PNOzmulti Configurator 10
Transkript
PNOzmulti Configurator 10
editör Her yeni yılın başında olduğu gibi bu yeni yıla da, daha başlamadan, dünyanın umudunu yükledik gibi yine. Bazen yeni yıllar, yüklediğimiz bu aşırı görevler ve sorumluluklar yüzünden yorulur mu, isyan edip beklentilerimizi boşa çıkarır mı diye düşünmüyor da değiliz. Belki gelen yeni yılın yükünü hafifletmek adına, ondan umut beklemekle kalmayıp beklentilerimiz doğrultusunda bizim de elimizden geleni yaparak çalışmamız, olumlu sonuçlar almamıza katkı sunar. Denilebilir ki, zaten hep bunu yapıyoruz! Olsun, bir kez daha denemeye değmez mi? (Bu arada aklımıza gelen hisselik bir kıssa aktarıverelim parantez içinde: Ali ile Veli, bir gün paraşütle atlarlar. Tabii belli bir yükseklikte paraşütlerini açmaları lâzım. 600 metredeyken yükseklikölçerin ibresine bakan Ali “açalım mı Veli?” diye sorar. Veli, “daha çok var yav!” diye cevap verir. Ali 500 metrede yine “Açalım Veli?” diye sorar, Veli’den ses gelmez. Düşüş devam eder: 400 m, 300 m, 90 m, 80 m… 30, 20, 10… Bizimkiler yere çakılır. Sonunda, yamulmuş hâldeki Veli’den ses gelir: “Açmayalım yav, geldik zaten.” Ne diyelim; yapmamız gerekeni yapmakta da geç kalmasak, iyi olur!) Biz de amaçlarımız ve görevlerimiz doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz. Yeni yılda yine dosya konularımız ile birlikte, “endüstriyel otomasyon” sektöründeki gelişmelere yer vereceğiz. Yılın ilk sayısında Endüstri Otomasyon dergimizde yer alan dosya çalışmamızda “Makina Emniyeti ve İş Güvenliği” konuları yer almakta. Emniyet ve güvenlik demişken, Mitsubishi Electric’in daveti üzerine 2- 9 Aralık 2015 tarihleri arasında Japonya’da yapılan teknik editörler delegasyonuna katılmamızdan söz etmek isterim. Benim için müthiş bir tecrübe ve keyifli bir gezi oldu. Teknolojilerine ve dostluklarına hayran kaldım. Ama beni gerçekten hayran bırakan tecrübe, bir deprem ülkesi olan Japonya’da güvenliğin ne kadar temelden başladığını gösteren, Nagoya’daki üretim üssünün kurulduğu “E4” sınıfında depreme dayanıklı binası oldu. Bu binaya neden hayran kaldığımı, dosya bölümümüzde detaylarıyla görebilirsiniz. Lütfen, mutlaka okuyun. Bilindiği üzere her yıl onlarca çalışan, maalesef iş kazası mağduru oluyor. Bu kazaların kimisi konuya dair eğitimlerin yetersiz olmasından, kimisi tedbirsizlikten kaynaklanıyor. Bunların yanında aşikârdır ki, işçi güvenliğinin temel bir boyutu da çalışılan makinaların güvenlik açısından gerekli ve yeterli önlemleri içermesidir. Biz de sektör firmalarından derlediğimiz haberler ve örnek uygulamalar ile bu konudaki birikime katkı sunmaya çalıştık; bu dosyayı hemen sene başında hazırlayarak, en azından bu yıl daha güvenli çalışma ortamları hazırlanması konusunda görevimizi yerine getirmek istedik. Yeni yıl öncelikle sağlık, sevgi, huzur ve kardeşçe, barış içinde yaşamayı getirsin… Yeni yılda bol kazançlar, güzellikler, bolluk ve bereket olsun… Saygı ve sevgilerimizle… Turan Türkmen EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Ad›na imtiyaz sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Turan Türkmen turan@eksenltd.com Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. Ya€mur Denizhan denizhan@boun.edu.tr Reklam ve Halkla İlişkiler Md.: Birsen Salman birsen@eksenltd.com Yayın Kurulu: Prof. Dr. Abdülkadir Erden / At›l›m Üniversitesi Mekatronik Müh.Böl.Bşk. Prof. Dr. Metin Gökaflan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Galip Cansever / Y.T.Ü. Elektrik Elektronik Müh. Fak. Dek. Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@eksenmedyagrup.com Yayın Danışmanları: Prof. Dr. Alinur Büyükaksoy / Gebze ‹leri Tek. Ens. Rek. Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl. Prof. Dr. Ersin Tulunay / ODTÜ Prof. Dr. Göksel Demirer / ODTÜ Çevre Mühendisli€i Prof. Dr. Güven Önbilgin / 19 May›s Üniversitesi Prof. Dr. Mübeccel Demirekler / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muammer Ermifl / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Savafl Ayberk / Kocaeli Ü. Çevre Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Tuncel Özden / TÜB‹TAK Enst. Analiz Lab. Böl. Bflk. Prof. Dr. U€ur Çeltekligil / Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Seta Bogosyan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Prof. Dr. Yusuf Tan / Bo€aziçi Ü. Medical Engineering Prof. Dr. Kemal Leblebicio€lu / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Doç. Dr. ‹. Hakk› Çavdar / Karadeniz Teknik Ü. Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner / Özçelik A.fi. Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl. Yrd. Doç. Dr. Sibel Uluda€ Demirer / Çankaya Ü. End. Müh. Böl. Dr. Mehmet Çevik / Dal Engineering Dr. Müh. Ahmet Dinçer / Bosch Rexroth A.fi. Sevtap İnan / Siemens M. Halil Başaran / Rockwell Otomasyon Levent Fadıloğlu / Schneider Cengiz Meriç / Hipafl Emin Olcay / Akbil A.fi. Çağrı Hekimoğlu / Esit Göktu€ Gür / Schneider H. Cengiz Celep / Entek Otomasyon Hasan Basri Kayak›ran / Emf Motor ‹brahim Erkan Yenel / Norm Enerji ‹smail Obut / Hidroser Mahmut Bertan / Weidmüller Niyazi Sar›maden / Medel Oral Avc› / Piomak Özkal Güner / Schneider Electric Sedat Sami Ömero€lu / E3Tam Gökhan Yücel / Phoenix Contact fiahnur Agaik / GSD Osman Kutan / ABB Talat Avc› / P›nar Müh. T. Hakan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk. Tuncay Soydafl / Festo Yavuz Çopur / Pilz Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik Tolga Bizel / Mitsubishi Electric Hakan Aydın / Mitsubishi Electric Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik Tunç Atıl / HKTM Teknik Editör: Editör: Grafik Tasarım: Emeç Erçelik editor@eksenmedyagrup.com Alper Öz editor@eksenmedyagrup.com Taluy Denizhan info@eksenmedyagrup.com Ülgen Güneş ulgen@eksenmedyagrup.com Şükran Pala sukran@eksenmedyagrup.com Esra Satır esra@eksenmedyagrup.com Reklam Koordinatörü:Cahide Avflar Demir cahide.avsar@eksenmedyagrup.com Halkla İlişkiler ve Tanıtım: Onur Narinoğlu onur@eksenmedyagrup.com Abone ve Mali İşler: Şerife Yılmaz finans@eksenltd.com Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@eksenmedyagrup.com Temsilciliklerimiz: Nejat Coflkun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹NG‹LTERE info@nejatdesign.co.uk Metin Yavuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - ALMANYA metin.yavuz@gmx.net ‹zmir Temsilcili€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30 Merkez: EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Meflrutiyet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440 Beyo€lu-‹stanbul / TÜRKİYE Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24 E-mail: info@eksenmedyagrup.com www.eksenmedyagrup.com Baskı: Doğa Basım Yıllık abonelik: 100.- TL. Yıllık yurtdışı abonelik: 100 Euro Endüstri ve Otomasyon Yayg›n süreli bir yay›nd›r, Ayda bir yay›nlan›r Dergimizde yer alan ilanlar›n sorumlulu€u ilan verenlere, makalelerdeki fikirler ve yorumlar yazarlar›na aittir. Tüm haklar› Eksen Yay›nc›l›k’a ait olup, izinsiz kullan›lamaz ve yay›nlanamaz. Eksen Yay›nc›l›k; bas›n ve yay›nc›l›k ilkelerine uymay› taahhüt eder. ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYESİDİR. 52 ÜRÜN ve UYGULAMALAR Güneş Enerjisi Tesislerini CMS Sistemi ile İzlemenin Faydaları ABB ■ Prosese Uygun Özel Çözümler: Dozaj Pompalari ve Paket Sistemleri METRANS ■ Omron’dan Yeni Kompakt Bileşenlerle Esnek Pano Tasarım Desteği OMRON ■ Wilo-Yonos MAXO güçlü performans ile yüksek enerji verimliliğini bir arada sunuyor WILO ■ ■ Elektrik Şebeleri ve Afet ÜRÜNLER Türkiye’de Elektrik Mühendisliği Eğitiminin Başlangıcı ■ ■ ELİMKO ■ BECKHOFF E-PR-110 Serisi Kağıtsız Kayıt Cihazı Çoklu dokunmatik HMI serisi 11,6 inç geniş ekran paneller ile genişletildi ■ OMRON IPC’lerinizi ve kontrolörlerinizi koruyun: Omron’dan S8BA kesintisiz güç kaynağı serisi Parker’ın şimdi 250 kW’a varan bir güç değeri ile sunulan AC30 sürücüleri; esneklik, güvenilirlik ve basitliği birleştiriyor 26 86 DOSYA Emniyeti İş Güvenliği ve Otomasyon TARİHDEN BİR YAPRAK PNOZmulti Configurator 10 SCHUNK’tan kısa çalışma pistonlu aynalar için hızlı-değiştirme aynası ■ Makine 16 ■ PILZ ■ SCHUNK ■ PARKER 08 TEORİ ve UYGULAMALAR 70 Nesnelerin İnterneti ve The Connected Enterprise vizyonu ROCKWELL ■ ■ Sensör Tabanlı Elektronik Koruyucu Ekipmanlar ■ Makine Emniyeti ve İş Güveniği’ne İçeriden Bakış HABERLER ■ Medel Elektronik, Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 50 Firmasından Biri! ■ Enosad’ın “Il. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”nin Startı Verildi! ■ Ürünler için hayatta kalma eğitimi ■ Dassault Systèmes geleceğin teknoloji liderlerine deneyim ekonomisi çağını anlattı ■ GE ‘AKILLI ONARIM’ Yaklaşımı ile GE Harici Enerji Santrali Ekipmanları için Denetim ve Onarım Hizmetlerini Genişletiyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 8 ENDÜSTRİ OTOMASYON 9 ENDÜSTRİ OTOMASYON 10 ENDÜSTRİ OTOMASYON 11 ENDÜSTRİ OTOMASYON 12 ENDÜSTRİ OTOMASYON 13 ENDÜSTRİ OTOMASYON 14 16 17 18 19 20 21 22 23 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği MAKİNE EMNİYETİ İŞ GÜVENLİĞİ VE OTOMASYON Konuyla ilgili verilerimiz, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı Tuna Orul’dan. Tuna Orul, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından 2014’te yayınlanan “Sensör Ve Benzeri Algılayıcı Sistemlerin İş Kazalarının Önlenmesi Ve İş Güvenliğinin Sağlanması Amacı İle Kullanılması” isimli İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlık Tezi’nin “Giriş ve Amaç” bölümünde şöyle diyor: “18-19. y.y.’da ortaya çıkan Sanayi Devrimi, diğer adıyla Endüstri Devrimi bir anlamda buhar gücüyle çalışan makinelerin, makineleşmiş endüstriyi ortaya çıkarmasına dayanmaktadır. Sonraki dönemlerde de elektrik gücünün kullanılmaya başlanması ile endüstri ve makineleşme büyük bir ivme kazanmıştır. O dönemde, artan üretim, makineleşme ve büyüyen endüstri çok büyük işgücü ihtiyacı doğurmuştur. Çocuk çalışanlar çoğalmış ve çalışanlar büyük üretim alanlarında iş saati kavramı olmaksızın çalıştırılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra makineleşmiş endüstri ve yeni makineler çalışanlar için bilinmeyen tehlikeleri de beraberinde getirmiştir. Üretkenlik, kazanç ve verimliliğin ön planda olduğu bu dönemde, çalışanların güvenliği önemsenmemiştir. Çalışanların güvenliği zaman geçtikçe önem kazanmaya ve bu sayede makineleşmenin getirdiği tehlikelerden çalışanları korumak için yöntemler geliştirilmeye başlanmıştır. Bu 26 amaçla sabit muhafazalar kullanılmaya başlanmıştır. Sabit muhafazaların verimi ve üretkenliği etkilemesi, mühendisleri yeni yollar aramaya itmiştir. Özellikle elektroniğin yaygınlaşması ile birlikte çalışanların, makinelerin tehlikeli hareketlerinden korunması için yeni çözümler aranmaya başlanmıştır. Tarihsel olarak kullanılan ilk elektronik koruyucu ekipman olan çift elle kontrol sistemi, 1952 yılında bir pres makinesinde kullanılmış ve bu sistemin patenti bu tarihte alınmıştır. Verimliliğin ve üretimin halen önemini koruduğu günümüzde, bu faktörleri etkilemeden çalışanları tehlikelerden koruma çalışmaları devam etmektedir. Bu amaçla, cep telefonlarından buzdolaplarına, otomobillerden savunma sanayine kadar birçok alanda kullanılan sensör teknolojisi, iş güvenliği alanında da kullanılmaya başlanmış ve sabit muhafazaların, kapakların yerini tezimde detaylarını anlatacağım elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlar almaya başlamıştır. Ülkemizde iş kazalarının büyük çoğunluğunun meydana geldiği sektörler; inşaat, maden ve metal sektörüdür. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2012 yılı istatistik verilerine bakıldığında, bu üç sektörde meydana gelen iş kazaları, toplam iş kazalarının %42,5’ini oluşturmaktadır. Aynı yılın istatistiki verilerine bakıldığında, imalat sektörlerinde meydana gelen iş kazalarının oranı %53,2 olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda ülkemizde meydana gelen iş kazalarının yarısından fazlasının makineleşmenin yaygın olduğu imalat faaliyetleri sırasında meydana geldiği görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, ülkemizde meydana gelen iş kazalarının yarısından fazlasının meydana geldiği imalat sektöründe, iş kazalarının en büyük sebeplerinden olan makineleşme ve otomasyon sisteminin tehlikelerinden korunmak amacıyla kullanılan sensör ve benzeri algılayıcıları içeren elektronik koruyucu ekipmanların iş güvenliğinin sağlanmasındaki önemini ve makinelerden kaynaklanan kazaların önlenmesindeki etkisini ortaya koymaktır.” Tezin devamında ise şöyle denilmiş: “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yayınlamış olduğu İş Kazası ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri’nden faydalanılarak oluşturulan veriler incelendiğinde, makinelerin sebep olduğu iş kazası sayısının, her yıl meydana gelen toplam iş kazası sayısının yaklaşık %15’i olduğu görülmektedir. 2012 yılında bu oran %18’lere kadar yükselmektedir. Yüzde eğrisine bakıldığında doğrudan makinelerin sebep olduğu iş kazası sayılarının oranının 2010’dan günümüze arttığı görülmektedir. Makinelerin sebep olduğu kazaların yanı sıra, SGK’nın istatistik verileri incelendiğinde farklı nedenlerle oluşan kazaların da aslında, makineler ile bağlantılı olduğu görülmektedir. Örneğin, sabit bir mekân ile hareket eden cisimler arasına sıkışma, düşen cisimlerin dışında hareket eden cisimlerin çarpması (uçan kırık ve parçacıklar), cismin sıkıştırması gibi nedenlerle meydana gelen iş kazalarının makineler ile bağlantılı kazalar olma olasılığı vardır… Otomatik hareket eden robot kolları, malzeme ve ürünleri otomatik olarak taşıyan taşıtlar ve benzeri makinelerin kullanıldığı otomasyon sistemlerde, sıkışma nedeni ile meydana gelen iş kazaları yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır… 2008 yılında yukarıda bahsedilen iki sebeple meydana gelen iş kazaları her yıl meydana gelen toplam iş kazası sayısının yaklaşık %7’sini oluşturduğu ancak bu oranın günümüze doğru azalma eğiliminde olduğu ve 2012 yılında %5’lere gerilediği görülmektedir. Özellikle sensör teknolojisinin endüstriyel ve güvenlik uygulamalarında yaygınlaşması bu sebeple meydana gelen kazaların önlenmesinde önemli bir etken olacaktır. Uçan parçaların sebep olduğu iş kazaları özellikle makinelerde çok sık rastlanan bir durumdur. Kırılan bıçak veya dişli parçası, işlenen maddeden kopan parçalar ve çapaklar ciddi iş kazalarına sebep olabilmektedir. Yine makinelerin kesici ve batıcı aksamları iş kazasına sebep olan diğer unsurlardandır. Veriler incelendiğinde makineler ve makineler ile bağlantılı sebeplerle meydana gelen iş kazalarının sayısı her yıl meydana gelen iş kazalarının sayısının yaklaşık %30-35’ini oluşturmaktadır. 2008 ve 2009 yıllarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı iş müfettişlerince yapılan teftişlerin neticesinde teftiş edilen kazaların 2008 yılında %35’ini, 2009 yılında %19’unu makinelerin sebep olduğu iş kazalarının oluşturduğu görülmektedir… 27 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği ENDÜSTRİ OTOMASYON SENSÖR TABANLI ELEKTRONİK KORUYUCU EKİPMANLAR ENDÜSTRİ OTOMASYON olanak sağlayan makine tasarımları için uygun değildirler. Koruyucu ekipmanların uygulanması ve kullanımı, tasarımcı, üretici ve kullanıcı tarafından dikkate alınması gereken bir aşamadır. Tasarım aşamasında gerçekleştirilen risk değerlendirmesi sırasında belirlenen tehlikeler ve riskleri azaltmak amacı ile alınacak güvenlik önlemleri için koruyucu ekipmanlar kullanılabilmektedir. Tasarım aşamasında cihazın işleyişinin tüm yönleri ile öngörülmesinin mümkün olmaması nedeni ile cihaz kurulduktan sonra kullanıcı tarafından gerçekleştirilen risk değerlendirmesi neticesinde ek güvenlik önlemlerinin alınması gerekebilmektedir. ELEKTRONİK ALGILAYICILI KORUYUCU EKİPMANLAR Elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlar bir grup yaygın olarak kullanılan ileri düzey koruyucu ekipmandan oluşmaktadır. Elektronik koruyucu ekipmanlar koruyucu tetikleme veya varlık algılama amacı ile bir arada çalışan, sensörler, kontrol veya gözetim cihazları, çıkış sinyali üreten anahtarlama cihazları ve opsiyonel olarak ikinci anahtarlama cihazı gibi kısımlardan ve sistemlerden meydana gelir. Yaygın olarak kullanılan elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanların üç farklı türü gösterilmektedir. 19.yy.’da ortaya çıkan Sanayi Devrimi, daha verimli ve çok amaçlı makinelerin geliştirilmesine dayanmaktadır. O dönemde kullanılan buhar ve elektrik makineleri gibi yeni güç kaynakları daha ileri teknolojilere olanak sağlamaktaydı. Ancak daha yüksek iş verimi ve daha iyi iş kalitesi beraberinde bilinmeyen tehlikeleri de getirmekteydi. Daha büyük ve hızlı makineler daha büyük tehlikeler ortaya çıkartmaktaydı ve makine operatörlerinin iş verimlerini etkilemeden, bu tehlikeleri daha etkili bir şekilde korumak hayati önem taşımaktaydı. İlk olarak, operatörlerin tehlikeli hareketli parçalara, özellikle hareketli güç iletim parçalarına erişiminin engellenmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak operatörün hammadde sağlamak ya da üretilen parçayı almak için tehlikeli bölgeye sıklıkla girip çıkması nedeni ile koruma işlemi oldukça karmaşık bir hale gelmektedir. Bu nedenle operatörün tehlikeli bölgeye göre pozisyonunun otomatik olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Tarihsel olarak kullanılan ilk koruyucu ekipman, pres makineleri için kullanılan çift elle kontrol sistemidir. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte, özellikle bilgisayarlaşma ile koruyucu ekipmanlar daha verimli ve daha uygulanabilir hale gelmişlerdir. 28 Teknolojik ihtiyaçların artması ve daha yüksek iş verimi ihtiyacının ortaya çıkması nedeni ile makineler daha monoton ve tekrarlayan görevler yapar hale gelmiştir. Bu durum operatörün daha yorgun ve uzun süre konsantrasyonunu sağlayamamasına neden olmakta ve tehlikeli iş kazalarına yol açabilecek hatalar yapmalarına sebep olmaktadır. Koruyucu Ekipmanların Genel Karakteristikleri: Koruyucu ekipmanlar genellikle fonksiyonlarını, operatörün veya vücudunun bir kısmının tehlikeli bölgeye yaklaştığı tespit edildiğinde, makinenin tehlikeli hareketini durduran bir sinyal üretmek şeklinde gerçekleştirirler. Bu sayede operatör, tehlikeli bölgeye girmeden önce tehlikeli hareket (ör. presleme hareketi) durdurulmaktadır. Bu tip koruyucu ekipmanlar fiziksel bariyer içermezler ve bu sebeple kullanımları makinenin kısa süre içerisinde otomatik olarak durdurulabilmesine imkân sağlayacak bir şekilde dizayn edilmesini gerektirmektedir. Bu ekipmanlar makine kontrol sistemini kullanarak fonksiyonlarını yerine getirmektedirler. Bu nedenle bu tip koruyucu ekipmanlar, çevirmeli anahtar ile “stop” fonksiyonuna rağmen, yalnızca tüm işlem çevrimini veya bir kısmını tamamladıktan sonra durdurulmasına 1. Lazer perdeler: Lazer perdeler, makinelerde riskleri azaltmak için en çok uygulanan elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanların başında gelmektedir. Lazer perdeler, alıcı ve verici olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Alıcı ve verici cihazın özelliğine göre farklı sayıda optik kanaldan oluşmaktadır. Bu kanallara bağlı olarak algılama bölgesi parçalara ayrılır ve her bir parçanın yüksekliği cihazın karakteristiği olan sensör algılama kapasitesini belirler. Sensör algılama kapasitesi bu koruyucu ekipmanların seçiminde ve uygulanmasında önemli bir parametredir… Lazer perdeler genellikle varlık algılama amacı ile kullanılan elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlardır. Lazer perdelerin amacı; makinenin çalışması sırasında tehlikeli bölge olarak belirlenmiş olan kısımda bir varlık algılanması durumunda makinenin çalışmasının, dolayısı ile tehlikeli mekanik hareketlerin durdurulmasını sağlayarak, tehlikeli bölge olarak belirlenen bölgeye giren insan ya da insan vücudunun bir kısmını bu tehlikeli hareketlerden korumaktır. Bunu yaparken lazer perdelerin kurulumunun ve yerleşiminin doğru yapılması gerekmektedir. Makinenin durması için geçen süre ile lazer perdenin varlığı algılaması ile varlığın tehlikeli hareketin (dönme, ileri geri hareket vb.) bulunduğu noktaya varması arasında geçen sürenin göz önünde bulundurulması ve yerleşimin bu verilere göre yapılması önemlidir. Yerleşimi makineye, yapılan işe, eyleme ve benzeri etkenlere göre farklılık göstermektedir. 2. Lazer tarayıcılar: Lazer tarayıcılar temassız koruyucu cihaz tiplerinden en ileri düzey olan elektronik algılayıcılı koruyucu cihazlardır. Lazer ışını sürekli olarak algılama bölgesini taramakta ve yansıyan lazer ışınlarını ölçmektedir. Bu uygulama ile yalnızca her bir alana (bölgeye) yapılan nüfuziyet değil, aynı zamanda nüfuz edilmiş bölge de tespit edilebilmektedir. Kullanıcı mevcut DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği çalışma alanının yapısına göre algılama alanını farklı tehlike seviyelerine göre genellikle üç olacak şekilde bölünebilmektedir. Bölünen her bir alan için farklı bir güvenlik önlemi fonksiyonu atanabilmektedir. Örneğin, birinci uyarı alanında varlık tespit edilmesi halinde sesli ikaz ile uyarı, ikinci uyarı alanında bir varlık tespit edilmesi halinde yavaşlama ve koruma alanında varlığın tespit edilmesi halinde sistemi durdurma güvenlik fonksiyonları çalıştırılarak güvenlik sağlanmaktadır. Tarama alanının bu şekilde farklı alanlara bölünmesi ile hem sistemin sürekli olarak durdurulması önlenmiş olmakta hem de güvenlik daha etkili bir biçimde sağlanmaktadır. Lazer tarayıcılar yatay ve dikey düzlemde iki boyutlu tarama yapabilmektedirler. Lazer tarayıcılar, taranan bölgede bir varlık algılandığında tehlikeli mekanik hareketlerin durdurulmasını sağlayarak, bu bölgeye giren insan ya da insan vücudunun bir kısmını bu tehlikeli hareketlerden korumak amacı ile kullanılmaktadır. Basınç algılayıcılı matlar ve zeminler de bu amaçla kullanılmaktadır ancak lazer tarayıcıların tarama alanları şekillendirilebilir olması nedeni ile kullanım yerine göre kolaylık sağlamakta ve daha kullanışlı olmaktadır. Lazer tarayıcılar yaygın olarak büyük endüstriyel tesislerde kullanılan otomatik kılavuzlu taşıyıcılarda kullanılmaktadır. Kendi kendine hareket ederek programlanmış rota boyunca taşıma yapan bu mobil cihazların, önlerine çıkan bir engel veya varlığı algılayabilmesi için mutlaka lazer tarayıcılara ihtiyaç duymaktadır. 3. Basınç algılayıcılı koruyucu ekipmanlar: Basınç algılayıcılı koruyucu ekipmanlar, gözlenen bölgede insan veya insan vücudunun bir kısmının varlığı neticesinde oluşacak basıncı (gücü) tespit etmektedir. Bu cihazlar aşağıda listelenen iki işlevsel elemana sahiptirler. a. Sensör: Bölgeye uygulanan basınç kuvvetini sinyallere dönüştürerek kontrol ünitesine ileten hassas kısma sahip basınç algılayıcılı keçe (mat) veya basınç algılayıcılı zemin. b. Kontrol ünitesi: Kontrol edilmesi istenen cihazın açma/kapama ünitesini sensörün durumuna göre kontrol eden kısımdır. Birçok farklı basınç algılayıcılı cihaz bulunmaktadır. Örneğin; keçeler, zeminler, kenarlar, parmaklıklar, tamponlar, tabaklar ve kablolar. Aşağıda verilen parametreler basınç algılayıcılı koruyucu cihazlar için önemli parametrelerdir. a. Eylem kuvveti b. Verimli hissetme alanı c. Eylem kuvvetinin yönü (açısı) d. Cihaz aktif olmadan önce geçen ilerleme e. Tepki süresi f. Ölü alan Otomasyon sistemleri için çalışma alanlarında kazaları önlemek için çeşitli elektronik koruyucu ekipmanlar bir arada kullanılabilmektedir. Bunlardan bazıları elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlardır. Lazer perde cihazı tehlikeli bölgeye kontrolsüz giriş imkânı bulunan yan kısma kurulmuştur ve tehlikeli bölgeye buradan gelebilecek potansiyel girişimleri tespit etmektedir. Bu lazer perde cihazının özellikleri ve cihazın tepki süresi nor- 29 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON Yine menteşe türü elektromekanik anahtarlar açılır kapanır döner aksamlarda tercih edilmektedir. Temassız elektronik anahtarlar bakım ve onarım gereksinimlerinin çok az olması sebebi ile uzun ömürlüdürler. Bununla birlikte darbe ve titreşime karşı yüksek seviyede dayanıklı olması, bu tür etkileşimlerin olduğu makinelerde tercih edilmelerini sağlamaktadır…” Tezinin devamında şöyle demiş Tuna Orul: “Tez kapsamında, üzerinde çalışma yapılan makineler ile ilgili işyerlerinden elde edilen kaza verileri incelendiğinde, tehlikeli bölgeye/noktaya erişimin fazla olduğu makinelerde daha çok kaza meydana geldiği ve tehlikeli bölgeye/noktaya erişim gereksinimi azaldıkça, kaza sayılarının da azaldığı görülmektedir. Kaza analizlerine göre, bu kazaların %70’i tesis ve ekipmanlardan kaynaklanan hatalar sebebi ile meydana gelmektedir. Bu iki durum incelendiğinde, makinelerin ve tesislerin uygunsuzluğunun çalışanların tehlikeli bölgeye/noktaya erişim gereksinimini ve buna bağlı olarak kazaların meydana gelme olasılığını arttırdığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda çalışanların tehlikeli bölgeye/noktaya erişim gereksinimlerinin azaltılması ve mümkünse tehlikeli hareket devam ettiği sürece erişimin tamamen engellenmesi gerekmektedir. mal bir insan uzvunun hareket hızını tespit edebilecek özelliklerde olmalıdır. Lazer tarayıcı tehlikeli bölgedeki insanların varlığını tespit etmektedir. Diğer tüm koruyucu ekipmanların hata vermesi durumunda devreye girmektedir. Bununla birlikte, lazer perde üretimi tamamlanmış ürünleri içeren kutuya erişimi engellemektedir. Bu kutuya herhangi bir şekilde el ile ulaşma girişimlerini tespit edecek özelliklerde, elin boyutlarını ve hareket hızını dikkate alacak, bir lazer perde cihazı kullanılmalıdır. Tekli lazer ışını üretimi tamamlanmış ürünleri taşımak üzere bölgeye giren forklift ve benzeri araçları tespit etmektedir. 4. İki el kontrollü cihazlar: İki el kontrollü cihazlar, cihazın kontrol mekanizmasına yalnızca iki el ile birlikte müdahale edildiğinde çalışan cihazlardır. CPD’ler gibi bu koruyucu ekipmanlar da pres, çekiçleme, bükme makinası gibi yüksek risk seviyesine sahip makinalarda kullanılırlar. İki el kontrollü cihazlar genellikle, iki adet çalıştırma cihazı, sinyal çevirici ve sinyal işleyiciden veya işlemciden oluşmaktadır. İki el kontrollü cihazların temel çalışma mantığı, iki çalıştırma cihazının (buton, düğme, vb.) tetiklenmesi sonucu üretilen iki çıkış sinyallerinin aralarında gecikme bulunmaması durumunda cihazın çalışmasına izin verilmesi prensibine dayanmaktadır. Bu kullanıcının ancak ve ancak iki elini kullanarak cihazı kontrol etmesi durumunda cihazın tehlikeli hareketinin başlamasını sağlamaktadır. Bu, operatörün ellerinin konumunu kontrol imkânı verdiğinden tehlikeli harekete karşı korunmasını sağlamaktadır. İki el kontrollü cihazların verimliliği ve kullanışlılığı ne kadar kolay alt edilebildiği ile ters orantılıdır. İki el kontrollü cihazların tasarımı ve kurulumu operatörün kontrol cihazlarından bir tanesini kilitley- 30 30 erek veya aşağıdaki listede verilen yöntemleri kullanarak tek el ile kullanmasına imkân vermeyecek şekilde olmalıdır. a. Bir elin parmakları ile kullanabilme b. Bir el ve aynı kol dirseği ile birlikte kullanabilme c. Önkollar veya dirsekler ile kullanabilme d. Bir el ve vücudun herhangi başka bir kısmı ile kullanabilme 5. Elektronik anahtarlar: Elektronik anahtarlar genellikle açılır kapanır kısımlarda tehlikeli hareketin devam ettiği esnada bu kısmın açılması durumunda tehlikeli hareketin sonlandırılması için kullanılırlar. Özellikle tehlikeli hareketten çalışanı korumak amacı ile makine üzerine uygulanmış olan açılır kapanır sabit muhafazaların operatör tarafından açık konumda çalıştırılmasını engellemek amacıyla kullanılırlar. Robot kolu çalışma alanı veya otomasyon sistemlerin bulunduğu alanlarda ise tehlikeli bölgeyi çevreleyen duvar, korkuluk vb. yapılar üzerinde bulunan kapılarda, prosesin devam ettiği esnada alana girişi kısıtlamak, girişim olduğunda tehlikeli hareketi sonlandırmak üzere kullanılmaktadırlar. Elektromekanik olarak; ayrı aktüatörlü elektronik anahtar, menteşe tipi elektronik anahtar, emniyet pozisyon anahtarı, emniyet menteşe anahtarı, temassız olarak ise; manyetik anahtar, transponder güvenlik anahtarı ve endüktif güvenlik anahtarı olmak üzere birçok çeşidi bulunmaktadır. Bu anahtarlar kullanılacağı alana göre uygun olarak seçilmeli ve uygulanmalıdır. Elektromekanik anahtarlar açılır kapanır aksamların ekonomik ve güvenilir bir şekilde gözlenmesi amacı ile kullanılırlar. Özellikle emniyet kemeri tarzı birbirine temas sağlayan türleri makinelerin sabit muhafazalarında veya kapaklarında tercih edilmektedir. Kaza verilerine göre, tez kapsamında çalışma yapılan makinelerde elektronik koruyucu donanım kullanılmaya başlandıktan sonra kaza sayıları yaklaşık %85 oranında azalmıştır. Bu veriye dayanılarak elektronik koruyucu donanımların, çalışanın tehlikeli bölgeye/noktaya erişimini kısıtlaması, bu bölgeye/noktaya erişim anında tehlikeli hareketi sonlandırması sebebiyle etkili bir koruma yöntemi olduğu söylenebilir…” Tuna Orul’un “Sensör Ve Benzeri Algılayıcı Sistemlerin İş Kazalarının Önlenmesi Ve İş Güvenliğinin Sağlanması Amacı İle Kullanılması” isimli İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlık Tezi’nin “Sonuçlar”ı ise şöyle: “İş sağlığı ve güvenliğinde temel amaç önleyici yaklaşımdır (proaktif). Kişisel koruyucu donanımlar en son başvurulacak önlem olmalıdır. Temel hedef çalışanın kişisel koruyucu donanım kullanmasına ihtiyaç duymamasını sağlamak, yani riski kaynağında yok etmeye çalışmak olmalıdır. Elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlar, makinelerdeki mekanik tehlikelerden kaynaklı riskleri kaynağında yok etmek amacı ile kullanılan önemli güvenlik donanımlarıdır. Sensör ve benzeri algılayıcı sistemlerin iş kazalarının önlenmesi ve iş güvenliğinin sağlanması amacıyla kullanılması ile ilgili mevcut araştırmalar ve bu çalışmanın sonuçları ışığında elde edilen bilgilere göre; •Sensör ve benzeri algılayıcı sistemler makinelerden kaynaklanan risklerin yok edilmesinde ve iş kazalarının önlenmesinde önemli yer tutmaktadır. •Makinelerdeki mekanik tehlikelerden çalışanları korumak amacı ile sensör ve benzeri algılayıcı sistemlerin kullanılmasının yanı DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği sıra uygun sistemler uygun bir şekilde kullanılmalıdır. •Elektronik koruyucu ekipmanlar risklerin azaltılması için tek çözüm yolu olarak görülmemeli, mutlaka mümkün olduğunca sabit muhafazalar ile desteklenmelidir. •Uygun elektronik koruyucu donanımın doğru bir şekilde kullanılması ve sabit muhafazalar ile desteklenmesi, bu sistemlerin işyerlerine getireceği maliyet yükünün azaltılması ve risklere karşı etkin bir koruma sağlanması için önemlidir. •Uygun elektronik koruyucu ekipmanın seçilmesi ve standart gereksinimlerine uygun bir şekilde uygulanması ile ilgili iş güvenliği uzmanlarına ve KOBİ’lere yönelik rehber çalışması yapılmalıdır… Bu kılavuz yardımı ile makinelerin tehlikeli hareketlerinden kaynaklanan riskler ve seviyeleri tespit edilerek, makine koruyucu donanım kullanılması gereken öncelikli kısımlar tespit edilmektedir. Kılavuz içerisinde bulunan kontrol listesi ile makinelerdeki mevcut koruyucu donanımların uygunluğu tespit edilebilmektedir. Kılavuzda yer alan sorular ve tablolar ihtiyaca göre detaylandırılabilir ve geliştirilebilirler. •Elektronik koruyucu donanımlar, koruma sağlarken insan faktörünü en aza indirmesi sebebiyle özellikle sürekli aynı işlemi tekrar eden işlerde çalışanlarda dikkatsizlik, dalgınlığın neden olduğu kazaların engellenmesinde önemli bir etkendir. Bu sebeple bu tip işlerin yapıldığı makinelerde elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır. •İşyeri bünyesinde kurulan özellikle otomasyon üretim hatlarının yazılımsal ve donanımsal olarak etkin işlememesi, makinelerde ürün sıkışması, ürün düşmesi, hatalı ürün sayısının fazla olması gibi sebeplerle makineye müdahale ihtiyacı doğmaktadır. Müdahale sırasında üretimin durmasının istenmemesi sebebi ile çalışanların sensör ve benzeri sistemleri devre dışı bırakma eğilimlerinin oldukça fazla olduğu tespit edilmiştir. Elektronik koruyucu donanımların etkin çalışması ve koruma sağlaması için mutlaka üretimde kullanılan makineler işin işleyişine teknolojik açıdan ve tasarım açısından uygun olmalı, doğru kurulmuş otomasyon sistemler kullanılmalı, müdahale gereksiniminim azaltılması için sebepler araştırılmalı ve yok edilmelidir. •Onaylı elektronik koruyucu ekipmanların kullanılması sağlanmalıdır. Elektronik koruyucu ekipmanlar aynı kişisel koruyucu donanımlarda olduğu gibi ürün standardı temel alınarak onaylanmış kuruluşlarca yapılacak testlerden geçerek CE işareti almaktadır. Bu işaret elektronik koruyucu donanımların ürün standartlarında yer alan gereksinimleri tam anlamı ile karşıladığını belgeleyen önemli bir işarettir. Piyasada bunun haricinde üretilen ürünlerin kullanılmasının önüne geçilmelidir. •Makine koruyucuları için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerine destek olması amacı ile elektronik koruyucu donanımların uygunluğunu test edecek bir test laboratuvarı kurulması önemlidir.” 31 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği ENDÜSTRİ OTOMASYON MAKİNE EMNİYETİ VE İŞ GÜVENİĞİ’NE İÇERİDEN BAKIŞ ENDÜSTRİ OTOMASYON ilk işletme Parameter-Cloud vasıtasıyla Web konfigürasyonu üzerinden gerçekleşecek. Bu basit kontrol sistemi pnömatik valf teknolojisinin basit prensiplerine göre çalışıyor. Standart web tarayıcısı aracılığıyla gerçekleşen arıza arama fonksiyonu sayesinde bakım işlemleri de kolaylaşıyor. Makine emniyetini ciddiye almalı Konuyla ilgili olarak, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği’miz ENOSAD’ın çok değerli üyelerinden FESTO San. ve Tic. A.Ş. Elektriksel Tahrik Sistemleri Ürün Yönetim Departmanı yetkilisi Fredrik Stal’ın Ekim 2012’de Subcon Turkey Gazetesi’nde de yer alan yazısını aktarıyoruz. “Daha Hızlı, Daha Kolay, Daha Emniyetli-Elektriksel Tahrik Sistemlerinin Gelecek Perspektifleri” başlıklı yazıda Fredrik Stal şöyle diyor: “Elektriksel tahrikli otomasyon nereye gidiyor? Yakın gelecek için üç gelişim senaryosu çizilebilir: Ürünlere daha hızlı ulaşmak, kontrol teknolojisi ve handlingin kolaylaşması ve makine emniyetinin artması. Peki şu anda gelişim hangi düzeyde? Günümüzde sezgisel kullanım özelliklerine sahip, kısa sürede ulaşabileceğimiz ve emniyetli teknik ürünler sadece genel tüketicinin beklentisi değil. Makine ve tesis uzmanları, özellikle müşteri taleplerinin aşırı çoğaldığı, iş yükünün tavan yaptığı dönemlerde, kendi geliştirme ve deneyleri için hiç vakitleri olmadığında sistem partnerlerinden geniş kapsamlı destek beklemekte. İşte böyle sıkı dönemlerde sistem ortaklarının tedarik edeceği ürünlerin kısa sürede hazır olması, ürünlerin kontrol teknolojisi ve handlinginin kolay olması ve makine emniyeti konusunda geniş kapsamlı destek sunulması beklenir. 32 Ürünleri kısa sürede hazırlamak Ürün bulunabilirliği veya ulaşılabilirliği konusunda neye dikkat etmek gerekir? Elektriksel tahrik sistemlerinin boyutları kolayca tayin edilebilmeli, kolayca sipariş edilebilmeli ve kolayca monte edilebilmelidir. Boyutlandırmanın daha basit bir hale gelmesi için bir dizi önceden tanımlanmış, gerekli testlerden geçirilmiş, tüm gerekli verileri katalogda yer alan birtakım ürün ve kombinasyonlar mevcut olacaktır. Sipariş sürecinin kolaylaşması için mekanik aksamlar, motor ve motor kontrol ünitesinden oluşan sistemsel tahrik çözüm paketleri sadece bir parça numarası ile sipariş edilecektir. Montajın işlemlerinin kolaylaşması için de motor ve mekanik aksamlar tek birim olarak sunulacaktır. Festo uygulayıcı/müşterinin bu isteklerinin gerçeğe aktarılmasını kısaca Optimised Motion Series olarak adlandırmaktadır. Kontrol ve handlingde kolaylık Web tarayıcısı teknolojisi sayesinde kontrol ve handling teknolojileri yakın gelecekte çok daha basit, çok daha kolay uygulanabilir olacaktır. Fredrik Stal: Uygulayıcılar yeni elektriksel tahrik sistemlerini daha kolay işletmeye alabilecek, daha kolay kontrol edebilecek ve tabii ki bakımını da çok daha rahat bir şekilde gerçekleştirebilecek. Stal’ın bahsettiği kolaylaştırılmış Makine emniyeti konusu yeni bir konu olmasa da gelecekte de makine ve tesis üretiminde hakim bir konumda olacaktır. Piyasada bu konuda hala belirli düzeyde bir güvensizlik söz konusu ve birçok uygulayıcı sistem ortaklarının desteği olmadan emniyet konusunun hakkını verememekte. Emniyet bariyerlerinin bulunmadığı, insanların direkt olarak makine ve tesis öğeleriyle temas halinde olduğu alanlarda elektromekanik sistemlerin tümü entegre emniyet fonksiyonlarıyla donatılmalı, kaza riskleri gerekli oranda azaltılmalı, düşük risk garantisi verilebilmelidir. Uygulayıcılara eksen mekanizmalarının kontrolünü üstlenebilen, emniyeti sağlayacak bir frenleme/durdurma donanımı içeren bir emniyet paketi sunabilmek gerekir. Uygulayıcılar çoğu zaman sonradan eklenmiş bir emniyet konsepti ile yetiniyorlar. Birçoğu herhangi bir emniyet cihazı alıp STO (Safe Torque Off) fonksiyonunu devreye koymakla yetinir. Buna ilaveten servo motoru frenli bir motorla değiştirirler. Birçok makine üreticisi bunun yeterli olduğunu düşünür. Fakat bu şekilde olası hataların birçoğu göz ardı edilmiş oluyor. Çünkü örneğin kavramada bir montaj hatası veya yön değiştirme biriminin dişli kayışının kopması halinde fren etkisiz kalabilir. Bunun sonucunda da kızak tüm yüküyle birlikte düşüp personelde ağır yaralanmalara yol açabilir. Bir çarpmadan sonra meydana gelmiş fakat henüz fark edilmemiş bir rulman yatağı hatası da DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği dişli kayışının esnemesine yol açabilir; bilyeli döner kılavuzlamada meydana gelen bir hata eksenin birkaç milimetre kaymasına sebep olabilir. Sonuç: Kızak personeli yarayabilir, ezilmelere sebebiyet verebilir.” Yazının devamında, “Bütünsel yaklaşım” bölümünde de şöyle deniliyor: “Bütünsel bir yaklaşımda eksen mekanizmaları da dikkate alınmalı ve emniyeti sağlayacak bir durdurma ya da frenleme fonksiyonu sağlanmalıdır diyen tahrik sistemi uzmanı Festo’nun EGC serisi emniyetli elektriksel eksene işaret etmektedir. Bu eksende iki kanallı bir ölçüm sistemi ve durdurma birimleri mevcuttur. Mekanizma bir motor encoder ünitesi (birinci kanalda) ve lineer bir ölçüm sistemi (ikinci kanalda) ile denetlenebilmektedir (EGC-M). Bir pozisyonun korunması, düşmeye karşı emniyet ve acil frenleme özellikleri taşıyan EGC-HPN serisi tek veya iki kanallı durdurma birimleri örneğin dikey eksenlerde emniyet sağlamaktadır. Tahrik işlevine yönelik bu emniyet fonksiyonları motor controller ünitesi için geliştirilmiş CMGA serisi sertifikalı emniyet sistemi tarafından denetlenebilmektedir. Acil durdurma şalteri, koruma kapısı şalteri, ışık perdesi ve lazer tarayıcı cihazı da bu üniteye bağlanabilir. Bunlardan biri emniyet fonksiyonunu tetiklediğinde CMGA emniyet sistemi üzerinden SS1 veya SS2 tarzı emniyet amaçlı bir durdurma emri verilir veya kurma/işletmeye alma modunda emniyeti temin edecek bir hızda denetleme yapılır. İşlem kolaylığı sağlamak amacıyla birçok makine için ön doğrulaması yapılmış uygulama programları mevcuttur; bunlarla, programlanabilir bir emniyet sisteminin karmaşıklığı bir emniyet rölesi kadar yalın kılınabilir. Makine ve tesis üretiminde işbirliği yapan sistem ortakları müşteri ve müşterileri konumunda olan uygulayıcıların beklentilerini iyi anlamalı, hatta müşterilerinin beklentilerini içselleştirmelidirler. Ancak o zaman müşteri ve/veya uygulayıcının problemlerini doğru algılayabilir ve buna göre hızlı, kolay ve emniyetli bir tahrik sistemi geliştirebilirler.” Yazının / yazarın son notlarını da aktaralım: “Elektriksel tahrik sistemlerinin geleceği: Kolay boyutlandırılabilmeli, siparişi kolay olmalı ve montajı da hızla, sorun yaşamadan gerçekleşmelidir. Kısacası Optimised Motion Series özelliklerini taşımalıdırlar. Sistem ortakları müşteri ve uygulayıcıların problemlerini iyi anlamalı, özümsemelidirler. Ancak o zaman daha hızlı, daha kolay kullanılabilir ve daha emniyetli elektriksel tahrik sistemleri geliştirebilirler. Web tarayıcısı teknolojisi: Elektriksel tahrik sistemlerinin kontrol ve handlingini kolaylaştıracak unsur. Makine emniyetini ciddiye almak: Bütünsel bir yaklaşımda eksen mekanizmaları denetlenir ve EGC serisi emniyet ekseninde olduğu gibi emniyete odaklı bir durdurma veya frenleme olanağı mevcuttur. Kapsamlı emniyet: Tahrik işlevine yönelik emniyet fonksiyonları motor controller birimlerine yönelik CMGA serisi sertifikalı emniyet sistemi tarafından denetlenebilmektedir.” 33 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / İnceleme ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Haber U Şekilli Çelik Amortisörler JAPONYA’DA İŞ GÜVENLİĞİNE TEMELDEN BAŞLAYAN ÖRNEK YAKLAŞIM: Nagoya’daki fabrikada, 12 mavi renkli çelik “U” şeklinde amortisör bulunmakta. Kauçuk rulmanların aksine, bu amortisörler (binanın ağırlığından kaynaklanan) bir yüke tabi değil, ancak sismik dalga enerjisini emiyor ve titreşimi azaltmak için GÜÇLÜ DEPREMLER İÇİN TASARLANAN MITSUBISHI ELECTRIC NAGOYA FABRİKASI, “E4” büyüklüğünde veya “Nagoya Kubbesi”nin (beyzbol stadyumu) %25’i büyüklüğündedir. E4 binasında PLC’ler, HMI’lar, redresörler için güç modülleri ve servo motor kodlayıcıları üretilmektedir. Mitsubishi Electric’in Nagoya’daki bu üretim üssü “E4”, gerçekten de müthiş. Fabrikada oluşturulan ayrı üretim alanlarında robotlar ve insanlar birlikte yan yana üretim yapılıyor. Üretimin her aşaması kontrol edile biliyor, test edile biliyor ve kare kot uygulaması ile tüm bilgiler oluşturulan kütüphanelere aktarılıyor. Mitsubishi Electric’in “daha yeşil bir gelecek” için yürüttüğü çaba da bu binada da gözle görülüyor. Binanın çatısına kurulan güneş panelleri ile kendi enerjisini de Japonya sürekli yaygın depremlere maruz kalan bir ülke. En son 2011 yılında, 9.0 büyüklüğünde Tohoku depremi yaşandı ve herkesin bildiği üzere Fukuşima Nükleer Santrali’nde kazalar meydana geldi. Depremle birlikte yaşanan tsunami ise tehlikenin boyutlarını daha da artırdı. Anormal büyüklükte bir depremin de yakın gelecekte Tokai bölgesini vurması bekleniyor. Mitsubishi Electric’in hem afet sürekli / iyileştirme planının hem de iş-işçi-çalışma güvenliği yaklaşımın bir parçası, yeni fabrika binasının (Mitsubishi Electric bu binaya “E4” diyor), şiddetli depreme dayanacak şekilde inşa edilmiş bir yapı olması. Hayati İstatistikler “E4” binası, “NagoyaWorks”de en yeni üretim tesisidir. Yapının inşası Aralık 2013’de bitirilmiş ve 2014 yılının Mayıs ayında üretime başlanmıştır. Bina 31 metre yükseklikte ve altı katlıdır. (Bina yüksekliği Nagoya şehrinde yerel hükümet tarafından kısıtlanmıştır. Caddeden uzaklığı 10 metre üzerinde olan bir bina için 31 metre en yüksek bina yüksekliğidir.) “E4” binası, “Ozon İstasyon” sahasındaki en yüksek binadır. Her kat, 26000 m2 alan kapsamaktadır. Bu alan yaklaşık 3.6 adet futbol sahası 34 güneşten sağlıyor. Bu bina, Mitsubishi Electric tarafından konuşlandırılmış ikinci depreme dayanıklı binadır; birincisi “NakatsugawaWorks”tedir. Mitsubishi Electric, bu binaları acil / afet kurtarma planlamasının bir parçası olarak yapmaya karar vermiş. Bu binalarda üretilen ürünler, yaygın şekilde yurtiçi ve küresel pazarlarda kullanılıyor. Yani Mitsubishi Electric, bir deprem durumunda artık çok hızlı bir toparlanma yapabilmekte. Böyle bir felaket olduğu takdirde, birinci katta toplantı odalarında bir felaket kontrol merkezi ikmal edilebiliyor olmakla beraber, paralel olarak tüm çalışanların 3 gün boyunca hayatta kalmalarını mümkün kılacak büyük miktarda yeterli gıda stoklanmış durumda. Mitsubishi Electric’in Nagoya Works’deki amacı, bir felaketin vurması sonrasında ertesi gün, hem üretimi yeniden başlatacak esneklikte olmak, hem de çalışanların refahını ve donanımı korumak ve de bunun böyle devam etmesini sağlamak. Sismik Yalıtım “E4” binası, 73 kolonla desteklenmiş ve her kolon bir sismik yalıtım cihazına dayanmakta. Binadaki bu bölümler: 22 adet 105cm çaplı yüksek sönümlemeli kauçuk yataklar, 39 adet başka çaplarda yüksek sönümlemeli kauçuk yataklar ve 12 adet Çelik U amortisörler. Bu amortisörlerin kombine etkisi, sismik yalıtım yoluyla zemin katta % 50 ve 6. katta ölçüldüğü takdirde %80 oranına kadar bina titreşimini azaltmakta. kullanılıyor. E4 binasının doğu ve batı tarafında altışar adet amortisör yerleştirilmiş durumda; yani toplam 12 amortisör her biri yaklaşık 2.2 milyon Japon Yeni ya da hemen hemen 16.500 Euro, maliyetinde. (Büyük bir deprem meydana geldiği takdirde, genlik [dikey hareket] maksimum 40 cm olarak tahmin ediliyor ve bu da, amortisörlerin hareketi aralığında.) Yer Değiştirme Mastarları E4 binasında 2 adet yer değiştirme mastarı bulunmakta. Yer değiştirme mastarları, paslanmaz çelik levha yüzeyi üzerinde çizilme vasıtasıyla herhangi bir deprem genliğini ölçmek için kullanılmakta. Düzensiz Kablolama Yüksek Sönümlemeli Kauçuk Yatak Yüksek sönümlü kauçuk yatakların en önemli özelliği dikey olarak sabit, ancak yatay olarak yumuşak olması. Bu özellik, ince kauçuk ve çelik plakaların dönüşümlü katmanlı olması sayesinde sağlanıyor (mille-feuille gibi). Bu nedenle, lamine kauçuk dikey eksende binayı destekleyici ve yatay eksende deprem titreşimini sönümleyici işlevlere sahip. Tek bir kauçuk yatak, 700 ile 1000 ton yüke dayanabiliyor ve bir deprem meydana geldiğinde yatay olarak maksimum 60 cm uzayabiliyor. E4 binasının bodrum katında ziyaretçiler havada asılı gibi görünen gevşek kablo bobinleri, gevşek su tesisatı bağlantı teçhizatları ve merdivenler fark edebilirler. Bu görünüm kötü bir işçilik belirtisi gibi algılanmamalı, aksine deprem esnasında tecrübe edilmiş herhangi bir hareket genliğinin karşılanmasında gerekli esnekliği sağlamak için yapılmış. Böylece; • Elektrik kablolarında; binanın aşırı ileri geri hareketi esnasında bile, bağlı kalmasını sağlamak için yedek bolluk yaratılmış. • Esnek sıhhi tesisat bağlantı teçhizatları, benzer bir durumda temiz su tedariki veya atık suyun izale edilebilmesi için mevcut. Aralıksız İmalat (E4 binasında her yerde kauçuk yataklar üzerindeki yükün farklı olması sebebiyle farklı ebatlarda kauçuk yatak kullanılmış olup, en çok kullanılan kauçuk yatak çapı ise 105cm’dir. (61 yataktan 22’si 105 cm. çapında olup yaklaşık 1,6 milyon Japon Yeni, o da yaklaşık 12.000 Avro maliyet oluşturmaktadır.) “E4” binası, deprem esnasında meydana gelebilecek herhangi bir elektrik arızası durumunda, aydınlatma ve klima kontrol sistemlerinden, PV panellerinde ürettiği elektriği bekleme pozisyonunda rezerve etmeye kadar, tam kontrol sahibi olacak şekilde tasarlanmış. 35 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün Continental: Hızlı, yüksek hassasiyetli ölçüm teknolojisi bant hasarının erken tespitini sağlıyor Beckhoff / www.beckhoff.com.tr uzunlukta olabilen konveyör bandı segmentlerinin aralarındaki birleşimlerdeki ciddi hataları tespit ediyor. Son gelişme ise Bant Yırtık Tespit (Belt Rip Detection – BRD) sistemi. Bu sistemle, oluşmakta olan boyuna yırtıklar erken bir aşamada tespit edilebiliyor. Her iki sistem de acil bir durumda konveyörü durduruyor ve gerekirse ContiTech personeli tarafından uzaktan bakım yapılabilmesini sağlıyor. Bu şekilde, işletim maliyetlerini optimize etmek, sistem kullanılabilirliğini artırmak ve kaza riskini azaltmak mümkün. Bir konveyör bandının segmentlerinin uç birleşimlerindeki hatalar veya keskin kenarlı cisimlerin açtığı boyuna kesikler dökme malzeme nakli endüstrisinde ya da madencilikte kullanılan ekipmana kolayca büyük zararlar verebilir. Bu gibi sorunları erken bir aşamada belirlemek ve genellikle ağır onarım masraflarından kurtulmak için ContiTech ve Continental Engineering Services iki konveyör bandı izleme sistemi geliştirdi. Bu sistemler sensör verilerinin çok hızlı ve son derece hassas biçimde günlüğe kaydedilmesini ve işlenmesini gerektiriyor. Beckhoff’un EtherCAT ve eXtreme Fast Control (XFC) ürünleri etkili bir çözüm sağlıyor. Merkezi Almanya, Frankfurt’da bulunan Continental Engineering Services (CES), 2006’dan beri bağımsız mühendislik hizmetleri sağlayıcısı olarak dünya çapında faaliyet gösteriyor. CES, Almanya, Northeim’de bulunan ContiTech Transportbandsysteme GmbH ile birlikte ContiTech tarafından satılan entegre konveyör sistemleri için Conti Protect serisinden iki elektronik bant izleme sistemi geliştirdi. Bu sistemler, otomotiv endüstrisinin zorlu standartlarına göre tasarlanıyor, üretiliyor ve test ediliyor. İlk sisteme, Birleşim Uzama Ölçümü (Splice Elongation Measurement – SEM) adı verildi. 10 cm’ye kadar kalınlıkta, 4 m’ye kadar genişlikte ve 10 km’ye kadar 36 Yüksek konveyör hızlarında test sinyallerini güvenilir şekilde yakalama Her iki sistem de elektromanyetik indüksiyon etkisine dayalı. BRD sisteminde, iletken halkalar konveyör bantlarına ısıl işlem ile yerleştirilmiştir. Bu iletken halkalar, bir verici ve alıcı arasında yüksek frekanslı sinyal iletiyor. Böyle yerleştirilmiş bir halka eğer hasar görürse alıcı tarafındaki sinyal kesiliyor ve sistem kontrolörü bunu tespit ederek konveyörü otomatik olarak durduruyor. Konveyör bu şekilde çalışırken, bant en yüksek hıza ulaştığında bile, çeşitli izleme noktalarında oluşacak boyuna yırtıklar güvenilir şekilde tespit edilebilmekte. SEM, 40 tona kadar ağırlığı olabilen konveyör bandı segmentlerinin arasındaki bağlantı noktalarının birleşimlerinin hassas uzunluk ölçümünü kapsıyor. Bağlantı noktalarına entegre edilen çelik şeritler indüksiyon etkisini oluşturuyor. SEM için, ölçüm noktası sayısını konveyör bandı segmentlerinin sayısı tanımlıyor; yaklaşık 50 adet. BRD sisteminde iletken halkalar her ne kadar, uygulamaya bağlı olarak bazı durumlarda 100 – 200 metre aralıklı olsalar da, iletken halkaların her 50 metrede bir yerleştirilmesi ideal. 40 km/sa.’e kadar olabilen konveyör hızları veri toplama ve örnekleme hızlarında büyük veri yoğunluğu oluşturuyor. BRD, saniyede yaklaşık 2,000 değeri günlüğe kaydediyor ve SEM, uzunluğu milimetreden küçük düzeydeki yüksek hassasiyette ölçmek için konveyör bandının kaçınılmaz titreşimlerini de hesaba katarak saniyede 400.000’e kadar değeri günlüğe kaydediyor. Kontrol teknolojisi hızlı, hassas ve sağlam olmalı SEM, 2010 yılında Beckhoff’un PC tabanlı kontrol teknolojisi yardımıyla veri işleme hızındaki çok yüksek gereksinimleri çoktan karşıladı. CES Endüstriyel Çözümler Borneo’da ContiTech konveyör sistemi açık ocaklı kömür madenciliğinde ve yük gemilerinin yüklenmesinde kullanılıyor bölümünden Hans Christian Enders şöyle açıklıyor: “I/O seviyesine kadar yüksek performanslı, gerçek zamanlı Ethernet iletişimine imkan veren EtherCAT’in önemi kritik. XFC’deki Dağıtılmış Saat ve Zaman Damgası işlevi son derece hassas veri toplamanın temelini oluşturuyor. SEM ile edindiğimiz harika deneyime dayanarak, BRD sistemi için de yine Beckhoff teknolojisini kullanmaya karar verdik.” Teknoloji üstün performans sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çok sağlam; Hans Christian Enders açıklamaya devam ediyor: “Beckhoff teknolojisini yıllardır en zorlu koşullar altında kullanıyoruz. Yüksek EMC, konveyör bandı toz ve titreşim yükleri, büyük sıcaklık dalgalanmaları ve yüksek nem bunlardan bazıları. Hiçbir teknik sorun yaşamadık. Örneğin, Şili’de 3.000 metredeki bir bakır madeninde kontrol teknolojisi aşırı sıcaklık ve partiküllü maddeye maruz kalıyor. Dahası, sistem bu dayanıklılık testini yalnız IP 67 koruma sınıflı kabin içinde değil, açıkta da geçti çünkü kapaklar haftalarca açık bırakılıyor. BRD sistemi aynı zamanda Borneo’daki açık ocaklı kömür madenindeki gibi aşırı sıcaklık ve yüksek nem koşullarıyla da başa çıkabiliyor. IP 65 koruma sınıflı ön yüze sahip yerleşik CP6202 Panel PC hiçbir şekilde sorun çıkarmıyor, uzun zaman temizlenmediğinde veya büyük, yüksek güçlü sürücülerin oluşturduğu EMC yüküne maruz kaldığında bile.” Hızlı veri iletişimi ve hızlı mühendislik Görselleştirme amacıyla TwinCAT otomasyon yazılımı ve TwinCAT PLC HMI ile donatılmış kontrol sistemi olarak 15 inç dokunmatik ekranlı CP6202 Panel PC kullanılıyor. Modüler I/O seviyesi, aşırı hızda örnekleme (oversampling) özellikli EL3702 XFC analog giriş terminalinin de dahil olduğu EtherCAT Terminalleri sağlıyor. Özel aşırı örnekleme veri tipleri, bir iletişim döngüsü dahilindeki proses değerlerinin birçok kez taranabilmesini ve tüm verilerin bir dizilim (array) içinde aktarılabilmesini sağlıyor. Aşırı örnekleme faktörü, bir çevrim içindeki örnekleme sayısını ifade etmektedir. Konveyör bandı izleme sistemlerinde aşırı örnekleme değeri 100’dür, yani 1 ms’lik döngü süresinde 100 örnekleme yapılır. Bu, Endüstriyel PC’ye olağanüstü işleme hızıyla büyük miktarlarda verinin aktarılabilmesini sağlar: BRD sistemi için saniyede 2.000 ve SEM sistemi için saniyede 400.000 sinyal. Hans Christian Enders diğer avantajdan şöyle bahsediyor: “EtherCAT protokolü son derece güçlü olmakla birlikte fiber optik kablo üzerinden haberleşmeyi de destekliyor. Bu bizim için özellikle önemli çünkü sahadaki ölçüm noktalarının bir 37 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün ENDÜSTRİ OTOMASYON BRD sistemi verici biriminin indüklediği sinyalin yanı sıra, bir devir sayacı vasıtasıyla bant hızını da günlüğe kaydeder. kısmı kontrol kabinlerinden birkaç yüz metre uzaklıkta olabiliyor.” SEM’in geliştirilmesinde hız da önemli bir rol oynadı. Şirketin ilk sistem için, sensör geliştirme dahil, sadece altı ayı vardı. Hans Christian Enders şöyle devam ediyor: “TwinCAT çok yardımcı oldu. Kullanışlı programlama arabirimi ve mevcut yazılım bileşenlerinin veya fonksiyon bloklarının kullanımı sayesinde, geliştirme süresini büyük ölçüde azaltmayı başardık. TwinCAT scope fonksiyonu kullanılarak adım adım hataları ayıklayarak arızaları gidermenin kolaylaşması, sinyal analizi ve kullanıcı dostu kavisli ekran gibi ek özellikler de önemli konular arasında. Bu, donanımın doğru kurulup kurulmadığı kısa sürede kontrol edilmesi ve devreye alma aşaması için oldukça önemli bir faktör.” Kontrol sisteminin ölçeklenebilirliği ve açıklığı Hans Christian Enders’in açıkladığı gibi, CES, PC tabanlı kontrol teknolojisinin hızlı ve gerçek zamanlı olmasının yanı sıra, ölçeklenebilir ve açık bir sistem olması son derece yarar sağladı: “Kontrol teknolojisi farklı müşteri taleplerine göre kolayca uyarlanabili- 38 yor. Örneğin, PROFIBUS veya CAN temelli bir istemci veri yapısını, gerçek veri işlemede gereken EtherCAT iletişimine ilişkin kısıtlamalar olmadan, uygun I/O terminalleri üzerinden entegre etmek oldukça basit.” PC tabanlı kontrol teknolojisi aynı zamanda, doğası gereği IT teknolojilerinden yararlanmak noktasında da açıklık gösteriyor. Örneğin, dünya çapında kurulu konveyör sistemlerine uzaktan bakım araçlarını kullanılarak büyük bir çaba harcamadan uygulamaya ilaveler yapılabiliyor. Bu, zaman ve yolculuk giderlerinde önemli derecede tasarruf sağlıyor. Ölçüm noktalarının görsel olarak izlenebilmesi için sisteme TwinCAT SMTP sunucu üzerinden web kameraları eklemek mümkün. Hans Christian Enders gelecek için daha fazla potansiyel görüyor: “TwinCAT 3’e geçişle Visual Studio® entegrasyonundan da yararlanacağız. Biz TwinCAT 3’ü kullanmaya başlamadan önce bu geliştirme aracıyla yazılmış bir ilk uygulama halihazırda mevcut. Onu endüstriyel radar sensörlerimiz çerçevesinde kullanıyoruz ve TwinCAT 3’ü giderek daha fazla kullandıkça bu çözümü daha da verimli ve değerli hale getireceğiz.” DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün larda gerilime maruz kalır. Bu durumda, emniyet şeridi denetleme cihazları olan PLID’ler, kule ve gondol arasındaki acil durdurma butonu kanallarını izlemek için kullanılabilir. Pilz için, makine emniyeti “sadece üründen daha fazlasıdır”; işte bu yüzden Pilz geniş çaplı hizmetler sunar. Rüzgâr türbini üreticileri, kurulumu yeni yapılacak ya da önceden kurulumu yapılmış türbinler için risk analizi ve rüzgâr türbininin emniyet fonksiyonlarının doğrulanması konularında danışmanlık hizmeti sağlayan, otomasyon uzmanı Pilz’in tecrübesinden yararlanabilirler. Ayrıca Pilz, CE işaretlemesi hizmeti vermektedir. Rüzgar enerjisi: Temiz enerjiyi emniyetli bir şekilde üretmek Pilz / www.pilz.com/tr menin ön şartı; 100 metre ve daha fazla uzatılabilen rüzgar türbinlerinin emniyetidir. Rüzgar gücünden enerji üretmek, Almanya’da alternatif enerji kaynaklarına geçerken anahtar teknoloji olarak görülmüştür. Nükleer enerjinin yavaş yavaş kullanımdan kalkması, kelimenin tam anlamıyla, yenilenebilir enerjinin kullanımını kanatlandırmıştır. Rüzgar enerjisini genişletmeye devam et- 40 Rürgar türbinleri için fonksiyonel emniyet zorunludur: beklenen her türlü dış etki ve hata durumlarında, rüzgar türbinleri, tasarım özellikleri ile birlikte ele alınmalıdır. Makine Direktifinin uygulanması yasal bir gereklilik olduğundan dolayı rüzgar türbini üreticileri için de zorunlu hale gelmiştir. Uygunluk değerlendirmesi prosedürü en azından Avrupa’da mecburidir. Makine Direktifinin yasal açıdan bağlayıcı gereksinimlerine ek olarak, sertifikasyon için bilinen ya da tanınmış başka yönetmelikler vardır. Bunlar, Germanischer Lloyd tarafından yayımlanan rüzgar türbinleri sertifikasındaki izlenecek yollar da dahildir. Bu emniyet gereksinimlerini karşılamak adına otomasyon uzmanı Pilz, rüzgar türbinindeki tüm emniyet fonksiyonları için ölçeklenebilir çözümler sunar. Pnoz Sigma serisindeki emniyet rölelerinin en kullanışlı olduğu alan odak noktasının bireysel (özel) emniyet fonksiyonları olduğu alanlardır, bu konuda rüzgar türbinlerinin acil olarak durdurulması örnek olarak gösterilebilir. Alternatif olarak, hız monitörü PNOZs 30 hız ile ilgili fonksiyonlarla çalışması için tasarlanmıştır ve aynı zamanda rüzgar türbindeki kırık emniyet pimini, pervane hızını ve jeneratör hızını da izlemektedir. Konfigüre edilebilir kontrol sistemlerinden PNOZmulti, farklı input sinyallerine olay güdümlü tepki veren birçok rüzgar türbininde halihazırda kullanılmaktadır. İşte bu sebeple, modüler tasarım, ilgili rüzgar türbinine isteğe göre esneklik kazandırabilen bir çözüme olanak verir. Ayrıca PNOZmulti emniyetli hız izleme için çok sayıda genişletilmiş modül sunmaktadır ve bu sayede rüzgar türbininin bütün emniyet fonksiyonları tek bir sistem de yer alır. Ek olarak, PNOZmulti haberleşme modüllerinin yardımı ile kolaylıkla rüzgar türbininin kontrol sistemine dâhil edilebilir. Makine emniyetine ek olarak, Pilz portföyü tesis koruması için de çözümler içermektedir. Örneğin sıcaklık, yağ basıncısı gibi tesis değerleri olduğu kadar aynı zamanda, gerilim, akım ve güç gibi elektrik değerlerini de izleyebilir. Sunulan çözümler gerçek jeneratör gücünü ölçmek için uygun olabildikleri gibi aynı zamanda türbinlerin hareketli kanatlarının açısını ayarlayan pitch sistemi için gerekli acil durumları izlemek için de kullanılabilirler. PMDsigma veya PMDsrange gibi elektriksel izleme röleleri bu kapsamda kullanılır. Rüzgâr türbinlerindeki kablo güzergâhları çok uzun olabilir, örneğin: acil stop butonu dağıtım kutusunda, gondolda ya da kulede bulunabilir. Değerlendirme (lojik) cihazına giden kablo kanalları, gondolun, rüzgârın yönünü izlemesi ile oluşan hareketi sonucu belirli nokta- DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün SICK Bulkscan ile Basitleşen Konveyör Optimizasyonu Sick / www.sick.com/tr Günümüzün madencilik ve maden işleme operasyonlarında, dökme malzemenin nakliyesinin ekonomik ve verimli olması zorunludur. Konveyörün altyapısı, şüphesiz dökme malzeme taşıma işleminin en önemli parçasını oluşturur. Madenin cinsi veya kaynağı dikkate alınmaksızın konveyörlerin, işletmenin değerini garanti altına alacak şekilde performans göstermesi gerekmektedir. Bu nedenle, modern konveyör sistemleri ideal olarak zamanın mümkün kıldığı en iyi verileri kullanmak üzere tasarlanmışlardır. İster bir yatırım projesinin detaylı tasarımı üzerinden çalışın ister halihazırda işlemekte olan bir operasyonun konveyör altyapısını yönetmekten sorumlu olun, elinizde pek çok ortak görevler bulunmaktadır. Finansal harcamalar (sermaye veya sermayenin korunması), enerji tüketimi, sistemin kullanılabilirliği, bant ve kasnağın ömrü her zaman akılda tutulmalıdır. Buna ek olarak, çevresel sorumluluk bilinci; toz emisyonunun ve sistem gürültü seviyelerinin dikkatli bir şekilde yönetimini gerektirir. Konveyör performansını koruyucu elektriksel, mekanik ve altyapısal araştırmalara yapılan yeterli seviyelerdeki yatırım, günümüzde, çok daha yeni sistemlerle birlikte konveyör tasarımındaki gelişmelerin eskiden hiç olmadığı kadar amaca uygun olarak 42 tasarlanmasını sağlamıştır. Bu bilgi tabanı aynı zamanda, dökme malzeme konveyörleri için oldukça verimli veri toplama ve bilgi sistemleri araçlarını işaret etmektedir.Geleneksel olarak, bir konveyör sisteminin performans izlemesi geçmişte dikkatini kütle akışına odaklamıştı. Her ne kadar kütle akışının izlenmesi bir konveyör performansının en büyük göstergesi olsa da bu durum sistem mülkiyetinin toplam maliyetinin yönetilmesinde bütünsel bir yaklaşım ortaya koyamamaktadır. Bir konveyör sisteminin “kullanım ömrü maliyetine” bakıldığında, bakım süresinin korunmasına yol açan ve yatırıma en uygun geri dönüşümü sağlayabilecek hangi araçların bulunduğunu keşfetmede tedbirli olunabilir mi? Günümüz piyasası, spesifik konveyör konularını irdelemek üzere tasarlanmış sistem ekipmanlarının çeşitliliği ile doludur. Bant bağlantıları, bant köşeleri ve bant hizalanmaları hemen hemen gerçek zamanlı olarak izlenebilmektedir, ancak izleme, temel sebep doğrultusunda performansın bozulma noktasının bir sonucu mudur? Bu sorunun cevabı; hayır, değildir. Tasarım yapıldığında, performans ve güvenilirlik hedefleri belirlenir ve bir sistemin bu gereksinimler karşısında çalışmasının sağlanması için gereken özen gösterilir. Her bir kritik detay; malzemenin durumu (duruş açısı, vs.), açı boyunca, kasnağın mesafesi, yapısal izdüşüm, bant malzemesi ve enerji sağlama, proje bütçesi kapsamında bir sistem oluşturmak için bu aşamada dikkate alınmalıdır. Bir konveyör sisteminin “tasarlandığı şekildeki” performans seviyesinde sürdürülebilmesi gerçek zamanlı istisnai koşulların izlenmesini gerektirmektedir. SICK Bulkscan LMS511 Lazer Hacimsel Akış ölçer, sizin mevcut elektrik teknisyeniniz tarafından kurulabilecek ve bakımı yapılabilecek kadar basit, kompakt ve temassız bir ürün olarak gerçek zamanlı verilerin izlenmesi işlemini gerçekleştirmektedir. SICK Bulkscan, yüksek doğrulukta; bant köşe ayarı, yük merkezi yerçekimi kuvveti, hacimsel debi, kütle debisi (bilinen bir kütle yoğunluğu girdisi ile birlikte) gibi bilgiler sağlar. Konveyörün ve malzeme profilinin saniyede 50 keze kadar taranması, verinin anlığa yakın olmakla birlikte değişken hız sistemleri buna hiçbir şekilde cevap verememektedirler. Bu, üretkenliği düşürücü malzeme çökmelerini azaltan sistem besleme hatlarının kritik kontrolleri için idealdir. SICK Bulkscan, bant kantarlarla bağlantılı veya bağımsız olarak kullanılabilir. Yükleme merkezinin sürekli izlenmesi, kasnağın aşırı yıpranmasına, zamanından önce bant arızalarına ve bir araya geldiği takdirde bant kantarlarındaki yanlışlıklara kaçınılmaz bir şekilde yol açan yük koşullarının yönetilmesinde kullanılabilir. Temassız bir cihaz olan SICK Bulkscan, bant destek sisteminin bir parçasını oluşturmaz ve yapısal modifikasyona gerek kalmaksızın kurulabilir. IP67 koruma sınıfına sahip olduğundan çevrenin kötü koşullarına dayanabilir. Dahası, kurulumun büyük bölümü sistem üretkenliğine en ufak etkisi olmaksızın konveyör yürüme hattının dışında gerçekleştirilebilir, bu da mevcut altyapı için ideal bir çözüm oluşturmaktadır. Farklı kontrol sistem arayüzleri standart olarak bulunmaktadır; dijital I/O, TCP/IP Eternet (Siemens ve Rockwell için fonksiyon blokları ile birlikte) ve analog bir arayüz aksesuar olarak sunulmaktadır. SICK Bulkscan ile okuma, karmaşık yazılım ve konfigürasyona ihtiyaç duyulmaksızın dakikalar içinde tamamlanabilmektedir. Konveyör altyapı performansının doğru izlenmesi size sistem optimizasyonu için net bir yol sağlayacaktır. Artan verimlilik, arıza süresine ve üretkenlik kayıplarına yol açan olayların azaltılması sayesinde en yüksek ekonomik kazanımlara ulaşılmasını sağlayacaktır; taşma, dalgalanma, çökme, boşaltma alanı blokajları, yük dengesizliği ve bant sürüklenmesi. Pek çok uygulamaya konfigüre edilebilmesi sayesinde, SICK Bulkscan LMS511, size arzu ettiğiniz sistem kontrolünü ve sistemin yaşam süresi boyunca yatırıma sürekli geri dönüşünü sağlamaktadır. “SICK Bulkscan LMS511 Lazer Hacimsel Akış ölçer gerçek zamanlı istisnai koşulların izlenmesini kompakt, temassız ve kullanımı kolay bir araç şeklinde sağlamaktadır.” 43 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün MITSUBISHI ELECTRIC’İN YENİ DENETİM KONSEPTİ, MELSEC iQ-R Mitsubishi Electric / www.mitsubishielectric.com.tr ■ MELSEC sisteminin başarılı Q serisine ait yeni, modüler ve yüksek performanslı denetçi, kendinden önceki serilere kıyasla geliştirme maliyetleri ile bakım ve işletim giderlerini büyük ölçüde düşürecektir. Öte yandan oldukça geliştirilmiş performans ve kapsamlı işlevsellik özellikleri, artan emniyet, güvenilir üretim süreçleri ve düşük arıza sürelerini güvence altına alacaktır. 44 MELSEC iQ-R denetim konsepti sayesinde fikri mülkiyetlerin ek bir güvenlik donanımı, IP tabanlı bir erişim filtresi ve kullanıcı doğrulama seçeneklerini içeren geniş yelpazedeki güvenlik fonksiyonları tarafından tamamen koruma alınacağı garanti edilmektedir. Gelişmiş hata saptama ve hata giderme fonksiyonları, devreye alma ve bakım masrafları ile söz konusu faaliyetler ile bağlantılı giderlerin azalmasını sağlayacaktır. Hizmetinize sunulan fonksiyonlar arasında işletim geçmişinin oluşturulması, hata ve vaka kaydı, basit tanılama işlemleri, analog verilerin yüksek hızda kaydedilmesi ve formüllerin güvenli bir biçimde depolanmasına yönelik entegre bir veri tabanı temin edilmesi bulunmaktadır. MELSEC iQ-R serisi, mühendislik çevresi ile entegre edilmiş iQ Works uygulamasının bir parçası olacak yepyeni GX Works3 isimli programlama yazılımı ile programlanabilmektedir. GX Works3 yazılımında dinamik etiketler, programlama yerine parametrelendirme ve donanım fonksiyonu öbekleri ile HMI taslakları da dâhil olmak üzere görsel fonksiyon öbeklerinin otomatik olarak oluşturulması gibi çok sayıda seçenek bulunmaktadır. Söz konusu özellikler, geliştirme maliyetlerinin ve olası arıza kaynaklarının azalmasına yardımcı olacaktır. tanımakta ve aynı zamanda CC-Link, CC-Link IE Field, Profibus, Profinet ve çok sayıda üçüncü şahıs ağ bağlantılarına bağlanılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, kullanıcılar, bağlantı prosedürünün en kolay hale getirilebilmesi için aralarından tercih yapacakları çeşitli entegre iletişim protokollerine sahip olacaklardır. Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen yeni ve modüler bir akıllı ortak platform olan MELSEC iQ-R, tesis verimliliğini arttırırken aynı zamanda toplam işletim maliyetini de düşürecektir. Öte yandan modüler çoklu-işlemci sistemi, kendinden önceki serilerden daha hızlı ve daha verimli olup, senkronize edilmiş çıkış modüllerinden, senkronize edilmiş PLC biriminden ve ağ bağlantısı taramalarından faydalanmaktadır. Optimize edilmiş sistem tasarımı, standart kontrol sistemleri ve güvenliğe yönelik kontrol sistemlerinin tek bir mikroişlemci şasisi üzerinde entegre edilmesine olanak MELSEC iQ-R, diğer Mitsubishi Electric otomasyon bileşenleri ile entegrasyona olanak tanıyan üstün bağlanabilirliğin yanı sıra geçmişle bağdaşır bir yapıya sahiptir; MELSEC Q serisine ait programların sürekli olarak kullanılmasını ve sorunsuz bir şekilde geçiş yapılmasını sağlar. Tüm bunlara ek olarak bağlantı ucu uygunluğu, kablo tesisatı maliyetlerini büyük ölçüde düşürecektir. Adaptör kutuları, aygıt yazılımı güncellemeleri yeni işlemcilerin daima en son gelişmeler doğrultusunda güncelleneceğini güvence altına alırken Q Sistemine ait modüllerin yeniden kullanılmasına izin vermektedir. PLC birimi, üretim verilerinin hızlı ve kolay bir biçimde işlenip kaydedilmesine ve SD kartı üzerinde CC-Link IE Field aracılığıyla bağlantısı yapılan akıllı modül ve cihazlar da dahil olmak üzere tüm sistem parametrelerinin depolanmasına olanak tanıyan bir SD kart girişi ile donatılmıştır. Yeni geliştirilen bu akıllı platform, aynı zamanda dijital güvenlik Girişi/Çıkışi modüllerine de sahiptir. 45 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün ENDÜSTRİ OTOMASYON iTRAK yeni bir verimlilik paradigması getiriyor Rockwell / www.rockwellautomation.com Rockwell Automation’ın yeni ürünü iTRAK, servo ve hareket çözümlerine getirdiği ezber bozan yaklaşımı sayesinde birçok endüstriyel sektörde şimdiye kadar geçerli olan kuralların hepsini baştan yazıyor. Birden fazla taşıyıcının düz veya dönel yollarda birbirinden bağımsız bir şekilde kontrolünü mümkün kılan modüler, ölçeklendirilebilir doğrusal bir motor sistemi olarak iTRAK, kullanıcılara, geleneksel dönel hareketli zincirli sistemlerle karşılaştırıldığında, verimliliklerini önemli derecede artırma imkânı sunuyor. Endüstri alanında geçtiğimiz son 100 sene içinde beraberinde yeni birçok makinenin, prosedürün ve uygulamanın yolunu açan sayısız teknolojik ve felsefi açılım meydana gelmiştir. Üretim hattı konsepti ortaya çıktığından beri, önce üretim hattında ilk otomasyon sistemi ve entegre çip kullanımına geçildiği, sonra Connected Enterprise ve Industry 4.0 sistemi devreye alındığı için; üretim endüstrisi hiçbir surette önemli yeniliklerden mahrum kalmamıştır. Bu süre içinde, ortaya çıkan ve ömürleri kattıkları değerlerle orantılı olmak üzere; geçerliliklerini yitiren pek çok yeni fikir olmuştur. Ancak bazı teknolojiler zaman testinin karşısında başarıyla durmuş ve modern üretim ortamlarında halen gördüğümüz üzere; geçerliliklerini korumuşlardır. Günümüzde kullanımı oturmuş olan bu yeniliklerden biri de; kısa sürede ge- 46 leneksel şaft, zincir ve mekanik kam uygulamalarına karşı üstünlüğünü kanıtlamış olan elektronik kontrollü servo ve hareket çözümlerinin ticari anlamda geliştirilmesi ve piyasaya sunulmasıdır. Servo teknolojisinde ilk takdim edildiği günden beri; hız, yük, devinim ve hassaslık bakımından birçok değişiklik ve iyileştirme yapılmıştır. Öyle ki; bu sistemin şimdiki halinden çok daha ileriye götürülmesi artık neredeyse imkânsızdır. Yeni gelişmelerin sadece minör seviyede kazançlar sağladığı bu tür durumlarda, çoğu zaman mevcut olan konsept için yeni bir uygulamanın hayal edilmesi için bile bir vizyon gerekir ki; iTRAK® ürününün geliştirilmesi süreci de aynen bu şekilde olmuştur. iTRAK servo teknolojisinden esinlenir ve onu MagLev treninin dayandığı ilkelerin esasına yakın bir kavramla birleştirir. Birden çok taşıyıcının düz ve kavisli yollarda birbirinden bağımsız kontrolünü sağlayan bir teknolojinin sonucu ‘kısıtsız bir makinenin’ ortaya çıkmasıdır. Hem doğrusal hem de dönel hareketi bağımsız yer değişimi ile birleştiren bu yenilikçi yetkinlik, üretim hacmini artıran, bakım ihtiyacını azaltan ve makine büyüklüğünün küçülmesine yardımcı olan esnek ve tamamen entegre bir çözümdür. Hızla emsallerinin yerini alan bir teknoloji olarak anılan iTRAK, aslında son kullanıcılarına en az yüzde 50 oranında olmak üzere; verimlilik açısından yüksek kazanç sağlayan, üretim akışına ilişkin yepyeni bir düşünüş şeklidir. Özellikle makine ve teçhizat kurucuları iTRAK ile karşılaştıkları karmaşık durumları azaltıp daha yüksek performans kazanırken; son kullanıcılar da artan hız ve esneklik sayesinde verimlilik değerlerinde kayda değer bir artış elde edebilirler. Bütün bu kazanımlar, daha iyi bir optimizasyon, güvenilirlik ve daha hızlı bir sistem kullanımı için; standartlaştırılmış bir platform üzerinden sunulur. Ürünün hız bağlamında kattığı en önemli değer, mekanik parçaların yerine manyetik alan kullanıldığı için; üretim hattının inanılmaz yüksek hızlarda hareket ederek sanal anlamda limitsiz olasılık alanı yaratmasını, dolayısıyla da, verimliliğin oldukça yüksek bir seviyeye ulaşılmasını sağlamasıdır. Mekanik bileşenlere ihtiyaç kalmaması ayrıca bakım giderlerinde de yadsınamaz bir düşüş ENDÜSTRİ OTOMASYON meydana getirir. iTRAK sisteminin modüler yapısı, çok sayıda farklı konfigürasyon imkanı yarattığı için; olağanüstü bir esneklik sunar. Model tren rayı veya araba yarış yoluna oldukça benzer bir şekilde, iTRAK’in Kavisli ve Doğrusal modülleri, kısıtlı donanımı olanlar da dâhil olmak üzere; her uzunlukta veya her biçimde raylı sistem oluşturmak için bir arada kullanılabilir ve spesifik uygulama ihtiyaçlarına uyumlanabilir. Yatay, dikey veya dikili vaziyette olmak üzere; üç farklı oryantasyon seçeneği, sistem tasarımı için daha fazla esneklik sağlar. Operasyonlarda ise iTRAK, her bir taşıyıcı veya taşıyıcı setleri için hareket profilleri, değişken üretim koşumları ve ürünleri ile eşleştirilmek üzere kolayca programlanabildiği için; ayar geçişlerindeki duraksama zamanlarını da azaltır. Bu esneklik, birçok üreticiye istedikleri çevikliği sağlamanın yanı sıra, verim ve kârlılık üzerinde olumsuz bir etki yaratmadan, daha kısa süreli çalışma imkânı da verir. Aksine, bunun verimlilik üzerindeki etkisi, Toplam Mülkiyet Maliyeti (Total Cost of Ownership/TCO) büyük ölçüde azaldığı ve geri ödeme süreleri genelde sadece altı veya 24 ay arasında sona erdiği için; pozitiftir. Fiziksel açıdan bakıldığında; iTRAK oldukça geniş bir ürün gamı ve uygulama alanı için uygun bir sistemdir. Aynı zamanda 0 ile 100+ kg aralığında değişen yüksek bir taşıma kapasitesi ve 0 ile 5 m/s arasında değişen yüksek bir hız aralığı sunar. Hijyenik uygulamaların ve yıkama-temizlik işlemlerinin yer aldığı endüstrilerde de, IP65 seviyesinde bir koruma sağlar. Her ne kadar iTRAK teknik anlamda karmaşık bir ürün olsa da; yeni becerilerinin öğrenilmesi için makine mühendislerine ihtiyaç yoktur. Aslına bakılırsa; böyle güçlü bir çözüm için kullanılan programlama oldukça basittir. iTRAK, Studio 5000 Logix Designer™ yazılımı herhangi bir kontrol sistemine entegre edildikten sonra kullanmak suretiyle programlanabilir. Her bir taşıyıcı, Logix programında, makinede herhangi mekanik bir değişiklik gerektirmeksizin ürün ebatları ile hızda yapılacak değişiklik ve karmaşık sıralama ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir sistem oluşturulması için standart komuta talimatlarından faydalanan bir “Sanal Hareket Ekseni” olarak görünür. Yiyecek ve içecek endüstrisinde ise iTRAK, çoklu uygulamalarda kullanım alanı bulmaktadır. Makinenin birinde bağımsız taşıyıcılar, poşetlerin dolum istasyonlarından ağızlarının kapatıldığı istasyonlara taşınması için kullanılır ve yüklerini DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün boşaltır boşaltmaz, başka bir poşet almak üzere çabucak karşıya geçerek, geriye, hattın başına dönerler. Bir makine operatörü, ürün ve poşet materyaline göre gerekli ayarları yapmak için; iTRAK programının daha fazla bekleme süresine gereksinim duyacağının bilincinde olarak; makinenin performansını etkileyecek herhangi bir mekanik değişiklik yapmadan, sadece bir düğmeye dokunarak, dolum zamanı, poşet kapama zamanı, vb. gibi parametreleri değiştirebilir. İlaç sektöründe uygulanan üstün yenilikçi uygulamalardan biri, iTRAK’ın bir kan testi makinesinde kullanılmasıdır. Burada her bir taşıyıcı farklı ölçülerdeki cam substrat kabını, yapılan testlere bağlı olmak üzere; farklı reaktif “baskı” istasyonları arasında taşır. iTRAK çözümü tüm olası baskı prosedürleri için sonsuz çeşitlilik gösterir. Ambalaj endüstrisinde ise; iTRAK aralıklarla gelen ürünlerin veya ambalajların sıraya sokulmasında rağbet görmüştür. iTRAK’ın burada üstlendiği işlev, basit bir şekilde ve giren malzemelerin rastgele gelişinden etkilenmeden, ambalajlı malları almak ve sonra dolu kartonu uzak bir lokasyona taşımaktır. Şirketler artık iTRAK sayesinde piyasadaki metrekare başına mümkün olan en yüksek verimliliği elde edebiliyorlar. Rockwell Automation bu alanda daha önce kullanılan donanımların yerine en kısa sürede hızı ve esnekliği artıran, dolayısıyla da, üretim randımanını herhangi bir mekanik tahrikli üretim hattının yapabileceğinden çok daha iyi seviyelere çıkarabilen bir yazılımı getirmiştir. Üretim akış hızı, geleneksel bir üretim bandında en yavaş işleme göre belirlenirken; iTRAK ile artık en hızlı olan işlem hızına göre ayarlanıyor. 47 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Makale ENDÜSTRİ OTOMASYON KABLO PABUCU ve KABLO UYUMU Prysmian Group Türkiye GİRİŞ Bilindiği üzere, enerjiyi iletmek için kullanılan kabloların seçimi kadar, yapılan bağlantılarda doğru kablo aksesuarlarının seçimi ve kablo aksesuar uyumu hayati önem arz etmektedir. Birçok elektrikli uygulamalara doğrudan bağlantı yapılmasını sağlayan kablo pabuçlarını seçerken nelere dikkat edilmelidir? Kablo Pabucu Nedir? ENDÜSTRİ OTOMASYON maksimum iletken direnci şartını koyarken, geometrik kesit Tablo 1: TS EN 60228: 2007, Çizelge 2 için bir şart koymayıp, bilgi ve kılavuz olması için geometrik çap aralığı vermiştir. Türkiye’de kablo üreticilerinin iletkenler için “Türk Standardı” olarak kullandıkları standart, TS EN 60228:2007’dir. Örnek olarak; tek ve çok damarlı kablolar için Sınıf 2 örgülü iletkenlere ait maksimum iletken direnci ve minimum tel sayısı parametreleri (Tablo 1’de) TS EN 60228:2007, Çizelge 2’de zorunlu olarak verilirken, ilgili kesitler için iletken çapları bilgi amaçlı olarak aynı standardın “Ek Bilgi” kısmındaki Çizelge C.2’de verilmiştir (Tablo 2). Endüstriyel terminolojiye göre “konektör” ya da “çapa” olarak da bilinen kablo pabuçları, birçok elektrikli uygulamalara doğrudan bağlantı yapılmasını sağlamak, bakım, tamirat, montaj ve demontaj işlemlerinde kolaylık sağlamak amacıyla tasarlanmış kablo aksesuarlarıdır. En yaygın örneği; motorlu araçların elektriksel aksamlarını beslemek için kullanılan akü bağlantı uygulamalarıdır. DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Makale Bu örnek, diğer dairesel iletkenler için de geçerlidir. TS EN 60228:2007 standardının ekler kısmındaki diğer iletken sınıflarına ait çap bilgilerini içeren tabloları görebilmemiz mümkündür. Prysmian Group Türkiye olarak yaptığımız kablo ve iletken tasarımları hem standartların belirlediği “20 ⁰C’deki 1km uzunluk için verilen maksimum doğru akım iletken direnci” kriterine, hem de kılavuz olarak verilen “en büyük ve en küçük çap” sınırlarına uyum sağlamaktadır. Bununla birlikte pazardan gelen uygunsuzluklarla ilgili yorumlar ve tarafımıza yöneltilen sorulara ışık tutmak amacıyla üç farklı pabuç üreticisinden alınan dört farklı kesit için (35,50,70 ve 95 mm²) tasarlanmış kablo pabuçlarından, her birinden üçer adet olacak şekilde testler yapılmıştır. İletkenlerimizin, doğru üretilen her pabuç numunesi ve doğru sıkıştırma ile tam uyum sağladığı yaptığımız test sonuçlarında gözükmektedir. Yapılan bu çalışma, Tablo 3’te karşılaştırmalı olarak gösterilmiştir. Kablo başlığı uygulamasında kullanılan bir pabuç tipi Pabuç ve Kablo Uyumu Bir kablo tasarımının ilk ve aynı anda en önemli aşamalarından biri iletken tasarımıdır. İletkenlerin tasarımları için en yaygın standart IEC 60228’dir. Tasarımı yapılırken ve iletken seçilirken, iletkenin geometrik boyutu ve kesiti oldukça önemlidir; ancak en önemli parametre geometrik kesit değil, elektriksel kesittir. Bu da 200C’deki 1km uzunluk için verilen maksimum doğru akım iletken direnci ile sağlanır. Standartlar, elektriksel kesit için TS EN 60228: 2007, EK C Tablo 3: Farklı pabuç üreticilerinin pabuç çapları ve TS EN 60228’deki iletken çapları Farklı boyutlarda kablo pabuçları Uygun Olmayan Bağlantı Nedeniyle Oluşabilecek Sonuçlar Kullanım Şekilleri Kablo pabuçları, kalıcı bağlantı olması gereken ve direkt bağlantının uygulanmasının sakıncalı olduğu yerlerde kullanılırlar. Kullanım şekillerine göre, uygulama yöntemleri de değişkenlik gösterebilir. Bağlantısı yapılacak olan pabucun tipine göre lehim ya da kaynak yapılır. Daha sonra pabucun bağlantı ucu, civata, vida ya da klips vasıtası ile tam eşleşen bir terminal ile bağlantı noktasına sıkıştırılarak bağlanır. Birçok ebatta ve farklı metal malzemeler ile üretilen pabuçlarda en sık kullanılan metal ise bakırdır. Çatal veya “U” şekilli pabuçlar, vida terminalleri için; kapalı ring veya “O” tipi pabuçlar civatalı uygulamalar için; pin veya yassı tutamaklı pabuçlar ise sıkıştırmalı ya da bıçak uçlu terminaller için kullanılırlar. Kablo pabuçları, daha kalın kesitli kabloyu daha küçük ebatta bir konektöre bağlayabildikleri için kablo boyutunu indirgemek için de kullanılırlar. Tablo 1: TS EN 60228: 2007, Çizelge 2 48 Tablo 2: TS EN 60228: 2007, Çizelge C.2 Bağlantısı yapılacak kablo ve pabuç malzemelerinin standartlara uygun olması gerekliliği tartışmaya açık bir konu olmadığı gibi, doğru klemensleme ve bağlantı şekli de kurulacak sistemin hem uzun ömürlülük açısından hem de can ve mal güvenliği açısından belki de en çok dikkat edilmesi gereken husustur. Doğru malzemelerin seçilmesi ve kullanılması durumunda dahi, yapılacak olan hatalı bağlantı sebebiyle, istenmeyen sonuçlarla karşılaşmak işten bile değildir. En çok yapılan hatalardan biri, aşırı sıkıştırmadır. Yapılan aşırı sıkıştırma işlemi ile bağlantı noktasındaki iletken ezilip zarar görebilir. Zaman içerisinde titreşim, bükülme vb sebeplerden dolayı tel kopmaları oluşabileceğinden, iletkenin elektriksel direnci yükselecektir. Buna bağlı olarak da, aşırı ısınma meydana gelebilir. Aşırı ısınma, kablo izolasyonununda kullanılan polimerik malzemenin limit değerlerini aşması durumunda, polimerik malzemenin kimyasal özelliklerini bozup, yangınla sonuçlanabilir 49 DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Makale Hataları önlemenin yolu ise, hidrolik sıkıştırma aparatı kullanmak ve aparat üreticisinin tavsiye ettiği periyot geçmeden kalibrasyonunu yaptırmaktır. Diğer bir hata ise, bağlantısı yapılacak kablonun iletken kesitine uygun pabucun seçilmemesidir. Pabucun olması gerekenden büyük seçilmesi durumunda, pabuç ile kablo iletkeninin temas yüzeyi arasında istenilen seviyede bir birleşme olmayabilir. Bunun sonucunda ise, bağlantı noktasındaki boşluklarda oluşabilecek arklar ile yine polimerik malzemeye zarar verip, yangına sebebiyet verebilir. Bu tip durumların önüne geçmenin yolu; standartlara uygun doğru malzemeleri seçip, doğru bağlantıyı ENDÜSTRİ OTOMASYON yapmaktır. Prysmian Group Türkiye olarak, toplumu ve kullanıcıları bilinçlendirmek adına yaptığımız çalışmaları paylaşmayı sürdürüyoruz. Unutmayalım ki yaptığımız çalışmalar ve kurduğumuz sistemler, bizden sonraki nesillere ışık tutacaktır. Referanslar 1TS EN 60228 “Kablolar - Yalıtılmış kabloların iletkenleri” PROSESE UYGUN ÖZEL ÇÖZÜMLER: DOZAJ POMPALARI ve PAKET SİSTEMLERİ METRANS / www.metrans.com.tr Yüksek hassasiyetli dozaj pompaları ve yüksek performanslı proses pompaları konusunda dünya lideri olan LEWA, dozajlama sistemleri ve paket üniteleri de üretmektedir. Hassas, çevreye duyarlı ve tamamen sızdırmaz LEWA diyaframlı pompaları, dünya çapında birçok uygulamada her çeşit sıvının yüksek basınç değerlerinde güvenle dozajlanması ve transferinde kullanılmaktadır. LEWA marka ürünlerin Türkiye distribütörü ve satış sonrası hizmet sağlayıcısı METRANS’tır. Kurulduğu 1991 yılından beri kendi alanlarında dünya sıralamasının ilk basamaklarında yer alan üreticilerle çalışan METRANS’ın faaliyetleri, uygun ekipmanı belirlemek için mühendislik hizmetleri, pompa ve yedek parçaların yurtdışından temini, ihtiyaca göre montajı, işletmeye alınması, standart ürünler ve yedek parçaların stokunun tutulması ile satış sonrası servis ve bakımların yerine getirilmesinden oluşmaktadır. LEWA Ürün Programı: POMPALAR • Yüksek Basınç Diyaframlı/Pistonlu Dozaj Pompaları (Ecoflow Model) • API 674, API 675 Standartlarına Uygun Proses Pompaları • Yüksek Kapasiteli Proses Diyafram Pompaları • Orta Basınç Diyaframlı Dozaj Pompaları (Ecosmart Model) • Ekonomik Seri Diyaframlı Dozaj Pompaları (Ecodos Model) • Mekatronik (Servo Motorlu) Diyaframlı Dozaj Pompaları (Intellidrive Model) • Çok Düşük Kapasiteler İçin Diyaframlı Elektriksel/Solenoid Diyaframlı Dozaj Pompaları • Hijyenik Diyaframlı/Pistonlu Yüksek Basınç Dozaj Pompaları • Hijyenik Ekonomik Seri Diyaframlı Dozaj Pompaları PAKET SİSTEMLER • Dozajlama Paket Sistemleri • Kokulandırma Paket Sistemleri Aksesuarlar: • CMS pompa durum görüntüleme sistemi • Diyafram arıza tespit düzeneği • Akış dengeleyici • Dahili elektriksel strok ayar mekanizması • Emniyet valfleri • Pislik tutucular • Basınç valfleri • Kütlesel akış ölçer 52 LEWA Pompalarının Teknik Özellikleri: • Modüler yapı • Hassas dozaj • Hermetik sızdırmazlık • Yüksek çalışma emniyeti • Minimum bakım gereksinimi • Diyafram hasar gördükten sonra da çalışmaya imkân tanıyan 4 katmanlı özel PTFE diyafram (Ecodos model) • Proses gereksinimlerine göre çeşitli diyafram, çek-valf ve kafa malzemeleri • Düzgün akışlı, yüksek hassasiyetli dozajlama • Hijyenik serilerde FDA, EHEDG, ASME BPE, VDMA 24432 sertifikasyonları LEWA Pompalarının Kullanıldığı Uygulamalardan Bazıları: • Antioksidan dozajlama • Asit dozajlaması • CO2 dozajlama • Gaz kokulandırma • Hidrazin dozajlama • Karbondioksit ekstraksiyonu • Katkı maddesi dozajlama • Kimyasal dozajlama • Korozyon inhibitör dozajlama • LPG dozajlama • Metanol enjeksiyon • XPS teknolojisi ile yalıtım malzemeleri üretimde DME, CO2, R152a (Freon) ve benzeri akışkanların transferi • Deterjan dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması) • Jel dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması) • Karbondioksit dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması) • Konsantre dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması) • Kromotografi (Gıda ve Hijyen Uygulaması) • Kültür dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması) ENDÜSTRİ OTOMASYON PLASTİK ENDÜSTRİSİNİN TERCİHİ LEWA ÜRÜNLERİ 2.Katkı maddesi dozajlama ve köpük yapıcı madde dozajlama: LEWA, plastik uygulamalarının çeşitli üretim aşamalarında size destek olacak pompa ve sistemleri üretmektedir. Polietilen, polipropilen, poliüretan ve poliamid uygulamalarında başlıca çözüm ortağınızdır. Ayrıca katkı maddeleri, katalizör ve köpük yapıcı madde için dozajlama sistemlerini de temin etmektedir. Plastik endüstrisinde başta mumlar, alev geciktiriciler ve yağlar olmak üzere tüm katkı madde uygulamaları konusunda çok özel bir uzmanlığa sahiptir. Plastik sektöründe LEWA ürünlerinin kullanıldığı uygulamalardan bazıları şöyledir: 3. Şişirici akışkan dozajlama (Karbondioksit, izobütan, vs.) Plastik ekstrüderde şişirme elemanı (blowing agent) dozajlama Polietilen üretimi Köpük yapıcı madde dozajlama Melamin üretimi Yüksek basınçlı temizlemede kimyasal dozajlama Poliüretan üretimi Kaprolaktam dozajlama Silan dozajlama 4. Alev geciktirici dozajlama Uygulama Alanları: PLASTİK ENDÜSTRİSİNDE LEWA UYGULAMALARI Modüler Seri Dozaj Pompası (Ecoflow Model) Ekonomik Seri Diyaframlı Dozaj Pompası (Ecodos Model) 1. Dozajlama uygulamaları: Mekatronik (Servo Motorlu) Diyaframlı Dozaj Pompası (Intellidrive Model) Orta Basınç Diyaframlı Dozaj Pompası (Ecosmart Model) 53 ÜRÜN VE UYGULAMALAR ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON Ecofoam Skid Gaz Kokulandırma Ünitesi Kimyasal Enjeksiyon Paketi 54 ÜRÜN VE UYGULAMALAR ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON Omron’dan Yeni Kompakt Bileşenlerle Esnek Pano Tasarım Desteği Omron hangi ürün grupları ile yardımcı oluyor? En yeni kompakt kontrol komponentleri, sadece 17,5 veya 22,5 mm genişliğinde son derece ince G9SE güvenlik röleleri ve sınıfının en küçüğü olmasına karşın kolay takçalıştır kurulum ve 10 yıla kadar pil ömrü sağlayan S8BA kesintisiz güç kaynaklarıyla (UPS'ler) birlikte sunulmaktadır. Geniş kompakt kontrol ürünleri arasında maksimum 70 mm derinliğe sahip pano üstü kontrol cihazları ve çok çeşitli kompakt push butonlar ve indikatörler yer almaktadır. İnce endüstriyel röleler - G2RV serisi; 6,2 mm genişlikle alandan tasarruf sağlar. İnce tasarım, modüllerin küçültülmesine ve G/Ç hatlarının sayısının artırılmasına olanak sağlar. Güvenlik röle üniteleri - G9SE serisi; İnce tasarım (17,5 mm ve 22,5 mm) montaj alanından tasarruf sağlar. Ölçüm ve İzleme Röleleri - K8AK/DS serisi; Genel DIN rayına montaj ve Dar pano alanları için kompakt iz düşümü. Kesintisiz Güç Kaynakları (UPS) - S8BA Serisi; Boyutu ve ağırlığı azaltmak ve kullanım ömrünü artırmak için Lithium iyon piller kullanılır. OMRON / www.omron.com.tr Tüm kontrol ürünlerinin verilerine çevrimiçi veri portalı üzerinden ulaşmak larının kapladığı alanın az olmasının son derece önemli olduğu modern üretim ortamlarında çok önemli bir avantaj sağlar. Daha küçük kontrol panolarının sağladığı diğer ■ Omron, kontrol panolarında alandan önemli ölçüde tasarruf etmek üzere tasarlanan geniş bir kompakt kontrol komponent ürün ailesi seçenekleri sunuyor. Kompakt komponentlerin kullanılması, kontrol sistemlerinde esneklik elde edilmesine yardımcı olur ve pano içinde gelecekte gerçekleştirilecek değişiklikler ve eklentiler için yer açılmasını kolaylaştırır. 56 Elde Edilen Avantajlar Nelerdir? • Pano boyutlarını %20'ye kadar küçültme • Minimum 6,2 mm genişliğe sahip ince tasarım • Maksimum 70 mm derinliğe sahip pano üstü komponentleri Omron’un yeni komponentlerinin kullanıldığı panolar, tipik uygulamalarda standart komponentlere göre %20'ye kadar daha küçük boyutludur. Bu da kontrol ekipman- avantajlar arasında pano üretim maliyetlerinde ve panoların sahaya taşınma maliyetlerinde azalma yer almaktadır. Kontrol panolarının boyutlarının küçültülmesine daha fazla yardımcı olmak amacıyla tüm kontrol ürünlerinin verilerine çevrimiçi veri portalı üzerinden ulaşılabilir. Bu portaldan edinilecek bilgiler, EPLAN ve Zuken E3 dahil olmak üzere önde gelen pano tasarımı yazılım paketlerine doğrudan aktarılabilmektedir. Bununla birlikte ana formatlarda 2 boyutlu ve 3 boyutlu çizimler için CAD dosyaları mevcuttur. Bu sayede kontrol panolarının üzerindeki alanın kullanımı daha kolay bir şekilde ayarlanabilir. Günümüzde bilgisayarlar ve güçlü CAD/CAE yazılımları tasarımcıların işini önemli ölçüde kolaylaştırdığından switch kabini üretiminde vazgeçilmez araçlar haline geldiler. Ancak en iyi programlar bile kendilerine güç sağlayan veritabanlarıyla sınırlıdır. Ne yazık ki günümüzde genel yaklaşım, bir ürünün boyutlarını ve özelliklerini anlatan kullanım kılavuzları sağlamaktan öteye geçmiyor. Ancak pano bileşenlerimiz ve cihazlarımız için EPLAN ve Zuken eCAD verilerinin piyasaya sürülmesiyle artık yeni bir dönem başlıyor. Geliştiriciler, bir ürünle ilgili gerekli tüm verilerin elektronik formatta bulunduğu dijital veri kayıtlarını portalımızdan indirebilir ve bu kayıtlarda bulunan çizimleri (parça verilerini), belgeleri vb. CAD/CAE programlarına sorunsuzca entegre edebilir. Bu özellik, zamandan tasarruf sağlar, hata oluşumunu engeller ve ürünün piyasaya çıkışını hızlandırır. EPLAN ve Zuken parça verilerinin yanı sıra, 2D ve 3D CAD dosyaları da CAD kütüphanemizden (http:// industrial.omron.eu/en/products/cad-library) indirilebilir. 57 ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON Nesnelerİn İnternetİ ve The Connected Enterprise vİzyonu ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr Nesnelerin Interneti (Internet of Things - IoT) ile nesnelerin de biz insanlar gibi kablolu ya da kablosuz olarak bir ağa erişip birbirleri arasında veri paylaşabileceği yeni bir dünyadan bahsediyoruz. İnsanların internet aracılığı ile birbirine bağlanmasını sağlayan dijital devrim, akıllı telefonların ve cihazların yaygınlaşmasıyla ikinci bir devrime doğru yol alıyor. Bu ikinci devrim ile sosyal yaşamdan endüstriye kadar birçok platformda yeni fırsat ve yatırımlar bizleri bekliyor. Bu devrim Nesnelerin Interneti, Büyük Data üzerinden data analizleri, uzaktan izleme ve mobil çözümler gibi alanlarda ilerleyerek modern üretime çok büyük potansiyel sunuyor. Rockwell Automation’ın ‘The Connected Enterprise’ metodolojisi bu teknolojileri birleştirerek Endüstri 4.0’ı hayata geçirmenizi ve bugünün ve geleceğin market ihtiyaçlarını karşılamada çeviklik sağlayacak daha esnek, sürdürülebilir bir faaliyet göstermenizi sağlıyor. The Connected Enterprise vizyonu operatörlerin (OT) üretimi yönetip geliştirmelerini destekler ve böylece endüstriyel süreçlerin daha karlı olmasını sağlar. Diğer yandan IT yöneticilerinin riski ve network karmaşıklığını azaltmalarına yardımcı olur. Böylece üretim ile ilgili doğru bilgiye kolay ulaşılmasını sağlar ve verimsizliği ortadan kaldırır. Bahsi geçen “nesnelerin” çoğu hali hazırda tesis tabanında zaten çalışmaktadır. Endüstriyel Ethernet kabiliyetine sahip işlemciler, I/O modülleri gibi geleneksel otomasyon ekipmanlarını, operatör panellerini, enstrümanları ve sürücüleri birbirine bağlar. Diğer Ethernet cihazlarının çok hızlı gelişimi de endüstriyel mimarinin dönüşümünün arkasındaki en önemli etkendir. Açık standartlı video kameralar, RFID okuyucular, dijital tabletler ve akıllı telefonları da içeren Ethernet kabiliyeti, tesis dışındaki ciha- 58 zlar ile tesisteki üretim ekipmanları arasındaki bağlantı ile üretim ve süreç operasyonlarında kalitenin, verimliliğin, güvenliğin ve emniyetin yeni üst seviyelerine ulaşmalarında yardımcı olur. Bu “nesneler” birbirleriyle otomatik olarak ve basitçe Endüstriyel Ethernet kabiliyeti sağlanmış bir ara yüz vasıtasıyla otomatik olarak konuşabilir mi? Cevap “hayır”. The Connected Enterprise cihazların birbirlerini tanımasını sağlamanın ötesinde, daha çok cihazlar arasındaki iletişim ile ilgilidir. Bu yüzden, bu cihazlar için aynı veri formatlarını paylaşmak, standart açık Ethernet protokolünü desteklemek ve bilgi depolama ve işleme kabiliyetlerine sahip olmak gereklidir. Bu arada tüm bu cihazların, üretim ve işletme sistemleri için veriyi sağlayan temel bilgi kaynakları olarak hizmet verebilen akıllı cihazlar ile bağlantılı çalışması gerekir. Eğer tesisler birbirleri ile bağlantılı ise, tüm üretim zinciri görünür hale gelecektir. Bu, yalnızca kalite yönetimi ve hammaddenin satın alınmasında anlamlı bir gelişim için yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda sizi müşterilerinizin ihtiyaçları hakkında bilgilendirir ve üretiminizi daha esnek ve kesinlikle yönetmenize yardımcı olur. Örneğin; • Diyagnostik bilgilere ulaşarak problemi önceden haber vermeyi (kestirimci) sağlayabilir ve öyleyse yalnızca tesisinizde neler olup bittiğini değil aynı zamanda olası sorunları da bilirsiniz, • Tesis dışı uzmanlar anlık mesajlaşma, ses ve video dahil çoklu medya veri akışını analiz ederek olası problemlerin azaltılmasına yardımcı olabilirsiniz, • İşletmenin içinde eldeki her dijital cihaz her sabit cihazın durumunu, personele gerçek zamanlı ve kullanılabilir bilgiye mobil erişim sağlayarak rapor edebilirsiniz, • Takılabilir sensörler ile işletmedeki her bir çalışanın nerede olduğunu izleyebilir ve böylece, örneğin yangın durumunda herkesin dışarı çıkmasını sağlayabilirsiniz, IP teknolojisi üstüne inşa edilmiş yukarıda adı geçen özellikler size, bu akıllı cihazlar arasındaki bağlantı üzerinden iyileştirilmiş üretkenlik ve kalitenin yanı sıra büyük bir ortak çalışma, kararlılık ve gelişmiş emniyet ve güvenlik elde etmeniz için yardımcı olabilir. Özetle; Rockwell Otomasyon’un The Connected Enterprise yapısı standart, güvenli networkler, pazara sunma sürelerini azaltan verimli ve güvenli ekipmanlar kullanırken, ekipman faydalarını ve iş gücü verimini arttırır. Uzun yıllar hem kendi tesislerinde hem de müşterilerinin tesislerinde edindiği tecrübesi ile sizin de bir Bağlantılı Kuruluş (Connected Enterprise) olmanıza yardımcı olmak için herkesten daha hazırdır. ÜRÜN VE UYGULAMALAR ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON Yol aydınlatmalarında iklim değişimi ABB / new.abb.com/tr yaygınlaşması için teknik olmayan engelleri özetleyen bir rapor yayınladı. Belediyelerin dönüşüm için yeterli bütçeye sahip olmaması, aydınlatma ağlarının karmaşık yapısı ve yeni kurulan sistemlerde kullanılan LED aydınlatmalar ile yaşanan güvensizliğe sebep olan deneyimleri bu engeller arasında sayabiliriz. Birçok engel siyasi yollarla çözülebilir iken, ABB LED aydınlatmaları yıldırımlar veya şebekedeki diğer güç dalgalanmalarının zararlı etkilerinden koruyan düşük maliyetli kompakt bir parafudur ile güvenilirlik sorunlarını çözmek için önemli bir katkı yaptı. 60 Elektrik tüketimi ve küresel emisyonlar açısından, dünya geceleri ışık kirliliği ve parlaklıktan uyuyamıyor gibi görünmektedir . tadır. Günümüzde aydınlatma sebebiyle her yıl üretilen CO2 emisyonlarının yaklaşık yüzde 6’sı, hemen hemen 2 milyar ton sera gazı üretilmektedir. Güneş batarken her gün tahmini olarak 304 milyon sokak lambası devreye girmekte ve 2025 yılına kadar beklenen 48 milyon ilave lamba ile alarm çanları çalmak- İklim Grubu (düşük karbon geleceği için çalışan uluslararası bir organizasyon), bu eğilimi durdurmak için son zamanlarda LED sokak aydınlatmalarının dünya çapında Çift koruma elemanına sahip parafudur sokak lambasının enerjisi beslemesine bağlanarak, istenmeyen ani gerilim darbelerini toprağa deşarj ederek LED devresine zarar vermesini engeller. İki koruma elemanından biri ömrünün sonuna ulaşır ulaşmaz, diğeri devreye girer ve operatör için koruma cihazının yakın zamanda değişmesi gerektiğini gösterge üzerinden gösterir. Parafudur yeni- lemek hızlı ve kolaydır, servis sürekliliği sağlayan bağlantı şemasına uyulduğu takdirde teknisyenin elektriği kesmesine bile gerek yoktur. Güvenilirliği arttırmasının yanında, parafudurun yanında hareket algılayıcılar ve fotosel şalterlerle birlikte de kullanılabilir. Böylece aydınlık seviyesi ve ışık ihtiyacına göre otomatik olarak aydınlatma devreye girerek enerji tüketimi yönetimi yapılmış olur. Büyüyen bir kentleşmiş dünya nüfusuna rağmen, sokak aydınlatmalarının dönüşümü ile karbon emisyonları teknik olmayan engellerin kaldırılması ile azalmaya başlayacaktır. İklim Grubu’nun raporuna göre dünya LED aydınlatma geçişini sağlarsa, küresel olarak her yıl İspanya ve Birleşik Krallık’ın toplam yıllık emisyonlarına eşdeğer olan 735 milyon ton’luk CO2 emisyonu tasarrufu sağlanması mümkündür(1). ABB ile LED aydınlatmaları gerilim darbelerinden koruyarak, dünyayı daha parlak bir geleceğe taşıyabiliriz. 61 ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON Wilo-Yonos MAXO güçlü performans ile yüksek enerji verimliliğini bir arada sunuyor WILO / www.wilo.com.tr P2=1300 Watt’lık nominal motor gücüyle piyasaya sürüldü. Yonos MAXO’da kullanılan yüksek verimlilik teknolojisi sayesinde, konutlarda ve ticari binalardaki daha büyük ısıtma sistemlerinde, regülasyonsuz pompalara göre %80’e varan elektrik tasarrufu sağlanabiliyor. Yonos MAXO bu tasarrufu, pompa gücünün güncel ısı ihtiyacına göre sürekli biçimde uyarlanmasını sağlayan otomatik regülasyon sistemi ile yapabiliyor. Kurulum ve kullanış kolaylığı Müşterilerin ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda geliştirilen Yonos MAXO, kompakt tasarımı sayesinde kolayca monte edilerek yerden de tasarruf sağlıyor. Müşteriler kurulumun yanı sıra işletme aşamasında da avantajlar kazanıyor. Sökülebilir Wilo fişi hızlı ve rahat bir elektrik bağlantısı sağlarken, “kırmızı düğme teknolojisi” ile pompa kolay bir şekilde kumanda edilebiliyor. Hedef pompalama yüksekliğini ayarlama işlemi, tesisatçı tarafından bir düğmeye basılarak rahatlıkla gerçekleştirilebiliyor. Regülasyon türleri olarak Wilo pompaları, yerden ısıtmalı sistemler için sabit fark basıncı ve radyatörler için değişken fark basıncı sunuyor. Wilo’nun ıslak rotorlu sirkülasyon pompası Wilo-Yonos MAXO, yüksek verimli pompalar arasında ilk sıralarda geliyor. Kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen ve sahip olduğu fonksiyonlarla pek çok kolaylık sunan Yonos MAXO, elektrik harcamalarında önemli oranda tasarruf sağlıyor. Pompa sistemleri sektörünün öncü şirketi Wilo, modern dünyada müşterilerinin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için yenilikçi teknolojiler üretiyor. Wilo’nun yenilikçi ürünlerinin en önemli örneklerinden biri olan Yonos MAXO, güçlü performans sağlayan teknolojiler ile enerji verimliliğini bir arada sunuyor. Elektrik faturasında tasarruf Islak rotorlu sirkülasyon pompası Yonos MAXO, kendi performans segmentinde tek ve çift pompa modeli olarak ilk kez 62 LED ekranlı fonksiyonel donanım Yonos MAXO pompasının LED ekranları okunabilirlik ve kullanışlılık anlamında kolaylık sağlıyor. Kullanıcılar hedef basma yüksekliği, devir sayısı kademeleri ve hata kodlarını görebiliyor. Wilo’nun bu ürününde ek güvenlik özellikleri de bulunuyor. Yonos MAXO’da standart olarak entegre edilmiş olan motor koruması, pompayı her kumanda durumunda aşırı sıcaklık, aşırı akım ve blokaja karşı koruyor. Ayrıca sistem, bir arıza bildirim işleviyle güvence altına alınıyor. Opsiyonel olarak tekil pompalarda aksesuar şeklinde temin edilebilen ısı yalıtım ceketleri, pompa gövdesi üzerinden olan ısı kaybını azaltarak verimliliği daha da artırıyor. Wilo, yüksek performanslı ve verimli ürünlerinin yanı sıra, gelişmiş servis ağı ve sunduğu çözümlerle pompa sistemleri sektörünün gelişimine öncülük yapmaya devam edecek. %100 temiz kesim hassas kesim kendi standartlarını belirliyor Hassas kesim yaklaşık 15 mm’ye kadar kalınlıkta metal iş parçalarının kesilme sürecidir. Bu üretim sürecinin en önemli özelliklerinden birisi temiz-kesilmiş yüzeye sahip olan yırtılma veya çatlak içermeyen ve ekstra bitim işlemi gerektirmeyen parçalar üretebilmesidir. Basit ve geleneksel metodlarla kesilmiş parçaların yüzeylerinin sadece üçte birinde temiz kesim yapılırken geri kalan kısmında kopma meydana gelir. Bundan farklı olarak hassas kesim ile birlikte, malzeme kalınlığının yüzde 100’ü temiz kesilmektedir. Kuruluma hazır hassas bir parça üretmek için sadece bir hassas kesim presi ve buna uygun bir kalıp yeterlidir. Parçalar dakikada 200 vuruşa kadar çıkan yüksek vuruş hızları ile ve güvenilir tekrarlama hassasiyeti ve ekonomik birim fiyatı ile üretilir. Üç kuvvetin hassas etkileşiminin hassas kesimin kalitesi ve performansı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Prosesin başlangıcında, aktif kuvvetler V-Tırnak kuvveti ile karşı kuvvettir. V-Tırnak kuvveti, dişli V şeklinde bir tırnağı malzemenin içine bastırırken karşı kuvvet sac levha şeridini zımbaya bastırır. Hatta kesim prosesi başlamadan önce, malzeme sıkı bir şekilde her iki kesme kenarlarından kelepçelenir. Ardından üçüncü kuvvet olan kesme kuvveti uygulanır, parça kelepçeliyken kesim işlemi ger- 64 Ardından gelen proseslerle entegrasyonu çekleştirilir. Günümüzde, Feintool hassas kesim teknolojisinde liderdir ve hassas kesim presleri ve yan ekipmanlardan uygun kalıplara kadar tüm hassas kesim sürecinde bütün hassas kesme prosesini sunan tek global tedarikçidir (tüm çözüm tek bir üreticiden). Parça tasarımı, prototip çalışması, mühendislik ve kalıp tasarımı başka bir odak alanını temsil eder. Kesim geometrisinde yeni bir seviye çok daha ENDÜSTRİ OTOMASYON başarılı prosesler üretmek için çok işlemli makine kuvvetlerini kullanan multi fonksiyonel kalıp aşamaları yer almaktadır. FEINTOL / www.feintool.com Kompleks parçaların seri üretiminde uygun maliyet ve hassasiyet - hassas kesim kullanıcılara çeşitli faydalar sunuyor. Bu proses, çok sayıda kuruluma hazır çok-işlevli parçaların üretilebilmesiyle yeni teknik yaklaşımlar yaratıyor ve maliyet verimliliğini maksimize etmek için yeni yöntemler öneriyor. Parçaların geometrisine ve karışıklığına ilişkin çok yönlülüğü ve ardından gelen işlemlerin sayısını azaltma yaklaşımı teknolojiyi çeşitli hususlardan oldukça ilgi çekici hale getiriyor. ÜRÜN VE UYGULAMALAR ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON kompleks Parçaların yapıldığı malzemelerin şekillendirilebilirliği, kalınlığı ve kalıpların kesme elemanlarının dayanabileceği maksimum yük genellikle kesimin potansiyel geometrisini sınırlayan için ana sorumlulardır. Ancak, kalıp malzemeleri alanındaki devam eden gelişmeler ve kesme süreçlerinin tasarlanmasına yönelik akıllı fikirler birleşince hassas kesim kapsamının büyük ölçüde genişlemesine yardımcı olmaktadır. Hassas girme dişleri içeren araba koltuk ayarlayıcı parçalar bu konuda mevcut bir örnektir. Dişin boyutu yaklaşık olarak 0.3 ve 0.5 modül boyutuna eşit olmaktadır ve bu da malzeme kalınlığı karşısında 3 ve 6 mm arasına denk gelmektedir. Üretimde hızlı ve büyük artışlar Hassas kesimden sonra gelen ard işlemlerin ana proses ile entegrasyonu konusunda da benzer bir düzen ortaya çıkmaktadır. Tipik bir örnek olarak takip eden bir bükme prosesi sayesinde hassas kesim ile (çapak alma dahil) ardından gelen düz parçaların çapağının alınma işleminin kombine edilmesinden bahsedilebilir. Çeşitli proses aşamalarının tek bir kalıp üzerinde birleştirilmesi parça üretimini daha hızlı ve daha ekonomik hale getirir. Buna ek olarak, tekrar taşlama işlemleri arasında kalıpların çalışma ömrü büyük ölçüde artmaktadır. Azaltılmış malzeme kullanımı Malzeme değerlidir ve genellikle her bir parça için birim maliyetinin %50’sinden fazlasını oluşturmaktadır. Sonuç olarak, hassas kesimi yapılan çizgilerin dışındaki hurda köprüsünün genişliği ve ana rulo şeritte yardımcı işlevler için gereken alanın mümkün olduğunca azaltılması gerekmektedir. Başarının sırrı planlama aşamasının başlangıcında bulunabilir. En iyi sonuçlar, diğer bir deyişle malzeme ve dolayısıyla masraflarda tasarruf etmek, sadece parça tasarımı, malzeme ve kalıp tasarımı arasındaki etkileşimin erkenden gözden geçirilmesi ile elde edilebilir. Resim 1: Geleneksel kesim ve hassas kesim arasındaki fark: Basit ve geleneksel kesimli parçalarda sadece yüzeylerinin üçte biri üzerinde temiz kesilmiştir ve kalan kısmı kopmuştur. Hassas kesim ile birlikte, malzeme kalınlığının yüzde 100’ü temiz kesilmiştir. Aynı zamanda potansiyel üretimlerde de büyük gelişim kaydedilmiştir. Gelişmeler sadece her bir zaman birimindeki maksimum vuruş sayısına etki etmekle kalmamış aynı zamanda bütün üretim sisteminin kesintisiz çalışma süresine katkı sağlamıştır. Feintool öncelikle uygun servo presleri geliştirerek ilerlemeler kaydetmiştir. Araba kapı kiliti parçalarının üretimi bu konuda örnek olarak verilebilir. Toplam 450 tonluk güç uygulayan tek bir vuruşta, malzeme rulo şeritten ortalama dakikada 100 vuruş döngü hızıyla dört kilit pimi bloğu aynı anda kesilebilir. Resim 3: Kalıp malzemeleri alanındaki devam eden gelişmeler ve kesim süreçlerinin tasarlanmasına yönelik akıllı fikirler hassas kesimin kapsamının büyük ölçüde genişlemesine yardımcı olmaktadır. Resim 4: Hassas kesim sürecinin ardından kuruluma hazır: hassas geçirme dişleri olan araba koltuk ayarlayıcı parçaları. Çok daha karmaşık parçalar Kompleks üç boyutlu parçalar geliştirilen yenilikler arasında başka bir odaklanılan konudur. Bunların üretilmesi için mevcut pres kalıp alanlarının arttırılmasını gerektirmektedir. Farklı bir yaklaşım ise mevcut geometrileri ve kuvvetleri daha etkin bir şekilde kullanmaktır. Bir bölgede tek ve aynı adım içerisinde Resim 2: Servomekanik hassas kesim presi XFT1500speed ile birlikte, Feintool önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştır: İlk defa bir hassas kesim presi dakikada 200 vuruş gerçekleştirebilmektedir. 65 Güneş Enerjisi Tesislerini CMS Sistemi ile İzlemenin Faydaları ENDÜSTRİ OTOMASYON Görsel 1-Şebeke ölçeğindeki güneş enerjisi tesisinin genel sistem yapısı ABB / new.abb.com/tr ■ Yenilenebilir enerji tesislerinde kullanılan izleme, çok çeşitli ihtiyaçlar için kullanılır, esas olarak üretimin izlenmesi ile ilgili olmak üzere, örneğin emniyet gibi diğer ihtiyaçlar için de önemlidir. Bu makalede şebeke ölçeğinde güneş enerjisi santrali referans olarak alınmıştır. Dize kutusu / dize birleştirici kutusu: Paneller güneş ışınlarını absorbe ettiği sürece güneş panelleri enerji üretimi yapmaktadır. Bunun anlamı, eğer herhangi birşey panellere ışınların ulaşmasını engelliyorsa, enerji üretmek mümkün olmayacaktır. Engeller çok farklı şeyler olabilir. Bazılarını ortadan kaldırmak mümkün değildir (genellikle geçici olanlar), örneğin gece karanlığı, bulutlar, kuşlar, uçaklar ve diğerleri. Yapraklar, kuş dışkısı, kar ve daha fazlası gibi diğer etkenler ortadan kaldırabilir. Güneş enerjisi tesislerinin büyüklüğü nedeniyle makul bir süre içinde tüm panellerin etrafında yürüyerek kontrol etmek mümkün değildir. Bu nedenle her dizeyi uzaktan izleyerek, paneller üzerindeki gölgeleme durumunda veya örneğin kopuk bir kablo gibi diğer kesintiler durumunda hemen haberdar olunabilir. Farklı dizeleri izleyerek bunların verimliliğini karşılaştırmak mümkündür. Bir dizenin ne kadar verimli olduğunu veya değişen dize davranışını bulmak için izlenecek ana parametre akımdır. Her bir dizenin DC akımlarını ölçerek olumsuz etkileyen faktörler erken bir aşamada tespit edilerek, güneş enerjisi santralinin performansı arttırılabilir. İzleme cihazı genellikle dize kutusuna monte edilir. Dize kutuları yaygın olarak DC panolar, birleştiriciler veya bağlantı kutuları olarak da adlandırılır, aşırı akım ve aşırı gerilimlerde korumak ve hata durumunda devreyi kesmeye izin verirler. Devre kesiciler, kartuş sigorta taşıyıcılar, parafudurlar ve yük ayırıcılar gibi koruma ci- 66 ÜRÜN VE UYGULAMALAR ÜRÜN VE UYGULAMALAR ENDÜSTRİ OTOMASYON hazları içerirler. Çoğunlukla şebeke ölçekli projelerde, bu dize kutuları, koruma, performans ve verimlilik ile ilgili farklı izlemeleri gerçekleştirmek için izleme sistemleri ile donatılmıştır. ABB’nin İzleme Sistemi: ABB dize izleme çözümü; güvenlik, güvenilirlik, esneklik ve güneş enerjisi tesislerindede tam değer zinciri verimliliğinin elde edilmesini sağlar. Bağımsız dizelerin akımlarının karşılaştırılması ve analiz edilmesini sağlar. Böylece hassas ve güvenilir bir şekilde güneş enerjisi üretiminin izlenmesini sağlar. Enerji tesisinde en üst düzeyde güvenliği garanti eder ve hatalı dizelerin en kısa sürede kesilerek, modüllerin en üst düzeyde korunmasının sağlanmasına yardımcı olur. Güvenlik - Dizelerdeki hataların hassas ölçümü ve tespitinin yapılması - Parafudurların ömür sonlarının izlenerek, darbe akımlarına karşı kesintisiz koruma sağlanması - Dize akımların ölçülmesi ve dolayısıyla her bir birleştirici kutusundaki enerji üretiminin ölçümü - Aşırı ısınmaların ve yaşlanmış panellerin kolay tespitinin yapılması - Panellerin ve tüm santralin güvenliğinin arttırılması Verimlilik - Nem, yapraklar, ve kar gibi gölge etkenlerinin tespiti - Duruş sürelerini kısaltarak, izleme sistemi sayesinde üretkenliğin arttırılması - Her dizenin üretiminin ölçülmesi ve dolayısıyla her birleştiricinin çıkışlarının analiz edilerek verimliliğinin arttırılması Görsel 2-Birleştirici kutu içerisinde CMS akım ölçüm sisteminin uygulanması Emerson’ın yeni enerji tasarrufu uygulaması şirketlerin harcamalarını azaltıyor EMERSON / www.emerson.com Enerji tasarrufunu teşvik etme konusunda uzun bir geçmişe sahip olan Emerson Industrial Automation enerji harcamalarını düşürmek için tasarlanmış teknolojik çözüm ve hizmetlere büyük yatırımlar yapmış bir kuruluş. Emerson bu alandaki uzmanlığına dayanarak şimdi de »Energy Saving Advisor - ESA» Enerji Tasarrufu Danışmanı´nı sunuyor. Yeni bir mobil uygulama olan Danışman, şirketlere yüksek performanslı sürücü çözümleri kullanarak uygulamalarında gerçekleştirilebilecek enerji tasarrufunu hesaplama fırsatı veriyor. Kolaylıkla kullanılabilen ve yüksek derecede kesin ve etkileşimli olan Enerji Tasarrufu Danışmanı, ister sabit, ister de değişken hızlı olsun ve ister asenkron, ister de sabit mıknatıslı senkron teknolojiyle çalışsın, motor uygulamalarında Emerson´ın yüksek etkinlikli sürücü çözümleri kullanılarak elde edilmesi olası maliyet tasarrufunun saptanmasını ve hızla değerlendirilmesini mümkün kılıyor. Tek başına motora ya da değişken hızlı bir sürücünün katkısına ek olarak Enerji Tasarrufu Danışmanı (ESA), mekanik ya da elektronik denetleme sistemi de dâhil olmak üzere, motorlu uy- gulamayı motordan şebekeye kadar bir bütün olarak ele alıyor. Enerji Tasarrufu Danışmanı (ESA) çok kolay ve hızlı bir şekilde simülasyonlar oluşturarak mevcut ekipmanı değişik müşteri senaryolarıyla karşılaştırıyor ve böylelikle en geçerli çözümlemeyi elde edip enerji optimizasyonu gerekliliğini karşılıyor. İlgili uygulamaya ilişkin olası tasarruf derhal hesaplanıp görsel bir özet olarak veriliyor. Simülasyonun bir dökümünü ve elde edilen sonuçları içeren ayrıntılı bir rapor sonradan e-postayla gönderilebiliyor. Enerji Tasarrufu Danışmanı (ESA) simülasyonun sonuçlarını daha derinlemesine bir çözümleme için doğrudan Emerson´ın enerji optimizasyonu uzmanlarına da iletebiliyor. Uzmanlar da, ilgili uygulama için en iyi performans gösteren sürücü sistemini seçerek bir cihaz ya da sürece ilişkin genel enerji optimizasyonu yaklaşımının benimsenmesini önerebiliyor. Emerson´ın uzmanları, şirketlerin yatırımdan alınacak karşılık ya da toplam kullanım maliyeti açısından hedeflerine bağlı olarak, en iyi seçenekleri önerebiliyor ve böylelikle yatırımların performansının iyileştirilmesine katkıları oluyor. 67 IPC'lerinizi ve kontrolörlerinizi koruyun: Omron’dan S8BA kesintisiz güç kaynağı serisi ÜRÜNLER ÜRÜNLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON Parker İnvetörleri, EV Hızlı Şarj Geliştirme Projesinde Yakıt Enerjisi Depolamaya Yardımcı Oluyor rayına rahatça yerleştirilemezdi. Lityum iyon aküleri sayesinde yeni S8BA hafif (120W modeli sadece 800g) ve kompakttır. Yani kolayca standart bir DIN rayına monte edilerek değerli pano alanından tasarruf sağlayabilir. Piyasadaki çoğu UPS’te kullanılan geleneksel kurşun (Pb) piller ile karşılaştırıldığında, lityum iyon akülerin kullanılması S8BA’nın iki kat daha uzun ömre sahip olmasını sağlamıştır (tahmini kullanım ömrü 10 yıla ulaşır). ■ Omron, endüstriyel bilgisayarların (IPC’ler) ve fabrika otomasyon kontrolörlerinin anlık gerilim düşmeleri ve elektrik kesintilerine karşı korunması için ideal bir önlem olan, DIN ray montajlı bir DC-DC kesintisiz güç kaynağı (UPS) serisi S8BA’yı sundu. UPS bir elektrik kesintisi sırasında kontrolörün çökmesi ve verilerin kaybedilmesi ile, değerli verileri kaydederek kontrolörü düzgün bir şekilde kapatabilmek için gereken süreye sahip olunması arasındaki fark anlamına gelebilir. Kompakt, hafif ve uzun ömürlü Pano boyutlarının küçültülmesi, şu günlerde önem arz eden bir konudur ve S8BA’nın tasarlanması sırasında Omron mühendisleri net bir şekilde bu konuya odaklanmış. Önceden, bir UPS genellikle hacimli bir parçaydı ve bu sebeple genellikle panonun tabanına monte edilmesi gerekirdi. Çünkü aşırı büyük ve ağır olduğu için DIN Kolay montaj ve çoklu haberleşme bağlantıları S8BA’nın G/Ç arayüzü için yeni bastırmalı terminal bloğu, cihaza zahmetsizce kabloların bağlanmasını sağlar. Ayrıca S8BA, gelişmiş bir haberleşme arayüzleriyle (USB, RS-232C) donatılmıştır ve çeşitli IPC’ler ve fabrika otomasyon kontrolörleriyle uyumu sağlayan G/Ç sinyalleri sunar. Kontrol ekipmanlarınız için kesintisiz güç Anlık gerilim düşmesi veya elektrik kesintisi sırasında S8BA, garantili bir süre boyunca 24 V DC elektrik kaynağına yedekleme sağlayarak, hiçbir veriyi kaybetmeden sistemin düzgün bir şekilde kapatılmasını ve kontrolörlerin çökmesinin önlemesini sağlar. Ayrıca güvenli ve kararlı bir güç beslemesinin tekrar sağlanması için operatöre gereken süreyi verir. Çalışırken aküleri değiştirilebilir! Böylece, aküler değiştirilirken bile korunan ekipmanlar için kesintisiz güç sağlanır. OMRON 70 / www.omron.com.tr sız, genişletilebilir ve taşınabilir cihazlar, plug-in araç hızlı şarj altyapısı kurulumundaki elektrik ağlarının yükseltilmesi ihtiyacını karşılamayla ilgili sorunlara cevaben geliştirilmiştir. Uzaktan yönetilen bir çözüm olarak E-STOR, elektrik ağı altyapısı yükseltmelerine daha hızlı, düşük maliyetli ve daha esnek bir alternatif sunmakla beraber ticari ve entegrasonla alakalı birçok avantajı da beraberinde getiriyor. Sürdürülebilirliğin teşvikçisi elektrikli araç pillerinden istifade eden benzersiz bir proje ■ Elektrikli araçlar için hızlı şarj cihazlarının kurulumundaki engelleri azaltan modüler enerji depolama sistemi yaratma projesi, hareket ve kontrol teknoljilerinde dünya lideri Parker’ın sağladığı invertör teknolojisinden faydalanıyor. Future Transport Systems ve alt kuruluşu olan enerji depolama teknolojilerinde dünya lideri Connected Energy’nin Parker’la beraber önderliğini yaptığı projeye, aynı zamanda Avrupa’da bir otomotiv OEM devi olan Renault ve global bir stratejik, teknik ve çevresel danışmanlık firması olan Ricardo da dahil olmuştur. Hızlı şarj etmenin, elektrikli araçların yaygınlaşmasında ana etkenlerden biri olduğu bir gerçek. Fakat, şarj etme miktarları arttıkça ve talebi karşılamak için sistem grupları kurulmaya devam ettikçe, gelişmenin önündeki en büyük engel bölgesel elektrik şebekesi altyapısı olmaya başlıyor. Buna bağlı olarak, Connected Energy ve ortakları, Parker’la beraber, E-STOR serisi enerji depolama sistemlerini ortaya çıkarmaya koyuldu. Başarılı bir ortaklığın ürünü olan bu modüler, bağım- Connected Energy’nin E-STOR 50 ve E-STOR 100 modelleri serinin ilk ürünleri olarak; etkinliği kanıtlanmış Li-ion, Second Life (ikinci ömür) otomotiv pil teknolojisi, yüksek verimlilikte güç çevrimi, ve son teknoloji gözlemleme sistemlerini kullanmakta. Tipik olarak 50kW/50kWh nominal güçte modüller olarak tedarik edilen dahili yönetim sistemi, gerçek zamanlı olarak tamamlayıcı ürün ve parametrelere göre enerji depolama optimizasyonu sağlıyor. Dahası; sistem, detaylı teknik ve operasyonel raporlama, uzaktan tesis yönetimi, gözlemleme ve kontrolüne imkan veriyor. Ayrıca daha geniş bir ürün portfolyosunun parçası olarak yapılandırılabiliyor ve varolan bina yönetim sistemlerine entegre edilebiliyor. Sistem modüler piller ve dahili pil yönetim sistemleri, çift yönlü pil şarjı, izolasyon çeviricisi, güç kontrol modülü, AC/DC koruması, HMI, router ve iletişim arayüzü içermektedir. Tesise montajı tamamlanmış şekilde direkt olarak teslim edilir ve kurulum için çok az hazırlığa ihtiyaç duyulur. PARKER / www.parker.com.tr 71 ÜRÜNLER ENDÜSTRİ OTOMASYON SCHUNK’tan kısa çalışma pistonlu aynalar için hızlı-değiştirme aynası Sıkma Teknolojisi ve Tutucu Sistemler yetkin lideri SCHUNK’tan hızlı çene değiştirme aynaları, fonksiyonları sayesinde çok hızlı bir şekilde kendilerini amorti etmektedirler. SCHUNK ROTA THW plus serisi, aynaların başarısından sonra bir aile şirketi olan SCHUNK hızlı çene değiştirme prensibini, kısa stroklu pistonlar ile CNC aynalarına aktarmaktadır. Global SCHUNK ROTA NCX güç aynaları; geleneksel, çabuk değiştirmesiz uzakdoğu aynaları ile makinada herhangi bir değişiklik yapmadan ve adaptör ihtiyacı olmadan, kolay bir şekilde birebir dönüştürülebilir. Bu, setup için harcanan eforu yüzde seksen oranında düşürür ve üretken makina çalışma süresini uzatır. 60 saniye içerisinde yeni bir çene seti 0.02 mm tekrarlanabilirlik hassasiyeti ile takılır. ROTA NCX, hassas işleme ve hacimsel talaş kaldırma için uygundur. Maksimum operasyon güvenliğini sağlamak için, çene kitleme sistemi ve çene kontrol sistemi ile donatılmıştır. Bağımsız ana çene sistemine bağlı olarak, henüz hızlı çene değiştirmeli ayna ile çalışmamış kullanıcılar için oldukça ilginçtir. Global SCHUNK ROTA NCX ayna; 165, 215, 260 ve 315 çaplarında 53mm’den 106mm’ye açık göbek çapı ve 55’den 155 kN’a sıkma kuvveti ile satışa çıkacaktır. İçten ve dıştan sıkma için kullanılabilirdir. SCHUNK / www.tr.schunk.com 72 ENDÜSTRİ OTOMASYON MIDRANGE İLE GÜÇLÜ ÇÖZÜMLER Akıllı üretim çağında gerçek zamanlı üretim bilgileri ve verileri giderek daha da önemli bir hale gelirken, makine üreticileri ve son kullanıcılar bu bilgileri en iyi şekilde toplamalarına, düzenlemelerine, yorumlamalarına ve sunmalarına yardımcı olan stratejileri nasıl geliştirebilir? Üretim endüstrisinin tarihi, tıpkı dünya tarihi gibi, düzgün bir şekilde çağlara ayrılabilir; ilk gerçek çağdaş çağ sanayi devrimindeki seri üretimi, Henry Ford ve onun üretim hattı kavramını izlemiştir. O zamandan bu yana, birçok farklı kavram gelip gitmiş ya da gelip kalmış ve en başarılı olanları eskilerini geride bırakarak, endüstrinin geleceğini tanımlamaya yardımcı olmuştur. Yakın geçmişe bakacak olursak ve hatta geleceği de düşünürsek, yaygın olarak akıllı üretim çağı dediğimiz dönemin ortasında olduğumuzu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu çağda üretim ve proses verilerini toplamak, deşifre etmek, düzenlemek ve paylaşmak hiç olmadığı kadar önemli bir hale gelmiştir. Akıllı üretimin arkasındaki tüm değerler, sistemsel bilgiler, teknoloji ve insan becerisinin, makine üreticileri ve kullanıcılarını hiç olmadığı kadar global olan piyasada rekabetçi kılacak daha hızlı bir devrim ve değişimi beraberinde getirmek üzere bir araya gelmesidir. Verilere gerçek zamanlı erişim sayesinde, şirketler daha esnek, daha çevik, daha sürdürülebilir ve daha karlı olabilir. Akıllı üretimin anahtarı, bu verileri toplamaya, kontrol etmeye ve sunmaya yardımcı olan omurga ve hizmetlerdir. Birçok şirket üretim operasyonlarındaki bilişim çözümlerinin ofis alanında kullanılanlarla bağdaşabilir olmaması sorunuyla karşılaşmaktadır. Akıllı üretimin arkasındaki öğelerin büyük bir çoğunluğunu ise ofis alanı barındırmaktadır. İletişim uyumsuzluğunu aynı tedarikçiye ait, daha güçlü ya da güçsüz istikrarlı muadilleyile aynı operasyon, iletişim ve geliştirme ortamını paylaşmayan ve daha zor öğrenilen, daha az tanımlanmış yöntemleri ve değişim zamanı geldiğinde daha yüksek harcamalara neden olan bazı üretim çözümleri arttırmaktadır. Akıllı üretimin geleceğin yolu olduğunu dönemin ilk aşamasından önce fark eden Rockwell Automation, entegre mimari kavramını geliştirmiştir. Integrated Architecture (Entegre Mimari) esnek ve ölçeklendirilebilir otomasyon, hareket, güvenlik ve proses çözümlerinin temelini teşkil etmek üzere oluşturulmuştur. Temel özellikleri şunları içermektedir: Bir dizi otomasyon uygulamasına uygun olacak işlevsellik ve ölçeklendirilebilirlik; tek IT dostu iletişim ve kontrol ağı olan EtherNet/IP; gerçek zamanlı eyleme dönüştürülebilir bilgi sağlama ve bilgi entegrasyonu. Bunların tümü bilgi, teknoloji ve insan becerisini bir araya getirme olan akıllı üretim ruhuna işaret etmektedir. Bu tür bir entegre işlevselliğin bir otomasyon şirketinin ürün yelpazesinin güçlü öğeleriyle kısıtlanması için bir ne- ÜRÜNLER ÜRÜNLER ENDÜSTRİ OTOMASYON daha rekabetçi ve ölçeklendirilebilir çözümler sağlayabilir. Integrated Architecture, yönetmeleri gereken uygulama türleri ya da ürettikleri makinenin karmaşıklığı her ne olursa olsun, tek kontrol mimarisinde standartlaşmalarına ve ortak bir uygulama programlama ortamı ve konfigürasyon ortamını güçlendirmelerine de olanak tanımaktadır. Uzun kontrol seçimi süreçlerini atlayabilir, değişen tasarım parametrelerine ya da son kullanıcının uygulama ihtiyaçlarının genişlemesine daha iyi yanıt verebilir ve makine yenilikçiliği için daha fazla mühendislik kaynağı da atayabilirler. den olmadığını çoğu kişi fark etmemektedir. Bir gözümüz entegrasyonda, bir gözümüz ölçeklendirilebilir çözümlerde olduğunda, Rockwell Automation daha küçük uygulamalar için Integrated Architecture portföyünü Allen-Bradley CompactLogix programlanabilir otomasyon kontrolörleri (PACs), kompakt Kinetix servo sürücüler, ölçeklendirilebilir I/O, PowerFlex sürücüler ve çok yönlü PanelView Plus 6 operatör panel ve yazılım araçlarıyla önemli ölçüde genişletmiştir. Rockwell Automation ControlLogix L7 prosesörünü CompactLogix ailesine katarak, değer odaklı makine üreticilerine EtherNet/IP üzerinden –hem yardımcı sürücüler hem de AC sürücüleri için-Entegre CIP Hareketi gibi performans özelliklerini daha düşük bir fiyat noktasında sağlayabilir. Bu, kullanıcılara bir ağ, tek bir geliştirme ortamı ve tam, entegre eksen portföyü vermektedir. Integrated Architecture, Rekabetçi ve Ölçeklendirilebilir Çözümler Sağlıyor Rockwell Automation Integrated Architecture’ı daha küçük, midrange kontrol çözümlerinde güçlendirerek, makine üreticileri makinelerinin maliyetlerini ve karmaşıklığını azaltırken, Birçok lider makine üreticisi bu standardizasyonunun tasarım esnekliğini geliştirdiğini, değişen piyasa taleplerine uyum sağlamaya yönelik bir dizi ihtiyacı karşılamak üzere kontrol sistemini hızla ölçeklendirmelerine olanak tanıdığını fark etmektedir. Ayrıca, bir makine üreticisi müşterilerinin çoğunu tek bir kontrol platformunda standartlaşmaya motive ederse, makine üreticisi de destek ve bakım çabalarını kolaylaştırabilir. Bu arada son kullanıcılar da tek ortak teknolojide standartlaşabilir ve bu şekilde, personel değişiklikleri meydana geldiğinde, destekleyici kontrol platformları için kritik mühendislik bilgilerini kaybetme riskini azaltabilir. Mühendislerin yalnızca bir platformda eğitilmesi gerekeceği için, makine üreticileri de bir taraftan genel eğitim maliyetlerinden tasarruf ederken, diğer taraftan daha odaklı destek sağlayabilir. Kontrol mimarisinde akıcı bir şekilde çalışabilen daha fazla mühendis ve personelle, müşteri desteğinin tutarlılığı ve niteliği de iyileşmektedir. Son olarak, tek bir kontrol platformunda standartlaşma, bir makine yapımcısının genel yedek parça bulunabilirliğini geliştirirken, daha az parçayı stoklamasına olanak tanımaktadır. ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr 74 75 Omron’un yeni F3SG-R güvenlik ışık bariyerleri: Kurulumu kolay, kullanımı kolay, bakımı kolay ÜRÜNLER ÜRÜNLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON Parker Hannifin temiz ve verimli motorlar için eksiksiz bir solenoid valf serisi sunuyor için güvenilir ve düşük maliyetli bir çözüm sunulmaktadır. Ek gereksinimleri karşılamak amacıyla, gelişmiş F3SGRA versiyonları üç sete kadar kademelendirilebilir ve bir dizi ek özellik sunabilir. Bu özellikler arasında çok çeşitli sessize alma modları, hareketli ve sabit karartma, azaltılmış çözünürlük ve imalat bölgesi içinde halen bir işçi varken makinenin yeniden çalışmaya başlatılmasını engelleyen bir ön ayar işlevi bulunmaktadır. ...farklı tipler ve yükseklikler Her iki versiyon da 14 mm’lik tespit becerisi ile parmak tespit tipleri veya 30 mm’lik tespit becerisi ile el tespit tipleri olarak tedarik edilebilir. Parmak tespit tipleri için maksimum 10 m menzile sahip 2080 mm’ye kadar ve el tespit tipleri için maksimum 20 m menzile sahip 2510 mm’ye kadar koruma yükseklikleri sunulur. F3SG-R ışık bariyerleri, IP67 koruma sınıfına sahiptir ve yıkayıp arıtma ile tozlu ortamlara dayanacak şekilde üretilmiştir. Baştan aşağı döndürme sorunlarını ortadan kaldıran olağanüstü derecede sağlam bir yapıya sahiptirler, böylece kurulumu hızlı ve kolay hale getirirler. Kuruluma ek bir yardım olarak da yayıcı ve algılayıcı arasında kablo kullanım gereğini ortadan kaldıran optik senkronizasyon içerirler. Kolay sorun giderme Omron’un yeni F3SG-R serisi güvenlik ışık bariyerleri, kolay hizalamayı sağlamak için QR kodlarına dayalı yeni bir sorun giderme fonksiyonu ile bükülmeye dirençli yapıyı birleştirir. Mümkün olan en geniş kullanıcı grubu ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni ışık bariyerleri, iki versiyonda sunulmaktadır: basit açık/kapalı tespit uygulamaları için kolay F3SG-RE ve çok yönlü güvenlik çözümleri için gelişmiş F3SG-RA. İki farklı versiyon... Gelişmiş F3SG-RA gibi kolay F3SG-RE versiyonlarının da, kablolama süresini kısaltmak üzere bağlantıları önceden yapılmış konnektörleri ile belirgin LED açık/kapalı göstergeleri vardır ve bu sayede basit uygulamalar Bu yenilikçi ürünler ile herhangi bir sorun meydana geldiği takdirde kullanıcılar, kolaylıkla bir akıllı telefon veya tabletle QR kodu etiketini okutur ve doğrudan detaylı sorun giderme kılavuzunun yer aldığı web sayfasına yönlendirilirler. Bu kılavuz, sekiz dilde mevcuttur. Kolay kurulum ve ayar yapma F3SG-R güvenlik ışık perdeleri serisi aynı zamanda, kenetlenme için sadece sekizde bir dönüş gerektiren Smartclick M12 konektörleri kullanır ve tork ölçümlerine gerek kalmadan IP67 sınıfında güvenilir bir bağlantı sağlar. F3SG-R serisindeki tüm versiyonlar ve modeller standart olarak, kurulum tamamlandıktan sonra bile kolay ayar yapmaya imkân tanıyan özel montaj destekleri ile tedarik edilir. İsteğe bağlı aksesuarlar arasında ise optik yüzeyi çizilmelere ve mekanik darbelere karşı daha fazla koruyan kolayca takılabilir bir kapak yer alır. OMRON 76 / www.omron.com.tr Hareket ve kontrol teknolojileri alanında küresel lider olan Parker Hannifin, taşıt motorlarına yönelik solenoid valf serisini Euro 6 çevre standartlarını karşılayacak şekilde geliştirdi. Şirketin Akışkan Kontrolü Bölümü, emisyonun, özellikle azot oksitlerin (NOx) ve parçacıklı maddenin (PM) azaltılmasına, motor ve yakıt yönetiminin geliştirilmesine ve alternatif yakıt sistemlerinin (CNG / LNG) kontrolüne katkıda bulunan bir dizi valf oluşturdu. valfleri aracın hız kaybını optimize ediyor ve yakıt beslemesini sağlayarak kapalı olduğu durumda motoru boşaltıyor. Emisyon azaltımı (EURO 6 / Tier 4f) Alternatif yakıt yönetimi Parçacıklı Madde (PM) ve NOx emisyon seviyelerinin azaltılması otomotiv ve taşımacılık sektörü için sürekli bir zorluk. Motor çevresinde veya egzoz sisteminde kullanılan Parker solenoid valfleri, kirletici emisyonların azaltılmasına yönelik güçlü bir çözüm sunuyor. Parker solenoid valfleri, Egzoz Gazı Dolaşımını sağlayan bir aktüatörü yönetiyor, parçacık filtresinin dizel giriş kısmında enjeksiyonu gerçekleştirerek sıcaklığı 650°C’ya kadar yükseltip parçacıkları nötralize ediyor ve AdBlue® dozlaması ile soğutucu sıvı akışının kontrolü için hava basıncını yönetiyor. Böylece egzoz gazıyla karıştığında NOx emisyonlarını azaltan AdBlue sıvısı ısınıyor. Yeni Parker valfleri CO2 emisyonunu azaltarak uluslararası çevre standartlarını karşılamak için en yeni teknolojiyi bir araya getiriyor. Solenoid valfler, yüksek veya düşük basınçlarda CNG ve LNG beslemesini güvenli bir şekilde kapatabiliyor. Ayrıca, kaliteli tasarım ve ECE-R110 gibi standartlara uyum sayesinde güvenlik özellikleri garantileniyor. Termostatik valf, gazı doğru sıcaklığa getirmek için mükemmel. Basınç regülatörü gazı doğru basınçta motora besliyor ve atık çıkış valfi aşırı turbo basıncını saptırarak motoru ve turboşarjı koruyor. Motor Yönetimi Motor enerji dengesi de önemli bir endişe kaynağı. Parker Motoru yavaşlatmak için egzoz valflerinin açılış ve kapanış döngüsünü yöneten solenoid valf çözümleri yanında daha iyi hız azaltma için egzoza yakın bir aktüatörü yöneten ve aracın üzerindeki geleneksel frenleme bileşenlerinden tasarruf sağlıayan oransal kontrol valfleri de bulunmaktadır. Parker Hannifin’in Akışkan Kontrolü Bölümü, hareket, akış ve basıncı kontrol eden solenoid valfler alanında dünya lideri. Ürün serisi Gold Ring™, Skinner Valve™, Sinclair Collins®, Lucifer™ ve Jackes Evans™ ürünlerinden oluşuyor. PARKER / www.parker.com.tr 77 ÜRÜNLER ENDÜSTRİ OTOMASYON Çoklu dokunmatik HMI serisi 11,6 inç geniş ekran paneller ile genişletildi ■ Beckhoff’un geniş kapsamlı ürün yelpazesine sahip Kontrol Panelleri ve Panel PC’ler tüm çoklu dokunmatik HMI ihtiyaçlarına hitap eden en iyi ürünleri sunuyor. En üst seviye kaliteye sahip bu cihazlar, makine ve sistemler için entegre veya özelleştirilebilir bir yapıya sahip. Ürünler, 11,6 inç geniş ekran serisi HMI ile daha yüksek bir ölçeklenebilirlik sunuluyor. Beckhoff’un CP2xxx ve CP3xxx çoklu dokunmatik panel serisi, yeni 11.6 inç ve 16:9 ekran genişliğine sahip ürünler ile genişliyor. Ekran seçenekleri artık dokuz modelden oluşuyor. 7inç, 11,6 inç, 15,6 inç, 18,5 inç, 21,5 inç ve 24 inç geniş ekrana sahip modeller ve klasik 4:3 yapıda 12 inç, 15 inç ve 19 inç ekranlar. Çoklu dokunmatik panel serisinde geniş bir yelpazeye sahip Beckhoff, modern 16:9 ekran yapısında, gelenek- sel 4:3 HMI’ların sahip olduğu ölçeklenebilirlikde sunuyor. 11,6 inç ekranın, 15,6 inç ve 18,5 inç ekrana sahip cihazlar ile aynı 1366 x 768 piksel çözünürlüğe sahip olması da bir başka avantaj. Bu aynı HMI yazılımını, fazladan bir mühendislik çalışması yapmaya gerek olmaksızın her üç ekran için de kullanmaya olanak sağlıyor. Bu özellik, tüm makine serilerinde operatör panelini basit ve uygun maliyet ile makine boyutuna göre ölçeklendirmek isteyen imalatçılar için avantaj sağlıyor. Yeni geniş ekran cihazlar hem CP26xx ve CP27xx serisi Panel PC’ler de hem de CP29xx serisi Kontrol Paneller ve CP39xx serisi montaj kollu Kontrol Paneller olarak mevcut. Montaj kollu yapıya sahip tüm Beckhoff çoklu dokunmatik paneller, yüksek kaliteye sahip alüminyumdan işlenmiş gövdeye sahiptir. Ayrıca ekranın ön yüzünü korumak için kullanılmış metal çerçevelere sahiptir. BECKHOFF / www.beckhoff.com.tr 80 PNOZmulti Configurator 10 ÜRÜNLER ÜRÜNLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON E-PR-110 Serisi Kağıtsız Kayıt Cihazı E-PR-110 serisi kayıt cihazları yeni nesil mikrokontrolör kullanılarak tasarımlanmış kağıtsız kayıt cihazlarıdır. Üniversal giriş ve çıkışların kullanıcı tarafından programlanabildiği ve programlama gerektirmeyen kolay takılıp çıkartılabilen I/O kartlarıyla endüstrinin her alanında kullanılmaktadır. Sıcaklık, basınç, seviye, debi, akım, gerilim gibi fiziksel birimlerin sayısal ortamda kayıt edilmesinde, Demir-Çelik, Kimya, Metalurji, Petro-Kimya, Rafineriler, Gıda, Çimento, Seramik, Cam ve diğer sanayi dallarında yaygın bir kullanım alanı bulunmaktadır. RS-485 ve ethernet bağlantısı, USB port imkanı ve yüksek kapasitede dahili veri depolama özelliği ile çok fonksiyonlu bir kayıt cihazıdır. * Programlanabilir üniversal 3, 6, 9, 12, 15, 18, 21 ve 24 kanal giriş, 12 Röle çıkışı, 64 sayısal giriş/çıkış, * Dokunmatik 5.7” TFT ekran * Dahili 8 GB Micro SD * RS-485 ModBus RTU, Ethernet, 1 USB host * Wi-Fi (Opsiyonel) * Pano Ebadı 144x144 mm E-PR-200 Serisi Kağıtsız Kayıt ve Kontrol Cihazı ■ PNOZmulti Configurator 10.0.0 versiyonu artık hazır. Tüm PNOZmulti kontrol sistemlerini konfigüre etmek için zekice tasarlanmış, kullanımı kolay konfigürasyon aracını kullanın. Yükseltmeye değer; işte versiyon 10’un öne çıkan bazı özellikleri: • PNOZmulti 2 kontrol sisteminin PNOZ m B1 yeni temel ünitesi desteklenir. PNOZ m B1’in sunduğu birçok özellikler vardır: • Artık temel ünitede giriş ve çıkış bulunmamaktadır; • Genişletme modülleri seçenekleriyle uygulamaya tam uyum sağlar; • Siz kullanıcı olarak yalnızca ihtiyacınız olan için ödeme yaparsınız; • PNOZ m B1 ile 1024’e kadar bağlantı hattıyla çok daha büyük projeler gerçekleştirilebilir; • PNOZ m B1 için tarih ve saat de PNOZmulti Configurator’da ayarlanabilir. • PNOZmulti 2 kontrol sisteminin hareket izleme modülleri versiyon 2.0’da desteklenir ve modül üzerinde doğrudan çalışan özel modül programlarının konfigürasyonuna olanak sağlayan ilk genişletme modülleridir. Bu durum kullanıcıya birçok bölgenin izlenmesi için detaylı konfigürasyon gibi önemli avantajlar sunar; örneğin, genişletme modülünde yerel olarak kontrol edilen hız veya dönme hızı. Bir diğer avantaj da, modül programı temel ünitenin yükünü aldığından uygulamada daha fazla esneklik olmasıdır. Demo versiyonu www.pilz.com.tr adresinden hemen indirin ve başlayın! Yazılımı şimdi test edin. Demo yazılımı indirme alanımızdan ücretsiz olarak indirebilirsiniz (kayıtlı kullanıcılar için). E-mağazamıza kayıt ücretsizdir ve hiçbir taahhüt gerektirmez. Demo yazılım, lisans satın alınarak tam versiyona yükseltilir. (Lütfen dikkat: her yeni tam versiyon yayınlandığında yeni bir yazılım lisansı gerekir; daha sonra mevcut lisansın geçerliliği sona erer.) PILZ / www.pilz.com/tr 82 E-PR-200 serisi kayıt ve kontrol cihazları dokunmatik ekran özelliği ile endüstrinin her alanında kullanılmaktadır. Sıcaklık, basınç, seviye, debi, akım, gerilim gibi fiziksel parametrelerin sayısal ortamda kayıt edilmesinde, Demir-Çelik, Kimya, Metalurji, Petro-Kimya, Rafineriler, Gıda, Çimento, Seramik, Cam ve diğer sanayi dallarında yaygın bir kullanım alanı bulunmaktadır. 8 GB lık veri depolama kapasitesi, RS485 ve ethernet bağlantısı, USB giriş imkânı ve opsiyonel olarak sunulan Wi-Fi özelliği ile çok fonksiyonlu bir kâğıtsız kayıt ve kontrol cihazıdır. * Programlanabilir 54 üniversal giriş, 18 röle çıkış, 144 sayısal giriş / çıkış * Dokunmatik 12.1” TFT ekran * Dahili 8 GB Micro SD * RS-485 ModBus RTU, Ethernet, 1 USB host * Wi-Fi (Opsiyonel) * Pano ebadı 288x288 mm ELİMKO / www.elimko.com.tr 83 ÜRÜNLER ENDÜSTRİ OTOMASYON Parker’ın şimdi 250 kW’a varan bir güç değeri ile sunulan AC30 sürücüleri; esneklik, güvenilirlik ve basitliği birleştiriyor natıslı (PMAC) servo motorlar olsun, güvenilir ve hassas motor hızı kontrolünün temel talepler olduğu her yerde, endüstrinin kapsamlı ve maliyet etkin bir çözüm için AC30’dan başkasına bakmasına gerek yok. Dahili enerji izleme özelliği sunan AC30 serisi, müşterilerin motor hızını değişken uygulama talepleri ile eşleştirmesine olanak tanıyarak elektrik kullanımını azaltmaya imkan veriyor. Sağladığı para tasarrufunun yanı sıra, motorlar, pompalar, fanlar ve kanal veya boru gibi yardımcı ekipmanların mekanik ömrü uzuyor. ■ Lichfield, BK, 12 Ekim 2015 - Hareket ve kontrol teknolojilerinde dünya lideri Parker Hannifin, AC30 değişken hızlı AC sürücüler serisini 250 kW çıkış gücüne kadar genişletti. Bu adım, portföye kapalı devre becerisi kazandıran bir puls enkoder geri besleme seçeneği sunmak üzere yapılan yeni güncellemenin ardından geliyor ve Parker’ın müşterilerine AC30 serisi boyunca daha da fazla işlevsellik sunma vaadini vurguluyor. Esneklik, güvenilirlik ve basitlik, uygulamanın ihtiyaçlarına göre farklı kasa boyut seçeneklerine sahip AC30’un temel tasarım özellikleri. Açık döngülü pompa ve fanlardan kapalı devreli proses hattı uygulamalarına kadar olağanüstü kontrol seviyeleri sağlanabiliyor. İster AC indüksiyon ister sabit mık- Basit tasarımına karşın, genişletilmiş AC30 serisinde işlevsellikten ödün verilmedi. Örneğin kullanıcılar, birçok farklı uygulamalar için entegre makroların avantajlarından faydalanırken Codesystabanlı Parker Sürücü Geliştirme (PDD) yazılım aracı, önceden ayrı bir PLC gerektirebilecek sürücü içinde sofistike PLC işlevselliğinin oluşturulmasına olanak tanıyor. Ayrıca esneklik ve yüksek modülarite de Profinet, Profibus ve EtherCAT gibi çok çeşitli iletişim protokollerinin ve I/O modüllerinin kolaylıkla eklenebilmesini sağlıyor. Resim açıklaması: Parker Hannifin, AC30 serisi sürücülerinin güç ve işlevselliğini çok çeşitli endüstriyel motor uygulamaları genelinde artan talebi karşılayacak şekilde genişletiyor. PARKER 84 / www.parker.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON MEDEL ELEKTRONİK, TÜRKİYE’NİN EN HIZLI BÜYÜYEN 50 FİRMASINDAN BİRİ! Yılın İnovatif KOBİ Ödülünü kazandık. 2015 Inverter, D72-24 Konvertör, Vakum Tuvalet, Temiz ve Atık Su Tanklarının Otomasyonu, Otomatik Kapı Revizyonu, Yolcu Anons Sistemi, Yolcu Bilgilendirme Otomasyonu ürünleri Medel Elektronik tarafından projelendirilip yüksek adetlerde imalatı ve devreye alınması sağlanmıştır. Bu ürünler ülkemizde kullanılan bütün demiryolu araçlarında kullanılmaktadır. MEDEL Elektronik San.Tic. Ltd. Şti., 2015 yılında Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 firmasından biri olarak “Deloitte(*) Technology Fast 50 Turkey” listesine girdi. Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 firması listesine “Semiconductors, Components and Electronics” kategorisinde giren MEDEL Elektronik, böylece her zaman üstün performans ve sürekli gelişme ilkesiyle çalıştığını bir kez daha göstermiş oldu. (*)140’a yakın ülkesinde 700 ofisiyle çalışmakta olan Deloitte, Dünya’nın en büyük yönetim danışmanlığı firmalarından biridir. “Deloitte Technology Fast 50 Turkey” listesi ise bu yıl 10. kez yapılmakta olup yüksek prestijli bir derecelendirme olarak kabul edilmektedir. “Deloitte Technology Fast 50 Turkey” listesine seçilen MEDEL Elektronik Şirketi 1994 yılında kuruldu. MEDEL Elektronik kuruluşundan bugüne, tam 22 yıldır, İstanbul’da bulunan üretim tesisinde üretilen 400.000’dan fazla ürününü, Yurtiçinin yanı sıra Asya, Ortadoğu ve Balkanlarda faaliyet gösteren satış 86 ve pazarlama ağı ile tüm dünyanın hizmetine sunmaktadır. MEDEL Elektronik, 35 mühendis, 70 tekniker, toplam 120 çalışanı ile İstanbul’da 6500 m2, Adapazarı şubesinde 1200 m2‘lik toplamda 7700 m2 kapalı alanda, AC Motor Vektör Hız Kontrolü, DC Motor Hız Kontrolü, Demiryolu Uygulamaları, Tersane Uygulamaları, Kenar Kontrol, Gergi Kontrol, Kamera Kontrol, Register Kontrol, Otomasyon ve Otomasyon uygulamalarında ihtiyaç duyulan elektronik ölçüm/kontrol kartları üretimi ve 25 yıllık tecrübesi ile de endüstriyel otomasyon uygulamaları yapmaktadır. MEDEL Elektronik ayrıca, 1999 yılından itibaren Demiryolu uygulamaları için projeler yapmaktadır. TÜVASAŞ (Adapazarı), TCDD (Ankara, Haydarpaşa-İstanbul), TÜLOMSAŞ (Eskişehir) için yapılan çalışmalarda; Akü Şarj Ünitesi, Yüksek Frekans Akü Şarj, Enerji Besleme Ünitesi (EBU, Statik Konvertörler), UIC EBU Çok Gerilimli Konvertör, Elektrikli Dizi Yardımcı Inverter Sistemi, İklimlendirme (Klima Kontrol) Ünitesi, E72-220 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON MEDEL Elektronik’in ürettiği elektronik sistemlerin tüm AR-GE çalışmaları, montaj ve test aşamaları İstanbul İkitellideki modern tesislerde yapılmakta ve bu ürünler için 7/24 teknik servis hizmeti sunulmaktadır. Kuruluşundan bu güne kadar değişmeyen birinci hedef, Türkiye’de ve dünyada gelişen teknolojiyi yakından takip ederek dünya kalitesinde cihazlar üretip, koşulsuz müşteri memnuniyeti sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda MEDEL Elektronik, AR-GE çalışmalarıyla sistem ve cihazlarını sürekli geliştirmektedir. Son 10 yılda yapılan elektronik tasarım AR-GE çalışmalarının özeti şöyle: • 1999 yılı sonunda demiryolları için konvertör ve akü şarj projesine AR-GE çalışmalarına başlanmıştır. • 2001 yılı sonunda demiryolu için tasarlanan konverter ve akü şarj seri üretimine geçilmiştir. (MEDEL Elektronik bu ürünün Türkiye’de ilk ve tek üreticisi.) • 2004 yılı sonunda; AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız kontrol invertör projesi tamamlanmıştır. (İlk yerli olarak üretilen kapalı çevrim vektör motor hız kontrol cihazı) • 2006 yılında özelikle ambalaj sektöründe kullanılan baskı (tifturuk,flekso,liminasyon.) benzeri makinelerde baskı kontrol amaçlı kulanılan register kontrol cihazı tasarım ve AR-GE’sine başlanmıştır. • 2007 yılında; Kamera Kontrol Sistemi projesi tamamlanmıştır.(tifturuk,flekso,ve matbaa makinelerindeki baskı kalitesinin kalite kontrolünde kulanılan sistem.) • 2007 yılında; AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız kontrol cihazı donanım, yazılım ve mekanik olarak geliştirilerek TAY SERİSİ olarak seri üretime başlanılmıştır. • 2009 yılında; Daha önce ilk defa yerli olarak firmamız tarafından üretilen Kenar Kontrol ve Gergi denetim cihazlarının performansları ve kullanım kolaylıkları geliştirilerek yeni görünüm ve tasarımları ile seri üretime başlanmıştır. • 2009 yılı sonunda; TÜBİTAK tarafından desteklenen ve sonuçları onaylanan AC motor açık çevrim (enkodersiz) vektör hız kontrol cihazı projesi başarı ile tamamlanmıştır. (İlk yerli olarak üretilen açık çevrim vektör motor hız kontrol cihazı) • 2009 yılında; Tersanelerde gemi beslemesi olarak kullanılan 380V-50Hz / 440V-60Hz 1.4MW Konvertör projesi üretilip devreye alınmıştır. • 2010 yılında; AC motor açık çevrim (enkodersiz) vektör hız kontrol cihazı seri üretimine başlanılmıştır. • 2010 yılında; 2 yıl TCDD tarafından farklı ülkelerin çalışma şartlarında da denenen Çok Gerilim Konvertör seri üretimine başlanılmıştır. •2010 yılında; Register kontrol projesi tamamlanmış ve seri üretimine başlanılmıştır. • 2010 yılında; Servo motor kontrol projesi çalışmalarına başlanmıştır. • 2011 yılında; E72-220 12kVA IP55 Sinüs Inverter projesi tamamlanmıştır. • 2012 yılında; tramvaylarda HVAC beslemesi ve HVAC kontrolünde kullanılmak üzere geliştirilen LRV750-35 klima inverteri ve klima kontrol ünitesi tamamlanmıştır. • 2012 yılında; Kamera Kontrol Sistemi yazılımsal ve donanımsal olarak değiştirilerek yüksek performanslı olarak geliştirilmiştir. • 2012 yılında; 315kW Asenkron Cer motor (İstanbul tüp geçit demiryolu araç motorları) test ünitesi projesi tamamlanmıştır • 2012; yılında Yolcu Bilgilendirme sistemleri Projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. • 2012 yılında; Klima Kontrol Sistemi projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. • 2012 yılında; Klima Besleme ünitesi Projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. • 2012 yılında; Yüksek Frekanslı DC-DC Konvertör başlanmış ve üretimine geçilmiştir. • 2012 yılında; Yüksek Frekanslı Akü Şarj Konvertör projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. • 2012 yılında; Milgem (Milli Gemi) projesi için invertör ve pano tasarımı yapılmış ve askeriyeye teslim edilmiştir. • 2013 yılında; Gölcük Tersane Komutanlığı, İstanbul Tersane Komutanlığı ve İzmir Tersane Komutanlığı’na askeri standartlara uygun inverterler üretmiştir. 87 HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON • EN 15085-2 CL1 Demiryolu Araçları ve Bileşenlerinin Kaynaklı İmalatı Belgesi’ne, • ISO 9001:2008 Belgesi’ne, • 18001 2007 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi’ne, • 14001 2004 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi’ne, • TSE tarafından verilen Hizmet Yeterlilik Belgesi’ne, • TPE tarafından verilen17 adet Tasarım Tescil Belgesi’ne, • TPE tarafından verilen 13 adet Faydalı Model Belgesi’ne sahiptir. MEDEL Elektronik’in sunduğu ürün-çözüm grupları işe şöyledir: YILIN BAŞARILI KOBİ BÜYÜK ÖDÜLÜ 2012 • 2013 yılında; hafif raylı araçlarda HVAC beslemesi ve HVAC kontrolünde kullanılmak üzeriLRV750-55 klima inverteri ve klima kontrol ünitesi tamamlanmıştır. • 2013 yılında; 100kVA 3x1500 V beslemeli yardımcı konverter uygulaması tamamlanmıştır. Kalitede sürekliliği esas alan MEDEL Elektronik; • IRIS Uluslararası Demiryolu Standardı Kalite Belgesi’ne, • TSI Tuvalet Modül Tasarım Onay ve Kalite Belgesi’ne, 88 • Motor Kontrol Ürünleri: İhtiyacınıza uygun, yüksek kaliteli otomasyon ürünleri • Demiryolu Uygulamaları: Demiryolu projeleri için çok özel, yüksek kaliteli çözümler. • Plastik ve Ambalaj Ürünleri: 20 mühendis, 70 tekniker, toplam 105 çalışanımız ile özel çözümler • Otomasyon Sistemleri: İhtiyacınız olan otomasyon çözümleri • Kâğıt Fabrikası Uygulamaları: Kâğıt sanayisinde yerli çözüm olan tek firma • Tersane Uygulamaları: İhtiyacınız olan Tersane uygulamaları ve çözümleri • Ürün Test Sistemleri: İhtiyacınız olan Test Sistemi çözümleri • Güneş Enerji Sistemleri: Alman IDEEMASUN şirketinin deneyimlerinden yararlanarak, Güneş Enerji Sistemleri Konusunda anahtar teslim çözümler • Otopark İzleme ve Yönlendirme Sistemi: OYİS-Kapalı otoparklarda sürücülerin en kısa sürede en uygun park yerini bulmalarına yardımcı bir otopark izleme ve yönlendirme sistemi ENDÜSTRİ OTOMASYON, JAPONYA’DA MITSUBISHI ELECTRIC’İ ZİYARET ETTİ Aralık ayında Mitsubishi Electric Corparation’ın çağrısıyla birçok uluslararası basın mensubu, Mitsubishi Electric’in son faaliyetleri konusunda bilgilendirilmek için Japonya’ya davet edildi. Sektörün uzmanlarının katıldığı bu basın gezisine, dergimizin adına Yazı İşleri Müdürü Turan Türkmen katıldı. ‘’Doğan Güneşin Ülkesi’’ olarak da bilinen Japonya doğaya ve insana dost kültürü ile tanışma fırsatımız oldu. Basın gezisinde çok samimi Japon dostlarımız ile Mitsubishi Electric teknolojisindeki son gelişmeleri yakında görme fırsatımız oldu. HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON sürekli / iyileştirme planının hem de iş-işçi-çalışma güvenliği yaklaşımın bir parçası olan bu yeni fabrika binası (Mitsubishi Electric bu binaya E4 diyor), çok güçlü depremlere karşı koyabilecek niteliklere sahip. ise “NakatsugawaWorks”te bulunuyor. Mitsubishi Electric’in NagoyaWorks’teki amacı, bir felaketin vurması sonrasında ertesi gün, hem üretimi yeniden başlatacak esneklikte olmak, hem de çalışanların Bu bina, tüm katılımcılarda hayranlık uyandırdı. Örneğin, E4 binası 73 kolonla desteklenmiş ve her kolon bir sismik yalıtım cihazına dayanıyor. Binadaki çelik amortisörlerin kombine etkisi, sismik yalıtım refahını ve donanımı korumak ve de bunun böyle devam etmesini sağlamak. E4 binasında, Yüksek Sönümlü Kauçuk Yataklar var. Bu yatakların en önemli özelliği dikey olarak sabit, yoluyla zemin katta % 50 ve 6. katta ölçüldüğü takdirde %80 oranına kadar bina titreşimini azaltmakta. E4 binası Mitsubishi Electric tarafından konuşlandırılmış ikinci depreme dayanıklı bina; birincisi ancak yatay olarak yumuşak olması. Bu yataklar, dikey eksende binayı destekleyici ve yatay eksende deprem titreşimini sönümleyici işlevlere sahip. Tek bir kauçuk yatak, 700 ile 1000 ton yüke dayanabili- edebilme fırsatını yakalaya bildik. Uzun zamandır depremlerle başı dertte olan ve bununla mücadele için ileri teknolojisini ve mesaisini harcayan Japonya’nın dünya devi firması Mitsubishi Electric’in yeni fabrikası, yerinde incelendi. (“İş güvenliği” konusuyla da bağlantılı gördüğümüz bu bina hakkında detaylı verileri “Dosya” bölümümüzde İlk olarak, olarak, Japonya’nın ve dünyanın en önemli fuarlarından Sistem Kontrolü Fuarı (SCF) 2015’ ziyaret edilerek, katılımcı firmaların yenilikleri incelendi. Mitsubishi Electric yeni çözümleri ve ürünleri hakkında detaylı bilgi alındı. Sonrasında yapılan bir dizi ziyaretler ve oturumlar ile Mitsubishi Electiric’in ileri teknolojilerini üretim merkezlerinde inceleme fırsatını göre bildik. İlgi çeken çok önemli ziyaretlerimizden biri de Yamanashi girişinde yer alan Maglev Tren Test Bölgesi oldu. Tesisin içerisinde test halindeki Maglev süper iletkenlerin, Doğrusal Chuo Shinkansen mekanizmalarının çalışmalarını yakından görerek, yeni nesil araçların neler olabileceğine önceden tanıklık 90 okuyabilirsiniz.) Programın kapsamında, güçlü depremlere meydan okumak için tasarlanan Mitsubishi Electric’in yeni fabrikası Nagoya Fabrikası “E4” (Mitsubishi Electric, bu binaya E4 diyor) gezildi. Mitsubishi Electric’in Mitsubishi Electric’in hem afet 91 HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON yor ve bir deprem meydana geldiğinde yatay olarak maksimum 60 cm uzayabiliyor. yüke tabi değil, ancak sismik dalga enerjisini emiyor ve titreşimi azaltmak için kullanılıyor. E4 binasının doğu Nagoya’daki fabrikada ayrıca, çelik “U” şeklinde amortisör bulunmakta. Kauçuk rulmanların aksine, bu amortisörler (binanın ağırlığından kaynaklanan) bir ve batı tarafında altışar adet amortisör yerleştirilmiş 12 amortisörün her biri yaklaşık 2.2 milyon Japon Yeni ya da hemen hemen 16.500 Euro maliyetinde. Sonuçta Mitsubishi Electric’in Nagoya’daki bu üretim üssü “E4, gerçekten müthiş. Fabrikada oluşturulan ayrı üretim alanlarında robotlar ve insanlar birlikte çok güvenli ortamda yan yana üretim yapılıyor. Üretimin her aşaması kontrol edile biliyor, test edile biliyor ve kare kot uygulaması ile tüm bilgiler oluşturulan kütüphanelere aktarılıyor. Mitsubishi Electric’in daha yeşil bir gelecek için yürüttüğü çabada bu binada da gözle görülmektedir. Binanın çatısına kurulan güneş panelleri ile kendi enerjisini de güneşten sağlıyor. 92 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON BÜYÜK HEYECAN BAŞLIYOR! ENOSAD’IN “II. ULUSLARARASI İLERİ ENDÜSTRİYEL OTOMASYON KONGRE VE SERGİSİ”NİN STARTI VERİLDİ! Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği ENOSAD’ın “II. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi” bu yıl yine Aralık ayında yapılacak. “2. Endüstri 4.0 Kongresi” olarak da tanımlanabilecek olan bu büyük etkinliğe ulusal ve uluslararası merkezlerden, sektör kuruluşlarından, firma yetkililerinden, üniversiteler ve öğretim üyelerinden çok yoğun bir ilgi bekleniyor. İlgililer, kongre bağlantısı için iletişime şimdiden geçebilirler. İLK KONGREYE İLGİ ÇOK YOĞUNDU “I. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”, ENOSAD’IN 10. kuruluş yılı nedeniyle 10. kuruluş yılı nedeniyle, 4-5 Aralık 2014 tarihlerinde İstanbul The Green Park Pendik Otel’de yapılmış; iki gün süren kongrede İleri Endüstriyel Otomasyonun İmalat Sanayinde Rekabet Gücüne Etkisi, Siber Fizik Sistemleri/Endüstri 4.0 ve Üründe KALİTE ve Üretimde VERİMLİLİK Temelinde Otomasyonun Rolü başlıklarında 3 panel, 76 oturum ve 6 mesleki eğitim kursu düzenlenmişti. “I. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”, Makine Tanıtım Grubu ana sponsorluğunda, 94 BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI himayesinde ve sektöre yön veren firmalardan ABB, Mitsubishi Electric, Siemens, Schneider Electric firmalarının platin, FESTO, KUKA, SICK altın, ELİAR gümüş sponsorluğunda, Bilko, E3TAM, Ege Kontrol, Eksen Medya Grup, Elimko, EFM Motor, EMİKON, EMKO, ENTEK, ENTEK Teknik, HALICI Elektronik, HKTM, İFM, JUMO, Pilz, Pınar Mühendislik, SERVO Kontrol, TORK, STAUBLI ve TURCK firmalarının bronz, ELİMKO ile E3TAM firmalarının promosyon ve sektör dergilerimizin basın sponsorluğunda sergi katılımları ile gerçekleşmişti. “I. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”nde; Endüstri 4.0 (Siber Fizik Sistemler) ve küresel hedefleri, Endüstri–Üniversite işbirliği çerçevesinde Teknoparklar, Transfer ofisleri konusunda beklentiler, üniversitelerde lisans projelerinin ortaklaştırılması konusu, Hassas Makine imalatında ulusal ve uluslararası ölçekte son durum analizi, Endüstriyel Otomasyon uygulamalarında PC Tabanlı Test, Ölçüm, Veri analizinin önemi, PLC & PAC & COBAC (Bilgisayar Tabanlı Otomasyon Kontrolü), İleri endüstriyel projelerde yazılım ve donanım maliyetlendirmesi, Endüstriyel işletme ve makinelerde ‘’emniyet’’, Endüstriyel otomasyonun üretimde rekabet gücüne etkileri, 95 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON problemimiz var. Bilgiyi aktarayım diyorsunuz; sonra bakıyorsunuz başkası tarafından yapılmış ve karşınızda. Aktarmayınca da küçük kalıyorsunuz. Bunu aşmalı, bir araya gelmeli, bir arada kalınmalı ve dünyayı hedef almalıyız. Pek çok sanayicinin hedefi teknoloji üretmekte küreselleşme noktasında olmalıdır. Endüstri 4.0, hisseden robotlar ve akıllı makinelerin devridir. Robotların insan beyninden gelen radyo dalgalarıyla komut alacakları günlere doğru giden bir teknolojik gelişmenin arifesindeyiz. 4.0 teknolojisinde, endüstri ve sanayide geleneksel standart işçilik yerini uzman üretim mühendislerine bırakmaya başlayacak. Artık üretimde bir makine bir adam ve bir fabrika dönemi olacak. Görebilen, ses tanıyan, temasla algılayan, hareket eden, insandan hızlı karar veren algılayıcılar, birbiriyle haberleşen bileşenler ve çok eksenli hibrit üretim robotlarıyla donatılmış sofistike yapısına karşı tek bir kişi tarafından denetlenebilecek; ‘Siber Fizik Sistemler’ devreye girecek.” Proje destekleri (TÜBİTAK, KOSGEB, SANTEZ, BST Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, OAIB, İMMİB), Hareket kontrol teknolojilerindeki gelişmeler, İleri Endüstriyel Otomasyonda akıllı kontrol teknolojileri (2D ya da 3D yapay görme, temassız ölçüm ), Bugün ve yakın gelecekte ROBOTİK (Robot Telepatisi), Akıllı şebekeler (Smart Grid), Akıllı sensörler, Enerji verimliliğinde ileri endüstriyel otomasyonun etkileri, İleri endüstriyel otomasyon uygulamalarında veri haberleşme teknolojilerinde gelişmeler (Internet of Things – IoT), Üretimde RFID & 2D, Kümeleşme yöntemi mikro ölçekli şirketlerin birleştirilmesi – İLTEK Projesi, Endüstriyel Otomasyon projelerinde zaman yönetimi ve dokümantasyon hazırlama standartları (Project Management),Mühendis ve teknisyen istihdamında yaşanan olumsuzluklara çözüm önerileri, İleri endüstriyel otomasyonda meslek edindirme standartlarının irdelenmesi, Endüstriyel otomasyonda sözleşmeler, şartnameler ve hukuk, ulusal ve uluslararası rekabet temelinde gümrük mevzuatında iyileştirme önerileri ve ÖTV konusu, Ölçme ve Kontrol, Otomasyon Uygulamaları ile ilgili Standartlar ve Normlar, Türkiye’de uygulamalar, Savunma Sanayii Stratejilerinde yerli üretim ve Yeni nesil motorlarda enerji verimliliği konulu 76 oturum düzenlenmiş; düzenlenen oturum ve panellere 96 yurt dışından da 13 uzman panelist katılmıştı. Aralık 2016 tarihinde yapılacak olan “II. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”nin de yine, bilim ve teknoloji ile endüstrinin bir araya geldiği, yeni fikirlerin ortaya atıldığı, Türkiye sanayisinin dünya ile yarışabileceği örnekleri ortaya çıkaran bir ortam oluşturulması hedefleniyor. üzerinde katılımcı delegesi bekleniyor. Kongre’de, bilgiye ihtiyaç duyan kişi ve kurumları özellikle ağırlamak ve katılımın artırılması için özel delege çalışmaları bu yıl da planlanıyor. Tanıtım konusunda endüstriyle ilgili çeşitli sektörlere hitap eden başta sektör dergilerinden, sektör dernek, kurum ve kuruluşlardan ve yayınlarından tam destek alan ENOSAD, ilgili gazetelerde ve ilgili TV kanallarında bilgilendirici programlar yapmayı da planlamakta. Tüm paydaşları ile ortak çalışma yürütmeyi planlayan ENOSAD bu başarıda katkısı olan herkesin markasına etkili tanıtımla değer katacağından emin. Bu amaçla yine, konusunda uzman kişilerin konuşmacı olarak katılacağı, zengin içerikli panellerin yer aldığı, akademik ve endüstriyel kuruluşların bildiriler sunacağı ve kongreye katılımcıların zengin içerikli etkinliklerle buluşması da hedeflenmiş. Uygulamaları, projeleri, hedefleri ile ülkemizde sanayinin gelişmesine katkıda bulunmak isteyen herkesin, Otomatik Kontrol/Endüstriyel İleri Otomasyon konusunda çalışan kuruluş ve üniversite ve akademilerin de “II. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”nde bildiri sunmasını bekleniyor. SPONSORLARIN KATKILARI ÇOK ÖNEMLİ GELECEĞİN TEKNOLOJİSİ İÇİN… ENOSAD Türkiye’de Endüstriyel Otomasyon Sektörü’nü bir araya getiren çatı kuruluş olmanın yanı sıra, endüstrinin çok geniş bir kesimiyle de ilişkiler içinde olan bir yapı; endüstrinin, sanayinin çok geniş bir kesimine hitap ediyor. Bu nedenle Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi de farklı sektörlerden, farklı platformlardan gelebilecek desteklere açık bir etkinlik özelliği taşıyor. Bu etkinliğin gerçekleşmesinde de sponsorluklarla birlikte, yurt içinden ve yurtdışından daha yetkin, konunun uzmanı kişilerin, konuşmacıların katılımı planlanmış. ENOSAD, bu konuda her zaman desteğe ve önerilere açık. Kongre’ye, başta paydaşlar, firmalar, yöneticiler, mühendisler ve akademisyenler olmak üzere, 500’ün Bu yıl ağırlıklı olarak, Dünya’nın evrilmekte olduğu “Endüstri 4.0 Devrimi” üzerinde yoğunlaşacağı düşünülen “Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”ne ilişkin Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Başkanı Sedat Sami Ömeroğlu geçen yıl etkinliğin ilk gününde şöyle demişti: “Bu topraklarda El-Cezeri‘nin açtığı yolda bayrağı Türkler taşıyacak. Endüstride 4.0 teknolojisine hazırız; hatta 5.0’ı bile başlatırız. Öncelikle üniversitelerde buna uygun eğitimler verilmeli. Devlet, üniversiteleri ve fabrika sahiplerini buna teşvik etmeli. Ayrıca birbirimize güvenmeliyiz. Bizim en büyük hatamız burada. Hep küçük küçük şirketlerimiz var. Çünkü güven 97 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON (A) Hibrid emici salonu: Işın yayma bağışıklık testleri ve elektromanyetik emisyon ölçümleri için testler burada gerçekleştirilir. Festo test laboratuarı süreçlerin güvenirliğini garantiye alır. Ürünler için hayatta kalma eğitimi (B) Bilgisayar tomografları ile, 300 mm yükseklik ve 300 mm çapa kadar nesnelere X-ışınıyla bakılabilir. (fotograftaki: Katharina Steinlein, Analiz Teşhis ve Malzemeler Bölümü Başkanı). Festo San. ve Tic. A.Ş. (C) Taramalı elektron mikroskobu: Ürün arızalarının nedenlerini araştırmak için kullanılır. (D) Kesintisiz operasyon: Gerekli asgari hizmet ömrünü karşıladıklarını başarıyla kanıtlayana kadar silindirler test edilir. Kulakları sağır eden gürültüyü takip eden mutlak sessizlik, kavurucu sıcak sonrası dondurucu soğuk, yüksek basınçlı su jeti sonrası asit banyosuna dalmak… İster bir prototip, ister üretime geçmeye hazır bir ürün olsun, Festo ürünlerini, uzun hizmet ömrü, geliştirilmiş operasyonel verimlilik ve daha fazla güvenilirlik sağlamak için kurum içi test merkezleri ve laboratuarlarında test eder. Sadece birinci sınıf ürünler güvenilir endüstriyel üretim için ihtiyaç duyulan güvenliği sağlar. Bu yüzden gerçekleştirilen testlerin kapsamı korozyon, yüksek basınç, sıcaklık ve sızıntı testlerinden elektromanyetik uyumluluk denetimlerine, bileşen veya tertibatının tahribatsız bilgisayar tomografi testlerinden akustik laboratuarda ses testine kadar uzanır. Bu yazıda, Festo tarafından yürütülen kapsamlı ürün testlerinin dünya çapında güvenliğin iyileştirilmesine nasıl yardımcı olduğunu görmek için üç farklı bölüm inceleyeceğiz. Gerçekçi testler Bölüm başkanları Thomas Heubach, Thomas Rittler ve Katharina Steinlein için çalışan test ve analiz uzmanları, sorumlu oldukları ürün numuneler konusunda hiçbir taviz vermezler. Yeni ürünler gerçek koşullardaki test aşamalarını başarıyla geçene kadar ekipler sonuçlardan memnun olmazlar. Bu, test edilecek ürünlerin sayısı düşünüldüğünde kolay bir görev değildir. Herhangi bir zamanda, yaklaşık 1500 civarında ürün numunesi çeşitli laboratuvarlarda titiz testlere 98 tabi tutulmaktadır. Performansına dair net bir değerlendirmeye ulaşılmadan önce bir ürün numunesi ortalama altı ayını testlerde geçirir. Yerel ve küresel On yıllardır sayısız ürün testlerinden toplanan bilgiler Festo şirket sınırları ötesinde hissedilen sonuçlara sahiptir. Thomas Heubach bu durumu “Bizim uzun yıllara dayanan tecrübemiz ulusal ve uluslararası standartların şekillenmesine yardımcı olduğumuz anlamına gelir. Biz dünya çapında güvenilirlik testleri için aranan kriterleri belirledik” diye açıklıyor. “Bireysel test bölümlerinin çalışanları ürünlerin değerlendirilmesi ve teknik verilerinin oluşturulmasından sorumludur. Thomas Heubach tarafından işletilen Teknoloji ve Altyapı Mekatronik bölümü ihtiyaç duyulan tüm test cihazlarını sağlamaktadır. Ölçüm ve test cihazlarının geliştirilmesi olsun, otomatik test sistemleri, özel veritabanlarının programlanması veya test ekipmanlarının yönetilmesi olsun, ekip üyeleri çok çeşitlidir ve birçok teknolojik alanda uzmanlığa sahiptirler. Ekipler ayrıca Teknik Mühendislik Merkezleri (TEC’ler) kurulması için laboratuvar geliştirme birimleri için planlama ve destek sağlarlar. Güvenlik zaman alır Thomas Heubach için, gerçekleştirilen deneylerin sonuçlarının müşterilere yararlı 99 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON “Anlamlı veriler sadece gerçekçi koşullar altında elde edilebilir."” Thomas Heubach, Festo Teknoloji ve Altyapı Mekatronik Başkanı, (E) Sıcak/soğuk sürekli çalışma: Dayanıklılık testi, –40°C ve +150 °C arasında (ortam sıcaklığı) gerçekleştirilmektedir. (F) Silindir testi: Festo’daki sürekli çalışma, uluslararası standartlara uygun olarak yapılır ve bu nedenle karşılaştırılabilir ömür değerlerini garanti eder. “Bir ürünün ne tür bir performansı hangi süreyle sunacağını tespit etmek büyük bir beceri ve teknik uzmanlık gerektirir.” Thomas Rittler, Festo Mekatronik Dayanıklılık Başkanı (G) Akustik odası: Akustik kamera ile ses kaynağının yer alandığı odadır Kulakları sağır eden gürültüyü takip eden mutlak sessizlik, kavurucu sıcak sonrası dondurucu soğuk, yüksek basınçlı su jeti sonrası asit banyosuna dalmak… İster bir prototip, ister üretime geçmeye hazır bir ürün olsun, Festo ürünlerini, uzun hizmet ömrü, geliştirilmiş operasyonel verimlilik ve daha fazla güvenilirlik sağlamak için kurum içi test merkezleri ve laboratuarlarında test eder. 100 Sadece birinci sınıf ürünler güvenilir endüstriyel üretim için ihtiyaç duyulan güvenliği sağlar. Bu yüzden gerçekleştirilen testlerin kapsamı korozyon, yüksek basınç, sıcaklık ve sızıntı testlerinden elektromanyetik uyumluluk denetimlerine, bileşen veya tertibatının tahribatsız bilgisayar tomografi testlerinden akustik laboratuarda ses testine kadar uzanır. Bu yazıda, Festo tarafından yürütülen kapsamlı ürün testlerinin dünya çapında güvenliğin iyileştirilmesine nasıl yardımcı olduğunu görmek için üç farklı bölüm inceleyeceğiz. Yerel ve küresel On yıllardır sayısız ürün testlerinden toplanan bilgiler Festo şirket sınırları ötesinde hissedilen sonuçlara sahiptir. Thomas Heubach bu durumu “Bizim uzun yıllara dayanan tecrübemiz ulusal ve uluslararası standartların şekillenmesine yardımcı olduğumuz anlamına gelir. Biz dünya çapında güvenilirlik testleri için aranan kriterleri belirledik” diye açıklıyor. “Bireysel test bölümlerinin çalışanları ürünlerin değerlendirilmesi ve teknik verilerinin oluşturulmasından sorumludur. Thomas Heubach tarafından işletilen Teknoloji ve Altyapı Mekatronik bölümü ihtiyaç duyulan tüm test cihazlarını sağlamaktadır. Ölçüm ve test cihazlarının geliştirilmesi olsun, otomatik test sistemleri, özel veritabanlarının programlanması veya test ekipmanlarının yönetilmesi olsun, ekip üyeleri çok çeşitlidir ve birçok teknolojik alanda uzmanlığa sahiptirler. Ekipler ayrıca Teknik Mühendislik Merkezleri (TEC’ler) kurulması için laboratuvar geliştirme birimleri için planlama ve destek sağlarlar. Gerçekçi testler Bölüm başkanları Thomas Heubach, Thomas Rittler ve Katharina Steinlein için çalışan test ve analiz uzmanları, sorumlu oldukları ürün numuneler konusunda hiçbir taviz vermezler. Yeni ürünler gerçek koşullardaki test aşamalarını başarıyla geçene kadar ekipler sonuçlardan memnun olmazlar. Bu, test edilecek ürünlerin sayısı düşünüldüğünde kolay bir görev değildir. Herhangi bir zamanda, yaklaşık 1500 civarında ürün numunesi çeşitli laboratuvarlarda titiz testlere tabi tutulmaktadır. Performansına dair net bir değerlendirmeye ulaşılmadan önce bir ürün numunesi ortalama altı ayını testlerde geçirir. Güvenlik zaman alır Thomas Heubach için, gerçekleştirilen deneylerin sonuçlarının müşterilere yararlı olması son derece önemlidir. “Bir ürünün güvenilirliği ile ilgili anlamlı veriler sadece gerçekçi koşullar altında yapılan testlerle elde edilebilir,” diyen test uzmanı Thomas Heubach ayrıca şu uyarıda bulunuyor:“Zaman atlamalı etkiler ile çalışırken dikkatli olunmalıdır. Güvenlik zaman alır.” Mekatronik Dayanıklılık Başkanı Thomas Rittler ve ekibi yeni bir ürünün ne kadar işlevsel kalacağı sorusunu inceliyor. Rittler, çalışmalarını ”Bir ürünün ne tür bir performans sunacağı ve ne kadar büyük bir beceri ve teknik uzmanlık gerektirdiğini bulmak bizim görevimizdir” sözleriyle özetliyor. Ürün numuneleri gerekli asgari hizmet ömrünü başarıyla karşıladıklarını kanıtlayana kadar test edilir. Bir ürün numunesinin kaç hafta, ay veya yıl dayandığını görmek için, Rittler ve ekibi dayanıklılık testleri uygular. Bu süreç, MF H-5/2-D-1-C ISO ISO valfi örneğinde olduğu gibi uzun bir zaman da alabilir. Bu amansız ürün, 1992 yılından bu yana aşınmaya karşı test edilmektedir ve bu sürede 1,6 milyar anahtarlama çevriminden fazlasını tamamlanmıştır. Ayrıca, uzun zaman önce kendi hedefine ulaşmış ürünler için, özel bir “emektar köşesi” kurulmuştur. Bu köşede 200 milyon anahtarlama döngüsüne ulaşan yaklaşık 70 ürün örneği bulunmaktadır. Bir ürün numunesi gereksinimleri karşılamıyorsa ya da sadece kısmen karşılıyorsa, ilk olarak geliştirme bölümlerinde tekrar optimize edilmesi ve sonra yeniden test edilmesi gerekir. Tüm ölçülen değerler ve gözlemler OASIS veri tabanında belgelenmektedir. 32.000’den fazla dayanıklılık ürün numunesinin bilgilerinin yer aldığı veri hacminin büyüklüğü göz önüne alındığında OASIS, gelecekteki yeni ürünler için önemli bir bilgi merkezidir. Belirlenen güvenilirlik verileri, Festo ürünlerinin temel kalite karakteristiğini oluşturur ve makine ve sistemleri tasarlamak için kullanılır. Özellikle 2006/42/EC Makine Direktifi yürürlüğe girdiğinden bu yana, müşteriler sık sık bu karakteristik verileri talep etmektedirler. Standart ve özel testler Thomas Heubach ve Thomas Rittler yeni ürünleri denemekten sorumlu iken, Analiz Teşhis ve Malzemeler Bölümünün Başkanı Katha- rina Steinlein ise ürünlerin özüne inmekten sorumludur. Ekibi, gelişimi desteklemek için geniş bilgi dağarcıklarını kullanan malzeme uzmanları, metalograflar, fizikçiler, kimyacılar ve ölçüm mühendislerinden oluşur. Bir ürün üretime geçmeden önce, IP koruma sınıfı testleri (“Uluslararası Koruma”), korozyon testleri (CRC) ve PWIS testleri (ürünün boya ıslatıcı bozucu maddelere karşı hassasiyetini doğrulama) yürütülür. Steinlein bu konuda şunları söylüyor: “Festo ürünleri genellikle oldukça spesifik koşullarda kullanıldığı için, uzmanlarımız sık sık standart testlerin yanı sıra uygulama şartlarına özel testleri de yürütürler”. Bireysel ürünlerin özellikleri her zaman müşterinin kendine özgü gereksinimleri ile uyumlu olmayabilir. Bu gibi durumlarda, malzeme uzmanları da ürünün analizinde aktif bir şekilde yer alır. Bu amaç için birçok ekipman kullanılır; basit stereo ya da optik mikroskoplardan taramalı elektron mikroskopları ve kütle spektrometreleri ile gaz kromatogramı aracılığıyla ultramodern 3D X-ışını bilgisayar tomografilerine, ekibin araştırma enstitülerinde bulunanlara benzer son teknoloji ekipmanlara erişimi vardır. Ayrıca, analiz ve malzemelerden sorumlu uzmanlar malzeme seçerken tasarımcılara önerilerde bulunmaktadırlar. Dünya çapında verimli üretim Performans ve dayanıklılık testlerinin yanı sıra teknik özellikleri belirlemek için yapılan geniş çaplı ürün testlerinin sonuçları ürünleri sürekli optimize etmek için kullanılır. Böyle bir yaklaşım ürünlerin ömrünü uzatır, güvenilirliğini artırır ve maksimum işlevsel verimliliği sağlar. Testlerden çıkan kullanım ömrü özellikleri ise önleyici bakım ve güvenlik fonksiyonlarının değerlendirilmesi için önemlidir. 101 Dassault Systèmes geleceğin teknoloji liderlerine deneyim ekonomisi çağını anlattı ENDÜSTRİ OTOMASYON da üç boyutlu çözümleri kullanmaktan geçiyor. Geliştirdiğimiz yazılımlar; bir yandan fikirlerin üç boyutlu modellemesini yaparken, bir yandan da gerekli analizleri yaparak simülasyonları gerçekleştiriyor” şeklinde konuştu. “Yepyeni bir dil oluşuyor, 3D’nin dili” Tarkan, yaptığı sunumda üç boyutlu deneyimler sayesinde artık yepyeni bir dünyanın oluşmakta olduğunu söyledi. Tarkan, “Artık ortak bir dil var, bu 3D’nin dilidir. Biz 3D’yi farklı dili konuşan ve farklı kültürlere sahip birbiriyle anlaşmabilmeleri için kullanacakları ortak bir dil olarak tanımlıyoruz. Herşey esasında bir fikir ile başlıyor. Bu fikir önce bir kağıda veya ekrana dökülüyor. Daha sonra bu fikir üzerinde derinlemesine çalışılıyor. Analizler yapılıyor, üç boyutlu modellemeler oluşturulup simülasyonlar yapılıyor, üretim planlamaları dijital ortamda yapılıyor. Sanal fabrikalar kuruluyor, uygulamalar yapılıyor, hatta daha da ötesi internet aracılığıyla son kullanıcının bu ürünleri üç boyutlu olarak deneyimlemeleri sağlanabiliyor. Böylece bir ürünün fikir aşamasından yeniden dönüşüm sürecine kadar olan bütün adımları, web tabanlı bir platform üzerinde, her adımı tamamen üç boyutlu olacak şekilde ve çok kısa süre içinde takip edilebiliyor. Kısacası 3Dexperience insanların yaratırken, paylaşırken ve tecrübe ederken üç boyut dilini kullanmalarını, her zaman en doğru en güncel bilgiye ulaşarak işlerini geliştirmelerini sağlayan bir çözümler bütünüdür” dedi. Otomotivde sıfıra yakın üretim hatası Tarkan, sunumunda özellikle otomotiv sektöründen örnekler verdi ve bu örnekler öğrenciler tarafından ilgiyle dinlen- ■ Günümüzün dijitalleşen dünyasında iş modelleri de değişiyor, artık herşey deneyimle tanımlanıyor. Dassault Systèmes Bilgi Üniversitesi Mühendislik Bölümü’nde gerçekleşen derse konuk olurken, geleceğin teknoloji liderleri olmaya aday öğrencilere deneyim ekonomisi çağında ürün inovasyonunu ve dönüşen birlikte iş yapma şekillerini anlattı. Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan 3DEXPERIENCE şirketi Dassault Systèmes, 4 Aralık günü İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğrencilerle biraraya geldi, yeni teknolojilerin ve trendlerin deneyim ekonomisi çağını nasıl dönüştürdüğünü anlattı. Üniversitenin Santral İstanbul kampüsünde yer alan Bilgi Üniversitesi Mühendislik Bölümü’nde gerçekleşen derse konuk olan Dassault Systèmes Satış Yöneticisi İlker Tarkan, öğrencilere deneyim ekonomisi çağında değişen iş yapma şekillerini, üretim-tasarım süreçlerini ve öne çıkan teknolojileri aktardı. İnterkaktif bir ortamda gerçekleşen derse büyük ilgi gösteren öğrenciler sık sık sordukları sorularla İlker Tarkan’dan deneyim ekonomisine dair bilgilerini ve öngörülerini alır- 102 ken, Tarkan 140’dan fazla ülkede 190 bin müşteriye çözüm sunan firmalarının sunduğu çözümleri de öğrencilerle paylaştı. İlker Tarkan’ın “Product Development in Experience Economy- Deneyim Ekonomisinde Ürün Geliştirme” başlığıyla İngilizce olarak gerçekleştirdiği sunumun temel amacı; geleceğin teknoloji lideri veya IT müdürleri olma potansiyeli taşıyan gençlere deneyim ekonomisi çağında üretim, tasarım ve iş yapış şekillerinde dönüşümünü anlatmak ve onların da fikirlerini almaktı. Tarkan, sunumunda savunma, havacılık ve otomotiv sektörlerinden de örnekler verdi. Tarkan, Dassault Systèmes olarak kendilerine bir 3 Boyutlu Deneyimler firması olarak konumladıklarını söylerken, “Ürünler artık tek başına bir anlam ifade etmiyor. Üretici ve tüketicilerin artık fazla bekleme lükslerinin olmadığı bir dünyadayız. Ürünleri mutlaka, son kullanıcı deneyimlerini ön planda tutarak geliştirmek gerekiyor. İşte tam bu noktada Dassault Systèmes çözümlerinin farkı ortaya çıkıyor. En doğru kararları, ürün geliştirme sürecinin en başında alabilmek için de, firmaların tüm birimlerinin bu sürece dahip olup, tasarlarken ve üretirken sıfır hatayla çalışmanın yolu di. Tarkan, şunları söyledi: “Dassault Systèmes’in sunduğu üç boyutlu deneyimler sayesinde, bir otomobilin tüm tasarım, prototip ve ürün test süreci 24 ay’dan 12 ay’a iniyor. Bir hayal gerçek oluyor; sanal prototip ve üç boyutlu modelleme teknolojileri ile üretim sürecinde sıfıra yakın üretim hatası elde etmek mümkün hale geliyor. Kendini bir ‘’üç boyutlu deneyimler şirketi’’ olarak konumlayan Dassault Systèmes, müşterilerine eşsiz deneyimler oluşturmalarında yardımcı olacak çözüm ve araçları geliştiriyor, onların tasarım ve üretim döngülerini en aza indirgiyor. “Türkiye’de Ar-Ge’yi üç boyutlu teknolojilerden ayrı düşünemeyiz” “Şirketlerin iş yapış tarzlarında büyük dönüşümler var” diyen Tarkan, bu dönüşümü şu sözlerle ifade etti: “Sabah işe gelen hiç kimse kendi başına çalışmıyor, herkes iş arkadaşlarıyla birlikte çalışmalar yapıyor, iş üretiyor. İnsanlar işlerini ancak ve ancak iş arkadaşlarına elektronik bağlantı kurduklarında yapıyorlar. Şirketlerin çalışanlarının da ilgili ve iş ilişkili sosyal gruplar şeklinde düzenlenmesi verimliliği de büyük oranda artırıyor” Tarkan, öğrencilere Ar-Ge’nin önemine dair de bir mesaj verdi: “Sonuçta üç boyutlu yazılımlar bir üründeki olası hataların işin en başından önlenmesine yönelik önemli avantajlar getiriyor ve bu da tabii özellikle zamandan ve paradan tasarruf sağlanması anlamını taşıyor. Eğer Türkiye ekonomisi sağlıklı bir büyüme yakalayacaksa bunun yolu daha çok Ar-Ge yatırımı yapmaktan geçiyor. Bugün neredeyse tüm endüstrilerde Ar-Ge‘yi 3 boyutlu teknolojilerden ayrı düşünmek mümkün değildir.” IFS ERP Construction Computing Yarışmasında En İyi Yazılım Ödülünü Aldı. IFS ERP, 2015’in En İyi Proje Yaşam Döngüsü Yönetimi Yazılımı ödülünün sahibi oldu. Lider global kurumsal uygulamalar şirketi IFS’in, ERP çözümü IFS ERP Uygulamaları, Construction Computing Awards yarışması sonucunda 2015’in En İyi Proje Yaşam Döngüsü Yönetimi Yazılımı seçildi. İnşaat sektörü profesyonellerinin takip ettiği Construction Computing Dergisi tarafından düzenlenen yarışmada inşaat ve tasarım süreçlerinde kullanılan teknoloji ve yazılımlar okur oylarına dayanılarak değerlendiriliyor. Construction Computing Awards (İnşaat Bilgi İşlem Ödülleri) diğer adı ile “The Hammers” olarak bilinen ödüller bu yıl onuncu kez veriliyor. IFS Global Endüstri Direktörü Kenny Ingram ödüle ilişkin olarak şunları söyledi: “Construction Computing Awards tarafından, özellikle de çok güçlü bir rekabet ortamında mücadele verdiğimiz bir kategoride takdir görmüş olmak bizi çok mutlu etti. Bu ödül inşaat sektörüne IFS Applications aracılığıyla verdiğimiz taahhüdün devam etmekte olduğunun kanıtıdır. Construction Computing okurlarından bu denli kabul görmüş olmak harika bir duygu.” IFS Türkiye’de de inşaat ve taahhüt sektöründe oldukça güçlü bir konumda bulunuyor. IFS Türkiye inşaat sektörü referansları arasında Sinpaş Yapı, Makyol, Özaltın, Ofton, Dap Yapı, İnanlar, Dost İnşaat, Numanoğlu, Vefa Prefabrik, Dorçe Prefabrik, Prefi Prefabrik, Çağla Grup gibi Türk inşaat sektörünün lider isimleri bulunuyor. Dünyada Babcock Marine, Clancy Docwra, MWH ve Graham gibi inşaat şirketleriyle çalışan IFS’in engin sektör deneyimi ile birleştirildiğinde, yazılım tüm dünyadaki işletmeleri destekleyen eksiksiz bir ERP çözümü sunuyor. 103 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON KRİTİK ENERJİ ALTYAPILARININ KORUNMASI VE SİBER GÜVENLİK SEMPOZYUMU AKILLI ŞEBEKE YATIRIMLARI ARTACAK Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) Genel Müdürü Mükremin Çepni ise konuşmasında siber güvenlik önlemlerinin yanı sıra enerji sektöründeki altyapıların fiziksel olarak da korunmasının gerekliliğine ve önemine işaret etti. “AKILLI ŞEBEKE YATIRIMLARI ARTACAK” ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel de 2016-2020 dönemini kapsayacak uygulama döneminde şebekeye yapılacak teknoloji yatırımının 20 milyar lirayı bulacağını ve bu miktarın çok önemli bir kısmının akıllı şebekelere ayrılması gerektiğini vurguladı. Akıllı şebekelerin yurtiçindeki kapasitesinin tespit edilmesi için bir yol haritası hazırlandığını söyleyen Yüksel, bu çalışmanın sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını aktardı. YENİLENEBİLİR ENERJİ GENEL MÜDÜRÜ MÜNİB KARAKILIÇ: “HER YIL DÜNYADA TÜKETİLEN ENERJİNİN YÜZDE 2,5’İ BİLGİSAYAR, LAPTOP VE CEP TELEFONU GİBİ BİLGİ İŞLEM CİHAZLARI TARAFINDAN TÜKETİLİYOR” TEDAŞ GENEL MÜDÜRÜ MÜKREMİN ÇEPNİ: “TERÖR OLAYLARI SEBEBİYLE ÇOK FAZLA HASAR GÖREN ŞEBEKE VE TRAFOLARIN FİZİKSEL OLARAK KORUNMASI VE İŞLETİLMESİ DE BİZİM EN ÖNEMLİ GÖREVLERİMİZDEN BİRİSİ.” ELEKTRİK DAĞITIM HİZMETLERİ DERNEĞİ – ELDER GENEL SEKRETERİ UĞUR YÜKSEL: “2016-2020 DÖNEMİNİ KAPSAYACAK UYGULAMA DÖNEMİNDE ŞEBEKEYE YAPILACAK YATIRIMLAR 20 MİLYAR LİRAYI BULACAK VE BU MİKTARIN ÇOK ÖNEMLİ BİR KISMININ AKILLI ŞEBEKE YATIRIMLARINA AYRILMASI GEREKECEK” Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) ile Bilgi Güvenliği Derneği (BGD) işbirliği ile düzenlenen “Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik Sempozyumu” Ankara’da gerçekleştirildi. Sempozyuma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu gibi kamu kurumları, STK’lar ve özel sektör temsilcileri katılım sağladı. Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik Sempozyumu açılışında konuşan Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Münib Karakılıç, siber güvenlik önlemlerinin bundan 35 yıl önce sadece savunma sanayisinde akla geldiğini hatırlatarak, “Bugün siber güvenlik enerji ve endüstri sektörünün ayrılmaz parçalarından. Her yıl dünyada tüketilen enerjinin yüzde 2,5’i bilgisayar, laptop ve cep telefonu gibi bilgi işlem cihazları tarafından tüketiliyor” dedi. 104 “SİBER GÜVENLİKTE MİLLİ ÇÖZÜMLER KULLANILMALI” Bilgi Güvenliği Derneği (BGD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hamdi Atalay sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye’de siber güvenlik endüstrisi oluşturulması yönünde faaliyetlerinin sürdüğünü ve bunun Türkiye için büyük bir kazanım olduğunu belirtti. Kritik altyapılarda tehditlerin çok fazla olduğunu vurgulayan Atalay, kritik altyapılara yapılan siber güvenlik saldırılarının ülkeler arasında savaş nedeni olarak sayıldığını ifade etti. Atalay, kritik altyapıların günlük hayatın da her yönünü etkilediğini anlatarak, “Enerji sektöründeki şirketlerde genelde SCADA sistemleri kullanılıyor fakat bu sistemler neredeyse 50 yıl öncesine ait. Yani bugünün tehditlerine oldukça açıklar. Bu sistemlerin yenilenmesi ve çözümlerin sağlanması gerekiyor. Siber güvenlikte milli çözümler olmadığı sürece kendinizi yüzde 100 güvenli hissedemezsiniz” şeklinde konuştu. Türkiye Doğalgaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Dernek Müdürü Cem Önal da, doğalgaz dağıtım sektörünün genç bir sektör olduğunu ve bu alanda önümüzdeki yıllarda da yatırımların süreceğini anlattı. Doğalgaz dağıtım sektörüne 10 yılda 10 milyar dolar yatırım yapıldığını ve önümüzdeki dönemde de bir 10 milyar dolarlık yatırımın daha öngörüldüğünü dile getiren Önal, “Ayrıca 91 bin kilometre şebeke yatırımı yapılmıştır. Toplam abone sayımız 11 milyon civarında. 2030 beklentimiz ise bu rakamın iki katına ulaşması. Bu bizim için iyi bir hedef, geldiğimiz noktada iyi bir nokta diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. SONUÇ RAPORU PAYLAŞILACAK Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik Sempozyumu’nda enerji sektörünün kritik bilgi altyapılarının korunması konusunda uzmanların görüş, öneri ve değerlendirmeleri sonuç raporu halinde yayımlanarak kamuoyu ile paylaşılacak. Servis Robotiği Uzmanlık Günleri “İnsan ile robotik biraraya geliyor” HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON GE ‘AKILLI ONARIM’ Yaklaşımı ile GE Harici Enerji Santrali Ekipmanları için Denetim ve Onarım Hizmetlerini Genişletiyor hizmeti verilen ve yedek parçaların GE tarafından temin edildiği ilk proje olma özelliğini taşıyor. GE, proje teklif süreci aşamasında Doğa Enerji’nin onarım ihtiyaçlarını ve önceliklerini tanımlayabilmesine yardımcı olmak için yeni “AKILLI Onarım” yaklaşımını uygulamaya soktu. Türkiye’de kuruluşların; eskimeye yüz tutmuş üretim sistemlerini güçlendirme, verimliliğini artırma veya daha üst seviye gaz türbinleriyle yenileme ihtiyacının artış eğiliminde olduğunu belirten GE Enerji Servisi Başkan ve CEO’su Paul McElhinney, “Esenyurt Enerji Santrali Türkiye’nin devlet tarafından yapılan enerji satınalma anlaşması ile kurulan tek 6B gaz türbinli enerji santrali olduğundan Doğa Enerji’ye tesisin kesintisiz olarak işletimde kalması için yardım etmemiz kritik öneme sahipti. GE’nin “AKILLI Onarım” girişimi çerçevesinde daha geniş ölçekte onarım seçeneği sunabiliyoruz. Çözüm üretirken de daha esnek, etkileşimli ve uygun maliyetli bir yaklaşımı benimsiyoruz” dedi. ■ GE Enerji Servisi İş Alanı, Doğa Enerji’nin İstanbul Esenyurt Enerji Santrali’nde bulunan GE ekipmanları ve diğer ekipmanlar için endüstride türünün ilk örneği olan denetim ve onarım projesini tamamlıyor. Proje, santralin güvenilirliğini artırarak ülkenin en yoğun nüfuslu şehrine elektrik tedarik edecek ve şehrin bölgesel olarak ısıtılmasını sağlayacak. GE harici ekipmanların denetimi için de yeni teknolojiler kullanılıyor. GE’nin Enerji Servisi iş alanı, Türkiye’nin en yoğun nüfusa sahip şehri İstanbul’da yer alan 180 megawatt (MW) gücündeki Esenyurt Enerji Santrali’nin denetim ve onarım çalışmalarının tamamlandığını duyurdu. 16 yıllık santralin sahibi olan Doğa Enerji’den yapılan açıklamada ise bölgenin artan elektrik ve bölgesel ısıtma ihtiyaçlarının uzun vadeli olarak karşılanabilmesine yönelik olarak tesisin güvenilirliğinin artırılması ile ilgili yapılacak denetim ve onarım çalışmalarında taleplerinin tümünü karşılayan tek firma olduğu için GE’yi seçtiklerinin altı çizildi. ■ Uluslararası Robotik Federasyonu(IFR)’na göre, özel olarak kullanılan servis robotikleri satışı 2018 yılı itibariyle 35 milyon adete yükselecektir. Aynı zamanda, profosyonel uygulamalar piyasası da gelişme göstermektedir. Uzmanlar, insan ve robot arasındaki işbirliğinin sadece birkaç yıl içerisinde günlük fenomen haline geleceği üzerine tahmin yürütmektedirler. Servis robotları alanında trendler ve güncel durumun kapsamlı analizi, 9. SCHUNK Uzmanlık Günleri’nde sunulacaktır. Sıkma teknolojisi ve tutucu sistemler yetkin lideri SCHUNK tarafından düzenlenecek olan organizasyon, 24-25 Şubat 2016 tarih- 106 lerinde SCHUNK yetkin merkezi Brackenheim-Hausen, Almanya’ da gerçekleşecektir. Organizasyon, Uygulamalı Servis Robotikleri alanında dünyanın önde gelen iletişim platformu olarak, “İnsan ile robotik biraraya geliyor” mottosu ile özellikle insan-robot işbirliğine odaklanacaktır. İnsan ve robot arasındaki doğrudan işbirliği için teknolojik çözümler nelerdir? Hangi güvenlik konseptleri gereklidir? İnsan-robot uygulamaları alanında kişi kendini nasıl kabul ettirebilir? Tüm bu sorulara cevap olacak sempozyum 2 gün sürecektir. İstanbul’un dünyanın en yoğun nüfusa sahip olan şehirlerinden biri olduğunu hatırlatan Doğa Enerji Esenyurt Enerji Santrali Bakım Yöneticisi Arif Kayi, “Son yıllarda Esenyurt bölgesinde büyük yerleşim alanları inşa edildi. Bu da bölgenin enerji ihtiyacını sağlayan enerji santralimizin, yedek parça arzının ve destek hizmetlerinin güvenilirliğinin artırılmasını zorunlu kıldı. Bu anlamda üç 6B gaz türbininden biri için yedek parça temini, denetim ve onarım hizmetlerinin sağlanması için ihaleye çıktık. Aldığımız beş teklif içinde, santralin uzun vadeli işlevselliğinin garanti edilmesi ve maliyetli, planlanmamış hizmet kesintileri olasılığının düşürülmesi konusundaki ihtiyaçlarımızın tümünü karşılayabilen tek firma GE oldu. Biz de bu nedenlerle GE’yi seçtik” dedi. Proje aynı zamanda GE tarafından üretilmemiş parçalara da onarım İstanbul’un 30 km batısında, Esenyurt Belediyesi sınırları içinde yer alan santral, yerel şebeke için elektrik ve bölgesel ısıtma için buhar üretmek üzere ana yakıt olarak doğal gaz, ikincil yakıt olarak ise dizel kullanan çift yakıtlı bir kombine çevrim enerji santrali. Enerji santrali, GE’nin üç adet 40 MW 6B gaz turbo jeneratörüne ve bir GE 74D-SP-FG-CAX buhar türbinine sahip. Gaz türbinleri Thomassen International BV tarafından GE lisansıyla üretildi. Bu ünite NOx emisyonlarını kontrol altında tutmak için GE’nin DLN1 (Dry Low NOx) yanma teknolojisinden ve dizel yakıtı kullanılırken NOx denetimi için su enjeksiyonundan yararlanıyor. GE, Doğa’nın benzersiz kaplamalar ve süreçlerin uygulanmasını gerektiren taleplerinin karşılanması için Küresel Onarım Teknolojisi Mükemmellik Merkezi’nin (RTCoE) uzmanlık ve deneyiminden faydalandı. Donanımın incelenmesi ve değerlendirilmesi için tesiste çok sayıda GE saha mühendisi çalıştı. Blue Light’in yanı sıra uyarlanmış denetim programları da uygulayan GE, bu sayede parçaların boyutsal bütünlüğünü inceleyebildi. RTCoE, bu incelemelerin yanında, GE’ye ait olmayan parçalarda optimum onarım kapsamının belirlenmesi için malzeme özelliklerini de ortaya koydu. GE’nin kısa süre önce Alstom Enerji ve Şebeke Çözümleri iş kollarını satın alması ile zenginleşen GE Enerji Servisi, hızlı bir yanıt oranı sağlamak üzere stratejik olarak konumlanmış 50’den fazla onarım atölyesinden oluşan küresel bir ağ işletiyor. Böylelikle bölgesel uyum ve düzenleyici ortam uzmanlığından faydalanılıyor ve müşterinin arıza süresini kısaltmak üzere müşteriye özel onarımlar sunuluyor. Alstom firmasının çeşitli orijinal malzeme üreticisi markalarına ait parçaları onarma uzmanlığı ve mobil tesis içi kaynaklarını entegre eden GE Enerji Servisi, Türkiye ve dünya genelindeki müşterilere daha hızlı bakım desteği sağlayabiliyor. 107 HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON SEKTÖRÜN DEVLERİNİ BULUŞTURAN RLC GÜNLERİ’NİN BU YIL 12’NCiSİ DÜZENLENİYOR RLC Günleri sektörün devlerini öğrencilerle buluşturmaya devam ediyor. “Sektörün En Bilinen Öğrenci Etkinliği” unvanıyla bu sene on ikincisi düzenlenecek olan RLC Günleri, her sene yenilenen konularıyla farklı bir soluk kazanıyor. RLC Günleri’ne, her sene olduğu gibi bu sene de dergimiz Endüstri Otomasyon, Basın Sponsoru olarak tam destek veriyor! “GELECEĞİNE YÖN VERMEK İÇİN MEZUNİYETİ BEKLEME” diyenler, 23-24-25 Şubat 2016 tarihlerinde YTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi’nde, dernek yöneticileri, uzmanlar ve akademisyenlerle buluşabilirler. Nedir bu RLC Günleri? RLC Günleri 2005 yılında “Elektronik Günleri” adı altında “Sadece Derse Girerek Mühendis Olunmaz!” sloganı ile yola çıkmış ve zamanla yeni konular yeni fikirler bakış açısı adı altında elektrik, elektronik, otomasyon, aydınlatma ve bilişim alanlarını da bünyesi içine almıştır. Geçtiğimiz on bir yıl boyunca kendini her zaman yenileyen ve profesyonelleşen RLC Günleri, Türkiye’de öğrenci, akademisyen ve firma işbirliğine önem veren güçlü bir köprü görevi görürken, kendilerinin tabiriyle “Sektörün En Bilinen Öğrenci Etkinliği” olmuştur. RLC Günleri’nin amacı; öğrencilerin profesyonel iş hayatına girmeden önce buralarda tecrübe edinmiş kişilerle öğrencileri farklı platformlarda buluşturarak akıllarındaki soru işaretlerini gidermek ve ilerleyen senelerde daha emin adımlarla yürümelerini sağlamaktır. RLC Günleri, üç gün boyunca süren etkinlikte öğrencilerin en iyi şekilde verim alabilmelerini hedeflemektedir. RLC Günleri ile; ABB, MERCEDES-BENZ, ARÇELİK, BOSCH, ALSTOM, AMPER, ANEL GRUP, BORUSAN, BSH, EAE, EATON, 108 ELEKTRA, EMERSON, FESTO, KEBAN MÜHENDİSLİK, OBOBETTERMANN, PELSAN, PHILIPS, PHOENIX CONTACT, SCHNEIDER ELECTRIC, TOFAŞ, VESTEL, VİKO, SIEMENS gibi sektörün önde gelen firmaları etkinliğin dinamik yapısı içerisinde yerlerini almaktadır. Ayrıca ENOSAD, ETMD, Bu yıl kulüp adına TESİD, YILKODER gibi önemli dernekler ve uluslararası düzeyde başarılı projelerde ismini duyurmuş akademisyenler de katılımcı olarak destek vermektedir. On ikincisini düzenlenecek olan RLC Günleri Etkinliği geçen yıl 19 farklı üniversite ve 20 farklı bölümden toplamda 3381 katılımcıyı; 16 oturum, 4 panel, 2 eğitim,1 workshop ve 10 stant alanı ile karşılayıp şirketler, dernekler ve akademisyenlerle buluşmalarını sağladı. 12. RLC Günlerinde Bu Sene Neler İşlenecek? Endüstri 4.0, Akıllı Ev Sistemleri, Güneş-Rüzgâr Enerjisi, Yeni Nesil Robotlar, CV Hazırlama ve Kariyer, Elektrikli Araçlar, Nükleer Enerji, Satış Mühendisliği gibi konularla sektör, mercek altına alınacak. RLC Günleri 12. senesinde de sektörün önemli isimlerini öğrenciler ile buluşturmaya devam ediyor. Bu sene etkinlikte Philips CEO’su Göktuğ Gür, Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy, Schneider Electric Partner & Projects Bussiness VP Erhan Kaya ve birbirinden değerli sektörün önemli kişileri öğrencilerle ve akademisyenlerle birlikte olacak. Tüm oturumlar ve daha fazlasını kaçırmamak için online kayıt yaptırmanız gerekmektedir. Online kaydı http://rlc.ytuieee.com/ adresinden yapabilirsiniz. HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON Kübler Group En İyi Tedarikçi Ödülünün Sahibi Oldu! Kübler Group, teknoloji, mühendislik ve servis konuları dikkate alınarak düzenlenen yarışmada “En Iyi Tedarikçi “ ödülünün sahibi oldu. Jürinin 100den fazla firma arasında gerçekleştirdiği ve Deutsche Messe AG, VDW Verein Deutscher Werkzeugmaschinenfabriken (Association of German Machine Tool Factories), Carl Hanser Verlag and Pricewaterhouse Coopers (PWC) tarafından başlatılan yarışmada bu yılın kazananı Kübler Group oldu. Kazanan belirlenirken firmanın yaratıcılığı, iş modeli ve sürdürülebilirlik çalışmaları göz önünde bulundurulmaktadır. Kübler Group ekibi, ödül töreninde, özellikle proaktif ve dinamik yapısından ötürü jürinin takdirini kazandı. Kübler Group bu yapısını “Kübler 2020” vizyonu kapsamındaki yapılanmasına ve çalışmalarına borçlu. Kübler Group, parka üretmenin yanında müşterisine kurulum ve kurulum sonrası verdiği destek ile de öne çıkmaktadır. Eş direktörlerden Gebhard Kübler, yaptığı konuşmada, “çalışanlarımızın üstün çabası olmadan bu ödül mümkün olmazdı. Çalışmalarımız aynı heyecan ve teşvikle devam edecek” dedi. Pınar Mühendislik ‘Open House’ Etkinliğinde Müşterileriyle Buluştu çekleşen etkinlik, Pınar Mühendislik uzmanlarını ve temsil ettiği markaların uzmanlarını sektör temsilcileri ile buluştu. Endüstriyel otomasyon sektörünün seçkin firmalarından Pınar Mühendislik 21. Yılını özel bir etkinlikle kutladı. 11-12 Aralık tarihlerinde Bursa’da ger- 110 Siemens, AMO, Murr Elektronik,Murr Plastik, Waldmann, ve Spinner firmalarının temsilcileri firmalarının son yeniliklerini paylaştıkları ve ürünler/uygulamalar hakkında merak edilenleri yanıtladı. 2 gün süren etkinlik seminer ve programlarıyla yoğun ilgi ile karşılandı. Tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz. 2016 yılında yapacağımız etkinlik ve yeniliklerimizde buluşmak dileğiyle… ENDÜSTRİ OTOMASYON Mitsubishi Electric Türkiye, Karabük Üniversitesi’nde sağlıyor. CPU’lar arası direkt haberleşme, robot CPU’ları arasındaki belleğin paylaşılıp aralarında veri okuma ve yazmalarını sağlıyor. Robotlar arası veri transferinin hızlanması ile robotlar kendi kendilerini daha detaylı ve koordineli kontrol edilebiliyor. Hatta bu bilgileri insan kontrolünden bağımsız kendi aralarında ve fabrikayı kontrol eden ana sistem ile de paylaşıp verimliliği anbean artırmak için oldukça hazırlar.” e-F@ctory konseptini anlattı FABRİKALARDA YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR leşen faaliyetler ve planlar, karşılaşılan ve karşılaşabilecek sorunlar, sorunlara yönelik çözüm önerileri ve yetişen uzman adaylarda ihtiyaç duyulan nitelikler gibi konular masaya yatırıldı. Bu kongrede Tolga Bizel, yeni sanayi evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı olan e-F@ctory konseptini gençlere anlattı. Karabük Üniversitesi’nde, 3-4 Aralık tarihleri arasında düzenlenen UTİK 2015’te Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel, hayal gücümüzü zorlamaya hazırlanan geleceğin fabrika otomasyonu hakkında bilgiler verirken, robot teknolojilerinin hayatımızda nasıl yer aldığını ve tüm bu gelişmelerin insan yaşantısında oluşturacağı etkileri de değerlendirdi. Mitsubishi Electric Türkiye’nin üniversitelerdeki projelerinin ve desteklerinin yoğun ilgi gördüğü etkinlikte Tolga Bizel, Mekatronik Mühendisliği öğrencilerine tavsiyelerini de aktardı. Yeni bir endüstri evresi doğuyor Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri’nin yeni sanayi evresine, geleceğin dijital fabrika teknolojisi olarak tanımlanan e-F@ctory ile yanıt verdiğini belirten Bizel, “Mitsubishi Electric’in üretim alanında sahip olduğu global uzmanlık ve deneyimiyle geliştirilen bir otomasyon stratejisi olan ve e-F@ctory konseptinin oluşturulmasını sağlayan IQ-R Otomasyon Platformu, aslında yeni evre için şimdiden hayal gücümüzü zorluyor” dedi. Fabrikalarda kişiselleştirme dönemi başlıyor Dış ticarete yön verenlerin tecrübelerini, geleceğin iş dünyası temsilcileri olacak gençlere aktarabilmeleri amacıyla bu yıl ikincisi düzenlenen Karabük Üniversitesi 2. Uluslararası Ticaret Kongresi’nde (UTİK 2015) Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel konuşmacı olarak yer aldı. Etkinlikte, katılımcıların bulundukları sektörler ile ilgili veriler, bu sektörlerde gerçek- 114 Bizel, üretilen her bir ürünün, günümüzün modern sistemlerinden farklı olarak ayrı bir seri numaralı kimliğe sahip olması ve belleklerinde sadece bazı temel bilgileri değil, kendi geçmişlerini de tutmasının planlandığını anlattı. Bizel, “Bu ürünler ayrıca tıpkı üretildikleri makineler gibi sürekli internete bağlı olacak ve dolayısıyla konumları ve durumları her an kolaylıkla belirlenebilecek. Alıcıları sayesinde bulundukları çevreyi inceleyip gerektiğinde yine kendi yetenekleri ölçüsünde fiziksel tepki verebilecekler ve bunu yaparken de internete bağlı diğer cihazlarla gerçek zamanlı olarak bilgi alışverişinde HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON Gençler yeni disiplinler için hazırlanmalı bulunabilecekler” diye konuştu. Günümüzde gelecekle ilgili birçok fütüristik öngörüde bulunmanın mümkün olduğunu belirten Bizel, “Önümüzdeki yıllarda insan ihtiyaçları kendi kendine yetebilen otomasyon sistemleri ile karşılanacak. Kişiselleştirilmiş ihtiyaçlara göre hazırlanan bir ürün fabrikada üretilirken değiştirilebilecek ve bunun kontrol altına alınacağı sistem yapısı sağlanacak” dedi. Yarı insansı robotlar geliyor Bizel, gelecekteki yeni nesil robot sistemleriyle ilgili öngörüleri ise şu şekilde açıkladı; “Robotların tarihsel gelişimi ve robot ihtiyacı gösteren uygulama alanları ışığında gelecekteki yeni nesil robot sistemlerinin çok robotlu, paralel yapılı, çok parmaklı eller ve yürüyen makinalar içeren mekanizmalar olacağı öngörülüyor. Hatta belki de yarı insansı robotların varlığından veya insan uzuvlarının robotlaşmış formlarından bile bahsedileceği düşünülüyor. Bugün nasıl ki en popüler teknoloji trendi mobilite ise yıllar sonra aynı durum robotlar için geçerli olacak. Yapay zekâ, akıllı şehirler ya da mobil cihazların geleceği ne olursa olsun, robotların hepsi için tamamlayıcı bir unsur olarak varlık göstereceği beklentisi hız kazanıyor. Birkaç yıl içinde ana gündem maddesi çok parmaklı ellere sahip, çok robotlu sistemler ve yürüyen makineler olabilir. “ Beklentinin bu yönde olması nedeniyle, Robot CPU’su olarak Mitsubishi Electric Robot Sistemi’nin daha büyük ve karmaşık programları kontrol etmesinin doğru bir konumlanma olduğunun altını çizen Bizel, “Robottan hatalar, değişken değerleri ve program bilgisi, robotun durumu (hız, pozisyon vs.), bakım bilgisi (kalan batarya ömrü, yağ ömrü vs.), servo verisi (yük faktörü, akım değerler vs.) gibi durumlar izlenebiliyor” dedi. Robotlar kendi kendilerini kontrol edebiliyor Birden fazla robotun toplu yönetiminin de sağlanabildiğini aktaran Bizel, robotlar konusunda şu bilgileri de aktardı; “Ana CPU’ya bağlanan bir bilgisayar, kontrolör ağındaki robotlara erişebiliyor. Bu özellik, hattaki robotların denetimine kolaylık Temel bilimler ışığı ile başlayan endüstrileşme çalışmaları sonucunda çok farklı sektörlerde çok farklı yeni iş disiplinlerinin oluştuğunu belirten Bizel, ilk olarak Japonya’da ortaya atılan “mekatronik” kavramının çok hızlı bir biçimde tüm bölgelerde kendine destek bulduğunu söyledi. Bu yayılmanın endüstri evrelerinin gelişimine bakılarak yorumlandığında hiç de tesadüf olmadığının altını çizen Bizel, mekatronik mühendisliği öğrencilerine şunları aktardı; “İçinde birçok disiplini barındıran bu yeni yaklaşım için üzerine görev alanların, bu terimin orijinali olan disiplinlerdeki paydaşlarından daha çok ev ödevleri olduğu ortada. Hem bu disiplinleri iyi anlayıp yorumlamanız hem de yeni beklentileri karşılamanız gerekir. Aslında kulağa çok kolay ulaşan bu terimin altındaki dünyanın ne kadar karmaşık ve ileri teknolojiler gerektirdiği ortada. Hayatımızın içindeki bu kadar ürüne girmiş olan bu disiplin belki de hiç fark etmeden tüm yaşam unsurlarını kucaklamış biçimde yaşanıyor.” Mitsubishi Electric üniversiteleri destekliyor Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri olarak, gelecek nesillerin eğitimine katkı sağlamayı önemsediklerini ve Türkiye’de tümleşik otomasyon içine entegre edilmiş robot teknolojisi konusunu sahiplenmeyi hedeflediklerini ifade eden Bizel, bu kapsamda üniversitelerin Mühendislik Fakültesi Fabrika Otomasyon ve Robotik Bölümlerine destek verdiklerini anlattı. Bizel, en son Mitsubishi Electric Türkiye olarak 9 Eylül Üniversitesi ile Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi kurulmasına ilişkin ön protokol imzaladıklarını aktardı. Doğuş Üniversitesi (DOU) işbirliğiyle Doğuş Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi’ni kurduklarını, daha önce Bursa Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Mimarlık Mühendislik Fakültesi bünyesindeki Robot Eğitim Merkezi’ne çok amaçlı bir robot hibe ettiklerini belirtti. 2014 yılı Mayıs ayında 8’incisi düzenlenen ve gelenekselleşen İTÜ Robot Olimpiyatları’na da (İTÜRO) “Altın Sponsor” olarak destek verdiklerini ifade etti. Bizel, Mitsubishi Electric Türkiye olarak, üniversitelerde robot eğitim merkezinin kurulmasına sağladıkları katkıyla, öğrencilerin çağın gelişen teknolojilerine uyum sağlayarak iş dünyasında tercih edilebilmelerine destek olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. 115 HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON Parker, yenilenen “Win Stratejisi”ni düzenlediği bir lansman toplantısı ile distribütörlerine duyurdu. ■ Hareket ve kontrol teknolojileri alanında dünya lideri Parker Hannifin, 09 Aralık 2015 tarihinde düzenlediği bir distribütör toplantısında yeni “Win Strateji”sinin lansmanını gerçekleştirdi. Uygulamaya alındığı 2001 yılından itibaren Parker’ın hareket ve kontrol teknolojilerinde 1 numaralı şirket olma misyonuna hizmet eden, başarısını kanıtlamış stratejiler, araç ve yöntemleri içeren Win Strateji’si bu sene itibarı ile yenilendi. Stratejinin yenilenmesinde Parker’ın global organizasyonunda, farklı kıtalarda çeşitli kademelerde görev yapan 350 çalışanı, 12 büyük hissedar ve yönetim kurulu üyeleri aktif görev alarak birebir görüş alışverişi ile stratejiyi bugünkü haline getirdi. Lansmanın açılış konuşmasını yapan Doğu Avrupa Satış Şirketleri Bölge Müdürü Michal Grundfest, Parker Hannifin’in global organizasyonu ile ilgili en son güncellemeleri davetlilere sunduktan sonra mikrofonu Parker Türkiye Genel Müdürü Serpil Uzun’a bıraktı. Serpil Uzun, Türkiye Satış Şirketi’nin sürekli artan bir büyüme gösterdiğini, sergilediği üstün performans sebebiyle bir bölge hub’ı olarak konumlandırıldı- 116 ğını ve buna bağlı olarak Hazar Denizi Bölgesi ülkelerinden Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın Türkiye’nin sorumluluğuna verildiğinin altını çizdi. Parker’ın bugün ulaştığı başarıların temelinde Win Stratejinin büyük payı olduğunu vurgulayan Serpil Uzun, stratejinin yenilenmesine ihtiyaç doğuran sebepleri lansmanda kendi sözleri ile açıkladı: “Değişim, yaşamın içinde gizli. 2001 yılından bu yana ilk günkü geçerliliğini koruyan konularımız olduğu gibi değişen birçok dinamik var iş dünyasında. Bu noktadan hareketle 15 yıldır bize çok iyi hizmet eden ve bizi başarıya ulaştıran stratejimizde bazı değişiklikler yapmaya karar verdik.” Toplantıya davet edilen ve ülke çapında hizmet veren 47 Parker distribütörü lansmana büyük ilgi gösterdi. Parker Türkiye Genel Müdürü Serpil Uzun’un Parker Türkiye hakkında gelişmeleri ve hemen ardından Win Strateji’sindeki değişiklikleri interaktif bir sunum ile anlatması üzerine davetliler, sahne şovları ve canlı fasıl eşliğinde akşam yemeğine geçerek lansmanı tamamladılar. HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON OTOMASYON SEKTÖRÜNÜN NABZI AUTOMATION FAIR’DA ATTI Automation Fair 15 bin kişiyi ağırladı Dünyanın en büyük otomasyon firması Rockwell Automation’ın tescilli organizasyonu “Automation Fair®” ABD’nin Chicago kentinde 17-19 Kasım 2015 tarihlerinde 24’üncü kez düzenlendi. Automation Fair her yıl ABD’nin başka bir şehrinde gerçekleştirilen, Rockwell Automation’ın ürün, hizmet, servis ve çözümlerinin yanı sıra partner firmaların tamamlayıcı ürün ve servislerinin tanıtıldığı ve otomasyon ve operasyonel teknolojiler alanındaki tüm gelişmelerin açıklanıp tartışıldığı çok büyük bir endüstri platformu. Manufacturing Leadership Coalition) temsilcisi Jim Wetzel şirketlerin üç üretim türünden biri içinde bulunduklarını, bu türlerin stok için üretim, sipariş için konfigürasyon ve sipariş için mühendislik (proje türü üretim) olduğunu belirtti ve hangi tür olursa olsun tüm şirketlerin bağlantılı olmalarının zorunlu olduğunun altını çizdi. Bunun için hükümetlerin teşvikler uyguladığını, örneğin ABD’nin Endüstriyel Internet, Fransa’nın Usine du Futur (geleceğin fabrikası), Çin’in Manufacturing 2025, Japonya’nın Manufacturing Innovation 3.0 ve Almanya’nın Industry 4.0 programları başlattığını duyurdu ve Connected Rockwell Automation tarafından her yıl düzenlenen Automation Fair, bu yıl 15 bin üzerinde katılımcıyı ağırladı. Dünyanın dört bir yanından fuarı ziyaret eden imalatçılar, sanayi işletmecileri, global medya ve analistler, Connected Enterprise ve Endüstri 4.0 çözümü ile üretici ve imalatçıların çalışma prensibini nasıl temelden değişebileceğini dinleme şansı yakaladılar. “Connected Enterprise – Rockwell Automation’ın Endüstri 4.0 çözümü” teması ile gerçekleştirilen bu yılki oturumun ilk konuşmasını “Ölçeklenebilen Endüstriyel Teknolojiler Bağlantılı Şirkete Güç Katıyor” başlığı ile RA’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Sayın Keith Nosbusch yaptı. Nosbusch: ‘‘Rockwell Automation’ın tüm çözümlerinin “Connected Enterprise” hedefi ile tasarımlanıp üretilmiş olması projelere büyük kolaylık getiriyor. Örneğin akıllı motor kontrol çözümleri, kendi diagnostiklerini yapabilen, hem kendilerinin hem de sistemin durumundan haberdar olabilen ekipmanlar bu projeler için büyük avantajlar sağlıyor. Keza modern DCS sistemimiz Plant PAx de modüler yapısı, açık standartlara uyumluluğu, izlenebilirliği sağlaması sayesinde connected enterprise projelerinin en az bir adım önde başlamasına katkıda bulunuyor. Ek olarak konu network bağlantılarının çok sağlıklı olmasını gerektirdiğinden Rockwell Automation bu alanın en iyi firmaları olan Cisco ve Panduit ile işbirliğine gitmiş bulunmakta. Böylelikle akıllı, hızlı, üretken ve güvenli dijital ağ, şirketlere tam uyacak şekilde oluşturuluyor’’ dedi. Connected Enterprise nasıl iş değeri yaratıyor? Fuarda Rockwell Automation’ın pazar geliştirmekten sorumlu başkan yardımcısı John Nesi’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panelin konusu “Connected Enterprise’ın nasıl iş değeri yarattığı ve bu değerin ölçümü” oldu. İlk söz alan Mullins gıda ürünleri firması finansman Direktörü Art Clausen teknoloji yatırımlarından geri dönüş ve karlılık getirmelerinin beklendiğini, kendi şirketlerinde gerçekleştirilen Connected Enterprise uygulamasının yüksek düzeyde iş değeri yarattığını açıkladı. İkinci konuşmacı “Akıllı İmalat Liderliği Koalisyonu (Smart 118 Enterprise konseptinin tüm şirketlerin gündemine alınmasının zorunlu olduğunu ileri sürdü. ‘‘Günümüz rekabet koşullarında şirketler daha üretken olmalı’’ Oturumun kapanış konuşmasını yapan Rockwell Automation’ın Global Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı John McDermott özetle şu açıklamaları yaptı: “Günümüzün çetin rekabet koşullarında şirketler daha üretken, daha hızlı karar veren ve daha düşük maliyetli olmak zorundalar. Bunun için şirketlerin tasarımının (organizational design) Connected Enterprise modeline uygun olması gerekiyor. Connected Enterprise çok disiplinli ve derin uzmanlık alanları içerdiğinden bu çalışmaların Rockwell Automation önderliğinde yapılmasını öneriyoruz. ABD’nin en büyük otomasyon etkinliği olan Automation Fair® kapsamında hepsi Connected Enterprise modeline katkı sağlayacak 181 firma, 8 forum, 90 teknik oturum ve 18 uygulamalı laboratuvar çalışması gerçekleştiriliyor. Konunun önemini fark eden 18500 ziyaretçi de kayıt yaptırmış bulunuyor” dedi. İran’ı Aydınlatmaya Talibiz! daki ticarette yaşanan sorunlar ve bunların çözümüne yönelik yürütülen çalışmalar hakkında TET Yöneticilerine bilgiler verdi. HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON Tosyalı Holding 2016’ya yeni ve dev yatırım kararıyla giriyor! Fuat Tosyalı: “Türkiye’nin enerji projelerinde dışa bağımlılığını ortadan kaldıracağız” İlet URGE Takımı’nda yer alan firmaların temsilcileri, Tahran’ın elektrikçiler çarşısı olarak bilinen Lalezar Çarşısı’na düzenlenen gezide buradaki firmalarla görüşme imkânı da buldular. Son tüketiciye seslenen aydınlatma ekipmanlarının satışının gerçekleştiği çarşıda, İran’daki ürünlerin Türk ürünlerine kıyasla yaklaşık 2-2,5 kat daha pahalı olduğu görüldü. ■ Aydınlatma ekipmanları sektörü İran’daki fırsatları mercek altına aldı. İran Enerji Bakanlığı tarafından düzenlenen 15. İran Uluslararası Elektrik Fuarı’na bu yıl Türkiye’den toplam 34 firma katıldı. Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), fuar kapsamında İran pazarındaki gelişimi yakından izlemek üzere Aydınlatma URGE Takımındaki 13 firmanın yer aldığı bir fuar katılımı düzenledi. TET İlet URGE Takımı, fuarda gördükleri ilgiden memnundu. TET organizasyonuyla 15. İran Uluslararası Elektrik Fuarı’na katılan 13 firma, 38. Hall’de ürünlerini sergileme fırsatı buldu. İran’ın yanı sıra bölge ülkelerden gelen ziyaretçiler, Türk firmalarına yoğun ilgi gösterdi. Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ile kurulan TET İlet URGE Takımının İran fuarına katılan TET Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Öztürk ve Besim Tuncay Oktayer, firmaların stantlarını gezerek hem ürünleri hem de fuar ile ilgili görüşlerini aldılar. İran Ticaret Müşaviri Himmet Geriş, Uluslararası İran Elektrik Fuarı’nda TET standını ziyaret etti. Geriş, İran ve Türkiye arasın- TET Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Öztürk ve Besim Tuncay Oktayer, Tahran dönüşü heyet ile ilgili yaptıkları değerlendirmede, aydınlatma sektörü için İran’da önemli fırsatlar olduğunu dile getirdiler. Türk ürünlerinin kalite, tasarım ve fiyat olarak İranlı tüketicilerin beklentilerini karşılayacak düzeyde olduğunu ancak firmaların pazara girmeden önce mutlaka iyi bir temsilci ve bayi ilişkisi kurmaları gerektiğine dikkat çektiler. İRAN FUARINA KATILAN İLET URGE FİRMALARI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Alkan San. Tic. A.Ş. Baytaş Aydınlatma Beş A Elektrik ve Elektronik Elektronik Cihazlar El-Kom Elektronik Elte Pano Er Elektronik Federal Elektrik Gecem Aydınlatma İkizler Aydınlatma Lamp 83 Aydınlatma Odsel Elektronik Pelsan Aydınlatma ■ Bugüne kadar ülkemizde hiç üretilmeyen “boyuna dikişli LSAW boru” üretimi için yatırıma hazırlanan holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Böylece ülkemizde üretilemeyen boru kalmayacak” diyor. Türkiye’nin global demir-çelik üreticisi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Tosyalı Holding, ithalatı ikame edecek yeni ve dev bir yatırıma hazırlandığını açıkladı. Bugüne kadar ülkemizde hiç üretilmeyen “boyuna dikişli LSAW boru” üretimi için yatırım kararı alan ve Sanayi Bakanlığı ile ön görüşmeleri tamamlayan holding, bu konuda dünyadaki sayılı üreticiden biri olacak. Et kalınlığı 40mm ve 60 inch çapa kadar boyuna dikişli LSAW boru için 2016’da başlayacak yatırımın sadece 1 yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Balkanı Fuat Tosyalı, petrol ve gaz hatlarında da kullanılan bu boruların bugüne kadar ithal edildiğini, ancak yatırım tamamlandığında tesisin yıllık 500 bin ton kapasiteyle çalışacağının altını çiziyor. PETROL VE GAZ HATLARINDA DA KULLANILACAK İlk olarak TANAP’ta ortaya çıkan LSAW boru ihtiyacının 120 özellikle petrol ve gaz hatlarında önemli olduğunun altını çizen Tosyalı, “Türkiye’nin bu tür enerji projelerinde dışa bağımlılığını ortadan kaldıracağız” diye vurguluyor. Yüzde 100 Tosçelik Spiral Boru Üretim Sanayi AŞ tarafından yapılacak bu yeni yatırımla hedef, 2017’de boruları sevk eder hale gelmek.... Yatırım kararıyla ilgili açıklama yapan Fuat Tosyalı sözlerine şöyle devam ediyor: “Bir sanayi yatırımcısı olarak sorumluluklarımızı yerine getiriyor ve Türkiye’nin ihtiyacı olan tüm katma değerli ürünleri ülkemiz sınırları içinde üretmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konuda 2015’in başında Japonya’nın lider şirketi Toyo Kohan ile temellerini attığımız Tosyalı Toyo AŞ yatırımı, ülkemizin katma değerli ürünlerde dışa bağımlılığının kaldırılması açısından büyük önem taşıyor. Şimdi LSAW boru ihtiyacı için planladığımız bu yeni yatırımla birlikte Türkiye’de üretilemeyecek hiç bir boru kalmayacak. Denizin altından da, dağların tepelerinde de geçecek boruları üreteceğiz.” 121 ÜSTÜN TEKNOLOJİ VE MÜHENDİSLİĞİN BULUŞMASI ENDÜSTRİ OTOMASYON Geleceği İçin Çalışıyoruz” temasıyla gerçekleştirdiği etkinliğine, çok sayıda kamu ve özel sektör temsilcisi, yatırımcılar, taahhüt firmaları, yüklenici firmalar, danışmanlar, üniversiteler, mimarlar, makine imalatçıları, mekanik proje firmaları, Bina Yönetim Sistemi (BMS-Building Management System) Entegratörleri ve HVAC Sistem Entegratörleri katıldı. Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu ve birim yöneticilerinin katılımıyla Ankara’da düzenlenen etkinlikte Mitsubishi Electric, dünyada güçlü bir global oyuncu olduğu iklimlendirme (HVAC) sektörünün otomasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi. Etkinlik kapsamında, Mitsubishi Electric’in ısıtma, soğutma ve mekanik havalandırma sistem çözümleri uygulamalı örneklerle anlatıldı. Markanın atık su, temiz su ve yangın sistem çözümleri, asansör ve yürüyen merdiven çözümleri, elektrik dağıtım ve yönetim sistemlerinin de tanıtıldığı sektör buluşmasında, yeni endüstri evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı olan e-F@ctory konsepti ile fabrikaların kurulumdan önce simüle edilerek tüm kaynak planlamasının yapılabileceği ve daha sonra yatırıma geçilebileceği açıklandı. Etkinlikte yoğun ilgi gören bir diğer konu ise alışveriş merkezleri, oteller, iş merkezileri gibi kompleks yapılarda ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, jeneratör, hidrofor gibi pek çok farklı mekanizmayı tek bir merkezden yönetmeyi sağlayan Bina Yönetim Sistemi (BMS-Building Management System) oldu. ■ Elektrik, elektronik ve otomasyon alanında dünya devi olan ve üç yıldır Türkiye pazarında kendi yapılanmasıyla faaliyet gösteren Mitsubishi Electric, başkent Ankara’da düzenlediği “Türkiye’nin Geleceği İçin Çalışıyoruz” temalı sektör buluşmasında, kamu ve özel sektör temsilcileri, yatırımcılar, taahhüt firmaları, yüklenici firmalar, danışmanlar ve üniversiteler ile bir araya geldi. Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu, etkinliğin açış konuşmasında, Türkiye’deki alt yapı projeleri, fabrikalar, konut ve ofis projelerinin yanı sıra oteller, AVM’ler, otoparklar, tüneller, havuzlar gibi her türlü toplu kullanım alanında bulunan dev iklimlendirme sistemlerinin otomasyon çalışmaları- 122 na talip olduklarını açıkladı. Saraçoğlu, Mitsubishi Electric’in otomasyon gücünü ve üstün teknolojisini, uzun yıllara dayanan mühendislik tecrübesi ile birleştirerek projelere özel çözümler sunabileceklerini bildirdi. Türkiye’de özellikle Marmaray projesi, Türksat 4A ve 4B uydularında kullanılan teknolojisi ile tanınan Mitsubishi Electric, iklimlendirme (HVAC - Heating, Ventilating and Air Conditioning) sektöründeki otomasyon çalışmalarını konu alan sektör buluşmasını başkent Ankara’da düzenledi. Mitsubishi Electric Türkiye’nin 16 Aralık Çarşamba günü The Green Park Hotel Ankara’da “Türkiye’nin HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON “Daha İyisi İçin Değişim” Mitsubishi Electric Türkiye’nin, sempozyum ve ardından akşam yemeğiyle devam eden etkinliğinde açış konuşmasını yapan Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu, dünyada 120 binden fazla çalışanı ile 42 ülkede faaliyet gösteren 94 yıllık dünya devi Mitsubishi Electric’in, hizmet verdiği tüm sektörlerde pazarın ve kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarını analiz edip anlayarak kazandığı deneyimle sektörüne ileri teknoloji çözümler sunan bir marka olduğunu belirtti. Pek çok sektörde öncü ve yeşil bir şirket olan Mitsubishi Electric’in yeniliklerle daha aydınlık bir gelecek yaratmak ve daha sürdürülebilir bir dünya sağlamak için çalıştığını ifade eden Şevket Saraçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her zaman “Changes for the Better” yani “Daha İyisi İçin Değişim” misyonu ile hareket eden Mitsubishi Electric, bugün bu özelliği sayesinde ürünlerinin teknolojisi, güvenilirliği ve kalitesinin yanında çevre duyarlılığı konusunda da fark yaratıyor. Mitsubishi Electric’in 100. yıldönümü olan 2021 yılına denk gelen uzun dönemli çevresel yönetim vizyonu “Çevre Vizyonu 2021” kapsamında ve Eco Changes (Ekolojik Değişim) felsefemiz doğrultusunda; çevresel duyarlılığı teşvik etmek, düşük karbon salınımı ve geri dönüşüm konularında bilinç artışına katkı yaratmak temel hedeflerimiz arasında yer alıyor.” “Dünya ileri otomasyonda Mitsubishi Electric’e güveniyor” Dünya çapındaki üreticilerin ileri otomasyon ekipmanları için 75 yılı aşkın süredir Mitsubishi Electric’e güvendiğini vurgulayan Saraçoğlu, “Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri; dünya genelindeki fabrikalarda çeşitli endüstrilerin hızlı entegrasyon, esneklik ve verimliliğin yarattığı katma değerden keyif almalarına, üretkenlik, kesinlik ve hepsinden önemlisi kalitede yeni seviyelere ulaşmalarına yardımcı oluyor. Markamız, üst düzey otomasyon platformlarını kontrol edebilen modüler programlanabilir mantık devrelerinden (PLC), mikro-PLC, AC servoları ve inverter serilerine kadar tüm ürünleri ile üreticilerin saygısını kazanmaya devam ediyor” dedi. Projeye özel çözüm… Mitsubishi Electric olarak Türkiye’deki alt yapı projeleri, fabrikalar, konut ve ofis projelerinin yanı sıra oteller, AVM’ler, otoparklar, tüneller, havuzlar gibi her türlü toplu kullanım alanında bulunan dev iklimlendirme sistemlerinin otomasyonunda çözüm ortağı olmayı hedeflediklerinin altını çizen Saraçoğlu, şu bilgileri aktardı: “Mitsubishi Electric olarak otomasyon çözümlerimiz ile iklimlendirme (HVAC) sisteminin her bir unsurunun birbiri ile haberleşebilmesini ve tüm sistemin tek bir merkezden kolayca yönetilebilmesini sağlıyoruz. Mitsubishi Electric’in HVAC sektöründeki otomasyon gücünü, üstün teknolojisini ve kalitesini, uzun yıllara dayanan mühendislik tecrübemiz ile birleştirerek projelere özel çözümler sunabiliyoruz.” Çevre dostu tesislere uygun… Mitsubishi Electric otomasyon çözümlerinin avantajlarından bahseden Saraçoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Kullanıcı dostu ve uzun ömürlü otomasyon çözümlerimiz ile işletmelerde ve projelerde ciddi oranda enerji tasarrufu sağlıyor, maliyetleri azaltıyoruz. Sağlıklı, konforlu ve güvenli ortamlar oluşturuyoruz. Ürün kullanımındaki karbondioksit salınımını ve 123 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON İlk Türkçe CMSE® Eğitimi üretimdeki total emisyonu azaltıyoruz. Hız kontrol ve aydınlatma kontrol sistemi uygulamalarında tasarruf sağlayabiliyoruz. Sağladığımız tüm bu katma değer ile çevre dostu tesisler ve projeler için uygun ve iddialı bir çözüm ortağıyız.” Tüm binayı tek merkezden yönetin! Kısaca “BMS” olarak adlandırılan “Bina Yönetim Sistemi” (Building Management System) ile alışveriş merkezleri, oteller, iş merkezleri gibi kompleks yapılarda ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, jeneratör, hidrofor, su arıtma, otoparklarda karbondioksit gazı izleme ve egzoz kontrol sistemi gibi pek çok farklı mekanizmayı tek bir merkezden yönetebildiklerini anlatan Saraçoğlu, “Bu sistem ayrıca CCTV (kapalı devre televizyon), kartlı geçiş, yangın algılama gibi diğer güvenlik sistemleri ile de entegre edilerek tek merkezden tüm binanın minimum personel ve maksi- 124 mum verimlilikle kontrolünü sağlıyor” diye konuştu. CMSE® (Certified Machinery Safety Expert), Pilz ve TÜV NORD tarafından makine emniyeti alanında profesyonellere uzman seviyesinde eğitim vermek amacı ile özel olarak geliştirilmiştir. 360° derecelik tam kapsamlı yaklaşım sağlayan bu eğitim, sınavı başarı ile tamamlayanlara TÜV NORD tarafından verilen sertifika ile ayrıcalık kazandırmakta. rıya imza attı. Gerekli olan bütün eğitim materyalleri Pilz’in profesyonel kadrosu tarafından Türkçeye tercüme edildi ve olumlu sonuçlar aldı. Pilz eğitmenlerinin detaylı bilgi birikimine sahip olmaları anket değerlendirme raporlarında olumlu sonuçlar doğururken, eğitim materyallerinin kapsamlı içeriğinin önemi de azımsanmayacak derecede olduğu görüldü. Geniş otomasyon çözüm ailesi Mitsubishi Electric’in dünyanın en geniş otomasyon çözüm ailelerinden birine sahip olduğunun altını çizen Saraçoğlu, markanın fabrika otomasyonu alanındaki ana ürünlerini; programlanabilir kontrol cihazları, alternatif akım motoru hız ayar cihazları, insan-makine diyaloğu ekranları, servo motorlar, hareket kontrol sistemleri, alçak gerilim şalt ürünleri ve endüstriyel robotlar olarak sıraladı. Saraçoğlu, Mitsubishi Electric’in yenilikçi teknolojiye sahip, akıllı, kompakt, uzun ömürlü, güçlü, üstün performanslı ve yüksek enerji tasarruflu bu ürünlerle projelere sağladığı katma değeri anlatan HVAC Otomasyon Çözümleri Kataloğu’nu Ankara etkinliğinde ilk kez sektör temsilcilerine tanıttıklarını da sözlerine ekledi. Türkiye’de ilk defa Türkçe olarak gerçekleştirilen CMSE® (Sertifikalı Makine Emniyet Uzmanı) eğitimi 23-26 Kasım tarihleri arasında İstanbul Ataşehir’de düzenlendi. Pilz Türkiye’nin deneyimli eğitmenleri tarafından verilen bu eğitime sanayinin önde gelen lider firmalarından tecrübeli katılımcılar ilgi gösterdi. 3 Aralık 2015 tarihinde açıklanan sonuçlara göre sınavda başarı elde eden 17 katılımcı daha CMSE® olmaya hak kazandı. Böylelikle kariyerlerine Sertifikalı Makine Emniyet Uzmanı olarak devam edecek katılımcılar için iş dünyasında fark yaratma fırsatı doğacak. Makine emniyet alanındaki Dünya ve Avrupa standartları henüz tam olarak Türkçeye çevrilmemişken Pilz gerçekleştirdiği eğitim ile Türkiye’de önemli bir başa- Pilz, görmüş olduğu büyük ilgi ve talep doğrultusunda, sertifikalı makine emniyet uzmanı adayları için Türkiye’de 2016 yılının ilk yarısında kış ve bahar döneminde birer kez olmak üzere iki eğitim daha düzenlemeyi planlamakta. Pilz Türkiye CMSE® yetkinliği konusunda eğitim almak isteyen şirketler için de ayrı eğitim tarihleri ayarlamakta ve düzenli aralıklarla dünya çapında eğitimler de düzenlenmekte. Makine emniyeti hakkında tam kapsamlı bilgi edinmek ve uluslararası alanda kabul gören TÜV Nord sertifikasına sahip olmak isteyen profesyoneller daha detaylı bilgi için www.cmse. com adresini ziyaret edebilir ve CMSE® hakkında daha fazla bilgiye erişebilir. 125 HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON ABB, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’ndan kapsamlı bir sipariş aldı. entegre edilecek. ABB’nin yazılım çözümleri teminindeki başarısı, daha önce Güney Kafkasya bağlantısı ve Azerbaycan’ı Akdeniz’e bağlayan Bakü Tiflis Ceyhan boru hattı gibi benzeri projelerle de kanıtlanmıştır. Proje bittiğinde bölgede toplam 4,500 kilometrelik boru hattı ABB’nin System 800xA altyapısı tarafından kontrol ediliyor olacak; bu da Avrupa doğalgaz talebinin yaklaşık %5’ini güvenlik altına alacaktır. ABB Proses Otomasyon Bölümü Başkanı Peter Terwiesch: ■ Zürih, İsviçre Aralık 15, 2015 - Uzulunluğu 1,850 km olan boru hattının izleme, güvenlik ve kontrol işlevlerini gerçekleştirilecek telekom ve kontrol sistemleri için entegre yazılım çözümü sağlayacak. ABB, Azerbaycan doğal gazını doğrudan Avrupa’ya taşıyacak 1,850 km’lik Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) için kapsamlı bir sipariş aldı. ABB’nin sunacağı kontrol altyapısı hattın işletim ömrü süresince emniyetli, sağlam ve güvenilir biçimde çalışmasına katkıda bulunacak. ABB sözleşmeyi TANAP ile imzaladı ve siparişi dördüncü çeyrekte kayıt altına aldı. Toplam değeri 11 milyar $ olan boru hattı projesi, Türkiye’nin Gürcistan sınırındaki Güney Kafkasya hattı ile Yunanistan sınırındaki Trans Adriyatik Boru Hatlarını birbirine bağlayacak. Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz-2 sahasından gelecek 126 doğalgaz Avrupa şebekesine İtalya’dan katılacak. Avrupa’nın gelecekteki stratejik enerji altyapısının bir parçasını oluşturacak 45 milyar $’lık Güney Gaz Koridoru projesinin merkezi bölümünü oluşturan TANAP, Türkiye’nin tamamını boydan boya geçecek. ABB, hat boyunca veri aktarımını sağlayacak fiber optik kablonun çekilmesi işleri dahil kontrol sistemi, telekomünikasyon, boru hattı izleme, güvenlik sistemlerinin teminini gerçekleştirecek. Boru hattının kontrol ve otomasyonu, ABB’nin dünyada öncü konumda olan System 800xA proses otomasyon sistemi ile sağlanacak. Gaz akışını, sızıntıları veya hariçten müdahaleleri tespit ve kontrol eden; emniyet ve güvenlik ihtiyaçları için kapalı devre televizyon (CCTV) yayını sunan telekomünikasyon sistemleri ile SCADA (veri tabanlı kontrol ve gözetleme) sistemleri, yazılım çözümleri ile “Teknolojide inovasyon ve liderlik ABB’nin Next Level stratejisinin mihenk taşıdır. ABB’nin System 800xA yazılımı ve entegre telekomünikasyon çözümü, TANAP’ın uzun mesafeler kateden boru hattını birçok coğrafi noktadan güvenli ve güvenilir şekilde işletmesine olanak tanıyacaktır” dedi. TANAP, Azerbaycan’ın SOCAR, Türkiye’nin BOTAŞ ve BP’nin ortak olduğu bir özel sektör şirketidir. ABB’nin bu teslimatı ABB Türkiye ile ABB İngiltere arasındaki iş temelli işbirliğinin mükemmel bir örneği olacaktır. Bozankaya’nın yerli üretim elektrikli otobüsü, otomotiv buluşmasında örnek oldu ■ Bu yıl ikincisi düzenlenen Dünya Otomotiv Konferansı’nda elektrikli araçlar gündeme getirildi. Otomotiv sektörünün bir araya geldiği konferansta Bozankaya’nın yerli üretimi E-Karat, Türkiye’de hayata geçirilen ilk elektrikli otobüs projesi olarak ilgi topladı. E-Karat’ın Türkiye’deki ilk elektrikli otobüs ihalelerini kazandığı gibi Almanya’nın Bonn şehri için de üretileceği belirtildi. Otomotiv endüstrisinin önde gelen firma ve yetkililerinin katılımı ile uluslararası platformda düzenlenen Dünya Otomotiv Konferansı, bu yıl da sektörü ve gelişmeleri değerlendirdi. Elektrikli araçların da konu alındığı konferansta Bozankaya, yerli üretim elektrikli otobüslerinin teknolojisi, yenilenebilir yakıtların önemi ve elektrikli otobüslere artan talep ile ilgili bilgi verdi. Bozankaya Elektrikli Araçlar Proje Koordinatörü Emrah Dal yaptığı açıklamada pek çok ilde yerel yönetimler ile sürüşler gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Saha sürüşlerinde alınan gerçek verilerle desteklenmiş enerji tasarruflarını vurgulayan Dal, E-Karat sayesinde yakıt giderlerinin düşürüldüğü gibi çevreye dost bir yaklaşım izlendiğini belirtti. Dal; ”Enerji kaynağı olarak elektriğin birim fiyatı, diğer yakıtlara göre çok daha düşük olduğundan E-Karat, işletim maliyetlerinde avan- 128 taj sunuyor. E-Karat, şehir içi sürüşü sırasında yaptığı her frende kaybolan enerjiyi geri depoladığı gibi, sıkışık trafikte veya yolcu indirme bindirme esnasındaki duraklamalarda hiç enerji tüketmiyor. Dizel motorlu otobüsler 100 km’de ortalama 45-50 litre yakıt tüketirken, E-Karat’ın enerji maliyeti 100 km’de ortalama 3-4 litre dizele eş değer olabiliyor,” dedi. Bozankaya E-Karat, dünyada üretilen öncü elektrikli otobüsler arasında yer alıyor. Çevre dostu olması, yüksek yakıt tasarruf sağlaması ve düşük bakım maliyetleri nedeniyle toplu taşıma hizmetlerine değer katıyor. İstanbul, Şanlıurfa, Malatya gibi birçok ilde saha sürüşleri gerçekleştirdiklerini ileten Emrah Dal, yerel yönetimlerin alınan sonuçlardan memnuniyetini belirtiyor. İlk elektrikli Bozankaya E-Karat otobüsler, sonuçlanan ihaleler doğrultusunda 2016 yılı başında Konya Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’ne teslim edilecek. Şarj edilebilir akü ile çalışan Bozankaya E-Karat, 10 yıl boyunca 200 km menzil garantisi ile sunulurken tek şarjda ortalama 260-320 km arasında yol yapabiliyor. E-Karat, elektrikli araç istasyonlarında şarj edilebildiği gibi doğrudan mobil şarj cihazı ile 380V bağlanıp istasyona ihtiyaç duymadan da şarj sağlanabiliyor. HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON Turck’tan Tüm Ürünleri için Türkçe Teknik Doküman ■ 2015 yılı içerisinde tamamladığı hazırlıkları ile Turck’tan, Türk Sanayisinin tüm çalışanlarına Türkçe online katalog ve Türkçe teknik doküman ile en üst seviyede hizmet sağlanmaktadır. 2015 yılı içerisindeki hem yerel hem de küresel çalışmaları ile Turck, 2016 yılında yepyeni bir kurumsal tasarım ile faaliyetlerine devam edecektir. Yeni kurumsal tasarım konsepti, internet sitesi, logo, broşür, katalog ve yazışma gibi diğer tüm pazarlama materyallerini kapsamaktadır ve 01.12.2015 tarihi itibari ile tüm organları ile Türkiye’de hayata geçirilecektir. Turck’tan yapılan açıklamada: “Yeni arayüzü ile internet sitemiz yeni kurumsal tasarımın en önemli öğelerinden bir tanesidir. Güncel teknolojik kullanıma ve tablet/akıllı telefon erişimlerine çok daha uygun halde tasarlanan sitemiz, özellikle yeni sektörel uygulama ve çözüm odaklı yaklaşımı ile kullanıcıların ihtiyaçlarına daha geniş bir vizyon sağlamaktadır. Ayrıca firma bilgi ve kontaklarına erişim kolaylaştırılmış, partnerlerimiz ve ana bayilerimiz kolayca ulaşılabilir olmuştur. Ülkemiz için en kayda değer iyileştirme ise teknik dokümanların dilinde olmuştur. Daha önce de Türkçe olarak yayında olan sitemizin artık online ürün kataloğu ve her bir ürünün teknik dokümantasyonu da Türkçe olarak gezilebilecek ve incelenebilecektir. Bu şekilde Türk kullanıcılar aradığı ürünleri kendi ana dilinde daha anlaşılır bir şekilde seçme imkanına kavuşmuş olacaktır” denildi. Yapılan açıklamada ayrıca logo kullanımına da değinildi: “Bir başka değişiklik yazılı “Turck” ifademizdedir. Bilindiği gibi Turck hem firma ismimiz hem de markamızdır. Bundan böyle sadece logomuz ile markamızı ifade ederken büyük harfler ile “TURCK” kullanılacak, bu haberimizde de kullanıldığı gibi firmamızın ifade edildiği durumlarda küçük harfler ile “Turck” olarak yazılacaktır. Bunun yanında yenilenen logomuz, yazışma şablonlarımız, kartvizitlerimiz ve fuar tasarımımız ile beraber Turck yine sizlerin endüstriyel otomasyon ihtiyaçlarınız için güvenilir bir çözüm ortağınız olmaya devam edecektir”. Turck endüstriyel otomasyon alanında lider bir üreticidir. 28 ayrı ülkede 4.000 çalışanı ve 60 farklı ülkede temsilcileri ile bir aile şirketi olan Turck 2015 yılında 500 milyon Euro ciro gerçekleştirmiştir. 15.000’den fazla sensör çeşidinin, endüstriyel haberleşme modüllerinin, arayüz ekipmanlarının, bağlantı ve RFID sistemlerinin yer aldığı geniş ve çok yönlü ürün yelpazesi ile Turck, fabrika ve proses otomasyonu için yüksek verimli sistem çözümleri sunmaktadır. Firma RFID sistem çözümü BLident, kayıp faktörü olmayan yenilikçi uprox®+ endüktif sensörler ve patlama riski olan alanlarda da kullanılabilen kompakt veya modüler fieldbus ve uzak I/O modüller gibi üstün özellikli ürünleri ile standartları belirlemeye devam etmektedir. 129 Schneider Electric, yaşam kalitesi için ‘Life Is On’ dedi Schneider Electric’ten yeni global marka stratejisi HABERLER HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON ENDÜSTRİ OTOMASYON İTÜRO 2016’NIN ETKİNLİK İÇERİĞİ NETLEŞMEYE BAŞLADI! kezleri, binalar ve şehirlerde bilgiye dayalı karar alma süreçlerini de başka bir boyuta taşıyor. Otomasyon, kontrol sistemleri, uzaktan yönetim, bakım, hizmet ve bilgi süreçlerinde gerçekleştirilecek önemli değişiklikleri kapsıyor. ■ Enerji yönetimi ve otomasyon alanında global uzman Schneider Electric, operasyonel zeka yaklaşımıyla desteklediği yeni global marka stratejisi “Life Is On”u tüm dünyaya duyurdu. Schneider Electric yeni marka stratejisi “Life is On” ile müşterilerine sürdürülebilirlik, verimlilik, güvenilirlik ve güvenlik oluşturmak için “bağlanabilirlik” kavramını ön plana çıkartacak. Kurumların ve insanların enerjiyi tüketme tarzını değiştirecek “bağlanabilirlik” yaklaşımı altında oluşturulan strateji, nesnelerin interneti kavramını (IoT) kapsıyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) kavramı ile birlikte Operasyonel Zeka yaklaşımını güçlendiren Schneider Electric, IoT çözümleri geliştirmek için Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu (IIC) ile ortaklık kurduğunu duyurdu. Schneider Electric, şehirleşme, dijitalleşme ve endüstrileşmeyle birlikte değişime uğrayan enerji sektörü için bir kilometre taşı niteliğindeki yeni global marka stratejisini duyurdu. Schneider Electric’in nesnelerin internetine yönelik ‘Operasyonel Zeka’ (İşlevsel Zeka) yaklaşımıyla desteklenen ‘Life is On’ stratejisi, insanların ve kurumların enerjiyi tüketme tarzını değiştirerek ve endüstriyel süreçleri verimli hale getirerek, hayatı kolaylaştırmayı hedefliyor. Schneider Electric’in tüm uzmanlığını birleştirerek, insanların hayatlarına dokunmasını amaçlayan strateji, Bilgi Teknolojileri (BT) sayesinde şirketin dünyanın her yerindeki müşterilerine ulaşacak. Günümüzün yükselen değeri nesnelerin internetini ‘IoT’ referans alan bu yaklaşım, evler, üretim tesisleri, veri mer- 130 CEO Tricoire: “Nesnelerin interneti ile ürünlerimizi yazılım portföyüne ekliyoruz” ‘Life Is On’ stratejisinin insanların yaşamlarına her an her yerde dokunması için enerji yönetimi ve otomasyon teknolojileri çözümleri geliştirdiklerini vurgulayan Schneider Electric Başkanı ve CEO’su Jean-Pascal Tricoire, “Enerjiye erişimin gezegenimizdeki herkesin hakkı olduğunu düşünüyoruz ve enerjiyi güvenli, güvenilir, verimli, sürdürülebilir hale getirmek için çözümler tasarlıyoruz. İnovasyona büyük yatırımlar yapıyoruz. Ürünlerimiz ve sistemlerimizi nesnelerin interneti aracılığıyla yazılım portföyümüze bağlıyoruz. Enerjiyi daha erişebilir ve bağlantılı hale getiriyoruz. Çözümlerimiz dünyanın en önemli konut, bina, veri merkezi, enerji, altyapı ve endüstri piyasalarında kullanılıyor. Şimdi global stratejimize sadık kalarak, müşterilerimizin gerçek zamanlı ‘Operasyonel Zeka’ ile işlerini daha verimli hale getirmelerini sağlayacağız” diye konuştu. Schneider Electric’in nesnelerin interneti kavramına endüstriyel açıdan yaklaşırken “Endüstriyel Nesnelerin İnterneti” konusuna, “devrim” olarak değil, bir “evrim” olarak niteliyor. Bu evrim, işletmelerde var olan her şeyin donanım, yazılım; IT (bilişim sistemleri) ve OT (operasyonel sistemler) denilen birimlerin entegre olması anlamına geliyor. Endüstriyel Schneider Electric, Nesnelerin İnterneti kavramı altında, akıllı bağlantılı ürünleri ve sistemlerini, büyük sistemlerin bir parçası olarak akıllı ve birbirleri ile bağlantılı nesnelerin faaliyet gösterdiği bir ortam yaratmayı hedefliyor. Schneider Electric, Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu’nda Schneider Electric, yeni global marka stratejisini açıklarken, şirketler arasında işbirliği kurmayı amaçlayan Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu (IIC) yönetim komitesine seçildiğini de duyurdu. Kamu kuruluşları, özel sektör ve üniversiteler arasında gün geçtikçe genişleyen bir işbirliğine sahip Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu’nun kurucuları arasında AT&T, Cisco, General Electric, IBM ve Intel gibi şirketler yer alıyor. Konsorsiyum, nesnelerin interneti teknolojisine dayanan yeni projeler ve işbirlikleri için önemli bir rol oynamayı sürdürüyor. Dünyanın önde gelen global yönetim danışmanlığı firmalarından McKinsey’in son yayınladığı raporlara göre, nesnelerin interneti pazarının değeri, 2025 yılına kadar 10 trilyon dolar civarına ulaşacak. Robot Kayıtları ile İlgili Güncelleme! 8-9-10 Nisan 2016 tarihlerinde İTÜ Ayazağa Kampüsü Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde 10. kez gerçekleşecek olan İTÜ Robot Olimpiyatları için robot kayıtlarında yeni bir güncellemeye gidildi. Artık her bir yarışmacı her kategori için 1 robot kayıt ettirme hakkına sahip olacaktır. Yarışmacı istediği her kategoriye katılabilecek fakat aynı kategoride ancak ve ancak 1 adet robot yarıştırma hakkına sahip olacaktır. İTÜRO 2016’da Gerçekleşecek Seminerler 10. İTÜRO kapsamında gerçekleşecek seminerlerden iki tanesi belli oldu. Doç. Dr. Duygun Erol Barkana, “Rehabilitasyon ve Medikal Robotlar”, Yrd. Doç. Dr. Savaş Dilibal ise “Endüstriyel Robotların Geleceği ve Akıllı Robotik Gripper Uygulamaları” konulu seminerler ile katılımcılarla buluşacak. Güncellenen kurallar ve diğer gelişmeler için ilgililerin İTÜRO’nun resmi internet sitesi olan http://www.ituro.itu.edu. tr/ adresini takip etmeleri gerekmektedir. 131 HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON Elektronik Sanayii ve Sektör İlişkileri Konferansı İstanbul’da Gerçekleşti Elektronik Sanayii ve Sektör İlişkileri Konferansı, 17 Aralık 2015 Perşembe günü, The Green Park Pendik Hotel & Convention Center’da gerçekleşti. Doruk Otomasyon’un ana sponsorluğu, Argela Yazılım ve Edes Etiket - Thincut’ın da sponsorluğuyla düzenlenen konferansa birçok meslek kuruluşu da destek verdi. Endüstri Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD), Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRK BESD), Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD), Uydu Elektronik İletişim İş İnsanları Derneği (TUYAD) ve Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) konferansa katılımda bulunarak desteklerini sundular. Konferans, Prof. Dr. Sıddık Yarman’ın sunumu ile başladı. Yarman konuşmasında, Elektronik Sanayiinde 2035 Vizyonu, 5G ve ötesi, Tüketici Elektroniğinde İnovasyon gibi gündemde öne çıkan güncel konulara yer verdi. Elektronik Sanayii ve Sektör İlişkileri Konferansı’nda açılış sunumunu yapan Yarman’ın ardından, Vesel Ventures Genel Müdür Metin Salt, tüketici elektroniğindeki gelecek algısından bahsetti ve oturumun geri kalanında İstanbul Sanayi Odası (İSO)’ndan Uran Tiryakioğlu, elektronik sanayinde atılım stratejilerine öneriler konulu bir sunum yaptı. Öğleden önceki son oturum ise Arçelik’ten Fatih Demiray’ın sunumuyla başladı. Demiray konuşmasında, beyaz eşya sektöründe enerji verimliliği ve çevre konusunu işledi. Önü alına- 132 mayan ve her geçen gün çığ gibi büyüyen tüketimi biraz olsun yavaşlatabilecek ya da etkisini azaltabilecek olan geri dönüşümün ve enerji verimliğinin böyle bir konferansta işlenmesi çok önemli ve artık gerekliliğinde ötesinde bir durum. Oturumun ikinci konuşmacısı, Samsung Electronics İş Geliştirme Müdürü Koray Yıldız idi. Sunumuna Samsung’un kuruluşu ve nasıl buralara geldiğiyle başlayan Yıldız’ın, Samsung’un AR-GE’ye ayırdığı pay ve çalışan sayısıyla ilgili verdiği bilgiler oldukça dikkat çekti. Koray Yıldız’ın, tüm dünyadaki şirket çalışanlarının %35’inin, Samsung’un çeşitli AR-GE bölümlerinde görev aldığını belirtmesi, büyük yankı uyandırdı. Öğleden öncenin son sunumunu Endüstri Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) başkanı Hüseyin Halıcı gerçekleştirdi. Elektronik sanayinde endüstriyel otomasyonun ve teknolojinin öneminden bahseden Hüseyin Halıcı, şirketler için hayati önem taşıyan strateji ve AR-GE gibi unsurların çok önemli olduğunu belirterek, burada kilit noktanın insanlarda, çalışanlarda olduğunu söyledi ve personellerin çok önemli bir rol oynadığının altını çizdi. Endüstri Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) de 2014 yılında Endüstri 4.0 konulu bir kongre düzenledi ve gelecek sene de bunun ikincisini gerçekleştirmeyi hedefliyor. Öğleden sonraki ilk oturumda, Netaş’tan Öner Tekin, Aselsan’dan Taner Özdemir, Argela’dan Savaş Tanyeri konuşmacı olarak yerlerini aldı ve savunma sanayine yönelik sunumlarını gerçekleştirdiler. Sunumlarda özellikle elektronik sanayinde ve gelecekte 5G, savunma, havacılık ve uzay; haberleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişmelerden bahsedildi. Konferansın son oturumunda ise, Vestel’den Metin Nil, Canovate Group’dan Mehmet Işık, Uydu Elektronik İletişim İş İnsanları Derneği (TUYAD)’nden Hayrettin Özaydın sunum yaparken, sektördeki teknolojik gelişmelerden ve AR-GE faaliyetlerinden söz edildi. HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON MARMARA ÜNİVERSİTESİ MEKATRONİK VE İNOVASYON GÜNLERİ 2016 Yarışmalarla beraber düzenlenen kariyer günleri, seminerler ve söyleşiler ile akademisyen, sanayi katılımcıları ve öğrenciler bir araya gelmesi hedefleniyor. Türkiye’de ilk defa uygulanacak yarışma kategorileri ve lisans, yüksek lisans öğrencilerine yönelik tez kategorisi ile dikkat çeken etkinlik, geniş bir kitleye hitap ediyor. “MİG”, okul ve sponsorların büyük desteği sayesinde mekatroniğin tanımını yeniden yaparak, katılımcıların mekatroniğe bakış açısını genişletmek istiyor. Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde gerçekleşecek olan etkinliğe, sponsor ve destek arayışları sürmekte olup, “MİG” hakkında daha fazlası için resmi internet sitesi www.mig. marmara.edu.tr’yi ziyaret edebilirsiniz. Marmara Üniversitesi öğrenci kulüpleri tarafından bu yıl ilki düzenlenecek olan MİG (Mekatronik ve İnovasyon Günleri) hazırlıklarını sürdürüyor. 13-15 Mayıs’da gerçekleşmesi planlanan etkinlik, üç gün sürecek. Daha önceki yıllarda düzenlenen kariyer günleri adı altındaki etkinliğe, bu yıl yarışmalar da eklenerek “Mekatronik ve İnovasyon Günleri” adı altında birleştirildi. 134 YARIŞMA KATEGORİLERİ *SUMO Mikro Sumo Humanoid Sumo *Yangın söndüren *Renk Seçen *ARAZİ *MULTİKOPTER *AVCI *SERBEST *Festo Görev Tamamlama *TEZ HABERLER ENDÜSTRİ OTOMASYON TET AR-GE PROJE PAZARI’NA SON BAŞVURU 12 ŞUBAT’TA Fikirleri projeye dönüştürmek için son 2 ay! Çevre ve Enerji Verimliliği Uygulamaları, Enerji Üretim, İletim ve Dağıtımına Yönelik Uygulamalar ve Diğer Elektrik Elektronik Uygulamaları olmak üzere 4 farklı kategoride projeler yarışacak. Geçtiğimiz yıl 500 proje başvurusunun alındığı Proje Baharı’nda bu sene ön elemeden geçen projeler, 6 Nisan 2016 tarihinde Harbiye Askeri Müze’de düzenlenecek etkinlikte sergilenecek. Gün boyu sürecek panellere de ev sahipliği yapacak etkinlik boyunca proje sahipleri, yatırımcılar, iş adamları, sanayiciler, kuluçka merkezleri ve teknokentler ile buluşma imkânı bulacak. Aynı günün akşamı gerçekleşecek ödül töreninde ise her kategoride ilk üçe giren projelere toplamda 150 bin TL ödül dağıtılacak. Bu sene ilk defa kuluçka merkezleri de Proje Baharına destek veriyor. Kuluçka merkezleri kendi seçtikleri projeleri kuluçka programlarına doğrudan alarak projelerin ticarileşmesine katkıda bulunacaklar. Geçtiğimiz yıllarda Proje Baharı’na katılarak başarı gösteren ve ticarileşen projeler de etkinlik günü sergi alanında oluşturulan başarı tünelinde sergilenecek. TET Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Atilla Eren, Proje Baharı’nın yeni ve uygulanabilir fikri olan girişimciler için önemli bir fırsat yarattığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan sektörlerin başında geliyoruz. Türkiye’de başarılı girişim örneklerinin artacağına inanıyoruz ve gerçekleşmesi için de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Etkinliğimize katılanlar projelerini tanıtmanın yanı sıra önemli bir network yaratma imkânına sahip oluyor. Bu yönüyle ödül odaklı bir yarışmanın ötesinde bir anlamı var.” Türkiye genelinde Elektrik Elektronik ve Bilişim temalı TET Ar-Ge Proje Pazarına başvurular devam ediyor. Bu yıl beşincisi düzenlenecek etkinliğe son başvuru tarihi 12 Şubat 2016. Türkiye’nin teknolojideki gücünü temsil eden TET’in geleneksel hale getirdiği ve Proje Baharı olarak da anılan etkinlikte; Bilgi ve İletişim Teknolojisi Uygulamaları, 136 TET Proje Baharı ile ilgili detaylı bilgi almak ve başvuru koşullarını öğrenmek için http://www.tetprojepazari.org/ tr/ ile https://www.facebook.com/turkishelectrotechnology adresleri ziyaret edilebilir. YAYIN DÜNYASI YAYIN DÜNYASI Güç Elektroniği Çeviriciler, Uygulamalar ve Tasarım Yazarların›n Ad›: Ned Mohan, Tore M.Undeland, William P. Robbins Türkiye’de güç elektroniği sanayii hızlı bir ilerleme göstermiş; kesintisiz güç kaynağı, motor kontrolu, endüksiyonla ısıtma, elektrikli ev aletleri, otomotiv ve tekstil gibi geniş bir alanda tasarım ve üretim yapan firmalar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yurtdışından gelen sistemlerin çoğunda güç elektroniği teknolojisi kullanılmaktadır. Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunlarının belirli bir kısmı bu sektörlerde istihdam edilmektedir. Otomatik Kontrol Sistemleri Yazarların›n Ad›:Benjamin Kuo Genç mühendislerin elinden düşmeyen bu kitabın temel özelliği, geleneksel konuları basit bir dille ele alması, anlatımını uygulamaya yönelik örneklerle desteklemesi ve her baskıda yeni konuları bünyesine alarak sürekli güncel kalabilmesidir. Yaklaşık 50 yıldır kendisini otomatik kontrol sistemlerinin uygulamalarına adamış, tecrübeli bir araştırmacı ve mühendis Benjamin C. Kuo tarafından kaleme alınmıştır. Yazarın en önemli özelliği bilimsel çalışmaları yanında, yıllardır sürdürdüğü eğitim hizmetinde otomatik kontrole çok sayıda kitap kazandırmış olmasıdır. İlk baskısı 1962’de yapılmış olan bu kitap, 60’lı yıllarda mühendislik eğitimine başlayan ve bugüne kadar aynı yolu izleyen pek çok öğrenciye otomatik kontrolü sevdirmiş, öğretmiş ve çalışma alanı olarak geniş bir öğrenci kitlesinin otomasyona yönelmesine neden olmuştur. Güç elektroniği konusu, başta İ.T.Ü. olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversitede çeşitli isimdeki derslerle öğretilmektedir. Bu derslerin bir kısmı Türkçe olarak verilmektedir. Hangi dilde verilirse verilsin bir Türkçe kitabın gerek eğitim öğretimde gerekse uygulamalı mühendislikte çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. ISBN: 978-975-8431-99-1 B. Y›l›: 2003 Sayfa Say›s›: 896 Fiyat›: 45,00 TL 140 ISBN: 9789757860945 B. Y›l›: 2013 Sayfa Say›s›: 944 Fiyat›: 50,00 TL 141 reklam indeks i Firma Adı No ■ ABB 1-39-59 Firma Adı ■ MEDEL No ARKA İÇ KAPAK ■ ANKIROS 117 ■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 55-63 ■ AUTOMECHANICA 111 ■ SOYLU OTOMASYON ■ BETA ELETROMEKANİK 133 ■ NEUGART ■ B&R ENDÜSTRİYEL OTOMASYON 5 15 ■ SCHUNK ■ E3TAM 93 ■ SIEMENS ■ EKSEN AJANS 123-138 41 ■ RLC GÜNLERİ ■ CLPA TURKEY ÖN İÇ KAP. 109 ARKA KAPAK 3-51 ■ WIN AUTOMATION 2016 115 ■ ELİMKO 69 ■ WIN METAL WORKING 2016 ■ EMİKON OTOMASYON 50 ■ WORLDCHEM 139 ■ ENOSAD 24 ■ YAĞMUR FUARCILIK - 3T 2016 135 ■ ENTEK 25 ■ YTÜ - YILDIZ SAVAŞLARI 2016 137 ■ EMKO 81 ■ TOK - SSSC 2016 & TDS 2016 78-79 ■ İTÜRO 68 ■ TOK - CTS 2016 ■ MEDEL 4-73-89 85 112-113