THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic
Transkript
THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic
GÜNDEM le'dan bu ay gelecek Boeing 737-800 uçaklarımıza yerleştirildi; karşılayacağımız ilk uçağımız ilk yerli yapım galleyimiz ile hangarımıza yanaşmış olacak. TAI ile ortak kurduğumuz şirketimizin TAI tesislerinde başlayan yolculuğu HABOM tesislerimizde devam etti. Bu mutlu başlangıçta emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, özellikle de bünyemizden çıkarak bu şirketleri yöneten ilk Genel Müdür Halil Tokel'e ve şimdiki Genel Müdür Ahmet Cağrı Özer’e çok teşekkür ediyor, gayret ve başarılarının devamını diliyoruz. Başlangıç olarak Boeing onaylı tedarikçiler listesinde yer almanın da ayrı bir tebriki hak ettiğini düşünüyorum. Bu süreçte Boeing firmasının verdiği desteğin de altını çizmek istiyorum. Kendileri ile benzeri nice işbirliklerine imza atmayı umuyor ve desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bunlara ek olarak diğer büyük uçak üreticilerinin de ortak faaliyetlerimiz ile oluşacak katma değeri görerek bizimle benzer işbirlikleri içinde olmasını umuyor ve dünyanın dört bir yanında TCI üretimi galleylere sahip uçakların uçtuğunu görmeyi diliyoruz. Merhaba Arkadaşlar, Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve dünya genelinde görev yapan 600 yöneticimizin bir araya geldiği Yönetim Zirvemizi 11-12 Ocak tarihlerinde gerçekleştirdik. "Birlikte Farklıyız" temasıyla gerçekleştirilen Zirve, Anonim Ortaklık yanında sayıları 15’i geçen alt şirketinin katılımıyla Türk Hava Yolları ailesinin büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Uzun soluklu bir çalışmanın ardından ortaya çıkarak programda vurgulanan bizi biz yapan genetik haritamızı yansıtan beş değer -Aileyiz, Takımız, Misafirperveriz, Güveniliriz, Çeviğiz- zirvenin ana temasını oluşturdu. Sahip olduğu değerlerle güçlenen bu büyük ailenin önemli üyelerinden biri olan THY Teknik A.Ş. ve THY HABOM A.Ş'nin hedeflerine ulaşacak donanıma ve motivasyona sahip olduğunu bir kere daha gördüm. Çıktığımız uzun ve hiç de kolay olmayan bu yolculukta en büyük güvencemiz çalışanlarımızın gayretleri. Şubat, THY Teknik A.Ş. olarak ektiğimiz tohumların meyvelerini göreceğimiz, tarihe geçecek önemli bir ay olacak. Turkish Cabin Interior (TCI) galley şirketimizin ürettiği galleyler Seatt- Diğer yandan Assan Hanil ile ortak kurduğumuz Turkish Seat Industries (TSI) şirketimizin de ilk üretimleri uçaklarımıza takılıyor. 9 Aralık 2013 tarihinde üretime başlanan ilk koltukların montajına 6 Ocak 2014’te başlandı. Böylece uçak koltuğu pazarına da adım atmış olduk. Yüzde 50 oranında ortak olduğumuz şirketin hedefi yılda 10 bin koltuk üretmek. Yerli tasarımın yanında koltuk için kullanılan malzemelerin yüzde 70'i yerli üretim; montaj ve kullanılan sistem ise tamamen yerli olacak. Koltuk üretimi yapabilmek için EASA'dan alınması gereken üç belgeyi de alan, ürettiği koltuklarda rakiplerinde olmayan altı farklı tescili bulunan TSI, başlangıç olarak Türk Hava Yolları için 200 uçağa toplam 40 bin koltuk üretecek. Hız ve kalitede rakiplerinin çok önünde olmasını beklediğimiz TSI şirketimizin başarısını da tebrik ederken Genel Müdür Fahri Bayir'e de içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Şirketimizin ekonomi sınıf koltuklarla başlattığı bu adımını ‘business class’ koltuklarla da devam ettirerek adını dünyanın önde gelen koltuk firmaları arasına yazdıracağına eminiz. Her iki şirketimizin de bu başarılı ilk adımlarını yapacağımız lansman ve etkinliklerle kutluyor olacağız. Onaylanmış olan 2014 bütçemiz şirketimizin içinde bulunduğu değişim, genişleme ve kapsamlı yatırımlar aşamasında ortaya çıkan amortisman, envanter, eğitim, tesis bakım ve genel giderler gibi ilave maliyetleri de içerdiği için kâr bütçesi olamamıştır. Ancak bizler sizlerin gayretli çalışmaları ile bugüne kadarki tüm başarılarımızın altına nasıl hep birlikte imza attıysak, bu süreçte de aynısını yapacağımızdan en ufak bir kuşkum yok. Kavramsal olarak hiç ayrı olmasak da Hat Bakım'ın da resmi statü olarak tekrar aramıza katılması yönündeki çalışmaların bu ay tamamlanmasını umuyoruz. Sinerjimizi artıracağını düşündüğümüz bu geçiş için arkadaşlarımızın gösterdiği istek ve gayret için teşekkür ediyorum. Esen kalın, Doç. Dr. İsmail Demir Genel Müdür 01 02 İÇİNDEKİLER 04 TEKNİK’TEN HABERLER 10 04 11 12 TEKNOLOJI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ 14 18 HAVACILIK DÜNYASINDAN BIREBIR HABOM 12 14 18 20 22 Sahibi THY TEKNİK A.Ş. Doç. Dr. İsmail DEMİR (Genel Müdür) EMNİYET KÖŞESİ 22 YAYIN THY TEKNİK A.Ş. Medya Reklam Halkla İlişkiler Şefliği Ferhat Yenibertiz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi) Pınar Yılmaz Kaynak (Yayın Koordinatörü, Uzman) Cemal Gökgöz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir) RÖPORTAJ 24 26 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ TEKNIK YAZI 27 SÜREKLİ GELİŞİM 26 28 GEZİ-YORUM 30 30 SAĞLIK REHBERİ 28 THY TEKNİK A.Ş. Katkıda Bulunanlar Emine Arslan, Reyyan Demir, Ahmet Umur Çakmak, Fatih Alparslan, Emre Kara ve Yusuf Atala YAPIM GODE İSTANBUL Songül Kurnaz (Yayın Grup Direktörü) Ergün Tozan (Yapım Koordinatörü) Ulaş Atay (Editör) Meltem İşleyen (Art Direktör, Kapak Tasarım) Asım Hocagil (Grafik Uygulama) Jülide Türkay (Redaksiyon Editörü) Fotoğraflar İstanbul Fotoğraf Atölyesi (İF Atölye) Baskı ve Cilt Bizim Matbaa GODE İSTANBUL Al Karanfil Sokak No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com 444 02 90 04 TEKNİK’TEN HABERLER Yönetim Zirvesi 2014 yapıldı Türk Hava Yolları’nın her yıl geleneksel olarak düzenlediği ve dünya genelinde görev yapan 600 yöneticisinin bir araya geldiği THY Yönetim Zirvesi 2014, Antalya Serik'teki Titanic Deluxe Otel'de gerçekleştirildi. Zirve, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil’in konuşması ile başladı. Dünyada havacılıktan hızlı ve sürekli büyüyen bir sektör olmadığını ifade eden Kotil, “Bunun ardında insanların uçmak istemesi yatıyor. Dünyada her yıl 3 milyar insan uçakla seyahat ediyor. Havacılık sektörü önemsenmeye devam edecek. Biz hep birlikte bu önemsenmenin bir parçası olacağız” dedi. Konuşmasına Türk Hava Yolları’nın 2013 yılında yüzde 20 büyüdüğünü belirterek başlayan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, “Bu başarıda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. Topçu, bu başarının devam etmesi için herkese büyük sorumluluklar düştüğünün altını çizdi. “Ülkemize çok büyük katma değer kattınız. Bundan dolayı sizlerden memnunuz” diyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sözlerini “Farklılıkları tehdit olarak görmezsek bu farklılıklar bizi güçlü kılar” diyerek sürdürdü. THY Teknik A.Ş.’nin bir dünya markası olmaya başladığını vurgulayan THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, “Koyduğumuz hedefler doğrultusunda büyük bir algı değişimine ihtiyacımız var. Bunun için tanıtım ve pazarla faaliyetlerine başladık. Artan kapasitemizi, dünyanın beş büyük bakım markasından biri algısıyla desteklemek istiyoruz” dedi. Kalite Güvence Başkanlığı Öneri Ödülü İsmail Baltacı’nın THY Teknik A.Ş.’de birimler arasında yılın son çeyrek ödülleri verildi. Kalite Güvence Başkanlığı’ndan İsmail Baltacı “Kalite Raporlama Sistemi’nin İyileştirilmesi” önerisi ile birinciliği kazandı. Daha önce farklı klasörlerde bulunan kalite raporları güncel durumu yansıtmıyor, ihtiyaç halinde sistemler her seferinde yeniden sorgulanıyor ve rapor alınıyordu. Baltacı’nın önerisi ile istenilen raporlamaya tek bir tuşa basarak ulaşılabilecek ve zaman kaybı önlenmiş olacak. Çalışanların gurur günü THY Teknik A.Ş. çatısı altında 10. ve 20. hizmet yılını dolduran çalışanlar için Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda rozet takma töreni düzenlendi. Törene, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, Genel Müdür Yardımcısı Fazıl Çiftçi, Genel Müdür Yardımcısı Altan Büyükyılmaz, Genel Müdür Yardımcısı Vekili Hüseyin Sağlam, yöneticiler ve çalışanlar katıldı.Törende konuşan Demir, THY Teknik A.Ş.’nin çalışanlarının omuzlarında yükseldiğini ve yeni hedeflere yine çalışanları ile birlikte ulaşacağını söyledi. Tüm THY Teknik A.Ş. ailesini gayretlerinden dolayı kutladığını dile getiren Demir, 10. ve 20. yılını dolduran çalışanlara rozetlerini ve teşekkür belgelerini takdim etti. 05 06 TEKNİK’TEN HABERLER Emekliye ayrılanlara veda kokteyli Emekli olan 40 THY Teknik A.Ş. çalışanı için 31 Ocak günü Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda bir veda kokteyli düzenlendi. Kokteyle, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, genel müdür yardımcıları, yöneticiler ve çok sayıda THY Teknik çalışanı katıldı. THY Teknik A.Ş.’den emekli olmanın kurumla tüm bağların kopması anlamına gelmediğini, THY Teknik A.Ş.’nin kapılarının emekli olan tüm çalışanlarına her zaman açık olduğunu belirten Demir sözlerine şu şekilde devam etti: “Bundan sonraki yaşamınızda nerede olursanız olun bu ailenin bir parçası olarak görüleceksiniz. Emekli olan arkadaşlarımızın tümünün alınteri, emekleri bu şirketin köklerine kazınmış oluyor. Bundan 40 yıl önce çalışan arkadaşlarımızın emekleri ve gayretli çalışmaları üzerinde bu şirket şu an yükseldiyse, bundan sonra THY Teknik A.Ş.’nin yapacağı projelerde de mutlaka bugün emek veren, alınteri akıtan her arkadaşımızın katkısı olacaktır” dedi. Emekli olarak THY Teknik A.Ş.’den ayrılan tüm çalışma arkadaşlarına gönülden teşekkür ettiğini ve bundan sonraki hayatlarında başarılar dilediğini söyleyerek konuşmasını sonlandıran Demir, emekliye ayrılan herkese, vermiş oldukları hizmetler anısına birer plaket takdim etti. Satış Pazarlama Başkanlığı Öneri Ödülleri dağıtıldı THY Teknik A.Ş. Satış Pazarlama Başkanlığı çalışanları tarafından 2013 yılında verilen öneriler Öneri Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirildi ve ödüle layık görülenlere ödülleri verildi. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen Öneri Ödül Töreni’ne Genel Müdür Yardımcısı Altan Büyükyılmaz, Satış Pazarlama Başkanı Özcan Baştekin, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. Öneri Ödülleri Değerlendirme Kurulu’nca yapılan değerlendirme sonucunda 2013 yılı 1. çeyrek önerisi sahibi Büşra Merdem Bek, “K, V, R Kodlu Malzemeler” önerisiyle, 2. çeyrek öneri sahibi Ahmet Umur Çakmak “TT'ye Hoş Geldin Paketi ve TeachBuddy Uy- gulaması” önerisiyle, 3. çeyrek öneri sahipleri İlke Dağlı ve Halil İbrahim Turan “Anlaşma Takip Sistemi” önerisiyle ve yılın son çeyreğinde de Fehmi Kara “Marketing Reporting Tracking System (MRTS)” önerisiyle birinciliğe layık görüldü. Satış Pazarlama Başkanı Özcan Baştekin, Öneri Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Önerilerinizle şirketimize yapmış olduğunuz katkılardan dolayı hepinizi tebrik ediyorum. Öneri veren tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. Birinci seçilen öneri sahiplerine teşekkür belgeleri Altan Büyükyılmaz ve Özcan Baştekin tarafından takdim edildi. THY’nin yeni yüzleri THY Teknik’te Türk Hava Yolları’nda işe yeni başlayan bir grup uzman, bir hafta süren oryantasyon programı kapsamında 9 ve 23 Ocak tarihlerinde THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik A.Ş.’nin tarihi, iştirak şirketleri ve uçak bakım kabiliyetleri hakkında Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda ayrıntılı bir sunum yapılan gruba bu sunum sonrasında atölyeler ve hangarlar gezdirildi. 07 08 TEKNİK’TEN HABERLER Uçak Bakım Başkanlığı Öneri Ödülleri sahiplerini buldu Social Trippin’ İstanbul’dan THY Teknik ziyareti THY Teknik A.Ş. Uçak Bakım Başkanlığı 2013 yılının son öneri ödüllerini II. hangarda gerçekleştirilen törenle dağıttı. Ödül törenine THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, Genel Müdür Yardımcısı Vekili ve Uçak Bakım Başkanı Hüseyin Sağlam, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. “986,5 Floor Beam Korozyon Hasarının Engellenmesi” önerisi ile Yücel Yaşar birinci, “Boya Sökümü ve Boyama Esasındaki A/S Kaybını Önleme” önerisi ile Cemil Çavuşlu ikinci ve “Momentum Force” önerisi ile üçüncülüğü Ergin Sevinç ve Selim Hüner elde etti. Alanında uzman çok sayıda iletişimci 17-19 Ocak tarihleri arasında Türk Hava Yolları’nın uluslararası organizasyonu “Social Trippin' İstanbul” kapsamında İstanbul’da bir araya geldi. Organizasyon kapsamında önce Türk Hava Yolları Uçuş Eğitim Başkanlığı’nı gezen konuklar daha sonra THY Teknik A.Ş. tesislerini ziyaret etti. İletişim uzmanlarına tesisin atölye ve hangarları gezdirilerek, THY Teknik A.Ş.’nin kabiliyetleri hakkında bilgi verildi. Ana teması ‘Havacılığın Geleceği’ olan Social Trippin' İstanbul kapsamında gerçekleştirilen seminerlerde, uçak içi yolcu deneyimini iyileştirme ve havacılık sektöründe sunulan hizmetleri geliştirmeye yönelik yaratıcı fikirler ortaya atıldı ve tartışıldı. Türk Hava Yolları İnteraktif Pazarlama ve İletişim Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen organizasyona, dünyanın önde gelen havacılıkla ilgili blog yazarları, muhabirler ve sektörde deneyimli isimler katıldı. Bu etkinlikle küresel ve yenilikçi marka imajını güçlendiren Türk Hava Yolları, uluslararası çalışmalarla uçak içinde yeni hizmetler geliştirerek yolcu memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyor. Ödüllerini İsmail Demir ve Hüseyin Sağlam’ın elinden alan THY Teknik A.Ş. çalışanları, çalıştıkları şirkete öneri vererek katkı sağlamaktan dolayı mutlu olduklarını, bu önerilerin şirket çalışanları açısından son derece önemli olduğunu bildiklerini söyledi ve tüm yöneticilere teşekkür etti. M. Cem Artekin’den veda THY Teknik A.Ş.’de hukuk müşaviri olarak görev yapan M. Cem Artekin uzun yıllar yürüttüğü bu görevden ayrıldı. Çalışma hayatına Sun Express Havacılık A.Ş.’de devam edecek olan Artekin için Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda bir veda kokteyli düzenlendi. Kokteyle, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, genel müdür yardımcıları, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. Artekin’in THY Teknik A.Ş.’nin birçok anlaşmasında ve sözleşmesinde önemli katkısı olduğunu dile getiren Demir, kendisine çalışmalarından dolayı teşekkür etti ve bundan sonraki iş hayatında başarılarının devamını diledi. Bilkent Üniversitesi öğrencilerinden ziyaret Bilkent Üniversitesi’nin en büyük kulüplerinden Mühendislik Topluluğu’ndan bir grup öğrenci THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Yaptığı çalışmalarla 21 yıldır önemli organizasyonlara imza atan, iş dünyası, kariyer, bilim ve teknoloji alanlarında çeşitli projeler gerçekleştirmiş olan Mühendislik Topluluğu öğrencileri THY Teknik A.Ş. yetkilileri ile bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeler sonunda THY Teknik A.Ş. tesislerini gezen ziyaretçiler, gezinin, gelecek planları ve kariyerleri için faydalı olduğunu söyleyerek yetkililere teşekkür etti. 09 10 HABOM D a r G öv d e Ha n g ar ı HABOM’da son durum G en iş Gö vd e Ha ng övd e H a ng ar ı-A n n e ks a rı Ge G ni ş İlk fazına ait binalar aktif olarak kullanılmaya başlanan HABOM Projesi’nin ikinci faz binalarının 2014’ün ilk yarısında devreye alınması hedefleniyor. Elektrikmekanik işleri dışında inşai ve mimari bakımdan hazır durumda olan Yönetim Binası’nın tefrişat imalatlarına devam ediliyor. G Kö pr ü eçtiğimiz yıl içinde Dar Gövde Hangarı, Sosyal Bina ve Güvenlik-Giyinme-Eğitim Binası devreye giren ve uçak bakım faaliyetlerine başlayan HABOM’da 2014 yılının ilk yarısında ikinci faz binalarının da devreye alınması planlanıyor. Geniş Gövde Hangarı’nda ince işler halen devam ediyor. CTI firmasının vinç ve tele platform montaj çalışmaları bakım gözü tarafında tamamlandı; boya gözü tarafında ise bu ay içinde tamamlanması ve kesin kabulün alınması planlanıyor. İmalatları halen devam eden Docking Sistemi’nin saha montajına şubat ayı içerisinde başlanacak. Atölye Binası’nın elektrik, mekanik ve ince iş eksiklikleri tamamlandı. Atölye Binası’nın çatı katında bulunan spor salonları ve kapalı spor salonuna yönelik çalışmalar tamamlandı. Elektrik-mekanik işleri dışında inşai ve mimari bakımdan hazır durumda olan Yönetim Binası’nın tefrişat imalatları devam ediyor. Çevre ve peyzaj işlerine saha genelinde devam ediliyor. İkinci faz kapsamındaki yol çalışmaları ise iş programı dahilinde tamamlanıyor. TEKNOLOJİ İlk yerli elektrikli otomobil için hedef 2017 Eskişehir merkezli Begler firması, 15 üniversiteden 30'dan fazla akademisyenle birlikte yürüttüğü çalışma kapsamında, Türkiye'nin ilk elektrikli yerli otomobilini 2017'de piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Firmanın Yönetim Kurulu Üyesi ve Ar-Ge Projeleri Sorumlusu Melih Yıldız, TÜBİTAK tarafından yapılan elektrikli otomobil çağrısı üzerine Mayıs 2013'te firmalarını kurduklarını belirtti. Spor ve aile tipi olmak üzere iki ürün hazırladıklarını ifade eden Yıldız, “Bataryasından motoruna, aydınlatma sisteminden iç döşemesine kadar birlikte çalıştığımız 11 farklı iş ortağımız var. Otomobil tam şarjla 160 kilometre yol kat edebilecek. Akademisyenlerle ortak yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde araç ağırlığında devrim niteliğinde çözümleri pazara sunacağız” dedi. Tamamen yerli bir otomobil yapmayı hedeflediklerini ancak hammaddeler nedeniyle bunu yüzde 100 sağlamanın mümkün olmadığını anlatan Yıldız şunları söyledi: “Otomobilimizde yerlilik oranımız yüzde 88'in üzerinde. Ülkemizde batarya hammaddesi lityum üretimimiz yok. Bunu yurtdışından alıyoruz. Bataryanın üretimini yerli olarak geliştireceğiz. Bazı elektronik devre elemanları gibi yurtdışından almak zorunda olduğumuz bileşenler var. Bu aracın üzerindeki tasarımın ve ana bileşenlerin tamamı yerli olacak. Aracın tüm elektrik donanımı tamamen yerli tasarım. Aracın motoru tamamen özgün olacak. Tüm yürür aksamı, burada tasarladık.” Motosiklet uçar gider Almanya’nın tanınmış motosiklet ustalarından, motosiklet sevdalısı Frank Ohle, dünyanın ilk uçak motorlu motosikletini yaptı. Ohle, daha önce Aston Martin V12 motorundan geliştirdiği motosiklet ile adından sıkça söz ettirmişti. 150hp gücündeki Rotec Radial R3600 uçak motorunu kullanan Ohle, özel tasarım motoru oluşturmak için 18 ay çalışmış. Uçak motorunu taşıyabilmesi için özel bir gövdeye sahip olan motosiklette özel yapım boya, süspansiyon ve elektrik aksamı da kullanılmış. TÜBİTAK'tan müthiş füze: SOM TÜBİTAK, Meteksan Savunma ve Milsoft işbirliğiyle yürütülen Kement Projesi kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri için SOM adı verilen bir füze üretilecek. Üzerine haberleşme ve görüntüleme sistemi yerleştirilecek olan SOM, hedefe yaklaştığında fotoğraf çekip karargâha aktaracak. Örneğin bir terör kampına düzenlenecek operasyonda, F-16'dan atılacak bir SOM füzesi hedefine doğru ilerlerken, bilgisayar ağı üzerindeki tüm merkezler füzenin bulunduğu koordinat, izlediği rota, hedefi vurmasına kalan süre gibi bilgileri anbean takip edecek. Hedefe ilerlerken füzenin kontrolünün, bir savaş gemisi ya da karargâh tarafından devralınması da mümkün olacak. Füze hedefine yaklaşırken, Kement Projesi sayesinde görüntü çekip eşzamanlı olarak aktaracak. Bu süreçte, füzenin havada daire ya da dikdörtgen çizerek belli bir koordinatta bekletilebilmesi de mümkün olacak. Böylece karargâh hedefi vurmadan önce son bir kontrol yapma şansı elde edecek. Hedef teyit edilirse füze yoluna devam edecek. Hedefin vurulmasından vazgeçilmesi ya da yeni bir hedef belirlenmesi halinde, füzenin rotası değiştirilebilecek. 11 12 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Ofislerde iş güvenliği Ofisler, her ne kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ‘az tehlikeli işyerleri’ kategorisine girse de, ofislerde, çalışanın sağlığını son derece olumsuz etkileyecek ve kalıcı sorunlar yaşamasına neden olacak tehlikeler bulunmaktadır. Bilinmesi ve dikkat edilmesi gerekenler… H erhangi bir tesiste genel iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları, iş kazaları ve meslek hastalıkları tespitleri yapılırken genellikle ofislerde meydana gelebilecek iş kazaları ve meslek hastalıkları ihmal edilmekte ve ofis çalışanı, sağlığını korumak için ne gibi önlemler alması gerektiğini/ alabileceğini bilmemektedir. Bir işletmeyi veya bir hizmeti yönetme üzerine organizasyonel faaliyetlerin yapıldığı alanlar olan ofisler basit önlemlerle engellenebilecek potansiyel tehlikelerle doludur. Ofislerdeki iş kazalarının inşaat, metal ve maden sektöründeki kazalara oranla daha düşük olması ilginin bu yöne kaymasını azaltmaktadır. Ancak iş kazalarının küçük veya büyük olması değil, insan sağlığı temel alınması gerektiği için ofisler de iş sağlığı ve güvenliği önlemleri bakımından incelenmelidir. Ofisler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılmış olan İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’nde az tehlikeli işyerleri kategorisine girmektedir. Ofis hastalıkları Sürekli aynı pozisyonda kalma, tekrarlı hareketler, ekranlı ve klavyeli araçlarla çalışma, el bileği ve parmaklara aşırı yüklenme, ortam ısısı, nem, ışık ve konfor yönünden uygun olmayan ortam nedeniyle oluşan multisistemik hastalıklar topluluğuna ofis hastalıkları denir. Masa ve bilgisayar başında uzun süre çalışanlarda gün sonunda boyun, omuz, el bileği ve sırt bölgesinde ağrı, hareket kısıtlılığı ve uyuşma gibi yakınmalara sık sık rastlanır. İş başarısını ve Ofislerde, inşaat, metal ve maden sektöründeki kazalara oranla daha az sayıda kaza oluyor. Ancak bu, ofisleri iş kazası bakımından güvenli yerler yapmıyor. Öncelikle insan sağlığı temel alınması gerektiği için ofisler de iş sağlığı ve güvenliği önlemleri bakımından incelenmelidir. Ofis düzeninde yapılan birtakım yanlışlar yaşam kalitesini düşüren bu durumlar bazı temel ergonomik önlemler ile engellenebilir. Ergonomi, maksimum iş güvenliği ve verimlilik sağlamak amacıyla, insanların anatomik ve bilişsel özelliklerinin, çalıştıkları çevre ve sistemlerin incelenmesine ve bu öğeler arasında maksimum uyumun sağlanmasına yönelik çalışmaların bütünü olarak tanımlanabilir. Bir diğer tanımıyla ergonomi, çalışan kişinin işi, iş aletleri ve iş çevresiyle olan ilişkilerini araştırır. Ergonomik önlemler 1. Monitörün kişiye uygun düzenlenmesi gereklidir. Monitöre uzaklık, görüntüye, ekran çözünürlüğüne, yazıların okunabilirliğine ve monitörün büyüklüğüne bağlıdır. Ortalama göz-ekran uzaklığı en az kol mesafesi kadar uzaklıkta (60-70 cm.) olmalıdır. 2. Işığın karşıdan, yani bilgisayarın üzerinden gelmemesi sağlanmalıdır. Monitörün tepe noktası göz seviyenizden daha aşağıda olmalıdır. 3. Ekran üzerine düşen yansımaları önlemek için monitörün eğim açısı değiştirilmelidir. 4. 20 dakika aralarla gözleri ekrandan ayırıp uzakta bir noktaya odaklanmalı, 10-15 saniye boyunca gözler kapatılıp dinlendirilmelidir. 5. Gözler sık sık kırpılmalıdır. 6. Monitörün temiz tutulmasına özen gösterilmelidir. 7. Ekranda çok küçük karakterler kullanılmamalıdır. 8. Ekran kontrastı gözü yormayacak şekilde ayarlanmalıdır. 9. Monitörden gelen kimi zararlı ışınları önlemek için ekran filtresi kullanılmalıdır. 10. Klavye ve farenin kişiye uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Klavye ekrandan ayrı ve hareketli olmalıdır. 11. Klavye tuşları çok yumuşak ya da çok sert olmamalıdır. 12. Oturma sırasında vücudun uygun duruş şekli (postür) sağlanmalıdır. Ayaklar düz olarak yere temas etmeli, diz 90 derece 1. Bilgisayar karşısında geçirilen sürenin uzun olması sonucu, bilgisayar monitörlerinden yayılan negatif yüklü partiküller, insan bedeninde ve gözlerde negatif elektrik yükü oluşturarak havadaki pozitif yüklü toz parçacıklarını çekip gözlerde konjonktivite neden olur. 2. Çalışma alanının önünde ışık kaynağı (pencere, lamba, yansıtıcı vs.) olması sonucu, ekran kullanıma uygun olsa bile, çalışma alanı yanlış aydınlatıldığı için kamaşma, göz rahatsızlıkları, baş ağrısı vb. olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir. 3. Ekranın (monitörün) yerinin yanlış olması, çalışan kişinin bakış açısında ya da arkasında pencere olması nedeniyle oluşan yansıma, ciddi zihinsel ve algısal yüklenme ve göz yorgunluğuna neden olur. 4. Ekran kalitesinde düşüklük, bozuk renkler, titreme ve yansıma sonucu gözlerde oluşan aşırı yüklenme, var olan miyop astigmat gibi göz rahatsızlıklarının derecesinin artmasına ve konsantrasyon güçlüğüne yol açar. açılı olmalı, sandalyede beli destekleyen parça olmalı, sırt dik, omuzlar rahat, dirsekler 90 derece açılı ve bilekler nötral pozisyonda tutulmalıdır. 13. Çalışanın masa altında ayaklarını uzatabileceği ve vücut hareketini kolayca değiştirebileceği alan olmalıdır. Eğer ayaklar yere temas etmiyorsa, ayaklara ek bir destek yerleştirilmelidir. 13 14 HAVACILIK DÜNYASINDAN Ticari havacılık 2014’te yeni bir rekor kırılabilir Deloitte’un 2014 Global Havacılık ve Savunma Endüstrisi Raporu’na göre Ortadoğu ve Asya’da yolcu talebindeki artışa bağlı olarak havayolları ve operatörlerin, eski uçak filolarını yakıt tasarrufu sağlayan yeni uçak modelleriyle değiştirmesinde yaşanan artışla 2014 yılında rekor kırılması bekleniyor. Rapora gore global havacılık ve savunma endüstrisinde büyüme oranı yüzde 5 seviyelerinde iken, bu oran 2013 senesinde firmaların yıl sonu finansal durum raporlarını tamamlamalarıyla kesinlik kazanacak. Bununla birlikte ticari uçak üretiminin 2023’e kadar yüzde 25 oranında artması bekleniyor. Bu artışta, yükselen yakıt fiyatları nedeniyle yakıt tasarrufu sağlayan yeni nesil uçak modellerine talebin artması özellikle etkili oluyor. Rapora göre havayolları ve operatörlerin maliyetlerinin 2001'de yüzde 13’ünü yakıt tüketimi oluştururken, şu an bu oran yüzde 31 seviyelerine ulaşmış durumda. Boeing’in ve Airbus’ın yeni nesil uçaklarının yüzde 15’e kadar yakıt tasarrufu sağladığı söyleniyor. Diğer bir uçak üreticisi Bombardier ise C Serisi uçaklarını sene sonunda servise vereceğini duyurdu. Embrarer E2 Serisi jetlerini ve COMAC 2’de C919 Serisi uçaklarını önümüzdeki beş yıl içinde servise vereceğini duyurdu. Bunların yanı sıra Deloitte, önümüzdeki 20 yıllık dönemde en az bir yeni uçak üreticisinin daha sektöre katılacağı ve globalde Boeing’e ve Airbus’a rakip olacağı öngörüsünde bulundu. Kaynak: Aviation Today SR Technics ve Gradua Maintenance’tan Endonezya’da anlaşma Mubadala Havacılık’ın MRO ağının bir parçası olan SR Technics ile Garuda Maintenance Facility AeroAsia (GMF) arasında beş yıllık komponent bakım servis anlaşması imzalandı. GMF, Endonezya’nın başkenti Cakarta’da imzalanan bu anlaşma kapsamında, 150 parça numarası için SR Technics’in bölgesel atölye desteği gibi hareket edecek ve var olan ‘inhouse’ kapasitesini geliştirecek. SR Technics, GMF ile kurduğu bu kapsamlı işbirliği sonucunda Endonezya içerisinde hizmet verecek. Kaynak: MRO News Focus HAECO Cabin Solutions ilk STC’sini aldı HAECO (Hong Kong Engineering Company Limited) Grubu’nun bir iştiraki olan HAECO Kabin Çözümleri (HAECO Cabin Solutions) 30 Kasım’da Air Astana için Boeing 767-300ER uçakları yeşil kabin ikmali için ilk FAA (Federal Aviation Administration) tamamlayıcı tip sertifikası (STC) aldı. Bu proje HAECO Grubu’nun mühendislik kapasitesinin ve servislerinin kapsam ve derinliğini gösteriyor. HAECO’nun Hong Kong kökenli mühendisleri mühendislik ağırlıklı tasarımlardan, San Antonio’da bulunan Cabin Solution Takımı ise FAA STC’lere yönelik program yöneticiliğinden sorumlu. Satınalma, parça üreticiliği ve montaj ile HAECO’nun yan kuruluşu olan ve Çin’in Fujian Bölgesi’nde yer alan TAİKOO (Xiamen) Aircraft Engineering Co. Ltd. ilgileniyor. Boeing 767 uçağı, yatak olabilen business sınıfı, AVOD ve IFE’li hem ekonomi hem de business sınıfı olmak üzere iki sınıf kabin montajı için Boeing şirketi tarafından Xiamen’e gönderildi. HAECO Grubu bu üçlü uygulama sayesinde müşterilerine güvenilir bir ‘hepsi bir arada paketi’ sunuyor. HAECO anahtar rekonfigürasyon çözümleri sunarak zamanında teslim için ek üçüncü parti sağlayıcılara dayanmaya ihtiyaç duymaksızın, efektif olarak kendi kaynaklarına odaklanabiliyor. Proje üzerinde ek kontrol, havayolu müşterilerine büyük oranda program güvenliği sağlıyor. Kaynak: MRO Management Kabin içi boyasının önemi Uçaklarda her zaman en fazla ilgiyi dış boya çeker. Ancak kabin içinin kendine ait teknolojisi ve karakteristiği de ayrı bir öneme sahiptir. Genelde havacılık otoriteleri uçağın üzerindeki boyanın yüzde 40’ının uçağın dışında olduğunda hemfikirdir. Diğer yüzde 30 da korozyonun önlenmesi için yine uçağın dışında kullanılır. Geri kalan yüzde 30 ise kabin içini dekore etmek için kullanılır. Bu kısmı koltuklar, paneller, PSU’lar, çanta dolapları ve tavan panelleri, galleyler, tuvaletler ve kokpit oluşturur. Sherwin-Williams’ın raporuna göre Boeing 737’nin kabin içini boyamak 1 hafta, Boeing 747’nin 2-3 hafta sürüyor. Kabin içi boyası her 4-5 senede bir uçak ağır bakımdan geçerken yapılır. Yan paneller, çanta dolapları, yemek masaları ve tavan panelleri gibi iç parçalar genellikle sökülüp boyanır ve yenilenmek üzere plastik üreticilerine götürülür. Kabin içinde kullanılan boyalar yanıcılık, dumana karşı dayanıklılık, zehirlilik oranı, sıcaklık geçirme gibi testlerden geçirilerek, yolcuların kaza anındaki hayatta kalma oranını yükseltir. Temizlik zamanında kullanılan kimyasallar da dayanıklılığın yanı sıra bagajdan ve genel yolcu hasarından gelebilecek zararlara karşı test edilir. Kaynak: MRO Management 15 16 HAVACILIK DÜNYASINDAN Ayakta kalan firmalar İniş takımı MRO marketi eski uçaklar servise ayrıldıkça ve ufukta yeni uçaklar göründükçe değişiyor. İniş takımları her 10 yılda bir bakım gerektiriyor. Marketin büyüklüğü tarihsel uçak teslim oranlarıyla tahmin edilebiliyor. Fakat bu zaman aralığından dolayı ilgili maliyetler seyrek olarak alımın içinde çarpılır. Diğer bir finansal yük de yeni parça iniş takım yedek parça maliyetleridir. OEM’ler satmaya isteksiz oldukları için yüksek fiyatlar sunar ve teslim sürelerini uzatır. Uzun döküm süresi bir oranda suçlanabilirken, onlar Airbus ve Boeing’e verdikleri çok yüksek üretim taahhütleri ile gerilmektedir. Lufthansa Technik iniş takımı MRO ağı Hamburg’ta bir şube, Londra Heathrow yakınlarındaki Lufthansa Technik Landing Gear Services UK; Sun Valley’deki Hawker Pacific Aerospace, Kaliforniya ve Çin’deki Ameco Beijing tesislerinden oluşuyor. Lufthansa Technik Uçak Sistemleri Başkanı Andreas Tielmann, iniş takımlarının daha güvenilir hale geldiğini ve birçok havayolunun yedek setleri almak konusunda artarak isteksizleştiğini, onun yerine pool ürünleri ve kısa dönem kiralamaları benimsediğini belirtti. Kaynak: MRO Management Yolun sonu Yeni uçakların filoya girmesiyle, uçak geri dönüşümü çok daha cazip bir alan halini aldı. Buna rağmen hâlâ havalimanı ve depolamaya ihtiyaç var. Aircraft Fleet Recycling Association’ın (AFRA) tahminlerine göre gelecek 20 yılda, birçoğu verimli yaşam döngü sürelerini tamamlamış yaklaşık 12 bin uçak emekliye ayrılacak. Bu süreçte pazarı farklı yönlendirebilecek bir denge karşımıza çıkıyor. Çünkü başta motor olmak üzere geri kazanılan komponentlerin değeri uçağın hurda değerini aşıyor. Genel filo büyüklüğü nedeniyle, önde gelenler A320 ailesi, Boeing 737 Classic ve Boeing 737 Next Generation tipi uçaklar. Bu, üzerinde çalışmanın önemli getirileri olacağı bir alan gibi görünse de, hangarlar ve süreç yönetiminin ciddi bir uzmanlık gerektirdiği unutulmamalıdır. Kaynak: MRO Management Sabena technics A380 için EASA yetkisi aldı Airbus A380 tipi uçaklar için EASA’dan ağır bakım yetkisi alan Sabena technics bu yeni kabiliyetini Fransa’nın Bordeaux şehrindeki tesislerinde kullanacak. Sabena, bu izinle birlikte her tip Airbus (Beluga dahil) için ağır bakım hizmeti sağlayabiliyor. Yeni alınan bu yetki ile birlikte Sabena technics tüm dünyadaki operatörlere sahada ya da atölyelerde yapısal parça tamiri, modifikasyon ve geliştirme hizmeti sağlayabilecek. Bunların yanı sıra Bordeaux’daki tesisleri VIP modifikasyon ve tamamlama merkezi olarak hizmet veren Sabena technics, alınan bu yetkiden sonra A380’ler için kabin yenileme, modifikasyon ve tamamlama hizmetleri de sağlayabilecek. Lufthansa Technik Komşu’da büyüyor Lufthansa Technik Sofya, sadece beş yıl içinde Airbus 320 ailesi ve Boeing 737 için Alman MRO’ları arasında kilit tesis konumuna geldi. Lufthansa Technik Sofya, 28 Ekim 2013 günü, hizmet vermeye başlamasının 5. yıldönümünü kutladı. Sofya Vrazhdebna Uluslararası Havalimanı’nda bulunan tesis, geniş kapsamlı bir bölge araştırmasından sonra Lufthansa Technik ve Bulgarian Aviation Group (BAG) işbirliği ile kuruldu. Taraflar var olan hangarların yeniden yapılandırması, doc tesisleri ve işçilerin eğitimine toplam 27 milyon doların üzerinde yatırım yaptı. Hangar yıkıldı, yeni bir kat ilavesi ve tamamen izole edilmiş çatısıyla, orijinal alanında yeniden inşa edildi. Gelişmiş havalandırma sistemi, yan bay’de çalışma devam ederken, diğer bay’de bir uçağın boyanmasına olanak tanıyor. Geliştirilmiş çeşitli hızlardaki fanlarıyla uçak büyüklüğüne göre hava akımı da ayarlanabiliyor. Çatıdaki pencereler de doğal ışık alımının artırılacağı şekilde dizayn edilmiş. Isıtma sistemi, hangarın sıcaklığını -16’dan 24 santigrata kadar çıkartabiliyor. Bu da boyama için avantaj sağlıyor. Hızla büyüyen tesiste geçen yıl üç yeni bay açıldı. Bu da Lufthansa Technik Sofya’nın Doğu ve Orta Avrupa’nın en geniş tesisi unvanını almasını sağlıyor. MRO pazarı henüz dünya çapında A380 filosunun hızlı artışı ve bu uçaklara olan yüksek talep sonucunda kullanılabilir bakım slotları sağlayamadı. Uçağın sığabileceği kadar büyük altı hangardan oluşan Sabena technics Bordeaux Tesisleri 2014’ün üçüncü çeyreğine kadar dolu; şirket, 2015 ve sonrası için satışlara hazırlanıyor. İki, dört ve altı yıllık bakımlara olan talebin şirkete sürekli bir iş yaratması bekleniyor. Kaynak: MRO Management Tesislerde bir kez daha bir hangar yıkıldı ve dört bay olacak şekilde yeniden inşa edildi. Bütün doc’lar A320 ailesini ve Boeing 737’lere uyumlu hale getirildi. Genişleme için ilave yatırımlarla birlikte Lufthansa hisselerin yüzde 75,1’ine, BAG ise yüzde 24,9’una sahip. Lokasyon olarak Sofya’nın seçilmesindeki en önemli etkenlerin başında şehirde ve yakındaki Plovdiv’de birer havacılık üniversitesinin bulunması yatıyor. Lufthansa Technik Sofya’ya ait tesisler aynı zamanda birçok lokal mühendise evlerine dönme fırsatı sağlamasıyla da ayrı bir öneme sahip. Tesislerde bir ağır bakımın tamamlanma süresi 20, boyama da eklenirse 25 güne kadar düşürülmüş durumda. Ayrıca esnek işgücü yapısına da sahip olan şirket, bunu ihtiyaç halinde ek işgücü gereken yerlere kaydırabiliyor. Kaynak: MRO Management 17 18 BİREBİR Sanat ondan sorulur Aytekin Gümüş 2008 yılından bu yana Kalibrasyon Atölyesi’nde görev yapan Teknisyen Aytekin Gümüş’ün tam anlamıyla 10 parmağında 10 marifet var. Karakalem ve yağlıboya resim yapan, org ve gitar çalan Gümüş, son bir yıldır da pasta yapıyor ve süslüyor. Gümüş, bunların yanı sıra fotoğrafla da yakından ilgileniyor. Resmin her hali; karakalem, yağlıboya, 3D En az ilgilendiğim fakat en çok zamanımı alan hobim resim. Çünkü çok emek istiyor. Ne zaman resme ilgi duymaya başladığımı hatırlamıyorum. İlkokul öğretmenimin “Resmini annen mi yaptı?” demesi hâlâ kulaklarımda. İyi resim yapıp yapmadığımı o zamanlar anlamıyordum tabii. Daha sonra öğretmenimin teşviki ve ailemin “Çok güzel resim yapıyorsun” demesi ile resme karşı ilgim ve motivasyonum arttı. Ayrıca işyerinde şefimin beni bu konuda teşvik etmesi ve mesai saati dışında zaman ayırarak çalıştığım alanda şefimin tasarımını gerçekleştirmek beni onurlandırdı. Bir şeye bakarak çizmek daha kolay gelse de, kendi oluşturduğunuz bir modeli resmetmekten daha fazla zevk alıyorsunuz. Uzun yıllar karakalem çalıştım. Karakalem, en kısa sürede yapılan ve bana haz veren bir çalışma şekli. Kendimden de bir şeyler katarak, otomobiller, yeni tasarımlar vs. çizdim. Yağlıboya çalışmaya üniversite yıllarında başladım ve bu çalışma bana çok meşakkatli geliyordu. Bu nedenle de elime fırçayı çok geç aldım diyebiliriz. Yağlıboyanın yanı sıra 3D (üç boyutlu) çizimlerle de ilgileniyorum. “Yağlıboya tablolarımı sergilemek istiyordum ama…” Yağlıboya resim yapmaya başlarken amacım, belediyelerin ya da başka kurumlarım açtığı sergilerde çalışmalarımı sergilemekti. Ancak 10-15 tane yağlıboya tablo yaptıktan sonra tanıdıklarımın, kıramayacağım kişilerin resimlerimi beğenmesi ve benim de daha fazla yeni resim yapacak zamanımın olmaması nedeniyle, resimlerimi birer birer hediye ettim. Yalnızca bir tanesi evde duruyor ve annem onu kimseye vermiyor. O da her baktığımda “Keşke şöyle yapsaymışım” dediğim ilk resmim. “Resmini yaptığım kişilerin mutluluğu beni de mutlu ediyor” Kalemi tekrar elime aldım ve bu sefer karakalem portre çizmeye başladım. Bu portreleri o kişinin fotoğraflarını alarak ya da seçtiğim bir fotoğrafa bakarak yapıyorum. Detaylara çok önem verdiğim için karşıma bir insanı alıp bir-iki saat bekletmek istemiyorum. Ayrıca resim konusunda herhangi bir eğitim almadığım için bu konuda yeterli tekniğe sahip olmadığımı düşünüyorum. Seçtiğim, karakalem çizildiğinde güzel olacağını düşündüğüm bir fotoğrafı çizmeyi ve hediye etmeyi seviyorum. Resmi yapıp verdiğimde eline alan kişinin mutluluğu bana da yansıyor, ben de çok mutlu oluyorum. Resimle ilgili en büyük hedefim bir sergide resimlerimi sergilemek. Süper Baba’dan müzik dopingi Henüz yedi yaşında iken org çalmaya merak saldım. Babamın bana aldığı orgdaki demo müzikleri ezberleyip çalmaya çalışıyordum. O dönem tuşlu çalgılar için parmaklarım yeni gelişmeye başlamıştı. Ancak müziğe eğilimimin artmasını sağlayan olay, ilkokulda müzik dersinde flüt çalarken insanların yanıma gelip beni dinlemesi ve “Şu parçayı da çalar mısın?” diye sorması oldu. Ben de evde çalışır öyle okula giderdim. Ben “Süper Baba” dizisinin müziğini çalınca müzik öğretmenimiz parçanın notalarını tahtaya yazdı. O gün ne kadar mutlu olduğumu hâlâ hatırlıyorum. Fakat hobilerde profesyonelleşme evresinin olduğunu düşünüyorum. Sık sık ara vererek ilgilenirseniz müzik sizi yanında fazla tutmuyor; sizin onu yakalamanız gerekiyor. O yüzden kendimi yeterince iyi bulmuyorum. Sürekli çalsaydım belki geliştirebilirdim. Şu anda sadece ünlü klasik müzik bestecilerinin eserlerini ezberleyip onları çalmak ve kaydetmek istiyorum. Sadece müziği dinliyor ve “Ben bunu çalmak istiyorum” diyorum. Kayıtları evde amatörce yapıyorum. “Org ya da gitarla babama eşlik ediyorum” Genelde müzikte, resimde olduğu gibi yaptığınız şeyi karşı tarafa sunduktan sonra mutluluğu alabilmek için biraz daha uğraşmanız, daha profesyonel olmanız gerekiyor. Bu noktada kendimi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de benim gibi müzikle ilgilenen arkadaşlarımla bir araya geliyor, çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Org ve gitarın yanı sıra bende şu anda elektro bateri, ud ve bağlama da var. Babam beni bağlamaya teşvik etmeye çalıştı, ama şu andaki tercihlerimden memnunum. Babam çok güzel bağlama çalar. Ben de ona orgla ya da gitarla eşlik ederim. “İlk pastamı yapmak iki saatimi aldı” Pasta yemeyi çok sevdiğim için pasta yapmaya başladım. Yaklaşık bir yıldır, özellikle tasarımına özen gösterdiğim pastalar yapıyorum. Bunda ailemin, kardeşimin okuduğu yer olan Eskişehir’de uzun süre kalması nedeniyle mutfağın bana kalmasının da büyük etkisi var tabii. Bazen meyveleri kesip çeşitli şekiller vererek süslüyorum yaptığım pastaları. Örneğin çilekten lale ya da gül yapıyorum. Bazen de kakao serperek değişik şekiller ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Tabii kalıplar ve değişik pasta malzemeleri bu süreci daha da kolaylaştırıyor. Bir gün ev gereçlerinin satıldığı bir mağazada gezerken sprey boyalar için hazırlanmış, üzerine koyup sprey boyayı sıktığınız zaman altına şekil çıkaran bir kalıp gördüm. Herhalde sandıklar, ahşap eşyalar için üretilmiş, yıkanabilir bir aparat. Bu kalıbı satın aldım ve eve gittim. Kendimden bir şeyler katmaya çalışarak ve büyük bir özen göstererek ilk pastamı yaptım. Bu ilk pasta sanırım iki saatimi aldı. “Pastane açalım diyenler bile oldu” Kek yapmayı biliyorum. Ancak pastanın lezzetinden çok görünümü ile ilgilendiğim için hazır kek kullanmayı tercih ediyorum. Kremasını sürdükten sonra süslemesini yapıyorum. En keyif aldığım ve en fazla zamanımı alan kısmı da bu. Baktığınız zaman “Ben bunu yemeliyim” diyerek parmakla gösterilecek, insanlarda iştah ve merak uyandıracak pastalar yapmaya çalışıyorum. Arkadaş çevremden, tanıdıklarımdan, “İleride seninle pastane açalım” gibi teklifler gelince mutlu oluyorum. 19 20 EMNİYET KÖŞESİ G önüllü Bildirim Sistemi, Emniyet Yönetim Sistemi proaktif veri kaynaklarındandır. THY Teknik A.Ş.’de yaşanmış kazalar, kural dışı durumlar veya kaza olma potansiyeline sahip olay, durum vs. herhangi bir emniyet, kalite olayının veya tehlikelerin gönüllü bildirilmesi ve değerlendirilmesi amacıyla oluşturulmuştur. 2013 yılında THY Teknik A.Ş.’ye 259 adet bildirim yapılmış, bu bildirimler Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü ve Emniyet Yönetim Şefliği tarafından incelenmiş ve takip edilmiştir. Bu bildirimlerden emniyet konularına ilişkin üçü seçilmiş; bildirimin içeriği, çözüm önerisi ve yapılan düzeltici/önleyici işlemler aşağıdaki şekilde paylaşılmıştır. Referans No: 13-GBF-230 Konu: Boroskop Kontrolü Bildirim Tarihi: 30.10.2013 Bildirim: B uçağı (A340) üzerinde 2 numaralı motor (TK21, (ESN: 741627) bakım sırasında mühendislik bilgisi dahi- linde faal olarak (25 cycle takipli olarak) sökülüp bekletilmiştir. İlgili motor akabinde A uçağının (A340) 3 numaralı pozisyonuna takılmıştır. Motor B uçağında (A340) iken üretilen item’lar gereği 25 cycle'da bir kontrol yapılması gerekirken, bu item’lar A uçağına (A340) aktarılamamıştır. Sonuç olarak söz konusu motor A uçağında (A340) 25 cycle’da bir yapılması gereken boroskop kontrollü yapılamadan 79 cycle serviste kalmıştır. Bildirim Sahibi Çözüm Önerisi: Boroskop kontrollü gibi takipli işlerin, komponent bazında da takip edilebilmesi durumunda söz konusu uygunsuzluk oluşmayacaktır. Konu ile ilgili MEDA çalışması yapılarak, sorunun çözümü konusunda kurul oluşturulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. İlgili Birim Düzeltici İşlem: Konu ile ilgili 13061 numarasıyla MEDA yapılmasına karar verilmiştir. MEDA çalışması sonrasında alınan aksiyonlar aşağıda verilmektedir. MEDA çalışmalarına http://meda.thyteknik.com/ adresini kullanarak ulaşabilirsiniz. No 13-GBF-230 Düzeltici İşlemler Durum 1 Boroscope inspection raporlama ‘on watch’ sekmesinde resimdeki değişiklik istenmiştir. Bu sekme ile ‘on watch’ sekmesi seçildiği zaman first NRWI veya repetitive sekmeleri etkin olacaktır. Boroskop kontrol formlarına ‘on watch’ olarak bir giriş yapıldığında sistem NRWI numarası talep edecek ve yazılan NRWI numarası burada belirtilerek bu bilginin ÜPKM’ye yeni bir NRWI ile iletilmesi sağlanacaktır. Bu sekmelerle, birinci koşul item no girişli: NRWI no yazılması için ya bulgunun ilk kez tespit edilmesi ya da tespit edilmiş olan lokasyonunun uçak ile uyumsuz olduğu durumlarında olacaktır. Böylelikle uçak ya da motorun uçaktaki lokasyonu değiştiği zaman, yeni item numarasının bu haneye girilmesi zorunlu olacaktır. İkinci koşul ise takip edilen kontrolün tekrarının devam ettiğini belirtmek içindir. Bu durumda mevcut item’la söz konusu takipli motorun kontrollü yapılmış olacaktır. Closed 2 Mevcut motor takım formunda yer alan ‘OPEN ITEM’ maddesi eğer motor TT tarafından faal olarak sökülmüş ise, yani faal kartı veya Form One TT tarafından düzenlenmiş ise ‘OPEN ITEM LIST’ formunun faal kartı veya Form One ekinde mevcut olduğunun kontrolünün yapılması ve ‘OPEN ITEM LIST’ içinde yer alan item’ların eğer yazılı ise NRWI olarak yazılması yönünde revize edilecektir. Closed Referans No: 13-GBF-149 Konu: Kalibrasyonlu cihazların shop’lara gelmeden iş emri üzerine çekilebilmesi. Bildirim Tarihi: 06.11.2013 Bildirim: Kalibrasyon Atölyesi tarafından kalibre edilen cihazlar TAMES sisteminden faal edilmeden kalibrasyon sertifikası düzenlenememektedir. Sertifikanın işlemleri yapılma aşamasında iken cihaz kalibrasyon shop’ta olmasına rağmen TAMES üzerinden kullanan atölyedeymiş gibi iş emri üzerine çekilebilmektedir. Bildirim Sahibi Çözüm Önerisi: TAMES’ten yan atölye yapılarak kalibrasyona gönderilen cihazlar, aynı şekilde teslim alan kişiye verildikten sonra TAMES’ten kalibrasyon atölyesinden çıkışının yapılması sağlanabilir. İlgili Birim Düzeltici İşlem: Kalibrasyon Atölyesi tarafından kalibrasyonu yapılan ve faal hale gelen cihazların atölyelerine çekilmeden (yan atölyede iken) iş emrine çekilmesini engelleyen sistem değişikliği TAMES üzerinde yapılmıştır. Aşağıda TAMES'in vermiş olduğu uyarı mesajı görülmektedir. Referans No: 13-GBF-079 Konu: Bir A321 uçağı #2Pylon Rh Side Üzerinde Elektrik Arkı Bildirim Tarihi: 03.04.2013 Bildirim: Bir A321 uçağı 2 numaralı pylon rh side pozisyonunda elektrik kablolarını tutan kelepçe yandaki brakete bağlanmadığı için elektrik kabloları sarkarak alt kısımdaki brakete dayanmış, vibrasyon sonucu zamanla aşınmış ve ark yaparak dayandığı yeri eritmiştir. Bu uçak böyle gitse belki bir ‘motora yıldırım’ olayı daha yaşanacaktı. Bildirim Sahibi Çözüm Önerisi: Bildirim yapan personel tarafından çözüm önerisi verilmemiştir. İlgili Birim Düzeltici İşlem: Aviyonik Mühendislik Müdürlüğü tarafından, 13-GBF-079 nolu SMS item’ı için G20-086 nolu bakım kartı ESM tarafından yayınlanmış ve bu durum Bakım Mühendislik Müdürlüğü'ne BKTF ile bildirilmiştir. Item için gerekli işlemler tamamlanmıştır. Emniyete katkı sağlayan her bildirim özenle değerlendirilmekte ve bu bildirimler http://kygm.thyteknik.com/ adresinden takip edilebilmektedir. 2013 yılında yapılan gönüllü bildirimler şirketimizin gelişimine pozitif katkı sağlamıştır. 2014 yılında da gönüllü bildirim yapmanızı bekliyoruz. Bildirimleri yapan değerli personelimize ve düzeltici işlemlerde katkısı olan tüm birimlerimize katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.Unutmayalım ki operasyonda yaşadığınız her olay emniyet sistemine katkı sağlayacak bir fırsattır. No 13-GBF-230 Düzeltici İşlemler 3 Mevcut durumda, eğer uçak üzerinde motora ait ‘open item’ var ise bu item’lar motor söküm paketi BPKM’ye Closed ulaştıktan sonra BPKM tarafından NRWI olarak yazılmaktadır. Motor söküm formuna eğer motor faal olarak sökülüyorsa NRWI olarak yazılmış bulunan ‘open item’ların söküm formunun arkasında da yer alacak olan ‘OPEN ITEM LIST’ formuna yazılması, bir kopya alınarak faal kartı veya Form One’ın arkasına eklenmesi, faal kartı veya Form One’ın remark hanesine ‘OPEN ITEM LIST’ mevcuttur yazılması yönünde maddeler ilave edilecektir. Durum 4 MPM 1.16C prosedürüne ‘OPEN ITEM LIST’ adı altında bir form oluşturulup ilave edilecektir. Motora ait açık item olsa da olmasa da bu formun kesinlikle doldurulması, faal kartı veya Form One’ın arkasına eklenmesi ve faal kartı veya Form One’ın remark hanesine ‘OPEN ITEM LIST’ mevcuttur yazılması gerektiği yönünde faal motor sökümü ile ilgili 5.1.1.2 maddesi revize edilecektir. Closed 5 Diğer komponentlerde benzer durum olup olmadığı değerlendirilecek ve etkilenen komponent varsa yapılacak işleme karar verilecek. (MB(Koordinasyon) + UBB) Closed 6 MEDA Raporu CT olarak atanacaktır. Closed 21 22 RÖPORTAJ “THY Teknik A.Ş. ile ilişkimiz her geçen gün daha da gelişiyor” THY Teknik A.Ş.’nin gün geçtikçe hem Türkiye’deki hem de dünyadaki havacılık şirketlerini daha farklı bir bakış açısı ile ele aldığını ve teknik kapasitesini piyasaya daha fazla sunduğunu ifade eden MNG Havayolları Teknik Başkanı Mehmet Eyigürbüz, bu sebeple iki şirket arasındaki ilişkilerin her geçen gün daha da geliştiğini vurguluyor. S ektörün deneyimli isimlerinden MNG Havayolları Teknik Başkanı Mehmet Eyigürbüz, Avrupa’da, özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere gibi havacılığın gelişmiş olduğu ülkelerde bakım merkezleri kapanırken, Türkiye’de tam aksine sektörün, özellikle Türk Hava Yolları’nın öncülüğünde, inanılmaz bir büyüme ivmesi yakaladığını belirtiyor. Ne zamandan bu yana havacılık sektöründesiniz ve hangi görevlerde bulundunuz? 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden uçak mühendisi olarak mezun oldum. Aynı üniversitede makine mühendisliği alanında yüksek lisans yaptım. Hemen ardından askerlik görevimi tamamladım. 1995 yılından bu yana da havacılık sektöründe çalışıyorum. MNG bünyesine katıldığım 2003 yılına kadar birkaç havayolu şirketinde çalıştım. 2004-2006 yılları arasındaki bir buçuk yıllık küçük ayrılığı saymazsak 2003 yılından beri MNG’de çalışıyorum ve 2010 yılından bu yana da teknik başkan unvanı ile görev yapıyorum. MNG Havayolları’nı tanıyabilir miyiz? MNG Şirketler Topluluğu içinde yer alan MNG Havayolları 1997 yılında kuruldu. 2000 yılına kadar sadece kargo operasyonu yapan şirket, 2000-2006 yılları arasında hem yolcu hem de kargo operasyonu gerçekleştirdi. 2006 yılında yolcu pazarından çekildi ve yeniden sadece kargo sektörüne odaklandı. Bu süreçte MNG Havayolları’ndan iki tane daha havacılık şirketi doğdu. Bunlardan ilki 2003 yılında İstanbul Havayolları’nın yapmaya başladığı ancak işletmeye alamadığı hangarı devralan ve geçtiğimiz yıl Türk Hava Yolları’na satılarak THY HABOM A.Ş. ismini alan MNG Teknik A.Ş., diğeri ise 2010 yılında kurulan, iş jeti operasyonu ve iş jeti bakımı hizmetleri veren MNG Jet. MNG Havayolları bugün itibarıyla dokuz adet uçakla operasyon yapıyor. 2014 sonuna kadar bu sayı 11’e çıkacak. Filomuzdaki ana uçak tipi A300-600F’ler. 2014 sonunda toplam sekiz adet A300-600F ile uçuyor olacağız. Bu uçaklara ilave olarak 2007 yılında Airbus’a sipariş verip 2012 yılında teslim aldığımız bir A330-200F uçağımız var. Hem menzil hem de kapasite yönünden filomuzdaki en verimli uçak. Türkiye’de Türk Hava Yolları’ndan sonra bu uçağa sahip olan ikinci şirketiz. Aynı zamanda bildiğim kadarıyla Türkiye’de -Türk Hava Yolları haricinde- ilk defa MNG Havayolları geniş gövdeli yeni bir uçağı doğrudan imalatçıdan satın aldı. Diğer taraftan filomuzda daha önce yolcu uçağı olarak hizmet veren iki adet B737-400 uçağını 2010 yılında kargo uçağına dönüştürdük ve bu uçaklardan birini kendi filomuzda diğerini de Solinair’de uçuruyoruz. Solinair Slovenya’da yerleşik bir alt şirketimiz. Mülkiyeti MNG Havayolları’na ait olan iki adet uçak Solinair’in işletme ruhsatı altında uçuyor. Solinair aynı zamanda Ljubljana’daki hangarında bölgesel uçaklara bakım hizmeti de veriyor. MNG Havayolları’nın Teknik Bakım Departmanı nasıl bir yapıya sahip? Diğer tüm havayolu işletmelerinde olduğu gibi departmanımızın öncelikli sorumluluk alanları, filomuzun uçuşa elverişliliğini devam ettirmek ve mevcut yetkilerimiz kapsamında hat bakım seviyesindeki bakımları gerçekleştirmek. Bu süreci en sağlıklı şekilde yürütebilmek için bana bağlı dört departman bulunuyor ve bu dört departmanda yaklaşık 110 kişi görev yapıyor. İstanbul haricinde sürekli operasyon yaptığımız Köln’de ve Paris Vatry’de birer hat bakım istasyonumuz var. Departmanımız SHY-M ve SHY 145 yetkilerine sahip. Ayrıca Solinair’e Türkiye’de hizmet verebilmek için EASA Part 145 yetkimiz de var. Operasyon alanınızı ve birlikte çalıştığınız firmaları öğrenebilir miyiz? Operasyon alanımız çoğunlukla Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri. Zaten uçaklarımızın menzili de bu bölgelere hizmet verebilecek kapasitede. Uzun zamandır UPS, DHL, Air France-FedEx ve Qatar Airways şirketlerinin yüklenicisi olarak çalışıyoruz. Ayrıca kendi tarifeli seferlerimizi düzenlediğimiz destinasyonlarımız da bulunuyor. Bunların yanı sıra kısa ve orta-uzun süreli charter uçuşları ve zaman zaman da wet-lease operasyonları yapıyoruz. Bizim diğer kargo şirketlerinden -THY Cargo’yu dışarıda bırakarak söylüyorum- farklı olarak antrepo hizmeti verme kabiliyetimiz de var. Aynı zamanda İstanbul’da kendi uçaklarımıza kargo ve yer hizmetlerini kendi ekibimiz ve ekipmanımızla veriyoruz. Bu kabiliyetler hem operasyonel maliyetlerimizi düşürüyor hem de müşterilerimize katma değer sağlıyor. Deneyimli bir isim olarak HABOM hakkında ne düşünüyorsunuz? HABOM’la gurur duyuyoruz. Türkiye’de bu sektöre bu büyüklükte bir yatırım yapılıyor olması bir havacı olarak beni çok memnun ediyor. Türk Hava Yolları’nın ve özel hava yolu şirketlerinin bu kadar hızlı büyüdüğü bir ortamda bakım kuruluşlarının kapasite ve kabiliyet anlamında aynı hızla büyümemesi bir kriz ortaya çıkarabilirdi. HABOM bu açıdan bakıldığında ciddi bir boşluğu dolduracak önemli bir şirket bence. MNG Havayolları ile THY Teknik A.Ş. arasında nasıl bir ilişki var ve bu ilişkinin bundan sonra ne yönde gelişmesini bekliyorsunuz? Benim sektördeki ilk yıllarımda özel havayolu şirketlerinin büyük bir kısmı Airbus’ın ilk ürettiği geniş gövdeli uçak olan A300B4’lerle uçuyordu. O zaman THY Teknik A.Ş. henüz kurulmamıştı ve Türk Hava Yolları’nın teknik departmanının kabiliyetleri bu uçak tipine çok uymuyordu. Hatta yeni hangar hizmete alınana kadar eski hangara A300B4 tipi uçağı sokmak bile çok zordu; bu nedenle o dönemde Türk Hava Yolları’ndan çok fazla hizmet alamıyorduk. Ancak daha sonra THY Teknik A.Ş. kuruldu, yeni tesislerini devreye soktu, teknik kabiliyetlerini genişletti. Dünyadaki diğer örneklerde olduğu gibi hem Türkiye hem de Türkiye dışındaki havacılık şirketlerini daha farklı bir bakış açısı ile ele aldı ve teknik kapasitesini piyasaya daha fazla sundu. Bununla birlikte sektörde faaliyet gösteren bizim gibi operatörlerin ihtiyaçlarını daha fazla dikkate almaya ve bu doğrultuda yeni kabiliyetler kazanmaya başladı. Örneğin A300 uçaklarımızın iniş takımı revizyon kabiliyeti alındı ve uzun yıllar hem MNG Havayolları’nın hem de benzer tipte uçak işleten diğer şirketlerin iniş takımlarının revizyonu THY Teknik A.Ş tarafından yapıldı. A300-600F uçaklarının -Bu uçaklar Türk Hava Yolları’nın geçmişte uzun yıllar uçurduğu A310’larla benzer tipte uçaklar- filomuza girmesi sonrasında THY Teknik A.Ş.’den aldığımız hizmet yelpazesi daha da genişledi. Artık daha fazla komponent tamirini THY Teknik A.Ş’de yaptırabiliyoruz. Yeni bir uçak tipini uçurabilmek için çok ciddi bir altyapı maliyetini göze almanız gerekiyor. Onun yerine, mümkün olduğunca THY Teknik A.Ş. gibi bu altyapıya sahip şirketlerle işbirliğine gitmeyi tercih ediyoruz. Örneğin A330 uçağımız için THY Teknik A.Ş. ile 2012 yılında imzalamış olduğumuz beş yıllık bir komponent pool anlaşmamız var. Bu anlaşma sayesinde A330’lar için stok maliyetimiz minimum seviyede. Ayrıca A330 uçak tipi için kendi hat bakım yetkimizi alana kadar bu uçağın hat bakımı için de THY Teknik A.Ş.’den hizmet satın aldık. A330 üs bakımları konusunda da görüşmelerimiz devam ediyor. Bunların yanı sıra Türk Hava Yolları, kardeş şirketlerimizden biri olan MNG Teknik A.Ş.’yi satın aldı ve THY HABOM A.Ş. olarak işletiyor. Bu yeni şirketle MNG Teknik A.Ş’den süregelen bir kontratımız var. Biz bu tesislerde 2011 yılından bu yana yolcu uçağı olarak satın aldığımız üç uçağı kargo uçağına dönüştürüyoruz. İlk dönüşümü MNG Teknik A.Ş. tamamladı. İkincisine MNG Teknik A.Ş. başladı ve geçtiğimiz ay THY HABOM A.Ş. tamamladı. Üçüncü uçak da şu an dönüşüm hazırlığı aşamasında. Ayrıca C bakımlarımızın büyük bir bölümünü de THY HABOM A.Ş’de yaptırıyoruz. Hem THY HABOM A.Ş.’nin hem de THY Teknik A.Ş.’nin iyi müşterilerinden biriyiz. Bakımların, operasyonumuzun merkezinde adeta kapı komşumuz olan bir firmada yapılması kontrol ve lojistik yönünden bize avantaj sağlıyor. Bu nedenle THY Teknik A.Ş. ile ilişkimiz her geçen gün daha da gelişiyor. 23 PMS 24 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ (Production Management System) Yazan: Okan Özdemir / BT Müdürlüğü - Bilgisayar Mühendisi T HY Teknik A.Ş.'nin yeni geliştirdiği ve bir uygulama havuzu şeklinde kullanmakta olduğu TTMS altyapısı üzerine üretim süreci, atölye adımları, atölye formları, D.O. tasarım grubundan alınan tasarımların sisteme yüklenmesi, sistem üzerinden kalite, planlama ve atölye gibi sistem alt modüllerince verilerin paylaşılması; PRCF formlarının oluşturulması, üretim aşamasındaki parçaların izlenmesi, izlenebilirlik ve elektronik ortamda arşivlenebilmesi gibi özellikleriyle birlikte Production Management System (PMS), algoritması tamamen şirket çalışanları tarafından planlanan, kendine özgü mini bir MRP-ERP sistemi halinde ortaya çıktı. İlerleyen süreçte PMS’e kalite kontrol, desing data kontrol ve izleme gibi ilave modüller eklendi. Sistemlerle daha entegre hale getirebilmek için çalışmaya ve projenin geliştirilmesine devam ediliyor. Üretim lisansı alma konusunda EASA tarafından yapılan ve yapılacak denetlemelerde PMS, yazılım olarak bir sistem kullanması ve iş akışının bu sistem üzerinden sürdürüldüğünün gösterilmesi açısından THY Teknik A.Ş.’ye avantaj ve güven sağlıyor. THY Teknik A.Ş. üretim organizasyonunun kullandığı Material Requirement Planning (MRP) programı olan PMS üç ana modülden oluşuyor. Kalite, Planlama ve PRCF adındaki bu üç modül sayesinde, oluşan üretim isteğine farklı kullanıcılar ve farklı status’ler üzerinden tam kontrol sağlanıyor. Program, Turkish Technic Management System (TTMS) veri havuzundan veri çekerek, personel hatalarından oluşabilecek hataları minimize etmek üzere tasarlanmış. Beta versiyonunda olan program kısıtlı sayıda kullanıcıya açık bir şekilde hizmet veriyor. Modüller Kalite Modülü: Bu modül yardımıyla, sisteme parça girişi ve kontrolü sağlanmaktadır. Sadece kalite birimi tarafından girilebilen bu modül sayesinde sistemde şüpheli parça gezme olasılığı tamamen ortadan kaldırılmıştır. Parça ile ilgili verilerin tümü girildikten sonra kaydetmek yoluyla sistem daha sonra kullanılacak bütün işlemler için parça verisi havuzunu kullanır. Tüm kullanıcıların erişebildiği parça listesi, takip edilebilirlik konusundaki ihtiyacı karşılamaktadır. Planlama Modülü: Bu arayüz, sadece seçilebilen P/N’ler için planlama yapılmasına olanak tanır. Burası sayı, dizayn verileri, garanti kapsamı, iş emri gibi ana verilerin girişinin yapıldığı yerdir. Planlama Departmanı iş emrini açıp, isteği konfirme eder. Aynı ekip aynı zamanda tasarım ve üretim organizasyonu arasındaki bağlantıyı da bu modül üzerinden sağlamaktadır. PRCF Modülü: Atölye mühendisleri ve onaylayıcı personellerin erişim yaptığı bu alan, istenilen işin uygun dizayn verisine göre tasarlanmış iş adımlarının gerçekleştirilmesi ve ürünün nihai kontrolünün yapıldıktan sonra EASA Form1’in üretildiği alandır. Atölye mühendisleri parçaya ve dizayn verisine uygun iş emirlerini PRCF’ye işler. Onaylayıcı personel de işlem adımlarının doğruluğunu kontrol eder ve parçayı ‘release’ eder. Parçayı ‘release’ edebilme yetkisi kullanıcı kontrollü olarak sadece onaylayıcı personele verilir. Şu anda projenin yüzde 60’ını oluşturan bu modülde, işlem adımlarının ve süreçlerinin yönetimi; yapılan işlerin kontrol edilmesi ve üretim için gerekli formların üretilmesi aşamaları gerçekleştiriliyor. Ayrıca kullanıcıların işlerini kolaylaştırmak için birçok sistem entegrasyonu da yapıldı. Yazılım sürecimiz devam ediyor. Bir sonraki sürümde atölye bazında işlem süreçlerinin kontrolü de ele alınacak. Şu anda manuel doldurulan formlar sistem tarafından üretilecek. Böylece otomasyonel yapı sağlanmış olacak. PMS için ne dediler? “Uzun vadeli stratejik bir proje olduğunu düşünüyorum” Şirketimizin Part 21 G kapsamında uçak parçası üretim lisansı alma projesinin ülkemizin ve şirketimizin hedefleri açısından çok önemli olduğunu ve bunun uzun vadeli stratejik bir proje olduğunu düşünüyorum. Bu hedef doğrultusunda Üretim Organizasyonu Planlama Ekibi olarak projenin hem üretim organizasyonunun planlama ve koordinasyonunun sağlanması hem de bilgi teknolojileri (BT) altyapısının kurulması ve ihtiyaçlarımıza cevap vermesi konusunda Üretim Planlama Proje Ekibi’nden Mustafa Arslan ve BT Müdürlüğü’nden Okan Özdemir arkadaşlarımızla tam anlamıyla kapsamlı bir ekip çalışması gerçekleştirerek, kendi sistemimiz için yaklaşık 1 ay gibi kısa bir sürede PMS’i geliştirdik. Böyle önemli bir projede yer almanın ve ekip arkadaşlarımla birlikte ortaya değer çıkaran bir sonuç elde etmenin gururunu yaşıyorum. İnisiyatif almamız ve projeyi geliştirmemiz konusunda bizi destekleyen Üretim Organizasyon yöneticimiz Salih İnce’ye ve PMS’i kullanan atölye mühendislerimiz ve teknisyenlerimize, destekleri ve geri bildirimleri için ekibimiz adına teşekkürlerimi iletiyorum. İsmail Kıyar / Üretim Organizasyonu Planlama Ekibi - Mühendis “Proje tamamlandığında mobilize ve etkin bir programımız olacak” Part 21 G kapsamındaki yolculuğumuza çıkarken önümüzdeki en büyük engellerden biri herhangi bir yazılım kullanmıyor olmamızdı. Bu konuda şirket içinde var olan bir sistemden yardım alarak oluşturduğumuz PMS’i inşa ettik. Programın kurgulanmasında planlama ekibimizden İsmail Kıyar, BT’den Okan Özdemir ve benim hummalı çalışmalarımız sonucunda dört hafta içinde ilk üç modülümüzü aktif hale getirdik. Kurgularına halen devam ettiğimiz projemiz kapsamında geliştireceğimiz ek modüller bize tam anlamıyla kompüterize edilmiş bir konfigürasyon sağlayacak. Havacılık sektörünün takip edilebilirlik konusundaki sınırlamalarına uyumlu, kalite kontrolün maksimize edildiği yazılımımız, şirketimize mobilize ve etkin bir program kazandıracak. Projemizin geliştirilmesinde katkısı olan herkese teşekkür ederiz. Mustafa Arslan / Üretim Organizasyonu Planlama Ekibi - Mühendis 25 26 TEKNİK YAZI Silah Taşıma Kutusu Y olcuların beraberinde getirdiği silahlar, sefer sırasında uçakların kargo bölümlerinde yer alan deri bir çanta veya özel bir kutuda taşınıyor. Fakat söz konusu kutular, kargo yüklemesi sırasında hasarlanıp kal olabildiği için müşteri tarafından, yeni bir tasarım yapılması ve bunun filodaki tüm uçakların kargo kısımlarına takılması talep edildi. Bunun üzerine Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü müşteri ihtiyaçları ve EASA uçuşa elverişlilik kuralları çerçevesinde maksimum 12 kilogram yük taşıyacak bir tasarım geliştirdi. Maksimum kalkış ağırlığı 5.700 kilogramdan büyük olan uçakların tasarımında uyulması gereken esaslar, EASA’nın yayınladığı “Certification Specification 25” isimli teknik kurallar kitabında veriliyor. Yapılacak tasarımın, bu kitapta yer alan “Uçuş, Yapısal, Çalışma Kısıtları, Tasarım ve İmalat” konu başlıkları altında birçok gereği karşılaması gerekiyor. Uçaklarda orijinal konfigürasyondan farklı olarak yapılacak her türlü değişiklikte bu gereksinimlerin karşılanması analizler, testler, deneyler, simülasyonlar vb. mühendislik mekanizmalarıyla doğrulanmalı ve bu doğrulama otorite ya da otoritenin onay verdiği organizasyonlar tarafından onaylanmalıdır. ‘Silah Taşıma Kutusu’ için yapılan tasarımın da, benzer şekilde bu kurallara uygun olması gerekiyor. Bu amaçla, uçağın ağırlık merkezindeki değişim, yapının limit yük altındaki davranışı, bağlantı elemanlarının dayanım gücü gibi pek çok durum için “yapısal analizler” gerçekleştirilmiş ve analizler sonucunda tasarımın istenilen şartları taşıdığı görülmüştür. Uçuşa elverişlilik kuralları gereği, yapısal analizlerin testlerle doğrulanması ve bu testlere otoritenin kendi uzmanlarının ya da otoritenin onay verdiği uyumluluk doğrulama mühendislerinin katılması gerekiyor. Yapılan tasarım farklı uçak tiplerinde, kargo bölümünün farklı noktalarına, farklı doğrultularda takılacağı için, maruz kalabileceği azami yük katsayısının, her üç yönde de 9 g (yerçekimi ivmesinin 9 katı) olarak alınması, dolayısıyla tasarımın her üç eksende 108 kilogramlık (yaklaşık 1100N) bir kuvvet altında bütünlüğünü asgari 3 saniye devam ettirmesi gerekiyor. Bu kapsamda üç eksen boyunca statik çekme deneyleri yapılmasına karar verilmiş, şirket içerisindeki imkânlar araştırılmış ve İniş Takımları Atölyesi’nde yayların çekme deneyleri için kullanılan deney cihazının kuvvet aralığının bu test için uygun olduğu görülmüştür. Atölye Şefi Gökhan Bebek ve Başteknisyen Sabri Taştemel’in koordinasyonunda bir deney düzeneği üretilerek, yapılan tasarım arka yüzünden bu düzeneğe bağlanmıştır. Yukarı ve ön tarafa doğru yüklemelerde bu düzenek kullanılırken, yana doğru olan yüklemede deney cihazı kullanılmıştır. Her üç yöndeki çekme deneylerinde, atölyedeki deney cihazının (load cell - yüklemenin değerini ölçmek için kullanılan parça) iki ucuna takılan saplamalar vasıtasıyla kutuya ve deney düzeneğine (üçüncü deney için deney cihazına), bir kablo vasıtasıyla da deney cihazının sayısal göstergesine bağlanmıştır. Arka tarafından çerçeveye veya deney cihazına tutturulan deney numunesine, yükün uygulanması saplamaya takılan bir büte rulmanın kurbağacık ile sıkıştırılması şeklinde olmuştur. Deneyler sonucunda, yapılan tasarımın havacılık kuralları gereği dayanması gereken yükleme şartlarına dayandığı ve daha önce gerçekleştirilen yapısal analizlerin, testlerin sonucuyla örtüştüğü gözlemlenmiştir. Tasarım organizasyonunda yapısal CVE (Uyumluluk Doğrulama Mühendisi/Compliance Verification Engineer) deney esnasında kurallar gereği gözlemci olarak bulunmuş ve deneyin plana uygun olarak yapıldığını EASA adına onaylamıştır. Nihai olarak, sürekli uçuşa elverişlilik gereksinimleri kapsamında Weight and Balance Manuel’e, IPC’ye ve AMM’e supplement’ler çıkartılmış, teknik analiz raporları tamamlanmış ve proje onaylanarak uygulanmak üzere ilgili birime iletilmiştir. Şirketimizin sahip olduğu EASA Part 21.J Tasarım Organizasyonu onayı çerçevesinde yapılan bu küçük proje, uçağa takılması gereken basit bir parçanın bile çok sayıda uçuşa elverişlilik gereksinimini taşıması ve bu gereksinimlerin karşılandığının ispatlanması açısından güzel bir örnektir. Silah Taşıma Kutusu ve deneye katılan personel SÜREKLİ GELİŞİM Çalıştay 1402 Ar-Ge Müdürlüğü’ne gelen tasarım ve imalat projeleri taleplerinin karşılanması süreci incelenmiştir. İnceleme, teslim sürelerinde iyileştirme yapılması amacı ile oluşturulan çapraz ekip ile birlikte VSM (Value Stream Mapping/Değer Akışı Haritalama) aracı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. VSM, müşteri değerini, müşteriden teslim aldıktan sonra müşteriye teslim edene dek gerçekleşen işlem adımlarını gözlemleyerek bir durum haritası çıkarmaktır. Çalışma sonunda yazılan iyileştirme fırsatları 90 gün içinde kapatılacaktır. Teslim süresinde yüzde 8 oranında iyileştirme beklenmektedir. Katılımcılar: B. Albay (Ar-Ge), C. Oğuz (Ar-Ge), F. Önder (Ar-Ge), S. Köse (Satınalma), Ö.H. Yörük (AKAM) Y. Bozkurt (SGS), G. Şengüler ve N. Eroğlu (SGS-Stajyer) 5S yer işaretleri ve kontroller İşyerinde verimliliği artırmak için kullanılan bir araç olan 5S, tüm çalışanların istedikleri tüm araçlara, istedikleri anda, en kısa sürede erişimini sağlayacak şekilde, işyerinde standart hale getirilmiş sürdürülebilir düzenlemelerdir. 5S kontrolleri 2014 itibarıyla her müdürlüğün ‘5S araç sorumlusu’ tara- fından aylık olarak gerçekleştirilecek ve sonuçlar http://5s. thyteknik.com linkindeki müdürlük alanına her ayın 6’sı mesai saati bitimine kadar işlenecektir. 5S araç sorumlarının çoğuna konu hakkında bir seminer verilmiştir. 5S için atölyelerde kullanılması gereken görsel işaretlemeler Elektrik panosu Tehlikeli atık ve yangın söndürme ekipman alanı Tehlikeli olmayan atık Çalışma alanı Çalışma alanı Yürüme yolu Diğer çalışma alanı Tool, malzeme, sarf malzeme, ekipman alanı Yalın Bakım Sistemi Evi ve 2014 çalıştay planı THY Teknik A.Ş. Yalın Bakım Sistemi Evi’nin güçlü bir şekilde kurulmasını sağlayacak, 2014 yılı iyileştirme çalışmaları tespiti tüm birimlerin katılımı ile tamamlanmıştır. Bu çalışmada öncelikle Başkanlık SIPOC’ları (Supplier/ Tedarikçi, Input/Girdi, Process/Süreç, Output/Çıktı, Customer/Müşteri) kullanılarak, süreç olgunluk kontrol listesi ile süreç olgunluk seviyeleri belirlenmiştir. Müşteriye etkisi yüksek ve olgunluk seviyesi düşük süreçler 2014 çalıştay planına dahil edilerek tüm yöneticiler (süreç sahipleri) ile paylaşılmıştır. Katkıda bulunan ‘yalın yayılım’ şampiyonlarına teşekkür ederiz. 27 28 GEZİ-YORUM Universal Stüdyoları, Walk of Fame, Golden Gate, Alkatraz, Pasifik Okyanusu, birbirinden lezzetli deniz ürünleri… Bunların hepsini bir arada bulabileceğiniz tek yer Kaliforniya. ABD’nin bu kendine has ve sakinleri kadar ünlü eyaletini Airbus Planlama Teknisyeni Meltem Bozkurt Kaya’nın anıları ve gözlemleri ile daha yakından tanıyoruz. 2 012 yılının haziran ayında kızımla birlikte muhteşem bir ABD gezisi gerçekleştirdik. Kaliforniya, Nevada ve Arizona eyaletlerini kapsayan bu tatilin hayatımda o ana dek hazırlanmış ve gerçekleştirilmiş en başarılı gezi programı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu sayıda size Los Angeles, San Diego ve San Francisco’yu kapsayan Kaliforniya gezimizden bahsedeceğim. Otomobil kullanmak çok keyifli 14 saatlik uzun bir uçuşun ardından Los Angeles’a iner inmez havalimanından kiralık aracımızı teslim aldık. Size bir ipucu; araç kiralama firması National, Türk Hava Yolları çalışanları için oldukça ciddi bir indirim yapıyor. Bu araçla yaklaşık 4.000 mil yol yapacağım planlarımda yoktu, ancak ABD’de otomobil kullanmak oldukça kolay ve zevkli. Tek kural ‘kurallara uymak’. Bunu yaptığınızda ABD sizin için tam bir ‘dream country’ oluyor. 18 milyonluk nüfusuyla ABD’nin ikinci büyük şehri olan ‘Melekler Şehri’ Los Angeles’taki programımız oldukça yoğundu. Bu yüzden vakit kaybetmememiz gerekiyordu. Bir günü şehir turuna, bir günü Hollywood stüdyolarına, bir günü San Diego gezisine ve bir günü de plajlara ayırdık. Aynen öyle de oldu… Oscar ödülleri, Madam Tussauds ve ‘Walk of Fame’ Zenginlerin ve Hollywood ünlülerinin tercih ettiği bir semt olan Beverly Hills, son derece göz alıcı evleri, düzgün caddeleri ve muhteşem peyzajıyla dikkat çekiyor. Şehrin merkezindeki Hollywood Bulvarı capcanlı. Oscar ödül töreninin yapıldığı Kodak Tiyatrosu, ünlülerin balmumu heykellerinin sergilendiği Madam Tussauds Müzesi, önünde ünlülerin el izlerinin bulunduğu Çin Tiyatrosu ve 2000 ünlü yıldızın isimlerinin bulunduğu ‘Walk of Fame’ bu bölgede. Tahmin edersiniz ki bu kadar renkli ve keyifli bir yerde bulunmak harika bir duygu. Beyaz binaları ile sahilden bakıldığında bir Akdeniz Universal Stüdyoları'nda şehrini anımsatan Santa Monica, Melekler Şehri’nin eğlence ve alışveriş bölgesi. 3rd Street Promenade, araç trafiğine kapalı birbirinden ünlü markaların ve restoranların bulunduğu bir cadde. Santa Monica Pier, yani iskelesi üzerinde bulunan lunaparkı ve restoranları ise bir başka çekim merkezi. Kilometrelerce uzanan kumsalı ise güneşlenenler, sörfçüler, paten kayanlar ve bisikletçiler için bir cennet adeta. Günbatımını burada karşıladık ve çok keyif aldım. Tüm bu özellikleri benim bir geziden beklediğim her şeyi karşıladığı için Santa Monica’yı çok sevdiğimi söyleyebilirim. Birçok diziden tanıdığımız bir yer olan Malibu Beach’in bende biraz hayal kırıklığı yarattığını söyleyebilirim. Hollywood stüdyolarında filmleri yaşıyorsunuz Bir tam günümüzü Universal Stüdyoları, Paramount Stüdyoları ve Disneyland gezisine ayırdık. Bu kadar eğlendiğim bir gün daha hatırlamıyorum. Uçak enkazı canlandırması, sel ve metroda deprem canlandırması çok gerçekçiydi. Universal Stüdyoları’na girerken ödediğiniz 80 dolar karşılığında bütün aktivitelere ve gösterilere katılabiliyorsunuz. Turistlerin en çok ilgisini çeken aktivite, filmlerin ve TV programlarının çekildiği stüdyolara küçük bir trenle yapılan gezi oluyor. Bunun dışında King Kong animasyonu, Transformers, Jurassic Park, Mumya, Shrek, Sapık filmlerinin canlandırıldığı ve sizin de içine katıldığınız, dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz şovları izliyorsunuz burada. Alkatraz ve bence dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Çocukluğumda izlediğim dizideki caddelerde olmak, şehrin simgesi tramvay ile gezmek oldukça heyecan vericiydi. Hele balık ve diğer deniz ürünleri… Şehrin merkezinde, okyanus kenarındaki açık bir pazarda envai çeşit deniz ürünü satılıyordu. Burada hepsine saldırmamak için zor tuttum kendimi. Burada dikkatimi çeken bir şey de hava sıcaklığının birdenbire 29°C’den 18°C’ye inmesi oldu. Otomobilin göstergesi fahrenhayt cinsinden olduğu için kızım sürekli olarak bana sıcaklığın kaç derece olduğunu hesapladı. Bu ani değişiklik bize buradan birer hatıra polar hırka aldırdı. San Francisco sisli bir şehir. Hava aniden kapatıp aniden açıveriyor. Hemen bir otobüs+deniz turuna katılıp ünlü Golden Gate’i yakından -Twin Peak Tepesi’nden- görme, hem üstünden hem de altından geçme zevkini yaşadık. Bu kırmızı köprü Amerika’nın muhtemelen Özgürlük Anıtı’ndan sonraki ikinci sembolü. Yapımı 1937’de tamamlanan köprünün inşaat çalışmaları sırasında 11 kişi ölmüş. Etrafı denizaslanları ve köpekbalıklarıyla dolu olduğu için kaçmanın imkânsız olduğu ünlü hapishane adası Alkatraz’ı görmek de güzel bir tecrübe oldu bizim için. Adaya 30 dolar karşılığı çıkabiliyorsunuz. Ancak biletler çabuk tükeniyormuş. Kaliforniya gezimizi San Francisco’da tamamlayarak kendimizi Nevada çöllerine attık. Gezimizin bundan sonraki kısmını size gelecek sayımızda anlatacağım. San Diego, Los Angeles’ın 1,5 saat güneyinde yer alıyor. Programımıza göre her ne kadar biraz sıkıştırılmış olsa da günübirlik San Diego gezisi bizim için oldukça başarılı geçti. Meşhur hayvanat bahçesini ve LegoLand’i gezmemiz için bir gün daha gerektiğinden gidemedik. Hatta Long Beach’te bulunan ‘dünyanın en büyük yolcu gemisi’ Queen Mary’yi de uzaktan gördük. Üç futbol sahası büyüklüğündeki gemi gerçekten göz alıcıydı. Sea Port Village, otantik ürünlerin satıldığı, balık restoranlarının ve kafelerin bulunduğu turistik bir yer. Pasifik’in kıyısında deniz ürünleri yemek, upuzun kumsalda dalgalarla eğlenmek, sörf yapanları izlemek ve hediyelik bir şeyler almak tüm günümüzü bitiriverdi. “San Francisco tam bir masal şehri” Ertesi gün ABD’nin en batı kıyısında yaptığımız sekiz saatlik keyifli bir yolculuktan sonra San Francisco’ya ulaştık. Bu yolda Monterey Bay, Santa Cruz, Hearst Castle gibi güzel, farklı ve turistlerin pek bilmediği noktalara da girip çıkarak yol aldık. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki San Francisco tam bir masal şehri Walk of Fame 29 30 SAĞLIK Demir eksikliği anemisi Demir eksikliği olan hastalarda, solukluk, çarpıntı, kulak çınlaması, baş ağrısı, sinirlilik, baş dönmesi ve erken yorulma gibi en çok görülen ortak anemi semptomlarının yanı sıra toprak yeme, pişmemiş Türk kahvesi veya telvesi yeme, kağıt yeme, buz kemirme gibi ilginç davranışlar görülebilir. Türkiye’de ve dünyada en sık görülen kansızlık türü olan demir eksikliği anemisi hakkında bilinmesi gerekenleri Prof. Dr. S. Sami Kartı bizimle paylaşıyor. D emir eksikliği, besinlerden alınan demirin vücudun ihtiyacını karşılamaması sonucu oluşur. Demir eksikliğinin üç evresinden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi, demir depolarının tükenmesidir. Fonksiyonel demir bileşiklerinin henüz düşmediği ilk evre olan bu evre ‘demir deplesyonu’ olarak adlandırılır. Demir depoları tükendikten sonra demir içeren bileşiklerin -bunların başında hemoglobin gelir- oluşması yavaşlar. Bu ikinci evreyi ‘demir-eksik alyuvar yapımı’ olarak adlandırabiliriz. Demir eksikliğinin devam etmesi durumunda ise son aşama olan ‘demir eksikliğine bağlı anemi’ (kansızlık) ortaya çıkar. Kırmızı et eksikliği önemli bir faktör Demir eksikliği anemisi Türkiye’de ve dünyada en sık görülen kansızlık türüdür. ABD’de ve Avrupa ülkelerinde hayat standardının -buna bağlı olarak kırmızı et tüketiminin- yüksek olması ve demir preperatlarının yaygın olarak kullanılması demir eksikliğinin görülme sıklığını azaltmıştır. Ülkemizde adet gören genç kadınlarda demir eksikliği oranı özellikle sosyoekonomik olarak geri kalmış bölgelerde yüzde 40’lara varmaktadır. Bunun temel sebebi kırmızı et tüketiminin yetersizliğidir. Demir takviyesi almayan gebelerde demir eksikliğine bağlı anemi kaçınılmazdır. Gelişmekte olan ülkelerde genel nüfustaki demir eksikliği oranı yüzde 30 ila yüzde 70 arasında değişmektedir. Demir eksikliği, demir ihtiyacı ve alımı arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır. Bir birey için demir alımı sadece fizyolojik kaybı telafi edecek kadar değil, büyüme ve gebelik gibi olguların yarattığı gereksinimi giderecek kadar da olmalıdır. Fizyolojik demir kayıpları idrar, safra yolu, terleme ve gastrointestinal sistemde demir içeren hücrelerin dökülmesi yolu ile olmaktadır. Kadınlarda menstruasyonla daha fazla miktarda kayıp görülmektedir. Patolojik demir ihtiyacının artmasının en önemli nedeni kan kaybıdır. Erkeklerde ve menopoz sonrası kadınlarda demir eksikliği genellikle gastrintestinal kan kaybına işaret eder. Gastrointestinal sistemdeki herhangi bir lezyon kan kaybına yol açabilir ve bu lezyon asemptomatik olabilir. Bu lezyon mide ülseri veya ‘duodenal ülser’ olabileceği gibi mide kanseri veya kolon kanseri de olabilir. Alkol, aspirin veya aspirin benzeri diğer ağrı kesiciler de kan kaybına yol açarak veya katkıda bulunarak demir eksikliğine yol açabilir. Ülkemizde özellikle Orta ve Doğu Karadeniz’de görülen çengelli solucan enfeksiyonları da demir eksikliğine sebep olur. Doğurganlık yaşındaki kadınlarda menstruasyonla olan kayıplar demir gereksinimini arttırır. Oral kontraseptifler menstrüel kaybı azaltırken, rahim içi araçlar genellikle kaybı artırır. Ayrıca çok doğum yapmış kadınlar ve emziren kadınlarda demir eksikliği daha fazla görülür. Yeterince kırmızı et yiyemeyen büyüme çağındaki çocuklarda demir eksikliğine bağlı anemi görülmesi kaçınılmazdır. Ülkemizde özellikle sosyoekonomik olarak geri kalmış yörelerde çocuklarda demir eksikliği sık görülmektedir. Demir eksikliğini nasıl anlarsınız? Demir emilim bozukluğu da bazen demir yol açar. xxxxeksikliğine xxxx xxxx xxxx xxxx Midesi alınmış kişilerde demir emilimi bozulduğundan, bir müddet sonra demir eksikliği gelişmesi kaçınılmazdır. Demir eksikliği olan hasta hastaneye farklı şekillerde başvurabilir: 1. Asemptomatik olarak sadece laboratuvar testlerinde anormallikler saptanarak, 2. Demir eksikliğine sebep olan altta yatan hastalığın belirtileriyle, 3. Diğer anemilerin ortak belirtileriyle, 4. Pika veya kaşık tırnak gibi demir eksikliğine özgü belirti ve bulgularla. Anemi oluşturmamış demir eksikliğinde semptom olmaz ve demir yerine konduğunda hastada bir farklılık görülmez. Anemi oluştuğunda da bazen belirti vermeyebilir. Özellikle adet gören kadınlarda anemi uzun sürede oluştuğundan hastalarda semptom görülmeyebilir. Ülkemizde özellikle sosyoekonomik olarak geri kalmış yörelerde, çok düşük hemoglobin düzeylerinde bile hastanın belirgin bir semptomunun olmadığının görülmesi genç doktorları bazen şaşırtmaktadır. Solukluk, çarpıntı, kulak çınlaması, baş ağrısı, sinirlilik, baş dönmesi ve erken yorulma en çok görülen ortak anemi semptomlarıdır. Demir eksikliği anemi semptomları dışında belirti ve bulgulara da neden olabilir. Non eritroid dokulardaki fonksiyonel demir bileşiklerinin azalması, proliferasyon, büyüme ve fonksiyon kaybına neden olur. Ağız kenarlarında yaralar, dilde iltihap, yemek borusunda darlık ve gastrik atrofi ağır demir eksikliği sonucu oluşabilir. Demir eksikliğinin ilginç belirtileri de olabilir Demir eksikliği olan hastalarda, toprak yeme, pişmemiş Türk kahvesi veya telvesi yeme, kağıt yeme, buz kemirme gibi şaşırtıcı davranışlar görülebilir. Bu gibi şeyleri yeme isteği demir tedavisi sonrası geçer. Demir eksikliği anemisinde amaç hemoglobini normal düzeylere çıkaracak ve demir depolarını dolduracak miktarda demir almak olmalıdır. Hemen her hastada güvenli, etkili ve ekonomik olduklarından dolayı ağızdan alınan demir tabletleri veya kapsülleri bunun için ilk seçenek olarak görülmelidir. Emilim problemi olan -örneğin gastrektomili hastalar- veya oral demir haplarını tolere edemeyen küçük bir hasta grubunda parenteral demir ampulleri kullanılabilir. Hastaların çoğu oral demir preparatlarını tolere ederken, hastaların yüzde 10’unda demir ilaçlarına bağlı bazı yan etkiler görülebilir. Bunlar çoğunlukla gastrointestinal yan etkilerdir. Bulantı ve karında rahatsızlık hissi genellikle ilk 1-2 dozdan sonra hissedilmez. Fakat bazı hastalarda daha ciddi ağrılar, hatta kusma görülebilir ve hasta ilaca devam edemeyebilir. Bu durumda ağızdan verilen başka tür bir preperat ile oral demir ilacının alınmasını sağlamak mümkün olabilir. Bu tür hastalarda damardan demir replasmanına ihtiyaç duyulabilir. Demir içeren ilaçlar şişmanlatmaz Bazı hastalar ağızda metalik bir tattan bahseder. Oral demir preperatları kimi hastalarda kabızlık veya ishal yapabilir. Ayrıca oral demir preparatları gaitayı siyaha boyar. Bu durum hastayı telaşlandırmamalıdır. Hastalar arasında demir içeren ilaçların şişmanlattığına dair yanlış bir inanç vardır. Demir içeren ilaçların şişmanlatıcı etkisi yoktur, kan yapımı arttığından, hastanın iştahı da artar ve kişi bu nedenle kilo alabilir. Eğer hasta kilo almak istemiyorsa diyet yapmalıdır. Özellikle kadınlarda bu yanlış inançtan dolayı ilaç almayı reddetme veya tedaviyi eksik bırakma sık görülmektedir. Tedaviye başlandıktan sonra hastalığın temel nedeni mutlaka araştırılmalıdır. Erkeklerde ve menopoz sonrası kadınlarda, alt ve üst gastrointestinal sistem, gastrointestinal lezyon açısından endoskopik yöntemle mutlaka taranmalıdır. 31 32 BULMACA C M Y CM MY CY CMY GEÇEN SAYININ CEVABI: TELAPATI K Geçen sayının talihlileri Ayşe Öztürk, Duygu Bengisu, Burcu İmal, Yeliz Erkal Şanlı ve Bekir Çanakçı 100 TL tutarında IKEA hediye çeki kazandı. Anahtar kelimeyi 24 Şubat 2014 tarihine kadar skytech@thy.com adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında IKEA hediye çeki kazanacak. ANAHTAR KELİME: 1 2 3 4 5 6 7 8 9