Dekanlara delikanlı sorular - Arıyorum İTÜ Gazetesi
Transkript
Dekanlara delikanlı sorular - Arıyorum İTÜ Gazetesi
Kimse kimseyi sevmek zorunda değil! Ce lâl Şe ngör ye ni ya zõlarõyla sadec e Ar õyorum’da ... 15 İTÜ öğrencisinin Başbakan’õ protesto ettikleri için şartlõ 15 ay hapis cezasõ verilmesinin yankõlarõ sürüyor... sayfa 7 arıYORUM sayfa 5 BİR ÖZELLİĞİ OLDUĞUNU VEYA HİÇBİR ÖZELLİĞİ OLMADIĞINI DÜŞÜNENLER... ARIYORUM S İZİ BEKLİYOR! itü gazetesi onaltõncõ sayõ, on dört - yirmi sekiz şubat ikibinonbir İTÜ Kültür ve Sanat Birliği Basõn Yayõn Kulübü’nün süreli yayõnõdõr. gazete@ itu.edu.tr ISSN: 1305-4783 Dekanlara delikanlõ sorular D ekanlarõmõza aynõ 21 soruyu sorduk. Bu 21 soru dekanlarõmõzõn daha çok “sosyal” hayatlarõ ile ilgiliydi ve ilginç yanõtlar aldõk. En sevdikleri semtlerden öğren- sayfa cilere tavsiyelerine 10 13 - “Az kişiyle çok iş yapõyoruz.” “Hiçbir dersten zorlanmadõm.” sayfa FATİH AVCI 3 Arõyorum’dan tekrar merhaba. Biliyorum, nedense aralarõmõz uzun oluyor. Fakat geri dönüşlerimiz de bu sessizliğe yakõşõr derecede görkemli. Artõk işler ... sayfa 14 CERN DENEYİ ile ilgili bilinmeyenler... Teknik Forum’un “admin”ini yakaladõk U zun yõllardõr kendisini sakladõ. Çok merak edildi. Artõk mezun olduktan sonra deşifre olmaktan çekinmiyor... Kim bu admin? 8 ? İTÜ Yelken ve Yat Kulübü’nü tanõyõn elken sporu ile ilgilenen var mõ? Peki ya ilgilenmek isteyen? Öyle ise İT Ü Yelken ve Yat kulübü- sayfa nü tanõmalõsõnõz... 19 Doç. Dr. sayfa 13 Mikdat Kadõoğlu ile “HAVA DİYALOG” B aşbakan Recep T ayyip Erdoğan’õn “ucube” olarak tarif ettiği Kars’taki İnsanlõk Anõtõ’nõn mimarõ, heykeltraş Mehmet Aksoy, İT Ü Merkez Kütüphanesi önüne sayfa “Hezarfen” heykelini yapõyor... 9 sayfa Y Kerem Cankoçak Prof. Dr. Bu da İTÜ’nün “ucubesi”(!) Maden Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. İlyas Çağlar: Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi eski Dekanõ Prof. Dr. Fevzi Ünal: kadar pek çok şey bu röportajda. En son okuduklarõ kitap, Rektör olsalar yapacaklarõ ilk işler, İT Ü’de sevdikleri ve sevmedikleri... İşte dekanlarõmõzõn 21 soruya verdiği 21 yanõt... Bu sayfalarõ çok seveceksiniz... sayfa 16 - 17 Kütüphane artõk uyumayacak: 7/24 açõk Haydarpaşa’ya İT Ü takviyesi Yeni açõlan spor dersleri ilgi çekiyor Sinema Duayeni Safa Önal, İT Ü’de senaryo dersleri veriyor itü fotoğraf kulübü sayfa sergisi İT Ü Ge liştirme Vakfõ’nõn k atk õlarõyla... EDİT ÖR 14 - 28 ŞUBAT 2011 >> ARIYORUM >> 03 Hadi bakalõm kolay gelsin Arõyorum’dan te krar me rhaba. B iliyorum, ne de ns e aralarõmõz uzun oluyor. Fakat geri dönüşlerimiz de bu sessizliğe yakõşõr derecede görkemli. Artõk işler yolunda gitmeye başlayacak diye umuyoruz. Şöyle s izle rle he r onbe ş günde bir buluşsak ne güzel olur! FAT İH AVCI “ANLIK HİS LER” de bütün hocalarõmõza, kendilerini ifade edebilecekleri bir gazeteye sahip olduklarõnõ hatõrlatmak isterim. avcifat@ itu.edu.tr TEŞRİFİNİZE BEKLERİZ Gazetemizde görüp beğeneceğinizi düşündüğüm diğer sayfalar da “Muntazõr T eşrifine Hazõr Kayõk” adõnõ verdiğimiz bilim - sanat kültür köşemiz. Bu bölümde, son 1000 yõl boyunca bilimde, mühendislikte, sanatta, sporda iz bõrakanlarla ilgili önemli bilgiler bulac aks õnõz. Aynõ zamanda İstanbul’daki adlarõn kökenlerini öğrenmiş olacaksõnõz. Umarõm olacak. Artõk yeni yeni arkadaşlarõ aramõzda görmemizin ve s izin de onlarõ tanõmanõzõn zamanõ geldi. Uzun yõllardõr biz uğraşõyoruz. Bu yõl belki Arõyorum için dönüm noktasõ olacak. Yeni arkadaşlarõmõz canla başla çalõşõp size haberleri ulaştõrõyorlar. Basõlõ bir yayõn çõkarmanõn zorluklarõ malum. Fakat zorluklar aşõlmak içindir dedik ve yeniden ve daha ciddi olarak karşõnõza çõktõk. Dekanlarõmõzla yaptõğõmõz röportajlarõn da ilginizi çe ke c e ğini düşünüyoruz. He pimizin me rak e de bile c e ği s orularõ s orduk. S onraki s ayõlarõmõzda diğe r dekanlarõmõzõ da sizlerle buluşturmaya çalõşacağõz. ARIYORUM’A KATILIN Elbette buradan bazõ duyurularõmõzõ yapmamõz gerekiyor. Öncelikle gazetemizin yayõnlanmasõ ile ilgili emeklerinden dolayõ, artõk dinazorlaşmakta olan bir editör olarak ye ni arkadaşlarõmõza te şe kkür e tme k is tiyorum. B u arkadaşlarõmõzõ yavaş yavaş siz de tanõyac aks õnõz. B aşta S e rdar Erbay olmak üze re bu s ayõda e me ği ge çe n he rke s İT Ü için önemli insanlardõr diye düşünüyorum. Unutmadan, aramõza katõlmak isteyen herkese kapõmõz açõk. E- posta atmanõz yeterli... Maddi sõkõntõlarõmõzõ halledebildiğimiz ölçüde size sõkça ulaşmaya çalõşacağõz. Güncel haberleri daha hõzlõ ulaştõrmaya ve siz İT Ü’lülerin üre timle rine , yorumlarõna ve fikirlerine daha fazla yer vermeye çalõşacağõz. SONRAKİ SAYIMIZDA ÖĞRENCİ PROJELERİ OLACAK B ir s onraki s ayõmõzdaki ana konumuz “öğrenci projeleri” olacak. Bu kapsamda hem var olan projeleri hem de başarõ kazanmõş projeleri tanõtacak, proje ekibi ile CELÂL ŞENGÖR ARAMIZDA Bu sayõmõzla birlikte size güzel sürprizler hazõrladõk. Yeni köşe yazarlarõmõzõ takdim ediyoruz. En son Cumhuriyet’te yazõlarõnõ okuduğunuz Ce lal Şe ngör, Cumhuriyet’ten ayrõlmasõyla birlikte artõk gazetemizde yazacak. Büyük onur duyduğumuzu belirtmeliyim. Celâl Hoca’nõn yazõsõnõ verdiğinde bir ricasõ olmuştu. Dedi ki “Benim adõmõn yanõnda Prof. Dr. falan filan yazmamanõzõ bilhas s a ric a e de c e ğim. Profe s ör rütbe s inin T ürkiye ’de hiçbir önemli kalmadõ.” Celâl Hocamõzõn bu sözleri bizce çok önemli. Hak ve riyoruz. Artõk he r s ayõmõzda Celâl Şengör bizlerle olacak. Elbe tte diğe r güze l habe rimiz, ünive rs ite miz hoc alarõndan, bas õnc a da s õkça gördüğümüz Prof. Dr. Mikdat Kadõoğlu’nun da bizi kõrmayarak köşe yazarlõğõnõ kabul etmesidir. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. İstiyoruz ki İT Ü’nün bütün paydaşlarõnõ gazetemizde toplayabile lim. He rke s in s öyle ye c e ği önemli konular var. Bu vesileyle söyleşiler yapacağõz. Bu haberlerin özellikle öğrenci arkadaşlarõmõzõn fikirlerinde ufuk açacağõnõ düşünüyoruz. Gaze te mizde ye r almasõnõ istediğiniz ve çalõşmalarõna başladõğõnõz veya bitirdiğiniz projeleriniz varsa lütfen bize bildirin. ÖĞRENCİ KONSEYLERİ NE OLACAK? S on zamanlardaki öğrenci olaylarõnõn artmasõ ile ilgili sessiz kalmayac ağõz. Nihaye t öğre nc ile r dikkate alõnmaya başlandõ devlet tarafõndan. B u dikkate alõnma meselesinde hafif kurnazlõk sezsek de yine de önemli bir adõm. Fakat... Öğrenc i Konse yleri ne kadar öğrenciyi temsil edecek? Konsey seçimleri tam demokratik olarak yapõlabilecek mi? Öğrenci Konseyleri üniversite senatosunun belirleyeceği kurallara göre mi yoksa bağõmsõz mõ hareket edecek? Bunlarõ hepbirlikte göreceğiz. Fakat şu kesin ki bundan sonraki öğrenci konseyi seçimleri bir hayli renkli geçecek. Birkaç yõl önc e s ine kadar İT Ü Öğre nc i Kons e yi’nde n kims e habe rdar değildi. S on yõllarda güzel çalõşmalarda bulundular. Bundan sonrasõ için İT Ü Öğrenci Konseyi’nin de , öğre nc i s orunlarõna odaklõ hare ke t e tme le rini öne ririz. Sonraki sayõlarõmõzda da öğrenci gözüyle bu konulara bakmaya devam edeceğiz. ARIYORUM İTÜ GAZETESİ YAYIN KURULU ÖĞRENCİ PROJELERİ Hidrojen T eknesi: MARTI Güneş T eknesi T akõmõ Kurucusu CANSIN ÖZDEN T ÜRK MÜZİĞİ KULÜBÜ K.E.K GRUBU ALBÜMÜ HEDİYESİ (sõnõrlõ sayõda) ERKİN NASUF ile MOZAİK SANAT I SPOR KULÜPLERİ T ANIT IMI FATİH AVCI SERDAR ERBAY TUĞBA IRMAK HAKAN SELÇUK BURAK ÖZLEN BESİM BARANSEL BAĞCI EGEMEN AKDOĞAN FATİH ÇELİK OĞUZ ONUR KUL ARNAS AKBAŞ ALİ CEM YÜCEBAĞ İTÜ BASIN YAYIN KULÜBÜ ARIYORUM İTÜ GAZETESİ gazete@ itu.edu.tr 05073806687 BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK 04 << ARIYORUM << GÜNCEL 14 - 28 ŞUBAT 2011 Duayen S afa Önal ile S enaryo Dersleri İT Ü’de Başladõ T ürk S inemasõ’nõn duayeni S afa Önal, İT Ü Basõn Yayõn Kulübü ve İT Ü S inema Kulübü işbirliğiyle İT Ü’de senaryo dersleri vermeye başladõ. 400 ’ü aşkõn filme çe kilmiş s e naryosu ile Guinness Rekorlar Kitabõ’na giren senarist ve yöne tme n S afa Önal, e şs iz birikimini İT Ü’de paylaşõyor. “S afa Önal ile S inema – Edebiyat Orhan Kural Kitaplarõna İT Ü İndirimi İlişkileri ve S enaryo Eğitimi” adõnõ taşõyan de rs le r, Aralõk ayõnda başladõ. Derslerde, ülkemizden ve dünyadan önemli roman ve öyküler; şairler ve şiirler; güncelerden sinema ile ilgili alõntõlar; senaryo ve set anõlarõ; yerli öykülerden s inops is , tre tman, diyalog ve senaryo atölye çalõşmalarõ başlõklõ konular işleniyor. Yaklaşõk 20 öğrencinin katõldõğõ kurs, Nisan ayõ itibari ile tamamlanmõş olac ak ve katõlõmc õlara sertifika verilecek. S onraki aylarda, gelecek talep doğrultusunda S afa Önal ile yine senaryo çalõşmalarõ yapõlabilecek. (Bilgi için: gazete@ itu.edu.tr) Liselilerden Arõyorum’a ziyaret İT Ü’den CMYLMZ geçti Çevreci eylemleri ile tanõnan İT Ü Maden Mühendisliği Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Orhan Kural’õn kitaplarõ, İT Ü’ye özel indirimle, 75. Yõl Öğrenci S osyal Merkezi’ndeki gazete satõş arabasõnda 3 T L’den satõlõyor. Atakent Doğa Koleji 9. S õnõf öğrencileri, t- MBA Kulübü etkinliği kapsamõnda, üniversitedeki basõn yayõn çalõşmalarõnõ yakõndan gözlemlemek için gazetemizi ziyaret etti. t- MBA öğretmeni Gülhan Ayanoğlu’nun eşlik ettiği öğrenciler, İT Ü Ayazağa Yerleşkesi’ne gelerek hem üniversite kampüsünü gezdiler hem de gazetemizin çalõşmalarõnõn yürütüldüğü İT Ü Basõn Yayõn Kulübü odasõnda Arõyorum İT Ü Gazetesi yayõn kurulu ile söyleşi yaptõlar. Gezi sõrasõnda öğrenciler Prof. Dr. Orhan Kural’õ da ziyaret etti. Geziden memnun ayrõlan öğrenciler İT Ü’yü çok beğendiklerini ifade ettiler. İstanbul T eknik Üniversitesi, 27 Aralõk 2010’da ünlü komedyen Cem Yõlmaz’õ ağõrladõ. S üleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Cem Yõlmaz ile S oru – Cevap” etkinliğine öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Cem Yõlmaz yaptõğõ esprilerle salonu kahkahaya boğarken, aşõrõ kalabalõk nedeni ile çok sayõda öğrenci Cem Yõlmaz’õ göremedi. Cem Yõlmaz, gezdiği üniversiteler arasõnda en çok ilginin İT Ü’de olduğunu vurguladõ. GÜNCEL 14 - 28 ŞUBAT 2011 >> ARIYORUM >> 05 Kimse kimseyi sevmek zorunda değil! İstanbul T eknik Üniversitesi’nin (İT Ü) 2008 akademik yõlõ açõlõşõnda Başbakan Recep T ayyip Erdoğan’õ protesto ettikleri gerekçesiyle haklarõnda dava açõlan 18 öğrenciye 15 ay hapis cezasõ verilmesi T ürkiye kamuoyunda uzun soluklu bir tartõşmayõ başlattõ. Pek çok üniversitede yapõlan protesto gösterileri arttõ. İT Ü öğrencileri ve öğretim üyeleri de bu cezaya karşõ gösteri düzenlediler. B aşbakan’õ protesto ettikleri gerekçesiyle 18 üniversite öğrencisinin S arõyer 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 15 ay hapis cezasõ ve 80’er T L para cezasõna çarptõrõlmasõ İT Ü’nün Ayazağa yerleşkesinde kitlesel gösteri ile protesto edildi. Maslak Kampüsü yemekhanesinde toplanõp, “Üniversiteliler zorbalõğa, baskõya, AKP‘ye teslim olmayacak” yazõlõ pankart açan öğrenciler, iki yõl önce Başbakan Recep T ayyip Erdoğan‘õ protesto ettikleri için gözaltõna alõndõklarõ S üleyman Demirel Kültür Merkezi’ne yürüdü. YENİ KUŞAĞIN ÖZGÜR DÜŞÜNMESİ HOCALARIN GÖREVİ İT Ü Öğretim üyesi Prof.Dr. Ayşe Erzan ise cezanõn kabul edilemez olduğunu ifade ederek,“Öğrencilere verilen cezalara yönelik imza kampanyasõ başlattõk. Şimdiye onlarca öğretim görevlisi hazõrlanan bildirinin altõna imza attõ. İT Ü öğretim elamanlarõ olarak yeni yetişen kuşaklarõn düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri ortamõ savunmayõ görev biliyor, öğrencilerimizin yanõnda olduğumuzu bildiriyoruz” dedi. REKTÖRDEN EYLEME DESTEK İT Ü Rektörü Muhammed Şahin de eyleme destek verdiğini ve şehir dõşõnda olmasõ nedeniyle katõlamayacağõnõ bildiren bir mesaj iletti. ÜNİVERSİTELERİN OLMAZSA OLMAZI DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ Grup adõna açõklama yapan İT Ü öğrencisi Mehtap Metinoğlu, düşünce üretimi ve ifadesinin demokratik bir hak olduğunu vurgulayarak, “Bu hak, temelinde bağõmsõz ve özgür düşünce üretiminin yattõğõ üniversitelerin de olmazsa olmaz bir koşuludur.” dedi. Verilen bu cezanõn üniversitelerin temelindeki özgür düşünce anlayõşõna saldõrõ olduğunu ileri süren Metinoğlu, mahkemenin aldõğõ kararõn amacõnõn sadece 18 öğrenciyi cezalandõrmak olmadõğõnõ belirtti. REKTÖRLERİ DE PROTESTO EDİYORUZ Eğitim - S en Üniversiteler T emsilcisi Arzu Açar ise en temel protestolarõn bile hapis cezalarõyla çarptõrõlmaya başladõğõnõ ifade ederek, “Bu kararõ imzalayan hukukçularõn yanõ sõra okul içinde demokrasi nutuklarõ atõlan toplantõlara izin veren ama dõşarõda öğrencilerin dövülmesi ve hapis cezasõ almalarõna sessiz kalan rektörleri de protesto ediyoruz” dedi. Hapis cezasõ alan İT Ü Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi Neval Kösedağõ’nõn annesi Ferdane Kösedağõ da ellerinde sadece bir pankart taşõyan gençlere verilen cezanõn ağõr olduğunu savundu. Prof. Dr. Ayşe Erzan Prof. Erzan: Meslek onuruna yakõşõr duyarlõlõğõ göstermeliyiz. Eyle min ardõndan Pro f. Dr. Ayşe Erzan ile yaptõğõmõz k õs a s öyle şide yaşananlarla ilgili fik irle rini aldõk . Yaşanan olaylar ile ifade özgürlüğü arasõndaki bağõ anlatabilir misiniz? İfade özgürlüğü, pankart açmayõ ve slogan atmayõ da doğal olarak kapsar. Pankart açmak ve slogan atmak hiçbir şiddet içermemektedir. Böylece ne bir güvenlik tehdidi oluşturmakta, ne de başkalarõnõn özgürlüğüne herhangi bir saldõrõ anlamõna gelmektedir. Bu davranõşlarõn şiddetle cezalandõrõlmasõ, ancak bizimki gibi demokratik refleksleri köreltilmiş toplumlarda görülebilir. Bu baskõnõn, sadece muhalif seslere uygulanmasõ, haklarõ benimseme ve korumada irade eksikliğini göstermektedir. İTÜ ve öğretim üyeleri bu olayõn neresinde? Geçmişte buna benzer durumlar yaşandõ mõ? Üniversitemiz yerleşkesi içinde öğrencilerin barõşçõl bir gösteri yaptõklarõ için hapis ve para cezasõna çarptõrõlmalarõ, üniversite kimliğine sahip çõkma doğrultusunda hepimize göz ardõ edemeyeceğimiz bir görev yüklemektedir. İT Ü’nün 1980 darbesinin ardõndan hiç bir öğretim üyesinin 1402’lik edilmemesi gibi onurlu bir yeri vardõr. Akademik özgürlüklere ve meslek onuruna yakõşõr bu duruşu sürdürebilmek için öğrencisi ve öğretim üyesiyle bu duyarlõlõğõmõzõ devam ettirmemiz beklenir. Ne yapmalõ? Üniversitenin her anlamda bir serbest kürsü olabilmesi için, kolluk kuvvetlerinin üniversiteye girmelerine, ya da özel güvenlik görevlilerinin herhangi bir üniversite mensubunun kendini barõşçõl yollardan ifade etme özgürlüğünü engellemelerine izin verilmemelidir. İT Ü’nün eski sanat kulüplerinden olan Fotoğraf Kulübü (İT Ü FK), 20 yõla yakõn faaliyetlerini sürdürmektedir. Kulüp, üyelerine her sene başõnda temel fotoğraf ve karanlõk oda eğitimleri vermektedir. Yõl boyunca yapõlan çekimler çeşitli yerlerde sergilenmektedir. Sergi, fotoğraf gezileri, sunumlar, fotoğraf okumalarõ kulübün etkinlikleri arasõndadõr. Önemli bir not: kulübe üye olmak için fotoğraf makinenizin olmasõna gerek yok… www.fotograf.itu.edu.tr itü fotoğraf kulübü sayfa sergisi 06 << ARIYORUM << 14 - 28 ŞUBAT 2011 GÜNCEL İT Ü Mustafa İnan Kütüphanesi artõk 7/24: ‘En açõk’ kütüphane İT Ü’nün İki yõldõr Rezerv Yayõnlar Bölümü 24 saat açõk olan İT Ü Mustafa İnan Kütüphanesi’nin tüm kõsõmlarõ, rektörlük ve kütüphaneden gelen duyurulara göre 14 Şubat 2011 tarihinden itibaren 7 gün 24 saat açõk olacak. 10 Şubat 2011 tarihinde İT Ü Re ktörlüğü'nün yaptõğõ duyuruya göre İT Ü Mustafa İnan Kütüphanesi'nin tüm kõsõmlarõnõn 24 saat açõk olmasõ için yapõlan çalõşmalarõn s on aşamas õna ge lindi. Duyuruya göre İT Ü Mus tafa İnan Kütüphanesi 14 Şubat 2011 Pazartesi gününden itibaren tüm kõsõmlarõyla 7 gün 24 saat açõk olacak. Böylece İT Ü Mustafa İnan Kütüphanesi T ürkiye’de bir ilki gerçekleştirerek akademik dönem içinde 7/24 hizmet veren ilk üniversite ünvanõnõ kazandõ. Hafta içi 8.30 – 21.30, hafta sonu 11.00 – 18.00 saatleri arasõnda hizmete açõk olan kütüphanenin haftalõk çalõşma saati toplamõ 79 saat iken 14 Şubat 2011’den itibaren haftalõk 168 saate çõkmõş olacak. BAZI ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNİN HAFTALIK ÇALIŞMA SAATLERİ MEZUNLARIMIZA DUYURULUR 238. Yõl İTÜ Günü ve Geleneksel Uçurtma Şenliği (20 Mayõs 2011) İTÜ: 168 saat Bilkent: 104 saat ODTÜ: 98 saat Boğaziçi: 75 saat Yõldõz Teknik: 68 saat Koç: 54 saat İnsan Kaynaklarõ Zirvesi Başlõyor İ T Ü İş ve İnsan Kaynaklarõ Merkezi (İİKM), "İnsan Kaynaklarõ Zirvesi" (İKZ) adlõ etkinliğini 21 - 24 Şubat 2011 tarihleri arasõnda gerçekleştiriyor. 21- 22 Şubat 2011 tarihle rinde Gümüşsuyu Kampüsü Makine Fakültesi'nde ve 2 2 - 2 3 - 2 4 Şubat 2 0 1 1 tarihle rinde Ayazağa Kampüsü S üleyman Demirel Kültür Merkez'inde düzenlenecek etkinlik 10.00 17.00 saatleri arasõnda tüm öğrencilere ve katõlõmcõlara açõk ve ücretsizdir. Liderlik ve Girişimcilik, S ürdürülebilir Enerji, Kariyer Hikayeleri adlõ paneller, firma ve kişisel gelişim sunumlarõndan oluşacak olan programa birçok önde gelen firma ve isim katõlcaktõr. Etkinliklere kayõt ve detaylõ bilgi için: www.ikz.itu.edu.tr Her yõl geleneksel olarak düzenlenen “238. Yõl İTÜ Günü” T öreni ve etkinlikleri 20 Mayõs 2011 Cuma ve 2 1 Mayõs 2 0 1 1 Cumarte s i günü Ayazağa Yerleşkesinde düzenlenecektir. Üniversitemizin mezunlarõ, çocuklarõ ve torunlarõ ile birlikte olmaktan mutluluk duyduğumuz bu özel günde, gittikçe büyüyen İT Ü Ailesini daha iyi ağõrlayabilmek için İT Ü GÜNÜ ve etkinliklerinin bu yõl ilk defa iki gün olarak düzenlenmesine karar verilmiştir. 20 Mayõs 2011 Cuma günü Me s le k te 60. Yõl mezunlarõna ve İT Ü’de 30- 40- 50 Hizme t Yõlõ’nõ dolduran me zun ve me ns uplarõmõza, 21 Ma y õs 2011 Cumartesi günü ise Meslekte 50. ve 40. Yõlõnõ dolduran mezunlarõmõza anõ plaketleri sunulacaktõr. Bu yõl Meslekte 60., 50., ve 40. Yõl anõ plaketi alacak olan mezunlarõmõz; 20 Mayõs 2011 Cuma günü - SDKM 1951 Haziran- Eylül 1952 Şub at Döne mi me zunlarõ İT Ü’de 30- 40- 50 Hizme t Yõlõ 21 Mayõs 2011 Cumarte si günü - SDKM 1961 Haziran- Ek im 1962 Şub at Döne mi me zunlarõ 1971 Haziran- Ek im 1972 Şub at Döne mi me zunlarõ Ayrõca meslekte 30., ve 20., yõlõnõ kutlayan mezunlarõmõz için de Fakültelerde törenler düzenlenmektedir. Bu grupta olan mezunlarõmõzõn fakülteleri ile irtibata geçmeleri önemle rica olunur. irtibat için: İT Ü REKT ÖRLÜĞÜ Dõş İlişkiler ve Enformasyon Müdürlüğü 34469 MASLAK- İST ANBUL T el: 0 212 285 39 75 - 0 212 285 66 09 e- posta: disiliskiler@ itu.edu.tr BİLİM YORUM 13 Oc ak 1 8 9 8 'de F rans õz L'Aurore (Şafak) gaze te s i, büyük F rans õz yazarõ Émile Zola'nõn «J 'ac c us e » (=itham e diyorum) başlõklõ bir me ktubunu yayõmlamõştõ. Me ktup F rans õz Cumhurbaşkanõ F élix Faure'a hitaben kaleme alõnmõştõ ve Musevî Fransõz kurmay subayõ Alfred Dreyfus'un (18591 9 3 5 ) haks õz ye re c as us luk suçuyla itham edilerek mübbet haps e mahkûm e dilme s ini eleştiriyordu. Dreyfus 5 Ocak 1895'te Almanlara ordu sõrlarõnõ ve rme kle itham e dilmiş, tüm rütbeleri sökülmüş ve Fransõz Guiyana's õnda ömür boyu sürgüne gönderilmişti. Ağustos 1896'da Yarbay Marie Georges Picquart (1854- 1914) üstlerine Dre yfus 'un s uçs uz olduğu ve c as us luğu B inbaşõ F e rdinand Wals in Es te rhazy'nin yapmõş olduğu konus unda bilgi e dindiğini bildirdi. Dre yfus 'u mahkûm edenler bu durumdan hoşlanmadõlar ve Pic quart güney T unus'a tayin edilerek susturuldu. Anc ak ge rçe k durumu ortaya koyan haberler basõna sõzmaya başlamõştõ. S õzan bu bilgile ri gözden geçiren Zola, Dreyfus'un suçsuz olduğuna ve bir komploya kurban gitmiş olduğuna karar ve rinc e me şhur me ktubunu yayõmladõ. Zola, inc e le me nin doğru dürüst yapõlmasõ halinde tüm suçun Dreyfus'un üzerine yõkõldõğõnõ ve bunu yapanõn B inbaşõ du Paty de Clam olduğunun görülmüş olac ağõnõ vurguladõ. Zola, Dre yfus 'u sorgulayan ve mahkûm edenlerin elinde, onun suçsuzluğunu kesin olarak gösterecek deliller olduğu halde bunu sakladõklarõnõ öne sürdü. Büyük yazar mektubunda hukuk lite ratürüne geçen şu sözleri söylüyordu: «Bunlar, Sayõn Başk an, adale ti yanõltan b u o pe ras yo nun nas õl y a põldõğõnõ g ös te re n g e rçe k le rdir. Dre y f us 'un k a ra k te ri, ze nginliği, c ürüm işle me s i için o rtada b ir ne de nin o lmamas õ, ve s üre k li o larak k e ndis inin s uçs uzluğunu ha yk õrma s õ, B inb a şõ du Paty de Clam'õn s ans as yo ne l 14 - 28 ŞUBAT 2011 >> ARIYORUM >> 07 GERÇEĞİ ARAMAK: BİLİMLE İNSANLIĞIN BULUŞTUĞU YER herşeyi fedaya hazõr olduğunu göstermesiydi. Bunun karşõlõğõnõ Panthéon'da Fransõz ve insanlõk tarihinin en onurlu köşelerinden birinde ölümsüzleşerek gördü. Galile de aynõ şeyi yapmamõş mõydõ? Doğru bildiğini insanlõk tarihinin en büyük ayõplarõndan biri olarak yobazlar tarafõndan yaratõlmõş olan e ngizis yon mahke me s inin önünde «ge ne de ...» diye dile ge tirme miş miydi? O yobazlarõ tarih sildi, Galile ise insanlõğõn onur levhasõndaki yerini aldõ. A. M. CELÂL ŞENGÖR sengor@ itu.edu.tr hayâl güc ünün, o nun çe vre s inde k i dinda r ha lk a nõn ve za ma nõmõzõn ha s ta lõğõ «k irli Yahudi» tak õntõs õnõn b ir k urb anõ o lduğunu gös te rme k te dir.» Zola bu mektubundan ötürü iftira s uçuyla mahkûm e dilmiş, haps e girme me k için İngilte re 'ye kaçmak zorunda kalmõştõ. S uçladõğõ F rans õz hükûme ti onu Şe re f Lejyonundan da attõ. Ama büyük yazar, 1899 Haziranõnda kendisini mahkûm ettiren hükûmet düşünce vatanõna geri döndü. Zola 29 Eylül 1902'de vefat etti. Muhafazakâr politikac õ Vic tor Henri Rochefort alçakça bir iftira ile , Zola'nõn Dre yfus 'un ge rçe kte n s uçlu olduğunu farkedip intihar ettiğini yazacak kadar re zille şe bilmişti. Anc ak, Dre yfus ge rçe kte n s uçs uzdu. Fransõz ordusu onu terfi ettirerek geri almakla kalmadõ, kendis ine «inandõğõ dava uğruna görülmemiş bir işkenceye katlanmõş bir as ke r olduğu» gerekçesiyle Onur Lejyonunun haçlõ madalyasõnõ verdi. 4 Ocak 1 9 0 8 'de Zola'nõn külle ri F rans õzlarõn ülke le rinin e n büyük ins anlarõnõ gömdükle ri anõt- kabir Panthéon'a götürülürke n, Dre yfus da töre ne katõlmõştõ. Louis Gregori adlõ bir sapõk gazeteci, orada kendisine ateş etti ve Dreyfus kolundan yaralandõ. Dreyfus 12 T emmuz 1935 tarihinde 7 5 yaşõnda ve fat e tti. T alihin hoş bir c ilve s i, F rans a'nõn ulus al bayram gününde , 14 T e mmuz'da, cenazesi Concorde Meydanõ’nda tören için toplanmõş birliklerin arasõndan geçti. Zola büyük bir yazardõ. Ama onu mille tinin kalbine göme n şe y, Dreyfus için yazdõğõ o müthiş me ktuptur. O me ktupla Zola, tüm kariyerini, şöhretini, hattâ hayatõnõ tehlikeye atmõştõ. Bunu yapmasõnõn tek nedeni gerçeğin bilinmesini istemesi, bunun için Bilim de adalet de önce gerçeği arar. Burada birleşirler. Adaleti bilimden ayõran, onun matematik gibi aks iyomatik bir s is te m olmas õdõr. Aks iyomlarõn nas õl s e çilme s i ge re ktiği, bilimin parçasõ değildir; ama aksiyomlarõn ne le r olduğu, ge rçe ği de ğiştire me z. Ge rçe ğin aranmadõğõ yerde, nesnellik olamaz. Nesnelliğin olmadõğõ yerde ise iletişim ortadan kaybolur. İnsanõ insan yapan ise, iletişimi kullanarak tartõşma ve eleştiri ortamõ yaratmasõ ve tartõşma ve eleştiri s onuc u ge rçe ğe yaklaşmayõ denemesidir. Üniversite tahsilinin aslõnda tek amac õ, öğre nc iye bir me s le k öğretmek değil (onu çõrak mektepleri de yapar), düşünmeyi ve tartõşmayõ, eleştirmeyi bilen ve yeni gerçekleri bulmayõ beceren bir bire y haline ge tirme ktir. Üniversiteye meslek öğrenmek için gelinmez. Üniversiteye yeni bilgi üretmeyi öğrenmek ve yeni bilgiyi araştõrmalarla üre tme k için gelinir. T ürkiye'de tek bir ünive rs ite dahî olmamas õnõn, gazete ve televizyonlarõn hukuk skandallarõ ile çalkalanmasõnõn ne de ni, ins anlarõmõza ge rçe ği aramanõn en yüc e ide al olduğunu ve onu ancak ve yalnõzca aklõmõzla bulabileceğimizi öğretmemiş olmamõzdõr. B undan s onraki yazõlarõmda bilim insanlarõnõn gerçeği aramayõ nasõl yaptõklarõnõ ve bu yönte min zaman içinde nas õl ge lişmiş olduğunu irde le ye ceğim. 08 << ARIYORUM << 14 - 28 ŞUBAT 2011 T eknikForum.com’un yaratõcõsõ ilk kez Arõyorum’a konuştu: “Admin benim, lütfen kimseye söyleme” diyenler oldu. Teknik Forum uzun yõllardõr İTÜ'nün hem bilgi bankasõ hem de forum sayfasõ. İlk kez nasõl kuruldu? Fikir nasõl oluştu? Öncelikle bu kadar yoğun çalõşma temponuzda bizimle de ilgilendiğiniz ve yer ayõrdõğõnõz için teşekkür ederiz. Eskiden yoğunluk yoktu, herkesin bir işi vardõ, onunla me şgul olur, zamanõnõ ona harcardõ. Bugünlerde herkes herşeyi yapmaya çalõşõyor. S iz hatõrlamazsõnõz, bir site vardõ 19992000 senelerinde, T eknik Forum ile paralel, fakat bu kadar işlevsel değildi, ama biz de eskilerden duyardõk, olay olmuş açõldõğõ zaman. Ben okula 2001 yõlõnda girdim, girdiğim zaman okul e fs ane le rinde n s ayõlan “İT Ü Hack T akõmõ”'nõ arõyodum - halen arõyorum, bulmuş değilim ayrõ konu - ve ararken, o ismi lazõm olmayan eski s ite çõktõ karşõma. Ne ys e üye lik işlemleri, ilk gönderiler derken 1- 2 ay sonra artõk site beni kesmemeye başladõ, daha sõk daha yoğun kullanõcõya, daha işlevsel bi siteye ihtiyaç var. B ütün gördüğüm e ks iklikle ri admine e- posta olarak gönderdim, gelen cevap “Ben zaten yapacaktõm o söyle dikle rini...” Eminim yapac aktõ, ama bu şekilde cevap, sitede yenilik arayan, toy 2. sõnõf bir İT Ü'lüyü hayal kõrõklõğõ ile hõrs arasõnda bir yere koydu. Kişiliğimden de olsa gerek, kafama koydum, daha kullanõşlõ ve verimli bir internet sitesi yapmayõ. Bölümden Ufuk (Ufukcuk) ile konuştum, s onras õnda Me rt (Rais e r) ile tanõştõm tamame n te s adüfi olarak nette. İT Ü'yü kazandõğõnõ öğrendim ve projemi açõkladõm, çok sõcak baktõ, Mert de benim gibi heycanlõ ve istekliydi. Murat (Giberlig) vardõ, derslerden tanõdõğõm, Murat da tam bir çevre adamõdõr, çevresi geniş olan birine ihtiyaç vardõ haliyle. T oplandõk, uzun uzun kantinde sohbetler yaptõk, sonuç olarak ortaya görünüş olarak çok bas it ama şu anki T e knikForum.c om'un te me lle rini oluşturan ilk versiyon çõktõ. Bordo ve 3 kolondan oluşuyodu. Ge rçe kte n tas arõm fac ias õydõ. T üm bunlara rağme n, öğrenciye çekici geldi. Amma ve lakin o diğer admin kendi sitesi üzerinde de ğişiklik yapamadan biz T e knik Forum'u 23 Nisan 2004 günü (bilerek ve isteyerek 23 Nisan gününü seçtik) öğrencilerin hizmetine açtõk, açtõğõmõz günden beri de kullanõlmaya devam ediyor, İT Ü'lü kardeşlerim sağolsun. Uzun seneler de kullanõlmaya devam eder inşallah... Sitenin "admin"i de yõllar yõlõ merak konusuydu. Gizlenmekte özel bir amacõn var mõydõ? Arkadaşlarõndan da saklamõş mõydõn? B izde n birkaç ay önc e de ne me sürümü yapan İT Ü S özlük'ün admini Çağatay'õn içinde bulunduğu durumun biraz olsun farkõndaydõm, üzerinde az çok baskõ vardõ. Yolunu kesip, “sen benim gönderimi neden sildin” diye he s ap s ormalara kadar gitti bu “baskõ”. Ben bizi bu duruma getirmek istemedim açõkcasõ. Gizlenmek hem merak uyandõracaktõ, hem de bizi bu tip tek taraflõ yorumlardan uzak tutacaktõ. En işlevsel yanõ da kendi istediğimiz gibi siteyi yönle ndire bildik. “Ke ndi” dediysem İT Ü'lü öğrenc ile rin ge ne line hitap e de c e k şe kilde . İşe yaradõ da, uzun zaman admin konuşuldu, merak edildi. Hatta bana gelip c iddi c iddi “T e knik Forum'un admini benim, ama lütfen bunu kimseye s öyle me ” diye nle r oldu. Çok yakõn arkadaşlarõma s öyle me dim ge rçe kte n. Diğe rle rini bile me m, ağõzlarõndan kaçõrmõş olabilirle r, insan ister istemez söyleyip söylememek aras õnda kalõyor baze n. B ugün bile bizim döne mde n bilme ye nle r vardõr. Artõk gizlemiyorum çünkü anlamõ kalmadõ, istediğimiz yerdeyiz... Bize ulaşmak isteyip, bu gizlilik s e be biyle ulaşamamõş karde şle rime de admin@ teknikforum.com kadar uzaktõk, hatõrlatõrõm... Bu arada ön kesip T eknik Forum hakkõnda s oru s ormak is te ye nle ri De niz T e knolojis i Mühe ndis liği'nde hali hazõrda okuyan canõm yeğenim Yiğit Özer’e yönlendiriyorum, ön kesmeyi geçtim, yolunda durabilene aşk olsun... Diğer adminler şu an ne yapõyorlar? Görüşüyor musun? Çok sõk olmasa da arar, hatõrlarõnõ sorarõm, görüşürüm de bazen. Malum okuldan sonraki hayatta zaman bulmak çok güç. Murat geçenlerde nişanlandõ, Ufuk evlenmek üzere, Mert yüksek yapõyor ve bu konuda çok başarõlõ ama kõz arkadaşõ yok! Ben as ke rde n döndüm döne li çalõşõyorum... Teknik Forum'da öğrencilerin ne gibi isteklerine cevap verdiniz? T eknik Forum kurulduğu günden bu yana, öğre nc ile rin bizi te rc ih etmelerindeki en büyük neden olan not grafiklerini zaten içinde barõndõrõyodu, otomatik olarak her dönem sistemden T eknik Forum'a yükleniyor. Gerekli kişilerle görüşmeler yapõlõp izinleri alõndõ. Kaldõ ki, zaten internete açõk durumda, sadece nasõl alacağõnõzõ bilmeniz gerekiyor. S onrasõnda anasayfaya anketler koyduk, modern tasarõmlar yaptõk, çeşitli kürsülerle konularõ daha derli toplu, düzenli hale getirdik. Bunlar İT Ü'lü kardeşlerimin istedikleri ve yaptõklarõmõz, bir de is te dikle ri ama yapamadõklarõmõz/ yapmadõklarõmõz var... Bunca senelik T eknik Forum tecrübemden sonra şunu net bir şekilde görüyorum ki sorun şurda başlõyor : öğrenci T eknik Forum'u sahiplenmiş, yani İT Ü'ye bağlõ bir bölüm gibi görüyor. Bağlõ değil ama, sadece İT Ü ile ilgili... Bu durumu öğrenci anlamõyor, işine gelmiyor daha doğrusu. Bizde, her istediklerine cevap veremeyeceğimizden genel istekleri göz önünde bulunduruyoruz, ve bu doğrultuda iyileştirme yapõyoruz. Peki maliyet? Gayet tuzlu, ayda 200$ sunucu ücretleri verdiğimiz aylar oldu, hem de 1- 2 ay değil, 6- 7 ay kadar uzun bir zaman. Elimiz mahkum, kayõt zamanõ geldiğinde sitenin ayakta durmasõ lazõm, kolay değil 1 sunucunun 15.000 kişinin kayõt çilesini çekmesi. S on s is te m okul s unuc ularõ bile zamanõ ge linc e s orun yaşõyolars a, bizim bu kadarõnõ başarmamõz bile be nc e iyi. B u s e be ple ve rdiğimiz paranõn haddi hesabõ yok, ama helal ols un. “Re klam alõyorlar dünya kadar” diyenlere, dünya kadar reklamõn, dünya kadar geliri olmuyor, kaldõ ki dünyalar kadar gide rimiz var. T eknik Forum gibi günde 5 bin kişinin ziyaret ettiği bir siteyi kaldõrac ak sunucuyu kiralamak pek ucuz değil... Eks ide yiz, ama te krar s öylüyorum hepsi helal olsun! Şimdilerde bir sponsorumuz var, biraz daha iyi durumdayõz eskisine göre. Çok teşekkür ediyoruz kendilerine sizin aracõlõğõnõzla. Teknik Forum, yapõsõ itibariyle oldukça özgür sayõlabilen bir forum sayfasõ. Bu özgürlüğün bedelleri oldu mu hiç? Ne tür isteklerle karşõlaştõnõz? Mesela İTÜ hocalarõ bu özgürlüğü hoş karşõladõ mõ? Şimdi çok klişe gelecek ama bir söz vardõr “özgürlüğünüz, başkalarõnõn özgürlüğünü kõs õtladõğõnõz ye rde bite r” diye . B u ge rçe kte n as lõnda temel sayõlabilecek bir söz, yazõlan yorumlar konusunda. Herşeyi yazabilirsiniz eleştirisel olarak, ama hakaret edemezsiniz. Zaten ben İT Ü'yü bu e ğitim s is te minde kazanmõş hiçbir öğre nc inin, de rs ini aldõğõ öğre tim göre vlis ine hakare t e de c e k kadar kalite s iz olduğunu düşünmüyorum açõkcasõ. S anal ortamõn verdiği rahatlõk ve kullanõcõ adõnõn gizliliğinden kaynaklanõyor diye lim. İyi e le ştiri alac ağõna e min olanlar, hiç s orun çõkarmadõ diyebilirim, hatta beğenenler oldu. Hürriyet Gazetesi'nden eğitim yazarlarõ sitemizi haber yapacaklarõnõ söylemişlerdi ve bizden bilgi istediler, T eknik Forum'da okulun en çok AA alan öğre tim göre vlis inin ismini verdik gazeteye, onlar da gidip öğretim üyesi ile görüşmüşler; okuldaki öğrenciler sizi neden seviyor diye. S evgili öğretmenimin muhabire ve rdiği röpörtajõ hale n hatõrlarõm “Öğre nc ile rin ağõzõndan ke ndimizi duymak, yöntemlerimizi geliştirmek için e n güze l yol. B u da T e knik Forum.c om'dan ge çiyor” gibis inde n bir sözdü. Gayet açõklayõcõ aslõnda... Hoşuna gitmeyen, kaile almayanlar da var. Onlara da saygõmõz sonsuz, elimizden geldiğince, hukuğun üstünlüğünü de hesaba katarak isteklerini yerine getiriyoruz. Ama tekrar söylüyorum, hakaret ile eleştiri arasõnda ince bir çizgi var, bu çizginin sağõnõ solunu iyi bilmek lazõm. Yasal olarak sizi zora sokan durumlar oldu mu? Olmaz mõ şu ana kadar 20 üzerinde dava açõldõ, bize açõlanlar da oldu, bizim üzerimizden kullanõcõlara açõlanlar da oldu. Davalõk olan kullanõcõlarõn bilgile rini ve rme ye gittiğim İstanbul Bilişim S uçlarõ idaresiyle bir ara hemen hemen hergün görüşüyordum, çok çaylarõnõ içmişliğim vardõr. Birkaç zaman önce de duyurduk bunu, maalesef bir öğrenci 11 ay hapis cezasõ aldõ, öğretim görevlisine yazdõğõ hakaret dolu yorumlardan sonra. De rs i anlatõşõyla alay e de bilme nin hakaret olduğu tartõşõlõrken, giydiği kõyafe tin ve ya me de ni durumunun GÜNCEL 14 - 28 ŞUBAT 2011 >> ARIYORUM >> 09 İT Ü’NÜN ‘UCUBE’S İ(!): HEZARFEN “yorum”lara katõlmas õ ge rçe kte n anlaşõlõr gibi de ğil. B u tip üzüc ü durumlarõn tekrar yaşanmamasõ için de e limizde n ge le ni yapõyoruz. Yöne tic i arkadaşlar s ağols un, kuş uçurtmuyorlar forumda. He ps ine huzurunuzda ayrõ ayrõ teşekkür ediyorum, siz de edin! Onlar olmazsa forum çöp olur gider... ADAM1, Ak K, a lda rin, b a lta w ux , bob ro s s , De a thw e ig ht,Dire g e t, d w y a ne , Euphra te s , g ib e rling , g La diS, illil, immo the b , m3d, mdp, no name , Ra's Al Ghul, Rais e r, SanWhe ®e , s o k rate s * , ufuk o zb e k , x file .e x e , öfa ve burada adõnõ yazamadõğõm ama T e knikForum.c om 'da göre v almõş diğer arkadaşlarõm. sadece teknolojiyi yakalama yetisi kazandõrdõ. Kopamõyorum, bağõmlõsõ oldum. İyi bir bağõmlõlõk tabi bu. Hayatõmõ böyle yaşadõğõm için mi söylüyorum bunu bilmiyorum ama, bir daha hayata gelsem yine aynõ yollardan geçer, yine İT Ü'ye gelirdim, yine Deniz T eknolojisi bölümünü seçer, yine T eknik Forum'u kurar, yine aynõ iyi- kötü arkadaşlõklarõ kurar, yine 7,5 s e ne de me zun olurdum. Şimdiye kadar ki hayatõmõn en güzel ve rahat yõllarõydõ. T eknik Forum da bu hayatõma renk üstüne renk kattõ. Kattõğõ tecrübeyi de yatsõmayalõm, belki de bu s aye de ZipT as arõm'õ kurdum. ZipT asarõm.com, Teknik Forum- com'un tasarõm şirketi... Sitede bazõ kişisel bilgilere de ulaşõlabiliyor; not dökümü gibi. Bunu doğru buluyor musun? Bize son zamanlarda gelen e- postalardan genel bir rahatsõzlõk olduğu anlaşõlõyor, fakat daha önce söylediğim gibi, bu bilgiler zaten açõk, eğer bir şikaye t varsa ortada, bu bize değil, İT Ü'nün sistemine veya bilgi işlem müdürlüğüne olmalõ. Etik olarak düşündüğümde de kararsõzõm açõkcasõ. Bir yanda bilginin paylaşõmõ ve aslõnda paylaşõlmasõnõn doğru olmadõğõnõ düşünen öğretim görevlilerinin bilgile riyle okulunu idam e ttire n öğrenciler, diğer yanda kendi bilgilerinin paylaşõlmas õnõ is te me ye n ve paylaşõlan bilgilere erişim kesildiğinde, ulaşmak için çaba sarfedenler... B u şuna çok be nziyor: “T e knik Forum.com'u hiç sevmiyorum, girmiyorum da “ diyen bir öğretim üyesinin, akşam eve gidince ilk iş olarak T eknikForum.com'da kendi hakkõnda yazõlan ye ni yorumlara bakmak. Kõsacasõ tek taraflõ bakmamak lazõm olaya, not dökümü sayesinde okulda gizli gizli dolaşan çanc õlarõ da s u üstüne çõkarabilirsiniz. Son zamanlarda Teknik Forum'la ilgili yeni planlarõnõz var mõ? Olmaz mõ! Ne planlarõmõz var, fakat hayata geçiremiyoruz. Çok büyük bir kõsõr döngünün içindeyiz, yenilik para kazandõrõyor, para sunucu masraflarõnõ karşõlõyor, sunucu elinden geldiğince siteyi ayakta tutuyor, site ne kadar ayakta kalõrsa kullanõcõ sayõsõ artõyor ve yenilik istiyor, ve tekrar başa dönüyoruz... Bu sebeple henüz sahip olamadõğõmõz uygun ekonomik düzen yüzünden istediklerimizi yapamõyoruz. Çalõşma tempomuz ve gündelik hayatta cabasõ, zaman konusunda da s õkõntõlarõmõz oluyor e lbe t. S izin s aye nizde de buradan bir duyuru yapalõm: B izimle birlikte T e knik Forum.c om'u ge liştirme k is te rs e niz kapõmõz bütün İT Ü öğrencilerine her zaman açõktõr. Fikirlerinizi ve eleştirile rinizi admin@ te knikforum.c om adresine gönderebilirsiniz. Bütün epostalarõ cevaplayamasam da, hepsini okuduğumdan emin olabilirsiniz. Bir bakmõşsõnõz sitenin bir parçasõ olmuşsunuz... İTÜ'lü öğrenciler tarafõndan hazõrlanan forum sayfalarõndan beğendikleriniz var mõ? İT Ü sözlük bizden önce açõldõ, ilk kullanõcõlarõndan biriyim, halen kayõtlarõm duruyor, okudukça çok gülüyorum, canõm sõkõldõkça girip 1- 2 mesaj atõyorum. Daha yaratõcõ siteler henüz gelmedi bence... İnternetle uğraşmak üniversite hayatõnõzda sana ne kattõ? Yine İTÜ'ye gelsem yine forum sitesi kurarõm diyebilir misin? 6 yaşõnda ezbere QBasic kod yazan biri olarak, internetle uğraşmak bana İTÜ öğrencilerine son olarak ne söylemek istersin? İT Ü'ye aşõk biri olarak okuluma birşeyler katabildiysem, öğrenci kardeşlerime biraz olsun yardõm edebildiysem ne mutlu bana. İnşallah daha iyi günlere, hepbirlikte geliriz. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ge nçle r c e s are timizi takviye ve idame eden sizlersiniz.” dediği gibi T eknik Forum'un da cesareti, başarma gücü siz İT Ü'lü kardeşlerimden ileri geliyor diyorum... Ders çalõşõn! www.teknikforum.com Mehmet Aksoy’un Hezarfen Ahmet Çelebi heykeli “Bilime doğru yükselen bir Hezarfen” Birkaç yõldõr yapõmõ devam eden İT Ü Mus tafa İnan Kütüphane s i önünde ki he yke l, s on günle rde Başbakan’õn “ucube” olarak nitele ndirdiği he yke liyle günde me düşen Mehmet Aksoy’un. Heykelin bitimi ile tamamlanacak olan yansõma havuzu da heykelin görkemini artõracak bir ayrõntõ. He yke l, He zarfe n Ahme t Çe le bi’yi te ms il e diyor. “B ilime doğru yüks e le n bir He zarfe n” olarak tanõmlõyor heykelini Mehmet itü fotoğraf kulübü sayfa sergisi Aks oy. Galata Kule s i ye re yatõrõlmõş ve He zarfe n’e üs tte n bakõlõyormuş gibi düşünülmüş. Paslanmaz çelik çubuklar uçma fikrini kuvvetlendirmesi için kullanõlõyor. B akõlõnc a kõpõrdõyor, uçuyor gibi görünecek çünkü gün õşõğõnõn yansõmalarõ olacak. NOT : Hiçb ir s a na t e s e rinin “uc ub e ” o larak tanõmlanamayac ağõnõ düşünüyo r ve Me hme t Ak s o y’un “İns anlõk Anõtõ” müc ade le s inde yanõnda ye r aldõğõmõzõ b e lirtme k is tiyo ruz. 10 << ARIYORUM << S ÖYLEŞİ 14 - 28 ŞUBAT 2011 “Disiplinli bir öğrenciydim. Zorlandõğõm bir ders olmadõ.” Prof. Dr. M. Fevzi Ünal 1 - İTÜ öğrencisi denilince aklõnõza ne geliyor? Aklõma, üniversite sõnavõnda yüksek puan gerektiği için, yüksek motivas yon, dis ipline olabilme k ve mühendisliğe ilgi geliyor. Çünkü İT Ü temel olarak bir mühendislik üniversitesi. Aslõnda giriş sõnavõnõn zeka ölçme diğini düşünüyorum. S ade c e ben değil herhalde birçok kişi böyle düşünüyor. Eminim çok zeki olan birçok öğrenci disipline olamadõğõ için is te s e de İT Ü’ye gire miyor. B ir öğrenci çok zeki olabilir ama kendini sõnava yönlendirememiş olabilir. 2 - Öğrencilerinize ne şekilde hitap e- 3 4 dersiniz? De rs e s nas õnda ge ne l hitapta bulunmak gerektiğinde “arkadaşlar” derim fakat birebir konuşurken sõnõf içinde “siz” diye hitap ederim. - Üniversite öğrenc isiyken en çok zorlandõğõnõz ders hangisiydi? Disiplinli bir öğrenciydim. Özellikle zorlandõğõm bir ders olmadõ. Ben 73 girişliyim, 77’de mezun oldum. Bizim okuduğumuz yõllarda puanlandõrma sistemi şimdiki gibi de ğildi. B izde s orunun c e vabõ doğru de ğils e hiç puan alamõyordunuz. O nedenle birçok arkadaşõmõz zorlandõ. O zamanlar, Mukavemet, Akõşkanlar Mekaniği iki korkulan dersti. Bir de Yüksek Analiz adõnda bir matematik dersi vardõ. Bu üç dersten dolayõ birçok kişinin okuldan ilişkisi kesilirdi. Bunlarõn yanõnda T eknik Resim de bizi zorlayan derslerden biriydi. T eknik Üniversite o zaman tam bir huniye benzetilirdi. Yani yukarõdan çok sayõda giriş, birikme ve aşağõdan damlacõklar halinde mezunlar. - Öğrencilik yõllarõndan unutamadõğõnõz bir anõnõz oldu mu? O zamanki T ürkiye şimdiki T ürkiye de ğildi, öğre nc i olaylarõ c anõmõzõ sõkardõ. Şimdi geriye dönüp baktõğõmda onlarõn aslõnda hem kişisel hem de 5 6 7 öğrencilik yaşamõmõzdan bir şeyler eksilttiğini düşünüyorum. Bir huzursuzluk vardõ çünkü. Çok yakõn bir arkadaşõm - ki siyasetle hiçbir ilgisi yoktu - birgün güzel bir havada caddeye sõrtõnõ dönmüş otururken postanenin köşesinden ve karşõ caddeden çapraz ateşe alõyorlar ve bir kurşun koluna saplanõyor. Bu beni epey etkile miştir. Aynõ olayda varlõks õz bir ailenin çocuğu iki üç kuruş kazanmak için yolun kenarõnda araba yõkarken ne yazõk ki ölmüştü. Bunun üzerine bizim arkadaşõ ve o çocuğu T aksim İlkyardõm Hastanesi’ne götürüyorlar ve orada ne kadar hemşire, doktor varsa bizim arkadaşa çullanõyor; bu olaylar hep sizin yüzünüzden oluyor diye. - Kendi fakülteniz dõşõnda en beğendiğiniz iki fakülte hangileridir? Bu soruyu şöyle algõlõyorum: Bizim fakültemizin ilgi alanlarõnda en fazla ilişkide bulunabileceği veya eğer bir ilişkide bulunursa hem üniversitenin, hem ülkenin menfaatine olabilecek fakülte le r Makina ve Ele ktrik Elektronik Fakülteleridir. 8 9 - İTÜ’de en sevdiğiniz üç şey nedir? Buradaki eğitim kalitesinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Yani sadece bilimsel anlamda değil sosyal ilişkiler açõsõndan da. Yani, öğretim üyelerinin kalitesi, öğrencilerin kalitesi ve çalõşanlarõn kalitesi. 10 - İTÜ dõşõnda beğendiğiniz üç Türk üniversitesi hangileridir? T eknik Üniversite dõşõnda tam bir kampus üniversitesi olduğu için Orta Doğu T eknik Üniversitesi’ni beğeniyorum. Bizim daha sonra geçtiğimiz s is te mi onlar kuruluşlarõndan be ri izliyorlar. Onun dõşõnda Bilkent Ünive rs ite s i ve B oğaziçi Ünive rs ite s i olabilir. - İTÜ’de en beğendiğiniz yer neresidir? F akülte m ve çe vre s i as lõnda. Buralar bir zamanlar çalõlarla kaplõydõ, arka tarafa hiç girilemezdi. Epey zahmet edildi. Etrafa ağaçlar dikildi. Fakültenin karşõsõnda kõrkdan fazla erguvan ağacõ var. Özellikle erguvan zamanõnda çok güze l bir manzara olduğunu düşünüyorum. - İstanbul’da en beğendiğiniz semt neresidir? T arihi İstanbul diye bilirim. Yani surlar içi. S on zamanlarda çok fazla alõşveriş merkezi açõldõ. Çok modern görünümlü lüks yerler. Gerçi içlerinde her şey olduğu için oralarda da zaman harcamak güzel olabilir ama ben açõk havayõ, tarihle iç içe mekanlarõ severim. 11 - İTÜ’de en sevmediğiniz üç şey nedir? As lõnda kampüs ün içinde trafik kurallarõna dikkat edilmeyişini sevmiyorum. Yani trafikle oluşturulan tehlikeyi, bazõ sürücülerin davranõşlarõnõ s e vmiyorum. Ayrõc a İT Ü’de öde v anlayõşõnõn tam yerleşmemiş olmasõnõ sevmiyorum. Öğrencilerime derslerimde her zaman şunu söylüyorum: Ödevler hiçbir zaman aleyhinize kullanõlmayacaktõr, lehinize işleyecektir. Dolayõsõyla ödevleri lütfen eksik de yapsanõz yanlõş da yapsanõz kendiniz yapõn. Üçüncü olarak da, yoklama mecburiyetiyle derse gelmeyi sevmiyorum. B ir öğre nc i yoklama olup olmadõğõna bakmaksõzõn yani onu hiç umursamadan gelmeli veya mazereti vars a da ge lme me li. Çünkü s ize sunulan bir şey var, siz onu almaya zaten talip olmalõsõnõz, buraya gelme kle bunu gösteriyorsunuz, de ğil mi? Öğrenci kaydoluyorsa gelip derse oturmasõ lazõm ve ders iyi gitmiyorsa bunu eleştirmesi lazõm. - Sizc e eğitim Türkçe mi olmalõ İngilizce mi? Eğitim T ürkçe de olabilme li İngilizce de. Bunu şöyle açmak iste- DEKAN H. CANSU METE 21 S 21 CE D ekanlõk, çoğum de ürkütücü g Her öğrencin lõklara işi düşmüşt üstündeki kişidir de larõmõzõ ne kadar tan ve sevmedikleri nele larõnda zorlandõkla İşte bu tür sorularla mak istedik. İlk tan larõmõz İT Ü Uçak v Fakültesi eski Dek (röpo rtajõ yaptõğõmõzda Yardõmc õs õ) ve İT Ü M Dekanõ H. İly S ÖYLEŞİ 14 - 28 ŞUBAT 2011 rim: T ürklere T ürkçe ders anlatmak- 13 tõr en doğalõ. Mesela burada hepimiz - Türkiye bilim camiasõnõn sizce en T ürkçe konuşuyoruz. Benim sizlere büyük sorunu ya da eksiği nedir? İngilizce bir şeyler anlatmaya çalõşB ilim c amias õnõn e ks ikliğinin mam suni bir ortam doğurur. Ama sosyo- ekonomik nedenleri olduğunu şimdi o kadar küçük bir dünyada yaşõdüşünüyorum.Yani bir kere toplumun yoruz ki ve mobilitenin yüksek oldudesteğini almadan bilim ve teknoloji ğu bir dünyada. Mesela bizim öğrenalanõnda ile rle me nin çok olanaklõ cilerimiz ERAS MUS ’la çeşitli ülkelere olmadõğõnõ düşünüyorum. Bunun için gidiyorlar. Benzer olarak buraya bir de eğitim öğretim seviyesinin daha takõm öğrenciler gelebilmeli. Yabancõ yüks e k olmas õ lazõm ki o toplum öğretim üyeleri, araştõrmacõlar s ab kesimlerinin algõlamalarõ doğru olsun. b atic al’larõnõ burada kullanabilmeliler. Bu olduğunda, T ürkiye’nin çok sağlam Dolayõs õyla ge re ktiğinde dönüp bir bilim ve teknoloji politikasõnõn, İngilizce anlatabilmeli üniversitedeki öncelikli alanlarõnõn ortaya koyulabiöğretim görevlisi, o vasfa sahip olmaleceğini ve gelişimin istikrarla sürdülõ. Mesela şöyle bir örnekle somutlaşrülebilec e ğini düşünüyorum. Çünkü tõralõm. Diyelim ki ben ae ro dinamik bizdeki en büyük sorun bilim ve tekde rs ini ve riyorum, s õnõfõn tamamõ noloji alanõnda bir stratejik planõn T ürk. O T ürkçe anlayan öğre nc i, olmamasõ ve dolayõsõyla bir takõm İngilizc e anlatõldõğõnda da pe kala olumlu şeyler olsa da onlarõn sürdüanlayabilecek seviyede olmalõ. Öğrerülebilir olmamasõdõr. tim üyesi de ona İngilizce anlatabile- 14 cek seviyede olmalõ ve dolayõsõyla o - Sizce fakültenizin olmazsa olmazlarõ sõnõfa bir Hollandalõ, bir Fransõz ya da nelerdir? bir Hindistanlõ vb. geldiğinde dönüp İnsanlarõdõr. Ekip çalõşmasõ olmazsa İngilizc e anlatabilme li. Yani be nim olmaz bence. eğitimin dili T ürkçe ya da İngilizce 15 olmalõdõr diye bir reçetem yok. - Sizin dönemizde fakültenizde yapõlan 12 en önemli değişiklik nedir? - Şu anda rektör olsanõz yapacağõnõz Ye ni laboratuarlarõn kurulmas õ, ilk şey ne olurdu? fiziks e l imkanlarõn iyile ştirilme s i, Eğitim- öğretim ve araştõrma alanhe me n hiç ye tkinliğimiz olmadõğõ larõnda temel bilimlerin mühendislik alanlarda ye tkinlik kazanõlmas õ: disiplinleriyle ilişkisinin çok iyi kurulKontrol ve aviyonik, uzay sistemleri masõnõ sağlardõm. Şu anda çok iyi ilişgibi; ve eskiye oranla çok sayõda prokilendirildiğini düşünmüyorum. jenin yürütülüyor olmasõ. 16 NLARLA ORU EVAP 17 A. MELİH ERDOĞAN 18 19 muza uzak ve bazen görünen bir makam. nin mutlaka dekanür. Fakültenin en ekan. Peki dekannõyoruz? S evdikleri erdir, öğrencilik yõlrõ ders var mõdõr? dekanlarõmõzõ tanõõyacağõmõz dekanve Uzay Bilimleri kanõ M. Fevzi Ünal de k andõ, şimdi Re k tör Maden Fakültesi yas Çağlar... 20 - Dünyaya bir daha gelseniz hangi mesleği seçersiniz? Aynõ mesleği seçerdim herhalde. T õp da olabilirdi, ama bizim mesleğimiz daha seçkin bir çevreyle temasõ gerektiriyor, bunu beğeniyorum. - Hobileriniz nelerdir? Fotoğrafçõlõk vardõ bir ara, epey de ciddiye almõştõm, küçük yaştan beri de ilgim vardõ. Bir ara satrancõ çok ciddiye aldõm. Ayrõca yürüyüş yapmayõ da çok severim. - Fobileriniz nelerdir? Endişe le rim, korkularõm olur da fobilerim yok. - Hayattayken mutlaka yapmalõyõm dediğiniz bir şey var mõ? Her neyle uğraşõyorsam o konuda öğrenmeyi ve kendimi geliştirirken bir taraftan da birilerinin yararõna olacak bir şeyleri oluşturmayõ seviyorum ve bu da durağan bir durum değildir. Bu bir süreç. Dolayõsõyla hep bunu yapmak is te rim. Yani şunu yapayõm tatmin olayõm diye bir şey yok. Fakat he r ne yapõyors am o konuda daha fazla öğrenmeyi daha fazla yararlõ olmayõ isterim. - En son okuduğunuz kitap nedir? İbn Battuta Seyahatnamesi. T arihi kitaplara meraklõyõm. Onun dõşõnda daha popüler olarak Orhan Pamuk’un Mas umiye t Müze s ini okudum. Genellikle birkaç kitabõ aralõklõ olarak okurum ama Mas umiye t Müze s ini kõs a zamanda okumuştum. S eyahatnameler ilginç oluyor. Çünkü bir anlamda zamanda yolculuğa çõkõyorsunuz. S öz gelimi, İbn Battuta 14. yüzyõlda Anadolu’da çeşitli yerlerde bulunmuş, kendisini nasõl ağõrlamõşlar. B ir ye rle şim ye rine gittiği zaman, orada, bizde kalacak, yok bizde kalacak diye adeta paylaşamõyorlar ve daha sonra aralarõnda anlaşõyorlar: bu gece sizde kalsõn ama yarõn gece 21 >> ARIYORUM >> 11 mutlaka biz alacağõz, ziyafet vereceğiz, vb. Ahmet Ümit’in Bab- õ Esrar’õnõ da beğeni ile okudum. - İTÜ öğrenc ilerine verec eğiniz önemli bir tavsiye nedir? İT Ü’nün sunduğu bütün olanaklar bir havuzdadõr ve orada İT Ü öğrencisinin aktif bir rol üstlenip havuzdan en fazlasõnõ almaya çalõşmasõ lazõm ve en fazla nasõl alabileceğinin yollarõnõ aramasõ lazõm. Yani dersten en fazlasõnõ, kütüphaneden en fazlasõnõ, spor imkanlarõndan, ke ndis ini kişis e l anlamda geliştirecek tüm imkanlardan. De vamlõ de rs çalõşõlmas õnõn taraftarõ değilim, insan kendini her yönüyle ge liştirmeli. B u imkan da T eknik Üniversite’de epeyce var. PROF. DR. M. FEVZİ ÜNAL KİMDİR? 1978 yõlõnda İstanbul T eknik Üniversitesi, Genel Makina Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1981 yõlõnda, the Catholic University of America, Washington,D.C.,ABD, Makina Mühendisliği Bölümü’nde Yüksek Lisans; 1985 yõlõnda Lehigh University, Bethlehem, PA, ABD, Makina Mühendisliği ve Mekanik Bölümü’nde Doktora öğrenimini tamamladõ. 1985 Eylül’ünde İT Ü Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Uçak Mühendisliği Bölümü’nde Yardõmcõ Doçent olarak göreve başladõ. 1987 yõlõnda Doçentlik, 1993 yõlõnda ise Profesörlük kadrosuna atandõ. 1986- 87 yõllarõ arasõnda T ÜBİT AK Marmara Araştõrma Merkezi’nde danõşmanlõk yaptõ. 1993- 2003 yõllarõ arasõnda Bölüm Başkanlõğõ, Aerotermodinamik Anabilim Dalõ ve Hava T aşõtlarõ Analiz ve T asarõmõ Anabilim Dalõ Başkanlõklarõnõ yaptõ. 2004 yõlõndan itibaren İT Ü Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanlõğõ görevini yürütmekteydi. Ocak 2011’de İT Ü Rektör Yardõmcõlõğõ görevine atandõ. Araştõrma alanõ, deneysel ve sayõsal aerodinamiktir. Bu alanlarda araştõrmalar yapmak üzere, Japan S ociety for the Promotion of S cience bursiyeri olarak, 1995- 96 yõllarõ arasõnda Yokohama National University, Japonya’da; 1996- 97 yõllarõ arasõnda ise, Fulbright bursiyeri olarak Lehigh University, Bethlehem, PA, ABD’de bulunmuştur. 1989 – 1999 yõllarõ arasõnda Imperial College of S cience and T echnology, Havacõlõk Bölümü, Londra ile ortak araştõrma projeleri yürütmüştür.. Alanõndaki uluslararasõ dergilerde hakemlik yapmaktadõr. Akõş kararsõzlõklarõ, akõşõn uyardõğõ titreşimler, küt cisim aerodinamiği alanlarõnda tamamõna yakõnõ uluslararasõ hakemli dergi ve konferans kitaplarõnda olmak üzere 70’yi aşkõn yayõnõ bulunmaktadõr. Evli ve bir çocuk sahibidir. 12 << ARIYORUM << 14 - 28 ŞUBAT 2011 S ÖYLEŞİ “İT Ü’de en çok, az insanla çok iş yapõlmasõnõ seviyorum.” 1 - İTÜ öğrencisi denilince aklõnõza ne geliyor? S eçilmiş, seçkin; atõlõmcõ mezunlar. Her şeyi ilk yapanlar; kabõna sõğmayanlar... 2 - Öğrencilere ne şekilde hitap edersiniz? Arkadaşlar. 3 - Üniversite öğrenc isiyken en çok zorlandõğõnõz ders hangisiydi? Mate me tik- 2 ya da fizik 4 – mekanik. Dördüncü sõnõfta geçebildim. Mezun olduktan sonra rüyalarõma bile girdi, uyanõp kendime ‘sen asistansõn demek ki geçmişsin’ dediğim günler oldu. 4 - Öğrencilik hayatõnõzda unutamadõğõ- nõz olay nedir? Bizim hayatõmõz tabi öğrenci olaylarõ ile geçti, Deniz Gezmiş’in sorgulanmasõ, Kõzõldere olaylarõ vardõ… Bir gün teknik resim dersinden çõkarken “Hergele Meydanõ” denilen bir açõklõğõn oradan geçiyorduk, bir anda olaylar başladõ. S ol görüşlü öğrenciler, okula erken gelerek işgal etmişler. Biz bir anda kaçmaya başladõk, çünkü dõşarõdan sağ görüşlü öğrenciler gelmeye başladõlar, içeriyi kurşunlamaya başladõlar. Eğildik, kurşunlarõn arasõndan geçtik. S onra polisler geldi, parmak kalõnlõğõnda camlar kõrõlmõştõ ve biz oradan çõktõk, fakat bu seferde işgalci sandõlar, ancak gereken incelme yapõlõnc a bizim karõşmadõğõmõz anlaşõldõ. 5 - Kendi fakülteniz dõşõnda en beğendiğiniz iki fakülte hangileridir? Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi ve Fen Edebiyat Fakültesi. 6 - İTÜ dõşõnda beğendiğiniz üç Türk aksamalar yaşanmasõ, hatta eksik kalmas õ, proje le rin yapõlmasõnda zorluklarõn ortaya çõkmasõ ve e lbe tte bütçe yetersizliği üniversitesi hangileridir? Kampüs olarak be ğe ndiğim Karade niz T e knik Ünive rs ite s i ve 14 - Fakültenizin olmazOrta Doğu T eknik Üniversitesi; eğisa olmazlarõ nelerdir? tim olarak Hacettepe Üniversitesi. Hocalar, idari pers one l, öğre nc ile r; fakülte nin e s kiye 7 - İTÜ’de en beğendiğiniz yer neresidir? dayalõ, Maçka Maden Fakültemizin orta bahçesi. Fakültesi’nden gelen g e l e n e k l e r i . Fakültenin ve perso8 - İstanbul’da en beğendiğiniz semt neresidir? nelin sosyal imkanlaS arõye r ve Ye niköy taraflarõnõ rõ da var tabii. boğaz nedeniyle beğeniyorum; canlõ15 - Sizin dönemizde fakültenizde yapõlan lõk bakõmõndan ise Eminönü’nü. en önemli değişiklik nedir? 9 - İTÜ’de en sevdiğiniz üç şey? Dersliklerin aralarõndaki boş alanAz insanla çok iş yapõlmasõ, köpeklara oturma gruplarõ koymaya çalõşõle ri ve örde kle ri, s on olarak da yorum. De rs te n çõkan öğre nc iyi bahardaki şenlikler yani öğrenci aktirahatlatabilme k için. Öğre nc ile rin viteleri diyebilirim. bitirme çalşmalarõnõn sergilenmesini istedim, bu sene yaptõk sempozyum10- İTÜ’de en sevmediğiniz üç şey? da. Bunu sürdüreceğiz. Akşam karanlõk olduğunda õssõzlaşmasõ, kampüste hõzlõ giden araçlar ve 16 - Dünyaya bir daha gelseniz hangi yayalarõn tehlikede kalmasõ,öğrencimesleği seçersiniz? lerin motive olamamasõ, motivasyon Kimya mühendisi olmak isterdim eksikliği aslõnda. Bununla birlikte tekrar dünyaya gelsim doğa ile uğraşan bir 11 - Sizc e eğitim TÜrkçe mi olmalõ me s le ği s e çe bilirdim. T urizmc i de İngilizce mi? olmak isterdim. İngilizcesi arttõrõlmõş bir eğitim. 17 - Hobileriniz nelerdir? Kampçõlõğõ seviyorum. 3 senedir 12 - Şu anda rektör olsanõz yapacağõnõz ilk şey ne olurdu? uğraşõyorum. De nizi s e viyorum. Eğitim ve öğrenci oryantasyonlu Açõkçasõ, doğa ile igili her şeyi seviçalõşmalar yapardõm, kampüste yollayorum. Zaten işimiz de doğa ile ilgili. rõ genişletmek gerekirse genişletip, ihtiyatlõ şekilde İstanbul ile bütünle- 18 - Fobileriniz nelerdir? şebilen bir trafik olmasõnõ sağlardõm. Fobim yok. S on olarak, öğretim üyelerini tatillerini ge çire bile c e ği, öğre nc ile rin de 19 - Hayattayken mutlaka yapmalõyõm kõs me n faydalanabile c e ği, İs tanbul dediğiniz bir şey var mõ? dõşõnda, ya da yakõn civarõnda bir Babamdan kalan bir arazim var sosyal tesis kazandõrõrdõm. Çanakkale ’de . O araziyi işle tme k, orada ziraat yapmak isityorum. Doğu 13 - Türkiye bilim camiasõnõn sizce en Anadolu’yu baştan başa gezmek istibüyük sorunu ya da eksiği nedir? yorum. Bugüne kadar terör nedeniyle Bürokrasilerin yoğunluğunu yengidemedim. Bir de 2008’de kaybettimek için hocalarõn yaptõğõ mücadeleğimiz bir köpeğimiz vardõ. Ben sürekli lerde yorgun düşüp araştõrmalarda onunla ilgileniyordum. Köpekleri çok s e viyorum. Çanakkale ’de ki çiftlikle uğraşõrken eni boyu büyük bir köpek alõp ailece doya doya yaşamak istiyorum. 20 - En son okuduğunuz kitap nedir? Yaşar Kemal’in İnce Memed serisini okudum. 21 - İTÜ Prof. Dr. H. İlyas Çağlar öğrenc ilerine verec eğiniz önemli bir tavsiye nedir? İT Ü’nün verdiği girişimcilik özelliğini öğrenciyken kazansõnõn. Cesareti kazansõnlar, geniş düşünmenin özelliğini kazans õnlar. He r şe yi İT Ü’de öğre nirs iniz. B unlarõ öğre nc iyke n kazanmanõzõ tavsiye ederim. PROF. DR. H. İLYAS ÇAĞLAR KİMDİR? İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümünden Yük. Müh. olarak mezun olduktan sonra 1980 yõlõnda aynõ bölümde asistan olarak çalõşmaya başladõ. “ElektrikElektromanyetik” konulu doktora çalõşmasõnõ tamamlayarak 1988’de İT Ü Jeofizik Bölümü’ne Yardõmcõ Doçent olarak atandõktan sonra Manyetotelürik (MT ) alanõnda araştõrmalara başladõ. 1991 yõlõnda Doçent ve 2000 de Profesör oldu. 2004- 2005 döneminde 2 yõl Bölüm Başkanlõğõ yaptõ. 1989 yõlõndan 2005 yõlõna kadar ki süreçte Maden Fakültesinin Yönetim Kurulu ile Fakülte Kurulu üyeliklerini yaptõ. Uygulamalõ Jeofizik Anabilim dalõ başkanlõğõnõ 3 yõl sürdürdü. Sõğ, derin (kabuk) elektrik yapõ araştõrmalarõ ile jeotermal ve maden aramalarõ konularõnda çalõşmalarõ vardõr. Doğu Anadolu Elektrik yapõsõnõ Uluslararasõ bir proje ile çalõştõ. Isparta Büklümü MT projesini sürdürdü. Çalõşma konularõnda Ulusal- uluslararasõ makaleleri, yayõnlarõ ve popüler yazõlarõ bulunmaktadõr. Halen Maden Fakültesi Dekanlõğõnõ Kasõm 2008’den günümüze değin sürdürmektedir. GÜNCEL YORUM Haydarpaşa’nõn geleceği İT Ü’ye emanet T CDD 1. Bölge Müdürlüğü Haydarpaşa Garõ’nõn rölöve, restitüsyon ve restorasyon çalõşmasõ için İT Ü’ye başvurdu. Haydarpaşa Gar Binasõ ve yakõn çevresinin korunmasõ, kültürel ve tarihsel değerinin yaşatõlmasõ ve kent hayatõna daha etkin katõlõmõnõn s ağlanmas õ amac õyla T CDD’nin tale biyle İT Ü Re ktörlüğü tarafõndan göre vle ndirile n Danõşma Kurulu ilk toplantõsõnõ gerçekleştirdi. İT Ü’nün ev sahipliğinde düzenlenen toplantõya T CDD 1. Bölge Müdürü Hasan Gedikli, Ulaştõrma Bakanlõğõ Bakanlõk Müşaviri Adnan Ekinci, İT Ü Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, İT Ü Mimarlõk öğretim üyesi ve aynõ zamanda projeyi yürütmekte olan Ari T eknokent Akademik firmasõ T echnoBee’nin Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, Danõşma Kurulu Üyeleri, ilgili meslek odalarõ ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve akademisyenler katõldõ. T oplantõda Danõşma Kurulu üyesi Prof. Dr. Afife Batur “Dünden–Bugüne Haydarpaşa ve Yol Haritamõz” başlõklõ bir seminer verdi. Prof. Dr. Afife Batur garlarõn şehrin siyasi ve ekonomik gücünü temsil ettiğini belirterek “T arihi ve kültürel önemi çok büyük olan Haydarpaşa Garõ ile ilgili son zamanlarda yaşanan kõrõlganlõk yerini pozitif bir birlikteliğe bõrakmalõdõr. Bunun için tüm kamuoyunun, sivil toplum kuruluşlarõnõn, devletin ve İstanbul’u seven, önemseyen herkesin büyük düşünme kapasitesini devreye sokmasõ gerekmektedir. Haydarpaşa Garõ’nõn varlõk ne de ni olan işle vinin ve ke nts e l bağlarõnõn sürdürülmesinde asõl olan kararlõlõk konusunda Danõşma Kurulu õsrarcõdõr.” diye konuştu. Helikopterle çatõnõn fotoğraflarõ çekildi. Hasar T espit Analizi 3 Hafta İçinde S onuçlanacak. TCDD Yangõndan 18 Gün Önce İTÜ’ye Başvurdu T CDD tarafõndan İT Ü’ye ilk başvuru yazõşmasõ 10 Kasõm 2010 tarihinde yapõldõ. Bu yazõdaki talebin amacõ; Haydarpaşa Gar Binasõ’nõn, kullanõlmadõğõ için bir çok yapõ problemi olan Çatõ Katõ başta olmak üzere, Giriş ve Bekleme Holleri gibi Gar yolcusuna hitap eden yakõn çevresine yönelik iyileştirme çalõşmalarõnõn Üniversite işbirliği ile başlatõlmasõ ve Gar Binasõnõn İstasyon hizmetini daha iyi verebilmesini sağlamak üzere konfor ortamõnõn artõrõlmasõna yöneliktir. 28 Kasõm 2010 tarihinde meydana gelen Haydarpaşa Gar Binasõ çatõsõnda meydana gelen yangõn, Haydarpaşa Gar Binasõ’nõn Restorasyon sürecini ve İT Ü ile olan işbirliğini hõzlandõrmõş ve çalõşmanõn kapsamõ genişletilerek Haydarpaşa Gar Binasõ için çok önemli bir proje çalõşmasõ başlatõlmõştõr. 14 - 28 ŞUBAT 2011 >> ARIYORUM >> 13 Prof. Dr . Mikdat Kadõoğlu ile “HAVA DİYALOG” e - po s ta: kadioglu@ itu.edu.tr Sanal Su! S anal sudan haberiniz yoksa bu konuda en az 15 yõl geri kalmõşõnõz demektir. Çünkü Profesör John Anthony Allan, 1993 yõlõnda “S anal S u”yu dünyaya tanõtmõştõ. Artõk birçok ülke sanal su ile suyun, gõda, vb. ürünlerin üretiminde nasõl bir rol oynadõğõnõ tespit edip, su yönetimi, tarõm, ithalat ve ihracat ve hatta dõş politikasõnõ belirliyor. ABD’nin Florida Eyaletindeki bir eve yõlda 155 milyon litrelik su faturasõ gelmiş. Bu evdeki zatõ muhteremlerin günde 40,000 litre suyu nasõl kullandõğõ bilinmiyor ama onun he ps ini içmedikleri kesin. Diğer bir deyişle, nehirleri kurutacak bir şekilde kullanõlan suyun büyük bir kõsmõ bizim farkõnda olmadõğõmõz “sanal su”dur. S anal su, “internet su” filan değil; gõda ve ya diğe r ürünle rin üre timi esnasõnda kullanõlan suyun miktarõdõr. Örneğin, 1 kg buğdayõn yetiştirilmesi için yaklaşõk 1,000 litre suya ihtiyaç var. Yani, 1 kg buğdayda 1,000 lt sanal su bulunmakta. Ette 5 ila 10 kat daha fazla sanal su bulunuyor. Kişi başõna düşen sanal su ye me- içme alõşkanlõklarõna göre de ğişme kte . Örneğin açlõk sõnõrõnda yiyip içen biri günde 1 m3 ve vejiteryan 2.6 m3 sanal su kullanõrken ABD’deki gibi ete dayalõ bir diyete sahip bir kişi için sanal su miktarõ 5 m3’ün üzerindedir. Bu nedenle, yeme- içme alõşkanlõklarõmõzõ değiştirerek de suyun başka amaçlar için kullanõlabilmesine yardõmcõ olabiliriz. F re d Pe arc e , 2006 yõlõnda B e ac on’dan yayõnlanan “Ne hirle r Kuruyunca” adlõ kitabõna sanal suyla başlõyor. Okuduklarõmdan etkilenmemek mümkün değil. Pearce’ye göre çok azõmõz gün boyunca ne kadar su kullandõğõnõn farkõnda. Günde ortalama 4- 6 litreden fazla su içmeyiz. Duş almak ve tuvalette sifon çekmenin her biri yaklaşõk 150 litre su demek. Bazõ ülkelerde yüzme havuzlarõ, çim sulama sistemleri ve çeşitli açõk hava etkinliklerinde ise 2 kat daha fazla su kullanõlõyor. Örne ğin, Avus tralya banliyölerinde tipik olarak kişi başõna su kullanõmõ yaklaşõk 350, ABD’de ise 380 litre. Küve ti doldurarak banyo yapmak yerine duş almak, dişimizi fõrçalarken musluğu kapatmak, vb. önlemler ile e vde öne mli miktarda s u tas arruf edebiliriz. Bir de evimize doldurduğumuz fabrikasyon ürünler ve eşyalardan da tasarruf ederek su israfõnõ azaltabiliriz. F akat bütün bunlar nehirlerin kurumasõnõ engellemek için yetmez. Esas problem içtiğimiz ve yediğimiz şeylerin yetiştirilmesi için harcanan suyun miktarõnda. Bunu anlamak için gerçek sayõlara tekrar bakalõm. Örneğin, 1 kg pirinç yetiştirmek için 2,000 – 5,000 lt su gerekir. Bu, bir hane halkõnõn 1 haftalõk su ihtiyacõndan daha fazladõr. 1 kg patates için 500 lt su gerekirken, yaklaşõk 1 0 0 gr’lõk bir hamburge r yapmak için bir s õğõr tarafõndan 11,000 lt ve bir ineğin 1 lt süt vermesi için 2,000 – 4,000 lt su tüketiliyor. Bu durumda et yiyen ve süt tüketen tipik bir Batõlõ tüketici, her gün yediği ve içtiği besinlerin ağõrlõğõnõn yüzlerce katõ kadar daha fazla (adõ sanal da olsa!) su tüketiyor. Bu günden sonra eğer alõşveriş sepetinizin gereksiz şeylerle dolu olup olmadõğõna bakarsanõz, belki 3,000 lt su kullanõlarak elde edilmiş olan şeker paketini rafa geri koyarsõnõz. 1 kg’lõk kahve kavanozunun da 20,000 lt suyu yuttuğu söylenebilir. Ayrõca, kahvenize koyacağõnõz her kaşõk şekerin yetişmesi için 50 fincan su harcanõyor. B öyle c e , içile n bir kahve nin ardõnda kahve tanelerinin yetiştirilmesi, paketlenmesi ve taşõnmasõ için harcanan su 140 lt ya da 1,120 fincan su gerekiyor. Bu da sadece kahve içe rke n s u tüke tme diğimizi ortaya koyuyor. 1 fincan kahve yani 140 litre su normal bir insanõn bir günde içme ve ev ihtiyaçlarõ için kullandõğõ suya karşõlõk geliyor! Yalnõzca beslenme de ğil, giyinme de s u tüke timinin nedenlerinden. T ek bir T - shirt üretmek için gerekli olan 250 gr pamuğu yetiştirmek için kullanõlan suyla 25 küvet doldurulabilir. Ortadoğu’daki su kõtlõğõnõ da inceleyen Profesör Allan, yerel su azlõğõ üzerindeki baskõyõ azaltmak amacõyla gõda yoluyla alternatif su “kaynağõ” olac ak S anal S u ithalatõ te oris ini geliştirdi. Böylece ABD, Arjantin ve Brezilya gibi ülkelerin nasõl ve neden her yõl milyarlarca litre su ‘ihraç’ ettiği; Japonya, Mõsõr ve İtalya gibi ülkelerin ise yine her yõl milyarlarca litre suyu ‘ithal’ ettiğini izah etmesinden dolayõ suyun daha iktisatlõ kullanmanõn gerekliliği ortaya çõktõ. Özetle s anal s u, öze llikle s u s õkõntõs õnõn bulunduğu bölgelerdeki tarõm ve su politikalarõnõn belirlenmesi ile birilikte su tasarrufuna yönelik bilinçlendirme kampanyalarõnda da yeni bir devir açtõ… Haberiniz olsun! 14 << ARIYORUM << CERN geleceğimize õşõk tutmaya devam ediyor CERN’deki LHC deneyleri hakkõndaki gerçekler ve yanlõş bilinenler CERN de ne yle ri yaklaşõk 2 yõldõr kamuoyu günde minde . B unun e n önemli nedenlerinden birisi de herhalde medyada kullanõlan ismi: Büyük patlama deneyleri. İşin içinde patlama gibi kavramlar olunca, ister istemez kamuoyunun dikkatini çekiyor. Her ne kadar bu patlama 13.5 milyar yõl önce gerçekleşmiş olsa da (aslõnda o da bir patlama değildi ama konumuz açõsõndan önemi yok), medyada “patlama deneyleri” olarak ün yapan LHC bir çok yanlõş anlşõlmalarõn hedefi oldu. Bunun yanõsõra bir de “kara delik” olgusu da insanlarõn ilgisini çekti. İşte bu yazõda LHC deneylerinin kõsa bir tanõtõmõnõ yaptõktan sonra, kamuoyunda yanlõş bilinen gerçekleri açõklamayõ hedeflemekteyiz. Yüzyõlõn deneyi: LHC (Büyük Hadron Çarpõştõrõcõsõ) Fransa- İsviçre sõnõrõnda, yerin 100 metre altõndan geçen 27 kilometre uzunluğundaki tünele inşa edilen LHC (Büyük Hadron Çarpõştõrõcõsõ) Aralõk 2009 tarihinde proton çarpõşmalarõna başladõ. Hõzlandõrõcõnõn üzerindeki her biri birkaç katlõ apartman büyüklüğündeki 4 detektör de, yõllar süren hazõrlõklardan sonra veri toplamaya başladõlar. CERN (Avrupa Nükle e r Araştõrma Kons e yi) laboratuarõnda yer alan bu deneyler CMS, ATLAS, LHCB ve ALICE olarak isimlendirilmişlerdir. Protonlarõn 14 T eV (T era elektron volt ya da trilyon elektron volt) merkezi enerjisinde çarpõşacaklarõ bu de ne yle r, araştõrmac õlara evrenin ilk zamanlarõnõ anlama imkanõ vereceklerdir. LHC hõzlandõrõcõsõnda herbiri 7 T eV enerjiye sahip olan ve 27 kilometrelik dairesel tünel içinde õşõk hõzõna çok yakõn hõzlarda yol alan protonlar kafa kafaya çarpõşarak 14 T eV’ luk merkezi enerji meydana getirecek ve böylelikle atom altõ dünyasõnõn şimdiye kadar göremediğimiz bölgelerini inceleme olanağõ sağlaya- BİLİM 14 - 28 ŞUBAT 2011 caklardõr. Bu bölgedeki enerji yoğunluğu, e vre nin başlangõc õndaki B ig B ang (B üyük Patlama) koşullarõna yakõn olduğundan dolayõ, bas õnda LHC deneyleri “Big Bang” deneyleri adõyla da adlandõrõlmaktadõr. Ancak mutlak anlamda üretilen enerji bir kibrit ateşi kadar bile değildir. Bu deneylerin temel amacõnõ, Parçacõk F iziğinde varõlan s on nokta olan Standart Model adõnõ verdiğimiz teorinin yanõtlayamadõğõ sorulara yanõt bulmak diye özetleyebiliriz. S tandart Model bize maddenin yapõ taşlarõnõn nas õl davrandõğõnõ ve birbirle riyle nasõl etkileştiklerini açõklamakta ama bunlarõn nedenleri hakkõnda bilgi vermemektedir. LHC deneyleri ile, bunlarõn nedenlerini öğrenmeyi hedefleme kte yiz. He r ne kadar bir çok deneyle desteklenen Standart Model içinde yaşadõğõmõz e vre nde ne le r olduğunu bize çok güzel bir şekilde açõklasa da, ortada yanõtlanmamõş bazõ s orular bulunmaktadõr. S tandart Model için gerekli olan bir parçacõk (ki buna Higgs parçac õğõ diyoruz) he nüz ke şfe dilme miştir. S tandart Modele göre, maddenin yapõ taşlarõ olan temel parçacõklar altõ lepton, altõ kuark ve bunlar aras õndaki temel etkileşmeleri ge rçe kle ştire n arac õ parçacõklardõr. Bu modele göre, parçacõklarõn kütlelerinin nerden geldiklerini açõklayabilmek için Higgs alanõ adõ verdiğimiz ve henüz keşfedilmemiş bir temel etkileşim alanõna ihtiyaç duyulmaktadõr. Dolayõs õyla Higgs parçacõğõnõn var olup olmadõğõ sorusunun yanõtlanmasõ S tandart Model açõsõndan son derece önemlidir. CMS deneyi ve diğer LHC deneyleri, öncelikle Higgs parçac õğõnõ aramak ve böyle bir parçacõk varsa bunun kütles ini ve diğe r öze llikle rini ölçme yi amaçlamaktadõr. Öte yandan, LHC deneylerinin diğer amaçlarõndan birisi de S M’in ötesinde bir model olan S üpersimetri modelini sõnamaktõr. Bu deneylerde Büyük Patlama mõ tekrarlanõyor? CERN DENEYİ ile ilgili bilinmeyenler... Doç. Dr. Kerem Cankoçak Hayõr, Büyük Patlama 13.5 milyar yõl önc e ge rçe kle şti zate n. Evre nimiz 13.5 milyar yõl önce başladõ ve hõzlanarak genişliyor. LHC deneylerinde protonlar çarpõştõrõlarak evrenin başlangõcõndaki enerji yoğunluğuna ulaşõlmaya çalõşõlõyor. Protonlarõn çarpõşmasõnda ortaya çõkan mutlak enerji bir sivrisineğin kanat çõrpõşõ kadar. Anc ak protonlarõn boyutlarõ çok küçük olduğu için, enerji yoğunluğu çok fazla. B u durumu şu şe kilde örneklendirebiliriz: Deniz suyunun õsõsõ bir litre kaynamõş suya oranla kat kat daha fazladõr. Çünkü õsõ bir enerji ölçüsüdür ve deniz suyunun muazzam miktardaki kütlesinin içerdiği enerji bir litre kaynamõş suyun enerjisinden milyarlarca ke z daha büyüktür. B öyle olduğu halde başõmõzdan aşağõ bir litre kaynamõş su döktüğümüzde haşlanõrõz da denize girdiğimizde hiçbir şey hissetmeyiz. Hatta deniz suyunun sõcaklõğõ düşükse üşürüz. Bunun nedeni denizin õsõsõnõn dağõlmõş durumda olmasõdõr. Oysa bir litre kaynamõş suyun õsõsõ (yani enerjisi) küçük bir alanda yoğunlaşmõştõr. Öyleyse önemli olan enerji miktarõ değil, enerjinin yoğunlaşma derecesidir. Einstein’ õn ünlü formülününü hatõrlarsak, enerji eşittir kütle! Öyleyse enerji yeteri derecede yoğunlaştõğõnda madde ye dönüşür. Bunu söyle de ortaya koyabiliriz: Bir madde nin e ne rjisini ye te rli oranda arttõrdõğõmõzda o madde nin kütle s i e ne rjiye dönüşür. Yüks e k e ne rji yoğunluklarõnda yüzlerce farklõ parçacõk ortaya çõkar. İçinde yaşadõğõmõz evrende madde adõnõ verdiğimiz her şe yi (vüc udumuz, ge ze ge nimiz, güneş, yõldõzlar, ...) oluşturan bu üç parçacõk da (esas olarak proton, nötron ve elektron) yaklaşõk 13.5 milyar yõl önce, evrenin başlangõcõnda ortaya çõkmõşlardõr. Şimdilik bu parçacõklarõ meydana getiren (Big Bang’ deki) o muazzam enerjinin kaynağõnõ bilmiyoruz. LHC deneyleri herhangi bir tehlike arz ediyorlar mõ? Hayõr hiç bir tehlike yok. Dünyamõzõn tarihi 4.5 milyar yõl kadar eskidir. Bu s üre zarfõnda dünyamõz uzaydan gelen kozmik õşõnlarõn bombardõmanõna maruz kalmõştõr. Kozmik õşõnlardaki enerji protonlarõn çarpõşma enerjisinden kat kat fazla olduğu halde şimdiye kadar Hiçbir etki gözlenmemiştir. Dan Brown’un Melekler Ve Şeytanlar kitabõ bu deneyi mi anlatõyor? Hayõr, aslõnda o kitap 8 yõl önce yapõlan antihidrojen atomu deneyinden esinlenmiş. LHC deneylerinde antiatom üretilmiyor. Ama kitaptan yapõlan filmde dekor olarak LHC deneyleri kullanõlmõş. Antimadde, dünyanõn enerji sorununa çözüm olabilir mi? Hayõr olamaz. Her şeyden önce antimadde kavramõnõn iyi anlaşõlmas õ gerekiyor. P.A.M. Dirac tarafõndan 1928 yõlõnda ortaya atõldõğõ ve daha sonra sayõsõz deney ve gözlemler tarafõndan ispatlandõğõ gibi, her atom altõ parçac õğõn bir karşõt parçac õğõ vardõr. Aslõnda karşõt parçacõğa da parçac õk diye biliriz. B unlar ge rçe k parçacõklardõr. S adece yükleri ya da başka kuantum özellikleri zõt işaretlidir. Örneğin elektronun zõt elektrik yüklü karşõt parçac õğõ pozitrondur. Öte yandan bir de antiatom vardõr ki aslõnda antimadde deyince bu anlaşõlmalõdõr. Antiatom, atom altõ parçacõklarõn antiparçacõklardan oluştuğu bir durumdur. Örneğin, hidrojen atomunda çekirdekte bir proton ve etrafõnda da bir elektron vardõr. Antihidrojen atomu ise çekirdekte antiprotonun ve çevresinde de pozitronun bulunduğu bir atomdur. Antiatomlar doğada kendiliklerinden var olmazlar. Ancak çok özel koşullarda, CERN gibi laboratuarlarda üre tile bilirle r. İlk antiatom 1996 yõlõnda CERN’de Low Energy Antiproton Ring (LEAR)’ da PS 210 deneyi tarafõndan üretilmiş ve daha sonra 2002’ de Antiproton yavaşlatõcõsõ deneylerinde bunlardan binlerce üretilmiştir. Bu deneylerde üretilen antiatomlar çok çok kõsa ömürlüdürler (saniyenin milyarda biri kadar) ve hemen madde ile etkileşime girerek yok olmaktadõrlar. Zaten aksi takdirde içinde yaşadõğõmõz evrende madde hakim olamazdõ. Dolayõsõyla bu antiatomlarõ biriktirmek mümkün olmadõğõ gibi, biriktire bils e ydik de , onlarõ üretmek için harcadõğõmõz enerji bu antiatomlarõn enerjilerine eşit olacağõ için hiçbir şekilde enerji kaynağõ olarak kullanamazdõk. Antimadde bombasõ yapõlabilir mi? Hayõr yapõlamaz. Birincisi, yukarõda saydõğõmõz nedenlerden dolayõ, antiatom’u bir arada tutmak için harcanan enerji o atomun toplam enerjisine eşittir. İkincisi de bu atomlarõ yeterli enerji yoğunluğuna getiremeyiz. LHC tehlikeli değilse neden yer altõna yapõldõ? LHC deneylerinin yukarõda bahsettiğimiz antiatom deneyleri ile hiçbir ilgisi olmadõğõ gibi, bu deneylerin hiçbir tehlikesi de yoktur. Hõzlandõrõcõnõn ye rin 1 0 0 me tre altõnda yapõlma nedeni Kozmik õşõnlardan korunmak içindir. LHC hõzlandõrõcõsõndan önce aynõ tünelde elektronpozitron çarpõştõrõcõsõ (LEP) vardõ. 1980’lerin başõnda LEP ve LEP deneyleri tasarlanõrken, yapõlacak ölçümler hassas olacağõ için ve o dönemki dedektör teknikleri kozmik õşõnlarõn etkisini yeterince ayõrt edemeyeceği için, tünel yerin 100 metre altõna yapõlmõştõ. LHC hõzlandõrõcõsõ da aynõ tüneli kullanmaktadõr. BİLİM LHC’nin yaratacağõ mikro kara delikler dünyayõ yutar mõ? Kara delik olgusu kavramsal açõdan çok gizemli değildir: Çekim alanõ her türlü maddi oluşumun ve õşõğõn kendisinden kaçmasõna izin vermeyecek derecede güçlü olan kütle çekime sahip kozmik cisimlere kara delik denir. Bütün olay, kütle ile cismin yoğunluğunun orantõs õdõr. Cis min hacmi sõfõra giderken kütlesi (böylece kütle çe kim güc ü de ) s ons uza gide r. Uzayda bir çok kara delik gözlemlenmiştir. B u gözle mle r dire k de ğil dolaylõ yoldandõr. Çünkü õşõk bile kara deliklerden kaçamaz. Ama yõldõzlarõn kara delikler tarafõndan yutulduğunun resimleri çekilmiştir. Dünyamõz nasõl uzayda başõ boş gezen gök taşlarõ tarafõndan tehdit altõndaysa, aslõnda kara delik tehdidi de yabana atõlõr bir te hdit de ğildir. Ama laboratuarda üretilmesi beklenen mini kara delikler bunlardan değildir. Bazõ kuramlara göre kara de likle r atmos fe rde de oluşmaktadõr. B u kuramlara göre uzaydan ge le n kozmik õşõnlarõn atmos fe rde ki atomlara çarpmas õ sonucu ortaya çõkan yoğun enerji bu kara delikleri oluşturabilir. Yukarõda da bahsettiğimiz gibi, uzaydan gelen kozmik õşõnlarõn enerjileri, LHC’deki proton proton çarpõşmalarõndaki e ne rjile rde n kat kat yüks e ktir. Dolayõsõyla eğer LHC’ de mini kara de likle r oluşac aks a, bunlar zate n atmosferde 4.5 milyar yõldõr oluşmakta olmalõdõrlar. Nitekim atmosferdeki bu mini kara delikleri gözlemlemek için bazõ deneyler de yapõlmaktadõr ama henüz bunlardan hiç biri bir kara delik gözlemleyememiştir. LHC’ de mikro kara delikler nasõl oluşabilir? S tandart modelde LHC’ de bir kara delik üretmek mümkün değildir çünkü bir kara deliğin kütlesi Planck kütlesinden küçük olamaz ki bu da yaklaşõk 20 mikrogram (1000 T eV) düzeylerindedir. Oysa LHC kütle merkezi enerjisi 14 T eV’ dir. Fizikçiler bugüne kadar evrende sadece 4 temel kuvvet saptayabildiler. Bunlarõn kuvve tle rini birbirle rine göre li olarak sõralarsak: Çekirdek kuvveti (strong force) 1 kuvvetinde, elektromanyetik kuvvet 1/137 kuvvetinde, zayõf kuvvet 10^6 (milyonda bir) kuvvetinde ve kütle çekim 10^43 (0’ dan sonra 42 adet sõfõr) kuvvetindedir. Kütle çekim kuvve ti diğe rle rine göre çok çok zayõftõr ve o yüzden atom altõ düzeyinde etkisi hissedilmez. Ama kütle çe kimin me nzili sonsuzdur ve çok büyük uzaklõklarda bile e tkilidir. Anc ak günümüzde S tandart Mode l ötesi bazõ kuramlar vardõr ki (çok boyutlu uzaylar), bunlara göre kütle çekim etkisini bir çok uzam boyutuna yaymaktadõr. B u kuramlara göre , diğer kuvvetler sadece 3+ 1 boyutlu zarlara (brane), yani içinde yaşadõğõmõz boyuta hapsolmuşlardõr ve kütle çekimin çok küçük boyutlarda (yüksek enerjilerde) kuvveti artar. Eğer bu kuramla doğru ise, yüksek enerjili çarpõşmalarda kütle çekimin etkisi büyür ve mini kara delikler oraya çõkabilir. 14 - 28 ŞUBAT 2011 Bilim adamlarõ yanõlõyor olabilir mi? T abi ki bilimde yanõlgõ faktörü vardõr. Ancak bilimsel teoriler bir çok farklõ deney/gözlem ve diğer bilimsel teorilerle sürekli olarak test edilmektedir. S tandart Model adõnõ verdiğimiz fizik kuramõ da son 3040 yõldõr kendini defalarca ispatlamõş ve çok hassas ölçümleri bile öngörebilmiş bir teoridir. Bu teorideki eksik parçalarõ bulmak ve teoriyi geliştirmek için tasar- >> ARIYORUM >> 15 lanmõş LHC deneyinde mutlaka bir şeyler bulunacağõna inanõyorum. Eğer yanõlmõşsak ve 2030 yõl sonra LHC’ de hiçbir yeni kuvvet, parçacõk,.. vb bulamamõşsak o zaman bütün fiziği tekrar gözden geçirmemiz gerekecek. Anc ak yanõlmadõğõmõz te k şe y bu deneylerin tehlikeli oluşudur çünkü bunun ispatõ olan dünyamõz 4.5 milyar yõldõr karşõmõzda duruyor. Kaynakça [ 1] Ge rard’t Ho o ft, Madde nin So n Yapõtaşlarõ, T UBIT AK yay., 2000 [ 2] Edward Ko lb , Mic hae l T urne r, “T he Early Unive rs e ”, We s tvie w Pre s s , 1990 [ 3 ] Sc o tt Do de ls o n, “Mo de rn Co s mo lo g y ”, Els e vie r, 2003. [ 4] R.P. Kirs hne r, “the Ex travagant Unive rs e ”, Princ e to n, 2002 [ 5] R. Gürdile k , “Evre n k uramlarõ”, Bilim ve T e k nik , Mayõs 2007 [ 6 ] http: //ls a g.w e b .c e rn.c h/ls a g /LSAGRe po rt.pdf (J o hn Ellis , Gia n Giud ic e , Mic he la ng e lo Mangano , Igo r T k ac he v and Urs Wie de mann) 16 << ARIYORUM << BİLİM S ANAT KÜLT ÜR 14 - 28 ŞUBAT 2011 Sonunda teşrif ettiniz. Uzun zaman oldu. Dünyamõz yaşam belirtilerini gösterdiğinden bu yana milyarlarca yõl geçti. Peki kimler geldi kimler geçti? Bazõlarõ da dünyamõzõ sallayõp geçti. Bu bir geçiş töreni. Uzayda kaybolmuş dünyamõzõn kaderini değiştiren, onunla yaşamayõ anlamlõ kõlan isimlerin birkaç satõrla anlatõldõğõ bir tören. Amacõmõz bu önemli isimlerle tanõşmanõza aracõ olmak. Arkadaşlõğõnõzõ ilerletmek sizlerin elinde. İstanbul’un T aşõ T oprağõ bölümünde de İstanbul’daki adlarõn kökenine inip, nasõl ortaya çõktõğõnõn yanõtõnõ bulacaksõnõz. : ha zõrlay an ÖRE N OSMAN Gdu.tr go re no @ Buyrun içeri... itu.e a Ey fe l'd e n İzm ir'in Ko na k 'õn GUST AVE E IF FE L Yiğit De lik anlõ ALEKSANDER PUŞKİN 183 2 – 192 3 1799 - 1837 F ransõz mimar, mühendis ve metal uzmanõ sõfatlarõna sahip Gustave Eiffel hafif ama sağlam çelik köprüleriyle ünlü olmadan önce kimya okudu. Eiffel’in 1866’da kurulan şirketi 1884’de dev Özgürlük Anõtõ’nõ yaptõ, iç aksamõnõ ve çalõşmasõnõ tasarladõ. Fransõz Devrimi'nin yüzüncü yõlõ (1887) anõsõna yapõlacak Paris anõtõ için tasarlanan 700 plan arasõndan Eiffel’in eseri seçildi. 1889’da tamamlanan Eyfel Kulesi 40 yõl boyunca dünyanõn en yüksek yapõsõ olarak kaldõ. S anayi Devrimi sayesinde artan ülkelerarasõ etkileşim Eiffel'in Bilg i Ya tõr õm c õs õ yaşamõnda önemli bir rol oynadõ. Vietnam'dan Macaristan'a, Rusya'dan Şili'ye dünyanõn birçok yerinde eserlere imza atan Eiffel, aynõ zamanda İzmir'deki Konak Pier'in de tasarõmcõsõdõr(1890). Gümrük Binasõ olarak kullanõlmõş Pier Konak günümüzde alõşveriş merkezi olarak hizmet vermektedir. S oylu bir ailenin içinden çõkõp gerçekçilikle bezenmiş bir kalem; sürgünle, sansürle olan savaştan yaratõlan koca bir edebiyat; 4 meyveli soylu bir evlilikten kalan hazin bir ölüm: Puşkin. Köprü projelerinde ön plana çõkardõğõ çelik ile bu alanõn öncülerinden oldu. Bunun yanõ sõra tasarladõğõ hidrolik basõnç sistemi ile derin sulara köprü kurulumunu kolaylaştõrdõ; örümcek ağõna benzeyen tasarõmõ ile oluşturduğu çatõ ve kemerler ile de şiddetli rüzgarlara karşõ geldi. Köprü projeleriyle ünlenen Eiffel, kilise, postane, fener, viyadük, gözlemevi, tiyatro gibi birçok farklõ türdeki binalarõn yapõmõnda yer aldõ. Rus yazarõ Puşkin Moskova’da memurluk yaparken siyasal şiirleri nedeniyle 1824’te Pskov’a sürüldü. Bu dönemde en büyük romanõ olan Evgeni Onegin üzerinde çalõştõ. 1825’te I. Nikola tahta çõkõnca Moskova’ya döndü. 1832’de Natalia Gonçarova ile evlendi. Ancak Fransõz Baron D’Anthes (1812 – 1895) de Natalia’ya aşõk oldu. Puşkin baronu düellloya davet etti ve öldürüldü. Eiffel, Fransõzlarõn Panama kanalõnõ açmak girişiminde başarõsõz olmalarõndan sonra bilime döndü ve sevgili kulesine bir aerodinamik laboratuvarõyla bir telgraf sistemi ekledi. “Genellikle bütün yanlõşlõklarõn altõnda gurur yatar” sözünün sahibi Puşkin, belki gururu yüzünden ölmüştür, belki de kendi romanõnõn son sayfasõ olmuştur. “Paris’e etkisi konusundaki eleştirilere rağmen Eyfel Kulesi 1889 Paris S ergisi’nde büyük başarõ kazandõ.” Puşkin’i T ürkçe hissetmek için Ezginin Günlüğü’nün BE NJAMIN FRANKLIN 170 6 – 179 0 nic a Gla ssharmoc kavanozunun elektriği nasõl depo ettiğini gösterdi. Bir parçacõklar akõmõ olan elektriğin negatif ve pozitif yüklü olduğu fikrini getirdi. Franklin en çok yõldõrõmõn bir elektrik biçimi olduğu kuramõyla tanõnõr. Bunu kanõtlamak için 1752’de fõrtõnalõ bir havada metal tele bağlõ uçurtma havalandõrdõ ve tel ile parmaklarõ arasõnda elektrik kõvõlcõmlarõ oluşturdu. Bu da yõldõrõmsavarõ (paratoneri) bulmasõna yardõmcõ oldu. On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçõsõnõn onuncu oğlu olarak dünyaya geldi. Franklin on yaşõnda okulu bõrakõp bir matbaacõnõn yanõnda çalõşmaya başladõ. Mesleği öğrenip 1730’da ano zu Le yden kav “Fakir Richard’õn Almanağõ” yayõnlamaya Bir diğer icadõ da Armonica’dõr (Glass başladõ. Richard S aunders takma adõyla Harmonica, 1761). Franklin’in ayakla dödürülen yazõlar yazdõ. Gazeteciliğin yanõnda meclise pedallõ versiyonunda, yatay olarak 37 cam kase girerek siyasete atõldõ. demir bir dingile tutturuldu. S es õslak ellerle 1744’de zekasõnõ bilime verdi. İlk icadõ Franklin kaselerin kenarlarõna dokunularak çõkarõlõyordu. S obasõ büyük başarõ kazandõ ve bu bilimsel Armonicadan çõkan sesin insan beyni ve araştõrmalarõnõ teşvik etti. 1747’de İngiltere’den kulaklarõyla bilinmeyen bir etkileşimi olduğu gelen bazõ elektrik malzemeleriyle leyden varsayõlõyor çünkü çõkan ses 1000 ve 4000 hertz seslendirdiği, Nadir Göktürk’ün bestelediği, Ataol Behramoğlu’nun çevirdiği ve Puşkin’in yazdõğõ, “Bilinmeyen Ülke” şiiri... Bilinmeyen Ülke Ey güzel ülke! uzak ülke, Ey bilmediğim ülke. Ne kendi isteğimle geldim sana, Ne de soylu bir atõn sõrtõnda. Beni bu yiğit delikanlõyõ, Gençliğin ateşi sürükledi sana, Bi de başõmdaki şarap dumanlarõ. aralõğõnda. 4000 hertz altõnda sesleri insan beyni sağ ve sol kulak arasõndaki tam nirengi noktasõ bulamadõğõ “katman/safha farklõlõğõna” yol açtõğõ söyleniyor. Sesin nerden geldiğini beyin anlayamõyor. Franklin’in bu icadõ hoş olmayan sesinden ötürü yaygõnlaşmadõ fakat mekanik olmayan versiyonlarõ(Glass Harp) günümüzde kullanõlõyor. Franklin, renkli yaşamõ, bilimsel ve politik başarõlarõ ile Amerika’nõn en etkili ‘Kurucu Babalar’õndan biri olarak tarihteki yerini almõştõr. “Bilgiye yapõlan yatõrõm en yüksek kârõ getirir” sözü de yaşamõnõ özetlemektedir. BİLİM S ANAT KÜLT ÜR 14 - 28 ŞUBAT 2011 Mad alya Ko le k s iy o ne ri Dişle k E fs ane NAİM SÜLE YMANOĞL U d. 19 67 >> ARIYORUM >> 17 RY F RE DDIE ME RCU 19 46 – 19 92 İ ngiliz pop şarkõc õsõ Fre ddie Merc ury, Zanzibar (T anzanya) adasõnda Farrokh Bulsara olarak doğdu ve Bombay’da (Hindistan) büyüdü. 1963’te İngilte re ’de Ealing College of Art’da tasarõmc õlõk okudu. Bir dizi grupla çalõştõktan sonra 1971’de Brian Maye (d. 1947), Roge r T aylor (d. 1949) ve John Deac on’la (d. 1951) Queen grubunu kurdu. İlk başarõlarõ ‘Killer Quee n’ ve ope ra biçiminde ki ‘Bohe m Rapsodisi’ şarkõlarõyla ke ndilerini gösterdile r. Merc ury’nin 1985’te ki Live Aid konserinde ki pe rformansõ diğe r herke s i gölge de bõraktõ. Hayranõ olduğu İspanyol soprano Montserrat Caballén (d. 1933) ile “B arcelona” (1988) albümünü kaydetti. H altere 1977’de, henüz 10 yaşõndayken başladõ. On altõ yaşõnda ilk yetişkin dünya rekorunu kõrarak birinci oldu. Böylece halter tarihinde en genç dünya rekortmeni unvanõnõn sahibi oldu. 1984 Los Angeles Olimpiyatlarõ’na Bulgaristan’õn da S ovyet’lerle boykota katõlmasõ nedeniyle katõlamadõ. Bulgaristan’daki bu baskõlardan kurtulmak ve T ürkiye adõna müsabaklara katõlmak için 1986’da Melbourne’de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonasõ’nda T ürkiye Büyükelçiliği’ne sõğõnarak T ürkiye’ye iltica etti. 1988’de Avrupa Halter Şampiyonasõ’na T ürkiye adõna katõldõ ve üç altõn madalya kazandõ. 1988 Seul Olimpiyatlarõ’na T ürkiye adõna katõlabilmesi için T ürk hükümetince Bulgaristan’a 1 milyon dolar ödenerek gerekli izin alõndõ. Bu olimpiyatlarda S üleymanoğlu 60 kg koparmada sõrasõyla 145 kg, 150.5 kg, 152.5 kg, silkmede 175 kg, 188,5 kg, 190 kg, toplamda da 320 kg, 339 kg, 342.5 kg kaldõrarak 9 dünya 6 olimpiyat rekoru kõrarak muhteşem bir zafer elde etti ve böylece T ürkiye’ye olimpiyatlar tarihinde güreş dõşõnda ilk altõn madalya kazandõran isim oldu. 1992 Barcelona Olimpiyatlarõ’nda aldõğõ altõn madalyasõna Dünya ve Avrupa şampiyonalarõnda yenilerini ekledi. 1996 Atlanta Olimpiyatlarõ’nda 64 kiloda 4 dünya rekoru kõrarak 3. kez olimpiyatlarda madalya kazanarak tarihe geçti. Fre ddie Me rc ury, ge niş kitle le rc e roc k müziğin e n büyük vokalistle rinde n biri olarak kabul e dilmiştir. Hiç formal vokal eğitimi almayan Fre ddie Me rc ury çok özel bir sese sahipti. Normal konuşma sesi bariton aralõğõnda olmasõna karşõn şarkõ söylerke n sesi te nor oluyordu. Kaydedilmiş vokal aralõğõ yaklaşõk 4 oktav idi. Vokal aralõğa ilaveten Me rc ury te knik olarak zor şarkõlarõ da çok güçlü bir sesle yorumlamõştõr. Ancak, ses tellerindeki nodüllerde n rahatsõz olmasõ nedeniyle (ame liyat olmayõ re dde tmiştir) pe k çok konse rinde yükse k notalarõ düşürmüştür. D ünya tarihinin uğrak yeri, kõtalarõ birleştiren Dünya'nõn incisi... İstanbul, İstanbul olalõ Boğaz'õyla anõlmõştõr. Boğaziçi, Bosfor, Bosphore, Bosphorus... Peki Boğaz'õn ilk adõ Bosphorus'un adõ nereden gelmektedir? Bosphorus, eski yunanca 'bous' (inek) ve 'phoros' (geçit) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. İnek Geçiti denmesi mitolojik bir öyküye dayanmaktadõr. T anrõlarõn tanrõsõ Zeus gönlünü Kral İnakhos'un güzeller güzeli kõzõ İo'ya kaptõrmõş. Zeus, eşi tanrõça Hera'nõn kõskançlõklarõndan korunmak için İo'yu inek biçimine sokmuş. Durumu anlayan Hera, İo'ya sonsuza dek eziyet etmesi için peşine bir büvelek (iri sinek) takmõş. Büveleğin kovaladõğõ ak inek, oradan oraya kaça kaça Boğaziçi'ne gelmiş. Avrupa'dan, Boğaz'õ atlayõp Asya'ya, şimdiki Kadõköy'e canõnõ zor atmõş. İnek, Boğaz'dan atlayõp geçince, buraya “İnek Geçidi” demişler. 26 Kasõm 1991’de “‘Kraliçe’ artõk sessiz” manşeti altõnda Cumhuriye t Gazetesi O’nun için şu sözlere yer ve rmişti: “Quee n roc k dünyasõna grift, kendi içinde ge lişen be steler kazandõrdõ. Ama Quee n’i Que en yapan lastik gibi sesiyle, ürkütücü görünüşüyle , dünyaya me ydan okuyan yaşam tarzõyla Freddie Merc ury idi.” Ce nazesi zerdüşti bir papaz tarafõndan yönetildi. Yakõlõp, külle rinin Cenevre Gölü kõyõlarõna se rpildiği rivaye t e dilir. 2000 Sidney Olimpiyatlarõ’nda başarõlõ olamadõ ve sporu üç olimpiyat altõn madalyasõ, yedi Dünya Şampiyonluğu, altõ Avrupa Şampiyonluğu ve 46 kez dünya rekoru kõrarak bõrakmõş oldu. İnek'ten İnci'ye, Boğaz He r zaman e n büyüğünü ve en iyisini yapmaya çalõşan Merc ury ve grubu dünyanõn farklõ yerlerinde geniş kitlelere ulaşan yaklaşõk 700 konser ve rdi. Me rc ury’nin İngilte re ’deki Kne bworth Park’ta Quee n’le yaptõğõ s on c anlõ konserini 120 bin kişi izledi (9 Ağustos 1986). Ge nçlik yõllarõnõn sessiz ve utangaç çocuğu vokalist, müzisye n, söz yazarõ kimlikleriyle roc k müziğinin ge lmiş ge çmiş e n iyile ri arasõnda yerini alarak 24 Kasõm 1991’de AIDS hastalõğõ yüzünde n ölmüştür. “Dişlek olmamdan hoşlanmõyorum. Onlarõ yaptõracağõm ama daha vaktim olmadõ. Onun dõşõnda...Mükemmelim.” Su Yolunun Son Durağõ, Taksim C umhuriyet'in İstanbul'daki simgesi, milyonlarõn su gibi aktõğõ meydan... T aksim tarihi, konumu, önemi ile günümüzde İstanbul'un en önemli yerlerinden. T aksim adõ, bendlerden gelen suyun T aksim ve çevresine dağõtõldõğõ (taksim edildiği) nokta oluşundan gelmektedir. T aksim su tesisleri, 1731'de I. Mahmud döneminde yapõlmõştõr. 23 kilometrelik su yolu üzerinde bulunan Büyükdere Kemeri, Derbent ters sifonu ve su terazileri ile su, T aksim Meydanõ'nda bulunan 1200 metre küplük depoya ve önündeki taksim odasõ yani Maksem'e iletilmekteydi. Zaman içinde artan nüfusun taleplerini karşõlamak için T opuzlu Bendi, Valide Bendi ve S ultan II. Mahmud bendleri ile takviyeler yapõlmõştõr. Maksem'den taksim edilen su, Yeniköy'den Kasõmpaşa'ya kadar Rumeli yakasõ sahillerinin ve Beyoğlu ile Galata ve civarõna 1839'a kadar iletilmiş, su ihtiyacõnõ karşõlamõştõr. 18 << ARIYORUM << 14 - 28 ŞUBAT 2011 Seçmeli spor dersleri bu dönem başladõ İstanbul T eknik Üniversitesi, tüm öğrenciler için önemli olacak bir kararla, her bölümden İT Ü öğrencisinin yararlanabileceği kredisiz spor dersleri açtõ. Dersler bu dönem öğrenci almaya başladõ. 6 öğretim üyesi tarafõndan verilecek toplam 9 ders, haftada ikişer saat süreyle işlenecek ve transkripte geçti / kaldõ şeklinde yer alacak. İT Ü öğrencilerinin sporla ilgili fiziki çalõşmalarda bulunmasõyla birlikte teorik ve kültürel altyapõya da kavuşmalarõnõ sağlayacak bu dersler, İT Ü Beden Eğitimi Bölümü tarafõndan yürütülecek. S POR BEB 105 Futbol ve Temel Hareket Öğretimi Öğretim üyesi: BÜLENT ARSLANTAŞ BEB kodlu dersler ve dersi veren öğretim üyeleri: T emel Yüzme Becerisi Öğrenimi Yüzme T eknikleri Becerisi Öğrenimi Kadir Can Çakõcõ DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER Voleybolda T emel Eğitim ve Beceri Kazanma Nevzat Sönmez Oyun ve hareket aktiviteleri, takõm sporlarõndan futbol branşõ ile ilgili takõm çalõşmalarõ, futbol temel becerilerinin oyun içerikli aktiviteler ile kazanõlmasõ. T enis T eknik ve T aktik Eğitim Yusuf Uzunbaş ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DERS YORUMU: Futbol ve T emel Hareket Öğretimi Bülent Arslantaş T emel olarak spor kültürü kazanõmõnõn öğrencilerimizde alõşkanlõk haline gelmesi, sporu hayatlarõnõn bir parçasõ olarak görebilmeleri amaçlanmaktadõr. T emel hareket aktiviteleri ile sportif becerileri kazanmalarõ. Basketobl T emel T eknik Eğitimi Ertuğ Tuzcukaya S por ve Medya S por S osyolojisi Metin Tükenmez Egzersiz ve Zihinsel S ağlõk Hülya Yeltepe Spor dersleri ile elde edilecek olan kazanõmlarõn süreç içerisindeki geri bildirimleri zaman içerisinde ne kadar doğru bir karar verildiğini bizlere gösterecektir. Hayatlarõnda kendilerine ayõracaklarõ zamanõ spor yaparak değerlendirmelerini tavsiye ederim. BEB 103 Voleybolda Temel Eğitim ve Beceri Kazanma Öğretim üyesi: NEVZAT SÖNMEZ BEB 109 DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER S por kültürünün yanõnda voleybol temel hareketlerinin oyunsal formda rekabet duygusuyla birleştirebilmesi ve bunu sentezleyerek güç koşullarda mücadele etmeyi pes etmeden öğrenmeleri… Bu dersle öncelikle öğrencilerimizin yaşam kalitesi ve zihinsel sağlõk farkõndalõğõ kazanmalarõnõ sağlamayõ amaçlõyoruz. Bu kavramlarõn ne anlama geldiğini öğrendikten sonra zihinsel sağlõklarõnõ korumak ve yaşam kalitelerini artõrmak için neler yapabileceklerini, egzersizden nasõl yararlanabileceklerini öğrenecekler. ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DERS YORUMU: ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DERS YORUMU: Mühendislik eğitimin yanõnda sporu da yaşamlarõnõn bir parçasõ haline getirerek yaşam kalitelerini artõrmalarõ için bu dersler önemli. Plajda voleybol oynarken İT Ü’lünü göze hoş gelen hareketler yapmasõ İT Ü’nün her yönden kalitesini artõrõr. Bazõ öğrenciler derste fiziksel aktivite olup olmayacağõnõ merak ediyor. Öncelikle bu derste fiziksel aktivite olmayacak ama e ğer bir fiziksel aktiviteye katõlmak isterlerse, nasõl spor yapacaklarõ, nerden başlayacaklarõ, ne tür bir program izleyecekleri hakkõnda bilgiler verilecek ve egzersizin zihinsel sağlõğõn korunmasõ hakkõnda bilgi verilecek. Sporda tesisleşmeye önem veren yönetim, bu tesislerin boş kalmasõna gönlü elvermediği için elindeki her türlü malzemeyi değerlendirmiş oldu. İT Ü sporda da kendine uygun olanõ yaptõ. Herkesin kolay gibi gördüğü sporun içine girildiğinde ne kadar önemli olduğu, diğer bilim dallarõ ile ne kadar ilişkili olduğu bu derslerin sayesinde geleceğin yöneticileri tarafõndan da görülecektir diye düşünmekten kendimi alamõyorum. Öğrenciler mühendislikte olduğu gibi sporu da bilinçli olarak yapsõnlar ve yaşam kalitelerine sporla birlikte sağlõkta katsõnlar. Egzersiz ve Zihinsel Sağlõk Öğretim üyesi: HÜLYA YELTEPE S por derslerinin, ağõr bir ders yükü olan İT Ü öğrencilerinin bu dersler arasõnda rahatlamalarõna ve biraz nefes almalarõna yardõm edeceğine inanõyorum. S por derslerinin açõlmasõnõn, spor yapmak için zaman bulamamaktan ve derslerin yoğunluğundan şikayet eden öğrencilere spor yapabilmeleri için önemli bir fõrsat sunacağõnõ düşünüyorum. S por yapmak genelde mühendislerin düşündüğü gibi zaman, enerji ve emek kaybõ değildir. S por yapmak fiziksel ve zihinsel sağlõğõnõzõn devamlõlõğõnõ sağlamak için en güvenli yoldur. S POR 14 - 28 ŞUBAT 2011 >> ARIYORUM >> 19 İT Ü Yelken ve Yat Kulübü: “Yarõşa odaklanmak gerekir. Başka bir dünyan varsa sonuncusundur!” çalõşmalarõ arttõkça başvurularõn da artmasõ bekleniyor. İT Ü’de S por SERDAR ERBAY erbays@ itu.edu.tr Bir araya geldiğimiz İT Ü Yelken ve Yat Kulübü üyeleri ile yelkencilik ve geçen yõl katõldõklarõ yarõşlar hakkõnda ufak bir söyleşi yaptõk. Yelken sporunun detaylarõndan söz eden yelkenciler merak eden herkesi düzenledikleri etkinliklere beklediklerini belirttiler. Yelken sporuna olan ilginin arttõğõnõ belirten İT Ü Yelken Kulübü üyeleri, bu s porun ünive rs ite le rde ge lişme kte olmas õnõn he ye c an ve ric i bir durum olduğunu belirttiler. Geçtiğimiz dönem başvuru sayõsõnõn yaklaşõk 350’yi bulmasõ da bunun bir göstergesi. T anõtõm KÜNYE Optimis t adõ ve rile n küçük te kne le r sayesinde yedi yaşõndan itibaren yelken eğitimi almak mümkün hale geliyor. Bu imkanlarla dokuz yaşõnda yarõşmalara katõlmaya başlayan çocuklar için sadece yetenek değil istek ve çalõşma da başarõya ulaştõrmakta. T ekne sporunda belli bir vücut ölçüsüne sahip olmak önemli bir durum. Fazla kilolu olmak, eğilip kalkmalarda sõkõntõlar yaşatõr ve hõzlõ hareket etmeyi güçleştirir. Çevikliğinizi korumanõz ve spor yapmanõz gerekir. Dümendeki kişinin vücut olarak pek de önemli bir rolü yoktur, yapmasõ gereken zekasõnõ kullanarak en kõsa şekilde yelkenliyi bitişe ulaştõrmaktõr. Yelkenciliğe devletin katkõsõ çok fazla değil, bu sporun kitlesi büyüdükçe mecburen verilen destek de artacaktõr. Türkiyedeki yelkenc ilikle ilgili neler söyleyebilirsiniz? Çok uzun bir konu, en önemli özelliği s on 4 yõldõr ge lişme içinde olmas õ. Dünyadaki yelkencilik oranõ ortalama yüzde üç. Macaristan, Avusturya gibi denizi olmayan ülke le r de dahil buna. Yüzde üçü T ürkiye ’ye vurs anõz kaç milyon e diyor. Kos koc a T ürkiye ’de Canberk, Efe ve Melih yelken sporu yapan 2- 3 bin kişidir. Efe Koçtürk 24 yaşõnda. Kulüp başkan õ. Ye lke n spo runa İT Ü’de başladõ. Me lih Ba ğda tlõ 21 yaşõnda. Ba şka n yar dõmcõs õ. 200 0 yõlõnda n ber i yelken cilikle ilgileniyo r. Ca nbe rk Ka rahan 21 yaşõnda. Milli spo rcu . T akõm dümenc isi. 12 senede n ber i bu işin içinde. Kulüp oda sõ He nüz yok Kuruluş 200 6 Yar õşma Ekibi 6 erkek (bir milli), 2 bay an (iki milli) üst Bu sporu zenginler yapar diye bir anlayõş var mõ? Bu spor neye göre ucuz neye göre pahalõ buna bakmak gerekir. T enis, golf gibi sporlara bakarsak bir top ve bir rake t almak lazõm, bu açõdan bakarsan ucuz. Futbol, haftada bir halõ saha maçõ yaparsan ucuz ama her gün yapsan pahalõ. Yelken de bunun gibi haftada bir yaparsan ucuz sayõlõr. Bir tekne alacağõm dersen pahalõ ama yelken sporu değil ki bu. Bir araba fiyatõna da tekne alõp spor yapabilirs in. B u tamame n s e nin yöne ldiğin lükse gore değişir. Yelkencilikle ilgili özel olarak görüşlerinizi söyleyebilir misiniz? Keyfi neresinde bu işin? Hiç görmeyen birisine bunu nasõl anlatõrsõnõz? Öğrenciler okuduklarõ bölüme göre farklõ noktalara odaklanõyor. Bir işletme mühe ndis liği bölümü öğre nc is i takõm arkadaşlõğõnõ aramak is te r mesela. En büyük avantajõ spor olarak yaptõğõn zaman yaş sõnõrõnõn olmamasõ. Bunun haricinde en çok tabiatla beraber olmak zevkli. Yelkencilik dõşõnda hiç bir sporda hem tabiatla hem malzemeyle hem rakibinle hem de kendinle mücadele etmiyorsun. Burada o Fotoğraflar: ŞENOL MERAN kadar çok mücadele ettiğin koşul var ki hangisinden zevk alõrsan o tarafa gidiyorsun. İstanbul Yelken Kulübü (İYK)’da ikinci oldunuz. Bu ikinciliği nasõl değerlendiriyorsunuz, çõtayõ yükseltmeyi düşünüyor musunuz? Çalõşõrsak zamanla birinci de olabiliriz. İlk senemizdi. Bu işin anahtarõ çalõşmaktan geçiyor. Daha çok çalõşan kazanõr. T ekne almak için bir girişimimiz var ama te kne le r pahalõ. F rans a’daki Cours e Croisiere Edhec yarõşõnõn 42. yõlõnda 55 tekne arasõnda 15. olduk, üniversiteler arasõnda 5. olduk, ki bu yarõşa girdiğimizde ekip birbirini tanõmõyordu tekne üzerinde çok yeni bir ekiptik. Yarõşlarõ nasõl belirliyorsunuz ? Bazõ trofeler var. İYK T rofesini seçtik, daha çok ismimizi duyurabileceğimiz bir ye rdi. B irinc i olan te kne nin he m T urkcell hem Alize Yatcõlõk sponsoru, üçüncü olan teknenin sponsoru Güneş S igorta, bizim de İT Ü Ge liştirme Vakfõ’ydõ. Oradaki yelkencilerin yarõsõ bizim yaşõmõz kadar yelkencilik yapmõş ins anlar o yüzde n te c rübe le ri ve imkanlarõ fazla. Profesyonel takõmlara karşõ bizim kendi kurduğumuz takõmõmõz yarõştõ. Başka bir üniversite takõmõ var çok arkalarda üniversiteler arasõ yarõşlar oluyor daha küçük teknelerle. En son yarõşta birinci olduk ve bu sene daha organize olacak bu yarõşlar, ödüllü yarõşlar olacak bu seneki yarõşlarõmõz. Milli sporcu olan arkadaşlar yeterince iyiler. Üç tane milli sporcumuz var ve onlarõn önderliğinde gerekli olan şeyleri yaparak ilerliyoruz. Bu sefer daha çok antrenman yapabilecek misiniz? Antreman yapamasak da bizim birlikte girdiğimiz 15 tane yarõş oldu, artõk herke s birbirini tanõyor. S onuç olarak hemen hemen olasõ herşeyi de yaşadõk, üste 10 tane yarõşa girdik. Fransa’da bir de hep beraber olduğunuz için orada ertesi gün neler yapõlacağõ nelerle karşõlaşõlabileceğini herkes birbirine anlatõyordu. Oradaki geçtiğimiz teknelerde 10 senedir yarõşan ekipler var, baştan kağõt üs tünde kaybe tmiş gibi gözüküyoruz ama e limizde n ge le ni yaptõk. Orada akõntõlar çok farklõ oluyor, deniz de rüzgar da farklõ. Canberk okuyarak çalõştõ yarõşa. Stresten dolayõ aranõzda uyuşmazlõk ya da kavga oluyor mu ? Bağõrõrsõn bağõrõrsõn indiğin anda biter her şey. Yelkenin güzel tarafõ da bu; bağõrõrsõn ama indiğin zaman her şey teknede kalõr. Yarõş boyunca yapõlabilecek en küçük hatalar bile yarõşõ kaybetmene neden olabilir. Yarõş sürecinde s ade c e yarõşa odaklanman ge re kir başka bir dünya yoktur eğer başka bir dünyan vars a zate n s onunc us un demektir. Sponsorluk konusunda bu yõl kimlerden yardõm bekliyorsunuz ? Önc e re ktörlük onun dõşõnda şirke t s pons orluğu almaya çalõşac ağõz. Me zunlarõmõz olabilir. Re ktörlük de sõcak bakõyor fakat bakõm ve çalõşmalarõ maliyetli olduklarõ için geri adõm attõlar. Bu konuyla ilgili bir çalõşma yapõp kendilerine sunacağõz. Facebookta da İT Ü Yelken diye bir grubumuz var, yahoo grubumuz var. Bu şekilde üye olanlarla iletişim sağlayabiliyoruz. www.ituyelken.itu.edu.tr İT Ü Yelken Yahoo Group: ituye lke nyat@ yahoogroups.com Not: Hab e re k atk õlarõndan do layõ Büşra Ate ş’e te şe k k ür e de riz.