Untitled - Öz Anadolu Kuyumculuk
Transkript
Untitled - Öz Anadolu Kuyumculuk
25 Bu kitabın tüm telif hakları yazarı ve çizeri Bahattin ATAK’a aittir. Türk Patent Enstitüsü Marka Tescil Belgesi, Marka No: 2008 55483-Hizmet numarası ile patenti alınmıştır. Hiç bir şekilde alıntı ve kopya yapılamaz. 2012 üçüncü baskı Kitabın oluşumundaki katkılarından dolayı Safranbolu Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne teşekkür ederiz. 25 Sevgili Çocuklar, Bizler dünyanın en güzel ülkesinde ve bu ülkenin güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Birazdan okuyacağınız bu kitapta 1994 yılında UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınan ve dünyanın en iyi korunan 20 kentinden biri olan Safranbolu’yu; tüm güzelliği ile göreceksiniz. Tarihi evlerinde, sokaklarında adeta geçmişe yolculuk yapacak, Dsadece taİR İN Ç İ rihini değil, doğasını ve içinde yaşayarak bir kentin Sİ İTE S İ nasıl gelişip kendini koruyabildiğini de göreceksiniz. ES Dİ Y E L Büyüklerimizden aldığımız bu değerli mirası eliBE LU O mizden geldiğince NB korumaya çalışıyor ve yarınımızın RA F mirası sizSAçocuklarımıza bırakmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu güzel kent Safranbolu’yu siz değerli evlatlarımıza ulaştırmamıza güzel kalemi ile yardımcı olan Bahattin ATAK beye teşekkür ediyor, sizlere de Safranbolu’yu görüp öğrenir iken keyifli vakitler geçirmenizi diliyorum. 25 SAFRANBOLU BELEDİYE BAŞKANLIĞI Safranbolu-KARABÜK Tel: +90 0 370 712 41 14 Fax: +90 0 370 712 36 42 www.safranbolu.bel.tr 25 Küçük Gezginimiz Ömer, bazen babasıyla, bazen dedesiyle pek çok il, ilçe ve köy gezdi. Gezdiği, gördüğü yerleri de kendisi gibi ülkemizin güzelliklerini görmek isteyen arkadaşları için yazdı. Babası ve diğer büyüklerinin yardımlarıyla çok sayıda “Küçük Gezgin” kitabı oldu. Beşinci sınıfa gidiyordu. Birkaç yıl önce öğretmeni “Çevremizi Tanıyalım” ünitesi içinde bazı yerleri gezdirmişti, ama farklı bir gözlemle yeniden gezmek ve öğrenmek istiyordu. O gün okuldan döndüğünde günlük ev ödevlerini yaptıktan sonra televizyonun karşısına kuruldu. “Gezelim Görelim” isimli bir programda SAFRANBOLU konu edilmiş, bu tarihi ilçe tüm güzellikleri ile ekranda yansıtılıyordu. Küçük Gezginin, birden gezginlik hevesi tutmuştu. Babası işten döndüğünde “Safranbolu’ya hiç gittin mi baba?” diye sordu. Tahsin Bey, oğlunun bunu niçin sorduğunu hemen anlamıştı. Ama yine de anlamamazlıktan gelerek ona soruyla cevap verdi: 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 3 — Geçtiğimiz yıllarda bir defa gitmiştim. Niye sordun Ömer? —Şey! Bugün televizyonda Safranbolu belgeseli yayınlandı. Ne harika bir yermiş. — Yani, bir de yakından görsem, gezsem diyorsun. Öyle mi? — Valla ne diyeyim sana baba. Senin adını dedem Arif koymalıymış. Hah! Hah! Hah! Ömer’in niyeti bir anda su üstüne çıkmıştı. Tahsin Bey, bu zamana kadar Ömer’in bir dediğini iki etmemişti. “O zaman bu hafta sonu bize Safranbolu yolu göründü desene?” dediğinde Küçük Gezginimiz neredeyse sevinçten havaya uçacaktı. Cumartesi günü olduğunda gezginlerimiz çoktan yola koyulmuşlardı. Annesi Nilgün, onları dualarla yolcu etti. Eskişehir’den hareket ettikten sonra Ankara, Karabük üzerinden Safranbolu’ya dört saatlik bir yolculuktan sonra ulaştılar. Kentin girişindeki “Dünya Mirası SAFRANBOLU” yazısı onlara sanki “Hoş geldiniz!” diyordu. Az daha ileri gittiklerinde orta refüjde Safranbolu evlerini temsil eden büyükçe bir makete rastladılar. 4 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Safranbolu havası yavaştan gezginlerimizin ciğerlerine dolmaya başlamıştı bile. Şehir merkezinin girişine geldiklerinde Tahsin Bey, Safranbolu’nun üç güzelinden bahsetti. — Safranbolu’nun dünyaca meşhur üç güzeli birincisi, Safran Çiçeği’dir. İlçeye adını veren bu bitki sarı boyanın ana maddesidir. Kendi ağırlığının yüz bin katı sıvıyı sarıya boyar. Gıda ilaç, kozmetik sanayide kullanılmaktadır. — Peki, diğer iki güzeli nedir? — Safranbolu Lokumu, Hindistan cevizli fındıklı, safranlı, çifte kavrulmuş fıstıklı, güllü, lokum en çok tüketilen lokum çeşitleridir. Safranbolu lokumunu diğer lokumlardan ayıran en büyük özelliği ise hafif olması ve boğazı yakmamasıdır. Safranbolu Çavuş Üzümü ise; Safranbolu’nun ayrı bir lezzetidir. Safranbolu Yazıköy de yetiştiriciliğine devam edilen ve genellikle sofralık olarak kullanılan Çavuş Üzümü’nün her yıl eylül ayında Bağbozumu Şenlikleri ile hasadı yapılmaktadır. Her ikisi de; turizm ile beraber yöresel olmaktan çıkıp, ünleri Türkiye’ye ve dünyaya yayılan, hediye olarak da tercih edilen mükemmel bir ağız tatlarıdırlar. Safranbolu, Batı Karadeniz Bölgesi’nde denizden 65 km içeride Karabük iline bağlı bir ilçedir. Karabük il merkezinden yalnızca 8 km uzaklıktadır. Coğrafi bakımdan ilçe engebeli bir bölgeye yerleşmiştir. İlçenin yüz ölçümü 1013 km² olup, büyük bölümü ormanlıktır. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 5 Baba oğul, Sadri Artuç Caddesi’ne döndüklerinde sol tarafta Safranbolu Belediye Hizmet Binası’nı gördüler. Ömer’in soruları hiç biter mi? — Babacığım, Başkan Bey’i tanıyor musun? Evet. Bir seminerde tanışmıştık. O zamanlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görevli idi. — Seni hatırlar mı? — Umarım unutmamıştır. — Kendisini ziyaret edecek miyiz? — Elbette! — O zaman elimiz boş gitmeyelim. Ona bir buket sunmak isterim. Ömer, babası ile bir çiçekçiden hazırlattıkları rengârenk çiçeklerle bezenmiş buketle belediye hizmet binasına gittiler. Belediye binasına girdiklerinde hiç bekletilmeden başkanlık makamına alındılar. Belediye Başkanı Necdet Aksoy Bey, Tahsin Bey’i hemen tanımıştı. Küçük Gezginimiz de kendini tanıtarak elindeki gül buketini Necdet Bey’e takdim etti. Başkan Bey, bu ziyaretten fazlasıyla memnun olmuştu. Misafirlerine ikramda bulunmak istedi. Safran Çayı ve kahveler içildi. Aynı anda derinden bir Safranbolu sohbeti başlamıştı bile. 6 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Küçük Gezgin, bir ara fırsatını bulup başkan amcasına ilk sorusunu yöneltti. Amacı Safranbolu’yu daha iyi tanımaktı; — Başkan Amca, sizce yerli ya da yabancı turistlerin Safranbolu’ya gelmelerinin sebebi neler olabilir? — Aferin Ömer! Çok yerinde bir soru sordun. Aslında cevabı sorunun içinde ama, ben yine de kısaca değineyim. Kültürel ve doğal miras, bir ülkenin sahip olduğu paha biçilemeyen ve yeri doldurulması mümkün olmayan en önemli varlıklardır. Günümüzde tüm dünya ülkeleri kültürel, doğal mirası, insanlığın ortak malı olarak kabul etmektedirler. Türk - Osmanlı Mimarisi’nin eşsiz örneği Safranbolu, dünyanın hayranlıkla izlediği bir yerdir. Türkiye’de UNESCO listesinde yer alan ve on yerden biridir. Kent ölçeği göze alındığında bu listeye alınan tek yerleşim yeri özelliğini de taşımaktadır. Safranbolu, sahip olduğu zengin kültürel değerleri ve zaman içinde korumada ki başarısı nedeniyle 1994 yılında UNESCO tarafından “Dünya Miras Listesi”ne alınmış ardından Dünya Miras Şehirleri Organizasyonuna (OWHC) dâhil edilmiştir. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 7 Hıdırlık Tepesi’nden, Mezarlık Başı’ndan ve eski Hükümet Konağı’nın bulunduğu Kale’den doyulmaz güzellikleri seyretmek için Safranbolu’ya gelmeli; başka kentlerden farklı olarak bir kaç adet değil, mahalleler halinde, sokaklar boyunca sıralanmış 2000 dolayında, koruma altındaki tescilli evlerden oluşması nedeniyle, Türkiye’de benzeri bulunmayan bir kent olduğu için Safranbolu görülmelidir. 2003’te Rodos’ta yapılan Dünya Miras Kentleri Sempozyumunda, 220 kent içinde, dünyada en iyi korunan 20 kentten biri olduğu için Safranbolu’ya gelmeli; özetle, bir “Açık Hava Müzesi” biçiminde sergilenen, benzersiz güzellikleri tanımak için Safranbolu mutlaka görülmelidir. — Safranbolu ismi nereden gelmektedir? — Ömer’ciğim, Safranbolu’nun ismi tarih içinde çok değişik haller almıştır. Belgelere dayanan bilinen ilk tarihi, Bizans Dönemi’nde başlamaktadır. Bizans Dönemi’nde Safranbolu Dadybra, Müslüman Arap akınları karşısında bir müstahkem kale olarak kurulmuş ve önem kazanmıştır. 1196 tarihinde Selçuklular zamanında kentin adı Zalifre olmuştur. Beylikler Dönemi’nde ve Osmanlıların ilk zamanlarında kentin adı Borglu ve Borlu şeklini almıştır. Osmanlı tapu ve tahrir defterlerinden izlenebileceği gibi Borlu,yöreye yerleşen Taraklı Aşireti’nden dolayı Taraklıborlu olmuştur. 8 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Hitit Arması Osmanlı Arması Persler Taraklıborlu adından sonra Safranbolu için Osmanlı Dönemi’nde kullanılan diğer adlar,, 18. yüzyıl ortalarında Zağfiran-ı Borlu, 19. yüzyıl yarısında kısa bir süre için Zağfıran-ı Benderli, 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Zağrifanbolu, son olarakta Zafranbolu ve Safranbolu biçimine dönüşmüştür. — Sizi daha fazla yormak istemem ama; Safranbolu’nun tarihi hakkında da kısaca bahseder misiniz? — Yorulmak ne kelime Ömer? Seve seve anlatabilirim. “ Safranbolu; Anadolu’nun kuzey batı kesiminde, Antik Devir’de tarihçi Homeros’un İlyada Destanı’nda Paplagonya olarak geçmektedir. Yörede sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlar. Safranbolu, 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı II.Kılıç Arslan’ın oğlu Muhiddin Mesut Şah zamanında Türklerin eline geçmiş. Tarihi süreç içerisinde ise 12131280 tarihleri arasında Çobanoğulları’nın, 1326-1354 tarihleri arasında Candaroğlulları’nın, 1354-1402 ve 1423 yılından itibaren de Osmanlılar’ın egemenliğine girmiş.” 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 9 10 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da Sohbetin bu kısmında Tahsin Bey söze girdi; — Necdet Beyciğim, gerçi kendinizden bahsetmeyi sevmezsiniz biliyorum. Ama Küçük Gezginimizin bilgilenmesi için biraz da belediye çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? — Detaylara girerek başınızı ağrıtmak istemem. Ama son projelerimizden bir kaç örnek verebilirim; * Safranbolu Belediyesi olarak öncelikle birlik ve beraberlik duygusunu geliştirerek koordinasyonlu ve uyumlu çalışmayı gerçekleştirdik. * Sokak Hayvanları Barınma ve Rehabilitasyon Merkezi’ni hizmete açarak sahipsiz hayvanlarımıza sahip çıktık. Onları huzurlu bir yaşama kavuşturduk. Caddeleri, sokakları beraber paylaştığımız, kendisine bir yuva edinememiş olan sokak hayvanlarının tedavi, rehabilitasyon ve barınmasını sağlayan merkezi yapmayı ilk geldiğimiz gün planlamıştık. Belediyeler doğaya, hayata hizmet ettiği kadar, hayatı beraber paylaştıkları canlılara da hizmet üretmek zorundalar. Medeniyetin düzeyi insana hizmetteki kalite kadar, diğer canlılara yapılan hizmetteki kaliteyle de ölçülmektedir. Merkezimiz 60 hayvan kapasiteli olup burada sokakta yaşayan hayvanların öncelikle tedavileri, rehabilitasyonu, insanların evlerinde barındırdığı hayvanların tedavileri, kısırlaştırılmaları bu merkezde yapılacak. * Safranbolu’muzun hava kirliliğinden kurtulması ve temiz hava soluması için doğalgaz çalışmalarımızı başlattık. Şu anda 7500 abonemize doğalgaz ile tanıştırdık. Safranbolu’nun nüfusun %70’i doğalgaz ile ısıtabilecek hale dönüşüyoruz. Safranbolu halkına doğalgaza göstermiş oldukları bu teveccühten dolayı çok teşekkür ediyorum. Şehrimiz bundan sonra yaz aylarındaki güzelliği kadar kış aylarında da havasının temizliği ile anılacak. 25 Bunu Safranbolular gerçekleştiriyor. * Aşağı Tokatlı Mahallesi’nde Safranbolu Kültür Eğitim Merkezi’ni (Sakem) açarak hanımlara yönelik yöresel el sanatları üretme imkânı sağladık. Hanımlara yönelik el sanatları, yöresel ürünlerin üretimi ve pazarlamanın yanında alt birim olan Safranbolu Aile Merkezi SAM’da çeşitli faaliyetler yürütüyor. SAKEM 4 alt gruptan oluşuyor ve bunlardan biri olan SAM, ailelerin yaşamsal sorunları ile ilgileniyor. SAKEM’in düzenlediği projeler ile Safranbolu’da bulunan yaşlılar, engelliler ve yetimlere manevi destek ile hayata sımsıkı tutunmaları sağlanıyor. İhtiyaç duyulan alanlara yönlendirmeler yapılıyor. Bu kapsamda SAKEM huzur evindeki yaşlıları ziyaret ederek onların hayır dualarını aldılar. SAKEM heyeti huzurevindeki yaşlılarımızla birebir ilgilenerek ihtiyaçlarını karşılama noktasında çalışma başlattılar. Merkezde, sanatsal mozaik kursu, evde çocuk bakımı, örtü altı sebze yetiştiricliği, aşcı yardımcılığı, tezhip, dikiş, tel kırma, takı tasarımı, keçe ve deri tasarımı, ahşap boya, ebru sanatı, bilgisayar, web tasarımı, yağlı boya resim, yan fülüt, piyano,gitar, İngilizce, Osmanlıca ve Arapça kursları yer almaktadır. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 11 * 12. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’ni Safranbolu’ya yakışır bir şekilde çoşku ve başarıyla kutladık. Festival bünyesinde çocuklarımız da bu kültür festivaline katılarak ustaları önderliğinde belgesel film çekmeyi, bir diğer festivalde ise fotoğraf çekmeyi öğrenerek 1000’lerce insana sergilediler. Ayrıca kardeş şehirlerimizden gelen çocuk misafirlerimizin gösterimini yaptıkları yöresel dans gösterileri festivalimize ayrı bir renk kattı. Festivalimizde “Su Kültürü” konusunu işledik. Bu kapsamda Safranbolu’daki tarihi su yollarını ve çeşmelerini restore ederek Safranbolu’muza kazandırdık. Yine bu yıl Eylül ayında 13.sünü gerçekleştireceğimiz festivalin yan konusunu “Ahşap İşciliği ve Ahşap Kültürü” olarak belirledik. 12 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 * Safranbolu Belediyesi olarak gençlerimizi bilgisayar ve internet bağımlılığından uzaklaştırarak spor sahalarına ve oyun alanlarının yer aldığı parklarımıza yöneltmek istiyoruz. Onların dostluk ve arkadaşlıklarını sanal dünya da değil de birbirlerinin nefeslerini hissederek, şakalaşarak hatta iddialı spor oyunlarını yaşayarak geliştirmelerini sağlamak dileğindeyiz. Bu düşüncemizi projelendirip şehir stadyumunun yanına da suni çim saha yaparak ücretsiz olarak onların hizmetlerine sunduk. Bu stadın açılışına bizi kırmayarak gelen eski milli takım oyuncularından Tanju Çolak ve Semih Yuvakuran’a da teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Spor deyip geçmemek gerekir, spora yapılan yatırım bana göre en önemli tanıtım araçlarından bir tanesidir. Bakın bizim çocuklarımız Avrupa’da da başarılı oluyorlar. Avrupa’nın çeşitli takımlarında futbol oynayan Türk çocukları şimdi dünyanın en önemli futbol kulüplerinde top koşturuyorlar. Bir tanesi ki milli takımımızın da oyuncusu Nuri Şahin, Real Madrid’e transfer oldu. Orada Mesut Özil ile birlikte aynı takımda oynayacak. Bu Türkiye’nin tanıtımı için, Türk futbolunun tanıtımı için çok önemli bir fırsattır. Demek ki, bizim çocuklarımız imkân bulduğunda dünyanın en başarılı sporcuları olabiliyorlar. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 13 * Safranbolu’da su kültürünün yaşaması için su kanallarımızı ve kanyonlarımızı temizledik. * “Haydi Gençler Havuza” kampanyası başlattık. Çağımıza uygun olarak düzenlediğimiz yüzme havuzunun açılışının ardından Safranbolu’da bir ihtiyaç olarak göze çarpan yüzme havuzu eksikliği de ortadan kalkmış oldu. HocalaİR rımız eşliğinde “Yaz Yüzme Kursları” açtık. Birinci İND sınıf malÇ İ Sİ zemeden oluşan tesisimizde arıtma sistemi İ T E de mevcut. S Sİ * Safranbolu’muz, geniş vadilerin birleştiği bir alana kuİYE D E L rulduğundan jeolojik yönden de BEfarklılıklar göstermektedir. LU O Çarşı merkezinden 8 km uzaklıktaki İncekaya ve Tokatlı KanNB A FR yonları ve devamı niteliğinde olan çarşı kesimindeki Gümüş SA ve Akçasu Kanyonları, yine Kastamonu yönünde Safranbolu’ya 13 km uzaklıktaki Düzce Köyü’nün girişinde bulunan Düzce (Kirpe) ve Sakaralan Kanyonları da doğaseverlerin görmesi gereken doğal güzelliklerdir. Birbirinden muhteşem manzaralar içeren kanyonlarda, çevre illerden ve yurt dışından kentimize gelen misafirlerimiz şehir içi gezilerinden sonra muhakkak bu doğal güzelliklere atarlar kendilerini. 14Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Tertemiz doğanın kucağında kuşlar kadar özgür olarak yürüyüşlerini sürdürürler. Hatta Trekking ( doğa yürüyüşü) tutkunları kafileler halinde kentimize gelerek bu doğa sporunun keyfini doyasıya çıkarırlar. Bu arada Tahsin Bey söze girdi; — Necdet Bey’ciğim! Bu güzel anlatımlarınız için çok teşekkür ederiz. Biz şimdi oğlum Küçük Gezgin ile Safranbolu’yu gezmeye devam etmek istiyoruz. Müsade ederseniz biz ayrılalım. — Tek bir şartla... Akşam misafirimsiniz. Size Safranbolu’nun yöresel yemeklerinden ikram etmek istiyorum. — Sizi rahatsız etmedikten sonra hay hay! Bizim için onurdur. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 15 Gezi başlıyor Gezginlerimiz, Belediye Hizmet Binası’ndan çıktıktan sonra Sadri Artuç Caddesi’nin devamındaki Misak-ı Milli Meydanı’na vardılar. Burada heybetli bir Atatürk Anıtı ile karşılaştılar. Bu tür anıtlar kentlerin medeniyet göstergesi ve simgeleridirler. Küçük Gezginimiz çoktan anıtın yanına gitmiş, bir çırpıda etrafını dört dönerek sorularını peş peşe babasına yöneltmeye başlamıştı: — Baba! Anıtın üzerinde birçok figür yer almakta. Muhakkak ki bir anlamları vardır. Nedir biliyor musun? — 2007 yılında ünlü heykeltraş Tankut Öktem tarafından yapılmış olan Misak-ı Milli Anıtı, Türk toplumunu temsil etmektedir. Gördüğümüz gibi ön ve arkasında bütün meslek gruplarından örneklere yer verilmiş... Gezgin SAFRANBOLU’da 16 16 Küçük Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 ... Bu da Türk halkının ne kadar çalışkan ve becerikli olduğunu simgelemektedir. Milli Mücadeleden yeni çıkmış ve özgürlüğüne kavuşarak vatan sahibi olmuş halkın, geleceğe dört bir koldan hazırlanışını da anlatmaktadır. Anıtın arka kısmındaki Merkez Park‘a geçtiler. Kıranköy merkezinin çehresini değiştiren Merkez Park projesi görkemli bir açılış töreni ile halkımızın hizmetine sunulmuş. Safranbolu’da oturup dinlenme imkânını şelalelerin şırıltısıyla yakalama imkânı bulan vatandaşlar özellikle hafta sonları parka yoğun ilgi gösteriyormuş. Her yaştan insanımızın kendine uygun bir şeyler bulabileceği, yaşlılarımız için etrafında yürüyüş bandının, spor jimnastik aletlerinin olduğu, küçük yaş grubundaki çocuklarımız için oyun gurupları, gençlerimiz için de voleybol, basketbol oynayabilecekleri bunun gibi parkların sayısı gün geçtikçe Safranbolu’da çoğalıyormuş. Hatta bu parklardan birine de Van depreminde depremzedeler için yardıma gelerek hayatını kaybeden Japon Dr. Miyazaki’nin adını vermişler. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 17 Safranbolu’da üç yerde yaşam Baba oğul, şehir merkezinde gezilerine devam ederken Tahsin Bey’de oğluna Safranbolu ile ilgili bilgiler anlatıyordu: — Safranbolu üç bölgeden oluşmuş. Yazlık olarak kullanılan Bağlar, yerleşim yerininin yoğun olduğu Kıranköy ve daha çok tarihi yerleşim ve ticaret esnafının yer aldığı Çarşı bölgeleridir. Bu üç bölge arasında iklim farklılıkları vardır. Çarşı kesimi (Eski Çarşı), daha ılık, rüzgârlardan korunmalı kışlık, daha yüksekte bulunan Bağlar kesimi ise hava akımlarına açık, yaz aylarında serin, kış aylarında karlı olması nedeniyle şehrin yazlık yerleşim bölgesidir. 18 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Ulu Cami Gezginlerimizin bu kez yolu, eskiden kilise iken şimdilerde cami olan tarihi bir esere düştü. Ulu Cami... Rumlardan kalan ve 1872 yılında yapılmış eski kilisedir. Çevresindeki Skalion Binası (Rum Mektebi) (1863) ile Papazın Konağı ilginç bir külliye oluşturur. Küçük Gezgin ve Tahsin Bey burayı da gezip inceledikten sonra Safranbolu’nun simgesi durumunda olan Hıdırlık Tepesi’ne geçtiler. Tepeye, girişin hemen solunda yer alan dar, yokuş bir yoldan yürüyerek ulaştılar. Kısa bir soluklanmadan sonra etrafa bir göz attılar. Safranbolu’nun dillere destan tarihi evlerinin güzelliği, adeta bir ressamın fırçasından çıkmış tablo gibi, mağrur bir eda ile gözlerinin önüne serilmişti. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 19 Seyir terasının yanı başında yine Safranbolu’ya hâkim bir anıt mezar gördüler. Üzerinde “Şeyh-ül Etıbba Dr. Ali Yaver Ataman 1868–1955” ibaresi yazılıydı. Ömer merakla babasına sordu: — Baba Dr. Ali Yaver Ataman kimdir biliyor musun? — Evet Ömer. Kafkasyalı Mücahit Şeyh Şamil’in baba soyundan (kız kardeşinin oğlu) olduğunu biliyorum. Müzikolog, folklor uzmanı, eğitimci ve sanatçı olan Sadi Yaver Ataman’ın babasıdır. Bu anıt, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı sırasında Safranbolu’da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucularından Dr. Ali Yaver Ataman için makam mezarı olarak düzenlenmiştir. Kabri cennet olsun. Tarihin ayak izleri Komşu mezarın taşında “Burada Osmanlı Bey’i Orhan Gazi döneminde yaşamış olan şehzade Gazi Süleyman Paşa’nın kumandanalarından HIDIR BEY’in makamı bulunmaktadır. Ruhuna Fatiha” yazıyordu. Gezginlerimiz, Kurtuluş Savaşı kahramanı Dr. Ali Yaver Ataman ve Kumandan Hıdır Bey’in ruhlarına Fatiha okuduktan sonra Hıdırlık’taki gezintilerine devam ettiler. Biraz ileride yer alan Hasan Paşa Türbesi’ne geçtiler. Türbenin kitabesinde “Her şey fanidir. Ancak celal ve ikram sahibi ola Allah baki mübarektir.” yazıyordu. 20 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Hasan Paşa Türbesi Türbenin giriş kapısı kapalı olduğu için uzun ve dar olan aydınlatma penceresinden içerisini görebildiler. Hasan Paşa’nın ruhuna da dualarda bulundular. Ömer, bu kez babasına sormak yerine, yan duvarda yer alan plâketteki yazıları okudu: “Hasan Paşa Köstentil Sancağı Kaymakamı iken geçirdiği bir soruşturma sonunda (1843) görevinden alındığında Safranbolu’ya yerleşmiş ömrünün sonuna kadar da burada yaşamış. Vefat ettikten sonra kendisine de bu türbe yapılmıştır.” Safranbolu’muzu temiz tutalım Küçük Gezgin Ömer’in hemen hemen her köşe başında Safranbolu Belediyesi logolu yine Safranbolu evini andıran çöp kutuları dikkatini çekti. Tahsin Bey, Safranbolu Belediyesi’nin kent temizliğindeki hassaslığına vurgu yaptı. — Haklısın babacığım. Yaşadığımız mekânları temiz bulmak istiyorsak, hiç bir zaman elimizdeki çer çöpü yerlere atmamalıyız. Kent medeniyeti çevre temizliğinden geçer. Öyle değil mi? — Aferin Ömer. Safranbolulu çocuklarının da en az senin gibi düşündüğüne eminim. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 21 Namazgâh Hasan Paşa Türbesi’nin yanı başında ise namazgâh bulunmaktaydı. Hıdırlık, Türklerin Safranbolu’ya geldiklerinde ilk konuşlandığı yerdir ve açık namazgâh şeklindedir. Yağmur duası ve Hıdırellez kutlamaları burada yapılırmış. Hıdırlık Tepesi’ne gelen misafirlerin gezi esnasında dinlenebilecekleri, bir yorgunluk çayı içebilecekleri otantik görünümde bir kafeterya da inşa edilmiş. Ömer ve babası da bir şeyler içip dinlenmek için kafeteryaya girdiler. Onları güler yüzlü Safranbolulu bir genç kız “Hoş geldiniz!” diyerek karşıladı. Bu yörenin meşhur Safran Çayı’ndan içmelerini önerdi. Peşi sıra da özelliğini anlattı: — Safranbolu’ da yetişen safran çiçeği, dünyanın en pahalı baharatı olma ünvanını taşıyan endemik (o bölgeye has) bir bitkidir. Safran bitkisinin ürün olarak kullanılan kısmı yalnızca ortasındaki lifler olduğundan yetiştirilmesi ve bakımı çok emek isteyen bir bitkidir. Bu yüzden altın kadar değerlidir, 1 kilogram kuru safran elde etmek için ortalama 150 bin safran çiçeği gerekmektedir. Kendi ağırlığının yüz bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilme özelliği bulunan safran; ilaç, gıda, kozmetik sanayinde kullanılmaktadır. Baba oğul da Safran Çayı’ndan içerek bir nebze olsun yorgunluklarını giderdiler. 22 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Hıdırlık Tepesi’nden ayrıldıktan sonra Safranbolu gezintilerine devam ettiler. Safranbolu Belediyesi Asri Mezarlığı’nın önünden geçerken içeride yer alan kule şeklindeki anıtı farkettiler. Yakından görmek için mezarlığa girdiler. Kaidenin üzerindeki levhada, “Terörle mücadelede vatan için çarpıştılar, şehit oldular!” yazısını okuduklarında tüyleri diken diken olmuştu. — Babacığım iyi ki geçip gitmemişiz. Kendimi asla affetmezdim. Onlar ki bizim özgürlüğümüz ve bu aziz vatan topraklarında rahatça yaşayabilmemiz için canlarını feda ettiler. Ruhlarına bir duada bulunmamak vefasızlık olurdu. Fatiha okuduktan sonra Ömer kaidedeki başka bir yazıyı da okudu: — “Birinci Dünya Savaşı’nda Safranbolu ve yöresinden 4000 civarındaki asker 1914 yılında cepheye katılmıştır. Şehrimizden ve Anadolu’nun birçok yerinden gelen vatan evlatları ile Çanakkale Geçilmez! diyerek destan yazmışlardır. Sadece Safranbolu’dan 203 askerimiz şehit olmuştur. Bu şehitlik Safranbolu Kaymakamlığı, Safranbolu Belediyesi, 125. Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı’nın ve Safranbolu halkının desteği ile aziz şehitlerimizi sonsuza kadar yaşatmak amacıyla yaptırılmıştır. Aziz Şehitlerimiz; Sizler, vatanımız için hayatınızı seve seve feda ettiniz. Ruhlarınız şâd mekânınız cennet olsun. Sizleri rahmetle anıyoruz.” 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 23 Safranbolu Uçağı Şehitlikten duygu yüklü olarak ayrılan gezginlerimiz, bu kez de Safranbolu Uçağı’nın olduğu yere gittiler. Safranbolu’ya hâkim bir noktaya yerleştirilen uçak, açık hava müzesi niteliğindeydi. Ömer, yine tüm dikkatiyle uçağın dört bir yanını inceledi. Sonra da uçak hakkında bilgi sahibi olmak için hemen ön tarafındaki levhadaki yazıları babasına yüksek sesle okumaya başladı; “Kurtuluş Savaşı sonrası Hilâl Ahmer (Kızılay) ve Türk Tayyare Cemiyeti’nin ülke genelinde başlatmış olduğu 250 civarında tayyare (uçak) üretilmiş veya satın alınmıştır. Bu kapsamda 1928–1930 yılları arasında Safranbolu halkından toplanan yardımlarla Breguet XIX A–2 keşif uçağı alınmış. Safranbolu’da iniş ve kalkış yapabileceği uygun bir alan bulunmaması nedeniyle 30 Ağustos 1931 tarihinde Kastamonu da yapılan bir törenle uçağa “Zafranbolu” adı verilerek Hava Kuvvetlerimize armağan edilmiştir.” Küçük Gezginimiz, aynı levhanın orta yerindeki Ata’mızın “İstikbal Göklerdedir!” sözünü okumayı da ihmal etmedi. 24Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Gezginlerimizin yolu bu kez Kaçak Cami’ye düştü. Akçasu Mahallesi’nde, Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin tarafından Akçasu Deresi üzerinde yapılmış, altından dere sularının geçmekte olduğu “Lûtfiye (Kaçak) Cami” ilginç yapısıyla her görenin dikkatini çeken özellikler taşımaktaydı. Hiç kuşkusuz altından derenin akıp gitmesi, tek başına ilgi odağı olmakta. Dere üzerine yapılmış olması, bahçe ve yeşil alanların korunması amacına yönelik. Kaçak Cami ile bitişiğindeki kahvehane ve onun üst katındaki okul bölümü ile bir bütünlük arzetmiş. Tarihte yolculuk başlıyor Baba oğul, bu tarihi camide gezdikten sonra buram buram tarih kokan Kaymakamlar Evi’ne geçtiler. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Kaymakamlar Evi’nin, Safranbolu’nun diğer tarihi evlerinin karakteristik özelliklerini de bünyesinde barındırdığına şahit oldular. Çarşı içinden ya da Hıdırlık Tepesi’nden aşağıya doğru dik ve kestirme bir yoldan yürüyerek ulaşılabilecek “Kaymakamlar Evi”, sonradan restore edilerek müze haline getirilmiş ve ziyarete açılmış. 19. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi’dir. Hacı Mehmet Efendi’ye, Yarbay rütbesi karşılığı olan “Kaim Makam” denilmesi nedeniyle ailesi, dolayısıyla da evleri halk arasında bu isimle söylenir olmuş. Gezgin SAFRANBOLU’da 26 26 Küçük Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da Ev 3 kattan oluşuyor. Ana kapı çift kanatlı ve oldukça büyük. Ahşaptan yapılan bu kapı iri başlı çivilerle tutturulmuş. Kapının dış yüzeyinde, bugünkü kapı zili vazifesini gören bir tokmak (yerel adıyla şakşak) bulunmakta. Eskiden irice bir çivi başına tokmağın vurulmasıyla kapı çalınır, ev sahibi ise evin içinden kapının kilidine kadar uzanan bir ipi çekerek kapıyı açarmış. Şu anda modern kapı zilleri bu sisteme eşlik etmekte. Gezginlerimiz, kapıdan içeri adım attıklarında “Hayat” denilen, evin zemin bölümüne girdiler. Tekrar yukarı, üst katlara yöneldiklerinde bir görevli galoş giymeden içeri giremeyeceklerini hatırlattı, teşekkür edip galoşları giydiler ve parmaklıklı merdivenden doğruca üst katlara yöneldiler. İlk katta onları “Selâmlık” denilen geniş sofaya açılan ve birbirleri ile simetrik olan 4 oda kapısı karşıladı. Merdivenlerin sağ tarafındaki ilk iki oda kapısı arasında yer alan, pencere önünde oturmak için kullanılan bir bölüm vardı. 25 Odaların iki veya üç tarafı oturmak için çepeçevre sedirle çevrilmiş. Genelde kırmızı tonları da eski Türk motifleri ile süslenmiş halılarla kaplı bu sedirler pencerelerin önünde yer alıyor. Yaslanmak için kullanılan halı yastıkların üzerleri beyaz dantel ya da beyaz elişi örtülerle kaplanmış. Pencereleri ise, yine beyaz el işi perdeler süslemekte. Pencerelerin dışında yer alan kahverengi kepenkler, evi güneşten, yağmurdan koruma görevi görüyor ayrıca dışarıdan bakıldığında da “İşte klâsik bir Safranbolu Evi” dedirtiyor. Tavanlar, ayrı bir el işçiliğinin ve oymacılığının en güzel örnekleri ile süslenmiş. Diğer odaları ise, genelde aynı özellikleri taşıyorlar. Odaların yerleşimi ve döşemeleri birbirine paralellik gösteriyor. Tek farkı orta kattaki odalar oturma ve misafir ağırlama amacı ile kullanılırken, üst kattaki odaların ağırlıklı yatak odası olarak kullanılıyor olması. Bebek beşikleri, yer yatakları, yöresel giysiler içindeki mankenlerle bazı odalarda eski yaşamlar temsili olarak canlandırılmış. Burada çok ilginç olan ise, odaların her birinin, bir ailenin, uyumanın yanı sıra yemek yapıp yiyebileceği, banyo yapabileceği, hatta konuklarını ağırlayabileceği şekilde tasarlanmış olması. Gezginlerimizin yüzünde, tarihten izler görebilmenin huzuru ve mutluluğu okunuyordu. 25 Küçük KüçükGezgin GezginSAFRANBOLU’da SAFRANBOLU’da27 27 Gezginlerimiz, Kaymakamlar Evi’nden çıktıktan sonra İzzet Mehmet Paşa Cami’ne gitmek istediler. Yol üzerinde kurulan pazar yerinin içinden geçtiler. Bu pazar, 400 yıldır aynı yerde, her cumartesi günü çevre sakinlerine hizmet veriyormuş. Birbirinden güzel organik sebze ve meyveler tüketicisi ile buluşuyormuş. Otantik giysiler içindeki macuncunun etrafında birikmiş çocukların, “Bana da bana da” diye cıvıldaşmalarına şahit oldular. Renkli macunu kapmak için birbirleri ile yarışıyorlardı. Küçük Gezginimiz de kendi yaşıtlarının arasına daldı. Oda rengârenk macundan kapmayı becermişti. Elindeki macunu keyifle yerken İzzet Paşa Cami’nin önüne gelmişlerdi bile. Kanyonlar Kenti Sadrazam İzzet Mehmet Paşa’nın 1796 yılında yaptırdığı cami, zarif minaresi, çinko kaplı kubbesi ve iç süslemeleri ile küçük bir Nuriosmaniye Cami’i gibiydi. Avlusu ile minaresi, altından geçen Akçasu Deresi üzerindeki kemerler üzerine oturmuş. Bu manada Safranbolu kanyon ve dereleri ile önem arz etmekteydi. 28 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Kütüphane, abdesthane, iki çeşme ve vakıf dükkânları ile küçük bir külliyeyi oluşturan eğimli araziye uyumlu bir şekilde yerleşen cami, tamamen kesme taştan yapılmış. Kalem işleri, bezemeleri minber ve mihrabı çok zengin olup, mihrabın üzerinde III. Selim’in tuğrası bulunmaktadır. Mezarı Manisa’da bulunan İzzet Mehmet Paşa’nın makam mezarı da 2005 yılında bu caminin avlusuna yapılmış. Tahsin Bey’de bilgisini oğluyla paylaştı: — 1743’te Safranbolu’ da doğan İzzet Mehmet Paşa, 1794–1798 yılları arasında Padişah III. Selim’e sadrazamlık yapmış, bu görevden azledilerek Manisa’ ya gönderilmiş ve 1812 yılında Manisa’ da vefat etmiş. İzzet Mehmet Paşa’nın Manisa Mevlevi Hanesi’nde bulunan kavuklu sadrazam baş taşı ile ayak taşı, Safranbolu mülki ve yerel yönetimin gayretleri ile kendi adını taşıyan bu caminin avlusuna getirilmiş. “Paşasuyu” diye bilinen suyu İncekaya Köprüsü’nü yaptırarak şehrimize getirten, kaledeki Saat Kulesi’nin yapımını sağlayan Paşa’nın iyiliksever bir kişiliğe sahip olduğu ve hayatta kimseyi incitmediği tarihi kaynaklarda yer almakta. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 29 Küçük Gezgin ve Tahsin Bey, İzzet Mehmet Paşa Cami’nin içini de gezdikten sonra Bakırcılar Çarşısı’na girmelerini sağlayan kemerli kapıdan geçtiler. Eski ve yeni bakır eşyalar satan dükkânlara uğrayıp, birkaç parça cezve, sahan, ibrik satın aldılar. Çarşının her köşesinden sanki Safranbolu’nun en güzel türkülerinin ritmini tutarcasına çekiç sesleri yayılıyordu. Burada genç yaşlı sanatkârlar bakırdan yapılmış onlarca İR çeşit ev eşyasına İND Ç İ şekillerini veriyor ve üzerlerine harikaSİdesenler işliyorlardı. İ T E hiç istiflerini bozmamalarınÖmer, fotoğraflarını çekerken dahi İS S E Dİ Y dan işlerine verdikleri önemi mümkündü. Bakırcılığı unutEanlamak L E B turmamak ve canlandırmak için yeni tasarım ürünler yapmaya başLU BO N lamışlar. Turistlerin A isteklerine göre şekil verdikleri bakıra istedikleri FR SA işlemeleri yapıyorlarmış. En çok hatıra kalması için kendilerine özgü istekler oluyormuş. Yaşadıkları yere ait bir logo, simge, ya da sevdikleri kişilerin isimleri gibi. Bakırcılar Çarşısı’nın sonlarına doğru Akçasu Kanyonu’nu üzerinde, İzzet Mehmet Paşa Cami arkasında yer alan Demirciler Çarşısı’na geçtiklerinde, yaşayan tek lonca çarşısı olduğunu farkettiler. Sıcak, soğuk demir işçiliği hala devam etmekte. 30 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Gezginlerimiz, buradan sonra Yemeniciler Arastası (çarşı)’nın girişine gelirken yolun sağında ve solunda yer alan eski evlerin restore edilerek motel, bar ve restoran haline getirildiğini gördüler. Ayrıca çarşının içine girmeden de alışveriş yapabilecek yemeniciler, yol üzerinde tek tük de olsa bulunuyorlar. Çarşı içerisindeki alan oldukça kısıtlı olduğu için bu tip dükkânların dışarıya taşmaları çok doğal. Bunları geçip, sol taraftaki birkaç basamaktan oluşan taş merdivenden indiklerinde karşılarına Yemeniciler Çarşısı çıktı.. Asma yapraklarının oluşturduğu adeta yeşil bir çadır içinde kurulmuş imajı veren çarşıya girdiklerinde ilk olarak bir kafe gördüler. Eskiden kahvehane olan bu yerde yiyecek olarak her çeşit gözlemenin tadına bakmak mümkün. Yolun iki tarafında küçük ama bir o kadar da şirin yan yana dizilmiş adeta dayanışmayı sembolize eden dükkânlar yer alıyordu. Bu dükkânlarda el emeği, göz nuru el sanat ürünlerini ve çarşıya da adına veren yemenicilik müzesinde son yemeni ustası tarafından yapılan yemenileri görebileceğiniz Yemeniciler Arastası; 48 tane küçük ahşap dükkânın yer aldığı, eskiden yemeni adı verilen el yapımı deri ayakkabıların hayat bulduğu ve Kurtuluş Savaşı’nda ordunun ihtiyacı olan yemenilerin (deri ayakkabı) büyük bir bölümünün buradan karşılandığı eski bir lonca çarşısıdır. Her türlü örtüler, perdeler, renk renk nakışlı bluzlar, çantalar, dükkânların ön tarafında yer alan tezgâhlarda satışa sunulmuş. Esnaf herkesi sıcak bir ilgi ve sevecenlikle karşılıyor, ürettikleri malların özellikleri soruldukça bir bir sabırla anlatıyorlardı. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 31 Safranbolu evlerinin maketleri yapılmış, gece lâmbası olarak yapılan bu evlerin bahçesi bile ihmal edilmemişti. Ömer, hem annesine hem de arkadaşlarına bu el emeği göz nuru hediyeliklerden almayı ihmal etmedi. Güneş Saati Çarşıdan çıkıp sağ tarafa doğru yönelince Köprülü Mehmet Paşa Cami’nin avlusu içinde sol tarafta 19.yy ortalarında yapıldığı sanılan bir Güneş Saati dikkatlerini çekti. Saatin üzerinde yatay olarak bir yelpaze şeklinde kısalı uzunlu çizgiler ve bu çizgilerin başladığı yerde ise üçgen prizma şeklinde bir parça yer alıyordu. Saat basit tip yatay güneş saatleri sınıfına giriyormuş. Taş sütunun üstünde düz bir mermer üzerine yapılan bu saat, sabah 06:40 ile akşam 17:20 arasındaki zamanı, metal plâkanın gölgesine göre gösteriyormuş. 32 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Köprülü Mehmet Paşa, bir dönem Safranbolu’da yerleşime tabi tutulmuş, sonrasında bu camiyi yaptırmış, cami 1661 yılında da ibadete açılmış. Çarşıdan büyük kemerli bir kapıdan avlusuna girilmekte ve Arasta’ya açılan bir diğer kapısı mevcut. Caminin ana mekânı kare plânlı olup, Safranbolu’nun en büyük camisi imiş. Camiden ayrıldıktan sonra tarihi Belediye Binası’nın önüne geldiler. Şu anda Safranbolu Belediyesi’nin Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü olarak hizmet vermekte olduğunu gördüler. Kültür ve Sosyal İşler Müdüresi ile tanıştıklarında gezginlerimize burası hakkında bilgiler anlatırken Safranbolu ile ilgili broşür ve kitaplardan hediye etti; — Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’müz belediyemizin atardamarı gibidir. Şehrimize gelen misafirlerimizi ağırlamak ve Safranbolu’yu gezdirmek, tanıtmaktan tutun da sosyal belediyecilik gereği hemen hemen her vatandaşımıza ulaşarak onların dertlerine ve sevinçlerine ortak olmaktayız. Festivalimizin, BAKAB’ın ( Batı Karadeniz Kalkınma Birliği) ve OWHC (Dünya Miras Şehirleri Organizasyonu) Avrasya Bölümü Safranbolu Sekretaryaları’nı yine buradan yürütmekteyiz. Etkinlikler, şenlikler düzenliyor, sosyal yardımlar yapıyor, Safranbolu’muzun tanıtımında şart olan kitap, broşür, kataloglar hazırlayıp şehrimize gelen misafirlerimize takdim ediyoruz. Biz kendimizi hem yurt içine hem de yurt dışına Safranbolu’dan açılan bir pencere gibi görüyoruz. Dünyanın neresinden olursa olsun bize ulaşmak isteyenler, +90 370 725 52 65 +90 370 725 52 52 telefonlardan ve kulturmudurlugu@safranbolu.bel.tr adresinden bize elektronik olarak da ulaşabilirler. Gezginlerimiz, Kültür Müdiresinin ikram ettiği çayları içtikten sonra teşekkür edip oradan ayrıldılar. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 33 Yolları bu kez de Cinci Han’a düşmüştü. Üzerinde Cinci Han yazan kocaman bakır bir kapıdan hanın avlusuna girdiler. Otel ve restaurant olarak restore edilmiş olduğunu gördüler. — Neden buraya Cinci Han diyorlar baba? — Ömer’ciğim, Cinci Han, Safranbolu eşrafından Karabaş zade Hüseyin Efendi (Cinci Hoca) tarafından 1645 yılında yaptırılmış olduğu için bu ismi almış. Yüzyıllar boyunca Çin’den Anadolu topraklarına uzanan tarihi İpek Yolu üzerine kurulmuş irili ufaklı yüzlerce hanlardan biri de Cinci Han imiş. Mimarı kesin olarak bilinmemekle birlikte dönemin baş mimarlarından Mimar Kasım Ağa tarafından yapıldığı sanılmaktaymış. Cinci Han, 2000’li yılların başlarından itibaren Safranbolu’ya farklı alanlarda hizmet vermekte... — Pekâlâ, Cinci Hoca kimdir? — Cinci Hoca; esas ismiyle Karabaşzade Hüseyin Efendi 17. yüzyılda yaşamış, akli dengesi bozuk olan Osmanlı padişahı I. İbrahim’i tedavi etmesiyle ün kazanmış. Karabaşzade Hüseyin Efendi Safranbolu’da doğmuş. 1642 yılında Kösem Sultan tarafından, Padişah I. İbrahim’i tedavi etmesi için saraya davet edilmiş. Tedavisinin başarılı olması üzerine sadece büyük bir şöhret ve servet sahibi olmakla kalmamış, sarayda da devlet işlerinde söz sahibi olmuş. Ayrıca 1640-1648 yıllarında yine kendi adını taşıyan Cinci Hamamı’nı da yaptırmış. Mimarının dönemin baş mimarlarından Mimar Kasım olduğu sanılmaktadır. Gezginlerimiz, Cinci Han Hamamı’ndan çıktıklarında kendilerini büyükçe bir meydanda buldular. 34 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Buranın Kazdağlıoğlu Meydanı olduğunu öğrendiklerinde aynı ismi taşıyan Kazdağlıoğlu Cami’ni de gördüler. Cami bütün görkemi ve ihtişamı ile meydandaki yerini almıştı. Ömer hemen caminin yanına koştu. Meraklı bakışlarla etrafı incelemeye başladı. Sonra da yapı hakkında bilgi sahibi olmak için meraklı gözlerle babasına döndü; — Babacığım bu muhteşem eser hakkında neler biliyorsun? — Bildiğim kadarıyla cami, 1778 yılında Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından yaptırılmış. Taş ve tuğladan tek kubbeli olarak yapılmış olan yapının üstü kiremitle örtülmüş. Minaresi ise tuğladan inşa edilmiş. 1979–1989 yılları arasında El Yazmaları Kütüphanesi olmuş, son ra 1989 yılında cami olarak ibadete açılmış. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 35 Gezginlerimiz, bu kez de Eski Hükümet Binası şimdi ise Kent Tarihi Müzesi olan tarihi binaya gittiler. Burada Safranbolu’nun tarihsel akışını ve kültürel dokusunu bir çatı altında görmek ve izlemek mümkün. Eski Hükümet Konağı Kastamonu Valisi Enis Paşa ile İlçe Kaymakamı Ahmet Bey öncülüğünde ilçe halkının maddi destekleriyle iki yıl içinde (1904-1906) “kale” olarak adlandırılan tepeye inşa edilmiş. 36 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Tamamen kesme taştan yapılan bina, 800 m² kapalı bir alan ve bir de mahzen bölümünden ibarettir. Bina, tarih içinde askeri, mülki ve adli yönetim merkezi olarak kullanılmış. 19 Ocak 1976 tarihinde çıkan bir yangın sonucu çatısından tutuşarak yanmış. Her katta başka bir tarih Müze; zemin, giriş ve 1. kat olmak üzere 3 kattan oluşmaktadır. Baba oğul, Safranbolu’nun günümüze kadar geçirdiği evreleri kronolojik olarak izleyip, yaşam ve kültürünü görüp eski bir Safranbolu Çarşısı’nda gezdiler. Giriş katta; Safranbolu’nun ve binanın tarihçesi, haritaları, kültürel yayınları, uydu görüntüleri, sergi salonu ve konferans salonunu gördüler. İkinci katta; Cumhuriyet Dönemi’ne ait kıyafetler ve Safranbolu‘ya özgü eski eşyalar sergilenmiş. Fotoğraflarla Safranbolu Salonu’nda ise; Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne kadar uzanan Safranbolu tarihi ile ilgili bilgiler, görsel detaylar, Roma Dönemi, Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi madeni paraları ve eski el yazması eserler sergilendiğini gördüler. Zemin Katta; Safranbolu’da ticari hayat ve geleneksel el sanatları hakkında fotoğraflı bilgileri okudular. Aynı zamanda; Esnaf ve Zanaatkârlar Çarşısı’nda Eczanecilik Müzesi, Lokumculuk Müzesi, Yemenici, Baharatçı, Kundaracı – Sayacı, Semerci, Demirci, Kalaycı, Bakırcı ve Esnaf Kahvesi gibi Safranbolu’daki önemli Esnaf Kolları’nın çalışma ortamlarının özgün canlandırma tekniği ile ziyaretçilere sunulduğuna şahit oldular. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 37 Müzeden çıktıklarında hemen önlerindeki kürsü şeklinde maketi gördüler. Ömer merakla üzerindeki sayfaları açılmış kitap şeklindeki plâketteki yazıyı babasına okudu. “Dünya Miras Komitesi “Safranbolu Kentini” Dünya Miras Listesi’ne dâhil etmiştir. Bu liste üzerindeki ithaf tüm insanlığın yararı için korumayı gerektiren kültürel veya doğal bir alanın müstesna ve evrensel değerini teyit eder. İthaf Tarihi 17 Aralık 1994- UNESCO “ — Yazılanların ne manaya geldiğini sanırım anlamışsındır Ömer? — Anlamaz olur muyum baba? Bana boşuna mı Küçük Gezgin diyorlar. Dünya Mirası sıralamasında yer almak bizler için büyük onur değil mi? — Haklısın oğlum! Türkiye’deki 50.000 kadar korunması gerekli Kültür ve Tabiat Varlığı’nın yaklaşık 1500’ü Safranbolu’da bulunmaktadır. Ayrıca Kültür Bakanlığı da 8.10.1976 tarihinde Safranbolu’yu “kentsel sit alanı” olarak koruma altına almıştır. Gezginlerimiz, müzeden çıktıktan sonra hemen arkasındaki alana gittiler. Bu alanda, 2000 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Eski Hükümet Konağı ve çevresindeki binaların restorasyon çalışmasına başlanıp, çalışmanın 2006 yılında ise tamamlandığını öğrendiler. Alandaki Saat Kulesi ve Cezaevi binası diğer önemli tarihi yapılardan sayılmaktadır. Zamanın durduğu kentte, geçmişin sesini zamana inat duyuran saat kulesi, “Herkesin evine ve cebine birer saat hediye edeceğim.” diyen Safranbolulu Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında Kale olarak adlandırılan alana yaptırılmıştır. Kare plânlı, kulenin saati Londra’dan getirtilmiş olup halen çalışır durumdadır. 38 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Süha Arın Kültür ve Sanat Merkezi Tahsin Bey, oğlunu bu kez de Süha Arın Kültür ve Sanat Merkezi’ne götürdü. Süha Arın, 1976 yılında, o sırada Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne bağlı Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nda (İletişim Fakültesi) öğretim görevlisi iken, diğer birçok filmi gibi “Safranbolu’da Zaman” belgeselini de, coşku ve heyecan dolu bir grup öğrencisiyle birlikte gerçekleştirmiş. Türkiye Turing Kurumu’nun yapımını üstlendiği “Safranbolu’da Zaman”, 1977 Antalya Film Festivalinde “En İyi Belgesel Film” seçilerek Altın Portakal ödülünü kazanmış. Süha Arın 2004 yılında vefat etmiş. Gezginlerimiz sanatçının filmlerini çektiği kamerasını, çalışma odasını ve özel eşyaları ile ödüllerini görme fırsatı bulmuşlardı. Gezginlerimizi bu kez İncekaya Su Kemeri bekliyordu. 8 km sonra oradaydılar. Heybetli su kemerine bakarken dalıp gitmişlerdi. Tahsin Bey bildiklerini oğluna anlattı: — Sadrazam İzzet Mehmet Paşa’nın kente kazandırdığı eserlerden biri de bu su kemeridir. Mimari değer taşıyan eserin 1798 de yapıldığı bilinmektedir. Buradan kapalı arklar ve su kanalları ile kente getirilen su, Beybağı mevkiindeki Havuzlu Asmazlar Konağı’nın bahçesinde bulunan su terazisinden geçirilerek çarşıdaki çeşmelere dağıtılmış. Su, İzzet Paşa tarafından getirildiği için “Paşasuyu” ismini almış. İncekaya Su Kemeri 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 39 Gezginlerimiz, su kemerinde biraz daha kaldıktan oraya çok yakın mesafede olan Safranbolu’nun küçük bir maketi niteliğindeki tarihi Yörük Köyü’ne gittiler. Safranbolu’dan Kastamonu yönüne doğru 11 km gidildiğinde bu köye ulaşmak mümkün. Osmanlının başlangıcı olan Kayı Boyu’nun Karakeçili Aşireti’nden üç kardeşin en büyüğü olan Hüseyin tarafından kurulan köy, gerçek bir Türk - Türkmen köyü oluşu nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1997 yılında koruma altına alınmış. 131 adet tarihi eserin koruma altına alındığı müze köyde evler; Anadolu köylerinde görülen ev kümelenmesi yerine ana cadde boyunca sıralanmıştır. Köyün camisi, çamaşırhanesi ve müzeye dönüştürülmüş evleri Safranbolu turizmine önemli bir hareket ve çeşitlilik getirmekteymiş. 40 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Bulak Mağarası Safranbolu civarında vakit akşama dönmüş, bir saate kalmaz güneş batabilirdi. Tahsin Bey, bu kalan zaman da da Ömer’i gezinin son durağı olan Bulak Mağarası’na götürmek istiyordu. Yeraltı dünyası harikası olan Bulak Mağarası, Safranbolu’ya 8 km. uzaklıktaydı. Mağaranın toplam uzunluğu 6042 metre olup, birbirine bağlı 3 kattan oluşmuş. Ana galerinin içinde bir yeraltı nehri bulunmaktadır. Sarkıt, dikit, sütun ve duvar damlataş oluşumları oldukça zengin olan Bulak Mağarası 12. yüzyılda korunma amaçlı kullanılmış. Mağaranın yalnız 400 metresi ziyarete açıktır. Manzara derseniz büyüleyici. Doğa insanoğluna hayal edecek fazla bir şey bırakmamış. Mağaranın ilerisinde bir şelale ve iki ayrı göl var. Mağaranın içinde akan nehir, yeraltına karışarak, kayaların arasından yeryüzüne çıkıyormuş. Ömer ve babası gezerken hayranlıklarını gizleyemediler. Mağaranın girişine çıkan merdivende 160 basamak olduğunu Küçük Gezginimiz sizin adınıza tespit etmiş oldu. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 41 Gezginlerimiz, Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy Bey’in akşam yemeğine katılmak üzere şehir merkezine doğru yöneldiler. Yol boyunca Safranbolu çevresinin doğal güzelliklerini içlerine sindire sindire yol aldılar. — Babacığım, görüyor musun doğa buralara nasıl da cömert davranmış? — Haklısın Ömerciğim. Safranbolu’nun yaylaları, akarsuları, şelâleleri, arkeolojik özellikleri en az tarihi güzellikleri kadar önem arzeder. İlçenin turizmini çeşitlendiren doğal güzelliklerdir. Uluyayla ilçe merkezine 50 km, Sarıçiçek Yaylası 8 km’dir. Öte yandan Kirkille Çamlığı, Gürleyik Orman İçi Dinlenme Alanı ilçenin önemli piknik yerleridir. Safranbolu’ya 13 km uzaklıktaki Düzce Köyü’nün biri girişinde diğeri Kazcağız Mahallesi’ndeki kanyonlar, foto safari ve yaban hayatı koruma alanı olarak düzenlenmiş bir turizm alanıdır. Arkeolojik alanları ise; Hacılarobası, Çavuşlar, Üçbölük, Akören ve Aşağı Güney Köyleri’nde çok sayıda kaya mezarı olduğu gibi, ilçe merkezi ile çevresinde tümülüsler bulunmaktadır. 42 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Baba oğul, sohbet ederken yolun nasıl bittiğini fark edemediler. Doğruca belediye hizmet binasına gittiler. Başkan Bey, gezginlerimizi Safranbolu’nun leziz yemeklerinden ikram etmek için Cinci Han’a götürdü. Bir kuş sütünün eksik olduğu yemek masasında neler yoktu neler? Su Böreği, Baklava, Safranlı Zerde, Cevizli Yayım, Tereyağlı Uzun Pakla, Körüklü Etli Bamya, Bütün Et “Yahni”, Haluşka, Safranbolu Bükmesi, Perohi, Kuyu Kebabı. Gezginlerimiz, gün boyunca aparatiflerin dışında bir şey yemedikleri için kurt gibi acıkmışlardı. Leziz yemekler yenmeye başlamıştı. Bir an sessizlikten sonra Başkan Bey Ömer’e sordu: — Ömer’ciğim Safaranbolu’yu beğendin mi? — Beğenmez miyim? Keşke daha çok zamanımız olsaydı da uzun süre kalabilseydik. — Ne zaman isterseniz başımın üstünde yeriniz var. — Şeey!... Eğer sizi yormayacaksak belediyedeki o güzel anlatımınıza devam edebilir misiniz başkan amca? Tahsin Bey, “Başkan Bey’i sıkmayalım.”dercesine araya girmek istedi ise de; Necdet Bey, “Tahsin’ciğim, Küçük Gezginimiz ta buralara kadar gelmiş, onu hiç kırmak olur mu?”diye yavaş yavaş anlatmaya başladı. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 43 * Safranbolu Belediyesi olarak geleceğin mimarı olacak çocuklarımıza ayrı bir önem veriyoruz. Onlarla hep iç içe olmak istiyoruz. İlköğretim okulu öğrencilerimizi geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da izcilik kampına göndererek hayatları boyunca istifade edecekleri bilgiler edinmelerini sağlıyoruz. Günümüz modern teknolojisi bireylere pek çok kolaylık sağlarken, zihinsel ve bedensel aktiveleri oldukça sınırlamaktadır. Bu amaçla, fiziksel, psikolojik, zihinsel ve sosyal yönden çocuklarımızın gelişimine katkıda bulunmak; öğrencilerimizi milli ve manevi değerlerine saygılı, vatanını ve milletini seven, Türk büyüklerini kendine örnek alan; doğru, temiz, düzenli, öz güveni gelişmiş, disiplinli, özgür zamanlarını yararlı ve zevkli çalışmalarla değerlendirebilen birer vatandaş olarak yetiştirmek; okulda, okul dışında, evde ve iş hayatında her türlü şiddetin önüne geçilmesi için; birçok eğitimin verildiği; yaparak ve yaşayarak öğrenme modeline dayalı üniformalı açık hava eğitimi faaliyetidir. Kamptaki eğitim alanları ise; Temel ve İleri Seviye İzcilik, Okçuluk, Kişisel Gelişim, Hafıza Teknikleri, Arama – Kurtarma, Telsiz ve Haberleşme, İlk Yardım, Trafik, Çevre ve Orman, itfaiye – Yangın, Resim, Müzik, Tiyatro, Yüzme, Bisiklet, Binicilik, Pentatlon, Badminton, Tırmanma duvarı, Balıkçılık, Kano ve Kürek, Hayvan Bakımı, Ebru, Model Uçak Yapımı, Eskrim, Paintball’dan oluşuyor. 44 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Safranbolu’muzun Aslanlar mevkinde SAKEM bünyesinde Bilgi Evi açtık. Bu proje ile fırsat eşitliğini yakalamak istedik. Dezavantajlı gruplar dediğimiz eğitimde fırsat eşitliğine gölge düşüren, dershaneye gidemeyen öğrencilerin ilave eğitimleri orada yapılmaya başlandı. Şu anda 270 öğrenci hafta içi ve hafta sonunda 8 ayrı sınıfta eğitim görmeye devam ediyorlar. Ayrıca Safranbolu’da bir ilke imza attık. Asfalt üretim tesisi kurarak şehrimizde asfalt çalışmalarını hızlandırdık. Yollar, özürlü vatandaşlarımızın günlük yaşamı gözönüne alınarak onların kullanımına uygun şekilde dizayn edildi. Asfaltlanan caddelerimiz sayesinde vatandaşlar kış-yaz rahat sürüş keyfini yaşama imkânına kavuştular. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 45 * Dünyada son yıllarda belediyeler arasında ekonomik, kültürel ve sosyal işbirliğine dayalı olarak giderek önemi artan kardeş şehir anlaşmalarıyla uzaklar yakın oldu. Kardeş şehir uygulamalarının özellikle son 20 yılda önem kazandığı görülmektedir. Safranbolu Belediyesi olarak Alabuga (Tataristan) 2007, Skydra (Yunanistan), en sonuncusu olan Makedonya’nın Ohri kenti ile 2011’de kardeş şehir olduk. Bu kardeşlik anlaşması sadece kâğıt üzerinde kalmıyor, her yıl düzenli olarak yaptığımız etkinliklerle bir araya gelerek dostluğumuzu pekiştiriyoruz. Makedonya’dan Ohri kenti Kültür Müdürü ve Belediye meclis üyesini ağırlayıp, yine yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz Altın Safran Belgesel Film Festivalinde bu 3 kardeş şehrimizi misafir ettik. Şimdilerde Bulgaristan’dan Nesabar’la kardeş şehir anlaşması yapmak üzere görüşmelerimiz devam etmektedir. Yine Almanya ve Hollanda’da şehirlerle kardeş şehir görüşmelerimiz sürüyor. Bu süreçte yine Asya ülkelerinden, Arap yarımadasından kardeş şehir teklifleri var. * Safranbolu Belediyesi olarak 2011 yılında ilk kez Ramazan etkinliklerimizi 30 günü kapsayacak şekilde düzenledik. 46 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 Vatandaşların her akşam iftar sonrası akın ettiği Misak-ı Milli Meydanı bir ay boyunca doldu taştı. Vatandaşlarımız düzenlediğimiz etkinliklerde ülkemizin sevilen önemli sanatçılarını izleme imkânı bulup, onlarla eğlenip coştular. Etkinlikler her gece saat 24’e kadar devam etti. Vatandaşlar gecenin ilerleyen saatlerine kadar meydandan ayrılmak istemediler. Meydanda rengârenk kapalı standlar açtık. Değişik meslek ve gruptan esnaflarımız ürünlerini sunma imkânı buldular., Bu stantlarda; Lokma Tatlıcısı, Osmanlı Macunu, Pamuk Şekeri, Patlamış Mısır, Dondurma, Çay, Kitap Sergisi, SAKEM’in hazırladığı ürünler, Safran Lokumu ve Kolonyası, Gül Suyu ürünleri, bijuteri gibi birbirinden farklı ürünler yer alıyordu. * Safranbolu’da yine bir ilk daha yaşadık. Türkiye’nin ilk uluslararası sirki olan Avrasya Sirki, Belediyemiz Kültür Etkinlikleri kapsamındaki gösterilerini Mayıs 2011’de üç gün süre ile vatandaşlarımızın beğenisine sundular. Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 47 Avrasya Sirkinde ip canbazları, trapezciler, akrobatlar, ateş gösterileri, yüksek hava gösterileri, palyaçolar, sihirbazlar, dev piton yılanları ve dünyaca ünlü sirk sanatçılarının sundukları muhteşem gösteriler dakikalarca izleyenler tarafından İR alkışlandı. İND Ç İ İ Karabük il merkezi ve Safranbolu ilçe merkezindeki tüm engellilerimizin, şehit ES Sİ T İ ailelerimizin, gazilerimizin, çocuk esirgeme ES kurumunda kalan tüm çocuklarımızın ve Dİ Y E huzurevi sakinlerinin Avrasya Sirki’nde ağırlanmasını, bu grupların ücretsiz olarak L BE U L gösterileri izlemelerini sağladık. BO AN R * Safranbolulu çocuklarımıza ilk defa çocuk tiyatrosu sunma imkânı bulduk. F SA Dünya Tiyatro Günü etkinliği çerçevesinde, sosyal aktivitelerden uzak kalan mahallelerimizde okuyan çocuklarımıza özel, profesyonel tiyatro gösterimi organize ettik. Tiyatro gösterimi ilköğretim birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine yönelikti. Minik öğrenciler Eti Çocuk Tiyatrosu’nun “Pinokyo” konulu tiyatro gösterisini ilgi ve beğeni ile izlediler. Bizden böyle etkinliklerin devamını da talep ettiler. Tabii ki bu isteklerine duyarsız kalamazdık. Her fırsatta çocuklarımız için etkinlikler düzenlemeye devam ediyoruz. Hazırladığımız çocuk kitaplarını her sene güncelleyerek çocuklarımızın beğenilerine sunuyoruz. 25 48 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da Her yıl Karabük genelindeki İlköğretim okulları öğrencilerimiz, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ndeki rehber arkadaşlarımız önderliğinde gün boyunca gezdirilir. Gezimiz; Hıdırlık’ta Safranbolu’muzu tanıtan Küçük Gezgin Safranbolu’da kitabı dağıtıldıktan sonra yöresel olan Tarihi Safranbolu Simiti ve Bağlar Gazozu ikramıyla başlar. Küçük Gezgin’in kitabında anlattığı tarihi mekânlar ve yerler sırası ile gezilir ve rehberler tarafından bilgilenirler. Sonrasında da Safranbolu Belediye Başkanımız Dr. Necdet Aksoy Bey’i ziyaret ederler. Buradaki meşrubat ve çay ikramından sonra gün boyu yaşadıkları güzel anılarla kentimizden uğurlanırlar. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 49 50 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 — Başkan Amca, belediyedeki sohbetimizde Safranbolu’daki kanyonlardan bahsetmiştiniz. O konuyu biraz daha açabilir misiniz? — Aferin Ömer! Anlattıklarımı hemen aklına yazmışsın. Kanyonlar, bizim için Safranbolu’nun diğer kültür değerleri gibi aynı derecede önem arz ediyor. Özellikle İncekaya ve Tokatlı Kanyonu’nda özel bir çalışma başlattık. Şehrimize 8 km uzaklıktaki bu doğa cennetinde yürüyüş parkuru açtık. Bu parkurda yürüyüş yapacak olan misafirlerimizin, yaklaşık 2 km uzunluğundaki yürüyüş yolunu rahatlıkla aşabilmeleri için özel düzenlemeler yaptık. İncekaya Su Kemeri’nin altındaki alandan kanyona inilen özel ahşap merdiven inşa ettik. Parkur boyunca küçük şelâleler, köprüler ve göletler oluşturduk. 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 51 * İnsanoğlunun doğasında kuşlar gibi gökyüzünde özgürce uçmak hevesi vardır. Bu hevesimizi, çoğu zaman uçak yolculuklarında cam kenarına oturup o anda kuş olup uçtuğumuzu hayal ederek gideririz. ÇİNDİR İİ İşte içimizdeki Hazarfen Çelebi misali uçmaİTtutkusunu giderebileceğimiz ES İ S ilgi odağı mikrolayt (çok hafif S bir fırsat önümüze çıktı. Bu uçuş severlerin yeni E Dİ Y bulduk. Mikrolayt uçuşları yapan uçaklarla yapılan uçuşlar) ile tanışma Eimkânı LE B LU özel bir firmaya belediye olarak Osağladığımız destekle yaz aylarında uçuşlar B N A düzenledik. FR SA Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken uçuşların bir gösterisine biz de katıldık. Bu zamana kadar yeryüzünde gezip görüp aşık olduğumuz Safranbolu’muzu bir de gökyüzünden görme ve seyretmenin hazzını yaşadık. 52 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 25 * Yıl içerisinde belediye olarak birçok fuara katıldık. en son şubat ayında EMITT Fuarı’na katıldık. Her ilin kendi tanıtımını yaptığı stantların yer aldığı EMITT Fuarı’na ( Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat Fuarı) her yıl olduğu gibi bu yılda BAKAB olarak kentimizi tanıtmak amacıyla stand açtık. Fuar boyunca standımız yoğun ilgi gördü. Safranbolu Kültür Eğitim Merkezi (SAKEM) kendi üretimlerini sergilerken, Safranbolu’nun yöresel ürünlerini tanıttı. Yemenici ustamız yemeni yapımını uygulamalı olarak gösterirken, diğer bir esnafımız ise yaptığı çoraptan bebekleri ile dikkatleri üzerine çekti. Safranbolu yöresel kıyafetleri ile Osmanlı kültürüne ait Osmanlı macunu fuar alanına taşıyarak fuarın ilgi odağı olduk. Başta TRT olmak üzere çok sayıda ulusal televizyon kanallarına canlı bağlantılar yaparak detaylı bilgiler verdik. Gezginlerimiz, Necdet Bey’i daha fazla yormak istemediler. Anlatımları ve konukseverliği için çok teşekkür ederek başarılarının devamını dilediler. O gece de Safranbolu’da konakladılar. bitti 25 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 53 Dünyanın ve ülkemizin gözbebeği “Müze Kent SAFRANBOLU” Tablo: Rıza KORKMAZ 25 * Hıdırlık Tepesi’ni * Yörük Köyü’nü * Müze evleri’ni * Yemeniciler Arastası’nı, * Demirciler ve Bakırcılar Çarşısı’nı, * Kent Tarihi Müzesi’ni,(Eski Hükümet Konağı) * İncekaya su Kemeri’ni, * Bulak (Mencilis) Mağarası’nı gezdirmeden, * Tarihi evlerde konaklamadan, * Safranlı Zerde Tatlısı, Safranbolu Bükmesi, Safranbolu Baklavası, Perohi ve tabii ki Safranbolu Lokumu’nu yedirmeden, * Asmazlar Havuzlu Konağı’nda kahve ikram etmeden, SAKIN HA SAKIN, MİSAFİRLERİNİZİ YOLCU ETMEYİNİZ! 25 Küçük Gezgin Safranbolu’da 25