları, montaj ve paketleme seçeneklerinin yanı sıra askerî sınıf çevre gereksinimleri için uygun özel tertibatlar mevcuttur. Arıza sinyallerini görüntüleyebilen veya üretebilen analog veya dijital kumandalı modeller, ünitelerin manüel olarak veya yazılım kanalıyla çalıştırılmasına olanak sağlar. Isı eşanjörü, glikol ve su karışımları veya dielektrik PAO [poli alfa olefin] sıvı kullanan sıvı soğutmalı döngü içeren herhangi bir tesisatı destekler. Yüksek verimlilikli plaka-kanatçıklı ısı eşanjör göbeği, elektronik devrelerden kaynaklanın ısıyı dağıtmak üzere Rotron fanları ve manyetik tahrikli pompaları ile eşleştirilebilir. Rotron Akıllı Telefonlara Yeni Şarj Çözümü: Minicharge 2000 Powerbank ■ Tunçmatik, çantanızda ve cebinizde rahatlıkla taşıyabileceğiniz yepyeni minicharge 2000 powerbank ile priz arama derdinize çözüm sunuyor. Türkiye’nin 46 yıllık enerji çözümleri markası olan Tunçmatik, Minicharge 2000 model ürünüyle neredeyse her gün yaşadığınız şarj sorununu ortadan kaldırmayı hedefliyor. Tunçmatik Minicharge 2000, depolanmış enerjiyi kullanarak mobil cihazlarınızı dilediğiniz zaman, dilediğiniz yerde şarj edebilmenin rahatlığını sunuyor. Tunçmatik Minicharge 2000, sahip olduğu güvenilir ve dayanıklı www.tuncmatik.com 94 ENDÜSTRİ OTOMASYON 2000mAh’lık Li-ion bataryası ile 1-2 saat arasında şarj edebiliyor. Siyah, beyaz, turuncu, kırmızı, mavi ve yeşil olmak üzere 6 farklı renk seçeneği bulunan kompakt tasarımlı ürün, pil şarj durumunu gösteren 4 adet mavi LED’e sahip. Ürün ayrıca, sahip olduğu aşırı akım, aşırı voltaj, düşük voltaj, aşırı sıcaklık ve kısa devre koruma özellikleri ile hem kendisini hem de değerli mobil cihazlarınızı koruma altına alıyor. Minicharge 2000 Powerbank, Türkiye’nin önde gelen; bilişim dağıtıcıları, teknoloji mağazaları ve yapı marketlerinde bulunuyor. Tunçmatik Teori ve Uygulamalar Ürünler Genişletilmiş Master İşlevselliği Ile CX8000 Gömülü PC Serisi Canopen ve Profibus İçin Yeni Master Arabirimleri ■ CX8030 ve CX8050 Gömülü PC’lerle Beckhoff, CX8000 serisi ultra kompakt PC tabanlı kontrolörlerini PROFIBUS ve CANopen master’larla genişletiyor. Bu esnek cihazlar, fieldbus master işlevselliğine gereksinim duyan kontrol uygulamalarında evrensel kullanım için uygun fiyatlı ve daha küçük boyutlu çözümler sunuyor. Ek bir EtherCAT master terminaliyle tümleşik dahili fieldbus slave’e sahip bir CX8000 serisi Gömülü PC fieldbus master olarak kullanmak önceden de mümkündü. Şimdi CX8030 ve CX8050 ile bu işlevsellik, zaten kompakt Gömülü PC’lere doğrudan dahil edilmiş olan PROFIBUS veya CANopen için de kullanılabilir duruma geldi. CX8030 ve CX8050 Gömülü PC’ler, küçükten orta büyüklüğe kadar makine uygulamalarında valf terminallerinden sürücülere herhangi bir fieldbus slave bağlantısı yapmak için idealdir. EtherCAT slave cihazlar arasında ve PROFIBUS veya CAN gibi geleneksel slave arabirimlerde ağ geçidi olarak kullanılmakla kalmayıp makine kontrolörlerinin daha üst düzey bir Ethernet alt yapısına dahil edilmesi için de kullanılabilir. CX8030: Normal veri alışverişine ek olarak, PROFIBUS master aynı zamanda DPV1 haberleşmesini de destekler. Bundan daha da üstün bir özelliği ise master arabirimin gerektiği zaman slave arabirim olarak da yapılandırılabilmesidir. TwinCAT Sistem Yöneticisinde hata arama amacıyla, CX8030 için basit bir PROFIBUS gözleme arayüzü mevcuttur. CX8050: CX8050, bir CANopen master olmasının yanı sıra bir “basit” CAN master olarak da çalışabilir. Bu durumda CAN 2.0A ve CAN 2.0B desteklenir ki 11 bit ve 29 bit tanımlayıcılar üzerinden konfigrasyon gerçeklenebilir. Bu, yaygın olarak kullanılan tüm CAN uygulamalarının ve CAN cihazlarının CX8050 ile adreslenebileceği ve ağa bağlanabileceği anlamına gelir. Hata arama amaçlı basit bir CAN gözleme arayüzü mevcuttur. Teknik özellikler Yalnızca 65 x 100 x 80 mm boyutlarında, Windows CE 6.0 işletim sistemi, 400 MHz ARM9 işlemci, 64 MB RAM bellek ve 4 GB’a genişletilen 256 MB MicroSD hafızakartı ile sunulan Gömülü PC’lerde aynı zamanda bir 10/100 Mbit/s Ethernet arabirimin yanısıra ön kapağın iç kısmında bir USB portu da mevcuttur. CX8030’daki PROFIBUS arabirim, bir 9 pinli ekranlamalı D-Sub fiş ile sisteme dahil edilirken iken CX8050’daki CANopen veriyolu arabirimi ise galvanik dekuplajlı, CANopen gerekliliklerine uygun 9 pinli bir D-sub fiş bu görevi üstlenmektedir. Yeni CX8030 ve CX8050 Gömülü PC’ler, CX8000 serisi küçük kontrolörlere fieldbus master işlevselliği getiriyor. www.beckhoff.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON beckhoff 95 Ürünler Philips Master LEDtube ile Doğru Işık ■ Aydınlatma ihtiyacı nasıl olursa olsun, yenilenen Philips MASTER LEDtube portföyünde mutlaka ideal bir çözüm var. Aydınlatmada dünya lideri Philips, MASTER LEDtube portföyünü kullanıcı ihtiyaçlarına göre yeniledi. Üç yeni ışık kategorisine göre geliştirilen lambalarla artık otopark, süpermarket, fabrika, depo, okul ve ofis aydınlatması gibi pek çok uygulama alanı için en verimli ve doğru lambayı seçmek çok daha kolay… Yenilenen seride MASTER LEDtube ürünleri, standart, yüksek ve ultra ışık çıkışlarına sahip. Böylelikle kullanılan alanın tam ihtiyacına göre doğru aydınlatma tercih edilebiliyor. Özellikle ultra çıkışlı LEDtube, 3700’e kadar çıkabilen lümen seviyesiyle aydınlatma kalitesini geliştiriyor. Floresan uygulamalarında en çok karşılaşılan durum lamba duylarının armatür içerisinde dönmesidir. Yenilenen seride MASTER LEDtube’lerin döner başlıkları ise ürünü 90 dereceye kadar döndürewww.philips.com bilmenize olanak tanıyor. Böylelikle ışık kaybı engelleniyor. Dönebilen başlıklarının yanı sıra, farklı uzunluk ve renk sıcaklık seçenekleri bir arada sunuluyor. Philips LEDtube montaj esnasında bir ucu armatüre takılıyken bile diğer uca akım iletmiyor ve bu nedenle yüksek güvenlik sağlıyor. Philips MASTER LEDtube lambanın özellikleri • Ultra ışık çıkışlı lambaların lumen değeri: 2500- 3700 lm • Artan enerji verimliliği: 105 – 148 lm/W • 90 derece döner başlık ile ışık kaybı engelleme • KEMA sertifikası ile yüksek güvenlik • Geniş renk sıcaklık aralığı (CCT) (3000, 4000, 6500 K – Sarı, sıcak beyaz ve beyaz renk opsiyonu ), • 40.000 saat kullanım ömrü 58W floresan’a eş değer Philips LEDtube sadece 25W enerji tüketiyor. Böylelikle %40 ile %65 arasında enerji tasarrufu sağlanabiliyor. PhIlIps Yeni Voltaj Seçenekleriyle Emniyet Röleleri ■ Phoenix Contact PSR-ESAM 4 emniyet rölesi her uygulamada kullanılabilir ve şimdi birçok besleme geriliminde temin edilebilmektedir. 24 V AC/DC modele ek olarak şimdi 48 V AC/DC, 60 V AC/DC, 110 V AC/DC, ve 230 V AC/DC tipleri de mevcuttur. Üç anahtarlama kanalı ve bir sinyal çıkışına sahip röle makine ve sistemlerde acil duruş kontrol cihazları veya emniyet kapısı anahtarlarının iki kanallı izlemesinde kullanılır. EN ISO 13849-1’e göre PL e ve EN 62061 ve IEC 61508’e göre SIL 3 gibi en yüksek emniyet standartlarını karşılarlar. Cihaz hem otomatik hem manuel izlemeli başlangıca göre konfigüre edilebilir. www.phoenixcontact.com 96 ENDÜSTRİ OTOMASYON PhoenIx Contact Ürünler Yeni Fluke 1000FLT Floresan Işık Test Cihazı ■ Deneyin ve floresan ışık testinden hata payını çıkarın. nik mi yoksa manyetik mi olduğunu tespit eder – enerji tüketen balastları tanımlar Eksiksiz lamba test cihazı zamandan tasarruf etmenize ve maliyetleri azaltmanıza yardımcı olur Fluke 1000FLT, 1 kompak aletle 5 test gerçekleştirmenize olanak sağlar. İşiniz çok sayıda floresan ışığın yanık kalmasını gerektiriyorsa, yeni Fluke 1000FLT vazgeçilmez bir alettir. Bu test cihazı gerçek zamanlıdır ve para tasarrufu sağlar. • Lamba testi: Ampulü tesisatı sökmeden test eder • Balast testi: Balastın çalışıp çalışmadığını kolaylıkla tespit eder • Temassız gerilim: Gerilimi hızlı bir şekilde kontrol eder • Pim devamlılık testi: Filamanlarda devamlılık olup olmadığını test eder • Balast tipi testi: Tesisatı sökmeden balastın elektro- Fluke 1000FLT Floresan Işık Test Cihazının Temel Avantajları • Zaman tasarrufu sağlar ve maliyetleri azaltır: Sorunları hızlı bir şekilde belirlemeniz ve tamamlandığında işlemi doğrulamanız için 30 saniyenin altında 5 temel ışık testi gerçekleştirir • Sahada kullanıma uygundur: İki metrelik bir merdivenden düşürülerek test edilmiştir • Kullanımı kolay: Parlak gösterge ışığı ve sesli uyarı özelliği vardır • Dayanıklı ve bakımı kolay: Fluke 1000FLT’nin uzatılabilir test çubuğu tamamen metal ve oldukça dayanıklıdır. Ancak gerekli olduğunda, test çubuğu kolaylıkla değiştirilebilir • Uzun ömürlü: Üç yıl garantilidir. www.netes.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON netes MÜHENDİSLİK 97 Ürünler Yeni Philips Hue Go ile Işık Her An Yanınızda ■ Philips Hue Go ile istenilen ışık, istenilen zaman, istenilen yerde… Aydınlatmada dünya lideri Philips bir ortamı iyileştirmek, ruh halinizi değiştirmek ya da genel anlamda günlük hayatı kolaylaştırmak için ev içerisinde ve evin farklı yerlerinde ışığın kullanımının sınırlarını bir kez daha zorluyor. Tüm akıllı bağlantı özelliklerine sahip, tamamen taşınabilir, kablosuz ve iF Tasarım ödüllü Philips Hue Go ile istenilen ışığı, evde ya da bahçede istenilen yere götürmek mümkün*... Dünyanın ilk birleşik ev aydınlatma sistemi Philips Hue’ya getirilen yeni eklemeler sayesinde, 200’ün üzerinde uygulama ve özel anları zenginleştirmek için kullanılan beş yeni patentli dinamik ışık etkisiyle Philips Hue Go ışık kavramını tamamen özgürleştiriyor. Işığınızı taşıyın Philips Hue Go, evde ışık kullanım şeklini tamamen değiştiren çok yönlü bir lamba... Kaynağından çıkarıldığında taşınabilir bir parça haline geliyor. Pil modunda üç saate kadar çalışabilen Philips Hue Go, kablo derdi olmadan bahçeden salona, oturma odasından yemek odasına farklı alanlara taşınabilmesi sayesinde her yerde yeni bir ambiyans yaratıyor. Ayrıca ihtiyaçlara farklı yollarla da cevap verebilecek şekilde konumlandırılabiliyor. Örneğin duvara karşı pozisyonlandırarak, duvarın tamamen ışık alması sağlanabiliyor veya bir sanat eserinin üzerine yansıtılabiliyor. Ya da samimi bir akşam yemeği için masanın ortasına koyulabiliyor ve yeni bir ambiyans oluşturulabiliyor. Philips Hue Go’nun kalın duvarlı yuvarlak yapısı, sağlamlık ve zenginlik hissi verirken, buzlu tasarımı kesintisiz saf ışık izlenimi veriyor. İstediğiniz gibi kontrol edin Philips Hue Ürün Pazarlama Direktörü Leonardo Avezzano konuyla ilgili şunları söyledi: “Aydınlatmanın dijitalleştirilmesi bize yepyeni bir fırsatlar dünyasının kapısını açtı; bu sayede evlerimizde, tek bir parmak hareketiyle ışığı anında açabilir ve kontrol edebilir hale geldik. Philips Hue Go, bunu bir sonraki aşamaya taşıyarak, aydınlatma konusunda bize tam özgürlük sağlıyor. Böylece istediğimiz her an ışık yakabilecek, oturma odasından bahçeye her yerde, her türlü ortamı anında aydınlatabileceğiz.” 98 Ürünün üzerindeki kontrol butonu sayesinde, akıllı cihazınız elinizde değilken ışığı değiştirmek çok kolay. Fonksiyonel sıcak beyaz ışık ve enerji veren soğuk gün ışığına kadar yedi farklı ışık efekti ya da Cozy Candle (Samimi Mum Işığı), Sunday Coffee (Pazar Kahvesi), Meditation (Meditasyon), Enchanted Forest (Büyülü Orman) ve Night Adventure (Gece Macerası) olarak tanımlanan beş farklı doğal dinamik efektten biri seçilebiliyor. Her dinamik efektin kendine özel bir yanma stili ve renkleri bulunuyor. Böylece romantik bir yemeği, rahatlatıcı bir banyoyu ya da bir Zen anını zenginleştirecek ‘canlı’ bir ışık elde edilebiliyor. Philips Hue uygulaması kullanılarak günlük işler için fonksiyonel beyaz ışığı seçmek ya da gevşemek, okumak, konsantre olmak ve enerji toplamak için uygun ayarlar yapmak mümkün. Her türlü ortam, ruh hali ve an için ışık kişiselleştirilebiliyor ve ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürünler 16 milyondan fazla renk arasından seçim yapılabiliyor. Her zaman bağlı kalın Philips Hue gibi Philips Hue Go da yeni bir e-postayı ya da hava durumundaki bir değişikliği, sade bir ‘ışık bildirimi’ ile haber verebiliyor. Ayrıca televizyonun görüntüsünü tüm odaya yayabilecek ya da farklı uygulamalarla entegrasyon sayesinde oyun deneyimini bir üst seviyeye taşıyabilecek üç boyutlu anlar yaratıyor. Philips Hue Go, mevcut ağa kolayca entegre olarak tüm Philips Hue ve Friends of Hue ürünleri ile tam uyum içerisinde çalışıyor. Ağ yoksa, yeni bir ağ kurmak da çok kolay. Tek yapılması gereken Philips Hue köprüsünü kablosuz ağa bağlamak ve Philips Hue uygulamasını akıllı cihaza indirerek Philips Hue Go’yu prize takmak. Philips Hue Go 1 Ekim 2015 tarihi itibariyle 299 TL raf fiyatından Türkiye’de satışa sunulacaktır. www.philips.com PhIlIps Yaşam Alanlarına Doğal Mermer Efekti, Viko Artline’dan Novella Corian Serisi ■ Günümüzde dekorasyona renk ve yaratıcılık katan malzemelerin başında corian geliyor. Uzun ömürlü, hijyenik, dayanıklı ve zarif yapısıyla her ortama kişilik katan corian malzemesi, elektrik anahtarı ve priz sektörünün lider ismi VİKO’da şimdi mükemmelliğe ilham veriyor. Kullanıldığı mekanların dekorasyonunu mermer efekti ile tamamlayan VİKO Artline’ın Novella Corian Serisi, farklı seçeneklerle zevklere de özgürlük getiriyor. Novella Corian Serisi ile gerçek mermer efektini yaşam alanlarına taşıyan VİKO, evlerinde şıklık ve modernlik arayanlara yepyeni bir seri sunuyor. Kalite ve tasarımı bir arada sunarak yaşam alanlarını ayrıcalıklı yerlere dönüştüren VİKO, Novella Corian Serisi ile ev dekorasyonunda klasik bir şıklık arayanların tercihi olu- yor. Aydınlık, ferah, ışıltılı bir atmosfer yaratmak, modern ambiyanslar oluşturmak ya da yaşam alanlarına hareketlilik katmak isteyenler için doğadan ilham alan VİKO Artline’ın Novella Corian Serisi, elektrik anahtarı ve prizlerde doğal bir görünüm yaratarak mermer etkisini dekorasyona yansıtıyor. Yaşam alanınızın genel konseptine uygun olarak seçebileceğiniz dusk, aurora, sand stone ve black quartz renklerindeki mermer deseni alternatifleri, zevkinizi hayatınıza taşımanıza yardımcı oluyor. Novella Corian Serisi, zarif tasarımı ile doğal taşların sıcaklığını gözler önüne sererken, ince ve keskin hatlarıyla da duvarlara şıklık katıyor. Mermerin hayata sıcaklık katan doğal etkisi, Novella Corian Serisi’nde hayat buluyor. www.viko.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON VİKO 99 Ürünler Servis Robotları Modüler Bileşenlerden Oluşan Bir Centilmen Servis Robotu Teknolojisi Üzerine SCHUNK Uzman Günleri Dünya Prömiyeri ■ Arkadaş canlısı ve sempatik. İhtiyaç duyulmadığında görünmez. Her za-man hazır. Geleceğin hizmetkârı “Care-O-bot® 4”. Stuttgart’da yer alan Fraunhofer IPA tarafından geliştirilen robot, dünya prömiyerini, SCHUNK Servis Robotikleri Uzman Günleri’nde kutluyor. Care-Obot® 4’ün modüler dizaynı, değişik yapılandırmalara ve uygulamalara imkan tanıyor. SCHUNK GmbH & CO. KG yönetici ortağı Henrik A.Schunk; yüksek derece standardizasyonun, mobil servis robotları alanında Care-O-bot® 4’ü dönüm noktası haline getirdiğini vurguladı. Care-O-bot® 4’ün hem kol eklemleri hem de 1-parmak eli SCHUNK’un mobil tutucu sistemleri için standartlaştırılmış modüllerinden alındı. Bay Schunk, servis robot çözümleri genellikle mobil aplikasyonlarda kullanıldığı için, bileşenlerin hafif ve enerji tasarruflu olmak zorunda olduğunu belirtti. “SCHUNK’un mobil tutucu sistemleri tam da bu senaryolar için tasarlandı. Bileşenler, ölçme ve test uygu-lamaları gibi endüstriyel uygulamalarda kullanılmasının yanında, insanları günlük hayatta destekleyebilecek yardımcı sistemler olarak da kullanılabilir.” Atik ve Modüler Care-O-bot® 4’ten önceki nesiller, nesne algılama veya güvenli dolaşıma odaklanırken, şimdi ticarileşme yönün- 100 de de önemli bir adım atıldı. Fraunhofer IPA takım lideri ve proje müdürü Ulrich Reiser, dördüncü Care-O-bot® jenerasyonunun sadece daha atik, daha esnek ve daha cezbedici olmadığını aynı zamanda daha uygun fiyatlı bileşenleri barındırdığını vurguladı ve iç bileşenlerin, küçük parçalarda dahi daha uygun fiyatla üretilebilen metal saç yapılardan oluştuğunu belirtti. Maliyet Odaklı Modüler Çözümler Robottaki modüler konsept farklı yapılandırmalara izin veriyor. Örneğin, bir ya da iki kolu deaktive etmek mümkün. Kompakt küresel formu ile SCHUNK Powerball ERB modülü, kol eklemlerinde kusursuz entegrasyon sağlıyor. Kol bileşenlerinin tüm elektronik kontrolleri ve regülasyon devreleri ERB modülü içerisinde çözümleniyor. Modül içerisinde pozisyon, hız ve dönme momenti kolaylıkla ayarlanabiliyor. Tutucu ve araçlar için besleme hatları tamamen kolların içinde konumlandırıldığından, diğer aygıtlar üzerinde engelleyici kablolar bulunmuyor. Entegre zeka, evrensel iletişim arayüzleri, data transferi ve güç desteği için kullanılan kablo teknolojisi; Powerball’un tekil modüllerde kullanılmasının yanında hafif kollarının kullanıldığı Care-O-bot® 4 benzeri komplike ürünlere de kolay entegrasyonu sağlıyor. Taşınabilir kullanım ve mobilite için, modüller 24 V DC güç kaynağı veya şarj edilebilir bataryalar ile çalıştırılabiliyor. Hafif ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürünler konstrüksiyon ve tork motorları, düşük enerji tüketimine olanak sağlıyor. Bu özellik, bir yandan enerji maliyetlerini düşürüyorken, diğer yandan şarj edilebilir batarya kullanımında da daha uzun çalışma periyodlarına imkan sağlıyor ve küçük formatlı bataryaların kullanımını mümkün kılıyor. Farklı versiyonlar uygulanabilir Care-O-bot® 4’ün boyun ve kalçadaki yuvarlak eklemleri, birçok sensörde olduğu gibi opsiyonel. Uygulama sadece içecek servisi gerektiriyorsa, bir el yerine tepsi kullanmak ya da mobil bazlı servis veya taşıma aracı olarak kullanmak mümkün. Bu şekilde bağımsız spesifik görevler için adaptasyonlar ve ekonomik çözümler yaratılıyor. Geliştirme mühendislerinin en önemli önceliklerinden biri kullanıcı dostu kullanım. Çünkü robotların kullanımı ve programlamalarındaki zorluk, çoğu insanın gözünü korkutmakta. Örneğin Care-O-bot® 4’ün sezgisel çalışmasına olanak sağlayan etkileşim bölgesi kafasının üzerinde olduğundan hem ayakta, hem de otururken erişilebilir bir yükseklikte. Tabi ki robot ile etkileşim, aynı zamanda kameralar ve mikrofonlar aracılığı ile de müm- kün. Bu şekilde insanlar konuşmalarından ve hareketlerinden algılanabiliyor ve kelimelerle ya da hareketlerle robota direktifler verebiliyor. Robot, insanlardan gelen bu kelimeleri ve hareketleri anlayıp anlamadığını çeşitli kafa hareketleriyle belirtebiliyor. Care-O-bot® 4’ün ellerindeki lazer işaretleyici ve çeşitli ışık efektleri de robot ile etkileşim sağlanmasında rol alıyor. Tasarım ve Mühendisliğin Başarılı Ortaklığı Gelişim sürecinde görev alan Stuttgart merkezli tasarım stüdyosu Phoenix Tasarım’ın genel müdürü Andreas Haug; Care-O-bot® 4’ün tasarım ve mühendislik sentezinin yanında işlevselliğinin insani duygularla birleşiminden kaynaklı bir kullanıcı etkileşimi sağladığını belirtti. Robot; modern dizaynı, iki kolu ve kafası ile insan yapısını andırıyor. Fakat robotta tamamen insan görüntüsü amaçlanmadı. Çünkü Ulrich Reiser’e göre, bu kullanıcılarda ‘yanlış beklentiler’ yaratacaktı. Robotta sadece ‘iç değerler’ insani: her za-man sağduyulu bir mesafe bırakıyor, ne anlaşıldığı ve ne yapılacağı belirleniyor, basit hareketler için yetki sahibi ve hatta duyguları bile gösterebiliyor. www.tr.schunk.com ENDÜSTRİ OTOMASYON SCHUNK 101 Ürünler Kompakt Çoklu Dokunmatik IP 65 Panel PC’ler Gelişmiş Çok-Çekirdekli Atom™ Işlemcilerle Sunuluyor ■ CP37xx montaj kollu Panel PC çoklu dokunmatik panel portföyünü daha da genişletiyor Beckhoff, kompakt kasada yüksek PC tabanlı performans sunan, gelişmiş Intel® AtomTM işlemcili ve çoklu dokunmatik işlevli yeni CP37xx serisi Panel PC’lerini tanıttı. Montaj kollu kurulum için tasarlanan bu cihazlar tam IP 65 koruma sağlıyor. Çeşitli ekran boyutları ve işlemci seçenekleriyle, CP37xx serisi farklı otomasyon zorluklarını aşmak için yüksek ölçeklenebilirlik sunuyor. Bu Panel PC’ler, sağlam alüminyum kasalarında yüksek bilgi işlem gücü ve mükemmel tümleşik grafik özelliğinin yanı sıra, mükemmel termodinamiği ile bilinen Intel® Atom™ işlemcileri barındırıyor. Bu işlemciler, son derece kompakt cihaz tasarımına imkân tanıyor ve tek, çift veya dört çekirdekli olarak bulunabiliyor; böylece çok geniş bir uygulama gereksinimi yelpazesine, mümkün olan en iyi uyumu sağlıyor. Boyutları 12 inç ile 24 inç arasında değişen ekran seçenekleri, 4:3, 5:4 ya da 19:9 (geniş ekran) formatlarında yedi çoklu dokunmatik TFT ekranı kapsıyor. CP37xx, 45 °C’ye kadar ortam sıcaklıklarında kullanılabiliyor. Isı, kasa içinde düzgün bir sıcaklık dağılımı sağlayan fanlarla desteklenen dış soğutucu kanatçıklarla uzaklaştırılıyor. Panel PC, esnek bir şekilde genişletilebiliyor; örneğin, PCI modüller ve/veya üçüncü Ethernet bağlantı noktası gibi. Aynı zamanda, 48 mm çapındaki montaj kolu borusuna bağlı entegre döndürülebilir ve eğilebilir montaj kolu adaptörünü de barındırıyor. Bağlantı kabloları, üste veya alta monte edilebilen montaj kolunun içinden geçiyor. Dört adede kadar IP 65 konnektörlü IPC bağlantı noktası kablo hacmine kolay erişim imkânı sağlanıyor. CP37xx Panel PC’ler bir veya iki CFast kartına sahipler ve tümleşik RAID kontrolörü sayesinde, iki eşdeğer CFast kartı birbirine yansıtılabiliyor (mirroring). Yüksek derecede ölçeklenebilir çoklu dokunmatik panel grubu Beckhoff yüksek derecede ölçeklenebilen çoklu dokunmatik cihazlar yelpazesini CP37xx serisi ile uygulama gereksinimlerine en iyi uyumu sağlayacak şekilde tamamlıyor. Ürün gamı şu anda, pasif CP29xx ve CP39xx Kontrol Paneli serisini, giriş seviyesi performansı sunan CP26xx, orta düzeyde bilgi işlem gücü sağlayan CP27xx ve CP37xx Panel PC’lerden, üst düzey CP22xx ve CP32xx’e kadar cihazları kapsıyor. CP37xx Panel PC serisi, çoklu dokunmatik işlevselliğiyle, yüksek performanslı, düşük kayıplı, çok çekirdekli Intel® Atom™ işlemcileri, entegre montaj kolu adaptörlü kompakt bir IP 65 ünitede bir araya getiriyor www.beckhoff.com.tr 102 ENDÜSTRİ OTOMASYON beckhoff Ürünler PC Tabanlı Kontrol Sayesinde Büyük Veri’yle Akıllı Ölçüm Bağlantısı ■ Güç tüketiminde dahili veri toplama verimli enerji yönetimi için ideal zemini oluşturuyor Bina ve tesis işletiminde daha verimli enerji yönetimi için su, elektrik ve ısı tüketimlerini, mümkün olan en kısa aralıklarla sistem kaydetmek (loglamak) gerekiyor. Beckhoff’un PC tabanlı kontrolü, güvenli haberleşme ve Bulut bağlantılı veritabanı sistemleri de dahil olmak üzere, bu tüketim verilerini toplamak ve işlemek için ideal zemini sunuyor. Ağa bağlı binalarda, kentlerde veya tesislerde elektrik, su, ısı veya gaz kullanımıyla ilgili tüketim verileri Bulut üzerinden kullanıma açılabiliyor. Genellikle “Büyük Veri” olarak adlandırılan bu büyük miktardaki bilgi, enerji kullanımının optimizasyonu için bina sakinleri, bina işletmecileri ve belediyeler tarafından kullanılabiliyor. Arızalar ve aşırı tüketimi kolayca tespit edilebiliyor. Arızaların tespit edilmesinin yanı sıra ayrıntılı, son derece hassas tüketim istatistiklerinin genellikle uzaktan toplanması, bu süreçle kolaylaşıyor. Beckhoff, PC tabanlı kontrolde Akıllı Ölçüm için ideal bir platform sunuyor. Tüketim verileri, Beckhoff I/O termi- nalleri yoluyla uygun maliyetle toplanabiliyor. Bu esnek cihazlar, bir doğrudan sensör bağlantısıyla, fieldbus üzerindeki dağıtık I/O’larla (örneğin, EtherCAT, PROFINET veya BACnet/IP) ya da M-Bus gibi daha alt seviyeli veri yolları üzerinden çok farklı sinyal tiplerinde veri toplamak için ideal. Kontrol, ayarlama ve veri ön işleme, farklı performans sınıflarına göre kolayca ölçeklenebilen bir Gömülü PC tarafından gerçekleştiriliyor. PLC fonksiyonlarının programlanması, program kodlarının gerektiği şekilde (örneğin C++ ) yazılması ve I/O noktalarının, veritabanı arabirimlerinin ve OPC UA (Unified Architecture - birleştirilmiş mimari) iletişim protokolünün yapılandırması gibi tüm görevler evrensel TwinCAT mühendislik ortamında yer alıyor. Modern, Bulut bağlantılı sistem arabirimi TwinCAT veritabanı sunucusu yoluyla gerçekleştirilebiliyor. İsteğe bağlı olarak, veri ayrıca bir Gömülü PC’de yerel olarak tutulabiliyor ve analiz edilebiliyor. OPC UA ile, Gömülü PC, client ve OPC UA sunucusu fonksiyonuyla yüksek seviye enerji yönetim yazılımı olarak görev yapıyor. OPC UA, IEC 62541 standardına göre güvenli veri iletişimi seçeneği sunuyor. PC tabanlı kontrol, Bulut sistemleriyle güvenli ve standartlara dayalı haberleşme de dahil, enerji tüketimi verilerinin ve ölçüm değerlerinin toplanması için modüler ve hassas şekilde ölçeklenebilir bir altyapı sağlıyor. www.beckhoff.com.tr 104 ENDÜSTRİ OTOMASYON beckhoff Ürünler Tektronix RSA306 ■ RSA306 sahada, fabrikada ve akademik alanda kullanıma uygun olarak tasarlanmıştır, oldukça kolay taşınabilir ve tüm bu özelliklere düşük maliyetle sahip olabilirsiniz. RSA306 PC’nizi ve Tektronix SignalVu-PCTM RF Sinyal Analiz Yazılımını kullanarak, 9 kHz - 6.2 GHz arasındaki sinyallerin derin sinyal analiz kapasitelerini, dalga yakalama ve gerçek zamanlı spectrum analiz özelliklerini sağlar. Önemli Performans Özellikleri • 9 kHz - 6.2 GHz frekans kademesi analizlerde gereksinim duyacağınız geniş aralığı kapsar • +20 dBm to -160 dBm ölçümleme kademesi • Problemleri ilk seferinde ve her zaman kaçırmadan yakalamanızı garanti eder • Zor koşullarda kullanım için Mil-Std 28800 Class 2 çevre koşulları, şok ve titreşim özellikler www.netes.com.tr Önemli Özelikleri • Dahili Tektronix SignalVu-PCTM yazılım ile tam donanımlı spektrum analiz kapasitesi • Standart olarak 27 spektrum ve sinyal analiz ölçümlemeleri • Frekans ayarlama, puls ölçümleme, standart destek, modülasyon analizi ve haritalandırma opsiyonları • Gerçek zamanlı Spektrum/Spektrogram ekran, geçici durumları ve parazitleri yakalamak için harcanan süreyi azaltır • Cihaz Kontrol Takımı ile birlikte kullanım için MATLAB cihaz sürücüsü • Dalga yakalama özelliği ile uzun süreli olayları kayıt edebilme Uygulamalar • Akademik/eğitim • Bakım, kurulum, fabrikada veya sahada onarım • Yüksek değer nitelikli tasarım ve üretim • Parazit yakalama netes MÜHENDİSLİK Uçak İkaz Lambası İL-X….UK serisi ø100 ■ Ürün 360 dereceden fark edilebilir bir tasarıma sahiptir.Uzun vadede ürünün bakıma servise ihtiyacı gerekmektedir. Ürünün çalışma biçimi ayarlayabilmek mümkün sabit, flaşör, çakar. Ürün hiçbir şekilde su, nem, toz geçirmeyen koruma sınıfına sahiptir. Işık gücünün en az 7,5 deniz mili yada 10 km uzaklıktan fark edilebilir. Ürün ile ilgili montaj ayağı montaj aparatı iyi seçilmeli ürün bu montaj aparatlarına sağlam şekilde sabitlenebilmelidir. rarınca fotosel yardımı ile devreye girer ancak ana kartta arıza olma durumunda görev yapacak görev yapacak diğer bir yedek kart vardır. Genel Özellikler: Kullanım alanları: Hava alanları, 4 katı geçen tüm bina, kule, iş merkezi vs yüksek yerlerin tamamında kullanılmaktadır. Akşam hava ka- • 2 yıl garanti • Ürün Lensi PC • Koruma Sınıfı:IP65/66 • Çalışma Voltajı:12…80VDC • Çalışma Sıcaklığı -25…+75°C • Gövde ABS (opsiyonel döküm gövde) • Ultra parlak 160 adet Led Kullanılmıştır • 4 sıra yüksek aydınlatma gücüne sahip Led kullanılmıştır. • ICAO ANNEX14 belgesine sahiptir. (Uluslar arası sivil havacılık örgütüne uyumlu olabilmesi için bu belge gereklidir.) www.oshmuhendislik.com.tr OSH MÜHENDİSLİK ENDÜSTRİ OTOMASYON 105 Kuruluş ve Etkinlikler İTÜRO 2015 Yine Dopdoluydu! ■ İstanbul Teknik Üniversitesi Robot Olimpiyatları (İTÜRO) her yıl olduğu gibi bu yıl da birbirinden iddialı yarışma kategorileri, ilgi çekici seminer, panel ve atölye çalışmaları ile robotik meraklılarını ağırladı. İTÜ Kontrol ve Otomasyon Kulübü(OTOKON) tarafından düzenlenen öğrenci temelli organizasyonun bu yıl dokuzuncusu gerçekleştirildi. Organizasyona katılan yerli, yabancı konuşmacı ve yarışmacı sayısı gittikçe artan İTÜRO her yıl uluslararası olma yolunda büyük adımlar atmaya devam ediyor. müzün en popüler konularından biri olan ve gelecekte de hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi öngörülen Internet of Things(Nesnelerin İnterneti) konusu ele alındı. İTÜ Bilişim Enstitüsü Bilgisayar Bilimleri Öğretim Üyesi Dr. Serkan Türkeli’nin moderatörlüğünü yaptığı panel, Microsoft’tan Mustafa Kasap, Intel’den Cem Vedat Işık, Mitsubishi Electric’den Tolga Bizel ve İTÜ Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi Güray Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirildi. İTÜRO 2015 açılış töreni İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca’nın konuşması ile başladı. Konuşması sırasında organizasyonu düzenleyen öğrenci kulübü olan OTOKON’a teşekkürlerini ve tebriklerini ileten Karaca’nın konuşmasının ardından tören İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Şeker ve İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Bölüm Başkanı ve OTOKON Akademik Danışmanı Prof Dr. İbrahim Eksin’in açılış konuşmaları ile devam etti. Konuşmalarında İTÜRO’nun uluslarası olma yolunda olduğunu ayrıca hem üretmek hem de kendini ifade etmek anlamında önemli bir platform olduğu belirten İTÜ’nin değerli akademisyenlerini, İTÜRO 2015’in altın sponsorlarından Gilbo’nun Kurucusu ve Genel Müdürü Mehmet Halit Calayır ve yine İTÜRO 2015 altın sponsorlarından Autodesk Akdeniz Ülkeleri Eğitim Koordinatörü Evren Arın’ın konuşmaları izledi. Sponsorların konuşmalarının ardından Kontrol ve Otomasyon Kulübü Başkanı Muratcan Uztemur’un konuşması ile açılış töreni sona erdi. Panel, Seminer ve Atölye Çalışmaları İTÜRO 2015’in ilk gününde düzenlenen panelde günü- ENDÜSTRİ OTOMASYON 107 Kuruluş ve Etkinlikler Organizasyonun ikinci gününde ise Yapay Zeka ve Stratejili Oyunlar konulu semineri ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Vasif Vagifoğlu Nabiyev katılımcılar ile birlikteydi. Aynı gün İTÜRO 2015’in altın sponsorlarından Gilbo tarafaından gerçekleştirilen Akıllı Servo Motor 108 ve İTÜ Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi Mertcan Cibooğlu tarafından düzenlenen CATIA Programı Üzerinde Tasarımdan Gerçeğe Kendini Dengeleyen Robot atölye çalışmları ziyaretçilerin büyük oranda ilgisini çekti ve yüksek katılımla sonuçlandı. ENDÜSTRİ OTOMASYON Kuruluş ve Etkinlikler 3. İstanbul Gelişim Üniversitesi 16 Cihan Dalgıç Yangın Söndüren İTÜRO 2015’in son gününde ise The iCub Project: An Open Platform for Research in Artificial Cognitive Systems konulu semineri ile Italian Institute of Technology’de iCub Facility’nin başındaki isim olan Prof. Dr. Giorgio Metta katılımcılar ile buluştu. Sunumunda RobotCub projesi altında gerçekleştirilen, görme ve işitme duyuları yanında hareket algısı da bulunan insansı çocuk robot olan iCub hakkında bilgi veren Metta’ya yoğun ilgi gösterildi. Kapanış töreninde İTÜRO Ekibi’nden yıllardır desteğini eksik etmeyen Endüstri Otomasyon Dergisi Sahibi ve ENOSAD Yönetim Kurulu Üyesi Turan Türkmen ve Alfanorm Mim. Müh. Ltd. Şti. sahibi Ateş Öztan’ın konuşmalarının ardından ödül törenine geçildi. Düzenlenen yarışmalarda dereceye giren yarışmacılara ödülleri takdim edildikten sonra İTÜRO 2015 Genel Koordinatörü Celaleddin Hidayetoğlu’nun konuşması ile tören sona erdi. 1. storm Eray Aktokluk Engin Aktokluk 2. fast fast Eray Aktokluk Engin Aktokluk 3. Yananı Görür Allah Ali Rıza Doğan Ahmet Can Ekinci Duran Ekinci Merdiven Çıkan 1. ROBOZELA Ali Rıza Doğan Ahmet Can Ekinci Duran Ekinci 2. Melike Çağlar Karahan Ali Fetvacı Elif Gençer Cengiz Kurtoğlu 3. ROBOTEAMZİLE Ali Rıza Doğan Ahmet Can Ekinci Duran Ekinci Mikro Sumo 1. biçer Gürol İlhan 2. tekin05 Gürol İlhan 3. bilimsanat İzmit Bilim ve Sanat Merkezi İTÜRO 2015 kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye giren yarışmacılar: Basketbol 1. ALMIŞ60 Ali Rıza Doğan Ahmet Can Ekinci Duran Ekinci 2. Tam isapet Eray Aktokluk Engin Aktokluk 3. ŞAHİ Mustafa Erdoğan Ömer Özbekler Çizgi İzleyen Labirent 1. İstanbul Gelişim Üniversitesi 12 Cihan Dalgıç 2. İstanbul Gelişim Üniversitesi 9 Cihan Dalgıç 1. spirit Eray Aktokluk Engin Aktokluk 2. turbo Eray Aktokluk Engin Aktokluk 3. algoritma Eray Aktokluk Engin Aktokluk Renk Seçen 1. Aloha Farid Yagubbayli Şeymanur Özalış Şebnem Karakılıç Sibel Daşçı Faruk Cankaya 2. RENK60 Ali Rıza Doğan Ahmet Can Ekinci Duran Ekinci Kendini Dengeleyen 1. avatar Mustafa Taşçı 2. MafBot Mertcan Cibooğlu Ahmet Sakallı Ferit Hacıoğlu 3. Baykuş Ahmet Kemal Çalışkan Senaryo 1. Mimar Sinan Coşkun Odabaş Serbest 1. Virtual Checkers Burak Kılıç Emre Alkan Caner Topluoğlu Sami Engin Yiğiter Selman Öztürk 2. ATLAS Muhammed Kocabaş Emre İnanıcı Ömer Yeşilyurt 3. Tiercoid Mert Canat Bedirhan Çaldır Zafer Çavdar Celalettin Yurdakul Autodesk Dijital Tasarım ENDÜSTRİ OTOMASYON 1. Melike Cengiz Kurtoğlu 2. Aloha Caner Topluoğlu 109 Kuruluş ve Etkinlikler 110 ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler BİRİNCİ AVRUPA OLİMPİYAT OYUNLARI’NDA ANEL İMZASI ■ Uluslararası standartlarda mega projelere imza atan Anel Grup, yaklaşık bin çalışan ile Bakü Olimpiyat Stadyumu Projesi’nin sistem testlerini Şubat 2015 sonunda tamamlayarak projeyi teslim etti. Elektromekanik ve zayıf akım sistemlerinin tek bir otomasyon sistemine entegrasyonu ile kontrol edilebilme ozelligine sahip olan bu projedeki elektrik ve mekanik işleri, Anel Grup’un yüksek mühendislik gücü ve kalitesi ile, 18 ay gibi kısa bir sürede kusursuz şekilde tamamlandı. Tekfen İnşaat tarafından inşa edilen Bakü Olimpiyat Stadyumu, 68.000 seyici kapasiteli. Birinci Avrupa Olimpiyat Oyunları’na, Azerbaycan Milli Takımı’nın karşılaşmalarına ve konserlere ev sahipliği yapacak olan Bakü Olimpiyat Stadyumu, FIFA ve UEFA’nın en yüksek teknik standartlarını karşılayan özellikleriyle, Avrupa Futbol Şampiyonası turnuvaları ve olimpiyat oyunları düzenlemek için yeterli nitelikleri barındırıyor. Projenin, Birinci Avrupa Olimpiyatları’nın 12 – 28 Haziran 2015 tarihlerinde ilk kez Bakü’de gerçekleştirilmesi nedeniyle Azerbaycan için çok önemli olduğunu da belirten Batukan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu büyüklükte prestijli bir stadyum projesinin bundan sonraki iş geliştirme faaliyetlerimizde önemli bir referans olacağını ve kazanılan tecrübelerin takip eden projelerde faydalı olacağını düşünmekteyiz. Bu önemli projede gösterdiğimiz başarı, Katar’daki projeler için önemli bir referans niteliği taşıyor. Katar’da inşaatı planlanan ve 2022 Dünya Kupası Müsabakaları’nın düzenleneceği stadyumlar, Bakü’de tamamladığımız UEFA FIFA IAAF ve IOC standartlarında olan stadyum ile aynı seviyede olacak. 2018 yılına kadar Rusya’daki Dünya Kupası için yapılacak stadyumlarda başarımızı devam ettirerek yeni projeler almayı hedefliyoruz.” Anel Elektrik Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Batukan, 28 yıldır, uluslararası havalimanlarından, teknoloji merkezlerine, raylı sistemlerden, hastanelere kadar her biri ayrı mühendislik yetkinliği gerektiren birçok projeye imza attıklarını belirterek “Dünya standartlarında servis kalitesi taahhüdü ile başlanan Bakü Olimpiyat Stadyumu projesini de yine Anel Grup’a yakışır şekilde tamamladık. Türk mühendisliğini dünyaya ihraç etmekten ülkemiz adına gurur duyuyoruz.” ifadesini kullandı. 112 ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler İNOVASYON DÜNYASININ OSCAR’LARI MITSUBISHI ELECTRIC’E VERİLDİ! ■ Alanında Dünya Lideri Mitsubishi Electric Corporation’un benzersiz fabrika otomasyon teknolojileri MELFA-3D Vision ve Sensor-less Servo, R&D Magazine tarafından verilen R&D 100 Ödülleri’ne layık görüldü. “İnovasyon Oscar’ları” olarak bilinen ödüller, Mitsubishi Electric’in endüstriyel inovasyonda küresel lider pozisyonunu bir kez daha göstermiş oldu. kaplıyor. Vizyon sensörleri kullanılan çeşitli robotik sistemler geliştirilmiş olmakla birlikte, bu sistemler genellikle yalnızca konvansiyonel sistemlerde basit şekilli parçalar için kullanılabiliyor. Bu teknik sınırlamalara yanıt olarak Mitsubishi Electric’in geliştirdiği MELFA-3D Vision teknolojisi, üretim hatlarında genel parçaların otomatik kaldırılması için son derece gelişmiş özellikler içeriyor. MELFA-3D Vision: KALDIRMAYI OTOMATİKLEŞTİREN TEKNOLOJİ Sensor-less Servo: YÜKSEK DAYANIM VE ETKİN PERFORMANS Las Vegas, Nevada’da yapılan törenle ödül alan Mitsubishi MELFA-3D Vision, kompleks şekilli parçalardan oluşan geniş bir sınıf için kaldırma (binpicking) çözümleri sunuyor. İleri vizyon çözümü kullanılan MELFA-F serisi robotik sistem, kaldırmayı tamamen otomatikleştirmek için geliştirilmiş olmasından dolayı türünün ilk örneği niteliğinde. Geleneksel fabrikaların çoğunda, çeşitli parçalar otomatik montaj sistemlerine manuel olarak gönderiliyor. Bu gibi tekrar gerektiren görevler, işçiler için ağır iş yükü ve stres kaynağına dönüşebiliyor. Bu nedenle parça besleme hatları, kutu kaldırma görevlerini otomatikleştirmeye uygun hale getiriliyor. Ancak besleme hatlarının her bir parça için özel tasarımlı olması gerekiyor ve bunlar genellikle geniş yer Ödül alan bir diğer ürün Sensor-less Servo sistemi ise herhangi bir kodlayıcıya encoder’a gerek kalmadan hız ve pozisyonun kesin olarak kontrol edilmesi için özelleştirilmiş bir servo sürücü ünitesinden ve motordan oluşuyor. Sensor-less Servo sistemi daha küçük motor, daha yüksek dayanım ve daha yüksek etkinlik dahil olmak üzere konvansiyonel modellere kıyasla bir çok avantaj sağlıyor. Konvansiyonel servo drive (tahrik) ürünleri, örneğin genel amaçlı invertörler ve servo sürücüler, üretim makinelerinde performans ve etkinliğin arttırılmasına katkıda bulunuyor. Ancak bu üretim makinelerinin çeşitliliğinin ve gereksinimlerinin arttığı günümüzde, Sensor-less Servo teknolojisinin daha kapsamlı bir sürüş ürünleri serisinde kullanılabilmesi bekleniyor. MELFA-3D Vision Sensor-less Servo ENDÜSTRİ OTOMASYON 113 Haberler TİSK’TEN SOSYAL SORUMLULUK ÖDÜLLERİ ŞİRKETLERİN SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ YARIŞACAK ■ Özel sektörün devlerinden KOBİ’lere kadar pek çok şirket, sosyal sorumluluk projeleriyle 5 kategoride yarışacak. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) “TİSK 2015 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri” için başvurular başladı. Türk özel sektörünün büyük ölçekli devlerinden KOBİ’lere kadar pek çok şirket, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) projeleriyle geçen yıl olduğu gibi bu yıl da heyecanlı bir yarışmaya katılacaklar. Yarışma için son başvuru tarihi 2 Ekim 2015 olurken, ödüller Aralık ayında TİSK tarafından düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. 5 kategorinin her birinde bir büyük ölçekli ve bir KOBİ olmak üzere 2 proje, toplamda da 10 proje ödül almaya hak kazanacak. Ayrıca belirtilen 5 kategori üzerinden en yüksek puanı alan bir büyük ölçekli ve bir KOBİ olmak üzere 2 proje de Büyük Ödül için yarışacak. İşçi, işveren, hükümet, medya, üniversite ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerinden oluşacak Seçici Kurul, finalist projeleri 5 temel kategoride (Etkililik, Sürdürülebilirlilik, Kapsayıcılık, İyi Uygulama, Yenilikçilik) değerlendirecek. Her konuda bir büyük ölçekli ve bir KOBİ olmak üzere 2’şer proje; toplamda 10 proje belirtilen kategorilerde ödül alırken, tüm kategorilerden en yüksek puanı alan iki ayrı projeye de yine farklı ölçeklerde olmak üzere Büyük Ödül takdim edilerek toplamda 12 proje ödül almaya hak kazanacak. Ayrıca işbaşında eğitim alanındaki projeler için GAN TÜRKİYE Özel Ödülü de verilecek. “Gan Türkiye” Özel Ödülü Geçtiğimiz Şubat ayında Antalya’da 21 özel sektör şirket CEO’larının prensiplerine imza attığı Küresel İşbaşında Eğitim Ağı (GAN) Türkiye’nin Özel Ödülü de bu yıl bir projeye verilecek. GAN TÜRKİYE faaliyetleri kapsamında, “işbaşında eğitim (çıraklık, beceri eğitimi, stajyerlik ve hizmet-içi eğitim)” imkânı sunulması, kaliteli işbaşında eğitim fırsatlarının ve bu konuda bilgi ve bilinç düzeyinin artırılması amacıyla şirketler tarafından yürütülen projeler, “GAN TÜRKİYE Özel Ödülü” kapsamında değerlendirilecek. Başvuru Kriterleri Ve Süreci Türkiye’de ticaret siciline kayıtlı tüm şirketler, Türkiye’de uygulanan KSS projeleri ile ödüle baş- 114 vurabilecekler. Başvuru için TİSK üyesi olma şartı aranmayacak. Şirketler, ayrı ayrı başvuru yapmak koşuluyla birden fazla proje ile yarışmaya katılabilecekler. Projelerin halen uygulanmakta olması ya da 1 Ocak 2011 tarihi ve sonrasında tamamlanmış olması şartı aranacak. TİSK 2014 KSS’de ödül almaya hak kazanan projeler için tekrar başvuru yapılamayacak. Geçen yıl başvuru yapan ancak ödül kazanamayan projeler için başvuru yapılabilecek. Aday şirketler projelerini, www.tisk.org.tr internet adresinden ulaşabilecekleri TİSK KSS Ödül Başvuru Formu’nu, doldurarak, 2 Ekim 2015 Cuma saat 17.00’ye kadar odul@tisk.org.tr e-posta adresine PDF dosyası olarak gönderecekler. İsteyen şirketler, başvuru formuna ek olarak, projenin tanıtımına yönelik olarak hazırlanan görsel, basılı materyal, film vb. gibi ilave materyalleri de başvuru dosyalarına ekleyebilecek. (Söz konusu materyallerin, isteğe bağlı olarak elektronik ortamda ya da CD ile kapalı zarf içinde 2 Ekim 2015 Cuma tarihinde saat 17.00’ye kadar TİSK Genel Merkezi’ne ulaştırılması gerekiyor.) Kapalı zarfın teslim edileceği adres ise şöyle: TİSK, Herkes İçin KSS Proje Ofisi, Hoşdere Caddesi, Reşat Nuri Sokak No: 108 06540 Çankaya - ANKARA. AB Destekli, IOE Ortaklı Proje İlki 2014 yılında verilen “TİSK 2015 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri”, KSS alanında farkındalığı artırarak, şirketleri teşvik etmeyi amaçlayan uluslararası “Herkes için Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamında veriliyor. TİSK’in liderliğinde ve AB’nin finansman desteğiyle yürütülen proje, Uluslararası İşverenler Örgütü’nün (IOE) yanı sıra Güney Doğu Avrupa Ülkelerinin ulusal işveren örgütlerinin ortaklığında 2012 yılından beri sürdürülüyor. 4 yıllık Proje’nin ikinci 2 yıllık dönemi de başladı. İlk dönemde Türkiye, Romanya, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ’ın ulusal işveren örgütlerinin yer aldığı projeye, 2015-2016 yıllarını kapsayan 2. Dönemde Sırbistan, Bulgaristan ve Azerbaycan’ın İşveren Teşkilatları’nın da dâhil olmasıyla işbirliği yapan kuruluş sayısı dokuza çıktı. İkinci dönemde, işveren kesiminin Sürdürülebilirlik Raporlaması hakkında bilgilendirilmesine, uygulama kapasitesinin geliştirilmesine ve eğitmenlerin yetiştirilmesine odaklanılacak. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Otomotiv Sektöründe Üç Boyutlu Teknolojilerle Dönüşüm Bursa’da Konuşuldu büyük ve önemli yazılım şirketlerinden biri olduğunu söyledi. Süsoy, makine sektöründen tekstile, enerjiden savunmaya ve otomotive kadar 13 ayrı sektöre yönelik çözümler sunduklarını ifade ederken, sözlerini şöyle sürdürdü: Burak Süsoy ■ Dassault Systèmes’in otomotiv sektörüne sunduğu üç boyutlu çözümler sayesinde endüstrideki oyuncular iş süreçlerini en baştan tanımlayıp simüle edebilirken, süreci sürekli takip ederek yönetebiliyor, sıfır hataya ulaşabiliyor. Bu dünyadaki son gelişmeler Bursa’da düzenlenen çok özel bir etkinlikte konuşuldu. Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan 3DEXPERIENCE şirketi Dassault Systèmes, otomotiv ve ulaştırma sektörlerine yönelik sunduğu üç boyutlu teknolojileri Bursa’da düzenlediği “Transportation&Mobility Solution Experience Forum” adlı çok özel bir etkinlikle tanıttı. Dassault Systèmes Türkiye Genel Müdürü Burak Süsoy’un hazır bulunduğu etkinlik 15 Nisan’da Hilton Bursa Convention Center’da düzenlendi. Foruma, Dassault Systemes’in üst düzey yöneticilerinin yanı sıra iş ortakları, müşteriler, otomotiv ve ulaştırma sektöründen yöneticiler ve uzmanlar katıldı. Tırsan ve Autoliv gibi başarılı uygulamaların da paylaşıldığı organizasyona Dassault Systemes’in iş ortakları Cadem, Infotron, A-Z Tech, Dijitalis, Arge, Grup ve Mobit de destek verdi. “Müşterilerimize eşşiz deneyimler oluşturmalarında yardımcı oluyoruz” Forumun açılış konuşmasını yapan Dassault Systèmes Türkiye Genel Müdürü Burak Süsoy, Dassault Systèmes’in 140 ülkedeki 190 bin farklı müşterisiyle dünyanın en 116 “Amansız bir rekabetin yaşandığı otomotiv pazarında tasarımdan üretime ve satışa kadar her süreçte teknolojideki son gelişmeleri son derece etkin şekilde kullanılması gerekiyor. Dassault Systèmes’in pazar lideri çözümleri otomotiv endüstrisinde otomobillerin tasarımından üretimine ve pazara sunulmasına kadar tüm süreçlerde uzun yıllardır başarıyla kullanılıyor. Günümüzde ise bu çözümler, araçlarda mobiliteyle birlikte yeni sosyal deneyimler yaratmak için üç boyutlu evrenler oluşturuyor. Şirket olarak kendimizi bir ’üç boyutlu deneyimler şirketi olarak konumluyoruz. Müşterilerimize eşsiz deneyimler oluşturmalarında yardımcı olacak çözüm ve araçları geliştiriyor, onların tasarım ve üretim döngülerini en aza indirgiyoruz. Örneğin My Car Experience çözümümüzle üretici firmalar tüm süreçlere son kullanıcıyı da dahil edebiliyor. Üretici; son kullanıcı, bayiler ve müşteri gruplarından ürünün gelişme aşamasında, ürün tasarımı yapılırken ve üretilmeden geri bildirim alabiliyor. Bu esasında Ar-Ge’yi sokaktaki insana kadar taşıyan bir süreçtir. Türkiye’de en fazla Ar-Ge yatırımın yapıldığı sektörlerden birisi otomotiv. Bunu üç boyutlu deneyimleme ile birleştirmek önemli bir katma değer yaratacaktır” Süsoy’dan sonra söz alan Prof. Dr. Ercan Tezer de “Gelecekte Otomotiv Endüstrisine Bakış” başlıklı konuşmasında sektörün gelecekteki yol haritasıyla ilgili öngörülerini paylaştı. Bid to Win deneyimi ve DELMIA çözümü hakkında demoların da gerçekleştiği etkinlikte, Tırsan ve Autoliv gibi başarılı uygulamalar da katılımcılara detaylı bir şekilde anlatıldı. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler KROHNE Academy seminerlerine büyük ilgi devam ediyor… ■ Endüstride proses ve otomasyon son kullanıcılarının, uygulama mühendis ve teknik personelinin, akademisyenlerin sabırsızlıkla beklediği “KROHNE Academy Proses ve Otomasyon Kontrol Etkinlikleri” seminerlerinin ilk ayağı 28 ve 30 Nisan tarihlerinde İstanbul ve Çorlu’da gerçekleştirildi. Alanında uzman KROHNE, PILZ, SAMSON ve WAGO firmalarının ortaklaşa düzenledikleri etkinliklerde proses ve otomasyon sektöründe son gelişmeler, ürün ve sistemler, yeni standart ve uygulama çözümleri, seminerler süresince tüm katılımcılarla paylaşıldı. Dünyada çeşitli ülkelerde düzenli gerçekleştirilen KROHNE Academy seminerleri, bu sene ülkemizde dördüncü kez organize edildi. Etkinlikler çerçevesinde, endüstri uzmanları, son kullanıcılar, uygulama mühendis ve teknisyenleri, akademisyenler bir araya geldi. Dört ayrı salonda paralel olarak gerçekleştirilen ve bir günde 20 ayrı seminerin verildiği etkinliklerde, ürünlerin çalışma prensip ve teknolojileri, proses ve otomasyon uygulamaları, ulusal ve uluslararası standart ve prosedürlerinin anlatıldığı konular katılımcılarla paylaşıldı. Seminerlerin ilk ayağını oluşturan iki seminere yaklaşık 500 kişinin üzerinde bir katılım gerçekleştirildi. Tüm gün süren seminerlere ilgi çok büyüktü. Katılımcılar, seminer aralarında çay ve kahvelerini içerken organizatör firmaların sergi alanındaki ürün ve uygulamalarını görme ve işin uzmanları ile konuşma fırsatı da yakaladılar. Bu sayede karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımının da yaratılmasına olanak sağlandı. Değişik endüstrilerden gelen ziyaretçilerini ağırlamaktan büyük mutluluk duyan KROHNE, özellikle ürün ve çözüm önerilerine yoğun ilgi gösteren tüm Proses Otomasyon sektör paydaşlarına teşekkür ederken, 26 ve 28 Mayıs tarihlerinde Ankara ve Adana’da gerçekleşecek seminerlerin ikinci bölümüne tüm sektör temsilcilerini bekliyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 117 Haberler ABB Güneş Enerjisi çözümlerini Solarex fuarında ziyaretçilerle paylaştı Yeni Nesil Solar Evirici PRO33 Market lideri TRIO serisi dizi inverterlerin yanında ABB’nin yeni nesil üç fazlı PRO-33 dizi inverter sunumu fuarda gerçekleşti. 33000 W AC güç sağlayan bu yeni nesil dizi inverter büyük ölçekli endüstriyel çatılar veya açık arazi büyük ölçekli santral uygulamaları için tasarlandı. ■ İstanbul, 20.04.2015 - Güç ve otomasyon teknolojilerinde dünya lideri olan ABB, yenilenebilir enerjilerdeki deneyimini, teknoloji liderliğini ve uygulama konusundaki bilgi birikimini 9-11 Nisan arası gerçekleştirilen SOLAREX fuarında ziyaretçilere sundu. ABB, şebeke bağlantılı ve mikro şebeke uygulamaları için; güneş enerjisi üretimini, iletimini ve dağıtımını yapan solar fotovoltaik değer zinciri içerisinde en kapsamlı ürün, sistem, çözüm ve hizmetleri sunmaktadır. Portföyümüzde inverterler, alçak gerilim ürünleri, izleme ve kontrol sistemleri, şebeke bağlantıları, ürünlerin kararlı hale getirilmesi ve entegrasyonu gibi işlevlerin yanı sıra tesislere elektrik altyapı donanımı kurmak gibi hizmetler de bulunmaktadır. ABB ayrıca, uzaktan işletim ve tanılama, güneş enerjisi toplama tesislerinde performans optimizasyonu gibi destek ve bakım hizmetleri dâhil, geniş bir yelpazeye yayılmış hizmetler sunmaktadır. Fotovoltaik güneş enerjisi santral projelerinde, inverter başta olmak üzere, DC ve AC şalt ekipmanları, uzakta izleme ve SCADA sistemleri, trafo ve orta gerilim paket çözümleri tek bir tedarikçiden ABB mühendisliği ve güvencesi ile sektöre sunuluyor. 118 Paket çözümlerde tek bir tedarikçiden optimum çözüm Merkezi inverter uygulamalarında sahada kullanılan DC bağlantı kutusu, merkezi inverter köşkü ve trafo köşkünden orta gerilim çıkışa kadar ki tüm elektrik ekipmanlarının optimum paket çözümünü sektötre ABB mühendisliği ve güvencesi ile sunuluyor. ABB Türkiye Güneş enerji Çözümleri Bölüm Yöneticisi Haluk Özgün görüşlerini şöyle dile getirdi: “Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2020 yılında 403 GW’a ulaşması beklenen güneş fotovoltaik sistemleri dünyada yeni bir evreye girmiş bulunuyor. Teknolojik gelişmeler maliyetleri düşürürken, konutlardan büyük ölçekli santrallara kadar ve hatta en ücra konumlarda dahi güneş enerjisinden yararlanmak mümkün.” ABB (www.abb.com) Grubu yaklaşık 100 ülkede, 140.000 çalışanıyla faaliyet göstermektedir. Bu büyük grubun bir parçası olarak ABB Türkiye 1.700 çalışanı ve fabrikaları ile Türkiye’nin güç ve otomasyon sektörüne hizmet vermektedir. Türkiye’de hızla gelişmekte olan güneş enerjisi sektörünün ihtiyaçlarına doğru mühendislik çözümleri, optimize edilmiş paket sistemler ve güvenilir servis ağı ile destek sunar. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Avrasya çevre teknolojileri için yeni bir buluşma noktası ANKARA’DA IFAT EURASIA’DAN ETKİLEYİCİ BAŞLANGIÇ ■ 75 ülkeden yaklaşık 11.000 ziyaretçi • Uluslararası ziyaretçilerin ve katılımcıların yoğun ilgisi Türkiye’nin bir köprü vazifesi gördüğünü doğruladı • 19 ülkeden 400 şirketi temsil eden 243 katılımcı • Etkinlik programlarına büyük talep Su ve Orman Bakanı Gratiela Leocadia Gavrilesco oldu. O da fuardan çok memnun kalanlar arasındaydı: “IFAT Avrasya çevre teknolojileri konusunda Romanya ve Türkiye arasında önemli bir köprü vazifesi görüyor. Böyle bir etkinliğin eksikliği hissediliyordu.” IFAT Eurasia Çevre Teknolojileri Fuarı 16.-18. Nisan tarihleri arasında Ankara Congresium Kongre merkezinde gerçekleşen prömiyerinde 11.000 ziyaretçi ile olağanüstü bir kapanış yaptı. Avrasya pazarının yeni çevre teknolojileri fuarında 19 ülkeden 243 katılımcı yer aldı. Sektörden gelen olumlu tepkiler ve tebrikler organizatörlerin beklentilerini doğrular nitelikte: IFAT Eurasia çevre teknolojilerinin bu büyüyen pazarının yeni önder iş platformu. Türkiye Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu daha açılış konuşmasında fuara olan yüksek uluslararası ilgiyi işaret etti: “Ankara’daki IFAT Eurasia fuarı uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye gösterdiği büyük ilgiyi ortaya koyuyor. Türkiye’deki çevre sektörünün önemini etkileyici bir biçimde vurguluyor. IFAT Eurasia’nın Türkiye’de yapılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.” Messe München Genel Müdürü Stefan Rummel: “Geçtiğimiz üç gün içinde aldığımız bu son derece memnun edici sonuçlardan mutluluk duyuyoruz. IFAT Eurasia Messe München’in Türkiye’de organize ettiği ikinci etkinlik ve prömiyere olan ilgi bu pazara adım atmanın doğru bir karar olduğunu gösterdi. Çevre teknolojileri sektörü için yepyeni bir merkezin kurulduğunu memnuniyetle söyleyebilirim .” MMI Eurasia Genel Müdürü Osman Bayazit Genç: “Katılımcılarımız ve partnerlerimiz son derece mutlu: IFAT Eurasia şimdiden uluslararası bir marka oldu. Özellikle Avrasya bölgesinden gelen çok sayıda ziyaretçi olmasından mutluluk duyduk.” NETZSCH Pumpen & Systeme GmbH Uluslararası Bölge Satış Müdürü Michael Zabelt ve Pazarlama Sorumlusu Heidi Dorner de bunu doğruluyor: “IFAT Eurasia prömiyeri bizim için çok başarılı geçti. Başlangıçta Ankara’da olmasından dolayı şüphelerimiz vardı ama doğru yer olduğunu gördük. Şu ana kadar IFAT Eurasia şirketimiz için kesin bir başarı oldu. Türkiye’deki diğer etkinliklerle kıyaslandığında fuarın çok üst düzey olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. 2017’de tekrar katılmak için sabırsızlanıyoruz.” Profesyonel ziyaretçiler Türkiye’nin yönetim merkezi Ankara ile fuar alanı tercihinin ne kadar doğru olduğu da bu ilk fuarda belli oldu. Çeşitli milli ve uluslar arası delegasyonlar IFAT Eurasia’ya katılarak bu etkinliğin Türkiye ve Avrasya bölgesi için ne kadar önemli olduğunu kanıtladı. Yunanistan, İran, İsrail, Kazakistan, Kırgızistan, Litvanya, Romanya, Rusya Federasyonu ve Tunus delegasyonları katılımcılar arasındaydı ve bazılarına doğrudan Bakanlar, Belediye Başkanları veya Büyükşehir Belediye Başkanları gibi önemli makamlardaki kişiler katılım gösterdi. Bunlardan birisi bir heyete başkanlık eden Romanya Çevre, 120 Birçok katılımcı ziyaretçilerin somut taleplerinin ve uluslararasılığının altını çizdi. IFAT Eurasia yeni iş sözleşmeleri, satış pazarlıkları ve satışlar için bir forum görevi gördü. Wilo (Türkiye) Uluslararası Pazarlama Koordinatörü Melis Öner de bunun altını çizdi: “IFAT Eurasia Avrasya pazarının buluşma noktası oldu. Fuara sektörümüz ile ilgili profesyoneller katıldı. IFAT Eurasia’nın önümüzdeki yıllarda öneminin daha da artacağından şüphemiz yok ve 2017’de tekrar katılmak için sabırsızlanıyoruz.” Çeşitli konferanslar, konuşmalar ve tartışma panelleri içeren IFAT Eurasia etkinlik programı da büyük ilgi gördü. Alman Su Ortaklığı da (GWP), IFAT Eurasia çerçevesinde sürdürülebilir atık su yönetimi alanında olağanüstü çözümler üreten su sektöründeki genç Türk mühendislerine ilk kez bir ödül verdi. Sektörün Ankara’da uluslararası toplantısı Katılımcılar açısından da sektör Ankara’da toplanmıştı. 19 ülkeden toplam 243 katılımcı tarafından temsil edilen 400 firma, 12.000 metrekare kapalı 3.500 metre kare açık, toplam 15.500 metrekarelik sergi alanında çevre teknolojilerindeki en son çözüm ve ürünleri tanıttı. Katılımcıların yüzde 62’si sırasıyla Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İsviçre, İtalya, Çin, Yunanistan, Hollanda ve İspanya başta olmak üzere Türkiye dışındaki ülkelerdendi. Avusturya, Çin, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya ve İsviçre’ye ait toplam altı milli pavyon bulunması da fuarın uluslararası niteliğini öne çıkardı. Katılımcıların araç ve makinelerini uygulama yöntemleri ile birlikte sergiledikleri açık alanda başarı ile görevini yerine getirdi. EFE Endüstri ve Ticaret A.Ş. Satış Müdürü Erkan Yeğencik de buna tanık olanlar arasında: “Teşekkürler IFAT Eurasia 2015. Pek çok yeni müşteriye ulaşarak hedefimize tamamen eriştik. IFAT Eurasia 2017’de tekrar buluşacağız.” ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler ENOSAD, YENİ OFİSİNDE, YENİ HEDEFLERİYLE, BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI YARDIMCISI PROF. DR. DAVUT KAVRANOĞLU’NU AĞIRLADI! ENOSAD, Anadolu Yakası-Kadıköy’deki ofisine, 21 Nisan Salı günü saat: 16.00 düzenlenen ve yaklaşık 4 saat süren açılış kokteyli ile resmen taşındı. Açılışa, ENOSAD üyesi firmaların katılımı yoğundu. ENOSAD adına Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Sedat Ömeroğlu’nun yaptığı teşekkür konuşması ile başlayan kokteylde, bu yeni ofiste yapılacak eğitim çalışmaları ve etkinliklerden söz edildi. ENOSAD’ın Aralık 2014’te düzenlediği Uluslarası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi, kokteylin önemli konularından biri oldu ve yeni dönemde daha geniş ve katılımlı bir kongre organize edilmesi için ENOSAD yönetimine tüm katılımcı üyeler tarafından tam destek verildi. Bu açılış kokteylinden bir hafta sonra da ENOSAD, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bakan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Davut KAVRANOĞLU’nu yeni ofisinde ağırladı. ■ Endüstri Otomasyon ve Sanayicileri DerneğiENOSAD, Kadıköy’deki yeni ofisine taşındı ve sıcağı sıcağına T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bakan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Davut KAVRANOĞLU’ nu konuk etti. 122 ENOSAD Yönetim Kurulunun süregelen girişimleri sonucunda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adına Bakan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Davut KAVRANOĞLU, 29 Nisan 2015 tarihinde Bakan Danışmanı Sayın Mesut UĞUR ile birlikte ENOSAD dernek merkezini ziyaret Haberler etti. Üç saati aşan bu ziyarette, endüstriyel otomasyon sektörüyle ilgili sorunlar, zamanın elverdiği ölçüde, detaylı olarak konuşuldu. Toplantıda Sayın KAVRANOĞLU, Endüstriyel Otomasyon Sektörü’nün önemli ve lokomotif bir sektör olduğunu vurguladı ve ENOSAD Yönetim Kurulu’ndan sektördeki sorunların ve çözüm önerilerinin yazılı olarak tarafına bildirilmesini önemle belirtti. Bakanlık olarak bu sektörü önemsediklerini, ENOSAD’ın önerilerine açık olduklarını ve sorunları çözmek için çaba harcayacaklarını ifade etti. Toplantıda, özet olarak; • Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte yeni bir “Endüstri 4.0 Çalıştayı” düzenlenmesi, • Gümrüklerle ilgili sorunların (ÖTV) çözümü, • Otomasyonun sektör olarak tanınması, • Bakanlığın destek mekanizmalarının gözden geçirilmesi, • Şirket birleşmelerinin “Etkin” olarak desteklenmesi, • Şirketler arası nitelikli eleman transferine yönelik çözümler, • ENOSAD’ın TÜBİTAK’ ta proje değerlendirmelerinde temsilci bazında yer alması, • Bilirkişilik – Yeminli Teknik Müşavirlik (Meslek edindirme standardı – Mesleki Teknik Eğitim-, Piyasa Denetim-Gözetimde yetkinlik), • Sanayi – Üniversite işbirliği • Verimlilik konuları başlıklar halinde ele alındı. Toplantıya, ENOSAD Yönetim Kurulu Üyeleri’nden Sedat Sami ÖMEROĞLU (Başkan), Hasan TERZİOĞLU (Bşk. Yrd.), Talat AVCI (Bşk. Yrd.), Dr. Hüseyin HALICI (Genel Sekreter), Hasan Basri KAYAKIRAN (Üye) ve Turan TÜRKMEN (Üye) katıldı. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunulan toplantıda ayrıca, yakın dönemde yapılacak olan milletvekili seçimlerinden çıkacak sonuca bağlı olarak çözüm önerileri ve karşılıklı istekler konusu doğrultusunda yeniden bir araya gelme kararı alındı. Bu konuda yeni yönetimin yapacağı çalışmalar ve takdirler çerçevesinde yakın gelecekteki olası toplantıya hazırlık olarak bir çalışma grubu oluşturulması ön görüldü. ENDÜSTRİ OTOMASYON 123 Haberler Kaspersky Lab ve EY Hazırlıklı Olunması Gereken Siber Tehditler Hakkında Şirketleri Uyardı ■ Portekiz’de 26-29 Nisan’da düzenlenen Kaspersky Lab Cyber Security Weekend etkinliği, şirketin Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) ve Küresel Ürün ve Teknoloji Pazarlama Departmanı uzmanlarını bir araya getiriyor. Ortadoğu, Afrika ve Türkiye bölgesi için düzenlenen konferansa EY uzmanları da davetliydi. Konferans dahilinde katılımcılar küresel ve bölgesel siber tehditleri ve güvenlik trendlerini, kurumsal BT sorunlarını ve ihtiyaç duyulan güvenlik önlemlerini tartışıyor. Kaspersky Lab, GReAT Direktör Yardımcısı Sergey Novikov şunları söyledi: “Kaspersky Lab’ta Internet ve yeni teknolojilerin getirdiği risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyoruz: Kritik alt yapılar ve yüksek risk teşkil eden kapsamlı teknolojiler; genel kamu ya da şirketlerin eğitimi ve yasa uygulama ve uluslararası işbirliği. Siber güvenliği ihmal etmek yalnızca para, veri ve itibarın risk altına girmesine değil, ayrıca siber tehditlerin yayılmasına da yol açar”. Kaspersky Lab’ın 2015’in ilk çeyreğinde yaptığı BT tehditleri analizine göre Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) bölgesinde kullanıcıların ortalama %41’i yerel ağlar ve çıkarılabilir ortamla ilgili güvenlik olayları ve kullanıcıların %21’i web ile ilgili tehditlerle karşılaşıyor. Kaspersky Security Network bulut hizmeti Ocak-Mart 2015 istatistikleri, yerel tehditlerden en çok etkilenen kullanıcı sayısının hala Mısır’da (%50,5) olduğunu, bunun Katar (%46), Suudi Arabistan (%45,8) ve Türkiye’nin (%44,6) takip ettiğini gösteriyor. Web tehdidi olaylarına ilişkin en yüksek sayı Katar (bu tehditlerle karşılaşan KSN kullanıcılarının %31’i), BAE (%29), Türkiye (%25) ve Suudi Arabistan’da (%24) bulunuyor. Kenya, Güney Afrika, Bahreyn ve Lübnan bir dereceye kadar daha az tehdit seviyelerine sahip: Kullanıcıların %14-18’i çevrimiçi tehditlerden ve %3337’si yerel tehditlerden etkileniyor. 124 B2B International ve Kaspersky Lab tarafından gerçekleştirilen 2014 Küresel Kurumsal BT Güvenliği Riskleri araştırması’na göre; bölgedeki şirketlerin çeyreği ile yarısından fazlası geçen yıl virüslerle ve diğer kötü amaçlı yazılımlarla, istenmeye posta, kimlik avı ve yazılım açıklarıyla karşılaştığını söyledi. Bu tehditlerin arasında şirketler ayrıca ağ ihlalleri ve hedefli saldırılarla, DDoS, mobil aygıtlarda veri kaybı, dosya paylaşımı ve veri sızıntıları ile uğraşıyor. EY firmasının EMEIA Danışma Kurulu Ortağı Raddad Ayoub, EY’nin şirket uzmanlığını, bölgedeki kurumsal siber güvenliğin gerçeklikleri ve trendleri hakkındaki bilgileri bir sunumda paylaştı. Sunumda güvenlik stratejisine ilişkin ele alınması gereken karmaşık yaklaşımın ihtiyaçlarını belirtti. Organizasyonların karşılaştığı tehditler devam ediyor, Kaspersky Lab GReAT Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Sergey Lozhkin, hedeflenen saldırılar ve siber casusluk kampanyaları hakkında bir sunum yaptı. Şirket tedarik zincirleri saldırıya uğrarken, siber paralı askerler bir “meta” haline geliyor ve daha fazla APT (gelişmiş kalıcı tehdit) grubu ortaya çıkıyor, organizasyonların veri koruması, iş sürekliliği ve itibar korumasını özellikle ele alması gerekiyor. Gelişmiş tehditleri azaltma stratejilerinin güvenlik ilkelerini ve eğitimini, ağ güvenliğini, kapsamlı sistem yönetimini ve yazılım yama özellikleri, uygulama kontrolü, beyaz liste ve varsayılan ret modunu içeren Kaspersky Endpoint Security for Business gibi özelleştirilmiş güvenlik çözümlerini kapsaması gerekiyor. APT de bölgede kendini gösteriyor Kaspersky Lab GReAT Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Ghareeb Saad ise şunları belirtti: “Ayrıca küresel olarak gördüğümüz APT trendleri gibi trendler de bölgede kendini gösteriyor. Desert Falcons siber casusluk grubu, Kaspersky Lab uzmanları tarafından, geniş çaplı siber casusluk operasyonları geliştiren ve gerçekleştiren bilinen ve kanıtlanmış ilk paralı siber Arap grubu olarak değerlendirilmektedir. Gördüğümüz bir başka şey de siber suçluların, kullanıcıların dikkatini çekmek ve bir Truva atı yükleyerek kimlik bilgilerine ve diğer şeylere erişmek için politik gerginlikleri, büyük olayları ve şiddetli haberleri kullandıklarıdır. Güvende kalmak için güvenlik önlemleri alınması ve kapsamlı bir güvenlik çözümü kullanılması öneriliyor”. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler DÜNYA’DA İLK DEFA DÜZENLENEN ENERJİ ZİRVESİ TÜRKİYE’DE ■ Dünya’da ilk defa Enerji Hammaddeleri ve Enerji konusunda Türkiye’de başlatılacak Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirve & Sergisi (INERMA) 1-3 Ekim 2015’te İstanbul Hilton Bosphorus Convention Center’da gerçekleşecek. Akademi ve iş dünyasını aynı çatı altında toplayan INERMA Enerji Bakanlığı himayesinde düzenlenecek. Zirvede uzmanlar tarafından 10 adet çağrılı ve çok sayıda bilimsel bildiri sunulacak. Konusunda Dünya’da ilk defa düzenlenecek olan enerji zirvesi INERMA 1-3 Ekim tarihleri arasında Türkiye’de gerçekleşecek. Akademisyenleri ve iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirecek olan platform Enerji Bakanlığı himayesinde Türkiye’nin en önemli kamu kuruluşlarının katılımı ile gerçekleşecek. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu(TKİ), Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK), Maden Tetkik ve Arama (MTA), Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN), Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. (TEİAŞ.), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Devlet Su İşleri (DSİ), Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) , Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)’nin katılımı ile gerçekleşecek zirvede önemli enerji sorunlarına değinilecek. Enerji konusunun akademik dünya tarafından da ele alınması adına İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile yapılan işbirliği çerçevesinde, akademik kurul oluşturularak üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektörden seçici kurul tarafından belirlenen bildiriler zirve süresince tüm katılımcılara sunulacak. İş dünyasıyla akademik çevreleri bir araya getirmesi anlamında büyük önem taşıyan INERMA, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı (YMGV) ve Clarion Events Türkiye ortaklığında düzenlenecek. 3 gün sürecek zirvenin yanı sıra eş zamanlı endüstriden firmaların katılımlarıyla sergi de düzenlenecek. Ayrıca, bakanlık uzmanları ile yerli ve yabancı otoritelerin katılacağı açık oturumlar da organize edilecek. Petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji stratejilerini nasıl etkileyeceği ve devamlılığı konusu uzmanlar tarafından tartışılacak. Gerek Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nın bugüne kadar kamu ile gerçekleştirdiği etkinlikler, gerek İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Dünya’da ve Türkiye’deki önemli bilimsel çalışmaları, gerekse Clarion Events’in dünya çapında enerji zirvelerine yaptığı ev sahipliği; dünyada ilk defa yapılacak olan bu etkinliğin başarısını arttıracak. ENDÜSTRİ OTOMASYON 125 Endüstri tarihi dönüm noktası Schunk, MM İnovasyon Ödülü’ne layık görüldü ■ Ticaret dergisi MM MaschinenMarkt, endüstri tarihi dönüm noktası olarak iş bağlama teknolojisi ve tutucu sistemleri yetkin lideri Schunk’a MM İnovasyon Ödülü’nü sundu. MM MaschinenMarkt 120.yıldönümü vesilesiyle makine mühendisliği alanında oniki seçkin sanayi işletmesine verilen ödül, endüstride öncü gelişmelere fırsat sunmakta. Etkinlik, Federal Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel ev sahipliğinde gerçekleşti. SCHUNK’un yanısıra; Trumpf, DMG Mori Seiki ve ABB gibi güçlü endüstri devleri, Kuka ve Faro gibi dinamik yenilikçiler ve Hannover Messe gibi seçkin kurumlar ödül aldı. SMM Schweizer MaschinenMarkt dergisi baş muhabiri Matthias Böhm, konuşmasında SCHUNK’un iş bağlama teknolojisi ve tutucu sistemlerindeki yenilikçi ruhundan bahsetti. Ayrıca, 1945 yılında şirketin dünya çapındaki başarısının temellerini atan ve aile şirketinin yenilikçi kurucusu Friedrich Schunk’tan alıntı yaparak, “Sadece yenilikler bir firmanın ilerlemesini sürdürebilmesini sağlar” şeklinde konuşmasını sürdürdü. Böhm sözlerine, bugün SCHUNK’un iş bağlama teknolojisi ve tutucu sistemlerinde uluslararası bir teknoloji alanı olduğunu ve destek robotlarındaki öncülüğünü ekledi. Böhm şirketin hızlı büyümesine rağmen, SCHUNK’un herzaman aile şirketi olarak kaldığını vurguladı. SCHUNK’tan önemli kilometre taşları; SCHUNK TENDO standart hidrolik takım tutucuyu, mikro işlemede kullanılan SCHUNK TRIBOS poligonal iş bağlama teknolojisini, SCHUNK PPG’yi, dünyanın ilk endüstriyel eli ve çok çene rehberliği ile SCHUNK PGN-plus çok amaçlı tutucuyu kapsıyor. Sayısız yenilik, seneler geçtikçe ekleniyor. MM MaschinenMarkt’den MM Yenilik Ödül’ü, makina mühendisliğinin yurtdışı ve yurtiçinde küresel ekonomide itici güç olmasına destek veren büyük ve küçük firmaları ayırt ediyor. MM editörlerine gore, “Ödül, 120 yıldır endüstriyel tarihi şekillendiren teknolojideki yenilikler, süreçler, lojistik ve pazarlama için verilmekte.” SMS-TORKolarak, 16- 18 Nisan 2015 tarihleri arasında düzenlenen IFAT Eurasia Çevre Teknolojileri Fuarına katıldı ■ Ankara Congresium Kongre Merkezi’nde gerçekleşen fuar 11.000 ziyaretçi ile olağanüstü bir kapanış gerçekleştirdi. Avrasya pazarının yeni çevre teknolojileri fuarında 19 ülkeden 243 katılımcı tarafından temsil edilen 400 firma yer aldı. Sektörden olumlu tepkiler ve tebrikler aldı. 12.000 metrekare kapalı, 3.500 metrekare açık, toplam 15.5900 metrekare serge alanında çevre teknolojilerindeki en son çözüm ve ürünleri tanıttı. Katılımcıların yüzde 62’si 126 sırasıyla Almanya, Avusturya, ÇekCumhuriyeti, Fransa, İsviçre, İtalya, Çin, Yunanistan, Hollanda ve İspanya başta olmak üzere Türkiye dışındaki ülkelerdendi. Standımıza ilgi oldukça yoğundu. TORK markasına duyulan güven bizi oldukça onurlandırdı.Müşterilerimizle buluştuk. Ayrıca, ihracat yaptığımız birçok ülkeden de potansiyel müşterilerimiz ile görüşme imkanı bulduk. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler WILO YEPYENİ HİZMETLERİ İLE POMPA SİSTEMLERİ SEKTÖRÜNDE YİNE İLKLERE İMZA ATIYOR Ercüment Yalçın ile Wilo Türkiye Altyapı Uygulamaları ve Endüstri Satış Müdürü Ercan Tortumlu’nun ev sahipliğinde düzenlendi. ■ Wilo’dan müşterilerine yeni finansman sistemi ve ürünleri 6 aya kadar ücretsiz deneme imkânı Pompa sistemleri sektörünün lider şirketi Wilo, müşterilerine sunduğu hizmetlere yenilerini eklemeye devam ediyor. IFAT Eurasia 2015, Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı’na katılarak bir basın toplantısı düzenleyen Wilo yeni finansman sistemini ve müşterilerin ihtiyacı olan ürünü önce denemesi ardından da memnun kaldığı takdirde satın alması esasına dayanan “Önce Dene Sonra Al” adlı yeni hizmetini tanıttı. Toplantıda bir konuşma yapan Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın “Pompa sistemi sektöründe ezberleri bozacak olan yeni finansman sistemimizle ve ‘Önce Dene Sonra Al’ hizmetimiz ile yeni bir dönem başlatıyoruz. Türkiye’de bir ilk olan bu hizmetlerimizle müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmayı, müşterilerle olan güven bağımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi. Pompa sistemleri sektörünün öncü şirketi Wilo, yepyeni hizmetlerle müşterilerinin karşısına çıkıyor. Wilo, pompa sistemleri sektöründe yeni bir dönem başlatarak müşterileri için tamamlayıcı finansal servisler geliştirdi. Bu yeni finansman sistemi ile müşterilere finansal olarak büyük kolaylık sağlanacak. Wilo’nun müşterilerine sunduğu “Önce Dene Sonra Al” adlı yeni hizmet sayesinde de müşterilerin ihtiyaç duydukları ürünleri öncelikle deneme imkânı sunulacak. Müşteriler 6 aya kadar varabilen deneme süresi sonunda memnun kaldığı takdirde ürünü satın alabilecek. Pompa sistemleri sektöründe yeni bir dönem başlatan yeni hizmetler, Ankara’da IFAT Eurasia 2015 Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı’nda düzenlenen bir basın toplantısıyla tanıtıldı. 16 Nisan 2015 Perşembe günü fuar alanındaki Patara Salonu’nda yapılan toplantı, Wilo SE Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Bölge Müdürü Thomas Kubbe, Wilo Türkiye Genel Müdürü ve Wilo SE Yakındoğu Bölge Müdürü 128 Toplantıda konuşan Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın, çevre teknolojileri sektörünün nabzını tutan Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı’na katılmaktan dolayı mutlu olduklarını belirtti. Wilo’nun kuruluşundan bu yana enerji verimliliği sağlayan çevre dostu ürünler geliştirdiğini vurgulayan Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: “Wilo olarak öncü kimliğimizle sektörümüze pek çok ilki yaşattık. Şimdi yeni finansman sistemimizle müşterilerimize alternatif finansman imkanı sunacağız. Diğer yeni hizmetimiz ‘Önce Dene Sonra Al’ ile de yine ilklere imza atıyoruz. Müşteri memnuniyeti için sadece en iyi ürünü geliştirmek yetmiyor. Aynı zamanda müşterilere en iyi şekilde hizmet sunmak gerekiyor. Wilo olarak Türkiye geneline yayılan servislerimizle, müşteri memnuniyeti odaklı bir strateji ile hizmet veriyoruz. Devreye aldığımız hem yeni finansman sistemimiz hem de ‘Önce Dene Sonra Al’ hizmetimiz ile pompa sistemleri sektöründe ezberleri bozacak yeni bir dönem başlatıyoruz. Bu hizmetlerimizle müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmayı, müşterilerle olan güven bağımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.” “Önce Dene Sonra Al” sistemi nasıl işleyecek? Wilo Türkiye Altyapı Uygulamaları ve Endüstri Satış Müdürü Ercan Tortumlu ise “Önce Dene Sonra Al” sisteminin işleyişi ile ilgili bilgiler verdi. Hizmetin tüm altyapı pompaları ve mikserlerde uygulanacağını belirten Ercan Tortumlu sözlerine şöyle devam etti: “Müşterilerimiz ürünlerimizi, 3 aydan 6 aya kadar herhangi bir ücret ödemeden kullanabilecek. Deneme süresi bittikten sonra memnun kaldığı takdirde satın alma işlemlerini gerçekleştirecek. Deneme süresi sonunda ürünü iade etme seçeneği de sunuyoruz.” Basın toplantısında Wilo SE Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Bölge Müdürü Thomas Kubbe de bir konuşma yaparak şunları söyledi: “140 yılı aşkın tecrübesiyle Wilo tüm dünyada pompa sektörünün nabzını tutuyor. Enerji tasarruflu ürünleriyle sektörde ilklere imza atıyor. Türkiye’de lider konumda olan Wilo yeni finansman sistemi ve “Önce Dene Sonra Al” hizmetiyle yine fark yaratacak” Congresium Ankara’da 16 – 18 Nisan tarihlerinde düzenlenecek IFAT Eurasia 2015 Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı’nda, çevre teknolojileri sektörü bir araya geliyor. Wilo üstün özelliklere sahip ürünleri ile fuar alanındaki yerini aldı. Wilo standını ziyaret eden sektör temsilcileri fuar boyunca hem Wilo ürünleri hem de “Önce Dene Sonra Al” hizmeti hakkında bilgi alabilecekler. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler ALMAN HAZET, BS TOOL TRADE ile TÜRKİYE’DE… ■ Alman el aleti sektör lideri Hazet, BS Tool Trade ile Türkiye pazarına iddialı giriyor. El aleti sektöründe dünya markalarının Türkiye temsilciliğini yapan BS Tool Trade, Hazet ürünlerini Türkiye’ye getiriyor. Alman el aleti sektörünün en güçlü ve kaliteli markası olarak kabul edilen Hazet, Almanya’nın dört ayrı bölgesinde bulunan, dört farklı fabrikasıyla Avrupa’nın en gelişmiş el aleti üretimini gerçekleştiren firma konumunda bulunuyor. Hazet, otomotiv sektörü başta olmak üzere tüm sanayi kollarında kullanılan en son teknoloji ile ürettiği el aletlerini tüm dünya pazarlarına sunuyor. BS Tool Trade, yüksek kalite, doğru ve sorunsuz hizmet anlayışıyla Hazet’i Türkiye el aleti pazarındaki kullanıcılara ulaştırıyor. El aleti sektöründe otuz beş yıllık deneyim sahibi olan BS Tool Trade Kurucusu Bülent Savaş konuyla ilgili şunları söyledi: “Hazet, Alman el aleti sektörünün şüphesiz lider markasıdır. Biz de BS Tool Trade olarak kalite ve hizmet odaklı çalışan bir firma olduğumuz için Türkiye’deki kullanıcılarımıza en iyisini ulaştırma gayreti içerisindeyiz. Özellikle Almanya’yı içeren global pazarlardaki engin deneyimimizden faydalanarak Hazet ile iş birliği içerisinde olmak istedik. Türkiye’deki bayilerle yurt dışındaki üretici firmalar arasında koordinasyon görevi yaparak işlemlerin hızlı, düzenli ve sorunsuz yürütülmesini sağlamak öncelikli hedefimizdir.” BS Tool Trade, el aleti sektöründe temsilciliğini yaptığı seçkin Alman markalarını Türkiye’deki kullanıcılara ulaştırıyor. KROHNE- IFAT Eurasia 2015 fuarındaydı dan biri olan KROHNE firması da katıldı. Özellikle su ve atık su uygulamalarına yönelik ürün ve çözümlerin müşterilerle buluşturulduğu KROHNE standında, sektördeki son teknolojik gelişmeler tüm ziyaretçilerle paylaşıldı. Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelen tüm ziyaretçilerini ağırlamaktan büyük mutluluk duyan KROHNE, özellikle ürün ve çözüm önerilerine yoğun ilgi gösteren tüm sektör paydaşlarına teşekkür eder. ■ 16-18 Nisan 2015 tarihlerinde Congresium Ankara’da düzenlenen Avrasya’nın lider Çevre Teknolojileri fuarına, yenilikçi ve güvenilir proses ölçüm teknolojilerinin geliştirilmesi ve üretiminde dünyanın önde gelen firmaların- Kalitenin ve güvenin çok önemli bir unsur olduğu endüstriyel proses otomasyon sektöründe, bu tip organizasyonlar, KROHNE gibi üretici firmaların, ürün ve uygulama çözümlerini gösterebilme ve sergileyebilme adına büyük bir fırsat yaratmaktadır. ENDÜSTRİ OTOMASYON 129 Haberler Asansördeki Back-Up Sistemi Hayat Kurtarıyor ■ Mitsubishi Electric’in yedek kontrol yazılımı ile kat arasında kalma riski tarih oluyor. Elektrik kesintisi, deprem gibi durumlarda Back-Up Sistemi’nin devreye girmesi ile asansörler en yakın katta duruyor ve yolcuların asansörden tahliyesi sağlanıyor. Üst düzeyde güvenlik donanımı ve yazılımının yanı sıra yedek kontrol yazılımıyla da sektörde fark yaratan Mitsubishi Electric, “seyahat konforu, kalite, sessizlik” konularında da asansör sektörüne öncülük ediyor. Yapay Zeka Teknolojisi Japonya’nın en büyük asansör üreticisi olan Mitsubishi Electric’in asansör üretiminde uyguladığı Back-Up Sistemi’yle, ciddi ölçüde can kayıplarına yol açan asansör kazalarının büyük oranda önüne geçiliyor. VVVF Invertör Kontrol Teknolojisi’ni gerçekleştiren ilk marka olan Mitsubishi Electric, en düşükten en yüksek hızlara invertör uygulayan bu sistemle, voltaj ve frekans değişimiyle hız kontrolünü ayarlayarak, daha yumuşak bir seyir sağlıyor. Mitsubishi Electric asansörlerinin sahip olduğu yedek kontrol yazılımı ile asansörün kat arasında kalmasının önüne geçilirken, kontrol panelinde arıza olması durumunda ikinci bir Back-Up Sistemi ile yolcuların asansörden tahliyesi sağlanıyor. Mitsubishi Electric Türkiye yetkilileri, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük ilgiyle karşılanan asansörlerinde Back-Up Sistemi’nin standart bir özellik olduğunu belirterek şu açıklamada bulundular: “Asansörlerimiz, sektöründe en problemsiz ve arıza oranı en düşük asansörler arasında gösteriliyor. Mitsubishi Electric kullandığı ileri teknoloji, kaliteli üretim stoğu, montaj aşamasındaki yeterliliği ve satış sonrası hizmetleri sayesinde asansörlerde arıza oranlarını en az seviyeye indirdi. Asansörlerimiz 20-25 sene boyunca modernizasyon çalışmasına ihtiyaç duymaması nedeniyle de önemli bir maliyet avantajına sahip.” 130 Mitsubishi Electric, operasyonda verimlilik sağlayan ve kullanıcı memnuniyetini arttıran Supervisory System’i geliştirerek asansörlerinde özel tasarlanmış Al Supervisory System’i kullanıyor. Bu sistemde mevcut trafik akışı sistem bilgisayarında hafızaya alınıp bekleme süreleri minimuma indirilerek servis hizmeti sorunsuz ve minimum enerji sarfiyatı ile gerçekleşiyor. Sabit manyetik alanlı dişlisiz motorlara sahip olan Mitsubishi Electric asansörleri, bu teknoloji sayesinde daha küçük ve daha az enerji harcayan, yüksek enerji tasarruflu dişlisiz tahrik mekanizmaları geliştiriyor. Bu enerji tasarruflu mekanizma aynı zamanda ultra hızlarda dahi gürültü ve titreşimi ortadan kaldırarak güvenli ve sarsıntısız seyir konforu sağlıyor. Mitsubishi Electric asansörleri, 50 desibel altındaki sessizliği ve yağlamaya ihtiyaç duymamasıyla da çevreye son derece duyarlı olmasıyla biliniyor. Yüzde 35’E Varan Enerji Tasarrufu Mitsubishi Electric’in Regenerative Kontrol Paneli olan asansörlerinde motor, dolu kabin aşağıya inerken veya boş kabin yukarıya çıkarken güç üretici olarak çalışıyor. Bu asansörlerde açığa çıkan ısı enerjisi, elektrik enerjisi olarak bina elektrik sistemine geri veriliyor. Bu sistem sayesinde, sistemin kullanılmadığı asansörlerle kıyaslandığında yüzde 35’e varan enerji tasarrufu sağlanırken ayrıca harmonik akımlar ve CO2 azaltılıyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Bulut Üzerinde Akademi ■ Üniversiteler artık, Dassault Systèmes’in ürün tasarımı, dijital üretim, gerçekçi simülasyon ve ortak çalışmaya dayalı yenilikçilik uygulamalarına; bulut üzerinden kolay ve güvenli bir şekilde erişim sağlayabilecek. Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan 3DEXPERIENCE Şirketi Dassault Systèmes, 3DEXPERIENCE Platform for Academia’nın artık bulutta da kullanılabilir olduğunu duyurdu. Üniversiteler artık, dünyanın her yerinde endüstriyel süreçleri dönüşüme uğratan Dassault Systèmes’in ürün tasarımı, dijital üretim, gerçekçi simülasyon ve ortak çalışmaya dayalı yenilikçilik uygulamalarına bulut üzerinden kolay ve güvenli bir şekilde erişim sağlayabilecek. Bulut üzerinde 3DEXPERIENCE Platform for Academia; öğretmenler ve öğrencilerin yenilikçi eğitim ve öğrenim uygulamaları aracılığıyla zaman kazanmalarına ve iş yükleri ve projelerini kolaylaştırmalarına yardımcı oluyor. Bulutun, kolay uygulama, bakım ve güvenli verilere her zaman, her yerden, öğrencinin veya kurumun cihazlarından erişim olanağı gibi teknik faydalarını sağlayarak karmaşık BT altyapısı ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Yeni platformun disiplinlere erişimi, tasarım ve mühendislik, sistem mühendisliği, üretim ve artık mimari ve inşaat mühendisliğinde eğitim, araştırma ve organizasyonel süreçleri destekleyecek şekilde büyük ölçüde artırıldı. 3DEXPERIENCE Platform for Academia’nın sezgisel web tabanlı kullanıcı arayüzüyle öğretmenler uzaktan eğitim, büyük açık çevrimiçi kurslar (MOOC) veya teknolojik araçlarla zenginleştirilmiş sınıf programlarını yerel veya uluslararası birlikte çalışma ortamlarında kolaylıkla uygulayabiliyor. Öğrenciler projelerine kampüste başlayabiliyor, evlerinde devam edebiliyor ve konularını çevrimiçi topluluklar veya ekran paylaşımlı oturumlarda tartışabiliyor. Bulut üzerindeki platform, öğrencilerin her zaman ödevlerinin en yeni versiyonuna erişim sağlamasına olanak tanıyor. Öğretmenler ne zaman isterlerse projeleri uzaktan izleyebilir, fikrin olgunlaşma sürecini yönetebilir ve ödevler tamamlandığında not verebiliyor. Buna ek olarak farklı türlerde öğrenim malzemeleri ve sektöre özel uygulama çalışmalarından faydalanılabiliyor. Yeni sertifika programı öğrencilere, istihdam edilebilirliklerini artırmaları için yeterlilik belgeleri sağlayacak. Dassault Systèmes Global İlişkiler ve Topluluklar Başkan Yardımcısı Philippe Forestier şunları söyledi: “En gelişmiş ürün ve pedagojik inovasyon çözümleri artık, yeni global ekonomide daha fazla istihdam fırsatı için endüstri liderlerinin mühendislik uygulamalarını tecrübe etmek isteyen eğitimciler ve öğrenciler için sadece birkaç tıklatmayla kullanılabilir hale getirilmiştir.” Akademi için 3DEXPERIENCE platformunun bulut teklifi orta öğrenim, meslek okulları ve yüksek öğrenimden farklı kurumların ihtiyaçları gözetilerek özelleştirilebilen özel bir altyapıyı temel almakta. ENDÜSTRİ OTOMASYON 131 Haberler VİKO, DÜNYANIN GELECEĞİ İÇİN “YEŞİL OFİS” UYGULAMASINA GEÇTİ ■ Doğal kaynaklarımız hızla tükeniyor, insanlığın doğa üzerindeki baskısı artarken, iklim değişikliği her geçen gün daha da ciddi bir tehdit haline geliyor. Doğal kaynakların bilinçli kullanımı ve enerji verimliliği ise sürdürülebilir kalkınmanın öncelikleri arasında yer alıyor. Tüm bu alanlarda, sürdürülebilir ve aydınlık bir gelecek için sorumluluk alma bilinciyle hareket eden VİKO, Türkiye’nin Yeşil Ofis kriterlerini taşıyan sayılı kuruluşları arasındaki yerini aldı. Sektörünün ilk “Yeşil Ofis” diploması VİKO’nun… Enerji verimliliği ve çevre duyarlılığı konusunda fark yaratan uygulamalara sahip bulunan VİKO, WWFTürkiye tarafından verilen Yeşil Ofis diplomasını almaya hak kazanarak sektöründe yine bir ilki gerçekleştirdi. VİKO, bu program kapsamında sağladığı elektrik ve su tasarrufu, atık yönetimi ve çalışma ofislerinde hayata geçirdiği kaynakların etkin kullanımına yönelik diğer iyileştirme uygulamaları ile çevre dostu kuruluşlar arasında olduğunu bir kez daha kanıtladı. “Hem gelecek kuşaklara hem de doğaya karşı sorumluyuz…” WWF-Türkiye tarafından Yeşil Ofis kriterlerine uygun bulunan VİKO, diplomasını WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ile VİKO CEO’su Nusret Kayhan Apaydın’ın ve çalışanların katılımıyla gerçekleştirilen törende aldı. Törende konuşan WWF Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “WWF-Türkiye’nin Yeşil Ofis Programı, şirket çalışanlarının katkısıyla ofisteki mevcut kaynak kullanımını tespit ederek, ofisler için uygulanabilir kaynak yönetimi oluşturmayı ve bu çerçevede çevreye verdikleri zararı azaltmayı hedefliyor. Programa katılan şirketler, bir taraftan doğal kaynaklar üzerinde yarattıkları baskıyı azaltırken diğer taraftan ofis giderlerinde oluşan azalma sebebi ile tasarruf yapmış oluyor. VİKO’yu da Yeşil Ofis 132 Programı’mızın bir parçası olduğu için kutluyoruz ve çabaları için kendilerine teşekkür ediyoruz.” dedi. VİKO CEO’su Nusret Kayhan Apaydın, dünyanın en önemli doğa kuruluşlarından biri tarafından bu anlamlı diplomaya layık görülmenin verdiği mutluluğa değindiği konuşmasında, ayrıca şunları söyledi; “VİKO’da sürdürülebilirliği kurumsal bir değer olarak tanımladığımız için üründe, üretimde, tesis yönetiminde ve sosyal sorumluluk projelerinde doğal kaynaklarımızın korunmasını ve enerji verimliliğini ana kriter olarak ele alıp faaliyetlerimizi bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Geldiğimiz noktada insanlığın doğa üzerindeki baskısı artarken, küresel iklim değişikliği ve doğal kaynaklarımızın giderek azalması, hepimizin bu alanlarda sorumluluk almasını gerektiriyor. Biz de VİKO olarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için gerçekleştirdiğimiz projeler ile yaşama değer katmaya gayret gösteriyoruz. Günlük yaşamımızın büyük bir çoğunluğunu iş ortamlarında geçirdiğimiz düşünüldüğünde, ofislerimizdeki faaliyetlerimizin tanımlanmış tasarruf kriterleri ile gerçekleşmesi ve ekolojik ayak izini azaltma girişimleri çok daha önem kazanıyor. Bu noktadan hareketle, geçtiğimiz yıl WWFTürkiye iş birliğinde uygulamaya başladığımız Yeşil Ofis Programı kapsamında, elektrik ve su tüketiminin azaltılmasından kağıt ve kartuş tasarrufuna kadar birçok alanda, ofislerimizde ölçülebilir iyileştirmeler gerçekleştirdik. Çalışanlarımızın bu programı gönülden bir sorumluluk duygusu ile sahiplenmeleri bizleri ayrıca mutlu etti, onlara teşekkürlerimizi sunuyorum. Bundan sonraki hedefimiz, çalışanlarımızın kazanmış olduğu bu alışkanlıkları sürdürülebilir kılmak suretiyle, bir yaşam biçimi olarak içselleştirmelerini sağlamak olacak. Unutmamalıyız ki hem gelecek kuşaklara hem de doğaya karşı hepimiz sorumluyuz.” dedi. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler ANEL GRUP, ÇALIŞANLARINA MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İŞBİRLİĞİ İLE ‘ETİK VE ETİK DEĞERLER’ SEMİNERLERİ DÜZENLEDİ ■ Eylemlerimizin, ilişkilerimizin ardında hep değerler var. Sahip olduğumuz ve davranışlarımızla dünyaya yansıttığımız değerler, karar alırken bizler için pusula görevi görüyor. İşte tam da bu nedenlerden dolayı değerlerle sıkı bir ilişki içinde olan etik, birey, kişi ve yurttaş olarak yaşamımızı yönlendirmesi beklenen bir bilgi dalı. Eylemlerimizi özenli bir biçimde gerçekleştir(e)mediğimizde, ilişkilerimizi yine özenli bir biçimde yaşama geçir(e)mediğimizde, ne denli sıkıntılı durumlara düştüğümüzü bizzat yaşayarak, deneyimleyerek görüyoruz, biliyoruz. Elektromekanik taahhüt sektöründe geniş bir ekip ile yurtiçinde ve yurtdışında hizmet sunan Anel Grup, bu gerçekten yola çıkarak, çalışanları için Mart ayı boyunca Maltepe Üniversitesi işbirliği ile ‘Etik ve Etik Değerler’ seminerleri düzenledi. Çağımızın en önemli felsefecilerinden olan, insan felsefesi, etik ve insan hakları konularında Maltepe Üniversitesi’nde çalışmalar yürüten Prof. Dr. Ioanna Kuçuradi ve 1998 yılından beri insan haklarının felsefi temelleri konusunda geniş kapsamlı çalışmalara imza atan, Maltepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Betül Çotuksöken tarafından verilen ‘Etik ve Etik Değerler’ seminerlerinde, etik kavramının önemi ve yaşamımıza kattığı değer üzerinde paylaşımlar yapıldı. Mart ayı boyunca Anel İş Merkezi’nde düzenlenen seminerlerde Anel Grup çalışanları, ‘Etik Nedir?’, ‘Değerlendirme ve Tarzları, Normlar ve İnsan Hakları Normları’, ‘Değer, Değerler ve Etik Değerler, Özgürlük’, ‘Sevgi, Saygı ve Güven’, ‘Adalet ve Sosyal Adalet, Dürüstlük, Ödev ve Sorumluluk’ ve ‘Meslek Etikleri’ başlıkları altında eğitimler aldılar. 2. Proses Güvenliği Semineri Gerçekleştirildi ■ 2015 senesinin ilk otel semineri olan Proses Güvenliği Semineri, 02-03 Nisan 2015 tarihlerinde The Green Park Pendik Hotel’de gerçekleştirildi. İlki 2014 yılında yapılan Proses Güvenliği Semineri yine Türkiye’nin farklı birçok bölgesinden yoğun ilgi gördü. 42 firmadan 70 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen seminer, sorular ve paylaşımlar eşliğinde başarıyla gerçekleştirildi. Seminerden notlar… Rockwell ve Metso firmalarının da konuk konuşmacı olarak katıldığı seminerimizde, “Proses Güvenliği” ve “Patlama Koruması” ana başlıklarının altında Seveso II Yönetmeliği, risk analizi, bu analiz sonucu çıkan SIL seviyelerine nasıl erişileceği, karşılaşılabilecek hata türleri ve bunların yedekleme ve kanıt testi gibi uygulamalarla nasıl minimuma indirilebileceği hakkında detaylı bilgiler paylaşılmıştır. Endress+Hauser ailesi olarak katılımcılarımızın seminere göstermiş oldukları ilgi için teşekkür ediyor, yıl içerisinde düzenlenecek diğer endüstri seminerlerimizde de birlikte olmayı diliyoruz… ENDÜSTRİ OTOMASYON 133 Haberler 2015 yılında Sertifikalı Makine Emniyeti Uzmanı Olun! ■ Makine emniyeti alanında kendi işyerinizin yetkili uzmanı olun. 2015’te düzenlenecek CMSE® eğitimlerinin tarihlerini inceleyin. CMSE® Sertifikalı Makine Emniyeti Uzmanı makine emniyeti konusunda en yaygın uluslararası kabul görmüş yetkinliktir. CMSE®; çalışma alanı, kanuni düzenleme, standartlar ve koruma tekniklerinden fonksiyonel emniyet alanlarının ayrıntılı incelemesine kadar, makine güvenliği alanında karmaşık teknik konular olup makine yaşam döngüsü hakkında anlayış kazandırır. Bu ileri makine emniyeti yetkinliği TÜV NORD onaylıdır. Ayrıntılı eğitim programı ve CMSE® kurs yerleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için, lütfen www.cmse. com adresini ziyaret edin. CMSE®’nin Eşsiz Faydaları CMSE® kıdemli eğitmenlerin makine emniyeti alanındaki kapsamlı deneyimlerini arttırır. Eğitmenler katılımcılara teorik ve pratik bir anlayış kazandırmak amacıyla projelerde çalışılmış örneklerden yararlanır. CMSE® başlıca, makine üreticileri, tasarım mühendisleri, otomasyon teknolojisi alanındaki proje ve emniyet mühendisleri, endüstriyel güvenlik alanının uzmanlarının yanı sıra, bakım mühendisleri ve endüstri mühendislerini amaçlar. CMSE® sertifikasına sahip olmak size: • İlgili düzenlemeler ve standartların gereksinimleri konusunda daha kapsamlı bir anlayış geliştirme, • Bu anlayışların makinenin tasarım, imalat, bakım ve işletimine nasıl uygulanabileceğini keşfetme, • Risk değerlendirmesi, emniyeti geliştirme ve gerçekleştirme projelerini yönetme, • EN ISO 13849-1’e uygun olarak fonksiyonel emniyet sistemleri tasarlama, • Makine emniyeti alanında kendi işyerinizin yetkili uzmanı olma ve • TUV NORD (70’den fazla ülkede faaliyet gösteren bir uluslararası sertifikalandırma kuruluşu) onaylı uluslararası geçerliliğe bulunan bir sertifikaya sahip olma ayrıcalıklarını sunar.. COMER INDUSTRIES VE BONFIGLIOLI RIDUTTORI: RAKİP PİYASA LİDERLERİ ARASINDA TARİHİ SÖZLEŞME ürün serisinin devredilmesi Comer Industries firmasının işgücünü etkilemeyecek, çünkü sözleşmede kaynakların devredilmesi yer almıyor. Bonfiglioli açısından bu alım kendi planet palet ve teker motorları gamını genişletmek, piyasada mesafe katetmek ve özellikle malzeme elleçleme sektöründe sunduğu elektromobilite çözümlerini genişletmek için olağanüstü bir fırsat niteliği taşıyor. Comer Industries endüstriyel (inşaat, ormancılık, enerji ve sabit tesislere yönelik makineler) ve tarım sektörü uygulamalarına yönelik temel ürün serilerine odaklanarak kaynaklarını bu yönde optimize edebilecek. ■ 1 Ocak 2015’ten itibaren Bonfiglioli Riduttori, elektrikli teker motoru ve planet palet ve teker motoru ürün serilerini Comer Industries firmasından alacak. Bonfiglioli Riduttori ve Comer Industries güç aktarım sistemi tasarım ve üretimi sektörünün liderleri olarak her iki firmanın da uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşmasına olanak sağlayacak tarihi bir anlaşmanın duyurusunu yaptı.1 Ocak 2015 tarihinden başlayarak Comer Industries elektrikli teker motoru (elektrikli palet ve teker) ve planet palet ve teker motoru ürün serilerini Bonfiglioli Riduttori’ye devredecek. Bu iki 134 İşletmelerin faaliyette bulunduğu ve giderek daha uç noktalarda rekabetle karşı karşıya olan yapısal koşullarda yapılan önemli değişikliklerin ön plana çıktığı küresel bir durumda sürekli büyüme için stratejik vizyon ve sinerji oluşturabilme kilit öneme sahip oluyor. Tarihsel olarak rekabet eden iki firma arasındaki bu işbirliği, uzun vadeli vizyonu olan üstün işletmelerin ilgili referans piyasalarında kendi rekabet güçlerini geliştiren ortaklıklar yoluyla tüm kaynaklarını sistematik olarak kullanabileceğini ortaya koyuyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler İMMİB 2014 İHRACATININ YILDIZLARINI ÖDÜLLENDİRDİ İhracatın şampiyonları Vestel, Arçelik ve Habaş oldu ■ Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 30’unu gerçekleştiren altı birliği bünyesinde barındıran ve 2014 yılında 43,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB” bu başarıya imza atan yıldız şirketlerini ödüllendirdi. İMMİB’in geleneksel hale getirdiği ve bu yıl sekizincisi düzenlenen ödül gecesinde; Türkiye’nin 2014 yılında gerçekleştirdiği ihracatta en büyük paya sahip olan şirketlere toplam 195 ödül verildi. İMMİB 2014 Türkiye geneli ihracat liderleri Vestel, Arçelik ve Habaş oldu. İMMİB 2014 İhracatın Yıldızları Ödül Töreni 10 Nisan 2015 Cuma akşamı Hyatt Regency İstanbul Ataköy Otel’de düzenlendi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin ekonomideki güncel gelişmelere dair değerlendirmelerde bulunduğu törende, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve İMMİB bünyesindeki Türkiye’nin ihracat lideri 6 ihracatçı Birliğinin Başkanları da hazır bulundu. Türkiye çapında Genel Sekreterlikler bazında 43,6 milyar dolarlık ihracatla en yüksek ihracatı gerçekleştiren İMMİB, 2014 yılının ihracat yıldızlarını 65 farklı kategoride toplam 195 ödül ile onurlandırdı. Kimya, elektrik-elektronik, çelik, maden, mücevher, demir ve demir dışı metaller gibi Türkiye’nin en ihracatçı sektörlerinde faaliyet gösteren 25 bini aşkın ihracatçıyı temsil eden İMMİB, “İhracatın Yıldızları” ödülleri ile hem firmaların bu başarısını ödüllendirmek hem de ihracatlarını artırmaları için teşvik etmeyi hedefliyor. 136 İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB” çatısı altında; Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, Çelik İhracatçıları Birliği, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği ve Mücevher İhracatçıları Birliği yer alıyor. Bu altı birliğin alt sektörlerinde faaliyet gösteren ve en yüksek ihracatı yapan ilk üç şirket ise ihracatın yıldızı olarak ödül almaya hak kazandı. İMMİB Koordinatör Başkanı Ali Kahyaoğlu törenin açılışında yaptığı konuşmada ödül alan firmaları kutlayarak şunları söyledi: “İMMİB Türkiye ihracatının yüzde 30’unu karşılıyor. 2014 yılında 6 birliğimiz 43,6 milyar dolarlık ihracata imza attı. Katma değeri yüksek ihracat için gece gündüz demeden çalıştık. Bu emeklerin karşılığını almak için bu akşam buradayız. İMMİB, şimdiye kadar ihracatın gelişimine katkı sağlayan bir merkez olarak çalıştı. Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine 200 milyar dolar ihracatla katkıda bulunmak üzere İMMİB olarak çalışmaya ve ihracatçılarımıza destek olmaya devam edeceğiz. ” TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise dış kaynaklı gelişmelerin ihracatımızı etkilediği zor bir dönemden geçildiğini belirterek, “Özellikle Euro/Dolar paritesindeki düşüş ihracatımızı negatif yönde etkiliyor. Örneğin sadece Mart ayında paritedeki yüzde 21,5 düşüş ihracatımızı 1,3 milyar dolar negatif etkiledi. Buna rağmen ihracatta kilogram bazında yüzde 4,4 artış yakaladık. Dünya ticareti daralırken ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler ile devasa bir dış ticaret hacmi ile karşı karşıyayız. Son 12 yılda ortalama yüzde 14 ihracat artışı ile ekonomimiz bugünlere geldi. Türkiye’nin cari açık, dış ticaret açığı, bütçe açığı problemi kalmamıştır, yoktur. Türkiye’nin sadece inovasyon ve Ar-Ge problemi vardır. Bunun çözümü ise ileri teknoloji ve bilgi planı ile mümkün. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatındaki payı yüzde 4 seviyesinde olan bir Türkiye 2023 hedeflerine ulaşmakta zorlanır” diye konuştu. biz pazar payı kazanıyoruz. Bunun sürekliliğini sağlamak en büyük temennimiz. Biz de zorluklardan güç alarak ‘ihracatın usta kaptanlığı’ konusunda hızla ilerliyoruz. Geleceğe umutla bakıyoruz. Bu yılın 3. Çeyreği itibariyle de ihracatımızın yeniden artış trendine girmesini bekliyoruz. Bu anlamda hep vurguladığımız gibi tüm sektörlerimizin inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmaya daha fazla odaklanması önem taşıyor” dedi. Türkiye’nin ihracatta önemli mesafeler elde ettiğini dile getiren Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Türkiye’nin dış ticaret hacmi 80’li yıllarda 5 milyar dolar bile değilken, 2014 yılında 171 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. 241 milyar dolar ithalat, 50 milyar dolara yakın hizmet geliri Bakan Zeybekci, yeni açıklanan ekonomi paketini de değerlendirerek, KKDF’nin hammadde ve ara malı ithalatında sıfırlanmasının güzel bir gelişme olduğunu belirtti. Nihat Zeybekçi, bu sözleri ile salondaki ihracatçı firmalardan büyük bir alkış aldı. Sanayicilerin yatırım indirim sürelerinin çok uzun olduğuna dair şikayetlerinin de göz önüne alınarak bir takım değişikliklere gidildiğini ifade eden Zeybekci, 1. Bölgede yatırım döneminde sıfır olan indirim tutarının yüzde 50’ye, 2. Bölgede yüzde 55’e, 3. Bölgede yüzde 60’a çıktığını söyledi. Bunun yeni bir sermaye birikimi ve yeni bir yatırım anlamına geldiğini vurguladı. İMMİB 2014 İhracatın Yıldızları ödülleri Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ilgili Birlik Başkanları tarafından dağıtılarak sahiplerini buldu. Tetra Pak İzmir Fabrikası, İleri Seviye Özel Ödülü’nü aldı! (WCM) programını yürürlüğe koyduğu 1999’dan bu yana Japon Fabrika Bakım Enstitüsü’nden (JIPM) aldığı ödüllere bir yenisini ekledi. Fabrika, yeni aldığı İleri Seviye Özel Ödülü ile sistemdeki en üst nokta olan ‘Dünya Klasmanı Mükemmellik’ seviyesi öncesindeki son dönemeci başarıyla geçmiş oldu. ■ Tetra Pak Izmir fabrikası, 1999 yılından bu yana sürdürdüğü Dünya Standartlarında Üretim Sistemi’yle (WCM), sistem uygulamalarını değerlendirmede dünyanın en saygın kurumları arasında yer alan Japon Fabrika Bakım Enstitüsü’nce (JIPM) verilen İleri Seviye Özel Ödülü’nün sahibi oldu. Tetra Pak Izmir fabrikası, Dünya Standartlarında İmalat Bu önemli ödül öncesinde Tetra Pak’ın İzmir’deki fabrikası daha önce de JIPM Mükemmellik Ödülü (2003), Süreklilik Ödülü (2007) ve Özel Ödül’ünü (2011) almaya hak kazanmıştı. JIPM ödüllerinin alanının en iyi uygulamalarını hayata geçiren ve dünya standartlarında bir imalatçı kimliğiyle, kalite, çevresel etki, üretim maliyetlerini denetleme ve iyileştirme konusunda sürekli gelişmeyi ilke edinen tesislere verildiğini hatırlatan Tetra Pak İzmir Fabrika Direktörü Selami Ulusoy, “Bu başarımızda katkısı olan bütün arkadaşlarımı kutluyorum. ‘Dünya Klasmanı Mükemmellik’ seviyesine yine bu başarılı ekiple birlikte, en kısa sürede ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Tetra Pak’ın JIPM programına katıldığı 1999 yılından bu yana küresel düzeyde aldığı toplam ödül sayısı ise son ödülle birlikte 58’e ulaşmış oldu. ENDÜSTRİ OTOMASYON 137 Haberler ELDER AR-GE ÇALIŞTAYINA YOĞUN KATILIM ■ Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) tarafından ilki düzenlenen ELDER Ar-GE Çalıştayı’na Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir katıldı. ELDER AR-GE Çalıştayı açılışında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 2015 yılının 4 bin megavatlık yeni bir tesisle bitirileceğini belirterek, bir yıl içerisinde yaklaşık 15 ülkenin kurulu gücü kadar yeni kurulu güç ekleneceğini söyledi. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) tarafından elektrik dağıtım sektöründe işbirliklerini geliştirmek amacıyla Ankara Bilkent Otel’de Ar-Ge çalıştayı düzenlendi. ELDER Ar-Ge Çalıştayı’na Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz başta olmak üzere kamu, özel sektör ve üniversitelerden 500’ün üzerinde katılım sağlandı. ELDER Ar-Ge Çalıştayı açılışında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, büyüyen ve gelişen Türkiye için araştırma ve geliştirme çalışmalarının önemine dikkati çekti. Bu çalışmalara en çok ihtiyaç hissedilen sektörlerden birisinin de enerji olduğunu söyleyen Bakan Yıldız, önceki yıl 7 bin, geçen yıl da 5 bin megavat yeni üretim tesisi kurulduğunu sözlerine ekleyerek, “İçinde bulunduğumuz yılın ilk 4 ayında bin megavatı geçmiş, kurulu gücüyle beraber. Özellikle yüzde 95’i yerli kaynaklarıyla beraber olan bir ülkeden bahsediyoruz” diye konuştu. Yıldız, şöyle devam etti: “2015 yılını inşallah 4 bin megavatlık yeni bir tesisle, yeni bir kurulu güçle bitirmiş olacağız. Bir yıl içerisinde yaklaşık 15 ülkenin kurulu gücü kadar, Türkiye’ye yeni kurulu güç ekliyorsunuz. Yönetilmesi gereken bu değişim. Gerek TEİAŞ, gerekse ELDER ve EPDK, her yönüyle bu değişimin önemli bir parçası olacağız. 138 Akıllı şebekeler, abone bilgi yönetim sistemleri, coğrafi bilgi yönetim sistemleri, her birinin özellikle bu dağıtım yatırımlarında mutlaka yerini alması gerekiyor. 100 liralık bir yatırım yapıyorsunuz, hem büyümeye karşılık gelen bir yatırım olması lazım hem nüfus artışına hem de eski tesislerin yenilenmesine dönük bir yatırım olması lazım. Özellikle tesisler yenilenirken en modern yapıyı kurgulamamız gerekiyor. Nükleer güç santralleriyle alakalı yapılan yatırım hedefleri, en son iki tane büyük santral hedefimiz var. Bu son derece büyük bir atılım noktasıdır. Niçin? Sanayinin ve üniversitenin yeni malzemeler, yeni ürünler üretebileceği bir pazar haline gelmiştir. Yaklaşık 515 bin adetlik bir parçadan bahsediyoruz. İşte üniversite, sanayi ve özel sektör işbirliğine en fazla katkı koyacak yapılardan bir tanesidir.” EPDK Başkanı Yılmaz: “Ar-Ge Konusunda Özel Sektöre Desteğe Hazırız” Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ise Ar-Ge projelerinin, yeni bir ürün, sistem veya tasarım geliştirme odaklı olabileceği gibi dağıtım şebekesine yönelik en iyi uygulama örnekleri araştırılarak gerçekleştirilmesini sağlamak amaçlı da olabileceğini ifade etti. Ar-Ge faaliyetinde kullanılmak üzere tarife hesaplamalarında dikkate alınan bütçelere dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti: “Ar-Ge bütçelerinin, ülkemiz elektrik ve doğalgaz dağıtım sistemi altyapısının uluslararası kalite standartları düzeyine ulaştırılması, sistemin işletimine yönelik teknoloji geliştirilmesi, bilgi üretilmesi, yenilik yapılması, yerlilik oranının, verimliliğin ve hizmet kalitesinin artırılması, kayıpların ve maliyetlerin düşürülmesi amacıyla kullanılması esastır. Bu bizim kurum olarak Ar-Ge konusuna bakışımızı da özetlemektedir. Bir kez daha altını çizmek istiyorum, biz EPDK olarak Ar-Ge konusunda özel sektöre de desteğe hazırız. “ ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir: “Önümüzdeki 5 Yıl Büyük Değişimlere Hazırlıklı Olmalıyız” Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de elektriğin yokluğuna tahammül edilemeyen bir ürün ve hizmet olduğunu belirttiği konuşmasında, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de elektrik sektöründe yapısal değişiklikler yapıldığını ifade etti. Özdemir, şöyle konuştu: “Bizim sermayemiz bilgi ve insandır. Ar-GE projeleri her ikisini de besler ve güçlendirir. Üretim ve tedarikte rekabetçi serbest bir piyasa oluşmaktadır. Dağıtım, verimlilik ve müşteri odaklı olarak düzenleniyor. Dağıtım şebekesinin teknik altyapısı değişiyor. Tüketicinin rolü değişiyor. Daha güçlü ve etkin bir müşteri profili, önümüzdeki dönemde piyasanın en önemli paydaşı olacaktır. Önümüzdeki 5 yıl içinde hepimiz daha büyük değişimlere hazırlıklı olmalıyız. İçinde bulunduğumuz 5 yılda bir önceki döneme göre yatırım bütçeleri 3 kat artmıştır. 2016’dan itibaren başlayacak yeni 5 yıllık dönem için de bugüne göre 3 veya 4 misli bir artışın yaşanacağını düşünmekteyiz. Bu yatırımların önemli bir bölümü akıllı şebeke yatırımları ya da bilinen şebeke unsurlarının bilişim ve iletişim teknolojileriyle donatılmış hali olacaktır. Elektrik piyasasının bu dönüşümü içerisinde dağıtım şirketlerinin payı sadece bu teknolojileri kullanmakla sınırlı kalamaz. Dağıtım şirketleri olarak teknoloji geliştirme süreçlerine de etkin katılım sağlamalı ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda da bunları yönlendirmeliyiz. Bu da ortak Ar-Ge projeleriyle mümkün olabilecektir.” Tam 10 bin kişiye eğitim veren Danfoss Türkiye seminerleri devam ediyor! ■ Termostatik Radyatör Vanası ve ısıtma - soğutma alanında birçok ürünün mucidi olan Danfoss, Türkiye’deki yapılanması Danfoss Türkiye ile verdiği eğitimlerle sektörü geliştirmeye devam ediyor. Isıtma – soğutma ve sürücüler sektörünün önde gelen şirketlerinin yöneticileri ile sektör profesyonelleri ve mühendislik öğrencilerinden bugüne kadar 10 bin kişiye eğitim veren Danfoss Türkiye, Mayıs ve Haziran aylarında da Makine Mühendisleri Odası (MMO) ile işbirliği çerçevesinde çeşitli illerde eğitimlerini sürdürecek. Bolu, Sakarya, Kocaeli ve Düzce illerinde MMO işbirliği ile ‘Döşemeden Isıtma’ ve ‘Mekanik Tesisatlarda Balanslama’ konulu eğitimler verecek. Tecrübelerini sektöre aktarıyor İstanbul ve İzmir’de özellikle soğutma alanına yönelik seminerlerini sürdüren Danfoss Türkiye, spesifik ürünler ve teknoloji konularında eğitimler verirken, enerjinin yoğun tüketildiği iş kollarına özel programlar da düzenliyor. Danfoss Akademi ile de Marmara Bölgesi’ndeki bayilerine ürün ve sistem çözümleri hakkında eğitim veren Danfoss Türkiye, geçtiğimiz günlerde Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen “Isıtma Sistemlerinde Yeni Teknoloji ve Çözümler” konulu seminerde, Danfoss Termostatik Radyatör Vanası ve Oda Termostatı hakkında katılımcıları bilgilendirmişti. Danfoss Türkiye son olarak yeni ürünü NOVOCON hakkında HVAC sektör profesyonellerine yönelik de bir seminer gerçekleştirdi. Mühendislik konusundaki köklü tecrübelerinin yanı sıra yeni geliştirdiği teknolojileriyle dünya çapında saygın ve güvenilir bir kuruluş olan Danfoss, Türkiye’de faaliyete başladığı 2013 yılından bu yana sürdürdüğü eğitimlere önümüzdeki dönemlerde de devam edecek. ENDÜSTRİ OTOMASYON 139 Yayın Dünyası Güç Elektroniği Çeviriciler, Uygulamalar ve Tasarım Yazarların›n Ad›: Ned Mohan, Tore M.Undeland, William P. Robbins Türkiye’de güç elektroniği sanayii hızlı bir ilerleme göstermiş; kesintisiz güç kaynağı, motor kontrolu, endüksiyonla ısıtma, elektrikli ev aletleri, otomotiv ve tekstil gibi geniş bir alanda tasarım ve üretim yapan firmalar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yurtdışından gelen sistemlerin çoğunda güç elektroniği teknolojisi kullanılmaktadır. Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunlarının belirli bir kısmı bu sektörlerde istihdam edilmektedir. Güç elektroniği konusu, başta İ.T.Ü. olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversitede çeşitli isimdeki derslerle öğretilmektedir. Bu derslerin bir kısmı Türkçe olarak verilmektedir. Hangi dilde verilirse verilsin bir Türkçe kitabın gerek eğitim öğretimde gerekse uygulamalı mühendislikte çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. ISBN: 978-975-8431-99-1 B. Y›l›: 2003 Sayfa Say›s›: 896 Fiyat›: 45,00 TL 140 ENDÜSTRİ OTOMASYON Yayın Dünyası Otomatik Kontrol Sistemleri Yazarların›n Ad›: Benjamin Kuo Genç mühendislerin elinden düşmeyen bu kitabın temel özelliği, geleneksel konuları basit bir dille ele alması, anlatımını uygulamaya yönelik örneklerle desteklemesi ve her baskıda yeni konuları bünyesine alarak sürekli güncel kalabilmesidir. Yaklaşık 50 yıldır kendisini otomatik kontrol sistemlerinin uygulamalarına adamış, tecrübeli bir araştırmacı ve mühendis Benjamin C. Kuo tarafından kaleme alınmıştır. Yazarın en önemli özelliği bilimsel çalışmaları yanında, yıllardır sürdürdüğü eğitim hizmetinde otomatik kontrole çok sayıda kitap kazandırmış olmasıdır. İlk baskısı 1962’de yapılmış olan bu kitap, 60’lı yıllarda mühendislik eğitimine başlayan ve bugüne kadar aynı yolu izleyen pek çok öğrenciye otomatik kontrolü sevdirmiş, öğretmiş ve çalışma alanı olarak geniş bir öğrenci kitlesinin otomasyona yönelmesine neden olmuştur. ISBN: 9789757860945 B. Y›l›: 2013 Sayfa Say›s›: 944 Fiyat›: 50,00 TL ENDÜSTRİ OTOMASYON 141 reklam indeks i Firma Adı No Firma Adı No ■ ABB 1-22-93-121 ■ JUMO ARKA İÇ KAPAK ■ ABB ÖN İÇ KAPAK ■ KUKA 59 ■ LÖSEV 10 ■ AKBİL 119 ■ BETA 4-111 ■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 29-55 ■ B&R ENDÜSTRİYEL OTOMASYON 5 ■ MEDEL ■ CPLA TURKEY 3 ■ NEUGART 39 ■ NETES 75 ■ PILZ 47 ■ PHOENIX CONTACT 43 ■ DİYAFON ■ EKSEN AJANS ■ ENOSAD 135 28-69 8 115 ■ ENDRESS+HAUSER 51 ■ ROBOSAN 42 ■ ENTEK 33 ■ RUTRONIK 53 ■ EMİKON ELEKTRONİK 106 ■ SMS-TORK 85 ■ EMİKON OTOMASYON 103-106 ■ SCHNEIDER 11 ■ EMKO 65 ■ SIEMENS ■ ELİMKO 58 ■ SCHUNK ■ ESİT 9 ■ GMT 23-80 ■ HES KABLO 37 ■ TÜRKMEN ASANSÖR ■ WORLDCHEM 15-41 ARKA KAPAK 64 127