"İKİ AĞAÇ" ŞİİR KİTABI ÜZERİNE On the Matters of Translation
Transkript
"İKİ AĞAÇ" ŞİİR KİTABI ÜZERİNE On the Matters of Translation
TÜRK LEHÇELER ARASINDA AKTARMA MESELELER VE “K AAÇ” R KTABI ÜZERNE On The Matters Of Translation Among Turkish Dialects The Poem Book “ Two Trees” Ünal ZAL* Özet Sovyetler Birli÷i’nin yıkılmasından sonra Orta Asya’da yaúayan Türk soylu topluluklar ile olan iliúkilerimiz siyasî, ekonomik, kültürel vb. alanlarda her geçen gün artmaktadır. Geniú bir co÷rafyada yaúayan Türk soylu topluluklar arasındaki kültürel bütünlü÷ü sa÷lamanın yolu üretilen kültür ve sanat eserlerinin karúılıklı olarak bilinmesidir. Bugün sözünü etti÷imiz kültürel bütünlü÷ün sa÷lanmasında tarihî ve siyasî sebeplerden dolayı ortaya çıkmıú olan farklı yazı dilleri ve yazı sistemlerinin kullanılıyor olması önemli bir engeldir. Bu engeli aúmanın yollarından biri de bilim, kültür ve sanat eserlerinin karúılıklı olarak aktarılmasıdır. Bu yönüyle bakıldı÷ında úimdiye kadar Türk soylu toplulukların üretti÷i eserlerin çok az bir kısmı Türkiye Türkçesine aktarılmıútır. Fakat lehçeler arası aktarma yapmanın göründü÷ü kadar kolay olmadı÷ı ve kendine göre zorlukları oldu÷u açıktır. ùayet aktarma yapılan metin úiir türünde bir eser olursa bu zorluk bir kaç kat daha artmaktadır. Yayımlanan aktarma metni de bu görüúümüzü do÷rular niteliktedir. Bu çalıúmada, “øki A÷aç” adlı eserden hareketle Türkmen Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında úiir türündeki eserlerin aktarımında yapılan hata tipleri tespit edilmeye çalıúılmıú ve bu tür hatalardan kaçınılması için bazı önerilerde bulunulmuútur. Anahtar Kelimeler: øki A÷aç, Aktarma, Türk Lehçeleri, Yalancı Eúde÷er Kelimeler. Abscract Our relations with the communities of Turkish origin living in the Central Asia has been growing more and more on political, economical and cultural terms since the collapse of the Soviet Union. The cultural artworks produced should then be mutually recognized to maintain the cultural integrity among the communities of Turkish origin that live on such a vast area. The use of various written languages and writing systems emerging in the aftermath of the historical and political consequences are the major obstacles in maintaining the cultural integrity that we have just mentioned. One of the ways to overcome this obstacle lies in the mutual translation of cultural artworks. From this point of view, very few of the artworks produced by the communities of Turkish origin have been translated into Turkish. * Yrd. Doç. Nevúehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü unalzal@hotmail.com Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ It is clear that translation between dialects is not as easy as it seems and has idiosyncratic difficulties. If the text to be translated is a poem, the difficulty considerably increases. The translated text published verifies our view. In this study, we have attempted to determine types of error made in the translation of poetic artworks produced in Turkmen Turkish and Turkey Turkish by taking the work “øki A÷aç ( Two Trees)” as an example.Furthermore, some suggestions have been made to avoid this kind of errors. Key Words: Two Trees, Translation, Turkish Dialects, False Friends. Giri Sovyetler Birli÷i’nin yıkılması ve Türk Dünyası üzerindeki sınırlandırmaların kalkmasına paralel olarak, lehçeler arasındaki aktarma faaliyetleri de hız kazanmaya baúlamıútır. Fakat siyasî engellerin büyük ölçüde ortadan kalkmasına ra÷men Türk Dünyasının yakınlaúması arzu edilen düzeyde de÷ildir. Bunun sebeplerinden biri de Türk Dünyasının dil bakımından bir bütünlük göstermemesi ve gerek tarihî gerekse siyasî sebeplerden dolayı ortaya çıkmıú olan farklı yazı dilleri ve yazı sistemlerinin kullanılıyor olmasıdır. Kanaatimizce bu engeli kısa zamanda ortadan kaldırmanın en kolay yolu, farklı co÷rafyalarda üretilen bilim, kültür ve sanat eserlerinin karúılıklı olarak aktarılmasıdır. Bu da sanılanın aksine çok kolay bir mesele de÷ildir1. Bu alanda yapılan çalıúmalar iyi bilindi÷i takdirde lehçeler arasındaki aktarmalar daha do÷ru ve daha hızlı yapılacak, sözü edilen kültürel bütünlük daha kısa sürede gerçekleúecektir. Türk Lehçeleri Bugün Türk dünyasında yaklaúık yüz elli ile yüz seksen milyon arasında insan yaúamaktadır. Bu insanların konuúma úekilleri bazen kendi aralarında bir birlik teúkil ederken bazen de di÷erlerinden çeúitli yönlerden ayrılan “dil alanları”nı oluútururlar. Bu dil alanları asıl Türk kütlesinin yaúadı÷ı bazı yerlerde ise tamamen birbirlerinin içine geçmiú durumdadır. Bu dil alanlarının bazıları normlaútırılarak yazı dili hâline getirilmiú, bazıları ise kendi topluluklarında ikincil bir dil durumunda kalmıútır. Bu dil alanlarının birbirleriyle örtüúme oranları aynı de÷ildir. Bilindi÷i üzere bugün kullanılan Türk yazı dilleri kaynak bakımından O÷uzca, Kıpçakça, Uygurca ve Bulgarca gibi temel lehçelere dayanmakta ve 1 Lehçeler arası aktarma meseleleri ile ilgili olarak bkz. Ercilasun 1991, 1992, 1994, 1997; Duman 1991; Mahmudov 1994; Resulov 1995; U÷urlu 2000, 2001, 2002, 2004; Demir 1997; ølker 1999; Özkan 1999; Yılmaz 2001; Musao÷lu 2003; Karado÷an 2004; Kiriúçio÷lu 2005 vb. 432 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ bunlarda kendi aralarında ikincil lehçelere bölünmektedir. Aynı kaynaktan gelen Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesi arasındaki anlaúma oranı daha fazla iken, farklı kaynaktan gelen Türkiye Türkçesi ile Kırgız Türkçesi arasındaki anlaúma / örtüúme oranı daha azdır. Bazen de Türkiye Türkçesi ile Kazan Türkçesinde oldu÷u gibi farklı kaynaklardan gelmelerine ra÷men çeúitli siyasî, iktisadî ve kültürel sebeplerden dolayı iki lehçe arasındaki anlaúma oranı yüksek olabilir. Çünkü bir kültür merkezi olan Kazan ile østanbul arasındaki Sovyetler öncesine dayanan iliúkiler Kazan Türkçesine birçok Osmanlıca unsurun girmesine sebep olmuú ve bu durum iki lehçenin birbirleriyle örtüúme oranını artırmıútır. Yine farklı kaynaktan gelen Türkiye Türkçesi ile Özbek Türkçesi arasındaki anlaúma oranı Arapça ve Farsça unsurların fazlalı÷ı nedeniyle di÷er lehçelere göre daha fazladır. Yukarıda da ifade edildi÷i gibi bu yazı dillerinin birbirleriyle örtüúme oranları aynı olmadı÷ından dolayı, lehçeler arasında yapılan aktarmalarda karúılaúılan kolaylıklar ve zorluklar da lehçelerin örtüúme derecesine, aralarındaki farklılı÷ın azlı÷ına veya çoklu÷una, bir baúka ifadeyle birbirlerine olan yakınlık veya uzaklı÷ına ba÷lıdır (U÷urlu 2004). Gurbannazar Ezizov ve “ki Aaç” Gurbannazar Ezizov, 1940 yılının Mart ayında Aúkabat úehrinin Büzmeyin köyünde dünyaya gelmiútir. 1959 yılında liseyi bitirerek Türkmen Devlet Üniversitesi’nin Filoloji bölümüne girmiútir. ølk úiirleri 1955 yılında çeúitli dergi ve gazetelerde yayımlanan Ezizov, 1975 yılında sarhoú bir asker kaça÷ının serseri kurúunlarıyla can verece÷i ana kadar úiirle ilgilenmiútir. Ça÷daú Türkmen úiirinin öncülü÷ünü yapan ve otuz beú yıllık ömrüne toplam 375 úiir sı÷dıran Gurbannazar Ezizov’un Türkmen edebiyatında önemli bir yeri vardır. Hayatın hemen hemen bütün yönleriyle ilgili úiirler yazan úair, úiirlerinin birço÷unda ayrılık acısı, hasret ve hüznü dile getirmiútir. Yaúadı÷ı yıllarda, yeni söyleyiú tarzı sebebiyle “úiirlerinden tercüme kokusu gelmekle” eleútirilmiútir. Yazamadı÷ı, söyleyemedi÷i duygularının ıstırabıyla yaúayan Ezizov’un yazabildikleri de bazen basılmamıútır.2 Ömrünün meyvesi olarak kabul edilen úiir kitabı Serpay (Hediyeler) ise ölümünden sonra yayımlanmıútır. Bundan sonra yayımlanan ve hemen hemen bütün úiirlerini içeren kitapları Serdarım (Serdarım) ve Türkmen Sehrası (Türkmen Sahrası) adlarıyla çıkmıútır. ùiirlerinin dıúında yazdı÷ı Tabıt (Tabut) (Can 2000) ve Cadılı Kepçe (Büyülü Kürek) (Zal 2007) adlı iki hikâye ile Nesiller Poeması (Nesiller 2 Bkz. Can 2000; Kara 1996. Güz 2009 / Sayı 5 433 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Manzumesi) ve Göroglı Operasının Liberttosı (Köro÷lu Operasının Librettosu) adını taúıyan iki tiyatro eseri vardır. ùair hakkında Türkmenistan ve Türkiye’de çeúitli çalıúmalar yapılmıútır: Türkmenistan’daki çalıúmalardan ilki, úairin arkadaúı A. Gurbannepesov tarafından 1995 yılında yapılmıú ve iki cilt hâlinde yayımlanmıútır. Birinci cilt Saylanan Eserler (Eserlerinden Seçmeler), ikinci cilt onun bir úiirine atfen Çıkmadık Kitabım (Çıkmamıú Kitabım) adını taúır. Di÷er bir çalıúma da yine úairin yakın dostlarından Annaberdi Agabayev tarafından yazılan ve úiirlerden çok anılara yer verilen Ezizov’un Emri Bilen (Ezizov’un Emriyle)’dir. Bir baúka çalıúmayı ise yetiúmesine yardımcı oldu÷u Hıdır Amangeldi, Diñe Sen Bilen Bakılık Bardır (Yalnız Seninle Bakilik Vardır) adıyla yapmıútır. Bu kitapta da úairin felsefî görüúleri, bazı úiirlerinin tahlili yapılmaya çalıúılmıú, úairden ve úiirlerinden yola çıkarak “ölüm ve hayatın anlamı” gibi felsefî meseleler irdelenmiútir. Bunların dıúında Tirkeú Sadıkov tarafından yapılan ve bazı úiirlerin úekil, muhteva ve kafiye yönünden incelendi÷i Gurbannazar Ezizov’ın Poeziyasınıñ Çeperçilik Ussatlıgı (Gurbannazar Ezizov’un ùiirlerindeki Üstatlı÷ı) adlı yayımlanmamıú bir çalıúma daha vardır (Sadıkov 1995). ùairle ilgili Türkiye’de birkaç makale yazılmıú (Can 2002; 2007; Zal 2008) ve bazı úiirlerinin aktarması (Duymaz-Ergun 1998; Can 2002; Nurmemmet 2003) yapılmıútır. Bunların dıúında ilk kapsamlı çalıúma bir doktora tezi olarak hazırlanmıútır. Bu çalıúmada úairin bütün úiirleri “úekil”, “muhteva” ve “dil ve üslûp” yönünden de÷erlendirilerek Türkiye Türkçesine aktarılmıútır (Zal 2007). “øki A÷aç” adlı kitap, adını içindeki bir úiirin baúlı÷ından alan Gurbannazar Ezizov’un úiirlerinden seçmeleri içerir. Bu eserde toplam 107 úiir, Türkmenistanlı yazar Annaguli Nurmemmet tarafından Türkiye Türkçesine aktarılmaya çalıúılmıútır. Kitabın baúında Gurbannzar Ezizov’un Türkmen edebiyatındaki yerini anlatan bir “Giriú” ile úairin annesiyle yapılmıú bir röportaj yer almaktadır. “ki Aaç” Adlı Eserdeki Aktarma Meseleleri “øki A÷aç”ı aktaran Annaguli Nurmemmet, Türkmen Türkü bir yazar ve diplomattır. Yani, aktarmaya bir Türkiye Türkü katkıda bulunmamıútır. Aktarma yapmak için en ideal úartlar oluúturuldu÷u hâlde dahi aktarma hatalarından kaçınılamadı÷ı bir durumda3, yapılan hatalar mazur görülebilir. Ancak bu tür aktarmalarla Türk dünyasındaki kültürel 3 Bkz. U÷urlu 2000. 434 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ bütünlü÷ün sa÷lanmasının çok zor olaca÷ı da bir gerçektir. Böyle önemli bir úairin úiirlerinin, daha dikkatli aktarılması gerekir, diye düúünüyoruz. Yukarıda da ifade edildi÷i gibi lehçeler arası aktarmalar, göründü÷ü kadar kolay olmayan bir iútir. Hele hele bu aktarma úiir olunca iúin içinden çıkmak bir kat daha zorlaúmaktadır. Yayımlanan aktarma metni de bu görüúümüzü teyit etmektedir. Bu çalıúmada Türkiye Türkçesi ile Türkmen Türkçesi arasında aktarma yaparken kelime düzeyinde düúülebilen hata tipleri “øki A÷aç” adlı eserden faydalanılarak ortaya konulmaya çalıúılmıútır. ønceledi÷imiz eserden alınan örnekler ve geçti÷i sayfalar kaynak ve hedef lehçelerin adları verilerek gösterilmiútir. Kanaatimizce do÷ru olan úekil “>>” iúaretinden sonra verilen bölümlerdir. Dikkat çekilmek istenen yerlerin altı çizilmiútir. Türkmen ve Türkiye Türkçesi dikkate alındı÷ında “øki A÷aç” adlı úiir kitabında kelime düzeyinde karúılaúılan aktarma hataları aúa÷ıdaki úekilde tasnif edilebilir: 1. Aslını Koruma ønceledi÷imiz metinde, aúa÷ıdaki örneklerde de görülece÷i üzere, Türkmen Türkçesinde bulunan bir kelimenin Türkiye Türkçesinde bulunmamasına ra÷men aynen kullanılması hatalarına rastlanmaktadır. Bu durumda okuyucu için hiçbir anlam ifade etmeyen bir kelime kullanılmıú olmaktadır. Bu da kaynak cümlede kastedilen anlamın, hedef cümlede tam olarak verilememesine sebep olur. Hâlbuki bu tür kelimelerin birço÷unun karúılı÷ı, hedef lehçenin imkânları iyi bilinirse kolaylıkla bulunabilir. Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede, öyme dek kelimesi aktarmaya aynen alınmıútır. Bu kelimenin Türkiye Türkçesindeki eú de÷eri ise “örtü gibi”dir (TDS 502). Türkmen Türkçesi (s. 57) «Kim men?» Co÷ap tapman úu günlere çen, Türkiye Türkçesi (s. 56) “Kimim?” Cevabı yok bugünlere dek, Seni söyüp, kimdi÷imi bildim men, Yenil gopdum baúıñdakı öyme dek, Seni sevip kim oldu÷um bildim ben Hafif uçtum, baúındaki öyme dek, Diydim: «Eciz bu dünyäde söymedik!» Dedim: “Aciz bu dünyada sevmeyen!” Güz 2009 / Sayı 5 “>>” “Kimim ben?” Cevap bulamadım bu güne kadar, Seni sevince, kim oldu÷umu anladım ben, Hafifçe kalktım, baúındaki örtü / tülbent gibi, Dedim(ki): “Aciz(dir) bu dünyada sevmeyen!” 435 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ ønsanların misafirlikte birbirlerine karúı iyi dilek ve temennide bulunmalarının anlatıldı÷ı metinden aúa÷ıya alınan bölümde kullanılan halta kelimesinin Türkiye Türkçesindeki eúde÷erleri torba veya kese’dir (Ercilasun 1991; TDS 1962). Aktarıcı ise bu kelimeyi oldu÷u gibi almıútır. Türkiye Türkçesi ( s. 97) Törüñizde hemiúelik guralan Yumúak sallança÷ıñ yatmasın badı. Saça÷ñızda çörek, duz haltada duz, Sönmesin ocakda ocarıñ odı. Türkiye Türkçesi ( s. 96) Baú köúede ebediyen kurulan Boú durmasın daim rahat beúi÷i Sofranızda ekmek, tuz haltada tuz, Sönmesin ocakta ocar ateúi. “>>” Baú köúenizde sürekli kurulan Yumuúak salınca÷ın kesilmesin hızı Sofranızda ekmek, tuz torbasında tuz, Sönmesin ocaktaki ocar4 ateúi. 2. Aslını Uyarlama Bazı durumlarda aktarıcı, kaynak cümledeki bir kelimeyi, hedef lehçede bulunmamasına ra÷men hedef lehçenin ses özelliklerine göre uyarlayıp cümlenin aktarımında kullanmaktadır. Bu durumda, kaynak lehçeye de hedef lehçeye de ait olmayan yapay bir kelime ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu kelime okuyucu için hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu da kaynak cümlede kastedilen anlamın, hedef cümlede tam olarak verilememesine sebep olmaktadır. Hâlbuki bu tür kelimelerin birço÷unun karúılı÷ı hedef lehçede kolaylıkla bulunabilir. Ayrıca bu tür aktarmalarda hedef metnin üslûbu bozulmaktadır. Özellikle edebiyat eserlerinde üslûp çok önemli oldu÷u için bu tür hatalar aktarmanın amacına ulaúmasını engellemektedir. ønceledi÷imiz metinde bu türden hatalara da oldukça sık rastlanmaktadır. Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede geçen kırnak kelimesi aktarmaya aynen alınmıútır. Oysa Türkiye Türkçesinde bunun eú de÷eri cariye, esir, hizmetçi, kul kelimeleridir (Ercilasun 1991; TDS 1962). Türkmen Türkçesi (s. 71) Sınım düúdi saña, o÷lan, Türkiye Türkçesi (s. 70) Gözüm düútü sana o÷lan, Sensiz sar÷arıp-solayın. Äkit, o÷lan, äkit meni, Sensiz sararıp solayım. Götür o÷lan, götür beni. Gapıñda gırnak bolayın. Kapında kırnak olayım. 4 “>>” Gözüm düútü sana o÷lan (yi÷it), Sensiz sararıp solayım. Götür o÷lan (yi÷it), götür beni. Kapında kulun olayım. Ocar: Çölde yetiúen ve odun olarak kullanılan küçük i÷ne yapraklı bir a÷aç (TDS: 1962) 436 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Aúa÷ıdaki metinde geçen garga- kelimesinin ses ve yapı bakımından Türkiye Türkçesindeki eú de÷eri beddua et- veya kargıúla-’tır. Kargıyor úeklindeki bir uyarlama hedef lehçede herhangi bir anlam ifade etmemektedir. Türkmen Türkçesi (s. 151) Gara gara gar÷alar Gar-ga-yar: Türkiye Türkçesi (s. 150) Kara kara kargalar Kar-gı-yor: «Biz gonaysak, garalar Gar! Gar! Gar!» Biz konursak kararır Kar! Kar! Kar! “>>” Kara kara kargalar Beddua ediyor (= Kargıúlıyor): Biz konarsak kararır Kar! Kar! Kar! 3. Yalancı Edeer Kelimeler Türk lehçeleri arasındaki yalancı eú de÷erlik, kaynak lehçedeki bir kelimenin ses ve yapı bakımından aynı olan veya lehçeler arası düzenli ses denklikleriyle aynı kaynaktan geldikleri bilinen úeklinin hedef lehçede bulunmasıdır. Fakat bu iki kelimenin anlam alanlarının birbirleriyle örtüúme oranı aynı de÷ildir. Yalancı eú de÷er kelimeler birbiriyle tamamen veya az bir oranda örtüúebilir veya hiç örtüúmeyebilir (U÷urlu 2002). Aynı kaynaktan gelen bazı kelimeler zaman içerisinde dildeki anlam de÷iúmeleri sebebiyle bir lehçede farklı bir anlam kazanabilir. Kelimelerin anlam alanlarında, geniúleme veya daralma olabilece÷i gibi anlam alanı tamamen de de÷iúebilir (Aksan 1999; Karado÷an 2004). Anlamlı kelimelerde oldu÷u gibi görevli kelimeler dedi÷imiz edatlarda da yalancı eú de÷erlik söz konusu olabilmektedir. Örneklerde de görülece÷i üzere aynı kaynaktan gelen bazı edatların görevleri veya kullanıldıkları durumlar iki lehçe arasında farklı olabilmektedir. Bu durumda da yalancı eú de÷erlik söz konusudur. ønceledi÷imiz metinde, edatlardaki yalancı eú de÷erlik durumuna dikkat edilmemesinden kaynaklanan aktarma hatalarına da rastlanmıútır. Aktarılan eserde yukarıda sözü edilen “yalancı eú de÷er” olan kelimelerin aktarılmasında oldukça fazla hatalara rastlanmaktadır. Bu tür aktarma hataları “yarım veya tam yalancı eú de÷er kelimeler” olmak üzere iki grupta toplanabilir. 3. 1. Anlam Alanları Tam Örtümeyen Kelimeler (= Kısmî / Yarım Yalancı Edeer Kelimeler) Güz 2009 / Sayı 5 437 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Kısmî / yarım yalancı eú de÷erlik, kaynak lehçedeki bir kelimenin ses ve yapı bakımından aynı olan veya lehçeler arası düzenli ses denklikleriyle aynı kaynaktan geldikleri bilinen úeklinin hedef lehçede bulunması; fakat bu iki kelimenin anlam alanlarının birbirleriyle tam olarak de÷il de kısmî oranda örtüúmesidir. Aúa÷ıdaki Türkmence mısrada geçen don kelimesinin ses bakımından karúılı÷ı olan don Türkiye Türkçesinde de kullanılmaktadır. Ancak bu kelime Türkmencedeki aslıyla anlam bakımından ancak Türkiye Türkçesinin bazı a÷ızlarında örtüúmekte, yazı dilinde ise elbise, giysi kelimesiyle karúılanmaktadır. Aúa÷ıdaki mısralarda yazar güz mevsiminin gelmesiyle beraber onun belirtileri olan Türkmen ovasının sararıp soldu÷undan bahsetmektedir. Dolayısıyla bu úekildeki bir anlamın ifade ediliúinde elbise kelimesi tercih edilmeliydi. Türkmen Türkçesi (s. 169) Güyz donun geyipdir Türkmen düzleri, Ba÷laram sıpayı mive biúende. Barha az aydılyar söygi sözleri, Barha köp oylanyañ iñrik düúende. Türkiye Türkçesi (s. 168) Güz donun giymiútir Türkmen düzleri, Ba÷lar da kibardır meyve piúince, Daha az söylenir sevgi sözleri, Daha çok düúünür alacakaranlık düúünce. “>>” Güz elbisesi giymiútir Türkmen ovaları, A÷açlar da naziktir meyve olgunlaúınca, Daha az söylenir sevgi sözleri, Daha çok düúünüyorsun alacakaranlık çökünce. Yine aúa÷ıdaki dörtlükteki tamlama eki ile edat aktarımındaki hatayı görmezlikten gelirsek, hem ses hem de yapı bakımından birbirine eúit olan gazaplıdır kelimesi Türkiye Türkçesine öfkelidir úeklinde aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 151) Gicäñ ayazında Gazaplıdır gar. Garga aya÷ından Beynä çen doñyar. Türkiye Türkçesi (s. 150) Gece ayazında Gazaplıdır kar. Karga aya÷ından Baúına donar. “>>” Gecenin ayazında Öfkelidir kar. Karga aya÷ından Beynine kadar donar. Türkmen Türkçesindeki ba÷ kelimesinin ba÷, bahçe anlamının yanında a÷aç anlamı da vardır (TDS, 1962). Dolayısıyla, Türkmen Türkçesindeki ba÷ ile Türkiye Türkçesindeki ba÷ kelimelerinin anlam alanları tam olarak örtüúmemektedir. Aúa÷ıdaki örnekte, bu iki kelime arasındaki yalancı eú de÷erlik durumuna dikkat edilmemiú ve kaynak cümlede geçen ba÷, hedef cümleye yine ba÷ kelimesiyle aktarılmıútır. Fakat 438 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ metindeki ba÷lama baktı÷ımızda bu kelimenin Türkiye Türkçesine aktarımının a÷aç úeklinde olması gerekirdi. Türkmen Türkçesi (s. 173) Ba÷ astında gö÷e garap yatırın, Düúek edip yaú maysalı topra÷ı. Barma÷a gök yuva sarap yatırın, Türkiye Türkçesi (s. 172) Ba÷ astında gö÷e bakıp yatarım, Döúek yapıp yaú bu÷daylı topra÷ı. Parma÷a gök yuva sarıp yatarım. Men dünyäniñ dara÷tınıñ yapra÷ı. Ben dünya a÷acının yapra÷ı. “>>” A÷aç altında gö÷e bakıp yatıyorum, Döúek yapıp körpe bu÷daylı topra÷ı. Parma÷ıma yeúil yuva5 dolayarak yatıyorum. Ben dünya a÷acının yapra÷ıyım. 3. 2. Anlam Alanları Hiç Örtümeyen Kelimeler ( = Tam Yalancı Edeer Kelimeler) Aynı kaynaktan gelen veya aynı kaynaktan geldikleri düúünülen ve anlam alanları hiç örtüúmeyen kelimelere tam yalancı eú de÷er kelimeler denir. øncelemiú oldu÷umuz eserde, kısmî / yarım yalancı eú de÷er kelimelerde oldu÷u gibi tam yalancı eú de÷er kelimelerde de aktarma hatalarının yapıldı÷ını görüyoruz. Aúa÷ıdaki Türkmence dörtlükte geçen cadılı kelimesi aktarmaya cadı úeklinde –lı eki eksik olarak alınmıútır. Hâlbuki kaynak lehçede kelime cadılı olarak geçmektedir. Türkiye Türkçesinde cadı kelimesinin eú de÷eri büyü, cadılı kelimesinin eú de÷eri ise büyülü’dür (Ercilasun 1991). Kaynak lehçede kullanılan cadılı däl kelimesi ile gözlerin etkileyici olmamasından bahsedilmektedir. Aktarıcı gözleri kiúileútirerek büyü, sihir yapan kiúi anlamına gelen cadı kelimesi ile karúılamıútır. Oysa metnin ba÷lamı dikkate alındı÷ında kaynak metindeki cadılı kelimesi Türkiye Türkçesine büyülü úeklinde aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 57) Adamlara has ınamlı garadım. Yeniú bilen tamam boldı gözle÷im. Kın pursatım medet berdi kalbıma, Cadılı däl - seniñ ınsan gözleriñ. 5 Türkiye Türkçesi (s. 56) ønsanlara çok güvenli baktım ben. Zafer ile tamam oldu gözlemim Zor fırsatım medet verdi kalbime Cadı de÷il senin insan gözlerin. “>>” ønsanlara çok güvenerek baktım. Zafer ile tamamlandı araútırmam. Zor anlarım yardım etti kalbime, Büyülü de÷il senin insan gözlerin. Yuva: Baharda yetiúen ve yenilen acımtırak bir ot (TDS: 1962) Güz 2009 / Sayı 5 439 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Türkmen Türkçesindeki oba ile Türkiye Türkçesindeki ova kelimelerinin anlam alanları hiç örtüúmemektedir;6 dolayısıyla bu kelimeler tam yalancı eú de÷erdir. Ancak, aúa÷ıdaki örnekte aktarıcı bu kelimeleri eú de÷er zannetmiú ve kaynak cümledeki oba’yı Türkiye Türkçesine ova kelimesiyle aktarmıútır. Oysa, burada oba yerine köy kelimesi kullanılmalıdır. Türkmen Türkçesi (s. 139) Diñlär meni úäherler, Diñlär meni obalar. øne, meniñ çuñlu÷ım, Beyikli÷im úu bolar! Türkiye Türkçesi (s. 138) Dinler beni úehirler, Dinler beni ovalar. øúte, benim derinlik, Büyüklü÷üm bu olur! “>>” Dinler beni úehirler, Dinler beni köyler. øúte, benim derinli÷im, Yüceli÷im bu olur! Aúa÷ıdaki örneklerde geçen hem edatının ses ve yapı bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı hem, eú de÷eri ise ve ba÷lama edatıdır. Söz konusu edat Türkiye Türkçesine hem de÷il, ve ba÷lama edatıyla aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 143) Sen görmän geçyärsiñ Señ üçin dörän Uçmaha yat, Ereme yat gülleri. Yüzüñi sıpasa, yı÷ırdın yazcak Otdan hem toprakdan dörän yelleri. Türkiye Türkçesi (s. 142) Görmeden geçersin Sana açılan Cennete yad, øreme yad gülleri. Kırıúı÷ın gerer, yüzünü öpse Ottan hem topraktan esen yelleri. “>>” Sen görmeden geçiyorsun Senin için büyüyen Cennete yabancı, ørem’e yabancı çiçekleri. Yüzünü okúasa, kırıúı÷ını düzeltecek. Ateú ve topraktan türeyen yelleri. Aúa÷ıdaki metinde de görülece÷i üzere Türkmen Türkçesindeki dek edatının ses ve kaynak bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı dek, eúde÷eri ise gibi’dir. Söz konusu edat Türkiye Türkçesine gibi karúılı÷ında aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 305) Tekepbir bol, çıkıp bolmaz gaya dek, Sada bol, aylarıñ do÷uúı Türkiye Türkçesi (s. 304) Gururlu ol, eriúilmez kaya dek, Sade ol, ayın do÷uúu 6 “>>” Gururlu ol, çıkılmaz kaya gibi, Sade ol, ayların do÷uúu gibi. ooba: Köy (TDS 1962); oba: 1. Göçebelerin konak yeri. 2. Bu konak yerinde konaklayan halk veya aile. 3. Genellikle bölmeli göçebe çadırı (TS 2005). 440 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ yalı. ùeyle yi÷itler bar, (olar bar entek) Sen dek gayalarda olañ hıyalı! misali. Öyle yi÷itler var, (onlar var henüz) Senin gibi kayalarda hayali! Böyle yi÷itler var, (onlar var úimdi de) Senin gibi kayalarda onların hayali! Yine aúa÷ıdaki metinde geçen dek edatının Türkiye Türkçesine gibi benzetme edatıyla aktarılması gerekirdi. Türkmen Türkçesi (s. 57) «Kim men?» Co÷ap tapman úu günlere çen, Seni söyüp, kimdi÷imi bildim men, Yenil gopdum baúıñdakı öyme dek, Diydim: «Eciz bu dünyäde söymedik!» Türkiye Türkçesi (s. 56) “Kimim?” Cevabı yok bugünlere dek, Seni sevip kim oldu÷um bildim ben Hafif uçtum, baúındaki öyme dek, Dedim: “Aciz bu dünyada sevmeyen!” “>>” “Kimim ben?” Cevap bulamadım bu güne kadar, Seni sevince, kim oldu÷umu anladım ben, Hafifçe kalktım, baúındaki örtü/ tülbent gibi, Dedim(ki): “Aciz(dir) bu dünyada sevmeyen!” 4. Yanlı Kelime Seçimi ønceledi÷imiz metinde Türkmen Türkçesinde bulunan bir kelime veya ifadenin yanlıú seçilen kelimelerle Türkiye Türkçesine aktarılması hatalarına da oldukça fazla rastlanmaktadır. Bu durumda aktarılan metinde, asıl metinde kastedilen úey tam olarak yansıtılmamakta, bazen de tam tersi bir anlam çıkabilmektedir. Metnin tamamı dikkate alındı÷ında, toplumdaki problemlerden bunalan úairin kendisini tabiatın kuca÷ına bırakması ve yalnız kalarak az da olsa dinlenmeye ihtiyacı oldu÷unu bildirmesi söz konusudur. Türkmen Türkçesinde gatı a÷lamak ve gatı gülmek ile ifade edilen durum Türkiye Türkçesine yüksek a÷lamak ve yüksek gülmek úeklinde aktarılamaz. Böyle bir durumda yalnız ve sessiz yaúama iste÷ine uygun bir kelime seçimi yapılması gerekir. Kanaatimizce Türkmen Türkçesindeki gatı a÷la- úekli Türkiye Türkçesine feryat ederek a÷la-; gatı gül- ise kahkahalarla gülúeklinde aktarılmalıdır. Çünkü sessizli÷in ve yalnızlı÷ın ruhuna da yakıúan bu durumdur. Türkmen Türkçesi (s. 61) Hovlukmayın. Söz bermäyin hiç kime, Türkiye Türkçesi (s. 60) “>>” Acele etmeyim. Söz vermeyim kimseye, Acele etmeyeyim. Söz vermeyeyim kimseye, hiç Güz 2009 / Sayı 5 hiç 441 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Öyüm çetde - hiç bir zadı bilmäyin, Düme oylanayın, Yaúayın düme. Gatı a÷lamayın, Hiçbir úeyi bilmemkuytuda evim. Do÷al düúüneyim, Yaúayım do÷al. Yüksek a÷lamam ben, Gatı gülmäyin. Yüksek gülmem ben. Evim kuytuda, hiçbir úeyi bilmeyeyim. Sessizce düúüneyim, Yaúayayım sessizce. Feryat ederek a÷lamayayım, Kahkahalarla gülmeyeyim. Aúa÷ıdaki dörtlükte geçen beyin kelimesinin ses, yapı ve anlam bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı beyin’dir. Aktarıcı beyin kelimesi yerine baú kelimesini kullanmıútır. Hâlbuki baú ile beyin kelimeleri hem Türkiye Türkçesinde hem de Türkmen Türkçesinde aynı anlamı karúılamazlar.7 Türkmen Türkçesi (s. 151) Gicäñ ayazında Gazaplıdır gar. Gar÷a aya÷ından Beynä çen doñyar. Türkiye Türkçesi (s. 150) Gecenin ayazında Gazaplıdır kar. Karga aya÷ından Baúına donar. “>>” Gecenin ayazında Öfkelidir kar. Karga aya÷ından Beynine kadar donar. Aúa÷ıdaki örnek metinde geçen ya da edatının ses ve yapı bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı ya da, eú de÷eri ise yoksa’dır. Metinde bahar bayramı ile güzün hüznü karúılaútırılmakta ve hangisinin daha iyi oldu÷unun cevabı aranmaktadır. Bundan dolayı aktarıcı ya da edatını iyi ya de÷il de, yoksa úeklinde aktarmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 177) Eliñ galama barar, Sorar yüre÷iñ sesi: Yaz bayramı govumı Ya-da güyzüñ gussası. Türkiye Türkçesi (s. 176) Elin kaleme varır, Sorur yüre÷in sesi: Baharın bayramı mı? øyi ya, güzün hüznü. “>>” Elin kaleme varır Sorar vicdanın sesi: Bahar bayramı mı iyi, Yoksa güzün hüznü mü? Yine aúa÷ıdaki metinde geçen da edatının ses ve yapı bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı da, eú de÷eri ise ve’dir. Metinde savaú zamanında ekmek sırasına girmiú ve zor da olsa bir ekmek almıú bir çocu÷un 7 Ba: ønsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, a÷ız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser (TS 2005; TDS 1962). Beyin: Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluúan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulundu÷u organ, dima÷ (TS 2005; TDS 1962). 442 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ elindeki ekme÷in zorba bir kiúi tarafından zorla alınması anlatılmaktadır. Bundan dolayı aktarıcı da edatını aynen almamalıydı. Bunun yerine Türkiye Türkçesindeki ve edatı kullanılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 191) Çöre÷imi aldı-da, Yeñsämden itdi. Tövere÷ne garanıp, U÷runa gitdi. Türkiye Türkçesi (s. 190) Ekme÷imi aldı da Ensemden itti. Etrafa bakınıp, Yoluna gitti. “>>” Ekme÷imi aldı ve Ensemden itti. Etrafına bakınarak, Yoluna devam etti. 5. Kelimeler Arası Uyumsuzluk Anlamları, kullanımları ve cümlenin di÷er unsurlarıyla olan iliúkileri bakımından aralarında anlam yönünden uyumsuzluk bulunan kelimelerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan aktarma hatalarına da rastlanmaktadır. Tek baúına düúünüldü÷ünde “yalancı eú de÷er kelimeler”, “yanlıú kelime seçimi” gibi farklı hata tiplerine giren bazı kelimelerin di÷er kelimelerle olan anlam iliúkileri uyumsuz olmaktadır. Bu durumda, kelimenin aktarımındaki yanlıúlık dikkate alınmasa bile, di÷er kelime veya kelimelerle anlam yönünden uyumsuz oldu÷u için ayrı bir hata tipi ortaya çıkmaktadır. Bir baúka deyiúle, bazen yanlıú aktarılan bir kelime, bu yanlıúlık sebebiyle di÷er kelimelerle de uyumsuz olmaktadır. Yani, yapılan bir hata, zincirleme olarak baúka hatalara sebep olmaktadır (Karado÷an 2004). Aúa÷ıdaki metinde görülece÷i üzere Türkmen Türkçesinde kullanılan bo÷azını bo÷ar úeklindeki bir kullanım Türkiye Türkçesine bo÷azında dü÷ümlenir veya bo÷azını sıkar úeklinde aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 103) Yöne eden ya÷úılı÷ıñ irugiç Gaytar÷ısın talap edäyseñ e÷er, Unudayma, soñkı demine deñiç Seniñ hayrıñ yi÷diñ bo÷azın bo÷ar. Türkiye Türkçesi (s. 102) Ama er geç yaptı÷ın iyili÷in Beklentisin talep etsen sen e÷er, Unutma en son nefesine kadar Senin hayrın yi÷idin bo÷azını bo÷ar. “>>” Unutma, son nefesini verinceye kadar Senin iyili÷in yi÷idin bo÷azında dü÷ümlenir. Güz 2009 / Sayı 5 443 Lâkin yaptı÷ın iyili÷in er veya geç Karúılı÷ını beklersen e÷er, Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Aúa÷ıdaki dörtlükte de görülece÷i üzere Türkmen Türkçesinde kullanılan ıúk gaynar úeklindeki bir ifade Türkiye Türkçesine aúık kaynar úeklinde de÷il, aúk kaynar úeklinde aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 93) Cahıllı÷ıñ yaúında, Iúk gaynar döúünde, Obamızıñ gızları Seni görer düyúünde. Türkiye Türkçesi (s. 92) Delikanlı yaúında, Aúık kaynar döúünde, Köyümüzün kızları Seni görür düúünde. “>>” Delikanlı yaúında Aúk kaynar kalbinde, Köyümüzün kızları Seni görür düúünde. 6. Kelime Eksiklii Aktarma yaparken, kaynak cümledeki her kelimenin hedef cümleye birebir aktarılması her zaman mümkün olmayabilir. Ancak bu, kaynak cümledeki bazı kelimelerin göz ardı edilebilece÷i anlamına da gelmez. Metnin aslına sadık kalmak ve yazarın tercihlerine saygı göstermek için kaynak cümledeki her kelime dikkate alınmalı ve aktarma ona göre yapılmalıdır. øncelenen metinde, kaynak cümledeki bazı kelimelerin hedef cümlede eksik bırakılması yüzünden kastedilenin anlaúılamadı÷ı veya yanlıú anlaúıldı÷ı durumlara rastlanmıútır. Ancak bu tür hataların aktarıcıdan mı yoksa dizgi hatasından mı kaynaklandı÷ını söylemek zordur. Aúa÷ıdaki Türkmence metinde ülkesini düúman saldırılarından korumaya çalıúan ve bu yola baú koymuú gençlerin ne kadar zor bir iú üstlendikleri anlatılmaktadır. Türkmen Türkçesindeki ne kın?! ifadesi Türkiye Türkçesine ne kadar da zor?! karúılı÷ında aktarılmalıydı. Çünkü burada kullanılacak olan miktar edatı yapılan iúin çok zor oldu÷unu ifade etmektedir. Türkmen Türkçesi (s. 203) Söveú güni söveú donunı geyen Ça÷a yurt ıkbalın goramak ne kın?! Vatan üçin baú goyyarlar o÷ullar, Bärde enelermiz galyarlar yetim... 444 Türkiye Türkçesi (s. 202) Savaú günü savaú giysisin giyen Çocu÷a yurdunu korumak çetin?! Vatan için ölüyorlar o÷ullar, Burada analar kalıyor yetim... Gazi Türkiyat “>>” Savaú günü savaú elbisesini giyen Çocu÷a yurdunun kaderini korumak ne kadar da zor? Vatan u÷runa baú koyuyor o÷ullar, Burada annelerimiz kalıyor yetim... Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Aúa÷ıdaki Türkmence metinde geçmekte olan ben zamirinin Türkiye Türkçesindeki ses, yapı ve anlam bakımından karúılı÷ı ben’dir. Metnin anlamını pekiútirmeye yarayan bu zamirin aktarmada kullanılması gerekirdi. Türkmen Türkçesi (s. 222) Günäkäri men däl beyle vakanıñ, Özümi úu vakañ úayadı öydyän. Hesretin vasp edyän diri kakamıñ, Yok atamıñ, ùatlı÷ını vasp edyän. Türkiye Türkçesi (s. 223) Suçlusu de÷ilim öyle olayın, Kendim bu olaya úahit zannettim. Hasretin methettim diri babamın, Yok atamın huzurunu methettim. “>>” Suçlusu ben de÷ilim böyle olayın, Kendimi bu olayın úahidi sanıyorum. Acısını8 anlatıyorum diri babamın, Hayatta olmayan dedemin mutlulu÷unu anlatıyorum. Aúa÷ıdaki örnek metinde geçen dek edatının ses ve yapı bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı dek, eú de÷eri ise gibi’dir. Söz konusu edat Türkiye Türkçesine gibi benzetme edatıyla aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 191) Men iñledim, içimden Sancı tutan dek. Hol añırda äpet gün, Hol bärde tüylek. Türkiye Türkçesi (s. 190) Ben inledim, içimde Güya sancılı. Orada büyük güneú, Burada kıllı. “>>” Ben inledim, içimden Sancı tutmuú gibi. Öte tarafta büyük güneú, Berideyse kıllı. Aúa÷ıdaki dörtlükte geçen çen edatının Türkiye Türkçesindeki eúde÷eri kadar’dır. Söz konusu edatın aktarıcı tarafından kullanılmamıú olması anlam bulanıklı÷ına sebep olmaktadır. Çünkü metinde de görülece÷i üzere hayvanın donması önce ayaktan baúlıyor ve beyne kadar ilerliyor. Bundan dolayı aktarıcı kadar edatını kullanmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 151) Gicäñ ayazında Gazaplıdır gar. Gar÷a aya÷ından Beynä çen doñyar. Türkiye Türkçesi (s. 150) Gecenin ayazında Gazaplıdır kar. Karga aya÷ından Baúına donar. “>>” Gecenin ayazında Öfkelidir kar. Karga aya÷ından Beynine kadar donar. 8 Buradaki hasret kelimesinin karúılı÷ında acı, trajedi, facia vb. gibi kelimeler kullanılabilir. Çünkü úairin babası II. Dünya Savaúında Almanlara esir düúmüútür. Naziler bu savaú esirlerine her türlü iúkenceyi uygulamıúlardır. Hatta onları denek olarak bile kullanmıúlardır. Güz 2009 / Sayı 5 445 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ 7. Kelime Fazlalıı Lehçeler arası aktarma yaparken bazen hedef cümlede, kaynak cümlede karúılı÷ı olmayan kelimeler kullanılmaktadır. Elbette, aktarma yaparken kaynak cümledeki her kelimenin hedef cümleye birebir aktarılması her zaman mümkün olmayabilir. Bu sebeple de kaynak cümledeki anlamı tam olarak verebilmek için fazladan kelimeler kullanılabilir. Ancak, burada bahsedilen fazladan kelime kullanımı, gerekli oldu÷u için de÷il; tamamen keyfî ve gereksiz yere yapılmaktadır. Metnin aslına sadık kalmak ve yazarın tercihlerine saygı göstermek bakımından hedef cümlede gereksiz yere ve fazladan kelime kullanılmamalıdır. Üstelik önemsiz gibi görünen “kelime eksikli÷i” ve “kelime fazlalı÷ı” hataları bir araya gelince metnin aslından iyice uzaklaúılmaktadır (Karado÷an 2004). Aúa÷ıdaki Türkmence metinde fazla kelime kullanımından kaynaklanan aktarma hatasına rastlamaktayız. Aktarmanın ikinci mısrasında geçen bir kelimesinin kullanılmasına gerek yoktur. Bu kelimenin kullanılması okuyucunun zihninde anlam karmaúasına sebep olmaktadır. Türkmen Türkçesi (s. 87) Men kiçicik úäherleri söyyärin! Ol yerde hemme zat sadadan-sada. Ulı úäherlerde tapılgısız zat, Bu yerde yer bolyar mıhmanhanada. Türkiye Türkçesi (s. 86) Ben küçücük úehirleri seviyorum! O bir her úeyde sadeden sade. Büyük úehirlerde bulunmaz bir úey, Burada yer vardır misafirhanede. “>>” Ben küçücük úehirleri seviyorum. Orada her úey o kadar sade ki / sade mi sade. Büyük úehirlerde bulunmayan úey. Burada yer bulunur otelde. Aúa÷ıdaki metinde ise hem fazla kelime kullanımından hem de yanlıú aktarmalardan kaynaklanan hatalar vardır. ølk satır tamamen yanlıú aktarılmıútır. økinci satırda bu huúu úeklindeki bir kullanımı karúılayan kelime grubu yoktur. Üçüncü satırdaki boyun almak úeklindeki bir kullanımda deyimlerin aktarılmasında yalancı eúde÷er hatasına düúülmüútür. Son mısrada ise hem yanlıú kelime seçimi hem de fazla kelime kullanmaktan kaynaklanan aktarma hataları yapılmıútır. Bir dörtlükte bu kadar hatanın yapılması anlaúmayı kolaylaútırmıyor, tam tersine zorlaútırıyor diyebiliriz. 446 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Türkmen Türkçesi (s. 227) øne, sırıp yörüs köçeleñ boyun, Bir-birmiz tanaman, nobata durus, Geliñ, sır saklaman, alalıñ boyun, ùol daúı näçämiz göterip yörüs. Türkiye Türkçesi (s. 226) Sokaklarda dolaútı÷ımız bilelim, Tanımadan sıradayız bu huúu, Hiç sır saklamadan boyun alalım, Bak kaçımız götürmekte o taúı. “>>” øúte, baúıboú dolaúıyoruz sokaklar boyu, Birbirimizi tanımadan sırada bekliyoruz, Gelin, sır saklamayalım, itiraf edelim, O taúı nicemiz taúımaktayız. Aúa÷ıdaki hedef cümlede altı çizilmiú edatın kaynak cümlede karúılı÷ı yoktur. Aktarıcı bu edatı fazladan kullanmıútır. Türkmen Türkçesi (s. 195) Günlen biri úinel atıp üstlerne, Onuñam üstünden atınıp asman, Yatdılar Gödeklik hemem näziklik Aradakı ulı serhede yetmän Türkiye Türkçesi (s. 194) Bir gün ise kaput atıp üstlerine, Onun da üstünden alarak asman, Yattılar Kabalık ve de naziklik. “>>” Günlerden bir gün kaput atıp üstlerine, Onun da üstüne örterek gökyüzünü, Yattılar Kabalık ve de naziklik. Aradaki büyük sınıra yetmeden Aradaki varmadan. büyük sınıra 8. Hedef Lehçede Ol mayan Kelime Kullanma Lehçeler arası aktarmalarda bazen hedef lehçede bulunmayan kelimelerin kullanıldı÷ını görüyoruz. Hâlbuki biraz dikkat edilse kaynak metindeki kelimenin karúılı÷ını hedef lehçede kolayca bulmak mümkündür. Fakat bunun yerine aktarıcılar bazen “uydurma” kelimeler kullanmaktadır. Aslını uyarlama hatasına benzese de bu tür aktarma hatalarında bir uyarlama söz konusu de÷ildir. Bu tür aktarma hatasında, kaynak lehçedeki kelimeyle ilgisi olmayan ve hedef lehçede de bulunmayan bir kelime kullanılmaktadır. Yapılan bu tür aktarmalar ço÷u kere hedef lehçedeki okuyucu için hiçbir anlam ifade etmemekte, bazen de kaynak cümlede kastedilen úeyin tam olarak anlaúılmasını da engellemektedir (U÷urlu 2000; Karado÷an 2004). Aúa÷ıdaki Türkmence metinde geçen asıllı iúler yapısı Türkiye Türkçesine asil iúler kelimesiyle aktarılmalıydı. Çünkü Türkiye Türkçesinde de asıllı iúler diye bir kulanım yoktur ve okuyucunun zihninde de hiçbir úeyi karúılamaz. Güz 2009 / Sayı 5 447 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Türkmen Türkçesi (s. 87) Bu yerde kän hapa iúler edilmez, Asıllı iúlerem edilmez kelte. Çünki bütin úäher anı÷na yeter, Türkiye Türkçesi (s. 86) Burada çok kirli iúler yapılmaz, Asıllı iúler de yapılmaz yarım. Zira bütün úehir tamamın bilir, Yerden tılla galkanda erte. Yerden altın do÷arken yarın. halka halka “>>” Burada fazla kirli iúler çevrilmez, Asil iúler de bırakılmaz yarım. Çünkü bütün úehir neyin ne oldu÷unu anlar (= iúin do÷rusunu ö÷renir). Yerden altın halka yükselirken yarın. Yine aynı metindeki dımmak kelimesinin Türkiye Türkçesindeki ses ve yapı bakımından karúılı÷ı dımmak, anlamı ise 1. sesini çıkarmadan oturmak, konuúmamak’tır. Fakat aktarmada da görülece÷i üzere susmaklık úeklinde aktarılan bir kelimenin Türkiye Türkçesindeki anlamı net de÷ildir. Bundan dolayı bu kelime hedef lehçeye suskunluk úeklinde aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (s. 89) Utanmañ! Gizlemäñ yüzleriñizi, Dımmaklı÷ı, yı÷ralı÷ı ovradıñ! Öz aydıp bilmedik sözleriñizi, Ça÷añıza aytmaklı÷ı övrediñ! Türkiye Türkçesi (s. 88) Utanmayın! Gizlemeyin yüzünüzü, Susmalı÷ı, çekingenli÷i kırın! Kendi söyleyemeyen sözünüzü, Yavrunuza söylemeyi ö÷retin! “>>” Utanmayın! Gizlemeyin yüzlerinizi, Suskunlu÷u (bozun), utangaçlı÷ı kırın! Kendinizin, söyleyemedi÷iniz sözleri, Yavrunuza söylemeyi ö÷retin! Aúa÷ıdaki metinde de görülece÷i üzere Türkmen Türkçesindeki zat kelimesinin Türkiye Türkçesindeki ses ve yapı bakımından karúılı÷ı zat, anlamı ise úey’dir. Fakat bu kelime aktarılırken hedef metinde olmayan bir karúılık seçilmiútir. Türkiye Türkçesinde úevli diye bir kelime yoktur. Türkmen Türkçesi (s. 293) Mu÷allıma köp zeyrendi: Türkiye Türkçesi (s. 292) “>>” Hoca Hanım çok azarladı: «Vah, seniñki úol bir zat- “Vah, seninki yine aynı úevliGün de çizsen - insano÷lu, Gül de çizsen insano÷lu.” Ö÷retmen Hanım çok söylendi: “Vah, seninki hep aynı úey Güneú de çizsen insan, Çiçek de çizsen insan.” Günem çekseñ - Adamzat. Gülem çekseñ - Adamzat.» 448 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ 9. Yakın Anlamlı Kelime Kullanma ønceledi÷imiz metinde aktarıcı, kaynak lehçedeki bir kelimeyi yakın anlamlı iki kelime kullanarak hedef lehçeye aktarmaya çalıúmıútır. Böyle bir uygulama sonucunda hedef metnin üslûbu bozulmakta ve aktarmanın amacına ulaúması mümkün olmamaktadır. Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede geçen talap edäyseñ úeklindeki bir yapının Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı talep ediyorsan’dır. Fakat bu úekildeki bir kullanım Türkiye Türkçesine beklentisin talep etsen karúılı÷ında aktarılmamalıdır. Söz konusu yapı hedef lehçeye karúılı÷ını beklersen úeklinde aktarılmalıydı. Türkmen Türkçesi (103) Yöne eden ya÷úılı÷ıñ irugiç Gaytar÷ısın talap edäyseñ e÷er, Unudayma, soñkı demine deñiç Seniñ hayrıñ yi÷diñ bo÷azın bo÷ar. Türkiye Türkçesi (s. 102) Ama er geç yaptı÷ın iyili÷in Beklentisin talep etsen sen e÷er, Unutma en son nefesine kadar Senin hayrın yi÷idin bo÷azını bo÷ar. “>>” Lâkin yaptı÷ın iyili÷in er veya geç Karúılı÷ını beklersen e÷er, Unutma, son nefesini verinceye kadar Senin iyili÷in yi÷idin bo÷azında dü÷ümlenir. 10. Aız Kelimeleri Kullanma ønceledi÷imiz úiirlerde, bir kelimenin üst dildeki úeklinin de÷il de a÷ızlardaki varyantının kullanıldı÷ı durumlara rastlanmıútır. Edebî metinlerde a÷ızlara ait kelimeler, ancak belli durumlarda kullanılabilir. Bu aktarmada a÷ız kelimelerini kullanmak için herhangi bir sebep bulunmamaktadır. Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede geçen ädik kelimesinin ses ve yapı bakımdan Türkiye Türkçesindeki eúde÷eri çizme, ayakkabı’dır. Standart Türkiye Türkçesindeki çizme kelimesi yerine, a÷ızlardaki edik9 kelimesinin kullanıldı÷ını görüyoruz. Türkmen Türkçesi (s. 205) Issı iyul bolsun, Türkiye Türkçesi (s. 204) Sıcak temmuz olsun “>>” (øster) sıcak temmuz olsun 9 Bu kelime Afyon, Manisa, Konya, Ere÷li, Alanya vb. gibi il ve ilçelerimizde hâlâ kullanılmaktadır. Bkz. www. tdk. gov.tr (Türkiye Türkçesi A÷ızları Sözlü÷ü c. 1 - 5.) Güz 2009 / Sayı 5 449 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Ha bolsun yanvar, Ya kövüú reñklär, Ya ädik yamar. Ya olsun ocak, Ayakkabı boyar Ya diker edik. østerse ocak olsun, Ya ayakkabı boyar Ya çizme yamar. 11. Di pnot Kullanımı le lgili Hatalar Lehçeler arası metin aktarımında zaman zaman dipnot kullanma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Özellikle, kaynak lehçedeki bir kelimenin hedef lehçede hiçbir kelime ile eú de÷er olmaması durumunda, kelimenin oldu÷u gibi bırakılıp dipnotla açıklanması baúvurulacak en geçerli yoldur. Ancak, dipnot kullanımında belirli bir düzen takip edilmelidir. Aksi takdirde çeúitli hatalar yapılabilir. Dipnotların kullanımıyla ilgili iki tür hata yapılmaktadır. 11. 1. Dipnot Gerektiren Kelimeler Kaynak lehçedeki bazı kelimelerin kullanım alanının hedef lehçede hiçbir kelime ile örtüúmedi÷i durumlara rastlanmaktadır. Aktarımı kolay olmayan bu tür kelimeleri oldu÷u gibi bırakıp anlamını dipnotta açıklamak gerekir. Ancak inceledi÷imiz eserde, hedef lehçede eú de÷eri olmayan bu tür kelimelerin dipnotta anlamının verilmemesinden kaynaklanan aktarma hatalarına rastlanmıútır. Aúa÷ıdaki dörtlükte geçen divalañ kelimesinin hedef lehçedeki okuyucu için herhangi bir anlamı yoktur. Türkiye Türkçesinde olmayan bu kelime aynen alınıyorsa ne anlama geldi÷inin de dipnotta açıklanması gerekirdi. Ama aktarıcı bu kelimenin ne anlama geldi÷ini herhangi bir úekilde açıklamamıútır. Bu durumda okuyucu metni tam olarak kavramak ve anlamlandırmakta zorluk çekmektedir. Türkmen Türkçesinde gaúöy olarak geçen bu kelimenin Türkiye Türkçesindeki eúde÷eri yüzük kaúının yuvası, yüzü÷ün taúı çevreleyen kısmı’dır (TDS 1962). Aktarıcı söz konusu kelimeyi ya dipnotla açıklamalı ya da Türkmen Türkçesinde gaúöy olarak da kullanılan bu kelimenin karúılı÷ını vermeliydi. Türkmen Türkçesi (s. 221) Meñ atamda zehin yokdı üyt÷eúik, Yöne öz kärini yürekden söydi. Gaú bilen divalañ goúunı goúup, Kümüúdir gızılıñ nikasın gıydı. 450 Türkiye Türkçesi (s. 220) De÷iúik zekâsı yoktu atamın, Fakat hünerini yürekten sevdi. Taú ile divalañ yükünü çatıp, Gümüútür altının nikâhın kıydı. Gazi Türkiyat “>>” Benim babamda ola÷an üstü akıl yoktu, Fakat mesle÷ini yürekten sevdi. Yüzü÷ün kaúı ile aynasını birleútirerek, Altın ve gümüúün nikâhını kıydı. Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Aslını koruma baúlı÷ı altında da vermiú oldu÷umuz aúa÷ıdaki örnekte görülece÷i üzere ocar kelimesinin Türkiye Türkçesindeki eúde÷eri çölde yetiúen ve odun olarak kullanılan küçük i÷ne yapraklı bir a÷aç’tır (TDS 1962). Fakat bu kelimenin bu úekilde kullanılması üslup bakımından úiirin anlamının bozulmasına sebep olmaktadır. Aktarıcının herhangi bir dipnot açıklaması yapmadan aynen aldı÷ı bu kelimenin hedef lehçedeki okuyucu için herhangi bir anlamı yoktur. Hâlbuki aynen alınan bu kelimenin dipnotta açıklanması gerekirdi. Türkiye Türkçesi ( s. 97) Törüñizde hemiúelik guralan Yumúak sallança÷ıñ yatmasın badı. Saça÷ñızda çörek, duz haltada duz, Sönmesin ocakda ocarıñ odı. Türkiye Türkçesi ( s. 96) “>>” Baú köúede ebediyen kurulan Boú durmasın daim rahat beúi÷i Sofranızda ekmek, tuz haltada tuz, Sönmesin ocakta ocar ateúi. Baúköúenizde sürekli kurulan Yumuúak salınca÷ın kesilmesin hızı Sofranızda ekmek, tuz torbasında tuz, Sönmesin ocaktaki ocar10 ateúi. 11. 2. Dipnot Gerektirmeyen Kelimeler ønceledi÷imiz eserde, hedef lehçede eú de÷eri bulunan bazı kelimelerin aktarılmayıp dipnotta açıklandı÷ı durumlara da rastlanmıútır. Hâlbuki bu tür kelimeler için dipnot kullanılmasına gerek yoktur. Ayrıca sık sık dipnot kullanılması, metnin akıcılı÷ını bozmanın yanı sıra okuyucuyu da yormaktadır. Hedef lehçedeki eú de÷eri kolaylıkla bulunabilecek kelimeler dip notla açıklanmamalı, metin içinde aktarılması yapılmalıdır. Aúa÷ıdaki Türkmence metinde de görülece÷i üzere ayda a÷ıl atúeklindeki bir yapının Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı karanlı÷ın çökmesi’dir. Bu yapı dururken kelimelerin aynısının kullanılması ve dipnotta açıklamada bulunulmasına gerek yoktur. Bu durum okuyucuyu hem yorar hem de dikkatini da÷ıtır. Türkmen Türkçesi (s. 93) Eyyäm güneú batıpdır, Ay-da a÷ıl atıpdır. Gara÷olca Serdarım Süyci uka batıpdır. 10 Türkiye Türkçesi (s. 92) “>>” Çoktan güneú batmıútır, Ayda a÷ıl atmıútır. Yaramazca Serdar’ım Tatlı uykuya batmıútır. Çoktan güneú batmıútır, Karanlık da çökmüútür. Yaramazca Serdar’ım Tatlı uykuya dalmıútır. Ocar: Çölde yetiúen ve odun olarak kullanılan küçük i÷ne yapraklı bir a÷aç (TDS: 1962) Güz 2009 / Sayı 5 451 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ Aúa÷ıdaki Türkmence metinde de görülece÷i üzere ba÷úı kelimesinin Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı ozan’dır. Kelimenin aslının kullanılması ve dipnotta açıklamada bulunulmasına gerek yoktur. Türkmen Türkçesi (s. 149) Maúınlarıñ öl köçeden barúını, Beyik pencireleñ akca perdesin, Gö÷üñ dınman elek eläp durúunı, Ba÷úıñ barmak basan úirvan perdesin. Türkiye Türkçesi (s. 148) “>>” Arabanın ıslak yoldan gidiúi, Büyük pencerenin beyaz perdesi, Gö÷ün durmadan elek eleyiúi, Ba÷úı dokundu÷u ùirvan perdesi. Arabaların ıslak yoldan gidiúini, Büyük pencerelerin beyaz perdesini, Semanın durmadan elek eleyiúini, Ozanın parmak bastı÷ı ùirvan perdesini.11 Yukarıda tespit ve tasnif etmeye çalıútı÷ımız hata tiplerinin yanında, ayrıca baskı hatasından kaynaklandı÷ını düúündü÷ümüz aktarma hatalarına da rastlamaktayız.12 Bu durum metnin hedef lehçedeki okuyucu tarafından anlaúılmasını zorlaútırmaktadır. Bunun önüne geçmek için aktarılan metinlerin basılmadan önce sa÷lıklı bir úekilde kontrol edilmesi gerekir. Sonuç Yukarıda tespit edilen aktarma hataları göz önüne alındı÷ında ek, kelime, söz dizimi, deyimler ve cümle üstü birimler olmak üzere dilin hemen hemen her düzeyinde aktarma hatalarının yapıldı÷ı görülmüútür. Lehçeler arası aktarma hatalarının ço÷unlukla kaynak lehçe veya hedef lehçeyi iyi bilmemekten; ayrıca dilin çeúitli düzeylerinde kaynak lehçe ile hedef lehçe arasındaki benzerlikler veya farklılıklara tam olarak vâkıf olmamaktan kaynaklandı÷ı görülmektedir. Bununla birlikte, aktarmaya gereken özenin gösterilmemesi de çeúitli hatalara sebep olmaktadır. Bu tür aktarma hatasının yapılmasında ise kanaatimizce genellikle aktarmanın çok kolay oldu÷u düúüncesi etkili olmaktadır. Oysa aktarmanın çok kolay bir iú olmadı÷ı, hatta bazen çeviriden bile daha zor olabilece÷i dikkate alınmalı ve aktarmaya gereken özen gösterilmelidir.13 Ayrıca metnin aslına aúırı derecede ba÷lı kalmak da çeúitli hatalara sebep olmaktadır. Meselâ, kaynak lehçedeki bazı 11 irvan perde: øki telli Türkmen çalgısında (dutar) bir perde. Örne÷in aktarılan metinde geldim, anlamak, kafiye ve bana kelimelerinin yeldim, ankamak, kayife ve sana úeklinde aktarıldı÷ını görüyoruz. 13 Bkz. Göktürk 2002; Suçin 2007. 12 452 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ söz dizimi yapıları, hedef lehçeye uygun olmadı÷ı hâlde sırf metnin aslına ba÷lı kalmak için aktarmada aynı biçimde kullanılmaktadır. ødeal bir aktarma yapabilmek için aktarıcının hem kaynak lehçeyi hem de hedef lehçeyi iyi biliyor olması gerekir. Ancak, aktarma sonucunda metin hedef lehçede yeniden kuruldu÷u için hedef lehçeyi iyi bilmek daha da önemlidir. Aktarma yaparken zaman zaman hedef metin kaynak metinden ba÷ımsız olarak kontrol edilmeli ve metinde herhangi bir yönden bozukluk olup olmadı÷ına bakılmalıdır. Çünkü aktarma hatalarından bir kısmı sadece hedef metne bakılarak bile tespit edilebilmektedir. Ayrıca, úüpheye düúülen kelimelerde mutlaka sözlü÷e bakılmalı; kelimeler ihtimaller üzerine aktarılmamalıdır. Çünkü her an “yalancı eú de÷er tuza÷ı”na düúmek mümkündür. Aktarma yapmak için hedef ve kaynak lehçe uzmanlarının bir araya gelerek en ideal úartları oluúturdukları hâlde bile aktarma hatalarından kaçınılamadı÷ı göz önüne alınırsa, inceledi÷imiz metinde de görülece÷i üzere özellikle ana dili Türkiye Türkçesi olmayanların aktardıkları metinlerin yayımlanmadan önce mutlaka iúin uzmanları tarafından kontrol edilmesi ve daha sonra yayımlanması gerekir. Aksi takdirde bu tür çalıúmaların Türk dünyasının kültürel birlikteli÷inin sa÷lanmasına katkı düzeyi daha düúük olacaktır. KAYNAKLAR: AKALIN, ù. H. vd, 2005, Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları: 549, Ankara. AKSAN, D., 1999, Anlambilim – Anlambilim Konuları ve Türkçenin Anlambilimi, Engin Yayınevi, Ankara. AKSAN, D., 1999, ùiir Dili ve Türk ùiir Dili, Engin Yayınları, Ankara. ATAYEV, G., 1962, “Türkmen Diliniñ Hünärmentçilik Leksikasınıñ Sözlü÷i”, Aúkabat. CAN, H., “Tabut”, Ya÷mur, Nisan - Mayıs - Haziran 2000, østanbul. CAN, H., “Gurbannazar Ezizov”, Ya÷mur, 16 Temmuz - A÷ustos - Eylül 2002, østanbul. CAN, H., “Mezar Taúına Sansür”, Ya÷mur, 16 Temmuz - A÷ustos - Eylül 2007, østanbul. DEMøR, N., 1997, “Bir Tuva Masalının Türkiye Türkçesine Aktarılması”, Sibirya Araútırmaları, [Yay. Haz. Emine Gürsoy-Naskali], s. 379 – 389. DEMøR, N., 2002, “A÷ız Terimi Üzerine”, Türkbilig – Türkoloji Araútırmaları 2002 / 4, s. 105 – 116. DUMAN, M., 1991, “Türkmencede Ünlü Uzunluklarıyla Birbirinden Ayrılan Kelimeler Üzerine”, Türk Dili 447, s. 212 – 218. Güz 2009 / Sayı 5 453 Ünal ZAL _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ DUYMAZ A., - ERGUN M., - BøRAY N., 1998, Baúlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dıúındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, Türkmen Edebiyatı II, cilt 11, Kültür Bakanlı÷ı Yayınları = 2126 (Türk Dünyası Edebiyatı Dizisi 32), Ankara. ERCøLASUN, A. B. vd, 1991, Karúılaútırmalı Türk Lehçeleri Sözlü÷ü I, Kültür Bakanlı÷ı Yayınları 1371, Ankara. ERCøLASUN, A. B., 1992, “Türk Lehçelerinin Anlaúılmasında Dikkat Edilecek Noktalar”, Dil Dergisi 5, s. 28 – 42. ERCøLASUN, A. B., 1994, “Lehçelerden Türkiye Türkçesine Aktarma”, II. Türk Dünyası Yazarlar Kurultayı 8 – 9 – 10 Aralık 1994, Türkiye ølim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birli÷i, Ankara, s. 41 – 45. ERCøLASUN, A. B., 1997, “Lehçeler Arası Aktarma”, Türk Dünyası Üzerine øncelemeler, Akça÷ Yayınları 93, Ankara, s. 91 – 100. ERCøLASUN, A. B., 1997, “Türk Dünyası Kültür øliúkilerinde Dil”, Türk Dünyası Üzerine øncelemeler, Akça÷ Yayınları 93, Ankara, s. 172 – 178. ERCøLASUN, A. B., ve di÷erleri, 1996, ømlâ Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları 525, Ankara. ERGøN, M., 1992, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Basım / Yayım / Tanıtım, østanbul. EZøZOV, G., 1996, Serdarım, Türkmenistan. EZøZOV, G., 1996, Türkmen Sahrası, Türkmenistan. EZøZOV, G., 1996, Saylanan Eserler I, Türkmenistan. EZøZOV, G., 1996, Çıkmadık Kitabım II, Türkmenistan. EZøZOV, G., 1994, Büyülü Kürek, Aú÷abat Ma÷arif, Türkmenistan, (Türkiye Türkçesine aktaran: Ünal Zal, Kardeú Kalemler 5, s. 40 – 42, Ankara). GÖKTÜRK, A., 2002, Çeviri: Dillerin Dili, Yapı Kredi Yayınları 396, østanbul. HACIEMøNOöLU, N., 1992, Türk Dilinde Edatlar, Millî E÷itim Bakanlı÷ı Yayınları, Ankara. HAMZAYEV, M. vd, 1962, Türkmen Diliniñ Sözlü÷i, Türkmenistan SSR Ilımlar Akademiyasınıñ Neúiryatı, Aú÷abat. øLKER, A., 1999, Lehçeden Lehçeye Aktarma Üzerine Bazı Düúünceler, 3. Uluslar Arası Türk Dil Kurultayı 1996, Türk Dil Kurumu Yayınları: 678, Ankara, s. 553 – 560. KøRøùÇøOöLU, F., 2005, “Türkmen Türkçesinden Türkiye Türkçesine Yapılan Aktarmalarda Karúılaúılan Bazı Problemler” Gazi Üniversitesi I. Türkiyat Araútırmaları Sempozyumu, Ankara. KARA, M., 1996, Ça÷daú Türkmen ùiiri, Türk Dili-Türk ùiiri Özel Sayısı V (Türkiye Dıúı Ça÷daú Türk ùiiri) 531, s. 852 - 889. KARA, M., 2001, Türkmence (Giriú, Gramer, Metinler, Sözlük), Akça÷ Yayınları: 380, Ankara. KARA, M., – A. Karado÷an, 2004, Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi Deyimler Sözlü÷ü, Ça÷lar Yayınları, Ankara. KARADOöAN, A., 2004, Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Sorunları, (Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi Üzerine Bir ønceleme), Kırıkkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamıú Doktora Tezi, Kırıkkale. 454 Gazi Türkiyat Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine _______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________ KARADOöAN, A., 2004, -Ip øle Kurulan Zarf-Fiilli Parçaların Türkmen Türkçesinden Türkiye Türkçesine Aktarımı Üzerine, Bilig 31, s. 207-218. KARADOöAN, A., 2004, Türk Lehçeleri Arasında Yapı Eú De÷erli÷i ve Yalancı Eú De÷er Yapılar, V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, 20-26 Eylül 2004, Ankara. Yayın: V. Uluslar Arası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I, 20-26 Eylül 2004, Türk Dil Kurumu Yayınları: 855/1, s. 1591-1604. KORKMAZ, Z., 2003, Türkiye Türkçesi Grameri (ùekil Bilgisi), Türk Dil Kurumu Yayınları 827, Ankara. MAHMUDOV, N., 1994, “Ortak Kelimeler Ortak Anlamlar mı Demektir? (Akraba Dilleri Ö÷renmede Kelime Hazinesi Problemi)”, Dil Dergisi 17, s. 15 – 19. MUSAOöLU, M., 2003, “Türkçede Çeviri ve Aktarma”, Bilig 24, s. 1 - 22. NURMEMMET, A., 2003, øki A÷aç, Türksav Yayınları, Ankara. ÖZKAN, F., 1999, “Bugünkü Türk Lehçelerindeki øletiúimi Zorlaútıran Kelimeler”, 3. Uluslar Arası Türk Dil Kurultayı 1996, Türk Dil Kurumu Yayınları: 678, Ankara, s. 883 – 889. RESULOV, A., 1995, Akraba Diller ve "Yalancı Eú De÷erler" Sorunu, Türk Dili 524 (A÷ustos 1995), s. 916-924. SUÇøN, M. H., 2007, Öteki Dilde Var Olmak, Multılıngual Yayınları, østanbul. TEKøN, T. vd, 1995, Türkmence – Türkçe Sözlük – Türk Dilleri Araútırmaları Dizisi 18, Simurg Yayınları, Ankara. SADIKOV, T., 1995, Gurbannazar Ezizov’un ùiirlerindeki Üstatlı÷ı, Türkmenistan. UöURLU, M., 2000, “Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve ‘Abay Yolu’ Romanı”, Bilig 15, s. 59-80. UöURLU, M., 2001, Türk Lehçelerinin Aktarımında Valenz Sözlüklerinin Önemi, Do÷u Akdeniz Üniversitesi, Uluslararası Sözlükbilim Sempozyumu Bildirileri [Yayımlayan: Nurettin Demir-Emine Yılmaz], Gazima÷usa, s. 197-206. UöURLU, M., 2002, Kırgız ve Türkiye Türkçesi Arasında Bire Bir Kelime Eú De÷erli÷i. “Camiyla” Romanındaki Meseleler Üzerine, Scholarly Depth and Accuracy. A Festschrift to Lars Johanson [Yayımlayan: Nurettin Demir - Fikret Turan], Grafiker Yayınları, Ankara, s. 389 - 401. UöURLU, M., 2004, “Türk Lehçeleri Arasında Kelime Eúde÷erli÷i,” Bilig 29, s. 29 – 40. YILMAZ, A., 2001, Azerice ve Türkmencede Ses Taklidi Kelimeler, Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yayınlanmamıú Lisans Tezi, Kırıkkale. ZAL, Ü., 2007, Gurbannazar Ezizov’un ùiirleri Üzerine Dil ve Üslûp Çalıúması, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Basılmamıú Doktora Tezi), Ankara. ZAL, Ü., Gurbannazar Ezizov: 2008, Mezar Taúına Bile Tahammül Edilemeyen Bir ùair, Türklük Bilimi Araútırmaları (Güz 24), Ni÷de. Güz 2009 / Sayı 5 455