Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı Sonuç Raporu
Transkript
Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı Sonuç Raporu
ÜSKÜDAR “ŞEHİR KİMLİĞİ” ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU (HAZİRAN 2014) i BU “ŞEHİR KİMLİĞİ” ÇALIŞTAYI ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TARAFINDAN, ÜSKÜDAR BELEDİYESİ’NİN KATKI VE KATILIMLARIYLA, 22 HAZİRAN 2014’TE ORGANİZE EDİLMİŞTİR. SONUÇ RAPORU İSE 25 TEMMUZ 2014’TE HAZIRLANARAK, İLGİLİLERİN VE KAMUOYUNUN HİZMETİNE SUNULMUŞTUR. ii HAZIRLAYANLAR İbrahim ACAR Bakan Danışmanı Genel İstişare Kurulu Başkanı Zekeriya ERDİM Bakan Danışmanı Sempozyum ve Çalıştay Koordinatörü Prof. Dr. Seyfettin ERDOĞAN Öğretim Üyesi Sempozyum ve Çalıştay Heyeti Başkanı Akademik Kurul Koordinatörü Doç. Dr. Ayfer GEDİKLİ Öğretim Üyesi Sempozyum ve Çalıştaylar Heyeti Üyesi Akademik Kurul Üyesi Yasemin Meltem NAMLI İLBANK Personeli Sempozyum ve Çalıştaylar Heyeti Destek Uzmanı Mehmet KALAYCI İLBANK Personeli Destek Politikaları Tespit ve Değerlendirme Heyetleri Destek Uzmanı Naciye Nalan GEBEŞ İLBANK Personeli Destek Politikaları Tespit ve Değerlendirme Heyetleri Destek Uzmanı Tuğba TÜRK İLBANK Personeli Destek Politikaları Tespit ve Değerlendirme Heyetleri Destek Uzmanı iii İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... İİİ TABLOLAR LİSTESİ...................................................................................................Vİİ HARİTALAR LİSTESİ ............................................................................................... Vİİİ RESİMLER LİSTESİ ..................................................................................................... İX KISALTMALAR ............................................................................................................. X ÖNSÖZ ........................................................................................................................... Xİ GİRİŞ ........................................................................................................................... - 1 ÇALIŞTAY HAKKINDA GENEL BİLGİ ................................................................. - 3 BİRİNCİ BÖLÜM ....................................................................................................... - 7 ÜSKÜDAR’IN GENEL TANITIMI ........................................................................... - 7 1.1. KONUMU ....................................................................................................... - 7 - 1.2. ULAŞIM .......................................................................................................... - 8 - 1.3. TARİHİ VE ÖNEMLİ SİMGELERİ............................................................. - 10 - 1.4. JEOLOJİK DURUM...................................................................................... - 18 - 1.5. SİT ALANLARI ............................................................................................ - 20 - 1.6. DEMOGRAFİK YAPI .................................................................................. - 21 - 1.7. SOSYO EKONOMİK YAPI ......................................................................... - 22 - 1.8. YEŞİL ALANLAR ........................................................................................ - 23 1.8.1. Korular Bölge Şefliği .................................................................................. - 24 1.8.2. Doğancılar Bölge Şefliği ............................................................................ - 24 1.8.3. Flora Çeşitliliği ........................................................................................... - 26 iv KAYNAKÇA............................................................................................................. - 28 İKİNCİ BÖLÜM........................................................................................................ - 31 ŞEHİR KİMLİĞİNİN KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVESİ ......................... - 31 2.1. ŞEHİR KAVRAMI ........................................................................................ - 32 - 2.2. ŞEHİR KİMLİĞİ ........................................................................................... - 34 2.2.1. Sosyo-Kültürel Özellikler ........................................................................... - 38 2.2.2. Sosyo-Ekonomik Özellikler ........................................................................ - 38 2.2.3. Fiziksel Ortam ve Çevre ............................................................................. - 40 2.2.3.1. 2.2.3.2. 2.2.3.3. 2.2.3.4. 2.2.3.5. 2.2.3.6. 2.2.3.7. İklim Yapısı ....................................................................................... - 41 Şehre Özgü Hayvan, Irk ve Türler ..................................................... - 43 Yer Üstü Suları ve Yeraltı Suları (Ilıca ve Kaplıcalar) ...................... - 44 Şehrin Coğrafi Konumu ..................................................................... - 44 Doğal Olmayan Çevre ....................................................................... - 44 Yapı/Bina Grupları ............................................................................ - 45 Tarihi Eserler ve Simgesel Yapılar .................................................... - 46 - 2.3. ŞEHRİN KİMLİK EROZYONU................................................................... - 47 - 2.4. ŞEHİR PAZARLAMA .................................................................................. - 49 - 2.5. ŞEHİR MARKASI ........................................................................................ - 51 - KAYNAKÇA............................................................................................................. - 53 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ................................................................................................... - 55 ÜSKÜDAR ŞEHİR KİMLİĞİNİN ANALİZİ .......................................................... - 55 3.1. ÜSKÜDAR’IN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ VE POTANSİYELİ ............... - 55 - 3.2. ÜSKÜDAR’IN SİMGELERİ ........................................................................ - 60 - 3.3. ÜSKÜDAR’IN BAŞLICA ÇEVRE SORUNLARI ...................................... - 62 - 3.4. KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM UYGULAMALARI ....................... - 64 - 3.5. GZFT ANALİZİ ............................................................................................ - 68 3.5.1. Güçlü Yönler............................................................................................... - 68 3.5.2. Zayıf Yönler ................................................................................................ - 69 3.5.3. Fırsatlar ....................................................................................................... - 69 3.5.4. Tehditler ...................................................................................................... - 70 3.6. KISA ORTA VE UZUN VADELİ BEKLENTİLER .................................... - 72 v 3.6.1. Çevre(Çevre Temizliği, Doğanın Korunması v.b)...................................... - 76 3.6.2. Çöp sorununa alternatif öneriler: ................................................................ - 76 3.6.2.1 Sorunlar .............................................................................................. - 76 3.6.2.2 Uygulanabilir Çözümler .................................................................... - 77 3.6.3. Umumi Kullanım Alanlarının Temizliği ve Hijyeni................................... - 77 3.6.4. Yönetime Tüm Halkın Katılımının Sağlanması ......................................... - 78 SONUÇ ...................................................................................................................... - 81 EKLER....................................................................................................................... - 89 - vi TABLOLAR LİSTESİ TABLO 1: Korular Bölge Şefliği…………………………………………………… -24TABLO 2: Doğancılar Bölge Şefliği Şehiriçi Yeşil Alanlar…………………………-25TABLO 3: Şehrin İç ve Dış Performans Göstergeleri………………………………..-50TABLO 4: Avrupa’da Marka İmajı En Yüksek Şehirler……………………………..-52- vii HARİTALAR LİSTESİ Harita 1. Üsküdar İlçesinin Konumu…………………………………………………..-7Harita 2. Üsküdar’da Yer Alan Mahalleler……………………………………………-8Harita 3. Üsküdar İlçesi Zemin Etüdü………………………………………………..-19Harita 4. Üsküdar İlçesi’nde Yer Alan SİT Alanları…………………………………-21Harita 5. Sanayi, Ticaret Alanları ve Ulaşım İlişkisi………………………………....-23- viii RESİMLER LİSTESİ Resim 1. Harem Sahil Yolu……………………………………………………………-9Resim 2. Üsküdar Ulaşım Ağı…………………………………………………………-9Resim 3. Marmaray…………………………………………………………………...-10Resim 4. Eski Üsküdar………………………………………………………………..-11Resim 5. Kız Kulesi…………………………………………………………………..-12Resim 6. Karacaahmet Mezarlığı…………………………………………………….-13Resim 7. Mihrimah Sultan Camii…………………………………………………….-13Resim 8. Küçük Selimiye Camii……………………………………………………...-14Resim 9. Selimiye Kışlası…………………………………………………………….-14Resim 10. Şemsi Paşa Külliyesi………………………………………………………-15Resim 11. Horhor Çeşmesi…………………………………………………………...-17Resim 12. Kavasbaşı Ahmed Ağa Çeşmesi…………………………………………..-17- ix KISALTMALAR 5T : Mücessemiyet, Terkip, Tasnif, Tanzim ve Tenazur Ar-Ge : Araştırma-Geliştirme AVM : Alışveriş Merkezi Doç. : Doçent Dr. : Doktor GZFT : Güçlü Yönler-Zayıf Yönler-Fırsatlar-Tehditler KİK : Kamu İhale Kurumu km : kilometre Prof. : Profesör s. : sayfa ss. : sayfalar t.y. : tarih yok TOKİ : Toplu Konut İdaresi TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu vb. : ve benzeri vs. : vesaire x ÖNSÖZ İnsanın maddi ve manevi gelişimine etki eden unsurların başında sosyal, kültürel ve fiziki çevre gelmektedir. İnsan ve onu çevreleyen şehir arasında öylesine bir etkileşim vardır ki; olumlu ya da olumsuz her bir değişim insana, insanın yaşadığı deneyimler de çevreye yansır. Böylece; şehir ve insan birbirinin güncel hayatında, geleceğinde, mutluluğunda, hüznünde ve hasılı kaderinde karşılıklı etkili olur. İnsan gibi şehirlerin de ruhu, kimliği ve kişiliği vardır. Tarihi, iklimi, coğrafyası, kültürü, sosyal ve etnik yapısı, ekonomisi ve diğer maddi ve manevi değerleri bir şehrin kimliğini oluşturan temel öğelerdir. Şehirlerin kimliğini doğru tanımlamadan, ne sorunlar doğru tespit edilebilir ne de köklü, isabetli çözümler üretilebilir. Sağlıklı gelecek kurgusu yapılabilmesi için de önce şehrin kimliğinin doğru tespit edilmesi gerekir. Bu çerçevede mekânsal planlama hayati değer taşıyan bir konudur. Ülke, bölge ve şehir bazında, her ölçekte yerleşim birimi için durum tespiti yapmak ve gelecek öngörüsünde bulunup; yerleşim, yatırım, üretim ve hizmet altyapılarını bu öngörülere göre kurgulamak, o bölgenin kimliğinin oluşması açısından hayati önem taşır. Bu nedenle, tüm illerimizin dahil edildiği, ülke çapında stratejik mekânsal planlama çalışmalarını başlatmış bulunuyoruz. Bu çalışma ile bir yandan her bir yerleşim biriminin bireysel varlığı, kimliği ve özgün değerleri göz önünde bulundurularak, öte yandan da diğer yerleşim birimleri ile olan ilişkilerini ve bütün içindeki yerini de doğru kurgulayarak kapsamlı bir ülke planlaması yapılacaktır. Bu planlama çerçevesinde mekânsal ilişkiler yeniden tanımlanarak, insanımızın mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabileceği şehirler planlayarak 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimize emin adımlarla yürümek istiyoruz. İşte bu noktalardan hareketle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, ülke çapında yapılacak stratejik mekânsal planlama çalışmalarımıza kaynak ve referans noktası oluşturmak için şehirlerimizin yukarıda belirtilen çerçevede kimliğini tespit etmek amacıyla çalıştaylar düzenlemeye karar verdik. Her şehrimize, o şehirde yaşayanların gözüyle ve gönlüyle bakmak istedik. “Şehir Kimliği Çalıştayında” şehrimizdeki bilim adamlarımızı, iş adamlarımızı, gönüllü kuruluşlarımızı, belediye ve diğer kamu bürokrasisini, düşünce ve gönül adamlarımızı bir araya getiriyoruz. Şehir kimliğimizi belirleme adına, sosyal, kültürel ve ekonomik gelişme hedeflerimiz konusunda geniş katılımlı bir platform oluşturuyoruz. Burada ortaya çıkan bilgi birikimi ve çalıştay raporlarının ülkemizin geleceği için çok önemli kaynak ve referans olacağı inancındayız. Pilot çalışma için, Türkiye’nin yeni Büyükşehir’lerinden olan Ordu ile İstanbul’un “tarih-kültür-medeniyet şehri” olan Üsküdar tercih edildi. Her iki şehir adına yukarıda sözünü ettiğimiz toplum katmanlarından gelen katılımcılarla düzenlenen “Ordu Şehir Kimliği Çalıştayı” ve “Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı” ile ortaya çıkan ortak akıl ürünü olan tespit ve teklifler uzman bir kadro tarafından “sonuç raporu” haline xi getirildi. Bu iki pilot çalışma sonuçlarını değerlendirerek aynı kapsamdaki çalıştayları Türkiye genelinde gerçekleştirmeyi umuyoruz. Bu çalışmaların, tarihi ve kültürel değerlerimizi koruyarak 2023, 2053 ve 2071 gibi vizyon hedeflerimize uygun modern teknoloji ve planlama ile yapılacak olan evler, mahalleler, şehirler, köyler gibi kentsel ve kırsal yerleşim birimleri inşa etme yolunda “aydınlatıcı” bir rol oynamasını diliyorum. Çalıştaylarımıza katılıp tecrübesiyle, bilgi birikimiyle, heyecan ve motivasyonlarıyla katkıda bulunan tüm uzman ve toplum temsilcilerine; çalışmalara ev sahipliği yapan belediye başkanlarımıza ve yöneticilerine, başarılı ve fedakâr çalışmalarıyla moderatör ve raportörlük görevlerini hakkıyla yerine getiren akademisyenlere, başından sonuna süreç yönetimi sorumluluğunu üstlenerek organizasyonu gerçekleştiren danışman ve uzman arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese teşekkür ve tebriklerimi bildiriyorum. İdris GÜLLÜCE T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı xii GİRİŞ Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı ile ilgili öncelikle 9 Haziran 2014 günü tanıtım toplantısı düzenlenmiştir. Toplantıda çalıştayın amacı ve talep edilen katkıların niteliği paylaşılmış ve katılımcılara hazırlık yapabilmeleri için gerekli bilgilendirme yapılmıştır. Daha sonra, 22 Haziran 2014 tarihinde “Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı” gerçekleştirilmiştir. Çalıştayda, 5 saati aşkın bir süre zarfında, katılımcılar yuvarlak masalar etrafında gruplara ayrılarak kendilerine 7 adet soru yöneltilmiştir. Her masada bir öğretim elemanı raportör olarak görev almıştır. Katılımcılara yöneltilen sorulara aşağıdadır: 1. Şehrinizin bildiğiniz diğer şehirlere benzeyen ve benzemeyen yanları, yönleri yahut “belirgin özellikler”i nelerdir? 1.1. Şehrinizin, coğrafî konumu, tarihî ve kültürel birikimi, tabiat güzellikleri, teknik ve ekonomik gelişmişliği, üretim alanları ve konuları, iç ve dış turizm potansiyeli, bilimsel ve akademik altyapısı, insan kaynakları ve demografik durumu açısından değerlendirmeleriniz nelerdir? 1.2. Şehrinizin sahip olduğu “sabit değerler” ile bu değerleri “stratejik değerler”e dönüştürme şansı, imkânı açısından değerlendirmeleriniz nelerdir? 2. Şehrinize ait başlıca “simgeler” ile ilgili olarak; 2.1 Unutulan ve yaşayan simgelere ilişkin fikirlerinizi belirtiniz? 2.2 Unutulanların yeniden hatırlatılması, yaşayanların güçlendirilmesi için yapılması gerekenler konusunda fikir ve önerileriniz nelerdir? 3. Şehrinizin temel “çevre sorunları” nelerdir ve nasıl çözülebilir? 4. Şehrinizle ilgili “kentsel dönüşüm ve gelişim” politikaları hakkındaki tespitleriniz, teklifleriniz nelerdir? 5. Şehrinizin Güçlü Yönleri-Zayıf Yönleri-Fırsatlar-Tehditler (GZFT) analizini yapar mısınız? 6. Şehrinizin geleceğiyle ilgili “hayalleriniz” nelerdir? Şehrinizi kısa, orta ve uzun vadede nerede ve nasıl görmek istersiniz? 7. Yukarıdaki sözü edilenlere ilave etmek istediğiniz hususlar var mı? -1- Katılımcıların görüş ve önerilerini sunmaları için her bir soru için yaklaşık 45 dakikalık süre ayrılmıştır. Masa raportörleri bütün görüş, öneri ve değerlendirmeleri kayıt altına almışlardır. Kayıtlar çözülerek sistematize edilmiş ve Çalıştay Moderatörüne teslim edilmiştir. Sistematize edilmiş dokümanlar, Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan başkanlığında çok sayıda akademisyenin katkıları ile bilimsel bir rapor haline getirilmiştir. Rapor üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Üsküdar’ın genel olarak tanıtılması hedeflenmektedir. Bu bölümün sorumluluğunu Aylin Çelik Turan üstlenmiştir. Birinci bölümde ilçenin iktisadi, sosyal ve kültürel yapısı; coğrafi özellikleri ve potansiyel değerleri gibi konular ele alınmıştır. İkinci bölümde şehir kimliğine ilişkin kavramsal ve teorik bilgiler yer almaktadır. Bu bölümün sorumluluğunu İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayfer Gedikli üstlenmiştir. Üçüncü bölümde, Çalıştay’da katılımcılar tarafından ileri sürülen görüş ve öneriler sistematik bir şekilde derlenmiştir. Çalıştay’da raportörler tarafından kayıt altına alınan görüş ve önerilerin düzgün cümleler haline getirilmesi, mükerrer görüşlerin birleştirilmesi, akıcı ve tutarlı bir metnin ortaya çıkarılması çok ciddi bir emeğin ürünüdür. Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan, Doç. Dr. Ayfer Gedikli, Dr.Ezgi Tok ve Aylin Çelik Turan, raportörlerden gelen metinleri uzun uğraşlardan sonra nihai bir rapor haline getirmişlerdir. Ayrıca Üsküdarlıların görüşlerini alabilmek için profesyonel bir firmaya bilimsel bir kamuoyu araştırması yaptırılarak sonuçları uzmanlarımızca analiz edilerek rapora yansıtılmıştır. -2- ÇALIŞTAY HAKKINDA GENEL BİLGİ 1. GEREKÇE 1.1 İnsanın ve onu kuşatan maddi – manevi, canlı - cansız tüm çevrelerin, yaşadığı ortamların “dün-bugün-yarın” boyutlarıyla ele alınması gerekir. Geçmişin “hatıra” ve mirasının, bugünün “gerçekleşen”lerinin ve yarının “hayal” ve hedeflerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. 1.2 Ülke, bölge, şehir ve diğer alt birim yerleşim merkezleri bazında yapılacak tüm planlar, programlar; “kazanılmış değerler”i koruma, “kaybedilmiş değerler”i geri kazanma ve medeniyet yürüyüşümüzde bizi bir adım daha ileri, bir basamak daha yukarı taşıyacak “yeni değerler” üretme esasına göre yeniden yapılmalıdır. 1.3 Giderek yaygın bir anlayış ve işleyiş haline gelen “çoğulcu-katılımcı demokrasi” modeli de, “yerinden yönetim” metodu da; doğru tanımlama ve iyi planlama yapabilmek için, her yaşam biriminin tüm paydaşlarının “ortak akıl” ve “ortak irade” potansiyelini organize etmeyi gerektirmektedir. 1.4 İşte bu noktalardan hareketle; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ülke çapında tüm yerleşim birimlerine ilişkin gelecek vizyonunu ve altyapısını oluşturmak üzere “mekânsal planlama” sürecini yönetirken; şehre şehirlinin gözünden ve gönlünden bakmayı sağlayacak “çalıştay”lar organize etmeyi, zaruri bir ihtiyaç olarak görmüştür. 2. İÇERİK Çalıştay’ın içeriği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde gönüllülük esasına göre kurulan “Sempozyumlar ve Çalıştaylar Heyeti” tarafından belirlenmiştir. İçeriğin belirlenmesi sürecinde, bilim insanları, profesyoneller, bürokratlar, siyaset dünyası, basın, yerel idareler ve STK temsilcileri gibi kesimlerin görüş ve önerileri esas alınmıştır. İçerik üç temel ayak üzerine bina edilmiştir: -3- 2.1 Şehir Kimliği (Şehrin tarihî, kültürel, coğrafî, ekonomik, sosyal, akademik, yapısal, jeolojik vb. açılardan sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi; kısa, orta, uzun vadede olması ya da gelmesi gereken konumun, durumun öngörülmesi) 2.2 Çevre Bilinci (Şehrin havasının, suyunun, toprağının, güneşinin, bitki örtüsünün, hayvan türlerinin, kültür ve tabiat varlıklarının çevresel açıdan değerlendirilmesi; kısa, orta, uzun vadede olması ya da gelmesi gereken konumun, durumun öngörülmesi) 2.3 Mekânsal Planlama (Şehir kimliği ve çevresel unsurlar da göz önünde bulundurularak, şehrin geleceğinin tasarlanması; bu tasarıya uygun olarak büyük, orta, küçük ölçekli mekânsal planların yapılması) 3. AMAÇ Bu Çalıştay’ın temel amacı, Türkiye’de 2002 yılından itibaren önem kazanan “bütün toplumsal kesimlerin eşit oranda önemsendiği katılımcı yönetim anlayışı”na uygun olarak politika belirlemek ve uygulama süreçlerine bütün kesimlerin görüş, öneri ve katkılarını sağlamaktır. Bu çerçevede; 3.1 Türkiye genelinde; şehir, “mahalle, ilçe, köy ve diğer yerleşim birimlerine yönelik olarak gelecek öngörülerinin orada yaşayanlarla birlikte belirlenmesinin teşvik edilmesi, 3.2 Ortaya çıkacak ana fikirlerin, temel sorunların, muhtemel çözümlerin sempozyumlar aracılığıyla uzman kişi ve kurumlar tarafından değerlendirilmesinin sağlanması, 3.3 Ülke, bölge ve şehir bazında hazırlanacak “sonuç raporları”nın; ilgili birimlerin, politika yapıcıların ve uygulamacıların istifadesine sunulması, 3.4 Bu vesileyle; toplumda “çevre ve şehircilik bilinci”nin oluşmasına, gelişmesine, olgunlaşmasına katkıda bulunulması hedeflenmektedir. -4- 4. KAPSAM 4.1 İçerik açısından; “çevre ve şehircilik” alanları ve alt birim ve bileşenleri, 4.2 Katkı ve katılım açısından; genelde tüm “kamuoyu”, özelde toplumsal “paydaş”ların kurumsal temsilcileri, 4.3 Uygulama açısından; Türkiye’nin “il”leri, “büyükşehir”leri, metropollerin “ilçe”leri “köy” ve kırsal alanlar. 5. KATILIM 5.1 Şehrin “seçilmiş” yöneticilerinden oluşan yerel ve genel “siyaset” temsilcileri 5.2 Şehrin “atanmış” yöneticilerinden oluşan “bürokrasi” temsilcileri 5.3 Şehrin “adanmış” yöneticilerinden oluşan “sivil toplum” temsilcileri 5.4 İlgili bölümlerin yöneticilerinden ve öğretim üyelerinden oluşan “üniversite” temsilcileri 5.5 Sanayi, ticaret ve meslek odalarının yöneticilerinden oluşan “sektör” temsilcileri 5.6 Alanında uzman, usta, yönetici olmuş “kültür-sanat-spor” öncüleri 5.7 Sosyal doku içinde “kanaat önderi” özelliği taşıyan seçkin kişiler 5.8 Şehrin kamuoyu algısının oluşmasında ve gelişmesinde etkili olan “medya” mensupları 6. SÜREÇ 6.1 Şehrin tüm paydaşlarının özünü ve özetini oluşturacak katılımcılar nezdinde, “tanıtım toplantısı” yapılarak; çalıştay süreci hakkında bilgi verilmiştir. 6.2 Tanıtım toplantısına davet edilen katılımcıların; kişisel, kurumsal, toplumsal çevrelerini organize ederek “ön hazırlık” yapmaları ve elde ettikleri sonuçları “ön rapor”lar haline getirerek çalıştay günü ilgililere teslim etmeleri önerilmiştir. 6.3 Tanıtım toplantısından iki hafta sonra yapılan “çalıştay”da, önceden katılımcılara iletilen metot ve usullerle gruplar halinde “beyin fırtınaları” -5- yapılmış; elde edilen sonuçlar (görüş ve öneriler) sistematik bir “rapor”a dönüştürülmüştür. 6.4 Çalıştay sürecine katkı ve katılım sağlayacağı düşünülen kişisel ya da kurumsal “belge ve bilgi”ler toplanıp değerlendirilmiştir. 7. YÖNTEM 7.1 Çalıştaylarda, farklı toplumsal kesimleri temsil eden kişilerin görüş ve önerilerini almak üzere “müzakere” yöntemi uygulanmıştır. 7.2 Katılımcılar ortalama 10’ar kişilik gruplar halinde ve “yuvarlak masa” modeline göre toplanıp; çalıştay konuları ve alt bileşenleriyle ilgili sorulara cevap vermek, sorunlara çözüm üretmek için masa moderatörleri eşliğinde “beyin fırtınaları” gerçekleştirmiştir. 7.3 Elde edilen sonuçlar, masa moderatörleri tarafından “ara raporlar” şeklinde sistematize edilmiş ve ortaya çıkan sonuçlar, İl Moderatörü ve yardımcıları tarafında “sonuç raporu” haline getirilmiştir. 7.4 Sonuç raporu, Üsküdar’ın genel tanıtımını, şehir kimliğine ilişkin kavramsal ve teorik açıklamaları ve son olarak Çalıştay’da ileri sürülen görüş, öneri ve değerlendirmelerin analizini ihtiva etmektedir. -6- BİRİNCİ BÖLÜM ÜSKÜDAR’IN GENEL TANITIMI 1.1. KONUMU Üsküdar, İstanbul’un doğusunda, Kocaeli Yarımadası’nın batısında yer almaktadır. İlçe, kuzeydoğuda Ümraniye, güneyde Kadıköy, batı ve kuzeybatıda İstanbul Boğazı, kuzeyde de Beykoz’a komşudur. Harita 1. Üsküdar İlçesinin konumu (İstanbul Büyükşehir Belediyesi verileri ile derlenmiştir). Üsküdar İlçesi 1926 yılına kadar il statüsünde yer almıştır. Üsküdar İlçesi’nden 1930’da Kadıköy ve Beykoz, 1987 yılında ise Ümraniye İlçesi ayrılmıştır. Son olarak 2008 yılında Örnek, Esatpaşa ve Fetih Mahalleleri Üsküdar ilçesinden ayrılarak, Ataşehir’e bağlanmıştır. Üsküdar, kırsal yerleşmesi olmayan bir ilçedir ve 33 mahalleden meydana gelmektedir (Harita 2) (Üsküdar Belediyesi, t.y.). -7- Harita 2. Üsküdar’da yer alan mahalleler (Üsküdar Belediyesi, t.y.) 1.2. ULAŞIM Üsküdar, doğal topografyasına bağlı olarak özellikle temel ulaşım üzerinde doğrudan etkili bir ilçedir (Çoşkun, 2004, s.108). Asya ve Avrupa Kıtalarını, deniz trafiğini ve kara trafiğini birleştiren bir yerleşim yeri konumundadır. İlçe’nin başlıca karayolu ulaşım aksları; Paşalimanı Caddesi-Kuzguncuk Caddesi aksı (Sahil Yolu), Paşalimanı Caddesi ile Selman-ı Pak Caddesi aksı, Üsküdar-Harem Sahil Yolu aksı (Resim 1) ve Üsküdar meydanıdır. -8- Resim 1. Harem Sahil Yolu, 2014 (Orijinal) Resim 2. Üsküdar Ulaşım Ağı (Google Earth, 2014) Avrupa Yakasında yer alan Kabataş, Beşiktaş, Eminönü, Boğaz hattı, Eyüp, Karaköy iskelelerine Üsküdar Meydanı’ndan bağlantılar vardır. Ayrıca Anadolu Yakasında yer alan Beykoz ve Kadıköy iskelelerine deniz hattı bağlantısı mevcuttur. Bu bağlantılar meydanda yer alan deniz otobüsü iskelesi, şehir hatları vapur iskelesi ve motor iskeleleri ile sağlanmaktadır. Harem İskelesi ile Sirkeci arasında araba vapuru seferleri yapılmaktadır. Üsküdar İlçesi limandan farklı yönlere ulaşımı sağlamasından dolayı Üsküdar'ın ve İstanbul'un diğer kentlerle bir bağlantı noktası olmuştur (Çoşkun, 2004). Üsküdar İskelesi eskiden Avrupa ve Asya arasındaki geçişi sağlayan tek ve en büyük -9- iskele iken, Süveyş Kanalı’nın açılması ve Anadolu Bağdat demiryolunun yapılması ile bu işlevini yitirmiştir (Üsküdar Belediyesi, 2013, s.17). Diğer taraftan 2014 yılında kullanıma açılan 14 km’lik (Ayrılık Çeşmesi- Kazlı Çeşme) Marmaray tüp geçiti Üsküdar Meydanı’nın tarihteki işlevini geri kazandırmış ve Asya-Avrupa arasındaki geçişin odak noktası olmuştur (Resim 3). Resim3. Marmaray, 2014 (Orijinal) 1.3. TARİHİ VE ÖNEMLİ SİMGELERİ Fetih ile birlikte İstanbul’un karşısında dikkat çeken bir yerleşim yeri olarak ortaya çıkan Üsküdar’ın İlkçağ ile Ortaçağ’daki tarihçelerine ait yeterli bilgi mevcut değildir. İlkçağda adı “Altın şehir” anlamına gelen Khrysopolis olan Üsküdar’ın, belli bir kısmı Scutarion olarak tanınmıştı. Scutarion adının kaynağı hakkında farklı değerlendirmeler vardır. Scutarion teriminin latin dilindeki Scutari’den geldiği tahmin edilmektedir. Scutari Roma döneminde askeri birliklerde kullanılan bir tür kalkanlarla ilgilidir. Scutarii terimi ise Roma ordusu piyadelerinin en başında yürüyen ve boy kalkanları taşıyan birliğin adıdır. Balkanlarda Arnavutluk’ta da scutarion adında bir yer vardır. Burası Türk devrinde İşkodra adını almıştır. Khrysopolis tercümesi “Altınşehir” dir. Bunun Marmara üzerinde güneş batarken Üsküdar kıyılarına vuran akşam güneşinin ışıklarının bu beldeye altın rengi vermesinden (İstanbul tarafından yaldızlı gibi göründüğünden) dolayı olduğu sanılır. Altın Şehir ifadesinin diğer bir gerekçesi de vergi olarak toplanan altınların saklandığı yer olduğu rivayet edilmektedir. Scutarion adı Türk - 10 - devrinde Üsküdar’a dönüşmüştür. Eski adı Khalkedon yani Kadıköy ile Üsküdar çok ufak yerleşim yerleri olarak doğmuş ve fazla gelişmeden kalmıştır (Eyice, 2004, s.17; Güneş, 2004, s.43). Bölgede pek çok medeniyet yaşamıştır. Britanyalılar, Frigyalılar, İranlılar, Romalılar, Bizanslılar ve son olarak da Osmanlılar bu topraklara hakim olmuşlardır. Fetihten önce 2000 yıldan fazla bir geçmişe sahip olmasına rağmen, fetih öncesi döneme ait eser bulmak zordur. Üsküdar’ın yaşayan kimliği Fetih ile başlamıştır (Coşkun, 2004 s.108). Üsküdar’ın Türkleşmesi 1352 yılında Orhan Gazi’nin Üsküdar’ı ele geçirmesi ile başlamıştır (Eyice, 2003, s.17). İstanbul’un fethine kadar geçen sürede Bizanslılar Üsküdar’ı tekrar ele geçirmiş ve Türkleri uzaklaştırmışlardır. Fetih ile birlikte Üsküdar’dan kaçan Rumların yerine Anadolu’dan Türkler yerleştirilmiştir (Üsküdar Belediyesi, 2013, s.16). Resim 4. Eski Üsküdar (Üsküdar Belediyesi Web Sitesi) Osmanlı Dönemi’ne ait birçok tarihi yapı Üsküdar ilçesinde yer almaktadır. Salacak açıklarında yer alan Kız Kulesi sadece Üsküdar’ın değil aynı zamanda İstanbul’un en önemli simgelerinden biridir. Günümüzde restoran ve fener kulesi olarak kullanılan Kız Kulesi, Bizans Döneminde Karadeniz istikametine giden gemilerden vergi almak için kullanılmıştır (Hoşcan, 2009 s.39). Üsküdar’ın önemli tarihi mekanlarından biri de Karaca Ahmet Mezarlığıdır (Resim 6). Bu mezarlıkta Üsküdar için yapılan savaşlarda ölen müslüman askerlerin yanı sıra birçok ünlü ve önemli kişi yatmaktadır. - 11 - Diğer önemli tarihi yapılardan biri de Üsküdar iskelesinin karşından yer alan, inşaatı 1548’de tamamlanan, Kanuni Sultan Süleymanın Kızı Mihrimah Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Mihrimah Sultan Külliyesi’dir (Resim 7). Çiçekçi semtinde yer alan ve III. Selim tarafından yaptırılan, 1805 yılında tamamlanan Küçük ve Büyük Selimiye Camileri Üsküdar’ın diğer simgelerindendir (Resim 8). Selimiye Kışlası, Kavak Sarayı yerine III Selim tarından 1800 yılında Nizam-ı Cedid askerlerinin barınması için kurulmuş olup, Üsküdar’ın silüetini oluşturan bu kışlanın günümüzdeki şekli Abdülmecit döneminde oluşturulmuştur (Karaosman ve Eren, 2004, s.358). Resim 5. Kız Kulesi, 2014 (Orijinal) Mimar Sinan külliyeleri temel formlarda tasarlardı. Ancak, sıkışık konut dokusu ve topografyayı uyum için farklı formlarda da tasarlamak zorunda kalmıştır. Farklı formdaki tasarımlardan biri, Boğaziçi’nin siluitini oluşturan, Üsküdar’ın simgelerinden olan Şemsi Paşa Külliyesi (1580)’dir (Resim 10). Mimar Sinan Şemsi Paşa Külliyesi’nde manzarayı ön plana çıkartarak cami-medrese-türbe üçlemesini L formunda tasarlamıştır (İslam Ansiklopedisi, s.340 t.y.). - 12 - Resim 6. Karacaahmet Mezarlığı, 2014 (Orijinal) Resim 7. Mihrimah Sultan Cami, 2014 (Orijinal) - 13 - Resim 8. Küçük Selimiye Cami, 2014 (Orijinal) Resim 9. Selimiye Kışlası, 2014 (Orijinal) - 14 - Resim 10. Şemsi Paşa Külliyesi, 2014 (Orijinal) Üsküdar’ın simgelerinden söz edenken, dergâh, medrese, kilise, sinegog, su tesisleri, hamamlar gibi yapılara dikkat çekmek gerekmektedir. Günümüzde varlıklarını sürdürmeyen 66 dergâh, 2 sinagog ve 6 kilise Üsküdar'a has önemli simgeler arasında sayılabilir. Bunlardan canlandırma imkânı olanların yeniden değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Bazı dergâh isimleri aşağıdadır (Özemre, 2003, ss. 1-5): - Abacı Dede Efendi Nakşi Dergâhı - Abduşşekur Efendi Dergâhı - Ahmet Efendi Bedevi Dergâhı - Atpazarı Celveti Dergâhı - Avni Efendi Kadiri Dergâhı - Aziz Mahmut Hüdayi Efendi Celveti Asitanesi - Çilehane Celveti Dergâhı - Nevruz Efendi Kadiri Dergâhı - Seyyin Ahmet Dergâhı - Yarımcı Baba Bektaşi Dergâhı - Özbekler Tekkesi - Yaldızlı Tekke - 15 - Miskinler Tekkesinin ismi tekke olmakla birlikte, Hastahane işlevi gördüğünden tekkeler içerisinde sayılmaz. Üsküdar sınırları dahilinde, 9 medrese, 33 tarihi mektep ve vakıfların sonradan yönetimini özel kesime bıraktığı 35 mektep faaliyet göstermiştir. İstanbul’un ençok bilinen eğitim kurumlarından bazıları Üsküdar’dadır. Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne (Haydarpaşa Lisesi), Kandilli Rasathanesi, Çamlıca Kız Lisesi, Kandilli Kız Lisesi, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi, bunlardan bazılarıdır (Karaman, 2004, s.226). Bu kurumlar, şehir kimliği açısından önem taşıyan önemli simgelerdir. Camiler ve dergâhlar şehri olan Üsküdar, kutsal bir şehirdir. Üsküdar İlçesi, her zaman halkı irşat etmiş ve topluma yön vermiş çok önemli şahsiyetler ile anılmaktadır. Üsküdar fetih ile birlikte, “Fethi gören şehir”, “aylarca Fethi seyreden”, “Övülmüş ordu ile birlikte 100 bin meleğin uçtuğuna şahit olan”, diğer şehirlerin gıptayla hatırladığı şehir olarak, kutsal bir kimlik kazanmıştır. Değişik zamanlarda yaşamış sahabe mezarlarının yanı sıra, sahabe Ebu’d Dürda (Ebu’d-Derdâ) nın makamı Üsküdar’da Karacaahmet mezarlığı yanındadır. Öte yandan Osmanlı Döneminde, sultanların Hac mevsiminde Mekke’ye gönderdiği armağanları taşıyan alay (Sürre Alayı), Üsküdar’dan uğurlanırdı. Dolayısı ile, İstanbul yakası ve Rumeli dahil bütün Avrupa yakasından hacca gitmek üzere yola çıkanlar, ilk olarak Üsküdar toprağına ayak basmaları nedeniyle, ilçe toprağı Kabe toprağı olarak anılmıştır. İlçeye kutsal bir karakter kazandıran bu özelliği nedeniyle, “Üsküdar biraz Mekke, biraz Medine’dir”, ifadesi kullanılagelmiştir. Şunu da unutmamak gerekir ki, Kudüs’ün Anadolu kapısı sayılan Kuzguncuk da, Musevilerin manevi bir rabıta ile bağlı oldukları bir bölgedir. Museviler Kuzguncuk semtini Kudüs’e bağlı mübarek bir toprak olarak telakki etmişlerdir. Bu semtin üstünde bulanan mezarlıkta gömülmek istemeleri de bölgeyi kutsal bir yer olarak görmelerine dayanmaktadır (Karaman, 2004, ss.224 -25). Nakşi, Kadiri, Rufai, Mevlevi, şeyh, baba, dede ve veliler Üsküdar’a manevi bir iklim kazandırmışlardır. Aziz Mahmut Hudâi, Karacaahmet Sultan Baba, Nakkaş Baba, Kartal Baba, Asa-dar Baba, Kuzgun Baba, Abacı Dede, Selami Ali Efendi ve son dönem şeyhlerden Süleyman Hilmi Tunahan da Üsküdar sakinlerindendir (Karaman, 2004, ss.226 -27). Üsküdar’ın su potansiyeli ve su tesisleri bölgenin farklı bir yönünü ortaya koymaktadır. Birkaç örnek su yapısı aşağıdadır (Orman, 2004, ss.130-36). - 16 - Resim 11. Horhor Çeşmesi Resim 12. Kavasbaşı Ahmed Ağa Çeşmesi - 17 - Tarih boyunca Üsküdar’da inşa edilmiş hamamlara örnek olarak, Ağa Hamamı, Ayazma Hamamı, Büyük Hamam, Bulgurlu Hamamı ve Eski Hamam gösterilebilir. Bunlardan Bulgurlu Hamamı, Bulgurlu civarında bir çilehânesi olan Aziz Mahmud Hüdaî Efendi tarafından köylü için yaptırılmıştır. Bu hamamın, Türk yapı sanatında kendine özgü bir planı bulunmaktadır. Hamamın suyunun şifalı olduğu söylenmektedir (Yılmaz, 2011, ss.233). 1.4. JEOLOJİK DURUM Üsküdar’ın Zemin Etüdü haritasına göre; ilçenin büyük çoğunluğu, pembe renk ile gösterilen, yerleşime uygun alanlarıdır. Bu alanlarda topoğrafik eğim %30’dan az olup, temeli kaya olan alanlardır (Üsküdar Belediyesi Web Sitesi). İlçe’nin Boğaziçi ile sınır oluşturduğu koru alanı Boğaziçinin öngörünüm bölgesini oluşturmaktadır. Selimiye’nin deniz ile birleştiği alan, ayrıntılı jeolojik etüt alanı olarak belirlenmiştir. İlçe genelinde az belirlenmiş alanlar olan yerleşime önlemli alanlar, yüksek topografik eğime ve temel kaya olmasına rağmen, farklı tabaka kalınlıkları ve şev duraylığı nedeniyle yapılaşma kriterlerini belirlenmesi gerek alanları tanımlamaktadır (Üsküdar Belediyesi, t.y.). - 18 - Harita 3. Üsküdar İlçesi Zemin Etüdü (Üsküdar Belediyesi, t.y.) İstanbul Türkiye'deki toplam riskli binaların %15'ini içeren en riskli alandır. İstanbul'da şu ana kadar yaklaşık 21.900 riskli binada 65.700 adet birim tespit edilmiştir. Kentsel Dönüşüm Türkiye raporunda yer alan İstanbul’da risk alanları tablosuna göre Üsküdar; 1,77 hektarlık risk alanına sahiptir (Kentsel Dönüşüm Türkiye, 2014, s. 4). - 19 - 1.5. SİT ALANLARI Özel bir yasa olan 2960 sayılı Boğaziçi Yasası 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Boğaziçi Yasasının amacı, Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, t.y.). Üsküdar İlçesi’nde 5 adet sit alanı bulunmaktadır. Bu alanlar (T.C. Kültür ve Turizmm Bakanlığı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlükleri, t.y.): 1. Boğaziçi Sit Alanı Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Doğal ve Tarihi Sit Alanı, 2. Boğaziçi Sit Alanı Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgesi Doğal ve Tarihi Sit Alanı, 3. Büyük ve Küçük Çamlıca Doğal ve Kentsel Sit Alanı (I. ve III. Derece Doğal Sit ve Kentsel Sit), 4. Valide-i Atik Camii ve Çevresi Kentsel Sit Alanı, 5. Rum-i Mehmet Paşa Camii ve Ayazma Camii Çevresi Kentsel Sit Alanıdır. - 20 - Harita 4. Üsküdar İlçesi’nde yer alan sit alanları (İstanbul Büyükşehir Belediyesi verileri ile derlendi) 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu plan kararlarında, Kentin tarihi kültürel kimliğini yansıtan ve tarihsel geçmişinden gelerek günümüze ulaşan kentsel mekanlar (fiziki doku), yapılar ve tarihi kent imajını yansıtan peyzaj değerleri ve tabiat varlıkları kendi yapıları ile uyumlu işlevler verilerek korunup, geliştirilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda geleneksel karakteri, dokusu ve fiziksel özellikleri kısmen korunmuş, fakat kentsel sit ve siluitleri yüksek yoğunluklu yeni yapılanmalarla bozulmuş olan ve önemli abidevi yapı, sivil mimari örnekleri ve arkeolojik buluntuların bulunduğu Üsküdar Merkez’inin kentsel sit alanlarına ilişkin alt ölçekli plan aşamalarında ayrıntılı koruma projelerine ihtiyaç olduğu belirtilmektedir (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2009, s.603). 1.6. DEMOGRAFİK YAPI 1935 ile 2000 yılları arasındaki süre içinde Üsküdar’ın nüfüsu 57.071’den 495.118’e yükselerek 8,7 kat artmıştır. Ancak 17 Ağustos depremi ile birlikte İstanbul’da tersine bir göç başlamış ve göçün miktarında belli bir azalma olmuştur (Murat ve Şenöz, 2005, s.201-202). - 21 - Türkiye geneline bakıldığında İstanbul’un nüfus artışı oldukça fazladır. Aynı şekilde Üsküdar İlçesi’nin de nüfus artışı yüksektir. Ancak Üsküdar’ın Türkiye genelinde nüfus artış oranı fazla iken, İstanbul genelinde diğer ilçelere göre düşük kalmaktadır. Üsküdar nüfusunun miktarındaki artış oranı, 1935-40, 1955-60, 1965-70 ve 1985 yılından sonraki dönem hariç, genelde İstanbul’un artış hızından daha yüksektir ve daha çok şehirsel nitelik taşımaktadır (Murat ve Şenöz, 2005). 1985 Nüfus sayımına göre 490.185 olan nüfus, 1990 yılındaki sayımda -%19,5’lik bir azalmayla 395.623’e düşmüştür. Bu düşüşün nedeni daha önce Üsküdar’a bağlı olan Ümraniye’nin ilçe statüsüne geçmesidir (Murat ve Şenöz, 2005, s.201-202). 1990 yılında 395.623 kişi olan nüfus 2007 yılında %47.3’lük artış ile 582.662 kişiye çıkmıştır. 2009 yılında nüfus %10 azalarak 524.379’a düşmüştür. 2009 yılından 2012 yılına kadar belirli oranlarda artarak 535.916 kişi olmuştur. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin (ADNKS) 2013 yılındaki nüfus sayımına göre, bir önceki yılın nüfüsunda %0,2 oranında azalarak Üsküdar ilçesinin nüfusu 534.636 kişi olmuştur (TÜİK, t.y.). 1.7. SOSYO EKONOMİK YAPI 1930’lu yıllarda 60.000’e yakın nüfusa sahip olan Üsküdar, 1960’lı yıllardan itibaren yoğun göç alarak hızlı nüfus artışı yaşamıştır. Bu nüfusun bir bölümü eski iskan bölgesindeki yoğun yapılaşma ile çoğalan meskenlerde ikamet etmiş, diğer bölümü ise kırsal alanlarda yeni oluşturulan mahallelere yerleşmiştir. Üsküdar İlçesi’nde şehirleşmenin getirmiş olduğu çekirdek aileler hakim durumdadır. Göç ile gelen büyük aileler parçalanarak, yeni mesken alanları oluşturmuşlardır (Üsküdar Belediyesi, 2014, s. 17). Çağlar boyunca Üsküdar, ilmin ve irfana dayalı bilginin yoğunlaştığı bir merkez durumundadır. Şiirden, musikiye, fen bilimlerinden güzel sanatlara eğitimin her alanına hizmet vermektedir. İlçe içerisinde üniversiteler ve ihtisas kütuphaneleri yer alır. Eğitim düzeyi yüksektir. Ayrıca Üsküdar’da çok sayıda örgütlü sivil toplum kuruluşu bulunmakta; önemli sosyal çevrelerin merkezleri ve temsilikleri yer almaktadır. Bununla birlikte ilçede sanayi ve ticaret merkezleri yoğun olarak yer almamaktadır. - 22 - Sadece Altunizade bölgesinin yoğunluktaki kullanım alanı ticarettir. Halkın gelir düzeyi orta derece olup, memur ve esnaf ağırlıklıdır (Üsküdar Belediyesi, 2014, s.17). Bununla birlikte ilçede sanayi ve ticaret merkezleri yoğun olarak yer almamaktadır. Sadece Altunizade bölgesinin yoğunluktaki kullanım alanı ticarettir (Harita 5). Halkın gelir düzeyi orta derece olup, memur ve esnaf ağırlıklıdır (Üsküdar Belediyesi, 2014, s.17). Harita 5. Sanayi, Ticaret Alanları ve Ulaşım İlişkisi (BİMTAŞ, 2006) İlçede 100’ü aşkın ilköğretim ve orta öğretim kurumu, sayıları sürekli artan özel üniversiteler, Marmara Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, çok sayıda kültür ve eğitim merkezi, müze, sanat merkezleri, tiyatro ve sinema bulunmaktadı. 1.8. YEŞİL ALANLAR Halkın mesire alanı olarak kullandığı ve İstanbul karakteristiği olan korulardan Büyük Çamlıca Korusu ve Küçük Çamlıca Korusu, Fethipaşa Korusu, Harem Atatürk Korusu bu ilçede yer almaktadır. Yoğun yapılaşma nedeniyle yeşil alanlar tahrip edilmekle birlikte, mezarlık alanları tahrip edilmeyen ve günümüze kadar kimliğini koruyan yeşil alanlardır. Bu mezarlıklardan günümüze kadar gelen Türkiye’nin en büyük, dünyanın - 23 - sayılı mezarlıklarından Karaca Ahmet Mezarlığı Üsküdar ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır (TC. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, 2011, ss.146-147). İstanbul’un simgesi olan Erguvanı, Üsküdar’daki koru ve parklarda görmek mümkündür. Yoğun olarak görülen bu Erguvanlar bahar aylarında Boğaz’ın silüetini oluşturmaktadırlar. 1.8.1. Korular Bölge Şefliği Korular Bölge Şefliği’ne bağlı olan yeşil alanlar iki adettir. Bunlar Büyük Çamlıca Ağaçlandırma Sahası ve Büyük Çamlıca Ağaçlandırma Sahası Parkı’dır (Tablo-1). Tablo-1: Korular Bölge Şefliği Sıra No Adı İlçesi Toplam Alan (m2) 1 Büyük Çamlıca Ağaçlandırma Sahası Üsküdar 341.175 2 B. Ç. Ağaçlandırma Sahası Parkı Üsküdar 15.735 TOPLAM 356.910 Kaynak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Genel Müdürlüğü, Erişim: http://www.ibb.gov.tr, [Erişim Tarihi: 31.08.2014]. 1.8.2. Doğancılar Bölge Şefliği Park ve Bahçeler Müdürlüğü Doğancılar Bölge Şefliği bazında şehir içi yeşil alanlar toplam olarak 56 adet olup; toplam alan 949.010 m2’dir. Doğancılar Bölgesi’nde bulunan şehir içi yeşil alanlar Tablo 6’da detaylı olarak gösterilmiştir. - 24 - Tablo-2: Doğancılar Bölge Şefliği Şehiriçi Yeşil Alanlar Sıra No Alan Adı Yeşil Alan (m2) 1 Acıbadem Orta Refüj 2 Bülbülderesi Parkı 4.000 3 Bağlarbaşı-Kısıklı Cadde Ref. 4.000 4 Beylerbeyi Orta Ve Yan Bağlantılar 2.000 5 Beylerbeyi Sahil Parkları 10.560 6 Çengelköy Havuzbaşı Meydanı 3.000 7 Çengelköy Havuzbaşı Parkı 9.000 8 Çengelköy Refüjü 300 9 Çiçekçi Yeşil Alan 1.000 10 Doğancılar Parkı 7.600 11 Hızıracil Yanı 2.850 12 Kısıklı Karakol Altı 8.000 13 Kandilli Parkı 5.000 14 Kuleli Parkı 1.100 15 Nakkaştepe Orta Refüj 4.500 16 Nuhkuyusu Caddesi Galeria Önü 2.500 17 Paşakapısı Parkı 1.200 18 Toptaşı Caddesi Orta Refüj 1.500 19 Ata 1-2 Parkları 8.000 20 Üsküdar Meydanı 10.000 21 Vaniköy Parkı 15.000 22 Zeynep Kamil Parkları 2.000 23 Kısıklı Parkı 11.000 24 Ağaçlandırma Sahaları 60.500 25 Ankara Üçgeni Parkı 8.450 26 Duvardibi Parkları 7.500 27 E-5 Refüj 20.000 28 Evlendirme Dairesi Önü 2.300 29 Gata Parkı 4.000 30 Hacıbaba Parkı 10.000 31 Kız Kulesi Parkı 4.000 32 Harem Gümrük Karşısı 15.000 800 - 25 - 33 Harem Sahil Parkları 18.500 34 Kuzguncuk Parkı 12.000 35 Libadiye Parkı 15.000 36 Mezarlık Arkası Orta Refüj 8.800 37 Mezarlık Arkası Yanlar 8.000 38 Millet Parkı Ve Karşısı 25.500 39 Paşalimanı Parkı 12.000 40 Semsipaşa Parkı 11.000 41 Altunizade Kavşakları 60.000 42 Validebag Parkı 10.000 43 Libadiye Orta Refüj 8.000 44 Mezarlıklar Arası-Ankara Kavşağı Arası 2.800 45 Millet Parkı ve Orta Refüj 4.500 46 Harem Orta Refüj 47 Askeri Hastahane Önü 4.000 48 Hacıhesma Hatun Parkı 5.000 49 Bulgurlu Orta Refüj 4.000 50 Capitol Önü 4.000 51 Topkapı Orta Refüj 1.500 52 Çengelköy Havuz Başı 4.000 53 Çengelköy Meydanı 3.000 54 Öğretmenler Parkı 1.200 55 Otosan Kavşağı 35.000 56 Ümraniye 1, 2 Parkları 443.650 Toplam 949.010 900 Kaynak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Genel Müdürlüğü, Erişim: http://www.ibb.gov.tr, [Erişim Tarihi: 31.08.2014]. 1.8.3. Flora Çeşitliliği “Flora of Turkey”de en dikkat çeken türler Alisium (Alyssum repens), Böğürtlen (Rubus discolor), Ayva (Cydonia oblonga), Dam koruğu (Sedum annum), Sefa Çiçeği (Calendula suffruticosa), Peygamber süpürgesi (Artemisia vulgaris), Lavanta (Lavandula angustifolia), Kekik (Thymus thracicus ve Thymus longicanlis), Nane (Mentha spicata) Adaçayı (Salvia verbenica), Ova Karaağcı (Ulmus minor), Palmiye (Washingtonia filifea), Tavşan memesi (Ruscus aculeatus) - 26 - ve Avize çiçeğidir (Yucca gloriosa). Kitaba göre Üsküdar florasında toplam 147 adet tür bulunmaktadır. Bu türlerden Legaminosae familyasından Trigonella spruneriana Bois. var. spruneriana ve Trigonella coerulescens Bieb. türleri endemiktir. (Davis, Cullen ve Coode, 1988). Yabancı Turist ve Gezgin Gözüyle Üsküdar* Günümüz yabancı turist ve gezginlerinin gözünde Üsküdar, çoğunlukla muhafazakar Türklerin yaşadığı, camilerin yoğunluğunun hissedildiği bir ticaret ve yerleşim alanıdır (Levine, 2010, s.185) . İlçe sakinleri çoğunlukla Avrupa yakasında çalışmakta ve günlük ulaşımını vapurla sağlamaktadır (Istanbul BBC, s.7). Avrupa Yakası'ndan farklılığıyla ilk kez görenlerin çoğunu şaşırttığı, daha rahatlatıcı atmosfere ve farklı stildeki mimariye sahip olduğu kanaati hakimdir (3-day Istanbul City Guide). Asya yakasındaki boğaz yerleşimlerinin çoğunluğu zamanla İstanbul'un Avrupalı yaşam tarzının bir aynası durumuna gelirken, Üsküdar çok sayıda Osmanlı dönemi camileri, çeşmeleri, hamamları, medreseleri, mezarları ile turistlerde daha geleneksel bir izlenim bırakmaktadır (Levine, 2010, s.63). Turistlere sunulan kaynaklarda Kız Kulesi'ne ev sahipliği yapmasının yanı sıra Hazarfen Ahmet Çelebi'nin yaptığı uçuşun son durağı olduğu ön plana çıkarılmaktadır (Istanbul Stories, 2013, s.132). Bunun yanında Mimar Sinan eserleri, Çinili Camii, Mihrimah Sultan Camii, Büyük ve Küçük Çamlıca, Beylerbeyi Sarayı turistlere sunulan kaynaklara göre Üsküdar'ın ev sahipliği yaptığı diğer doğal ve tarihi unsurlardır (Maxwell, 2013, ss.216-217). Kaynakça 3-day Istanbul City Guide, t.y., PromptGuides. BBC, t.y., The Last Millionaire İstanbul. BBC: England Levine, Lynn A. 2008. Frommer's Istanbul, Wiley Publishing: USA. Istanbul Stories, Wander Stories, t.y. Maxwell, V., 2013. Lonely Planet Istanbul. Lonely Planet:England. Ekin Güneş Saygılı - 27 - KAYNAKÇA Bimtaş, 2006. İstanbul Büyükşehir Alanı ve Çevresinde; Tarım Sektörünün Gelişim Sürecinin Mekânsal Boyutu İle Birlikte İncelenmesi ve Araştırılması, Bu Sektörün Geleceğe Dönük Gelişme Eğilim Ve Potansiyellerinin Belirlenmesi, Planlamaya Dönük Gelişme Stratejileri Ve Modellerinin Tanımlanması Konularına Yönelik Analitik Etüd İşi Özel Teknik Şartname No: 6.3.3.6. - Erozyon Alanları Raporu, İstanbul. Çoşkun, N., 2004. Yaşayan Organik Şehir Bir Örnek: Üsküdar. Mimarlık Anabilim Dalı Bina Bilgisi Programı Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri, MSGSÜ. Davis, P., H., Cullen, J., ve Coode, M. J. E., 1988. Flora of Turkey and the East Aegean Islands, Edinburg: Edinburgh University Press. Eyice, S., 2004. Fetihten Önce Üsküdar, Üsküdar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed. Zekeriya Kurşun vd., Üsküdar Belediye Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları Merkezi Yayın No: 10, Cilt 1, ss.17- 21. Güneş, A., 2004. 16. ve 17. yüzyıllarda üsküdar’ın mahallelerı̇ ve nüfusu, Üsküdar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed. Zekeriya Kurşun vd., Üsküdar Belediye Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları Merkezi Yayın No: 10, Cilt 1, ss. 42-56. Hoşcan, S., 2009. Türk Toplumunda Şehir Kimliği Algısı: Üsküdar Örneği, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. İslam Ansiklopedisi, Medrese, İsmail Orman, Cilt 28. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü, 2009. 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Plan Kararları. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, t.y., Erişim: http://www.ibb.gov.tr/tr- TR/Pages/AnaSayfa.aspx, [Erişim Tarihi: 28.08.2014]. - 28 - Karagöz, Ş., 2008. Marmaray-Üsküdar Kazılarında Ortaya Çıkarılan Antik Khrysopolis Kenti. Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi. Karaman, M., 2004. Üsküdar’ın Türkı̇ ye Kı̇ mlı̇ ğı̇ : Üsküdar Anadolu. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed. Zekeriya Kurşun vd., Üsküdar Belediye Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları Merkezi Yayın No: 10, Cilt 1, ss. 213 -42. Karaosman, S., Eren, İ., Ö., 2004. Üskudar’da Çevre Verilerinin Osmanlı Dönemi Camilerinin Yerleşimine Etkisi. Üsküdar Belediyesi, I. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, İstanbul. Kentsel Dönüşüm Türkiye, 2014. Cushman & Wakefield Araştırma Yayını. Murat, S., Şenöz, İ., 2005. Üsküdar İlçesinde Ailelerin Sosyal Tutum ve Davranışları: Hanhalkı Reisleri (HHR) Üzerine Ampirik Bir Araştırma. (Ortak Çalışma), Sosyal Siyaset Konferansları, 50. Kitap (Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’a Armağan Özel Sayısı), İ.Ü. Yayın No. 4599. Orman, İ. 2004. Osmanlı Su Medenı̇ yetı̇ : Üsküdar’dakı̇ Su Tesı̇ slerı̇ Bağlamında Bı̇ r Değerlendı̇ rme. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed. Zekeriya Kurşun vd., Üsküdar Belediye Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları Merkezi Yayın No: 10, Cilt 1, ss.117 -36. Özemre, A. Y., 2003. Üsküdar Dergahları, İstanbul: Üsküdar Belediyesi. T.C. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, 2011. İstanbul Çevre Durum Raporu 2010-2011, İstanbul. Erişim: http://www.csb.gov.tr/iller/ dosyalar/imajlar/imaj11275/2010-2011_cevre_durum_raporu.pdf, [Erişim Tarihi: 28.08.2014]. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlükleri, t.y., Erişim: http://www.korumakurullari.gov.tr/TR,89214/sit-alanlari.html, [Erişim Tarihi: 28.08.2014]. - 29 - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), t.y., Erişim: /PreTabloArama.do?metod=search&araType=vt, http://www.tuik.gov.tr [Erişim Tarihi: 28.08.2014]. Üsküdar Belediyesi, 2014. Stratejik Plan 2010-2014. İstanbul. Erişim: http://www.uskudar.bel.tr/dosyalar/stratejik_plan%20_2010-2014/, [Erişim Tarihi: 28.08.2014]. Üsküdar Belediyesi, 2013.Üsküdar Sokak İsimleri Tarihçesi. İstanbul: Üsküdar Belediyesi Kültür Yayınları, No:24. Yılmaz, A. M., 2011. Reşat Ekrem Koçu’nun “istanbul Ansiklopedisi” Adlı Eserine Yansıyan Üsküdar Manzaraları, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4, (17) Volume: 4, ss.225 -53. - 30 - İKİNCİ BÖLÜM ŞEHİR KİMLİĞİNİN KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVESİ Tarih boyunca insanoğlu topluluklar halinde yaşamayı tercih etmiştir. Tarım yapmayı öğrenmeleriyle birlikte, birkaç insandan oluşan gruplardan klanlar ve köyler oluşmuştur. Nüfusun giderek artması ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte medeniyet göstergesi olarak şehirler kurulmuştur. Bugünden geçmişe projeksiyon tuttuğumuzda; Babil’de, Hattuşaş’ta, Efes ya da Bergama’da binlerce yıl önce kurulmuş olan bu uygarlık ve şehirlerin planlamaları, yaşam ve eğlence alanları, pazar ve panayırları ile günümüzdeki planlardan çok farklı olmadıkları görülür. Üstelik tüm bu şehirler, hüküm sürdükleri dönemlerde kimi özellikleri ile ön plana çıkmışlardır. Örneğin Efes, döneminin en büyük liman şehirlerinden biri olarak denizcilik alanında ve yolların kesişim noktasında olması nedeniyle ticarette önemli bir merkez olarak anılmıştır. Mekke de tüm tarihi boyunca doğu ile batının, kuzey ile güneyin kesiştiği noktada, döneminin en büyük sanat ve ticaret merkezlerinden birisi olmuştur. Bugün bile “Babil’in asma bahçeleri” tabiri, döneminde bu şehrin tarım ve özellikle bağcılıkta çok önemli bir noktada olduğunu göstermektedir. Tarihin yüz akı olmuş bu şehirlerin her birisinin zaman içinde kimlik kazanması, içinde yaşayan toplumların kendilerinden evvel aynı coğrafyalarda hüküm sürmüş uygarlıklardan devraldıkları kültür, medeniyet ve ananelerin bir harmonizasyonu sonucunda gerçekleşmiştir. Yaşayan bir organizma olan şehirler, üzerlerinde yaşayan insan ve dâhil oldukları coğrafya ile bütünleşerek, insanların toplumsal hayatına ve birbirleri ile olan sosyal ve ticari her türlü ilişkilerine ev sahipliği yaparlar. Sonuç olarak ticaret ve şehirleşme, dünya tarihinin en önemli iki dönüm noktası olan tarım ve endüstri devrimleri arasındaki uzun zaman diliminde “basamak taşı” olmuştur (Sander, 2009, s. 78). Şehir ve insanın karşılıklı etkileşimi ile şehirler de zaman içinde çehre değiştirirler. Şehirde yaşayan insanların davranışları, din ve ahlak anlayışları, gelenekler, sosyo-ekonomik durumları, kültürel zenginlikleri ve içinde yaşadıkları binalar ve mimarileri yanında iklim, bitki örtüsü gibi dışsal faktörlere bağlı olarak da şekillenir. Örneğin, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde, Bizans döneminde yaşanan iç ayaklanma ve mezhep savaşları nedeniyle İstanbul’da büyük yangınlar çıkmıştı ve şehir viran durumda idi. Üstelik şehir son derece pis ve kıraçtı. Fethin ardından şehir, İstanbul Üniversitesi’nin kurulması ve dünyanın her yerinden devrin en önemli bilim insanlarının davet edilmesi ile kısa bir süre içinde döneminin en - 31 - önemli bilim merkezi haline gelmiştir. Çevre bilincine de çok önem veren Fatih, hızlı bir ağaçlandırma çalışması başlatmış, şehrin her yanına binlerce ağaç fidanı ekilmesi talimatını vermiştir. Üstelik fetihten önce binlerce yıldan beri devam edegelen kültür asla göz ardı edilmeden, farklı din ve kültürleri içinde barındıran günümüzün efsunlu güzel İstanbul’unun temelleri atılmıştır. Ecdadımızın yüzlerce yıl öncesinde gösterdiği kılı kırk yaran hassasiyeti, günümüzün modern insanı olarak bizlere ne kadar intikal edebilmiştir? Binlerce yıllık bir medeniyetin üzerinde yaşamaya devam eden mirasçılar olarak günümüzde şehirlerimiz tarihi, kültürel, sosyolojik ve çevresel olarak hak ettikleri kimliklere sahipler mi? İnsanşehir ilişkisi karşılıklı bir iletişimden ibaretse, bize böylesine bir medeniyet ve kültürü hediye etmiş olan şehirlerimize biz içinde yaşayanlar olarak ne katabiliyoruz? Gelecek nesillere nasıl şehirler bırakıyoruz? Karamsar bir bakış açısıyla yaklaşırsak, yoksa biz şehirlerimizin var olan kimliklerini, mimarisini ve doğal yapısını kısa vadeci hırslarımızla yok mu ediyoruz? Yüzlerce yıldır ayakta kalmayı başarmış, yaşadıkları devirlere şahitlik etmiş, bir manada içinde yaşayanların yadigârı olan tarihi konakların yıkılarak yerlerine renksiz, duygusuz ama çok katlı apartmanların yapılması nasıl açıklanabilir? Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ağırlığı giderek daha fazla hissedilmeye başlanan kapitalizmin bir uzantısı olarak ortaya çıkan, ferdiyetçilik temeline dayalı yeni yaşam biçimleri, giderek artan tüketim, üretim ve rekabet fasit dairesi maalesef şehir kimliklerinin zarif, ince kişiliğini yansıtan çizgilerinin ifade edildiği mimari anlayışını yok etmiştir. Bunun yerine estetik yoksunu AVM’lerin, başı göğe değen yüksek binaların almasına ve şehrin sakinleri olarak bunların içine hapsolmaya mecbur kaldık. Tüm bu süreçlerden şehri bizlerle paylaşma hakkına sahip olan bitkiler ve hayvanlar da nasibini almıştır. Bu bölümdeki açıklamalar aşağıdaki başlıklar altında ele alınacaktır. 2.1. ŞEHİR KAVRAMI Tarih boyunca önemi giderek artan ve medeniyetin timsali olan şehirler, özellikle 21. yüzyılda ulus devletlerden çok daha önemli bir konuma gelmiştir. Sasaki (2007)’e göre, içinde bulunduğumuz yüzyıl “şehirler yüzyılı” olarak tanımlanmakla kalmayıp, aynı - 32 - zamanda küresel şehir yapılanmasına da aracılık etmektedir. Yazarın bu tanımla ifade etmek istediği durum; insanların şehirlere sadece yaşanılan mekân olmakla kalmayıp, kültür, sanat ve ekonomik alanlarda fırsatlar sunabilme vazifesini vermesi ve bu konularda küresel ölçekte emsali olan diğer şehirlerle rekabet edebilmesidir. Şehir kavramı konusunda çok farklı tanımlama girişimleri vardır. Bianchini (1999) kapsamlı bir tanımlama yapmıştır. Yazar şehri: Belirgin doğal karakterleri olan ve coğrafi olarak sınırları tanımlanmış, Doğal çevresine insan eliyle şekil verilmiş, altyapı, bina, caddeler, meydanlar ve kamusal alanları ile yeni bir çehre edinmiş, Üzerinde belirli bir sosyal ilişkinin yaşandığı insan topluluklarına ev sahipliği yapan Ekonomik ilişki ve aktivitelerinin gerçekleştiği, Doğal bir çevrenin yeniden inşa edildiği, bir topluluk ve ekonomik düzen içinde belirli kurallara göre yönetilen ve farklı politik aktörlerin iletişim içinde olduğu büyük yaşam alanları olarak tanımlamaktadır. Şehir, Türk Dil Kurumu (2007) tarafından “nüfusun çoğu ticaret, sanayi veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, tarımsal faaliyetlerin yapılmadığı yerleşim birim” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamada ilk olarak tarımsal faaliyetlerin yapılmadığı yerleşim yerleri vurgusu dikkat çekmektedir. İkinci olarak, şehir olarak ifade edilen yerleşim yerlerinde istihdam alanlarının ticaret, sanayi ve genel olarak hizmetler sektöründe yer aldığı ifade edilmektedir. Diğer yerleşim alanlarından göç edenler bu sektörlerin farklı alanlarında istihdam edilmektedir. Bir yerleşim yerinin şehir olarak kabul edilmesi için dikkate alınan temel kriterlerin başında nüfus yoğunluğu kriteri gelmektedir. Kültür, sanat ve sosyal etkinliklerin yanı sıra iş bulma ve daha rahat yaşama beklentisi ile şehirlerdeki nüfus yoğunluğu sürekli artmaktadır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, sadece nüfus yoğunluğuna bakılarak bir yerleşim yerini şehir olarak tanımlamamak gerekir. Çoğu zaman politik kaygılarla birçok yerleşim yeri yeterli alt yapıya sahip olmadığı halde idari bir kararla şehir statüsüne getirilebilir. - 33 - Bir yerleşim yerinin şehir olarak kabul edilmesi için nüfus yoğunluğunun yanı sıra ekonomik kriterler de esas alınmaktadır. Buna göre kırsal alanlarda tarım ve hayvancılık gibi ekonomik faaliyetler yaygındır. Şehir olarak kabul edilen yerleşim yerlerinde ise, sanayi, ticaret ve hizmet gibi tarım dışı faaliyetler öne çıkmaktadır. 2.2. ŞEHİR KİMLİĞİ 1 Şehir kimliğini, bir şehri diğer şehirlerden ayırt eden belirgin özellik/özellikler olarak tanımlamak mümkündür. Lynch (1970), Şehir Kimliği isimli eserinde şehir kimliğinin tanımlanmasında o şehirde yaşayan insanların ve şehrin fiziksel çehresinin şehir imajının oluşmasında en önemli öğeler olduğunu ifade etmiştir. Yazar, şehir imajının açıklanmasına çevre imajı ile başlar. Ona göre şehir imajının üç temel unsuru vardır: kimlik, yapı ve anlam. Lynch (1970) kimlik öğesini “kişisellik veya teklik”, yapıyı “objelerin birbirleri ile ilgisi ve birbirlerine göre konumu” olarak açıklamıştır. Kimlik ve yapının anlamı, bireylerin zihinlerinde ortaya çıkan imaj kadardır. Bu nedenle kimlik, “aynılık” ve “ayrıştırılabilir şekil” olarak gerçekleştiğinde zihinde daha güçlü bir imaj ortaya çıkmaktadır. Bu iki faktör ise şehir kimliği olgusunun önemini ortaya koymaktadır. Lynch (1972), önceki kriterlere ek olarak şehir kimliğini tanımlarken hafızayı temel almış ve şehir kimliğini, “çevrenin özelliklerinin zaman içinde insan gruplarının hafızalarında bir amblem veya simge oluşturması” olarak açıklamıştır. Relph (1976:45), yerin kimliğinin ancak onun üzerinde yaşayan insanların karakter ve davranışlarıyla bütünleşerek ortaya çıktığını vurgulamıştır. Bir başka deyişle, yerin kimliği insanların gelenek, görenek, birbirleri ile iletişim kalıpları ve deneyimleri ile şekillenir. Yazar, aynı zamanda “bir şeyin kimliği” ile “bir şeyle birlikte kimlik olmak” kavramları arasındaki farkı vurgulamıştır. Yazara göre, bir şeyin kimliği değişmeyen aynılık olup diğerlerinden ayrılmasını sağlar. Bir şeyle birlikte kimlik sahibi olmak kavramı ise yerin kimliğinin üzerinde yaşayan insan grupları ile şekillenmesi ve onların deneyimlerinin, düşüncelerinin bu şekillenmenin yönünü belirlemesi olarak açıklanabilir. Şehir Kimliğinin Kavramsal Çerçevesinin açıklandığı II. Bölümde kullanılan tüm fotoğraflar Google Görseller’den alınmıştır. 1 - 34 - Carter ve diğerleri (2007) bir yerin kimliğinin çevrenin insanları etkilemesi ile daha güçlü bir anlam kazandığını belirtmişlerdir. Yazarlara göre, bireylerin davranışlarını büyük ölçüde dâhil oldukları sosyal grupların aldıkları kolektif kararlar belirler. Sosyal grupların kararlarını ise çoklukla içinde bulundukları maddi ve maddi olmayan çevre belirler. Buradan hareketle Stefanou (1992) bireyi etkileyen çevre faktörlerini şu şekilde açıklamıştır: Anlamlı olma Özgünlük Çağrışım oluşturabilme Mevcut çevreye uyum Çevresel öğelerin birbirleri ile uyumu Çevresel öğelerin çeşitliliği İmaj oluşturabilme Tüm bu faktörlerden etkilenerek şehir kimliği yıllara dayanan bir süreçte yerleşir ve değişime uğrar. Üstelik birçok büyük şehir, planlı olarak “büyük” olmak üzere kurulmamış, üzerinde yaşattığı insanların zaman içinde ona verdikleri önem ve anlam sayesinde büyümüştür. Sürece dayalı olarak yaşanan sosyolojik ve toplumsal değişimler, değişen toplumun mekânlar üzerine etkisini belirlemekte, dolayısıyla şehir ve toplum birbirini girift şekilde etkilemekte ve dönüştürmektedir. Bu karşılıklı etkileşim şehir ve sakinleri bir arada oldukça devam eder. Etkileşimi ortaya çıkaran faktörler ise her şehir için farklıdır. İşte bir şehri özgün ve kişilik sahibi yapan da bu farklılıklardır. Bu açıklamayı destekleyen bir tanım yapan Krupat (1985), insanların içinde bulundukları çevrede gösterdikleri davranış ve verdikleri tepkilerin çevre kimliğini (imajını) oluşturduğunu, bu kimliği kullanarak ve yorumlayarak insanların davranışlarında değişiklik oluştuğunu belirtmiştir. Dematteis (1994:430) şehir kimliğini tarif ederken içerden veya dışarıdan bakılmasına göre farklı tanımlamaların ortaya çıkabileceğini söylemektedir. Önemle vurgulamak gerekir ki, şehir kimliğini oluşturan iklim, coğrafi yapı, kültürel seviye, mimari, gelenekler, alışkanlıklar yanında, o döneme ait siyasi olaylar da farklı düzeylerde bu kimliğin oluşmasına yön verir. Bu nedenle şehir kimliğinin yorumlanmasında tek tek faktörlerin değil tüm etmenlerin birlikte göz önünde - 35 - bulundurulması gerekir. Örneğin döneminde dünyanın en büyük el yazması eserlerinin bulunduğu, en zengin kütüphanelere sahip ve bilimin merkezi olarak kabul edilen Kahire, tarih süreci içinde yaşadığı siyasi devinimler ve savaşlar nedeniyle büyük ölçüde bu kimliğini kaybetmiştir. Tarihsel serencamından günümüze geldiğimizde, şehirde önemli üniversiteler bulunmakla birlikte, bilim merkezi olmaktan ziyade antik çağdan kalma eserleri ve piramitleri ile Kahire dünyanın en önemli egzotik turizm merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Tarihsel ve siyasi olaylar aynı zamanda şehir içinde kültürel katmanların da ortaya çıkmasına yol açar. Ortaya çıkan her katman kendi içinde farklı özellikler sergiler. Katmanlar etnik, sosyal, maddi düzey gibi farklı parametrelere göre ortaya çıkabilir. Ancak sosyolojik ve iktisadi olarak ortaya çıkan bu katmanlar arasında derin yarıkların olmasının uygun olmadığı düşünülür. Sonuç olarak, her türlü maddi ve manevi unsur şehrin kimliğinin ortaya çıkmasında etkendir. Bunlar arasında daha fazla göze çarpan faktörler de şehrin imgesini oluşturur. Bu imgelerin özgünlüğü ve giderek diğerlerinden ayrışması şehre “tek olma” özelliğini kazandırır. Bu teklik durumu da asıl şehrin kimliğini açığa çıkartan nüvedir. Yukarıda sözü edilen tüm bu özelliklerin mezcedilmesiyle ortaya çıkan şehrin karakteri, üzerinde yaşayan insanlarla karşılıklı etkileşim sonucunda yıllar içerisinde gelişir, şekil değiştirir ve şehrin etiketi ortaya çıkar. Etiket bir manada o şehrin kimliğini özet olarak ifade eder. Etikette sadece o şehri sembolize eden ibareler bulunur. Bu ibareler ise şehre ilk gelen birisinin döndüğünde aklında kalacak, o şehre ait spesifik özelliklerdir. - 36 - Tüm bunların yanında, son tahlilide fiziksel bir mekân olan şehir, mimarisi ve şehirsel dokusu ile de teklik hakkına sahiptir. Zira şehir kimliğinin oluşmasında şehir mimarisi çok önemli bir yere sahiptir. Tıpkı diğer faktörlerde olduğu gibi şehir mimarisi de yaşayan bir durumu temsil eder ve zamana, içinde bulunulan siyasi/ekonomik/sosyal döneme göre değişir. Üstelik dönemin mimari özellikleri, bina yapımında kullanılan malzemeler, yerel yönetimlerin tutumu gibi faktörler de mimarinin şekillenmesinde başat rol oynarlar. Bu nedenledir ki, mimari planlaması yapan tasarımcıların ortaya koydukları çalışmalar ve dönemin yerel yöneticilerinin sürece bakış açısı mimarinin karakteristiğini belirler. Bu anlamda Bolu iline bağlı Göynük ilçesi, 18. ve 19. yüzyıl Osmanlı Mimarisini hassasiyetle koruyan bölgelerimizden biridir. Şehrin kamu kurumları da mimari dokuya uygun olarak yapılmış, şehrin silueti ve kimliği olabildiğince korunmaya çalışılmıştır. Oysa özgünlük hakkını kaybeden veya değiştiren şehirler, kimliğin öz olan ve sonradan edinilen özellikleri arasında bir kimlik karmaşası yaşamaya başlar. Bu nedenledir ki, bir şehre girdiğimizde gördüğümüz yüksek katlı apartmanlar, onlara eşlik eden geniş caddeler ve her yerde görmeye alışık olduğumuz hiçbir mimari ayrıcalığı olmayan AVM’ler, şehirlerimizde kimlik sorununun giderek daha fazla hissedilmesine sebep olmaktadır. Şehir kimliği tanımlamalarını bitirmeden önce “yaratıcı şehir” kavramı üzerinde de durmakta fayda olacaktır. Yaratıcı şehir kavramı, yaratıcı endüstri kavramına benzer. Yaratıcı endüstri, mesleki eğitim ve yetenek gerektiren, zenginlik ve iş imkânı sağlama potansiyeli olan teknolojik bilginin üretilmesi ve pazarlanmasıdır. Reklam, sanat eseri pazarlaması, moda tasarım, sinema ve bilgisayar oyunları, müzik vb. alanlarda yapılan başarılı çalışmalar yaratıcı endüstri tanımlamasına girer. Bu tanımdan hareketle Mirko ve Tomic-Koludrovic (2005, s.131) yaratıcı şehri, “yüksek oranda yaratıcı endüstrilere dayalı olarak gelişen yer” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, günümüz şehirlerinin küresel ölçekte tanınması ve değer elde etmesi açısından ayrıcalıklı bir yere sahiptir. - 37 - Şehir kimliğine yönelik farklı bakış açılarıyla yapılan bu tanımlamalardan sonra, şehrin kimliğini etkileyen faktörler aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (İlgar, 2008, s.11-21). 2.2.1. Sosyo-Kültürel Özellikler Beşeri çevre, tek tek insanların bir araya gelerek birbirleriyle etkileşim içinde bulunmaları ile oluşur. Bir başka deyişle, her bir insanın kimliği bir başka bireyin kimliği üzerinde etkili olurken zamanla şehir kimliğinin de formasyonuna zemin hazırlar. Şehir kimliği kavramı da bu sürecin doğal bir sonucu olarak karşılıklı iletişim sürecinde toplumun çevreyi algılaması, yorumlaması ve değerlendirmesiyle ortaya çıkar. Gerçekten de şehir sakinleri içinde bulundukları maddi ve manevi şartlara göre özgün davranışlar sergiler ve bu davranışlarını vücuda getirdikleri her nesneye aktarırlar. Nesnelerin formu, yapısı, dokusu, kullanılacak malzeme, simgesel durumu gibi konularda insanın farklı bakışı farklı yapıların ortaya çıkmasına yol açar. İnşa edilecek bir yapıda kullanılacak malzemelerin neler olduğunu, başka nelere gereksinim duyulduğunu en iyi o şehirde yaşayanlar bilir. Bu ilişkinin sonucunda ev, sokak, mahalle, köy ve şehir gibi mekânların oluşması sağlanır ve her birisinin ayırt edici özellikleri ortaya çıkar. Bu oluşumda bireyin bilinçli veya bilinçsiz olarak algıladığı her şey, bilgisi, deneyimleri, gelecekle ilgili beklenti ve kaygıları, istek ve ihtiyaçları yanında inanç, örf ve adetleri, aile-akrabatoplumun diğer fertleriyle ilişkileri, kişilerin “şehirli” olma isteği ile toplumun bugün ve geleceğe dair beklentileri de bu oluşuma katkı sağlar. Öte yandan, bireyin kimliği, içinde bulunduğu şehrin kimliğinin şekillenmesinde rol oynuyorsa, duruma tersten bakıldığında, aynı şekilde şehirde bireyin kimliğinin şekillenmesinde etkili olacaktır. 2.2.2. Sosyo-Ekonomik Özellikler Toplumların siyasi yönetim şekilleri, o toplumların ekonomilerinin de nasıl yönetildiğinin bir göstergesidir. Liberal veya kolektivist ekonomi anlayışı ile yönetim farklılıkları, o toplumda yaşayan bireylerin çalışma koşullarını, gelecekle ilgili beklentilerini ciddi şekilde etkiler. Ayrıca ülkelerin ekonomilerinin gelişmişlik seviyeleri, yeni teknolojik imkânlardan istifade etme, hatta yeni teknolojiler geliştirme fırsatı sağlar. Özellikle teknolojinin altın çağının yaşandığı günümüzde, - 38 - yeni bilgi ve teknoloji üretemeyen toplumlar, gelişme ve zenginleşme yarışında geride kalmaya mahkûm görünmektedir. Öte yandan, teknoloji üretmek için de ciddi bir sermaye birikimine ihtiyaç vardır. Bir anlamda teknoloji, ülkelerin ekonomik gelişmişliğinin hem sebebi hem de sonucudur. Birçok gelişmekte olan ülkenin içinden çıkamadığı bu fasit daire, yerelde şehirlerin şekillenmesini de etkiler. Gerçekten de şehirlerin ekonomik yapıları ve gelişmişlik seviyeleri, o şehirde yaşayan bireylerin yaşam şekillerini etkiler. Teknolojik gelişmelerin bir sonucu olan sanayileşme, toplumlarda büyük değişikliklere yol açar. Şehirlerde açılan sanayi bölgeleri, tarımda makineleşme sonucunda daha az beşeri sermayenin tarım sektöründe ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle kırsaldan şehire doğru göç hızla artar ve şehirleşme hızlanır. İş imkânlarının daha yoğun olduğu şehirlere ve sanayi bölgelerine yönelik bu insan akımları, beraberinde aile hayatı, sosyal çevre ile olan ilişkiler, gelenek ve görenekler üzerinde de son derece etkili değişikliklere yol açar. Şehirde ticaret, sanayi, hizmetler gibi alanlardan hangisi daha yoğun bir faaliyet alanı buluyorsa, şehrin mimarisinden bitki örtüsüne, sosyal yaşamına kadar varan değişiklikler ve şehre özel durumlar ortaya çıkabilir. Örneğin ticaretin ön plana çıkması, şehrin ilerleyen zamanlarda bir ticaret merkezi olmasına yol açabilir. Sanayinin ön plana çıkması durumunda, hangi sektörün baskın olduğuna bakılarak, şehir o yönüyle ön plana çıkar. Zonguldak kömür madenciliği sektörünün ön planda olduğu şehirlerimizden biridir. Bu nedenle şehirde yerleşik nüfusun önemli bir kısmı ya direkt bu sektörde veya bu sektöre destek veren yan alanlarda faaliyet göstermektedir. Maden sektöründe çalışan bireylerin gelir düzeyleri göze alındığında orta sınıf gelir seviyesine sahip bireylerin yoğun olarak yaşadığı bir şehir ortaya çıkar. Bu gelir seviyesine göre de diğer alanlar kendilerine gelişme imkanı bulabilir. Bu duruma göre Zonguldak çok üst düzey gelir seviyesine sahip toplum katmanlarının yoğun olarak bulunmadığı bir şehir profili çizer. Daha makro noktadan bakıldığında, şehirlerin yapılarındaki bu farklılıklar birbirlerine göre gelişme ve geri kalma durumlarını da belirler ve farklı şehir kimlikleri ortaya çıkar. - 39 - 2.2.3. Fiziksel Ortam ve Çevre Fiziksel çevre, genel anlamda çevrenin bir parçasıdır ve nasıl ki çevrenin formasyonunda her türlü ilişkiler ağı söz konusu ise fiziksel çevrenin oluşmasında da aynı durum söz konusudur. Fiziksel çevre, doğal ve yapay çevre olmak üzere iki temel ayrımda incelenebilir. Doğal çevre, oluşumunda insan faktörünün etkili olmadığı çevreyi temsil eder. Ancak doğanın oluşumunda etkili olmaması, doğanın şekillenmesinde ve kontrol altına alınmasında etkili olmayacağı anlamına gelmez. Şehrin doğal yapısında insan eliyle ortaya konan fiziksel durumlar insanın doğayı kontrol altına alma ve kendi istediği gibi şekillendirme duygusuna yönelik çalışmalardır. Doğal çevre özellikleri yer şekilleri, iklim koşulları, su kaynakları, bitki örtüsü, varsa ormanlarının niteliği (orman yoğunluğu, ormanlarda yaşayan hayvan cinsi çeşitliliği, ağaçların çeşitliliği vb.) gibi faktörlerden oluşur. Bu öğelerin her biri içinde bulundukları şehre ayrı bir anlam katarlar. Örneğin Prag içinden geçen Vltava nehri, şehrin dünya çapında üne sahip bir güzelliğe kavuşmasına sebep olmuştur. Benzer şekilde İstanbul da iki yakası arasından deniz geçen bir şehir olarak olağan üstü Erzurum’un bir güzelliğe sahiptir. simgelerinden olan Palandöken Dağı ile Kayseri Şehrinin simgelerinden olan Erciyes Dağı; bir yandan doğal güzellikleri, diğer yandan da kış sporlarına ev sahipliği yapmaları nedeniyle bu şehirler için önemli gelir kaynaklarını oluşturmakta ve şehirlerine kimlik kazandırmaktadırlar. - 40 - Yukarıda sözü edilen yer şekillerinin konumu, şehirlerin formasyonunda ve gelişmesinde önemli rol oynarlar. Çok dağlık, engebeli araziye sahip bölgelerde ve şehir içinde doğal olarak var olan geniş su birikintilerinin durumlarda şehirler olduğu bu doğal durumdan oldukça etkilenir. Daha düz olan alanlarda ve dağların yamaçlarında binaların dolayısıyla şehir biriktiği, merkezinin buralarda yoğunlaştığı gözlenir. Karadeniz Bölgesinde şehirlerin yerleşim şekli bu duruma örnek gösterilebilir. Benzer şekilde büyük su birikintileri ve göllerin çevreleri binalaşmanın ve şehirleşmenin yoğunlaştığı yerlerdir. Şehir ile yerleşim yeri arasında denge ne kadar tutarlı ise, şehirlerin kimlikleri de o derece özgün ve kalıcı olabilir. Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında Konuralp adı ile sert kayalıklar üzerinde dar bir alana kurulmuş olan Düzce şehri, zaman içinde yerleşim alanlarının yetersiz gelmesi nedeniyle Düzce ovasına doğru yayılmaya başlamıştır. Ancak 1999 depreminden sonra, zemin kalitesi ve güvenliği göz önünde bulundurularak asıl kurulduğu yer olan Konuralp’e tekrar geri dönmüştür. Bu noktada, doğal yeryüzü şekilleri kadar, deprem kuşağında veya fay hatları üzerinde bulunup bulunmaması, heyelan bölgesinde olup olmaması da şehir formasyonunda önemli faktörler olarak değer atfetmektedir. 2.2.3.1. İklim Yapısı İklim özellikleri şehir kimliğinin oluşmasında hem fiziki ortam olarak hem de üzerinde yaşayan insanların davranışlarını etkileme yoluyla önemli rol oynar. Binaların mimarisi, seçilen malzeme, yapıların renkleri ve birbirlerine göre konumları şehir dokularının farklılaşmasına sebep olur. - 41 - Soğuk iklim bölgelerinde binaların yapımında kar tutmaması için çatılar yüksek ve dik olarak dizayn edilir. Isı yalıtımı için, bir yandan mantolama sistemleri sıkça uygulanırken; diğer yandan da az sayıda ve küçük pencereli, birbirlerine daha yakın yapılar tercih edilir. Sıcak iklim bölgelerinde ise geniş pencereli, geniş balkonlu yapılar göze çarpar. Yapılaşmada daha az yoğunluk göze çarpar. Hatta bu bölgelerde bina içlerine ısınma tertibatının konulmadığı sık rastlanan bir durumdur. Ülkemizde güney bölgelerimizde, Adana ve Mersin gibi illerimizde bu türde yapılara sıklıkla rastlanır. İklim koşulları nedeniyle binaların şekillenmesinde görülen bu farklılıklar, bu coğrafya üzerinde yayan insanların davranışlarına da yansır. Soğuk iklim binaları birbirlerine yakın ve son derece yoğun olduğu için aile, akraba ve komşuluk ilişkileri daha sıktır. Uzun ve soğuk kış gecelerinde aileler daha fazla bir arada olmak ister. Her bir konutta çekirdek aile yanında ebeveyn ve akrabalarla birlikte yaşam da sık görülen durumlardır. Sıcak bölgelerde yapıların birbirinden ayrık ve geniş alana yayılmış olması bu ilişki yoğunluğunun zayıflamasına yol açar. Dış mekân aktiviteleri için daha müsait olan ılıman iklim bölgelerinde daha bireysel veya çekirdek aileye dönük yaşamlar daha sık rastlanır. İklim sadece insan ve insanın bulunduğu yerler üzerinde etkili olmaz, aynı zamanda o bölgede yaşayan tüm hayvanlar ve bitki örtüsü üzerinde de etkilidir. Daha yoğun yağış alan ve çok soğuk olmayan bölgelerin daha yeşillik ve ormanlık olduğu görülür. Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesi buna en güzel örnektir. Tersine, gece gündüz sıcaklıklarının yüksek, kışların çok soğuk yazların kurak geçtiği bölgelerde bitki örtüsünün kıraç bozkır olduğu sıklıkla görünür. İç Anadolu Bölgesi bu tasvire en çok uyan bölgemizdir. Yine iklimin etkisiyle Güney Marmara ve Ege bölgelerinde zeytin ağaçlarının, Akdeniz’de narenciye ve muz ağaçlarının, Karadeniz’de fındık ve çay bahçelerinin yoğunluğu göze - 42 - çarpar. Çok zaman bitki örtüsü şehir kimliğinin bir parçası haline gelir. Örneğin Antalya Valiliği şehrin en önemli tarım ürünlerinden olan portakalı logo olarak kullanmıştır. Bitkinin şehir kimliğindeki ayrıcalıklı yeri bize Osmanlı kültüründen mirastır. Osmanlı döneminde yeni kurulan bir yerleşim merkezine uzun ömrü sembolize eden çınar ağacı dikilir, çınarın yanına da büyükçe bir cami inşa edilirdi. Tüm şehir bu merkez çevresinde daire şeklinde büyürdü. Özellikle Söğüt bölgesinde yoğun olmak üzere, o dönemleri temsil eden çok sayıda tarihi çınar ağacı günümüze değin gelmeyi başarmıştır. 2.2.3.2. Şehre Özgü Hayvan, Irk ve Türler Şehirde yoğun olarak bulunan belli hayvan ırkları ve türleri de şehir kimliği açısından ayırt edici bir özelliktir. Sivas şehrinin Kangal ilçesi, adını bu bölgede yetişen bir çoban köpeği cinsinden almıştır. Benzer şekilde Ankara ve Van kedileri ile Ankara tiftik keçisi bu şehirlerin simgeleri olmuştur. Günümüzde Ankara Büyükşehir Belediyesi logosunda Ankara kedisi kullanılmaktadır. Koyunu ile tanınan Karaman ilinin hemen girişinde yakın zamana kadar bulunan büyük bir koyun figürü şehre gelenleri karşılamaktaydı. Benzer şekilde Denizli şehrinin en merkezi yerinde, şehrin önemli sembollerinden olan büyük bir horoz heykeli bulunmaktadır. Horoz figürü şehir belediyesinin logosuna da taşınmıştır. Bunların yanında, büyük orman ve av/yaban hayvanı bölgelerine sahip şehirler, bu özellikleri nedeniyle diğerlerinden farklı bir kimlik kazanabilir. Örneğin dünyada kendisi dışında sadece Amazon ormanlarında var olan Longoz ormanlarına sahip olan Kırklareli şehri, bir yandan ormanları ve içinde barındırdığı yüzlerce cins vahşi hayvanı ile diğer yandan, Karadeniz’e olan kıyısı ile kendine özgü bir kimliğe ve güzelliğe sahiptir. - 43 - 2.2.3.3. Yer Üstü Suları ve Yeraltı Suları (Ilıca ve Kaplıcalar) Şehir kimliğini etkileyen doğal bileşenlerin bir diğeri de yer üstü ve yer altı sularıdır. Bu suların formasyonu, şehrin kuruluş şeklini ve binaların yerleşimini büyük ölçüde belirlemektedir. Bir şehirde yer altı sularının çokluğu bu şehrin ılıca ve kaplıcalar yönünden zengin bir şehir olduğunu gösterir. Bu kaynaklar bir yandan şehrin yapılaşmasını yönlendirirken diğer yandan da bu yapıların kendine özgü bir formda oluşmasına yol açar. Afyon, Pamukkale, Bursa, Kızılcahamam gibi yerleşim birimleri termal turizmin ön planda olduğu yerleşim birimleridir. Yer üstü suları ise şehrin siluetinin oluşmasında önemli bir rol oynar. Boğazın gerdanlığı gibi sahile yayılmış olan İstanbul, tamamen boğazın doğal formasyonu ve boğaza bakan tepelerin yerleşim şekillerine göre oluşmuştur. 2.2.3.4. Şehrin Coğrafi Konumu Şehrin bulunduğu coğrafi konum da şehir kimliği üzerinde önemli rol oynar. Ana arterlere ve limanlara yakınlık ile büyük şehirlere yakınlık yanında coğrafi konum da şehir kimliğinin oluşumunda etkilidir. İstanbul’u Edirne’ye bağlayan ana yol üzerinde bulunan Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesi, ana yoldan 25 km içeride kalan şehir merkezine göre çok daha avantajlı bir konumdadır. 2.2.3.5. Doğal Olmayan Çevre Doğal olmayan çevre, şehirde yaşayan insanların ihtiyaçlarından ortaya çıkan ve insan tarafından öğeleri olmayan ifade çevre, oluşturulan eder. Doğal uygulandığı dönemin bilgi, teknoloji, kültür ve değerlerini yansıtır. Şehirde Fotoğraf: http://www.manzara.gen.tr/istanbulresimleri/istanbul-gece-manzaralari-29-71283.html bulunan tarihi ya da yeni yapılar, - 44 - konutlar, yollar, köprüler tamamen yapay çevrenin birer yansımasıdır. “Camiler Şehri” olarak anılan İstanbul, fetihten itibaren günümüze kadar inşa edilen camiler neticesinde bu kimliğe sahip olmuştur. “Gece açan çiçek” tanımlaması ile de anılan İstanbul’a bu yakıştırma, şehrin önemli eserlerinde yapılan estetik ışıklandırmalarla ortaya çıkan görsel güzelliği neticesinde uygun görülmüştür. 2.2.3.6. Yapı/Bina Grupları Şehirdeki yapay elemanların oluşturduğu yapı gruplarının şekli, yüksekliği, yerleşimi ve görsel karakteri şehir kimliğinin vurgulanmasında önemlidir. Yapıların yoğunluğu, aralarında bulunan mesafenin büyüklüğü, bitişik nizam olup olmaması, binaların büyüklüğü, yüksekliği ve sayısı göz önünde bulundurulur. Bu yapıların oluşturduğu form tamamen rastlantısal olabileceği gibi, planlama dâhilinde bilinçli olarak da yapılmış olabilir. İstanbul’un Sarıyer İlçesine bağlı Maslak gökdelenler semti halindeyken, Şile ilçesi alçak katlı ve birbirinden ayrık konutlarıyla bir sayfiye şehri görüntüsü vermektedir. Aynı şehrin farklı noktalarında birbirinden bu derece farklı yapıların ortaya çıkması, bir yandan gereksinimlerle, diğer yandan da tercihlerle açıklanabilir. Yapıların teknolojileri, inşaat teknikleri, kullanılan malzemelerin dayanıklılığı ve güvenilirliği yanında binaların hangi maksatla kullanıldıkları da formasyonlarında önemlidir. Üstelik tüm bu faktörler içinde yaşayan ve onları kullanan insanların dünya görüşünü, yaşam şekillerini, estetik anlayışlarını, eğitim düzeylerini, inanç ve zevklerini kısaca kültürel kimliklerini ortaya koyar. - 45 - 2.2.3.7. Tarihi Eserler ve Simgesel Yapılar Öte yandan yapılar, toplumların ideolojilerini, tarihleri ile bağlarını, yönetim şekillerini ve inançlarını da ifade eder. Yapılarda kullanılan kimi semboller, mimari veya renkler siyasi rejimlerin özelliğini ifade etmek amacıyla kullanılır. Maltepe Orhangazi Lisesi bu bakış açısına örnek verilebilecek yeni dönemde yapılmış binalardandır. Şehirde yapıların dizaynında ve biçimlenmesinde kullanılan üslup, stil, malzeme, kullanılan yapı teknolojileri, imar ve koruma planları şehrin kimliğinin bir öğesidir. Safranbolu evleri bu anlamda yörenin önemli bir kimlik öğesini temsil eder. Bunun gibi Nevşehir ilimizde yöresel olarak çıkartılan bir çeşit sarı taş kullanılarak yapılan binalar, şehir kimliğinin önemli bir unsurunu oluşturmaktadır. Şehir kimliğinin oluşmasında yukarıda sözü edilen insan ve çevre faktörlerinin devamı olarak, sokak dokusu ve tarihi/anıtsal yapılarda etkilidir. Tarihi doku yönünden binlerce yıllık geçmişe sahip Anadolu’da neredeyse her şehirde bulunan tarihi eser ve anıtlar bu şehirlerin kimliğinde önemli bir noktayı oluşturur. Sivas’ta Çifte Minare ve Gök Medrese, Erzurum’da Yivli Minare bu şehirlerin sembolü olmuş tarihi anıtlardır. Tarihi olmamakla birlikte Kocatepe Camii de Ankara’nın önemli simgelerindendir ve şehre bir kimlik kazandırmıştır. Bu eserlerin tamamında ince bir zevk ve sanat yanında, üzerinde bulunduğu coğrafyanın kültürünü temsil eden çizgiler sıkça görülür. - 46 - Özellikle Anadolu’da şehirlerin bu eserler çevresinde yerleşik olduğu sıkça görülür. Bunun yanında, aile yapısı da yerleşim şekillerinin önemli belirleyicilerindendir. Doğu toplumlarında daha sık görülen kalabalık aile ve yoğun akrabalık ilişkileri, batı toplumlarında daha sığ olarak görülür. Bu durum kırsal-şehir ayrımında da kendini gösterir. Kırsalda görülen büyük konutlar, kalabalık aileler, gençlerin evlendikten sonra da ebeveynleriyle birlikte yaşama anlayışı şehirde kendini çekirdek aile kültürüne bırakmıştır. Bir yandan birçok ailenin ebeveyn ve akrabalarının aynı şehirde yaşıyor olmaması, bir yandan şehrin getirdiği yoğun çalışma temposunun kısırlaştırdığı akraba ilişkileri, öte yandan da çok büyük konutların ortaya koyduğu maliyetler göz önünde tutularak giderek daha az bireyin bulunduğu çekirdek ailelerin yoğunlaşmasına yol açmıştır. Son dönemde ise aile olmaksızın tek başına yaşayan bireylerin toplumda giderek artması nedeniyle, tek kişinin yaşaması için uygun olabilecek stüdyo dairelerin bulunduğu konut yapımı giderek artmış ve bunlar da rağbet görmeye başlamıştır. 2.3. ŞEHRİN KİMLİK EROZYONU Modern dünyada şehirlerin kimlik erozyonu farklı boyutlarda da olsa bütün ülkelerde yaşanan önemli bir problemdir. Bosna-Hersek’te yaşanan iç savaşta Kasım 1993’te yıkılan Mostar Köprüsü ve çevresi, aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. Orijinal yapılara sadık kalmak adına, yıkılan köprünün taşları nehir yatağından çıkarılmış ve Mostar köprüsü şehir kimliğinin bozulmadan günümüze kadar ulaştırıldığı güzel örneklerden biri olmayı başarmıştır. - 47 - Buna karşılık, İstanbul’un Tarihi Yarımada’sı 2500 yıllık kültürel mozaiğin bozulmadan yaşatılabilmesi için büyük mücadele vermektedir. Ekonomik, fiziksel ve kültürel şekillerde ortaya çıkabilen kimlik erozyonu; şehirlerin yaşadığı en önemli problemlerden biridir. Şehirler ya sahip oldukları kimliği kaybetmekte, ya da yeni kimlikler üretememektedir. Bu durum sonucunda şehirde yaşayan bireylerde şehre karşı yabancılaşma hissi ortaya çıkmaktadır. Bu duygu, bireylerin şehre aidiyet duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Kimlik erozyonu, şehirlerde parçalanma ve bölgeleşme durumunun da ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu durumda bireyler yaşadıkları şehri sadece belli bir iş için bulunulması gereken bir mekân olarak algılamaya başlar ve insan-şehir-mekân ilişkisi giderek anlamını kaybeder (İlgar, 2008). Özellikle yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren başlayan hızlı şehirleşme, hızlı bir çevre değişimi ile birlikte şehrin kimliğini belirleyen tarihi ve doğal dokunun bozulmasına ve şehirleri gelişigüzel ve anlamsız bir büyümeye itmiştir. Sürekli yıkılıp yerine yenilerinin yapıldığı kişiliği olmayan yapılar nedeniyle, birbirini takip eden nesiller birbirlerine ve kültürlerine yabancı hale gelmişlerdir. Şehirlerin kimlik erozyonu sorununun çözümü uzun ve meşakkatli bir süreci gerektirir. Zira her şeyden önce şehre yeni yerleşen şehirlilere ve taşradan şehre göçüp şehirlileşmeye çalışanlara farklı bir şehir bilinci kazandırmak gerekir. Bu kazanım, şehrin sadece para kazanma, ulaşma, tüketme, okuma, ikamet etme yeri olmaktan çıkıp yaşama, yaşamı paylaşma ve kültürel bütünleşme ortamı olmasıyla mümkün olacaktır. Özetle, şehir sakinlerinin üzerinde yaşadıkları şehirle bütünleşerek yeni bir kimlik ve aidiyet geliştirmesi ile mümkün görünmektedir. - 48 - Kimliği olan bir şehrin sağlayacağı faydalar ise aşağıda sıralanmıştır (Demir, 2006, s.117): Şehrin kimliğinin olması, şehri diğerlerinden ayırır, tanınırlığı artar. Büyüme modeli, şehir kimliğine uygun olarak şekillenir. Şehrin önceden belirlenmiş kimliğine zarar verebilecek uygulamalar en başta reddedilir. Şehir kimliğine bağlı olarak toplumsal duyarlılık artar. Yapılması düşünülen yatırımlarda, şehir kimliğine uygunluk ve nitelik aranır. Şehirsel kaynakların kullanımı şehir kimliğine uygun olarak gerçekleşir. 2.4. ŞEHİR PAZARLAMA Şehir pazarlama kavramı, literatüre son yirmi yılda girmiş olmakla birlikte aslında oldukça eski bir kavramdır. Ancak kavramın günümüzdeki karşılığı şehir ve tüketim toplumu ilişkisi noktasında sınırlı kalmıştır. Özellikle küreselleşmenin baş döndürücü bir hızla artmasına paralel olarak, medyanın etkisi ve insan mobilitesinin de artması sonucunda şehirler birbirleri ile rekabet edebilecek yeni alanlar keşfetmeye başlamışlardır. Son dönemlerde özellikle gelişmekte olan ülkelerde şehir planlamacıları ve yerel yöneticileri için şehir pazarlama kavramının önemi giderek artmaktadır. Şehrin pazarlanması, şehrin potansiyellerinin ortaya konulması ve bunların hem şehir sakinleri hem de yabancıların hizmetine sunulmasına yönelik bir dizi çalışmayı ifade eder (Deffner ve Liouris, 2005, s.3). Ashworth ve Voogh (1990) ise şehir pazarlamasını, belirlenen hedeflere ulaşmak için ve şehrin sosyal ve ekonomik fonksiyonlarını maksimize etmek maksadıyla, hedef müşterilerin talepleri doğrultusunda yapılan aktiviteler olarak tanımlamışlardır. Bu noktada, şehrin pazarlanabilmesi için iç ve dış performans göstergelerinin tatmin edici seviyede olması gerekir. İç ve dış performans göstergeleri aşağıda Tablo-3’de açıklanmıştır. Kimi yazarlar şehrin pazarlanmasının hem şehir sakinleri, hem de o şehirde yaşamayan ancak şehrin kimi imkânlarından istifade etme potansiyeli olan yabancılara yönelik olarak da yapılması gerektiğini savunmaktadırlar. Bu durum “markalaşma” ve “şehir markası oluşturma” konularını gündeme taşımaktadır. Spor ve kültürel aktiviteler, kurumların reklamı, şehir web siteleri, şehrin simgesi olan binalar ve tanıtımlar yanında şehrin kendine özgü mimarisi - 49 - de şehrin pazarlanması ve marka oluşturulması için kullanılabilecek enstrümanlardır. Şehir pazarlamasında ise en önemli promosyon kanallarından birisi hiç şüphesiz şehir markasının oluşturulmasıdır. Tablo-3: Şehrin İç ve Dış performans Göstergeleri İç Performans Göstegeleri Dış performans göstergeleri *Coğrafi konum *Ülkenin ekonomik performansı *Doğal yapı *Ülkenin içinde bulunduğu siyasi koşullar *Tarihi yapı *Komşu illerin durumu *Endüstriyel altyapı *Bölgesel gelişmişlik düzeyi *Diğer ülkelerin şehrin bulunduğu coğrafya ile ilişkileri *Yerel yönetim *Merkezi yönetimde şehrin temsil gücü *Güvenlik *Şehir sakinlerinin demografik, sosyal ve kültürel yapısı *Hedef birliği Kaynak: Eroğlu, H., 2007. Şehirlerin Markalaşması, Yerel Siyaset Dergisi, Issue: 23, ss.65-66. Şehir pazarlamanın temel stratejileri aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir (Altınsoy, 2010,s.1): İmaj Pazarlaması: Davos, Uludağ ve Palandöken gibi kış spor mekânları üzerine pozitif imajlar gelişme stratejisidir. Cazibe Pazarlaması: Doğal cazibe merkezi olan bölgeler (kanallar şehri Venedik, Maldivler gibi) üzerine odaklanan bir stratejidir. Alt Yapı Pazarlaması: Altyapı avantajlarına (Rotterdam ve Hamburg limanları gibi) odaklanan bir stratejidir. Marka Pazarlaması: Ünlü yerleşim yerleri ve kurumlar (Dubai, Harvard gibi) üzerine odaklanan stratejidir. - 50 - 2.5. ŞEHİR MARKASI Marka olmak, şehirler açısından her şeyden önce ekonomik nedenlere dayanır. Şehirler açısından ulaştırma, turizm, kültürel etkinlikler, eğitim ve sağlık merkezleri gibi faktörler önemli gelir kaynaklarıdır. Bu kaynaklar şehre uluslararası bir kimlik yanında, sabit sermaye yatırımları ile dolaşımdaki sermayeyi çekme açısından önemli avantajlar sağlar (Paul, 2004, s.575). Bu türde gerçekleşecek markalaşma, şehrin kimlik kazanmasına yardımcı olacağı gibi, şehir ekonomisinin gelişmesine ve kalkınmasına da önemli katkılar sağlar. Hanna ve Rowlye (2008), şehirler için markalaşmayı gerekli kılan unsurları şu şekilde özetlemektedir: Küresel medyanın gücü Uluslararası seyahat maliyetlerinin azalması Bireysel harcama imkânlarının artması Şehirlerin mal/hizmet üretme ve sunmada giderek daha fazla birbirlerine benzemeye başlamaları Farklı kültürlere olan ilgi Bir şehrin doğal, kültürel, tarihi ve sosyal kendine has tüm özelliklerini ayrıntılarıyla tanımlamak uzun zaman almasına rağmen, marka kimlik sahibi olmuş bir şehir açısından bu durum, belli sıfatlardan oluşan bir marka aracılığıyla sunularak son derece basitleştirilmiş olur. Elbette bir şehre yönelik marka oluşturmak için her şeyden önce o şehrin kendine özgü, marka olmaya değecek bir özelliğinin bulunması veya olan bir özelliğin ayırt edici yanının var olması gerekir. Şehir markası, şehrin görünüşünü; şehir insanının gelenek, yaşam şekli ve davranışlarını da içerir. Marka belirlenmesinde, markanın sahibi olanların özellikleri önemlidir. Buradan hareketle, şehrin marka kimliğinin oluşmasında şehir sakini olan bireylerin özellikleri önem kazanır. Rio de Janerio dendiğinde karnaval, Milano veya Paris dendiğinde moda, İsviçre dendiğinde saat ve çikolata hemen akla gelen çağrışımlardır. - 51 - Tablo-4: Avrupa’da Marka İmajı En Yüksek Şehirler Sıra 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Şehir İsmi Paris Londra Barcelona Berlin Amsterdam Münih Stockholm Prag Roma Bulunduğu Ülke Fransa İngiltere İspanya Almanya Hollanda Almanya İsveç Çek Cumhuriyeti İtalya Kaynak: City www.citymayors.com, 28.08.2014] Mayors, [Erişim Erişim: Tarihi: Tablo-4’de açıkça görüldüğü üzere, Avrupa’da en güçlü marka imajına sahip şehir Paris’tir. Paris; Eyfel Kulesi, Elysee Sarayı gibi tarihi ve turistik mekânları yanında, meydanına açılan kafeleri, moda ve tekstildeki liderliği, parfüm sektöründeki ayrıcalıklı yeri ile marka imajında örnek gösterilebilecek şehirlerden biridir. Ülkemizde de binlerce yıllık tarihi, kültürü, doğal güzellikleri ve diğer kendine has özellikleri ile marka şehirler sıralamasına girebilecek başta İstanbul, İzmir ve Antalya illerimiz olmak üzere çok sayıda şehrimiz vardır. - 52 - KAYNAKÇA Altınsoy, S., 2010.Şehir Pazarlama (City Marketing) RekabetçiŞehirlerinMarka Stratejisi. Anadolu Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi, Erişim: http://www.suataltinsoy.com.tr/images/resim/9.pdf Ashworth G. J. ve Voogh, H., 1990. Sellingthecity: marketing approaches in publicsector urban planning, London, New York: BelhavenPress. Bianchini, F., 1999.Culturalplanningfor urban sustainability, City andCulture, ed. LouiseNyström, Karlskrona: Swedish Urban Environment Council. http://users.skynet.be/brusselskunstenoverleg/bianchini.pdf, ss. 1-16 Carter, J.,Dyer, P., Sharma, B., 2007) . Dis-PlacedVoices: Sense Of PlaceAndPlaceIdentity On TheSunshineCoast, Social&Cultural Geography,8(5), ss:755773. Darel P. E., 2004. World cities as hegemonicprojects: thepolitics of global imagineeringinMontreal, PoliticalGeography, Cilt No: 23, ss. 573-593. Deffner, A ve C. Liouris, 2005. City Marketing: A Significat Planning ToolFor Urban Development in a GlobalisedEconomy, 45th Congress Of TheEuropeanRegionalScienceAssociation, 23-27 August, ss. 1- 21. Dematteis, G., 1994. Urban Identity, City Image and Urban Marketing.Managingand Marketing of Urban Development and Urban Life, ed. Gerhard O. Braun, Berlin: DietrichReimerVerlag, ss.428-445. Demir, C., 2006. Şehir Kimliği Geliştirme Sürecinde Mekansal Model Tasarımı ve Şehir Plancılarının Rolü, Planlama, Sayı 3, ss.117-123. Eroğlu, H., 2007. Şehirlerin Markalaşması, Yerel Siyaset Dergisi, Issue: 23, ss.64-70. Hanna, S. andRowley,J., 2008. “An Analysis of TerminologyUse in PlaceBranding”, PlaceBrandingandPublicDiplomacy, Vol.4, ss.61-75. İlgar, E., 2008. Kent Kimliği ve Kentsel Değişimin Kent Kimliği Boyutu: Eskişehir Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Mimarlık ABD. Krupat, E., 1985. People in Cities. The Urban Environment andItsEffect. Cambridge UniversityPress, Cambridge. Lynch, K., 1970. The Image of the City .Cambridge: MIT. Press. Lynch, K., 1972. What Time is ThisPlace. Cambridge: MIT Press. Norberg-Schulz, C., 1979. GeniusLoci: Towards a Phenomology of Architecture. USA/New York: Rizzoli-International Publications, Inc. - 53 - Ocakçı, M., 1993. Şehir Kimliği ve Çevre İlişkileri, Şehir ve Çevre Planlamaya Ekolojik Yaklaşım,17. Dünya Şehircilik Günü Sempozyumu, Mimar Sinan Üniversitesi,İstanbul. Mirko,P., ve Tomic-Koludrovic, I., 2005. Creative Cities vs. Kulturstadt:Implications of Competing Policy Formulations In The Emerging Creative Industries in South-Eastern Europe. Ed. Nada Svob-Dokic. Zagreb: Institute for International Relations. Paul, D.E. (2004). World Cities As Hegemonic Projects: The Politics of Global Imegineering in Montreal, Political Geography, Vol. 123, pp.571-596. Relp, E., 1976. Place and Palacelessness. London: Pion Limited, s: 79–80. Sander, O., 2009. Siyasi Tarih, İlk Çağlardan 1918’e, Ankara, İmge Yayınevi. Sasaki, M., 2007. The Role of Culture. Urban RegenerationandCreativity, Urban Research, Osaka City University. ss.1-5. Stefanou, J., 1992, Environmental Iconolgy A Tool for Analysis for the Qualitative Improvement and Touristic Development of Places, in Tourism and the Environment, Ed. Briassoulis, H. Ve Straaten J.V.D., Kluwer. London: AcademicPublishers, ss.35-41, Türk Dil Kurumu, Erişim: http://tdkterim.gov.tr , [Erişim Tarihi: 28. 08.2014]. City Mayors, Erişim: www.citymayors.com, [Erişim Tarihi: 28. 08.2014]. - 54 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÜSKÜDAR ŞEHİR KİMLİĞİNİN ANALİZİ Üsküdar’ın şehir kimliğine ilişkin analizlerin dayandığı veri kaynakları aşağıdadır: 1. 22 Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirilen “Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı”ından elde edilen veriler, 2. Sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, basın mensupları, akademisyenler, kanaat önderler vb. kesimler ile yapılan görüşmeler, 3. Profesyonel bir ekip tarafından gerçekleştirilen Saha Araştırması Sonuçları. Saha Araştırması, Barbaros, Ferah, Çengelköy ve Sultantepe Mahallelerinde, toplam 500 kişiyle ve her mahallede eşit sayıda katılımcıyla yapılmıştır. Araştırmaya bütün yaş gruplarından bireyler katılmıştır. Araştırmaya katılan katılımcıların %49,5’ini erkekler ve %50,5’ini de bayanlar oluşturmaktadır. 3.1. ÜSKÜDAR’IN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ VE POTANSİYELİ Üsküdar’ı tanımadan önce İstanbul’u tanımak gerekir. İstanbul’u tanırsak Üsküdar’ı daha iyi anlarız. İstanbul denildiği zaman sur içi akla gelir. İstanbul surlar üç taraflıdır. Birinci taraf Sarayburnu’ndan Haliç Kıyısı boyunca uzanır, ikincisi Marmara’ya paralel Sarayburnu’ndan Yedikule’ye kadar olan surlar ve üçüncü taraftaki surlar da Yedikule’den Topkapı’ya kadar uzanır. Yedi tepeli diye anılan İstanbul’un surlar içerisinde kalan yedi tepesi şunlardır: Edirne Kapı Mihrimah Camii Yavuz Selim Camii ve Külliyesi Fatih Külliyesi(1462-1472) Şehzade Paşa Camii ve Külliyesi Süleymaniye Camii ve Külliyesi - 55 - Ayasofya Cerrah Mehmet Paşa ve Külliyesi İstanbul’un dışında (sur dışı) kalan yerleşmelere“Bilade Selase” denir, bu yerleşmeler; Pera, Üsküdar ve Eyüp’tür. Buradan anlaşılacağı gibi Üsküdar İstanbul’un sur dışında kalan önemli bir yerleşim alanıdır. Üsküdar’ı edebiyatçılardan, sanatçılardan öğrenmek gerekir. Örneğin Süheyl Ünver, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar v.b. Çünkü onlar Üsküdar’da yaşamak yerine, Üsküdar’ı yaşamışlardır. Mimaride 5T formülü vardır. Bunlar; Mücessemiyet (Form, Ritim, Denge) Terkip (Birleşim, Birleştirme) Tasnif (Bölümleme) Tanzim Tenazurdur (her şeyin olması gerektiği yerde olması). Üsküdar’da yer alan tarihi yapılar 5T formülü ile inşa edilmiştir. Oysaki günümüzdeki yapılar bu mimariden uzak inşa edilmekte, özellikle günümüzde inşa edilen AVM’ler şehrin dengesini bozmaktadır. Bu tür yapılar şehrin tarihi dokusuna ciddi zarar vermektedir. Şehir kimliğine önem veren ülkeler, bu kimlikle örtüşmeyen yapılara asla izin vermezler. Örneğin, ENKA’nın Moskova’da yapmış olduğu bir bina, belediye başkanı tarafından şehirin yapısına uygun olmadığı için yıkılmıştır. Üsküdar’da mevcut yapılara sahip çıkmak ve tarihi dokuyu ortaya çıkarmak oldukça önemlidir. Üsküdar, Boğaz’ın en önemli ilçelerinden birisi olmakla beraber, denize kıyısı diğer ilçelerden farklıdır. Örneğin karşı kıyısında yeralan Beşiktaş ilçesinde olduğu gibi yoğun bir insan kalabalığı ve keşmekeş bir yapı söz konusu değildir. Bununla birlikte Üsküdar’ın da kullanışlı bir meydanı bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde birçok farklı üniversitenin yerleşkesi yer alan Üsküdar’da sınırlı sayıda sanayi kuruluşu vardır. İnanç turizmi yönünden potansiyel taşıyan üç dinin kutsal mekânlarının güzel örneklerine ev sahipliği yapmaktadır. 1970-80’li yıllarda büyük bir göç dalgası almış olan ilçe kozmopolit bir yapıdadır. Kozmopolit özelliğinden dolayı - 56 - ilçedeki seçim sonuçları, ülke genelindeki oranlarla eşleşmektedir, bu da ilçenin Türkiye’nin küçük bir modeli olma özelliğini göstermektedir. Marmaray’ın açılmasıyla birlikte Avrupa ve Asya arasında geçiş noktası olma özelliği pekişmiştir. Eğitim düzeyi yüksek bireylerin yaşamak için tercih ettiği ilçelerden bir tanesidir. Üsküdar’da aidiyet duygusu çok fazladır. Üsküdar’ın her bir mahallesi ayrı bir şehir gibidir. İlçenin en önemli özelliklerinden bir de insani yönünün ön planda olmasıdır. Manevi havası çok yüksektir. Kuzguncuk’ta, kilise ve cami yan yana bulunmaktadır. İlçe sınırları içerisinde külliye ve cami çok fazla olmakla birlikte musiki cemiyeti sayısı küçüksenmeyecek kadar çoktur. Üsküdar’dan üç başbakan çıkmıştır (Bülent Ecevit, Tansu Çiller ve R.Tayip Erdoğan). Diğer taraftan iki tane Cumhurbaşkanı’nın, çok sayıda şairin ve yazarın mezarı Üskdar’da bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi’nde insanlar ihrama Üsküdar’da girdiklerinden buraya Kabe toprağı denildiği rivayet edilmektedir. Üsküdar İstanbul’un fethini gören ve dolayısıyla tarihe tanıklık eden bir ilçedir. Tarihi yapıları ile ön plana çıkan Üsküdar’da yapılar veya mekânlar yıkıldığında, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi aynısını inşa etmek gerekmektedir. Örneğin Varşova II. Dünya Savaşı’nda yıkılarak yerle bir olmuştur. Ancak eski rölevelerden yararlanılarak şehir yeniden inşa edilmiştir. Savaş öncesi resime ve savaş sonrası resime bakıldığında herhangi bir farklılık görünmemektedir. Barselona şehri yeni şehir ve eski şehir diye ikiye ayrılmaktadır. Eski şehir para karşılığında gezilebilmekte ve bu uygulama ile şehire gelir sağlanmaktadır. Üsküdar ilçesinde de 1. ve 2. derece tarihi evler vardır. Ancak kurullardan onayların çıkması çok geciktiği için bu yapıların bakımları zorlaşmaktadır. Üsküdar’da tarihi dokular muhafaza edilmeli ve insanlığın istifadesine sunulmalıdır. Bu noktada, Barselona modeli Üsküdar’ın tarihi dokusunun muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere miras bırakılması için uygulanabilir. Üsküdar için birçok fırsattan söz edilebilir. Örneğin, dünyadaki gurme turizmi önemli bir fırsat olabilir. Belediye’nin yiyecek sektöründeki firmalara zemin hazırlaması - 57 - gerekir. Üsküdar’a ait farklı tatlar öne çıkarılmalı ya da buraya dışarıdan monte edilmesi sağlanmalıdır. Üsküdar’ın turizm potansiyeli medya ve sinema filmleri aracılığı ile geniş kesimlere tanıtılmalıdır. Üsküdar’ın tarihi, kültürel ve doğal değerleri birçok sinema filminde ve dizide görülebilir. Belediye ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konudaki farkındalığı artırmak için sinema ve dizi film şirketleri ile işbirliği yapmalıdır. Gladyatör isimli sinema filminin Roma’nın turizm sektörüne ve tanıtımına sağladığı pozitif etki dikkate alındığında sinema sektörünün önemi daha iyi anlaşılacaktır. Üsküdarlılık bilincinin uyandırılması, özellikle Üsküdar merkezde üretilecek çözümlerle insanların Üsküdar’ı tanımaları ve Üsküdar’la ilişkilerinin geliştirilmesi gerekir. Rakip merkez olan Kadıköy’ün gençler tarafından daha çok kullanılıyor olması üzerinde çalışmalar yapılması ve bu taleplere duyarlı olunması önemlidir. Sosyal faaliyetler, açık sergiler, el ürünlerinin satılıp sergilendiği bölümler, sanatsal faaliyetler, trafik çözümleri, meydan projesi ile birlikte düşünülmelidir. Üsküdar Anadolu’luğun egemen olduğu bir yapıdır ve bu özelliği ile Kadıköy’den farklıdır. Öte yandan tarihi kimliği açısından Üsküdar birçok ilçeden daha öndedir. Ancak en büyük zafiyetlerinden birisi Osmanlı’dan taşıdığı birikimi koruma noktasında başarılı olamamasıdır. Üsküdar’ın tarihi sadece camilerle öne çıkarılmaya çalışılmaktadır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, tabii güzellikleri açısından Anadolu yakasında en çok yeşil alanın olduğu ilçe olarak gösterilebilir. Üsküdar’ın ekonomik gelişmişliği çok fazla olmasına rağmen İstanbul içinde de kendi içinde de dengeli bir yapı göstermemektedir. Ekonomisini canlı tutan bir potansiyel olmakla birlikte, işveren potansiyeli çok güçlü değildir. Üsküdar halen kendini yeteri kadar tanıtamamaktadır. Üsküdar bunu Kâtibim şenliği ile yapmaya çalışmaktadır ancak bu şenlik de çok yeterli olamamaktadır. Üsküdar stratejik öneme sahip bir ilçedir ve bulunduğu pozisyon itibarıyla çok özel bir yerdedir. Geçmişte tarihsel açıdan da bu pozisyonuyla da her daim çok özel bir anlam taşımıştır. Bu sebeple Üsküdar’ın öncelikli olarak coğrafi konumuyla öne çıkarılması gerekmektedir. - 58 - Üsküdar’da holding sahibi işadamlarının evleri vardır, sanatçıların yaşadığı bir yerdir, özellikle boğaz ile ilgili konularda onların da fikirlerinin ve katkılarının alınmasının ilçeyi geliştirebileceği değerlendirilmiştir. Üsküdar’a ilişkin her türlü değişim ve gelişim stratejilerine bu kesimlerin katkı vermesi sağlanmalıdır. Üsküdar’da camiler sabit bir değer fakat stratejik değere dönüşmüş değildir. Örneğin Mihrimah Sultan Camii hikâyesinin anlatılmasıyla stratejik değere dönüşmesi ve turizme ve dini turizme katkısının sağlanması gerekmektedir. Bununla ilgili yerel yönetimlerin planlamalar yapması gerekmektedir. Tarihi dokunun ticari kaygılar olmadan stratejik bir değere dönüştürülmesi için, mahallelerden çıkan iş adamlarına bu planlamanın sorumluluğunun ve işin kendisinin verilebileceği belirtilmiştir. Binalar güzelleştirilebilir, camiler ibadet turizmine hizmet edebilir, çevresi de ona göre yapılandırılabilir. Örneğin din turizmi açısından Aziz Mahmut Hüdai Külliyesi genişletilebilir. Üsküdar deyince sadece meydan gibi algılanmakta, bu da aidiyet duygusu için bir engel oluşturmaktadır. Oysa Üsküdar Asya’dan Avrupa’ya geçişin ilk noktasıdır. İki üç senedir İstanbul Şehir, Üsküdar, 19 Mayıs, Fatih Sultan Mehmet, Medeniyet Üniversitesi gibi üniversitelerin bölgede yoğunlaşması İstanbul Üsküdar’ı Üniversiteler İlçesi yapmıştır. Burada ailelere çok iş düşmektedir, bu yapıya uygun bir aşılama yapılması lazım geldiğinin altı çizilmiştir. Sahildeki çay bahçeleri gençlere cazip gelen mekanlar haline getirilebilir. Üsküdar geçiş yeri gibi değerlendirildiği için düzensizdir. Merkezde ticaretin gelişmeme sebebi de budur. Üsküdar’ın merkezinin yapısı buna uygun hale getirilerek yeniden düzenlenebilir. Üsküdar’ın en belirgin özellikleri çok uzun bir sahilinin oluşu, Marmaray’ın bulunması, çok güzel bir boğaz manzarasının ve boğazda eşsiz yalıların bulunmasıdır. Üsküdar, zengin bir kesime hitap ettiği gibi, Yavuztürk, Ünalan gibi mahalleler alt sosyo ekonomik düzey aileleri bünyesinde barındırmaktadır. - 59 - Camilerin dışında Çamlıca tepeleri, korular ve çeşmelerin değerlendirilip turistlerin buralara gelmesi sağlanabilir. Böylece yörenin zenginleşeceği ve esnafın da bu değişimden fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Saha Araştırması sonuçlarına göre, Üsküdar’ın belirgin özelliklerine ilişkin bulgular aşağıdaki gibidir Üsküdar’ın Belirgin Özellikleri Tablo’daki ifadelere baktığımızda Üsküdar'ın Belirgin Özellikleri Oran SAHİLİ, DENİZ KIYISI, BOĞAZI VE MANZARASI 23% TARİHİ DOKUSU VE MİMARİ YAPILARI 21% MERKEZİ KONUMU VE ULAŞIM KOLAYLIĞI 12% dokusu ve mimari yapılarının öne SAKİN VE HUZURLU OLMASI 11% çıktığını görebiliriz. Katılımcıların SOSYAL YAPISI 6% %23’ü KIZ KULESİ 5% özelliğinin MANEVİ YAPISI 4% manzarası olduğunu; %21’i ise tarihi PARKLAR VE YEŞİL ALANLAR 3% dokusu ve mimari yapıları olduğunu DOĞAL YAPISI VE TEMİZ HAVASI 3% belirtmişlerdir. Bu özellikleri takip GENEL GÖRÜNÜMÜ VE ESTETİĞİ 2% eden KALABALIK NÜFUSU 2% merkezi konumu ve ulaşım kolaylığı TEMİZ OLMASI 1% GELİŞEN BİR BÖLGE 1% ile DİĞER 7% Üsküdar’ın en belirgin özellikleri olarak; deniz kıyısı, boğaz, tarihi Üsküdar’ın sahili, özellikler sakin ve ise en belirgin boğazı ve Üsküdar’ın huzurlu olması özellikleridir. Katılımcıların %12’si Üsküdar’ın en belirgin özelliğinin merkezi konumu ve ulaşım kolaylığı olduğunu, %11’i Üsküdar’ın sakin ve huzurlu bir yer olması özelliği olduğunu ifade etmişlerdir. 3.2. ÜSKÜDAR’IN SİMGELERİ Simge nedir? Simge şehir temsilcisi, adres oluşturan binalar ve prestij mimarisidir. Bu tanıma uyan; Bizans mimarisinden kalan Kız Kulesi, Şemsi Paşa Külliyesi, Mihrimah Sultan Cami (İskele cami), Valide Atik Cami, Aziz Mahmut Hüdai Türbesi, Eski Toptaşı Cezaevi, Validebağ Korusu, Yeni Camii, Kuleli Askeri Lisesi, Selimiye Kışlası, Boğaz Köprüsü, Küçük Çamlıca ve Büyük Çamlıca Korusu, Karaca Ahmet Mezarlığı, - 60 - Özbek Tekkesi, Çinili Külliyesi, III. Ahmet Çeşmesi, Adile Sultan Kasrı, Kütüphaneler ve Musiki Cemiyetleri’dir. Bu tür mekânların Üsküdara katkı sağlayacak şekilde kullanılmaları ve İlçe’nin tanıtımında ön plana çıkması konularına belediye bütçe ayrılmalıdır. Uluslar arası değerlerden çok daha aktif yararlanılması, Üsküdar’ın bir cazibe merkezi olmasına katkı sağlayacağı aşikardır. Ayrıca mega projelerden biri olan Marmaray Üsküdar’ın simgelerinden biri olmuştur. Büyük Çamlıca Tepesi hem doğal ve manzaralı bir konuma sahip olması hem de temiz havası yüzünden yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olmuş simgesel bir mekandır. Harem – Üsküdar sahil yolu Sarayburnu ve Ayasofya’nın siluetinin görülebileceği en iyi açıya sahiptir. Bu nedenle, Üsküdar’ın simgelerini turizm için ön plana çıkarmak gerekir. Dolayısıyla bu yapıların etrafının ıslah edilmesi önemlidir. Yukarıdaki simgelerin sayısını artırmak mümkündür. İki köprüyü gören manzara, Fethipaşa Korusu, Validebağ Korusu, Sadaka taşları (Örneğin İmrahor camiinde bulunmaktadır, isteyen para koymakta, ihtiyacı olan ordan almaktadır) Namazgah, Camilerdeki kuş evleri (Çoğu Mimar Sinan camisidir) Kuşkonmaz camii, Mimar Sinan Çarşısı, mor salkımlar (mor salkım Üsküdar dışında başka bir yerde bulunmamaktadır), erguvanların yanı sıra Basmahane, Tabakhane, Ayazma, Tulumbacılar, ilk tramvay ve iskeleler unutulan şehir simgeleridir. Mahalle adları, sokak adları da tarihi anlatan simgelerdir. Kültür merkezleri simgeler için bir merkez haline getirebilir. Antikacılar da şehir simgesidir. Tarihi yönü öne çıkan simgelerin güçlendirilmesi için eski konaklar, ibadethaneler ve tarihi mekânlar aslına uygun bir şekilde restore edilmelidir. Bu çerçevede önemle belirtmek gerekir ki, Beylerbeyi ve Çengelköy’deki yapılar Safranbolu gibi koruma altına alınmalıdır. - 61 - Saha Araştırması sonuçlarına göre Üsküdar’ın Simgeleri ve bu simgelerin önem sıralaması aşağıdaki gibidir: Üsküdar’a Ait Başlıca Simge ve Semboller Üsküdar'a Ait Başlıca Simgeler/Semboller Oran Üsküdar’a ait başlıca simge/sembollerin ne olduğuna dair KIZ KULESİ 65% CAMİLERİ 9% TARİHİ YAPISI 3% “kız kulesi” cevabını vermişlerdir. ÇAMLICA TEPESİ 2% Üsküdar’ın başlıca sembolünün kız ÇEŞMELERİ 2% kulesi DENİZİ 2% katılımcıların oranı %69’dur. Kız MİHRİMAH SULTAN CAMİ 2% kulesi Türkiye’nin tanıtımında önemli SAHİLİ 2% bir role sahiptir. Bunun dışında BOĞAZI, BOĞAZ MANZARASI 2% katılımcıların %9’u camilerin, %3’ü BOĞAZ KÖPRÜSÜ 1% tarihi yapısının Üsküdar’ın başlıca TÜRBELERİ 1% simgesi/sembolü ÇINARALTI 1% MERKEZ CAMİ 1% etmiştir. Ayrıca %2’şerlik oranlarla DİĞER 8% soruya katılımcıların büyük bir kısmı olduğunu olduğunu düşünen ifade Çamlıca Tepesi, çeşmeler, deniz, Mihrimah Sultan Camii, sahil ve boğaz cevapları da verilmiştir. 3.3. ÜSKÜDAR’IN BAŞLICA ÇEVRE SORUNLARI İlçenin en önemli sorunları altyapı, trafik ve güvenlik önlemlerinin düşük olmasıdır. Yolların oldukça dar olması nedeniyle park eden araçlar trafik yoğunluğunu artırmaktadır. Bunun yanı sıra çöp, çocuklar için park ve spor (basketbol ve futbol) sahaları gibi faaliyet alanlarının azlığı, ses kirliliği yapan taşıma araçları, minibüslerin ve dolmuşların ses düzeylerinin çok yüksek olması önemli çevre sorunlarındandır. Üsküdar’ın tarihi yapıları göz önüne alındığında, bölgesel mimari yaklaşımda cephe ve şehir silüetine dikkat edilmelidir. Cephe ve renk karmaşası ile estetik sorunu vardır. Üsküdar için kentsel dönüşüm, içi boş bir çalışma olarak ortaya çıkmaktadır. Devlet daireleri bile OTOPARK ihtiyacını göz önüne almadan yapılaşmaya devam etmektedirler. - 62 - Sıfır ÇÖP anlayışına dikkat edilmediği için ciddi bir kaynak israfı ortaya çıkmaktadır. Eski binaların değişimi ve daire sayılarının artışı, nüfus yoğunluğunu arttıracağı için ortaya çıkacak olan yeni nüfus potansiyelini kaldıracak alt ve üst yapı gereksinimleri göz ardı edilmektedir. Yoğunluk ve yük hesabı yapılmadan YENİLENEBİLME ve DÖNÜŞTÜRÜLEBİLME multi kapasitesine disipliner bir yaklaşım sergilenmemektedir. Belediye’nin caddelerin düzenlerine daha fazla önem gerektiği vermesi düşünülmektedir. Yollar ve kaldırımlar yeterli gelmemektedir. Yağmur suları iskelede toplanmakta, bu da yoğun yağışlarda selleşmeye neden olmaktadır. Alışveriş merkezleri hem görüntü kirliliği oluşturmakta hem de trafik sorununa yol açmaktadır Gümrük, Üsküdar sahilindeki peyzajı bozmaktadır. Bu peyzaj 5T formülünde yeniden düzenlenmelidir. Gümrüğün İstanbul’un ilk planlamasında düşünülen Dilovası’na taşınmasının daha uygun olacağı değerlendirilmektedir. Yapılaşma tarihi dokuyu bozmakta ve çekiciliğini azaltmaktadır. Ulaşım merkezi olduğu halde trafik yoğunluğu çok fazla olan Üsküdar’ın bu yoğun sirkülasyonunun turizmi etkilediği düşünülmektedir. Çoğu ilçede görüldüğü gibi, Üsküdar’da da şehirlilik bilinci eksikliğinden söz etmek mümkündür. Şehirlilik bilincinin eksikliği, çevre sorunları, şehir sorunları ve şehirsel estetik gibi konulardaki duyarlılığın gelişmemesine yol açmaktadır. Şehirlilik bilincinin gelişmesi için medyanın bu yöndeki eğitim programlarını öncelemesi gerekmektedir. Ayrıca bütün eğitim öğretim kurumlarının müfredatlarında şehirlilik bilincinin gelişmesi konusu yer almalıdır. Merkezdeki trafik ve otopark sorunu en önemli çevre sorunudur. Sosyal duyarlılık ve çevre duyarlılığıyla ilgili ne kadar çok çalışma yapılıyor olsa da çok eski bir yerleşim merkezi olmasından dolayı merkez ve merkeze yakın yerlerdeki imar ve şehircilik sorunları ve şehir yönetimine halkın katılamaması da bir sorun olarak değerlendirilebilir. Özellikle Merkez ve merkeze yakın mahallelerdeki imar sorunlarının çözümünde Üsküdar’lının adaletsiz bir yapılaşma olduğu yönünde şekillenebilecek - 63 - kanaatlerini, onların bu sorunlara direkt katılımlarını gerçekleştirerek neden ve niçinleri paylaşılmalı, Üsküdarlı da bu konudaki yanlış anlamaların başlamadan önüne geçilmesi sağlanmalıdır. İmar sorunu ve çarpık yapılaşma diğer önemli çevre sorunlarıdır. Örneğin yan yana iki yerden biri 3 kat diğeri 8 kat imar almıştır. Bu durum ciddi bir imar kirliliği sorunu doğurmaktadır. Evsel atıkların ayrıştırılmaması çok önemli bir sorundur. Bu konuda Türkiye ölçeğinde pilot uygulamalardan sonra ivedi adımlar atılmalıdır. Evsel atıkları mutlaka değerlendirilmelidir. Gelişmiş ekonomiler evsel atıkları artı değere dönüştürmektedirler. Örneğin, İsveç enerjisini çöpten üretmektedir. Saha Araştırması sonuçlarına göre, Üsküdar’ın en önemli çevre sorunları aşağıdaki gibidir: Üsküdar’ın En Önemli Çevre Sorunları Üsküdar'ın En Önemli Çevre Sorunları Oran Üsküdar’ın en önemli çevre sorunu olarak katılımcıların büyük bir kısmı ULAŞIM VE TRAFİK 35% ÇEVRE KİRLİLİĞİ 9% ÇÖP, ÇÖP TEMİZLİĞİ 8% görmektedir. Katılımcıların %35’i en ALT YAPININ EKSİK OLMASI 3% önemli sorunun olarak ulaşım ve YOLLARI 3% trafik olduğunu ifade ederken %9’u DAR SOKAK VE KALDIRIMLARI 3% çevre kirliliği ve %8’i çöp ve çöp OTOPARK PROBLEMİ 2% temizliği ÇARPIK ŞEHİRLEŞME 2% Bunların dışında %3’er oranlarla YEŞİL ALAN VE YETERSİZLİĞİ 2% altyapı eksikliği, yollar ve dar sokak PARK SORUNU 2% ile kaldırımlar; %2’şer oranlarla ESKİ YAPILARI 1% otopark problemi, çarpık şehirleşme; DİĞER 16% FİKRİM YOK 14% %1 oranla eski yapılar cevapları ulaşım verilirken ve trafik olduğunu sorununu belirtmiştir. katılımcıların toplam %16’sı diğer sorunları belirtmiş, %14’ü ise fikir beyan etmemiştir. - 64 - 3.4. KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM UYGULAMALARI Kentsel dönüşüm bölgelerinde emsal değer 1 kat karşılığında artırılabilir. Depreme dayanıklı binalar ile bu dönüşüm sağlanabilir. Belediye, medya, hükümet ve özel sektör kentsel dönüşümde birlikte hareket etmelidir. Üsküdar için kentsel dönüşümün rant haline gelmemesi için devlet politikaları düzenlenmeli, ekonomik çıkarımlar odak olmamalı, devletin baştan sona yapacağı ve yöneteceği projeler olmalıdır. Eski yapılar uygun bir şekilde restore edilmelidir. Belediye, Röleve ve Anıtlar Birliği Kurulu işbirliği içinde çalışmalıdır. Bazı sokaklar ulaşıma kapatılıp yayalaşmanın artırılması ile tarihi doku ön plana çıkarılabilir. DÖNÜŞÜM kelimesi eskiyi kabullenmeyişi ifade edip, yeni ve çevre ile barışık bir şehir anlayışı ortaya koymaktadır. Üsküdar’ın kentsel dönüşümünde, merkez ile diğer mahallelerin birbirinden çok farklı olduğu göz ardı edilmemeli ve tarihi alanların yapısı muhakkak korunmalıdır. Kentsel dönüşüm sadece bina düzeyinde yapılmamalı bunun yerine, merkez dışındaki alanlarda ada bazlı kentsel dönüşüm düşünülmelidir. Parsel bazındaki dönüşümlerde ortaya yeni bir şehir değil, depreme karşı sağlam binalar üretilmelidir. Ada bazında dönüşümlerin zorlanması ile yükseklik artırımı yaparak yeşil alan kazanılmalıdır. Yeni binalarda cephe kullanımında albedo değerleri standartlarını ortaya koyarak ısı adalarının oluşması engellenmelidir. Çocuk ve yaşlıların yaşam kalitesi öncelenmelidir. Örneğin üst geçitlerde bebek arabaları, engelli araçları için geçiş alanı bulunmamaktadır. Bu gibi noktalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapacağı genel düzenlemeler önem taşımaktadır. İnsan temelli bir kentsel dönüşüm stratejisi esas alınmalıdır. Avrupa’daki “çocuk dostu şehir” kavramı incelenmeli ve trafik dahil tüm sorunların çocuk temelli ele alınmasının insani çözümler üretmede yardımcı olabileceği değerlendirilmelidir. Bazı katılımcılar, yerinde dönüşüm yerine belediyenin arsa üretmesi gerektiğini, aksi halde sosyal çevrede dönüşümün gerçekleştirilemeyeceğini ileri sürmüştür. - 64 - Üsküdar’da kentsel yenilenmeyi engelleyen en önemli kısıtlardan birisi, mülklerin veraset ile bölünmesidir. Bu nedenle, veraset kanununda yapılacak değişiklikle tarım arazilerinin bölünmesinin engellenmesi uygulaması Üsküdar için de düşünülmelidir. Bunun yanısıra “önce yap, sonra iznini al” şeklindeki imar uygulamasına son verilmesi gerekmektedir. Son dönemlerde yapılan kentsel dönüşüm hamleleri merkez ve merkeze bağlı mahallelerde sorunlara yol açmaktadır. Belediyenin katkılarıyla imar düzenlemeleri ve kentsel dönüşümün hızı arttırılmalıdır. Kensel dönüşümün hızına sekte vurulmamalı bu kabuk değişimde, belediyenin de katkısı ön plana çıkarılmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği destekler yanında Belediye’nin ilave yardım çalışmaları (ücretsiz projelendirme vs. gibi) ile vatandaşa destek sağlanması düşünülmeli ve yeni fikirlere açık olunmalıdır. Yerinde dönüşüm yapılan alanlarda otopark yapılmamasının kentsel dönüşümün en önemli sorunu olduğu belirtilmektedir. Üsküdar’da komşuluk ilişkileri önemlidir. Bu dokunun ve mahalle dokusunun korunması, esnafın desteklenmesi gerekmektedir. Kentsel dönüşümde bunlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Konunun Şehir ve Çevre, Şehir ve Kadın, Şehir ve Çocuk, Şehir ve Engelli, Şehir ve Yaşlı, Şehir ve Kültür, Şehir ve Sosyal alanlar diye düşünülmesi gerekmektedir. Şehir silueti ve kimliği korunmalı ve bozulmamalı, mevcutlara sahip çıkılmalı ve tarihi doku korunmalıdır. Sanayinin olmadığı Üsküdar, kültür ve sanat merkezi olmalıdır. Yolsuz ve usulsüz yapılaşmanın önlenmesi gerekir. 1. ve 2. derece tarihi yapıların etrafı açılarak civar yapıların maliklerinin imar hakkı başka bir alanda eşdeğer olmak koşuluyla devri mümkün olmalıdır. Deprem yönetmeliğine uygun olmayan binaların emsal değeri artırılarak (1-2 kat) caddelerin ve sokakların genişliği artırılabilir. Ancak en fazla 7 kata kadar izin verilmelidir. Turizme yönelik alanların düzenlenerek eski İstanbul’un yeni İstanbul’dan ayrıştırılması gerekir. Tarihi alanların insanlığın hizmetine açılması, Üsküdar’ı önemli turizm merkezlerinde birisi haline getirecektir. - 65 - Sahil şeridi 4 km olan Üsküdar ve Kadıköy arası uygun bir peyzaj ve mimariyle bağlanmalıdır. Trafik ve insan yoğunluğunu düzenleyici metrolar yapılmalıdır. Planlamada tarihi doku öncelenmelidir. Üsküdar’ın transfer merkezi olmasından dolayı insanların alış verişlerini yapabileceği MARKA MAĞAZA anlayışı geliştirebilir. Bu anlayışın, esnaflar için büyük bir umut olacağı değerlendirilmiştir. Sokak ve caddelerde spesifik pazar yeri anlayışı geliştirilebilir. Balıkçılar pazarı, kuyumcular pazarı, sahildeki lokantalar ve kafeler, marka mağazalar, turistik ürün pazarları,otel ve motel gibi alanlar yerli ve yabancı turist ve İstanbullular için zaman geçirilmesi gereken mekanlar olarak düşünülebilir. Diğer ilçelerde imar hakkı kullanımı, Üsküdar için düşünülmemelidir. Çünkü caddeler çok dar, bu nedenle bazı sokakların yayalaştırılması veya tek yön olması düşünülebilir. Son dönemde Üsküdar Belediye’sinin yapmış olduğu çalışmalarda tarihi doku ön plana çıkartılmakta, ciddi restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Üsküdar’ın turizminin gelişmesi açısından tur konseptinin olması ve din turizmi imkânlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar ticareti geliştirmesi açısından turizm önemli olsa da, turizmden önce, Üsküdar’ın yerel halkı için iyileştirme yapılmalıdır. İstanbul’un tarihi ile anılan Fatih ilçesi gibi Üsküdar’da tarih ile anılmalıdır. Üsküdar İstanbul’un “İkinci Tarihi Ekseni” olabilir. Akademisyenler, gönüllüler ve STK’lardan ilçe adına faydalanılması gerekir. Özellikle gönüllülerden oluşan potansiyelin Şehir Konseyi aracılığıyla değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmelidir, Şehir Konseylerinin etkisizleştirilmesinin önüne geçilmelidir. Bunun için de Şehir Konseyi oluşumunun siyaset dışı olması gerekir. Sahil boyunun adeta işgal edilmesi nedeniyle Üsküdar’ın denizle barışık olmadığı düşünülmektedir. Buna, Üsküdar dendiğinde yalıların akla gelmesi örnek olarak gösterilebilir. - 66 - Kentsel Dönüşüm ve Gelişim uygulamalarına ilişkin YERDES’in (Yerel Destek Derneği) Kentsel Dönüşüm Stratejik Planı: 1. ADIM “Yereldeki Resmi Kurumlar, STK, sosyal ve teknik uzmanlık alanlarında ileri gelenlerin vb. ilgili yapıların katılacağı bir yerel konsey kurulması, çalışma yöntem ve ritminin belirlenmesi” a) Üsküdar Belediyesi, b) Üsküdar Kaymakamlığı, c) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü, d) Üniversiteler, e) YERDES vb. ilgili STK’ lar, f) Muhtarlıklar vb. 2. ADIM “Çalışma yöntem ve altlıklarının istişare edilmesi/stratejik planın belirlenmesi” a) Mevcut durum ve sorunların tespiti i. İlçe bazında genel bakış ii. Bölge bazında genel bakış iii. Mahalle ve ada bazında bakış b) Öneri/Taslak planlama ve mimari konseptlerin yapılması i. Örnek çalışma-1 ii. Örnek çalışma-2 iii. Örnek çalışma-3 iv. Örnek çalışma-4 vb. c) Çalışmaların paydaşlar ve hak sahipleri ile istişare edilmesi, farkındalık oluşturulması d) İstişarelerden ortaya çıkacak yeni verilerin değerlendirilmesi e) Uygulama plan-projelerinin ve iş programlarının yapılması 3. ADIM " “Uygulanabilirliğin doğrulanması-validasyon” 1. Yerinde dönüşüm imkanı sağlanıyor mu? 2. Mülkiyet hakları korunuyor mu ve mevcutta eksik bulunan ihtiyaçlar gideriliyor mu? 3. Dönüşüm sürecinde barınma vb. destekler veriliyor mu? 4. Planlama, dünün değil, bugünün ve yarının Mimarlık ve Şehircilik ilkelerine uygun mu? a. Aşırı yapı ve nüfus yoğunluğunun oluşması engellenmiş mi? b. Trafik akışı ve otopark sorunu çözülmüş mü? c. Kamusal hizmet alanları, yeşil alanlar ve yapılar dengeli bir şekilde yerleşiyor mu? d. Plan notlarında ve uygulama projelerinde Engellilere yönelik ayırım gözetmeyen, herkes için “Ulaşılabilirlik ve Erişilebilirlik” evrensel tasarım ve standartları ilkesi uygulanıyor mu? e.Enerji üretimi ve etkin kullanımı sağlanıyor mu? f. Ekolojik hassasiyetler gözetiliyor mu? vb. g. İlçenin Tarihsel Kimliği, Kültürel Değerleri ve Dokusu “Bölgesel Planlamalar”da Öne Çıkartılıyor Mu? 5. Uygun yapım maliyetleri sağlanabiliyor mu? a. Özel yapı maliyetlerinin belirlenmesi (akıllı binalar vb.) b. 1. Sınıf yapı maliyetlerinin belirlenmesi (lüks yapılar) c. 2. Sınıf yapılar maliyetlerinin belirlenmesi (apartmanlar vb.) 6. Yapım şekilleri belirleniyor, tarif edilebiliyor mu? a. Kamu ihaleleri yöntemi (KİK) b. Yüklenici firmalarla özel sözleşme yöntemi c. TOKİ aracılığıyla yapım yöntemi vb. - 67 - 7. Kontrol, danışmanlık ve garantiler sağlanabiliyor mu? a. Yapı denetim b. Özel değerleme, denetim ve danışmanlık c. Sigorta faaliyetleri Öneri: Şehir Araştırmaları Merkezi kurulmalıdır. Şehir Araştırmaları Merkezi’nde, üniversiteler, yerel idareler, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları gibi birimlerin temsilcileri sorumluluk üstlenmelidir. Merkezde şehirin tarihi, kültürel yapısı, sosyal dokusu, şehirleşme ve şehir sorunları gibi konularda araştırmalara ve etkinliklere destek olunmalıdır. Araştırma raporları, eğitim faaliyetleri, toplantılar, sempozyum ve benzeri etkinlikler ile elde edilecek bilgi birikimi ilçenin gelişimi için temel veri kaynağı olarak değerlendirilebilir. GZFT ANALİZİ 3.5. 3.5.1. Güçlü Yönler - Üniversiteler ilçesi olması, - Sivil toplum örgütlerinin sayıca fazla olması, - Sanat, siyaset, bilim ve kültür alanında öncü simaların diyarı olması, - Stratejik konuma sahip olması, - Zengin tarihi dokunun olması, - Boğaza hâkimiyet, - Tarihi camilerin sayıca fazla olması, - Konum olarak İstanbul'un her noktasına yakın olması, - Eşsiz doğa güzelliğine sahip olması, - Nüfus potansiyeli günlük ziyaretçi sayısının transit de olsa çok fazla olması, - Ulusal çaptaki büyük firmaların, holdinglerin ve iş adamlarının evlerinin burada bulunması, - Eğitim imkânlarının gelişmiş olması, - Marmarayın bulunması, - İstanbul’un simgesi konumunda olması, - En merkezi yer olması, - Güçlü sağlık merkezleri ve kaliteli sağlık hizmetlerinin olması, - 68 - - İstanbul Medeniyet Üniversitesi - Üsküdar Belediyesi iş birliği ile kurulan Çocuk Üniversitesinin varlığı. 3.5.2. Zayıf Yönler - Sağlıksız yapılaşma, - Mekân sıkıntısı, - Yoğun trafik, - Adaletsiz gelir dağılımı, - Mahallerin aynı düzeyde gelişmemiş olması, - Güvenlik sorunu, - Aşırı göç, - Kaçak yapılaşma, - Kentsel dönüşümün uygulanmasındaki zorluklar, - Tüketiciyi çekememesi, ekonomik döngünün olmaması, - Erişebilirlik açısından uygun olmaması (Örneğin kaldırımlarda direkler bulunması), - Turizm potansiyelini kullanamaması. 3.5.3. Fırsatlar - Ulaşım imkânlarının çeşitliliği, - Sosyo-kültürel yapı, - Kültürel ve sanatsal etkinlikler - Çok kültürlülük ve hoşgörü, - Üç dinin merkezi olması, - Doğru bir kentsel dönüşüm hamlesiyle İstanbul'un hatta Türkiye'nin en hızlı gelişen ilçesi ve semt sakinlerine en konforlu hayatı sunabilecek bir ilçe potansiyeli olması, - İyi planlandığı takdirde kentsel dönüşümün bir fırsata dönüşmesi, - Yerli ve yabancı turisti çekebilecek zenginliklere sahip olması, - Ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış ve markalaşmış şirketlerin merkezi olması, - Kültür, sanat ve turizm alanında gelişme potansiyelinin güçlü olması, - 69 - - Özel, vakıf ve devlet üniversitelerinin tercih ettiği bir merkez olması, 3.5.4. Tehditler - Kaynakların etkin kullanılamaması, - Kaçak ağaç kesimi, - Çarpık yapılaşma, - İşsizlik, - Bilişim zararları ve çağın getirdiği depresyon, - Çevre temizlik bilincinin oturmamış olması, - İnsanların duyarsızlığı, - Her geçen gün artan trafik ve otopark sorunu, - Sosyal politikaların tam uygulanamaması, - Nüfus yoğunluğunun getireceği sorunlar, - Kentsel dönüşümün beraberinde getirdiği sorunlar, - Kentsel dönüşüm sonucu bölgenin gerçek sahiplerinin yeni yapıya uyum sağlayamaması ve başka yere göç etmek zorunda kalması, - Mekânların manevi cazibesini yitirmesi, maddi cazibesinin tercih edilir olması, - Otopark sorunu, - Kültürel yozlaşmanın çocuk ve gençleri tehdit ediyor olması, örneğin mahallelerde madde kullanımının artması vb. - 70 - Saha Araştırması sonuçlarına göre, Üsküdar’ın zayıf ve güçlü yönleri aşağıdaki gibidir: Üsküdar’ın Güçlü ve Zayıf Yönleri Güçlü Yön Oran Zayıf Yön Oran KONUMU 22% YOK 13% ULAŞIM, ULAŞIM İMKANLARI 22% NÜFUS KALABALIĞI 10% SOSYAL YAPISI 12% TRAFİK PROBLEMİ 9% TARİHİ YAPISI 11% SOSYAL YAPISI 5% BELEDİYE VE BELEDİYE HİZMETLERİ 5% ULAŞIM SORUNLARI, EKSİKLİĞİ 5% HUZURLU OLMASI 4% BELEDİYE 3% MANEVİ YAPISI 2% PARK, ÇOCUK PARKI 3% ÇEVRE TEMİZLİĞİ, DÜZENİ 2% ALTYAPI 2% DOĞAL YAPISI 1% YOL, YOL SORUNU 2% YEŞİL ALANIN FAZLALIĞI 1% ÇÖP VE ÇÖP TOPLAMA SORUNU 2% CAMİLERİ, TÜRBELERİ 1% GÖÇ 2% HAVASI 1% ÇEVRE KİRLİLİĞİ 2% KIZ KULESİ 1% DÜZENSİZ YAPILAŞMA 2% DİĞER 5% DİĞER 21% FİKRİM YOK 12% FİKRİM YOK 22% Üsküdar’ın güçlü yönlerinin ne olduğuna ilişkin soruya katılımcıların en çok verdikleri cevap Üsküdar’ın konumu ve yine konumuyla alakalı olarak ulaşım imkânları cevapları olmuştur. Her iki cevap da %22’lik orana sahiptir. Katılımcıların %12’si Üsküdar’ın sosyal yapısının, %11’i tarihi yapısının Üsküdar’ın güçlü yönleri olduğunu belirtirken bunları belediye ve belediye hizmetlerinin Üsküdar’ın güçlü yönü olduğunu belirten %5’lik kısım takip etmektedir. Bunların dışında katılımcıların %4’ü Üsküdar’ın huzurlu bir yer olmasını; %2’şer oranlarla Üsküdar’ın manevi yapısı ile çevre temizliği ve düzenini; %1’erlik oranlarla da Üsküdar’ın doğal yapısını, yeşil alanlarının fazlalığını, cami ile türbelerini, havasını ve kız kulesini Üsküdar’ın güçlü yönleri olarak belirtmişlerdir. Üsküdar’ın zayıf yönü olaraksa en fazla verilen cevap; katılımcıların %13’ünün vermiş olduğu Üsküdar’ın zayıf bir yönü olmadığı cevabıdır. Bununla birlikte katılımcıların %10’u nüfusun kalabalık oluşunu, %9’u trafik problemini, %5’erlik oranlarla sosyal - 71 - yapısını ve ulaşımla alakalı sıkıntı ve eksiklikleri Üsküdar’ın zayıf yönleri olarak belirtmişlerdir. Tüm bunların dışında %3’er oranlarla belediye ile park ve çocuk parkları; %2’şer oranlarla altyapı, yol sorunları, çöp ve çöp toplama sorunları, göç, çevre kirliliği ve düzensiz yapılaşma cevapları da Üsküdar’ın zayıf yönleri olarak ifade edilmiştir. 3.6. KISA ORTA VE UZUN VADELİ BEKLENTİLER Kongre ve kültür merkezi sayısının artması halinde ilçede kültür sanat aktivitelerinin sayısı da artacaktır. Dolayısıyla orta ve uzun dönemde ilçe kongre ve kültür merkezi haline dönüşebilir. Eski bir yerleşim merkezi olan Üsküdar’da yer altı çalışmalarından çıkan tarihi eserlerin, bir müze oluşturularak müzeye devredilebilmesi önerilmektedir. Sembolizm önemlidir. Osmanlı’da sembolizm örneği camilerin kapılarında yer alan kum saatidir. Kum saati, hayatın kum tanesi kadar olduğu ve akıp gittiğini bize hatırlatan bir semboldur. Düşünülmesi gereken 1-Vakit, 2-Valide, 3-Vesayet, 4Veraset’tir. Süleymaniye bu dört temel üzerine kurulmuştur. Sembolizmi işlemek için kültüre ihtiyaç vardır. Bu kültür Üsküdar’da mevcuttur. İlçenin temel problemlerinin çözülmüş olması ortak bir hayalin ürünüdür. Yerel halkı mutlu ve huzurlu edecek olan “yönetenler beni düşünüyor, bana değer veriyor” algısıdır. Üsküdarlılarda sosyal alanların ve yaşam kalitesinin arttığı bir ilçe özlemi vardır. Yerel yönetimden beklenti mutluluk katsayısını arttırma amacını gütmesidir. Üsküdar; ekonomik kültürel ve sosyal olarak yaşayanlarına imkanlar sunan, çevresel yük hesapları yapılmış, medeniyet merkezi olan, bir ressamın tablosuna konu olabilecek kadar manzarası olan, şairlerin dizelerine dökebileceği şiirlerde yer alan, insanların huzur içinde yaşayabileceği ilçe olmalıdır. - 72 - Katılımcılar şehrin geleceğiyle ilgili hayal ve isteklerini şu şekilde belirtmektedir. - Şehir merkezindeki caddenin bir meydana ve yeraltı otoparkına kavuşması, - Caddenin tramvay yoluyla İstanbul'a ikinci alternatif bir İstiklal Caddesi olması, - Üsküdar halkının sosyal aktivitelerini yapabileceği mekanlara gezi ve dinlenme alanlarına kavuşması, - Üsküdar’da sosyal yaklaşımların halk ile yönetim arasındaki mesafeyi kapatması ve aidiyet duygusunun arttırılması yönünde çalışmalar için komisyon oluşturularak tüm çevrelere açık ve fikirlerin duyguların ciddiye alındığı geniş katılımlı konseyler tertip edilmesi ve bu konseylerin tekrarı sağlanarak fikirler geliştirilmesi, - Üsküdarkart yapılması ve Üsküdarlının bu kart ile Üsküdar’daki sosyal mekanlardan indirimli yararlanması sağlanarak aidiyet duygusunun geliştirilmesi. - Üsküdar’da yerel yönetimin son yıllarda yapmış olduğu ulusal ve uluslar arası bir çalışma bulunmadığından özellikle böyle bir proje hazırlanarak (koru projesi olabilir) sadece Üsküdarlının bu projeyi oylaması sağlanabilir. - Tüm Üsküdarlı sivil toplum örgütlerinin her zaman kullanabileceği toplantı merkezleri ve yönetsel faaliyetlerini yapabilecekleri mekanlar sağlanabilir. - Yaşlılara ve emeklilere, ev hanımlarına yönelik Üsküdar şehir merkezlerinin sayısı arttırılmalı, bu alanların aktif kullanılması için tanıtıcı çalışmalar yapılabilir. Bir katılımcının aşağıdaki dizeleri Üsküdar ile ilgili hayalleri özetlemektedir: “Deniz havası almak için bindiğim vapurdan Üsküdar’ da iniyorum. Karşımda muhteşem Mihrimah Sultan Camii ve tam karşısında Yeni cami ve 3. Ahmet Çeşmesi, içim açılıyor ve beni karşılamaya gelen o güzel kırmızı rengiyle 2 katlı üstü açık otobüsüme biniyorum ve Üsküdar’ ı gezmeye başlıyoruz. Ooo ne kadar güzel bir meydan, sanki Üsküdar boşalmış diyorum. Adını da bozmamışlar yine Demokrasi Meydanı demişler. Yer yer kamelyalar yapılmış, Kamelyaları o güzel renkleriyle erguvanlar, ve mor salkımlar sarmış. Erguvanları, vapurda Üsküdar’ı karşıdan seyrederken de görmüştüm. Ya o ıhlamur ağaçları ve çınarlar. - 73 - Çok güzeller. Etrafıma bakarken bir sadelik görüyorum. Birbirine uygun renklerde boyanmış o küçücük dükkanlardaki esnaflar. Fark ediyorum ki o göze hoş görünmeyen değişik renk ve şekilde ki tabelalarını kaldırmışlar. Herhalde belediye bir standart getirmiş diye düşünüyorum. Daha sonra otobüsümüz Üsküdar’ın daracık sokaklarına giriyor. Şaşırıyorum. Yollar bomboş, sokak aralarına park eden araçlar yok olmuş. Merakla soruyorum ve öğreniyorum ki, Kaldırılan belediye binasının altına, hani şu demokrasi meydanı dediğim yerin altına otopark yapılmış ve herkes arabasını oraya park etmek zorundaymış. Çok hoşuma gitti. Sonra restore edilmiş tarihi eserlerin arasında dolaşırken sokak adları gözüme çarpıyor. Gelin Alayı sokak, Tel Çıkmazı gibi. Belediye çok güzel tabelalar hazırlamış. Sokak isimlerini nerden aldığına dair altına açıklamalar da yapmış. Tam bu sırada sokakların arasından çocuk sesleri duyuyorum. Başımı çevirip baktığımda ağaçlıklar içinde yemyeşil bir çocuk parkı görüyorum. O kadar güzel düşünülmüş ki, çocukların yaş gruplarına göre düzenlenmiş oyuncaklar, yaşlılar için dinlenme alanları ve hatta sahipli köpekler için bile alan düşünülmüş. Çok güzeldi, herkes çok mutlu görünüyordu. Sonra bir kadının çocuğuna yere attığın çöpünü al diye seslendiğini duydum. Etrafıma bakınınca hiçbir yerde çöp olmadığını gördüm. Her yer tertemizdi. Hatta apartmanın yanında bulunan küçücük bir boşluğa belediye geri dönüşüm için renkli renkli konteynırlar yerleştirmişti. Çok güzel görünüyordu. Burada yaşayanlar çevrelerine sahip çıkıyorlar diye düşündüm. Zaten herkes çok güler yüzlüydü. Herkes birbirini tanıyor gibiydi. Sonra o eski daracık sokaklardan ayrıldık. Üsküdar’ın her tarafı çiçek ve ağaçlarla donatılmış geniş ferah ana caddelerine çıktık. Harem’ den Kandilli’ ye, Kandilli’ nin sırtlarından dolaşarak Çamlıca’ ya geldik. Bir çay içip oksijenimizi solurken İstanbul Boğazı’nın keyfini çıkarttık. Sonra Üsküdar’ın bir müzesi yok mu? Neden gezmedik dediğimde, olmaz olur mu? Tabii ki var dediler. Benim bildiğim Paşakapısı Cezaevi’ni boşaltmışlar. Çok güzel bir müze yapmışlar. Orada Üsküdar’ın basmahanelerini, yazmacılarını, tabakhanelerini canlandırmışlar. Bir de Üsküdar’ ın sanatçısı çoktur. Sanatçılarına ait de bir bölüm yapmışlar. Çok güzel olmuş. Çok büyükmüş. Bir daha geldiğim de gezmeye karar - 74 - verdim. Artık dönüş zamanı gelmişti. Yola koyulduk. Dönüşümü Marmaray’la yapmaya karar vermiştim. Sahilden Üsküdar’ a şöyle bir daha bakayım diye başımı kaldırdığımda fark ettim ki öyle güzel bir planlama yapılmış ki bütün tarihi eserler açığa çıkarılmış, Hiçbir bina birbirinin görüntüsünü kapatmıyor, Dönüşümü yerinde gerçekleştirmişler. Boğazın sırtlarında ki kaçak yapılaşma önlenmiş, mülkiyet sorunu çözülmüş diye düşünüyorum. En güzeli de yeşil görünüyor. Binaların araların da yeşil alanlar oluşturulmuş. Üsküdar Belediyesi depremi de unutmamış diye içimden geçiriyorum. İşte diyorum, Üsküdar marka olmuş! Tam bir marka şehir diye düşünürken gözüme Marmaray’ın istasyon girişleri gözüme çarpıyor. Bu kadar güzelliğin arasında bu çirkinlik nasıl olur diyorum. Meydanın tüm güzelliğini bozduğunu düşünüyorum. Bunu da mutlaka benim dile getirmem gerekir düşüncesiyle Marmaray’ın yürüyen merdivenlerinden inerek dönüş yolculuğuma başlıyorum. HAYAL BU YA!..” - Osmanlı’da bir insanda aranan özellikler: Akli Selim Fikri Selim Zevki Selim Kalbi Selim - Mükemmel bir eser için Finansmana, Mükemmel bir projeye, Kaliteli bir malzemeye, Kalifiye işçiliğe ihtiyaç vardır. Dolayısıyla Üsküdar yeniden ve mükemmel tasarlamak için bunlara ihtiyaç vardır. Trafik yoğunluğunu gidermek için Üsküdar-Çamlıca teleferik hattı inşa edilebilir. Böylece tahmini 5000 kişi (halk ve turist) nin gelmesi sağlanabilir. Bir çarşı veya bir sokak turistler için ayrılabilir. Vapur iskelesinin olduğu bölgeye alt geçit ve bunun - 75 - içinde dükkanlar yapılabilir. İlçede yer alan kütüphaneler gençlere tanıtılmalı ve kullanmaları teşvik edilmelidir. Üsküdar’da orta ve uzun vadede gelişimi ve örnek bir ilçe olması için çekirdek bir;“Proje Geliştirme, Organizasyon, Takip ve Sonuçlandırma Ekibi” kurularak eylem planı çerçevesinde yeni projelerin geliştirilmesi, uygulamaya sokulmasının organize edilmesi ve mevcut uygulamaya sokulan projelerin takibinin yapılması gerekir. İlçenin her problemi için, konusunda uzman kişilerden oluşmuş komisyonlar kurularak buralardan proje ve teklifler alınmalıdır. Bu teklif ve projelerin hayata geçirilmesini de Ar-Ge ekibi takip etmelidir. Yukarıda zikredilen ekibin yetki ve ilgi alanları dikkate alındığında aşağıdaki noktalarda düzenlemelere gidilebilir: 3.6.1. Çevre(Çevre Temizliği, Doğanın Korunması v.b) Tespit: İlçemizde yapılan yeni inşaatlar dolayısıyla inşaat alanında kalacak yeşil alanlarda bulunan çok nadide ağaçlar maalesef kesilerek yok edilmektedir. Teklif: Belediye’nin bu tür ağaçları kesmeden önce özel cihazlarla yerinden söküp, tespit edeceği yerlere tekrar dikmesi. Bu tür yerler her ağaç cinsinin sergilendiği arberatoryum olabileceği gibi, mevcut parkların müsait yerleri de olabilir. 3.6.2. Çöp sorununa alternatif öneriler: 3.6.2.1 Sorunlar: - Çöp konteynırlarının kullanışsız olması, - Evde çöp toplamada yanlış uygulamalar yapılması, - Belediye temizlik günlerine halkın yeterince riayet etmemesi, - Sokaklarda ve caddelerde yeterli konteynır olmaması, - Duraklarda ve gezi alanlarında çöp kutusu eksikliği, - Temizlik konusunda yeterli ve yaygın eğitim eksikliği, - Çöp kutularının azlığı sebebiyle çöplerin yerlere atılmasıdır. - 76 - 3.6.2.2 Uygulanabilir Çözümler: - Halka çöp toplama ve dışarı çıkartmada uyulması gereken kurallar anlatılabilir. - Her sokağa bir konteynır konulabilir. - Konteynırlar daha küçük boyuta indirilip, belirli periyotlarda yıkanıp dezenfekte edilebilir. - Duraklara ve sirkülasyon alanlarına çöp kutusu konularak sık periyotlarla bunların toplanması sağlanabilir. - Çöp toplama saatlerine vatandaşın uyması için gerekli yaptırımlar uygulanabilir. - Üsküdar halkını bilinçlendirici yaygın bir eğitim seferberliğinin başlatılması sağlanabilir. - Her direğe bir çöp kutusu projesi: Üzerine reklam verebilme serbestliği tanınarak ihale ile bazı şirketlere; her direğe çöp kutusu koyma, bunları düzenli olarak toplama teklifi yapılabilir.Tekliflere göre bu hizmet karşılığında bazı yerlere reklam verebilme hakkı tanınabilir. 3.6.3. Umumi Kullanım Alanlarının Temizliği ve Hijyeni: Umumi kullanım alanlarının temizlik ve hijyeni insan sağlığı ve insan onuru açısından çok önemlidir. Bu yüzden başta cami ve umumi tuvaletler olmak üzere bu tip yerlerin denetimi ve modernleştirilmesi belediyecilik açısından çok büyük bir hizmettir. Bu konuda öncelikle tüm camilerin tuvaletlerinin yenilenmesi; belediye eli ve hayırseverler vasıtasıyla en kısa sürede tamamlanmalıdır. Bunlardan ihale edilmiş olanlarının yöneticileri hijyen ve temizlik konusunda uyarılmalı ve eğitilmeli, rutin kontroller sıklıkla yapılmalı. Bu konuda hassas olmayanların işletme hakkı iptal edilmelidir. İhale edilemeyecek kadar küçük ve işlek olmayanlarda belediye temizlik personeli ve cami imamlarının organizasyonu ile daima temiz tutulmalıdır. Cami ve müştemilatının temizliğine özen gösterilmelidir. - 77 - 3.6.4. Yönetime Tüm Halkın Katılımının Sağlanması Yönetime katılımın sağlanması konusunda 1-2 aşamalı bir çalışma yapılabilir: İlk aşamada Sayın Başbakanımızın teklif ve teşvik ettiği “Şehir Konseyleri”ne işlevsellik kazandırılmalıdır. Bu konseylere Belediye Başkanlığı ve Ak Parti İlçe Başkanlığı’nın tespit edeceği sınırlı sayıdaki göreceli olarak daha donanımlı ve ön plana çıkmış kişilerin katılımı sağlanarak onların değerli fikirlerinden yararlanılabilir. İkinci olarak da Üsküdar kurumsal web portalı altında kurulacak bir web sitesi ve anlaşılacak bir radyo ile hali hazırdaki ham veya olgunlaşmış projeler vatandaşa duyurularak katkı ve katılımları istenebilir. Her konuda ortak akıl hayata sokulmalıdır. Üsküdar’a yapılacak büyük proje ve hizmetlerin vatandaşa duyurulması ve görüş alınması, “Ben yaptım oldu” anlayışının yıkılmasına, ortak akıl ile en doğrunun bulunmasına ve vatandaşta da “Bu yönetim içimizden” fikrinin oluşmasına vesile olacaktır. Ayrıca muhtelif yerlere şikayet ve talep kutuları yerleştirilerek vatandaşın talep ve şikayetleri tespit edilebilir. Burada şikayetçilere geri dönüşün olması bu hizmetin başarısı için elemdir. - 78 - Saha araştırmasına katılan bireylerin beklentileri ve kaygıları aşağıdaki gibidir: Hayaldeki Üsküdar Hayaldeki Üsküdar Katılımcıların Oran %17’si TEMİZLİK VE YEŞİL ALAN ARTIRILMALI 17% hayallerindeki ŞUAN OLDUĞU GİBİ KALMALI 10% olarak TARİHİ YAPISI, TARİHİ DOKUSU KORUNMALI 7% artırılmasına vurgu yaparken %10’u TRAFİK SORUNU AŞILMALI 5% şuan olduğu gibi kalması gerektiğini SAKİN OLMALI 4% GELİŞİMİNİ TAMAMLAMALI 3% %7’si de tarihi yapısı/dokusunun ESKİ YAPININ KORUNMASI 3% ÇAĞDAŞ VE MODERN 3% ŞEHİRSEL DÖNÜŞÜM YAPILMALI 2% AVM OLMASI 2% GÜVENLİĞİ ARTIRILMIŞ 1% vurgu yaparken %3’er oranlarla da DÜZENLİ YAPILAŞMA 1% gelişimin PARK ALANI YAPIMI 1% yapıların korunmasına ve daha çok SOSYAL ALANLARI GELİŞMİŞ 1% modernliğe TURİSTİK OLMALI 1% Ayrıca ULAŞIM SORUNU AŞILMALI 1% dönüşüme ALTYAPININ SAĞLAMLAŞTIRILMASI 1% oranlarla da güvenlik artışı, düzenli ÇEVRE DÜZENLEMESİ TAM 1% yapılaşma, park alanı, sosyal alanlar, DİĞER 34% FİKRİM YOK 5% turizm, ulaşım, altyapı ve çevre yapılmıştır. - 79 - Üsküdar’la temizlik korunması ve ilgili yeşil gerektiğini alanın belirtmiştir. Bunların dışında katılımcıların %5’i trafik sorununun çözüme kavuşturulmasına ve %4’ü sükûnete tamamlanmasına, vurgu %2’şer düzenlemesi ve eski yapmışlardır. oranlarla kentsel AVM’ye %1’er konularına vurgular Geleceğe Yönelik En Büyük Kaygı Geleceğe Yönelik En Büyük Kaygı Katılımcıların Oran geleceğe GÖÇ VE DÜZENSİZ NÜFUS ARTIŞI 18% yönelik en büyük kaygılarının ne YOK 13% olduğuna dair verdikleri cevapların DÜZENSİZ YAPILAŞMA 10% oranları tabloda ifade edilmiştir. YEŞİL ALANIN YOK OLMASI 8% Buna göre Üsküdarlıların geleceğe TARİHİNİ VE TARİHİ DOKUSUNU KAYBETMESİ 5% DEPREM KAYGISI 4% yönelik en büyük kaygısının göç ve GELİŞEMEMESİ 2% TRAFİK SORUNU 2% GÜVENLİK PROBLEMİ 2% ŞEHİRSEL DÖNÜŞÜM 2% SOSYAL YAPININ DEĞİŞİMİ 2% bunu HAVA,ÇEVRE KİRLİLİĞİ 1% yapılaşma, %8 oranla yeşil alanların ÇOCUKLARIN GELECEĞİ 1% yok olması, %5 oranla Üsküdar’ın DOĞAL YAPININ BOZULMASI 1% tarihini ESKİ YAPININ FAZLALIĞI 1% kaybetmesi ve %4 oranla deprem OTOPARK SORUNU 1% kaygısı SEL ENDİŞESİ 1% etmektedir. Bunların dışında ULAŞIM SORUNU OLUŞMASI 1% %2’şerlik oranlarla ilçenin DİĞER 14% FİKRİM YOK 17% gelişememesi, trafik sorunu, düzensiz nüfus artışı olduğu görülmektedir. Katılımcıların %18’i en büyük kaygı olarak göç ve düzensiz nüfus artışını gösterirken %10’luk ve gibi oranla tarihi düzensiz dokusunu kaygılar takip güvenlik problemi, kentsel dönüşüm, sosyal yapının değişmesi ve %1’erlik oranlarla hava ve çevre kirliliği, çocukların geleceği, doğal yapının bozulması, eski yapıların fazlalığı, otopark sorunu, sel endişesi, ulaşım sorununun oluşması gibi kaygılar da belirtilirken katılımcıların %13’ü herhangi bir kaygılarının bulunmadığını, %17’si ise bu konuda herhangi bir fikirlerinin olmadığını belirtmişlerdir. - 80 - SONUÇ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Üsküdar Belediyesi İşbirliği ile gerçekleştirilen Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı, toplumun çok farklı kesimlerini temsil eden akademisyenler, siyasiler, bürokratlar, yerel yöneticiler, sivil toplum temsilcileri ve kanaat önderlerinden oluşan geniş bir katılım ile 22 Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Çalıştay, temelde Üsküdar şehir kimliği, ilçenin bugününün genel bir değerlendirmesi, GZFT analizi ve geleceği ile ilgili beklentilerinin tespit edilmesi amacıyla toplanmıştır. Bu amaca yönelik olarak, çalıştayda katılımcılar toplumun farklı katmanlarından temsilcilerin bulunmasına özen gösterilecek şekilde gruplara ayrılmış ve bir akademisyen raportörün gözetiminde tüm gün devam eden fikir alışverişleri gerçekleştirilmiştir. Günün sonunda ortaya konan tüm fikirler raportörler tarafından kayıt altına alınmış ve çalıştay raporunda yer almıştır. Bu çerçevede, katılımcılara, Üsküdar’ın diğer ilçelere benzeyen ve ilçeyi diğerlerinden ayıran belirgin özellikleri; Üsküdar’a ait unutulan veya yaşayan simgeler; sahip olduğu sabit değerler ve bunları stratejik değerlere çevirebilme potansiyeli (coğrafi, tarihî ve kütürel birikimi, tabiat güzellikleri, teknik ve ekonomik gelişmişliği, üretim alanları ve konuları, iç ve dış turizm potansiyeli, bilimsel ve akademik altyapısı, insan kaynakları ve demografik durumu göz önünde bulundurarak); çevre sorunları ile kentsel dönüşüm ve gelişim politikaları konusunda düşünceleri/beklentileri sorulmuştur. Çalıştayın son bölümünde katılımcılardan, bu düşünceleri ışığında şehrin GZFT (Güçlü Yönleri-Zayıf YönleriFırsatlar-Tehditler) analizini yapmaları istenmiştir. Katılımcılardan ayrıca, “hayalleriniz” bölümünde, yaşadıkları şehrin geleceğiyle ilgili kısa, orta ve uzun vadeli beklentilerini/ümitlerini açıklamaları istenmiştir. Çalıştayda elde edilen ham veriler, akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından derlenmiş, tasnif edilmiş ve rapor haline getirilmiştir. Çalıştay raporu şehrin temel coğrafi, kültürel ve ekonomik özelliklerinin açıklandığı birinci bölüm, şehir kimliğinin kavramsal ve teorik çerçevesinin çizildiği ikinci bölüm ve katılımcılar tarafından ileri sürülen görüş, öneri ve değerlendirmelerin bulunduğu üçüncü bölümden oluşmaktadır. Bu kapsamda Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı şu şekilde özetlenebilir: - 81 - İstanbul’un dışında (sur dışı) kalan yerleşmelere“Bilade Selase” denir, bu yerleşmeler; Pera, Üsküdar ve Eyüp’tür. Üsküdar İstanbul’un sur dışında kalan önemli bir yerleşim alanıdır. Üsküdar’ın önemli edebiyatçı ve sanatçılarından olan Süheyl Ünver, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Üsküdar’da yaşamak yerine, Üsküdar’ı yaşamışlardır. Öte yandan, Osmanlı Dönemi’nde insanlar ihrama Üsküdar’da girdiklerinden buraya Kabe toprağı denildiği rivayet edilmektedir. Böylesine değer sahibi olan Üsküdar, mimari yönünden de müstesna bir yere sahiptir. Mimaride çok bilinen 5T formülü (mücessemiyet (form, ritim, denge), terkip (birleşim, birleştirme tasnif (bölümleme), tanzim,tenazur) Üsküdar’da bulunan tarihi eserlerin çoğunda gözlenmektedir. Oysa ki, günümüzdeki yapılar bu mimariden uzak inşa edilmekte, özellikle AVM’ler şehrin dengesini bozmakta ve tarihi dokuya ciddi zarar vermektedir. Üsküdar, Boğaz’ın en önemli ilçelerinden birisi olmakla beraber, karakteristik özellikleri ve denize kıyısı diğer ilçelerden farklıdır. Örneğin karşı kıyısında yer alan Beşiktaş ilçesinde olduğu gibi yoğun bir insan kalabalığı ve keşmekeş bir ortam söz konusu değildir. Bununla birlikte Üsküdar’da kullanışlı bir meydan bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde çok sayıda üniversitenin yerleşkesi bulunan Üsküdar’da sınırlı sayıda sanayi kuruluşu vardır. İnanç turizmi yönünden yüksek potansiyeli olan ilçede, üç dinin kutsal mekanlarının güzel örnekleri bulunmaktadır. Kuzguncuk’da, kilise ve cami yan yana hizmet vermektedir. İlçe sınırları içerisinde çok sayıda külliye ve cami bulunması yanında, musiki cemiyeti sayısı da küçüksenmeyecek kadar çoktur. 1970-80’li yıllarda büyük bir göç dalgası almış olan ilçe kozmopolit bir yapıdadır. Marmaray’ın açılmasıyla birlikte Avrupa ve Asya arasında geçiş noktası olma özelliği pekişmiştir. Eğitim düzeyi yüksek bireylerin yaşamak için tercih ettiği ilçelerden bir tanesidir. Üsküdar’da aidiyet duygusu yüksektir. Üsküdar’ın hem tarihi hem kültürel çok sayıda simgesinden söz edilebilir. Bizans döneminden kalan Kız Kulesi sadece Üsküdar’ın değil, İstanbul’un da önemli simgelerinin başında gelmektedir. Bunun yanında Mihrimah Sultan Cami (İskele Cami), Valide Atik Cami, Aziz Mahmut Hüdai Türbesi, Eski Toptaşı Cezaevi, Validebağ Korusu, Yeni Cami, Kuleli Askeri Lisesi, Selimiye Kışlası, Boğaz Köprüsü, Küçük Çamlıca ve Büyük Çamlıca Korusu, Karaca Ahmet Mezarlığı, Özbek Tekkesi, Çinili Külliyesi, III. Ahmet Çeşmesi ve Adile Sultan Kasrı olmak üzere her biri birer şehir - 82 - sembolü olma özelliğine sahip eserler ve doğal hazinelerdir. Ayrıca önemli ulaşım projelerinden biri olan Marmaray Üsküdar’ın simgelerinden biri olmuştur. Bu simgesel değerlere sahip ilçenin önemli sorunları da vardır. Bunlardan öne çıkanlar, altyapı, trafik ve güvenlik sorunlarıdır. Yolların oldukça dar olması, park eden araçlar trafik yoğunluğunu artırmaktadır. Bunun yanı sıra çocuklar için park ve spor (basketbol ve futbol) alanlarının azlığı, gürültü kirliliği yapan taşıma araçları, minibüslerin ve dolmuşların ses düzeylerinin çok yüksek olması önemli çevre sorunlarındandır. Üsküdar’ın tarihi yapıların görünebilirliği amacıyla, bölgesel mimaride cephe ve şehir silüetine dikkat edilmelidir. İlçede çevre kirliliği sorununa dikkat çeken katılımcılar, çöp sorununun çözümünde etkili bir geri dönüşüm uygulamasına gidilmesini önermişlerdir. Buna bağlı olarak, evsel atıkların ayrıştırılmaması çok önemli bir sorundur. Gelişmiş ekonomiler, İsveç’in enerjisini çöpten üretmesinde olduğu gibi, evsel atıkları artı değere dönüştürmektedirler. Benzer bir uygulama Üsküdar’da da başlatılabilir. Bütün bunların yanında kentsel dönüşüm Üsküdar açısından hayati önem taşımaktadır. Üsküdar için kentsel dönüşümün rant haline gelmemesi için devlet politikaları düzenlenmeli, ekonomik çıkarımlar odak olmamalı, devletin baştan sona yapacağı ve yöneteceği projeler olmalıdır. Eski yapılar uygun bir şekilde restore edilmelidir. Belediye, Röleve ve Anıtlar Birliği Kurulu işbirliği içinde çalışmalıdır. Bu bağlamda, bazı sokaklar ulaşıma kapatılıp yayalaşmanın artırılması ile tarihi doku ön plana çıkarılabilir. İstanbul’un fethini gören ve tarihi yapılarının çokluğuyla tanınan Üsküdar’da kentsel dönüşüm sürecinde yapıları yıkıldığında, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi eskinin aynı şekilde inşa edilmesi gerekir. Örneğin, II. Dünya Savaşı’nda büyük zarar gören Varşova, eski rölevelerden yararlanılarak eskiye uygun şekilde yeniden inşa edilmiştir. Yeniden inşa sonucunda şehir savaş öncesi ve savaş sonrasında aynı panaromik görüntüye sahip olmuştur. Şehirlerin tarihi dokusunun korunması hususunda Barselona şehri önemli bir örnektir. Barselona, yeni kent ve eski kent diye ikiye ayrılmaktadır. Eski kent tüm tarihi özellikleriyle korunmakta, adeta bir açık hava müzesi gibi belli bir ücret karşılığında gezilebilmekte ve bu uygulama ile kente gelir sağlanmaktadır. - 83 - Barselona’da uygulanan bu model, Üsküdar’ın tarihi dokusunun muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere miras bırakılması için uygulanabilir. Üsküdar ilçesinde de 1. ve 2. derece tarihi evler bulunmaktadır. Ancak kurullardan onayların çıkması çok geciktiği için bu yapıların bakımları zorlaşmaktadır. Üsküdar’da tarihi dokular muhafaza edilmeli ve şehir sakinleri ile turistlerin istifadesine sunulmalıdır. Öte yandan, Üsküdar’ın kentsel dönüşümünde, merkez ile diğer mahallelerin birbirinden çok farklı olduğu göz ardı edilmemeli ve tarihi alanların yapısı muhakkak korunmalıdır. Kentsel dönüşüm sadece bina düzeyinde yapılmamalı, merkez dışındaki alanlarda ada bazlı kentsel dönüşüm planlaması göz önünde bulundurulmalıdır. Parsel bazındaki dönüşümlerde bambaşka bir şehir inşa etmek yerine, depreme dayanıklı ama görsel olarak dönüşüm öncesindeki şehir kimliğini koruyan sağlam binalar üretilmelidir. Ada bazında dönüşümlerin zorlanması ile yükseklik artırımı yaparak yeşil alan kazanılmalıdır. Yeni binalarda cephe kullanımında albedo değerleri standartlarını ortaya koyarak ısı adalarının oluşması engellenmelidir. Bunların yanında, şehir silüeti ve kimliğinin korunmasına azami gayret edilmeli, mevcutlara sahip çıkarak tarihi doku olduğu gibi korunmaya çalışılmalıdır. Tarihi eserlerde yapılacak yenileme çalışmalarında aslına uygunluk aranmalıdır. Çocuk ve yaşlıların yaşam kalitesi öncelenmelidir. Örneğin üst geçitlerde bebek arabaları, engelli araçları için geçiş alanı bulunmamaktadır. Bu gibi noktalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapacağı genel düzenlemeler önem taşımaktadır. İnsan temelli bir kentsel dönüşüm stratejisi esas alınmalıdır. Avrupa’daki “çocuk dostu şehir” kavramı incelenmeli ve trafik dahil tüm sorunların çocuk temelli ele alınmasının insani çözümler üretmede yardımcı olabileceği değerlendirilmelidir. Bazı katılımcılar, yerinde dönüşüm yerine belediyenin arsa üretmesi gerektiğini, aksi halde sosyal çevrede dönüşümün gerçekleştirilemeyeceğini ileri sürmüştür. Sanayinin olmadığı Üsküdar, turizm, kültür ve sanat merkezi olmalıdır. Turizme yönelik alanların düzenlenerek eski İstanbul’un yeni İstanbul’dan ayrıştırılması gerekir. Tarihi alanların insanlığın hizmetine açılması, Üsküdar’ı önemli turizm merkezlerinde birisi haline getirecektir. Çalıştayın son bölümünde yapılan GZFT analizinde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir: - 84 - GÜÇLÜ YÖNLER: Üniversiteler ilçesi olması, sivil toplum örgütlerinin sayıca fazla olması, stratejik konuma sahip olması, zengin tarihi dokunun olması ve İstanbul Boğazı’nın en nadide manzaralarından birine sahip olması, konum olarak istanbul'un her noktasına yakın olması yanında Marmaray’ın aktifleşmesi ile çok daha merkezi bir lokasyona sahip olması, buna bağlı olarak günlük ziyaretçi sayısının yüksek olması, ilköğretimden üniversiteye çok sayıda eğitim kurumuna sahip olması, önemli sağlık merkezleri bulunması, İstanbul Medeniyet Üniversitesi - Üsküdar Belediyesi iş birliği ile kurulan Çocuk Üniversitesinin varlığı olarak sayılabilmektedir. ZAYIF YÖNLER: Plansız yapılaşma, konut yetersizliği ve buna bağlı kaçak yapılaşma, kentsel dönüşümün uygulamasında karşılaşılan güçlükler, yoğun trafik, güvenlik sorunu, ilçeye yönelik aşırı göç ve turizm potansiyelinin yeterince kullanamaması olarak tespit edilmiştir. FIRSATLAR: Ulaşım imkanlarının çeşitliliği, güçlü sosyo-kültürel yapı, kültürel ve sanatsal etkinlikler, çok kültürlülük ve hoşgörü, üç dinin merkezi olması, yerli ve yabancı turisti çekebilecek zenginliklere sahip olması, ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış ve markalaşmış şirketlerin merkezi olması, özel, vakıf ve devlet üniversitelerinin tercih ettiği bir merkez olması sonuçlarına ulaşılmıştır. TEHDİTLER: Kaynakların etkin kullanılamaması, kaçak ağaç kesimi, çarpık yapılaşma, çevre temizlik bilincinin oturmamış olması, insanların duyarsızlığı, her geçen gün artan trafik ve otopark sorunu, mekanların manevi cazibesini yitirmesi, maddi cazibesinin tercih edilir olması, otopark sorunu. depreme dayanıksız bina sayısının fazlalığı, gençler arasında kötü alışkanlıkların yaygınlaşması olarak sayılabilmektedir. Son olarak katılımcıların kısa, orta ve uzun vadeli beklentileri ve hayalleri özetle aşağıdaki gibidir: Caddenin tramvay yoluyla İstanbul'a ikinci alternatif bir İstiklal Caddesi olması; Üsküdar halkının sosyal aktivitelerini yapabileceği mekanlara gezi ve dinlenme alanlarına kavuşması; Üsküdar’da aidiyet duygusunun arttırılması için komisyon oluşturularak tüm çevrelere açık fikirlerin ve duyguların ciddiye alındığı geniş katılımlı - 85 - konseyler tertip edilmesi; Tüm Üsküdarlı sivil toplum örgütlerinin her zaman kullanabileceği toplantı merkezleri ve yönetsel faaliyetlerini yapabilecekleri mekanlar sağlanmalıdır. Üsküdar’da orta ve uzun vadede gelişimi ve örnek bir ilçe olması için çekirdek bir;“Proje Geliştirme, Organizasyon, Takip ve Sonuçlandırma Ekibi” kurularak eylem planı çerçevesinde yeni projelerin geliştirilmesi, uygulamaya sokulmasının organize edilmesi ve mevcut uygulamaya sokulan projelerin takibinin yapılması gerekmektedir. - 86 - 22.06.2014-– Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı Tanıtım Toplantısı - 87 - ORGANİZASYON ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SEMPOZYUM VE ÇALIŞTAYLAR HEYETİ İbrahim ACAR Koordinatör Seyfettin ERDOĞAN Başkan Rahmi ŞEN Başkan Yrd. Zekerriya ERDİM Üye Turgut ÖZCAN Üye Ayfer GEDİKLİ Üye Şerafettin TURAN Üye Engin ZORBA Üye Fikri AKYÜZ Üye Yasemin Meltem NAMLI DPTH Destek Uzmanı Havva KARADERELİ Sekretarya İL MODERATÖRÜ : Prof.Dr. Seyfettin ERDOĞAN İL MODERATÖR YARDIMCILARI: Doç.Dr.Ayfer GEDİKLİ Öğr.Gör. Ali YILDIZ Öğr.Gör. Işıl DEMİRTAŞ - 88 - EKLER EK-1 ÜSKÜDAR (İSTANBUL) FLORASI* Flora Familya Adı Bilimsel Adı Bulunduğu Yer Ophıloglossaceae Ophioglossum lusitanicum L. Belgrad Ormanı, Üsküdar Bölgesi Çiçeklenme Zamanı Habitat/Yetişme Ortamı Pinus brutia, Arbutus&Erica ile açık alanlarda Tepelik arazi, koruluklar, nadasa bırakılmış çayırlar Ranunculaceae Ranunculus gracilis Clarke Ranunculaceae Ranunculus arvensis L. Papaveraceae Hypecoum pendulum L. Belgrad köy, Çamlıca Nisan (tarlalar) Çamlıca Mart-Haziran Segetal habitatlar, genellikle tahıl, buğday tarlalarında Yeşilköy-Bakırköy-Üsküdar Nisan-Haziran Nadasa bırakılmış tarlalar, kültive edilmiş alanlar İstanbul Mayıs-Haziran Tarlalar , yol kenarları Heybeliada, Yeşilköy, Boreava orientalis Jaub. & Cruciferae Spach Alyssum repens Baumg. var. Cruciferae trichostachyum (Rupr.) Hayek İstanbul Mayıs-Haziran Çalı ile örtülü yamaçlar ve orman Cruciferae Clypeola jonthlaspi L. Rumelihisarı-Üsküdar Nisan-Mayıs Taşlık yerler, kayalık yamaçlar Cruciferae Draba muralis L. Rumelihisarı-Üsküdar Nisan Korular ve tepeler Cruciferae Matthiola incana (L.) R. Br. İstanbul Cruciferae Hesperis tristis L. İstanbul Mart-Nisan Kayalık yerler, genellikle deniz kenarında Nisan-Ağustos Bahçelerde Malcolmia flexuosa (Sibth. & Cruciferae Sm.) Sibth. & Sm. İstanbul Resedaceae Reseda odorata L. İstanbul E.-Med. Tuberaria guttata (L.) Fourr. Cıstaceae var. guttata Büyük çamlıca - 89 - Arenaria leptoclados (Reinchb.) Caryophyllaceae Guss. İstanbul Şubat-Haziran Chenopodiaceae Beta vulgaris L. İstanbul Mayıs-Ağustos Kuru hafif toprak, genellikle kayalıklarda Gonocytisus sangulatus (L.) Leguminosae Spach Boğaziçi E.-Med. Haziran-Ağustos Maki ve yamaçlar Leguminosae Colutea cilicica Boiss. & Ball. İstanbul Med. Nisan-Eylül Step, bozuk çam ve meşe ormanlarında, maki, phrygana Leguminosae Astragalus cicer L. İstanbul Temmuz Çalılık, step Leguminosae Astragalus vulnerariae DC. İstanbul Mayıs-Temmuz Orman, step, çalılık Mayıs-Temmuz bağları Vigna unguiculata (L.) Walp. Leguminosae subsp. Unguiculata İstanbul E.-Med. Leguminosae Ononis pubescens L. İstanbul Med. Maki, Çam ormanları, nadasa bırakılmış tarlalar, üzüm Trifolium resupinatum L. var. Leguminosae microcephalum Zoh. İstanbul Mayıs Tarlalar, yol kenarları, boş alanlar Leguminosae Trifolium subterraneumL. İstanbul Nisan-Haziran Açık topluluklar Kayalık yamaçlar, maki, Çam ormanı, step, nadasa Trigonella spruneriana Boiss. Leguminosae var. spruneriana İstanbul IrTur. Nisan-Haziran bırakılmış tarlalar Kalkerli yamaçlar, çam ormanı, step, nadasa bırakılmış Trigonella coerulescens (Bieb.) Leguminosae Hal. İstanbul Leguminosae Medicago orbicularis (L.) Bart. İstanbul Mart-Mayıs nadasa bırakılmış tarlalar Mart-Haziran Kayalık kalkerli yamaçlar, çalılıklar içinde Nisan-Temmuz Maki, phrygana IrTur. Nisan-Temmuz tarlalar Ağır topraklar, kayalık yamaçlar, dikim yoluyla ve Medicago truncatula Gaertn. Leguminosae var. longiaculeata Urb. İstanbul Leguminosae Anthyllis hermanniae L. Çamlıca Leguminosae Onobrychis hypargyrea Boiss. İstanbul Nisan-Haziran meşe çalılıkları Rosaceae Rubus discolor Weihe & Nees Belgrad Ormanı-Büyük Haziran (-Ağustos) Yaprağını döken orman ve çalılık, gölgeli kenarlar, deniz Med. Kayalık kalkerli yamaçlar, nadasa bırakılmış tarlalar, - 90 - Çamlıca Tepesi kıyısı Tarabya (Alman Parkı)Alemdağ-Halkalı İstasyonRosaceae Potentilla detommasii Ten. Çamlıca Mayıs-Haziran Rosaceae Cydonia oblonga Miller Çengelköy Mayıs-Haziran Ormanlar ve çalılıklar Onagraceae Epilobium parviflorum Schreber Tarabya-Üsküdar Mayıs-Eylül Akarsu ve göl kıyılarında, nemli yerler Mayıs-Haziran Kayalık yamaçlar, kumlu toprak Haziran-Temmuz Kaya çıkıntıları ve yamaçlar Umbilicus rupestris (Salibs.) Subaşıköy-Küçükçamlıca- Crassulaceae Dandy Büyükada Crassulaceae Sedum annuum L. İstanbul E.-S. İğne yapraklı ve yaprağını döken orman, kayalık Anthriscus nemorosa (Bieb.) Umbelliferae Sprengel İstanbul Nisan-Ağustos yamaçlar, sulak çayırlar (Mayıs-) Haziran Heptaptera triquetra (Vent.) Umbelliferae Tutin İstanbul (-Temmuz) Deniz kıyısındaki kayalık yamaçlar Umbelliferae Thapsia garganica L. İstanbul Med. Nisan-Mayıs Kayalık yamaçlar, taşlı yol kenarları Valerianaceae Valerianella hirsutissima Link İstanbul E.-Med. Nisan-Mayıs Maki, tepeler Valerianaceae Valerianella obtusiloba Boiss. İstanbul E.-Med. Mart-Mayıs Kayalık yamaçlar, çalılıklar Compositae Pulicaria odora (L.) Reichb. Subaşı-Çamlıca Med. Mayıs-Temmuz Çalılıklar ve Pinus brutia içinde Açık koruluklar, Alplere özgü bodur çalılık, taşlı yamaçlar, kumlu yerler, yol kenarları, otlaklar, nadasa Compositae Logfia arvensis (L.) Holub İstanbul Nisan-Haziran bırakılmış tarlalar Compositae Senecio jacobaea L. İstanbul Haziran-Ekim Tarlalar Compositae Senecio paludosus L. İstanbul E.-S. Temmuz-Eylül Nemli yerler Compositae Calendula suffruticosa Vahl Kilyos-Üsküdar-Çengelköy W.-Med. Mart-Haziran Kuru taşlık yamaçlar ve kaya yarıkları neilreichii (Kerner) Formanek Çamlıca E.-S. Haziran-Ağustos (topraklar), çayırlar, nadasa bırakılmış tarlalar Otanthus maritimus (L.) Kasatura-Bithynia (Asya Hoffmans. & Link Yakası) Med. Mayıs-Kasım Kumlu deniz kıyılarında ve kumullarda Orman, step, kayalık, püskürük ve volkanik yamaçlar Achillea nobilis L. subsp. Compositae Compositae - 91 - Tripleurospermum conoclinium Belgrad Ormanı Compositae (Boiss. & Ball.) Hayek (Kurtkemeri)-Üsküdar Nisan-Temmuz Çayırlar ve otlaklar Compositae Artemisia vulgaris L. İstanbul Temmuz-Eylül Boş alanlar, yol ve akarsu kenarları, çalılık yamaçlar Compositae Scorzonera hispanica L. İstanbul Nisan-Haziran Pera’da meyve olarak satıldı Compositae Leontodon tuberosus L. Tarabya-Büyükçamlıca Med. Şubat-Mayıs Ormanlar, kumullar, nadasa bırakılmış tarlalar Compositae Picris altissima Delile İstanbul Med. Mayıs-Ağustos Kayalık yamaçlar, çimenlik yerler, tarlalar Hedypnois cretica (L.) Dum.- Büyükçekmece-Tuzla - Compositae Cours. Üsküdar Arasında Med. Mart-Mayıs tarlalar Compositae Taraxacum hellenicum Dahlst. Bebek-Üsküdar Med. (Ekim-) Kasım-Nisan (-Mayıs) Kuru yerler, bozulmuş alanlar İstanbul E.-Med. Mart-Temmuz Meşe ve Çam ormanları, kalkerli kayalık yamaçlar Kalkerli kayalık yamaçlar, kumullar, nadasa bırakılmış Crepis reuterana Boiss. subsp. Compositae reuterana Ormanlar, kayalık volkanik veya kalkerli yamaçları, (Şubat-) Mart-Temmuz Artemisia stepleri, çimle örtülü yamaçlar, kumlu kil, (-Ağustos) kumullar, nadasa bırakılmış tarlalar Med. Mayıs-Haziran Yamaçlar, akarsu ve tarla kenarları Kilyos-Üsküdar Med. Nisan-Haziran Çayırlar, sık çalılıklar, garig, bataklıklar İstanbul Med. Nisan-Ağustos Kalkerli kayalıklar ve duvarları Compositae Crepis sancta (L.) Babcock Kilyos-Çamlıca Compositae Crepis zacintha (L.) Babcock Rumelihisarı-Çamlıca Compositae Crepis vesicaria L. Campanulaceae Campanula erinus L. Anagallis arvensis L. var. Primulaceae parviflora (Hoffmans. & Link) Şişli-Kağıthane-Büyük Ces., Pass. & Gib. Çamlıca-Dolayoba-Yakacık Nisan-Haziran Sarıyer-Ortaköy-BeylerbeyiEbenaceae Diospyros kaki L. fil. Altunizade Haziran Oleaceae Olea europaea L. var. europaea İstanbul Mayıs Bahçelerde ve meyve bahçelerinde ekilir Döküntü yığını, kalkerli uçurumlar, dik yarlar, tarlalar ve Asclepiadaceae Cionura erecta (L.) Griseb. İstanbul E.-Med. Nisan-Eylül akarsu yatakları, deniz kıyıları ve ıslak yerler İstanbul E.-S. Temmuz-Eylül Durgun veya çok yavaş akan su Nymphoides peltata (S. G. Menyanthaceae Gmelin) O. Kuntze - 92 - Bulgurlu Tepesi Eteği- Kışın taşkına uğrayan kumlu düzlükler, genellikle Juncus Gentianaceae Cicendia filiformis (L.) Delabre Çamlıca W.-Med. Nisan-Haziran mutabilis Lam. ile ilişkilendirilir. Convolvulaceae Convolvulus althaeoides L. İstanbul Med. Nisan-Mayıs Kayalık kalkerli yamaçlar Boragineceae Cynoglossum officinale L. İstanbul E.-S. Nisan-Temmuz Boragineceae Echium plantagineum L. Kilyos-Çamlıca Med. Mart-Eylül Göknar ve Kayınormanı, yaprağını döken orman, taşlı ve kalkerli yamaçlar, çayırlar, kenarlar Tarla kenarları, bozulmuş alanlar, hendekler, çimle örtülü ve kayalık yamaçlar Nadasa bırakılmış tarlalar, dağ stepi, kalkerli kayalıklar, Onosma bracteosum Hausskn. Boragineceae & Bornm. İstanbul IrTur. Mayıs-Temmuz step Boragineceae Symphytum ottomanum Friv. İstanbul E.-Med. Mayıs Ormanlar Nisan-Temmuz Kızılçam ormanı, tarlalar Şubat-Mayıs Meşe ormanları, tepeler İstanbul-Boğaziçi-Kilyos Boragineceae Anchusa officinalis L. Boragineceae Borago officinalis L. kumulları KüçükçekmeceRumelihisarı-Üsküdar Med. Gölgeli kaya çıkıntıları ve kalkerli uçurumlar, dik yarlar, Scrophuiaria cryptophila Boiss. Scrophulariaceae & Heldr. İstanbul Haziran-Ağustos boş alanlar, harabeler Akarsu kenarları, gölgeli kenarlar, yol kenarları, boş Scrophuiaria peregrina L. İstanbul Antirrhinum majus L. subsp. Yedikule-Kandilli- Scrophulariaceae majus Anadoluhisarı Scrophulariaceae Veronica verna L. İstanbul Orobanchaceae Orobanche elatior Sutton İstanbul Globulariaceae Acanthus mollis L. İstanbul Scrophulariaceae Mart-Mayıs alanlar, başlıca kalker kayalar üzerinde W.-Med. Mayıs-Haziran Deniz kıyısı uçurumları ve duvarları E.-S. (Mart-) Nisan-Haziran kireçli topraklarda yetişmeyen Haziran-Ağustos Genellikle Centaurea ve Echinops üzerinde W.-Med. Haziran Yerel olarak Ekimi yapılır ve bazen kaybolur E.-S. Haziran Akarsu kenarları, göllerin sınırı Bozuk Meşe ve Çam ormanları, stepler, otlaklar, çayırlar, Lavandula angustifolia Miller Labıatae subsp. angustifolia İstanbul Labıatae Scutellaria hastifolia L. İstanbul - 93 - Labıatae Scutellaria altissima L. İstanbul E.-S- Temmuz-Agusos İstanbul E.-Med. Mayıs Kalkerli kayalık yamaçlar, çalılıklar Mellittis melissophyllum L. subsp. albida (Guss.) P. W. Labıatae Ball. Kayın, Göknar ve Sarıçam karışık ormanları, kayalık Lamium maculatum L. var. Labıatae maculatum İstanbul E.-S. Şubat-Haziran yamaçlar, subalpine çayırlar Labıatae Leonurus marrubiastrum L. İstanbul E.-S. Haziran-Ağustos Boş alanlar İstanbul E.-Med. Mayıs-Ağustos çalılığı, tuzlu birikintileri Mayıs-Ağustos Kayalık yamaçlar Sideritis montana L. subsp. Nadasa bırakılmış tarlalar, step, Çam ormanları, meşe remota (d'Urv.) P. W. Ball ex Labıatae Heywood Stachys cretica Boiss. subsp. Labıatae bulgarica Rech. fil Bağlarbaşı Çayırlar, kayalık yamaçlar, kenarlar, Ardıç çalılığı, Çam Labıatae Nepeta nuda L. subsp. nuda Üsküdar Haziran-Ağustos ormanları Micromeria juliana (L.) Labıatae Bentham ex Reichb. İstanbul Med. Mayıs-Haziran Kalkerli kayalıklar Labıatae Thymus sibthorpii Bentham İstanbul E.-S. Temmuz Kuru yamaçlar, bozuk Çam ormanları Mayıs-Haziran Kuru yamaçlar Thymus thracicus Velen. var. Labıatae longidens (Velen.) Jalas Üsküdar ve Çamlıca Thymus longicaulis C. Presl. Labıatae var. subisophyllus (Borbάs) Kağıthane vadisi-Çamlıca- Jalas Pendik Nisan-Ağustos Bozuk ormanlar, kayalık yamaçlar, kuru otlaklar Yedikule-Bakırköy-Çamlıca Temmuz-Ekim Nemli yerler, hendeklerin ve kaynakların kenarı Mentha spicata L. subsp. Labıatae tomentosa (Briq.) Harley Labıatae Salvia verbenaca L. Kenarlar, Quercus maki içinde, yaprağını döken orman, Terkos Gölü (Karaburun)Üsküdar-Ümraniye Med. Mart-Mayıs Step, nadasa bırakılmış tarlalar, kalkerli ve serpantin Goniolimon collinum (Griseb.) Plumbagınaceae Boiss. in DC. yol ve tarla kenarları Boğaziçi Civarı E.-Med. Mayıs-Temmuz - 94 - tepeler, akarsu yatakları Armeria cariensis Boiss. var. Plumbagınaceae cariensis Keltepe-Üsküdar Euphorbiaceae Andrachne telephioides L. İstanbul Euphorbiaceae Euphorbia lagascae Sprengel İstanbul E.-Med. Haziran-Temmuz Çimenlik yerler, dağ stebi Mart-Ağustos Bozuk orman, taşlı yerler, nadasa bırakılmış tarlalar vb. W.-Med. Kalkerli uçurumlar, dik yarlar ve yamaçlar, phrygana, akarsu kenarları, harabeler, nadasa bırakılmış tarlalar, boş Euphorbiaceae Euphorbia helioscopia L. İstanbul Şubat-Haziran alanlar Bozuk Kızılçam ormanı, Quercus coccifera makiliği, phrygana, kalkerli yamaçlar, otlak olarak kullanılmış Euphorbiaceae Euphorbia rigida Bieb. Çamlıca-Çubuklu Urticaceae Urtica dioica L. İstanbul Mart-Ağustos step, nadasa bırakılmış tarlalar Ormanlar, gölgeli derin dereler ve kayalar, Akarsuların E.-S. Haziran-Eylül sınırları Kayalık duvarlar, kayalar ve kayalık yamaçlar, açık veya Urticaceae Parietaria lusitanica L. İstanbul Med. Şubat-Ağustos gölgeli Yaprağını döken karışık orman, akarsu ve nehirlerin Ulmaceae Ulmus minor Miller subsp. Belgrad Ormanı (Ağa minor Suyu)-Üsküdar kenarındaki sık çalılıklar, açık yamaçlar, çoğunlukla Mart-Nisan sıcağa ve kuraklığa dayanıklı topluluklarda Haziran-Ağustos Tepelerdeki yamaçlar ve kuru, taşlı çimenlik yerler Haziran-Kasım Yamaçlar, phrygana, nadasa bırakılmış tarlalar Asperula tenella Heuffel ex Rubiaceae Degen İstanbul Rubiaceae Asperula rumelica Boiss. Heybeliada-Çamlıca Rubiaceae Galium odoratum (L.) Scop. İstanbul E.-S. Mayıs-Temmuz Yaprağını döken orman Rubiaceae Galium palustre L. İstanbul E.-S. Mayıs-Temmuz Bataklıklarda ve ıslak yerler Rubiaceae Galium parisiense L. İstanbul Med. Haziran-Temmuz Kuru açık yerlerde Rubiaceae Valantia hispida L. İstanbul Med. Mart-Mayıs (-Haziran) Kuru dağlık yerler Nisan-Mayıs Yol ağacı ve parklarda dikilmiş Mart-Haziran Parklarda ve bahçelerde dikim yoluyla Balk. Phoenix canariensis Hort. ex Palmae Chabaud İstanbul Palmae Chamaerops humilis L. İstanbul W.-Med. - 95 - Washingtonia filifera (J. Linden Palmae ex André) H. Wendl. İstanbul Lemnaceae Lemna trisulca L. İstanbul Temmuz Tatlı sulu veya hafif tuzlu göller, havuzlar, kaynaklar Gürgen ormanı, kayalık kalkerli yamaçlari ve döküntü, Ruscus aculeatus L. var. Liliaceae angustifolius Boiss. Meydanlarda yol ağacı olarak ve bahçelerde dikilmiş Şubat-Mayıs Beylerbeyi çalılık Yamaçlar, maki, kireçtaşlı derin dereler, deniz Asparagus aphyllus L. subsp. Liliaceae orientalis (Baker) P. H. Davis Uskumruköy-Çamlıca E.-Med. Haziran-Ağustos kıyısındaki yamaçlar, uçurumlar, dik yarlar ve kumullar Liliaceae Muscari parviflorum Desf. İstanbul Med. Ağustos-Kasım Taşlık maki, zeytinlik, meyve bahçeleri, deniz kenarında Gagea chrysantha (Jan) Belgrad Ormanı-Çamlıca- Schultes & Schultes fil. Pendik (Dolayoba) Med. Şubat-Nisan Bozuk ormanlar, çalılık ve taşlı yerler E.-Med. (Temmuz-) Ağustos-Ekim Arbutus ve Cistus çalılıkları arasındaki yamaçlarda Liliaceae Galata Dere-AlibeyköyColchium lingulatum Boiss. & Yakacık-Aydos Tepesi- Liliaceae Spruner ex Boiss. Üsküdar-Çamlıca Tepesi Erica makilikleri ve Çam arasındaki kalkerli çıkıntılarda , Liliaceae Yucca gloriosa L. Maçka-Maltepe-Selimiye (Mayıs-) Ağustos-Kasım Parklarda ve bahçelerde dikim yoluyla Narcissus poeticus L. subsp. Amaryllıdaceae poeticus İstanbul Nisan-Mayıs Dikim yoluyla ve olasılıkla yerlileştirilmiş Amaryllıdaceae Narcissus jonquilla L. İstanbul Nisan-Mayıs Dikim yoluyla Irıdaceae Iris suaveolens Boiss. & Reuter İstanbul-Üsküdar E.-Med. Mart-Nisan Çalılıklarda ve kayalık yamaçlar üzerinde Kayalık kalkerli yamaçlar, Karaçamormanı, kıyıdaki Gladiolus illyricus Boiss. & Irıdaceae Heldr. İstanbul Med. Nisan-Haziran phrygana, akarsulara yakın Orchıdaceae Spiranthes spiralis (L.) Chevall. Tarabya-Kandilli Med. Ağustos-Ekim Açık yerler, bozuk Çam ormanları İstanbul E.-Med. Mayıs-Temmuz (-Ağustos) kenarında, kaynakların kenarında İstanbul E.-Med. Haziran-Temmuz Ormanlar, kaynakların kenarında, akarsu kenarları Islak çayırlar ve bataklıklar, göller ve akarsuların Dactylorhiza iberica (Bieb. Ex Orchıdaceae Willd.) Soó Dactylorhiza saccifera(Brongn.) Orchıdaceae Soó Mariscus congestus (Vahl) C.B. Cyperaceae Clarke İstanbul Yabancıları getirir (tanıtır) - 96 - Bataklıklar, ıslak rezervuarlar ve çöküntüler, akarsular Eleocharis quinqueflora Cyperaceae (Hartmann) O. Schwarz İstanbul Mayıs-Temmuz (-Ağustos) boyunca, çayırlar içinde, alpin çimleri Gramıneae Trachynia distachya (L.) Link İstanbul Med Mart-Mayıs (-Haziran) tarlalar Gramıneae Aegilops uniaristata Vis. Deniz Seviyesine Yakın E.-Med. Mayıs-Haziran Yamaçlar ve çimenlik yerler Maki, phrygana, kalkerli yamaçlar, step, zeytinlikler, Mayıs-Haziran (meyvede aynı Hordeum marinum Hudson var. Gramıneae marinum Ihlamur-Çamlıca mevsimde) Deniz kumları, tuzlu bataklıklar Kuru tepeler ve açık, kumlu veya kayalık bölgeler, boş Gramıneae Bromus rubens L. İstanbul Mart-Haziran alanlar Çayırlar, dağ yamaçları, nadasa bırakılmış tarlalar, yol Trisetum flavescens (L.) P. Gramıneae Beauv. Çamlıca E.-S. Mayıs-Ağustos kenarları Gramıneae Trisetaria aurea (Ten.) Pignatti İstanbul Med. Gramıneae Molineriella minuta (L.) Rouy Şişli-Kağıthane-Çamlıca Med. Mart-Nisan çalılığı Gramıneae Phleum echinatum Host İstanbul E.-Med. Nisan-Haziran Kayalıklarda Gramıneae Phleum bertolonii DC. Kemerburgaz-Çamlıca Mayıs-Temmuz Kumlu toprak, yol kenarları, tarlalar Haziran-Temmuz Deniz kıyıları Nisan-Mayıs Çimle kaplı yamaçlar, göl sınırları, kayalık duvarlar Denize yakın kumlu yerler Kuru açık yerler, metamorfik kayalar, Quercus coccifera Festuca beckeri (Hackel) Gramıneae Trautv. Karaburun-Üsküdar Gramıneae Lamarckia aurea (L.) Moench İstanbul Med. Kuru, taşlı tepe yamaçları, Akarsuların kenarında, deniz kenarındaki tatlı su bataklığı ve kumullar, step, kuru tarım ve nadasa bırakılmış tarlalar, boş alanlar, yol Cynodon dactylon (L.) Pers. var. Gramıneae dactylon Şişli-Kandilli Nisan-Eylül kenarları Gramıneae Setaria italica (L.) P. Beauv. Şişli-Bağlarbaşı (Üsküdar) Temmuz-Ekim Dikim yoluyla, nadiren kaybolur Küçükçekmece-Kanlıca Temmuz-Ekim Setaria verticillata (L.) P. Bozulmuş alanlar, sulanmış tarlalar ve bahçeler, Beauv. var. ambigua (Guss.) Gramıneae Parl. - 97 - hendekler Sorghum halepense (L.) Pers. Kızıltoprak-Haydarpaşa- Nemli tepeler, yamaçlar, kuru tarım ve nadasa bırakılmış Gramıneae var. halepense Kandilli Mayıs-Kasım tarlalar, kıyı kumları ve kumullar Capparaceae Cleome ornithopodioides L. İstanbul-Üsküdar Temmuz-Ağustos Kayalık yamaçlar Conyza albida Willd. ex İstanbul (Marmara Sprengel Üniversitesi civarı) Yeni inşa edilmiş yolların kenarında ruderal olarak, asfalt Compositae yol ve yolların yarıkları içinde, yazın sulanmış bahçe ve Eylül * Flora of Turkey - 98 - tarlaların içinde - 99 -