ESAS NO
Transkript
ESAS NO
T.C. ĠSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESĠ DEĞĠġĠK Ġġ KARAR DEĞĠġĠK Ġġ NO ESAS NO :2014/ :2009/191 BAġKAN ÜYE ÜYE KATĠP :HASAN HÜSEYĠN ÖZESE :HÜSNÜ ÇALMUK :SEDAT SAMĠ HAġILOĞLU :ERSĠN ODABAġI 28298 32346 37266 117005 Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Lale BeĢe 10.03.2014 havale tarihli, sanık Sevgi Erererol müdafii Av. Mehmet Kozan 10.03.2014 havale tarihli, Sanıklar Ġsmail Yıldız ve Fikret Emek müdafii Av. Dursun Yassıkaya 07.03.2014 havale tarihli, sanık Kemal Aydın müdafii Av. Ayhan Okutan 10.03.2014 ve 11.03.2014 havale tarihli, sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu müdafii Av. Metin ÇetinbaĢ 10.04.2014 havale tarihli ve sanık Bedirhan ġinal 11.03.2014 havale tarihli dilekçelerinde özetle; 6 Mart 2014 günü CumhurbaĢkanınca onaylanarak Resmi gazetede yayınlanmasıyla yürürlüğe giren, yasa gereği azami tutukluluk süresinin 5 yıl olması ve sanık Mehmet Ġlker BaĢbuğ hakkında Anayasa Mahkemesince verilen 6 Mart 2014 tarihli ihlal kararı nazara alınarak tahliye talebinde bulunmuĢlardır. Talep konusunda Cumhuriyet Savcılarından yazılı mütalaa alındıktan sonra dosyanın yapılan incemesinde; 20 Ekim 2008’ de duruĢmaları baĢlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davası 5 Ağustos 2013’ te sona ermiĢtir. Mahkememizin kısa kararında ayrıca, bir kısım sanıklar hakkında 125 suçtan beraat, 9 sanık hakkında düĢme, 7 sanık hakkında tefrik, 6 sanık hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiĢtir. Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden, üyeliğinden ve diğer suçlardan dolayı sanıklara, 05.082013 tarihinde değiĢik cezalar verilmiĢtir. Ancak karar kesinleĢmemiĢ olup gerekçeli kararın yazımı devam etmektedir. Gerekçeli kararın önemli bir kısmı yazılmıĢtır Bu yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü olduğu, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo /Kontrgerilla yapılanması olduğu ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadıĢı olarak oluĢturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu, bu örgütün toplumda kaos oluĢturmaya yeterli nitelik ve nicelik olarak vahamet arz eden miktarda kayıt dıĢı mühimmata sahip olduğu gibi hususlar mahkememiz tarafından sabit görülmüĢ, mahkememiz tarafından bu nedenle müebbet hapis dahil bir çok sanık hakkında ağır cezalar takdir edilmiĢtir. Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk’ün Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyesi olmaktan dolayı 13 Yıl 6 Ay Hapis, KiĢisel Verileri Kaydetmek Suçundan dolayı 3 Yıl Hapis KiĢisel Verileri Verme Ele Geçirme Suçundan dolayı 3 Yıl Hapis cezasıyla, sanık Sevgi Erererol’un Cebir ve ġiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görev Yapmasını Kısmen veya Tamamen Engellemeye TeĢebbüs Etmek suçundan dolayı 5237 sayılı TCK. 312/1 maddesi uyarınca, Müebbet Hapis, sanık Ġsmail Yıldız’ın 765 sayılı TCK. 147 maddesi uyarınca 15 Yıl hapis, sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu’nun 14 Yıl 2 Ay hapis, sanık Kemal Aydın’ın Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Yöneticisi olmak suçundan 18 Yıl hapis, sanık Fikret Emek’in Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyesi olmak suçundan 10 Yıl hapis, sanık Bedirhan ġinal’in 7 Yıl 6 Ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiĢ, diğer suçlarından dolayı da ayrıca ceza tayin edilmiĢtir. Sanıkların suçlandıkları ve mensubu olmaktan dolayı mahkum oldukları, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü, Türkiye’deki Derin Devletin(Türkiye’deki Gladyo’nun) adıdır. Bu örgütün Yurt Ġçi Yapılanması, Askeri Yapılanma-Sivil Yapılanma- Devlet Kurumlarında Yapılanma-Mafya Yapılanması-Terör Örgütü yapılanması Ģeklinde 5 ana bölümden oluĢtuğu dosya kapsamından ve örgütsel dokümanlardan anlaĢılmıĢtır. Bu örgütün mensupları arasında gazeteciler, avukatlar, siyasiler, üniversite öğretim üyeleri, akademisyenler, emekli veya muvazzaf subaylar, emekli veya görevli emniyet mensupları, esnaf, iĢçi ve baĢka meslek grupları olanlar yer alabilir. Ele geçirilen örgüt dokümanlarına bakıldığında; baĢta örgütün temel belgelerinden olan “Ergenekon” dokümanında belirtilen amaç ve hedefler doğrultusunda hazırlanan birçok örgüt dokümanında “MEDYA YAPILANMASINDAN”, Medyanın öneminden, iĢlevi ve toplum üzerindeki etkilerinden bahsedildiği görülmüĢtür. “Ergenekon” dokümanında “Medya” baĢlığı altında; Medyanın en yararlı reklam aracı olduğu 20. Yüzyılda güçlü istihbarat örgütlerinin medyadan sonuna değin yararlandıkları, Ergenekon’un da medya kuruluĢlarını kontrol etme yönündeki faaliyetlerini, kendi medya kuruluĢlarını oluĢturması ve diğer medya kuruluĢlarını kontrol altına alması yöntemi ile yapması gerektiği belirtilmiĢtir. “LOBĠ” isimli dokümanda ise, “TEORĠ VE SENARYO” baĢlıklı bölümünde departmanın görevlerinden bahsettiği ve bu kapsamda “Medya kuruluĢlarını yönlendirme çalıĢmalarına katkıda bulunur” Ģeklinde ifadenin yer aldığı, yine “ĠLETĠġĠM VE PROPAGANDA” baĢlıklı bölümde departmanın görevinin “Amaçlara uygun olarak medya kuruluĢlarını bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmaktır. Ayrıca, faaliyetlerde amaçlara uygun kamuoyu oluĢturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalıĢmalarını sürdürür.” Ģeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüĢtür. Dosya kapsamında ele geçirilen örgütsel dokümanlara bakıldığında ise örgütün bu amacını gerçekleĢtirebilmek için öncelikle kendisine bağlı medya kuruluĢlarını oluĢturmayı hedeflediği ve bu çerçevede “Ulusal Medya 2001” “Televizyon Analiz Yönetim Ve GeliĢtirme Projesi” “Kanal 6 Analiz Yönetim Ve GeliĢtirme Projesi” ve “Dergi Analiz Proje” isimli dokümanları hazırladığı ve bu doğrultuda gerekli çalıĢmaları yaptığı tespit edilmiĢtir. Sanık Doğu Perinçek’inde , “LOBĠ” isimli dokümanının, “TEORĠ VE SENARYO” baĢlıklı bölümündeki departmanın görevlerini yerine getirdiği “Medya kuruluĢlarını yönlendirme çalıĢmalarına katkıda bulunduğu”, yine söz konusu dökümanın “ĠLETĠġĠM VE PROPAGANDA” baĢlıklı bölümündeki departmanın görevlerini yerine getirdiği, “Amaçlara uygun kamuoyu oluĢturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalıĢmalarını sürdürdüğü”tüm dosya kapsamından anlaĢılmıĢtır. Nitekim Sanık Ufuk Akkaya’ya ait dijital verilerin inceleme raporunda 1; “"UBH Ojerguletleomesi.doc' “(örgütlenmesi) isimli Word dosyasındaki son kaydedenin Doğu 1 D3-(2010-106)\D3-A-(ANA KLASÖRLER)\D3-A47\ KLASÖR 47\S.66 “Osmanlı’dan günümüze Masonik Bilderberg çetesi, Siyonizm ve protokol, finans odakları ve teknokratlar nasıl egemen oldu?”isimli örgüt belgesi Sanıklardan Doğu Perinçek, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım, Mehmet Zekeriya Öztürk’te ve bir kısım sanıklarda ele geçirilmiştir. “Lobi” isimli örgüt belgesi Sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk, Doğu Perinçek, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım, Sevgi Erenerol ve bir kısım sanıklarda ele geçirilmiştir. “Devletin yeniden yapılanması için öneriler, master plan ön çalışması” isimli örgüt belgesi Sanıklar Mehmet Zekeriya Öztürk, Kuddusi Okkır, Muzaffer Tekin ve Hasan Ataman Yıldırım’dan ele geçirilmiştir.”Octobus Mafia İstanbul/Eylül 2000” isimli örgüt belgesi Sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk, Veli Küçük, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım, Ümit Oğuztan ve bir kısım sanıklardan ele geçirilmiştir. “Şirket & Perinçek, belgenin oluĢturma tarihinin 02.01.2005, son kaydetme tarihinin 13.01.2005 olan belgenin tamamının 4 sayfadan ibaret olduğu, belgenin, “Ulusal Birlik hareketi” baĢlıklı ve “örgütlenme” alt baĢlıklı bölümünde “…Ulusal Medya ve basın üzerinde etkili olmanın yolu, bizzat kontrolümüzde olan organlar yaratmaktan geçiyor. DüĢmanın eline geçmiĢ ulusal yayın yapan medyayı etkilemek son derece zor, hatta imkansızdır. Tek yol alternatifini yani kendi medyamızı inĢa etmektir.” ġeklinde beyanların yer aldığı görülmüĢtür. Sanık Doğu Perinçek, örgütün hiyerarĢisi içinde kendisine bağlı olarak Ulusal Kanal TV ve Aydınlık Dergisinde çalıĢıp, örgüt üyelerinden olan sanıklar Ferit Ġlsever, Serhan Bolluk, Hikmet Çiçek, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım aracılığıyla bu kurumları yönlendirmiĢ, bu dava ve soruĢturması ile ilgili “Ergenekon” isimli örgüt belgesinde ve diğer örgüt belgelerinde bahsedildiği Ģekilde dez-enformasyon baĢka bir deyiĢle kara propaganda faaliyetlerinde bulunmuĢlardır. Nitekim dosyada birçok delil olmasına rağmen Ģu deliller örnek gösterilebilir. Mahkeme kararına dayanarak dinlenen Kayıt Sıra No :3818’de kayıtlı, 03.03.2008 günü saat: 23.07’de Doğu PERĠNÇEK ile Ferit ĠLSEVER arasındaki telefon görüĢmesinde özetle; Ferit ĠLSEVER’in “Basına biz burda baĢlıyoruz giriĢiyoruz Ģeyi Ergenekon dosyasını. ġimdi ben Nusret le konuĢtum abi bizim bu Ģey Ramazan Akyürek in ifadesini alan meclis Ģeyi. Hiçbir Ģekilde ikna olmamıĢ vaziyette meclisteki millet vekili özellikle CHP Millet Vekilleri. Olayı biliyorlar anlıyorlar onların ne olduğunu yani. Biz onlardan baĢlayarak bu dosyayı götürelim de bütün CHP, DSP falan hatta bir kısım MHP esaslı bir tur yapalım abi bunları harekete geçirelim meclisteki Ģeyleri. Bu rezalete karĢı. KonuĢtum Nusret le tamam onlarda Ģey yapacağız yarından itibaren giriĢiriz diyorlar” “… Çıkarttilar gene bu adamı” dediği, Doğu PERĠNÇEK’in “O rezalet o düĢman tarafı darbe marbe 3 milyon insanı öldüreceklerdi. Çıkartı onun canını okuyalım abi yalancı e.…… ….k bu PKK yı MĠT kurdu daki kilit adam. Biz onu öyle yapalım PKK nın kuruluĢunda ki aktörlerden PKK yı kurduran aktörlerden diye kapak yapalım” dediği tesbit edilmiĢtir. Bu telefon görüĢmesinden, sanıklar Doğu Perinçek, Ferit Ġlsever ve Nusret Senem’in ,basına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki milletvekillerine dez-enformasyon ve baskı yapabilecekleri ,Aydınlık Dergisinde Milli Ġstihbarat TeĢkilatı ve mensubu aleyhine de dez-enformasyon baĢka deyiĢle kara propaganda yaptıkları ve yapabilecekleri değerlendirilmiĢtir. Köstebekler gözlem & Analiz İstanbul, Aralık 2000” isimli örgüt belgesi Sanıklar Mehmet Zekeriya Öztürk, “Osmanlı’dan günümüze Masonik Bilderberg çetesi, Siyonizm ve protokol, finans odakları ve teknokratlar nasıl egemen oldu?”isimli örgüt belgesi Sanıklardan Doğu Perinçek, Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım, Mehmet Zekeriya Öztürk’te ve bir kısım sanıklarda ele geçirilmiştir.Bu tür örgütsel belgenin bir çok sanıkta ele geçirilmesi aralarındaki örgütsel bağı göstermektedir.(“Octobus Mafia-İstanbul-Eylül 2000”başlıklı ve “Osmanlıdan Günümüze Masonik Bilderberg Çetesi” başlıklı ,”AB katılım Ortaklığı “başlıklı belgeleri Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk,müdafisi huzurundaki beyanında savcılıkta;Bu belgeleri kimden aldığımı hatırlamıyorum,ancak Ulusal Kanal’da haber merkezi bölümünde çalıştığım dönemde aldım.”demiştir. Nitekim sanık Hikmet Çiçek, müdafisi huzurundaki 28.03.2008 tarihli kolluk ifadesinde özetle; (Sanık Hikmet Çiçek’in ikametinde yapılan aramada “21. Yüzyılda Casusluk, Araştırma-Gözlem-Analiz Raporu İstanbul/Aralık 2000” ve “Mit & Medya ve ajan gazeteciler” başlıklı belgelerin bulunduğunun ayrıca “21. Yüzyılda Casusluk” belgesinin Sanık Veli Küçük’te, “Mit & Medya ve ajan gazeteciler” belgesinin Sanıklar Veli Küçük ve Ümit Oğuztan’da bulunduğunun hatırlatılarak sorulan sorulara verdiği cevapta sanık) söz konusu belgeyi hatırladım. Bu belgeyi tahminen birkaç yıl önce Aydınlık Dergisi İstanbul Temsilciliğinden temin ettim. Demiştir. Bu sanıkların beyanları,”örgütsel belgeleri polis koydu”şeklindeki savunmaları bertaraf etmektedir. Nitekim sanık Nusret Senem, Mahkememizdeki esas hakkındaki savunmasında “Ben psikolojik harekatı çok iyi bilir ve yaparım” demiĢtir. Aydınlık dergisinin bir sayısında, o tarihte BeĢiktaĢ’ta bulunan adliyede CMK.250.maddesiyle yetkili ve görevli Hakim ve Savcılar kastedilerek “BeĢiktaĢ Terör Örgütü” baĢlıklı kara propaganda amaçlı, mahkememizi de itibarsızlaĢtırmaya, kamuoyu nezdindeki saygınlığını sarsmaya yönelik psikolojik harekat yapılmıĢtır. Psikolojik harekat sinsidir, varlığı geç ve güç anlaĢılır. Üniforması ve cephesi yoktur, içten yıkıcı bir saldırı silahıdır. Hedefi “Ġnsan”, silahı “Kitle iletiĢim araçları (yazılı ve görsel medya, internet siteleri gibi)”, mermisi, “propagandadır”. Psikolojik harekat halka karĢı, devletin kurum ve kuruluĢlarına karĢı yapılmaması gerekir. Aksi takdirde herkes tarafından (siyasiler, gazeteciler vs.) iĢlenebilen adil yargılamayı etkileme, Halkı Kin ve DüĢmanlığa Alenen Tahrik, askeri isyana tahrik gibi suçları oluĢturabilir. Bu tür Psikolojik harekat faaliyetleri, örgütün lehine yapılan faaliyetlerdir. Bu tür faaliyetler halka karĢı ve Türkiye Cumhuriyetinin resmi kurum ve kuruluĢlarına karĢı (Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi, Mahkememize, Milli Ġstihbarat, Emniyet ve Jandarma teĢkilatı mensuplarına, karĢı) yapıldığı takdirde ülkede kaos, kargaĢa ve güvensizlik ortamı hazırlamaya, devlette ve kamu düzeninde de zaaf oluĢturmaya, hukuksuzluk ortamına zemin hazırlamaya yönelik faaliyette bulunulmuĢ olunur. Nitekim, Sanık Ufuk Akkaya’ya ait dijital verilere iliĢkin inceleme ve değerlendirme raporunda2; 14.07.2008 tarihinde oluĢturulan “ACĠL VE SENKRONĠZE REAKSĠYON UYARISI .DOC” isimli Word dosyası incelendiğinde iki sayfadan oluĢtuğu, aynı baĢlık altında ki yazıda3; “Ergenekon iddianamesi üzerinde güç kazanmaya çalıĢan çevrelerin daha fazla aĢama kaydetmemesi için, iddianamenin mahkemeye verilmesiyle birlikte acil ve senkronize olarak kamuoyunun aĢağıdaki esaslar çerçevesinde yönlendirilmesi gerekmektedir. Ana haber bültenlerinde soruĢturma olabildiği ölçüde yorum katılarak sunulmalı. Canlı yayınlara katılanlar, iddianamenin çürütülmesi yanında, delillerin hafife alınacağı ve tepki almayacak ölçüde aĢağılayıcı ifadeler kullanmalılar. Ġddianame mahkemeye verildikten sonra çok uzun olması gerekçe gösterilerek “Ġddianamenin özeti” adı altında zayıf ve tutarsız kısımlar yayınlanmalıdır. Ġddianame ortaya çıktıktan sonra “fasa fiso”, heryerekon”, “ucu açık soruĢturma”, “Bombanın pimi”, “telefonun tapesi”, “tape davası”, “mezara tahliye”, “hastaneye tahliye”, gibi topluma maal olacak adlandırmalarla eğzejere edilmelidir. HurĢit Tolon’un YaĢar PaĢa hakkında tuttuğu kayıtlar, Mustafa Balbay’ın kamera kaydı gibi konular tartıĢmaya açılmamalı, hukuka aykırı deliller olduğu, hükmü esas alınamayacağı ısrarla vurgulanmalı. Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Osman Gürbüz, Fikret Emek, Fikri Karadağ gibi isimlerin soruĢturmadaki delil durumu ağır olabilir. Bu nedenle bu isimler üzerinde durulmamalı. Birinci gözaltılarda Ġlhan Selçuk, ikinci gözaltılarda ise ġener Eruygur ve HurĢit Tolon savunulmalı, Konuyu istediğimiz açıdan irdeleyen hukukçu, akademisyen baro baĢkanı, strateji uzmanı ve emekli yüksek bürokratların demeçlerine yer verilmeli, kamuoyunda tutacak sloganlar üretilmeli. SeçilmiĢ akil adam, uzman ve sokaktaki vatandaĢ röportajlarıyla iddianamenin ve soruĢturmanın güvenirliği zayıflatılmalı. Ġddianame karĢıtı STK tepkileri ve giriĢimlerine yer ayrılmalı. 2 D3-(2010/106)\D3-A-(ANA KLASÖRLER)\D3-A47\Klasör 47\S. (509) 3 Belirlenen bu stratejinin yargılama boyunca ve halen istikrarlı bir şekilde uygulandığı gözlemlenmiştir. SoruĢturma kapsamında AKP karĢıtlarından yeni gözaltılar olacağı iddiası yüksek sesle ileri sürülmeli ve toplumda saygınlığı olan farklı çevrelere mensup isimlerden muhalif listeleri yapılmalı. Örneğin, Sabih Kanadoğlu, Eski CumhurbaĢkanı Necdet Sezer, Ersönmez Yarbay, CHP milletvekili Kemal Anadol, Ġsmail Amasyalı, gibi) Ġddianamenin püskürtülmesi için iĢlenecek konular, konuma göre tercihlere açık olarak önerilmektedir: 1) 150 gözaltı, bir ölü ve onca yaygaraya karĢın, bu yapılanların nedenleri izah edemeyen, hukuki geçerliği zayıf ortalamanın altında, objektif olmayan bir iddianame ile karĢı karĢıyayız. Kısacası, dağ fare doğurmuĢtur. 2) Ergenekon soruĢturması bir rövanĢtır. AKP ve yandaĢları kapatma davasını çevirmek ve hıncını almak için Cumhuriyet taraftarlarına saldırmaktadırlar. Ġddianameden birtakım alt konular özenle seçilerek bu tez güçlendirilecektir. 3) Ġddianame ve soruĢturma hukuki değildir, her yönüyle siyasidir. 4) Ġddianame ve soruĢturma TSK ve Cumhuriyetin kazanımlarına karĢıtlığın yeni bir versiyonudur. Daha önce ġemdinli iddianamesiyle yapılmak istenen neyse, burada varılmak istenen de odur. 5) Hükümet muhalefetsiz bir Türkiye’nin peĢindedir. FaĢizme yakılan bir düzen AKP’ye Ergenekon davasıyla hediye edilmek istenmektedir. Ġddianamenin felsefesine göre toplumun %53’ü örgütçüdür. 6) Savcı Zekeriya Öz, AKP’nin güdümündedir ve sonlarının aynı olması da mukadderdir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Ferhat Sarıkaya olayındaki gibi tutum alması için göreve davet edilmelidir. Bu davet ve uyarılar, hukukçu akademisyenler ile emekli yüksek yargı mensuplarına yaptırılmalıdır. 7) Savcı iddianamesini polisiye varsayımlara, komplolara ve duyumlara dayandırmıĢ adeta basit bir dedektif gibi davranmıĢtır. 8) Ġddianame Cumhuriyetin ve kazanımlarının sonunu getirmek üzere düzenlenmiĢtir. 9) Savcı ve mahkemenin tarafsızlığı Ģüphe uyandırmaktadır; Hatta Ģüphenin ötesinde kesinlik kazanmıĢ gibidir. Bu sebeple HSYK üzerine düĢen görevi yapmalı savcı ve gerektiğinde hakimlere yönelik müdahalede bulunmalıdır. 10) Savcı bu soruĢturmayı yürütebilecek yaĢta ve tecrübede değildir. 11) SoruĢturma kapsamındaki emekli askerleri sivil savcılar soruĢturamaz. Onlarla ilgili dosya derhal askeri yargıya havale edilmelidir. (ġener Eruygur ve HurĢit Tolon’un geçmiĢleri, askeri kariyerleri ve baĢarıları vurgulanarak verilmelidir) 12) Bu soruĢturmanın Ġstanbul Savcılığı tarafından yürütülmesinin haklı bir tarafı yoktur. Sanıklar Türkiye’nin her yanından yakalanıp neden Ġstanbul’a götürülmektedir. Özellikle de ġener Eruygur ve HurĢit Tolon’un yaĢadıkları, iddia edilen eylemleri iĢledikleri yer Ankara olduğundan soruĢturmayı Ankara Savcılığı yapmalıdır. (eğer iddianamede DanıĢtay bağlantısı kuruluyorsa, DanıĢtay iddianamesi daha önce açıldığı için davalar Ankara’da birleĢtirilmelidir. Diye hukukçulardan görüĢ alınacak.) 13) BaĢbakan bu soruĢturmayı polis ile kendilerinin baĢlattığını söyleyecek kadar bu soruĢturmanın içindedir. 14) Siyasi bir dava olan ġemdinli davasında yüksek yargı duruma el koymuĢ. ġemdinli iddianamesinin hayal mahsulü olduğunu söyleyip gereğini yaparak dosyanın askeri yargıya gönderilmesine karar vermiĢtir. Bu dosya ġemdinli davasıyla aynı mahiyettedir ve aynı Ģekilde sonuçlanması yargısal kararların gereğidir. 15) Ġddianamedeki suçlamalar, tamamen düĢünce ve örgütlenme özgürlüğü kapsamındadır. AKP karĢıtı tüm sivil toplum örgütleri soruĢturma konusu edilerek yıldırmak istenmektedir. 16) Özel hayatın gizliliği ve haberleĢme özgürlüğü yara almıĢtır. 17) SoruĢturma kapsamında bazı kiĢiler silahlanmıĢ olarak yakalanmıĢlarsa da bu durum hepsinin silahlı olduğunu göstermez. 18) Ġddianamede suç olarak sayılanlar herkesin gözü önünde cereyan etmiĢtir. Belli ki savcılık, siyasi bir hamle adına, harekete geçmek için uygun zamanlamayı beklemiĢtir. Kamuoyuna darbe atlatıldı denilerek isnat edilen suçlamalar, yine AKP’nin iktidarda olduğu geçmiĢ döneme aittir ve o dönem hiçbir Ģey kamuoyuna ve yargıya yansımamıĢtır. Bu suçlamalar, kapatma davasıyla sıkıĢan AKP tarafından sonradan uydurulmuĢtur. 19) Hukukçular iddianamenin mahkeme tarafından iade edileceği görüĢünde birleĢiyorlar. (iddianamenin toplum üzerindeki etkisinin kırılabilmesi için bu en önemli fırsattır. Yayınlar mahkeme üzerine dönmeli ve davaya bakacak olan mahkemenin baĢkanı hakkında nötr haberler yapılmalı.) 20) Hem soruĢturmadan, hem de iddianameden en zayıf halkalar seçilmeli ve argümanlarımız bu açıdan yansıtılmalıdır. 21) Ergenekon, tam anlamıyla bir mağduriyet soruĢturması haline gelmiĢtir. Ġddianamenin de cılız kalması bu mağduriyete sebep olanların haksızlığını göstermektedir. 22) Ergenekoncu denilen sanıkların tek suçu, AKP’ye muhalif olmak ve ülke sorunlarına Cumhuriyet değerleriyle çözüm aramaktır. Ġddianameyi hazırlayan ve hazırlattıran zihniyet yurdumuzda Atatürk çerçevesindeki tüm çözüm arayıĢlarının karĢısındadır. Son olarak, iddianamenin hemen sonrasında kamuoyunda oluĢan ilk tepkilerin belirleyici ve kalıcı olduğu gerçeği unutulmamalıdır.” ġeklinde ifadelerin bulunduğu görülmüĢtür. Nitekim Sanık Ufuk Akkaya’ya ait dijital verilerin incelenme raporunda 4; “Fusun.doc” isimli Word dosyası içerisinde Ergün Poyraz vekili Avukat M. Hüseyin Buzoğlu adıyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu BaĢkanlığına ve Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğüne hitaben yazılmıĢ farklı tarihlere ait dilekçeler olduğu, “Zekeriya ÖZ ile ilgili Ġstanbullular bilgi notu.doc” isimli Word dosyası içerisinde soruĢturma savcısı Savcı Zekeriya Öz ilgili bilgilerin yer aldığı, tespit edilmiĢtir. Hatta aynı inceleme raporunda 5; “Ergenekon davasına bakan hakimlerle ilgili ihbar mektubu.jpg “isimli resim dosyasında H. T. adıyla el yazısı yazılan Ergenekon davasına bakan hakimlerle ilgili bilgiler içeren belge bulunduğu belirtilmiĢtir. Bu belgelerden ve dosyadaki delillerden, Sanık Ufuk Akkaya’nın ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Üyesi olup Ulusal Kanal’da ve Aydınlık Dergisinde/gazetesinde çalıĢan sanıkların davayı ve öncesinde soruĢturmayı baĢından beri takip ettikleri, adil yargılamayı etkilemek için kapsamlı bir çalıĢma hazırladıkları, soruĢturmayı ve davayı itibarsızlaĢtırmaya önemsizleĢtirmeye ve yönlendirmeye çalıĢtıkları ve bu yönde faaliyetlerde bulundukları, açık ve net bir Ģekilde görülmektedir. Sanık Ufuk Akkaya ele geçen bu deliller dikkate alındığında; Ergenekon Terör Örgütünün davayla ilgili baĢtan beri psikolojik harekat tekniklerini kullanarak Mahkememizi ve davayı itibarsızlaĢtırmaya çalıĢtığı açıkça anlaĢılmaktadır. Diğer yandan birçok sanığın değiĢik gazete, dergi ve internet sitelerinde yazılar yazdığı, bazı sanıkların internet siteleri kurduğu, bazı sanıkların gazete, dergi ve televizyon alanında çalıĢmalar yaptıkları tespit edilmiĢtir. Bu durum göz önüne alındığında örgütün medya yapılanmasına ne kadar çok önem verdiği anlaĢılmaktadır. 4 5 D3-(2010/106)\D3-A-(ANA KLASÖRLER)\D3-A47\Klasör 47\S.(440-442),(478-479),(509) D3-(2010/106)\D3-A-(ANA KLASÖRLER)\D3-A47\Klasör 47\S.443 Dosya kapsamında olan faaliyetlerine bakacak olursak; bir kısım medya yapılanması ile ilgili Sanık Doğu PERĠNÇEK’in Ulusal Kanal çalıĢmalarının yanısıra Aydınlık Dergisinde baĢyazarlık yaptığı, Sanık Kemal KERĠNÇSĠZ’in Yeniçağ Televizyonunda program hazırlayıp sunduğu, Sanık Ferit ĠLSEVER’in Ulusal Kanal yayın yönetmenliği ve Aydınlık Dergisinde yazarlık yaptığı, Sanık Mehmet Adnan AKFIRAT’ın Ulusal Kanal yönetim kurulu üyesi olduğu, Sanık Hikmet ÇĠÇEK’in Aydınlık Dergisinde haber araĢtırma müdürü olduğu, Sanık Serhan BOLLUK’un Aydınlık Dergisi genel yayın yönetmenliği yaptığı, Sanık Hayati ÖZCAN’ın Ulusal Kanal Ġzmir muhabirliği yaptığı, Sanık Güler KÖMÜRCÜ’nün AkĢam Gazetesinde köĢe yazarlığı yaptığı, Sanık Emin GÜRSES’in Aydınlık Dergisi ve Cumhuriyet Gazetesinde yazarlık yaptığı, Sanık Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün 2004-2007 yılları arasında “Önce Vatan” gazetesinde köĢe yazarlığı yaptığı, bir dönem 3-4 ay süreyle Ulusal Kanal’da görev yaptığı, Sanık Hayrullah Mahmut ÖZGÜR’ün 2003 yılında Star Gazetesi Ankara temsilciliği yaptığı, Sanık Hayrettin ERTEKĠN’ in Enternet grup strateji baĢkanlığını yaptığı, Sanık Vedat YENERER’in www.internetajans.com ve www.metyarazi.com isimli internet sitelerini kurduğu ve aynı zamanda Yeni Çağ Gazetesinde köĢe yazarlığı yaptığı, Sanık Bekir ÖZTÜRK’ün www.kuvvaimilliye.net isimli internet sitesini kurduğu ve bu sitede yazı yazdığı, Sanık Oktay YILDIRIM’ın www.kuvvaimilliye.net isimli internet sitesinde yazı yazdığı, Sanık Ġsmail YILDIZ’ın www.sesar.com.tr isimli internet sitesini kurduğu ve bu sitede yazı yazdığı, Sanık Erkut ERSOY’un www.özelburo.com isimli internet sitesini kurduğu ve bu sitede yazı yazdığı, Sanık Halil Behiç GÜRCĠHAN’ın www.acikistihbarat.com isimli internet sitesini kurduğu ve bu sitede yazı yazdığı, Sanık AyĢe Asuman ÖZDEMĠR’in www.acikistihbarat.com isimli internet sitesinde yazı yazdığı, Sanık Sedat PEKER’in www.öztürkler.com.tr isimli internet sitesini kurduğu tespit edilmiĢ, bu sanıkların medya yapılanması ile ilgili faaliyetleri önceki iddianamemizde ayrıntılı olarak anlatılmıĢtır. Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yapılan çalıĢmalarda haklarında iĢlem yapılan sanıklere bakıldığında ise; Sanık Mustafa BALBAY’ın Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi olduğu, gazetede köĢe yazarlığı yaptığı, ayrıca ART televizyonunda program sunduğu, Sanık Gürbüz ÇAPAN’ın Cumhuriyet gazetesinde yazarlık yaptığı ve Cumhuriyet Tv’nin kuruluĢu için çalıĢma yaptığı, Sanık Emcet OLCAYTO’nun Ulusal Kanalda çalıĢtığı ve Aydınlık dergisinde yazarlık yaptığı, Sanık Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın Kanaltürk (daha sonra satılmıĢtır) ve Biz Tv’nin sahibi olduğu, uzun yıllardır değiĢik medya organlarında genel yayın yönetmenliği ve gazetecilik yaptığı, Sanık Merdan YANARDAĞ’ın Kanaltürk (Satılmadan önce) ve Biz Tvde program sunuculuğu yaptığı, Sanık Adnan BULUT’un daha önce Kanaltürk’de müdür olarak çalıĢtığı, Sanık Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin Tercüman Gaz**etesi genel yayın yönetmeni olduğu, Sanık Sinan Aydın AYGÜN’ün Sözcü Gazetesinde yazarlık yaptığı, Sanık Osman GÜRBÜZ’ün Antalyada “AyıĢığı” isimli yerel gazetenin sahibi olduğu, Sanık Muhammed Murat AVAR’ın Erzurumda “Milletin Sesi” isimli yerel gazetede muhabirlik yaptığı, Sanık DurmuĢ Ali ÖZOĞLU’nun Toplumsal DönüĢüm Yayınları ve www.toplumsalhaber.com isimli internet sitesinin sahibi olduğu, Sanık Neriman AYDIN’ın www.toplumsalhaber.com isimli internet sitesinde yazarlık yaptığı, Sanık Hatice BAHTĠYAR’ın www.toplumsalhaber.com isimli internet sitesinde yazarlık yaptığı, Sanık Adil Serdar SAÇAN’ın www.kuvvaimilliye.net isimli ve www.bizkackisiyiz.com isimli internet sitelerinde yazarlık yaptığı, Sanık Fatma Sibel YÜKSEK’in www.acikistihbarat.com isimli internet sitesinde yazarlık yaptığı, Sanık Emin ġĠRĠN’in www.haberx.com isimli internet sitesinde yazarlık yaptığı, Sanık Erol MÜTERCĠMLER’in Habertürk Tv’de program hazırlayıp sunduğu, Sanık Selim Utku GÜMRÜKÇÜ’nün Ġzmir’de haftalık yayınlanan “Dönemeç” isimli derginin ortağı olduğu anlaĢılmıĢtır. Görüldüğü gibi, adı geçen sanıkların sayısının çokluğu, değiĢik medya kuruluĢlarında çalıĢmıĢ oldukları dikkate alındığında; Türkiye’deki “Derin Devlet”in adı olan “Ergenekon Silahlı Terör Örgütü” nün amaçlarına uygun kamuoyu oluĢturulması ve örgütün lehine kamuoyunun desteğini sağlama faaliyetlerini sürdürmeleri zor olmasa gerektir. Nitekim Sanık Mehmet Deniz Yıldırım’ın ikametinde ele geçirilen deliller içerisinden, “236 numaralı notun son paragrafında “NOT” ibaresiyle baĢlayan: “NOT: Hikmet Çiçek tahliye olana kadar, “haftanın notları” na katkıda bulunmaya çalışacağım. Sonrası “ Allah kerim!” Selamlar. 17.9.09 Emcet. ġeklinde biten el yazısı dokümanın olduğu,” tespit edilmiştir. 227 ile numaralandırılmıĢ dokümanın içeriğinde; “Deniz Arkadaş, Emcet arkadaşımızı kırmış ve incitmişiz. Hatamız neyse dürüstçe kabul ederiz, özelliğimiz bu. Yeniden yazmasını isteyelim, kendi imzası olmasını da rica edelim. Avukatını da sıkı tembih edelim. Emcet artık bizim koğuşa geldiği iyi oldu.” ġeklinde el yazısı ibarelerin bulunduğu, tespit edilmiĢtir. Bu belgeyi Sanık Doğu Perinçek’ in yazdığı anlaĢılmıĢtır. Bu dokümanlar, adı geçen tutuklu sanıkların tahliye olduktan sonra da dezenformasyon faaliyetlerine daha etkin bir Ģekilde devam edeceklerine dair karine teĢkil etmektedir. Yargılama sırasında da bir çok tanık tehdit edilmiĢ, ifadeleri yönlendirilmeye, üzerlerinde baskı kurulmaya çalıĢılmıĢtır. Ġzah edilen bu deliller, sanıkların, davayı ve henüz kesinleĢmeyen 05.08.2013 tarihli hükmü itibarsızlaĢtırmaya, deliller karartmaya çalıĢacaklarını ihtimalini güçlendirmektedir. Diğer yandan, yargılama sırasında sanıklardan Turhan Çömez, Bedrettin Dalan, Mustafa Bakıcı ,05.08.20013 tarihli karadan sonra ise sanıklardan Adnan Akfırat, Tunç Akkoç, Adnan Türkkan firar etmiĢlerdir. Dosya sanıklarından M.Ġlker BaĢbuğ’un hakkında verilen Anayasa Mahkemesinin kararı, sanığın tutukluluk durumunun gözden geçirilip tahliye edilip edilemeyeceğine karar verilmesi gerektiği konusuna iliĢkin olduğu, bu konuda herhangi bir ihlale karar verilmediği kanaatine varılmıĢtır. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ancak Anayasa değiĢikliği ile mümkün olduğundan 6526 sayılı kanunun iptali için ayrıca 15 günlük süre bu kapsamdaki davalarda yeterli olmadığından Anayasa Mahkemesince iptal edildiği taktirde bu konuda makul süre konulabilmesi için mahkememizin 07 ġubat 2014 tarihli kararı ile Anayasa Mahkemesine baĢvurulmuĢtur. Talep eden Sanıklar, halen hükmen tutuklu durumundadırlar. Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesine ve Yargıtay’ımıza göre temyiz aĢamasında geçen süre tutukluluktan sayılmaz. Örgütün askeri yapılanması içinde yer alan Albay sanık Fuat Selvi’nin düzenlediği belgelerde, sanıklardan Doğu Perinçek, Vedat Yenerer ve Güler Kömürcü’ nün desteklenebileceği, ayrıca Türkiye Gençlik Birliğinin ve Büyük Hukukçular Birliğinin desteklenebileceği belirtilmiĢtir. Bu durum, Türkiye’deki Derin Devletin adı olan Ergenekon Silahlı Terör örgütünün askeri Yapılanması ile sivil Yapılanması arasındaki örgütsel iliĢkiyi açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca baĢka bir askeri yaptırılabileceğinden bahsedilmiĢtir. belgede, medyaya gri ve kara propaganda SoruĢturmaya 12 Haziran 2007 tarihinde kollukça alınan bir telefon ihbarı üzerine baĢlanılmıĢ, ihbar değerlendirilerek Ġstanbul Ümraniye ilçesindeki bir evde ve “Ergenekon” soruĢturması kapsamında yasalara uygun olarak aranan diğer yerlerde; (39) adet el bombası, (2) adet içi boĢaltılmıĢ el bombası, (11) kg C-3 patlayıcı, (1160) gr tahrip kalıbı, (1) adet gaz bombası, (10) adet fünye, (5) adet iĢaret fiĢeği, (3) adet sis bombası, (21) adet TNT kalıbı, (1) adet yangın bombası, (84) adet kapsül, (24) adet ateĢleme çakmağı, (50) metre infilak fitili, (35) adet çeĢitli boylarda infilak fitili, (1) adet eğitim bombası, (2) adet demir çubuk içerisinde patlayıcı, 18 gr Emolite marka patlayıcı, 13cm uzunluğunda infilak kapsülü için irtibatlık fitili, (3) adet GOLDEN ibareli plastik tüp içerisinde hidrolik asit, (3) adet uzun namlulu tüfek, (2) adet av tüfeği, (2) adet havalı tüfek, (21) adet tabanca, (3) adet kuru sıkı tabanca, (34) adet Ģarjör, (1074) adet dolu fiĢek, (73) adet av fiĢeği, (1) adet susturucu, (2) adet içi boĢaltılmıĢ havan mermisi, (9) adet içi boĢaltılmıĢ uçak savar mermisi, (1) adet kasatura, saniyeli fitil, çok sayıda demir bilye, bomba yapımında kullanılan malzemeler, telsiz, kasatura ve bıçak ve daha birçok mühimmat ele geçirilmiĢtir. Sanık Ġbrahim ġahin ili ilgili aramada, Ġstanbul 9.ACM’nin 6.1.2009 tarih ve 2009/119 sayılı arama el koyma ve inceleme kararına istinaden Ġbrahim ġahin’in Ġstanbul’daki ikametinde yapılan aramada elde edilen “Yeri Konya-Ankara Karayolu, noktası; GölbaĢı çıkıĢında yapımı devam eden turistik evleri geçtikten sonra 3. ve 4. aydınlatma direklerinin kesiĢtiği ormanlık arazide asfalt yoldan 17-20 mt kadar içeride küçük çam ağacının altındaki alan” Ģeklindeki ibareli doküman ile krokinin çıkması üzerine Ġstanbul Cumhuriyet baĢsavcılığının 8.1.2009 tarih ve 2008/1756 soruĢturma nolu talimatı ile GölbaĢından Ankara istikametine gidiĢte sağda bulunan Samanyolu Evlerinin arkasında bulunan beton duvarın bitiminde 90 mt ileride asfalt kenarından 26-30 mt ormanlık arazi içerisinde bulunan çam ağaçlarının bulunduğu yerde yapılan kazı neticesinde 130x100 cm çapında 50 cm derinliğinde çukur içerisinde 1 adet spor çanta ve siyah poĢetlere sarılmıĢ; Saklama Kutusu içerisinde kafile ve stok numaraları silinmiĢ toplam 10 adet MKE imali El Bombası fünye grubu, 2 adet dolu law silahı, 590 gr ağırlığında DETASHEET patlayıcı, 100 gr ağırlığında C-3 plastik patlayıcı, 130 gr ağırlığında C-4 plastik patlayıcı, 1 adet Antipersonel Tüfek Bombası, Üzerinde renkli sis kutusu yazı ibareli toplam 12 adet MKE sis kutusu, 4 adet sağlam hakem bombası, Üzerinde iĢaret fiĢeği yazı ibareli 2 adet MKE imali sis lancheri, Üzerinde Kuru Sis Kutusu yazı ibareli MKE Ġmali 2 adet Kuru Sis Kutusu, 1 adet Havai FiĢek AteĢleme fitili, 210 cm uzunluğunda plastik dıĢ kaplı saniyeli fitil, 8 mt uzunluğunda infilaklı fitil, 4 adet ABD imali ĠĢaret ve Aydınlatma FiĢeği, Üzerinde Gösteri El Bombası G2 yazı ibareli 2 adete Gösteri El Bombası, Toplam ağırlığı 50 gr olan siyah renkli barut, Orijinal Saklama Kutusu içerisinde kör tapası takılı içerisi dolu 1 adet MKE imali el bombası gövdesi , Üzerinde Power line yazı ibareli 9 voltluk 1 adet pil, Üzerinde Power line yazı ibareli 1.5 voltluk 2 adet pil, 3 adet SHOOTGUN fiĢeği, 1 adet M4A1 askeri aydınlatma tuzağı, 1 adet saniyeli fitil ateĢleme çakmağı ele geçirilmiĢtir. Sanık Oğuz Bulut ili ilgili aramada, Sivas Cumhuriyet BaĢsavcılığının 6.1.2009 tarih ve 2008/12528 soruĢturma sayısı ile,Sivas Gökçebostan Mahallesi Alibaba Caddesi Gökpınar Apt. No:19 Daire:10 sayılı yerde ikamet eden Erdem Yolalan’ın ev aramasında, 2 adet içerinde orijinal TNT patlayıcı maddesi bulunan dilimli pik döküm el bombası gövdesi, üzerlerinde MKE MOD 45 KF MKE-1-64 09-95 ve TAPA M204 A2 KF- MKE-139 6-82 harf ve rakam grubu bulunan 2 adet el bombası tapa grubu ele geçirilmiĢtir. Sanık Mustafa Dönmez ili ilgili aramada; 12Adet MKE imali Savunma Tipi sağlam el bombası gövdeleri, 8 Adet MKE imali taarruz tipi sağlam el bombası gövdeleri, 1 Adet DM41 Model savunma tipi sağlam el bombası, 1 Adet M26 Model savunma tipi sağlam el bombası, 20 Adet el bombası fünye grupları, 2 Adet el bombası fünye gruplarının saklama kutusu, üzerinde US yazı ibaresi bulunan haki renkli bez çanta ele geçirilmiĢtir. Mustafa Dönmez’in Ankara Yenikent Askeri Lojmanlarında bulunan ikametinde 7.1.2009 tarihinde Ankara Cumhuriyet savcısı, Askeri savcı ve Askeri yetkililerin de katılımı ile yapılan aramada, 2 adet KaleĢnikof marka uzun namlulu silah, 3 adet Tabanca, 173 adet değiĢik çap ve markalarda fiĢek ele geçmiĢtir. Yine Sanık UlaĢ Özel ili ilgili aramada; 1 adet “BLOW” marka 9 mm M06 model siyah renkli kurusıkı tabanca ve bu kurusıkı tabancaya ait 1 adet içerisinde 5 adet fiĢekler bulunan Ģarjör,1 adet el bombası, 12 adet MKE 7,65 fiĢek,10 adet kurusıkı fiĢeği,2 adet üzerinde 9 mm RESRICTED LE/GOUT ONLY ibaresi bulunan Glock marka silaha ait Ģarjör ve içerisinde 23 adet 9 mm MKE yapımı fiĢek 1 adet USS marka gaz tabancası tüpü,2 adet JDI-JD-130XE model telsiz kulaklığı, Beyaz renkli dolap içerisinde 2,5 litrelik Coca Cola ibareli pet ĢiĢenin çerisinde siyah poĢete sarılı vaziyette 2 adet üzeri bantla sarılı vaziyette el bombası, Aynı pet ĢiĢede siyah renkli bir baĢka poĢet içerisinde üzeri bantla sarılı vaziyette 1 adet el bombası, 28.07.2010 günü UlaĢ Özel’in üvey babası olan Mustafa Nemli’nin BaĢakĢehir ilçesi ġahintepe Mahallesi Muratdere Caddesi Lalezar Sokak No:37 adresindeki ikametinde yapılan aramada;1 adet kaleĢnikof marka silah, ZASAVA-KRACUJEVAC YUGOSLAVĠA ibareli seyyar dipçikli,2 adet birbirine Ģeffaf bantla sarılmıĢ dolu Ģarjör, ġeffaf poĢet içerisinde 51 adet kaleĢnikof marka silaha ait dolu fiĢek, 2 litrelik cola içerisinde 3 adet MKE yapımı sağlam el bombası fünye grubu (MKE MOD 45 KF MKE -3-112-00), 3 adet sağlam el bombası gövdesi, 1 adet MKE 1-2 EFAR A1-600mt elden fırlatmalı aydınlatma roketi ibareli aydınlatma fiĢeği Dosya kapsamında yapılan aramalarda yüzlerce, binlerce gizli belge, fiĢleme mahiyetinde kiĢisel veri içeren belge ele geçirilmiĢtir. Bu belgeler ve ele geçen el bombaları, tabanca, patlayıcı ve mühimmatın sayısı, niteliği, özellikleri, DanıĢtay baskını olayında bir hakimin öldürülmesi, dört hakimin yaralanması dikkate alındığında örgütün boyutu, gücü, vahameti gözler önüne serilmektedir. Hüküm verildiğinde tutukluluğunun devamına karar verilen Hüküm özlü sanıkların ve Yargıtay inceleme aĢamasında tutuklu bulunan sanıkların geçmiĢte tahliyeleri sonrası nasıl davrandıkları bilinen bir gerçektir. Dosya sanıklarından M.Ġlker BaĢbuğ’un hakkında verilen Anayasa Mahkemesinin kararı, sanığın tutukluluk durumunun gözden geçirilip tahliye edilip edilemeyeceğine karar verilmesi gerektiği konusuna iliĢkin olduğu, bu konuda herhangi bir ihlale karar verilmediği kanaatine varılmıĢtır. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ancak Anayasa değiĢikliği ile mümkün olduğundan 6526 sayılı kanunun iptali için ayrıca 15 günlük süre bu kapsamdaki davalarda yeterli olmadığından Anayasa Mahkemesince iptal edildiği takdirde bu konuda makul süre konulabilmesi için mahkememizin 07 ġubat 2014 tarihli kararı ile Anayasa Mahkemesine baĢvurulmuĢtur. Talep eden Sanıklar, halen hükmen tutuklu durumundadırlar. Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesine ve Yargıtay’ımıza göre temyiz aĢamasında geçen süre tutukluluktan sayılmaz. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 10/5 maddesinde öngörülen tutuklama süresinin 2 kat uygulanacağına iliĢkin hükmün 6526 sayılı yasayla kaldırılmıĢtır. 6526 sayılı yasa ile hüküm tarihinde 5 yılı dolduran sanıkların tahliyesinin öngörüldüğü, bu yasa ile 5 yılık sürenin her bir suç için ayrı ayrı değerlendirileceği, bu nedenle haklarında birden fazla suçtan mahkumiyet kararı verilen hükmen tutuklu sanıklar yönünden bu yasanın uygulanamayacağı anlaĢıldığından ve dosyamız kapsamında halen hükmen tutuklu bulunan sanıklardan tek suçtan mahkumiyet kararı verilenlerin 5 yıllık sürelerinin dolmamıĢ olması ve 5 yıllık süreyi dolduran hükmen tutuklu sanıkların ise birden fazla suçtan mahkum oldukları ve 5 yıllık sürenin her bir suç için ayrı ayrı değerlendirileceği anlaĢıldığından söz konusu yasa hükmünün hükmen tutuklu sanıklar hakkında uygulanamayacağı anlaĢılmıĢtır. GEREĞĠ DÜġÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda arz edildiği üzere; 1-Yukarıda izah edilen hususlar ve davanın henüz kesinleĢmemiĢ olması dikkate alındığında, Mahkememizin 27.07.2012 tarihli oturumunda tüm tutuklu sanıklar için belirtilen ortak gerekçeler ile birlikte her bir sanık için belirtilen özel gerekçenin (g) bentlerinde ayrıntılı Ģekilde, Tutuklu sanıkların tutuklamayı gerektirir mevcut somut delillerin gösterildiği ve bu gösterilen gerekçeler doğrultusunda sanıkların suçları sabit görülerek haklarında ağır müeyyideleri gerektiren cezaların tayin edildiği, sanıkların psikolojik harekat, kara propaganda yapmak suretiyle görsel ve yazılı medyayı, milletvekillerini, kamu oyunu, yargılama mercilerini etkileme, yönlendirme ihtimallerinin bulunması, davayı itibarsızlaĢtırma ve kaçma Ģüphelerinin bulunması, daha önce haklarında yakalama kararı çıkartılıp firari durumda bulunan ve dosyamızdan tefrik edilen sanıklarından henüz yakalanamamıĢ olmaları, Sanıkların, halen hükmen tutuklu durumunda olmaları, almıĢ oldukları cezaların miktarları, 19 sanık hakkında müebbet ve ağırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezası verilmiĢ olması, daha önceki gerekçelerimizde dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi uygulamalarında tutuklama için makul suç Ģüphesinin dahi yeterli görüldüğünün AĠHM içtihatlarında da kabul edildiği, bu nedenlerle atılı suçları iĢledikleri sabit olan tutuklu sanıklar haklarında daha hafif koruma tedbiri olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağı yönündeki 05.08.2013 tarihli kararımızda herhangi bir değiĢiklik bulunmadığından ve bu sanıkların AĠHM kararlarından ve Yargıtay Genel Ceza Kurulu kararlarından da hükmen tutuklu statüsünde olup bu sürede geçen zamanın tutukluluktan sayılmadığı ve kanunen tutuklu olmadıkları anlaĢıldığından, bu konuda kanunen bir karar verilmesi imkanı da bulunmadığından, sanıkların vaki taleplerinin REDDĠNE, Sanıklar haklarında verilen bu karara karĢı tefhim veya tebliğden itibaren 7 gün içerisinde Ġstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz hakları bulunduğu konusunda sanıklara ve müdafilerine ihtarat yapılmasına, 2-Mahkememizin 07.03.2014 tarihinde 2014/304 değiĢik iĢ sayılı hükmen tutuklu sanık Mehmet Ġlker BaĢbuğ hakkında Anayasa Mahkemesine yaptığı baĢvurunun sonucunun beklenilmesine, 3-Kararın bir örneğinin ilgili sanıklar ve müdafilerine tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle karar verildi.11.03.2014 BAġKAN 28298 ÜYE 32346 ÜYE 37266 KATĠP 117005