PDF versiyon
Transkript
PDF versiyon
LOSS PREVENTION MANAGEMENT Sayı 12 - Mart 2015 Zaman En Önemli Maliyettir Hüsnü GÜRELİ - BAKER TILLY GÜRELİ Yönetim Kurulu Başkanı E D İ T Ö R İmtiyaz Sahibi Muammer Ay Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İsa Ersoy isaersoy@lpmdergi.com Genel Yayın Yönetmeni İsa Ersoy Grafik Tasarım Gökhan Yıldırım Kadir Demirtaş Yönetim Yeri Emek Mah. 97. Sok. No: 19 D: 16 Çayırova / Kocaeli Tel: +90 543 810 56 27 Yapım Ajans 4 Reklamcılık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Mecidiyeköy Mah. Büyükdere Cad. Atakan Sok. Berkan İş Hanı No: 4 D: 32-34 34387 Şişli / İstanbul Tel: +90 212 216 85 15 www.ajans4.com Yayının Türü Yaygın Süreli Yayın Yayın Tarihi Mart 2015 Baskı Şan Ofset Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No: 50 Kağıthane / İstanbul Tel: +90 212 289 24 24 SIFIR RİSK SIFIR GETİRİ Sıfır risk sıfır getiri gerçeğinden yola çıkarsak işletmelerin kâr edebilmeleri için ekonomik hayatta kabul edilebilecek düzeylerde risk alma gerekliliği bulunuyor. Bu ifadedeki “kabul edilebilecek düzey” belirlemesi çok önemlidir. Nedir kabul edilebilir düzey? Bireysel olarak buna çok farklı yanıtlar verilebilir ama kurumların ise tek bir yanıtı olması gerekiyor. Kurumsal risk yönetimi de burada anlam bulmaya başlıyor. İsa Ersoy LPM Dergi Kurucu Yönetim Kurullarının, sermayedarların ve diğer paydaşların beklentilerini dikkate alarak belirlediği risk iştahı doğrultusunda risk limitleri belirleniyor. Diğer bir ifade ile Yönetim Kurulu, icracı birimlere alabilecekleri riske ilişkin sınırları tanımlıyor. Böylelikle hem icracı birimler hareket alanını daha net görüyor, belirsizliği azaltarak daha rahat faaliyet gösteriyor hem de sermayedar karşılaşabileceği kaybın en yüksek boyutunu hesaplayabiliyor ve gönül rahatlığı ile kendisine düşen yönetsel sorumluluğu yerine getiriyor. Böylelikle kurumsal risk yönetimi, bir anlamda yönetim etkinliğini de artırmış oluyor. Risk yönetimi, işletmeler için bir ya da birkaç departmanın sorumluluğuna bırakılamayacak kadar önemli bir konu. Bu tespitten yola çıkacak olursak, risk yönetimi bakış açısını gerçek anlamda tüm iş süreçlerine adapte edebilen şirketler bu konuda başarı sağlayabilir. Bu yüzden, karar verme noktasında olan her yöneticinin mutlaka bir risk yöneticisi bilinç ve sorumluluğu taşıması gerekmektedir. Kurumsal Risk Yönetimi ilkeleri ışığında hem mevcut varlıklarına, hem de gelecekteki büyümelerine yönelik riskleri en etkili ve verimli şeklide yöneten kurumlar uzun vadede, riskleri bu kadar etkili ve verimli şekilde yönetemeyenlere kıyasla daha yüksek bir performans sergileyecektir. Bu topraklarımızı vatan yapan Çanakkale Zaferimi’zin 100. Yıldönümünde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bu eşsiz mücadelede ki aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 3 KURUMSAL YÖNETİM KÜTÜPHANESİ TKYD KURUMSAL YÖNETİM KÜTÜPHANESİ DÜNYANIN BİLGİSİNİ BİR ARAYA GETİRİYOR Kurumsal Yönetim Kütüphanesi; adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışını yansıtan bilgi ve tecrübeyi bir araya getirerek faydaya sunmayı amaçlamaktadır. Bu alanda çalışmalar yapmakta olan uluslararası kuruluşların yanı sıra ilgili sivil toplum kuruluşları, akademik dünya ve iş dünyası tarafından üretilen makale, araştırma, görüş ve sunumlar yer almaktadır. Kurumsal Yönetim Kütüphanesi, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış olmakla birlikte, birçok farklı dildeki çalışmayı barındırmaktadır. Farklı dillerdeki çalışmalar İngilizce özet açıklamaları ile yer almaktadır. Kurumsal Yönetim Kütüphanesi'ne appstore kullanan mobil cihazlar ile erişilebilmektedir. Cihazınıza indirmek için QR COD'u okutun. AppleStore için www.kurumsalyonetimkutuphanesi.com Hizmetlere özgün bir yaklaşım… TAV bu eserde eğlenceyi, mutlu ve huzurlu bir yolculuğu kendi üslubuyla ele alıyor. Tam 15 yıldır sergilenen bu eser, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Bu eser yaratılırken sanatçı Miro’nun eserlerinden esinlenilmiştir. içindekiler SÖYLEŞİ HABER 10 20 Zaman En Önemli Maliyettir BAKER TILLY GÜRELİ, kurulduğu 1984 yılından bu yana müşterilerine sunduğu geniş hizmet portföyü ile Türkiye’nin en büyük yerel Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim firmalarından biri olarak çalışmalarını sürdürüyor. BAKER TILLY GÜRELİ Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü GÜRELİ ile BAKER TILLY GÜRELİ’nin faaliyetlerini ve gelecek hedeflerini konuştuk. TAV Başkan Yardımcısı Geriş, Dünya Ekonomik Forumu’nun Genç Küresel Liderleri arasında TAV Havalimanları Finans Başkan Yardımcısı Burcu Geriş, Dünya Ekonomik Forumu tarafından her yıl geleneksel olarak seçilen Genç Küresel Liderler listesinde yer aldı. SÖYLEŞİ ARAŞTIRMA 24 38 Bir Anadolu Masalı: Ustamdan Toplumsal bilinci yerleştirmenin çok zor olduğu ülkemizde hepimizin ilgisini ve dikkatini Anadolu’da kaybolmaya yüz tutmuş asırlarca var olan zanaatlara çekerek, bu mesleklerin yeniden canlanarak meslek ustalarının deneyimlerini geleceğe taşımayı hedef edinmiş aydınlık geleceğimizin pırıl pırıl iki değeri Müge ULUSOY ve Gökçe GÜLCÜLER. 6 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com RÜŞVETLE MÜCADELE İÇİN İŞ İLKELERİ ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK ÖRGÜTÜ ÖNCÜLÜĞÜNDE ÇOK PAYDAŞLI BİR İNSİYATİF SÖYLEŞİ MAKALE 46 54 İşletmelerin Kara Deliği ‘HİLE’ Prof. Dr. Nejat BOZKURT’a göre özellikle hile riski yönetimini başarıyla yürütenler, maddi zararlarını azaltmakta, dolayısıyla bu maliyetlerine yansımamakta, işletme içinde ve dışında itibar değeri zedelenmemekte, çalışanlar arasında manevi değerleri üst düzeyde tutabilmektedirler. Türkiye Ekonomisinde Dolar Fırtınası Son dönemde dolardaki hızlı yükseliş yatırımcıların merakını arttırıyor. Dolar kuru önümüzdeki günlerde nasıl bir seyir izleyecek? Dünyanın ünlü yatırım bankası Goldman Sachs, önümüzdeki 1 yıl içinde doların 2.95 liraya yükseleceğini öngörüyor. İkinci bir uyarı ise İngiliz Royal Bank Of Scotland’dan geldi (RBS), doların 12 - 18 ay içerisinde tüm para birimleri karşında değer kazanmaya devam edeceğini ve 3 liraya yükseleceği öngörüsünde bulundu. HABER 53 ‘Lider Kadınlar’ ödüllerini aldı Demokrasi Denetçileri Derneği’nin 8 Mart Dünya Kadınlar gününde verdiği Lider Kadınlar Ödülleri programının bu yıl ikincisi gerçekleştirildi. Dedeman Otel’de dün yapılan törende bu yıl gazeteci kadınlara ödülleri verildi. Medyada yaşadıkları zorluklara rağmen demokrat ve dik duruşlarıyla dikkat çeken Amberin Zaman, Ayten Görgün Smith, Belma Akçura, Ceyda Karan, Mehveş Evin, Melis Alphan, Sedef Kabaş, Suna Vidinli ve Şükran Özçakmak bu yıl ödül alan isimlerdi. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 7 “ Unutma Türkiye; Atatürk’ü Allah’a borçlusun. Geriye kalan her şeyi de Atatürk’e... ” Daniel Dumoulin SÖYLEŞİ Zaman En Önemli Maliyettir BAKER TILLY GÜRELİ, kurulduğu 1984 yılından bu yana müşterilerine sunduğu geniş hizmet portföyü ile Türkiye’nin en büyük yerel Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim firmalarından biri olarak çalışmalarını sürdürüyor. BAKER TILLY GÜRELİ Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü GÜRELİ ile BAKER TILLY GÜRELİ’nin faaliyetlerini ve gelecek hedeflerini konuştuk. Hüsnü Bey aslında sizi tanıyoruz. Biyografinizi birçok yerden okumamız mümkün ama siz bize kendinizi hayatınızdaki dönüm noktalarına değinerek kısaca tanıtabilir misiniz? Ben aslında İstanbul Hukuk Fakültesi mezunuyum. Orijinal eğitimim o. Bizim zamanımızda sadece İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi vardı. Şimdi 100 tane oldu. Sonra 18 ay hesap uzmanları sınavına çalıştım. Aynı zamanda bir muhasebe bürosunda çalışarak muhasebe öğrendim. Yaklaşık 1.500 kişinin girdiği hesap uzmanlığı sınavından 7 kişiyi aldılar. Bende çalışmamın meyvesini alarak birincilikle kazandım. Hesap uzmanı olmak birinci dönüm noktasıydı. İkinci dönüm noktası ise, hesap uzmanlığından ayrılırken Koç, Sabancı gibi büyük holdinglerin denetim gruplarından teklif aldım. 5 sene Maliye Bakanlığı’nda hesap uzmanlığı yaptım. Fakat o sırada Türkiye’nin en ünlü mali müşavirlerinden biri olan Profesör Salih ŞENVER bana bir iş teklif etti. O zaman 13.000 lira maaş alıyordum. Bana her ay 15.000 lira para çekebilirsin ama sana %25 hisse vereceğim dedi. O bana çok cazip geldi. Salih hocayla görüşürken 10 saniye içinde kabul ettim. Hatta o da çok şaşırmıştı. Hayatımda birçok şeyi ondan öğrendim. Ona çok şey borçluyum. İş hayatımdaki disiplini, çalışmayı, bilimsel hazırlığı, konuşmayı, yazmayı, teknikleri ve empatiyi hep hocadan öğrendim. Tabi ki! annemden ve babamdan da çok şey öğrendim ama Salih hocam da benim hayatımda ikinci dönüm noktasıdır. Sonra 1984 yılında bir başka hesap uzmanını daha yanımıza ortak almıştık. İkimize bir akşam sizin hisseleriniz yüksek benim hisselerim düşük kaldı diyerek hisse tartışmasına girince ben yine 10 - 15 saniye içinde karar verip hocadan elinizi öpüp izin 10 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com istiyorum deyip ayrılmak istediğimi söyledim. Hiçbir hazırlığım yoktu ve ayrıldım. Çünkü o zaman bir ortak diğer ortağın hissesiyle iradesi dışında oynayamaz, konuşamaz ve tasarrufta bulunamaz diye düşünmüştüm. Hep böyle hızlı çılgın kararlar alıyoruz ama Allah koruyor herhalde bizi. Geçtiğimiz yıl 30. senemizi tamamladık. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Fakat biz benimle beraber 5 mülkiyet ortağıyız. Şu anda 5 tane de kar payı ortağımız var. 8 tane de Anadolu şubelerimizde ortaklıklarımız var. Yani toplam 18 ortaklı bir şirketiz. Ayrıldıktan sonra Levent’te emlak kredi bloklarında 60 metrekare bir daire kiraladım. Bir sekreter, bir şoförüm ve bir tane de müşavirliğini yaptığım firmam vardı. O bir firmayla başladım. Geçenlerde İtalyanlara satışını gerçekleştirdiğimiz bir ilaç firmasıydı. İlk aylarda gelirimden fazla giderim vardı. Yavaş yavaş işler birikti. Ondan sonra zaman içinde arkadaşlara hem ortaklıklar verdim hem mülkiyet ortağı olarak, hem kar payı ortağı olarak çok çeşitli sistemler geliştirdik ve bugüne kadar geldik. Şirketimizin büyümesinin temel gerekçesi de budur. Hayatımdaki dönüm noktaları bunlar. Sonra Asuman’ı tanıdım ve 1996 yılında onunla evlendim. O da benim için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Asuman’da Borsa’nın kraliçesi ünvanıyla maruf Deha’nın genel müdürüydü. Kitaplarda ismi olan Borsa’nın bahçesine heykelini diktikleri bir kadın. Asumanla yaklaşık 20 senedir evliyiz. Çok mutlu bir evliliğimiz var. Bir kızımız ve bir oğlumuz var. İkisi de bizim şirkette çalışıyor. Asuman benim için Allah’ın bir lütfu olarak hayatımda çok önemli bir yer aldı. Neredeyse yarımdan fazla... BAKER TILLY GÜRELİ Türkiye kuruluşundan bu yana gelinen süreci ve şirketteki konumunuzdan bahseder misiniz? Geçtiğimiz yıl 30. senemizi tamamladık. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Fakat biz benimle be- SÖYLEŞİ Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 11 SÖYLEŞİ raber 5 mülkiyet ortağıyız. Şu anda 5 tane de kar payı ortağımız var. 8 tane de Anadolu şubelerimizde ortaklıklarımız var. Yani toplam 18 ortaklı bir şirketiz. Şirkette eşim Asuman Hanım’ın başkanlık ettiği bir icra kurulu var. Asuman 2 senedir CEO ve İcra Kurulu başkanı olarak çalışıyor. Çünkü onun müthiş bir profesyonel deneyimi vardı. Onu değerlendirmek istedik. O da bizim şirketle çalışma hayatına dönmek istedi. Şirkette ortaklarım dışında pek fazla kimseyi şahsen tanımam. 15 - 20 yıllık müdürlerime dahi hiç bir şekilde müdahale etmem. Şirketimizdeki iş bölümünde bir piramit vardır. Ben sadece ortaklarla muhatap olurum ve onlara yetkiyi veririm. Öyle bir yönetim sistemimiz var. Mülkiyet hisselerinin %51 kontrol hissesi bende ama kar payında %40 civarında bir kar payı alırım. Diğerlerini ortaklarıma dağıtırım. Şirketin büyümesindeki temel başarı da bu paylaşımdır. BAKER TILLY GÜRELİ çatısı altında birçok hizmetiniz var. Bu hizmetleriniz nelerdir? BAKER TILLY çatısı altında hizmetler dediğinizde biz işte biraz aklımız erdikçe kurumsal finansman işlerini yapmaya çalışırız. Danışmanlıklar yaparız. Mevzuat gereği birçok şirket bunu yapıyor ama kanunu dolanarak hukuk vb. danışmanlıklarını yapıyorlar. Bizim şu an kendi içimizde bir avukatımız 12 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 2015 yılı BAKER TILLY GURELİ için iyi geçiyor. 30 sene önce 1 firma ile başladık. Bugün 18 partner ve 300 çalışana ulaştık. 1.500’e yakın müşterimiz var. Her sene %10 civarında büyüyoruz. Çünkü işimizi çok iyi yapıyoruz ve dürüst çalışıyoruz. O nedenle büyüyoruz. vardır ama biz hukuk danışmalığı yapmayız. Çok önem verdiğim çözüm ortaklarımız vardır. Kendimiz için yazdırdığımız sıfır hatayla çalışan ve çok büyük zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan Türkiye’de ilk ve tek olan bir denetim programımız var. Onu kullanırız. Bunun dışında IT denetim yetkimiz var. BDDK’dan lisans aldık. Sanırım Türkiye’de ki 6 firmadan bir tanesiyiz. Hazineden lisansımız var. Sigorta şirketlerini denetleyebiliriz. BDDK lisansımız var banka denetimi yapabiliyoruz. KGK’dan lisansımız var. Şirketimizde yaklaşık 70 tane SMM var. Bunların 52 tanesi KGK ve SPK lisanlarına sahip kişilerdir. Bağımsız denetim konusunda Türkiye’de sanıyorum tartışmasız 5. sıradayız. KGK biliyorsunuz Türkiye’de denetimin patronu oldu. Onların yazdıkları kanun ve yönetmeliklerde bir madde var. Denetim yapabilecek denetçiyi tarif ediyorlar. Mesela, diğer daha büyük görünen şirketlere baktığınızda onlar da 110 - 130 tane varsa bizde de 90 tane KGK standardında denetçi vardır. Bu çok önemli bir büyüklüktür. Çünkü bazen piyasada bütün firmalar kendilerini ben büyüğüm, ben daha büyüğüm, sıralamada öndeyim falan diye gerçek dışı beyanatta bulunuyorlar. Birçok yerde meslektaşlarımıza ayıp olmasın diye sesimizi çıkartmıyoruz ama Türk kökenli firmalar arasında gerçekten birinciyiz. Yeminli Mali Müşavirlik şirketleri sıralamasında mukavele adedinde 2. ciroda 3. şirketiz. Yeminli Mali Müşavirler odası bunu her sene yayınlıyor. Artık bunu kimsenin tartı- SÖYLEŞİ şacak hali yok. KGK’nın sitesinde de spekülasyonların önünü kesmek için şeffaflık raporu olarak yayınlıyorlar. Oraya girip bakarsanız hangi şirket büyük, daha rahat görebiliyorsunuz. 2015 yılı BAKER TILLY GÜRELİ için nasıl geçiyor? 2020 vizyonunuzdan bahseder misiniz? gelişime müthiş katkıda bulunduklarını düşünüyorum. Örneğin Yeminli Mali Müşavirlik şirketlerinin kuruluşundan bugüne kadar her yıl vergi tahsilatlarında beklentilerin ve enflasyonun üzerinde çok büyük artışlar oluyor. Yeminli müşavirlik anlamında yaklaşık 20.000 şirket denetleniyor. Mali denetimin özelleştirilmesi Türk maliyesine büyük katkı sağlıyor. Vergi gelirlerinin toplanmasında çok önemli bir faydamız var. 2015 yılı BAKER TILLY GURELİ için iyi geçiyor. 30 sene önce 1 firma ile başladık. Bugün 18 partner ve 300 çalışana ulaştık. 1.500’e yakın müşterimiz var. Her sene %10 civarında büyüyoruz. Çünkü işimizi çok iyi yapıyoruz ve dürüst çalışıyoruz. O nedenle büyüyoruz. 2020 vizyonu sadece bizimle olmaz. Türkiye’nin de denetim mesleğine önem vermesi lazım. Bu konuda ki yasaları daha geliştirmesi gerekiyor. Şu anda Bağımsız Denetim anlamında 4-5 bin şirket denetleniyor. Halbuki entegrasyon, globalizasyonla bağlantınız IFRS veya U.S. GAAP ne olursa olsun yatırımcılar gelip burada yatırım yapmak için tek dil konuşmak istiyorlar. Onu da inşallah KGK yakın zamanda yapacak. Daha doğrusu Türkiye’ye uygun milli GAAP yapacaklar. Bu çalışmayı çok uygun buluyorum. Danışmanlık hizmetleri kurumsal itibarın kazanılıp sürdürülebilir büyümenin sağlanmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda Güreli YMM’nin birçok başarılı uygulamaları yaşama geçirerek öncülük ettiğini biliyoruz. Özellikle bu uygulamalardan paylaşmak istedikleriniz nelerdir? Biz sürdürülebilir büyüme konusunda bir çalışma yapıyoruz. Aslında bu konuda bir kitap çalışmamızda var. Çünkü, dünyada sürdürülebilir büyüme önemli unsurlardan biri haline geldi. Bu daha pek Türkiye’de farkındalığı olmayan bir iş ama Avrupa’da bunlar çoktan başladı ve denetim raporlarına yazılıyor. Bizim gibi firmalara da ileride iş düşecek. O konuda da çalışıyoruz ama çok detaya girmeyeyim. Çünkü bunu rakipler alıp kullanabilirler. O bakımdan çok ciddi çalışmalarımız var. Türkiye ekonomisini yakından gözlemleyen bir profesyonel olarak denetim ve danışmanlık şirketlerinin ekonomik gelişime nasıl katkıda bulunduğunu düşünüyorsunuz? Denetim ve danışmanlık şirketlerinin ekonomik Biz sürdürülebilir büyüme konusunda bir çalışma yapıyoruz. Aslında bu konuda bir kitap çalışmamızda var. Çünkü: dünyada sürdürülebilir büyüme önemli unsurlardan biri haline geldi. Bu daha pek Türkiye’de farkındalığı olmayan bir iş ama Avrupa’da bunlar çoktan başladı ve denetim raporlarına yazılıyor. Danışman olarak da yabancıların ortaklıkları, Türkiye’nin yurt dışına açılması, Avrupa Birliği entegrasyon çalışmalarında şeffaflık ve standartlar yönünden de çok fonksiyonumuz olduğuna inanıyorum. Ama tabii Türkiye’de ki pasta 200 - 300 milyon dolar civarında. Amerika’da sadece bir şirketin cirosu 30 milyar dolar. Türkiye’de bu cirolar 20 - 30 misli büyüyecek. Bu yüzden kendimizi böyle hazırlamamız gerektiğine inanıyorum. Bunun içinde biz firmada insana yatırım yapıyoruz. Niteliksiz yeni üniversite mezunlarını tabi ki stajyer olarak başlatıyoruz ama bütün çalışanlarımızın zaman ayırarak master ve doktora yapmalarını istiyorum. İçeride 20 - 30 tane master ve doktoralı arkadaşımız vardır. Sürekli hizmet içi eğitimlere çok önem veriyoruz. Kaliteli personel kaliteli hizmeti getirir. Onun için buna çok dikkat ediyoruz. Şirket paydaşları risk meselesine daha bağlı hale geldiler ve şirket genelindeki riskleri tanıyabilme, mevcut ve gelecek riskleri yönetme kabiliyetinde daha fazla güvence arayışına girdiler. Bu süreçte paydaşların risk yönetimi ve iç denetim yöneticilerinden beklentileri nelerdir? Yeni Türk Ticaret Kanunuyla risk yönetimi, erken teşhis ve iç denetim gibi unsurlar yeni yeni Türk firmalara tanıtılıyor. Bizim Türk firmalarının yabancı olduğu konular. İç denetim müthiş bir gereklilik. Bizim Türk patronları hep klasik olarak profesyonel çalışanlar ya paramı ya malımı çalıyor diye sabaha kadar uyumazlar. Ama ver 20.000 lira gel iç deneMart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 13 SÖYLEŞİ TILLY GÜRELİ, 1984 yılında kurulmuş olup, müşterilerine sunduğu geniş hizmet portföyü ile “ BAKER Türkiye’nin en büyük yerel Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim firmalarından biridir. “ timi kur kardeşim dediğin zaman da pas geçerler. Yani klasik bana bir şey olmaz mantığı. Burada Türkiye İç Denetim Enstitüsü çok önemli. Onların yaptığı çalışmaları saygıyla ve takdirle karşılıyorum. İç denetim Türkiye’de muhakkak oturacak. Risk yönetimini hiç bilmiyoruz. Biliyorsunuz bizim dayak yiye yiye alışık olduğumuz konu kriz yönetimi. Türkler bu işte uzman. O kadar ileri teknikler kullanıyoruz ki duyanları bırakın görenler bile inanmaz. Ama krizi yöneteceğine, önce risk yönetimine geç onu öğren. Yok kardeşim, acaip ölçütlerde risk almak adrenalin bağımlılığı gibi olmuş birçok şirketimizde. Risk yönetimi her konuda çok önemlidir ve ben buna çok önem veriyorum. Hiçbir konu da hiçbir şekilde mesleğimizi yaparken risk almıyoruz. Risk almamaya çalışıyoruz. Personel yetiştirme de eğitimde bizim manuellerimizde zaten yaklaşık 4.500 prosedürden oluşan 3 milyon kodla yazılmış olan ve nerdeyse 6 kişiyle 6 ayda yapabileceğiniz bir incelemeyi iki dakika içinde size geri veren bir denetim programı kullanıyoruz. Teknolojiye çok önem veriyoruz. Şirketlere bağlanıp onların sistemlerine girerek online denetim yapabiliyoruz. Günümüz iş dünyasında özellikle hangi risk ve fırsatlara odaklanılmalı? İş dünyasında patronlara tavsiyelerde bulunurken risklere odaklanmamalarını fırsatlara odaklanmalarını istiyoruz. Fırsatlarda aşağı yukarı bellidir. 7 14 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com Yeni Türk Ticaret Kanunuyla risk yönetimi, erken teşhis ve iç denetim gibi unsurlar yeni yeni Türk firmalara tanıtılıyor. Bizim Türk firmalarının yabancı olduğu konular. İç denetim müthiş bir gereklilik. Bizim Türk patronları hep klasik olarak profesyonel çalışanlar ya paramı ya malımı çalıyor diye sabaha kadar uyumazlar. Ama ver 20.000 lira gel iç denetimi kur kardeşim dediğin zaman da pas geçerler. Yani klasik bana bir şey olmaz mantığı. milyar nüfus var. Belirli bir kilometre kare dünya arazisi var. Burada insanlar yiyecek - içecek, giyinecek, sağlık, emniyet ve güvenlik ihtiyaçları var. Buradan yola çıkarsak kendilerini geliştirmeleri gerekecek. Biliyorsunuz Bilim ve teknoloji Türkiye’de daha yeni kuruldu. Bilim ve Teknoloji Bakanlığı olmadan bilim ve teknoloji odaklı olmadan kalkınacak bir ülke düşünemiyorum. Amerika ve Japonya modelinde olduğu gibi bu konuya çok önem vermemiz gerektiğine inanıyorum. Sizce şirketler doğru miktarda risk almakta mı? Aldıkları riskler stratejileri ve hedefleri ile ne kadar ilişkilidir? Şirketler tabii makul miktarda risk almalılar. Bu risk yönetiminin kurallarında da yazıyor. Önemli olan bunları hırslara kapılmadan okumak ve uygulamaya geçirebilmek. Bizim Türk insanları nedense 50 milyon Liralık servetim var 100 yapayım, 100 olan da 500 yapayım diyor. Kardeşim zaten ikimizde bir tabak çorba içiyoruz, bilemedin iki... Senden sonraki nesillere, çocuklarına, torunlarına bırakacak bilim ve teknolojiye dayalı işlere gir. ARGE’ye ve insana yatırım yap. Harpten perişan çıkmış bir Almanya nasıl kalkındı? İnsan malzemesi ile kalkındı. Başka hiçbir şeyle değil. Bilim, sanat ve kültür çok önemlidir. Almanya’da dozerler yıkıntıları temizlerken insanlar opera bi- SÖYLEŞİ konusunda bir araştırma yaptık. Bütün şirketlerin puanı 100 üzerinden 20 falan çıktı. Tam bir felaket. Kurumsal yönetim, kurumsal yönetişim denen hadiseye Türk yöneticileri çok soğuk baktı. Tabi ki bu konuda patronları faydaları hakkında bilgilendirmek bizim görevimiz. Bizim yaptığımız iş sadece mühür vurmak değil. Çok çeşitli fonksiyonlarımız ve toplumumuzun geleceğine fayda sağlayıp değer katacak çalışmalarımız var. nasına sanat izlemeye gidiyorlardı. Bu, bir ülkenin küllerinden yeniden doğuşu adına çok önemlidir. Sektörünüzün itibarının artması sizin için önemli bir başarı kriteri. Etkin bir itibar yönetimi için kurumsal değerleriniz nelerdir? Etkin bir itibar yönetimi için insana yatırım yapıp hizmet kalitesini muhafaza ederek sosyal sorumluluk projelerine şirketimizin İK Direktörü olan kızım Yosun’un yönetiminde yoğun bir katılım gösteriyoruz. Sanata ayrı bir önem veriyoruz ve destekliyoruz ama sosyal sorumluluk projelerine bakarsanız bugüne kadar yüzlercesine katıldık ve katılmaya devam ediyoruz. Çünkü, etkin bir itibar yönetimi için temel şartlardan biri olduğuna inanıyoruz. Bilinirliğinizi arttırmak için de çok önemli. Tabi o zaman da şirketi somut anlamda iyi bir yere getirebiliyorsunuz. ‘Şirketler kar elde etmeden büyüme elde edemezler.’ Global seviyede yaşanan zor ve acılı ekonomik kriz sürecinde risklerle etkin mücadele edip sürdürülebilir büyüme yakalayabilmenin formülü nedir? Sorunuzun içinde cevabı var zaten. Sürdürülebilir büyüme yani süreklilik önemli. İşte bunun emisyon, çevre, finansalları, itibar, sermayesi var. Türkiye’de 100 yılı geçmiş çok küçük ölçekte kalan 40 civarı şirket var. Çünkü kurumsallaşmadılar. Yönetimi profesyonellere teslim etmediler. Bakın ben burada koskocaman bir piramitten bahsediyorum. Bırakın çalışanlarımı müdürlerimi dahi birebir tanımama gerek yok diyorum. Çünkü burada bir yönetim sistemi kurmuşuz. İyi bir hizmet içi eğitim veriyoruz. İyi insanlarla çalışıyoruz. Çok dikkatli çalışarak hata yapmamaya çalışıyoruz. Türk iş dünyasında paydaşların önemi özellikle son 10 yıldır artmış durumda. Sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme için paydaşlara değer katabilmenin önemi nedir? Tabii paydaşların içinde herkes var. Bizde varız, devlette var, şirketlerde var, üçüncü partilerde var. Dediğiniz gibi son 10 yılda herkes bu önemi fark etmeye başladı. Biz 5 sene evvel 1 yıl süren büyük bir çalışma yaptık. Bununla ilgili bir yayınımız da var. Halka açık şirketlerde kurumsal yönetim Ortaklar arası antlaşmada şöyle bir şey var. Benim oğlum meslektaşım. Amerika’da üniversiteyi bitirdi ve CPA oldu. Washington’da 4 büyüklerden birinde 5 sene çalıştı. 8 senedir denetim bölümünde bizde çalışıyor. Geçen sene %2 kar payı alabildi. Ben öldükten sonra benim oğluma %28’den fazla hisse kalmayacak. Ona kalan %28’i geçemez demek işin sırrını teşkil ediyor Etkin bir itibar yönetimi için insana yatırım yapıp hizmet kalitesini muhafaza ederek sosyal sorumluluk projelerine şirketimizin İK Direktörü olan kızım Yosun’un yönetiminde yoğun bir katılım gösteriyoruz. Sanata ayrı bir önem veriyoruz ve destekliyoruz ama sosyal sorumluluk projelerine bakarsanız bugüne kadar yüzlercesine katıldık ve katılmaya devam ediyoruz. Çünkü buraya emek vermiş 25 yıllık ortaklar var. Onlar kendi arasında bölüşecekler ve şirketi anonim olarak geleceğe taşıyacaklar diye bakıyoruz. Meslek babamdan bana benden oğluma ondan da belki torunumuza geçecek. Hüsnü Bey biraz da bilinmeyen yönlerinizi öğrenmek isteriz. İşten arta kalan zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben sanatla ilgilenen 30 yıllık bir koleksiyoner adayıyım. Son 20 yılını eşimle beraber topladığımız 400 civarında tablodan oluşan bir koleksiyonumuz var. Asumanla çağdaş ve modern sanat anlaşılmadan biz bu şeylere girmiştik. Onun dışında kendimi oyalamak için 4-5 tane klasik otomobilim var. Onları alıp iki sene boyunca bütün parçalarını sipariş ile getirtip topluyorum. Cumartesileri kaportacılarda, boyacı ve döşemecilerde oturuyoruz. Kuru fasulye pilav yiyip ayran içiyoruz. Orada ustalarla beraber oturup arabayı topluyoruz. Böyle bir hobim var. Denizi seviyoruz. Yazları eşimle beraber yüzüyoruz. Onun dışında da hayat zaten geldi geçti. Biz geldik 62 yaşına. Bundan sonra biz gençler için, çocuklarımız, torunlarımız ve torunlarımızın torunları için neler yapabiliriz, ne eserler bırakabiliriz onun için uğraşıyoruz. Hayr hasenat işlerine oldukça dikkatli ölçüde yani vicdanımı rahatlatacak kadar ama yardımı da çok gizli bir platformda yürütmeye çalışıyoruz. Biz bu dualarla ayakta durduğumuza inanırız. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 15 SÖYLEŞİ Hayatınızda kaldıraç ve kırılma anları dediğimiz anlar oldu mu? Bahseder misiniz? 2008 krizinde etkilenmiştim. Kızım Yosun baba çık bir konuşma yap dedi. Orada yaptığım konuşma bir kırılma anıydı. Arkadaşlar hiç kimseyi işten çıkartmayacağız. Herkesin bir eşi var. Olanın çocuğu var. Biz kendimizi düşünmek zorunda olduğumuz gibi sizi de düşünmek zorundayız ama siz çalışanlarımızdan hiçbirini işten çıkarmayacağız dedim. O çok önemli ve tarihi bir gündü benim için. Çok cesurca bir konuşmaydı. Servetimizin son kuruşuna kadar sizin maaşlarınızı Türkiye ekonomisi düzelene kadar öderiz dedik. O konuşmadan sonra aidiyet bağı ve verimlilik çok arttı. Çalışanlarımızı bazı firmalar transfer ederler. Hiç karışmayız. Deriz ki, biz okul olmuşuz nitelikli insan yetiştirmişiz. Demek ki kalitemize, niteliğimize ve büyüklüğümüze inanarak bizi okul olarak görüyorlar ki ücreti iki katı arttırarak eleman transfer ediyorlar. Bu çok iftihar ettiğim bir şey. Çok enterasan 16 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com Ben sanatla ilgilenen 30 yıllık bir koleksiyoner adayıyım. Son 20 yılını eşimle beraber topladığımız 400 civarında tablodan oluşan bir koleksiyonumuz var. Asumanla çağdaş ve modern sanat anlaşılmadan biz bu şeylere girmiştik. Onun dışında kendimi oyalamak için 4-5 tane klasik otomobilim var. Onları alıp iki sene boyunca bütün parçalarını sipariş ile getirtip topluyorum. Cumartesileri kaportacılarda, boyacı ve döşemecilerde oturuyoruz. Kuru fasulye pilav yiyip ayran içiyoruz. Orada ustalarla beraber oturup arabayı topluyoruz. Böyle bir hobim var. olan da ayrılanların %80’i 1 - 2 sene sonra bize geri dönmek istiyor. Çünkü burada görünmeyen pozitif düşünce, pozitif enerjili bir aile var. Burada hiç negatif düşünen insan yoktur, olamaz. 30 senedir bizde negativ yasak. Negatif düşünce üreten insanlarla çalışamayız. Her şeye pozitif bakmak gerekiyor. İnsanların birbirine moral vererek yardım etmesi lazım. Öyle bakıyoruz. Takım çalışması ve liderlik hayatınızın her karesi ile bağdaşıyor. Peki! Hüsnü Güreli içindeki liderlik vasfını ne zaman ve nasıl keşfetti? 1984 yılında Salih hocadan izin aldım. Hocam izin almayı peştamal kuşanmak olarak ifade ederdi. Öyle dedim ve o şekilde ayrıldık. Liderlik vasfını o zaman hissettim galiba veya hocanın yanına ortak girerken hissettim. Liderlik genetik bir olaydır. Babam ve annem öyle değildi. Kardeşim de değildir. Bana herhalde babaannemden geliyor. Dedem Kuvayi milliye mücadele zamanında o savaşlara katılmış bir insan. Babaannem de o zaman işgalci düşman güçleri ile çarpışmış, oradan savaştan kaçmış babamla halamı bir merkebin küfesine koyup İstanbul’a getirmiş müthiş cesur mavi gözlü sarışın bir kadındı. Allah rahmet eylesin çok deli doluydu. Herhalde ondan geçti diyorum. Çok hızlı karar veriyorum ama ben diye anlatmak çok yanlış. Benlik çok kötü bir şey. Allah lutfetmiş bize böyle bir gen koymuş. Allah’ıma bin şükür yani daha ne isteyebilirim. Benim yarattığım bir şey yok. Ben bir görevli dağıtım istasyonuyum. Şan, şöhret ve para her şey geçicidir ve biz bunların hepsinin de emanetçisiyiz. Bunların hiçbirini diğer tarafa götüremeyiz. Dolaysıyla insanlarla paylaşın, insanları mutlu edin derim hep. Ben hiç yüksünmeden günde en az iki kişiyi işe yerleştirmek için aracılık yaparım. Hiç üşenmem, onu alırım, oturur yazarım, mail atarım. Herkese elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışırım.. İnsan başardıkça daha fazlasını ister. Bundan sonra ki büyük projeniz hedefiniz nedir? Çok büyük projeler yaptık. E-accounting bir projemdi. Kendimiz için denetim programı yazmak 20 yıl önceki bir projemdi. Allaha şükür bunu gerçekleştirdik. Benden sonra şirketi yüzlerce yıl yaşatabilecek böyle bir kurumsal yapıyı kurabilmeyi de başardık. Bundan sonra proje hedefimiz dünyanın SÖYLEŞİ en büyük denetim veya müşavirlik şirketlerinden bir tanesini inorganik büyüme stratejimizde satın almak olabilir. Proje dedin mi böyle bir proje koyacaksın önüne. Zaten şirket kendi içinde büyüyor. Birleşmeleri çok istedim ama yapamadım. Çünkü bizim meslektaşlarımız bölüşmeye, birleşmeye çok negatifler. Mesela Anadolu’da yüzlerce insanı birleştirip konferanslar verdim. TURMOB’dan İSMMOB’dan istediler ve bende bu konferansları verdim. Rakiplerim bunları kıskançlıkla izledi. Hiç fark etmez arada bir kurşun çatlatıyorum. Nazar değmez bize inşallah. Yüzlerce firmayı birleştirip 10 tane büyük Türk firması yaratmak istedim. Anadolu’da yapmak istediğim bir projeydi. Bunu yapamadık olmadı. Dediğim gibi bizim meslektaşlar birleşmeye henüz hazır değil. Beşiktaş desem… Beşiktaş derseniz Serdar Bey Başkan ben 2. başkan iken 8 sene yöneticilik yaptım. 100. Yıl şampiyonluğunda 2. Başkan, icra kurulu ve transfer kurulu başkanıydım. Çok iyi bir yönetim ekibimiz vardı. Çok büyük başarılar elde edip güzel yerlere geldik. Ben Beşiktaş’ı bıraktığımda bütün idari ve mali işlerle ben ilgiliydim. Bir sonra ki senenin nakit bütçesini yapmıştım. Beşiktaş kulübü 15 milyon dolar bir fon yaratıyordu. Ama ondan sonra görevi devralan kardeşim maalesef talihsiz transferler yapmak zorunda kaldı. Tabii bu isteyerek yaptığı bir şey değildi. Bazen futbolda olur. %60 - %70 başarı oranı tutturursanız büyük başarıdır. O maalesef tutturamadı. %30 - %40’lar da kalınca tabi borç büyüdü. Fikret Bey bizim yönetimde beraber çalıştığımız bir kardeşimiz. İşi çok iyi götürüyor. Helal olsun diyorum. Bu arada tabi Fevziye Mektepleri Vakfı yönetim kurul üyesiyim. Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan vekiliyim. Her iki kurumda 11.000 öğrenci okutuyoruz. Ayda en az 2 iş günümü buraya ayırıyorum. Arada sırada muhasebe ve denetim bölümünde derste vereceğim. 11.000 öğrenciyi okutabilmek çok faydalı ve değerlidir. Biz hep kafa kafaya giden bütçeleriz. Parayı alıp tüccarlık yapalım diye bir şey yok. Atatürk’ün kurduğu 129 yıllık bir vakıf olan Fevziye Mektepleri Vakfı’yla iftihar ediyorum. Şu anda sahibi 78 milyon Türk. 78 milyon ortağı var. Herkesin bir hissesi var. Bakın araştırın bu çok azdır. Her kurumun arkasında ticari bir grup vardır. Biz Türkiye’ye ait olan birkaç vakıftan biriyiz. Bunu ye- terince anlatamıyoruz ama bundan çok büyük gurur duyuyorum. Çok değerli bir şey. Bize ait bir şey yok. Bizim arkamızda bir grup yok. Sadece vakıflar ve YÖK mevzuatına göre yönetilen bir vakıfız. Ben, kızım ve oğlum Işık Lisesi mezunuyuz. O nedenle buradayım. Işık camiasında okumuş çok önemli başarılı iş adamları çok fazla var. 2008 krizinde etkilenmiştim. Kızım Yosun baba çık bir konuşma yap dedi. Orada yaptığım konuşma bir kırılma anıydı. Arkadaşlar hiç kimseyi işten çıkartmayacağız. Herkesin bir eşi var. Olanın çocuğu var. Biz kendimizi düşünmek zorunda olduğumuz gibi sizi de düşünmek zorundayız ama siz çalışanlarımızdan hiçbirini işten çıkarmayacağız dedim. O çok önemli ve tarihi bir gündü benim için. Çok cesurca bir konuşmaydı. Servetimizin son kuruşuna kadar sizin maaşlarınızı Türkiye ekonomisi düzelene kadar öderiz dedik. O konuşmadan sonra aidiyet bağı ve verimlilik çok arttı. Yoğun iş temponuz ve sivil toplum kuruluşlarındaki gönüllü çalışmalarınız yanında gençlerin yetiştirilmesine ayrı bir önem veriyorsunuz. Bunun nedenlerini ve bu amaçla neler yaptığınızı paylaşabilir misiniz? İşe alımlarda özellikle gençleri tercih ediyorum. Çünkü, biliyorsunuz işsizlik rakamları açıklanıyor. İşsizlik oranı genel toplamda %12 ama maalesef gençlerde bu oran %25 - %30 civarında. Onun için gençlerle hep kurslar, seminerler ve kariyer görüşmeleri yapıyorum. Onlarla sohbetler yapıyoruz. Gençleri birçok projemizde çalıştırıyorum. Üniversite’de hem okuyup hem de çalışıyorlar. Onlara bir ücret temin ediyoruz. Zaten 11.000 öğrenciyle birlikte olup onlara hizmet etmek, gençlere verdiğim en büyük emeklerden biri. Biz ona şöyle diyoruz. Bila hasıla bila fasıla. Bila hasıla yani parasız bila fasıla yani ara vermeden çalışıyoruz. Dolayısıyla önemli bir sosyal sorumluluk projesi. Bunun dışında yaptığımız başka bir şey yok. Biz Güreli olarak, Güreli Baker Tilly markası olarak büyüğüz ama biz dünyada kum tanesi olan bir hiçiz. Kendimize büyüklük ve değer atfedecek hiçbir şeyimiz yok. Biz böyle kaderi yazılmış insancıklarız. Kendimizle övünmenin de bir alemi yok. Mütevazi yaşamamız gerekiyor. İnsanları kıskanmamak lazım. Servet birikimciliği yapmadan fakirin yanında olmak gerekiyor. Serveti mümkün olduğu kadar biriktirmek yerine makul ölçülerde ailemi tabi ki garantiye alırım ama mümkün olduğu kadar da parayı harcamak isterim. Çünkü; harcandıkça ekonomi büyür. Tedavül ekonomisine paranızın geri dönmesi gerekiyor. 1 milyar 2 milyar bankada duruyor. Kim yapıyorsa bunu Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapıyor. Yurt dışında ya da yurt içinde fark etmez. Kanunlar buna müsait. Git o parayı yatırıma koy. Bakın bizim şirkette 300 kişi çalışıyor. Bunu 5 ile çarpsan 1.500 kişi eder. Dışarıdan aldığımız hizmetler için de 500 kişi koysanız 2.000 kişinin istihdamına yardımcı oluyoruz demektir. Bunun dışında daha ne isteyeceğiz hayattan. Son 20 senedir eşimle sosyal sorumluluk projelerinde çalışmak Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 17 SÖYLEŞİ bizim için zevk oldu. Bizim harcamamız bu. İtibarlı dikkatli yaşamaya özen gösteririm. Lüks bir otomobili aldım ve sattım. İki senede 800 km yapmışım. Ben şimdi gidiyorum Bebek’te yanda bir otobüs geçiyor ve içindeki insanlar bana bakıyor. Bende o üstü açık arabayla gidemedim, sosyal felsefeme bağdaştıramadım ve sattım. 8 senelik bir makam arabam var. Ne tür iş yapılırsa yapılsın uzmanlaşmanın önemini en iyi sergileyen insanlardan birisiniz. Bu sebeple iş dünyasının tecrübeli ve başarılı iş adamı olarak geleceğin yöneticilerine başarı kriteri olarak değerlendirebilecekleri ne tür tüyolar verebilirsiniz? Ne kadar paylaşırsan o kadar manevi olarak büyürsün. O kadar huzurlu ve mutlu olursun. Şimdi benim mali müşavirliğini yaptığım milyar dolarlık ne insanlar var. Mutsuz, huzursuz ve tedirgin. Sabah gidip bankaya hesabını kontrol eden mi ararsın gece beni arayıp abi bu parayı buradan oraya gönderelim diyen mi ararsın. Ne faydası var ki. Keşke parayı başka bir mübadele aracı haline çevirseler de herkes üretime yönelse. Dünyanın 3/4’ü açlık sınırında. Yapmamız gereken üretim ve ihracat. Ülkemi çok seviyorum. Şunu da söyleyeyim. 12 yıldan beri ülkeyi iyi idare eden bir hükümetimiz var. Gerçekten ekonomik istikrar adına çok iyi çalışmalar yapıldı. Bir ülkenin milli gelirinin 200 milyar dolardan 800 18 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com Atatürk’ün kurduğu 129 yıllık bir vakıf olan Fevziye Mektepleri Vakfı'yla iftihar ediyorum. Şu anda sahibi 78 milyon Türk. 78 milyon ortağı var. Herkesin bir hissesi var. Bakın araştırın bu çok azdır. Her kurumun arkasında ticari bir grup vardır. Biz Türkiye’ye ait olan birkaç vakıftan biriyiz. Bunu yeterince anlatamıyoruz ama bundan çok büyük gurur duyuyorum. “ “ Baker Tilly International, dünyanın en büyük 8 denetim ve danışmanlık firmasının arasındadır. milyar dolara gelmesi kolay işler değil. Mastricht kriterlerinden yüksek işsizlik oranı ve cari açık olarak iki tane kritik olayımız kaldı. Cari açık içinde ciddi çalışmalar yapılıyor. İşsizliği önleyebilmen için her yıl %5 büyümen gerekiyor. Her sene 1,5 milyon insan geliyor. Hepsine iş bulacaksın. Onun için ne edip yapmalı Türkiye sathı mahallinde 734.000 kilometre kare teşvik alanı olmalı. Ben üretim yapan adamı mecburen teşvik edeceğim. Ben katma değeri yüksel mal üreten adamı bir daha teşvik edeceğim. İhracat yapan adamı bir daha teşvik edeceğim. Turizm de turist çekiyorsa oda ihracattır. Onu bir daha teşvik edeceğim. Dünyanın gelir dağılımı eğrisi olan lorenz eğrisi, acaip bir yere gelmiş. Dünyanın gelirinin %80’ini %4 veya %5’lik bir insan kitlesi alıyor. Sosyal sorumluluk projelerine destek olmadıkları için utansınlar. Afrikada ki insanlara yazık günah değil mi. Beğenirsin beğenmezsin bizim hükümet 2 milyon kişiye el açtı bakıyor. Bunun maliyeti en az 5 milyar dolar. İnsanlık bir arada yaşamak zorunda. Gelir dağılımı çok bozuk. Türkiye’de de milli gelirin %80’ini nüfusun %10’u alıyor. Bu da çok kötü bir şey. Senin vatandaşın mecbursun birlikte yaşamaya ve paylaşmaya. Nasıl yaşayacaksın. Fildişi kuleye mi çıkacaksın. Milletini de düşünerek iş yapman lazım. İş adamlarına tavsiyem budur. Yatırım yapın yatırım yapın, torunlarınızı düşünün, vatanınızı düşünün. Geldik gidiyoruz emanetçiyiz deyin rahatlayın... HABER TAV Başkan Yardımcısı Geriş, Dünya Ekonomik Forumu’nun Genç Küresel Liderleri arasında TAV Havalimanları Finans Başkan Yardımcısı Burcu Geriş, Dünya Ekonomik Forumu tarafından her yıl geleneksel olarak seçilen Genç Küresel Liderler listesinde yer aldı. Genç Küresel Liderler; akademi, iş dünyası, sanat, sivil toplum kuruluşları ve siyasetçiler arasından dünyanın geleceğini şekillendirmede potansiyel etkiye sahip olabilecek kriterlere sahip adaylardan seçiliyor. 20 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com HABER TAV Havalimanları Finans Başkan Yardımcısı Burcu Geriş, Dünya Ekonomik Forumu’nun yüksek prestijli Genç Küresel Liderleri arasında gösterildi. TAV Havalimanları Finans Başkan Yardımcısı (CFO) Burcu Geriş: “Genç Küresel Liderler 2015 Forumu’nda yer almaktan dolayı çok gururluyum. Havalimanı tasarımı, inşaatı, finansmanı ve operasyonlarında dünyada öncü bir marka olan TAV Havalimanları olarak, her zaman finansal başarıyı, daha geniş toplumlar için değer yaratma algısıyla birleştirmeyi amaçlıyoruz. Bunun için faaliyet gösterdiğimiz bölgelerin ve ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunuyoruz. Ekonomiye doğrudan katkıların yanı sıra 14 bin 500 çalışanın kişisel ve profesyonel gelişimini destekliyor ve çok sayıda kurumsal sosyal sorumluluk projesiyle yerelde toplumsal fayda yaratmaya çalışıyoruz. Ayrıca TAV olarak, kadınlara güç ve yetki verilmesini destekliyoruz ve fırsat eşitliği anlayışına güçlü bir şekilde bağlıyız. İnsani değerlere saygılı böyle bir kuruluşta çalışıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Genç Küresel Liderler topluluğunun bir parçası olarak, dünyanın gelecek nesil liderleriyle tecrübelerimi paylaşacağım ve olumlu bir değişiklik yaratmak için çalışmalarımı destekleyecek bu fırsatı değerlendireceğim için çok heyecanlıyım” dedi. Dünya Ekonomik Forumu, bu yıl için 66 ülkeden 187 kişiyi Genç Küresel Lider olarak ilan etti. Genç Küresel Liderler arasında Burcu Geriş’in yanı sıra McKinsey ortağı Bengi Korkmaz ve milletvekili Şafak Pavey, Türkiye’den Forum’a seçilenler arasında yer aldı. Programın başladığı 2004 yılından bu güne kadar listeye aralarında Ali Koç, Ferit Şahenk, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Suzan Sabancı Dinçer, Özlem Denizmen, Murat Özyeğin, Erdem Başçı, Ali Babacan, Egemen Bağış, Osman Boyner ve Serpil Timuray’ın da yer aldığı 18 Türk seçilmişti. Genç Küresel Liderler Forumu, binlerce aday arasından seçilmiş genç liderlerden oluşan özel ve çok paydaşlı bir topluluk olarak faaliyet gösteriliyor. Genç Küresel Liderler; akademi, iş dünyası, sanat, sivil toplum kuruluşları ve siyasetçiler arasından dünyanın geleceğini şekillendirmede potansiyel etkiye sahip olabilecek kriterlere sahip 40 yaş altı genç adaylardan seçiliyor. Genç Küresel Liderler Forumu, Dünya Ekonomik Forumu’nun bir parçası konumunda bulunuyor. Genç Küresel Liderler, topluluğun aktiviteleriyle ilgili kararlarda önemli rol oynuyorlar. Burcu Geriş Hakkında Burcu Geriş 1999’da Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu. London Business School ve Columbia Business School’dan MBA derecesi aldı. Profesyonel iş yaşamına başladığı Garanti Bankası’nda 1999-2005 yılları arasında bir dizi özelleştirme, altyapı ve enerji projesinin finansmanında görev alan Geriş, proje finansmanı, kurumsal finansman ve hazine alanlarında 15 yıllık mesleki tecrübeye sahip bulunuyor. TAV Havalimanları Holding bünyesine 2005 yılında katılan Geriş, 2005-2012 Dünya Ekonomik Forumu, bu yıl için 66 ülkeden 187 kişiyi Genç Küresel Lider olarak ilan etti. Genç Küresel Liderler arasında Burcu Geriş’in yanı sıra McKinsey ortağı Bengi Korkmaz ve milletvekili Şafak Pavey, Türkiye’den Forum’a seçilenler arasında yer aldı. Programın başladığı 2004 yılından bu güne kadar listeye aralarında Ali Koç, Ferit Şahenk, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Suzan Sabancı Dinçer, Özlem Denizmen, Murat Özyeğin, Erdem Başçı, Ali Babacan, Egemen Bağış, Osman Boyner ve Serpil Timuray’ın da yer aldığı 18 Türk seçilmişti. yılları arasında Şirket’in Proje ve Yapılandırılmış Finansman Bölümü’nün başında yer aldı. Geriş, TAV’daki görev süresi boyunca, İstanbul, Ankara, İzmir, Gürcistan, Tunus, Makedonya, Medine ve Zagreb havalimanlarını içeren toplam 4.5 milyar ABD doları değerindeki sekiz havalimanı projesinin finansman ve refinansmanını tamamladı ve çeşitli hisse satış süreçlerinde önemli rol üstlendi. TAV bünyesindeki şirketlerde yönetim kurulu üyeliklerinin yanı sıra Women Corporate Directors, Professional Women’s Network, BÜMED, CBS ve LBS Mezunlar Dernekleri üyeliği bulunan Geriş, 2013 yılında, her yıl Women’s Forum tarafından düzenlenen ve 40 yaşın altında geleceği yönlendirecek kadın profesyonellerin ödüllendirildiği Rising Talents programına seçilen dünyadaki 16 kadından biri oldu. Thomson Reuters Extel’in 2014 Avrupa Yatırımcı İlişkileri anketinde de En İyi CFO dalında, Türkiye’de 2’nci, Avrupa ulaştırma sektöründe 4’üncü seçildi. Evli ve iki çocuk annesi Geriş, İngilizce ve Fransızca biliyor. TAV Havalimanları hakkında Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan TAV Havalimanları, Türkiye’de İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas Bodrum ve Gazipaşa Alanya havalimanlarını işletiyor. TAV yurtdışında ise Gürcistan’ın Tiflis ve Batum, Tunus’un Monastır ve Enfidha-Hammamet, Makedonya’nın Üsküp ile Ohrid, Suudi Arabistan’ın Medine ve Hırvatistan’ın Zagreb Havalimanı’nda faaliyet gösteriyor. Holding, duty free, yiyecek-içecek hizmetleri, yer hizmetleri, bilişim, güvenlik ve işletme hizmetleri gibi havalimanı operasyonunun diğer alanlarında da faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede TAV Havalimanları, Letonya’nın Riga Havalimanı’nda da duty free, yiyecek içecek ve diğer ticari alanların işletmesini gerçekleştiriyor. Şirket 2014’te iştirakleriyle birlikte yaklaşık 743 bin uçak seferine ve yaklaşık 95 milyon yolcuya hizmet sundu. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 21 19.03.2015 Uluslararası Şeffaflık Derneği BİST-100 şirketlerinin şeffaflık performansını değerlendiren araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Uluslararası Şeffaflık Derneği, İstanbul Borsası BİST-100 Endeksinde bulunan şirketlerin internet sitelerinde kamuoyunun erişimine açık olarak paylaştıkları bilgiler temelinde şeffaflık performanslarını değerlendirdi. Araştırma sonuçları gösteriyor ki, BİST-100 şirketlerinin önemli bir bölümü, yolsuzlukla mücadele konusundaki faaliyetleri hakkında kamuoyuyla yeterince bilgi paylaşmıyor, şeffaf raporlama yapmıyor. Araştırmanın yolsuzlukla mücadele programının şeffaflığı başlığı altında, BİST-100 şirketleri ortalama %28 puan ile dünyanın en büyük çok-uluslu şirketlerine ilişkin aynı araştırmanın ortalama puanı olan %70’le karşılaştırıldığında oldukça geride kalmıştır. Bu alanda en başarılı şirketler olarak Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Garanti Bankası, Akbank, GSD Holding, Tesco Kipa, Doğuş Otomotiv, TAV Havalimanları ve Yapı Kredi Bankası sıralandı. % 28 BİST - 100 Ortalaması Yolsuzlukla Mücadele Programının Şeffaflığı Sektörel inceleme yapıldığındaysa, şeffaf raporlama konusunda en yüksek performansa bankaların sahip olduğu; gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketlerinin ise ortalamanın oldukça altında puanlar aldığı göze çarpmaktadır. Üç büyük futbol kulübünün şirketlerinin de incelendiği araştırmada, yakın zamanda yaşanan şike soruşturmalarına rağmen futbol kulüplerinin yolsuzlukla mücadele için bir politika izlendiğine dair internet sitelerinde neredeyse hiçbir bilgi paylaşılmamış olması dikkat çekmektedir. BİST-100 şirketlerinin büyük bir kısmının düşük puanlar aldığı araştırmanın yolsuzlukla mücadele programının şeffaflığı bölümünde, 100 şirketten sadece 9 şirketin ayrı bir yolsuzlukla mücadele programı açıkladığı saptanmaktadır. Kamuoyu ile yeterince bilgi paylaşmayan şirketlerin yolsuzlukla karşılaşma riskinin daha yüksek olduğu ve hesap verebilirlik ilkesinin şeffaflık olmadan hayata geçirilemeyeceği unutulmamalıdır. Araştırmada yalnızca 10 şirkette, üst düzey yöneticilerin kişisel mesajlarında yolsuzlukla mücadele konusuna atıf yapıldığı görülmekte olup, “tone at the top” olarak adlandırılan üst düzey yöneticilerin kişisel mesajlarında da, yine şirketlerin yolsuzluğa karşı zayıf bir performans sergilediği görülmektedir. Şirketlerin politika ve programlarına ne kadar önem verdiklerini ortaya koydukları yönetici mesajları, çoğunlukla yolsuzlukla mücadele konusunda sessiz kalmaktadır. Araştırma sırasında, Türk Ceza Kanunu kapsamında cezai yaptırıma tabi tutulan kolaylaştırma ödemelerine ilişkin sadece 16 şirketin bir açıklama yaptığı, bazı şirketlerin ise bunu “bahşiş” olarak ifade ettiği gözlemlenmiştir. Küçük miktarlı usulsüz ödemelerin bahşiş olarak nitelendirilmesi dolayısıyla, toplumda yolsuzluğun kabullenişi ve içselleştirilmesine yönelik tavrın şirketler düzeyine de yansıdığı düşünülmektedir. Yolsuzluğun bir başka görünüş şekli olan hediye ve ağırlama masraflarında ise şirketlerin çoğunluğunun belli bir farkındalığa sahip olduğu görülmektedir. Şirketlerin bağlı ortaklıkları ve iştirakleri hakkında temel bilgilerin şeffaflığını inceleyen organizasyonel şeffaflık bölümünde şirketler ortalama %85 puan ile iyi bir durumdadır. Şirketlerin yurtdışındaki faaliyetlerine ilişkin gelir, vergi ve sermaye gideri gibi temel finansal verilerin şeffaflığının değerlendirildiği ülkesel raporlama başlığı altında ise ortalama puan %8 ile düşük bir seviyeye işaret etmektedir. Ne var ki küresel çok-uluslu şirketler üzerine yapılan araştırma sonuçlarında ortalama puanın %6 olması, sorunun Türkiye’ye özgü olmadığını göstermektedir. Embassy of the Kingdom of the Netherlands, Ankara SÖYLEŞİ Bir Anadolu Masalı: Ustamdan Toplumsal bilinci yerleştirmenin çok zor olduğu ülkemizde hepimizin ilgisini ve dikkatini Anadolu’da kaybolmaya yüz tutmuş asırlarca var olan zanaatlara çekerek, bu mesleklerin yeniden canlanarak meslek ustalarının deneyimlerini geleceğe taşımayı hedef edinmiş aydınlık geleceğimizin pırıl pırıl iki değeri Müge ULUSOY ve Gökçe GÜLCÜLER. Yemenici Mehmet Usta, Gümüş ustası Aruş Taş, şapkacı İsmail Usta ve nice kıymetli ustanın hikayelerini ve başarılı çalışmalarını onlardan dinlemek büyük keyifti doğrusu. Yenilikçi ve girişimci bakış açısıyla kendini her geçen gün geliştirmeye çalışan, geleceğin yaratıcı, yenilikçi, sosyal sorumlu bilim ışığı gençleri Gökçe GÜLCÜLER ve Müge ULUSOY’u hayatınızdaki dönüm noktalarına değinerek sizden dinleyebilir miyiz? GÖKÇE GÜLCÜLER Ailemin istememesine rağmen Uçak Mühendisliği okumak için İstanbul’a gelmeye karar vermem ve üniversite tercihimi kendi kararıma göre son anda değiştirmem dönüm noktam, daha doğrusu başlangıç noktam oldu. İstanbul’da tek başıma yaşamaya başlayıp, hayattaki tüm sorumluluklarımı idame ettirmeyi öğrenmemle birlikte kendimi keşfetmeye başladım. Birçok sivil toplum kuruluşunda aktif gönüllülük yaptım ve proje koordinatörluğu görevlerinde yer aldım.Bu dönemde sosyal değer yaratmanın ve sosyal sorunlara odaklanmanın benim için zaruri bir konu olduğunu kişisel olarak keşfettim. Sonrasında SOGLA (Sosyal Girişimci Genç Liderler Akademisi)’daki genel koordinatörlük sürecimde sosyal girişimciliği öğrenmek, ikinci dönüm noktam oldu. Artık ne olmam gerektiğini biliyordum. Bu süreçte yol arkadaşımla, Müge ile tanışmam ve Ustamdan’ın doğması ile bir başlangıç yaşadım. MÜGE ULUSOY Benim için her şey durup dururken oldu aslında. Üniversitenin ilk yıllarında Ömer Hoca’mın neden bir vakıfta gönüllülük yapmayasınız ki demesi ile ilk dönüm noktamı yaşadım. Bu arayış sürecinde 24 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com Mehmet Usta ile yemenileri, Antep’i, zanaatları konuştuk. Hayatını anlattı uzun uzun. Keyifle dinlediğimiz en güzel sohbetlerden biriydi. Mehmet Usta farkında olmadan bize problemlerini de anlatmıştı aslında. Ustamdan projesi Mehmet Usta’dan önce aklımızda bile yoktu, İstanbul’a döndüğümüzde ise neden yapmıyoruz ki dedik. Böylece Ustamdan doğdu. Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Gönüllülük Kulübü ile tanıştım ve çocuk, çevre, insan hakları temalı sosyal sorumluluk projelerinde çalıştım. Gökçe ile de tanışmamız kulüp sayesinde gerçekleşti. En önemli dönüm noktalarımdan biri diyebilirim. Ardından KOSGEB eğitimi alırken aklımda çocuklar için bir kitapevi atölyesi açma fikrim vardı. Birden Gökçe’ye fikrimi anlattım, Gökçe ile Özyeğin Üniversitesi’nin düzenlediği Sosyal Değişim Lab’ına başvurduk, kabul edildik ve 3 aylık bir eğitim aldık. Bu sayede sosyal girişimcilik ile tanışmış oldum. Ustamdan öncesinde üzerinde çalıştığımız birçok proje vardı.Ancak hiçbiri gerçekten hayata geçirmek istediğimiz projeler değildi. Antep’te tanıştığımız yemeni ustası ile hayatımızın en büyük dönüm noktasını yaşadık ve gerçekten istediğimiz projenin adımlarını attık. Başarılı bir öğrencilik hayatınızın yanında ustamdan gibi topluma fayda üreten bir yapı oluşturma fikri nasıl doğdu? Bir Anadolu Masalı: Ustamdan’ın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? GÖKÇE GÜLCÜLER Bizim hikayemiz hayata aynı noktalardan bakan iki kadın öğrencinin birbirini bulması ile başlıyor aslında. Köy okullarına yardım projesinde, Anadolu’nun birçok köy okuluna doğru “Değiştirmek için yola çık” mottosu ile gidip sonrasında attıkları her adımda birlikte ilerlemeye karar veren Müge ve Gökçe’nin tanışması ile. SÖYLEŞİ Müge ULUSOY Gökçe GÜLCÜLER Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 25 SÖYLEŞİ MÜGE ULUSOY Benim için her şey durup dururken başladı dedim ya, Ustamdan da 2013 yılında “Antep’e Fıstık Hasadı Şenliği’ne gidelim mi?” diyen yol arkadaşım Gökçe’nin teklifi ile başladı. Gerçekten de durup dururken çıkan bu geziye verebileceğim tek cevap “neden olmasın”dı. Atlas Dergisi ile gittiğimiz yolculuğumuz, kampta Tacikistan anıları ve esir kampları üzerine yapılan sohbetleri ağzımız açık dinlememizle başladı, nefis Antep yemeklerine verilen gurme cevaplar ve antik Yunan tarihi müzeleri ile devam etti, bir Yemeni ustasının 2 saatlik sohbetinde içilen demli çay ile son buldu. Antep yemenisine bazı bölgelerde çarık deniyor bilirsiniz, ben öyle biliyordum. Çarıklarla dolu bir handa ilerlerken Mehmet Usta’nın dükkanına girdik. Ardından kaç saat konuştuk, kaç bardak çay içtik hatırlamıyoruz. Mehmet Usta ile yemenileri, Antep’i, zanaatları konuştuk. Hayatını anlattı uzun uzun. Keyifle dinlediğimiz en güzel sohbetlerden biriydi. Mehmet Usta farkında olmadan bize problemlerini de anlatmıştı aslında. Ustamdan projesi Mehmet Usta’dan önce aklımızda bile yoktu, İstanbul’a döndüğümüzde ise neden yapmıyoruz ki dedik. Böylece Ustamdan doğdu. Ustamdan projenizdeki ustalarınızın birer hikayesi var. Sizi en çok etkileyen hikaye hangisi? GÖKÇE GÜLCÜLER Beni en çok etkileyen usta Gümüş ustası Aruş Taş’ın hikayesi oldu. Yıllar önce tüm kardeşleri yurt dışına göç ederken o İstanbul’a geliyor. Türkiye’yi bırakamıyor. Çok küçük yaşlarda geldiği için tek başına hayata tutunmaya çalışıyor. Birçok yerde çıraklık yaptıktan sonra gümüşçülük zanaatını öğreniyor. Kendi ustasını anlatırken gözleri doluyordu Aruş Usta’nın. Öyle duygulu bir insan ki yaşadığı her bir anıyı, hüznü, hasreti yıllarca tek tek işlemiş sanatına. Mesleğine, sanatına bu denli aşık bir insanla tanışmak beni çok etkilemişti. MÜGE ULUSOY Ne zaman bir ustayla görüşsek, dükkandan çıkarken her defasında Gökçe de ben de iyi ki bu projeyi gerçekleştiriyoruz diyoruz. Bu nedenle hangi ustayı anlatmalı bilemiyorum ama beni en çok etkileyen ustalardan biri şapkacı İsmail Usta idi. Şu anda 78 yaşında İsmail Usta, hala sabah 6 da dükkanını açıyor. Hani bu kış şiddetli bir kar yağışı olmuştu, yollar 26 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com Ne zaman bir ustayla görüşsek, dükkandan çıkarken her defasında Gökçe de ben de iyi ki bu projeyi gerçekleştiriyoruz diyoruz. Bu nedenle hangi ustayı anlatmalı bilemiyorum ama beni en çok etkileyen ustalardan biri şapkacı İsmail Usta idi. Şu anda 78 yaşında İsmail Usta, hala sabah 6 da dükkanını açıyor. Hani bu kış şiddetli bir kar yağışı olmuştu, yollar tıkanmıştı. O gün bile karşı yakadan gelip dükkanını açmış bir ustadan bahsediyorum. 12 yaşında İstanbul’a gelip şapkacılığı öğreniyor, zamanın parasıyla 16 lira maaş alıyor. “Kurufasulye 25 kuruştu hiç unutmam, bir gün ustam benim ağladığımı görünce ücretimi bir lira arttırmıştı. Nasıl sevinmiştim kurufasulye yiyebileceğime” demişti. tıkanmıştı. O gün bile karşı yakadan gelip dükkanını açmış bir ustadan bahsediyorum. 12 yaşında İstanbul’a gelip şapkacılığı öğreniyor, zamanın parasıyla 16 lira maaş alıyor. “Kurufasulye 25 kuruştu hiç unutmam, bir gün ustam benim ağladığımı görünce ücretimi bir lira arttırmıştı. Nasıl sevinmiştim kurufasulye yiyebileceğime” demişti. Zamanında fabrikada çalışırken işçilerin temsilcisiymiş. Kendisi bile ne olduğunu anlamadan oda başkanı olarak onu seçmişler. Öyle bir lider. Herkesin güvendiği,sanatının temsilcisi, hala dimdik ve hayatımda gördüğüm en güler yüzlü insanlardan biriydi. Madem Ustamdan dedik. Ustamdan devam edelim. Türkiye’de toplumsal bilinci yerleştirmenin çok zor bir iş olduğunu biliyoruz. Kamuoyunun ilgisini, Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan yüzyıllardır süregelen zanaatlara çekmek , bu mesleklerin yeniden canlanmasını sağlamak ve meslek ustalarının deneyimlerini geleceğe taşıyabilmek adına ülkemizde en çok hangi alanlarda daha çok yoğunlaşılmalı? GÖKÇE GÜLCÜLER Zor bir konu gerçekten, çok emek vermeniz ve inanmanız gerekiyor. Bu noktada iş birliği yapmak çok önemli, esnaf odalarını, kalkınma ajanslarını, bu bilinci yaratma vizyonuna sahip ve bu konuyu sosyal sorumluluk olarak yürütmek isteyen ticari kurumları iş birliğine davet ediyoruz. Zanaatların sürdürülebilirliği esas noktamız ancak sürdürülebilirlik için her şeyden önce zanaatların ve ustaların bilinirliğini arttırmak gerekli. Bu değeri ustalarımızın hikayelerini anlatarak, videolarını paylaşarak arttırmayı hedefliyoruz. Ustalarla görüşmelerimizde hissettiğimiz emeği ve değeri sizlere aktarabilmek en önemli amaçlarımızdan. Ve elbette yerel ekonomiyi canlandırmak, şu an için zanaatkarlarımızın en önemli ihtiyacı. MÜGE ULUSOY Bilinirlik ve yerel ekonomiyi canlandırmak ilk amacımız. Sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak için ise karımızın %10’unu ayırdığımız bir çırak fonumuz var. Elbette alacağımız desteklerle daha fazla çırak yetiştirmek mümkün. Projemiz süresince arkadaşlarımızdan sürekli mailler ve telefonlar alıyoruz. Artık Anadolu’ya gittiklerinde ilk olarak zanaatkarları, hanları gezdiklerini anlatıyorlar, ustaların iletişim SÖYLEŞİ bilgilerini bizlerle paylaşıyorlar. Hatta ürünleri satın alıp ben ustayla konuştum diyenler bile var. Buradan yola çıkarak gönüllü üniversite elçileri ile Anadolu’daki diğer ustalara ulaşmak ve deneyimlerini paylaşmak istiyoruz. Anlatmak istediğim de tam bu nokta aslında. Belirli alanlara yoğunlaşmaktansa yavaş yavaş birer birer hikayeleri anlatmak her şeyden daha etkili oluyor. Birbirimize anlattığımız hikayelerle, hem ustalara ulaşmak hem de yörenin kültürel güzelliklerini aktarmak mümkün oluyor. Asıl olan hedefi doğru seçmek ve bütün imkan, kabiliyetimiz ve kaynaklarımızla bu hedefe odaklanmaktır. Peki Müge Ulusoy ve Gökçe Gülcüler hedefini neye göre belirliyor. Üniversiteden mezun olduktan 10 yıl sonra nerede olmayı hayal ediyorsunuz? GÖKÇE GÜLCÜLER Ustamdan’dan önce birçok sosyal girişim projeleri üzerinde çalıştık. Ancak, Ustamdan’ın doğru nokta olduğuna karar vermemizin ve odaklanmamızın nedeni gerçek bir ihtiyaçtan doğması ve bizim ba- Zor bir konu gerçekten, çok emek vermeniz ve inanmanız gerekiyor. Bu noktada iş birliği yapmak çok önemli, esnaf odalarını, kalkınma ajanslarını,bu bilinci yaratma vizyonuna sahip ve bu konuyu sosyal sorumluluk olarak yürütmek isteyen ticari kurumları iş birliğine davet ediyoruz. şarılı olabileceğimize, sorunun çözümüne katkı sağlayabileceğimize inanmamız oldu. Girişimimize olan inancımız ve tutkumuz sayesinde on yıl sonra yurtdışına kapılarını açmış ve hikayeleri dilden dile aktarılan bir Ustamdan görüyorum. MÜGE ULUSOY Ustamdan sitesinin yanı sıra hedeflediğimiz birçok adım var. Ancak hedefleri zamanla genişletmek ve adım adım ilerlemek en önemlisi. Üniversiteden mezun olduktan sonra da Gökçe ile aldığımız karar doğrultusunda Ustamdan projemize devam edeceğiz. Ustamdan, bizim için hayatımız boyunca gerçekleştirmek istediğimiz hayalimiz. Elbette Ustamdan’ın yanı sıra kendimizi geliştirmek istediğimiz alanlarda da ilerlemek istiyoruz. Her geçen gün, bir önceki günden çok daha bilgili ve deneyimli olmak kişisel olarak en büyük dileğim. 10 yıl sonra ise Ustamdan ile yurtdışına açılmış Müge ve Gökçe’yi görüyorum. Daha yeşil, daha temiz, barış dolu bir dünyada şu anda bizim gibi hayallerini gerçekleştirmek isteyen bir üniversite öğrencisinin mentoru olmak en büyük hayallerimden biri. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 27 SÖYLEŞİ Keçe ustası, Mehmet Usta Sedef Kakma ve Ahşap Oyma ustası, Hüsamettin Usta 2013 İstanbul Günümüzde insanların genel hatalarından biri de üzerinde yeteri kadar düşünmeden bir işe kalkışmasıdır diye düşünüyorum. Bireyler bu alışkanlıklardan kurtulup B planı oluşturabilmeyi nasıl başarabilirler? GÖKÇE GÜLCÜLER Öncelikle tutkunuz olan ve inandığınız bir işi yapmak en önemli adım. İşte hayatım boyunca yapmak istediğim proje bu dediğiniz andan itibaren araştırma yapmak ise ikinci adımınız olmalı. Biz, tutkumuzu hissettiğimiz andan itibaren beş ay süren bir planlama ve araştırma süreci gerçekleştirdik. Halen de araştırmaya ve öğrenmeye devam ediyoruz. Bilmediğiniz bir hedefe ulaşmak, doğru yolda olup Ayakkabı ustası, Mehmet Usta 2014 Tire 28 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 2013 İstanbul Bilinirlik ve yerel ekonomiyi canlandırmak ilk amacımız. Sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak için ise karımızın %10’unu ayırdığımız bir çırak fonumuz var. Elbette alacağımız desteklerle daha fazla çırak yetiştirmek mümkün. olmadığınızı bilmeden devam etmeye çalışmak yarardan çok zarar getirebilir. Ve düşünmeden yola çıkmak size maddi ve manevi kayıplar olarak geri dönebilir. Ancak bu ince bir çizgidir, planlama kısmı ve somut adım atma bölümü doğru zamanda yapılmalıdır. Biz bu noktada benim hemen somut çıktılar elde etme özelliğim ve Müge’nin araştırmacı özelliği ile birbirimizi çok güzel tamamladık. Bu alışkanlığı kötü deneyimler ile kazanmak istemeyenlerin, yaşanmış hikayeleri dinleyerek ve benzer girişimleri araştırarak elde etmeleri iyi olacaktır. MÜGE ULUSOY Peter Drucker’ın çok güzel bir sözü var. “Entrepreneurship is neither a science nor an art. It is a İğne Oyası ustası, Munise Usta 2014 Ödemiş SÖYLEŞİ Saat ustası, Ali Rıza Usta 2013 İstanbul practice.” der. Girişimcilik bir okul. Sadece başarı kitapları okumak ya da kağıt üstünde analizler yapmak öğrenmek için yeterli değil. Elbette düşünme süreci en önemli noktalardan biri ancak yaşadığınız kötü deneyimler dahil harekete geçtiğiniz anlar hiçbir yerde öğrenemeyeceğiniz okul sürecinin en önemli parçası. Tıpkı Sina Afra’nın söylediği gibi “Bir başarıdan bir satır, bir başarısızlıktan bir kitap öğrenebiliriz. Düşmeden emeklemeyi, emeklemeden koşmayı öğrenemeyiz. Her hedef ulaşıldığı andan itibaren yeni hedefler için bir basamaktır. Bundan sonra ki hedef ve planlarınız nelerdir? Gramofon ustası, Mehmet Usta 2014 İstanbul Ustamdan’dan önce birçok sosyal girişim projeleri üzerinde çalıştık. Ancak, Ustamdan’ın doğru nokta olduğuna karar vermemizin ve odaklanmamızın nedeni gerçek bir ihtiyaçtan doğması ve bizim başarılı olabileceğimize, sorunun çözümüne katkı sağlayabileceğimize inanmamız oldu. Girişimimize olan inancımız ve tutkumuz sayesinde on yıl sonra yurtdışına kapılarını açmış ve hikayeleri dilden dile aktarılan bir Ustamdan görüyorum. Cam ustası, İbrahim Usta 2014 Nazarköy MÜGE ULUSOY İlk hedefimiz ustalarımızın ürünlerinin satışının yapıldığı e-ticaret sitemizi geliştirmek ve daha fazla ustaya ulaşmak. Bir sonraki adımımızda biriken çırak fonumuz ile ilk üç yılımız içerisinde en az bir çırak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bunların yanı sıra yurtdışında ustalarımızın ürünlerine inanılmaz bir ilgi var. Özellikle katıldığımız yarışmalarda pazarı ölçmek amacıyla yaptığımız gözlemler bu yöndeydi. Bu nedenle yurtdışı pazarına açılmak yine bir sonraki hedeflerimiz arasında. Offline tarafta hayata geçirmek istediğimiz iki proje var. Ustalarımıza ulaştıkça bu kısım için de ilerleyeceğiz. Bir de işbirliği içinde olmak istediğimiz projeler var. Birlikte büyüyebilmek için bir araya geldiğimiz kurumlar ile Bebek ustası, Fatma Usta 2013 Gaziantep Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 29 SÖYLEŞİ var. Tire denildi mi herkes bilir. Yemekleri de manzarası da eşsizdir. Ertesi gün çekim yaparken Kırkınca Dağ Evleri’nin sahibi İlkan Gülgün’le tanışmıştık. Öyle güzel bir insan ki bütün ekibi otelinde misafir etmişti. Şirince’nin en güzel dağ evlerinden birinde çok güzel bir gün geçirmiştik. Anlatılacak o kadar çok hikaye var ki. Ekip içindeyken zaten çekimlerin ve yolculukların çok keyifli olduğunu söylemeliyim. İşinizi her gün kahkahalarla ve gülümseyerek yapmak en güzel duygu. Sosyal sorumluluk sizce nedir? Kişisel ve kurumsal bazda tanımlayıp örnek çalışmalarınızdan bahseder misiniz? devam edebilmek yine hedeflerimiz arasında. Sık sık seyahat ediyorsunuz. En son nereye seyahat ettiniz? Seyahatlerde yaşadığınız güzel bir anınızı bizimle paylaşır mısınız? MÜGE ULUSOY Gökçe de ben de üniversite 4. sınıf öğrencisi olduğumuz için okul süresince sıklıkla Anadolu’ya gidemiyoruz ancak bu süre zarfında İstanbul ve çevresindeki ustalara ulaşmaya çalışıyoruz. Şubat tatilimiz iki büyük yarışma ile yoğun bir şekilde geçti. Geçen yaz İzmir, Ödemiş, Nazarköy ve Tire’ye gittik. Fotoğrafçımız en yakın arkadaşlarımızdan biri. Bu nedenle seyahatlerimiz çok eğlenceli geçiyor. Ustalarımızın yanı sıra yörenin kültürünü öğrenme ve yemeklerini tatma şansımız oluyor. Tire’de geçirdiğimiz akşamı unutamam mesela. Görebileceğiniz en güzel manzaraya sahip meşhur bir restoranları 30 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com İlk hedefimiz ustalarımızın ürünlerinin satışının yapıldığı e-ticaret sitemizi geliştirmek ve daha fazla ustaya ulaşmak. Bir sonraki adımımızda biriken çırak fonumuz ile ilk üç yılımız içerisinde en az bir çırak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bunların yanı sıra yurtdışında ustalarımızın ürünlerine inanılmaz bir ilgi var. Özellikle katıldığımız yarışmalarda pazarı ölçmek amacıyla yaptığımız gözlemler bu yöndeydi. Bu nedenle yurtdışı pazarına açılmak yine bir sonraki hedeflerimiz arasında. GÖKÇE GÜLCÜLER Sosyal sorumluluk birey olarak yaşadığın toplumda çıkar beklemeksizin yapman gereken işler olduğunun bilincinde olmaktır. İstanbul’a Çık! ekibinin düzenlediği engel dedektifliği projesinde gönüllülük yaparken amacımız engelli ve engelsiz bireylerin aynı erişilebilirlik imkanlarına sahip olmaları ve özgürce yaşamalarıydı. Omurilik felçli bireyler için şehri özgür hale getirmeye çalışıyorduk. Her insanın bu konuda değitirebileceği şeyler olduğunu ve nasıl yapmaları gerektiğini insanlara anlatıyorduk.İnsanlar öncelikle sorunu öğreniyor, empati kuruyor ve harekete geçmek için izlemeleri gereken yolu öğreniyorlardı. Benim için İstanbul’a Çık! ailesinin bir parçası olarak sosyal etki yaratmak çok anlamlıydı. Müge ile tanıştığımız Umut Okulu projesinde (İTÜ Gönüllülük Kulübünde yürütülen bir projedir) ise biz kırk kişilik bir ekip olarak ekip olmayı, aynı amaç uğruna fedakarlık yapmayı ve yaptığımız güzel işleri asla bırakmamamız gerektiğini öğrendik. MÜGE ULUSOY Gönüllülük sürecimde beni en çok etkileyen çalışmalar insan hakları ve çocuk temalı projeler oldu. Umut Okulu adını verdiğimiz projemizle köy okullarına gittiğimiz, hediyelerin yanı sıra düzenlediğimiz bilim, sanat, spor atölyeleri ile eğlenceli ve verimli vakit geçirdiğimiz bir süreç gerçekleştirdik. Proje halen Gönüllülük Kulübü’müzde devam diyor. Yaşayan Kütüphane projesi, toplumda ayrımcılık ve sosyal dışlanmaya maruz kalan gruplara olan önyargılarımızı kırmak amacı ile gerçekleştiriliyor. Bu kütüphanede okuyacağınız kitapların hepsi insan. Gerçekleştirilen “kitap okuma saatleri” ile karşımızdaki insanı kitap gibi okuduğumuz, merak ettiğimiz SÖYLEŞİ sorulara cevap bulduğumuz, insanları daha yakından tanıma şansı edindiğimiz bir proje. Sosyal sorumluluk adı üstünde “sorumluyum” bilinciyle yola çıkılması gereken bu nedenle kişisel ve kurumsal bazda toplumda değiştirmek istediğimiz yanlış giden düşünceleri ortadan kaldırmak ve bilinçlenmek demek. Bu yoldaki bir taşı kaldırmak ve insanların düşmesini önlemek de olabilir, bir okul yaptırmak da. Bu noktadaki en önemli şey eyleme geçmek. Kendisini farklılaştıran üniversite öğrencisi dünyayı da farklılaştırır. Girişimciliği köreltilmek üzerine kurgulanmış bir Türk eğitim sisteminde bir öğrenci bunu nasıl başarır? GÖKÇE GÜLCÜLER Çevrenizdeki alışılagelmişliğin dışına çıktığınızda girişimcilik yolunda sizi başarıya götürecek olan şeyin inancınızın ve tutkunuzun olduğunu bilmeniz gerekir. Başarınızı kanıtlayana kadar genelde olumlu geri bildirimler almıyorsunuz hatta kanıtladığınızda dahi bu durum sürüyor. Bu durumla başa çıkabilmek için farklı çevrelerde yer almak, benzer vizyona sahip gençleri bulmak, ilham hikayeleri dinlemek insana doğru yolda olduğunu hissettiriyor. Örneğin, ben TurkishWin kampus temsilcisi, Endeavor CaseCampus programı katılımcısı ve 2015 Bilgi Genç Sosyal girişimcisi olarak seçildim. İçinde olduğum Gönüllülük sürecimde beni en çok etkileyen çalışmalar insan hakları ve çocuk temalı projeler oldu. Umut Okulu adını verdiğimiz projemizle köy okullarına gittiğimiz, hediyelerin yanı sıra düzenlediğimiz bilim, sanat, spor atölyeleri ile eğlenceli ve verimli vakit geçirdiğimiz bir süreç gerçekleştirdik. programlardan aldığım eğitimi ve deneyimi maalesef okullarda öğrenmek mümkün olmuyor. Bu nedenle mümkün olduğunca daha fazla kurumda farklı alanlarda kendinizi geliştirmek önemli.. MÜGE ULUSOY Şu anda Türkiye’de girişimcilik üzerine yapılan çok fazla eğitim var. Ancak gerçekten verimli olanı bulmak zor. Girişimcilik Vakfı Fellow’u olmak elimdeki en değerli şeylerden biri. Türkiye’de girişimcilik adına yapılmış en büyük ve en önemli kurum. Sina Afra gibi bir hocanın öğrencisi oluyorsunuz aslında. Öğreneceğiniz çok şey olduğunu her geçen gün daha da iyi anlıyorsunuz. Türk Eğitim Sistemi yalnızca girişimcilik konusunda değil maalesef her alanda yalnızca kağıt üstünde geliştirmeler yapmaya çalışan bir düzene sahip. Aman bozarsın, dokunma kırarsın, sen anlamazsınlarla hareketi köreltmektense, öğrencinin eyleme geçmesini ve interaktif öğrenmeyi sağlayan bir sisteme geçmek elbette mümkün. Bu konuda verebileceğim tek tavsiye kırın, dökün, bozun yeter ki üretin olur. Türkiye’de bilim ışığında insan odaklı bir eğitim sistemi yerine, ideolojik amaçlı taraftar yetiştiren bir eğitim sistemi politikası var. Eğitim sisteminin dümenine siz geçseniz? Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 31 SÖYLEŞİ Çevrenizdeki alışılagelmişliğin dışına çıktığınızda girişimcilik yolunda sizi başarıya götürecek olan şeyin inancınızın ve tutkunuzun olduğunu bilmeniz gerekir. Başarınızı kanıtlayana kadar genelde olumlu geri bildirimler almıyorsunuz hatta kanıtladığınızda dahi bu durum sürüyor. Bu durumla başa çıkabilmek için farklı çevrelerde yer almak, benzer vizyona sahip gençleri bulmak, ilham hikayeleri dinlemek insana doğru yolda olduğunu hissettiriyor. GÖKÇE GÜLCÜLER Her bireyin yetilerine özel, yaratıcılığı ve farklı olmayı destekleyici bir alt yapı kurmaya çalışırdım. Öğrencilerinin fikirlerinin önemsendiği,değerlendi rildiği,geri bildirim yapıldığı ,interaktif ve ihtiyaçlara göre değişebilen bir müfredat uygulanması için elimden geleni yapardım. MÜGE ULUSOY Eğitim sistemi üzerine saatlerce konuşabiliriz. Ancak başarmak istediğiniz sonuca giden yolu tasarlamak en zoru. Finlandiya eğitim sistemi her geçen gün daha da gelişiyor. Tam anlamıyla bu sistemi oturtabileceğimiz ortamı yaratmak isterdim. Öğretmenin sustuğu, öğrencinin konuştuğu, notlandırmanın, 5 şıklı soruların tüm geleceğinizi etkilemediği, akademik bilgisi yüksek öğretmenlerin, öğrenmekten keyif alan öğrencilerin, bilime ve sanata teşvik edilen projelerin yer aldığı bir sistem düşledim. Türkiye’den ne zaman Zübeyde Zuckerberg, Ali Rıza Gates ve Mustafa Kemal Jobs çıkacak? MÜGE ULUSOY Bahsettiğiniz isimlerin hepsi kendi alanında birer lider. Aralarındaki fark dünyaya bakış açıları. Bakış açılarımızı değiştirdiğimiz takdirde insanın yapamayacağı bir şey yok. Alain de Botton’ın bizlere sorgulattığı bir durum var. “Gerçekten istediğimiz için mi bu işlerde çalışmak istiyoruz, yoksa bu işlerde çalışmak insanların gözündeki statümüzü yükselttiği için mi?” Bence bu sorunun cevabını dürüst bir şekilde kendimize verebildiğimiz zaman bir şeyler değişmeye başlayacak. Türkiye’de üreten ve çok başarılı bir toplum zaten var. 5.000 fizik projesi arasında birinci olan 12.sınıf öğrencisi İlayda var mesela. Muz kabuğundan biyoplastik üreten 16 yaşındaki Elif var, ev yapımı proton hızlandırıcı projesi ile FSNP’den ödül kazanan Can var. Bence asıl konuşulması gereken Türkiye’den çıkan İlayda Şamilgil, Elif Bilgin ve Can Altıneller’e kim destek olacak? Üstünden git, altından geç, etrafından dolaş veya içinden geç ne yaparsan yap ama asla pes etme! Beni çok etkiledi bu cümle. İnsanlar birçok dış etkenlerden dolayı çoğu zaman hayallerinden ve hedeflerinden vazgeçebiliyorlar. Bu kişilere önerileriniz nelerdir? 32 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com GÖKÇE GÜLCÜLER İçinizdeki sesi dinleyin ve genel olanın sizin doğrunuz olması gerektiğini düşünmeyin, güçsüz kalıp dayanamayacagınızı, yılacagınızı düşündüğünüzde daha önceden bu yollardan geçenlerin deneyimlerinden yararlanın derdim. Bir hayatımız var ve nasıl yaşamak istediğimiz sizin elinizde. Çaba sarfederek, zorlanarak kazanılan başarıların hissiyatı paha biçilemezdir. MÜGE ULUSOY Düşün. Dene. Düzelt. Devam et. Yapabileceklerini en ince ayrıntısına kadar düşün. Aklında en ufak bir şüphe kalmayıncaya kadar dene. Sorunu bul ve devam et. Mutlaka bir çözüm yolu vardır. Gençlerin her zamankinden çok öncü ve örnek kimliklere gereksinim duyduğu bir süreçten geçiyoruz ve ben bu anlamda sizi çok doğru bir örnek olarak görüyorum. Ne söylemek istersiniz? MÜGE ULUSOY Gittikçe daha fazla tüketen bir senaryoda ilerliyoruz. Oysaki değiştirmek için üretmek gerek. Üretmekten korkmamak gerek. Gelişmek için bireysel başarılardan öte toplumu bütünüyle harekete geçirecek çözümleri üretebilirsek, gelecek güzel gelecek. GÖKÇE GÜLCÜLER Adım atmaktan korkmadan, herkesin birey olarak birçok şeyi değiştirebileceğini bilmesi ve harekete geçmesi, ben de varım demesi önemli olan. Son olarak geleceğin bilim ışığı gençlerine hayallerini gerçeğe dönüştürebilecekleri mutlu bir yaşam için tavsiyeleriniz nelerdir? Öğretmenin sustuğu, öğrencinin konuştuğu, notlandırmanın, 5 şıklı soruların tüm geleceğinizi etkilemediği, akademik bilgisi yüksek öğretmenlerin, öğrenmekten keyif alan öğrencilerin, bilime ve sanata teşvik edilen projelerin yer aldığı bir sistem düşledim. GÖKÇE GÜLCÜLER Değerli olan siz ve sizin hayalleriniz, tutkunuz, düşünceleriniz. Eğer hayalinizi gerçekleştirmek isterseniz gerçekten sizi destekleyecek hayal ortağınız olacak kişiyi bulmak en önemlisi. Yol arkadaşınızı bulduğunuz andan itibaren tutkunuzu hayata geçirmemek için hiçbir sebep yok. İçinizdeki sese kulak verin ve peşinden gidin. MÜGE ULUSOY En iyi yaptığınız şeyi bulun. İkna etmek mi, fikir üretmek mi, yazmak mı? Her şey insanın kendini tanıması ile başlıyor. Kendini tanıdıkça seçimlerin de değişimlerin de ona göre şekilleniyor. Yılan derisi hikayesi gibi. Değiştikçe gelişiyor, büyüyor. Benim en büyük şansım yol arkadaşım ve tutkum oldu. Neyi gerçekten iyi yapabildiğimi ve neyi yapmaktan keyif aldığımı bulduktan sonra rotamı çizmek en keyifli olanıydı. Verebileceğim tek tavsiye, hayatınızı dünyayı değerli kılan insanlarla paylaşın olur. İnanın, mutlu bir yaşama giden tek yol odur. Bize ulaşmak isteyenler için info@ustamdan.com 18 mart ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ ARAŞTIRMA RÜŞVETLE MÜCADELE İÇİN İŞ İLKELERİ ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK ÖRGÜTÜ ÖNCÜLÜĞÜNDE ÇOK PAYDAŞLI BİR İNSİYATİF Gerek rüşvet talepleriyle karşılaşma, gerek yolsuzluğa bulaşmış rakipler ile karşı karşıya olma, gerekse de etik davranış ilkelerini ihlal eden çalışanlarının zarar vermesi biçiminde baş gösteren rüşvet riskleri, işletmeler için her zamankinden daha büyük bir sorun haline gelmiştir. Rüşvet ile Mücadele için İş İlkeleri’nin ilk kez yayınlandığı 2003 yılından bu yana koşullar önemli ölçüde değişmiştir. Yurt içinde ve dışında rüşvetle mücadele için daha katı yasaların yürürlüğe konulması ve titiz biçimde uygulanması, işletmelerin rekor düzeyde para cezalarına çarptırılması ve şirket yöneticileri ile çalışanlarının ağır cezalara çarptırılması ihtimali, iş dünyasında şok etkisi yaratmaktadır. Buna ek olarak, rüşvetle mücadele kriterlerini kendi inceleme prosedürlerinde kullanan sosyal sorumluluk sergileyen yatırım fonları ve endeksler de işletmeler üzerindeki baskıyı artırmaktadır. 38 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com ARAŞTIRMA Rüşvet ile Mücadele için İş İlkeleri’nin ilk kez yayınlandığı 2003 yılından bu yana koşullar önemli ölçüde değişmiştir. Yurt içinde ve dışında rüşvetle mücadele için daha katı yasaların yürürlüğe konulması ve titiz biçimde uygulanması, işletmelerin rekor düzeyde para cezalarına çarptırılması ve şirket yöneticileri ile çalışanlarının ağır cezalara çarptırılması ihtimali, iş dünyasında şok etkisi yaratmaktadır. Buna ek olarak, rüşvetle mücadele kriterlerini kendi inceleme prosedürlerinde kullanan sosyal sorumluluk sergileyen yatırım fonları ve endeksler de işletmeler üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Bir yanda düzenleyici kurumlar ve paydaşlar ihlaller karşısında daha hoşgörüsüz davranmakta; diğer yanda da, sorumlu davranış sergileyen şirketler rüşvet riskini etkin biçimde tespit etmek ve azaltmak için sürekli çaba göstermeleri gerektiğini daha iyi kavramaktadır. Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri, şirketlerin etkin rüşvetle mücadele politikaları geliştirmeleri ve uygulamalarına yardımcı olmak amacıyla, Uluslararası Şeffaflık Örgütü (TI) ve Social Accountability International işbirliğiyle 2003 yılında yayınlanmıştır. İş İlkeleri; iş dünyası, üniversiteler, sendikalar ve diğer sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir Yönlendirme Kurulu’nun işbirliğiyle çok paydaşlı bir süreçle geliştirilmiştir. Yönlendirme Kurulu’nun yapısı yıllar içinde değişse de, İş İlkeleri’ni yaygınlaştırma ve sürdürme çabalarına katkısı aynı şekilde devam etmiştir. İş İlkeleri, TI’ın özel sektör çalışmaları için önemli bir platform haline gelmiştir. Aynı zamanda çok sayıda rüşvetle mücadele standardı ve girişimini etkilemiştir. Geçtiğimiz on yılda, İş İlkeleri 10’dan fazla dile çevrilmiş ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü ağı tarafından iş dünyası ile birlikte yaptığı çalışmalarda yaygın olarak kullanılmıştır. Ayrıca Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün bazı temel araştırma araçlarının oluşturulmasında da değerlendirilmiştir. İş İlkeleri’nin üçüncü baskısı, rüşvetle mücadele uygulamalarındaki son gelişmeleri yansıtmakta ve 2009’da yapılan revizyondan bu yana edinilen deneyim ve son aylarda yapılan kamuya danışma faaliyetinde alınan geribildirimlere dayalı olarak orijinal metinde yapılan değişiklikleri içermektedir. Yönlendirme Kurulu, değerli bilgisi ve uzmanlığıyla bu sürece katkıda bulunmuştur. lararası Şeffaflık Örgütü, dürüstlüğün iş hayatı için önemli ve faydalı olduğuna inanmaktadır ve İş İlkeleri’nin daha güçlü ve etkin rüşvetle mücadele programları geliştirmeye gayret eden işletmeler için bir referans olmaya devam edeceğine ve dünya çapında bir uygulama standardı haline geleceğine inanmaktadır. PAYDAŞLAR Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri’nin üçüncü baskısı, çok paydaşlı Yönlendirme Kurulu’nun katkıları ve rehberliğiyle Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından hazırlanmıştır. İş İlkeleri’nin içeriği, belirli konularda münferit üyelerin değil Yönlendirme Kurulu’nun bir bütün olarak görüşlerini yansıtmaktadır. Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri’nin 2003 yılında yayınlanan ilk baskısı, Yönlendirme Kurulu’nun ilk üyeleri ile birlikte hazırlanmış; saha testleri ve kamuya danışma faaliyeti yapılmıştır. 2009 yılında, İş İlkeleri’ne küçük güncellemeler yapılmıştır. Bu yayın, Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri’nin üçüncü baskısıdır. Yönlendirme Kurulu’nun katkıları ve kamuya danışma faaliyetinde alınan yorumlar dikkate alınarak değişiklikler yapılmıştır. YÖNLENDİRME KURULU ÜYELERİ Özel Sektörden Üyeler • BP plc • HSBC • Norsk Hydro ASA • PricewaterhouseCoopers • Sanlam • SGS • Shell International Özel Sektör Dışından Üyeler • The Conference Board • European Bank for Reconstruction and Development • International Federation of Consulting Engineers • International Federation of Inspection Agencies • Social Accountability International Danışma faaliyetleri, saha testleri ve çalıştaylar sayesinde, İş İlkeleri ve yardımcı araçlar zaman içinde daha zengin içeriğe kavuşmuştur. Etkin bir rüşvetle mücadele programının içeriği günümüzde çok daha iyi bilinmekte; ancak yine de, rüşvet ve yolsuzluk büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Ulus- • Supplier Ethical Data Exchange (SEDEX) • Trade Union Advisory Committee to the OECD • Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Başkan) • Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 39 ARAŞTIRMA Başkan Cobus de Swardt, Direktör, Uluslararası Şeffaflık Örgütü Sekreterya Susan Côté-Freeman 1. GİRİŞ Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri; şirketler, sivil toplum kuruluşları ve sendikaları içeren geniş kapsamlı bir çok paydaşlı süreç aracılığıyla, işletmelere faaliyetlerinin her aşamasında rüşvetle mücadelede etkin yaklaşımlar geliştirmelerini destekleyecek bir araç olarak hazırlanmıştır. İşletmeler rüşvetle mücadele programını etik değerler ve kurumsal sorumlulukların bir parçası ve yansıması olarak geliştirmeli ve uygulamalıdır. Ancak, rüşvetle mücadele programı rüşvet riskini etkin biçimde azaltmaya odaklanmalıdır. Maruz kalınan risk türü sektöre ve şirkete göre değişebilir; ancak hiçbir işletme riskten tamamen uzak olduğundan emin olamaz. Etkin bir rüşvetle mücadele programı yalnız bu riski azaltmaya yardımcı olmaz; aynı zamanda, itibarı artırır, çalışanlar nezdinde saygınlığı sağlar, önemli paydaşlar nezdinde güvenilirliği yükseltir ve işletmenin dürüst ve sorumlu davranmaya adanmışlığını pekiştirir. İş İlkeleri, işletmelerin rüşvetle mücadele programlarının geliştirilmesi, kıyaslanması veya güçlendirilmesine yardımcı olabilecek bir çerçeve sağlamayı hedeflemektedir. İş İlkeleri yüksek fakat ulaşılabilir bir rüşvetle mücadele standardını yansıtmaktadır. Kamu görevlilerinin rüşvet almasına ilişkin uygulanabildiği gibi, özel sektörde işletmeler arası işlemler için de geçerlidir. İş İlkeleri, ilk olarak 2003 yılında yayınlanmış ve 2009 yılında revize edilmiştir. 2013 yılındaki revizyon, değişen rüşvetle mücadele yasaları ve gelişen kurumsal uygulamalar ışığında İş İlkeleri’nin güncel kalmasını sağlamak amacıyla, Yönlendirme Kurulu’nun katkılarıyla yürütülen periyodik gözden geçirme sürecinin parçasıdır. Bu baskının da odağında rüşvet yer almaktadır; güncellenmiş İş İlkeleri artık risk değerlendirme, çıkar çatışmaları, kamu makamlarıyla işbirliği, kolaylaştırma ödemeleri, lobicilik ve iletişim ve raporlama gibi konularda maddeler ve gözden geçirilmiş ifadeler içermektedir. Böylece bu konuların güncel rüşvetle mücadele uygulamalarındaki önemi yansıtılmış ve Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi gibi başlıca yasalar ve hukuki belgelerle uyum sağlanmıştır. 40 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com RÜŞVET Yasadışı veya güven zedeleyici bir eylemi teşvik edecek şekilde menfaat teklif etmek, vaat etmek, vermek, kabul etmek veya talep etmek. 2. İŞ İLKELERİ • İşletme, doğrudan veya dolaylı her türlü rüşveti yasaklamalıdır. • İşletme, rüşvetle mücadele programı uygulayacağını taahhüt etmelidir. Program; işletmenin değerleri, etik davranış ilkeleri, ayrıntılı politika ve prosedürleri, risk yönetimi, iç ve dış iletişim, eğitim ve rehberlik, iç kontroller, denetim, izleme ve güvence gibi rüşvetle mücadele bileşenlerini temsil etmelidir. Bu İş İlkeleri; Yönetim Kurulu’nun dürüstlük, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi temel değerlere yönelik taahhüdüne dayanmaktadır. İşletmeler, rüşvete hiçbir şekilde göz yummayan, güven temelli ve kapsayıcı kişisel hesap verebilirlik kültürü oluşturmayı ve sürdürmeyi hedeflemelidir. 3. RÜŞVETLE MÜCADELE PROGRAMI GELİŞTİRİLMESİ 3.1 İşletme, kendi kontrolü altındaki tüm faaliyetlerde meydana gelebilecek rüşvet olaylarını önlemek için açıkça ve makul ayrıntıda değerler, politikalar ve prosedürleri ortaya koyan bir program geliştirmelidir. 3.2 İşletme, sürekli risk değerlendirmesine dayanarak kendi programını tasarlamalı ve geliştirmelidir. 3.3 Program, işletmenin faaliyette bulunduğu her ülkenin rüşvetle mücadele yasalarıyla uyumlu olmalıdır. 3.4 İşletme; çalışanlar, sendikalar ya da çalışanları temsil eden diğer kurumlar ve diğer ilgili paydaşlara danışarak programını geliştirmelidir. 3.5 İşletme, programın etkin olarak geliştirilmesi ve uygulanabilmesi için gerekli olan, iyi uygulamalar ve ilgili paydaşların katılımı gibi önemli tüm iç ve dış konular hakkında bilgi sahibi olmalıdır. 4. RİSK DEĞERLENDİRME ARAŞTIRMA 4.1 Program, işletmenin iş yaptığı yerler, faaliyet gösterdiği sektör ve işletme büyüklüğü ile aracıların kullanımı gibi organizasyonel riskleri de hesaba katarak işletmenin kendine özgü risklerini, koşullarını ve kültürünü yansıtacak şekilde tasarlanmalıdır. 4.2 İşletme, risk değerlendirmesinin gözetimi ve uygulanmasına yönelik sorumlulukları tahsis etmelidir. 5. PROGRAMIN KAPSAMI Program, işletmenin en sık karşılaştığı rüşvet risklerini hedef almalı; ancak asgari olarak aşağıdaki alanları kapsamalıdır: 5.1 Çıkar Çatışmaları kamuoyuna açıklamalıdır. 5.5 Kolaylaştırma Ödemeleri 5.5.1 İşletme, kolaylaştırma ödemelerinin rüşvet olduğunu kabul etmeli1 ve bunları yasaklamalıdır. 5.6 Hediye, Ağırlama ve Ödemeler 5.6.1 İşletme tüm hediye, ağırlama ve ödemelerin iyi niyet ilkesine göre sağlanmasını güvence altına alacak politika ve prosedürleri geliştirmelidir. Ticari işlemlerin sonucunu uygunsuz şekilde etkileyebilecek ve etkileyeceği algısını doğurabilecek hediye, ağırlama ya da ödemelerin teklif edilmesi, verilmesi veya alınması yasaklanmalıdır. 5.1.1 İşletme, rüşvet riski doğurabilecek mevcut, potansiyel veya algılanan çıkar çatışmalarını tanımlamak, izlemek ve yönetmek için politika ve prosedürler geliştirmelidir. Bu politika ve prosedürler yöneticiler, yetkililer, çalışanlar ile temsilciler, lobiciler ve diğer aracılar gibi sözleşmeli taraflar için de geçerli olmalıdır. 6. PROGRAMI UYGULAMA GEREKLERİ 5.2 Rüşvet 6.1.1 Yönetim Kurulu veya eşdeğer bir organ, işletme programının uygulanmasına ilişkin görünür ve aktif taahhüdünü göstermelidir. 5.2.1 İşletme, doğrudan ya da üçüncü kişiler eliyle meydana geldiğine bakılmaksızın, her türlü rüşveti yasaklamalıdır. 5.2.2 İşletme, çalışanlarının kendisi ya da ailesi, arkadaşları, ortakları veya tanıdıkları için rüşvet talep etme, ayarlama veya kabul etmelerini de yasaklamalıdır. Bu bölüm, işletmelerin programı uygularken yerine getirecekleri asgari gerekleri ortaya koymaktadır. 6.1 Organizasyon ve Sorumluluklar 6.1.2 Yönetim/İcra Kurulu Başkanı (CEO) programın açıkça tanımlanmış yetkiler çerçevesinde yürütülmesinden sorumludur. 6.2 İş İlişkileri 5.3 Siyasi Bağışlar 6.2.1 Genel 5.3.1 İşletme, çalışanları, temsilcileri, lobicileri veya diğer aracıları, ticari ilişkilerde haksız avantaj elde etmek üzere siyasi partilere, kuruluşlara ya da siyasetle uğraşan kişilere doğrudan veya dolaylı bağışlar yapmamalıdır. 5.3.2 İşletme, yaptığı tüm siyasi bağışları kamuoyuna açıklamalıdır. Aşağıdaki genel bölümün içeriği tüm işletmeler için geçerlidir. 6.2.1.1 İşletme, üzerinde etkin kontrole sahip olduğu tüm işletmelerde programı uygulamalıdır. 5.4.1 İşletme, hayır amaçlı yardımlar ve sponsorlukların rüşvet ile aynı amaç doğrultusunda kullanılmamasını sağlamalıdır. Kolaylaştırma ödemeleri: “Kolaylaştırıcı”, “hızlandırıcı” veya “sürtünmeyi önleyici” ödemeler olarak da anılan bu tür ödemeler, ödemeyi yapan tarafın yasal veya sair biçimde hak sahibi olduğu olağan veya gerekli bir işlemin yerine getirilmesini temin etmek veya hızlandırmak üzere küçük miktarlarda yaptığı gayriresmi ödemelerdir. 5.4.2 İşletme tüm hayır amaçlı yardımlar ve sponsorluklarını 6.2.1.2 İşletmenin etkin kontrolü altında bulunmayan yerlerde, 5.4 Hayır Amaçlı Yardımlar ve Sponsorluklar Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 41 ARAŞTIRMA önemli bir yatırıma sahip olduğu ya da önemli iş ilişkileri içinde olduğu işletmelerde, eşdeğer bir programın uygulanmasını teşvik etmek için nüfuzunu kullanmalıdır. 6.2.1.3 Üzerinde etkin kontrole sahip olsun ya da olmasın; birleşme, satın alma veya önemli yatırım dahil olmak üzere, işletme iş ilişkisine gireceği işletmeyi belgelere dayalı, makul ve orantılı bir yolsuzlukla mücadele detaylı durum incelemesinden (due diligence) geçirmelidir. 6.2.1.4 İşletme, rüşvet aldığı veya verdiği bilinen ya da kuşkulanılan işletmeler ile iş yapmaktan kaçınmalıdır. 6.2.1.5 İşletme, önemli iş ilişkileri üzerinde uygun ve orantılı bir izleme uygulamalıdır. İzleme, defter ve kayıtların incelenmesini de içerebilir. 6.2.1.6 İşletme, programının veya eşdeğerinin bağlı ortaklıklar tarafından uygulandığını belgelemelidir. 6.2.1.7 Bağlı ortaklıkların politika ve uygulamalarının işletmenin kendi programının ilkeleriyle uyuşmaması durumunda, işletme gerekli önlemleri almalıdır. Bu önlemler, işletmenin programının uygulanmasındaki eksikliklerin giderilmesini talep etmeyi ve yaptırımlar uygulamayı içerebilir. 6.2.1.8 İşletme, bağlı ortaklığın rüşvete karıştığı durumlarda veya işletmenin programına uymayan bir eylemde bulunması durumunda fesih hakkına sahip olmalıdır. 6.2.2 İş Ortaklıkları ve Konsorsiyumlar 6.2.2.1 İşletmenin dahil olduğu bir iş ortaklığı ya da konsorsiyumunun kendi programı ile uyumlu bir programa sahip olmasını sağlayamaması halinde, rüşvetin gerçekleşirse ya da gerçekleştiği makul olarak düşünülürse, uygun önlemleri almak için planı olmalıdır. Bu önlemler, iş ortaklığı veya konsorsiyumun programının uygulanmasındaki eksikliklerin giderilmesini talep etmeyi, yaptırımlar uygulamayı veya anlaşmadan ayrılmayı içerebilir. 6.2.3 Temsilciler, Lobiciler ve Diğer Aracılar 6.2.3.1 İşletme; temsilciler, lobiciler veya diğer aracılar yoluyla uygunsuz ödemeler yapmamalıdır. 6.2.3.2 İşletme; temsilciler, lobiciler veya diğer aracıları tayin etmeden önce yazılı olarak belgelenmiş bir detaylı durum incelemesinden (due diligence) geçirmelidir. 42 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 6.2.3.3 Temsilciler, lobiciler veya diğer aracılar ile yapılan tüm anlaşmalar yönetimin onayına tabi olmalıdır. 6.2.3.4 Temsilciler, lobiciler veya diğer aracılara ödenen ücretler verilen hizmetin karşılığında makul ve hukuka uygun olmalıdır. 6.2.3.5 Temsilciler, lobiciler veya diğer aracılar, işletmenin programına uymayı sözleşme ile taahhüt etmeli ve ilgili yükümlülüklerini açıklayan bilgi ve belgeler sağlanmalıdır. 6.2.3.6 İşletme; denetçiler, soruşturma makamı veya kendisi tarafından yapılacak incelemeler için temsilciler, lobiciler veya diğer aracıların uygun defter ve kayıtları tutmalarını sözleşme ile zorunlu kılmalıdır. 6.2.4 Yükleniciler ve Tedarikçiler 6.2.4.1 İşletme, satın alma uygulamalarını adil ve şeffaf biçimde yapmalıdır. 6.2.4.2 İşletme, yüklenici ve tedarikçilerini seçmek için uygun adımları içeren prosedürlerine sahip olmalıdır. 6.2.4.3 İşletme, yükleniciler ve tedarikçilerde rüşvet riskini değerlendirmeli ve düzenli izleme yapmalıdır. 6.2.4.4 İşletme, rüşvetle mücadele programını yüklenici ve tedarikçilerine bildirmeli ve başlıca yüklenici ve tedarikçileriyle birlikte çalışarak rüşvetle mücadele uygulamaları geliştirmelerine yardımcı olmalıdır. 6.3 İnsan Kaynakları 6.3.1 İşe alım, terfi, eğitim, performans değerlendirme, ücretlendirme ve takdir dahil olmak üzere tüm insan kaynakları uygulamaları, işletmenin programa adanmışlığını yansıtmalıdır. 6.3.2 Program ile ilgili insan kaynakları politika ve uygulamaları; çalışanlar, sendikalar ve diğer çalışan temsilci organları ile mümkün olduğunca istişare edilerek geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. 6.3.3 İşletme, rüşvet ödenmemesi durumunda işletmenin ticari kayıp yaşayacak olmasına rağmen rüşvet vermeyi reddeden çalışanlarının rütbe indirimi, cezalandırma veya diğer olumsuz sonuçlarla karşılaşmayacağını açıklamalıdır. ARAŞTIRMA 6.3.4 İşletme, çalışanlar ve yöneticiler için programa uymayı zorunlu hale getirmeli ve programın ihlaline karşı gerekli yaptırımları uygulamalıdır. 6.4 Eğitim 6.4.1 Yöneticiler, çalışanlar ve temsilciler program ile ilgili gerekli eğitimi almalıdır. 6.4.2 Uygun olduğu hallerde, yüklenici ve tedarikçiler program ile ilgili eğitim almalıdır. 6.5 Şikayetler ve Rehberlik 6.5.1 Programın etkin olması için, çalışanlar ve diğer paydaşlar şikayet ve ihlal bildirimlerini mümkün olan en erken zamanda yapabilmelidir. Bu amaçla işletme, çalışanların ve diğer paydaşların ihlal bildirimlerini (“ihbar”) gizlilik içerisinde ve misilleme riski olmadan yapabilmelerini mümkün kılacak, güvenilir ve erişilebilir iletişim kanalları sağlamalıdır. 6.5.2 Programın uygulanması konusunda çalışanların danışabilmesi için kanallar bulunmalıdır. 6.6 İletişim ve Raporlama 6.6.1 İşletme, program için etkin iç ve dış iletişim kurmalıdır. 6.6.2 İşletme; program hakkında bilgileri, uygulanmasını sağlamak için kullanılan yönetim sistemlerini içerecek şekilde, kamuoyuna açıklamalıdır. 6.6.3 İşletme, program ile ilgili olarak paydaşlarla iletişim kurmaya ve etkileşime geçmeye açık olmalıdır. 6.6.4 İşletme, ülkesel temelde devletlere yaptığı ödemelerle ilgili olarak kamuoyuna ek açıklamalar yapmayı göz önünde bulundurmalıdır. 6.6.5 Paydaşlara yönelik daha fazla hesap verebilirlik ve organizasyonel şeffaflık için işletme önemli bağlı ortaklıklarını, iştiraklerini, iş ortaklıklarını ve diğer bağlı kuruluşlarını açıklamayı göz önünde bulundurmalıdır. 6.7 İç Denetimler ve Kayıt Tutma 6.7.1 İşletme, rüşvetle mücadele için işletmenin muhasebe ve kayıt tutma uygulamalarını ve programla ilgili diğer iş süreç- leri üzerinde finansal ve örgütsel güçler ayrılığını içeren etkin bir iç kontrol sistemi kurmalı ve uygulamalıdır. 6.7.2 İşletme, denetimler için gerekli olan, tüm finansal işlemleri gerçeğe uygun biçimde gösteren kayıt ve defterlerini eksiksiz biçimde bulundurmalıdır. İşletme kayıtdışı hesap tutmamalıdır. 6.7.3 İşletme, başta muhasebe ve kayıt tutma uygulamaları olmak üzere tüm iç kontrol sistemlerini tasarım, uygulanma ve etkinliğini güvence altına almak amacıyla, düzenli olarak gözden geçirmeye ve denetime tabi tutmalıdır. 6.8 İzleme ve Değerlendirme 6.8.1 İşletme, programın sürekli iyileştirilmesini destekleyecek geribildirim mekanizmalarını ve diğer iç süreçleri oluşturmalıdır. İşletmenin üst yönetimi programı izlemeli, düzenli aralıklarla programın uygunluğunu, yeterliliğini ve etkinliğini gözden geçirmeli ve gerekli durumlarda iyileştirmeler yapılmalıdır. 6.8.2 Üst yönetim, program değerlendirme sonuçlarını düzenli aralıklarla Denetim Komitesi, Yönetim Kurulu veya eşdeğer bir organa rapor etmelidir. 6.8.3 Denetim Komitesi, Yönetim Kurulu veya eşdeğer bir organ, programın yeterliliği ile ilgili bağımsız bir değerlendirme yapmalı ve bunun sonucundaki bulguları Yıllık Raporu’nda paydaşlarına açıklamalıdır. 6.9 Kamu Makamları ile İşbirliği 6.9.1 İşletme, rüşvet ve yolsuzluk soruşturma ve kovuşturmalarla bağlantılı olarak ilgili kamu makamlarıyla uygun şekilde işbirliği yapmalıdır. 6.10 Bağımsız Değerlendirme 6.10.1 Uygun olduğu hallerde işletme kendi isteğiyle programın tasarımı, uygulanması ve/ veya etkinliğine yönelik bağımsız değerlendirmeden geçmelidir. 6.10.2 Bağımsız değerlendirmenin yapılması durumunda, bağımsız değerlendirmenin yapıldığını değerlendirmenin sonuçları ile birlikte, kamuoyuna açıklama yapmayı göz önünde bulundurmalıdır. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 43 SÖYLEŞİ İşletmelerin Kara Deliği ‘HİLE’ KARDE Danışmanlık, kurulduğu günden bu yana gelişmiş ülkelerde çok yaygın, ancak ülkemizde kısıtlı olan konularda verdiği hizmetlerle işletmelerin var olan sistemlerine çeşitli açılardan müdahale ederek, daha iyiye gitmelerini sağlayabilmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Prof. Dr. Nejat BOZKURT’a göre özellikle hile riski yönetimini başarıyla yürütenler, maddi zararlarını azaltmakta, dolayısıyla bu maliyetlerine yansımamakta, işletme içinde ve dışında itibar değeri zedelenmemekte, çalışanlar arasında manevi değerleri üst düzeyde tutabilmektedirler. Nejat Bey sizi tanımak isteriz. Öğreniminizden iş hayatınıza geçiş hikayenizi bizimle paylaşır mısınız? 21 Temmuz 1956 İstanbul doğumluyum. İİTİA, Ticari Bilimler Fakültesi’nden 1978 yılında mezun oldum. 1979 yılında İÜ İşletme İktisadi Enstitüsü’nü bitirdim. 1979 Yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine Denetim Asistanı olarak katıldım. 1984 yılında Doktor, 1988 Yılında Yrd. Doç, 1995 yılında Doçent ve 2001 yılında Profesör oldum. Halen Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktayım. Geçen yıllar boyunca Muhasebe, Denetim, İşletme Analizi, Sistem Kurma, Analitik İnceleme, Hile Denetimi gibi konularda teori ve uygulama bazında çalıştım ve çalışmaya devam etmekteyim. Belirttiğim konularda uygulamaya yönelik eğitmen ve danışman olarak birçok sektöre katkıda bulundum. KARDE şirketlerin, dünya konjonktüründeki gelişmelere paralel ortaya çıkan risk tanımları ve global yönetim anlayışı doğrultusunda, sürekliliği olan yapılar oluşturmalarını sağlamak, bu alanda araştırma, danışmanlık ve eğitim hizmetleri sunmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. KARDE’nin kuruluşundan bu yana gelinen süreci ve KARDE çatısı altında verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz? KARDE Danışmanlık gelişmiş ülkelerde çok yay46 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com gın, ancak ülkemizde kısıtlı olan konularda hizmet vermek amacıyla kurulmuş bir yapıdır. Ana amacı işletmelerin varolan sistemlerine çeşitli açılardan müdahale ederek, daha iyiye gitmelerini sağlayabilmektir. Hizmet verdiği ana konular; • İşletmelerin iç kontrol sistemlerini incelemek, analiz etmek, değerlendirmek ve risk bazlı durumunu ortaya koymak, • Ortaya çıkan bulgulara göre iç kontrol sistemini revize etmek, Türkiye’de ve dünyada çok yapılan ve gerçekten zarar veren hile türü, “Fatura Hileleri” dir. Fatura hilelerinin çeşitli türleri vardır. Bunlarına ayrıntısı doğal olarak çok fazla olduğundan burada bahsetmek zor olur. Ancak tüm İşletmelerimizin çok dikkat etmesi gereken ve gerçekten ciddi zarar veren eylemlerdir. • İşletmelere ERP danışmanlığı vermek. Bu amaçla var olan ERP programının canlıya geçiş sürecinde işletme ve danışman firma ekipleri arasında her türlü koordinasyonu sağlayarak işlerin verimli olmasını ve amaca ulaşmasını sağlamaya destek olmak, • İşletmelerde hile ve yolsuzluk riskini ölçmek, analiz etmek ve değerlendirmek, • İşletmelerde proaktif veya reaktif hile incelemesi yapmak, • İşletmelere dışarıdan iç denetim hizmeti vermek, • Tepe yönetimlerine performans odaklı bir yönetim sistemleri kurmak KARDE Danışmanlık ortalama son üç yıl içinde birçok orta ve büyük ölçekli firmaya yukarıda sayılan hizmetlerin tamamını vermiş durumdadır. SÖYLEŞİ Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 47 SÖYLEŞİ İşletmelerin kara deliği ‘HİLE’ nedir? İşletmelerde yoğun bir biçimde yapılan çalışan hilelerinin, yolsuzlukların ve finansal tablo hilelerinin vahametini anlatmak amacıyla kullanılan bir sözdür. Günümüz işletmelerinde sayılan bu konular çoğu çözülememiş, dibi görünmeyen birer kara deliktir. Çalışanlar neden hile yapar? Hile yapanların karakteristik özellikleri nelerdir? Hile bir suç olarak kabul edilmektedir. İşletme çalışanları çok çeşitli nedenlerle hile yapmak durumunda kalmaktadırlar. Ancak toparlamaya çalışırsak, bu nedenleri üç ana başlık altında açıklayabiliriz: Hilelerin ortaya çıkartılması süresi dünya ortalamasında 17-18 aydır. Bu süreler hile türüne göre değişmektedir. Ancak genel olarak bu sürelerin tamamının uzun süreler olduğunu söyleyebiliriz. profilleme yaparsak özetle bir hilekârda ağırlıklı olarak rastlanan özellikleri aşağıda sıralayabiliriz: • Erkek ağırlıklı, • Evli, • İyi eğitimli(küçük tutarlı hileler haricinde), • Zekâ düzeyi yüksek, • Egosu yüksek, • Risk almayı seven, • Ağırlıklı 35-55 yaş arası, • Konulara aşırı ilgili, • Kurallara uymayı sevmeyen, • Mali içerikli baskılar, • İşe çok erken gelip, geç giden, yıllarca izin yapmadan çalışan, • Kötü alışkanlıklardan doğan baskılar, • İyi yaşamayı ve bol para harcamayı seven gibi. • İşle ilgili baskılar, Dünyada uzun yıllardan beri yapılan araştırmalar ile bir hilekâr profili oluşturma noktasında ortak noktalara gelinmiştir. Tabi ki bu çok uzun bir konudur. Birçok disiplini içinde barındırır. Ancak temel bir Tabi ki yukarıdaki özellikleri taşıyan her çalışanın hilekâr olacağı gibi bir iddia bulunmamaktadır. Yapılan araştırmalarda ve ortaya çıkan bulgularda yukarıda sayılan özellikleri taşıyanlarda hile eylemi daha çok görülmektedir. Türkiye’de iş dünyasının maruz kaldığı temel hileler nelerdir? Bu hilelerle mücadelede kurum kültürü oluşturabilmenin önemi nedir? Özellikle çalışan hileleri kapsamında aldığımızda çok çeşitli türlerde hile çeşidi bulunmaktadır. Son 15 yıldır yaşadığım deneyimler ile rahatça şunu söyleyebilirim, kitaba girmiş çalışan hilelerinin tümü Türk İşletmelerinde yapılmaktadır. Ancak bazıları az bazıları çoktur. Buna göre baktığımızda; • Türk işletmelerinde en az yapılan hile türü “Yazar Kasa” hileleridir. • En çok yapılanları “Gider Hileleri” dir. Ancak sıklığı çok, verdiği zarar göreceli olarak azdır. • Türkiye’de “Çek Hileleri” azdır, • Kayda geçirmeden yapılan satışı veya tahsilatı cebe atmak orta derecenin üstündedir. • Kasadan yapılan nakit hileleri azdır. 48 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com SÖYLEŞİ • Bordro hileleri giderek artmaktadır. • Türkiye’de ve dünyada çok yapılan ve gerçekten zarar veren hile türü, “Fatura Hileleri”dir. Fatura hilelerinin çeşitli türleri vardır. Bunların ayrıntısı doğal olarak çok fazla olduğundan burada bahsetmek zor olur. Ancak tüm İşletmelerimizin çok dikkat etmesi gereken ve gerçekten ciddi zarar veren eylemlerdir. Hile eylemi ile mücadele başlı başına bir alandır. Birçok alt alanı içermektedir. Kurum kültürünü oluşturma hile ile mücadele de alt alanlardan yalnızca biridir. Tabi ki önemlidir, özellikle etik kültürle birlikte geliştirilmelidir. Hilelerin süresi ve şirkete verdiği maddi ve manevi zararlar nelerdir? Hilelerin ortaya çıkartılması süresi dünya ortalamasında 17-18 aydır. Bu süreler hile türüne göre değişmektedir. Ancak genel olarak bu sürelerin tamamının uzun süreler olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan hilelerin işletmelere çok ciddi maddi ve Yapılan hilelerin işletmelere çok ciddi maddi ve manevi zararları bulunmaktadır. Bu üzerinde tartışılacak bir konu olmaktan çıkmıştır. Maddi zarara geçmeden, ölçülemeyen ancak oldukça hasarlar veren hilenin manevi zarar boyutu vardır. Bu çok önemlidir ve doğal olarak ölçülmesi çok zordur. Ancak birçok işletmede moral üzerinde çok yıkıcı etkiler yapmaktadır. manevi zararları bulunmaktadır. Bu üzerinde tartışılacak bir konu olmaktan çıkmıştır. Maddi zarara geçmeden, ölçülemeyen ancak oldukça hasarlar veren hilenin manevi zarar boyutu vardır. Bu çok önemlidir ve doğal olarak ölçülmesi çok zordur. Ancak birçok işletmede moral üzerinde çok yıkıcı etkiler yapmaktadır. Maddi zarar boyutu açısından bakarsak, Türk İşletmelerinde hile eyleminin maddi boyutuna yönelik olarak bir araştırma maalesef yoktur. Bu gidişle de olmayacaktır. Çünkü işletmelerimizin hemen hemen tamamı olan hileleri saklamakta ve kimseyle paylaşmamaktadırlar. Bu nedenle dünya ortalamaları ile bakmakta yarar bulunmaktadır. Ancak çok rahat biçimde söyleyebilirim, Türk İşletmelerinde çok sayıda hile olmakta ve ciddi zararlara neden olmaktadır. Son 4-5 ay içinde yalnızca bana 10’a yakın hile eylemi rapor edilmiştir. Verdikleri zararlar da küçümsenecek ölçülerde değildir. Uzun yıllardır ACFE tarafından yapılan hile araştırma raporlarının ışığında 2014 Yılı araştırmasından bazı başlıklar verebiliriz: Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 49 SÖYLEŞİ • İç kontrol sistemlerinin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayanlar. ERP programları kullananlar, süreç ve işlemlerini manuellikten otomasyona taşıyanlar, önleyici ve ortaya çıkartıcı kontrolleri sisteme taşıyanlar. • Çalışanlarına hile konusunda farkındalık eğitimleri verenler, • İhbar hattı kuranlar, • Etik kurallara bir bütün olarak önem verenler, • Hile bir zarar kalemidir. Tüm işletmeye ve dolayısıyla tüm işletme ilgililerine maddi ve manevi zarar vermektedir. İlerleyen aşamalarda işletmenin yaşamını sürdürmesini etkileyebilmektedir. • İşletmeler yıllık gelirlerinin ortalama %5 ini hile (Çalışan hilesi, yolsuzluk ve finansal tablo hilesi) yoluyla kaybetmektedirler. • Ortalama çalışan hile tutarı 130.000 USD dolaylarındadır. • Birçok hile ortaya çıkmadan yok olup gitmektedir. • 2013 Yılında tüm dünyada ortalama hile tutarı 3.7 Trilyon USD olarak tahmin edilmektedir. Hileyi yönetebilen şirketlerin ortak özellikleri nelerdir? Kuruluşların kurumsal devamlılığı ve itibarını arttırarak, sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşabilmelerinde hile yönetimi kuruluşlara ne tür faydalar sağlamaktadır? • İşletmelerinde hile yapılabileceğini kabul edip, aksiyon alanlar, 50 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com Özellikle hile riski yönetimini başarıyla yürütenler, maddi zararlarını azaltmakta, dolayısıyla bu maliyetlerine yansımamakta, işletme içinde ve dışında itibar değeri zedelenmemekte, çalışanlar arasında manevi değerleri üst düzeyde tutabilmektedirler. Unutulmaması gereken önemli bir şey vardır. İşletmede hile yapan bir çalışan yakalanmaz ve gerekli ceza verilmezse bunu bilen diğer çalışanlarda hileye yatkın duruma gelebilmektedir. • Özellikle hile riski yönetimini başarıyla yürütenler, maddi zararlarını azaltmakta, dolayısıyla bu maliyetlerine yansımamakta, işletme içinde ve dışında itibar değeri zedelenmemekte, çalışanlar arasında manevi değerleri üst düzeyde tutabilmektedirler. Unutulmaması gereken önemli bir şey vardır. İşletmede hile yapan bir çalışan yakalanmaz ve gerekli ceza verilmezse bunu bilen diğer çalışanlar da hileye yatkın duruma gelebilmektedir. Hilenin önlenmesinde dürüstlük, şeffaflık ve yardımcı olma kültürünün yaratılmasının önemi? Çok önemli bir alt unsurdur. Yukarılarda bahsettiğim için tekrara girmeyeyim. İşletmeler ve kurumsal yatırımcılar için değer yaratan bir hile yönetimi faaliyetinin başlatılmasında temel yaklaşımlar ve başarı faktörleri nelerdir? • İstemek, yapılacak çalışmalarda ve oluşacak dirençlerde sağlam durmak, • Uzmanlardan destek alarak işletme için bir hile risk yönetim modeli oluşturmak. Özellikle yukarıda belirttiğim gibi, hile riski odaklı bir iç kontrol sistemi kurmak ve bunun yürütülmesinde teknolojiden yararlanmak. Ülkemizin kurumsal yönetim kalitesine, yatırım iklimine ve küresel rekabet gücüne hile yönetiminin sağlayacağı katma değer hakkın- SÖYLEŞİ da bilgi verir misiniz? Bilindiği üzere yabancı yatırımcı için bir işletmede en önemli göstergeler, şeffaflık, hesap verilebilirlik, verilerin doğruluğu ve gerekli sistemlerin kurulmuş olmasıdır. Bunları olmadığı firmalar yabancı yatırım konusunda zorlanmaktadır. Ülkemizde şirketlerde hile yönetiminin yaygınlaşması, yönetim kurullarının hilenin yönetimi ve gözetimindeki rolünü ön plana çıkaran gelişmeler nelerdir? Eskiden işletme ile ilgili her şey patronunun kafasının içindeydi veya böyle kabul ediliyordu. Şimdi ise büyüyen işletmelerimizde tepe yönetiminin veya yönetim kurullarının eskiden kalma yöntemler ile işletmelerini izleme şansları kalmadı. Ciddi boyutta teknolojiye ve bilgi yönetimlerine bütçeler ayrılmaya başlandı. Diğer taraftan işletmelerin büyümesi, elektronik işlemlerin çoğalması yapılan hile türlerini ve zararlarını arttırdı. Hemen hemen her işletme bir hile eylemi yaşıyor. Can yanınca da sistemler kurulmaya başlandı. Türkiye de birçok işletmemizde yönetim kurulları işlevsizdir. Hâlbuki Yönetim Kurulları en önemli gözetim aracıdır. Benim izlenimim ise artık birçok işletmede Yönetim Kurullarının harekete geçtiği yönündedir. Dolayısıyla hile yönetimini doğal olarak izleyecek son durak Yönetim Kurullarıdır. Yönetim Kurullarının hile yönetimi konusundaki rol ve sorumluluklarını başarı ile yerine getirebilmeleri için nelere dikkat edilmelidir? • Öncelikle sistemlerin kurulması, • Yönetim Kurullarına gerekli bilgilerin akmasının sağlanması, Bilindiği üzere yabancı yatırımcı için bir işletmede en önemli göstergeler, şeffaflık, hesap verilebilirlik, verilerin doğruluğu ve gerekli sistemlerin kurulmuş olmasıdır. Bunları olmadığı firmalar yabancı yatırım konusunda zorlanmaktadır. Bizdeki yaklaşım, olay olmadan önce önlem alma şeklinde değildir. Canımız yanınca harekete geçeriz. Kanımca giderek can yandığından dolayı gelişme konusunda iyimserim. Nejat Bey biraz da bilinmeyen yönlerinizi öğrenmek isteriz. Kişisel gelişim adına neler yapıyorsunuz? Ruhunuzu arındırmak adına her gün yaptığınız ritüeller var mı? Güzel soru ama bu yoğunluk içinde ruhumu daha iyiye getirmekten ziyade daha kötüye gitmesini önlemeye çalışıyorum. Ciddi biçimde kitap okumak, olabildiğince bilinçli fotoğraf çekmek ve film seyretmekten başka yapabildiğim bir şey yok. İşiniz gereği çok sık seyahat ediyorsunuz. En son nereye seyahat ettiniz? Seyahatlerde yaşadığınız güzel bir anınızı bizimle paylaşır mısınız? Geçen hafta sonunda Antalya da bir toplantıya katıldım. Anı olarak sahilde şezlong da oturup denize bakabilmek kaldı. Sosyal sorumluluk projelerinde her zaman yer alıyor musunuz? Çalışmalarınızdan, projelerinizden ve yeni hedeflerinizden bahseder misiniz? Ne yazık ki son zamanlarda bu tip projelerde bulunamıyorum veya beceremiyorum. İş hayatınızdaki prensipleriniz nelerdir? İş dünyasının tecrübeli ve başarılı bir yöneticisi olarak geleceğin yöneticilerine başarı kriteri olarak değerlendirebilecekleri ne tür tüyolar verebilirsiniz? • Hile riski odaklı iç denetim yaptırılması, • İşletmeyi izleyebilmek için performans odaklı göstergelere dayanan bir model oluşturulması, • Yönetim Kurullarına dışarıdan işini iyi bilen üyelerin alınması Gelecekte hile ile mücadelede ülkemizdeki gelişimi için görüş ve önerileriniz nelerdir? Devamlı kendilerini yenilemeleri, her zaman söyleyebilecekleri yeni bir şeyleri olması, olabildiğince işin mutfağında olmalarıdır. Bol okumaları ve öğrendiklerini işlerinde uygulamaya çalışmalarıdır. Bizim genelimizde biraz tembellik ve taklitçilik olduğundan dolayı, birisi biraz farklı bir şey yapabildiğinde hemen ön plana çıkabilmektedir. Bu olanağı kullanmalarını öneririm. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 51 Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı Hakkında Yaklaşımımız Arama; özel sektör, kamu ve sivil toplum kuruluşlarına yönetim danışmanlığı hizmeti veren, katılımlı yöntem uygulamaları üzerine uzmanlaşmış ve bu yöntemlerin 850’ye yakın farklı uygulamasını gerçekleştirmiş bir danışmanlık kuruluşudur. ARAMA’nın hizmetlerinin temel amacı müşterilerinin sürdürülebilir başarılarını sağlamaktır. Bu amaca hizmet etmek üzere müşterilerine iki temel değer sunmaktadır: Tescilli markası olan Arama Konferansı® ile birlikte Karar Konferansı, Tarama Konferansı ve Diyalog Konferansı, Türkiye’de Arama’nın öncülüğünü yaptığı ve sıkça kullandığı katılımlı yöntemler arasındadır. Arama’nın aşağıda sayılan alanlar başta olmak üzere katılımlı yöntem uygulamaları ile gerçekleştirdiği çok sayıda uzun dönemli danışmanlık projeleri de bulunuyor: • Kurumsal/sektörel stratejik planlama • İnovasyon • Kurum kültürü • Pazarlama ve iletişim stratejisi • Yerel yönetim • Üniversite tasarımı Arama’nın danışmanlık yaklaşımı bir kurumun, topluluğun geleceğini tasarlarken söz konusu tasarımı sadece tepe yönetim ile değil, tüm iddia sahiplerinin katılımıyla şekillendirmeye dayanır. Önceden hazırlanmış standart içeriklere dayanmaz, iddia sahiplerinde mevcut olan bilgiyi (hazır akıl), ortak aklı ve yeni aklı geliştirir. 1) Kurumsal gelişim için, kuruma özgü en doğru içerik: Danışmanlık işlevi bilgi içeriğine bağlıdır ancak ARAMA bu bilginin kuruma özgü olarak onun için en doğru şekliyle sunulmasını sağlar. ARAMA’nın sunduğu içeriğin özellikleri: • Doğru soruyu cevaplayan • Yenilikçi • Tüm bilgi birikimini sağlayan • Tüm faktörleri gözönüne alan şeklinde oluşturulur. 2) Uygulamaya dönük destek: Hayata geçirilmemiş iyi fikirler bir potansiyel olmakla beraber kurum için değer üretmezler. ARAMA fikirlerin hayata geçirilmesi aşamasında aktif olarak destek sunmaktadır. Böylece ARAMA’nın sunduğu artı değeri değişime dönüşmüş, özgün ve doğru gelişim fikri olarak tanımlamak mümkündür. Bunu sunmak için ARAMA, üçüncü nesil danışmanlık yaklaşımı olarak ortaya koyduğu ARAMA AKIL YÖNETİMİ modelini uygulamaktadır. (Arama Akıl Yönetim Modeli Şekli) Katılım, çalışılan konu ile ilgili oluşacak kararlardan etkilenecek veya etkileyecek tüm iddia sahiplerinin katılımı ile çalışmaların yürütülmesi demektir. İddia sahipleri konu hakkında iddiası olan tüm tarafları kapsar. Bu şekilde oluşturulan kararların müşterinin beklentilerini kapsayacak ve uygulanabilir şekilde tasarlanması sağlanmaktadır. Katılımlı Yönetim Danışmanlığının Klasik Danışmanlıktan Farkı Klasik Danışmanlık ARAMA Danışmanlık Müşteri Kimdir? Tepe Yönetimi ve / veya danışmanlık verilen alanın yöneticisi Tüm iddia sahipleri Tüm Organizasyon Çözümü kim, nasıl sunar? En iyi uygulamalar doğrultusunda danışman Yaratıcılık ve uygulanabilirlik doğrultusunda danışmanla birlikte İçerik ve çıktılar kimden gelir? Ağırlıklı olarak danışman Danışmanın desteğiyle ağırlıklı olarak müşteri kurumun kendisi Katılım yaklaşımı nasıldır? Sınırlı kişiyle, birebir mülakatlar veya toplantılar ile Yaygın ve aktif katılıma dayalı bilimsel yöntemler ve toplantılar ile Değişime karşı davranış nasıldır? Değişime karşı direnç yüksektir. ‘Bu öneriler de nereden çıktı?’ düşüncesi hakimdir. Değişime karşı direnç düşüktür. ‘Bu önerileri biz ürettik, sıra uygulamada’ düşüncesi hakimdir. Bilgiye olan yaklaşım nasıldır? ‘Danışman en iyiyi bilir,’ yaklaşımı ‘İşi onu yaşayan bilir ve geliştirebilir’ Uygulama yaklaşımı nasıldır? Öneriler danışman tarafından rapor halinde yönetime verilir. Yönetim uygulamaya geçirir. Yönetim dışındaki çalışanların çıktıları sahiplenme oranı düşüktür. Öneriler danışman ve kurum tarafından beraber üretilir, uygulanır ve izlenir. Kurumun genelinde çıktıların sahiplenilme oranı yüksektir. Uygulamanın etkinliği nasıldır? Genellikle daha düşüktür. Genellikle daha yüksektir. Maliyet ağırlığı nasıldır? Yüksek danışmanlık ücreti ağırlıklı Katılımcıların zaman maliyeti ağırlıklı Danışmanlık süreci ne sağlar? Danışman tarafından yapılan önerilerin uygulanması, kısmi değişim ve sahiplenme Ortak akıl üretme, öğrenme, benimseme ve uzlaşma ile dönüşümün gerçekleştirilmesi www.aramasearch.com HABER ‘Lider Kadınlar’ ödüllerini aldı Demokrasi Denetçileri Derneği’nin 8 Mart Dünya Kadınlar gününde verdiği Lider Kadınlar Ödülleri programının bu yıl ikincisi gerçekleştirildi. Dedeman Otel’de dün yapılan törende bu yıl gazeteci kadınlara ödülleri verildi. Medyada yaşadıkları zorluklara rağmen demokrat ve dik duruşlarıyla dikkat çeken Amberin Zaman, Ayten Görgün Smith, Belma Akçura, Ceyda Karan, Mehveş Evin, Melis Alphan, Sedef Kabaş, Suna Vidinli ve Şükran Özçakmak bu yıl ödül alan isimlerdi. Özgecan Aslan ve hayatını kaybeden diğer kadınlar için programdan önce her katılımcıya kendi adlarına dikilmiş birer fidan sertifikası dağıtıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun açılış konuşmasını yaptığı törende, Amberin Zaman ödülünü ülkesinde özgür basına yönelik baskının sembolü haline gelen Azer- baycanlı gazeteci Hatice İsmailova’ya ithaf etti. Mehveş Evin ise Berkin Elvan ve Cumartesi Anneleri için ödülünü aldığını ifade etti. Şükran Özçakmak son dönemde HES projeleri üzerinden çevreye zarar verilmesine dikkat çekerken, Ayten Görgün Smith medyada etik ve vicdan gerekliliği üzerinde durdu. Sedef Kabaş Türkiye demokrasisi için inatla çalışacaklarını ve umutlarını asla kay- betmeyeceklerini belirti. Demokrasi Denetçileri’ne ödül için teşekkür eden bir diğer isim Suna Vidinli, işinden olmasına neden olan tweetleri yazarken her şeyi göze almış olduğunu ifade etti. Deneyimli gazeteci Zafer Arapkirli’nin ödülünü takdim ettiği Belma Akçura ise karamsar tabloya rağmen geleceğe umutla baktıklarını söyledi. Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 53 MAKALE Müge Kula Ekonomist Conspectus Danışmanlık Türkiye Ekonomisinde Dolar Fırtınası Son dönemde dolardaki hızlı yükseliş yatırımcıların merakını arttırıyor. Dolar kuru önümüzdeki günlerde nasıl bir seyir izleyecek? Dünyanın ünlü yatırım bankası Goldman Sachs, önümüzdeki 1 yıl içinde doların 2.95 liraya yükseleceğini öngörüyor. İkinci bir uyarı ise İngiliz Royal Bank Of Scotland’dan geldi (RBS), doların 12 - 18 ay içerisinde tüm para birimleri karşında değer kazanmaya devam edeceğini ve 3 liraya yükseleceği öngörüsünde bulundu. 54 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com MAKALE Piyasaların merakla beklediği ABD Merkez Bankası FED’in Mart ayı Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanakları açıklandı. FED’ in faiz artırımı kararlılığının vurgulanması dolar kurunun yukarı yönlü hareketine neden oldu. Gelişmekte olan ve borçlu bir ülke olduğumuzdan dolayı kur hareketliliğin yanı sıra oluşan faiz arttırımlarından da etkilenmekteyiz. Faiz arttırım süreci doları güçlü tutacak izlenimi veriyor ve bu durum Türkiye’de borçlanma maliyetlerini artıracak gibi gözüküyor, dolayısyla döviz borçlusu şirketlerin, kurumların borcunu ödemek için daha fazla kaynak üretmesi gerekecektir. Doların uzun vadede yükseleceğini öngörebiliyorduk fakat bu kadar kısa sürede hızlı tırmanışı söz konusu değildi. Hükümet kanadından gelen baskılar ve eleştiriler güvensizlik ortamı yarattı. Güvensizlik ortamı gelişmekte olan ülkelerin risk primini yükseltiyor. TCMB ve Hükümet kanadı arasında yaşanan gerginlik, kısa vadeli olarak etkiler yaşatıyor. Bunun yanı sıra seçim arifesi ve cari açıkta yaşanan bozulma ile oluşan enflasyon kaygıları ülke ekonomisinde yeni kırılganlıkları getirebilir. Bu düşünce ve Euro Bölgesinde yaşanan resesyon birleşince yatırımcı, ithalatçı firmaları zor günler bekliyor diyebiliriz. Dolar kurundaki yukarı yönlü haraket ile darbe yiyen Türkiye’nin ihracatı da 2015’in ilk çeyreğinde kötü sinyaller verdi. İlk 3 ayda toplam yüzde 6,8 gerileyen ihracat, mart ayında ise yüzde 13,4 düştü. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre değişmeyerek 153 milyar 309 milyon dolar oldu. İhracattaki bu düşüşün en önemli nedeni dolar kurundaki dalgalanma oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, geçen yılın mart ayına göre bu ay yüzde 21,5 oranında gerileyen paritenin ihracata negatif etkisi aylık 1,3 milyar doları buldu. İthalat dengesinde yaşanan açık önümüzdeki günlerde artabilir. Burada ana denge noktamız olan Avrupa kanadında yaşanan resesyon çığlıklarının oluşturmuş olduğu Euro gelir kaleminin azalacağı düşünceleri öne çıkıyor. Bu durumda TCMB kanadı Euro fiyatlarını desteklemek üzere dolar kuruna müdahale yapmadan yükselişine yeşil ışık tutmakta. Bu durum ne kadar doğru görülse de ihracat kanadı Güvensizlik ortamı gelişmekte olan ülkelerin risk primini yükseltiyor. TCMB ve Hükümet kanadı arasında yaşanan gerginlik, kısa vadeli olarak etkiler yaşatıyor. Bunun yanı sıra seçim arifesi ve cari açıkta yaşanan bozulma ile oluşan enflasyon kaygıları ülke ekonomisinde yeni kırılganlıkları getirebilir. Bu düşünce ve Euro Bölgesinde yaşanan resesyon birleşince yatırımcı, ithalatçı firmaları zor günler bekliyor diyebiliriz. kadar ithalat kanadında da bu kadar törpülenme sağlıklı bir ekonomiyi yansıtmayabilir. Bu durumun pozitif unsurlarından biriside enflasyonda ki geri çekilmeyi ithalat kalemlerinde daralma ile sağlamakta olmaları olarak algılayabiliriz. Tek sorun ise nasıl ki deflasyonist durgunluk Avrupa yı sarmışsa, dolar borçlu bir yapıda stagflasyonist bir durgun ekonomi bizi bekleyebilir. Şimdi bunun oluşmaması için veya sinyallerinin oluşması halinde müdahalelerin gelebileceğini düşünmekteyiz. Seçimler öncesinde her zaman yükselen dolar kuru bu yıl yanına küresel krizin son aşamalarını, jeopolitik etkenleri ve gelişmekte olan pazarları dahil ederek yükseliş hızını kat ve kat arttırmaya devam ediyor. Bu durum ülke ekonomisinde kırılganlık görüşlerini arttırmakta ve ateşlenen dolar kuruna daha fazla harlanmasını sağlamakta. Jeopolitik konularda ise Suriye ve Ukrayna kanatlarında yaşanan olayların yanı sıra, IŞID tehdidi ve güneyimizde karmaşanın artacağının düşünülmesi Türkiye üzerinde baskılı bir ortamı yaşatması muhtemel olacaktır. İran kanadında ise nükleer çıkmazdaki hareketlilik ile İran üzerinde ki ticaret baskısının daralma olasılığı bizim için pozitif yönlü olacaktır. Türkiye’nin en temel problemlerinden bir tanesi olan cari açık, beklentilerin üzerinde geldi. Cari açık, bir önceki yılın Şubat ayına göre 146 milyon ABD doları azalarak 3 milyar 196 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda oniki aylık cari açık, 42 milyar 968 milyon dolardan 42 milyar 822 milyon dolara geriledi.Verinin açıklanmasından önce 2.6195 lira seviyelerinde hareket eden dolar, cari açığın beklentileri aşması ile hızlı bir yükselişe geçerek önce 2.62 liranın üzerine, daha sonra 2.6411 lira seviyelerine ulaştı. Cari açığın fazla olması Türkiye ekonomisinin yapısını kırılganlaştıran unsurların başında geliyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarında Türkiye düşüncesi pozitif yönde kalmaya devam ediyor. Küresel anlamda gelişmiş ülkeler ile olumlu yönde siMart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com 55 MAKALE yaset çalışmaları bunda önemli etken. Bu kanattan birkaç örnek verirsek: Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Türk bankalarıyla ilgili açıklama yaptı; “Türkiye’de finansman için birincil kaynak olarak dışarıdan borçlanmanın görülmesi bankaları yatırımcı güveninde değişikliklere karşı kırılgan yapıyor, Türk bankalarının yabancı kredi piyasalarına iyi ulaşımı devam ettireceklerine inanıyoruz.’’ Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notu BBB- ve durağan olan görünümünü teyit etti. Fitch’ten yapılan açıklamada, düşük petrol fiyatlarının enflasyon ve cari açık taraflarında iyileşme sağladığına değinildi. Fitch’in açıklamasında Rusya, Ortadoğu ve Ukrayna’ya yapılan ihracatın sert şekilde düştüğü de ifade edildi. Açıklamada, kamu maliyesinin sağlam olmayı sürdürdüğü ve Haziran’daki seçim öncesi herhangi bir sıkıntı olacağına ilişkin işaret görülmediği belirtildi. Fitch’in gerekçeli kararında, bankacılık sisteminin Bank Asya’daki gelişmelerden etkilenmeden iyi bir durumda olduğu ifade edildi. Moody’s’in kredi notu hakkında değerlendirmede bulunan ekonomistler, kuruluştan yatırım yapılabilir olan kredi notunda ve negatif olan görünümünde herhangi bir değişiklik beklemediklerini ifade ediyor. Türkiye’de Nisan ayı enflasyon rakamlarını değerlendiren ABD li yatırım bankası Goldman Sachs, Mart ayı rakamlarının enflasyonun ivme kazandığını 56 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com Bu raporlar sonucunda bile yükselişte olan dolar kuru üzerinde baskılı bir ortamın oluşması için aşırı güçlü hamlelerin yaşanması gerektiğine inanmaktayız. Türk lirası üzerinde bu konular çerçevesinde değer kaybının artacağı fakat piyasada maniplasyon hamlelerine göz açtırma yaşanmaz ise fiyatların geri dönülemez şekilde ülke ekonomisine zarar verebileceği düşüncesi yerleşebilir. Bu düşünce bile işin içinden çıkılmaz bir ortam yaşatabilir. gösterdiğini bildirdi. Enflasyonun yeniden ivme kazanmasının, dezenflasyonda en iyi dönemin geride kaldığı ve enflasyonun önümüzdeki aylarda hızlanacağını yönündeki görüşleri ile tutarlı olduğunu belirten Goldman Sachs, TCMB’nin para politikasını gevşetmek için fırsat penceresinin daraldığına inandıklarını vurguladı. Goldman Sachs, TCMB’nin 2015 sonuna kadar faizleri değiştirmemesini ve 2016’da para politikasını sıkılaştırmasını beklediklerini ifade etti. Bu raporlar sonucunda bile yükselişte olan dolar kuru üzerinde baskılı bir ortamın oluşması için aşırı güçlü hamlelerin yaşanması gerektiğine inanmaktayız. Türk lirası üzerinde bu konular çerçevesinde değer kaybının artacağı fakat piyasada maniplasyon hamlelerine göz açtırma yaşanmaz ise fiyatların geri dönülemez şekilde ülke ekonomisine zarar verebileceği düşüncesi yerleşebilir. Bu düşünce bile işin içinden çıkılmaz bir ortam yaşatabilir. Uluslararası Şeffaflık Derneği… • Demokrasiye inanır, açık ve şeffaf bir toplumu teşvik eder. • Belli bir siyasi angajmanı yoktur; amaçlarına yönelik, ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını tarafsızca sürdürür. • Olaylar karşısında aldığı konum tarafsız, bilimsel, profesyonel analiz ve araştırmalara dayanır. • Amaçlarını gerçekleştirirken, tarafsız tutumunu zedeleyecek herhangi bir bağış kabul etmez. • Temel hak ve özgürlüklere saygılıdır, katılımcı, demokratik, değişime açık bir kültür yaratmayı hedefler • Yolsuzluğun temel ve sistemik nedenleri ile mücadele eder; faaliyetleri polisiye bir nitelik taşımaz. • İsimleri deşifre etmez, yolsuzluk dosyaları açmaz, tek tek kişi, kurum ve olaylara odaklanmaz. Bunun yerine sivil inisiyatifin geliştirilmesi için gerekli mekanizma ve kuruluşların oluşturulması ile reformların gerçekleştirilmesi için çalışır... www.se ffaflik.o rg grafik fotoğraf yayın web 4 - 4 ’ l ü k h i z 0212 216 85 15 info@ajans4.com 0212 216 85 14 ajans4.com m e t . Mecidiyeköy Mah. Büyükdere Cad. Atakan Sok. Berkan İş Hanı No: 4 Kat: 5 D: 32-34 34387 Şişli / İSTANBUL . . Grafik Tasarım Atölyesi JUST SET SAIL + BUSINESS ADVISORY + INTERNATIONALIZATION + FAMILY BUSINESS SERVICES + CORPORATE FINANCE IT IS NONE OF YOUR BUSINESS IMC Integral Uluslararası Yönetim Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. DAP Royal Center, Altayçeşme Mahallesi, Çam Sokak No: 16 D Blok Kat: 18 D: 67 Maltepe (İstanbul) Türkiye T: +90 216 504 00 45 M: +90 (532) 607 77 57 info-tr@imc-consultancy.com www.imc-consultancy.com