İndir
Transkript
İndir
ÖZET: Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı: “Mermer maden sektörünün içerisinde ama farklı bir yeri var. Hele kum ve taş ocaklarından çok daha farklıdır. Bu ayırımı iyi yapmak gerekir. Bu ayrımı iyi yaparsak insanlar ve kamuoyu nezdinde olayı çözmüş oluruz. Maden ocakları kendi içerisinde karıştırılıyor, maden ocakları taş ocaklarıyla karıştırılıyor. Bu ayrımı iyi yapmak lazımdır. Bu hususta bir takım görüntülerle olayı maniple etmeye çalışanlar var ve de bilgi eksikliği beraberinde bilgi kirliliği yaratıyor. Bunu net bir şekilde ortaya koymak gerekir. Maden ocakları içerisinde bir mermer ocağına baktığınızda, mermer ocaklarının yeraltında bir çalışması yoktur. Taş ocakları gibi çalışırken toz oluşmuyor çünkü su ile yapılıyor. Sıkça ortaya sunulduğu gibi patlatma olayı yok. Dolayısıyla mermer ocaklarında çevreye zarar verecek bir durum yok. Yine bir yerde mermer ocağı açmak için ciddi bir prosedür var” dedi. ABSTRACT: Mustafa Satıcı, the chairman of West Mediterranean Exporters Union, reports ‘Marble has a distinctive position in the mining sector. It is even more different than sand and stone quarries. This distinction must be determined well. If it is done well, the case will be solved for the people and the public opinion. Many confuse the mining quarries among themselves; they confuse the mining quarries with stone quarries. There are some who want to manipulate with some images and lack of information creates information pollution. This should be delivered explicitly. If the marble quarries are analyzed among the mining quarries, they do not have underground activities. They do not produce dust like stone quarries as they work with the water. There is not a blast as it is often raised. Therefore there is not anything that causes harm for the environment at marble quarries. Yet there is a considerable procedure to launch a marble quarry.’ (Translated by BURDİL) 300 bin 979 dolarlık ihracat yapılmıştır. Bu rakam bir önceki yılda, yani 2012 yılında 141 milyon 621 bin 874 dolardır. Doğaltaş ihracatında yılsonu itibariyle 300 milyon dolara yaklaşmayı hedefliyoruz. Bu da bölge ihracatımızın %20 ’ye yakınını oluşturmaktadır. Ayrıca Antalya, Isparta ve Burdur’da ihracatın yaklaşık yüzde 20’sini doğaltaş oluşturmaktadır. Doğaltaş bu bölgede yaş sebze ve meyvenin ardından ikinci büyük sektördür. Yaş meyve ve sebze ile doğaltaş sektörü toplam ihracatımızın yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Dergi Ayrıntı olarak bu sayımızda Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı ile söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşimiz bölgenin en önemli sektörlerinden olan mermer çerçevesinde gerçekleşti. BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, kendisine yönelttiğimiz tüm sorulara içtenlikle cevap verdi. Maden ocaklarına yönelik eleştirileri dile getirdiğimizde BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, doğaya tahribat ve çevre kirliliğinin taş ve kum ocaklarından kaynaklandığını ifade etti. Mermer ocaklarının hava kirliliğine, gürültü kirliliğine doğal tahribata neden olan taş ve kum ocaklarıyla aynı kefeye koyulduklarını söyledi. Bu durumun özveriyle çalışan firmaları rencide ettiğine değinen BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, mermer ocaklarının işletmeye başlamadan önce resmi kurumlara taahhütname verdiğini bildirdi. Mermer ocağının faaliyetlerinin sona ermesinin ardından çalışma yaptığı alanı toprakla doldurup, ağaçlandırmaya hazır hale getirme taahhüdü verdiğini kaydeden BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, ağaçlandırma ücretinin de peşin olarak ödendiğini kaydetti. BAİB Başkanı Mustafa Satıcı ile söyleşimiz elbette bunlarla sınırlı değil. Bölge ihracatının artması için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, sektörle ilgili önemli açıklamalarda da bulundu. Türkiye’nin 20022008 yılları arasında büyüme hamlesi gerçekleştirdiğini kaydeden BAİB Başkanı Mustafa Satıcı, yeniden böyle bir hamleye ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Tüm bu detayları söyleşimizde bulabilirsiniz. Türkiye’nin 2013 yılı ihracat hedefi çerçevesinde Batı Akdeniz’e düşen rol ve bu hedefe ulaşmada doğaltaş sektörünün payı nedir? Mustafa Satıcı: Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin (BAİB) 2023 yılı ihracat hedefi 10 milyar dolardır. Söz konusu hedefe ulaşmada bölgemin lokomotifi olacak başlıca sektörlerden birisi de doğaltaş sektörüdür. Özellikle doğaltaş konusunda Batı Akdeniz Bölgesi dünya çapında önemli bir marka haline gelmektedir. 2023 yılı ihracat hedefini yakalamada önemli bir aktör olacaktır. 2014 yılının sonuna doğru yaklaşılırken, Ekim ayı sonu itibariyle madencilik sektörünün ihracatı ne durumda. Bölgemizin maden ürünleri ihracatı ne kadardır? Mustafa Satıcı: Bu yıl Ekim ayı sonu itibariyle bölgeden 279 milyon 608 bin 592 dolar tutarında maden ihracatı gerçekleşmiştir ve ihracattaki artış oranı yüzde 37.6’dır. Bu rakam bir önceki yılın aynı döneminde 201 milyon 956 bin 685 dolardır. İhracat rakamları ve her yıl yaşanan artış, sektörün bölge için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Türkiye’nin maden ürünleri ve doğaltaş ihracatı hakkında bilgi verir misiniz? Mustafa Satıcı: Bölgemizde maden sektörünün ihracatı son yıllarda hızla artmış ve 2013 yılında çeyrek milyar doları aşmıştır. Türkiye genelinde ise madencilik sektörünün ihracatı 2013 yılında bir önceki yıla oranla yüz Batı Akdeniz’in doğaltaş ih- de 21 seviyesinde artış göstermiştir ve racatı ne durumda? Sektörün ihra- 5 milyar 30 milyon dolara ulaşmıştır. catı nasıl bir seyir izliyor? Bu rakamın 2 milyar 10 milyon dolarlık Mustafa Satıcı: Bölgenin ihra- kısmını doğal taş ihracatı oluşturmakcat rakamları son yıllarda giderek hızla- tadır. 2013 yılında ülkemizin doğaltaş nan bir artış trendindedir. 2013 yılında ihracatında bir önceki yıla kıyasla yüzBAİB üzerinden yapılan ihracat yüzde de 17 seviyesinde artış kaydedilmiştir. 22 artarak 1,5 milyar doların üzerine çıkmıştır. Bölgemiz ihracatındaki en Mermer ocaklarının çevreye önemli iki aktör yaş meyve sebze ve zarar verdiği, kirliliğe neden oldumadencilik sektörüdür. Madencilik ğu yönünde açıklamalar görüyoruz. sektörünün ihracat rakamlarına baktı- Mermer ocakları gerçekten çevreye ğımızda 2013 yılında Batı Akdeniz’den zararlı mı? yüzde 79.56 gibi bir artış ile 254 milyon Mustafa Satıcı: Mermer ocaklarının doğayı ve çevreyi katlettiği yönündeki yaklaşım doğru değil. Mermer ocakları bölgede sorunun asıl kaynağını oluşturan taş ocakları ile karıştırılıyor. Bu ayrımı iyi yapmak gerekir. Mermer ocakları, çakıl taşı üreten taş ocakları gibi toz oluşturmuyor. Mermerin kesimi sırasında su kullanılıyor. Haliyle toz oluşmuyor. Sıkça ifade edildiği gibi dinamitle patlatma yapılmıyor. Bu nedenle çevre kirliliği söz konusu değil. Konu ile ilgili bilgi kirliliği çok fazla. Bir takım görüntülerle olayı manipüle etmek isteyenler var. Olayı manipüle edenlere itibar etmemek lazım. Ayrıca dünyada doğaltaş üretiminde örnek alınması gereken ülke İtalya’dır. İtalya’da sektöre bu şekilde bir yaklaşım yok. İtalya’da doğaltaş üretimi sırasında doğayı katletme gibi yaklaşımlar çok haklı bir yaklaşım olarak da görülmüyor. Dolayısıyla mermer ocaklarında çevreye zarar verecek bir durum yok. Bir mermer ocağı faaliyeti sona erdikten sonra ne yapıyor. Ocağı öylece bırakıp gidiyor mu? Mustafa Satıcı: Bu sorunun cevabı tek kelimeyle ‘Hayır’. Bir işletme doğaltaş üretimine başlamadan önce izin aşamasında ilgili kurumlara taahhütte bulunuyor. Bu taahhüt ocağın faaliyetlerinin sona ermesinden sonra arazinin toprakla kapatılıp, ağaçlandırmasına yöneliktir. Diğer bir deyişle, ocakta çalışma bittiğinde arazi rehabilite edilmektedir. Ocağa işletme ruhsatı verilmeden önce taahhütname istenip, gerekli bedeller işletmeciden peşin olarak alınmaktadır. Bütün bunları yan yana koyduğunuz zaman, 1-2 tane kötü örneği alıp “Mermer ocakları çevreyi katlediyor” diye haber yapmak çok ilkeli ve çok masum bir yaklaşım olmaz. Bir defa bunun arkasında bazı art niyetli yaklaşımlar aramak gerekiyor. lüğü’nün ağaçlandırma yapabilmesi için arazi hazır hale getiriliyor. Konu ile ilgili denetlemeler devletin ilgili kurumlarınca yapılmaktadır. Daha sonra o bölgede Orman Bölge Müdürlüğü tarafından profesyonel bir şekilde ağaçlandırma çalışması yapılıyor. Ayrıca mermer ocaklarında yapılan üretim, ihracat, orada yaratılan istihdam, ülkeye yaratılan katma değer ve bunun basın yoluyla manipüle edilmesi… Bu sektöre katkı sağlamaz olsa olsa ihracatçının moralini bozar ve başka da bir işe yaramaz. Mermer ocağı açmak için ne tür prosedürler yerine getiriliyor? Mustafa Satıcı: Mermer arama çalışmalarından, işletme aşamasına kadar çok zor bir prosedür yerine getiriliyor. İşletme izni için istenilen evrakların hazırlanması 6 ay sürmektedir. Bunu biraz açacak olursak; işletme izni için arazinin mülkiyet durumuna göre projesi hazırlanır. Ardından arazinin mülkiyeti kimdeyse o kuruma başvurulur. Başvurunun ardından ilgili kurumların görüşleri alınır. Kurumlar mermer ocağı için uygun görüşü verirse 10 yıllık işletme izni alınır. 10 yıllık sürecin sonunda işletmeye devam edilmek isteniyorsa baştaki prosedürler yeniden yerine getirilir. Yani her önüne gelene mermer ocağı açma yetkisi verilmiyor, her önüne gelen de her yerde mermer ocağı açmıyor. Mermer ocağı çalışmaya başladıktan sonra hangi aşamada ve hangi kurumlarca denetim yapılıyor? Mustafa Satıcı: Firma faaliyetine başladıktan sonra ocak çok sık şekilde denetlenir. Orman Bölge Müdürlüğü, çalışılan alanın izin dahilinde mi olduğuna bakar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevreye ve çevredeki meskenlere zarar veriliyor mu ona bakar. MİGEM çalışılan alanın izinli olup olmadığına bakar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İSG Rehabilite çalışması nasıl ger- yasalarına uyulup, uyulmadığına bakar. çekleşiyor? Maliye, kendi görev ve sorumlulukları Mustafa Satıcı: Rehabilite çalış- çerçevesinde denetim gerçekleştirir. ması için faaliyeti sona eren ocağın etrafı Konuyla ilgili çok net açıklamatel örgü ile kapatılıyor ve içerisine toprak lar yaptınız ama sektör sürekli eleştiri dolduruluyor. Yani Orman Bölge Müdür- alıyor. Mustafa Satıcı: Tüm yükümlülüklerini yerine getirip, özveriyle çalışan firmalarımız çoğunlukta. Bunun yanında bir, iki tane kötü örneği tüm sektöre mal etmek de doğru olmaz. Prosedürlerin yerine getirilmesinde de, çalışma sırasında da çok ciddi bir emek harcanıyor. Ayrıca yanlış yapanın yanında olmayız ve savunmayız. Bir, iki tane, hatta çok eski yıllardan kalan fotoğrafları haber sayfalarına taşıyıp manipüle etmek de çok masum bir yaklaşım değildir. Ayrıca bu çok önemli. Batı Akdeniz’deki doğaltaş varlığını ekonomiye kazandırmak, ihracat yoluyla katma değer yaratmak ve ülkeye döviz kazandırmak, insanların yaşam standardını yükseltmek, yeni iş alanları açmak kimin işine gelmez? Herhalde bizim işimize gelir. Olaya bu açıdan da bakmak gerekiyor. Ayrıca doğal taş üretimi sırasında çalışma sistemi, dünyadaki uygulamalar, prosesler ve proseslerden sonra yapılan ağaçlandırmalar mermer ihracatçısını zan altında kalmaktan kurtarmaktadır. Doğaltaş sektörünün daha da gelişmesi için neler yapılmalıdır? Mustafa Satıcı: AR-GE çalışmalarına, inovasyona, tasarıma ve marka çalışmalarına önem vermek gerekir. Türkiye’nin 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmesi için sanayiye yönelmesi gerekmektedir. ARGE çalışmalarına önem vererek sektörün ekonomiye olan katkısı daha da arttırılabilir. Doğaltaş sektörünün ihracatının daha fazla artması için yapılması gerekenler nelerdir? Mustafa Satıcı: Hedeflenen ihracat rakamlarına ulaşılabilmek için sektörün ihraç ürünlerine katma değer katacak uygulamaları yaygınlaştırması gerekmektedir. Ayrıca birkaç pazarla yetinmeyip, yeni pazarlara girmek, tekelleşmiş pazarlarda da var olabilmek gerekmektedir. Sektörün potansiyeli nedir ve sektördeki firmalar daha iyi olabilmek için ne yapmalı? Mustafa Satıcı: Doğaltaş sektörünün potansiyeli çok yüksek. Mermerde işlenmiş ürünlere önem vermeliyiz. Satışları projelendirerek yapmalıyız. Firmalarımız anlamsız bir rekabetin içerisine girmemeli. Anlamsız rekabet yerine firmalarımız birleşmeli. Güç birliği yaparak, koordinasyonu sağlamalılardır. Firmalar emek ve sermaye birlikteliği sağlamalı ortak hareket edebilmelilerdir. Doğaltaş sektörünün katma değer yaratması için neler yapılmalıdır? Mustafa Satıcı: Katma değer yaratabilmek için ürün çeşitliliğini sağlamalıyız. Bölgeden yoğun olarak ham blok ihracatı gerçekleştirilmektedir. Ham blok yerine işlenmiş ürün ihraç etmeliyiz. Bu sayede daha çok gelir elde ettiğimiz gibi istihdama da daha çok katkı sağlarız. Batı Akdeniz’in maden ve doğaltaş ihracatındaki hedefi nedir? Mustafa Satıcı: Beklentilerimiz var ama net bir rakamsal hedef koyamıyoruz. Bunun nedenlerinden birisi ocak açmak için ruhsat alma aşamasında büyük problemler yaşanıyor. Şu an izinler Başbakanlıktan alınıyor ve izin alma süresi bazen 1 yılı aşabiliyor. Bazı ocaklar da bildiğiniz üzere Çinlilerin eline geçti, onlar da aktif olarak sektörde faaliyet gösteriyorlar. Yabancı sermayeye karşı değiliz ama ruhsatlandırmanın ihracatçımızın elini rahatlatacak şekilde olması gerekiyor. Ama potansiyelimiz çok fazla ve eğer yakın zamanda bu engeller ortadan kalkarsa ihracat rakamları daha da artacaktır. Bu yıl 300 milyon dolar ihracat yapılmasını bekliyoruz. 2023 hedefi olarak doğaltaşta 2 milyar doları çok rahat yakalayabiliriz. Bu da Türkiye ihracatının 500 milyar doları aşması demektir. Bu açıdan ciddi bir potansiyelimiz var. Bölgemizdeki firmaların ihracatının artması için ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Mustafa Satıcı: Doğaltaş ihracatının ve ihracat yapılan ülke sayısının artması için Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle ‘Batı Akdeniz Maden İhracatının Geliştirilmesi Projesini’ başlattık. Proje ile firmaların ihracatının ar- tırması için yeni pazarlara açılabilmesi için hem eğitim almalarını sağlıyoruz hem de yeni pazarlar bulmalarını, ihracatlarını artırmaları için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Doğaltaş ihracatının daha da gelişmesi için sizin için en önemli kriterler nelerdir? Mustafa Satıcı: Hem gelişmiş pazarlarda, hem de gelişmekte olan pazarlarda önemli projelerde yer alabilmek ve tanınırlığın artması için markalaşmadır. Doğaltaş sektörünün Türkiye için önemi nedir? Mustafa Satıcı: Bazı sektörler vardır 10 birim ihracat yaparsınız ama 100 birim ihracat yaptığınız sektörden daha stratejiktir. Mermer diğer sektörlerden ayrı bir öneme sahiptir. Sektör ülke ekonomisi için 2 stratejik öneme sahiptir. Bunların birincisi mermer sektörünün istihdam oranı çok yüksektir. İkinci stratejik önemi ise sektör yüzde 100 yerli üretim yapmaktadır. Doğaltaş ihracatında ithal girdi yok. Doğaltaş ihracatı, net ihracattır. Bu durum yaş meyve ve sebzede de aynıdır. Bu iki özellik bu sektörleri bizim için çok özel ve stratejik kılmaktadır. Sektörün istihdam rakamları nelerdir? Mustafa Satıcı: Öncelikle Türkiye’nin mermer rezervinin 50 milyar dolar olduğu ifade edilmektedir. Mermer sektöründe faaliyet gösteren firmaların yüzde 20’si de Batı Akdeniz bölgesinde bulunmaktadır. Birliğimizin aktif üyelerinin yaklaşık yüzde 20’si mermer firmalarından oluşmaktadır. Sadece Burdur bölgesinde bin 250 civarında ocak vardır. Burdur bölgesinde yaklaşık 7 bin kişi mermer ocaklarında istihdam edilmektedir. Bu rakam Burdur’un toplam istihdamının yüzde 20-25’ine denk gelmektedir. Antalya’nın Finike ilçesinde sektörün istihdamı yaklaşık bin kişidir. Bu bin çalışanın çarpanlarıyla 20 bin kişi demektir. Doğaltaş maden sektörünün içerisindedir ama farklı bir yerdedir. Üzerine basa basa tekrar söylüyorum mermer ocakları kum ve taş ocaklarından çok farklıdır. Bu ayırımı iyi yapmak gerekir. Bu ayrımı iyi yaparsak insanlar ve ka- muoyu nezdinde olayı çözmüş oluruz. Batı Akdeniz’de ihracatçı sayısı nedir ve bu firmaların istihdam ettiği kişi sayısı kaçtır? Mustafa Satıcı: Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin (BAİB) üye sayısı 4 binin üzerinde. Birliğimize üye olup da aktif olarak çalışan firma sayısı bin civarında. Aktif bin üyemizin 200’den fazlasını mermer ihracatı yapan firmalar oluşturuyor. Bu firmalarda kaç kişi istihdam ediliyor, bilemiyoruz. Çünkü üyelerimizin çalışan sayısı ile ilgili kayıt tutmuyoruz. Biz sadece ihracat yapan firmaları ve ihracat rakamlarını kayıt altına alıyoruz. Türkiye’nin 2023 ihracat hedefini yakalayabilmesi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Mustafa Satıcı: 2023 ihracat hedefinin yakalayabilmesi için, Türkiye’nin sanayi ve üretim ağırlıklı bir politika izlemesi gerekiyor. Son yıllarda özellikle İstanbul’da firmalar sanayiyi bırakıp, inşaat sektörüne girdiler. Sanayici firmalar müteahhitlik yapıyorlar. Sanayici olmak zordur. Sanayi yatırımcısının destek alması ge- rekiyor. Bu hükümetin programında zaten var. Türkiye’nin yeni bir sanayi hamlesine ihtiyacı var. Üretmediğiniz zaman ihraç edemezsiniz, büyüyemezsiniz. Bunun yanı sıra önümüzdeki 9 yıl içerisinde ihracatımızı 3 katına çıkarmamız gerekiyor. Fiziki olarak bu mümkün değildir. Bu noktada üç tane temel yaklaşımımız var. ARGE, marka ve inovasyon. Beraberinde de tasarım. Bizim daha fazla katma değerli ürün ihraç etmemiz gerekiyor. Ürünlerimizi daha katma değerli hale getirmemiz ve marka imajımızı geliştirmemiz gerekiyor. Bunu yaparken de ARGE’mizi oluşturmamız gerekiyor. Bu konuyu mermer özeline indirgersek ? Mustafa Satıcı: İşlenmiş madenin potansiyeli çok daha yüksek. İşlenmiş mermer ihracatımızın toplam mermer ihracatındaki yeri yüzde 35 oranında. Bunu yüzde 50’lerin üzerine çıkarırsak, katma değeri iki katına çıkarırız. Bu diğer sektörler için de geçerli. Dünyada ki büyük projelere girmemiz gerekiyor. Bu amaçla belki de birkaç firmamız bir araya gelebilir. Bu Amerika’da veya Orta Doğu’da yapılmaya başlandı. Burada sanayici kimliğimizin ön plana çıkması, devletimizin bir takım mekanizmaları devreye sokması gerekiyor. İkincisi de firma bazında inovasyon, marka, ARGE ve tasarım çalışmalarını hızlandırmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde ihracatımızı 2 kat artıracağız ama değerini de 3 kat artırabileceğiz. Sizce Batı Akdeniz ihracatta doyum noktasına ulaştı mı? Doyum noktasına ulaşmadıysa özellikle yaş meyve ve sebze sektöründe yeni firmaların sektöre girmesinin ne gibi katkısı olur? Mustafa Satıcı: Hangi sektör olursa olsun firma sayısının artması ihracata doğrudan yansıyacak görüşünde değiliz. Çok firma olması çok ihracat yapılacağı, çok gelir elde edileceği anlamına gelmez. Burada önemli olan pazarın taleplerine uygun üretim yapmak, katma değeri yüksek ürünleri tasarlayıp, onları ihraç etmektir. Yani firma sayısını artırmaktansa ürünümüzün kalitesini artırmaya çalışalım. Mermerde de işlenmiş mermer ihracatını artırmamız gerekiyor çünkü ne kadar çok firmanız olursa o kadar çok haksız rekabete giriyorsunuz ki bu bazen ülkeye zarar da verebiliyor. Biz bunu yaş meyve ve sebze ihracatında yaşıyoruz. Mermerde kısmen yaşanıyor. Bu açıdan ortak hareket etmek kültürünü geliştirmemiz gerekiyor. Geçmişte yaş sebze meyve ürünlerinin Rusya’dan geri döndüğü, Rusya’ya kabul edilmediği gibi haberler görürdük. Şuan durum nedir? Mustafa Satıcı: O haberler de maalesef mermer de ki haberler gibi maniple edildi. Bizim geri dönen ürün oranımız yüzde 1’in bile altında. On binlerce parti ürün gönderdiğimiz bir ülkede 10-12 parti malın geri dönmesi ekonomik anlamda bir şey ifade etmiyor. Dünyada bu işler böyle dönüyor. Geri dönen ürünler çok ciddi miktarda değil ve ihracatımızın da çok küçük bir miktarını oluşturuyor. Sektör için bir risk oluşturmuyor. O ürünleri baz alıp, ‘ihracatta sorun var’ algısı yaratmak yanlıştır. Yani dönen ürünlerle ilgili sıkıntımız yok. Bunu çok net söyleyeyim. Türkiye’nin de bulunduğu coğrafyaya ihracat açısından bakarsak uluslararası çok büyük bir rekabet var. Türkiye bu anlamda yeterli tanıtımı yapabiliyor mu? Mustafa Satıcı: Ülkemiz bu konuda çok mesafe aldı. Dünyaya baktığınızda herkes benzeri şeyler yapıyor. Ticaret heyetleri düzenleniyor, alım heyetleri yapılıyor, fuarlara katılıyor, fuarlar düzenleniyor ve bir takım teşvik mekanizmaları oluşturuluyor. Devletler firmalarını ARGE, inovasyon ve tasarım konularında destekliyorlar. Bununla ilgili her ülkenin bir takım çalışmaları var, biz de bu çalışmaları yapıyoruz. Burada, elbette ki bir takım tarife dışı engellerle, bazı ticareti engelleme yoluna giri- liyor. Örneğin, ülkenin kendi üretim grubu varsa dışarıdan gelen o ürüne tarife dışı engel koyabiliyor. Bu her zaman vardı, devam da edecek. Ama ülkelerin büyük kısmı Dünya Ticaret Örgütü üyesidir. Öyle olduğu içindir ki Dünya Ticaret Örgütüne üye ülkeler çok fazla hareket kabiliyetine sahip değiller. Bizim açımızdan bakarsanız, hem alıcı ülkelerden hem de rakip ülkelerden böyle dönem dönem hem tarife dışı, hem etik dışı ve hem de hukuk dışı çalışmalar oluyor. Olmaya da devam edecek. Bizim bu konuda daha dikkatli olmamız gerekiyor. Ama genel olarak baktığımızda Ekonomi Bakanlığımız, İhracatçılar Birliğimiz, o ülkedeki Ticaret Müşavirliğimiz bu tür konularda duyarlı ve hazır haldeler. En ufak bir problemde müdahale etmeye çalışıyoruz. Buna bir örnek verebilir miyiz? Mustafa Satıcı: Örneğin Rusya’dan dönen sebze meyve miktarı çok düşük, kayda değer değil. Orada böyle bir sorun yok, biz bunu sorun bile görmüyoruz. Basın da ise kötü bir haber çıktığı zaman o konuda yanılgı oluşuyor. O dönen ürün içeride insanlarımıza yediriliyor deniliyor, böyle bir olay da yok çünkü o ürünler imha ediliyor. O ürünlerin de tamamı insan sağlığına zarar verdiği için geri dönmüyor. Bir takım ticari anlaşmazlıklar olduğundan, ürünün soğutucularında sıkıntı oluyor ve mal bozulup dönüyor, trips (Akdeniz meyve sineği) zararı oluyor. O insan sağlığına zararlı değil. Önemli olan ilaç kalıntısı olmamasıdır. 7- 8 günde giden bir ürün, gittiği yerde de bir takım beklemelerden sonra geri geliyor. Bunu iç piyasaya sunamazsınız çünkü çürümüş oluyor ve direkt çöpe gidiyor. Basın da biraz bu kaygılardan dolayı bunu haber yapıyor. Tüketicide de böyle bir algı oluşuyor, biz bunu kısmen kırmaya çalıştık ve kırdık ama algı devam ediyor. İhracatçılar Birliği olarak devletten beklentiniz nedir? Mustafa Satıcı: Türkiye, 20022008 döneminde çok ciddi bir büyüme ve gelişme trendine girdi. Fakat son 4- 5 yıldır bunu göremiyoruz, biraz dünya konjektüründen, biraz siyasetin ön plana çıkmasından dolayı. Türkiye’nin yeni bir sanayi hamlesine ihtiyacı var. Önümüzdeki dönemde böyle bir beklenti içerisindeyiz. Aksi halde 2015 yılından sonra durum çok parlak değil. Çünkü dünyada konjektür tersine döndü. Bi- rincisi bu. İkincisi ihracatta devlet destekleri var. Bu konuda hedefimiz bunu yüzde 1’e getirmek çünkü şu an yüzde 0,5’lerde. Destek yüzde birlere çıkarsa ihracat artar. İhracat artışını hesaba kattığımızda bu ciddi bir kaynak oluşturur. Bu kaynağı da ihracatın artırılması konusunda birçok projelerde kullanma şansı yakalayacağız. Bu konuda da Ekonomi Bakanlığı’nın ciddi çalışmaları var. Türkiye’nin tasarım, ARGE ve inovasyona çok ciddi destekler vermesi gerekiyor. Mermer başta olmak üzere, Batı Akdeniz’in yalnızca maden ihracatında ki kalemlerini aktarır mısınız? Mustafa Satıcı: 10 Ocak 2014 - 26 Ekim 2014 tarihleri arasında bölgemizden madencilik yani yontulmaya ve inşaata elverişli mermer, traverten, oniks, granit ve diğer doğal taşlar, mermer ham blok, ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 59,51 azaldı. Mermer ham plakalar ihracatı 2013’e g ö r e yüzde 3.77 azald ı , diğer h a m plakalar ihracatı da bir önceki yıla göre yüzde 30,53 azaldı. Ancak bu çok önemli işlenmiş mermer ihracatı yüzde 14,98 arttı, işlenmiş traverten ihracatı yüzde 33,42 arttı. İşlenmiş granit bir önceki yıla göre yüzde 100 azaldı, inşaata elverişli diğer işlenmiş taşlar ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 88,74 azaldı. 2013 yılında 64.146.946, 34 kilogram ürün 16.973.913,77 dolara ihraç edilirken, 2014 yılının belirttiğim tarihleri arasında toplam 55.126.032,36 kilogram ürün 14.671.252,36 dolara ihraç edildi. 10 Ocak- 26 Ekim 2014 tarihleri için yontulmaya ve inşaata elverişli mermer, traverten, oniks, granit ve diğer doğal taşlar ürün grubumuzda Mermer Ham Blok ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 136,43 arttı. Granit ham blok, mermer ham plakalar ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 13,75 arttı. Granit ham plakalar, diğer ham plakalar bir önceki yıla göre yüzde 29,86 arttı. İşlenmiş mermer bir önceki yıla göre yüzde 35,65 arttı, işlenmiş traverten bir önceki yıla göre yüzde 21,24 arttı. İşlenmiş granit bir önceki yıla göre yüzde 79,01 arttı, inşaata elverişli diğer işlenmiş taşlar bir önceki yıla göre yüzde 17,16 azaldı. İşlenmiş kayağan taşı bir önceki yıla göre yüzde 160,87 arttı. Tabii taşlardan karo, granül, parça ve tozlar bir önceki yıla göre yüzde 8,22 arttı. Toplamda 2013 yılında 588.187.182,61 kilogram ürün 160.045.172,48 USD tutarken, 2014 yılının belirttiğim tarihleri arasında 755.830.975,47 kilogram ürün 224.610.982,17 USD ihracat yapıldı.