Bülten 6 - Hindistan Gezi Rehberi
Transkript
Bülten 6 - Hindistan Gezi Rehberi
www.hindistangezi.com 6 sitesi bülteni mart 2004 her türlü sorular›n›z için : bozkaya@tr.net De¤erli üyemiz Bu ayki bültenimizde bir gezi haberiyle bafll›yoruz. Site üyelerinden 3 kifliyle birlikte benim rehberli¤imde karayolundan bir Hindistan gezisine bafllamak üzereyiz. Bu gezimize daha sonra uçakla gelecek 3 kifli daha kat›lacak ve Nepale gidece¤iz. Site üyelerimizden Nurdan Çak›r, gezimiz s›ras›nda yaflad›klar›n› Amatörce Edebiyat adl› bir sitede anlatacak. Bu yaz›lar› http://www.amatorceedebiyat.com/eserlistesi6.asp?tur=siteyazar&alttur=siyaz linkinde izleyebilirsiniz. Hindistan Gezginleri Üzerine Belki de Hiu-en Tsang Çin’den gelip Büyük Ashoka’n›n diyar› Bharat’› ziyaret ederken ileride bast›¤› topraklar›n gezginler taraf›ndan istila edilece¤ini hayal bile etmemiflti. Belki de kendi ülkesi Çin taraf›ndan da birçok kez sald›r›ya u¤rayacak Hindistan topraklar›nda gördü¤ü kutsall›k O’nu sadece Ayodhya’dan Krishna’ya oradan Ganj’a ve Kathmadu’ya çekiyordu. Büyük ‹skenderin ajanlar› belki de ona bu topraklar›n de¤erini balland›ra balland›ra anlat›rken Hindistan’da sadece bir gezgin olarak bulunmufllard›. Daha sonra izlerine 8.yy.da rastlad›¤›m›z Muhammed ‹bn-i Kas›m’›n ordusuna Sind’de yol gösterenler Araplar›n dünyaya yay›lm›fl ‹slam› yayma tutkusuyla kanatlanm›fl sufileriydi. Muhammed ‹bn-i Kas›m’›n sufileri de, Gazneli Mahmud’un 1000 y›l›nda Hindistan kap›s›nda öncülü¤ünü yapanlar da Hindistan’da bir ömür tüketmifl gezginlerdi. 16. yy.da Babür Fergana’dan kovulup s›¤›nak ararken ona yol gösteren de, ‹ngilizler 17.yy. da Hindistan’a gelmek için kulland›klar› Baharat yolunu Osmanl›ya kapt›r›nca Afrika’dan da Hindistan’a ulafl›labilece¤ini Kraliçe Elizabeth’e bildiren de, Vascode Gama’ya Hindistan’a ilk demiri attiran da bir gezgindi. Gezginler’den çekti ne çektiyse Hindistan, ta ki bir baflka gezgin olan Gandhi, Londra’y› Güney Afrika’y› gezip gezginler diyar› Hindistan’a dönene kadar. O da Hindistan’da bafllad› gezmeye ve ülkenin kaderi tamamen de¤iflti. Hindistan’› kar›fl kar›fl gezdi Gandi, ülkesini iflgalden kurtarmak için. Evet.. Ne geldiyse Hindistan’a hep gezginlerden geldi. Gezginler hep baflrol oynad› Hindistan’da. Yalniz flimdilerde gezginlik bir baflka boyut kazand› Hindistan’da. Hindistan 1947’de Hindistan olduktan sonra gezginler de Hindistan için sadece “Gezgin” oldu. Gezmifl görmüfl, çok çekmifl çok yaflam›fl bir ülke olarak eski h›rkas›n› ç›karan Hindistan, s›rt›na o yeni Sirvani’sini geçirince gezginler de art›k Hindistan için sadece bir ticari öge konumuna düfltü. Ama hep gezginlerin diyar› oldu Hindistan. Onlar›n gözünde bir gezmelik mersiye olmadan hep uzak oldu. Her ne kadar ellerinden çok çekse de gezginlerin, Hindistan hiç d›fllamad› gezginlerini. ‹flte bu samimiyeti gören gezginler de hiç vazgeçemedikleri bu diyara ak›n ettiler. fiimdilerde Amerika, Avrupa ve Asya’nin maceraperest gezgin ruhlar› için bir ana kuca¤› Hindistan. Sanki her biri Hindistan’da yaflar da, y›l›n belli bolümünde baflka ülkelere gidip nafakas›n› kazan›p geri döner. Sanki bir Hint fakiri bir yaln›z gezgini, bir anan›n çocu¤unu bekledi¤i gibi bekler. Her kim gelirse gelsin Hindistan’da kendini evde hisseder. Belki konfor ve rahattan uzakt›r ama evde oldu¤undan dolay› ona da eyvallah der. Hindistan gezginlerini Hindistan’a çeken bildi¤imiz kadar›yla Hindu mistisizmi, ruhsal mutlulu¤u arama, Yoga, Nirvana, ya da yokluktaki varl›¤› bulmad›r. Ama bunun da ötesinde çok fley bar›nd›r›r Hindistan. Hindu mistisizmini iliklerine kadar Chandigarh’da Shimla’da yaflayan, Jaipur’un çölün sonsuzlu¤una aç›lan k›rm›z› kerpiçten saraylar›n›n bir penceresinden de o hazza ulaflabilir. Keflmir’de ‹mam-› Rabbani türbesinde göklere uzanan ellerdeki samimiyeti gören kifli Haydarabad’da göklere uzanan 4 minarenin her birini o samimiyet u¤runa göklere kurulmufl 4 yol olarak görebilir. Ayodhya’da kutsallar aras›nda yüzerken, mescitlerden tap›naklara kulaç atan, Chennai, Goa ve Bengalor’da muhteflem kaleler ve kiliseler arasinda manen günefllenebilir. Bir kutsallar, efsaneler, hanedanl›klar, krall›klar, imparatorluklar, mabedler ülkesi; günefl ve topra¤›n, yeflil ve mavinin, özgürlük ve heyecan›n, dipler ve zirvelerin, yaln›zl›k ve kalabal›¤›n, su ve kurakl›¤›n, çöl ve vadilerin k›sacas› GEZG‹N’lerin diyar›d›r Hindistan. Osman Ünalan Hyderabad - Hindistan Osmania Universitesi - Nizam Yüksek Okulu Politik Bilimler, Tarih ve ‹ngiliz Edebiyat› Bisiklet Turu Raporu 5 Temmuz 2003 Rapor No: 22 • Tibet Bölüm : 2 http://www.pedalperth2perth.com sitesinde ayr›nt›lar›n› görebilece¤iniz Bisiklet ile Avusturalyaya giden 3 kiflinin yoldan gönderdi¤i günlüklerin bizimle ilgili bölümlerini bültenlerimizde yay›nlayaca¤›m›z› önceden belirtmifltik. Afla¤›da bu günlüklerin devam›n› bulacaks›n›z. www.pedalperth2perth.com sitesinin logosu Manast›r›n basit restorant›nda Lhasa'dan Katmanduya giden New Jersey'li bir biskletçi grubuyla karfl›laflt›k. Hepsinde yeni tip genifl tabanl› lastikli yeni bisikletler vard›. Bize göre biraz daha lüks bir yolculuk yap›yorlard›. Sabahlar› 6'da çad›rda kahvelerini içiyor, 7'de kahvalt› ediyor ve 8'de yola ç›k›yorlard›. (Çad›rlar› toplama ve bisikletlere yükleme ifllerini yapan yard›mc›lar› vard›) Yemekleri 3 çeflitten olufluyor, akflamlar› çad›rlar› yard›mc›lar kuruyor, ve akflam yemeklerinde çikolatal› sufle bile bulabiliyorlard›. Pedal çevirmek istemediklerinde (ya da hasta olduklar›nda) pefllerinden gelen 3 de¤iflik 4 çekerli arazi arac›ndan birisine oturabiliyorlard›. Bizde ise kim erken kalkarsa ortak porridge tenceresini atefle koyuyor, hemen hemen hiçbir zaman (paketleme ve yükleme iflleri nedeniyle) saat 10'dan önce yola ç›kam›yorduk. Ö¤le yeme¤i haz›r makarnadan olufluyor ve akflamlar› çad›rlar kurulduktan sonra pilav veya ev makarnas› eflli¤inde domates ezmesi yiyebiliyorduk. Özel gecelerde ise kalan pilavdan sütlaç yapt›¤›m›zda çok mutlu oluyorduk. Pedal çevirmekten çok hastaland›¤›m›zda 10 tonluk kamyonun arkas›ndaki “disko”da oturuyor sars›nt›dan pelte gibi iniyorduk. Çad›rda yaflam ise flöyleydi. Y›ld›zl› gökyüzü alt›nda difller f›rçalan›yor, genellikle rüzgarl› gecelerde çad›rlar bayrak gibi sallan›yor, öksürükler korosu, akan burunlar ve a¤r›l› bo¤azlarla iyi bir uyku sadece bir hayal oluyordu. Çad›r›n içindeki hava so¤uk oluyordu, montlar›m›z› ekstra battaniye gibi üzerimize al›rd›k. Everest Ana Kalpı. Birçok dağcı daha yukarıdaki kamplara gitmiş durumda Mark Everest ana kampında sıfırın altında sıcaklıkta 29 May›s 2003'te Hillary ve Sherpa Tenzing'in Everest'in Nepal yüzüne ilk ç›k›fllar›n›n 50. y›ldönümünü kutlad›k. Bu sene bu y›ldönümü nedeniyle birçok t›rmanma planland›¤›n› duymufltuk. Edmund Hillary otobiyografisinde Everestin zirvesinde oturup gördüklerini söyle yazm›flt›. “Kuzeyde görülen görüntü tamamen kontrastt›r. Yüzlerce millik kurak Tibet platosu.” Burada özellikle ilginç olan bir yer var: Neredeyse ayaklar›m›z›n alt›nda uzanan ünlü Do¤u Rongbuk Buzulu. Buras› birçok ‹ngiliz da¤c› taraf›ndan cesaret ve dayan›kl›l›klar›n›n denendi¤i bir yer olmufl. 28.000 feet yükseklikteki bu yere O y›llarda modern da¤c›l›k cihazlar›n›n hiçbiri olmadan ulaflabilen Gyatso-La yolunda bu insanlar›n durumlar›n› düflünmeden edemedim. Ayr›ca 30 y›l önce da¤da donmuş nehir hayatlar›n› kaybeden Mallory ve Irvine isimli da¤c›lar› da anmak flart oldu. Rongbuk Manast›r›'ndan Everestin görünüflüne bakan Mallory tepeyi : Ak›lalmaz üçgen topak olarak tan›mlam›flt›. ‹ngiliz da¤c› Mallory, Hillary'nin Everest'e ilk t›rman›fl›ndan 30 y›l kadar önce da¤›n kuzey yüzünde hayat›n› kaybetmiflti. 5.040 metre yükseklikteki ana kampa vard›¤›m›zda Everest tepesi bulutlarla kapl›yd›. Buras› ayn› hayal etti¤imiz gibi çok rüzgarl›yd› ve birçok çad›r bayrak gibi sallan›yordu. Devasa Yak öküzleri ihtiyaç malzemelerini tafl›mak için kullan›l›yordu. Buradaki Çin postanesi flubesinde özel Eeverest damgal› kartpostallar 2 Yuan karfl›l›¤›nda gönderilebiliyordu. 65 Yuan ödeyerek girdi¤imiz Do¤al Alan girifl hakk›m›z›n Rongpu Buzulunu kapsamad›¤›n› ö¤renince biraz üzüldük. Amerikal› birkaç da¤c›n›n oksijen deste¤i almadan Evereste ç›kacaklar›n› ve ski yoluyla kayarak afla¤› ineceklerini ö¤rendik. Bu da¤c›lar›n öykülerini www.everestnews.com adresinden ö¤renebilirsiniz. Buradaki ana kampta bildi¤imiz türde bir hastane veya acil yard›m merkezi bulunmad›¤›n›, ancak isteyenlerin kendi doktorlar›n› ve ilaçlar›n› yanlar›nda getirdiklerini de gördük. Ayr›ca Everest‘e ç›kmak için belirli bir takvime veya sisteme uymaya da gerek yoktu. ‹steyen istedi¤i gün ve saatte ç›k›fl›n› yapabiliyordu. Tibet yüzündeki t›rman›fllar›n daha teknik ç›k›fllar olarak bilinmesine ra¤men geçen y›lki t›rman›fl say›lar›na göre tepenin güney yüzünden Nepalden yap›lan ç›k›fllar›n daha fazla olmas› dikkatimizi çekti. Anakampta çad›r kurma karar›m›za ra¤men Edwin çad›r›n› kuvvetli rüzgarda riske sokmamak için manast›rda kalmay› tercih etti. Restorant gece sakin ve ›l›kt›, akflam yeme¤inden sonra çad›rlar›m›za döndü¤ümüzde Edwin çad›r›nda büyük bir y›rt›k gördü. Herhangi bir fley çal›nmam›flt› ama bu durum bizim de moralimizi bozdu. Gece, gene öksürük ve so¤ukla mücadele içinde geçti. Bo¤az a¤r›lar› ise art›k bizi rahats›z etmiyordu. Sabahleyin çad›r›m›za yap›lan sald›r›y› duyan rahipler bu duruma çok flafl›rd›. Daha sonra kamyonetimize 8 bisikleti koyduk ve hepimiz binerek Dostluk Yolunu izleyerek Matthew'u almak üzere Tashi Zong manast›r›na do¤ru yola ç›kt›k. Bu bir tür Everest turu gibi oldu, çünkü tepenin etraf›n› dolan›yorduk. Matthew, hepimizden daha sa¤l›kl› görünüyordu, iki günlük iyi beslenme, restorantta istirahat ve izledi¤i Çin filmleriyle çok enerji toplam›flt›. 3 saatlik yolculuktan sonra tekrar “Everest Bu Yönde” levhas›n›n bulundu¤u yere geri gelmifl olduk. K›sa bir yolculuktan sonra yeni bir askeri kontrol noktas›ndan geçtik. Asfalt yol bizi Baipa köyüne kadar getirdi. Burada konaklad›k. Otel her zamanki gibi çamafl›r y›kama ve jeneratörle enerji sa¤lama imkanlar›n› sunuyordu. Rapor No : 23 • Tibet : 3. bölüm Saat 6.30’da kalkt›k. Kamyonet flöförümüz Jabo saat 8’de yola ç›kmam›z gerekti¤ini söylemiflti. Tibetteki ikinci en yüksek geçit olan Gyatso - La, 5.220 metre yüksekli¤i ile önümüzdeki engeldi. Oteldeki hafllanm›fl yumurta ve momo (mant› benzeri bir Tibet yeme¤i) fiyatlar›n›n sabah oldu¤unda iki kat›na ç›kt›¤›n› gördük. Otel sahibi uykuda olma numaras›yla ortadan kaybolmufl ve bizi sadece temizlikçi kad›nla b›rakm›flt›. Bir gece önceden kararlaflt›rd›¤›m›z fiyatlara göre ödeme yap›p ç›kt›k. Meg, Gyatso-la’nın en yüksek noktasında Marty’nin hala enerjisi var ! Sabah›n 9’unda güneflli fakat so¤uk ve biraz da rüzgarl› bir havada pedal çevirmeye bafllad›k. 3 kilometre kadar gittikten sonra Donna, Jenny'nin bisikletinden düfltü¤ünü gördü. Yokufl yukar› pedal çevirmek çok zor oldu¤undan kofla kofla yan›na gitti. Jenny yerde nefes alamaz bir haldeydi. Elbiselerini gevflettik, ayaklar›n› havaya kald›rd›k ve sonunda tekrar nefes almaya bafllad›. Bu durum daha önce de ‹ngiltere'de çok so¤uk bir havada bafl›na gelmiflti. Tibette hep görülen: Bir çoban, koyunun yününü eğiriyor. Geçide ulaflmam›z 50 kilometrelik bir yolu geçerek ancak mümkün olmufltu. Jenny nefes alma zorlu¤u çekiyor, Donna’n›n enerjisi tükenmifl ve ikisi de çok yavafl ilerliyorlard›. Di¤erleri ise daha ileride ve yeterince h›zl›yd›lar. Ancak ö¤leden sonra grubu yakalayabildiler. Jenny kamyonette gitmeye karar verirken Donna her fleye ra¤men pedal cevirmeye devam etmek istedi. Kamyonetimiz her 3 kilometrede bir durup beklemeye bafllay›nca Donna da art›k devam edemeyece¤ini kabul etmek zorunda kald›. devam› gelecek say›da... Güneş Enerjili su ısıtıcı Pakistan’›n Qavvali üstad› Nusret Fateh Ali Khan Nurdan Çak›r hakk›nda... Pakistan’›n Qavvali (sufi) müzi¤inin ünlü üstad› Nusrat Fateh Ali Khan 1997 y›l›nda daha 49 yafl›ndayken Londra’da ölmüfltü. Afla¤›daki yaz›y› onun an›s›na yay›nl›yoruz. BUGÜN SEN‹ ÇOK KISKANDIM Yüzaltm›fl kiloluk dev adam, tam midemin orta yerinde bir kontrbas gümbürtüsüydün vurup durdun bütün bir ö¤leden sonra, hatta akflam›n alacas›na sarkan alevlerin raks›ndayd›n beyaz entarinle... fiöminenin üflüten alevleri d›flar›daki kar örtüsüne inat flahland›kça, mide bofllu¤uma bir yumruk daha, kuvvetlice bir yumruk. Tezatlar ülkesinin bafl kahramanlar›n›, birer birer davet edivermiflim geç farkettim. Usulca sokuldular yan›ma yöreme, esir almaya de¤il, tutsak olmaya geldik der gibiydiler. Karlarla kapl› beyazl›¤›n ortas›ndan, kufllar› ürküten bir feryatla doluverdiniz bütün boflluklar›ma. "Dead man walking" ile yol al›yorduk ölümün s›cakl›¤›nda Tim ve Jeff seninle sarmafl dolafl. Yavafl yavafl yürüyordu ölüm, yol dedi¤iniz yaflam solu¤unda. O, baba, o¤ul ve sen, koskoca bedenin yok flimdi bu yeryüzünde! Sen, Nusrat Fateh hangi boyuttas›n bilemiyorum! Emin ol ki bendeydin koca bir ö¤leden sonra... O muhteflem vokalinin 盤l›klar›, midemden t›rnak uçlar›ma yay›lan bir enerjiyle dolafl›p durdunuz h›z›n› alamayan bir Tornado gibi. Hele o, vokalinle t›rman›fla geçen g›rtla¤›n›n sonsuz sabr›, finalde nas›l da sal›n›veriyor durgun bir nehir sal› gibi huzurla... Hayk›r›fllar›ndan ulafl›lamazsa hiç bir Nirvanaya, kals›n tüm dinsel törenler kutsal tap›naklarda. En Concert a Paris'inde hayal ediyordum seni koca cüssenle ba¤dafl kurmufl ota¤›nda. Kâh oradayd›n kâh burada, yükseldik göklere midemin ritm tutufluyla... Ateflten kopan bir kor parças›, de¤di¤i yeri yakamadan kar tanecikleri yetiflti uçuflarak... Ben yükseldi¤im o s›n›rs›z boflluktayd›m flarap de¤ildi uçuran. Seni ar›yordum, ölümsüzlü¤ünü en çok! Nusrat Fateh Ali Khan; yüzaltm›fl kiloluk dev adam, hem ölmüfl olup nas›l bu kadar yafl›yor gibisin? Ayinimize kufllar bile suskunca kat›ld› fark›ndayd›n de¤il mi? Eflyalar, kuru mefleler, yafl kavaklar, üflüyen kurba¤alar hepsi dile geldiydi duydun mu? Hayranl›¤›n ötesinde bir kas›lmayla dibe vurdu egosal k›p›rdan›fl›m. K›skand›m seni, hem de öyle çok k›skand›m ki! Yaflamla ölüm aras›ndaki o geçirgen bofllu¤un bütün katmanlar›nda gezdirsem de ruhumu, bu denli k›skanamazd›m bir baflka can›. Her beden yafl›yor, her beden hayk›r›yor sese benzer gürültüler. Her insan tafl›yor kutsal elbisesini, yeryüzünün s›rt›nda gün doldurman›n can havliyle! ‹nsanlar ölüyor dev adam, gerçekten ölüyorlar geride bir hayk›r›fl b›rakmamacas›na... Genç bir adam vard›, kar›s›n› kanserden yitirdiydi. Uzun sürmüfltü ölüm yolculu¤u süreci, beklenmeyen bir misafircesine beklenmiflti ölüm. Kar›s› ölüp, ona ait her bir eflya da¤›t›l›rken sa¤a sola, durun demiflti adam. "Durun belki ondan bir fleyler kalm›flt›r, bilmedi¤im belki bir kaç sat›r".! Çekmeceleri, elbise ceplerini kar›flt›rm›flt› genç adam umars›zca. Belki bir mektup bir kaç sat›r ona özel yaz›lm›fl, ölümünden sonraya kar›s›ndan... Aylarca bir kaç sözcük arad› adam, bulamad› eski faturalar d›fl›nda hiçbir fley. An›lara sar›lmak istedi, düfller düflünceler uçucuydu bedenlerin yoklu¤unda. Unutuldu. ‹nsanlar ölüyor, insanlar bir ses, bir yaz›, bir an-an›an›t b›rakamadan yok oluyor... K›skand›m seni bu ö¤leden sonramda, k›skand›m ölümünle varoluflunu yüzaltm›fl kiloluk dev adam. 7 Ocak 2004 - Bursa Not: Nusrat Fateh Ali Khan, David Robbins, Tim ve Jeff, Peter Gabriel'e k›skançl›¤›m, büyük bir sayg›yla alk›fl olsun gök kubbede... Ve o genç adam›n genç kar›s› sana da bir alk›fl buradan... Nurdan Çak›r