O 2
Transkript
O 2
KAN HÜCRELERİ • eritrositler; kırmızı kan hücreleri, alyuvarlar • lökositler; beyaz kan hücreleri, akyuvarlar • trombositler; kan pulcukları, plateletler KANIN GÖREVLERİ • • • • • solunum beslenme atılım termoregülasyon osmotik denge • • • • • asit-baz dengesi hemostaz interstisyel sıvı hacmi savunma haberleşme KANIN FONKSİYONLARI KANIN ŞEKİLLİ ELEMANLARI hematokrit-plazma • kanın hücresel elemanlarının toplam yüzdesi hematokrit (%44-46) •geriye kalan sıvı plazma (%54-56) KAN PLAZMASI plazmanın organikleri • • • • proteinler; albumin, globulin, fibrinojen lipidler; nötral yağlar, fosfolipid, kolesterol karbonhidratlar; glikoz, laktik asit NPN (nonprotein azotlu maddeler); üre, ürik asit, ksantin, hipoksantin, kreatin, kreatinin, amonyak, amino asitler • DİĞER; iç salgılar, antikorlar ve enzimler plazma protein azalması nedenleri • • • • • • • kanamalar kronik karaciğer hastalıkları böbrek hastalıkları bağırsaktan emilim bozukluğu uzun süren açlık çeşitli enfeksiyonlar kalıtsal hastalıklar plazma protein artışı nedenleri • yaygın yanıklar • dehidratasyon • akut enfeksiyon ve doku harabiyeti ile seyreden durumlarda fibrinojen artışı söz konusu olabilir Hemoglobin sentezi Alyuvar Yapımını Etkileyen Faktörler PROERİTROBLAST ERİTROSİTLER DOKUNUN OKSİJENLENMESİ Oksijenlenmeyi azaltan faktörler Kan hacminin azalması Anemi Kan akımının azalması Akciğer hastalıkları HÜCRE ZARINDAN MADDELERİN TAŞINMASI PASİF TAŞIMA - Basit Difüzyon 15 Kolaylaştırılmış Difüzyon Şekilleri 16 Kolaylaştırılmış Difüzyon 17 Osmoz 18 AKTİF TAŞIMA 19 Adsorbsiyon Yüzeyde konsantre olma işlemine adsorbsiyon denir. • Yüzey zarında derişim azalmasına negatif adsorbsiyon; derişim artışına ise pozitif adsorbsiyon denir. Kromatografide; • Adsorbe olan maddelere adsorbat; • adsorbe eden maddelere ise adsorban denir. 20 Adsorban Adsorbat 21 Kolloidal Sistemler Kolloidal sistem içerisindeki dağılan parçacıklara “Disperz faz” bunların içinde dağılmış olduğu ortama da “Disperziyan ortamı” adı verilir. 22 24 25 Hormonların Kimyasal Yapısı ve Sentezi 1. Proteinler ve polipeptitler: Ön ve arka hipofiz bezinden, pankreastan, paratiroid bezinden salgılanan hormonlardır. 2. Steroidler: Adrenal korteks, overler, testisler ve plesantadan salgılanan hormonlardır. 3. Tirozin amino asidi türevleri: Tiroid bezinden ve adrenal medulladan salgılanan hormonlardır. PKA: Protein kinaz 28 29 30 PIP2: Fosfatizilinozitol bifosfat IP3: İnozitol trifosfat DAG: Diaçilgliserol PKC: Protein kinaz C 31 32 33 34 35 36 39 40 AKSİYON POTANSİYELİ • Hücre zarlarında – İstirahat (Dinlenim) potansiyeli – Aksiyon potansiyeli olmak üzere iki tip potansiyelden söz edilmektedir. • İstirahat potansiyeli: Hücreler herhangi bir iş yapmadıkları zaman, iyonların, hücre içi ve dışında farklı dağılımda yerleşmeleri ile oluşan bir potasiyel iken, • Aksiyon potansiyeli: Hücreleri aktif oldukları sırada bazı iyonların hücre içine ve dışına hareketleri sonucunda zarda oluşan bir dizi potansiyel değişiklikleridir. 41 mV - 35 mV - 70 mV Eşik potansiyeli İstirahat potansiyeli msn 42 43 Saltatorik ileti 44 45 46 HÜCRESEL SOLUNUM Metabolik reaksiyonlardan enerji eldesi için kullanılanların, yani karbonhidrat, lipid, protein gibi maddelerin yıkımı katabolizma olarak adlandırılırken, daha basit moleküllerden (monomer) daha karmaşık yapıları (karbonhidrat, lipid, protein, nükleik asit) yapan reaksiyonlara anabolik reaksiyonlar (anabolizma) denir. Her iki reaksiyon çeşidi arasında esas bağlantı ATP ile sağlanır. 47 Bütün canlılar ATP’ye sahiptirler ve bunu esas (primer) enerji molekülü olarak kullanırlar. ATP, adenozin (adenin + riboz) kısmına 3 fosforil (PO4-3) grubunun bir fosfoester bağı ve iki fosfoanhidrit bağı ile bağlanması ile oluşur. ATP’nin tüm canlılar tarafından esas enerji molekülü olarak seçilmesinin esas sebeplerinden biri bu molekülün fosfoanhidrit bağlarının yıkılması sonucu açığa çıkan yüksek miktardaki serbest enerjidir. 48 SOLUNUM İki çeşit solunum vardır HÜCRE DIŞI SOLUNUM: Canlıların dış ortamdan O2 alıp, dış ortama CO2 vermeleridir. HÜCRE İÇİ SOLUNUM: Canlıların hücrelerinde meydana gelen ve organik besin maddelerinin O2 ile yakılarak enerji elde edilmesiyle sonuçlanan bir reaksiyondur. 49 Hücre Solunumu •Hücre solunumunun iki basamağı bulunmaktadır; • Glikoliz • Oksijenli veya Oksijensiz solunum 50 Oksijenli (Aerob) Solunum Organik bileşiklerdeki kimyasal bağların oksijenli ortamda yıkılarak enerji elde edilmesidir. Son ürünler CO2 ve H2O’dur. Oksijensiz (Anaerob) Solunum Glikozun oksijensiz ortamda etil alkol ve laktik asite kadar yıkılarak enerji elde edilmesidir. Fermantasyon da denir. 51 Glikoliz Reaksiyonları • Glikoz molekülü, ATP’ den 1 fosfat alır ve glikoz mono fosfat molekülüne dönüşür. Glikoz monofosfat, enzimler yardımıyla fruktoz monofosfat molekülüne dönüşür. Fruktoz monofosfat, ATP’ den 1 fosfat alır ve fruktoz difosfat molekülüne dönüşür. Böylece substrat aktifleşmiş olur. Fruktoz difosfat, 2 PGAL molekülüne parçalanır. 52 2 PGAL' den, 2 hidrojen ayrılır ve kalan moleküle sitoplazmadan 2 fosfat katılarak, 2 DPGA molekülü oluşur. Açığa çıkan H+ iyonları, NAD++ tarafından yakalanır. Böylece 2 NADH2 molekülü sentezlenir. 2 DPGA molekülü, 2 fosfat kaybeder 2 PGA molekülüne dönüşür. Bu dönüşüm reaksiyonları sırasında, 2 ATP sentezlenir. 2 PGA molekülü, 2 fosfat kaybeder ve 2 pürivik aside (piruvat) dönüşür. Bu dönüşüm reaksiyonları sırasında; 2 ATP daha sentezlenir. 53 C6H12O6 (C3H4O3) (C3H4O3) 54 Bu işlemler sona erdiğinde 2NADH2, 4ATP ve 2Pirüvat açığa çıkar. 2 ATP reaksiyonun başında glikozu aktifleştirmek için kullanıldığı için bu aşamada net kazanç 2ATP ve 2NADH2’dir. 2. Trikarboksilik asit döngüsü TCA mitekondrinin matriks (iç zarın çevrelediği sıvı) kısmında meydana gelir. 56 • Kreps reaksiyonları evresi; Asetil Co-A oluşumu ve kreps çemberi olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. 57 Asetil Co-A oluşumu: • Glikoliz evresi sonunda oluşan pirüvat, mitokondri içine girer. Pirüvat molekülünden, 1 CO2 ve 2H+ iyonu ayrılarak; 1 Asetil CoA molekülü oluşur. Ayrılan H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır ve 1 NADH2 sentezlenir. Oluşan Asetil Co-A molekülü ise, kreps çemberine katılır. 58 Asetil-CoA molekülü, okzalo asetik asit ile birleşerek sitrik asiti oluşturur. Sitrik asitten, 2 H+ iyonu ve 1 CO2 ayrılarak; α-ketoglutarik asit oluşur. Serbest kalan H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır ve 1 NADH2 sentezlenir. α-ketoglutarik asit’ten 2H+ iyonu ve 1 CO2 ayrılarak; Süksinil CoA oluşur. H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır ve 1 NADH2 sentezlenir. Süksinil CoA molekülü, Süksinik asit molekülüne dönüşür ve açığa çıkan enerjiden; 1 ATP sentezlenir. 59 Süksinik asit molekülü, Fumarik asit molekülüne dönüşürken; 2 H+ iyonu ayrılır. H+ iyonları, FAD tarafından yakalanır ve 1FADH2 sentezlenir. Fumarik asit, Malik asite dönüşür. Malik asit, Oksaloasetik asite dönüşürken; 2H+ iyonu ayrılır. H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır ve 1 NADH2 sentezlenir. 60 Sonuç: • Kreps reaksiyonları evresi sonunda, 1 pürivat molekülüne karşılık; • 1 ATP ,4 NADH2 ve 1 FADH2 sentezlenirken, 3 CO2 açığa çıkar. • Kreps reaksiyonları evresinde, 2 pürivat kulladıldığından; toplam: 2 ATP, 8 NADH2 ve 2 FADH2 sentezlenir ve 6 CO2 açığa çıkar. • Kreps reaksiyonlarının gerçekleşmesi sırasında 6 H2O kullanılır. 61 62 TCA DÖNGÜSÜNDE ÜRETİLEN ENERJİ: • Bir mol asetil CoA = 12 mol ATP. • 3 NADH ……… 9 ATP. • 1 FADH2 ………2 ATP. • 1 mol GTP ….. 1 Mol ATP. 63 3. ETS (Elektron Taşıma Sistemi) ETS mitekondrinin krista (iç zarın matriks içinde yaptığı kıvrımlar) kısmında bulunur. 64 Bu evrede; glikoliz ve kreps reaksiyonları evresinden gelen hidrojenler, oksijenle yakılarak (oksitlenerek) ATP sentezlenir. Elektron taşıma sistemi; NAD, FAD, CoQ ve sitokrom sistemi' den oluşur. ETS' yi oluşturan moleküller, elektron çekim kuvvetlerine göre; küçükten-büyüye doğru şöyle sıralanır: 65 Glikoliz ve kreps reaksiyonlarında açığa çıkan H+ iyonları ve elektronlar, mitokondri kristasına aktarılır. H+ iyonları, NAD, FAD ve CoQ tarafından yakalanır ve krista zarının, dış zar kısmına bakan boşluğa bırakılır. Elektronlar ise NAD, FAD, CoQ ve sitokrom sistemi tarafından oksijene doğru taşınır. Elektronlar, NAD’ tan FAD’ a aktarılırken 1 ATP; Sitokrom-b’ den-Sitokrom-c’ ye aktarılırken 1 ATP; Sitokrom-a’ dan-Sitokrom-a3’ e aktarılırken 1 ATP üretilir. 66 Böylece NAD’ın yakaladığı hidrojenler için: 3ATP; FAD’ın yakaladığı hidrojenler için : 2ATP sentezlenir. Elektronlar son olarak oksijen tarafndan yakalanır. Zarın diğer tarafındaki H+ iyonları da oksijenen tarafından yakalanır. Böylece; hidrojenler oksijen ile yakılarak H2O oluşur. ETS’de 24 H+ iyonu, 6 O2 ile yakılarak; toplam: 12 H2O oluşur. Kreps reaksiyonlarında 6 H2O kullanıldığından; oksijenli solunum sonunda 6 net H2O açığa çıkar. 67 68 69 Laktik Asit Fermantasyonu Glikozdan başlayarak laktik asit oluşumuna kadar geçen olaylar zinciridir. Laktik Asit fermantasyonunda tıpkı oksijenli solunumda olduğu gibi glikoliz görülür. Glikoliz sonunda oluşan Piruvatlar NADH2’lerin H2’lerini bağlayarak laktik asite dönüşürler. 70 Laktik asit fermantasyonu sonucunda bir tane glikozdan 2 tane laktik asit ortaya çıkar ve 4ATP enerji elde edilir. Glikolizin başlangıcındaki 2ATP çıkarıldığı zaman net kazanç 2ATP olur. Omurgalıların çizgili kaslarında ve yoğurt bakterilerinde laktik asit fermantasyonu görülebilir. Az miktarda oluşan laktik asit kasların daha iyi çalışmasını sağladığı halde (sporcuların ısınma hareketleri) fazlası kana karışır ve yorgunluk hissi verir. 71 Proteinlerin yapıtaşı olan aminoasitlerin anaerobik bazı bakteriler tarafından fermente edilmesi sonucu kötü kokular açığa çıkar. Bu olaya kokuşma (putrifikasyon) adı verilir. Yemeklerin bozulmasıyla çeşitli kokuların oluşması, kokuşma olayının bir sonucudur. 72 Etil Alkol Fermantasyonu Glikozdan başlayarak etil alkol oluşumu-na kadar geçen olaylar zinciridir. Etil alkol fermantasyonunda oksijenli solunumda olduğu gibi glikoliz görülür. Glikoliz sonunda oluşan piruvatlar önce bir tane CO2 vererek asit aldehit’e dönüşürler. Asit aldehit’ler NADH2’lerin H2’lerini bağlayarak etil alkol’e dönüşürler 73 Etil Alkol Fermantasyonu Etil alkol fermantasyonu sonucunda bir tane glikozdan 2 tane etil alkol ortaya çıkar ve 4ATP enerji elde edilir. Glikolizin başlangıcındaki 2ATP çıkarıldığı zaman net kazanç 2ATP olur. Bira mayası başta olmak üzere maya mantarları ve şarap bakterilerinde görülür. Bu canlılarda fermantasyon ürünleri üremeyi durdurucu etki yapar. Örneğin bira mayasında alkol oranı %18’i geçerse üreme durur. 74 Serbest Radikal Kaynakları • Aşırı alkol tüketimi • Sigara kullanımı • Elektromanyetik radyasyon • Güneş ışınları(UV) • Kronik inflamasyonlar • Aşırı demir yüklemesi • Aşırı fiziksel egzersiz • Yaşlanma • Doğum kontrol hapları Antioksidan Moleküller • Enzimler (SOD, Katalaz, GSH-Px) • Proteinler (Albumin, serüloplazmin) • Selenyum • Askorbik asit (C vitamini) • Tokoferoller (E vitamini) • Karotenoidler • Flavonoidler • Glutatyon ve tiyoller • Koenzim Q, ubikinon ve türevleri 75 Reaktif oksijen türleri (ROS) • Reaktif oksijen türleri (ROS), normal oksijen metabolizması sırasında az miktarda oluşan süperoksit radikali (O2⋅−), hidrojen peroksit (H2O2) ve hidroksil radikali (OH•)'dir. 76 Süperoksit, hücrelerde özellikle solunum zincirlerindeki elektron kaçaklarından dolayı sitosolde ve mitokondride önemli miktarlarda üretilmektedir. Süperoksit kendiliğinden ya da süperoksit dismutaz aracılığıyla hidrojen peroksit ve oksijene dönüşmektedir. Hidrojen peroksit ise ya çeşitli enzimler aracılığıyla (GSH-Px, GSH, CAT) su ve oksijene dönüştürülerek etkisiz hale getirilir ya da geçiş metalleri (Fe2+, Ca+) aracılığıyla aşırı reaktif hidroksil radikaline dönüşerek lipit peroksidasyonuna, DNA veya proteinlerde hasarlara neden olabilirler. 77 78 Hidrojen peroksit (H2O2) Hidrojen peroksit (H2O2), Süperoksitin çevresindeki moleküllerden bir elektron alması veya moleküler oksijenin çevresindeki moleküllerden iki elektron alması sonucu oluşan peroksitin iki proton (H+) ile birleşmesi sonucu meydana gelir. 79 Hidroksil radikali (OH•) Hidroksil radikali (OH•), Fenton reaksiyonu ve HaberWeiss reaksiyonu sonucu hidrojen peroksitten oluşmaktadır. Hidroksil radikali son derece reaktif bir oksidan radikaldir, yarılanma ömrü çok kısadır. 80 Hidroksil radikali olasılıkla reaktif oksijen türlerinin (ROS) en güçlüsüdür. Oluştuğu yerde tiyoller ve yağ asitleri gibi çeşitli moleküllerden bir proton kopararak tiyil radikalleri (RS•), karbon merkezli organik radikaller (R•), organik peroksitler (RCOO•) gibi yeni radikallerin oluşmasına ve sonuçta büyük hasara neden olur. 81 Enzimatik Savunma Sistemleri ve Özellikleri Süperoksit Dismütaz (SOD) SOD, süperoksit anyon radikali (O2• –)’nin, daha az reaktif olan H2O2’e indirgenmesini katalize eder. 82 Bir radikal üzerine direkt olarak hareket eden tek enzimdir. Hidrojen iyonu kullanır ve oksijen üretir. Toksik ve reaktif olan O2• –’ni süpürerek hücreleri korur. Kesin özgüllüğe sahip olan bu enzim kofaktör olarak Cu, Zn, Mn ve Fe’i kullanır. İntrasellüler olarak Cu-Zn SOD olarak sitozol ve nükleusta yer alır. Mitokondriyal matriks ve nükleusta ise Mn-SOD olarak yer alır. 83 Katalaz (CAT) • H2O2’i suya ve oksijene dönüştürerek süpüren bir diğer enzim katalazdır. • Tetramerik yapıda olan katalaz, yapısında dört tane hem grubu bulunan bir hemoproteindir. • En yüksek oranda karaciğer ve eritrositlerin peroksizomlarında lokalize olmuştur. 84 Glutatyon Redüktaz (GSH-R) • Glutatyon redüktaz, GSH-Px vasıtasıyla hidroperoksitlerin indirgenmesi sonucu oluşan okside glutatyonun (GSSG) tekrar indirgenmiş glutatyona (GSH) dönüşümünü katalize eder. 85 Glutatyon Peroksidaz (GSH-Px) • Glutatyon peroksidaz (GSH-Px) sitozolde bulunur, 4 selenyum atomu içerir, tetramerik yapıdadır. • Glutatyon peroksidaz, hidroperoksitlerin indirgenmesinden sorumlu enzimdir. 86 Enzimatik Olmayan Savunma Sistemleri ve Özellikleri • α-tokofrol (E vitamini), β-karoten (A vitamini), askorbat (C vitamini) gibi vitaminler antioksidan savunma sisteminde yaygın bir sekilde yer alan vitamin grubudur. Vitaminlerin yanı sıra glutatyon ve Cu, Zn, Fe, Mn, Se gibi mineraller de non- enzimatik antioksidan savunma sisteminin bir parçasıdır . 87 VİTAMİNLER Vitaminler, özel hücresel fonksiyonların yerine getirilmesinde vücudun eser miktarda gereksinim duyduğu organik bileşiklerdir. Vitaminler vücudu hastalıklardan koruyan, direnci artıran, taze meyve, sebze ve diğer besinlerde bulunan maddelerdir. Bitkisel besinler en iyi vitamin kaynağıdır. 88 Vitaminler gerekenden çok veya az kullanıldığı zaman bazı bozukluklar ortaya çıkar. Uzun süre ihtiyacın altında vitamin alınması durumunda spesifik olmayan bazı belirtiler görülür. Buna hipovitaminoz denir. Birden çok vitaminin noksanlığına bağlı olarak meydana gelirse buna, polihipovitaminoz denir. 89 Vitaminlerin Özellikleri • • • • • • Bir organik maddedir Az miktarda bulunurlar Hayatsal öneme sahiptirler Yetersizlik – sorunlar Çoğunluğu “esansiyel” karaktere sahip Enzimlerin yapısında bulunma ve katalizör olma özellikleri 90 Vitaminlerin Özellikleri Metabolizmadaki olaylarda görev alan enzimlerin önemli bir kısmını meydana getirir. Bu nedenle de; Sağlıklı büyüme ve gelişme için Metabolizmadaki olayların düzenli yürüyebilmesi için son derece önemli maddelerdir. Vitaminler vücut içinde yapılmaz. Daima dışardan hazır olarak besin maddeleriyle birlikte alınırlar. 91 • Sınıflandırma • Vitaminler çözünürlüklerine göre iki sınıfta incelenirler: • Yağda çözünenler (VitA, VitD, VitE, VitK) • liposolubl olup dokularda depolanabilirler. • Suda çözünenler (VitB-kompleksleri, VitC) • Vit C dışındakiler metabolizmada koenzim olarak görev alır, • Suda çözünür olup dokularda depolanmazlar (Vit B12 hariç), fazla alındıklarında idrarla atılırlar. 92 Adlandırma •Alfabetik (VitA, VitB, VitC, VitD..) •Kimyasal (Retinol, Kalsiferol..) •Fizyolojik (Antiberiberik, antiraşitik..) •Ticari (Thiamin-HCl, Menadion..) 93 Yağda eriyen vitaminler 94 A Vitamini - Organizmadaki rolleri Retinoik asit glikoprotein sentezine katılır. Epitel hücrelerinin büyüme ve farklılaşmasını artırır. Epitel dokunun yapısının korunması için gereklidir. 1.Üreme (sperm ve yumurta üretimi) 2.Solunum sistemi (mukus salgılanması) 3.Sindirim sistemi (sindirim sistemi mukozasının korunması) 4.Boşaltım sistemi (keratinleşmenin önlenmesi) 5.Ayrıca Vitamin A büyümede önemlidir . Normal kemik gelişimi, serebrospinal sıvı basıncının ayarlanması ve deride anormal değişimleri önler. • Antoksidan etkiye sahip bir vitamindir. Düşük oksijen basıncında serbest, peroksitradikallerinin dokularda yakalanmasında rol oynayarak antikanserojen aktiviteye sahiptir. Β-karoten düşük O2 basıncında etkili olduğundan daha yüksek O2 basıncında etkili olan vit. E’nin antioksidan etkisini tamamlar. 95 A Vitamini - Eksiklik Durumları: • Gece körlüğü oluşur. • Büyümede gerileme • Göz retinası ve kornea’da yapısal bozulmalar, göz sinirlerinde yapısal ve fonksiyonel bozukluklar • Daha ileri eksiklik durumlarında müköz sekresyonda azalma, göz, akciğer, gastrointestinal ve genito üriner kanallara ait epiteliyal dokularda keratinizasyon oluşur. Göz dokusunun bozulması olan kseroftalmi (korneanın ve konjunktivanın kuruması körlüğe neden olur. A Vitamini - Fazlalık Durumları: Deride kuruluk, hepatik büyüme, eklem ağrısı. 96 D Vitamini - Eksiklik Durumları: Ca yeteri kadar bağırsaklardan emilemediği için Ca eksikliğinden dolayı kemiklerde mineralizasyon gerçekleşmez. Çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi görülür. D Vitamini - Fazlalık Durumları: Toksikasyon, iştah kaybı, bulantı, kusma, sersemlik gibi belirtilerle görülür. Hiperkalsemi şekillenir ve buna bağlı olarak arterler ve böbreklerde Ca birikir. 97 K Vitamini - Önemi • Karaciğerde protrombin ve diğer bir çok kan pıhtılaşma faktörlerinin yapımında gereklidir. • İsmini koagülasyondan alır • Antihemorajik vitamindir. • Kimyasal olarak yapısı kinondur, • Elektron transferinde görev alır, 98 Suda çözünen vitaminler • Tiamin (B1 Vitamini, Anörin) • Riboflavin (B2 Vitamini, Laktoflavin) • Niyasin (Nikotinamid, PP Vitamini, B3) • Piridoksin (B6 Vitamini) • Biotin (H Vitamini) • Pantotenik asid (B5 vitamini) • Paraaminobenzoik asid • Folik asid (B9 vitamini) • Vitamin B12 (Siyanokobalamin) • Lipoik asid • C Vitamini (Askorbik asid) 99 Vit B1-Önemi •Enerji üretiminde görevli metabolik döngüde anahtar rol oynar, •Karbonhidratların sindirimini kolaylaştırır, •Sinir sisteminin, kalp ve kasların normal fonksiyonu için esansiyeldir, •İştahın sürekliliği, büyüme ve iyi bir kas tonusu için elzemdir. 100 Vit B1-Yetersizlik belirtileri •İştah kaybı •Güçsüzlük ve yorgunluk •Sinirsel uyarılabilirlik ve paraliz •Uykusuzluk •Canlı ağırlık kaybı •Nervus vagus ile ilgili ağrılar ve sancı •Mental depresyon ve kabızlık •Kalp ve mide-bağırsak ile ilgili sorunlar •Şiddetli yetersizlik belirtileri Beriberi olarak bilinir 101 Vit B2-Önemi •Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması için gerekli, •Eritrosit ve antikor üretimine hizmet eder, •Hücre solunumunu sağlar, •İyi görme, sağlıklı deri, tırnak ve saç için gerekli, •Göz yorgunluğunu hafifletir, •Genel sağlığı koruyucudur. 102 Vit B2-Yetersizlik belirtileri •Gözlerde yanma ve kaşınma, •Ağızda ve dudakta çatlamalar ve yaralar, •Gözlerde kanlanma, •Dilde morarma, •Dermatitis, •Büyümede gecikme, •Sindirim bozuklukları, •Titremeler, •Üşengeçlik, •Deride yağlanma. 103 Niasin-Önemi •Dolaşımı düzenler, •Kanda kolesterol miktarını düşürür, •Sinir sistemini sağlıklı kılar, •Protein, şeker ve yağ metabolizmasına hizmet eder, •Yüksek kan basıncını düşürür, •Besinlerden enerji eldesini yükseltir, •Pelegrayı önler, •Deri, dil ve sindirim sisteminin sağlıklı halde tutulmasına hizmet eder. 104 Niasin-Yetersizlik belirtileri •Deri bozuklukları ve Pelegra (cüzzam), •Mide-bağırsak ve sindirim bozuklukları, •Sinirlilik, •Baş ağrısı, •Yorgunluk, •Uykusuzluk, •Mental depresyon, •İştah kaybı, •Kas güçsüzlüğü, •Solunum bozukluğu. 105 Folik asit-Önemi •DNA ve RNA sentezi için gereklidir (vücudun tüm hücrelerinin büyümesi ve çoğalması için bu iş gereklidir), •Kemik iliği üzerine etkisi ile eritrosit yapımında ve •Amino asit metabolizmasında görev alır, 106 Folik asit-Yetersizlik belirtileri •Mide-bağırsak bozuklukları, •Anemi (makrositik), •Vit B12 yetersizliği (megaloblastik), •Erken ağarmış saçlar veya kıllar 107 Vitamin benzeri bileşikler • kolin • karnitin • -lipoik asit • PABA (p-aminobenzoat) • inozitol • koenzim Q • biyoflavonoidler (vitamin P) 108 VİTAMİN EKSİKLİĞİ NEDENLERİ 1- Günlük yetersiz alınım: • Açlık, yoksulluk, alkolizm, uzun süreli sıkı diyet, uzun süre antiasit kullanımı. 2- Yetersiz emilim: • Safra kanalı tıkanması sonucu yağda çözünür (A,D,E,K) Vitaminler emilemez • Pernisiöz anemi (İntrinsik faktör eksikliği) • Spru sendromu • İnce barsak iltihabı 109 3- Yetersiz Kullanım: • Bazı Vitaminlerin transportu için gerekli olan protein eksikliği • İnaktif olan Vitamin ön maddesinden aktif şeklin sentezindeki bozukluk 4- İhtiyacın Artması: • Büyüme, hamilelik, laktasyon, yaralanma 110 Mineraller • İnsan vücudunun yaklaşık % 4'ünü mineraller oluşturur. Makromineraller: Bunlara olan ihtiyaç günde 50 mg'ın üzerindedir Mikromineraller (eser elementler): Günlük ihtiyaç 50 mg’dan daha azdır. 111 Makroelementler Mikroelementler >50 mg/kg vücut ağırlığı <50 mg/kg vücut ağırlığı Kalsiyum Fosfor Magnezyum Sodyum Potasyum Klor Kükürt Demir Bakır Mangan Çinko Kobalt Molibden Selenyum İyot Krom Flor *Toksik elementler Aluminyum Brom Nikel Vanadyum Kalay Arsenik Lityum Kurşun Kadmiyum 112 Kalsiyum Kaynakları: • Süt ve ürünleri (en iyi) • Pekmez, susam, fındık vb, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, kurutulmuş meyveler (iyi) • Yeşil sebzeler, yumurta, portakal, çilek (orta) • Tahıllar, diğer sebze-meyveler, etler (zayıf) Özellikleri: • • • • • Asit ortam emilimi arttırır. Posa, Okzalatlar (y.sebzeler) emilimi azaltır. D, C vitamini emilimi arttırır. Laktoz emilimi kolaylaştırır. Ca/P dengesizliği, fazla Al, Zn emilimi zorlaştırır. 113 Görevleri: • • • • Kemik ve diş yapımı, Kanın pıhtılaşması Sinir iletimi ve kalp atımının denetimi Hücre membranının taşıma işlevi Gereksinim: Diyetteki kalsiyumun ortalama % 30’u emildiği düşünülürse; • Çocuklar: 500 mg • Ergenler: 800-1200 mg • Yetişkinler:600 mg, Menopoz sonrası 1200 mg • Gebelik ve emziklilik: + 500 mg 114 Yetersizliği: • • • • • Büyüme geriliği Raşitizm Osteomalazi Erken osteoporoz riski Kas seyrimesi Fazlalığı: • Böbrek taşı • Mide asidi artışı 115 Sodyum Kaynakları: Tuz, karbonat, Hayvansal besinler, İşlenmiş besinler Özellikleri: İshal, ter ile kayıp artar. Görevleri: • Vücudun suyunu dengeler • Sinir iletişimlerini ve kasların kasılmalarını sağlar • Kalbin normal atış ritmini korur. 116 Gereksinim: 3-7 g, <5 g öneriliyor. Yetersizliği: Kramp, İştah azalır, Yorgunluk Fazlalığı: Hipertansiyon, kanser, osteoporoz riski artar. 117 Potasyum Kaynakları: • Yeşil sebzeler, meyve suları, çay, kahve Özellikleri: İshal, ter ile kayıp artar. Görevleri: • Asit baz dengesi • Hücre içi-dışı sıvıların dengelenmesi Gereksinim: 2-4 g, Yetersizliği: Kas yorgunluğu, Na/K oranı önemli 118 İyot Kaynakları: • Toprak ve sudaki iyot ile ilgili değişiklik gösterir. Deniz ürünleri Özelliği: • Haşlama suyu ile % 60 kayba uğrar. Işıktan çok etkilenir. 119 Görevi: • Tiroid bezi çalışması Gereksinim: En az 150 mcg veya 2 mcg / kg Yetersizliği: • Hipotiroidi, Endemik Guvatr. Korumak için İyotlu tuz kullanılmalı Fazlalığı: • Toksik etkili 120 Minerallerin toksik etkileri Kadmiyum: • Sigara, rafine yiyecekler, çay, kahve, su boruları, midye en belirgin kaynaklarıdır. Etkisi: • Serbest radikallerin zararını artırır, böbreklerde birikerek hipertansiyona yol açar, kemik ve eklem ağrıları yapar. 121 Nikel: • Saç ürünlerinde, sigarada, endüstriyel atıklarda bulunur. Etkisi: • Baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, vertigo, alerjik durumlar yapabilir. 122