4 - Türk Metal Sendikası
Transkript
4 - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI TÜRK ŞUBAT 2012 | SAYI: 151 METAL ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ TÜRKMETAL ŞUBAT 2012 - SAYI: 151 EDİTÖRDEN EZBER BOZMAYA DEVAM EDİYORUZ İşte yeni bir sayıda, yeni bir dergide yine sizlerle birlikteyiz. Sendikal yaşam içinde, birçok sendika, periyodik olarak dergi hazırlıyor ve bunları üyelerine ulaştırıyor. Bizler de bu amaçla, zaman zaman tasarım olarak farklılaşan dergilerimizle, sizlerle birlikte olduk. Geçen sayımızdan itibaren yeni bir tasarımla hazırlanan dergimizi, sizlerin beğenisine sunmuş bulunuyoruz. Yeni tasarımla, bu ikinci sayımız. Bizler dergiyi hazırlarken, haber ve makaleleri sizlerin zorlanmadan okuması için, tasarıma önem veriyor, yeni arayışlara giriyoruz. Biz, üyelerimizin her sayfasını ilgi ve dikkatle takip ettiği bir dergi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Yakın bir zamanda, Türk Metal Dergisi, profesyonel tasarımı ve içeriğiyle alanında ‘1 numara’ olacak… Sendikal yayınlar anlamında, bugüne kadar var olan klişeleşmiş yaklaşımlarla birlikte, ezberleri de bozacağız…Elbette ki bu gayretimiz, sizlere duyduğumuz saygının bir gereği… Gelir dağılımında, vergide adaletsizlik; işsizlik, çalışanların temel sorunları olma özelliğini koruyor. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, üzerinde önemle durduğu, ülkemizin kanayan yarası haline gelen bu sorunlar hakkındaki görüşlerini özet olarak paylaştığı “KANAYAN YARALARIMIZ ÜZERİNE” başlıklı başyazısı, bir ‘merhem’ niteliğinde.. Dergimizin bu sayısında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, İİBF, Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi Dr. Salih Dursun’un kaleme aldığı, “İşsizliğin Sosyo-Psikolojik yönü: İşsizlik Psikolojisi” başlıklı, okurlarımızın ve üyelerimizin vicdanlarına hitap eden, sosyolojik ve psikolojik bir analiz olan makalesini iç sayfalarımızda bulacaksınız. Bu sene Türk Metal Sendikası 16 şubesinin genel kurulunu gerçekleştirecek. Bugüne kadar yapılan Manisa 1 No’lu, İzmir 2 No’lu, İzmir 1 No’lu, Eskişehir ve Bozüyük Şubelerimizin genel kurullarıyla ilgili haber ve fotoğraflar yine iç sayfalarımızda yer alıyor. Örgütlenmede gösterdiği başarının karşılığı olarak, 19 Şubat 2012 günü Bursa’da düzenlenen Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısı ile birlikte, röportajlar, sektör haberleri, şubelerimizden haberler dergimizin içeriğinde yer alan bölümler oldu. Bizler, bu dergiyi sizler için hazırladık… Bu derginin içinde, bugüne kadar hep metal işçileri oldu, bundan sonra da metal işçileri olacak… Unutmayın, bize yol gösterecek, beğenilerinizi ve eleştirilerinizi bekliyoruz… Hepinize güzel günler… türk Ertan Gençmetal.org.tr urk@turk ertangenct İÇİNDEKİLER 4 18 29 36 46 50 TÜRK METAL SENDİKASI AYLIK YAYIN ORGANI Şubat 2012 | Sayı: 151 YAYIN SAHİBİ Türk Metal Sendikası Adına Pevrul KAVLAK SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bekir EROĞLU HABER MÜDÜRÜ Ertan GENÇTÜRK ARAŞTIRMA M. KEMAL ŞEN YÖNETİM MERKEZİ Türk Metal Sendikası Genel Merkezi Basın Müşavirliği Beştepe Mahallesi Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520 Söğütözü/ANKARA Telefon: 0312 292 64 00 Faks: 0312 284 40 18 basin@turkmetal.org.tr PRODÜKSİYON CTCP REPROTEK BASKI Ziraat Gurup Matbaacılık A.Ş. Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu Trafo Karşısı Varlık - ANKARA Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45 YAYIN TARİHİ: 29 / 02 / 2012 YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY YAYIN DİLİ: TÜRKÇE Dergimiz basın ahlak yasasına uyar. Ayda bir yayımlanır ve üyelerimize ücretsiz dağıtılır. Bu ayın öne çıkanları Türkiye’de gerçek anlamda sendikacılık Türk-İş ile başlamıştır SAYFA 15 2012 toplu sözleşme yılı olacak SAYFA 16 İzmirliler ödedikleri vergi kadar hizmet alamıyor SAYFA 22 6 Sektörden haberler 8 2011 yılı adrese dayalı nüfusumuz belli oldu 10 Dünyadan haberler 12 Türk-İş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na görüş bildirmedi 14 Sloganımız tescillendi 26 ECBOHS Projesi’nin ilk izleme ziyareti gerçekleştirildi 27 Ford Otosan Genel Müdürü Otay’ı kaybettik 34 Çimtaş Çelik çalışanları Türk Metal dayanışma gecesinde 40 Arabuluculuk - Mediasyon / Dr. Naci Önsal’ın Makalesi 44 Ekonomi / Merve Özkan 58 Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi ve Teşkilatlandırma Eğitimi 60 Kitap ve sinema köşesi 62 Bulmaca 64 Mart ayı, gurur ayı... 65 Bizden Haberler %15 işsizlik oranı Eskişehir’e yakışmıyor SAYFA 23 Bizim gücümüzün kaynağı sizlersiniz... SAYFA 24 TÜRK METALMESS SINAV VE BELGELENDİRME A.Ş. SAYFA 58’TE FUTBOL HER ŞEY İSE NEDEN İÇİNDE ‘SENDİKA’ YOK? SAYFA 30’DA BA ŞYAZI KANAYAN YARALARIMIZ ÜZERİNE... METAL B TÜRK 4 Pevrul KavlaK Türk-İş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı pkavlak@turkmetal.org.tr twitter.com/KavlakPevrul u yazımızda, çalışanların temel sorunları hakkında, şube genel kurullarımızda delegelerle paylaştığımız görüşleri, bir kez de üyelerimizle paylaşmak istiyorum. Türkiye’nin yakasını yıllardır bırakmayan 2 büyük sorunu var… Biri işsizlik, diğeri ise gelir dağılımındaki adaletsizlik… Resmi rakamlara göre, Türkiye’de işsiz sayısı 2,5 milyon kişi, fiili işgücü ise 28,5 milyona yakın. Ancak, iş bulma umudu kalmayanları eklediğimizde, bu sayı 4,5 milyona yaklaşıyor… İşsizlik, Türkiye’nin üzerinde kara bir bulut gibi duruyor… Aslında bir çare var. Ama o çareye kimse elini uzatamıyor. Çare, kayıt dışıyla mücadele etmek… 8 milyondan fazla kayıt dışı çalışan var. Çalışanların üzerindeki vergi yükü % 35’lerde. Bu vergi yükünü biraz düşürsek, onları da kayıt altına almak mümkün olacak. Vergi yükü, % 25’e inse, kayıt dışı yarı yarıya azalacak. Bir yandan gelir artacak, öte yandan çalışanlar üzerindeki vergi yükü azalacak. Bu ülkeye en büyük zararı, kayıt dışındaki çeteler veriyor… Öyleyse işsizlikle mücadelede yapılacak tek şey vardır. O da, kayıt dışını kayıt altına almaktır… Gelir adaletsizliği, ikinci büyük yaramızdır… Bu adaletsizlik, zincirin halkaları gibidir. Diğer halkaları, ücrette adaletsizliktir… Eğitimde, sağlıkta, sosyal güvenlikte adaletsizliktir. Sağlıkla ilgili kaynak ve imkânlara erişmek, sosyo-ekonomik şartlara göre farklıdır. Hastaneden, doktordan, hemşireden, hasta bakıcıdan aldığınız hizmet, ekonomik güce göre değişmektedir. Aynı adaletsizlik, eğitimde de vardır. Parası olan okumakta, diğerleri ise toplumun bağrında yaralar açmaya adeta teşvik edilmektedir. Emekli maaşları ise tek başına bir adaletsizliktir… Ama bunlara rağmen, insanlar büyüme masallarıyla uyutulmaktadır. İşsizlik var; Ama büyüyoruz… Yoksulluk var, ama büyüyoruz… İnsanlar, parayla sağlık hizmeti alıyor, parayla okuyor, ama büyüyoruz… Büyüme, insanlara hayat verir, insanları süründürmez… Eğer, gerçekten ekonomi büyükse; O zaman, 5 milyon işçi emeklisi, neden yoksulluk sınırının altında yaşıyor? Neden yaklaşık 2 milyon memur emeklisi, “geçinemiyoruz” diye feryat ediyor? Neden 9,5 milyon insan, yeşil kartla hayata tutunmaya çalışıyor? Çalışanlar neden açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor? Neden işten çıkarılıyor? Neden, büyümeyi sağlayan işçiler, çalışanlar, emekliler büyümeden nasibini alamıyor? Neden intiharlar, cinnetler, cinayetler artıyor? bilinmesinde de yarar var… Türkiye’de kıdem tazminatının 75 yıllık bir tarihi var. İftiharla söyleyelim, kıdem tazminatının tarihini, işçiler ve sendikalar yazmıştır. Biz kıdem tazminatının fona devrine kesinlikle karşıyız. Kıdem Tazminatı Fonuyla, çalışanların alın teri gasp edilecektir. Bu uygulama, işvereni bireysel yükümlükten kurtaracağı için, çalışanların işten çıkarılması da kolaylaşacaktır. Çünkü, çalışanların bu saatten sonra kıdem tazminatı konusundaki muhatabı fon olacaktır. Türkiye’nin fon karnesi zayıflarla doludur. Konut Edindirme Yardımı, Tasarrufu Teşvik Fonu gibi bütün fonlar, amaçları dışında kullanılmış, fonda biriken para pul olmuş, sonra da tasfiye edilmiştir. Kıdem Tazminatı Fonu da, çalışanlara, geçmişteki fon uygulamalarının karanlık sonunu hatırlatmaktadır. Bugün ekonomi yönetimi işsizliği Türkiye’nin en önemli sorunu ilan etti. Bir çözüm arıyorlar. Ancak, çözüm kadar samimiyet de önemlidir. Bugüne kadar uygulanan birçok fon, maalesef gerçek amacının dışında kullanılmıştır. İşsizlik Sigortası Fonu da bunlardan biridir. İş-Kur’un geçenlerde yaptığı açıklamaya göre, fona girişlerin toplamı 72 milyar lirayı geçmiştir. Fonda bugün 54 milyar lira para bulunuyor. Fondaki paranın ancak % 3,15’i işsizler için kullanıldı. İşsizlere fondan ödenen para sadece 4 buçuk milyar lira. Fondaki paranın 12,5 milyarı ise Hazine ve GAP gibi yerlere aktarıldı. Bu fon, adı üstünde işsizlik fonudur, ama maalesef işsizler için kullanılmamıştır. İşte biz, bunun için fon tuzağına karşıyız… Kıdem tazminatında, çalışanların aleyhinde bir düzenleme, Türk-İş’e yapılmış bir saldırıdır. Türk-İş genel kurulunda, bu anlamda bir saldırıya cevap vermek için hazırlanan önergeye, ilk imza atan sendika biziz. Kabul edilen bu önerge ile, kıdem tazminatına yapılacak bir müdahale genel grev sebebi olacak! Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı olarak bir kez daha sesleniyorum: Kıdem tazminatına kimse el uzatamaz. Kıdem tazminatı, Türk işçi hareketi için, ya hep ya hiç davasıdır! METAL Resmi RakamlaRa göRe, TüRkiye’de işsiz sayısı 2,5 milyon kişi, fiili işgücü ise, 28,5 milyona yakın. ancak, iş bulma umudu kalmayanlaRı eklediğimizde bu sayı 4,5 milyona yaklaşıyoR… işsizlik, TüRkiye’nin üzeRinde kaRa biR buluT gibi duRuyoR… 5 TÜRK Gelir dağılımındaki adaletsizliği tetikleyen bir başka unsur, vergi adaletsizliğidir… Bildiğiniz gibi, 2012 Bütçesi Meclis’te kabul edildi. Çağdaş ülkelerde bütçe, toplumun ihtiyaçlarını gözetmek, ekonomik taleplere cevap vermek ve refah düzeyini yükseltmek için yapılır. Ama, bugüne kadar yapılan bütçelerde, biz bunu göremedik. Çünkü başlangıcından bugüne, bütçeler, bizim ülkemizde gelir ve vergi adaletsizliği ile birlikte yoksulluğu azdıran bir araç haline geldi. 2012 bütçesinin amacının büyümeye istikrar kazandırmak olduğu söyleniyor. Ama 2002 ile 2011 arasına baktığımızda, büyüme ortalamasının % 4,8; istihdam ortalamasının ise % 1,3 olduğunu görüyoruz. O zaman, istihdam yaratmayan büyümenin hangi mantığa hizmet ettiğini, birilerinin bize açıklaması gerekiyor. Bütçedeki en büyük gelir kaynağı, yine vergiler. Yaklaşık 330 milyar lira gelir hedeflenmiş. 2012 bütçesinde bütçe gelirlerinin % 93’ü, yani yaklaşık 278 milyar lira vergi gelirlerinden oluşuyor. Bu gelirlerin % 67’si ise; dolaylı vergilerden elde edilecek. Çalışanlardan alınan gelir vergisi, geçtiğimiz yıla göre 7,7 milyar lira artacak ve 56,1 milyar liraya çıkacak. Yani, yine çalışanların yakasına yapışacaklar. Türkiye’de adaletsiz olduğu kadar, acımasız bir vergi anlayışı var. Türkiye’de her hane, 53 liralık elektrik tüketiyor. 80 lira da telefonla konuşmaya ödüyor. Elektrik faturalarında, sayaç okuma bedeli var. Kayıp-kaçak bedeli var. TRT payı var. Türkiye’de yılda yaklaşık 800 milyon liralık kaçak elektrik kullanılıyor. Ama bunun cezasını, namusuyla faturasını ödeyenler çekiyor. Cep telefonunda ise, vergi yükü bakımından, % 48 ile şampiyonuz. 60 liralık konuşma, ÖTV’siyle, KDV’siyle, Özel İletişim Vergisi’yle, harçlar ve fonlar ile 90 lira olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlarımızın cebinden, kredi kartı ücreti diye, 2 milyar lira para haksız yere alınıyor. Güncelleme denilen zamlarla, yine çoğunluğu çalışanlardan oluşan dar gelirliler eziliyor. En pahalı benzini, en pahalı mazotu, en pahalı enerjiyi biz kullanıyoruz. Ama en yüksek vergiyi, yine biz ödüyoruz. Bir başka yara ise, asgari ücret… Hala, asgari ücretlilere şamar oğlanı muamelesi yapılıyor. Bugün asgari ücret, dünyanın 20’nci büyük ekonomisinden biri olan Türkiye’ye yakışmıyor. Öncelikle yapılması gereken; asgari ücretin, açlığa ve yoksulluğa direnecek düzeye gelmesidir. Asgari ücret, sosyal devletin varlığını çağrıştıracak düzeyde olmalıdır. Bu yolda atılacak ilk adım, asgari ücret üzerindeki % 35’e varan vergi yükünün Avrupa standartlarına, yani % 25’lere düşürülmesidir. OECD içindeki 9 ülkede, asgari ücretten vergi alınmıyor. 6 ülkede ise, vergi % 10’u geçmiyor. Türkiye ise, asgari ücretliden en fazla vergi alan ülke durumunda… 5 milyon asgari ücretlinin ödediği vergi, en tepedeki 90 büyük kuruluşun ödediği vergiye eş değerde… 6 milyon 750 bin ücretlinin ödediği vergi, 652 bin şirketin ödediği vergiden daha fazla. Yani her 10 işçi, her bir şirketten daha fazla vergi ödüyor. Bu ülkede mobilyacı, doktor, konfeksiyoncu, noter, avukat, mimar, kürkçü, eczacı ve kuyumcuların tamamının ödediği vergi, sadece 4,5 milyar lira. Toplam verginin % 2’si değil. Yani, asgari ücretlilerin ödediği verginin yanına bile yaklaşamıyorlar. Kıdem tazminatı hakkındaki görüşlerimizin METAL N E D R Ö T Elektrikli K SE Renault Fluence, Mart ayında satışta üzere, 45 bayiye şarj istasyonu kurulacağını bildirdi. Aybar, bataryanın 1 saatte dolacağını, Ankara İstanbul arası maliyetin sadece 10 TL olacağını ifade etti. Elektrikli Fluence Z.E, Aralık 2011’de dünya pazarına sunulmaya başlandı. TÜRK 6 Oyak Renault, elektrikli Fluence model otoyu, Mart ayında satışa sunmayı planlıyor. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, bu konudaki alt yapı çalışmalarının hızlandırıldığını ve başlangıçta İstanbul, Ankara, Kocaeli, Gaziantep ve Bursa olmak Türkiye’de en çok satan 10 otomobilin 6’sı yerli Türkiye’deki otomotiv pazarında geçen yıl en çok satan 10 otomobil markasının 6’sını yerli üreticilerin ürünleri oluşturdu. Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre, Türkiye’de 864 bin binek oto ve hafif ticari araç satışı ile geçen yıl bir rekor kırıldı. Otomobilde 593 bine ulaşan satışın 218 bin 911’ini 10 marka üstlendi. İthalatın payı % 70‘e çıkarken, Türk otomotiv pazarında en çok satan 10 otomobil markasının 6’sını yerli üretim otomobiller oluşturdu. İrfan Bayrak: Bosch başarılı bir yıl geçirdi Bosch Türkiye Genel Müdürü irfan Bayrak, Manisa Fabrikası’nda 241 Milyon ciro ile 500 bin üzerinde bir üretimle başarılı bir yıl geçirdiklerini söyledi. Bayrak, Türk Metal Sendikası Manisa 1 Nolu Şubesi 2.Olağan Genel kurulu’nda yaptığı konuşmada, dünya çapında 51 Milyar euro ciro ile 300 bin çalışan sınırını aştıklarını belirtti. Bayrak, ekonominin dalgalanmalar gösterdiği böyle bir dönemde rekabet edebilmek için, çalışanlar ve sendikalarla birlikte hareket ederek, esnekliği arttırmayı ve böylece dünyadaki değişime hızlı ayak uydurmayı hedef edindiklerini ifade etti. Çeliğin büyümeye katkısı Türkiye ekonomisinde, 2011 yılının ilk 9 aylık döneminde gerçekleşen % 9,6 büyümede, demir-çelik sektörünün katkısı, diğer sektörlere göre daha büyük oldu. ekonomide ilk üç dönemde imalat sanayideki büyüme % 10,4, inşaat faaliyetlerindeki büyüme % 12,7, demir-çelik sektöründe ise % 18,9 oranında büyüme gerçekleşti. ERDEMİR Grubu, 2011 yılı net kârını, bir önceki yıla göre % 31 artırdı. Gruptan yapılan yazılı açıklamada, geçen yıl 1 milyar 5 milyon 562 bin 503 lira net kâr elde edildiği bildirildi. Açıklamada, 6 milyon 119 bin tonu yassı ve 794 bin tonu uzun mamul olmak üzere, toplam 6 milyon 913 bin ton nihai mamul üreten Erdemir’in nihai mamul satışlarının, 6 milyon 647 bin ton seviyesinde gerçekleştiği belirtildi. 2011 yılında konsolide satış gelirlerinin, 2010 yılına göre % 34 oranında artışla, 8 milyar 920,5 milyon liraya çıktığı da kaydedilen açıklamada, faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr (FAVÖK) değerinin % 43 artarak, 2 milyar 34,1 milyon liraya ve FAVÖK marjının da %23’e ulaştığı ifade edildi. TOFAŞ’ın net kârı 474.2 milyon lira Tofaş’ın 2011 net kârı, % 23 artışla, 474,2 milyon lira olarak, beklentilerin biraz üzerinde gerçekleşti. Reuters anketine göre, şirketin 2011 yılında 460,5 milyon lira net kâr, 7.58 milyar lira da satış geliri elde etmesi bekleniyordu. Şirketin KAP’a bildirdiği finansal sonuçlara göre, 2011 yılında satış gelirleri % 15 artışla 7.34 milyar lira olarak gerçekleşti. Şirket 2010 yılında 384,2 milyon lira net kâr, 6.41 milyar lira da satış geliri açıklamıştı. 7 TÜRK Erdemir Grubu’ndan 1 milyar lira net kâr Türk Traktör 2011 yılında net kârını, % 54 artışla, 277 milyon liraya çıkardı. Türk Traktör Genel Müdürü Marco Votta, geçen yıl traktör satışlarının, bir önceki yıla göre, yurt içi pazarda % 56, yurt dışı pazarda ise % 7 artış göstererek, toplamda 40 bine ulaştığını ifade etti. Votta, istihdam sağladıkları 2 bin 500’den fazla çalışanla, 5 yıldır pazar lideri konumunda Türkiye tarımına yön vermeye devam etiklerini, amaçlarının 2012 yılında da konumlarını ve etkinliklerini sürdürmek olduğunu kaydetti. Türk Traktör Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Memet Kamber de, geçen yılın finansal sonuçlarına ilişkin bilgiler verdi. Türkiye traktör pazarındaki dalgalanmalara rağmen, her yıl bir önceki yıla göre daha fazla büyümeyi sürdürdüklerini anlatan Kamber, Türk Traktör’ün, 2011 yılsonu rakamlarına göre 40 bin traktör üretimiyle bir rekora daha imza attığını, toplam satışın 31 bin 152’sinin yurt içi pazarda, 9 bin 601’inin ise yurt dışı pazarda gerçekleştiğini bildirdi. Kamber, geçen yıl Türk Traktör’ün, % 51 artış ile toplam 1,8 milyar lira ciro elde ettiğini, şirketin net kâr rakamının ise % 54 artış ile 277 milyon liraya ulaştığını ifade etti. METAL Türk Traktör’den 277 milyon TL net kâr A S I K A KIS 2011 yılı adrese dayalı nüfusumuz belli oldu METAL Türkiye nüfusunun, 31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla, 74.724.269 kişi olduğu bildirildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı verilere göre, Türkiye nüfusu, 2011 yılında, bir önceki yıla göre, % 013,5 oranında büyüdü ve 1.001.281 kişi arttı. Aynı verilere göre, 15-64 yaş grubu çalışma çağı nüfusu 50.346.979 kişi ile, toplam nüfusun %67,4’ünü oluşturuyor. Türkiye’de kilometrekareye 97 kişi düşerken, nüfusun %18,2’si İstanbul’da ikamet ediyor. Türkiye’de ortanca yaşın 29,7 olduğu ve ülke nüfusunun yarısının ortanca yaşın altında bulunduğu da, TÜİK tarafından açıklanan veriler arasında yeralıyor. TÜRK 8 Türkiye’de işsizlik ödeneğinden yararlanan işsizlerin oranı % 1 Türkiye’de işsiz sayısının 2 milyon 454 bin olduğu açıklandı. İş-Kur’dan işsizlik ödeneği alanların sayısının ise, Ekim 2011’de, 23 bin 359 olduğu belirtildi. Bu çerçevede, Türkiye’de işsizlik ödeneği alanların oranının, sadece % 1 olduğu ifade edildi. Babacan: “Türkiye, OECD ülkeleri içinde en dipte” BaşBakan Yardımcısı Ali Babacan, dünyanın ilk on ekonomisine girmek için, eğitim konusunda acil önlemler alınması gerektiğini söyledi. Birleşmiş Milletler Küresel Sürdürülebilirlik Raporu’nun tanıtımı için düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, BM’nin insani gelişmişlik endeksinde Türkiye’nin 85.sırada olduğunu belirtti. Türkiye’de 25 yaş üstü gençlerin okulda kalma süresinin 6.5 yıl olduğunu kaydeden Bakan Babacan, “Bu süreyle, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmemiz mümkün değildir. Gençlerin liseyi bitirmelerini zorunlu kılacak bir yapıyı kurmamız gerekir” dedi. Babacan, bir süre önce yayımlanan OECD raporunda da, Türkiye’de 18-25 yaş arası gençlerin % 60’ının lise diploması almadığının ortaya konulduğunu, bu oranla Türkiye’nin OECD içinde en dipte olduğunu belirterek, “Acil tedbirlere ihtiyacımız var. Bu teklif, hükumetin hazırladığı bir tasarı değil, dolayısıyla Meclis’te konuşulacak, tartışılacak. Milli Eğitim Bakanı ayrıntılı bir açıklama yapacaktır” diye konuştu. Türkiye’de her gün ortalama 172 iş kazası oluyor Kişi başı en az İstanbul’a en fazla Tunceli’ye harcandı METAL Türkiye’de her gün ortalama 172 iş kazası olduğu bildirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan yardımcısı Halil etyemez, bu kazalarda 4 çalışanın hayatını kaybettiğini, 6 çalışanın ise sürekli iş göremez hale geldiğini bildirdi. etyemez, “Oysa iş kazaları ve meslek hastalıklarının % 98’i önlenebilir” dedi. dünyada her gün ortalama 1 milyon iş kazasının yaşandığını, her yıl da 2 milyon 300 bin kişinin iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybettiğini kaydeden etyemez, yıllık maddi kayıpların, ülkelerin gayri safi milli hâsılalarının % 1 ila 4’ü arasında değiştiğini ifade etti. iş sağlığı ve güvenliği koşullarının iyileştirilmesi ve iş kazalarının önlenmesi için işverenlerin, çalışanların ve devletin aynı bakış açısı ile iş sağlığı ve güvenliği alanında odaklanması gerektiğini de vurgulayan etyemez, iş Sağlığı ve Güvenliği yasa Tasarısı’nın hazırlanarak Bakanlar kurulu’na sunulduğunu, önleyici, iyileştirilici ve geliştirici anlayışa sahip olan tasarının, tüm çalışanları kapsadığını dile getirdi. . TÜRK 9 68 il açık verdi, 13 ilin bütçesi fazla verdi Bütçenin 1,7 milyar TL fazla verdiği 2012 yılı Ocak ayında, 13 ilin bütçesi fazla, 68 ilin bütçesi ise açık verdi. Bütçe açığı sıralamasında ardı ardına depremlerin vurduğu Van 230,2 milyon TL açık ile ilk sırada yer aldı. Maliye Bakanlığı, Ocak ayında tahakkuk eden 76,9 milyar TL’lik verginin 23,5 milyar TL’sini tahsil etti. İstanbul 10,3 milyar TL vergi tahsilâtıyla ilk sırada yer alırken, İstanbul’u 2,7 milyar TL ile Kocaeli, 2,5 milyar TL ile İzmir, 2,4 milyar TL ile Ankara izledi. ANKA Ajansı’nın, Maliye Bakanlığı verilerinden yaptığı hesaplamalara göre, 2012 yılı Ocak ayında vergi gelirleri tahakkuku bir önceki yılın aynı ayına göre % 20,6 artışla 76 milyar 911,6 milyon TL olurken, vergi geliri tahsilâtı bir önceki yılın aynı ayına göre % 18,7 artışla 23 milyar 460 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Devlet, geçen yıl en az İstanbullu’ya harcadı. Buna karşın 2011’de her İstanbullu devlete 8 bin 705 lira kazandırdı. Kişi başına en yüksek harcama Tunceli’de gerçekleşti. Başkent Ankara ise Tunceli’nin ardından kişi başına en yüksek harcamanın yapıldığı ikinci il olarak kayıtlara geçti. Ankara’da kişi başına harcama 5 bin 694 lira olurken, kişi başına gelir 7 bin 386 lira olarak belirlendi. Tunceli ve Ankara’yı Artvin izledi. Öte yandan, Kocaeli, 21 bin 405 lira ile kişi bazında devlete en fazla kazanç sağlayan il oldu. 2 METAL DÜNYADAN HABERLER TÜRK 10 Japonya da ekonomik krizden etkilendi Ekonomi daraldı 1 dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Japonya, geçen yılın son çeyreğinde % 2,3 daraldı. GSYH, geçen yılın üçüncü çeyreğine göre ise, % 0,6 küçüldü. Japon ekonomisindeki düşüşün, YEN’in değerinin yüksek olması, AVRO bölgesindeki borç krizi ve Tayland’daki sellerin ihracatı olumsuz etkilemesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Protestolara daha fazla dayanamadı Romanya Başbakanı istifa etti RoManya Başbakanı Emil Boc, kemer sıkma önlemleri nedeniyle başlayan protestolar karşısında istifa etti. Başbakanlık görevini 2008 yılından buyana yürüten Emil Boc, Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, toplumsal ve siyasi gerginliği yatıştırmak için görevden ayrıldığını belirtti. Romanya’nın geleceğini düşünerek istifa kararını aldığını belirten Boc, ül- 3 kedeki bütün siyasetçilere olgun davranmaları ve yeni hükümeti hızla kurmaları çağrısında da bulundu. Önseçimi kazandı Meksika’da ilk kadın Cumhurbaşkanı adayı Meksika’da iktidardaki Ulusal Eylem Partisi, 1 Temmuz’da yapılacak seçimlerde, ilk kez Cumhurbaşkanlığına bir kadını aday gösterdi. Eski Eğitim Bakanı Josefina Vazquez Mota, önseçimde Cumhurbaşkanı Felipe Calderon’un tercihi Ernesto Cordero’yu geride bırakarak, partinin cumhurbaşkanı adayı oldu. Ancak kamuoyu yoklamaları, Mota’nın, temmuz başında yapılacak seçimde şansının düşük olduğunu gösteriyor. 2 IMF’dan Çin’e büyüme uyarısı 3 4 1 UlUslararası Para Fonu (IMF), euro bölgesindeki borç krizinin derinleşmesi halinde, Çin’in ekonomik büyüme oranının bu yıl yarıya inebileceği uyarısında bulundu. Dünyanın ikinci büyük ekonomisinin bu yıl % 8,2 büyüyeceğini öngören IMF, küresel ekonominin kötüleşmesi durumunda Çin ekonomisinin büyüme hızının % 4’lere gerileyebileceğine dikkati çekti. IMF ayrıca, borç krizi karşısında ekonomiyi desteklemek için Pekin yönetiminin mali teşvikleri artırabileceğine işaret etti. 5 METAL 6 5 Çin hükümeti, Suriye’de şiddetin durdurulması için Arap Birliği’nin önerileri temelinde barışçıl bir çözüm istediğini açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yeralan açıklamada, Suriye’ye giden Çin Dışişleri Bakanı Yardımcısı Zhai Jun’un, Devlet Başkanı Beşşar Esad’a, ‘’Bir çözüm bulunması için Suriye hükümeti, muhalefeti, Arap Birliği ile çaba harcamak istedikleri” mesajını ilettiği belirtildi. Çin’in, soruna siyasi bir çözüm bulunabilmesi için Arap Birliği’nin bütün arabuluculuk çabalarını desteklediği vurgulanan açıklamada, tüm ilgili taraflara, “Arap Birliği’nin konuyla ilgili önerileri temelinde soruna barışçıl ve uygun bir çözüm bulunabilmesi için iletişimi ve görüşmeleri artırma çağrısında bulunulduğu’’ kaydedildi. 6 İflas tekrar gündeme geldi Yunanistan zor durumda avrUpa Birliği, 130 milyar Euro’luk ikinci kurtarma paketi için, Yunanistan’ın kemer sıkma önlemlerinin kabulünü yeterli bulmadı. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, tüm çabaların başarısız olması halinde, Yunanistan’ın iflasına iki yıl öncesine göre daha hazırlıklı olunduğunu belirtti. Avrupa Birliği talimatları doğrultusunda ilerleyen Yunanistan’da alınan 4 ekonomik önlemler, emeklilerinki de dahil olmak üzere, maaşlarda düşüş ve toplu işten çıkarmaları da öngörüyor. Bu arada, krizin her geçen gün kendini daha fazla hissettirdiği ülke, sosyal patlamanın eşiğine geldi. Aş evlerinin kapasitesinin üstünde çalışmaya başladığı, evsizlere günde üç öğün yemek dağıtılan merkezlere işsiz kalanlar ve emeklilerin de gelmeye başladığı belirtiliyor. 11 TÜRK Çin, Suriye konusunda çark etti KONFEDERASYON’DAN METAL Türk-İş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na görüş bildirmedi TÜRK 12 Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak imzalı yazıda, Ulusal İstihdam Stratejisi ile ilgili olarak 21.06.2011 tarihinde görüş bildirildiği hatırlatılarak, bunların dikkate alınmaması nedeniyle, yeniden görüş bildirilmeyeceği ifade edildi. T ürk-İş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, 8 Şubat tarihinde yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısında sosyal taraflara verilen, “Ulusal İstihdam Stratejisi Taslağı (2012-2023)” ile “Ulusal İstihdam Stratejisi Eylem Planı Taslağı (2012-2014)” hakkında görüş bildirmeyeceğini ifade etti. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Türkİş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak imzalı yazıda, Ulusal İstihdam Stratejisi ile ilgili olarak 21.06.2011 tarihinde görüş bildirildiği hatırlatılarak, bunların dikkate alınmaması nedeniyle, yeniden görüş bildirilmeyeceği ifade edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilen yazıda şöyle denildi: “Konfederasyonumuz 8.6.2010 günü yapılan toplantısındaki sunum çerçevesinde ve ‘değerlendirilecek konular’ alt başlığı altında yer alan hususlarla ilgili talep edilen görüşünü, bir rapor halinde 21.6.2010 gün ve 2010391/31 sayılı yazı ekinde Bakanlığınıza iletmiştir. Açılış konuşmasında ifade edilmesine ve sunum metninde yer verilmesine rağmen, Konfederasyonumuz, strateji ve eylem planı taslaklarının hazırlık sürecinde hiçbir şekilde yer almamıştır. Üçlü Danışma Kurulu’ndaki sunum, strateji ve eylem planı taslaklarının içeriği değerlendirildiğinde egemen olan temel yaklaşımın; kıdem tazminatı, bölgesel asgari ücret, özel istihdam büroları, esnek çalışma biçimleri ile işgücü piyasasının esnekleştirilmesi olduğu, Konfederasyonumuzun yüksek duyarlılık gösterdiği ve yazılı olarak bildirdiği bu konudaki hususların dikkate alınmadığı görülmektedir. Konfederasyonumuz, kıdem tazminatı, bölgesel asgari ücret, özel istihdam büroları ve esnek çalışma biçimlerinin yer aldığı istihdam stratejisi ve eylem planı hakkında, ilave ve yeni herhangi bir görüş bildirmeyecektir. Konfederasyonumuz, yukarıda anılan konularla ilgili yapılması düşünülen yasal düzenlemeler Bakanlığınızca ayrıntılı ve gerekçeli olarak gönderilip, tarafımızca incelenip görüşlerimiz bildirilmeden, istihdam stratejisi ve eylem planına onay vermeyecek ve gerekirse bu konuda düzenlenecek toplantılara da katılmayacaktır.” Türk-İş’ten Konfederasyonumuz, ETUC’un eylem günü vesilesiyle krizin çözümü için sunduğu önerileri desteklediğini açıkladı. ETUC’un eylem günü vesilesiyle krizin çözümü için sunduğu öneriler; n Kaliteli işler için Avrupa iyileştirme ve yatırım planı, n Düşük karbon, yeşil ekonomi ve iş ve büyüme yaratacak geleceğin sektörlerine dönüşen dinamik bir Avrupa sanayi politikası, n Uzun vadede bütçe dengesinde restorasyon, n Gençler için kaliteli iş garantisi, n Avrupa tahvilleri ile borçların birleştirilmesi, n Aynı zamanda yatırım politikalarını da destekleyecek olan mali işlemler vergisi, n Sosyal haklar ve ücretlerin azaltılmasına karşı yoğunlaştırılmış mücadele, n Şirketler için minimum vergi ile vergi tabanının düzenlenmesi, n Temel sosyal hakların garanti altına alınması ve saygı duyulması, n Vergi kaçıranlara ve vergi hilelerine karşı mücadele… METAL ürk-İş’in üyesi bulunduğu ve 36 Avrupa ülkesinde toplam 60 milyon çalışanı temsil eden Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), 29 Şubat gününü Avrupa Eylem Günü ilan etmiştir. Tüm Avrupa çalışanları 29 Şubat tarihinde Avrupa’da giderek yaygınlaştırılan kemer sıkma politikalarının işe yaramadığını bir kez daha gündeme getirmek ve artık bu uygulamalara bir son verilmesini talep etmek üzere eylem yapmaktadır. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nca yapılan yazılı açıklamada, “Avrupa’da uzun sürede ve zorlu mücadelelerle kazanılmış olan sosyal hakların geri alınması için sürdürülen baskıları ve tüm dünyaya örnek olması gereken sosyal modelin tahrip edilişini büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla karşılanmaktadır. Avrupa’yı Avrupa yapan değerler düşüncesizce aşındırılmaktadır.” Konfederasyonumuz, Avrupa’daki hak kayıplarının ve sosyal dampingin, başta ülkemiz olmak üzere, tüm dünyayı etkileyeceğine inanmaktadır. Bu nedenle, Avrupa eylem gününde tüm Avrupalı kardeşlerini verdikleri mücadelede desteklemekte ve onların yanında yer almaktadır. 13 TÜRK T Avrupa Eylem Günü açıklaması HABER Türk Patent tarafından tescillendi Türk Metal Sendikası ismi, logosu ve “insana sevgi, emeğe saygı” sloganımız, Türk Patent Enstitüsü tarafından marka olarak tescillendi ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri. Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri gibi konularda Türk Metal Sendikası’nın ismi ve sloganı 9 Ocak 2012 tarihinden itibaren resmi olarak tescillenmiş oldu. METAL Türk Metal dergisinin isminin yayıncılık alanında tescil edilmesinden sonra, kurum olarak Türk Metal Sendikası ismi ve sloganları da tescillenmiş oldu. Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil) Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil) Eğitim TÜRK 14 KADIN İŞÇİLER İÇİN www.turkmetal8mart.com Türkiye’de en çok kadın üyeye sahip olan Türk Metal Sendikası, Kadın İşçiler Büyük Kurultayları için web sitesi hazırladı. Sendikamızın geleneksel olarak, tüm dünya ile aynı gün kutladığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün anlamını bir güne değil, tüm yıla yaymak için, www.turkmetal8mart.com adlı siteyi kadın metal iş- çilerinin hizmetine sundu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili temel bilgilerin yer aldığı sitede, geçmiş kurultaylardan fotoğraf ve video albümü, kadın işçilerinin tezgâh başında çekilen fotoğraflarından oluşan foto albümü ve 8 Mart 2012 tarihinde 17’incisi gerçekleştirilen Kadın İşçiler Büyük Kurultayı ile ilgili geniş bilgilere ulaşabilirsiniz. Manisa 1 Nolu Şb. 2. Olağan Genel Kurulu HABER Türkiye’de gerçek anlamda sendikacılık Türk-İş ile başlamıştır Türk Metal Manisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda konuşan Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, “Türkiye’de gerçek anlamda sendikacılık Türk-İş ile başlamıştır” dedi Özben: Sendikamıza ve Türk-İş’e sahip çıkalım Genel Kurul açılış konuşmasını, Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Özben yaptı. Özben, Türkiye’de işçi hareketinin üçayağı olduğunu, bu ayakları ise emekçilerin, sendikacıların ve Türk-İş’in oluşturduğunu söyledi. Özben, Mehmet Akif’in “Sahipsiz kalan vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır” dizeleriyle, sendikamıza ve Türk-İş’e sahip çıkılmasının gerektiğini vurguladı. Kavlak: İnadına örgütlenmeli… Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak konuşmasında, “dünya sendikal hareketinin önemli bir dönemden geçtiğini ve hem çalışanların hem de sendikaların uluslararası alanda baskılara ve saldırılara maruz kaldığını, bu saldırılara karşı, sendikaların, önce işçilerin, daha sonra kamuoyunun güveni kazanması gerektiğini” ifade etti. Gerçek anlamda Türk-İş ile başlayan Türk sendikal hareketinin kan kaybettiğine dikkat çeken Genel Başkanımız Kavlak, konuşmasına şöyle devam etti: “Türk sendikal hareketinin artık kendisine bir çeki düzen verme zamanı gelmiştir” dedi. Kavlak, “Sendikalar inadına örgütlenmelidir. Küresel güçlerin saldırılarına karşı dik durmanın tek yolu, tek çaresi budur. Sendikalar, nitelikli sosyal ve kültürel faaliyetlerle, eğitimlerle hizmet yelpazesini ge- METAL M Manisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda, Divan Başkanvekilliğini, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun yaptı. nişletmek zorundadır. Eğer, sendikaları yönetenlerin kafasında sendikacılık yoksa. Aldığı aidatı yine üyeye sosyal hizmet olarak iade etmiyorsa. Eğitimsel veya sosyal yaptığı bir yatırım yoksa. Üyelerini insanca yaşama şartlarına kavuşturmak ideali yoksa. O sendikanın varlığı ya da yokluğu fark etmez. İşte bizim farkımız da burada. Çünkü biz, nerede metal işçisi varsa orada olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Metal işçilerinin emeğinin karşılığını almak, onları insanca yaşatmak, Metal işçilerinin eş ve çocukları için, sosyal ve kültürel yatırımlar yapmak, hizmetlerde bulunmak, bizim temel görevimizdir. Biz bu görevden onur duyarız, gurur duyarız. Bu onuru da gururu da namusumuz gibi alnımızda taşırız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın...” Genel Kurul’da söz alan MHP Milletvekili Ercan Akçay, Meclis’e gönderilen yeni Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı’nın işçilerin lehine en uygun şekilde çıkarılması için tüm güçleri ile çalışacaklarını söyledi. Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ da, sendikaların inadına örgütlenmeleri gerektiğini, bunun demokrasi için, Türkiye için gerekli olduğunu vurguladı. Manisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu’nda, Hüseyin Özben Şube Başkanlığına yeniden seçilirken, Nihat Gülserliler Şube Sekreterliğine, Ercan Dereli Şube Mali Sekreterliği görevine getirildi. 15 TÜRK anisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu 11 Şubat Cumartesi günü Manisa Saruhan Otel’de yapıldı. Genel Kurula Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavklak, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, MHP Manisa Milletvekili Ercan Akçay, Türk-İş eski Genel Başkanı Salih Kılıç, Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı, Manisa Belediye Başkan Yardımcısı Mesut Bayram Laçalar, çok sayıda işveren ve sendika temsilcisi katıldı. HABER İzmir 2 Nolu Şb. 2. Olağan Genel Kurulu METAL Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, İzmir 2 Nolu Şubemizin 2. Olağan Genel Kurulu için gittiği İzmir’de, metal işçilerinin yoğun sevgi ve coşkusuyla karşılandı. TÜRK 16 2012 toplu sözleşme yılı olacak işçisBiizv, anrserea doeramd etal T ürk Metal Sendikası İzmir 2 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu, 12 Şubat’ta İzmir Anemon Otel’de gerçekleştirildi. Genel Kurula Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türk-İş eski Genel Başkanı Salih Kılıç ile çok sayıda işveren temsilcisi ve sendikacı katıldı. Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı’nın Divan Başkanlığını yürüttüğü genel kurulda, Süleyman Yıldırım Şube Başkanlığı görevine yeniden seçildi. Genel Kurulda Hayrettin Çakmak Şube Sekreterliğine, Hacı Kılıç Şube Mali Sekreterliği görevine getirildi. Genel Başkanımıza Muhteşem Karşılama Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, İzmir 2 Nolu Şubemizin 2. Olağan Genel Kurulu için gittiği İzmir’de, metal işçilerinin yoğun sevgi ve coşkusuyla karşılandı. Yüzlerce metal işçinin karşıladığı Genel Başkanımıza İzmirli efeler eşlik etti. Yıldırım: Hepiniz aramıza hoş geldiniz Genel Kurul açılış konuşmasını, İzmir 2 Nolu Şube Başkanımız Süleyman Yıldırım yaptı. Konuşmasında, İzmir 2 Nolu Şube’nin kuruluşu hakkında değerlendirmeler yapan Yıldırım, “2008 yılında kurulan şubemizin ne kadar doğru bir kararla kurulduğunu bugün aramızda bulunan metal işçileri bize gösteriyor” dedi. Daha sonra salondan bulunan metal işçilerine seslenen Yıldırım, “650 üyemizin bulunduğu Sidemir Demir Çelik, 500 üyemizin bulunduğu Ede Demir Çelik, 150 üyemizin bulunduğu PFW Havacılık, 180 üyemizin bulunduğu Fokker Elmo, hepiniz hoş geldiniz…” dedi. ayız Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Türk Metal’i işçi hareketinin bir numarası yapan tüm metal işçilerine teşekkür etti. Kavlak, “Biz, Türk Metal’iz. Biz, İzmir’deyiz, İstanbul’da, Bursa’da, Eskişehir’de, ankara’da, Kırıkkale’de, Gölcük’te, Manisa’dayız... Biz, nerede metal işçisi varsa ordayız. Biz, her yerdeyiz. her zamandayız. Biz, durmayız. Biz kaçmayız. Biz korkmayız. Biz mücadeleyiz. Biz dayanışmayız. Biz, metal işçisiyiz; ahmet’iz, Mehmet’iz, Muzaffer’iz, ayşe’yiz, Fatma’yız. Biz, dostuz, biz kardeşiz, biz arkadaşız. Biz, bir değiliz, on değiliz, bin değiliz. Biz yüz binleriz. Biz, tek yüreğiz, tek bileğiz, tek yumruğuz. Vurduğumuz yerden ses getiririz.” diye konuştu. “Ailemize 25 bin işçi daha katıldı” Bugün Türk Metal’in büyük ve güçlü bir sendika olmasında, uygulanan sosyal sendikacılık anlayışının büyük rolü bulunduğunu vurgulayan Genel Başkanımız Kavlak, “Bu sendikal anlayış sayesinde metal işçileri, Türk Metal çatısında toplanmaya devam etmektedir. Türk Metal, yurt genelindeki tüm şubeleriyle birlikte, 2011 yılında, büyük ve ciddi bir teşkilatlanma performansı ortaya koymuştur. 2011 yılı Türk Metal için örgütlenme yılıydı. Biz sendika olarak, bu konuda üzerimize düşeni yaptık ve 25 bin metal işçisini daha Türk Metal üyesi yaptık. Örgütlenme atağımız, bu ve bundan sonraki yıllarda da aynı istek ve heyecanla devam edecektir. 2012 yılı için de kendimize bir hedef koyduk. 2012 yılı bizim için toplu sözleşme yılı olacak. En iyi, en güzel ve en yaşanılır hakları sizlerle buluşturan sözleşmenin yılı olacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi. HABER enel Kurulda, Delphi işyerinden üyemiz Serkan Sarısaltık’ın eşi Serpil Sarısaltık bir konuşma yaptı. Kürsüye eşi ve kızı Ege ile birlikte çıkan Serpil Sarısaltık, “sendikamızın bizlere verdiği hizmetlerin örneği dünyada yok. Bizler de, sendikamızın en az bize verdiği değer kadar ona sahip çıkacağız” dedi. Serpil Sarısaltık’ın konuşması, salondaki delegeler ve konuklar tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. “Biz de sahip çıkıyoruz” “Bu kürsüden sizlere hitap ederken, bir metal işçisinin eşi olmanın sevincini yaşıyorum. Türkiye’de kadınların ikinci sınıf vatandaş yerine konulduğu, kadın hakları konusunda yeterli düzenlemelerin yapılmadığı, kadınların erkeklerle eşit tutulmadığı bir süreçte yaşıyoruz. Tüm bunlara rağmen, bir işçi eşi olarak buradan, bu kürsüden hitap etme imkânını bana veren sendikama, Türk Metal’e tüm işçi eşleri adına teşekkür ediyorum... Türkiye’de sendikacı olmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Ama buna rağmen, bir işçi eşi olarak, Türk Metal’in gerek eşlerimize, gerek bizlere ve gerekse çocuklarımıza sunmuş olduğu hizmetler, zorlukların Türk Metal için bir anlam taşımadığını bizlere gösteriyor. Türk Metal’in ailelerin birliği, bütünlüğü ve devamı yolunda yaptığı katkılar sonucunda, bugün bizler de tıpkı eşlerimiz gibi Türk Metal’e sahip çıkıyoruz. Sahip çıkmaya da devam edeceğiz.” “Dünyaya örnek oluyor” “Geçen sene yapılan Aile Kurultayı, gerçekten olağanüstü bir hizmet. İçeriği, organizasyonu ve ruhu ile gerçekten o kurultay boyunca bir aile olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşadık. Biz kadınlar olarak, bugüne kadar, ne Türkiye’de ne de dünyada bu anlamda bir sosyal hizmet duymadık. Bu Sarısaltık Ailesi, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a, ailelerin birliği ve beraberliği için yaptığı tüm hizmetlerden dolayı teşekkür etti. sadece Türkiye’deki sendikalara değil, tüm dünyaya da örnek olmalı. Bizleri, ailemizle birlikte düşündüğünüz için, mutluluğumuzu çoğalttığınız için size olan duygularımızı teşekkürle tarif etmemiz mümkün değil. Bize gösterdiğiniz ilginin, saygının ve sevginin kat be kat fazlasını hak ediyorsunuz. Sizin şahsınızda, tüm yöneticilere, tüm kadrolara teşekkür ediyoruz. Biz işçi eşlerine verdiğiniz değer ve hizmetler sebebiyle, özellikle size sevgiyle, saygıyla ayrıca teşekkür ediyorum. Bizler, bu hizmetlere layık olmaya çalışacağız. Bizler de işçi eşleri olarak sendikamıza sahip çıkacağız. Size layık olmaya çalışacağız. Türk Metal için ‘tek bilek tek yürek’ olacağız. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.” 17 TÜRK G Eşlerimiz gibi bizler de Türk Metal’e sahip çıkmaya devam edeceğiz METAL İzmir 2 Nolu Şube, 2. Olağan Genel Kurulunda konuşan Delphi işyerinden üyemiz Serkan Sarısaltık’ın eşi Serpil Sarısaltık, “Türkiye’de sendikacı olmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Ama buna rağmen, bir işçi eşi olarak, Türk Metal’in gerek eşlerimize, gerek bizlere ve gerekse çocuklarımıza sunmuş olduğu hizmetler, zorlukların Türk Metal için bir anlam taşımadığını bizlere gösteriyor. ” dedi Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, konuşmasının ardından Bursa Şube Başkanları ile sahnede birlik ve beraberlik mesajı verdi. METAL i r e l i ç ş i l a t e m ı l a Burs TÜRK 18 k e t e l ’ l a t e M k r Tü bilek tek yürek Bursa Atatürk Spor Salonu’nda yapılan, Bursa Şubeleri Genişletilmiş Temsilciler Meclisi’nde konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Bursalı 4 bin metal işçisine seslendi: “Şimdi biz kendimize yeni bir hedef belirledik. 2012’yi sözleşme yılı ilan ettik. Biz kafamıza koyduk; Metal işçilerini mükemmel bir sözleşmeyle taçlandıracağız… Örgütlenmede nasıl birinci olduysak, sözleşmede de birinci olacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın…” B ursa Genişletilmiş Temsilciler Meclisi toplantısı, 19 Şubat Pazar akşamı, Bursa Atatürk Spor Salonu’nda yapıldı ve toplantıya 4 bin metal işçisi katıldı. “Yüz binlerin bir bildiği var” sloganı ile yola çıkılan Genişletilmiş Temsilciler Meclisi’nde büyük coşku, birlik beraberlik ve sendikamıza duyulan bağlılık hâkimdi. Sloganlar eşliğinde kürsüye çıkan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, özellikle sözleşme dönemine girdiğimiz 2012 yılı için önemli ipuçları verdi. Türk Metal’in sözleşmeler ve örgütlenmeler konusundaki duruşunu bir kez daha hatırlattı ve Türk Metal’in kesin çizgilerle diğer sendikalardan ayrılan özelliklerine vurgu yaptı: “Türk Metal olarak, bugün 100 binlerle ifade ediliyorsak, demek ki 100 binlerin bir bildiği var... Aklın yolu birdir... Metal işkolunun bir numarası da Türk Metal’dir... Diğerlerinin numarası belli değildir. Onlar numaracıdır... Yaptıkları; Türk Metal’in imzaladığı sözleşmelerin fotokopisini çekmektir. Onlar varlıklarını bu fotokopilere borçludur.” GENEL BAŞKANIMIZ PEVRUL KAVLAK’IN KONUŞMASINDAN BAŞLIKLAR: Otomotiv sektöründe tek bir sendika vardır, o da Türk Metal’dir “Bursa, şimdi otomotivin başkenti olmaya doğru hızla ilerliyor. Otomotiv sektöründe ise, tek bir sendika vardır, o da Türk Metal’dir. Bu nedenle Bursa’yı hedefine kavuşturacak olan metal işçileridir ; Türk Metal’dir. Türk Metal’in hedefi ise, büyüyen Bursa’ya karşılık, metal işçilerinin, eş ve çocuklarının refahı ve huzurudur. Biz sendika olarak, bu amaçla yola çıktık. Bu yoldan da dönmeyeceğiz.” METAL Örgütlü insan verimlidir, kaliteli üretir. Gelişmeye katkıda bulunur… “Bir ülkenin gerçek anlamda büyümesi ve gelişmesi, örgütlü insan sayısıyla doğru orantılıdır. Örgütlü insan, verimlidir, kaliteli üretir. Gelişmeye katkıda bulunur... Bugün her İsveçli, en az 4 örgüte üye. İsveç mükemmelliği, işte bu örgütlenmeyle yakaladı. İsveç, örgütlenmenin önünü açtı... Biz ne durumdayız? Kendimizi kandırmayalım. Biz, ülke olarak sınıfta kaldık. Biz, örgütlü toplum olamadık. Bizim ülkemiz, sendikalaşma yolundaki uluslararası sözleşmelere uymayan, dünyanın en kötü 25 ülkesi arasında, kara listede. Bizim ülkemizde11 milyon insan çalışıyor. Ama sendikalı sayısı, 600-700 bin civarında. Yani 100 çalışandan 5’i; en fazla 6’sı sendikalı. İşte bizim demokrasi notumuz bu… Bu ayıptan kurtulmalıyız.” TÜRK 19 Toplantıya Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Şube Başkanları ile çok sayıda işveren temsilcisi katıldı. Bursa’da üye sayımız 40 bini geçti “Sendikalaşmak, hem çalışanların hem de ülkenin ekonomisine katkıda bulunmaktır. Bizim örgütlenme anlayışımız, bu temel üzerine kurulmuştur. ‘Üretmek, kazanmak, kazandırmak istiyoruz’ derken, biz niyetimizin aynı zamanda toplumsal fayda olduğunu da söylüyoruz... Bizim düzenlediğimiz eğitimlerin amacı da budur. Biz, bir taraftan üyelerimizin refahını düşünen, eğitimlerimizle onları verimlilik ve kaliteli üretim doğrultusunda yönlendiren, hem işyerlerimize, hem de üyelerimize, dolayısıyla ülkemize katkıda bulunuyoruz. Bizim sendikal anlayışımız bu… Biz, bu anlayışla örgütleniyoruz. Allah’a şükürler olsun ki, bu anlayışımız, sizler tarafından büyük kabul gördü. Böyle olduğu için, Bursa’da metal işçileri Türk Metal’i seçti. Böyle olduğu için, Türk Metal, büyüdü, güçlendi. İşte biz, bunun için büyük ve güçlü bir aile olduk. Bugün Türkiye’deki her 5 sendikalı işçiden 1’i, biziz. Sendikaların giderek küçüldüğü bir süreçte, Türk Metal, Türk Sendikacılığının yüz akı olmuştur. Bursa’da üye sayımız 40 bini geçti.” METAL Bizim kapımız Mevlana kapısıdır; kim olursan ol yine gel, yine gel... Adres, Türk Metal’dir... TÜRK 20 “Bugün Türkiye’de sendikalaşmanın önündeki engeller, hepimizin ortak sorunudur. Bir taraftan yasalar, diğer taraftan işverenler, örgütlenme önüne kurdukları engellerle, Türkiye’nin demokrasi yolunu tıkamaktadır. Ama bu engellere sığınıp, örgütlenmekten vazgeçmeye hiç bir sendikanın, sendikacının hakkı yoktur. Barajları bahane edip, örgütlenme refleksini çalıştırmayanların şikâyet etmeye hakkı yoktur. Ne yazık ki, bugün Türk Sendikal hareketi, engellerin gölgesinde oturup, sendikalaşmanın kan kaybetmesine adeta çanak tutmaktadır. Örgütlenmek emek işidir, inanç işidir. Örgütlenmek, ince bir nakış işlenir gibi sabır ister. Ama her şey- den önce, cesaret ve samimiyet ister. Sendikacılık, mücadele demektir. Mücadele etmeden, örgütlenmek olmaz. Eğer, sendikalaşmakta samimi iseniz, koltuklara yapışmayacaksınız. Ayakta duracaksınız, uyumayacaksınız, gerekirse yatmayacaksınız. Bunu yapmayanların, bugün içine düştükleri içler acısı durumu hepimiz görüyoruz. Eğer böyle yapmaya devam ederlerse, yakında çalışma hayatından diskalifiye olacaklar, yok olacaklar... Ne yapalım diye soranlara, çare arayanlara, ben adresi gösteriyorum. Bu adresteki bütün kapılar, metal işçilerine açıktır... Bizim kapımız Mevlana kapısıdır; kim olursan ol yine gel, yine gel... Adres, Türk Metal’dir...” Genel Başkanımızın konuşması sonrası sahne alan Alişan, söylediği hareketli türkülerle salondaki Bursalı metal işçilerini coşturdu. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşması www.turkmetal.org.tr adresimizden canlı olarak verildi. Salonda bulunan 4 bin metal işçisinin yanısıra, on binin üzerinde metal işçisi de internet üzerinden Genel Başkanımızın konuşmasını canlı olarak izledi. Uzak demedik, yakın demedik. Kolay demedik, zor demedik. Yılmadık, yorulmadık... Bıkmadan, usanmadan örgütlendik… işyerinde çalışan arkadaşlarımıza sizlerin huzurunda ‘hoş geldiniz’ diyor, onları saygıyla selamlıyorum. Grammer emekçileri, sizlere teşekkür ediyorum. Kendinizi Birleşik Metal zulmünden kurtardığınız için. Çimtaş Çelik’teki arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Birleşik Metal’e okkalı bir tokat atarak, fabrika dışına attıkları için. Buradan Asil Çelik’teki kardeşlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli kardeşlerim, değerli Asil Çelik çalışanları, emeğinizin, ekmeğinizin, kıymetini bilmeyen bu yalancı sendikalara, sıfır sözleşmeye imza atanlara gelin bir tokat da siz atın. Gelin Türk Metal’e huzur bulun.” “Türk Metal olarak, bugün 100 binlerle ifade ediliyorsak, demek ki 100 binlerin bir bildiği var... Aklın yolu birdir... Metal işkolunun bir numarası da Türk Metal’dir. Diğerlerinin numarası belli değildir. Onlar numaracıdır. Yaptıkları; Türk Metal’in imzaladığı sözleşmelerin fotokopisini çekmektir. Onlar varlıklarını bu fotokopilere borçludur. Şimdi, biz kendimize yeni bir hedef koyduk. 2012’yi sözleşme yılı ilan ettik. Biz kafamıza koyduk; Metal işçilerini mükemmel bir sözleşmeyle taçlandıracağız… Örgütlenmede nasıl birinci olduysak, sözleşmede de birinci olacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Sakın ola ki, işverenler, MESS karşımıza yine kriz lafıyla çıkmasın. Yok, Avrupa’da kriz varmış. İhracat daralmış. Kapasite azalmış. Bırakın bunları, geçin bunları. Şimdi, biz krizdeyiz, biz ! Çarşıda, pazarda krizdeyiz, evde, mutfakta, krizdeyiz, elektrikte, suda, krizdeyiz... Ey patronlar! Geçtiğimiz kriz döneminde, işletmelerin yaşaması için üzerimize düşeni yaptık. Şimdi de siz üzerinize düşeni yapın. Şimdi, biz krizdeyiz. Artık, fedakârlık sırası sizde, siz fedakârlık yapacaksınız…” METAL Sakın ola ki, karşımıza yine kriz lafıyla çıkmayın... Başaracağız... Başaracağız… Başaracağız... “ÖrgüTlenmede nasıl başardıysak, hizmette, eğitimde nasıl başarılı olduysak, sözleşmede de başarılı olacağız. Başaracağız ; başarmak zorundayız. Her başarı, yeni başarılar için bir basamak olacak. Bu basamakları hep birlikte çıkacak, metal işçilerini, Türk Metal çatısı altında toplayarak kızıl elmamıza ulaşacağız. Bunun için, dün olduğu gibi bugün de, yarın da bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Başaracağız, başaracağız, Başaracağız... Değerli arkadaşlarım, başaracağız diyorum, çünkü biz, Türk Metal’iz. Biz, Bursa’dayız, Ankara’dayız, İstanbul’da, İzmir’deyiz. Biz, her yerdeyiz. Nerede metal işçisi varsa, ordayız. Biz durmayız, korkmayız, kaçmayız. Biz, mücadeleyiz, dayanışmayız. İnançlıyız, kararlıyız. Biz, dostuz, kardeşiz, arkadaşız. Ahmet’iz, Mehmet’iz, Ayşe’yiz, Fatma’yız. Bir değil, on değil, bin değil, biz yüz binleriz. Biz tek yüreğiz, tek bileğiz. Vurduğumuz yerden ses getiririz.” 21 TÜRK “2009 yılında genel kurulumuzu yaptık. Hedefimiz örgütlenmeydi... Bu hedefe kilitlendik. Uzak demedik, yakın demedik. Kolay demedik, zor demedik. Yılmadık, yorulmadık. Bıkmadan, usanmadan örgütlendik. 3 yılın sonunda, toplam 86 işyerinde çalışan 25 bin metal işçisini daha sizlerle buluşturduk. Bunu, akılla yaptık. Bilgiyle yaptık. Karşılıklı sevgi ve saygıyla, ama daha da önemlisi güvenle yaptık. Biz metal işçilerine inandık. Onlar da bize inandı. Bu sayede, Türkiye’nin en büyük ve en güçlü sendikası olduk. İşte Türk Metal farkı bu. İşte Türk Metal bu. Ben, Bursa’da aramıza yeni katılan 18 İzmir 1 Nolu Şb. 2. Olağan Genel Kurulu HABER İzmirliler ödedikleri vergi kadar hizmet alamıyor METAL Türk Metal İzmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda konuşan Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, “İzmirlileri, vergi adaletsizliği karşısındaki onurlu duruşları sebebiyle kutluyorum” dedi TÜRK 22 İ zmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu 18 Şubat Cumartesi günü İzmir Anemon Otel’de yapıldı. Genel Kurula Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı çok sayıda işveren temsilcisi ve sendikacı katıldı. Tosun: Bugünlere inanarak geldik… Genel Kurul açılış konuşmasını, İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Halil İbrahim Tosun yaptı. Tosun konuşmasında, “2008 yılından bugünlere, sizlerle birlikte, birlik, beraberlik ve gönül bağıyla, birbirimize inanarak geldik” dedi. Kavlak: Kaçağın faturasını masumlar ödüyor Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak konuşmasında, “Türkiye’de adaletsiz olduğu kadar, acımasız bir vergi anlayışı var. Türkiye’de her hane, 53 liralık elektrik tüketiyor. 80 lira da telefonla konuşmaya ödüyor. Elektrik faturalarında, sayaç okuma bedeli var. Kayıpkaçak bedeli var. TRT payı var. Var da var. Türkiye’de yılda yaklaşık 800 milyon liralık kaçak elektrik kullanılıyor. Ama bunun cezasını namusuyla faturasını ödeyenler çekiyor. Cep telefonunda ise, vergi yükü bakımından, % 48 ile şampiyonuz. 60 liralık konuşma, ÖTV’siyle, KDV’siyle, özel iletişim vergisiyle, harçlar ve fonlar ile 90 lira olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlarımızın cebinden, kredi kartı ücreti diye, 2 milyar lira para haksız yere alınıyor. Güncelleme denilen zamlarla, yine çoğunluğu çalışanlardan oluşan dar gelirliler eziliyor. En pahalı benzini, en pahalı mazotu, en pahalı enerjiyi biz kullanıyoruz. Ama en yüksek vergiyi, yine biz ödüyoruz” dedi. Kavlak konuşmasında, 2011 yılında 254 milyar lira vergi toplandığını ve bunun % 11’ini İzmirlilerin ödediğini hatırlatarak, “Toplam 27,5 milyar lira ile İzmir üçüncü oldu. İzmir, Doğu ve Güneydoğu’daki illerin tamamından fazla vergi ödüyor. Ama onlar kadar hizmet alamıyor. 27,5 milyar lira vergiye karşılık, 7 milyar liralık bir yardım. Kepçeyle alıyorlar, çay kaşığı ile geri veriyorlar. Ben, sizlerin şahsında tüm İzmirlileri, vergi adaletsizliği karşısındaki onurlu duruşları sebebiyle canı gönülden kutluyorum” dedi. İzmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu sonucunda Halil İbrahim Tosun yeniden Şube Başkanlığı görevine seçilirken, Güngör Sunar Şube Sekreterliğine, Şafak Aşınmaz Şube Mali Sekreterliği görevine getirildi. İzmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunu ölümsüzleştirmek için, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak adına 1000 fidanlık bir koru oluşturuldu. İzmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkan Vekilliğini, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce yaptı HABER Eskişehir Şb. 11. Olağan Genel Kurulu %15 işsizlik oranı Eskişehir’e yakışmıyor Genel Başkanımız Kavlak: İşsizlik, kentlerin üzerinde bir kara bulut gibi duruyor… Kavlak, işsizliğin kentlerin üzerinde bir kara bulut gibi durduğunu ve işsizlikle mücadelenin, kayıt dışı ile mücadeleden geçtiğini ifade etti… Gümüşay: Türk Metal’e hizmet etmeye devam edeceğim… Eskişehir Şube Başkanı Mevlüt Gümüşay genel kurulda tekrar aday olmazken, Türk Metal’in bir neferi olmaktan onur duyduğunu söyledi. Gümüşay konuşmasında, “Bugün Türk Metal’i değil, şube başkanlık görevimi bırakıyorum. İhtiyaç duyulduğum her yerde ve her zaman Türk Metal’e hizmet etmeye devam edeceğim” dedi. Genel Kurula, Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz İsmail Dursun, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, Koç Holding End. İlişkiler Koordinatörü Hakan Yıldırımoğlu, Ford Otosan İnsan Kaynakları Direktörü Nursel Ölmez Ateş, Arçelik A.Ş. Eskişehir Kampusü İnsan Kaynakları Yöneticisi Ali Orhan, Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Türkiye Emekliler Derneği eski Başkanı Arif Duru, Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Sabri Özdemir, Türkİş Eskişehir Bölge Temsilcisi Nejat Kılıç, çok sayıda işveren temsilcisi ve sendikacı katıldı. Genel Kurul sonucunda, Hakan Tuncel Şube Başkanlığına, Murat Yüzügüllü Şube Sekreterliğine ve Erkunt Kılıç da Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi. METAL E skişehir Şubemize ait sosyal tesislerde 25 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirilen, Eskişehir Şubesi 11. Olağan Genel Kurulunda açılış konuşmasını yapan Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türkiye’nin iki büyük sorunu olduğunu, bunlardan birinin işsizlik, diğerinin ise gelir dağılımımdaki adaletsizlik olduğunu vurguladı. Kavlak, “TÜİK’in açıklamalarına, yani resmi rakamlara göre, Türkiye’de işsiz sayısı 2,5 milyon kişi, fiili işgücü ise, 28,5 milyona yakın. Ancak, iş bulma umudu kalmayanları eklediğimizde bu sayı, 4,5 milyona yaklaşıyor. Böyle olunca da, işsizlik oranı %15’lere ulaşıyor. Yani, Eskişehir, Afyon, Denizli, Bilecik, Kütahya, Uşak, Aydın’da yaşayan insanların sayısı kadar işsizimiz var” dedi. Konuşmasında işsizlik konusunda değerlendirmeler yapan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak: “Geçtiğimiz yılın başında Eskişehir Ticaret Odası’nın bir araştırmasını okumuştum. Eskişehir’de 16 binin üzerinde işyeri var. 781 bin nüfus içinde, aktif sigortalı sayısı, 209 bin civarında. 58 bin kişi emekli aylığı alıyor. 32 bin kişi de yeşil kartlı. Nüfusun % 95’i sosyal güvenlik kapsamında. Eskişehir, sosyo-ekonomik gelişme bakımından 81 ilin içinde 6.durumda. Ama buna rağmen, işsizlik oranı % 15’in üzerinde. Bu oran Eskişehir’e yakışmıyor…” dedi. Genel Başkanımız 23 Eskişehir Şubesi 11. Olağan Genel Kurulunda, Divan Başkanvekilliğini Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce yaptı. TÜRK Türk Metal Eskişehir Şubesi 11. Olağan Genel Kurulunda konuşan Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Eskişehir’in, sosyo-ekonomik gelişme bakımından 81 ilin içinde 6. durumda olduğunu belirterek, “Ama buna rağmen, işsizlik oranı % 15’in üzerinde. Bu oran, Eskişehir’e yakışmıyor” dedi HABER Bozüyük Şb. 4. Olağan Genel Kurulu Türk Metal Bozüyük Şubesi 4. Olağan Genel Kurulunda konuşan, Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, metal işçilerine seslenerek, “Biz, Türk Metal olarak, bugüne kadar, sağlam ve dik duruşunu koruyan bir sendikayız. Bizim gücümüzün kaynağı METAL sizlersiniz” dedi. TÜRK 24 Bizim gücümüzün kaynağı sizlersiniz... B ozüyük Şubesi’nin, 26 Şubat Pazar günü gerçekleştirilen 4.Olağan Genel Kurulunda açılış konuşmasını yapan, Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türk Metal’in sağlam ve dik duruşunu koruyan bir sendika olduğunu, bu sağlamlığın ve dik duruşun arkasında ise metal işçilerinin olduğunu belirterek, “Hep birlikte oluşturduğumuz büyük ve güçlü Türk Metal dayanışması sayesinde bugünlere geldik” dedi. Türk Metal’in, vizyonu ve misyonuyla sendikacılıkta bir marka olduğunu vurgulayan Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Biz, dünyada yaşanan gelişmelere karşı, çalışanların fik- ri bakımdan daha donanımlı olması gereğinden hareketle, eğitimlere hayati derecede önem veren bir sendikayız... Biz, ‘ille de örgütlenme, inadına örgütlenme’ diyerek, son genel kuruldan bu yana 25 bin metal işçisini daha Türk Metal’de kenetleyen bir sendikayız. Biz, çalışanlardan toplanan aidatın zerresine leke getirmeden, bu aidatları sosyal ve kültürel hizmet ve yatırım olarak, çalışanlara, onların eş ve çocuklarına sunan bir sendikayız. Biz, varlığını metal işçilerine borçlu olan ve bu borcun ödeme koşulunu, metal işçilerine, eşlerine ve çocuklarına hizmet olarak gören bir sendikayız. Biz, çağı seyreden değil, çağın önünde koşan, değişimde öncü bir sendikayız. Bozüyük Şubesi 4. Olağan Gen el Kurulunda Divan Başkanvekilli ğini, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsma il Dursun yaptı. Yatırımlarımızla, hizmetlerimizle, eğitimlerimizle, anlayış ve uygulamalarımızla, bugün Türk Sendikal Hareketi bakımından ‘örnek’ bir sendikayız. Biz, iktidar olsun, muhalefet olsun, her partiye aynı mesafede olan bir sendikayız. Biz, cumhuriyet, devlet, millet ve demokrasi gibi en temel değerleri aklında ve yüreğinde kutsal bir emanet olarak taşıyan ve koruyan bir sendikayız. Biz, Türk Metal’iz!..” Güney: Bilecik yatırım teşviki alan iller arasına eklenmeli… Bozüyük Şube Başkanı Cemal Güney, Türkiye’deki çalışma hayatı ve sendikamız faaliyetleri ile ilgili değindiği konuşmasında, “Bilecik ilimizin gelişebilmesi için yatırım teşviki alan iller arasına eklenmesi gerekir” dedi. Genel Kurul Divan Başkanlığını Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Divan Başkan Vekilliğini ise Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun yaparken, Genel Kurula, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, çok sayıda şube başkanı ve yöneticisi ile işveren temsilcileri katıldı. Genel Kurul sonucunda Cemal Güney Şube Başkanlığına, Dinçer Uluışık Şube Sekreterliğine ve Erol Arslan Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi. SİZDEN MEKTUPLAR METAL Teşekkürler Türk MeTal avlak um ki, yapmış r o Sayın Pevrul K iy il B . ır d sı a lliler’ haft ası olmuştur. d y fa k o ç e r Bu hafta ‘Enge le iz seminerlerin, b e v im it i çok mutlu ğ n e e b z u sı n a m ıl p a olduğu y eğlencenin de a ın r a r rimi sunar, a le y r ü in k r k e şe il te in iç Engell uğunuz her şey d n lu u b a ıd tk a etti. K Saygılarımla . im r e il d y ı ın m deva Uğur Ozanso çalışmalarınızın 1 09.12.1 elli Çalışanı / g n E e m it İş tomotive Rollmech Au 25 TÜRK Türk Metal – MeSS tarafından yürütülen Ortak eğitim Projesi kapsamında, Dünya engelliler Günü dolayısıyla, engelli metal İşçileri, bir hafta süreyle, ankara’da Büyük anadolu Oteli’nde eğitime katılmışlardı. eğitim sonrası bölgelerine dönen metal işçileri, gönderdikleri mektuplarla, Genel Başkanımız Pevrul kavlak’a teşekkür ettiler. Gönderilen çok sayıdaki teşekkür mektuplarından birinde şu ifadeler yeralıyor: METAL ECBOHS Projesi’nin ilk izleme ziyareti gerçekleştirildi TÜRK 26 ECBOSH projesinde Türk Metal’i temsil eden Dış İlişkiler ve Proje Koordinatörümüz Miray Vurmay ve İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanımız Cem Snaet’in de katıldığı izleme toplantısında, Türk Metal ve MESS’in yanısıra, Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Kosova’dan 10 sivil toplum kuruluşunun yer aldığı ECBOSH Projesi’nin verimliliği, hedefleri, işlevselliği ve sürdürülebilirliği tartışıldı. MESS’in koordinatörlüğünde Türk Metal’in ortaklığı ile yürütülen, Avrupa Komisyonu Genişleme Direktörlüğü tarafından “IPA Sosyo-Ekonomik Ortaklık Programı” kapsamında finanse, “ECBOHS – İş Sağlığı ve Güvenliği için Avrupa İşbirliği Köprüleri Projesi”nin ilk izleme ziyareti gerçekleştirildi. Avrupa Birliği’nden uzman denetmen Sarah Ansel’in gerçekleştirdiği izleme ziyaretinde, aynı zamanda projelerden de sorumlu olan Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe’nin başkanlık ettiği Türk Metal heyetine, projenin mevcut durumu hakkında sorular yöneltildi. Türk MeTal SendikaSı’nı sosyal medyadan da Takip edebilirSiniz... facebook.com/turkmetalsendikasi twitter.com/KavlakPevrul www.turkmetal.org.tr Ford Otosan’ın değerli Genel Müdürü Nuri Kamil Otay, 6 Şubat Pazartesi günü aramızdan ayrıldı Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Kamil Otay’ı kaybettik G eçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Kamil Otay, 9 Şubat Perşembe günü Levent Camii’nde kılınan öğle namazının ardından toprağa verildi. Otay için ilk tören, Ford Otosan’ın Gölcük Fabrikası’nda yapıldı. Buradaki törene Koç Gurubu’ndan çok sayıda temsilci katıldı. Türkİş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak törende yaptığı konuşmada, “Hani, bazı insanlar için, ‘ölüm ona yakışmadı’ derler ya. Bizler de Nuri Otay’a yakıştıramadık bu ani gidişi” dedi. Genel Başkanımız Pevrul KAVLAK’ın konuşmasından bazı başlıklar: “Çok ama çok ileriye gitti” Nuri Kamil Otay Kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olan Nuri Otay, Ford Otosan kariyerine 1983 yılında metot mühendisi olarak başladı ve sırasıyla Dış Satın Alma Müdürü, İstanbul Fabrikası Müdürü ve 2001 yılında açılışı yapılan Kocaeli Fabrikası’nın ilk fabrika müdürü olarak görev yaptı. 2007-2008 yıllarında Ford Avrupa Yönetim Ekibi’nin bir üyesi olarak Köln Üretim Tesisleri Direktörü görevinde bulunan Otay, 2009 yılında Genel Müdür Başyardımcısı olarak Ford Otosan’a atandı. 2010 yılında da, Ford Otosan’da yaklaşık 3 yıldır Genel Müdür olarak görev yapan Mike Flewitt, yerini Genel Müdür Başyardımcısı Nuri Otay’a devretmişti. Ben, Ford Otosan’da çalışan kardeşlerimizin temsilcisi olarak, Merhum Nuri Otay ile sendikamız arasında sevgi ve saygıya dayalı ikili ilişkilerin, fabrikamızın başarısında önemli bir yeri olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Zaman zaman kendisiyle, zaman zaman da görevlendirdiği yöneticilerle yapmış olduğumuz görüşmeler sayesinde, Ford Otosan’da kusursuz bir üretim sürecini inşa etmeye çalıştık. Bugün geldiğimiz noktada, Fabrika’nın içindeki atmosfere baktığımızda, bu alandaki ortak başarımızın ne kadar saygın olduğu görülecektir. Merhum Nuri Otay, ‘Go Further’ dediğimiz, hep daha ileriyi düşünen, hedefleyen ve oralara varmayı planlayan bir anlayışın temsilcisiydi. Ama olmadı. Merhum, çok ama çok ileriye gitti… Bizleri, geride bıraktı. Ben, böylesine saygın bir yöneticiyle tanışma şansını kendime teselli yaparak, şahsım, sendikam ve Ford Otosan çalışanları olarak, Merhum’a Allah’tan rahmet, başta Koç Holding camiası olmak üzere, Otay ailesine, yakınlarına ve Ford Otosan çalışanlarına başsağlığı diliyorum…” 27 TÜRK “Bugün, Ford Otosan’da bir tören düzenleniyor. Ve bu törende hepimizin gözleri bir kişiyi arıyor. Her zaman ortaya yaymış olduğu pozitif enerjisiyle, güler yüzüyle Nuri Otay’ı arıyor. Sizlerin de, benim gibi inanmakta zorlandığınıza inanıyorum.Sanki merhum, biraz sonra güler yüzüyle buraya gelecek ve aramıza katılacak gibi... Hani, bazı insanlar için ‘ölüm ona yakışmadı’ derler ya. Bizler de Nuri Otay’a yakıştıramadık, bu ani gidişi. Biliyorum ki, böyle bir günde kurulan cümleler, yaşadığımız acıyı tarif etmekte yetersiz kalacaktır. Ama, aramızdan ayrılanları rahmetle anmanın yanısıra, onlar hakkında hatırda kalan iyi ve güzel şeylerden bahsetmek ve onlara hakkımızı helal etmek, bizim geleneğimizin bir parçası… METAL “Ölüm ona yakışmadı” UAMİF Ukraynalı Sendikacıların eğitim programında açılış konuşmasını, UAMİF Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek yaptı. METAL Ukraynalı sendikacılar Türkiye’de TÜRK 28 Ukraynalı Sendikacılar UAMİF Genel Merkezi’nde Eğitim Aldı U luslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun Ankara’daki Genel Merkezi’nde yapılan eğitimlere devam ediliyor. Bu çerçevede, eğitim için Ukrayna’dan bu yılın ikinci grubu, 21 Şubat’ta Türkiye’ye geldi. Eğitim programının 22 Şubat tarihindeki açılış konuşmasını, UAMİF Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek yaptı. Soyupek konuşmasında, dünyada birçok ülkenin kriz içinde olduğunu ve bu ülkelerin krizin faturasını emekçilere çıkarttığını söyledi. Kendi ülkelerinde işçilik maliyetini düşürmek isteyen gelişmiş ülkelerin, çözüm olarak Avrasya’nın birçok ülkesinde çok düşük ücretlerle işçi çalıştırdığını ifade eden Soyupek, “Avrasyalı sendikalar birlikte hareket ettiği sürece, bu sömürü düzeniyle savaşılabilir” dedi. Soyupek konuşmasında sendikamızın çeşitli faaliyetlerine ilişkin bilgi de verdi. Soyupek, şöyle devam etti: “Türk Metal’deki merkezi sendikacılık örneğini gördünüz. Biz merkezi sendikacılıkla, bir haftalık eğitim sürecinde gördünüz bu tesisleri üyelerimizin hizmetinde sunduk. Bu yapılanma Avrasya’daki tüm sendikalara örnek olmalıdır. Türk Metal’de gördüğünüz bu yapılanmayı uygularsanız, ülkenizde daha güçlü bir sendikanın sahibi olabilirsiniz” dedi. Ankara’ya 21 Şubat’ta gelen Ukrayna Metalurji Maden Sendikası Şube Başkan Yardımcısı Vladamir Bazaryanin başkanlığındaki 25 kişilik heyet, 27 Şubat tarihine kadar ülkemizde kalarak, UAMİF tarafından düzenlenen eğitimlere katıldı. Ocak ayında da, Ukrayna Gaz İşçileri Sendikasına üye 14 işçi, UAMİF eğitimleri için Ankara’ya gelmişti. Ukraynalı Sendikacılar UAMİF Genel Merkezi’ndeki eğitim programına katıldı. HABER Genel Başkanımızın Milli Gazete röportajı METAL Türk-İş G Sekret enel er Sendik amız G i ve enel Başkan ı Pe Kavlak vrul , yerli oto ko nu sendik sunda, her tür a olarak lü d vermey esteği eh oldukla rını be azır lirtti. 29 TÜRK G enel Başkanımız Pevrul Kavlak, Milli Gazete muhabiri Saadettin İnan’a bir röportaj verdi. Milli Gazete’nin 6 Şubat tarihli nüshasında tam sayfa olarak yayımlanan ve birinci sayfadan da anonsla gösterilen röportajda, Genel Başkanımızın, yerli oto üretiminden Türkİş’e, Kıdem tazminatından, sendikacılığında bugünkü durumuna ilişkin birçok konudaki görüşlerine yer verildi. Milli Gazete Ankara Bürosu’ndan Saadettin İnan, “Erbakan’ın Yerli Oto Çabasını Unutmayız” başlığı ile yayımlanan röportajla ilgili şu ifadelere yer verdi: “İşkolunun önemli sendikalarından olan Türk Metal Sendikası’nın, yerli oto girişimine her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirten Kavlak, geçmişte bu alanda yapılan çalışmalara dikkat çekti. Türkiye’nin geçmişte kendi arabasını üretmek için gereken çalışmaları yaptığını anımsatan Kavlak, ‘Bu konuda rahmetli Erbakan’ın verdiği çabalar da hâlâ hafızalarda’ dedi… Çalışma hayatı son günlerde hareketli ve stresli bir süreç geçiriyor. Bir tarafta uzun yıllardır tartışılan 12 Eylül ürünü mevzuatın değişmesi yönündeki beklentiler, bir tarafta da iş kolu barajları açıklanacak mı açıklanmayacak mı kaygısı. İşçiden tutun, sendika yöneticilerine kadar herkeste bir tedirginlik vardı. Neyse ki korkulan olmadı. Ama tedirginlik de bitmiş değil. İlgili yasa tasarısı Meclis’e gönderilerek, en azından şimdilik tarafların biraz olsun nefes alması sağlanmış oldu. İşte bütün bu yaşananları, Türk-İş’in Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası’nın Genel Başkanı olan Pevrul Kavlak ile konuştuk. Aslında genel başkanlığını yaptığı sendikanın ‘baraj’ gibi bir kaygısı olmasa da, Türk-İş’teki temsil makamından dolayı, yaşananlar kendisini yakından ilgilendiriyor. Kavlak, görüşmemizde son günlerde yaşananları değerlendirirken, çalışma hayatının temel sorunlarını ve bu sorunlara karşı sendikaların neden çare üretemedikleri yönündeki sorularımızı yanıtladı. Kavlak, Türk-İş’e yönelik eleştirilere de detaylı cevaplar verdi.” Röportajın tam metnini www.turkmetal.org.tr adresinden bulabilirsiniz… METAL RÖPORTAJ TÜRK 30 Futbol her şey ise neden içinde ‘sendika’ yok? “Yeşil sahaların en sempatik çılgını” Yılmaz Vural, türk metal’in sorularını Yanıtladı... T RT’nin Boğaziçi yerleşkesinde, İlknur Ertugay’ın “Futbol Her Şeydir” stüdyosundayız. Kapıda bizleri içten gülümsemesiyle karşılayan İlknur Ertugay’la, sendika olarak ilk kez karşılaşmıyoruz aslında. Onun futbol tartışırkenki ışıltısı, bir zamanlar emekçiler ve tüm emek dünyası için yansırdı sözcüklerinden. Türkiye televizyonlarının ilk çalışma yaşamı programı, işçinin, emekçinin sesi “İşgünü”nden bildiğimiz sıcaklığıyla elimizi sıkıyor. Hiç kuşkusuz, bugün burada olmamızın nedeni Yılmaz Hoca. Yeşil sahalarımızın en sempatik çılgını. Bir futbol dehası, spor adamı, emekçisi… Yılmaz Vural. Futbol Her Şeydir’in yayınına bir saatten daha fazla bir zaman var. Ekip yeni yeni toplanıyor. Yılmaz Vural’ın yanında Ümit Sezgin, İlhan Mansız ve az ötedeki reji odasında uğultulu bir kalabalık... Derbi sonrasında 3-2’lik Galatasaray galibiyeti, “hasta” iki Beşiktaşlı İlhan’ın ve İlknur’un neşesini kaçırmışa benziyor ama belli etmiyorlar. Fenerbahçeli Ümit Sezgin de, şampiyonluk kesin gitti der gibi bakıyor. Yılmaz Hoca’nın aklında ise belli ki başına yeni geçtiği Sakaryaspor’dan başka bir şey yok… Hiç zaman kaybetmeden Yılmaz Vural’ın karşısına geçiyoruz. Sorularımızın arasında “Ne olacak bu Türk Futbolu’nun hali?” yok. Bu sorunun yanıtını şimdilerde kimse veremiyor. Biz daha çok, “Ne olacak bu futbol emekçisinin hali?” sorusunun yanıtını arayacağız. Ama gelin, Yılmaz Hoca denince akla gelen ilk soruyla başlayalım söyleşimize. Hocam, bizim basın bürosuna sizinle buluşacağımızı söylediğimizde, sizin için, “Allah muhtaç etmesin ama yokluğunu da göstermesin” dediler. Hangi takım zorda olsa sizi çağırıyor, neden hocam? Neden? ... Valla ben hemen hemen yirmi takımda çalıştım, bazılarında birden fazla çalıştım. Sezon başı çalıştığım beş takım vardı diyebilirim. Sezon başı benimle çalışmıyorlar nedense... Gerekçesi şu, tabi benim tahminim. Antrenörlüğü METAL TÜRK 31 raconuna göre yapmak isteyişim. Mesela anlaşacağım kulüple, dokuz on sayfalık bir sözleşme önlerine koyuyorum. Bizim yöneticiler öyle sözleşmeyi falan sevmiyorlar. Bir kaç istisna var tabi. “Sen buranın anahtarını istiyorsun” diyorlar. Biz de, başarılı olmak istiyorsanız sorumluluk verdiğiniz insana yetki de vermelisiniz diyoruz. Oyun- cuya verdiğini antrenöre de vermelisin, vermiyorsan demek ki antrenör senin için sıradan biri. Ben de o sıradan insan olmam. Yani biz biraz fazla ciddi geliyoruz. Bundan kaynaklanıyor bence. Bugünkü spor yöneticilerinin sporu yönetmekle ilgili çok ciddi sıkıntıları var. İşte Ankaragücü. Yüz iki yıllık kulüp. Her yönetici bir taş koysaydı yüz iki taş, koca bir bina olurdu. Şimdi bakıyorsun ki; küme düşmüş... Oyunculuk günleriniz de oldu, ama teknik direktörlük kariyeriniz daha ön planda, ayrıca futbolun okulundan da mezun oldunuz. Kendinizi alaylı mı yoksa mektepli mi görüyorsunuz? Türkiye’de aslında her meslekTe hak alma sorunu var. Bu hakkı almak için de örgüTlü olmak gerekiyor. METAL RÖPORTAJ TÜRK 32 Sendikalaşmamız, örgütlenmemiz sağlanmış olsaydı, bizim adımıza bu haklarımızın peşinden koşacak bir yapının içinde olurduk... İkisi olarak da görüyorum. Futbolun kampını, antrenmanını, maçını, soyunma odasını yaşamış biriyim. Ankara’da Spor Akademisi’nde okurken, Hacettepe’de daha sonra Demirspor’da da futbol oynuyordum. Sonra yüksek lisans yaptım. Türkiye’de hocalık yapıp da, iki üniversite bitirmiş kaç kişi var? Sonra Almanya’ya gittiniz değil mi? Burada Spor Akademisi’ni bitirdim, öğretim görevlisi sınavını kazandım. Bu arada Doğan Andaç’a gittim, “siz hangi okulun hocalık diplomasını kabul ediyorsunuz?” dedim. “Biz bir tek Almanya’daki teknik direktörlük diplomasını kabul ediyoruz” dedi. “Ha öyle mi?” dedim. Zaten 75–80 dönemi, siyasi bunalımlı günler. Spor Akademisi Öğretim Görevlisi sınavını kazanmıştım ama atanamıyordum. Gidelim yurt dışına orada geliştirelim kendimizi dedik. Almanya’ya gittim, ama hiç beklediğim gibi olmadı. Buradaki hiç bir şeyi kabul etmediler. Her şeye sıfırdan başlayacaksın dediler. Yeni baştan spor akademisine girdim, onu bitirdim. Yeni baştan antrenörlük kurslarını bitirdim. Almanca da bilmiyorum. Önce onu öğrendim. Çok zor oldu tabi. Orada futbol da oynadınız... Tabi, ama daha çok para kazanma amaçlıydı. Amatör takımlarda antrenörlük de yaptım. Orda Ergun Gürsoy’la tanışmıştım. Yaptıklarımı gördü. Sonra 1986 yılında Türkiye’den beni aradı. Ben de A lisansını bitirmiştim. “Özkan Sümer Malatyaspor’a hoca oluyor yardımcısı olur musun?” dedi. Böylece başladım. Hocam, Türk futbolunun son derece zor bir süreçten geçtiğini biliyoruz. Eğer bu endüstrinin emekçileri örgütlü olsaydı yaşananlar daha kolay atlatılabilir miydi? Türkiye’de aslında her meslekte hak alma sorunu var. Bu hakkı almak için de örgütlü olmak gerekiyor. Ben 30 yıldır antrenörlük yapıyorum. Çalışırken pek çok insanla, kurumla ve yapıyla muhatap oluyorum. Muhatap olduğumuz bu kişi ve kulüplerle yaşadığımız pek çok sorun oluyor doğal olarak. Maddi anlamda, sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmesi konusunda, anlaşmazlık noktasına gelindiğinde yolların na- sıl ayrılacağı gibi başlıklarda yaşıyoruz bu sorunları. İşte bu noktada tek başına bir antrenörün, bir futbolcunun savaş vermesi genellikle sonuca götürmüyor bizleri. Oysa sendikalaşmamız, örgütlenmemiz sağlanmış olsaydı, bizim adımıza bu haklarımızın peşinden koşacak bir yapının içinde olurduk. O zaman da kendimizi güvende hissederdik. Hele alt ve amatör kümeleri düşünürsek, oradaki arkadaşlarımızın bizlerden daha çok bu tür bir güvenceye gereksinim duyduklarını söyleyebiliriz. Aslında benim de içinde aktif olarak çalıştığım, 1965 yılında kurulan Antrenörler Derneği bu konu üzerinde çok mesai harcadı. Ama maalesef 2012 yılına geldik hala bir sonuç alamadık. Birkaç nedeni var bunun tabii… Bana göre ilk sayılabilecek neden Kulüpler Birliği’nin sporda örgütlenmeyi tasvip etmemesi. Kulüpler karşı çıkıyor ve baskı yapıyor… Kime baskı yapıyor hocam? Kendi egemenliklerini yitirecekleri endişesiyle bu sürecin önünü tıkayabilecek herkese diyelim, nasıl olsa okuyucu ne demek istediğimizi anlayacaktır. Hocam bu konuda bir dernek içinde çalıştığınızı söylediniz. Dernek olarak ya da şahsen sendikalarla diyalog kurdunuz mu hiç? Örneğin, Türk-İş’le iletişiminiz oldu mu? Elbette oldu. Geçtiğimiz yıllarda Türk-İş’le yaptığımız görüşmelerde, o zamanki Başkan Sn. Salih Kılıç’la çok sık bir araya gelmiştik. Meslek olarak da miamızın kapılarını Türk-İş’e aralayacak çok arkadaşımız var. Bunlardan biri de benim. Benim dışımda örneğin Metin Kurt yıllarını verdi bu işe. Hepimiz bir araya gelmeliyiz ve birikimlerimizi paylaşmalıyız. İş işten geçmeden. Gündemin en sıcak konusuna değinmezsek olmaz herhalde hocam. Siz Türkiye’de şike olduğuna inanıyor musunuz? Olmasa bu kadar şey olur mu? Sadece Türkiye’de değil her yerde var bence. Küme düşme olmalı mı peki? Düşme kalkar mı ya?.. Yapan düşecek. Yapma kardeşim. Kimsenin kimseyi kandırmaya hakkı yok. Bence bu sürecin en mağduru şu veya bu takım değil, yalnızca taraftar. Tüm futbol izleyicileri acaba birileri bizi de kandırdı mı diye düşünüyor. İnanın bana örgütlü olmak bu tür sorunların da üstesinden gelmemizi sağlayacaktır. Yayına çok az kaldı hocam. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. Bütün Türk Metal ailesine, onun üyesi sevgili işçi kardeşlerime sevgilerimi gönderiyorum. METAL kiye Futbol Federasyonu bünyesinde Uyuşmazlık Kurulu vardı, o da kaldırıldı. Tek yolumuz kalıyor; dava açmak, mahkemeye gitmek. Adalet sisteminin karmaşasında ve ağır çalışma temposunda bu davaların ne kadar zamanda ve ne kadar lehimize sonuçlandığını da tahmin edersiniz herhalde. Bir de artık kulüp gelirlerine de haciz konulamıyor, sonuç olarak paramızı alamıyoruz. Hele ki bizler, süper ligde önemli takımlarda çalışıyoruz, alt liglerde zaten çok küçük paralara, büyük özveriyle, zor şartlarda çalışan kardeşlerimin durumu içler acısı… Bir yanda Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu Türk-İş, diğer yanda büyük futbol ailesi. Başarı o kadar da zor olmasa gerek. Bana göre artık “Futbol Ailesi” yalan oldu. Bu büyük aile birbirine yabancılaştı, temel taşları çok mağdur durumda. Önce bizim kendimizi yeniden gözden geçirmemiz ve hiç zaman kaybetmeden toparlanmamız gerek. Aile ne kadar kenetlenirse, onun bireyleri de o denli güçlü hissedecektir kendisini. Örgütlenme bu sürecin olmazsa olmazı. Bizim ca- 33 TÜRK bir tanınma sorunumuz var. O dönem, hangi iş koluna dâhil edileceğimiz de tartışma yaratmıştı örneğin. Yeni bir iş kolu oluşturulması gerekiyor tabii. Bunun için yine o dönem İspanya ve Fransa örneğini incelemiş, üzerinde çalışmıştık Türk-İş’le birlikte. Zaten Türk-İş bu sürecin sürükleyicisi oldu her zaman. Şimdilerde de takip ettiğim, duyduğum kadarıyla Türkİş Genel Sekreteri Sn. Pevrul Kavlak yeniden bir çalışma başlattı. Henüz kendisiyle bir araya gelmedik, ama ben bu konudaki birikimimi aktarmaya hazırım. Kendi pencerenizden baktığınızda, futbolun içinde biri olarak, örgütlü olmanın önemini nasıl açıklarsınız? Mutlaka örgütlenmenin sağlanması gerekiyor, gerçekten çok mağduruz. Yabancı teknik adamlar ve futbolcular öyle sözleşmelerle sağlam geliyorlar ki Türkiye’ye, anlaşmazlık yaşanırsa da hemen FIFA’ya başvuruyorlar ve sorun çözülüyor. Bizim bu hakkımız da yok! Sözleşmeden kaynaklanan haklarımızı kulüpten alamadığımızda bir başımıza kalıyoruz. Eskiden Tür- Zaten Türk-İş bu sürecin sürükleyicisi oldu her zaman. Şimdilerde de takip ettiğim, duyduğum kadarıyla Türk-İş Genel Sekreteri Sn. Pevrul Kavlak yeniden bir çalışma başlattı. Henüz kendisiyle bir araya gelmedik, ama ben bu konudaki birikimimi aktarmaya hazırım HABER METAL Gecede konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, “Türk Metal’in sadece örgütlenmede değil, sözleşmelerde de bir numara olduğunu dünya âleme göstereceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”dedi. TÜRK 34 Çimtaş Çelik çalışanları Türk Metal dayanışma gecesinde Ç imtaş Boru ve Çimtaş Borulama’dan sonra, yeni yılın ilk günlerinde Türk Metal’i seçen Çimtaş Çelik çalışanları için düzenlenen dayanışma gecesi, 5 Şubat Pazar akşamı Gemlik Yaşam Merkezi’nde yapıldı. Geceye Çimtaş Çelik çalışanları, aileleri ile birlikte yoğun ilgi gösterirken, gecenin onur konuğu Genel Başkanımız Pevrul Kavlak oldu. Dayanışma gecesine, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun ile Bursa’da bulunan Şube başkanlarımız da katıldı. Durmaz: Çimtaş’ı tek çatı altında topladık Gecenin açılış konuşmasını yapan, Gemlik Şube Başkanımız Kemal Durmaz, “Birleşik Metal-İş Sendikasından istifa ederek Türk Metal’e geçen 360 işçi ile ÇİMTAŞ’ı tek bir çatı altında toplamayı başardık” dedi. Durmaz, bundan böyle toplu bir şekilde mücadele edeceklerini belirtti ve tercihlerini Türk Metal’den yana kullandıkları için ÇİMTAŞ işçilerine teşekkür etti. Kavlak: Önceliğimiz işçilerimizin huzurudur Çimtaş Çelik dayanışma gecesinde konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Çimtaş Çelik çalışanlarıyla birleşerek güzel bir adım atıldığını ve Çimtaş ailesinin tek bir çatı altında birleştirildiğini belirtti. Kavlak, sendikacılık alanında sadece sözleşmeyi değil, örgütlenmeyi ve hizmeti de esas aldıklarını kaydederek, “Türk Metal’in sosyal sendikacılık alanında sunduğu hizmetlerden artık Çimtaş Çelik çalışanları da faydalanacaktır.” dedi. Genel Başkanımızın konuşmasından bazı başlıklar: “Türk Metal, sizinle daha da güçlenmiştir” “Sendikalar, nitelikli sosyal ve kültürel faaliyetlerle, eğitimlerle hizmet yelpazesini genişletmek zorundadır. Çalışanlar, ücret ve çalışma koşullarını iyi bilen, bu alanlardaki sorunları çalışanlar lehine sonuçlandıracak istek ve yeteneğe sahip sendikacılar istiyor… İçinde bulunduğumuz süreç, bizlerden koltuklarda oturmayı değil, örgütlü ve örgütsüz tüm emekçilerle güçlü bir dayanışma için harekete geçmemizi istiyor. Sendikal biz örgütlenmeye aileden başladık. Çünkü, güçlü bir dayanışma için en temel unsur, huzurdur. Bir çalışanın iş yaşamında huzurlu olması, aile içi huzurla mümkündür. Türk Metal’in hedefi, metal işçilerini, hem iş hem de aile yaşamında huzurlu kılmaktır. Aile mutluluğuna katkıda bulunmaktır…” Konuşmaların ardından, Çimtaş Çelik çalışanları eşli olarak katıldıkları dayanışma gecesinde gönüllerince eğlendi. Gecede sahne alan Sevda-Volkan ikilisi de eğlenceye renk kattı. “Örgütlenmektir bizim işimiz...” “2009 yılında yaptığımız genel kuruldan 2011 yılı sonuna kadar 25 bin metal işçisiyle Türk Metal çatısı altında birleştik. Şimdi de sizlerle birlikteyiz. Sizlere yeni hizmetler sunmak için buradayız. Eşlerinize ve çocuklarınıza Türk Metal’in hizmetlerini ve yatırımlarını sunmak için buradayız. Sendikalı olmanın huzurunu sizlere yaşatmak için buradayız. 2011 yılında Türkiye’de örgütlenmede birinci olduk; 2012 yılında da sözleşmelerde birinci olacağız… Örgütlenmektir, bizim işimiz, iyi bir sözleşmedir eserimiz… Türk Metal’in sadece örgütlenmede değil, sözleşmelerde de bir numara olduğunu dünya âleme göstereceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın…” “Yeniçağlar açan bir sendikayız” “Biz, Türk Metal olarak, sendikacılıkta bir çağın peşinde giden değil, yeniçağlar açan sendikayız. Değişimde Öncüyüz. Biz, sendikacılığı, sadece toplu sözleşme imzalamak olarak görmüyoruz. Sendikacılığı, körelten, çürüten ve yozlaştıran bu köhnemiş alışkanlığı şiddetle reddediyoruz. Biz, sendikacılıkta sadece sözleşmeyi değil, örgütlenmeyi ve hizmeti de esas aldık. Biz, sosyal sendikacılık yapıyoruz. Bizim sendikamızda özne sadece metal işçisi değildir. Bizim öznemiz, aynı zamanda metal işçilerinin eşleri ve çocuklarıdır. İşte bunun için 35 TÜRK ruh istiyor, sendikal heyecan istiyor. İdeolojiden uzak sendikacı istiyor Bunun için, emekçi olmak gerekiyor. Alın teri dökmek gerekiyor. Sendikacı olmak için, önce emeğin ve alın terinin kıymetini bilmek gerekiyor. Eğer, sendikaları yönetenlerin kafasında sendikacılık yoksa. Aldığı aidatı yine üyeye sosyal hizmet olarak iade etmiyorsa. Yaptığı sosyal ve kültürel bir yatırım yoksa. Üyelerini insanca yaşama şartlarına kavuşturmak amacı yoksa. O sendikanın varlığı da yokluğu da fark etmez. Biz, Çimtaş emekçileriyle bunun için elele verdik Biz Çimtaş çalışanlarına yakışan bir sendikal anlayışı sunmaya geldik. Çimtaş, çalışanları ile Türk Metal, şimdi daha da büyümüştür, güçlenmiştir. Türk Metal dayanışmasına güç veren, bu dayanışmayı büyüten Çimtaş’lı metal işçilerini kutluyor, onlara teşekkür ediyorum…” METAL Gemlik Şubemize bağlı Çimtaş Çelik çalışanları, sendikamız Türk Metal’in düzenlediği dayanışma gecesinde bir araya geldi. Geceye katılan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Türk Metal’in sosyal sendikacılık alanında sunduğu bütün hizmetlerden artık Çimtaş Çelik çalışanlarının da faydalanacağını söyledi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, sendikacılık alanında sadece sözleşmeyi değil, örgütlenmeyi ve hizmeti de esas aldıklarını ifade etti. UĞUR POLAT ugur.polat@turkmetal.org.tr METAL Türk Metal dergimizin yeni bir sayısında, yeni bir konukla sizlerle beraberiz. İşte Hayatımız adlı yazı dizimizin bu ayki konuğu İzmir’den… İzmir 2 Nolu Şubemizin yetkili olduğu PWF Havacılık işyerinden Sevda Furat, metal işçilerine doğru yolu gösterdi: TÜRK 36 Metal işçileri için daha iyi bir yaşamın anahtarı Türk Metal’dir METAL TÜRK 37 “Meslek Lisesi Telekomünikasyon Bölümü mezunuyum. Öğrencilik döneminde bir süre kendi alanımda iş yaptım. Daha sonra mesleğim dışında işlerde çalıştım. En son PFW Havacılık işyerinin boyahanesinde çalışmaya başladım.” “Hayatı bazen kontrol edemiyoruz…” Sevda Furat evli ve bir erkek çocuk sahibi… 1,5 yıldır da PWF Havacılık işyerinin boyahanesinde çalışıyor. “PFW de işbaşı yapalı yaklaşık 1,5 yıl oldu. Daha önce bir yıl Eldor işyeri, bir yıl da Vestel işyeri olmak üzere çalışma hayatında iki yıllık bir deneyimim oldu.” Sevda Furat, 2003 yılında, İzmir Mimar Sinan Meslek Lisesi Telekomünikasyon Bölümü’nden mezun olmuş. Mezun olduğu bölümle çalıştığı işyerinin pek bir ilgisi bulunmuyor. “Meslek Lisesi Telekomünikasyon mezunuyum. Öğrencilik döneminde bir süre kendi alanımda iş yaptım. Daha sonra kendi mesleğim dışında işlerde çalıştım. En son PFW Havacılık işyerinin boyahanesinde çalışmaya başladım. Evet, mesleğimle yakından uzaktan bir bağlantısı yok, ama hayatı bazen kontrol edemiyoruz. Bugün burada boyahanede çalışıyorum, ama işimden ve çalışma hayatımdan memnunum…” “Hiçbir arkadaşım bu durumu göz ardı etmiyor” Sevda Furat, PFW işyerinin çalışma ortamından oldukça memnun. “PFW’ye başlamadan önce Eldor ve Vestel işyerlerinde çalıştım. O işyerlerinde sendika yoktu ve emeğimizin karşılığını alamıyorduk. Çalışma şartları daha ağırdı. Sözleşmeli işçi statüsünde çalıştığımız için, sözleşmemi tamamlayınca işten ayrıldım. PFW’de ben işe başlamadan önce sendika yokmuş… Çalışma arkadaşlarımın anlatımları ile sendika geldikten sonraki dönemde elde edilen kazançlardan herkes oldukça memnun. Özellikle bu durumdan ben de çok memnunum. Son imzalanan toplu sözleşme ile maaşımızda, sosyal haklarımızda, yemekhanemizde ve servislerimizde hatırı sayılır bir artış ve düzenleme yapıldı. Türk Metal, metal işçileri için daha iyi bir yaşamın anahtarıdır. İşyerindeki hiçbir arkadaşım bu durumu göz ardı etmiyor.” Çalışma hayatında dört yıla yakın bir deneyimi olduğunu söyleyen Sevda Furat, son 1,5 yıl içinde yaşadığı iki olayın kendisi için bir ilk olduğunu belirtiyor. “2011 yılında ilk defa Kadınlar Günü’nü kutladım. Bu benim içim bir ilkti… İşyerimiz ve sendikamızın, geçtiğimiz ay ortaklaşa düzenlediği yeni toplu iş sözleşmemizi kutlamak için yapılan pasta kesimi ise diğer bir anımdı. Bu anların benim için unutulmaz olmasının nedeni, hem işyerimizin hem de bizim adımıza sendikamızın bizler için bir şey yapmasıydı…” METAL “Türk Metal’le her şey daha da iyi” “Oğlumuz en önemli kanıtı…” Sevda Furat, eşi Taner Beyle 2007 yılında evlenmiş. Çiftin beş yaşında Ulaş adlı bir erkek çocukları var. Sevda Furat eşi ile staj yaptığı iş yerinde tanıştığını, eşinin branşının da telekomünikasyon olduğunu anlatıyor. “Eşim Taner ile Alsancak Telekom’da staj yaparken tanıştım. Taner, telekomünikasyon altyapısı üzerine faaliyet gösteren bir firmada çalışıyordu. O dönem staj yaptığım işyerinde görev yapıyordu. Tanıştık ve kısa bir süre sonra evlenme kararı aldık. Şu an İzmir’in Bornova ilçesinde mutlu ve huzurlu bir yaşamı birlikte paylaşıyoruz. Eşimin bana karşı yardımseverliği ve sevgisi, birlikteliğimizi her geçen gün biraz daha artırıyor. Oğlumuz Ulaş da bu birlikteliğin en önemli kanıtını oluşturuyor.” Röportajımızı tamamlarken bizler de Furat ailesine bizleri kabul ettikleri için teşekkürlerimizi bir kez daha bildiriyoruz. Bizleri yalnız bırakmayan İzmir 2 Nolu Şube Sekreterimiz Hayrettin Çakmak’a ayrıca teşekkür ederiz… TÜRK 38 İşyerine çabuk adapte olduğunu söyleyen Sevda Furat, PWF işyerini ve arkadaşlarını evi ve ailesi gibi sahiplendiğini, Türk Metal’i ise iş güvencesi olarak gördüğünü söylüyor. “PFW işyerine çabuk ısındım. Burada çalışma ortamı ve arkadaşlık çok iyi… Her şey sendikamız Türk Metal’le daha da iyiye gidiyor. Sendikalı olmanın verdiği rahatlıkla, işyerimde kendimi daha da güvende hissediyorum. İşyerimi ailem gibi, sendikamı ailemin içinde huzuru sağlayan güvence olarak görüyorum. Tabii ki eşim ve çocuğum da benim yaşama gayemi oluşturuyor.” “PFW işyerine çabuk ısındım. Burada çalışma ortamı ve arkadaşlık çok iyi… Her şey sendikamız Türk Metal’le daha da iyiye gidiyor. Sendikalı olmanın verdiği rahatlıkla işyerimde kendimi daha da güvende hissediyorum.” METAL “PFW’ye başlamadan önce Eldor ve Vestel işyerlerinde çalıştım. O işyerlerinde sendika yoktu ve emeğimizin karşılığını alamıyorduk. Çalışma şartları daha ağırdı. Sözleşmeli işçi statüsünde çalıştığımız için, sözleşmemi tamamlayınca işten ayrıldım. PFW’de ben işe başlamadan önce sendika yokmuş… Ama çalışma arkadaşlarımın anlatımları ile sendika geldikten sonraki dönemde elde edilen kazançlardan herkes oldukça memnun.” TÜRK 39 MAKALE Arabuluculuk METAL MEDİASYON TÜRK 40 Mediasyon, çağdaş, pratik, kaybettirmeyen ve hızlı bir çözüm yoludur. Taraflar arasında kalan, gizli, bağlayıcılığı olmayan bu müzakere süreci, ancak tarafların kabulü ile sonuç vermektedir. Dr. Naci Önsal 1. Toplu İş İlişkilerinde Arabuluculuk 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu üçüncü bölümünde “Uyuşmazlık ve Arabuluculuk” başlığı altında, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde olası uyuşmazlık hallerini ve uyuşmazlığın çözülmesine ilişkin yolu” (madde 21-22-23) düzenlemiştir (A). 33.maddesinde ise, karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavtın Bakanlar Kurulu tarafından ertelenmesi halinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın ve seçeceği bir arabulucunun devreye girmesine yer verilmiştir. (B) Grev oylaması sonucunun grevin uygulanmaması şeklinde çıkması (madde 36), grev ve lokavtın geçici olarak yasaklanması (madde 31), grev ve lokavtın yasak olduğu işler (madde 29) ile yerlerde (madde 30) taraflar dilerlerse Yüksek Hakem Kurulu’nu devreye sokabilmektedirler (C). Ayrıca (madde 58) taraflar, anlaşarak toplu hak ve menfaat uyuşmazlıklarının her aşamasında özel hakem’e başvurabilmekte ve taraflar uyuşmazlığın her aşamasında aralarında anlaşarak özel hakem olarak Yüksek Hakem Kurulunu da seçebilmektedirler (D). Tespit yazısını alan işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren veya yetki belgesini alan işçi sendikası, tespit yazısını veya yetki belgesini aldığı tarihten itibaren on beşgün içinde karşı tarafı toplu görüşmeye çağıracak, çağrının karşı tarafa tebliğinden itibaren altı işgünü içinde taraflar toplu görüşmenin yer, gün ve saatini aralarında anlaşarak belirleyecekler ve bunu görevli makama bildireceklerdir. Toplantı yer, gün ve saati bakımından taraflar arasında bir anlaşmaya varılamazsa, taraflardan birinin üç işgünü içinde başvurması üzerine görevli makamca toplantı yeri, günü ve saati başvurma tarihinden başlayarak altı işgünü içinde tespit edilecek ve taraflara bildirilecektir. Bundan sonra farklı hallerde uyuşmazlık aşaması yaşanabilecektir. Toplu görüşme için tespit edilen yer, gün ve saatte taraflardan biri toplantıya gelmezse veya toplantıya geldiği halde görüşmeye başlamazsa ya da toplu görüşmeye başladıktan sonra taraflardan biri toplantıya devam etmezse, toplantıya gelen taraf, durumu görevli makama altı iş günü içinde yazı ile bildirecektir. Toplu görüşmenin başladığı tarihten itibaren otuz gün geçmesine rağmen anlaşma sağlanamamışsa, taraflardan her biri görüşmelere resmi listeden bir arabulucunun katılmasını görevli makamdan isteyebilir. Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmış gün içinde taraflar anlaşamadıklarını bir tutanak ile tespit edip durumu görevli makama yazı ile bildirebilir. ç) Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmışıncı günün sonunda taraflar anlaşmaya varamamışlarsa, taraflardan biri durumu görevli makama bildirir. d) Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmış gün geçmesine rağmen taraflar anlaşamamışlarsa ve taraflardan biri anlaşamadıklarını görevli makama bildirmemişse, görevli makam re’sen altı işgünü içinde mahkemeye başvurmak suretiyle resmi listeden bir arabulucunun tayinini isteyecektir. Karar verilmiş veya başlamış olan kanuni bir grev veya lokavt genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı bir kararname ile altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme kararnamesinin yürürlüğe girmesi üzerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bizzat ve resmi arabulucu listesinden seçeceği bir arabulucu yardımı ile uyuşmazlığın çözümü için erteleme süresince her türlü gayreti gösterir. a) Grev oylaması sonucunda işçiler grevin uygulanmamasına karar verirlerse ve uyuşmazlıkta taraf olan işçi sendikası, oylama sonucunun kesinleşmesinden itibaren onbeş gün içinde karşı tarafla anlaşmaya varmazsa, Yüksek Hakem Kurulu’na başvurabilir. Grev ve lokavtın yasak olduğu işler ile yerlerdeki uyuşmazlıklarda taraflardan biri arabulucunun düzenlediği tutanağı almasından itibaren altı işgünü içinde Yüksek Hakem Kurulu’na başvurabilir. Geçici grev ve lokavt yasağının altı ayı doldurmasından itibaren, taraflardan biri altı işgünü içinde Yüksek Hakem Kurulu’na başvurabilir. Taraflar anlaşarak toplu hak ve menfaat uyuşmazlıklarının her aşamasında özel hakeme başvurabilirler. Toplu iş sözleşmesinde taraflardan birinin başvurması üzerine özel hakeme gidileceğine dair hükümler geçerlidir. Bu takdirde, bir tarafın başvurusu üzerine uyuşmazlık özel hakem tarafından çözülür. Menfaat uyuşmazlıklarında taraflar özel hakeme başvurma hususunda yazılı olarak anlaşma yaparlarsa, bundan sonra arabuluculuk, grev ve lokavt, kanuni arabuluculuk hükümleri uygulanmaz. Menfaat uyuşmazlıklarında özel hakeme başvurulduğu hallerde, hakem kararları toplu iş sözleşmesi hükmündedir. Hak uyuşmazlıklarında özel hakem kararları genel hükümlere tabidir. Uyuşmazlığın her aşamasında taraflar, aralarında anlaşarak özel hakem olarak Yüksek Hakem Kurulunu da seçebilirler. Mediasyon, gelişMiş ülkelerin birçoğunda uygulanan uyuşMazlık çözüM yoludur. 2. Mediasyon Mediasyon, gelişmiş ülkelerin birçoğunda uygulanan uyuşmazlık çözüm yoludur. Önemli iki özelliği bulunmaktadır. Birincisi, uyuşmazlığın taraflarının, bu uyuşmazlığın çözümü için arzulu ve kararlı olmalarıdır. İkincisi, yargıda çözülecek bu uyuşmazlığı yargı dışında çözmeyi arzu etmeleridir. Hiç kuşkusuz mediasyon sürecinde çözümlenemeyen uyuşmazlıklar, yine yargı yolu ile çözülecektir. 41 TÜRK M ediasyon kavramı, uzlaştırma kavramı karşılığında kullanılmakta; arabulucuya da mediatör denilmektedir. Acaba, toplu iş ilişkilerinin bir kurumu olan arabuluculuk ile mediasyon eş kurumlar mıdır? Bu sorunun cevabını ararken, iki kurum da gözden geçirilecek ve bir sonuca varılmaya çalışılacaktır. METAL TÜRK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı Taraflar anlaşarak Toplu hak ve menfaaT uyuşmazlıklarının her aşamasında özel hakeme başvurabilirler... Uyuşmazlık tarafları niçin yargıya gitmek yerine, mediasyonu tercih edip bir mediatöre gideceklerdir? Bu sorunun birden fazla cevabı olabilir. Örneğin, uzun süren bir yargılama süreci yerine kısa sürede sonuç alınmak istenebilir. Yargılama sonunda taraflardan birisi kaybedecektir. Mediasyon, tarafların her ikisinin de söylediklerinin (istediklerinin) olmadığı, ancak iki tarafın istekleri arasında orta yolun bulunduğu bir çözüm yoludur. Tarafların hiç birisine kaybettirmeyen mutlu bir çözümdür. Mediasyon, çağdaş, pratik, kaybettirmeyen ve hızlı bir çözüm yoludur. Taraflar arasında kalan, gizli, bağlayıcılığı olmayan bu müzakere süreci, an- cak tarafların kabulü ile sonuç vermektedir. Mediasyon, aile içi uyuşmazlıklar, öğretmen-öğrenci-veli uyuşmazlıkları, kat malikleri-komşular arasındaki uyuşmazlıklar, şirket içi uyuşmazlıklar, şirketler arası uyuşmazlıklar, kültürel uyuşmazlıklar, diplomatik uyuşmazlıklar, işçi-işveren uyuşmazlıkları vb. hemen her uyuşmazlık alanında uygulanabilmektedir. Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi, hiç kuşkusuz uyuşmazlık konusunda uzman mediatörün varlığını gerektirmektedir. Ülkemizde kimlerin mediatör olabileceği, nasıl ücretlendirilecekleri, mediatörlere nasıl ulaşılacağı vb. hususlar hukuki bir esasa bağlanmamıştır. “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemindedir. Tasarıya göre; Lisans eğitimini tamamlamış herkes arabulucu olmak için müracaat edecek, özel bir eğitim ve sınavdan geçecektir. Hukuk dışında lisans eğitimi olanlar, ayrıca hukuk eğitimi alacaklar ve arabulucuların ücretleri bir tarifeye bağlanacak ve aksi kararlaştırılmamışsa, taraflarca ortaklaşa ödenecektir. Tasarı, arabuluculuğu, “sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini METAL TÜRK 43 Toplu iş ilişkilerinde uzlaşTırma, zorunlu olarak geçilmesi gereken bir aşama olup, uzlaşTırma yerine yargıya giTme şansı yokTur. sağlamak için, aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak tanımlamıştır. Kanuni bir düzenleme olmamakla birlikte, hukukçu veya hukukçu olmayan kişiler mediasyon görevini yerine getirmektedirler. Hatta bir de dernekleri bulunmaktadır. 3. Sonuç Toplu iş ilişkilerinde uzlaştırma, yukarıda kısaca özetlendiği gibi on değişik halde yaşanmaktadır. Bunların bir kısmında uzlaştırma, zorunlu tahkim niteliğindedir. Yani, tarafların arabulucuya gidip gitmeme seçenekleri olmadığı gibi, arabulucunun kararını kabul edip etmemek gibi bir şansları da yoktur. Bazı hallerde ise, işçi sendikası arabulucuya gitmeyebilir, ama bunun sonucu ağırdır. İşçi sendikası yetkisini kaybetmektedir. Böyle olunca, arabuluculuk zorunlu hale gelmektedir. Diğer hallerde ise, arabuluculuk toplu iş sözleşmesine erişmek için yapılan yolculukta geçilmesi gereken bir aşamadır. En önemlisi de, toplu iş ilişkilerinde uzlaştırmaya gitmek yerine yargıya gitmek seçeneği, hak uyuşmazlığı dışında yoktur. O halde de özel hakem’e gidileceği toplu iş sözleşmesi ile kabul edilmişse yargı yolu yine kapalıdır. Sonunda genel olarak ifade etmek gerekirse; toplu iş ilişkilerinde uzlaştırma, zorunlu olarak geçilmesi gereken bir aşama olup, uzlaştırma yerine yargıya gitme şansı yoktur. Mediasyonda ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri yargıdır. Taraflar yargıya gitmek yerine mediasyonu tercih etmektedirler. Uzlaşamamaları halinde yine gidecekleri yer yargıdır. Önemli bir husus da, mediasyon eğitimi almış bir kişinin (mediatör) müzakere ve uzlaştırma tekniklerini ne kadar bilirse bilsin, toplu iş ilişkileri uyuşmazlıklarında endüstri ilişkileri uzmanı olmadan başarı şansının çok düşük olmasıdır. Bütün bu nedenlerle, toplu iş uyuşmazlıkları için mediasyon kavramının kullanılmaması yerinde olacaktır. EKONOMİ Avrupa, Türkiye ve resesyon METAL Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı, bir önceki yıla göre gerileme göstermiştir. TÜRK 44 T üm dünyada ve Türkiye’de ekonomik gelişmeler bütün hızıyla devam ediyor. Gün geçtikçe artan rekabet ortamıyla şirketler ve ülkeler, daha başarılı olup ayakta kalabilmek için uluslararası boyutta başarılarını arttırmaya odaklanmış durumda. Günümüzde, küreselleşmeyle birlikte, ticarette mal, miktar kısıtlaması gibi engellerin azaldığı, toplumların, yaşam tarzı, tüketim alışkanlıkları gibi konularda birbirlerine benzediği süreçte, uluslararası ticaretin önemi de bir hayli artış gösterdi. Krizin küresel bir boyutta etkilerinin devam ettiği dönemde, Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkeleri kendilerini kötü duruma hazırlaması için uyardı. Bu durumda, ülkemizin ticari partnerlerinin ekonomisindeki değişiklikler bizi çok yakından ilgilendiriyor. Türkiye, dış ticaretinin neredeyse yarısını (1996) Gümrük Birliği Anlaşması ile içinde bulunduğu Avrupa Birliği ülkeleriyle yapmaktadır. Avrupa Birliği, ekonomik ve siyasi bir birlik oluşturmak amacıyla Avrupa’da bir araya gelen bir örgütlenmedir. Toplam 27 ülkeden oluşmaktadır. Ekonomik, siyasi, ticari her alanda barış ve birbirine destek olan bu birliğin temeli, 2. Dünya Savaşı sonrasına dayanmaktadır. Avrupa birçok savaşa şahit oldu ve büyük bir yıkıma uğramıştı.1 Bu durumdan kurtulmak için toplanma yolları aramaktaydı. II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupalı devlet adamlarının, Avrupa’da kalıcı bir barış oluşturma çabaları hızla arttı. Robert Schuman (Fransa Dışişleri Bakanı) Fransa ve Almanya arasında yüzyıllardır süregelen çekişmenin son bulabilmesi için, Schuman Planı’nı hazırladı. Planın ana hedefi, ortak kömür ve çelik üretimini sağlamak ve bu örgütlenmeyi tüm Avrupa devletlerinin katılımına açık tutmaktı. 1951 yılında Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda’dan oluşan 6 ülke ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu(AKÇT) kuruldu. Bu üye devletler, 1957 yılında iş gücü, mal ve hizmetlerde serbest dolaşımına dayanan ekonomik birlik kurma amacıyla ‘Roma Antlaşması’nı imzalayarak, ‘Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu oluşturdu. Böylelikle, üye ülkelerdeki insanların, ürünlerin ve sermayenin kendi içinde serbest dolaşım hakkı oldu. Roma Antlaşması ile Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu da (EURATOM) oluşturuldu. Bu oluşumdaki amaç da, nükleer enerjinin güvenli ve olumlu kullanımını sağlayabilmekti. 1965 yılında Füzyon (Birleşme) Anlaşmalarının imzalanması ile birbirinden ayrı durumdaki bu topluluklar, tek bir konsey ve komisyon ile Avrupa Toplulukları adını aldı. 1968 yılında Gümrük Birliği Anlaşmasıyla, gümrük vergileri, ticari bir bütün oluşturma amacı ile kaldırıldı. Daha sonra, genişlemeye doğru giden bu topluluk, 1980’lerde 12 üyeye ulaştı. Topluluğun ‘ortak bir Pazar’ oluşturma amacı vardı. Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe giren Maastricht Anlaşması ile Avrupa Topluluğu, yeni boyutlar ve yeni bir hukuksal yapı kazanarak, Avrupa Birliği’ne dönüştü. Maastricht Anlaşması, ekonomik ve parasal birliğin gerçekleştirildiği anlaşmadır. Maastricht Anlaşması ile üç sütunlu AB yapısı oluşturuldu.2 Bu Merve Özkan METAL merveozkan@turkmetal.org.tr yapının ilk sütununu Avrupa Toplulukları (AKÇT, AEK ve EURATOM) ikinci sütunu Ortak Dış İşleri Güvenlik Politikası, üçüncü sütunu ise Adalet ve İçişleri oluşturuyor. 1995 yılında Avusturya, İsveç ve Finlandiya’nın katılımıyla üye sayısı 15’e cıktı. 1 Ocak 2002 tarihinde Euro (Avrupa ortak para birimi) yürürlüğe girdi ve 12 ülkede kullanılmaya başlandı. Ortak para birimiyle ticaretin daha kolay ve daha fazla olacağı düşünülmekteydi. 2004 yılında ise Avrupa Birliği’nde büyük bir genişleme gerçekleşti ve 10 yeni ülke (Çek Cumhuriyeti, Estonya GKRY, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya) katıldı. Son olarak 2007 yılında Bulgaristan ve Romanya’nın katılımıyla üye sayısı 27’ye yükseldi. En büyük ticari partnerimiz olan AB, bu aşamalar sonucunda bugünkü yapısını kazanmıştır. Uluslararası ticaretin önemini bu birliğin oluşum süreciyle daha iyi anlayabiliriz. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standarts and Poors(S&P), Avrupa’da bir çok ülkenin kredi notunu düşürdü. 3 Derecelendirme kuruluşları, ülkelerin veya firmaların istekleri üzerine ya da kendi saptadıkları dönemlerde, ülkelerin veya firmaların borçlarını geri ödeme yetenekleri konusunda bilgi veren kuruluşlardır. Bir anlamda, ekonomideki istikrarı ifade eden bu kavram, not düşüklüğüne uğrayan Avrupa ülkelerinin resesyondan olumsuz etkilendiğini yansıtmaktadır. Fransa ve Avusturya’nın notu AAA’dan AA+ ya düştü. İtalya A’dan BBB+’ya geriledi. İspanya AA-‘den A’ya ge- riledi. Kıbrıs Rum Kesimi BBB’den –BB+’ya çekildi. Portekiz BBB-‘den –BB’ye düştü. Avrupa ülkelerindeki bu düşüşler, Türkiye’nin dış ticaretinde de olumsuz etkisini göstermiştir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı, bir önceki yıla göre gerileme göstermiştir. 2010 yılında ihracatımızın neredeyse yarısını (%45,2) AB ülkelerine yaparken, 2011 yılında bu oran %41,7’ye gerilemiştir. Avrupa’daki bu düşüşten, Türkiye’nin de kendine pay çıkartıp, önlem alması gerekmektedir. Ülkeler ne kadar çok üretip, ne kadar çok satarsa, ekonomisi o kadar gelişir. Daha fazla üretim demek, ülkeye daha fazla kazanç ve istihdam demektir. Bu nedenle, Avrupa’daki resesyonu küçümsemeyerek, 2012 yılında planlı bir gidişat sergilemeliyiz. << KAYNAKÇA VE DİPNOTLAR >> n Baldwin,R,Wyplosz,C (2009).The economics of European Integration.P.g.60 n AVRUPA BİRLİĞİ TARİHİ (2012).http://tr.wikipedia.org/wiki/ Avrupa_Birli%C4%9Fi n 1- AB tarihi(2012) http://www.atb.gov.tr/pages. aspx?pageId=07a81eeb-c843-4244-8fe2-2ab1c339bf9e n 2-AB tarihi(2012) http://www.atb.gov.tr/pages. aspx?pageId=07a81eeb-c843-4244-8fe2-2ab1c339bf9e n 3- Kredi Derecelendirme(2012) 45 TÜRK Ülkeler ne kadar çok Üretip, ne kadar çok satarsa, ekonomisi o kadar gelişir BİZİM FABRİKALARIMIZ METAL Semer üretiminden, dünya liderliğine… TÜRK 46 G rammer tarihi, Willibald Grammer’in Almanya’da 1880 yılında kurduğu semer ve fayton koltuğu atölyesinin, 1954 yılında torun George Grammer tarafından devralınıp, traktör koltuğu fabrikasına dönüşümüyle başlamıştır. Grammer bugün, faaliyet gösterdiği 18 ülkede, 8500’ü aşkın çalışanı, 24 üretim merkezi ile gerçek anlamda bir “Dünya Markası” olduğunu kanıtlamıştır. 1986 yılında Bursa’da Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulmuş olan Grammer A.Ş., Türkiye ve dünya pazarında kendi alanında lider konumunu sürdürmektedir. Özellikle traktör, iş makineleri, tren ve kamyon koltuklarında önemli bir pazar payına sahiptir. Yaklaşık 130 yıl önce semer üretimi ile başlayan üretim yolculuğu, bugün şirketi, alanında dünya lideri konumuna taşımıştır. an için bulunmamaktadır. Kamyon sürücü koltuğunda da, Mercedes, MAN, DAF, PACCAR, FORD, BMC gibi, konusunda lider firmalarla çalışmalarını sürdürmektedir. Bu alanda en büyük üretim merkezi Türkiye’dedir. Ayrıca, otobüs, minibüs konularında tek üretim Türkiye’de yapılmaktadır. Tren koltukları üretimi de, hem Türkiye hem de Almanya’da devam etmektedir. Müşteri memnuniyeti odaklı üretim... GraMMer, araç koltuk sistemlerini entegre bir sistemle üretiyor. Bu çerçevede, koltuklar, şase aksamları ile üretiliyor ve fabrika bünyesindeki boyahanede boyanıyor. Araç koltuklarında kullanılan süngerleri de kendisi üreten Grammer, koltukların kılıfları için kumaş kesim, dikim ve giydirme işlemlerini de gerçekleştiriyor. Tüm bu üretim kısımlarından akan parçalar, fabrikanın montaj hatlarında bir araya getiriliyor. Faaliyetlerine traktör operatör koltukları üretimi ile başlayan ve bunu sürdüren Grammer’in DS44 ve MSG44 traktör koltukları, tasarımı, sağlamlığı ve ergonomisiyle, bugün bile talep gören ürünler arasında yer alıyor. Otobüs, minibüs ve kamyonlarda kullanılan FA418 ve MS418 mekanik süspansiyonlu sürücü koltukları da, üretimi devam eden başlıca ürünler arasında. 47 TÜRK GraMMer yaptığı toplam iş hacminin yaklaşık %65’ini otomobil sektöründen, %35’ini ağır vasıta kamyon, otobüs, tren, traktör ve iş makinelerinden yaratmaktadır. Dünya üzerinde otomobil sektöründe büyük markalarla çalışmaktadır. Bunlar arasında Mercedes, Audi, BMW, Volkswagen gibi dünyaca ünlü markalar bulunmaktadır. Orta konsol, koltuk kafalıkları, kolçak ve kapı panelleri üretimi yapmaktadır. Türkiye’de bu alanda üretimi şu METAL Kamyon Koltuğunda en büyük üretim merkezi Türkiye… BİZİM FABRİKALARIMIZ Sektörde öncü... METAL Otobüs yolcu koltuğu üretiminde edinilen bu başarıların da yol göstermesi ile Grammer, tren yolcu koltukları üretimi çalışmalarına da başladı TÜRK 48 GraMMer, 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren, yine otomotiv pazarında ilklerden olan havalı sürücü koltuğu üretimine başladı. Sırasıyla MSG90.3 ve MSG90.5 havalı sürücü koltukları devreye girdi. İlerleyen yıllarda değişik versiyonları ve ilave özellikleri ile ürünlerin gelişimleri sürdürüldü. Son dönemde de, MSG90.6 havalı sürücü koltuğunun üretimi başladı. Anılan ürünler, Türkiye’deki ve dünyanın dört bir yanındaki kamyon, otobüs, midibüs ve minibüs gibi ticari araç üreticileri tarafından kullanılmaktadır. Türkiye, Almanya, Avusturya, ABD, Rusya, Hindistan, Çin, Brezilya, İtalya, Tunus, Mısır, İran ve daha birçok ülkedeki üretici firmalar, bu ürünleri tercih etmektedir. 1990’lı yılların başından itibaren Grammer çeşitli otobüs, midibüs ve minibüs segmentleri için yolcu koltuğu üretimine de başladı. Bugün de, yolcu koltuklarındaki başarıları ile sektöre öncülük eden Grammer, bu alandaki üretimi ve ürün geliştirme faaliyetlerini olanca hızı ile sürdürmekte. Otobüs yolcu koltuğu üretiminde edinilen bu başarıların da yol göstermesi ile Grammer, tren yolcu koltukları üretimi çalışmalarına da başladı ve son yıllarda ortaya koyduğu başarılı ürünleri ile demiryolu sektöründeki önemli projelerde tedarikçi olarak yer aldı. Gerek otobüs yolcu koltuklarında, gerekse de tren yolcu koltuklarında, sektörün taleplerine cevap veren Grammer’in ürünleri, tüm homologasyon gereklerine, Avrupa normlarında cevap verebilen, yasal yükümlülüklerin öngördüğü tüm testlere uygun özelliktedir. Grammer’in ürün gamının bir diğer unsurunu da iş makineleri operatör koltukları oluşturmaktadır. Grammer, Türkiye’deki belli başlı iş makinesi üreticilerine, MSG85 modeli ürünü ile hizmet vermektedir. Ağır çalışma koşullarındaki bu araçlarda herhangi bir kalite sorununa yol açmayacak nitelikteki ürünleriyle müşterilerini memnun etmektedir. Kara yolları, demir yolları ve arazi şartlarında çalışan tüm araçlar için koltuk üretimi gerçekleştiren Grammer, deniz araçları için operatör koltuğu üretiminde de, sektörde son yıllarda gerçekleşen gelişme ve büyümeye paralel olarak yerini almıştır. Bu konudaki ihtiyacı karşılayabilmek amacıyla başlatılan geliştirme faaliyetleri sonucu üretilen kaptan koltukları, çeşitli testlerle de başarısını kanıtlamıştır. Tüm bu ürünlerin yanısıra, ülkemizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli ihtiyaçlarına da yerli bir üretici olarak destek verilmektedir. Grammer için en değerli varlık, eğitilmiş, nitelikli insandır… Grammer A.Ş. uzun yıllardır, gerek Bursa’da gerekse Türkiye genelinde çeşitli sosyal sorumluluk projelerine de imza atmıştır. Grammer için en değerli varlık, eğitilmiş, nitelikli insandır. Ülkelerin kalkınabilirliği, işletmelerin rekabet edebilirliği eğitim ile doğrudan ilgilidir. Dünya, rekabet çağı olarak adlandırılabilecek hızlı bir dönüşüm içerisindedir. Hızlı teknolojik değişimler ve küreselleşme; sürekli eğitimin, metodolojik çalışmanın, esnek becerilerin ve bilgi kullanımının önemini artırmıştır. İşletme organizasyonunu ve süreçlerini iyileştirebilen, bunları sürekli geliştirebilen ve verimliliklerini arttırabilen işletmeler katma değer yaratabilmektedir. Bu yoğun rekabet ortamında “biz de varız” diyen Grammer, personel eğitim faaliyetlerine son dönemde hız kazandırmıştır. Bu çerçevede, teknik ve kişisel nitelikte eğitim programları Grammer tarafından organize edilmekte ya da genel katılıma açık eğitimlere personelin katılımı sağlanmaktadır. Grammer A.Ş. tarafından geçen yıl tüm personele, toplam 15.897 saat eğitim verildi. Kişi başı eğitim saati 24,18’e ulaştırıldı. Eğitim faaliyetlerine 2012 yılında da artarak devam ediliyor. Eğitim faaliyetlerinin yanısıra, çalışanların motivasyonunu, şirkete bağlılıklarını artırmak, iş-özel hayat dengesine katkı sağlamak amacıyla kurulan Sosyal Kulüpler etkinlikleri çerçevesinde, bowling turnuvası, futbol turnuvası, geziler, doğa yürüyüşleri, amatör balıkçılık gibi etkinlikler organize edilmekte ve çalışanların iş dışında da birlikte keyifli vakit geçirmeleri sağlanmaktadır. Arıncı, Grammer’in CEO’sından başarı ödülünü almıştır. Bu başarı, tamamen firmadaki mavi yakalı ve beyaz yakalı ekibin takım oyununu tam anlamıyla hayata geçirebilmesi sayesinde elde edilmiştir. Tüm bunların yanında, Grammer, koltuk alanında ilk Ar-Ge merkezini kuran firma ünvanını elde bulundurmaktadır. Birinci yılını yeni dolduran Ar-Ge merkezinde Grammer, ürün yelpazesini geliştirerek, pazar payını artırma ve bu sayede istihdamını büyütme hedefindedir. Firmanın Ar-Ge merkezi Almanya’ya da hizmet etmekte olup, Türk mühendis ve teknikerlerinin başarıları sayesinde, yeni ürünlere imza atmaktadır. Bu yapılanma ile pazara yeni koltuklar sunarak, zaten bir marka olan Grammer’in marka değerinin de büyütülmesi hedeflenmektedir. Kriz sonrası ürün yelpazesini genişleten Grammer, dünyada lider olduğu demiryolu ulaşım sektöründe, Türkiye’de de ciddi adımlar atmış, şehirlerarası trenlerde ve metrolarda aranan marka olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemektedir. Bu alanda hem ülkemiz, hem de çevrede birçok ülkede yeni proje üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Savunma sanayinde yapılan yeni atılımlarla, prosedürleri çok yoğun olan bu sektöre de ürünler yaratan Grammer, Türk sanayisinin başardığı savaş gemisi projelerine koltuk vererek bu alanda da başarısını kanıtlamıştır. Grammer Koltuk A.Ş. Genel Müdürü TUNA ARINCI “Bizler, 2023 yılında konulan 4 milyon araç üretimi hedefinin yakalanacağını ve Türkiye’nin bu hedefleri gerçekleştireceğine inanıyoruz. Grammer, bu büyüyen pazarda yeni ürünleri ile devamlı lider olmayı amaçlamaktadır. 2012 yılı ile ilgili beklentilerimize gelince; en az 2011 yılı rakamlarının yakalanacağını, bu yılın ilk 6 ayının biraz zor geçeceğini ve sonrasında ivmeleneceğini düşünüyoruz. En kötü senaryo, %-5/-10 yani 2011 yılının altında bir gerçekleşme olmasıdır. Bize bu başarılarda destek olan mavi yaka çalışanlarına ve Türk Metal Sendikası’na teşekkür etmek istiyorum. Bu iş ekip işi. Bizler iyi bir ekip oluşturduk. Hepimiz için başarılı bir yıl diliyorum.” 49 TÜRK GraMMer’de çalışanların yaş ortalaması 34, kıdem yılı ortalaması ise 7,5 yıldır. Grammer, 95’i beyaz yaka, 501’i mavi yaka olmak üzere toplam 596 çalışana sahiptir. Grammer, 2011 yılında üretim rakamlarını artırarak, 2009 krizi öncesi rakamlarına ulaşmıştır. Özellikle, kriz sonrası Avrupa pazarları haricinde geliştirdiği Rusya ve Brezilya pazarlarında başarılı şekilde çalışmalarına devam etmektedir. Bu iki Pazar, toplam satışın %10’ununu yakalamıştır. Bunun yanında, üretim, verimlilik, kalite anlamında, 2010’dan sonra 2011 yılında da, tüm dünya Grammer fabrikaları içinde birinciliğini yine korumuştur. Kasım 2011 yılında Grammer’in Genel Müdürü Tuna METAL Grammer’in başarısı mavi ve beyaz yakalı çalışanların uyumuna eşdeğerdir… MAKALE METAL İşsizliğin sosyopsikolojik yönü: İşsizlik psikolojisi TÜRK 50 Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2011 Küresel İstihdam Eğilimleri raporuna göre, dünya genelinde 2010 yılında işsiz sayısı 2007 yılına göre 26,7 milyon artarak, 205 milyon olmuştur. Ayrıca raporda, dünya genelinde işsizlik oranı 2010 yılı için % 6,2’dir. Bu oran 2009 yılı için % 6,3 ve 2005 yılı için % 5,6’dır. Buna göre, 2005 yılından itibaren dünya genelinde artan bir işsizlik oranı dikkati çekmektedir. Gençler arasında (15-24 yaş grubu) işsizlik oranı ise 2009 yılında 29,6 milyon iken 2010 yılında 77,7 milyona düşmekle beraber, bu rakamlar 2007 yılına göre (73,5 milyon) yüksekliğini korumaktadır. Küresel ölçekte genç işsizliği oranı ise 2007 yılında % 11,7 iken 2010 yılında % 12,6’ya yükselmiştir. İşsizlik sorunu tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli sorun alanlarından birini oluşturmaktadır. Tablo 1, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de istihdam ve işsizlikle ilgili temel verileri göstermektedir. Dr. Salih DURSUN Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü, Yönetim ve Çalışma Psikolojisi Anabilim Dalı METAL işsizlik, ekonomik ve toplumsal bir problem olmasının yanında, bireyler açısından da psikolojik sonuçları olan, hem bireyler ve aileleri hem de toplumlar açısından farklı sorunlara kaynaklık eden bir olgudur. TÜRK 51 Y andaki tabloya göre, Türkiye’de işsizlik oranı % 9,2’dir. Buna göre, işgücü içersinde yer alan yaklaşık 3 milyon kişi işsiz durumdadır. İşgücüne katılma oranı ise % 51 olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, Türkiye’de gençler arasında işsizlik oranının dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir seyir izlediği dikkati çekmektedir (%18,6). İşsizlik sorunu gelişmişlik ayrımı olmaksızın tüm toplumların çözüm aradığı sosyo-ekonomik sorunların başında gelmektedir. Çünkü, işsizlik, ekonomik ve toplumsal bir problem olmasının yanında, bireyler açısından da psikolojik sonuçları olan, hem bireyler ve aileleri hem de toplumlar açısından farklı sorunlara kaynaklık eden bir olgudur (Yılmaz ve diğerleri, 2004:164). Günümüz toplumlarında “çalışma” insanlar için yaşamın tek merkezi konumundadır (Keser, 2009:6). İnsanların çalışma hayatı içersinde yer almalarının öncelikli nedeni, yaşamlarını idame ettirecekleri bir gelire sahip olmaktır. Diğer taraftan, çalışma veya bir işe sahip olma, bir gelir getirmesinin (ekonomik boyut) yanında, psikolojik ve sosyal boyutu olan bir kavramdır. Bir iş sahibi olmanın bireye sağlayacağı psikolojik ve sosyal katkıları şu şekilde belirtmemiz mümkündür (Tınar, 1996:7-8): n İşyeri başka insanlarla tanışılan, yeni arkadaşlıklar ve sosyal iletişimin kurulduğu mekânlardır. Bu özelliğiyle, işbirliği kurma, dayanışma ve paylaşma gibi sosyal yeteneklerin gelişmesine aracılık etmektedir. n İş, çalışan insan ve ailesine bir sosyal statü sağlar. n İş, insanın kendisine saygısının, toplum için yararlı bir şeyler gerçekleştirme duygusunun önemli bir kaynağıdır. n İnsanın bir aidiyet ve kimlik duygusu oluşturmasında, işin rolü çok büyüktür. n Çalışma yaşamı, insanın belirli bir düzen içersinde yaşama ihtiyacına cevap verir ve zamanın periyodik algılanmasını sağlar. n İş, sağladığı gelir ile iş dışı yaşamın da maddi temelini oluşturmakta, özel yaşamın şekli ve boş zamanı şekillendirme biçiminin de önemli bir belirleyicisi olmaktadır. Ayrıca, çalışma psikolojik bir haz kaynağıdır. Bireyin çalışma esnasında bir takım başarılar elde etmesine ve kişisel saygınlığını geliştirmesine yardımcı olmaktadır. METAL Aile veya toplumdan işsiz kaldığı dönemde yeterli sosyal desteği sağlayan birey, yaşamış olduğu işsizlik psikolojisi ile baş edebilmede daha başarılı olabilmektedir. TÜRK 52 Bu tatmin ise sadece iş yaşamıyla sınırlı kalmamakta, genel yaşam tatmininin de artmasına neden olmaktadır (Keser, 2009: 60). İşsizlik konusunda popüler araştırma konularından biri de, işsizliğin bireyin psikolojik ve fiziksel sağlığı üzerine olan etkilerinin incelenmesidir. Bu konuda ilk olarak 1930’larda Büyük Bunalım sırasında başlayan ve günümüze değin devam eden birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda işsizliğin birey üzerindeki etkisi farklı araştırma yöntemleri kullanılarak test edilmeye çalışılmıştır. Bunların başında ise, vaka çalışmaları, işsiz bireylerle çalışan bireyleri karşılaştıran kesitsel araştırmalar, bireyleri çalıştıkları dönem ile işsiz kaldıkları dönem veya işsiz oldukları dönem ile çalışmaya başladıkları dönem arasında izleyen boylamsal araştırmalar ve ulusal veya bölgesel işsizlik oranlarını akıl hastanesi başvuruları ve intihar oranları endeksleri ile karşılaştırma gelmektedir (Wanberg ve diğerleri, 2009: 296-297). Bu çalışmalardan elde edilen bulguların ortak özelliği ise işsizliğin birey üzerinde psikolojik (stres, depresyon, kaygı, öz güven kaybı vb.) ve fiziksel sağlığı (uykusuzluk, baş ve mide ağrıları, vücut direncinin düşmesi, vb. gibi çeşitli somatik rahatsızlıklar) ilişkili olduğudur. Çalışırken işsiz kalmak veya işgücü piyasasında iş bulamamak insan hayatında derin izler bırakan bir olaydır. İşten yoksunluk beraberinde şunları da getirmektedir (Tınar, 1996: 105): n Ekonomik güvencenin ve hayatı idame ettirebilmek için gerekli gelir kaynağının kaybı n “Ailenin geçimini sağlayan kişi” rolünün sona ermesi n Zaman duygusunun ve buna bağlı düzen algısını kaybetme n Bireysel (kariyer) ve sosyal (kabul görme) mesleki perspektifin yok olması; bunun yerine sosyal açıdan dışlanmışlıkla karşı karşıya kalma n İş ortamındaki ve sosyal çevredeki sosyal ilişkilerden yoksun kalma n Bir yaşam ifadesi ve bir şeyler yapma veya işe yarama duygusunun tatmin yeri olarak işteki meşguliyetin yitirilmesi n Topluma yararlı olma duygusunun kaybı Diğer taraftan, işsizliğin neden olduğu sosyo-psikolojik sorunlar, toplumdan topluma ve bireyden bireye değişen bir yapı sergilemektedir. Diğer bir ifade ile herkes işsizliğin olumsuz sonuçlarından aynı şekilde etkilenmemektedir. METAL 3-Topluma ve Aileye Karşı Roldeki Çatışmalar: İşini kaybeden insan en önemli toplumsal bağlarından birini de kaybetmiş olmaktadır. İş ortamından ve sosyal ilişkilerinden yoksun kalan birey, kendini önemli bir boşluk içinde hissetmeye başlayacaktır. Özellikle kişi, tekrar iş bulma konusunda sürekli hayal kırıklığı yaşıyorsa, toplumdan kopmaya ve izole olmaya, sosyal ilişkilerden kaçmaya, hatta eski iş arkadaşlarıyla bile görüşmemeye başlamaktadır. Diğer taraftan, bu duruma, ailedeki dengelerin değişimi sonucu, aileye karşı rolünü ve otoritesini kaybetmesi eşlik etmeye başlayacaktır (Kumaş, 2001:122-123). Aşağıda değinileceği üzere aile içinde yaşanan bu denge bozulması, aile içi geçimsizlik ve boşanma oranlarındaki artışı da beraberinde getirecektir. 4-İşsizliğin Getirdiği Psiko- Somatik Sorunlar: İşsizlik sonucu yaşanan psikolojik baskı, somatik rahatsızlıkları da beraberinde getirmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalardan elde edilen bulgulara göre, işsiz kalma şu somatik rahatsızlıkları da beraberinde getirmektedir (Tınar, 1996:106): n Beslenme bozuklukları n Kas yapısının zayıflaması n Vücut direncinin zayıflaması, bulaşıcı hastalıkların artışı, salgın hastalık riskinin artması n Mide-bağırsak rahatsızlıkları, kalp ve dolaşım hastalıkları gibi psiko-somatik şikayetlerde artış n Tansiyon, kolesterol vb. sağlık göstergelerindeki değişmeler n Raşitizm hastalığında artış n Direncin azalması ve kötü bakım nedeniyle deri hastalıklarında artış n Bebek ve çocuk ölümlerinde artış n İş yapma gücünün azalması 5- İşsizliğin Sosyal Maliyeti: İşsizliğin etkileri yalnızca işsiz kalan bireyle sınırlı kalmamakta, aile ve toplum açısından da önemli maliyetlere neden olmaktadır. İşsizlik toplumda aile kurumunun zedelenmesine ve boşanma oranlarında artışa neden olabilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yapmış olduğu bir çalışmada, eş ile yaşanan sorunlar sıralamasında “ev ve çocuklar ile ilgili sorumluluklar” % 34,6 ile birinci sırada yer alırken, “aile gelirinin yetersizliği” % 31,6 ile ikinci sırada gelmektedir. Buna göre, iş kaybı nedeniyle yaşanan gelir kaybının aile içi geçimsizlik ve boşanma ile sonuçlanabilecek bir sürece neden olacağı söylenebilir. İşsizliğin neden olduğu diğer bir toplumsal maliyet ise, suç oranlarındaki artıştır. Suç oranları birçok faktörden etkilenmekle beraber, işsizlik, özellikle mala karşı işlenen suçlarda artışa neden olabilecek sosyal bir faktör olarak kabul edilmektedir. Örneğin, Ata (2011) tarafından yapılan çalışmada, işsizlik oranının, kişi başına düşen suç sayısı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif işaretli bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Dursun ve diğerleri (2011) tarafından yapılan bir başka çalışmada da, hırsızlık, cebri hırsızlık (gasp), dolandırıcılık, rüşvet, zimmet ve para ve mal kaçakçılığı gibi ekonomik getirisi olan suçlar ile işsizlik arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Bu iki çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, işsizlik oranlarındaki artış, suç faaliyetinin de artmasına yol açmaktadır. İşsizliğin sosyal maliyetleri boşanma ve suç oranlarındaki artışla sınırlı olmayıp, intihar oranlarının artışı, toplumsal çatışmaların artması ve toplumsal huzurun bozulması, toplumda ahlaki çözülmeler gibi birçok alanda da önemli sorunlara neden olabilmektedir. 53 TÜRK Örneğin, işsizlik sigortası sisteminin etkin olarak işlev kazandığı toplumlarda, işsizliğin sosyo-psikolojik etkileri nispeten daha az olabilmektedir. Diğer taraftan aile veya toplumdan işsiz kaldığı dönemde yeterli sosyal desteği sağlayan birey, yaşamış olduğu işsizlik psikolojisi ile baş edebilmede daha başarılı olabilmektedir. İşsizliğin neden olduğu psiko-sosyal sorunları şu başlıklar altında incelememiz mümkündür. 1-Stres, Depresyon ve Kaygı Düzeylerindeki Artış: İşsizliğin psikolojik boyutunu ele alan birçok çalışmada, işsiz kalmanın çalışanların stres, depresyon ve kaygı düzeylerinin artması gibi mental sağlıkları üzerinde olumsuz etkilerde bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu tür psikolojik rahatsızlıklar, çalışan veya bir iş sahibi olan insanlarda da görülmekle beraber, işsiz veya işini kaybetmiş insanlarda etkisi hem daha uzun olmakta hem de daha ciddi sonuçlara neden olmaktadır. Örneğin, Linn ve diğerleri’nin (1985) ABD’de 300 erkek üzerinde yaptığı çalışmada işsiz bireylerin çalışan bireylere göre depresyon ve kaygı düzeyleri anlamlı bir şekilde daha yüksek bulunmuştur. Bir başka çalışmada ise, Murphy ve Athanasou (1999) tarafından 1986-1996 yılları arasında İngiltere, Norveç, ABD, Almanya, Avustralya, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerde yapılan ve 16 çalışmayı ele alan meta analiz çalışmasında, işsizliğin akıl sağlığı üzerine etkileri ortaya konulmuştur. Bu çalışmalardan elde edilen ortak sonuç, işsizliğin akıl sağlığı üzerine olumsuz etkilerinin bulunduğu yönündedir. Örneğin, ele alınan çalışmalardan birinde (Bolton ve Oatley, 1987) işsiz grupların çalışan gruplara göre 1 veya 2 kez daha depresif duygular taşıdığı, bu grupların tekrar istihdam edildikleri durumda depresyon eğilimlerinin anlamlı bir şekilde düştüğü yönündedir. Türkiye’de bu konuda Kumaş (2001) tarafından işsizler üzerinde yapılan çalışmada, işsizlerde işsiz olmanın yarattığı duygular sıralamasında ilk sırayı % 19 ile stres almakta, ardından % 9 ile moral bozukluğu ve % 6,8 ile kaygı gelmektedir. Yüksel’in (2003) Ankara’da 182 işsiz üzerinde yapmış olduğu çalışmasında ise, işsizlerin %86,3’ünün depresyon içinde olduğu tespit edilmiştir. Cinsiyet açısından baktığımızda ise, işsizliğin etki düzeyi, ailenin geçimini sağlayan kişi rolünü erkeğin üstlendiği durumlarda, gerek ailenin gerekse de toplumun baskısı nedeniyle, erkek işsizler, bu sorunları kadınlara göre daha yoğun olarak yaşayabilmektedir. Örneğin, Çizel ve diğerleri (2011) tarafından Antalya’da İşkur’a başvuran işsizler üzerinde yapılan bir çalışmadan elde edilen bulgulara göre, işsizlik süresince erkekler, kadınlara göre daha fazla parasal sıkıntı ve psikolojik sorun yaşamaktadırlar. 2- Öz Saygının ve Kendine Güven Duygusunun Zedelenmesi: İşsiz kalan insan, kendi kimliği ve sosyal statüsünün belirlenmesinde önemli bir rol oynayan bir faktörden yoksun kalmanın boşluğunu yaşayarak kendine olan saygısını yitirebilir (Tınar, 1996:108). Mlomo’nun (1996) Güney Afrika’da yapmış olduğu çalışmada işsizlerin % 41’inin düşük öz saygıya sahip oldukları tespit edilmiştir. Türkiye’de ise bir insan kaynakları sitesinde yapılan anket sonucunda, “işsizlik psikolojinizi nasıl etkiledi?” sorusuna katılımcıların % 15,45’i “kendime olan güvenim azaldı” şeklinde cevap vermiştir (http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/291546.asp). Diğer taraftan, bu güven kaybı ve öz saygıda azalma, işini kaybeden bireyin tekrar iş arama girişimlerinin de azalmasına neden olabilmektedir. Ayrıca, işsizlik süresi uzadıkça kişinin kendine olan güveni ve saygısı da gittikçe azalmaktadır. METAL TÜRK 54 SONUÇ YERİNE YuKArıDA kısaca ele alınmaya çalışıldığı üzere, insanlar için bir iş sahibi olmak maddi gelirin ötesinde, psikolojik ve sosyal ihtiyaçları da karşılayan bir etkiye sahiptir. İşsizliğin yol açtığı sorunlar ise, yalnızca bireyi etkilememekte, aile ve toplum üzerinde de zaman zaman telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle işsizlik sorununa, yalnızca ekonomik açıdan yaklaşmamak, psikolojik ve sosyal boyutun da her zaman göz önünde tutulması gerekmektedir. İşsiz kişilerin maddi ihtiyaçlarının göz önünde tutulması gerekmekle beraber, diğer psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının yalnızca istihdam içinde yer almaları ile sağlanacağı unutulmamalıdır. Bu açıdan, ekonomik ve sosyal kalkınma ve gelişme ancak sağlıklı bir toplumla mümkündür. Sağlıklı toplumlar ise fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı birey ve ailelerden meydana gelmektedir. KAYNAKLAR n Ata, A. Y. (2011), “Ücretler, İşsizlik ve Suç Arasındaki İlişki: Yatay-Kesit Analizi”, Çalışma ve Toplum, 4, ss.113-134. n Çizel, R.B., Güzeller, C.O. ve Mütevellioğlu, N. (2011), “İşsizliğin Piskolojik Sonuçları: Antalya Örneği”, Çalışma İlişkileri Dergisi, 2 (2), ss.26-41. n Dursun, S., Aytaç, S., Berkay, F. ve Topbaş, F. (2011), “The Effects of Unemployment and Income on Crime: A Panel Data Analysis on Turkey”, 16th Word Congress International Society for Criminology, Kobe, Japan. n Keser, Aşkın (2009), “Çalışma Psikolojisi”, Ekin Yayınevi, Birinci Baskı, Bursa. n Kumaş, Handan (2001), “İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki Etkileri”, Dokuz Eylül Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(4), ss.1-425. n Linn, M. W., Sandifer, R., and Stein, S. (1985), “Effects of Unemployment on Mental and Physical Health”, Am J Public Health, 75, pp.502-506. n Mlomo, Vuyelwa Christa (1996), “Psychological Correlates of Unemployment: Low Self-Esteem and Depression”, Applied Master of Arts (MA) Clinical Psychology, University of Zululand. n Murphy, G.C. ve Athanasou, J. A. (1999), “The Effect of Unemployment on Mental Health”, Journal of Occupational and Organizational Psychology, 72, pp.8399. n Tınar, Mustafa Yaşar (1996), “Çalışma Psikolojisi”, Birinci Baskı, İzmir. n Wanberg, C.R., Kammeyer-Mueller, J.D. Ve Shi, K. (2009), “İş Kaybı ve İşsizlik Deneyimi: Uluslar arası Araştırmalar ve Perspektifler”, “Endüstri, İş ve Örgüt Psikolojisi El Kitabı 2. Cilt”, (Ed:Neil Anderson, Deniz S. Öneş, Handan Kepir Sinangil ve Chockalingam Viswesvaran), Birinci Baskı, Literatür Yayıncılık, İstanbul. n Yılmaz, Tuncay, Fidan, Fatma ve Karataş, Veli (2004), “İşsizliğin SosyoPsikolojik Sonuçları: Sosyo-Demografik Özelliklere Göre Bireylerin Tutumları Bir Alan Araştırması”, Sosyal Siyaset Konferansları, 48. n Yüksel, İlhan (2003), “İşsizliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 4(2), ss.21-38. n http://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/@dgreports/@dcomm/@ publ/documents/publication/wcms_150440.pdf (Erişim:06.12.2011). n http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/291546.asp (Erişim:15.12.2011). n http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=25&ust_id=8 (Erişim 01.12.2011). Miray Vurmay 55 TÜRK Türkiye’nin en büyük işçi sendikası olan Türk Metal ve en köklü işveren sendikası MESS ortaklığında, “Otomotiv Sanayi Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi Projesi” oluşturuldu. Zihinsel hazırlığı, ciddi planlamalar ve fizibilite çalışmaları, yine her iki sendikanın uzmanlarından oluşan ortak bir ekip tarafından yürütülen 2 yıllık titiz bir çalışmayla tamamlanan proje, Otomobil Sanayicileri Derneği’nin de (OSD) katılımıyla hayata geçirildi METAL Türk Metal-MESS Sınav ve Belgelendirme A.Ş. METAL N TÜRK 56 itelikli işgücü, standardize olmuş meslekler, verimli bir ekonomi için şüphesiz ki vazgeçilmez bir unsurdur. Nitelikli işgücüne sahip olabilmek ise, iyi planlanmış mesleki ve teknik eğitimle sağlanabilir. Mesleki ve teknik eğitim, bu açıdan gelişmekte olan ekonomiler için hayati önem arz etmektedir. Bilindiği üzere, Türkiye, gelişmekte olan sanayisinde istihdam etmek için uzun yıllardır ciddi anlamda nitelikli işgücü sıkıntısı çekmektedir. Bu sıkıntının temel nedeni, Türkiye’deki mesleki ve teknik eğitim sisteminin, gerek ortaöğretim gerekse de yüksek öğretim düzeyinde yeterliliğini yitirmiş olmasıdır. Bu durum, Türkiye’ye işsizlik-mesleksizlik gibi iki büyük derin sorunu da beraberinde getirmiştir. Söz konusu sıkıntıların temelinde, Türkiye’de halen uygulamada olan mesleki ve teknik eğitim müfredatlarında kullanılan eğitim-öğretim yöntemlerinin, her geçen gün yenilenen eğitim-öğretim teknolojilerini yeterince uygulayamaması olduğu söylenebilir. Böylesine bir mesleki eğitim sisteminin getirisi, daha doğrusu götürüsü ise, nitelikleri işverenin arzuladığı seviyede ol(a)mayan, yeniden eğitilmeye muhtaç ve bu anlamda işveren için zaman, enerji ve maddi kayba neden olan, “sorunlu” bir işgücüdür. Bu noktada, çıkış yolu olarak Ulusal Yeterlilik Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” (UYEP) geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bu bağlamda, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) çerçevesinde, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından yürütülen, “Türkiye’de Mesleki Yeterlilik Kurumunun ve Ulusal Yeterlilik Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” (UYEP), iş piyasası ihtiyaçlarına uygun örgün ve yaygın mesleki eğitim ve öğretim verilmesini sağlamak, hayatboyu öğrenmeyi desteklemek, eğitim ve istihdam arasındaki ilişkiyi güçlendirmek ve Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) ile uyumu kolaylaştırmaktır. Proje ve AYÇ ile uyumlu, tüm seviyelerde ölçme, değerlendirme ve belgelendirme için uygun bir sistem geliştirerek, meslek standartları temelinde verimli ve sürdürülebilir bir ulusal Yeterlilik Sistemi’nin kurulması ve işletilmesi için MYK ve Meslek Standardı Geliştirme, Mesleki Bilgi ve Beceri Sınav ve Belgelendirme Merkezleri (VOC-TEST Merkezleri) desteklenmektedir. Türkiye’nin geleceğinin tasarlanacağı bu süreçte, Türkiye’nin en büyük işçi sendikası olan Türk Metal ve en köklü işveren sendikası MESS ortaklığında, “Otomotiv Sanayi Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi Projesi” oluşturuldu. Zihinsel hazırlığı, ciddi planlamalar ve fizibilite çalışmaları, yine her iki sendikanın uzmanlarından oluşan ortak bir ekip tarafından yürütülen 2 yıllık titiz bir çalışmayla tamamlanan proje, Otomobil Sanayicileri Derneği’nin de (OSD) katılımıyla hayata geçirildi. Proje ana hedef olarak, motorlu kara taşıtları, treyler ve yarı treyler imalatı alt sektöründe yeralan 15 ulusal yeterlilik için sınav ve belgelendirme merkezi ile bağlı şubelerinin kurulmasına ve işletilmesine odaklanmaktadır. Nitekim, projenin net ve somut çıktıları ile Türkiye ekonomisinin bel kemiği durumuna gelen otomotiv sanayi, nitelikli, sertifikalı işgücüne sahip olacak, işletmelerdeki mevcut işçiler daha bilinçli, daha modern bir çalışma hayatına kavuşacak ve belki de en önemlisi, işsizlik-mesleksizlik kısır döngüsündeki genç nüfus için hayati önem taşıyan bir süreç başlamış olacaktır. Oluşacak bu pozitif sinerji, büyüme iddiasındaki Türkiye ekonomisini kağıt üzerinde değil, gerçek anlamda büyüme rakamlarına ulaştıracaktır. Bu bağlamda, “Otomotiv Sanayi Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi Projesi” ni hayata geçiren Türk Metal ve MESS, Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinde ve daha da önemlisi, ülke sanayisi ve ekonomisinin gelişerek, uluslararası çağdaş standartlara ulaşması ve nitelikli, teknolojiyi takip eden, mesleki anlamdaki bilgi ve becerilerini uluslararası geçerliliği olan, AB’nin “meslek pasaportu” olarak adlandırdığı belge ile belgelendirmiş kalifiye işgücüne ulaşmasını sağlayacak sistemin kurulmasına öncülük etme iddiasındadır. Nitekim, bu konudaki ihtiyaçlar, eksiklikler, hedefler ve amaçlar 2 yıllık bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan analizlerle ortaya konulmuş ve proje, bu analizler doğrultusunda hayata geçirilebilir ve sürdürülebilir, gerçek, sağlam temeller üzerine oturtulmaya gayret gösterilmiştir. Açık ve net bir şekilde, sorunu, arz ve talepleri göz önüne alarak hazırlanan proje, bir diğer yönüyle de ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de örneğine az rastlanan bir işçi-işveren diyaloğuna sahip olan Türk Metal ve MESS, ellerini taşın altına hiç çekinmeden koyarak, sektörün içinden bir kuruluşu, OSD’yi de yanlarına alarak, örnek bir işbirliği içerisinde Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi’ni hayata geçirmişlerdir. 24 ay sürecek olan Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi, otomotiv ana ve yan sanayinde çalışanların MYK onaylı sertifikalarla belgelendirilmesiyle, başta MESS üyesi işletmeler olmak üzere, Türk sanayisinin, yeterlilikleri sertifikalarla kanıtlanmış işgücüne kavuşmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Söz konusu ana hedefin yanısıra, proje ile ülkemiz ve AB için örnek bir ölçme, değerlendirme ve belgelendirme sistemi kurulacak ve MYK çatısı altında yürütülen Ulusal Yeterlilik Sistemi (UYS) çalışmalarından elde edilecek sonuçların somut çıktıları ilk kez alınmış olacak ve bu doğrultuda UYS’nin sürdürülebilir hale getirilmesine önemli katkılar sağlanmış olacaktır. Proje nasıl yürütülecek? Öncelikle, Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi kapsamında belgelendirmesi yapılacak yeterlilikler için program komiteleri oluşturulacak, pilot belgelendirme programları geliştirilecek, her bir belgelendirme programının yeterlilik ön şartları, değerlendirme şartları ve prosedürleri, sınav yöntemi ve materyalleri ile belgelendirme şartları AB standartlarına uygun olarak hazırlanacak. Bu bağlamda, otomotiv sanayinin ihtiyaçları, talepleri doğrultusunda öncelikli olarak belirlenen İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir ve Adana illerinde eşgüdümlü olarak faaliyetler başlatılacak. Bu çerçevede, Bursa’da BUTGEM, Ankara’da ODTÜ, KKTM Gazi Üniversitesi ile konuya ilişkin yürütülen görüşmelerde protokollerin imza aşamasına gelindi. Böylece süreç, optimum kazanç ilkesi üzerine inşa edilmeye başlandı. Kamu, işçi, işveren, üniversite gibi, sistemin ana aktörlerini tek bir çatı altında bir araya getiren örnek bir sosyal diyalog uygulaması olan Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi çerçevesinde geliştirilen teknik bilgi, yöntem ve metodoloji, diğer kurum ve kuruluşlara da kolaylıkla aktarılabilecek özelliktedir. Yine yapılan detaylı araştırmalar sonucu elde edilen sonuçlar doğrultusunda, Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi’nden öncelikli olarak, imalat sektörü, işverenler, işletmeler, işçiler, sivil toplum örgütleri, eğitim sağlayıcıların faydalanması öngörülmektedir. Bu bağlamda, hedef gruplar; MESS, Türk Metal Sendikası, motorlu kara taşıtları, treyler ve yarı treylerin imalatını oluşturan otomotiv sektöründe faaliyet gösteren MESS üyesi işletmeler, istihdam edilen Türk Metal Sendikası üyesi işçiler, OSD üyesi firmalar, aday işçiler, çalışan ve mesleki yeterliliklerini belgelendirmek isteyen diğer işçiler olarak belirlenmiştir. Projenin, hedef gruplar ve nihai yararlanıcılar üzerinde uzun dönemli sürdürülebilir etkisi olacaktır. Zira bu sistem, işçi-işveren ortaklığı ile işletilecektir. Sistemin kalite güvencesi, gerek sektör gerekse de sosyal paydaşlar tarafından kolaylıkla sağlanabilecektir. Uzun dönemli sürdürülebilir bir işletim sistemi ile Türk Metal ve MESS’in bu süreçte rollerinin devamlılığı sağlanacak, otomotiv sektörünün ihtiyaç duyduğu vasıflı işgücü belgelendirilebilecektir. Proje Faaliyetleri Proje ekibinin mevcut paydaşlarla yaptığı görüşmeler sonucunda ortaya konulan çalışma yöntemi ve takvimine göre, Tanıtım ve yaygınlaştırma. Açıkça görülebileceği üzere, Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi’nde, ulaşılması güç, sürdürülmesi zor, somut olmayan, ütopik, realiteden uzak, şartları zorlayacak ve teoripratik dengesizliğine yol açacak önermeler bulunmamaktadır. Bu durum, şüphesiz ki projenin hedefe ulaşmasını, somut, uygulanabilir ve sürdürülebilir çıktılar alınmasını doğru orantılı bir şekilde etkileyecektir. METAL Hedef Gruplar proje şu faaliyetler üzerinden yürütülecektir. n Otomotiv sektörü temsilcilerinin yer alacağı Sınav ve Belgelendirme İzleme ve Yönlendirme Komitesi’nin oluşturulması ve çalışması. n Avrupa ülkelerindeki benzer merkezlere teknik çalışma ziyaretlerinin düzenlenmesiyle, iyi uygulama örneklerinin ve yenilikçi bilgi birikiminin adapte edilmesi. n Sınav ve belgelendirme konusunda fiziki ve teknik altyapı ile beşeri kapasitenin güçlendirilmesi amacıyla eğitim seminerlerinin düzenlenmesi. n Organizasyonel yapılanma ile yeterlilik programlarının, sınav/belgelendirme sürecine yönelik prosedürlerin hazırlanması. n Teorik ve uygulamalı soru bankasının hazırlanması. n TÜRKAK 17024 Akreditasyon sürecinin başlatılması ve yürütülmesi. n Otomotiv VOC-TEST Merkezi ve bağlı şubelerinde, ulusal yeterlilik programlarına yönelik asgari 180 sınavın uygulanması. 57 TÜRK Türk Metal ve MESS’in ortaklaşa kurduğu, aynı oranda sürdürebilir bir yönetim anlayışıyla işletilecek olan bu merkez, ülkemizin AB ile adaylık müzakerelerini yürüttüğü sürece de ciddi anlamda destek verecektir. TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ 2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız: 1 3 6 1 Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi ve Teşkilatlandırma Eğitimi 20 Ocak-18 Şubat tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu Otel’de yapılan, teşkilatlandırma ve ortak eğitimlere 798 üyemiz katıldı METAL Kırıkkale Şubemizden toplam 53 üyemizin katıldığı teşkilatlandırma eğitimi, 20-22 Ocak tarihlerinde gerçekleştirildi. TÜRK 58 Çerkezköy Şubemizden 83 üyemizin katıldığı, Türk Metal-MESS Ortak eğitimi, 23-25 Ocak tarihlerinde gerçekleştirildi. Kırıkkale Şubemizden 44 üyemizin katıldığı teşkilatlandırma eğitimi, 27-29 Ocak tarihleri arasında yapıldı. İzmir 1, İzmir 2 ve Manisa 1 nolu şubelerimizden 74 üyemizin katıldığı, 26-28 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programının açılışını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Karadeniz Ereğli Şubemizden toplam 44 üyemizin katıldığı eğitim, 30 Ocak - 1 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ Kırıkkale Şubemizden 44 üyemizin katıldığı teşkilatlandırma eğitimi, 3-5 Şubat tarihleri arasında yapıldı. Kırıkkale Şubemizden 44 üyemizin katıldığı teşkilatlandırma eğitimi, 10-12 Şubat tarihleri arasında yapıldı. METAL İstanbul, İstanbul 1 ve İstanbul Anadolu Yakası şubelerinden toplam 70 üyemizin katıldığı eğitimler, 2-4 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. TÜRK 59 Ankara 1, Ankara 3, Bursa 2 ve Biga şubelerimizden 73 üyemizin katıldığı eğitimler, 6-8 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eskişehir, Bozüyük, Kocaeli, Bolu ve Sakarya şubelerimizden 73 üyemizin katıldığı eğitimler 13-15 Şubat tarihlerinde gerçekleştirildi. Bursa Nilüfer, Bursa ve Biga 1Nolu Şubelerimizden 74 üyemizin katıldığı eğitimler, 9-11 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Gölcük Şubemizden 78 üyemizin katıldığı, 16-18 Şubat tarihleri arasındaki eğitim programının açılışını, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. KİTAP KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKÂNI Debbie Macomber Sayfa sayısı: 480 Baskı: Türkçe 1. Basım Çeviri: Ozan Aydın Yayın: Martı Kitabevi Kitapları bütün dünyada 140 milyondan fazla satan ve birçok dile çevrilen Debbie Macomber, Küçük Mucizeler Dükkanı romanıyla şimdi de Türkiye’de. METAL ‘‘Artık o eski tatsız kız değilim. Yaşadığım her günün değerini biliyorum. Çünkü hayatın ne kadar değerli olduğunu öğrendim... Hiçbir şeyi, özellikle de hayatı hafife almaz oldum. Artık hiçbir günümü boşa geçirmiyorum. Çektiğim acıların karşılıklarının olduğunu öğrendim...’’ Hayatın içinden dört güçlü kadın... Küçük mucizeler, büyük umutlar... Ve dostluğun iyileştirici gücüne dair sımsıcak bir hikaye... TÜRK 60 HİÇ HASTALANMAYAN İNSANLARIN SIRLARI Gene Stone Sayfa sayısı: 264 Baskı: Türkçe 1. Basım Çeviri: Başak Öztürk Yayın: Yakamoz Yayınevi Bilimsel verilerle kanıtlanmış, her birinin farklı bir sırrı olan yirmi beş kişinin hikâyesini anlatıyor. Bu kitapta, yiyeceklerle ilgili sırlar var. Neden sarımsak yemeli? C vitamini almalı, daha fazla probiyotik ürünler tüketmeli, vegan olmalı ya da bira mayası kullanmalı. Egzersiz sırları var. Ağırlık kaldırmanın faydaları, esnemenin gücü. Çevresel sırlar var. Mavi kuşak bölgesinde yaşamak, mikropların değerini anlamak. Duygusal sırlar var. Arkadaşlarla görüşmek, maneviyatı güçlendirmek. Fiziksel sırlar var. Daha fazla şekerleme yapmak, sabahları soğuk duş almak. Ve bilgelik eski kuşaklara dayanıyor, evet tavuk çorbası gerçekten işe yarıyor. Hikâyeler bu sırları kişiselleştiriyor, araştırmalar ise gerçek kılıyor. THE MUPPETS SEN KİMSİN? Tekin ( Tolga Çevik) ve emekli trafik polisi yardımcısı İsmail Abi (Köksal Engür), kaybolan bir kızı bulmak için, hayatları pahasına her türlü tehlikeyi göze alır. Sıradan bir kayıp kız vakası şeklinde başlayan hikaye, hesaplaşmaların, oyun içinde oyunların geliştiği bir maceraya dönüşür. Kim masum, kim suçlu birbirine karışır. Hafiyelerimizin tek bir hatası vardır, o da kendi yöntemlerini kullanmak... ‘Sen Kimsin?’ prodüksiyonu, çekim teknikleri ve hikayesi ile sezonun iddialı filmlerinden biri. FİLMİN KÜNYESİ Tür: Komedi Yapım Yılı: 2012 Oyuncular: Tolga Çevik, Köksal Engür, Pelin Körmükçü, Toprak Sergen, Zeynep Özder Vizyon Tarihi: 2 Mart Senaryo: Tolga Çevik Yapımcı Firma: BKM Film Yapım Ülkesi: Türkiye METAL Yapım: 2011-2012 - ABD Tür: Animasyon, Aile, Komedi, Müzikal Süre: 86 dakika Yönetmen: James Bobin Oyuncular: Amy Adams, Jason Segel, Chris Cooper, Rashida Jones, Alan Arkin, Bill Cobbs Yapımcı: Jason Segel, Todd Lieberman 61 TÜRK FİLMİN KÜNYESİ Dünyanın en büyük kukla hayranı Walter ve onun ABD’den arkadaşları olan Gary (Jason Segel) ve Mary (Amy Adams ) Los Angeles’da tatil yaparken, petrolcü Tex Richman’ın (Chris Cooper) Kukla Tiyatrosu’nu yıkarak, mekanın altında yeni keşfedilen petrol için arama yapacağını ortaya çıkarırlar. Walter, Mary ve Gary, “Bugüne Kadarki En Büyük Kukla Televizyon Yardım Kampanyası”nı sahnelemek ve tiyatroyu kurtarmak için gereken 10 milyon doları toplamak amacıyla, farklı yönlere dağılmış olan kuklaları yeniden bir araya getirmesi için Kermit’e yardım ederler. Fozzie, Reno’da Moopets adındaki bir ‘tribute’ grubunda sahne almaktadır. Miss Piggy Vogue, Paris’te büyük beden moda editörü olarak çalışmaktadır. METAL SUDOKU BULMACA E Ğ L E N C E TÜRK 62 1 4 3 7 6 4 9 1 3 8 8 4 7 8 2 4 1 3 9 5 7 9 2 9 4 İLGİNÇ BİLGİLER almıştı. Rehber, 1878 yılının Şubat ayında Connecticut New n 18 Şubat 1979 tarihinde, Sahra Çölü’ne kar yağdı. n Açık bir gecede, çıplak gözle yaklaşık iki bin yıldız Haven’da yayımlandı. n Gözlerimiz hiçbir zaman büyümez. Ama burgörmek mümkündür. numuz ve kulaklarımızın büyümesi asla sona ern Albert Einstein, dokuz yaşına kadar düzgün komez. nuşamamıştı. n Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dâhil oln Amerika’da her saat 40 kişi kanserden hayatını mak üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an kaybediyor. için durur. n Bir devekuşunun gözü, beyninden n Herhangi bir okyanusun en uzak oldubüyüktür. ğu nokta Çin’dir. n Bir erkek, hayatının ortalama n Bir kilo n Hindistan`da oyun kâğıtları yuvar3350 saatini tıraş olmak için harcar. laktır. limonda, bir n Bir insan yaşamı boyunca n Hindistan’daki yıllık doğum sayısı, kilo çilekten iki yüzme havuzunu dolduracak Avustralya’nın toplam nüfusundan fazladaha fazla kadar tükürük salgılar. dır. şeker vardır. n Bir karınca, kendi ağırn İngiltere’deki bütün kuğular lığının elli katı ağırlığı kaldıKraliçe’nin malıdır. rabilir. n İnsan vücudunda doğumda 300 n Bir karıncanın adet kemik yeralır. Bu sayı yetişkinlik koku alma yeteneği, en döneminde 206’ya düşer. az bir kopeğinki kadar n Kereviz yerken harcagelişmiştir. nan kalori, kerevizin içindeki n Bir kilo limonda, bir kilo çikaloriden daha fazladır. lekten daha fazla şeker n Kirli kar, temiz kardan vardır. daha kolay erir. n Bugüne kadar n Mexico City her yıl yaklaşık tespit edilebilen en ağır 25 cm. batmaktadır. böbrek taşı, 1.36 kg. n Ortalama bir insan, hayatı boyunca iki yılını telefonn Çocuklar baharda daha fazla büyür. da konuşarak harcar. n Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer 4 RAKAMLILAR 7 RAKAMLILAR 73169452 3573 – 7104 1016422 - 2125669 86371546 METAL SAYI YERLEŞTİRME 5 RAKAMLILAR 6190231 - 6234949 9 RAKAMLILAR 11390 – 91614 6243906 - 7346718 317809233 – 63 9661624 - 9975722 300527264 TÜRK 3269810 -3280158 239770 – 359821 8 RAKAMLILAR 10 RAKAMLILAR 685120 – 736198 38992636 - 45389265 1644896230 – 935133 - 981262 50261459 - 71126395 2671052962 6 RAKAMLILAR SAĞLIK İÇİN KÜÇÜK BİLGİLER n Yetersiz beslenme sonucu ihtiyacı olan besinleri alamayan saçlar, hızlı bir şekilde dökülür. n Aşırı stresin fıtık yaptığını biliyor musunuz? n Geceleri ansızın ortaya çıkan tatlı krizini bastırmak için, evinizde çok fazla tüketmediğiniz bir meyve bulundurun. n Ülkemizde her 10 kişiden 3’ü obeziteye yakalanıyor. n Kar üzerinde yürürken elleri cebe sokmak omurgada eksen kaymasına kadar uzanan ciddi sorunların yaşanmasına n eden olabilir. n Göz kanlanması her zaman yorgunluk belirtisi değildir. Bir haftayı geçen kanlanmaların nedeni kesinlikle tespit edilme lidir. n Göz kapağı düşüklüğü hastalık habercisi olabilir. Mutlaka kontrol ettirmelisiniz. n Aç karnına içilen bir sigara, tokken içilen iki sigara kadar zararlıdır. n Düzenli su tüketimi, kan şekerinin ayarlanmasında etkilidir. AKTÜEL Mart ayı, gurur ayı... Mart ayı tarihimiz açısından özel bir öneme sahip... Çünkü, binlerce yıllık bir gelenek olan Nevruz, yani “Bahar Bayramı” bu ayın 21’inde kutlanıyor... İstiklal Marşı’mız, mart ayının 12’sinde kabul edildi... Ve, bir kahramanlık destanı yazılan Çanakkale savaşlarında elde edilen zaferin tarihi de 18 Mart... Nevruz Bayramı 18 Mart günü, 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümüdür. 18 Mart, 2002 yılından itibaren de, ‘’Şehitler Günü’’ olarak kabul edilmiştir. Çanakkale savaşları, yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisidir. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almak istiyorlardı. Üç yüz bin askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmalarına geçit verilmedi ve ağır kayıplar vererek geri çekildiler. Çanakkale Savaşı, ordumuzu zafere taşıyan Mustafa Kemal gerçeğini ortaya çıkartmıştır. Mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vererek, bir ulusun kaderini değiştiren, vatanımızı, istiklalimizi, sarsılmaz imanları ve eşsiz cesaretlerine borçlu olduğumuz, aziz şehitlerimiz, dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazmıştır. METAL TÜRK 64 Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü 21 Mart, tüm varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/Yenigün bayramı adıyla kutlanır. Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı’nın, Anadolu’da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır. Türk dünyasının kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna kadar uzanan engin coğrafyada yaşayan toplulukların pek çoğu tarafından yaygın olarak kutlanan bahar bayramıdır. Tabiat ile iç içe yaşayan, toprağı ‘’ana’’ olarak vasıflandıran, Türk’ün düşünce sisteminde ‘’baharın gelişi’’, daima önemli bir yere sahip olmuştur. İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü UlUsal Kurtuluş Savaşı’nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan ihtiyacı göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921 yılında, bu amaçla bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için, başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi’nin (Tanrıöver) ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla, o da şiirini gönderdi. Yarışma sırasında Akif’in dizelerinin oya sunulması kararlaştırıldı ve ‘’Oy birliği ile kabul edildi.’’ Kabulün ardından da, son bir kez de ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Akif ‘’Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım’’ diyerek, karşılığında para ödülünü kabul etmedi. İstiklal Marşı’nı, bugünkü söylendiği şekliyle 1922’de besteleyen kişi ise, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ilk şefi olan Osman Zeki Üngör’dür. GEMLİK ŞUBESİ METAL Asil Çelik işçisine sahip çıktık TÜRK 66 Bursa Orhangazi’deki Asil Çelik Fabrikası’nda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş Sendikası’ndan ayrılarak sendikamız Türk Metal’e üye olan 22 işçiye, toplu sözleşmeden doğan farkları ödenmedi. Bu gelişme üzerine harekete geçen Gemlik Şubesi yönetimi, Türk Metal çatısı altında toplanan üyelerine sahip çıktı. Gemlik Şubemizi ziyaret eden Asil Çelik işçisi üyelerimize bir konuşma yapan Şube Başkanımız Kemal Durmaz, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, Türk Metal’e üye oldukları için toplu sözleşmeden doğan farklarını alamayarak hak kaybına uğrayan 22 işçinin haklarının ödenmesini istediğini aktardı. Sendikaların asli görevinin, çalışanların hak ve menfaatlerini korumak olduğunu, bunu yaparken de, çalışanların, dinine, diline, ideolojisine bakılmayacağını belirten Başkan Durmaz, şöyle devam etti: “Asil Çelik’te çalışan metal işçileri üzerinde oyunlar oynanıyor. Asil Çelik çalışanlarına işveren değil, sendika ‘köle’ muamelesi yapıyor. Burada bir sözleşme imzalandı. Önceki sözleşmelerini ve kayıpları düşününce, bunun adına sözleşme demek için, bin şahit gerekiyor. Asil Çelik’teki sendikanın zulmüne direnen 22 arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımıza sözleşmeden doğan farklar ödenmiyor. Bu arkadaşlarımız adı geçen sendikaya yıllarca aidat ödedi. Bunlar kafalarına göre, kendilerini eleştirenleri cezalandırıyorlar. Sözleşme masasında bile bu arkadaşlarımızı pazarlık konusu yaptılar. Bunlar sendikacı değil, utanç abidesidir. Hiç kimsenin metal işçisini mağdur etmeye hakkı yoktur.” Konuşmaların ardından, fabrika muhasebesinden alınan bilgi doğrultusunda, Birleşik Metal-İş Sendikası’ndan ayrılarak sendikamıza üye olan işçilere, toplu sözleşmeden doğan farkları ödendi. İZMİR 1 NOLU ŞUBE Kıdemlilik ödüllendirildi Şubemiz yetkisindeki Ege Endüstri ve Tic. A.Ş. işyerinde geleneksel hale gelen plaket töreni, bu yıl 24 Ocak’ta işyeri yemekhane salonunda gerçekleştirildi. Törende bir konuşma yapan Bayraktar Holding Onursal Başkanı Hüseyin Bayraktar, daha sonra, işyerinde 5, 10, 15, 20 ve 25. yılını dolduran sendikamız üyelerine birer plaket takdim etti. GEMLİK ŞUBESİ Huzurevi ziyaret edildi Fıcosa Otomotiv Fabrikası çalışanları 12 Şubat pazar günü, fabrika baştemsilciliğinin organize ettiği huzurevi ziyaretine maddi ve manevi destek verdiler. Ziyaret sırasında huzurevinin ihtiyacı olan hasta bezleri, ıslak mendil, sabun, havlu gibi malzemeler idari personele teslim edilirken, huzurevi sakinlerine de hediyeler dağıtıldı. Fıcosa çalışanları, organizasyona verdiği destekten dolayı, Gemlik şubemize teşekkür ettiler. AKSARAY 1 NOLU ŞUBE Geçmiş olsun ziyareti Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir, Niğde Ditaş’ta çalışan ve iş kazası geçiren üyelerimiz Ahmet Karagöz ile Mehmet Aslan’ı evlerinde ziyaret etti. Başkan Taşdemir, ziyaretlerde arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileğinde bulundu. Çocuklar için İngilizce Dil Kursları başladı ANKARA 1 NOLU ŞUBE 67 TÜRK Ocak toplantısı Türk Traktör’de gerçekleştirildi METAL aksaray’da şubemize bağlı işyerlerinde çalışan üye çocuklarına yönelik açılan İngilizce dil kursu 2. dönem eğitimine 4 sınıf olarak başladı. Öte yandan, Niğde Ditaş’ta çalışan üye çocuklarına yönelik olarak da, 2 sınıf halinde İngilizce kursu düzenlendi. Şubemiz, 2012 yılının ilk yönetim kurulu toplantısını Türk Traktör Fabrikası’nda yaptı. Toplantının ardından yönetim kurulu üyelerimiz ve şube yöneticilerimiz fabrikayı gezerek üyelerimizle bir süre sohbet ettiler. Mitaş işyerlerinde uyuşmazlığa gittik mitaŞ işyerleri ve sendikamız arasında 16 Aralık 2011 tarihinden beri devam eden ve 2012 – 2014 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine uyuşmazlığa gidildi. İşverenle 10 Şubat 2012 tarihinde yapılan 6. toplantı da uyuşmazlıkla sonuçlandı. Süreç, bu aşamadan sonra, her iki tarafın da kabul edeceği arabulucu ataması ile devam edecek. Bu arada, Şube Başkanımız Hasan Göçeroğlu ve şube yöneticilerimiz, Mitaş işyerlerini ziyaret ederek, çalışan üyelerimizle tezgahları başında sohbet etti. GEBZE DİLOVASI ŞUBESİ CRH otomotiv işçileri de Türk Metal’li oluyor Gebze Dilovası şubemiz teşkilatlanma faaliyetlerini hızlı bir şekilde sürdürüyor. Gebze’deki TAYSAD Organize Sanayii Bölgesi’nde üretime başlayan CRH Otomotiv işyerinde çalışan işçi arkadaşlarımız da sendikamıza guruplar halinde üye olmaya başladılar. 15.000 metrekare kapalı alanda Avrupa’nın ve dünyanın sayılı kuruluşları arasında yeralan firmada çalışan işçiler, sendikamız ayrıcalıklarından faydalanmanın ilk adımı olan üyelik işlemlerine noter huzurunda başladı. Şube Başkanımız Uysal Altundağ, yeni üye olan arkadaşlarımızla bir araya gelerek, sendikamız hakkında bilgi verdi. METAL Diler Demir Filmaşin tesislerinde toplantı TÜRK 68 Diler Demir Filmaşin tesislerinde 4 Ocak’ta yapılan aylık danışma kurulu toplantısına, Şube Başkanımız Uysal Altundağ da katıldı. İşyerindeki zorunlu kurullarımız, temsilcilerimiz ve her bölümden görevlendirilen ünite temsilcilerinin yeraldığı toplantıda, ekonomik gelişmeler, şu an Meclis’te olan yeni toplu iş ilişkileri kanun taslağı hakkında geniş değerlendirmeler yapıldı. Kabel Kablo Çalışanları Kartepe’de ŞUBEMİZ yetkisindeki Kabel Kablo çalışanları, 19 Şubat tarihinde Kartepe gezisinde buluştular. Yoğun çalışma temposundan biraz da olsa uzaklaşan üyelerimiz sendika 2.temsilcimiz Elif Sarpdağ’ın düzenlediği organizasyonda stres atma fırsatı buldular. ANKARA 3 NOLU ŞUBE DAYM ziyaret edildi Şube Başkanımız Nihat Zengin, Hasanoğlan’da bulunan Ders Aletleri Yapım Merkezi işyerini, 9 Şubat’ta ziyaret etti. Fabrika Müdürü Enver Kesiktaş tarafından karşılanan Başkan Zengin, atölyeleri tek tek dolaşarak üyelerimizle sohbet etti ve sorunlarını dinledi. Başkan Zengin, işyeri yönetimi ile de görüştü. BURSA 3 NOLU ŞUBE Delphi çalışanları şubemizi ziyaret etti Beyçelik Gestamp sözleşmesi imzalandı METAL Delphi Automotive Systems işyerinde çalışan üyelerimiz, 27 Ocak’ta şubemizi ziyaret etti. Şube Yöneticilerimiz, çalışma hayatı ve güncel konular hakkında üyelerimize bilgi verdi. Şubemize yeni katılan Beyçelik Gestamp işyerinde, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren geçerli olan Toplu İş Sözleşmesi, 3 Şubat’ta imzalandı. Şube Başkanımız Mesut Gezer ve şube yöneticilerimiz, işyerini ziyaret ederek, imzalanan toplu sözleşme ile ilgili üyelerimize ayrıntılı bilgi verdiler. Sözleşme hakkında bilgilendirildiler Emarc-Çelik ziyaret edildi Şube başkanımız Mesut Gezer ve şube yöneticilerimiz, şubemize yeni katılan Emarc-Çelik işyerini 8 Şubat’ta ziyaret etti. Başkan Gezer ve şube yöneticilerimiz, toplu sözleşmenin getirileri hakkında üyelerimize bilgi verdiler. BİGA 1 NOLU ŞUBE Şubemizi ziyaret ettiler biGa İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Abdullah Cengiz ve Sinekçi Jandarma Komutanı Astsubay Başçavuş Serkan Ocak, 3 Ocak günü Türk– İş Çanakkale İl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikası Biga 1 Nolu Şube Başkanı Osman Akkurt’u makamında ziyaret ettiler. Ziyarette, ülke gündemindeki konular ve İçdaş’la ilgili gelişmeler ele alındı. Şube başkanımız Mesut Gezer ve şube yöneticilerimiz, sendikamıza yeni katılan Çelikpan işyerini 8 Şubat’ta ziyaret etti. Başkan Gezer, tezgâhları başında çalışan üyelerimizle bir araya gelerek, imzalanan sözleşme hakkında bilgi verdi. TÜRK 69 KARADENİZ EREĞLİ ŞUBESİ Şubemizin Genişletilmiş Lokal Toplantısı yapıldı Şubemizin Genişletilmiş Lokal Toplantısı, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun’un da katılımıyla, 31 Ocak’ta Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirildi. Şubemize bağlı 225 lokal temsilcisinin katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş, ünitelerde lokal temsilciliği görevini yapan arkadaşlara Ereğli gündemi, işyeri çalışma şartları hakkında bil- gi verdi, sendikal konulardaki beklentilerini dile getirdi. Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun da konuşmasında, özellikle 2009 yılından bu yana sendikamızın yaptığı çalışmalar ve örgütlenme konusunda elde edilen gelişmeleri anlattı. Konuşmasında çalışma mevzuatı ile 2821 ve 2822 sayılı Kanunlardaki değişikliklere de değinen Dursun, konuya ilişkin soruları da yanıtladı. METAL Teşkilatlandırma eğitimine katılan üyelerimiz yemek düzenledi Doyasıya eğlendiler TÜRK 70 Şubemizin, çalışanlarımız ve aileleri arasındaki dostluk, kaynaşma ve dayanışmayı pekiştirmek amacıyla düzenlediği yemekler devam ediyor. Bu çerçevede, yeni yılın ilk paylaşım gecesi Atölyeler ve Bakım Baş Müdürlüğü bünyesinde bulunan ünitelerde çalışan üyelerimiz ve eşleri için düzenlendi. Büyük Anadolu Otel’de 8 Şubat’ta gerçekleştirilen geceye, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun da katıldı. İsmail Dursun; Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın selam ve sevgilerini ileterek başladığı konuşmasında, Türk Metal Sendikası’nın kadına ve aileye verdiği önemi vurguladı. Yaklaşık 400 kişinin katıldığı muhteşem gecede, çalışanlarımız ve eşleri doyasıya eğlendiler. Odabaş, Cinevitrin programına katıldı Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş, 11 Şubat’ta Cine5 kanalında yayınlanan, ‘CİNEVİTRİN’ programına konuk oldu. Başkan Odabaş programda, Erdemir’in bölge ekonomisine yaptığı katkılara değindi ve iş güvenliği ve iş barışının Erdemir için çok önemli olduğunu vurguladı. Türk Metal Sendikası’nın, sosyal sendikacılık kavramı çerçevesinde, Ankara ve Didim’den sonra, Ereğli’de de Büyük Anadolu Oteli kurduğunu anlatan Başkan Odabaş, “Sendika olarak, işçiden aldığımız aidatı, yine onlar ve ailelerine hizmet için harcıyoruz” diye konuştu. ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları çalışanlarından, geçen yıl Teşkilatlandırma Eğitimi programına katılan 95 üyemiz için, 1 Şubat’ta bir değerlendirme toplantısı ve yemek düzenlendi. Yemeğe katılan Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, yaptığı konuşmada, sendikal konular, çalışma mevzuatına yönelik gelişmeler ve teşkilatlanmanın önemine değindi. Dursun, Teşkilatlandırma Eğitimine katılan arkadaşlardan beklentilerini de dile getirdi. Konuşmaların ardından müzik eşliğinde devam eden yemek, coşkulu bir şekilde tamamlandı. 1. ve 2. Soğuk Haddehane Ünitelerine ziyaret Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş başkanlığında, İcra ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Baş Temsilci ve ünite temsilcilerimiz işyeri ziyaretlerine devam etti. Başkan Odabaş ve beraberindekiler, 13 Şubat’ta, 1. ve 2. Soğuk Haddehane Müdürlüğü’ne bağlı işyerlerini ziyaret ederek, çalışanlarla biraraya gelerek sohbet etti. GÖLCÜK ŞUBESİ Ford Otosan’da Birol Topaloğlu konseri Ford Otomotiv Sanayi bünyesinde faaliyet gösteren VKV Ford Otosan Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi’nde 1. yıl etkinlikleri kapsamında, 27 Ocak’ta, ülkemizin önemli etnik müzik sanatçılarından Birol Topaloğlu konser verdi. Gölcük halkına ücretsiz verilen konsere üyelerimiz de yoğun ilgi gösterdi. Lazca, Hemşince, Gürcüce ve Rumca seslendirilen şarkılar eşliğinde üyelerimiz gönüllerince eğlenip halay çektiler. Çocuk tiyatrosu büyük ilgi gördü Ford Otomotiv bünyesinde faaliyet gösteren VKV Ford Otosan Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi’nde 28 Ocak’ta, 5 yaş çocuk tiyatrosu tarafından sergilenen ‘Sana İhtiyacım Var’ isimli çocuk oyunu sergilendi. Çocuklara, hayvan sevgisinin yanında, arkadaşlık ilişkileri dostluk ve dayanışma mesajları veren oyun, çocuklardan büyük ilgi gördü. Kişisel Gelişim Semineri yapıldı Şubemize bağlı işyerlerimizde çalışan üyelerimize yönelik olarak düzenlenen kişisel gelişim semineri, 11 Şubat’ta şube toplantı salonumuzda gerçekleştirildi. NLP uzmanları Mehmet Yaşar Helvacı ile İlhan Akbulut tarafından verilen seminerde kişisel gelişim, etkili iletişim, hedef belirleme, sandviç metodu ve nefes tekniği konusunda eğitimler verildi. Şube Başkanımız Yücel Yücel, bu tür etkinliklerle, çalışanların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçladıklarını belirtti. 71 TÜRK Ford Otomotiv Sanayi bünyesindeki VKV Kültür Merkezi’nda, 26 Ocak’ta Lübnan asıllı Caz sanatçısı Jehan Barbur rüzgârı esti. Jehan Barbur, müziği de kendisi gibi yumuşak, sade, sempatik, mütevazı, neşeli sahne performansı ve içtenliği ile tüm Gölcük ve çevre halkını kendisine hayran bıraktı. METAL Ford Otosan’da caz dolu bir gece BURSA 2 NOLU ŞUBE Eğitimler devam ediyor METAL SenDiKamızın düzenlemiş olduğu “7.Dönem Teşkilatlandırma Eğitim Semineri” 8- 14 Ocak tarihleri arasında Bursa 2 Nolu Şubemiz yetkisindeki Bosch işyerinde çalışan üyelerimize yönelik olarak gerçekleştirildi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun ve Şube Başkanımız Şevket Yılmaz’ın da katıldığı eğitim semineri sürecinde gerçekleştirilen etkinliklere aktif olarak katılan üyelerimiz, eğitim programından son derece memnun ayrıldılar. TÜRK 72 Beta Seals çalışanları şubemizi ziyaret etti beta Seals işyeri çalışanları 9 Şubat Perşembe günü vardiya çıkışında şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Şevket Yılmaz, Sekreter Ersoy Yenizağra, Mali Sekreter Yalçın Civan, üyelerimizle, Türkiye ve dünyadaki güncel gelişmeler, işyerlerindeki durum ve sendikal çalışmalara ilişkin sohbet etti. Coşkunöz Genel Müdürü Besler, şubemizi ziyaret etti CoŞKunöz Radyatör ve Isı Sanayi firması Genel Müdürü Mehmet Besler, 6 Şubat’ta şubemizi ziyaret etti. İşyeri baştemsilcimiz Ümit Uysal’ın da bulunduğu ziyarette, çalışma yaşamı, yeni yasal düzenlemeler ve güncel olaylara ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu. Karsan yöneticilerinden ziyaret KarSan İnsan Kaynakları Müdürü Alp Ernst Geıssler ve İnsan Kaynakları Endüstriyel İlişkiler Sorumlusu Ender Kaynar 9 Şubat’ta şubemizi ziyaret etti. Ziyarette, otomotiv sanayinde yaşanan gelişmeler, Karsan A.Ş. olarak 2012 yılı hedefleri ve tahminleri, toplu iş ilişkileri taslağı hakkında değerlendirmeler yapıldı. Temsilciler Meclisi toplandı Şube Temsilciler Meclisi toplantısı 7 Şubat’ta şubemizde yapıldı. Şube Başkanımız Şevket Yılmaz toplantıda, 2011 yılının değerlendirmesini yaptı ve 2012 yılının hedeflerini temsilcilerle paylaştı. BURSA NİLÜFER ŞUBESİ M.M. Mako ziyaret edildi 73 Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve şube yöneticileri, Magneti Marelli Mako Elektrik Sanayi işyerini ziyaret etti. Ziyarette, işyerinde kıdemli çalışanlara da çeşitli ödüller verildi. TÜRK Bursa Şubeleri işyeri baş temsilcileri ve şube yöneticileri, Ocak 2012’den itibaren uygulanmaya başlanan Genel Sağlık Sigortası (SGK) mevzuatı ile ilgili eğitime katıldı. 25 Ocak’ta Bursa Nilüfer Şubemizde gerçekleştirilen eğitimde, Bursa SGK İl Müdür Yardımcısı İsmet Çağlayan, mevzuata ilişkin bir sunum yaptı. METAL SGK Mevzuatı eğitimi verildi Periyodik toplantılar devam ediyor Şubemiz yetkisindeki Magneti Marelli Mako Elektrik Sanayi çalışanı 80 üyemiz şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve Sekreter Yılmaz Özlütürk, ziyarette, Genel Sağlık Sigortası, çalışma hayatına yönelik yeni düzenlemeler ve 2012 yılı otomotiv sektöründeki beklentiler konusunda üyelerimizle sohbet etti. Temsilciler Meclisi toplandı ŞubemizDe, 20 Şubat’ta gerçekleştirilen Temsilciler Meclisi toplantısına, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun da katıldı. Toplantıda, 19 Şubat tarihinde gerçekleştirilen Bursa Şubeleri Genişletilmiş Temsilciler Meclisi’nin değerlendirilmesi yapıldı. İSKENDERUN 1 NOLU ŞUBE Temsilciler Meclisi toplandı Şube Temsilciler Meclisi toplantısı, 31 Ocak’ta şubemizde gerçekleştirildi. Şube Başkanımız Çakır Varan başkanlığındaki toplantıda, işyerleriyle ilgili sorunlar, hazırlık aşamasında olan yeni Sendikalar Kanunu ele alındı. İşyeri ziyaretleri devam ediyor METAL Şube Başkanımız Çakır Varan, Yazıcı A.Ş. işyerini gece vardiyasında ziyaret etti. Başkan Varan, çalışan üyelerimizle sohbet etti ve işyerinin genel durumu ve karşılaşılan sorunları dinledi. Şube Başkanımız Çakır Varan, şubemizin yetkili olduğu, Tarsus’taki ÇUMİTAŞ işyerini 23 Şubat tarihinde ziyaret etti. Başkan Varan, üyelerimizle tezgahları başında bir araya gelerek sorunlarını dinledi. TÜRK 74 Çumitaş Ziyaret Edildi GEBZE 1 NOLU ŞUBE Yönetim toplantısı Şesan’da yapıldı Şube Yönetim Kurulu toplantısı, 5 Ocak’ta, Şesan Yedek Parça Sanayi işyerinde yapıldı. Şube Başkanımız Şeref Özcan ve şube yöneticileri, toplantı sonrası çalışan üyelerimizle bir araya gelerek sohbet etti. MANİSA 1 NOLU ŞUBE Franke Mutfak’ta sözleşme görüşmeleri başladı FranKe Mutfak Sistemleri işyeri için 2012–2014 tarihleri arasını kapsayacak olan Toplu İş Sözleşme görüşmelerine 17 Şubat’ta başlandı. Şube Başkanımız Hüseyin Özben ve sendika temsilcilerimizin katıldığı görüşmelerde firmayı, Fabrika Müdürü Fabio Ciucci temsil etti. METAL Mazbatalarını aldılar TÜRK 75 11 Şubat’ta yapılan 2.Olağan Genel Kurulda seçilen Şube Başkanımız Hüseyin Özben, Şube Sekreterimiz Nihat Gülserliler, Mali Sekreterimiz Ercan Dereli ve Yönetim Kurulumuz, 15 Şubat’ta Adliye’den mazbatalarını aldılar. Bu arada, genel kurulun ardından şubemize ziyaretler de devam ediyor. Bu çerçevede sırasıyla, Manisa Halitpaşa Belediye Başkanı Vedat Çıvgın, Manisa Halk Eğitim Müdürü Nihat Kaya, Valfsel San. A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Orhan, şubemizi ziyaret ederek, Başkan Hüseyin Özben ve yönetim kuruluna hayırlı olsun dileklerini ilettiler. KAYSERİ ŞUBESİ HAS Çelik’te sözleşme anlaşmayla sonuçlandı Şubemiz yetkisindeki Has Çelik ve Halat Sanayi Ticaret A.Ş. ve Metal Matris A.Ş. işyerlerinde, 2012–2013 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşme görüşmeleri 18 Ocak 2012 tarihinde anlaşmayla sonuçlandı. Şube Başkanımız Mustafa Acun ve şube yöneticileri, işyerlerini ziyaret ederek, imzalanan anlaşmaya ilişkin bilgi verdiler. ÇERKEZKÖY ŞUBESİ METAL Türk-İş’in Trakya Bölgesi Bilgilendirme Toplantısı Çorlu’da yapıldı TÜRK 76 türK-iŞ’in yeni yönetiminin kararı doğrultusunda planlanan, “Çalışma Hayatı” adıyla gerçekleştirilecek bilgilendirme toplantılarının ilki, Trakya Bölgesine yönelik olarak 28 Ocak’ta Çorlu’da yapıldı. Toplantıya, Türk – İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Nazmi Irgat, Türk – İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Türk – İş Tekirdağ İl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak, Türk – İş Edirne İl Temsilcisi Erkan Çakan, Türk – İş Kırklareli İl Temsilcisi Habib Çalışkan ve bölgedeki Türk – İş’e bağlı sendikaların Şube Başkanları katıldı. Ev sahibi olarak açılış konuşmasını yapan Türk-İş Tekirdağ İl Tem- silcisi ve Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak, toplantının amacını anlattı. Türk – İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da, toplantılarda, bölge sendikalarının sorunlarının ele alınacağını bildirdi. Türk-İş Ge- nel Teşkilatlandırma Sekreteri Nazmi Irgat da konuşmasında, sendikaların varlığının toplumsal ve siyasal yaşam açısından büyük önem taşıdığını belirterek, “Eğer sendikalar olmazsa, var olan haklardan geriye eser kalmayacak” dedi. Üyelerimiz İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’na katıldı lüleburGaz’Da, İş Sağlığı ve Güvenliği konferansı düzenlendi. Lüleburgaz bölgesindeki fabrikaları denetleyecek olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından, soru cevap şeklinde bir program tasarlandı. Programa şubemize bağlı Ego Elektrikli Aletler, Trakya Döküm, Ölçüsan Ölçü Aletleri işyerlerinden Baştemsilci, Temsilci ve İş Sağlığı ve Güvenliği kurulu üyelerimiz katıldı. İki saat süren programda katılımcılar, müfettişlere sorular yönelterek, konuya ilişkin bilgi aldı. Hizmetleri berat ile ödüllendirildi Şubemiz yetkisindeki Arçelik A.Ş. işyerinde, 10 ve 20.hizmet yıllarını dolduran çalışanlara berat ve çekilişle ödül verildi. Çalışanların ödüllerini Türk – İş Tekirdağ İl Temsilcisi ve Çerkezköy Şube Başkanımız Murat Koçak ile Arçelik A.Ş. işyeri Direktörü Mehmet Savaş verdi. Çavuş ailesi tatil kazandı türK Metal dergimizde yeralan numaralar arasında çekilen kura sonucu ücretsiz tatil hakkı kazanan, BSH Ev Aletleri işyerinde çalışan üyemiz Mehmet Çavuş, Ankara Büyük Anadolu Oteli’ni seçti. Ailesi ile birlikte1 haftalık tatil için Ankara’ya giden Çavuş ailesi, Şube Başkanımız Murat Koçak’ı ziyaret etti. Başkan Koçak, Mehmet Çavuş ve ailesine iyi zaman geçirmeleri dileğinde bulundu. SamSun Bölge Temsilcimiz Orhan Demir, Şubat ayı içerisinde Bölge Temsilciliğimizin yetki alanında olan Yeşilyurt Demir Çelik Haddehane Fabrikası ile İzabe Fabrikası’nı ziyaret etti. Ziyaretlerde çalışanlarla tezgahları başında bir araya gelen Demir, onlarla sohbet etti ve sorunlarını dinledi. KOCAELİ ŞUBESİ Önerilere ödül DyteCh Otomotiv işyerinde, toplam kalite ve verimliliği arttırmak amacı düzenlenen öneri sistemleri çalışmalarına katkıda bulunan üyelerimiz, düzenlenen bir törenle ödüllendirildi. Şube Başkanımız Yakup Yıldız, önerileriyle ödüle hak kazanan üyelerimiz Fatih Keskinoğlu, Yalçın Güney, Halit Karza, İsmail Demir, Yasemin Yolcu, Betül Karagöz, Metin Kahraman ve Gürkan Yavuz’a ödüllerini verdi. 77 TÜRK Yeşilyurt Haddehane ve İzabe Fabrikaları ziyaret edildi METAL SAMSUN BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ Kaliteli sağlıklı hizmet üyelerimizin daha indirimli ve kaliteli sağlık hizmeti alabilmeleri için şubemizin anlaşma yapmış olduğu bölge hastanesinde, temsilcilerimize kan tahlili yapıldı. Temsilcilerimiz ayrıca göz muayenesinden de geçirildi. METAL BOLU ŞUBESİ Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce 1 Şubat’ta Bolu şubemizi ziyaret etti. Aslıyüce, şube binamızda yöneticiler ve üyelerimizle sohbet etti. Genel Sekreterimizi yakından tanıma ve sohbet imkânı bulan üyelerimiz, ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirdiler. TÜRK 78 Genel Sekreterimiz şubemizi ziyaret etti Kıdemliler ödüllendirildi bolu Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi’nde 10 ve 20.hizmet yılını dolduranlar çalışanlar için, 31 Ocak’ta berat töreni düzenlendi. Törene katılan Şube Başkanımız Yusuf Uyman da, arkadaşlarımıza plaket ve rozetlerini vererek takdim etti. BASIN TEMSiLCiLERiNDEN ANKARA 3 NOLU ŞUBE Çocuk Yuvası öğrencilerini ağırladık METAL SevGi Evleri Çocuk Yuvası’na bağlı yaklaşık 30 çocuk, Man Türkiye A.Ş. işyerini ziyaret etti. İşyeri baştemsilcimiz Yusuf Yılmaz tarafından karşılanan çocuklara, fabrikanın bazı bölümleri de gezdirildi. Geçmiş olsun 79 TÜRK Şubemiz yetkisindeki Man Türkiye A.Ş. işyeri baştemsilcimiz Yusuf Yılmaz ve temsilcilerimiz, 9 Ocak’ta iş kazası geçirerek kolunu kıran üyemiz İsmail Gedik’i evinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulundular. Aydemir ŞENTÜRK MAN Türkiye A.Ş. Basın Temsilcisi KIRIKKALE ŞUBESİ Ücret kayıpları için tespit davası açılacak Bülent Akgül Kırıkkale Şubesi Basın Temsilcisi Şube Başkanımız Mürsel Öcal, sendikamız avukatları ile bir grup üyemizin katılımıyla şubemizde gerçekleştirilen toplantıda, Kırıkkale’de şubemiz yetkisindeki iş yerlerinde çalışan üyelerimizin, çalışırken askere gitmelerinden doğan ücret kayıplarının giderilmesi ve hizmet tespiti için açılacak davalar konusu ele alındı. Soru cevap şeklinde, sohbet ortamında geçen görüşmelerde arkadaşlarımızın sıkıntılarını dinleyen sendika avukatlarımız, bu sıkıntıları gider- mek için dava açacaklarını ve kaybolan hakların geri alınması için gerekenlerin yapılacağını belirtti. BOLU ŞUBESİ Emeklilere şilt verildi METAL arÇeliK’te uzun yıllar çalışan bir grup üyemiz ocak ayında emekli oldu. Emekli olan arkadaşlarımıza Şube Başkanımız Yusuf Uyman’ın da katıldığı bir törenle, şiltleri takdim Ahmet AKALIN edildi. Şube olarak emekli Bolu Şubesi Basın Temsilcisi arkadaşlarımıza mutlu ve sağlıklı bir ömür diliyoruz. TÜRK 80 VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI SALİH DEMİR Çerkezköy Şubemizin yetkisinde olan Trakya Döküm işyerinde çalışan üyemiz Salih Demir, 23 Ocak’ta geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybetti. Merhum Salih Demir’e Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. YÜKSEL GÖKTEPE Kdz. Ereğli Şubemizin yetkili olduğu ERDEMİR 2. Soğuk Haddehane Müdürlüğü çalışanlarından üyemiz Yüksel Göktepe, yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek 29 Ocak’ta hayatını kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, tüm sevenlerine, yakınlarına ve Erdemir camiasına başsağlığı dileriz. M. ALİ ORAL Aksaray 1 Nolu şubemizin yetkili olduğu DİTAŞ işyerinde 8 yıldır çalışan üyemiz M. Ali Oral, 12 Şubat’ta hayatını kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu dergi, sendikalı işçiler tarafından basılmıştır.