Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Transkript
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru [1] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru [2] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 0666 SORU ve CEVAP (TEK İMAM İKİ MEZHEP) Hüseyin www.mezheplerittifaki.com Diyarbakır-2013 [3] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru MİZANPAJ Aksa Grafik 0412. 224 22 26 BASKI: Zekisan Matbaa ve Kırtasiye 0412. 226 71 79 [4] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Hz. MUHAMMED (s.a.v.) Abdullah ile Âmine’nin evliliğinden M. 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de doğdu. Üstün insan anlamına gelen Muhammed ismini dedesi Abdulmuttalib koydu. Kur’ân-ı Kerim’de bu isim geçer. Diğer Kutsal Kitaplarda aynı manaya gelen Ahmet ismi ile anılır. Künyesi Ebu’l Kasım’dır. Süt annesi Halime, süt kardeşi Şeyma, süt babası Haris’tir. Sütannede dört yıl kalmıştır. Şakk-ı Sadr veya Şerh Sadr bu esnada olmuştur. Altı yaşında annesiyle Medine’ye dayılarının yanına ve babasının kabrini ziyarete gitmiştir. Dönüşünde annesi Âmine Hatun Ebva köyünde vefat etmiştir. Ümmü Eymen onu Dedesi Abdulmuttalib’e emanet etmiştir. Sekiz yaşında Abdulmuttalib vefat edince, Amcası EbuTalib’in himayesinde kalmıştır. TİCARİ HAYATA ATILMASI: Ebu-Talip ve eşi Fâtıma, Muhammed’e çok iyi baktılar. 8-13 yaşlarında ticari hayata amcasıyla başladı. Suriye ve Yemen’e ticaret maksadıyla gitti. Bahira adındaki bir Rahib Ebu Talib’i uyararak, O’na dikkat etmesini tavsiye etti. FİCAR HARBİNE KATILMASI: Gençlik döneminde bu savaşa sadece amcalarına atılan okları toplayarak yardım etmek şeklinde katılmıştır. Hiç ok atmamış ve kan dökmemiştir. HILFU’L FUDUL BOYKOTU: Başta Ebucehil olmak üzere bazı art niyetli tüccar, Mekke girişinde dışarıdan gelen tacirlere kötü muamele ediyorlardı. Bu tür çirkin olaylarda haksızlığı önlemek için bir direniş yapılmıştı. Hz. Muhammed bu direnişe de katılmıştır. Mİ’RAÇ: Recep ayının 26-27 gecesinde 621 yılında olmuştur ve şu hükümler teşri kılınmıştır: 1- Allah’a hiçbir surette şirk (ortak) koşmayınız. İslam akidesinin esası budur. 2Anaya, babaya hürmet ve itaat ediniz. 3- Hısım ve akrabanın, fakir ve yoksulların, yolcuların, gurbette kalmış kimsesizlerin haklarını veriniz. 4- İsraf etmeyiniz. 5Çocuklarınızı geçim derdinden dolayı öldürmeyiniz. 6- Zinaya yaklaşmayınız. 7- Haksız yere kimseyi öldürmeyiniz. 8- Yetimlere iyi muamele ediniz. 9- Verilen sözü tutunuz. Ahde vefa gösteriniz. 10- Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat ediniz. Eksik ölçüp, noksan tartmayınız. 11- Bilmediğiniz bir şeyin ardına düşüp körü-körüne onu takip etmeyiniz. Araştırınız. 12- Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürümeyiniz. [5] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru HZ. HATİCE İLE EVLENMESİ: Asil, zengin ve iffetli bir insan olan Hatice’nin ticaret işlerine yardım ediyordu. Hz. Hatice ile evlendi ve mutlu bir aile hayatını paylaştılar. Bu evlilikten Abdullah, Kasım, Zeynep, Rukiye, Ümmügülsüm, Fatma adında çocukları dünyaya geldi. KÂ’BE HAKEMLİĞİ: Sel ve yangınlarla harap olan Ka’be tamir ediliyordu. Sıra Hacer-i Esved’in konmasına gelince bu şeref paylaşılamaz olmuştu. Kabe’ye ilk gelenin hakemliğinde bu problem çözümlenmeliydi. Ve o gelen Hz. Muhammed’di. Bir yaygı üzerine konan taş bütün kabile reislerince duvar hizasına kaldırılmış, Hz. Muhammed de mübarek eliyle onu yerine yerleştirmiştir. PEYGAMBERLİK VE İLK VAHİY: 610 yılında Hira Nur Mağarası’nda Ramazan ayının Kadir gecesinde “Oku” emriyle ilk Vahiy gelmiştir. İlk Müslümanlar: Hz. Hatice, Hz. Ebu bekir, Hz. Zeyd ve Hz. Ali’dir. HABEŞİSTAN’A HİCRET: 615 yılında Cafer-i Tayyar başkanlığında 1. defa 105 kişilik bir Müslüman muhacir Habeşistan’a hicret etmiştir. MÜSLÜMANLARIN BOYKOT EDİLMESİ: Miladi 617-620 yıllarında 3 yıl süre ile Şi’b-i Ebi Talib mevkiinde Müslümanlar zorla boykota tabi tutulmuştur. Bu esnada peygamberimizin eşi Hz. Hatice ve amcası Ebu Talip vefat etmişlerdir. Bu seneye hüzün yılı denir. TAİF’E YOLCULUK: Peygamberimiz Mekke’ye 2 günlük mesafedeki Taif’e giderek, İslam’ı orada yaymak istemiştir. Ancak şehre sokulmamış üstelik taşlanarak geri dönmüştür. [6] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru AKABE BİATI: M. 621 yılında Rebiül-evvel ayının 12. Gününde Mekke’den Medine’ye 8-10 günlük bir yürüyüşle gerçekleşmiştir. İlk mescit Kuba köyünde yapılmış, Peygamberimiz daha sonra Sa–limoğulları yurduna geçerek ilk Cuma namazını burada kıldırmıştır. MEDİNE DÖNEMİ: Peygamber Efendimize Medine’de yerleşmesi için bir arsa üzerine Mescid-i Nebi inşa edilerek bitişiğinde de odalar yapıldı. 10 Dinara 2 yetim çocuktan satın alınan bu arsaya temeli taş, duvarları kerpiç, direkleri hurma ağacı, çatısı hurma dallarından ve zemin çakıl üzerine kum ile kaplanarak bugünkü Mescid-i Nebevi’nin ilk hali gerçekleştirildi. (M. 623) 629’da minber ve mihrap yapılmış, 630 yılında iç aydınlatması sağlanmıştır. İLK EZAN: 623 yılında okunmuş, 624 yılında da kıble değişmiştir. İLK SERİYELER: Küçük askeri birliklere Seriyye denir. 1- Hz. Hamza başkanlığındaki Seriye 30 kişi idi, 2- Ubeyde B. El Haris Seriyyesi 60 kişi, 3- Sa’d B. Ebi Vakkas Seriyyesi 10 kişi, 4- Abdullah B. Cahş Seriyyesi 8 kişi idi. BEDİR SAVAŞI (624): Ebu Sufyan Başkanlığındaki 1000 deveden oluşan kervanın basılacağı bahanesi ile savaş çıkmıştır. Bedir mevkiinde Kureyş müşrikleri ile Medineli Müslümanlar arasında olmuştur. 312 kişi Peygamber ordusu, 1000 kişi müşrik ordusu idi. Bu savaşta Müslümanlardan 14 şehit, müşriklerden 70 ölü vardı. En önemli sonucu esirlerden okumayazma bilenler, okuma yazma bilmeyen Müslümanlara okuma-yazma öğretirlerse serbest kalacaklardı. UHUD SAVAŞI: 625 yılında 3000 kişilik müşrik ordusu Medine’ye hücum etti. 700 kişilik İslam ordusu Hz. Peygamberin komutanlığında Uhud Mevkiinde meydan muharebesi yaptı. Peygamber–imizin kesin talimatına uyulmaması sonucu kazanılan zafer, bir ara şaşkınlık yarattı. Müslümanlardan 70 Şehit, Müşriklerden de 20 ölü vardı. Hz. Hamza Şehit edilmişti. [7] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru MUSTALİK SAVAŞI VE MAUNA FACİASI: Medine civarındaki kabileler zaman zaman din öğrenmek için öğretmen talep ediyordu. 10 kişilik Kur’an öğretmeni Adl ve Karre kabilelerine Kur’an öğreticisi olarak giderken ani bir saldırıya uğradılar. Bu saldırı sonucu 7’si orada şehit edildi. 3’ü de Mekke’de işkence ile öldürüldüler. 626 yılındaki bu faciaya Mauna kuyusu yakınlarında olduğu için Mauna faciası denir. Mustalik Savaşı ise Medine’ye cephe alan Mustalik Yahudileri gizliden gizliye Mekke’ye yardım ve ajanlık yapıyordu. Peygamberimiz 1000 kişilik bir orduyla ani bir baskın yapıp düşmanı dağıttı. 5000 koyun, 2000 deve ve 700 de esir alındı. Hz. Aişe’ye “İFK” iftirası bu savaşta atıldı. HENDEK SAVAŞI (626): Selman-ı Farisi’nin teklifi ile Medine’nin etrafında 5 km. uzunluğunda (4.5 m – 9m) genişliğinde bir hendek kazıldı. 10.000 kişilik Müşrik ordusu 27 gün süre ile Medine’ye taarruz için bekledi. Müslümanlardan 6 şehit, Müşriklerden 8 ölü ile perişan bir vaziyette Müşrikler dağılıp geri döndü. HUDEYBİYE BARIŞI (6 NİSAN 628): Umre yapmak ve anayurdu ziyaret etmek müjdesini alan Müslümanlar yanlarına hafif silahlar alarak Mekke’ye yürüdüler, ancak istenen olmadı. Bir anlaşma imzalanarak 1 yıl sonra gerçekleştirilmek üzere karar verildi. Ancak anlaşma şartları Müslümanların tamamıyla aleyhine idi. Şerden hayır doğdu… MEKKE’NİN FETHİ (1 OCAK 630): Arabistan’da Mekke ve Taif dışında hemen hemen bütün kabileler İslam’ı seçmişti. Mekke ticaret yollarının kesilmesi, Müslüman Arap kabilelerinin Mekke’yi dışlaması, bunun yanında Peygamberin amcası Hz. Abbas’ın Mekke’deki İslami faaliyetleri Mekke’nin fethini kolaylaştırmıştı. 10.000 kişilik İslam ordusu Mekke’yi muhasara etti. Mekke’nin reisi Ebu Süfyan, Hz. Abbas ile buluşarak Peygamberimizle görüşme istedi. Netice olarak kan dökülmeden Mekke feth edildi. Kâbe’deki putlar kırıldı. Topluca namaz kılındı ve Umre yapıldı. HUNEYN SAVAŞI: Aynı yıl Taif yolu üzerinde Huneyn Vadisinde büyük bir harf oldu. 12.000 kişilik İslam ordusu dağıldı. Peygamberimiz tek başına harp meydanında kalakaldı. Onu gören Hz. [8] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Ali, Hz. Abbas, Hz. Ebubekir hemen korumak için etrafını sardılar. İlahi bir yardım gün gibi aşikardı. Birdenbire manevi bir ordu takviyesiyle talih Müslümanlara güldü. Çok ganimet ve esir alındı. Peygamberimizin süt kardeşi Şeyma da esirler arasındaydı. Peygamberimiz kendisine çok iltifat etti ve serbest bıraktı. Bunu gören Huneyn’liler toptan Müslüman oldular. Peygamberin izni ile esirleri iade edildi. Malları dağıtıldığı için iade edilemedi. TAİF MUHASARASI: Aynı savaşın uzantısı gibidir. Sağlam surlarla çevrilidir. Muhasara gücüne sahip olmayan İslam ordusu muhasarayı kaldırmak zorunda kalmıştır. Daha sonra Taif toptan İslam’ı seçmiştir. VEDA HACCI (NİSAN 632): Peygamberimizin ilk ve tek haccıdır. İslam’ın prensipleri burada tamamlanmıştır. Peygamberimizin de vefatının yaklaştığı hissedilmiştir Ve Peygamberimiz: “Ey Ashabım! Sözlerimi iyi dinleyin; belki burada bir daha tekrar buluşamayabiliriz” diyerek onlara veda ediyordu. PEYGAMBERİMİZİN HASTALIĞI, ÖLÜMÜ VE DEFNİ (8 Haziran 632): Peygamber efendimiz, hacdan dönünce ilk iş olarak Uhud şehitlerini ziyaret etti. Onlara dua etti. Başında ağrı ve şiddetli ateş nöbetleri geliyordu. Bir seferinde “Allah kulunu dünya ile kendisi arasında muhayyer kıldı. Kulu da O’na kavuşmayı tercih etti.” buyurdu. Bir başka gün, “Ey insanlar, benim öleceğimi düşünüp telaşa kapılacağınızı duydum. Fani dünya hangi peygambere kaldı ki, bana kalsın. Biliniz ki, ben Rabbim’e kavuşacağım; siz de bana kavuşacaksınız. Buluşacağımız yer, Kevser Havuzu’nun kenarıdır. Orada benimle buluşmak isteyenler ellerini, dillerini günahtan çeksinler.” Buyurdu. 5 gün sonra da Hz. Ebubekir’in namaz kıldırmasını emretti. Çok hâlsiz ve bitkindi. Hz . Âişe’nin odasında onun kucağında 8 Haziran 632 günü öğle ile ikindi arası ruhunu teslim etti. Hz. Ali yıkadı, Hz. Ebubekir namazını kıldı. Bütün Müslümanlar, hanımlar ve köleler de dahil cenazesinde hazır bulundu. Öldüğü yere, Hz. Âişe’nin odasına defnedildi. Hak kendisinden razı oldu. Mevla bizi de şefaatine nail eylesin… Amin!... [9] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SORULU - CEVAPLI FIKHÎ KONULAR بسم ﷲ الرحمن الرحيم رب العالمين والصالة والسالم علي رسولنا محمد وعلى اله وصحبه اجمعين الحمد Allah’ın takdiridir ki Türkiye’nin her bölgesindeki cami ve mescitlerde Hanefi ve Şafii Müminler aynı imama uyarak namaza dururlar. Bu cema’atlerde Tekbirler alınırken ellerin, şahadet getirilirken parmakların, selam verilirken başların beraber hareket etmesi herkesçe arzu edilmektedir. Ama ne hikmettir ki bu ahenk için gösterilen çabalar hep sonuçsuz kalmıştır. Bir zaman islam âleminin veliyyü’l Emri olan Harun Reşit, döneminin en büyük alimi İmam Malik’e fermanvari bir mektup yazmış ve mektubunda “El-Muvatt’a adlı hadis kitabını çoğaltıp İslam diyarına göndermesini ve herkesin onunla amel etmesini emredelim” demiştir. İta’ati vacip olan o emirin teşebbüsü temenniden öteye geçememiştir. Çevremizde Maliki ve Hanbeli mezhebi mensupları bulunmadığından yalnız Hanefi ve Şafii mezheplerinin ihtilaf noktalarını özetleyip “EVET ve HAYIR” ile cevaplandırılabilecek sualler haline getirmek ve “bu bapda ihtilaf bu kadardır” burada yazılı olmayan bütün meselelerde “ittifak vardır” diyerek mümin kardeşlerimize özellikle imamlarımıza “ihtilaf telaşına kapılmayınız ve biliniz ki bildiğiniz mezhepte hüküm ne ise kardeş mezhepte de aynıdır” güvenini vermek amacıyla bu kitapcık yazılmıştır. Bu kitapcıkta yazılanlardan ziyade yazılmayanların ittifaki oldukları vurgulanmaktadır. İleride hocalarımızın bu metod üzerine daha geniş ve faydalı eserler yazacaklarını umarak konuya girmeden önce 11 esası zikretmekte fayda görüyorum. En Çok İstifade Edilen Önemli Kaynaklar şunlardır: Reddü’l-Muhtar (İbn-i Abidin) Tuhfetü’l - Muhtac (İbn-i Hacer) El-İhtiyar (Abdullah El Musili El Hanefi) El Mezahibü’l - Erba (Abdurrahman-i Ceziri) [10] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru AÇIKLANMASI UYGUN GÖRÜLEN ON BİR ESAS ESAS-1: İTTİFAK - İHTİLAF İttifak, dini teferruatta aynı görüşte birleşme ve onu paylaşma anlamını verirken; ihtilaf, aynı görüşte ters düşmek ve onu paylaşmamak anlamını ifade eder. Yani ikisi zıt anlamlı kelimelerdir. Fıkhî meselelere bakıldığı zaman bazen ittifakın, ihtilaf şeklinde yansıdığı görülmektedir, işte buna dikkat etmek gerekir. Bunun sebebi ise, ifade veya te’amül ya da tercih farklılığıdır. Örnek 1: Şafii metin kaynaklarında, “İmam, rükuda veya son celsede iken, mescide giren birinin iltihakı için rükuunu veya son celsesini uzatabilir.” denilmektedir. Hanefilerde ise, “uzatamaz” deniliyor. Ama konuyu detaylı ele alan metin şerhlerine bakıldığında, her iki mezhebin de görüşünün aynı olduğu görülür. Zira Hanefiler; “ 1- Gelen kişi içeriye girmişse, 2- Şahıslar arasında fark gözetilmiyorsa, 3- Uzatma fazla olmazsa, Hayra katkı olduğu için imam rükuunu veya son celsesini uzatabilir” diyorlar. Şafiiler de aynı şartlarla aynı görüştedirler. Örnek 2: Hanefi metinlerinde “satranç oynamak haramdır” diye yazılıyor. Şafii metinlerinde ise, “haram değildir” deniliyor. Detaylara inen kimi şerhlerde ise Hanefiler: Satranç : 1- Vazgeçilmez müptelalık bir hal almamışsa, 2- Vaciplerin terkine sebep olmuyorsa, 3- Galip ile mağlup arasında kumar oluşturmuyorsa, oynamasında bir beis yoktur.” diyorlar. Şafiiler de, “belirtilen üç olumsuzluktan biri söz konusu olursa, satranç oynamak haram olur” diyorlar. Bundan anlaşılıyor ki her iki mezhebin de görüşü bu konuda aynıdır. Oyunlarla ilgili Şafii’lerin metodolojik bir kuralı vardır. O da şudur: “Zihni jimnastik sağlayıp ferasetin gelişimini sağlayan oyunları oynamak, belirtilen üç şartla helaldir. Ekseni, şans ve talih gibi oyunlar abesle iştigal olduğu için haramdır.” Te’amül farklılığına bir örnek: Şafiilerin bulunduğu bölgelerinde cenaze namazı caminin içinde kılınır; Hanefi bölgelerinde ise yağmurda, çamurda bile caminin dışında kılınır. Oysa her iki mezhebin de bu konuda fıkhi hükmü aynıdır. [11] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Tercih farklılığına bir örnek: Şafii mezhebinde vitir namazı vacip değildir. Hanefi mezhebinde de Ebu Yusuf ve Muhammed’in tercihi böyledir. Bunun gibi Şafiilerin de “Vitir namazı vaciptir” diyen mercuh bir kavli vardır. Vel’hasıl her mezhebin temel görüşü mukabilinde kardeş mezhebin asıl görüşüne uygun bir yan görüşü de vardır. İttifak ve vifak rahmettir. Ya ihtilaf ne olur? (Bakınız 2. Esasa) Aslında bu konu incelendiğinde ihtilaf noktaları o kadar az görülür ki, “ihtilaf yoktur” dense abartı olmaz. Ama ne fayda ki kendimizi, amiyane hareket etmek zorunda görüyoruz. Çünkü mezhepler arasında yüzeysel bir ihtilaf sürüp gidiyor. ESAS-2 : MUHTELİF – MUHALİF (ÇEŞİTKEN - KARŞIT) {“ }اختالف االمة رحمةÜmmetin ihtilafının rahmettir” ifadesi bir eserdir, yani hadis değildir, bir fakihin sözüdür. Evet füru’attaki tercih ihtilaf-ı ümmet için bir vüs’attır, bir rahmettir. Mesela: Hanefi bir bayanın refakatinde kocası veya bir erkek mahremi yok ise Şafii mezhebine taklit ederek hacca gider. Şafii bir bayan da velisiz olarak Hanefi mezhebine takliden kendi ifadesiyle iki şahit huzurunda nikâh akdini kıyar. Eğer bu söz haber ise ki öyle bir görüş de vardır şekli şöyledir: {“}اختالف أمتي رحمةÜmmetimin ihtilafı rahmettir” (*) İhtilaf, mezhepler muhalefeti anlamında değildir, çünkü o asırda mezhep yoktu. Ancak ümmetin fertleri yekdiğerine halef olacak. Muhtelif {افواجا } ümmetin çeşitli kavimlerden ً oluşup ittifak etmesi, mozaik oluşturması bir zenginliktir, bir rahmettir anlamındadır. Hilaf ve muhalefet çelişme ile çekişmenin bulunduğu yerde ne rahmet olur ne de ümmet. Çelişkili bir söz hâşâ hadis olamaz. Hz. Ali - Muaviye, Emin - Memun, Osmanlı - Arap çekişmesi ümmeti içten kemirmedi mi? Aklın yolu birdir. İttifak, itilaf yekvücut olmak rahmettir. İhtilaf ise felakettir. (*) Hadis kitaplarında hadis olarak geçmektedir. Evet dediğin gibi mezhepler ihtilafi değil. Fakat ictihat ve düşünce ihtilafı kast edilmiştir. Çünkü bütün ilerleme ve gelişmeler fikir hürriyetine dayanmaktadır. Fikir hürriyetinin bulunmadığı bir toplumun kör bir taklit ve taassupla bir yere varması mümkün değildir. Bundan dolayı Peygamber (s.a.) bu fikir hürriyetini ümmetine rahmet saymıştır. İbrahim AZARKAN [12] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ESAS-3: TAKVA - FETVA Mezhepler arasında takva ve fetva terazisi kurulmalı ve takva tercih edilmelidir. Takva hem Hanefi hem Şafi’i mezhebine riayet etmektir. Bu riayet ve cem-i mezahip her iki mezhebin de tavsiye ettiği ve { }خروجا ً من الخال فdediği bir menduptur. Dindar bir Hanefi, Şafii’nin caiz görmediği bir ibadetle iktifa etmez, keza dindar bir Şafii Hanefi’nin haram gördüğü tilki ve kirpi etini yemez. Ancak ikisine birden riayet etme imkanı olmayan çelişkili yerlerde herkes kendi mezhebine riayet eder, o da yüzeyseldir. Abdestte enseyi mesh etmek gibi… İmam Fahreddin-i Razı'ye “Sorumluluğu büyük olan imamlığa neden razı olduğunu” sormuşlar. O da, “Me’mum olup Fatiha’yı okusaydım Hanefi’ye, okumasaydım Şafii’ye muhalif düşerdim. İmam iken her ikisine de muvafık olurum diye imam olmayı tercih ettim” demiştir. Abdestte başın asgari kısmını mesh etmek Şafii’nin fetvasıdır, çeyreğini mesh etmek Hanefi’nin fetvasıdır, hepsini mesh etmek ise her dört mezhebin ittifakı ve takvasıdır. ESAS-4: İMAM - İ’TİMAM {" }انما االمام ليؤت ّم بهİmam ancak kendisine uyulması için imamdır" denmiştir. iktida i’timamı yani imama uymayı gerektirir fakat imamın mezhebine girmeyi gerektirmez. Mezhebi muhalif bir imama iktida eden cema’atlerimiz kendi mezheplerinin adabını uygularlar. O anda imamın mezhebinin şeraitini uygulamaya hazırlıklı olmaları tasavvur edilemez. Ama imamımız hazırlıklı olmalıdır, cema’atin namazına halel verecek ahvalden kaçınmalıdır. Bu riayet ağır bir külfet değil, kendi mezhebinin azimetidir, yani imam kendi mezhebinin ruhsatlarına inmezse, azimetleri uygularsa kardeş mezhep mensubu olan cema’atin namazına halel gelmez. “Canım cema’at mi imama uyar, imam mı cema’ate uyar” deyip riayetten sıyrılmak ya ta’assup, ya inkâr veya cehalettir. İmamlarımız bu hastalıkların üçünden de münezzehtir. ESAS -5: RUHSAT – AZİMET Kendi mezhebinin azimet ve ihtiyatını yerine getiren herkes kardeş mezhebe uygun düşer. cema’atinde Şafii bulunan Hanefi bir imamın her rekâtta besmeleli bir Fatiha okuması hem kendi mezhebinin azimeti hem riayetin gereğidir. Ama tekbirlerde el, şahadette parmak kaldırmak gibi mendublerde herkes kendi mezhebine uyar. Ne imamın riayetine ne me’mumun tabiiyetine halel verir. Şafii bir imamın Hanefi’ye takliden bunları terk etmesinde beis yoktur. [13] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ESAS-6: HÜSN-İ ZANN {“ }ان بعض الظن اثمZannın bir çoğu günahtır” ayeti mucibince İmamlarımız hakkında iyi düşünmek lazımdır, şekk ve şüpheler namazımıza halel vermez. Şafii bir imamın gusülde mazmaza yapmaması, abdestte başının çeyreğinden az mesh etmesi, kandan, kusmadan dolayı abdestini tazelememiş ihtimalini beslemeyelim. Keza Hanefi bir imamın da abdestte riayyet etmediği şüphesi veya Fatiha’da besmele çekmediği ihtimali Şafii cema’atin namazına halel vermez. Dikkat: Ey Hanefi imam, sesli namazlarda ikinci rekâta kalktığında bir besmele miktarı sessizlik geçirmeden kıyama kalkar kalkmaz hemen El’hamdu’ya başlar ve son iki rek’âttaki kıyamın bir Fatiha sığmayacak kadar kısa ise Şafii cema’atın hüsn-ü zannına mahal kalmaz. {“ }إتقوا مواقع التھمzann yaratacak durumlardan sakının” denmiştir. “Cemaat imama uyar” sözü doğrudur ama, eğer imam imamlığını bilirse “imama uyulur” demek hakkına haiz olur. İmamın namazı hem kendi mezhebine hem cema’atın mezhebine göre sahih olmalıdır. Her iki mezhep de bunu şart koşuyor. Yoksa cema’atın namazı fasit olur, Vebal… ESAS-7: TAKLİD - ZARURET Taklit için zaruret kaydı yoktur. {“ }االضرورات تبيح المحظوراتZaruri haller sakıncali işleri mubah kılar” yani durup dururken zaruret olmadan da taklit yapılabilir. Çünkü zaruri hallerde ne mezhep kalır ne taklit, ne hüküm ne haram. Taklidin iki amacı vardır: 1. Bir konuda bir mezhebin görüşü daha faydalı olur, o mezhebe uyulur. Şafii’lerin fitreyi buğday olarak değil Hanefi’ye uyup, para olarak vermeleri gibi ve Hanefi’lerin haraciye arazide ektikleri ekinler konusunda Şafii’ye uyup (öşür) toprak mahsullerinden fakirlere pay vermeleri gibi. 2. Bir konuda bir mezhebin görüşü daha kolay olur, ona taklit edilir. Yaralı, bereli, sargılı bir Şafii’nin abdestte ve teyemmümde Hanefi’yi taklit etmesi ve dişleri kaplı bir Hanefi’nin gusülde Şafii’yi taklit etmesi ve genç Hanefi’nin sıhri (kayınlık) mahremiyette Şafii mezhebini kabullenmesi gibi. (Bkz. Nikah, Mahremler Babına). Evet, taklit için bazı şartlar ileri sürülmüştür. 1. Her mezhepten kolayını seçmemek. 2. Bir meselede müte’addit mezhepleri uygulamamak. 3. Telfik yapmaktan kaçınmak gibi. Ama bu şartların hepsi de çelişkiye düşüp mezheplerin dışına çıkmamak, melez bir mezhebi ihdas etmemekte birleşir ki buna taklit denmez, telfik denir, o da caiz değildir. Mesela: başının tamamını mesh etmemiş bir Hanefi veya bir Şafii’nin Maliki’ye uyarak köpeğin yaladığı bir seccade üzerinde namaz kılması caiz olamaz. Evet, taklidin asıl amacı ya takvadır veya fetva ve kolaylıktır. Ama çelişen iki kolay kullanılamaz. [14] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ESAS- 8: TEVFİK – TELFİK Mezheplerin takvaya dair görüşlerini bir araya getirip muvafakat etmek, abdestli bir Şafii’nin burnunun kanamasından dolayı “Abdestim hak bildiğim Hanefi mezhebine göre bozulmuştur.” diyerek abdest alması taklitten ziyade tevfiktir. Keza abdestli bir Hanefi’nin elinin içi tenasül uzvuna değdiği için Şafii’ye ters düşmemek amacıyla abdest alması da mezhepler birleşimidir, tevfik ve takva gereğidir. Ama her iki olayı geçiren abdestli bir kimse, birinde Şafiye, diğerinde Hanefi’ye uyarım diyerek namaza durması taklit değil tefliktir, o her ikisinde de abdestsizdir. Bir misal daha; mürtet olan bir Hanefi İslam’a dönüp iddetinin bitmesini beklemeden baldızıyla evlenirse ve Şafii’ye göre “eski eşim de raciyyedir onu da nikâhlı eşim olarak kabul ederim” derse iki kız kardeşi aynı anda, aynı kişinin nikâhı altında cemettiği için her iki mezhebin de dışına çıkar ve meali açık olan ayete ters düşer. Ama iddet bitmeden İslam’a dönen mürtet, bir Şafii mezhebine göre “eski nikahım devam etse ve eşim raciyye ise de Hanefi mezhebine göre bainedir, eski nikâhın hükmü kalmamıştır” diyerek yeni bir nikâh akdi kıyarsa tevfik ve takvayı uygulamış olur. (*) ESAS -9: İCTİHAD – TAKLİD { }ال مذھب للعوامveya {}العامي ال مذھب لهAvam için muayyen mezhep yoktur. o halde taklide ne gerek var? Bu asırda Müctehit mi var ki taklit etsin. Hayır, asrımızın Müslümanları mezheplerin delillerini araştırıp hak gördükleri mezhebi seçmiş değiller, ancak doğup büyüdükleri veya yaşadıkları bölgede uygulanan mezhebe göre ibadetlerini kısmen öğrenip eda ediyorlar. Çelişkiye düşmemek kaydıyla yaptıkları ibadet ve muamelat hangi mezhebe uygun düşerse sahihtir. (*) TECDİD-İ İMAN ve NİKÂH: Bazı camilerimizde Cuma akşamları bu isim altında yapılan tövbe ve istiğfar, amentü ve şahadet elbette ki bir takva gereğidir, duadır, zikirdir, tövbedir. Buna tecdid-i iman tabiri uygun gelirse de tecdid-i nikâh diye bir ibadet yoktur. Evli bir kimsenin ağzından bir küfür kelimesi çıkmış olabilme ihtimali nikâhı gidermez ki tazelesin. O ihtimal şekke, nikâh ise yakine dayalıdır. Şekk yakini iptal etmez. Bu ihtimale binaen talak fetvasını verenlerin kulakları çınlasın. Ancak riddet tahakkuk etmiş ise nikâh gider. Şafiiolan sözlü veya fiili olarak ricat ederek eski nikâhına devam eder. Hanefi olan ise nikâhını tazeler. Yani yarı baine haline gelmiş eşiyle idde bitimini beklemeden (çünkü idde sahibi odur) ve araya hülleci girmeden iki şahit huzurunda yeni bir mehr-i misil ve yeni bir nikâh akdi ile nikahını tazeler. Eğer Hanefi bu işlemi yapmadan Şafii’ye uyarak ricat ederse bu fetvadır. Şafii, Hanefi’ye uyup bu işlemi yaparsa takvadır. İmamın dua ve amentüsüne âmin demekle nikâh tazelenmez. Fakat Hanefi mezhebinde bir kişi nikâh veya herhangi bir akdin her iki tarafını temsil eder. Bunu bilen kişi eşinden vekalet almış ise ve bu esnada şahitlik amacıyla yanında oturan iki kişiye duyuracak bir sesle “kendime asaleten, karıma vekaleten” icap ve kabulü yaparsa işte böylece tecdid-i iman esnasında nikahını tazeleme sırrına nail olur. [15] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Hatta verdikleri hüküm ve fetvalar da hiç bir mezhep mensubu tarafından reddedilemez. Yani Hanefiler ne kadar Hanefi iseler o kadar da Şafii’dirler. Şafii’ler de öyledir. Bize Şafii veya Hanefi demek yerel, sun’i ve yüzeysel bir tabirdir. Filhakika mezhepler arasında ihtilaf yoktur. İhtilaf varsa da bize muayyen bir mezhep yoktur ki diğer bir mezhebe geçmemiz tasavvur edilsin ve buna taklit veya nakl-i mezhep densin ve taklidin şartları aransın. Taklit ancak muctehitler için tasavvur edilebilir. Taklit amelin başında ve esnasında caiz olduğu gibi amelden sonra da caizdir ve vak’atü-lfetva ve vaka’atu-lhaldir. Şafii mezhebinin birinci adamı Muhammed Bin İdris(r.a), Ebu Hanife’nin mezarına yakın bir yerde sabah namazını kılmış. Çok önemli gördüğü ve terkinden dolayı nedben secde gerekir dediği konutu o imamın ictihadına saygı göstererek mezardaki o müteveffa imama takliden terk etmiştir. Yine mezhebinin ikinci adamı Yakup Ebu Yusuf (r.a) hamamda yıkanıp Cuma namazını imam olarak kılmış, sonra hamamın havuzcuklarında ölü fare ve dışkısının bulunduğunu öğrenince ne kendi namazını iade etmiş ne de cema’ata gelin taklit edin demiştir. Sadece -biz de Medineli kardeş–lerimizin kulleteyn hakkındaki kavline temessük ederiz- demekle yetinmiştir. İşte müctehidin yaptığı taklid-i badel-amel budur. { } تقليد بعد العمل ESAS-10: KALE - KİYLE {... } قال الله وقال الرسول Yüce dinimizin sırat-ı müstakimi, asıl yolu birdir, akla uygundur. Aklın yolu bir olduğu gibi hak yol da birdir, akılların birikiminden oluşan ilim mahsulünün reddetmediği bir yoldur. Yoksa herkesin aklına göre çizeceği değişik yollar değildir. İşte o ana caddenin paralelinde derece derece söylentilere düşmek de o caddeye ters düşmekten iyidir. Hak yola meydan okumak, ona isyan etmekten ise şer-i kileye hatta şer-i (hile) ye skandal anlamında değil. Şeri’atta dolaylı bir yol, bir çare bulmaya çalışıp ona tutunmayı istemek daha iyidir. Bu yollara başvuranlara hâşâ “Allah’ı aldatmaya mı çalışıyorsunuz” demek yanlıştır. Bu müminlerde Allah korkusu vardır ki kitabına uydurmaya çalışırlar. Yanlış anlaşılmasın, "bunlar iyidir" deyimi yerinde olmayabilir. “Şeri’ata düpedüz isyan etmeye cür’et göstermek bu yollara başvur–maktan daha fenadır” deyimi daha yerinde olur. O ümitlere misal vereyim. Hz. Eyyüp (as)’a dendi ki: eline bir demet sap al da onunla vur, böylece yeminini yerine getir. Süpürge vuruşu Iskat devrinde azı çok gibi tekrarlamak, bankada mevduatı olan bir Hanefi’nin faizini alırken “burası dar’ül küfürdür” demesi, aynı durumda olan bir Şafii’nin “malum meşrut” gibi değildir. Ben faiz şartını koşmadım, konuşmadım pazarlığı şifahi olarak yapmadım, faiz tek taraflı olarak oluşmuştur. “El-ihsan-ü bil-ihsan”dır demesi [16] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru gibi. Şafii usullerinde bilinen bir şey şart koşulan gibi değil. Hanefi usullerinde ise malum bir şey konuşulmamışsa da şart koşulmuş gibidir. Mesela: borcunu öderken fazla vermeyi adet edindiği bilinen bir kimseye ödünç verenin bu adetinden haberi varsa fazla para alması haramdır. Keza muhtaç olan bir kimsenin arabasını peşin 100 TL’ye alıp va’deli olarak ona 150 TL’ye satmak ki buna (Bey’ül’ine Le’ine) denir, haramdır. (*) ESAS-11: MÜFTİ - MÜSTEFTİ {“ }المفتي يفتي علي مذھبه ال علي مذھب المستفتيMüftü, müsteftinin mezhebine göre değil, kendi mezhebine göre fetva verir.” kavramı asrımızda geçerliliğini yitirmiştir, çünkü fetva ehli kalmamıştır. Ancak sail-nakil vardır. cema’at sual eder imam kitaptan nakleder. Allah’a şükürler olsun ki imamlarımız mensup oldukları mezhebin fıkhi konuları hakkında geniş bilgiye sahiptirler. Fakat kardeş mezhep mensuplarının sordukları suallere onların mezhebine göre verecekleri cevapta zorluk çekerler. Cahilane bir cesaretle onları başından savarcasına bir cevap vermekten hocalarımız münezzehtir. Alimane bir cevap vermek için geniş müktesebata sahip olmayan imamlarımız, kardeş mezhep kitaplarını araştırıp Şafi bir cevap bulmaları büyük bir çaba gerektirir. Her ne kadar mezhepler arasında gerçek bir ihtilaf yoktur, ve biz avamız, her mezhep için mukallidiz, bizim sahip olduğumuz bir mezhep yoktur ki diğer bir mezhebe uymamıza nakl-ı mezhep densin ve taklit şartları aransın diyerek bu zorluktan sıyrılmaya çalışsak da te’amül öyle değildir. Bariz bir ihtilaf cereyan ediyor; ikmimize Hanefilik kimimize Şafiilik yakıştırılmış. Bu ihtilaf şahadet parmağımıza kadar işlemiştir. Şahadet kelimesini Hanefiler abdühu ve rasulühü ile bitirirler. Şafiler rasulüllah ile hitam ederler. İmamlarımız cema’atlerinin suallerine cevap vermek için nakil tercümanlığında zorluk çekerler. İşte bu risalecikte bu iki kardeş mezhep arasında ihtilaf noktalarını hasretmek ve “bunların dışında ihtilaf yoktur” diyerek o tabuyu kırmak amaçlanıyor. Yani okuyucuya şöyle bir güven veriliyor. Bu bapta bu sualler dışında her hangi bir sual ile karşılaşırsan ihtilaf telaşına kapılma. Bil ki bildiğin mezhepte hüküm ne ise kardeş mezhepte de aynıdır. Bu açtığım çığır ve yöntemde inşallah hocalarımız daha faydalı kitaplar yazarlar. (*) Faizciliği teşvik eder - Ahmet YALAR [17] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru TAHARET Her şeyde asl olan taharettir. Necis olduğu kesin olarak bilinmeyen her şey tahirdir. Necisler sayılıdır. Canlı olarak domuz bil ittifak necistir. Cansız necisler sarhoşluk veren sıvı maddeler ve kan taşıyan canlıların leş ve bozuk fuzulatında münhasırdır. Sair maddeler Tahir’dir. SUAL HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR 1 Canlı olarak yalnız domuz mu necistir? 1 Domuz, köpek ve bunların temiz bir hayvanla çiftleşmesinden meydana gelen melez yavrularda ses, tip ve şekillerine bakılmaksızın necis midir? HAYIR EVET 2 İnsan ölüsü yıkanmadan önce de temiz midir? HAYIR EVET 3 İnsan, balık ve çekirge dışında kanlı kansız her canlının ölüsü “af ve zaruret” hariç necis midir? HAYIR EVET 3 Akacak kadar kan taşımayan canlıların ölüsü de çekirge ve balık ölüsü gibi temiz midir? EVET HAYIR 4 Muhterem insan ve necis domuz hariç, kesime elverişli olan her hayvanın temiz kısmı şer’i kesimle temiz mi kalır ? EVET HAYIR 4 Eti yenmeyen hayvana kesimin hiç tesiri yoktur. Kesilmişi de murdarı gibi necis midir? HAYIR EVET 5 Domuz hariç her çeşit hayvanların cildi tabaklamakla temiz olur mu? EVET HAYIR 5 Domuz, köpek ve bunların başka bir hayvandan olan melezleri dışında mı deriler tabaklamakla temiz olur? HAYIR EVET 6 Şer’i usulle boğazlanmadan ölen hayvanın (domuz hariç) yün ve boynuz gibi kuru kısımları temiz midir? EVET HAYIR [18] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL 6 Şer’i usulle boğazlanmadan ölen eti yenen kara hayvanlarının ve ister kesimle ister kesimsiz ölen etleri yenmeyen hayvanların kuru kısımları da (yün, pabuç boynuz gibi) necis midir? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR { }النظافة من اإليمانGünah, necaset, kötü düşünce ve davranışlardan sakınıp temizlenmek imanın gereğidir 7 İnsan menisi de diğer meniler gibi necis midir? 8 Köpek, domuz ve melezleri hariç bütün canlıların teri göz, ağız ve burun salyası; ağızlarının müteneccis olduğu kesin olarak bilinmiyorsa yiyecek ve içecek artıkları da temiz midir? HAYIR EVET 8 Eti yenmeyen bütün kara canlıların teri, (merkep hariç) ağız, burun ve göz yaşları dolayısıyla su artıkları da necis midir? EVET HAYIR 9 Geviş getiren ve necaset yiyen hayvanların; içki içen insanların ağızları ancak su ile temizlenir. Gözden kayıp olup su ile temizlenmiş olabilecek kadar zaman geçmedikçe su artıkları ve ağızları müteneccis midir? HAYIR EVET 9 İnsanın ve eti yenen hayvanların ağızları su ile yıkanmazsa da tükürükleri ile de temiz mi olur? EVET HAYIR 10 Evcil tavuk ve kazların dışında etleri yenen güvercin, serçegillerin ve eti yenen yabani kuşların dışkıları temiz midir? EVET HAYIR 10 Af konusu hariç her dışkı necis midir?* HAYIR EVET ** Taharet asıldır. Aslını bilmediğimiz ilaç, gıda ve diğer mustahzarat tahirdir, diğer ihtimaller vesvesedir. ** Helal ve Tahir ya tam ( )طيبtemizdir, dağ pancarı ile kaynak suları gibi veya tam Tahir ()طيب değil, zamanımızın ma’aşları ve kullanılmış su gibi. [19] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru NECİS OLAN ŞEYLER HANİFİ ŞAFİİ HANİFİ ŞAFİİ HANİFİ ŞAFİİ HANİFİ ŞAFİİ HANİFİ ŞAFİİ HANİFİ ŞAFİİ H H H H H E E H E H H H H ÖLÜSÜ H H H H H E E E E E E E E E E E E E H H E H E H E E E H E H E H E H H E H H H H E E H E H E H E H H E H H H H E E H E H E H E HANİFİ ŞAFİİ ÖLÜSÜNÜN TÜY VE BOYNUZ GİBİ H H H KISMI CANLI VE BOĞAZLANMIŞ OLANIN TÜY H H H TELEK BOYNUZ GİBİ KISMI KOPARILIRSA BOĞAZLANMIŞIN H H H HAM CİLDİ DOMUZ ETİ YENİLMEYEN CANAVAR OLMAYAN KATIR VE MERKEP GİBİ HAYVANLAR ETİ YENEN DİĞER CANLILAR ŞAFİİ H YIRTICI CANAVARLAR GÜVERCİN VE SERÇEGİLLER HANİtFİ H (H) HAYIR KÖPEK VE TAHİR BİR HAYVANDAN OLAN ONUN VE DOMUZUN MELEZ YAVRULARI AKAR KANI OLMAYAN HAYVANLAR ŞAFİİ H H H (E) EVET BALIK VE ÇEKİRGE CANLISI NECİS MİDİR ? İNSAN HANİFİ NECİS OLUP OLMADIĞI ÖLÜSÜNÜN HAM CİLDİ H H H E E E E E E E E E E E E E DABAKLANMIŞI H H H H E E H H E E H E H H H H CANLISININ AĞIZ BURUN VE GÖZ YAŞLARI VE TERİ H H H H H H H H H H E E E E E H E H CANLISININ A H H H H H H H H H H E E E E E H E H CANLISININ H H H H H H E E E E E E E E H H E E E E E E E E E E E E E E E E E E E E E E YUMURTASI H H H H MENİSİ E H H H E E DIŞKISI E E H H E E [20] H H H E Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SULAR Çok olan durgun suya ve ister çok ister az olan akar suya bir necis karışırsa o suyun kokusu, tadı ve rengi gibi vasıflarını değiştirecek miktardan az ise bil-ittifak (Şafii’nin kadim kavlına göre) o su müteneccis olmaz. Az olan durgun su ise necasetin düşmesi ile necasetin miktarına bakılmadan (af hariç) müteneccis olur. Suyun çokluğu ve azlığı mezheplere göre değişir. Şöyle ki: SUAL 1 1 Durgun suyun yüz ölçümü 36 metre kareden az ise o su az sayılır ve necasetin girmesi ile müteneccis olur mu? Durgun suyun miktarı kulleteyn(60 cm3)den az değilse yüz ölçümüne bakılmaz çok su sayılır, ve karışan necaset onun vasıflarını değiştirecek kadar çok değilse temiz ve temizleyici kalır mı ? (Silindir ise çapı 48, derinliği 96 cm. dir.) HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET Kuyu suyu kullananların Şafii’ye uymaları tavsiye edilir. 2 2 3 4 Su dışındaki sıvı maddelerde de çokluğun bir ayrıcalığı var mıdır? Suyun dışındaki sair sıvılarda da çokluk ve akar olmanın hükmü geçerli midir? Üzümü sıkan kişinin ayağından çıkan kan akar derecedeki şıraya katılıp vasıflarını değiştirecek miktardan az ise o şıra temiz midir? Bitkilerin kendiliğinden çıkan suları ile abdest alınır mı ve (bir kavle göre) necaset giderilir mi? Mutlak suya karışan temiz ve vasıfsız madde, mesela: kokusu gitmiş duru gül suyu müst’amel su gibi ve cünüp bir kimsenin yıkanmaya başlarken elini su kabına daldırması ve yıkama esnasında bedeninden damlayan damlaların kaptaki suya katılması halinde o katkı suyun yarısını teşkil etmedikçe o su temizleyici midir?* EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR ** {... وأنزلنا الحديد..... }وأنزلنا من السماء ماءBeşerin icat kudreti yoktur, buluş hüneri vardır, beşeri aşan her şey semavidir. Onun için bu ayetlerde, suyu ve demiri indirdik buyrulmuştur. [21] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 4 Bu katkı ile suyun orantısına bakılmaz ve o katkı normal vasıflı kabul edilir. Eğer suyun ismini değiştire-cek kadar çok ise mesela: o suya şerbet veya ayran gibi bir isim takılıyorsa o su temizleyiciliğini yitirir mi? HAYIR EVET 5 Domuz, köpek ve başka bir hayvandan olan melezlerinin necis ettikleri toprak yedi defa yıkanır. Necis ettikleri şey eğer toprak değilse bir kez suya temiz toprak katılır ve altı defa duru su ile mi yıkanır? HAYIR EVET NECASETİN İZALESİ Necaseti gideren asıl madde sudur. Fakat on dört yöntem daha vardır ki ihtilaflıdır. SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Su: Domuz, köpek ve melezlerinin necaseti ile müteneccis olan bir şey toprakla değil, yalnız su ile yıkanırsa temiz olur mu? EVET HAYIR 1 Domuz veya köpek necaseti ile müteneccis olan şey bir defa temiz toprak katılmış su ile altı defa da duru su ile yıkanırsa mı temiz olur? HAYIR EVET 2 Sıvılar: Sudan başka sıvılar eğer temiz, yağsız ise ve kiri giderirse, necaseti izale eder mi ? EVET HAYIR 3 Değiştirme: Şaraba tuz vs. katarak onu sirkeye dönüştürmek onu temiz eder mi ? EVET HAYIR 3 Ancak şarap kendiliğinden sirkeleşirse mı temiz kalır ? HAYIR EVET 4 Dabak: İnsan cildi muhterem olduğu için, domuz cildi necis olduğu için hariç tabaklamaya elverişli her hayvan derisi tabaklamakla temiz olur mu? EVET HAYIR 4 Köpek ve domuz ile köpeğin melezlerinin derisi domuz cildi gibi tabak taharetinden yararlanamaz necis kalırlar mı? HAYIR EVET [22] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 5 Toprak: Necis zemine toprak serpilse o zemin temiz olur mu? EVET HAYIR 6 Kaynatma: Süt, pekmez ve bal gibi maddelere necaset karışmışsa yüz ölçümleri 362 m’den az ise üç defa kaynatılıp önceki gramajına düşürmekle temiz olur mu? EVET HAYIR 7 Isıtma: Necis çamurdan imal edilen çanak-çömlek ısıtma ile temizlenir mi? EVET HAYIR 8 Silmek: Saydam maddeler silinirse temiz olur mu? EVET HAYIR 9 Kazımak: Ayakkabı ovalama, sürtme yolu ile tahir olur mu? (Cenaze namazlarında uygulanır. Şafiiler taklit edebilir.) EVET HAYIR 10 Kurumak: Yer ve yerde sabit olanlar kurumakla tahir olur mu? EVET HAYIR 11 Akmak: Necis olmuş az suya temiz su eklenir ve üstünden taşar akarsa tahir olur mu? EVET HAYIR 12 Değişim: Bir canlı tuza düşüp tuzlanırsa, tezek yanıp kül olursa tahir olur mu? EVET HAYIR 13 Tasarruf: Bir kısmı necis olmuş pamuk atılırsa(makinadan geçirilirse), bir avuç kadar necis olmuş buğday yığınından bir avuç veya daha fazla buğday çıkarılırsa, yarısı necis olmuş bir libas veya seccadenin yarısı yıkanırsa necasetin kalması yakini olmaktan şüpheli olmaya düşer ve taharet asıl olduğu için temiz olur mu? EVET HAYIR 13 Bu durumlarda necasetin yakinen kalması değil yakinen kalkması için hepsini yıkamak mı lazım? HAYIR EVET 14 Boğazlamak: Boğazlamak yalnız eti yenen hayvanlara mı mahsustur? HAYIR EVET 14 Domuz hariç bütün hayvanlarda boğazlamanın tesiri var mıdır? EVET HAYIR [23] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR 15 İstinca: Taş ve benzerleri ile yapılan istincada necaset mahalli temiz olur mu ? 15 Su ile yapılmayan istincada necaset mahalli tahir olmaz, ancak namaz için (ma’fuv anh) geçerli olur mu ? HAYIR EVET 16 Sütten başka henüz bir şey yemeyen erkek çocuğun idrarının isabet ettiği yere su serpilirse temiz olur mu? HAYIR EVET 17 Necis suda pişirilen buğday, nohut, hatta et necaseti içine cezp etmez, çünkü necaset kesiftir. Pişen nohut vs. nin şişmesi cezp ettiği sade su olmuştur. Dış tarafı müteneccistir. Yıkanırsa temiz olur mu ? EVET HAYIR 18 Misli (buğday arpa) gibi ölçüye tartıya gelen kuru maddenin bir kısmı necis olmuşsa o müteneccis miktar çıkarılıp satılsa, hibe edilse, taksim edilse necasetin her hangi bir kısmında kaldığı yakinen bilinmediği için bütün kısımlar taharet asıl olduğundan temiz sayılır mı? EVET HAYIR 19 Leğendeki temiz suya müteneccis çamaşır vs. atılırsa (varit) denen çamaşır (mevrut) denen suyu da necis eder. Ama o çamaşır leğene konsa üzerine varit olarak temiz su dökülürse temiz olur mu? Ve necis ıslak çamaşır temiz ipe serilse ipi de necis eder, ama ıslak temiz çamaşır necis ipe serilse o çamaşır temiz kalır mı? EVET HAYIR 19 Varit – Mevrut arasında necaset geçişi iki taraflıdır, her iki takdirde de o çamaşır necis mi kalır?* HAYIR EVET ( *) Cünüp bir kimse az olan bir suya girerse, Hanefilerce üç görüş vardır: 1) Cenabeti kalkar, bedeni de temiz su da temizdir. 2) Cenabeti kalkar, bedeni de temiz ama su necistir. 3) Cenabeti kalkmaz, bedeni de necistir su da. (**)(**) Bilünmeyen bir tarafı necis olmuş, seccade veya hububat yığınından o miktar yıkansa veya çıkarılsa Hanefilerce necasetin kalması kesin olmadığı için Tahir olur. Şafiilerce necasetin kalkması tahakkuk etmediği için necis kalır. [24] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ABDEST SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Abdestin birinci farzı olan yüz yıkamasına başlarken kişinin kalbinde bu işlemi abdest niyeti ile yaptığının geçmesi farz mıdır ? HAYIR EVET 1 Başlı başına bir ibadet olan abdestin sevabını almak için niyet şarttır. (*) {... }انما االعمال بالنياتAmeller ancak niyyetlere göre değer alır. Kişi temizlenmek veya serinlenmek amacı ile abdest uzuvlarını yıkayıp mesh etmişse abdestli sayılır. Namaz gibi abdest gerektiren bütün ibadetlerini bu abdest ile eda edebilir mi ? EVET HAYIR 2 Gusül yaparken zımnen hasıl olan abdestte tertip aranmaz, ama müstakil abdestlerde tertibe riayet etmek farz mıdır? HAYIR EVET 2 Abdestte malum tertip farz değil müstehap mıdır? EVET HAYIR 3 Başın sınırındaki az bir cildin veya bir iki tüyün mesh edilmesi abdest için kafi midir? HAYIR EVET 3 Başın en az dörtte birini mesh etmek mi lazımdır? EVET HAYIR 4 Kulak meshi için yeni bir su almak sünnet midir? HAYIR EVET 5 Abdestteki mesihleri de üçer defa tekrarlamak sünnet midir? HAYIR EVET 6 Abdest alırken enseyi mesh etmek bid’a mıdır? HAYIR EVET 7 Abdest suyunu havlu ile kurulamak mendup mudur? EVET HAYIR 8 Aynı avuçtan hem ağza hem buruna su almak daha mı evladır? HAYIR EVET (*) Sıhhat ve sevap arasında (Telazum) yoktur, yek diğerine bağlı değildir. Yani sahih bir ibadet sevapsız olabilir. Keza fasit veya batıl bir ibadet sevap vesilesi olabilir. Yanlış anlaşılmasın, bile bile fasit bir ibadete kalkışmak haramdır. Riya ibadetin ana sebebi ise o ibadetin sevabını giderir ama o ibadetin güzelleştirme sebebi ise asıl sevap kalır, güzelleşme sevabı gider. Nifak, eğer itikadi değil ameli ise kısmen zarar verir. Müminin yalnız iken önemsemediği adap ve nevafile camide ve halk içinde titizlikle riayet etmesi ne riya, ne de nifaktır. Kötü örnek olmaktan kaçınmak ve töhmet altına girmekten sakınmaktır ve meşrudur. [25] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ABDESTİ BOZAN HALLER 1 1 1 1 2 SUAL a) Rük’ulu, sücutlu namazda kahkaha ile gülmek, b) Ağız dolusu veya kanlı, irinli kusmak, c) Mu’tad (2) yolların dışında bedenin her hangi bir yerinden akabilecek miktarda kan ve irin gibi necis maddelerin çıkması abdesti bozar mı? Adı geçen hallerden dolayı abdest tazelemek kardeş mezhebe ters düşmemek bakımından }خروجا من { الخالفmüstehap mıdır? a) Erkek veya kadının(diş, tırnak ve tüy hariç) kanın dolaştığı bedeninin her hangi bir yeri hem cinsi olmayanın kan dolaşan bedeninin her hangi bir yerine bilerek veya bilmeyerek değerse( çocuk hariç) ve baldız gibi aralarındaki nikah yasağı ebedi değilse her ikisinin de abdesti bozulur mu? b) Elin ayası ile kendi avret organına veya başkasının (erkek, kız, mahrem, namahrem diri, ölü, felçli, anlı, büyük, küçük ön veya arka) avret organına dokunmak abdesti bozar mı? Kardeş mezhebe riayet etmek elbette ki mezhebin önemli bir tavsiyesidir ? (İmamlar için mecburi midir) HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET EVET EVET HANİFİ EVET ŞAFİİ HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR GUSÜL 1 1 2 2 [26] SUAL Gusül’de ağız ve buruna su almak vacip midir? Abdestte olduğu gibi gusülde de mazmaza (ağız çalkalamak) ve istinşak (buruna su almak)sünnet midir? Gusül’e başlarken niyet etmek farz mıdır? Serinlenmek için yıkanan veya ihtiyarı dışında suya düşen cünüp kimsenin cenabeti kalkar, ancak abdestte olduğu gibi guslün sevabına nail olmak ve kardeş mezhep görüşüne riayet için niyyet sünnet midir? Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 3 4 4 5 5 SUAL Bir kimse hayvan, küçük çocuk veya insan ölüsü ile cima’a edip menisi akmazsa gusül vacip olur mu? Cima’sız meni çıkmasından dolayı guslün vacip olması için meninin yerinden lezzetle ayrılması şart mıdır? Hastalık gibi herhangi bir sebepten dolayı meninin çıkması lezzetsiz de olsa guslü gerektirir mi? İhtilam olduğunu hatırlamayıp çamaşırında ıslaklık bulan ve meni midir mezi midir diye şüpheye düşen bir kimseye gusül vacip midir? Şüpheyle gusül vacip olmaz, ama şüphe durumunda güsul müstehap mı olur? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET TEYEMMÜM Teyemmüm suyun yokluğu, yetersizliği veya kullanımı zararlı olduğunda alınır. 1 1 2 2 3 3 SUAL Yeryüzünün yanıp kül haline gelmeyen (kireç, mermer, tozlu, tozsuz) her maddesi ile teyemmüm yapılabilir mi? Yalnız tozlu toprakla mı teyemmüm yapılır? Namaz vakti girmeden önce yapılan teyemmüm ile namaz kılınabilir mi? Her farzın vakti girdikten sonra mı o farz için bir teyemmüm almak lazımdır? Bir kimse kendi tecrübesi ile veya ilmine güvendiği bir doktorun raporu ile suyu kullanmanın zararlı olduğunu bilirse abdest yerine teyemmüm alması caiz midir? Suyu kullanmanın sakıncalı olduğu kendi tecrübesiyle veya güvendiği müsluman bir tabibin haberi ile bilen kimsenin suyu bırakıp teyemmüm alması caiz olur mu?* HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR * (*) Cenabetten yıkanmayan Nusayrılar Şafiilerce ömür boyu cünüptürler. Hanefilerce her yıkanmada cenabetleri kalkar ama niyet etmedikleri için sevabını alamazlar. (**) Abdesti bozan ihtilaflı sebepler: Hanefiler, kan, kusma, kahkaha. Şafiiler, karşı cinse dokunmak, galiz avreti ellemek. [27] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 4 4 5 5 6 7 7 8 8 [28] SUAL Sefere çıkmakla günahkar olan bir kimse su yokluğundan dolayı teyemmümle kıldığı namazlar zimmetinden kalkar mı? Bir kimse çıktığı günah seferinde namazları kasren veya cem’an kılmak ve gerektiğinde teyemmüm almak gibi seferi ruhsatlardan yararlanamaz. Teyemmümle kıldığı bu namazları bil’ahara abdestli olarak iade etmesi lazım mıdır? Aşırı soğuktan dolayı gusül yerine teyemmüm alıp namaz kılan cünüp bir kimsenin o namazları iade etmesi lazım mıdır? Soğuk suyun büyük zarar vereceğine inanan bir kimse abdest veya gusül yerine teyemmüm alıp vakit hürmeti için namaz kılması vaciptir. Ancak daha sonra bu namazları iade etmesi lazım mıdır? Tekrarı meşru olmayan bayram ve cenaze namazlarını kaçırmamak için su varken de teyemmüm alınır mı? Hem abdest hem teyemmüm almaktan aciz olan bir kimse vakit hürmeti için namaz kılar, Fatiha’dan başka bir şey okumaz. Özrü geçince de o namazları iade eder mi? Böyle biri ne Fatiha okur ne de namazın içindeki tesbihatı yapar, sadece şekli bir namaz kılar. İade değil de bu namazları kaza mı eder? Bir teyemmüm ile ancak bir farz namaz kılınır, cenaze namazı ve sünnetlerde serbesttir. Ama ikinci bir farzın vakti girince ikinci bir teyemmüm alması gerekli mi? Teyemmüm bozulmadıkça istediği kadar farz ve nafileleri kılabilir mi? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru YARA VE YAKI SUAL HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET 1 a) Yaralı, sargılı olan bir kimse hem abdesti hem teyemmümü bir arada alır mı? 1 b) Hiçbir kimse hem abdesti hem de bedeli olan teyemmümü bir arada yapmakla mükellef değildir. Eğer uzuvlarının çoğu su kullanmağa müsait değilse teyemmüm alır, yoksa abdest alınır, imkan nispetinde yara ve sargı üzerine mesh mi yapar ? EVET HAYIR 1 c) Yaralı, sargılı ve yakılı yer ister az olsun ister çok abdest alınır ve yaralı yere sıra gelince teyemmüm yapılır. Cünüp ise istediği zaman mı teyemmüm yapar? HAYIR EVET 2 a) Bu özürlünün iade edeceği herhangi bir namaz var mı? HAYIR EVET 2 b) c şıkkında adı geçen özürlü hem abdest (veya gusül) yapmış hem de her bir farz için bir teyemmüm yapmış iken özrü kalkınca aşağıdaki hallerde kıldığı namazları iade mi edecektir? HAYIR EVET 1 - Açık yara üzerinde af miktarını aşan bir irin veya kan var ise, 2 - Özür teyemmüm uzvunda ise mutlaka, 3 - Özür teyemmüm uzvunda değil de(ayak gibi)abdest uzvunda ise fakat abdestsiz iken sarılmışsa, 4 - Özür bedenin başka bir yerinde olup cünüp veya adet halinde haize iken sarılmış ise, 5 - Sargı gerekenden fazla yer kapsamış ise, Şafii’lerin bu konuda Hanefi’ye uymaları tavsiye edilir.* *( *) Şafilerce mazur olan kimse hem abdest hem teyemmüm alır, hem de namazını iade etmekle mükelleftir. Hanefilerce abdest asıldır. Teyemmüm bedeldir, ya o veya o, iade de hiç yoktur. [29] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru HAYIZ VE NİFAS SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Hamile kadının gördüğü kan hayız vasıflarına uygun ise hayız mıdır ? HAYIR EVET 1 Hamile ve 55 yaşını doldurmuş yaşlı kadının kanları hayız kanlarına uygun değilse, hatta hamilenin ki uygun da olsa istihaze mi (hastalık) sayılır? EVET HAYIR 2 Hayzın en az müddeti 3 gün en çoğu 10 gün müdür? EVET HAYIR 2 Hayzın en az müddeti 24 saat ve en çoğu 15 gün müdür? HAYIR EVET 3 Nifasın en az müddeti bir lahza, en çoğu 60 gün müdür? HAYIR EVET 3 Nifas sıfır olabilir ve en çoğu 40 gün müdür? EVET HAYIR 4 İki hayız arasında en az 15 günlük temizlik süresinin geçmesi lazımdır. Nifas ile hayız arasında da bu müddetin geçmesi şart mıdır? EVET HAYIR 4 Nifas’tan önceki hayız (ki hamilenin kanı hayız sayılır) ile nifas arasında ve 60 gününü doldurmuş nifas ile sonra ki hayız arasındaki 15 günlük temizlik süresinin geçmesi şart değil mi? HAYIR EVET 5 Kanama süresi hayzın azami süresi olan 10 günü geçerse veya iki kan arasında temizlik süresinin asgarisi olan 15 günden az bir zaman geçerse istihaze (hastalık) mı sayılır? EVET HAYIR 5 Kanamalar arasında 15 gün temizlik süresi geçmezse veya kanamaların toplamı 15 günü geçerse mi istihaze sayılır? HAYIR EVET 6 Hayız veya nifas kanı, süresini doldurup kesilirse cima helal olur mu? EVET HAYIR 6 Ancak gusül veya gusül yerine teyemmüm yapacak durumda olan mazura (özürlü) ise teyemmüm yaptıktan sonra mı cima helal olur? HAYIR EVET [30] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru İSTİHAZE 1 1 2 2 3 3 4 4 5 SUAL Kanamaları hayız kurallarına uymayan kadınlar: 1) Mübtedi’e: İlk hayız gören kız. 2) Mu’tade: Adet sahibesi olup adetini hatırlayan bayan, 3) Mütehayyire: Adetini unutmuş istahaze hastası olmak üzere üç kısım mıdır? Mübtedie ve mu’tada ya mümeyyizedir veya değildir. O zaman mustahazalar beş kısmamı ayrılır? 1. Mümeyyize Mübtedie 2. Gayri-Mümeyyize Mübtedie 3. Mümeyyize Mu’tade 4. Gayri-Mümeyyize Mu’tade 5. Mütahayyire a) Mübtedie, mümeyyize ise yani kuvvetli kanı zaif kandan ayırabiliyorsa ve kuvvetli kan hayız süresini aşmıyorsa zaif kan da temizlik süresinden az değilse kavi kan hayız, zaif kan temizliktir. b) Mübtedie, mümeyyize değilse her ayın 1 günü (24) saatı hayız, 29 günü de temizlik mi sayılır? Temyizin(kanın zaifini ve kuvvetlisin anlamak) kavinin, zaifin hiç bir tesiri yoktur. Her iki takdirde mübtedie için her ayın 10 günü hayız 20 günü de temizlik mi sayılır? Mu’tade, Mümeyyize ise kavi kanı hayız, zaif olanı temizlikir. Mümeyyize değilse eski adetini mi uygular? Her iki takdirde de mu’tade eski âdetini mi uygular? Mütehayyire: İhtiyat edemezse Şafii’ye göre zordur. Mercuh bir ictihada dayanır ve gayri mümeyyize mübtedie gibi her ayın bir günü mü hayız sayılır? Aynı ictihada göre her ayın 10 günü mü hayız sayılır? Mustehaza ve sair özürlüler her farz namaz için yeni bir abdest alır ve sargıyı de değiştirir mi? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET [31] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL 5 Sargıyı değiştirmeden her vakitli farz namaz için yeni bir abdest mi lazımdır? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR Ayni abdest ve aynı sargıyla müte’addit nezr ve kaza EVET namazları kılınabilir mi? Bunların her biri için işlemin yenilenmesi mi lazım?* HAYIR 6 Hasta olan bu Şafii’lerin Hanefi’ye taklit etmeleri tavsiye edilir. 6 HAYIR EVET AYAKKABI MESHİ 1 1 2 3 4 4 5 5 ( SUAL Kişi sağ ayağını yıkayıp sağ mestini giyer sonra sol ayağını yıkayıp sol mestini giyerse de o mestler üzerine mesh yapılabilir mi? Ancak her iki ayağını yıkayıp abdestini tamamladıktan sonra mestlerini giymişse mi o mestler üzerine mesh yapar? Mestte üç küçük ayak parmağı miktarından az delik varsa da mesh yapabilir mi? Teyemmümle namaz kılan mazur (mazeretli) bir kişi özrü geçince abdest almaya başlarsa, teyemmümlü iken giydiği mest üzerine mesh yapabilir mi? Mesh’in ayağın üstünde ve en az üç küçük el parmağı kadar olması şart mıdır? Adı mesh olsun miktarı ne olursa olsun ve ayağın neresi olursa olsun kafi midir? Çıktığı seferle günahkar olan bir kimse mesela: borçlarını ödemeyip alacaklılardan izin almadan sefere çıkan veya boş gezen bir kimse de 72 saate kadar mesh yapabilir mi? Mukim gibi ancak 24 sa’at mi mesh ederler? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET *) Adeti karışık olan kadın kendine bir mezhep tercih etsin. Hanefilerce ayda 10 günü hayızdır, Şafiilerc bir günü hayızdır. [32] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 6 6 SUAL Mukim olarak mest giymiş bir kimse sefere çıkarsa mukim iken mesh yapmış olsa da 72 sa’atini tamamlayabilir mi? Eğer mukim olarak mesh yapmışsa sefere de çıkarsa onun mesh müddeti 24 saat midir? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR NAMAZ VAKİTLERİ 1 1 2 3 3 4 4 SUAL Yatsı vakti batıdaki kırmızı şafağın batmasıyla mı olur? Yatsı vaktinin kırmızı şafaktan sonra ki beyaz şafağın kararmasıyla olduğu racih bir görüş müdür? Sabah namazını aydınlığa tehir etmek müstehap mıdır? Namaz için kerahet vakitleri üçtür: 1- Güneş doğarken, 2- Güneş batarken, 3- Güneş semayı ortalarken, Bu vakitlerde her namaz kılınabilir; ancak adı ve sebebi olmayan mutlak nafile namaz kılmak mı mekruhtur? Kerahet vakitleri beştir. Adı geçen bu üç ağır kerahet vakitlerinde o günün sabah ve ikindi farzları ve Cuma günü gün ortası hariç hiçbir namaz kılınmaz. Bu üç vakte ilaveten iki hafif kerahet vakti vardır. Biri şafaktan ağır kerahet başlamasına kadar sabah farzı ve sünneti hariç diğeri ikindi farzı kılındıktan ağır kerahet başlamasına kadar geçen zaman dilimleridir. İşte bu iki hafif kerahet vaktinde yalnız nafile kılmak mekruh olur diğer namazlar serbest midir ? Sabah ve ikindi kerahetleri hafif başlar ağır biter, ikişer bölümdür Namazlar iki kısma ayrılır; ya farz veya sünnet midir? Namazlar üç kısımdır. Ya farz, ya vacip (vitir ve bayram gibi) veya sünnet midir?* *( *){ }نوروا بالفجر فإنه أعظم لألجرSabah namazını aydınlığa te’hir etmenin sevabı daha büyüktür. [33] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru EZAN SUAL HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR 1 Ezan da terci (şahadeti sirren tekrarlamak) sünnet midir? 2 İkamet ezanın aynısı ile kad kamet midir? 2 İkamet ezanın yarısına mı yakındır? HAYIR EVET 3 Şafaktan önce bir ezan okumak sünnet midir? HAYIR EVET 3 Tahrimen mekruh mudur? EVET HAYIR 4 Ezan okuyanın erkek olması şart mıdır? HAYIR EVET 5 İkametten sonra vesile duasının okunması sünnet midir? HAYIR EVET 6 Müezzin ikamet ederken camiye giren bir kimse oturur ve cema’atle mi kalkar? EVET HAYIR 6 Kılacağı namaz tahiyyetül-mescit yerine de geçsin diye ayakta mı bekler? HAYIR EVET 7 Müezzin hayyehles’sealah deyince imam da cema’at de kalkarlar mı? EVET HAYIR 7 Cemaat ikamet bitince mi kalkar? HAYIR EVET MAHREMLER Dört mezhebin ittifakıyla mahremler şunlardır : 1- Usul ve sonsuz usulün ilk furuu (sulbi velet). 2- Son usulün (ebeveyn) sonsuz furuu. 3- Eşlerin sonsuz usul ve furuu. 4- Sonsuz usul ve furuun eşleri. Ancak süt nedeniyle olan mahremiyet sübutunda ihtilaf vardır. Şöyle ki Hanefi ve Maliki’ye göre bir defa, Şafii ve Hanbeli’ye göre beş defa süt alınırsa mahremiyet sabit olur. Hakeza Hanefi’ye göre zina, fahiş nazar ve mess’in mahremiyete tesiri vardır. Şafii’ye göre yoktur. [34] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Süt meselesinde iki aileyi karıştırmamak lazımdır. Emen taraf çocuğun şahsidir. Süt ondan aşağıya akar. Ailesine sirayet etmez. Lakin emziren tarafta ailenin her ferdi vardır. Dolaylı vasıf verilmemelidir. Mesela: Kardeşe dede torunu dersen, kaynanaya kayın baba eşi dersen süt - nesep arasında farklar ve istisnalar meydana gelecektir, düz vasıf verirsen istisnasız süt de nesep gibidir. Usul : Doğuran ve emziren atalar ve annelerdir. Furu : Kişinin çocukları ile ebediyete kadar onlardan doğan çocuklardır. Sulbi Velet : Kişinin çocuklarıdır (torunlar sulbi evlat değildir) Süt mahremiyetini ifade eden bir vecize {Emenin emzirene nefsi haram Emzirenin emene küllü haram} Mehdi OKÇU SUAL 1 Süt emen çocuğun yaşı 2 seneyi geçerse sütün tesiri miter mi? {}و ﺣﻤﻠﻪ و ﻓﺼﺎﻟﻪ ﺛﻼﺛﻮن ﺷﻬﺮا 30= 24+ 6 HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET (İki tam yıl) mealindeki ayet sınırlandırır. 2 İki tam yıl mealindeki ayet validenin emzirme ücretini sınırlandırır. Ama sütün tesiri iki buçuk seneye kadar {وﻓﺼﺎﻟﻪ ﺛﻼﺛﻮن ﺷﻬﺮا... }وﺣﻤﻠﻪdevam mı eder? 30 3 Ölünün sütünü emmek mahremiyete sebep olur mu? 4 Süte bol su katılıp çocuğa içirilirse tesir eder mi? [35] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Şahsın N Dede ve ninesinin veya birinin N KAYIN EBEVEYNİ N N N N/S N/S N N N N N N N N M/D Üvey Veledinin ÜVEY EBEVEYNİ N Ebeveynin veya birinin Veledinin KARDEŞİ EŞİ TORUNU ÜVEY VELEDİ : DOĞUM : SÜT : MAHREM : NAMAHREM VELEDİ D S M N EBEVEYNİ VEYA BİRİ DEDE-NİNESİNİ VEYA BİRİNİN MAHREMLER CETVELİ M/D N N N N N N N N N N N N N N N N N/S Torununun M/D Eşinin N/S N Kardeşlerinin N M/D Üvey ebeveyn veya birinin Kayın ebeveyn veya birinin [36] N N N N N N N N N N N N N N N N Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru NAMAZIN ŞARTLARI SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Erkeğin diz kapakları avrete dahil midir ? EVET HAYIR 2 “Kadının ayaklarının üst kısmı namaz için avret değildir” diyen bir rivayet var mıdır ? EVET HAYIR 3 Ağır necaset ve galiz avretin açık kısmı eğer bir dirhem miktarını geçmezse namaz sahihtir, ve hakeza hafif avretin açık kısmı ve hafif necasetin bulunduğu uzvun dörtte birinden az ise namaz sahih midir? EVET HAYIR 3 Avretin ve necasetin galizi ve hafifi fark etmez, eğer af miktarını geçerse azı da çoğu da namazı bozar mı ? HAYIR EVET 4 Avretini örtecek kadar temiz libas bulamayan bir kimse açık avretle mi namaz kılacaktır? HAYIR EVET 4 Varsa necis libasla avretini örtmesi mi lazım? EVET HAYIR 5 Kendi ictihadıyla bir tarafa doğru namaz kılan bir kimsenin namaz içinde ictihadı değiştikçe yön değiştirir, bu ittifakidir. Ama namazda iken kıblenin başka cihette olduğunu kesin olarak öğrenirse de yine o cihete dönüp namazını mı tamamlar? EVET HAYIR 5 Namazda kıblesinin yanlış olduğunu öğrenen kişi namazdan çıkıp, yeniden doğru tarafa mı namazını kılar? HAYIR EVET 6 Kıbleyi kendi ictihadıyla seçip namazını bitiren bir kimse yanlışlığını öğrenirse kıldığı namazını tekrar iade etmesi lazım mıdır? HAYIR EVET 7 Temiz ve necis elbiseler karışmış ise ictihatla biri seçilir ve onunla namaz kılınır. Ama temiz ve necis su kapları karışmışsa çoğunluk aranır. Eğer çoğu temiz ise ictihatla biri seçilir ve onunla abdest alınır yoksa teyemmüm mü yapılır? EVET HAYIR [37] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 7 Sularda da elbise de olduğu gibi çoğunluk aranmaz. İctihatla biri seçilir ve onunla abdest alınır mı? HAYIR EVET 8 Kişinin üzerindeki gömleğin yakası geniş ise kendi avretini görebilirse namazı sahih midir? EVET HAYIR 9 Erkeğin namaz ve nazar avreti aynı mıdır? EVET HAYIR 9 Namahrem kadınlar nazarında erkeğin bütün bedeni avret midir? HAYIR EVET 10 Kadının namazda ve namahrem erkekler ile gayri müslime kadınlar nazarında eli yüzü hariç bütün bedeni avrettir. Ama mahrem erkekler ve müslime kadınlar nazarında yalnız diz - göbek arası mı avrettir? EVET HAYIR 10 Kadının namaz için eli – yüzü hariç, namahrem erkekler nazarında eli – yüzü dahil bütün bedeni avrettir. Ve mahrem erkekler ile gayri Müslime ve ahlaksız Müslime nazarlarında kadının hem diz – göbek arası hem de göbekten yukarı sırt, karın, göğüsün bir kısmı da avret mi sayılır? HAYIR EVET HANİFİ ŞAFİİ NAMAZIN NAZMI (DÜZENİ) SUAL 1 Tekbir alırken ellerin baş parmakları kulakların yumuşağına değdirmek evla mıdır? EVET HAYIR 2 Kadınlar tekbir alırken ellerini erkeklerden az mı kaldırırlar? EVET HAYIR 3 Eller: 1- İftitah tekbiri ile 2- kunut tekbiri ile 3bayram tekbirleri ile kaldırılır. Hacda da 4 defa mı kaldırılır? EVET HAYIR [38] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 3 Kunut hariç yukarıda sayılan yerlerde eller kalkar ve onlara ilaveten 1- her rekât’ın rükuuna eğilirken 2itidal’a kalkarken 3- birinci cülustan üçüncü rekât’a kalkarken ve cenaze namazı tekbirlerinde yine eller kaldırılır mı? HAYIR EVET 4 Erkekler ellerini göbeğin aşağısında, kadınlar göğüslerinde mi bağlarlar? EVET HAYIR 4 Erkek olsun kadın olsun eller göğüs ile göbek arasında mı bağlanır? HAYIR EVET 5 Bayram tekbirleri arasında elleri bağlamak sünnet midir? HAYIR EVET 6 İftitah duası {"}سبحانكSübhaneke" mi? EVET HAYIR 6 İftitah duası{“ }وجھتVeccehtü” mü? HAYIR EVET 7 Muktedi tekbir aldığı zaman imam sirren veya cehren kıra’ate başlamış ise iftitahı terk mi eder? EVET HAYIR 7 İmam kıra’ata başlamış ise de eğer muktedi hem iftitahi hem Fatiha’yı okuyup rük’uda imama yetişeceğini biliyorsa iftitah duasını okur, yoksa iftitahla zaman geçirmez hemen Fatiha’ya başlar ve Fatihasını bitirmemişse de imamla rük’u eder mi? HAYIR EVET 8 Müekked olmayan birleşik dört rekâtlık nafilenin üçüncü rekâtında iftitah okunur mu? EVET HAYIR 9 Mesbuk bir kimse, imamın selamından sonra kendi namazının baş tarafını kılar, binaen aleyh iktida ederken sübhanekeyi okumamışsa imamın selamından sonra kıldığı rekatın başında hem iftitahı hem euzü-besmeleyi hem de sureyi okuyacak mı? EVET HAYIR 9 Mesbuk bir kimse imamın selamından sonra kendi namazının sonunu kılar dolayısıyla iftitah ve zammı sureyi okur mu? EVET HAYIR 10 Her namazın her rekâtının kıratına başlarken euzü okunur mu? HAYIR EVET [39] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 10 Yalnız namazların birinci ve nafilenin üçüncü rekâtında mı euzü okunur? EVET HAYIR 11 Her namazın her rekâtın da Fatiha okumak farz mıdır? HAYIR EVET 11 Fatiha okumak her namazın her rekâtın da vaciptir. Ancak farzların üçüncü ve dördüncü rekâtların da sünnet midir? EVET HAYIR 12 Fatiha’nın başında sessiz besmele okumak sünnettir, sesli okunsa mekruh mudur? EVET HAYIR 12 Besmele Fatiha’dan bir ayettir. Fatiha’nın farz olduğu her rekâtta besmele de farzdır, sesli veya sessiz okunuşu da Fatiha’ya bağlı mıdır? HAYIR EVET 13 Zamm-ı sure başında besmele okumak bil ittifak mekruh değildir. Hatta bir kavle göre sünnet midir? EVET HAYIR 13 Surenin başındaki besmele de o surenin bir ayetidir. Surenin hükmüne mi bağlıdır? HAYIR EVET 14 Me'mum euzü, besmele, Fatiha ve sureyi okumaz imamın sesini duymazsa da susar mı? EVET HAYIR 14 Me'mum hepsini de okur mu? HAYIR EVET Kail: İmam Muhammed (جمع وتوفيقMakul bir görüşe göre me’mum cehride susar, sırride okur) 15 16 16 17 17 [40] Sesli rekâtlarda me’mum Fatihasını okusun diye imam sessiz zikir ve kıratla meşgul olur, daha sonra mı sureye başlar? İmam, me’mum ve münferit sessiz mi amin derler? Cehri namazlarda imam sesli olarak amin der, me’mum da sesli olarak imamın aminine iştirak mı eder? İmamın cehri rekâtlarda besmeleli Fatiha’yı ve sureyi sesli okuması, sırrilerde sessiz okuması sünnet midir? Cehrilerde imamın sesli okuması ve sırrilerde imamın ve münferidin sessiz okuması vacip midir? HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 18 18 19 19 20 20 21 21 22 23 23 24 24 Farz namazın üçüncü ve dördüncü rekâtları hariç her namazın her rekâtında zammı sure okumak vacip midir? Her namazın ilk iki rekâtında zammı sure sünnet midir? Rüku ve secdede tesbihi üç defa tekrarlamak sünnetin sevabına nail olmak için şart mıdır? Rüku ve secdede Tesbihi bir defa söylemekle sünnetin asli hasıl olur, üç defa tekrarlamak kemal ve ekmeli midir? İmam “semiallah” der, me’mum da Rabbena … mı der? Her ikisi de her ikisini mi söyler? İmam rük’u veya son celsede iken camiye giren biri için namazını uzatması sünnet midir? Eğer gelen kişi caminin içine girmişse imam da şahıslar arasında fark gözetmezse ve aşıri uzatmazsa ki bu şartlar Şafiilerde de geçerlidir. Yine de imamın uzatması ne sünnettir ne de mekruhtur, hayra yardım ettiği için sevap mıdır? (*) Rük’udan i’tidale tam dikilmek ve duraklama yapmak ve hakeza celse ve secdelerde tadil-i erkan yapmak farz mıdır? Yapılmazsa namaz batıl mıdır? Vitir namazının son rekâtında konut okumak vacip midir? Sabah namazının ikinci rekâtında ve Ramazanın son yarısında vitir namazının son rekâtında kunut okumak sünnet midir? Vitir namazının son rekâtında rükudan önce eller kaldırılarak bir tekbir alınır ve eller bağlanır ve konut okunur, sonra rüku mu yapılır? Kunut i’tidalde eller duaya açılarak mı okunur? EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET (*) Çünkü herhangi bir amelin sünnet veya mekruh olması için delil lazımdır. Her iyi amele sünnet, her nahoş fiile mekruh denilmez. (**) Şafiiler camiye selam olan herhangi bir namazı fevren kılmalıdır. Hanefiler bir namaz kılınsa yeterlidir derler. Seher ve sahurda sala ve uzun ezanlarla çocuk ve mazurları ürkütmeyi mubah sanmak zamanenin musibetlerindendir. (***){}ال صالة إال بفاتحة الكتابFatiha suresi okunmaksızın kılınan namaz muteber değildir. Hanefilere göre İmam cema’atın mümessilidir. Onun fatihası cemaat için de geçerlidir. [41] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 25 25 26 26 27 28 28 29 30 30 31 31 32 32 33 33 34 [42] Kunutun asli {... } اللھم انا نستعينكAllahümme inna nesteinuke dir. Allahümm’ehdini’yi eklemek de bir fazilet midir? Kunütun aslı { }اللھم اھدني فيمنAllahümm’ehdini … dir. Allahümme inna nesteinuke yi eklemek bir kemal mıdır? Secdeye kapanan kimsenin başı iftitah tekbirinde olduğu gibi iki eli arasında mı olur? Gerek intikal tekbirlerinde gerekse secdelerde olsun eller omuzların seviyesinde mi olur? Namaz kılanın alnına inmiş sarık veya üzerinde ki elbisenin bir köşesi üzerine secde yapılır mı? Secdede iki ayaktan birinin bir tek parmağının ucu kıbleye yönelikse namaz sahih midir? Racih bir kavle göre secdede en az her ayaktan bir parmağın kıbleye yönelmesi şart mıdır? İki secde arasındaki celse ve o celsenin tadil-i namazın birer rükünleri midir? Birinci rekâttan ikinciye ve üçüncü rekâttan dördüncü rekâta kalkarken iftiraş şekli oturup kısa bir istirahat celsesi yapmak ve ellere dayanarak kalkmak bir kavle göre sünnet midir? Öyle bir celse yoktur ve kuvvetliler ellerini dizlerinden önce mi yerden keserler? İbni Mesud’un rivayet ettiği ettehiyyatü lil’lahi vesse… {} التحيّات والصلواتolan Teşehhüt mü okunur? İbni Abbas’ın rivayet ettiği malum teşehhüt mü okunur? Birinci teşehhüt de yalnız peygambere salat sünnet midir? Nafile namaz hariç birinci teşehhüt de salavat yoktur. Eğer yapılsa ki kısa bir rükün kadar sürer, sehiv secdesi mi lazım gelir? Teşehhütler cülusunda şahadet parmağı (illallah) ile kaldırılır ve selama kadar öyle devam mı eder? Mu’temed bir kavle göre teşehütte parmak (la) lafzı ile kalkar (illa) lafzı ile de iner mi? Mesbuk kimse ve sehiv secdesi yapacak olanlar hariç son celsede Şafiilerce malum olan teverrük oturuşu bir kavle göre sünnet midir? EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR HAYIR EVET EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 34 35 35 36 36 37 37 Son celsede de diğer celselerde ki gibi iftiraş oturuşu mu yapılır? Me'mum, imamla beraber mi selam verir? Me'mum imamın iki selamından sonra mı selam verir? Tesbihat son sünnetten sonra mı yapılır? Son sünnetten önce mi yapılır? Teamül ihtilafı {}ما عليه العمل Teşehhüt miktarı oturmuş bir kimse namaza aykırı bir hale girerse namazı bitmiş mi olur? Selam namazın bir rüknüdür. Selam vermeden namazı ifsat eden bir durum hasıl olursa kalkıp yeni baştan o namazı kılmak mı lazım?* EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET CEMAAT İLE NAMAZ KILMAK 1 1 SUAL Cema’atle namaz kılmak beş vakit farzlarında sünneti müekkededir. Cenaze ve teravih namazlarında sünnetül kifayedir. Cuma ve bayram namazlarında şarttır. Ramazan vitrinde mustehapdır. Sair namazlar da mekruh mudur? Cema’atle namaz kılmak: a) Cuma namazında farzdır. b) Bayram namazlarında şart değildir. Ancak diğer namazlar gibi sünnettir. Bayram namazı münferit olarak da kılınabilir. c) vakit namazlarında sünnet-i müekkededir. d) imam ve me’mumun namazları iade değilse ve yekdiğerinin ayni ise sünnettir. e) İmam ve me’mumun namazları iade ise cumadan sonraki Zühr-i ahir gibi Şafiilerin bir kısmı uyguluyor veya imam ve me’mumun namazları değişik olup nazımları aynı ise mesela: teravih kıldıran imama uyup kazaya niyet etmek gibi bu cema’at sünnet değil fakat caizdir. f) imam ve me’mumun namazlarının nazımları da değişik ise mesela cenaze namazını kıldıran bir imama uyup sabah namazına niyet etmek caiz değildir. Me’mumun namazını ifsat eder mi? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET ( *) Şafii olan İmam sabah namazında kunutu okursa Hanefi cemaat ya iştirak eder veya susar. [43] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 2 2 3 3 4 4 5 5 6 7 8 9 10 ( SUAL Cenaze namazı hariç kadınların kendi aralarında cema’atle namaz kılmaları mekruh mudur? Eğer bir mahzur yoksa kadınların kendi aralarında cema’atle namaz kılmaları sünnet midir ? İmamın hali me’mumun halinden zaif ise, mesela: imam mazur me’mum sağlam ise veya imam nafile kılıyorsa me’mum farz kılıyorsa iktida caiz midir? Özürsüz cema’at özürlü imama uyabilir. Ancak imam o namazı iade edecek kadar özürlü ise veya ümmi ise veya namazının fasit olduğu malum ise ona uyularak kılınan namaz fasit midir?* Namaz içinde imamın namazının fasit olduğu anlaşılırsa cema’at namazdan çıkar ve yeni baştan namazını tam olarak mı kılar? İmamdan ayrıldıktan sonra kalan rekâtlarını mı tamamlar? Namaz bittikten sonra imamın namazının herhangi bir sebepten dolayı fasit olduğu kesin olarak anlaşılırsa cema’at namazını iade mi eder? Ancak imamın kadın veya kafir olduğu anlaşılırsa cema’at namazını iade eder. Fesat sebebi başka bir şey ise cema’atin kıldığı namaz sahih sayılır mı? Cuma ve cema’atlerde henüz baliğ olmamış mümeyyiz bir çocuk imam olabilir mi? Cema’atin imamla aynı hizada durması mekruh mudur? Namazını münferit olarak kılan bir kimsenin önünde başka bir münferit namaza dursa veya bir cema’at kurulsa namaz esnasında onlara iktida etmesi caiz midir? İmam selamından sonra mesbuk kimsenin kıldığı rekâtlarda o mesbuka iktida etmek caiz midir? Namazın içinde sebepsiz olarak imamdan ayrılmak mekruh ise de sahih midir? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET *) Halife Harun dedesinin rivayetine göre teşehhütün okunmasını emretmişti; vefatı ile emri kalktı denilmiştir. [44] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 11 11 12 13 14 15 SUAL a) “Cenaze namazı hariç” aynı namazda aynı imama uyan kadın, erkeklerin hizasında durursa a) eğer imam, kadınları niyet etmemişse kadının namazı fasit midir? b) Eğer imam kadınları niyetine katmışsa kadının sağı, solu ve arkasındaki üç erkeğin namazları mı fasittir? Cema’at adabına aykırıdır. Lakin her takdirde herkesin namazı sahih midir? Cami dışında hatta 40 zirai geçen büyüklükte olan camilerde imam-me’mum arası veya safların arasında yol, ırmak veya iki saf sığacak kadar boşluk varsa geridekilerin namazı fasit midir? Büyük camilerde külliyesi ve bölmeleri de dahil imam-me’mun ve saflar arası için sevap bakımından sınırlama vardır, ama cevaz bakımından sınırlama yoktur. Aradaki boşluk vs. büyük de olsa iktida caiz midir? (*) Cami bölümleri arasında kapalı ve kilitli de olsa kıble cihetinde değilse de bir kapının bulunması iktida için yeterli midir? Ev bölümleri arasındaki kapının açık ve kıble cihetinde olması şarttır ve ittifakidir, ama sahalarda imam-me’mum veya safların arasında ırmak da varsa yol da varsa boşluğun üç yüz zirai geçmemesi halinde iktida caiz midir? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET (*) Cema’atin iki sevabı vardır. Birincisi bire 27, ikincisi müminlerin arasında yek diğerine yansıyan faziletlerdir. Mekruhlar da iki kısımdır. Namaz mekruhları ve cema’at mekruhları. Lüzumsuz boş mesafe bırakmak gibi cema’at mekruhları işlenirse cema’atin büyük sevabı gider. Çok şükür ki ikinci sevabı kalır. Bu da azımsanmayacak bir nimettir. Ne yazik ki öteden beri müezzin mahfilleri ya yüksektir veya müezzin tek başına durur. Veya son safdan mesafeli olur. Büyük camilerde aralıksız namaz kılanlar vardır. Adı üzerinde (mescit) secde yeridir. Ne hafızın ne de müezzinin yeridir. Ama müezzin ikametten önce üç ihlas okuması, sesli tesbihat yapması hafızın nağmesi, mevlithanın sayhası kapıda bağırarak “boş geçmeyin” diyenin cema’ati utandırması vs. bunlar neyin nesidir. Başkasının parası ile cami yaldızlamanın, camilerde bağırma ve dilenmenin haram olduğunu yazmayan kitap var mı? ... انا...حسبنا ﷲ [45] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 16 17 17 18 19 19 19 20 20 [46] SUAL Eğer imam camide ise camideki boşluk sayılmaz. Caminin arka duvarı ile dışarıdakiler arasındaki boş mesafe üç yüz zirai 62 cm x 300 geçmedikçe iktida sahih midir? İftitah Tekbiri ve Selam dahil namazın herhangi kavli veya fi’ili bölümüne me'mum imamdan önce veya sonra başlarsa da eğer o bölümün bir kısmında imamla buluşursa beraberlik sevabına nail olur mu? Cema’at imamdan önce iftitah tekbirine veya selama başlarsa namazı batıldır. İmamdan önce diğer ahvale başlarsa beraberlik faziletini mi yitirir? Münferiden hatta cema’atle namazını kılmış bir kimse başka bir cema’atle ikinci bir defa aynı namazı iade etmesi sünnet midir? İmam bila ihtiyar bir hades geçirirse yerine hemen bir halef mi lazımdır? Halefin imam yerine geçmesi menduptur. Yoksa cema’at kendi namazına münferiden devam eder. Ancak cumanın birinci rekâtında iseler cema’atten birinin imam yerine haleflik yapması şart mıdır? Halef her namazda mı lazımdır? İmam son cülusu yaptıktan sonra sehven fazla rekâta kalkarsa cema’at onu bekler. a) Eğer secde yapmadan geri oturursa hep beraber sehiv secdesini yapar ve selam verirler. b) Eğer imam fazla rekâtın secdesini yaparsa cema’at selam verir. İmam ise (münferit de öyledir.) altıncı bir rekât ekler hem farzını kılmış olur hem revatıp sayılmayan iki rekât nafile kılmış olur mu? Her iki şıkta cema’at ya selam verir veya imamı bekler beraber sehiv secdesini yapar selam verirler. İmam ise (münferit de öyle) tam dikildikten sonra geri dönmez rekâtını tamamlar altıncıyı eklemez sehiv secdesini yapar farzını kılmış mı olur? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 21 21 22 22 23 23 SUAL İmam son cülusa oturmadan fazla rekâta kalkarsa cema’at oturup onu bekler. a) Fazla rekâtın secdesini yapmadan geri dönerse hep beraber sehiv secdesi yapar. Selam verirler. b) İmam secdeyi yaparsa cema’atin namazı fasit olur. İmam ise (münferit de) rekâtlarını çiftleştirir. Namazı nafileye dönüşür. O da cema’at gibi farzını yeniden mi kılacaktır? Hiçbir kimsenin farzı fasit değildir. Yine cema’at ya selam verir veya imamı bekler imam da başka rekât eklemez hep beraber sehiv secdesini yapar selam mı verirler? Münferiden namaza durmuş bir kimsenin yanında cema’at için ikamet edilse eğer birinci rekâtın secdesini yapmamışsa namazını keser ve cema’ate uyar. Eğer secde yapmışsa iki rekât kılar, selam verir ve cema’ata uyar mı? Tek rekât (buteyra) da caiz olduğu için (tek reka’t’tan selam verir) ikilemez mi ? (*) Eğer münferit üçüncü rekâtın secdesini yapmışsa farzını tamamlar ve öğle ile yatsı namazı ise ki bunlardan sonra nafile kılınır, nafile olarak mı imama uyar? Hangi namaz olursa olsun o cema’atle tekrarlayabilir mi? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET (* )Şafiilerin üç görüşü Hanefilerce yadırganır: 1- Sabah namazındaki kunut duası 2-Amden de olsa besmelesiz kesilen hayvanın etinin helal oması 3- (Butyta)dedikleri tek reka’tli vitir namazı ile nafile kılanın cema’ata yetişmek için tek reka’atta namazını kesmesi ve sehven kakılan beşinci reka’te altıncı reka’t eklemeden selam verebilmesi. * ( *) Mü’min namazını cema’atla da kılmışsa başka bir cemaatla da tekrar kılabilir, onların dualarına iştirak eder. Fatiha’da {أستعين- }أعبدyerine { نستعين-}نعبدtabiri bunu öğütler. ُدعَايِنْ تَه إِي ِدي قَبُو ْل نَا بِتِن ْگ ْرتِنَا تَه ِژ َحرا ِمى بِتِن ِ “ } ُكو ُگوش ْتHaramdan beslenirsen duaların kabul olmaz” mealindeki Üstad’ın uyarısı tasavvufudur. Umutsuzluk kaynağı değildir. Rumuzlarından biri başkasına iyilik yap ki haram yemediğin ağızları sana dua etsinler. Unutulmamalıdır ki duanın [47] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru KAZA NAMAZI SUAL HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR 1 Vitir namazı geçmişse kaza edilmesi vacip midir? 1 Vitir namazı da vakitli bir sünnettir. Diğer vakitli sünnetler gibi onun da kaza edilmesi mendup mudur? HAYIR EVET 1 Geçmiş sünnetler kaza edilmez. Ancak sabah namazı geçmiş ise ve aynı gün öğleden önce kaza edilirse revatibi ile birlikte kaza edilir, ve öğleden önceki sünnetin farzdan sonra kılınabilmesi, kaza olarak değil sırası bozulmuş ama vaktinde kılınan bir namaz mıdır ? EVET HAYIR 2 Kazaya kalan namazlar beşten fazla değilse, kazalarında tertibe riayet etmek vacip midir? EVET HAYIR 2 Mendup mudur? HAYIR EVET 3 Kaza borcu olan bir kimse revatip, tespih vs. nafile namazları kılabilir mi? EVET HAYIR 3 Namazı kaza etmek ömrlük değil fevridir. Binaen aleyh kazası olan bir kimsenin yaşam zaruretleri dışındaki zamanını kazalarına hasretmesi farzdır. Bu farzı terk etmek hatta vaktini müekked sünnetlerle geçirmesi haram mıdır? HAYIR EVET 4 Seferde geçen dörtlü farzlar hazarda kaza edilirse, iki rekât olarak mı kılınır? EVET HAYIR kabulü matlubun verilmesinden ibaret değildir. Dualar da tesbih, tehlil gibi sevap defterimize geçer. Kılcal dualar paylaşılır, halat haline gelir, ortakların çoğalması ile kristaller gibi yek diğerine yansıyarak nurları çoğalır. Bilindiği gibi maneviyatı üstün kılan üç belirgin fark vardır. 1) Ortakların çoğalması ile hisseler azalmaz, çoğalır. Bu güneşin altında Adem, Havva veya yedi milyar insan yaşar, ısı ve ışığında ne fark vardır. 2) Hırsızlar, zorbalar inanç, siyasi görüş ve idealleri zorladıkça bunlar netleşir, çalınmaz, alınmaz. 3) İlim ve irfan harcandıkça artar, meleke olur. [48] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET 4 Seferde geçen namazlar seferde kaza edilse iki, hazarda kaza edilse dört rekât olarak mı kılınır? 5 Geçmiş sırri bir namaz gece kaza edilirse veya cehri bir namaz gündüz kaza edilirse de namazın asıl vasfı muteberdir. Sırri sırren cehri de cehren mi kaza edilir? EVET HAYIR 5 Namazın kaza edildiği vakit muteberdir. Gece kaza edilen namazlar cehri, gündüz kaza edilenler sırri mi olur? HAYIR EVET 6 Başlanmış nafile namaz kesilirse en az iki rekât olarak kaza edilmesi vacip midir? EVET HAYIR 6 Başlanmış fakat tamamlanmayan nafilenin niyetlendiği gibi kaza edilmesi mendup mudur? HAYIR EVET 7 Mürtet bir kimse İslam’a dönerse, riddet süresinde geçirdiği namazları kaza eder mi? HAYIR EVET 7 Mürteddin idde bitimine kadar nikahı devam ettiği gibi ameli de yanmaz askıya alınır. Son nefesine kadar ne zaman İslam’a dönerse ameli geçerlidir. Dolayısıyla o meşum sürede geçirdiği namazları da kaza mı eder?* HAYIR EVET HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET NAMAZI BOZAN HALLER 1 1 SUAL a) Namazda amden veya sehven iki harflik bir konuşma (sehven verilen selam hariç) namazı ifsat eder mi? b) Eğer musalli namazda olduğunu unutarak konuşursa o konuşma altı kelimeyi aşmadıkça namazı sahih midir? (*) Efendimiz namazı tamamlamadan sehven selam vermiş ve {}لم تقصر و لم أنس أ كما يقول ذو اليدين demiş ve namazı yenilememiş, devam ederek tamamlamıştır. [49] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 2 3 3 3 4 4 5 5 5 SUAL Sesli okuyabilmek için veya sesini güzelleştirmek için boğazını temizlerken çıkardığı sesten iki harf anlaşılırsa namaz fasit olur mu? a) Me'mum kıra’ata takılmış olan imamının önünü açarsa her ikisinin de namazları bil ittifak sahihtir. Ama imam me'mum olmayan birinin ikazına uyarsa namaz fasit olur mu? b) İmam veya me'mum veya münferit bir musalli başka birinin kıra’atını hatırlatırsa namazı fasit olur mu? c) Eğer hatırlatma kasdı ile beraber zikir kasdı da varsa namazı sahih kalır mı? a) Bir musalli başkasının “Allah veya Muhammed” demesi üzerine sena ve salat okursa veya içeri girmek isteyene (girin…) mealindeki ayeti okursa namazı fasit olur mu? b) Eğer zikir niyetini de taşıyorsa namazı sahih midir? a) İnsanlardan da istenebilecek bir dua, mesela: (Allah’ım bana bir elma ver) gibi bir dua namazı fesada götürür mü? b) “Allah sana rahmet etsin” gibi birine hitap ederek yapılırsa o dua namazı bozar mı? c) Namaz içinde iken birinin "önündeki safta boşluk var oraya geç" emrine uymak namazı bozar mı? Namaz mekruhlarında önemli bir ihtilaf yoktur. [50] HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SEHİV SECDESİ 1 1 2 2 3 3 3 4 4 4 4 5 5 SUAL Secde sebebi hasıl olursa secde yapmak vacip midir? Sehiv secdesi sünnet midir? Sehiv secdesi: selamdan önce iki secde yapılır ve hemen selam mı verilir? Sağa selam verilir iki secde yapılır. Tekrar teşehhüt okunur ve selam mı verilir? Namazda farz, vacip ve sünnet vardır. Sehiv secdesi farzın tehiri, vacibin terk veya tehiri dolayısı ile vacip mi olur? Namazda vacip yoktur. Sünnetler (ebat) büyük ve (hey’at) küçük olarak iki kısımdır. Ebadın terkinden ve bilmeyerek namaza aykırı bir halın husulünden dolayı sehiv secdesi sünnet mi olur? Namaza aykırı hal küçükse secde gerekmez. Bu ittifakidir. Ama büyükse amdi de sehvi de secde ile telafi edilemez, namazı bozar mı ? Terki veya fiili secdeyi gerektiren bir hal kasten de yapılsa sehiv secdesi sünnet olur mu? (*) Adı üzerinde sehiv için yapılır amdi hal ya muaf veya müfsit midir? Namaza ecnebi olan hal üç kısımdır. Ya büyüktür amdi de sehvi de namazı bozar veya küçüktür ve muaftır. Veya orta boyludur. Amdi namazı bozar sehven yapılanı secde ile mi tedarik edilir ? Orta boylunun amdi gibi sehvi de müfsit midir? Fatihayı sehven ka’dede okuyan sehiv secdesi yapar. Lakin teşehhüdü sehven kıyamda okuyanın namazı fasit olur mu? Her iki durum da sehiv secdesini mi gerektirir? HANİFİ EVET HAYIR ŞAFİİ HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET (*) Örneğin, sabah kunutu kasten okunmamışsa yine de secde ile cebredilir. *) Hanefilerce bu secde adı üzerinde sehivleri telafi eder. Şafiilerce ( )ت َعمداkasten yapılan noksanlarda da sehiv secdesi yapılır. ( [51] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru TİLAVET SECDESİ SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Tilavet secdesi vacip midir? EVET HAYIR 1 Tilavet secdesi sünnet midir? HAYIR EVET 2 Tilavet secdeleri 14 adettir ve mushaflarımızda yazılı olan yerler midir? EVET HAYIR 2 Tilavet secdelerinin adeti 14’tür, ama sad suresindeki secde şükür secdesidir. Hac Suresinin sonunda, mushaflarımızda işaretlenmemiş bir tilavet secdesi var mıdır? HAYIR EVET 3 Tilavet secdesi: Ayağa kalkılır, bir tekbir alınır ve secdeye varılır. İkinci bir tekbirle kalkılır ve öylece mi biter? EVET HAYIR 3 Tilavet secdesi: Oturulan yerde eller kaldırılarak bir iftitah tekbiri alınır. İkinci bir tekbirle secdeye varılır. Üçüncü bir tekbirle kalkılır ve sağa-sola selam mı verilir?* HAYIR EVET ( *) (Elimam) mushafı kıyamete kadar dokunulmazlığını sürdürecektir. Hatta imla ihmallerine kalem ve silgi değmemiştir. Örneğin { أُولَئِ َك- ُ َعلَ ْيه- } تِ ْلقَائِي. Ancak matbaa mizanpajı “Hanefi-Maturidi” resmiyetine uyarlanmıştır. Örneğin: Hatim duasında sevap devri niyaz edilir. “Şafii Eş’ari” ise okuma sevabını kimseye hibe veya hediye edemezler, nurunun İslam alemine saçılmasını diler ve {}مثلثوابderler.. 2) Sad suresi secdesi nakş edilmiş hac suresinin son secdesi işaretlenmemiştir. 3) Fatiha suresinin iki defa nazil olmuş yedi ayetlik bir sure olduğu sabit olduğundan eski matbaaların bir kısmı Elimam dışındaki bazı Mushaflara dayanarak birinci “ ”عليھمden sonra bir yarım yıldız nakş ettiler, daha sonraki matbaalar hiçbir besmeleye vermedikleri bir rakamı Fatiha’nın besmelesine verdiler ve dolaysıyla ayetlerin adedi matbu ve murakkam Mushaflarda 6234, İbni Kesir ( )إبن كثير6000, Kurtubi 6226 der. Besmeleler ve kırattan kalkmış olan ayetler Fatiha sonundaki ayet gibi uzun ayetlerin bitişik iki ayet olma ihtimali kunut ile “Muavvizeteyn” son iki sureye ilişkin söylentiler. Galatı meşhur 6666 rakamını kutsallaştırmıştır. Kapağımızdaki 0 (sıfır) binlerce ittifakı, rakamlar ihtilafı simgeler. [52] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ŞÜKÜR SECDESİ SUAL HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Cami müşterek bir namazgâhtır. Caminin sergi ve seccadeleri kimseye sütre olamaz. Binaenaleyh musalli eğer önünden geçilecek bir noktada namaza durmuş ise sorumluluk ona aittir, namazının hurmetini o bozmuştur, kimseyi camide hapis etmeye hakkı yoktur. Önünden geçen kimseleri mesul tutamaz, hiç kimseyi geçmekten engelleyemez, bil ittifak mesuliyet tamamen ona aittir. Cami dışında herhangi bir yerde namaza duran bir kimsenin kendi sağında veya solunda dikili veyahut çizili bir sütre edinmesi ve başka geçit varsa önünden geçenleri asgari bir işaret veya hareketle engellemesi sünnet midir? HAYIR EVET 1 Namazın önünden geçeni engellemek ruhsat mıdır? EVET HAYIR Ypılışı: Tilavet secdesi gibidir. Hükmü: Sünnettir. 1 Sebebi: a) Bir nimetin husulü, b) Bir musibetin zevali, c) Bir musibetzedeyi görmektir. O musibetzede masum ise onun gıyabında yapılır, suçlu ise bir fitneye mahal vermemek şartıyla uyarı mahiyetinde onun karşısında şükür secdesi yapılır mı? 2 Şükür secdesi sünnet değil, mendupdır ve tilavet secdesi gibi iki tekbir arasında mı yapılır? SÜTRE [53] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru CUMA NAMAZI 1 1 2 2 2 3 3 4 4 5 5 6 * SUAL Cuma namazı ancak sultanın veya vekilinin izin verdiği cami ve mekânlarda mı kılınır? Şeriatı uygulayan bir sultan varsa da Cuma namazı için izin şart değildir. Müslümanlar cumanın diğer şeraiti dâhilinde cuma namazlarını kılabilirler mi? Darü’l-İslam küffar tarafından işgal edilse veya müteğallibler tarafından şeriat rafa kaldırılıp uygulanmaz hale gelirse daru’l-küfre dönüşür mü? Günümüzde iş başındakilerin izni zaten geçersizdir, aranmaz. Müslümanlar kendi imamlarını seçip Cuma namazlarını kılabilirler mi? Cuma namazı için cumayı kılanların kararı yeterli midir? Daru’l-İslam küffar veya müteğallibe bir taife tarafından idare edilirse de daru’l-küfre dönüşmez, daru’l-İslam mi sayılır? Cuma namazı için 3 kişi yeterli midir? İmam dâhil yerli ve namazları sahih kırk kişinin bulunması şart mıdır? Cumayı kıldıran imamın selamından önce Cuma ile mükellef olan bir kimsenin öğle namazına başlaması mekruh mudur? Bu kişinin namazı fasit midir? Cuma kılınan şehir içinde öğle namazını cema’atle kılmak herkes için mekruh mudur? Cuma mükellefi olmayanlar için hatta cuma fevtinden sonra cuma mükellefleri için de her yerde öğle namazını cema’atle kılmak sünnet midir? İhtiyaçtan dolayı da olsa bir şehirde üçten fazla cumalar kılınsa Zuhr-ı ahiri (normal öğle namazı) kılmak bir kavle göre mendup, diğer bir kavle göre vacip mi olur?* HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR Zuhr-i Ahir: Farz şaraiti ile kılınan edası farz olmayan bir namazdır, ihtiyaten kılınabilir. Cuma mükellefinin içerideki ezandan sonra yaptığı akitler geçerlidir, ama günahkar olur. [54] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 6 7 7 8 8 9 9 10 11 11 12 12 13 13 SUAL Bir şehirde ihtiyaçtan fazla yerlerde cumalar kılınsa ve hangisinin daha önce selam verdiği bilinmezse bir kavle göre öğle namazını kılmak farz mı olur? İmamın selamından önce hatta sehiv secdesinden sonraki cülusta da olsa cema’ate yetişen bir kimse iki rekâtını tamamlar ve cumaya yetişmiş sayılır mı? Son rekâtın rükuünü imamla yapan bir mesbuk iki rekât olarak cuma namazını tamamlar. Ama son rekâtın rükundan sonra iktida eden bir kimse cumaya niyet eder; fakat imamın selamından sonra öğle namazı olarak dört rekât mı kılacaktır? Yolda cuma namazını kılacağını sanmayan bir kimsenin cuma günü zaruret olmadan fecrinden sonra sefere çıkması haram mıdır? Ancak öğle vakti girdikten sonra cuma namazını kılmadan sefere çıkmak mı haram olur? Herhangi bir zikir hutbe olabilir mi? Hutbenin beş rüknü vardır. Hamd, salat, ayet, vasiyet ve dua mıdır? Hatibin minbere çıkıp dönünce cema’ate selam vermesi sünnet midir? Hutbe esnasında sükut etmek vacip midir? Hutbe esnasında sükut etmek sünnettir, ancak peygamberimizin adı geçince sirren salavat getirmek ve imamın duasına âmin demek de süküt mu sayılır? Hatip minberde iken camiye giren bir kimse hafif olarak iki rekât tahiyyet kılabilir mi? Hatip minbere çıkınca her türlü namaz kesilir mi? Cumalarımızın te’amülünde dört ilk sünnet, iki Cuma farzı, dört son sünnet, dört öğle, iki rekat da vakit sünneti olmak üzere 16 rekât mı kılınır? Dört ilk sünnet, iki cuma, dört Zühre (bir kısım camilerimizde cema’atle) dört son sünnet olarak 14 rekât mı kılınır? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET [55] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SEFERİ NAMAZ SUAL 1 Asgari üç günlük mesafe olan 90 kilometrelik bir sefere çıkan bir kimse belediye hududu dışına çıkınca seferidir, ve dört rekâtlık farzları iki rekât olarak kılması vacip midir? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET Çünkü namazın aslı iki rekâttır. 1 Hazarda ve seferde namazın aslı dört rekâttır. Eğer sefer mesafesi iki gönlük ise kısaltma ruhsattır, eğer üç günlük veya daha fazla ise kısaltmak yine vacip değil evla mıdır? 2 Eğer yolcu kimse kasır azimetini ihlal edip bu farzları dört rekât olarak kılarsa birinci teşehhüt cülusu yapmışsa namazı sahihtir. O cülusu yapmamışsa namazı fasit midir? 2 Kasr etmek azimet değil ve her iki takdirde de namazı sahih midir? 3 Sefere çıkması haram olan bir kimse dini bir kolaylık olan sefer "namazları kasır, cem, oruç tutmamak, Cuma’yı kılmamak, kurban ve mesh gibi ruhsatlarından yararlanabilir mi? EVET HAYIR 4 Yolcu kimse dört reka’tlik farzın edasında mukim olana uyarsa dört rekat kılacaktır. Ama seferde kazaya kalmış dört reka’tli namazı kaza ederken mukim imama uyamaz. Çünkü onun farzı iki rekat olarak zimmetinde kesinleşmiştir, dört rekata dönüşemez. İmamın birinci oturuşu imam için sünnet veya vaciptir. Ama yolcu kişi için son oturuştur ve farzdır. Kuvvetliyi zayıfa tabi kılmak cema’atin şartlarına aykırı mıdır? EVET HAYIR 4 Seferde geçen dört rekatlık farzı seferdeyken kaza eden yolcu kimse iki veya dört rekat olarak kılmakta serbesttir ve edada olduğu gibi kazada da mukime uyması caiz midir? HAYIR EVET [56] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET 5 Yolcu kimse, bir yerleşim yerinde 15 gün kalmaya kesin niyet ederse oraya vardığında mukim mi sayılır? 5 Yolcu kimse, bir yerde dört gün kalmaya kesin niyetli ise orada mukim mi sayılır? 6 Yolcu kimse, gittiği yerleşim yerinde işinin ne zaman bitip evine döneceğini bilmiyorsa ve işinin 15 günden az bir müddette biteceğini umuyorsa ömür boyu orada kalırsa yine seferi midir? EVET HAYIR 6 Yolcu kimse, her zaman 4 günden aşağı bir müddette döneceğini umuyor ve bu iş uzarsa 18 güne kadar seferidir, ondan sonra mukim mi sayılır? HAYIR EVET 7 Yolcu kimse, öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı takdim veya te’hir ederek birleştirebilir mi? HAYIR EVET 7 Ancak arafat’ta ikindiyi takdim, Müzdelife’de akşamı te’hir suretiyle mi birleştirebilir?* EVET HAYIR SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Farzlar iki kısımdır. 1. Sahih ve sarih delil ile sabit olan itikadi farzlar ki inkârı küfürdür. 2. Sıhhati veya sarahati kesin olmayan ameli vacipler. İşte vitir namazı bu türden olup vacip midir? EVET HAYIR 1 Vitir namazı sünnetlerin en müekkedi midir? HAYIR EVET 2 Kazalar tertibinde vitir de diğer farzlar gibi midir? EVET HAYIR 3 Vitir namazı bir tahrime ve bir selam arasında üç rekâtlık bir namaz mıdır? EVET HAYIR VİTİR (*) Namazı birleştirmekte Hanbeli’ye taklit etmek terk etmekten iyidir. [57] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 3 Vitir namazı en az bir, en çok 11 rekâtlık bir namazdır. Ve Hanefilerin cevaz vermediği (buteyra) bir tahrime ve bir selam arasında tek rekâtla biten namaz mıdır? HAYIR EVET 4 Vitir namazının son rekâtında zamm-ı sureden sonra eller kaldırılarak bir tekbir alınır ve bilinen kunut duası veya herhangi bir dua okunarak mı kılınır? EVET HAYIR 4 Yalnız Ramazan ayının son yarısında sabah namazında olduğu gibi vitrin son rekâtında da kunut duasını okumak sünnet midir? HAYIR EVET 5 İmam kunutu cehren okur me'mum da sena kısmını okur ve dua kısmına amin mi der? HAYIR EVET 5 İmam, me'mum ve münferit herkes konutu sırren mi okur? EVET HAYIR HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET TERAVİH SUAL 1 Teravih namazının ikişer rekât kılınması vacip midir? 1 Teravih namazını dörder rekât kılmak bazı imamlarımızın yöresel alışkanlığından ileri gelir. Hanefi fıkhına göre ikişer rekât kılmak daha mı evladır? EVET HAYIR 2 Kazası olan kimse teravih kıldıran imama uyarak kaza namazlarını kılabilir mi? (*) HAYIR EVET (*) Teravih kıldıran imama uyarak kaza kılmak ki Şafiilerde sünnet kılan imama farz kılan kimse uyabilir. İmam iki rekât başında selam verir. Kaza kılan kalkar namazının kalanını tamamlar. Hatta imamın ikinci ikiliye başlamasını beklemeden kalkmışsa namaz esnasında imama uyma niyeti ile tekrar cema’ate girebilir. Ve akşam namazı kazası ise 3. Rekâta iştirak edebilir. (**) Namazları birleştirmekte hanbeliye taklit etmek terk etmekten iyidir. [58] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru BAYRAM NAMAZI SUAL HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET 1 Cuma namazını kılmakla mükellef olan kişilere bayram namazı vacip midir? 1 Sünnet midir? 2 Cemaatle kılınması şart mıdır? 2 Mina’daki hacılar hariç cema’atle kılınması sünnettir. Münferit olarak da kılınabilir mi? 3 Ramazanın 30. günü öğleden sonra bayram olduğu anlaşılırsa bayram namazı ancak ertesi gün öğleden önce mi kaza edilecektir? 3 İstenilen zaman kaza edilir mi? 4 Kurban bayramı namazı özürlü olarak gecikirse 3. güne kadar kılınabilir. Mazeretsiz geciktirilmesi mekruhtur. Yine de üçüncü güne kadar kılınır mı? EVET HAYIR 5 Bayram namazının diğer namazlardan olan farkı 1. rekâtta kıraatten önce, 2. rekâtta kıraatten sonra üçer tekbir midir? EVET HAYIR 5 1. rekâtta kıra’attan önce 7 tekbir, 2. rekâtta yine kıra’attan önce 5 tekbir mi alınır? HAYIR EVET 6 1. Hutbe 9 tekbir, 2.hutbe 7 tekbirle mi başlar? HAYIR EVET 6 Diğer hutbelerden farksız hutbe mi okunur? EVET HAYIR 7 Her farz namazdan sonra bir defa teşrik tekbiri getirmek vacip midir? EVET HAYIR 7 Her farz namazdan sonra bir defa teşrik tekbiri getirmek sünnet midir? HAYIR EVET 8 Teşrik tekbiri iki defa { }ﷲ اكبرile mi başlar? EVET HAYIR 8 Teşrik tekbiri üç defa{ }ﷲ اكبرile mi başlar? HAYIR EVET [59] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru NAFİLE NAMAZLAR SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Öğle namazından önce müekked revatib dört rekâttır. Sonraki revatib iki rekâttır. Cuma günü dört rekât mı olur? EVET HAYIR 1 Cuma dahil her gün öğle namazı farzından önce iki müekked iki de nafile kılınır. Farzdan sonra da aynı mıdır? HAYIR EVET 2 Sünnet ve nafile namazları (teravih ve evvabin hariç) gece de olsa bitişik dörder rekât olarak kılmak daha mı evladır? EVET HAYIR 2 Teravihi ikişer rekât kılmak şarttır. Diğerleri de ikişer kılmak evla mıdır? HAYIR EVET 3 Yatsı namazından önce dört rekât nafile var mıdır? EVET HAYIR 3 Hem akşam hem yatsı namazından önce ikişer rekat nafile var mıdır? HAYIR EVET 4 Bir selam ile kılınan dört rekâtlık müekked sünnetlerin üçüncü ve dördüncü rekâtlarında Fatiha’dan sonra yalnız sure vardır. Fakat nafilelerde: a) Birinci teşehhütde salat b) Üçüncü rekâtın başında sübhaneke, euzu besmele ve sure, dördüncüde de zamm-ı sure mi vardır? EVET HAYIR 4 Bunların hiç birinde bunların hiç biri yoktur. Dörtlü farzlar gibi mi kılınır? HAYIR EVET 5 Salatud’duha namazının azı dört rekâttır. Çoğu için sınır yok mudur? EVET HAYIR 5 Salatud’duha namazının azı iki, kemalı sekiz, Ekmeli on iki rekât mıdır ? HAYIR EVET 6 Evvabin bir selam ile kılınan altı rekâtlık bir namaz mıdır? EVET HAYIR 6 Asgarisi iki rekat, kemali altı, ekmeli 20 rekâttır ve ikişer rekât olarak mı kılınır? (*) HAYIR EVET (*) 12 Rekâtlık Regaip ve 100 rekâtlık Berat namazları bid'a olup, tesbih, tahiyye, teheccüt abdest vs. neva fil namazlarında ihtilaf yoktur. [60] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru HASTA 1 1 2 2 3 SUAL Ayakta duramayan bir kimse namazını oturarak, oturamayan yatarak ve başıyla işaret ederek kılar. Onu da yapamıyorsa kaşı ile gözüyle işaret eder, onu da yapmazsa kalbinden icra ederek mi namaz kılacaktır? Namazını edası için başıyla dahi işaret yapamayan kimse ne eliyle ne gözüyle ne de kalbiyle namaz kılamakla mükellef değildir. İyileşince de beş farzdan fazla kaza etmesi vacip değildir, yalnız beş farzı kaza etmesi vacip midir? Oturarak namaz kılan bir kimse namaz esnasında iyileşip ayağa kalkabilirse kalkar ve namazının kalan kısmını tamamlar; lakin işaretle kılan bir kimse kalkar ve yeni baştan tam bir namaz mı kılmalıdır? Biraz önce bahsi geçen her iki takdirde de kişi kalkar namazının kalan kısmını mı tamamlar? İşaretle namaz kılana sağlam biri iktida edebilir mi? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAVF (KORKU NAMAZI) Korku, nöbet, rasat namazı Ebu Yusuf’a göre yoktur. 1 (*) SUAL İmam namazın yarısını kılınca cema’at selam vermeden nöbete gider, nöbettekiler gelir bekleyen imama uyarlar. İmam selam verince 2. grup selam vermeden nöbete gider, 1. grup gelir namazının kalan kısmını lahik olarak bitirir. Sonra 2. grup döner namazının kalanını mesbuk olarak mı tamamlar?* Mazur kişi eğer oturup secde yapabiliyorsa sandalyede kıldığı namaz batıldır. Vaizler uyarmalıdır. [61] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 1 2 2 SUAL Tehlike kıble cihetinde ise imam her bir taifeye tam bir namaz kıldırır. İmam iki defa namaz kılmış olur veya hep beraber namaza dururlar. İmam eğilince bir taife ayakta bekler, imam kalkınca rüku’ ve secdesini yapar imama kavuşur. Tehlike başka cihette ise imam bir taifeye namazın yarısını kıldırır. cema’at mufarekât eder namazını bitirir ve nöbete gider. Öbür grup gelir bekleyen imama uyar ve mesbuk olarak namazını tamamlar. Ve eğer imam selam vermemişse beraber selam mı verirler? Korku şiddetinde işaretle namaz kılınır, ve hiçbir hareket o namazı bozmaz her türlü hareket muaf mı olur? Şiddetli korku halindeki namaz esnasında binite binmek, yürümek ve silah kullanmak namazı bozar mı? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET İSTİSKA (YAĞMUR) NAMAZI 1 1 SUAL Yağmur için topluca duaya çıkılır ve özel bir namazı yoktur. Ancak o esnada nafile kılınabilir mi? Yağmur namazı için dış elbise ters çevrilir, bayram namazı gibi cema’atle iki rekât namaz kılınır ve sonrasında hutbe okunur mu? HUSUF - KÜSUF (AY-GÜNEŞ TUTULMASI)NAMAZI 1 1 [62] SUAL Ay veya güneş tutulmasında yetkili imam varsa cema’atla, yoksa münferiden iki rekât namaz mı kılınır? Her hangi bir imam cema’ata ikişer rükulu ve ikişer kıyamlı iki rekât namaz kıldırır ve hutbe de mi okur ? Münferit de olur. Bu namazın her bir rekâtında iki rüku ve iki kıyam mı vardır? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru CENAZE NAMAZI 1 1 1 2 2 3 3 4 5 5 6 6 7 SUAL Cenaze namazında 1. Tekbirden sonra sübhaneke, 2. Tekbirden sonra salavat, 3.Tekbirden sonra dua, 4. Tekbirden sonra selam mı verilir? Birinci tekbirden sonra Fatiha okunur diğerleri ayni midir? Eğer cenaze namazında fatiha dua niyetiyle okunsa mekruh değil. Kıra’at niyetiyle okunsa mekruh mu olur? Yalnız birinci tekbirde mi eller kaldırılır? Cenaze namazının her tekbirinde eller kaldırılır ve bağlanır mı? İmam cenazenin göğsü hizasında mı durur? Cenaze kadın ise imam göğüs hizasından daha aşağıda durur. Erkekse başının hizasında durur ve cesedin çoğu imamın sağında olsun diye başının doğuya doğru konulması evla mıdır ? Cenazenin gıyabında namazı kılınır mı? Namazı kılınmadan bir cenaze defnedilmişse üç güne kadar veya bozulmayınca kadar mı namazı kılınabilir? Aradan seneler de geçmişse ölümü tarihinde namaz kılmaya ehil olanlarca onun cenaze namazı kılınabilir mi? Cenaze namazını kıldırmak evvela akrabalarının hakkıdır. Daha sonra ulu’lemrin yetkili kıldığı imamın hakkı mıdır? Ulu’lemir akrabadan önce mi gelir? Sultan veya veli-akraba cenaze namazını kılmışsa (cema’atle kılınmışsa) hiç bir kimse nafile olarak o namazı kılamaz. Eğer sultan dışında birileri kılmışlarsa, veli- akraba tekrar kılabilirler mi?* HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR (*) Hz. Peygamber (as) giyaben Necaşi’nin cenaze namazını kımıştır. Hanefi ve Malikilere göre bu onun zatına hastır. [63] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 7 8 8 9 10 11 11 12 12 13 14 14 15 15 [64] SUAL Cenaze namazını her kim kılmışsa tekrar kılamaz. Ama kılmayanlar ölüm tarihinde namaz ehli iseler cenazenin bozulduğu kesinleşmedikçe münferiden veya cema’atle kılabilirler mi? Yağmur ve çamur gibi bir durum yoksa cenaze dışarıda da olsa cami içinde namazının kılınması mekruh mudur? Mendup mudur? İnsan, hayvan veya taşıtla taşınmakta olan cenazenin namazı kılınır mı? Yıkanması lazım olmayan dünya şehidinin cenaze namazı da farz-ı kifaye midir ? Ölümü kesin olan bir cesedin küçük bir parçası bulunsa yıkanıp kefenlenerek namazı kılınır mı? Ancak cesedin yarısından fazlası veya başıyla yarısı bulunsa mı bunlar yapılır ? Şeri’atı hakim kılmak için küffarla çarpışıp, harp darbeleri ile harp sahasında ölen akil, baliğ, Tahir kimse yıkanmadan kanıyla, kanlı elbisesi ile mi defn edilir ? Bir kimse harp sahasından taşınsa da harp bitmeden ölse ve temiz değilse, cünüp veya haiz bayan da olsa, yine kanlı elbiseyle mi gömülür, yıkanmadan mı gömülür? Zulmen öldürülen ve katlı dolayısıyla diyet lazım gelmeyen bir maktul da bu hükme dâhil midir? Geçerli nikah üzere olan eşlerden biri ölünce diğeri onun cenazesini yıkayabilir mi? Erkek karısını yıkayamaz, ama boşanmayan veya rac’iyye iddesinde olan bir kadın kocasını yıkayabilir mi? Cenazeyi yıkayacak hemcinsi yoksa veya cenazenin cinsiyeti müşkül ise teyemmümle mi defnedilir? Teyemmüm evladır, lakin mahremler yekdiğerini ve müşkülü de her iki cinsin yıkaması da caiz midir? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 16 17 17 18 18 SUAL Cenaze kıbleye tevcih edilmeden defnedilmişse ve henüz bozulmamışsa kabr açılıp tevcih edilmeli midir? Cenaze geçerken ayağa kalkmak müstehap mıdır? Cenaze geçerken ayağa kalmak mekruh mudur? Cenaze tabutunun arkasından yürüyerek ibret almak evla mıdır ? Cenaze tabutunun önünden yürüyerek ona duayla şefa’at dilemek, arkasında yürümekten daha mı evladır? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET ISKAT Iskat kelimesi ne Hanefi ne de Şafii kaynaklarında geçer. Ancak fidye, keffaret ve zekât Kuran-ı Kerim’de geçe, ama ölülere değil dirilere hitap eder. Iskat üç şartla vacip olur. (*) SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 1- Hayatta iken mali vecibelerle mükellef olacak kadar varlıklı olup vecibelerini yapmamış olmak. 2- Miras bırakmak. 3- Vasiyette bulunmak mı? EVET HAYIR 1 Iskatın vücubu için 1. ve 2. Şart mevcut ise 3. Şart olan vasiyet yok ise de mirasın re’sü’lmalından mi ıskat verilir? (Bkz. - Oruç sual 16, Zekât sual 4) HAYIR EVET 1 Iskatı verirken "hocam al şu ıskatı hallet" deyip hocayı paraya yenik düşürmek ve en az töhmet altında bırakmak, fakirleri çağırıp gururlarını rencide etmek, vebalı hocaya aittir demek yerine; on fakirin cebine eşit veya farklı olarak gizlice bir miktar para bırakmak en doğru yol mudur? EVET EVET ( *) Namazın keffareti için ne delil vardır ne de kıyas. (Ö.N.B. İlmihali, Sf. 207) Zekât mükellefi ölürse terekesinden zekât çıkarılmaz varislere miras olur. (Ö.N.B. İlmihali, Sf. 291) ( **) Hanefiler tabutu kabrin kıblesine koyarlar, meyyiti yatay olarak kabre indirirler. Şafiiler ise tabutu mezarın ayak tarafına bırakırlar, meyyiti dikey olarak kabre indirirler. [65] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru İskat için miktar yoktur. Vitirle beraber bir aylık namaz 180 fitre eder veya yeminin çarpımı 100 + 61, keffaret: 161 fitre (v.s.) rakamları vermek ve fitreyi de Diyanet’in tavsiye ettiği yüksek fiyattan hesaplamak asılsızdır. Bu iş yaslının haleti ruhiyyesini istismar etmektir, sahtekarlıktır, haramdır. Devir, 40 Yasin, hatim, mevlid, helva, senelik hatim, 54. Gecesi, Tehlil Hatmi (v.s.) ne vacipdir ne de sünnettir. Peygamberimiz (a.s.) hiçbir akrabası için bunları yapmamış ve hiçbir akrabası da onun için böyle bir şey yapmamıştır. Bunlar bölgesel örf ve adetlerdir. Fakir kimseler bu işleri toplumda gururuna yedirmemek ve riyadan dolayı yaparlar, aile efradına sıkıntı ve kısıntı verirler. Borçlarını zamanında ödeyemezler, günahkar olurlar; alanlar da haram yemiş olurlar, paranın gözü kör olsun. Zenginler için zikrolunan bu işler hayrat ve hasenattır. İyiliğin adı, tavanı ve israfı olmaz, yapılan iyilik suya da atılsa balık bilmezse halık bilir. İsrafda hayr olmadığı gibi hayırda da israf yoktur. DEVİR Veli emanet değil ödünç olarak kadınlardan hulliyat alır ve ölünün ömrü ibadetlerle çarpılır, korkunç bir meblağ meydana gelir. Bu devir meblağı bulmak için üç şekilde yapılır. 1- Bir fakir 9 fakirin vekâletini alır ve o altın kesesini veliden alıp ona hibe eder, tekrarlar en son velide kalır. 2- On fakire keffaret verme vekâleti verilir, veli para kesesini onlardan birine verir, o da diğerine verir, o da diğerine derken sonunda veliye hibe edilir. 3- Veli on kişilik fakir halkasının ortasında oturur ve devir için hazırlanan meblağı birine verir, hibe olarak geri alır, tekrar öbürüne verir. Böylece devir işi sona erince sonunda hulliyyat veli olanda kalır ve sahiplerine iade eder, fakirlere bir şeyler vererek helalleşir.* *( *) Sağımızdaki melekin sevap defteri 4 sütundur: 1) Cazip bir harama fırsat bulmuş iken sakınma sütunu 2) Farz veya sünnet, mali veya bedeni ibadet sütunu. Bu iki vazifenin kaderi, barajı, santrali Allah’a aittir. Elimize anahtar olarak cüz-i ihtiyar verilmiştir. Dokunduğun zaman kaderiler gibi suyu, elektriği icat ettim diyemediğin gibi cebriler gibi hiçbir şey yapmadık, kader yaptı da diyemeyiz. 3) Herhangi bir musibete duçar olma durumu. 4) Başka kimselerden manevi gönderiler sütunu. Bu iki sütunda seçenek ve emeğimiz yoktur, tamamen Allah’ın ihsanıdır. Taziyelerde musibetzedeye v merhuma bu iki sütundan dua ederiz. Müteveffanın [66] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ORUÇ SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Farz olan her oruç için niyyetin geceleyin getirilmesi şart mıdır ? HAYIR EVET 1 Ancak Ramazan kazası, keffaret ve belirsiz nezr oruçlar için mi niyyetin gece yapılması şartı aranır? EVET HAYIR 2 Ramazan edası, muayyen nezir ve nafile oruç için gece niyyet edilmemişse de gündüz öğleye kadar orucu bozan bir şey yapmamışsa mutlak bir oruç niyeti yeterli midir? EVET HAYIR 2 Bu cevaz yalnız nafileye mi mahsustur? HAYIR EVET 3 Sahura kalkıp sahur yemeğini yemek oruç için niyet sayılır mı? EVET HAYIR 3 Ancak oruç için sahur yediği aklından geçerse veya şafak sökmüş olabilir diye yemeği içmeyi terk ederse yeterlidir, yoksa o gün oruca devam eder ve daha sonra bir gün kaza mı edecektir? HAYIR EVET 3 Ancak sahur yemeğini yerken oruç tutmamaya kararlı ise o zaman sahur niyet sayılmaz o günü kaza mı edecektir? EVET HAYIR 4 Bayram ve teşrik günleri oruç tutmak haram ve fasit midir? HAYIR EVET 4 Haramdır ama bir nezre tesadüf ederse geçerli midir? EVET HAYIR önüne artık ne haram ve ibadet ne de musibet gelir. Ancak 4. Sütunu kıyamete kadar açıktır. Burada iki soru akla gelebilir: a) Taziyelerde okunan Fatiha’nın kaynağı var mıdır? El cevap: Müminlerin ezbere bildiği hem kuran hem dua olan Fatiha ile duaya başlamak seleflerimizce ananeleşmiştir, sünnete mütemaşi (paralel)dir, sünnete zıt bir bid’at değildir. b) Kıraatın sevabı ölüye ulaşır mı? El cevap: Bedeni ibadetlerde vekalet, vasiyet, velayet olmaz. Ancak, vefatı okumaya vesile olur. Okuma anında kalblerde hatırlanır nurlanır. Ona ve İslam alemine yansıma yolu ile birer tam Fatiha ulaşması niyaz edilir. (**) Orucunu yememeye kararlı olan bir kimse akşamleyin yarınki oruca özel bir niyet getirmemiş ise de orucu sahihtir. [67] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 5 Ramazan başında ve sonunda hilali gördüm diyen tek şahit eğer hür, erkek, adil ve reşit biri ise hava açık da olsa şahadeti yeterli midir? HAYIR EVET 5 Açık havada birkaç kişinin hilali görmesi lazımdır, ama hava muhalefetinde tek şahit köle de olsa kadın da olsa yeterli midir? EVET HAYIR 6 Şaban’ın 29. Gününde hilalin görüldüğü dedikodusu dolaşırsa veya hava kapalıysa ertesi gün şekk günü mü olur? HAYIR EVET 6 Hava kapalıysa şekk günü olmaz, Şaban'dan mı sayılır?* EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET Şek günü orucu a) Ramazan niyetiyle tutmak tahrimen mekruhtur. 7 b) Ramazan ise Ramazan, değilse nafile olsun niyetiyle tutmak tenzihen mekruhtur. c) Nafile niyetiyle tutmak mendupdur. Her üçünde de Ramazan yerine geçer, ancak Ramazan değilse oruç değilim tereddüttü içinde ise niyetsiz mi sayılır? 7 Şekk günü oruç tutmak haramdır ve Ramazan'dan sayılmaz, ancak kaza, virt ve nezr mesabesinde mi tutabilir? İSTİSHAB: Asıldır. Şüpheli zaman, önceki zamandan sayılır. Şüpheli imsak orucu bozmaz, şüpheli iftar orucu bozar. 8 Otuz günlük Ramazan tutulmuş ve hava açık olduğu halde ay görülmezse oruca devam mı edilir? 8 Bu durumda eğer geçerli şahadetle Ramazan başlamışsa bayram mı yapılır? EVET HAYIR HAYIR EVET (*) Orucunu yememeye kararlı olan bir kimse akşamleyin yarınki oruca özel bir niyet getirmemiş ise de orucu sahihtir. [68] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 9 Nafile olarak tutulup bozulan orucu kaza etmek vacip midir? EVET HAYIR 9 Nafile namazda olduğu gibi bozulan nafile orucun da kaza edilmesi mendup mudur ? HAYIR EVET 10 Şaban’ın son bir-iki günü (virt hariç) oruç tutmak mekruh mudur? EVET HAYIR 10 Şaban’ın son yarısında (virt hariç) oruç tutmak mekruh mudur? HAYIR EVET 11 Doğu-batı bölge-kıta hilal için değişir mi? HAYIR EVET HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR İTİKAF SUAL 1 Adanmış itikâf’ta oruç tutmak şart mıdır? 2 İtikâf bir günden az bir sürede olabilir, oruçlu olmak şart değildir. Camiye ilk girişte her kes için itikâfa niyet edip o sünnetin sevabına nail olması tavsiye edilmeli midir? HAYIR EVET 2 Üç büyük camiden (Haremeyn ve Kudüs) birinde itikâf yapmayı nezr eden bir kimse başka camide yapabilir mı? HAYIR EVET [69] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ORUCU BOZAN HALLER Oruç özel bir niyetle belli bir zaman diliminde karın ve kadın şehvetini terk etmek olduğuna göre orucu bozan da bu ikisinden biridir. 1 2 3 4 5 5 6 7 8 9 9 [70] SUAL Vacip bir guslü ve mübalağasız mazmazayı yaparken içine su kaçıran bir kimsenin orucu bozulur mu? Oruçlu bir kimseye cebren bir şey yutturulursa orucu bozulur mu? Kulak da göz gibi yarı açık menfez olduğu için kulağına su kaçan hatta yağsız damla damlatılan bir kimsenin orucu sahih midir? Bir ucu bir oruçlunun karın boşluğuna girmiş diğer ucu dışarıda olan bir cisim orucu bozar mı? Adaleye veya damara zerk edilen ilaç sızma yoluyla karın boşluğuna geçiyorsa da İmameyn’e göre aynen beden tüylerinin kökündeki menfezciklerden su sızması gibi orucu bozmaz ve fetva da bu görüşe göredir. Ancak imamın hilafına ihtiyaten bu işi iftar sonrasına bırakmak evla mıdır? Adaleye veya damara ilaç zerki oruca halel vermez ve sağlık önemine binaen zamanında mı yapılır? Oruçlu kimse, dişleri arasında kalan ve bir nohuttan az olan nesneyi gündüz yutarsa orucu bozulur mu? Ağız dolusundan az bir istifra orucu bozar mı? Oruçlunun öğleden sonra misvak kullanması mekruh mudur? Ramazan edasında sahih olan orucunu bozup sonra cinsel ilişkiye geçen erkek ve kadına keffaret vacip olmaz. Ama orucunu başka bir şekilde bozmadan re'sen cinsi temasta bulunan erkeğe keffaret mi lazım gelir? Sahih olan Ramazan edasını mazeretsiz olarak gıda veya ilaç almak veya cinsi ilişkide bulunmak suretiyle bozan kadın veya erkek eğer oruca geceleyin niyyet etmişse ve kadın bu işe rıza göstermişse her ikisine de keffaret mi lazım gelir? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ORUCA DAİR ÖZÜRLER SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Doktorun teşhisinden veya kendi tecrübelerinden sancılarının gündüz başlayacağını ve orucunu bozmak zorunda kalacağını bilen bir kimsenin gece oruca niyet edip sancılar başlamayınca imsak etmesi vacip midir? HAYIR EVET 2 Tabibin bilgisine ve garazkar olmadığına kana’at getirerek gerçeği söylediğine inanırsa gayri müslüm de olsa tavsiyesine dayanarak iftar etmek caiz midir? HAYIR EVET 2 Ancak Müslüman tabibin teşhisi mi bu konuda geçerlidir? EVET HAYIR 3 Hamile ve emzikli bayan ister kendi sıhhati için ister bebek ve cenin sıhhati için iftar eder. Güne gün kaza mı edecek? EVET HAYIR 3 Bebek sıhhati için ise fidye de mi verirler? HAYIR EVET 4 Gemi kaptanı, uçak pilotu ve otobüs şoförü gibi mesleği hep yolculuk olan kimse, seferin diğer ruhsatları gibi oruç tutmama ruhsatından da istifade eder mi? HAYIR EVET 4 Ancak meşakkat varsa mı iftar edebilir? EVET HAYIR 5 Şafaktan sonra sefere çıkan bir kimse orucunu cima ile bozarsa keffaret lazım gelir mi? HAYIR EVET 6 Nezr oruç için tayin edilen günleri Ramazan kazası niyetiyle tutmak hem nezr hem kaza yerine geçer mi? HAYIR EVET 6 Kaza yerine geçer adağını daha sonra tutması mı lazımdır ? EVET HAYIR 7 Özürlü veya özürsüz olarak kazaya kalan oruçların kaza zamanı geniş midir? EVET HAYIR 8 Özürsüz oruç tutmayan bir kimsenin hayatta fidyesi yoktur. Ama vefatından sonra ıskat adı altında (terekesinden) vasiyet etmemişse de çıkarılır mı?* HAYIR EVET ( *) Her ayda oruç tutmak sünnet ve sevaptır. Üç aylar orucu da sevaptır. Ama özel bir sünnet değildir. [71] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru FİDYE SUAL HANİFİ ŞAFİİ 9 Hastalık veya sefer ruhsatına dayanarak oruç tutmamış ve kazaya imkân bulmadan ve vasiyet de etmeden ölen bir kimsenin terekesinden fidye alınır mı? HAYIR EVET 10 Orucu kaza edecek tâkattan umudunu kesmiş olan yaşlı hayatta iken fidye verecek durumu varsa bil’ittifak fidye verecektir. Ama kronik hastalığı olan bir kimsenin (Allah’tan ümit kesmez) de hayatta iken fidye vermesi caiz midir? HAYIR EVET 11 Fidye miktarı bir fitre midir? EVET HAYIR 11 Bir fitrenin dörtte biri midir?* HAYIR EVET 12 Özürlü veya özürsüz Ramazan’ı tutmamış ve kaza etme imkânını bulduğu halde kaza da etmemiş ta ki üzerine Ramazanlar geçmiş ise, geçen Ramazanlar adedince fidyesi tekerrür eder mi? HAYIR EVET HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET KEFARET SUAL 13 Bir kimse bir günün keffaretini ödemeden ikinci bir gün kefareti mucib bir iş işlerse (Tedahül) yani keffaretler iç içe geçer ne kadar çoğalırsa çoğalsın tek bir keffaret mi verecektir? 13 Keffaret ta’addüt eder, yani günler adedince keffaretler mi gerekir? 14 Hayatta fidye vermek yalnız yaşlıya mı mahsustur? 14 Hayatta fidye vermek: 1- Yaşlıya, 2- Kronik hastaya, 3- Bebek sıhhati için oruç tutmayan anaya, 4- Kaza etmeden Ramazanlar geçiren kimseye vacip mi olur? [72] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 14 Keffaret, hayat vecibesidir. Fidye ise yaşlı hariç özürlü olarak Ramazan’ı eda etmeyip kaza imkânı bulduğu halde kaza da etmeyip fidye verilmesini vasiyet eden miras bırakan terike sahibinin vefat vecibesidir. Vasiyete mi bağlıdır? EVET HAYIR 15 Keffaret, fidye, zekât ve nezr gibi kul tarafından dava edilemeyen Allah’ın mali hakları vasiyet edilmemişse terekeden cebren alınmaz, sakıt mı olur? EVET HAYIR İşte “Allah hakkı af edilir, kul hakkı af edilmez.” deyimi bundan kaynaklanır. Âhiret ile ilgisi yoktur. Allah dilerse şirk hariç hem kendi hakkını hem kul hakkını af eder. 15 Allah’ın bu hakları kul hakkı gibi vasiyete bağlı değildir. Terekenin resul malından (Cebren) yani yetim, deli, gaip ve rıza göstermeyen varis varsa da eğer terekede bu hakların var olduğu kesin olarak biliniyorsa varis hakkı değildir. Müstahaklara verilmesi vacip midir? HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR Tereke dağıtım tertibi: 1- Çalıntı gasp, fasit akitle satın alınmış ayniyat sahiplerine verilir. 16 2- Cenazenin gerekli techizatı. 3- Zimmetindeki kul alacağı. 4- Keffaret, fidye, zekât gibi Allah hakkı. 5- Kalanın üçte birini geçmeyen sahih vasiyet. 6- Varisler midir? 16 Allah hakkı vasiyet edilmişse vasiyet sırasına ve hükmüne girer. Yoksa 4. Sıra yoktur. Varisler 5. mi olur? (*) (İşte ıskat meselesinin kaynağı) (* ) 1) Ayniyat, 2) Techizat, 3) Kul borçları, 4) Vasiyetler, 5) Varisler [73] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ZEKÂT SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Maliki malum olan malın sahibi çocuk da olsa deli de olsa zekâtı farz mıdır? HAYIR EVET 1 Çocuk ve delinin malından fitre ve öşür çıkarılır. Ama zekât ancak reşitlerden mi alınır? EVET HAYIR 2 Mal sahibi mürtet olarak geçirdiği zamanın zekâtını vermekle mükellef midir? HAYIR EVET 3 Muayyen kişilere vakfedilen malın üşür ve zekâtı vacip mi olur? HAYIR EVET 4 Zekât, malın farzıdır. Onun için vakıf, çocuk, deli ve ölünün malından alınır. Mesela bir tüccar eve 40 milyar getirip "Zekât-senem dolmuştur, yarın bu paranın zekâtını vereceğim" derse ve o gece vefat ederse 1 milyarı zekâttır. Varislere haramdır. 39’unu mu paylaşırlar. HAYIR EVET 4 Zekât zimmetin farzıdır. Geçen misaldaki baba o paranın zekâtını başka bir hesaptan da ödeye bilirdi. Ölenin zimmeti namaz ve oruçtan beri olduğu gibi hac ve zekâttan bera’etini almıştır. Varisleri o kırk milyarın tamamını mı paylaşırlar? EVET HAYIR 5 Alacaklar ya kuvvetlidir veya zayıftır. Kadının alacağı mihr-i müeccele zekât farz olur mu? HAYIR EVET 5 Alacağın zayıfı da kuvvetlisi de alındığı zaman geçmiş yılların zekâtını vermek farz mıdır ? (Hanefi’ye taklit edilir, yoksa zekât onu bitirir.) HAYIR EVET 5 Borçlu tüccarın borcu elindekini aşarsa da elindekinin tamamının zekâtını vermekle mükellef midir? HAYIR EVET 5 Tüccar borcunu düşürür. Kalan malı nisabı bulursa onun zekâtını mı verir? EVET HAYIR [74] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 6 Zekât senesinin başında nisap miktarı olan zekata tabi bir mal, sene içinde nisaptan düşer de sene sonunda tekrar nisabı bulursa o senenin zekâtı farz mıdır? EVET HAYIR 6 Nisabın sene boyu devam etmesi lazımdır. Yoksa ikinci bir defa nisaba vardığı zaman yeni bir sene başı mı sayılır? HAYIR EVET 7 Mükellefin elinde nisap miktarı bir mal varsa ve sene içinde aynı cinsten eline her ne suretle bir miktar daha mal geçerse sene sonunda hepsinin zekâtını mı verecek? EVET HAYIR 7 Sene içinde elde edilen mal eğer elindeki malın kârı (kazancı) veya meyvesi veya yavrusu ise evet. Ama hibe, miras gibi başka bir kaynaktan gelmişse eldeki malın zekâtıyla birlikte onun zekâtını vermek lazım gelmez. Nisap ise ona ayrı bir sene mi kurulur? HAYIR EVET 8 Sanatkârın sanat icrasında kullandığı malzemenin meblağı nisabı bulur ve senesi dolarsa zekâtı farz mıdır? HAYIR EVET 8 Sanatkârın kullandığı malzeme yok olup karşılığında ayrı bir bedel alınmazsa (çivi iplik boya gibi) zekâtı yoktur. Ama bedeli alınırsa (kapı kolu astar vs.) gibi o ticarete geçer, zekâtı bil’ittifak farzdır. Bu iki tür malzeme arasında fark var mıdır? EVET HAYIR 9 Kadının ziynet eşyası yakut ve pırlanta gibi değerli taşlardan ise mablağı ne olursa olsun ev eşyası sayılır. Fitre ve kurban mükellefiyeti ve başkasının zekâtına müstehak olması bakımından zenginlik unsuru sayılmaz. Ama altın ve gümüşten olan ziynet eşyasının mablağı nisabı bulursa zekâtı farz mıdır? EVET HAYIR 9 Kadına ait olan ziynet eşyası altın ve gümüşten de olsa kadının onun varlığından haberi varsa, hiç takmıyorsa da aşırı israflı (bir kilogramlık halhal gibi) değilse zekâtı yok mudur? HAYIR EVET [75] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 10 Mülkünde veya mevat (hazine malın)da metal bir maden bulan kimse beşte bir zekatini verir, kalanı onun mudur? EVET HAYIR 10 Bulunan maden altın veya gümüş değilse hepsi mi onundur? HAYIR EVET 10 İslami olup olmadığı mechul mamul bir hazine bulan bir kimse yine beşte birini mi verir? EVET HAYIR 10 Bulunan hazine altın veya gümüş ise miktarı nisap ise ve küffarı olduğu kesin ise beşte biri verilir. Yoksa (buluntu) hükmüne mi tabidir? HAYIR EVET 11 Altın ve gümüş tab'an ticaridir. Fi’ilen ticareti yapılmazsa da depolama(piyasadan çekmek)anlamını taşır ve stok yapılmasın, insanların yararına çalıştırılsın diye her sene zekâtını vermek bil’ittifak farzdır. Ancak kadının ziyneti müstesna mıdır? HAYIR EVET 11 İstisna yoktur. Kadının ziyneti de olsa kenzdir ve nisap dan düşünceye kadar her sene zekâtını vermek farz mıdır? EVET HAYIR 12 Zekât, fitre vs. verirken şifahen söylemeyip fakiri rencide etmeden niyet etmek, hatta zekâtı ana maldan ayırırken niyet etmek bil’ittifak yeterlidir. Ancak o malı başka bir niyetle fakire vermişse o ayniyat fakirin elinde mevcut olduğu müddetçe ona zekât niyetini getirmek geçerli midir? EVET HAYIR 12 Ancak o ayniyatı fakirin elinden alıp bu kez zekât niyetiyle ona vermesi mi lazımdır? HAYIR EVET Bil’ittifak zenginin fakirden alacağı ayin(hazır mal)değil de deyn(fakirin zimmetinde bir borç) olsa zekâttan sayamaz, ancak fakire Zekât niyetiyle para verir ve alacağını onun elinden alır. Kur'an-ı Kerim’de zekât için infak (harcama) ita'm (yedirme) değil i’ta(mülkken vermek)emr olunmuştur. Kurs çocuklarına zekât toplayan hocalar talebelerden veya zekât sahiplerinden vekalet almışlarsa da talebelere mülken vermedikleri, talebe onu kendi ihtiyariyle özel ihtiyaçlarına harcayamadığı için zekât yerine geçmez. (*) (*) Keffaret de (it’am olarak) geçer. Onu pişirip yedirmek caizdir. Ama zekatı mülken vermek lazımdır. [76] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 13 Zekata tabi bir malın bulunduğu yerde müstehak varsa başka yere zekâtı nakletmek caiz midir? EVET HAYIR 13 Eğer başka yerdeki müstahak daha muhtaç veya akraba ise kerahetsiz nakledilir. Yoksa kerahetle mi gönderilir? EVET HAYIR 14 İslam’a teşvik edilen mü’ellefetü’lkulup, Ebu Bekir (r.a) devrinden beri kalkmış mıdır? EVET HAYIR 14 Kıyamete kadar devam mı eder? HAYIR EVET 15 Zekât tek bir kişiye verilebilir mi? EVET HAYIR 15 En az üç kişiye mi verilir? HAYIR EVET 16 Her çeşit zekât, öşür, fitre ve keffaret yerine bedel verilebilir mi? EVET HAYIR 16 Bedel vermek caiz değildir. Hububatının zekâtını (öşrünü) para olarak vermek isteyen Şafii çiftçiler ve ticaret zekâtını eşya, gıda vs. olarak vermek isteyen Şafii esnaf Hanefi’yi mi taklit etmelidir? HAYIR EVET 17 Zekât sahibi kendi usul, füru ile eşi hariç diğer akrabalarına zekâtını verebilir mi? EVET HAYIR 17 Nafakasıyla mükellef olduğu hiç bir kimseye hatta uşağına veremez, ama kadın kocasına verir mi baba Reşit oğluna verir mi? HAYIR EVET 18 Nafakası zengin akrabasına veya kocasına ait olan fakirlere zekât vs. verilir mi? EVET HAYIR 18 Ancak kifayetini alamazsa mı başkasından zekât alabilir? HAYIR EVET (**) Altın ve gümüş olmayan kadın hülliyatı ihtiyaçtır, zenginlik (lüks) sayılmaz. Şafiilerce nakdeyn de aynıdır. [77] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ÖŞÜR SUAL HANİFİ ŞAFİİ Öşür vücubunda ekici (tohum sahibi ) muteberdir. Yarıcı maraba ve arazinin öşürüye veya haraciye HAYIR EVET 19 oluşu nazara alınmaz tohum sahibi Müslüman ise öşür mü vacip olur? Haraciye olan araziyi Müslüman da ekerse haraç mı EVET HAYIR 19 alınır? Aslında araziler beş kısımdır. Öşürüye, haraciye mevate, miriye ve memlukedir. Ama kadastro kanunundan sonra bu taksim tarihe gömülmüştür. EVET HAYIR 20 Devletin kullandığı arazi miriyedir. Vatandaşın elindeki arazi öşürüyedir: Hanefi bölgelerinde hala da arazimiz haraciyedir. Vergisini veriyoruz deyip çok zaif bir fetvaya devam edilebilir mi? Arazi eski vasfını kayıp etmiştir ve tamamen zekâta tabidir. Çünkü devlet millete araziyi kullanmak ve işletmek amacıyla değil mülk olarak vermiştir, vatandaş işletmezse de devlet artık elinden almaz, HAYIR EVET 20 hatta devletin ihtiyacı olduğunda vatandaştan satın alıyor. O halde arazinin eski vasfı ne olursa olsun zekâtını vermek ve arazide de diğer mallarda olduğu gibi miras hükmünü { }للذكر مثل حظ االنثيينuygulamak şart mıdır? Öşür: arazinin geliri sayılan her türlü üründen ve EVET HAYIR 21 (İmama göre) nisap mablağı aranmadan mı verilir? Öşür yalnız hurma, üzüm ve (kut)senelik zahire HAYIR EVET 21 olabilecek maddelerinden nisabı bulursa mı çıkarılır? Vergiler bila-ihtiyar kesilir ve zekât müstehaklarına EVET HAYIR 22 taksim edilmez yine de zekât sayılabilir diyen bir ictihat var mıdır? Tüccar, mevcut malını pazarlara çıkarıp rahatlıkla kaça satabilirse o değer üzerinden zekâtını verir. Onun alışı veya satış fiyatı muteber değildir, piyasa muteberdir. Zekât, sadaka, ıskat alan kişi, eğer veren kişinin onu alim veya salih veya nasip veya muhtaç sandığı için verdiğini biliyorsa ve o sanıldığı gibi değilse ki hiçbir kimse "Ben Salihim” diyemez almak haramdır. (Cilt 3. s. 121, Muğni) [78] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Kadastro kanunundan önce miras taksiminde arazi babanın malı değildir, devletindir. Devlet nazarında kız – erkek eşittir denir ve yarı yarıya bölünürdü. Ama şimdi arazi de miras hükmüne dâhil olmuştur. Kızları mahalle baskısı altına alıp mirastan mahrum bırakmak ne kadar haram ise, kızların da kanuna dayanarak şer’i haklarından fazlasını almaları haramdır. FİTRE 1 1 2 2 3 4 4 5 5 6 6 (*) SUAL Fitre Ramazanın son gününün akşamıyla vacip olur. O gece doğan çocuğun fitresi yoktur. Vefat edenin fitresi var mıdır? Fitre bayram şafağıyla vacip olur. O gece ölenin fitresi yoktur, yeni doğanın fitresi var mıdır? Fitre Ramazan’dan önce müeccel olarak ve bayramdan sonra da eda olarak verilir mi? Fitre Ramazana girmeden verilmez ve bayram günü güneş battıktan sonra ancak kaza olarak mı verilir? Kişi kendi fitresi ve reşit olmayan çocuklarının fitresiyle bil’ittifak mükelleftir. Ancak hür hizmetkâr, zevce, fakir ebeveynin fitreleri ile de mükellef midir? Bölge halkının ekseriyetle asıl zahire olarak kullandığı madde ne ise ki bizim ülkede buğdaydır. Onun bedeli, un, bulgur, dövme vs. fitre olarak verilemez ancak ekilebilir sağlamından mı verilir? Buğday, arpa, hurma üzüm veya bunların bedelini fitre olarak vermek serbest midir? (Şafiiler bedelde hanefi’ ye taklit ederler). Fitrenin buğdaydan olan miktarı yarım sa'dır, 1. 680 gr. diğer maddelerden tam sa’ mıdır? Hepsinden de tam bir Medine sa’dir ki buğdaydan 2.240 gr. mıdır? (*) Günlük ihtiyacından fazla bir şey bulan her mükellef fitre vermeli midir? Fakirler fitre vermez, yalnız her iki sınıf zengin de fitreyi vermeli midir? HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET HAYIR EVET EVET HAYIR Hanefi: 3 avuç x 560 gr. = 1,680 gr. buğday. Şafii: 4 avuç x 560 gr. = 2,240 gr. buğday. [79] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru FAKİRLİK SINIRI Varlık bakımından insanlar üç fakir, iki zengin olarak beş sınıftır. 1. Fakir: Zarurette olana helal -haram kalmaz. Can havliyle haram yer. 2. Fakir: Günlük ihtiyacını temin edemeyendir, dilenebilir. 3. Fakir: Yıllık ihtiyacını temin edemeyendir, zekât alabilir. (**) 4- Zengin kimse: Asli ihtiyaçlarından ziyade zekata tabi maldan nisaba malik olan kimsedir ki zekât fitre ve kurban vermekle mükelleftir. 5- Zengin asli ihtiyacından ziyade zekata tabi olmayan mala sahip kimse gibi fitre ve kurban vermekle mükelleftir. Asrımızda tatbiki olarak hacc tekrarlandığı için hacc babı kaleme alınmamıştır. KURBAN Kurbanlar dokuz kısımdır: SUAL Kurban hür, mukim ve zengin sayılan kimsenin bayram günlerinde kestiği udhiyye ailece etinden 1 yerler ve kesilmesi vacip midir? Etinden yerler bir evde yaşayanlara sünnetü’l-kifaye 1 midir? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET HER İKİ MEZHEBİN İTTİFAKI İLE KURBAN (2) Şer’an Hanefilere göre vacip, Şafiilere göre sünnet olan udhiyye kesmeyi kasten ve şifahen(vücubu ifade eden cümlelerle)adamak ve bayram günlerinde kesmekle adak haline gelen kurban (etinden yemezler) (**) Hanefilerde zengin fitre verir, fakir alır. Diyanet bol keseden tavsiyelerde bulunur. Ama Şafii bölgesinde kalabalık nüfusa sahip olan yoksul halk için o rakam geçersizdir. 2.240 gr buğdayın bedeli ne ise bedel verme konusunda Hanefi’ye takliden vermek yeterlidir. (***) Vacip olmadığı halde vacip sanılıp verilen her şey alıcıya haramdır. Nisaba varmayan üzüm zekatı ve mirassız, vasiyetsiz iskat gibi. [80] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru (3) Kurban günlerinde kesilmesi vacip veya adanmış lakin daha sonra kesilen udhiyye kazası (etinden yemezler) (*) (4) Fakir kimsenin bayram günlerinde udhiyye niyeti ile aldığı kurban kasten adanmamışsa da şer’an adak sayılır, etinden yemezler. (5) Misafirin ve fakirin (adağa takılmayan) kestikleri udhiyyeyi yerler. (6) Meyyitin vasiyeti üzerine velisinin kestiği (veli ve nafakasındakiler yemezler. (7) Ölen kimsenin vasiyeti yok iken velisinin kesip sevabını ona bağışladığı udhiyye ve arafelik yerler. (*) KURBET (8) Bayram günleri dışında "hastam şifa bulursa bana nezr olsun veya Allah için vacibim olsun" gibi sözlü ve vücubu ifade eden açık ifade üzerine kesilen kurbet (adak olur etinden yemezler.) (9) “Hastam şifa bulursa veya oğlum askerden gelirse bir kurban keseceğim" ifadesi üzerine kesilen kurbet (mev'ude olur etinden yerler.) SUAL HANİFİ ŞAFİİ 2 Udhiyye şeraitini taşımayan küçük bir kuzu veya bir horoz kesmeyi veya mevlit okutmayı adamak geçerli bir nezir sayılır mı? HAYIR EVET 2 Cinsinden farz bulunmayan bir ibadeti adamak nezir olmaz, ancak vacip kısmı bulunan udhiyye, oruç, namaz gibi ibadetlerin nafilesini kendi zimmetine vacip kılmak anlamındaki nezirler mi geçerlidir? EVET HAYIR i(*) Kurban kesmekten asıl amaç insanları cömertliğe alıştırmaktır . Kurbanın iki faydası vardı:. 1- Eve bolluktur. 2- Dışarıya iyiliktir. Kurban kesip hepsini yemek, dışarıya hiç vermemek nasıl sevapsız geliyorsa, fakirin kestiği kurbandan evdekilerin mahrum kalması daha da beter ve hayırsız bir iştir. Halkımızın kültüründe (nezr) şer’i adama yoktur, va’ad vardır. Va’ad edilen kurbana halk dilinde adak dense de menzure değildir. Etinden yemeleri için fetva ve taklit yollarını göstermek lazımdır. Udhiyye kavramında vakit vardır, vakitli bir ibadettir. Ama nimetin şükrü ve belanın def’i için kesilene kurban dense de udhiyye değildir. Zaman ve mekanla mukayyed olmaz ve udhiyye şartları aranmaz, bu ikisini karıştırmamak lazım. Kurban, Burak, akika adak vs. ayıralım , karıştırmayalım. i(*) Haşiye: Bazı bölgelerde ölüler adına arefe günü bir kurbetlik kesilir ve halk dilinde ona Arefelik Kurban denir. [81] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 2 Cinsinden farz yoksa da haram olmayan herhangi bir şeyi adamak geçerli bir nezir mi sayılır? HAYIR EVET 3 Kurban kesme zamanı bayramın birinci günü güneşin doğup iki rekât namaz ve iki hutbe miktarı zaman geçtikten sonra başlar ve dördüncü günün akşamına kadar devam mı eder? HAYIR EVET 3 Kurban kesme zamanı fecir (şafak)la başlar ve üçüncü günün akşamıyla biter, ancak bayram namazı kılınan yerlerde namazdan sonra mı kurban kesilmelidir? EVET HAYIR 4 Kurbanlık hayvanın kulağının yarısından az bir parça kesilmişse udhiyye olabilir mi? EVET HAYIR 5 Kitabi bir kimsenin kestiği et bil’ittifak yenir, ama ibadet olan udhiyyeyi onlara kestirmek vacip veya sünnet yerine geçer mi?* EVET HAYIR 6 Sığır ortaklarından bir kısmı gayr-i müslim veya ticaret amaçlı ise kurbanı niyet eden ortakların hisseleri udhiyye sayılır mı? HAYIR EVET 7 Kurban kesmenin hikmeti kişiyi cömertliğe alıştırmak ve aileye bolluk yaratmaktır. Etinden hiç sadaka verilmezse de kurban sayılır mı? EVET HAYIR 7 Kurban kavramında sadaka vardır, asgari bir iki lokma sadaka olarak vermek şart mıdır? HAYIR EVET * Hanefiler ibadetlerde önceliği islama, muamelatta insana verirler. Hastanın oruç tutamaması, suyu bırakıp teyemmüm alması ve kıble tayini konularda gayr-ı müslimin teşhisini reddederler. Lakin hayati konular ile muamelatta gar-ı müslimin şehadetini kabul ederler. Hatta –Zekat ibadettir ama fitre harclıktır, onlara da verilebilir- diyorlar. Şafiiler ise: -İbadetin bir tarafında Allh vardır, af ve musamaha galiptır- diyerek gayr-ı müslimin şehadetini kabul ederler. Ama -muamelatın her iki tarafında da insan vardır, keşmekeş yeridir- diyerek onların ve hatta fasık müslumanların şehadetini reddederler. Bu cimri mulahazayı inceleyerek mükellefin fitre, zekat ve kefarette zahire yerine para ve sair verilmesini caiz görmüyorlar. [82] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru علي شاة فال يكون نذ ًرا ()ابن العابدين ولو قال،} لو قال إن شفيت فعل ّي شاة اذبحھا ال يلزمه شيء ألنه وعد ضا ً اي { الن األضحية ليست بفرض،الن الذبح ليس من جنسه فرض AKİKA SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Çocuğun 7. Doğum günü sağ kulağında ezan, sol kulağında ikamet okuyup ismin şudur demek ve saçını tıraş edip ağırlığı kadar altın tasadduk etmek ve udhiyye gibi bir akika kesmek sünnet-i müekkede midir? HAYIR EVET 1 Müstahap mıdır? EVET HAYIR 2 Akika kesmek çocuğun buluğuna kadar mı devam eder? EVET HAYIR 2 Akika sünneti ömür boyu devam eder ve çocuğun ölümünden sonra da kesilmesi sünnet midir ? HAYIR EVET 3 Erkek çocuğu sünnet etmek vacip midir? HAYIR EVET 3 Erkek çocuğu sünnet etmek sünnetü’l-hüda mıdır?* EVET HAYIR SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 İkrah (zorlama)altında olanın telaffuz ettiği talak vaki olur mu? EVET HAYIR 1 İkrah, sarhoşluk, (bir görüşe göre kasıtlı da olsa) cinnete varan aşırı hiddet hallerindeki talaklar vaki olmaz ve bu haller mazeret mi sayılır ? HAYIR EVET 2 Mürtet bir kimsenin eşi baine mi olur? * EVET HAYIR NİKAH VE TALAK ( *) İnsanımızın niyeti hem yemek hem tasadduk etmektir, sahibinin asla yemeyip istifade etmemesi garip bir fetvadır. (*) BAİNE:Eski nikahı kesin olarak gitmiş bayan eş demektir ve iki çeşittir. Birinde hülle, diğerinde direk olarak eski kocasıyla yeni bir nikah akdiyle evlenebilendir. [83] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 2 Mürted’in zevcesi raciyye midir? HAYIR EVET 3 Her kadının nikahını ancak erkek olan velisi veya hakim veya hakem mi kıymalıdır ? HAYIR EVET 3 Kadın kendi nikahını bizzat kıyabildiği gibi birine vekalet vererek de nikahını kıydırabilir. Hatta fuzuli biri onu birine nikah etmişse kadın icazet ederse o nikah sahih midir ? EVET HAYIR 4 Kadın kendi nikahını kıyamadığı gibi başkasının nikahını velayeten veya vekaleten de kıyamaz hatta nikah şahitliği de ret mi edilir? HAYIR EVET 4 Kadının velayeti, vekaletive şahadeti makbul mudur? EVET HAYIR 5 Bakirenin babası veya dedesinin kıydığı nikaha eğer şartları dâhilinde yapılmışsa itiraz hakkı var mıdır? EVET HAYIR 5 a) Nikâhı kıyan veli ve şahitler fasık olsalar, b) Konuşulan mehir emsal mehrinden az olsa c) Müslüman erkekle Kitabiye bayanın nikâh şahitleri kitabi olsalar d) Erkek evlat velayeten anasının nikahını kıysa bayan itiraz etmezse bu nikâhlar sahih midir? EVET HAYIR 6 Nikah akdin’de talakın kadın yetkisinde olmasını şart koşmak geçerli midir? EVET HAYIR 7 Zina, mess(dokunma),nazar mevcut nikahı bozar mı? (*) EVET HAYIR 7 Bunlar ne mevcut nikaha ne de yapılacak nikaha halel vermezler. Nikahlar sahih mi sayılır? HAYIR EVET RACİYYE: Eski nikahı askıya alınmış idesi bitmeden yeni bir nikah akdine gerek yoktur. Kocasına dönebilen bayandır. (*) Kaynanaya (…) veya şehvetle, uyanışla fahiş mes veya haya uzvunun mudevverine nazar edenin eşi ebediyen ona haram olur. Eğer o kadın analığı veya gelini ise babasının ve oğlunun nikahları gider. Yabancı ise onun mahremleriyle evlenemez. (Bu konuda Şafii ye taklid edilmeli) (**) Tehdit altında yapılan yemin, talak ve bono-senet gibi belgelere atılan kabul imzaları geçersizdir. [84] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 8 Belediye nikahının dinimize göre geçerli olması için “di” li geçmiş zaman deyimi lazımdır. Yani – kabul ediyor musun- yerine “Kabul ettin mi” demek şart mıdır ve imam nikahı adı altında ikinci bir nikah akdine lüzum yoktur. Bu nikah şeria’ta uygun mudur ? EVET HAYIR 8 Kadın ifadesiyle yapıldığı için geçersizdir. Velinin ifadesiyle bu nikahı tekrar kıymak mı lazımdır? HAYIR EVET Erkek ve kız evlada babayı evlendirmek vaciptir, anayı evlendirmek vacip değildir. Zevceye özel bir ev vermek vaciptir, kuması veya başkasıyla oturmaya zorlanamaz, Zevce ebeveynine gitmekten alıkonamaz. Zevcenin ebeveyni haftada bir defa, diğer mahremleri en az senede bir defa kocasına ait olan meskende kızlarını ziyaret etmeleri kocası tarafından men edilemez. YEMİN SUAL HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR Yeminler üç kısımdır. 1- Lağv yemin: “valla yiyeceksin, valla yapacaksın” gibi ifadedir. Bunun ne günahı var ne de keffareti. 1 2- Kat’i yemin: Yapabileceği bir şeyi “vallahi yarın yapacağım” deyip yapmazsa keffaret gerektirir. 3- Bilerek yalan yere “Vallahi dün böyle yaptım” gibi gamus yemin günahtır. Ama keffaret gerektirmez mi? 1 Ğamus yeminin de keffareti vacip midir? HAYIR EVET 2 Zanna dayalı bir yemin yanlış çıkarsa keffaret vacip olur mu? HAYIR EVET 3 Zorlama altında yapılan yeminin gereği yerine getirilmediği takdirde keffaret vacip olur mu? EVET HAYIR 3 Zoraki yaptırılan yemin, talak vs. geçersiz mi sayılır? HAYIR EVET [85] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru NEZR (ADAK) 1 2 2 2 (*) SUAL Adamak lisan ve kelime işidir. Niyetle ve vücubu gerektirmeyen ifadelerle adak olmaz, va’at olur, ifası vacip olmaz, Müstahap olur. Halkımız genellikle adama ifadesini kullanmaz. “Hastam iyileşirse bir kurban keserim” gibi deyimleri ya kalbinden geçirir veya telaffuz eder. Bu va’atte udhiyye şeraiti aranmaz. Zaman ve mekan (falan türbede keserim) tayini geçersizdir. Sahibi etinden yiyebilir, küçük ve sakat hayvan da kesebilir, bedel de verebilir. O halet-i ruhiyyedeki niyyetlerini gerçekleştirmek ona vacip değildir, ama ifa ederse elbette ki sevap kazanır. Bu ittifakidir, ama cinsinden vacip olmayan hayrat ve hasenatı “cami yapmak, mevlit okutmak gibi” kelimesi kelimesine adarsa vacip bir nezir olur mu? (*) Hadd-i zatında haram olan (içki, zulüm) gibi bir fiili adamak nezir olamaz, ama ibadet olduğu halde başka sebepten dolayı haram olan “Üzerinde kaza olan Şafii'nin bayram namazını adaması” gibi bir nezir geçerli midir? Bayram günü oruç tutmayı veya abdestsiz namaz kılmayı adayan bir kimse başka bir gün oruç tutar ve abdestli namaz mı kılar? Haramlık ister zati olsun ister dolaylı olsun hiçbir haram adanamaz mı? شافعي. الينعقد نذر الحرام سواء كان حراما لذاته او حراما لغيره [86] HANİFİ ŞAFİİ HAYIR EVET EVET HAYIR EVET HAYIR HAYIR EVET Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru VASİYYET 1 2 2 2 3 3 SUAL { من عمل صالحا فلنفسه- } التزر وازرة وزر أخرى “Hiç bir kimse bir başkasının vebalını yüklenmez ve iyilik işleyenin iyiliği sadece kendi nefsinedir” kur’ani ifadelerin yanı sıra bir mümin yaptığı ibadetin sevabını başkasına devredebilir mi? Ancak o ibadeti yaparken mesela kurbanı keserken veya kur’an okurken; 1- Onu kalbinde bulundurmak 2- Sonunda ona dua etmek. 3- Kabri başında okumak gibi dolaylı yollarla mı yararlanacağı umulur? (Büceyremi, 1. Cilt 497.s ) Dirilerin ölüler için yaptıkları hayrat ve hasenatın onlara vasıl olacağı kesinlik ifade etmeyen haber-i vahit zayıf hadisle rivayet edilmiştir. (İbni Abidin, c. 3) O hadis’e binaen hatım dualarında hasıl olan sevabı falancaya hediye ettik denir mi? Elimizde kesin delil olmadığı için ve kendimizi sevap dağıtacak seviyede addetmediğimiz için ancak o sevabın bir mislini falancalara vasıl eyle diye mi niyaz ederiz? { وان ليس لالنسان اال ما سعي- } ونكتب ما قدموا وآثارھم Meyyitin sevap defterinin dirilerinden gelecek dua vs. sütunu açıktır. Ama günah defteri tamamen kapanmıştır o halde kötü bir kuruma veya kötülükte harcayacağını bildiği kişilere mal vasiyet etmek veya üzerinde ağıt yakılmasını vasiyet etmek açtığı kötü çığırda başkaların yürümesi onun günahlarına eklenmez. Yalnız o haram çığır ve vasiyetten hayatta iken yaptığı için mi sorumludur ? {...}من سنّ سنّة Terğib ve ve terhibdir. Vasiyet hayat günahıdır. Ama kötü çığırın ölümden sonra da ekleneceğinden de mi korkulur? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET [87] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL 4 4 5 5 6 6 7 7 (*) Vasiyetler: 1- Vacip vasiyet: Emanetlerin ve borçların edası. 2- Müstehap: Varislerin durumu iyi ise { }الحيف في الوصية من الكبائرzimmetindeki Zekât ve keffaretlerin edası ve hayrat. 3- Kötülükte harcanacak kurum ve kişilere vasiyet haram mıdır? Zimmetinde biriken zekât ve keffaretlerin var olduğu kesin olarak biliniyorsa ve techizatından ve kul alacağından fazla bir miras bırakmışsa vasiyetlerden önce r’esul-maldan mı verilir ? (Bkz. Oruç, Soru/16) Mülkiyet devri mümkün olmayan bir şey vasiyet edilemez. Kişi kendi cenazesini veya bir uzvunu vasiyet edemez. Ama bunun dinen haram olduğuna dair açık bir delil olmadığı için hüküm verilmez. İmamın r.a. prensiplerine göre tevakkuf mu edilir? İbaha asıl olduğu için mubah mı sayılır? Vasiyet ancak vasiyet edileni teslim alabilecek kişilere yapılır. Ölüye, türbeye, vasiyet yapılamayacağı gibi kendi mezarının abideleşmesi için kendi mülkünde de olsa vasiyet yapmak geçersiz midir? (*) Kendi mülkünde ise fetva verenler var mıdır? Kefen, defin, nakil, mezar yapımı kubbe ve kabri üzerinde veya onu niyet ederek kendisine kuran okuyana yapılan vasiyetler geçersizdir. Çünkü kıraat için her hangi bir şey alınırsa ücret hükmüne geçer ve haram sayılır mı ? { ( } المعلوم كالمشروطEl-İhtiyar c. 5. s. 84) Okuyana vasiyyet etmek veya hediye vermek ücret sayılmaz. Şart koşulmayan bir (malum meşrut) gibi olmadığı için o vasiyeti ve hediyeyi almak mubah mı görülmüştür ? { } ليس المعلوم كالمشروط HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET Kabristanlarımız vakıf şartlarına haiz değil ancak musebbeledir. Yani halkça, devletçe, belediyelerce fisebilillah amme yararına bırakılmıştır. Onlarda mezar yaptırmak hem t'ebid (abideleştirme) hem de tazyik geleceklere daraltma nedenleriyle caiz değildir. [88] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 8- Varislere vasiyet verilmez. Çünkü hisselerinden fazla kalan yine onlara verilir. Ancak karı ve kocaya sehimlerinden fazla verilmediği için eğer başka varis yoksa vasiyet geçerlidir. 9- Ölüm döşeğinde varislerin bir kısmına yapılan hibe veya alacak ikrarı da vasiyet gibi geçersizdir. Başkasına ise vasiyet sayılır ve sülüsten verilir. Bölgemizde genç bayanlarla evlenen yaşlı zenginlerin bir kısmı başka varisleri olduğu halde eşine veya çocuğuna ölüm döşeğine düşmeden tarla, bağ, daire hibe edip teslim – tesellüm işini yapar ve tapusunu verirler. Bu hükmen (kazaen) kazinin hükmüne göre geçerli ise de diyaneten haramdır. Mirası beyan eden ayetler açık ve sarihtir. FARAİZ Mirası beyan eden ayetler açık ve sarihtir. Bu nedenle mezhebler miras konusunda ihtilafa düşüren ictihadi meseleler bulamamışlar. Yalnız iki meseledeki ihtilaf ilmidir. Uygulamadan kalkmıştır şöyle: 1 1 2 2 (*) SUAL Miras yiyen sınıflar sıra ile a) Sehim sahipleri, b) Nesebi asaba c) Sebebi asaba (azat eden), d) Azat edenin asabaları e) Tekrar sehimlilere vermek., f) Zevi’lerham g) Sözleşmeliler, h) İspatsız ikrar yakınlığı j) Sülüsü geçen vasiyyetler k) Muntazam beytül mal mıdır? Miras müstahakları a) Sehim sahipleri, b) Nesebi asaba c) Azat eden, d) Beytü’l mal e) tekrar sehimliler, f) Varis olmayan akraba g) Amme yararı mıdır? Varis olan dede, kardeşleri mahrum mu bırakır? (*) Dedenin üç seçeneği vardır. Ya tüm mirasın 1- %6 Südüsünü alır veya sehimlerden artanın 2- %3 sülüsünü alır. 3- Veya bir kardeş mi sayılır? HANİFİ ŞAFİİ EVET HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR EVET Mutemet kavle göre Ebu Yusuf’un ictıhadı Şafii gibidir. [89] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Görülüyor ki muntazam beytü’l mal ile zevi’lerham tertibinde ve dede ile kardeşler ictima’ında ihtilaf vardır. Asrımızda muntazam beytü’l mal, ve azat etme olayı bulunmadığı için ve dede meselesinde Ebu Yusuf'a uyulduğu için bu iki ihtilaf da uygulanamaz. İstisnasız bir ittifak vardır. MUAMELAT Akitler: a) Lazim (Dönüşü olmayan b) Caiz (Muhayyer) c) Batıl (Oluşmamış) d) Fasit (Eksik) Zamanımızda akitler batıl ve fasittir, çok şükür mubahtır, faiz değildir. SUAL HANİFİ ŞAFİİ 1 Meclis ve üç günlük, cayma şartı esnasında satılan maldaki artılar satıcıya mı aittir? EVET HAYIR 2 Köpek ve tezek gibi necisleri satmak caiz midir? EVET HAYIR 3 İnsan sütünü satmak caiz midir? HAYIR EVET 4 Ama ve çocuğun akitleri sahih midir? HAYIR EVET 5 Defolu da çıkarsa satılan mal geri alınmaz şartı geçerli midir? EVET HAYIR 6 Henüz sabit olmamış alacağa ve meçhul bir hakka kefil olmak geçerli midir? EVET HAYIR 7 Meçhul veya inkar edilen hak için yapılan sulh geçerli midir? EVET HAYIR 8 Mürtehin elinde rehine telef olursa onun alacağından mı gider? EVET HAYIR 9 Davacı davalının rızası olmadan vekil tutabilir mi? EVET HAYIR 10 Vekilin müvekkili aleyhinde itirafı geçerli midir? EVET HAYIR [90] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru SUAL HANİFİ ŞAFİİ 11 Asil vekili azl ederse vekile tebliğat ulaşmadıkça vekilin yaptığı icraat geçerli midir? HAYIR EVET 12 Şuf’a hakkı fevri midir? HAYIR EVET 13 Şuf’atul civara (hududdaş’a) şuf’a hakkı var mıdır? EVET HAYIR 14 Araba ve değirmen gibi bölünemeyen müşterek mallarda şuf’a hakkı var mı? EVET HAYIR 15 Tek şahit ve davacının yemini ile hükmedilir mi? HAYIR EVET 16 Her iki tarafın şahitlikleri varsa kimin davası zahire uygun ise, örneğin mal elinde ise ona mı hükmedilir? HAYIR EVET 17 Bir hayvan bir insana saldırırsa o da o hayvanı öldürse sahibine kıymetini öder mi? EVET HAYIR 18 Karı koca yek diğeri lehindeki şahitlikleri geçerli midir? HAYIR EVET 19 Kasap kasten besmele çekmezse kestiği yenir mi? HAYIR EVET 20 Gırtlak başla kesilmemiş ise o et yenir mi? EVET HAYIR 21 Başıboş hayvanın yaptığı zararı sahibi ödemeli midir? HAYIR EVET 22 Baği (haksız yere hak olan) devlet reisine baş kaldıran öldürürse kısasa ölüm cezasına çarptırılır mı? HAYIR EVET 23 Kişi hibe ettiği eşyayı geri alabilir mi? EVET HAYIR 24 Ancak valid mi veledine hibe ettiği şeyi alabilir? HAYIR EVET [91] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru مسائل شتّي MUHTELİF MESELELER 1- Helal olmak, caiz olmak, Tayyib olmak, Tahir olmak ve masum olmak aksi ispatlanmadıkça asıldır. Bir şeye haram, necis veya günahtır demek için kat’i delil lazımdır. Faize kar demek ne kadar yanlış ise kâra faiz demek de o kadar yanlıştır. Taksitli satışa faiz demek, selem satışına tefecilik demek, tüccarın başka yerden getirdiği malın stokuna ve müstahsilin ürettiği malın hemen satışa arz etmemesine karaborsacılık demek ve tüccarın elindeki malın değer kazanmasına Ğıbın (aşırı kazanç) demek yanlıştır. BEY’- RİBA 2- Ticarette ya mal hazır para hazırdır, veya mal hazır para veresiyedir, veya para hazır mal sipariştir. (selem) üçü de helaldir. Pazarlık safhasında çok şıkları ileri sürmek ve neticede akdi tek şık üzerinde kararlaştırmak ne faizdir nede tefeciliktir. Elbette ki kar amaçlıdır. Zarar tehlikesi artıkça kar oranı yükselir, ama daha sonra gecikme zammı, v’ade farkı almak haramdır. (*) 3- Hukuk, kanun, şüphe, fesat, geri işlenmez. Mesela: Namazda selamdan sonra kıble yanlışlığı, imamın abdesti gibi şüpheler o bitmiş namaza fesat vermez. Mesela: ödünç alıp hayratı yaptıktan sonra o borcu haramdan ödemek o hasenatı ifsat etmez. Mesela: meşru bir akitle alınan bir malın bedelini haramdan ödemek o eşyayı haram etmez. Mesela: Hz. Ömer hilafetinin üçüncü senesinde (tek celsede üç talak gider) hükmü önceki talaklara geçmemiştir. Mesela: Hz. Ömer’in (Müşerrekede) söylediği { }ذلك علي ما حكمنا وھذا علي ما نقضيbu seneki hüküm geçen seneki meseleye geçmez.) sözü. (**) (*) 4. Meseleye bak. (**) Müşerreke: Kızlı erkekli çocukları olan bir dul kadın, ikinci kocaya gitmiş ve çocuklar doğurmuştur. Büyük kızı evlenmiş ve ölmüştür, altmış altın miras bırakmıştır. Otuz’u bir lahzacık kocasına, on’u anasına, yirmi’si üvey kardeşlerine verilmiş. Öz kardeşleri ise mahrum kalmıştır. Bir sene sonra böyle bir mesele vaki olmuş ve öz kardeş “Bırak babamızı, anamız bir değil mi ھب ان "ابانا كان حمارا السنا من ام واحدdemiş. Hz. Ömer siz de üvey kardeşlerinize ortaksınız demiştir. Geçen seneki mahrum huzura çıkmış Hz. Ömer o meşhur sözünü söylemiş ve adamı redd etmiştir. [92] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 4- Para değerini artırır veya yitirirse alacaklıların alacağı ne ise o dur. Ancak Ebu Yusuf’un son kavline göre günün değerine göre alır. İtlafat ve tazminatlar elbette ki şer’i mi'yar olan altınla orantılı olarak alınır. Yani 40 yıl önce değeri 40 TL olan birinin danasını öldüren kişi hacca gitmek için helalleşmek isteyince dananın o günkü değeri bir Reşat altını ise bir Reşat altını ödeyecektir. 5- İbadetler: a) Farz: delili sahih ve sarih olandır. b) Vacip: delilin sıhhat veya sarahati kesin olmayandır. İmam Şafii } { إذا تطرق اليه االحتمال بطل به االستداللdemiş ve mezhebinde bu kısmı sünnet saymıştır. c) Sünnet: Çoğu zaman peygamberin s.a.v yaptıklarıdır. d) Müstahap: Peygamber a.s. gah yapmış gah terk etmiştir. e) Mendup: Peygamberin a.s. ara sıra yaptıklarıdır. Sünnet-ül Huda: Ezan gibi islamda Şiar-Sembol olanlardır. Sünnet-üz Zevaid: Peygamberimizin a.s. davranışları. Farzın terki haramdır, diğerlerin terki mekruhtur, cezası yoktur. Terkler sünnet değildir; yani peygamberimiz kravat takmamıştır. Kravat takmamak sünnet değildir. ŞEFA’AT 6 –{ شفاعتي الھل الكبائر من امتي- } من لم يات بسنتي لم ينل شفاعتي Farzı terk edene şefaat vardır. Sünneti terk edene yok mudur? Elcevap: ya sünnet İslam yolu demektir. (Şefa’at-ı uzma) genel şefa’ata her Müslüman dâhildir. Ama İslam'a girmeyenler mahrumdur, veya şefa’at iki kısımdır. Genel ve özel: Sakal bırakanlar için özel bir şefa’at yapılırsa matruşlar (tıraş olanlar) mahrum kalır. 7- { }اقرا بسم ربك الذي خلقKendini oku demektir. Cibril a.s. yazılı bir şey getirmemiş ki onu oku desin. Demek her şeyden önce İnsan kendini okumalı; ne imişim, ne oldum, ne olacağım, hangi iyilik benim malımdır ki onu minnet edeyim, karşıdan gelen kötülüğü kendi içimde işleyip iyiliğe çevirebilirmiyim de!. Karşıya bakıp okuyacak bir şey arama!. Kainat kitabından önce yaratıldığın aşılanmış yumurtaya bak. { } إدفع السيئة بالحسنة [93] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 8-} { اتق شر من احسنت اليهSakın iyilik yapma, kötülük göreceksin demek midir? Haşa haşa. Şayet bir kötülük görürsen sakın iyiliğini kesme, minnet etme sevabının tümünü âhirette alacağına sevin. Gelmeyene git, vermeyene ver demektir. 9- Ar damarın patlamışsa her şey sana mubahtır.{ إذا لم تستح فاصنع ما شئت }demek midir ? Haşa. Eğer yapacağın işin seni dünyada ve âhirette utandırmayacağını biliyorsan yap demektir. 10- Ilımlı İslam, Radikal İslam, Amerika’nın hezeyanıdır. Çağdaş, çağdışı, asri tutucu, ukalalarımızın sayıklamasıdır. 11- Necis: suda yaşayan balık ve necaset yiyen hayvanların eti, sütü ve yumurtası necaset kokmazsa helaldir. Kesim şekli ve keseni belli olmayan hayvanın eti helaldir. İslam dini akıl dinidir. Ama her akıl bir İslam yolunu çizerse insanlar adedince İslamlar meydana gelecektir. İslam dini akıllar mahsulü olan ilme uygundur. Akılların stop ettiği yerde vahiy başlar. Haşır gibi aklın eremediği gaipleri bildirmiş. 12- KERAMET Olağanüstü harikalar dört kısımdır. 1. Sihir 2. İrhasat 3. Mucizat 4. Keramet Kerametin en çok tartışılan keşif kolu İlm-i bi’lgayb değil ki ayete ters düşsün. Zann-ı galibin isabetidir. Yakini ifade etmez kadı keşfine dayanarak hüküm veremez. İşte tasavvuf ve ilim erbabının ittifak noktası budur. Anlaşmazlık yersizdir. Ya ifrattır veya tefrittir. 13- Alem-i ğaybde habbe kubbe gibi görünebilir. İnceliklerini tasdik etmek vacip değildir. Tamamını tekzip etmek de caiz değildir. Risale-i nurda geçen iki çobanın hikayesine bak. Kaval, süt, altın doğrudur. Ama deniz değil çanaktır. Köprü değil kavaldır.(*) (*) Ehl-ı dıl iki çoban çanağa süt sağmışlar ve “kapların üstünü kapatın kapak yoksa en az bir çubuk koyun" mealindeki manidar hadise uyarak çanağın üstüne kaval koymuşlar. Biri uykularmış, diğeri onun burnundan bir hayali sineğin çıkıp kavaldan geçerek geven (çalı) arasına girdiğini tahayyül eder. Uyuyan kişi uyanınca “rüyamda bir süt denizi üstündeki ahşap köprüden geçerek bir ormana girdim ormandaki mağarada bir hazine buldum” demiştir. Ertesi gün kazma getirmişler geven içindeki çatlağı kazmışlar ve bir miktar altın bulmuşlar. [94] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 14 – Kur’anın zahiri ve batını vardır demek ve şeri’at cevizin kabuğudur. Tarikat içidir hakikat yağıdır benzetmesini yapmak yanlıştır. Zahir ve batın aynıdır, ancak yapılan ibadet ya içten gelir veya tekellüf olur; Zahiri: Ali yatağından gönülsüzce sabah namazına kalkar. Batını: Veli gönüllü kalkar, ikisi de aynı namazı kılmak zorundalar. Manevi ve batını ayrı bir namaz yoktur. Zahiri: Ali zekât verdiği zaman terler, batını: Veli serinlenir Ali yemeye içmeye iştahlıdır, Veli oruç tutmaya. İhlası kendi dergahlarına tahsis eden ve başkası hakkında aşağıdaki Arapça uyarıyı tekrarlayıp helak dellallığını yapan sözde Ebu Bekrilere sormazlar mı “Acaba Ebu Bekir (r.a.) servetini mi fakirlere dağıttı veya fakirlerden servet mi topladı?”. O nasırlı öpülesi üst ellerde riya ne arar, riya varsa alıcı alt ellerdedir. Oruç tutan halkın, odasında namaz kılan işçinin ne riyakârlığı vardır. Muhlis değil mi bunlar? İslam ma’dut birkaç hüdavendigarami gelmiştir el insaf. { } ھلك العالمون اال العالمون وھلك العالمون اال العاملون وھلك العاملون اال المخلصون والمخلصون علي خطر عظيم CİN VARDIR, CİNDARLIK YALANDIR 15- Cinler vardır. Ama bir İnsan hiç bir zaman bir cinn’e bir tokat atmadığı gibi insandan daha aciz olan Cinn de insana çarpmaz. Yahudilikten kalma cindar, cebimize inancımıza ve hekime gitmemize çarpar. 16- Kar haddi, Zekât hesabı, ve ğıbn-i fahiş, malın alış ve satış fiyatına göre değil çünkü arz talep bozulması, etki, tepki, devalı- o in’ikas piyasayı belirler. Piyasa hükmüne göre satış yapılmalı ve zekât verilmelidir. Değer katlanırsa onun rızkıdır, düşerse onun kaderidir. Sabit ise kârın sermayenin 1/3 geçmemesi evladır. 17- Akitlerde para tayin edilmez. Yani müşteri bu lira ile bana şu seccadeyi sat derse satıcı seccadeyi değiştiremez, ama alıcı o lirayı cebine koyup, başka lira verebilir. Binaen aleyh(akdi fiz zimme)olur. Ödeme daha sonra yapılır. Haram paradan ödeme yapılsa da akit meşrudur. Seccade mubahtır, üzerinde namaz kılınır. Haramlık malı ayniyatta mıdır zimmette midir? El değiştirilen malın zekâtı ve haramlığı ikinci elin zimmetine geçer mi ? Elcevap: haram günahı zimmettedir ancak haramlığını bilen zimmetlere de sirayet eder fakat haram ayniyat yıpratılır veya cinsine katılırsa haramlık ayniyattan çıkar birinci zimmete kalır. Teselsül etmez. Lakin seccade çalınırsa bilen değişik ellere geçerse de haramdır. [95] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 18- Meşru bir alacağı hırsızın çaldığı, zorbanın gasp ettiği haram maldan almak haramdır ve haram ikinci zimmete geçer. Ancak çağımızda muayyen bedel ticareti yoktur. Zimmet ticareti yapılır ve haramlık kesilir. 19- Borçlunun elindeki malın çoğu haram ise ücret, alacak. Vs. meşru alışveriş bedelini ondan almak mekruhtur. Eğer helal haram karışık ise besbelli bir haram ekseriyeti yok ise çağımızın genel durumu gibi meşru alış-veriş helaldır. 20- Dar-ül küfür de kumar, faiz caiz midir ? Hanefi: EVET – Şafii: HAYIR (Ebu Yusuf de Şafii gibi hayır der.) 21- Alacaklı borçlunun malını bulursa kendiliğinden hakkını alabilir mi? Hanefi: HAYIR – Şafii: EVET 22- Eğer bulduğu mal alacağının cinsinden değilse alamaz. Ancak Şafii’ye taklit ederse veya alacağının cinsinden ise alır. Borçlu temerrüt ederse kefilden alınan hak ve yalancı şahitten alınan zarar bedeli helaldir. Taksitli ticaretin pazarlama safhasındaki şıkları vardır. Ama akit safhası tek şıklı olur ve helaldir. 23- Alıcı ve satıcının terazilerinden önce Allahın rızası şarttır. Faizde, rüşvette muvaza’ada terazi vardır, ama Allahın rızası yoktur. 24- Tedbir almak ve dört aydan önce cenini aldırmak her iki mezhepte caizdir. (İhya, İbni Abidin) Evlatlık almak gayr-i meşrudur. Ailenin mahremi varisi olamaz. Başka varislerin hakkını ona yedirmek büyük zülümdür. 25- Kirvelik, kan kardeşliği, kan vermek uzuv vermek akrabalığı intaç etmez. AKRABA NİKÂHI 26- Yakın akraba evliliği test edilmelidir. Yoksa doğacak çocuklar arızalı olabilir. {(} قال صلي ﷲ عليه وسلم ال تنكحوا القرابة القريبة فان الولد يخلق ضاوباMuğni 3.cilt s.128) Fatime (r.a.) babasının amcasının oğlu ile evlenmiştir. İlk derece değil. Peygam–ber a.s. in Zeynep’le evlenmesi çocuk beklenmezken vaki olmuştur. 27- Peygamberimizin (s.a.v.)’in gençliği geçtikten sonra çok eşliliği, dinimizin nisaiye öğretmenlerine olan ihtiyacından dolayı vaki olmuştur. İstisnaidir zatına hastır. El hazer El hazer. Kadınların şikayetçi olduğu aşağıdaki, [96] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru 1. Çok eşlilik (kuma) 2. Boşama 3. Miras Hakları eğer erkeklerce istismar edilmezse üçü de kadınların lehinedir. TA’ADDÜD-I ZEVCAT 28- Kur'anın bazı ayetlerini zaman tefsir eder. Denizlerin alt ve üst dalgaları, tatlı ve acı suları kaptan gusto keşfi ile tefsir edildiği gibi ekin zekâtının biçim günü verilmesinin biçerdöver makinesinin icadı ile tefsir edildiği gibi. Kuranın çok eşlilik yasağı da medeni kanun zamanına kalmıştır. Şöyle ki; Sure: Nisa, Ayet: 3, Adalet yoksa tek eş. Sure: Nisa, Ayet: 129, Adalet yoktur. Mantıktaki kesin netice veren kaziye-i istisnaiyenin neticesi (tek eş). Ama aç dulların çokluğu, gelenek, ve muktedirlerin nefsani duyguları” birinci adaletin hukuki, ikinci adaletin kalbi olduğu siyak ve sibaktan anlaşılıyor" dedirtmiş. Çok eşlilik yasağı perdelenmiş medeni kanundan önceki çokeşlilere dil uzatmak haddimiz değil, hüküm açık olmadığı için mazurdurlar yaptıkları meşrudur. Ancak Kur’anın mucizesi olan medeni kanunun tek eşlilik tefsiri bu perdeyi aralamıştır. Kur'anın çokeşliliği yasakladığı açıklanmıştır, zaruret yoksa haramdır. Zaruret her yasağı mubah kıldığı gibi bu yasağı da mubah kılar ve evine bakamaz duruma düşen evin hanımını boşamadan kapı dışı etmeden hem ona hem evine bakacak bir kumanın eve alınması hanımın lehinedir. {}انما الضرورات تبيح المخظورات BOŞAMA 29- Kadının da erkeği boşama, nikahı feshetme yetkisi vardır. Ama neden erkeğe nispeten biraz kısıtlıdır. El cevap: Hukukta kadın-erkek eşittir, ama ses, sakal, iç duygular bakımından yaratılış farkı inkar edilemez. Kadın naziktir, duygusaldır, her vesile ile kocasını boşayıp pişman olabilir tiynettedir. Kısıtlama kadını hor görmek için değil kadının ve ailenin lehinedir. [97] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru MİRAS 30- Mirasın bazı meselelerinde kadın erkek kadar hatta daha fazla alır. Ancak babadan kalan tek evi yıkmak hem kadının hem erkek kardeşinin aleyhindedir. Yarın kadın kovulursa nereye sığınacaktır? Kadın sığınma evleri her zaman her yerde var mıdır? Kadın evlenirken mehir alacaktır nafakasını kocasına yükleyecektir. Baba–sından kalan altı liranın iki lirasını alıp bir lirasını erkek kardeşinde hayat sigortası olarak bırakması adil değil mi? 31- Kız kardeşin kanuna dayanarak o lirayı alması ne kadar haram ve zulüm ise erkek kardeşin de onun mahalle ve töre baskısı altında hakkını almaktan utandığından yararlanarak hakkını vermemesi de o kadar haram ve zulümdür. HARAMDA ŞİFA YOKTUR 32- Haram; haramlık vasfını taşıdığı müddetçe şifa unsuru olamaz, ama hayat ve şifa yalnız ona bağlandığı zaman o vasfını kayıp eder. Helal hatta vacip vasfını alır. Mesela boğazında kalan lokmayı geçirmek için içkiden başka bir mayi bulamayana o içki helal olur hatta vacip olur, yoksa intihar etmiş olur. GIYBET 33- Çok kötü olan gıybetin de hükmü değişebilir. Mesela; hilekâr biriyle ortaklık teşebbüsünde bulunan bir kimseyi uyarmak amacıyla o hileci kimsenin gıybetini yapmak caizdir, hatta eğer danışma varsa bu gıybet vaciptir. YALAN Bu haramın da caiz ve vacip halleri vardır. Mesela hakkımızı zalimden korumak için yalan söylemek caizdir. Başkasının hakkını korumak için yalan söylemek vacip olur. Doğruyu söylemek haram olur. Başkasının hakkından ferağat edemeyiz, ama kendi hakkımızdan fedakârlık yapıp doğruyu söyleyebiliriz. Abdulkadir GEYLANİ k.s. çocuk iken şakilerin karşısında altınlarının yerini söylememesi caiz iken doğru–luğu tercih etmesi sebavetin de kırk haraminin tövbesine mürşit olmasına inanıyorsan serbestsin. 34- Zaman değişirse hüküm de değişir mi? [98] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Kur'an ve sünnetin hükmü değişmez, sadece Kur'’an ve sünnete muhalif olmayan örf ve adetlere dayalı hükümler eğer zamanla örf ve adet değişirse ki buna (örfi-tari) denir. Racih görüşe göre o hüküm de değişir. İSLAM VE KÖLELİK 35- İslam'ın yayılmaya başladığı asr-ı saadette köle alış-verişi ticaretin bel kemiğini teşkil ederdi ve insanlar özellikle köleler serbest yaşamda kendi hayatını devam ettirecek kut'u-layemutu kazanacak kadar iş bulamazdı ve esirler hakkında üç yöntem uygulanırdı. 1- Ölüm, 2- Köle etme, 3- Fidye alıp salıverme. İslam o barbar 1. ve 2. yöntemi bırakıp bedava veya mübadele ve fidye mukabilinde salıvermeyi tesis etmiştir. {}فإما منًا بعد وإما فدا ًء Ve birçok keffaretle köle azat etmeyi vacip kılmıştır. {köle azat etmek cehennemden azat olmaktır }diyerek muhalif mefhumla elindekini azat etmeyenin ateşle cezalandırılabileceğini ima etmiş ve hayatı şartlarında hur insanlarla aynı seviyede olduklarını beyan ederek tamamen kalkmasını kainatın tekamül ve tedricine bırakmıştır. Asrımıza ulaşan hak davetinin üzerine biz Müslümanlar bir duman haline geldiğimiz için evlatlarımız ve tüm muasırlarımızın fatret ehli sayılmalarını Allah’tan dileriz. 36- Eğer Hadis ise Peygamberliğe hitap eder. { } لوالك لوالك لما خلقت االفالك {Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım.} Evet: Öğretmenler olmazsa okulları, doktorlar olmazsa hastaneleri yapmak ne kadar abes ise, rehber peygamberler de olmazsa kâinatı yaratmak o kadar manasız olur. 37- (Vatan sevgisi imandandır) { } حب الوطن من االيمان Eğer Hadis ise el-vatandan Adem atamızın ana vatanı olan Cennet murat olmalıdır. Çünkü inançsızlar da bülbüller de vatanlarını severler, ama Cennete inanıp onun yoluna girmek elbette ki iman işidir. 38- HAKEM vakasında “Hüküm Allah’ındır” { } ان الحكم االdiyenlere Hz. Ali (r.a) “Hak kelimeden batıl amaçlanır” { } كلمة حق اريد بھا الباطلbuyurmuştur. [99] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru Hariciler hakem olayında “Hüküm Allah’ındır” mealindeki ayeti Hz. Ali’nin aleyhinde gevelemişler; bu hak kelimeyi batıl muradlarına kullanmışlar. Hz. Ali de o meşhur sözünü söylemiştir. Vaizlerin iyi niyetle sarf ettikleri abartılı sözleri fasıklar kötü emellerinde tezvir ederler. VAİZ- “İçki içen kırk gün imansız olur” der. KADI- “Şahit, ispat yoktur” der. Ona had uygulamaz. DİYANET’en- “O ne imansızdır ne de günahsız.” HAKEZA- (Namaz kötülüğü yasaklar) yerine { } ان الصالة تنھي عن الفحشاء VAİZ- “Alıkoyar” der. Ve gıybet yapan oruçluyu ağzı bağlı mahluka benzetir ki cema’at namazına, diline dikkat etsin. FASIK- Namazı ve orucu terk edip terk ettirmek için ayni kelimeyi bahane edip “böyle namaz ve oruç boşunadır” der. 39- İmanın esasları yekdiğerinin şart ve meşrutu, lazım ve melzumudur, biri düşerse diğer beşi de düşer. Mesela: Vahiy Meleği’ne inanmayanın Kur’ân’a inanması, Kur’ân’a inanmayanın Peygamber’e inanması tasavvur edilemez. Ama İslam esasları müstakildir; olumlusu kazanç sütununa, olumsuzu zarar sütununa işlenir. Biri diğerine halel vermez. Mesela: “Namazın bir rüknu zekât vermektir. Bir şarttı da münkerattan sakınmaktır.” denilmez. Orucun bir rüknü namaz kılmaktır bir şarttı da gıybetten sakınmaktır denmez, ama va’azda mübalağa etmek caizdir. 40- Spralin takmak suretiyle gebeliği önlemek caiz midir, bu hacmi devamlı taşıyan kadının guslü ve orucu sahih olur mu? Cevap: Evet, caizdir ve o kadının her ibadeti de sahihtir. İslam dini evliliğe, iffet ve namusu korumağa, bekası için insan nesline çok büyük ehemmiyet vermektedir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Evleniniz, çoğalırsınız. Çünkü ben kıyamet günü diğer ümmetlere karşı sizlerle iftihar edeceğim.” İmam Şafii (r.a.) rivayet etmiştir. İffet konusunda Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Ey gençler, evlenme gücü–ne (mali ve bedeni iktidara) sahip olan evlensin. Çünkü o (evlenme) göz ve namusu korur; gücü (maddi durumu) yetmeyen kimse, oruç tutmaya gayret etsin. Çünkü oruç onu kötülüklerden meneder. Bir gün Peygamber (s.a.v.) Ukkaf adlı zata soruyor ve diyor ki: - Ey Ukkaf zevcen var mı? (Cüz’i bir mehir vererek nikah akdiyle helal olmuş kadın). Ukkaf: [100] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru - Hayır. - Cariyen de yok mudur? (Yüklü bir bedel ödeyerek Mevlalık akdiyle helal olmuş kadın). - Hayır. - Sıhhat ve maddi durumun iyi midir? - Evet, Allah’a şükür. - Öyle ise şeytanların arkadaşlarındansın. Eğer Hristiyanların Rahiplerinden isen git onlara iltihak et; yok eğer bizden isen yaptığımızı yap. Evlenmek bizim sünnetlerimizdendir. Bakınız sıhhat, servet ve iffet yerinde ise evlenmek, dolayısıyla çoğalmak, çocuk sahibi olmak sünnettir. Farz veya vacip değildir ki terki haram olsun. Eğer sağlıkla ilgili bir sorun varsa veya çevrede haya kalmamışsa veya mübah kazanç yetmezse evlenmeyi önleme tedbiri olarak orucu emreden Peygamber (s.a.v.) evlenmenin ürünü olan çoğalmayı emreder mi? Peygamber (s.a.v.) zamanında azl (gebelik önlemi) yapan ashaplarını men etmemiştir. Şafii, İhya kitabında İmam Gazali, Hanifi, Dürrü’lmahtar kitabında İbni Abidin hamile kalmamak için tedbir almanın caiz olduğunu yazmışlardır. Sualin ikinci şıkkı da şöyle: Gusülde yıkanması gereken bedenin dış kısmıdır. Spralin içerde olduğu için guslün sıhhatine mani değildir. Hatta takıldığı zaman erkek tanasül uzvu olmadığı için gusul gerektirmez, cünüp etmez. Oruca gelince: Oruçlu kimsenin karın veya kafa boşluğuna dışarıdan ve açık bir menfezden cisim alınırsa o günün orucu bozulur, ama spralin daha önce içeriye alın–mışsa tıpkı sahurda yenen yemek gibidir, orucu bozmaz.* ( *) Halkımıza enjekte edilegelen –ya din ya halk- kronik bir hastalık, bir basiret bağlanması, bir akıl tutulması haline gelmiştir. Halkımızın Cuma ve cemiyetlerinin –hem din hem halk- panzehiri ile iki yakamız bir araya gelir inşallah. 12/12/2012 [101] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru -1ھذا عند ابي حنيفة. -2ويحكم ابو يوسف لھا بجھاز مثلھا. -3وجعله محمد للزوج حيا ولورثته ميتا. -4وقال زُفر يقسم الصالح لھما بينھما. -5وعنه ان المتاع كله نصفان وھو قول الشافعي ومالك. -6وقال ابن ابي ليلي-الكل للرجل ولھا ثياب بدنھا. -7وقال الحسن البصري -الكل لھا وله ثياب بدنه .درر الحكام -ج- 2-ص342 - رجل زوج إبنته وج ّھزھا فماتت فزعم أبوھا أن ما دفع إليھا من الجھاز أمانة ولم يھ ْبه لھا وإنماأعاره منھا فالقول قول الزوج وعلي األب البينة ،ألن الظاھر شاھد للزوج ،ألن في الظاھر أن األب إذا زوج إبنته يدفع إليھا بطريق التمليك .إال إذا كان اإلعارة عرفا ً في بلدھم فيصدق األب. )بعث اليھا شيئا( ثم اختلفا ) فقالت ھدية وقال مھر فالقول له( مع يمينه ان لم يكن لھا بيّنة النهالمملك فكان اعرف بجھة التمليك كما لو انكر التمليك اصال كما إذا قال أودعتك ھذا الشيئ فقالت بل وھبته لي الن الظاھر شاھد له اال فيما ھُيﱢ َئ لالكل( كالخبز واللحم المشوي فالقول فيه قولھا. خطب بنت رجل وبعث اليھا شيئا ولم يزوجھا أبوھا فما بعث للمھر يستر ّد قائما أو ھالكا وإن تغيّرباإلستعمال ،ألنه المسلﱢط علي ملكه اذ ھي معاوضة ولم تت ّم فجاز االسترداد .وكذا كل ما بعث ھدية وھو قائم دون الھالك والمستھلك- .درر -ج-1 -ص348 - ثم ذكر الخالف في المرأة مع زوجھا إذا اجتمع بعملھما اموال كثيرة فقيل ھي للزوج وتكون المرأةمعينة له إال إذا كان لھا كسب علي حدة فھو لھا ،وقيل الكل بينھما نصفان .ابن العابدين -ج- 3-ص540 - صح إقتدائھا وإن لم ينوھا اإلمام .إبن العابدين -ج-1-ص387- لو اقتدت المرأة غير محاذية ألحد ّ دفع المال للسلطان الجائر لدفع الظلم عن نفسه وماله وإلستخراج حق له ليس برشوة يعني في حقالدافع .ابن العابدين -ج272-6- -من صلّي أو تصدّق يُرائي به الناس ال يُعاقب بتلك الصلوة وال يُثاب بھا .ابن العابدين ][102 Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru ال يجب علي الزوج تطليق الفاجرة. الكذب مباح الحياء حقه ودفع الظلم عن نفسه ,وواجب فيما إذا إختفي معصوم من ظالم يريد ايذائهاو سئله عن وديعة يريد أخذھا .ابن العابدين يكره االكتحال يوم عاشوراء الن يزيد وابن زياد إكتحال بدم حسين ذلك اليوم. ال يجوز ضرب ولد الح ّر بأمر أبيه ,وال يضرب المعلّم بغير اليدوال فوق ثالث. يحرم استعمال القرآن في بذلة الكالم وقيل يكفر كما إذا رأي شابة فقال )كواعب أترابا( وكره قولالداخل ) يا ﷲ( لِيَتَ َھيّئوا له وان اجتمع القصدان يعتبر الغالب كما اعتبر في نظائره. فان المقلﱢد ينجو بتقليد واحد منھم ) اي أئمة المذاھب( في الفروع وال يجب عليه الترجيح.ابنالعابدين -ص270 - يستحب خضاب الشَعر واللحية بغير السواد . ّ تحرق الكتب او تدفن والقرآن يدفن كاالنبياء . من تم ّكن من دفع النائبة عن نفسه فھو حسن. وجاز بيع عصير عنب ممن يعلم انه يتخذه خمرا ...كبيع المغنية والنطوح والخشب لمن يتخذ منهالمعازف ...وجاز تعمير الكنيسة وحمل خمر ذ ّمي ...وإجارة بيت ليباع فيه الخمر .ابن العابدين -ج-6- ص251 - من كان خياطا فأمره رجل ان يتخذ له ثوبا علي ذي الفساق يكره له ذلك. إختلف الزوجان في متاع البيت سواء قام النكاح ( بينھما )اوال( وادّعي كل منھما ان المتاع كله لهوال بينة لھما )فالقول لكل منھما فيما يصلح له( يعني ان القول فيما يصلح للرجال كالعمامة والسالح ونحوھا قول الزوج مع يمينه بشھادة الظاھر له .وفيما يصلح للنساء كالدرع وثيابھن وحليّھن ونحوھا قول المرأة مع يمينھا الن الظاھر شاھد لھا ) والقول له( اي للرجل )فيما يصلح لھما ( كالفرش واالمتعة واالواني الن المرأة وما في يدھا في يد الرجل .واذا تنازع اثنان في شيئ وھو في يد احدھما كان القول له .كذا ھنا. اال إذا ساكنھافي بيتھا فاليد لھا ھذا إذا كانا حيّين فان مات احدھما فالمشكل للح ّي بيمينه ( اذ ال يد للميت فبقيت يد الح ّي بال معارض وھذه ھي المسبّعة: ][103 Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru İNDEKS SAYFA NO. HZ. MUHAMMED (S.A.V.) ..........................................................................5 SORULU - CEVAPLI FIKHÎ KONULAR ..................................................10 ESAS-1: İTTİFAK - İHTİLAF .....................................................................11 ESAS-2 : MUHTELİF – MUHALİF (ÇEŞİTKEN - KARŞIT) ...................12 ESAS-3: TAKVA - FETVA .........................................................................13 ESAS-4: İMAM - İ’TİMAM .......................................................................13 ESAS -5: RUHSAT – AZİMET ...................................................................13 ESAS-6: HÜSN-İ ZANN .............................................................................14 ESAS-7: TAKLİD - ZARURET ..................................................................14 ESAS- 8: TEVFİK – TELFİK ......................................................................15 ESAS -9: İCTİHAD – TAKLİD ...................................................................15 ESAS-10: KALE - KİYLE ...........................................................................16 ESAS-11: MÜFTİ - MÜSTEFTİ ..................................................................17 TAHARET ....................................................................................................18 NECİS OLAN ŞEYLER...............................................................................20 SULAR .........................................................................................................21 NECASETİN İZALESİ ................................................................................22 ABDEST .......................................................................................................25 ABDESTİ BOZAN HALLER ......................................................................26 GUSÜL .........................................................................................................26 TEYEMMÜM...............................................................................................27 YARA VE YAKI ..........................................................................................29 HAYIZ VE NİFAS .......................................................................................30 İSTİHAZE ....................................................................................................31 AYAKKABI MESHİ....................................................................................32 [104] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru NAMAZ VAKİTLERİ .................................................................................33 EZAN ............................................................................................................34 MAHREMLER .............................................................................................34 MAHREMLER CETVELİ ...........................................................................36 NAMAZIN ŞARTLARI ...............................................................................37 NAMAZIN NAZMI (DÜZENİ) ...................................................................38 CEMAAT İLE NAMAZ KILMAK..............................................................43 KAZA NAMAZI ..........................................................................................48 NAMAZI BOZAN HALLER .......................................................................49 SEHİV SECDESİ .........................................................................................51 TİLAVET SECDESİ ....................................................................................52 ŞÜKÜR SECDESİ........................................................................................53 SÜTRE ..........................................................................................................53 CUMA NAMAZI .........................................................................................54 SEFERİ NAMAZ .........................................................................................56 VİTİR ............................................................................................................57 TERAVİH .....................................................................................................58 BAYRAM NAMAZI ....................................................................................59 NAFİLE NAMAZLAR ................................................................................60 HASTA .........................................................................................................61 HAVF (KORKU NAMAZI).........................................................................61 İSTİSKA (YAĞMUR) NAMAZI.................................................................62 HUSUF - KÜSUF (AY-GÜNEŞ TUTULMASI)NAMAZI.........................62 CENAZE NAMAZI......................................................................................63 ISKAT...........................................................................................................65 DEVİR ..........................................................................................................66 ORUÇ ...........................................................................................................67 [105] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru İTİKAF .........................................................................................................69 ORUCU BOZAN HALLER .........................................................................70 ORUCA DAİR ÖZÜRLER ..........................................................................71 FİDYE...........................................................................................................72 KEFARET ....................................................................................................72 ZEKÂT .........................................................................................................74 ÖŞÜR ............................................................................................................78 FİTRE ...........................................................................................................79 FAKİRLİK SINIRI .......................................................................................80 KURBAN .....................................................................................................80 AKİKA .........................................................................................................83 NİKAH VE TALAK.....................................................................................83 YEMİN .........................................................................................................85 NEZR (ADAK) .............................................................................................86 VASİYYET ..................................................................................................87 FARAİZ ........................................................................................................89 MUAMELAT ...............................................................................................89 MUHTELİF MESELELER ..........................................................................92 BEY’- RİBA .................................................................................................92 ŞEFA’AT ......................................................................................................93 12- KERAMET .............................................................................................94 CİN VARDIR, CİNDARLIK YALANDIR .................................................95 AKRABA NİKÂHI ......................................................................................96 TA’ADDÜD-I ZEVCAT ..............................................................................97 BOŞAMA .....................................................................................................97 MİRAS ..........................................................................................................98 HARAMDA ŞİFA YOKTUR ......................................................................98 [106] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru GIYBET ........................................................................................................98 YALAN ........................................................................................................98 İSLAM VE KÖLELİK .................................................................................99 [107] Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru M. HÜSEYİN FERHANDİ M. Hüseyin Ferhandi 1937 yılında Silvan’ın Ferhand köyünde doğmuştur. M. Yahya Ferhandi ve talebesi M. Said Tağıki’den ders almış, daha sonra M. Şemseddin Çiçek’in ve Seyda Abdüssemed Ferhandi ve talebeleri Kaplan ile M. Hadi Harabbazını’den ders aldı. İnsanların aya ayak bastığında “Bu olay dinimizce normaldir”diye Silvan Gazetesi’nde yazıları yayınlanmıştır. 1973 yılında M. Uyanık’ın çağrısına icabet edip resmi imamlık ve Hadi Küçük ile beraber Küçük Mescid Medresesi’nde ders vermeye devam etmiştir. 1978’de dört ilk’e damga basmıştır. İlk-1: Görevli ve fahri imamların her ayın birinci günü Karabehlül Medresesi’nde toplanıp fetvalar birliği için istişare yapmalarını sağlamıştır. İlk-2: Mezarlarda Kürtçe Telkin okumuştur. İlk-3: Merkezi camilerin kürsülerinde Kürtçe tercümeli vaaz vermiştir. İlk-4: Kalıblaşmış hutbeleri bırakıp ezbere irat ettiği hutbelerde mahalli meselelere değinerek (Nehcül’enam, v.s.)’den Kürtçe mısraları minbere taşımıştır. Kaymakam M. Baydar 1979 yılında “Vaazında Kürtçe ifadelere yer vermiştir” diye M. Hüseyin Ferhandi’yi Diyanet’e bildirmiş. Şikayet üzerine Ferhandi, Sivas’ın Karayakup Köyü’ne sürülmüş, oradan Hatay’ın Ziyaret Köyü’ne ve en son İskenderun Merkez Sanayi Camii’ne geçmiş. Yerel basın-yayınlara katılıp Hanefi ve Şafii hocaların istişare merkezi haline gelen M. Hüseyin Ferhandi 1990 yılında emekli olmuştur. İLETİŞİM: Hüseyin EKER Tlf: 0537. 889 68 15 DİYARBAKIR [108]