AKP kadrolaşıyor iddiası kamuoyunun
Transkript
AKP kadrolaşıyor iddiası kamuoyunun
BEKTAÞ ECZANESÝ YIL:4 SAYI:813 35 YKR 13 OCAK 2009 SALI AKP kadrolaþýyor iddiasý kamuoyunun gündeminden düþmüyor Ecz. Tel: 441 31 39 Ev Tel: 441 30 39 ÖZGE ÖZKOÇ(*) Bir Filistin vardý, bir Filistin gene var!’ 4’DE Huzur evinden sözleþmeli 6. kiþinin çýkarýlacaðýný AKP kanalýndan da 2. kiþinin alýnacaðý iddialarý var. Bu iddialarý AKP üyesi ve isminin gazetede yayýnlanmasýný istemeyen bir vatandaþ þu þekilde açýkladý:“ 2. Kiþi deðil de bakýn þimdi þöyle olay oldu. Dediler ki teþkilattan AKP’nin Hacýbektaþ da 200 veya 180 oyu varmýþ H. Ç. zamanýnda 60. kiþi iþe alýnmýþ ama iþe alýnan adamlar dâhil oy vermediði söyleniyor ve bunlar tespit edilmiþ. Nerede iþe alýnmýþ bu insanlar mesela Kýz Meslek Lisesinde, Hastanede alýnmýþ Huzur evinde alýnmýþ. Bu insanlarýn içinde verimsiz çalýþan partiye oy vermeyen partili olmayanlarý deðiþtirme cihetine gidelim diye bir fikir teatisinde bulunulmuþ. Ýlçe örgütünde Ýl örgütünde. Sadece fikir teatisi, fili olarak bir þey yok.” Makbule Müge Doðan Hep dev aynasýna deðil, biraz da boy aynasýna bakmalý insan! 3’DE MUSTAFA ANDIÇ mustafa.andic@eyuboglu.com 6’DA Bir yeryüzü cenneti: Ýguazu þelaleleri Ýsrail savaþý týrmandýracak Gazze"ye yönelik kanlý saldýrýlarý durdurma çaðrýlarýna kulaklarýný týkayan Ýsrail yönetimi iþgale ve saldýrýlarýna devam edeceðini açýkladý. Ýsrail dýþýnda yaþayan Yahudilerin de büyük tepkisini çeken Olmert, "Ordu hedefine ulaþýyor, saldýrýlar daha çok sürecek" dedi... Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert, haftalýk kabine toplantýsýnýn açýlýþýnda yaptýðý konuþmada, Ýsrail"in bölgede kendisi için koyduðu hedeflere yaklaþtýðýný belirtirken, "Güneydeki güvenlik gerçeðini 8’DE Nüfusa yaþlarý büyük yazýlan çocuklar okuldan uzaklaþtýrýlýyor deðiþtirmek ve vatandaþlarýna huzuru getirmek için kararlýlýk, sabýr ve cesaret gerektiðini" ifade etti. 7’DE Erzurum -32 dereceyi bile gördü Doðu Anadolu Bölgesi’nde kar yaðýþý ve soðuk hava yaþamý olumsuz etkiliyor. Bölgede gece en düþük hava sýcaklýðý eksi 32 derece ile Erzurum’da yaþandý. Kent merkezlerinde kar kalýnlýðý Aðrý’da 40, Kars’ta 18, Ardahan’da 14, Erzurum ve Erzincan’da 10, Iðdýr’da ise 7 santimetre olarak belirlendi. 2’DE Kýrþehir’de Tiyatro sevdalýsý bir Akvaryumcu “Kýrþehir’de tiyatro yok mu?..” sorusu beni bir akvaryumcuya dek götürdü. Sora sora Baðdat bulunur hesabý. Eski adý Ankara Caddesi yeni adý Mehmet Ali Yapýcý Bulvarý 40 numaralý binanýn altýndaki pasaj giriþinde tabelasýný okuduðunuz Tam-Dem Çayevi’nin tam karþýsýnda bir akvaryum dükkaný burasý. Ýlk gidiþimde kapalýydý. Yandaki berber dükkanýndakiler, sahibi Yavuz Tekin’in Yarý Açýk Cezaevi’ndeki mahkumlara tiyatro dersi vermeye gittiðini öðleden sonra geleceðini söylüyorlar. Öðleden sonra geliþimde açýk buluyorum akvaryumcuyu. Kýsa bir tanýþmadan sonra koyu bir söyleþiye dalýyoruz. Yavuz Tekin Kýrþehir merkez doðumlu. 1987’den beri tiyatronun içinde. Liseden 5’DE Doðu - Güneydoðu bölgelerinde yaygýn görülen nüfusa geç kaydetmeler, çocuklarýn ilerleyen yaþlarýnda ciddi bir sorun olarak ortaya çýkýyor. Bu durumdaki çocuklar zorunlu öðretim çaðý olan 14 yaþýna geldiðinde ilköðretim 5. sýnýfý bile bitirmeden kanunen okuldan ayrýlmak zorunda kalýyor. Güneydoðu"da alan çalýþmasý yapan öðretmenlerin tespit ettiði bu yöntem için bakanlýk harekete geçti ve çok sayýda çocuðun gerçek yaþýyla nüfusa kaydedilmesini saðladý.Milli Eðitim Bakanlýðý"nýn (MEB) kýz çocuklarýnýn okula kazandýrmasý için yaptýðý çalýþmalara raðmen bazý ailelerin çocuklarýný okuldan erken almak için nüfusa gerçek yaþýndan büyük kaydettirdiði ortaya çýktý. 2’DE 2 13 Ocak 2009 Salý Nüfusa yaþlarý büyük yazýlan çocuklar okuldan uzaklaþtýrýlýyor Doðu ve Güneydoðu"da nüfusa geç kaydedilen çocuklar zorunlu eðitim çaðý olan 14 yaþýna geldiðinde 5.sýnýfý bile bitiremeden okuldan ayrýlmak zorunda kalýyor. Bu konuda aileye bir yaptýrým uygulanamazken aileler de yaþ hatasýný düzeltmiyor... Doðu - Güneydoðu bölgelerinde yaygýn görülen nüfusa geç kaydetmeler, çocuklarýn ilerleyen yaþlarýnda ciddi bir sorun olarak ortaya çýkýyor. Bu durumdaki çocuklar zorunlu öðretim çaðý olan 14 yaþýna geldiðinde ilköðretim 5. sýnýfý bile bitirmeden kanunen okuldan ayrýlmak zorunda kalýyor. Güneydoðu"da alan çalýþmasý yapan öðretmenlerin tespit ettiði bu yöntem için bakanlýk harekete geçti ve çok sayýda çocuðun gerçek yaþýyla nüfusa kaydedilmesini saðladý.Milli Eðitim Bakanlýðý"nýn (MEB) kýz çocuklarýnýn okula kazandýrmasý için yaptýðý çalýþmalara raðmen bazý ailelerin çocuklarýný okuldan erken almak için nüfusa gerçek yaþýndan büyük kaydettirdiði ortaya çýktý. Diyarbakýr"ýn Týrkan bölgesindeki köy okullarýnda alan çalýþmasý yapan öðretmenler, henüz ilköðretim birinci sýnýfta olan bazý kýz çocuklarýn nüfusta 11 - 12 yaþýnda olduðunu belirledi. AÝLEYE YAPTIRIM UYGULANAMIYOR Bölgede kýz çocuklarýný okula göndermediði tespit edilen ailelere devlet çeþitli müeyyidelerde bulunuyor. Ancak nüfusa büyük kaydedilen çocuklar ilköðretimde olsalar bile zorunlu öðretim çaðý dýþýna yani 14 yaþýna girdiklerinde istemeseler bile okul yönetimi onlarý uzaklaþtýrmak zorunda kalýyor. Bu durumda öðrencinin açýk ilköðretim okuluna kayýt yaptýrmasý tavsiye ediliyor, fakat aileye herhangi bir yaptýrýmda bulunulmuyor. Köyde yaþayan bir kýz çocuðunun açýk ilköðretime devam etme þansýnýn olmamasý çocuðun eðitime son vermesine neden oluyor. Güneydoðu"da yaþ durumundan dolayý okulu býrakmak zorunda kalan binlerce çocuk var. Bir o kadarý da önümüzdeki yýllarda okula gidemeyecek. 3 yýl sonra okulu býrakmak zorunda kalacak öðrencilerden biri de Mintan Burak. Gerçek yaþý 7 olan Mintan, resmiyette 11 yaþýnda görünüyor. 15 kiþilik Burak ailesinin en küçük kýzý olan Mintan, Büyükkadý Köyü Ýlköðretim Okulu 1. sýnýf öðrencisi. Mintan, ilköðretim 4. sýnýfa geldiðinde okuldan kanunen ayrýlmak zorunda kalacak. Akranlarýndan resmiyetteki yanlýþ yaþýndan baþka farký olmasa da Mintan"ýn okulu býrakmasýna kimse itiraz edemeyecek. Taban Köyü Ýlköðretim Okulu birinci sýnýf öðrencisi Mehmet Þirin Deniz (11) ile Yýldýz Deniz (9) de ayný sorunu yaþýyor. Ýki öðrencinin gerçek yaþý ise 7. Bu öðrenciler gerçek yaþlarýna geldiðinde ise okuldan atýlma tehlikesiyle karþý karþýya kalacaklar. Çünkü Ýlköðretim Kurumlarý Yönetmeliði"nin 31. maddesinde belirtilen "Zorunlu öðrenim çaðý sonuna kadar ilköðretimi bitiremeyenlerin ilköðretimlerini tamamlamak üzere "velilerinin de istemeleri hâlinde" en çok dört öðretim yýlý daha okula devamlarýna imkân verilir. Bu dört yýllýk süre sonunda da ilköðretimi bitiremeyenlere öðrenim durumunu gösteren Öðrenim Belgesi verilir" maddesi uygulanacak. ÇOCUKLARI OKULDAN ALIYORLAR Haydi Kýzlar Okula Kampanyasý Diyarbakýr Koordinatörü Hamdi Atayeter, bölgede çocuklarýn genellikle gerçek yaþlarýyla nüfusa kaydedilmediðini söyledi. Atayeter, "Kýrsalda çocuklara genellikle okula baþlayacaðý dönemde nüfus cüzdaný çýkartýlýyor. Aile çocuðunun tahmini yaþýný söylüyor ve o þekilde kaydediyor. Kanunlarý bilenler kýzlarýný okuldan erken almak için büyük kaydediyor" diye konuþtu. Okula kazandýrdýklarý çocuklara okuma - yazma öðrettikten sonra iki kez sýnýf atlatarak yaþýtlarýyla ayný sýnýfta eðitim görmelerini saðladýklarýný anlatan Atayeter, "Ancak nüfusa yaþça büyük kaydedilen çocuklarýn okuldan uzaklaþtýrýlmamasý için ailelerin bu yaþ hatasýný düzeltmesi gerekiyor. Genelde yaþ düzeltilmesindense çocuðun okuldan alýnmasý tercih ediliyor" þeklinde konuþtu. birgün Erzurum -32 dereceyi bile gördü Doðu Anadolu Bölgesi’nde kar yaðýþý ve soðuk hava yaþamý olumsuz etkiliyor. Bölgede gece en düþük hava sýcaklýðý eksi 32 derece ile Erzurum’da yaþandý. Kent merkezlerinde kar kalýnlýðý Aðrý’da 40, Kars’ta 18, Ardahan’da 14, Erzurum ve Erzincan’da 10, Iðdýr’da ise 7 santimetre olarak belirlendi. Kar yaðýþý ve tipi nedeniyle ulaþýma kapanan Erzurum’da 15, Muþ’ta ise 5 köy yolunu açma çalýþmalarý devam ediyor. Bölgede gece yaþanan en düþük hava sýcaklýklarý sýfýrýn altýna olmak üzere Erzurum’da 32, Aðrý’da 26, Kars’ta 21, Ardahan’da 19, Iðdýr’da 16 ve Erzincan’da 15 derece ölçüldü. Su þebekesi dondu Erzurum’da soðuk hava sebebiyle araçlarýnýn çalýþtýrmakta zorlanan bazý donmamasý için musluklarý hafif þekilde açýk býrakýlmasý nedeniyle su sýkýntýsý yaþandýðý bildirildi. Kentte gündüz saatlerinde birçok mahalleye su verilemediði, bu nedenle de vatandaþlarýn il merkezindeki çeþmelerden su ihtiyaçlarýný karþýladýklarý kaydedildi. vatandaþlarýn tüplü pürmüzle yakýt deposunu ve motorunu ýsýttýðý, bazýlarýnýn ise araçlarýnýn altýna ateþ yakarak çalýþtýrmak için uðraþtýðý dikkati çekti. Birçok ilde aþýrý soðuk hava nedeniyle özellikle sobalý evlerin su þebekesi dondu. Muþ’ta ise yurttaþlarýn su þebekesinin Meteoroloji yetkilileri, bir hafta boyunca bölgede yaðýþ beklenmediðini, havanýn parçalý az bulutlu olacaðýný bildirdi. Hava sýcaklýklarýnýnda önemli bir deðiþiklik beklenmediðini aktaran yetkililer, yollarda oluþacak sis ve buzlanmaya karþý sürücüleri uyardý. Birgün YEREL SOL BAKIÞ Seçimler yaklaþtý. Sol’un inandýrýcý olmasý yerel seçimlere nasýl baktýðý ile de ilgili. Yerel seçimlere “soldan bakýþ” a fikri katký oluþturmasý düþüncesi ile gazetemiz de yayýnlanmak üzere yazýlarýnýzý bekliyoruz. Gönderdiðiniz yazýlarý bu sayfada yayýnlamaya baþladýk. Göndermeyi düþündüðünüz yazýlarýnýnýzý bilgisayar ortamýnda yazmanýz önemli. Yazýlarýnýzý sulucakarahoyuk@gmail.com elektronik postasýna gönderebilirsiniz. HACIBEKTAÞ BELEDÝYE BAÞKANI NASIL OLMALIDIR? •Katýlýmcý,çoðulcu,þeffaf,denetlenebilir, halkýn belediyede söz, karar ve yetki sahibi olacaðý bir yönetim anlayýþýný temel alan, •Belediye hizmetlerinde gelir düzeyi düþük kesimleri koruyan, •Tarafsýzlýk, dürüstlük ve kararlýlýk içinde olan, •Çalýþmalarda plan ve programa dayalý bir anlayýþ sergileyecek, kaynak israf etmeyecek •Belediye bütçesini, gelir ve giderleri detaylý olarak belirli dönemlerde halka duyuracak, •Çalýþmalardan herkesi haberdar etmeye çalýþacak, þeffaf bir yönetim sergileyecek, •Yetkiyi halkýn doðrudan yönetime ve kararlara katýlýmýný temin edecek þekilde toplumsallaþtýrýlacak, •Meclis toplantýlarýný ve gündemi önceden halka duyurularak halkýn toplantýlara katýlýmýný saðlayacak ve toplantýlarda görüþ bildirmelerini temin edecek, •Ýhaleleri halka açýk yapacak ve anýnda hoparlörlerden halka dinlettirecek, •Ýhalelerde tercih mekanizmasýný kesinlikle iþletmeyecek, sadece Hacýbektaþ’ýn çýkarlarýný gözeecek, •Ýhalelerin sonuçlarýný çeþitli yollarla halka duyuracak, •Her yýl sivil toplum kuruluþlarý, partiler vb. örgütlerin katýlýmýyla bir Hacýbektaþ kurultayý toplayacak, •Belirli dönemlerde kahve toplantýlarý düzenlenerek genel gidiþat hakkýnda bilgi ve görüþ alýþ-veriþinde bulunacak, •Belediye çalýþmalarýyla ilgili olarak Hacýbektaþ halkýnýn gözlem ve deðerlendirmesini almak amacýyla kamuoyu araþtýrmasý yapacak, •Hacýbektaþ’ýn belirlenen merkezi noktalarýnda ‘’duvar panolarý’’ kurarak ve bu panolarda ihaleler, bütçe, harcamalar vb konularda halka bilgi sunacak, halkýn deðerlendirmelerinin yazýlmasýný temin edecek, •Belediyeye seçimle iþ baþýna gelen belediye baþkaný ve meclis üyelerinin göreve baþladýðý andan itibaren mal beyannamesi vereceði, •Kaynak tüketen deðil, kaynak yaratan bir anlayýþ sergilenyecek, •Belediyede yetkinin tekelleþmesi yani “beni halk seçti, ben ne dersem o olur” felsefesi yerine, yönetimi belediye çalýþanlarýyla paylaþarak karar noktalarýnda yönetime katkýlarýný saðlayacak, •Belediye hizmetlerinin halka ulaþtýrýlmasýnda hizmetin en iyi þekilde ve adil olarak sunulmasýna azami titizlik gösterecek, •Turizmdeki gerilemenin ekonomik hayata dair olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik turizmi teþvik amaçlý nitelikli yatýrýmlarýn desteklenmesi, tanýtým ve reklam sayesinde daha fazla turistin ilçemize çekilmesini hedefleyen, •Hacýbektaþ’ta yaþayan herkesin yerli yabancý ayrýmý olmadan kardeþçe bir arada yaþadýðý bir kent olmasýný temel ilkesi edinecek, •Bu ilkeler doðrultusunda , tüm kurumlar (dernek,sendika, birlik,kanaat önderleri, odalar ve düþünce yakýnlýðý olan siyasi partilerle yerel yönetim seçimlerinde birlikte eþit koþullarda hareket etmek isteyen belediye baþkaný ile meclis üyelerinin secilmesi HACIBEKTAÞ KAMUOYU’NUN ÖZLEMÝDÝR... 13 Ocak 2009 Salý Hacýbektaþ’ýmýz; Herkesin birbirini tanýyacaðý kadar küçük, tüm evreni içine sýðdýrabilecek kadar da büyüktür. Ýçinde dev yürekli insanlar barýndýrýr, fakat o dev yürekli insanlar, inanýlmaz bir bencillikle, ikinci bir kiþiye bölmez kalbini. Ne kadar “BÝZ” desem de inanmayýn siz, aslýnda “BEN” der. Hep BEN. Hacý Bektaþ-ý Veli’mizin; Pirimizin felsefesini kendimize mal eder, sefasýný süreriz. Ýþimize geldiði ölçüde giyeriz hýrkalarýný çeþit çeþit ama en önemlisi, ruhunu iþleyemeyiz benliðimize bir türlü. Hoþgörüsünü! Ben deðil, biz demesini! Kendini sefalete cefaya; Dokunduðu her caný; mutluluða, sonsuz servete sürükleyiþini! Geçmiþ gelecek tüm neslimize býraktýðý tükenmez mirasýný, göremeyiz. Ýþine gelmeyene saðýrdýr yüreðimiz… Hep söylediðim bir þey vardýr; baþkalarý karýnca misali çalýþýrken, biz aðustos böceði cinsinden bol bol çalar, oynarýz meydanlarda. Ansýzýn bastýran kar, siler ayak izlerimizi kaldýrýmlardan. O yüzdendir, kýþlar bize kara gelir… Ýnsan þöyle bir durup düþünmeli; Ben nerede doðdum, nerede yaþýyorum? Bu topraðýn evladý olmak bize sunulmuþ en büyük armaðandýr hayatta. Saðcý, dinci diye öcü gibi baktýðýmýz insanlar bile; o büyük deðerimize saygý duyup, sahip çýkarken; biz yok sayýyoruz umursamazlýðýmýzla! N e yaptýk onun için? Ne kadar uyguladýk bize miras býraktýðý deðerleri? En basitini; Ýnsan sevgisini nakþedebildik mi yüreðimize? Yanýltmýyorsa hafýzam; Martin Luter King idi; Kuþlar gibi uçmayý, balýklar gibi yüzmeyi öðrendik. Ama bu arada çok basit bir sanatý unuttuk, Kardeþçe yaþamayý… Diyen. Kimim ben? Ve niye yazýyorum bunlarý? Ýsmimi okuyanlar soyadýmdan bilir kim olduðumu. Merak edip bilmeyenlere de bilenler anlatýr. Siyasetin tam ortasýnda doðmuþ; içinde büyümüþ, büyürken de bu uðurda çevrilen kirli entrikalarýn gölgesinde ailesini ve geleceðini kaybetmiþ ( Vebalini taþýyanlar iyi bilir neyi kastettiðimi); buna raðmen 31 yýl boyunca, bu memlekete ait bir birey olarak nefes almaktan gurur duyan ben; artýk konuþmaya ve fikirlerimi söylemeye hakkým olduðunu düþünüyorum! Memleketim insanlarýnda birlik beraberlik görmek istiyorum ben artýk! Kinle deðil, sevgiyle bakan gözler…Birbirini gördüðünde yolunu deðiþtiren deðil, kucaklaþan insanlar.. Bencil ve çýkarcý deðil, vefalý ve paylaþýmcý kiþiler.. Memleketi için kendini bir adým geriye çekebilme teveccühünü gösterebilecek yürekler…”Ben yaþamýyorsam yansýn dünya” diyen deðil, “Dünya yaþasýn diye, ben seve seve yanarým” diyebilecek yüce gönüllü insanlar görmek istiyorum. Seçimler yaklaþýrken; eminim ki adaylýk düþünen her birey, bu ilçeyi en iyi ben yönetirim diye giriyor bu koþuya. Madem ilçemiz için, inandýðýmýz savunduðumuz deðerler adýna yapýlýyor bu koþu; gücünüz tükendiði yerde býrakýn baþkasý devralsýn bayraðý. Önemli olan sizin kazanmanýz mý yarýþý tamamlamak mý? Aklým yettiðinden beri üç baþkan gördüm ben. Fikrimce, hepsinin olumlu yönleride, olumsuz yönleride vardý. Ortak özellikleri olarak aklýmda kalan en belirgin icraatlarý; her seçim arifesinde ya da seçimler öncesinde, Türkiye çapýndaki geleneðe uygun olarak; bozulup bozulup yapýlan kaldýrýmlar ve refüj çalýþmalarý. O da sadece göz önünde olan yerlerde Ýlk’i aðaçlarý kesti, zehirli asbestli borular döþetti, laðým akýttý musluklarýmýzdan. Ýkincisi Hacýbektaþ felsefesine siyaset bulaþtýrdý, Anma törenlerimizi mahveden temelleri attý. Üçüncüsü de Kurban konusuyla gazetelere manþet etti. Reklâmýn iyisi kötüsü olmazmýþ ya, ondan herhalde! Çok þey vardýr belki zihinlerde övülecek ya da eleþtirecek. Ama ben kendi hassas Makbule Müge Doðan Hep dev aynasýna deðil, biraz da boy aynasýna bakmalý insan! olduðum konularý dile getiriyorum. Çünkü derdim kimseye yaranmak deðil, yaralandýðým noktalarý dile getirmek. Amaçlý yazdýðýmý düþünecek insanlar olacaktýr mutlaka. Beni yakýndan tanýyanlar iyi bilir ki; baþkasýnýn beyniyle hareket etmem ben. Bir tek kelimesin de bile baþkasýndan izler taþýmaz cümlelerim. Konumuza dönersek; Atalarýmýz ne demiþ; “Yaþ kesen, Baþ keser”.. Türbe önünde doðal bir tünel gibiydi çocukluðumun akasyalarý! Günlerce aðlamýþtým kesildiðinde! Cinayetten farký yoktu benim için. Yüzyýllýk tarihimiz yok olmuþtu o aðaç gövdelerinde. Gidip baðýrýp çaðýrmak istemiþtim çocuk kalbimle. Annem mani olmuþtu, babam için tepki verdiðim düþünülür diye. Oysa babam kendisi bile tepki vermedi hiç; hayatýný bitiren kan emici dostlarýna. Desteðini de esirgemedi ihtiyaç duyduklarýnda. Fazla özele daldýðýmýn farkýndayým ama yok olan hayatýmýza bu kadarcýk sitemi kimse çok görmez sanýrým. Türk milleti olarak çabuk unuturuz ya; þimdi çýkýp, bun günü eleþtirebiliyor bu insanlar. Ne demiþ yine atalarýmýz? “Ýðneyi kendine, Çuvaldýzý baþkasýna batýr”. En azýndan hilesi hurdasý yok þu anki baþkanýmýzýn. Bir insanýn bir yönü hoþumuza gitmiyor diye, her yönünü karalamak ahlaksýzlýk olur. Atalarýmýz “Yiðidi öldür, Hakkýný yeme” demiþler. Ben de öyle yapýyorum þimdi. Bu üç baþkanýmýzýn içinde, sadece ilk’inin zamanýnda törenlerimiz tören gibiydi. Tek baþýna gerçekleþtirmiþ olmasa da, dernek yönetimindeki tören zamanlarýný fazla aratmadý zannýmca. Ýnisiyatif elindeydi ve güzel organize ediliyordu doðrusu. Kendisinden sonraki baþkanýmýz ise; Önceki baþkanýn ekibi diyerek daðýttýðý, semah ekibiyle verdi, benmerkezciliðin ilk sinyallerini. O ekibi izleyemeyenler adýna gerçekten müteessirim. Bütün salon tek yürek izledi o semahý.. Rahmetli Orhan aðabeyi ve onun devamýnda gelen bütün semahçýlarý ve de Gülperi ablanýn eþsiz yorumunu yâd etmek benim vefamdýr burada. Þuan ki baþkanýmýzýn kiþiliðine diyecek sözüm yok. Övülecek iþlere imza attýðýný da inkâr edemeyiz. Ama keþke Hacý Bektaþý Veli’mizin hoþgörüsünü uygulayabilseydi. Sadece çevresindeki insanlarý dost seçip, kendi doðrularýný tek doðru kabul etmek yerine; karþýsýnda yer alan insanlarýda dinleyip, benimsemese de fikirlerine saygý duyulabilseydi! Hoþumuza gitse de gitmese de, bu topraklarda yaþayan herkesin memleketiyle ilgili söz hakký vardýr. Hiç kimse, bir diðerini yok sayma hakkýna sahip deðildir. Ýnsanlarýmýz kendisini zaman zaman yalnýz býrakmýþ bile olabilir. Daha çok baþkanýmýza düþen görevde el uzatmak. Adý üstünde “baþ”. Baþ nereye giderse gövde onu takip eder. Keþke diyorum keþke! Sen benim oyuncaðýmý kýrdýn diyerek küsmek yerine; bu oyuncaðý yeniden yapýp, nasýl”biz” olabiliriz diyebilseydi! Keþke eleþtirileri düþmanlýk olarak deðil de, kazanç olarak çekebilseydi kendisine. O zaman benim gördüðüm en iyi baþkan olurdu. Bunlarý dile getirdiðim için, beni de düþman sayacak kendisine ama sahtekârlýk yapamam ben. Ne ise beynimden geçenler, odur kalemime yansýyanlar. Hacýbektaþ’ýmýzý Hacýbektaþ yapan ve Dünya âleme tanýtan törenlerimizdi. O ysa benim 5 yýldýr gördüðüm çingene pazarý. Bunu tek kiþiye yüklemek adil olmaz elbette. Bozulma bir önceki dönemde baþladý, küstürülen sanatçýlarla. Mahsuni’nin ölümünde gelen halký da; sað olsunlar öyle manalý bir günde kar etmek amacýyla her þeyi üç dört misline satan bazý esnafýmýz küstürdü. Benim umudum yeni yönetimdeydi ama o da gidenleri arattý, kalanlarý küstürdü. Ben memnundum kendi adýma, eski halinden. Beþ ayrý yerde olurdu program. Hepsinde katýltýrdýk zaman zaman. Tiyatrolar, sergiler, paneller, sinema gösterimleri, kitap imza günleri. Ne verdiðimiz bilet parasýndan þikâyetçi idik ne de sabaha kadar uykusuz kalýp üþümekten. O ter kokusunun içinde, insanlarýn birbirini ezdiði ortamda bile yüreklerimiz þahlanýrdý! Herkes tatilini tören zamanýna göre ayarlardý. Sabah pencereyi açtýðýmda, balkonumuzda yatan insanlar vardý lise yýllarýmda. Merdivenlerde üzerlerinden atlayarak gitmiþtim ekmek almaya. On dönemlerde ve daha sonrasýnda MHP’li insanlar bile gelirdi tanýdýðým. Þimdi kendi insanýmýz bile gelmiyor. Yaptýðýnýz her þeyi mükemmel yapmýþ olsanýz bile, lütfen artýk kabul edin ki; Hacýbektaþ’ýmýz için önemli organizasyon konusunda eksik kaldýnýz. Bu kadar çok insan bunu dile getirdiðine göre, artýk bu sesi duymalýsýnýz. Çünkü saðýr sultan bile duydu! Törenlerimizi sadece kendi zevkinize göre düzenleme hakkýna sahip deðilsiniz. Bir anket yapsaydýnýz keþke! Halkýmýzýn ve kendisini bu topraklarýn parçasý sayan tüm AleviBektaþi toplumunun ne görmek istediðine dair. Oy kullanma hakký bana verildiðine göre, sanýrým o oyu en iyi þekilde kullanmak ta hakkýmdýr. Ama en doðru ne? Ya da kim? Hala bilmiyorum bunu. Þu an aday olan herkes kendilerine alt cümleleri alabilir! Lütfen artýk eskiler, eskide kalmayý bilsinler, yeterince denendiler, yenilen güreþçi yenilgiye doymaz hesabý; tekrar tekrar çýkmasýn ortaya seçilemeyenler.. Bilirmisiniz; Egolarýný tatmin için, kendilerini denemek adýna tekrar tekrar üniversite sýnavýna girenler, baþkalarýnýn hakkýný çalarlar. Beklide çok önemli bir bilim insanýnýn doðuþunu engellerler. Burada kastým hayatýný kazanmak, adýna deðil, üniversite bitirdikleri halde zevk olsun diye sýnavlarý tüketenlerdir. Yani; bir adým atarken, nelere mal olduðunu iyi hesaplamak gerekir. Ve yeni adaylarýmýz! Siz de o koltuða talip olmadan önce, naçizane tavsiyem; Aziz Nesin’in “Koltuk” adlý eserini okuyunuz lütfen, okumadý iseniz..Ya da en azýndan Kemel Sunal’la hayat baba filmini izleyin. Ama gülmeye kapýlýp, düþünmeyi unutmayýn! Derdiniz koltuksa, gelmeden gidin mümkünse. Biz olmayalým, oldukça takoz! Amaç memlekete hizmetse, bahanelerle de gelmeyin. Çocuklar için eðlenirken, Eðitilecekleri mekânlar yapýn mesela. Yaþlýlarýmýzla birlikte, onlara yönelik eðlence ve sohbet günleri düzenleyin. Onlardan öðreneceðimiz çok þey var, hiçbir kitapta yazmayan. Yardýma ihtiyacý olana, gelir imkâný saðlayýn üç kuruþ ta olsa; sadaka vermeyin. Gençlerimiz için toplu okuma etkinlikleri düzenleyin, tartýþma ortamý yaratýn; geleceðe saðlam siyasetçiler kazandýrýn. Kermesler düzenleyin kadýnlarýmýzla. Saðlýk konulu paneller düzenleyin halkýmýza. Kaynaþtýrýn insanlarýmýzý, Kadýn erkek genç yaþlý, büyük küçük dökülelim yollara. Temizleyelim memleketimizin her köþesini. Rengarenk boyayalým, çiçekler aðaçlar dikelim, ruhumuzun pasý silinsin!.. Peki ama nasýl olacak tüm bunlar? Para mý var? Bunlarýn çoðu parasýz yapýlýr. Zaten para gerektirenlere ise, belediyemizin bitmek tükenmek bilmeyen borcu bahanedir. Olsun! Ýlk siz baþlatýn hareketimizi. Almayýn bir süre maaþýnýzýn yarýsýný mesela. Siz baþ olarak yüreðinizi, gücünüzü, imkânýnýzý koyarsanýz ortaya, dalga dalga yayýlýr yüreðimizin coþkusu! Sevgi de nefret de kötülük de bulaþýcýdýr. Birinin size gülmesini istiyorsanýz; ilk siz gülümseyin karþýdan beklemeden. Aynada her sabah kendinize gülümseyerek baþlayýn önce güne. Korkmayýn kimse deli demez size. Gülmek surat asmaktan daha faydalýdýr. Daha az enerji harcatýr, verdikçe çoðalýr insan, Deryadýr. Herkes koysun elini taþýn altýna. 5000 nüfuslu bir ilçede biri çýkmýþ; Ben varým diyor! Çöpte toplarým çiçek de ekerim, sokaklarý da boyarým, taþ ta taþýrým. Ne demiþ biri? “Tek bir mum devirir geceyi”. Tek bir can neleri, neleri devirmez ki! Bu sözleri yüreðime nakþederek; duyarak deðil, dinleyerek büyüdüm ben. Sadece bakýyorum, görebiliyorum derinleri. BEN VARIM! Ya siz, varmýsýnýz bu günü doðum günümüz ilan edip, yeniden nefes almaya? Paylaþmaya paylaþtýrmaya kazancýda emeði de? Varmýsýnýz yeniden doðmaya? Unutmayýn hiçbir bebek yüreðinde kinle gözünü açmaz dünyaya!.. Arý ve duru gelin meydana. Ýlk siz uzatýn elinizi, A kiþi ya da B kiþi, o koltuða seçilen kiþi. O zaman en fakiri koyar ortaya cebindeki son kuruþunu. Çikolata parasýný bile feda eder kucaktaki. Siz baþlatýrsanýz tebessümü, en asýk suratlýsýnýnýn bile güler yüzü. Eller tutarsa birbirini, kýzsa bile sýrtýný dönüp gitmez ise kiþi; Destan yazar HACIBEKTAÞ-I VELÝ’MÝN MEMLEKETÝ!!! GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi Huzurevi 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 35 38 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 38 08 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 35 00 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 4413338 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 441 27 97 441 33 38 ARAÞTIRMA 13 Ocak 2009 Salý Bir Filistin vardý, bir Filistin gene var!’ ÖZGE ÖZKOÇ(*) Her þeye raðmen dünyanýn bir yerlerinde Ýsrail’in yeni etnik temizliðinin reddedilmesi gerektiðini düþünen vicdan sahiplerinin olduðunu bilmek/görmek, bu konuda ahlaki bir duruþ oluþturabilmeye ilham kaynaðý olabilir... Gözleriyle Filistin, kollardaki, göðüslerdeki dövmelerle Filistin adýyla sanýyla Filistin. Düþlerin Filistin’i ve acýlarýn, sözcüklerin ve sessizliðin Filistin’i, ve çýðlýklarýn. Ölümün ve doðumun Filistin’i taþýdým seni eski defterlerimde þiirlerimin ateþi gibi. Kumanya gibi taþýdým seni gezilerimde. Koyaklarda çaðýrdým seni baðýra baðýra, inlettim senin adýna koyaklarý… (Mahmud Derviþ, Filistinli Sevgili) 1941 yýlýnda Filistin’de doðdu Mahmud Derviþ. 1948’de Ýsrail’in kurulmasýyla sürgün edilen üç milyon Filistinli mülteciden biri olarak ailesiyle Lübnan’a yerleþti. Yýllarca da sürgün hayatý yaþadý. Altmýþ yedi yýllýk yaþamýnda mücadele etti, hapse girdi ve þiirleriyle Filistinlilerin sesi oldu. “Ölümün ve doðumun Filistini”nde, Ýsrail’in 1967’den beri ilk kez böylesine þiddetli bir katliamýný görmeden neyse ki görmeden!- 2008’in baþlarýnda vefat etti. 2008’in sonunda Filistin, Derviþ’in mýsralarýndaki gibi sessizliðe ve çýðlýklara gömülürken, bizler televizyon ekranlarýndan Ýsrail’in insanlýk dýþý eylemlerini ve içi boþ savunma söylemini, dünyanýn ve dahi Arap hükümetlerinin suskunluðunu, elde avuçtaki az sayýda insanýn karþý çýkýþlarýný, stratejistlerin Ýsrail saldýrýsýna dair mesnetsiz çözümlemelerini, Filistinlilerin katlediliþini, Hamas’ýn ve Filistin Yönetimi’nin demeçlerini izlerken bulduk kendimizi. Oysa þaþýrtýcý deðildi hiçbir þey. Filistin’in “uzun” tarihi, ne çok ipucu veriyordu bize. Bugün Gazze’deki insanlýk dýþý Ýsrail eylemlerini vicdaný olan her bireyin ahlak dýþý bularak anlamlandýrmayý dahi reddetmesi gerçeði bir yana, yaþananlarýn geçmiþin yükünü taþýdýðýný da unutmamak gerek. Ne de olsa bugün ve hatta gelecek, geçmiþin baðrýndan çýkýyor. Filistin sorununun tarihi Fýrat ve Dicle arasýndaki coðrafyanýn Yahudi kavmine vaat edildiði milattan önceye, Orta Çað’daki din temelli antisemitizme, 19. yy’ýn sonunda Yahudilerin milliyetçilikle tanýþtýklarý ve eyleme geçtikleri döneme, iki savaþ arasý dönemdeki Ýngiliz mandasýna, 1948’de Ýsrail’in kuruluþuna ve 1967’de Batý Þeria ve Gazze’nin Ýsrail tarafýndan iþgal edilmesine kadar götürülebilir. Hangi tarih baþlangýç noktasý olarak kabul edilirse edilsin, gerçeklik bu “uzun” zaman dilimi boyunca Filistinlilerin Ýsrail þiddetiyle -ya da devlet terörüyle- yüz yüze kalmýþ olmalarýndan ibarettir. 19. yüzyýlýn sonunda Siyonistler Avrupa emperyalizminden aldýðý ilhamla, Filistin’i “topraðý olmayan bir halk için halký olmayan toprak” olarak nitelendirerek bölgeye yerleþirken Batý tarafýndan desteklendi. 1948’de Ýsrail devleti ilan edildiðinde dünya peþi sýra Ýsrail’i tanýdý. 1948’in hemen ertesinde milyonlarca Filistinli sürgün edilirken Avrupa sustu. 1967’de Ýsrail Batý Þeria ve Gazze’yi iþgal ederken BM Güvenlik Konseyi karar almakla yetindi. 1970’de Ürdün’deki FKÖ kamplarý bombalanýrken kimseden ses çýkmadý. Ýsrail Lübnan’ý iþgal etti, dünya sustu. 1987’de Filistinliler ayaklandýklarýnda dünya “lütfedip” ve göstermelik olarak Filistinlilerden yana tavýr aldý. 1993’te bu sefer dünya Rabin’le el sýkýþarak Ýsrail ile barýþ masasýna oturan “yýllarýn teröristi” Arafat’ý, 1994’te Nobel Barýþ Ödülü’ne layýk görerek iyi niyetini dile getirdi. 2000’de Filistin’de insanlarýn sömürüden, açlýktan yýlarak ikinci intifadayý baþlatmalarýyla dünya yeniden küstü Filistinlilere. 2003’te Ýsrail Filistinlilerle arasýna ayýrma duvarýný inþa etmeye baþladýðýnda egemenler BM Güvenlik Konseyi’ndeki ABD vetosu nedeniyle çýkamayacak olan kýnama kararýný Uluslararasý Adalet Divaný’nýn hiçbir baðlayýcýlýðý olmayan tavsiye nitelikli kararýna havale ettiler. 2008’in sonunda Ýsrail Gazze’ye yönelik saldýrýsýný baþlattý, dünya sustu. Bu suskunluk ölen Filistinlilere yönelik bir suskunluktu sadece. ABD ve AB, Ýsrail’in Hamas’ýn “terörist” eylemlerine karþý kendini savunmak için harekete geçtiðini dile getirerek açýkça Ýsrail yanlýsý tutumlarýný ortaya koydular. O kadar ki Ýsrail Dýþiþleri Bakaný Livni, “dünyanýn Ýsrail’e karþý bu kadar anlayýþlý olmasý”ndan dolayý teþekkürlerini iletiyordu kendilerine. Ayný þekilde Ýsrail Gazze’ye yönelik operasyonun kendini savunma amaçlý olduðunu dile getiriyor. Bu amaçla da bir buçuk milyon nüfuslu, hiçbir çýkýþý olmayan Gazze’ye ambargo uygulamaktan tutun da havadan, karadan ve denizden saldýrmayý ve hatta “militan”-sivil ayrýmý gözetmeksizin her yeri bombalamayý bir hak olarak görüyor. Ayný þekilde þiddet tekelini elinde bulunduran Ýsrail “ulus-devleti” egemenlerin nezdinde haklý bulunmakla kalmýyor, ABD Baþkaný tarafýndan da ateþkes için ilk koþulun HAMAS’ýn “terör” eylemlerinden vazgeçmesi olduðu dile getiriliyor. Oysa varlýðýný “Filistin”i ötekileþtirebilmeye borçlu olan Ýsrail’in kullandýðý ya da uyguladýðý þiddetle HAMAS’ýn Ýsrail’e yönelik eylemlerini birbirinden ayýrmak gerekli. Elinde devlet iktidarýnýn alamet-i farikasý olan meþru güç kullanma tekeline sahip bir devletin son teknolojiyle donanmýþ ordusuna karþý el yapýmý füzelerle duvarlar arasýna sýkýþmýþ ve aç býrakýlmýþ insanlarýn meþru müdafaa hakkýný ayný kefede deðerlendiremeyiz. PEKÝ, BUGÜNKÜ DURUMA NASIL GELÝNDÝ? 1990’larýn baþý, Filistin sorununda yeni bir aþamaya geçildiðinin habercisiydi. 1980’lerden itibaren Lübnan’dan ve Ürdün’den çýkarýlan FKÖ ve Arafat Tunus’a taþýnarak hareketin uzaðýna düþmüþlerdi. 1987’deki birinci intifadanýn hemen ertesinde toplumsal alanda yapýlanmaya baþlayan HAMAS’ýn daha çok taraftar elde edebileceði endiþesiyle FKÖ, Batý Þeria ve Gazze’deki iktidar boþluðunun HAMAS’a yarayacaðýný düþünerek 1988’de Filistin Devleti’ni ilan etti ve Ýsrail’i tanýyacaðýnýn sinyallerini vermeye baþladý. Nitekim 1993’e gelindiðinde, 1990’lardaki bütün “barýþ” anlaþmalarýna temel oluþturacak olan Ýlkeler Bildirgesi, Ýsrail ve Filistin halkýnýn resmi temsilcisi olarak kabul edilen FKÖ arasýnda imzalandý. Bu ve bunun ardýndan imzalanan anlaþmalarýn hiçbiri ne mülteci sorununa, ne Kudüs’ün statüsüne, ne de Batý Þeria ve Gazze’deki Yahudi yerleþimlerinin boþaltýlmasý gerekliliðine deðiniyordu. Ayrýca Ýsrail özellikle Batý Þeria’da adacýklar oluþturarak Filistin Yönetimi’nin kendi topraklarý üzerinde doðrudan egemenliðini kurabileceði zemini de yok etmeye çalýþtý. 1967’de Ýsrail’in Batý Þeria ve Gazze’yi iþgal etmesiyle, bu bölgeler Ýsrail ekonomisiyle eklemlenmiþti. Ýsrail ihtiyacý olan ucuz iþgücünü Filistinlilerden elde ederken, Filistin ekonomisini kendisine baðlamýþ bulunmaktaydý. Fakat Sovyetler Birliði’nin yýkýlmasýnýn ardýndan Doðu Bloku’ndaki Yahudilerin Ýsrail’e göç etmesiyle beraber Ýsrail’in gereksinim duyduðu ucuz iþgücü bu yeni göçlerden elde edilmeye baþlanmýþtý. Dolayýsýyla 1990’lardaki “barýþ süreci”yle Ýsrail, bir yandan Filistin’le olan ekonomik baðýmlýlýðýný koparýrken bir yandan da fiili iþgal stratejisini gevþettiðinin sinyallerini veriyordu. Fakat bu durum hiçbir zaman -Oslo sürecindeki anlaþma metinlerinde yazýlanýn aksine- baðýmsýz bir Filistin devletinin kurulmasýna yönelik deðildi. 2000 yýlýnda ikinci intifada Ýsrail’in ileri boyutlardaki sömürüsüne ve Ýsrail’le iþbirliði yapan ama hiçbir þey elde edemeyen ve hatta Filistinlilerin daha da yoksullaþmasýna yol açan yozlaþmýþ Filistin Yönetimi’ne karþýlýk patlak verdiðinde bu durumdan en çok yararlananlardan biri HAMAS olmuþtu. Dolayýsýyla “barýþ süreci” Filistinlilerin uzlaþmaz tavrý ve Arafat’ýn Camp David’deki taviz vermeyen tutumu nedeniyle deðil, bizatihi bu dönem boyunca imzalanan anlaþmalarýn yapýsal bozukluklarý nedeniyle çökmüþtü. Çünkü imzalanan anlaþmalar, Batý Þeria’yý kendi içinde üç ayrý bölgeye ayýrarak bir zamanlar Yahudilerin Avrupa’daki durumuna benzer olarak Filistinlilerin de gettolarda yaþamasýna yönelikti. HAMAS’IN YÜKSELÝÞÝ 1960’larýn ve 1970’lerin “devrimci” FKÖ’sü, 1990’larda sistem içine çekilirken siyasal Ýslam’ý kullanarak radikalleþen HAMAS’tý. Bir taraftan Orta Doðu’da siyasal Ýslam bölgenin neoliberalizme eklemlenmesiyle marjinalleþen ve lümpenleþen orta sýnýflarý harekete geçirme kabiliyetine eriþirken bir taraftan da toplumsal ve ekonomik alandaki ihtiyaçlara maddi olarak cevap verebiliyordu. Buna bir de Filistin’in kendine özgü yapýsý, FKÖ’nün iktidara geldiði andan itibaren pragmatizme kaymasý ve yozlaþmasý eklenince, HAMAS Filistin topraklarýnda artan oranda taraftar toplamayý baþardý. “Barýþ Süreci”yle beraber Filistin’deki yaþam koþullarý giderek kötüleþti, iþsizlik oranýnda büyük artýþ gözlendi, Ýsrail yeni Yahudi yerleþimleri inþa etti. Ayrýca ABD’nin de Ýsrail’in de FKÖ’ye karþý kuruluþ aþamasýnda HAMAS’ýn yapýlanmasýna göz yumduðunun da altýný çizmek gerekli. Dolayýsýyla 25 Ocak 2006 seçimlerini HAMAS’ýn kazanmasý þaþýrtýcý deðildi. Nitekim bu sonucu hem ABD hem de Ýsrail muhtemelen tahmin ediyorlardý. ABD Büyük Orta Doðu Projesi’yle bölgeyi kapitalizme eklemlemenin yanýnda, bölgede biçimsel demokrasiye geçilmesi gerektiði yönünde baský yapmaya baþlamýþtý. Filistin’deki demokrasi sandýðýndan da HAMAS çýktý. Fakat demokratik seçimlerle iktidara gelmiþ ve 1967 sýnýrlarýný kabul etmeye meyilli olan HAMAS, bu sefer ABD ve Ýsrail tarafýndan uygulanan ambargolarla ýlýmlýlaþamadý ve yeniden radikalleþti(rildi). FKÖ’nün 1960’lardaki ve 1970’lerdeki baðýmsýz Filistin hedefi, HAMAS tarafýndan dile getirilir oldu. Batý Þeria’da Mahmud Abbas liderliðindeki El-Fetih, Gazze’de Ýsmail Haniye liderliðindeki HAMAS iktidarlarýný saðlamlaþtýrdýlar. Dolayýsýyla resmi olarak kurulamamýþ olan Filistin devleti içerisinde baðýmsýzlýk hedefini arka plana itmiþ olan iktidar mücadelesiyle beraber egemenliðin parçalanmasý söz konusu oldu. Nitekim 2007 yýlý boyunca ElFetih ve HAMAS arasýndaki iktidar mücadelesi hem Filistin hareketini böldü hem de Ýsrail’in ekmeðine yað sürdü. Mahmud Abbas ve yönetimi Batý tarafýndan açýkça desteklendi, ilerideki barýþ görüþmelerinin tek meþru temsilcisi olarak sunuldu. Kasým 2008’de Ýsrail’in Gazze ablukasýnýn sýkýlaþmasý Gazze’deki hayatý felç etti. Zaten kendine yeterli bir ekonomik yapýsý olmayan Gazze’ye HAMAS’ýn iktidara gelmesiyle beraber yardýmlar kesilmiþti. Kasým ayýnda bir de buna elektrik kesintisi ve akaryakýt kýtlýðýna baðlý olarak temel gýda maddelerinin üretiminin durdurulmasý eklendi. Ýsrail HAMAS’a destek veren Filistinlileri cezalandýrýyordu. Buna karþýlýk Olmert Batý Þeria’daki Yahudi yerleþimlerinin boþaltýlmasýna giriþirken sorununun Abbas’la ya da “meþru” Filistin yönetimiyle deðil, bizzat HAMAS’ýn kendisiyle olduðunu dile getiriyordu. Gazze’de Filistinlilerin açlýk sýnýrýna ulaþmasýyla doruk noktasýna ulaþan bu durum, HAMAS’ýn 22 Aralýk 2008’de ateþkesi bozduðunu açýklamasýyla noktalandý. Ayný tarihte de Ýsrail’in Gazze’ye yönelik ilk füze saldýrýsý baþladý. 4 Ocak 2009’da Ýsrailli yetkililer tarafýndan uzun süreceði özellikle vurgulanan kara harekâtýna giriþildi. Her geçen gün Gazze’de ölen Filistinli sayýsý artýyor. Fakat Gazze’de basit bir aritmetik hesabýndan öte bir þey yaþandýðý, bir devletin “teröristleri” savuþturmak amacýyla her türlü güç kullanýmýný içeren meþru müdafaa hakkýyla savunulamayacak bir þiddet uyguladýðý apaçýk ortada. BM SUSKUN, HALKLAR AYAKTA! Ýsrail’in kara harekâtýnýn ardýndan toplanan BM Güvenlik Konseyi’nden bir karar çýkmadý. Buna mukabil Ýsrail’in þiddet eylemlerini kýnanmak için Yunanistan’da, Ýngiltere’de, Fransa’da, Hollanda’da, Almanya’da, Türkiye’de, Lübnan’da, daha baþka ülkelerde kitleler sokaða döküldü. Her þeye raðmen dünyanýn bir yerlerinde Ýsrail’in yeni etnik temizliðinin reddedilmesi gerektiðini düþünen vicdan sahibi insanlarýn olduðunu bilmek/görmek bu konuda ahlaki bir duruþ oluþturabilmeye ilham kaynaðý olabilir. Mahmud Derviþ’e býrakalým son sözü: “…Ve ant içerim ki / bir mendil iþleyeceðim yarýna kadar / gözlerine sunduðum þiirlerle süslü ve bir tümceyle, baldan ve öpücükten tatlý / Bir Filistin vardý, bir Filistin gene var!” (*) AÜ SBF Araþtýrma Görevlisi Birgün 13 Ocak 2009 Salý Kýrþehir’de Tiyatro sevdalýsý bir Akvaryumcu Yönetmen Yavuz Tekin, kendi gayretleriyle ve çok zor þartlar altýnda çalýþarak Kýrþehir'de tiyatro kültürünü yaþatmaya çalýþtýklarýný belirterek, "Kýrþehir Belediyesi'nce bize verilen desteklerle ayakta durmaya çalýþýyoruz. Ýnanýyorum ki, bize daha fazla destek verilmesiyle daha iyi oyunlar ortaya koyacak ve tiyatro kültürünü Kýrþehir'de istenilen seviyeye getireceðiz. Gösterilerimizde belediyenin, Kýrþehir Devlet Hastanesi Baþhekimliði'nin, Gençlik Merkezi'nin ve Ýbrahim Küçükdeveci aðabeyimizin büyük faydalarýný görüyoruz. Ýnþallah bu kültürün yaþatýlmasý için bundan sonra da elimizden gelen gayreti gösterecek ve tiyatroya ilgi duyan arkadaþlarýmýzý tek çatý altýnda toplayacaðýz" dedi. (http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberle r/2005/Aralik) SULUCA KARAHÖYÜK Gazi Baran “Kýrþehir’de tiyatro yok mu?..” sorusu beni bir akvaryumcuya dek götürdü. Sora sora Baðdat bulunur hesabý. Eski adý Ankara Caddesi yeni adý Mehmet Ali Yapýcý Bulvarý 40 numaralý binanýn altýndaki pasaj giriþinde tabelasýný okuduðunuz Tam-Dem Çayevi’nin tam karþýsýnda bir akvaryum dükkaný burasý. Ýlk gidiþimde kapalýydý. Yandaki berber dükkanýndakiler, sahibi Yavuz Tekin’in Yarý Açýk Cezaevi’ndeki mahkumlara tiyatro dersi vermeye gittiðini öðleden sonra geleceðini söylüyorlar. Öðleden sonra geliþimde açýk buluyorum akvaryumcuyu. Kýsa bir tanýþmadan sonra koyu bir söyleþiye dalýyoruz. Yavuz Tekin Kýrþehir merkez doðumlu. 1987’den beri tiyatronun içinde. Liseden sonra Erciyes Üniversitesi’nde 2 yýllýk Pazarlama Yüksekokulunu bitirdi. “Sarý Çizmeli”, “Siz Olsanýz Ne Yapardýnýz”, “Amma da Aldanmýþýz”, “Söz Meclisten Dýþarý”, “Memleket Havasý”, “Oynatmaya Az Kaldý”, “Naaþ-ý Muhteremler” dilinin ucuna gelen oyun adlarý. Daha nice oyun çýkardýk, zaman olsa da arþivimi açsam size diyor. O bir tiyatro sevdalýsý, olanaklar verildiðinde neler yapabileceðini kanýtlamýþ biri. En büyük sorunumuz çalýþmaya ve oyun sergilemeye yer bulamayýþýmýz diyor. 2005 yýlýnda oyuncu kadrosunun çoðunluðu çöpçü olan “Memleket Havasý” oyununun hâlâ belleklerde tazeliðini koruduðunu ve çöpcülerin nasýl canla baþla çalýþýp oyun çýkarttýklarýný anlatýyor. Ama arkasý gelmedi, destek kesildi, hepsinin sevinçleri kursaklarýnda kaldý diyerek yazýklanýyor. Ýþte Kenthaber’in internet sayfasýndan konuya iliþkin bir haber. <Kýrþehir Umut Tiyatrosu tarafýndan düzenlenen 'Memleket Havasý' konulu tiyatro gösterimi, büyük ilgi gördü. Kýrþehir Belediyesi sponsorluðunda Umut Tiyatrosu tarafýndan Kültür Müdürlüðü Tiyatro Salonu'nda düzenlenen tiyatro gösterisine, Belediye Baþkaný Halim Çakýr, AKP Ýl Baþkaný Ömer Seyfi ve bazý daire amirleri ile vatandaþlar katýldý. Yavuz Tekin'in yönetmenliðinde gerçekleþen tiyatro oyununda, özellikle Türkiye'nin çeþitli hastanelerinde yaþanan olaylar, mizahi bir þekilde sahnelenirken, gösteride rol alan tiyatro oyuncularý salonu dolduran davetlilerden büyük alkýþ aldý. Tiyatro çalýþmalarý ile ilgili bilgiler veren Yavuz Tekin kiminde oynadýðý ama çoðun yönetmenlik yaptýðý tiyatrosuna gidiþ pek umutlu olmasa da “Kýrþehir Umut Tiyatrosu” adýný vermiþ. O bir Donkiþot, bir ýþýk görmeye dursun hemen bir oyun çýkarmaya hazýr. Haydi deseler kuþanýp tiyatro kýlýcýný mihverini Kýrþehir’in üzerindeki kötücül ruhlarýn üzerine yürüyecek. Bir Kýrþehirli olarak sanata tiyatroya tutkun birini bulmanýn kýsa da olsa haberini yapmanýn mutluluðuyla yanýndan ayrýlýyorum. Bu olmadý bir gün mutlaka daha geniþ bir haber ya da ropörtaj yapalým isteði ortak düþüncemiz oluyor. Ne mutlu Kýrþehirliye, hayat damarlarý kurumamýþ. Pooh 80 yýl sonra geri dönüyor Milne’in 1920 yýlýnda yarattýðý Winnie the Pooh, 80 yýl sonra David Benedictus’un kalemiyle kitap raflarýna geri dönüyor. 2009’un sonunda ABD ve Britanya’da yayýmlanacak olan kitabýn çizimlerini Mark Burges yaptý söz konusu kitabýn devamý niteliðindeki The House at Pooh Corner yayýmlanmýþtý. 1926 tarihli kitapta yer alan orijinal çizimlerden oluþan koleksiyon ise geçtiðimiz aralýk ayýnda, Londra’da düzenlenen bir açýk arttýrmada satýlmýþtý. Çocukluk kutlamasý Alan Alexander Milne’in gerek çocuklar gerekse yetiþkinler tarafýndan sevilen karakteri Winnie the Pooh, 80 yýl sonra yeniden kitap raflarýna dönüyor. 100 Hektar Ormaný’nda yaþayan sevimli ayý Winnie the Pooh ve arkadaþlarýnýn öyküsünü anlatan eserin yeniden, farklý bir yazarýn kalemiyle hayata dönebilmesi için gerekli olan izinler alýndý. Amerika Birleþik Devletleri ve Britanya’da 5 Ekim 2009’da yayýmlanacak olan yeni Winnie the Pooh kitabýnýn yazarý David Benedictus. Kitaptaki ilüstrasyonlarý ise Mark Burges çizdi. Söz konusu kitabýn A A Milne ve E H Shepard Vakýflarý’nýn desteðiyle okuyucularýn karþýsýna çýkacaðý açýklandý. 1976 yýlýnda hayata gözlerini yuman E. H. Shepard, Milne’in 1926 tarihli kitabýndaki ilüstrasyonlarý çizmiþti. 1928 tarihinde ise “Eski tarihli orijinal kitap, dünyanýn hangi noktasýnda yaþýyor ve hangi dili konuþuyor olursa olsun tüm çocuklar için maceralar dünyasýnýn kapýlarýný açan bir anahtardý” diyor Pooh serisinin yayýn hakkýný elinde tutan Michael Brown. Brown, David Benedictus ve Mark Burgess’in yarattýðý yeni Winnie the Pooh kitabýnýn hem çocuklarýn hem de çizgi karakterleri seven yetiþkinlerin gönüllerini fethedeceði yönündeki düþüncesini bildiriyor. “Tüm dünyadaki Winnie the Pooh hayranlarý ve okuyucularýnýn yeni hikâyeyi de en az eskisi kadar seveceklerine ve benimseyeceklerine inanýyorum.” David Benedictus kitabýnýn sesli versiyonunu da üretti. Dame Judi Dench, Stephen Fry ve Jane Horrocks yapýlan seslendirmelerin çok baþarýlý olduðu ifade ediliyor. 2009 yýlýnýn sonlarýnda yayýmlanacak olan kitabýn, Winnie the Pooh‘un yaratýcýsý Milne’in eserini tamamlayacaðýný düþünen Michael Brown þöyle devam ediyor sözlerine: “Milne’in ideali küçük çocuk ile sevimli ayýsýnýn daima birlikte oynamaya ve çocuklara güzel mesajlar vermeye devam etmesiydi. Bunun gerçekleþeceðine ve yeni kitabýn Milne’nin eserini daha zenginleþtireceðine inanýyorum.” Yeni Hundred Acre Wood / 100 Hektar Ormaný Britanya’da Egmond Yayýnlarý, Amerika Birleþik Devletleri’nde ise Dutton Children Published tarafýndan yayýmlanacak. Winnie the Pooh‘un 1965 yýlýnda aramýzdan ayrýlan muciti Alan Alexander Milne, Christopher Robin karakterini kendi oðlundan esinlenerek yaratmýþtý. Ormandaki sevimli kahramanlar Winny The Pooh, çizgi film izleyicileri tarafýndan çok iyi tanýnýyor. Çünkü Walt Disney’in en baþarýlý TV serilerinden biri. Olaylar, 100 Hektar Ormaný’nda yaþayan ayý Winny, küçük korkak Piglet, zýp zýp kaplan Tigger, titiz Tavþan ve uyuþuk Eeyore’nun etrafýnda geli?ir. Aslýnda bu kahramanlar, Christopher Robin adlý çocuðun hayal dünyasýna aittir. Kimi maceralarýnda onlara Christopher Robin, Baykuþ ya da küçük kangru Roo da eþlik eder. Winny The Pooh, çocuklara olumlu mesajlar veren bir çizgi serisidir. Farklý özelliklere sahip olan karakterler, detaylý bir þekilde iþlenmiþtir. Taraf 13 Ocak 2009 Salý AKP kadrolaþýyor iddiasý kamuoyunun gündeminden düþmüyor Huzur evinden sözleþmeli 6. kiþinin çýkarýlacaðýný AKP kanalýndan da 2. kiþinin alýnacaðý iddialarý var. Bu iddialarý AKP üyesi ve isminin gazetede yayýnlanmasýný istemeyen bir vatandaþ þu þekilde açýkladý:“ 2. Kiþi deðil de bakýn þimdi þöyle olay oldu. Dediler ki teþkilattan AKP’nin Hacýbektaþ da 200 veya 180 oyu varmýþ H. Ç. zamanýnda 60. kiþi iþe alýnmýþ ama iþe alýnan adamlar dâhil oy vermediði söyleniyor ve bunlar tespit edilmiþ. Nerede iþe alýnmýþ bu insanlar mesela Kýz Meslek Lisesinde, Hastanede alýnmýþ Huzur evinde alýnmýþ. Bu insanlarýn içinde verimsiz çalýþan partiye oy vermeyen partili olmayanlarý deðiþtirme cihetine gidelim diye bir fikir teatisinde bulunulmuþ. Ýlçe örgütünde Ýl örgütünde. Sadece fikir teatisi, fili olarak bir þey yok.” Hastane de ortaya çýkan atama olayýnýn ve Huzur evine AKP’nin isminin geçtiði yerlerde kurum amirlerinin atamalarda ve alýnacak kiþilerde performans deðerlendirmesi ; yani verimliliðin gerekce gösterilmesi dikkat çekiyor yorumlarýna neden oluyor. Buda kamuoyunda AKP’nin el attýðý yerlere bu gerekçeleri ileri sürerek toplumdaki tepkileri yumþatmak olarak deðerlendiriliyor. Kamuoyunda da gazetemize gelen bilgiler doðrultusunda Rifat Kartal Huzur Evi Müdürü Seyfullah Bilen ile görüþtük. Söz konusu iddialarý kendisine sorduk. Yapýlan görüþmeyi Hacýbektaþ kamuoyu ile paylaþýyoruz. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Aydýn ÞÝMÞEK- Seyfullah bey ben Sulucakarahöyük gazetesinden aydýn Þimþek. Bildiðiniz ya da duyduðunuz mu bilemiyorum ama bizi de þaþýrtan Huzur evininin olumlu imajýna denk düþmeyen bir iddia var kamuoyunda tabiî ki biz huzur evini birçok kez olumlu yönleri ile haber yaptýk. Huzur evinde çalýþan personelin bir kýsmýnýn iþten çýkarýlacaðý buna gerekçe olanýn ise AKP nin olduðu yönünde. Bu insanlarýn da verimli olmadýðý çalýþmadýðý gibi gerekçelerle iþten çýkarýlacaðý yönünde kamuoyunda bir iddia var. Böyle bir þey varmýdýr, bu iþin aslý nedir? Seyfullah BÝLEN-Þöyle söyleyim. Öyle bir partinin telkinleri ile deðil ama performansý düþük elemanlarý deðerlendiriyoruz. Bu elemanlarý çýkarma diye bir þey yok ama bunlarý alan þirketlere geri yönelmemeyi düþünüyoruz. Öyle þunun bunun telkinleri deðil yani. Buradaki personelin marifeti ile Müdür yardýmcýlarým var, görevli meslek elemanlarým var, bunlarla birlikte yýl içerisinde çalýþmalarýna göre deðerlendirme yapýyoruz. Performanslarýna göre düþük olanlarý belli bir þeye aldýk onlarý deðerlendirmeyi düþünüyoruz. Aydýn ÞÝMÞEK-Peki bu konuda böyle bir þey olacak yani çýkarma olacak diyorsunuz? Seyfullah BÝLEN- Þimdi çýkarma olacak diye söylemeyim yeni þirkete bu performansý düþük kiþileri önermeyi düþünmüyorum. Zaten onlar kendileri alacak onlara da benim kendim memnun olduðum çalýþmasý iyi olan elemanlarý önereceðim. Diðerlerini önermeyi düþünmüyorum ama þirket kendi alýr bilemem. Aydýn ÞÝMÞEK-Þimdi o zaman þöyle söyleyeyim bu konunun AKP de konuþulduðu iddiasý var. Seyfullah BÝLEN-Onlardan olabilir öyle þeyler bana da geliyor ama ben o tür þeylere hizmet yönünden bakarým. Kimsenin A partisi B partisi þeyine bakmam. Aylardýr da bu konuyu söylüyorum bütün personelim de biliyor. Aydýn ÞÝMÞEK- Þöyle bir þey oldu mu? AKP aracýlýðý ile alýnmasý için adam önerildimi size? Seyfullah BÝLEN-Yani AKP diye söylenen ve çeþitli yerlerden bana müracaatlar geliyor. Ben de evraklarýný alýyorum. Aydýn ÞÝMÞEK-Kurumlardan mý geliyor. Seyfullah BÝLEN-Kurum olarak demeyim þahýs kiþiler ve yönlendirme de olmuþ olabilir ama bilemiyorum, gelen elemanlar var. Ben illa bu þu partili, bu partili diyede deðerlendirmiyorum, performansýna veya orada çalýþabilecek durumuna göre deðerlendirmeyi düþünüyorum. Aydýn ÞÝMÞEK-Bizim bu konuþtuðumuz durumu ben biraz araþtýrdým, bir dönem Hacýbektaþ AKP Ýlçesine üye bir insan bu konunun kendi partilerinde gündeme geldiðini, fikir teatisinde bulunduklarýný ve hatta il de görüþtüklerini, Hacýbektaþ ta Kýz Meslek Lisesi ve Huzur Evi dahil belirli kurumlarda bekledikleri 180 ile 200 civarýnda oy’un alýnamadýðýný, buna baðlý olarak da buraya kendi referans olduklarýnýn iþten çýkarýlacaðýný baþka insanlarýn koyulacaðýný, bu yönde bir fikir teatisinde bulunduklarýný bilahare bana söyledi. Ama durumun þimdi hangi aþamada olduðunu ben de bilmiyorum diye söyledi. Bunun röportajýný da yayýmlayacaðýz. Bu iddianýn kamuoyunun öne sürdüðü iddia ile baðlantýsý varmýdýr yokmudur, bunu da ancak sizden öðrenebilirdim. Seyfullah BÝLEN-Benimle ilgili deðil bilemiyorum. Onlarý kendi deðerlendirmeleri olmuþ olabilir. Ben nitekim devlet memuruyum orada hizmet için varým, yapýlacak hizmetin en iyi en kalitelisi yapýlmasý yönünde olur, A.partisi B. Partisi þeklinde deðerlendirmem olamaz. Aydýn ÞÝMÞEK-Yani size AKP aracýlýðý ile her hangi bir öneri gelmedi? Seyfullah BÝLEN-Öneri þöyle yani, gelen kiþiler onlarýn yönlendirmesi ile olabilir ama ben oradan geliyor diye deðerlendirmiyorum. Ben Hacýbektaþ halkýndan gelir durumuna göre çalýþabileceðini sezdiðim belgesi olan kiþiler, deðerlendirmeye çýkacak kiþiler. Aydýn ÞÝMÞEK-Son soru olarak; Sizin personeli toplayýp hakkýnýzda konuþulanlara dair, “Benim için alevi Sünni ayrýmý yapýyor diye dedi kodu yaptýðýnýz için buna baðlý olarak iþten çýkartmalar olacak” dediðiniz doðru mu? Seyfullah BÝLEN- Bu þekil de deðil ama benim duyumlarýmla, benim ayrýcalýk yaptýðýmý söylemiþler ben kendilerine þimdiye kadar öyle bir ayrýcalýk yaptýðýmý gören varsa söylesin, bu tür þeylerde beni kim þikayet etti ise gerçi þikayet eden kiþiler bilinmiyor ama, böyle bir þeyin neden yapýldýðýný bir toplantýda dile getirdim. Aydýn ÞÝMÞEK- Anladým; Sizin personelinizden insanlar mý yapýyor? Seyfullah BÝLEN-Evet biri þikayet etmiþ. Aydýn ÞÝMÞEK-Teþekkür ediyorum, kolay gelsin. 7 13 Ocak 2009 Salý ‘Mutluluðun sýrrý’ parayý baþkalarý için harcamak mý? Yeni bir çalýþmaya göre, mutluluk, ne kadar sahip olduðunuzla deðil nasýl harcadýðýnýzla ilgili. Paralarýyla baðýþ yapan ya da baþkalarýna hediyeler alanlar, tüm paralarýný kendileri için harcayanlara göre daha mutlu hissediyor... Ýsrail savaþý týrmandýracak Gazze"ye yönelik kanlý saldýrýlarý durdurma çaðrýlarýna kulaklarýný týkayan Ýsrail yönetimi iþgale ve saldýrýlarýna devam edeceðini açýkladý. Ýsrail dýþýnda yaþayan Yahudilerin de büyük tepkisini çeken Olmert, "Ordu hedefine ulaþýyor, saldýrýlar daha çok sürecek" dedi... direniþine destek verdi. Göstericilerin sýk sýk “Teþekkürler Chavez” sloganlarý atmasý dikkat çekti. Dünyanýn en kalabalýk Müslüman ülkesi Endonezya"da ise yaklaþýk 20 bin kiþi, Ýsrail"in Gazze"ye düzenlediði saldýrýlarý protesto etti. Baþkent Cakarta"da düzenlenen gösteriye katýlanlar, Filistin bayraklarý ve üzerinde "Filistin"i Kurtarýn", "Ýsrail Ürünlerini Boykot Edin" yazýlý pankartlar taþýdý. Ýsrail ve Endonezya arasýnda diplomatik iliþki bulunmuyor. Piyangoyu kazandýðýnýzda ya da cebinizde fazladan biraz para bulduðunuzda mutlu olacaðýnýzý düþünebilirsiniz. Klasik ekonomik görüþleri altüst eden yeni bir çalýþmaya göre mutluluk ne kadar sahip olduðunuzla deðil nasýl harcadýðýnýzla ilgili. Paralarýyla baðýþ yapan ya da baþkalarýna hediyeler alan insanlar tüm paralarýný kendileri için harcayanlara göre daha mutlu hissediyor. Ýnsanlar paranýn mutluluðu satýn alabileceðini düþünür. Oysaki zenginlik ve mutluluk arasýndaki iliþkinin çok da güçlü olmadýðý düþünülmektedir. Örneðin Amerikan toplumunda insanlarýn zenginleþtikçe daha mutlu olmadýklarý görülmektedir. Bir olasýlýk insanlarýn paralarýný kendilerini mutlu edecek þeylere harcamamalarý olabilir. Ekonomistler bu iliþkiyi çözmeye çalýþmaktadýr. ÝKÝ ÇALIÞMA DAHA VAR British Columbia Üniversitesi’nden sosyal psikolog Elizabeth Dunn, ne tür harcamalarýn insanlarý gerçekten mutlu hissettirdiðini araþtýrmýþtýr. Dunn ve arkadaþlarýnýn 109 öðrenci üzerinde yaptýklarý çalýþmada þaþýrtýcý olmayacak þekilde öðrenciler ceplerinde 5 dolar yerine 20 dolar olduðunda daha mutlu olacaklarýný söylemiþlerdir. Ayrýca paralarýný baþkalarý yerine kendileri için harcamaktan daha mutlu olacaklarýný anlatmýþlardýr. Ama yanlýþ cevap! Dunn ve ekibi 49 öðrenciye içinde 5 ya da 20 dolar olan zarflar vermiþ ve nasýl harcayacaklarýný söylemiþlerdir. Parayla baþkalarýna hediyeler alan ya da hayýr kurumlarýna baðýþlayanlarýn günün sonunda, parayý kendisi için harcayanlara göre (bir faturasýný ödemek ya da kendine yemek ýsmarlamak için) daha mutlu hissettiði kaydedilmiþtir. Bu sonuçlara ulaþan 2 çalýþma daha vardýr. Ayný ekip Boston þirketinde çalýþan 16 iþçi ile farklý miktarlarda ikramiye almalarýndan önce ve sonra görüþmüþler ve ayrýca ABD genelinden rasgele seçilen 632 kiþinin gelirleri, harcamalarý ve mutluluklarý ile ilgili verileri toplamýþlardýr. Her iki grupta da mutluluðun gelirin ya da ikramiyenin miktarýndan çok parayý baþkalarý için harcamakla iliþkili olduðu bulunmuþtur. Dunn bu verilerin varsayýmlarýný düþündüklerinden daha güçlü bir þekilde desteklediðini söylemektedir. Elsever harcamalarýn týpký egzersiz yapmak gibi hem kýsa hem de uzun vadede sonuçlara sahip olduðunu öne sürmektedir. Baþka bir insana bir defalýðýna bir þey vermek kiþiyi o gün mutlu edebilir ancak bu bir yaþam tarzý haline gelirse kalýcý bir farklýlýk yaratabilir. Dunn günün birinde yasa yapýcýlarýn bu sonuçlardan daha mutlu ve elsever toplumlar yaratmak üzere etkilenebileceðini ümit etmektedir. Warwick Üniversitesi’nden ekonomist Andrew Oswald, Dunn’ýn çalýþmasýnýn insanýn kendisi için para harcamasýnýn mutluluk verici olduðunu düþünen ekonomistleri þaþýrtacaðýný belirtmektedir. Birgün Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert, haftalýk kabine toplantýsýnýn açýlýþýnda yaptýðý konuþmada, Ýsrail"in bölgede kendisi için koyduðu hedeflere yaklaþtýðýný belirtirken, "Güneydeki güvenlik gerçeðini deðiþtirmek ve vatandaþlarýna huzuru getirmek için kararlýlýk, sabýr ve cesaret gerektiðini" ifade etti. ÝNGÝLÝZ YAHUDÝLERÝ DE ÝSRAÝL’E KARÞI Uluslararasý toplumun ve ülke dýþýnda yaþayan Yahudilerin çaðrýlarýna kulak asmayan Ýsrail’in Gazze’de iþgale ve saldýrýlara devam etmesi karþýsýnda Ýngiltere’de yaþayan Yahudiler de isyan etti. Observer’a açýk mektup yazan Ýngiliz Yahudileri, askeri operasyonlara bir an önce son verilmesi çaðrýsýnda bulundu. Askeri operasyonlarýn bölgede güvenliði artýrmaktan çok uzak olduðu belirtilirken, bu durumun aksine aþýrýlýklarý güçlendireceði ve bölgeyi daha da istikrarsýzlaþtýracaðý uyarýsý yapýldý. Öte yandan Ýsrail’in iþgalde yeni bir aþamaya geçeceði açýklandý. Yeni aþama ile Gazze"nin tam olarak iþgal edilmesinin de bulunduðu çeþitli seçenekler tartýþýlýyor. Üçüncü haftasýna giren saldýrýlarda sokak çatýþmalarý ise devam ediyor. Son olarak Hamas militanlarý Gazze’nin ara sokaklarýnda Ýsrail ordu güçlerini pusuya düþürdü. Filistinli yetkililere göre en az 12 kiþi hayatýný kaybetti. Ýsrail savaþ uçaklarý da dün sabah saatlerinde Refah sýnýrýna yakýn hedefleri vurmayý sürdürdü. Filistin kaynaklarýna göre, ölü sayýsý 854"ü geçti. Ölenlerden 270"inin çocuk olduðu belirtiliyor. Yaralý sayýsý ise 4 bine yaklaþtý. Bu arada Hamas"ýn önde gelen siyasi liderlerinden Musa Ebu Marzuk, kaçýrýldýktan sonra 2,5 yýldýr bölgede tutulan Ýsrailli asker Gilad Þalit"in durumunun artýk Hamas"ý ilgilendirmediðini söyledi. ETKÝSÝZ KALAN BM ENDÝÞELÝ BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun"un insani iþlerden sorumlu yardýmcýsý John Holmes, Ýsrail ve Hamas"ýn, Güvenlik Konseyi"nin, Gazze"de ateþkes çaðrýsýnda bulunan kararýna uymamalarýndan endiþeli olduklarýný söyledi. Holmes, iki tarafýn Konsey"in ateþkes çaðrýsýna uymamalarýndan büyük hayal kýrýklýðý duyduðunu belirterek, "Biz, taraflardan bu ateþkese uymalarýný bekliyoruz ve bunu bir an önce yapmalarýný istiyoruz" dedi. Holmes "Tam bir ateþkes saðlanamadýðý sürece Gazze"deki sivillerin hiçbiri güvende deðil" ifadesini kullandý. YEREL BASIN DA HEDEFTE Bu arada Gazze"de çalýþan Filistinli gazeteciler, son birkaç gündür basýn mensuplarýna ve basýn mensuplarýnýn toplu bulunduðu binaya yapýlan saldýrýlarý, Gazze"de yapýlanlara karþý kendilerini "susturma" teþebbüsü olarak gördüklerini açýkladý. Geçen kasým ayýndan bu yana Ýsrail"in bölgeye yabancý gazetecilerin girmesine izin vermediðini hatýrlatan gazeteciler, kendilerine yönelik üst üste gelen saldýrýlarýn bunun bir kanýtý olduðunu söyledi. ALMANYA DA DEVREDE Almanya Dýþiþleri Bakaný FrankWalter Steinmeier, Gazze Þeridi"ndeki çatýþmalarýn durdurulmasý için arabuluculuk yapmak amacýyla Ortadoðu"ya gitti. Berlin’de konuþan Steinmeier, Mýsýr ve Ýsrail yönetimiyle çatýþmalara son verilmesiyle ilgili koþullarý görüþeceðini söyledi. Steinmeier, Filistin Özerk Yönetimi Lideri Mahmud Abbas ile de bir araya geleceðini açýkladý. Steinmeier, BM Güvenlik Konseyi’nin kararýnýn kalýcý bir barýþýn nasýl saðlanacaðýný gösteren önemli bir adým olarak nitelendirmiþti. *** Halklar ‘savaþ dursun’ dedi Fransa’nýn baþkenti Paris’te toplanan yaklaþýk yüz bin gösterici Ýsrail saldýrýlarýný protesto ederek Filistinlilerin Ýsveç"in üç büyük kentinde on binlerce kiþi sokaða döküldü. Gösteriler eþ zamanlý olarak Stockholm, Göteborg ve Malmö"de gerçekleþtirildi. Baþkent Stockholm’de aralarýnda sosyalist ve komünist partiler ile onlarca kuruluþ ve sivil toplum örgütünü bünyesinde barýndýran komite tarafýndan Gazze halký ile dayanýþma amacýyla yaklaþýk 10 bin kiþi Ýsrail ve ABD karþýtý sloganlar attý ve pankartlar taþýdý. *** BM’nin yapýsý ve yeri deðiþtirilmeli Ýran Cumhurbaþkaný Mahmud Ahmedinejad, "Ýsrail"in Gazze Þeridi"nde savunmasýz ve masum sivilleri katletmesi karþýsýnda pasif kalan BM"nin yenilenmesi gerektiðini" belirtti. Ahmedinejad, "Ýsrail"in çocuk, kadýn, yaþlý ayrýmý yapmadan Filistinlilere yönelik katliamlarý karþýsýnda BM"nin sorumluluðunu yerine getirmediðini" söyledi. "ABD"nin, BM aracýlýðýyla dünyaya hükmetme peþinde olduðunu belirten Ahmedinejad, "BM Güvenlik Konseyinin tek taraflý ve insani olmayan kararlarýnýn, halklar nezdinde hiçbir deðeri olmayacak" dedi. Ahmedinejad, BM Güvenik Konseyinin tüm milletlerin güvenliðini korumak ve mazlum halklarýn sorunlarýný gidermek amacýyla kurulduðunu kaydederek, "Geçen bunca zamanda, bu yönde adým atýlmadýðýný" söyledi. *** Ortadoðu barýþý için çalýþacakmýþ ABD"de baþkanlýk koltuðuna oturmaya hazýrlanan Barack Obama, hemen Ortadoðu"da barýþ için çalýþacaðýný, Gazze saldýrýlarýnýn, bunu bir an önce yapma kararlýlýðýna kendisini yönlendirdiðini belirtti. Amerikan ABC televizyonunda George Stephanopoulos"un sunduðu "This Week" programýna katýlan Obama, barýþ çabalarýna hemen baþlamanýn önemli olduðunu vurguladý. 20 Ocak"ta baþkanlýk görevini devralacak olan Barack Obama, hem Ýsrail tarafýnda hem de Filistin tarafýnda sivillerin ölmesini "içler acýsý" olarak niteleyerek, "Açýkçasý bu, yýllardýr süren sorunu çözmeye çalýþmak için daha kararlý olmamý saðlýyor" dedi Birgün Bir yeryüzü cenneti: Ýguazu þelaleleri MUSTAFA ANDIÇ mustafa.andic@eyuboglu.com Dünya’nýn en büyük þelale grubunun bulunduðu Ýguazu, sadece bu özelliðiyle deðil, bulunduðu coðrafi konum itibarýyla da ayrý bir önem taþýyor. Üç Güney Amerika ülkesinin birbirine düðümlendiði yerde, Rio Parana Nehri üzerindeki bu dünya harikasý þelale grubu bir inci gibi görünüyor... eseri mutlaka ziyaret etmeniz gerekiyor. Binlerce kilometrelik yolculuklar yapýyorsanýz, zamaný verimli kullanmak ve seyahati daha ekonomik hale getirmek için gündüzleri gezip geceleri yol almak gerekiyor. Bu defa da öyle yaparak Koca Brezilya’yý doðusundan batýsýna kadar bir solukta geçerek dünyanýn en büyük þelale grubunun bulunduðu Foz De Ýguazu kentine ulaþtým. Dünya’nýn en büyük ve en ihtiþamlý þelale grubunun bulunduðu Ýguazu, sadece bu özelliðiyle deðil, bulunduðu özel coðrafi konum itibarýyla da ayrý bir önem taþýyor. Üç Güney Amerika ülkesinin birbirine düðümlendiði yerde, Rio Parana Nehri üzerindeki bu dünya harikasý þelale grubu bir inci gibi insanlarý kendisine çekiyor. Parana Nehri tüm Latin Amerika’da Amazon’dan sonra en büyük, dünyanýn da 10’uncu büyük nehri. Toplam uzunluðu 4 bin kilometreyi geçiyor ve Brezilya, Paraguay, Arjantin ve Uruguay’ý katedip Rio De La Plata Deltasý’ný oluþturarak Atlantiðe kadar ulaþýyor. Toplamda 275 þelale var, bunlarýn 250’si nehrin Arjantin tarafýnda, 25 tanesi ise Brezilya’da. Tek tek ele alýndýðýnda hiçbiri dünyanýn büyük þelaleleriyle rekabet edemiyor. Ancak hepsi bir araya gelince dünyada bir eþi ve benzeri bulunmuyor. (Afrika’nýn Zambezi Nehri üzerindeki Victoria’yý henüz görmedim.) Ýyi fotoðraf çekmek için sabahlarý Arjantin, akþamüzeri ise Brezilya tarafýndan gezmek gerekiyor. Arjantin tarafýndan bu þelalelerin en büyüðünün adeta içine giriyorsunuz ve kulaklarý saðýr eden ihtiþamlý sesine ve görüntüsüne tanýklýk ediyorsunuz. Ancak onlarca þelaleyi bir arada görmek için mutlaka Brezilya tarafýnda olmak gerekiyor. Ýyi fotoðraf çekmek için en iyi açýyý yakalamaya çalýþýrken, ayaklarýnýzýn arasýnda dolaþan uzun burunlu karýnca yiyen garip yaratýklarý gördüðünüzde, manzara görüntüsüne biraz ara vermeniz gerekiyor. Ýguazu, Guarani dilinde ‘büyük su’ anlamýna geliyormuþ. Guarani Paraguay ve Bolivya’nýn Ýspanyolca ile birlikte resmi Modern dünyanýn 7 harikasý arasýnda sayýlan Itaipu, dünyanýn en çok elektrik üreten ve üretim kapasitesi en büyük hidroelektrik santralidir. Itaipu adýný Guarani dilinden almýþ. Nehirden akan þelalelerin yere düþerken zemindeki taþlara çarpmasýyla çýkan seslerden dolayý “þarký söyleyen taþlar” anlamýna geliyor. Brezilya ve Paraguay arasýnda Parana Irmaðý üzerinde kurulmuþ. Tam kapasite çalýþan 18 jeneratör ünitesi Brezilya"nýn elektrik enerjisi gereksiniminin yüzde 25’ini, Paraguay’ýn ise yüzde 90’ýný karþýlýyor. Ýki yeni ünitenin yapýmý da devam ediyormuþ. dillerinden biri. Yaklaþýk 3 kilometre boyunca sýralanan þelaleler yaðmur ormanlarýnýn içinde yer alýyor. Burada kasým-mart arasýndaki yaðmur sezonunda þelalelerden akan su miktarý saniyede 12,750 metreküp oluyormuþ. (Fýrat’ýn 20 katý) Özellikle Arjantin tarafýndan 80 metrelik yükseklikten büyük bir gürültüyle düþen sularýn içine girmek, hatta adrenalini biraz daha artýrýp daha büyük maceraya yelken açmak için bu ihtiþamlý sularda rafting yapmak mümkün (elbette tepeden týrnaða ýslanmayý göze alarak). Nehrin ve buna baðlý olarak þelalenin seviyesi yaðýþ durumuna göre yükselip alçalýyor. Nitekim bir yýl arayla hem de ayný gün ve tarihte ziyaret etmeme raðmen ikincisinde þelalenin suyunun yaklaþýk yüzde 30 daha azaldýðýný gördüm. ÖLÜDENÝZ’DEKÝ KELEBEK VADÝSÝ GÝBÝ Tropik ormandaki çesitli aðaçlarý ve meyveleriyle de biyolojik açýdan büyük bir zenginlik sunuyor Ýguazu. Bölgede 450 tür kuþ ve 250’nin üzerinde kelebek türü bulunuyor. Yabani hayvanlar da cabasý. Bizim Ölüdeniz’deki Kelebek Vadisi gibi burada da Kelebek çok fazla. Bu doða harikasýnýn Arjantin tarafý 1934’te Brezilya tarafý da 1939’da ulusal park olarak ilan edilmiþ. Hemen ardýndan da Paraguaylýlar Ciudat del Ester kentini buraya kurmuþ. Þelaleden sonra akþam yemeði için Foz De Ýguazu’nun þehir merkezine gittiðimde Brezilya’nýn diðer kentlerine benzemeyen güzellikte pýrýl pýrýl bir þehirle karþýlaþtým. Bu duruma þelale turizminin çok büyük etkisi olmuþ anlaþýlan. Caddeler pýrýl pýrýl, çoðu kiþi Ýngilizce biliyor ve turistlere çok iyi davranýyorlar. Diðer kentlerin aksine þehir alabildiðine güvenli. Ýlgimi çeken bir diðer önemli nokta ise, þehirde bulunan dönerci ve kebapçýlardý. Bunlardan bazýlarýyla konuþunca durum anlaþýldý. Özellikle Lübnan kökenli vatandaþlar burada oldukça fazla ve çoðu restoran iþiyle uðraþýyor. Hal böyle olunca nargile kafeleri bile insanlarla dolu. Yani samba kültürü beklerken nargile kültürüyle karþýlaþmak biraz þaþýrttý beni doðrusu. Ýguazu dünyanýn 8’inci doða harikasý olarak da anýlýyor (Niagara þelalesi 87’nci sýrada) Peru’daki Machu Picchu, Latin Amerika tarihi açýsýndan ne kadar vazgeçilmezse Ýguazu da coðrafi ve doðal güzellik bakýmýndan o kadar vazgeçilmezdir. Brezilya’ya gidenler ne yapýp edip burayý görmeliler. Zaman zaman insanlar tarihteki ortak miras eserleri için dünyanýn sekiz harikasýný art arda sýralamaya çalýþýr. Çin Seddi, Mýsýr’daki piramitler, hiç görmediðimiz Selçuk’taki Artemis Sunaðý, Ýskenderiye Feneri, Babil’in Asma Bahçeleri gibi. Öte yandan teknoloji çaðýmýzda da öyle eserler ortaya çýkarýlmýþ ki, bunlarýn bazýlarýnýn modern dünyanýn birer harikasý olduðu söylenegelmiþtir. Ýþte bu modern dünyanýn sekiz harikasýndan biri olarak kabul edilen eserlerden biri de Brezilya ile Paraguay sýnýrý arasýnda akan, büyük Parana Nehri üzerinde yapýlan ve kendi alanýnda dünyanýn en büyüðü olan Ýtaipu Barajý’dýr. Ýguazu Þelaleleri’ni görmek için buralara kadar gelmiþseniz, hemen yanýbaþýndaki bu dev Jeneratörlerin 9 tanesi Brezilya’ya, 9 tanesi de Paraguay’a ait. Ama çok küçük bir ülke olan Paraguay’a tek jeneratör bile yetiyormuþ aslýnda. O da diðer jenaratörlerden elde ettigi enerjiyi Brezilya’ya satýyor ve projeye olan borcunu da bu þekilde ödüyormuþ. Baraj 196 metre yüksekliðinde 7,7 kilometre geniþliðinde ve tam 170 kilometre uzunluðunda. Toplam 12,870 megawatt gücünde. Kýyaslama yapmak gerekirse 1994’te tamamlandýðýnda dünyanýn 4’üncü büyük barajý olan, medarý iftiharýmýz Atatürk Barajý’nýn kurulu gücü sadece 2,400 megawatt ve 8 tribünü bulunuyor. (Keban Barajý’nýn kurulu gücü ise 1,240 megawatt ve dünyada 36’ncý sýrada.) Ýtaipu Barajý yýllýk 96 milyar kilowatt saat enerji üretirken Atatürk Barajý yýllýk 8,4 milyar kilowatt saat enerji üretiyor. Bu devasa barajýn yapýmýna 1975’te baþlanmýþ ve tam 40 bin kiþi çalýþmýþ. Ýlk ünitesi 1983’ten itibaren elektrik üretmeye baþlamýþ. 1991’de ise diðer tüm üniteler devreye girmiþ. Bu kadar büyük olmasýna karþýn Itaipu Barajý yapýldýðýnda barajýn gölü tam 14 günde doluvermiþ. Böylesine büyük bir barajýn yapýmý için önemli fedakârlýklarda da bulunulmuþ. Baraj havzasýnda yaklaþýk 1.500 kilometrekarelik tropikal ormanla dünyanýn en güzel þelalelerinden biri olan Sete Kuedas sular altýnda kalmýþ ve 40 binden fazla insan baþka yerlere göç etmek zorunda kalmýþ. Bu devasa yapýya harcanan emek, malzeme ve parayla bakýn neler yapýlýrmýþ: »15 adet Ýngiltere ile Fransa arasýndaki Manþ tüneli yapýlýrmýþ. »210 tane 210 bin kiþilik Maracana Stadý yapýlýrmýþ. »380 tane Eyfel Kulesi yapýlýrmýþ. »Barajýn sularý 42 tane Ýguazu Þelalesi’ne bedelmiþ. »Günde 435 ton petrole eþdeðer enerji üretirmiþ. »187 milyon Brezilya halkýna 6 ay boyunca günde üç öðün yemek verilirmiþ. »Her biri 70 metrekareden 800 bin konut yapýlýrmýþ. Peki, Ýtaipu’nun bu saltanatý ne kadar mý sürecek? Çok yakýnda Çinliler, Tree Gorgos Barajý’ný tamamlayýncaya kadar... Birgün