Proje final raporu için tıklayınız
Transkript
Proje final raporu için tıklayınız
“Türkiye’de Tavuk Vebası (Kuş Gribi) Virüsünün Taşınması ve Yayılmasında Yabani Kuşların Rolünün Araştırılması (pilot çalışma)” Raporu Hazırlayanlar Özgür Keşaplı Didrickson Özge Keşaplı Can Can Bilgin Fethiye Çöven Hüseyin Atik Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) adına uluslararası koordinatörlüğünü Wetlands International ve CIRAD kurumlarının yaptığı bu projenin ulusal koordinatörlüğü Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) tarafından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü (TKB/KKGM), FAO Türkiye Temsilciliği, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezi (OMÜ/OAM) ve Doğa Derneği (DD) ortaklığıyla gerçekleştirilmiştir. ÖZET Bu pilot projenin ana hedefi Türkiye’de yabani kuşlarda tavuk vebası virüsünün varlığını araştırmak için yabani kuşlardan kloakal ve oropharyngeal sürüntü örnekleri alınmasıdır. Bu proje yabani kuşlarda tavuk vebası taraması ile ilgili olarak Türkiye’de gerçekleştirilen ilk çalışmadır. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) adına uluslararası koordinatörlüğünü Wetlands International (WI) ve CIRAD kurumlarının yaptığı bu projenin ulusal koordinatörlüğü Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) tarafından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü (TKB/KKGM), FAO Türkiye Temsilciliği, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezi (OMÜ/OAM) ve Doğa Derneği (DD) ortaklığıyla gerçekleştirilmiştir. Eğitim çalıştayı ve örnek alma çalışmalarını kapsayan proje faaliyetleri Ekim 2006 ve Ocak 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmaları, Yumurtalık lagünleri (Adana), Kızılırmak Deltası (Samsun) ve Nallıhan Kuşcenneti (Ankara) olmak üzere 3 alanda gerçekleştirilmiştir. Yumurtalık Lagünleri ve Kızılırmak Deltası’nda kıyıkuşları, Nallıhan’da ise Angıt hedef tür olarak seçilmiştir. Çalışma sonunda, Yumurtalık Lagünleri’nde 8 türden 148 kuş, Kızılırmak Deltası’nda 18 türden 173 kuş ve Nallıhan’da da 8 Yeşilbaş olmak üzere toplam 22 türe ait 329 kuştan örnek alınmıştır. Alınan örneklerde H5N1 virüsü tespit edilmemiş, sadece düşük patojeniteli avian influenza virüsleri tespit edilmiştir. Bu pilot proje, elde edilen oldukça önemli sonuçlarıyla öncü bir çalışma olmuştur. Öncelikle, Türk ornitologlar su kuşlarını yakalama ve halkalamada deneyimlerini arttırmışlar; örnek alma ve örneklerin saklanması konularında da çok önemli deneyimler kazanmışlardır. Bu proje ayrıca, ornitologlar ile veteriner hekimlerin olası bir vakada nasıl bir işbirliği içinde çalışabileceklerinin de provası olmuştur. GİRİŞ “Türkiye’de tavuk vebası (kuş gribi) virüsünün taşınması ve yayılmasında yabani kuşların rolünün araştırılması” başlıklı bu pilot proje, FAO adına Wetlands International ve CIRAD tarafından başlatılan programın bir parçasıdır. Bu program, yüksek patojenitede tavuk vebası virüsünün (HPAI H5N1) sağlıklı yabani kuşlarda görülme sıklığı ile ilgili daha detaylı bilgi elde etmek amacıyla yürütülmektedir. Rapor edilen 100’den fazla vaka ile 2005-2006 yıllarında Türkiye, tavuk vebasının görüldüğü ana bölgelerden birisi olmuştur. 12 insan vakasından 4’ü ölümle sonuçlanmıştır. Türkiye, bilindiği üzere kıtalar arasında bir köprü konumundadır ve çok önemli kuş göç yolları üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle Türkiye, stratejik örnekleme alanlarından biri olarak seçilmiştir. Bu pilot proje, Türkiye’de yabani kuşlardan örnek alınarak gerçekleştirilen ilk tavuk vebası taraması/araştırmasıdır. Proje, Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) tarafından koordine edilmiştir. Proje ortakları Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı), Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezi, FAO Türkiye Temsilciliği ve Doğa Derneği’dir. Avrupa’da tavuk vebası virüsünü taşıma açısından yüksek risk grubunda yer alan türleri belirlemek için bazı çalışmalar yapılmıştır. Örneğin, AB için hazırlanan taslak listede bu risk grubundan 15 kuş türü tanımlanmıştır (Memo/05/304, 7 Eylül 2005). Wetlands International ve EURING’in daha ayrıntılı bir yönteme dayanarak birçok araştırmacının katkısıyla Avrupa Komisyonu için hazırladığı listede (Delany et al. 2006), büyük çoğunluğu ilk listedekilerle çakışan 17 kuş türü tanımlanmıştır. Ancak bu proje kapsamında seçilen hedef türler bu listelerle birebir uyumlu değildir. Projede hedef tür grubu olarak kıyıkuşları seçilmiştir Çalışma dönemi de Türkiye kıyılarındaki sulakalanlarda kıyıkuşlarının geçit yaparken ya da kışlarken yüksek sayılarda görülebileceği bir döneme denk gelmektedir (Tür seçiminin gerekçesi için bkz. Ek II). Çalışma alanları ise temelde geçmiş yıllarda yapılan gözlemlere dayanarak çalışma dönemindeki kuş yoğunluğu değerlendirilerek ve ayrıca lojistik koşullar ve mevcut kaynaklar gözönüne alınarak belirlenmiştir. WI/CIRAD tarafından her tür için minimum 125 bireyden örnek alınması önerilmiştir. EĞİTİM ÇALIŞTAYI Projenin ilk etkinliği olarak 14 Ekim 2006’da, Kızılırmak Deltası’ndaki Cernek kuş halkalama istasyonunda bir eğitim çalıştayı düzenlenmiştir. Arazi çalışmalarında görev alacak tüm halkacılar ve yardımcıların büyük çoğunluğu ile Adana ve Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerinden veteriner hekimler çalıştaya katılmışlardır. Çalıştayda, Ekim ayında Ukrayna’da düzenlenen çalıştaya da katılan proje danışmanı Doç.Dr. Can Bilgin tarafından genel olarak kuş göçü ve tavuk vebası, yabani kuşların tavuk vebasının taşınması ve yayılmasındaki rolü, örnek alma teknikleri, alınan örneklerin muhafaza koşulları, örneklerin soğuk zincir bozulmadan taşınması gibi konularda sunuşlar yapılmış ve çalışmalarda dikkat edilmesi gereken noktalar değerlendirilmiştir. Çalıştay, veteriner hekimlerle ornitologlar arasındaki iletişimin güçlendirilmesi açısından da yararlı olmuştur. ÇALIŞMA ALANLARI Proje kapsamında Yumurtalık Lagünleri, Kızılırmak Deltası ve Nallıhan Kuşcenneti olmak üzere 3 alanda yabani kuşlardan örnek alınmıştır. Şekil 1. Çalışma alanları YUMURTALIK LAGÜNLERİ Yumurtalık Lagünleri (36° 44′N 35° 41′E), Doğu Akdeniz kıyısında, Adana ili sınırları içerisinde, Ceyhan nehrinin ağzı ile Yumurtalık Körfezi arasında kalan ve Çukurova Deltası’nda yer alan çok büyük bir sulakalan sistemidir. Lagünler, tuzcul bataklıklar, tatlısu bataklıkları, sazlıklar, ıslak çayırlar, kumullar ve bir çam ormanından (Halep çamı Pinus halepensis) oluşmaktadır. Yumurtalık Lagünleri 1994 yılında Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir. 16.430 ha büyüklüğündeki alan aynı zamanda Önemli Kuş Alanıdır. Şekil 2. Yumurtalık Lagünleri (Yarar, M. & Magnin, G.1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları, DHKD) Yumurtalık Lagünleri’ndeki çalışma 12-16 Kasım 2006 tarihleri arasında KAD tarafından gerçekleştirilmiştir. Alanda 2 yıldır, KAD tarafından, Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planı projesi yürütülmektedir ve Kaldırım köyünde bir yerel ofis kurulmuştur. Bu projenin personeli de özellikle yerel halkla ilişkilerin sağlanması ve lojistik açıdan çalışmaya destek olmuştur. Ayrıca, yönetim planı projesi kapsamında, 2005 yılında, Yumurtalık Lagünleri’nde tüm mevsimleri kapsayan bir avifauna araştırması da yapılmıştır. Tavuk vebası örnekleme çalışması, bu araştırma kapsamında yapılan gözlemlerin de yardımıyla planlanmıştır. Dr. Chris Hewson (BTO, İngiltere) proje danışmanı olarak Yumurtalık Lagünleri ve Kızılırmak Deltası’ndaki çalışmalara toplam 10 gün süreyle katılarak destek olmuştur. Dr. Hewson’un alana gelmesinin ardından ekip öncelikle Halep Çamlığı’nı ziyaret etmiştir. Halep Çamlığı, Kaldırım ofisine çok yakın ve kamp için oldukça elverişli olmasına rağmen kuş sayısının çok az olması nedeniyle örnekleme alanı olarak seçilmemiştir. Alanda farklı birkaç noktada yapılan keşfin ardından daha uzak bir noktada, kuş sayısının yüksek olduğu Yelkoma Dalyanı’nın kıyısında çalışılmaya karar verilmiştir. Alan, kıyı şeridi çalılar ve sazlıklarla kaplı, kumulların baskın olduğu oldukça açık bir habitattır. Ayrıca, kıyıdan birkaç yüz metre uzakta bulunan adaların kıyıkuşları için güvenli geceleme alanları olduğu gözlenmiştir. KIZILIRMAK DELTASI İkinci arazi çalışması, 18 Kasım - 3 Aralık 2006 tarihleri arasında OMÜ/OAM tarafından Kızılırmak Deltası’nda gerçekleştirilmiştir. Kızılırmak Deltası (41°36´N 36°05´E), Samsun ili sınırları içerisinde, 56.000 ha alanıyla Karadeniz kıyısında doğal özelliklerini kısmen koruyabilmiş en büyük sulakalandır. Deniz, ırmak, göl, sazlık, bataklık, çayır, mera, orman, kumul ve tarım alanları gibi farklı ekolojik karakterlerdeki habitatların birarada bulunması, besin maddelerince zenginlik ve uygun iklim koşulları deltanın eşine az rastlanır öçlüde biyolojik çeşitliliğe sahip olmasını sağlamaktadır. Alan ÖKA, Ramsar ve Yabanhayatı Koruma Sahasıdır. Ayrıca, deltanın doğusunun büyük bölümü Doğal SİT alanıdır. Şekil 3. Kızılırmak Deltası (Yarar, M. & Magnin, G.1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları, DHKD) Alanın büyüklüğü ve habitat çeşitliliği nedeniyle Kızılırmak ekibi kıyıkuşlarının yakalanabileceği en uygun noktaları berlirlemek için ön geziler düzenleyerek gözlem yapmıştır. Kıyıkuşları çevresel hareketlere oldukça duyarlıdır; rahatsız oldukları durumlarda konaklama ve beslenme alanlarını değiştirirler. Çalışma gereği, her saat düzenli olarak yapılan kontrollerde ve ağların açılıp kapanması sırasında verilen rahatsızlık kıyıkuşlarının yer değiştirmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle, projenin başarılı olabilmesi ve hedeflenen sayıda örnek alınabilmesi için çalışma, Doğanca Beldesi sınırları içerisindeki Sarıkamış mevkii ve Sarıköy sınırları içerisindeki Düden mevkii olmak üzere iki farklı noktada gerçekleştirilmiştir. NALLIHAN KUŞCENNETİ Sarıyar Barajı’nda yer alan Nallıhan Kuşcenneti’ndeki çalışma ise 10-18 Ocak 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Sakarya nehri ile Kırmır ve Aladağ çaylarının beslediği Sarıyar Barajı Türkiye’deki en eski barajlardan biridir. ÖKA, Sarıyar Barajını, baraj gölüne akan akarsuların ağızlarındaki mevsimsel sulakalanları ve gölün kuzeyindeki sarp kayalıkları içine alır. Nallıhan Kuşcenneti, 1994 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir. Nallıhan Kuşcenneti, hem geçmiş yıllarda yüksek sayılarda Angıt gözlendiği için hem de 2005 yılında tavuk vebası virüsü taşıyan bir yaban ördeğinin tespit edildiği yere çok yakın olduğu için çalışma alanı olarak seçilmiştir. Ayrıca, Ankara’ya sadece 130 km. mesafede olması da önemli bir avantaj sağlamıştır. Şekil 4. Sarıyar Barajı (Yarar, M. & Magnin, G.1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları, DHKD) ALAN KULLANIMI Yumurtalık Lagünleri’nin çevresinde tarım alanları vardır ancak hayvanlar daha çok doğal alanlarda otlatılmaktadır. Balıkçılık lagünlerdeki en önemli geçim kaynağıdır ve lagünlerin yakınında, arka bahçe tavukçuluğu çok az yapılmaktadır. Kızılırmak Deltası’nda çalışmanın gerçekleştirildiği Düden mevkiinde avcılık faailiyeti mevcuttur ve bazı avcıların avladıkları ördeklerden de örnek alınmıştır. Her iki alanda da hayvancılık faaliyeti mevcuttur. Çalışma yapılan dönem içerisinde Sarıkamış mevkiinde koyun sürüsü otlatılırken, Düden mevkii Sarıköy içerisinde olduğundan ve yerleşim alanlarına çok yakın olduğundan köy halkının büyük baş hayvanları alan içerisinde otlatılmaktadır. Ayrıca burada tarım alanları ve çalışma alanı yanyana olup sadece bir su kanalı ile ayrılmaktadır. Bu faaliyetleri kapsamında halk sulak alanla sürekli ilişkidedir. Geçen yıl alanda tavuk vebasına rastlanmasına rağmen bu yıl alanda olumsuz bir vaka ile karşılaşılmamıştır. İnsanlarda tavuk vebası vakkası gözlenmemştir. Nallıhan Kuşcennetinin çevresinde yoğun olarak tarım yapılmaktadır. Bu faaliyetin herhangi bir anda alanda bulunan kuş sayısı üzerinde de etkili olduğu gözlenmiştir. Havuç ve ıspanak tarlalarındaki tarım faaliyetleri kuşları çekmekte ya da kaçırmaktadır. Alana yapılan ilk ön gezi tarlalarda bırakılan sebze artıkları nedeniyle Angıtların tarlaları beslenmek amacıyla kullandıkları bir dönemde yapılmıştır. KUŞ YAKALAMA YÖNTEMLERİ Yumurtalık Lagünleri ve Kızılırmak Deltası’ndaki kıyıkuşu çalışmalarında temel yakalama yöntemi olarak sis ağları kullanılmıştır. Kullanılan sis ağları 18 m. uzunluğunda, 2 raflı ve 22 mm. göz açıklığına sahiptir. Alanlarda belirlenen çalışma noktalarında kuşların yoğunlukları ve davranışları gözlendikten sonra Dr. Hewson’un rehberliğinde ağlar kurulmuştur. Sesle çağırma sistemi de (ototeyp ve hoparlörler) ağlara yakın yerlere yerleştirilmiştir. Ağlar, güneş batınca açılmış ve sabah kapatılmıştır. Ses sistemi de gece boyunca çalıştırılmıştır. Yumurtalık Lagünleri’nde birkaç kuş yürü-gir kapanları ile de yakalanmıştır. Kapanlar Jno Didrickson tarafından tasarlanmış ve yapılmıştır. Kızılırmak ekibine de çalışmadan önce bir kapan örneği gönderilmiştir ve orada da bu kapanlardan üretilmiştir ancak yürü-gir kapanlarıyla hiçbir kuş yakalanamamıştır. Bunun yerine Kızılırmak Deltası’nda bazı kuşlar atrapla yakalanmıştır. Atrap ile geceleri, alan içerisinde yoğun ışık sağlayan el fenerleri vasıtasıyla, üzerlerine yoğun ışık yönlendirilerek kuşların yakalanması sağlanmıştır. Yumurtalık Lagünleri’nde ağlardan ya da kapanlardan çıkartılan kuşlar kuş torbaları içinde halkalama çadırına taşınmışlardır. Kuş sayısı fazla olduğunda kuşların daha rahat beklemeleri için torbalardan çıkartılıp özellikle bu amaç için yapılmış olan küçük bir bekleme çadırına koyulmuşlardır. Balık ağından yapılan bu bekleme çadırı, gözenekli bir yapıda olup birkaç bölmeden oluşmaktadır ve içinde bekleyen kuşların strese girmeden rahatça hareket edebilecekleri büyüklüktedir. Kuş sayısı, tür tanımlama için güneş ışığına ihtiyaç duyulması, ekibin yorgunluğu ya da kuşların serbest bırakılması ile ilgili durumlar göz önünde tutularak kuşlar, bu bekleme çadırında güvenli bir şekilde birkaç saat bekletilmişler ve halkalama ile örnek alma işlemleri güneş doğarken ya da halkacıların değişim zamanlarında yapılmıştır. Kızılırmak Deltası’nda ise kuşların halkalama çadırında bekletilmelerine gerek duyulmamıştır. Farklı çalışma koşulları ve özellikle daha büyük bir ekibin sağladığı avantajla kuşlar, kuş torbalarında tutulmuş ve hemen halkalanmışlar ve örneklenmişlerdir. Yakalanan tüm kuşlara Ulusal Halkalama Programı kapsamında ulusal metal halkalar takılmıştır. Yakalanan kuşlar, tür tanımlandıktan hemen sonra halkalanmıştır. Ekipler, kıyıkuşu halkalama konusunda çok az deneyime sahip olduğu için tür tanımı ile yaş ve cinsiyet tayini Dr. Hewson’un danışmanlığında ve rehber kitaplar yardımıyla yapılmıştır. Tür tanımlama ile yaş ve cinsiyet tayini için “Collins Kuş Rehberi (Mullarney K., Svensson L., Zetterström D.and J.Grant P.)” ve “Kıyıkuşlarını tanımlama ve yaşlarını belirleme rehberi (A.J. Prater, J.H. Marchant, J. Vuorinen)” kitaplarından yararlanılmıştır. Halkalamadan sonra kanat, tarsus, gaga, toplam tüm kafa uzunluğu ve ağırlık gibi ölçümler de alınmıştır. Son olarak da tavuk vebası virüsünün varlığını araştırmak için kuşlardan örnek alınmıştır. Yumurtalık Lagünleri’nde halkacı kuşu tutarken farklı bir kişi örnek almıştır. Biri Fransa’daki laboratuvara gönderilmek üzere, diğeri de Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’nde test edilmek üzere 2 set halinde kloakal ve oropharyngeal sürüntü örnekleri alınmıştır. Ekipler, örnekler arasında ve alınan örneklerle diğer kuşlar arasında kontaminasyonu engellemek için belirlenen kurallara uygun bir şekilde büyük bir dikkatle çalışmıştır. Örneklerin, virüs tespiti için birkaç ay sonra yapılacak olan laboratuvar testlerine kadar bozulmamaları için saklama koşulları ile ilgili hususlara, özellikle soğuk zincirin kırılmamasına büyük bir özen gösterilmiştir. Ulaşımla ilgili sorunlar nedeniyle veteriner hekimlerin çalışma alanını hergün ziyaret etmeleri mümkün olmadığı için Yumurtalık Lagünleri’nde alınan örnekler sıvı azot tankında saklanmıştır. Kızılırmak Deltası’nda ise örnekler kısa süre için geçici olarak buzlukta saklanmış ve günlük olarak veteriner hekimler tarafından teslim alınmıştır. Örnekler laboratuvara götürüldükten sonra sıvı azot tankına koyulmuştur. Yumurtalık ekibi çadırlarda kalmış ve halkalama için de ayrı bir çadır kullanmıştır. Kızılırmak ekibi ise karavanda kalmış ve daha seyyar bir şekilde iki noktada çalışabilmiştir. Nallıhan Kuşcenneti’nde gerçekleştirilecek çalışma için öncelikle fırlatma ağları kullanılması planlanmıştır. Yurtdışından getirilmesinin çok pahalı olması ve patlayıcılar içerdiği için gümrükte yaşanabilecek sorunlar da düşünülerek fırlatma ağı kullanılması hiçbir zaman düşünülmemiştir. Daha sonra geçmişte küçük ölçekte benzer bir sistem geliştirmiş olan amatör bir teknisyenden talep edilmiştir ancak yapılan denemelerde roketlerin ağları yırtması nedeniyle fırlatma ağlarının Türkiye’de üretilmesi de başarılamamıştır. Bu durum, projenin uluslararası koordinatörüne bildirilmiştir ve kendisi yine de eldeki imkanların elverdiği yöntemler kullanılarak bir deneme yapılmasını önermiştir. Proje koordinatörü ve Nallıhan ekibindeki halkacılar tarafından çalışma öncesinde alan 2 kez ziyaret edilmiş ve kapan kurmak için uygun noktalar belirlenerek halkalamanın ve örneklemenin nasıl yapılacağı planlanmıştır. 17 Aralık’ta düzenlenen birinci gezide sadece 400 civarında Angıt sayılmış, 6 Ocak’ta düzenlenen ikinci gezide kuş yoğunluğunun çok daha düşük olduğu gözlenmiştir. Ekip hem kuş sayısının daha yüksek olduğu hem de kapan kurmak için uygun olabilecek yerleri tespit edebilmek için alanda birçok farklı noktada gözlemler yapmıştır ancak alandaki kuş yoğunluğunun genel olarak geçen senelere göre çok daha düşük olduğu gözlenmiştir. Tüm bu gözlemler ve bekçilerin verdiği bilgilere göre kuş yoğunluğu az olmasına rağmen kuşcenneti civarında çalışmanın uygun olduğuna karar verilmiştir. 2. gezide ayrıca, yapılmakta olan kapan sistemi deneme amaçlı kurulmuştur ve dar mekanlarda yapılamayan bölümleri üzerinde çalışma fırsatı da bulunmuştur. Nallıhan Kuşcenneti’nde kullanılan kapanların tasarımı ve üretimi de Jno Didrickson tarafından yapılmıştır. 4 m. genişliğinde, 8 m. uzunluğunda ve 2 m. yüksekliğinde, kapısı uzaktan iplerle kontrol edilebilen bir kapan ve ötücü ağları kullanılarak yapılan ve yine uzaktan iplerle kontrol edilebilen birkaç adet düşen ağ sistemi kullanılmıştır. Toplanan örnekler öncelikle Samsun, Adana ve Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerine teslim edilmiştir. Örnekler daha sonra, Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsüne (İzmir) gönderilmiştir. Türkiye’de kalacak örnek setinin analizlerine hemen başlanmıştır ancak uygun kargo şirketini bulmakla ilgili sorunlar nedeniyle Fransa’daki laboratuvara gönderilecek set ancak 16 Şubat’ta gönderilebilmiştir. MATERYAL Yumurtalık Lagünleri’nde 8 türe ait 148 kuş, Kızılırmak Deltası’nda 18 türe ait 173 kuş ve Nallıhan’da da 8 Yeşilbaş olmak üzere proje kapsamında toplam 22 türe ait 329 kuştan örnek alınmıştır. Tablo 1. Örneklenen türlerin alanlara göre listesi Tür adı Karakarınlı Kumkuşu Küçük Kumkuşu Kızılbacak Akça Cılıbıt Yeşilbaş Altın Yağmurcun Sukılavuzu Çamurcun Çamurçulluğu Suçulluğu Yeşilbacak Gümüş Yağmurcun Kara Kızılbacak Bataklık Düdükçünü Döğüşkenkuş Kaşıkgaga Kılıçgaga Kızkuşu Küçük Sarıbacak Küçük Suçulluğu Sakarmeke Tepeli Toygar Bilimsel adı Calidris alpina Calidris minuta Tringa totanus Charadrius alexandrinus Anas platrhynchos Pluvialis apricaria Rallus aquaticus Anas crecca Limosa limosa Gallinago gallinago Tringa nebularia Pluvialis squatarola Tringa erythropus Tringa stagnatilis Philomax pugnax Anas clypaeta Recurvirostra avosetta Vanellus vanellus Tringa flavipes Lymnocryptes minimus Fulica atra Galerida cristata Toplam Yumurtalık Lagünleri 61 47 1 33 2 Kızılırmak Deltası 79 2 37 17 11 5 4 4 4 1 2 2 1 1 1 1 148 1 1 1 1 1 173 Nallıhan Toplam 140 49 38 33 8 25 11 5 4 4 4 3 2 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 8 329 Kızılırmak Deltası ve Nallıhan’da örneklenen Sakarmeke, Yeşilbaş, Çamurcun ve Kaşıkgaga bireylerinin hepsi avcılar tarafından kısa süre önce vurulmuş kuşlardır. Yumurtalık Lagünleri’nde 7 kuş yürü-gir kapanları ile, Kızılırmak Deltası’nda ise 5 kuş atrapla yakalanmıştır. Yumurtalık Lagünleri’nde diğer ailelerden de (Ötleğengiller gibi) kuşlar yakalanmıştır ancak bu kuşlardan örnek alınmamıştır. Yumurtalık Lagünleri’ndeki çalışmada 4 kuş ölmüştür. Bunlardan ikisi büyük olasıkla sıçan olduğu düşünülen bir yırtıcı tarafından, kuşlar bekleme çadırındayken öldürülmüştür. Bu sorunun ardından kuş bekleme çadırı halkalama çadırının içine alınmıştır. 3. kuş yürü-gir kapanındayken yırtıcı saldırması sonucu ölmüştür ve diğeri de kapanın içinde ölü bulunmuştur. Avcıların vurduğu kuşlar dışında Kızılırmak Deltası’ındaki çalışmada sadece bir ölü kuştan (suda ölü bulunmuştur) örnek alınmıştır. Çalışmadan bir ay sonra çalışmada örnek alınan ve halkalanan bir Karakarınlı Kumkuşu deltada ölü bulunmuştur. Çalışma alanlarından hiçbirinde toplu kuş ölümleri gözlenmemiştir. Örnekleme çalışmaları sırasında önemli kuş kayıtları da elde edilmiştir. Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Küçük Sarıbacak (Tringa flavipes) Avrupa için rastlantısal bir Kuzey Amerika türüdür. Çalışmada yakalanan bu birey türün Türkiye’deki ilk kaydıdır. Yumurtalık Lagünleri’nde de 2003 yılında Sivash’ta (Ukrayna) halkalanmış bir Karakarınlı Kumkuşu tekrar yakalanmıştır. Ne yazık ki Nallıhan Kuşcenneti’nde hiç kuş yakalanamamıştır. Bunun sebepleri, alandaki Angıt sayısının çok az olması (çalışma boyunca maksimum 403 birey gözlenmiştir) ve kullanılan kapanın bu kadar kısa sürede ördek yakalamak için çok küçük olmasıdır. Büyük kapan çalışmanın ikinci gününde, alana yapılan ön gezilerde ve çalışmanın ilk gününde Angıtların beslendiği gözlenen bir noktaya kurulmuştur. Daha sonra, kapanın hem çevresine hem de içine mısır serpilmiştir. Kuşları içeri çekmek için kapanın içine daha fazla mısır koyulmuştur. Angıt ve Yeşilbaşlar serpilen mısırlarla beslenirken gözlenmişlerdir ancak bu kuşlar kapanın yakınına gelmekten kaçınmışlardır. Bu türlerin yabancı nesnelere karşı temkinli davrandıkları bilindiği için bu tepkileri ilk başta beklenecek bir davranıştır. Kuşlar beslenmeye devam etmiş ve kapanın etrafında dolaşmışlardır. Sayıları 100 bireye kadar ulaşmıştır ancak kapanın 2 m.den daha yakınına gelmemişlerdir. Daha temkinli kuşlar ise kapandan 56 m. uzakta beslenmiştir. Bu davranışlar kapanın aslında doğru bir şekilde, kuşları yakalamaya elverişli bir noktaya yerleştirildiğini göstermektedir ancak çalışma süresi, kuşların kapana alışıp içeri girmelerine olanak sağlamayacak kadar kısa olmuştur. Ördekler, ne yazık ki düşen ağ kapanlarına neredeyse hiç ilgi göstermemiştir. Bunun yanı sıra su seviyesinin ve hava koşullarının sürekli değişmesi nedeniyle kapan zaman zaman etkisiz hale gelmiştir. Bir gün kar yağmış, ertesi gün erimiştir. Ördeklerin yem tercihlerini tespit edebilmek için marul gibi yeşil sebzeler de denenmiştir. Nallıhan Kuşcenneti’nde de vurulan sukuşlarından örnek alınabilmesi için civardaki avcılar ziyaret edilmiştir. Bu yolla 8 Yeşilbaş’tan örnek alınmıştır. Toplamda 8 ördekten 2 set kloakal ve 2 set oropharnygeal olmak üzere 32 örnek alınmış ve sıvı azot tankında saklanmıştır. Nallıhan Kuşcenneti’nde ekip gözlem kulesinde konaklamıştır. Bu nedenle, kule yakınında kurulan tüm kapanlar sıklıkla kontrol edilebilmiş ve gerektiğinde iplerini çekebilmek mümkün olmuştur. ÖRNEK KODLARI Çalışma sırasında yakalanan her bireyden ikisi kloakal ve ikisi oropharyngeal olmak üzere toplam 4 örnek alınmıştır. Çalışma sonunda Yumurtalık Lagünleri’nden 592 (148 x 4), Kızılırmak Deltası’ndan 692 (173 x 4) ve Nallıhan Kuşcenneti’nde 32 (4 x 8) olmak üzere toplam 1316 örnek tüpü elde edilmiştir. Tüplerin işaretlenmesinde harflerden ve rakamlardan oluşan bir kodlama sistemi kullanılmıştır. Bu kod sırasıyla ülke için 2 harf (1), örnek alınan tür için 2 harf (2), örnek alınan birey sayısını gösteren 3 haneli sayı (3), örneğin kuşun neresinden alındığını gösteren harf (4) ve örneğin analiz edileceği yeri belirten harf (5). 1.Türkiye için kullanılan ülke kodu TR dir 2. Türler için bilimsel isimlerinin 2 harften oluşan kısaltılması kullanılmıştır. Türlerin Türkçe ve bilimsel isimleri ile tüplerde kullanılan kısaltmaları tablolarda verilmiştir. 3. Yumurtalık Lagünleri’ndeki çalışmada bu sayı her tür için ayrı ayrı kodlanmıştır. Karakarınlı Kumkuşu 001 – 061, Küçük Kumkuşu 001 – 047 gibi. Toplam örnek sayısı tüm bu türe ait toplam örnek sayılarından oluştuğu için tüplerde karşılaşılacak en yüksek rakam en fazla yakalanmış olan Karakarınlı Kumkuşu’na ait olan 61 rakamı olacaktır. Kızılırmak Deltası’nda ise bu sayı tüm türlere ait bireylerin ardışık bir şekilde toplanmasından oluşmuştur. Bir diğer deyişle bu sayı bireylerin örneklenme sırasına göre oluşturulmuştur. Bu yüzden Kızılırmak Deltası’na ait tüplerdeki örnek sayısı doğrudan tüplerden okunabilir. Tüplerdeki en büyük rakam genel birey toplamı olan 173dür. Her türe ait birey sayısı için tabloya bakınız. 4. Örnek kloakal ise C, oropharyngeal ise T harfi kullanılmıştır. 5. Örnek ulusal laboratuvarda analiz edilecek ise N, uluslararası laboratuvarda analiz edilecek ise I harfi kullanılmıştır. Bu kodlamada çalışma alanlarını ayırmak için TR harflerinden sonra Kızılırmak Deltası için 2 rakamı, Nallıhan Kuşcenneti için de 3 rakamı kullanılmıştır. Yumurtalık Lagünleri’nden gelen örnek tüplerinde ülke kodundan sonra herhangi bir rakam kullanılmamıştır. Örneğin Yumurtalık Lagünleri’nde halkalanan ilk Karakarınlı Kumkuşu’ndan (Calidris alpina) elde edilen 4 örnek tüpünün üzerinde şu kodlamalar yer almaktadır; TRCA001CI Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun uluslararası laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği TRCA001CN Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği TRCA001TI Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun uluslar arası laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği TRCA001TN Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği Kızılırmak Deltası’nda halkalanan ilk Karakarınlı Kumkuşu’ndan (Calidris alpina) elde edilen 4 örnek tüpünün üzerinde ise şu kodlamalar yer almaktadır; TR2CA001CI Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun uluslar arası laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği TR2CA001CN Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği TR2CA001TI Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun uluslar arası laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği TR2CA001TN Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği Nallıhan Kuşcenneti’nde alınan örneklerin kodlamasında yanlışlıkla bir değişiklik yapılmıştır. “Türkiye’de, Nallıhan Kuşcenneti’nde örneklenen Yeşilbaş (Anas platrhynchos) türüne ait 1.kuşun ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği” olduğunu gösteren TR3001APTN kodlamasında olduğu gibi tür kodu ve örnek numarası yer değiştirmiştir. LABORATUVAR ÇALIŞMALARI İÇİN MATERYAL VE METOT Real Time PCR Testinde kullanılan Kitler : Viral Nükleik Asit izolasyonu için: High Pure Viral Nucleic Acid Kit (Roche Applied Science ) Cat.No. 11 858 8740, cDNA sentezi için : Transcriptor First Strand cDNA Synthesis Kit (Roche Applied Science ) Cat. No. 04 379 012 001 Real –Time PCR için: LightCycler Fast Start DNA Master HybProbe (Roche Applied Science) Cat.No. 03 003 248 001, LightMix for the detection of Influenza virus A Matrix Protein (TIB MOLBIOL) Cat.No. 40-0234-16 Testler Light Cycler 2.0 cihazı (Roche Applied Science) kullanılarak yapılmıştır. Nükleik asit izolasyonu; RNA izolasyonu kit prospektüsünde bildirildiği şekilde üretici firmanın tavsiyeleri doğrultusunda yapılmıştır. cDNA sentezi; Transcriptor First Strand cDNA Syntesis Kit (Roche Applied Science) kullanılmıştır. Test, kit prospektüsünde bildirildiği şekilde üretici firmanın tavsiyeleri doğrultusunda yapılmıştır. Real – Time PCR Testi; Testler Light Cycler 2.0 cihazı (Roche Applied Science) ve LightCycler Fast Start DNA Master HybProbe (Roche Applied Science) ve LightMix for the detection of Influenza virus A Matrix Protein (TIB MOLBIOL) kitleri kullanılarak yapılmıştır. Testler, kit prospektüsünde bildirildiği şekilde üretici firmanın tavsiyeleri doğrultusunda yapılmıştır. Yumurtalık lagünlerinden 296, Kızılırmak Deltası’ndan 346, Nallıhan Kuşcenneti’nden 16 olmak üzere toplam 658 adet örnek Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Kanatlı Hastalıkları Teşhis laboratuvarında Matrix proteinini saptayan kit kullanılarak Real Time-PCR testi ile Avian Influenza A varlığı yönünden test edilmiştir. Laboratuvar testleri ile ilgili detaylı prosedür için bkz. Ek I. BULGULAR Real Time –PCR : Ankara Nallıhan Kuş Cennetinden gönderilen 16 adet örnekten 1 adet pozitif, 1 adet şüpheli ve 14 adet negatif bulunmuştur. Adana-Yumurtalık Lagünlerinden gönderilen 308 adet örnekten 24 adet pozitif, 7 adet düşük kopya pozitif, 11 adet şüpheli ve 254 adet negatif bulunmuştur. Samsun-Kızılırmak Deltasından gönderilen 372 adet örnekten 71 adet pozitif, 16 adet düşük kopya pozitif, 22 adet şüpheli ve 251 adet negatif bulunmuştur. Veri analizlerinin değerlendirilmeleri, örneklerin test sonuçlarının testte kullanılan negatif kontrol ve 6 adet pozitif standart (101– 106) kontrol eğrileri ile karşılaştırılarak yapılmıştır. Negatif örneklerde hiçbir amplifikasyon tespit edilememiştir, grafik eğrileri negatif kontrol ile aynı düzlem üzerinde olan örnekler negatif olarak değerlendirilmiştir. Amplifikasyon eğrisinin negatif kontrol eğrisinin biraz üzerinde olduğu örnekler şüpheli, amplifikasyon eğrisinin en düşük standart (101) eğrisinin altında olan örnekler düşük kopya pozitif, amplifikasyon eğrisinin kullanılan standart eğrilerinin parametreleri içerisinde olan örnekler pozitif olarak kabul edilmiştir. Yapılan test sonucunda elde edilen verilerin amplifikasyon eğrisi ve erime eğrisi analizlerinin her ikisi de dikkate alınarak sonuçların değerlendirmeleri yapılmıştır. Virus İzolasyonu: Real-Time PCR testinde pozitif, düşük kopya pozitif ve şüpheli bulunan örnekler virus izolasyonu amacıyla embryolu Specific Pathogen Free (SPF) tavuk yumurtasında inokule edilmiştir. Bu amaçla şüpheli örneklere ait taşıyıcı vasatlar iyice vortexlendikten sonra 2500 rpm’de santrifüj edilmiş ve daha sonra üstte bulunan supernatantdan 9-11 günlük embryolu SPF yumurtanın korioallantoik boşluğuna 0.2 ml miktarında inokule edilmiştir. Kızılırmak Deltasına ait örneklerin bazıları yeterli miktarda olmadığından kalan mevcut örnek inokulasyon için kullanılmıştır. İnokule edilen yumurtalar 37 0C’de 5 gün boyunca inkübe edilmiştir. İnkübasyon esnasında yumurtalar sabah akşam kontrol edilerek canlılık muayeneleri yapılmış, ilk 24 saat içerisinde ölen embryolar nonspesifik kabul edilerek değerlendirilmemişlerdir. Daha sonra şekillenen ölümlerde yumurtalar +40C’de bekletilmişlerdir. İnkübasyon süresi bitiminde canlı kalan tüm yumurtalar 1 gece +40C’de bekletildikten sonra açılarak korioallantoik sıvıları toplanmış ve standart prosedürler kullanılarak hemaglutinasyon aktivitesi varlığı açısından test edilmişlerdir. Hemaglutinasyon aktivitesi tespit edilmeyen örneklerin korioalantoik sıvıların 3 kez pasajları yapılmıştır. Kızılırmak Deltası – Samsun’ a ait bir adet örneğin birinci pasajda izolasyonu yapılmış, diğer örnekler yapılan 3 seri pasaj sonucu HA aktivitesi yönünden negatif oldukları tespit edilmiştir. İzole edilen suş öncelikle matrix proteininin tespitine dayalı hızlı test (Flu Detect™ Test Strip) ile test edilerek AIV olduğu tespit edilmiş, daha sonra hemaglutinasyon - Inhibisyon testi ile karakterize edilmiştir. Bu amaçla H1-H15 arası standart antiserumlar kullanılarak identifikasyon çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalarda izole edilen TR2AP 150-CN kod numaralı örneğin H12 antiserumu ile inhibe olduğu tespit edilmiştir. N tipinin belirlenmesi için yapılan Neurominidase Inhibisyon testinde ise suşun N2 tipi olduğu tespit edilmiştir. Patojenite testlerinde; izolasyonu yapılan virus 4-8 haftalık SPF piliçlere damar içi yola verilmiş ve virusun piliçlerde herhangibir ölüm yada hastalandırmaya sebep olmadığı ve intravenous pathogenicity index (IVPI)’nin 0.00 olduğu bulunmuştur. Bu kuşa ait oropharengial örnek gelen numuneler arasında bulunamadığından test edilememiştir. Sonuç: Alınan örneklerde H5N1 virüsü tespit edilmemiş, sadece düşük patojeniteli avian influenza virüsleri tespit edilmiştir. Düşük patojeniteli Avian Influenza (LPAI) virusları genellikle embryolu tavuk yumurtasında çoğalamamakta, bunların izolasyonlarında hücre kültürlerinden yararlanılmaktadır. Yapılan Real-Time PCR testlerinde pozitif ve şüpheli bulunan örneklerin embryolu tavuk yumurtasında izole edilememesi, bu örneklerdeki virusların canlılıklarını yitirmiş olmaları yada düşük patojeniteli avian influenza virusları (LPAI) olduklarını göstermektedir. İzolasyonu yapılan ve H12N2 olarak tiplendirilen virusunda yapılan patojenite testlerinde LPAI virusu olduğu tespit edilmiştir. TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRME Bu çalışma, Türkiye’de kıyıkuşlarının ve diğer sukuşlarının ortak ve sistematik bir çabayla, tavuk vebasının izlenmesi amacıyla yakalandığı ve örneklendiği ilk çalışma olma özelliğini taşımaktadır. Bu tip öncü çalışmalar belli bir deneyim ve kurumlararası işbirliği gerektirdiğinden bu proje pilot nitelikte olmuştur. Önceden belirlenen hedeflerin bazılarına ulaşılamamış olsa da arazi çalışmalarında kazanılan deneyim, ileride yapılacak çalışmalarda karşılaşılabilecek sorunların belirlenmesi ve çözüm önerilerinde bulunulması proje sonuçları açısından çok değerlidir. Yumurtalık çalışması, öngörülmesi mümkün olmayan birkaç durum yüzünden olumsuz yönde etkilenmiştir. Çalışmanın daha ilk gününde, arazi için alışveriş yapıldığı sırada ekip arabası soyulmuş ve dizüstü bilgisayar, fotoğraf makinesi, teleskop, dürbün, çalışmada kullanılacak kıyıkuşu sesi kasetleri ve önemli bilgilerin yer aldığı defterler çalınmıştır. Bu hırsızlık olayı ve sonrasındaki polis incelemesi ve raporu nedeniyle proje ekibi saatlerce Adana’da kalmış ve Yumurtalık’a ancak geç saatte ulaşabilmiştir. Çalışma ekibi, Yumurtalık’a ulaşır ulaşmaz en yakındaki örnekleme için aday nitelikteki noktaya bir inceleme gezisi yapmıştır ancak ışık yetersizliği yüzünden aynı noktayı ertesi sabah tekrar ziyaret etmek gerekmiştir. Yumurtalık çalışmasında hedeflenen örnek sayısına ulaşılamamasının en büyük nedeni hava koşulları olmuştur. Yağmur, şiddetli rüzgâr ya da ikisinin bir arada olduğu durumlar yüzünden toplam 4 gece çalışma yapılamamıştır. Sonuç olarak hırsızlık ve hava koşulları Dr. Hewson ile geçirilen saatlerin ciddi şekilde azalmasına neden olmuştur. Hava koşulları ancak Dr. Hewson’ın Kızılırmak çalışmasına gideceği gün düzelmiş, bunun sonucunda kendisinin danışmanlığında sadece birkaç kuş halkalanabilmiştir. Pilot çalışma sırasında ve öncesindeki yoğun yağış ve alandaki traktör trafiği nedeniyle çalışma noktasına traktör haricinde (ki traktörler de bazı noktalarda zorluk yaşamışlardır) bir araçla ulaşılamaması, çalışma üzerinde ciddi sorunlar doğurmuştur. Yumurtalık ekibi, çalışma sırasında daha seyyar olabilmek, ulaşım sorunu yaşamamak ve lojistik destek için gerektiğinde Kaldırım köyündeki KAD ofisine rahatça gidebilmek amacıyla Ankara’dan derneğe ait olan 4x4 arazi aracıyla gelmiştir. Ancak çalışma noktasına bu araçla bile sorunsuz ulaşılamaması nedeniyle yukarıda sözedilen desteğin sağlanamaması bir yana araç yüzünden sorun bile yaşanmıştır. Ekipten bir kişi araçla köye gitmek isterken çamura saplanmış ve o gün ekibin yanına dönememiştir. Çalışma alanına ulaşılamaması birkaç soruna daha neden olmuştur. Veteriner hekimler halihazırda çalışma alanının ofislerine uzaklığı yüzünden alanı günlük ziyaret edemeyeceklerini belirtmişlerdir. Bu yüzden ekibin örnekleri saklamak için sıvı azot tankıyla çalışmasına ve sıvı azot tankının gerektikçe değiştirilmesine karar verilmiştir. Tank, Adana’yı ziyareti sırasında Dr.Can Bilgin’e verilmiştir ancak tankla birlikte kullanım klavuzu verilmemiş ve tankın kullanımıyla ilgili olarak bilgi vermek amacıyla hiçbir veteriner hekim çalışma ekibini ziyaret etmemiştir. Ne yazık ki tankı boş olan yenisiyle değiştirmek gerektiği zaman, günlerden Pazar olduğu için bu talep Tarım İl Müdürlüğü tarafından seri bir şekilde yerine getirilememiştir. Bu durumda, örnekleri soğuk zinciri kırmadan saklayabilmek için bir çözüm yolu üretmek ya da çalışmayı durdurmak gerekmiştir. Çalışma ekibi, çalışma öncesinde araba aküsüyle çalışan bir buzluk temin etmiştir ancak araç köyde bırakılmak zorunda olduğu için bu buzluğu soğuk tutabilmek amacıyla kuşları sesle çağırma düzeneğinde kullanılan aküden yararlanılmak zorunda kalınmıştır. Ses düzeneği aküsü, hava durumundan etkilendiği için bütün gece çalışabilmesi ancak gün boyunca jeneratör yardımıyla şarj edilmesi yoluyla mümkün olmuştur. Ekip çalışmayı durdurmak yerine aküyü buzluk için kullanmayı tercih etmiştir. Bu yüzden akü o gece ancak 2-3 saat çalışmış ve çalışma, ses düzeneği olmadan devam etmiştir. Kıyıkuşu yakalama çalışmalarında sesle çağırma yönteminin yakalanan kuş sayısını olumlu yönde etkilediği bilinmektedir. Ne yazık ki hava durumunun yakalama için çok uygun olduğu o gece, sessizlikte bile 13 kuş yakalanması, ses düzeneğiyle oldukça verimli bir çalışma olacağını göstermektedir. Sıvı azot tankıyla ilgili sorunlar ve veteriner hekimlerin çalışmayı ziyaret etmemeleri ayrıca ekibin dinlenme saatlerinin kaybına, yılgınlığa ve özellikle ekip lideri için gerginliğe neden olmuştur. Lojistik sorunlar ve zor kararlar ekip liderinin uyumak ve geceki halkalamaya hazırlanmak için tek zamanı olan gündüzlerini saatlerce telefon konuşmalarına ayırmasına neden olmuştur. Çalışma ekiplerine sağlanan örnekleme ve güvenlik malzemeleriyle ilgili de ciddi sorunlar yaşanmıştır. Bunlardan en önemlisi gönderilen svapların boyutu olmuştur. Çalışma öncesinde değişik boyutlarda svaplara ihtiyaç olacağı vurgulandığı halde ekibe yalnızca tek tip ve kıyıkuşları için çok büyük svaplar gönderilmiştir. Küçük kuşlardan örnek almak için pediatrik svap kullanılması gerekmektedir. Örnek alınan tüm kıyıkuşlarının kloak ve oropharyngeal bölgeleri svaplardan çok küçüktür. Kloakal örneklerin uygun bir şekilde alınması için çok çabalandığı halde genel olarak kloaka örneklerinin yetersiz olması ve böylelikle örnek sayısının ciddi olarak azalması engellenememiştir. Gönderilen eldivenler ise gerektiği gibi lateks değil ağır iş eldivenleridir. Eldivenlerin sadece XL boyutunda gönderilmesi de örnek alan kişinin rahat çalışamaması nedeniyle çalışmayı yavaşlatan ve zorlaştıran bir sorun olmuştur. Özetle, Yumurtalık Deltası için hava koşulları ve diğer etkenlerden çalışmanın olumsuz yönde etkilenmesi, çalışma başında yaşanan şanssız olaylar hem gerginliğe hem de büyük olasılıkla yakalanan kuş sayısının azalmasına neden olmuştur. Kızılırmak Deltası’nda daha az ancak yine de çalışma üzerinde olumsuz etkisi olacak önemde sorunlar yaşanmıştır. Kızılırmak ekibine gönderilen tüplerin bir kısmı içindeki taşıma vasatı dökülerek ekibe ulaşmıştır. Büyük olasılıkla, tüplerin Fransa’dan gönderilmeleri sırasında akmış olabilecek taşıma vasatı ekibe çok gergin anlar yaşatmış ve çalışmanın yavaşlamasına neden olmuştur. Ekip, kullanılabilir durumdaki tüpleri taşıma vasatı akmış olanlardan dikkatlice ayırmak ve üzerlerini, örnek kodlarının yazılabilmesi için düzgünce kurulamak zorunda kalmıştır. Kimi tüplerin kodlama etiketleri de üzerlerine kod yazılamayacak şekilde etkilenmiştir. Bu sorun çapraz kontaminasyona bile neden olabilecek ciddiyette bir sorun olmuştur. Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü tarafından raporlanan problemler: Gönderilen kloakal svap örneklerinde virus tespiti için yeterli miktarda fekal materyal bulunmadığı ve örneklerin konulduğu taşıyıcı vasatların oldukça berrak oldukları dikkati çekmiştir. Kural olarak özellikle küçük kuşlardan svap ile örnek alımı kuşlara zarar verebileceğinden (ancak pediatrik svap kullanılması durumunda bu risk minimuma inmektedir) hangi türe ait olduğu kesin olarak biliniyorsa taze dışkı örneği de testlerde güvenle kullanılabilmektedir. Bazı kuşlara ait tracheal svap örneklerini taşıyan vasatlarda eritrosit bulunduğu dikkati çekmiştir. Kızılırmak Deltası - Samsun’a ait örneklerde taşıyıcı vasatların oldukça az miktarda olduğu ve yapılması planlanan çalışmalar için yeterli miktarda olmadıkları görülmüştür. Gönderilen örneklere ait cryotüpler üzerinde bazılarının kod numaralarının okunamayacak şekilde silinmiş olduğundan oluşturulan tablolarda test sonuçları yazılırken eşleştirilmeleri yapılamamıştır. Bazı örnekler kodlanırken dikkatsizlik sonucu yanlışlıklar yapılmış ve aynı kod numaralı iki adet örnek laboratuvara gönderilmiş, bazı örneklerin ise eşleri gönderilmemiştir. Aynı kod ile gönderilen iki örnekten bazılarının test sonuçlarının farklı oldukları görülmüştür. Bunun nedeninin muhtemelen örnek alımı esnasında birinci svap ile mevcut virus alınmış, akabinde alınan ikinci örnek alımında bölge temizlenmiş olduğundan yeterli virus kalmamış olduğu düşünülmektedir. Paralel çalışmalar için tek svap örneğinin alınıp ikiye bölünerek test edilmesi ve bu örneklerin aynı metot ve kitler kullanılarak test edilmeleri neticesinde paralel sonuçlar alınabileceği muhtemeldir. ÖNERİLER 1) Yaban kuşlarında tavuk vebası virüsünün izlenmesi çalışmalarınin başarılı olabilmesi için hem çalışma sırasında hem de sonrasında İl Tarım Müdürlüklerinin çalışmalara dahil olmaları ve gösterecekleri işbirliği büyük önem taşımaktadır. 2) Bu tip çalışmalar, özellikle kuşların gece yakalanmaları söz konusu olduğunda her açıdan oldukça yorucu ve büyük çaba gerektiren çalışmalardır. Bu zorluklar, çalışma öncesi çalışma ekibinde yer alacak tüm personelin gerekli eğitimi alması ve ekibin, işyükünün sadece birkaç kişi tarafından taşınmasını zorunlu kılmayacak kadar büyük olması ile çözülmelidir. Ayrıca örneklerin soğuk zincir kırılmadan taşınması sorumluluğu da halkalama ve örnekleme ekibinin işyükünden kaldırılarak bütünüyle İl Tarım Müdürlüklerinde ya da Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerinde olmalıdır. 3) Yaban kuşlarında tavuk vebası izleme çalışmalarının odağında sukuşları yer almaya devam etmelidir ancak bundan sonraki çalışmalarda kıyıkuşlarından çok kazlardan ve ördeklerden örnek alınması için çalışılmalıdır. Çalışmalarda ara sıra güvercin, sığırcık, serçe gibi “ köprü” türlerin örneklenmesi de önem taşımaktadır. 4) Tavuk vebası izleme çalışmaları ancak düzenli ve sürekli olduğunda yararlıdır. Belirli alanlarda düzenli olarak yaban kuşlarında izleme çalışmaları yapılmasında kullanılmak üzere kaynak ayırılmalıdır. Güncel durumu daha iyi anlamak ve gelecekteki vakaları ya da virüsün yaban kuşları ve kümes hayvanları arasındaki geçişini önceden tahmin edebilmek için veteriner hekimler, kuş bilimcileri ve epidemiyologlar arasındaki işbirliği büyük önem taşımaktadır. 5) Gelecek projeler, daha iyi çalışma koşulları ve daha büyük bir ekiple çalışılmasını sağlayacak şekilde, daha yüksek bütçelerle planlanmalıdır. SONUÇ Bu pilot çalışma çok önemli sonuçların elde edildiği öncü bir çalışma olmuştur. Öncelikle, Türk ornitologlar daha önce çok temel düzeyde olan sukuşlarını yakalama ve halkalama deneyimlerini önemli ölçüde arttırmışlardır. Ayrıca tavuk vebasının izlenmesi için örnek alma ve bu örnekleri saklama gibi önemli konularda da deneyim kazanmışlardır. Bu pilot projenin belki de en önemli yanı, veteriner hekimlerle ornitologların gelecekte yaşanabilecek olası bir vakada nasıl bir işbirliği içinde çalışılması gerektiğini, gelecekte hangi hatalarla karşılaşılabileceğini gösteren bir prova şansı yaratmış olmasıdır. Yabani kuşların tavuk vebası virüsünü yaymadaki rolleri tam olarak bilinmediği için gelecekte yeni örnekleme çalışmalarına gerek duyulacağı açıktır. Gelecekteki benzer çalışmalar için bu pilot proje çok değerli bir temel deneyim işlevi görecektir ve bu sayede umuyoruz ki gelecekteki çalışmalar daha az sorunla, daha rahat ve başarılı bir şekilde gerçekleştirilecektir. TEŞEKKÜRLER Katkılarından dolayı Dünya Gıda ve Tarım Örgütüne (FAO), Wetlands International ve CIRAD’a, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğüne, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne, Ankara, Samsun ve Adana Tarım İl Müdürlüklerine, Ankara, Adana ve Samsun İl Çevre Orman Müdürlüklerine, Etlik Merkez, Bornova, Adana ve Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerine, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezine, FAO Türkiye temsilciliğine, Doğa Derneğine, BTO’dan Dr.Chris Hewson’a ve büyük bir özveriyle çalışan tüm arazi ekibine teşekkür ederiz. EK I. Laboratuvar Testleri İle İlgili Prosedür AVIAN INFLUENZA (AI) ŞÜPHELİ MATERYALİN EMBRİYOLU TAVUK YUMURTASINA (ETY) İNOKULASYONU Prosedür detayı : Kullanılan Malzemeler 9-11 günlük Spesifik Patojenlerden Ari (SPF) embriyolu tavuk yumurtası, Fiber optik aydınlatıcı Kurşun kalem Steril delici Steril enjektör (1 veya 2 cc. lik, 0,1 cc. taksimatlı) Steril makas, pens 15 ml’lik steril tüpler ve tüp spor %70’lik Ethanol / Tentürdiyot Yapıştırıcı Silinmeyen özellikte kalem, Metot • 9-11 günlük yumurtalar, fiber optik aydınlatıcı veya yumurta kontrol kutusu ile karanlık bir ortamda fertilite muayenesine tabi tutulup, fertil olanlarda embriyonun yeri ve yumurtanın hava boşluğu kurşun kalem ile çizilir. Embriyonun TERS tarafındaki hava boşluğu alanı çizgisinin 1-2 mm. üzerinde, kan damarlarının az olduğu bölge inokulasyon noktası olarak işaretlenir. • Yumurtalar hava keseleri üste gelecek şekilde viyollere yerleştirilir ve üzerlerine inokule edilecek materyalin kod numarası yazılır. Her numune için 3 yumurta kullanılmalıdır. • Steril kabin (Lamin-air) içerisinde, inokulasyon noktasınıda içine alacak şekilde yumurtaların üst kısımları %70 Ethanol yada seyreltilmiş tentürdiyot ile pamuk yardımıyla silinerek dezenfekte edilir. • İnokulasyonun yapılacağı bölgede daha önce işaretlenmiş noktadan steril delici ile delik açılır. • Steril enjektör içerisine alınan inokulum sıvısı, 90° ‘lik eğim ile, 0.2 ml miktarında korioallantoik keseye enjekte edilir. • Delik bir damla yapıştırıcı yada eritilmiş parafin ile kapatılır, • Yumurtalar 37°C etüve konulup inkübasyona bırakılır. Daha sonra 24 saat aralıklarla canlılık muayenesi yapılır. • Kullanılan tek kullanımlık malzemelerin (enjektör, pamuk, vs) tümü kırmızı renkli biyolojik atık torbalarına konur, ağzı kapatılan torbalar atık imha fırınında yakılır. • Enjeksiyon sonrası steril kabin uygun bir dezenfektan ile temizlenir ve UV lambaları yakılarak steril edilir. HEMAGLUTİNASYON (HA) TESTİ Materyal • Şüphe edilen hastalığa ait antijen veya infektif allantoik sıvı • Yıkanmış tavuk eritrositi %1 (v/v) • Phosphate Buffer Saline (PBS) pH 7.2-7.4 Kullanılan Ekipman • 96 gözlü V tabanlı mikropleyt • 25-50 μl Otomatik Mikropipetler ve uçları • Değişik ölçülerde vidalı kapaklı şişeler Kullanılan Kimyasallar Phosphate Buffer Saline (PBS) Hazırlanması: HA testinin uygulanması esnasında tampon solüsyon olarak ve aynı zamanda test için gerekli olan eritrosit süspansiyonunun hazırlanması için kullanılmaktadır. İzotonik PBS (0.1 M, pH 7.0-7.2) NaCl 8,0 g KCl 0,2 g KH2 PO4 0.2 g Na2 HPO4 x 2H2O 1,44 g Na2 HPO4 x 7H2O 2,17 g Steril distile su ile 1000 ml'ye tamamlanır. Otoklavda 121 oC'de 15 dakika steril edilir ve pH 7.2 ayarlandıktan sonra +4 oC'de 3 ay süre ile saklanabilir. Yıkanmış Tavuk Eritrositinin (%1) Hazırlanması: • 10 ml’lik enjektöre 9 ml kan için 1 ml sodyum sodyum sitrat veya alsever solüsyonu çekilir, • Kan alma hayvanı olarak 12- 20 haftalık piliçler kullanılır. Pilicin kalbinden veya kanat altı venasından kan alındıktan sonra enjektör yavaşça döndürülerek kanın sodyum sitrat / alsever ile iyice karışması sağlanır. • Kan, enjektörden konik dipli santrüfüj tüpüne yavaşca aktarılır, • Bu kan 1000-1500 rpm’ de 5-10 dakika santrifüj edilir ve ayrılan süpernatant dikkatlice pipetle çekilir. • Tüp, eritrosit hacminin iki katı olacak şekilde PBS ile doldurulur. Daha sonra yavaşça alt üst edilerek kanın PBS ile iyice karışması sağlanır, 5 dakika santrifüj edilir ve üstteki berrak sıvı atılır. Bu yıkama işlemi en az 3 kez tekrarlanır. • Son yıkamadan sonra üstte kalan berrak sıvı dikatlice alındıktan sonra dipte kalan eritrosit çökeltisinden 1 ml alınarak 99 ml PBS içerisine katılır. Böylece % 1’ lik eritrosit çözeltisi hazırlanmış olur. • Hazırlanan eritrosit süspansiyonunun çalışıp çalışmadığı test edilir ve kullanılmak üzere +4 oC' de saklanır. Uygulama • 96 gözlü V tabanlı mikropleytin çalışılacak gözlerine 25 µl PBS konulur, • İlk göze 25 µl antijen veya infektif allantoik sıvı ilave edilir ve iki katlı dilüsyonu yapılarak son göze kadar gidilir. • Dilüsyon yapılan tüm gözlere tekrar 25 µl l PBS ilave edilir, • Aynı gözlere 25 µl % 1' lik yıkanmış tavuk eritrositi konulur, • En altta bulunan dizideki gözlere kan kontrolü için 25 µl PBS ve üzerine 25 µl % 1' lik yıkanmış tavuk eritrositi konulur, • Pleytin kenarlarına hafifçe vurularak iyice karışması sağlanır ve eritrositlerin çökmesi için yaklaşık 20 °C’ de 40 dakika yada kontrol gözündeki eritrositler belirgin bir düğme formasyonu oluşturana kadar (ısının yüksek olduğu yerlerde + 4 °C' de 60 dakika) beklenir. • Pleyt hafifçe eğimli tutularak gözyaşı tarzındaki akıntının oluşup oluşmadığı gözlemlenerek HA varlığı saptanır. • Sonuçların kalitatif değerlendirilmesi; Hemaglütinasyon (gözyaşı akıntısı) vermeyen dantela tarzında kalan gözler = Pozitif Hemaglütinasyon (gözyaşı akıntısı) veren gözler = Negatif olarak ifade edilir. • Sonuçların kantitatif değerlendirilmesi; Tam Hemaglütinasyon veren (gözyaşı akıntısı tarzında akmanın olmadığı) göz %100 HA veren nokta, antijenin titresi olarak kabul edilir ve bu sonuçlar log2 tabanına göre hesaplanır. • Bu göz 1 hemaglütinasyon ünitesini (1 HAU) temsil eder. Genel olarak HI testi için OIE tarafından önerilen standart antijen titresi 4 HAU olduğundan hesaplama buna göre yapılır. Örnek: Yapılan testte gözyaşı akıntısı tarzında akmanın olmadığı göz aşağıdaki gibi değerlendirilir; 1 HAU = 1 / 256 4 HAU = 1 / 64 8 HAU = 1 / 32 1/256 titresindeki bu antijenden 4 HAU hazırlanmak gerektiğinde; 63 PBS + 1 Antijen katılır. • 4 HAU’ ne ayarlanan bu antijen pleytte 2 paralel sıra olacak şekilde test edilerek 4 HAU olduğu doğrulandıktan sonra HI testinde kullanılır. HEMAGLUTİNASYON INHİBİSYON (HI) TESTİ Materyal • Pozitif ve negatif kontrol serumları • Şüpheli serumlar • 4 HAU standardize edilmiş antijen • Yıkanmış tavuk eritrositi %1 (v/v) • Phosphate Buffer Saline (PBS) pH 7.2-7.4 Kullanılan Ekipman • 96 gözlü V tabanlı mikropleyt • 25-50 μl Otomatik Mikropipetler ve uçları • Değişik ölçülerde vidalı kapaklı şişeler Kullanılan Kimyasallar Phosphate Buffer Saline (PBS) Hazırlanması: HA testinin uygulanması esnasında tampon solüsyon olarak ve aynı zamanda test için gerekli olan eritrosit süspansiyonunun hazırlanması için kullanılmaktadır. İzotonik PBS ( 0.1 M, pH 7.0-7.2) NaCl 8,0 g KCl 0,2 g. KH2 PO4 0.2 g Na2 HPO4 x 2H2O 1,44 g. Na2 HPO4 x 7H2O 2,17 g. Steril distile su ile 1000 ml'ye tamamlanır. Otoklavda 121 0C'de 15 dakika steril edilir ve pH 7.2 ayarlandıktan sonra +4 0C'de 3 ay süre ile saklanabilir. Yıkanmış Tavuk Eritrositinin (%1) Hazırlanması: • 10 ml’ lik enjektöre 9 ml kan için 1 ml sodyum sodyum sitrat veya alsever çekilir, • Kan alma hayvanı olarak 12- 20 haftalık piliçler kullanılır. Pilicin kalbinden veya kanat altı venasından kan alındıktan sonra enjektör yavaşça döndürülerek kanın sodyum sitrat / alsever ile iyice karışması sağlanır. • Kan enjektörden konik dipli santrifüj tüpüne yavaşça aktarılır, • Bu kan 1000-1500 rpm’ de 5-10 dakika santrifüj edilir ve ayrılan süpernatant dikkatlice pipetle çekilir. • Tüp, eritrosit hacminin iki katı olacak şekilde PBS ile doldurulur. Daha sonra yavaşça alt üst edilerek kanın PBS ile iyice karışması sağlanır, 5 dakika santrifüj edilir ve üstteki berrak sıvı atılır. Bu yıkama işlemi 3 kez tekrarlanır. • Son yıkamadan sonra üstte kalan berrak sıvı dikkatlice alındıktan sonra dipte kalan eritrosit çökeltisinden 1 ml alınarak 99 ml PBS içerisine katılır. Böylece % 1’ lik eritrosit çözeltisi hazırlanmış olur. • Hazırlanan eritrosit süspansiyonunun çalışıp çalışmadığı test edilir ve kullanılmak üzere +4 0C' de saklanır. Şüpheli Serumların Hazırlanması: • 2 ml’ lik tüpler içerisinde laboratuvara getirilen kanlar oda ısısında bekletilir. • Bu bekleme sürecinde kanın pıhtılaşarak serumunun ayrılması sağlanır. (Bu süreci kısaltıp kanın hemoliz olmasını engellemek ve kan pıhtılaştığında serumun rahatça ayrılabilmesini sağlamak için kan pıhtısı ile tüp çeperi arasındaki bağlantı kesilecek şekilde çizilerek oda ısısında bekletilir.) • Daha sonra serum kan pıhtısından ayrılarak temiz bir tüpe alınır. • Non-spesifik reaksiyonları önlemek amacıyla analiz edilecek tüm şüpheli serumlar 56 0C' de 30 dak. inaktive edilir. • İnaktive edilmiş olan serumlar hemen test edilmeyecekse + 4 0C’de saklanır. Uygulama • 96 gözlü V tabanlı mikropleytin 1. ve 12. gözleri boş bırakılarak kalan tüm gözlerine 25 µl PBS konulur, • Pleytin 1. gözüne 50µl şüpheli serum konulur, • Ilk gözden 25 µl alınarak 2. göze tranfer edilir ve 12. göze kadar serumun PBS içerisinde iki katlı dilüsyonları yapılır. • Her bir göze 4 HAU virustan 25 µl konulur ve pleyt kenarlarına hafifçe vurularak içeriğin karışması sağlanır. Pleyt 20°C’ de 30 dakika veya + 4°C’ de 60 dakika bekletilir. • En alta bulunan dizideki gözlere standart pozitif ve negatif serum konularak kontrol oluşturulur. (En az üçer göz pozitif ve negatif kontrol çalışılarak şartların ve materyallerin güvenli olarak çalışıp çalışmadığı test edilir) • İnkübasyon süresi sonunda her bir göze %1 lik tavuk eritrositinden 25 µl eklenir ve hafifçe karıştırıldıktan sonra eritrositlerin çökmesi için 20 °C’ de 40 dak (+4 °C’ de 60 dak) veya kontrol gözünde bariz bir düğme formasyonu görülünceye kadar beklenir. • 4 HAU antijenin tam olarak inhibisyon gösterdiği en son gözdeki serum dilüsyonu tam HI titresini vermektedir. Pleyti eğimli tutarak tam hemaglutinasyonun başladığı göz saptanır. Sonuçlar log 2 tabanına göre değerlendirilir. • Sonuçların geçerliliği pleytin en altına konulmuş olan standart pozitif ve negatif kontrol serum sonuçlarına göre değerlendirilir. • Sonuçların kalitatif değerlendirilmesi; İnhibisyon (düğme formasyonu) veren gözler = Pozitif İnhibisyon (düğme formasyonu) vermeyen dantela tarzında kalan gözler = Negatif olarak ifade edilir. • Sonuçların kantitatif değerlendirilmesi; Tam inhibisyon veren en yüksek serum dilusyonu titre olarak kabul edilir ve bu sonuçlar log 2 tabanına göre hesaplanır. • Yapılan çalışmanın durumuna göre aşılı hayvanda antikor aranıyorsa bağışıklığın yeterli olup olmadığına karar verilir. • Aşısız kanatlılarda hastalık etkenine karşı oluşmuş olan antikor varlığı tespit edilir • Sahadan izole edilmiş hemaglutinasyon aktivitesi pozitif olan virus izolatlarının identifikasyonuda yapılır. AVIAN INFLUENZA VİRAL ANTİJEN TESPİTİNE DAYALI HIZLI TEST Flu Detect™ Influenza Type A Antigen Test Kit ∗ ∗ ∗ ∗ ∗ ∗ Bir svap yardımıyla trakeal yada oro-farengeal örnekler dilin arkasından trakenin içinden alınır ( Sadece ağızdan alınmamalıdır) Kloakal örnekler alınırken, görünür kanlı bölge yada fecesin bulunmadığı bölgeden alınmalıdır. Her örnek 8 damla (yaklaşık 250µl) ekstraksiyon bafırda extrakte edilir. Test stribini kutusundan tutma yerinden tutarak çıkartılır, Test Stribini, direk olarak örnek dolu tüpün içerisine daldırılır. Pembe kısmı aşağı gelecek şekilde ekstrakte edilen örneğin olduğu tüpe daldırılır. 15 dakika boyunca oda sıcaklığında bekletilir. Okumak için test stribi çıkartılır Sonucun Okunması • 15 dakika sonra pembe/mor bantların olduğu merkez kısmına bakılır. • Kontrol bandı test stribinin üzerinde test bandı ise daha aşağıdadır. • Test stribi tehlikeli atıklar kabına atılmalıdır. Değerlendirme • Negatif Influenza A virus: Üstte Kontrol çizgisinde tek bir pembe/mor bantın oluşması negatif sonuç olarak değerlendirilir. • Pozitif Influenza A virus: Üstte Kontrol çizgisinde ve alttaki test çizgisinin ikisinde de pembe/mor bantın oluşması Pozitif sonuç olarak değerlendirilir. Ek II. Yakalanacak tür seçiminin gerekçesi Dr. C. Can Bilgin (KAD) Avrupa’da tavuk vebası virüsünü taşıma açısından yüksek risk grubunda yer alan türleri belirlemek için bazı çalışmalar yapılmıştı. Örneğin, AB için hazırlanan taslak listede bu risk grubundan 15 kuş türü tanımlandı (Memo/05/304, 7 Eylül 2005). Wetlands International ve EURING’in daha ayrıntılı bir yönteme dayanarak birçok araştırmacının katkısıyla Avrupa Komisyonu için hazırladığı (Delany et al. 2006) listede, büyük çoğunluğu ilk listedekilerle çakışan 17 kuş türü tanımlandı. Ancak her iki listenin de coğrafi kapsamının Batı ve Kuzey-Orta Avrupa olması bu listelerin başka coğrafi bölgelerde kullanımını büyük ölçüde sınırlamaktadır. Örneğin Türkiye’de düzenli olarak kaydedilen birçok sukuşu türünün dağılımı Türkiye ve daha doğudaki bazı ülkelerle sınırlıdır, ya da bu türlere Batı ve Orta Avrupa’da kayda değer sayılarda rastlanmamaktadır. Bu türler arasında Sakarca Kazı (Anser albifrons), Angıt (Tadorna ferruginea), Macar Ördeği (Netta rufina), Pasbaş Patka (Aythya nyroca), Dikkuyruk (Oxyura leucocephala), Büyük Cılıbıt (Charadrinus leschenaultii) ve Mahmuzlu Kızkuşu (Vanellus spinosus) sayılabilir. Öte yandan, halkalama çalışmaları ve diğer bilimsel verilere göre Kuğu (Cygnus olor), Elmabaş Patka (Aythya ferina), Çamurcun (Anas crecca), Kaşıkgaga (Anas clypeata), Gümüş Yağmurcun (Pluvialis squatarola) ve Döğüşkenkuş (Philomachus pugnax) gibi yaygın bazı türlerin Türkiye’de kışlayan populasyonları AB ülkelerinde kışlayan populasyonlarından farklı üreme alanlarından geliyor olabilir (örnekler için yukarıdaki haritalara bakınız). Bu yüzden Türkiye için kaynak olarak gösterilen raporların ve listelerin geçerliliği ve uygulanabilirliği biraz şüphelidir. Yine de Delany ve ark. (2006) habitat kullanımı, sürü oluşturma ve diğer türlerle karışma derecesi, kümes hayvanlarıyla etkileşim riski gibi parametreleri kullanarak ve aynı zamanda ilgili sukuşlarının hareketlerini göz önünde bulundurarak benimsediği yaklaşım yeterince nesneldir ve diğer coğrafi bağlamlarda kullanılabilir. Kuş Araştırmaları Derneği, benzer bir yöntemi kullanarak Türkiye’de tavuk vebası virüsü taşıma açısından yüksek risk grubunda yer alan türleri belirleyebilir ancak böyle bir çalışma şimdi (yani Ekim ortasında) başlatılsa bile mevcut iş yükü yüzünden bu çalışmanın sonuçları Aralık ortasından önce hazır olamaz. Bu nedenle, hedef türler ad hoc bir yaklaşımla seçilmiştir ve yakalama yöntemi, mevsim ve mevcut fonlar da bu kararlarda belirleyici olmuştur. AI virüsünü sıklıkla taşıdıkları bilindiği için sadece Anseriformes (kuğu, kaz, ördek) ve Charadriiformes (kıyıkuşu, martı ve sumru) türleri dikkate alınmıştır. Ayrıca, virüsün ördekler ve kıyıkuşları arasında mevsimsel olarak transfer olduğu konusunda da kaygılar olduğu için (S. Newman, kişisel görüşme) kıyıkuşu popülasyonları bilinen virüs yaygınlığı düzeyinin işaret ettiğinden çok daha önemli olabilir. Mevcut koşullarda uygulayabileceğimiz temel yakalama yöntemi sis ağlarıdır. Bu yöntem, örneğin Baltık kıyısı (Polonya) ve Sivaş (Kırım, Ukrayna) dahil olmak üzere birçok bölgede kıyıkuşu yakalamak için başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Yılın bu zamanı, yüksek sayılarda kıyıkuşunu geçit yaparken ya da kışlarken Türkiye kıyılarındaki sulakalanlarda görmeye elverişlidir. Sayımlara ve gözlemlere dayanarak en yaygın kıyıkuşlarının başta Karakarınlı Kumkuşu (Calidris alpina) ve Küçük Kumkuşu (Calidris minuta) olmak üzere Calidris türleri olması beklenmektedir. Sibirya’da üreyen bu türler güney Rusya ve Kazakistan üzerinden göç ederek ülkemize gelmektedir. Angıt (Tadorna ferruginea) ise seçilen diğer hedef türdür. Angıt kısa mesafe göçmenidir ve üreme mevsimi dışında sürüler halinde yaşayan, karasal bir türdür, ki bu özelliği nedeniyle kümes hayvanlarıyla temas etme olasılığı oldukça yüksektir. Bu tür aynı zamanda Qinghai, Çin’deki son salgınlarda HPAI virüsü taşıdığı tespit edilen türler arasındadır (Anonim 2005, 2006). Türkiye’de fırlatma ağları üretilebilirse bu yöntemle yüksek sayılarda Angıt yakalanıp, örneklenebilecektir. Bu tür için belirlenen çalışma alanı 2005 yılında HPAI virüsü taşıyan bir yaban ördeğinin tespit edildiği yere çok yakındır. Yeşilbaş (Anas platyrhynchos), Elmabaş Patka ve Çamurcun gibi diğer bazı ördek türleri yüzüp girecekleri kapanlar ile yakalanabilirdi. Ancak örnekleme çalışmaları için sadece iki haftalık bir süre olduğu gözönünde bulundurulursa 125 birey olarak belirlenmiş olan minimum örnek sayısını herhangi bir alanda bu türler için elde edebilmemiz çok düşük bir olasılıktır. Bu nedenle sözkonusu türler pilot çalışma kapsamına dahil edilmemiştir. KAYNAKLAR Anonim (2005) OIE Hastalık Bilgilendirme Bülteni, Sayı 18-21, 27 Mayıs 2005. Anonim (2006) EMPRES Watch, Ağustos 2006 Bülteni. Delany, S, Veen, J & Clark, J (2006) Urgent preliminary assessment of ornithological data relevant to the spread of Avian Influenza in Europe, Araştırma Sözleşme N° 07010401/2005/425926/MAR/B4, Avrupa Komisyonu için rapor, 346 s. Wenink, PW & Baker AJ (1996) Mitochondrial DNA lineages in composite flocks of migratory and wintering dunlins (Calidris alpina), The Auk 113(4):744-756. Wennerberg, L (2001) Breeding origin and migration pattern of dunlin (Calidris alpina) revealed by mitochondrial DNA analysis. Molecular Ecology 10: 1111–1120 Ek III. Arazi ekibi Ad/Soyad Özge Keşaplı Can (proje koordinatörü) Can Bilgin (danışman) Adres E-posta Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) ozge@kad.org.tr PK.311 06443 Yenişehir Ankara Biyoçeşitlilik ve Koruma Laboratuvarı cbilgin@metu.edu.tr Biyoloji Bölümü ODTÜ Ankara 06531 Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) PK.311 06443 Yenişehir Ankara Chris Hewson (yabancı uzman) Yumurtalık Lagünleri ekibi Özgür Keşaplı Didrickson (halkacı) Jno Didrickson (halkacı) British Trust for Ornithology (BTO) chris.hewson@bto.org Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) PK.311 06443 Yenişehir Ankara Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) PK.311 06443 Yenişehir Ankara ozgur@kad.org.tr Murat Kemeroğlu Çağrı Göcek Kızılırmak Deltası ekibi Arzu Gürsoy (halkacı) Kiraz Erciyas (halkacı) Pınar Özçam Gökçen Demirbaş Nizamettin Yavuz Özden Sağlam Nallıhan ekibi Özgür Keşaplı Didrickson Jno Didrickson Nizamettin Yavuz Lütfiye Özdirek İlhan Çelikoba jno@kad.org.tr muratkemeroglu@gmail.com Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) PK.311 06443 Yenişehir Ankara cagri@kad.org.tr Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kuş Gözlem Klübü Samsun Samsun İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü Samsun agursoy@omu.edu.tr Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) PK.311 06443 Yenişehir Ankara Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) PK.311 06443 Yenişehir Ankara Ondokuz Mayıs University Kuş Gözlem Klübü Samsun ODTÜ Biyoloji Bölümü Ankara Hasbahçe Sitesi, B-3/A Blok, Daire: 13, Büyükçekmece İstanbul ozgur@kad.org.tr erciyaskiraz@yahoo.com pozcam@omu.edu.tr gokcendemirbas@yahoo.com nizamettin.yavuz@gmail.com ozden_samsun@hotmail.com jno@kad.org.tr nizamettin.yavuz@gmail.com lutfiyeozdirek@yahoo.com ilhance@gmail.com Ek IV. Çalışma fotoğrafları Samsun’da düzenlenen eğitim çalıştayı Yumurtalık Lagünleri Kızılırmak Deltası Nallıhan Kuşcenneti Laboratuvar çalışmaları Ek V. Çalışma döneminde kuş sayımları Yumurtalık lagünleri Yumurtalık lagünlerinde çalışan ekipte sürekli araç olmadığı için alanda kapsamlı gözlemler yapılamamıştır. Sonuç olarak sayımlar sadece kamp noktasından yapılabilmiştir. Dr. Hewson’ın önerisi üzerine çalışma süresince gözlenen türlerin maksimum sayıları alınarak bir liste hazırlanmıştır. EURING kodu 00090 00120 00720 00880 01190 01210 01220 01470 04330 04560 04770 04850 04860 04930 Tür adı Bahri Kara Boyunlu Batağan Karabatak Ak Pelikan Küçük Ak Balıkçıl Büyük Ak Balıkçıl Gri Balıkçıl Flamingo Turna Kılıçgaga Akça Cılıbıt Altın Yağmurcun Gümüş Yağmurcun Kızkuşu Bilimsel adı Podiceps cristatus Podiceps nigricollis Phalacrocorax carbo Pelecanus onocrotalus Egretta garzetta Egretta alba Ardea cinerea Phoenicopterus ruber Grus grus Recurvirostra avocetta Charadrius alexandrinus Pluvialis apricaria Pluvialis squatarola Vanellus vanellus 9 1300+ 55 300 120 35 8 100+ 05010 05120 05190 05320 05410 05450 05460 05470 05480 05750 05850 05925 06060 Küçük Kumkuşu Karakarınlı Kumkuşu Suçulluğu Çamurçulluğu Kervançulluğu Kara Kızılbacak Kızılbacak Bataklık Düdükçünü Yeşilbacak Akdeniz Martısı İnce gagalı Martı Gümüş Martı Hazar Sumrusu Calidris minuta Calidris alpina Gallinago gallinago Limosa limosa Numenius arquata Tringa erythropus Tringa totanus Trigna stagnatilis Tringa nebularia Larus melanocaphalus Larus genei Larus cachinnans Sterna caspia 400+ 2000 2 30 6 80+ 20 1 12 10 200 50 8 # 2 12 40 9 52 Nallıhan Kuşcenneti EURING kodu 00720 01220 01710 01790 01840 01860 01940 05750 Tür adı Karabatak Gri Balıkçıl Angıt Fiyu Çamurcun Yeşilbaş Kaşıkgaga Akdeniz Martısı Bilimsel adı Phalacrocorax carbo Ardea cinerea Tadorna ferruginea Anas penelope Anas crecca Anas platyrhynchos Anas clypeata Larus melanocephalus # 13 2 97 23 7 395 63 20 Ayrıca, balıkçı barınağının olduğu noktadan da 42 Küçük Kuğu (Cygnus columbianus) ve 108 Angıt (Tadorna ferruginea) sayılmıştır. Kızılırmak Deltası /Sarıkamış mevkii EURING Tür adı kodu Bilimsel adı 00070 Küçük Batağan Tachybaptus ruficollis 00120 Kara Boyunlu Batağan Podiceps nigricollis 00720 Karabatak Phalacrocorax carbo 00820 Küçük Karabatak Phalacrocorax pygmeus 00950 Balaban Botaurus stellaris 01190 Küçük Ak Balıkçıl Egretta garzetta 01210 Büyük Ak Balıkçıl Egretta alba 01220 Gri Balıkçıl Ardea cinerea 01470 Flamingo Phoenicopterus ruber 01520 Kuğu Cygnus olor 01530 Küçük Kuğu Cygnus columbianus 01610 Boz Kaz Anser anser 01790 Fiyu Anas penelope 01840 Çamurcun Anas crecca 01860 Yeşilbaş Anas platyrhynchos 01890 Kılkuyruk Anas acuta 01940 Kaşıkgaga Anas clypeata 01960 Macar Ördeği Netta rufina 01980 Elmabaş Patka Aythya ferina 02020 Pasbaş Patka Aythya nyroca 02210 Tarakdiş Mergus serrator 02600 Saz Delicesi Circus aeruginosus 02610 Gökçe Delice Circus cyaneus 02670 Çakırkuşu Accipiter gentilis 02690 Atmaca Accipiter nisus 02870 Şahin Buteo buteo 02880 Kızıl Şahin Buteo rufinus 02930 Büyük Orman Kartalı Aquila clanga 03160 Ulu Doğan Falco cherrug 03200 Gökdoğan Falco peregrinus 18.11 19.11 21.11 22.11 23.11 24.12 4 4 2 10 2 8 3 4 8 24 1 12 4 2 15 17 10 4 2 24 8 2 3 3 7 2 2 8 380 80 40 250 450 200 60 200 2 500 500 200 400 220 150 200 20 5500 750 150 3 6 4 1 1 1 2 7 1 1 2 2 1 1 1 1 EURING Tür adı kodu 04070 Sukılavuzu 04240 Saztavuğu 04270 Sazhorozu 04290 Sakarmeke 04560 Kılıçgaga 04850 Altın Yağmurcun 04930 Kızkuşu 04970 Ak Kumkuşu 05010 Küçük Kumkuşu 05120 Karakarınlı Kumkuşu 05180 Küçük Suçulluğu 05190 Suçulluğu 05320 Çamurçulluğu 05410 Kervançulluğu 05450 Kara Kızılbacak 05460 Kızılbacak 05480 Yeşilbacak 05530 Yeşil Düdükçün 05820 Karabaş Martı 05921 Van Gölü Martısı 05925 Gümüş Martı 07350 Peçeli Baykuş 08310 Yalıçapkını 09720 Tepeli Toygar 10190 Dağ Kuyruksallayanı 10200 Ak Kuyruksallayan 10990 Kızılgerdan 11210 Kara Kızılkuyruk 11390 Taşkuşu 11870 Karatavuk 15630 Ekin Kargası Kara Leş Kargası 15820 Sığırcık 15910 Serçe 16360 İspinoz 18500 Alaca Kirazkuşu 18770 Bataklık Kirazkuşu 18820 Tarla Kirazkuşu Bilimsel adı 18.11 1 Rallus aquaticus 2 Gallinula chloropus 2 Porphyrio porphyrio 200 Fulica atra Recurvirostra avosetta 800 Pluvialis apricaria 220 Vanellus vanellus 1 Calidris alba Calidris minuta 400 Calidris alpina Lymnocryptes minimus 4 Gallinago gallinago 20 Limosa limosa Numenius arquata Tringa erythropus 30 Tringa totanus 1 Tringa nebularia 2 Tringa ochropus 20 Larus ridibundus 6 Larus armenicus 15 Larus cachinnans Tyto alba 2 Alcedo atthis 4 Galerida cristata 3 Motacilla cinerea 5 Motacilla alba 10 Erithacus rubecula 2 Phoenicurus ochruros Saxicola torquata Turdus merula 150 Corvus frugilegus Corvus corone pallescens 8 500 Sturnus vulgaris 50 Passer domesticus 70 Fringilla coelebs Plectrophenax nivalis 8 Emberiza schoeniclus Miliaria calandra 19.11 21.11 22.11 1 3 2 700 400 600 2 2 600 1200 80 40 150 1 2 60 20 23.11 24.12 1200 40 1000 40 850 65 60 60 60 20 7 25 10 5 15 5 1 15 132 504 4 600 3 6 4 7 15 55 2 2 10 1 1 1 2 1 1 20 10 2 12 350 10 7 350 25 10 3 5 15 6 Kızılırmak Deltası/ Düden mevkii EURING kodu 00070 00120 00820 01080 01190 01210 01220 01790 01840 01860 02600 02610 02690 02870 02930 03200 04240 04270 04290 04700 04850 04930 05120 05320 05410 05450 05460 05480 05900 05925 06050 07350 08310 09760 10140 10190 15630 15670 15820 15910 15920 16360 16530 18770 Tür adı Küçük Batağan Kara Boyunlu Batağan Küçük Karabatak Alaca Balıkçıl Küçük Ak Balıkçıl Büyük Ak Balıkçıl Gri Balıkçıl Fiyu Çamurcun Yeşilbaş Saz Delicesi Gökçe Delice Atmaca Şahin Büyük Orman Kartalı Gökdoğan Saztavuğu Saz Horozu Sakarmeke Halkalı Cılıbıt Altın Yağmurcun Kızkuşu Karakarınlı Kumkuşu Çamurçulluğu Kervançulluğu Kara Kızılbacak Kızılbacak Yeşilbacak Küçük Gümüş Martı Gümüş Martı Gülen Sumru Peçeli Baykuş Yalıçapkını Tarlakuşu Dağ İncirkuşu Dağ Kuyruksallayanı Ekin Kargası Leş Kargası Kara Leş Kargası Sığırcık Serçe Söğüt Serçesi İspinoz Saka Bataklık Kirazkuşu Bilimsel adı Tachybaptus ruficollis Podiceps nigricollis Phalacrocorax pygmeus Ardeola ralloides Egretta garzetta Egretta alba Ardea cinerea Anas penelope Anas crecca Anas platyrhynchos Circus aeruginosus Circus cyaneus Accipiter nisus Buteo buteo Aquila clanga Falco peregrinus Gallinula chloropus Porphyrio porphyrio Fulica atra Charadrius hiaticula Pluvialis apricaria Vanellus vanellus Calidris alpina Limosa limosa Numenius arquata Tringa erythropus Tringa totanus Tringa nebularia Larus canus Larus cachinnans Gelochelidon nilotica Tyto alba Alcedo atthis Alauda arvensis Anthus spinoletta Motacilla cinerea Corvus frugilegus Corvus corone Corvus corone pallescens Sturnus vulgaris Passer domesticus Passer hispaniolensis Fringilla coelebs Carduelis carduelis Emberiza schoeniclus 19.11 2 22.11 3 24.12 40 30 1 6 15 5 4 7 1 10 350 400 6 1 1 2 6 2 4 2 1 300 3 250 1 4 384 100 8 1200 40 150 70 40 8 300 86 250 60 40 28 35 1 20 7 1 1 20 2 2 1000 5 10 150 50 20 22 8 40 8 1 Ek VI. 2006 KOSKS Sayımları (Doğa Derneği) Kızılırmak Deltası Sarıyar Barajı Alan adı Sayım tarihi EURING Kodu Tür adı Kara Gerdanlı Dalgıç 00030 Küçük Batağan 00070 Bahri 00090 (Samsun) 02.02.2006 Kızıl Boyunlu Batağan # Bilimsel adı Gavia arctica 18 Tachybaptus ruficollis 34 Podiceps cristatus 935 Podiceps grisegena 1 Kara Boyunlu Batağan Yelkovan Podiceps nigricollis Puffinus yelkouan Karabatak Küçük Karabatak Tepeli Pelikan Balaban Phalacrocorax carbo Phalacrocorax pygmeus Pelecanus crispus Botaurus stellaris Sığır Balıkçılı Küçük Ak Balıkçıl Bubulcus ibis Egretta garzetta 01310 Büyük Ak Balıkçıl Gri Balıkçıl Kara Leylek Egretta alba Ardea cinerea Ciconia nigra 01440 Kaşıkçı Platalea leucorodia 01520 Kuğu Cygnus olor 01530 Küçük Kuğu Cygnus columbianus 01540 01590 Ötücü Kuğu Cygnus cygnus 01610 Sakarca Boz Kaz Anser albifrons Anser anser 01690 Sibirya Kazı Branta ruficollis 01710 Angıt Tadorna ferruginea 01730 01790 Suna Tadorna tadorna Fiyu Boz Ördek Anas penelope Anas strepera 01890 Çamurcun Yeşilbaş Kılkuyruk Anas crecca Anas platyrhynchos Anas acuta 01940 Kaşıkgaga Anas clypeata 01960 01980 Macar Ördeği Netta rufina 02020 Elmabaş Patka Pasbaş Patka Aythya ferina Aythya nyroca 02030 Tepeli Patka Aythya fuligula 00100 00120 00462 00720 00820 00890 00950 01110 01190 01210 01220 01820 01840 01860 (Ankara) 16.02.2006 # 5.471 9 350 802 2.719 167 12 2 2 7 34 29 43 132 1 14 247 32 38 400 291 343 160 2 1 21 1 7.641 316 1.480 130 33 158 2.804 1.297 1.860 7.794 978 241 382 54 9 3.974 4 7.338 1 843 20 Kızılırmak Deltası Sarıyar Barajı Alan adı (Samsun) (Ankara) Sayım tarihi EURING Tür adı kodu Karabaş Patka 02040 02.02.2006 16.02.2006 # # Bilimsel adı Aythya marila 2 02180 Altıngöz Bucephala clangula 25 02200 02210 Sütlabi Mergus albellus 02230 Tarakdiş Büyük Tarakdiş Mergus serrator Mergus merganser 5 2 04070 Sukılavuzu Rallus aquaticus 04240 04270 04290 04560 04850 04930 05010 05120 05190 Saztavuğu Gallinula chloropus Sazhorozu Sakarmeke Kılıçgaga Altın Yağmurcun Kızkuşu Küçük Kumkuşu Karakarınlı Kumkuşu Suçulluğu Çamurçulluğu Porphyrio porphyrio Fulica atra Recurvirostra avosetta Pluvialis apricaria Vanellus vanellus Calidris minuta Calidris alpina Gallinago gallinago Limosa limosa Kıyı Çamurçulluğu Sürmeli Kervançulluğu Kervançulluğu Kara Kızılbacak Kızılbacak Bataklık Düdükçünü Yeşilbacak Limosa lapponica Numenius phaeopus Numenius arquata Tringa erythropus Tringa totanus Tringa stagnatilis Tringa nebularia Yeşil Düdükçün Tringa ochropus Büyük Karabaş Martı Karabaş Martı Larus ichthyaetus Larus ridibundus 05320 05340 05380 05410 05450 05460 05470 05480 05530 05730 05820 Gümüş Martı 05925 Tanımsız sukuşu Toplam Larus cachinnans 65 1 2 18 505 41.459 3.760 18 300 2 30 61 67 62 7 2 151 7 31 1 1 5 5 1 488 491 21.047 80.517 2.719 33 8.693 49.224