Link-Tıklayın - Doç. Dr. Turan CİVELEK
Transkript
Link-Tıklayın - Doç. Dr. Turan CİVELEK
DERLEME Süt Sığırlarında Periparturient Dönem Hastalıklar ve Karaciğer Fonksiyonu Üzerine Etkileri Dr. Turan CİVELEKa a İç Hastalıkları AD, Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Afyonkarahisar Yazışma Adresi/Correspondence: Dr. Turan CİVELEK Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları AD, Afyonkarahisar, TÜRKİYE tcivelek@aku.edu.tr ÖZET Yetiştiricilikteki en temel unsur, birim hayvandan mümkün olabilen en yüksek verimi elde etmektir. Bununla birlikte, hastalıkların ortaya çıkışının temelinde, hayvanlardan daha fazla verim alınmak istenmesi yatmaktadır. Periparturient dönem, prepartum son dört hafta ile postpartum ilk dört hafta arasındaki süreci tanımlar. Süt sığırlarında bu dönem, sağlık ve verim açısından oldukça önemlidir. Karaciğer yağlanması, abomasum deplasmanı, ketozis, retensiyo sekundinarum, hipokalsemi, yatalak hastalığı, metritis ve mastitis periparturient dönemle ilişkili hastalıklardır. Biyokimyasal ölçüm parametreleri periparturient dönem hastalıkların tanısında ve değerlendirilmesinde oldukça faydalıdır. Bununla birlikte, parametreler karaciğerin histolojik muayenesi ile birlikte yorumlanmalıdır. Parametrelerdeki bireysel değişikliklere şüpheyle yaklaşılması gerekir. Anahtar Kelimeler: Yağlı karaciğer; sığır hastalıkları; metabolizma; ketozis; abomasum ABSTRACT The major factor in breeding is to gain the highest possible yield from each animal. Notwithstanding the occurence of disorders are mainly associated with the desire to obtain more products from animals. Periparturient period covers the last 4 weeks of prepartum period and the first 4 weeks of postpartum period. This period in dairy cattle is very important in terms of health and production. Fatty liver, displacement of abomasum, ketosis, retentio secundinarum, hypocalcemia, downer cow, metritis and mastitis are associated with periparturient period. Biochemical parameters are useful indicators for diagnosis and evaluation of periparturient diseases. However the parameters should be evaluated together with hepatic biopsy analysis. Individual changes of the parameters should be interpreted carefully. Key Words: Fatty liver; cattle diseases; metabolism; ketosis; abomasum Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2):131-9 Copyright © 2011 by Türkiye Klinikleri erim düzeyinin hayvanın metabolik rezerv kapasitesini aşması, periparturient dönem hastalıklarının ortaya çıkışında önemli rol oynar.1 Sorunsuz bir periparturient dönem, sığırın laktasyon sürecinde karlılığını belirleyen en temel faktördür.2-4 Özellikle laktasyonun ilk dönemindeki süt sığırları metabolik, enfeksiyöz ve reprodüktif hastalıklara karşı daha yüksek risk altındadır.5,6 Süt sığırlarında fatty liver (FL), genellikle periparturient dönem sırasında ve metabolizmanın adaptasyon problemi ile ilişkili olarak ortaya çıkmaktadır.3,7-10 Bununla birlikte, FL insidansının uygun şartlar altında bakım ve beslemesi yapılan süt sığırlarında da oldukça yüksek olduğu rapor edilmiştir.11 Karaciğer yağlanması (FL) abomasum deplasmanı, ketozis, retensiyo sekundinarum, hipokalsemi, downer cow, Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) 131 Turan CİVELEK SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ metritis ve mastitis ile yakın ilişkilidir. FL’nin bu hastalıklarla birlikte seyrettiği birçok araştırıcı tarafından rapor edilmiştir.12-20 Her hastalık bir diğeri için bir risk faktörüdür. Metabolik hastalıkların hiçbiri diğerinden bağımsız olarak ortaya çıkmaz.1,21-23 Kuru dönemde aşırı besleme, gıda alımındaki azalma, doğuma yakın dönemde ortaya çıkan stres ve laktasyonun başlaması ile gelişen negatif enerji dengesi (NED) periparturient dönem hastalıkların yüksek insidansının başlıca nedenidir.8,24-26 Yüksek verimli süt sığırlarında laktasyonun ilk döneminde yem tüketim kapasitesi diğer dönemlere göre daha düşüktür. Yanı sıra doğumdan sonra, süt üretimine bağlı olarak enerji gereksiniminde ani bir artış şekillenir. Bunun sonucu olarak, laktasyonun ilk döneminde NED gelişme riski her zaman vardır. Hayvanın enerji ihtiyacı gıdalar ile karşılanamadığında diğer kaynaklardan karbonhidrat sentezi ya da alternatif enerji kaynakları ile bu ihtiyaç giderilmeye çalışılır. NED sırasında vücut proteinlerinin enerji kaynağı olarak tüketilmesini engellemek amacıyla adaptif mekanizmalar gelişmiştir. Bu bağlamda, ruminantlarda karbonhidrat rezervlerinin korunması özellikle önemlidir. Adipoz dokular ise vücudun depo enerji kaynaklarını temsil etmektedir. Fizyolojik olarak NED’e adaptasyon, bu kaynakların yeterli şekilde kullanılması ve bahsedilen rezervlerin korunması ile sağlanır. Bu adaptasyon mekanizmalarından başlıcası, depo yağların mobilizasyonu ile enerji elde edilmesidir. Karaciğer, süt üretimine bağlı artan enerji ihtiyacını karşılamak, adipoz dokulardan mobilize olan aşırı miktardaki esterleşmemiş yağ asidini işlemek ve bu yeni duruma hızlı bir şekilde uyum sağlamak zorundadır.24,27,28 Ülkemizde yüksek verimli kültür ırkı sığırcılık ve entansif besleme yaygınlaşmış olmasına rağmen, yetiştiricilerin bakım ve besleme konusundaki yetersizliği hastalıkların, özellikle de metabolik hastalıkların insidansının artmasına sebep olmaktadır. (bkz. Sevinç M. Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi. Doktora Tezi. SÜ Sağlık Bil- Aynı zamanda bu dönem hastalıklar immun cevapta yetersizliğe ve beraberinde enfeksiyonlara karşı predispozisyona da neden olur. Periparturient dönemde ortaya çıkan hastalık ya da problemler, o laktasyon periyodu boyunca hayvanın verimi üzerine negatif olarak etki etmekte ve önemli ekonomik kayıplara yol açmaktadır.11,29,30 imleri Enstitüsü, Konya 1994) Periparturient dönem; metabolik profil ve karaciğer fonksiyon testleri ile değerlendirilmeli, FL ve diğer problemlerin ne yoğunlukta olduğu mutlak belirlenme- 132 lidir. Karaciğer fonksiyonunun değerlendirilmesi genellikle safra asitleri ölçümü, total bilirubin, glikoz, AST, GGT, total protein, albumin, trigliserit, kolesterol, HDL, LDL ve VLDL gibi biyokimyasal parametrelerin tayini ve karaciğer biyopsi analizlerini kapsar. FL ve ilgili hastalıkların tanısında, rutin olarak uygulanan biyokimyasal parametrelerin yanında, son zamanlarda serum apolipoprotein (apo B-100, apo A-I, apo C-III) ölçümlerinin önemli olduğu da rapor edilmiştir.10,19,20,31 Süt sığırlarında periparturient dönem ve ilişkili hastalıklarla ilgili çalışmalar ülkemizde de güncelliğini korumaktadır.20,25,32 (bkz. Kabu M. Periparturient dönem sütçü sığırlarda propilen glikol, methionin ve sodyum boratın metabolik profil üzerine etkileri. AKÜ Doktora Tezi, Afyonkarahisar, 2009) PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR Periparturient dönem hastalıkların ortaya çıkışında, özellikle kuru dönem sırasında gelişmeye başlayan FL önemli rol oynar.4 Yüksek süt verimli sığırlarda şekillenen FL, başta abomasum deplasmanları olmak üzere, ketozis, retensiyo sekundinarum, hipokalsemi, metritis, mastitis17,(bkz. Sevinç M. Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi. Doktora Tezi. SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya 1994) ve enfeksiyöz ve reprodüktif hastalıkların33 insidansını arttırır.9,34 FATTY LİVER (KARACİĞER YAĞLANMASI, HEPATİK LİPİDOZİS, FAT COW, STEATOSİS) Kuru dönem veya doğumdan sonraki ilk iki ay içerisinde enerji yönünden yetersiz beslenen yüksek verimli süt sığırlarının metabolik bir hastalığıdır. Süt vermeye başlayan sığırların enerji ihtiyaçlarının vücudun yağ rezervlerinden karşılaması ve aşırı miktarda depo yağın serbest hale geçerek, karaciğer parankim hücrelerinde yaygın olarak birikmesi sonucu gelişir.35-39 FL laktasyonun ilk döneminde bulunan ve klinik olarak normal sığırlarda da rapor edilmiştir. Lipit mobilizasyonundaki artış, karaciğer tarafından alınan NEFA miktarının artmasına ve dolayısıyla yağın karaciğer parankim hücrelerinde yaygın olarak birikmesine neden olur. FL, metabolik ve enfeksiyöz hastalık insidansında artışa, tedavi sürelerinde uzamaya ve ölümlere yol açar.27,40-43 Sığırlarda verim ve fertilite üzerinde negatif etki yapar.29,37,38 Özellikle laktasyonun ilk döneminde görülen FL, retensiyo sekundinarum, ketozis, abomasum deplasmanları ve hipokalsemi gibi hastalıkların görülme insidansını arttırmakta veya bu hastalıklar FL’nin bir komplikasyonu olarak ortaya çıkabilmektedir.5,8,14,44 Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ KETOZİS Ketozis, karbonhidrat ve uçucu yağ asit metabolizmasının bozulması sonucu, kan glikoz seviyesinin düşmesi, karaciğer glikojen ve glikoz rezervlerinin tükenmesi, karaciğerde yağ dejenerasyonu ve keton cisimlerinin artışı ile karakterize metabolik bir hastalıktır.45,46 Ketozis de FL gibi, yüksek verimli süt sığırlarında laktasyonun ilk döneminde ortaya çıkan periparturient dönem hastalıklarından biridir. Bu hastalık, genellikle laktasyonun ilk altı haftası içerisinde ortaya çıkar. Hastalığın gelişiminde kuru dönemde aşırı besleme, doğuma yakın dönemde gıda alımındaki azalma ve laktasyonun ilk döneminde gelişen NED önemli rol oynar.7,8,47 Yüksek verimli süt sığırlarında hastalığın insidansı oldukça yüksektir.39 Ketozis ve FL klinik bulgular ve biyokimyasal değişiklikler yönünden birbirine son derece benzer.47,48 Her iki hastalıkta da vücut sıvılarındaki keton cisimleri konsantrasyonu ve karaciğer yağ infiltrasyonu artmıştır.39 Ketozis vakalarının sadece %10’unda karaciğerde yağlanma görülmediği bildirilmektedir.45 Yüksek süt veriminin ketozis için bir risk faktörü olduğu rapor edilmiştir.8,49 Hastalık kilo kaybı, pika, iştahsızlık, süt veriminde ani düşüş ve nörolojik anormalliklerle karakterizedir.45,50,51 Ketozis, bazı araştırıcılar tarafından asetonemi olarak da adlandırılır.52,53 (bkz. Galligan DT, Ferguson JD. Prevention and treatment of postpartum diseases. Center for Animal Health and Productivity. 1996) Ketozisin primer ve sekunder olmak üzere iki formu vardır.54 Primer ketozis, yemde yeterli miktarda karbonhidrat bulunmaması veya barsaklardan absorbe edilememesi sonucu gelişir ve genellikle doğum sonrası 10. gün ile altıncı haftalar arası gözlenir. Sekunder ketozis ise çeşitli hastalıklara bağlı gelişen iştah kaybının bir sonucudur.54 Ketozis, çok doğum yapmış hayvanları olduğu kadar ilk doğumunu yapan hayvanları da aynı derecede etkiler.1 FL, retensiyo sekundinarum, abomasum deplasmanları, metritis, mastitis, çevresel stres, hatalı besleme ve sürü yönetim hataları ketozisle birlikte seyreden ve ketozise neden olabilen önemli predispozan faktörlerdir.1,18,54 ABOMASUM DEPLASMANLARI (LDA-RDA) Abomasum deplasmanı, karın boşluğunun tabanında yer alan abomasumun gaz ve sıvı ile dolarak, sola ve yukarı (LDA) ya da sağa ve yukarı (RDA) yönde yer değiştirmesi ile karakterize durumu tanımlar. Abomasum deplasmanlarına özellikle yüksek verimli süt sığırlarında laktasyonun ilk döneminde yaygın olarak rastlanır.55,56 Abomasum deplasmanlarının yaklaşık %80’i doğumu takiben ilk bir ay içerisinde meydana gelmektedir. BununTurkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) Turan CİVELEK la birlikte herhangi bir zamanda da gelişebilir. LDA vakalarına, RDA ve torsiyon vakalarına göre daha sık rastlanır.1,57 Etiyolojisi tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte9,55,58 multifaktöriyel bir hastalıktır. Periparturient dönem FL ile yakın ilişkili olduğu bir çok araştırıcı tarafından rapor edilmiştir.8,17,25,59 (bkz. Sevinç M. Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi. Doktora Tezi. SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya 1994) RETENSİYO SEKUNDİNARUM Doğumun üzerinden 24 saat geçmesine rağmen fötal membranların atılamamış olması durumu retensiyo sekundinarum olarak tanımlanır.1 Abort, güç doğum, hipokalsemi, ikiz doğum, yüksek çevre ısısı, ilerlemiş yaş, premature doğumlar veya doğumun uyarılması ve bazı nutrisyonel faktörler retensiyo sekundinarum insidansını arttırır.60 Kuru dönem bakım ve besleme hatalarının hipokalsemi, retensiyo sekundinarum, abomasum deplasmanları, metritis veya endometritis gibi hastalıkların gelişimine neden olabileceği bildirilmektedir.1,21,61 Kaneene ve ark.,62 enerji yetersizliği ile ilişkili metabolik olayların retensiyo sekundinarum ve dolayısıyla metritis gelişme riskini arttırdığını rapor etmiştir. Retensiyo sekundinarum olguları da metritis, sekunder ketozis ve mastitisin görülme insidansını arttırmaktadır.1,21 Retensiyo sekundinarumlu hayvanlarda % 36.89±7.75 oranında karaciğer yağlanması rapor edilmiştir.20 Retensiyo sekundinarum FL ile yakın ilişkilidir. PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLARIN KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİSİ Karaciğer testleri metabolik hastalıkların gelişiminin önceden tahmininde, periparturient dönem hastalıkların tanısında, reprodüktif performansının ve hayvanın nutrisyonel durumunun değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.20,63 (bkz. Enver N. Yüksek süt verimli ineklerde gebelik ve laktasyon dönemlerinde metabolik profildeki değişiklikler. Doktora Tezi, SÜ Sağlık Bilimleri Karaciğer testleri ile hayvanların kuru dönemden itibaren laktasyonun sonuna kadar olan süreçte ihtiyaçları tespit edilebilir ve düzenlenebilir. Özellikle, pre ve postpartum devrede metabolik profildeki değişimler ve bunların verime katkısı düzenli olarak kontrol edilmelidir.64 (bkz. Enver N. Yüksek süt verimli ineklerde gebeEnstitüsü, Konya 1999) lik ve laktasyon dönemlerinde metabolik profildeki değişiklikler. Doktora Tezi, SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya 1999) Bu şekilde periparturient dönem hastalıklar kontrol altına alınabilir. 133 Turan CİVELEK SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ Süt sığırlarında periparturient dönemde gözlenen metabolik hastalıkların birçoğu karaciğer metabolizması ile yakın ilişkilidir. Bu nedenle, bu tip hastalıkların gelişim sürecinde karaciğer fonksiyonlarında önemli aksamalar meydana gelir. Karaciğer metabolizması, karaciğer fonksiyon testleri ve/veya metabolik profil testleri ile değerlendirilir. Bununla birlikte fonksiyon testleri beslenmeye, bölge ve iklim farklılıklarına, hayvan ırklarına, süt verimine, laktasyon sayısına ve sürü yönetimine bağlı olarak değişim gösterebilmektedir.64-66 Kan metabolitleri veya enzim ölçümlerinin, klinik ve subklinik metabolizma hastalıklarının erken tanı ve teşhisinde faydalı olduğu, ancak karaciğer yağlanmasının teşhisinde laboratuvar bulguların tek başına yeterli olmadığı bildirilmiştir.1,65,67 Karaciğer biyopsilerinin alınarak histopatolojik olarak değerlendirilmesi gerektiği rapor edilmiştir.36 FL’li sığırlarda metabolik tabloda önemli değişiklikler meydana gelir. Karaciğer yağlanması sonucu metabolik faaliyetler azalır. Kan serumunda enzim aktivitelerinin ölçümü FL’de diagnostik amaçlı kullanılabilir.1,45,47,68 Sığırlarda bazı biyokimyasal testlerin (serum AST, GGT, glikoz, total bilirubin, trigliserit, kolesterol) sensitivite, spesifite ve doğruluğu değerlendirilmiş ve karaciğeri normal hayvanlarda biyokimyasal analizlerin sensitivitesi %1.7, spesifitesi %95.3, doğruluğu %45.6; hafif şiddetli karaciğer yağlanmalı hayvanlarda biyokimyasal analizlerin sensitivitesi %42.9, spesifitesi %73, doğruluğu %67.5; orta şiddetli karaciğer yağlanmalı hayvanlarda biyokimyasal analizlerin sensitivitesi %66.7, spesifitesi %73, doğruluğu %70.6; şiddetli karaciğer yağlanmalı hayvanlarda ise biyokimyasal analizlerin sensivitesi %70, spesifitesi %73, doğruluğu %72.4 olarak tespit edilmiştir.69 FL’li sığırlarda, lipoproteinlerin konsantrasyonunun azaldığı bildirilmektedir.70 Bunun yanında, total kolesterol, LDL, VLDL ve apolipoprotein konsantrasyonları da düşüktür.4,20,22,33,59 Şiddetli FL olgularında, LDL konsantrasyonlarındaki belirgin düşüşün temel nedeni, apo A-I taşıyan lipoprotein konsantrasyonundaki azalmadır.33,59 Diğer nedenler arasında VLDL sekresyonundaki düşüş, VLDL’nin LDL’ye dönüşümündeki aksama ve azalma sayılabilir. FL gelişimine neden olan hepatik trigliserit akümülasyonunun hepatik HDL sekresyonunu da bozabileceği bildirilmektedir.4 Lipoproteinlerin yapısında bulunan komponentlerden (trigliserit, fosfolipitler, kolesterol, apoproteinler) bir veya birkaçı lipoprotein sentezindeki bu aksamadan sorumlu olabilir.59 Serumda- 134 ki kolesterol lipoproteinlerin bir komponentidir ve yağlanmalarda serum kolesterol düzeylerindeki düşme, hepatik lipoprotein sekresyon kapasitesindeki azalmanın bir göstergesidir.29 Bununla birlikte, FL olgularında serum trigliserit ve kolesterol konsantrasyonlarındaki değişimlerin tutarlı olmadığını bildiren yayınlar da mevcuttur.71 Karaciğer hastalıklarında protein, özellikle de albumin sentezi aksar.14 Protein sentezindeki aksama başlıca serum albumin konsantrasyonundaki düşüşle kendini belli eder.4 Hepatik hastalığın şiddetindeki artışla birlikte plazma albumin konsantrasyonunun düştüğü bildirilmiştir.52 Hipoalbuminemi kronik karaciğer hastalıklarında gözlenen en temel bulgudur. Karaciğer fonksiyonunun değerlendirilmesinde serum albumin faydalı bir kriterdir. Bu bağlamda, sığırlarda albumin seviyelerinde düşüşlere karaciğer yetmezliği olgularında sıklıkla rastlandığı, ancak albumin konsantrasyonundaki azalmanın FL olguları için tipik bir bulgu olmadığı da bildirilmektedir.32 Bununla birlikte, sığırlarda FL olgularının çekirdekli endoplasmik retikulumda hasara neden olarak, karaciğer protein sentezini engellediği ve sonuç olarak, serum albumin konsantrasyonlarının FL ile ilişkili olarak azaldığı rapor edilmiştir.71 FL’li hayvanlarda yağlanmanın şiddetine bağlı olarak total protein ve albumin konsantrasyonlarının azaldığı bildirilmektedir. (bkz. Sevinç M. Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi. Doktora Tezi. SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya 1994) Benzer şekilde, serum albumin konsantrasyonlarının orta şiddetli FL olgularında önemli derecede azaldığı da rapor edilmiştir.72 Buzağılama sonrası, özellikle süt verimi yüksek sığırlarda, süt proteini ihtiyacının karşılanması için proteinlere duyulan gereksinimde bir artış şekillenir.14 Bu durum, serum protein konsantrasyonlarındaki azalmanın nedenleri arasında sayılabilir. Serum albumin ve glikoz konsantrasyonlarındaki azalmalara dikkatle yaklaşılması gerekmekle birlikte, albumin ve glikoz karaciğer sentez yeteneğini gösteren iki önemli parametredir. Sığırlarda FL’de kan glikoz konsantrasyonu düşüktür.1,4,(bkz. Sevinç M. Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi. Doktora Tezi. SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya 1994) Hipoglisemi, sığırlarda şiddetli FL için spesifik ve be- lirgin bir bulgudur. Glikoz konsantrasyonundaki bu azalmanın temelinde, sığırlardaki depresif durumun katkısının bulunduğu bildirilmiştir. Serum glikoz konsantrasyonu şiddetli FL’de, orta veya hafif şiddetli FL olgularına göre önemli derecede düşüktür.32 Bununla birlikte, karaciğer enerji metabolizması ve diğer metabolizmalarTurkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ da önemli bir rol oynamasına rağmen, glikoz konsantrasyonundaki bu değişimler bir hepatik hastalığın varlığını spesifik olarak doğrulamaz.39 Hepatik enzimlerin serum aktivite ölçümü, FL’nin ve ilişkili hastalıkların değerlendirilmesi açısından faydalı olmakla birlikte, yararı sınırlıdır.32,64,73 AST, ornitin dekarboksilaz ve sorbitol dehidrogenaz karaciğer hasarı ve karaciğer trigliseriti ile pozitif ilişkili hepatik enzimlerdir.1 Bununla birlikte, serum AST aktivitesi diğer enzimler içerisinde FL’nin değerlendirilmesinde kullanılabilecek en iyi parametredir. (bkz. Sevinç M. Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi. Doktora Tezi. SÜ Sağlık Bil- Karaciğer yetmezliği ve hasarı olgularında AST serum aktivitesi önemli derece yükselir.51 Bunun yanı sıra, AST’nin FL için spesifik bir enzim olduğu, ancak farklı doku aktiviteleri nedeniyle AST seviyelerindeki artışa dikkatle yaklaşılması gerektiği de rapor edilmiştir.74 AST enzim aktivitesindeki artış, karaciğere yağ infiltrasyonu ile doğru orantılıdır.14,39 Diğer enzimler için böyle bir orantı tespit edilememiştir.14 AST, sadece hepatik dokuya spesifik bir enzim değildir. GGT ise karaciğer dokusu için daha spesifik olmasına rağmen, GGT serum aktivitesi ve FL arasındaki korelasyon kuvvetli değildir.75 Bununla birlikte, karaciğer hasarı olgularında AST ile birlikte GGT enzim aktivitelerinde de bir artışın olduğu bildirilmiştir.51 AST aktivitelerinde, kas doku harabiyetine bağlı artışların olabileceği de unutulmamalıdır.32 Bu gibi durumlarda AST aktivitesinin CK ve GGT gibi diğer parametrelerle birlikte değerlendirmesi gerekir. AST ve GGT aktivitelerinin beraber artışı şiddetli FL’yi gösterir.52 imleri Enstitüsü, Konya 1994) Çeşitli araştırıcılar serum kolesterol konsantrasyonu ile karaciğer yağ konsantrasyonunun ters orantılı olduğunu ve bu durumun karaciğerin lipoprotein sentez ve sekresyon kabiliyetindeki bozulmayı yansıttığını bildirmektedir.1,4,29,48,64,68 (bkz. Enver N. Yüksek süt verimli ineklerde gebelik ve laktasyon dönemlerinde metabolik profildeki değişiklikler. Doktora Tezi, SÜ FL’li sığırlarda kan kolesterol konsantrasyonu genellikle düşüktür. Serum kolesterolünün yanı sıra, trigliserit, kolesterol esterleri, fosfolipit konsantrasyonları da azalmıştır.4 Bununla birlikte, FL gelişiminin erken dönemlerinde fosfolipit ve kolesterol seviyelerinde değişiklik gözlenmez.76 Karaciğer kolesterol ve fosfolipit seviyesindeki azalmanın muhtemel nedeni karaciğer yağ infiltrasyonudur.77 Bazı sığırlarda orta şiddetli FL olgularında serum kolesterol konsantrasyonlarındaki düşüş, karaciğer sentez ve sekresyon kabiliyetindeki azalmayı yansıtabilir.72 Şiddetli Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya 1999) Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) Turan CİVELEK karaciğer yağlanması olgularında, serum kolesterol düzeyi aşırı şekilde düşer. (bkz. Sevinç M. Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi. Doktora Tezi. SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya 1994) Plazma bilirubin ölçümleri hepatik yağ infiltrasyonu derecesini gösteren faydalı bir indikatördür.78 Karaciğer hasarı ve FL olgularında plazma total bilirubin konsantrasyonlarında artış olduğu bildirilmiştir.51 Plazma bilirubin konsantrasyonundaki artış, plazmaya bilirubin girişindeki artışa veya dolaşımdan uzaklaştırılmadaki azalışa bağlıdır. Serum total bilirubin konsantrasyonları şiddetli FL olgularında, hafif veya orta şiddetli FL olgularına göre önemli derecede artar. Bununla birlikte, yüksek serum total bilirubin konsantrasyonlarının şiddetli FL olguları için spesifik ve duyarlı olmadığı da bildirilmiştir.39 Bazı türlerde kan safra asidi konsantrasyonları da karaciğer fonksiyonunun değerlendirilmesinde faydalıdır. Total bilirubin ve plazma safra asidi konsantrasyonları ile karaciğer yağ infiltrasyon derecesi arasında pozitif korelasyon olduğu da bildirilmektedir.22 Bu sonuçlar yağ infiltrasyonunun karaciğerin endotoksin ve hormon eliminasyon yeteneğinde azalmaya neden olduğunun bir kanıtıdır. Serum bilirubin konsantrasyonları, alkalen fosfataz, laktat dehidrogenaz ve aspartat aminotransferaz aktivitelerindeki artış, karaciğer trigliserit birikiminin karaciğer hasarı ve/veya azalmış karaciğer fonksiyonu ile ilişkili olduğunu ortaya koyar.22,79 Ketozis ve FL oldukça yakın ilişkili hastalıklardır. FL’de olduğu gibi, ketozis gelişimi ile birlikte de hipoglisemi ortaya çıkar.39,80 Primer ketozis olgularında kan glikoz konsantrasyonu düşer. Primer ketoziste sıklıkla, karaciğer glikojeninde tükenme ve karaciğere yağ infiltrasyonu gözlenir.52 Sekunder ketozis olgularında ise bu düşüş çok hafiftir. Sekunder ketozis olgularının birçoğunda glikoz konsantrasyonunun referans değerlerin üzerinde veya normal sınırlarda olduğu bildirilmiştir.51 Adrenal, glikokortikoid ve anti insülin etki nedeniyle sıklıkla hiperglisemi şekillenebilir. Bu nedenle plazma glikoz konsantrasyonları dikkatle yorumlanmalıdır.52 Süt sığırlarında ketozis olgularında genellikle hipoglisemi gelişmekle birlikte, hiperglisemik ketotik sığırların varlığı da bildirilmiştir.81 Ketozis (klinik ve subklinik) olgularında serum AST aktivitesi ve total bilirubin konsantrasyonunun arttığı bildirilmektedir.45,82 Total bilirubin konsantrasyonları sığırlarda primer ketozis olgularında ve gebelikte artmaktadır.52 Klinik ketozis olgularında AST aktivitesindeki 135 Turan CİVELEK SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ artış, subklinik ketozis olgularıyla karşılaştırıldığında daha fazladır.82 AST aktivitelerinde belirgin artış gözlenen vakalarda düşük AST enzim seviyeleriyle karşılaştırıldığında, ketozis gelişim riskinin ortalama yedi kat arttığı rapor edilmiştir.74 Ketoziste serum trigliserit, kolesterol ve fosfolipit konsantrasyonları ise azalmıştır.5 BSP atılım süresi uzar. Lökosit miktarı ise azalır.45 Abomasum deplasmanı vakalarında karaciğerde değişen derecelerde yağ infiltrasyonunun olduğu ve vakalarının bir çoğunda şiddetli FL geliştiği belirtilmektedir. Bu nedenle abomasum deplasmanlı sığırlarda FL ile ilişkili olarak değişen derecelerde karaciğer fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilir.12,15 Abomasum deplasmanı vakalarında glikoz konsantrasyonu ile ilgili veriler halen tartışmalıdır. Çünkü serum glikoz konsantrasyonu deplasmanın sağa ya da sola olmasına ve geçişin olup olmamasına göre değişebilmektedir. Sevinç ve ark.25 abomasum deplasmanlı sığırlarda serum glikoz konsantrasyonunun sağlıklı sığırlara göre değişiklik göstermediğini bildirmesine rağmen, Muylle ve ark.15 ile Aslan ve ark.17 abomasum deplasmanlarının hiperglisemi ile birlikte seyrettiğini ve kan glikoz konsantrasyonlarındaki artışın temelinde stres sonucu salınan endojen kortizolün glikoneogenezisi uyarmasının yattığını bildirmişlerdir. Hipergliseminin derecesi karaciğer glikojen miktarına bağlıyken, karaciğer trigliseritinden ve sığırın ketotik aktivitesinden bağımsızdır.15 Normal karaciğer glikojen miktarına sahip sığırlarda kan glikoz seviyesi, düşük karaciğer glikoz miktarına sahip sığırlara göre daha yüksektir. Çünkü hiperglisemi, hiperinsulinemi durumunda gelişmektedir. İnsülin ise kan glikoz düzeyinden bağımsız olarak abomasal boşalmayı deprese eder.15 Bununla birlikte şiddetli FL’nin her zaman karaciğer glikojeninin tüketilmesiyle ilişkili olduğu da unutulmamalıdır.77 Sola abomasum deplasmanı (LDA) vakalarının bir çoğunda hemogramda değişiklik gözlenmezken, sağa abomasum deplasmanı (RDA) ve torsiyon olgularında dehidrasyon ve metabolik tabloda değişiklikler vardır. Abomasum deplasmanı vakalarında serum trigliserit, kolesterol ve fosfolipit konsantrasyonlarında ise azalma görülür.5 Abomasum deplasmanlı sığırlarda serum AST ve GGT konsantrasyonlarında ise önemli derecede artışların olduğu bildirilmektedir.25 Retensiyo sekundinarumlu sığırlarda serum trigliserit konsantrasyonları düşüktür. Total kolesterol ve fos- 136 folipit konsantrasyonlarındaki düşüşler ise önemsizdir. Retensiyo sekundinarum ve FL, serum lipit konsantrasyonundaki değişiklikler açısından son derece benzerdir. Ketozis ile retensiyo sekundinarumun da yakın ilişkili olduğu bildirilmiştir.5 Retensiyo sekundinarumun etiyolojik mekanizması, diyetle ilişkili karaciğer hastalıkları ve yüksek plazma GGT ve üre konsantrasyonları ile yakın ilişkilidir. Retensiyo sekundinarumlu süt sığırlarında plazma glikoz seviyelerinde düşüşler gözlenir. Sığırlarda retensiyo sekundinarum olgularının insidansının ortaya konmasında faydalanılabilecek üç temel indikatör vardır. Bunlar; kan glikoz konsantrasyonu, dolaşımdaki eritrosit ve monosit sayılarıdır. Doğum anında düşük kan glikoz konsantrasyonlarına sahip hayvanlarda, ilerleyen saatlerde retensiyo sekundinarum geliştiği bildirilmiştir. Bununla birlikte kan glikoz konsantrasyonu retensiyo sekundinarumun etiyolojik mekanizması için primer ayırt edici faktör değildir.83 FL ve ilişkili hastalıkların tanısında rutin olarak uygulanan ve yukarıda bahsedilen biyokimyasal parametrelerin yanında, son zamanlarda, apolipoprotein (apo B-100, apo A-I, apo C-III) konsantrasyonları ölçümünün önemli olduğu bildirilmektedir.10,19,31 Periparturient dönemde görülen FL, ketozis, abomasum deplasmanları, hipokalsemi, downer cow ve retensiyo sekundinarum gibi hastalıklarda serum apo B-100 konsantrasyonlarında belirgin düşüşler tespit edilmiştir.5,18-20,31,34,71 Bu hastalıklarda serum apo B-100 konsantrasyonlarının önemli ölçüde düşük olduğu görülmektedir (56 ± 8 μg/ml). Yukarıda belirtilen hastalıklar yönünden değerlendirilen sığırların %45’inde serum apo B-100 konsantrasyonları 100 μg/ml’in altında bulunmuştur.34 Oikawa ve ark.,5 ketozis ve abomasum deplasmanı gibi hastalıkların erken tanısında apo B-100 konsantrasyonlarının belirlenmesinin faydalı olduğunu bildirmektedir. Süt sığırlarında FL ve metabolik durumun değerlendirilmesinde serum insülin, TAG, NEFA ve BHBA ölçümleri de çok değerli bilgiler sağlar. SONUÇ Periparturient dönem üzerinde önemle durulması gereken ve hayvanın verimle ilgili özelliklerini direkt olarak etkileyen bir süreçtir. Bu dönemde ortaya çıkan metabolik ve reprodüktif sistem hastalıklarının, karaciğer yağlanmasını şiddetlendirdiği ve bir hastalığın diğerinin ortaya çıkışında önemli rol oynadığı vurgulanmaktadır.25 Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ Süt sığırlarında FL’nin abomasum deplasmanı, ketozis, retensio sekundinarum, hipokalsemi, downer cow, metritis ve mastitis gibi metabolik ve reprodüktif sistem hastalıkları ile yakın ilişkili olduğu ve bu hastalıklarla birlikte seyrettiği birçok araştırıcı tarafından rapor edilmiştir.12-18 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Gilbert OR, Gyles CL, Perry TW, et al. Metabolic disorders. The Veterinary Merck Manual. 8thed. In: Aiello SE, Mays A, eds. USA: Merck & Co Inc; 1998. p.723-47. Klerx HJ, Smolders EAA. Herd and cow random variation in models of interrelationships between metabolic and reproductive disorders in high yielding multiparous Holstein dairy cattle in The Netharlands. Livestock Production Science 1997;52(1):21-9. Drackley JK. Biology of dairy cows during the transition period: the final frontier? J Dairy Sci 1999;82(11):2259-73. Katoh N. Relevance of apolipoproteins in the development of fatty liver and fatty liver related peripartum diseases in dairy cows. J Vet Med Sci 2002;64(4):293-307. Oikawa S, Katoh N. Reduced concentrations of apolipoproteins B-100 and A-I in serum from cows with retained placenta. Can J Vet Res 1997;61(4):312-4. Sevinç M, Başoğlu A, Öztok İ, Sandıkçı M, Birdane FM. The clinical-chemical parameters serum lipoproteins and fatty infiltration of liver in ketotic cows. Merck & Co Inc,. Tr J Vet Anim Sci 1998;22(5):443-7. Grummer RR. Etiology of lipid reated metabolic disorders in peripartuirent dairy cows. J Dairy Sci 1993;76(12):3882-96. Oikawa S, Katoh N, Kawawa F, Ono Y. Decreased serum apolipoprotein B-100 and A-I concentrations in cows with ketosis and left displacement of the abomasum. AJVR 1997;58(2):121-5. Cameron RE, Dyk PB, Herdt TH, Kaneene JB, Miller R, Bucholtz HF, et al. Dry cow diet, management and energy balance as risk factors for displaced abomasum in high producing dairy herds. J Dairy Sci 1998;81(1):132-9. 10. Katoh N, Nakagawa-Ueta H. Concentrations of apolipoprotein C-IIIin healthy cows during the peripartum period and cows with milk fever. J Vet Med Sci 2001;63(6):597-601. 11. Jorritsma R, Jorritsma H, Schukken YH, Bartlett PC, Wensing T, Wentink GH. Prevalence and indicators of postpartum fatty infiltration of liver in nine commercial dairy herds Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) Turan CİVELEK Biyokimyasal parametreler periparturient dönem hastalıkların ve metabolik durumun değerlendirilmesinde oldukça faydalıdır. Bununla birlikte, bireysel değişiklikler nedeniyle, biyokimyasal parametrelerin karaciğer biyopsi analizleri ile birlikte yorumlanması önerilir. KAYNAKLAR in the Netherlands. Livestock Production Science 2001;68(1):53-60. 12. Holtenius VP, Niskanen R. Leberzellverfettung bei kühen mit labmagenverlagerung (Fatty changes of the liver cells in cows with abomasal displacement). Dtsch Tierärztl Wschr 1985;92:398-400. 13. Avidar Y, Bogin E, Soback S. Fatty liver syndrome in farm animals-biochemical and pharmacological aspects. Isr J Vet Med 1986;42(4):318-23. 14. Bogin E, Avidar Y, Merom M, Soback S, Brenner G. Biochemical changes associated with the fatty liver syndrome in cows. J Comp Path 1988;98(3):338-47. 15. Muylle E, Van Den Hende C, Sustronck B, Deprez P. Biochemical profiles in cows with abomasal displacement estimated by blood and liver parameters. J Vet Med A 1990;37(4):259-63. 16. Ruckebusch Y, Phaneuf LP, Dunlop R. Physiology of Small and Large Animals. Philadelphia, Hamilton: BC Decker, Inc; 1991. 17. Aslan V, Ok M, Boydak M, Şen İ, Birdane FM, Alkan F. Süt ineklerinde abomasum deplasmanlarının yağlı karaciğer sendromu ile ilgisi. Vet Bil Derg 1997;13(2)77-82. 18. Yamamoto M, Nakagawa-Ueta H, Katoh N, Oikawa S. Decreased concentration of serum apolipoprotein C-III in cows with fatty liver, ketosis, left displacement of the abomasum, milk fever and retained placenta. J Vet Med Sci 2001;63(3):227-31. 19. Oikawa S, Katoh N. Decreases in serum apolipoprotein B-100 and A-I concentrations in cows with milk fever and downer cows. Can J Vet Res 2002;66(1):31-4. 20. Civelek T, Sevinç M. Sütçü sığırların peripartuirent dönem hastalıklarında serum apolipoprotein B-100 konsantrasyonları. Veteriner Bilimleri Dergisi 2003;19(1-2):81-92. 21. Erb HN, Grohn YT. Epidemiology of metabolic disorders in the periparturient dairy cow. J Dairy Sci 1988;71(9):2557-71. 22. Rukkwamsuk T, Kruip TA, Wensing T. Relationship between overfeeding and overcondi- tioning in the dry period and the problems of high producing dairy cows during the postparturient period. Vet Quart 1999;21(3):71-7. 23. McDougall S. Effects of periparturient diseases and conditions on the reproductive performance of New Zealand dairy cows. N Z Vet J 2001;49(2):60-7. 24. Herdt TH. Ruminant adaptation to negative energy balance: Influences on the etiology of ketosis and fatty liver. Vet Clin North Am Food Anim Pract 2000;16(2):215-30. 25. Sevinç M, Ok M, Başoğlu A. Liver function in dairy cows with abomasal displacement. Revue Méd Vét 2002;153(7):477-80. 26. Başoğlu A, Sevinç M, Birdane FM, Boydak M. Efficacy of sodium borate in the prevention of fatty liver in dairy cows. J Vet Intern Med 2002;16(6):732-5. 27. Holtenius P. Hormonal regulation related to the development of fatty liver and ketosis. Acta Vet Scand 1993;89(Suppl):55-60. 28. Drackley JK, Overton TR, Douglas GN. Adaptations of glucose and long chain fatty acid metabolism in liver of dairy cows during the periparturient period. J Dairy Sci 2001;84(Suppl):100-12. 29. Wentink GH, Rutten VP, van den Ingh TS, Hoek A, Müller KE, Wensing T. Impaired spesific immunoreactivity in cows with hepatic lipidosis. Vet Immunol Immunopathol 1997; 56(1-2):77-83. 30. Drackley JK. Biology of dairy cows during the transition period: the final frontier? J Dairy Sci 1999;82(11):2259-73. 31. Katoh N, Oikawa S, Oohashi T, Takahashi Y, Itoh F. Decreases of apolipoprotein B-100 and A-I concentrations and induction of haptoglobin and serum ammyloid in nonfed calves. J Vet Med Sci 2002;64(1):51-5. 32. Sevinç M, Başoğlu A, Birdane FM, Boydak M. Liver function in dairy cows with fatty liver. Revue Méd Vét 2001;152(4):297-300. 33. Mazur A, Marcos E, Rayssiguier Y. Plasma lipoproteins in dairy cows with naturally occuring severe fatty liver: Evidence of alteration in the distribution of apo A-I containing lipoproteins. Lipids 1989;24(9):805-11. 137 Turan CİVELEK SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ 34. Itoh H, Tamura K, Motoi Y, Kawawa F. Serum apolipoprotein B-100 concentrations in healty and diseased cattle. J Vet Med Sci 1997;59(7):587-91. 35. Gaal T, Reid IM, Collins RA, Roberts CJ, Pike BV. Comparison of biochemical and histological methods of estimating fat content of liver of dairy cows. Res Vet Sci 1983;34(2): 245-8. 36. Haass CL, Eness PG. Bovine fatty liver syndrome. Iowa state Veterinarian 1984;46(2): 108-11. 37. Andrews AH, Laven R, Maisey I. Treatment and control of an outbreak of fat cow syndrome in a large dairy herd. Vet Rec 1991;129(10):216-9. 38. Yoshino K, Katoh N, Takahashi K, Yuasa A. Purification of a protein from serum of cattle with hepatic lipidosis, and identification of the protein as haptoglobin. Am J Vet Res 1992;53(6):951-6. 39. Cebra CK, Garry FB, Getzy DM, Fettman J. Hepatic lipidosis in anorectic, lactating holstein cattle: A retrospective study of serum biochemical abnormalities. J Vet Intern Med 1997;11(4):231-7. 40. Grummer RR, Bertics SJ, LaCount DW, Snow JA, Dentine MR, Stauffacher RH. Estrogen induction of fatty liver in dairy cattle. J Dairy Sci 1990;73(6):1537-43. 41. Holter JB, Slotnick MJ, Hayes HH, Bozak CK, Urban WE, McGilliard ML. Effect of prepartum dietary energy on condition score, postpartum energy, nitrogen partitions, and lactation production responses. J Dairy Sci 1990;73(12):3502-11. 42. Pullen DL, Liesman JS, Emery RS. A species comparison of liver slice synthesis and secretion of triacylglycerol from nonesterified fatty acids in media. J Anim Sci 1990;68(5):1395-9. 43. Zurek E, Foxcroft GR, Kennedy JP. Metabolic status and interval of first ovulation in post partum dairy cows. J Dairy Sci 1995;78(9):1909-20. reproductive performance of dairy cows. Vet Rec 2001;148(25):769-72. 47. Gerloff BJ. Dry cow managment for the prevention of ketosis and fatty liver in dairy cows. Vet Clin North Am Food Anim Pract 2000;16(2):283-92. 48. Gaal T, Roberts CJ, Reid IM, Dew AM, Copp CM. Blood composition and liver fat in post parturient dairy cows. Vet Rec 1983;113(3):53-4. 49. Gröhn YT, Eicker SW, Hertl JA. The association between previous 305-day milk yield and diseases in New York state dairy cows. J Dairy Sci 1995;78(8):1693-702. 50. Heuer C, Van Straalen WM, Dirkzwager A, Noordhuizen JP. Prediction of energy balance in a high yielding dairy herd in early lactation: model development and precision. Liverstock Production Science 2000;65(1):91-105. 51. Steen A. Field study of dairy cows with reduced apetite in early lactation: Clinical examinations, blood and rumen fluid analyses. Acta Vet Scand 2001;42(2):219-28. 52. West HJ. Effect on liver function of acetonaemia and the fat cow syndrome in cattle. Res Vety Sci 1990;48(2):221-7. 53. West H. Suspected liver dysfunction-decision flow chart. Cattle Practice 1994;2(1):17-25. 54. Østergaard S, Sørensen JT. A review of the feeding-health-production complex in a dairy herd. Prev Vet Med 1998;36(2):109-29. 55. Bajcsy A, Rehage J, Scholz H, Szenci O. Changes in blood ionized calcium and some other blood parameters before and after replacement of a left sided displaced abomasum in dairy cattle. Dtsch Tierarztl Wochenschr 1997;104(12):501-40. 56. Ok M, Şen İ, Birdane FM, Sevinç M, Aslan V, Alkan F. Concentration of insulin and glucose in dairy cows with abomasal displacement. Indian Vet J 2000;77(11):961-2. 57. Rohrbach BW, Cannedy AL, Freeman K, Slenning BD. Risk factors for abomasal displacement in dairy cows. JAVMA 1999;214(11):1660-3. 44. Senatore EM, Butler WR, Oltanacu PA. Relationships between energy balance and postpartum ovarian activity and fertility in first lactation dairy cows. Anim Sci 1996;62(1):1723. 58. Huhn JC, Nelson DR. Right sided abomasal problems in dairy cattle. Vet Med 1995;90(12):1169-74. 46. Cook NB, Ward WR, Dobson H. Concentrations of ketones in milk in early lactation, and 60. Eiler H. Retained placenta. In: Youngquist RS, ed. Current Theraphy in Large Animal Theriogenology. 1st ed. Missouri: WB Saunders Comp; 1997. 45. Veenhuizen JJ, Drackley JK, Richard MJ, Saderson TP, Miller LD, Young JW. Metabolic changes in blood and liver during development and early treatment of experimental fatty liver and ketosis in cows. J Dairy Sci 1991;74(12):4238-53. 138 59. Rayssiguier Y, Mazur A, Gueux E, Reid IM, Roberts CJ. Plasma lipoproteins and fatty liver in dairy cows. Res Vet Sci 1988;45(3):389-93. 61. Studer E. A veterinary perspective of on farm evaluation of nutrition and reproduction. J Dairy Sci 1998;81(3):872-6. 62. Kaneene JB, Miller R, Herdt TH, Gardiner JC. The association of serum nonesterfied fatty acids and cholesterol, management and feeding practices with peripartum disease in dairy cows. Prev Vet Med 1997;31(1-2):59-72. 63. Kappel LC, Ingraham RH, Morgan EB, Zeringue L, Wilson D, Babcock DK. Relationship between fertility and blood glucose and cholesterol in Holstein cows. Am J Vet Res 1984;45(12):2607-12. 64. Aslan V, Eren Ü, Sevinç M, Öztok İ, Işık K. Yüksek süt verimli ineklerde kuru dönem ve doğum sonrası metabolik profilldeki değişiklikler ve bunların karaciğer yağlanması ile ilgisi. Tr J Vet Anim Sci 1994;18(2):93-9. 65. Sevinç M, Başoğlu A, Birdane F, Gökçen M, Küçükfındık M. Sütçü sığırlarda kuru dönem doğum ve doğum sonrası metabolik profildeki değişiklikler. Tr J Vet Anim Sci 1999;23 Ek Sayı(3):475-8. 66. Herdt TH. Variability characteristics and test selection in herd-level nutritional and metabolic profile testing. Vet Clin North Am Food Anim Pract 2000;16(2):387-403. 67. Pearson EG, Maas J. Hepatic lipidosis. In: Smith BP, ed. Large Animal Internal Medicine. 2nd ed. St Louis: Mosby Co; 1990. p.860-6. 68. Holtenius P. Plasma lipids in normal cows around partus and in cows with metabolic disorders with and without fatty liver. Acta Vet Scand 1989;30(4):441-5. 69. Acorda JA, Yamada H, Ghamsari SM. Comparative evaluation of fatty infiltration of the liver in dairy cattle by using blood and serum analysis, ultrasonography and digital analysis. Vet Q 1995;17(1):12-4. 70. Bremmer DR, Bertics SJ, Besong SA, Grummer RR. Changes in hepatic microsomal triglyceride transfer protein and triglyceride in periparturient dairy cattle. J Dairy Sci 2000; 83(10):2252-60. 71. Marcos E, Mazur A, Cardot P, Rayssiguier Y. Serum apolipoproteins B and A-I and naturally occurring fatty liver in dairy cows. Lipids 1990;25(9):575-7. 72. Reid IM, Rowlands GJ, Dew AM, Collins RA, Roberts CJ, Manston R. The relationship between post parturient fatty liver and blood composition in dairy cows. J Agric Sci Camb 1983;101(2):473-80. 73. Steen A. Field study of dairy cows with reduced apetite in early lactation: Clinical examinations, blood and rumen fluid analyses. Acta Vet Scand 2001;42(2):219-28. Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) SÜT SIĞIRLARINDA PERİPARTURİENT DÖNEM HASTALIKLAR VE KARACİĞER FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİLERİ 74. Markusfeld O, Naharp N, Adler H. Traits associated with the “Fat cow syndrome” in daşry cattle a combined clinical, epidemiological and biochemical study of a multifactorial disease syndrome. Isr J Vet Med 1988;44(3): 176-82. 75. Roussel AJ, Whitney MS, Cole DJ. Interpreting a bovine serum chemistry profile: Part 1. Vet Med 1997;92(6):553-8. 76. van den Top AM, Wensing T, Geelen MJ, Wentink GH, van't Klooster AT, Beynen AC. Time trends of plasma lipids and enzymes synthesizing hepatic triacylglycerol during postpartum development of fatty liver in dairy cows. J Dairy Sci 1995;78(10):2208-20. Turkiye Klinikleri J Vet Sci 2011;2(2) 77. Breukink HJ, Wensing TH. Pathophysiology of the liver in high yielding dairy cows and its consequences for health and production. Isr J Vet Med 1997;52(2-3):66-72. 78. West HJ. Liver function of dairy cows in late pregnancy and early lactation. Res Vet Sci 1989;46(2):231-7. 79. van den Top AM, Geelen MJ, Wensing T, Wentink GH, van't Klooster AT, Beynen AC. Higher postpartum hepatic triacylglycerol concentrations in dairy cows with free rather than restricted access to feed during the dry period are associated with lower activities of hepatic glycerolphosphate acyltransferase. J Nutr 1996;126(1):76-85. Turan CİVELEK 80. Roeder BL, Schaalje B, Kelly EJ, Clark FD. A rapid method for determination of blood glucose concentration in cattle. JAVMA 1996; 208(5):707-10. 81. Roussel AJ, Whitney MS, Cole DJ. Interpreting a bovine serum chemistry profile: Part 2. Vet Med 1997;92(6):559-66. 82. Kauppinen K. ALAT, AP, ASAT, GGT, OCT activities and urea and total bilirubin concentrations in plasma of normal and ketotic dairy cows. Zbl Vet Med A 1984;31(8):567-76. 83. Chassagne M, Barnouin J, Chacornac JP. Predictive markers in the late gestation period for retained placenta in black-pied dairy cows under field conditions in France. Theriogenology 1998;49(3):645-56. 139