Aston Martin V8 Vantage N430
Transkript
Aston Martin V8 Vantage N430
Mitsubishi L200 daha sert daha güçlü 6 YIL: 13 SAYI: 159 EKİM 2015 www.autowritetr.com Aston Martin V8 Vantage N430 6 Editörden 2- Ne kadar ceza kesilebilir? Merhaba, EPA raporunda yönetmeliklere uymayan her araç için 37 bin 500 dolar ceza kesilmesi teklif ediliyor. Volkswagen, ABD’de 2008’den bu yana 482 binin üzerinde dizel motorlu araç sattı. Bu da toplam ceza tutarının 18 milyar dolar ile daha önce görülmemiş seviyelere çıkabileceğine işaret ediyor. Raporun yayınlanmasının ardından piyasalardaki ilk işlemlerin gerçekleştiği Pazartesi günü Volkswagen hisseleri Frankfurt borsasında yüzde 20 değer kaybetti ve şirketin piyasa değeri bir günde 14 milyar dolar eridi. Yaz tatili bitti dedik, bayram bitti dedik şimdi seçimi bekler olduk. T üm sektörlerin yeniden hareketlenmesi için seçimleri de atlatmamız lazım ki, işimize gücümüze bakabilelim. İçinde bulunduğumuz günlerde, her şey seçime endekslendi. Ödemeler, borçlar, alacaklar için en büyük bahane seçim. Çok mu? Alıştık bu işlere bilemiyorum ama artık bezdirdi galiba. Terör, seçim, geçim kaygısı gibi gündemler arasında, ben otomobil haberleri vermeye çalıştığım için bir kere daha özür dilemek istiyorum. Ama benim gibi parasını kazanmak isteyenler muhakkak bir iş yapmalı ve ailelerine bakabilmeli. Artan ve artması önlenemeyen döziv kurlarının haklı getirisi olan belirlenemeyen fiyat politikaları yüzünden, kar marjlarını minimumda tutmayı amaçlayan, üretici veya distribütör firmalar çok ince hesaplarla araç satmaya çalışıyor. Türkiye otomobil piyasası, iç pazara araç satabilmek için çalışadursun, piyasaya bir çok yeni araç da geliyor. Mitsubishi L200, pick-up pazarında yeni piyasaya giren Toyota Hılux ile kıran kırana bir rekabete girdi. Ford Ranger’dan ise, bu sene bir haber çıkmayacak gibi. Nissan Navara’dan da yenilenme daha belli değil. SUV segmentinin en yenisi ise, GÜÇ temasını işleyen Hyundai Tucson. Hyundai Tucson’un lansmanı aynı tarihlere denk gelen Peugeot 508 lansmanı, ikisi de Bodrum’da oldu. Ekim ayının başında ise, Fiat’ın Türkiye’de üretip, dünya pazarlarında yer arayacağı Egea lansmanı yapılacak. Ne ilginçtir ki, bu lansmana günlük gazetelerle birlikte digital medya da dahil edilmiş. Zira, Egea iletişimi hep günlük gazeteler üzerinden yapılmıştı. Neyse şimdi Eylül ayının sonlarına doğru ortaya çıkan Volkswagen konusuna geleyim. 5 soruda Volkswagen Krizini özetlersek; Küresel otomotiv endüstrisinin gözleri Alman otomotiv devi Volkswagen’de. ABD’de egzoz emisyonlarını kasıtlı olarak düşük göstermekle suçlanan şirketin, milyarlarca dolarlık cezayla karşılaşması olası. Şirket, dünya çapında sattığı 11 milyon araçta ABD’li denetçilerin ‘sakıncalı’ bulduğu yazılımın olduğunu açıkladı. Teknik bir konu gibi gözüken ama tüm küresel otomotiv sektörünü yakından ilgilendiren olayla ilgili başlıca soruları sizin için yanıtladık: 1- Volkswagen neyle suçlanıyor? ABD’nin Çevre Koruma Müdürlüğü (EPA) geçen hafta Volkswagen’in dizel motorlu araçlarına fabrika çıkışında yapılan egzoz emisyon testlerinin hatalı olduğunu açıkladı. Raporda Alman otomobil üreticisine yarım milyon aracı piyasadan toplama çağrısı yapılıyordu. Aslında otomobil firmaları sorunlu hava yastığı, fren sistemleri veya vites kutusu sorunları gibi nedenlerle araç geri çağırma durumuna alışık. Ancak bu kez durum biraz farklıydı. EPA, Volkswagen’i karbon emisyonlarını kasıtlı olarak düşük gösteren yazılımları araçlara yüklemekle suçluyor. Volkswagen raporda dizel motorlu araçlara yerleştirilen bir yazılım sayesinde aracın karbon emisyonlarını, bilinçli şekilde olduğundan düşük göstermekle suçlanıyordu. Raporda ‘kasıt’ iddiasının bulunması, Volkswagen yöneticileri hakkında soruşturma başlatılması ve şirkete dava açılması ihtimallerini gündeme getiriyor. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da gelişmeler için “Oldukça düşündürücü” yorumu yapıldı. babur@autowritetr.com daha yaşanmaması için gereken her türlü tedbiri almaya hazırız.” 4- Avrupa ne yapıyor? Tüm bu gelişmeler sadece ABD’yi kapsıyor. Ancak dünyanın en çok araba satan şirketi olan ve merkezi Almanya’nın Wolfsburg kentinde bulunan Volkswagen, Avrupa’da daha da güçlü bir marka. Sadece 2014’te Avrupa’da 1 işleme olasılığı bulunuyor. Her ne kadar Avrupa Birliği’nden Volkswagen araçları için soruşturma başlatılması için erken olduğu açıklaması gelse de, şirketin ABD’dekine benzer suçlamalarla karşılaşabileceği ifade ediliyor. Fransa Maliye Bakanı Michel Sapin acilen soruşturma isterken, İngiltere’den gelen ilk açıklama Volkswagen skandalının mali özeti ise: Pazartesi günü şirketin kaybettiği piyasa değeri: 14 milyar euro Olası cezaların toplamı ise, 18 milyar $ 482.000 bin dizel motorlu araç geri çağırıldı. Çok sıkıntılı bir süreç. 3- Şirketin tepkisi ne oldu? Volkswagen’nin ABD operasyonlarının başındaki isim Michael Horn ilk açıklamasında ABD’li yetkililere karşı dürüst olmadıklarını itiraf etti ve “Dürüst davranmadık ve işi batırdık. Özür dileriz” dedi. Yeni Passat modelinin lansmanında konuşan Horn, kesilecek cezayı ödemeye hazır olduklarını da dile getirirken, Associated Press haber ajansı şirketin gelebilecek cezaları karşılayabilmek amacıyla 7,3 milyar dolar nakit fon ayırdığını aktardı. “Dürüst davranmadık ve işi batırdık. Özür dileriz. Yaşananlar şirket değerlerimize tamamen aykırı”. Michael Horn, Volkswagen ABD CEO’su özür konuşmasına şöyle devam etti: “Bu tür davranışlar ve uygulamalar şirketimizin değerlerine tamamen aykırı. Bedeli ne olursa olsun ödemeye ve bu tür olayların bir milyonun üzerinde araç satan şirket, pazar payının yüzde 12,41’ine hakim. Bu satış rakamını daha iyi anlayabilmek adına Türkiye’deki duruma bakılacak olursa, Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre 2014 yılı boyunca tüm markaların sattığı otomobil ve hafif ticari araç sayısı 767 bin 681 adetti. Yani Volkswagen, 1 yılda Türkiye’de satılan araçtan daha fazlasını Avrupa’da tek başına satabilen bir marka. Volkswagen dünyanın en büyük otomobil üreticisi konumunda. Avrupa’daki pazar payı yüzde 12’nin üzerinde. Ancak şimdi bu pazar hakimiyetinin şirket aleyhine soruşturmaya temel olacak yeterli kanıtın bulunmadığı yönünde oldu. 5- Volkswagen krizi, küresel skandala dönüşür mü? ABD Çevre Koruma Müdürlüğü, Volkswagen soruşturmasının diğer otomobil üreticilerini de kapsayacak şekilde genişletileceğini açıkladı. BBC Ulaşım muhabiri Richard Westcott, “Şimdi herkes ‘Bu olay otomotiv sektörünün Libor skandalı mı?’ sorusunu soruyor” diyor. Libor skandalı, uluslararası finans kuruluşlarının küresel ödemelerde baz alınan Libor faiz oranlarını aralarında gizlice anlaşarak belirlediğinin ortaya çıkmasıyla patlak vermiş ve çok sayıda bankaya milyarlarca dolarlık ceza kesilmişti. Westcott, krizin küresel skandala dönüşüp dönüşmeyeceğini söylemek için henüz erken olduğunu ifade etse de “Ancak artık baskı küresel otomotiv devlerinin üzerinde. Tüketicileri ve denetim yetkililerini kandırmadıkları konusunda herkesi ikna etmek durumundalar. Sorunun tüm sektörü ve tüm dünyayı kapsamadığını ispat etmeleri gerekecek” diyor. ABD’nin soruşturmayı Volkswagen dışındaki üreticileri de kapsayacak biçimde genişlettiğini ifade eden Westcott şöyle devam ediyor: “Farklı markalarda da benzer durumlara rastlarlarsa sonuçları çok ağır olabilir: Milyarlarca dolarlık cezalar, markalara güvenin yerle bir olması ve en kötüsü de insanların daha fazla karbon emisyonu yüzünden erken ölümler yaşamasından sorumlu tutulmak olası sonuçlardan bazıları.” ABD’deki soruşturmanın dizel motorlu araçlar için geçerli olduğunu hatırlatan Westcott, ABD’de dizel araçların pazarın yüzde 3’lük küçük bir bölümünü kapsadığını, ancak Avrupa’da bu oranın neredeyse yüzde 50’lere çıktığını da hatırlatıyor. Türkiye’ye nasıl yansır? AB’den onaylı araç kanunu sayesinde Türkiye’ye giren konu olan araçlar zaten EA 189 motorlu (2 litre ve 1.6 litre) ve EU onaylı motorlar. Yani burada çok sorun olmayacak gibi. Doğuş Otomotiv bu konuda hiçbir suçu olmayan bir yerde. Çünkü, onlar da sattıkların araçların üretimi ile hiçbir şekilde ilişkilendirilemez. Ama, ben Doğuş Otomotiv’in yerinde olsam, yeni yaptırımlar ile elimi güçlendirmek için çalışırım. Zira, onlara kusurlu mal sattırmak istediler. Türkiye’deki vergilendirme sisteminde EA 189 motor vergisi yüksek olduğundan çok rağbet gören bir motor versiyonu değil. Yeni ayda görüşmek üzere İKİNCİ EL OTOMOBİL İÇİN EN DOĞRU ZAMAN Yeni Mercedes A-Serisi İkinci el otomobil pazarında ilk yedi ayda %20,4’lük büyüme gerçekleşti Bu ay itibariyle piyasada İ kinci el otomobil pazarında 2015 yılının ilk yedi ayı, TÜİK verilerine göre bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 20,4 büyüdü. 2014’ün ilk 7 ayında gerçekleşen 2.093.731 satış adedi, 2015 yılının aynı döneminde 2.520.136 adede ulaştı. DOD satışlarında da buna paralel artış olduğunu belirten DOD Satış ve Pazarlama Müdürü Gökhan İncekara “2015 yılının ilk yedi ayı beklenen düzeyde seyretti. Son dönemde kurlarda meydana gelen artış, sıfır otomobil pazarında oluşturduğu etkinin aksine ikinci el pazarına olumlu yansıdı. 2015 model 0 km araçların piyasada yüksek fiyatla yer alması otomobil almak isteyenleri ikinci el araçlara yöneltti. Sektördeki gelişmeler paralelinde ikinci el otomobil almak için en doğru zaman olduğunu söyleyebiliriz” dedi. DOD’un ilk yedi ay verilerine dayanarak müşteri tercihlerini M de değerlendiren İncekara, en çok ikinci el otomobilin İstanbul’da satıldığını belirtti. İncekara, “Satış adetlerinde İstanbul’u Ankara ve Adana izledi. Bu dönemde dizel araçlar %64 oranıyla diğer yakıt türlerine göre daha fazla ilgi gördü. Motor tercihi ise %81 gibi büyük bir oranla 1.6cc ve altı olarak gerçekleşti. Manuel – otomatik şanzıman seçenekleri arasından %54’lük oranla yine manuel araçlar tercih edildi. Müşterilerimiz en çok 50.000 kilometreye kadar olan ve 3 yaşını aşmamış araçları tercih ederken, kasa tipinde tercihleri ise hatchback oldu” açıklamasını yaptı. İncekara, 2014 yılında 3.857.000 adetle kapanan pazarın 2015 yılında, %10 artışla 4.250.000 adetlik rekor satışla kapanacağını öngördüklerini belirtti. Genel Yayın Yönetmeni Katkıda Bulunanlar Babür Gürel Turgay Fişekçi babur@autowritetr.com Özgür Taçkın Görsel Yönetmen Asena Özkan Tuana Medya Kemalettin Bulamacı Yayın Kurulu İtalya Temsilcisi Zeynep Görktürk Gürel Yiğit Şen Ali Otyam Mahir Bayındır Almanya Temsilcisi Berke Bayındır Şeyda Kırali Savni Okcu Polonya Temsilcisi Ali Gülal Öshan Çakar Erkan Öztürk Adres: 100, YIL Mah. 14 Yol Sok. No: 11 OTO CENTER Sitesi H-Blok Kat: 2 Büro: 207 BAĞCILAR - İSTANBU Tel: 0212 654 45 81 Autowrite Dergisi’nde yayımlanan haber ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. Autowrite Dergisi, basın meslek ilkelerine uymayı kabul eder. ercedes-Benz, yenilenen A-Serisi’yle sportif performans ve geliştirilmiş konforu bir arada sunuyor. 2012 yılında pazara sunulduğu günden bu yana dinamik bir kullanıcı kitlesi tarafından yoğun ilgi gören MercedesBenz A-Serisi, yenilenen versiyonuyla performans kaybı olmaksızın birçok kullanıcının talep ettiğinden daha fazla konfor özelliği sunuyor. Yenilenen A-Serisi’nin heyecan uyandıran sportif dış tasarımı ve yüksek kaliteyi yansıtan iç tasarımı ile kendine özgü karakteri, Mercedes-Benz’in genç kitlelere hitap eden tasarım stratejisini yansıtıyor. Dikkat çekici hatları ve dinamik yapısı ile A-Serisi, sportif radyatör ızgarası, yeni LED yüksek performanslı farları ve tampona entegre edilen egzoz boruları ile markanın başarılı kompakt sınıf araçlarının sportifliğini ve dinamikliğini vurguluyor. Tercihe göre seçilebilen, Mercedes-AMG A 45’te ise standart olarak sunulan yeni LED yüksek performanslı farlar aracın geniş görüş mesafesi ve gün ışığı rengiyle gece koşullarında güvenli bir sürüş ortamı sağlıyor ve aracın kendine özgü tasarımını tamamlıyor. Toyota Auris Yeni Auris, Sofistike Tasarımı ve Kalitesiyle Sınıfına Yeni Bir Soluk Getiriyor… T oyota, Yeni Auris, tasarım ve donanım özelliklerinin yanı sıra duyusal kalite ve geliştirilen sürüş dinamikleriyle de sınıfında farkını ortaya koymaya hazırlanıyor. Toyota’nın İngiltere’deki fabrikasında üretilen, Hatchback ve Touring Sports olmak üzere iki farklı gövde tipiyle piyasaya sunulacak olan Yeni Auris’in yıl sonuna kadar 4-5 bin adetlik satış hedefi bulunuyor. Daha Sportif ve Sofistike Dış Tasarım Yeni Auris şimdi daha sportif bir görünüme kavuştu. Otomobilin ön ve arka kısımlarının yeniden tasarlanması ile Auris, yola daha hakim bir görünüme ve daha düşük ağırlık merkezine sahip olurken, profilden bakıldığında ise daha uzun ve akıcı bir görünüme kavuştu. Otomobilin ön tasarımında kaslı ön tampon ve daha geniş alt ızgara dikkat çekerken daha keskin üst ızgara, krom detaylar ve Premium versiyonda kullanılan LED farlar, sofistike duruşu tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu krom detaylarla birlikte Toyota logosu da daha belirgin hale getirildi. Auris’in arka tasarımı da büyük ölçüde yenilendi. Daha kaslı tampon yapısı ve otomobilin hatlarıyla bütünleşen arka farlardaki LED ışık çizgisi ile Yeni Auris, gece de oldukça dikkat çeken bir model olmayı başarıyor. Arka tasarımda yapılan değişiklikler arasında yatay reflektörler ve yatay krom çıtalar da yer alıyor. Toyota Auris hatchback 55 mm uzayarak 4,330 mm’ye, Touring Sports ise 35 mm uzayarak 4,595 mm’lik boyuta ulaştı. Ağırlığı ise ortalama 25 kg azaldı. Yeni Auris; Life, Active, Advance ve Premium versiyonlarıyla piyasaya sunulacak. Premium versiyonda standart olarak sunulan Skyview panoramik cam tavan, Active ve Advance versiyonlarında ise opsiyonlu donanım seçenekleri arasında yer alıyor. İç mekanda “kalite algısı” arttı. Yeni Auris’in dış tasarımının yanı sıra iç mekan tasarımında da bir dizi yenilikler yapıldı. Duyusal kaliteyi artırmak için; iç mekan tasarımlar arasında devamlılık, renk uyumu ve görsel kalitenin geliştirilmesi üzerine yoğunlaşıldı. Yeni Auris’in iç mekan tasarımı, aralarında Kıdemli Türk Mühendis Mehmet Fatih Kale’nin de bulunduğu bir ekip tarafından geliştirildi. Toyota Avrupa’da 8 yıldır görev alan Mehmet Fatih Kale, Duyusal Kalite Ekibi’nin tasarım ve mühendislik arasındaki bağlantıyı kurmak üzere 2012 yılında kurulduğunu belirterek, “Toyota’da Duyusal Kalite, müşterilerin otomobile oturduklarında ne hissettikleriyle ilgili bir konudur. Bunlar daha çok görsel, dokunsal ve işitsel hislerdir. Mühendislik zekasındaki aynı derinliği ergonomiden konfora, konfordan dokunsal kaliteye yansıtmak istiyorduk. Yeni Auris’te tasarım dilinde belli bir akıcılık getirirken aynı zamanda Avrupa pazarı için önemli olan kalite hissini de artırdık” dedi. Yeni Auris’te gösterge panelinin ortasına konumlandırılan 4.2” renkli TFT ekran ile daha sofistike ve sportif görünüm elde edildi. Sürücüler bu çok fonksiyonlu ekranda sürüş, tüketim ve navigasyon haritası gibi bilgileri görüntüleyebilecekler. Orta konsola entegre edilmiş “Toyota Touch 2” sistemine sahip 7” tam renkli multimedya dokunmatik ekran ile yolculuklar daha keyifli hale geliyor. “Toyota Touch 2” AM/FM radio, CD/ MP3 çalar, Bluetooth ile kablosuz cep telefonundan görüşme yapma, cep telefonundan müzik dinleme ve çalma listesinden seçim yapabilme, araç bilgisi, USB girişi ile iPod ve USB uyumlu mobil cihazlara bağlantı ile şarj imkanı ve entegre geri görüş kamerası özelliklerini taşıyor. EN HIZLI VE EN GÜÇLÜ Bentley Motors bugün zirveye kurularak sektörü tanımlayacak yeni modeli Bentayga’yı tanıttı. Bentley Bentayga, eşi bulunmaz bir konforu kolaylıkla elde edilen performans ve gündelik kullanışlılıkla birleştiriyor T amamen yenilenmiş W12 motoru ile dünyanın en hızlı, en güçlü, en konforlu ve en ayrıcalıklı spor arazi aracı olan Bentayga, Bentley’in gerçek sürüş deneyimini sunuyor ve yenilikçi teknoloji özelliklerini gözler önüne seriyor. İngiltere’nin Crewe kasabasında geliştirilen, tasarlanan ve el işçiliğiyle yaratılan Bentayga, Bentley tarzının en duru halini yansıtıyor. Zamana meydan okuyan zarif ve heykelsi görünümlü Bentayga, atletiklik ve güven arasında mükemmel bir denge kuruyor. Dört adet yuvarlak LED far ve geniş matris ızgaradan, kolaylıkla ayırt edilebilen güç hattı ve kaslı arka köşelere, Bentley’in genetik yapısı kendini başından sonuna kadar belli ediyor. 608 beygir gücünde Bentayga’nın kalbinde tamamen yeni Crewe tarafından geliştirilen W12 TSI motor yer alıyor. Bu 6,0 litrelik çift turbo motor ünitesi, rakipsiz güç ve torkun lüksünü verimlilik ve zarafetle birleştiriyor. Dünyada teknolojik açıdan en gelişmiş 12 silindirli motor olan bu ünite, 6.000 d/d’de 608 HP ve 1.250 d/d’den 4.500 d/d’ye kadar 900 Nm güç üretiyor. Bu göz alıcı güç üretimi, aynı şekilde etkileyici performans rakamlarını da ortaya çıkarıyor. Bentayga, 0-100 kilometre hızlanmasını 4,1 saniyede tamamlıyor ve saatte 301 kilometre maksimum hıza çıkabiliyor. Yeni W12, hem direkt hem de endirekt yakıt enjeksiyonu kullanıyor. Bu iki teknoloji arasında sorunsuz bir şekilde geçiş yapan bu sistemlerin birleşimi zarafeti de maksimum düzeye çıkartarak, düşük partikül emisyonu sağlıyor ve en yüksek düzeyde güç ile tork üretimine ulaşıyor. Zengin donanım Bentayga şehir içi kullanımında da birçok kolaylık sunuyor. Çeşitli trafik işaretlerini tespit eden ve sürücü için görüntüleyen Trafik İşareti Tanıma (Traffic Sign Recognition); park yerinden geri geri çıkarken arkadaki trafiği radar teknolojisi kullanarak algılayan Arka Geçiş Trafik Uyarısı (Rear Crossing Traffic Warning); ve dört kamera vasıtasıyla aracın tüm çevresinin görüntüleyen Üstten Görünüş (Top View) gibi özellikler bir araya gelerek gündelik kullanışlılığı daha da geliştiriyor. Bentayga’nın tamamen yeni geliştirilmiş, 8 inçlik çok modern bir dokunmatik ekrana sahip bilgi-eğlence sistemi sınıfının lideri bir teknolojiyi, 60 GB’lık hard diski ve 30 farklı kullanım dilini gururla sunuyor. Arka koltukta yolculuk edenler, ilk kez sunulan ve 4G, WiFi, rahatça kullanılabilir Bluetooth ve hareket halinde bile yüksek hızda bağlantı özelliklerine sahip 10,2 inçlik, taşınabilir bir Android cihaz olan Bentley Eğlence Tableti’nden (Bentley Entertainment Tablet) yararlanabiliyorlar. 236 kg daha hafif Bentayga’nın tekerlek kemerleri, çamurlukları ve tamponu spor görünüm ile SUV duruşu arasında sağlam bir denge sunuyor. Olağanüstü keskin Bentley güç hattı ve kaslı arka köşeler otomobil dünyasında baskı ile şekillenmiş en büyük tek parça alüminyumun unsurları olarak yan görünümde sıkı bir gerilim yaratıyorlar. Geniş matris ızgara ve B şeklindeki kanat havalandırmaları gibi Bentley markasının sembol özellikleri Bentayga’ya modern ve dinamik bir zerafet katıyor. İleri tasarım, yenilikçi mühendislik ve en gelişmiş üretim teknolojilerinin bir araya gelmesi, ayrıca hafif alüminyumun kullanımı, geleneksel yapıdan 236 kilogram daha hafif bir gövdenin üretimini mümkün kıldı. Yeni Bentayga’nın içine adım attığınızda kendinizi baştan sona ahşap ve deri ile işlenmiş, olağanüstü bir titizlikle mutlak mükemmeli hedefleyerek üretilmiş, dünya otomobil sektörünün ürettiği en güzel kabinde buluyorsunuz. Metal, ahşap ve derideki detaylı işçilik modern İngiliz lüksünün somut bir örneğini sergiliyor ve buna ulaşmak ancak Bentley’in Crewe’deki çalışanlarının istisnai beceri ve duyarlılığı ile mümkün oluyor. Ahşap kaplama ve metalin enfes bir şekilde birleştiği unsurları ile Bentayga’nın sürücü bölümü hassasiyet ve lüks standartlarını yeniden belirliyor. Gösterge paneli Bentley’in ikonik “kanat” tasarımını esin kaynağı olarak alıyor, bir kapıdan diğerine, orta konsoldan yolcu bölümüne, tavanlardan yerlere tüm yüzeyler zarafetle akıyor. Mitsubishi L200 daha sert daha güçlü Ümit Işın’ın yol notlarını hazırladığı deneme sürüşünde, Türkiye’nin ve özellikle Akdeniz Bölgesi’nin az bilinen yerlerinden Kasnak Meşesi Ormanı, Kovada Milli Parkı, Yazılı Kanyonu ve Karacaören Baraj Gölü doğrultusunda araç kullanıldı. Temsa Motorlu Araçlar, dünya çapında büyük heyecan yaratan 5. nesil Yeni Mitsubishi L200’ü Isparta Davraz Dağı’nda gerçekleştirilen lansmanı ile Türkiye pazarına tanıttı. En zorlu yollarda bile daha sağlam, daha dayanıklı olan Yeni Mitsubishi L200, pick-up pazarının tartışmasız lideri olmaya devam edeceği mesajını veriyor. Yeni Mitsubishi L200, pickupsegmentinde çıtayı yükseltti Pick-up’ın sağlamlığının ve dayanıklılığının yanı sıra sınıfında öncü konfor ve güvenlik özelliklerine sahip olan Yeni L200, RISE gövde yapısı, darbe emici şasisi ve yeni süspansiyon sistemi sayesinde rahatlıkla her türlü zorluğun üstesinden geliyor. Yenilenen efsane Mitsubishi L200, MIVEC ve Dizel özellikleri bir arada sunduğu, dünyada bir ilke imza attığı yeni motoru ile daha ekonomik, daha güçlü ve daha çevreci olarak beklentilerin ötesine geçiyor. Üstelik yüzde 20’ye varan yakıt tasarrufu ve yüzde 17 daha az karbon salınımıyla Yeni Mitsubishi L200 hem kullanıcılarının cebini hem de çevreyi düşündüğünü bir kez daha kanıtlıyor. Genişleyen iç kabin, yenilenen koltuklar, anahtarsız çalıştırma sistemi, direksiyonda vites kulakçıkları, çift bölgeli dijital klima ve Bi-xenon farlar ile artırılmış konfor, Paris-Dakar Rallisi’nde elde ettiği başarılar ile offroad performansını kanıtlamış Pajero’dan geliştirilen yeni 4 sürüş modlu 4x4 Super Select sistemi, sessiz motor ve yalıtım özellikleriyle pick-upkullanıcılarının tüm ihtiyaçlarını karşılayan Yeni Mitsubishi L200, manevra kabiliyetiyle şehir içinde ve dar yollarda kolaylık sağlıyor. Tüm donanım seviyelerinde standart olarak sunulan 7 adet hava yastığı, Aktif Çekiş Denge Kontrolü, Yokuş Kalkış Destek Sistemi ve Treyler Denge Kontrolü gibi artırılmış güvenlik özellikleri ve güçlü gövde yapısı sayesinde de güvenilir bir yol arkadaşı oluyor. Zeka: “Açık ara pazar lideri olan Mitsubishi L200 yenilenerek geliyor” Türkiye pazarına Ağustos ayında sunulan Yeni Mitsubishi L200’ün pazarı ateşleyeceğine inandıklarını belirten Temsa Motorlu Araçlar Genel Müdürü Eşref Zeka, “Pick-up pazarındaki güçlü oyuncumuz Mitsubishi L200, Temmuz 2015 itibarıyla yüzde 33gibi rekor pazar payına ulaşarak, açık ara liderliğini korumayı başardı. Ağustos ayında da Türkiye pazarına sunduğumuz Yeni Mitsubishi L200 ile pick-upsegmentine yepyeni bir soluk getirerek iddiamızı sürdüreceğiz. Bugüne kadar Mitsubishi L200’den vazgeçemeyenler kadar, yeni kullanıcıları da hayran bırakacağımıza inanıyorum. Yeni Mitsubishi L200 sayesinde liderliğimizi pekiştirerek devam ettirmeyi planlıyoruz” dedi. Yeni Mitsubishi L200, 79.900 TL’den başlayan fiyatlarla… Mitsubishi Motors, bugüne kadar Mitsubishi L200’den vazgeçemeyenler kadar yeni kullanıcıların da dikkatini çekeceğini öngörerek 150 ülkede yıllık 200.000 adetlik satış hedefliyor. Yeni Mitsubishi L200’ü ‘Yılın Pickup’ı seçen İngiltere’nin önde gelen haftalık otomobil dergisi Auto Express de Avrupa’da resmi olarak pazara sunulmadan önce sektöre hızlı bir giriş yapan 5. Nesil Mitsubishi L200 ile ilgili bu hedefi destekliyor. Mitsubishi Motors’un yetmiş yıllık pick-up ve 4x4 teknolojisi ile tasarlanan Yeni Mitsubishi L200, sağlam, dayanıklı ve çevreci kimliğini yeni donanım paketi isimleri Storm, Tornado ve Blizzard da yansıtıyor. 3 farklı donanım 5 farklı versiyonuyla Yeni Mitsubishi L200, 79.900 TL’den başlayan fiyatlarla tüketicilerin beğenisine sunuldu. Üstelik Yeni Mitsubishi L200’ler 5yıl/100.000 km. garanti sunuyor. Modeller Model Yılı Tavsiye Edilen Anahtar Teslim Fiyatı 4X2 MT STORM2015 79.900 TL 4X2 AT STORM2015 83.400 TL 4X4 MT STORM2015 94.900 TL 4X4 MT TORNADO 2015 97.500 TL 4X4 AT BLIZZARD 2015 109.900 TL NISSAN GRIPZ CONCEPT Nissan, markanın yenilikçi geleceğine dair ipuçları veren yeni bir konsept otomobil tanıttı. Kompakt bir crossover boyutlarını koruyan Nissan Gripz Concept, spor otomobil siluetini Zorlu sürüş koşullarıyla başa çıkabilecek bir yükseklikle bir arada sunuyor Avrupalı ve Japon tasarımcılar tarafından şekillendirilen Nissan Gripz Concept, kompakt crossover’ların yeteneklerini ve kullanışlılığını spor bir otomobilin heyecanı ve performansıyla buluşturuyor. Nissan Gripz Concept, günlük ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak ve haftasonu da gerçek bir macera sunmak olarak iki yönlü bir otomobil olarak düşünüldü. Nissan Gripz Concept’in sürücüsü, hafta boyunca şehrin caddelerinde dolaştıktan sonar izin gününde otomobiliyle dağlarda sürüş keyfini yaşayabilir. Gripz Concept, Nissan’ın crossover, dört çekişli otomobiller ve spor otomobiller konusundaki uzmanlığını yeni nesil için elektrikli motor teknolojisiyle bir arada sunulmasını da simgeliyor. Konseptin yüzü, alçağa yerleştirilmiş Nissan’ın V-motion ön ızgarası tarafından domine edilirken ızgaranın çevresini kısa ve uzun farlara da ev sahipliği yapan aydınlatmalar alıyor. Farlara gömülen sürüş yönüne dönük kameralar, tıpkı bir bisikletlinin kask kamerası gibi çıkılan her yolculuğu kaydediyor. Canlı besleme (live feed) özelliği sayesinde yollardaki büyük maceralar canlı olarak yayınlanabiliyor ve sürücü otomobilinin durumunu arkadaşlarıyla bilgisayar, tablet veya akıllı telefon üzerinden eşzamanlı olarak paylaşabiliyor. Üç kollu 22 inçlik jantlarda da yarış bisikletlerinden ilham alınırken, hafif ancak dayanıklı ve türüne gore ince yapılı yüksek basınçlı, lastikler konsepte özel olarak Bridgestone tarafından üretildi. Kırmızı ve beyaz grafikler lastiklerin profillerini süslerken, aynı desen konseptin iç mekanında direksiyonda da kullanılmış. Nissan Gripz Concept de tıpkı Nissan Sway Concept ve son dönemde tanıtılan seri üretim modeler gibi “Gliding Wing” (kayan kanat) gösterge tablosuna sahip. Bu zarif ve ince tasarım güç ve sadeliği bir arada sunup konseptin karakterini mükemmel biçimde yansıtıyor. SUV KONFORU PICK-UP YETENEĞİYLE BİRLEŞTİ Japon otomotiv devi Toyota, Hilux modelini yeniledi. Tüm dünyada off-road denilince akıllara ilk gelen pick-up modellerden biri olmayı başaran Toyota, Hilux modelini 8’inci neslini pazara sundu J apon otomotiv devi Toyota pick-up modeli olan Hilux’un 8’inci neslini tanıttı. Kuzey Kutbundan Antarktika’ya, Volkanlardan Dakar Rallisi’ne kadar her türlü koşulda kendisini bugüne kadar ispatlayan Hilux’ın 8’inci nesli; teknolojik özellikleri, sofistike tasarımı ve yüksek off-road yetenekleriyle SUV tarzı mükemmel bir sürüş konforu yansıtmayı başarmış. Yeni Toyota Hilux, Pick-Up segmentinde yeni bir çağın öncüsü olmaya hazırlanırken, 4x4 yetenekleri ile Land Cruiser seviyesine yakın olduğunu da ispatladı. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, Yeni Hilux’ın önümüzdeki yıldan itibaren segmentinde lider olma iddiasını taşıdığını belirterek, “2014 yılında 1.670 adet satmıştık. Yaklaşık yüzde 15’lik bir pazar payımız var. 2016 yılı hedefimiz ise segmentinde yüzde 30 civarında pay alarak, 5 bin adetlere çıkarmak ve pick-up segmentinde lider olmak. Hilux, zaten16 milyondan fazla satış rakamıyla dünyada da en çok satan pick-up” dedi. Lider olmak için bütün ortam hazır Hilux’ın Toyota içinde de önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Bozkurt, “Corolla’dan sonra en çok satan modelimiz. Artık Hilux’ı yine lider pozisyonuna ulaştırmak için bütün imkanlara sahibiz. Aracın üzerinde Land Cruiser’dan esinlenmiş, hatta direk alınmış özellikler Hilux’ta da var. Tüm bunlar Hilux’ın hem şehirli hem de iş aracı dediğimiz özelliklerin tek araçta toplanmasına sebep oldu. Hilux ile dünyanın her şartlarında gündüz işinizi yapabilir, seyahat edebilirsiniz. Ama gece olunca da yaşadığınız şehrin en lüks restoranlarına bir 4x4 kullanıcısı olarak smokininizi giyip gidebilirsiniz. Zaten Hilux’ın en üst donanım seviyesinin ismi de bu özelliğinden dolayı Hi-Cruiser” diye konuştu. 4.2 inç renkli ekran Önceki jenerasyona göre 70 mm daha uzun 5,33 metre, 20 mm daha geniş 1,85 metre ve 35 mm daha alçak 1,81 metre olan Yeni Hilux, daha fazla taşıma kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Güçlü bir görünüme sahip sis farlarını barındıran tampon ve “Under Priority- Öncelikli” tasarım felsefesiyle oluşturulan alt ızgara, Yeni Hilux’a şık ve güçlü bir görünüm kazandırmış. İç mekanda, 7 inç’lik tablet tarzı dokunmatik multimedya ekran yer alıyor. Sürücünün önünde yer alan yeni hız ve devir saati göstergelerinin ortasında ise renkli 4.2 inç’lik TFT çok fonksiyonlu bir ekran bulunuyor. Direksiyondan da kolayca yönetilebilen bu ekran, en gerekli sürüş bilgilerini sürücüye yansıtıyor. Yeni kabin tasarımı, bir önceki karoser yapısına göre daha konforlu ve başarılı. Otomobil rahatlığına kavuşturulan kabin, baş ve diz mesafesi konusunda da cüretkar. Verimli dizel ünite Yeni Toyota Hilux, motor seçenekleriyle de iddiasını artırıyor. Yeni 2.4 D-4D dizel motor 150 bg güç/400 Nm tork üretirken, 2.8 D-4D dizel motor ise 177 bg güç/450 Nm tork güç üretiyor. Sadece 2 dizel motor seçeneğiyle sunulan araç, dört çeker sürüş özelliğine sahip 2.4 D-4D motorunun 7.3 lt/ 100 km tüketim ortalamasıyla ne kadar verimli olduğunu da kanıtlıyor. 2.4 D-4D motora sahip Hilux, 6 ileri manuel şanzıman ile sunulurken, yeni 2.8 D-4D ise dört tekerlekten çekiş ve yeni 6 ileri Süper ECT (Elektronik kontrollü şanzıman) otomatik vites kutusuyla donatıldı. Ayrıca tüm Hilux modellerinde, ECO ve POWER olmak üzere iki farklı sürüş modunda tercih yapılabiliyor. Yeni Volvo XC90 Türkiye’de! Geçtiğimiz yaz sonunda dünya lansmanı gerçekleştirilen ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de merakla beklenen Yeni Volvo XC90, Türkiye’de kullanıcılarla buluştu. Güç ve yakıt verimliliğinin rakipsiz kombinasyonu Yeni XC90, performans ve yakıt verimliliğinin olağanüstü kombinasyonuna sahip, 2 litrelik, 4 silindirli, 8 ileri şanzımana sahip 225 hp gücünde D5 AWD motor seçeneği sunuyor. Diğer bir alternatif ise ilerleyen aylarda sunulacak olan T8 Twin Engine olacak. Türünün en iyi örneği olan “Twin Engine” motoru, 2 litrelik, 4 silindirli supercharged ve turbo benzinli bir motoru elektrikli bir motor ile bir araya getiriyor ve 406 HP ve 49 g/km karbondioksit (CO2) emisyonuyla rakipsiz bir güç ve temizliğin kombinasyonu sunuyor. Baştan ayağa yeniden tasarladığı elektrik uyumlu XC90 T8 ise lüks bir SUV’dan beklenen tüm performansı sunarken, küçük hibrid otomobillerin bile ulaşamayacağı bir emisyon düzeyine sahip. XC90 T8’in önümüzdeki aylarda Türkiye’de satışa sunulması planlanıyor. Lüks iç tasarım Yeni Volvo XC90’ın iç kabinin en çarpıcı özelliği ise tamamen yeni olan bu araç içi kontrol sisteminin kalbini oluşturan tablet benzeri bir dokunmatik konsolu. Hiçbir buton içermeyen sistem, sürücülere araç kontrolü ve internet tabanlı ürün ve hizmete erişmek için tamamen yeni bir yol sunuyor. XC90’da yer alan ses sistemi, 19 adet Bowers &Wilkins hoparlör ve 1400 watt’lık D sınıfı bir amfiden oluşuyor. Sistemde G eleceğin tasarımını yakalayan, kendi sınıfına özel yeni teknolojiler içeren ve yeni Ölçeklenebilir Ürün Mimarisi (SPA) teknolojisini kullanan Yeni Volvo XC90, üç yıllık bir çalışmanın ve 11 milyar dolarlık bir yatırım programının parçası oldu, Volvo tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını oluşturan ve merakla beklenen Yeni Volvo XC90, Türkiye’de ilk kez Haziran sonunda showroom’larda sergilenmeye başlandı. En kapsamlı standart güvenlik paketi XC90, otomotiv endüstrisindeki en kapsamlı ve teknolojik olarak en üst seviyedeki standart güvenlik paketini sunuyor. Pakette her biri dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan iki güvenlik teknolojisi yer alıyor: Yoldan çıkma koruma paketi ve kavşaklarda çarpışma anında otomatik fren özelliği. Yeni XC90, yoldan çıkma durumunda, ön emniyet kemerleri yolcuların pozisyonlarını sabitlemek için sıkılaşıyor. Koltuk ve koltuk çerçevesi arasındaki enerji emilim özelliği otomobil sert bir zemine düşüş yapınca ortaya çıkabilecek dikey güçleri yastıklıyor ve böylece omurga yaralanmalarını engellemeye yardım ediyor. XC90, sürücü kavşaklarda bir araçla aniden karşı karşıya gelince otomatik fren yapma teknolojisine sahip dünyadaki ilk otomobil. Volvo Cars’ın tüm otomatik frenleme fonksiyonlarını kapsayan City Safety-Şehirde Güvenlik Sistemi, yeni XC90’da standart olarak yer alıyor. Sistem, hem gündüz, hem de gece, otomobilin önündeki araçları, bisikletlileri ve yayaları kapsıyor. ayrıca bir otomobile entegre edilmiş ilk hava soğutmalı subwooferlardan biri de bulunuyor. Otomobilin gövdesine monte edilen bu sistem tüm iç kabini dev bir subwoofer’a çeviriyor. Otomobillerin içinde dünya standartlarında canlı performans deneyimi sunan hoparlörlerde ise son sistem bir ses işlem yazılımı kullanılıyor. XC90 ilk aşamada Momentum ve Inscription donanım seviyesi ile sunuluyor. İlerleyen aylarda R-Design’ın da sunulan donanım seviyelerine eklenmesi planlanıyor. Otomotiv endüstrisindeki en kapsamlı ve teknolojik olarak en üstseviyedeki standart güvenlik paketini sunan yeni Volvo XC90,305.390TL başlangıç fiyatıyla Türkiye’de satılıyor. ÖZGÜRLÜK İÇİN SAHNEYE ÇIKTI CITROËN, C4 Cactus’un mirasından yükselen “Her yere gidebilir” görünümü ile dikkat çeken renkli ve eğlenceli konsepti Cactus M’i Frankfurt Fuarı’nda tanıttı C ITROËN’nin eğlenceli, özgürlük duygusunu yansıtan konsept otomobili CACTUS M her tür arazide kullanıma imkan tanıyan, sportif bir keyif aracı olarak tanımlanan konsept oldukça renkli bir tasarıma sahip. Şişkin çamurlukları daha kompakt ve kaslı bir görünüm yaratırken, dik ön cam, yükseltilmiş gövde gibi dikkat çekici özellikler CACTUS M’in sportif keyif aracı kimliğine vurgu yapıyor. Cactus modelindeki gibi Airbump® olarak tasarlanmış ve TPU (termo-plastik poliüretan) kaplamalarıyla aynı konsept kullanılmış. İlk defa CITROËN tarafından geliştirilen ve isim hakkı alınan Airbump® aracı şehir içinde oluşabilecek ufak darbelerden koruyor. Hem estetik hem de fonksiyonel bu içi hava dolu kapsüller aracı adeta ikinci bir deri gibi kaplıyor. Bu çekici, pratik buluş şehir içi sürüşünü daha rahatlatıcı bir tecrübeye dönüştürüyor. CITROËN CACTUS M aynı zamanda modüler bir araç; tavan uzantısı yolcuların sörf tahtası gibi ekipmanlarını bağlamalarını sağlıyor. Araçta ayrıca surfboards ve wakeboards’ların kolay yüklenebilmesi için arkada ayrı bir bölme yer alıyor. CACTUS M’in üzerini örten tente ise aynı zamanda çadır olarak da kullanım şansı veriyor. CACTUS M, yatağa dönüşebilen modüler kabini ve çadır olabilen tavanıyla özgürlüğü uçlarda yaşamaya izin veriyor. Yenilikçi bir şişirme sistemine sahip bu tavan aynı zamanda yağmurlu havalarda koruma sağlıyor. CITROËN CACTUS M’in dokunmatik ekranı ve Easy Push sistemi gibi günlük kullanıma uygun teknolojileri ise C4 Cactus modelinden geliyor. R LADA TÜRKİYE YOLLARINDA usya’nın en tanınmış otomobil markası Lada, Türkiye pazarına Mersa Otomotiv ile dönüş yapıyor. Rusya’nın en büyük otomotiv şirketi olan Avtovaz firması tarafından üretilen Lada, 2012 yılından bu yana Gaz ticari araçlar markasının Türkiye’de üretimi ve satışını gerçekleştiren Mersa Otomotiv ile distribütörlük anlaşması imzaladı. Anlaşma gereğince, Lada modellerinden Granta, Kalina ve Niva Urban Kasım ayından itibaren Türkiye’de satışa sunulacak. Bunu 2016 yılında ise Vesta ve XRay modelleri izleyecek. Türkiye’de Rus Gaz markasını üretici ve distribütör olarak temsil eden Mersa Otomotiv, Lada ile beraber 2016 yılında 40 yetkili satıcı ve 50 yetkili servisle hizmet vermeyi planlıyor. Euro 6 normlarına uygun benzinli ve dizel motorlarıyla tüketiciyle buluşacak olan Lada modelleri; standart ABS, BAS, ESC güvenlik özelliklerinin yanı sıra, otomatik şanzıman seçeneği, yağmur sensörü, far sensörü, ısıtmalı koltuk gibi konfor özellikleriyle de ön plana çıkıyor. Lada, ekonomikliğinin yanında kalitesi ile de dikkat çekiyor. Gaz Ticari Araçlar Türkiye’nin yanı sıra Lada Türkiye’nin de genel müdürlüğü görevini de üstlenen Cengiz Tiryakioğlu, iki Rus markasını temsil etmenin bir sinerji yaratacağını söyleyerek “Lada 90’lı yıllarda Türkiye’de en çok satılan otomobil markaları arasındaydı. Rusya’da da Pazar payı şu anda yüzde 20 civarında. Lada mevcut modelleriyle 2016 yılından itibaren Avrupa’nın pek çok ülkesinde de satışa sunulacak. Mersa Otomotiv olarak güçlenecek ve büyüyecek olan altyapımız ve hizmet ağımız sayesinde müşterilerimiz Lada’yı tercih ettiklerinde satış-servis konusunda hiçbir sorun yaşamayacaklar. Mersa Otomotiv, binek ve ticari araçta sunacağı geniş ürün yelpazesi ile şimdi daha çok müşteriye ulaşacaktır” dedi. P Peugeot Sport’tan 308 GTi eugeot 308’in satışa sunulduğu 2013 yılından bu yana, sürüşü eşsiz hisler sunduğundan, spor versiyonu da herkes tarafından merakla bekleniyordu. Özellikle titiz bir müşteri kesimine gamın en radikal modelini sunmak hedeflendi. Bu otomobil severlerin isteklerini tatmin etmek amacıyla, aynı dili konuşan, aynı performans tutkusuyla beslenen bir geliştirme ekibi gerekiyordu. Peugeot bu görevi, tüm dünya zeminlerinde edinilen bilgi birikimine sahip Peugeot Sport mühendislerinin ellerine teslim etti. 270 veya 250 HP güç üreten 1.6L Turbo motorlu, Torsen® kilitli diferansiyelli, özel şasi ayarlarından yararlanan, Peugeot i-Cockpit donanımlı “308 GTi by Peugeot Sport” ile pilot kullanıcısı şimdi en gelişmiş araca sahip. Üstelik, 1.6L Turbo motor, 139 g/km CO2 emisyonu ve 6,0 L/100km düşük yakıt tüketimi ile sınıfının en verimlisi. 308 GTi by Peugeot Sport Efsanevi 205 GTi’ın lansmanından bu yana, 800 000’in üzerinde satılan Peugeot sportif modelleri sahiplerine eşsiz bir sürüş keyfi sundular : 309 GTi, 405 Mi16, 306 S16 … 208 GTi, RCZ R ve şimdi de yeni Peugeot 308 GTi by Peugeot Sport. 308 GTi by Peugeot Sport, bu yeni versiyon kendisini geliştiren ekibin adını taşıyor. Araçta 182 kW (250 HP) ve 200 kW (270 HP) şeklinde iki farklı güç kademesinde sunulan 1.6L THP S&S motor yer alıyor. Stop&Start sistemli Euro6 uyumlu bu motor sadece 139 g/km CO2 emisyonu ve 6,0 l/100km’lik yakıt tüketimi sergiliyor. Sadece 4,46 kg/HP’lik sınıfında rekor oluşturan ağırlık/güç oranı ile 308 GTi 270 modeli 0 - 100 km/s hızlanmasını sadece 6,0 saniyede tamamlarken, 0-1000m’yi 25,3 saniyede kat ediyor. 308 GTi, kaslı ve özgün bir tasarıma sahip. 11 milimetre azaltılmış zemin yüksekliği, benzersiz tasarım ve iç mekan detaylarına sahip. 308 GTi 270 kilitli Torsen® diferansiyel ile Michelin Super Sport lastikli 19 inçlik Carbone19 jantlara sahip. 308 GTi 270’e özgü olarak, çift renkli gövde yeni ve özel Ultimate kırmızı ile İnci siyahını buluşturuyor. Bunlar 308 GTi ürün gamının altı farklı rengi arasında yer alıyor: Ultimate kırmızı, Manyetik mavi, İnci siyah, Tekno gri, Sedefli beyaz ile Fırtına Grisi. 308 GTi 270 önde kırmızı kaliperli ve Peugeot sport imzalı, 380 mm ve arkada 268 mm disklerle donatılmış. Sadece belli pazarlarda satışa sunulacak 308 GTi 250 versiyonu ise, 0 - 100 km/s hızlanmasını sadece 6,2 saniyede tamamlarken, 0-1000m’yi 25,6 saniyede kat ediyor. Peugeot Sport yarış pilotları tarafından ayarlanan şasi, tüm devirlerde dolu motor, özel egzoz sesi, Peugeot i-Cockpit, Performance Pack, sportif koltuklar ile sonucu heyecan veriyor. YENİ MEGANE ARTIK DAHA DİNAMİK Tüm dünyada 6,5 milyon adetten fazla satılan Renault Megane’ın lansmanından 20 yıl sonra, Renault, ürün gamının kalbini yeniliyor ve 4. nesil Yeni Megane’ı gün yüzüne çıkardı Y eni Megane, son derece rekabetçi bir segmentte, dinamik çizgileri, sıradışı öne ve arka far tasarımı ile dikkat çekiyor. Renault Sport genleri taşıyan GT versiyonu Yeni Megane ürün gamının başını çekiyor. Yeni far tasarımı ile öne çıkan ve son derece dengeli ölçüleriyle Yeni Megane her şeyden önce bir Renault. Yeni Megane, kaslı yapısı ve büyük dikey logo ile vurgulanan ön yüzü sayesinde Marka’nın tasarım genlerini alıyor. Yeni Megane, Renault Talisman çizgisinde, « C » şeklinde yanlara doğru uzanan farları ile ayrıcalıklı far tasarımı imzası barındırıyor. Arka kısımda, gece ve gündüz görülebilen bu ışıklı imza, aracın genişlik algısını arttırıyor. « Yeni Megane’ın ilk başkışta, kompakt hatchback’lerin rekabetçi pazarında, rakiplerinden ayrılması esastı » Franck Le Gall. Megane 3’e göre 25 mm daha alçak, önde 47 mm, arkada 39 daha fazla genişlik ile Yeni Megane yola mükemmel oturuyor. 28 mm daha uzun dingil mesafesi ve daha kısa arka dingil çıkıntısı ile sportif bir siluet çiziyor. « Öne doğru yönelen net ve sağlam hatlar yan yüzey üzerine çizildi. Özenle tasarlanmış çizgileri Yeni Megane’a dinamizm ve kişilik katıyor. » Franck Le Gall, dış tasarımcı. Izgara yan çıtalar ve kapı kollarındaki krom ayrıntılar hemen göze çarpıyor. Kaput üstündeki ince çizgiler ön yüzün karakterini güçlendiriyor. GT serisi sunulacak Yeni Megane GT’nin ön yüzü sportifliği yansıtıyor. Geniş hava giriş kanalı ve ızgaralar arı kovanı şeklinde yer alıyor. F1 dünyasından alınan, arkada krom iki egzos çıkışı Yeni Megane GT’nin tasarımını güçlendiriyor. Yeni Megane GT arkada, kanatlarda ve önde « Renault Sport » logosu taşıyor. Bu sportif versiyona özel « Iron Mavi » renk seçeneği önde ve yan aynalarda « Dark Metal » dokunuşu Yeni Megane’ın GT dünyasına aidiyetini güçlendiriyor. Yeni Megane GT Renault Sport tarafından özel olarak geliştirilmiş 18ʺ elmas kesimli alüminyum jantlar ile sunuluyor. Yeni Megane iç mekanı, bir üst sınıfa ait teknolojileri ve motor seçenekleri ile otomobilseverlerle buluşuyor. Peugeot 208, şimdi daha da etkileyici ! Yüksek verimli 3 sindirli PureTech ve Stop&Start sistemine sahip e-HDi dizel motor seçenekleri yüksek performanslarının yanında düşük yakıt tüketimleri ile dikkat çekiyor. Y enilenen Peugeot 208’e, 2.750 TL’ye varan “Otomatik Vites Desteği” ve araç fiyatının yarısı peşin yarısı ayda 606 TL’den başlayan taksitler ile sahip olma şansı sizleri bekliyor. Tampon köşelerine yaklaştırılan sis farları ile birlikte bu yeni kimlik, araca daha dinamik ve sportif bir görünüm kazandırıyor. Daha dinamik, sportif dış tasarım Ön tasarımda yapılan değişikliklere ek olarak, dinamik ve sportif tasarım, araca daha keskin ve aslansı bir bakış kazandıran yeni çift renkli farlar, siyah ve krom gövde parçaları ve markanın tasarım imzası olan 3D LED’li stoplar ile vurgulanıyor. Ön yüzde, yeni tampon daha keskin, net ve kaslı çizgiler sergiliyor. Genişletilmiş ön ızgara ve krom çıta tampon içine entegre edildi. Yüksek donanım seviyelerinde, ızgarada kullanılan yeni “Equalizer” kromaj, benzersiz bir 3D efekti veriyor. Yeni Peugeot 208’in içinde, lansmanından bu yana kullanıcılar tarafından beğenilen, kompakt direksiyon simidi, göz hizasında yerleştirilmiş gösterge paneli ve 7”geniş dokunmatik ekrandan oluşan Peugeot i-Cockpit dikkat çekiyor. İkinci donanım seviyesinden itibaren standart olarak sunulan 7” geniş dokunmatik ekran, radyo, navigasyon, telefon ve yol bilgisayarı gibi çeşitli araç fonksiyonlarına erişimi kolaylaştırıyor. Buna ek olarak, akıllı telefon ekranının araç ekranı üzerine taşınmasını ve belirli uygulamaların kullanılmasını sağlayan yeni MirrorScreen sistemini barındırıyor. Göz alıcı V8 Vantage N430 Göz alıcı V8 Vantage N430, başarılı “N” otomobillerinin mirası üzerinde yükseliyor A Cesur yeni tarz seçenekleri N430’un açık spor soyundan geliyor. ston Martin, sembol haline gelmiş olan V8 Vantage yelpazesine cesur bir ekleme yapıyor ve zamansız DB9’a yeni etkileyici özel versiyonlar görücülerle buluşuyor. Spor odaklı Vantage serisinin albenisini geliştiren ve Aston Martin’in GT’sinin zamana dayanan albenisini yükselten DB9’un yeni modelleri göz alıcı bir güzellik ve klasik zarafet sunuyor. V8 Vantage N430: yarış için yaratıldı, spor tarzı verildi Yeni V8 Vantage N430’un kalbinde saf, katıksız eğlence yatıyor. Yolda mükemmel performans için N430 Coupe veya Roadster formlarında mevcut ve hareketli V8 Vantage S’in performansına yaklaşan 7.300 rpm 436 PS güç barındırıyor. N430 tamamen pistte geliştirilmiş heyecanı yolda ulaşılabilir, duygusal olarak harekete geçici ve otantik olarak “analog” bir şekilde aktarmak için tasarlandı. Vantage’ın dinamik zindeliği N430’un göz alıcı güzelliğini mükemmel şekilde tamamlıyor. Karbon fiber ve kevlar koltuklar gibi hafif ve spor odaklı özellikleri ve hepsi bir arada 20 kg hafifleme sağlayan on şeritli dövme alaşımlı grafit boyalı jantları kendinden gelen dinamik kabiliyet ile birleştiğinde GT-4’ten ilham alan N430’un kulüp spor ortamında üstün performans sağlamak için yaratıldığı görülüyor. Bu yüzden yeni V8 Vantage N430’un 190 mph (304 km/h) hız kapasitesi ve 0-60 mph’ye 4,6 saniyede çıkması şaşırtıcı değil. Güç arka tekerleklere spor tip altı vitesli manuel bir şanzıman ile iletiliyor; en sürücü odaklı ancak dâhil edici konfigürasyonu arayanlar için ise yakın oranlı altı vitesli Sportshift™ II otomatikleştirilmiş manuel şanzıman seçeneği mevcut. N430’un ön ortasına monte edilmiş, 4.7 litrelik, tamamen alaşımdan üretilmiş, dörtlü üstten kamlı, kuru karterli V8 motoru dikkat çeken spor egzoz, GT yarışlarında sayısız zafer ile bilenmiş aerodinamik ve rekabete odaklı fren sistemi ile tamamlanıyor. Vantage tasarımının kompakt boyutları ve kendinden gelen dengesi dikkatlice kalibre edilen spor süspansiyon ayarı ve hızlı oranlı direksiyon kremayeri ile desteklenerek gerçekten meraklısı olan sürücüleri yolda ve pistte ödüllendiriyor. Özel bir Aston Martin Test Merkezi’nin bulunduğu Nürburgring’deki Nordschleife dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki pistlerde saatler boyunca yapılan testler gerçekten Aston Martin’in “N” otomobil ailesine katılmayı hak eden bir makine ortaya çıkarmış durumda. Pist düşüncesi uyandırmak şekilde tarz verilen N430, Aston Martin’in spor mirasını ve motor sporları başarısını selamlıyor. Özellikle belirlenmiş karanlık temalı dış detaylar - grafit boyalı dövme alaşım tekerlekler ve siyah ön ızgara, ön far çerçeveleri, dış ağlar, yan pencere çerçeveleri, dokulu egzoz borusu apreleri ve siyah çerçeveli şeffaf arka farlar tam dozunda bir tehlike ve heyecan havası veriyor. Türkiye’de hiç bir başarı cezasız kalmaz...’ Türk Malı Jeep’in Gizemli Öyküsü! Yıllar sonra, 1988’de, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri ortak projesi harekete geçirildi. T uzla’da, “Askeri Jeep (jip) Üretimi”… Ve Tuzla Jeep Fabrikası, 1990’da seri üretime geçti. 15 yıldan fazla sürede, yerli 13 bin kadar askeri jip üretti, çeşit çeşit; her ihtiyacı karşılayan… Sonra, 2006’da, üretim durduruldu, hiçbir açıklama yapılmadan!.. “İhtiyaç yok” denildi. Artık ihtiyaçlar daha pahalıya gelen ithal araçlarla gideriliyor… Yerli malı kullanmalı” ise... Tamamı yerli olan Tuzla Jeep’lerinin üretimine neden son verildi, bilen var mı? Tuzla üretimi askeri araçlar halen TSK’da kullanılıyor. Bu üretimlerin ayrıntıları, “askeri proje” olması nedeniyle saydamlıktan uzak tutuldu. Üretimin neden durdurulduğunu değil kamuoyu ve basın; projede görev alan askeri ve sivil uzmanlar dahi anlayamadı, açıklayamadı. Tuzla’da Jeep’lerin üretildiği fabrika, 1954 yılında, “Türk Willys Overland” adıyla kurulmuştu. Türkiye’nin ilk otomotiv fabrikası sayılan bu yerde, ABD’den getirilen parçalar yerli parçalarla montajlanarak sivil ve askerî amaçlı Jeep, kamyonet üretiliyordu. Fabrika daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne devredildi. 1986 yılından itibaren ‘T Model’ adıyla jiplerin yerlileştirilmesi çalışmalarına geçildi. 1990’lı yıllarda da yüzde yüz yerli GT ve GTD Model olarak askerî jip üretimine başlandı. Araçlara ait marka tescili, 1995’te Türk Patent Enstitüsü tarafından ‘Tuzla 1013’ adı ve ‘T’ logosuyla yapıldı. Ayrıca, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü’nden araç tip onay belgeleri alınarak, ihracat için gerekli şartlar elde edildi. Ne oldu? Neden Oldu? “Tuzla Jeep Fabrikası’nda üretime neden son verildi?” sorusunu, bu işin içinde olan kime sorarsak soralım, yüzlerinde anlamlı, hüzünlü bir ifade gördük. Yanıt hep aynı: “Bilmiyorum. Anlamadım.” Ama sanki biliyorlar, anlıyorlar da söyleyemiyorlar gibi… Bu konuda, en açık konuşan ve bilgilendiren isim, Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Güçlü. Kendisi, Tuzla Fabrikası’nda yerli jip üreten ekibin içinde yıllarca görev üstlenmiş bir mühendis ve akademisyen… “Neler oldu? Neden oldu? Tuzla Jeep Fabrikası’nın yerli üretimi neden durduruldu?” sorusuna yanıt verirken, “Bu konuyu yetkililer de bilmiyor. Yanıtı ancak üst düzey makam ve yetkililer verebilir, onlara sormak lazım. Ordu’nun bir konsept değişikliği yapacağı, imalat sektöründen çıkacağı, farklı bir konsepte gireceği şeklinde bir düşünce ifade ediliyordu. Bu fabrikada üretimin durdurulacağı, hatta fabrikanın kapatılacağı zaten sürekli konuşulan bir şeydi. Birileri bu işten memnunken, birileri de rahatsız olmuş olabilir” diyerek söze başlayan Prof. Güçlü şöyle devam ediyor: “İmalat kolay iş değil. Yatırım, risk gerektirir. Herkes bunu göze alamıyor. Çoğu sanayici bundan kaçınıyor, ithalat kolaya geliyor. TSK da bugün ithal ediyor… Bizim yapmaya, gerçekleştirmeye çalıştığımız; yerli olarak ürettiğimiz ama her seferinde içeriden ve dışarıdan önümüzün kesildiği onlarca proje var. Devrim arabaları bir örnek… Benzin unutuldu diye proje iptal edilir mi? Buna kim inanır? Türkiye uçak yapıp Hollanda’ya ihraç ettiği zaman da proje durduruldu. Dış güçler engel oluyor ama tabii içerden de onlara destek olanlar çıkıyor.” Ne oldu? Neden Oldu? “Tuzla Jeep Fabrikası’nda üretime neden son verildi?” sorusunu, bu işin içinde olan kime sorarsak soralım, yüzlerinde anlamlı, hüzünlü bir ifade gördük. Yanıt hep aynı: “Bilmiyorum. Anlamadım.” Ama sanki biliyorlar, anlıyorlar da söyleyemiyorlar gibi… Bu konuda, en açık konuşan ve bilgilendiren isim, Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Güçlü. Kendisi, Tuzla Fabrikası’nda yerli jip üreten ekibin içinde yıllarca görev üstlenmiş bir mühendis ve akademisyen… “Neler oldu? Neden oldu? Tuzla Jeep Fabrikası’nın yerli üretimi neden durduruldu?” sorusuna yanıt verirken, “Bu konuyu yetkililer de bilmiyor. Yanıtı ancak üst düzey makam ve yetkililer verebilir, onlara sormak lazım. Ordu’nun bir konsept değişikliği yapacağı, imalat sektöründen çıkacağı, farklı bir konsepte gireceği şeklinde bir düşünce ifade ediliyordu. Bu fabrikada üretimin durdurulacağı, hatta fabrikanın kapatılacağı zaten sürekli konuşulan bir şeydi. Birileri bu işten memnunken, birileri de rahatsız olmuş olabilir” diyerek söze başlayan Prof. Güçlü şöyle devam ediyor: “İmalat kolay iş değil. Yatırım, risk gerektirir. Herkes bunu göze alamıyor. Çoğu sanayici bundan kaçınıyor, ithalat kolaya geliyor. TSK da bugün ithal ediyor… Bizim yapmaya, gerçekleştirmeye çalıştığımız; yerli olarak ürettiğimiz ama her seferinde içeriden ve dışarıdan önümüzün kesildiği onlarca proje var. Devrim arabaları bir örnek… Benzin unutuldu diye proje iptal edilir mi? Buna kim inanır? Türkiye uçak yapıp Hollanda’ya ihraç ettiği zaman da proje durduruldu. Dış güçler engel oluyor ama tabii içerden de onlara destek olanlar çıkıyor.” “Tuzla Fabrikası, Türkiye’nin yerli malı ilk seri üretim otomotiv fabrikasıdır. Burada 4 x 4 yerli askeri arazi araçları üretildi, 15 farklı model… Komutan aracı, personel aracı, mobil silah araçları, ambülans… Ben kesin cümlelerle şunu ifade edeyim: Bu projede geldiğimiz noktada ürettiğimiz araçlar, teknolojik açıdan, yurtdışından ithal edilen araçlardan çok daha üstündü. İthal taşıtların tırmanamadığı eğime bizimkiler tırmanır…” SORUŞTURMA İHTİYACI Türkiye’nin ilk ulusal yer gözlem uydusu Göktürk-2 projesinde de yer alan Prof. Dr. Rahmi Güçlü, 2006 sürecini “üzücü bir nokta” olarak nitelendirirken ve “Yetkililer tarafından araştırılması, niye böyle olduğunun soruşturulması, sorgulanması gerekir” derken, mevcut sistem ve altyapının farklı bir açıdan ele alınabileceği, üretime tekrar başlanabileceği mesajını veriyor: “Bugün milli uydumuz Göktürk-2’nin üretilmesi ne kadar önemliyse, 1990’lı yıllarda yerli bir askeri araç tasarlamak ve üretmek de o kadar önemliydi, bugün de halen çok önemli. Bu projenin kahramanları var: Ben o zamanlar Yıldız Teknik Üniversitesi Araştırma Görevlisi olarak ekipteydim. Bir avuç Türk mühendisin ve komutanın örnek gösterilecek başarısıdır bu. Ders kitaplarına, tarihe not düşülecek bir konudur. TSK açısından stratejik önemi çok büyük bir proje ve üretimdi. Ben inanıyorum ki bugün bile böyle bir yerli üretim olanak ve teknolojisine sahip fabrika pek yoktur. O tarihte vites kutusu hataları, orada kurduğumuz deney setiyle tespit edilebiliyor ve böylece tüm vites kutusu hatalı diye çöpe atılmıyordu. Her ihtiyaç ya fabrikada üretildi veya iç piyasadan temin edildi. Üretilen araçların maliyeti, ithal edilenlerin maliyetinin çok altındaydı.” OSMANLI’DA ARABA SEVDASI Ö FATİH SULTAN MEHMET ÖLDÜGÜNDE, İSTANBUL DAKİ ARABA MODASI NEYDİ ? nce ARABA ile OTOMOBİL arasındaki farkı anlatarak başlamak isterim. Araba kendisi dışından bir güçle çekilen veya itilen ulaşım ve taşıma aracıdır. Otomobil ise, gücünü kendi içinde yakıtla çalışan bir motordan alan, önden çekişli, arkadan itişli veya yere bağlantısı bulunan 4 tekerleğinden aldığı güçle hareket eden ulaşım veya taşıma aracıdır. Tekerleğin keşfedildiği ilk andan itibaren gelişimini hep sürdüren ulaşım araçları, motorun da devreye girmesiyle hızlandı. Fakat motordan önce çeşitli hayvanların çektiği araçlar popülerdi. Osmanlı’da bir kesim o zamanlar trendleri yakından takip eden bir topluluk olduğundan; dönemin Avrupa’sında kullanılan tüm araçlar İstanbul’da da görülüyordu. Ve o kesim Osmanlı’nın İmparatorluk olduğu zamanda, bu gelişimini en üst düzeye getirmiş ve kendisine özgü bir takım tasarımları da yollara çıkartmıştı. İSTANBUL yeni fethedilmişti! OSMANLI İmparatorluğu’nda araba kullanımına öncülük eden ilk padişah, Fatih Sultan Mehmet. Fatih sultan Mehmet’in son seferine hanto tipi bir araba ile çıkması ve yolda vefatı üzerine cenazesinin yine aynı araba ile getirilişi, Osmanlı’da araba dönemini başlattı. Pay-ı taht İstanbul’da sadece saray mensuplarına mahsus bir lüks sayılan araba, 19. yüzyılda Tanzimat’la birlikte Osmanlı halkı arasında moda hale geldi. 1800’lü yılların ikinci yarısı, İstanbul ile süslü arabaların tanışmaya başladıkları en güzel dönemlerdi. İstanbul’un doğası ve yapısına uygun bu araçlar çok kısa sürede moda oldu. Doğal olarak süslü arabalar genelde ekalliyet ve üst sınıf tarafından kullanılırdı. Hatta bir rivayete göre tatil günleri için ayrı araba kullanabilen çok zengin bir kısım da bulunuyordu. O yıllarda İstanbul, sokak ve caddelerinde görülen belli başlı araba tipleri: KİRA ARABALARI: O dönemin en çok kullanılan araçlarından bir olan KİRA arabaları bu günün taksileri ile eş değerdi. Sürücü beygirleri adı da verilen İstanbul’un kira arabaları iki çeşitti: Numarasız lüksler, gündüz ve gece arabaları. Kira arabalarının tarifesi şöyle idi: 20 dakikayı bulmayacak yollar 5 – 7.5 kuruş, kırk dakikadan eksik mesafelerin saati 10, güneş batımından gece yarısına kadar 15 kuruş, hava kararınca 20 kuruştu. SEDYE: Asilzadelerin, turistlerin, zenginlerin araba yerine kullandıkları, iki – dört uşak tarafından taşınan kabinli taht – ı revanlar. Bunlar kısa mesafeler için kullanılan zenginlik gösterisi sayılan araçlardı. SANDIK ARABALARI: Genellikle yük taşımayı amaçlayan, tek veya çift atlı, kutu biçiminde halk tipi arabalar. Günümüzün kamyonları gibi kullanılırdı. Hatta küçük boyları daha pratik olduğundan kabul görürdü. KUPA: Avrupa’dan ithal, siyah renkli ahşapla kaplı, atların çektiği arabalar. Sultan Abdülhamit devrinde kadınların sadece kupalara binmesine izin verilmiş. Bu arabalar genelde her tarafı kapalı olan araçlardı. HANTO: Saray kadınlarınca kullanılan, tepesi ve köşeleri billur ve gümüş topuzlu, ağır arabalar.Saltanata mensup özellikle kadınların kullandığı bu araç, zamanında gizli işlerde de çok kullanıldı. TALİKA: Daha çok şehir dışındaki sayfiye yerlerine gidiş için kullanılan, koçulara nazaran daha süssüz, perdeli ve tenteli arabalar. KAP: İngiltere’den ithal edilmiş, genellikle Kadıköy yakasında, resmi nitelikli olarak kullanılan arabalar. Genelde, orta düzey devlet çalışanları kullanıyordu. Fenerbahçe piyasasında kullanıldığı görülen şık arabalar. İstanbul’da sayıları 5 – 10 civarında idi.O dönem İstanbul’unun en zenginlerinin tercihiydi. Zira, o dönemin Kadıköy bölgesinin en zengini sayılan Sarraf Ali Efendi’nin iki tane olduğu rivayetler arasında. FAYTON: Abdülmecit döneminde Avrupa’dan gelmiş, önceleri saray veya konak arabaları sonraları kira faytonları olarak kullanılan üstü körüklü tek veya çift atlı arabalar. Sonrasında ise, halkın en çok tercih ettiği arabalardı. Sebebi ise, hem hafif olması hem de tek atla bile çekilebilir olmasıydı. LANDON: Alman kökenli, faytonlara nazaran ağır ve oturaklı bir gövdesi olan, iki parçalı körüklü, daha çok KOÇU: Başı kurdeleli ya da çiçekli ama mutlaka çıngıraklı öküzlerin çektiği, sırma püsküllü tenteli tek düze yaygın halk arabası. 2. Mahmut döneminde toplam adetleri 700 civarında idi. Bu arabalar hem yük hem de insan taşıdığından çok kullanım amaçlı olarak revaçta oldu. OMNİBUS: 19. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul halkının günlük yaşamına katıldı. 2 – 4 atla çekilen ve 15 – 20 kişi taşıyabilen şık görünümlü dolmuş arabaları için bu deyim kullanılmaktaydı. Günümüzün minibüsleri olarak da adlandırabiliriz. EN ÇİRKİN TASARIMLAR