2014 - Makina Magazin
Transkript
2014 - Makina Magazin
MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 2-3 1/7/14 11:30 AM MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 4-5 1/7/14 11:30 AM İÇİNDEKİLER HABERLER 16 ARAŞTIRMA 36 Alman Teknoloji Sempozyumu İstanbul’da düzenlendi 32 FUAR Son teknoloji ürünler Bursa’da görücüye çıktı Makina sektörü 2014’e leasing dopingi ile giriyor 92 MAKALE Değişen ekonomide tasarım ve tescilin gerekliliği 12 Makina Magazin ● OCAK 2014 HABERLER ................................................................................................... 18 Çelik ihracatı 11 ayda yüzde 7,2 azaldı İbrahim Burkay: 30 bin üyemizi dünyaya taşıyacağız Erdal Bahçıvan: Büyüme dengeye oturmuş görünüyor İbrahim Çağlar: İş alemi geleceğe güvenle bakıyor İhracatçılar, Kasım ayında yeni bir rekora imza attılar Çelik boru ithalatındaki artış sektörü rahatsız ediyor Otomotiv endüstrisi yeni rekor peşinde Beyaz eşya yan sanayicileri gözünü Güney Amerika pazarına dikti FUAR ............................................................................................................... 34 parts2clean 2014 için geri sayım başladı ARAŞTIRMA ................................................................................................ 42 Online alışveriş beş yılda üçe katlandı Türk işverenlerin yüzde 25’i istihdamda artış bekliyor İş sağlığı ve güvenliği sektöründe yatırımlar artıyor ÜRÜN .............................................................................................................. 52 Küçük sürücüler için büyük zekâ Gelişmiş pompa performansı Yeni Sace Emax 2 Yeni gözlerle görmek... En son teknoloji dişli frezeleme ürünleri XMold: Enjeksiyonda yüksek hassasiyet için sistem çözümü Daha akıllı kararlar, daha iyi ürünler Universal torna kalitesi Steeltec LCP25T MAG kaynak sistemleri için önceden hazırlanmış sertifikalı kaynak talimatları PNOZmulti 2 konfigüre edilebilir kontrol sistemi Solvent bazlı temizlik tesislerinin yeni jenerasyonu: EcoCCore Piyasa talebi, geleceğin fabrikasını şekillendiriyor Membran ile direkt sıkma Turck bir ilke imza attı BLS-NEO, kullanıcısına en uygun çözümü sunuyor FİRMA HABERLERİ ......................................................................................74 Ermaksan, en son teknoloji ürünlerini Bursa’da sergiledi Nurkay Makina’da bayrağı Kurttepeli devraldı Böhler Sert Maden, yeni tesisini törenle hizmete açtı Grindtec, lider taşlama makinaları üreticilerinin distribütörlüğünü yapıyor Dirinler, ilklere imza atmaya devam ediyor Atik Makina ihracatını artıracak Norm Grup, yatırımlarına devam ediyor Er-Mir, özel reçetelerle sektöre yön veriyor ABB, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör değerlendirmesini sundu Barida Makina, Ar-Ge’ye büyük önem veriyor Takpa Makina, ürün portföyüne yenilerini ekledi Alseko Metal, yeni firmasıyla talaşlı imalat sektörüne giriyor Gedik Holding, 50. yılını çalışanlarıyla kutladı Altesa, geleceğin teknolojilerini sanayiyle buluşturuyor Temesist Raf, İtalya’da merkez açtı MAKALE ........................................................................................................ 88 İç dişli çarklarda aşınmanın deneysel olarak incelenmesi Değer ilaveli satış profesyonellerin işidir SARI SAYFALAR........................................................................................ 95 Yıl: 18 Sayı: 2014/01 Ocak 2014 © Copyright by MM Maschinenmarkt Vogel Business Media GmbH & Co. KG Würzburg - Almanya Kurucusu NEZİH DEMİRKENT •• İmtiyaz Sahibi DİDEM DEMİRKENT •• Yayın Koordinatörü ve Yazı İşleri Müdürü YALÇIN GÜR (Mak. Müh.) •• Editör ÖZKAN ÖZÇELİK •• Reklam Sorumlusu SİNEM BATURAY •• Grafik Tasarım HASAN ULUDAĞ •• Danışma Kurulu Prof. Dr. METİN AKKÖK Prof. Dr. ATİLLA ATAMAN Prof. Dr. OKTAY BODUR Prof. Dr. LEVON ÇAPAN Prof. Dr. MEHMET DURMAN Prof. Dr. NİLÜFER EĞRİCAN Prof. Dr. HAKKI ESKİCİOĞLU Prof. Dr. NURULLAH GÜLTEKİN Prof. Dr. TÜLAY HARZADIN Prof. Dr. ERDİNÇ KALUÇ Prof. Dr. ABDÜLKERİM KAR Doç. Dr. ERTUĞRUL DURAK METİN ÇAVUŞLAR ASLAN B. SANIR •• Bu Sayıda Katkıda Bulunanlar SEMA AYHAN (İzmir Büro) SÜLEYMAN DEMİREL, KADER ÜNLÜ (Bursa Büro) HATİCE BAŞPINAR CARI (Konya Büro) HASAN TEKE (Gebze Büro) ERKAN AKBALIK (Topkapı Büro) HÜSEYİN ATEŞ (İkitelli Büro) HAKAN KILIÇ (Kadıköy Büro) SERDAR ASLANTÜRK, FİKRET UYGUN (Ümraniye Büro) ÇAĞLAR BAKIR (Maslak Büro) •• Abone ve Dağıtım Müdürü MECİT YILMAZ •• Tanıtım ve Halkla İlişkiler Müdürü NİLAY ŞAHİNOĞLU DOYURAN •• Yayın Türü YAYGIN SÜRELİ Her ayın 1’inde yayımlanır DÜNYA SÜPER VEB OFSET A.Ş. “GLOBUS” DÜNYA BASINEVİ 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar - İSTANBUL Tel: 0.212 440 28 66 - 67 Santral Tel: 0.212 440 24 24 Fax: 0.212 355 35 52 web site: www.makinamagazin.com.tr e-mail: makina.magazin@dunya.com Ücretsiz Danışma Hattı 0.800 219 20 24 ● 0.800 219 20 25 www.dunyastore.com •• Ofset Hazırlık ve Baskı DÜNYA YAYINCILIK A.Ş. •• Dağıtım DÜNYA SÜPER DAĞITIM A.Ş. OCAK 2014 ● Makina Magazin 13 EDİTÖRDEN Makina sektörüne leasing müjdesi geldi 1 Özkan ÖZÇELİK Yeni düzenleme ile leasinge konu eşyaların listesi yeniden belirlenirken; dokuma makinaları, tekstil sanayiinde kullanılan birçok makina ve ambalaj makinaları, inşaat sanayii için beton pompaları, forkliftler dahil birçok makina, KDV oranı yüzde 1 uygulanacak eşyalar kapsamına alındı. 14 Makina Magazin ● OCAK 2014 Aralık tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun 2007/13033 sayılı kararına göre; gıda maddelerinden yatırım malzemelerine kadar birçok ürünün KDV oranı yeniden şekillendi. Kararla, leasinge konu eşyaların listesi yeniden düzenlenirken; dokuma makinaları, tekstil sanayiinde kullanılan birçok makina ve ambalaj makinaları, inşaat sanayii için beton pompaları, forkliftler dahil birçok makina, KDV oranı yüzde 1 uygulanacak eşyalar kapsamına alındı. Yeni düzenleme ile leasingli alımlarda maliyetlerin düşeceğini, bunun da makina satışlarına olumlu yansıyacağını belirten sektör yetkilileri, leasingdeki KDV oranının düşmesinin asıl etkisinin 2014’te görüleceğini ifade ettiler. Leasing uygulamalarında bugüne kadar çok dengesiz ve adaletsiz bir durum olduğunu öne süren yetkililer, yeni uygulamanın önemine dikkat çektiler. Söz konusu dengesizliğin ve adaletsizliğin tam olarak giderilmediğinin de altını çizen yetkililer, bazı mamullerde leasing KDV oranlarının halen yüzde 18 olduğuna dikkat çektiler. Yatırımların teşvik edilmesi için söz konusu uygulamaların daha geniş bir tabana yayılması gerektiğini savunan yetkililer, gelecek açısından şu anki durumun umut verici olduğunu vurguladılar. Yeni uygulamanın, yatırımları artıracağını ve daha kolay yatırım kararı alınmasını sağlayacağını kaydeden yetkililer, Türkiye iç pazarı açısından 2014 yılının hareketli geçeceğini dile getirdiler. İş sağlığı ve güvenliğinde yeni dönem İş sağlığı ve güvenliği sektörü, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla hareketli günler yaşamaya başladı. Söz konusu yasa ile iş yeri yönetmelikleri üçe ayrıldı. Buna göre; firmalar az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak sınıflandırılırken, iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğü 50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerleri için 30 Aralık 2012 tarihinde başladı. Aynı yükümlülük; 50’den az çalışanı olan iş yerlerinden tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için 30 Haziran 2013 tarihinde, az tehlikeli sınıfta yer alanlar ile kamu işyerleri için ise 30 Haziran 2014 tarihinde başlayacaktı. Ancak, mevcut iş güvenliği uzmanı sayısının yetersiz olması nedeniyle 50’den az çalışanı olan iş yerlerinden tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta bulunan firmalar için 1 Ocak 2014’e ertelenen yükümlülüğün uygulamaya girmesiyle sektörün önemli bir ivme yakalaması bekleniyor. Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için ise, uygulama 1 Temmuz 2016 tarihinde başlayacak. İş güvenliği ve sağlığı sektöründe yaşanan gelişmeler, yerli yatırımları artırırken, yabancı sermayeli şirketlerin de dikkatini Türkiye’ye çekiyor. Dünya çapında iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösteren büyük firmalar, Türkiye’de yerini almaya başlayarak, üretim tesisleri kuruyorlar. ■ HABERLER Alman Teknoloji Sempozyumu İstanbul’da düzenlendi Türk otomotiv ve tedarik sanayii, genel makina imalatçıları, metal ve uçak sanayii alanlarında önde gelen şirketlerden 340 kişinin katıldığı Alman Teknoloji Sempozyumu, 26-27 Kasım’da İstanbul’da düzenlendi. T ürk sanayiinin temsilcileri ve imalatçılarının katıldığı Alman Teknoloji Sempozyumu, VDW (Alman Takım Tezgahı Üreticileri Birliği) tarafından 26-27 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Etkinlikte; tanınmış 27 Alman imalatçısı, verimli ve modern bir üretim için geliştirdikleri ürünleri, çözümleri ve hizmetleri “Alman Takım Tezgahları ve Üretim Sistemleri” başlığı altında tanıttı. Sempozyuma; Türk otomotiv ve tedarik sanayii, genel makina imalatçıları, metal ve uçak sanayii alanlarında önde gelen şirketlerden 340 kişi katıldı. Etkinliğe Almanya tarafından ise; Alzmetall, Benzinger, Chiron, DMG, Dörries Scharmann, EMAG, Gleason, Heller, Hermle, Index, Kapp/Niles, Körber Schleifring, Leistritz, MAG, Mauser, Niles-Simmons, Peiseler, Power Automation, Profiroll, Samag, Schiess, Schütte, SHW Werkzeugmaschinen, Siemens, Schwäbische Werkzeugmaschinen, Waldrich Coburg ve Weisser şirketleri katıldı. Kuhnmünch: Türkiye istikrarlı bir şekilde büyüyor VDW’de sempozyumun düzenlenmesinden sorumlu olan Klaus-Peter Kuhnmünch, “Türk sanayii istikrarlı bir biçimde büyüyor. Türkiye, modern sanayii üretiminin yaygınlaştırılması için yüksek teknolojiye dayalı üretim tekniğine gerek duyuyor. Bu durum, Alman üreticileri için öncelik arz etmektedir. Sempozyuma katılanlar doğrudan bu durumu gözlemlemişlerdir” diye konuştu. Alman tedarikçilerin Türk sa- 16 Makina Magazin ● OCAK 2014 nayii için değerli iş ortakları olduğunu belirten Kuhnmünch, şöyle konuştu: “Alman tedarikçileri, dünya pazarındaki çok çeşitli uygulama branşlarında büyük deneyimlere sahiptir” dedi. Dizel ve benzin enjeksiyon parçalarının üretiminin giderek Türkiye’ye kaydırıldığını söyleyen Köln merkezli Schütte GmbH şirketinin çok milli otomatik torna alanındaki Satış Yöneticisi Ulf Flinspach ise, “Türk firmalarına bu alanda önemli üretim çözümleri sunabiliyoruz” dedi. “Alman kalıp makinaları iyi bir üne sahip” Türkiye kalıp sanayiinin dinamik biçimde büyüdüğünü dile getiren yetkililer, sektörün 1 milyar Euro’nun üzerinde bir hacme sahip olduğunu ifade ettiler. Söz konusu hacmin yüzde 80’inin ithalat ile karşılandığını aktaran yetkililer, Almanya’nın yüzde 18,5’lik payla Türk sanayii için ikinci büyük tedarikçi durumunda olduğunu açıkladılar. Yetkililer, konuşmalarını şu şekilde sürdürdüler: “2011 yılında Almanya’nın ihracatı rekor bir seviyeye ulaşmıştı. 2012’de bu oranda yüzde 7’lik artış gerçekleşti ve 2013’ün ilk yarısında da iş hacmi iyi bir seviyedeydi. Bu alandaki en önemli pazarlar arasında Türkiye 10. sırada yer almaktadır.” Schlenker: Türkiye bizim için çok önemli bir ülke Merkezi St. Georgen’de bulunan J.G. Weisser Söhne kalıp makinaları fabrikasının Satış Bölümü Yöneticisi Norbert Schlenker, “Türkiye pazarı yıllardır bizim için en önemli yurtdışı pazarları arasında bulunmaktadır. Özellikle, Türk piston üreticileri kaliteli ürünlerimize güvenmektedir. İş ortakları ve tedarikçilerinin üst düzeyde üretici olmasını istemektedirler. Gelecek dönem için iş hacminde artış bekliyoruz. Çünkü, Avrupa otomotiv sanayiinin tedarikçileri burada giderek daha HABERLER çok yatırım yapıyor” diye konuştu. Eskişehir İnönü’de bulunan Ford Otosan fabrikasından Yavuz Demir ise, tedarikçilerinin yüzde 100’ünün, Almanya’nın en iyi kalitede üretim ve teslimat yapan lider kalıp makinaları üreticileri olduğunu söyledi. Oxford Economics’in ekonomi araştırmacılarının hesaplamalarına göre; Alman kalıp makinalarının Türkiye’deki önemli alıcılarının 2014’te yatırımlarını yüzde 7,8 artıracaklarını anlatan yetkililer, “Söz konusu alıcılar, kalıp makinası tüketimlerini ise yüzde 7,6 oranında artırmak istiyorlar. Türk makina sanayii ve metal ürün imalatçıları ise, bu oranların çok üstünde bir gelişme göstermektedir” dediler. Tiryakiler: En yüksek kaliteye sahipler Merkezi İzmir’de bulunan ve önemli bir otomobil parçası tedarikçisi olan Tiryakiler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tiryakiler, şöyle konuştu: “Alman kalıp makinalarının en büyük özelliği, en yüksek kaliteye sahip olmasıdır ve şirketimiz için bu ürünler çok büyük önem arz etmektedir.” Etkinliğin yalnızca iki günlük oturumlarla sınırlı kalmadığını aktaran yetkililer, “VDW’nin akşam daveti, Alman delegasyon heyetindeki temsilciler ile Türk müşteriler arasında rahat bir ortamda görüş alışverişi yapılmasına olanak sağladı” diye konuştular. Demir: Eşsiz bir fırsattı Etkinlik hakkında konuşan Ford şirketinden Yavuz Demir, konu hakkında şunları söyledi: “Almanya’nın lider tedarikçilerinin Türk pazarına odaklanmış detaylı sunumlarını iki gün içinde dinleyebilmek ve Almanya’dan gelen uzmanlarla konuya ilişkin görüşmelerde bulunabilmek eşsiz bir fırsattı. Etkinliğin sağladığı katma değer inanılmaz boyutta.” Alman teknoloji sempozyumunun gerçekleştirilmesinde Hannover Fairs Turkey Fuarcılık’ın, iş ortağı olarak görev aldığını dile getiren yetkililer, “Hannover Fairs Turkey Fuarcılık, sempozyumda ele alınan konular hakkında etkinliğe bizzat katılma fırsatı bulamayan potansiyel Türk müşterilerini bilgilendirmektedir. CNC-Arena’nın VDW-Newsroom bölümündeki www.vdw.cnc-arena.com/en web adresinde Alman tedarikçilerine ait tüm sunumlar indirilmek üzere yayınlanmış durumdadır. Türk müşteriler, buradan elde edecekleri bilgiler doğrultusunda VDW sempozyumunda sunum yapan kişiler ile doğrudan iletişime geçebileceklerdir” diyerek sözlerini noktaladılar. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 17 HABERLER Çelik ihracatı 11 ayda yüzde 7,2 azaldı Çelik mamulleri ihracatı 2013’ün 11 ayında miktar bazında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,2 azalarak, 16,8 milyon ton oldu. Aynı dönemde, sektörün değer bazındaki ihracatı ise, 2012’ye oranla yüzde 10,8 oranında düştü ve 12,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ç elik İhracatçıları Birliği (ÇİB) tarafından açıklanan 2013 yılı 11 aylık verilerine göre; Türkiye’nin çelik ihracatı değer bazında 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 10,8 gerileyerek, 12,7 milyar dolar oldu. Söz konusu dönemde ihracat, miktar bazında ise yüzde 7,2 oranında düşerek, 16,8 milyon ton olarak gerçekleşti. Çelik sektörünün direkt ihracatına diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde, Türkiye’nin 2013 yılı Ocak-Kasım dönemindeki toplam çelik ihracatı; miktar bazında 17,6 milyon tona, değer bazında ise 14,6 milyar dolara ulaştı. Ocak-Kasım 2013 rakamlarına göre, bölgeler bazında 6,9 milyon tonluk ihracat ile Ortadoğu birinciliğini korudu. 2,9 milyon ton ile Afrika ülkeleri ikinci sırada yer alırken, bu bölgeyi 2,5 milyon ton ile AB izledi. Çelik sektörünün 2013 yılında miktar bazında en çok ihracat yaptığı ülkeler; 2,3 milyon ton ile Irak, 1,27 milyon ton ile Suudi Arabistan, 1,2 milyon ton ile Arap Emirlikleri, 938 bin ton ile ABD ve 754 bin ton ile İsrail olarak sıralandı. Aynı dönemde, ihracatın miktar bazında en çok arttığı ülkeler ise sırasıyla; Irak, Portekiz, İtalya, Yemen ve Libya olurken, en çok azaldığı ülkeler Suudi Arabistan, Mısır, Kanada, Lübnan ve ABD oldu. 11 aylık dönem içerisinde en çok ihraç edilen ürünler; 7,7 milyon tonla çubuk, 1,6 milyon tonla boru, 1,5 milyon tonla kütük, 1,4 milyon tonla profil ve 1,3 milyon Namık Ekinci, “İhracatımızdaki kayıpları telafi edebilmek için çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz” diye konuştu. 18 Makina Magazin ● OCAK 2014 tonla sıcak yassı olarak sıralandı. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2013 Kasım ayı ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, miktarda yüzde 1,08’lik artış ile 1,5 milyon ton olarak gerçekleşti. Buna rağmen, emtia fiyatlarındaki düşüşten dolayı ihracat, değerde yüzde 2,2’lik gerileme ile 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ekinci: Zorlu bir dönemden geçiyoruz Kasım ayı ihracat rakamlarını değerlendiren ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “2013 yılının sonuna yaklaşırken, sektör olarak özellikle Haziran ayından itibaren üst üste gelen çeşitli nedenlerden dolayı zorlu bir dönem geçiriyoruz. Ancak, ihracatımızdaki bu kayıpları telafi edebilmek için çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz” dedi. Önceliklerinin mevcut pazarları korumak ve ihracatı bu bölgelerde artırmak olduğunu vurgulayan Ekinci, bununla birlikte, yeni potansiyel pazar arayışlarının da sürdüğünü söyledi. Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin, geçtiğimiz günlerde Kenya Alım Heyeti’ni ülkemizde ağırladık. Sektör temsilcilerimizle buluşturduğumuz Kenyalı çelikçilerin; Türk çelik sektörünü, firmalarımızı, ürünlerimizi ve üretim tesislerimizi daha yakından tanımalarını sağladık.” “Mısır pazarı bizim için çok önemli” Türk çelik sektörü için Mısır pazarının önemine de değinen Ekinci, “Kasım ayı sonunda Mısır Sanayi ve Dış Ticaret Bakanlığı, Türk çelik ürünlerinden inşaat demiri ve filmaşine yönelik antidamping soruşturmasında sektörümüzü akladı. Mısır, Türk çelik sektörü ve özellikle inşaat demiri için oldukça önemli pazarlardan biridir. Bu davalar nedeni ile 2013’ün 11 ayında Mısır’a inşaat demiri ihracatımızda 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 72 oranında bir azalış kaydedildi ve 448 bin tondan 126 bin tona geriledi. Tüm çelik ürünlerinin ihracatında ise, 11 aylık dönem içinde miktar olarak yüzde 45,3 oranında bir gerileme yaşandı. Soruşturma talebinin reddedilmesi ile bu önemli pazarı tekrardan kazanma şansına sahip olduk. Ülkenin siyasi koşullarını da yakından takip ediyoruz. En kısa süreçte Mısır ile ilgili tüm sorunlarımızı aşacağımıza inanıyoruz” dedi. Geçtiğimiz günlerde, TürkiyeKolombiya Karma Ekonomik Komisyonu 1. Dönem Toplantısı’nın gerçekleştirildiğini aktaran Namık Ekinci, şöyle konuştu: “Toplantıda, Kolombiya’nın ülkemize yönelik dört ayrı üründe korunma önlemi soruşturması Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar aracılığı ile gündeme alındı. Kolombiya’da sektörümüze yönelik başlatılan antidamping ve koruma önleme soruşturmalarının en kısa zamanda lehimize sonuçlanacağını umuyoruz. Bu tarz olumlu gelişmelerin sürekliliği, Türk çelik sektörünün önümüzdeki yıla daha rahat başlayacağının ve ilerleyeceğinin bir göstergesi.” ■ HABERLER BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay: 30 bin üyemizi dünyaya taşıyacağız Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 30 bin üyesinin dünyanın dört bir yanındaki fuarlara katılımını sağlayacak ve maddi destek verecek. B ursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) Ekim ayı Olağan Meclis Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in katılımıyla gerçekleştirildi. Proje odaklı yeni yönetim anlayışı doğrultusunda Bursa’yı geleceğe hazırladıklarını belirten BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “125. yaşını kutlamaya hazırlanan İbrahim Burkay, duyurdukları 16 BTSO; üyeleri için vizyon makro projeyi bir bir hayata geçirmeye üreten kimliği, yürütülen başladıklarını ifade etti. önemli projeler ve aktif meclis, komite, konsey çalışmalarıyla en aktif günlerini yaşıyor” diye konuştu. Burkay, BTSO üyesi firmaların dünyanın dört bir yanında gerçekleşen fuar ve ticari aktivitelere katılması için küresel fuar ajentası projesi adına ilk adımları attıklarını da ifade etti. “Maddi destek sağlayacağız” Bursa’nın 2023 kalkınma hedefine lokomotif olabilmesi için çalıştıklarını belirten İbrahim Burkay, duyurdukları 16 makro projeyi bir bir hayata geçirmeye başladıklarını söyledi. BTSO üyelerinin, heyet halinde yapacakları yurtdışı ticari ziyaret programlarına maddi destek sağlayacaklarını kaydeden Burkay, şöyle konuştu: “Yılsonuna kadar Yönetim Kurulu kararıyla ilan edilecek 2014 fuar takvimi kapsamında, üyelerimizin; vize, ulaşım veya konaklama gibi giderlerinin bir bölümü Oda tarafından karşılanacak.” Söz konusu destekten faydalanabilmek için, geziye en az 10 BTSO üyesi işletmenin katılım talebinin olması gerekeceğini vurgulayan Burkay, “Her heyet için meclis üyesi ya da komite ve konsey başkanları arasından bir başkan ve başkan yardımcısı BTSO’yu temsilen atanacak. Böylece, 30 bin üyemizi dünyaya taşımız olacağız” diye konuştu. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 19 HABERLER İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: Büyüme dengeye oturmuş görünüyor Erdal Bahçıvan, açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının, ekonomide yüzde 4’lük büyümeye yakın bir büyüme performansının sürdüğüne olan inançlarını perçinlediğini ifade etti. A ➤ Erdal Bahçıvan, “Sırtını tümüyle tüketime dayamayan, üretiminden gelen gücü de arkasına alan bir büyüme modelinin kalıcı olduğunu, her zaman olduğu gibi tekrarlamak istiyorum” dedi. çıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının, 2013 yılında GSYİH’deki artış eğiliminin devam etmekte olduğunu gösterdiğini söyleyen İSO (İstanbul Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “2013 yılı ilk çeyreğinde yüzde 3, ikinci çeyreğinde yüzde 4,5 oranında büyüyen GSYİH, 2013 yılı üçüncü çeyreğinde de yüzde 4,4 oranında arttı. Hep ifade ettiğimiz gibi; açıklanan son rakamlar, ekonomide yüzde 4’lük büyümeye yakın bir büyüme performansının sürdüğüne olan inancımızı perçinlemiştir. Büyüme dengeye oturmuş görünüyor” diye konuştu. 2013 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 4,9 oranında artış gösteren imalat sanayii sektörü katma değerinin, GSYİH büyümesine katkısının 1,1 puan olduğunu aktaran Bahçıvan, şöyle konuştu: “Bu rakamla, ekonominin lokomotif sektörü olarak imalat sanayiinin, mali aracılık sektörünün ardından büyümeye en fazla katkıyı sağlayan ikinci sektör konumunda olması, bazı olumsuz dış faktörlere karşın sanayicinin Türkiye’nin büyümesine yaptığı cansiperane katkının göstergesidir. Diğer yandan, önceki dönemlerin aksine özel sektör yatırımlarında görülen yüzde 5,3’lük artış sevindiricidir. Bu durum, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla biraz daha dengeli bir büyüme kaydettiğini ortaya koymaktadır.” “Büyümenin dinamosu iç talep” GSYİH sonuçlarına harcamalar 20 Makina Magazin ● OCAK 2014 yoluyla bakıldığında, büyümenin dinamosunun yine iç talep olduğunu dile getiren Erdal Bahçıvan, “Bu durum, her zaman söylediğimiz gibi, artık Türkiye’de büyümenin kalitesine bakılarak değerlendirilme zorunluluğunu gündeme getirmelidir. Sırtını tümüyle tüketime dayamayan, üretiminden gelen gücü de arkasına alan bir büyüme modelinin kalıcı olduğunu, her zaman olduğu gibi tekrarlamak istiyorum. Bu, bundan sonraki büyüme sürecinin istikrarı ve sürdürülebilirliği açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle temennimiz; yakalanmış olan bu büyüme ivmesinin, 2014 yılında imalat sanayiinden ve ihracattan daha güçlü destek alarak sürdürülebilir bir noktaya, yüzde 4 ve daha de üzerine çıkarılmasıdır” dedi. ■ HABERLER İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar: İş alemi, geleceğe güvenle bakıyor İbrahim Çağlar, Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 4,4 büyüdüğünü ve bunun da, iş aleminin artık geleceğe daha güvenle baktığını gösterdiğini ifade etti. T ürkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 4,4 büyüdüğünü belirten İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, “Söz konusu büyüme rakamları, iş aleminin artık geleceğe daha güvenle baktığını ve yatırımlarını artırmaya başladığını gösteriyor” dedi. Büyümenin detaylarına bakıldığında, özel sektörün yatırım harcamalarında önemli bir artış görüldüğünü dile getiren Çağlar, sözlerine şöyle devam etti: “Özel sektör sabit sermaye yatırımları altı çeyrekten sonra ilk defa pozitif yükselişe geçti. İş adamlarımızın makina-teçhizat yatırımları yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 4,2, inşaat yatırımları da yüzde 7,5 arttı. Bu tablo, iş aleminin geleceğe artık daha büyük bir güvenle baktığını ve yatırımlarını artırmaya baş- İbrahim Çağlar, “2014’ün daha iyi geçeceğine dair umutlarımız arttı” diye konuştu. ladığını gösteriyor. 2014’ün daha iyi geçeceğine dair umutlarımız arttı.” 4,2’lik büyümenin, dış dünyadaki olumsuz koşullara rağmen gerçekleşmiş olmasının da çok önemli olduğunu savunan Çağlar, “Avrupa’daki durgunluk, Ortadoğu’daki siyasi belirsizlik ve ABD Merkez Bankası’nın parasal genişlemeyi azaltacağı açıklamalarına rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam ediyor. Bu, memnuniyet verici” diye konuştu. İbrahim Çağlar son olarak, açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamıyla birlikte, 2013 yılının yüzde 4’e yakın bir büyüme ile tamamlanmasının beklendiğini de sözlerine ekledi. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 21 HABERLER İhracatçılar, Kasım ayında yeni bir rekora imza attılar Türkiye’nin Kasım ayında gerçekleştirdiği ihracat, 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 8,8 arttı ve 13 milyar 797 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracatçılar, Kasım’da gerçekleştirdikleri dış satışla Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attılar. (Soldan Sağa): Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Vekili İbrahim Şenel, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Tokat Valisi Mustafa Taşkesen ve TİM Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu. K asım ayı ihracat verilerini Tokat’ta düzenlenen basın toplantısında açıklayan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İhracatın Kasım ayında 2012’nin aynı ayına göre yüzde 8,8 artışla, 13 milyar 797 milyon dolar olduğunu bildirdi. Büyükekşi, “Bu rakam, Cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık ihracat tutarıdır. Böylelikle, aylık ihracat rekorumuzu geliştirdik, tüm ihracatçılarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Yılın 11 ayında toplam ihracatta ise, yüzde 0,3 azalma olduğunu belirten Büyükekşi, Ocak-Kasım döneminde toplam 138 milyar 337 milyon dolar ihracat gerçekleştiğini ifade etti. Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birlik kaydından muaf ihraç kalemleri hariç, net mal ihracatına baktığımızda, ilk 11 aydaki birikimli artış performansımız yüzde 5,4 oldu. Son 12 aylık genel ihracatımız ise, yüzde 0,2 azalarak 150 milyar 942 milyon dolar oldu.” 22 Makina Magazin ● OCAK 2014 “Otomotiv sektörü liderliğini koruyor” Kasım ayında en fazla ihracatı 2 milyar 77 milyon dolarla otomotiv sektörünün gerçekleştirdiğini aktaran Büyükekşi, bu sektörü hazır giyim ve kimyevi maddeler sektörlerinin takip ettiğini dile getirdi. Kasım ayında ihracatını en fazla artıran sektörün, yüzde 33 artışla zeytin ve zeytinyağı sektörü olduğunu anlatan Büyükekşi, “Bu sektörü; yüzde 27 ihracat artışı ile savunma ve havacılık sektörü ve yüzde 24 ihracat artışı ile de ağaç mamulleri ve orman ürünleri sektörü izledi” dedi. “AB’ye ihracat artışı sürüyor” Kasım ayında, AB pazarındaki ihracat artışının sürdüğünü bildiren Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “AB’ye ihracatımız Kasım ayında yüzde 9 arttı. Kasım ayında; Uzakdoğu ülkelerine yüzde 21, Ortadoğu’ya yüzde 14, Bağımsız Devletler Topluluğu’na yüzde 6, Afrika’ya yüzde 4 ihracat artışı yakaladık. Kasım’da ön plana çıkan ülkeler; yüzde 349 artışla Suriye, yüzde 257 artışla Bangladeş, yüzde 189 artışla Umman, yüzde 101 artışla Portekiz ve yüzde 100 artışla Finlandiya oldu. Norveç’e yapılan ihracat da yüzde 95 arttı.” “Euro Bölgesi resesyondan çıkıyor” Dünya genelinde ihracatın, ilk iki çeyrekteki yüzde 1 seviyesindeki artış performansını, üçüncü çeyrekte yüzde 3,4’e çıkardığını kaydeden Büyükekşi, ithalat hızının da eksi değerlerinden sıyrılıp yüzde 2,6’lık artış hızına ulaştığına işaret etti. Dünya ekonomisi ve ticareti üzerine kapsamlı bir değerlendirme yapan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şöyle konuştu: “Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı AB Bölgesi de, bu trendi izleyen grup içerisinde yer alıyor. Bölge ekonomisi, bir önceki çeyreğe göre binde 1 büyürken, 2012’nin aynı dönemine göre bin- HABERLER de 4 daraldı. Ancak, ekonomideki daralma gittikçe azalıyor. Bir diğer ifadeyle; Euro Bölgesi resesyondan çıkış belirtileri sergiliyor. İlk iki çeyrekte ithalat daralması yaşayan bölge, üçüncü çeyrekte yüzde 3 oranında artışla, ithalatına ciddi bir ivme kazandırdı. Bölgede talebin canlandığını gösteren bu gelişme, Türkiye ihracatının geleceği açısından da oldukça umut verici. Sonuç olarak, başta AB olmak üzere global anlamda yaşanan beklenti iyileşmeleri ve artan ithalat, dış talep koşullarının giderek olumlu hale geldiğini gösteriyor. ABD Merkez Bankası’nın öne çıkan Başkan adayı Janet Yellen ise, 2014 yılında parasal genişlemeye devam edileceğinin sinyallerini veriyor. Esasında tüm bu bilgiler, ABD başta olmak üzere küresel talepteki güçlü toparlanmayı önkoşul olarak görüyor. Genel dış ticaret talebinin 2014 yılında daha pozitif olacağını öngörüyoruz. Geçtiğimiz günlerde İran’la ilgili yaşanan gelişmelerin de ihracatımıza pozitif katkı yapacağına inanıyoruz. 2014 yılından bu yüzden daha umutluyuz.” ➤ Mehmet Büyükekşi, “Kasım ayında gerçekleştirdiğimiz ihracatla aylık rekorumuzu geliştirdik” diye konuştu. “2014’te dünya ekonomisi yüzde 3 büyüyecek” Çin’in yeni nesil reformlar ile piyasa ekonomisine geçişi hızlandırdığını anlatan Büyükekşi, “Bankacılık, emek piyasası ve kur rejiminde daha esnek uygulamalar, daha gerçekçi fiyatların oluşmasını sağlayacak. Yuan’ın değerlenmesinin, Türkiye’nin rekabetçilik gücünü ve ihracatta birim fiyat avantajını artıracağını düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl dünya ekonomisinin yüzde 3 büyümesini bekliyoruz. AB ve Euro Bölgesi dâhil özellikle gelişen ülkelerin daha yüksek büyüme oranlarına erişeceğini düşünüyoruz” dedi. “Komşu ülkelere ihracat son 10 yılda 13 kat arttı” Türkiye’nin ihracat pazarları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Mehmet Büyükekşi, “Yakın ve komşu pazarlarımız arasında yer alan Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin yüzde 3,4, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin yüzde 3,6, Sahra Afrika’sının yüzde 6 büyümesini ve 24 Makina Magazin ● OCAK 2014 bu büyümenin komşu ülkelerimizle olan ticarete pozitif yansımasını bekliyoruz. Türkiye’nin sekiz komşusuyla yaptığı ihracat, son 10 yılda 13 kat arttı ve 2 milyar dolardan 28 milyar dolara geldi. Buradan aldığımız güçle ve bölgesel risklerin de azalmasıyla 2014 yılında, komşularımıza yaptığımız ihracatın güçlenerek artmaya devam edeceğine inanıyoruz” diye konuştu. “Cari dengede daha iyi bir tablo bekliyoruz” Cari açığın ilk dokuz ayda yüzde 27 artarak, 49 milyar dolara yükseldiğine değinen TİM Başkanı Büyükekşi, cari açıktaki genişlemede ağırlıklı payı, altın ithalatında yaşanan büyük artışların ve altın ihracatındaki düşüşlerin oluşturduğunu söyledi. Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle, altın ve enerji hariç tutulduğunda, cari açığın çok daha düşük seviyelerde olduğu gözleniyor. Bu bağlamda, Merkez Bankası da, altın ticareti çıkarıldığında, cari açığın ılımlı iyileşmeye devam ettiğinin altını çiziyor. Bizler 2014 yılı ile beraber, altın rakamlarındaki normalleşme ile birlikte, cari dengenin daha iyi bir tablo çizeceğini öngörüyoruz.” “İnovasyona büyük önem veriyoruz” Konuşmasında, TİM tarafından düzenlenen İnovasyon Haftası’na da değinen Büyükekşi, “Bulunduğumuz her platformda, düzenlediğimiz her etkinlikte, inovasyon ve katma değerin önemine vurgu yapı- yoruz. Ve biliyoruz ki; önümüzdeki 10 yılda, inovasyonun önemi, geride bıraktığımız 10 yıldan çok daha fazla olacak. Biz, Türk insanının yaratıcı iş zekasına inanıyoruz. Türkiye’nin bu potansiyelini açığa çıkarmak ve Türkiye’ye yeni icat çıkarma alışkanlığını kazandırmak için her yıl Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerini düzenliyoruz. Geçtiğimiz günlerde 2013 Türkiye İnovasyon Haftası’nı gerçekleştirdik. 28 Kasım’da başlayan ve üç gün süren etkinliklerimize tüm Türkiye ilgi gösterdi. Geçen sene 15 bin kişinin katıldığı etkinliklerimize bu sene tam 26 bin kişi katıldı. Ayrıca tüm program, TİM TV’den canlı bir şekilde yayınlandı. Dünyanın dört bir yanından 20 bine yakın kişi bu etkinliği internetten takip etti” dedi. “İran’a ihracatta artış bekliyoruz” Ambargo döneminde, İran’a ihracatta 1 milyar dolarlık düşüş olduğunu belirten Mehmet Büyükekşi, yeni dönemde İran’a ihracat artışı beklediklerini kaydetti. İran’a ambargo ile birlikte altın ihracatının yüzde 77, ithalatının da yüzde 80 arttığını belirten Büyükekşi, altının cari açığın artmasına neden olduğunu vurguladı. Büyükekşi, şöyle devam etti: “İran, Türk ürünlerine yüzde 30-100 arasına gümrük uyguluyor. Bu da, ihracatı zorlaştırıyor ve rekabet gücümüzü olumsuz etkiliyor.” Suriye’ye yapılan ihracata da açıklık getiren Büyükekşi, “Suriye’ye 1,7 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyorduk. Bu rakam, sıkıntılardan sonra yüzde 70 düştü. BM örgütleri Suriye’ye yönelik gıda alımlarını Türkiye’den yapıyor. Bu da, Suriye’ye ihracat alarak kaydediliyor. Suriye’ye ihracatın artış nedeni bu. Mısır pazarında da bütün bu gelişmelere rağmen sıkıntı beklemiyoruz. Mısır’da 2 milyar dolarlık yatırımımız var. 50 bin kişilik istihdam yarattık. Mısır’da sıkıntı olmaz” diye konuştu. Bölge ülkelerinden Irak’a yönelik ihracatın da sürekli arttığını belirten Büyükekşi, bu ivmeyi artırabilmek için TİM olarak; Basra, Erbil ve Bağdat’a bir ziyaret gerçekleştireceklerini açıkladı. ■ HABERLER Çelik boru ithalatındaki artış sektörü rahatsız ediyor Türk çelik boru sektörü Kasım ayında, 2012 yılının aynı ayına göre, hem değer, hem de miktar bazında gerileme yaşadı. Bu dönemde çelik boru ihracatı miktar olarak yüzde 28,6 düşüşle, 144 bin tona geriledi. T ➤ Mehmet Zeren, “Sahip olduğumuz üretim kapasitesine rağmen, ithalatta gözlenen artış biz sektör temsilcileri için çok üzücü” dedi. 26 Makina Magazin ürk çelik boru sektörü ihracatı, son aylardaki azalma eğilimini Kasım’da da sürdürdü. Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) verilerine göre; OcakKasım 2013 döneminde sektörün ihracatı, 2012’nin aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 0,9 düştü ve 1,69 milyon ton oldu. İhracatta aşağı yönde bir hareket yaşayan sektörün ithalatındaki artış trendi ise devam ediyor. OcakEkim 2013 döneminde Türkiye dikişli boru ithalatı, 2012 yılının tamamında yapılan ithalatı geride bırakarak, 112 bin tona yükseldi. Çelik boru sektörünün OcakKasım 2013 dönemi ihracatı ise, miktar bazında 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 0,9 düşerek, 1,69 milyon ton olarak gerçekleşti. Sektörün ihracatı değer olarak ise, yüzde 5,35 azalarak 1 milyar 506 milyon dolar oldu. Ocak-Kasım 2013 döneminde çelik boru ihracatının en fazla yapıldığı üç ülke değişmeyerek; Irak, ABD ve Cezayir olarak sıralandı. Türk çelik boru sektörü, Irak ve Cezayir gibi yeniden yapılanma sürecine giren ülkelerde ihracatını önemli oranda artırdı. Bu dönemde, Irak’a yapılan ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,27 artarak, 321 milyon 520 bin dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, Cezayir’e yapılan ihracat ise, yüzde 28,64 artışla 174 milyon 668 bin dolara ulaştı. Sektörün son dönemlerde ABD ve Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirdiği ihracattaki azalma, OcakKasım 2013 döneminde de devam etti. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat azalırken, aynı dönemde Fransa’ya gerçekleştirilen ihracat ● OCAK 2014 önemli oranda arttı. Ocak-Kasım 2013 döneminde Fransa’ya gerçekleştirilen ihracat yüzde 67,92 artarak, 52 milyon 595 bin dolar oldu. Türk çelik boru sektörü Kasım ayında, 2012 yılının aynı ayına göre, hem değer, hem de miktar bazında gerileme yaşadı. Bu dönemde çelik boru ihracatı miktar olarak yüzde 28,6 düşüşle, 144 bin tona geriledi. Sektörün değer bazındaki ihracatı ise, yüzde 30,2 azalma ile 125 milyon dolar olarak gerçekleşti. Zeren: İthalattaki artış sektörü olumsuz etkiliyor Çelik boru ithalatındaki artışın sektörü olumsuz yönde etkilediğini belirten ÇEBİD Genel Sekreteri Mehmet Zeren, “Sektörümüz, 2013 yılının 10 aylık döneminde 630 milyon doları aşan çelik boru ithalatı gerçekleştirdi. Ocak-Ekim 2013 döneminde dikişli çelik boru ithalatı 2012 yılının tamamında yapılan ithalatı geride bırakarak, 112 bin tona yükseldi. Özelde sektörümü- zü, genelde ise Türkiye ekonomisini olumsuz yönde etkileyen ithalattaki artış, maalesef dikişli çelik borunun yanı sıra, dikişsiz çelik boru ve düktil boru ithalatında da yaşandı. Sahip olduğumuz üretim kapasitesine rağmen, ithalattaki bu artış biz sektör temsilcileri için çok üzücü” diye konuştu. “İthalattaki artıştan son derece rahatsızız” Türkiye’nin dış ticaret açığı ve cari açığının büyüdüğü bir dönemde, yerli üretime yönelmenin önemine değinen Mehmet Zeren, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Çelik boru üretiminde Avrupa’da birinci, dünyada ise beşincisi sırada yer almamıza rağmen sektörümüzün ithalatındaki artıştan son derece rahatsızız. İthalattaki bu artışı durdurabilmek için de, ülkemizde gerçekleştirilen projelerde yerli ürünlerin kullanılması gerekiyor. Bu konuda da, tüm karar vericilere büyük görevler düşüyor.” ■ HABERLER Otomotiv endüstrisi yeni rekor peşinde Otomotiv endüstrisi, 2008 yılı Eylül ayından bu yana ilk kez ihracatta 2 milyar dolar eşiğini aştı. 2013’ün ilk 11 ayında, 2012’deki 12 aylık rakamı geçen sektör, Kasım ayında 2 milyar 78 milyon dolarlık dış satışa imza attı. 2 013 için öngörülen 20 milyar dolar ihracat hedefine yıl tamamlanmadan Kasım ayında ulaşan otomotiv endüstrisinde yüzler gülüyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) ihracat verilerine göre, otomotiv endüstrisinde Kasım ayında 2 milyar 78 milyon dolarlık dış satışa imza atıldı. Söz konusu rakamla, 11 aylık toplam dış satışlar 19,5 milyar dolara ulaşırken, 2012’de gerçekleştirilen 19 milyar 63 milyon dolarlık ihracat da aşıldı. Orhan Sabuncu, “2008 Eylül ayından bu yana ilk kez 2 milyar dolar eşiğini aşmamız bizim için ayrı bir moral oldu” dedi. İhracatta 2 milyar dolarlık eşik 2008 Eylül ayından bu yana ilk kez aşılırken, AB Bölgesi’ne yönelik dış satışlarda yıl içinde sürekli artışlar görülmesi sektörün umudu oldu. Otomotiv endüstrisi, Kasım ayında dış satışlarında büyümesini önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18’e çıkararak, Türkiye genelindeki ihracat artışını ikiye katladı. Sabuncu: Gelecekten ümitliyiz Kasım ayı ihracat verilerini değerlendiren OİB Başkanı Orhan Sabuncu, tüm ürün gruplarında artışlar yakaladıklarını ifade etti. Sabuncu, “Özellikle, AB Bölgesi’ndeki birçok ülkede de yüksek oranlı büyümeler görülmesi gelecek adına bize umut veriyor” diye konuştu. Sektörün, Türkiye’nin ihracat artış hızını solladığını dile getiren Sabuncu, 2008 Eylül ayından bu yana ilk kez 2 milyar dolar eşiğini aşmalarının da, kendileri için ayrı bir moral olduğunu belirtti. Sabuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “2013’ü, 22 milyar dolarla hedeflerimizin üzerinde tamamlayacağımızı daha önce duyurmuştuk. Bundan böyle önümüzdeki yıla odaklandık. AB Bölgesi’nde toparlanma aynı şekilde devam ederse, gelecek yıl yeni rekorlara imza atabiliriz.” Tüm ürün gruplarında artış yaşandı Kasım ayı ihracat verileri incelendiğinde, tüm 28 Makina Magazin ● OCAK 2014 ürün gruplarında artış yaşanması dikkat çekti. Buna göre; otomotiv yan sanayii yüzde 11 artış ve 846 milyon dolarla ilk sırada, binek otomobil ürün grubu da, yüzde 17 büyüme ve 660 milyon dolarla ikinci sırada yer aldı. Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda yüzde 36 büyüme ile 427 milyon dolarlık, otobüs-minibüs-midibüs ürün grubunda da yüzde 22 büyüme ile 114 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Diğer başlığı altında ise, yüzde 32 yükseliş ve 29 milyon dolarlık dış satış gerçekleştirildi. Aynı ürün gruplarında yılın 11 aylık dönemi dikkate alındığında ise; yan sanayii yüzde 10 büyüme ile 8 milyar 385 milyon dolarlık, binek otomobiller yüzde 15 artış ile 6 milyar 339 milyon dolarlık, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yüzde 16 yükselişle 3 milyar 518 milyon dolarlık, otobüs-minibüs-midibüs ürün grubunda da yüzde 3 büyüme ile 965 milyon dolarlık ihracata imza atıldı. Diğer başlığı altındaki ürün grubunda da, yüzde 12 artışla 338 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Almanya liderliği geri aldı Ülke bazlı ihracat rakamları incelendiğinde ise, Almanya’ya Kasım ayında yüzde 20 artışla 317 milyon dolarlık, Birleşik Krallık’a yüzde 50 büyümeyle 228 milyon dolarlık, Fransa’ya da yüzde 17 yükselişle 221 milyon dolarlık dış satış yapıldı. Ocak-Kasım döneminde de, Almanya’ya yüzde 2 büyüme ile 2 milyar 785 milyon dolarlık, Fransa’ya yüzde 6 yükselişle 2 milyar 181 milyon dolarlık, Birleşik Krallık’a da yüzde 59 büyüme ile 1 milyar 973 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. ■ HABERLER Beyaz eşya yan sanayicileri gözünü Güney Amerika pazarına dikti Elektrik-elektronik sektörünün ihracatının artırılması ve ihracat yapılan ülkelerin çeşitlendirilmesi amacıyla çalışmalarına hız veren İstanbul ElektrikElektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği, ilk ticaret heyet gezisini Brezilya’ya gerçekleştirdi. B eyaz eşya yan sanayicileri; teknoloji, kalite ve fiyat eksenindeki avantajlı konumlarını doğru stratejilerle yeni pazarlara taşımak ve ihracatlarını artırmak için TET (İstanbul Elektrik-Elektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği) öncülüğünde güç birliği yaptı. Sektör, ilk ticaret heyet gezisini Brezilya’ya gerçekleştirdi. Türk firmaları, global beyaz eşya markalarının yanı sıra, yerel üreticilerle verimli geçen görüşmeler yaptılar. TET olarak, elektrikelektronik sektörünün ihracatının artırılması ve ihracat yapılan ülkelerin çeşitlendirilmesi amacıyla çalışmalarına hız verdiklerini aktaran yetkililer, “TET, beyaz eşya yan sanayii üreticilerinden oluşan TURKHAS Takımı ile ilk ticaret heyetini Brezilya’ya yaptı. Türk firmalarının Brezilya’daki üreticilerle iş birliği olanaklarını araştıran TET, beyaz eşya devleri Whirlpool ve Electrolux fir- Fatih Kemal Ebiçlioğlu, “Gerçekleştirilen etkinlikle, firmalarımızın yüksek teknoloji ve kalite avantajlarını kullanabileceği önemli bir ortam hazırlandı” dedi. 30 Makina Magazin malarının Brezilya’daki tesislerinin ziyaretini organize etti. Ülkenin sanayi başkenti Sao Paulo’da gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında, Brezilyalı firmalarla da ikili görüşmeler yapıldı” diye konuştular. “Brezilya önemli bir eşik” Brezilya’nın, Güney Amerika pazarına girişte önemli bir eşik olduğunu ifade eden yetkililer, sözlerine şöyle devam ettiler: “Ülke, iç pazarının büyüklüğü ile dikkat çekerken, dünyanın en büyük beyaz eşya üreticilerine de ev sahipliği yapıyor. Etkinlik kapsamında, sektörün önde gelen 10 firması; Electrolux, İmbera, Whirlpool gibi dünya markalarının fabrikalarını ziyaret etti. Aralarında Hitachi ve Mabe’nin bulunduğu global markaların yanı sıra, Esmaltec, Colormaq ve Mueller gibi Brezilya’nın en büyük yerel üreticileri ile de ikili görüşmeler gerçekleştirildi.” “Kalite ve teknoloji çıtası yükseldi” Türkiye’nin beyaz eşya üretimi ve ihracatında dünyada ulaştığı konumun, yan sanayii üretiminin de güçlenmesini sağladığını ifade eden yetkililer, “İhracatını yüksek oranda Avrupa’ya gerçekleştiren sektörde, kalite ve teknoloji çıtası da yükselmiş durumda. Direkt ve ● OCAK 2014 dolaylı beyaz eşya yan sanayii ihracatının 2 milyar dolara ulaştığı ülkemizde, beyaz eşya sektörü için yapılan ara malı üretimi 4 milyar doların üzerinde. Başlı başına bir sektör haline gelen ve hızlı bir gelişim çizgisi gösteren sektör, hammadde ve nitelikli işgücü sorunları ile baş etmeye çalışsa da, binlerce kişiye istihdam yaratıyor. Türk beyaz eşya sanayinin ara malı ihtiyacının yüzde 53’ünü karşılayan sektör firmaları, ihracat performanslarını artıracak yeni pazar fırsatlarını değerlendirmeyi hedefliyorlar” dediler. Ebiçlioğlu: Önemli görüşmeler gerçekleştirdik Brezilya ticaret heyetine katılan İstanbul Elektrik-Elektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Türk beyaz eşya sektörünün gerek kalite, gerekse teknolojik anlamında iyi bir noktada olduğunu söyledi. Ebiçlioğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Ekonomi Bakanlığı’mızın Ur-Ge (Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi Tebliği) destekleri kapsamında hayata geçirdiğimiz TURKHAS Takımı ile Brezilya’da önemli görüşmeler gerçekleştirdik.” Brezilyanın, dünyanın en büyük altıncı ekonomisi olduğunu dile getiren Ebiçlioğlu, “Ülke, Güney Amerika’nın da en büyük ekonomisi konumunda. Gerçekleştirilen etkinlikle, firmalarımızın yüksek teknoloji ve kalite avantajlarını kullanabileceği önemli bir ortam hazırlandı” diyerek sözlerini noktaladı. ■ FUAR Son teknoloji ürünler Bursa’da görücüye çıktı Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı, Belex 2013, Bursa 4. Hırdavat ve İş Güvenliği Fuarı 2013, Bursa Sac İşleme Teknolojileri 2013, İcat 2013 ve Borutek 2013 fuarları, Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. B ursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı (12. Uluslararası Metal İşleme Makinaları, Kaynak, Kesme, Delme Teknolojileri, El Aletleri, Pnömatik ve Hidrolik Fuarı), Belex 2013 (Bursa 11. Uluslararası Elektrik, Elektronik, Otomasyon, Aydınlatma ve İletişim Fuarı), Bursa 4. Hırdavat ve İş Güvenliği Fuarı 2013, Bursa Sac İşleme Teknolojileri 2013 (5. Sac, Boru, Profil İşleme Teknolojileri ve Yan Sanayileri Fuarı), İcat 2013 (Yeni Fikirler Yeni Buluşlar Fuarı) ve Borutek 2013 (Boru ve Boru İşleme Teknolojileri Fuarı) Bursa’da gerçekleştirildi. 5-8 Aralık 2013 tarihleri arasında düzenlenen fuarlar, Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Ersözlü: 357 firma katıldı Fuarların, eş zamanlı olarak beş ayrı salonda düzenlendiğini dile getiren Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, “20 ülkeden 357 firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile 30 bin metrekarelik alanda düzenlenen etkinlikler, 25 ülkeden 36 bin 427 kişi tarafından ziyaret edildi” diye konuştu. İlk kez Almanya ve İtalya’dan 32 Makina Magazin ● OCAK 2014 da firmaların etkinliklerde yer aldığını aktaran Ersözlü, sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl olduğu gibi, bu yıl da Çin’den milli katılımı ile dikkat çeken Bursa Endüstri Zirvesi, üretimde ihtiyaç duyulan; hammadde, yeni teknoloji, donanım ve sistemlerdeki yenilikleri topluca göstererek, her türlü üretime ivme kazandırdı.” “Yeni fikirler İcat 2013’te sahne aldı” Etkinlikler kapsamında, İcat 2013’ün de (Yeni Fikirler, Yeni Buluşlar Fuarı) düzenlendiğini ifade eden Ersözlü, “Etkinlik; patent bilincini uyandırmak, bu konuda farkındalık yaratmak ve patent, faydalı model, marka ve endüstriyel tasarım alanlarında tescili olan firmaların ürünlerini fuarda sergilemeleri amacı ile gerçekleştirildi” dedi. Fuarın ilk günü Uluslararası Patent Birliği (UPB) tarafından bir panelin de gerçekleştirildiğini kaydeden Ersözlü, şöyle konuştu: “Panelde; ‘Enerji ve Ekoloji’, ‘Patentlerde Karşılaşılan Uluslararası Sıkıntılar’, ‘Tekstil Alanındaki Patentler’ konuları ele alındı.” Etkinlik kapsamında düzenlenen Makina İmalat Teknolojileri Kongresi’nin, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından 6-7 Aralık tarihlerinde gerçekleştirildiğini söyleyen İlhan Ersözlü, “Kongrede; Türkiye’de makina imalat sektöründe çalışan üye, uzman ve yöneticiler ile kamu-özel sektör temsilcileri ve bilim insanları bir araya gelerek, sektörün sorunlarını ele aldılar” diyerek sözlerini noktaladı. ■ FUAR parts2clean 2014 için geri sayım başladı Son düzenlenen parts2clean etkinliği, 49 ülkeden 4 bin 982 ticari ziyaretçiyi ağırlarken, söz konusu rakam 2012’ye göre yüzde 14’lük bir artışı ifade ediyor. Etkinlik, 2014 yılında ise 24-26 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 2 013‘te yeni bir rekora imza atan parts2clean Fuarı, 2014 yılında 24-26 Haziran tarihleri arasında Stuttgart’ta düzenlenecek. O&S ve endüstriyel parça temizliğinin ön süreç olarak kritik bir rol oynadığı diğer fuarlar ile parts2clean’in paralel olarak gerçekleştirildiğini belirten yetkililer, “Bu da, fuara yönelik talebi daha da artırmaktadır. Aralık 2013’ün başı itibariyle 121 fuar katılımcısı, endüstriyel parça ve yüzey temizliği sektörünün 12. uluslararası lider fuarında stantlarını şimdiden ayırtmışlardır” diye konuştular. Fuar katılımcı listesinde, farklı fuar segmentlerinden hemen hemen tüm pazar ve teknoloji liderlerinin yer aldığını kaydeden yetkililer, sözlerini şöyle sürdürdüler: “Sistemler, süreçler ile süreç medyaları ve bunlara ait komponentlerin yağlarının tedariki, temizlenmesi, keskin kenarlarının yok edilmesi ve önceden işlenmesi için hazırlanması, kullanım ve süreç otomasyo- 34 Makina Magazin ● OCAK 2014 nu, alışveriş sepetleri ve iş parçası taşıyıcıları, saf ve temiz oda teknolojisi, korozyon koruması, koruma ve ambalaj, sanayideki komponent gruplarının komponent temizliği, kalite güvencesi, test yöntemleri ve analiz yöntemleri bunlar arasında yer almaktadır.” Son düzenlenen parts2clean etkinliğinin, 49 ülkeden 4 bin 982 ticari ziyaretçiyi ağırladığını aktaran yetkililer, söz konusu rakamın 2012’ye göre yüzde 14’lük bir artışı ifade ettiğini anlattılar. Yetkililer, “Ziyaretçilerin yaklaşık yüzde 90’ı, şirketlerinin satın alma/tedarik kararlarına katılmaktadırlar. Bu durumda, fuar katılımcılarının güzel geçen bir fuar sonrasında yeni iş bağlantıları sağlamaları gayet normal” dediler. Daebler: Ek pazar fırsatları sunuyor Etkinliğe gösterilen büyük ilginin bir diğer nedeninin de, O&S ile paralel uygulamalarının olduğunu söyleyen Deutsche Messe AG’de parts2clean Genel Müdürü Olaf Daebler, şöyle konuştu: “Dekoratif ve fonksiyonel kaplamalar tüm sektörlerde bugün önemli bir rol oynamaktadır. Yöntem ne olursa olsun, uygulama için uygun temiz bir yüzey, kaplamanın kalitesi için önemlidir. Bundan dolayı, O&S’nin birçok ziyaretçisi, parts2clean‘in fuar katılımcıları için de potansiyel bir müşteridir ve katılan şirketler için ek pazar fırsatları açmaktadır.“ Söz konusu durumun, 2014’te parts2clean ve O&S yanında yer alan Stuttgart’taki fuar alanında aynı anda düzenlenen diğer iki fuar için de geçerli olduğunu belirten yetkililer, “Lazer malzeme işleme alanındaki uluslararası ticari fuar olan Lasys, çeşitli sektör ve malzemeleri kapsayan tüm lazer ürün yelpazesini sunmaktadır. Burada da sonuç, genellikle temiz bir yüzeye bağlıdır. Otomotiv sektöründeki beş farklı fuarın birleşmesinden oluşan Automotive Expo’nun uluslararası ziyaretçileri için de temizlik önemli bir üretim aşamasıdır” diye konuştular. parts2clean’in, dünya çapında kullanıcılar tarafından talep edildiğini ifade eden yetkililer, sözlerine şöyle devam ettiler: “Ancak, sadece bir bilgi ve tedarik platformu olarak değil, aynı zamanda bir bilgi kaynağı olarak da ilgi görmektedir. Bu ilgiyi; iki dilde gerçekleştirilen teknik forum, endüstriyel parça ve yüzey temizliğinin tüm alanlarındaki eşzamanlı çevrilmiş konferanslarla sağlamaktadır. Temizlik bilgisine duyulan ihtiyacın uluslararası düzeyde hızlı bir şekilde artmaya devam ettiğini parts2clean, 2013’teki 2 bin 181 kişilik rekor katılım ile kanıtlamaktadır.” ■ ARAŞTIRMA Makina sektörü 2014’e leasing dopingi ile giriyor Leasingdeki KDV’nin düşmesinin etkisi, ilk etapta yatırım malı olan makina alım-satımında kendini gösterdi. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Bursa Endüstri Zirvesi’nde, 2014 yılı için siparişler alınırken, makinacılar sıcak satış yöntemiyle 500’e yakın makina sattılar. Esra ÖZARFAT / BURSA K OBİ’ler için büyük önem taşıyan leasing ya da diğer adıyla finansal kiralamada uzun süredir beklenen KDV indirimi yüzde 1’e düşürülerek yeniden düzenlendi. 1 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun 2007/13033 sayılı kararıyla; gıda maddelerinden yatırım malzemelerine kadar birçok malzemenin KDV oranı yeniden şekillendi. Kararın birinci maddesinde bulunan finansal kiralamaya konu eşyaların listesi yeniden düzenlenirken; dokuma makinaları, tekstil sanayiinde kullanılan birçok makina ve ambalaj makinaları, inşaat sanayii için beton pompaları, forkliftler dahil birçok makina finansal kiralama durumunda KDV oranı yüzde 1 uygulanacak eşyalar kapsamına alındı. Leasingdeki KDV’nin düşmesinin etkisi, ilk etapta yatırım malı olan makina alım-satımında kendini gösterdi. Geçtiğimiz günlerde Adnan Dalgakıran, “Leasingdeki KDV oranının düşmesinin asıl etkisi 2014’te görülecektir” diye konuşuyor. 36 Makina Magazin ● OCAK 2014 Bursa’da düzenlenen Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı ve Bursa Sac İşleme Teknolojileri Fuarı’nda, 2014 yılı için siparişler alınırken, makinacılar sıcak satış yöntemiyle 500’e yakın makina sattı. Yatırımların ve üretimin artması konusunda 2014 için umutlu olduklarını ifade eden sektör temsilcileri, şunları söylüyorlar: “Girdi maliyetleri KDV’si yüzde 18. KDV geri ödemeleri zamanında yapılmazsa, leasingle çok satış yapan firmalar sıkıntı yaşayabilirler.” Dalgakıran: Satışları olumlu etkileyecek Leasingli alımlarda maliyetlerin düşeceğini, bunun da makina satışlarına doğrudan olumlu etki yapacağını belirten Orta Anadolu Makina ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, “Leasingdeki KDV oranının düşmesinin asıl etkisi 2014’te görülecektir” diye konuşuyor. Girdi maliyetlerinin KDV’sinin yüzde 18 olduğuna dikkat çeken Dalgakıran, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ama bir işletmede leasingli satışlar çok olursa, firma KDV iadesini de geç alırsa, o şirket için problem olur. Çünkü, girdi maliyetleri halen yüzde 18.” Türkiye’de son yıllarda yatırımlarda düşüş olduğuna dikkat çeken Dalgakıran, Türkiye’nin sanayileşme konusunda problem yaşadığı- ARAŞTIRMA nı, büyümenin sanayi üzerine kurulmadığını belirtiyor. Yatırımların artması halinde, iç pazarda makina sektöründe bir genişleme yaşanabileceğini savunan Dalgakıran, “Yatırımlardaki düşüş makina sektörünü ihracata yöneltti. Bizim için Avrupa pazarının büyümesi çok önemli. O pazarda bir büyüme beklentisi var. 2014’te ihracatımızın daha iyi olacağını düşünüyoruz. Makina sektörü olarak her yıl ihracatta yüzde 20’ye yakın büyüme gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ama bu şartlarda zor görünüyor. Bu yıl yüzde 7 büyümemiz var. Öte yandan, dünya çok dalgalı gidiyor. Sürekli beklenmedik Cüneyt Şener, yeni uygulamanın, yatırımları artıracağını ve daha kolay yatırım kararı alınmasını sağlayacağını belirtiyor. 38 Makina Magazin ● OCAK 2014 durumlarla karşılaşılıyor. Paranın maliyetinde yaşanan artış, zayıf olan yatırımları daha fazla sekteye uğratabilir. Çok net tahminlerde bulunamıyoruz” diye konuşuyor. Şener: Sorun tam olarak çözülmedi Leasing uygulamalarında bugüne kadar çok dengesiz ve adaletsiz bir durum olduğunu belirten Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Makina Konseyi’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Şener ise, konu hakkında şunları söylüyor: “Söz konusu dengesizliğin ve adaletsizliğin tam olarak giderildiğini de söyleyemeyiz. Çünkü, bazı mamullerde halen leasing KDV oranları yüzde 18. Adalet ve dengenin tam anlamıyla kurulduğunu söylemek zor. Ama bundan önce ithalatçıların lobi faaliyetleriyle elde edilmiş bir hakkın en azından biraz daha geniş bir tabana yayılması umut verici.” Yatırımların teşvik edilmesi için bu tip uygulamaların daha geniş bir tabana yayılması gerektiğini savunan Şener, gelecek açısından şu anki durumun umut verici olduğunu ifade ediyor. Yeni uygulamanın, yatırımları artıracağını ve önümüzdeki süreçte insanların daha kolay yatırım kararı almalarını sağlayacağını kaydeden Şener, “Bu anlamda, faizlerin de oldukça düşük seyrettiği bir ortamda, bu kadar özel bir istisnaya sahip olmanın insanları cezbedici bir tarafı olacağını düşünüyorum. Türkiye iç pazarı açısından 2014 hareketli geçecek. Ancak, yatırım malları kategorisinde olan tüm yatırım malları için bir düzenleme yapılsaydı daha adaletli bir durum olurdu. Düzenleme bize umut verdi ama tatmin etmedi” şeklinde konuşuyor. Özkayan: Müşterilerimiz leasinge yöneldi Bursa’da düzenlenen Endüstri Zirvesi öncesi leasingde KDV ora- Ahmet Özkayan, leasingdeki yeni uygulamanın büyümeye de katkı sağlayacağını dile getiriyor. ARAŞTIRMA nının düşürülmesi kararını sürpriz olarak değerlendiren Ermaksan Makina Genel Müdürü Ahmet Özkayan, satış hacminin 2014 yılında artacağı görüşünü savunuyor. Özkayan, şunları söylüyor: “Fuarda da yeni uygulamanın çok faydasını gördük. Müşteriler leasinge yöneldi ve siparişler otomatik olarak arttı. Fuar sırasında da çok fazla sıcak satış oldu. Olması gereken satışlar oluyor ama satış hacmi 2014’te ciddi oranda artacak.” Leasingin finansta çok önemli bir enstrüman olduğunun altını çizen Özkayan, “Yeni uygulama, beklediğimiz ve olması gereken bir şeydi. Büyümeye de katkısı olacak. Müşterilerimiz finans olarak rahatladı. Leasing dünyada her ülkede var ve yatırım uzun vadeli yapılır. Hem Hüseyin Durmaz, “Leasingdeki KDV’nin yüzde 1’e düşmesi yatırımcının önünü açmaktadır” diye konuşuyor. 40 Makina Magazin ● OCAK 2014 işletme sermayesi korunurken, uzun vadede de ödeme kolaylığı olacaktır. Dolayısıyla, büyüme hızlı olur. Leasing, büyümenin bir parçasıydı. Bunu söküp aldığınızda büyümeye etki eden önemli bir enstrümanı da almış oluyorsunuz. Amerika, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri ve orada asla leasing olmadan makina alınmaz” diye konuşuyor. Durmaz: Yatırımcının önünü açacak Durmazlar Makina Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz da, yatırım malı olan makina satışının istihdama doğrudan katkı sağladığına vurgu yapıyor. KDV’nin yüzde 1’e gerilemesini olumlu karşıladıklarını ifade eden Durmaz, sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Büyük bir takım tezgahı, üç vardiya çalıştığı zaman üç kişiye istihdam demektir. Dolayısıyla, leasingdeki KDV’nin yüzde 1’e düşmesi yatırımcının önünü açmaktadır. Bu da, makina üreten firmaların üretim artışına etki edecektir. Daha çok yeni bir konu, ama satışlara muhakkak olumlu etkisi olacaktır. Son olarak yer aldığımız Bursa Endüstri Zirvesi’nde de leasingli satışlar yapıldı. Makina sektörü 2014’e daha olumlu bakıyor.” Ersözlü: 500’e yakın tezgah satıldı Bursa Endüstri Zirvesi’ni değerlendiren Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü ise, fuar sırasında 500’e yakın tezgah satıldığını dile getiriyor. Leasing uygulamalarının ve firmaların düzenlediği kampanyaların satışlarda etkili olduğunu ifade eden Ersözlü, şunları söylüyor: “Fuar katılımcıları, 2014’ün ilk yarısı için otomotiv başta olmak üzere, savunma sanayii, metal sanayii gibi bazı sektörlerde siparişler alındığını, bu siparişlerin hayata geçmesi için de makina yatırıma girildiğini ifade ettiler. Önümüzdeki yıl Nisan ayında Konya, Mayıs ayında ise Kayseri’de makina sektörünü ilgilendiren fuarlar düzenleyeceğiz. Buralarda da sıcak satışların artarak devam edeceğini düşünüyoruz.” ■ ARAŞTIRMA “Türkiye’de e-Ticaret” adlı rapora göre: Online alışveriş beş yılda üçe katlandı İSMMMO tarafından hazırlanan “Türkiye’de e-Ticaret” adlı rapora göre, 2013 yılı sonunda yaklaşık 5 milyon kişi, “online” ortamda 31 milyar liralık mal ve hizmet satın almış olacak. Bu kişiler, elektronik ticaret yoluyla her işlem başına ortalama 200 lira harcıyor. İ stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) “Türkiye’de e-Ticaret” adlı raporuna göre, internet ortamında yapılan online satın almalarda büyük bir patlama yaşanıyor. Rapora göre, 2013 yılı sonunda yaklaşık 5 milyon kişi, online ortamda 31 milyar liralık mal ve hizmet satın almış olacak. Bu kişiler, elektronik ticaret yoluyla her işlem başına ortalama 200 lira harcıyor. Rapora göre, Türkiye’de e-ticaretin büyüklüğü ise, önümüzdeki beş yılda üçe katlanacak. “Türkiye’de e-Ticaret” adlı rapordaki; Bankalararası Kart Merkezi verileri ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) milli gelir rakamları üzerinden yapılan analizlere göre, e-ticaretin Türkiye’de birkaç yıl sonra toplam hane halkı harcamaları içindeki payı 42 Makina Magazin ● OCAK 2014 ise ikiye katlanacak. Rapora göre, telefonla ve mektupla yapılan kredi kartı işlemleri ve verilen talimatlar hariç tutulduğunda, 2013’ün ilk yarısında gerçekleşen online alışveriş miktarı 16 milyar liraya ulaşıyor. 2008’de 8,2, 2009’da 9,1, 2010’da 12,8 milyar lirayı bulan online kredi kartı harcamaları; 2011’de 18,7 milyar liraya, 2012’de 25,1 milyar lira düzeyine yükselmiş durumda. 2013 yılının da, tahmini olarak 31 milyar liralık online alışveriş hacmiyle kapanacağı tahmin ediliyor. Dijital müşteri sayısı artıyor Dijital müşteri sayısı ve kişi başı harcamanın hızlandığı vurgulanan raporda, Türkiye’nin 2012 itibariyle nüfusunun 75 milyon 627 bin kişi olduğu anımsatılarak, 15 yaş ve üstünde düzenli internet kullanan kişi sayısının 21,5 milyona ulaştığı belirtiliyor. TÜİK verilerine göre, bu kişilerin yüzde 21,8’i internetten çeşitli sıklıklarda mal veya hizmet satın alıyor ve bu kitle sayısal olarak 4 milyon 687 bin kişiye ulaşıyor. “Türkiye’de e-Ticaret” raporundaki verilere göre, 2012 yılında ise internet üzerinden yapılan 133 milyon adet işlemde, toplam 25,1 milyar liralık alışveriş gerçekleştirildi. Bu miktarlar internetten alışveriş yapan 4 milyon 687 bin kişilik nüfusla hesaplandığında, kişi başına yılda ortalama 28 adet sipariş verildiği ve yine kişi başına yılda 5 bin 372 lira harcama gerçekleştirildiği görülüyor. Bu durumda, internetten ARAŞTIRMA Türkiye’de dijital müşteriler 2012 sonu toplam nüfus 75,6 milyon 15 yaş üstü nüfus 56,8 milyon 15 yaş üstünde düzenli internet kullananlar 21,5 milyon Düzenli internet kullananlar içinde online alışveriş yapanlar 4,6 milyon İnternette kartlı ödeme tutarı beş yılda üçe katlandı Yıllar İşlem adedi 2013 (Tahmini) İşlem tutarı İşlem başına (milyon TL) harcama (TL) 160.000.000 31.000 199,90 2012 133.004.366 25.178 189,30 2011 102.277.215 18.740 183,24 2010 75.414.419 12.880 170,79 2009 57.227.057 9.109 159,17 2008 59.162.970 8.276 139,89 düzenli olarak alışveriş yapan her bir kullanıcının ayda 2,3 adet işlem gerçekleştirdiği ve internet üzerinden ortalama 447 lira harcadığı ortaya çıkıyor. Kredi kartı harcamalarında online ödeme artıyor Rapora göre e-ticarette dikkat çekici bir başka nokta ise, kredi kartıyla yapılan online harcamaların offline kredi kartı harcamalarından daha hızlı büyümesi. Son beş yılın verilerine bakıldığında, kredi kartlı işlemler içinde online harcamaların payı neredeyse iki katına çıkmış durumda. 2008 yılında kredi kartlarıyla yapılan toplam harcama 166,2 milyar lira iken, internet üzerinden gerçekleştirilen 8,2 milyar liralık işlem bunun yüzde 4,98’i düzeyindeydi. 2013 sonunda ise, toplam kredi kartı harcamaları tahmini olarak 375 milyar liraya, internetten yapılan harcamalar ise 31 milyar liraya ulaşacak. Böylece, toplam kart harcamaları içinde e-ticaretin payı da yüzde 8,50’yi aşacak. Raporda yapılan hesaplamaya göre, online kredi kartı harcamaları 5 yılda yüzde 103,2 artarken, toplam kredi kartı harcamalarındaki artışın yüzde 31,8 düzeyinde olduğu vurgulanıyor. Geçmiş dört yılda kredi kartı harcamaları içinde online harcamaların büyüme payını baz Yahya Arıkan, “Online ortamda satın almalara vergi desteği getirilmesi önemli” diye konuşuyor. 44 Makina Magazin ● OCAK 2014 alarak yapılan hesaplamalara göre; 2013’te yüzde 8,59 olan online kredi kartı harcaması payı 2014’te yüzde 9,84’e yükselecek, 2018’e gelindiğinde ise, yüzde 17’nin üzerine çıkacak. e-ticaret hacmi üçe katlanacak Rapora göre, e-ticaretin toplam hane halkı harcamaları içindeki payı, önümüzdeki yıllarda ciddi bir artış gösterecek. Hane halkı harcaması içinde bu oran 2012’de yüzde 2,54 olarak gerçekleşirken; 2013’te yüzde 3,03’e, 2018’de yüzde 7,41’e ulaşacak. Paydaki bu artışla, önümüzdeki beş yıl içinde Türkiye’deki toplam e-ticaret hacmi üçe katlanacak. Beklentiye göre e-ticaret, 2013’teki 31,2 milyar liralık düzeyinden yine bugünkü fiyatlarla 92,4 milyar liralık bir büyüklüğü ulaşacak. e-ticaret sektöründeki bu hızlı büyüme potansiyeli önümüzdeki dört-beş yıl içinde bu alana yapılan yatırımların artacağını ve bu alandaki yabancı sermaye girişinin hızlanacağının da sinyalini veriyor. e-ticaretin sektörel dağılımı Türkiye’de e-Ticaret adlı rapora göre, online ticaretin bir diğer özelliği ise, bazı sektörlerde kartla gerçekleştirilen perakende satışlardaki payı yüzde 90’lara kadar çıkartması. Özellikle, seyahat ve turizm harcamalarında satışların çok büyük bölümü internet üzerinden gerçekleştiriliyor. Havayolları sektörüne kredi kartıyla yapılan harcamaların yüzde 90’ı, seyahat acentelerine ödenen paranın ise yüzde 44’ü internet üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu pay sigorta sektöründe yüzde 36’yı, hizmet sektörlerinde ise yüzde 30’u buluyor. Rapora göre, TÜİK’in gerçekleştirdiği Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması 2012 sonuçları da, Türkiye’deki dijital müşterilerin satın alma alışkanlıkları hakkında çarpıcı bilgiler veriyor. Araştırmaya göre, Türkiye’de sayıları 4,7 milyon kişiye ulaşan dijital müşterilerin neredeyse yarısı, online mağazaları giyim ve spor malzemeleri satın almak için kullanıyor. Yaklaşık dörtte biri ise, cep telefonu, kamera, DVD, TV gibi elektronik aletlerin siparişini verirken, kullanıcıların beşte biri de; mobilya, beyaz eşya, oyuncak gibi ev eşyaları satın alıyor. Arıkan: Kayıtlı ekonomi için önemli “Türkiye’de e-Ticaret” adlı raporu değerlendiren İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, online ticaretin gelişmesinin kayıtlı ekonomi idealindeki Türkiye için önemli olduğunu söylüyor. Online satın almaların, milli gelir ve vergi gelirlerin artışında önümüzdeki yıllarda daha etkin bir rolü olacağını belirten Arıkan, “Dünyada ve Türkiye’de internet erişimi olan nüfus sayısındaki hızlı artış, mobil internet erişiminin giderek hızlanması ve ucuzlaması online harcamaları teşvik ediyor” diye konuşuyor. Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de her geçen gün çeşitlendirilen ve daha güvenli hale getirilen ödeme sistemlerinin, bir zamanlar hayal gibi görünen internet üzerinden alışveriş fikrini desteklediğini kaydeden Arıkan, “Online ortamda satın almalara vergi desteği getirilmesi önemli. Örneğin; internet üzerinden bir kitap satın alındığında normal Katma Değer Vergisi yüzde 8 olan bu kültür ürünün KDV’si yüzde 18 olarak hesaplanıyor. Oysa, tam tersi bir oranlama olması gerekir” diyerek sözlerini noktalıyor. ■ ARAŞTIRMA ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre: Türk işverenlerin yüzde 25’i istihdamda artış bekliyor ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre, Türk işverenler Ocak-Mart 2014 döneminde umut vaat eden işe alım planları öngörüyorlar. Yaklaşan yerel seçimlerin de etkisiyle, kamu & sosyal hizmetler sektöründe +%24’lük bir görünümle aktif bir işgücü pazarı beklentisi hâkim. M anpowerGroup tarafından her çeyrek hazırlanan Manpower İstihdama Genel Bakış Araştırması 2014 birinci çeyrek istihdam beklentileri açıklandı. Türkiye’den de bin 1 temsilci işveren ile görüşme yapılarak gerçekleştirilen araştırmaya göre, Türk işverenler Ocak-Mart dönemi için umut vaat eden işe alım planları bildiriyorlar. İşverenlerin yüzde 25’i istihdam artışı beklerken, yüzde 9’u düşüş öngörüyor ve yüzde 65’i de herhangi bir değişiklik beklemediklerini ifade ediyorlar. Bunun sonucunda ise, Türkiye’deki net istihdam görünümü +%16’yı gösteriyor. 2013 dördüncü çeyreğine kıyasla, görünüm yüzde 2 puan düşüyor. Ancak, önceki yılın aynı dönemi- ne göre işe alım planları yüzde 6 güçleniyor. En iyimser tahmin İç Anadolu’dan Beş bölgenin tamamında işverenler, 2014 yılının birinci çeyreği süresince personel sayılarının artmasını bekliyorlar. En iyimser işe alım planları istihdam görünümünün sırasıyla; +%21 ve +%20 olduğu İç Anadolu ve Ege Bölgesi’nden geliyor. Marmara’da ise işverenler, +%19 ile iyimser bir işe alım beklentisi bildiriyorlar. Diğer yerlerde, işverenler hem Karadeniz, hem de Akdeniz için +%10’luk temkinli iyimser bir görünüm ifade ediyorlar. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, işe alım planları beş bölgenin hep- Yıllara göre anket sonuçları Artış Düşüş Değişiklik yok Bilmiyorum Net istihdam görünümü % % % % % 2011 1. çeyrek 36 9 51 4 +27 2011 2. çeyrek 38 4 56 2 +34 2011 3. çeyrek 42 7 49 2 +35 2011 4. çeyrek 37 17 39 7 +20 2012 1. çeyrek 31 9 54 6 +22 2012 2. çeyrek 33 7 54 6 +26 2012 3. çeyrek 34 7 54 5 +27 2012 4. çeyrek 28 7 60 5 +21 2013 1. çeyrek 22 12 61 5 +10 2013 2. çeyrek 37 9 54 0 +28 2013 3. çeyrek 31 7 62 0 +24 2013 4. çeyrek 29 11 58 2 +18 2014 1. çeyrek 25 9 65 1 +16 46 Makina Magazin ● OCAK 2014 sinde daha güçlü. Gelecek çeyrekte istihdamın 11 sektörün 10’unda artması bekleniyor. Elektrik, gaz ve su sektöründeki işverenler +%33’lük net istihdam görünümüyle en iyimser işe alım planlarını bildiriyorlar. Kamu & sosyal hizmetler sektöründeki işverenler +%24’lük bir görünüm ile aktif bir işgücü pazarı öngörürken, iki sektörde (finans, sigorta, emlak kurumsal hizmetler sektörü ve ilaç sektörü) görünümler +%20’de kalıyor. İşverenler; hem ulaşım, depo & iletişim sektöründe, hem de toptan & perakende ticaret sektöründe +%19 ile iyimser işe alım planları bildiriyorlar. 2013’ün dördüncü çeyreğine kıyasla işverenler, 11 sektörün yedisinde daha zayıf işe alım planlarına sahipler. İşverenler temkinli davranıyor İşe alım konusundaki iyimserlik üç ay öncesine göre 21 ülkede ve bölgede güçlenirken, 15’inde zayıflıyor. Görünümler ayrıca, yıldan yıla karşılaştırmada 21 ülkede ve bölgede güçlenirken, 17’sinde düşüş gösteriyor. Küresel iş gücü piyasalarının geneline bakıldığında, işe alım yöneticileri arasında ağır basan belirli bir trend olduğuna dair çok az ibare var. İlk çeyrek araştırması, piyasadaki belirsizliğin işverenleri endişelendirmeye devam ettiğini anlatıyor. Araştırma ayrıca, bu işverenlerin çoğunun personel sayılarını artırmayı hedeflediklerini, fakat durgunluk öncesi döneme kıyasla bunu çok daha ARAŞTIRMA Reha Hatipoğlu, “Yeni araştırmamız, 2014 yılının ilk çeyreği için işe alım tahminlerinin halen olumlu olduğunu, ancak daha mütevazı seviyelere çekildiğini ortaya koyuyor” diye konuşuyor. mütevazı oranlarda yapmayı planladıklarını ortaya koyuyor. En fazla işe alım beklentisi Tayvan’da Dünya çapında işe alım beklentilerinin en yüksek olduğu işverenlerin; Tayvan, Hindistan ve Yeni Zelanda’da olduğu göze çarpıyor. En zayıf net istihdam görünümleri ise; İtalya, İrlanda, Finlandiya, İspanya, Slovakya ve Belçika’da öngörülüyor. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nde işe alım eğilimleri, araştırmaya katılan 24 ülkenin 16’sında işverenlerin olumlu işe alım tahminleri ile karışık bir tablo sergilemeye devam ediyor. Üç ay öncesine göre 24 ülkeden 15’inde görünümler iyileşirken, yedisinde aşağı yönlü olduğu görülüyor. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre, tahminler 13 ülkede iyileşirken, sekizinde zayıflıyor. Euro Bölgesi GSYİH tahminleri, ekonomideki toparlamanın son derece yavaş adımlarla gerçekleştiğini ve işsizliği kayda değer oranlarda azaltmak için yeterli olmayacak bir hızda devam ettiğini öngörüyor. Bu durum; özellikle de 25 yaş ve altı grubunda işsizliğin yüzde 24’ün üzerinde kalmaya devam ettiği genç nüfus arasında hâkim. Bölgenin en güçlü işe alım planları Türkiye’den; en zayıf tahminleri ise arka arkaya 12 çeyrektir işverenlerin olumsuz işe alım beklentileri ifade ettiği İtalya’dan geliyor. Buna karşılık, görünümün arka arkaya altıncı çeyrektir yükselmesiyle ve işverenlerin beş yıl içindeki en güçlü işe alım planlarını bildirmeleriyle Yunanistan, iş arayanlar için önümüzdeki üç ay boyunca fırsatlar sunacak. Hatipoğlu: Tahminler olumlu ancak mütevazi Birinci çeyrek öngörülerini değerlendiren Manpower Türkiye Genel Müdürü Reha Hatipoğlu, “Durgunluk ve durgunluk sonrası dönemlerde de, Türk işverenler istikrarlı bir çizgide ve etkileyici oranlarda işe alım planları bildirmeyi sürdürdüler. Yeni araştırma- mız, 2014 yılının ilk çeyreği için işe alım tahminlerinin halen olumlu ancak daha mütevazı seviyelere çekildiğini ortaya koyuyor. Yine de, bölgenin en güçlü işe alım planlarının Türkiye’deki işverenlerden gelmesiyle birlikte, birinci çeyrekte iş arayanların olumlu istihdam tablosundan istifade edebileceğini söyleyebiliriz. Yakın zamanda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2014-2016 döneminde 1,8 milyon kişilik yeni istihdam oluşturma ve işsizlik oranını yüzde 8,9’a düşürme hedeflerini açıkladı. Hükümet, büyüme ve istihdamı artırma alanlarına öncelik veriyor. Bu hedefler ve öncelikler başarıyla hayata geçirildiği durumda, işgücü pazarına ihtiyaç duyduğu ek desteği sunabilir” diye konuşuyor. Türkiye’nin görünümünün, ilaç ve toptan & perakende ticaret sektörlerindeki yıldan yıla gözlemlenen önemli iyileşmelerle ivme kazandığını aktaran Hatipoğlu, şöyle konuşuyor: “Bunun yanı sıra, özelleştirmelerin devam ettiği, elektrik, gaz ve su sektöründeki işverenler birinci çeyrek için +%33’lük net istihdam görünümüyle en iyimser işe alım planlarını bildiriyorlar. Aktif bir sürece girmeye aday bir diğer sektör ise yaklaşan yerel seçimlerin de etkisiyle kamu & sosyal hizmetler sektörüdür. Bu sektördeki işverenler +%24 ile hareketlenen bir işgücü pazarının sinyallerini veriyorlar.” ■ Bölgelere göre net istihdam görünümü Ege +20 Karadeniz +10 İç Anadolu +21 Marmara +19 Akdeniz +10 Sektörlere göre net istihdam görünümü Ormancılık, avcılık ve balıkçılık İnşaat +16 +8 Elektrik, gaz ve su +33 Finans, sigorta, gayrimenkul ve kurumsal hizmetler +20 Üretim +17 Madencilik Kamu ve sosyal hizmetler Restoran ve otelcilik Ulaşım, depo ve iletişim +6 +24 -2 +19 Toptan ve perakende ticaret +19 İlaç +20 OCAK 2014 ● Makina Magazin 47 ARAŞTIRMA İş sağlığı ve güvenliği sektöründe yatırımlar artıyor İş sağlığı ve güvenliği sektörü, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla birlikte hareketli günler yaşamaya başladı. Şu anda 2 bin olan iş güvenliği ve sağlığı uzmanı sayısının da, 2014 yılında 50 bine ulaşması bekleniyor. Y üksekte güvenle çalışmak için üretilen halattan hastane personeli kıyafetine, portatif yangın söndürme cihazlarından işçi eldivenlerine kadar çok geniş bir yelpazeye sahip olan iş sağlığı ve güvenliği sektörü, son beş yıldır hızlı bir büyüme yakaladı. Sektör, özellikle Haziran 2012’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla hareketli günler yaşamaya başladı. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güven- 48 Makina Magazin ● OCAK 2014 liği Yasası ile iş yeri yönetmelikleri üçe ayrıldı. Buna göre; firmalar az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak sınıflandırılırken; iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğü 50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerleri için 30 Aralık 2012 tarihinde başladı. Aynı yükümlülük; 50’den az çalışanı olan iş yerlerinden tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için 30 Haziran 2013 tarihinde, az tehlikeli sınıfta yer alanlar ile kamu işyerleri için ise 30 Haziran 2014 tarihinde başlayacaktı. Ancak, mevcut iş güvenliği uzmanı sayısının yetersiz olması nedeniyle 50’den az çalışanı olan iş yerlerinden tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta bulunan firmalar için 1 Ocak 2014’e ertelenen yükümlülüğün uygulamaya girmesiyle sektörün önemli bir ivme yakalaması bekleniyor. Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için ise, uygulama 1 Temmuz 2016 tarihinde başlayacak. ARAŞTIRMA Turhan Şalva, iş sağlığı ve güvenliği sektörü için 2013 yılının hareketli geçtiğini ifade ediyor. nusu sayının 247’ye yükseldiğini kaydeden yetkililer, sözlerini şöyle sürdürüyorlar: “A ve B sınıfı uzman sayılarının sınavla artması, eğitim kurumlarının sayısında azalmaya neden olabilecektir. Ayrıca, söz konusu yönetmeliğin Ocak ayında uygulamaya girmesiyle birlikte, hizmet talep eden firma sayısının da yüzde 400 artacağını öngörüyoruz.” Yabancı sermaye gözünü Türkiye’ye dikti Sektöre yatırım yapmanın tam zamanı Sektöre yatırım yapmanın tam zamanı olduğunu savunan yetkililer, sektörde yaşanacak büyümenin; iskele, personel taşıyıcı, yiyecek-içecek gibi birçok sektörde makina ve ekipman tedariki artışı anlamına geldiğini de ifade ediyorlar. Şu anda 2 bin olan iş güvenliği ve sağlığı uzmanı sayısının da, 2014 yılında 50 bine ulaşacağı tahmin ediliyor. 2013 yılı başında 110 olan Türkiye genelinde ortak sağlık güvenlik birimi (OSGB) sayısının 995’e yükseldiğini aktaran yetkililer, artışın 2014 yılında da devam etmesinin beklendiğini belirtiyorlar. Eğitim kurumu sayısının ise, 2013 başında 48 iken, söz ko- Türkiye iş güvenliği ve sağlığı sektöründe yaşanan gelişmeler, yabancı sermayenin de dikkatini çekmiş durumda. Dünya çapında iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösteren büyük firmalar, Türkiye’de yerini almaya başlayarak, üretim tesisleri kuruyorlar. Sektörde yeterli sayıda yerli güçlü yatırımcı olmadığına dikkat çeken yetkililer, yatırım yapan küçük firmaların sektördeki büyük bölümü oluşturduğunu belirtiyorlar. Yetkililer, “Ancak, yerli firmalar iş birliğine giderek, güçlü firmalarla rekabet edebilirler” diye konuşuyorlar. Üretici firmaların Avrupa ülkelerinde güvenli ürün dolaşım belgelerine (CE) sahip olmamasının, uluslararası pazarlarda Türkiye’nin rekabet şansını düşürdüğü ifade ediliyor. Sektördeki bir diğer önemli sorun olarak ise, iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimlerinin maaşlarını işverenden alması gösteriliyor. Yetkililer, konu hakkındaki görüşlerini şöyle açıklıyorlar: “İşverenden maaşını alan bir çalışanın işverenin istemi dışında davranması çok güç. İş güvenliği uzmanlarının ve iş yeri hekimlerinin maaşlarının ortak bir havuz sisteminden ödenmesi gerekiyor. Uzmanlar, danışman görevini ancak bu şekilde yerine getirebilirler. İş sağlığı ve güvenliği sektörü de, ancak bu şekilde ilerleme kaydedebilir.” Sektörde beklentiler netlik kazanmadı Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği kültürünün hem işveren, hem de çalışanlar nezdinde henüz oluşmadığını ifade eden uzmanlar, bu 50 Makina Magazin ● OCAK 2014 Yüksekte güvenle çalışmak için üretilen halattan hastane personeli kıyafetine, portatif yangın söndürme cihazlarından işçi eldivenlerine kadar çok geniş bir yelpazeye sahip olan iş sağlığı ve güvenliği sektörü, son beş yıldır hızlı bir büyüme yakaladı. kültürün oluşması için sistemin önce “zorunlu” olarak algılanması gerektiğini belirtiyorlar. Hizmetten fayda sağlandıkça sektörün yavaş yavaş gelişeceğini belirten uzmanlar, Türkiye’nin bu alanda dünyanın gelişmiş ülkelerinden geri kaldığını vurguluyorlar. Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği sektöründe, hizmet talep eden müşterilerin sektörden beklentilerinin netlik kazanmadığına ve bir iş güvenliği uzmanını firmalarında nasıl istihdam edeceklerini bilmediklerine değinen sektör aktörleri, bu “karşılıklı birbirini tanıma” sürecinin 2014 ortalarına kadar devam edeceğini öngörüyorlar. Şalva: 2013 yılı hareketli geçiyor İş sağlığı ve güvenliği sektörü için 2013 yılının hareketli geçtiğini anlatan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet ve Eğitim Kurumları Derneği (İSGHEDER) Başkanı Turhan Şalva, özellikle ortak sağlık güvenlik birimi (OSGB) sektöründe ciddi bir talep artışı olduğunu söylüyor. Bu artışın gelecek yıl da devam etmesinin beklendiğini kaydeden Şalva, şu anda iş sağlığı ve güvenliği sektöründe 40 bine yakın C sınıfı uzmanının, 247 eğitim kurumunun ve 955 OSGB’nin faaliyetlerine devam ettiğini dile getiriyor. Ancak, ARAŞTIRMA uzman sayısının Şubat 2014 ve 21 Aralık 2013 sınavlarıyla artacağı bilgisini veren Şalva, “C sınıfı uzman sayısı iş yeri sayısıyla kıyaslandığında yetersiz gibi gözükse de, bu hizmeti talep eden firma sayısı yüzde 100 olamayacağı için şu anda C sınıfı uzman sayısı yeterli. Bu da, eğitim kurumlarının potansiyelini etkileyecektir ve talep yarı yarıya azalacaktır. Önümüzdeki yıl eğitim kurumlarının bugünkü sayılarının çok altına düşeceğini tahmin ediyorum” diyor. Sektörde A ve B sınıfı uzmana ise halen ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Şalva, sektörlerdeki tehlike düzeyi arttıkça, C sınıfı uzman belgesinin yeterli olmadığını vurguluyor. Şalva, şunları söylüyor: “Bu durum, Bakanlığa bir takım baskılar yapılmasına neden oldu ve yapılacak uzmanlık sınavıyla daha önceden deneyime dayalı ve deneyim paylaşımıyla gelişen, ilerleyen belgelendirme sistemi değişikliğe uğradı. Ağustos ayında torba yasaya bir madde eklenmesiyle; C sınıfı uzmanlara hayatlarının herhangi bir döneminde hangi sektörde çalıştıklarına bakılmaksızın, bin 800 gün prim ödemişlerse B sınıfı uzmanlık sınavına, 3 bin gün primle çalışmışlarsa A sınıfı uzmanlık sınavına eğitim almaksızın katılma hakkı verildi.” “Deneyimsiz kişiler iş kazalarını artırır” Söz konusu uygulama ile uzmanlarda tecrübenin ortadan kalktığını öne süren Şalva, şöyle konuşuyor: “Bu sistemle iş güvenliği hakkında tecrübesi olmayan kişiler, inşaata gidip A sınıfı uzman olacak. Kenarda bekleyen birçok C sınıfı kişi var. Fakat, hiç deneyimi olmayan kişilerin bu sınava girmesi iş kazalarını artıracaktır.” İlk sınavda belge alanların diğer sınava girme haklarının üç ay sonra başladığına işaret eden Şalva, “Dernek olarak önerimiz, birileri sınava erken girmeliyse, bu sistem başladığı gün deneyimi başlayan kişiler girmeli. Bu da yeterli değilse, üç yıllık süre iki yıla indirilebilir. En az iki yıl deneyim denirse, şu anda 5 bin kişi sınava girecek demektir” diyor. İşçen: Önemli bir ivme yakalanacak İş sağlığı ve güvenliği sektörünün geniş bir pastaya sahip olduğunun altını çizen İş Güvenliği Uzmanları Derneği (İSGDER) Yönetim Kurulu Başkanı H. Latif İşcen, sektöre yatırım yapmak için uygun bir zaman olduğunu ileri sürüyor. İş güvenliği ve sağlığının, girişimcilerin korkmadan yatırım yapabilecekleri bir sektör olduğunu savunan İşcen, sektörde yasal gerekliliklerin oluşması ile birlikte önemli bir ivme yakalanacağını kaydediyor. “Örneğin, sektörde iş güvenliği malzemeleri tedarik eden firma sayısı yüzde 5’ken, bu sayının yüzde 100’e çıkmasını bekliyoruz” diyen İşçen, yasal düzenlemelerin tamamlanmasıyla 1,5 milyon olan kişisel koruyucu donanım kullanıcısı sayısının 20 milyona çıkacağı öngörüsünde bulunuyor. İşcen, “Bu sektörel büyüme; iskele, personel taşıyıcı, yiyecek-içecek gibi birçok sektörde makina ve ekipman tedariki artışı anlamına geliyor. Önümüzdeki günlerde beş ilde yapılacak sınavla birlikte, 2013 yılı öncesi 2 bin olan iş sağlığı güvenliği (İSG) uzman sayısının 2014 yılı itibarıyla 50 bine ulaşması bekleniyor. 2013 yılı başında 110 olan ortak sağlık güvenlik birimi (OSGB) sayısının da, yıl sonunda bin 500’e çıkacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca, 2013 yılı başında 48 olan eğitim kurumu sayısı da şu anda 247. 2014 yılı başında hizmet talep eden işletme sayısının ise yüzde 400 artış göstermesini bekliyoruz” diyor. Gelecek yıl sonunda sektörde hizmet kalitesinin konuşulacağının da altını çizen İşcen, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kurumsal hastaneler, Türkiye’ye yayılmış bir OSGB yapısına dahil olacaktır. Birçok OSGB kapanıp, kurumsal yapısını oluşturmuş güçlü şirketler ayakta kalacaktır. Sektörde kalıcı olmayı başaran firmalar, hem hizmet kalitesini oluşturacaklar, hem de güçlü iş birlikleri içinde hizmet verecekler. Kişisel koruyucu ve sağlık pazarının, zamanla daha kaliteli hizmet veren kurumlara bırakılacağını düşünüyorum.” Latif İşçen, “İş güvenliği ve sağlığı sektörü, girişimcilerin korkmadan yatırım yapabilecekleri bir sektör” diye konuşuyor. “Yeterli sayıda güçlü yatırımcı yok” Sektörde yeterli sayıda güçlü yatırımcı olmadığını ifade eden Latif İşcen, “Ne yazık ki, iş birliği, güç birliği yapmak yerine bireysel hizmeti tercih ediyoruz. Yatırım yapan küçük firmalar sektördeki büyük bölümü oluşturuyor. Ancak, bu küçük ölçekli sermaye gücüne sahip firmaların hizmet kalitesi de o boyutta olacaktır. Bu nedenle, büyük yatırımcılara yardımcı olmaya her zaman hazırız” diye konuşuyor. Dernek olarak, iş sağlığı ve güvenliği alanında kaliteli hizmetin her zaman destekçisi olduklarını anlatan İşcen, şöyle devam ediyor: “Sektörün gelişimi için küçük firmalar bir araya gelip kurumsal güçlere dönüşmeli ve sermaye güçlerini birleştirmeli. Hastaneler bu sistem için yatırım yapmalı, güç birliği ya da ortaklık yapmalı.” “Yasal düzenlemeler yeterli” Sektörde yasal düzenlemelerin yeterli olduğunu savunan İşcen, ancak yasal düzenlemelerin kurgusu içinde hatalı oluşumlar olduğunu öne sürüyor. İş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekiminin maaşını işverenden aldığına dikkat çeken İşcen, “İşverenden maaşını alan bir kişi, nasıl olur da işverenin istemi dışında davranır. Bizim ihtiyacımız, birbirimizi suçlamak ya da yasa içinde suçlu aramak değil, danışman zihniyetli yapı kurulmalı. İş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi maaşını işverenden almamalı. Bizce bir havuz sistemi oluşturulmalı ve maaşlar oradan ödenmeli” diyor. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 51 ÜRÜN Küçük sürücüler için büyük zekâ Bosch Rexroth A.Ş. M akina üreticileri ve sistem entegratörleri, kapsamlı işlevsellikten sürücü tabanlı hareket mantık devre kontrollerine kadar birçok şeyi düşük güç bölgesindeki elektrikli sürücülerden beklemektedirler. Çok küçük çaplı otomasyonlar için çevresel zekânın avantajlarından yararlanmak isterler. Bu sorunlarla baş edebilmek için Rexroth, IndraDrive Cs kompakt tahrik serileri için yeni Advanced perforIndraDrive Cs Advanced kompakt sürücüleri sercos çoklu Ethernet arayüzü sunmaktadır. lanıcıların yeni Advanced cihaz üzerinde, slave sürücüler olarak yüksek verime sahip Economy versiyonlarını kullanabilmesini sağlar. Seçimli sürücü entegre edilmiş hareket mantık devresi kontrol sistemi, IndraMotion MLD, IndraDrive Cs Advanced’in bir ana sistem olarak, bağımsız sürücü paketlerini kontrol etmesine imkân sağlar ve böylelikle, birçok sürücü görevini de yönetmiş olur. Küçük sürücüler ve onların üniversal iletişim donanımı, sercos, Profinet IO (RT), EtherNet/IP ve EtherCAT gibi tüm standart Ethernet tabanlı iletişim arayüzlerini destekler. Kullanıcılar, çoklu Ethernet arayüzü için arzu ettikleri iletişim protokolünü, sistem yazılımını kullanarak kendileri yapılandırabilirler. Buna ek olarak, yeni çoklu-kodlayıcı arayüz, aynı zamanda; EnDat, Hiperface, SSI enkoder, basit TTL artımlı enkoder, sinüs kosinüs enkoder, çözümleyici ve Rexroth’un son derece kompakt MSM motorları için seri enkoder sistemi gibi standart kodlayıcı sistemlerini destekler. IndraDrive Cs aynı zamanda, elektronik komütasyon ve/veya analog ve sayısal Hall algılayıcılarını kullanarak, farklı lineer motor versiyonlarını da destekler. Hemen hemen tüm kontrol ortamlarına entegre edilebilir mans seviyesi ürünlerini sunmaktadır. IEC 61131-3’e göre entegre hareket mantık devresi, bir sercos ana arayüzü üzerinden dokuz adede kadar ilave ekseni kontrol eder. Çoklu Ethernet ya da ilave alan bus sistemi arayüzü, farklı otomasyon yapılarına entegrasyonu kolaylaştırır. Sürücü entegre edilmiş güvenlik fonksiyonları SIL 3’e uygundur. IndraDrive Cs Advanced sürücü serilerinin yeni performans seviyesi hem bir sercos ana arayüzü, hem de artan işlem gücü sunmaktadır. Bu da, dokuz adede kadar ekseni ve aynı zamanda harici I/O modüllerinin kullanılmasını mümkün kılar. Sercos, zor gerçek zamanlı ortamlarda bile, kul- 52 Makina Magazin ● OCAK 2014 Ek bir alan veri yolu arayüzü kullanarak, kendisine bağlı slave sürücüleri bulunan yeni versiyon, akıllı bir alt sistem olarak hemen hemen tüm kontrol ortamlarına entegre edilebilir. Entegre bir network, ana bus sistemine, IndraDrive Cs Advanced’e bağlı slave sürücülere sanki aynı sisteme bağlılarmışçasına erişim imkânı tanır. Sertifikalı Güvenli Tork Kapalı (STO) güvenlik fonksiyonu ve Güvenli Fren Kontrolü (SBC) bulunan kompakt küçük sürücüler, EN ISO 138491’e göre Kat 4 PL e ve EN 62061’e göre SIL 3’e uygundur ve modern güvenlik sistemlerinin hızlı bir şekilde kurulmasında imkân sağlar. Bu güvenlik fonksiyonları, IndraDrive Cs’nin farklı güç aşamalarında ve performans sevi- IndraDrive Cs Advanced sürücü serilerinin yeni performans seviyesi hem bir sercos ana arayüzü, hem de artan işlem gücü sunmaktadır. Bu da, dokuz adede kadar ekseni ve aynı zamanda harici I/O modüllerinin kullanılmasını mümkün kılar. yelerinde kullanılabilir. Akıllı kontrol panelinde parametrelerin kaydedilmesi, basit kontrol paneli ile değişim yapan tüm sürücüye özgü verilerin iletimini sağlar. Bu özellik, hızlı ve bilgisayarsız cihaz veri değişimine ve sistemi kolaylıkla devreye almaya imkân sağlar. Özellikle, IndraMotion MLD uygulamalarıyla birleştirildiğinde birlikte gelişmiş özellikleri, ek bellek olarak isteğe bağlı olarak bir microSD kullanılması ile mümkündür. Entegre bir web sunucusu olan IndraMotion Service Tool, standart bir web tarayıcısı ile tüm sürücü tanımlamalarına ve parametrelerine erişime imkân sağlar. Rexroth, açık ve kapalı devre işlemleri için oldukça dinamik IndraDrive Cs kompakt sürücüleri ve aynı zamanda, her iki versiyon için de direkt ağ bağlantısı sunmaktadır. Şebeke gerilimini 100’den 230V AC’ye dönüştüren dönüştürücüler, mekanik sürekli güçleri 50 ile 750 Watt ile arası olan motorların bağlanması için tasarlanmıştır ve aynı zamanda, önemli bir güç kaybı olmadan tek fazlı sürücüler gibi çalıştırılabilirler. 200 ile 500V AC arası besleme gerilimi için sürücüler, 400 Watt 9 kW sürekli güç aralığını kapsamaktadırlar. ■ ÜRÜN Gelişmiş pompa performansı Kennametal K ennametal Extrudehone (Irwin, PA) ve Hydro (Chicago, IL) firmaları, enerji üretimi sektöründeki pompa müşterilerine ortak bir küresel destek ve servis sağlayabilmek için güçlerini birleştirerek, stratejik işbirliğine gittiler. Müşterilere sağlanan öncelikli faydalar: iyileştirilmiş verimlilik, maliyet tasarruflu pompa performansı, bakım aralıklarında daha uzun çalışma zamanı ve geliştirilmiş güncelleme çözümleri. Ticari anlaşma, iki şirketin bütünleyici özelikleri ile ideal bir uyumu içermektedir. Kennametal Extrude Hone, hassas yüzey çözümleri ve hidrolik parçalara yönelik ürünler sunmaktadır ve Hydro® pompa bakım ve yenileme hizmetleri alanında küresel bir liderdir. Hirsiger: Çok önemli bir işbirliği Konu hakkında açıklamalarda bulunan Kennametal Extrude Hone Şirket Müdürü Urs Hirsiger, şöyle konuşuyor: “Elektrik santrali kazan besleme pompası operatörleri genellikle, gelişmiş pompa performansı ile her yıl 100 binlerce dolar tasarruf edebileceklerinin farkında değildir. Hydro®, pompa gelişimlerini temel misyonu olarak yönetmektedir ve Kennametal Extrude Hone türbin motorları için hava akışını geliştirdiği onaylanmış bir teknoloji sunmaktadır. İki şirketin birlikte çalışması, pompa etkinliğini daha önce hiç ulaşmadığı bir seviyeye çıkaracaktır. Bu sayede, dünyanın her yerindeki operatörlerin bu işbirliğinden faydalanmasını sağlayacaktır.” Kennametal Extrude Hone’nin Aşındırıcı Akış İşleme (AFM) süreci, genellikle santrifüj rotoru gibi kilit pompa parçalarına uygulanmaktadır ve katmanlı akış sağlanmaktadır. Bunun sonucu olarak, önemli ölçüde gelişmiş performans elde edilmektedir. AFM öncelikli olarak, daraltılmış sıvı akış geçitlerinin iç yollarını “perdahlamak” ve “şekillendirmek” için kullanılmaktadır. Shah: Enerji maliyetleri düşüyor Müşterilere güç yüklerini düşürecekleri ve enerji masraflarından tasarruf sağlayacakları yöntemler sunmanın öneminin daha öncelikli bir hale geldiğini aktaran Hydro® Başkanı Jay Shah, “Kennametal Extrude Hone’nin geçtiğimiz yıllarda geliştirilen macun-bazlı teknolojilerini kullanarak, özel pompa hızlarına göre değişmekle birlikte, müşteriler pompa verimliliğinde ortalama yüzde 4 oranında bir yükseliş bekleyebilir. Bu gelişme, enerji maliyetleri üzerinde tek ba- şına önemli ölçüde tasarruf sağlamaktadır” diye konuşuyor. Tıkanan akış yollarına ek olarak, birçok pompa parçası zamanla aşınabilmekte ve titreşime neden olmaktadır. Titreşim, diğer parçaları ve pompa işleminin genel dayanıklılığını ve verimliliğini olumsuz yönde etkilemekte ve sık sık onarım gerektirmektedir. Powergen pompalarını “yeni” veya “daha iyi” bir konuma getirmek ve böylece, onarımlar arasındaki süreyi uzatmak için Kennametal Extrude Hone ve Hydro®, yenileme ve bakım paketleri sunmaktadır. Fotoğraflar; Kennametal’in Extrude Hone’nin güç üretim endüstrisinde kullanılan santrifüj pompa rotoru üzerindeki (AFM) aşındırıcı macun ile parlatma sürecini göstermektedir. AFM öncesi (solda), AFM sonrası (sağda). Smith: Önemli oranda tasarruf sağlanıyor Rotor pompalarının onarım aralıklarını 8 aydan 60 aya kadar uzatmanın mümkün olduğunu dile getiren Hydro Parts Solutions, Inc. Başkanı Jeff Smith, şunları söylüyor: “Sadece 48 ay sonrasında, bu bağlamdaki tasarruflar katlanarak büyümektedir.” İki şirket 2014 yılında, tekniklerini ve uzmanlıklarını geleneksel güç üretme santrallerine ek olarak; nükleer, petrol, çelik, kâğıt hamuru ve kâğıt, belediye gibi diğer endüstri sektörlerinde ve genel endüstriyel pompa kullanımlarında uygulamayı planlamaktadır. ■ Ayrıntılı bilgi için: www.kennametal.com OCAK 2014 ● Makina Magazin 53 ÜRÜN Yeni Sace Emax 2 ABB S ace Emax 2, ABB Sace’nin yeni açık tip devre kesicisidir. Emax 2’de kullanılan en gelişmiş teknoloji, tamamen yeni nesil koruma üniteleri sunar ve AG dağıtımında bugüne kadar görülmediği kadar az pano oturum alanına olanak sağlar. ABB Sace bu optimizasyon sayesinde, pano üreticileri için yeni çözümler getirmektedir. Baralara daha kolay bağlantı, daha kolay kurulum, terminal kutusunda daha kolay bağlantı yapma yalnızca bir başlangıçtır. Devre kesici içindeki aksesuar bölgesine yeni bağlantılar artırılmış güvenliği garantiler. Son olarak, önemli noktalardan bir tanesi de haberleşmedir. Sace Emax 2, alçak gerilim sistemleri içinde ilk kez en üst düzey haberleşme protokollerini devre kesicinin içinde bütünleşik olarak sunmaktadır; Twisted Pair ve Ethernet protokollerine kadar tüm çözümler kullanılabilir. Bara dostu Sace Emax 2 terminalleri sahada 90° döndürülerek yataydan dikeye dönüştürülebilir. Bu özellik, hem esnekliğe izin verir, hem de panoların optimum tasarımına ve kurulumuna olanak sağlar. Ayrıca, terminaller özellikle seçilen akım değerine göre en yaygın bara boyutlarına uyacak şekilde tasarlanmıştır ve bir ile dört arası baranın hızlı ve kolay bağlantısını sağlar. Her terminal, seçilen ilgili akım değeri için baranın standart genişliğine göre oluşturulmuştur ve kolay bağlantı için bir, iki veya üç terminal yuvasına sahiptir. Sonuç olarak, adetli bara türü stoklamak artık gerekli değildir. Ayrıca, artık birden fazla bara katmanını ana terminallere bağlamak üzere bükme veya ilave işlemler gerekmemektedir. Daha az bakır Daha az çelik Bakır tasarruf miktarı, hem kaplanan alanın azalmasına, hem de güç kayıplarının azalmasına bağlıdır. ■ ■ Bakırdan tasarruf: Bara uzunluğu -%20 Bara kesiti -%8 Daha hızlı bağlantı Her bir Emax 2 devre kesiciye doğrudan terminal kutusunun üzerine kolaylıkla takılabilen çoklu kartuş tipi haberleşme modülleri takılabilir. Haberleşme üniteleri; Modbus, Profibus ve Devicenet protokolleri ile Modbus TCP, Profinet ve Ethernet IP protokolleri kullanımı yoluyla bütün otomasyon ve enerji yönetimi sistemlerine entegre edilmesine imkân tanır. Emax 2’nin haberleşme olanakları pahalı ve zor dönüştürücülere olan ihtiyacı ortadan kaldırır. Kablo bağlama hiçbir zaman yeni terminal kutusu ile yapıldığı kadar kolay olmamıştı: Bağlantı için hiçbir ilave alet gerekmemektedir. Daha güvenli Güvenli aksesuar montajı: Emax 2 kapağının çıkarılması işletme mekanizmasını içeren kısma değil, yalnızca aksesuarların bulunduğu kısma erişimi sağlar. Bu özellik, hem bakım personeli için, hem de kesicinin kendisine hasar verme ihtimaline karşı ilave güvenlik sağlar. İç tarafta yer alan bir dizi koruyucu kapağı çıkararak, işletme mekanizmasına erişim halen sağlanabilir. Kilitlenen kepenkler: Daha verimli ■ 54 Makina Magazin ● Daha az alan kaplama OCAK 2014 Çekmeceli tip devre kesicilerin sabit parçasındaki kepenkler, sabit parçanın içinden erişim bulunmayacak şekilde önden kilitlenebilir. Dolayısıyla, kilitlenmenin gerçekleşmesi için çalışan devre kesicinin dışarı çıkarılmasına gerek kalmamaktadır. Ayrıca, kolaylaştırılmış, güvenli bakım faaliyetleri için üst ve alt kepenkler birbirinden bağımsızdır. Daha kolay Kurulum kolaylığı: Özel kılavuz raylar hareketi kolaylaştırarak, “devre kesici dışarıda” pozisyonundan “test” ve “devre kesici içeride“ pozisyonlarına doğru ve kilitli konumlandırma sağlamaktadır. Ayrıca, kılavuz raylar sabit parçanın dışına doğru uzanmaktadır. Böylelikle, hareketli parça bir vinç veya asansör kullanarak, rayların üzerine yerleştirmek suretiyle kolaylıkla takılabilir. Bu, kolay ve güvenli kurulum sağlamaktadır. Geliştirme kolaylığı: Emax 2’nin özellikleri halihazırda IEC61439-2 uyarınca belgelendirilmiş panoları yeniden muayene etmeksizin Emax’ın kolayca değiştirilmesine imkân tanır. İlgili cihaz değişimine dair gereksinimler (IEC61439-1’in 10.10.3.5 sayılı paragrafları ile 13. tablosu) karşılanır. Nötr kutup esnekliği: Emax 2 devre kesiciler için nötr konum; N, L1, L2, L3’ten L1, L2, L3, N’ye değişecek şekilde doğrudan koruma ünitesinden değiştirilebilir. Formlama kolaylığı: Sabit parça boyunca uzanan özel aralık yalıtım separatörleri yerleştirilmesine imkân tanıyarak, farklı formlama biçimlerinin uygulanmasını kolaylaştırır. ■ ÜRÜN Tehlikeli ortamlara yönelik vinç çözümleri Konecranes P etrokimya tesislerinde çalışan vinç operatörleri, petrokimyasal süreçlerde kullanılan korozif gazlar, yanıcı ve patlayıcı maddeler gibi tehlikelerle sürekli karşı karşıyadır. Konecranes, kaldırma alanındaki engin deneyimi, patlamaya dayanıklı uygulamalara ilişkin bilgi birikimi ve yenilikçi teknolojisi ile söz konusu tehlikeli ortamlara yönelik geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Petrokimya tesisleri, yüksek bir verimlilik düzeyi yakalamak ve bu düzeyi muhafaza etmek durumundadır. Ekipmanların plan harici atıl durumda kalması söz konusu olamaz. Konecranes, petrokimya sektörüne kok kömür vinçlerinden patlamaya dayanıklı zincirli kaldırma tertibatlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bir kaldırma ekipmanları portföyü sunuyor. Ürün bileşenleri; petrokimya tesisleri, petrol rafinerileri ve doğal gazlı elektrik santrallerine ilişkin tüzük ve yönetmeliklere uygun olarak tasarlanıp üretilmektedir. Kok kömür vinçleri sürecin merkezinde yer alıyor Konecranes kok kömür vinçleri, petrokimyasal arıtma sürecinin en önemli ekipmanlarıdır. Kok, bu vinçler ile tamburlardaki kok çıkarma noktasından çukur/havuz yerleşim planı dâhilindeki ara depoya ve tesis dışına nakledilmek için hazırlanmak üzere kırıcıya/siloya aktarılır. Konecranes kok kömür vinçleri; korozyon, ısı, toz ve neme karşı korumalıdır. Bu vinçler, ayrıca vinç operatörünü ve kumandalarını da korumak üzere kimyasal filtreler ile donatılmıştır. Ürün yelpazesi şunlardan oluşur: • Gezer kok kömür (EOT) vinçleri: 48 metreye kadar ulaşır, 55 tona kadar ağırlıkları kaldırır. • Yarı gezer kok kömür (SLG) vinçleri: 48 metreye kadar ulaşır, 55 tona kadar ağırlıkları kaldırır. • Konsollu yarı gezer kok kömür (SLG) vinçleri: 50 metreye kadar ulaşır, 55 tona kadar ağırlıkları kaldırır. Bu vinçlerde kullanılan bileşenler standart olup, diğer vinçler ile de uyumludur. Bileşenlerin diğer vinçler ile de uyumlu olması sayesinde, yedek parça envanteri daha düşük seviyelerde tutulabilir ve ihtiyaç duyulan yedek parça daha kısa sürede temin edilebilir. Artırılmış güvenlik Konecranes, ayrıca tehlikeli ortamlarda kullanılmak üzere vinçleri, kaldırma tertibatlarını ve vinç bileşenlerini içeren geniş bir küçük kaldırma ekipmanları yelpazesi de sunuyor. Örneğin; tehlikeli ortamlar için Konecranes EXCXT tel halatlı kaldırma tertibatı yenilikçi bir mekanik tasarımın yanı sıra, gelişmiş hız kontrolü ve motor teknolojisine de sahip. Bu tertibat, korozif ortamlara ve zorlu çalışma koşullarına karşı dayanıklıdır ve kolay yük taşıma, üstün emniyet, gelişmiş ergonomi ve avantajlı boyut seçenekleri sunar. EXCXT kaldırma tertibatları, tekli kaldırma veya monoray uygulamaları için uygundur ve mevcut kaldırma tertibatı ekipmanlarını bir üst seviyeye taşırken, ekipman kategorileri 2 ve 3 gerekliliklerini de karşılar. Tehlikeli ortamlara yönelik Konecranes ürün yelpazesine; pergel vinçler, manuel vinçler ve 125 kg’dan 100 tona kadar kaldırma kapasitelerine sahip elektrikli ve manuel kaldırma tertibatları da dâhildir. Bunun yanı sıra, tehlikeli ortamlara yönelik Konecranes ürünleri Avrupa ATEX Direktifi doğrultusunda onaylıdır. Konecranes, talep üzerine IECEx, CSA ve Inmetro onaylarına sahip EX vinç ve vinç bileşenlerini de tedarik edebilir. Mükemmel, proaktif ve gerçek zamanlı servis Konecranes, güvenliği geliştirme, atıl geçirilen süre kaynaklı maliyeti azaltma ve çalışma sürecindeki verimliliği artırmaya yardımcı olacak geniş bir servis yelpazesi sunuyor. Dünya çapında 570’ten fazla hizmet noktası ile küresel bir bakım profesyonelleri ağına sahip olan Konecranes, her marka vinç ve kaldırma tertibatına servis hizmeti verebiliyor. Hizmetler, dünya genelinde vinç ve diğer kaldırma ekipmanlarının kontrolü, onarımı, bakımı ve modernizasyonunu kapsıyor. Bunun yanı sıra Konecranes, gerçek vinç kullanım bilgilerini sağlayan eşsiz Truconnect® uzaktan gözlem ve raporlama hizmetini de sunuyor. Truconnect®; düzenli veri raporlama ve gerçek zamanlı tanılama, müşterilerin vinç bakım faaliyetlerini optimize etmelerine yardımcı olmasının yanı sıra, vinç bakımı ve cihaz uyumluluğu konularının daha görünür kılınmasına da imkân tanıyor. ■ Ayrıntılı bilgi için: www.konecranes.com.tr OCAK 2014 ● Makina Magazin 55 ÜRÜN Sensör teknolojisindeki gelişmeler otomasyona yeni perspektifler açıyor Yeni gözlerle görmek... Festo San. ve Tic. A.Ş. T esis kontrol sistemlerinin “duyu organları“ artık geleceğe hazır. Tahrik sistemleri ve kontrol modülleriyle kablosuz veri alışverişi, mesafe ölçüm ve tespitinde 20 μm’ye kadar varan düşük toleranslar ve T oluklarına direkt monte edilebilen yaklaşım sensörleri -yeni sensör ürünleri tasarım ve geliştirme alanındaki yeni fikirlerin gerçekleştirilebilmesine katkıda bulunuyorlar. Festo da, artık sensör-aktüatör Makina ve tesis kullanılabilirliğini artırmak, mühendislik ve montaj masraflarını düşürmek: WISA-COM kablosuz veri aktarım sistemi, örneğin; valf adalarına yönelen sensör-aktüatör düzeyindeki sinyalleri kayıpsız olarak aktarır. düzeyini pazarın yakın mesafelere uygun en hızlı ve en güvenilir kablosuz iletişim sistemlerinden biriyle donatıyor. ABB’nin kablosuz veri aktarım standardı olan WISA-COM, gelecekte endüstriyel seri haberleşme yolu yerine Master’dan IO modüllerine sinyal aktarımını kayıpsız olarak mümkün kılacak. Bu da, makina ve tesislerin kullanılabilirliğini artırıp, mühendislik ve montaj masraflarını azaltacak. Kontrol sistemlerinin; normalde endüstriyel seri haberleşme yolu kabloları veya özel kontakt halkaları üzerinden hareketli, döner parçalar üzerinde yer alan sensörler ve aktüatörlerle iletişim kurmak zorunda olduğu tüm alanlarda, kablosuz sistem birçok avantajı beraberinde getiriyor. Endüstriyel uygulamalara yönelik kablosuz iletişim WISA-COM iletişim teknolojisi, endüstriyel uygulamaların gerektirdiği çok hızlı ve güvenli veri aktarım talebine cevap veriyor. Tesisin tek bölümünde yüzlerce cihazın aynı anda iletişimde bulunmasını sağlarken, sinyalin enterferans vb. engellerle karşılaşabileceği alanlarda bile güvenilir bir veri aktarımı temin ediyor. Kablosuz veri aktarım teknolojisi, öncelikle hareketli kabloların bol olduğu, donanım değişikliğinin sık görüldüğü özel amaçlı makina imalatı alanında, otomotiv endüstrisinde de özellikle kaynak tesislerinde, robot kol ve tutucuları ile montaj tesislerinde birçok avantaj sunuyor. Kablosuz veri alışveriş teknolojisi, hijyen standardının çok yüksek olduğu gıda üretim ve ambalajlama sektörü gibi alanlarda da kablolu çözümlerden daha avantajlı. Eşsiz “pnö-elektriksel” mesafe tespiti Festo’nun geliştirdiği sensör teknolojisiyle takım tezgahlarındaki yüzey teması da, artık daha üstün bir şekilde kontrol edilebiliyor. “Havayla ölçme“ esasına göre çalışan SOPA tip hava aralığı sensörü, iş parçası yüzeyinin tezgah yüzeyine tam olarak temas edip etmediğini ve takımın mil üzerinde tam manasıyla hizalanıp hizalanmadığını tespit eder. Yeni ürün, ölçme toleransının çok düşük olması yanı sıra; düşük ağırlığı, kompakt yapısı ve birçok fonksiyonun tek gövdeye entegre 56 Makina Magazin ● OCAK 2014 ÜRÜN Kompakt ölçülü ve hassas temas kontrolü: Basınçlı hava regülasyon, ölçme havası kapatma ve dışarı püskürtme fonksiyonlarını kontrol eden modüle entegre edilmiş olan Festo’nun SOPA tip hava aralığı sensörü. edilmiş olmasıyla dikkat çekiyor. Sistem, bir kontrolör modülü ile bir veya birkaç sensör modülünden oluşuyor. Kontrolör modülünde, açık/kapalı ve temizleme darbeli ölçme havası valfleri ile basınçlı hava regülasyon birimi yer alıyor. Sensör modülleri, elektriksel ve pnömatik çıkışlara sahip ve kontrolör modülü başına maksimum dört sensör modülü kombine edilebilir. Yeni sensör teknolojisi, takım tezgahı sektöründe, transfer hatlarında temas kontrolü uygulaması için, özellikle de otomotiv sektöründeki Power-Train uygulamalarında kullanılabilir. Burada, sensör yardımıyla motor imalatında iş parçalarının tam yatay pozisyonu güvence altına alınır. Minyatürizasyonda büyük bir başarı: Festo’nun SIES-8M tip endüktif yaklaşım sensörü T oluğuna monte edilebilen tek ürün. pozisyonlarının tespiti ve genel olarak metal nesnelerin pozisyonlarının tespiti için de uygundur. Sağlam ve kolay montaj imkânı veren ortadan montaj tertibatı ile T oluğuna güvenle vidalanabilen ürün, bu montaj tarzı sayesinde mekanik etkilere karşı korunmuştur. Üstelik, oluğa monte edilen sensörler harici tiplere kıyasla; daha rahat, daha kısa sürede ve daha güvenli bir biçimde ayarlanabilmektedir. Patentli çift LED sayesinde, sürüş istikametinden bağımsız olarak, yastıklamalı durumda her zaman sensörün bir LED’i fark edilir. ■ “Elektropnömatik” bir mesafe ölçme sistemi olan SOPA tip hava aralığı sensörü ile hızlı, güvenli tutuş ve sıkıştırma temin ediliyor. T oluğunda yer alan yaklaşım sensörü Sensör teknolojisinde minyatürizasyonun en başarılı örneklerinden biri olan Festo ürünü SIES-8M, endüktif esaslı bir yaklaşım sensörüdür. Bu ürün, bir pnömatik silindirin T oluğuna monte edilebilen pazardaki tek endüktif sensördür. Uygulayıcıya sağlanan avantajlar: Kolay montaj ve ayarlama olanakları. SIES-8M, Festo’nun yeni ürünlerinden EGC tip elektriksel eksenlerde standart olarak pozisyon bildirim ünitesi olarak görev yapar. Ama pnömatik tutucuların parmak OCAK 2014 ● Makina Magazin 57 ÜRÜN Dişli frezelemeye olan talep, kesici takım yeniliklerini teşvik ediyor En son teknoloji dişli frezeleme ürünleri Sandvik Coromant D aha hızlı, daha tasarruflu ve daha özel uzmanlaşmış dişli üretimine olan ihtiyaç, çok büyük geliştirme çalışmalarına yol açmıştır. Değişime önderlik eden Sandvik Coromant’dır ve sürekli şekilde dişli frezeleme portföyünü genişletmektedir ve bugün, pazarda en geniş kapsamlı dişli frezeleme takımı ürün grubunu sunmaktadır. Gereksinim ne olursa olsun (helisel dişliler, alın dişlileri, dişler, kremayerler, konik dişliler, pinyonlar, içe kıvrık dişliler), elinizin altında bir çözüm bulunmaktadır. Takımlar mühendislik çözümleri haline geldi Birçok durumda, takım profili özel bir dişli çarka göre tasarlanmalıdır. Bu, bir diş boşluğunun ölçüsünün ve şeklinin takım tarafından 58 Makina Magazin ● OCAK 2014 eşlenmesi anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, takımlar mühendislik çözümleri haline gelmiştir. Bilinmesi gereken önemli nokta, bir dişli frezeleme takımı sipariş ederken; modül ölçüsü, baskı açısı, diş profili (çıkıntı, uç kabartması/pahı), ek modifikasyon faktörü, dişli hatve çapı, helis açısı ve dişli kalitesi gereksinimlerinin dahil edilmesidir. Verilen dişli çark verileri ile; işleme prosesinden takımlama çözümlerine ve kesici uç/kalite seçimine kadar her üretim adımını optimize etmek için yardım sağlanabilir. Dişlerin üretimi farklı yöntemlerle yapılabilir. En çok kullanılanı, malzemenin silindirik bir parçadan kaldırıldığı bir tip metal kesmedir. Dişli kesme için kullanılan takım tezgahları genelde özel bir üretim yöntemine özeldir. Ancak, dişli üretiminde 4- ve 5-eksenli işleme merkezlerinin ve çok amaçlı tezgahların kullanılması esneklik ve düşük maliyet masrafları nedeniyle artmıştır. Küçük ve orta büyüklükte lotlarda üretim için tornalama, frezeleme ve dişli frezeleme dahil olmak üzere, aynı tezgah ve kurulum ile tüm operasyonları gerçekleştirme avantajına sahiptir. Disk kesici kapsamı 3 ile 60 modül arasındadır Sandvik Coromant dişli frezeleme ürün grubu, disk kesicilerin kaba işlenmesinden disk kesicilerin profil frezelemesine ve değiştirilebilir kesici uçlu bıçakları kapsamaktadır. Disk kesici kapsamı 3 ile 60 modül arasındadır ve azdırma takımları 3 ile 20 arasında modüllerdedir. InvoMilling 1,5 modül ölçüsünden itibaren frezeleme yapabilir ve temelde tezgah konfigürasyonundan başka bir limiti yoktur. Alın dişlileri, helisel dişliler ve yivler için benzersiz tam profil çözümleri ile başlayarak CoroMill® 176 yeniden taşlama gerektiren HSS azdırma bıçaklarına alternatif olarak üretken ve daha tasarruflu bir değiştirilebilir kesici uçtur. Yüzde 70’e kadar kesme süresi azalması HSS kesicilere göre dört kat yüksek kesme hızlarının uygulanması ve çok sayıda verimli kesici uç ile birlikte kolaylaştırılır. Bunun yanında, takım ömrü altı kata kadar daha uzundur. Bu da, tezgah duruş süresinin de aynı oranda azalması anlamına gelir. Tek bir kalite (GC1030) ve kesici uç geometrisi (-PM) tüm kaba işleme, yarı ince işleme ve ÜRÜN ince işleme operasyonları için kullanılır. Bu avantajdan faydalanan ana pazarlar arasında; demiryolu, ağır kamyon ve tarım ve iş makinası ekipmanları bulunmaktadır. CoroMill 176 DIN 3968’e göre Sınıf B takım toleransı sunmaktadır. Ancak, bir sınıf A azdırma bıçağından beklenebileceğe çok yakın dişli kalitesi sunmaktadır. Dişliler, normalde işleme operasyonu sonrasında dişli çark için tolerans gereksinimlerini tanımlayan standarda uygun şekilde sınıflandırılır. Takım tezgahı, bağlama ve kesme değerleri ile birlikte takım, dişli kalitesi sunmak için birleştirilen bir sistem olarak görülmelidir. Yüksek kalite ve üretkenlik Azdırma bıçağının şeklini koruyan CoroMill 177, teğetsel kesici uçlara ve 10-18 modül aralığında alın ve helis dişlileri işlemek amacıyla benzersiz bir kısımlı arabirime sahip bir kısımlı tasarlanmış değiştirilebilir azdırma bıçağıdır. Yenilikçi bir şekilde, kısımlar arasında çokgen şekilli bir arabirime sahiptir ve bu hassaslık ve çok yüksek tork transfer özelliği sağlar. Ayrıca, kesici gövdesinin doğruluğu ve rijitliği üretilen parçalarda yüksek kaliteyi ve üretkenliği garanti eder. Tipik olarak CoroMill 177, CoroMill 176 tarafından kapsananlardan daha geniş uygulamalar içindir ve bunlara rüzgar gücü ve diğer ağır sanayii dişlileri dahildir. Karşılaştırılabilir HSS azdırma bıçaklarına göre minimum 2-3 kat kesme hızı ile birlikte eğer dişli çark üzerindeki dişli sayısı 25 adetten fazlaysa, de- ğiştirilebilir kesici uç disk kesicilerde daha yüksek verimlilik sağlar. Bir uygulama örneğinde, CoroMill 177 karşılaştırılabilir rakip takımın 36 parça değerine karşılık 60 parçalık takım ömrüne ulaşmıştır. Test kapsamında 610 mm’lik bir hat ve çapı üzerinde 36 dişli bir modül 16 planet dişlinin işlenmesi bulunuyordu. Kesme değerleri her iki takım için de aynıydı. Bu takım ile elde edilebilecek verimlilik istisnaidir. Kapsamlı seçenekler Değiştirilebilir kesici uçlu disk kesicilere geçildiğinde, Sandvik Coromant daha kapsamlı seçenekler sunmaktadır. Örneğin; büyük dişliler için (modül 12-22, çaplar 210-500 mm), CoroMill 170 alın ve helis dişlilerde dişler arasında boşluk oluşturmak için ideal verimli kaba işleme disk kesicidir. Burada standart ürün olarak üç kesici uç geometrisi mevcuttur. Daha fazlası, dip profil kesici uçları uyarlanmış kesme açılarına sahip hafif kesimli L-geometri ile mevcuttur. Bu mevcut -M ve -H geometriler ile karşılaştırıldığında, kesme kuvvetlerinde yüzde 20-25 azalma sağlar. Ayrıca, düşük güç tüketimi gerektiğinde veya fener mili hızı sınırlayıcı faktör olduğunda, ilerleme hızlarını artırma imkanı bulunduğunda mükemmeldir. Birçok kullanıcı boşlukları CoroMill 177 ile kaba işleme ve sonrasında parçayı bir HSS azdırma bıçağı ile ince işleme konusunda çok sayıda avantaj sağlamıştır. Yeni ve tasarruflu bir yöntem Sandvik Coromant tarafından sunulan bir başka işleme yöntemi de InvoMilling™’dir. En çok 1-12 modüller için uygun olan, ancak 60 modül ölçüsüne kadar kullanılabilen InvoMilling, özel azdırma tezgahlarına gerek kalmadan, alın ve helis dişlileri üretmek için yeni ve tasarruflu yöntemler sunan benzersiz bir yaklaşımdır. Toplam üretim sürelerini azaltmak için komple parçalar sadece tek bir tezgah kurulumu ile üretilebilir. Proses olarak, akıllı CNC programlamayı hassas kesiciler (CoroMill 161 veya CoroMill 162, modül ölçüsüne bağlı olarak) ile birleştirir. Şu anda yöntem, Mori-Seiki takım tezgahlarında sunulmaktadır. Konik dişlilerin üretimi için Sandvik Coromant başka bir takım tezgahı üreticisi olan Heller ile çığır açan uPGear® çözümü konusunda özel işbirliği yapmaktadır. Çok sayıda dişli ölçüsü ve diş geometrisi için kullanı- OCAK 2014 ● Makina Magazin 59 ÜRÜN labilmesine ek olarak, işleme süresi geleneksel bir parmak freze prosesine göre üç kat daha fazladır. Bunun ana nedenlerinden biri; tezgahtaki hesaplamaların gerçek zamanlı olarak uP-Gear algoritması ile kontrol edilmesi ve kabuk tipinde değiştirilebilir uçlu kesicilerin eş zamanlı 5 eksenli takım hareketleri oluşturmasıdır. uP-Gear modül, 4’den başlayarak, 3.000 mm çapa kadar orta ölçüde lotlar için uygundur. Ürün geliştirmeleri aralıksız devam ediyor Sandvik Coromant dişli frezeleme ürünlerinin geliştirilmesi aralıksız sürmektedir ve 2013 de buna istisna değildir. Sandvik Coromant, müşterilerinin rekabetçiliğini artırmak için tasarlanmış çok sayıda dişli frezeleme geliştirmelerini piyasaya sunmuştur. Örneğin; CoroMill 172, dişliler için DIN 867 ve yivler için DIN 5480 standardına uygun yüksek kaliteli profillerin işlenmesi için çok yönlü ve zaman tasarrufu sağlayan çözümler sunmaktadır. Yeni değiştirilebilir karbür kesici uç teknolojisi ve güçlü bir iLock arabirimi sayesinde, parça çok amaçlı tezgahlar ve işleme merkezleri ile birlikte azdırma 60 Makina Magazin ● OCAK 2014 tezgahları gibi esnek, özel olmayan tezgahlarda işlenebilir. CoroMill 172; çok sayıda kesici ucu tutabilir, modül ölçüsüne yakın veya benzer dişli profillerine sahip dişliler, kremayerler yivler için esneklik sunar. iLock arabirimi ultra-yüksek hassasiyet sağlar. Modern üstten baskılı ve deliğin altından çektirmeli bağlama teknolojisi ile mükemmel pozisyon tekrarlanabilirliği sağlanır. Ayrıca, sıfır kesici uç hareketi takım ömrünü artırır. Tek kurulum ve işleme Modül 3-10 dişli ve yivler için uygun olan CoroMill 172’nin ana avantajı tek kurulum ile işlemedir: Çok sayıda operasyon için tek tezgah ve farklı kesici uç tipleri için bir kesici gövdesi (GC1030 kalitesi). Ek olarak, işleme kuru da gerçekleştirilebilir, bu da maliyetleri daha da azaltır. Benzer HSS kesicilere göre çok daha yüksek hız ve ilerleme (ve takım ömrü) sağlayan CoroMill 172, küçük ve orta lotlardaki iç ve dış dişliler ve yivler ile birlikte kremayer ve pinyonlar için yüksek maliyet tasarrufu sağlar. Teğetsel olarak monte edilmiş kesici uçlara sahip disk kesicilere kıyasla, tam verimli tasarımı ile düz serbest yüzeyli veya içe kıvrık profiller için uygundur. Kesme değerleri için tipik başlangıç önerileri 140-200 m/dk kesme hızı ve 0,120,20 mm diş başına ilerlemedir. Bir dış mil yivinin kaba ve ince işlenmesi ile ilgili bir müşteri örneğinde, rakip bir HSS takımın yerine CoroMill 172’nin kullanılmasını takiben çok önemli avantajlar elde edilmiştir. DIN 5480’e uygun şekilde düşük alaşım çeliğinden (16MnCr5) üretilen modül 5 yiv 26 dişe sahiptir. Çok daha yüksek hız ve ilerleme kullanma özelliği sayesinde, yivi sadece 20 dakika içerisinde tamamlamak için tek bir kaba işleme ve ince işleme pasosu gerekliydi. Bu, HSS takım kullanıldığındaki 250 dakika ile karşılaştırılabilir. CoroMill 176 ürün grubu da genişletildi 2013 için yapılan bir başka geliştirme de, CoroMill 176 ürün grubunun daha büyük modüllü alın ve helis dişlileri kapsayacak şekilde genişletilmesiydi. Toplamda, bu tam profilli azdırma bıçağı modül 3-10 arasını kapsamaktadır. CoroMill 176 gibi ürün geliştirmeleri seçilmiş sayıda dişli üreticisi ve takım tezgahı üreticisi ile yakın işbirliği neticesinde ortaya çıkmıştır ve bunların hepsi yüksek standartlar belirlemektedir. Bu tipte şirketler, kesici takım üreticileri arasında yüksek rekabet olmasından ve özellikle, değiştirilebilir kesici uçlu takımların artık çok daha fazla dişli grubu için kullanılması gerçeğinden hoşlanmaktadır. Son olarak, değiştirilebilir kesici uçlu frezeleme teknikleri kullanılarak, dişlilerin üretimi verimlilik artışı ve HSS takımları için gerekli olan yeniden taşlama/yeniden kaplamanın ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Bu avantajların getirdiği ek maliyet avantajları yanında, HSS takımların yenilenmesi için gereken enerji ve yakıt tasarrufları CoroMill 176’yı çevre dostu bir çözüm haline getirmektedir. Daha fazlası, sürdürülebilir üretim inancı kesme sıvısının ortadan kaldırılabilmesi potansiyeli ile güçlenmektedir. ■ ÜRÜN XMold: Enjeksiyonda yüksek hassasiyet için sistem çözümü Yüksek talepleri olan enjeksiyon uygulamaları için XMold sisteminin 15,6 inçlik dikey yönlü bir paneli bulunur. Dokunma işlevine sahip geniş ekran alanı, prosesin net bir proses görselleştirmesine olanak tanır ve ergonomik çalışma kalitesinde optimum sonuçları sunar. Beckhoff B eckhoff, K 2013 Fuarı’nda, tüm plastik makinaları imalat endüstrisi için PC ve EtherCAT tabanlı kapsamlı kontrol çözümlerini tanıttı. XMold’da Beckhoff piyasaya, kompleks enjeksiyon makinalarının otomasyonunda en yüksek hassasiyet, hız ve enerji verimliliği gereksinimlerini karşılayan tümleşik bir çözüm sunuyor. Çok yüksek hızlı kontrol teknolojisi XFC’ye (eXtreme Fast Control) dayanan XMold, Beckhoff’un sektörde geçirdiği uzun yıllarından elde ettiği deneyimden kazandığı enjeksiyon tecrübelerini bir araya getiriyor. XMold, hidrolik, servo elektrik veya hibrid enjeksiyon makinalarının yüksek gereksinimli uygulamaları için tümleşik bir çözüm sunar ve öncelikle, çok bileşenli enjeksiyon üniteleri veya karmaşık tüp programları için tasarlanmıştır. XMold sistem çözümü, ikinci nesil Intel® Celeron® işlemci ve dikey konumda 15,6 inç geniş ekrana, Beckhoff’un I/O’larına ve teknoloji yazılımına sahip CP62161004 Panel PC’ye sahiptir. Bunun yanında, isteğe bağlı olarak elektrikli servo makinalar için sürücü bileşenleri de bulunmaktadır. EtherCAT yüksek hızlı iletişim sistemine dayanan çok yüksek hızlı kontrol teknolojisi, hızla değişen giriş sinyallerinin 50 μs’lik zaman çözünürlüğüyle örneklenebilmesine olanak tanır ve enjeksiyon prosesinin yüksek hassasiyetle kontrol edilebilmesini sağlar. Zamandan tasarruf sağlıyor Tutma basıncına geçiş prosedürünün bütünü gibi, enjeksiyon makinalarının standart işlevleri TwinCAT enjeksiyon PLC çerçevesi teknoloji yazılımına dahildir. Bu, kullanıcıların zamandan tasarruf etmelerini sağlarken, müşteriye özel teknoloji geliştirme olanaklarını sınırlamaz. XMold panelinin ana düzenlemesi enjeksiyon prosesi için optimize edilmiştir. 15,6 inç dikey panel, ergonomik çalışma kalitesinde optimum sonuçları sunar. Standart uygulamalar da, karmaşık prosesler de XMold arabirimi üzerinden kontrol edilebilir. Dokunma işlevine sahip geniş ekran alanı net bir proses görselleştirmesine olanak tanır. Sabit durum göstergesi ve aktif çalışma ekranları, net ve şeffaf bir izleme için düzenlenmiştir. Operatör arabiriminin etkileyici ve ergonomik tasarımı, bundan bağımsız olan fiili çalışma mantığı programlaması sayesinde, makina üreticileri müşteriye özel HMI’ları kolayca ve esnek bir biçimde oluşturabilirler. Simge düzenleyici ile Beckhoff, hiçbir özel programlama bilgisi gerektirmeyen ve belirli makina dizilerini uyarlamak için gereken işgücünü minimuma indiren basit bir grafik programlama arabirimi oluşturmuştur. XMold ile plastik makinası imalatçıları, çok yaygın olan EtherCAT kullanımından da yararlanabilirler. Çünkü, geniş Beckhoff portföyüne ek olarak, kendi kararlarına göre kontrol mimarilerine kolayca entegre edebilecekleri neredeyse sınırsız üçüncü parti bileşenleri arasından seçim yapabilirler. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 61 ÜRÜN Kontrol altında kalmak Daha akıllı kararlar, daha iyi ürünler Boğaziçi Yazılım K ontrol, tıbbi cihaz firmaları için çok önemli bir konudur. Rekabet, regülasyon, masraflar ve organizasyona ilişkin karmaşıklıklar, riskleri yükseltir ve organizasyonunuzu baskı altına alır. Bu komplikasyonlara rağmen, sadece doğru ürünü üretmekle yükümlü olmayıp, aynı zamanda ürünü de doğru şekilde üretmeniz gerekmektedir. Bunu en iyi şekilde gerçekleştirmek de, bilgiye dayalı kararlar almakla mümkün olur. • Bütün bilgileri, dünyanın neresinde olursa olsun bütün çalışanlar tarafından ulaşılabilen tek bir platformda toplamak, • Karar vericilerin daha iyi işbirliği içinde çalışması için diğer birimlerle olan etkilerini de görerek karar vermelerini sağlamak, • Doğru kararı almak için en kısa sürede bilgi paylaşımını sağlamak, • Kısacası; tasarım, üretim ve kalite prosesleri için kontrol altında kalmanın ve daha iyi kararlar almanın en iyi yolu güçlü bir PLM çözümüme sahip olmaktan geçmektedir. İşte bu yüzden, dünyanın önde gelen tıbbi cihaz üretici firmaları, kontrol dengesini sağlamak için Siemens PLM Software çözümlerini tercih etmektedir. Tıbbi cihaz üreticilerinin karşılaştıkları iş zorluklarını karşılama Siemens PLM Software’in PLM çözümleri; düzenleyici gereklilikler, izlenebilirlik, kalite standartları ve materyal uyumluluğu konularında, ürün geliştirme ve bütün dokümanların yaratılmasında, tedarik zinciri, üretim ve Ar-Ge’nin iş süreçlerinde etkili bir kontrol mekanizması sağlar. Sistem mühendisliği ve risk yönetiminde, farklı iş süreçlerinde, yazılımsal, elektronik ve mekanik olarak riskleri yönetmeyi sağlar. Aynı zamanda, globalizasyon, acil müşteri ihtiyaçlarının karşılanması gibi durumlarda rekabet edebilirliğinizi artırarak, rekabet ortamıyla başa çıkmanıza yardımcı olur. Rekabet her yerdedir. Her gün yeni ürünler piyasaya çıkıyor ve pazar payını artırmak her geçen gün zorlaşıyor. Kaynaklarınızın efektif olarak kullanıldığından, güçlü bir tasarım yaptığınızdan ve üretkenliği artırıcı bir doküman yönetimi yaptığınızdan emin olmadan, en iyi ürünü piyasaya sürmeniz zorlaşır. Proje ve iş süreçlerinde etkin olan organizasyonlar, artan maliyetler karşısında tetikte kalabilir. HD-PLM yoluyla daha akıllı kararlar, daha iyi medikal araçlar Nasıl ki; HD televizyonlar daha iyi bir izleme deneyimi sağlıyorsa, Siemens PLM’in işbirliği çalışma destekli platformu da, ürün geliştirme deneyimize yüksek çözünürlük katar. Çünkü, Siemens PLM mimarisi, sürekli olarak adapte edilebilir ve geliştirilebilir. HD-PLM üç ana yapıdan oluşmuştur: 1. Akıllı entegrasyon bilgisi, 2. Geleceği kanıtlanmış mimarisi, 3. Yüksek çözünürlüklü kullanıcı deneyimi. Siemens PLM yazılımları iş için açıktır. Yani açık standartlar, uygulama-programlama arayüzleri ve diğer çözümlerin Siemens PLM platformuna entegre olması çok kolaydır. Ürün geliştirme prosesinin dengelenmesi Medikal alet ve ekipman şirket- 62 Makina Magazin ● OCAK 2014 ÜRÜN tarihçesinin bütün takım tarafından ihtiyacı olduğunda görüntülenmesi, düzenleyici veri üretiminin aylardan dakikalara indirilmesi. • Tesis işbirliği: Tek bir kaynaktan departmanlar arasındaki tedarikçilere kadar Multi-CAD desteği ile ürün yaşam döngüsü yönetimi. • Servis ve üretim optimizasyonu-Manuel fabrika tasarımının azaltılması, analize dayalı kararlar, ürün ağacı yönetimi. Tıbbi cihaz üreticileri neden Siemens PLM Softaware’i tercih ediyor? • Müşteri sadakati: Top 100 leri, ürün geliştirme proseslerinde inovasyon, kalite ve üretkenliği besleme ihtiyacı duyarlar. Aynı zamanda, riskleri azaltmalıdırlar ve karmaşık iş süreçleri karşısında kontrollü olmak zorundadırlar. Denge kontrolünü Siemens PLM Software çözümleri ile gerçekleştiren medikal alet ve ekipman şirketleri; geliştirilmiş görüntüleme, risk yönetimi, düzenleyici maruzatlar için masraf ve zaman tasarrufunu ve üretim hacim hedefini tutturmak için üretimi artırmasına olanak sağlar. Ek olarak, baştan sona Siemens PLM çözümü, ürün özelliklerinin son kullanıcının ihtiyaçlarına uyumlu olmasının yanı sıra, pazarlama ve satış beklentilerinin karşılanmasını da sağlar. Baştan sona medikal alet ürün yaşam döngüsü yönetimi maları, • Doküman kontrolü ve yaşam döngüsü izlenebilirliği, iş birliği bağlantısı, • Ar-Ge’den üretime, kaliteye çıktı sağlanması, risklerin azaltılması ve tekrar kullanımların artmasını sağlar. Doğru ürünü doğru araçlar ile üretmek Müşteri deneyimlerimizden başarı örneklerini maddeleyecek olursak; • Etkili ürün ve proses geliştirme: Yeni ürün geliştirme sürecinin 18 aydan 3 aya indirilmesi, mühendislik değişim siparişinin saatlerden dakikalara indirilmesi, iki ya da üç fiziksel prototip üretilmesi yerine bir fiziksel prototip üretilmesi. • Doküman ve tasarım bilgisi kontrolü: Yüzde 80 bilginin tekrar kullanımı, güvenli tasarım içerisindeki tıbbi cihaz şirketleri, 13 yıldan daha fazla süredir Siemens PLM çözümlerini kullanıyor. • Endüstri kapsamı: Top 30 içerisindeki tıbbi cihaz şirketinden 29’u Siemens PLM çözümünü kullanıyor. • Baştan sona PLM tedarikçileri: Siemens PLM, full set çözüm sunan tek PLM sağlayıcısıdır. Dijital ürün geliştirme, dijital yaşam döngüsü yönetimi, dijital üretim ve üretim düzenleme sistemi tek bir PLM sisteminde mevcuttur. • Açık, esnek, kalıcılık: Siemens PLM çözümleri, diğer platformlarla ve mevcut ürünlerle birlikte çalışan açık bir platform üzerine inşa edilmiştir. Multi-CAD yönetimi ve oluşturmasında güçlüdür. Siemens AG tarafından desteklenmektedir. ■ Daha fazla bilgi için: www.bogaziciyazilim.com Siemens PLM Software’in ürün yaşam döngüsü (PLM) çözümü, medikal alet ve ekipman şirketlerinin; denge kontrolünü gerçekleştirebilmesini, tahmin edilebilir program çizelgelerini ve masraflarını, rekabet stratejilerini yönetebilmesini sağlar. • Öngörülebilir tasarım kontrolü, çizelge bağlantısı, iş akışı yönetimi ve onay-geçerlilik çıktılarının tespiti, • Satın alma kontrolü, • Üretim ve proses kontrolü, üretim, mühendislik ve kalite yönetimi uygulamalarıyla entegrasyon, • Entegre mühendislik uygula- OCAK 2014 ● Makina Magazin 63 ÜRÜN Universal torna kalitesi Steeltec LCP25T Ediz TUĞRUL Böhler Sert Maden Genel İşleme Segment Lideri L MT Grup’un çözüm partneri kesici takım uzmanı Boehlerit, uzun yıllardır özel üretim metotları ile geliştirmekte olduğu yeni kalite ve geometrilerine büyük bir özenle devam etmektedir. Yüksek dayanıma sahip yeni torna kalitesi LCP25T (P25) ile uç geometrilerini çelik uygulamaları için geliştirmiştir. Hepimizin yakından takip ettiği gibi, kesici takımların performansı üç temel unsura bağlıdır. Bunlar: 1-Karbür altyapı, 2-Kecisi kenar geometrisi (talaş kırıcı), 3-Kaplama teknolojisidir. Yukarıda belirtilen tüm unsurları göz önünde bulunduran Boeh- lerit, daha sert gradient karbür altyapısı ile yüksek işleme emniyetine sahip LCP25T (P25) torna kalitesi için geliştirilen özel MT-CVD kaplama ile uç ömürlerini önemli şekilde artırmaktadır. Boehlerit, tüm talaş kırıcı geometrilerini kendi bünyesinde geliştirmekte ve üretmektedir. Yeni geometrileri geliştirirken; yüksek çözünürlüklü kameralar kullanarak, ideal talaş akışı tespit edilmiş ve uç kenar dayanımı artırılmıştır. FP finiş ISO P FMP orta finiş ISO P MP orta ISO P MRP orta kaba ISO P RP kaba ISO P BC/BCU Boehlerit kopya üniversal Aşınma direncini artıran TıCN katmanı ve Kappa Al2O3 (HV2350) yerine daha yüksek aşınma dayanımına sahip alpha Al2O3 (HV2700) değişikliği, yüksek sıcaklık etkilerine karşı koruyucu bir etki yaratmaktadır. Kaplama kalınlığı yüzde 25 artırılarak, yüksek kesme hızlarında çalışma imkânı sağlanmıştır. Bugüne kadar birçok uygulamada başarı sağladığımız Steeltec LCP15T (P15) ve Steeltec LC240F (P40) kaliteleri gibi, yeni Steeltec LCP25T (P25) kalitesi ile sürekli kesimlerde ve hafif darbeli uygulamalarda üstün performans hedeflenmiştir. Yapılan iyileştirmeler ile daha yüksek kesme hızları, geniş malzeme grupları ve uzun uç ömrü müşterilerimizin beklentilerini karşılamaktadır. ■ MAG kaynak sistemleri için önceden hazırlanmış sertifikalı kaynak talimatları Fronius İstanbul F ronius; MAG kaynak sistemleri için sunduğu önceden hazırlanmış ve sertifikalandırılmış kaynak talimatları (WPS) hizmetini genişletmiş olup, bu sayede çelik konstrüksiyon üreticileri için EN 1090’a göre yapılan denetimi daha da kolaylaştırmıştır. TransSteel se- Fronius’un hazırladığı kaynak talimatı ile çelik konstrüksiyon şirketleri, sektöre özgü kaynak uygulamaları için en iyi şekilde donatılır. 64 Makina Magazin ● OCAK 2014 risi cihazların yanı sıra, artık TPS/i, TransSynergic ve TransPuls Synergic kaynak sistemi ailesine ait cihazlar da, opsiyonel EN 1090 paketleriyle birlikte veya sonradan sipariş edilebilir. Fronius bunun haricinde, artık MIG/MAG darbe kaynağı için de bir uyum paketi sunmaktadır. Şu ana kadar EN 1090’a göre sertifika sahibi olmayan çelik konstrüksiyon üreticileri için zaman gittikçe daralıyor. Bu sertifikayı almak için şirket dahilinde yapılması gereken masraflı işlemler ve denetimler Temmuz 2014’e kadar tamamlanmalıdır. Fronius müşterileri ise, bu işlemleri çok daha kolay ve daha hızlı gerçekleştirebilir. Ark kaynağı teknolojisi uzmanı, çelik konstrüksiyon şirketlerine Avrupa Birliği Normu tarafından talep edilen ve hazırlanması çok zaman alan kaynak talimatlarını, uyum paketleri şeklinde sunduğu Welding Procedure Specifications (WPS) ile sağlıyor. Bu şekilde, sertifikalandırma için gereken zamanı ve masrafları önemli ölçüde kısaltıyor. Kapsamlı standart veya puls paketi, uzmanlarla sıkı bir işbirliği sonucunda hazırlanan ve sektöre özgü çok sayıda uygulama içeren kaynak talimatlarını kapsıyor. Bu paketler, karışım gazı (ISO 14175-M21’e göre yüzde 82 argon/yüzde 18 CO2 (15 < CO2 ≤ 25)) ile kaynak yapılmış, uygulama sınıfı (EXC) 1 ve 2 olan çelik konstrüksiyonlar (EN 1090-2) için onaylanmıştır Bu esnada, S355 J2’ye kadar olan temel malzemeler ile G3Si1 ve G4Si1 ilave malzemeleri dikkate alınmıştır. 0,8, 1,0 ve 1,2 tel çapları için kaynak talimatı bulunmaktadır. ■ ÜRÜN PNOZmulti 2 konfigüre edilebilir kontrol sistemi Pilz P ilz PNOZmulti konfigüre edilebilir kontrol sistemleri çok fonksiyonludur, kolayca konfigüre edilebilir ve birçok makina alanında kullanılabilir. Acil stop butonu, emniyet kapı siviçleri, ışık perdeleri ve diğer emniyet fonksiyonlarının emniyetli şekilde izlenmesini sağlar. Gerekli tüm emniyet özellikleri PNOZmulti Configurator yazılım aracı kullanılarak, doğrudan PC üzerinde oluşturulur. PNOZmulti Configurator ile genişletme modüllerinin seçilmesi ve yapılandırılması kolaydır. Bu sayede, mühendislik süreleriniz kısalır ve daha hızlı çözümler üretebilirsiniz. Ana ünite PNOZ m B0 tamamıyla yeni ve uygulamalarınız için artık hazır: İlk etapta piyasaya sürülen giriş/ çıkış genişletme modülü PNOZ m EF 8DI4DO’nun (8 emniyetli dijital input, 4 emniyetli yarı iletken çıkış) yanı sıra, PNOZ m EF 16DI (16 emniyetli giriş) ve PNOZ m EF 4DI4DOR (4 emniyetli giriş ve 4 standart röle çıkış) genişletme modülleri ile giriş-çıkış sayısını konfigure etmenizi sağlar. Ayrıca sol tarafına takabileceğiniz Ethernet, RS232, Profibus ve CANopen haberleşme modülleri de, esnek bir haberleşme olanağı sağlamaktadır. Alandan tasarruf ve aydınlatmalı ekran Sadece 45 mm genişliğinde olan PNOZ m B0 ana modülü, kontrol kabininde alandan tasarruf sağlar. Hızlı teşhisin yanı sıra, hızlı ve kolay devreye almayı da sağlayan aydınlatmalı ekrana sahiptir. Sağ tarafına maksimum 4 genişletme modülü eklenebilir. Kendi üzerinde 20 emniyet girişi ve 4 emniyetli yarı iletken çıkış (PL e, SIL CL 3) imkânı sunar. EN ISO 13849-1 standardına göre, PL e ve EN/IEC 62061’e göre SIL CL3 sınıfı bir üründür Tüm makina tipleri için dünya çapında emniyet standardı Tüm makina türleri için dünya genelinde emniyet standardı sağlayan PNOZmulti ana modülü PNOZ m B0’ı güvenle kullanabilirsiniz. Standart kontrol sistemi ne olursa olsun, değişen ihtiyaçlara kolayca uyarlanabilen bir emniyet çözümüne sahip olursunuz. Avantajlar: • Kolay konfigüre edilebilme: PNOZmulti Configurator yazılım aracı ile yapılandırılabilir giriş ve çıkışlar. • SIL CL 3 ve PLe emniyet gereksinimine sahip uygulamalar için uygundur. • Kişisel müşteri metinleri içeren aydınlatmalı ekranı ile basit teşhis sağlar. • PVIS (Pilz Görüntüleme Sistemleri) desteği. ■ Yeni iş güvenlik ayakkabıları Würth W ürth markalı iş güvenlik ayakkabıları, mümkün olan en mükemmel seviyede koruma sağlamayı garanti altına alacak biçimde tasarlanıp üretilmiştir. Tüm ayakkabılar, EN ISO 203452004 normlarında belirtilen kurallarla uyumludur. Profesyonel kullanıma uygun güvenlik ayakkabıları, kullanıcıları, ayakkabıların kullanılmak üzere üretildiği iş sahalarında oluşabilecek yaralanmalara karşı koruyucu özelliklere sahiptir. Kompozit uç kısmı sayesinde, 200J’luk çarpmalara ve 15kN’luk basınca dayanıklıdır. Rahat kullanımlı ve çift katmanlı ayakkabılar, poliüretan tabanlıdır. Würth’ün iş güvenlik ayakkabıları UNI 8615/1 ve DIN 4843 yöntemine uygun olarak test edilmiş olup, kaydırmazlığı kanıtlanmıştır. Araç lastiklerinde olduğu gibi, iş güvenlik ayakkabılarında da maksimum verimlilik seviyesine genellikle belirli bir rodaj dönemi sonrasında ulaşılır. Bu alıştırma döneminde, silikon kalıntıları, tutunmayı azaltan malzemeler ile diğer tüm fiziksel ve kimyasal düzensizlikler giderilmiş olur. Würth iş güvenlik ayakkabıları; endüstriyel sahalar, metal-mekanik sektörü, inşaat sahaları, tarım sanayii, depolar ve kamu sektörlerinde kullanıma son derece uygundur. Türkiye’nin birçok bölgesinde bulunan Würth aktif marketlerde sergilenen ayakkabılar, modern ve şık tasarımlarıyla görsel olarak da ilgi çekmektedir. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 65 ÜRÜN Optimum temizlik kalitesi, daha az masraf ve daha fazla esneklik Solvent bazlı temizlik tesislerinin yeni jenerasyonu: EcoCCore Dürr Ecoclean B ir önceki 81C/P serisinin yerini alan EcoCCore, solventli parça temizliğinde Dürr Ecoclean için yeni ölçüler belirlemektedir. Bu; bir tarafta iş performansının ve sepet hacminin üçte bir oranında artmasıyla parça birim fiyatlarının çok belirgin biçimde azalması, diğer tarafta ise yeni ekipman donanımı sayesinde daha iyi bir temizlik kalitesi, daha yüksek işlem güvenliği ve enerji tasarrufu sağlamaktadır. Halojen olmayan hidrokarbonlar ve modifiye alkollerle kullanılmak için tasarlanmış olan EcoCCore, ayrıca; kolay kullanımı, düşük yer ihtiyacı ve şeffaf tasarımıyla ön plana çıkmaktadır. Gerek talaşlı imalat, gerekse şekillendirme işlemlerinde, hava ve uzay sanayiinde, tıp teknolojisinde 66 Makina Magazin ● OCAK 2014 veya diğer branşlarda; yağsız yüzeyler için öncelikle solvent bazlı temizleme makinaları tercih edilmektedir. İşlem güvenliği, ekonomik ve ekolojik açıdan verimlilik, işlem süresi, tedarik edebilirlik ve teslimat süreleri, çevreye uygunluk kriterlerin en başında gelenleridir. Bu kriterler, EcoCCore’un tasarım aşamasında Dürr Ecoclean için ağırlık noktası olmuştur. Bu yeni tesis; iki adet durulama tankı, ısı geri kazanımı, tam akım ve bypass filtrasyonu gibi geniş seri donanımıyla ön plana çıkmaktadır. Halojen olmayan hidrokarbonların kolayca modifiye alkollere (ve tersine) dönüştürülebilmesi, tam vakum altında çalışan EcoCCore’un sürekli değişen şartlar altında bile gelecek için güvenli işletimini sağlamaktadır. Uygun solvent ürünleri ile kombine edildiğinde, tesis klor içeren yağları temizlemek için de kullanılabilir. Daha düşük parça birim fiyatı 670 x 480 x 400 mm ebatlarındaki temizlik sepetleri için tasarlanmış olan çalışma bölmesi, önceki 81C/P serisine göre üçte bir oranında daha yüksek bir hacim sağlamaktadır. Bu sayede, kullanılan sepet ölçüsüne göre parça kapasitesi iki katına çıkabilmektedir. Ayrıca, yüzde 30’un üzerinde bir ağırlık kapasite artımı ile 200 kilograma çıkartılmış maksimum yük ağırlığı da buna katkı sağlamaktadır. Bu sayede, sekiz dakikadan az bir temizlik süresinde parça birim giderlerinde ciddi bir düşüş sağlanmaktadır. Optimum temizlik kalitesi için yeni teknoloji Yeni olan “buharla ön yağ alma” işlemi, temizlik kalitesine ÜRÜN katkı sağlamaktadır. Bu işlem sonrasında yağ içeren ve damıtılacak olan solvent, durulama tankına iletilmeyip doğrudan damıtma tertibatına aktarılmaktadır. Bu sayede, solvent tankındaki yağ çökeltileri minimuma indirilmekte ve solventin yağlanması önlenmektedir. Sonuç olarak, özellikle temizleme sonrası kaplanması veya lazerle kaynak yapılması gereken parçalarda optimum yağ alma performansı sağlanabilmektedir. Yaklaşık iki katına çıkartılan damıtma kapasitesi sayesinde, “buharla ön yağ alma” işlemi yoğun yağlı parçalarda ve koruma tabaka işleminde avantaj sağlamaktadır. Daha iyi temizlik sonuçları için diğer bir yenilik ise, filtrasyonla aynı anda ultrason kullanabilme imkânıdır. Bu sayede, partiküller daha ön temizlik işleminde giderilir ve bilinen diğer çözümlerde olduğu gibi filtrasyon işlemine kadar çalışma bölmesinin zeminine çökelmez. Bu işlem gereği EcoCCore frekans konvertörlü pompalarla donatılmış olup, debileri ultrasonun etkisini gerçekleştirebileceği şekilde ayarlanmaktadır. Verimli ve esnek kombine sayesinde, partiküllerin efektif şekilde uzaklaştırılması sağlanmaktadır. Tesis, tambur sisteminin rotasyonu ve hassas pozisyonlaması için ayrı bir frekans konvertörüne sahiptir. “Yumuşak mod” fonksiyonu, hareket başlangıcında veya sepetin hareketi sırasında hassas parçaların dışarı atılmasını veya kaydırılmasını önlemektedir. Her iki paslanmaz çelik solvent tankında montaj elemanlarına gerek olmadan ısıtma mevcuttur. Bu sayede, parçaların tekrar kirlenmesine neden olan talaş veya kir birikimlerinin oluşması önlenmektedir. Kolay kullanım sayesinde yüksek işlem güvenliği EcoCCore, kendiliğinden açıklayıcı piktogramlara sahip olup, yeni yedi inçlik renkli ekranı sayesinde; kolay, hızlı ve güvenli sistem kullanımı sağlamaktadır. Bu sayede, örneğin; sıcaklık ayarını artık sadece birinci solvent tankı için yapmak yeterlidir, ikinci tankın sıcaklık ayarı otomatik olarak gerçekleşir. Entegre görselleştirme fonksiyonu sayesinde, işlem takibi ve bakım çalışmaları da artık daha kolay ve pratik biçimde yapılabilmektedir. Kontrol paneline ilaveten komple görselleştirme fonksiyonu opsiyonel olarak entegre edilebilmektedir. Her açıdan verimli Dürr Ecoclean, bu tasarımda özellikle yüksek verimliliğe ve bakım çalışmalarının kolayca yapılabilmesine önem vermiştir. Örneğin; her iki solvent tankı tamamen damıtma tertibatın artık ısısının geri kazanılması sayesinde ısıtılmaktadır. Damıtma tertibatının ısıtma performansı ihtiyaca göre ayarlanabilmektedir. Bu sayede, bir taraftan enerji tasarrufu sağlanırken; diğer taraftan, yoğun yağ girişi olduğunda dahi yüksek iş hacmi sağlanmaktadır. Yağ ayırma tertibatında damıtma sisteminden tamamen ayrı çalışan yeni bir ısıtma sayesinde, optimum ve yağı koruyan bir buharlaşma sağlanabilmektedir. Bu da, yağların oldukça büyük bir kapsamda güvenle dışarı atılabilmesini mümkün hale getirmektedir. Ayrıca, temizlik giderlerini artıran yağ çökelmeleri meydana gelmez. Ayarlanabilir doluluk seviyesi ilaveten tasarruf sağlayabilmektedir. Bu ayarla koruma maddesinin dışarı taşınması önlenir, dolayısıyla da tüketim azalır. Temizlik işleminden koruma işlemine geçiş, kumanda paneli üzerinden kolaylıkla mümkündür. Düşünülmüş, çekici tesis tasarımı Baden-Württemberg 2013 Tasarım Ödülü’nü alan tesis tasarımı, entegre yükleme ekipmanları ve emniyet camından oluşan komple kaplaması sayesinde sisteme vurgu katmaktadır. Ayrıca, üniversal şekilde kullanılabilen EcoCCore, önceki 81C/P serisine kıyasla yaklaşık yüzde beş daha az yer kaplamaktadır. Diğer bir artısı da, taşınması zor olduğu durumlarda bazı parçalarını sökerek, tesisin toplam yüksekliği 2,25 metreye düşürülebilmesidir. Bu, örneğin; Asya’ya, ABD’ye veya Güney Amerika’ya gemiyle nakillerdeki masrafların azalmasını da sağlamaktadır. Ayrıca, bu bölgeler için tesisin çekirdek ünitesini en yakın Dürr Ecoclean şubesine göndermek ve orada komple bir birim haline getirmek mümkündür. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 67 ÜRÜN Piyasa talebi, geleceğin fabrikasını şekillendirecek Robert Buzz KROSS Autodesk Tasarım, Yaşam Ömrü ve Simülasyon Kıdemli Başkan Yardımcısı G ünümüzün fabrikası, geçmişin fabrikası olma yolunda hızla ilerliyor. Fabrikaların çalışma biçimini değiştirecek çeşitli eğilim ve teknolojiler hızla gelişiyor. “Akıllı Fabrika” veya “Industrie 4.0 (Endüstri 4.0)” olarak adlandırabileceğimiz bu yeni tür, piyasada oluşan yeni taleplere adapte olmakla kalmayacak, ortaya çıkan değişim; hem imalatçılar, hem tüketiciler, hem de fabrika işçileri için önemli ölçüde faydalı olacak. Seri üretim Fabrikaların nasıl bir teknolojiye doğru gittiğine, “Akıllı Fabrika”nın neyi ifade ettiğine değinmeden önce, bugünün fabrikalarının nerede olduklarından bahsetmek istiyorum. Çünkü, bunu kavramanın büyük önem taşıdığına inanıyorum. Örnek olarak bir otomotiv tesisini ele alalım. Günümüzün tipik otomotiv fabrikaları, oldukça sınırlı model aralığına sahip, ekonomik 68 Makina Magazin ● OCAK 2014 ölçekte kurulmuş fabrikalardır ve çok nadiren; sedan, kamyon ve SUV çeşitlerini üretirler. Fabrikalar, belirli araç modellerine tahsis edilmiş alet, ekipman ve diğer kaynaklara sahiptir. Ayrıca, seri üretim ölçeğinde, ekonomilere imkân sağlamak amacıyla tedarikçileriyle ilgili stratejik yerlere konumlandırılmışlardır. Ancak, bu tip bir kurguda sorun olan şey; fabrikanın piyasanın talep ettiği şeyi üretmek yerine, kuruluş amacına yönelik olan şeyi üretmesidir. Pazarda belirli bir miktarda verimsizlik mevcut: Otomobil üreticileri çok satan popüler modellerin “Akıllı Fabrika” veya “Industrie 4.0 (Endüstri 4.0)” olarak adlandırabileceğimiz bu yeni tür, piyasada oluşan yeni taleplere adapte olmakla kalmayacak, ortaya çıkan değişim; hem imalatçılar, hem tüketiciler, hem de fabrika işçileri için önemli ölçüde faydalı olacak. üretimi ile zor da olsa ayakta durabiliyor. Ancak, spektrumun diğer ucuna bakıldığında, üreticiler talep görmeyen modelleri yok pahasına satabiliyor. Bu dengesizlik, günümüz fabrikası için son derece tipik bir örnektir. Akıllı üretim Bu üretim modelini geliştirmek için, yarının fabrikasının; modülerlik, esneklik ve yeniden konfigüre edilebilirlik sergilemesi gerekir. Peki, bu ne anlama gelir? Otomotiv tesisi örneğimize tekrar bakalım. Akıllı otomotiv fabrikasında ekipman, esnek ve uyarlanabilirdir. Böylelikle, aynı fabrika içerisinde çoklu imalat modellerine yönelik hızlı ve kolay değişiklik yapılabilir. Eğer bir şirketin spor araç ve SUV’lara yönelik bir talebi varsa, fabrika bu talebi karşılayabilmek için gerekli olan modele en hızlı şekilde adapte olabilir. Piyasaya olan malzeme akışının daha akıllıca yönetilmesiyle şirketler, pazar ÜRÜN talebini karşılamaya daha yakın seviyede üretim yapabilirler. Bu vizyonun nihai uzantısında müşteri bayiliğe girebilir, tam olarak hangi tip araç istediğini belirleyebilir ve talebine göre kendisine göreceli olarak yakın olan tesiste aracı imal ettirebilir. Kişiselleştirme anahtardır Kişiselleştirilmiş ve/veya özelleştirilmiş önerilere ve “zanaatkar işi” ürünlere artan talebin de gösterdiği gibi, yukarıdaki senaryo hiç de olağan dışı değildir. Üretici ve hareketinin, üretici/girişimcinin ve bunların yanında ABD’deki Etsy gibi çevrimiçi pazarların popülaritesinin yükselişi daha küçük miktarda parti üretiminin artan çekiciliğini dile getirir. Bu anlamda; bireyselleştirilmiş, kişiselleştirilmiş ürünlere yönelik talebi en iyi şekilde karşılayabilen şirketler başarıyı yakalayabilecek olanlardır. Tüketici ürünleri imalatçısı için birbirinin aynısı olan yılda neredeyse 100 milyon akıllı telefon üretmek yerine, müşteri şartlarına göre telefonlar yapmak için yüksek derecede kişiselleştirmeye gideceklerdir. Bu tarz bir üretim şekliyle, potansiyel olarak her iki telefondan birinin farklı olacağı 3D baskı ve diğer ilave imalat teknolojilerinin mevcudiyeti normal koşullarda imalat tesislerinde uygun olmayacak, küçük ölçekli fabrika kadar kusursuz işlev görmesine imkân sağlayacak ilave boşluklara da imkân sağlayacaktır. örneğini verebiliriz. “Küçük miktarda parti üretim” eğilimini doğrudan karşılayabilmek için geleceğin fabrikası “merkezsizleştirilmiş” olacak. Bu, bir kaç şey anlamına gelir: İlk olarak, daha çok yerel imalat anlamına gelir. Örneğin; Sneaker, dünyanın yarısında ismi belli olmayan bireyler tarafından üretilmek yerine, tüketiciye yakın yerlerde imal edilecek. Eskiden ürünleri üreten kişileri bilen tüketiciler satın aldıkları ürünlerle “kişisel” bağlantı kurarlardı. İşte günümüzün tüketicileri, bu “kişisel bağlantı”yı geri kazanmanın arayışındalar. Daha küçük miktarda parti üretimi, daha çok şehirli imalatı anlamına da gelir. 3D baskı ve diğer ilave imalat teknolojilerinin mevcudiyeti normal koşullarda imalat tesislerinde uygun olmayacak, küçük ölçekli fabrika kadar kusursuz işlev görmesine imkân sağlayacak ilave boşluklara da imkân sağlayacaktır, mesela Manhattan’da bir tavan arası. Sürdürülebilirliği dikkate almak Kullanım alanına yönelik üretim yapma eğilimi, yerel ve şehir imalat senaryolarında da olduğu gibi, sadece ekonomik perspektifte bir anlam ifade etmekle kalmaz. Aynı zamanda, düşük ulaşım maliyetleri, yakıt maliyetleri ve çevresel faktörlerle ekolojik açıdan da bir anlam ifade eder. Bu önemlidir; çünkü, tüketicilerin kullandıkları ürünlerin ne şekilde üretildikleri ve sürdürülebilir olup olmadıkları yönündeki me- OCAK 2014 ● Makina Magazin 69 ÜRÜN Geleceğin fabrikasında, herhangi bir sürdürülebilirliği tasarlamak için, gerçek dünyada fiziksel olarak inşa edilmeden önce yerleşimin sanal olarak optimize edilmesine imkân sağlayan dijital model emsaline ihtiyaç vardır. rakı her geçen gün artmaktadır. Sürdürülebilirlik, enerji tüketimi gibi kolayca belirlenebilen bir şeydir. Bugünün fabrikası (kullanılsın veya kullanılmasın), sürekli olarak tesis zemininde çalışan çok fazla miktarda ekipmana sahiptir. Çünkü, onları kapatıp yeniden baş- 70 Makina Magazin ● OCAK 2014 latmak çok uzun zaman alan bir prosedürdür ve bu açıkça, enerji verimliliğinin mükemmel bir örneği değildir. Geleceğin fabrikası, mikro ve makro seviyede geri besleme sağlayan talep yönetim ve enerji yönetim sistemleri sayesinde daha dinamik bir yaklaşıma sahip olacaktır. Bu sistemler; tesis sahiplerine ekipman çalıştırmanın optimum zamanını analiz etmelerine veya üretim üzerinde olumsuz etkiler olmadan ekipmanı mümkün olan en hızlı şekilde kapatarak, yeniden çevrimiçi hale getirme konularında yardımcı olacaktır. Enerji tüketimine ek olarak, sürdürülebilirlik, çalışanların perspektifinden bakıldığında, sürdürülebilir bir çalışma ortamı yaratmayı ifade eder. Bu yılın başlarında Bangladeş’teki Rana Plaza fabrikasının yıkılması, bunun şu ana dek hiç önemli olmadığını ve küresel fabrika koşulları bilincindeki artışın daha ciddi derecede büyüdüğünü gösteriyor. Geleceğin fabrikasında, herhangi bir sürdürülebilirliği tasarlamak için, gerçek dünyada fiziksel olarak inşa edilmeden önce yerleşimin sanal olarak optimize edilmesine imkân sağlayan dijital model emsaline ihtiyaç vardır. Bu dijital modeller; çeşitli sürdürülebilirlik metrikleri açısından fabrikanın genel anlamdaki sağlamlığının gözetilmesine yardımcı olacak olan, gerçek dünyadan elde edilen veri beslemelerini önemli ölçüde kabul eder ve sonrasında bu verileri birleştirir. Eğer bir fabrika HVAC sistemini enerji tüketimi azaltacak şekilde veya aydınlatmayı işçilerin mutluluğunu artıracak şekilde kullanmak isterse, fabrika tabanından alınan gerçek bilgileri temel alarak karar verebilir. Sonuç olarak, sürdürülebilirlik üzerine yapılan bu vurgu fabrikalar açısından değişen zihniyeti yansıtır. “Bir şeyi daha ucuz nasıl üretebilirim?” sorusundan çok operasyonların bütün yönleri açısından daha kapsamlı bir görüş elde edilmektedir (iş gücü, sermaye, ulaşım, karbon yayılımları ve çalışma ortamının kendisini içerir) ve “Toplam maliyet nedir?” sorusunu sorar. Birbirine benzer üretici ve tüketiciler için bu konu gün geçtikçe daha önemli bir soru halini almaktadır ve geleceğin fabrikasının bu soruyu cevaplaması gerekir. Sonuç: Günümüzün fabrikaları; daha esnek, uyarlanabilir ve yeniden konfigüre edilebilir olmanın yanında, daha dinamik ve “merkezsizleştirilmiş” olarak geleceğin akıllı fabrikaları olmaya hazırdır. Bu, onlara tek bir fabrikanın duvarları içerisinde çok geniş çeşitlilikte ürünler üretmeye, eve daha yakın olan bireyselleştirilmiş ve kişiselleştirilmiş ürünleri beraberinde getiren daha küçük yığın üretimi benimsemeye ve sürdürülebilirliği üretimde daha önemli faktör olarak kabul etmeye imkân sağlayacaktır. Bu hedeflere ulaşırken, fabrikalar başarılı işletmelerin her zaman yaptıkları şeyleri yapacaklardır: Pazara istediği şeyi vermek. Onlar, bu yeni üretim dalgasının arkasında kalma riskini almayanlardır. ■ ÜRÜN Membran ile direkt sıkma Schunk T utma sistemleri ve iş bağlama teknolojileri uzman lideri Schunk, yüksek performanslı iş bağlama sistemleri programını büyütmektedir. Yenilikçi aile şirketi Schunk, 0 çeşitli asimetrik ve zor geometrilere sahip iş parçalarını çektirme ve sıkma etkisiyle tüm yüzeylerden sıkabilmek için alüminyumdan yapılmış SPM plus 138 membran tip fikstür geliştirmiştir. Bir defaya mahsus 0,5 mm kalınlığındaki halka, çabuk palet değiştirme modülü ve alüminyum membran fikstür arasına yerleştirilir ve iş parçası sıkma geometrisi alüminyum fikstürün yüzeyine işlenir. İş parçası sıkma geometrisine göre işlenen alüminyum fikstür üzerine, iş parçası yerleştirilebilir ve iş parçasının sıkma yüzeyinin tamamı bu alüminyum fikstürün Vero-S modülü ile kilitlenmesiyle sıkılır. Membran fikstürdeki sıkma için gerekli olan deformasyon, elastik şekil değiştirme aralığında gerçekleştirildiği için sıkma işlemi binlerce kez tekrar edilebilir. Güvenli sıkma sağlamaktadır Alışılmış sıkma sistemlerinin aksine, bu sıkma türünün bağlama kuvveti sadece bir eksen yönünde değil, iş parçasının tüm çevresinden merkeze doğru uygulanılır. Oluşan sıkma kuvveti; daha rijit, deformasyonsuz ve güvenli sıkma sağlamaktadır. Memb- ran fikstürün sıkma işlemi, SPC sıkma pimi sayesinde gerçekleşir ve pnömatik tahrikli çabuk palet değiştirme modülü ile bağlanır. Sadece bir kaç milimetre sıkma derinliğine bağlı olarak, iş parçasına beş taraftan veya her yönden tamamen işlenebilir. Membran fikstür, 0.01 mm’den daha az tekrarlama hassasiyetiyle çabuk palet değiştirme modülüne yerleştirilir. Ek bir sıkma ünitesinin ve ekipmanının kullanımına gerek duyulmamaktadır. Gerekirse membran birkaç kez işlenebilir ve farklı iş parçası geometrileri için de kullanılabilir. Bu sıkma ünitesi, çeşitli malzemelerin hafif talaş kaldırma operasyonları ve farklı formdaki iş parçalarınında aynı sistemde tekrar işlenip sıkılması için uygundur. Maksimum iş parçası çapı 120 mm’dir. ■ Fikstür membran ile iş parçası: Bu sıkma işlemi sayesinde, iş parçası bütün yüzeylerinden sıkılabilmektedir. Ek bir sıkma ünitesine gerek duyulmamaktadır. İş parçası olmadan fikstür membran: Çeşitli iş parçaları geometrileri, membran fikstür yüzeyine işlenebilmektedir. Turck bir ilke imza attı Turck T urck, RI360P-QR24 encoderi ile, tamamıyla aşınmasız, aynı zamanda manyetik alanlardan etkilenmeyen ve temassız encoder üreten ilk üretici olmuştur. Algılayıcı kafa ve hareketli parça tamamıyla gizlenmiştir ve iki bağımsız birim olarak temassız çalışmaktadır. Şafttan gelebilecek titreşimler ya da darbeler algılayıcı tarafı etkilemez. Bu özelliği sayesinde, RI360P-QR24 karşılaştırıldığında, diğer bütün optik ve manyetik enkoderlara üstünlük sağlamaktadır. IP69K, yüksek seviye koruma sınıfı ve 18-bit in üzerinde çözünürlüğü saye- sinde, doğruluğu ve yüksek hızlarda çalışabilmesinin yanında, encoderden kaynaklı makina arızalarını ve uzun tamir sürelerini geçmişte bırakmıştır. Turck enkoderlarda karakteristik özellikleri ve montaj konseptiyle devrim sayılacak açınımlar yapmıştır. Bu durum, RI360P-QR24’ü standart endüstriyel uygulamalar için çok amaçlı bir ürün haline getirmiştir. Kullanıcılar ürünü; incremental, multi-turn ya da single-turn enkoder olarak parametrelendirebilirler. Bu değişiklik, IO Link sayesinde kullanıcılara; çıkış sinyalini, switch pointleri ve ölçme aralığını ayarlama şansı verir. Bunun yanında Turck, yüksek çözünürlüklü SSI, Modbus ve gerilim/akım çıkış versiyonları da sunar. Bağlantı konsepti sayesinde, uygulama alanı da genişlemiştir. Adaptör halkası, 20 mm’ye kadar olan standart şaftlara bağlanabilme şansı tanır. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 71 ÜRÜN Daha hızlı ve daha gelişmiş yeni nesil 1500GMS® dişli ölçüm tezgahı Unan Teknik G leason GMS serisi 1500GMS analitik dişli ölçüm tezgahı, 1500 mm çapa kadar dişli ve dişli takımlarında daha hızlı ölçüm yapabilme yeteneği ve eklenen yeni özellikleriyle, birçok farklı ölçüm işlemini gerçekleştirebilmesi için güncellendi. 1500GMS’nin birçok yeni opsiyonları arasında, yüzey pürüzlülüğü ölçümünün normal dişli ölçümü prosesinin bir parçası olarak yapılabilmesi yer almaktadır. Bu ölçüm, daha önce ayarlanması ilave zaman isteyen, kalibrasyon ve önleyici bakım zamanları ayrı olan, sadece bu işe yönelik pahalı ekipmanlarla dişli ölçümü prosesinden ayrı olarak yapılmaktaydı. Artık 1500GMS, SP80H 3D tarama başlığına adapte edilmiş olan motorlu döner prob sistemini kullanarak, herhangi bir sayıda dişli üzerinde çoklu iz ölçümüyle bu konuda önemli miktarda zaman kazandırmaktadır. 1500GMS tezgahında kullanılan Gama yazılımına entegre edilmiş birçok yüzey pürüzlülüğü ölçüm parametreleri bulunmaktadır. Yeni 1500GMS aynı zamanda, gün geçtikçe önem kazanan, yüzey sertliği ve gerilimleri tespit etmekte kullanılan Barkhausen Noise Test’i normal dişli ölçüm prosesinin bir parçası olarak yapabilmektedir. Normalde farklı ekipmanlarla dişli ölçümünden ayrı olarak yapılan ve nitrat dağlama gerektiren Barhausen testi, 1500GMS’de ayar ve ölçüm zamanından tasarruf sağlamak için program platformuna entegre edilmiş, kendini ispatlamış Stresstech® Rollscan 300 Analyzer teknolojisi kullanılarak yapılmaktadır. Dişli harici ölçümleri de yapabiliyor Yeni 1500GMS, artık Gleason- 72 Makina Magazin ● OCAK 2014 Capps® prizmatik ölçüm yazılım platformuyla dişli harici ölçümleri de yapabilmektedir. Bu yazılım, tezgahı; yüksek hassasiyet gerektiren, her türlü dişli tipiyle aynı tip özelliklere sahip, dairesel simetrik parçaların ölçümü için ideal kılmaktadır. Bu özellikler arasında; cıvata deliklerinin ve koni biçimindeki deliklerin konumlarının dişli yüzeyleriyle, çaplarla ve uzunluklarla olan ilişkileri yer almaktadır. Bu opsiyon, basit ayarlamalardan 3D model bazlı CAD programlamasına kadar üç farklı seviyede sunulmaktadır. Bu yeni sistem, tezgahın genel kabiliyetini artırmakta ve gelişmiş analitik dişli ölçüm hassasiyetini koordinat ölçüm uygulamalarına taşımaktadır. Yukarıda söz edilen geliştirmeler Gleason Metrology Sistemleri’nin dokuz standart dişli ölçüm tezgahında sunulmaktadır. Gleason hakkında: Gleason firmasının misyonu; küresel müşteri tabanında, dişli üretiminde tek çözüm sağlayıcısı olmaktır. Gleason, dişli üretim tezgahları ve ilgili ekipmanların geliştirilmesi, üretimi ve satışı konusunda bir dünya lideridir. Şirketin ürünleri; otomotiv, kamyon, uçak, tarım, madencilik, rüzgar enerjisi, inşaat, elektrikli el aletleri ve denizcilik endüstrisi ve çeşitli endüstriyel ekipman pazarlarında kullanılmaktadır. Gleason firmasının; Amerika’da Rochester, New York, Rockford, Illinois, Dayton, Ohio, Almanya’da Münih ve Ludwigsburg, İsviçre’de Studen, Hindistan’da Bangalore ve Çin’de Suzhou’da imalat operasyonları, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesinde satış ve servis ofisleri bulunmaktadır. ■ ÜRÜN BLS-NEO, kullanıcısına en uygun çözümü sunuyor Baykal Makina B aykal BLS-NEO fiber lazer kesim makinası, ince malzeme kesiminde; gerek kesim kalitesi ve hassasiyeti, gerekse yüksek kesim hızı ve düşük kesim maliyetiyle kullanıcısına en uygun çözümü sunar. Yüksek verimli fiber lazerin gerektirdiği yüksek kesim hızlarını tümüyle bu makinada görmek mümkündür. Büyük veya özel ebatlarda plakaların kesimine imkân veren makina, endüstrinin farklı alanlarındaki lazer kesim işlerinde benzerleriyle kolayca rekabet edebilir performansı sunmaktadır. BLS-NEO; imalat işlerinde kremayer hareket sisteminin sağladığı kusursuz hassasiyetle kullanılabileceği gibi, fiber lazerin getirdiği düşük maliyetler ile fason lazer kesim işlerinde CO² lazerlere göre çok büyük avantajlarla çalıştırılabilmektedir. Tüm ihtiyaçlara optimum çözüm Makina, ekonomik yatırım ve düşük işletim maliyeti ile tüm ihtiyaçlarınıza optimum çözüm sunar. Sıra dışı sağlamlığının yanında, yenilikçi kavramlar kullanılarak oluştu- rulan ve tek parça olarak tasarlanan kaynak rijitliği sayesinde, beklentilerinizin üzerindeki doğrulukta sonuçlara ulaşmanızı garanti eder. BLS-NEO, yüksek kalite standartlarında ekonomik yatırım ve işletim maliyetine sahiptir. Ayrıca, kompakt yapısı ile yer sıkıntısı olan müşteriler için de mükemmel bir çözüm sunar. Makina, kesime başladığı ilk dakikadan itibaren benzersiz kesim kalitesiyle sizi etkiler. Otomatik hareketli çift kesim tablası Makina, hidrolik olarak inip kalkabilen otomatik hareketli çift kesim tablasına sahiptir. Bu özellik sa- yesinde, yükleme-boşaltma zamanı makinanın kesim sürecini minimum şekilde etkilemekte, makina kesim yaparken, aynı zamanda boşaltma yapılabilmektedir. Böylece, üretim zamanı oldukça kısaltılabilmektedir. BLS-NEO, sadece verimliliği ve kompakt olmasıyla değil, aynı zamanda işlenecek malzemeye özen göstermesiyle de ön plana çıkmaktadır. Basit kullanımı ve işlevselliğinin yanında, kullanıcısına enerji verimliliği sağlayan lazer kaynakları ve süreç otomasyonu için sayısız olanaklar da sunar. Tek yapmanız gereken kesime hemen başlamak. Kullanıcısına güven veriyor BLS-NEO’da, dünyada kalitesiyle kendini kanıtlamış üstün teknoloji lazer komponentleri kullanılmıştır. Makina bu sayede, gerek üstün kesim kalitesi, gerekse yaygın yedek parça temini ile kullanıcısına güven vermektedir. BLS-NEO, mükemmel kombinasyonun eşsiz uyumudur. Makinada, isteğe bağlı olarak donanım seçenekleri bir üst seviyeye yükseltilebilir. 1 kW, 2 kW, 3 kW, 4kW ve 6kW rezenatör seçenekleri ile daha efektif kesimler yaparken, daha fazla verim ve daha fazla zaman elde etmiş olacaksınız. Ayrıca, otomasyon çözümlerimizden yararlanarak, üretim maliyetlerinizi de düşürebilirsiniz. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 73 FİRMA HABERLERİ Ermaksan, en son teknoloji ürünlerini Bursa’da sergiledi Bursa’da, 5-8 Aralık tarihleri arasında düzenlen Metal İşleme Teknolojileri Fuarı’na katılan Ermaksan, yenilikçi teknolojilerini sektör temsilcileriyle buluşturdu. S anayi kenti Bursa, 5-8 Aralık 2013 tarihleri arasında, Tüyap Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde, Metal İşleme Teknolojileri Fuarı’nda sektörün önde gelen firmalarını ağırladı. Sac isleme makinaları üretiminde, sektörün öncü kuruluşlarından biri olarak, yenilikçi teknolojileriyle bu yıl da fuardaki yerini aldıklarını aktaran Ermaksan Genel Müdürü Ahmet Özkayan, “Bursa’nın sanayi kimliğine yakışan bir fuar yaşadık. Ermaksan’ın İstanbul, Ankara, İzmir ve Çukurova bayilerinin de katıldığı fuarda, müşterilerimizle buluşmaktan mutluluk duyduk” diye konuştu. Ahmet Özkayan, “Makinalarımıza gösterilen yoğun ilgi ve fuarda gerçekleştirdiğimiz satışlar bizleri memnun etti” dedi “Makinalarımız yoğun ilgi gördü” Fuara 750 metrekarelik stant ile katılarak, son teknoloji ürünü olan makinaları sergilediklerini kaydeden Özkayan, şöyle konuştu: “Makinalarımız, gerek işlevi, gerekse çevreye duyarlı özellikleriyle ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. CO2 ve fiber lazer kesim teknolojisi, plazma kesim, panç pres, abkant pres, giyotin makas ve kombine makas ürün gamlarında hizmet veriyoruz. Teknolojik anlamda geldiğimiz noktayı özellikle EVO 2 ve tower makinalarımızla ortaya koyduk. Dört gün süren fuar boyunca Ermaksan olarak, Bursa ekibimiz ve bayilerimizle birlikte müşterilerimizle ticari ilişkilerimizi geliştirdik. Makinalarımıza gösterilen yoğun ilgi ve yine fuarda gerçekleşen satın almalar da bizleri memnun etti. Etkinlik, her yönüyle beklentilerimizi karşıladı.” ■ Nurkay Makina’da bayrağı Kurttepeli devraldı 40 yıla yakın süredir kaynak makinası, örtülü elektrod, kaynak teli ve kimyasalları konusunda birçok ilke imza atan Nurkay Makina’da, Genel Müdürlüğe Berk Kurttepeli getirildi. A kfa Holding bünyesinde hizmet veren Nurkay Makina’nın Genel Müdürlüğü’ne Berk Kurttepeli getirildi. Nurkay Makina’nın, 40 yıla yakın süredir kaynak makinası, örtülü elektrod, kaynak teli ve kimyasalları konusunda birçok ilke imza attığını dile getiren yetkililer, “Şirket, global marka olma hedefine Berk Kurttepeli ve güçlü yönetim ekibi ile ulaşacak” diye konuştular. Akfa Holding çatısı altında, ArGe mühendisleri ile ürün çeşitliliğini artırmak için TÜBİTAK ve SANTEZ işbirliği çerçevesinde projeler ger- Berk KURTTEPELİ 74 Makina Magazin ● OCAK 2014 çekleştirdiklerini söyleyen yetkililer, “Haydarpaşa Lisesi ve İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği’nden mezun olan Berk Kurttepeli, İTÜ Endüstri Mühendisliği’ni yüksek lisans derecesi ile tamamladı. Profesyonel iş hayatına 1993 yılında Telka Rabak San. ve Tic. A.Ş.’de Ürün Mühendisi olarak başlayan Kurttepeli, kariyerini Gedik Kaynak San. ve Tic. A.Ş.’de Satış ve Pazarlama Müdürü olarak sürdürdü. Stratejik planlama, iş geliştirme, marka yönetimi, satış kanalları gibi konularda uzman olan Berk Kurttepeli, altı yıl dünyanın en büyük kaynak kuruluşlarından olan Esab firmasında Akdeniz bölgesine bağlı olarak, Esab Saldatura S.p.A’nın Türkiye Ülke Müdürlüğü’nü yürüttü” diye konuştular. Kurttepeli’nin, satış-pazarlama, finans analizleri, küresel ve gelişmekte olan pazarlarda büyüme ve strateji geliştirme ile geleceğin iş geliştirme teknikleri alanlarında da uzmanlıkları bulunduğunu kaydeden yetkililer, “Berk Kurttepeli, Türk ürünlerinin bölge ülkelerde de yaygınlaşması üzerine önemli çalışmalar gerçekleştirdi” diyerek sözlerini noktaladılar. ■ FİRMA HABERLERİ Böhler Sert Maden, yeni tesislerini törenle hizmete açtı Böhler Sert Maden, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan, 5 bin metrekaresi üretim, 2 bin 500 metrekaresi ofis ve sosyal tesisler olmak üzere, toplam 7 bin 500 metrekarelik alana sahip yeni tesislerini törenle hizmete açtı. B öhler Sert Maden ve Takım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 7 bin 500 metrekarelik kapalı alana sahip yeni fabrikası törenle hizmete açıldı. Böhler Sert Maden’in, müşteri ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda kaliteli çözümler sunduğunu dile getiren yetkililer, “Yeni fabrika yatırımımızla birlikte, daha yenilikçi ve gelişmiş ürünleri müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Firmamız, yeni fabrikayla birlikte, hiç vakit kaybetmeden daha geniş bir alan üzerinde kapasitesini ve stok bulunabilirliğini artırarak, müşterilerine daha hızlı hizmet vermeye başlamıştır. Böhler; otomotiv endüstrisi, makina imalat sanayii, demir çelik endüstrisi, dökümhaneler, kesici takım endüstrisi, madencilik endüstrisi, tekstil sanayii, seramik ve tuğla endüstrisi, plastik ve ahşap sanayii gibi birçok talaşlı ve talaşsız imalatın gerçekleştiği alanda, ihtiyaç duyulan sert metal ürünlerin imalatını ve satışını gerçekleştirmektedir” diye konuştular. Çankaya: Yeni bir başlangıç yaptık Yeni tesisin açılışında bir konuşma yapan Böhler Sert Maden Genel Müdürü Nejat Çankaya, şunları söyledi: “Kuruluşumuzdan tam 46 yıl sonra, yeni bir başlangıcı sizlerle birlikte yapmanın sevincini yaşıyoruz. Bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyorum.” Metal işleme sektörünün en önemli ara mamullerinden biri olan sert metal kesici uçlar ve aşınmaya dayanıklı makina parçalarının üretimini yaptıklarını aktaran Çankaya, “1967 yılı Haziran ayında Türk müteşebbisler ve Avusturya Bohlerit firmasının ortaklığı ile kurulmuş olan fabrikamız, zaman içinde Türk sanayii ile birlikte gelişerek, üstlendiği misyonu hem yurtiçinde, hem de yurtdışında etkin bir biçimde başarı ile sürdürmüştür. Bugün sert metal üretimimizin yüzde 30’una yakın bölümünü çeşitli ülkelere ihraç etmekteyiz. 1990 yılından itibaren Böhlerit ile birlikte faaliyetlerimiz 130 yıllık bir aile şirketi olan Alman Leitz firmasının şemsiyesi altında devam etmektedir. Leitz, ahşap işleme sektörü için kesici takımlar üreten lider firmalardan biridir” diye konuştu. Leitz‘ın önderliğinde, yatırım faaliyetlerinin de hız kazandığını aktaran Çankaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böhler Sert Maden bünyesinde sürekli olarak sürdürdüğümüz yatırımlar yanında; 1993 yılında Leitz Kesici Takımlar firmasını kurarak, kesici takımlar sektöründeki faaliyetimizi ahşabı da kapsayacak şekilde genişletmiş olduk. Leitz Kesici Takımlar, ahşap işleme takımları satışı yanında, bu takımların bileme ve onarım servisini vermektedir. Ayrıca, müşterilerimizin özel ve acil ihtiyaçlarını karşılamak üzere kesici ağızları sert metal veya endüstriyel elmas ile donatılmış takımlar da üretmekteyiz.” “İnşaatı bir yıl içinde tamamladık” Kartal’da kurulu tesislerinin, hem fiziken, hem de imar şartları dolayısıyla genişleme imkânına sahip olmadığını kaydeden Nejat Çankaya, “Bundan dolayı, yeni tesisimizin inşaatını bir yıl içinde tamamlayarak, yeni bir döneme adım atmış bulunuyoruz. Tesisimiz, 5 bin metrekaresi üretim, 2 bin 500 metrekaresi ofis ve sosyal tesisler olmak üzere, toplam 7 bin 500 metrekarelik bir alana sahiptir. 11 bin metrekarelik parselimiz, ilerideki yıllar için büyüme imkânı da sağlamaktadır” dedi. Böhler Sert Maden’de 100 ve Leitz’da 27 olmak üzere, toplam 127 çalışanlarıyla hizmet verdiklerini bildiren Çankaya, şöyle konuştu: “Türk sanayiine ve ekonomisine 46 yıldır hizmet etmiş olmanın gururu ile yeni tesisimizde de, istihdama ve ülke ekonomisine katkımızı artırarak sürdürmeye kararlıyız. Şirketimizin kurucularını saygı ve sevgi ile anarken; bu yatırımın gerçekleştirilmesine imkân veren hissedarlarımıza, şirketimizi başarı ile bugünlere taşımış olan bütün çalışma arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese gönül dolusu teşekkürlerimi sunuyorum.” ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 75 FİRMA HABERLERİ Grindtec, lider taşlama makinaları üreticilerinin distribütörlüğünü yapıyor Alanında uzmanlaşmış dünyanın lider taşlama makinaları üreticilerinin Türkiye genel distribütörlüğünü yürüten Grindtec Makina, 2014 yılı için yüzde 20 ciro artışı hedefliyor. 2 007 yılında kurulan Grindtec Makina, alanında uzmanlaşmış dünyanın lider taşlama makinaları üreticilerinin Türkiye genel distribütörlüğünü yürütüyor. Firma; Kellenberger Taşlama Grubu (Tschudin, Hauser, Jones&Shipman, Usach) Rollomatic, Strausak, Tschudin (puntasız taşlama) ve Seckler Robot (yükleme/ boşaltma) Sistemleri’nin distribütörlüğünü yürütüyor. Firmalarının Türkiye’de distribütörlük anlamında, taşlama alanında uzmanlaşmış ilk ve tek firma oldu- Aydın Yıldız, “Ürün gruplarında bazı farklılıklar göstermekle beraber, ortalama pazar payımız yüzde 30-40 civarında” dedi. ğunu dile getiren Grindtec Makina Genel Müdürü Aydın Yıldız, “İsviçre orjinli ve dünya çapında lider, taşlama alanında uzmanlaşmış birinci sınıf taşlama makinaları üreticilerinin Türkiye genel distribütörlüğünü yürütüyoruz” dedi. 2012 yılı ile kıyasladıklarında, 2013 yılında cirolarında yüzde 5-10 gibi bir düşüş beklediklerini aktaran Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “2014 yılı için potansiyel projelerimizden yola çıkarak, yüzde 20 gibi bir ciro artışı bekliyoruz. Ürün gruplarında bazı farklılıklar göstermekle beraber, ortalama pazar payımız yüzde 76 Makina Magazin ● OCAK 2014 30-40 civarında.” Distribütörlüğünü yaptıkları firmaların yoğun Ar-Ge çalışmaları yaptığını aktaran Yıldız, “Örneğin; Optik ölçüm imkânları, hidrostatik B-ekseni, 200 kg azami iş parçasına yönelik doğrudan tahrikli iş mili, yeni taşlama kafaları, Ar-Ge çalışmalarına verebileceğimiz örneklerden yalnızca bir kaç tanesidir” diye konuştu. “Pazar araştırmalarını aralıksız sürdürüyoruz” Pazar araştırmalarını aralıksız sürdürdüklerini dile getiren Yıldız, taşlama makinaları kullanıcılarını, veri tabanlarında pazar segmentlerine yönelik tanımladıklarını belirtti. Yıldız, şöyle konuştu: “Böylece, ürün yeniliklerinde ve geliştirmelerinde kolayca hedef kitlemize ulaşabiliyor ve ilgili firmaları bilgilendirebiliyoruz.” Grindtec olarak, taşlama ihtiyaçlarına en optimum çözümü sunabildiklerinin altını çizen Aydın Yıldız, geniş ürün yelpazeleri sayesinde, taşlama alanında her uygulamaya cevap verebildiklerini söyledi. Yıldız, ürün gamlarındaki her ürünleri ile Türkiye pazarındaki lider konumlarını korumayı ve geliştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Grindtec olarak, şu anda yurtdışı pazarlarında faaliyet göstermediklerini ifade eden Yıldız, 2014 yılında Orta Doğu pazarlarında ilk temasları gerçekleştireceklerini açıkladı. 2014 yılında, Ataşehir’deki ofislerini yine Ataşehir’deki yeni binalarına taşıyacaklarını aktaran Yıldız, şöyle konuştu: “Yeni ofisimizle birlikte, çalışma ekibimizi de büyütmeyi düşünüyoruz. Büyüme hedeflerimizle beraber, müşteri memnuniyetimizi daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz.” “2013’te sektör az da olsa daraldı” Sektör hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yıldız, “2013 yılında, taşlama sektöründe az da olsa bir daralma yaşandı. Öngörülen yatırımlar iptal edilmedi, ancak söz konusu yatırımlar ekonomik şartlar nedeniyle 2014 yılına kaydırıldı” dedi. Sanayi sektöründeki ciddi sorunlardan birinin de kalifiye eleman sıkıntısı olduğunu ifade eden Yıldız, “Meslek liselerindeki yeni düzenlemelerle bu sorunu iki-üç yıl içinde aşabileceğimizi düşünüyorum. Ayrıca, takım tezgahları sektöründe bilinçsiz satıcı mantığı çok yaygın. Müşteri gereksinimlerine cevap verme yerine, makinayı satma politikası hâkim. Distribütörlüğünü yaptığımız İsviçre orjinli firmalar ve bizim şirket vizyonumuz, müşteri memnuniyeti üzerine kurulmuştur. Bu bağlamda, müşterinin ihtiyaçlarına en uygun çözüm bizim için de her zaman ön plandadır” diye konuştu. “KDV’deki düşüş yatırımları olumlu etkileyecek” Taşlama makinalarındaki yüzde 18 KDV oranının, yatırımcıları zorladığını kaydeden Yıldız, şöyle devam etti: “Ancak, 1 Aralık 2013 tarihi itibarıyla yasal düzenleme yapılarak, taşlama makinalarındaki KDV oranı yüzde 1’e çekildi. Çok olumlu bulduğum söz konusu gelişmenin, 2014 yılındaki taşlama makinaları yatırımlarını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum.”■ FİRMA HABERLERİ Dirinler, ilklere imza atmaya devam ediyor Dirinler’in, Türkiye’de üretim yapan uluslararası bir otomotiv firması için özel tasarladığı 36 eksenli frezeleme ve tornalama tezgahı, diğer makinaların 3,5 dakikada yaptığı işi 35 saniyede bitiriyor. Sedat ALP / İZMİR D irinler’in, Türkiye’de üretim yapan uluslararası bir otomotiv firması için özel tasarladığı 36 eksenli frezeleme ve tornalama tezgahı, 36 eksenli çalışıyor ve diğer makinaların 3,5 dakikada yaptığı işi 35 saniyede bitiriyor. Söz konusu iki özelliğe sahip ilk yerli makina olan tam otomasyonlu CNC tezgah, sanayi tesislerinde üretimi yüzde 80 oranında hızlandırıyor. Otomotiv sektörü için özel tasarlanan makina, sahip olduğu yüksek donanım ile sıfır hatalı üretim yaptığı için; havacılık, savunma sanayii ve elektronik gibi hassas üretim ve yüksek adet gerektiren sektörlerde kullanılabiliyor. Firmalarında CNC kontrollü tezgahların yaklaşık 12 yıldır üretildiğini belirten Dirinler Sanayi Makina Endüstri ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Dirin, “Ancak, son beş yılda ağırlıklı olarak özel tasarım ve yüksek teknolojiye sahip makinaların üretimine hız verdik. Bu makinalarda, Çin ya da Tayvan ile değil, sadece Avrupa ülkeleri ile rekabet ediyoruz” dedi. 36 eksenli frezeleme ve tornalama tezgahının, otomotiv üreticisi bir firmanın kendilerinden matkap satın almak istemesi ile başlayan güzel bir hikayesi olduğunu belirten Dirin, “Müşterimiz, bizden özel bir matkap yapmamızı istedi. Sipariş ettikleri matkabın kullanılacağı üretim safhasını inceleyince müşterimize; ‘sizin işinizi matkap çözmez, bu iş için özel bir makina tasarlayalım’ dedik. Müşterimiz de kabul edince, makinanın kullanılacağı üretim safhasına en uygun çözümü sunacak makina için Nihan Dirin, “Şu anda fabrikamızda çalışmalarını yaptığımız ve Türkiye’nin gururu olacak çok özel bir makinanın altı ay sonra lansmanını yapacağız” dedi. Ar-Ge sürecine başladık. Yaklaşık 1,5 yılda Ar-Ge de dahil tüm üretim safhaları tamamlandı ve tasarımı, üretimi tamamen Dirinler’e ait bu gelişmiş tezgah üretildi” diye konuştu. “Üretim maliyetlerini düşürüyor” Söz konusu makina ile Türkiye’nin ilk 36 eksenli çalışan tam otomasyonlu CNC işlem merkezini ürettiklerini vurgulayan Dirin, şöyle devam etti: “Normal makinalarla 3,5 dakikada üretilen bir işi 35 saniyede tamamlayan tezgah, daha az operatörle, daha hızlı üretim imkânı sunarak, sanayi tesislerinde üretim maliyetlerini düşürüyor. Yeni makinamız üretimin yüzde 80 hızlanmasını sağlayacak. Birçok işlemi bu makina tek başına gerçekleştirecek. Ürünler, tek bir makinanın üretiminden çıkacak ve bu da, üretimin kalitesini artıracak. Üretim hızlanacağı için son dönemde en önemli unsur haline gelen sanayideki maliyetler de düşecek. Sanayi işletmeleri bu makina ile çok büyük avantajlar sağlayacak.” “Terzi işi makina üretiyoruz” Drinns markasıyla müşterilerine özel çözümler sunduklarını ifade eden Nihan Dirin, bir anlamda terzi işi makinalar ürettiklerini dile getirdi. Özel makina imalatlarını Çin ya da Tayvan gibi Uzakdoğu ülkelerinin yapamadığını, bu alanda Avrupa ülkeleri ile rekabet içinde olduklarını belirten Dirin, “Almanya’da bu tür makinaların tasarım süresi ortalama 1,5 yıl sürüyor. Bu süreç çok pahalı. Söz konusu makinalar özel tasarım olduğu için bire bir karşılaştırma söz konusu olmasa da, bizim üretimimiz Avrupa’daki benzer makinalardan yüzde 30’a varan oranda daha ucu- za geliyor. Daha önce geliştirdiğimiz makinalardan edindiğimiz bilgi ve teknolojik birikimimizin tamamını bu makinada kullanarak, Türkiye’de ilk kez 36 eksenli bir makinayı üretmiş olduk” dedi. “Altı ay sonra çok önemli bir lansman yapacağız” CNC ve torna tezgahları aralarında; Almanya, Hollanda, ABD, Rusya, İtalya, Polonya, Hindistan ve Çin’in de bulunduğu beş kıtada 55 ülkeye ihraç ettiklerini ifade eden Dirin, Cemal Dirin’in kendilerine bıraktığı bayrağı daha ileri noktalara taşımak için çok çalıştıklarını kaydetti. Her gün “ülkem için ne yaptık” diye düşündüklerini ve bu felsefe ile yollarına devam ettiklerini anlatan Dirin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi tasarladığımız, Türkiye’de ilk kez üretilen makinalar ile de Türkiye’ye katma değer sağlıyoruz ve cari açık sorununa yerli üretimle çözüm bulmaya çalışıyoruz. Şu anda fabrikamızda yine çok özel bir tezgah üzerinde çalışıyoruz. Hakkında çok fazla detay veremeyeceğimiz bu makinayı dünyada sadece üç firma üretebiliyor. Altı ay sonra Türkiye’nin gururu olacak bu makinanın lansmanını yapacağız.” ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 77 FİRMA HABERLERİ Atik Makina ihracatını artıracak Son teknoloji tezgah parkı ile 3 bin civarı standart kalıp elemanı üretimi ve özel imalat gerçekleştiren Atik Makina, 2013 yılında üretiminin yüzde 40’ını ihracata kanalize etti. ➤ Aytekin Koç, “Üretimimizin yüzde 40’ını ihracata kanalize ediyoruz. 2014 hedefimiz ise, bu oranı yüzde 50’ye yükseltmek” dedi. Zehra ORUÇ / BURSA A tik Taşlama olarak 1979 yılında Bursa’ya ilk taşlama tezgahını getiren Atik Makina, bu atılımı ile otomotiv sektöründe bir ilki gerçekleştirdi. Kurulduğu tarihten 1985 yılına kadar satıh, silindirik, puntasız ve delik taşlama konularında fason işleme hizmeti veren firma, 1985-1993 yılları arasında faaliyetini Tofaş fabrikasına 131 hattında kam mili braketi, silindir kapak pulu üretimini yan sanayii olarak sürdürdü. 1993 yılında Atik Makina San. Tic. Ltd. Şti. unvanını alan şirket, faaliyet alanlarına son olarak vites kolu kumanda kancası, yağ pompa braketi ve 5. vites dişli pulu üretimini ekledi. 1997 yılında Tofaş’a yaptığı imalatı bırakarak, kendi ürün portföyünü geliştirmeye yönelen firma, 2000’li yıllarda 500 çeşit standart, 100’ü aşkın özel ürün olmak üzere kalıp elemanları imalatına başladı. Atik Makina, günümüzde son teknoloji tezgah parkı ile 3 bine yakın çeşitte standart kalıp elemanı üretimiyle faaliyetini sürdürüyor. Koç: Dış pazara da üretim yapıyoruz Çalı Sanayi Bölgesi’nde, 1000 metrekaresi atölye olmak üzere toplam bin 700 metrekarelik kapalı, 5 bin metrekarelik fabrikada üretim gerçekleştirdiklerini belirten Atik Makina Genel Müdürü Aytekin Koç, 22 kişilik istihdam sağladıklarını söyledi. İç pazarın yanı sıra, dış pazara yönelik de üretim gerçekleştirdiklerinin bilgisini veren Koç, yaklaşık 2 yıldır OEM’lerin tedarikçi listesinde de yer aldıklarını 78 Makina Magazin ● OCAK 2014 kaydetti. Üretimin yüzde 40’ını ihracata kanalize ettiklerini ifade eden Koç, 2014’te ise, bu oranı yüzde 50’ye yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti. İhracat pazarları hakkında da bilgi veren Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya ağırlıklı olmak üzere, Polonya, Slovenya, Slovakya ve Fransa’yı potansiyel pazar olarak görüyoruz. 2014 için kalıp alanında gelişmekte olan İsveç, Danimarka, Rusya ve Romanya pazarını hedefliyoruz. Amacımız; kalıp imalatının az, kârlılığın yüksek olduğu pazarlara hâkim olmak. Çünkü, diğer pazarlarda rekabet fazla, volume ve kârlılık düşük.” “Makina parkımızı genişlettik” En büyük yatırımı kriz döneminde gerçekleştirdiklerini kaydeden Aytekin Koç, 2013’te ise makina parkını genişletmeye yönelik yatırımlara yöneldiklerini belirtti. Koç, 2014’te de yine daha teknolojik makina yatırımları ve revize makina yatırımı gerçekleştireceklerini söyledi. Her yıl bir önceki yılı arar duruma geldiklerini belirten Koç, sözlerine şöyle devam etti: “Kârlılığımız, her geçen yıl artan üretim miktarına paralel bazda artmıyor. Ciromuz aynı kalıyor, üretim miktarımız yüzde 10-20 oranlarında büyüyor. 2013’ü, bir önceki yıla göre yüzde 15 büyüme ile kapatıyoruz. 2014 için de, yine yüzde 20 oranında büyüme hedefliyoruz.” Yalnızca satışını gerçekleştirdikleri Siegmund firmasının ürünleri ile Bursa Metal İşleme Fuarı’nda da yerini aldıklarını belirten Aytekin Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektör için biraz farklı olan kaynak masaları ürünlerini tanıtıyoruz. 1 saat içinde 1 fikstür gerçekleştirme imkânı sunan bu makina, ayrıca kaynak, montaj işlemlerinde de kullanılabiliyor. Masaların bir başka özelliği de, üzeri plazma nitrasyon kaplama olduğu için kaynak yaparken çapak tutmuyor, paslanma ve aşınma yapmıyor. Dolayısıyla, uzun ömürlü ürünlerdir.” ■ FİRMA HABERLERİ Norm Grup, yatırımlarına devam ediyor Norm Grup, Salihli Organize Sanayi Bölgesi’nde cıvata ve vidadan sonra, üçüncü fabrikasını da açmak için girişimlere başladı. 30 bin metrekare üzerinde, 4 bin metrekarelik kapalı alanı bulunan hazır tesisi satın alan şirket, 500 kişiyi istihdam edecek. (Soldan sağa): Batı Ege Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Olcay Arslan, Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay, Norm Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Uysal, Salihli TSO Başkanı İbrahim Yüksel ve Salihli OSB Müdürü Cevdet Eren. İZMİR / DÜNYA İ zmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Norm Cıvata, İzmir’den sonra ikinci üretim üssü olarak Salihli’yi seçti. Norm Salihli vida ve cıvata tesisini kısa zamanda hazırlayıp üretime başlayan şirket, ikinci tesisi olan MS Vida’nın son hazırlıklarıyla uğraşırken, bir taraftan da üçüncü tesisi kurmak için harekete geçti. Salihli OSB’de fabrika sahibinin vefatından dolayı dört yıldır atıl duran 4 bin metrekare kapalı alanı bulunan, 30 bin metrekarelik Batı Ege Mermer fabrikasını satın alan Norm Grup, somun üretim tesisi kuracak. Salihli Belediye Başkanı ve Salihli Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Uğur Okay’ı ziyaret eden Norm Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Uysal, Salihli OSB Başkan Yardımcısı, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel ile Salihli Organize Sanayi Bölge Müdürü Cevdet Eren’e, yeni yatırımları konusunda bilgi verdi. Uysal: 500 kişiyi istihdam edeceğiz Norm Somun’un Temmuz veya Ağustos 2014’te üretime başlamasını planladıklarını ifade eden Uysal, Salihli’de önümüzdeki yılın sonuna kadar 500 kişilik istihdam kapasitesine ulaşacaklarını dile getirdi. Salihli OSB’deki birinci fabrikaları olan Norm Cıvata tesisinde üretimin başladığını kaydeden Uysal, şu anda 130 kişilik istihdama ulaştıklarını açıkladı. Uysal, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “İkinci fabrikamız olan MS Vida’nın inşaatı tamamlanmak üzere. Eleman alımlarına başladık. Şubat ayında üretime geçmeyi planlıyoruz. Salihli Organize’deki yeni satın aldığımız üçüncü fabrikamıza ilave kapalı alan inşa edeceğiz. İlavelerle 15 bin metrekare kapalı alana ulaşacak olan Norm Somun’un toplam yatırım bedeli 20 milyon TL’ye ulaşacak. Ek tesislerin yapımına iki hafta içinde başlayacağız. Norm Somun fabrikasının Temmuz veya Ağustos’ta üretime başlamasını planlıyoruz.” Yeni tesisleri memleketleri olan Salihli’de açmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını dile getiren Uysal, “Esas amacımız katma değerli ürün üretmek. Buradaki tesislerde kalite belgelerini tamamladıktan sonra Volkswagen ve Mercedes’e ürün vereceğiz. Bu yatırımlar Salihli’ye hayırlı olsun” diye konuştu. Okay: Son derece önemli bir yatırım Norm Cıvata’nın ilçede 500 kişiye sürekli iş sağlamasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Salihli Belediye Başkanı ve Sa- lihli Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Uğur Okay, şöyle konuştu: “Salihli OSB’de yoğunluk gıda firmalarında olduğu için, mevsimlik işler ağırlıkta oluyor. Norm Cıvata gibi sanayi devlerinin organize bölgemize gelmesi, sürekli iş imkânı sağlayacağı için bizi çok mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor. Türkiye’nin temel sorunu işsizlik. Bunu aşmaya yönelik her adım bizi sevindirir.” OSB’nin birinci kısmının dolmak üzere olduğunu vurgulayan Okay, ikinci kısmın kamulaştırma çalışmalarını yakından takip ettiklerini ifade etti. Yüksel: İşsizlik sorunu önemli ölçüde azalacak Norm Cıvata gibi ciddi sanayi kuruluşlarının Salihli’ye yatırım yapmasını çok önemsediklerini belirten Salihli TSO Başkanı İbrahim Yüksel de, “OSB yönetimi olarak, Salihli’ye yatırım yapacak olan tüm müteşebbislerin her türlü sorununu çözmek için gayret göstereceğiz. Yeni kurulan fabrikalarımızla, Salihli’deki işsizlik sorununun önemli ölçüde azalacak olması umut vericidir” diye konuştu. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 79 FİRMA HABERLERİ Er-Mir, özel reçetelerle sektöre yön veriyor Plazma nitrürleme teknolojisiyle, dövme kalıplarının üretim ömrünü 3 binden 9-10 bin aralığına çıkaran Er-Mir, “süper sert nano kompozit kaplama” ile 8-10 mikrona kadar çıkılabilen kaplama kalınlığını 500 mikrona ulaştırmayı hedefliyor. Gülay SOYDAN PEHLEVAN / BURSA I sıl işlem sektöründe, plazma nitrürlemede uzmanlaşan ErMir, hazırladığı özel reçetelerle sektöre yön veriyor. Dövme kalıplarının 3 bin civarında olan üretim ömrünü 9-10 bin aralığına çıkaran şirket, çelik sektöründe bazı parçaların ömrünü altı kat artırdı. Dünyada yeni tanınmaya başlanan “süper sert nano kompozit kaplama” ile ilgili Ar-Ge projesi için de hazırlıklara başlayan Er-Mir, benzer uygulamalarda 8-10 mikrona kadar çıkan kaplama kalınlığının 500 mikrona ulaşmasını sağlayacak. Plazma nitrürlemenin otomobil motor bileşenleri, dişliler, valfler gibi sürtünen ve hareket ileten her parçada kullanılabilen bir teknoloji olduğunu söyleyen Er-Mir Tekstil ve Makina Şirket Müdürü Ersin Korkmaz, “Azotla malzemenin sertleştirilmesi denilen bu işlem, tuz banyosunda, gaz ortamda ve plazma ortamında gerçekleştiriliyor. Diğerlerine göre önemli üstünlükleri olan plazma nitrürleme teknolojisi, henüz Türkiye’de çok yeni” diye konuştu. Firma olarak, ısıl işlem sektöründe yalnızca plazma nitrürleme kanalında uzmanlaştıklarını kaydeden Korkmaz, şöyle konuştu: “Son 2,5 yıldır ciddi ihtiyaç duyulan bu teknolojiyi Türkiye’ye tanıtmak istiyoruz. Ağırlıklı olarak, makina imalatı ve otomotiv sanayiine yönelik hizmet veriyoruz. 2013 yılı içinde otomotiv yan sanayiinde yeni müşterilerimiz oldu. Bunlardan biri dövmecilerdir. Sektörde plazma Ersin Korkmaz, “İlk Ar-Ge çalışmamız olan ‘süper sert nano kompozit kaplama’ ile ilgili çalışmalara başladık” diye konuştu. 80 Makina Magazin ● OCAK 2014 nitrürleme teknolojisiyle üç-dört kat ömür artışı sağladık. Geçtiğimiz yıl Almanya’da kongrelere katıldık ve bir araştırma enstitüsünü ziyaret ettik. Bu sırada özel bir reçete geliştirdik. Dövme kalıplarının normalde 3 bin civarında olan üretim ömrünü 9-10 bin aralığına çıkardık. Üretimde dört olan kalıp sayısını ikiye düşürdük. Bu; zaman tasarrufu, verimlilik ve kapasitede artışın yanı sıra, kesintisiz üretim anlamına da geliyor.” Çelik üreticisi firmalarla da başarılı çalışmalara imza attıklarını ifade eden Korkmaz, bazı parçaların ömrünü altı kat artırdıklarını vurguladı. Korkmaz, “Yüksek basınçlı pompalar ağır şartlarda çalıştığı için, normalde iki haftada bir değiştirilen pompa millerinde bu rakamı yaklaşık dört aya çıkardık” dedi. “Projeyi 1,5 yılda hayata geçireceğiz” İlk Ar-Ge çalışmaları olan “süper sert nano kompozit kaplama” ile ilgili çalışmalara başladıklarını açıklayan Ersin Korkmaz, söz konusu kaplamanın dünyada yeni tanınmaya başlandığının altını çizdi. Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Firma olarak, ülkemizde yapılması noktasında proje hazırlıyoruz. Özellikle, savunma sanayiinde faaliyet gösterenler olmak üzere büyük firmaları ziyaret ettik. Fizibilite olumlu çıkarsa projeyi yaklaşık 1,5 yılda hayata geçireceğiz. ‘Süper sert nano kompozit kaplama’, parça ömrünü ciddi oranda artırıyor. Kaplamada gelinen en son nokta, diyebiliriz. Nano ölçeğinde özel bir uygulama ile gerçekleşiyor ve performansı artırıyor. Benzer uygulamalarda kaplama kalınlığı 8-10 mikrona kadar çıkabilirken, bu rakam ‘süper sert nano kompozit kaplama’ ile 500 mikrona ulaşabiliyor. Bu yöntem şu an Amerika’da uygulanıyor. Yöntem; petrol arama, kuyu açma, madencilik ile havacılık gibi sektörlere hitap ediyor. Bir diğer uygulama alanını da nükleer enerji.” “Hasar analizi alanında da faaliyet gösteriyoruz” Bursa’da büyük eksiklik olarak değerlendirdikleri hasar analizi alanında da faaliyet gösterdiklerini söyleyen Ersin Korkmaz, şunları söyledi: ”Hasarlı bir parçayı görsel incelenmesinin ardından mekanik ve metalografik testlerden geçiriyoruz. Elde ettiğimiz sonuçları makro ve mikro düzeyde analiz ederek, hasar mekanizmasını ve hasarın sebebini belirliyoruz. Elektron mikroskobu ve XRD gibi analiz tekniklerine ihtiyaç duyulduğunda, Uludağ Üniversitesi ya da TÜBİTAK’tan bu hizmetleri alıyoruz. Laboratuvarda, metalografik ölçümler ve aşınma testleri yapıyoruz. İhtiyaç halinde başka firmalara da bu hizmeti verebiliyoruz. 2014 yılında hasar analizine yönelik yatırım planlıyoruz. 30 bin Euro’luk laboratuvar cihazı yatırımımız olacak. Böylece, eksikleri tamamlayacağız. Türkiye’de hasar analizi konusunda eksiklik olduğu düşünüyoruz. Hasar analizinde uzmanlaşmayı ve sektördeki boşluğu doldurmayı hedefliyoruz. Bu alanda en önemlisi bilgi birikimidir ve firmamız da buna sahiptir.” ■ FİRMA HABERLERİ ABB, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör değerlendirmesini sundu İstanbul Elektrik-Elektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği, Gelişim Çalıştayı düzenledi. Sektörün önde gelen temsilcilerinin bir araya geldiği etkinlikte, Sami Sevinç de, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör değerlendirmesini sundu. G üç ve otomasyon teknolojilerinin öncü firmalarından ABB’nin Türkiye Ülke Müdürü Sami Sevinç, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör değerlendirmesini sundu. İstanbul Elektrik-Elektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği, 6-8 Aralık 2013 tarihlerinde, sektör stratejisine katkıda bulunacak değerlendirmeler yapmak ve öneriler geliştirmek üzere Gelişim Çalıştayı düzenledi. Sektörün önde gelen temsilcilerinin bir araya geldiği etkinlikte, Sami Sevinç de, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör değerlendirmesini sundu. Dünya sıralamasında 36. sırada yer alan Türkiye elektromekanik sektörünün, dünya ticaretinden yeterince pay alamadığına değinen Sevinç, “1960 yılından beri yaklaşık 100 kat artan Türkiye’nin elektrik tüketimindeki büyüme talebini sağlamak için; kamu ve özel sektörün üretim, iletim ve dağıtım yatırımları ile tüketimin ana bölümünü oluşturan sanayi yatırımları, ara ve yatırım malı niteliğindeki makina ve teçhizat imalatı önemli yer tutuyor. Elektromekanik sanayii üretimi, küçük işletmelerde tek bir ürün üretilerek başlamış olmasına rağmen, zaman içeresinde bu işletmeler, bilgi ve sermaye birikimine kavuşarak, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeye başladılar. Bu çerçevede, sektöre yabancı sermaye girişi de hızlanmış ve Türkiye’ye büyük ölçüde teknoloji ve sermaye transferi yapılmıştır. Bu süreç; sektörün kendi Ar-Ge ve inovasyon uygulamalarını tetikleyerek, teknolojik gelişmeyi daha kolay bir şekilde yakalamasını mümkün kılmış ve bulunulan coğrafyada büyük bir güç oluşturmasını sağlamıştır” dedi. “40 firma faaliyet gösteriyor” TİM verilerine göre; Türkiye’de sektörde, 2012 yılında 40 firmanın faaliyet gösterdiğini aktaran Sevinç, şöyle konuştu: “Sektörün 2012 toplam üretimi 7,2 milyar dolar ve bunun da yaklaşık 3,3 milyar dolarının ihracat olarak gerçekleştiği bildiriliyor. Buna karşılık, 2012 yılında sektörün toplam ithalatının 9,6 milyar dolar olduğu göz önüne alınırsa, sektörde 6,3 milyar dolar dış ticaret açığı bulunuyor.” Avrupa Komisyonu’nun, Ekim 2009’da, “AB’de Rekabetçi ve Sürdürülebilir Bir Elektrik-Elektronik Sanayi” konulu bildirisinin bulunduğunu aktaran Sevinç, “Bildiride, sektörün geleceği için özellikle: enerji arz altyapısı, enerji verimliliği, ulaşım şebekeleri, sanayi üretimi ve akıllı ev teknolojileri alanlarında yüksek büyüme potansiyeli görüldüğü ifade edildi. Bahse konu bu potansiyeller; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve TİM tarafından hazırlanan 2023 Türkiye İhracat Stratejisi’nin hedeflerinin doğruluğunu da teyit ediyor” dedi. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanan enerji tesislerini kuran ve malzemelerini üretenlerin ve bu alanlarda ArGe çalışmaları yürütenlerin teşvik edilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğine de değinen Sami Sevinç, “Enerji verimliliğine sahip elektrik motorları, klimalar, buzdolapları, ısı pompaları ve benzeri ürünlerin kullanımının özendirilmesi, akıllı elektrik enerji şebekeleri, bunların yazılımları ve bu şebekelerde kullanılan teçhizat ile ölçme, izleme, koruma ve kontrol amaçlı kullanılan akıllı elektronik cihazların tasarımı, üretimi ve ArGe çalışmalarının desteklenmesi, elektrik elektronik sektörü için büyük önem arz eden ara ürünlerin ülkemizde üretimine yönelik çalışma yapılması faydalı olacaktır. Ayrıca, dış pazarlara, özellikle de komşu ülkelere yapılan ihracatta nakliye imkânlarının geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmesi de gerçekten çok yararlı olacaktır” diye konuştu. ■ Sami Sevinç, “Dünya sıralamasında 36. sırada yer alan Türkiye elektromekanik sektörü, dünya ticaretinden yeterince pay alamamaktadır” dedi. OCAK 2014 ● Makina Magazin 81 FİRMA HABERLERİ Barida Makina, Ar-Ge’ye büyük önem veriyor Avrupa Birliği 7. Çerçeve Projeleri ve KOSGEB destekli projelerle birlikte son üç yılda 15 Ar-Ge projesi başlatan Barida Makina, 2015 yılına kadar bu rakamları iki katına çıkarmayı ve Ar-Ge ekibini de genişletmeyi hedefliyor. Gülay SOYDAN PEHLEVAN / BURSA Ö zel makinalar, ekipmanlar, otomasyon sistemleri ve montaj hatları tasarımı ve üretimi yapan Barida Makina, TÜBİTAK’a yaptığı toplam 12 proje başvurusundan büyük bölümünü tamamladı. Avrupa Birliği 7. Çerçeve (FP7) Projeleri ve KOSGEB destekli projelerle birlikte son üç yılda 15 Ar-Ge projesi başlatan şirket, 2015 yılına kadar bu rakamları iki katına çıkarmayı ve Ar-Ge ekibini de genişletmeyi amaçlıyor. Şirketlerinin 2007 yılında faaliyetlerine başladığını dile getiren Barida Makina Sanayi Tic. Ltd. Şti. Kalite Müdürü Ahmet Candemir Özdemir, “Biri ULUTEK Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde olmak üzere iki Ar-Ge ile tasarım ofisi bulunan şirketimiz, 20’si Ar-Ge çalışanı olmak üzere, toplam 47 kişiden oluşan ekiple hizmet veriyor” dedi. Yüzde 100 yerli sermayeli bir şirket olduklarını belirten Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özel makinalar, ekipmanlar, otomasyon sistemleri ve montaj hatları tasarımı ve üretimi yapıyoruz. Ağırlıklı olarak Ahmet Candemir Özdemir, “Özel makinalar, ekipmanlar, otomasyon sistemleri ve montaj hatları tasarımı ve üretimi yapıyoruz” dedi. 82 Makina Magazin ● OCAK 2014 otomotiv sektörüne yönelik çalışmamıza karşın, 2010 yılında beyaz eşya sektörüne de hizmet vermeye başladık. Üç boyutlu ölçüm ve sertlik gibi testlerin yapıldığı laboratuvara, boyahaneye, bazı talaşlı ve kaynaklı imalatların gerçekleştirildiği atölyeye sahibiz. Tasarım ve montaj ağırlıklı faaliyet gösteriyoruz. Yurtiçinin yanı sıra; İspanya, Fransa, Rusya ve İran gibi ülkelerdeki ilgili sektörlere de proje üretiyoruz.” “400’ün üzerinde projeyi hayata geçirdik” Şirket cirosunun yüzde 4’ünü ArGe’ye ayırdıklarını ifade eden Özdemir, bugüne kadar 400’ün üzerinde projeyi hayata geçirdiklerini açıkladı. TÜBİTAK’a toplam 12 proje başvurusu yaptıklarını ve bunların büyük bölümünü tamamladıklarını aktaran Özdemir, FP7 projeleri ve KOSGEB destekli projelerle birlikte, son üç yılda 15 Ar-Ge projesi başlattıklarını söyledi. 2015 yılına kadar bu rakamları iki katına çıkarmayı planladıklarını kaydeden Özdemir, aynı şekilde Ar-Ge ekibini de genişletmeyi hedeflediklerini vurguladı. Bugüne kadar toplam üç ürün için patent başvurusu yaptıklarını, bu sayıyı artırmayı ve bilgiyi satar hale gelmeyi istediklerini ifade eden Özdemir, “TÜBİTAK desteğiyle Türkiye’de ilk defa servolu ve kayışlı yay makinası üretimiyle ilgili proje gerçekleştirdik. Metal yüzey hatalarının bulunmasına yönelik yine TÜBİTAK destekli projemiz üniversite işbirliğiyle yürütüldü. Biri alüminyum geri dönüşümü (ALUCYC), diğeri kaynak yazılımı (CLAMPIT) ile ilgili iki FP7 projesinin ortağıyız. Yenilikçiliği bir vizyon olarak benimsediğimizden yeni ürün ve bilgi üretme konusunda büyük bir heyecanla çalışıyoruz” dedi. “1 milyon TL’ye yakın yatırım yaptık” 2013 yılı içinde TÜBİTAK desteği ile gerçekleştirdikleri “Otomatik Beslemeli Rezistans Uzatma ve Kontrol Makinası” projesinin endüstriyel üretimi için KOSGEB nezdinde çalışma yürüttüklerini vurgulayan Ahmet Candemir Özdemir, şöyle konuştu: “Bu kapsamda 1 milyon TL’ye yakın bir yatırım yaptık. Başta 5 eksen bir CNC tezgahı olmak üzere, seri üretim yapmak için yeni ekipmanlar aldık.” Rezistans üretiminde, aynı partideki rezistansların boylarının çeşitli işlemler nedeniyle birbirinden farklı olduğunun bilgisini veren Özdemir, “Bu durum, aynı olması gereken elektriksel özelliklerinin farklılaşmasına ve fırın, çamaşır makinası gibi kullanıldığı yere montajının zorlaşmasına yol açmaktadır” diye konuştu. Makinanın rezistans boylarını eşitleyerek bu sorunu ortadan kaldırdıklarının altını çizen Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Sektöre sağlayacağı artıları; güvenilir üretim yapmak, üretimi standartlaştırmak, üretim hızını artırmak, elleçleme kaynaklı hataları azaltmak, son üründeki hataların müşteriye ulaşmasını önlemek olarak sıralayabiliriz. Halihazırda kullanılan benzer makinalar var. Şirketimiz tarafından üretilen makina ise, lapasites, hız ve güvenirlik konusunda öne çıkıyor. Performans testleri devam eden makinadan ilkini yurtiçine verdik. Yurtiçine yıllık ortalama beş, yurtdışına da üç adet makina satmayı hedefliyoruz.” ■ FİRMA HABERLERİ Takpa Makina, ürün portföyüne yenilerini ekledi Otomotiv ve metal imalat başta olmak üzere, kalıpçılık ve makina imalatı gibi sektörlere yönelik hizmet veren Takpa Makina, 550 metrekarelik kapalı alanda, 11 personeli ile faaliyetlerini sürdürüyor. Mustafa Candan, “Firmamızı başarılı kılan en önemli faktörün, sattığımız her ürünün arkasında durmak olduğuna inanıyoruz” dedi. Gülay SOYDAN PEHLEVAN / BURSA T akım tezgahları, kalıp ekipmanları, tezgah ekipmanları, kesici ve tutucu takımlar olmak üzere dört ana grup altında bini aşkın ürün çeşidine sahip Takpa Makina, pnömatik işleme ekipmanları, yeni tür hassas ölçü aleti ve ithal ettiği bazı ürünlerde çeşitliliğe gitti. Tezgah olarak; First, Roscamat, Mts, Supertec, Toss, United, Perfect, Ecowin, Retosan, Bekamak ve İleri Teknik gibi markaların bayiliğini ve satışını yaptıklarını söyleyen Takpa Makina Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Şirket Müdürü Mustafa Candan, “Diğer yandan, Goodway, Dahlih, Kao-Ming ve First gibi CNC tezgahların satışına aracılık ederek, uzun yıllardır birlikte çalıştığımız Tezmaksan’a destek veriyoruz. Sarf malzemesi olarak; Seco, YG, Delta, Sml, Mte, Kukamet, Er-El ve Deko gibi markaların Bursa Bölge Bayiliği’ni, Bordignon, Eberhard, Amf, Omg gibi birçok markanın da Türkiye distribütörlüğünü yürütüyoruz” dedi. “1989 yılında faaliyetlerimize başladık” Otomotiv ve metal imalat başta olmak üzere, kalıpçılık ve makina imalatı gibi sektörlere yönelik hizmet verdiklerini kaydeden Candan, sözlerini şöyle sürdürdü: “1989 yılında takım tezgahları satışı yapmak üzere faaliyetlerimize başladık. Geçen zaman içinde, talaşlı imalata ve kalıpçılığa yönelik sarf malzemesi ve hizmet anlamında çok çeşitli ürün portföyünü kapsar hale geldik. Kalıp ekipmanları, tezgah ekipmanları, kesici ve tutucu takımlar olmak üzere dört ana grup altında bini aşkın ürün çeşidine sahip Takpa Makina, bu yıl da ürün portföyüne yenilerini ekledi. Pnömatik işleme ekipmanları, yeni tür hassas ölçü aleti ve ithal ettiğimiz bazı ürünlerde çeşitliliğe gittik.” “Müşterilerimizin yüzde 95’i Bursa’da” Satışını yaptıkları ürünlerin yüzde 70’ini ithal ettiklerini dile getiren Mustafa Candan, “Söz konusu ürünleri ağırlıklı olarak; Almanya, İtalya, Tayvan, İsveç, Güney Kore, Çin ve İspanya gibi ülkelerden alıyoruz” diye konuştu. Müşterilerinin yüzde 95’inin Bursa’da faaliyet gösterdiğini vurgulayan Candan, 550 metrekarelik kapalı alanda faaliyet gösterdiklerini ve 11 kişiye istihdam sağladıklarını aktardı. Candan, konuşmasına şöyle devam etti: “2009 yılı ekonomik krizinde düşen ciromuzu 2011’de yüzde 100 oranında artırdık. Otomotiv sektöründeki proje sayısı azlığı nedeniyle son birkaç yıldır sektör yine durgundu. Şu an yeni projeler gündemde. Bu nedenle, 2014 yılı itibariyle sektörde sıçrama bekliyoruz.” “Sattığımız her ürünün arkasında duruyoruz” Alanında en iyi firmalardan biri olmayı hedeflediklerine dikkati çeken Candan, günün şartlarına göre araç ve personel gibi alanlarda yatırımları olabileceğini, ayrıca yeni ürün gruplarını devreye sokabileceklerini aktardı. Ürün satmanın yanı sıra, satış sonrası hizmet ve lojistik desteğin önemine değinen Mustafa Candan, “Firmamızı başarılı kılan en önemli faktörün, sattığımız her ürünün arkasında durmak olduğuna inanıyoruz. Satış sonrası servis ve destek gücümüze güveniyoruz. Buna yürekten inanan bir firmayız ve uygulamada da buna sonuna kadar sadık kalmaya çalışıyoruz. Özellikle, tezgah satışı konusunda kaliteli ürün satarsanız, iyi ve yeterli servis desteği sunarsanız, uzun vadede başarı şansınız artar” diyerek sözlerini noktaladı. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 83 FİRMA HABERLERİ Alseko Metal, yeni firmasıyla talaşlı imalat sektörüne giriyor Alseko Metal, 2013 yılında bünyesine kattığı Alseko Makina firması ile çeliği işleyerek satacak. Şirket, 2014’ün ilk aylarında talaşlı imalat alanında devreye alacağı Alseko Makina ile önce iç piyasanın nabzını tutacak, 2015’ten sonra da ihracata soyunacak. Zehra ORUÇ / BURSA İ nşaat sektörüne yönelik faaliyetleriyle 1992 yılında ticaret hayatına başladıklarını belirten Alseko Metal Satış ve Pazarlama Direktörü Ahmet Koç, “2002 yılında ise, Assab Çelik A.Ş. ve ardında da, Böhler Sert Maden firmasının Bursa ve Güney Marmara bölge bayilikleri ile otomotiv sektörüne dahil olduk. 2006 yılında, eski adı Assab olan Makina, Alseko Dış Ticaret’i de eklediklerini söyleyen Koç, şöyle konuştu: “Alseko Makina olarak, yakın gelecekte üretim-imalat alanında da faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Metal üzerindeki çeliğin satışını artırmaya yönelik, talaşlı imalat alanında üretim gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. 2014’ün ilk aylarında faaliyete geçirmeyi planladığımız bu firmamızda, direkt makina üretimine girmeyeceğiz. Ürettiğimiz çeliği temizlenmiş bir şekilde vermeyi hedefliyoruz.” “Gelecekte ihracat yapmayı da hedefliyoruz” Ahmet Koç, 2014’ün ilk aylarında talaşlı imalat konusundaki kabiliyetlerini ölçeceklerini ifade etti. 84 Makina Magazin Böhler Uddeholm Çelik ve Alseko Metal ortak çalışmaları sonucu kurulan Assab Isıl İşlem tesisi Bursa’da faaliyetine başladı. 2011 yılı içerisinde de, lazer makinaları üretimi yapan İtalyan firması Sisma Lazer Sistemleri ile Türkiye distribütörlüğü anlaşması gerçekleştirdik. Satış ağımız içerisinde; kalıp çeliği, imalat çeliği, ıslah çeliği ve sert maden uçlarını sıralayabiliriz. Aynı zamanda, çeliklerimize mukavemet katılması adına ısıl işlem tesislerimiz ile faaliyet gösteriyoruz” dedi. Alseko bünyesinde var olan Alseko Metal ve Alseko Enerji firmalarına 2013 yılında, Alseko ● OCAK 2014 Alseko Makina firmasında üretime başlayarak, metal alanındaki çelik satışlarını da artırmayı öngördüklerini ifade eden Koç, 2014’ün ilk aylarında talaşlı imalat konusundaki kabiliyetlerini ölçeceklerini aktardı. Ardından, 2015 yılı itibari ile ihracat planları yapabileceklerini kaydeden Koç, “Başlangıçta hedefimiz, iç piyasada gücümüzü keşfetmek ve 2015 sonrasında da ihracatı başlatmak. Yeni yapılanmamızla beraber, mevcut binayı genişleterek iki katına çıkarmayı da planlıyoruz” diye konuştu. “Yılsonunda yüzde 20 büyüme öngörüyoruz” Beşevler Küçük Sanayi Sitesi’nde yaklaşık 25 kişilik çalışanla 700 metrekarelik bir alanda faaliyet gösterdiklerini belirten Ahmet Koç, birkaç ay içerisinde faaliyet alanını iki katına çıkarmayı planladıklarını söyledi. 2012 yılını, 2011’e göre ciro anlamında yüzde 25 büyüme ile kapattıklarını ifade eden Koç, faaliyet gösterdikleri alanların her birinde yüzde 15 ila yüzde 30 oranlarında büyüme yaşadıklarını dile getirdi. Koç, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “2013’ün ilk çeyreğini hedeflerimiz doğrultusunda geçirdik. İkinci yarısı itibariyle de, piyasada genel bir hareketlilik beklentisi içerisindeyiz. Yılsonunda yüzde 20 oranlarında büyüme öngörüyoruz.” “Afyon’a güneş enerji santrali kuracağız” Güneş ve rüzgar enerjisine yönelik projelerini hayata geçirmek amacıyla 2008 yılında kurdukları Alseko Enerji’de de faaliyetlerini sürdürdüklerini anlatan Koç, “Enerji sektörü ile alakalı çok sayıda fuara katılıp, çeşitli araştırmalar yaptık. Alseko Enerji olarak ilk etapta; lazer markalama, lazer kaynak, lazer kesme ve 3 boyutlu lazer markalama ve işlem makinalarının satışlarını gerçekleştirmeye başladık. Bu makinaları İtalyan markası olan Sisma Lazer Sistemleri ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma neticesinde satıyoruz. Özellikle, kuyumculuk sektöründe kullanılan markanın 400 civarı makinası mevcut. Biz de, Alseko Enerji bünyesinde 2011 yılından bu yana Sisma’nın endüstriyel bölümü olarak Türkiye distribütörlüğü sürdürüyoruz. Bu yıl ülke genelinde 16 makina satışı gerçekleştirdik” diye konuştu. Güneş ve rüzgar enerji santralleri yatırımlarını beklemeye alarak, İtalyan markası Sisma’nın Türkiye distribütörlüğünü üstlendiklerini ifade eden Koç, gelecek beş yıl içerisinde Afyon’a güneş enerji santrali kurmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi. ■ FİRMA HABERLERİ Gedik Holding, 50. yılını çalışanlarıyla kutladı Kaynak, döküm, vana, robot, sermaye piyasaları, eğitim gibi sektörlerde faaliyetlerini sürdüren Gedik Holding, Cevahir Hotel Istanbul Asia’da düzenlenen ve binin üzerinde çalışanının katıldığı davette 50. yılını kutladı. S ektöründe 50. yılını kutlayan Gedik Holding, Cevahir Hotel Istanbul Asia’da verdiği davet ile tüm çalışanlarını bir araya topladı. Binin üzerinde Gedik çalışanının katıldığı davete; Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, Gedik Holding Yönetim Kurulu üyeleri ve Gedik Üniversitesi akademik ve yerel idarelerinin temsilcileri katıldı. 2014 yılında da yatırımlarına hız kesmeden devam edeceklerini dile getiren Hülya Gedik, “Büyüklüğümüze yakışır işler ve yatırımlar yapacağız. Bunun sonucunda, Türkiye’deki üretim hacmimizi artırmayı planlıyoruz. Ayrıca, yurtdışı yatırımları için araştırmalarımız devam ediyor. Bugün ihracatta 88 ülkeye ulaşmış olsak da, Gedik’i daha da yukarılara taşıyabilmek adına yatırım fırsatlarını değerlendirmek istiyoruz. Şirketimizin son yıllarda yakaladığı pazar etkinliği, ciro ve yatırım gücü kabiliyetini de biraz daha yukarı taşımak ve Türkiye ekonomisine de katma değer yaratmak 50. yıldönümümüze yakışacaktır. Başarının altında yatan en önemli değer, güçlü bir ekip ve güçlü çözüm ortakları ile uyum içinde ve her zaman daha iyiyi hedefleyerek çalışmaktır” dedi. Etkinlikte, Gedik Holding Onursal Başkanı merhum Halil Kaya Gedik’in Türk kaynak endüstrisine kazandırdıkları ve başarılarından da bahsedildiğini aktaran yetkililer, “Davet, Halil Gedik’in hayatını anlatan “Halil Paşa’ belgeselinin gösterimi sonrası 50. yıl yemeği ve eğlence ile son buldu” diye konuştular. “Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından biri” 50. yılını kutlayan Gedik Holding’in, faaliyet alanları arasına; kaynak, döküm, vana, robot, sermaye piyasaları, eğitim gibi pek çok sektörü kattığını aktaran yetkililer, şöyle konuştular: “Holding, Türkiye’nin en köklü ve en saygın kurumları arasında yer almaktadır. Gedik Kaynak, Türkiye’de kaynak elektrot, tel, toz ürünleri ve kaynak makinaları üreten ve Türk kaynak sektöründe lider konumda yer alan bir firmadır. Günümüzde Gedik Kaynak, 90.000 ton/ yıl üretim kapasitesi ile Avrupa’nın da en büyük üreticileri arasında yer almaktadır. Ürünleri arasında; örtülü kaynak elektrotları, gazaltı, tozaltı ve özlü tip kaynak tellerinin yanı sıra, redresörler, gazaltı, tozaltı inverter tip kaynak makinaları ve kaynak jeneratörleri sayılabilir. Şirket ayrıca, kaynak otomasyonu ve robot uygulamaları (GeKa Robot) konusunda, hem yurtiçi, hem de yurtdışı pazarlara ürün ve hizmet sunmaktadır.” “Türkiye’nin ilk vana üreticilerinden” Türkiye’nin ilk vana üreticilerinden biri olan Gedik Döküm ve Vana hakkında da açıklamalarda bulunan yetkililer, şunları aktardılar: “Şirket, 1967 yılında ‘Termo Buhar Cihazı’ unvanıyla faaliyetlerine başladı ve 1991 yılında kum döküm, hassas döküm ve vana üretimi yapan entegre bir tesis haline geldi. Gedik Döküm ve Vana ürünleri; TSE, ISO 90012008, CE, GOST, Sepro, AD 2000WO, AD 2000-HPO, BV and Turkish Lloyd gibi ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak üretiliyor.” “Eğitim sektöründe de faaliyet gösteriyor” Gedik Üniversitesi’nin, Türkiye’ nin önde gelen sanayi ve finans kurumları arasında yer alan Gedik Holding tarafından kurulduğunu dile getiren yetkililer, “Üniversite, sanayi ve finans sektörüne hizmet verebilecek teori yanında pratiğe, iyi girişimci, yenilikçi, öğrenciler yetiştirmeyi hedefliyor. Gedik Üniversitesi ayrıca, öğrencilerin stajlarını, proje ve bitirme ödevlerini, sanayi, finans, sağlık ve spor alanlarındaki kuruluşlarda yapmalarını sağlayarak, iş dünyası ile üniversite arasında köprü kuruyor” diyerek sözlerini noktaladılar. ■ ➤ Hülya Gedik, “Büyüklüğümüze yakışır işler ve yatırımlar yapacağız. Bunun sonucunda, Türkiye’deki üretim hacmimizi artırmayı planlıyoruz” dedi. OCAK 2014 ● Makina Magazin 85 FİRMA HABERLERİ Altesa, geleceğin teknolojilerini sanayiyle buluşturuyor Otomotiv endüstrisi ve makina sektörü ağırlıklı olmak üzere gıda ve endüstriyel alanda da otomasyon projeleri yapan Altesa Mühendislik, proje bazlı üretimlerle geleceğin teknolojilerini sanayiyle buluşturuyor. Esra ÖZARFAT / BURSA O tomotiv endüstrisi ve makina sektörü ağırlıklı olmak üzere, gıda ve endüstriyel alanda anahtar teslim otomasyon projeleri, kaynak fikstürleri, gaz altı, punta kaynağı, endüstriyel otomasyon ve robot imalatı yapan Altesa Mühendislik, robot firmalarının ihtiyaç duyduğu teknik ve mühendislik desteği de sağlıyor. Şirketlerinin, bugünün ve geleceğin teknolojik ihtiyaçlarını karşılayan ve belirleyen çözümler, ürünler ve sistemler oluşturmak amacıyla kurulduğunu anlatan Altesa Mühendislik Metal Makina Robot Otomasyon Sistemleri Ltd. Şti. Şirket Müdürü Ünal Altıntaş, “2006 yılında, üç ortaklı yerli sermaye ile kurulan firmamız, robot üreten firmalara da fikstür devreye alma imalatları yapıyor. ABB, AB Rotech, Akpres, Beyçelik-Gestamp, Coşkunöz, Gentaş, Şahinkul Ayda 10 fikstür imalatı hedeflediklerini ifade eden Ünal Altıntaş, şu anda otomotiv sanayiinde kullanılan orta ölçekli türlerden yılda 100 adet fikstür ürettiklerini açıkladı. 86 Makina Magazin ● OCAK 2014 Makina, Turbelco, Yarış Kabin, Yarış Otomotiv, Yepsan gibi firmalarla çalışıyoruz” diye konuştu. Çalı Sanayi Bölgesi’nde, bin 500 metrekarelik alanda 30 çalışanla faaliyet gösterdiklerini kaydeden Altıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Firmamızda beş elektrik ve makina mühendisi çalışıyor. Bize verilen herhangi bir datadan kaynak fikstürü imalatı ve ona uygun robotların planlamasını yaparak teklif veriyoruz. İşi aldığımızda da, anahtar teslim üretim yapıyoruz. Firmalar bizden; tasarım, imalat, mühendislik ve devreye alma hizmeti alıyorlar.” “Dolaylı olarak ihracat yapıyoruz” Ayda 10 fikstür imalatı hedeflediklerini dile getiren Ünal Altıntaş, şu anda otomotiv sanayiinde kullanılan orta ölçekli türlerden yılda 100 adet fikstür ürettiklerini söyledi. Sistem olarak da, yıllık 8 ila 10 arası hücre hedeflediklerini vurgulayan Altıntaş, “Bursa Serbest Bölge’de yer alan firmalara verdiğimiz robotlu sistem desteği ile dolaylı olarak ihracat yapıyoruz” dedi. Fuarlara katılarak, dünyadaki yeni teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerinin de altını çizen Altıntaş, şöyle konuştu: “Son olarak, Kasım ayında Amerika’da düzenlenen Fabtech Fuarı’na Bursa Ticaret ve Sanayi Odası organizasyonuyla ziyaretçi katılımı sağladık. Dünyanın önde gelen firmaları ve CEO’larıyla bir araya gelerek görüşmelerde bulunduk. Sektörünün önemli fuarlarından birinde yeni teknolojileri yerinde görmek, küçük ölçekli KOBİ’ler için büyük bir kazanım.” “Robotlu üretim, işçi sağlığı kalitesini artırıyor” Robotlu sistemlerin günümüz üretim koşullarında önemli olduğunun altını çizen Ünal Altıntaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Robotlu sistemin girmiş olduğu hiçbir sektör aynı kalmıyor. Eleman sayısı da artıyor, üretimi daha da fazla artıyor. Boyahane gibi sağlık açısından özel önlemler gerektiren yerlerde çalışanların sağlığının korunması açısından çok önemli. Bu hatlara robotlar gelmeye başlayınca; üretim, kalite ve işçi sağlığı kalitesi arttı. Ayrıca, robotlar aynı işi milyonlarca defa tekrar edebilirler. Çok profesyonel bir eleman bile ruhsal durumuna bağlı olarak zaman zaman hatalar yapabilir. Bu da, kalite kontrolden ürünlerin dönmesi demektir. Robotlar tarafından yapıldığında ise, hata ihtimali en aza iniyor. Global rekabet açısından bu tarz üretime geçilmesi gerekiyor.” ■ FİRMA HABERLERİ Temesist Raf, İtalya’da merkez açtı Depo ve raf sistemleri alanında 26 yıldır faaliyet gösteren ve İngiltere’de “En İyi Raf Sistemleri” kategorisinde “Küresel Kalite Ödülü”nün sahibi olan Temesist Raf, İtalya’da açtığı merkez ile akıllı mekik raf robotlarını ve akıllı raflarını Avrupa’ya satacak. D epo ve raf sistemleri konusunda 1996’dan beri faaliyet gösteren Temesist Raf, dünyada bir ilke imza atarak, Türkiye’de üretmeye başladığı depreme dayanıklı raf sistemlerini İtalya’da açtığı merkez üzerinden Avrupa’ya satacak. Depo ve raf sistemleri konusunda uzman olan ve Avrupa’daki F.E.M standartlarının oluşumunda büyük katkısı olan Milano Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Carlo Andrea Castiglioni ile ortak olan Temesist Raf, krizin Avrupa üzerindeki etkisinin azalmasıyla yatırım hedefi olarak Avrupa’yı seçti. İtalya’nın yanı sıra Dubai’ye de bir merkez açmayı hedeflediklerini belirten Temesist Raf Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Gül, “Ciromuzun yüzde 25’ini ihracattan elde ediyoruz. Bu rakamı çok daha yukarılara çekebilmek adına, İtalya’da Profesör Carlo Andrea Castiglioni ile ortak olarak bir merkez kurduk. Şu anda Avrupa’da, Almanya ve İngiltere gibi merkez ülkelerde devam eden projelerimiz var. İtalya’da kurduğumuz merkez ile Avrupa’da çok daha fazla projede yer alacağız” diye konuştu. “Dubai’de de bir merkez kuracağız” İhracatı artırmak için yurtdışındaki yatırımlarını artırdıklarını vurgulayan Gül, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İhracat rakamlarımızı yukarılara çekebilmek adına yurtdışı yatırımlarımızı artırıyoruz. Aynı İtalya’da olduğu gibi, Dubai’de de bir merkez kurarak, Arap ülkelerinde büyüyeceğiz. Dubai, bulunduğu bölgede etki alanı çok geniş bir şehir. Orada daha önce gerçekleştirdiğimiz projeler oldu ve bu projelerin bizim o bölgedeki geleceğimiz açısından referans olacağını düşünüyorum.” Azerbaycan’daki fabrikalarına 1 milyon dolarlık yatırım daha yaptıklarına değinen Halil İbrahim Gül, “Azerbaycan’daki fabrikamıza1 milyon dolarlık bir yatırım daha yaparak, oradaki fabrikamızı geliştirme kararı aldık. Firma olarak, inovasyonun önemini biliyor ve gerçekleştirdiğimiz yatırımlarda bunu ön planda tutuyoruz” dedi. “İhracat yaptığımız ülke sayısını 52’ye yükselttik” Halil İbrahim Gül, “İhracat rakamlarımızı yukarılara çekebilmek adına yurtdışı yatırımlarımızı artırıyoruz“ diye konuştu. Başta Almanya, İtalya, Kuzey Afrika ülkeleri, Suudi Arabistan, Irak, Azerbaycan, Bulgaristan, Kazakistan ve Afganistan olmak üzere, toplam 52 ülkeye ihracat yaptıklarını söyleyen Gül, sektörleri açısından 2013 yılını da değerlendirdi. Gül, şunları söyledi: “2013, raf ve depo sistemleri pazarı için iyi bir yıldı. Sektör yüzde 50’nin üzerinde büyüme gösterdi. Geçtiğimiz yıl 42 ülkeye ihracat gerçekleştirirken, 2013 yılında bu rakamı 52 ülkeye çıkardık.” Yurtiçi ve yurtdışında proje bazlı çalıştıklarını söyleyen Gül, “Bulgaristan’da Avrupa’nın en büyük deposunu kurduk. Orta Afrika’da Kamerun’u merkez seçtik ve bu ülkede de bankalara ve telekom operatörü şirketlerine projeler hazırlıyoruz” diyerek sözlerini noktaladı. ■ OCAK 2014 ● Makina Magazin 87 MAKALE İç dişli çarklarda aşınmanın deneysel olarak incelenmesi Mert Şafak TUNALIOĞLU Bedri TUÇ Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İ ç dişli çarklar, genellikle planet dişli sistemlerinde dış güneş dişlisi olarak kullanılırlar. Diş şekilleri, kavramaya giriş ve çıkıştaki kayma hızları, kavrama esnasında dişli çiftinin faydalı çalışma boyları, dış dişli çarklara göre farklıdır. Bu farklara rağmen, dişli çarklarda aşınmanın tespiti ile ilgili çalışmalar dış dişli çarklar üzerine yoğunlaşmış olup, iç dişli çarklarla ilgili tatmin edici düzeyde deneysel çalışmalar bulunmamaktadır. Bu çalışmada; iç dişli çarklarda oluşan aşınmayı inceleyebilmek için çalışma prensibi “FZG kapalı devre güç dolaşım sistemi” isimli deney düzeneğine benzer bir pinyon-iç dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal edilerek aşınma deneyleri yapılmıştır. Deneylerde, farklı burulma momenti ile yüklenen St37 malzemeden imal edilmiş pinyon ve iç dişli çarklar kullanılmıştır. Farklı yük tekrarlarında pinyon ve iç dişli çarkın diş profillerinde meydana gelen aşınma miktarları incelenmiştir. Anahtar sözcükler: İç dişli çark, aşınma, planet dişli sistemi. Resim 1. Deney düzeneğinin yandan görünüşü. 88 Makina Magazin 1. Giriş İç dişli çarklar, dişlerinin dişli ● OCAK 2014 Şekil 1. Kapalı devre iç dişli aşınma test cihazı 1. Devir alıcı 2. Redüktör 3. Güç motoru 4. Güç kontrol panosu 5. Kaplin 6. Isıtıcı soğutucu düzenek kontrol panosu 7. Yardımcı dişliler 8. Soğutma suyu iletim motoru 9. Yardımcı dişli kutusu 10. Su kabı 11. Kayabilen yataklar 12. Tork kaplini 13. Ağırlık asma kolu 14. Kayabilen yatak 15. Test dişlileri 16. Test dişli kutusu. çark merkezinin dışına değil de içine doğru dönük olması yönüyle dış dişli çarklardan farklıdır. İç bükey diş profil yüzey ile dış bükey diş profil yüzeyin eş çalışmasından dolayı iyi bir yağlama, düşük yüzey basıncı ve iyi bir verim elde edilir. Dişlerin birbiri ile kavramaya girmesi ve kavramadan ayrılması esnasında kayma hızları dış dişlilere göre daha düşüktür. Otomotiv ve havacılık endüstrisinde, dişli çark eksenler arası mesafesinin kısa olmasından dolayı yaygın olarak kullanılırlar. Ayrıca, dişli kutusunun çok az yer kaplaması gerektiği, örneğin; planet sistemlerinde, vites kutularında, çeşitli mutfak ve el aletlerinde kullanılırlar. İç dişli çarklarla ilgili yapılan çalışmaların çoğu, diş dibinde oluşan gerilmelerin incelenmesi ve bu gerilmelerin azaltılması yönünde olmuş, aşınma ile ilgili deneysel çalışmalar çok fazla yapılmamıştır. Eiff ve diğerleri [1], iç ve dış dişli çarklarda dişli geometrisi ile diş dibinde meydana gelen maksimum teğetsel gerilmenin yeri, diş dibinde oluşan gerilmenin miktarı ve gerilme konsantrasyonu faktörünü belirlemişlerdir. Teorik hesaplama yöntemi olarak sonlu elemanlar metodunu kullanmışlar, sonuçları fotoelastik deneylerle karşılaştırmışlardır. İç dişli çarkların diş dibi gerilmelerinin aynı boyutlardaki dış dişli çarklara göre daha düşük olduğunu göstermişlerdir. Tong ve diğerleri [2], iç dişli çarkların imalatı için bir program geliştirmişlerdir. Programda, diş sayısı ve dişlilerin merkezler arası mesafesi belirtildiğinde, eş çalışan dişlilerin diş genişliği sayısal olarak hesaplanmaktadır. Hesaplanan diş genişliği, üretimin pratikliği ve kabul edilen sınır şartlarıyla karşılaştırılmış, gerektiğinde diş sayısı, modül veya dişli malzemesi değiştirilmiştir. Çalışmalarında, üretimi yaklaşık 1 gün süren dişli çark üzerindeki değişiklikleri 30 dakikada yapan CAD programı geliştirilmiştir. Program sadece teorik hesaplara dayanıp deneysel verilerle desteklenmemiştir. Chong ve diğerleri [3], iç dişli çarklarda çember kalınlığının diş dibinde oluşan çekme ve basma gerilmelerine etkileri incelemişlerdir. Gerilme ölçümleri straingauage, fotoelastik deneyler ve sonlu elemanlar analizleriyle yapılarak, maksimum gerilmenin olduğu yerleri saptamaya çalışmışlardır. Maksimum çekme ve basma gerilmelerinin, ince çemberli iç dişli- MAKALE lerde yüklemenin 45° olduğunda diş dibi kavisinde görüldüğünü saptamışlardır. Oda ve diğerleri [4], iç dişli çarklarda çember kalınlığının diş dibi gerilmesi ve eğilme yorulması dayanımına etkilerini incelemişlerdir. Diş dibi gerilmesi için sonlu elemanlar yöntemi, eğilme yorulması dayanımı için farklı kalınlılarda dişlilerde statik yükleme testleri yapılmıştır. İnce çemberli iç dişlilerde çember kalınlığı azaldıkça, maksimum diş dibi gerilmelerinin dişin kavis bölgesindeki çekme ve basma bölgelerinde arttığını saptamışlardır. Hidako ve diğerleri [5], çalışmalarında eşit yataklama şartlarında sabitlenmiş planet dişliler kullanmışlardır. Bu şekilde oluşturulan modelde eğilme momenti, eğilme gerilmesi ve çember içindeki radyal hareket teorik olarak belirlenmiştir. Daha sonra, iç dişlilerdeki gerilmeler fotoelastik metodla analiz edilmiş; çember kalınlığı, diş sayısı ve maksimum gerilmenin pozisyonu açıklanmıştır. İç dişlilerde çember kalınlığı düştüğünde, dişli çarkın diş dibi bölgesindeki basma gerilmesi artarken, çekme gerilmesinin azaldığını belirtmişlerdir. Chong ve diğerleri [6], ince çember kalınlığına sahip iç dişlilerin diş diplerindeki gerilmeleri belirlemek için bir formül geliştirmişlerdir. Bu formül sayesinde, dişlilerdeki gerilmeler kolaylıkla hesaplanmış ve birbirleri ile kıyaslanmıştır. Flodin ve diğerleri [7,8], düz ve helisel dişli çarklarda aşınmayı belirlemek için teorik ve deneysel çalışmalar yapmışlardır. Teorik çalışmalarında, “tekil-nokta gözlem metodu” yardımıyla düz ve helisel dişli çarklarda aşınmayı belirlemişlerdir. Deneysel çalışmalarında, farklı burulma momenti ve motor hızlarına sahip düz ve helisel dişli çarklarda deneyler yapıp, teorik denklemin uygunluğunu ispatlamaya çalışmışlardır. Dhanasekaran ve diğerleri [9], farklı burulma momentleri ile yüklenen düz dişli çarklarda dişli çark malzemesinin ve yağlamanın aşınmaya etkisini incelemişlerdir. Sinterlenmiş çeliğin içerisindeki MoS2’nin dişlerdeki aşınmaya azalttığını be- lirtmişlerdir. Ayrıca, burulma moment değeri arttığında düz dişli çarklarda aşınmanın arttığını belirtmişlerdir. Glodez ve diğerleri [10], düz dişli çarklarda pitting oluşumunu deneysel olarak gözlemişlerdir. Farklı moment ve farklı motor hızlarında FZG test cihazı yardımıyla deneyler yapmışlardır. Deneylerinde, farklı yük tekrar sayılarında burulma momenti değeri arttığında aşınmanın arttığını belirtmişlerdir. Ayrıca, pitting oluşumunu engellemek için; yüzey pürüzlülüğü, yağlama basıncı, kimyasal reaksiyonların çok iyi incelenmesi gerektiğini belirlemişlerdir. Bu çalışmada; çalışma prensibi “FZG kapalı devre güç dolaşım sistemi” isimli deney düzeneğine benzer pinyon-iç dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal edilerek, farklı dönme tekrar sayılarında dişlilere uygulanan burulma momentinin iç dişli çarklarda meydana gelen aşınmaya etkisini deneysel olarak inceleyebilmek hedeflenmiştir. Deneysel çalışmalarda, iç dişli çarkların yanı sıra, iç dişli çarklarla temas halinde bulunan ve sistemi döndüren dişli olan küçük dişli (pinyon) çarklarda oluşan aşınmalar da incelenmiştir. 2. Deneysel çalışma 2.1. Deney cihazı “FZG kapalı devre güç dolaşım sistemi”, dişli çarklarda aşınma ve yorulma deneylerinin yapılması için yaygın olarak kullanılmaktadır. [7, 8, 9]. Bu çalışmada, bir pinyon-iç dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal edilerek aşınma deneyleri yapılmıştır (resim 1 ve şekil 1). Şekil 1’de, şematik olarak gösterilen düzenek aynı çevrim oranını sağlayan iki dişli kutusundan meydana gelmektedir. Dişli kutularından biri şekil 1’de 9 no’lu eleman olup, motordan gelen gücü millere ileten dişli kutusudur (şekil 1.9). 16 no’lu dişli kutusunda ise, aşınma deneyine tabii tutulacak deney dişlileri bulunmaktadır. İki dişli kutusu arasında iki adet mil mevcuttur. Millerden biri, test dişli kutusunun üzerindeki iç dişli çarkı taşıyan mildir. Bu mil üzerinde iki adet kardan kavrama mevcuttur. Diğer mil Resim 2. Deneylerde kullanılan dişli çarklar. ise, üzerinde burulma momentinin oluşturulduğu tork kaplininin mevcut olduğu mildir. Bu düzenekte yükleme, sistem hareketsizken yapılır. Sistem sabitlendikten sonra, yardımcı dişli kutusu ve test dişli kutusu arasında bulunan mile takılan moment kolunun serbest ucuna ağırlık asılarak, tork kaplini bulunan mil burulur. Ağırlıklar moment kolunda takılı iken, kaplinin üzerinde bulunan cıvatalar sıkılarak sistem yüklenir. Takılan ağırlığın kalibrasyonu için strain-gauge düzenek hazırlanarak, her ağırlığın hangi burulma momentine karşılık geldiği saptanmıştır. Deney düzeneğinde 2 adet motor mevcuttur. Bunlardan biri, dişlileri taşıyan mili tahrik eden, 7,5 kW gücünde, hızı dakikada 3000 devire kadar çıkabilen trifaze elektrik motorudur. Diğer motor, soğutucu suyu, su deposundan test dişlilerinin bulunduğu dişli kutusuna iletir. Deneylerde sabit sıcaklıkta çalışabilmek için ısıtıcı-soğutucu düzenek mevcuttur. Yağın sıcaklığını ölçmek içinde test dişlilerinin bulunduğu dişli kutusunda 2 adet termo-couple kullanılmıştır. Sıcaklık kontrolünde sapma Tablo 1. Deney dişlilerinin özellikleri. OCAK 2014 ● Makina Magazin 89 MAKALE Tablo 2. Deneylerde kullanılan yağın özellikleri [10]. ±2ºC’dir. Deney düzeneğinde sıcaklık kontrolü ve tahrik motorunun devir sayısının ayarlanabileceği kontrol panoları bulunmaktadır. Hız kontrol panosu ile 3000 d/d devirle dönen sistem 10 ayrı hız kademesinde çalıştırılabilir. Bu sayede, sistemde farklı devirlerde yorulma ve aşınma deneyleri yapmak mümkündür. 2.2. Deney dişlileri Deneylerde kullanılan pinyon ve iç dişli çarkların malzemesi St37 çeliği olup, dişlerin yüzey sertlikleri 120-130HV’dir (resim 2). Dişli çarklara ait özellikler tablo 1’de verilmiştir. Tabloda kullanılan 1 indisi döndüren dişli olan pinyon, 2 indisi karşılık dişli olan iç dişli çarkı göstermektedir. 2.3. Deneylerde kullanılan yağ Bu çalışmada, transmisyon otomotiv dişli yağı kullanılmıştır. Deneylerde, daldırma tip yağlama sistemi kullanılmıştır. Yağ sıcaklığı 23±2°C’de tutulmuştur. Kullanılan yağın özellikleri tablo 2’de verilmiştir [12]. 2.4. Deney planı İç dişli çarklarda aşınma deneyleri 2000 d/dak motor hızında ve üç farklı yükleme durumu (50Nm, 100Nm,150Nm) için yapılmıştır (tablo 3). Deneysel çalışmada, çember dişliyi döndüren dış dişlinin (pinyon) her 100.000 dönme tekrarında sonra sistem durdurularak, deney dişlileri dişli kutusundan çıkartılmıştır. Dişli çarklar, üzerlerinde bulunan aşınmış parçacıklar ve yağdan arındırılmak için temizlenmiştir. Temizleme işleminin ardından, dişli Tablo 3. Deney planı. 90 Makina Magazin ● OCAK 2014 Şekil 2. Farklı burulma momenti ile yüklenmiş pinyon dişli çarkta meydana gelen aşınma miktarı. çarklar basınçlı hava ile kurutulmuş ve 1/1000gr hassasiyetli elektronik tartı ile tartılıp, aşınma miktarları belirlenmiştir. 3. Deneysel sonuçlar 3.1. Elektronik tartı ile dişli çiftindeki aşınmanın gözlenmesi Pinyon dişlisinin her N=1x105 dönme tekrarında sistem durdurularak, deney dişlileri 1/1000gr hassasiyetli elektronik tartı ile tartılıp aşınma miktarları belirlenmiş, sonuçlar şekillerle anlatılmıştır (şekil 2-3). Pinyon dişlilere ait aşınma miktarlarını gösteren şekil 2 incelendiğinde, pinyon dişlisine etki eden burulma momenti arttığında, pinyon dişlisinde aşınma miktarının arttığı gözlenmektedir. Örnek olarak; 50 Nm moment ile yüklenen ve 2000 d/dak hızla döndürülen pinyonda, N=1x106 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı 441mg’dır. 100 Nm moment ile yüklenen, 2000 d/ dak hızla döndürülen pinyonda N=1x106 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı yüzde 38 artmıştır. 150 Nm moment ile yüklenen, 2000 d/dak hızla döndürülen pinyonda N=1x106 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı yüzde 66 artmıştır. Aşınma deneylerinde kullanı- lan test dişlilerinin çevrim oranı 4,41’dir. Dolayısıyla, çember dişliler için dönme sayısı tekrarı küçük dişlilerin dönme tekrarı sayısının 1/4.41’i kadardır. Bu nedenle, çember dişlilerdeki diş aşınma derinlikleri küçük dişlilere göre daha azdır. Şekil 3 incelendiğinde, iç dişli çarka etki eden burulma moment yükü arttığında, iç dişli çarktaki aşınma miktarı da artmaktadır. 50 Nm moment ile yüklenen ve 2000 d/ dak hızla döndürülen iç dişli çarkta, N=2.3x105 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı 155mg’dır. 100 Nm moment ile yüklenen, 2000 d/dak hızla döndürülen iç dişli çarkta N=2.3x105 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı yüzde 36 artmıştır. 150 Nm moment ile yüklenen, 2000 d/dak hızla döndürülen iç dişli çarkta N=2.3x105 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı yüzde 68 artmıştır. 3.2. Dişli çarkların makro fotoğraf çekimleri Resim 3 incelendiğinde, pinyon dişli çarka etki eden moment yükü artırıldığı zaman, pinyon dişli çarktaki aşınma miktarı da artmaktadır. Resim 3 (a)’da, aşınma daha çok scoring şeklinde oluşmuşken, (b)’de pitting oluşumu, başlangıç pitting seviyesinde, (c)’de ise pitting oluşumu daha da artmış ve harap edici pitting seviyesine ulaşmıştır. Diş profilindeki en büyük aşınmanın diş dibi bölgesinde meydana geldiği görülmektedir. Resim 4 incelendiğinde, pinyon dişlisinden farklı olarak, diş profilin- MAKALE deki en büyük aşınma, iç dişli çarkın diş başı bölgesinde görülmektedir. İç dişli çarka etki eden burulma momenti artırıldığı zaman, iç dişlinin diş başlarındaki aşınma miktarı da artmaktadır. İç dişli çarkların üretiminde diş genişliği boyunca paralel olarak, imalattan kaynaklanan izler bulunmaktadır. Resim 4 (a)’da, diş başı bölgesinde bu izler kaybolmuş olup, aşınma başlangıç seviyesinde gözükmektedir. Resim 4 (b)’de, diş başı bölgesinde scoring oluşumu gözlenmekte, (c)’de ise aşınma diş başı bölgesinde başlangıç pittingi şeklinde gözükmektedir. olduğu önceki çalışmalarda gösterilmiştir [9, 11, 14]. Yapılan deneysel çalışmalardan da görüldüğü gibi, küçük dişlilerin dişlerinde meydana gelen en büyük aşınma miktarı iç dişli çarkın dişleri ile kavramaya girdiği diş tabanı bölgesinde, iç dişli çarkların dişlerinde meydana gelen en büyük aşınma miktarı pinyon dişisinin dişleri ile kavramaya girdiği diş başı bölgesindedir. Bu sonuçlara göre, aşınma bakımından iç dişli çarkın kritik bölgesi diş başı bölgesidir. Dolayısıyla, pinyon-iç dişli çark çiftinde profil kaydırma işlemi ile ilgili çalışmalar yapıldığında bu durum dikkate alınmalıdır. 4. Sonuçlar Bu çalışmada, “FZG kapalı devre güç dolaşım sistemi” isimli deney düzeneğine benzer pinyon-iç dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal edilerek, farklı dönme tekrar sayılarında uygulanan burulma momentinin iç dişli çarklar ile iç dişli çarklarla temas halinde bulunan küçük dişli (pinyon) çarklarda aşınmaya etkisi deneysel olarak incelenmiştir. Hem pinyon dişlisinde, hem de iç dişli çarklarda, uygulanan burulma momenti miktarı arttığı zaman diş profillerinde meydana gelen aşınma miktarı artmaktadır. Sonuçlar, dış dişli çarklarla ilgili literatür [7, 8, 9] çalışmalarıyla uyum içerisindedir ve imal edilen pinyon-iç dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneğinin kullanılabilirliğini göstermektedir. Eş çalışan dış dişli çarklarda dişlerdeki aşınma, her iki dişlinin diş dibi bölgesinde başladığı ve aşınmanın bu bölgelerde maksimum 5. Referanslar [1] Eiff, H., V., Hirschmann, K., H., Lechner, G., ‘‘Influence of Gear Tooth Geometry on Tooth Stress of External and Internal Gears’’, Journal of Mechanical Design, 112: 575-583 (1990). [2] Tong, B., S., Walton, D., ‘‘A computer design aid for internal spur and helical gears’’, Int. J. Mach. Tools Manufact., 27 (4): 479-489 (1987). [3] Chong, T., H., Suzuki, T., Aida, T., Fujio, H., “Bending Stresses of Internal Spur Gear”, Bulletin of JSME, 25 (202): 679-686 (1982). [4] Oda, S., Miyachika, K., Araki, K., ‘‘Effects of Rim Thickness on Root Stress and Bending Fatigue Strength of Internal Gear Tooth’’, Bulletin of JSME, 27 (230): 17591764 (1984). [5] Hidaka, T., Ishida, T., Uchida, F., ‘‘Effects of Rim Thickness and Number of Teeth on Bending Strength of Internal Gear’’, Bulletin of JSME, 27 (223): 617-623 (1984). [6] Chong, T., H., Kubo, A., ‘‘Simple Stress Formulae for a ThinRimmed Spur Gear. Part 3: Examination of the Calculation Method and Stress State of Internal Spur Gear’’, Journal of Mechanisms Transmissions and Automation in Design, 107: 418–423 (1985). [7] Flodin, A., Andersson, S., ‘‘Simulation of Mild Wear in Spur Gears’’, Wear, 207: 16-23 (1997). [8] Flodin, A., Andersson, S., ‘‘Simulation of Mild Wear in Helical Gears’’, Wear, 241: 123-128 (2000). [9] Dhanasekaran, S., Gnanamoorthy R., ‘‘Gear tooth wear in sintered spur gears under dry running conditions’’, Wear, xxx (2007) xxx–xxx, Basımda. [10] Glodez, S., Winter, H., Stüwe, H., P., ‘‘A fracture mechanics model for the wear of gear flanks by pitting”, Wear, 208 (1997) 177-183. [11] İmrek, H., Düzcükoğlu, H., ‘‘Relation Between Wear and Tooth Width Modification in Spur Gears’’, Wear, 262: 390-394 (2007). [12] Tunalıoğlu, M., Ş., Gemalmayan, N., Tuç, B., “Kaplamalı Düz Dişlilerde Scoring Sıcaklığının Deneysel Yolla İncelenmesi”, UMES’07, 703-706 (2007). [13] Archard, J., F., ‘‘Contact of Rubbing Flat Surfaces’’, Journal of Applied Physics, 24: 981-988 (1953). [14] Terauchi, Y., Nagamura, K., Ikejo, K., ‘‘Study on Friction Loss of Internal Gear Drives’’, JSME International Journal Series III, 34: 106-113 (1991). ■ Şekil 3. Farklı burulma momenti ile yüklenmiş iç dişli çarkta meydana gelen aşınma miktarı. ➤ Resim 3. Farklı moment ile yüklenmiş (a-50Nm, b-100Nm, c-150Nm) pinyon dişli çarkın makro fotoğraf çekimleri. ➤ Resim 4. Farklı moment ile yüklenmiş (a-50Nm, b-100Nm, c-150Nm) iç dişli çarkın makro fotoğraf çekimleri. Kaynak: VI. Makina Tasarım ve İmalat Teknolojileri Kongresi. OCAK 2014 ● Makina Magazin 91 MAKALE Değişen ekonomide tasarım ve tescilin gerekliliği Kemal YAMANKARADENİZ Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı E konomik yaşamın her safhasında rekabet gitgide artarak görülmemiş boyutlara ulaşmıştır. Bu küresel rekabette var olabilmek için sürekli Ar-Ge çalışmaları yürüterek, kendimizi yenilemek artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Köklü şirketlerin büyük yatırımlar yaparak geliştirdikleri ürünlerin taklitleri kısa sürede piyasada görülmektedir. Bu sebeple, araştırma yapacak şirketlerin önündeki en kritik yol, küresel rekabette başarılı olabilecek yenilikçi ürünlerin taklitten nasıl korunabileceği sorusudur. Günümüz koşullarında firmaların ürünlerini rahat pazarlayabilmeleri için marka tescili zorunlu bir hal almıştır. Bu kritik yolda emin ve sağlam adımlar atabilmek için öncelikle her yenilikçi hareket patentle des- Küresel rekabette var olabilmek için sürekli ArGe çalışmaları yürüterek, kendimizi yenilemek artık bir zorunluluk haline gelmiştir. 92 Makina Magazin ● OCAK 2014 teklenmelidir. Öncelikle, ihracata yönelik çalışan firmalar; marka, patent ve endüstriyel tasarım tescilinin önemini iyi kavramalıdırlar. Son yıllarda Türkiye’de küreselleşmeyle birlikte yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmeler, özellikle büyük metropollerde; kaliteli, fonksiyonel ve modern mobilyaya olan talebi artırırken, bu durumun ilerleyen yıllarda sektörün tasarım odaklı büyümesini hızlandıracağı da yadsınamaz bir gerçektir. Küreselleşmeyle gelen taleplere cevap verebilmenin haricinde, iç ve dış pazarlarda rekabet edebilmek için tasarımın gerekliliği şarttır. Tasarımla rekabet güçlerini artıran firmalar yurtdışına da daha kolay açılacaktır. Rekabet edebilmek için yenilikçi olmak gerekiyor Önceleri üretim yapmak, özellikle de hızlı üretim yapmak rekabet için yetebiliyorken, bu üretim herkes tarafından yapılabilir olduğunda kaliteye odaklanılmıştı. Artık kaliteli üretim yapmak firmaları ön plana çıkarabilmekteydi. Fakat, günümüz koşullarında teknolojinin de hızla ilerlemesi sonucunda, kaliteli üretim yapmak da firmalar için bir fırsat olmaktan çıktı. Çünkü, teknolojiyi kullanabilme imkânı bulan herkes kaliteli üretim için hazır olda bulunmaktadır. İşte bu noktada, devreye firmaların ne derece yaratıcı olabildiği, tasarım gücünü ne kadar iyi kullanabildiği girmektedir. Farklı tasarımlar yaparak, yenilikçiliği ön planda tutarak, tüketicilerin ilgisini çekmeyi başara- bilen firmalar, ürettiği ürünün kullanım alanlarını da sağlıklı bir şekilde belirleyebilirse her zaman bir adım önde olacaklardır. Bu noktada, sadece farklı üretim yapmak yetmemekte ve devreye ürettiği ürünü koruma gerekliliği girmektedir. Bu da, ancak tescille mümkündür. Aksi takdirde, üretilen ürün ne kadar yenilikçi ve farklı olursa olsun, taklit edilecek ve tasarımcısına hiçbir artısı olmayacaktır. Yurtiçi ve yurtdışından alınacak tasarım tescili ile ürün korunabilmekte ve artık tüm getirileri o ürünü üreten firmaya ait olmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise, yapılacak tescilin tüm ülkelerde geçerli olmayacağıdır. Yani, tasarım hangi ülkelerde kullanılacaksa, o ülkede tasarım tescili yaptırılmalıdır. Fakat, uluslararası anlaşmalarla artık bu da daha uygulanabilir bir hal almıştır. Topluluk Tasarım Tescil Sistemi ile tasarımlar, 27 birlik ülkesinde tek bir başvuruyla tescil edilebilmekte ve bu ülkelerin tümünde tescil süresince korunabilmektedir. Aynı zamanda, Türkiye’nin üyesi olduğu Lahey Anlaşması’na göre, Cenevre metnine üye ülkelere endüstriyel tasarım başvurusu yapılabilmektedir. Bu anlaşmalarla üretim yapan firmalara eşsiz bir fırsat sunulmuş olup, düşük maliyet açısından da oldukça kârlılık sağlanmıştır. Sonuç olarak, sürekli kendini yenileyip farklı ürünlerle karşımıza çıkan, müşterilerin ilgi odağı olan firmalarla mücadele edebilmenin tek yolu; yenilikçi tasarımlar yapmak, bu tasarımların kullanım alanlarını oldukça iyi belirlemek ve üretilen ürünü mutlaka tescil ettirmektir. Aksi takdirde, ürettiğimiz ürünün bize ait olduğunu ispatlamak imkânsızdır. Tescil konusuna önem vermemek; emek, zaman ve para harcayarak, ürettiğimiz ürünü başkalarının önüne sunmaktan farksızdır. ■ MAKALE Değer ilaveli satış profesyonellerin işidir... Ahmet Levent ÖNER SED (Stratejik Eğitim ve Danışmanlık) Uzman Eğitmen & Kıdemli Danışman G ünümüzde, bilgi de ürünler de dünyamızı çok hızlı dolaşabiliyor. Bizden hizmet veya ürün talep eden müşterilerimiz, muadil hatta bazen aynı ürünleri başka kaynaklardan da çok rahat tedarik edebilir durumdalar. Geçmişte birkaç gün hatta bazen haftalar alan fiyat alma, fiyat karşılaştırması yapma işi, günümüzde çok ciddi derecede kısaldı. Her geçen gün de daha kısalacak… Çin ve diğer Pasifik kıyısı ülkeleri, ürün kalitelerini artırdıkça, ülkeler arası ticarette, kısıtlar ve kotalar azalıp, hatta kalktıkça ve haberleşme hızı ile kalitesi, sürekli geliştikçe müşterilerin işi kolaylaşırken, biz satış yapmak durumunda olanların işleri giderek güçleşecek. Ta ki; oyunu kuralına göre oynayana kadar... Bu kurallar; daha fazla bilgi ve beceri, işe daha fazla baş koymuş olmak diye özetlenebilir. Konuyu biraz açarsak; ■ Dün mali bilinç ve finansal konular sadece maliyecilerin işiyken, zorlaşan şartlar ve global rekabet, kılı kırk yarmayı gerektiriyor. Paranın zaman maliyeti çok önemli. Kısıtlı kaynaklar daha da kısıtlandı. Bırakın suyu; hava, madenler, sermaye de bunlardan biri. Üstelik, sermayenin ve sermayedarın sabrı da eskiye göre çabuk bitiyor. Sermayedar sürekli ve daha çok kâr elde edeceği işleri, daha uygun ve yüksek faizi arıyor. Kıt olan para kaynağı da krizlere rağmen değerini artırıyor. Boşa stok bağlamak, yok satmakla eşdeğer kayıplar yaratabiliyor. Alacak vadelerini uzatmak, iskontoları derinleştirmek, açık he- sapları tez vakitte kapatmamak, uzayan vadeler ve ödeme gecikmelerine “uygun miktarda da olsa” vade farkı almamak; ciddi zararlarla karşı karşıya kalmamıza neden oluyor. Bugün bir satış profesyonelinin düne göre kat be kat daha fazla maliyet bilinci olması, çok daha rasyonel çalışması gereklidir. ■ Dünün satış görevlisi genel anlamda da daha yavaş ve keyfi davranabilirken, bugün ilk paragrafta yazdığımız nedenlerden dolayı, çok daha süratli hareket etmek durumundadır. Teklif alma, teklif bekleme süreleri, projeli işlerde projelendirme süreleri, hatta verilen teklifin takip sıklığı ve gene bekleme süreleri son derecede kısalmıştır. Çabuk ve profesyonel davranan kazançlı çıkmaktadır. Ağır davranan; rakibin tokadı ile veya müşterisinin tamamen kaybolması durumu ile karşılaşabilmektedir. Müşteri ziyaretlerini aksatmak veya “geyik muhabbeti” yaparak geçirmek de, aynı şekilde kötü sonuçlar doğurmaktadır… ■ Keza; dün müşteriye yakın ol- mak; iletişim ve empati becerisi başta olmak üzere diğer hizmet kriterlerini tam karşılamak fazlaca önemli değilken, bugün pozitif farkı yaratan ana noktalardan olmuşlardır. Bir satış profesyoneli, hizmet kalitesini geliştirerek, sürekli hizmet vermek durumundadır. Kâr marjı, kâr edebilme hakkı, doğal ve herkese açık bir durum olmaktan çoktan çıkmıştır. Kâr ancak; sattığımız ürünlerin ciddi yararlar sağlayacak düzeyde farklılaştırılması, artan hizmetiniz ve satışta katma değer yaratabilmenizin sonucunda oluşabilecek bir “kalan”dır. Diğer detayları da şöyle sıralayabiliriz: ■ Kaliteli ürünleri, en çabuk, en profesyonel ve en fazla hizmet ile sunanlar kâr elde ederek, yarına kalacaklardır. Aksini uygulayanlar, sadece şikâyet ederek ve sadece zarar görerek maalesef geri gideceklerdir. ■ Maliyet takibini sıkı yapan, gereksiz stok bulundurmayan, alacaklarını en hızlı ve olabildiğince kısa vadeli evrak ile toplayanlar. Bunu OCAK 2014 ● Makina Magazin 93 MAKALE sürekli geliştirdikleri ve “çalışmak gerektiren” hizmet ile taçlandıranlar ise; daha çok prim, daha çok ücret, daha çok kâr elde edeceklerdir. ■ Müşteriyi zamanında ve doğru bilgilendiremeyenler; kaybedip, gerilerken, doğru ve “gerekli” bilgiyi müşteri bakış açısından aktaranlar, hem katma değer yaratıp, hem de kazanacaklardır. ■ Büroda vakit geçirenler kaybederken, eski ve özellikle de yeni müşterilerin peşinde koşarak, onlara daha yakın olanlar; hem katma değer yaratıp, hem de kazanacaklardır. ■ Müşteri tekliflerini bekletenler, yapacakları işleri savsaklayıp, geciktirenler, baştan savma ve özensiz hazırlayanlar kaybederken; hızlı, tertipli, müşteri isteklerine de uyumlu olan uygun teklifleri yazıp derhal ileten ve hemen ertesi gününden başlayarak, kısa fasılalarla peşine düşenler, hem katma değer yaratıp, hem de kazanacaklardır. ■ Müşteri hatalarını ve eksiklerini göremeyenler ya da bunları görüp “olmayacak uslup” ile müşteriye ileterek, müşteriyi kaçıranlar kaybederken; hataları görebilen, alternatifler bulabilen ve en önemlisi bunu uygun, profesyonel dil ile ifade edenler, hem katma değer yaratıp, hem de kazanacaklardır. Müşteri hata, yanlış ve eksikliklerini, “Sektörün veya müşterinin alışkanlığı bu yapacak bir şey yok” diyerek kendilerini kandıranlar, adeta sek- 94 Makina Magazin ● OCAK 2014 Geçmişte birkaç gün hatta bazen haftalar alan fiyat alma, fiyat karşılaştırması yapma işi, günümüzde çok ciddi derecede kısaldı. Her geçen gün de daha kısalacak… törel mazeretler yaratarak bunu bir kültür haline getirenler kaybederken; müşterilerini de eğiterek, onları daha da profesyonel hale getirenler elbette kazananlardan olacaklardır. ■ Müşteri ziyaretinde, ofis düzeninde, hatta bilgisayar masası üzerinde, tertipli, planlı, düzenli ve programlı olamayanlar, yine gecikmeler, hatalar, kaybetmeler sonucu zarar edip, müşteri kaybederken; plan program ve düzeni hayat tarzı şeklinde benimseyip, takipçi, iş bitirici ve düzenli olanlar, hem katma değer yaratıp, hem de zaman, müşteri ve para kazanacaklardır. Baştan beri saymaya çalıştığım nedenlere bağlı olarak; kendi neden oldukları sorunlarda boğulan, sorunlardan kaçan, görmezden gelen, sorunları gizleyen, çözümü erteleyen, şikâyet, itiraz ve engelleri profesyonelce karşılayamayanlar, profesyonel yaşamda “kaybedenler” olarak başta zaman, sonra da müşteri ve para kaybederek zarar görebileceklerdir. Buna karşılık; müşteri şikâyetlerini, itirazlarını ve her türlü zor durumu görerek, zamanında çözebilen, profesyonelce karşılayabilenler hem katma değer yaratıp, hem de mutlaka kazanacaklardır. Unutmayın; katma değer sizsiniz. Sizin hizmetiniz, müşteriye sunabileceğiniz çözümleriniz, iletişim becerileriniz başta olmak üzere geliştireceğiniz tüm becerileriniz katma değerdir. Kendi ürünleriniz başta olmak üzere, rakip ürünleri de dahil ürün bilginiz, müşterilerinizi, rakiplerinizi ve çevreyi çok daha iyi tanımanız, her alanda kendinizi daha da geliştirmeniz katma değerdir. Ortaya koyabildiğiniz, “kanıtlayabildiğiniz” katma değerinize bağlı olarak, piyasadaki vazgeçilmezliğiniz kalıcılığınız, pazarlık gücünüz artacaktır. Son bir söz: Kendimizi tanımıyorsak ve bilgimizi artırarak becerilerimizi geliştirmiyorsak, çalışma gücümüz kaybolur, motivasyonumuz düşer, başarısızlıklarımıza bahaneler üretmeye başlarız. Bahaneler bizi kurtarmaz ve motivasyonu kalmamış bir satıcı kocaman bir sıfırdır... ■ SARI SAYFALAR Börse M ASCHINEN M www.used-machines.com ARKT B O R S A Sarı Sayfalar BORSA No: 210 BU SAYFADA YER ALMAK İÇİN: ■ Formu doldurun veya bu bilgileri içeren bir metin gönderiniz (ilanlarınızda logo vb. kullanılması durmunda logo tarafımıza iletilmelidir.) FİRMA ADI : ADRESİ : TELEFON : İLGİLİ KİŞİ : FİRMA V.D. : Garanti Bankası Kavacık Şubesi Hesap No: (389) 1201 126 IBAN NO: TR25 0006 2000 3890 0001 2011 26 V. NO. : T. İş Bankası Altunizade Tic. Şb. Hesap No: (1390) 14739 IBAN NO: TR57 0006 4000 0011 3900 0147 39 BOYUTLAR (st x cm) : METİN : ■ İlan bedelini banka hesabına yatırınız. İlan formunu ve banka dekontunu bize iletiniz. Dünya Süper Veb Ofset A.Ş. Hesap No: Yapı Kredi Matbaacılar Sitesi Şb. Hesap No: (692) 71960818 IBAN NO: TR48 0006 7010 0000 0071 9608 18 Adres: “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar - İSTANBUL Tel: 0212 440 28 66 - 67 Fax: 0212 355 35 52 E-mail: makina.magazin@dunya.com OCAK 2014 ● Makina Magazin 95 MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 4-5 1/7/14 11:30 AM MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 2-3 1/7/14 11:30 AM