ve ticaret
Transkript
ve ticaret
RÖPORTAJ 40 yıllık tecrübesi üretim ve ticaret PRESTİJ OPTİK “Biz sahanın ve birebir iletişimin önemine çok önem veren bir firmayız ve bu her dönemde böyle olmuştur’’ Hakan Bey, öncelikle misafirperverliğinize teşekkür ederek başlamak istiyorum. Prestij Optik, uzun yıllardan beri sektörde var olan ve herkesin tanıdığı bir firma ancak yine de geçmişe ufak bir yolculuk yaparak bizleri firmanız ve kendiniz hakkında bilgilendirebilir misiniz? Prestij Optik, gözlük sektöründe 1982 yılından beri var olan ve hizmet veren köklü bir firmadır. Babamız Sn. Şaban Fındıkoğlu tarafından emek ve özveri ile büyütülmüştür. Onların içinde bulunduğu koşul ve imkanlar da, yaptıklarından ve başardıklarından dolayı halen büyük saygı duyarım babama. Prestij Optik ilk kurulduğunda üretim ve imalat düşüncesi ile hareket ederek metal gözlük çerçevesi üretim yapıyordu. Dönemle alakalı olduğunu düşündüğüm olumlu bir başlangıçtı bu çünkü ithalat da ve gümrükte büyük sıkıntıların olduğu dönemlerdi bunlar ve daha sonra 1985 yılında solu cam fabrikasını satın alarak cam üretimine de adım attı ancak bu çok uzun soluklu olmadı. İthalatta ve gümrük mevzuatlarındaki kolaylıklar ve dönemin rüzgarının da etkisiyle ithalata ağırlık vermeye başladı Prestij Optik. Aynı zamanda imalat da devam ediyordu herhalde. Evet, imalat da devam ediyordu ancak ağırlık olarak mümessillikler vardı. Cartier, YSL, Charles Jourdan gibi birçok markanın mümessilliklerini başarı ile yaptık. Marco Police markası ile güneş ve optik çerçevelerde üretim ağırlığımızı da arttırdık. 90’lı yıllarda SWING markamız ön plana çıktı, özellikle carbon adı verilen metal saplı enjeksiyon çerçeveler üretimdeki yerini aldı. Türkiye’ de marka çılgınlığının yaşandığı dönemlerdi ve hatta Luxottica’da Türkiye’de stratejik ortak arıyordu. Luxottica ile Genny ve Byblos markaları üzerine bir anlaşma yaptık ancak marka çok yeniydi ve çok başarılı olamadı. 2000 yılı başlarında ise INFINITI doğdu ve koleksiyon çeşitliliği, kalitesi ile çok üst noktalara ulaştı ve satış rekorları kırdı diyebilirim. Aynı dönemde Benetton, Sisley, Seiko, Kappa, Marie Claire, Gai Mattiolo, Pierre Balmain, Filos, Revlon markalarının distribitörlükleri de yapılıyordu. Oldukça yoğun ve hummalı bir çalışma ve üretim gözüküyor fabrikada. Her daim bu tempoda mı devam ediyor? Biraz önce markalarımızdan bahsederken bu konuya değinecektim. 2008 yılı başlarında dünyada ki yenilikleri yakından takip eden ar-ge departmanımız tr-90 Natur hammaddesi ile tanıştı ve bu Swing’in yeniden doğuşu oldu. Infiniti’yi bunun dışında tutuyorum o bizim amiral gemimiz, ancak Swing gözlükleri bizce gözlükte bir devrim niteliği taşıyor çünkü bu kadar çok özelliği bu güne kadar hiç bir ürün bir arada toplayamadı. Bu gün piyasada Tr-90 malzemesinden imal edilmiş kırılmama özelliğine sahip olan çerçeveler olabilir ama bu Swing’in özelliklerinden sadece birisi. Swing’in üretimi, organik gıda boyası kullanarak tamamen steril ortamlarda yapılıyor ve özel katkılar sayesinde anti alerjik ve anti bakteriyel özellikler kazandırılıyor gözlüklere. Biz, bununla ilgili dünyaca kabul görmüş İsviçre laboratuarlarından test sonuçları aldık. Uygulama ve deneme aşamalarından geçerken en hassas ciltlerde bile hiç bir deri tahrişi veya alerjik etkiye rastlanmadı. Daha sonrasında “food contact’’ olarak bilinen bir dünya standardı için test yaptırdık ve onay aldık. Bu çok önemli çünkü bu standarda göre, her malzemeden yiyecekle temas edecek ürünler yapamazsınız önce elinizdeki maddeyi test ettireceksiniz ve eğer geçerse bu maddeden çatal, kaşık, bardak, tabak vb gibi eşyalar yapabiliyorsunuz. Biz bu testlerden de geçtik ve tamamen steril ve doğal bir marka ortaya çıkardık. Ayrıca özel bir formülle biesfonal A maddesinden de arındırdık. Sizinde bildiğiniz gibi biesfenol A maddesi şu an Avrupa’da birçok ülkede yasaklanan, kansere, cilt tahrişlerine ve alerjiye sebep olan hatta erkeklerde sperm sayısını azaltan ve bunun gibi birçok zararlı yan etkisi olan bir madde ve ne yazık ki birçok çerçeve üreticisi halen bu maddeyi kullanmakta. Şu an için Prestij Optik hangi markaların temsilciliğini yapıyor? Şu an için temsilciliğini yaptığımız Kappa markası var. Kappa çok özel ve bizle çok özdeşleşmiş bir marka, şıklığın sporla bütünleşmesi ve casual tarzın en iyi temsilcisi olarak tanınıyor ve şu an dağılımı çok iyi. Kendi markalarımıza ve üretime ağırlık veriyoruz. Miss Claire, Annabella, Infiniti ve Swing markalarımızla yola devam ediyoruz. Yapılanmanız ve satış ağınız hakkında bilgi verebilirmisiniz? Merkez ofisimiz ve fabrikamız şu an bulunduğumuz yerde yani B.çekmece’ de yol üstünde bulunuyor. Türkiye genelinde 13 bölge bayiliğimiz ve 7 ilde yerleşik ekibimiz var. 30 kişilik bir pazarlama ekibimiz var. Tüm bölgelere de mobil hizmet verebiliyoruz. Biz sahanın ve birebir iletişimin önemine çok önem veren bir firmayız bu her dönemde böyle olmuştur. Bunların yanı sıra Çin’de bir ofisimiz var ve ithalat ve ihracatlarımızı organize ediyor. Ayrıca Çin’in en büyük gözlük fabrikalarından biri ile stratejik ortaklığımız var. Genellikle çok tecrübeli ve eğitimli bir kadronun yanında, genç dinamik bir ekibimiz var. Bütün enerjilerini işlerine vermiş durumdalar. 121 RÖPORTAJ rıyor bunun sayesinde odak kayma riskini ve gözlük kullanım hatasından doğacak göz rahatsızlıklarını da önlüyor bu yüzden tüm göz doktorları tarafından da tavsiye ediliyor. Fixy markası ile renkli gözlük kordonları tasarlayarak sunduk çocuklara. Renkli ve eğlenceli modellerle, çocukların gözlüklerini daha çok sevmesini sağlayarak gözlük kullanmaya özendirdik. Bizler de çocuk yetiştiren sorumluluk sahibi insanlarız bu da heyecanımızı açıklayabilir sanırım. Ayrıca hepsinden de önemlisi çok ucuz fiyatlara satıyoruz ürünümüzü, istifadenin fazla olması amacı ile. Bu fiyat politikası ürünün sahte ve zararlılarının da yayılımını engelliyor. Çok büyük karlar elde etmiyoruz belki ama adet olarak ve misyon olarak hedeflerimiz yüksek. Uluslararası fuarlara katıldığınızı belirttiniz. Bir Türk firması olarak sektör adına önemli bir başarı elde etmişsiniz. Nasıl tepkiler aldınız ve hangi fuarlara katıldınız? Swing’in yurt içinde kısa süre içerisinde ki bu önemli başarısı ve kendimize olan güvenimiz “neden olmasın?’’ sorusunu da beraberinde getirdi ve en zor olan yerden başlama kararı alarak, Hongkong’taki uluslararası fuara katılma kararı aldık. İlk başlarda Çinli’lerin hakim olduğu bir fuarda başarılı olamayacağımız söylendi ve Avrupa’daki fuarlara katılın şeklinde tavsiyeler oldu. Aldığımız karara bağlı olarak Hongkong fuarına katıldık ve bayrağımızı dalgalandırdık. Allah yüzümüzü kara çıkarmadı ve beklentilerimizin çok üstünde ilgi ile karşılandık. Dünyanın birçok ülkesinden siparişler aldık. Daha önceleri sadece komşu ülkeler İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Makedonya, Bosna ve Rusya’ ya mal satarken şimdi öncelikle ABD, Brezilya ve Orta Doğu’da çok büyük bir pazarımız oldu. Ayrıca Avrupa ülkelerinden İtalya ve Polonya’dan yüklü siparişler aldık. İsrail pazarına sipariş sonrası, üretim öncesi %30 nakit depozitolu yüklü siparişler aldık. Hongkong fuarından sonra Ortadoğu’da Dubai merkezli bir ofisimiz ve birkaç ülkede distribütörlerimiz oluştu. Almanya’daki büyük mağaza zincirleri ile de ciddi görüşmelerimiz sürüyor. Münih fuarından sonra orada da bir patlama gerçekleştireceğiz. Bütün üretim tamamen fabrikada mı yapılıyor? Evet, tamamı ile kendi bünyemizde üretimi yapılan bir ürün ve hatta tasarımlar da bize ait. Yani tam anlamı ile TM etiketli. Bu bizim gurur kaynağımız ve takdir edersiniz ki yoğun ve uzun bir çalışmanın ve 40 yıllık bir üretim tecrübesinin bir sonucu. Üretim kapasiteniz nedir? Şu andaki kapasitemiz günde yaklaşık 3000 adet. Swing’le ilgili oldukça memnuniyet veren bir talep patlaması yaşıyoruz. Bunda uluslar arası fuarlara katılımımızın da büyük etkisi oldu ve buna paralel yurtiçinde de çok iyi gidiyor. 2011 hedefimiz yatırımları artırmak ve günlük kapasiteyi 5.000 adete çıkarmak. Altyapı çalışmalarımızı hızlandırdık fabrika binamızı genişlettik ama tabii her şey bir anda olmuyor. Sabırlı ve istikrarlı bir şekilde büyümeye çalışıyoruz. Bu bizim işimiz ve elimizden gelenin en iyisini, imkanları da sonuna kadar zorlayarak yapmak görevimiz. Oldukça heyecanlandırmış sizi Swing üretimi. Swing’i diğerlerinden farklı kılan yönler de var herhalde sizin için. Tabii ki, tespitiniz çok doğru. Prestij ailesi olarak hepimiz çok heyecanlanıyoruz bu durumdan. Bizim firmamız bir aile firması ve çalışanlarımız da bizlerle kader birliği yaparak, ailemize katılmış olan, uzun senelerdir bizlerle beraber olan arkadaşlarımız. Şuraya bağlamak istiyorum sözümü, aile kavramı içerisinde çocuklar ve sağlık oldukça ön plana çıkan kavramlar. Bizlerde bu bilince sahip olarak üzerimize düşeni yapmakla ayrı bir heyecan taşıyoruz çünkü aynı zamanda bir sağlık hizmeti de veriyoruz. Yetişme çağında olan çocuklarda gözlüklerle buruna yapılan ağırlık ve basınç, burun kıkırdağı yumuşak olduğundan gelişimlerini kötü etkiliyor. Swing çocuk gözlüklerinin en ağır modeli 5 gram yani faset titanyum çerçevelerle aynı ağırlıkta. Son derece anatomik özel dizaynı sayesinde yüzü çok iyi sa- Diğer uluslararası fuarlara da katılmayı düşünüyor musunuz? Öncelikle Ocak ayında yapılacak olan Opti München fuarına katılmayı düşünüyoruz. Bildiğim kadarı ile 6 Türk firması daha katılımcı olarak yer alacak fuarda. Bu da bizim için bir gurur kaynağı. Daha sonrasında babamız Sayın Şaban Fındıkoğlu’nun 40 sene önce bu işe başladığındaki en büyük hayalini, bu Mart ayında MIDO fuarına katılarak gerçekleştireceğiz inşallah. 122 RÖPORTAJ Konusu açılmışken, ülkemizde düzenlenen Optik fuarı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Başlangıcından bu güne kadar katılımcı olarak yer aldığınızı biliyoruz fuara. Nedir sizce ülkemizde fuarın ertelenmesi ve zayıflamasının sebepleri? Periyodik olarak düzenlenen bayi toplantıları buna bir olumsuz etken mi sizce? Optik fuarına sizinde bildiğiniz gibi Prestij Optik olarak başlangıcından beri katılıyor ve destek veriyoruz. Fuarların gerekliliğine ve önemine de çok inanıyorum. Bu sene düzenlenseydi katılmayı da düşünürdük muhtemelen. Fuarcılık sektöründe ise sadece Türkiye’de değil dünyada bir gerileme var ancak bayi toplantılarının bunun başlıca nedeni olduğunu düşünmüyorum. Bunları birbirinden ayırmak lazım. Bayi toplantıları daha çok geri getirisi olan ve müşteri memnuniyetinin de ön planda tutulduğu bir çeşit hizmet organizasyonlarıdır. Fuarlar ise daha geniş tabanlı nihai tüketicinin de satıcının da istifade edeceği daha çok tanıtım ve ilişkilerin yoğunlaştığı organizasyonlardır. Eğer sektör tarafından yani müşteri dediğimiz gurup tarafından yeterli ilgi ve ziyaretçi sayısı sağlanabilirse, bayi toplantısı yapan firmaların da fuara katılımları sağlanabilir diye düşünüyorum. Bu ihtiyaçlar bazında gerçekleşen bir arz-talep dengesi. Piyasa ihtiyaçları ve gerektirdikleri bazında fuar anlamında kendi yolunu bulur diye düşünüyorum. leri birbirinden ayıramıyoruz. Biz elimizden geldiğince talepleri yerine getirmeye ve asgari müşterek de bir çözüm üretmeye çalışıyoruz. Müşteri memnuniyeti esas ama bunu da suistimal etmemek gerekiyor. Ürünleriniz sağlık koşullarını ve göz sağlığını maksimum ölçüde ön plan çıkarıyor. Bu manada oftalmologlarla, çocuk doktorları ve Sağlık Bakanlığı ile iletişimleriniz var mı? Bilgi paylaşımı ve işbirliği anlamında soruyorsanız, biz Swing’i hazırlarken birçok göz doktoru ile ortak çalışmalar içerisinde bulunduk ve hatta pediatri bölümünden çocuk psikolojisi ile ilgili birçok bilim adamından görüşler aldık. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ilköğretim bazında veri çalışmaları için desteklerde aldık. Bu noktaya çok hazırlıklı ve sağlam temellerle geldik. Bu noktadan sonra da daha sağlıklı ve mutlu bir gelecek yetiştirmekle ilgili, göz ve görme sağlığı konusunda üzerimize düşen her görevi de yerine getireceğiz. 2011 yılı içerisinde kurumlarla işbirliği içerisinde gerçekleştireceğimiz sosyal sorumluluk projelerinin hazırlıklarını şu anda yapmaktayız. Bunlar sizin de içinde bulunduğunuz ortak menfaat sağlayan projeler. Hepsi’nin çok olumlu ve faydalı olacağına inancım sonsuz. 2011 ve gelecek için, beklentileriniz ve düşünceleriniz oldukça pozitif diyebilir miyiz? Evet, sadece Prestij Optik olarak kendimiz adına değil, sektörümüz adına da çok olumlu olacağını düşünüyorum. Taşlar artık yavaş, yavaş yerlerine oturuyor ve emek, enerji sarf etmeden bir yerlere gelemiyorsunuz. Artık fırsatlar bitti ve şimdi fırsatları yaratma zamanı. Bizim insanımız da çalışıyor, bir sorun yok. Her şey çok güzel olacak, öyle düşünüyorum. Son yıllarda yabancı şirketlerin ülkemizde yapılanmaları sıkça görülmeye başlandı. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Yabancı şirketlerin ülkemizde yaptıkları yatırımlar ve buradaki yapılanmaları ilk etapta ürkütücü gibi gözükse de sonuçları bizim ve piyasa için kötü olmadı. Rekabet faktörü itici gücümüz oldu ve bizi daha kaliteli gözlük üretmeye ve hizmet kalitemizi yükseltmeye yönlendirdi. Yenilendik, bilgi ve teknolojimizi geliştirmek ve değişmek zorunda kaldık. Biz onlara şu anda mal satabiliyoruz, neden ülke olarak, sektör olarak bunu yapamayalım. Hakan Bey, bu güzel sohbet, misafirperverlik ve bilgilendirme için dergimiz ve okurlarımız adına çok teşekkür ediyoruz. Başarılarınızın devamını dileriz. Gökhan Bey, benim teşekkür etmem gerekiyor sizlere. Seslenmeme ve paylaşmama sebep oldunuz. Derginizi yakinen takip ediyorum. Sektörün merkezindesiniz ve herkesin bilgi paylaşımına maksimum oranda fayda sağlıyorsunuz. Esas teşekkürü sizler hak ediyorsunuz. Yükselen çizginizin ve devamının daim olmasını dilerim. İthal ettiğiniz ve üretimini yaptığınız ürünlerde satış sonrası yaşanan sıkıntılar var mı? Bu konuda neler yapılması, nasıl hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Garanti süresi ve kapsamları ile ilgili, tüm tedarikçilerin olduğu gibi özellikle de üretici olarak bizim de büyük sıkıntılarımız var. Özellikle üretici konumumuzun altını çizmek istiyorum çünkü bir yedek parça ihtiyacının veya hasarın kullanım hatasından olup olmadığını çok net bir şekilde ayırabiliyoruz. İnanıyorum ki diğer meslektaşlarım da benle aynı durumdadır. Yazılı olan ve belirlenen bir standart olmasına rağmen maalesef bu çizgi- 124