manşet gazete.indd - Trabzon Gazeteciler Cemiyeti
Transkript
manşet gazete.indd - Trabzon Gazeteciler Cemiyeti
1946 Dünden bugüne Cemiyet Haberi 11. Sayfada Yıl: 22 “Öğretmen olmak istiyordum gazeteci oldum” İhtilale kafa tutan gazeteci, Sayı: 39 OCAK - AĞUSTOS 2013 Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin, 1980 yılındaki yeniden kuruluşu, AA Bölge Müdürü Suavi Kaptan’ın girişimiyle başlamıştı. Cemiyetin geçici yönetim yeri, Ahmet Pirselimoğlu’nun işyeri, Stüdyo A idi. Cemiyet kendine bir yer bulmaya çalışırken, 12 Eylül ihtilali oldu ve bütün dernekler kapatıldı. Üstelik cemiyetin idari yeri gözüken Stüdyo A’nın fotoğraf stüdyosu da mühürlendi. Suavi Kaptan, durumu anlatıp stüdyodaki mührü kaldırtıncaya kadar çok uğraşmıştı. Curcava’da iki kalemşör, Özşahin çifti Sert mizaçlı ama yumuşak kalpli bir kişiliğe sahip, Trabzon basınına 40 yılını veren bir isim: İhsan ÖKSÜZ... Röportaj: Kamil ANAHAR Yazı-Röportaj Turgay BEŞYILDIZ Devamı 12-15. Sayfada Devamı 8-9. Sayfada 2 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 İçindekiler... Günümüzde birçok proje, kurumlar tarafından desteklenmektir. Yeni projeler üreterek bu fonlardan üyelerimizi en iyi şeklide yararlandırmaya çalışacağız. Geçtiğimiz dönemde verilen paydaş proje sonunda önümüzdeki aylarda 4 genç arkadaşımızı yurt dışında mesleki eğitime göndereceğiz. Turgut ÖZDEMİR 3. sayfa 16 Nisan 2013 Salı günü yapılan Trabzon Gazeteciler Cemiyeti kongresinde başkanlığı kazanan Turgut Özdemir görevi Ergun Ata’dan devraldı. 5. sayfa Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Olağan Genel Kurulu Trabzon Zorlu Grand Otel’de gerçekleştirildi. 6. sayfa Trabzon’un önemli alışveriş merkezlerinden biri olan Bakırcılar Çarşısı’nda yer alan bir zamanların en gözde meslekleri olan ‘Bakırcılık, Kalaycılık, Süpürgecilik ve Semercilik’ gibi meslekler zor günler yaşıyor. 7. sayfa Eski Başkanlarımızdan gazeteci yazar Mehmet Tan, ölümünün 10’uncu yılında Trabzon’daki mezarı başında anıldı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Geleceğe Bakarken... Anadolu’nun ilk meslek örgütlerinden biri olan Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni üç yıl yönetme onurunu yakaladığımız için öncelikli olarak büyük mutluluk duyuyoruz. Onurlu bir o kadar da sorumlu olan bu görevi en iyi şekilde yerine getirebilmek ve son yıllarda yükselen çıtayı daha yukarı çıkarmak için büyük gayret göstereceğiz. Nisan ayı ortasında yapılan Olağan Genel kurulumuzda başta Başkan Adayı Zafer Sel ve arkadaşlarını tekrar kutluyorum. Büyük olgunluk içinde örnek bir genel kurul süreci yaşadık. Kazanan cemiyetimiz olsun diyerek kucaklaştık. Görevde olduğumuz sürece herkesle kucaklaşma ve işbirliği yapma anlayışımız hep sürecektir. Çünkü biz giderek büyüyen ve de gelişen bir aileyiz. İlimizin ve bölgemizin önde gelen meslek örgütlerinin başında olan Trabzon Gazeteciler Cemiye- ti’nin üstlendiği önemli misyonun bilinciyle çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Önceliğimiz elbette başta üyelerimiz ve mesleğe yeni katılan genç arkadaşlarımızdır. Bu anlamda sosyal aktiviteler yaparak birliliğimizi daha da geliştireceğiz. Genç meslektaşlarımızın bilgi donanımlarını artırmalarına katkı sağlamak adına yeni dönemde çeşitli paneller ve kurslar düzenlemeyi sürdüreceğiz. Bugünümüze baktığımızda, Anadolu’yu yakından tanıyan ve bilen bir kişi olarak, yerel medya alanında Anadolu’da bir numara olduğumuzu büyük bir gururla görmekteyiz. Bu anlamda bu onurun sürmesi adına yönetim kurulu olarak yazılı, görsel ve internet medyası kuruluşlarımızın sorunlarını çözümünde her zaman yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Her türlü öneriye ve projeye açık olacağız. Bu arada geçtiğimiz dönemde kurulan Karadeniz Gazeteciler Federasyonu’nun Merkezinin Trabzon olması bizim için ayrı bir onurdur. Federasyonla birlikte, bölge illerimiz cemiyetleriyle ilişkilerimiz zirveye taşınacaktır. Ayrıca ortak projelerle öncelikle bölgedeki mesleki gelişmeye önemli katkılar sunulacaktır. Yine bölge sorunlarını ortak sahiplenme ve çözüm üretme şansı bulunacaktır. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde bayrak yarışı devam etmektedir. Biz aldığımız bayrağı arkamızda güzel eserler bırakarak üç yılsonunda teslim edebilme yarışı içinde olacağız. Bütün camiamızı sevgiyle kucaklıyorum. Trabzon’a iki ödül birden Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Anadolu Basını Özendirme yarışmasında, Haber dalında “İki Odalı Evden Dünya Şampiyonu Çıktı” başlıklı eseriyle Türkiye ikincisi olan Kamil Anahar, ödülünü Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş’un elinden aldı. Aynı yarışmada “Kurumsallaşma” yazısıyla Makale yorum dalında Türkiye Üçüncüsü olan Okan İsmailoğlu ise ödülünü Sarıkamış Kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş’ten aldı. 8. sayfa Curcava’da iki kalemşör: Hamiyet ve Mehmet Özşahin 11. sayfa Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin, 1980 yılındaki yeniden kuruluşu, AA Bölge Müdürü Suavi Kaptan’ın girişimiyle başlamıştı. YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Emre AKTÜRK 16-17. sayfalarda Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Geleneksel Orhan Kaynar Futbol Turnuvası’nın altıncı şampiyonu, final maçında İlkhaber Gazetesini normal süresi 4-4 biten karşılaşmanın sonunda penaltı atışlarıyla 6-5 yenen Kuzey Rüzgarı oldu. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin görevi elbette sadece üyeleriyle sınırlı değildir. Başta ilimizi, bölgemizi ve ülkemizi ilgilendiren önemli konulara sessiz kalacağımız düşünülemez. Yönetim kurulu olarak süreç içerisinde bu görevimizi de tarafsız ve duyarlı bir şekilde yerine getireceğiz. 1946 Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Yayın Organı SAHİBİ TGC Adına Yönetim Kurulu Başkanı Turgut ÖZDEMİR YÖNETİM KURULU Yusuf TURGUT - Nevzat YILMAZ - Tahir ORHAN - Turgay BEŞYILDIZ - Kamil ANAHAR - A. Çağlar YILDIRIM - İsmail TOPAL - Kenan TAŞKIN GRAFİK TASARIM Hacer YAVRUOĞLU Harman Yayıncılık 0462 326 72 28 Adres: Atatürk Alanı No: 27 61100 TRABZON Tel.: 0462 326 03 12 Faks: 0462 326 04 49 Web: www.trabzongazetecilercemiyeti.org E-posta: trabzontgc@hotmail.com Baskı: Sonhaber Matbaacılık Yayıncılık 3 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 ASKF’ye ziyaret Trabzon gazeteciler Cemiyeti başkanı Turgut Özdemir ve Yönetim Kurulu üyeleri Trabzon ASKF Trabzon Şubesi başkanı Cahit Erdem’i ziyaret etti. Ziyarette konuşan Başkan Turgut Özdemir, “Sportif anlamda iş birliği yapmak adına ASKF’nin arkamızda olacağını biliyoruz. İlerleyen günlerde düzenleyeceğimiz Orhan Kaynar futbol turnuvasında ASKF ile işbirliği yapıp üyelerimize daha güzel ortam sağlayacağız. Bu yüzden sayın başkan Cahit Erdem’e bize verdiği destek sözünden dolayı teşekkür ederiz” diye konuştu. Özdemir’in ardından konuşan Erdem, “Trabzon basını hep bizimle beraber oldu. Bu yüzden Trabzon gazeteciler Cemiyeti’nin düzenleyeceği bu tür organizasyonlarda elimizden ne gelirse yapacağımıza dair Sayın Özdemir’e söz verdik.” dedi. Ömer Güner’i Andık Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı merhum Ömer Güner 4. ölüm yıldönümünde Trabzon Merkez Değirmendere Mahallesi Sülüklü mezarlığındaki kabri başında anıldı. Özdemir görevi devraldı 16 Nisan 2013 Salı günü yapılan Trabzon Gazeteciler Cemiyeti kongresinde başkanlığı kazanan Turgut Özdemir görevi Ergun Ata’dan devraldı. Devir teslim töreni dolayısıyla gazeteciler cemiyeti lokalinde düzenlenen toplantıda konuşan Divan Başkanı İhsan Öksüz, yapılan seçim sonrası gazeteciler adına son yılların en demokratik seçimlerinden biri olduğunu belirterek, ‘Seçimi kazanan Turgut Özdemir ve diğer adayımız Zafer Sel’i kutlarım. Eski başkanımız Ergun Ata’ya görev yaptığı 5 yıl için de yaptıklarından dolayı teşekkür ederim.’dedi. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Eski Başkanı Ergun Ata, başkan olarak görev yaptığı 5 yılda elinden gelen en iyisini yaptığını belirterek, tüm üyelere Anma törenine Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Yusuf Turgut, Başkan Yardımcısı Tahir Orhan, Genel Koordinatörü Turgay Beşyıldız, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Çağlar Yıldırım, meslektaşları ve aile katıldı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkan vekili Yusuf Turgut yaptığı konuşmada Ömer Güner’in Trabzon’daki boşluğunun her geçen gün daha büyüdüğünü söyleyerek, Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi olarak yeni dönemde Güner’in genç jenerasyona daha etkin anlatılmasına çalışacaklarını ifade etti. KGF Çorum’da toplandı kendine gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti. Yeni Başkan Turgut Özdemir ise, kendilerini göreve getiren genel kurul üyelerine teşekkür ettiğini ifade ederek, “Cemiyetimizin çıtasını daha yukarılara çıkaracagız.” dedi. Özdemir katkılarından dolayı eski başkan Ergun Ata’ya gümüş plaket hediye etti. Karadeniz Gazeteciler Federasyonu (KGF) Başkanlar Kurulu Toplantısı, 5-7 Temmuz 2013 tarihleri arasında Çorum’da gerçekleştirildi. Toplantıda Federasyonun faaliyetleri ele alınarak Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu oluşumunun yol haritası masaya yatırıldı. KGF’nin ilk toplantısına ev sahipliği yapan Çorum’da Marmara ve İç Anadolu Gazeteciler Federasyonları’nın kuruluşlarının tamamlanarak resmi başvurularının yapıldığı açıklandı. Toplantıda ayrıca diğer bölgelerdeki kuruluş çalışmalarının tamamlanmasından sonra gelecek ay içerisinde de Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun kuruluşunun Ankara’da düzenlenecek kokteylle açıklanacağı kaydedildi. 4 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 Trabzon’da ilginç manav tezgâhı Osman ŞİŞKO/TRABZON Trabzon’da halk pazarında manav esnafı olan 60 yaşındaki Metin Güney’in, tezgâhının üzerine astığı gazete kupürleri ve özlü sözler müşterilerinin dikkatini çekiyor. Pazarkapı Mahallesi’nde bulunan halk pazarında 20 yıldır manavlık yapan Metin Güney, pazarda bulunan tezgâhına gazete kupürleri ve özlü sözlerin yer aldığı not kağıtlarını asması ilginç görüntüler oluşturuyor. Eşi benzeri görülmemiş manav tezgâhında ‘Dünyada en kötü şey menfaate dayalı arkadaşlıklardır’, ‘Uçurumda uçan kelebeğin amacı açan çiçek için değil mi?’, ‘Dürüstlük pahalı bir meslektir, ucuz insanlarda bulunmaz’ şeklinde yazılı kâğıtlar yer alan tezgâh müşterilerin dikkatini çekiyor. Tezgâhın bir diğer bölümünde ise Posta Gazetesi’nde ‘Yurdumun Şairleri’ adlı sayfada yayımlanan şiirlerin kupürleri yer alıyor. Uzun süredir Posta Gazetesi okuru olduğunu ve gazetede yer alan bazı şiirleri beğendiği için keserek tezgâhına astığını belirten Güney, “Gazete okumayı seviyorum. Posta gazetesini uzun yıllardır okumakta ve özelikle şiirlerin yer aldığı sayfayı takip etmekteyim. Yaklaşık 5 yıldır gazetede beğendiğim şiir kupürlerini keserek tezgâhta müşterilerimle paylaşıyorum. Amacım güzel şeyleri paylaşarak bu güzelliklerin artmasına katkı sağlamaktı” dedi. Tezgâhta bulunan özlü sözlerin alış veriş esnasında müşterilerini düşündürdüğünü dile getiren Güney şöyle konuştu: “Tezgâhı gören vatandaşlar buranın fo- toğrafını çekmeyi ihmal etmiyor. Bazı müşterilerim ise burada hoşuna giden bazı yazıları not ediyor. Alışverişe gelen müşteriler bazen yazılara takılıp kalıyor 15 dakika bile tezgâhın önünde oyalanıyor bu da müşteriyle sohbet etmek için keyifli bir ortam oluşuyor” TGC’den TTF üyesi Mustafa Beyazlı’ya ziyaret Trabzon Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Beyazlı’ya nezaket ziyaretinde bulundu. Ziyarette, Başkanımız Turgut Özdemir, Genel Sekreterimiz Kamil Anahar, İdari Koordinatörümüz Turgay Beşyıldız ve Mali Saymanımız Kenan Taşkın’da hazır bulundu. TGC Başkanı Turgut Özdemir, TFF üyesi Mustafa Beyazlı’nın Trabzon’u temsil ettiğini hatırlatarak, “Sayın Beyazlı hem okul arkadaşımız hem de spor arkadaşımız. TFF’de önemli görevler yapmaktadır.” dedi. TFF Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Beyazlı ise, ilk önce TGC’nin yeni yönetimini kutladı. Beyazlı, Trabzon basınının çok önemli olduğunu belirterek, TGC’ye her türlü desteği vereceklerini sözlerine ekledi. Mardinli Öğrencilere Trabzon Daveti Mardin Mazıdağı Gazi İlkokulu öğrencileri, sınıf öğretmenleri Evrim Soysal’ın sosyal medyada başlattığı kampanyayla, okullarına ülkenin dört bir yanından ve yurt dışından, kitap, dergi, kırtasiye ve sağlık malzemeleri katkısı sağladı. Gezi Parkı Direnişiyle yeniden gündeme gelen sosyal medyanın etkinliği, Gazi İlkokulu öğrencilerinin bu faaliyetiyle de dikkat çekti. Öğrenciler yine Spor Yazarları’nın Oscar’ı sayılan TSYD Ödülleri, derneğin Levent’teki tesislerinde düzenlenen görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Gecede TSYD Genel Başkanı Naci Arkan, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan birer konuşma yaptı. 2012 Spor Yazarları Armağanı Yarışması’nda dereceye giren gazeteciler ödüllerini aldı. TSYD’nin Levent’teki tesislerinde düzenlenen ödül töreninde gerçekleştirilen görkemli törene Gençlik ve Spor Müdürü Mehmet Baykan, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, TFF 1. Başkanvekili Ufuk Özerten, MHK Başkanı Zekeriya Alp, Spor Toto Teşkilat Başkanı Mehmet Kasapoğlu, PTT Basın Müşaviri Ümit Yeşildağ, Taekwondo Federasyonu Başkanı Metin Şahin, Amatör Spor Kulüpleri Federasyon Başkanı Ali Düşmez, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, TSYD eski başkanları Attila Gökçe, Esat Yılmaer, spor yazarları ve spor camiasından davetliler katıldı. TSYD’den Trabzon Gazetecilerine 4 büyük ödül sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflarla kampanyalarına katılan kişi ve kuruluşlara teşekkür ettiler. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin de etkinliğe kitap ve kırtasiye göndererek katılmasından sonra öğrencilerin, teşekkür fotoğraflarında “Trabzon’a geleceğiz” diye yazmaları üzerine, TGC, kendilerini öğretmenleri Evrim Soysal ile birlikte ağırlamak ve bölgeyi tanıtmak üzere diledikleri tarihte Trabzon’a davet etti. Melih Gümüşbıçak’ın sunumunu yaptığı gecenin açılış konuşmasını TSYD Başkanı Naci Arkan yaptı. Arkan, “Bizim için çok anlamı olan bu gecede değerli spor dostlarını bir arada görmekten mutluluk duyuyoruz. Spor yazarlarının emeklerini titizlikle taçlandırmak için branşlarında usta jüriler oluşturduk. İnce eledik, sık dokuduk. Ödül kazanan meslektaşlarımı içtenlikte kutluyorum” dedi. 2012 spor yazarları Armağanı yarışmasında Trabzon’dan 4 meslektaşımız ödüle layık görüldü. İnternet de spor gazeteciliği dalında, haber61. net’den Turgay Beşyıldız ‘Anarşist ruhlu adam!..’ yazısıyla 2. olurken, yerel spor basını sayfa görseli dalında Karadeniz Gazetesi’nden Tuncay Şükür 1., Günebakış Gazetesi’nden Ömer Salkı 3., haber dalında da Anadolu Ajansı’ndan ‘Koş Emrah koş’ adlı eseriyle Selçuk kılıç 3. lüğe hak kazandılar. Turgay Beşyıldız ve Ömer Salkı törene katılıp ödüllerini alırken, Selçuk Kılıç ve Tuncay Şükür, İstanbul’daki törene katılamadı. Kılıç ve Şükür‘ ün ödüllerini ise onların adına TSYD Trabzon Şubesi Başkanı Murat Taşkın aldı. 5 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 “Yılın Başarılı Gazetecileri” ödülleri sahipleri buldu Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği “Yılın Başarılı Gazetecileri” ödülleri sahiplerini buldu. Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Ak Parti Trabzon Milletvekili Faruk Özak, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal, Trabzon Emniyet Müdürü Ertan Yavaş, Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar, Trabzonspor Teknik Direktörü Tolunay Kafkas başta olmak üzere çok sayıda protokol mensubu ve davetli katıldı. Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, kent sanayisine ve istihdama katkılarından dolayı iki Trabzonlu sanayici Celal Hekimoğlu ve Kenan Oltan’a Jüri Özel Ödülü’nü takdim etti. Son kitabı ‘Nar Ağacı’ ile büyük çıkış yakalayan ve bu nedenle Sanat Ödülü’ne layık görülen Trabzonlu yazar Nazan Bekiroğlu ise ödülünü Ak Parti Trabzon Milletvekili Faruk Özak’ın elinden aldı. Meslekte 20 yılını doldurmuş gazetecilere verilen Basın Hizmet Ödülü’nü almaya hak kazanan Hayri Köklü, Dursun Koçyiğit, Seza Turgut, Bekir Koca, Şakir Bostancı ve Erkan Şahinbaş’ın onur belgelerini ise Trabzon Belediye Başkanı Dr.Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu verdi. “Gazete-Televizyon Haberi’’ dalında dereceye girenlere ödüllerini verdikten sonra bir konuşma yapan BİK Genel Müdürü Atalay, Anadolu’da güçlü gazetecilik yapan şehirler arasında Trabzon’un en önlerde yer aldığını belirterek, “Evet eksiklerimiz vardır ama şunu biliyorum ki Trabzon basını, yerel ve ulusal anlamda yüz akıdır. Türkiye’de gazete tirajı olarak en yüksek İzmir ve Bursa’dan sonra Trabzon’dur ve bu açıdan örnek bir ildir. Ayrıca bu ödül törenininde gazetecilerin iş adamlarına ödül vermeleri gelecek açısından bence önemli bir adımdır.” diye konuştu. fıkra gibi yürüyüşü” Atilla Kurtoğlu (Anadolu Ajansı), “Derede can pazarı” Ersen Küçük (İHA) Araştırma-İnceleme-Röportaj: “O annenin elini öptüm” Levent Ustabaşı (61Saat), “Uzun soluklu projeler karşılıklı sabır ve güven ister’’ Okan İsmailoğlu (İlkhaber) Güncel Yazı: “Adalet istiyorum sadece adalet’’ Avni Özarslan (İlkhaber) Radyo-Tv-Program: “Program” Can Karyağdı (Lig Tv), “Sunum’’ Ayşegül Özdoğan (Kanal Mavi) Mizampaj: Serdal Şahin (Trabzonspor Dergisi), Tuncay Şükür (Karadeniz Gazetesi) Ödüle layık görülen eserler; Jüri Özel Ödülü: Celal Hekimoğlu, Kenan Oltan Sanat Ödülü: Nazan Bekiroğlu Basın Hizmet Ödülü: Bekir Koca, Dursun Koçyiğit, Erhan Şahinbaş, Hayri Köklü, Seza Turgut, Şakir Bostancı Gazete-Tv Haberi: “Tecavüz bebeğini devlet baba aldı” Gürkan Ata (Akşam Gazetesi), “Hayvan barınağı çalışanı isyan etti” Sezgin Kaşıkçı (Zigana TV) Haber Fotoğrafı: “Protestocu kadına linç girişimi” Fatih Turan (DHA), “Geriye kalan” Osman Şişko (DHA), “Yumruk anı” Şükrü Üçüncü (Haber61) Spor Haberi: “Koş Emrah koş” Selçuk Kılıç (Anadolu Ajansı), “Hocasına kızdı, dünya üçüncüsü oldu” Emrah Taşkın (Kuzey Ekspres), “Şampiyon olunca ‘sen küçüksün’ dediler” Erdoğan Bekar (Günebakış) Spor Fotoğrafı: “Yumruğu yedi, maçı tatil etti” Ali Demiral (Taka), “Bıçakla çıkmış olamaz mı-” Levent Tan (HaberTürk), “Gerildi, gerildi sonunda koptu” Özgür Ödemir (Sabah) Haber Görüntüsü: “Görme engellinin Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde yeni dönem Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Olağan Genel Kurulu Trabzon Zorlu Grand Otel’de gerçekleştirildi. İhsan Öksüz’ün divan başkanlığı yaptığı genel kurulda, Çay Tv Trabzon Bölge Temsilcisi Halil İbrahim İleli ile Sabah Gazetesinden Özgür Özdemir ile divan üyeliklerini yürüttü. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Genel Kurul’da Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Ömür Avcı faaliyet raporu ve denetleme raporunu okumasının ardından seçim gerçekleştirildi. Toplamda 188 oy kullanıldığı genel kurulda, Turgut Özdemir aldığı 105 oy ile Trabzon Gazeteciler Cemiyeti yeni başkanı seçildi. Turgut Özdemir’in yönetim kurulunda ise, Yusuf Turgut, Nevzat Yılmaz, Tahir Orhan, Kenan Taşkın, Turgay Beşyıldız, Kamil Anahar, İsmail Topal ve Ahmet Çağlar Yıldırım yer aldılar. TSYD Trabzon Şubesi’nde Taşkın dönemi Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Trabzon Şubesi Başkanlığına Murat Taşkın seçildi. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda, Murat Taşkın başkanlığındaki tek listeyle seçime gidildi. Oylama sonucu Taşkın başkan seçilirken, yönetim kurulu Osman Diyadin, Servet Özkara, Turgay Beşyıldız, Hamza Mısır, Kaan Tarkan Üzen ve Celal Kadıoğlu’ndan oluştu. 6 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 Trabzon’da bazı meslekler teknolojiye boyun eğdi Fatih TURAN/TRABZON Trabzon’un önemli alışveriş merkezlerinden biri olan Bakırcılar Çarşısı’nda yer alan bir zamanların en gözde meslekleri olan ‘Bakırcılık, Kalaycılık, Süpürgecilik ve Semercilik’ gibi meslekler zor günler yaşıyor. Unutulmaya yüz tutan meslekte yer zanaatkârların sayısı adeta yok de- necek kadar az. Eski ilginin görülmediği çarşıda, 3 kalaycı, 5 bakırcı, 3 süpürgeci dükkânı bulunurken, az sayıda da bakır işi yapan dükkânlar kaldı. Günümüzde halen daha adıyla anılan Semerciler Sokağı’nda ise semer işi yapan kimse kalmadı. Gelişen teknoloji, mutfakların ve çeyiz sandıklarının vazgeçilmezi olan bakır eşyalara olan ilgiyi azaltırken, bakırcılık mesleğini zora soktu. Bakırcılık mesleğinin zor günler yaşamasıyla kalaycılıkla uğraşan esnaf da bundan nasibini aldı. Bakırcılar Çarşısı’nda yarım asırdır kalaycılık işiyle uğraşan 55 yaşındaki Muzaffer Güle, mesleğin artık son demlerini yaşadığını ve eski günleri özlediklerini söyledi. ESKİ GÜNLERİMİZİ ARIYORUZ Bakır kapların tarih olduğunu ve antika eşya olarak kullanıldığını belirten Güle, “42 yıldır bu meslekteyim. İşlerimiz çok kötü demek istemiyorum. Ama çok da iyi diyemem. Mecburen idare ediyoruz. Artık mutfaklarda bakır eşyalar kullanılmıyor. Aslında bakır tencerede yemekler hem sağlıklı hem de daha çok lezzetli olur. Ağız tadını bilen halen daha bakır kullanıyor. Eski günlerimizi arıyoruz ama bakırın antika ve süs eşyası olarak kullanılması da bir nebze sevindirici” dedi. BAKIRCILIK NE YAZIK Kİ BİTTİ Kentte bakırcılık mesleğinde ün yapan ve yaklaşık 6 ay önce 4 aylık bir çalışma sonrası, 85 kilogram ağırlığında ve 15 bin bardak çay alabilecek kapasitesiyle daha önce benzeri görülmemiş demlik yapan bakır ustası Ali Çavuş da bakır mesleğinin son durumu hakkında dertli mi dertli. 41 yıldır bakır işçiliğiyle uğraşan 54 yaşındaki Ali Çavuş, mesleğin can çekiştiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Yüzyılın en önemli mesleği şimdilerde bitme noktasına geldi. Sülalemde herkes bakırcı 4 kuşak 1 asırdır bu meslekte uğraş verdi. Bakırcılık ne yazık ki bitti. Teknolojinin kurbanı olduk. Ev gereçlerinde teknolojinin gelişimiyle artan çeşitlilik mesleği bitirdi. Ne kadar bakır sağlıklıdır desek bile artık bu ürünler tercih edilmiyor. En iyi tüketici bakırı tercih etmelidir. Kala kala 5 dükkân kaldık. Satışlar tatmin etmiyor. Mesleğimiz can çekişen bir meslek oldu” SÜPÜRGECİLER TEMENNİDE BULUNDU Tarihi ticaret merkezlerinden biri olan Kemeraltı’nda ise süpürgecilik işiyle uğraşan az sayıda iş yeri kaldı. Temizliğin vazgeçilmez eşyalarından biri olan süpürgenin yerini elektrikli eşyaların alması süpürge imalatçılarını zora soktu. Ender bulunan süpürge ustaları meslekleri hakkında konuşmaktan kaçınırken, “Mesleğimiz zor dönemde ama yinede hamdolsun. Belki de tek süpürgeci biz kaldık umarız bizde diğerleri gibi kepenk kapatmayız’ şeklinde temennilerde bulunmakla yetindi. Çarşı Mahallesi’ndeki Semerciler Sokağı’nda bir zamanlar yapılan semercilik mesleği ise artık tarihe karışırken geriye meslekten sadece sokağın adı kaldı. 7 1946 Nevzat YILMAZ OCAK - AĞUSTOS 2013 Mehmet Tan’ı andık Eski Başkanlarımızdan gazeteci yazar Mehmet Tan, ölümünün 10’uncu yılında Trabzon’daki mezarı başında anıldı. Yok Edilen Kent Kültürümüz Toplumların birbirleriyle kaynaşmasında en önemli faktör dayanışma ortamının sağlanmasıdır, devam eden toplumsal duyarlılığa da katkı sağlayan bu unsurlar birbirini tetikler ve dayanışma kültürünü oluştururlar. Milliyet ve Fanatik Gazeteleri’nde yıllarca spor yazarlığı yapan Mehmet Tan, 16 Ağustos 2003 tarihinde geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşama veda etti. Tan’ın ölümünün 10’uncu yıl dönümü nedeniyle Trabzon’un Beşikdüzü İlçesi Akkese Köyü’ndeki mezarı başında anma töreni düzenlendi. Mehmet Tan’ın eşi Reşide Tan, çocukları Nihan ve Levent Tan,Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgut Özdemir ve meslektaşları katıldı. Anma Töreninden konuşma yapan usta gazeteci Hikmet Aksoy,Mehmet Tan’ın, özellikle spor basınında halen daha yerinin doldurulamadığını ifade etti. Geçmişte yaşadıkları anılardan söz eden Aksoy, “Mehmet Tan gibi yazarların kolay yetişmediğini ve her geçen gün onun eksikliğini hissediyoruz” dedi. Değer yargılarının özünde var olan bu düşüncelerle toplumları yöneten insanlar bu düşünceden İstişare yaparlar, tarihsel yapının hemen her aşamasında da bu belirtiler mevcuttur. Gelişmekte olan kültürde olgu olarak karşımıza çıkan bu eksikliklerde yapılabilecek hemen her atılım eksi ve artı olarak karşımıza hedef olarak çıkmaktadır. Bu belirtiler ışığında Trabzon’da nelerin kaybedildiğini bir bir saysak üzüntümüz daha da artar. Ancak temenni mahiyetinde de olsa değinmekte fayda var. Aksine her geçen gün yozlaşma daha da artar ve geri dönüşü olmayacak bir hal alır. Bu olumsuzluğu insanlarımıza yaşatmaya hakkımız olmasa da onların psikolojilerinin bozulmasına da katkı yapmamamız lazım. Geçmişte Trabzon’u şekillendiren bu kentin insanları kent kültürüne ayak uyduramayan birçok davranış bozukluğu sergileyenler tarafından etkisizleştirilerek idare mekanizmasına dâhil olup yerleşik kültürü yok etmişlerdir. Bu tip uygulamalar tarihin akışı içerisinde oluştuğundan müdahale etmekte geç kalınmıştır. Yakın tarihte Trabzon’a baktığımızda her sokağa girdiğimizde hoş kokulu mimozaların ve hanım ellerinin, zambakların adeta renk cümbüşleriyle karşılaşırken bugün bu ortamın anılarımızdan başka bir yerde olmadığını söylemek yanlış olmaz. Hele Ortahisar’ın en eski yerleşim yeri olduğunu düşünürsek bu semtte her iki köprünün altında portakal ve mandalina ağaçlarının bir bütünlük içerisinde muhteşem manzarasını ve kokusunu anımsamamak olmaz. Aynı hatıratlarda Ortahisar’da tarihi konaklarda piyano ve keman seslerinin hafızamızda en güzel anı olarak kaldığını belirtmek isterim. Tüm bu yaklaşımlarla yok edilen kent kültürümüzde Trabzon’un hızla tahrip edildiğini hatırlatmakta fayda var. Bilinçli veya bilinçsiz bu tahribatı yapanların tarih önünde vebalinin büyük olduğunu hatırlatırken, aynı vebalin içersine dâhil olan bu kentte yapılan bilinçsiz yapılaşmaya katkı sağlayanlardır. Hangi şart ve ortamda olunursa olunsun bu vebalin büyük olduğu gerçeğiyle yeni tahribatların yapılmamasına gayret gösterelim, unutmayalım ki bizlere bu güzel kenti bırakanların kendi hayal dünyasındaki güzelliği bari yaşamlarının son hüsranı olarak sunmayalım. Kızılcık’tan veda Valiler Kararnamesi ile merkeze alınan Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ne veda ziyaretinde bulundu. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgut Özdemir ve yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan vali Kızılcık, yaklaşık 4 buçuk yıl görev yaptığı Trabzon’a hizmet etmekten büyük keyif aldığını belirtti. Cemiyet Başkanı Özdemir, Vali Kızılcık’a Trabzon hizmetlerinden dolayı teşekkür ederken, Vali Kızılcık ta veda ziyaretinin bir bakıma iadeyi ziyaret olduğunu belirterek, Başkan Özdemir ve yönetim kurulunun yönetime seçilmesinden dolayı tebrik etti. Vali Kızılcık, konuşmasında Trabzon’un sorunlarını çözme noktasında önemli adımlar attıklarını ifade ederek, “Trabzon’a 4 buçuk yıllık süre zarfında hizmet noktasında çok büyük haz ve keyif alarak çalıştım. Trabzon’umuzun, bölgemizin sorunlarına kökten çözümler getirme anlayışı ile çalıştığımızı ve bu anlamda önemli adımlar attığımızı düşünüyorum. İnşallah Trabzon’un önü açıktır, bundan sonra da yeni projeler ve başlamış olan projelerin devamı ile medyanın da büyük katkılarıyla, yeri geldiğinde eleştirileriyle, yeri geldiğinden önerileriyle çok daha iyi konuma hem ülkemiz hem de Trabzon’umuz gelmiş olacaktır. Bu anlamda beni buradan başka bir yere görevlendiren siyasi iradeye başta sayın başbakanımız olmak üzere teşekkür etmek istiyorum. Bu kapı burada kapandı. İnşallah bundan sonra, milletimiz, devletimiz adına eğer ihtiyaç duyulması halinde hizmet etmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum” dedi. Konuşmaların ardından Başkan Özdemir, günün anısan vali Kızılcık’a hediye taktim etti. 8 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 Curcava’da iki kalemşör, Özşahin çifti “Sadece, aklımız başımıza geldi” Rize’nin eski adı Viçe olan Fındıklı ilçesinde bir Laz köyü. Yeşil vadinin yamaçları yeşilin bin bir tonu ile donatılmış, üst kısımlara doğru sanki daha koyu yeşil ile boyanmış, kapalı havalarda aşırı yağmurlar öncesi sanki başını çoğu zaman duman kaplamış gibi duruyor. Gökkuşakların yaratan yağmurlar yağar bu bölgede sıkça, yamaç sırtlarından akan, çay köklerinin diplerinden süzülen sular, vadinin dibinde birikir, yolun altından geçen Zuhu (Hara) deresine, toprağa karışarak dökülür. Basın camiasında yıllarca, elleri kalem tuttu. Daktilonun, son zamanlarda da Bilgisayarın tuşlarında ve fotoğraf makinasının objektifiyle, hızlı bir resital sunmuşlardı. Hamiyet ve Mehmet Özşahin, emekli olduktan sonra bu meslekten tamamen çekilerek, Başkent’in gürültüsünden, Doğu Karadeniz’deki köylerine döndüler. Şimdi, Cennet doğa ile iç içe yaşıyorlar. Yazı-Röportaj Turgay BEŞYILDIZ geçirmiş. Bahçeden artık para da kazanıyor. Hatta Özşahin çifti, zaman zaman kazandıklarıyla kısa süreli yurt dışı seyahatlerine gidip geliyorlar, Ramazan bayramı sonrasın da ver elini Küba diyerek, bu ülkeye gittiler, gezdiler. Her ikisinin de anne ve babası sağ değil. Lazca “Daçxuri do oropa var impulen” yani “Ateş ile Aşk saklanmaz” derler. Burada da doğanın güzelliğini saklayamazsınız. Burada bazı zaman gece gelmek bilmez. Akşam karanlığı da kısa sürmek istemez. Eylül aylarında bıldırcın sürüleri, yabani güvercinler kanat çırparak geçerler Arılı Deresinin üzerinden, Çağlayan (Abu) deresine doğru, üstelik taaa… Karşı tepelere konarlar, bazen de avcıların torlarına,tüfeklerine tutsak olurlar. Köylerinde çay bahçesindeki çay filizlerinin üzerinden Kuşlar sürtünerek uçarlar adeta. Kanatlarından bir kaç tüyü bahçeye bırakırlar. Arı kuşları, avlanmak için dünyanın gürültüsünü çıkarırlar, mevsimleri geldiği zaman bal kovanlarının etrafında. Beyaz iri kazlar sürüler halinde denizin üzerinden gelerek, ilk gördükleri çayırlara dinlenmek için iniş yaparlar gece yarısı ve sabaha karşı boğuk bir sesle de homurdanarak, göçe doğru yine havalanırlar... Fındıklı ilçesinin eski adı Curcava, yeni adı Çınarlı köyünde ki Danzona (Dikenli bahçe) mevkiin de, 8,5 dönümlük arazi üzerine kurulu ahşap bir dubleks, önünde içi taş duvarla örülü tatlı su takviyeli bir yüzme havuzu, bir kenarda durur tam bir asırlık Serender, bahçede dolaşan tavuklar ve yabani hayvanları evin çevre duvarlarına yanaştırmayan bir Labrador-Puanter karışımı bir köpek, Roko. Hamiyet Özşahin 1955 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğmuş. Tipik bir Boğa burcu. Eşi Mehmet Özşahin, 1957 Rize’nin Fındıklı ilçesi doğumlu, Yengeç burcu. İki yetişkin evlatları var. Kızları Nergiz bekar, Eczacılık bölümü mezunu İstanbul’da bir ilaç firmasında çalışıyor. Oğlu Abdullah evli, kendisi Avukat, Londra’da kendi işini kurmuş. Ekonomik sıkıntıları olmayan, bu ülkedeki ender emekli çiftlerden biri, bağda bahçede tarımla uğraşıyorlar artık. Çay topluyorlar, kivi ve kızılcık yetiştiriyorlar. Biraz fındık var. Şimdi de bölgenin yeni ürünü gürgen ağaçlarında mantar yetiştiremeye başlamışlar. Hatta sadece bu işi iyi öğrenmek için Tarım müdürlüğünde kursa bile gitmişler. Aylardır ne televizyon seyrediyorlar, ne gazete okuyorlar. Ne de internete giriyorlar. Arada bir dünyadan bi haber olmayalım diye, gündemi zaman zaman takip etmeye çalışıyorlar. Anlayacağınız habercilikten de, medya dünyasında son yıllardaki çarpık gelişmelerden ve meslektaşları arasındaki yalaka kesimden ve medyadaki tekelleşmeden nefret edip kendilerini bir kenara çekmişler. İster inzivaya çekildiler, isterse artık doğa ile iç içe yaşamak istiyorlar da diyebilirsiniz. Yıllarca süren her türlü uğraşın sonucunda beyinler ve vücutlar yorulmuş belli. Bağ, bahçe işleri sebze ve meyve yetiştiriciliği onları sanki dinlendiriyor gibi. Bir piyanistin, piyanosunun tuşlarında gezinirken kendinden geçmesi gibi bir şey yani. Bütün yiyecekler bahçeden organik. Armut, İncir, Karayemiş, Kızılcık, Kivi, Mandalina, Greyfurt, Nane, Maydanoz, Lahana, Marul, taze yumurta, ne arasan var. Allah’tan bölge halkı bu bölgeye HES’İ sokmamış, sokmaya da niyetleri yok. Gördükleri her yabancıyı ve yabancı bir aracı, Dereleri Koruma Plat- formu’na bildiriyor. Bölgeden hemen uzaklaştırıyorlar, gerekirse sertçe. Özşahin çiftinin evlerinin hemen önünden şırıl şırıl akan Hara deresinin sesi ise senfoni orkestrası gibi. Hele gece olunca birde ona yeşil kurbağalar eklenmiyor mu? İnsanın bu sesle uyuması nasıl bir keyif olur? Evlerinin önünde taşlıktaki geniş koltukta uzanınca insan anlıyor. Bakın yıllarını bu meslekte geçirmiş Hamiyet ablamıza “Köyü sevmiyordum. Yaşlandıkça köy yaşamını sevmeye başladım. İnanır mısınız market de alışverişi unuttum. Kendi yetiştirdiğimiz organik sebzeleri tercih ediyorum artık” diyor. Mehmet Özşahin 6 kardeş, bir kardeşi de Anadolu Ajansından emekli, diğer kardeşlerinden biri yıllar önce vefat etmiş. Her kardeşin bahçesi var ama Mehmet Özşahin yıllarını bu evi ve çevresini yapmakla Deli rüzgar esti mi, hep hızlı eser buralarda ve sonbahar da ağaçlar sararmış yapraklarını derenin üzerine savururlar. Sarı renkli kör yılan bir çay kökünün dibinde pinekler. Kurbağalar gecenin karanlığında koro halinde türküler söyler. Etrafın ıslak mayhoş kokusu ortalığa yayılır. Derede sudan fırlayan bir Alabalık “Şlaaapp” diye suyun üzerine vurunca irkiliverirsiniz birden... Hamiyet Özşahin 1975 yılında Samsun’daki Hürriyet Haber Ajansı bürosunda mesleğe başlamıştı. O yıl Mehmet Özşahin Anadolu Ajansının Trabzon bürosundaydı, ülkenin 1980 ihtilali öncesinde sıkıntılı bir dönemiydi. İşinden istifa edip Almanya’ya gitti, peşinden de Hamiyet hanım. Özşahin çifti “1980 yılının başlarındaki ülkede artmaya başlayan şiddetli olaylardan uzaklaşmak istemiştik. Kalsaydık ya cezaevindeydik yada ölmüştük. Çok kötü ve gergin günlerdi. İhtilaldan sonra tekrar yurda döndük” derken, bayan Özşahin “12 Eylül 1983 yılında seninde (bendenizden bahsediyor) aynı gün başladığın Trabzon’daki Naci Özkan’ın Kuzey Haber Gazetesi’nde işe girişmiştik. Sağıroğlu otelin önündeki binadaydık şimdi yıkılmış,yol olmuş. Orada iki yıl yazı işleri müdürlüğü yaptım. O yıllarda Mehmet de Uzun Sokak’ta Günaydın Bürosu’nda çalışıyordu. Sonra beraber Samsun’a döndük Mehmet’le. Ben Anadolu Ajansı’na döndüm. Mehmet de Hürriyet Bürosu’na geçti. 1992 yılında Mehmet, Hürriyet’in Erzurum’da Doğu temsilcisi olunca, bende onunla Erzurum’a gittim. Orada da Anadolu Ajansı’nda devam ettim. Çocuklarımız küçüktü o zaman. Kızım Samsun’da doğdu. Abdullah Trabzon’da . 9 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 artık bir emekli ve mesleğe hiç bir şekilde devam etmiyor. Abdullah o yüzdende fanatik bir Trabzonsporludur. Doktoru da rahmetli şair Dr. Gündoğdu Sanımer idi.” diye konuştu. Bir çok iş adamının ekonomik olarak battığı, zamanın başarısız Başbakanı Tansu Çiller döneminde 1994 yılıydı, krizden dolayı Hürriyet Gazetesi Erzurum’daki Matbaasını kapatmıştı. Haliyle Bir çok insan gibi Özşahin çifti de bu dönemde etkilenmiş, tekrar yollara düşmüştü. Gelin gerisini Mehmet Özşahin’den dinleyelim “Çocuklarımızın eğitimini göz önüne alarak, Trabzon’a mı, yoksa Ankara’ya mı gidelim? derken, Başkent de karar kıldık. Niye? Çünkü Hayatları patronlarının zevkleri için iki dudakları arasında olmayan, bizimkinin dışında meslekler var. Çocuklarımız bizim çektiğimiz bu sıkıntıları çekmesin diye, kendi mesleğimize onları hiç yaklaştırmadık ve eğitimleri için Ankara’nın yolunu tutuk. Ben Star grubunda başladım. Ardından Star’ın Karadeniz Temsilciliğini yaptım. Bu arada sanırım 1996 yılıydı, eşim Hamiyet’de Ankara’da Anadolu Ajansından emekli oldu.” Mehmet Özşahin ‘in yazılmış ama henüz basılmamış iki kitabi olduğunu bi- Çocuklarının her ikisi de mesleklerini ele alıp geçimlerini sağlamaya başlayınca, Artık birer yetişkin olan çocukları anne ve babalarına “İsterseniz artık Fındıklı’ya dönebilirsiniz bizi merak etmeyin gidin emekliliğinizi rahat rahat yaşayın” demişler. bir tarafında önemli haberlere ve röportajlara imza atmışlardı. Karadeniz ekinde ve ana gazetede çarşaf çarşaf haberleri yayınlanmaya başlayan bu ikili, ülkenin haber sık sık gündeminde oturmaya başlamışlardı. Yeşillikler içerisindeki evinin önünde, taşlıkta koltuğuna yaslandıktan sonra, eşi gibi sigara ile arası olmadığını hatırlatan Mehmet Özşahin “Burada akşamları sadece bir kadeh içmenin keyfiyle zaman zaman eskiyi yad ediyoruz. Bu işi gaze- ama onları oradaki kamplarda Hristiyan yapıyorlardı. Bizde “İsa Mesihçiler” diye bir haber yapmıştık. Bu haberden sonra Çetin Emeç bizi İstanbul’a çağırdı ve ondan sonra bizim önümüzü açtı ve yurdun değişik yerlerinde çok güzel işler yaptık. Çetin Emeç hunharca bir silahlı saldırıya uğrayıp rahmetli olduktan sonra, Hürriyet de gerçek habercilik çok büyük darbe aldı. Yurt Haberleri Ajansının başındaki Taner Atilla ve patron Erol Simavi’nin bile girmesin dediği önemli bir haberi, Haliyle Özşahin çifti, köylerine dönme kararı alınca ,Ankara’da ki arkadaşları, dostları onlara şöyle söylemişler “Sizin başınıza bir iş mi geldi de, bu güzel imkanları ve her şeyi bırakıp, her şeyinizi satıp, sarmalayıp, köyünüze dönüyorsunuz.” Onlarda arkadaşlarına, dostlarına tebessümle şöyle cevap vermişler “Yok bizim başımıza bir şey gelmedi. Sadece aklımız, ancak başımıza geldi.” Biz de bu söyleşimizin sonuna gelirken, havanın hafifçe kararmaya başladığını gördük. Etrafı turlayan yeşilliğin kokusunu içimize çektik. Ahşap köy evlerinin arasında hele de hafiften yağmur yağarken, akan derenin üzerine düşen damlacıklar notalar oluşturmaya başlamışlardı sanki, yağmur tanelerinin dereye vurduğunda çıkardığı karışık sesler senfoni orkestrasına benziyordu. Yağmur damlaları bir de tahta damların üstüne düşerken, kuzine sobanın ateşinde odunların yanarken çıkardığı seslere karışıp gidiyordu. Curcava’da, Çınarlı’da zaman, bazen sanki içine doğru daralır, yüzünü asıp kararır, ardından yeşil tonların parlayan yüzü, güneşi görünceye kadar aranır gibiydi. Sağanak yağmur toprağın ve çimenlerin dibine kadar sızar. Yağmur suları bu yöreye düşecek olmalarının sevincini yaşarlardı. Kimi zamanda kanat olup doluya sele dönüşürler. Amansız rutubetli soğuk günlerde kurumuş yaprakların cansız bir şekilde suya düşüşü, Arılı Deresi’nin üzerindeki uçuşan sinekler için alabalık karşı can simitleri oluştururlardı… İşte böyle bir ortamı geride bırakarak, Özşahin çiftine, uzaktan kumandayla açılan bahçe kapılarından veda edip, el sallayarak, dere boyunca geri dönüşün yolunun tuttuk. liyoruz. Henüz fırsat bulamamış, ilk fırsat da bastıracak sanırız. O sıralar Mehmet Özşahin, Star’ın Trabzon’un Arsin ilçesindeki matbaasını kurmak için çalışırken, Hamiyet Özşahin’de eğitimleri devam eden çocuklarıyla Ankara’da kalmaya devam etti. Trabzon matbaasını tamamladıktan sonra , İzmir matbaasının yapımını tamamlamak için Ege’ye transfer olan Mehmet ağabeyimiz, oradaki matbaanın yapımının bitmesine yakın da emekli oldu. Meslekte hayatının en zevkli, en heyecanlı ve en hareketli günlerini Samsun’da Hürriyet bürosunda çalışırken geçirdiğini söyleyen Mehmet Özşahin, foto muhabiri arkadaşı Araklılı Davut Aktaş ile yaptıkları haberler sonrasında, o zaman hayatta olan Çetin Emeç tarafından özgür bırakılmış, yeni bir ikili olarak Türkiye’nin dört teciliği riskli yaparsan başın belaya girer, yapmasan da senden bu meslekte bir şey olmaz. Sıradan olursun” diyerek, şöyle devam etti. “Bu meslek her zaman işsiz kalabileceğin ve sık sık kurum değiştirmek zorunda kalacağın bir iş koludur. 1975 Yılında Trabzon’un o zaman Uzun sokaktaki Hürriyet bürosunda şimdi İstanbul’da emekliliğini sürdüren Suavi Kaptan ın ağabeyimizin yanında başlamıştım. Almanya’ya mecburen gittiğimde Hürriyet’in Berlin Bürosunda da çalıştım. 1987’li yıllarda Hürriyet’in başındaki rahmetli Çetin Emeç beni ve Davut Aktaş’ı çok tuttu. O dönemlerde Samsun ‘da yaptığımız bir haberde, Alman bir adam çocukları yurt dışına yabancı dil eğitimi vermek maksadıyla kandırıp getiriyor gazetenin başındaki adam Çetin Emeç kimseyi dinlemeden yayınlardı. Şimdi nerde böyle adamlar?” Çetin Emeç öldürüldükten sonra, habercilikten soğumasına yine Hürriyet de aynı büroda çalıştıkları ve emek verdikleri arkadaşları Metin Eroğlu’nun önemli bir haberinin yayınlanmamasından sonra olumsuz olarak bayağı etkilendiğini belirten Mehmet Özşahin, 10 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 Orhan Kaynar anıldı insan, ana şefkatinden mahrum kalmış insandır. Yanıbaşımızdaki savaşları düşünün, nice evlatlar anasız, babasız, nice analar evlatsız kalıyor. Şair Kerim Aydın Erdem’in, anasızları, yaprağı dökülmüş serviye benzetmesi boşuna değildir. Tahir ORHAN Hürriyet Gazetesi Karadeniz Temsilciliği görevini yürütürken 53 yaşında yaşamını yitiren Orhan Kaynar, ölümünün 12’üncü yıl dönümünde mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Orhan Kaynar’ın Sülüklü Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen anma törenine Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgut Özdemir, TGC Yönetim Kurulu Üyeleri Kenan Taşkın, Ahmet Çağlar Yıldırım, CHP Trabzon İl Başkanı Yavuz Karan, Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Sekreteri Ergun Ata, Orhan Kaynar’ın ailesi, yakınları, dostları ve meslektaşları katıldı. Bir gün uzunca değnekten atımı Fazilet Akasya ağacına bağladım. Ayağıma diken mi batmıştı ne Varıp anamın kucağında ağladım. Şimdi kaşlarıma bulutlar birikse Gazeteci - yazar Orhan Kaynar, Hürriyet Gazetesi Karadeniz Temsilciliği ve Hürriyet Gazetesi spor yazarlığı görevini yürütürken geçirdiği rahatsızlık sonucu 18 Haziran 2001’de hayatını kaybetmişti. Kimin yüreği sızlar, Yaprağı dökülmüş serviler gibidir Anasızlar… dır. “Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne de vicdanFazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır” Merhum Mehmet Akif’in yukarıdaki beytinde kısaca şu anlatılmaktadır. Yüreğinde Allah korkusu olmayanların, ne ahlak ve ne de fazilet sahibi olmaları mümkündür. İnsanlar, yüksek ahlak, alçak gönüllülük, yiğitlik gibi meziyetleri, Allah korkusuyla kazanabilirler. Hal böyle iken zoru seçmek niye? Önümüzde alabildiğine serilmiş sevgi atlası dururken, kin ve nefretin girdabına dalmak niye? Dağarcığında bir şey olmayanların en büyük hazinesi nefrettir, çirkinliktir. Sadi–i Şîrazî, Gülistan’ında alçak gönüllülüğü anlatırken şöyle der: “Meyve dolu dal, başını yere koyar” Yani, eğer insanın dağarcığında bir şeyler var ise, alçak gönüllü olur. Ağacın dalı misali, meyve olmayan dal, başkaldırır. Bunlara ne gerek var diyebilirsiniz Şurada bir avuç insanız. Adımıza gazeteci demişler, ama ne yazık ki, gönlümüze sevgi yerleştirmemişler. Aslında yerleştirmişlerdir de biz onu sonradan kinle değiştirmişiz. Çünkü müşfik anaların dizlerinin dibinde yetişenlerin yüreklerine sevgi, kendiliğinden akar. En müşkül İnsan ömrünün ortalama 60-70 yıl olduğu söylenir. Halbuki bu hakkını (!) kullanamamış nice insanlar vardır dünyada... Her gün onlarca, yüzlerce ölüm haberiyle, hem gencecik insanların ölümleriyle kahrolup, ardından yine yapacağını yapan biz değil miyiz? Kim bilir ne zaman, nerede teslim edeceğimiz emanetimize ihanet niye? İnsanlara en tatlı tebessümlerimizi sunmak varken, kin ve nefret ikram etmek niye? “Fikirlere tahammül ediniz, fikirler çarpışsın, çürükleri dökülsün. Sağlam olanları ise memleket hayatı için birer rehber olsunlar” diyen Merhum Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, toplumda farklı fikirlerin olabileceğini, asıl erdemin, bunlara katlanmak olduğunu belirtmektedir. Bunun yolu da nefretten değil sevgiden geçmektedir. Hiç değilse bu kutsal ayda kendinize bir iyilik edin ve gelin yüreğinizdeki nefreti, sevgi ile değiştirin. Göreceksiniz, sizden üste bir şey istemeyeceklerdir. Trabzon’un Mavi Cenneti: KADIRALAK Trabzon’un Tonya ilçesinde bulunan Kadıralak Yaylası’nda yeşil ve mavi tonların birleşimiyle ortaya çıkan eşsiz manzara adeta kartpostallık. Böyle bir farklı bir güzelliğin bulunduğu yaylayı görmek isteyen yerli ve yabancı turistler, doğanın canlandığı ilk dönemin tadını çıkartmak için bölgeyi büyük bir beğeniyle ziyaret ediyor. Yaylalarda bulunan mavi ve mor renkteki çiçeklerin cümbüşü görenlerinin içine ayrı bir ferahlık katıyor. Kadıralak Yaylası’nda bazı kadınlar, henüz yaylaya göç başlamamasına rağmen tarlalarına patates ekmek için bel ve kazmalarla çalışarak, tarlayı ekime hazır hale getiriyor. 11 e n ü g u B n e d n ü D 1946 OCAK - AĞUSTOS 2013 Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Parkı karşısında, Özel İdare’ye ait iki katlı binanın cemiyete çok yakışacağını söyledi. Yıllarca Turizm İl Müdürlüğü’nün kullanıldığı bu binada şimdi Devlet Tiyatroları vardı. Binanın boşaltılması, cemiyete tahsisi çok zor görünüyordu, ama yinede nabız yoklamalarına başlandı. Ancak bu işin sonuçlanmasına sevgili Ziyada binin ömrü yetmedi. Yurt dışını da kapsayan zorlu tedavilere rağmen Ziyad Nemli ağabeyimizi 30 Ağustos 1990 tarihinde kaybettik. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin, 1980 yılındaki yeniden kuruluşu, AA Bölge Müdürü Suavi Kaptan’ın girişimiyle başlamıştı. Cemiyetin geçici yönetim yeri, Ahmet Pirselimoğlu’nun işyeri, Stüdyo A idi. Cemiyet kendine bir yer bulmaya çalışırken, 12 Eylül ihtilali oldu ve bütün dernekler kapatıldı. Üstelik cemiyetin idari yeri gözüken Stüdyo A’nın fotoğraf stüdyosu da mühürlendi. Suavi Kaptan, durumu anlatıp stüdyodaki mührü kaldırtıncaya kadar çok uğraşmıştı. Sıkıyönetim komutanlığı, yaklaşık iki yıl sonra Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin açılmasına izin verdi, yönetim yeri, yine Stüdyo A idi. Daha sonra TRT Trabzon Bölge Radyosu, Belediyeye ait, Fatih parkı karşısındaki binadan, Maraş Caddesindeki ESO Binasına taşındı. Belediye, TRT’nin boşalttığı binanın bir katını Cemiyete Tahsis etti. O günlerde teşkilatlanmanın, mesleki dayanışmanın, cemiyet olmanın heyecanı ve gururunu gönülden yaşıyorduk. Ziyad Nemli ve Suavi Kaptan’ın öncülüğünde pek çok işler, ilkler başarıldı. Yeni bina lokal olarak da çok ilgi gördü ve gazeteciler bir araya topladı… Zamanla, cemiyet için daha geniş ve müstakil bir binaya ihtiyaç duyulmaya başlandı. Bu konuda araştırmalar yapıldı, fikirler üretildi. Sanırım Ziyad abi, Taksim Ben o zaman yönetim kurulunda as başkandım. 16 Ekim 1990’da, yönetim kurulu tarafından cemiyet başkanlığına getirildim.. Yeni bina ilgili ile ilgili hız verdik. Vali Enver Hızlan, bu isteğimize sıcak bakıyordu ve olumlu görüşünü özel idareye bildirdi. Hemen Osman Çavuşoğlu’yla birlikte, özel İdare müdürünü ziyaret ettik, ön anlaşma sağladık. Ancak, binayı Trabzon Devlet Tiyatrosu kullanılıyor ve giriş katında bilet satış yeri bulunuyordu. Tiyatro müdürü Serhat Nalbantoğlu iyi arkadaşımızda, sonunda onu da ikna etmeyi başardık. Ve Trabzon Özel İdare Müdürlüğü ile kira sözleşmesi imzaladık. Bir süre sonra bina bize teslim edildi. Ancak binanın birçok yerinde onarım ihtiyacı vardı. Yönetim kurulumuz, onarım işinin hemen başlatılmasını, bu konu içinde inşaat işlerinde tecrübesi olan Hasan Kurt’a yetki verilmesi kararlaştırıldı. Hasan Kurt binanın çatısından tabanına, elektrik su tesisatlarına varıncaya kadar her yerini elden geçirtti. Üst kat salonlarındaki ahşap oymalı kütüphanelerin korunması için de azami hassasiyet gösterildi. Ancak bunlar hiç kolay olmadı. Maddi manevi pek çok sıkıntı ve tartışmalar yaşandı. Ve sonunda binamız tamamlandı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin yeni binası, 12 Mayıs 1991 tarihinde vali Enver Hızlan tarafından törenle açıldı. Ben kısa bir konuşma yapıp sözü sayın valimize bıraktım. Basın mensuplarıyla her zaman iyi ilişkiler kuran, destek olan vali Enver Hızlan, bu konuşmasında da, Trabzon basınına duyduğu sevgi ve saygıyı vurgulayarak, bizleri bir kez daha mutlu etti. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde yeni binayla birlikte şevk ve heyecanda arttı, Yönetim kurulunun haftalık toplantıları hiç aksatılmadı, “Yılın Başarılı Gazetecileri Yarışması’na önem verildi, titiz çalışmalarla belirlenen başarılı gazetecilerin “ödül törenleri” hep muhteşem oldu. Yazı: Nejat TOPRAK “Bayram Gazetesi” tam bir ekip çalışmasıydı. “Haftanın Konuğu” uygulaması güzel sohbetlerin yanında kültürümüzün gelişmesine de katkıda bulundu. Yılda bir yapılan “Hamsili Pilav Gecesi”nin tadına doyulmazdı. Ve benim görevim tamamlandı, olağan üstü genel kurula gittik. 21 Eylül 1991 günü yapılan genel kurulda aday olmadım. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığına Ayhan Kıyak seçildi. Hizmet ondan sonrada artarak devam etti. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin bugünlere gelmesinde büyük emekleri olan, Ziyad Nemli, Orhan Kaynar, Mehmet Tan, Ayhan Kıyak, Ömer Güner gibi değerleri çok erken kaybettik. Kendilerini rahmetle minnetle anıyorum. Beni çalıştığım dönemin ünlü isimleri, Suavi Kaptan, Murat Taşkın, Ergun Ata, Osman Çavuşoğlu, Hasan Kurt, Hikmet Aksoy, Turgay Murtezaoğlu, Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu, İhsan Öksüz, Musa Alioğlu gibi kardeşlerimi hasretle anıyorum. O dönemde, daha meslek hayatının başında olup, bugün Trabzon’da basın yayın kuruluşlarını yöneten kardeşlerimse, isimlerini sayamayacağım kadar çok. Onları gururla, mutlulukla izliyorum. Başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Sonuç olarak, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin çok köklü bir geçmişi, çok başarılı çalışmaları, ismini Trabzon basın tarihine yazdırmış çok başarılı gazetecileri bulunuyor. Başarıların bundan sonrada artarak devam edeceğine inanıyor, Trabzon’a, bütün meslektaşlarıma selam ve saygılarımı sunuyorum. 12 OCAK - AĞUSTOS 2013 “Öğretmen olmak istiyordum gazeteci oldum” 1946 Röportaj: Kamil ANAHAR İhtilale kafa tutan gazeteci, Sert mizaçlı ama yumuşak kalpli bir kişiliğe sahip, Trabzon basınına 40 yılını veren bir isim: İhsan ÖKSÜZ... Hocam ilk önce kendinizden bahseder misiniz? Nüfus cüzdanına göre 1957, rahmetli anneme göre 1953 yılında Akçaabat ilçesinde doğdum. Köy çocuğu sayılırım. 8-9 yaşlarında babamın vefatından sonra şehre göç ettik. İlkokulu Gazipaşa İlkokulu’nda, liseyi Trabzon Lisesi, Fatih Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünde okuduktan sonra eski Anadolu lisesinde edebiyat bölümünde lisansımı tamamladım. Gençliğimde meşru olan her işi yaptım. Hamallıkta yaptım, ayakkabı boyacılığı da, inşaatlarda da çalıştım, gazete de sattım. Lokantada bulaşıkçılık ve komilikte yaptım. Daha sonra her genç gibi biz de futbola bulaştık. Amatör olarak Arsin Fındıkspor’da başladım. Oradan Yomraspor’a geçtim. 21 yaşında kaptan olarak futbolu bıraktım. Akçaabat Sebatspor’da iki dönem yöneticilik yaptım. Hasılı, gazetecilik mesleğine de tamamen tesadüfen başladım. Çünkü çocukluğumda kolumun altında gazete satarken, Yaysat başbayisi Suavi Kaptan Hürriyet Gazetesi’nin Trabzon temsilcisiydi 70’li yıllarda. 74-75 yılında mahalli gazetelerde arkadaşlarım vardı. Bende onların yanında takılırdım, Hizmet Gazetesi’ne gidiyorduk. Hizmet ve Hürriyet Gazetesi yan yanaydılar. Suavi abi bana ‘ne yapıyorsun’ diye sordu. Bende ‘abi bir şey yaptığım yok.’ Hizmet Gazetesi’nde yazıyorum ama pek profesyonel değildim. Suavi Kaptan ‘bana gel bizim büroda dur’ dedi. Mehmet Özşahin vardı büroda. Harçlık alırsın. Ofis boy gibi çalışırsın. Benimde canım sıkılıyordu. Kabul ettim. İşe başladıktan 2 gün sonra haber yazmaya başladım. 13 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 Türkçeye merakım vardı. İlkokul birinci sınıftan beri edebiyat öğretmeni olmak hayalimde vardı. Tek amacım edebiyat öğretmeni olmaktı. Daha sonra liseden tek dersten kalınca bu düşüncemiz akamete uğradı. Tamamen tesadüf eseri başladığım gazetecilikte, ilk etapta ofis boy olarak işe başladım 2. gün haber yazdım. Suavi Kaptan’la 2-3 sene çalışmıştım. Hürriyet Gazetesi’nde yazdım, Yenigün Gazetesi’nde yazı işleri müdürlüğü yaptım. Aslında Trabzon’da 1979 yılında 5 mahalli gazete vardı. Sonra bunlar birleşerek 2 gazeteye düştüler. Ben de Türksesi Gazetesi’nde kalarak orada yazı işleri müdürlüğüne devam ettim. 1980 yılında ihtilal oldu. O dönemde eğitim enstitüsünde okuyordum. Suavi Kaptan Anadolu ajansına geçmişti. Ben de orada kaşeli muhabir olarak çalışmaya başladım. Öğretmenlik yapmak için ilk etapta Anadolu Ajansı’na kadrolu olarak geçmeyi kabul etmedim. Öğretmenlik tayinimde bir türlü çıkmadı. Türksesi Gazetesi’nde yazı işleri müdürüyüm hem de Anadolu Ajansı’nda kaşeli muhabir olarak devam ediyorum. Aynı zamanda Trabzonspor dergisini de bana çıkartıyorlar. 3 ayrı iş yapıyorum. Cevdet Tanyeli diye bir genel müdürümüz vardı Anadolu ajansında. Kendisi emekli generaldi. Bir gün Trabzon’a ziyarete geldi. Ziyaret sırasında Suavi Bey neye ihtiyacınız var diye sordu. Redaktöre ihtiyacım var dedi. O ara benimle ilgili konuşuyormuşlar. Elimin altında var dedikten sonra kim bu diye sordu. İhsan dedi. O ara Suavi kaptana alttan alttan vuruyorum bırak beni ben öğretmenlik yapacağım. Zorun ne diyorum. O da bastırıyor elime. ‘Sesini çıkarma diyor’ bana. O zamanlar böyle gazetelere ajanslara girmek çok kolay değildi. Tabi ben öğretmenlik hayali kurarken iki ay sonra kadrom geldi. Anadolu ajansına kadrom geldikten birkaç ay sonrada öğretmenlik tayinim çıktı. İkilem içerisinde kaldım. Çok düşündüm ne yapıyım ne edeyim diye. Maşatlık Ortaokulu’na gelen tayinimi eş durumundan karma ortaokuluna aldırmıştık. Suavi abi çok ısrar etti. Öğretmenlikte gelecek yok. İstikbal burada dedi. Bana o dönem 1 hafta düşünmem için izin verdi. Sonuçta Anadolu ajansında kalmaya devam ettim. 1 aylık öğretmenlik maaşımı almıştım. Onu iade ettim. Ajansa devam ettik. 1980-2000 yılı arasında Anadolu ajansında çalıştım. Spor muhabirliği olarak görev yaptım. Bir de Suavi kaptan çok güzel bir şey yaptı. Ajansta çalışan herkesi branşlaştırdı. Mesela Anadolu ajansında bölgelerdeki ilk spor muhabiri İhsan Öksüz oldu. Aşağı yukarı 1983-1984’den 2000 yılına kadar spor muhabirliği yaptım. 2000 yılında emekli oldum. Kuzey TV’de 1 sene kadar konuk yorumcu olduktan sonra, 2002 yılından beri de Taka Gazetesi’nde yazar olarak devam ediyorum. Hocam keşke Öğretmenlikte karar kılsaydım dediğiniz anlar oldu mu? Hayır hiç olmadı. Şöyle bir defa basında mürekkep bulaşınca insan bırakamıyorlar diyorlar ya, gerçekten doğru bizde bırakamadık. Pişmanlık duymadım, içimde uhde de kalmadı. Ama hayatım boyunca gazetecilik yaparken de öğretmenlik yaptığıma inanıyorum. Hocam 70’li yıllarda basın camiasına girdiniz. O günle Bugün arasında bir karşılaştırma yapar mısınız? O günle bugün arasında çok fark var. Esas gazetecilik 1970’li yıllarda yapılıyor- du. Hürriyet gazetesinde çalışıyordum, o dönemde bir tane köşe yazarı yoktu. Hep haber vardı. İnceleme-araştırma-röportaj ve haber vardı. O zaman gazetecilik şerefli ve onurlu bir meslekti. Maalesef bugün gazeteciliğin onurlu ve şerefli bir meslek olduğunu söyleyemeyeceğim. Gazetecilik Türkiye’de bitti. 1970’ler le 2000 ve 2010 yıllarının gazetecilik çok farklı. Bugün Türkiye’de biliyorsunuz yandaş medya yandaş basın var. Basının %90’ı özgür değil. Hükümetlerin icraatlarını yapan bir güruh oluştu ne yazık ki. Gazete patronları gazeteciliğin dışında her işi yaptılar. O yüzden gazetecilik gazetecilik olmaktan çıktı. Özgür gazetecilik yok. Bu yüzden herkes bundan etkileniyor. Trabzon bundan oldukça fazla etkilendi. Aynı Ankara’da İstanbul’da ne yapılıyorsa Trabzon’da da yapılmaya başlandı. Peki, Hükümetlere yakın olmalarına sebep olan durum ekonomik şartlar mı? Bunu şöyle açıklayayım. Mesela Hürriyet grubunun sahibi Aydın Doğan’dır. Aydın Doğan eskiden otomotiv sektöründeydi. Tofaş’ın Türkiye’de “Bugün Türkiye’de biliyorsunuz yandaş medya yandaş basın var. Basının % 90’ı özgür değil. Hükümetlerin icraatlarını yapan bir güruh oluştu ne yazık ki. Gazete patronları gazeteciliğin dışında her işi yaptılar. O yüzden gazetecilik gazetecilik olmaktan çıktı. Özgür gazetecilik yok.” “Trabzon basınına bence adam yetiştirme bakımından en büyük hizmeti Suavi kaptan yapmıştır. Suavi kaptan şu anda Trabzon’da çalışan birçok gazetecide emeği vardır. İnanılmaz fedakar ve özverili davranmıştır. Trabzon basınına ben dahil bir çok insanı kazandıran isimdir Suavi Kaptan. Birçok gazeteciyi de Trabzon dışına alıp ekmek yemelerine vesile olmuştur.” “Gençliğimde meşru olan her işi yaptım. Hamallıkta yaptım, ayakkabı boyacılığı da, İnşaatlarda da çalıştım, gazete de sattım. Lokantada bulaşıkçılık ve komilikte yaptım. Daha sonra her genç gibi bizde futbola bulaştık. Amatör olarak Arsin Fındıkspor’da başladım daha sonra Yomraspor’a geçtim. 21 yaşında kaptan olarak futbolu bıraktım. Akçaabat Sebatspor’da iki dönem yöneticilik yaptım. Hasılı, gazetecilik mesleğine de tamamen tesadüfen başladım.” 14 ki başbayisiydi. Bu anlattığım olay 30-35yıl önceki hadisedir. Ne olduysa bir anda basın sektörüne geçiş yaptı. Daha sonra banka satın aldı. Nasıl oldu niye oldu bilemiyorum. Zannedersem Özal’ın yönetim tarzıyla ilgiliydi. Globalleşen dünya deniyor ya. Dünya küçük bir köy oldu. Küreselleşen dünyada dünya artık küçük bir köy olarak kabul edildiği için, sanıyorum herkes her işi yapar mantığıyla gazeteler gazete patronları her şeyi yapmayı başladılar. Dünyada bunun başka bir örneği yok. Zaten başka çağdaş ve medeni ülkelerde bir gazete patronunun bir bankanın sahibi olması düşünülemez. Buna bir kısıtlama getirdiler ama pek uygulandı mı bilmiyorum. Şu anda mesela Türkiye’deki önemli gazetelerin patronlarının hepsinin başka işleri var. Hepsinin çok önemli işleri var ve hepsi hükümete bağlı durumda. Mevcut iktidara bağlı duruyorlar. Bu yüzden iktidarı eleştiremiyorlar. Halbuki gazeteciliğin esas temeli eleştirmektir. Gazetecilik oldum olası eleştirel bir kültürdür. Eleştirmeyen gazeteci olamaz. Eleştirmeyen gazetede gazete değildir. Sosyal İnternet Medyasını gelecek için nasıl görüyorsunuz? Tabi sanal medya basını ele geçirmiş durumda. Geleceklerinin kapalı olduğunu söyleyemem. Dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor. Dünyanın en kapalı toplumlarında bile sanal medya, sosyal medya ve internet ile her yere ulaşmak mümkün. Her ne kadar bu etkileşim alanlarını görüşme alanlarını iktidarlar zaman zaman kapatmaya çalışsalar da bundan kaçış yok. Yani basında inanılmaz bir gelişim var. Yazılı basın buna çok ayak uydurdu mu bilemiyorum. Ama yazılı basın çok farklı bir şey. İhsan Öksüz nasıl bir gazeteci? Ben kendimi nasıl anlatayım bilemiyorum. Ama sert mizaçlı bir insanımdır. Ama yumuşak kalpliyimdir: Kimseye bilerek haksızlık yaptığıma inanmıyorum. Gazeteciliğe geçim kaygısı nedeniyle başladım. Tamamen zorunluluktan oldu. Ama bu mesleği severek yaptım. Yaptığım işi severim. Ben futbol oynarsam iyi oynayacağım. Yazı yazacaksam iyi yazı yazacağım. Haber OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 yapabiliriz dediler. Bende bir örnek gösterdim kendilerine. Onlara hemen yazarak numune gönderdim. Bunlar okuyunca beni aradılar ve abi hemen devam edelim dediler. Sanki kitabı yazacakmış gibi Şenol Güneş’le ilgili bütün dökümanlar elimde mevcuttu. Kitap yazma fikri yoktu ama dökümanları saklamıştım. yaparsam iyisini yapacağım. Fotoğraf çekersem en güzelini çekeceğim. Bunun yanında insanlığımı da iyi yapacağım. Asıl olan insanlıktır. Her işi yapabiliriz ama insanlık kazanılmaz. İnsanlık yapılır. Biz insan olmalıyız. İyi insanım demek ölçü değildir. Bu adam namuslu adam çalmıyor çırpmıyor, namussuzluk yapmıyor, bu bir ölçü olmamalı. Her insan zaten böyle olmalıdır. Ben kendimi bu yüzden anlatamam. Basın camiası beni tanıyor. Aslında ben bu camianın adamı değilim. Çünkü benim zamanımın basını bu basın değil. Benim çalıştığım dönemle bu dönem arasında büyük farklılıklar var. Yani şu anda basın üçkağıt, sahtekarlık. Basında eli sıkılmayacak, yüzüne tükürülecek o kadar insan var ki anlatamam. Bizim camiamız içinde o kadar ihanet gördüm ki, arkadaş diyorum onlara ama onlarla yürümediğine inandım. Bizim camiamız İstanbul basınından hangi kötülüğü görmüşseler hepsini almışlar. Ulusal basın ile Trabzon yerel medyası arasında bir fark kalmadı. Ama ne yapalım ki bizde bu camianın içinde kaldık. Bundan sonrada çıkmamız çok zor. Mesleğiniz itibariyle Trabzonspor camiasının içerisindesiniz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Biz Trabzonspor ile beraber büyüdük. Trabzonspor muhabiri olarak mesleğe başlamadım ama zamanla Anadolu ajansında çalışırken Trabzonspor muhabiri oldum. Trabzonspor, Trabzon’un ufkunu açan, Trabzon’un kimlik kartı ve Trabzon’un en büyük sosyal patlamasıdır. Trabzonspor bir ihtilaldir. Bir devrimdir. Türk futbolu içinde Trabzon içinde bu böyledir. Trabzonspor’u Trabzon’dan çekip alırsanız burada hiçbir şey kalmaz. Eskiden Trabzon’un hamsisi, tütünü, çayı vardı, şimdi Trabzonspor’dan başka hiçbir şeyi yok. Trabzon’da sosyal anlamda insanları etkileyen başka hiçbir güç yok. Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Trabzonspor Trabzon’un önünü tıkayan bir tıkaç oldu. Trabzonspor’a çok yüklendik. Her şeyimizi Trabzonspor üzerinden yürütmeye çalıştık. Trabzon’un en büyük sosyal patlaması Trabzonspor’dur. Gazeteci içinde öyle. Trabzonspor’un böyle güçlü oluşu Trabzon’da birçok gazetecinin doğmasına sebep olmuştur. Bence bu önemli bir şey. Ama ben Trabzonspor sayesinde gazeteci olmadım. Trabzonspor olmasaydı gazeteciliği yine yapacaktım. Ben 1983 yılından sonra spor muhabiri oldum. Ama Trabzonspor sayesinde bir çok gazeteci kendine imkan sağladı. Güneş Doğudan Yükselir ile Şenol Güneş, Kupaların Efendisi Futbol Efsanesi ile Ahmet Suat hakkına kitap yazdınız. Bu kitapları nasıl hazırladınız ve kitap çıktıktan sonra nasıl tepkiler aldınız? Şenol Güneş ile ilgili kitap hazırlarken o zaman 2002 dünya kupası vardı. Faruk Özak beni tavsiye etmiş bir yayın evine. Şenol Güneş ile ilgili popülist bir yayın çıkarmak istemiş bir yayınevi. Bu dünya kupası üçüncülüğünden sonra. Bir gün beni Ercan Şen aradı. Arsin Belediye başkanı Erdem Şen’in ağabeyi. Kim yayın evi. Vadi yayınevinin sahibiydi. Biz Şenol Güneş’le ilgili bir kitap çıkartmak istiyoruz. Faruk Özak sizi tavsiye etti. Ben de popülist bir kitap olmaz dedim. Ciddi bir kitap yapacaksak yapalım dedim. Nasıl Dünya kupası oynanırken de bütün gazeteleri saklamıştım. Onlarda bana çok yardımcı oldular. Kısa sürede 450 sayfalık kitap çıktı ortaya. Sonra bir araya geldik ve bu kitabı daha okunur hale sokmak için 280 sayfaya indirdik. Müthiş bir kitap oldu ve Türkiye’deki birçok yazar kitabı övdüler. Atilla Gökçe ve Öcal Uluç bana Türkiye’de böyle bir spor kitabının yapılmadığını belirtiler. Yerel ve Ulusal medyadan da övgüler aldım. Ama Ahmet Suat Özyacı’yı yapmakta geç kaldığıma inanıyorum. Şimdi Özkan Sümer ve Şamil Ekinci’yi hazırlıyorum. Ama burada size sürpriz yapayım. Kenan İskender’i anlatan da bir kitap yazdım. 350-400 sayfalık ve baskıya hazır durumda. Ama şu anda çalışmam Özkan Sümer ve Şamil Ekinci’nin kitabı üzerine. Yaklaşık 40 yıldır gazetecilik yapıyorsunuz. Başınızdan geçen 1-2 tane ilginç anınızı anlatır mısınız? Aslına bakarsanız gazetecilik hep ilginç anılarla doludur. İnanılmaz bir şeydir. Burada ne anlatacağım bilemedim. Çünkü birçok ilginç anımız vardır. Gazetecilikte yaşadığımız her gün bir anıdır. İhtilal dönemiyle alakalı bir anımı anlatayım size. Belki bunu birçok yerde anlatmışımdır ama önemli anılardan biri olduğu için tekrar anlatmak isterim. Hatta bu anımı TSYD Genel Merkezin çıkarttığı dergiye “İhtilal’e kafa tutan gazeteci” diye yazdılar. Türksesi Gazetesi’nin yazı işleri müdürlüğünü yapıyorum. İhtilalden yaklaşık 3-4 ay sonra falandı. Ocak veya Şubat ayıydı. Kar yağıyordu ve hava çok soğuktu. Her gün tugaydan bir asker geliyor ve 6 gazete alıp gidiyor. Her yerel gazeteden alıyor. Biz de bir Cuma günü gazetede otururken Pazar günü Trabzonspor’un sanıyorum Eskişehirspor ile maçı vardı. Bizim dizgici geldi. Baki Alemdar, ‘İhsan Hocam gel Cuma gününden Pazartesinin gazetesini Çok sayıda Trabzonspor Başkanı ve Teknik Direktörüyle çalıştınız. Bunların içinden arkadaşlığınız nasıl gelişti? Trabzonspor’da Salih Erdem dahil bütün başkanlarla çalıştım. Hepsi değerli insanlardır benim için.Ama Şamil Ekinci’yi ayrı bir yere koymak lazım. Ahmet Celal Ataman’ı ayrı bir yere koymak lazım. Faruk Özak’ı ayı bir yere koymak lazım. Salih Erdem’i de ayrı yere koymak lazım. Çünkü onun döneminde öze dönüş ve 1. lige çıkış gerçekleşti. Benim için teknik direktör olarak ise Ahmet Suat Hocam çok farklıdır. Ahmet Suat Özyazıcı Türkiye’de gelmiş geçmiş hala aynı görüşteyim, en başarılı teknik direktörüdür. Dünyayı tanımadan, Trabzon dışına çıkmadan inanılmaz zeka örnekleri göstermiştir. Kendisi gerçekten zeka küpüdür. Her şeyi keskin zekasıyla yapmıştır. Trabzonspor onun döneminde 4 şampiyonluk kazanmıştır. Keza Özkan Sümer’de küllerinden doğup inanılmaz bir çıkış yapmıştır. Şu anda zaten Özkan Sümer’in kitabını yazıyorum. Kendisi inanılmaz bir çıkış yapmıştır. Sıradan bir futbolcudan, Türkiye’nin en önemli spor adamı kimliğini almıştır. Teknik Direktörlük yapmış şampiyonluklar kazanmıştır. Trabzonspor Kulüp başkanlığı yapmıştır, TÜFAD başkanlığı yapmıştır ve halen bugün proje denilse saatlerce konuşup proje üretecek üretkenliğe sahiptir. Ayrı zamanda Şenol güneş’te çok önemli bir teknik adamdır. 15 de çıkartalım’ dedi. Dedim ‘Baki nasıl olacak bu iş.’ Dedi ki ‘abi Trabzonspor çok iyi gidiyor. Eskişehirspor’u da yener. Yaparız gazeteyi skorunu yazmazsın yani ne olacak yani.’ Dedim ‘olmaz.’ Olurdu Olmazdı derken olursa da hayatta iki gün tatil yapacağız dedik. Neyse sonra tamam olsun yapalım dedik. Cumartesi gününün gazetesini yaptık. Pazartesinin gazetesine döndük. Yaz yaz bitmiyor. Klişe getiriyor çocuklar. Büyük büyük klişeler ama gazete dolmuyor. Sonra 20’ye 15’lik boş bir yer kaldı. Bizim Baki geldi, dedim ‘oğlum dolduramıyorum ben bunu.’ Hocam dedi ‘bekle sen.’ Biraz sonra bir geldi büyük bir klişe var elinde. Klişeye bakıyoruz eski bir klişe. 100 defa kullanılmış. Trabzonspor tribünleri gibi görünüyor. Flamalar bayraklar falan. Bağıran taraftarlar var zannediyoruz. Tamam dedim bunu kullanıyoruz. Fotoğrafı koydum altına “Trabzonspor Taraftarı Yine Şampiyonluğu Kutluyor” sonra “Trabzonspor Eskişehirspor’u Katarladı” yazdım. Ama hakikaten Trabzonspor Eskişehirspor’u yendi ama sonucunu yazmıyoruz tabiki de. Gazeteyi verdik tabi gitti. Millet de bayıldı zaten. İki gün tatil yapacaklar. Pazartesi günü erkenden gazeteye geldim. Ama benim içimde bir tuhaflık var. Karda yağıyor soğuk bir hava var, sobayı da yaktık ben yukarıya çıktım. Sanal medya basını ele geçirmiş durumda. Geleceklerinin kapalı olduğunu söyleyemem. Dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor. Dünyanın en kapalı toplumlarında bile sanal medya, sosyal medya ve internet ile her yere ulaşmak mümkün. Rahmetli Ayhan Kıyak biraz sonra koşa koşa geldi. ‘İhsan bey eyvah ne yapacağız şimdi? Nedir bu?’ Diye yanıma geldi. Gazeteyi elime aldım ki, ben o Trabzonspor taraftarları diye yazdığım fotoğraf, meğerse 12 Eylül’ün oluşuma sebep olan illegal örgütlerin bir yürüyüşüymüş. O taraftar meğerse orduya karşı başkaldıran grubun fotoğrafıymış. Ne yapacağız ne edeceğiz diye düşünüyoruz. Tugay’dan da asker gelmek üzere. Gazetelerde baskıdan yeni çıkmışlar. Elimize alıyoruz kapkara oluyor. Fakat, postanede bir bayan vardı oda aboneleri hazırlayıp gönderiyor. Bir posta göndermiş meğer. Haberimiz yok tabi. Asker gelmeden Ayhan abi bütün gazeteleri topladı sobanın içine bastı. 400-500 tane gazeteyi yaktık. Biraz sonrada asker geldi. Askere, teknik bir arızadan dolayı gazeteyi çıkartamadık dedim. Halbuki gazete çıkmıştı ama farklı çıkarttığımız için gazeteyi o gün yollamadık. Daha sonra ben yıllarca o gazeteyi kütüphanede aradım ama bir türlü bulamadım. Bir de Turgay Beşyıldız’la yaşadığımız bir anımız var. Belki bunu da çok anlatmışımdır ama, güzel anılarımızdan bir tanesidir diye yeniden anlatmak isterim. Turgay’ı yeniden meşhur edelim, o meraklıdır böyle işlere. 1999 yılının sonlarına doğru mayıs 1946 ayı olması lazımdı. Teknik Direktör Gordon Milne’ydi. Trabzonspor çok kötü gidiyordu ve son maçlarını oynuyordu. Ben, Turgay ve Alaaddin Kazancı idmana gittik. Ama bir gün önce tercüman Ali Emeç bize dedi ki yarın idmanımız 10.00’da. Bizde 10’a doğru gittik ki kimse yok. Ali Emeç geldi yanımıza ‘kusura bakmayın, idman 11’deymiş. Yanlış söyledim size.’ Gordon Milne’de çok üzüldü, arkadaşları kahvaltıya al. Bir şey ikram edelim kendilerine dedi. Burada yabancının mantalitesinin de çok önemli olduğu görülüyor. Biz de önemli değil dedik. Ben giderim ön bahçeye Ünal’ın köpeği Yanki ile oynarım dedim. Köpekte bana çok yakınlaşmıştı. Gittim ön bahçeye, Turgay’da hocam bende geleyim dedi. Bende oğlum fazla yanaşma saldırır falan dedim. Hocam bir şey olmaz dedi. Alaaddin arkada duruyor. Ben aldım kucağıma köpeği yatıp yuvarlanıyoruz bahçede. Fakat köpek hırlıyor sürekli. Ben de arkaya bakmıyorum ne var diye. Meğerse Turgay arkada alçak sürünme ile bize doğru yaklaşıyor. Böyle 20-25 metre kala ellerini koydu dizlerinin üstüne, ‘oğlum Yanki, Yanki gel buraya yavrum’ dedi. Köpek o ara elimden kurtuldu. Turgay’ın üzerine doğru atladı. Turgay’da kapkara gözlük takıyor. O ara Turgay gözlükleri bir çıkardı, ‘Yanki Yanki oğlum beni tanımadın mı ben Turgay abin’ diye bağırıyor hem de kaçıyor. Gerçekten çok anımız vardır. Anlatsak satırlarla dolamaz. Gazetecilik her anı güzel anılarla dolu bir meslektir. Trabzon Basınına gelişmesinde kimler etkin rol oynamıştır? Trabzon basınına bence adam yetiştirme bakımından en büyük hizmeti Suavi Kaptan yapmıştır. Suavi Kaptan şu anda Trabzon’da çalışan birçok gazeteci de emeği vardır. İnanılmaz fedakar ve özverili davranmıştır. Trabzon basınına ben dahil bir çok insanı kazandıran isimdir Suavi Kaptan. Birçok gazeteciyi de Trabzon dışına alıp ekmek yemelerine vesile olmuştur. Bu halen daha devam etmektedir. Bunların içinde Metin Eroğlu var, Hayri Köklü var, Fuat Kars var ve daha ismini sayamayacağım birçok isim var. Yazı olarak, edebiyat olarak da kimse Ziyad Nemli’nin eline su dökemez. Trabzon basının en büyük kalemşorlarından biridir Ziyad Nemli. Spor yazısı olarak Mehmet Tan’dır birinci sırada. Yerel basında Emin Şefik Yılmaz’ı Ayhan Kıyak’ı unutamayız. Trabzon basınına çok önemli katkıları olmuştur. OCAK - AĞUSTOS 2013 16 1946 OCAK - AĞUSTOS 2013 Geleneksel Orhan Kaynar Futbol Turnuvası sona erdi. Kupa Kuzey Rüzgarı’nın Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Geleneksel Orhan Kaynar Futbol Turnuvası’nın altıncı şampiyonu, final maçında İlkhaber Gazetesini normal süresi 4-4 biten karşılaşmanın sonunda penaltı atışlarıyla 6-5 yenen Kuzey Rüzgarı oldu. Trabzon Anadolu Halı saha Spor Tesisleri’nde gerçekleştirilen ve 9 takımın katıldığı turnuvanın final maçına, Trabzon İl Emniyet Müdürü Ertan Yavaş, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Beyazlı, Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Engin Hacısalihoğlu, Gençlik Spor İl Müdürü Cemalettin Yazıcı, ASKF Trabzon Şubesi Başkanı Cahit Erdem ve yönetim kurulu üyeleri, TÜFAD Trabzon Şubesi Başkanı Nurettin Balaban, TSYD Genel Sekreteri Ergun Ata katılırken, çok sayıda gazetecinin eş ve çocuklarıyla izledikleri etkinlikler kapsamında, izleyiciler Trabzon Nejla Hanım Tatlılarından yiyerek final karşılaşmasını takip ettiler. 17 Murat Kasap’ın yönettiği final maçında, Kuzey Rüzgarından Hamdi Usta (2) Ali Altuntaş ve Özcan İsak’ın gollerine, Tolga Karakurum (2) Furkan Yiğit ve Ömer Altıntaş’ın golleriyle karşılılık veren İlkhaber Gazetesi karşılaşmayı penaltılara taşıdı. Penaltı atışlarında rakibine 6-5 üstünlük sağlayan Kuzey Rüzgarı, turnuvalar boyunca oynadığı üçüncü finalinde bu kez mutlu sona ulaşmayı başardı. Hayli görkemli geçen kupa töreninde, maçın hakeminin hediyesini TSYD Trabzon Şubesi Başkanı Murat Taşkın, 19 golle gol krallı olan Ali Demiral’ın kupasını TSYD Genel Sekreteri Ergun ATA, Adem Albayrak’a Fair Play ödülünü TÜFAD Trabzon Şubesi Başkanı Nurettin Balaban, 2. olan İlkhaber Gazetesine hediyelerini ASKF Trabzon Şubesi Başkanı Cahit Erdem verirken, ikincilik kupasını ise Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Engin Hacısalihoğlu ve Trabzon İl Gençlik Müdürü Cemaattin Yazıcı verdi. Kuzey Rüzgarına ise hediyelerini Trabzon İl Emniyet Müdürü Ertan Yavaş verdi. Kuzey Rüzgarına Şampiyonluk Kupası’nı Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Beyazlı ve merhum Orhan Kaynar’ın eşi Mine Kaynar’ın ellerinden aldı. 1946 OCAK - AĞUSTOS 2013 18 OCAK - AĞUSTOS 2013 Cemiyetimizi ziyaret ettiler 1946 17 Nisan 2013’de Turgut Özdemir başkanlığında yeni göreve seçilen Trabzon Gazeteciler Cemiyet Yönetim Kurulu’nu ziyaret ederek başarılar dilediler. 1461 ziyaret 1461 Eski Trabzon Başkanı Suat Şen ve yönetim kurulu üyeleri, Trabzon Yönetim Kurulu Başkanı Suat Şen ve yönetim kurulu, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Muhammet Balta ziyaret Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, göreve yeni seçilen Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Emre Aksoy ziyaret Trabzonspor başkan adaylarından Emre Aksoy, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. AK Parti ziyaret AK Parti Trabzon İl Başkanı Adnan Günnar ve yönetim kurulu, yeni seçilen yönetim kurulunu ziyaret ederek başarılar diledi. Profesyonel Futbolcular Derneği ziyaret Trabzonsporlu Profesyonel Futbolcular Dernegi Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Başkan İlyas Akçay ve yönetim kurulu TGC Başkanı Turgut Özdemir ve ekibine başarılar diledi. Hakan Kulaçoğlu ziyaret Trabzonspor Başkan adaylarındam Hakan Kulaçoğlu, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. 19 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 İbrahim Hacıosmanoğlu ziyaret Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek başkan Turgut Özdemir ile sohbet etti. İsmail Kansız ziyaret Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. KARGİD ziyaret Kargid Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yaşar Altuntaş, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek başkan Turgut Özdemir ile bir süre sohbet etti. Özkan Sümer ziyaret Trabzonspor Eski Kulup başkanı Özkan Sümer Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Ziyarette Trabzonspor eski yöneticilerden İsmail Yavuz da yer aldı. Sümer, TGC Başkanı Turgut Özdemir ile sohbet etti. Mehmet Öz ziyaret İdmanocağı Spor Kulübü Başkanı Mehmet Öz ve yönetim kurulu üyeleri, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. KARGİD genç iletişimciler ziyaret Kargid Genç İletişimçiler Dernek Yöneticileri Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ettiler. Koray Aydın ziyaret MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Aydın, başkan Turgut Özdemir ve yönetim kurulu üyeleri ile çok samimi sohbet etti. Plastik Sanatçılar Derneği ziyaret Plastik Sanatçılar Derneği Yöneticileri Trabzon Gazeteciler Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti. 20 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 Musa Bulut ziyaret Şerif Kurt ziyaret Trabzon Sosyal Güvenlik İl Kurumu Müdürü Musa Bulut, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek başkan Turgut Özdemir ile sohbet etti. Türkiye Amatör Futbolcular Derneği Başkanı Şerif Kunt, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Ziyarette başkan Turgut Özdemir ile samimi bir sohbet etti. Nevzat Şakar ziyaret TÜFAD ziyaret Trabzonspor Eski Asbaşkanı Nevzat Şakar ve yönetim kurulu ile birlikte Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek, başkan Özdemir ve yönetim kurulu üyelerine yeni görevlerinde başarılar diledi. TÜFAD Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Balaban, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. TÜRKAV ziyaret Muharrem Usta ziyaret TÜRKAV Yönetim Kurulu üyeleri, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgut Özdemir ve yönetim Kurulu üyelerini ziyaret etti. Trabzonspor başkan adaylarından Muharrem Usta, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Volkan Canalioğlu ziyaret YOL-İŞ ziyaret CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek göreve yeni seçilen başkan Turgut Özdemir ile yönetim Kurulu üyelerini tebrik etti. Trabzon YOL-İŞ Sendikası Başkanı Hasan Basri Hatipoğlu ve yönetim kurulu üyeleri Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ettiler. 21 OCAK - AĞUSTOS 2013 1946 2005’de TSYD Trabzon Şubesi’nin İhsan Öksüz Başkanlığı’nda oluşturulan yönetiminde, “Akreditasyondan Sorumlu Başkan Yardımcısı” görevini üstlendiğimde, sorumluluğumun, çok denli sorunlu bir alanı kapsadığını “bilmiyordum” dersem inanın!.. Murat TAŞKIN * Basın Tribünü, Basın Mensuplarınındır Bunun nedeni, belki de, başta Hüseyin Avni Aker olmak üzere yurt içi ve yurt dışındaki tüm statlardaki basın tribünlerinde yaka kartımı gösterip girdiğim kapının ardındaki tribünde koltuk, masa, interneti hazır bularak rahat rahat görev yapmamdı. Şube de görev alıp, 2 kez de TFF’nin akreditasyon kursuna katıldıktan sonra, basın tribünlerini organize etmeye başlayınca, bu işin perde arkasının hiç de öyle kolay olmadığı gerçeğiyle yüz yüze kaldım. de meslektaşlarımın hakkını teslim etmiş olurum. Bu kalışın, Trabzon gibi basın mensubu kimliğinin sorumluluğunu oldukça yüksek düzeyde hissedenlerin bulunduğu bir yerde olması benim için bir şanstı. Bu şans ile doğru uygulamaları Türkiye’nin diğer illerine göre hayata geçirmekte zorlanmadım dersem hem yerinde olur, hem Malouda “Trabzon’da mutluyum” Haber: Levent TAN - Trabzonspor’un dünyaca ünlü Fransız yıldızı Florent Maluoda Trabzon’da mutlu olduğunu söyledi. Avrupa’da gruplara yükselmelerinin kendilerini çok mutlu ettiğini ancak lige iyi bir yapamamanın üzüntüsünü yaşadıklarını kaydetti. Malouda takıma yavaş yavaş ısındığını henüz tam kapasite ile oynamadığını belirterek,, ‘ Takım olarak henüz uyum dönemi yasıyoruz. Kaliteli oyunculardan kurulu bir ekibiz. Ligde ve Avrupa’da çok önemli başarılara imza atacağız’ dedi. Yaklaşık 1.5 yıl önce yönetici sorumluluğundan ayrı kaldığımız TSYD’ye, meslektaşlarımızın ittifakı ve şube başkanı sıfatıyla geri döndük.Dönüşümüz azami değil, tümden birliktelik içindi. Öyle de yaptık, yapıyoruz. Spor medyasının önemli bir bölümü teşkil ettiği mesleğimizde Trabzon merkezli, Samsun’dan Rize’ye, oradan Kars’a, Erzurum’a kadar sorumluluk alanında görev üstlendik. Hedef, basın meslek ilkelerini ve ahlâkını rehber edinerek, meslektaşlarımızın ve onların görev yapacağı alanlarının en iyi şekilde donatılmasıdır. Bunun için de, “Basın tribünleri basın mensuplarınındır” sloganını ilke ve hedef yaparak hareket edeceğiz. Tabii hep birlikte.. Janko’dan 15 gol sözü Haber: Levent TAN - Trabzonspor’un hayal kırıklığı yaratan forveti Janko iddialı konuştu: Teknik ekibe hazır olduğumu ve oynarsam en az 15 gol atacağımı söyledim iyi Ciddi bir forvet sıkıntısı yaşayan Trabzonspor’da kadroya girmekte zorluk çeken Mark Janko, milli takım kampında ilginç açıklamalarda bulundu. Teknik Direktör Mustafa Akçay’ın kendisiyle bir görüşme yaptığını belirten Janko, “Hazır olduğumu ve oynarsam en az 15 gol atabileceğimi söyledim. Ekibine beni katmayı düşünüyor. Milli takıma çağrılmam benim en büyük şansım. Burada moral buluyorum. Takımım sakatlığımda bana çok ilgi gösterdi ve iyileşme sürecim bu nedenle geçti. Futbol oynamayı özledim ve bu hasrete son vermek istiyorum” dedi. Bordo Mavili basketçilere sezon öncesi Ayder morali Haber: Levent TAN - Sezonu geçtiğimiz hafta cuma akşamı 19 Mayıs Spor Salonu’nda yapılan muhteşem törenle açan Trabzonspor Basketbol Takımı, dün yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Ayder Yaylası’na giderek moral depoladı. Başkan Abiş Hopikoğlu, Muharrem Usta ve tüm yöneticilerin bulunduğu gezide teknik kadro ve basketbolcular, neşeli bir gün geçirdi. Bordo-mavili ekibe bu sezon katılan yerli ve yabancı oyuncular, ilk kez geldikleri Ayder Yaylası’nın doğal güzelliklerine hayran kaldı. Bol bol fotoğraf çeken dev adamlar, Ankara’da salı günü başlayacak TSYD Kupası hazırlık turnuvası öncesi takım olma yolunda önemli bir adım atarken, yöneticilerle de kaynaştı. 22 OCAK - AĞUSTOS 2013 Trabzonspor’un hedefi gruptan çıkmak 1946 Trabzonspor’un 19 Eylül: A UEFA Avrupa Li pollon - Tra gi Fikstürü bzonspor (D 3 Ekim: Tra ) bzonspor Lazio 24 Ekim: T rabzonspor - Legia 7 Kasım: L egia - Trabzo nspor (D) 28 Kasım: T rabzonspor Apollon 12 Aralık: L azio - Trabzo nspor (D) Haber: OSMAN BAŞKIR - Tarihinde ilk kez Avrupa’da guruplara kalma başarısı gösteren Bordo-Mavililer, eşleştiği İtalyan devi Lazio, Polonya’dan Varşova ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden Apollon Limassol karşısında ilk sırada yer almak için mücadele verecek. İŞTE TRABZON’UN RAKİPLERİ Legia Varşova: Polonya Ligi’nin son şampiyonu Legia Varşova grubun mütevazi takımlarından biri olarak görünse de ligde 6. haftayı oynamaları nedeniyle grubun en hazır takımı olarak göze çarpıyor. Şampiyon kadrosunu korumayı başaran Polonya temsilcisi, Polonya Ligi’nde oynadığı 5 maçta topladığı 9 puanla 3. sırada bulunuyor. Lazio: Fenerbahçe’nin geçtiğimiz sezon yarı finalde karşılaştığı Lazio’ya Türk futbolseverler hiç de yabancı değil. Adı ülkemizde sıklıkla anılan Lazio son olarak Burak Yılmaz transferiyle gündeme gelmişti. İtalya Liginde geçen sezonu 7. sırada tamamlayan İtalyan temsilcisinin öne çıkan oyunları; Hernanes, Ledesma, Miroslav Klose ve Libor Kozak. Teknik direktörlüğünü Samsunspor’un eski çalıştırıcısı Petkovic’in yaptığı Lazio sezona Lucas Biglia ve Felipe Anderson transferleriyle girerken, İtalya Ligin’de oynadığı ilk maçta Udinese’yi 2-1’le geçmeyi bildi. Apollon Limassol: Her Güney Kıbrıs deplasmanı gibi zor bir atmosfer kesinlikle. Kadrosunda çok sayıda yabancı futbolcuyu barındıran Limassol’un en göze çarpan oyuncusu geçtiğimiz sezon Sporting Gijon forması giyen Gaston Sangoy.