Kendini Bilmek ve Kendini Kontrol Etmek
Transkript
Kendini Bilmek ve Kendini Kontrol Etmek
Bir Deëer Kendini Bilmek ve Kendini Kontrol Etmek Hayati HÖKELEKLî* Ö nce kendini tanı! Bu anlamlı söz en eski bilgelerden beri hep tekrar edilip durmuütur. Kendini tanıma baüarılması gereken en önemli görev ve tüm insanî deùerlerin kaynaùıdır. Kiüinin kendisini tanıması demek, baùımsız ve özgün bir kiüiliùe sahip olduùunun farkına varması demektir. Ne olduùunu, hayatta ne istediùini, hangi yönde yürümesi gerektiùini bilmek buna baùlıdır. Kendini tanıma, öncelikle duygu ve düüüncelerinin, istek ve ideallerinin, güçlü ve zayıf yanlarının farkına varma ve dolayısıyla davranıülarını kontrol etme demektir. Kendini tam olarak tanıyan insan hayatını kendisi yönetebilir. Bu bilinç olmadıùında çoùu kez verimsiz, üzücü, karıüık bir zihin ve istemediùi bir tarzda kiüi dıü etkenler tarafından yönetilmeye açık durumdadır. Kendini bilme, sadece var olan özelliklerin bilinmesi ve yaüanan süreçlerin farkına varılmasından ibaret bir iü deùildir. Kendini tanıma, nihai anlamda varoluüun bir * Prof. Dr., Uludaë Üniversitesi îlahiyat Fakültesi Din psikolojisi bölümü öëretim üyesi, hayatihokelekli@hotmail.com deùer olduùunu bilme ve inanma demektir. Gerçek bir eùitim, önce kendini tanıma ile baülar. Eùitimin asıl amacı, kiüinin kendini bilmesi ve kendi kendisini eùitmesidir. Dıüarıdan yapılan müdahaleler, YIL 1 S AY I 1 | D E M D E R G ¾ 69 zü kavramak, daha iyi ve daha olgun bir insan olmanın yolunu araütırmaktır. Benliùinin farkına varmıü herkes için genel bir kural olarak ifade edebiliriz ki, insânî doùamız ancak kendi vasıtamızla düzene sokulabilir. Bizde manevî ve ahlâkî bir ilerlemenin meydana gelmesi ancak iyi niyetli çabalarla gerçekleüir. Kendini bilme, hayatını daha iyi idare etmenin, baüarı ve mutluluùa giden yolun anahtarıdır. únsanı diùer canlılardan ayıran, onlara üstün kılan ve sorumlu bir varlık haline getiren de zaten bu “kendilik bilinci”mizden baükası deùildir. Bu yüzden olsa gerek ki, ünlü ozanımız Yunus Emre: “Önce kendini tanı!”. Bu anlamlı söz en eski bilgelerden beri hep tekrar edilip durmuítur. Kendini tanıma baíarılması gereken en önemli görev ve tüm insanî deëerlerin kaynaëıdır. Kiíinin kendisini tanıması demek, baëımsız ve özgün bir kiíiliëe sahip olduëunun farkına varması demektir. bizde bu yönde bir istek ve hareketlilik uyandırıyorsa anlamlıdır. Aksi durumda, bir eùitimden deùil zoraki bir üartlandırmadan söz edilebilir. Bu da insanı geliütirici ve mükemmelleütirici deùil, robotlaütırıcı ve ruhsuzlaütırıcı olur. Bilginin, araütırma ve öùrenmenin ilk duraùı insanın kendisi olmalıdır. Çünkü bizim en yakınımızda duran, en kolay ulaüabileceùimiz, yine kendimiziz. Biz dünyayı kendi penceremizden görürüz. Dolayısıyla bildiklerimiz kendimize göredir. Ama kendimizin farkında deùilsek, yaüadıùımız ya da düüündüùümüzden söz edebilir miyiz? Varlıùın sınırı, bilgimizin ölçüsüne göre geniüler ya da daralır. Hakkında hiçbir üey bilmediùimiz her üey, bize göre yok sayılır. Bu söylenenler kendimiz için de geçerlidir. Bu durumda kendini bilmek, düüünen ve doùruyu arayan her insanın ilk görevidir. Kendini bilmek, kendi iç dünyamızda olup biten duygusal ve düüünsel süreçlerle iliüki kurmak, bunlarla ilgili bir anlayıüa kavuümaktır. Kendini bilmek, “insan olma”nın, “insanca yaüama”nın ne olduùunun farkına varmaktır. únsanî özümü- 70 DEM DERG¾ | YIL 1 S AY I 1 úlim ilim bilmektir úúim kendin bilmektir Sen kendin bilmezsen Bu nice okumaktır demiütir. Buna göre bütün bildiklerimiz sonuçta bizi kendimize daha çok yaklaütırmalı, olgun ve iyi bir insan olmamıza yardımcı olmalıdır. Temel sorular Düüünen, aklı baüında her insanın cevap bulmak zorunda olduùu temel sorular vardır. Hayatının çeüitli aüamalarında bu soruları kendi kendisine sormayan çok az insan vardır. Ancak bilinçli bir kendinden kaçıüla, bu soruların yol açtıùı kendi varlıùımızla ilgili sorgulama ve araütırmadan uzak yaüanabilir. “Ben kimim?” Varlıùımın kaynaùı ve amacı nedir? Niçin varım ve ne için yaüıyorum? Hayatın ve ölümün anlamı nedir? Hayatta yapmam gereken görev ve sorumluluklarım nedir? Mutlu olmak için neye göre ve nasıl yaüamalıyım? úyi yanlarım nedir, kötü yanlarım nedir? Neyi baüarabilirim neyi baüaramam? Bir birey olarak sıradan bir insan olma ve kalabalıkların içinde erimeden kendimi nasıl kurtarabilirim? Bu ve benzeri sorulara bir cevap verebilmek için, büyük bir özenle kendimizi sorgulama ve kendimizi tanıma çabasına gönüllü olmamız gerekir. Bir kimse bu niyetinde kararlılık gösterirse, sadece kendi hakkında bazı önemli gerçekleri keüfetmekle kalmayacak, aynı zamanda psikolojik bir kazanç elde edecektir: Kendisini ciddi bir ilgiye ve sevecen bir dikkate lâyık hissetmeyi baüaracaktır. Kendi insanlık onurunu ilan etme cesaretini üstlenecek ve bilincinin temellerine doùru ilk adımı atacaktır. süre sonra bizim yerleüik kiüiliùimiz halini alıyor. Böylece, sahnede uzun bir zaman her hangi bir rolü oynayarak, sonuçta kendini o kiüi zannetmeye baülayan, ya da onun düüünce ve duygularından, davranıü özelliklerinden bir kısmını kendine mal eden oyunculara benzer oluyoruz. Artık kendi özümüze ulaüamaz duruma geliyoruz. Yaüadıùımız gibi düüünmeye ve inanmaya baülıyoruz. Benliùimizin derinliklerinden yükselen itiraz seslerini bastırmak ve kendi duruüumuzdaki haklılıùımızı kanıtlamak için bir sürü “savunma mekanizması” geliütiriyoruz. Kendimiz hakkında doùru bir bilgi ve bilinç, al- Kendini tanımanın zorluëu çakgönüllü ve cesaretli olmayı gerektirir. Kendini Bir eylem ya da davranıü, zihnimizde önce bir düüünce ya da duygu olarak uyanır. Her duygu ve düüüncede davranıüa dönüüme eùilimi vardır. Onun için içimizde yaüattıùımız duygu ve düüünceleri tanımamız çok önemlidir. Nitekim bir bilgenin aùzından bu gerçek üöyle dile getirilmiütir: güvenme, kendi kendini yeterli görme, hep ken- beùenme, kendini yüceltme, kendi gücüne sınırsız Duygularınıza dikkat ediniz çünkü duygularınız düüüncelerinizi etkiler Düüüncelerinize dikkat ediniz, çünkü düüünceleriniz davranıülarınızı etkiler Davranıülarınıza dikkat ediniz, çünkü davranıülarınız karakterinizi etkiler Karakterinize dikkat ediniz, çünkü karakteriniz kaderinizi belirler Büyük düüünürümüz Mevlânâ: “Ya göründüùün gibi ol, ya olduùun gibi görün!” diyor. Eùer “olmak” ile görünmek arasında sık sık bir farklılık yaüamasaydık, eùer her zaman duygu ve düüüncelerimizle davranıülarımız arasında bir tutarlılık olsaydı bu ahlakî ilkenin ya da uyarının elbette bir anlamı olmazdı. Ne yazık ki artık hiçbirimiz çocuk masumiyetine sahip deùiliz. úçimizde olup biteni samimi ve gösteriüten uzak olarak dıüa yansıtma becerisini gösteremiyoruz. Baükalarının beùenisini kazanmak, baükaları üzerinde üstünlük saùlamak, kendi çıkarımıza birtakım getiriler elde etmek için çoùu zaman olduùumuzdan farklı görünüyoruz. Ya da kendimizi olduùumuzdan farklı algılıyoruz. Toplumsal roller için kullandıùımız maskeler bir YIL 1 S AY I 1 | D E M D E R G ¾ 71 dini haklılaütırma ve savunma gibi eùilimler çoùu kimiyeti altına alması, böylece davranıüları belirli insanda yerleüik bir tutum halini alıyor. Genel ola- bir yönde deùiümeye zorlaması ancak zihnimizi rak hep iyi yanlarımızı görme kötü yanlarımızın saf uyanıklık halinde tutmasına baùlıdır. úüte dik- ise üstünü örtme, onları kabullenmeme eùilimi katimizi kendi iç dünyamıza çevirerek, zihnimizin taüıyoruz. Bu yüzden “kiüi noksanını bilmek gibi bir sakin düzeylerini izleyebilir ve böylelikle nesnele- irfan olamaz” denilmiütir. Kendi kusurlarını, zaaf- rin yokluùunda kendi bilincimizin sonsuz yapısı- larını, hatalarını görmek ve bunları kabullenmek nın giderek artan bir biçimde farkına varırız. büyük bir erdemdir. Kiüiliùimizin geliüip olgunlaüması, kendi insanî eùilimlerimiz hakkında adil ve objektif bir bakıü açısı gerektirmektedir. Bir kısım insanlar ise kendi kendinin deùerini alçaltma, benlik saygısından yoksunluk, hiçbir deùerlendirme yapmaksızın baükalarına uyma..gibi olumsuz kendilik duygusuna saplanıp kalabilmektedir. Kendini olduùundan daha iyi ve yüksekte gören- Kendini gözetlemek, dikkatimizi yalnızca kendi derin benliùimiz üzerine yoùunlaütırmak demektir. Nasıl uyumak için sessiz ve sakin bir durum arıyorsak, zihnimizi toplamak için, dıüarı ile iliükisini mümkün olduùu ölçüde koparmak, yabancı duygu ve düüünceleri bütünüyle ortadan kaldırmak gerekmektedir. únsanın kendini bir andaki duyguların akıüına bırakması kolaydır, fakat ken- ler kadar, olduùundan daha kötü ve alçakta gören- dini bu duygulara bırakmak yerine, kendine ne ler de doùru bir yol tutmuü olmazlar. Onun için olduùunu, neden üzgün yahut kızgın olduùunu, zaman zaman kendimizi sorgulama, güvendiùi- hiddetlendiùini sormak gerekir. Bu noktada ira- miz ve saygı duyduùumuz dostlarımızın tanıklı- demiz, kendimizi ve ulaümak istediùimiz hedef ùına baüvurma ve her yönden kendini kanıtlamıü deùerleri tanımamız ölçüsünde baüarılı iü görür. yüksek kiüilik ve karakter sahibi saygın kimselerin Çünkü düümanını ve bu düümana karüı çıkarabi- özellikleri çerçevesinde kendimizi deùerlendirme- leceùi kuvvet sayısını, zafere ulaüabilmek için han- ye ihtiyacımız vardır. gi güçlerle iübirliùi yapmasını bilemeyen bir ordu Demek ki, kendi kendimizi tanıma iüi baüarılması gereken en zor çalıümalar ve ulaüılması gereken en deùerli bilgilerin baüında gelir. Ancak ahlâkî ve manevî deùerlere göre hayatını düzene koyma inanç ve kararlılıùına sahip kimseler bu zorlu mücadelenin hakkından gelmesini bilirler. Kendimizi doùru tanımada üu psikolojik tekniklerinden yararlanılabilir: Derin düüünme (Tefekkür) Kendini gözetleme (Murakabe) Kendini sorgulama (Muhasebe) Derin düüünme süreci derin benliùimize ulaümanın en etkili yoludur. Çoùu zaman hayatımızı olayların ve gerçeklerin dıü yüzeylerinde gezinerek sürdürüyoruz. Gündelik ve sıradan iü ve olayların oyalayıcı etkisinden kendimizi kurtarıp, kendi iç dünyamıza yönelemiyoruz. Kendi özümüze ulaümak için dikkatli ve yoùun bir düüünce etkinliùine ihtiyaç duyarız. Belli bir düüüncenin rastlantısal olarak deùil de üuurlu olarak bizi hâ72 DEM DERG¾ | YIL 1 S AY I 1 komutanı savaü alanında nasıl güç bir duruma düüerse, kötü eùilimlerimiz karüısında kullanacaùımız anlayıü ve baùlanacaùımız deùerlerin neler olması gerektiùini bilemediùimiz sürece kendi kendimizi baüarılı üekilde yönetemeyiz. Kendini sorgulama, geçmiü yaüantılarımız, üu andaki eùilimlerimiz ve geleceùe yönelik beklentilerimiz hakkında bilinçli bir soruüturmadır. Kendi hayatımız, deùerlerimiz, ideallerimiz, yeteneklerimiz ve baüarılarımız hakkında eleütirel bir deùerlendirmeyi içerir. Olumlu ve olumsuz yanlarımız nelerdir? Hangi konularda güçlüyüz, hangi konularda zayıflıklarımız var? úyi olan ve kötü olan yönlerimiz nelerdir? Bu ve benzeri soruların ıüıùında kendimiz hakkında gerçekçi bir görüü geliütirmeye ihtiyacımız vardır. únsanın üu andaki var olma biçimi onun geçmiü yaüantılarına sıkı sıkıya baùlıdır. Fakat aynı ölçüde gelecekle ilgili tasarı, beklenti ve var olma biçimine de baùlıdır. Geçmiüte maruz kalınan ya da iülenen hatalar, kötülükler, günahlar, uùranılan veya sorumlusu bulunduùumuz baüarısızlıklar, çekilen veya sebep olduùu- muz ıstıraplar bilinmek ve özümlenmek isterler. Aksi takdirde geleceùe yönelik olumlu bir geliüme saùlanamaz. Bu süreç sonucunda bazı kötü eùilimlerimizin, yetersizlik ve yeteneksizliklerimizin farkına varmaktan dolayı üzülebiliriz. Birtakım yerleüik kötü alıükanlıklarımızdan kurtulma ümidini yitirebiliriz. Her üeye raùmen, alçakgönüllü bir üekilde kendi kusurlarımızı kabul etmek, hiçbir zaman baüarıya ulaüamasak bile bunlarla baüa çıkmak için mücadele etmeyi sürdürmek zorunda olduùumuzu bilmemiz gerekir. Kendi özüne ulaíma ve manevî yaíam Dikkatli ve tarafsız üekilde kendi benliùimize yöneldiùimizde, içimizde iki farklı güç odaùının olduùunu görebiliriz. Bir yanda dürtülerimiz, isteklerimiz, tutkularımız vardır. Yeme-içme, cinsel tatmin arama, sevme-sevilme, beùenilme, sahip olma, saygın ve deùerli olma, baüarılı ve güçlü olma uùraüı içerisindeyiz. Buna “bireysel benlik”(ego) diyebiliriz. Bu benlik, kendi varlıùımızın maddî, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karüılama uùraüı içerisindedir. Bireysel tatmin ve faydalar elde etmeyi gözetir. Yalnızca kendi güvenliùini, yararını ve mutluluùunu, hedef alır. Dünyayı ve yaüamı kendisi için ister ve kendisine göre yorumlar. Bu benliùimizin isteklerinin sonu ve sınırı yoktur; tatmin ettiùimiz her istek daha fazlasıyla yenisini ve baükasını tetikler. Her isteùimizin yerine geldiùinde daha büyük açlıklar ve tatminsizlikler yaüarız. Baüarılı olmasına raùmen umutsuzluùa yakalanan, gençlik, üöhret ve zenginliùine raùmen intihar eden, tüm arzularını gerçekleütirmiü olmasına raùmen mutsuz olan nice insanlar vardır. Çünkü insanlıùımızın sınırları bunlardan ibaret deùildir. zu, kim olduùumuzu, nasıl yaüamamız gerektiùini öùreten benliùimiz budur. Akıl, gönül ve vicdanın taleplerinin peüinde olan bu benlik, bizi sonsuzlukla buluüturur. Bireysel sınırımızı geniületir, evrensel birliùe yükseltir ve onunla bütünleütirir. Huzur ve mutluluk, gerçek doyuma ulaüma ancak manevî bir yaüamla mümkündür. Çoùu zaman bu iki benliùimizin talepleri birbiriyle çatıüırlar. Bencil istek ve ihtiyaçlarının peüinde koüan, kendi zevk ve rahatını düüünen, gününü gün etmek isteyen, kendisi için yararlı ve kârlı olanı elde etme uùruna sayısız sıkıntılara katlanan, bu uùurda baüka ilke tanımayıp kendinden bile tavizler veren benliùimize karüılık; evrensel ahlakî ilke ve deùerleri gerçekleütirmeye yönelen, her üeyi ve herkesi üefkatle kucaklayan, insanlık adına hizmet üretmeye çalıüan ve kendinden fedakârlıklarda bulunan, küresel bir sorumluluk ve görev duygusu ile kıvranan benliùimiz. únsanî anlamda bir geliüme ve olgunlaüma, yüksek hedeflerin aüaùı hedefleri kendi kontrol ve denetimine baùlı kılması ile gerçekleüir. Yüksek hedefleri göze almak ve baükalarının ihtiyaç ve mutluluùuna ilgi duymaksızın tam insan olmamız mümkün deùildir. Dolayısıyla eùitimin baüarısı, daha basit ve daha temel ihtiyaçların daha yüksek seviyede ve uzun vadeli planlarca kontrol altına alınmasını mümkün kılan bir deùiüimi bizde gerçekleütirmesine baùlıdır. Eùitim, kendini belli bir hayat tarzına, bazı evrensel hedef ve deùerlere adamıü Bunun yanında, “öteki”ne açılan daha derin ve kuüatıcı bir yanımız vardır. Aslında biz tek baüımıza deùil, varlık bütünün bir parçasıyız. Her üey bizimle ilgili, her üeyde bizi ilgilendiren bir yan vardır. “Evrensel benlik”(self) diye adlandırabileceùimiz bu derin benliùimiz, bizim diùer insanlara, dünyaya, canlı-cansız tüm varlıklara ve en üstte de Allah’a açılan penceremizdir. Bu, kimlik ve anlam arayıüımızın sonunda kendisiyle karüılaütıùımız benliktir. Bize, nihâi anlamda ne olduùumuYIL 1 S AY I 1 | D E M D E R G ¾ 73 bir kimlik sahibi gençler yetiütirdiùi ölçüde gerçek iülevini yerine getirmiü sayılır. únsanî potansiyeli ulaüabileceùi en üst noktalara ulaümasını engelleyen ve böylece dar bir zihin yapısı ve bencil amaçlar içinde tıkanıp kalan bireyler yetiütiren bir eùitim, gerçek amacını bulamamıü hatalı bir uùraü sayılır. ûüphesiz ki, bedeniyle çok isteyen insan ödevler yüklenmez; onun sırtı zayıftır. Hayat görüüü onda çevirme amacıyla, daima eüyadan ve olaylardan baülayarak kendine doùru dönüü metodunu uygulamalıdır. Benlik kontrolü ve öz-denetim nasıl saëlanır? Benlik kavramı, insanı kusursuzluùa, mükemmelliùe ulaüma yönünde güdüleyen evrensel bir potansiyel güçtür. Ne olduùumuz kadar ne olmamız gerektiùinin bir bileüimidir. Tüm özelliklerimiz, yeteneklerimiz, deùer yargılarımız, emel ve ülkülerimizi barındıran dinamik bir örüntüdür. Çoëu zaman bu iki benliëimizin talepleri birbiriyle çatıíırlar. Bencil istek ve ihtiyaçlarının peíinde koían, kendi zevk ve rahatını düíünen, gününü gün etmek isteyen, kendisi için yararlı ve kârlı olanı elde etme uëruna sayısız sıkıntılara katlanan, bu uëurda baíka ilke tanımayıp kendinden bile tavizler veren benliëimize karíılık; evrensel ahlakî ilke ve deëerleri gerçekleítirmeye yönelen, her íeyi ve herkesi íefkatle kucaklayan, insanlık adına hizmet üretmeye çalıían ve kendinden fedakârlıklarda bulunan, küresel bir sorumluluk ve görev duygusu ile kıvranan benliëimiz. ödev ve sorumluluk yüklenecek, merhamet ve üefkatle varlıùı kucaklayacak yerde, bencil isteklerinin peüinde sürüklenen boü bir büyüklenmedir. Eùitimin asıl konusu ve çalıüma alanı insanî karakterin geliütirilmesi ve yüceltilmesi olmalıdır. Ruh disiplini saùlamalıdır. Manevî ve ahlakî deùerleri önemsemeyen, akademik baüarıyı tek ölçüt kabul eden bir eùitim anlayıüı, tek boyutlu kiüilikler yetiütirir. Kendisini öne çıkarmaya ve baükalarına düzen vermeye çalıüırken asıl kendini unutan bencil karakterler böyle bir anlayıüın ürünüdür. Dolayısıyla eùitim, çocuùun kendi içine dikkatini 74 DEM DERG¾ | YIL 1 S AY I 1 Benliùin duygu, düüünce ve davranıüları içeren iülevlerinde deùiüiklik ve yenilik yapmaya yönelik bir yeteneùi vardır. Akıl ve irade gücüyle donatılmıü bir varlık olarak insan bencil ve ahlâk dıüı dürtü ve isteklerine direnebilme, kendini onların zorlayıcı nüfuzlarının etkisinden kurtarma ve onlara hâkim olma gücüne sahiptir. Benliùin bu gücü sayesinde karakterimizi aüama aüama inüâ ederiz. Güçlü bir benlik kontrolüne sahip olmak mümkündür. Fiziksel olarak kaslarımızın güçlenmesi gibi karakter de insanın kendisini bireysel benliùine hapseden, kötü yollara sevk eden hususlarla mücadelesinde güçlenebilir. Benlik kontrolünü geliütirme aüamaları üu üekilde sıralanabilir: 1. Benlik kontrolünün geliümesi için kiüi öncelikle yaüam alanlarının hangisinde daha çok kontrole ihtiyacı olduùunu saptamalı, kendi benliùi hakkında iyi bir sezgi kazanmalı ve içe bakıü metodu sayesinde kendini daha iyi bilmelidir. Örneùin baùımlılık yaratan davranıülarla mücadele edilmelidir. Sigara, oburluk vb. gibi olumsuz davranıülardan kurtulmak hemen mümkün olmayacaùından uzun bir dönem içerisinde bunlarla mücadele etmek gerekir. 2. Arzu, inanç, duygular, amaçlar gibi zihinsel du- idare etmek için çabalamaktan nefret ediyorum çünkü bu zordur ve ben bunu yaptıùım takdirde kendimi iyi hissetmeyeceùim; kendini kontrolün sonucu yalnızlıktır, yalnız olmaktansa hasta olmayı tercih ederim; eski davranıülarımı bıraktıùım takdirde kimse beni sevmeyecektir; kendimi kontrol etmeye çalıütıùımda kaygım ve hayal kırıklıùım aratacaktır gibi) saptanmalı ve bu alanlarda kontrolü ele geçirmeye sevk edecek yeni, akılcı, saùlıklı bir düüünce tarzı (ben bunu kontrol edebilirim; kendimi kontrol etmeye muktedirim; üu davranıüımı kontrol edeceùim; ben düüünce ve davranıülarımda daha akılcı, gerçekçi ve saùlıklı olabilirim vb.) geliütirilmelidir. rumlar insanın eylemlerini etkilediùinden, kiüi benlik kontrolünün gerekli olduùunu düüündüùü meseleler hususunda kontrollü olamamasına sebep olan can sıkıntısı, endiüe, öfke, açgözlülük, suçluluk duygusu, deprasyon, yalnızlık korkusu, kolay heyecanlanma gibi duyguları belirlemeli ve bunları kontrol etmelidir. Duygusal tepkinin kontrol edilmesine yönelik artan kapasite artan biliüsel kontrolün bir sonucudur. Duygusal tepkinin kontrolünü kolaylaütırmak için bulunan biliüsel süreçler, dikkatin düzenlenmesini, engelleyici kontrolü ve yönetici iülev olarak isimlendirilen belli süreçleri içerir. 3. Duygular belirlendikten sonra söz konusu alanlarda kontrolsüzlüùe yol açan akıl dıüı inançlar (bir üeyi kontrol etmeye çalıümanın bir anlamı Kendini düzenleme yeteneùini inüa edebilen benlik kontrolü eksersizi, sosyal destek ve yönlendirme ile teüvik edilebilir. Zira, benliùin kendi durum ve tepkilerini deùiütirebilme yeteneùini ortaya koyan benlik kontrolü erdemli davranıü için bir anahtardır. Erdemli davranıü ise bencilce amaçları takip etmekten çok toplumsal olarak arzu edilebilir standartlara uymayı gerektirmektedir. Nitekim, toplumun deùer ve taleplerine daha duyarlı bireylerin, alıükanlıùa baùlı olarak öz-düzenleme konusunda daha fazla motive oldukları görülmektedir. Yine bu doùrultuda grup baùlılıùını ve ortak deùerlere göre hareket etmeyi sürdüren bireylerin, bireysel olarak yaüayan kimselere göre daha fazla pratik yapmaları dolayısıyla öz-düzenleme noktasında daha iyi olacakları söylenebilir. yok çünkü baüarısız olacaùım; üimdiye kadar davranıülarımı kontrol edebileceùim bir yol olmadı; baükalarının davranıülarımı gözlemesini tercih ederim, üayet kendimi kontrolü baüarmada baükalarına hiç ihtiyacım kalmayacak olursa onlar artık benimle ilgilenmeyecekler; ben yaülı gibi davranmak için henüz çok gencim; bir yetiükinin sahip olduùu bütün sorumlulukların beni kuüattıùını hissediyorum; üayet baükaları beni deùiütirmek istiyorlarsa o halde bunun için çok uùraüacaklar; ben bulunduùum halden memnunum, kiüinin kendisinin neye ihtiyacı olduùunu bilmesindense baükalarının neye ihtiyacı olduùunu bilmesi daha kolaydır; yaüamımı Kaynakça Baumeister, Roy F. (2002). Ego depletion and self-control failure: An energy model of the self’s executive function. Self and Identitity, 1, Psychology Press. Baumeister, Roy F. & Exline, Juola Julie (1999). Virtue, personality and social relations: Self control as the moral muscle. Journal of Personality, 67:6, Blackwell Publishers. Cüceloùlu, Doùan (2000). Yeniden únsan únsana. 22.basım, ústanbul: Remzi Kitabevi. Hökelekli, Hayati (2003). Din Psikolojisi. 5.basım, Ankara: T.D.V. Yayınları. Kaùıtçıbaüı, Çiùdem (1999). Yeni únsan ve únsanlar. 10.basım, ústanbul: Evrim Yayınları. Kocayörük, Ayüe (2004). Duygusal Zeka Eùitiminde Drama Etkinlikleri. Ankara: Nobel Yayınları. YIL 1 S AY I 1 | D E M D E R G ¾ 75