DGS – 2009 – Sözel-(1) Deneme
Transkript
DGS – 2009 – Sözel-(1) Deneme
Deneme-6 – 3. Soru DGS – 2009 – Sözel-(1) 1. – 6. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 1. Balık sürülerini ---- belirleyen elektronik aygıtların yoğun olarak kullanılması, ---- ürünlerinin azalmasına ve bazı canlıların neslinin ---- tehlikesiyle yüz yüze gelmesine neden oldu. A) uzaktan – deniz – tükenme B) yakından – balık – azalma C) hareketlerinden – su – çoğalma D) karadan – balıkçıların – bozulma E) gemiden – tatlı su – değişme 3. Doğayı koruma bilinciyle atılan ilk adımlar hep bireye yönelikti. Ancak asıl iş üreticiye düşmektedir. Üreticiler --- uyumlu maddeler kullanıp, --- ürünler çıkardıkça tüketici, çevre korumasıyla ilgili eylemlerini rahatlıkla yapabilecektir. A) teknolojiyle – tüketime yönelik B) insanla – bireyin zevkine yönelik C) doğayla – çevreye zarar vermeyen D) çevreyle – insanların ilgisini çekecek E) toplumla – daha çeşitli 1. DGS – 2009 – Sözel-(1) Deneme-3 – 4. Soru 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. Balık sürülerini ---- belirleyen elektronik aygıtların yoğun olarak kullanılması, ---- ürünlerinin azalmasına ve bazı canlıların neslinin ---- tehlikesiyle yüz yüze gelmesine neden oldu. 4. Bütün ağaçlarda birbirine eş ..................... bulunmadığı gibi, bütün edebiyatta da tamamen ................. romana rastlanmaz. A) ağaç türü – aynı üne sahip B) büyüklükte ağaç – aynı üslupla yazılmayan C) iki dal, iki yaprak – aynı romancıya, tamamen eş iki karadan – balıkçıların – bozulma D) meyve – aynı şiire gemiden – tatlı su – değişme E) aynı meyve veren ağaç – farklı olan A) uzaktan – deniz – tükenme B) yakından – balık – azalma C) hareketlerinden – su – çoğalma D) E) Deneme-4 – 11. Soru DGS – 2009 – Sözel-(2) 7. – 11. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 2. Kimi düşler vardır, uğruna birçok şeyi ---- göze alır insan, onlar gerçek olsun ister; kimi gerçekler vardır, bir zamanlar ---- olduğunu bildiği hâlde yine de ---- zanneder onları. A) bilmeyi – ulaşılmış – yanlış B) harcamayı – sorgulanmış – masal C) kaybetmeyi – yaşanmış – düş D) yeniden yaşamayı – bitmiş – öykü E) yok saymayı – olmuş – sezgi 11. Güzelliği, su, hava, ekmek gibi ---- bir ihtiyaç haline getirmezsek ne maddi ne manevi kalkınmamız ----. Çünkü bir ulusun kalkınması ----. A) lüzumlu – sağlanamaz – sanata destek verilmesiyle sağlanabilir B) hayati – söz konusu olabilir – için çok fazla unsura gerek yoktur C) vazgeçilebilir – gerekli olur – ekonomik güce bağlıdır D) gereksiz - sağlanır – parasal destekle mümkündür E) zorunlu – mümkün olur – her alanda güzelliğe değer vermekle mümkün olur Deneme-8 – 3. Soru DGS – 2009 – Sözel-(2) 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 2. Kimi düşler vardır, uğruna birçok şeyi ---- göze alır insan, onlar gerçek olsun ister; kimi gerçekler vardır, bir zamanlar ---- olduğunu bildiği hâlde yine de ---- zanneder onları. A) bilmeyi – ulaşılmış – yanlış B) harcamayı – sorgulanmış – masal C) kaybetmeyi – yaşanmış – düş D) yeniden yaşamayı – bitmiş – öykü E) yok saymayı – olmuş – sezgi 1. – 6. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 3. Bilmek, öğrenmek, haber almak her canlının ve insanın -----. Ama bilmesin, öğrenmesin, haberi olmasın diye -----A) dileğidir – uğraşır. B) en son düşündüğü şeydir – isteksizlik duyar C) hayali olmalıdır – kendini kısıtlar. D) harcı değildir – umursamaz. E) vazgeçilmez haklarındandır – birbirine yasaklar koyan da yine insandan başkası değil. Deneme-9 – 16. Soru DGS – 2009 – Sözel-(3) 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 3. Müzelerin yerinde sayan ziyaretçi sayısı, bale, opera ve tiyatro izleyicisi oranlarının düşüklüğü, sinemaların izleyici sayısının azalması ve canlanamayan yayın yaşamı, ---- ortaya koyuyor. 13. – 17. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 16. Ağrı, vücutta olan biten hakkında önemli bir haberci olduğu kadar, ---. İnanılmaz gibi gelse de, ağrısız acısız yaşam, oldukça güç ve zorlayıcı olabilir. Ancak ağrıyla yaşamak da en az bunun kadar zor. kişiler arası ilişkilerin azaldığını A) insana da olmadık acılar çektiriyor B) kültürel yaşamımızın zayıflığını B) uyarıcı ve koruyucu bir niteliğe de sahip C) her sanat dalının herkes tarafından anlaşılamayacağını C) ağrı kesicilerle dindirilebilir D) çekilecek dert değil D) yeniliklere ne kadar kapalı olduğumuzu E) genellikle kaslarda meydana gelir E) sanatçıların ürünlerinin azaldığını A) Deneme-10 – 2. Soru DGS – 2009 – Sözel-(3) 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 3. Müzelerin yerinde sayan ziyaretçi sayısı, bale, opera ve tiyatro izleyicisi oranlarının düşüklüğü, sinemaların izleyici sayısının azalması ve canlanamayan yayın yaşamı, ---- ortaya koyuyor. 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 2. Çok pahalı takıları süsleyen değerli taşların, pek çok gelişmemiş ülkede yaşayan insanların --- onları hiçe sayarak, bu ülkelerin refah düzeylerini arttırmak yerine tek bir kişinin mutluluğuna yapılan bir yatırım olduğunu biliyor musunuz? A) kişiler arası ilişkilerin azaldığını B) kültürel yaşamımızın zayıflığını C) her sanat dalının herkes tarafından anlaşılamayacağını A) gelir düzeyine uygun olarak B) zenginliğini sağlamak için D) yeniliklere ne kadar kapalı olduğumuzu C) yaşamları pahasına çıkarılıp E) sanatçıların ürünlerinin azaldığını D) gözlerini açmak için E) mutluluğunu artırmak için Deneme-7 – 3. Soru DGS – 2009 – Sözel-(4) 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 4. Fotoğraf bir anı olduğu gibi yansıtırken edebiyat, o anın çözümlemesini yapar. Örneğin biraz önce çektiğim fotoğrafta pişirdiği tüm kestanelerini satan satıcının yüzü güleçti, ama kestanelerini satmasaydı yüzü asık olacaktı. Edebiyat açısındansa durum böyle değil. Bu adamın oldukça uzun bir hikâyesi olmalı, der ve yaşanan bu hikâyenin kurgusunu yapar edebiyat, ----. A) çünkü iyi bir fotoğraf çekmek için uygun zamanı yakalamak zordur B) buna karşılık edebiyatta, yaşananları anlatırken sözcükleri ustalıkla seçmek gerekir C) ayrıca fotoğraf karesinde, hikâyenin bir anını eksiksiz olarak görüntüleyebilirsiniz D) çünkü edebiyatın işi, yaşananları en ince ayrıntısına kadar bellekte canlandırmaktır E) ama gerçeği yansıtabilmek için birtakım teknik bilgilere gereksinim duyarsınız 1. – 6. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 3. Sanat, çıkarcı çevreler tarafından niteliksiz bir yarış hâline dönüştürüldüğünde, sanatçılar yarışı kazanabilmek için sanattan taviz verdiler ve amaçsızca niteliksiz sanat üretmeye başladılar. Böylece yalnızca sanatı ayaklar altına almakla kalmayıp --A) yarış, tüm sanat camiası için çok daha zevkli hâle geldi ve böylelikle sanat gelişti. B) sanata ve sanatçıya gösterilmesi gereken saygı arttı. C) sanatın ve sanatçının özünü ve biçimini değiştirerek gelecek kuşakların sanatını da yaraladılar, kirlettiler. D) ona insanlığa hizmet etme olanağı sundular. E) Sanatı ortadan kaldırarak bilimin ve aydınlığın yolunu açtılar. Deneme-5 – 17. Soru DGS – 2009 – Sözel-(4) 13. – 18. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 4. Fotoğraf bir anı olduğu gibi yansıtırken edebiyat, o anın çözümlemesini yapar. Örneğin biraz önce çektiğim fotoğrafta pişirdiği tüm kestanelerini satan satıcının yüzü güleçti, ama kestanelerini satmasaydı yüzü asık olacaktı. Edebiyat açısındansa durum böyle değil. Bu adamın oldukça uzun bir hikâyesi olmalı, der ve yaşanan bu hikâyenin kurgusunu yapar edebiyat, ----. 17. Bizde çocuk kitabı dendi mi aklımıza ilk gelen nedense hep masallar olur. Aksi gibi yazarlar da hep böyle düşünür ve çocuk kitaplarında masalların sayısı giderek artar. Bu masallar, renkli ve tamamen hayali bir dünyanın kapılarını açar çocuklara. Oysa-------A) çocukların hayal dünyası renkli değildir. B) çocukları çok okumaya yönlendirmek gerekir C) çocuk kitapları herkes tarafından yazılmamalıdır. A) çünkü iyi bir fotoğraf çekmek için uygun zamanı yakalamak zordur D) bugünün çocukları daha gerçekçi bir dünyayla örtüşen eserler bekliyorlar. B) buna karşılık edebiyatta, yaşananları anlatırken sözcükleri ustalıkla seçmek gerekir E) bu konuda çocuklar daha başarılı olabilirler. C) ayrıca fotoğraf karesinde, hikâyenin bir anını eksiksiz olarak görüntüleyebilirsiniz D) çünkü edebiyatın işi, yaşananları en ince ayrıntısına kadar bellekte canlandırmaktır E) ama gerçeği yansıtabilmek için birtakım teknik bilgilere gereksinim duyarsınız Deneme-2 – 5. Soru DGS – 2009 – Sözel-(5) 1. – 5. SORULARDA CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ. 5. Hâli vakti yerinde yabancı uyruklu bir tanıdığım, bütün varlığını ülkesinde bırakarak İstanbul’a yerleşmişti. Kendisine neden Türkiye’de yaşamayı seçtiğini sorduğumda verdiği cevabı unutamam: “Orada canım sıkılıyordu. Beş yıl sonra bile neler olacağını bilebiliyordum. Yaşamımda hiç sürpriz yoktu. Buradaysa bırakın gelecek haftayı, yarın bile neler olabileceğini kestiremiyorum. ----.” 5. İtalya’nın sokaklarında dolaşıyorum. Sanki tarihi yeniden yaşıyorum. Burada kentlerin tarihi dokusunun korunmasına gösterilen özenden gerçekten çok etkileniyor; aklıma hemen aynı şeyi………………. A) ülkemizde yıllar önce çok daha kolay bir şekilde başardığımız geliyor. B) İtalyanların bizden daha iyi bildiğine dair söyleyen asılsız şeyler geliyor. A) İstanbul’un doğal güzelliklerini, kalabalığını özlemişim C) İtalyanları küçümsemekte çok haklı olduğumuz düşüncesi geliyor. B) Bu stresli hayata daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum D) tarihi kendi kentlerimizde başaramadığımız sorusu takılıyor. C) Aradığım, özlediğim, beklenmedik heyecanlarla dolu bir yaşam var burada E) niçin kendi kentlerimizde başaramadığımız sorusu takılıyor. D) Her şeyin yolunda gittiği ülkemde hiçbir konuda günlük kararlar alınmaz E) Bu ülkede yaşayan insanların sıcakkanlılığı bu kararı almamda etkili oldu Deneme-7 – 7. Soru DGS – 2009 – Sözel-(6) 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 6. 7. –12. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ. (I) Eriyen buzullar, yükselen deniz suyu seviyeleri, erken çiçek açan ağaçlar, geç donan göller… (II) Bütün bunlar son yıllarda sıkça vurgulanan iklim değişiklikleriyle ilişkilendiriliyor. (III) Peki iklimin değişmekte olduğunu nasıl anlıyoruz? (IV) Tarihsel kayıtlar, onlarca yıl büyük bir özenle gerçekleştirilmiş gözlemler ve dünyanın dört bir yanında yapılan hassas ölçümlerin yanı sıra temel bilimsel ilkeler sayesinde… (V) Canlı türlerinde sözü edilen bu kitlesel yok oluşun da tarihte görülmemiş boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 7. (I) Kum, kıyılardaki granit yapılı kayaların çok küçük parçalara ayrılmaları sonucu oluşur. (II) Bu kumların niteliği, kıyıdaki kayaların yapılarına ve denizin şiddetine bağlıdır. (III) Aslında kumun büyük bir kısmı kıyılara nehirler aracılığıyla taşınır. (IV) Bazı yerlerde kayalardan kopan veya uzak kıyılardan sürüklenen taşlar, sahile yığılır. (V) Sahillerdeki kumun bir kısmı da deniz aşındırması yoluyla ya da denizin taşıması sonucu oluşur. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V Deneme-6 – 15. Soru DGS – 2009 – Sözel-(6) 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 6. (I) Eriyen buzullar, yükselen deniz suyu seviyeleri, erken çiçek açan ağaçlar, geç donan göller… (II) Bütün bunlar son yıllarda sıkça vurgulanan iklim değişiklikleriyle ilişkilendiriliyor. (III) Peki iklimin değişmekte olduğunu nasıl anlıyoruz? (IV) Tarihsel kayıtlar, onlarca yıl büyük bir özenle gerçekleştirilmiş gözlemler ve dünyanın dört bir yanında yapılan hassas ölçümlerin yanı sıra temel bilimsel ilkeler sayesinde… (V) Canlı türlerinde sözü edilen bu kitlesel yok oluşun da tarihte görülmemiş boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 13.- 18. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ. 15. (I) Deniz suyunun tuzlu oluşu, kayaların çözünmelerinden ve nehirlerin, yollarında rastlayarak erittikleri tuzu yıllar boyu denize taşımalarındandır. (II) Milyarlarca yıldan beri yağmur suları, kayaları yıkamışlar; bunların yapısındaki tuzun bir kısmını çözündürmüşlerdir. (III) Bu çözünen tuz, sel suları ile her yıl deniz çukurlarına taşınmıştır. ( IV) Suyun bir kısmının buharlaşması ile de denize karışan tuz oranı sabit kalır. ( V) Kara suları, denizlerden daha az tuzludur. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Deneme-10 – 7. Soru DGS – 2009 – Sözel-(7) 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 7. (I) Nikola Tesla, alternatif elektrik akımını gelişti ren başarılı bir bilim adamıdır. (II) Bilim tarihinde öyle insanlar vardır ki bilime katkıları en az öteki bilim insanları kadar önemli olmasına karşın pek öne çıkmamışlardır. (III) Bunun, aynı alanda orta ya çıkmış büyük bir adın gölgesinde kalma gibi bir nedeni olabilir. (IV) Bilimin her alanında, böyle insanlara rastlamak mümkündür. (V) Bu grup ta yer alan bilim insanlarından oluşturulacak bir liste, kuşkusuz çok uzun olur. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ. 7. (I) Ekim 2003’te yayın hayatına başlayan Naviga dergisi denize ve rüzgâra tutkun yaşayanların ortak duyguları ile doğdu. (II) Okurken keyif alacağınız röportajları, gerçek hikâyeleri, kaliteli görseli ve kaynak olarak başvurulacak teknik konuları ile denize sevdalı insanların kısa zamanda başucu dergisi oldu. (III) Bunda Naviga’nın içeriğinin çok büyük payı var. (IV) Piyasada Naviga gibi daha pek çok dergi var. (V) Çünkü Naviga, “Yedi Denizler”i doyasıya okuyabilmeniz için ucu bucağı olmayan sulara bazen yelkenle, bazen motorla, bazen de kürekle açıldı ve okuyucularına gizemli dünyaların kapılarını aralayarak onların merak ettiklerini gözler önüne serdi. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Deneme-11 – 10. Soru DGS – 2009 – Sözel-(8) 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 8. 6. – 11. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ. (I) Edirne’ye bir darüşşifa kazandırmak amacıyla Sultan II. Bayezid Külliyesi yapılmıştır. (II) Temeli 1484 yılında atılan külliye, 1488 yılında hizmete açılmıştır. (III) Külliye, darüşşifa, tıp medresesi, tabhane, cami, imaret ve köprüden oluşmaktadır. (IV) Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde bu külliye hakkında bilgi vermektedir. (V) Külliyenin hamamı, değirmeni, su deposu, sübyan mektebi; mehterhane, muvakkithane gibi bölümleri de vardır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 10. (I) Divanü Lugati’t-Türk, tarihimiz, kültürümüz açısından çok önemli bir eserdir. (II) Bugün tek nüshası İstanbul’daki Millet Kütüphanesinde olan bu eserin bulunuşu, yayımlanması ve çevirisi, ilgi çekici olaylar dizisidir. (III) Eserin bulunuşu tamamen bir rastlantı sonucudur. (IV) Kâşgarlı Mahmud, anıtsal eseri Divanü Lugati’t-Türk’ü yazış nedenini ilk sayfadaki Tanrı’ya ve Hz. Muhammed’e övgü bölümünden hemen sonra açıklamaktadır. (V) Kitap dostu Ali Emiri’nin bilgisi, dikkati, kitap sevgisi ve çabaları olmasaydı eser bilgisiz ellerce belki de yok edilecek, dilimizin ve kültürümüzün en büyük hazinesinden mahrum kalacaktık. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Deneme-10 – 10. Soru DGS – 2009 – Sözel-(8) 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 8. 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ. (I) Edirne’ye bir darüşşifa kazandırmak amacıyla Sultan II. Bayezid Külliyesi yapılmıştır. (II) Temeli 1484 yılında atılan külliye, 1488 yılında hizmete açılmıştır. (III) Külliye, darüşşifa, tıp medresesi, tabhane, cami, imaret ve köprüden oluşmaktadır. (IV) Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde bu külliye hakkında bilgi vermektedir. (V) Külliyenin hamamı, değirmeni, su deposu, sıbyan mektebi; mehterhane, muvakkithane gibi bölümleri de vardır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 10. (I) Göktürk Alfabesi ya da Orhun Alfabesi, Göktürkler tarafından kullanılan alfabedir. (II) Türkler, bunun gibi, tarihte pek çok farklı alfabe kullanmıştır. (III) Göktürk alfabesinin bilinen en eski örneği Kazakistan'da Sakalara ait olduğu düşünülen Esik Kurganı'nda bulunan ve M.Ö. 4.yüzyıla tarihlenen bir gümüş tabağın üzerindeki iki satırlık yazıda görülmektedir. (IV) Bundan sonraki en eski örneği ise Orhun mezar külliyesindeki anıtların dikilişinden iki yüzyıl önce Yenisey'deki anıtlarda görülür. (V) Bu alfabenin Orhun Alfabesi olarak anılmasının sebebi adı geçen alfabenin son ve mükemmel biçimini Orhun'daki anıtlarda almış olmasından kaynaklanır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Deneme-7 – 8. Soru DGS – 2009 – Sözel-(9) 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 9. 7. – 12. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ. (I) “Uzay çöpü” evlerimizdeki atıklar gibi bir çöp yığını değildir. (II) İlk uzay çöpü Vonguard 1 adlı uzay aracıdır. (III) Uzay çöplerini temizleme şansımız yok gibi görünüyor, çünkü çok geniş bir alana yayılmış olan parçalarla başa çıkmak olanaksız. (IV) Vonguard 1, 1964’te devre dışı kaldığından bu yana Dünya’nın çevresinde sessizce dolaşıyor, 16,5 cm çapındaki bu metal küre, başka bir cisimle çarpışmazsa daha yüzlerce yıl yörüngede dolaşmaya devam edecek. (V) Vonguard 1’in yanı sıra işlevini tamamlamış uydular, roket motorları, boya parçaları ve patlamaların ardından saçılmış küçük parçalar gibi toplam kütlesi binlerce tonu bulan uzay çöpleri, yörüngede dolaşıp duruyor. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 8. (I) Organizma, dokuların onarılmasını ve gelişmesini sağlamak için azotlu, soğukla mücadele edebilmek için de enerji verici, yağlı maddelere muhtaçtır. (II) Bu maddeler bitkilerde bulunduğu kadar, etlerde ve hayvansal yağlarda da vardır. (III) Sadece bitki yiyerek yaşamak mümkün olsa da hayvansal besinler bitkilerden çok daha fazla azotlu organik madde içerdikleri için et de yemek gerekir. (IV) Kırmızı etin sağlığa zararları da vardır. (V) Dengeli beslenmek için bitki ve hayvansal gıdaların karışık olarak yenmesi şarttır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Deneme-8 – 12. Soru DGS – 2009 – Sözel-(10) 7. – 12. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ. 6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 10. (I) Petrol genellikle denizel, seyrek olarak da karasal eski tortullar içerisinde bulunur. (II) Bu, petrolün oluştuktan sonra milyonlarca yıl korunabildiğini göstermektedir. (III) Petrolün içerisinde bulunan porfirin maddesi, oluşumun organik kökenli olduğunu ve oluşumu esnasında sıcaklığın 200 ºC’yi geçmediğini göstermektedir. (IV) Petrol, içerisinde bulunduğu ortamda oluşabildiği gibi çok uzaklardan göç edip gelmiş de olabilir. (V) Kömürün oluşumunda da karasal bitkiler etkili olduğundan, petrol sahalarında kömür bulunmamaktadır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 12. (I) Günümüzden milyonlarca yıl önce toprak kaymaları, karaların deniz, denizlerin de kara hâline dönüşmesi gibi büyük tektonik olaylar olmuştur. (II) Bu tektonik olaylar sonucu ormanların bir kısmı yer altında kalmıştır. (III) Yer altındaki havasız ortamda sıcaklık ve basınç etkisiyle kimyasal değişimlere uğrayan ormanlar kömürleşmiştir. ( IV) Bir kısım odun yığınları ise özel fırınlarda birtakım işlemlere tâbi tutularak odun kömürüne dönüştürülür. (V) Bugün kömür yataklarına, toprağın 400 – 4000 metre derinliklerinde rastlanmaktadır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Deneme-9 – 24. Soru DGS – 2009 – Sözel-(11) 11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 11. Çinliler, ordularını Hun tarzına göre düzenlemiş, Türklerin silahlarına benzer silahlar yapmış, Türklerin kullandığı 12 hayvanlı takvimi benimsemiştir. 24. Göktürkler; sanat yönünden zengin ve ileri düzeyde eserler vermiş olmalarına rağmen birçok soygun ve tahripler yüzünden o dönemden zamanımıza çok az eser ulaşabilmiştir. Bu cümleden aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çıkartılabilir? A) Göktürkler, döneminin en gelişmiş devletidir. Çin uygarlığının gelişmesinde Türklerin etkisi görülür. B) Türklere ait ilk yazılı eserler Göktürklere aittir. B) Çinliler öğrendiklerini sonradan daha da geliştirmişlerdir. C) Göktürklerden günümüze az eser ulaşmıştır. D) C) 12 hayvanlı takvimi Türkler bulmuştur. Kültürel değerleri en çok tahrip edenler eski dönemlerde yaşamışlardır. D) Çinliler, her şeyden çok orduya önem vermişlerdir. E) Göktürkler dışında herhangi bir Türk devletinin eserleri günümüze ulaşamamıştır. E) Çinliler, o dönemde birçok uygarlığı etkilemiştir. A) Deneme-10 – 19. Soru DGS – 2009 – Sözel-(12) 11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 12. Kafayla vurduğu top direkten dönmeseydi oyuncu, maçta kendi adına ikinci golü atmış olacaktı. A) Oyuncu maçtaki ilk golünü kafayla atmıştır. B) Oyuncunun takımı maçta daha önce en az bir gol atmıştır. C) Oyuncu takımının bütün maçlarında gol atmıştır. D) Oyuncunun takımı maçta skor olarak öndedir. E) Oyuncunun ligde attığı gol sayısı birden fazladır. 16. – 20. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 19. Bu takım, tarihinde ilk defa üst kümeye yükseldi. A) Daha önce bu takım bir üst kümeye hiç çıkmamıştır. B) Takımın köklü bir geçmişi yoktur. C) Daha önce bulunduğu kümede hiç mağlubiyet yaşamamıştır. D) Bu takım yeni kurulmuştur. E) Oyuncu kadrosu ve antrenörü sayesinde bu takım üst kümeye yükselmiştir. Deneme-10 – 16. Soru DGS – 2009 – Sözel-(13) 11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 13. Ürünümüz artık, yüzde seksen daha az miktarda doymuş yağ içeriyor. A) 16. – 20. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 16. Marketlerde bulabileceğiniz bu ilaç, sivrisinek ve zararlı böceklerin uzun süre size yaklaşmasını önleyecektir. Yağlı ürünler sağlığa zararlı olduğu için çok tüketilmemektedir. A) B) Firma, maliyeti düşürmek için ürünün içeriğini değiştirmiştir. İlacı üreten firmanın her böcek türü için ayrı ilacı vardır. B) Bu ilaç, piyasadaki en etkili ilaçtır. C) Ürünün doymuş yağ oranı, rakip ürünlerin doymuş yağ oranından yüzde seksen daha düşüktür. C) İlacın insanlara zararlı bir etkisi yoktur. D) D) Ürünün önceki üretimlerinde doymuş yağ oranı daha yüksektir. Bu ilaç, sivrisinek ve tüm haşerelere kökten çözüm getirir. E) E) Firmanın yeni ürünü, piyasadaki ürünler arasında yağ oranı en düşük olandır. İlaç, haşerelerin insanlara yaklaşmasını belli bir süre önlemektedir. Deneme-10 – 17. Soru DGS – 2009 – Sözel-(14) 11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 14. Londra’da trafik saatte 12 km hızla akmaktadır, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi… 16. – 20. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 17. Norveç Kitap Kulüpleri, dünyayı ele geçiren televizyon ve bilgisayara karşı klasik edebiyatı yüceltmek için tüm zamanların en iyi yüz kitabını belirledi. A) Londra’da trafik konusunda, geçmiştekine benzer durumlar sürmektedir. A) B) Londra’daki insanlar her yere kendi araçlarıyla gitmektedir. Kitapları belirlemek için satış oranları esas alınmıştır. B) Böyle bir belirleme daha önce yapılmamıştır. C) Londra’da trafiğe çıkan araç sayısı sıkı şekilde denetlenmektedir. C) Kitapların belirlenmesinde belirli bir zaman dilimi değil, tüm zaman göz önünde bulundurulmuştur. D) Londra’da trafik kurallarına herkes uymaktadır. D) E) Londra’da yüz yıldır cadde ve sokaklar pek değişmemiştir. Tüm zamanların en iyi kitaplarının okur sayısı daha fazladır. E) Bu listeyi ilk kez Norveç Kitap Kulübü oluşturmuştur. Deneme-9 – 24. Soru DGS – 2009 – Sözel-(14) 24. 11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ. 14. Dünyanın dört bir yanından gelen ve evrenin kökenine ışık tutmayı amaç edinmiş olan binlerce fizikçinin üzerinde çalıştığı Büyük Patlama deneyinde, geri sayım başladı. Londra’da trafik saatte 12 km hızla akmaktadır, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi… Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir? A) Londra’da trafik konusunda, geçmiştekine benzer durumlar sürmektedir. A) Bu konuda daha önce hiç deneme yapılmamıştır. B) Deneyin büyük riskleri vardır. Londra’daki insanlar her yere kendi araçlarıyla gitmektedir. C) Deneye, dünyanın en iyi fizikçileri katılmaktadır. D) Deneyin gerçekleşmesine az bir süre kalmıştır. C) Londra’da trafiğe çıkan araç sayısı sıkı şekilde denetlenmektedir. E) Deney için pek çok ülke mali destek sağlamıştır. D) Londra’da trafik kurallarına herkes uymaktadır. E) Londra’da yüz yıldır cadde ve sokaklar pek değişmemiştir. B) Deneme-3 – 16. Soru DGS – 2009 – Sözel-(15) 15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 15. I. 1950’li yıllarda evimizden Karaköy’e II. tarlaların içinden koşarak III. duyar duymaz evden fırlar 16. IV. gitmek için her sabah düdük sesini V. banliyö trenine ucu ucuna yetişirdim A) I. ile II. B) I. ile III. D) II ile V 12. – 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. C) II. ile IV. E) IV ile V I. Yemek konusuna gelince, kendisiyle pek iyi değildir aram. II. Biri iyi yemek yapmak, diğeri bağlama çalmak... III. Bağlamayı bir kenara bırakalım, yemek konusu içimde derin yaradır. IV. Şu dünyada iki şey için vahlanır dururum. V. Ahmet Haşim’in Refik Halit’in yemek yazıları, en leziz yemekten daha çok haz verir bana. A) I ile III B) II ile V D) I ile IV C) IV ile V E) II ile III DGS – 2009 – Sözel-(16) Deneme-2 – 15. Soru 15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 12. – 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 16. I. İşte buradan, kayalığın tepesinden aşağıya bakarken, çağlayandan uçuşan serin su damlacıkları, Akdeniz sıcağını, üstünüzdeki başınızdaki tozu unutturuverir. 15. I. Karanfil Sokağı’nda avluların, pencere önlerinin karanfil tüttüğünü; Nevbahar Sokağı’nda her mevsim bahar yaşandığını düşleyebiliriz. II. Çağlayanların sesleri de sarp kayalıklarda yankılanır. II. Bu rakamların hayatımıza karışan bir kokusu var mıdır? III. Bu çağlayanlara giden yollar, kurumuş dere yataklarından, dar patikalardan, çam ormanlarından geçer. III. Oysa Mehtap Sokağı, Aynalı Çeşme Nevbahar Sokağı, Karanfil Sokağı… Sokağı, IV. Ardından, bir kayalığın önünde birdenbire son bulur. IV. Bu isimler ne çok şey söyler bize; onları anılarımızla, düşlerimizle süsleyebiliriz. V. V. Toros Dağlarında duyulan yalnızca kartalların kanat sesleri ve dağ keçilerinin ayak sesleri değildir. A) I. ile III. B) I. ile V. D) II. ile IV. Hangi güzellik düşmanı adamlar hayatın cıvıl cıvıl gülümseyip durduğu bir sokağa 1658. sokak veya 15. sokak adını vermiş olabilir? C) II. ile III. E) III. ile V. A) I ile II B) I ile IV D) II ile III C) I ile V E) II ile V Deneme-8 – 17. Soru DGS – 2009 – Sözel-(17) 15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 13. – 18. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 17. 17. I. Harşena (Amasya) Dağı’nın güneye bakan eteklerindeki kalker kayalar oyularak yapılan Kral Kaya Mezarları oldukça ilgi çekiyor. II. İçindeki mezarlar bakımından en önemli ve ilginç olanı, güneş vurduğunda cephesinin parlamasıyla dikkat çeken Aynalı Mağara. III. Örneğin Mithridotes’in barış görüşmelerini yokuşa süren Roma elçilerini buraya hapsettiği, tarihî belgelerle belirlenmiştir. IV. Bazı Kral Kaya Mezarları da savaş yıllarında hapishane ve cezalandırma mekânı olarak kullanılmış. V. Ötekilerden farklı olarak yerleşim ve ibadet amacıyla oyulduğu tahmin edilen bu mağaranın önemi “Büyük Rahip Tes” yazısından anlaşılıyor. A) I. ile III. B) II. ile III. D) III. ile V. C) II. ile V. E) IV. ile V. I. Orta Asya'nın bozkırlarında yaşayan Türk boylarının, ele aldığı konulardan dolayı "hayvan üslubu" olarak adlandırılan resimler yaptığı bilinmektedir. II. İnsanların en eski çağlardan beri kullandıkları bir anlatım aracı olan resim, Türkler tarafından da kullanılmıştır. III. İslamlık benimsendikten sonra dinsel yasaklar nedeniyle betimleyici resim daha az kullanılmış, onun yerine süsleyici resim sanatları gelişmiştir. IV. Bu nedenle Türk resim sanatı denince daha çok Batı etkisi altında gelişen ve betimleyici yanı da olan çağdaş resim sanatı anlaşılır. V. Gene de daha önceki dönemlerden kalan bazı yapıtların, resim sanatı içinde sayılabileceği unutulmamalıdır. A) I. ve II. B) I. ve III. D) II. ve IV. C) II. ve III. E) III. ve IV. Deneme-3 – 14. Soru DGS – 2009 – Sözel-(18) 12. – 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 18. I. Yayınevlerinin bir diğer çözümü de baskı adedini düşürmek. II. Söz gelimi kitap çeşidini artırıyor, böylelikle okurun seçeneklerini çoğaltıp satın alma olasılığını yükseltmeye çabalıyorlar. III. Yayıncılar kitap satışlarındaki düşüşün getirdiği olumsuzlukları gidermek ve sektörü koruyabilmek için geçici de olsa kimi çözümler üretmeye çalışıyor. IV. 10 yıl öncesine kadar yaklaşık 5 bin adet basılan kitaplar artık ortalama bin adet basılıyor. V. Hatta bazı büyük yayınevleri bile kimi yeni kitapların baskısını 500 adet yapıyor. A) I. ile III. B) II. ile IV. D) III. ile V. C) III. ile IV. E) IV. ile V. 14. I. Oysa çok okunma belirli bir zaman dilimine özgü bir olgu değildir. II. Çok satılma geçici bir olgudur, yapıtın yayımlandığı yılı ya da onu izleyen yılı içerir. III. Bir kitabın çok satılması, çok okunduğu anlamına gelmez. IV. Söz gelimi son üç yıl içinde Homeros’un İlyada’sını yirmi beş milyon kişi okumuştur, bu örneği başta Don Kişot olmak üzere diğer başyapıtlara da aktarabiliriz. V. Ama son bir yılda bu eserlerin ne kadar satıldığı çok önemli değildir. A) I ile III B) II ile III D) III ile V E) IV ile V C) II ile V DGS – 2009 – Sözel-(19) Deneme-8 – 14. Soru 15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 13. – 18. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ. 19. I. Arkeolojinin bugün bilinen anlamı ile ortaya çıkışı, 15. yüzyılda filizlenen Rönesans’ın Avrupa’da yayıldığı yıllara rastlar. II. Rönesans’ın etkisiyle Hristiyanlığın kökenini, eski azizleri araştıranlar, tapınaklar, mezarlar, antik kentler buldu ve arkeoloji bir disiplin olarak bilim dünyasındaki yerini aldı. III. İlk sistemli kazılar ise İtalya’da Vezüv Yanardağının püskürttüğü lavlar altında kalan Pompeii ve Herculaneum antik kentlerinde 18. yüzyılda başlatıldı. IV. Buradan çıkarılan yapıtlar, 1883’te Osman Hamdi Bey tarafından kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesinde toplanmaya başladı. V. Anadolu’daki ilk kazılar da 19. yüzyıl sonlarında Troia da gerçekleştirildi. A) I. ile II. B) I. ile V. D) III. ile IV. C) II. ile V. E) IV. ile V. 14. I. Hattatlar, yüzyıllar boyu usta-çırak ilişkisi içinde yetişmişlerdir. II. Başlangıçta alıştırma niteliğinde çalışmalara dayanan ve “meşk” adı verilen bu dersler tek tek harflerin yazılışının öğrenilmesiyle başlar, harflerin birleşme biçimleriyle, sözcüklerin ve tümcelerin yazılış tarzlarının öğrenilmesiyle sürerdi. III. Bu ilişkide hat sanatını öğrenmeye heveslenen kişi, usta bir hattatın çırağı olur, ondan ders alırdı. IV. Ortalama üç beş yıl kadar süren bu eğitimin sonunda hattat adayı iki ya da üç hattatın önünde yazı yazarak bir çeşit sınav verirdi. V. Hattatlar bu yazıyı beğenirlerse altına imzalarını koyarlardı; buna, başarı ya da izin belgesi anlamına gelen “icazetname” adı verilirdi. A) I. ve II. B) I. ve III. D) III. ve V. E) IV. ve V. C) II. ve III. Deneme-10 – 23. Soru DGS – 2009 – Sözel-(20) 23. 20. I. Frigleri konu edinen sergi I. ülkemizdeki kültür sanat oluşumları, II. ay sonuna kadar ziyaretçilerini bekliyor II. bir niteliğe ulaşmış ve ülke kültürünün III. kendilerinden sonra gelen III. destekle mümkün olmuştur IV. Yunan ve Roma Uygarlıklarını etkileyen IV. devletin önemli desteğiyle çağdaş V. V. Anadolu’da köklü bir kültür oluşturarak Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur? kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi bu Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. A) I. B) II. C) III. D) IV. B) II. C) III. D) IV. E) V. E) V. Deneme-8 – 19. Soru 19. I. aldığı çok sayıda eğitsel II. ve televizyonlarda halkın erişimine sunuluyor III. gelişme oluyor ve bu gelişmelerin yer IV. günümüzde astronomide birçok heyecanlı V. kaynak internet ortamında, radyo Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Deneme-4 – 23. Soru DGS – 2009 – Sözel-(21) 23. 21. I. bitki ekosistemleri arasındaki II. korunmasına önemli katkılarda bulunmuş III. söz konusu bitki ekosistemlerinin C) III. D) IV. tükenmesine neden V. yüzyılda ayıların soylarının Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan ikinci olur? B) II. II. IV. olacağından korkuyor ekolojik ilişkiler araştırılmış ve elde edilen bilgiler A) I. ısınmanın içinde bulunduğumuz III. uzmanlar, küresel IV. Akdeniz iklim tipine sahip Fransa, Yunanistan, ABD gibi ülkelerde yangınlarla V. I. A) I B) II C) III D) IV E) V E) V. Deneme-9 – 23. Soru 23. I. yönelik eşyalar üretmesine II. edilebilen her biçimde ve sayısız amaca III. olanak sağlamıştır IV. camın keşfi, insanoğlunun V. bu malzemeyi kullanarak hayal Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. DGS – 2009 – Sözel-(22) Deneme-6 – 20. Soru 22. 20. I. çevrilebileceğini ortaya koydu I. kamusal olsun, gözle görülür II. "1841 yılında J. Robert Mayer yaptığı bir deneyde II. fabrikalar nasıl otomasyona III. ısının da kinetik enerjiye III. değişikliklere uğramış, hatta gerçek IV. havanın sıkıştırılması ile sıcaklığın meydana geldiğini göstererek V. IV. yönelmişse taşıtlar da,ister kişisel ister V. Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan dördüncü olur? A) I bir devrimden geçmiştir kinetik enerjinin ısıya B) II C) III D) IV A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. E) V Deneme-4 – 22. Soru 22. I. sevgi, insan sevgisidir II. her zaman III. zaman zaman bulabileceği IV. insanın V. isteyebileceği, ancak Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V Deneme-5 – 22. Soru DGS – 2009 – Sözel-(23) 23. I. hizmet ettiren devlet ne kadar birlikte gökyüzünün en etkileyici II. hizmet edecek yerde günlerde havanın kararmasıyla III. yerde bayağılaştıran I. üzerinde beliriyor II. III. 22. IV. kışın ortalarına geldiğimiz şu IV. sanat da korkunçtur V. V. takım yıldızı Orion doğu ufku Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi ilk olur? Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi ilk sırada yer alır? A) I. B) II. C) III. D) IV. korkunçsa insanı yüceltecek A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. E) V. Deneme-11 – 21. Soru 21. I. açıklamaya, yeni fikirlerin tartışılmasına önem verilirken kimi II. zamanlarda ise susmaya, düşünceleri gizlemeye önem verilmiştir III. toplumsal ve bireysel yaşayış ve alışkanlıklar, baskılar ve özgürlükler IV. sonucu, toplumlarda dönem V. dönem konuşmaya, fikirleri Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi ilk olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Yaprak Test 14 – 13. Soru DGS – 2009 – Sözel-(24) 24. I. Kuruluş amacı, Osmanlı bezi ve halat üretmekti. donanmasına yelken II. Ancak bir süre sonra Akdeniz ticari ve askerî gemiciliği buharlı gemilerin egemenliğine girdi. III. İplikhane-i Amire, 19. yüzyılın ilk yarısına damgasını vuran devlet merkezli sanayileşme politikasının ilk fabrikasıdır. IV. Bu ani değişimin ardından 1830’ların başında bu fabrikada, devlete ait öteki tekstil fabrikalarının ihtiyacını karşılamak amacıyla iplik eğrilmeye başlandı. V. Bu yüzden Osmanlı’nın yelken ve halat ihtiyacı birdenbire azaldı. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 13. I. Buna dayanarak tarihçilerin, tarihî olayları değerlendirirken yansız davranmalarını istemek safdillik olur. II. Durum böyle olunca da tarihçinin yansızlığı da lafta kalıyor. III. Söylemeye kalkışsa da toplumun tepkisi malum. IV. Çünkü tarihçi de bir insandır ve her insan gibi bir dine, milliyete, dünya görüşüne sahiptir. V. Kişinin zaman zaman bile olsa; dini, milliyeti aleyhinde konuşması pek görülmüş şey değil. Yukarıdaki cümleler anlamlı olarak sıralanırsa hangisi dördüncü cümle olur? A) I B) II C) III D) IV E) V DGS Kitap Sayfa 657. – 5. Soru DGS – 2009 – Sözel-(24) 24. I. Kuruluş amacı, Osmanlı bezi ve halat üretmekti. donanmasına yelken II. Ancak bir süre sonra Akdeniz ticari ve askerî gemiciliği buharlı gemilerin egemenliğine girdi. III. İplikhane-i Amire, 19. yüzyılın ilk yarısına damgasını vuran devlet merkezli sanayileşme politikasının ilk fabrikasıdır. IV. Bu ani değişimin ardından 1830’ların başında bu fabrikada, devlete ait öteki tekstil fabrikalarının ihtiyacını karşılamak amacıyla iplik eğrilmeye başlandı. V. Bu yüzden Osmanlı’nın yelken ve halat ihtiyacı birdenbire azaldı. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 5. Verilen cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda baştan üçüncü cümle hangisi olur? A) İşte bu içen gelen arzu gururdan fedakârlık etmen, hodbinlikten vazgeçmen, kendine ait bir hesabı bozman senin kurtuluş yolundur. B) Tıpkı zamanında yapılan özür dilemenin dostluğu derinleştirmesi gibi. C) Acı bir söz, ruhun derinliklerine kadar işler. D) Çünkü insan bu özür dileyişle karşısındakine olan yakınlığını hisseder, bir haksızlığı tamir etmeye çalıştığını gösterir. E) Unutulan bir özür dileme insanca münasebetleri bozar. DGS – 2009 – Sözel-(25) 25. “Taraftarlık kimilerine göre kendini aldatma sanatıdır.” sözüyle sporda taraftarlığın hangi yönü vurgulanmak istenmiştir? A) Yalnızca bir takıma sıkı sıkıya bağlanıldığı B) Sağduyuyla düşünmeyi sınırlayarak insanları, gerçeklerden uzaklaştırdığı Deneme-11 – 26. Soru 26. Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü olur. Cümlesinde alışkanlıkların hangi yönü vurgulanmak istenmiştir? A) Kolay bırakılacak düzeyde olması Kimlerin oynadığının değil, nasıl oynandığının önem kazandığı B) İyi olursa zararının dokunmayacağı C) Vazgeçilmez hâle gelmesi D) Oyunun, bir spor olarak yararlarının bilinmediği D) Etkilerinin herkesi kapsaması E) Rakip takımların düşman olarak görüldüğü E) Bir şeylere bağlanmak için şart olduğu C) Deneme-10 – 32. Soru DGS – 2009 – Sözel-(26) 26. “Çitin diğer tarafındaki çimler her zaman daha yeşildir.” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatta daha iyi bir konuma gelmek için çabalamak gerektiği B) Karşılaşılan zorluklarla başa çıkmanın bir yolunun mutlaka bulunabileceği C) İnsanlara, sahip olmadıkları şeylerin daha çekici geldiği D) Hayatta ele geçen fırsatların değerlendirilmesi gerektiği E) Bir konuda karşı tarafın düşüncelerinin göz ardı edilmemesi gerektiği 32. Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmuru yaşamak gerekir. sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Mutluluğa ulaşmak için zorluklardan geçmek gerekir. B) Başarının anahtarı çok çalışmaktır. C) İnsanlar sabretmeyi öğrenemezler. D) Zorluklara göğüs gerebilen, cesaret sahibidir. E) Mutluluk fırsatı her zaman ele geçmez. Deneme-10 – 28. Soru DGS – 2009 – Sözel-(27) 27. Kişi, özgür doğar ama yaşamda her konuda zincire vurulmuştur. 28. Bu sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumsal kurallar özgürlüğü sınırlar. B) Özgürlük insana çok şey kazandırır. C) Her insan değişime açık değildir. D) Özgürlük doğada yalnızca insana özgüdür. E) Birey yalnız yaşarsa daha mutlu olur. Doğru yolda giden kaplumbağa eğri yolda giden yarış atını geçer. Sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Başarı, sıkı çalışma ve iyi dinlenmenin birleşimidir. B) Sadece bir başarı vardır: Hayatı istediğin gibi yaşayabilmek. C) Uçurtmalar, rüzgâr kuvvetiyle değil, bu kuvvete karşı uçtukları için yükselirler. D) Çok küçük bir başarı çok büyük bir plandan daha iyidir. E) Başarı, hızla değil, yöntemle elde edilir. Deneme-10 – 37. Soru 37. Zayıflığını bilmeyen adam, gerçekten kuvvetli değildir. Cümlesiyle aşağıdakilerden hangisi anlatılmak istenmiştir? A) Gerçek güç kendini bilmektir. B) Cesaret ve güç bir araya gelirse etkili olur. C) Gücün kaynağı kendine güven duymaktır. D) İnsanların güçlü olduğu kadar zayıf yönleri de vardır. E) Zayıf insanlar güçlerini kontrol edemezler. DGS – 2009 – Sözel-(28) 28. “İnsanı zenginleştiren, yaşam sandığında biriktirdikleridir.” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Geleceğe umutla bakmak gerekir. B) Yalnızca güzel anılar kalıcı olur. C) Yaşananları farklı açılardan değerlendirmek gerekir. D) Yaşam zaman kaybedecek kadar uzun değildir. E) Geçmişte yaşananlar insana birçok deneyim kazandırır. Deneme-9 – 25. Soru 25. Karamsarlık ne denli zararlıysa gerçeğe uymayan hayaller kurmak da o denli zararlıdır. cümlesinde anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayal kurmak insanı karamsarlıktan uzaklaştırır. B) İyimser olan insan, hayallerine ulaşmakta zorlanmaz. C) Düş gücünün sınırlanması insanı karamsarlığa sürükler. D) Gerçekleştirilemeyecek hayaller en az karamsarlık kadar zararlıdır. E) Karamsar insanlar hayal kuramaz. Deneme-9 – 30. Soru DGS – 2009 – Sözel-(29) 29. “Ben eski eşyaları karıştırmayı sevmem. Kaçınırım bundan. Çünkü geçmiş, her şeyiyle acıtır insanın canını.” diyen bir kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir? A) Doğal B) Olgun D) Duygusal C) Anlayışlı E) Saygılı 30. “Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan.” diyen biri aşağıdakilerden hangisi ile nitelenebilir? A) Karamsar B) Hayalperest C) Kendine özgü D) Yalnız E) Tembel Deneme-5 – 27. Soru DGS – 2009 – Sözel-(30) 30. “Hedeflerime ulaşabilecek yeteneğe sahip olduğumu biliyorum.” diyen bir kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir? 27. Yitirdiğinin farkına varmak, belki de aramaya başlamak için ilk adımdır. A) Çözüm üretebilen B) Azimli Bu cümleyi söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir? C) Özgüveni yüksek D) Özgün düşünen A) Kederli B) Özlemlerle dolu C) Karamsar D) Acılar karşısında yılmayan E) Öfkeli E) Yaratıcı DGS Kitap Sayfa 623. – 17. Soru DGS – 2009 – Sözel-(31) 31. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “geçmişte olduğu gibi” anlamı vardır? A) B) Eski Mısır’da 2900, İndus’ta 2800, Çin’de 1500 yıllık metal aynalar bulunmuştur. 18. yüzyılda da boy aynaları, kralların gözünde, birbirlerine hediye edebilecekleri değerli bir eşyaydı. C) Aynaya Uygurcada “közgü” denirdi, Anadolu ağızlarındaysa “bakanak, bakar, gözgeç, kılıklık” gibi adlar kullanılmıştı. D) Cam ayna Fenikeliler tarafından keşfedilmiş, ancak Avrupa’ya ulaşması 13. yüzyılı bulmuştur. E) 17. yüzyılda Osmanlılarda aynalı köşk ve kasır yaptırmak moda olmuştu. 17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, sorunun giderek büyüdüğü anlamı vardır? A) Bu kentte her geçen gün ulaşım yetersizleşiyor. B) Bu kentte sağlıksız besin maddelerinin satışı, yapılan sıkı denetimlerle engellenmeye çalışılıyor. C) Bu kentteki insanlar çöp atacak kutu bulmakta zorlanıyor. D) Bu kentteki toplu ulaşım araçlarının çoğunun eskimiş ve bakımsız olduğu biliniyor. E) Bu kentte insanlar olup bitenlere tepkisiz kaldığından yöneticiler sorunları zamanında öğrenemiyor. DGS Kitap Sayfa 604. – 10. Soru DGS – 2009 – Sözel-(34) 34. (I) Çelebi Süleyman Sokak’ta o zamanlar, sokağın ortasında kalmış bir ahşap ev vardı. (II) Bizim evin karşısındaysa baştan savma yapılmış bir apartmanla etrafında kümelenmiş kırık dökük evler… (III) Orada mahalle bekçisiyle akrabaları oturuyordu. (IV) Sokak, imar planına göre yeniden düzenlendiğinde artık orada bizim evimiz yoktu. (V) Yerineyse çirkin bir beton yığını oturtulmuştu. (VI) Böylece gençlik yıllarım yalnızca anılarda ve yazılarda kalmış oldu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde nesnellik söz konusudur? A) I., II., VI. B) I., III., IV. D) III., V., VI. 10. (I) Türk öykücülüğünde Anadolu insanı, belki ilk kez onun öykülerinde ete kemiğe bürünüp tam bir gerçeklikle hayat bulmuştur. (II) O, yazdığı yirmi öyküde Anadolu insanının yol, su, toprak, işsizlik, ağalık düzeni ve sağlık gibi sorunlarını ortaya koymuştur. (III) Köyün ve köylünün bu sorunlarını bir sosyolog veya politikacı gibi değil, sanatçı gözüyle ele alarak öyküleştirmiştir. (IV) Elbette bu yaklaşımlarında kimlerden yana olduğunu göstermiş, duracağı yeri çok iyi belirlemiştir. (V) Sonuçta ortaya inandırıcı ve etki-leyici bir dünya çıkarmayı başarmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “nesnellik” söz konusudur? C) II., IV., VI. E) IV., V., VI. A) I B) II C) III D) IV E) V DGS – 2009 – Sözel-(35) DGS Kitap Sayfa 605. – 14. Soru 35. I. Özür, ancak zamanında dilenirse ve özrü gerektiren durum tekrar edilmeyecekse bir anlam ifade eder. II. Özür, yapılan hatadan dolayı gerçekten üzüntü duyduğunu göstermek için dilenir. 14. I. Yalnız biçime önem veren sanatçı, nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü olmayan konuşmacıya benzer. II. Pek çok sanatçı zaman içinde, yapıtlarının biçim ve içeriğin de hiç değişiklik yapmamıştır. IV. Hatalı olduğunu anladıktan sonra özür dilemek zor ama erdemli bir davranıştır. III. Bu şairimizin, eski biçimlerle günümüz içeriğini yansıtmaya çalışması, yeni bir yöntem değildir. V. IV. Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kağıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılamaz. III. Başkası adına özür dilemek yarar sağlamaz. Gerekli durumlarda özür dileyebilmek, insanı yüceltir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine yakındır? A) I. ve II. B) I. ve III. D) III. ve V. Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımından birbirine en yakın olanlar hangileridir? C) II. ve IV. E) IV. ve V. A) I ve II B) I ve III D) II ve III C) I ve IV E) II ve IV DGS Kitap Sayfa 605. – 8. Soru DGS – 2009 – Sözel-(36) 36. (I) Runik yazının kökeni Orta Asya’dır. (II) İpek Yolu boyunca sıralanan kavimler, doğularındaki kavimler de runik yazıyı görmüş, dillerine uyarlayarak kendi yazı sistemlerini oluşturmuşlardır. (III) Kimi araştırmacılar, değişik Avrupa ülkelerinde pek çok runik yazılı Türkçe yazıt olduğunu belirtmektedir. (IV) İskandinav ülkelerinin bu konuda başı çektiği de verilen bilgiler arasındadır. (V) Bu yazıtlar, Hunlular Döneminde ve sonrasında herhangi bir nedenle o bölgelere gitmiş olan, Türkçenin unutulmuş, belki de yok olmuş bir lehçesini konuşan kimi topluluklarca yazılmıştır. 8. (I) Bu kentte iki ünlü şair yetişmişti. (II) Bunlardan biri 1900’de burada doğan Yorgo Seferis’ti. (III) Seferis, zamanının çoğunu iskeledeki balıkçıların arasında geçirir, onların ezbere okudukları destanları dinlerdi. (IV) Şairliğinin ilk tohumları bu sırada atılmış olmalıydı. (V) Öteki önemli şair de Necati Cumalı’ydı. (VI) Burada büyüyen, okuyan ve yaşayan Cumalı, en güzel şiirlerinde ve romanlarında Ege yöresi kasabalarını ve insanlarını anlatmıştı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “tahmin” söz konusudur? A) II. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olasılık söz konusudur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. B) III. C) IV. D) V. E) VI Deneme-9 – 34. Soru DGS – 2009 – Sözel-(37) 37. (I) Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’ni ilk kez ziyaret ettiğimde, bölgenin doğal güzellikleri, kişilerin cana yakınlığı çok hoşuma gitmişti. (II) Burada gördüğüm başka bir şey de nüfustaki azalmaydı. (III) Yalnızca bir grup yaşlının yaşadığı köylere gitmiştim. (IV) Tüm çocukları ve torunları İstanbul, Ada pazarı, Bursa gibi kentlerin yanı sıra yurt dışına çalışmaya gitmişlerdi. (V) Örneğin, Ardanuç ilçesinin nüfusu bir zamanlar 27.000 iken şimdi yalnızca 6000. (VI) Çünkü köydeki iş olanakları çok az olduğundan gençler iş aramaya başka yerlere gitmişler. 34. (I) Kişiler, kendini anlatmak ve karşısındakiyle iletişim kurabilmek için en önemli araç olarak dili kullanmaktadırlar. (II) Zamanla dil içinde meslek gruplarına göre dilsel ayrılıklar ortaya çıkmıştır. (III) Buna göre meslek gruplarına ait olmayan kişiler için dilleri anlamak çok güç hatta imkânsız hale gelmiştir. (IV) Hukuk dili de bu mesleki dillerin arasında anlaşılması en güç olanlardan biridir. (V) Amacımız, toplum kurallarının yazılı metni olarak kabul edilen hukukun daha yalın bir dile dönüşmesi gerekliliğini vurgulamaktır. Numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, dilin anlatma işlevinden söz edilmiştir. A) I. cümlede, gidilen yerin etkilenilen özelliklerinden söz edilmiştir. B) II. cümlede, dil ayrılıklarının meslek gruplarına göre şekillendiği söylenmiştir. B) II. cümlede, gidilen yerin dikkat çeken bir yönüne değinilmiştir. C) III. cümlede, dil ayrılıklarının sosyal problemlere yol açtığı belirtilmiştir. C) III. cümlede, köylerin bir özelliğinden söz edilmiştir. D) D) V. cümlede tahmin yapılmıştır. IV. cümlede, hukuk dilinin anlaşılmaz olduğu söylenmiştir. E) VI. cümlede neden belirtilmiştir. E) V. cümlede, bir amaç belirtilmiştir. DGS – 2009 – Sözel-(38) 38. Deneme-6 – 57. Soru İki gündür onunla konuşmuyor, kendisi konuşursa yalnızca onu dinliyordum. (1) Dışarı çıktığımda yine alçak boyacı iskemlesine oturmuş, yavaş yavaş çayını yudumluyordu. (2) Usulca yanına yaklaşıp “Yalnızlık artık hoşuna mı gidiyor?” diye sordum. (3) I. 56. ve 57. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. (I) Teknik her gün harikalarına yenisini ekliyor. (II) Ne var ki teknik tarafsızdır, insanlar ona nasıl bir yön vermişse öyle kalır. (III) Teknik insana özgürlük de getirebilir, onu kendine köle de edebilir. (IV) İyi ya da kötü olma yolunu seçen makineler değildir. (V) Evet, insanlar için televizyon harikadır, nükleer enerji ise bomba ile bir tutulduğu için korkunç; sahibine büyük bir hareket özgürlüğü kazandırdığı için otomobil bir harikadır ama trafik kazalarının bir yıllık bilânçosuna bakılırsa ürkütücü olur; makineler, işçileri eziyetten kurtardığı zaman harikadır, onları işsiz bıraktığı zaman korkunç. Bu kez, belki ben de konuşmadığım için, sıkılmış, yalnızlığı seçmişti. II. Evet demedi ama belli belirsiz başını salladı. III. Onun gibi bilge suskunluğunda kalmaya kesin kararlıydım. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir? 1 2 A) I III II B) II I III C) II III I D) III I II E) III II I 3 . 57. Parçada numaralanmış cümlelerden hangisinden sonra “Onların iyi ya da kötü olmasına insanlar karar verir.” Cümlesi getirilirse anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. DGS – 2009 – Sözel-(39) 39. Aslında her yazıda bir kurgu söz konusudur. Yazının gerçeği, yazarın izin verdiği ölçüde asıl gerçekle örtüşür. Bir olay, bir söz, bir yüz, yazıya döküldü mü artık o başkasıyla paylaşılan bir gerçek değildir. Yazarın, hatırladığı gerçekleri zenginleştirip okura sunduğu bir eserdir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? Deneme-8 – 34. Soru 34. Dilde sadeleşme, Türkçe'den yabancı kelimelerin çıkartılması, yazı diliyle konuşma dili arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması ve yeni sözcükler türetmek ve Türkçenin lehçelerinden sözcük almamak gibi kriterleri içeriyordu. Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem bu hareketin ilk temsilcileridir. Hatta Yeni Lisan hareketinin manifestosu olarak kabul edilen ilk makale, Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınmış ve Genç Kalemler'de yayımlanmıştır. A) Her edebî yapıtın öznel bir yanı vardır. B) İnsan belleğinde yalnızca belli olaylar kalır. C) Yaşananlar başkalarıyla paylaşıldıkça kalıcılık kazanır. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? D) Yazarın belleği ne kadar güçlü ise yapıtında da o ölçüde ayrıntılara yer verir. A) Türkçe çok fazla yabancı sözcük barındırmaktadır. E) İnsanı yalnızlıktan kurtaran en etkili araç yazıdır. B) Yeni dil anlayışının esasları bir makaleyle ortaya konmuştur. C) Dilde sadelik çalışmaları İslamiyet’i kabul etmemizden sonra başlar D) Edebiyatın temel malzemesi olan dil, anlaşılır olmak zorundadır. E) Dilin sadeleşmesiyle ilgili çalışmalar, bugün de devam etmektedir. Deneme-11 – 47. Soru DGS – 2009 – Sözel-(40) 40. Okuyucuya, üslup ve sözcük oyunlarıyla güçlük çıkarıp yazarlığımı kanıtlamaya çalışmak yerine, olabildiğince rahat okunabilecek bir anlatım ve üslupla, okuyucuyla aramda duygusal ve düşünsel bağlar oluşturmaya çalışırım. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Nasıl anlattığınız kadar neyi anlattığınız da önemlidir. B) Yazıda okurun ilgisini canlı tutmak gerekir. C) Güncel konular her zaman daha çok ilgi çeker. D) Kalıcı ürünler vermek için çok çalışmak gerekir. E) Okurla sıkı bir iletişim kurmada anlatım biçiminin önemli bir yeri vardır. 47. Karşınızda, sizi çok iyi tanıdığını söyleyen, iddiasına göre de sizi anlatan biri var. Ancak onun anlattığı siz değilsiniz. Anlatan kişi, kafasında yeni bir siz oluşturmuş, kendi izlenimlerinden, kendi düşünüş biçiminden... Kendinizi oluşturabileceğiniz, kendi kelimelerinizle anlatabileceğiniz zamanınız yoktur. Bu duygu, sancılı bir duygu. Özellikle karsınızdaki insan, iletişim kopukluğuna, tanıma yetersizliğine rağmen değer verdiğiniz bir insansa size ağır geliyor “kendinizi anlatamamak”. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Endişeyle söylenen sözler, kişiyi mahcup duruma düşürür. B) Dilin kullanımında kurallara dikkat etmek gerekir. C) Çoğu zaman anlatılan ya da ortaya konanla karşıdakinin anladığı farklıdır. D) Topluluk karşısında konuşmak cesaret ister. E) Susarak, konuşmadan da kendini anlatmak mümkündür. DGS – 2009 – Sözel-(41) Deneme-3 – 41. Soru 41. 41. Gençler İçin Tiyatro Atölyesinde, katılımcılara önce bir konu veriliyor. Bu konunun ses, beden ve hare ketlerle özgün bir gösteriye nasıl dönüşebileceği anlatıldıktan sonra, belli bir süre verilerek öğrencilerden bunlar üzerinde metinli ve metinsiz egzersizler yapmaları isteniyor. Bu süreçte, bir yandan doğaçlamalara dayalı karakterler oluşturulurken bir yandan da rol çalışmaları kuramsal bilgilerle pekiştiriliyor ve finalde küçük bir gösteri düzenleniyor. Bu parçadan, adı geçen çalışmayla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? ‘Dünya Bellek Şampiyonası” isminden de anlaşılacağı gibi yalnızca hafızayı sınayan bir organizasyon. Testlerden birinde, katılımcılara karıştırılmış bir deste iskambil kağıdı gösterilip 5 dakika düşünme süresi tanınıyor. Bu 5 dakikanın sonundaysa kendilerine gösterilen iskambil kağıtlarının sırasını en kısa sürede, yeni bir desteyle oluşturmaları isteniyor. Bu alandaki rekor 32.13 saniyeyle 29 yaşındaki bir İngiliz muhasebeciye ait. Yarışmacıların en genci 12 yaşında. Bu yarışmaya katılanların çoğu da normal bir zekâya sahip. Çünkü hatırlama gücü herkesin eğitimle yapabileceği bir takım püf noktalara dayanıyor. Bu parçaya dayanarak, “Dünya Bellek Şampiyonası’na katılan yarışmacılarla” ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Teorik eğitime ek olarak pratik uygulamalar yapılmaktadır. B) Tiyatrolara oyuncu yetiştirme amacıyla düzenlenmektedir. A) Hafızayı test eden bir yarışma olduğuna B) Yarışmacıların üstün zekâlı olduğuna Katılımcıların kendilerini geliştirmelerine yönelik çalışmalar ortaya konmaktadır. C) Hafızasına güvenen herkesin katılabileceğine D) Ne gibi testlere tabi tutulduklarının örneklerine D) Katılımcılara bir tiyatrocuda olması gereken özellikler kazandırılmaya çalışılmaktadır. E) Eğitilerek hafızalarını geliştirebileceklerine E) Katılımcıların, ortaya koyacakları oyuna, kendilerinden bir şeyler katmaları beklenmektedir. C) DGS – 2009 – Sözel-(42) 42. Çok ünlü bir tiyatrocunun annesi hep anılarından söz edermiş. Tiyatrocu bir gün annesine, “Biraz da bugünden, yarından söz etsen olmaz mı?” deyince yaşlı kadın çok öfkelenmiş: “Anılar ihtiyar beyinlerin bastonudur. Sen bunun farkında değilsin.” demiş. Deneme-8 – 28. Soru 28. Bir köpek bir adamı ısırsa bu haber değildir ama bir adam bir köpeği ısırsa işte bu haber olur, diyen bir haberci, haber yazılarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiş olabilir? Bu parçada yaşlı kadın, oğluna verdiği cevapla aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir? A) İlgi çekici olması B) İnsanları bilgilendirme amacını taşıması A) Geçmişin güzel günlerini özlemle andığını C) Doğru olması B) Gelecekten bir beklentisi olmadığını D) Merak unsurunu gidermesi C) Yaşlıların, geçmişin verdiği güçle yaşama sarıldığını E) Halkı ilgilendirecek konularda hazırlanması D) Bütün yaşlıların, anılarını anlatma eğiliminde olduğunu E) Yalnızca onu etkileyen olayları hatırladığını Deneme-3 – 35. Soru DGS – 2009 – Sözel-(43) 43. Kansas Üniversitesinde bir sergi salonunda, duvarlar birkaç kez farklı renge boyanmış. Fonda beyaz kullanıldığında insanlar sergide yavaş hareket etmiş. Fon kahverengiye döndüğünde ise insanların sergi salonunda daha çok yeri, daha az zamanda gezdiği gözlenmiş. 35. Birtakım şairler, özellikle de çiçeği burnundakiler, şiir yazarken havaya girdiklerinde, mantığın süzgecinden geçen her şeyin şiirsel atmosferi bozacağından korkarlar. Bu konuda söylenmesi gereken, bu korkunun ahmakça olduğudur. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Renkler, değişik insanlar üzerinde benzer etkiler yaratır. A) Şairin başarısı, duyguları ön planda tutmasına bağlıdır. B) Renkler, insanlardaki duygusal farklılıkları ortaya çıkarır. B) Günümüz şairleri duygudan çok akla önem veriyorlar. C) Seçilen renkler, insanların ruhsal durumlarını yansıtır. C) Şairin yaratma eyleminde akıldan korkmaması gerekir. D) Sergi salonları, sergilenecek ürünlerin niteliğine uygun olmalıdır. D) Şiir, coşku ve duygunun ürünü olmalıdır. E) Şair gerçekleri şiirlerinde anlatmalıdır. E) Renk seçimi yaşa ve kişiye göre değişir. DGS – 2009 – Sözel-(44) 44. Eski Mısırlılar tarafından dünyanın ilk meyvesi olarak kabul edilen nar, sahip olduğu eşsiz özellikleriyle tanınır. Nar, Farsçada “ateş, kırmızı” anlamlarına gelmektedir. Sert bir yapısı olması nedeniyle uzun süre bozulmaz. Narda önemli miktarda kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, demir ve çinko bulunur. Ayrıca A, B1, B2, B6 ve C vitaminleri bulunduğu için birçok hastalığa iyi gelir. Boya endüstrisinde ham madde olarak kullanılan bitkilerin başında yer alır. Narın kökünden, gövdesinden, çiçeğinden ve meyvesinden farklı renkler elde edilebilmektedir. Bu parçada narla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Bir dildeki anlamına B) Çeşitli vitamin ve mineralleri içerdiğine C) Endüstri alanında kullanıldığına D) Dayanıklılığına E) Hangi hastalıkların tedavisinde kullanıldığına Deneme-4 – 52. Soru 52. Lale, zambakgiller familyasından Tulipa cinsini oluşturan güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak yetiştirilen, soğanlı, çok yıllık otsu bitki türlerinin ortak adıdır. Ana vatanı Kazakistan’dır. Türkiye’nin çoğu yerine özellikle Nevşehir ve bölgesine doğal olarak yayılmıştır. Soğanlarının üzerinde zarımsı bir örtü bulunur. Etli ve yeşil 2-8 yaprağı vardır. Çiçekler, saplar ucunda çoğunlukla bir, bazen ikidir. Çiçek parçaları altılıdır. Kırmızı, sarı ve ara tonlarda renklere sahiptir. Beyaz en çok tercih edilen rengidir. 16′ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hollanda Kralı’na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalıları ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalıları hayranlık içinde bırakmıştır. Böylece günümüze kadar dünyanın en fazla lale üreten ülkesi Hollanda olmuştur. Parçada lale ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Türkiye’de doğal olarak yayıldığı alanlardan bazılarına B) En çok tercih edilen rengine C) Ana vatanına D) Türk kültüründe önemli bir yeri olduğuna E) Günümüzde kadar üretimini en fazla yapan ülkeye DGS – 2009 – Sözel-(45) 45. Konya’ya ulaştığınızda hemen ötede yükselen dağlar, “Yolun sonu!” diye seslenir. Sola dönüp Karaman yöresine devam ettiğinizdeyse biraz daha farklı bir düzlük başlar. Aradaki inişler çıkışlar, uzun mu uzun düzlüğün ardından büyük bir yükselti havası verir. Anadolu’nun tahıl ambarı olan bu düzlükteki tek tük ağaçlar, uzun bir masanın ortasındaki güzel mi güzel bir vazoya benzer. Hele de bahar aylarında! Yol üzerindeki badem çiçeklerine sadece selam vermek yetmez, onlarca pembenin rüzgârda tatlı tatlı kıpırdadığını görünce biraz nefeslenmek gerekir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur? A) Kişileştirmeden yararlanma B) İkilemelere yer verme C) Benzetmeye yer verme D) Sözde soru cümleleri kullanma E) Kişisel duyguları yansıtma Deneme-8 – 42. Soru 42. Küre Dağlarını döne döne tırmanıyorduk. Güneş, sabah sisinin grileştirdiği yeşil tepelerin arasından portakal renkli yüzünü gösteriyordu; ama güneşin daha ulaşamadığı derin koyaklar vardı. Yeşilin en güzel tonlarıyla bezeli, mendil kadar tarlalar, gerçek değilmiş gibi duruyordu. Derin derin uçurumlar, dipten doruğa çamlarla, akkavaklarla donanmıştı. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Betimleme ve öyküleme tekniği ağır basmaktadır. B) Görsel ögelerin ayrıntılarına yer verilmiştir. C) Doğadaki bir varlığın renk niteliği doğadaki başka bir varlık için kullanılmıştır. D) Ayrıntıların anlatımında birden fazla duyuya yer verilmiştir. E) Doğadaki bir varlığın büyüklüğünü belirtmek için benzetmeden faydalanılmıştır. DGS – 2009 – Sözel-(46) 46. Neden bir adamın uçabileceğine inanmak isteriz? Nasıl oluyor da milyonlarca insan, Peter Parker’ın Örümcek Adam’a dönüşünü izlemek için sinemalara doluyor? İnsanların çizgi roman karakterlerini bu kadar benimsemelerinin ardında yatan gerçek nedir? Bunu tek bir sözcükle açıklayabiliriz: Özdeşleşme. Her kültürde, insanlar yaşamlarını sınırsız düşlerle süsleme gereksinimi duyarlar ve kendilerinin, başkalarının eylemleri aracılığıyla onların yaşantısına katıldıklarını hayal ederler. Grafik illüstrasyonlarıyla çizgi romanlar, çizenin yarattığı dünyayla özdeşleşmeyi sağlar. Çocuklarda ve gençlerde kendini biriyle özdeşleştirme, onların etkilendikleri kişiye bakarak yaptıkları hareketlerde gözlenebilir. Bu parçaya göre özdeşleşme ile ilgili olarak aşağıdaki genellemelerden hangisi yapılamaz? A) B) C) D) E) Başkalarının davranışları ile kendininkiler arasında ilişki kurmadır. Çocuklar kendilerini, etkilendikleri kişilerin yerlerine koyarlar. Çizgi roman ya da film süresiyle sınırlıdır. Çizgi romanlarda, gençlerin ve çocukların kendileriyle özdeşleştirebileceği karakterler bulunur. Okuyucular, çizgi roman karakterleri aracılığıyla, gerçek yaşamlarında yapamayacaklarını kendileri yapmış gibi düşlerler. Deneme-10 – 54. Soru 54. Dilin dört temel beceri alanı vardır. Bunlar; konuşma, yazma, okuma ve dinlemedir. Bir dilin öğretilmesinde ve bu dili etkili biçimde kullanmada bu dört unsur birbirini tamamlar. İnsanlar konuşarak ve yazarak anlatır; okuyarak ve dinleyerek de anlarlar. En önemli beceri hangisidir diye sıralamaya girmek istersek çeşitli durumlar karşısında çeşitli tanımlamalar yapmak zorunda kalırız. Ancak şunu herkes kabul eder ki konuşma, hayatımızda en fazla kullandığımız beceri alanıdır. Parçada verilen bilgilere göre dilin işlevleriyle ilgili aşağıdaki çıkarımlardan hangisine ulaşılamaz? A) Dilin becerileri arasında bir sıralama yapmak çeşitli durumlarda tanımlamalar yapmayı gerektirir. B) Dilin temel beceri alanları ayrılmaz bir bütündür, birbirini tamamlar. C) Dilin dört temel becerisi anlamak ve anlatmak için kullanılır. D) Yazma, diğer beceri alanlarından daha kalıcıdır. E) En yaygın kullanılan beceri alanı konuşmadır. Deneme-7 – 63. Soru DGS – 2009 – Sözel-(47) 47. Tarihi MÖ 2000’e kadar uzanan, doğanın hâlâ pırıl pırıl olduğu, stresten uzak, huzur dolu bir yer Datça. Dünyada oksijeni en fazla olan bölgeler sıralaman da kinci. Yalnızca astım ve kalp rahatsızlığı olanlar değil Datça’ya koşanlar, keşifçiler, şairler, ressamlar ve daha onlarcası… Datça’da çok sayıda arkeolojik eser de var. Bu yüzden burası en az doğa tutkunları kadar tarih meraklılarını da kendine çekiyor. Geleneksel yemekleri arasında dallame, mürdümük, lokum pilavı ve kabak çiçeği dolması bulunuyor. Bu parçada Datça’yla ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır? A) Ulaşım olanakları nelerdir? B) Eski uygarlıklara ait kalıntılara rastlanıyor mu? C) Hangi bitkiler yetiştirilmektedir? D) Turizm gelirleri halkın geçimine yetmekte midir? E) Obezlik tıp ve sağlık alanında üzerinde belki de en az kanser kadar çalışılan konulardan biri; günlük gazetelerde bile bununla ilgili haberlere neredeyse her gün rastlamak mümkün. "İşte!" dedirtecek bulguların ortaya çıkma sıklığıysa pek fazla değil. Obezlik konusunda son dönemde yapılan bir çalışmaysa bu konuda epeyce ses getirmiş durumda. Bir dergide yayımlanan iki araştırma, barsak bakterilerinden en yaygın grubun, obez fare ve insanlarda, normal kilolu bireylere göre farklı miktarlarda bulunduğunu gösteriyor. Bu bakterilerin hem obez hem de zayıf farelerden alınan örnekleri üzerinde yapılan genetik çalışmalar, obez bireylerdeki bakteri topluluklarının, alınan besinlerden kalori 'çekme' yetilerinin çok daha fazla olduğunu ortaya çıkarmış durumda. Barsaklarımızda, vücudun kendi kendine sindiremediği besinlerin (tahıl, meyve ve sebzelerdeki karmaşık şekerler gibi) sindirimine yardımcı olan trilyonlarca dost bakteri var. Sindirim sürecindeki bir halka olarak bu bakteriler, besinleri ayrıştırarak, yağ olarak depolanabilecek kalori alımını sağlıyorlar. Araştırma, özellikle kalori alımını hızlandıran Firmicutes bakterisinin obezlerde çok daha büyük oranda bulunduğunu gösterdi. Yani bu bakterilerin normal oranda bulunduğu insanlar, bir tabak pilavdan daha az kalori alırken obez insanlar daha fazla kalori alıyor. 63. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin yanıtı vardır? A) Obezlerde kaloriyi tutma oranını etkileyen bakteri oranı yüksek midir? Yemek kültürü nasıl oluşmuştur? B) Obezlik insanlarda ve farelerde aynı oranda mı bulunur? C) Bakteriler insan ve hayvan yaşamlarını olumsuz etkiler mi? D) Obezlik bir hastalık olarak nasıl tanımlanır? E) Obezliğin tedavisi için etkin yöntemler geliştirildi mi? DGS – 2009 – Sözel-(49) 49. Deneme-5 – 56. Soru Heredotos, Batı geleneğindeki ilk büyük düz yazı us tasıdır. Yazdığı kitap günümüze kadar gelen en eski bilimsel yazılarını da içerir. Örneğin, Nil Nehri’nin sürüklediği topraklar konusundaki açıklamaları, kişisel gözlemlerinin ürünüdür. Heredotos toprak sürüklenmesindeki doğal süreçler hakkında bir genelleme yapma girişiminde bulunmuştur. Vardığı sonuçlarda hayal gücü, doğrudan gözlemlerin bir adım önüne geçmiştir. Bu yüzden Mısır’ın vaktiyle Kızıldeniz’in olduğu gibi, bir havza olduğu yönündeki iddiası da yanlış kabul edilmiştir. Çünkü her ne kadar Nil bir zamanlar Kızıldeniz’e akıyor idiyse de, artık yer bilimciler onun çok eski bir nehir olduğu kanısındadırlar. Ancak, bu hatasına rağmen Heredotos’un bilimsel araştırmalara katkısı büyüktür. 56. Son arkeolojik araştırmalar Orta Asya kültürlerinin, MÖ 4000 yıllarına kadar uzandığını ortaya koymaktadır. Türklere ait ilk bilgilerin ise MÖ 3000 yıllarına ait olduğu antropolojik bulgularla kesinlik kazanmıştır. Bu tarihten itibaren Asya’nın Çungarya bölgesinde tarih sahnesine atılan Türkler, Tanrı Dağları ile Altay Dağları arasındaki steplerden çıkarak Asya, Afrika ve Avrupa’nın üçte birini ele geçirmişler, dünya siyasi tarihini yönlendiren büyük devlet ve imparatorluklar kurarak günümüze kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Türklerin tarih sahnesine çıktığı bölgeye B) Türklerin dünyanın en güçlü imparatorluğunu kurduğuna C) Türklerin üç kıtada hüküm sürdüğüne D) Türklere ait bilgilerin uzandığı döneme E) Orta Asya kültürlerinin ortaya çıktığı döneme Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Tarih yazıcılığını kimin başlattığına B) Heredotos’un çevreyle ilgili incelemelerine C) Heredotos’un ulaştığı bazı sonuçların bilimsel olmadığına D) Nil Nehri konusunda bilinenlerin değiştiğine E) Batı’daki ilk ulaştığına düz yazı örneklerinin günümüze Deneme-5 – 51. Soru DGS – 2009 – Sözel-(50) 50. Çorba her damak tadına hitap eden evrensel bir lezzet olarak mutfaklarda özel bir yere sahiptir. Çorba sözcüğünün kökeni, Farsça “tuzlu haşlama” anlamına gelen “şûrbâ”dır. İnsanlığın avcı ve göçebe kül türden tarım kültürüne geçişinin önemli bir sembolü olarak kabul edilir. Geçmişte ana yemek olarak tüketilen çorba, artık menülerin ilk yemekleri arasında sunulmaya başlanmıştır. Bunun nedeniyse iştahı açmak, sindirim sistemini uyararak daha sonra tüketilecek yemeklerin sindirimini kolaylaştırmaktır. 20. yüzyılda özellikle Batı’da krema ve bitki yaprakları eklenerek çorbanın, bir anlamda, yemek kültüründeki statüsü yükseltilmiştir. 51. Yozgat yöresine ait Arabaşı yemeği, Anadolu’da yaygın olarak yapılır. Yemek kaz etiyle yapılan çorbaya hamur batırılarak yenir. Kış günlerinin soğuklarında komşular birbirlerini davet edip bu yemeği ikram ederler. Çorbasının çok acılı olması tercih edilir. Ayrıca kış günlerinde yapılmasının sebebi çorbanın soğuk algınlığına iyi gelmesidir. Bu parçaya dayanarak Arabaşı yemeği hakkında aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Çorbasında acılığın tercih edildiğine B) Yapımında kaz eti kullanıldığına Bu parçada çorbayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? C) Özellikle kış aylarında yapıldığına D) Ait olduğu yöreye A) İsminin hangi dildeki bir sözcükten geldiğine E) Düğünlerde özel yemek olarak ikram edildiğine B) Yemek listesindeki sırasının değiştiğine C) Çeşitli toplumlarda önemli bir yerinin olduğuna D) İnsanların yaşam biçiminin değişmesini sağladığına E) Tüketilmesinin sağladığı yararlara Deneme-7 – 47. Soru DGS – 2009 – Sözel-(51) 51. Dünyanın ünlü arkeolojik yapılarından biri olan İngiltere’deki Stonehenge Anıtı’nın kocaman taşlarının oraya kimler tarafından ve nasıl getirilip yerleştirildiği günümüzde hâlâ bir sır. Buranın bir tapınak mı, gözlemevi mi yoksa bir statü sembolü mü olduğu konusuda... Esrarını koruyan bu yapının yanında bulunan bir mezar, bu akıl almaz işi başaranlardan birkaçı hakkında bilgi verebilecek nitelikte. Su borusu döşemek üzere bir kanal açılırken rastlantı sonucu keşfedilen mezarda, 4300 yıl önce anıtın yapıldığı sıralarda gömüldükleri anlaşılan üç yetişkin erkek, bir genç ve üç çocuğa ait kalıntılar ortaya çıkarıldı. Mezarda bulunan kil sürahi ve başka eşyalar, 4200 4400 yıl öncesinde yapıldığı anlaşılan Erken Bronz Çağı kalıntıları. İncelemeler sonucunda, mezardaki yetişkin erkeklerin, anıtın iç halkasındaki mavi taşlar gibi, Galler Bölgesi’nden geldiği anlaşılmış. Bu parçadan Stonehenge Anıtı’yla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Yakınında çıkarılan canlı kalıntılarının kimlere ait olduğuna B) İç içe halkalar şeklinde yapılmış olduğuna C) Hangi amaçla kullanıldığına D) Yapı malzemesinin taş olduğuna E) Hangi ülkede bulunduğuna 47. İri vücutlu, yassı bir örümcek olan yengeç örümceğinin bacaklarının iki çifti ötekilerden çok kısadır. Yengecimsi görünüşü bundan ileri gelir. Bu örümcek, yengeçler gibi yan yan bile yürür. Ağ örmeyerek duvarların üzerinde ve çiçeklerin içinde barınır. Örümcek ailesinin iyi bilinen üyesi (Xysticus viaticus) sarımsı kahverengi zemin üzerinde değişik işaretlerle süslüdür. Bu örümcek, yaprakların arasında gizlenir ve haziran başlarında yumurtalarını da buraya yumurtlar. Parçadan hareketle yengeç örümceğiyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Yengece benzer bir görüntüsü vardır. B) Bacaklarının kısa olması adının konulmasında etken olmuştur. C) Hem etçil hem de otçul beslenme biçimini tercih eder. D) Yaşam alanları bakımından diğer örümcek türlerinden farklıdır. E) Çoğalmaları yaz ayları başında gerçekleşir. Deneme-6 – 60. Soru DGS – 2009 – Sözel-(54) 60. ve 61. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 53. VE 54. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Modaya çok bağımlı olan; ekmek, et ya da sebzeler kadar (I) Somuncu Sokağı’nın merdivenleri yosun tutmuştur. (II) İster yaz olsun ister kış, yakınlardan bir yerden hep su sesi gelir. (III) Basamakları çıktıkça kediler çıkar karşınıza. (IV) İstanbul’un en vurdumduymaz, en tasasız sokak kedileri burada barınır. (V) Bu kedilerin gözlerinin nasıl bu kadar pek, karınlarının nasıl böylesine tok olduğunu yerdeki süt kapları, tavuk artıkları, kuru mamalar açıklar. (VI) Son basamağa vardığınızda, bir kedi vahasında buluverirsiniz kendinizi. (VII) Sokağın sonunda yıkıldı yıkılacak, terk edilmiş bir ev vardır. (VIII) Mesken edindikleri bu evin kırık pencerelerinden, kapı aralarından girer çıkar ve yemeklerinin gelmesini bekleyerek pinekler kediler. (IX) Hiç aksatmadan bu kedilere yemek götüren adama, sokak sakinleri “kedi peygamberi” adını vermiştir. 54. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İnsana özgü nitelikler hayvanlara aktarılmıştır. B) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. C) Merak duygusu uyandırılmaya çalışılmıştır. D) Devrik cümlelere yer verilmiştir. E) Birden fazla duyuya seslenilmiştir. zorunlu bir ihtiyacı karşılamayan güzellik ürünleri pazarlayıcılarının reklam desteğine diğer maddelerden daha çok ihtiyacı vardır. Balzac, “Cesar Birotteau” adlı romanında bir kozmetik yağ için modern reklamcılığın bazı formüllerini icat etmemiş miydi? Ama cazibe silahlarını sattırabilmek için onları nasıl cazip hâle getirmeli? “Dichter, bu konuda şunları söylüyor “ Mesleklerini iyi bilen reklamcılar, onlara ideal güzellikteki bir kadın portresi çizmeye çalışmazlar; bilirler ki afişteki kadın çok güzel olursa müşterilerinin çoğunun cesareti önceden kırılacaktır. Çünkü onlar bu ideal görüntüye benzemek mutluluğuna hiçbir zaman erişemeyeceklerdir. Reklamda kullanılan kadın kahraman, müşterilerin erişebileceği kadar güzel olmalıdır.” 60. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Soru cümleleriyle anlatım güçlendirilmiştir. B) Düşünceyi güçlendirmek amacıyla bir uzmanın görüşlerine yer verilmiştir. C) Konuyla ilgili örnek bir roman adı belirtilmiştir. D) Açıklayıcı anlatım tekniği kullanılmıştır. E) Karşılaştırmalardan faydalanılmıştır. Deneme-4 – 67. Soru DGS – 2009 – Sözel-(55. ve 56. Sorular) 55. VE 56. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Kültürel mirasın korunması konusundaki yetersizlikler nedeniyle Mimar Sinan’ın eserlerinin bir bölümü ne yazık ki günümüze ulaşamadı. Fakat Rönesans Dönemi çağdaşlarının eserleriyle boy ölçüşecek kadar güzel olduğu kabul edilen pek çok eseri sapasağlam ayakta. Sinan’ın 16. yüzyılda kullandığı yapım tekniği, kendisinden önce var olandan farklı değildi. Başka bir deyişle, aslında yeni bir inşaat malzemesi bulmamıştı ve yapılarını yükseltirken attığı kemerler de önceki mimarların kemerleriyle aynıydı. Ancak mimarlık diline kattığı ve bu dili geliştiren işlevsel, biçimsel ve yapısal birçok yenilik, oluşturduğu yeni bir gramer vardı. Buna günümüzde inovasyon adı verilmektedir. İnovasyon Türkçede tam karşılığı olmayan bir sözcük. En basit anlamda, ortayalyeni bir şey koymak olarak tanımlanabilir. Ülkelerin gelişmesi için vazgeçilmez bir kavramdır. İşte Mimar Sinan da 16. yüzyılda mimarlık, bayındırlık, şehir planlamacılığı gibi oldukça önemli alanlarda inovasyonlarıyla mimarimize katkıda bulundu. O, yüzyıllar içinde gelişimini büyük oranda tamamlamış olan İslam mimarisi geleneğini, eserlerindeki özgün çözümlemeleriyle sürdüren bir deha olmakla kalmadı, yaptığı yeniliklerle sonraki mimarlara da önemli bir örnek oldu. 55. Bu parçada Mimar Sinan’la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Eserlerinin, hangi sanat döneminin ürünleriyle kıyaslanabileceğine B) Mimariye hangi yönlerden yenilik kattığına C) Mimaride, sonraki kuşaklar üzerindeki etkisine D) Eserleri arasında en önemli yeri camilerin tuttuğuna E) Birçok nitelikli eserinin günümüze ulaştığına (I) Teknik resim, mühendisler arasındaki iletişimi en kolay ve en doğru şekilde sağlaması açısından büyük öneme sahip teknik bir alfabedir. (II) Temelde doğrular ve eğrilerin çeşitli şekillerde bir araya gelmesiyle oluşan teknik resim, yapılması istenen yapı ve tasarımın kâğıt üzerinde tanımlanması sanatıdır. (III) Teknik resim, tasarımdan üretime, pazarlamadan kullanıma kadar bir ürünün başından geçen her aşamada ilgili kişilere yol gösterir. (IV) Teknik resim, ürünün malzemesini, nasıl imal edileceğini, boyutlarını, toleranslarını, yüzey kalitesini, sertlik ve ısı değerlerini vb. tüm imalat yöntemlerini daha sonrasında ürünün montajını, taşınmasını ve hatta kullanımını belirli kurallar ve standartlar çerçevesinde anlatır. (V) Daha önceleri cıvata, somun ve sembol şablonları, aydınger kağıdı, iletki (minkale), gönyeler, kurşun kalemler, silgiler, resim kağıtları, çini mürekkebi, resim masası, resim tahtası, cetvel, daire şablonu, pistole’ler (yay cetvelleri), yazı şablonları, rapido takımı, T cetveli (85 veya 100 cm), pergel takımı vs. çeşitli takımların yardımıyla el ile çizilen teknik resimler, gelişen teknolojiye ayak uydurmuş ve günümüzde büyük bir oranda bilgisayarlarda CAD (Computer-Aided Design) programları yardımıyla çizilmektedir. 67. Parçada teknik resimle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) B) C) D) E) İnşaat alanında vazgeçilmez bir unsur olduğuna Yapılırken kullanılan malzemelere Yapılması tasarlanan ürünü her yönüyle tanıttığına Tanımına Ürünü hangi açılardan anlattığına Deneme-7 – 46. Soru DGS – 2009 – Sözel-(55. ve 56. Sorular) 55. VE 56. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Kültürel mirasın korunması konusundaki yetersizlikler nedeniyle Mimar Sinan’ın eserlerinin bir bölümü ne yazık ki günümüze ulaşamadı. Fakat Rönesans Dönemi çağdaşlarının eserleriyle boy ölçüşecek kadar güzel olduğu kabul edilen pek çok eseri sapasağlam ayakta. Sinan’ın 16. yüzyılda kullandığı yapım tekniği, kendisinden önce var olandan farklı değildi. Başka bir deyişle, aslında yeni bir inşaat malzemesi bulmamıştı ve yapılarını yükseltirken attığı kemerler de önceki mimarların kemerleriyle aynıydı. Ancak mimarlık diline kattığı ve bu dili geliştiren işlevsel, biçimsel ve yapısal birçok yenilik, oluşturduğu yeni bir gramer vardı. Buna günümüzde inovasyon adı verilmektedir. İnovasyon Türkçede tam karşılığı olmayan bir sözcük. En basit anlamda, ortayalyeni bir şey koymak olarak tanımlanabilir. Ülkelerin gelişmesi için vazgeçilmez bir kavramdır. İşte Mimar Sinan da 16. yüzyılda mimarlık, bayındırlık, şehir planlamacılığı gibi oldukça önemli alanlarda inovasyonlarıyla mimarimize katkıda bulundu. O, yüzyıllar içinde gelişimini büyük oranda tamamlamış olan İslam mimarisi geleneğini, eserlerindeki özgün çözümlemeleriyle sürdüren bir deha olmakla kalmadı, yaptığı yeniliklerle sonraki mimarlara da önemli bir örnek oldu. 56. 46. Kâğıt kullanarak yapılan oyuncakların başlangıcının 2.000 yıl önce Çin'de olduğu sanılıyor. O zamanlarda uçurtmalar popüler bir eğlence kaynağı sayılıyordu. Buna rağmen kâğıt uçakların tamamen ne zaman icat edildiğini belirlemek pek mümkün değil. Sürat, yükseliş ve moda tasarımları seneler geçtikçe gelişmiştir. Tahminlere göre kâğıt uçaklar ilk olarak 1909 yılında yaratılmıştır. Ancak en çok kabul edilen uyarlaması üç asır sonra 1930 yılında Lockheed Corporation kurucularından biri olan Jack Northrop tarafından yaratılmıştır. Northrop kâğıt uçakları test aletleri olarak kullanarak gerçek uçakların tasarımlarını keşfetmeye çalışmıştır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin yanıtı yoktur? A) Kâğıt uçakların ne zaman icat edildiğini söylemek mümkün müdür? B) Kâğıt uçaklar, kâğıt katlama sanatı yoluyla mı ortaya çıkmıştır? C) Yıllar geçtikçe kâğıt uçakların tasarımında neler değişmiştir? Mimar Sinan, ülkesinde mimarinin gelişmesini sağlayan ça- D) Kâğıt uçaklar, ilk olarak ne zaman yaratılmıştır? lışmaları ne zaman yapmıştır? E) Kâğıt oyuncakların başlangıcı ile ilgili tahmini bir bilgi var mıdır? Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) B) C) D) E) İnovasyon hangi yönden önemlidir? Mimar Sinan’ın hangi eseri iyi bir inovasyon örneğidir? Mimar Sinan’ın kimi eserleri niçin yok olmuştur? Mimar Sinan’ın eserlerinin, kendinden önceki çalışmalarla ne gibi benzerlikleri vardır? DGS – 2009 – Sözel-(57. ve 58. Sorular) Deneme-7 – 67. Soru 57. VE 58. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 66. – 68. NUMARALI SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Yale Üniversitesinden bir grup araştırmacı, Pasifik Okyanusu’ndaki Galapagos Adalarının ünlü dev kaplumbağa türleri üzerinde bir inceleme yaptı. Bunun sonucunda, bu kaplumbağa türlerinden birinin genetik çeşitliliğinin sınırlı olmasıyla eski ve şiddetli bir yanardağ patlaması arasında ilişki olduğu belirlendi. Üzerinde beş ayrı yanardağın bulunduğu bu adaların özelliği, her yanardağın eteğinde ayrı bir tür kaplumbağanın yaşaması. Araştırmacılar, Alcedo Volkanı’nın eteklerinde yaşayan kaplumbağa türündeki genetik çeşitliliğin, diğer türlere göre şaşırtıcı derecede sınırlı olduğunu ortaya koydu. Daha sonra, adalardaki yanardağların özelliklerini inceleyen ekip, yalnızca Alcedo Volkanı’nda yüz bin yıl öncesinde büyük bir patlama olduğunu, ötekilerinse sızdırma yoluyla yavaş yavaş lav çıkardıklarını belirledi. Araştırmacılar şu sonuca vardılar: Alcedo eteklerinde yaşayan kaplumbağaların büyük çoğunluğu patlamadan çıkan metrelerce kalınlıktaki kızgın kül ve lav örtüsü altında kalarak ölmüştür. Bu yüzden, günümüzde Alcedo’da yaşayan kaplumbağalar, hayatta kalabilen çok sınırlı sayıdaki o türün devamı olduğu için genetik çeşitlilikten yoksun kalmıştır. 58. Bu parçada kaplumbağa türlerinin genetik çeşitliliğiyle aşağıdakilerin hangisi arasında sıkı bir bağlantı olduğu vurgulanmaktadır? Yeni Zelanda'da bulunan küçük ama olağanüstü fosiller, kimilerine göre tarih öncesiyle ilgili temel bilgileri yeniden gözden geçirmeye neden olacak. Çünkü bunlar, bir zamanların "kuşlar ülkesi" olarak bilinen Yeni Zelanda bölgesinin, memelilere de ev sahipliği yapmış olduğunu ilk kez göstermiş oluyor. Bu minicik fosil kemiklerin (çene ve kalça kemiği parçaları) fare büyüklüğünde bir kara memelisine ait olduğu anlaşılıyor. Bu hayvanın, bölgedeki zengin fosil yatağından daha önce ortaya çıkarılmış herhangi bir memeliyle benzerliği yok. Ancak bilimcileri şaşırtan, hayvanın özelliklerinden çok, var olmuş olması. Çünkü dünyanın başka bölgelerinde oldukça geniş bir yayılım gösteren tüylü ve sıcakkanlı hayvanların Yeni Zelanda topraklarında yaşamış olduğuna ilişkin herhangi bir ipucu, uzun aramalara karşın bulunabilmiş değildi. Bölgede en az 16 milyon yıl önce, tek bir tane de olsa bir kara memelisinin yaşıyor olduğu bilgisi bile, Yeni Zelanda’nın zengin kuş türlerinin, kara memelileriyle rekabet söz konusu olmadığı için evrimleşmiş olduğu kuramına bir soru işareti düşürmeye yetiyor. 67. Parçaya göre tarih öncesi bilgileri gözden geçirmeye sebep olacak durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Memelilerin yeni yaşama alanlarının keşfedilmesi A) Volkanik patlamanın biçimi B) Kuşların evrimiyle ilgili yeni bir teori ortaya atılması B) Kaplumbağaların adalarda yaşamaları C) Bulunan fosillerin daha önce bilinenlerden farklı yeni C) Kaplumbağaların besin kaynaklarının kısıtlılığı D) Volkanik faaliyetlerin sıklığı D) Yeni Zelandalı bilimcilerin evrim teorisine yaklaşım biçimi E) Kaplumbağaların yaşam süresi E) Tarih öncesi döneme ait bilgilerin hızla artması veriler ortaya koyması Deneme-7 – 68. Soru DGS – 2009 – Sözel-(57. ve 58. Sorular) 66. – 68. NUMARALI SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 57. VE 58. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Yale Üniversitesinden bir grup araştırmacı, Pasifik Okyanusu’ndaki Galapagos Adalarının ünlü dev kaplumbağa türleri üzerinde bir inceleme yaptı. Bunun sonucunda, bu kaplumbağa türlerinden birinin genetik çeşitliliğinin sınırlı olmasıyla eski ve şiddetli bir yanardağ patlaması arasında ilişki olduğu belirlendi. Üzerinde beş ayrı yanardağın bulunduğu bu adaların özelliği, her yanardağın eteğinde ayrı bir tür kaplumbağanın yaşaması. Araştırmacılar, Alcedo Volkanı’nın eteklerinde yaşayan kaplumbağa türündeki genetik çeşitliliğin, diğer türlere göre şaşırtıcı derecede sınırlı olduğunu ortaya koydu. Daha sonra, adalardaki yanardağların özelliklerini inceleyen ekip, yalnızca Alcedo Volkanı’nda yüz bin yıl öncesinde büyük bir patlama olduğunu, ötekilerinse sızdırma yoluyla yavaş yavaş lav çıkardıklarını belirledi. Araştırmacılar şu sonuca vardılar: Alcedo eteklerinde yaşayan kaplumbağaların büyük çoğunluğu patlamadan çıkan metrelerce kalınlıktaki kızgın kül ve lav örtüsü altında kalarak ölmüştür. Bu yüzden, günümüzde Alcedo’da yaşayan kaplumbağalar, hayatta kalabilen çok sınırlı sayıdaki o türün devamı olduğu için genetik çeşitlilikten yoksun kalmıştır. Yeni Zelanda'da bulunan küçük ama olağanüstü fosiller, kimilerine göre tarih öncesiyle ilgili temel bilgileri yeniden gözden geçirmeye neden olacak. Çünkü bunlar, bir zamanların "kuşlar ülkesi" olarak bilinen Yeni Zelanda bölgesinin, memelilere de ev sahipliği yapmış olduğunu ilk kez göstermiş oluyor. Bu minicik fosil kemiklerin (çene ve kalça kemiği parçaları) fare büyüklüğünde bir kara memelisine ait olduğu anlaşılıyor. Bu hayvanın, bölgedeki zengin fosil yatağından daha önce ortaya çıkarılmış herhangi bir memeliyle benzerliği yok. Ancak bilimcileri şaşırtan, hayvanın özelliklerinden çok, var olmuş olması. Çünkü dünyanın başka bölgelerinde oldukça geniş bir yayılım gösteren tüylü ve sıcakkanlı hayvanların Yeni Zelanda topraklarında yaşamış olduğuna ilişkin herhangi bir ipucu, uzun aramalara karşın bulunabilmiş değildi. Bölgede en az 16 milyon yıl önce, tek bir tane de olsa bir kara memelisinin yaşıyor olduğu bilgisi bile, Yeni Zelanda’nın zengin kuş türlerinin, kara memelileriyle rekabet söz konusu olmadığı için evrimleşmiş olduğu kuramına bir soru işareti düşürmeye yetiyor. 68. 57. Bu parçadan Galapagos kaplumbağalarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Farklı yerlerde farklı türlerinin bulunduğuna B) Yaşam alanlarının volkanik dağ etekleri olduğuna C) En az yüz bin yıldır adalarda yaşadığına D) Bazılarının genetik çeşitliliğinin azaldığına E) Beslenme alışkanlıkların n farklı olduğuna Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılamaz? A) Yeni keşfedilen fosiller bölgede memelilerin yaşadığına dair ilk kanıttır. B) Bulunan fosiller, hayvanın memeli olduğuna dair bir bilgi sağlamıştır. C) Bu veri bulununcaya kadar Yeni Zelanda “kuşlar ülkesi” olarak tanınmaktadır. D) Fosiller, tarih öncesi memelilerle ilgili pek çok soruya yanıt verilmesini sağlamıştır. E) Yeni keşif bilim adamlarını şaşkınlığa düşürmüştür. Deneme-11 – 67. Soru DGS – 2009 – Sözel-(59. ve 60. Sorular) 66. – 68. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 59. VE 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Baron Pierre de Coubertin öncülüğünde, 1896 yılında kendi küllerinden doğarak tekrar bir başlangıç yapan modern olimpiyat oyunları, günümüzde, dünyanın en büyük ve en prestijli spor organizasyonu hâline gelmiştir. Dört yılda bir, dünyanın farklı kıtasındaki bir kentte düzenlenen bu oyunlara katılan sporcu ve ülke sayısı, her geçen yıl artmaktadır. 2008 Pekin Olimpiyat Oyunlarına, 205 ülkeden on binin üzerinde sporcu katılmış, kent, oyunlar süresince bir milyona yakın turisti ağırlamıştır. Açılış töreni tüm dünyada dört milyara yakın kişi tarafından izlenerek, gelmiş geçmiş tüm spor organizasyonları arasında izlenme rekoru kırmıştır. Olimpiyatlar düzenlendiği kente ve ülkeye büyük bir prestijin yanı sıra, sponsorlar, reklam ve yayın gelirleri, bilet satışları sayesinde büyük bir maddi kazanç sağlamıştır. Olimpiyat oyunlarını düzenleyebilmek için, her yıl birçok kent aday olmakta, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeleri arasında yapılan gizli oylama sonu-cunda, oyunları düzenleyecek kent, adaylar arasından seçilmektedir. 60. I. Çevre bilincinin ve politikaların yoksunluğundan en çok etkilenen alan topraklarımızdır. Tarımsal üretimin örgütlenme biçimi, yerleşme sistemi ve onun çevresinde oluşan apansız sanayileşme, ülke topraklarında ciddi bir aşınmanın ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Hava kirliliği, asit yağmurları, su kirlenmeleri, bilinçsiz gübreleme ve tarımsal mücadele ilaçlarının dikkatsiz kullanımı, verimli toprakların kaybolması sonucunu doğurmaktadır. 67. Parçada verilen bilgilere göre, I. Yerleşim II. Coğrafi koşullar III. Sanayileşme Yarışılan spor dalları IV. Örgütlenme II. Katılan sporcu sayısı V. III. Satılan bilet sayısı Bilinçsiz tüketim IV. Gelen turist sayısı unsurlarından hangisi ya da hangilerinin toprak aşınmasına neden olduğu söylenemez? Bu parçada, 2008 Pekin Olimpiyat Oyunlarıyla ilgili olarak yukarıdaki bilgilerden hangilerine yer verilmiştir? A) Yalnız I A) I ve II B) I ve III D) II ve IV C) II ve III E) III ve IV B) Yalnız II D) II. ve III. C) Yalnız III E) II. ve V. Deneme-11 – 68. Soru DGS – 2009 – Sözel-(59. ve 60. Sorular) 59. VE 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Baron Pierre de Coubertin öncülüğünde, 1896 yılında kendi küllerinden doğarak tekrar bir başlangıç yapan modern olimpiyat oyunları, günümüzde, dünyanın en büyük ve en prestijli spor organizasyonu hâline gelmiştir. Dört yılda bir, dünyanın farklı kıtasındaki bir kentte düzenlenen bu oyunlara katılan sporcu ve ülke sayısı, her geçen yıl artmaktadır. 2008 Pekin Olimpiyat Oyunlarına, 205 ülkeden on binin üzerinde sporcu katılmış, kent, oyunlar süresince bir milyona yakın turisti ağırlamıştır. Açılış töreni tüm dünyada dört milyara yakın kişi tarafından izlenerek, gelmiş geçmiş tüm spor organizasyonları arasında izlenme rekoru kırmıştır. Olimpiyatlar düzenlendiği kente ve ülkeye büyük bir prestijin yanı sıra, sponsorlar, reklam ve yayın gelirleri, bilet satışları sayesinde büyük bir maddi kazanç sağlamıştır. Olimpiyat oyunlarını düzenleyebilmek için, her yıl birçok kent aday olmakta, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeleri arasında yapılan gizli oylama sonu-cunda, oyunları düzenleyecek kent, adaylar arasından seçilmektedir. 59. A) B) C) D) E) Bu parçadan olimpiyat oyunlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? 1896 yılından önce de düzenlendiğine Ev sahibi kentin dünya çapında ilgi çektiğine Katılacak sporcuları Uluslararası Olimpiyat Komitesinin belirlediğine En çok izlenen spor organizasyonu olduğuna Organizasyonu düzenleyecek olan kentin nasıl belirlendiğine 66. – 68. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Çevre bilincinin ve politikaların yoksunluğundan en çok etkilenen alan topraklarımızdır. Tarımsal üretimin örgütlenme biçimi, yerleşme sistemi ve onun çevresinde oluşan apansız sanayileşme, ülke topraklarında ciddi bir aşınmanın ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Hava kirliliği, asit yağmurları, su kirlenmeleri, bilinçsiz gübreleme ve tarımsal mücadele ilaçlarının dikkatsiz kullanımı, verimli toprakların kaybolması sonucunu doğurmaktadır. 68. Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi toprakların verimin kaybetmesinde bir etken değildir? A) Dağınık kentleşme B) İlaçların dikkatsiz kullanımı C) Çevre kirlenmeleri D) Asit yağmurları E) Gübrelemede bilinçsiz davranmak Deneme-8 – 54. Soru DGS – 2009 – Sözel-(61. ve 62. Sorular) 61. VE 62. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 54. ve 55. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Anadolu’da 3500 yılı aşkın bir süredir tekstil ticareti yapılıyor. İlk kervanların geldiği zamandan beri Anadolu kumaşlarına rağbet var. Örneğin, asıl 15. yüzyılda yükselişe geçen Bursa kumaşı için o zamanlarda şehre her yıl beş ya da altı İran kervanı ipek getiriyordu. Çin’den dünyaya dağılan bu ham madde, Bursalı ustaların ellerinde birer sanat eserine dönüşüyordu. Moldova’dan Moskova Prensliği’ne, Polonya’ya kadar tüm hükümdarlar, tacirlerini Bursa kumaşı getirmeleri için görevlendiriyordu. Bursa’da sayısı bine ulaşan dokuma tezgâhlarında kadife, saten gibi ipekli kumaşlar işleniyordu. Bu kumaştan halı, peştamal, havlu, terlik, atkı, kaftan, minder yapılıyordu. 61. 62. Bu parçada Bursa kumaşıyla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Ne tür ürünler üretilmiştir? B) Dokumalarda kullanılan motiflerde nelerden esinlenilmiştir? C) Dokumalarda hangi ham madde kullanılmıştır? D) 15. yüzyılda Bursa’da kaç dokuma tezgâhı vardı? E) Ürünleri kimler satın alıyordu? Bu parçaya göre, 15. yüzyılda Bursa kumaşının tercih edilmesinin nedeni, aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) İpekli ürünlerin başka ülkelerde bulunamaması B) Avrupa’ya ulaştırılmasının daha kolay olması C) Bursalı ustaların çok beğenilen, değerli ürünler dokuması D) Verilen siparişlerin kısa zamanda hazırlanması E) Bursa’daki ustaların, birbirini yetiştirmesi Modern cebir kavramı, Peacock, Herschel, De Morgan, Dabbage, Gregory ve Boole sayesinde yerini aldı. Boole, sembol ve işlemleri kullandı. Başlangıçta oldukça gürültü kopardı ama sonunda yerine oturdu. Boole, De Morgan'ın hem hayranı hem de büyük bir dostuydu. İngiltere'deki büyük matematikçilerle ya doğrudan ya da mektupla haberleşiyordu. 1848 yılında "Mantığın Matematik Analizi" adlı bir çalışması yayımlandı. Bu eser, matematikte yeni bir çığır açmış ve Boole da kesin bir üne kavuşmuştu. Bu broşür, De Morgan'ın da takdirlerini topladı. Bu eser, bundan altı yıl sonra ortaya çıkacak olan bir çalışmanın müjdecisi olacaktı. 1849 yılında matematik profesörü olan Boole'un 1854 yılında, mantık ve olasılıklar üzerine büyük bir eseri yayımlandı. Bu eseriyle, “iki değerli Aristoteles mantığı”nı matematiksel temellere oturtan simgesel mantığı yarattı. Buna “Boole mantığı, Boole cebiri, matematiksel mantık, simgesel mantık, vb.” adlar verilmektedir. 54. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin yanıtı yoktur? A) De Morgan, Boole’u hangi çalışmasından dolayı takdir etmiştir? B) Boole, başka matematikçilerle görüşüyor muydu? C) Modern cebir kavramı, kimler sayesinde gelişti? D) Bole, ne zaman matematik profesörü olmuştur? E) Boole’un mantık ve olasılık konuları üstüne yayımladığı eserin adı nedir? Deneme-8 – 55. Soru DGS – 2009 – Sözel-(61. ve 62. Sorular) Modern cebir kavramı, Peacock, Herschel, De Morgan, Dabbage, Gregory ve Boole sayesinde yerini aldı. Boole, sembol ve işlemleri kullandı. Başlangıçta oldukça gürültü kopardı ama sonunda yerine oturdu. Boole, De Morgan'ın hem hayranı hem de büyük bir dostuydu. İngiltere'deki büyük matematikçilerle ya doğrudan ya da mektupla haberleşiyordu. 1848 yılında "Mantığın Matematik Analizi" adlı bir çalışması yayımlandı. Bu eser, matematikte yeni bir çığır açmış ve Boole da kesin bir üne kavuşmuştu. Bu broşür, De Morgan'ın da takdirlerini topladı. Bu eser, bundan altı yıl sonra ortaya çıkacak olan bir çalışmanın müjdecisi olacaktı. 1849 yılında matematik profesörü olan Boole'un 1854 yılında, mantık ve olasılıklar üzerine büyük bir eseri yayımlandı. Bu eseriyle, “iki değerli Aristoteles mantığı”nı matematiksel temellere oturtan simgesel mantığı yarattı. Buna “Boole mantığı, Boole cebiri, matematiksel mantık, simgesel mantık, vb.” adlar verilmektedir. 61. VE 62. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Anadolu’da 3500 yılı aşkın bir süredir tekstil ticareti yapılıyor. İlk kervanların geldiği zamandan beri Anadolu kumaşlarına rağbet var. Örneğin, asıl 15. yüzyılda yükselişe geçen Bursa kumaşı için o zamanlarda şehre her yıl beş ya da altı İran kervanı ipek getiriyordu. Çin’den dünyaya dağılan bu ham madde, Bursalı ustaların ellerinde birer sanat eserine dönüşüyordu. Moldova’dan Moskova Prensliği’ne, Polonya’ya kadar tüm hükümdarlar, tacirlerini Bursa kumaşı getirmeleri için görevlendiriyordu. Bursa’da sayısı bine ulaşan dokuma tezgâhlarında kadife, saten gibi ipekli kumaşlar işleniyordu. Bu kumaştan halı, peştamal, havlu, terlik, atkı, kaftan, minder yapılıyordu. 61. Bu parçada Bursa kumaşıyla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Ne tür ürünler üretilmiştir? B) Dokumalarda kullanılan motiflerde nelerden esinlenilmiştir? C) Dokumalarda hangi ham madde kullanılmıştır? D) 15. yüzyılda Bursa’da kaç dokuma tezgâhı vardı? E) Ürünleri kimler satın alıyordu? 62. Bu parçaya göre, 15. yüzyılda Bursa kumaşının tercih edilmesinin nedeni, aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) İpekli ürünlerin başka ülkelerde bulunamaması B) Avrupa’ya ulaştırılmasının daha kolay olması C) Bursalı ustaların çok beğenilen, değerli ürünler dokuması D) Verilen siparişlerin kısa zamanda hazırlanması E) Bursa’daki ustaların, birbirini yetiştirmesi 55. Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağıdakilerden hangisidir? A) Boole’un matematik çalışmaları B) Modern cebirin gelişme evreleri C) Boole’un hayatı D) Matematik ve mantığın gelişiminin paralelliği E) De Morgan ve Boole’un ortak çalışmaları Deneme-3 – 62. Soru DGS – 2009 – Sözel-(63. ve 64. Sorular) 63. VE 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 62. – 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Son dönemde televizyonlarda çok sayıda dizi yayımlanması artık can sıkıcı olmaya başladı. Birçok televizyon kanalında onlarca yerli dizi yayımlanıyor. Kanallar kendi dizilerini rakip kanalın dizisiyle aynı saatte yayımlıyor. Her birinin, sözüm ona, farklı bir senaryosu var. Önceleri farklı olduğunu kabul ettiklerim bile bir süre sonra monotonlaşıyor, aynılaşıyor. İzleyicilerin bunu istediğini mi düşünüyorlar bilmiyorum ama hepsinde mutlaka silahlar patlıyor. Üstüne üstlük aynı oyuncu farklı dizilerde birbirinden tamamen farklı rollerde gözükebiliyor. Hâl böyle olunca da ne o karakterin inandırıcılığı kalıyor ne de dizinin izlenirliği… 63. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir? A) Çok sayıda televizyon kanalı olması B) Televizyon dizilerinin çokluğu C) Dizilerde anlatılanların birbirine benzemesi D) Bir oyuncunun aynı zamanda birden fazla dizide rol alması E) Dizilerin yayım saatlerinin aynı olması (I) Böcek larvalarında vücut sıcaklığı arttıkça besini sindirme ve de büyüme oranlarında bir artış gözlenir; buna bağlı olarak gelişme süresi kısalır. (II) Böceklerin vücut sıcaklığı, büyük ölçüde, çevrenin sıcaklığına bağlı olduğu için, bir başka deyişle böcekler soğukkanlı canlılar oldukları için, dünya üzerindeki yayılışlarını sınırlayan faktörlerin başında iklim gelir. (III) Çam kese böceği için en uygun sıcaklık aralığı 20° – 25°C dir. (IV) Gündüz sıcaklığının 20°C’nin altına düşmesi durumunda tırtıllar kesenin kalınlığını artırırlar ve düşen her 1°C için tırtılın güneşlenme süresi 100 kat artar (V) 200 bireyden oluşan bir yuvada tırtıllar –10°C de 10 saatten fazla hayatta kalamaz. 62. Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi sıcaklığın artmasının böcekler üzerindeki etkilerinden biri değildir? A) Aldıkları besinleri daha kolay harcarlar. B) Fiziksel değişmelere yol açar. C) Büyüme oranlarını artırır. D) Gelişme süreleri daha kısa olur. E) Daha fazla üremelerini sağlar. Deneme-3 – 63. Soru DGS – 2009 – Sözel-(63. ve 64. Sorular) 63. VE 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 62. – 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Son dönemde televizyonlarda çok sayıda dizi yayımlanması artık can sıkıcı olmaya başladı. Birçok televizyon kanalında onlarca yerli dizi yayımlanıyor. Kanallar kendi dizilerini rakip kanalın dizisiyle aynı saatte yayımlıyor. Her birinin, sözüm ona, farklı bir senaryosu var. Önceleri farklı olduğunu kabul ettiklerim bile bir süre sonra monotonlaşıyor, aynılaşıyor. İzleyicilerin bunu istediğini mi düşünüyorlar bilmiyorum ama hepsinde mutlaka silahlar patlıyor. Üstüne üstlük aynı oyuncu farklı dizilerde birbirinden tamamen farklı rollerde gözükebiliyor. Hâl böyle olunca da ne o karakterin inandırıcılığı kalıyor ne de dizinin izlenirliği… 64. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi bir diziyi izlenebilir kılan faktörlerden biri olamaz? (I) Böcek larvalarında vücut sıcaklığı arttıkça besini sindirme ve de büyüme oranlarında bir artış gözlenir; buna bağlı olarak gelişme süresi kısalır. (II) Böceklerin vücut sıcaklığı, büyük ölçüde, çevrenin sıcaklığına bağlı olduğu için, bir başka deyişle böcekler soğukkanlı canlılar oldukları için, dünya üzerindeki yayılışlarını sınırlayan faktörlerin başında iklim gelir. (III) Çam kese böceği için en uygun sıcaklık aralığı 20° – 25°C dir. (IV) Gündüz sıcaklığının 20°C’nin altına düşmesi durumunda tırtıllar kesenin kalınlığını artırırlar ve düşen her 1°C için tırtılın güneşlenme süresi 100 kat artar (V) 200 bireyden oluşan bir yuvada tırtıllar –10°C de 10 saatten fazla hayatta kalamaz. 63. Parçaya dayanarak, aşağıdakilerden hangisi böceklerin yayılmalarını olumlu şekilde etkilemez? A) Farklı bir senaryosunun olması B) Şiddet içermeyen konuların işlenmesi A) Kullanılan zirai ilaçlar C) Öteki dizilerden farklı saatte yayımlanması B) Sıcaklık artışı D) Rollerin ünlü olmayan oyuncular tarafından canlandırılması C) Elverişli iklim şartları D) Küresel ısınma E) Zamanla özgünlüğünü yitirmemesi E) Beslenmeleri için uygun koşulların olması Deneme-4 – 65. Soru DGS – 2009 – Sözel-(65. ve 66. Sorular) 65. ve 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 65. VE 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Türkiye’nin son iletişim uydusu Türksat 3A, 13 Haziranda Fransız Guyanası’ndaki Kourou Uzay Merkezinden uzaya gönderildi. Türkiye’nin en geniş kapasiteli ve gelişmiş uydusu olan Türksat 3A’nın, aslında 31 Mayıs sabahı fırlatılması planlanıyordu. Roketin kontrol yazılımında çıkan bir sorun nedeniyle fırlatılması ertelenmişti. On beş yıl boyunca çalışacak Türksat 3A sayesinde, televizyon yayıncılığı, internet, ses ve veri aktarımı daha hızlı olacak. Türksat 3A uydusunda, önceki uydularda olmayan yıldız izleme özelliği bulunuyor. Öteki uydular Güneş ve Dünya’ya göre yerlerini saptarken, Türksat 3A, yıldızları izleyerek yerini hesaplıyor. Kontrolü, Ankara Gölbaşı Uydu Yer İstasyonunda yapılan uydunun proje çalışmalarına Türk mühendisler de katıldı. Böylece ileride Türksat AŞ için üretilecek uyduları Türk mühendislerin tasarlaması yolunda ilk adım atıldı. 2011’de Türksat 4A’nın uzaya gönderilmesi planlanıyor. Onun hem projelendirilmesinde hem de yapımında Türk teknik elemanlar yer alacak. 2014 yılında uzaya gönderilecek Türksat 5A, proje aşamasından üretim aşamasına kadar tümüyle Türkiye’de yapılacak. 65. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Türksat 3A’nın öteki uydulardan farkı nedir? Bezmiâlem Valide Sultan, Osmanlı Padişahı II. Mahmut'un 2. eşi ve padişah Abdülmecit'in annesidir. “Bezm-i Âlem”, dünya meclisi anlamına gelir. Osmanlı tarihinin en tanınmış valide sultanlarından biridir. Hayırseverlik için yaptığı çalışmalardan dolayı sevilen ve saygı duyulan bir valide sultan olarak tarihe geçmiştir. Bezmiâlem Valide Sultan genel kabul gören bilgilere göre, Müslüman Kafkas kavimlerinden birine mensuptur. Yahudi asıllı olduğuna dair bir iddia da ortaya atılmıştır. Abdülmecit tahta çıktığında 16 yaşında, kendisi de 32 yaşındaydı. Oğlunun hükümdarlığı döneminde, öldüğü tarihe kadar 14 yıl süreyle “Valide Sultan” oldu. Oğluna Tanzimat'ın ilanı konusunda Mustafa Reşit Paşa'ya güvenmesini tavsiye ettiği söylenir. Ayrıca Abdülmecit'in annesini çok sevdiği, hükümetteki nazır(bakan)ları seçerken annesine danıştığı bilinmektedir. 65. Parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur? A) Abdülmecit tahta çıktığında, Bezmiâlem Valide Sultan kaç yaşındaydı? B) Bezmiâlem ne demektir? C) Osmanlı Devleti’nde “valide sultan” unvanı kimlere veril- B) Türksat 3A’nın yaşamımıza nasıl bir etkisi olacaktır? C) Türksat 3A ne kadar süre kullanılacaktır? D) Türksat 3A uydusu neden gecikmeli olarak fırlatılmıştır? D) Bezmiâlem Valide Sultan, tarihe hangi nitelikleriyle geçmiştir? Türksat 3A uydusunun kontrolünde kaç Türk mühendis görev almıştır? E) Bezmiâlem Valide Sultan’ın valide sultanlığı ne kadar sür- E) miştir? müştür? Deneme-4 – 66. Soru DGS – 2009 – Sözel-(65. ve 66. Sorular) 65. ve 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 65. VE 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Türkiye’nin son iletişim uydusu Türksat 3A, 13 Haziranda Fransız Guyanası’ndaki Kourou Uzay Merkezinden uzaya gönderildi. Türkiye’nin en geniş kapasiteli ve gelişmiş uydusu olan Türksat 3A’nın, aslında 31 Mayıs sabahı fırlatılması planlanıyordu. Roketin kontrol yazılımında çıkan bir sorun nedeniyle fırlatılması ertelenmişti. On beş yıl boyunca çalışacak Türksat 3A sayesinde, televizyon yayıncılığı, internet, ses ve veri aktarımı daha hızlı olacak. Türksat 3A uydusunda, önceki uydularda olmayan yıldız izleme özelliği bulunuyor. Öteki uydular Güneş ve Dünya’ya göre yerlerini saptarken, Türksat 3A, yıldızları izleyerek yerini hesaplıyor. Kontrolü, Ankara Gölbaşı Uydu Yer İstasyonunda yapılan uydunun proje çalışmalarına Türk mühendisler de katıldı. Böylece ileride Türksat AŞ için üretilecek uyduları Türk mühendislerin tasarlaması yolunda ilk adım atıldı. 2011’de Türksat 4A’nın uzaya gönderilmesi planlanıyor. Onun hem projelendirilmesinde hem de yapımında Türk teknik elemanlar yer alacak. 2014 yılında uzaya gönderilecek Türksat 5A, proje aşamasından üretim aşamasına kadar tümüyle Türkiye’de yapılacak. 66. Bezmiâlem Valide Sultan, Osmanlı Padişahı II. Mahmut'un 2. eşi ve padişah Abdülmecit'in annesidir. “Bezm-i Âlem”, dünya meclisi anlamına gelir. Osmanlı tarihinin en tanınmış valide sultanlarından biridir. Hayırseverlik için yaptığı çalışmalardan dolayı sevilen ve saygı duyulan bir valide sultan olarak tarihe geçmiştir.Bezmiâlem Valide Sultan genel kabul gören bilgilere göre, Müslüman Kafkas kavimlerinden birine mensuptur. Yahudi asıllı olduğuna dair bir iddia da ortaya atılmıştır. Abdülmecit tahta çıktığında 16 yaşında, kendisi de 32 yaşındaydı. Oğlunun hükümdarlığı döneminde, öldüğü tarihe kadar 14 yıl süreyle “Valide Sultan” oldu. Oğluna Tanzimat'ın ilanı konusunda Mustafa Reşit Paşa'ya güvenmesini tavsiye ettiği söylenir. Ayrıca Abdülmecit'in annesini çok sevdiği, hükümetteki nazır(bakan)ları seçerken annesine danıştığı bilinmektedir. 66. Parçada aşağıdakilerden hangisine dair kesin bir bilgi yoktur? A) Tanzimat’ın ilanında Bezmiâlem Valide Sultan’ın etkisi olduğu B) Abdülmecit’in tahta çıkmasında etken olduğu C) Bezmiâlem Valide Sultan’ın kimin eşi olduğu D) Valide sultan unvanını Bezmiâlem Valide Sultan’ın ne kadar taşıdığı E) Bezmiâlem Valide Sultan’ın sevilen ve saygı duyulan bir valide sultan olduğu Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) B) C) D) E) Uydunun kontrol edildiği yere Gelecekte uyduların Türkiye’den fırlatılacağına Türksat 3A’nın uzaya nereden gönderildiğine Türksat AŞ’nin geleceğe yönelik planlarına Türksat 4A’nın ne zaman fırlatılacağına Deneme-9 – 70. – 72. Sorular DGS – 2009 – Sözel-(67. ve 68. Sorular) 67. VE 68. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 70. ve 72. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Erzurum, Karasu Vadisi’nin genişleyerek açıldığı ovanın Palandöken’e yaslanan yamacında, bin yedi yüz elli sekiz metre yükseklikte bulunuyor. İl merkezi olarak denizden yüksekliği en fazla olan Erzurum, “Anadolu’nun çatısı” diye anılıyor. Zengin akarsu ağı, verimli ovaları ve çevresini kuşatan yüksek dağlarıyla Erzurum, tarih boyunca çekim merkezi oldu. Geçmişte, yalnızca doğunun batıya açıldığı bir kapı değildi Erzurum. “Bir tırtılın tarih yazdığı” İpek Yolu üzerinde, önemli bir konaklama ve ticaret merkeziydi. Günümüzde bir Avrasya haritasına bakıldığında Erzurum’un uluslararası yollar için ne kadar önemli olduğu görülebilir. Aynı zamanda kent geçmişte, önemli askerî yolların da birleşme noktasında yer alıyordu. (I) Gotik katedrallerde bütün ağırlık sivri kemerlerle sütun ve ayaklara aktarıldığı için taşıyıcı öge olarak duvara gerek kalmıyordu. (II) Böylece ara bölümlere boydan boya pencereler açılabiliyor, bunlar da renkli camlarla kaplanabiliyordu. (III) Çeşitli motiflerle ve figürlerle süslenen bu renkli camlara “vitray” adı verilir. (IV) Paris Notre-Dame Katedrali cephesindeki “gül pencere”, dönemin vitray sanatını yansıtan örneklerden biridir. (V) Gotik katedrallerde çok sayıda renkli pencere, iç mekânın aydınlanmasını sağlamakla kalmıyor, renkli ışıklar yapının içinde büyülü bir dinsel atmosfer oluşturuyordu. 68. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? 70. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden fayda- A) Öznel düşüncelere B) Nesnel verilere lanılmamıştır? C) Açıklamaya D) Tanık göstermeye A) Betimleme E) Somutlamaya B) Örnekleme D) Tanımlama C) Açıklama E) Karşılaştırma DGS – 2009 – Sözel-(69. ve 70. Sorular) 70. Deneme-9 – 49. Soru 69. VE 70. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 49. ve 50. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Büyük bir arkeolojik başarı olan Harappa ve Mohen-jodaro yerleşim alanlarının ortaya çıkarılmasından önce şöyle bir görüş vardı: Hindistan’a ilk uygarlık Aryanlar tarafından getirildi, daha önce orada hiçbir şey yoktu. Hint Aryanlar MÖ 2 binli yıllarda kuzeyden gelip bugünkü Hindistan’da bulunan ovalara indiler ve izleri günümüze kadar uzanacak bir kültür oluşturmaya başladılar. Daha sonra ise burada Aryanlardan çok daha önce bir uygarlık kurulduğu belirlendi. Yirminci yüzyılın ilk yıllarında başlayan arkeolojik keşifler, Hintlilerin ataları olan İndus Uygarlığı’nın, Eski Mısır ve Mezopotamya ile birlikte insanlığın üç büyük uygarlığından biri olduğunu ortaya koydu. Böylece Aryanlardan çok önce bu kıtada gelişmiş toplumların var olduğu anlaşıldı. Ardından Hint alt kıtasındaki Büyük Veda kültürünün, Hint ve sonraki Buda inancının yaratıcısının yalnızca Aryanlar olamayacağı, bunların köklerinin daha eskiye dayandığı yönünde görüşler bilim dünyasında kabul gördü. İndus Nehri’nin ve başka nehirlerin alüvyonlarının yarattığı, sonra da üzerini örttüğü bu uygarlık hakkında giderek daha çok bilgiye ulaşılacağı düşünülüyor. Kanga, saf pamuktan dokunmuş, dikdörtgen biçiminde ve etrafı koyu renk bir şeritle boyanmış, canlı ve çok renkli desenli, iki parçalı bir örtüdür. Sıcak iklime elverişli pamuklu dokuması sayesinde günlük hayatta kullanımı kolay ve çok rahat olan kanga, insanların birbirine sıkça sunduğu mükemmel bir hediyedir. Kangayı sadece kadınlar değil, erkekler de zaman zaman kullanır. Uyurken veya ev içinde rahat etmek üzere kangaya bürünürler. Kadınlar ise kangayı hemen hemen her yerde kullanırlar. Bebeklerini kanga içinde doğurur ve kangaya sararlar. İş yaparken, bir yere giderken sırtlarında kangaya bağlayarak taşırlar. Bu nedenle kanga, sadece basit bir giyim tarzı değil, çok yönlü kullanımı ile yüzyıllardır Doğu Afrika’nın günlük hayatıyla bütünleşmiş bir simgedir aynı zamanda. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Hindistan’da yaşamış olan topluluğa B) Arkeolojik kazılarda ne tür kalıntılar bulunduğuna 49. Parçada kanga ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? C) İlk uygarlıkların isimlerine A) Şekil özelliklerine D) Hindistan’ın geçmişiyle ilgili bilgilerin ne zaman değiştiğine B) Erkeklerin hangi amaçla kullandığına E) Hindistan hakkında bilinmeyenler olduğuna C) İnsanların birbirine hediye ettiğine D) Motiflerinin anlamlarına E) Kadınların kangayı kullandıkları yerlere DGS – 2009 – Sözel-(69. ve 70. Sorular) 69. Deneme-9 – 50. Soru 69. VE 70. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 49. ve 50. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Büyük bir arkeolojik başarı olan Harappa ve Mohen-jodaro yerleşim alanlarının ortaya çıkarılmasından önce şöyle bir görüş vardı: Hindistan’a ilk uygarlık Aryanlar tarafından getirildi, daha önce orada hiçbir şey yoktu. Hint Aryanlar MÖ 2 binli yıllarda kuzeyden gelip bugünkü Hindistan’da bulunan ovalara indiler ve izleri günümüze kadar uzanacak bir kültür oluşturmaya başladılar. Daha sonra ise burada Aryanlardan çok daha önce bir uygarlık kurulduğu belirlendi. Yirminci yüzyılın ilk yıllarında başlayan arkeolojik keşifler, Hintlilerin ataları olan İndus Uygarlığı’nın, Eski Mısır ve Mezopotamya ile birlikte insanlığın üç büyük uygarlığından biri olduğunu ortaya koydu. Böylece Aryanlardan çok önce bu kıtada gelişmiş toplumların var olduğu anlaşıldı. Ardından Hint alt kıtasındaki Büyük Veda kültürünün, Hint ve sonraki Buda inancının yaratıcısının yalnızca Aryanlar olamayacağı, bunların köklerinin daha eskiye dayandığı yönünde görüşler bilim dünyasında kabul gördü. İndus Nehri’nin ve başka nehirlerin alüvyonlarının yarattığı, sonra da üzerini örttüğü bu uygarlık hakkında giderek daha çok bilgiye ulaşılacağı düşünülüyor. Kanga, saf pamuktan dokunmuş, dikdörtgen biçiminde ve etrafı koyu renk bir şeritle boyanmış, canlı ve çok renkli desenli, iki parçalı bir örtüdür. Sıcak iklime elverişli pamuklu dokuması sayesinde günlük hayatta kullanımı kolay ve çok rahat olan kanga, insanların birbirine sıkça sunduğu mükemmel bir hediyedir. Kangayı sadece kadınlar değil, erkekler de zaman zaman kullanır. Uyurken veya ev içinde rahat etmek üzere kangaya bürünürler. Kadınlar ise kangayı hemen hemen her yerde kullanırlar. Bebeklerini kanga içinde doğurur ve kangaya sararlar. İş yaparken, bir yere giderken sırtlarında kangaya bağlayarak taşırlar. Bu nedenle kanga, sadece basit bir giyim tarzı değil, çok yönlü kullanımı ile yüzyıllardır Doğu Afrika’nın günlük hayatıyla bütünleşmiş bir simgedir aynı zamanda. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Keşifler, o zamana kadar bilinenlerin yetersizliğini gösterebilir. B) Yerleşmiş bilgilerin doğruluklarının sorgulanması gerekir. C) Birtakım çalışmalar sonucunda elde edilen bilgiler, eldeki bilgilerin sınırlarını genişletir. D) Tarihî bilgilerle ilgili kesin yargılara varmak zordur. E) Her yeni bilgi başlangıçta tepkiyle karşılanmıştır. 50. Parçadan, kangayla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Kullanımı kolay olduğu için sıkça tercih edilir. B) Pek çok kullanım alanı vardır. C) Dokuması bölgenin sıcak iklimine uygundur. D) Hem erkekler hem kadınlar tarafından kullanılır. E) Kültürel değerleri yansıtan önemli unsurlardandır. Deneme-8 – 73. Soru DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular) 71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLANDIRINIZ. Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir: 4 …….. ……… 8 3 …….. ……… 7 2 …….. ……… 6 1 …….. ……… 5 ÖN Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir: Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır. Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır. Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir. Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada oturmaktadır. Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır. 73. 71. Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur? A) B) C) D) E) Faruk, Ayça’nın yanındaki sırada oturmaktadır. Hasan, Burcu’nun hemen arkasındaki sırada oturmaktadır. Faruk, Gizem’in hemen arkasındaki sırada otur-maktadır. Ayça, Burcu’nun yanındaki sırada oturmaktadır. Ebru, Deniz’in hemen önündeki sırada oturmak tadır. Park yerleri soldan sağa doğrudur. A aracı her zaman 3. sırada olacaktır. B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir. C aracı en sağda yer alacaktır. D aracı B ile yan yana olacaktır. E aracı en solda olacaktır. C aracı kaç farklı yerde olabilir? A) 1 B) 2 D) 4 C) 3 E) 5 Deneme-8 – 74. Soru DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular) 71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLANDIRINIZ. Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir: 4 …….. ……… 8 3 …….. ……… 7 2 …….. ……… 6 1 …….. ……… 5 ÖN Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir: Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır. Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır. Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada oturmaktadır. Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır. Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir. 74. 72. Aşağıdakilerin hangisinde Hasan’ın oturma olasılığı olan sıra B) 3 - 5 D) 5 – 7 Park yerleri soldan sağa doğrudur. A aracı her zaman 3. sırada olacaktır. B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir. C aracı en sağda yer alacaktır. D aracı B ile yan yana olacaktır. E aracı en solda olacaktır. Buna göre D aracı kaçıncı sırada olabilir? A) 1 B) 2 D) 4 numaraları birlikte verilmiştir? A) 1 - 3 C) 3 – 7 E) 7 - 8 C) 3 E) 5 Deneme-8 – 75. Soru DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular) 71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLANDIRINIZ. Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir: 4 …….. ……… 8 3 …….. ……… 7 2 …….. ……… 6 1 …….. ……… 5 ÖN Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir: Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır. Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır. Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada oturmaktadır. Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır. Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir. 75. 73. Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır? A) Ayça, 4 numaralı sırada oturmaktadır. B) Gizem, 5 numaralı sırada oturmaktadır. C) Ebru, Hasan’ın hemen önündeki sırada oturmaktadır. D) Deniz, 1 numaralı sırada oturmaktadır. E) Ceren, Gizem’in yanındaki sırada oturmaktadır. Park yerleri soldan sağa doğrudur. A aracı her zaman 3. sırada olacaktır. B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir. C aracı en sağda yer alacaktır. D aracı B ile yan yana olacaktır. E aracı en solda olacaktır. Buna göre E aracı kaç farklı yerde olabilir? A) 1 B) 2 D) 4 C) 3 E) 5 Deneme-8 – 76. Soru DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular) 71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLANDIRINIZ. Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir: 4 …….. ……… 8 3 …….. ……… 7 2 …….. ……… 6 1 …….. ……… 5 ÖN Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir: Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır. Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır. Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada oturmaktadır. Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır. Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir. 76. 74. Aşağıdaki sıraların hangilerine kimlerin oturduğu kesin olarak bilinmektedir? Park yerleri soldan sağa doğrudur. A aracı her zaman 3. sırada olacaktır. B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir. C aracı en sağda yer alacaktır. D aracı B ile yan yana olacaktır. E aracı en solda olacaktır. Otoparkta son üç sırada sırasıyla hangi araçlar olabilir? A) ADB A) 1 - 2 - 3 - 4 B) 1 - 2 - 5 - 6 C) 3 - 4 - 5 – 6 D) 3 - 4 - 7 - 8 E) 5 - 6 - 7 - 8 B) DBC D) ADE C) CBE E) BAE