İzleme Raporu - Vakıflar Genel Müdürlüğü
Transkript
İzleme Raporu - Vakıflar Genel Müdürlüğü
DÜNYA VAKIFLAR KONFERANSI İZLEME RAPORU EKİM 2013 ANKARA Dünya Vakıflar Konferansı GİRİŞ Bu oturumların dışında Açılış Konuşmaları ve Açılış Oturumu gerçekleştirilmiş ve alanlarında dünyada söz sahibi akademisyen ve saygın çatı kuruluşların temsilcilerinin tecrübe paylaşımında bulunmalarına imkan tanınmıştır. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak vakıf ve benzeri kavramların farklılık ve benzerliklerinin ele alındığı, vakıflarla ilgili teorik bilgiler ile dünyadaki vakıfların teknik deneyimlerinin paylaşıldığı, kurumumuzun bu anlamda küresel kurumlarla işbirliği içinde olduğu Dünya Vakıflar Konferansı 23 - 24 Eylül 2013 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. ABD’den Güney Afrika’ya, İngiltere’den Zimbabwe’ye Suudi Arabistan’dan Almanya’ya dünyanın pek çok farklı ülkesinden vakıf konusunda araştırmalar yürüten bilim insanlarının, vakıflar alanında faaliyet gösteren devlet kurum ve kuruluşları ile çatı kuruluşların üst düzey temsilcilerinin, yerel ve uluslararası alanda aktif çalışan önemli vakıf temsilcilerinin oluşturduğu 42 kişi konuşmacı olarak katılmış, bilgi ve deneyimlerini paylaşmış ve karşılıklı fikir alışverişi çerçevesinde program yürütülmüştür. Bu amaçla gerçekleştirilen Dünya Vakıflar Konferansı aşağıdaki başlıklar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir: 1) Vakıf kavramının tanımlanması Vakıflarla ilgili terimlerin karşılaştırılması ve 2) Vakıfların yasal statüleri ve Vakıflarla ilgili yasal düzenlemeler ve uygulamalar 3) IRTI ve Kuveyt Evkaf İdaresi önderliğinde hazırlanan İslami Vakıflar Yasası 4) Dünya üzerinde farklı bölgelerdeki Vakıfların ulusal ve uluslararası faaliyetleri 5) Vakıfların ve Vakıf benzeri örgütlerin ülke ekonomisine etkileri ve katkıları 6) İslam ülkelerinde uygulamaları çağdaş vakıf 7) Hayırseverlik 8) Türkiye’de vakıf Sistemi ve Yeni Vakıflar 1 Dünya Vakıflar Konferansı Dünya Vakıflar Konferansı’nın açılış konuşmacılarından ilki olan, Avrupa Vakıflar Merkezi (EFC) Başkanı Dr. Gerry AÇILIŞ KONUŞMALARI Salole konuşmasında öncelikle görev yaptığı kurum hakkında bilgi vermiş ve Avrupa’nın büyük küçük bütün vakıflarını Avrupa Vakıflar Merkezi Başkanı barındıran kurumun aynı zamanda Latin Amerika Dr. Gerry SALOLE gibi farklı vakıfları bünyesinde belirtmiştir. Dr. bölgelerden Salole de topladığını vakıflar için beraberce çalışmanın tam zamanı olduğunu Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü vurgulayarak Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ devam ettirdiği konuşmasında bugüne kadar filantropiye dar çerçeveden yaklaşıldığını ve farklı hayırseverlik ve vakıf anlayışlarının dikkate alınmadığını belirtmiştir. Kurum olarak sadece Avrupa ve Amerika’da geçerli olan vakıf ve vakfetme anlayışlarını ele aldıklarını ve bunun yanlış olduğunu, bu vakıf anlayışının dünyadaki yegâne anlayış olmadığını, farklı vakıf tecrübelerinin de bulunduğunu ve artık yeni yaklaşımların elzem olduğunu ifade etmiştir. Konuşmacı vakıflar konusunda bazı paradokslardan bahsetmiştir. Bunlar; vakıfların dini ve ekonomik boyutlarının işin sadece bir kısmı olduğu, vakıfların aynı zamanda şahsi tatmin ve gurur gibi motivasyonlara da dayandığı, bununla beraber vakıfların esnek yapıları sayesinde çok çabuk değişebilmeleridir - ki bu 2 Dünya Vakıflar Konferansı yönleri vakıfları çok güçlü ve önemli ve kılmaktadır-. vakıfları tanımlamak için kullanıldığını Konuşmacı diğer bir paradoksu ise şöyle izah etmektedir; daha Caferilerde olan borcumu düşüncesinin Prof. ödüyorum” yattığı sınıfından kurdukları insanların vakıflar öne konu çalışırken ise vakıfları onların anlamda tartışılması gereken önemli bir çıkmaya başlık olarak dikkat çekmiştir. Şafii ve Hanbelîlerde vakfın gayesinin daima hayra anlamaya tahsis olduğu, bu ekollerde vakfeden nasıl Müslüman da zimmî de olsa havra, kilise, tanımladıklarının önemli olduğudur. Bu Tevrat noktada Dr. Salole konuşmasında batıda geçersiz vakıfların kendilerine verdikleri isimlerden böyle bir yapılmasının farklı vakıf ve İncil’e kabul yapılan edildiği vakıfların belirtilmiştir. Maliki hukukçuları ise kilise ve havralara (trust-foundation) bahsetmiştir. Dr. Salole konuşmasını, Akgündüz’ün fıkıh ekollerine göre ele alınmış geniş ortaklaşa kendilerini Dr. vakıflarda “gaye” meselesi de yine farklı başlamıştır. Dr. Salole’nin değindiği bir başka geçici konuşmasının ikinci kısmını teşkil eden vakıflar çoğunluktayken günümüzde daha düşük gelir tabirinin izah etmiştir. önceleri zenginlerin kurduğu ve temelinde “topluma habs vakıf toplantının yapılmasında benimsemişlerdir. kültürleri iki Bunlardan görüşü ilkinde kiliselere zimmîlerce yapılan vakıfların arasında köprüler kuracağından bahisle caiz olduğu öne sürülürken, bazı kesimler sonlandırmıştır. ise bu durumun caiz olmadığını Açılış konuşmacılarının ikincisi olan belirtmişlerdir. Hanefî hukukçulara göre Rotterdam İslam Üniversitesi rektörü Prof. ise vakfın gayesinin külli bir vasıfla fakir Dr. Ahmet Akgündüz konu olarak vakıf talebeler ve ilim talebeleri için yapılacak terminolojisini seçtiği konuşmasının ilk olması kısmında vakıf kurma işlemine ait üç düşüncenin de temelinde “ibadullah”, yani kavramın; vakıf-habs-sadakanın üzerinde Allah’ın durarak farklı fıkıh ekollerine göre bu düşüncesinin bulunduğu şeklinde izah kavramlara verilen anlamları irdelemiştir. edilmiştir. Cami, çeşme, köprü gibi kamu Bu bağlamda Prof. Dr. Akgündüz Maliki hizmeti yapan kurumlarda olduğu gibi ve Şafii hukukçuların “vakıf” yerine umumi ihtiyaçların giderilmesinde gayenin “habs” ettiklerini “kurbet” (Allah rızasının kazanılması) vurgulamıştır. Yine Caferilerin habs ile anlayışına hizmet olarak görüldüğü ve vakfı aynı manada kullandıklarını belirtmiş bunun da Hanefi ekolünü benimseyen tabirini tercih 3 ilkesinin benimsendiği, kullarının bu yararlanması Dünya Vakıflar Konferansı Osmanlı sultanlarının kurmuş oldukları vakıflar için meşruiyet sağladığı ifade edilmiştir. Prof. Dr. Akgündüz’ün konuşmasının sonunda “vakıf” kavramının günümüzde çeşitli ülkelerde kullanımına yönelik bir değerlendirmeye yer verilmiştir. Şöyle ki, İngiltere ve benzeri devletlerde kullanılan “charitable trust” kavramının İslam hukukunda kullanılan vakıf kavramına benzediği ancak, onunla aynı yapıyı ifade etmediği belirtilmiştir. Amerika’da vakıf kelimesinin karşılığı olarak kullanılan “foundation” kavramının da, “te’sis” kavramının karşılığı olabileceği tespiti yapılmıştır. Amerika örneğinden seçilen Rockefeller Vakfı da Osmanlı’dan ilham alınarak kurulan vakıflar arasında zikredilmiştir. Bu bağlamda, Amerikan etkisinde kalınarak bazı Haliç Devletleri tarafından ve ülkemizde de 1926 sonrası benimsenen “müessese” kavramının doğru bir kullanım olmadığı ve “vakıf” teriminin kullanılması gerektiği vurgusu ile konuşma sonlandırılmıştır. Bu çerçevede, Prof. Dr. Akgündüz tarafından Amerika’da çizilen “hayır” ve Avrupa amaçlı ve kurulan vakıflar ile İslâmi vakıfları birbirinden ayıran keskin çizginin konu üzerine çalışan akademisyenlerce tartışılması ve farklı platformlarda yeniden ele alınmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir. 4 Dünya Vakıflar Konferansı Dünya Vakıflar Konferansı’nın açılış oturumunda, oturum başkanı Prof. Dr. Murat takdimini AÇILIŞ OTURUMU Çızakça yaparak konuşmacıların sunum konuları hakkında bilgi vermiştir. Prof. Dr. Lester Salamon, Amerika Birleşik Devletleri John Hopkins Üniversitesi’nde öğretim Prof. Dr. Lester SALAMON görevlisidir ve aynı zamanda John Hopkins John Hopkins Üniversitesi (A.B.D) Üniversitesi Siyaset Çalışmaları Enstitüsü “Hayırseverliğin Yeni Sınırları” bünyesinde kurulan Çalışmaları Merkezi’nin yürütmektedir. bankalar Sivil Tolum başkanlığını Sunumunda, “hayırsever olarak vakıflar” şeklinde Prof. Dr. Üstün ERGÜDER adlandırdığı yeni aktörler ve yeni araçların TÜSEV (TÜRKİYE) sosyal amaçlı faaliyetlerin finansmanındaki yeri ve önemi ile ortaya çıkan yeni vakıf “ Vakıfların Değişen Rolü” tipinin hayır işlerine yönelik kaynaklarını harekete geçirecek önerilerinden bahsetmiştir. Prof. Dr. Üstün Ergüder, Dr. David LYNN Türkiye Üçüncü başkanıdır Wellcome Trust (İNGİLTERE) ve Sektör Vakfı’nın sunumunda vakıfların değişen rolü ile sivil toplumu besleyen “ Vakıflar: Bir Farklılık Yaratmak” bağışçılık kültürünün önemine değinmiştir. Son konuşmacı Wellcome Dr. Trust’ta David Stratejik Departmanı’nın LYNN, Planlama başkanlığını yürütmektedir. Sunumunda, İngiltere’de kurulan Wellcome Trust’nın faaliyetleri hakkında bilgi vermiştir. Dolayısıyla, açılış oturumunda genel olarak, günümüz vakıf anlayışındaki yeni oluşumlar yaklaşımlar örnekleriyle ve birlikte yansıtılmaya çalışılmış ve vakıfların hayır işlerine yönelik faaliyetlerinin daha iyi ve 5 Dünya Vakıflar Konferansı kapsamlı nasıl olabileceğine dair öneriler öneminden sunulmuştur. konuşmasının sonunda yeni hayırseverlik önerilere yer vermiştir. Bunun için daha Prof. Dr. Lester Salamon, sunumunda, iyi bir tanıtım ve teşviklendirme ile halka sosyal amaçlı aktivitelerin finanse edilmesi açılmak ve daha iyi yatırım sermayeleri açısından global bir devrim yaşandığına ve oluşturmak bu devrimin birçok fırsatı da beraberinde vurgu yapmıştır. Salamon, anlayışının gelişim kaydetmesi için bazı Açılış oturumunun ilk konuşmacısı getireceğine bahsetmiştir. suretiyle anlayışını Klasik yeni hayırsever yansıtan vakıfları güncelleştirmek. dönem uygulamaların bir yansıması olan hibelerin artık çok popüler olmadığı, İkinci konuşmacı Prof. Dr. Üstün bunun yerine ikraz, kredi garantörleri, Ergüder’in bonolar ve tahvil gibi finans dünyasında vakıfların değişen rolü ve sivil toplumu çok bilinen ancak hayırseverlik için çok besleyen bağışçılık kültürü oluşturmuştur yeni kısıtlı ve bu minvalde vakıfların Osmanlı’dan geçireceğini günümüze tarihsel süreci, Cumhuriyet savunmuştur. Yatırım sermayesini sosyal sonrası kurulan yeni vakıfların mevcut amaçlı faaliyetlere kanalize etmek ve bu durumu ve bu süreçte dünyada gelişen suretle yeni gelir kaynakları yaratmak farklı modellerden bahsetmiştir. Ergüder, gerektiğine vurgu yapmıştır. Salamon, sunumunun başında başkanlığını üstlendiği ayrıca geleneksel hayırseverlik anlayışı ile TÜSEV hakkında bilgi vermiştir. 1993 yeni arasındaki yılında dönemin önde gelen vakıf ve belirgin farklara da değinmiştir. Geleneksel dernekleri tarafından kurulan TÜSEV’in hayırseverlik ve amacı üçüncü sektörün yasal, mali ve işlevsel alt yapısını geliştirmek ve bu olan araçların kaynaklarını harekete hayırseverlik vakıflar vakıfların anlayışı anlayışında odak bireyler noktası iken, yeni hayırseverlik anlayışında ikraz, kredi garantörleri, bonolar ve tahvil yönde sunumunun sosyal yatırım ilişkiler geliştirmektir. gibi çeşitlilik arz eden yatırım kaynakları söz yatırım konusudur. kültürünün Eski sistemde kar amacı ana alanında ve temasını uluslararası Örneğin, sosyal ülkemizde gelişmesi, bağışçılık ülkemizde yokken yeni yaklaşımda sosyal amaçların bulunmayan yeni modellerin tanıtılması ve sürdürebilirliği bunlarla ilgili farkındalık yaratılması ile ve kalıcı olmalarını sağlamak için az da olsa kar etme kaygısı ilgili olduğunu belirtmiş ve yeni hayırseverlik Ergüder, Türkiye’nin köklü bir vakıf yaklaşımında sonuç odaklı faaliyetlerin geçmişine sahip olmasının nedenlerinden 6 çalışmalar gerçekleştirmektedir. Dünya Vakıflar Konferansı birinin de, kültürümüzün bir parçası haline dayalı gelen hayırseverlik olgusu olduğunu, ancak katkıda bulunmayı ve evrensel ölçekte bunun tüm dünyada stratejik bağışçılığa araştırmalar doğru geliştirmeyi yöneldiğini Hayırseverlik belirtmiştir. dendiğinde ihtiyaçları politikaların için formülleşmesine yeni politikalar hedeflemektedir. hayırseverliğin ve Lynn, yardım amaçlı gidermek üzere yapılan, dini motivasyonu yatırımlarda değişimin önemine vurgu ağır basan ve genellikle tek seferlik yaparak konuşmasını sonlandırmıştır. bağışlar akla gelmektedir. Stratejik bağış Sonuç olarak, açılış oturumunun ise sorunların çözümünde stratejik hedef belirleyerek uzun süreli ana sürdürebilir çeken vakıfların sağlıklı değişim ve ve oluşturmuştur. Salamon’un amaçlı faaliyetlerin finansmanında ortaya uzun vadeli kaynak aktarımını öngören bağışçılık kavramında sunumundan çıkan sonuca göre, sosyal sürdürebilir bir ortamda çalışmaları için stratejik vakıf işleyişinde meydana gelen dünya ölçekli bağışlardır. Ergüder, bu bağlamda kaynak sıkıntısı temasını çıkan yeni yatırım modelleri yeni bir vakıf anlayışının tipinin ortaya çıkmasında önemli roller yaygınlaştırılması gerektiğini savunmuştur. üstlenecektir. Ergüder’in sunumunda öne Son konuşmacı Dr. David Lynn, çıkan öneriler daha gidermek Trust’ın geleneksel bağışlar yerine sürdürebilir hakkında bilgi tek ihtiyaçları sunumunda İngiltere’de kurulan Wellcome faaliyetleri üzere çok seferlik vermiştir. Wellcome Trust, ileri seviyede bağışçılık biomedikal ve tıbbî araştırmalar yapan gerektiği yönünde olmuştur. Dolayısıyla, kişileri desteklemek suretiyle insan ve vakıfların sürdürülebilir stratejik bağışçılık hayvan sağlığında olağanüstü gelişmeler kanalıyla daha çok sürdürülebilir hizmet, kaydetmeyi hedefleyen dünya çapında bir sosyal adaleti gerçekleştirme gibi alanlara yardım kuruluşudur. Politik ve ticari kayması gerekmektedir. Vakıfların çağdaş menfaatlerden bağımsız olan Wellcome yönetim modeline geçmesi ve modern Trust hem İngiltere’de hem de birçok finansal araçları kullanması gerekmektedir. düşük ve orta gelirli ülkelerde değişim için Lynn’in katalizör görevi üstlenmektedir. Son beş kuruluşlarının gerek faaliyetlerinde gerekse yılda, Afrika’da en çok yardım yatırımları yardım amaçlı yatırımlarında değişime gerçekleştiren İngiltere’deki en büyük odaklanılması yardım ortamda bunun gerçekleştirilmesi gerektiği kuruluşlarından bir tanesidir. Wellcome Trust, araştırmacıların kanıta anlaşılmıştır. 7 anlayışının yapılan sunumundan ile ulusal yerleştirilmesi ise ve yardım evrensel Dünya Vakıflar Konferansı Dünya Vakıflar Konferansı’nın ilk 1.OTURUM oturumunda; dünyada farklı adlarla anılan “Vakıf Kavramının Tanımlanması ve “vakıf” Vakıflarla İlgili Terimlerin olgusunun genel çerçevesi çizilerek, teoriye ve uygulamaya yönelik Karşılaştırılması” farklı yaklaşımlar değerlendirilmiştir. Dr. Rupert Graf STRACHWITZ; “vakıf”ın Akdeniz kültürünün ortak bir Dr. Rupert Graf STRACHWITZ özelliği (ALMANYA) olduğunu vurgulayarak, uygulamada Roma, Anglo-Sakson, Avrupa ve İslam hukuklarında kültürel çeşitlilikten “Vakıf Nedir? Tarihi ve Kültürler arası Bir kaynaklanan Bakış” farklılıklar olduğunu belirtmiştir. Vakıfların salt kamu yararını gözetmeyip Abdullah Omar Issa MDALA (MALAVİ) bir ailenin menfaati doğrultusunda idare edilebileceğini ifade etmiştir. Ona göre vakıf; verme, hatırlanma “Vakıf Kavramını Tanımlamak” ve kişinin iradesini başka insanlara yansıtmasının bir aracıdır. Bu aracın varlıklarının maddi olabileceği gibi bir Khaled SUKKARIEH (AVUSTRALYA) düşünce de olabileceğini belirtmiştir. Son “Batı Dünyasındaki ve Müslüman tahlilde vakfın süreklilik adına esnek bir Toplumlardaki Evkaf, Vakıf ve Trust yapıda olması gerekliliğine değinmiştir. Modellerinin Karşılaştırılması” Abdullah Omar Issa MDALA; Türkiye'deki vakıf geçmişinin eskilere Saad bin Mohammad AL-MOHANNA dayandığını, (SUUDİ ARABİSTAN) Afrika ve Malavi’de vakıfların farklı hedeflere sahip olduğunu ve bu hedeflerin başında da halkın refah “Vakfı, Vakıf Yapan Özellikler” seviyesinin yükseltilmesinin geldiğini belirtmiştir. Malavi’de vakıfların kamu ve Prof. Dr. Usama ALANI (IRAK) özel vakıflar olmak üzere iki ayrı koldan faaliyet gösterdiğini ifade ederek bağışçılar “İslami Vakıf Bağışlarının (Bağış vakfına değinmiştir. Vakıf için ortak bir Faaliyetlerinin), Vakıf (Kurum) Kültürüyle tanımlama Korunması” 8 yapmanın zor olduğunu, Dünya Vakıflar Konferansı Malavi'de vakfın inançlar ve değerler ihtisas sahibi kişilerden oluşan kurul temelinde yönetildiğini eklemiştir. oluşturulması, Khaled sağlayacak SUKKARIEH; “vâkıf”ın Avustralya'da yeni bir kurum olarak evkaf vakfın çalışmalar özgür sürekliliğini yapılması olması ve konularına değinmiştir. kelimesinin yaygın kullanılmadığı, “trust, foundation” gibi kurumlar ile “waqf” Sonuç olarak, vakıf olgusunun arasında farklılıklar olduğunu esas olanın temelinde birtakım ortaklıkların olduğu Allah olduğunu açıktır; fakat vakıf tanımındaki esas zorluk sürdürülebilirliği kültürel çeşitlilik, dini pratikler ve tarih rızasını vurgularken; kazanmak evkafın adına kısa, orta ve uzun vadeli programlar içinde geliştirmek suretiyle kavramsallaştırılması değişikliklerden kaynaklanmakta, bu da ve uygulamada markalaştırılmasının gerekliliğine dikkat çekmiştir. Saad bin Mohammad sürdürebilmesi AL- artırılarak yaygınlaştırılması ve devletin de vakıflara katkısı olduğunu değerdir. anlatmıştır. Konuşmada, vakfın şahsi veya siyasi bir amaç gütmemesi gerektiği ve kalkınma planlarının gerekliliği ile vakıf ekonomisine dikkat edilmesi hususlarına vakfın karakteristik özellikleri arasında "tüzel" ve "bağımsız" olma özellikleri ön plana çıkarılmıştır. ayrıca farklılıkları idari ortaya vâkıfın adına “markalaşmak biri iken vakıf kurumunun popülaritesinin edinen kuruluşlar olarak vakıfların devlete Konuşmacı ve gerektiği” görüşü dikkat çeken tekliflerden ve hayır işlemek adına yardımı amaç yapılırken, toplumsal çıkarmaktadır. Vakıf kurumunun varlığını MOHANNA; Allahın rızasını kazanmak vurgu yaşanan iradesine saygının vakfın sürekliliğini sağlayacağını belirtmiştir. Prof. Dr. Usama ALANI; vakıfların kanunla korunması, vakfın yönetiminin şeffaf olması, mali kayıtların tutulması, yargı denetiminin oluşturulması, her alanda 9 vakıf görüşü kurmanın de kayda Dünya Vakıflar Konferansı Dünya Vakıflar Konferansı’nın 2. Oturumu ‘Hayırseverlik’ başlamıştır. Oturum ismi başkanı ile Husain BENYOUNIS konuşmacıların takdimini yaparak sunum konuları hakkında bilgi 2.OTURUM vermiştir. “HAYIRSEVERLİK” İlk konuşmacı Rawaa Nancy ALBILAL, Amerika Birleşik Devletleri Rawaa Nancy ALBILAL (AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ) Vakıf Merkezi geliştirmeden “Vakıf Hayırseverlik Sistemi – Bizi Bağlayan Değer” yardımcısıdır. (Foundation Center) sorumlu başkan Sunumunda Vakıf Merkezi’nin vakıf bilgi sistemi alanındaki çalışmalarından toplumlarının Ashahadu ASALI (ZİMBABVE) ve doğu ile hayırseverlik batı duygusunu ortak bir değer olarak paylaştıklarından “Sosyal ve Ekonomik Problemlerle Mücadelede Vakıf Kurumlarının Rolü” bahsetmiştir. İkinci konuşmacı Ashahadu ASALI Zimbabwe’den Martyn EVANS (İSKOÇYA, BİRLEŞİK KRALLIK) Sunumunda konferansa sosyal problemlerle “Hayırseverliğe Öncülük, 100 Yıllık” katılmıştır. ve ekonomik mücadelede vakıf kurumlarının rolünden ve Zimbabwe ve diğer Güney Afrika Kalkınma Topluluğu ülkelerinin şu an ve gelecekteki durumundan bahsetmiştir. Son konuşmacı Martyn EVANS İskoçya’dan konferansa katılmıştır. Sunumunda Birleşik Krallıkta faaliyet Vakfı’nın gösteren The çalışmalarından Carnegie ve UK Birleşik Krallık’ta Vakfın hayırseverliğe yaptığı 100 yıllık öncülükten bahsetmiştir. Bu oturumun genel olarak amacı hayırseverlik duygusu ile yapılan vakıf faaliyetlerinin dünyamıza kazandırdıklarını anlatmaktır. 10 Dünya Vakıflar Konferansı Rawaa Nancy ALBILAL yaptığı çalışma sunumda doğu toplumlarının kullandığı vakıf sisteminin batı toplumlarındaki vakfı, bir varlığın tüketimini hayırseverlik temelinde korumaya yönelen yapı olarak Doğu ve batı toplumlarını ve hatta tüm tanımlamıştır. Vakfın başlangıçta bir emlak insanlığı, hayırseverlik duygusunun ve veya emlak topluluğundan ibaretken daha muhtaç olana yardım etme güdüsünün sonraları nakit temelinde de vakıflar ortaya birleştirdiği ifade edilmiştir. Peygamber çıktığını belirtmiştir. Vakıfların, özellikle efendimizden bu yana vakıf ruhunun Zimbabwe gibi diğer GAKT ülkelerinde korunduğunu “Peygamberimiz döneminde sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde Medine’de temiz su bulmak çok zordu. Bu satılmaktaydı. su yüksek fiyattan İşte bu ortamda rol Peygamberimiz bir su kuyusu vakfederek soruna hayırseverlik duygusu ile çözüm olmuştur.” açıklamıştır. diyerek İşte örnek bu bir kutsal okuryazarlığın olmaması ve imkânlarından uyuşturucu getirdiği kullanımı, sorunlar, enerji katkı sağladıklarını ayrıca küçük işletmeleri mikro finans yoluyla destekleyerek ekonominin gelişmesine ve büyümesine olumlu etkileri olduğunu belirtmiştir. çalıştığını, Amerika’dan 25.000 ve diğer Martyn EVANS, The Carnegie UK ülkelere ait olanlarla toplam 100.000 bir yoksunluk, çözümüne konusunda küresel bir vakıf bilgi sistemi oluşturmaya ortak erişimden eğitim bakımına bu tür sosyal ve ekonomik sorunların Amerika’da Vakıf Merkezi isimli kurumun verilerinin işsizlik, konularda vakıfların etkin roller üstlenerek çalışmalar yürüttüğünden bahsetmiş, ayrıca vakfın sağlık yaparak; kıtlıkları ve iş alanlarında azalma gibi üzere Afrika, Meksika ve Hindistan gibi su vurgu yoksulluk, savaşların örneğe temiz suya erişim sorununa çözüm olmak vakıfların oynayabildiklerine yoksunluk, olayla dayanarak, dünyada 780 milyon kişinin ülkelerde yardımcı Ashahadu ASALI yaptığı sunumda temelinde benzer olduğunu vurgulamıştır. temiz bulmasına olunduğundan bahsetmiştir. hayırsever bağış uygulamalarına duygu yüzden alanları Vakfının Birleşik Krallık’ta 100 yıllık bir havuzda toplandığını belirtmiştir. Vakıfların diğer hayırseverliğe faaliyetlerine ait verilerin toplandığı bu etmiştir. Bu vakfın kraliyet şartına sahip ve bilgi sistemi ile yararlanıcılara, bağışçılara hükümetten ve verilebilmekte devletten kopuk bir halde olmadığını olduğundan ve bu sistemin vakıfların ortak belirtmiştir. Vakfın İngiltere ve İrlanda politikacılara bilgi öncülük bağımsız ettiğini olduğunu ifade fakat topraklarında 600’den fazla kütüphane 11 Dünya Vakıflar Konferansı kurduğunu ve temel olarak rolünün; cesur tüm deneyler yapmak, ortaklıklar yürütmek, oluşturulması ekonomi üzerinde olumsuz etki yapmamak yararlanıcılar, başvuranlar ve faaliyetlerle olarak sıralamıştır. Cesur deneylere örnek ilgili bu bilgileri oluşturulan ortak havuza olarak, vakfın Birleşik Krallık’ta kasaba aktarılarak vakıfların ortak çalışması teşvik merkezlerindeki küçük ölçekli dükkânların edilmelidir. İkinci konuşmacının sunum ekonomik canlılığını yitirdiğini tespit edip sonucuna göre ise sosyal ve ekonomik harekete kasabası sorunların çözümünde hükümetler veya seçilerek cesur bir deney yapıldığını, bu devletler tek sorumlu olarak görülmemeli, deneyde gençlerin birikimleri ve enerjileri sivil toplum ve sivil toplumun en önemli kullanılarak oluşturulan en iyi 10 fikrin parçası olan vakıfların bu konularda tüm seçildiğini, projelerle ülkelerde faaliyet gösterebilmesinin önü kasabadaki dükkânların büyük alışveriş açılmalıdır. Son konuşmacının sunum merkezleri olmasının sonucuna göre vakıflar sadece nakdi sosyal anlatmıştır. yardımlarla ilgilenmemeli ve girişimcilik, Ortaklıklara örnek olarak; gazeteciliği belirli sektörlerin geliştirilmesi, geleceğe geliştirme projesinde gazetecilerle birlikte dönük yerel ve ulusal yatırımlar gibi çalışıldığından, ekonomi üzerinde olumsuz konularla etki yapmamak için ise firmaların kar ettiği sunumların alanlara dikkat edilerek bu alanlardaki faaliyetlerine temel oluşturan hayırseverlik faaliyetleri kriterler duygusu tüm dünyanın ortak bir değeri Vakfın olarak benimsenmeli ve bu değer çağdaş geçtiğini, seçilen yüzünden engellenmeye test bu yok çalışıldığını için belirlendiğinden başarı sağladığı sonucunda bir belli bahsedilmiştir. alanlardaki hayırseverliğin tecrübeler formülünün yaratabilmek için servet, düşünce ve zamanın birlikte kullanılması gerektiği görüşü paylaşılmıştır. ( servet + düşünce + zaman = etki) Sonuç olarak, hayırseverlik isimli bu oturumda sunumlardan belli neticeler İlk bir iç bilgi gerekmektedir. da sistemi Ayrıca ilgilenmelidir. sonucuna göre Tüm vakıf vakıfçılık anlayışıyla birleştirilmelidir. oluşturulduğu ve bu formüle göre etki çıkarılmıştır. vakıfların konuşmacının sunumundan çıkan sonuca göre dünyadaki 12 Dünya Vakıflar Konferansı Oturumun ilk konuşmacısı olan Andrew BROWN, İngiltere Kilisesi Temsilciliği’nin bir hayır kurumu olarak kilisenin 3. OTURUM ihtiyaçlarını tespit edip çalışmalarına destek vermeyi amaçladığını, “DÜNYA ÜZERİNDE FARKLI BÖLGELERDEKİ VAKIFLARIN ULUSAL ve ULUSLARARASI FAALİYETİ” İngiliz parlamentosu da dahil olmak üzere, farklı kişi ve kurumlarca atanan bir mütevelli heyetine sahip olan kurumun devlet ve özel sektörden önemli yetkililerle güçlü bir iletişim ve işbirliği içinde Andrew BROWN (İNGİLTERE) olduğunu ifade etmiş olup kurumun 5,5 “ Kilisenin Temsilcileri ve İngiliz Kilisesine Sağladıkları Katkılar” milyar sterlin değerindeki portföyünün yönetiminde, risksiz ve etik bir yatırım politikası izlenerek daha stabil bir gelir Z. Abedien CAJEE ( GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ) yapısının hedeflendiğine dikkat çekmiştir. “Müslüman Azınlık Toplulukları Vakıflarının Büyümesi ve Gelişimi-Güney Afrika” misyonunun yayılabilmesi adına, özellikle Harcamalarında en büyük kalemin, kilise mahrumiyet bölgelerindeki din adamları ve ibadethanelere yapılan maddi yardımların oluşturduğunu belirtip, güçlü bir performans için herkesin ne iş yaptığının Antonio NICOLETTI ( İTALYA) tam olarak bilincinde olması bakımından “Sosyal Sermaye, Kültürel Miras ve Fon Yaratmak: Güney İtalya’dan Zetema Vakfı’nın Tecrübesi” yönetişimin önemli olduğuna ve sürdürülebilirlik açısından her üç yılda bir harcamaların gözden geçirildiğine değinmiştir. Raffaele VITULLI, Paolo MONTEMURRO (İTALYA) İkinci konuşmacı olan Z. Abedien “Vakıflar için Yeni Bakış Açıları- Avrupa Birliği ve Toplumsal Yenilenme” CAJEE, Güney Afrika Cumhuriyetini referans alarak Müslüman azınlıklarda vakıfların gelişiminden bahsetmiştir. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin %1,5'ini oluşturan Müslüman toplumun varlığının 17. yüzyıla kadar uzandığını, azınlık 13 Dünya Vakıflar Konferansı Müslümanların tarihinde ilkinin önemli Matera’nın uzun bir dönem yaşanan köle depresyonun ardından Unesco tarafından ikincisinin bir dünya mirası olarak ilan edilişinin Müslümanlarının hikayesini anlatmıştır. 20. yüzyılın ilk ülkeye gelmesi ve vakıf müessesesini yarısına kadar kötü yaşam koşullarının taşımaları, üçüncü dalganın ise Nelson hüküm sürdüğü ve sonradan koruma altına Mandela'dan sonra özgürlüklerin artması alınan bölgenin “insanların mağaralarda ve ibadethanelerinin yaşadığı yer” olarak tanımlanması sonucu çoğalması olduğunu söylemiştir. 2000 İtalya’daki ana akımın bu şehri “ulusal bir yılından ayıp” olarak adlandırdığından söz etmiştir. dalgadan olarak ülkeye 1860'larda Müslümanların üç gelmeleri, Hindistan Müslümanların itibaren vakıflarının "trust" ülkede yani Müslüman "kar amacı 1959’da bu yaklaşıma karşı konuya farklı gütmeyen şirket" modelini benimsedikleri bir perspektifle yaklaşan bir kültürel ve yönetim organlarının belirginleştiği akımının ortaya çıktığını ve bu akımın üzerinde durulmuştur. Konuşmacı, geçmişlerini daha iyi anlamak amacıyla vakıflarının durumlarını gerçekleştirdiği Müslüman araştırmalar sonucunda iyileştirmek için vakıf fonlarıyla yatırım yeraltında unutulmuş mağara kiliselerine yapılmasını desteklemek, toplumsal ulaşılmasının gönüllülüğü ve anlayışını değiştirdiğini adalet Matera’nın ifade kaderini etmiştir. 1998’de geliştirmek, medyada farkındalık yaratmak İtalya’nın güneyinde Zetema Vakfı’nın bu amacıyla baskı enstrümanları oluşturmak, akımın etkisiyle çalışmalara başladığını; araştırma-geliştirme ekibi kurmak gibi ulusal anlamda önemli ortakları olan yenilikçi hamlelere ihtiyaç duyulduğuna vakfın, projelerinden yaklaşık 4 milyon değinmiş; euro kazandığını ve keşfettikleri terk ayrıca mevzuat, eğitim, yönetişim ve insan kaynaklarıyla ilgili edilmiş yapıların eksikliklere dikkat çekmiştir. Son olarak yaptığını belirtmiştir. hedeflerinin "Vakıf Cennetleri" yaratmak oluşturmasının yanı sıra gençleri sanata olduğu ve uluslararası bir Evkaf Kalkınma yönlendirmeye Konseyi'nin kaynakları paylaşımında toplumlar önemli arası bilgi olacağı Üçüncü konuşmacı olan Antonio bulunan çalıştığını bir Son İtalya’da Vakfın güç ve unsuru müzeler yerel olarak yorumladığını ifade etmiştir. vurgulanmıştır. NICOLETTI, restorasyonlarını konuşmacılar Raffaele VITULLI ve Paolo MONTEMURRO, ve Avrupa Birliği yaklaşımının toplumların dünyanın en eski şehirlerinden biri olan birlikte 14 çalışabilecekleri bir zemin Dünya Vakıflar Konferansı oluşturmayı hedeflediğinden söz Türk Cumhuriyetleri'nden etmişlerdir. Ortak bir hedef doğrultusunda temsilcilerinin birlikte çalışma fırsatının değerlendirilmesi gözlemlenmiştir. gerektiğini vurgulamış, sahip olunan tüm araçların ve yeni teknolojilerin bir arada kullanılmasıyla toplumun daha iyi koşullarda yaşamasını sağlayacak sosyal yeniliğin gerçekleşebileceği üzerinde durmuşlardır. Bunun için de kültürel mirasın ve geleneksel değerlerin iyi korunması gerektiğine dikkat çekilmiştir. 2014-2020 sürecini kapsayan yeni AB programında, araştırma ve yenilikçi yaklaşımlara önem verildiğine değinilmiş olup ayrıca, “Yaratıcı Avrupa” adını taşıyan yeni bir önerinin Komisyonu’na Avrupa sunulacağından bahsedilmiştir. Sonuç olarak, İngiliz Kilisesi'nin özerkliğe yakın idari ve mali yapısının Türkiye’de uygulanabilirliği araştırılabilir. Türkiye'nin vakıf geçmişinden edindiği tecrübelerin vakıfçılık alanında uyguladığı plan ve projelerin gelişme ihtiyacı içindeki toplumlara aktarılmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Ulusal bir ayıp olarak görülen bir şehrin dünya mirasına dönüşme hikayesinin Türkiye'de ilgi bekleyen pek çok eser ve bölgenin akıbeti için yararlı bir örnek teşkil ettiği düşünülmektedir. Son olarak, konferansın kapsayıcılığının belirginleşmesi ve vakıf kültürünün paylaşımı adına Orta Asya 15 bulunması vakıf gerekliliği Dünya Vakıflar Konferansı Oturumda, Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ başkanlığında yürütülen oturumda, ülke ekonomilerine 4. OTURUM önemli katkıları olan vakıflara yeni kaynaklar yaratılması, vakıf “VAKIFLARIN ve VAKIF BENZERİ ÖRGÜTLERİN ÜLKE EKONOMİSİNE ETKİLERİ ve KATKILARI” gelirlerinin arttırılıp yönetilmesi, kaynak artırımı ve bunların önündeki engellerin belirlenmesi konularının yanı sıra vakıfların güvenirliği ve yeni kaynak yaratma açısından oldukça önemli olan Prof. Dr. Necdet SAĞLAM (TÜRKİYE) hesap verilebilirlik ve finansal raporlama “Vakıflarda Finansal Raporlama ve Hesap Verilebilirlik ilkeleri üzerine genel bir değerlendirme yapılmıştır. İlk Ass. Prof. Abdallah TARAK (BAE) konuşmacı Prof. Dr. Necdet SAĞLAM; bir mal/ varlık topluluğu olan “Vakıflar ve İç Kaynaklı, İçsel Gelişme: Alternatif Çözümler” vakıfların kaynaklarını toplumun ve kullandığını; kamunun bu nedenle vakıfların gelir ve giderleri ile varlıklarının Reazul KARIM (BANGLADEŞ) muhasebeleştirilmesinin raporlanmasının “Hayırsever Bağışların Genişlemesinde Para Vakıflarının Günümüze Uyarlanması” sıra vakıfların işlemlerinin finansal vakfedenlerle paylaşılmasının Abdullah EKİNCİ(TÜRKİYE) yanı ve ve ilgili son devletle, taraflarla derece önemli olduğunu belirtmiştir. “Finansal raporlama, “Geçmişten Günümüze Vakıfların Ekonomi Üzerindeki Etkileri ve Bir Finans Yönetim Modeli Olarak Para Vakıflarının Günümüze Uyarlanması” hesap verilebilirlik kavramları ile bu kavramların ön şartı olan şeffaflık ile güven ve kamuyu aydınlatma arasındaki ilişki üzerinde duran Sn. Sağlam Osmanlı Devleti’nde vakıfların, gelir ve giderlerinin Husain BENYOUNIS (YENİ ZELANDA) kaydedilmesinde takip edilen yöntemlere, günümüz Türkiye’sindeki uygulamalara ve “Vakıf Sektörü Mühendisliği” yasal düzenlemelere değinerek hayır kurumları/kar amacı gütmeyen kuruluşlar için 16 dünyada uygulanmakta olan Dünya Vakıflar Konferansı uluslararası finansal muhasebe raporlama standartlarını Günümüzde ve için halkına samimi olarak hizmet etmek açıklamıştır. finansal isteyen samimi yöneticilere ihtiyaç olduğuna ve yeni finansal ve ticari raporlamalarda karşılaşılan sorunlara değinen Sn. Sağlam ürünlerin özellikle sorununun acilen çözülmesi gerektiğini tarihi ve kültürel miras varlıklarının raporlanması sorunu üzerinde önündeki helallik kavramı belirtmiştir. durmuştur. Son konuşmacı Husain BENYOUNIS; İkinci konuşmacı olarak söz alan Yeni Zelanda’da hayata geçirilen, sadece Reazul KARIM, Bangladeş’te temel olarak kurbanların, post ve kemik gibi atılan vakıfların mallarının yönetiminde ve gelir ürünlerinin elde etmede yaşanan sıkıntılar sonucu edilen gelirlerin bir vakfa aktarıldığından, ortaya çıkmış olan vakıfların nakit ile bu kurulması kurulduğundan ve uzun vadede bu sistemin temeline dayanan sistemi değerlendirilmesinden gelirler ile bir vakıf tanıtmıştır. Bu sistem ile Bangledeş’te dünya hayır işleri için kitlesel katılımlar ile getirilebileceğinden bahsetmiştir. önemli fonlar oluşturulduğunu, mikro EKİNCİ, kaynağın tarihsel olan Abdullah olarak Zelanda’da Osmanlı’da vakıfların olmuştur. kullandıkları sistemlere, eski vakıfların toplum içinde olma usullerine, katılım bankalarının kullanmakta olduğu finansal ürünlere, günümüz finans kurumlarının aşırı kar baskısının sonuçlarına, vakıf finansmanının üretim sistemlerine olan etkisine, geçmişten günümüze vakıf akarlarına, ticaretin fıkha uygunluğunun tesisinin önemine yönetimi ve açısından Bangladeş’te Yeni hayata geçirilen uygulamaları görmek faydalı vakıfların etkinliklerine, ekonomik faaliyet gösteren hale özellikle vakıflarda kaynak yaratma ve bu belirtmiştir. konuşmacı uygulanabilir çiftliği Oturum genel olarak verimli geçmiş, finansmanın önemli boyutlara geldiğini Üçüncü genelinde elde değinmiştir. Konuşmasının bitiminde bugün karşılaşılan olumsuz yaklaşımları ortadan kaldırmak 17 Dünya Vakıflar Konferansı Dünya Vakıflar Konferansının ikinci günü 24 Eylül 2013’de saat 10.45’de başlayan 5.Oturumunun başlığı: “Vakıfların Yasal Statüleri ve Vakıflarla İlgili Yasal Düzenlemeler Uygulamalar”dır. 5. OTURUM “VAKIFLARIN YASAL STATÜLERİ ve VAKIFLARLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER ve UYGULAMALAR” Dr. Rupert ve Graf STRACHWITZ’ın başkanlığında yürütülen M. bu oturumda, Hisham DAFTERDAR ve Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ vakıflar ile ilgili hukuki konuları ele alırken Av. İlhan AHMET ise Batı Trakya’daki azınlık vakıflarının hukuki M. Hisham DAFTERDAR (BAHREYN) sorunlarına değinmiştir. “Bağış ve Vakıf Kuruluşları İle İlgili Yasal Konular” M. öncelikle üzerindeki Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ (TÜRKİYE) Vakıfların; Hisham vakıfların DAFTERDAR ülke etkilerine mülkiyetinde ekonomisi değinmiştir. bulundurduğu mallar, yerine getirdiği kamu hizmetleri ve “Türkiye’deki Vakıf Kurumunun Hukuki Açıdan Genel Görünümü” elde ettiği vakıf serveti ile bulunduğu ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayarak ulusal refahın bir bölümünü oluşturduğunu Av. İlhan AHMET (YUNANİSTAN) belirtmiştir. Bu yönü ile vakıfların sadece “Yunanistan Batı Trakya’da Var Olan Osmanlı Türk Vakıflarının Hukuki Statüsü ve Fiili Durumu” dini bir olgu olmaktan çıkarak artık piyasanın da ilgisini çekmekte olduğunu vurgulamış, devlet teşkilatının bir parçası olmamasına rağmen hitap ettiği sosyal genişlik ve elde ettiği sosyal sonuçlar ile toplumsal fayda sağladığını eklemiştir. Vakıflarda sürdürülebilir karlılık konusuna değinirken de vakıfların bir kazanç kapısı olarak görülüp görülemeyeceği olgusunu sorgulamıştır. Vakıfların artan ekonomik boyutu ile birlikte donörler, yararlanıcılar, 18 Dünya Vakıflar Konferansı gönüllüler, finansörler, çalışanlar, yerel açılmasını da olumlu gelişmeler arasında topluluklar, saymıştır. hükümet ve medya gibi gruplarının etkisi altında kaldığını da Av. İlhan AHMET konuşmasında, belirtmiştir. Prof. Batı Trakya'da dini ve milli bir azınlık olan Dr. Hüseyin HATEMİ Türk azınlığına ait Osmanlı döneminde ve konuşmasına vakıf kavramını açıklayarak sonrasında kurulmuş başlamıştır. Vakıf kavramının temelinde antlaşması sonrasında yaşadığı problemleri sadaka olgusunun yattığını ve sadaka ele kavramının bağışlamadan oldukça farklı Antlaşmasının 45. maddesi ile getirilen olduğunu belirterek sadakanın kurbet kastı “paralel yükümlülük” konusuna değinerek, ile yapıldığını kurbetin ise, dinî bir kavram bu olarak, Allah'a yakınlaştıran her türlü getirilmemiş olmasına rağmen 1967 yılına iyiliği anlattığını ifade etmiştir. 1926 kadar vakıf mütevellilerinin Müslüman yılında Türk medeni kanununun kabulü ile cemaat tarafından seçildiğini aktarmıştır. vakıf kelimesinin terk edilip yerine tesis Sonraki kelimesinin getirildiği bilgisini paylaşan Yunan yetkililer tarafından atanmasına ve konuşmacı; esasında tesisin kelime anlamı herhangi bir vakıf envanteri çalışmasının olarak vakıf/vakfetme kavramlarını bire bir yapılmadığına ve şu an vakıfların devlete karşılamadığını, vakıf kavramının İslam borçlandırılmış ve ipotekli olduğuna dikkat hukuku açısından kurbet kastını içerdiğini çekmiştir. 2008 yılında çıkarılan yasa ise ve gerçek anlamda hayrı, karşılıksız olarak Ahmet’e Allah sevgisi kazanmayı amaçladığını vakıflarının sorununu çözmemektedir. eklemiştir.1967 yılında yapılan gereken vakıf Genel değişiklik gayrimüslim konulmuş son dönemde cemaat mallarına iade olarak yerine mütevellilerinin Müslüman olarak azınlık konferans Türkiye konumu ve hakkında yaptıkları değerlendirmelerin katılımcılar ve için yararlı olduğunu düşünüyoruz. yaşanan vakıflarının vakıf müessesesinin Yunanistan’daki yeniliklerin devam etmekte olduğunu ifade ederken tam Lozan zaman dilimi içerisinde konuşmacıların Müdürlüğü olduğunu belirten Hatemi, yapılması göre çerçevede programının yoğunluğu sebebiyle, kısıtlı düzeltilmiştir. Şu anda tüm eski vakıfların Vakıflar süreçte Sonuç tekrar girmiş ve bu şekilde yanlışlık temsilcisinin Bu yükümlülüğün yeni değişiklik ile de vakıf kelimesi kanuna yasal almıştır. vakıfların Lozan el yolunun 19 Dünya Vakıflar Konferansı İslam ülkelerindeki çağdaş vakıf uygulamalarının değerlendirildiği Dr. 6. OTURUM Layachi FEDDAD başkanlığında yapılan “İSLAM ÜLKELERİNDE 6. oturumda İslam ülkelerindeki vakıflar, batı ÇAĞDAŞ VAKIF UYGULAMALARI” kültüründeki benzeri kurumlarla karşılaştırmalı olarak ele alınmış, İslami sosyal yardım sisteminde vakıfların rolü üzerinde Yard. Doç. Dr. Hüseyin ERTUÇ (TÜRKİYE) durulmuş, sivil toplum hareketlerinin ve yeni vakıf anlayışının “İslam Hukuk Tarihinde Vakıflar ile Batı Kültüründeki Benzeri Kurumların Karşılaştırılması” İslam dünyasına sağlayacağı katkılar belirtilmiş ve bu konular bağlamında genel olarak vakıfların işlevleriyle ilgili bilgiler verilmesi amaçlanmıştır. Dr. Ali Asghar SAEIDI (İRAN) İlk konuşmacı Prof. Dr. Hüseyin “İslami Sosyal Yardım Sisteminde Vakıfların Rolü” Ertuç, vakıf kurumunun tohumlarının Hz. Muhammed döneminde atıldığını, Selçuklular döneminde ivme kazandığını, Osmanlılar Senajid ZAJIMOVIC (BOSNA HERSEK) döneminde ise vakıf kurumlarının zirvede olduğunu belirtmiştir. Diğer “Sivil Toplum Hareketinin ve Yeni Vakıf Anlayışının İslam Dünyasına MaddiManevi Sağlayabileceği Katkılar” medeniyetlerdeki vakıf uygulamalarına da değinen Ertuç, tüm medeniyetlerde vakfın temelini dini duyguların oluşturduğuna vurgu yaparak, dini duygular göz ardı edilirse vakıfların Yıdı WADI (ZİMBABVE) gelişemeyeceğini söylemiştir. Konuşmada “Bir Vakfın İşlevi ayrıca vakıfların bağımsızlığının önemi üzerinde de durulmuştur. İkinci konuşmacı Dr. Ali Asghar Saeidi ise konuşmasına İran’daki vakıf etkinliklerinin geniş bir resmini sunacağını söyleyerek başlamıştır. Saeidi’ye göre 20 Dünya Vakıflar Konferansı İran’da dini liderler vakıf gibi kurumları Son konuşmacı Yidi Wadi ise vakıf halkla yakın temas sağlamak amacıyla fikrinin 3 dinin de özünde var olduğunu kullanmışlar, yardım dağıtımını bu amaçla söylemiş ve vakfın işlevleri noktasında iki organize etmişlerdir. İran’da devrim öncesi önemli ilke olduğuna vurgu yapmıştır. ve sonrası vakfın konumunun değişiklik Birincisi, genel yasal ilkedir ve bu ilkeye gösterdiğini iki göre vakıf ibadet temelli bir anlayışla ve dönemde de vakfın hesap verilebilirliğinin ibadet edercesine idare edilmeli, eğitim ön olmadığını, diğer taraftan her iki dönemde planda de vakıfların İslam ideolojisinin gelişimine insanlar tarafından paylaşılan değerlerin hizmet ettiğini söylemiştir. Saeidi’ye göre göz önünde tutulması zorunluluğudur. belirten Saeidi, her iki teorik nokta çok önemlidir. Birincisi, vakıflarda esneklik ruhu perspektif Senajid Zajimovic, dar gelirli topluma yardımın İslam inancının bir parçası olduğuna vurgu Bosna ve Hersek’teki duruma dikkat çekmiş, gelir kaynakları azalsa da vakıfların faaliyetlerinin zorluklara rağmen devam ettiğini söylemiştir. Avusturya istilası ile bölgedeki vakıfların büyük sıkıntılar yaşadığını, Sırplarla yapılan savaş ve sonrası dönemde ise bu sıkıntıların arttığını, vakıfların büyük darbe aldığını belirtmiştir. Zajimovic ayrıca vakfın işleyişi noktasında vakfı yöneten kurulların vakıf emlâkını ortaya değerlendirilmektedir. konuşmasında, iyi tüm vakıf uygulamaları hakkında faydalı bir bulundurulmasıdır. yaptığı ise katkılarıyla İslam ülkelerindeki çağdaş yükümlülüklerin her zaman göz önünde konuşmacı İkincisi Sonuç olarak, tüm konuşmacıların olmasının gerekliliği, ikincisi ise farklı hak ve Üçüncü tutulmalıdır. değerlendirmesi gerektiğini, bağımsız kurulların vakıfları yönetmesinin de daha etkili olacağını vurgulamıştır. 21 konulduğu Dünya Vakıflar Konferansı Dünya Vakıflar Konferansının ikinci günü 24 Eylül 2013’de saat 14.45’de 7. OTURUM başlayan 7.Oturumunun başlığı: “IRTI ve “IRTI ve KUVEYT EVKAF İDARESİ ÖNDERLİĞİNDE HAZIRLANAN İSLAMİ VAKIFLAR YASASI” Kuveyt Evkaf İdaresi Önderliğinde Hazırlanan İslamî Vakıflar Yasası”dır. Davut Gazi Benli’nin başkanlığında yürütülen bu oturumda, Dr. Dr. Layachi FEDDAD (SUUDİ ARABİSTAN) Layachi Feddad, Muhammed Ramazan ve Cuma elZırkî IRTI ve Kuveyt Evkaf İdaresi “Rehber Vakıf Kanunu” Önderliğinde Hazırlanan İslamî Vakıflar Yasası’nın hazırlanış süreci ve amacı Prof. Dr. Mohammed RAMADAN (MISIR) hakkında bilgi vermiş; Prof. Dr. Murat “Rehber Vakıf Kanunu” eleştirel ve aynı zamanda yapıcı tavsiyeleri Çizakça ise söz konusu kanun hakkında de barındıran bir değerlendirmede bulunmuştur. Prof. Dr. Gouma AL-ZRIQI (LİBYA) Oturumun “Rehber Vakıf Kanunu” ilk konuşmacısı Dr. Layachi Feddad; taslak yasanın hazırlanma süreci hakkında bilgi vereceğini belirtmiş Mansour Khalid AL-SAQABİ (KUVEYT) ve diğer detayların Muhammed Ramazan “Rehber Vakıf Kanunu” ifade etmiştir. Feddad daha sonra mensubu ve Cuma el-Zırkî tarafından açıklanacağını olduğu İslam Kalkınma Bankası hakkında bilgiler Prof. Dr. Murat ÇİZAKÇA (MALEZYA) vermiş ve İslam Kalkınma Bankası’nın vakıflar açısından önemini vurgulamıştır. Feddad, taslak yasanın fıkıh “IDB/IRTI ve Kuveyt Evkaf İdaresi Tarafından Hazırlanan Vakıf Kanunu Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme” kitaplarındaki zamanda hükümlerin anlaşıp hazırlandığını modern uygulanması belirtmiştir. için Feddad amaçlarının İslam ülkelerine rehberlik etmek olduğunu vurgulayarak sözlerine devam etmiş; bu amaçla İslam ülkelerinde 22 Dünya Vakıflar Konferansı vakıflar hakkındaki kanunların toplandığını Bir Değerlendirme başlıklı konuşmasında ve neticede taslak yasanın ortaya çıktığını söz konusu taslak yasaya eleştirel bir söyleyerek konuşmasını bitirmiştir. şekilde yaklaşmaya çalışmıştır. Çizakça Oturumun Muhammed İslam ikinci Ramazan; hukukunun yasanın klasik anlamda İslamî vakfın konuşmacısı ana kuruluş yasanın taslak yönüyle coğrafyasının taslağın bölgesel tüm benimseyen bu yasa, devlet müdahalesine de İslam durum kişiliği olması gerektiğine vurgu yapan kanunun bu hususta hükümler içermesini farkların dikkate alındığının altını çizen eksiklik olarak değerlendirmiştir. Taslak Ramazan, bu kanunun sadece bir vakfın yasanın 1, 3 ve 7 sayılı ekleri ise Çizakça nasıl kurulacağı meselesiyle değil; idaresi tarafından önemli ve yararlı yenilikler işleri ve mal varlığı hususlarıyla da ilgili olarak nitelendirilmiştir. sözlerini tamamlamıştır. Sonuç olarak şunları söylemek Oturumun el-Zırkî; üçüncü taslak mümkündür: Kanaatimizce Dünya Vakıflar konuşmacısı yasanın Konferansı’nın temel işleyişini hizmetlerin yerine sağlayarak hayrî getirilmesini temin yaratmıştır. Zırkî, vakfın Oturumu, başlığı Oturumun konusu olan “Vakıflar Yasası”nın içeriğine dair verilen bilginin etmek olduğunu belirterek konuşmasına başlamıştır. 7. sebebiyle katılımcılarda büyük beklentiler hükümler içerdiğini ve amacının vakfın temel Özellikle çeken Çizakça, ayrıca vakıfların tüzel yasanın hazırlanmasında ülkeler arasındaki Cuma hazırlamaktadır. vakıf kurucusu haline geldiğine de dikkat yapısı olduğunu ifade etmiştir. Taslak belirterek zemin Türkiye, Kuveyt ve Malezya’da devletin ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek esnek bir olduğunu ettiğini Çizakça’ya göre klasik vakıf uygulamasını görüşlerine bağlı kalınmadığını vurgulamış bu kabul belirterek konuşmasına başlamıştır. Fakat kaynaklarından hareket ettiğini ve sadece bir mezhebin ve muamelesini oldukça gözlemlenmiştir. vâkıfın Vakıflar vefatından sonra da varlığını ve faaliyetini yüzeysel Oturum Yasasının üzerine kaldığı sonucunda derinlikli tartışmalar yapılmıştır. Dr. Adnan Ertem sürdürmesini de yasanın bir diğer amacı Türkiye’deki uygulamalara ilişkin katkıda olarak ifade etmiştir. bulunmuş, bu tartışmanın oturuma olumlu Oturumun dördüncü konuşmacısı yansıdığı gözlemlenmiştir. Prof. Dr. Murat Çizakça; IRTI ve Kuveyt Evkaf İdaresinin Vakıf Kanunu Üzerinde 23 Dünya Vakıflar Konferansı Burhan ERSOY başkanlığında Türkiye'de bulunan yeni vakıfların kendi öznel sorunlarının yanı sıra dünya vakıflar deneyimi 8.OTURUM içindeki yerini belirlemeye odaklanan oturumda katılımcılar kendi deneyimlerinden “TÜRKİYE’DE VAKIF SİSTEMİ VE YENİ VAKIFLAR” aldıkları vizyon ile Türkiye'de vakıfların sosyal, ekonomik ve kültürel yansımaları üzerinde durmuşlardır. Vakıfların genel sorunlarının tartışıldığı Prof. Dr. Saffet TÜZGEN oturumda mali sorunlar ve vakıfların “ Bezmialem Vakıf Üniversitesi” toplumsal işlevleri kaynaklanan ile mevzuattan sorunlara konuşmacılar tarafından dikkat çekilmiştir. Prof. Dr. Musa DUMAN “ Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi” İlk konuşmacı olan Prof. Dr. Saffet TÜZGEN'in " Bezmialem Vakıf Üniversitesi" başlıklı sunumunda, bir vakıf İlhan ÜTTÜ üniversitesi “ Elginkan Vakfı” olarak değerlendirilen Bezmialem Vakıf Üniversitesi tanıtılmış, üniversitenin faaliyetleri, Vakıflar Genel Tevfik Başak ERSEN Müdürlüğü ile ilişkileri ve kurucu vakıflar “Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı” hakkında bilgiler verilmiştir. Dünya'da ve Türkiye'de vakıf üniversiteleri hakkında sunulan sayısal veriler ile Türkiye'de Vakıf Erman TUNCER Üniversitesi geleneğinin henüz olgunlaşmadığını göstermiştir. Konuşmacı “Birlik Vakfı” üniversitelerin uluslararası öğrenci kabulü ve bu alandaki ihtiyaçlarını verilerle ortaya Ayhan OGAN koyarak “Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı” açısından Türkiye'nin cazip vurgulamıştır. bir Eğitim piyasası ülke olduğunu Sunumda konuşmacı; Türkiye'de eğitim piyasasının aktörlerinin bu konuda daha fazla çalışma yapmalarının mümkün olduğunu vurgulamıştır. 24 Dünya Vakıflar Konferansı İkinci konuşmacı olan Prof. Dr. alarak, vakıf uygulamalarının uluslararası Musa DUMAN'ın " Fatih Sultan Mehmet ve yerel durumu üzerine çeşitli eleştirel Vakıf Üniversitesi" başlıklı sunumunda, değerlendirmelerde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi de Türkiye'de vakıflar üzerine elde bulunan bir olarak niceliksel bilgilerin gerçeği yansıtmadığını, tanıtılmış, Yeni vakıfların Türkiye'de çok düşük üniversitenin faaliyetleri, Vakıflar Genel sayıda olduğu belirtilmiştir. Yeni kurulan Müdürlüğü ile ilişkileri ve kurucu vakıflar vakıf sayılarının büyüme hızının çok düşük hakkında bilgiler verilmiştir. Üniversitenin olduğu görüşü savunularak bu durumun 2010 yılından bu yana geçirdiği dönüşü sebepleri üzerine yorumlar yapılmıştır. anlatmış Buna Vakıf Üniversitesi değerlendirilmiş, ve üniversite üniversitenin bölümlerini konuşmasında tanıtmıştır. Üçüncü konuşmacı Elginkan konuşmacı Türkiye yeni vakıflarının sorunlarının kaynağı olarak; olan mevzuat, İlhan Vakfı’ mali durum, fonlar, vergi muafiyetleri ve teşvikler, vakıfların kendi ÜTTÜ'nün " Elginkan Vakfı" başlıklı sunumunda, göre bulunmuştur. vizyon nın eksiklikleri ve yetersizlikleri, sektörün başat aktörü olan Vakıf Genel tarihçesinden bahsedilerek farklı bir vakıf Müdürlüğü'nün yapısına sahip olan vakfın bir model olarak yapacak tanıtımı yapılmıştır. Elginkan vakfının bir sektöre yapıda pozitif katkı olmamasını göstermiştir. kurucusu olan aile ve vakfın akarına dönüşen aile şirketi modeli tanıtılmıştır. Beşinci konuşmacı olan Erman Vakfın tarihinden bu yana gerçekleştirdiği Tuncer faaliyetler tanıtılmış ve gelecek vizyonu deneyiminden yola çıkarak Türkiye'de dinleyicilere Vakfın bulunan vakıfların sosyolojik, idari ve mali alanında sorunlarını ele almıştır. Türkiye'de tarihsel mevcut olan problemlerinin çözümü için ve sosyolojik olarak vakıf fikrinin tekrar istikrarlı bir şekilde eğitim programlarına topluma kazandırılması gerektiğini, İslam verdiği destek ile bu desteğin vakıf dininin vakıf, hayır ve iyilik kavramları ile kuruluşu ve amaçları açısından önemi toplumun ihtiyaç duyduğu motivasyonu vurgulanmıştır. sağlayacağı ifade edilmiştir. Cumhuriyetin Türkiye'nin sunulmuştur. nitelikli işgücü başlıklı Vakfı edildiğini bunun sonucu olarak halkın Başak ERSEN " Türkiye Üçüncü Sektör (TUSEV)" Birlik ilk yıllarından itibaren vakıfların ihmal Dördüncü konuşmacı olan Tevfik Vakfı sunumunda, vakıf fikrinden uzaklaştığı ve bu kavrama sunumunda inancını yitirdiği iddia edilmiştir. Güncel Türkiye'de Vakıfların çeşitli sorunlarını ele 25 Dünya Vakıflar Konferansı olarak vakıfların, devletin yapamadığı Sonuç olarak konferansın 8. temel konularda faaliyetler göstermesi oturumunda Türkiye' de Vakıf Sistemi ve gerektiği belirtilmiştir. Yeni Son konuşmacı olan Ayhan OGAN sunumunda, Türkiye'de bulunan vakıfların faaliyet alanlarının yakın siyasal tarih açısından geçirdiği dönüşümler ve bu dönüşümlerin Türkiye'de siyasal girişimlerin vakıfları bir aygıt olarak görüp açacak şekilde vakıfları birer siyasi ifade kanalı olarak kurup tesisleştikleri ifade edilmiştir. Türkiye Gönüllü (TGTV)'nin hakkında güncel Teşekküller politik gerçekleştirdiği Türkiye'de vakıf eksiklikleri eleştirilmiş çıkmıştır. ileri sonucu olarak 1980’li yıllardan itibaren yol sunumlarda sisteminin ve çeşitli öneriler sahip olmaması, olarak eleştirilen konular olarak ortaya sürülmüştür. Yine farklı bir eğilimin uzaklaşmasına dayanan Türkiye'de vakıf sisteminin eksiklikleri koruma ve güvenceye alma stratejisi içinde amacından deneyimlerine etkin bir şekilde mal olmayışı genel olarak sınıfların siyasal krizlere karşı mallarını veya vakıflarının süre giden vakıf çalışmalarının topluma siyasi krizlerin etkisi ile orta ve üst grupların farklı kültürünün tarihsel bağlarından kopmuş ve ardından 1980 yılından itibaren yaşanan toplumsal alınmıştır. mevzuattan kaynaklanan sorunlar, vakıf yıllarında vakıfların ihmal edilmesinin gittikleri ele Türkiye'nin muafiyetlerine değişimleri ele almıştır. Cumhuriyetin ilk yoluna konusu getirilmiştir. Vakıfların daha fazla vergi bulunan vakıfların faaliyetlerinde yarattığı temel vakıflaşma Vakıflar Vakfı konular faaliyetler anlatılmıştır. Türkiye'nin vakıf sektöründe doğru adımlar atabilmesinin vakıfların siyasal alandan uzaklaşarak hayır amacına odaklanacakları klasik vakıf modeline dönmelerine bağlı olduğu görüşü ileri sürülmüştür. 26 Dünya Vakıflar Konferansı hayırseverlik” olgusunun ihtiyaç analizi niteliği taşıdığını göstermiştir. SONUÇ İslam ülkelerindeki vakıflar mevzuatının değişiklik göstermesi, uygulamaların farklı nitelikte olması ve İslam Vakıflar Yasasının vakfedenin iradesinin tesisi noktasından tüzel kişiliğin oluşumuna ve bu kişiliğin “varlık” olarak ne anlama geldiğinden uygulamalarına kadar tartışma konusu olması, hem sürecin yeniden yapılandırılması hem de Türkiye tecrübesinin aktarımı açısından değerli bir fikir alışverişine neden olmuştur. Dünya Vakıflar Konferansı, temel olarak dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan toplumların kendine özgü yapılarının doğal sonucu olarak yardımlaşma olgusunun etrafında gelişen, Türk toplumunda genel ifadesiyle “vakıf” olarak adlandırılan kurumsal yapının ne ölçüde farklı tanımlandığını bu farklılığa bağlı ne tür uygulamaları gerçekleştirdiğini ve gelecekte nelere ihtiyaç duyduğunu ortaya koymuştur. Afrika kıtasının kendine özgü ihtiyaçlarından doğan vakıf kurumlarının yapısından dünyadaki ve Türkiye’deki azınlık vakıflarına, Avrupa kilise vakıflarından Amerika’daki ekonomik girişimcilik vakıflarına kadar vakıf kurumunun ekonomik, sosyal ve kültürel alana dair uygulamalarının ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ihtiyaçların ifade edildiği konferansta, vakıf alanının denetleyicisi ve mazbut vakıfların mütevellisi konumunda olan Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve genel olarak Türk vakıflarının dünyanın neresinde olduğu değerlendirilmiş; kültürlerarası iletişim ve diyaloğa katkı sağlanmış, bireysel ve kurumsal olarak işbirlikleri gündeme gelmiştir. Konferansta “vakfın” kavram olarak her toplumun tarihi macerasının farklı olması, hatta aynı dine mensup farklı geleneklerinden dolayı değişik pratiklere sahip olması nedeniyle muhtelif şekillerde tanımlanarak değişik uygulamalara sahip olageldiği gerçeği vurgulanmıştır. Vakıfların esnek ve değişken varlığının bir anlamda kamu kurumlarının statik yapısının alternatifi olacak derece hareketli olduğu dile getirilmiş, bu tespitin olumlu sonuçları üzerine çıkarımlar yapılmıştır. Kavramsal olarak uzmanların ve akademisyenlerin bu farklılar üzerine daha fazla tartışmasının gerekliliği konferansın en çok vurgulanan sonuçlarından biri olmuştur. Hayırseverliğin yeni araçlar edinmesi ve güncel ihtiyaçlara cevap verebilecek yeni bir biçime taşınması gerekliliğinin “hayırseverlik” çalışmalarının temel önceliğini teşkil ettiği vurgulanmıştır. Hayırseverlik çalışmalarının küresel bir organizasyon haline getirilmesi için gereken araçların neler olabileceği üzerine tartışmalar yapılmış olması konferansın “küresel Dünya ekonomisinin giderek küreselleşmesi ve bu olgunun yarattığı ekonomik refahın getirdiği dayanışma ve işbirliği ortamında yeni araçlar ve ortak bilgi bankaları oluşturulmasının gerekliliği ön plana çıkmıştır. Bu ihtiyacın küresel nitelik taşımasından dolayı Türkiye’nin kendi tarihi tecrübesinden yola çıkarak, vakıf ve bağışçılık alanında hem teorik hem de pratik alanda katkı sağlamasının ve kendi vakıf deneyimini dünyaya 27 Dünya Vakıflar Konferansı tanıtmasının görülmüştür. gerekliliği açıkça Türkiye’de tüzel kişilik olarak faaliyette olan vakıflar ve hayırseverlik alanındaki eksikliklerin tartışıldığı Dünya Vakıflar Konferansı, özellikle fon yaratma ve fon kullanımı alanında tüzel kişiliklerin devletle olan ilişkisi ve bu ilişkiden doğan ihtiyaç alanlarının ayrıca ele alınması gerekliliğini ortaya çıkmıştır. Pelin GİRGİNOK Vakıf Uzmanı Naciye ALTAŞ Vakıf Uzmanı Mahir POLAT Vakıf Uzmanı Mehmet YILDIRAN Vakıf Uzmanı Cansel ALTIOK HERDEM Vakıf Uzmanı Şerife MEMİŞ Vakıf Uzmanı Özgen ÖZCAN Vakıf Uzmanı Aykut ÇAĞLAK Vakıf Uzmanı Özge HASÖZDEMİR Vakıf Uzman Y. B. Kağan İSMAİLOĞLU Vakıf Uzman Y. İnci Ayça APAK Vakıf Uzman Y. Saliha AYDOĞAN Vakıf Uzman Y. Faruk YAVUZ Vakıf Uzman Y. Ahmet AFŞAR Vakıf Uzman Y. Ahmet KASAP Vakıf Uzman Y. Hatice ÇOBAN Vakıf Uzman Y. Tülay AYDIN Vakıf Uzman Y. Sevilay KOSİF Vakıf Uzman Y. Oğuzhan YILDIZ Vakıf Uzman Y. Gül DURSUN Hazırlayanlar: Vakıf Uzmanı Vakıf Uzman Y. Taner KARADAYI Vakıf Uzman Y. Ayrıca Dünya Vakıflar Konferansı’nın periyodik olarak farklı bir ülkede gerçekleştirilmesinin gerekliliği vurgulanmış ve Evkaf Kalkınma Konseyinin kurulması teklifi getirilmiştir. Nilgün ÇEVRİMLİ Buket AYCAN Tuğba CEBECİ BENLİ Vakıf Uzman Y. 28 Vakıf Uzman Y.