ODTÜ Maden 50. Yıl Andacı Bölüm 2
Transkript
ODTÜ Maden 50. Yıl Andacı Bölüm 2
ODTÜ’DEKİ YILLARI HATIRLAMAK B enim Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki öğrenciliğim, 1968-1972 arasında. Bu yıl Maden Mühendisliği Bölümü’nün 50 kuruluş yılı olduğuna göre kıdemli mezunlardan sayılırım. ODTÜ’ye giriş, birinci sınıf, ardından bölümdeki üç yıl yarım kalan sonra güz aylarında ta- mamlanan dönemler. Hepsinin üzerinden neredeyse kırk yıl geçmiş dönüp geriye baksam her dersi, her sınavı dün gibi hatırlarım sandığım zamanlar uzaklarda kalmış. Tek tek anılar soluklaşmış. Ama yine de ODTÜ’lü olmaya, Maden Mühendisliği öğrencisi olmaya dair, duygularım, düşüncelerim canlı ve sıcak kalmış. Okulun ilk günlerinde kırmızı-beyaz servislere binerken duyduğum heyecan, kayıt-kabul salonundaki acemilik. Üniversite’nin kendine özgü havasını fark etmek ve hemen benimsemek. Her köşede esen devingen, devrimci ruhu hissetmek. Kampüsün güzelliğiyle keyiflenmek. Hepsi birlikte beni, bizleri ODTÜ’lü yapıyordu. ODTÜ’lü olmak kimliğimizle birlikte sanki kişiliğimize de yansıyordu. Umarım ki bu şimdi de böyledir. Maden Mühendisliği Bölümüne gelince. Bölümümüz o yıllarda kampüsün en uzak, en uç noktasındaydı. Petrol ve Jeoloji ile paylaştığımız bina o köşede tek başınaydı. Küçüktü, içi bence biraz sevimsizdi ama bizim bölümdü. Öğrenci sayısı az olduğu halde bazı saatlerde gürültü çoktu. Kantinde, giriş bölümünde çoğu zaman maskülen muhabbetler hakimdi. Her üç bölümdeki toplam 10-12 kız öğrenciyle başka türlü olması da mümkün değildi. Eğer tamamlamak gerekse, o dönemlerdeki öğrenci profili “şamatacı, patır-kütür, biraz çalışkan çok az centilmen ve sıkı dost”tu. Öğretim üyeleri katında farklı bir hava vardı. Her zaman olumlu, dostça, biraz mesafeli. Bölüm sekreterliği belki de tüm okulun en sıcak, en cıvıltılı yeriydi. Hocalar bizi tek tek tanırlardı. Onlar bölümün temel taşlarıydı benim gözümde. İzlerinin arada hep sürmesini isterim. Neval UYSAL AYDIN (MinE’ 72) 80 ÇETİN ATATUNÇ 5518 - B.Sc. 1973 ÖMER IŞIK DEMİRAY 8542 - B.Sc. 1973 TANER ERSOY 2265 - B.Sc. 1973 ÇETİN HOŞTEN 23551 - B.Sc. 1973; M. S. 1975 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 mezunları1974 DİNÇER KARA 23564 - B.Sc. 1973 TEVFİK SELÇUK KAYA 3827 - B.Sc. 1973 MEHMET KAYADELEN 3829 - B.Sc. 1973 M. KEMALÖNCÜL 3928 - B.Sc. 1973; M. S. 1978 SABEH SHAIB 4021 - B.Sc. 1973 ORHAN SEZEROĞLU 4017 - B.Sc. 1973 T. BARBAROS ŞATIRLAR 4048 - B.Sc. 1973; M. S. 1975 İSMAİL ŞENEL 5726 - B.Sc. 1973; M. S. 1978 NECİP TERZİBAŞIOĞLU 14043 - B.Sc. 1973; M. S. 1989 AHMET BİLGİN ÜNVER 4139 - B.Sc. 1973 ALİ ZEYBEK 4185 - B.Sc. 1973 TÜRKER ZORLUBAŞ 4722 - B.Sc. 1973; M. S. 1989 81 1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 SİHİRLİ BİR KELİME: HOCAM E skişehir Yolundaki A-1 Kapısı ya da bir zamanların söylemi ile Karakaya Kapısı’ndan girince, daha ciğerlerini doldurduğun ilk solukta ODTÜ başlar. İlk adımında hissedersin; insana üniversite öğrencisi olduğunu duyumsatan, insana değerli olduğunu fark ettiren, bir kısmı kendini derslere adamış, bir kısmı hayatı sonuna kadar yaşayan öğrencilere sahip, mezun olduktan sonra değeri daha iyi anlaşılan, öğrencilerine sağladığı etiketinin ayrıcalığını okurken olduğu gibi iş hayatında da yaşatan bir kampüs. Kampüs içindeyken kendini dışarıdaki dünyaya, hatta ülkenin olumsuzluklarına karşı korunmada hissedersin. Yıllar yılı beklediğin, çok uzakta olsan da hep özlediğin, kazandırdıkları için hep şükran duyduğun kampüs. Mavi otobüs kapıda durur, içeri bir güvenlik görevlisi girer ve o büyülü sözcüğü söyler “Hocam kimlikler”. Yıllar sonra o kelimeyi ilk defa duyarsın. “Hocam” kelimesi ODTÜ’lüler arasında bir şifre gibidir. ODTÜ’lülerin birbirlerini tanıması için kullandıkları sıcacık, büyülü, sihirli bir kelime. Kampüsten çıkarak tüm Ankara’ya yayılmış bir fenomen. Ankara sınırları içinde adını bildiğiniz, bilmediğiniz herkese hocam diyebilirsiniz. Başka bir şehirde, herhangi birine gayri ihtiyari “hocam” diye seslendiğinizde, seslendiğiniz kişinin yüzündeki o garip ifadeyi görürsünüz ve nerede olduğunuzu bir kez daha anlamış olursunuz. İlk başta rahatsız etmesine rağmen güvenlik görevlisinden dolmuş şoförüne, profesöründen banka memuruna, öğrencisinden garsonuna herkes birbirine “hocam” şeklinde hitap ettiği için toplumsal, sınıfsız, eşitlikçi bir söylemdir. Aslında alışkanlık yapan durumdur. Hocam kelimesi bir jokerdir her boşluğu doldurur ve siz tüm unvanları unutup sadece onu kullanırsınız. ODTÜ’lüler telsiz mandalı niyetine kullanırlar bu kelimeyi. “Hocam” kelimesi kullanılmadan başlayan cümlelerin karşı tarafça anlaşılamayacağına dair bir önyargı dahi vardır. Alışkanlıkların dışında, farklı, değişik, sihirli bir kelimedir “hocam”. Karşınızdaki insan kim olursa olsun hocam dediğinizde, bir anda duruşu değişir. Bir anda hoca olmuştur. Artık karşınızdaki kişi için sorduğunuz sorunun cevapsız kalması, istediğiniz yardımı alamama, beklentilerinizin olmama şansı kalmamıştır. “Hocam” kelimesi söylenildikten sonra minibüs şoförünün para üstünü vermemesi, kafeteryadaki kişinin tuzu uzatmaması, tellerin dışına kaçan topun size atılmaması söz konusu değildir. Her kapıyı açan bir kelimedir “hocam”. ODTÜ’ye ilk gelindiğinde herkesin ağzında olmasından dolayı özenti olduğu düşünülüp tepki gösterilir, ama arka planını öğrenince saygı duyulur bu hitap şekline. ODTÜ’de “Hocam” diye hitabedilmesi “her insanın birbirinden öğrenecği bir şeyler vardır” felsefesine dayanır ve herkesin birbirine aynı şekilde hitap etmesini sağlayan eşitlikçi bir kelimedir.. Bazı istisnalar dışında cinsiyet ve sosyal statü farkı göstermeksizin geniş bir yaş aralığı için kullanılabilmesinin getirdiği kullanım kolaylığı nedeniyle ağıza yapışma ihtimali yüksek bir hitap şeklidir “hocam”. 82 İlk başlarda benimsenmesi hayli zordur. Herkesin birbirine hemşerim, birader, koçum diye hitap ettiği bir kentten geliyor dahi olsanız, ilk zamanlarda kültür şoku gibi gelir, çok özenti gelir kulağa. ODTÜ’de birkaç gün geçer, bir türlü kullanamazsınız şu tuhaf kelimeyi, ta ki dolmuşa binene, kantinden bir şey alana, kafeteryada kuyruğa girene kadar. İlk “hocam” dediğinizde birden ODTÜ tarafından sallanmaya başlanırsınız. ODTÜ’deki bütün kapılar size açılır, her şey birden kolaylaşır, her yer güzel gözükür. Ardından “ben bu kelime olmadan yıllarca nasıl yaşamışım” diyerek kafa yorarsınız. Çünkü öyle önemli bir boşluğu doldurmuştur ki bu yegâne kelime! Türkçede bu kadar geniş ve değişken bir insan kitlesine daha hitap edebilecek, her türlü yaş, dil, din, ırk ve cinsiyete mal olabilecek başka bir kelime yaratılmış mıdır acaba… Bir ODTÜ geleneğidir, “Hocam”. Rivayete göre ODTÜ’deki kedilerin bile birbirlerine “hocam” diyerek hitap ettiği söylenir. Mezunlar Derneğinde bile üyelerin çocukları, görevli personele “hocam diyerek hitap eder. Yarım yamalak Türkçesi ile yabancı uyruklu bir öğrenciden duyulduğunda gülümsetir. Başka bir kente gittiğinde rahatça büfeye yanaşıp “hocam iki tost bir ayran” demeyi özlersin, askerde komutana hocam diyerek hitap edersin, evde bile annene “hocam yemek ne zaman hazır olacak?” dersin. “Hocam” büyüsünü kaybeder. ODTÜ’ye özgüdür. İlk duyulduğunda bu kadar itici, Kullanılmaya başlandığında bu kadar büyük bir boşluğu dolduran, Yıllar sonra bile duyulduğunda insana bu kadar sıcak gelen başka bir kelime yoktur. Bir ODTÜ geleneğidir “hocam”. ODTÜ’lülerin birbirini tanıması için kullandıkları bir parola. Bu ülkede Bu kadar sıcaklık, Bu kadar yakınlık, Bu kadar eşitlikçi, Bu kadar erdemli ve bu kadar dostluk ifade eden başka bir kelime yoktur. 83 1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975 BÖLÜMÜN 50.YILI O DTÜ yaşantım 1968 yılında Hazırlık okuluna girmekle başladı. Bu okulun bizlere katkısını incelerken Hazırlıktan başlamak daha doğru olacak, çünkü ilerde hemen tüm derslerin İngilizce olduğu göz önünde bulundurulduğunda yabancı dili doğru ve kapsamlı şekilde öğrenmenin gerekliliği ortaya çıkıyor ve daha sonra başka üniversitelere göre dil konusunda ne kadar ileri olduğumuzu yaşadıkça bu daha iyi anlaşılıyor. Hazırlık sınıfı ODTÜ’lü öğrencilerin okula hazırlanma ve bir ölçüde balayı dönemidir, hocalar ve üst sınıflar öğle yemeğine arada top oynama zamanı kalsın diye koşarak giden bu kalabalığa hep toleranslı ve sevecen davranmışlardır. Tüm mühendislik bölümlerinin karma olarak okuduğu 1. sınıftan sonra 1970 yılında okuduğumuz 2. sınıfta Maden Bölümü; Maden, Jeoloji ve Petrol bölümlerini bir arada barındırmaktaydı ve hemen tüm arkadaşlar çok az sayıdaki sınıflarda çok iyi kaynaşmıştık, hocaların hepimizi birer birer ismen ve çok yakından tanıdığını hatırlıyorum. Öğrenci Birliği odasını ve akademik personelin öğrenciye yakın davranışını hatırlıyorum, ayrıca alt ve üst sınıflar arası güzel diyalog ve alt sınıfların korunması, kollanması hatırladığım diğer güzel hatıralar. Bu işi meslek hayatında da devam ettirdik yanımızda işe başlayan genç mühendis arkadaşların ihtiyaçlarıyla ilgilenme, mesleği ve işi sevdirme ve gelişmelerine katkı koyma noktasında alınan bu terbiyenin çok yararı olmuştur. Bölümün gerektirdiği teknik seyahatler o dönemdeki işletme tecrübesine sahip hocalarımızın gayretiyle mükemmel şekilde yapılmış, gerek arazide gerekse mevcut maden tesislerinde birçok yer öğrencilere gezdirilmiştir. İnşaat, kimya, metalürji gibi diğer bölümlerden alınan derslerle yetişen maden mühendisleri olarak hocaların hep anlattığı gibi arazide ve yerleşimden çok uzak bölgelerde başımızın çaresine bakabildik. Okulda yoğun rekabet yaşayan öğrencilerin normal yaşantıda tam tersi bir davranış göstermesi genelde kendilerine duydukları özgüvenden kaynaklanıyor sanırım. Yabancı öğretim görevlileriyle ders yapmanın ve yabancı öğrencilerle birlikte okumanın daha sonra iş hayatında getirdiği özellikle yurt dışına çalışmaya gidenlerde büyük avantaj sağladığını hep gördük. Mühendislik eğitiminde birinci sınıftan başlayarak alınan tüm dersler ABD eğitim kuruluşlarında okutulanlarla çok yakındı sanırım. Birçok arkadaşın yurtdışı master ve doktora çalışmalarında sıkıntı çekmediğini hatırlıyorum. Bir de derslerin orijinal kitaplardan ve orijinal dilde okutulmasının avantajını gördük, yurt içinde çalışırken deyimlerde yaşadığımız problem çabuk aşıldı. Kampüs hayatı yurtlardaki yaşantı, spor ve sosyal klüp imkânları o yıllar için Türkiye’de gerçekten lükstü ve bu imkanlar içersinde memleket meselelerine merak salmak ve siyasi görüşlerin oluşması da hep bu seçkin öğrenci, hoca ve imkanların getirdiği sonuçtur. Okuyan, yorumlayan, aralarında tartışan büyük bir öğrenci kitlesi hemen her konuda kendini yönetmek, ülkenin kalkınmasına bağımsız gelişmesine katkı koymak için siyasetin içinde yer almak istiyordu. Sınıf arkadaşlarımın hemen hepsi mezun olduktan sonra madencilik konusunda çalışmaya başladık, Türkiye’nin dört bir yanına dağılıp tesisler kurduk, ocaklar açtık. Daha sonra geriye dönüp baktığımızda bu yapılanlarla ülkenin kalkınmasına çok ciddi katkılar koyduğumuzu görüyorum ve bize yapılan yatırımın meyvesini ülke yararına verdiğini düşünüyorum. Çalışma hayatında sınıf arkadaşları olarak gösterdiğimiz dayanışma ayrıca övgüye değer ve yeni mezunlara örnek olmalıdır. Bu arada kaybettiğimiz sınıf arkadaşlarımızdan Hasan Basri Temizalp ve Bener Şakalak arkadaşımı anıyor, kalanlara uzun ömürler diliyorum. Türker Zorlubaş (MinE’ 73) 84 FİKRET AKER 5374 - B.Sc. 1974 ADNAN S. BADRAN 2024 - B.Sc. 1974 TURHAN BARIN 8308 - B.Sc. 1974 HASAN AYDIN BİLGİN 904227 - B.Sc. 1974; M. Sc. 1977; Ph. D. 1989 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 mezunları1975 SAMIR EL-MUFDI 5905 - B.Sc. 1974 MEHMET EMİN ERGEN 8043 - B.Sc. 1974; M. Sc. 1980 ZİYA GÖKER 2281 - B.Sc. 1974 AZİZ KUNDUR 907139- B.Sc. 1974 ZEYNAB MURAT-KHAN 3890 - B.Sc. 1974 TARIK MUSTAFA 7401 - B.Sc. 1974 İBRAHİM SANER 3514- B.Sc. 1974 MURAT B. ŞAKALAK 4043 - B.Sc. 1974 MEHMET AYKUT VURAL 4147 - B.Sc. 1974 MÜNİR YILDIRIM 5430 - B.Sc. 1974 ZAKİ YOUSUF 8450 - B.Sc. 1974; M. Sc. 1977 UĞUR YÜCEKENT 4716- B.Sc. 1974; M. Sc. 1979 KAYA KOÇAL 8221 - B.Sc. 1974 MİR ALİ N.NORİ NEJAT 4586 - B.Sc. 1974 85 1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 86 KHALED AKACHA 6664 - B.Sc. 1975 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 ŞEVKET ALAGÖK 3513 - B.Sc.1975 1975 mezunları1975 H.BAYRAM BABACAN 8328 - B.Sc.1975 CELAL KARPUZ 7458- B.Sc. 1975 M.Sc. 1977; Ph. D. 1982 KEMAL TAN 4660- B.Sc. 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 GÜHER ERBİL 2256 - B.Sc. 1975 SALİH ÖZASLAN 4600 - B.Sc. 1975 HASAN BASRİ TEMİZALP 4082 - B.Sc. 1975 SYDED ABİD HUSSAIN 11737 - M. Sc. 1975; Ph. D. 1992 87 1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975 ODTÜ’LÜ AĞAÇLAR: ATKESTANELERİ Y ıllar sonra ODTÜ ile hasret gidermek istiyorsanız, A-1 Kapısında mavi otobüslerden inip, maden mühendisliğine kadar yürüyeceksiniz. Herkesin, her köşesinde, mutlaka bir anısı vardır. Ama önce ana caddeden, Hazırlığa kadar yürümelisin. Yürümeye başlar başlamaz, ilk önce havası dikkatini çeker. ODTÜ’nün havasını tekrar solumak istersin. Gri bir kentin ortasında, insan elleri ile dikilen bir orman. Koru ya da ormanlık alan falan değil, resmen bir orman. 45 milyon ağaç. Tek tek insan eli ile yıllarca planlanarak dikilmiş. Ağaçlandırma Bayramları ile tüm Ankara’lılar ve ODTÜ’lüler ile birlikte dikilmiş. Dikim işlemi bittiğinde vişne yenip, vişne şarabı içilerek kutsanmış. Ağa Han Mimarlık Ödülü almış. Ana kapıdan servisten inip seninle birlikte yürüyen, Hazırlık, İdari, Mimarlık öğrencileri. İmrenirsin. Tekrar 18 yaşında, onların yerinde ODTÜ’de olmak istersin. Düşünürsün. Dünyada çok az sayıda şanslı öğrenci ODTÜ kalitesinde bir üniversiteye devam edebildiğini bilirsin. Aklından “bunun kıymetini bilmeliler” diye geçer. ODTÜ’yü diploması için değil, ODTÜ olduğu için istemeliler diye düşünürsün. Çünkü ODTÜ’de öğrenci iken ODTÜ’den kazanabilecekleri, ilerde ODTÜ diploması ile kazanabileceklerinden çok daha fazladır. Bilirsin. Ve ODTÜ’nün ana caddesi. Orta kaldırım ile ikiye ayrılmış. Kaldırımda uzayıp giden atkestaneleri ve her çeşit ağaç ile süslenmiş. Atkestaneleri ODTÜ’de yaşam alanını paylaştığımız ağaçlar, ODTÜ kampüsünün yollarının ağaçlarıdır. Güzel yaprakları, çiçekleri vardır ama hiç kimse bu ağaçlar için şiirler yazmaz, hatta hiçbir şey yazmaz. Ama onlar hep vardır. ODTÜ’ndeki atkestaneleri sonbaharın en güzel renklerine bürünen ağaçlarından biridir. Nisan gibi çiçek açar, inanılmaz güzel kocaman çiçekler, pembe ve beyaz. Eylül’de kestaneleri vardır üstünde, sararan yapraklara inat, yemyeşil kocaman kocaman atkestaneleri. Ama atkestaneleri nasıl sararıp solacaklarını pek bilmezler, acemidirler. Aynı yaprağın üzerinde yeşil, sarı, kahverengi ve hatta kırmızı renklerini görebilirsiniz. Hem de farklı tonları ile birlikte. ODTÜ’deki ana caddeyi hüzünlü bir yağmur ıslatır, hafif bir rüzgâr atkestanelerinin dökülmüş yapraklarını sürükler. Altın renklidir hava, ansızın çıkan serinlik içinizi ürpertir, şefkate muhtaç kılar. A-1 kapısından Hazırlık binasına kadar beton yürüyüş yolunun iki tarafındaki atkestaneleri, o yolu yürüyen öğrenciler için güneşli günlerin gölgesi, yağmurlu günlerin şemsiyesidir, ODTÜ’nün ana caddesi, ODTÜ kampüsünün güzelliklerinden biridir. Dış kabuğundaki uzun dikenleriyle “bana dokunma” diyen ve yaz sonunda birer birer yere dökülürken korkutan koyu kahverengi meyveleri ile kampüs yaşamının ayrılmaz parçalarındandır, atkestaneleri. 88 ODTÜ’DE ODTÜ LOGOLARI ve HAZIRLIK O DTÜ’nün ana caddesinden ayrılıp Hazırlığa doğru yönelirken orta kavşaktaki ODTÜ logosu dikkatinizi çeker. Aslında kampüsün tamamında bu süslemeler, bezemeler ve kabartmalar bulunmaktadır. Mimarlık otoparkının yanında her tarafı çatlamış, eski bir beton üzerinde kabartma ODTÜ logosu ve altındaki 1966 yazısı bulunmaktadır. Yine o yıllardan, Şadi Çalık’ın Atatürk Anıtı üzerinde Anadolu topraklarındaki uygarlıkların birçok simgesiyle birlikte ODTÜ logosu da kabartılmıştır. ODTÜ’de A-1 kapısında ODTÜ’nün simgelerinden biridir; Bilim Ağacı... Ancak ODTÜ’de bir Bilim Ağacı daha vardır, çiçeklerden yapılmış bir bilim ağacı... Kültür Kongre Merkezi’ni çevreleyen yamaçlardan birini alt tarafında çimler üzerine yerleştirilmiş bir daire içinde bir Bilim Ağacı figürü yıllardır orada durur. Her yıl yenilenir, yeni baştan farklı çiçeklerle, farklı renklerle yeniden yaratılır Bilim Ağacı. Kimi yıllar yalnızca yeşilin tonları kullanılmış, kimi yıllar eflatun ve yeşil olmuş, kimi yıllar kırmızı katılmış yeşilin arasına, kimi yıllar rengârenk çiçekler serpiştirilmiş. Her değişik görünümünde, Bilim Ağacı’nın değeri ve çiçeklerin güzelliği birleşip ODTÜ’yü süslemiş. Özellikle ODTÜ’nün ellinci yılı nedeniyle üniversitenin dört bir yanını donatan ODTÜ logoları ve simgeleri bulunmaktadır. Otuzuncu ve kırkıncı yıllarda olduğu gibi ellinci yıl logosunda da “0” yerine ona benzeyen ODTÜ logosu kullanılmış. Karlı bir günde Rektörlüğün önündeki ODTÜ logosuna bir grafiti muzipliğiyle ve eldivensiz ellerin acelesiyle 5 sayısını ekleyerek ellinci yıla bir imza atılmış. Kültür ve Kongre Merkezi’ne bakan çim alanlardan birinin üzerinde çiçeklerle ODTÜ logosu işlenmiş. Gezdiğinde mutlaka görürsün, gözüne çarpar, çiçeklerle bezenmiş ODTÜ logoları. Rektörlüğün önünde, Kafeterya’nın ana caddeye bakan yamacında, KKM’nin önünde, MM’in önünde, Teknokent binalarının önünde. Ama ilk önce seni Hazırlığa dönen kavşaktaki bu ODTÜ logosu karşılar, kırmızı ve beyaz çiçekleriyle… Yolun sonu Hazırlık Binası. Burası ODTÜ içinde olan ama ODTÜ’den ayrı, farklı bir yerdir. ODTÜ Hazırlık Okulu, üniversite giriş sınavından sonra sabahtan akşama kadar tüm vaktinin boş olduğu bir dinlenme dönemidir. Tam anlamı ile lise ile ODTÜ arasında bir geçiş bölgesidir. Birçok ODTÜ’lü bu boşluğu en iyi şekilde değerlendirir. Hazırlık sınıfı, ODTÜ’yü kazanan her öğrenciye verilen bir yıllık tatil hakkıdır. Bu dönem İngilizce hazırlık değil, tamamen ODTÜ’ye hazırlıktır aslında. İşin ilginç yanı ODTÜ’de edinilen arkadaşlıkların en uzun sürelisi ve en kalıcısı Hazırlık’da edinilir. Pop quiz öncesi çıkan sandalye gürültüleriyle mahşer yerini andıran mekân. Çimler güzel, ODTÜ güzel, dersler hafif, çalışmak yok... İşte budur ODTÜ Hazırlık... Güzel, dertsiz tasasız bir yıl. ODTÜ’de geçebilecek en güzel anların toplandığı ilk yıl… Balayı. Hazırlık binalarının arasından görünür ODTÜ. Yolun karşısına geçerek bölümlerin arasındaki geniş, merdivenli, arnavut kaldırımlı yol ile başlar. İçin kıpır kıpır. Hayatının en güzel yıllarının geçtiği mekân. Ayrı bir kokusu, rengi, sesi vardır. Hala gözümüzde, burnumuzda, kulağımızdasın sevgili okulumuz. Özledin mi diye sorma, biliyorsun sen... 89 1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975 90 91 1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975 92 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 93 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 1976 > 1977 > 19 dünya 1976; 28 Temmuz 1976 tarihinde Çin’de yüzyılımızın en çok ölümle sonuçlanan depremi oldu. 8,2 büyüklüğündeki depremde 650.000 kişi yaşamını yitirdi. 1977; Elvis Presley, 42 yaşında öldü. 1977; Pakistan’da askeri darbe; General Ziya Ül Hak, Zülfikar Ali Butto’yu devirdi. 1978; Camp David (ABD)’de, Mısır-İsrail (Sedat-Begin) zirvesi gerçekleştirildi. Anlaşma için sürdürülen görüşmelere ABD Başkanı J. Carter da aktif olarak katılmıştır. 1978; Çin Halk Cumhuriyeti’nde Deng Şaoping’in önderliğinde ekonomik reformlar başlatıldı. 1978; İtalyan Başbakanı Aldo Moro öldürüldü... Komünistleri ilk kez hükümete dahil edecek bir güven oylamasına katılmak üzere meclise giderken teröristin eline düşen bu önemli liderin kaçırılması ve öldürülmesine güvenlik güçleri seyirci kaldı.1979; İran’da Devrim; Humeyni’nin dönüşü ve Şah’ın kaçışı 1979; Viyana’da, Carter ile Brejnev’in SALT II Anlaşması’nı imzaladılar. 1979; Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etti. 24 Aralık 1979 tarihinde Afganistan’a Sovyet askeri birlikleri girdi. Sovyet işgali ve Afgan Devlet Başkanı Emin’in öldürülmesinden sonra, Babrak Karmal başbakan oldu.1980; İranIrak Savaşı’nın başlaması... Irak, İran’da 1979 Şubat’ında gerçekleşen devrimden sonra, gergin ortam ve çatışmalar 1980 yılı boyunca da devam etmiş ve 28 Ağustos 1980 günü bu çatışmalarda İran, Irak kuvvetlerine karşı ilk defa yerden yere SS füzeleri kullanmıştı. 94 türkiye 1976; Hayali mobilyacı yeğene tu- tuklama... Hayali mobilya ihracatı ve 20 milyon liralık vergi iadesi yolsuzluğundan sanık Yahya Demirel hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi. 1977; Kanlı 1 Mayıs... Yıl 1977... Taksim Meydanı... 1 Mayıs, yüzbinlerce işçinin katılımıyla görkemli bir şekilde kutlanmaya başlandı. Ama birden çevredeki binalardan silah sesleri gelmiş, panzerler kalabalığın üstüne yürümüş, meydanı dolduran kalabalık panik içinde Kazancı Yokuşu’na koşmuştur. Yaşanan izdihamda 37 kişi can vermiştir.1978; Kahramanmaraş olayları... Kahramanmaraş’ta günlerce devam eden şiddet olaylarında 105 kişi ölmüş, 176 kişi yaralanmıştır.1980; Hükümetin 24 Ocak 1980’de IMF’nin direktifleri doğrultusunda açıkladığı ekonomik istikrar(!) programı, toplumda soğuk duş etkisi yarattı.1980; Silahlı Kuvvetlerin emir komuta zinciri içinde yönetime el koydu. Sonra; 650 bin kişi gözaltına alındı. 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 98 binden fazla insan “örgüt üyesi” olmaktan suçlandı. Gazeteler 300 gün süreyle yayın yapamadı, yayınlar yasaklandı. 14 kişi açlık grevinde öldü. 3.854 öğretmen, 120 üniversite öğretim görevlisi ve 47 yargıcın işine son verildi. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelere geçti, idam cezası verilen 50 kişi asıldı. 12 Eylül 1980 askeri darbesi, Türkiye toplumunu yeniden kurmaya yönelik bir girişimdi. Özgürlüksüz, muhalefetsiz, bireyci, tekdüze, rıza gösteren bir toplum... 978 > 1979 > 1980 odtü maden ile 1976’da tiyatro şenlikleri düzenlemiştir. 1976; 3 Kasım 1976’da 2500 öğrenci statta forum yapmış, forumda Sosyal tek Kömür ve Madencilik AŞ işyerinde çalışan 980 işçi 5 Mayıs’ta greve başladı. Bu grev madencilik işkolunda ilgili Bilimler Bölüm Başkanı Prof.Dr.Hasan Tan ve evrak müdürü Bahattin Yalım’ın görevden alınması isteminde bulunmuş- yasalar uyarınca yapılan ilk grev olması bakımından özel 1976; ÖTK örgütlülüğündeki ODTÜ öğrencileri, içlerinde 10 topluluğun bulunduğu STK aracılığı tur. 1977; 4 Şubat 1977 tarihinde Hasan Tan, ODTÜ’ye 1976; Bigadiç bor işletmesi ku- ruldu.1976; Yeraltı Maden-İş’in örgütlü olduğu Yeni Çel- bir öneme sahip oldu. 1977; TMMOB Maden Mühendisleri Odasınca her iki yılda bir düzenlenmekte olan Türkiye olarak atanmıştır.1977; Ertuğrul Karakaya bir ODTÜ öğrencisiydi. 1977 yılında, 9 aylık boykot döneminde ODTÜ Öğ- Madencilik Bilimsel ve Teknik Kongrelerinden beşincisi renci Temsilcisi yönetim kurulu üyesiydi ve ÖTK’nın sözcülüğünü üstlenmişti. 13 “Bursa Volfram madeni tesisleri” Başbakan Demirel tarafından Şubat’ta 1977’de, ODTÜ’nün bütün kesimlerinin karşı çıkmasına rağmen rektör üretime açıldı. 1978; 1978 yılında çıkarılan 2172 sayılı yasa ile bor’la ilgili tüm faaliyetler ta- olarak Hasan Tan’ın istifa istemi ile başlayan boykotta ODTÜ-ÖTK’nın demeçlerini, bildirilerini hep o okuyor, basın toplantılarına ÖTK adına o katılıyordu. Sürekli göz önündeydi. 8 Haziran günü güvenlik güçlerince öldürüldü.1978; 1978 ve 1979 yaz aylarında birer ek sömestr yapılmıştır. Çok sıcak geçen yaz aylarına rağmen, başta öğretim üyelerimizin olmak üzere, tüm ODTÜ ailesinin büyük özverisi sayesinde eksik iki sömestre tamamlanmıştır.1978; 1978 yılında, Dr. Necdet Bulut, Trabzon’da uğradığı silahlı saldırı sonucunda ağır yaralanmış, kaldırıldığı Ankara Hacettepe Hastahanesinde vefat etmiştir.1980; 12 Eylül ODTÜ’nün üzerinden silindir gibi geçti. Birçok öğrenci çeşitli suçlar isnad edilerek tutuklandı, birçoğu göz altına alındı, birçoğu güvenlik güçlerinin gözetiminde iken öldü, yaralandı, sakat kaldı. 14-18 Şubat 1977 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. 1977; 15 Ocak 1977 mamen devlet adına üretilmek, işletilmek ve pazarlanmak üzere Etibank A.Ş.’nin tasarrufuna verilmiştir.1978; 10 Eylül 1978 Erdemir Zübeyde fırınını ateşledi. 85 metre yüksekliğinde ki fırın yılda 1.5 milyon ton çelik üretecek.1978; Türkiye 1. Kömür Kongresi TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından 23 Ocak 1978 tarihinde Zonguldak’ta düzenlendi.1979; Kestelek/ Bursa kolemanit işletmesi kuruldu. 1980; 24 Ocak 1980 sonrasında ülkemizde uygulanan serbest piyasa ekonomisinin tercih edilmesine bağlı olarak, özel sektör ön plana çıkmaya başlamış Özelleştirme politikaları başta olmak üzere madencilik sektörü de bu uygulamalardan nasibini almıştır. 95 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 ODTÜ’NÜN ENTELEKTÜEL BİRİKİMİ: İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ H azırlıktan başlayıp, bölümlere doğru giden ana yola çıktığınızda ODTÜ’nün mimarisine hayran kalmaya başlarsınız. Herşey planlanmış ve uygulanmıştır. Şimdilerde İşletme Binası, Hazırlığın yan tarafındaki yeni yerinde olsa da, kurulduğundan beri tüm idari ve iktisadi bilimleri içinde barındıran İdari Binası çıkar karşına. İdari Bilimler Fakültesi’nin ayrı bir yeri vardır. Bütün mühendislik fakültesi burada ekonomi dersi alırdı. Birçok non-teknik elektif dersleri de bu binada alınmıştır. Belki de bunun içindir, kantininde İdari öğrencisinden çok erkek mühendislik öğrencileri bulunur. Koridorları pipo kokan, simli mermerleri olan, dönen sınıf sandalyelerinin olduğu, kantinindeki panoda her türlü ilanın, duyurunun ve posterin bulunduğu bir mekân. Sıcak, tanıdık, dost kokan bir mekân. Birkaç öğrencinin bir araya gelmesine tahammül edilmediği yıllar olmuştur ODTÜ’de. Hemen tepenizde jandarma biterdi. Ama İdari önündeki her yıl düzenlenen ve önemli bir ODTÜ geleneği olan mezuniyet dönemi “Havuza Atma Şenlikleri” o yıllarda dahi yapılmıştır. Jandarmanın bakışları arasında. Tüm bir yıl boş olan havuz, yalnız bir gün, akademik yılın son günü mezun olacaklar için doldurulur hocalar dahil tüm diğer öğrenciler uzaklaşır, meydan İdari’de okuyanlara kalırdı. Başta mezun olanlar olmak üzere yakaladıkları herkesi havuza atarlar, bolca ıslanırlardı. Kızları yakalayıp, karga tulumba havuza atanlar, su dolu kovalarla birbirlerini kovalayanlar…; eğlenceliydi. İşi abartanlar da olurdu. Mayosu ile gelen, yedek kıyafet getiren, yurtlardan üstünü değişip de gelenler vardı. İdari Bilimlerde okuyanlar ağaçların arkasında ya da tuvaletlerde üstlerini değiştirir, kantinde çay içerken geçen güzel yılların ardından mezuniyetin sevincini ve hüznünü yaşarlardı. 96 METİN AKKOYUNLU 7243- B.Sc. 1976 AYDAN AKSOY 5964- B.Sc. 1976 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 M. ERTAN AKÜN 96982- B.Sc. 1976; M. Sc. 1990; Ph. D. 1977 1976 ERDAL ALATLI 5423- B.Sc. 1976 AYTAÇ ALPAT 2118- B.Sc.1976 ABDULLAH ARIK 2122- B.Sc. 1976 M. ÜMİT ATALAY 9592- B.Sc. 1976; M.Sc. 1979; Ph. D. 1986 YUSUF ATEŞ 95372- B.Sc. 1976 YUSUF AYDIN 111781- B.Sc. 1976 ALİ BAŞOL 8924- B.Sc. 1976; M. Sc. 1980 ŞAMAN BERKÜN 2128- B.Sc. 1976 ALİ MÜNİR BOZTEPE 7531- B.Sc. 1976; M. Sc. 1980 NEVZAT CENGİZ 7697- B.Sc. 1976 ŞEVKET DURUCAN 10523- B.Sc. 1976; M. Sc. 1976 mezunları1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 RIZA GÜNER GÜRTUNCA 7267- B.Sc.1976 97 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 MAHMUT B. HORASAN SELAMİ İSTANBULLUOĞLU 8680- B.Sc. 1976; 95919- B.Sc. 1976; M.Sc. 1980 M. Sc. 1989; Ph. D. 1995 MEHMET İŞCAN 5774- B.Sc. 1976 1976 mezunları 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 MUSTAFA KAVRUK 5675- B.Sc. 1976 MEHMET KAYMAK 5202- B.Sc. 1976 EYÜP ÜLKER KILINÇ 8356- B.Sc. 1976 MAHMUT NECİP KÖROĞLU OSMAN TAYFUN MATER MEHMET YAŞAR ŞENER 7373- B.Sc. 1976; 3878- B.Sc. 1976 5369- B.Sc. 1976 M. Sc. 1980 HALUK YILMAZ 7779- B.Sc. 1976 98 KEMAL ALPAGO YURTOĞLU 5713- B.Sc. 1976 TAYFUN ZEHİR 7642- B.Sc. 1976 ODTÜ’NÜN İLK FAKÜLTESİ: MİMARLIK İ dari Binasını arkada bırakıp, anayoldan Kafeterya’ya doğru ilerlerken, iki büyük çınar çıkar karşına. Derler ki; ODTÜ’nün mimari Behruz Çinici ilk binaları inşa ederken özellikle Mimarlık Fakültesini bu iki ağaca göre pro- jelendirmiş. Bu çınarlardan biri Mimarlık binasının kapısının tam karşısında, diğeri de binanın diğer kapısından anayolun yanındadır. Bu çınarlar onca zamandır ODTÜ ve öğrenciler ile birlikte yaşlandılar. Ağaçlar canlıdır, filizlenir, büyür, yaşlanır ve ölür. Kapıların karşısındaki bu çınarlar diğer ağaçların gidişine, yenilerinin büyümesine, onların da gidişine tanıklık ettiler. Yarım asırlık birikimleri ile Mimarlık Fakültesi’ne bekçilik yaptılar ve önlerinden yüz bini aşkın öğrenci hem de defalarca yürüdü o çınardan sonraki merdivenlerde. Mimarlık Fakültesi, haftalık ders saati sayısı ve ödevlerin sıklığı ve karmaşıklığı nedeniyle ODTÜ’nün en yoğun bölümlerinden biridir. Kat çıkılmış şirin stüdyoları, devasa iç avlusu, tavanlarındaki perspektif süslemeleri, ikişer üçer kısacık sevimli merdivenleriyle, ufak tefek bahçecikleriyle, garip yerlerdeki zindanımsı merdiven ve koridorlarıyla insanı içine alan, sarıp sarmalayan, bu ilginç binayı sevdiren fakülte. Mimarlık binasına doğru yürüyüp sola Mimarlık Amfisine döndüğünüzde kuytu bir yerde her zaman akan bir çeşme görürsünüz. Çeşmenin neden o kuytu yerde olduğunun sırrını arka duvarda yazılı olanları görünce anlarsınız; “12.5.1962-30.9.1963 ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarları A ve B Çinici”. ODTÜ’yü inşa eden Behruz ve eşi Altuğ Çinici’nin imzaları. Bazen Hazırlıktan gelirken, bazen Mimarlık Amfisi’ndeki bir etkinlikten dönerken mutlaka bu 99 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 çeşmeden su içilirdi. Çeşmenin iki ucunu kapatınca su fıskiye olarak çıkar, ağzınızı hiçbir yere değdirmeden su içilebilirdi. İki ucunu kapatmak için iki kişi gerektiğini unutmamak gerek. Belki de bu yüzden “aşk çeşmesi” derlerdi. ODTÜ’nün ve yaşı elliye yaklaşmış Mimarlık Binası’nın bu özel köşesi ilk günkü gibi kalmış travertenlerin arasında yılların izlerini sergiliyor. Akan suyun sessizliği, suyla akıp giden anılar, yerlerde yosunlar. Onca yıl aşk çeşmenin suyu hep aktı, bundan sonra da akacak. Eskilerde Mimarlık Fakültesi, mimarlık öğrencilerince düzenlenen geleneksel kıyafet balolarına ev sahipliği yapardı. Mimarlık Fakültesi binasının ilginç yapısı ve öğrencilerin yaratıcılıkları birleşince ortaya çok güzel bir atmosfer çıkardı. Bu atmosfer katılımcıların kıyafetlerinde sergileme fırsatı buldukları geniş hayal güçleriyle birleşince, mayıs ayında gerçekleştirilen bu geleneksel balo, görsel bir şölene dönüşürdü. Nedendir bilinmez ama şimdilerde yapılmıyor. Mimarlıktaki otoparkı çepeçevre saran dut ağaçları bölümlere giden anayolda görmeye alışkın olmadığınız arabaların önünü kapatarak güzel bir görev üstlenirler. Öğle yemeğinden sonra bir anayolda yürüyüşünün arasına karadutlara bir ziyaret ve ziyafet eklemek öğle arasını güzelleştirir. Bodur ağaçlar oldukları ve dalları aşağıya sarkık durdukları için ağaçlardaki meyvelerin çoğuna ulaşma şansınız olur. Yalıncak köyündeki antik kalıntıların sergilendiği dünyadaki ilk ve tek üniversite müzesinin karşısındaki alanda karadut ağaçlarının yanında bir de beyaz dut vardır. O kadar karadutun arasında nasıl olmuş da orada büyümüştür, bilinmez. Mimarlık Fakültesi, her zaman hep farklı, ilginç ve çocuksudur,nedense. Yurtlardaki mimarlık öğrencilerinin kartondan maket yapmaları, kâğıt kesip yapıştırmaları hatta çizim yapmaları ilkokuldaki elişi derslerini hatırlatır. Ancak, final zamanı yaklaştığında orda burada ağlayan ya da artık uykusuzluktan yüzünden bin bir parça dökülen mimarlık öğrencileri ile karşılaştığınızda anlaşılır bölümün zorluğunu. Sürekli sabahlanır, günlerce stüdyo “çilehane” çalışması yapılır. O stüdyolar ev’e dönüşür bir noktada, ortalıkta unutulmuş terlikler… Öğrencilik hayatınızın tamamını ele geçiren bir yapısı olduğu için, bir şekilde sevmeyi illa ki öğrenmeniz gereken mekândır, Mimarlık Fakültesi. Öğrencilerin günlerce stüdyolarda kaldıkları, yiyecekleri, pijamaları, terlikleri ile gittikleri, jüri öncesi günlerce sabahladıkları, kısaca; içinde bulunan insanların evleri gibi gördükleri mekândır, Mimarlık Fakültesi. Gözlerinizi kapatın, hayal edin. Hani, bir bahçeniz olsa; toprağı çim, içinde çeşitli ağaçlar, bazıları meyveli. Ara sıra gitseniz dalından meyve yeseniz, ağacın gövdesine yaslanarak. Çeşme de bulunsa; su içseniz avucunuzdan. Bir havuz olsa, içinde 8-10 balık, hiç hareketsiz yüzüşlerine takılıp beyninizi arındırsanız. Tostunuzdan bir parça atsanız havuza, suda dalgalar daire daire yayılırken o balıklar birdenbire keskin dönüşlerle hareketlenseler ve tostunuza dokunup kaçıverseler. Yüksekten bir yerden su akıtsanız bu havuza, kuş sesleri karışsa su sesine. Bahçenizin önünden geçenlerle 1-2 kelam edip, elma ikram etseniz. ODTÜ’de böyle bir yeriniz var: Mimarlık Fakültesi. 100 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 mezunları1978 ODTÜ’DE YAŞANAN BOYKOT NEDENİYLE BU YIL MEZUN VERİLMEMİŞTİR 101 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 KALABALIK İÇİNDEKİ YALNIZLIK: KÜTÜPHANE M imarlık Fakültesi’ni ve çınarları geride bırakıp bölümlere giden anayoldan ilerlersiniz. Karşınızda, ODTÜ’nün merdivenleri. ODTÜ’nün, sayıları yüz bine yaklaşan mezunlarının içinde bu merdiveni inip çıkmayan kaç kişi vardır? Madende de okusak, bölüm uzak olsa da, Kütüphaneye, U-3’e, Rektörlüğe, Fizik veya Matematik kantinine, otobüs durağına giderken bu merdivene yolumuz düşmüştür. Matematik bölümünde bir final sınavına giderken isteksiz adımlarla çıktığımız merdivenden sınav sonrası koşarak inmişizdir. Bahar günlerinde merdiveni çıkarken solumuzda ve tam karşımızda mor çiçekli ağaçlar içimizi ferahlatır. Karlı günlerde düşmeden merdivenlerden inmeyi denersin. İşte bu merdivenlerden çıkınca, Kütüphane çıkar karşına. ODTÜ’nün mimarı Behruz Çinici’nin önemli çalışmalarından birisidir Kütüphane. İlk kısmı 1967 yılında ikinci kısmı da 1975 yılında tamamlanmıştır. O yıllarda üniversitelerde hizmet veren kütüphanelerin, daha çok fakülte ve kürsü kütüphaneleri şeklinde olduğu, merkezi kütüphane kurulması fikrinin ise, o zamana göre radikal bir görüş olduğu bilinir. O dönemde radikal olarak değerlendirilen bu düşünce, daha sonraki zaman dilimi içerisinde ülkemizdeki tüm üniversite kütüphaneleri tarafından uygulanmıştır. Ayrıca, 2000’li yıllarda ortaya çıkan elektronik kütüphane kavramıyla da büyük bir uyumluluk göstererek, ODTÜ mimarisinin ve planlamasının ne kadar çağdaş bir içerikte olduğunun işaretidir. Sınav dönemlerinde hınca hınç dolu olan, bazı öğrencilerin kitaplarla kendilerine yer tutup sonra saatlerce ortadan kayboldukları, Ankaralıların sabahtan gelip bütün gün ders çalışmak için yerleştikleri Kütüphane. Kafanızdaki “sınava kadar az biraz vaktim var, dersten sonra kütüphaneye gidip sakin kafa bakarım biraz” gibi hayalleriniz varsa ya da kitaplara göz gezdirecekseniz bulunmaz bir mekân. Bazen iki ders arasındaki kısacık zaman dilimlerinde kaçılır, Kütüphaneye. Hele kar yağıyorken, sınav yokken, en üst katta yalnızken sıcacık mekan. Kırmızı koltuklarında oturup ODTÜ’yü, Vişneliği sonbaharı karşıladığın yer. Pencerelerinde buğu, dışarısı yeşil, kitapların arasında loş bir ortam, sessizlik, yalnızlık… 102 M.ZEKAİ AKTAN 9344- B.Sc. 1978 M.HANİF BAWANY 6795 - B.Sc. 1978 EDİP UMMAN DURU 10239- B.Sc. 1978 AZİZ BABÜR GÜR 10378- B.Sc. 1978 İ. NURAL ÖZTÜRK 8673- B.Sc. 1978 LEVENT TUTLUOĞLU 11105- B.Sc. 1978 ŞÜKRÜ ÖZTÜRK 93401- B.Sc. 1978 ALİ ÜNAL 5289- B.Sc. 1978 NEŞ’E ÇELEBİ 906594- B.Sc. 1978; M. Sc. 1981; Ph. D. 1988 CEMAL DİRİCAN 11182- B.Sc. 1978 AKIN KARABEYOĞLU 115832- B.Sc. 1978; M. Sc. 1986 M. UĞUR ÖZBAY 10507- B.Sc. 1978 EŞREF SAYGI 373662- B.Sc. 1978 Z. TÜNAY SEYRANTEPE 108761- B.Sc. 1978; M. Sc. 1990 MUSTAFA YÖRÜKOĞLU 108647- B.Sc. 1978; M. Sc. 1990 103 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 mezunları1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 ODTÜ’NÜN EN BÜYÜK SINIFI: ÜÇLÜ AMFİ K ütüphaneden sonra bölümlere giden ana yolda tekrar merdivenleri çıkmaya başlarsın, karşında Fizik Bölümü: Aradığın her şeyi bulabileceğin ama ekmek arası patatesin tercih edildiği kantini. Her türlü öğrenci grubu ve topluluklarının afişleri ve çalışmaları ile donattıkları ilan panosu. Karşısındaki Atatürk Anıtı’nın önündeki çimlerde montunu serip uzanan koskoca bir üniversite. U-3 ve üçlü amfi. U-3’de hiç ders almayan, hiç görmeyen bir ODTÜ’lü herhalde yoktur. En azından bir zamanlar tüm kayıtlar burada yapılırdı. Tüm ODTÜ o binada herkesin elinde birkaç sayfa kâğıt. Advisorunun verdiği dersler, derslerin kaç section olduğu, ders saatlerinin çakışması telaşı, add-drop zamanına kafa yormalar. Üçlü amfiye yolu düşmeyen ODTÜ’lü yoktur. Birçok mühendislik öğrencisi ODTÜ’ye başlangıç dersi olan calculusu ve bitiriş dersi olan Hist 400 dersini burada almıştır. Şimdilerde öğrenciler için akşam saatlerinde sinema olarak da kullanılıyor ama üst kapısından girip U-3’ün ihtişamlı salonunu dinlediğinizde hala Yuluğ Hoca’nın sesi duvarlarda çınlamakta. 104 MAHMUT AÇIKGÖZ 12667- B.Sc. 1979 BEKİR SAMİ ALTIN 15606- B.Sc. 1979 İSKENDER ATASOY 15532- B.Sc. 1979 MURAT ATICI 12373- B.Sc. 1979 KENAN BENLİOĞLU 12242- B.Sc. 1979 ZÜHTÜ DAĞCI 14286- B.Sc. 1979 A. TAHSİN EKİM 15266 - B.Sc. 1979 HAYDAR ERKAN 10436- B.Sc. 1979 BÜLENT GÜLER 12101- B.Sc. 1979 CAHİT HİÇYILMAZ 906933- B.Sc. 1979; M. Sc. 1982; Ph. D. 1988 M. ZEKİ KÖSEOĞLU 150417- B.Sc. 1979; M. Sc. 1983 NECDET KÖKSAL 907709- B.Sc. 1979; M. Sc. 1982; Ph. D. 1989 Ö.ERDEM KÜÇÜKYÜRÜK 4571- B.Sc. 1979 ATİLLA ÖZKUŞAKSIZ 18074- B.Sc. 1979 MESUT TABAK 14636 - B.Sc. 1979 H. ERTUĞRUL TEMEL 10233- B.Sc. 1979 TALAT YAZGILI 118984- B.Sc. 1979 KASIM YILDIZ 12787- B.Sc. 1979 ALİ MOTORCU 14227- B.Sc. 1979 AHMET ÜNAL 145219 - B.Sc. 1979; M. Sc. 1980 105 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 SABAHATTİN ÖZTAŞ 14990- B.Sc. 1979 SEDAT ŞÜKRÜ ÜNLÜTÜRK 12011- B.Sc. 1979 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 mezunları1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 ODTÜ’DE BEYAZ BİR BİNA: REKTÖRLÜK Ö ğrencinin çok fazla işinin olmadığı ancak öğrenciler tarafından yazılan ODTÜ tarihinin en önemli olaylarının yaşandığı yerdir Rektörlük Binası. ABD Büyükelçisi Commer’in arabası bu Beyaz Binanın caddeye bakan tarafında yakıldı. 6 Ocak 1969 tarihinde, toplanan öğrencilerin üzerine bu binanın 5. katından bomba atıldı, kurşun yağdırıldı. ODTÜ’de konferansa gelen Gorbaçov protestoları bu binanın önünde başladı. ODTÜ’de öğrencilik yıllarında bu binaya fazla gidilmezdi. Öğrencilik yıllarında sadece Kayıt Kabul’e (YÖK’ten sonra Öğrenci İşleri oldu) gidilirdi. Yolunuz düşmese de, adres tariflerinde U-3 kadar olmasa da önemli bir referans noktasıdır, Rektörlük Binası. Kafeterya, U-3, Kütüphane ve Sosyal Bina ile çevrilmiş beyaz boyalı bu bina ODTÜ fotoğrafında çoğu çıplak tuğla ve beton olan diğer binalardan farklı bir görüntü sergiler. Rektörlüğün bölümlere giden ana yola bakan kapısı hep kapalıdır. Merdivenlerinden çıkarken Şadi Çalık’ın yapıtı olan Atatürk Anıtı’nın her katta değişen görüntüsünü izlersiniz ve çimlerde oturanların kalabalıklığına bakarak hava sıcaklığını tahmin edebilirsiniz. Kayıt Kabul ve Rektörlük binası arasındaki üstü kapalı yolun kafeterya tarafından bakınca bayraklar dalgalanır, diğer taraftan bakıldığında da 2 Aralık Anıtı’nın sarı çubuklarının uçları ağaçların arasından görünür. Bu ince uzun binayı, artık yaşlanmaya başlamış Rektörlük Binasından daha yüksek kavak ağaçları üç tarafından sarmıştır. Sanki sıradan bir bina gibi gözüken Rektörlük Binası aslında yedi katlı ve oldukça uzun bir binadır. Rektörlüğün yola bakan cephesindeki yarım daire şeklindeki dört balkonu bulunmaktadır ve bu balkonların mimari yapısı madencilere tanıdık gelir. Çünkü Maden Mühendisliği Bölümünün amfisinde de sağlı sollu toplam 6 adet bu balkonumsu çıkıntılardan bulunmaktadır. ODTÜ’deki diğer binalardan farklı ve sıcak duran Rektörlük Binası diğer üniversitelerin Rektörlük binaları ile kıyaslandığında oldukça mütevazıdır. ODTÜ’nün her binası gibi bu bina da ODTÜ’ye yakışmaktadır. 106 BAHADIR HİKMET AKSU 14849 - B.Sc. 1980 MUSTAFA DURUKAN 163568- B.Sc. 1980 DURSUN AKYÜREK 13980 - B.Sc. 1980 MEHMET HALUK EGE 16598 - B.Sc. 1980 BİROL BAŞARAN 907261 - B.Sc. 1980; M.Sc. 1982 FEYZİ LÜTFİ ERKMEN 5917 - B.Sc. 1980 RIDVAN BOZKURT 161257 - B.Sc. 1980; M.Sc. 1993 LEVENT EVRAN 14282 - B.Sc. 1980 CAHİT CAN 907253 - B.Sc. 1980 M.Sc. 1972 SEZER GÖNCÜOĞLU 166868 - B.Sc. 1980 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 mezunları1981 HALUK GÜRKAN 13541 - B.Sc. 1980 A.ENGİN KURUOĞLU 202366- B.Sc. 1980 S. NAHİT KÜRKÇÜ 156422 - B.Sc. 1980 HAYRİ ÖZER 153726 - B.Sc. 1980 CEMAL ÖZSOY 8981 - B.Sc. 1980 İ.SÜHA SAĞLAM 185348 - B.Sc. 1980 H.BAHADIR TANRIKULU 149476 - B.Sc. 1980 ÜMİT ÜNCÜ 149724 - B.Sc. 1980 OSMAN YILDIZ 12657- B.Sc. 1980 MAHMUT MURSALOĞLU 6255 - B.Sc. 1980 107 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 M. ALİ NALBANTOGLU 201178 - B.Sc. 1980 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 108 109 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 110 111 1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980 112 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 113 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 1981 > 1982 > 19 dünya 1981; İlk Uzay Mekiği Colombia’nın Fırlatılışı 1982; Cenevre’de stratejik silahların sınırlandırıl- türkiye 1981; YÖK yasası kabul edildi.1981; Mehmet Ali Ağca’nın, Roma’da, Papa’ya yönelik suikastı. 1981; ması görüşmeleri (START) başlatıldı. 1982; 18 yıldan beri Milli Güvenlik Konseyi’nin seçtiği 160 üyeden oluşan “Danış- SSCB’nin bir numaralı ismi Devlet Başkanı Leonid Brejnev ma Meclisi” faaliyete geçti. 1982; 7 Kasım Anayasa Referan- öldü yerine Yuri Andropov geçti.ABD Başkanı Ronald Re- dumu… 12 Eylül yönetimin hazırladığı Anayasa halk oyuna agan 23 Mart 1983’te de başkanlık döneminin en çok tar- sunuldu. Yüzde 91.5 evet oyuyla anayasa kabul edildi ve böy- tışılan siyasal kararını alarak, kıtalararası balistik füzelere lece Kenan Evren Cumhurbaşkanı oldu. 1982; Banker Kastel- karşı savunma amacıyla lazer ve diğer yüksek enerjili mer- li İsviçre’de... 20 Haziran 1982 tarihinde ardarda patlak veren miler gibi gelişmiş teknoloji ürünleri konusunda araştırma bankerlik skandalları sonrası “Ban- yapılmasına yönelik bir program olan ker Kastelli” diye bilinen Cevher Stratejik Savunma Girişimi’ni (bilinen adıyla “Yıldız Savaşları Projesi”) (SDI) açıkladı. 1983; Rotasından sapıp, SSCB hava sahasına giren Kore Havayolları’na ait Boeing 747 tipi bir uçak, Sovyetler tarafından düşürüldü, uçakta 269 kişi bulunuyordu. 1984; 1984; Hindistan’ın merkezindeki Bhopal Kenti’ndeki Amerikan Union Carbide Şirketi’nin bir fabrikasındaki gaz kaçağı yüzünden ilk anda 1.750 kişi öldü. Bu felaket nedeniyle ölenlerin sayısı yaklaşık 7 bin kişiye ulaştı. Los Özden ve eşi İsviçre’ye kaçtı.1983; Seçimler yapıldı... 6 Kasım 1983 tarihinde 12 Eylül sonrası ilk sivil seçim yapıldı. ANAP birinci, HP ikinci ve MDP üçüncü parti oldular. 1984; Yaşar Kemal’e Fransız “Legion D’Honneur” nişanı verildi. 1984; Yaşar Kemal’e nişan... 9 Mayıs 1984 tarihinde Yaşar Kemal’e Fransız “Legion D’Honneur” nişanı verildi.1984; 6 Eylül 1985 Angeles Olimpiyat Oyunları’nda Amerikalı zenci atlet Karl tarihinde SODEP ve HP birleşti.1985; 14 Kasım 1985 tarihinde Lewis 4 altın madalya kazandı.1985; 1985-1991, Ülke- DSP kuruldu. Eski partisi CHP ile arası açılan siyasi yasaklı Bü- sinde glasnost ve perestroika’yı uygulamaya çalışacak olan lent Ecevit, solda yeni parti oluşumuna imzasını attı. Demokra- Michael Gorbachev’in başkanlık süresi başladı. tik Sol Parti (DSP) kuruldu. Başkanlığa Rahşan Ecevit getirildi. 114 983 > 1984 > 1985 odtü 1981; ODTÜ 25.yılını kutlarken, Yük- seköğretim Kanunu ile derin bir darbe alarak, 7307 sayılı kanunla sağlanan özerk statüsünü yitirmiştir. 1982; ODTÜ’ne bağlı olarak Erdemli-Mersin’de çalışmalarını yürüten ODTÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün doktora programı ilk mezunlarını 1982 yılında vermiştir.1982; 19 Ocak 1982 tarihinde kendilerini üniversite eğitimine adamış tüm öğretim üyelerini simgeleyen Prof.Dr. Mustafa Parlar Anıt Parkı ve heykeli açılmıştır.1982; YÖK’ün kurulmasıyla birlik- te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mehmet Gönlübol atanmıştır.1982; Anayasa da kabul edildikten sonra, 1983 yılının Şubat ayında üniversitelerde büyük tasfiye başlamıştır. Tasfiye, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’na dayalı olarak yapılmıştır. Bu dönemde, üniversiteden 200’e yakın öğretim üyesinin görevlerine hiçbir kamu görevinde görev alamayacakları ibaresiyle son verilmiştir. 1984; 1984 yılı Yüksek Öğretim Kanununa ve işçi kadrosunda çalışan personelin yeni sisteme uyumu için geçmiştir. 1984; 19841985 ders yılından itibaren Petrol Mühendisliği de Maden Mühendisliği çatısı altından ayrılmış ve ayrı bölüm haline gelmiştir.1985; YÖK, sistemi üniversitenin parasal kurallarını değiştirdiği gibi, ODTÜ gelişmiş üniversite kabul edildiğinden ODTÜ’ye normal olarak tahsis edilmesi gereken bütçede de ciddi kısıtlamalar yapılmıştır. maden 1983 yılında 96 sayılı KHK ile Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) kurulmuş ve taşkömürü üretimi TKİ’den alınarak bu kuruluşa devredilmiştir. 1983; 7 Mart tarihinde Armutçuk ocağında, gaz ve toz patlaması oldu, 103 kişi, 11 Nisan Kozlu-İhsaniye ocağında patlama sonucu 10 kişi öldü.1983; 19 Aralık 1983 tarihinde Etibor Bigadiç Maden İşletmeleri kuruldu. Kamu kuruluşu olarak Balıkesir’in Bigadiç ilçesinde Bor madeni işleyen tesis dünyanın bor ihtiyacının % 45’ini karşılamaktaydı. Kurulduğu yıllarda tesis dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olarak kabul ediliyordu. 1983; 2172 sayılı kanunla, çok sayıda kömür ve demir işletmesi devletleştirilmiş, ancak üretimdeki düşüşler gerekçe gösterilerek devletleştirilen sahaların bir çoğu 1983 yılında çıkarılan 2804 sayılı kanunla sahiplerine iade edilmiştir.1984; Batı Avrupa piyasasına yönelik pazarlama şirketi Etimine SA/Lüksemburg kuruldu.1985; Ülke madenciliğimizin en önemli iki kuruluşu MTA ve Etibank kuruluşlarının 50. yılını kutlamıştır. Bu iki kurumun ülke madenciliğine katkılarını ele alan “50. Yıl Sempozyumu”, 11-15 Kasım 1985 tarihleri arasında Ankara’da yapılmıştır.1985; İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları ile bunların müessese ve bağlı ortaklıklarında işçi ve memur statüsünde olmayan sözleşmeli personel çalıştırılmasına başlanılmış, bu durumdan birçok meslektaşımız doğrudan etkilenmiştir. 115 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1982; Kuzey Avrupa piyasasına yönelik pazarlama şirketi AB Etiproducts OY/Finlandiya kuruldu.1983; ODTÜ’DE HEYKELLER O DTÜ’de yürümeye devam ederken Fizik Bölümü’nün önüne geldiğinizde burada biraz durup, soluklanmanız, hatta yolun ortasındaki iğde ağaçlarının altındaki bir banka oturup bir sigara yakmanız lazım. Çünkü burası ODTÜ’nün tam kalbidir. Çıktığınız geniş merdivenlerin altında tüm ihtişamı ile kütüphane, arka tarafınızda üniversitenin tüm geçmişinde imzası olan Üçlü Amfi, ön tarafta Rektörlük Binası, sağ tarafınızda herkesin buluşma yeri Kafeterya ve tam karşınızda Atatürk Heykeli. Aslında burada biraz durup ODTÜ’deki heykellerden söz etmek gerekir. Zira üniversite kampüsünde onlarca büst, rölyef, heykel ve anıt bulunmaktadır. Burada Şadi Çalık’ın en önemli yapıtlarından biri olan Atatürk Heykeli’ne özel bir parantez açmak lazım. Atatürk Heykeli, ODTÜ’nün en merkezi yerinde doğal bir kaidenin üzerine oturtulmuştur. Anıtın ön tarafında çağdaş kadın ve erkek figürleriyle yani halkıyla yan yana Atatürk vardır. Anıtı çevreleyen yazıların aralarında Anadolu topraklarındaki uygarlıkları simgeleyen şekiller görünür; Hitit Güneşi, Selçuklu Kartalı ve ODTÜ Logosu... Bir başka yüzünde elinde bir demet buğday başağı tutan el bu toprakların bereketini anlatır. Sanatçının elleri sanki çalışırken bırakmış o izi, anıtın üzerinde. 10 Kasımlarda anıtın üzerindeki meşale yakılır erkenden ve o gece karanlığı delerek yanar alevleri bir azalıp bir yükselerek. ODTÜ Atatürk Anıtı, Atatürk heykellerinin en güzelidir. Rektörlük ve kafeterya arasında yeşil alanın içinde 9 sarı direk bulunur. ODTÜ’nün o rengârenk doğasının içinde pek de dikkat çekmez 9 direk. 13 Şubat 1977 tarihinde başlayan ve 7 Kasım’a kadar süren 9 aylık direnişin simgesidir. 2 Aralık 1977 tarihinde Rektörlük önünde meydana gelen patlama ve patlama sesine toplanan öğrenciler üzerine açılan ateş sonucu yaralanan 52 öğrenci ve kaybettiğimiz İbrahim Baloğlu’nun vuruldukları yerde bulunmaktadır. Bu heykel; ODTÜ öğrencisinin kararlılığının simgesidir. Boykot sonunda Hasan Tan ODTÜ’nden gitmiş, Mütevelli Heyeti üyeleri görevlerini sona ermiş, işçi kılığında ODTÜ’ye doldurulanlar işi bırakmışlardır. 9 aylık boykottan geriye 9 sarı direk ve 2 Aralık 1977 tabelası kalır. ODTÜ ve ODTÜ’lü her zaman geçmişine de sahip çıkmıştır. Resmi adı A-1 olan Eskişehir Yolu’ndaki kapıyı ODTÜ’lü birçok kuşak, Karakaya Çıkışı olarak, Rektörlüğü yanındaki 2 Aralık Heykelini de İbrahim Baloğlu Heykeli, 9 Aylık Boykot Heykeli olarak anar. Bugün hala ODTÜ öğrencisi nereden yürümeye başlarsa başlasın, duyurusunu ya da basın açıklamasını bu heykelin önünde yapar. ODTÜ’deki en önemli heykellerden birisi de Şadi Çalık’ın Üçlü Amfi’nin tam ortasında, zeminden yükselen Soyut Heykel’idir. Parlak paslanmaz çelik ve bakırdan yapılan bu heykel, Türkiye’de mimari içinde yer alan ilk soyut heykeldir. 1969 yılında tamamlanan ve Üçlü Amfi içindeki yerine konan, bulunduğu mekânla ilişkisi, biçim, oran ve ışık açısından mükemmel olan bu heykel, yapıldığı dönemde büyük etki yaratmıştır. Üçlü 116 Amfi’nin biraz ilerisinde Hakkı Karayiğitoğlu tarafından yapılmış, çeşitli efsanelere de konu olan “Bilim Kızı” heykelini görürsünüz. Rivayete göre matematik ve fizik bölümlerini aynı anda ve 3,5 senede bitirmeyi başaran çok başarılı bir kız öğrencinin mezuniyet günü can vermesi üzerine yapılmıştır. Bu heykel belki de ODTÜ öğrencisinin en sevdiği heykeldir. Karlı, soğuk kış günlerinde Bilim Kızı üşümesin diye mutlaka boynuna bir atkı sarılıdır. ODTÜ Kütüphanesi’ne girince bizi başka bir heykel karşılar. ODTÜ yıllarımızda çok sık uğradığımız Kütüphane’de bulunan bu heykel ilk bakışta kimsenin görmediği, fark etmediği ya da incelemediği öğrencilik hayatımızın bir parçasıdır. İlk baktığımızda ne olduğunu anlamak kolay değildir. Bu soyut bronz geyik heykelinin heykeltıraşı Gülseli Aru’dur. Bilim kızını karlar altında, buz gibi havalarda boynunda öğrencilerin acıyıp sardıkları kaşkolla gördüğünüzde, sıcacık yerinde bekleyen bu geyik heykelinin ne şanslı olduğunu düşünürsünüz. Bu heykelleri yapan sanatçılar ne düşündüler bilmiyorum ama tam tersi olmalıydı. Üzerinde beyaz karlar, o geyik heykeli dışarıda, elinde kitapları ile Bilim Kızı kütüphanedeki sıcacık mekânında. ODTÜ’nün bazı heykelleri de öğrencilerin yaratıcılığına kurban olmuştur. Stadyumunun girişinde, küçük bir havuz içinde, kollarını sanki haykırıyormuş gibi yanlara açan bir erkek ve kız heykelinin kocaman bir hilalin üzerinden atlamasını tasvir eden “Gençlik Anıtı”, öğrenciler tarafından ”Yaşasın CC Aldım Heykeli” olarak anılmaktadır. ODTÜ yurtlarından jandarma kapısına giden yoldaki kavşak üzerindeki heykeli ise Nikolai Dzoukaev adlı bir Rus sanatçı yapmıştır. Birçok öğrenci bu heykeli “Yurtlar Canavarı” adıyla anmaktadır. Elektrik ve Endüstri Mühendisliği bölümü önündeki bir toplantı masası başındaki Prof. Dr. Mustafa Parlar heykeli, bir öğretim üyesinin heykelinin üniversiteye dikilmiş olması ile ülkemizde bir ilktir. ODTÜ’nün ve özellikle Mühendislik Fakültesi’nin kurulmasında unutulmaz emekleri geçen bu değerli hocamız hala ODTÜ öğretim üyeleri ve öğrencileriyle birlikte olmaya devam etmektedir. Onu tanımayan genç kuşaklar kendi aralarında “Masada Oturan Amca Heykeli” olarak isimlendirmektedir. Belki de haklılar, çünkü okula ilk geldiğiniz gün gözünüzü korkutur, derslerin ağırlığı “nereye geldim ben” dedirtir. Ama ilerleyen yıllarda ise alışılıp, geçerken selam verecek hatta masasına oturacak duruma gelirsin. ODTÜ’de ne mimari mekânlar biter, ne de heykeller; ODTÜ Bilim Ağacı; ODTÜ Ankara kampüsünün Eskişehir Yolu kapısındadır. 1965 yılında yerleşkeye konulmak üzere açılan Atatürk Anıtı yarışmasında ikinci gelen proje 1966 yılında Tamer Başoğlu tarafından yapılmıştır. Başka bir heykel; Rektörlük binasının önündeki boş alanda bir kaideye oturtulmuş siyah metal bir heykel. Oldukça yeni olan bu heykel, zamanında ODTÜ’nde ders vermiş bir hocamızın, Dündar Elbruz’un, üniversiteye hediye ettiği bir çalışmasıdır. Kafeteryanın alt girişindeki “Açlık” heykeli, Rektörlük merdivenlerinin başında bulunan “Güneş Saati”, Mimarlık Fakültesi duvarlarında yer alan taşlara oyulmuş heykel ve rölyefler, tüm yol boyunca görebileceğiniz, Einstein, Mimar Sinan, Tesla, Newton gibi birçok bilim adamının büstleri ve tabii ki Rolf Westphal tarafından yapılmış ve her yıl 10 Kasım saat 09.05’te gölgesiyle “ATA” yazdığı rivayet edilen üçlü metal kiriş ve daha benim hatırıma gelmeyen birçoğu… ODTÜ’de birkaç sanat galerisini dolduracak kadar heykel ve anıt bulunmaktadır. Öğrencilik yıllarında her zaman önünden geçersiniz, belki çoğunu fark etmezsiniz. ODTÜ’nün her tarafı işte böyle yaratıcılık, böyle sanat, böyle tarih ve böyle Türkiye kokar… 117 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 BEN ODTÜ’YÜ ÇOK SEVDİM B en ODTÜ’yü çok sevdim Hem de çok. Bir girdim Giriş o giriş. Hiç acele etmedim bitirmek için. Bazıları gibi bir defa değil, her dersi birkaç defa aldım. Hocaların kalbine taht kurdum. Yuluğ Tekin’den, Gürbüz Tüfekçi’den, Arif Hoca’dan ders aldım. Repeat’i, Dismissed’i ezberledim. Çok gittim, çok döndüm. Her bölümden ders aldım. Her kantininde çay içip, tost yedim. İdare’nin kızlarına herkes gibi ben de baygın baygın çok baktım. Çok arkadaş edindim. Bir ömür boyu yetecek anı, Çok ömür boyu sürecek dostluklar edindim. Mutlu Kebap, Şano, JR, El Toro’yu ODTÜ’lülerle sevdim. Tunus’un Afrika’da bir ülke değil, Ankara’da bir cadde olduğunu ODTÜ Tunus servisleri sayesinde öğrendim. Yemekhane kuyruğunda, kasaya varana kadar, bir-iki sütlacı yalayıp yuttum. Ramazan’da geceleri pijama, terlikle yemekhaneye gidip, sahur yemeğinden yedim. AOÇ süt, 50 gram peynir, odaya varana kadar ambalajı delinen zeytinlerle Kahvaltının tadını başka yerde bulamadım. Pantolonlarımı yatağın altına koyarak ütüledim, Ütüyü ters çevirerek üzerinde çay yaptım İki saat önceden kantine sandalye koyup, Arkasına ismimi yazarak rezervasyon yapıp Dallas’ı, Minderimi kapıp, üçlü amfi’de sinema seyrettim. Ben ODTÜ’yü çok sevdim Çokça kavga Çokça dostluk Çokça sevgi Çokça dayanışma Çokça arkadaşlık, Az ihanet gördüm. Sevdiğim kızlara bacı, Tanımadığım insanlara hocam dedim. Alacatlı’da pınarın başında rakı içip, Hazırlığın önünde dövüştüm. Alfabedeki harflerin sol fraksiyonların isimlerini kısaltmaya yetmeyeceğini ODTÜ’de öğrendim. Ben ODTÜ’yü çok sevdim. Çok mutlu oldum. Öyle ki, çeker giderim de bu sevda biter diye mezun bile olmadım. Sizler nerelerdesiniz bilmem ama ben hala bir öğrenci gibi ODTÜ’ye devam ediyorum. Ben ODTÜ’yü çok sevdim. Çok. Zeki Mermerkaya (MinE’ Forever) 118 PİR ALİ BAKIR 157222 - B.Sc. 1981 S. BERAT ERTUNÇ 133959 - B.Sc. 1981 MÜFİT BALABANLILAR 178277- B.Sc. 1981 CAVİT KAÇAR 198655 - B.Sc. 1981 NEJDET BAYKAL 161240 - B.Sc. 1980; M.Sc. 1982 VURAL ÇEKİLMEZ 200295 - B.Sc. 1981 KEMAL DEĞİRMENDERELİ 193581 - B.Sc. 1981 A.HALUK KANIK 163758 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1983 ARİF KARA 200600 - B.Sc. 1981 NADİR KARAPINAR 144626 - B.Sc. 1981 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 mezunları1982 BÜLENT KUZUCU 162834 - B.Sc. 1981 A.FATİH ÖREN 160317 - B.Sc. 1981 MEHMET ÖZCAN 174482 - B.Sc. 1981 MUSA SARIKAYA 18450 - B.Sc. 1981; M.Sc. 1983; Ph.D.1988 MUSTAFA SOYLU 217851 - B.Sc. 1981 AHMET SÜNNETÇİ 195362 - B.Sc. 1981 İBRAHİM ULUDAĞ 162685 - B.Sc. 1981 D. ALİ UZUNÖZ 20257 - B.Sc. 1981 ERCÜMENT YALÇIN 908145 - B.Sc. 1981; M.Sc. 1983;Ph. D. 1990 KASIM ÖZER 162339 - B.Sc. 1981 AHMET SÜZGEN 196741 - B.Sc. 1981 119 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 ÖMER SALAR 148890- B.Sc. 1981 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 BİZİM DÖNEM A nadolu’nun dört bir tarafından gelip toplanmış, değişik kültür ve maddi kaynaklara sahip, kendilerini ODTÜ gibi bir okula girmiş olduğu için şanslı sayan ve geleceğe umutla bakan, biraz neşeli, biraz sıkılgan ve çekingen, bazen ukala, bazen devrimci, bazen demokrat, bazen saldırgan ve çoğu zaman dost bir avuç genç… Şaka filan değil neredeyse 30 yıl geçmiş mezuniyetten bu yana.... O zamanlar, Ümit hocamız (Atalay) ve Celal hocamız (Karpuz) doktoraya yeni başlamışlar, Gülhan hocamız (Özbayoğlu) ise yardımcı doçent. En severek girdiğimiz ve dinlediğimiz desler onların dersleriydi. Zaten bizi sık sık maden gezilerine götürüp bu mesleği seçtiğimiz için ilk ve son kez pişmalık duymamızı sağlamışlardı ama artık çok geç olmuştu. Bu gün bile mangal tutuştururken havalandırma ders notlarını uyguladığımız Tevfik (Güyagüler) hocamız hiç bitmeyen doktorasına başlayalı epey olmuş ama o sıralar hala mütebessim, güya gülüyor... Aydın hocamız (Bilgin) kendisine ders sırasında soru soran olursa, ona çekecek kullanmadan işaret parmak yardımı ile ayakkabısını giymekte zorlanan bir isanın yüz ifadesi ile bakıyordu o zamanlar. Öte yandan Zeki Doğan hocamızın “well, aaaaa ...” haykırışı ile başlayıp hiç bitmeyen cümlelerini ve okunamayacak kadar silik teksirlerini hiç unutamadık. İki dönem boyunca anlatmıştı ama, sondajı da sondaj makinasını da anlayamamıştık. Ne zamanki Savcı hocamız (Özbayoğlu) ek dersler verip arkasından sondaj makinasını göstermişti de haa demek buymuş yorumları yapabilmiştik. Tahsin Yalabık hocamızın (rahmetlik 32 yıl memurluk süresince 31 kez tayin geçirmişti, dersimize geldiğinde yeni emekli olmuştu) adeta ninni söyler edasıyla anlattığı meslek ahlakı derslerinde uykuya direnmek adına hepimiz şair kesilip ders boyunca şiirler ve maniler yazarak ve bunları birbirimize ithaf ederek elden ele dolaştırırdık ama Sıddık Aksoy hocamızın hangi dersi verdiğini ise tam anlayamamıştık, herhalde meslekte aldatılmamanın çareleri gibi bir şeydi. Paşa hocamızın (Günhan Paşamehmetoğlu) koridorlarda avcı balık gibi dolaşıp sataşacak birilerini araması unutulacak gibi değildi. Ağzının sadece yarısı ile konuştuğundan olsa gerek, derslerinde ne anlattığını duyanımız pek olmuyordu ama şansımız varmış ki Naci hocamız (Bölükbaşı) tarih boyunca kullanılmış olan maden makinelerinin temsili resimlerini gösterince epey bilgilendik. Bir de Tüzün ablamız (Denli) vardı. Bölüm ile ilgili her türlü sorunumuzu çözer, sınav erteleme çabalarımıza destek verip her birimize avukatlık yapardı. Şansımız varmış ki arkasından Gülcihan ablamız (Akıman) yetişti ve Tüzün abla görev değiştirince bizleri hocalara yem olmaktan o kurtardı. O zamanlar idari bilimler ve mimarlıkta okuyan kız öğrencilerin de bulunduğu gruplara gıpta ediyor, her fırsatta kız öğrenci sayısının yoğun olduğu topluluklara ziyaret yaparak ya da kapalı spor salonu arkasında tenis kortunda bayanlar tenis maçı olsun diye dua ederek boş zamanlarımızı toplu olarak değerlendiriyorduk. Çünkü sınıfımızda tek kız öğrenci Münevver di ama derslere pek girmezdi, girse de tekel konumunda olduğundan kimse ona yan gözle bakmazdı. Keşke sınıfımızda bir miktar daha kız öğrenci olsaydı da Ahmet (Sünnetçi) gibi bazı arkadaşlarımız bu sayede kendilerine çeki düzen vererek mesleğe mühendis düzeyinden başlayabilselerdi. Bu sıkı eğitimden sonra mezun olur olmaz kimimiz marketçi, kimimiz yağcı, pazarlamacı, dökümcü, beyaz eşya bayi, halıcı kimimiz de akademisyen olarak hayata atıldık. Başka iş bulamadıklarından mı yoksa tesadüfi olarak mı bilinmez, fiilen meslekte çalışanlar da oldu aramızda galiba.... Aramızdan ayrılan cefakar hocalarımızı ve bölüm çalışanlarını rahmetle anıyor, yaşamını sürdüren hocalarımıza ve çalışanlara sağlık ve mutluluklar diliyoruz.... A.Haluk Kanık (MinE’ 81) 81 Mezunları adına 120 ERDOĞAN AKALIN 172015 - B.Sc. 1982 RAGIP AKINCI 206391 - B.Sc. 1982 ÜNAL AKKAYA 188409 - B.Sc. 1982 SEDAT BİLGEN 186676 - B.Sc. 1982; M.Sc. 1985 A.İHSAN BÜYÜKKOÇ 156856 - B.Sc. 1982 HALUK DUMAN 911222 - B.Sc. 1982; M.Sc. 1985 MUSTAFA ERDOĞAN 228346 - B.Sc. 1982 MUSTAFA ERDURSUN 145045 - B.Sc. 1982 M. ALPER HATİPOĞLU 150925 - B.Sc. 1982 H.HAKAN İÇTEN 180216 - B.Sc. 1982 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 mezunları1983 KANİ KANOL 9699 - B.Sc. 1982 AHMET KAYGISIZ 227462 - B.Sc. 1982 İBRAHİM KONUK 224113 - B.Sc. 1982; M.Sc. 1991 DOĞAN SÜZMEN 173906 - B.Sc. 1982 MÜNEVVER TOPRAK (SIRLI) 171009 - B.Sc. 1982 CENGİZ UÇKUN 220061 - B.Sc. 1982 İSMAİL BURHAN VURAL 184010 - B.Sc. 1982 ÖZCAN YALÇINKAYA 111666 - B.Sc. 1982 M. CAHİT YÜKSEL 226936 - B.Sc. 1982 H. KENAN LÜTFULLAHOGLU 216622- B.Sc. 1982; M.Sc. 1984 MUZAFFER ULAŞ 151282 - B.Sc. 1982 121 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 ZEKERİYA ÖZCAN 163501 - B.Sc. 1982 TURGAY URHAN 191965 - B.Sc. 1982 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 ODTÜ’DE SANATIN KALBİ: KKM R ektörlüğe kadar gelmişseniz, yolun karşı tarafındaki Kültür ve Kongre Merkezi’ne bir bakmadan olmaz. 1993 yılında yapılmıştır KKM. KKM’nin ön yüzünü boydan boya kaplayan camlar kocaman bir aynadır. Haziran ayında Mezunlar Günü için bir tribün gibi çepeçevre saran çimlere ve duvarlara oturan mezunlar, Mezunlar Günü’nün değişmez etkinliği olan THBT’nin fosillerini izlerken bu büyük aynada kendileri de görürler. ODTÜ Sanat Festivali ve Plastik Sanatlar Sergisi, Ankara Caz Festivali, Martfest, Öğrenci Tanıtım Toplantıları, Kariyer Günleri, Kariyer Fuarı, KALDER toplantıları gibi çok sayıda toplantıya her yıl ev sahipliği yapmaktadır. KKM’de bir etkinlik olduğunu anlamanın görsel bir ipucu vardır, ODTÜ’lüler bunu bilir. Ana kapının iki tarafındaki havuzun fıskiyeleri çalışıyorsa içeride mutlaka bir etkinlik vardır. ODTÜ KKM, yeni bir merkez olsa da, bilim, kültür ve sanatın kalp atışlarını duyduğumuz, ODTÜ ruhunun ayrılmaz bir parçası olarak yerini aldı. 122 ABDUL WAHAB ABDULHAMEED 232215 - B.Sc. 1983 ORHAN Z. ACARALP 277905 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1985; Ph. D. 1993 HARUN BAYRAV 229195 - B.Sc. 1983 M. ATİLLA BAYSAL 911677 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1986 OKTAY ERCAN 192559 - B.Sc. 1983 MÜFİT ERDİL 254318 - B.Sc. 1983 BIJAN GHARAI 159558 - B.Sc. 1983 KAZIM GÜNGÖR 191726 - B.Sc. 1983; M.Sc. 2010 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 mezunları1984 MOH’D HAMMOURI 260844 - B.Sc. 1983 HAYATİ KARAMAN 214189 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1994 ALAATTİN KOÇAK 190496 - B.Sc. 1984 BEHZAD P. GILLANİ 202852 - B.Sc. 1983 HAYDAR SARIOĞLU 254631 - B.Sc. 1983 İZZET FADIL UĞURAL 111230 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1986 H. NEJAT UTKUCU 212373 - B.Sc. 1983 NİHAL UYSAL 191189 - B.Sc. 1983 O. ORUMWENSE 287821 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1985 123 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 YILLAR, MEVSİMLER ve ODTÜ’DE MERDİVENLER O DTÜ’de bir fotoğraf, 60’lı yılların sonları olmalı… U-3’ün ve Matematik Bölümü’nün tuğla ve çıplak beton duvarları, bölümlere giden ana yürüyüş yolu- nun zeminindeki taşlar, herşey çok yeni… Ağaçların hepsi henüz fidan, U-3’ün gölgesinden başka gölge görünmüyor. Kırk yıl sonra, bu merdiveni çıkıyorsun. Önce 4 basamağı çıkıp düzlükte birkaç adım, 12 basamak daha, sonraki 11 basamağı izleyen düzlükler ve 8 basamaktan sonra bölümlere giden ana yürüyüş yolunun arnavut kaldırımları… 40 yıl öncesinin gölgesiz merdiveni şimdi çeşit çeşit ağaçların gölgelerinin altında duruyor. Yağmurda ıslanmış, soğukta donmuş, güneşte kavrulmuş, milyonlarca kez basılmış basamaklar yıpranmış bu uzun yıllarda. Zaman zaman yapılmış onarımların izleri birçok basamakta görünüyor. ODTÜ’de yaşamın parçasıdır merdivenler. Kimileri pek bir ayak altındadır. Sabah, akşam ve öğle saatlerinde her basamağında birkaç kişinin olduğu anlar yaşanır. Kafeteryanın altındaki dolmuş duraklarından yola inen merdivendir bu saatlerde en kalabalık olanı. Yürümeye devam edip, stadyumun yanından geçince bir başka merdiven yurtlara çıkar. Ağaçların arasında bir zamanların ünlü merdiveni vardır. İnşaat Mühendisliğinden spor salonuna iner. Rektörlükten bölümlere giden ana yola, U-3’ün karşısından çıkan merdivenler çok kullanıldığından olsa gerek, çabuk eskir. Sık sık kırılan köşeleri onarılır. Değişmeyen yalnızca basamakların sayılarıdır… Bölümlere giden ana yürüyüş yolu arnavut kaldırımı döşeli ya da beton düz yollardan ve merdivenlerden oluşmuştur. Maden Bölümüne giderken o yol boyunca merdivenler hep çıkar karşına hiç iniş yoktur. Her merdivenin çıkışında iki tarafta ODTÜ logosuna benzeyen metal kürelerin içinde lambalar vardır. Yıllar geçer, mevsimler değişir ve o eski fotoğraflardaki merdivenler üzerinde yürüyen öğrenciler ile birlikte bugüne kadar gelir. Yıllar, mevsimler ve üzerinde yürüyen nice ODTÜ’lüler, o fotoğraflarda görünür. Fotoğraflarda görünmeyen bir tek şey vardır; Anılar… 124 AYSIN AKIN 221425 - B.Sc. 1984 İRFAN AKIN 254052 - B.Sc. 1984 DEDE VAHİT ALTINSOY 254086 - B.Sc. 1984 KADİR ARTAN 254110 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1990 SALİH AYDIN 277921 - B.Sc. 1984 AYHAN AYKUT 194050 - B.Sc. 1984 HÜSEYİN CANPOLAT 254193 - B.Sc. 1984 DEVRİM ÇANDIR 254201 - B.Sc. 1984 NAZMİ ÇETİN 254219 - B.Sc. 1984 ŞÜKRÜ DİKKAYA 278010 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 mezunları1985 NESLİHAN DOĞRU 271189 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 NESRİN DURMAZ BAYTOK 217372 - B.Sc. 1984 ADİL GÜRHAN 911248 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1986 M. ALİ HİNDİSTAN 254391 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987; Ph. D. 1997 BERNA F. ERENEL VATAN 278036 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1990 MUSTAFA İNCE 254417 - B.Sc. 1984 SEDAT ERİKLİ 278044 - B.Sc. 1984 METİN KARAKAYA 228676 - B.Sc. 1984 125 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 HÜSEYİN EROL 278051 - B.Sc. 1984 BAYRAM KIZIL 216895 - B.Sc. 1984 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 BİLGEHAN KURU 278150 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 N. RADMARD 180943 - B.Sc. 1984 M.A.RASHED 231720 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 VELI SAATOGLU 173576 - B.Sc. 1984 MUAMMER ŞAHİN 210302 - B.Sc. 1984 EMİN NACİ SALİH 185918 - B.Sc. 1984 BÜLENT ŞENTÜRK 278283 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987; Ph. D. 1996 NEJAT TAMZOK 308999 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 F.BÜLENT TAŞKIN 278309 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1992 F. TUNÇ TERCAN 193201 - B.Sc. 1984 EFSER NEVZAT TİMUR 254680 - B.Sc. 1984 Z. NİLÜFER TORAL 210393 - B.Sc. 1984 MÜRÜVVET UYSAL MAMUREKLİ-243857; B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 BAHTİYAR ÜNVER 278341 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1985 TURHAN ÜNVER 254748 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1993 MUSA METE YEŞİL 278374 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 DOĞAN YİĞİT 192278 - B.Sc. 1984 ÇOŞKUN YÜNKÜL 216796 - B.Sc. 1984 1984 mezunları 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 126 ODTÜ’NÜN ORTA YERİ: KAFETERYA K afeterya; ODTÜ kampüsünün ilk binalarından biridir. İlk yıllarda ODTÜ’nün şehrin çok dışında olduğu düşünüldüğünde kafeteryanın ne kadar önemli olduğunu anlamak için o zamanları yaşamış olmak gerekir. ODTÜ’de başka yemek seçeneklerinin olmadığı doksanlı yıllara kadar öğle yemeklerinde kafeteryanın her iki kapısından taşmış uzun kuyruklara girilirdi. Yılbaşı menüsü olarak hindi ve baklavası, her Mezunlar Günü’nde eski mezunların güzel yemek günlerinden bir anı olarak sunulan Ankara Tavası meşhurdur.ODTÜ’ye gelenlerin en kısa zamanda öğrendiği iki sözcük “hocam” ve “kaynak” olmuştur. Herkes birbirine hocam der ve birçok kişi kafeteryada kuyruklarda kaynak yapardı. Buna kimse kızmazdı. Çünkü, herkes acelesi olduğu bir başka gün kendisinin de kaynak yapacağını bilirdi. 1990’lardan önce ODTÜ’deki yemek imkânları bu kadar geniş değildi. ODTÜ’de herkes (öğrenci, işçi, memur, asistan, öğretim üyesi) kafeteryada yemek yerdi, her ne kadar salonları ayrı da olsa en büyüğünden en küçüğüne, sınıfsızca yenilen bir yemek ve ortak solunan bir hava mevcuttu kafeteryada. O güzel kafeterya, ODTÜ’nün tam ortasında yarım yüzyıla yakın zamandır ODTÜ’lülerle yaşıyor. 127 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 BENİM BÖLÜMÜM N e zaman bölümümüzü anımsasam, içim mutlulukla doluyor. Zaman zaman nedenini düşünüyorum. Uzun yıllar bölümde kalmamdan olabilir mi? Öğretim üyelerinden, öğrencilerden ya da çalışanlardan? Yoksa hepsi birden etkili mi? Belki de yavaşça yaşlanıyoruz ve de belleğimiz kötü anıları unutmayı yeğleyerek bize, sadece mutlu anıları hatırlatıyor. Sonunda bir sonuca varıyorum. Ben o bölümü seviyorum. Bu kadar basit aslında. Anılarımı ve bugünde yakın, uzak fark etmeden dostlarımı seviyorum. Bizim sınıf 12 Eylül öncesini gören en son sınıftı. Maden Bölümlerinde genellikle oluşan, hafifçe de feodallik kokan, birbirini tutma, destek çıkma, bizim sınıfta en üst düzeyde idi. Daha dün gibi, bir arkadaşımıza yamuk yaptıkları için Mimarlık Bölümünü otuz kişi ile basmamız. Değişime başlangıçta uyum sağlayamayarak, yemekhanede ya da otobüse binerken sürekli olay çıkarmamız. Çıkardığımız olaylar o kadar çoktu ki, sonunda, yıllığımızda çıkan ve başka bölümden bir arkadaşımızın çizdiği “Kaçın Madenciler geliyor” karikatürü oluştu. Bölüme ilk gelişim, öğrenci temsilciliğindeki bizim çocuklarla tanışmak içindi. Ulaş’la ÖTK Odasında tanıştık. Daha sonra da birinci sınıflarla yapılan toplantıyla bölüme geldik. Bize bilgi veren Tevfik Hocam sordu ‘Girişte bir harita var, üzerindeki yazıyı okudunuz mu?’ Bazılarımız okumuştu “Doğal Kaynaklarının Gerçek Sahibi Halktır”. Otuz yıldan fazla oldu. Müfit Erdil’in isteği üzerine, bu sözü en son Oda Genel Kurulu’nda da söyledim. 12 Eylül bugün yeni gençler için çok şey ifade etmiyor. Biz yakından biliyoruz. Bir dönemin bitip, başka bir dönemin başladığı bir tarihtir o. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bazı arkadaşlarımız 12 Eylül’le birlikte içeri alındılar. YÖK Kuruldu. Askeri Cunta altında, öğrenciliğimiz devam etti. Türkiye değişti, bizde inadına birbirimize sarıldık. Yüzde 70 devamlar ve bir takım YÖK uygulamaları bize çok dokunmadı. Her şeye karşın geçmişten gelen ve iyi olan öğretim üyesi, öğrenci ilişkileri belli düzeyde devam etti. Öğretim üyelerine sıkıyönetim bir sürü anlamsız görev çıkardı. Jandarmanın, bir öğretim üyemize, aranan bir öğrencimizi sorduğunu ve onun da “hiç görmediğini” söylemesinin de tanıklarındanım. Sorulan öğrenci, yarım dakika önce yanımızdan geçmişti. Gittiğimiz Surveying ya da Ekonomi gibi derslerde, sayımız az olsa da, her zaman ağırlık koyduk. Survey dersinde, sınav sırasında İnşaat’ın asistanlarıyla ağız dalaşına girdik. Sınav kâğıtlarımızı alabileceklerini söylediler, ama onlara bu işin o kadar kolay olamayacağını gösterdik. Alamadılar. Sınıf olarak, bir kez daha dik durmuştuk. Sınavdan çıkıp, Taci Baba’ya (Tacettin Ataman) asistanları şikâyet etmemiz, onunda İnşaat Bölüm Başkanını arayarak, Ben Taci Baba, Tacettin Ataman, Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı, bizim çocuklara, sizin asistanlar kötü davranmışlar, bir daha olmasın dediğinin bizzat tanıkları arasındayım. Final sınavına, İnşaat Bölüm Başkanı bizzat gelerek kontrol etti. Yine aynı Taci Baba, Mustafa Başçavuş’u arayarak isteğimiz üzerine, kantini yeniden açtırmıştı, üstelik bizlere kefil olarak. Bölüm futbol takımımız, Yer Bilimleri adı altında, finale kaldığında, o gün takımı destekleme kararı aldık. Üçüncü sınıfta idik. Diğer Hocalarımızdan izin aldıktan sonra, Paşa Hoca’ya çıktık ve dersi ertelemesini istedik. Nedenini de anlattık tabii ki. Hoca bizi dinledi. “Futbol önemli bir iştir. Madem finale kaldınız gelmeyin, ders 128 yapılmayacaktır” dedi. Şok olmuştuk. Yine Paşa Hoca da maçı izlemeye gelenler arasındaydı. Kimler yoktu ki, öğrenciler, öğretim üyeleri çalışanlar. Jeoloji öğrencileri de oradaydı. Herhalde taraftar desteğine sahip tek takım bizdik. 1980’den sonra, bir futbol maçı da olsa, uzunca bir süre sonra ilk açılan pankartta o maçta idi. Aynı gün için Termo dersi hocasından da izin istemiştik vermedi, bende ona, gelirse de kimsenin olmayacağını söyledim. Geldi, sınıfta kimse yoktu. Bu söylem en az bir harfime mal oldu. Kimin umurunda? Rahmetle andığım Erdal Hocam, beni aradı. “Bülent, şöyle çok tozlu, pis görünen bir işiniz var mı?”. “Buluruz Hocam ne oldu?”. “Dekanlık, asistanların ve hocaların kravat takmasını istiyor. Dekan yardımcısı 12 gibi gelecek. Orada ol, seni ziyarete geleceğiz”. Laboratuarın büyük kapısını açıp, karbonatlı kurşun, çinko cevherini, laboratuarın ortasına döküp elemeye başladım. Her taraf turuncu tozlarla kaplandı. Diğer kapıdan Erdal Hoca ile Dekan Yardımcısı içeri girdiler. “Hocam Bülent Bey, Cevher Hazırlama asistanlarımızdan” diyerek beni tanıttı. Eleği bırakıp yanlarına yaklaştım. Dekan Yardımcısı açık renk bir takım giymişti. “Aman fazla yaklaşmayın, bu tozlar, üstünüze siner ve nemle karşılaşırsa, çıkmaz lekeler oluşur” dedim. Dekan Yardımcısı içeri fazla girmedi, elimi de sıkmadı. Erdal Hoca elimi sıktı. “Hocam soracaklarınızı, sorabilirsiniz dedi”. “Bülent Bey, bunun başka yöntemi yok mu” sorusuna “Var, ıslak da eliyoruz. Onu daha sonra yapacağım, üzerimdeki lekeler, ıslak elemenin sonuçları” dedim. Çıkarken, Erdal Hocam anlatıyordu “Hocam, bu çocuklar nasıl takım elbise giyip, kravat takacaklar. Öyle giyinseler, bu işleri nasıl yapacaklar? Aslında laboratuara duş, banyo yaptırmamız lazım.” Laboratuara duş banyo yapılmadı ama bizler kravat takmaktan kurtulduk. Rahmetli Hasan Evirgen, 310 finaline gelmedi. Gülhan Hanım başlamak istedi, “Hasan yok hocam, o gelsin başlarız” dedik. Gülhan Hanım “peki” dedi. Mete “ben bir telefon edeyim” dedi ve çıktı. Gülhan Hanım “nereyi arayacak ?” diye sordu. “Yurdu, belki uyuyakalmıştır.” Yani o uyanacak, gelinceye kadar bekleyecek miyiz dedi. ‘Evet’ dedik. Bir kahkaha attı, ‘napalım bekleyelim’ dedi. Mete içeri girdi ’Hocam Hasan gelmeyecekmiş, dersi bırakmış’. Gülhan Hanım bir kahkaha daha attı ve sınava başladık. Yine çok sevdiğimiz ve kaybettiğimiz başka bir dostumuz, Nadir Karapınar geldi, bizi buldu, Oda’ya yönlendirdi. Zonguldak Kömür Kongresine gittik. Oradaki öğrenci toplantısında da ODTÜ Maden Müh. öğrencisi olduğumuzu herkese gösterdik. Özellikle Hocalarımızla briç oynarken ve bizim kazanacağımız kesinleşince, M.Ali Hindistan’ın “Bülent, artık Hocalarımıza, pamukla su verme zamanı geldi” dedi. Hocalarımızın da cevap olarak yaptıkları esprilerle devam ettik. Akşam koğuşta diğer okul öğrencilerinin “Sizler Hocalarınızla nasıl böyle konuşuyorsunuz, nasıl cesaret edebiliyorsunuz” sorusuna o günün koşullarında yeterli yanıtı veremedik. Aradan yıllar geçti hala öyle konuşuyoruz. O karşılıklı sevgi ve bütün hinliğimizin ve haylazlığımızın arkasında ki saygıyı o gün anlatamadık. Bu gün anlatabilirim. Paşa’nın deyimiyle, bütün anarşistliğime(mize) rağmen(Paşa Hoca bazı konuları çok iyi bilir ama anarşistin ne olduğunu bir türlü öğrenemedi), o sevgiyi, saygıyı hep gösterdik. Karşılığını da aynı şekilde gördük. Her üniversite, her bölüm, zaman içinde kendi kültürünü oluşturur ve geliştirir. Bizimki de böyle işte. İyi ki bu bölümde okumuşum, ne mutlu ki sizleri tanımış, sizin gibi dostlarım olmuş. Bülent Şentürk (MinE’ 84) 129 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 ODTÜ’NÜN SİMGESİ: MM BİNASI O DTÜ silüetinin en belirgin ve en aykırı binasıdır, MM (Mühendislik Merkez) Binası. 1980 öncesinde öğrenciler, en üst katına çıkar, fincanda çay içer ve tüm ODTÜ’yü boydan boya seyrederlermiş en üst katında. 12 Eylülle beraber ODTÜ’deki tüm güzellikler gibi, bu da yasaklandı. Yıllar sonra bu zevk tekrar yaşanmaya başlandı.Şimdilerde ODTÜ’nün en yüksek binası olması ve pek çok yerden görülebilmesi nedeniyle MM Binasına, Daltonlar’a da atıfla “Avarel” deniyormuş. MM’in en üst katında daha bir başkadır ODTÜ. Hazırlıktan bölümlere kadar uzanan yürüyüş yolu, boydan boya, her zaman cıvıl cıvıl öğrenci dolu. Diğer taraftan bakıldığında stadyumun halı gibi çimleri uzanır yurtlar boyunca. Spor Salonu yukarıdan kanatlarını açıp başka dünyalardan gelip konmuş gibidir. Hazırlık yönüne baktığınızda artık ağaçların binaları kapattığını görürsünüz. Mühendislik yönüne baktığınızda ise İnşaat Mühendisliği ve bitmez tükenmez laboratuarları. Eskiden MM’in önünde küçük bir havuz ve havuzun üstünde bir köprü vardı. Özellikle karlı-buzlu havalarda o köprü çok daralırdı. Şimdilerde o havuz kocaman bir saksı olmuş, çiçekler ve ağaçlar var üzerinde. ODTÜ’deki adres tariflerinin başlangıç noktası, uzun boylu, yakışıklı MM Binası hala tüm ihtişamı ile herkese ve herşeye tepeden bakmakta. 130 GÜVEN AKDOĞAN 308577- B.Sc. 1985; M.Sc. 1987 YUSUF ZİYA AKGÖK 254045 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1993 SUAT BOZTAŞ 277947 - B.Sc. 1985 KÜRŞAD CEYLAN 308668 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1987 BİRCAN AKSOY(ERKAN) 308585 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 SELAHATTİN CÜCE 284287 - B.Sc. 1985 GÜROL BAŞARAN 308626 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1988 KENAN DİKBIYIK 308692 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 mezunları1986 HALİL DOĞAN 254276 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 HASAN EVİRGEN 254326 - B.Sc. 1985 M.HUSEİN HALLANİ 284299 - B.Sc. 1985 A.SAFDER İPLİKÇİOĞLU 254441 - B.Sc. 1985 M. KEMAL GÖKAY 308759 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 YAKUP KAYGUSUZ 308817 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1990 CESUR HAKKATAPAN 309054 - B.Sc. 1985 TUNCAY KILIÇARSLAN 308825 - B.Sc. 1985 131 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 SERDAR ÖZBEK 308882 - B.Sc. 1985 YELDA. S.Ö.(ULUDAĞ) 278226 - B.Sc. 1985 REHA ÖZEL 308890 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988; Ph. D. 1995 M..GÖKSEL PAZARCI 211482 - B.Sc. 1985 BİROL SEMERCİ 308932 - B.Sc. 1985 İBRAHİM SEVİN 308940 - B.Sc. 1985 ÖMER SEZGİN 308956 - B.Sc. 1985 SUAT ŞAHİN 278275 - B.Sc. 1985 FARUK TEZEL 309013 - B.Sc. 1985 REŞİT VATAN 171090 - B.Sc. 1985 1985 mezunları 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 T. DEVRİM VURAL 278358 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 132 ŞAHAP YASAN 309047 - B.Sc. 1985 ÜMİT YILDIRIM 187005 - B.Sc. 1985 133 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 134 135 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 136 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 137 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 1986 > 1987 > 19 dünya 1986; Olof Palme öldürüldü... 28 Şubat 1986 gece yarısı Dünya kamuoyunun barış güvercini türkiye 1986; Sinagog Baskını... İstanbul Neve Şalom Sinagogu’na baskın. 23 kişi öldü. 1987; Özal olarak adlandırdığı İsveç Başbakanı Olof Palme, sokak or- tekrar başbakan... 29 Kasım 1987 tarihinde erken genel tasında faili meçhul bir cinayete kurban gitti. 1986; yılın- seçimler yapıldı. ANAP lideri Turgut Özal’ın seçimlerdeki daki seçimlerde Nazi ordusunda görev almış BM eski Genel sloganı “her aileye bir otomobil” idi. Geniş halk tabakaları- Sekreteri Kurt Waldheım, Avusturya devlet başkanı seçil- nı hedef alan bu slogan “müreffeh” bir Türkiye’nin hayalini mişti. Kurt Waldheım’ın II. Dünya Savaşı sırasında bir Nazi sunuyordu. 1988; 18 Haziran 1988 tarihinde Özal’a sui- subayı olarak Bosna’da yaptıkları tüm kamuoyu tarafından kast düzenlendi. 1988; Kuzey Iraklılar bilinmesine rağmen milyonlarca Avusturyalı “hafıza kaybı- Türkiye’de...16 Mart 1988 tarihinde na” uğramıştı. İspanya ve Portekiz’in AT’ye tam üye oldu- Irak uçakları Halepçe ve Hormal ka- lar.1987; Çin’de binlerce öğrenci Tianenman Meydanı’nda sabalarına hardal gazı içeren kimyasal yürüdüler 1988; Komünist Parti’nin, Gorbaçov’un Perest- bomba atmıştır. Irak ordusunun saldı- roika politikasını onaylaması1988; rısından kaçan Kuzey Iraklılar Çukurca İran-Irak Savaşında Ateşkes1989; ve Uludere sınırına yığılmış, daha sonra Humeyni’nin ölümü1989; Çin’de Hakkari ve Diyarbakır’da oluşturulan çadırkentlerde barın- Pekin’in Tienanmen Meydanı’ndaki dırılmışlardır. 1988; Türkiye 20 yıl sonra Olimpiyatlarda büyük gösteriye askeri müdahalede altın madalya aldı. G. Kore’nin başkenti Seul’de gerçekleşti- bulunuldu. Bu olaylarda 2.000 ci- rilen olimpiyatlarda Naim Süleymanoğlu ardı ardına olim- varındaki öğrenci hayatını kaybet- piyat ve dünya rekorları kırarak altın madalya aldı. 1989; ti.1989 Tudor Jivkov’un İstifa Etmek Zorunda Kalışı 1989; Bulgaristan’dan zorunlu göç1989; Güneydoğu Anadolu Berlin duvarı yıkıldı... Doğu Berlin ile Batı Berlin’i birbirin- Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (GAP)’ın kurulu- den ayıran Berlin Duvarı’nın yıkılması Sovyetler Birliği’nin şu 1990; İslami Terör Yayılıyor... İslami terör 1990’da da çöküşünün ve dünyada Soğuk Savaş’ın sona ermesinin aydınları hedef almayı sürdürmüştür. 31 Ocak’ta Muam- simgesi olarak kabul edilmektedir.1989; ABD, Panama’yı mer Aksoy, 7 Mart’ta Çetin Emeç, 4 Eylül’de Turan Dursun işgal etti.1990; Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Soğuk ve 6 Ekim’de Bahriye Üçok suikastlar sonucu yaşamlarını Savaş’ın sona ermesi1990; İki Almanya’nın birleşmesi yitirmişlerdir. ğiştirmiştir. Berlin Duvarı Yıkılıyor 138 988 > 1989 > 1990 odtü 1986; Rektör Prof. Dr. Gönlübol, Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğ- maden 1986; İsveç, Finlandiya, Norveç Madenciler Birliklerinin ortaklaşa düzenledikleri “13. Dün- ramacı ile 5 yıl süreyle ODTÜ’den öğretim üyesi almayaca- ya Madencilik Kongresi” 1-5 Haziran 1986 tarihleri arasında ğına dair bir anlaşma imzalanmıştır. 1987; Türban yasağı... Stockholm’de toplandı. 1986; 12 Ocak 1987 tarihinde YÖK’ten ilk türban yasağı uygula- Teskere-i Samiye yürürlükten ması gündeme geldi.1987; 1987 yılı temmuz ayında görev kaldırıldı. 1987; Türkiye Ma- süresi sona eren Rektör Prof. Dr. Mehmet Gölübol’un yerine dencilik Bilimsel ve Teknik 10. üniversitemiz ilk oğrencilerinden Endüstri Kongresi, 11-15 Mayıs 1987 ta- Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. rihleri arasında Ankara’da ger- Dr. Ömer Saatçioğlu Rektörlüğe atanmış- çekleştirildi.1988; tır.1988; Üniversitemiz’in kuruluş yasası 19-25 Eylül 1988 tarihleri arasında, MTA ve Etibank Genel 27 Mayıs 1959 tarihinde Türkiye Cumhu- Müdürlükleri tarafından ortaklaşa düzenlenen “Gelişmekte riyeti Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiştir. Üniversite Senatomuz bu tarihi esas alarak 27 Mayıs gününü ODTÜ Günü olarak belirlemiş ve bu günü her yıl bir törenle kutlama yönünde tavsiye kararı alınmıştır. 1989; 1989 yılında bilgisayar kapasitesi artırıldı. Kampus fiber optik bilgisayar ağı oluşturuldu ve uluslararası ağlara bağlandı. Kişisel bilgisayar sayısı 1000’e ulaştı. Stratejik planlama komitesi kuruldu. Mezunlar günü ilk kez düzenlendi ve mezuniyetlerinin 30. yılını dolduran mezunlara plaket verme sistemi kuruldu. 1990; Türkiye’nin ilk teknoparkı kuruluş çalışmalarına 1987 yılında başlanmıştır. 1990 yılında teknoloji tabanlı girişimci firmalara maddi, manevi ve lojistik anlamda destek olmak amacıyla, ODTÜ ve KOSGEB arasında imzalanan işbirliği protokolüyle Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) açılmıştır. Olan Ülkelerde Küçük Ölçekli Madencilik” konulu Birleşmiş Milletler Semineri yapıldı. 1989; TTK Rehabilitasyon ve İşgücü İyileştirme Projeleri başlatıldı. Teskere-i Samiye yürürlükten kaldırılması ile oluşan hukuksal boşluğu gidermek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile Havzanın sınırları yeniden belirlendi.1990; 17 Kasım 1990 tarihinde Genel Maden-İş Sendikası toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine, çeşitli işyerlerinde çalışan toplam 48 bin üyesi için grev kararı aldı. 1990; Birinci Madencilik Şûrası 21 -22 Haziran 1990 tarihlerinde Ankara’da, Milli Kütüphane Salonlarında toplandı. Şûranın açılış oturumuna, Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL ve Başbakan Yıldırım AKBULUT yaptı. Şura’ya; milletvekilleri, üniversite, kamu ve özel kuruluşların üst düzey yöneticileri meslek odaları ve sanayi odaları temsilcileri ile çeşitli kurumları temsilen delegeler katıldı.1990; Değerli bilim insanı Prof. Dr. Tacettin Ataman vefat etti. 139 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 Ankara’da 140 BAYRAM ARI 329028 - B.Sc. 1986 NADİR AVŞAROĞLU 308601 - B.Sc. 1986 AYLA AYDIN 277913 - B.Sc. 1986 ERSİN AYDIN 196907 - B.Sc. 1986 ÖZCAN BARAN 277939 - B.Sc. 1986 TAYLAN BOZDAĞ 360644 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1988; Ph.D.1996 ALP CENGİZ 308650- B.Sc. 1986 ATİLLA CEYLANOĞLU 328856 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1988; Ph.D.1991 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 SALİH DİLBAZ 187690 - B.Sc. 1986 A.TAMER DİNÇER 328864 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1988 HALİS DOĞAN 254284 - B.Sc. 1986 M. HALUK ERGİN 328914 - B.Sc. 1986 MÜCELLA ERSOY 308726 - B.Sc. 1986 M.Sc. 1988 GANİMET GENÇ 278069 - B.Sc. 1986 KAYA GÜLTEKİN 278077- B.Sc. 1986 M. BAHTİYAR GÜVEN 278085 - B.Sc. 1986 141 1986> 1987 > 1988> 1989 > 1990 mezunları1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 K. YALÇIN HATİPOĞLU 328955 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1990 J.MAJED HUSSİEN 286872 - B.Sc. 1986 M. TÜRKAY IŞIKAN 292961 - B.Sc. 1986 ZEKAİ IŞILDAR 308783 - B.Sc. 1986 BAHATTİN OLMUŞ 329003 - B.Sc. 1986 ÜMİT YAŞAR ÖNDER 278184 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1989; Ph.D.1995 REŞAT ÖZKALAN 284283- B.Sc. 1986 DAVUT SAYDAM 335703 - B.Sc. 1986 MUSTAFA SEVER 278259 - B.Sc. 1986 ŞAİKA SÜLEYMAN YÜREK 329037 - B.Sc. 1986 M.Sc. 1988 A. ÖZDEN ŞANTAY 308981 - B.Sc. 1986 M.Sc. 1990 MEHMET SAMİ TALU 329060 - B.Sc. 1986 AKIN TAMER 361121 - B.Sc. 1986 ALİ ZAFER TOPER 329078 - B.Sc. 1986 M.Sc. 1988 AHMET RACİ USLU 361154 - B.Sc. 1986 B.HADİ YOLASIĞMAZ 329110- B.Sc. 1986 1986 mezunları 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 142 ODTÜ’DE SONBAHAR Ankara’da pek çok şey güzeldir Sonbahar, ayrı bir güzeldir. Hele Akdeniz’in haddinden fazla sıcak ve nemli ikliminden sonra Ankara’da sonbahar hasretle beklenir. İki özlem birden yaşanır. Okulların tekrar açılması ve ODTÜ’de sonbahar Sonbaharın en yakıştığı kenttir Ankara At kestanelerinin yaprakları sarıdan kahverengine çalar. “Herşeyi süpürebilirsin, sonbaharı süpüremezsin” demiş şair Gerçekten de öyledir; ODTÜ’de sonbahar. Sabahları ODTÜ’ye gelmek için Güvenpark’da dolmuş kuyruğu Eskişehir yolunda bitişik düzende trafik ve gri bir kent Her sabah yaşanan bu telaşın içinden ışık hızıyla girersin A1 kapısından Alice Harikalar Diyarında gibi farklı bir dünya Bu durumun abartı olmadığını bilirsin Şehrin trafiğinden kaçıp, Şehrin içindeki ormana girersin Herşey birdenbire başlar Bir kapıdan girince sarının, kahverenginin, kırmızının her tonu Çam ağaçları ve at kestaneleri ile donatılmış bir kampüs ve bu renklerin birbirlerine geçişini ağaçlarda ve toprakda görürsün Bölümlerin arkasındaki ufak tefek kafeteryalarda; Çatı’da, Denizatı’nda, Arkabahçe’de, Beşeri ya da Fizik kantininde Sonbahar yapraklarının toprağı kapladığı Toprak kokusu eşliğinde arkadaşlarla çay içer, ders saatini beklersin. ODTÜ’de yaşanabilecek en güzel mevsimdir sonbahar... Kampüs sarıya boyanır, kantinler, kafeler aşk kokar, Ders çıkışları elele insanlarla dolar Kütüphane önü Düşen sarı yapraklar altında servis bekleyenler ve Biran önce yurtlarına dönmeye çalışan kalabalıklar ODTÜ’ye en yakışan mevsimdir sonbahar... ODTÜ’de bu mevsimde hep bir toprak kokusu olur. ve bu koku bagımlılık yaratır. Akşam yemeği için yurttan çıkar, kafeteryaya gidersin. Uzun zaman sonra gördüğün dostlar, sohbet, toprak kokusu Yemekten sonra ODTÜ’nün içinde uzunca bir tur atılır. Çarşının ya da lojmanların oralarda bir banka oturulur Geçen kişilere bakılıp, tanıdıklarla selamlaşılır. Sarmaş, dolaş çiftlere, genç kızlara bakarsın. Giderek zorlaşan dersler, yaklaşan sınavlar 143 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 Derin bir nefes alırsın Tüm ciğerlerini sonbahar kaplar... ODTÜ’de Sonbahar; Hafif bir rüzgar eser, Ağaçların yaprakları sarı ve kırmızının her tonuna bürünür, 8.40 dersi yaklaşır, Kafeterya önünden Hazırlık binasına kadar Yürüyen yüzlerce insanı görürsün.... Meraklı bakışlarla etrafındaki diğer insanları süzersin, İçinde değişik duygular, merak, heyecan, mutluluk, umut... ODTÜ’nün en güzel mevsimidir sonbahar Dersden çıktığında dışarıda yağmur, Sonbaharda hafif hafif çiseler, Kafan karışık, değişik planlar, Laboratuarlar, projeler, sınavlar üst üste gelmekte Yağmur bastırmadan hemen yurda gidebilsem. Kestirme olsun diyerek Rektörlüğün önünden gidersin Stadyumun yanından geçerken, Yağmurun belirginleştirdiği yazıyı okursun Sonbahar’da bir sıcaklık… Hafifçe ıslanmaya başlarsın At kestanelerinin yapraklarına bastıkça çıkan sesler Sarı, kahverengi yaprakların arasından binaları saran sarmaşıklar Merdivenlerin başında karşı yurttan bir arkadaşa rastlarsın Selamlaşır beraber yürümeye başlarsın Onun kafasında kapşon, seninkin de sonbahar yağmurları Yaprakları sararmış çınar ağacının altından geçen 5. Yurttaki kızıl saçlı kız Bu taraftan geldiğine göre İdari’de ya da Mimarlıkda olmalı diye geçer aklından Mevsim ile uyumlu dolgun saçları ve elbisesi ile Geçer gider önünden ODTÜ’de Sonbahar Çabuk biter ODTÜ’de sonbahar Yaprak dökümünden hemen önce kızıl bir yer olmaya başlar Giderek Ankara’nın griliği buraları da kaplar Yağmurlar hep zamanında başlar ve zamanında biter ODTÜ’de Kış birden bire bastırmadan, Ankara’nın soğukları iliklerine işlemeden Sonbaharın, son demlerini yaşamaya çalışırsın Aslında ODTÜ’de her mevsim güzeldir ama Sonbahar bir başka güzeldir... 144 ÜNAL AKDEMİR 360503 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1990; Ph.D.1995 H.HÜSNÜ ALTAY 360537 - B.Sc. 1987 M.Sc. 1990 ELVAN ALTINBAY 308571 - B.Sc. 1987 VEYSEL AYDEMİR 360578 - B.Sc. 1987 AHMET BERTEN 360636 - B.Sc. 1987 HULKİ BÜYÜKKALENDER 360651 - B.Sc. 1987 RECAİ CAN 308643 - B.Sc. 1987 KEMAL DOĞAN 328872 - B.Sc. 1987 VELİ DOĞAN 360727 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1991 GÖKHAN DOĞRU 360735 - B.Sc. 1987 SÜLEYMAN EKİCİ 360750 - B.Sc. 1987 BÜLENT ERDEM 328906 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1990; Ph.D.1996 ERKAN ERTEN 328922 - B.Sc. 1987 MELİH FIRAT 360768 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1990 BÜLENT FİDAN 360776 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1987; Ph.D.1990 ADNAN GEREDELİ 360792 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1990 GÖKHAN GÜLER 328930 - B.Sc. 1987 DENİZ GÜNAL 328948 - B.Sc. 1987 FATİH GÜNER 360818 - B.Sc. 1987 ZEKERİYA İNAL 308791 - B.Sc. 1987 OĞUZ ŞENER KONCAGÜL 360888 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1990; Ph.D.1997 HAYDAR KURBAN 360891 - B.Sc. 1987 ABDÜLHAMİT ÖZGENÇ 278200 - B.Sc. 1987 HATİCE ÖZHAN (ŞEN) 329011 - B.Sc. 1987 SEZAİ ÖZKAN 360974 - B.Sc. 1987 145 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 mezunları 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 GÖKHAN REYHAN 361006 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1990 Y.DURSUN SARI 395079 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1989; Ph.D.1996 İBRAHİM SEL 361080 - B.Sc. 1987 M.Sc. 1990; Ph.D.1993 MEHMET SEVEN 151910 - B.Sc. 1987 İZZETTİN SOYUMGÜRBÜZ 308965 - B.Sc. 1987 ÖMER NEVZAT ŞAHİN 309252 - B.Sc. 1987 AKIN ŞAKÜL 361089 - B.Sc. 1987 LEVENT ŞEN 361097 - B.Sc. 1987 MEHMET MÜJDAT ŞEN 361105 - B.Sc. 1987 YENER ŞENTÜRK 361113 - B.Sc. 1987; M. Sc.1990 ZAFER TEMEL 361139 - B.Sc. 1987 MURAT TOKER 351536 - B.Sc. 1987 VELİ SULHİ UYSAL 199018 - B.Sc. 1987 1987 mezunları 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 AHMET ŞAKİR TATLICAN 309005 - B.Sc. 1987 ÇETİN YILDIRIM 329102 - B.Sc. 1987 MUSTAFA YALÇIN 360888 - B.Sc. 1987; M.Sc. 1989; Ph. D. 1996 CELAL ZEYTİNOĞLU 328948 - B.Sc. 1987 M.Sc. 1992 146 HEP ÖZLEYECEĞİM... K imya bölümünü geçip yolu kestikten sonra ODTÜ’nün kurtarılmış topraklarına girersiniz. Maden Mühendisliği Bölümü’ne girdiğimden (1974) beri, hep düşünmüşümdür; “insanlar, bu bölümü bilerek mi seçti, yoksa bölümü onları bu hale getirdi!” Umutlarının, hayallerinin peşinden koşmayı bırakmayan, çocuksu, kavgacı, neşeli, yaratıcı, cesur insanlar. Ağır bir siyasi dönemde yerlerini çabuk belirleyen, yaşadıkları topraklardaki yeraltı zenginliklerini yağmalatmamayı temel ilke kabul eden; öğrencisiyle, hocasıyla ve çalışanıyla birlikte kâh konuşarak, kâh kavga ederek ama asla küsmeyerek bu temel ilkeye sahip çıkan ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü. Osmanlı’da nüfus sayımlarında; mezarlıktakiler de sayılırmış. Maden bölümü hep genç kalmış afili delikanlılarını hep aramızda saydı. - Güven verici duruşuyla Pehlivan dayı; Ahmet Pehlivan - Zor durumlarda çözüm üreten küçük dev adam; Nadir Karapınar - En genç amcamız Engin (Engin Karabulut) - Kimseye eyvallahı olmayan Ünsal Dursun, Milaslı Ali Rıza. - Faşist işgalde katledilen İbrahim Baloğlu - Canımız, kardeşimiz Çavuş (adını hiç bilmedim) - Batman’ın naif delikanlısı Alper Aytekin - Petrol Jeolojisinin delikanlısı; Fedai Bir bölümün nesi anlatılır. Bölümü bölüm yapan, unutulmaz yapan yaşanılanlardır. - Beni göz altına aldılar. ODTÜ’deki sınavları iptal edin diyen, Berat. - Sınavda kendisine kopya vermediği için sınav kağıdına Muzaffer Ulaş’ın ismini yazan Hasanoğlan - ODTÜ Madenin cengaveri Alper Hatipoğlu - Her daim kavgaya hazır Cemalettin Yurdakul. - Yüzünde hep bir yerlere yetişme telaşı olan Reşit Vatan. - Yaptığı her şeyi mükemmel yapan (spor, müzik, briç) Muzaffer Ulaş. - Çocuk yüzlü Kedi Veli ( Veli Sulhi Uysal) - Mersin Erdemli’li ağa torunu ve her daim ağa Veli Saatoğlu. - Her forumda kavga ettiğimiz Adnan Saraçoğlu. - Hamza beyefendi herkese biraz mesafeli. - Diplomatik görüşme uzmanı Kel Özcan - Herkesin dostu Nihal Uysal. - Bölüme geç dahil olan Aysın - Her zaman dengeli, soğukkanlı Ümit Üncü. - Hakan İçten - Bahadır Tanrıkulu 147 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 - Salman Nahit Kürkçü - Boksör Turan - Baba İsmail - 71’den kalma Cemal Özsoy - Bölümün en zeki, en az derse giren, yıllarını bölüme hasretmiş yakışıklısı Çinli; Cengiz Sümer - Sezer Göncüoğlu - Haluk Kanık - Engin Kuruoğlu - Kör Hayati - Müjdat Özkorucu - Hacı Bektaş’ın gülü Bülent Şentürk. - Herkesin sorunlarına derman olan Ümit ağabey (Ümit Atalay) - Yüzünde herkese mesafeli bir ifade olan, yeni geldiğimde öğrencilerin sorunlarını kırıp dökmeden çö- zen Tevfik Güyagüler - Hep abla, hep abla. Bölüm sekreterimiz Gülcihan Abla. - Her konuşmaya “ Avusturya talebe cemiyetinde iken” diye başlayan Aktan Tunçöz. Liseyi Eskişehir’de bitirdim. 68 baharının etkisi, dünyadaki hareketlilik hayallerimizi süsledi. Gençliğin bütün heyecanı ve okuduklarımız çok fazla beklenti oluşturdu. ODTÜ’ye geldiğimde bütün beklentilerimi hayata geçirecek, dünyanın … parmak atacak gibi hissediyordum. Eşek kulaklı gömlek, İspanyol paça pantolon, uzun saç, uzun favori ve bıyıklar. Sadece ben değil, hepimiz bu durumdaydık. Özgürlük, eşitlik, cinsellik demokrasi taleplerimiz en üst noktadaydı ve ODTÜ bunun için en ideal yerdi. Ama beklediğimizi tam anlamıyla bulamadım. Sonuçta herkes kendine benzeyenleri buluyor. Biraz arabesk, biraz delikanlı, biraz modern, her şeyden biraz olan bir ilişkinin göbeğine oturduk. Aşık olduğumda Ferdi Tayfur dinleyip ağlardık. Kantinde, yanlışlıkla bize bakıp gülen bir kıza asılmaya kalkardık. Saçlarını uzatana burun kıvıranlardık. Elele tutuşan çiftlere tahammül edemeyendik Üstüne, üstlük bölümde beklediği akademik derinliği bulamayanlardık. Yinede bunların üstesinden gelmek için birbirine sokulan birlikte hareket edenlerdik. Kardeştik, arkadaştık, bir dönemdik. 74-80 arasıydık. BİZDİK. Hep özleyeceğim Mehmet SEVEN (MinE’ 87) 148 ALİ SALİH AKBAYKAL 360495 - B.Sc. 1988 KENAN AKSOKU 394619 - B.Sc. 1988 YUSUF ALTUNKAYA 360552- B.Sc. 1988 ORHAN AYDOĞAN 360586 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1992 SULTAN AYDOĞDU 360594 - B.Sc. 1988 NURAY BAŞGÜL 360628 - B.Sc. 1988 ÖZGÜR BİÇER 328849 - B.Sc. 1988 ERKAN ÇETİNER 920033 - B.Sc. 1988; M.Sc. 2003 SEVDA ÇİL 360693 - B.Sc. 1998 ZAFİR EKMEKÇİ 432781 - B.Sc. 1988 KAAN ERARSLAN 394726 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1991; Ph.D.1996 KEMAL MURAT ERGÜR 394767 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1991 MURAT ENDER GELEN 360784 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1991 ŞÜKRÜ GÖK 360800 - B.Sc. 1988 GÜVEN GÜLER 394809 - B.Sc. 1988 HASAN HATUNOĞLU 394825- B.Sc. 1988 AYŞE İREM KARABAŞ 360842 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1991 GÖKSEL KAYACAN 328989 - B.Sc. 1988 ZÜLFİKAR KILIÇ 360875 - B.Sc. 1988 KAZIM KÜÇÜKATEŞ 394924 - B.Sc. 1988 149 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 mezunları1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 mezunları 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 AYŞEN NAR (ERTEN) 394932 - B.Sc. 1988 OĞUZ OKUMUŞ 360933 - B.Sc. 1988 FAİK ÖZBİNER 335711 - B.Sc. 1988 ALİ ÖZDER 433045 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1991 CENGİZ H. PİLEVNELİ 360982 - B.Sc. 1988 MEHMET AKİF POLAT 395046 - B.Sc. 1988 EMİN PÜTÜN 395053 - B.Sc. 1988 OĞUZ SÖNMEZER 347013 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1991 SAMI SWEITI 444877 - B.Sc. 1988 BURHANETTİN ŞAHİN 395145 - B.Sc. 1988 İSMAİL ŞAHİN 360852 - B.Sc. 1988 F. LEVENT ŞAVLI 395178 - B.Sc. 1988 SAVAŞ ŞENER 395194 - B.Sc. 1988; M.Sc. 1991; Ph.D.1997 ERHAN ULAŞ ÜLGEN 329094 - B.Sc. 1988 ADNAN YILMAZ 915327 - B.Sc. 1988 150 ODTÜ’DE KIŞ ODTÜ’de her mevsim güzeldir ama ODTÜ’de kış başkadır... Kar yağdığında ise daha bir başkadır. İlk kar taneleri dökülmeye başladığında, Yaprakların, çimlerin, taşların üzerinde tutunmaya çalışırken Her tarafı bembeyaz olur ODTÜ’nün ODTÜ’de kar her yerde farklı bir güzellik sunar. Henüz kimsenin yürümediği, sabahın erken saatinde, Yurtlardan, Bölüme kadar giderken Merdivenlerin ve taşlarının üzerindeki Düz beyazlıkta terkedilmişlik, İlk ayak izlerinde yalnızlık ve saat 8:40 olduğunda ODTÜ’nün her noktasındaki Ayak izlerindeki hep birliktelik ODTÜ’de kış başkadır... Kar, ODTÜ’deki her dalın üstüne farklı farklı yağar. İğdeler, ıhlamurlar, çınarlar, dutlar, çamlar, at kestaneleri, Çalılar, sarmaşıklar, yağan karı dallarında kendi usullerince tutar. Kimi kışlar yapraklar tam dökülmeden kar düşer. Bazen yerdeki yaprakların üstüne kar yağar ODTÜ’de kış başkadır... Kar, ODTÜ’deki heykellerin üzerine de farklı yağar. Atatürk Anıtı, Bilim Ağacı, 2 Aralık Anıtı, Gençlik Heykeli, Bilim Kızı, Gündüz vakti olsaydı, yardımsever bir öğrenci, Kaşkolunu sarardı ODTÜ’nün en güzel kızının boynuna. Bilim Kızı, Matematik ile Kütüphane arasındaki Her zamanki yerinde, kışa hazırlıksız yakalanmış Yıllardır gelip giden kışlar üşümemeyi öğretmiş olmalı Bölüme giderken, bilim adamlarının büstleri üzerinde karlar birikir, Gözüne hepsi biraz ihtiyarlamış gibi görünür. Stadyumda ilk kar yağdığında kaybolan harfler, Birkaç gün sonra yavaş yavaş görünmeye başlar. ODTÜ’de kış başkadır. Çok kar yağdığı günlerde, Atatürk Anıtı’ndan kütüphaneye inen çim alan kayan öğrencilerle dolar, Sesleri Rektörlük ve U3 binalarının duvarlarında yankılanır. Kaydıkları yerde kar kalmadığında, Hemen kendilerine yeni bir pist oluştururlar. Kütüphanenin önünde, Bir heykelin yanında, stadyumun ortasında Karşımıza çıkan kardan adamlar Daha önce gördüklerimiz gibi değildir. ODTÜ’lü öğrencilerin kardan adamlarında, 151 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 Farklı bakışın, yaratıcılığın, özgür düşüncenin izleri de vardır. Kütüphanenin ışıkları karların biriktiği dalların, ağaçların Direğe bağlanmış beyazlaşmış bisikletin üzerinde yansır. Bölümlere giderken karda oynayanların neşeli sesleri gelir Kartoplarından birine hedef olmamak için uzak durursun Karanlıklar, ışıklar, gölgeler, ayak izleri her yanda Beyaz rengin her tonu ODTÜ’de sergilenir. ODTÜ’de kış başkadır. ODTÜ’ye karın yağdığı ilk gün akşamı Yurtlar Bölgesi bir başka şenlenir Yağan karda sokak lambalarının loşluğu Pastanenin önünden, stadyumdan gelen sesler, kahkahalar Kalabalığın mutluluğunu ve neşesini yansıtır. Koşan, karların üzerine kendini bırakan, yuvarlanan, Kardan adam yapan, kartopu oynayan Kalabalığı seyre dalarsın Üşüyen, donan yüzlerde ve ellerde Kestanenin, çayın, kahvenin, çorbanın kıymeti anlaşılır. Kışın en güzeli ODTÜ’de yaşanır ODTÜ’de kış, aşkın mevsimidir Aşkın yeri, zamanı, mevsimi mi olurmuş demeyin. Mevsimlerin en merhametlisidir ODTÜ’de kış. Sarılmanın, sarınmanın, sarmalanmanın.. Sevdiğinin ellerini alıp kalbinde ısıtmanın.. Sıcak çayların, derin sohbetlerin mevsimi... Sıcak olan herşeye doğru neşeyle yönelmenin, Merdivenlerde, yolda kaymamak için kolkola yürümenin Annenin ördüğü atkıyı onun boynuna sarmanın Karşılaşmaların değil, buluşmaların mevsimi... Sınavların, finallerin, yaklaşan dönem aralarının Çarşıda, yurt kantinlerinde birlikte ders çalışmanın Gözgöze gelmenin, aynı bardaktan çay içmenin Kantindeki buğulu cama onun adını yazmanın Kimse görmesin diye hemen silmenin mevsimidir kış, Aşkın mevsimidir, ODTÜ’de kış Sonra midtermler, finaller başlar, Daha kış bitmeden geliverir dönem arası Tam 3 hafta yanlızlık, terk edilmişlik ve kış Tüm bölümler, yurtlar birden boşalmakta Herkes terk eder ODTÜ’yü, kışdan başka Bu uzunca dönem arasında Sadece iki şeye hasret duyar insan Bir ona Bir de gelmeyen bahara ODTÜ’de kış başkadır...... 152 NADER AGHAI 444760 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1991 SERDAR AKINCI 394601 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1992 AHMET BAŞAR 394668 - B.Sc. 1989 CENK BAŞAR 432674 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1992 ALİ DİKİCİ 432773 - B.Sc. 1989 MACİT UĞUR EKİZ 394700 - B.Sc. 1989 DOĞAN ALTINTAŞOĞLU 360545- B.Sc. 1989 ARİF AYGÜN 360602 - B.Sc. 1989 F. OLCAY B.(ÖZDER) 394650 - B.Sc. 1989 HİDAYET CEYLAN 432716 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1993 NECMETTİN ÇETİN 432832 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1992; Ph.D.2004 MUSTAFA ÇOKUSLU 394692 - B.Sc. 1989 YUSUF ENSERT 394718 - B.Sc. 1989 E. NECATİ ERTÜRK 394775 - B.Sc. 1989 VELİ GÖKDERE 432849 - B.Sc. 1989 TURAN HIYARCI 328963- B.Sc. 1989 TUGAY İPEK 432914 - B.Sc. 1989 DERYA KABAYEL 278119 - B.Sc. 1989 MURAT MÜCAHİT 360917 - B.Sc. 1989 ÖMER ÖZAL 433011 - B.Sc. 1989 EREN ÖZAY 394973 - B.Sc. 1989 RIZA KARAKAYA 394884 - B.Sc. 1989 M.REHA ÖZDEMİR 395004 - B.Sc. 1989 153 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 HALİL KÖSE 432963 - B.Sc. 1989 VEYSEL ÖZDEMİR 395012 - B.Sc. 1989; M.Sc. 2006 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 mezunları1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 mezunları 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 DAVUT ÖZLEN 433060 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1992 HAYRETTİN ÖZTÜRK 278218 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1989 FERHAT PARLAK 395038 - B.Sc. 1989 NALAN S. SEÇKİN 433086 - B.Sc. 1989 PERTEV CEM SARVAN 361014 - B.Sc. 1989 ABDULLAH SEKMAN 395087 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1991 OSMAN SERT 361055 - B.Sc. 1989 CEMİL SEYMEN 395111 - B.Sc. 1989 YAŞAR E.SOKULLUOĞLU 481615 - B.Sc. 1989 SERDAR ŞENBAYRAK 395186 - B.Sc. 1989 CANER NADİ ŞENER 329045 - B.Sc. 1989 MİHRİCAN TOPAL ÖZDEK 433144 - B.Sc. 1989 HAKAN URCAN 481889 - B.Sc. 1989 MEHMET ERKAN USLU 361162 - B.Sc. 1989 MURAT ÜNAL 433193 - B.Sc. 1989; M.Sc. 1993 TUNCAY ÜNSAL 361188 - B.Sc. 1989 ÖZGÜR ÜSGÜLEN 361196 - B.Sc. 1989 A. SÜPHAN YAŞAR 278366 - B.Sc. 1989 HALİL YILMAZ 433250 - B.Sc. 1989 İBRAHİM YÖNEY 433268 - B.Sc. 1989 154 BİLGİN YEGANE 395236 - B.Sc. 1989 R. HASAN YILMAZ 395244 - B.Sc. 1989 ODTÜ MADEN ve BEN … S ene 1982, aylardan Temmuz. Üniversite sınavının sonuçlarını açıklayan gazete elimde, şaşkın şaşkın bakıyordum. 18 tercihten tek olanı yani ODTÜ’yü kazanmıştım. Aradan bir süre geçtikten sonra bile neden o bölümü listeye yazdığımı bilmiyordum. Ne yazık ki, “ortaya karışık” şeklinde tercih yaptığımız yıllardı. Üniversite adayı öğrenci aynı formda tıp, ziraat mühendisliği, gazetecilik, bilgisayar mühendisliği, maden mühendisliği, ekonomi şeklinde her bölümü işaretleyebiliyordu. İşte böyle bir karmaşada sadece dördüncü sıraya uyması açısından tercih ettiğim bölüm, benim ondan sonraki tüm hayatımı değiştirecekti. ODTÜ Maden Mühendisliği. Geçtiğimiz yıl Mezunlar Günü’nde nitelendirdiğim gibi, hayatımın en büyük şansı olan ODTÜ’ye en önemli tesadüfüm olan dördüncü tercihimle girmiştim. Sonrasındaki hayatımdaki birçok “en” ise bu birliktelikten çıktı. Bölümden mezun olurken, okul hayatı boyunca madenciliğin uzak olduğu bir öğrenci olmamın etkisiyle bu işi yapmayacaklardan biriydim. Bunun sonucunda da önce Ingersoll Rand makinalarının satış mühendisliğiyle iş hayatına atıldım. İki sene sonrasında maden mühendisi mesleğinin altında sadece “satıcı” olmanın rahatsızlığını duymaya başlamıştım. Rize’de Kanadalıların işlettiği Çayeli Bakır İşletmeleri’ne (ÇBİ) yaptığım başvurunun kabulüyle beraber artık madenciliğin teoriğini pratiğe dönüştürme dönemim başlamıştı. 6 sene boyunca yeraltı madenciliğinin kaya mekaniği, havalandırma, planlama bölümlerinde mühendislik yaptım. Tunus’ta eğitmenlikten, Kanada’da derin madenciliğin yapıldığı madenlerdeki teknolojileri görmeye ya da Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Havalandırma dersi vermeye kadar birçok fırsatı yakalamak gerçekten de önemli şanslardı benim için. Ülkemizde hiç uygulanmamış birçok metodla ÇBİ’nde tanıştım. Hatta bunlardan cablebolt (kablolu tahkimat) ve backfill (dolgu) uygulamalarıyla ilgili olarak yıllar önce çıktığım bölümümde son sınıf öğrencilerinin ve bazı hocalarımın katıldığı bir seminerde madencilik teknolojilerini tartıştık. Kaya mekaniği çalışmalarımın başından sonuna kadar bana her türlü desteği gösteren ve bir hocanın ötesinde bir ağabey gibi kolkanat geren değerli hocamız Erdal Ünal’ı buradan yeniden anarken, huzurlarınızda da bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Madencilikten ne kadar büyük bir keyif alsam da, özlediğim başka bir yer daha vardı. Bu da; içinde doğduğum, büyüdüğüm, özlediğim şehir, yani İstanbul. Bu özlem 1998 yılında beni yeniden satış sektörüne ama bu kez İstanbul’a döndürdü. Cummins Motorlarının Satış Müdürlüğünü yaptığım dönem boyunca farklı motor uygulamaları arasında da yine maden makinalarının motor uygulamaları yer aldı. Bir şekilde mezun olurken belki de hiç girmeyeceğimi düşündüğüm madenler doğrudan içinde çalışmasam da, sürekli ziyaret ettiğim yerler haline gelmişti artık. 2006 yılının başından bu yana Atlas Copco firmasında İnşaat ve Maden Makinaları Bölümü Yedek Parça ve Servis Müdürü görevini sürdürüyorum. Özellikle de madenciliğin yaygınlaştığı, ülke genelinde önem kazandığı ve gelir getirdiği bir dönemde, tüm madenleri sürekli ziyaret ederek ve gerek yeraltı gerekse açık ocak işletmelerinde mevcut durumu yakından izleyerek; bu kez de saç ayağının son halkasını oluşturduğumu düşünüyorum. Madencilikte üretim, satış ve satış sonrası faaliyetlerini yakından gören, bilen bir mühendis olarak; bütün herşeyin insanda başladığını ve bittiğini yıllardır yaşıyorum. Bizler ODTÜ’den mühendis olarak mezun olurken, teorik açıdan çok donanımlı fakat teknik açıdan birçok pratik bilgiden yoksun olarak ayrıldık. Ama okulun bizlere sağladığı en önemli ayrıcalık; düşünen, ne istediğini bilen, temelleri sağlam, sadece insan değil tüm canlılara doğru davranabilen, her türlü zor şartlarda çözüm bulabilen ve bu hayattaki herşeye rağmen inadına insanca yaşamayı ilke edinmiş bireyler olmamızdır. ODTÜ’ye, Maden Mühendisliği Bölümü’ne, hocalarıma ve tüm okul arkadaşlarıma yeniden içten teşekkürler ve sevgilerimle, Cem Sarvan (MinE’89) 155 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 EĞİTİM TANRISI Üstünüm sanıyor seçilenler Tersini sanıyor geçilenler İnsanlık yolunda küçülenler Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Her öğrenci buğday tanesi Okullar değirmen hanesi Öğütülüp unutan kendisi Önce sermayece kapılanlar Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Sermayeye uygun yapılanlar Kırkında bunalıma itilenler Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Düzene kendini hazırlayan Yeteneklerini pazarlayan Üstten alta doğru sıralanan Girince düzenin çarkına Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Varmazsın olanın farkına Uyuyarak giren kırkına Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Gelecek bu diye avunanlar Aldığı payelerle övünenler Devlet ile sermaye yanyana Düzenin makamına sevinenler Akbaba olmuşlar herbir cana Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Yabancılaşıp duran kendine Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Aldığın bir kağıt parçası İnsan olmak mı? O da nesi? Ömrünce duymayan özün sesi Eğitim insanı yarattıkça Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın Özünü açığa çıkarttıkça Ezen, ezileni çökerttikçe Sonudur Eğitim Tanrısı’nın Hidayet Ceylan (MinE’ 89) 156 HALİL MELİH AKÇALI 432609 - B.Sc. 1990 ALİ ALBAYRAK 432641- B.Sc. 1990 ZİYA ALBAYRAK 471193 - B.Sc. 1990 WAHEED ALQANNASS 483362 - B.Sc. 1990 M.AHMAD ASAAD 444810 - B.Sc. 1990 ALPER AYDOĞAN 471227 - B.Sc. 1990; M.Sc. 1994 EMİN BİLEN 432690 - B.Sc. 190; M.Sc. 1994 F. BOLANDAKHTARI 444786 - B.Sc. 1986; M.Sc. 1993 İLKER ÇALIŞ 360677 - B.Sc. 1990 H. ŞAMİL DAĞISTANLI 410217 - B.Sc. 1990 NALAN DARENDE ŞAFAK 471326- B.Sc. 1990 T.ÖZKAN ENGİN 471359 - B.Sc. 1990 SAİM CENK ESİN 471409 - B.Sc. 1990 ÇETİN ESMER 432807 - B.Sc. 1990 MELİH FINDIKOĞLU 394783 - B.Sc. 1990 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 mezunları1991 OSMAN GENÇ 432831 - B.Sc. 1990 MURAT GÖKSU 471417 - B.Sc. 1990 ŞAHAP BORA GÜMÜŞ 432864 - B.Sc. 1990 ABDELBAGI KABEIR 371088- B.Sc. 1990 SİNAN KARADAĞ 394858 - B.Sc. 1990 İBRAHİM KERETLİ 432948 - B.Sc. 1990 H.SELÇUK GÜRKÖK 432880 - B.Sc. 1990 ERGÜVEN KILIÇ 432955 - B.Sc. 1990 157 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990 CELAL KABADAYI 394833 - B.Sc. 1990 SEZAİ KURTOĞLU 432971 - B.Sc. 1990 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 TURHAN MÜLAZIMOĞLU 432989 - B.Sc. 1990 SÜLEYMAN OĞRAŞ 432997 - B.Sc. 1990 BEÇHAN ORAL 433003 - B.Sc. 1990 HAMZA ÖZAKTAŞ 394965 - B.Sc. 1990 KAZIM EŞBER ÖZBAŞ 394981 - B.Sc. 1990; M.Sc. 1993; Ph.D.2000 M.SAKHNİNİ 371096 - B.Sc. 1990 NİHAT SOYER 395137 - B.Sc. 1990; M.Sc. 2006 RECEP ÇETİN SÖNMEZ 512550 - B.Sc. 1990 ŞÜKRÜ ŞAFAK 481664 - B.Sc. 1990; M.Sc. 2006 ORHAN ŞENEL 433102 - B.Sc. 1990 ALİ TEKİN 395210 - B.Sc. 1990 AKIN TEKSÖZ 512400 - B.Sc. 1990 YUSUF TUNCEL 433169 - B.Sc. 1990 AYHAN TURAN 481848 - B.Sc. 1990 HÜLYA TURHAN ŞENTÜRK 481755 - B.Sc. 1990; M.Sc. 1993 ERHAN ULUDAĞ 361147- B.Sc. 1990 ÖZDEN YANIKOĞLU 433227 - B.Sc. 1990 AYHAN YAVUZ 433235 - B.Sc. 1990 mezunları 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 158 HASAN YILMAZ 481813 - B.Sc. 1990 LEVENT ZÜLFİKAR 433276 - B.Sc. 1990 159 1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990