2009 Ekim - türk eczacıları birliği
Transkript
2009 Ekim - türk eczacıları birliği
ISSN 1301-5060 HABERLER Sayı TEB Türk Eczacıları Birliği'nin 2 Aylık Yayın Organı • Eylül - Ekim 2009 05 İSTANBUL Dünya Eczacıları İstanbul’da Eczacılık Mesleği ve Etik Sağlıkta Dönüşüme Hayır Yayın Türü: Süreli Yayın İÇİNDEKİLER SAHİBİ Ecz. Erdoğan ÇOLAK Genel Başkan SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ecz. Hilmi ŞENER II. Başkan MERKEZ HEYETİ Ecz.Erdoğan ÇOLAK Ecz.Hilmi ŞENER Ecz.Özgür ÖZEL Ecz.Ali ASLAN Ecz.Mukaddes HARMANCI Ecz.Şevket KAYA Ecz.İsmail BAŞDİL Ecz.Mustafa SAK Ecz. Nevin TAŞLIÇAY Ecz.Erdal İŞBAKAN Ecz.Arzu BEYKOZ BAKIŞ Ecz. Erdoğan ÇOLAK 3 DİYALOG Ecz. Hilmi ŞENER 4 13. BAŞKANLAR DANIŞMA KURULU TOPLANTISI Ecz. Neşe Kılınç MERCAN, Ayşen YALMAN 5 DÜNYA ECZACILARI BİRARADA Ecz. Hilmi ŞENER, Ayşen YALMAN 14 ECZACILIK MESLEĞİ VE ETİK YAYIN SEKRETERİ Ayşen YALMAN REDAKSİYON Dönsel COŞAR Doç.Dr. Selen YEĞENOĞLU ECZANE BULUNMAYAN YERLERDE İLAÇ HİZMETİ Uzm. Ecz. Esra YANTURALI KAPAK VE SAYFA TASARIMI Tekin TEKİNER 25 BU HAREKET DÜNYAYA İLAÇ GİBİ GELECEK TEB AR-GE Birimi Atakan ADALI Fersa Ofset Tesisleri Baskı Tarihi: 02 Aralık 2009 YÖNETİM YERİ VE YAZIŞMA Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA Tel: 0.312 409 81 00 YAYIN KOŞULLARI Dergideki yazılar dengi adı gösterilerek yayımlanabilir. yazılardaki görüşlerden yazarın kendisi sorumludur. Dergi üyelere ücretsiz gönderilir. Yayınlanması istenilen yazıların, bilgisayarda Word programı ile yazılması ve yazıların orijinal çıktısı ile birlikte disketinde gönderilmesi teknik açıdan kolaylık sağlayacaktır. TEB Haberler Dergisi hakkındaki şikayetlerinizi, memnuniyetinizi ve önerilerinizi iletebilmek için; Türk Eczacıları Birliği Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA adresine, teb@teb.org.tr e-posta adresine yazabilir ya da 0312 409 81 09’a faks çekebilirsiniz. 26 SAĞLIKTA DÖNÜŞÜME HAYIR BASKI Ostim 36. Sokak No: 5/C-D Yenimahalle - ANKARA Tel: 0312 386 17 00 (pbx) www.fersaofset.com 24 MODERN FARMASÖTİK TEKNOLOJİ KİTABI ÖDÜL ALDI REKLAM SORUMLUSU Ayşen YALMAN 21 28 BİZDEN HABERLER Ecz. Berna SELÇUK, Ecz. Esin YAVUZ 31 HERKES İÇİN E-SAĞLIK SEMPOZYUMU TEB AR-GE Birimi 34 BARIŞA DAİR Berivan VARGÜN 36 DÜNYADA NEVAR NEYOK Sevim ÖZDEMİR 38 GÜNCE Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU 41 BASINDA TEB Basın Bürosu 45 Bakış Uzun ve zorlu bir dönemi geride bırakıyoruz. İki yıllık zaman dilimi yalnızca örgütlerimiz ve bu örgütlerde görev alan kişiler için değil; tek tek her meslektaşım açısından da yorucu ve yıpratıcı bir süreç oldu. Bunun farkındayız. Bizler bugüne kadar yaşanan gelişmeleri her türlü olumlu ve olumsuz yönü ile sizlerle paylaşmaya azami özen gösterdik. Elbette ki bu görevlerde sorunları çözmek için bulunuyoruz ancak diğer yandan da hep birlikte örgütlerimizin politika üretim sürecini de farklılaştırmaya çalışan bir yaklaşım çerçevesinde hareket ettik. Bu, yaklaşımın temelinde yönetim ve karar alma mekanizmalarında daha fazla fikrin söz sahibi olabilmesini sağlamak bulundu. Bizler tüm sırça köşkleri yıkarak, daha fazla dinleyerek, daha fazla kendimizi anlatarak yürümeyi tercih ettik. Bu kimilerince daha fazla zaman ve emek gerektiren bir yöntem olması dolayısıyla eleştirilebilir ve bir düzeyde de doğrudur da. Ancak bizler amaca ulaşan her yolun, her adımın, her sözün kısacası yürüdüğümüz yolun kendisinin de amaçlarımız kadar önemli olduğuna, en az o kadar emek sarf etmeye değer olduğuna samimiyetle inanıyoruz. Çünkü hayat göstermektedir ki; doğru araçlarla yürünmeyen yollar, istenen amaca yaklaştırmaz. Ancak bireyler, hele ki kurumlar için kültürel kodları değiştirmek, daha da ötesi siyaset yapma alışkanlıklarını bugünden yarına değiştirmek çok zorlu bir süreç. Bizler dikte etmeyi değil diyalog kurmayı, bireyi değil örgütlülüğü yüceltmeyi, farklılıkları ezmeyi değil bir arada yaşamayı öncelik saydık. “Dinle küçük insan!” demek yerine birlikte öğrenmeye ve birlikte üretmeye açtık zihinlerimizi. Elbette dünya bizim merkezimizde dönmüyor. Bu süreçte yaşadığımız birçok sorunun temelinde daha bütünlüklü politikalar olduğunun farkına varmamız, doğru analizler yapabilmemiz için gerekli bir zemindir. Sağlık, özel olarak eczacılık alanı bir yeniden yapılandırma süreci içerisinde. Bu altüst oluş yalnızca biz eczacıları değil, tüm diğer sağlık çalışanlarını ancak daha da önemlisi sağlık hizmetinden faydalanan tüm vatandaşlarımızı etkiliyor. Bu gerçeklik elbette sorunlarımızı çözme konusunda herhangi bir bahane/gerekçe olamaz, ancak eleştiri ve alternatif politika üretirken gözetilmesi gerekir. Bunca tedirgin olmamız boşuna değilken, korku ve tedirginlik oldukça insani bir duyguyken, bizlerin, yine de, bu hissiyatı bir güçlenme stratejisine dönüştürmekten başka çaremiz yok. Hayatı korkularımıza ve tedirginliklerimize karşı yeniden örmeliyiz. Çünkü tek başına korku bizleri atalete sürükler. Bizler irili ufaklı sorunlarımızdan da, bu sorunların müsebbibi insan ya da kurumlardan da korkmak yerine, umutla mücadele etmeyi önümüze koyuyoruz. Birlikte tökezleyerek, yara alarak da olsa yürüdüğümüz yolun, tek başına ulaşılacak zaferlerden daha değerli olduğu bilinci ile. Bizler, bugüne kadar yalnızca bizim üzerimizden kurumumuzun yıpratılması girişimlerine müsamaha göstermedik; çünkü biliyoruz ki kişiler geçici kurumlar ise kalıcıdır. Bugüne gelirken bizleri eleştirileri, katkıları, emekleri ile destekleyen her meslektaşıma tek tek teşekkür etmek isterim. Bu iki yıllık süreç tüm sevabı ve günahı ile bu süreci birlikte ören, sorumluluk almış kişilerin eseridir elbette. Neler yaşandığını hep birlikte tartışacağımız bir Kongre var önümüzde. Önümüzdeki Kongre’nin mesleğimizin ve örgütümüzün demokrasi kültürüne yaraşır bir atmosferde gerçekleşeceğine şüphe duymuyorum. Şimdiden yegane temennim; sonuçları ne olursa olsun, kişilerin değil fikirlerin, yalnızca geçmişin değil geleceğin tartışıldığı; tüm tedirginliklerimize inat hayallerimizi ve umudumuzu birlikte ördüğümüz bir Kongre süreci geçirmek. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Eczacılık alanının en temel aktörlerinden kamu ile ilişkimiz sürekli bir gerginliğin konusu oldu. Sürekli değişen mevzuatlar, yeni düzenlemeler, her gün değişen uygulamalar…Bizler mesleğimizin 20 yıl sonra gelmesini hayal Ecz. Erdoğan ÇOLAK Başkan TEB HABERLER D eğerli Dostlarım, ettiğimiz, ortak aklın ürünü eczacılığı hayata geçirmeye çalışırken, günlük mücadeleler fazlaca emeğimizi ve zamanımızı aldı. Diğer yandan sokağa çıktığımda, farklı illere gittiğimde, ailemle bir araya geldiğimde, komşularımla konuşurken…Kısacası her yerde ve herkeste tedirgin bir ruh hali olduğunu görmek mümkün. Yalnızca yeni uygulamalardan dolayı değil ki; artık hepimiz yeni bir virüsün çıkıp hayatımızı alt üst etmesinden de, yediğimiz içtiğimiz ürünlerin bizde ne tür etkiler bıraktığı konusunda da, trafiğin muhtelif “canavarları”ndan da, yüzyıllık ormanlarımız yine bir günde kül olacak diye de, hepsinin ötesinde artık çocuklara bırakacak bir dünyamız kalmayacağından da tedirgin oluyoruz. Hepimizin ruh hali tedirgin. Ne fiziksel ne de psikolojik sağlığımız konusunda yarınımızı göremiyoruz… Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 Sevgili Meslektaşlarım, 3 Diyalog Değerli Meslektaşlarım, Türk Eczacıları Birliği 36. Büyük Kongre’de görevlendirdiği Merkez Heyeti, eczacılık mesleğinin bu döneme kadar görülmemiş boyuttaki sorunlar yumağı ile karşı karşıya kaldı. Sorunların böylesi büyük boyut kazanmasında hükümetin 5 yıldır uygulamaya çalıştığı sağlıkta dönüşüm programı ile küresel kriz ve bütçe açığının artmasının büyük etken olması yanında, yeni eczacılık fakültelerinin açılması gibi popülist politikaların izlenmesi, gelecekte mesleğimizi daha büyük sorunların beklediğinin göstergesidir. İçinde bulunduğumuz süreçte, ilacın % 90 alıcısı olan kamunun, sağlık harcamalarını aşağı çekmeyi temel hedef olarak görmesine rağmen uyguladığı politikalar, kamunun sağlık harcamalarını azaltmak yerine artırmıştır. Sağlıkta tasarrufun doğru olmadığını haykırmamıza rağmen, uygulanan politikaların gelinen noktada başarıya ulaşmadığı gerçeği göz ardı edilerek, alınan sözde tasarruf tedbirleri eczaneleri büyük bir açmaza sürüklemektedir. Eczanelerin finans kaynağı olarak görülmesi ve fiyat düşüşlerinin getirdiği sermaye erozyonu mesleğimizin asli görevi olan sağlık danışmanlığı hizmetini veremez duruma getirmiştir! 4 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Anayasal bir meslek Birliği olan TEB Merkez Heyeti, AB ülkeleri arasında en yüksek eczane sayısına sahip ülkemizde yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması ve mevcutların kontenjanlarının düşürülmesi için her fırsatta ve ilgili her kurum nezdinde girişimlerini sürdürmüş ve sürdürmeye devam etmektedir. Diğer taraftan 6197 sayılı yasamızın olmazsa olmazlarımızla güncel hale getirilmesi, temel hedeflerimiz arasındadır. Bu sorunlar yumağı, örgütümüzü 21 Aralık 2008’de örneği az görülen mitinge götürmüştür. Bu ise katılımcı ve kolektif düşünce ile örgüt gücünün önemini çok somut olarak ortaya koymuştur. Eczacı-eczacı ortaklığı gündemden çıkarılmıştır. Sayın Sağlık Bakanı 6197 sayılı yasanın örgüt görüşü aksine değişikliğini TBMM’ye taşımayacakları konusunda açık taahhütte bulunmuştur. Kamuda eczacı istihdamının sayısı uzmanlık dahil artırılmıştır. Bu dönemde yapılan protokoller ve revizyon ile uzun yıllar sonra, yaklaşık 10.000 eczane sıfır iskonto ile SGK sözleşmesi imzalamıştır. Kademeli karlılıkla ilk dilimin karlılığı artırılmıştır. Haksız sözleşme fesihleri hatırlanırsa, protokollerdeki cezai hükümlerin hafifletildiği görülecektir. İlaç firmaları ile ticari iskonto (%4 ve %7’ler) ve vadeler konusu uzun mücadele sonunda eczanelerimiz lehine kazanıma dönüştürülmüştür. Üzülerek ifade etmek gerekir ki, bu defa da 18 Ekim 2009 kararnamesi ile kamu kurum iskontolarının artırılmasıyla yeni bir açmazla karşı karşıya bırakıldık! Eczacının ciro düşüşüne bağlı kayıpların giderilmesi henüz sonuçlanmadı. Ancak stoklardan kaynaklanan fiyat farkının karşılanması sağlanacaktır. Reçete başına meslek hakkını almak temel hedeflerimiz arasındadır. Mesleğimizin diğer önemli sorunu olan muvazaa konusunda, Temmuz 2009’da yayımlanan muvazaa genelgesinden sonra, Bölge Eczacı Odaları’nın görüşü aksine bir tek ruhsat verilmediğini belirtirsem, çok önemli bir kazanımın içinde olduğumuzun değerlendirmesini sizlere bırakıyorum. Hele odalarımızın bu konuda devre dışı bırakıldığı bir dönemde! TEB İktisadi İşletmesi’nin (İthal İlaç Birimi) 12 yıllık geçmişinde görülmemiş biçimde ekonomik verimliliğe ve üstün hizmet anlayışına taşındığını ise söylemekten gururlandığımı belirtmek isterim. Majistral tarifenin güncellenmesinin her yıl sorun olmaktan çıkarılması ise basit gibi görülen ancak bir grup meslektaşımızın sıkıntılarını bertaraf edecek bir kazanımdır. Değerli meslektaşlarım, geçtiğimiz ay içerisinde eşdeğer ilaç genelgesi yayınlandı. Bilimsellikten uzak, birbirinin eşdeğeri olmayan ilaçların eşdeğer olarak kabul gördüğü bu uygulamayı reddettik. Sağlık Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’yla görüşmeler yaptık, basın açıklamaları yaptık. Konunun vahametini hem Bakanlıklarla hem de kamuoyuyla paylaştık. Çok geçmeden uygulamadan geri adım atıldı ve genelge yayımlandıktan sonraki uygulamaya geri dönüldü. Yine Türk Eczacıları Birliği’nin anında gösterdiği bir refleks, üst düzey bir çabayla bir yanlıştan daha dönülmüş oldu. Öte yandan, biliyorsunuz her fırsatta dile getiriyoruz; bu dönem içerisinde reçetelerin sıralı dağıtımıyla ilgili çabalarımız sonuç vermişti. Geçtiğimiz Şubat ayında, hastanelerde ve odalarımızda kurduğumuz bu sistemi ortadan kaldıracak uygulamanın yürütmesini durdurma için Danıştay’a açtığımız dava lehimize sonuçlanmıştı. Merkez Heyeti’ndeki arkadaşlarımla birlikte buradaki gayretlerimiz de görmezden gelinemez. Hepimizin yüreklerine su serpen, bir nebze de olsun elimizi güçlendiren bir gelişme daha var ki, iki cümleyle hafızalarınızı tazelemek isterim. Geri ödemelerimizin avans uygulamasıyla %90’ını alabiliyorduk, şimdi bu sorunu da çözdük. Artık %100’ünü yani tamamını alabiliyoruz. Değerli dostlarım, görüldüğü gibi rakamsal olarak belki uzun ama bizim için çok kısa olan bu hizmet döneminde ne çok karara imza atmışız. Zaman, bizim için bazen yetersiz kaldı. 24 saate bir 24 saat daha eklemek istediğimiz günleri yaşadık. Kazanılmış her zaferi, sizlere duyururken hissettiğimiz duyguları yeniden, yeniden yaşamak için; bir sonraki meseleyi çözmek üzere vakit kaybetmeden adımlar attık. Her gün önümüze yeni bir buz dağı çıktı. Sizler bunun suyun üzerindeki kalan kısmını gördünüz ama bizler sorunu kaynağında yaşadık. Bizim de elbette umutlarımızın tükendiği zamanlar oldu. Ama böyle zamanlarda hep bizlere umut dolu gözlerle bakan binlerce meslektaşımızı hatırladık. Çünkü biz gücümüzü hep sizden aldık. Yolumuzu hep sizler aydınlattınız. Bundan sonra da yolumuzu yine hep birlikte aydınlatacağımız umudunu taşıyorum. Hoşça kalın, mutlu kalın. Ecz. Hilmi ŞENER II. Başkan TEB Haberler Sorumlu Yazı İşleri Müdürü TOPLANTI Ecz. Neşe KILINÇ MERCAN Ayşen YALMAN TEB 36. DÖNEM 13. BAŞKANLAR DANIŞMA KURULU TOPLANTISI 07.10.2009 ECZ. ERDOĞAN ÇOLAK TEB GENEL BAŞKANI ama sanayicilerin yeni bir hamlede bulunması durumunda bunları tekrar değerlendirebileceklerini ifade etmesine rağmen, 18 Eylül’de bu Kararname Arkadaşlar, 18 Eylül tarihinde yayımlanan Kararname ve Tebliğler, bizi 21 Aralık sürecine tekrar geri döndürmüş durumda. Türkiye’nin iktisadi, siyasi, sosyal sorunları yanında dünyanın yaşadığı bir krizle beraber gerçekten olağanüstü bir süreçten geçtiğimizi vurgulamakta yarar var. Yine hep birlikte bu zor sürecin üstesinden gelmeye çalışacağız. ve Tebliğler Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sağlık Bakanıyla 17 Eylül’de yaptığımız toplantıda, (tabi onun öncesinde de Bakanlarla ve bürokratlarla yapmış olduğumuz toplantılarda bir meslek hakkı verilmesi noktasındaki taleplerimizi sürekli yineliyorduk) şöyle bir şey ifade etti: muayene ücretlerinin %55’i maaşlardan kesiliyor, %45’i eczanelerden tahsil ediliyor, bu tahsil edilen muayene ücretlerinden, meslek hakkı adı altında size bir pay verelim dedi, biz de hemen anında bu öneriyi reddettik. Dedik ki; biz 21 Aralık’ta bir miting yaptık. Bu mitingde tahsildar olmayacağımızı söyledik. Muayene ücretlerinin tahsildarlığını yaparak buradan bir meslek hakkı almayı ahlaki bulmuyoruz. Biz bir meslek hakkı istiyoruz. Bu meslek hakMuayene ücreti tahsildarlığıyla ilişkilendirilerek verilecek bir meslek hakkını kabul etmeyeceğimizi söyledik. Daha sonra Sağlık Bakanıyla iki defa daha görüşme yaptık. Reçete başına bir meslek hakkı olabileceğini bunu teknik olarak çalışmak gerektiğini ifade ettik ve İlaç Eczacılık Genel Mü- TEB HABERLER kı ancak reçete başına bir meslek hakkı olabilir. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 18 Eylül’den önce ilaç fiyatlarının ve sağlık harcamalarının verdiği açıktan dolayı, İlaç Sanayicileriyle devletin bir dizi görüşme yaptığını biliyorduk. Sanayiciler beş Bakanın önderliğinde, bir global bütçede uzlaşmak için masaya oturdular. Yaklaşık dokuz görüşme yapıldı. Ama, Sanayiciler son toplantıda uzlaşamadan masadan ayrıldı. Dolayısıyla, hükümet bir dizi tedbiri de o günlerde aldı. Sanayicilerin toplantıyı terk ettiğini duyduğumuz zaman Sağlık Bakanını, Çalışma Bakanını ve bürokratlarını ziyaret ettik. Ciddi tedbirler alabileceklerini, ama alınabilecek tedbirleri şimdi konuşmak istemediklerini, çünkü daha tartışma halinde olduklarını söylediler. 17 Eylül’de Sağlık Bakanını İstanbul’da ziyaret ettiğimizde de çok ciddi önlemler üzerinde durduklarını, 5 TOPLANTI dürlüğüyle de bu konuyla ilgili de 4–5 defa toplantı cak, talep kaybı orta kesimdeki eczanelerimizi etki- yaptık. Arkadaşlarımız da hem bunu mevzuatta ne- leyecek, muayene ücretleri hastalarla bizi yeniden reye koyabiliriz hem neleri talep edebiliriz diye ba- karşı karşıya getirecek ve kamu kurum iskontoları kıyorlar. nedeniyle taşıdığımız yük biraz daha artacak. Bir başka sıkıntı da biraz önce söylediğim gibi, bundan Biliyorsunuz, Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına sonra ilaç fiyatlarının artmayacak olmasıdır. Yani Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Ba- serbest eczaneler açıldıkça alanın daha da darala- kanlar Kurulu Kararı ile ilaç fiyatları yeniden radikal cağını belirlememiz gerekiyor. bir biçimde düşürüldü. Şimdi burada başka bir şey daha var arkadaşlar, biliyorsunuz daha önce sapta- Bu on günlük süreçte, 3 defa Sağlık Bakanını, 2 nan dönemsel Avro değerinde 30 gün süre ile %5 defa Çalışma Bakanını, 1 defa Sosyal Güvenlik Ku- değişiklik olması durumunda, bu tablo ilaç fiyatla- rumu Başkanını, 3–4 defa Genel Sağlık Sigortası rına yansıtılıyordu. Yeni düzenleme ile, “Dönemsel Genel Müdürünü, 3–4 defa İlaç Eczacılık Genel Mü- Avro Değer Bandı” tanımlaması yapıldı ve 30 günlük dürünü ve 2 defa da Çalışma Bakanının müsteşarı- süre 90 güne çıkartıldı. Dönemsel Avro değer ban- nı ziyaret ettik. Burada alınan önlemlerin çok ciddi dına göre, bundan sonra Avro’daki değişiklik yüzde olduğunu, 1,5 katrilyonluk tasarrufla başlayıp 2,4 15’ten fazla olursa ilaç fiyatları değişebilecek. Bu katrilyon civarında bir tasarruf elde etmeye çalış- da demek oluyor ki, ilaç fiyatları bundan sonra de- tıklarını, bunun IMF raporlarına göre 3,3 katrilyon, ğişmeyecek. Böylelikle Türkiye en ucuz ülke konu- ama kimilerine göre hesaplanmayan olgulardan do- muna gelmiş olacak. layı 4 katrilyon civarında bir rakama geleceğini ifade ettik. Yeniden bir masaya oturulabilir mi konusunu O yüzden değerli arkadaşlar bir strateji geliştirirken gündeme getirdik ve bu şekilde bir düşünceleri ol- bunları mutlaka göz önünde bulundurmamız gere- duğunu öğrenmemiz üzerine Sanayicilerle de birkaç kiyor. Birincisi, eczacı karlılığının sadece ilaç fiyat- defa görüşme yaptık. Sanayiciler de kendi araların- larına bağlı olmaktan çıkarılmasının bir yöntemini da çok da fazla uzlaşır bir pozisyonda değildi. Dün geliştirmemiz gerekiyor. İkincisi de daralan pazarda akşam (06.11.2009) ortak toplantı yaparak Sağlık eczane sayısını sınırlandırmamız gerekiyor. Bunu, Bakanlığına bir öneriyle birlikte gittik. Burada 60- şunun için söylüyorum geçen yıl 20.000 TL’nin al- 60’in gerçekten çok müthiş bir düşüş sağlayacağını tında ciro yapan 6300 eczane varken, bu rakam bunun % 73’ler civarına çekilmesi gerektiğini ifade 8000 civarına çıkmış, en üst dilimde de geçen sene ettik. Buradan sağlanacak tasarruf bir katrilyon ci- 2400 eczane varken bu rakam da 1700 civarına varında, 20 yıllıklara dokunulmaması gerektiğini, düşmüş. Bu veriler, pazara yeni giren eczanelerin orijinal ve yerli ayrımı yapmadan da %11’e ilave ola- pazardan pay kaptığını gösteriyor. Hükümetin ya rak %4’lük bir kamu kurum iskontosunun yapılması- da Bakanların deyimiyle . Türkiye’de her şey %6 nın daha adil olacağını ifade ettik. Ayrıca, uzun uzun civarında küçülürken ilaç sektörü %15’in üzerinde kamu kurum iskontolarından yaşadığımız sıkıntıları bir büyüme geçekleştirmiş. Ama bu büyüme mes- aktardık. 6 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER lektaşlarımıza eşit olarak yansımamış. Burada en önemli unsur hem gelenlerin sayısı hem de bunun Arkadaşlar, meslek hakkını, yapmış olduğumuz gö- adaletli bir biçimde dağıtılmamasıdır. rüşmelerdeki tüm bürokratlara, bakanlara, herkese anlatmaya çalıştık. Çünkü, ilaç fiyatlarındaki düşüş Değerli arkadaşlar, şimdi bu değişikliklerin bizi nasıl devam ettiği sürece bizim buradan bağımsız bir şey etkileyeceğine bakıp onun üzerinden de doğru poli- almamız gerekiyor. Onu da meslek hakkıyla özdeş- tikalar geliştirmemiz gerekiyor. Fiyat düşüşleri doğ- leştirebiliriz. Bu krizi böyle bir fırsata dönüştürebili- rudan ciro kaybına yol açacak, düşüş aynı zamanda riz. Böyle bir kapı aralığımız da var. Bunu da birlikte stok erimesi sağlayacak, ama vergi giderimiz arta- değerlendirmelerinize sunmak istiyorum. TOPLANTI Değerli arkadaşlar burada gerçekten 6197’yi de değerlendirmemiz gerekiyor. Biliyorsunuz, eczacılık fakültesi sayısı 17’ye çıktı ve temel sorunlarımızdan birisi, her yıl binin üzerinde eczane açılmasıdır. Bunu biz gündeme almadığımız sürece bu Yasanın çıkma şansı yok. 6197’nin meclise gitmesinde tabi ki riskler var, ama bizim de bir gücümüz var. Bu gücümüzü her alanda kullanabiliriz diye düşünüyoruz. Onun için, bunu da enine boyuna bir tartışmamız lazım. Çünkü sorunlarımızı öteleyerek yol alma şansımız yok. Müdürlüğü tarafından yayımlanan bir Genel Yazıda yer alıyor, ancak firmalar çoğu zaman buna uygun hareket etmiyor. Bu nedenle, 45 günlük geçiş süresi İlaç Fiyat Kararnamesine alınmalı ve yasal güvencesi sağlanmalıdır. Meslek hakkına gelince, işte 3 kuruş 5 kuruş gibi söylemler oldu. Sayın Başkanın ifade ettiği gibi, meslek hakkının hem İlaç Fiyat Kararnamesinde hem 6197 Sayılı Yasada yer alarak bir yasal güvencesinin oluşturulması, önümüzdeki yıllarda hem protokol görüşmelerinde hem ilaç fiyat düşüşlerinde pazarlık unsuru haline getirilmesi açısından son derece önemlidir. ECZ. A.SEMİH GÜNGÖR İSTANBUL ECZACI ODASI BAŞKANI ECZ. TUNCAY SAYILKAN İZMİR ECZACI ODASI BAŞKANI İstanbul Ecza Koop’un 1 aylık satış cirosu üzerinden yaptığı bir çalışma var. Yaklaşık 3347 kalem ilaç bu fiyat indirimlerinden etkilenmeyecek. Geriye kalan 2500 kalem civarında ilaç bu indirimlerden etkilenecek. Rakamsal olarak bakıldığında, etkilenemeyeceklerin sayısı fazla görünse bile, TL olarak bakıldığında, muaf olan ilaçların tutarı diğerlerine nazaran %22’de kalıyor. Yani, ilaçların %78’inde fiyat düşüşü TL bazında yaşanacak ve ciro olarak düşüş oranı %23’leri bulacak. Bunun da eczane cirolarına oranı %18’den aşağı olmayacak. Yani ayın birinde her birimiz %18 fakirleşmiş olacağız. Bunu, Türkiye’de zayıf, orta, güçlü, adını ne koyarsanız koyun hiçbir eczane kaldıramaz. Bugünkü toplantının gündemi, sanayi iskontoları ve fiyatlardaki düşüşle sınırlı olur diye düşünürken, karşımıza bir de 6197 çıktı. 6197, bugünün gündemi değil. Eğer başımıza bir iş gelirken 6197 apar topar önümüze getiriliyorsa önemli bir sorunla da karşı karşıyayız demektir. Şimdi hükümetin politikalarından bahsettik, sağlıkla ilgili plansız uygulamalardan bahsettik, ben de bir şey anlatmak istiyorum. FIP Kongresinin açılış günü, İstanbul’da Cengiz Celayir, 5 Bakanla olan görüşmelerinin bir kısmını özetledi. Yani, 18 Eylül’den 13 gün önce işin çok tatsız bir yere gittiğini, jenerik oranının %70 ve kamu kurum iskontolarının %18 diye dayatıldığını, ancak ilaç firmalarının kabul etmediğini, işin tehlikeli bir yere gittiğini ve örgütümüzün müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Şimdi bazı arkadaşlar bu işlere girmeyelim, aracı olmayalım diyor, ama bizim olmadığımız ortamda da Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmalarının yaptığı görüşmelerde çok iyi biliyorum ki günah keçisi yine biz olacağız. Eğer bu ülkenin bu işi bilen insanları olarak, ortada ayrılmış bir bütçe varsa, bunun doğru kullanılmasıyla ilgili de bize düşen bir görev varsa onu yapmak durumundayız. ECZ. BURHANETTİN BULUT 45 günlük geçiş süresinin mutlaka İlaç Fiyat Kararnamesi’ne girmesi gerekir. Çünkü 45 günlük süre biliyorsunuz, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Takip ediyorum, son dönem yazılarımızda krizden dolayı böyle oldu diyoruz. Ama buradaki temel sorun siyaset, siyasetin bizzat kendisi. Çünkü siyaset son beş yıldır sağlıkta dönüşüm diye bir projeyi hayata geçirdi. Dedi ki ey vatandaşım, SSK’lım artık TEB HABERLER ECZ. OĞUZ EKİNCİOĞLU ANKARA ECZACI ODASI BAŞKANI Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 ADANA ECZACI ODASI BAŞKANI 7 TOPLANTI ilacınızı eczanelerden alın. Özel hastane ile devlet hastanesini birbirinden ayırmayın. Aile hekimlerine ücretsiz gidin. Ama 18 Eylül’de ne yaptı? Sağlıkta devrimi sağlıkta darbeye çevirdi. Bu bir darbedir. Sadece eczacıya yönelik değil halka da, hekime de yönelik bir darbedir. Bu yüzden, süreci hükümete karşı kullanmamız gerekiyor. Eczanelerimizi kapatabiliriz, sözleşmemizi de feshedebiliriz. Ama mutlaka meslek odalarıyla doğru düzgün bir kamuoyu oluşturmamız, bunu halka anlatmamız gerekiyor. Yani, biz bugün nasıl dağıldıysak, suçlu kim diye arıyorsak vatandaş da arıyor. Halkın oyunu alan iktidar, bunun karşılığını vermek zorundadır. ECZ. HARUN KIZILAY rüp sıtmaya razı mı olacağız yoksa sonuna kadar direnecek miyiz? Eğer sıtmaya razı olacaksak neler yapılabilir? Artık kamu kurum iskontolarının muhasebeleştirilerek zarar gösterilmesi ve bunun eczacının ödeyeceği vergiye yansıtılması gibi bir şey yapılabilir. Geçiş süresinin uzatılmasıyla birlikte, artı 13 iskontoyla ilaç alınabilir. Bu şekilde zarar biraz daha azaltılabilir. İlaç iadeleri, ilaç alınmaması konuşuluyor. Ne kadar iade yapılırsa yapılsın, ne kadar az ilaç alınırsa alınsın tabi ki eczaneler sıfır stokla çalışamazlar. Çünkü kamu hizmeti veriyorlar. Ecza depoları Yönetmeliğinde değişiklik yapılabilir, minimum stokla çalışan eczanelere destek vermek için nöbetçi ecza deposu uygulamasına geçilebilir diye düşünüyoruz. KONYA ECZACI ODASI BAŞKANI 8 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Biz şu anda ilaç fiyat kararnamesinde yapılan değişiklikler, fiyat düşmeleri, kamu iskotalarının yükseltilmesi vs. uğraşıyoruz, gelecek yıl bununla tekrar uğraşmak gibi bir durumla karşı karşıya geleceğiz. Burada yapılması gereken iş bana göre, ilaç fiyatlarıyla ilgili yasal düzenleme talep etmemiz. Dün akşam ben Tiran’da bir eczaneye gittim. Bana bir kitap gösterdi eczacı. Kitapta ilaçların gelme koşulları çok güzel bir şekilde yazılmış. Kaç para fark çıkıyor, ne oluyor hiç bilgisayarından bakmadan eczacı bunu hastaya gösterebiliyor. Demek ki, orada çok fazla değişmiyor bu ilaç koşulları ama biz biliyorsunuz her on beş günde bir yeni ilaç düzenlemeleriyle karşılaşıyoruz. İlaç Fiyat Kararnamesi’ne ilişkin net düzenlemenin yapılması lazım, bu ilaç fiyat kararnamesinin değişikliğinde bizim zararımız 490 trilyon veya 460 trilyondan biraz fazla diye düşünüyorum. Benim temel düşüncem İlaç Fiyat Kararnamesi’yle ilgili bizim karşılaştığımız sorun burada kalmayacak önümüzdeki yıl tekrar böyle bir sorunla karşılaşacağız. ECZ. ARMAN ÜNEY SAMSUN ECZACI ODASI BAŞKANI Şimdi, iki şekilde düşünmemiz gerekiyor, Başkanımızın konuşmasında belirttiği gibi ölümü gö- UZM. ECZ. KIVANÇ ATMACA BURSA ECZACI ODASI BAŞKANI Şimdi buralarda bir takım kararlar alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Günlük çözümlerle devam ediyoruz. Bizim bunlara artık ihtiyacımız yok. Radikal, somut, aynı zamanda akılcı, uygulanabilir kararlar almak zorundayız. Bir oda başkanım çok güzel ifade etti, buradaki 51+11’in üzerinde çok büyük bir sorumluluk var dedi. 24 bin eczacının geleceğinin yanı sıra, 70 milyon insanın sağlığıyla, ilaca ulaşımıyla ilgili çok önemli bir sorumluluk var. Peki, niye sadece bu salonlar içerisindeki birkaç saatlik toplantılarla tüm bu alanı şekillendirmek zorunda olduğumuzu düşünüyoruz. Defalarca deklare ettik. İlaç ve eczacılık alanının tüm paydaşlarıyla beraber bunları tartışmalıyız. ECZ. İRFAN DEMİRCİ GAZİANTEP ECZACI ODASI BAŞKANI Bir şeyi yıllardır yanlış yapıyoruz. Kamu planlaması yapılıyor, buna karşı çıkışlarımız, hep eczacının daha çok kar elde etme, daha çok para kazanma hırsı gibi anlaşılıyor. Artık biraz, sağlığın diğer bileşenleriyle beraber sağlıkta dönüşüme bakmamız, biraz da buraya vurmamız lazım. Yanımızdaki insan- TOPLANTI Özellikle muayene ücreti konusunda halkı yanımıza almamız lazım. Halka, Türkiye’deki reçete ortalamasının 27 TL civarında olduğunu, hasta katılım payı ve muayene ücretiyle birlikte reçetenin yaklaşık yarısına yakın bir kısmını hastanın ödediğini, bunun sosyal devlete uygun olmadığını, ayrıca devletin kendisine ait olan sağlık ocaklarını ve devlet hastanelerini özel bir ticari işletme olarak kullandığını, bunun hizmetini vatandaşa sattığını söylememiz lazım. ECZ. SİNAN ÖZÇELİK DİYARBAKIR ECZACI ODASI BAŞKANI Mesleğimizin nereye gittiğini hepimiz biliyoruz. Pasif eylemlerle sesimizi duyuramayacağımızı gördük. Hükümet resmen eczacıyla dalga geçiyor. Artık sonuç alıcı eylemler yapmamız gerektiğini düşünüyorum ve bunu da afişler asarak, vitrinlerimizi karartarak ifade edemeyeceğimizi düşünüyorum. Eczanelerimizi kapatmamızın zamanı gelmiştir. Çünkü, sonuç almanın sadece ve sadece vatandaştan geçtiğini düşünüyorum. Bizler eczanelerimizi kapatmalıyız. Vatandaş sokağa çıkmalı, bağırmalı, çağırmalı, birileri neden böyle diye sormalı ve bize de, kendimizi hükümete, devlete anlatma şansı doğmalı. Aksi takdirde herhangi bir sonuç alamadığımızı görüyorum. ECZ. AHMET ÖZÇAVUŞOĞLU KAYSERİ ECZACI ODASI BAŞKANI Sağlık Bakanlığıyla, Çalışma Bakanlığıyla rasyonel ilaç tüketimiyle ilgili çalışma yapmalıyız. Madem ECZ. SABİH TEKİN ÇAĞLAR TRABZON ECZACI ODASI BAŞKANI Kamu kurum iskontosu %24’e çıkacak ilaçların listesinin bir an önce oluşturulması gerekiyor. Kararnamenin istisnaları belli olmuş, depolarla, kooperatiflerle beraber bunları oluşturup biran önce internet sitesinde yayınlamamız ve eczacımızın da buna göre defans oluşturması gerekiyor. İki Tebliğ ve Kararnamenin eczacılık alanında ve sağlık alanında oluşturduğu daralmanın ekonomik verilerinin saptanması gerekiyor. Bugün bunu ilaç firmaları hesaplamış, ilaç firmalarının, sektörde %23 civarında daralma olacağı yönünde bir öngörüleri var. Ama bu rakam bizim için de geçerli midir değil midir bunu paylaşmamız lazım. Trabzon Eczacı Odası olarak birinci hedefimiz 6197’nin sınırlandırmayla beraber çıkmasıdır. İkincisi de meslek hakkının kesinlikle 6197 sayılı Yasada yer almasıdır. Rakam bugün için önemli değildir, bu prestijdir, mevzidir. ECZ. UFUK BEKİR ERSÖZ TEKİRDAĞ ECZACI ODASI BAŞKANI Devletle sanayi bir şekilde anlaşırlar, bizim burada aracı olmamamız lazım. Bunun dışında, Türk Eczacıları Birliği olarak ne yapabiliriz, bunu birkaç başlık altında toparladım. Öncelikle, eczacı istihdamı çok önemli, her sene 1240 eczacımız mezun oluyor ve bunların %90’ı eczane açıyor. Bunun önüne geçmek için, kesinlikle 6197’ye sınırlamayı koymamız gerekir, ikinci seçenek olarak da TEB HABERLER ECZ. CİHAN DİNÇ ANTALYA ECZACI ODASI BAŞKANI devlet ilaçta tasarrufun yolunu arıyor, bunlardan bir tanesi rasyonel ilaç kullanımıdır. Bu ülkede maalesef birçok ilaç çöpe atılıyor. Bir tablet içilip kutunun tamamı, bir ölçek içilip şurubun kalan kısmı çöplerde yok olup gidiyor. Ayrıca koruyucu hekimliğin vazgeçilmez unsuru olan aşı üretimini tartışmalıyız. Bu ülkede aşı üretimiyle beraber gelecek koruyucu hekimliğin de ilaçta ciddi tasarruf getireceğini düşünüyorum. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 ları, Kurumları genişletmemiz lazım. Özellikle muayene katılım paylarının tahsili konusunda verdiğimiz mücadelede diğer sivil toplum örgütlerinin desteğini rahatlıkla alabiliriz. 9 TOPLANTI ciroya dayalı eczacılık sistemini bir an önce uygulatmaya çalışmamız lazım. İlaç fiyat kararnamesinde eczacı karlılığının arttırılması ve daha ucuz eşdeğer diyoruz ki meslek hakkı 6197’nin içinde olsun mu, ilaç verildiğinde, eczacıya bundan pay verilmesi ta- lek hakkı, 6197 Sayılı Yasanın içine konulamaz. lep edilmelidir. 6197 Sayılı Yasa tek tutanağınız. Onu, meslek hakkı olmasın mı, 30 kuruşa razı olalım mı, olmayalım mı? Arkadaşlar, meslek hakkı burada tartışılmaz. Mes- için parçalattırırsanız yarın karşı çıktığımız eczacıUZM.ECZ. BÜLENT KÖSE eczacı ortaklığı önümüze gelir. MALATYA ECZACI ODASI BAŞKANI Bakın bizi neler bekliyor? Merkez ECZ. NEJDET BAYIK ŞANLIURFA ECZACI ODASI BAŞKANI Heyeti bu konuda, vergi kaçakçısı değiliz, sağlık çalışanıyız diye bir Sağlık politikalarında, yönlendirilen basın açıklaması da yapmıştı. Bu sefer bu olayın en ve ezilen konumundan çıkmamız, büyük sıkıntılarından bir tanesini envanter kayıpla- sağlık politikalarını belirleyen, yön rıyla yaşayacağız. Bunun da karşılığını hazırlamamız veren konumuna gelmemiz gerekiyor. Nasıl olacak gerekiyor. Bu defa, 4 yıldır yapmadığımız bir şeyi derseniz? Yakın zamanda, bu IMS raporlarını alarak yapalım. 30.10.2009’da ya da bu iş 3 Kasım’da uy- hangi ilaçlar, hangi haftada, ne kadar satılıyor diye gulanacaksa 2 Kasım’da, eczaneler ellerindeki malı bir çalışma yaptık. İnanıyorum ki bu raporlar, belki depolara mevcut satış koşullarıyla fatura etsin. Bir Sağlık Bakanlığında da kayıtlı, ama dikkatlerini çek- gün sonra depolar aynı malı yeni şekliyle bize fatura miyor. Ülkemizde ilaç israfı var, rasyonel ilaç kulla- etsinler. Bu ilk etaptaki kamu kurum iskontosunda- nımı yok. Bu konuda, Bakanlığın önüne çok ciddi ki farklılığı ve eczacının fiyat düşüşlerinden kaynaklı rakamlar koymamız gerekiyor. İlaçta israfın azaltıl- kaybını, stok kaybı dediğimiz şeyi ortadan kaldırır. ması gerekiyor, bu sağlanmazsa, rasyonel ilaç kullanımına geçilmezse şişen sağlık faturaları otomatik ECZ. HÜSEYİN ŞİMŞEK MERSİN ECZACI ODASI BAŞKANI 10 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Konuşan Oda Başkanlarıma katılıyorum, gerçekten dehşet verici bir ilaç fiyat kararnamesiyle, dehşet verici iki Tebliğle karşı karşıyayız. Peki, bunların yanında bizi önümüzdeki süreçte bekleyen tehlikeler neler? Tamamen atlıyoruz ya da unutuyoruz bir karekod uygulaması gündemimizi her an etkiliyor. Stok affı var. Uzun süredir talep ettiğimiz stok affının alınması için bir çaba harcamamız gerekiyor. Şimdi oluşacak fiyat düşüşlerinin de stok affına yansıtılması için bir çaba harcamamız gerekiyor. ECZ. AYŞENUR ÖZDEN KASTAMONU ECZACI ODASI BAŞKANI Şu anda, meslek hakkını burada tartışmakla büyük bir yanlış yapıyoruz, Alelacele tartışıyoruz ve olarak eczacıya sıkıntı olarak geliyor. Bu konuda bizim çok ciddi çalışma yapmamız gerekiyor. ECZ. MEHMET GÖNENÇ HATAY ECZACI ODASI BAŞKANI Yayımlanan Kararname ve Tebliğleri değerlendirdiğimizde, eczane açısından gerçekten çok vahim bir tablo ortaya çıkıyor. Bu anlamda yürüyeceğimiz yolu çok iyi belirlememiz gerekiyor. Devlet sağlıktaki tasarruf yapma konusunda bir zorunluluk hissediyor. Bu bizce de doğru, buna karşı durmak mümkün değil, ancak bu tasarrufun nasıl olacağı konusunda alternatif önerilerimizin olması gerekiyor. Şu anda sürdürülen diyalog son derece uygun, ancak bu diyalog süresi boyunca bir sonuç alınamaması durumu için bir eylem planı hazırlamamız gerekiyor. TOPLANTI ECZ. M.ARİF YILMAZ MUĞLA ECZACI ODASI BAŞKANI Eczanelerdeki ürünlerin bir gün dahi olsa iade edilip tekrar geri alınmasının mümkün olmadığını vurgulamak istiyorum. Daha önce firma iadelerinde bu sıkıntıyı yaşadık. 6197 Sayılı Yasanın bu karambol içerisinde gündeme getirilmesini pek uygun görmüyorum. Sağlıktaki harcamaların kısılması noktasında eskiden beri eczacı üzerinden gidiliyor. İşin özünde, eczacı önüne gelen reçeteyi karşılamakla mükellef olan bir mesleğin mensubudur, reçeteyi düzenleyen kişi değildir. Sayın Sosyal Güvenlik Bakanı, Sağlık Bakanı ve Maliye Bakanı lütfen dönüp bu belgeleri düzenleyen kişileri bir incelemeye alsınlar. ECZ. KAZIM MELİH KÖKEN AFYON ECZACI ODASI BAŞKANI Bugünkü gündemin dışında konuşmak istediğim bir konu var. Eczacının saygınlığının, vatandaş nezdindeki durumunun bir kez daha gündem edilmesi, bununla ilgili ne yapılabileceği konusunda çalışma yapılmasını talep ediyorum. Çünkü, halkın aklında, ECZ. HASAN BUMİNHAN YAVUZ AKSARAY ECZACI ODASI BAŞKANI Önümüzdeki sürecin, 21 Aralık eylemini gerçekleştirmemize sebep olan olaylardan daha ağır olduğunu düşünüyorum. Muayene ücreti konusunda 21 Aralık’ta ne dedik? Muayene ücreti bizim için yük, üzerimizden kaldırılsın dedik. Özel hastanelerde yapılan muayenelerin üzerimizden kaldırılmasını üyelerimize bir başarı olarak anlattık ama şimdi bunun yanında bir de hediye olarak emeklilerin muayene ücreti tahsili geldi. Ama bunun dışında da bu konu da mücadelemizi biraz daha agresif devam ettirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu tahsilât işinden tamamen kurtulmalıyız. ECZ. N.JALE KARAATA ÇANAKKALE ECZACI ODASI BAŞKANI Sorunlarımızın boyutu ve sayısı çok fazla, bugünkü gündemimiz muayene ücretleri ve de ilaç fiyatlarında meydana gelecek düşüşler. Sorunlarımızı açık açık burada dile getirdik. Öncelikle uzlaşma zemininde bir arayış, arkasından da eylemlilik olmasından yanayız. Çünkü, çok büyük bir operasyon geçirdik ve ne yaparsak yapalım vatandaşa haklılığımızı anlatamayız. Eczacı yine parası için kepenk kapattı diye bir algıyla karşılaşma durumumuz söz konusu olacak. Ama yine de her zaman örgütümüzün alacağı kararların arkasında olacağız. TEB HABERLER Bu süreci, aşağı yukarı 4 yıldır değişik kurumlarla hep birlikte yaşıyoruz. Hepimizin izlediği yol da aşağı yukarı aynı, bir dizi görüşmeler yapılıyor, toplantılar yapılıyor, bunlara karşı gerekirse eylemler yapılıyor. Ama sonuç da golü yiyen hep biz oluyoruz. O zaman bir taktik değişikliğine gitmemiz gerektiğine inanıyorum. Demin Başkanım bahsetti, bir sürü eczane açılıyor. Eczane açılımlarını sınırlandırmamız gerekiyor Önümüzde, kamu kurum iskontosu sorunumuz var, kesinlikle ve kesinlikle bundan kurtulmamız gerekiyor. Muayene ücretlerini tahsil etmemizin hiçbir mantıklı tarafı yok. Muayene ücretinden de kurtulmamız gerekiyor. ilaçların fiyatlarının sürekli arttığı, elimizde sürsarj makineleriyle ilaçlara fiyat bastığımız günler var. Fiyat düşüşleri ile ilgili verdiğimiz tepkinin sebebinin, daha çok para kazanmak olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden, mesleki sorunlarımızı dile getirirkenki metodumuzda; karlılık, eczacının kazancı ve fiyat üzerinden yapılan bir takım söylemler yer almamalıdır. Daha çok toplum sağlıyla ilgili, eczacının birinci basamaktaki sağlık danışmanlığıyla ilgili, rasyonel ilaç kullanımıyla ilgili söylemler kullanırsak eczacının kamuoyu nezdinde azalmış olan itibarını düzeltiriz. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 ECZ. ADİL TOSUNER BALIKESİR ECZACI ODASI BAŞKANI 11 TOPLANTI ECZ. UĞUR AKKUŞ SİVAS ECZACI ODASI BAŞKANI 2000’li yıllardan beri bir ileri bir geri adım atmaya alıştık. Sürekli savunma durumundayız, mevzilerimi korumak ya da kaybettiklerimizin bir kısmını almak adına sürekli bir çaba içerisindeyiz. Artık mesleğimizle ilgili, mesleğimizi geliştirecek durumlarla ilgili, kendimizi, üyelerimizi bilgilendirmeye zaman ayırma konularından uzağız. Devlet giderek sağlıkta masrafların arttığını, pazarın büyüdüğünden bahsediyor. Aslında pazarı büyüten kendisi. Sağlıkta değişim adı altında savunduğumuz ve üzerimize çok büyük bir yük binen ve şu ana kadar da binmeye devam eden sistemde, hastanelere performansa dayalı ödeme yapan sağlık sistemi, sağlıktaki bu durumun sebebidir. ECZ. MEHMET ALİ DURMAZ TOKAT ECZACI ODASI BAŞKANI Kamu kurum iskontosunun %24’lere çıkmasıyla eczanelerimiz %7’ye yakın taşıma kaybı yaşayacak. Şimdi 50 milyarlık ciro yapan bir eczanede, bunun %10’unu masrafların oluşturduğunu düşünürsek devlete yaptığımız iskontoyla beraber %21 iskonto yapacağız ki, bugün depoların bile %8–10 karlarla ayakta duramadığı bir ortamda eczacılık %4 ya da %5 karlılıkla kesinlikle ayakta duramaz. ECZ. M. EMİN BEYAZ 12 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER BATMAN ECZACI ODASI BAŞKANI Kamu kurum iskontoları ne pahasına olursa olsun tamamen eczacının sırtından kaldırılmalıdır. Firmalar, hükümete ne veriyorsa versinler, bu aracı olma durumundan kurtulmamız lazım. İkincisi, İlaç Fiyat Kararnamesi değişikliği biz eczacıları etkilemeyecek bir şekilde, ilgili firmalar ve depolar üzerinde yürüsün deniyor. Bunun da mücadelesi verilsin. Ama, tam bu sırada 6197 Sayılı Yasaya meslek hakkı konulması konusu bir sus payı olarak ortaya çıktı. Onlar da, 18 Eylül’de yayınlamış oldukları Kararname ve Tebliğlerle abartıya kaçtıklarını, hesabı karıştırdıklarını gördüler. Tepkiyi yatıştırmak adına da 6197’yi gündeme getirdiler ve meslek hakkını konuşmaya başladılar. Reçete başı meslek hakkının konuşulacağı zemin bence, şu andaki Kararnameyle ilgili verilecek mücadeledeki zemin değildir. ECZ. ŞEFKAT GÜLER ÇORUM ECZACI ODASI BAŞKANI Bir kere, kamu kurum iskontoları kesinlikle bizim üstümüzden kaldırılmalı. Bu işi, devletle ilaç firmaları kendi aralarında halletsinler. Muayene ücreti yükünü de eczacılarımızın taşımaması gerektiğini düşünüyoruz. 6197 Sayılı Yasada eczanelerin sınırlandırılması çok doğru bir yaklaşım, bunun için çaba vermeliyiz. ECZ. ZEKİ ÖZGEN OSMANİYE ECZACI ODASI BAŞKANI 2 ay süreyle firmalara karşı, 51 eczacı odasıyla birlikte yürüttüğümüz, netice alıp birlikte sevindiğimiz ve bir bayram arifesinde 1 Ekim’de yürürlüğe girecek sağlıkta tasarruf paketiyle birlikte bayram hediyelerimizi almış olduk. Neden 1 Ekim? 5510 Sayılı GSS Kanununu yürürlük tarihinin yıl dönümü. Sağlık harcamalarının arttığı ve artacağı göz önünde tutulursa, kamunun ilaca ödediği miktarı azaltmak için ilk akla gelen yine eczacı olmuştur. Sağlık harcamalarının arttığı bir dönemde, elbette ki bu kadar tasarruf tedbirleri eczacıya yüklenmesin. Ama bunun ötesinde hükümetin almış olduğu ve bir takım tasarruf tedbirlerine elbette ki bizler de katılıyoruz ama bu eczacılardan çıkmasın. Türk Eczacıları Birliği’nin ve odalarının almış olduğu her türlü karara Osmaniye Eczacı Odası her türlü desteği verecektir. ECZ. HARUN LEKESİZ YOZGAT ECZACI ODASI BAŞKANI Sayın Başkanım konuşmasında, sanayiyle hükümet arasında arabuluculuk vazifesi üstlendiklerini ifade etti. Sanayinin talebini Türk Eczacıları Birliğinin dillendirmesini doğru bulmuyorum. Önerimiz, oluşacak kaybın telafisi için mutlaka meslek hakkının getirilmesidir. Bununla birlikte, eşdeğer ilaç verebilme TOPLANTI TEB GENEL SEKRETERİ IMS’de depolarla ve burada AR-GE birimimizdeki bu konuda iyi yetiştirdiğimizi düşündüğümüz, tam da iki aylık bir süreçte Pfizer ve Servier eylemlerinde iyice yetişen arkadaşlarla gece gündüz bu konuyu çalışıyoruz. Elimizde şu anda fiyatı bu kararnameye göre düşecek her bir ilacın eski fiyatı ve düşecek yeni bir fiyatı, 1787 kalem ilacın toplam dökümü var. Bugün bu dökümler elimizde ve her bir kutudaki tek tek kutu başına ne kadar zarar olacağı var. Bunların ortalama düşüşü %25’e denk geliyor. Ama pazara ne kadar düşüleceğini biraz önce konuştuk. Sanayinin istediği her türlü iyileştirmenin karşısında bunun bizim zararımızı ne noktaya taşıyacağı hesap olarak ortada. Bazı ilaçların eczaneye yaratacağı zarar bu kadar diye yetkililere anlattık, bunu değiştirmeye karar verdiler. Bakanlara anlattık, bizim damla küçülmeye tahammülümüz yok. Biz elimizden çıkan bütün gücümüzle karşı çıkarız çünkü Pazar büyürken biz büyümedik. Bu noktada da bir kendimizi izahta sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum. Biz rakamlara hakimiz ama daha dinamik ve küçük bir ekiple de bu işleri sürekli çalışıp bu zararın mutlaka telafini isteyeceğiz. Bunun da telafi yolu olarak meslek hakkını görüyoruz. Bence bu makama, bu örgütte gelebilecek çok daha yetenekli arkadaşlar var ama bugün burada biz varız, inanın büyük biz özveriyle gece gündüz çalışıyoruz. Yani bir örgüt kendi gençlerini, kendi dinamiklerini, kendi büyüklerini, kendi çalışanlarını, kendi seçtiklerini de bu kadar demoralize etmemeli. Ben burada şunu bekliyorum ya 5-6 tane arkadaşım desin ki ben gerekirse 10 gün burada yatar kalkarım hep beraber çalışalım. Gelin şu konuda bir şeyler yapın. Hakikaten buna ihtiyacımız var. Gücümüz de yerinde moralimiz de yerinde her şey tamam. Ben hiç de inanmıyorum devletin bu yaptıklarına karşın bu örgütün teslim olacağına ama akıl almaz bir biçimde birbirimizin moralini bozuyoruz. Bun inanıyorum ki, hep beraber olursak meslek hakkı da alırız. Bu 51 ECZ. ERDOĞAN ÇOLAK TEB GENEL BAŞKANI Geldiğimiz nokta şu; kamu kurum ıskontalarıyla ilgili bir adım atabiliriz. Bu görüşmelerin sonucunda çıkarttığımız şey budur. Bu adımın boyutu ne olur? Bunu önümüzdeki birkaç günlük, bir haftalık, on beş günlük süreç gösterecek. Ama burada önemli bir şey var. Tarihsel bir şey var. Oda meslek hakkı ifadesinin çok küçük de olsa bir karara bağlanmasıdır. Bizim buradaki zararımızı büyük ölçüde telefi edecek bir şeydir ve süreçte buradan herhangi bir zarar olmayacak bir şeydir. Her şeyden arındırılmış bir şeydir ve her yıl üzerine bir şey koyabileceğimiz somut, elle tutulur bir olgu haline dönüşmüştür. Onun için geldik buraya, bunları tartışmak için geldik. Bunun için diyalog sürecimiz devam ediyor. Çözemezsek sizi elbette bir daha çağıracağız. Görüşmelerimiz devam ediyor Çözemiyorsak karşılığını vereceğiz elbette. Burada hiç kimse farklı bir şey söylemedi. Herkes bir tavır konulması noktasında. Burada bir komisyon kuralım, burada gönüllü arkadaşlarımız varsa hemen kuralım komisyonu. O arkadaşlarla bizler de oturup çalışalım. Komisyon hem yapılacakları planlasın hem de müzakere sürecinde birlikte hareket edelim, meslek hakkını ete kemiğe büründürecek bir komisyon olsun. Diğer görüşmelere de bu arkadaşlarımızı katalım diye düşünüyorum. Şu cümlelerle bitirmek istiyorum. Gerçekten yoğun gündemlerimiz var. Hepimizin yoğun gündemleri var. Türkiye sancılı ve inanılmaz bir süreçten geçiyor Türkiye ve herkes bu süreçten etkileniyor. İşte dün sağlık hizmetini, ilaç hizmetini bedava alan insanlar, birinci basamakta bile Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen aykırı bir karar alındı. Anayasa’da birinci basamak sağlık hizmetlerinden ücret alınamazdı. Bunu tersine çevireceğiz tabi, tüm bunlarla ilgili birlikte yol almamız gerekiyor. Biz de Merkez Heyeti olarak, bu başkanlar danışmadan aldığımız önemli noktaları birlikte değerlendirelim, takvimleyelim bir deklarasyona dökelim ve sizinle de bunu hemen hızlı bir biçimde paylaşalım. Katılımınız için tekrar teşekkür ederiz arkadaşlar. TEB HABERLER ECZ. ÖZGÜR ÖZEL eczacı odası başkanımız ve bu Merkez Heyetimiz, 20 yıl sonra şu tarihten itibaren Türkiye’de bir meslek hakkı aldığı için eczacılar tarafından minnetle anılacak. Hepinize teşekkür ediyorum. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 yetkimizi kullanmak suretiyle, SUT’ta ve Protokolde yapılacak değişiklikle reçetede yazılı bir ilaç yerine, daha ucuz eşdeğerinin verilmesi halinde, aradaki farkın yarısını eczacının alması sağlanmalı. 13 FIP Ecz. Hilmi ŞENER Ayşen YALMAN U luslararası Eczacılık Federasyonu (FIP) Kongresi, Türk Eczacıları Birliği’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşti. 69 uncusu düzenlenen Kongreye, dünyanın 125 farklı ülkesinden ve Türkiye’den yaklaşık 5 bin eczacı, 200 konuşmacı katıldı. Eczacılık alanındaki dünyanın en büyük organizasyonu olan FIP, her yıl başka bir ülkede Kongre düzenleyerek, ortak sorunlar için çözüm üretiyor, geleceğe ışık tutuyor. Birliğimizin 3 yıllık bir çalışmayla gerçekleştirdiği Kongre’nin bu yılki konusu ise; “Dünya Hasta: Kim Sahip Çıkacak?” oldu. ruz. Mesleğimiz ve sağlık alanı açısından, önemi tartışmasız böylesine güzel bir organizasyonun İstanbul’da gerçekleştiriliyor olmasının, kongrenin evrensel vizyonu ile birebir uyumlu olduğuna inanıyorum. O nedenle, İstanbul’un doğu ve batı arasında bir köprü olduğunu söylemeyeceğim sizlere. Bizim mesleğimizin doğusu ve batısı yok. Amacımız, dünyanın neresinde olursa olsun, hasta sağlığını iyileştirmek. İşte bu ortak hedef, bizleri bugün bir araya getiriyor. Sadece şunu ifade etmek isterim ki; ana tema olarak bugüne kadar hasta sağlığı konusunda aldığımız yolun sonuçlarının bir muhasebesinin yapılacağı bu kongrenin, İstanbul’da olmasından büyük bir onur duyuyoruz. Sağlık profesyonelleri olan bizler, uzunca bir zamandır sadece hastalarımıza ilaç sunmanın ötesinde, sorumluluklarımız olduğu- 3-8 Eylül 2009 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kır- nun bilincindeyiz. Hastalara hizmet vermekle, genel dar Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kongre’nin toplum yararı için çalışmanın birbirinden ayrılmaz açış konuşmasını FIP Başkanı Kamal Mıdha yaptı. 2 olduğu gerçeğinin farkındayız. İnanıyoruz ki; bir bin kişinin katıldığı açılış töreninde konuşan Mıdha, mesleği yücelten, onun toplum nezdindeki saygın- bu yıl İstanbul’da ve Türkiye’de olmaktan son derece mutlu olduklarını belirterek, Kongre’nin dostluk ve barış dolu görüntülerle sonlanmasını istediklerini iletti. Mıdha, dünyanın dört bir yanından gelen ec- 14 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER zacılara ise; “Hoşgeldiniz, bize güç verdiniz” dedi. Mıdha’nın ardından ev sahibi olan Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak bir konuşma yaptı. Çolak özetle şunları söyledi: “Tarihin gizemli dehlizlerinde gezerken bugünün sürprizleriyle her an karşılaşabileceğiniz bir şehirde, İstanbul’da sizleri selamlamaktan büyük mutluluk duyuyoEcz.Erdoğan Çolak FIP Kamal Mıdha metropolde, Asya’da, Afrika’da, gelişmiş dünyada, yalnız olmadıklarını ve aynı ulvi amaca hizmet ettiklerini, tüm dünyaya aynı anda duyuracak ve kader birliğimizi güçlendirecek bu sembolik günün, bizleri daha da yakınlaştıracağını; fiziksel mesafeleri ortadan kaldıracağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Çolak’ın bu önerisi FIP tarafından da kabul edildi. Bundan böyle 25 Eylül “Dünya Eczacılar Günü” olarak kutlanacak. lığı ve işlevidir. Mesleğimizin meslek olarak işlevini arttırmak için bir şeyler yaparken, toplum yararına da hareket ettiğimizi biliyoruz. Ecz. Erdoğan Çolak’ın ardından Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep Akdağ da bir konuşma yaparak, dünyanın neresinde olursa olsun eczacıların ve devletin en önemli görevinin tedaviye ve ilaca ihtiyacı olan insanlara, gerekli ilacı yeterince ve zamanında ulaştırmak olduğunu söyledi. Dünyadaki eczacıların, Türkiye’de böylesine önemli bir organizasyonu Öte yandan TEB Başkanı Çolak, 25 Eylül gününün gerçekleştirmiş olmalarından büyük onur duyduğu- “Dünya Eczacılar Günü” olarak kutlanması yönün- nu belirten Bakan Akdağ, “Türkiye’de ilaç ücretle- de bir öneri getirerek; “Bizler, belki de hizmetimizin rinin neredeyse tamamı Genel Sağlık Sigortası ve evrenselliğinin en iyi temsil edildiği coğrafyalardan Devlet imkanlarıyla ödeniyor. Bunun dünyada da birisi olan İstanbul’da ve ilk bitkisel drogları insan- böyle olmasını arzuluyorum” dedi. lığın hizmetine sunan Galenos’un memleketinde yapılan 69 uncu Dünya Kongresi’nin, tüm dünya eczacılarına bir Dünya Eczacılık Günü armağan etmesini canı gönülden arzuluyoruz. Bu nedenle, bu kongrede FIP’in 1912’deki kuruluşu olan 25 Eylül gününü Dünya Eczacılık Günü olarak kutlama kararını hep birlikte almak istiyoruz. Biz Türkiyeli eczacılar, ilk bilimsel eczacılık okulunun açıldığı 14 Mayıs’ları 170 yıldan beridir kutluyoruz. Mesleki birlik ve dayanışmamızın doruğa çıktığı bu günlerin sayısını artırmak, dünya eczacılarının dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar; bir köyde, büyükşehirde, ÖDÜL TÖRENİ Konuşmaların ardından FIP Üstün Hizmet Ödülü Hollanda’dan Gretie Rolf Von Den Baumen’e, Üstün Çalışma Ödülü İngiltere’den Collin R. Hitchings’e, Farmasötik Çalışmalarda Ömür Boyu Başarı Ödülü Brezilya’dan Dr. Jaldo De Sousa Santos’a, Host Madsen Ödülü Japonya’dan Prof. Dr. Yuichi Sugiyama’ya, Fellows Ödülü Hollanda’dan Dr. Dirk Maarten Barends, İsviçre’den Dr. Michel Buchman, Amerika’dan Prof. Stanley Shaw, Almanya’dan Prof. Martin Schulz ve Hollanda’dan Dr. Dick Tromp’a verildi. TEB HABERLER 25 EYLÜL DÜNYA ECZACILAR GÜNÜ Recep Akdağ Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 Eczacılık mesleğinin son yıllarda genel olarak toplumsal yararın korunması bakımından da işlevi genişliyor. Kronik hastalık bakımından, doğal felaketlerde ilaç ve eczacılık hizmeti vermeye, çevre sağlığının korunmasından evde bakıma kadar, pek çok alanda eczacılık mesleği mensupları, artık daha aktif olarak çalışıyor. Birleşmek başlangıçtır, birliği sürdürmek gelişmedir, birlikte çalışmak başarıdır. Dünya çapında başarılı bir mesleğin mensupları; hepiniz tekrar hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.” 15 FIP Gala Yemeğinde FIP Başkanına bir plaket verildi Ödüllerin sahiplerine takdim edilmesinin ardından, Shaman Dans Grubu’nun Anadolu ezgileriyle bezenmiş gösterisi büyük bir ilgiyle izlendi. Kongrenin ikinci gününden itibaren sunumlar ve paneller yapıldı. “Türkiye’deki Serbest Eczacılıkta Mevcut Olan Eğilimler” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Türk Eczacıları Birliği Denetleme Kurulu Başkanı Ecz. Şerif Boyacı, Türkiye’de eczacılık mesleğiyle ilgili yürürlükte bulunan yasa ve yönetmelikler ile ilgili bilgi verdi. Yabancı konukların büyük bir merakla dinlediği sunumda Boyacı ayrıca, Türk Eczacıları Birliği’nin organizasyon yapısından ve eczacılık fakültelerinin durumundan da söz etti. Shaman Dans Grubu’nun gösterisi herkes tarafındn çok beğenildi 16 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER PANELLER, SUNUMLAR VE ÇALIŞTAYLAR Toplam 6 gün süren Kongre’nin ilk gününde çeşitli konularda eğitimler ve çalıştaylar yapıldı. Kongre çerçevesinde “Eczacılık Uygulamasında Yenilikçiler Forumu” başlıklı eğitim gerçekleştirildi. Ayrıca “Eczanelerde Kalite Çalışması Tecrübeleri”, “Eczanelerde Kalite Çalışmaları İçin Uluslararası İşbirliği”, “İlaç Bilgi Hizmetlerini Geliştirme”, “Dünyada ve Türkiye’de Farmakovijilans Uygulamaları” başlıkları başta olmak üzere mesleği ilgilendiren hemen her konuda çalıştaylar düzenlendi. “Dünya Hasta: Kim Sahip Çıkacak?” başlığıyla düzenlenen Kongre’nin üçüncü gününden itibaren önemli sunumlar yapıldı. Dünyanın dört bir yanından gelen uzman kişiler, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin sağlık alanında başta ilaca erişim olmak üzere yaşadığı sorunları ve çözüm yollarını aktardı. Almanya’dan Nina Griese, “İlaçlarla İlgili Sorunlara ve Bu Sorunlara Örnekler” başlıklı konuşmasında; ilacını dozu, kullanımı ve yan etkileri konusunda eczacılara büyük görevler düştüğünü belirtti. Yanlış ilaç kullanımı konusunda dünyadaki hemen herkesin önemli sıkıntılar yaşadığına dikkat çeken Griese, “Her 5 hastadan biri ilaçlarla ilgili mutlaka sıkıntı yaşıyor. Bunu en aza indirgemek tabiî ki eczacıların görevleri. Bu sebeple eczacıların danış- FIP Kongre’ye dünyanın dört bir yanından katılım oldu. için projeler üretmeleri gerekir. Eczacıların ayrıca kendi ülkelerindeki karar mekanizmalarını harekete geçirmek için baskı unsuru olmaları ve hasta sağlığının korunması için teşvik etmeleri gerekir.” Japonya’dan Türkiye’ye gelen Hıtoshi Sasakı: “Kişiye Özel İlaç Kullanımı” başlıklı sunumunda ilaçlarla ilgili sorunların çözümünün, farmakoloji ile genetik arasında ilişki kurmaktan geçtiğini; genetik mutasyonların ilaçlara gösterilen tepkilerde farklılıklar yarattığını söyledi. Genetiğin kişiye özel ilaç üretiminde farmakolojiye yön verdiğinin altını çizen Sasakı, kişiye özel ilaç araştırmalarında klinik değeri olan verilerin öne çıkarılması gerektiğini savundu. “Eczanelerde Farmakogenetik Uygulamalar” başlıklı bir sunum yapan Hollanda’dan Vera Dener; bu TEB HABERLER Kongre boyunca, 6 ayrı salonda, aynı anda yapılan sunumlardan en ilgi çekenlerden bir tanesi, Hans Hogerzeil’in sunumuydu. Dünya Sağlık Örgütü İlaç Direktörü Hans Hogerzeil “Gelişmiş Ülkelerin Sağlık Alanında Karşılaştığı Sorunlar” başlıklı sunumunda özetle şöyle söyledi: “Bizler FIP ve WHO olarak sağlık alanındaki sorunları ortadan kaldırabilmek için birlikte hareket ediyor, birçok proje üretiyoruz. Zaman içinde gördük ki, özellikle gelişmemiş ülkelerdeki eczacıların, ülkelerindeki sağlık sorunlarına etkisi büyük. Bu nedenle eczacıların sorumluluklarının farkında olarak hareket etmesi, sağlığı düzeltmek “Ecza Depoculuğunun Geleceği" konulu panele ilgi büyüktü. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 manlık görevleri çok kritik bir noktada. Buna herkesin son derece dikkat etmesi gerekir” dedi. Toplantılara Brezilya ekibiyle birlikte katılan Carlos Vidotti, geçiş ülkelerinde ve gelişmekte olan ülkelerin sağlık alanındaki sorunlarını aktardı. Vidotti, “Hanta Virüsü, Sars Virüsü, Kuş ve Domuz Gribi Virüsleri, Tüberküloz ve Sıtma Virüsleri ile HIV Virüsü halen dünyayı tehdit ediyor. Bu nedenle, birinci basamak sağlık hizmetleri ve ilaca güvenli şekilde ulaşımını sağlanması büyük önem taşıyor. İlaçların doğru kullanımı ile dünya üzerinde 30 binden fazla kişinin bu hastalıklardan korunması mümkün. Ancak ne yazık ki bu tip hastalıklarda, devletler yeterince araştırma yapmıyor, zayıf kalıyor. Bu tip bulaşıcı ve salgın riski olan hastalıklardan korunmak bir devlet politikası haline getirilmeli ve hastalığı yok etmek için sağlık hizmeti ücretsiz olmalı” dedi. 17 FIP ancak bunların maliyeti şu an için çok yüksek” dedi. alanda çok sayıda çalışma yapıldığını, ancak bilimsel kanıt sayısının yetersiz olduğunu söyledi. Dener, “bu araştırmaların maliyeti çok yüksek, bu nedenle yetersiz kalıyor” dedi. Dener’den sonra kanser ilaçlarıyla ilgili araştırmaları anlatan Avustralyalı Ross Mckinon, artık kanser hücrelerine direkt etki eden ilaçların kullanıldığını belirterek, “kişiye özel tıbbın kanser alanında daha geliştiğini söyleyebiliriz. Artık kişinin kanser rahatsızlığına göre uygun ilaç geliştirilerek klinik çalışmalar daha iyi tasarlanmış oluyor. Bu tip tedavinin bir kısmı Avustralya’da onaylanmış durumda. Çok sayıda ilaç FDA tarafından onaylandı 18 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Kongre’nin açılışına 2 bin davetli katıldı. Kongre’nin önemli sunumlarından bir tanesi de bilenen ve uygulananlar arasındaki farkları ortaya koyan oturumdu. ABD’den katılan Lıyle Bootman konuşmasını ekonomik sonuçlar üzerine yaptı. Bootman, bilinçsizce ilaç kullanmanın önemli ekonomik kayıplara neden olduğunu vurgulayarak, “sadece bunu yönetmek için benim ülkemde hastanelerde profesyoneller çalıştırılıyor” dedi. Bootman bu tip kontrollerin ekonomiye etki edeceğini, daha çok verim alınacağını belirterek, hatalı kullanım ve advers etkilerin maliyeti azaltacağını söyledi. Yapılan bir araştırmaya göre, ilaçlarla ilgili sorunların neredeyse yüzde 70’inin önlenebilen sorunlar olduğunu kaydeden Bootman, “doğru adımlar atılırsa çok ciddi tasarruflar sağlanabilir, bazı hastalıklar önlenebilir” dedi. Yine ABD’den katılan Lisa Gersema ise, eczacıların hasta odaklı çalışması gerektiğini, sadece bilmenin yeterli olmayacağını, uygulamada da eczacılara büyük görevler FIP düştüğünü söyledi. Gersema ayrıca, eczacılık fakül- Eczacılar olmazsa sistem çökebilir. Bu nedenle ec- telerinin eğitimlerinde, bu değerlere önem verilmesi zacıların hesap verebilirliklerinin önemli olduğunu ve teknolojik altyapılarının iyi kurulması gerektiğini ve bu konuda çalışmalar yapılması gerektiğini dü- savundu. Serbest eczacılık uygulamalarıyla ilgili bilgi şünüyorum” dedi. veren Danimarka’dan Charlotte Rossing, ülkesinde hasta kılığına girip eczanelerin verdikleri danışman- Kongre’de Avrupa Adalet Divanı’nın eczacılar ile lığı denetlediğini söyledi. Eczacıların verdikleri da- ilgili verdiği karar da tartışıldı. Kararı son derece nışmanlık hizmeti karşılığında devletten belirli oran- olumlu bulan dünya eczacıları; eczacıların bundan larda ödeme alabildiklerini belirtti. Rossing ayrıca, sonra daha dikkatli olmaları ve halka yaygın sağlık ülkesinde danışmanlık için bir kılavuz bulunduğunu ve sosyal hizmetler sunmaları gerektiği görüşünde ve bu kişilerin diğer sağlık çalışanlarıyla işbirliği için- birleştiler. çok önem verildiğini, bu şekilde hastaların tedavilerinin çok daha kolay olduğunu söyledi. Kanada’dan Derek Jorgenson, ülkesinde ilaç değerlendirme ve danışmanlık hizmetinin yeterince yaygın olmasına rağmen eczacıların yeteri kadar değer görmediğini ifade etti. Eczacıların danışmanlık görevi için bir bedel almadığını söyleyen Jorgenson, “eczacılar bedel almadıkları için hesap vermiyorlar. Yani bir hata yaptıklarında onlardan hesap sorulmuyor; çünkü bu iş için bedel almıyorlar. Oysa eczaneler de, hekim ve hemşireler kadar önemli bir görevi yürütüyorlar. “Türkiye’de Ecza Depoculuğunun Geleceği” “Türkiye’de Ecza Depoculuğunun Geleceği” başlıklı panel de Kongre’nin en çok ilgi çeken bölümleri arasındaydı. Moderatörlüğünü TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel’in yaptığı panelde, Selçuk Ecza Deposu Genel Müdürü Sonay Gürgen, Hedef Alliance Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve TEKB Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit konuşma yaptılar. Özel, ecza depoculuğunun gelişme dönemini içeren bir sunum yaptı. Sonay Gürgen ise, 1958 yılında kurulan ve bugüne kadar devam eden Selçuk Ecza Deposu’nun öyküsünü anlattı. TEB HABERLER ise, kendi ülkesinde eczacının danışmanlık görevine Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 de çalıştığının altını çizdi. ABD’den Jill Martin Bone 19 FIP Gürgen, yaşanan krizin depoculuğu da vurduğunu belirterek, “Selçuk Ecza Deposu, İMKB ve SPK tarafından denetlenen şeffaf bir yapıdır” dedi. Ethem Sancak ise konuşmasında, Hedef Alliance’ın yapısını anlattı. Sancak, ürünleri eczacıların ayağına kadar getirmenin neredeyse mümkün olmadığı dönemlerde bunu yapabilen nadir depolardan olduklarını ve bunun da kendilerini büyüttüğünü ifade etti. Sürsajı kaldırdıktan sonra atağa geçtiklerinin altını çizen Sancak, dünyanın çeşitli ülkelerinde ve Türkiye’deki depolarında yaklaşık 15 bin çalışanlarının olduğunu söyledi. Sancak’ın ardından söz alan Abdullah Özyiğit ise, kooperatifçiliğin geçmişini, geleceğini ve önemini vurgulayan bir sunum yaptı. Özyiğit, 70’li yıllardan itibaren kooperatifçiliğin geliştiğini belirterek, “krizlerden bizler de etkileniyoruz. Ancak bunu örgüt- lenerek aşabiliyoruz. 2001 yılında yeniden yapılanarak TEKB çatısı altında hareket ettik, bugünlere geldik. Kooperatifler, eczacılar için çok anlamlı yapılardır. Çünkü eczacının sahibi olduğu dağıtım kanalı kooperatiflerdir. Eczacıyı ve derdini çok daha iyi anlar” dedi. Toplam 6 gün süren Kongre boyunca, hasta güvenliğinden eczacının görevlerine, dünyadaki ilaç ve eczacılık alanlarındaki gelişmelerden hastaya özel çözümlere ve farmakogenetik çalışmalara kadar sağlık alanındaki ve hastaları ilgilendiren hemen her konuya değinildi. Katılımcılar, “Türk konukseverliğine yakışır bir organizasyon” olarak ifade ettikleri Kongre’den, son derece memnun bir şekilde ayrıldılar. Bizler de bu organizasyonların öneminin farkında bir örgüt olarak, ufkumuzu genişletecek, bizleri yeniliklerle buluşturacak bilimsel kongreler yapmaya devam edeceğiz. 20 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Dünyadaki eczacılık örgütü yöneticilerine Dolmabahçe Sarayı’nda Gala Yemeği verildi. DOSYA ECZACILIK MESLEĞİ ve ETİK Doç. Dr. Selen YEĞENOĞLU Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim Dalı B aşlığı bir iki saniye önce okudunuz. Yazdık- zacılık etiği ve mevzuatı” veya sadece “eczacılık larımı okumadan önce sizden ricam önce- etiği/deontolojisi” ya da “eczacılık mevzuatı” baş- likle eczacılık eğitiminiz ve mesleğimiz üze- lıklı derslere sahip olan fakültelerin sayısı -eczacılık rine bir düşünmeniz… Bir film şeridi gibi eczacılık eğitiminin süresi uzadığı halde- ne yazık ki bir elin fakültesine adım attığınız andan itibaren olan geliş- beş parmağını geçmiyor. Hal böyle olunca da gerek meler, yoğun ders programınız, stajlarınız, bitmek yazılı gerek görsel medyada meslektaşlarımıza ait tükenmek bilmeyen sınavlarınız, en sonunda mezu- etik bir bozulma duyduğumuzda çok üzülmekle bir- niyetiniz ve eczacılığın oldukça çok seçenekli olan likte elden fazla bir şey gelmiyor. dallarından birinde uzmanlaşmanız… Aldığımız eğitim (ki yazıyı okuyanların büyük bir bölümü dört yıllık eğitim sonucu eczacılık diplomalarını aldılar) ne zorlu bir eğitimdi hatırlayınız. Tıbbın ve fen bilimlerinin temel konularından başlayarak, mesleki dersleri görmemiz, uygulamalarıyla haşır neşir olmamız. Eğitimimiz şu an beş yıllık bir süreci kapsıyor. Yani bu demektir ki dört yıldan sonra gelen sonuncu yılda da yine mesleki dersler ve stajlar daha da bir yoğun ve dört yılı pekiştiren biçimde eczacılık eğitimi tamamlanıyor. Bütün bu yoğunluk içinde acaba eczacılık etiği, deontoloji kuralları, güncel yaşamda karşılaşılan etik vakalara dayalı problem çözümlemeleri eğitimde ne derece ağırlıklı acaba? sinin bu olduğunu düşünmekteyim: Eczacılık eğiti- hiçbir etik sorun yaşanmıyor” gibi bir iddiada bulun- minde etik başlıklı derslerin bulunmaması. Bu konu- mak çok büyük bir iyimserlikten öteye gitmeyen bir lara hakim hocaların bizzat derse girerek, eczacılığa sav olur kanımca. Ancak bunda eğitimde eczacılık aday öğrenciye etkileşimli ders verilmemesi sonucu etiği ve mevzuatı konularına hiç yer vermiyor olmak etik değerlerden uzak hareket eden meslektaşlara bu savın ne yazık ki doğrulanmamasında önemli bir rastlamak maalesef ki hep olası olacak. Dolayısıyla rol oynuyordur diye düşünüyorum. Ülkemizde “ec- mesleğimizde etik kuralları çiğneyen meslektaşları- TEB HABERLER İçinde yaşadığımız toplumda “eczacılık alanında Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 Mesleğimizde etik bozulmaların nedenlerinden biri- 21 DOSYA mızın olmamasını istiyorsak, biz eğitimci eczacılara ve/veya fakülte yönetiminde bulunup, eğitimde söz sahibi olan diğer meslektaşlarımıza çok önemli görevler düşmektedir. Belki diyebilirsiniz ki, eczacı meslek eğitiminde görmediği etik konularının eksikliğini meslek içi eğitimlerle de giderebilir. Evet, tabii bu da mümkündür. Ancak çok önemli olduğuna inandığım bir atasözümüz var: “Ağaç yaşken eğilir” atasözü. Öğrencilik yıllarında- hele ki üniversite yılları- öğrenilen bilgiler hayatta kolay kolay unutulmuyor. O nedenle eczacılık etiğinin ülkemizdeki tüm eczacılık fakültelerinde öğrenciye mutlaka verilmesi gereken bir ders başlığı olduğunu düşünüyorum. Bu temel eğitim sonrasında elbette meslek içi eğitim programlarıyla ve mesleğimizin farklı branşlarında çalışan eczacılarımızın katılımıyla örnek olaylar ve etik sorunlara çözüm yolları çok daha anlaşılır ve akılda kalıcı bir biçimde pekişebilir. Aslında mesleğimizdeki etik bozulmalar sırf eczane eczacılığına da özgü değildir. Akademik eczacılıkta, ilaç endüstrisinde, hastane eczacılığında, sağlık bakanlığına bağlı kamu kurumlarında çalışan eczacılar arasında da etik sorunlara veya bozulmalara rastlamak mümkündür. Ama elbette meslektaşlarımız (diğer Eğitimin yanı sıra, etik davranışları kazanmanın bir diğer yolunun, mümkün olduğunca eczacılık mesleğini layıkıyla yapan meslektaşlarla ve meslek örgütleriyle haşır neşir olmaktan geçtiğini düşünmekteyim. Zira eczacılık fakültesinde öğrenciyken, bir grup sınıf arkadaşımla, çok sık Ankara Eczacı Odası ve Türk Eczacıları Birliği’ne gittiğimi hatırlarım. Tabii bir şansım da eczane eczacılığı stajımı, mesleğini çok iyi yapan, yaşına rağmen idealistliğinden hiçbir şey kaybetmeyen, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin eski mezunlarından ve eczanesine eczacılık branşlarıyla karşılaştırıldığında) çok büyük bizzat ismini verdiği Eczacı İbrahim Bilir’in eczane- oranda eczane eczacılığı alanında çalıştıklarından, sinde yapmak olmuştur. Majistral ilaç hazırlamanın daha çok kamuya yansıyan ve medyada yer alan inceliklerini, öğrencilik yıllarında fakültemdeki ho- etik dışı haberler genellikle eczane eczacıları için calarımdan öğrenmenin yanı sıra, İbrahim Amca’nın olmaktadır. eczanesinin laboratuarında titizlikle hazırladığımız reçeteleri hiç unutamam. Bununla birlikte eczanesi- Bunların arasında sahte kupürler, faturalar, sahte ne gelen 7’den 70’e herkese aynı ilgiyi, sevecenliği ilaçları kanunsuz bir biçimde üretip satmak gel- göstermesi… 22 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER mektedir. Bunun yanı sıra eczaneden verilen yanlış ilaçlar - ki kimi zaman hastanın hayatını da tehdit Eczanesinden çıkanların reçetedeki her kalem ilacı eder bir boyuta ulaşabilir ilaç hataları- da bir diğer nasıl kullanacaklarını, saklayacaklarını, advers etki mesleki etik sorundur. Aslında bu gibi haberler bir gördüklerinde ne yapmaları gerektiğini en iyi şekil- yandan eczacılık etiği ve meslek kurallarını anlatan de kendisinden öğrenmiş olmaları anılarımda tap- biz eğitimciler için de materyal oluşturmaktadır. taze yaşıyor. Çünkü, yazılı ve görsel medyada yer alan bu tür haberleri genelde fakültemde okuyan öğrenciler de Ankara Eczacı Odası 80’li yılların sonlarında (bu en az benim kadar ilgi ve ibretle takip ettiklerinden, yıllar benim Hacettepe Üniversitesi Eczacılık karşılıklı tartışma ve doğru, etik olan davranış biçi- Fakültesi’ndeki lisans yıllarımdır) Konur Sokak’ta mini belirlemeye çalışma hem onlara hem de bana bir apartmanın giriş katında ve Türk Eczacıları Bir- çok şey kazandırmaktadır. liği de Farabi Sokak’ta şimdikinden daha ufak bir DOSYA olup eczacılığın değişik dallarında mesleğini yapan öğrencilerimizin hala hafızalarındadır şüphesiz. Çünkü, mektup hem çok dokunaklıydı hem de mektubun hemen ardından muvazaayı detaylı biçimde Sayın Şener’in vurgulaması öğrencilerimin konuyu iyice kavramasını sağladı. binada hizmet vermekteydi. Ancak her iki meslek örgütüne de gittiğimizde son derece sıcak ve ilgiyle karşılandığımız hala hafızamda capcanlıdır. Belki mesleğe ilişkin pek çok bilgiyi de bu meslek örgütlerinde öğrenmişizdir. Çünkü, periyodik olarak TEB mesleğe ilişkin seminerler düzenler, kimi zaman Türk kimi zaman da yabancı bilim adamlarını davet ederek, mesleğe ilişkin ufkumuzu genişleten konuşmalar yaptırırdı. 1988 yılında sonbaharın sonlarına doğru, yine TEB’in çıkardığı bir bültene hocam Prof. Dr. İsmail Üstel ile birlikte hazırlamış olduğumuz bir yazıyı dergi editörüne vermek için Türk Eczacıları Birliği’ne Eğitim, örnek alınacak meslektaşlar ve meslek örgütleri eczacıların etik davranmasında, onlara hangi gitmiştim. Orada karşılaştığım bir eczane eczacısı davranışın olması hangi davranışın olmaması gerek- muvazaalı bir eczaneyi beş yıl kadar işletmek duru- tiğinde yol göstericidir. Ancak kişinin kendi benli- munda kaldığını (muhtemelen maddi sıkıntı yaşadı- ği, vicdanı, mesleğini ve insan hayatını ne derece ğı için), bu süre sonunda da maliyeciler tarafından önemsediği de etik bozulmaların önüne geçilmesin- yakalandığını anlatmıştı. Adamcağızın muvazaa de veya etik dışı davranışların oluşmasında etkilidir. yüzünden başına gelmeyen dert kalmamıştı. Anlayacağınız daha derste başlık olarak muvazaa konu- Biz eczacılara düşen (mesleğin hangi branşında sunu görmeden, canlı örneğini bizzat muvazaa kur- çalışıyor olursak olalım) mesleğin şeref ve haysiye- türlü hayal bile edemezdim eminim. Bundan altı yıl kadar önce de öğrencilerime muvazaa konusunu anlatmasını, Türk Eczacıları Birliği II. tine aykırı davranışlardan her zaman kaçınmaktır. Unutmamalıyız ki yaptığımız bir kusurlu, etik dışı hareketin veya davranışın tüm meslektaşlarımıza ve mesleğimize olumsuz biçimde zarar vermesi söz konusudur. Bundan da daha önemlisi şudur ki; al- Başkanı Sayın Ecz. Hilmi Şener’den rica etmiştim. dığımız o zorlu eczacılık eğitimini bir kalemde silip Onun amfideki öğrencilerime yine muvazaa yü- atacak, toplumun gözünde mesleği ve kendimizi zünden neredeyse hemen her şeyini kaybetmiş bir sıfırlayacak biçimde etik doğruların dışına çıkmak meslektaşımıza ait okuduğu mektup, şimdi mezun hiçbir menfaate değmez. TEB HABERLER Muvazaanın başa nasıl dertler açabileceğini başka Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 banı meslektaşımızın kendi dilinden dinlemiştim. 23 PROTOKOL ECZANE BULUNMAYAN YERLERDE İLAÇ HİZMETİ Uzm. Ecz. Esra YANTURALI T .C. Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti arasında, “Eczane Bulunmayan Yerleşim Bölgelerinde Yaşayan Halka Yerinde İlaç Teminine İlişkin Protokol” imzalandı. Sosyal Güvenlik Kurumu ile Birliğimiz arasında 2008 yılı Protokolü imzalanması sürecinde, Protokole dahil edilmesi ve eczanelerden dönüşümlü olarak karşılanacak reçeteler kapsamına alınması önerilen “Eczane olmayan yerleşim bölgelerinde, sigortalı ve hak sahiplerine ait reçeteler” ile ilgili uygulama, öncelikle Birliğimiz Merkez Heyeti ve Protokol komisyonu tarafından değerlendirilerek gerekli çalışmalar yapıldı. Yapılan değerlendirmelerin ardından 2008 Yılı Protokolü 3.7 maddesi “g” bendi kapsamına alındı. İlk kez Manisa Eczacı Odası tarafından başlatılarak Adıyaman Eczacı Odası tarafından da başarı ile sürdürülen uygulamanın olumlu sonuçları, Birliğimiz ve Sağlık Bakanlığınca her iki ilimizde değerlendirilerek, sistemin tüm Türkiye geneline yaygınlaştırılması kararlaştırıldı. 24 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Birliğimiz tarafından Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan girişimler neticesinde, ilk olarak 01.07.2009 tarihinde Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Başkanlığında başlatılan Protokol çalışmaları sürecinde TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Mukaddes Harmancı görev aldı. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr.Seracettin Çom ve Genel Müdür Yardımcısı Dr.Halin Ekinci ile yapılan bir dizi görüşme sonucunda, Birliğimiz tarafından hazırlanan protokol taslağı üzerinde gerekli düzenlemeler yapıldı. Türk Eczacıları Birliği’nin, ilaç ve sağlık hizmeti sunan tüm eczanelerimiz arasında gelir adaletinin sağlanması ve bu suretle eczacılık hizmetinin toplumsal yararının artırılması amacıyla üzerinde uzun bir süredir çalıştığı Protokol 36.Dönem Merkez Heyeti tarafından sonuçlandırıldı. Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ile Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Uzm.Dr.Turan BUZGAN tarafından 18.09.2009 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdi. Konu 25.09.2009 tarih ve 4250 sayılı yazımız ile Bölge Eczacı Odalarına duyuruldu. Protokol; Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalanan 2009 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin İlaç Teminine İlişkin Protokolün ve Maliye Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti arasında imzalanan Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 3.7. maddesi, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 39/j maddesi hükmüne istinaden düzenlendi. 5258 sayılı Kanun gereği aile hekimliği uygulamasına geçilen illerin eczane bulunmayan bölgelerinde, Bakanlıkça aile hekimliği sözleşmesi yapılan veya yerine görevlendirilen hekimler ile aile hekimliği uygulaması olmayan illerde Bakanlığa bağlı sağlık ocağı hekimleri ve gezici sağlık hizmeti veren diğer hekimlerce, bu bölgelerde yaşayan ve kapsam dahilindeki kişilere yerinde sağlık hizmeti verilmesi sırasında düzenlenecek reçete muhteviyatı ilaçların, sözleşmeli eczaneler tarafından bu protokol dahilinde belirlenen sıralı dağıtım sistemi usul ve esasları çerçevesinde karşılanması hükme bağlandı.. 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun 14 ve 15 inci maddelerinde; belediyelere, tabiplere, veterinerlere, ziraat işletmeleri veya çiftlik veya sanayi müesseselerine, belirli şartların varlığı halinde ecza dolabı veya eczane açma hakkı tanınmaktadır. Tabipler tarafından söz konusu kanun hükümlerinden faydalanılarak, ülkemizin eczane bulunmayan bölgelerinde çok sayıda ecza dolabı açılmıştır. Bu protokol ile ilacın gerçek uzmanı eczacıların, eczane bulunmayan bölgelerde yaşayan halka fiilen ilaç temin etmesinin yolu açılmış ve eczacılık hizmetinin tamamen, mesleğin gerçek sahipleri olan eczacılar tarafından yürütülmesi hedeflendi. Birliğimiz tarafından, sağlık hizmeti sunumunu yaygınlaştırmak, meslektaşlarımız arasında etik bozulmayı engellemek ve kamu yararı gözetilerek halk sağlığına hizmet etmek amacıyla oluşturulan sıralı dağıtım sistemleri ile ilgili olarak, uygulamaya ilişkin şart ve usullerin belirlenmesinde Bölge Eczacı Odalarımız yetkilendirildi. ECZACILIK AKADEMİSİ MODERN FARMASÖTİK TEKNOLOJİ KİTABI ÖDÜL ALDI KİTABA TÜBA ÖDÜLÜ Bu arada, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)’nin 2009 Yılı Üniversite Ders Kitapları Telif ve Çeviri Eser Ödüllerini kazananlar belirlenmiş ve Doğa, Mühendislik, Sağlık ve Sosyal Bilimler alanında toplam 13 kitap Telif ve Çeviri Eser Ödülü’nü kazanırken, 12 kitap Kayda Değer Eser Ödülü’ne (Mansiyon) layık bulunmuştur. TÜBA, Eylül 1993’te yürürlüğe giren 497 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuştur. Kurucu üyelerin Başbakan tarafından atanması, ilk genel kurulun oluşturulması, başkan ve akademi konseyinin seçilmesi, başkanın atanması sonuçlandırıldıktan sonra Akademi, 7 Ocak 1994’te ilk çalışmalarına başlamıştır. TÜBA yasası gereği, Başbakana bağlı, tüzel kişiliği olan, bilimsel, idari, mali özerkliğe sahip bir kurumdur. TÜBA Türkiye’de tüm bilim alanlarında; araştırmaları, bilimci kişiliğini, araştırıcılığı özendirmek, bu alanlarda emeği geçenleri onurlandırmak, gençleri, bilim ve araştırma alanına yöneltmek, Türkiye’deki bilimcilerin ve araştırmacıların toplumsal statülerinin yükseltilmesi ve korunmasına çalışmak ve bilim ve araştırma standartlarının uluslararası düzeye çıkartılmasına yardım etmek amaçlarını güden bir kurumdur. Bu nedenle TÜBA’nın vermiş olduğu ödüller bilimsel alanda oldukça büyük öneme haizdir. Bu kapsamda “Modern Farmasötik Teknoloji” isimli kitabın Kayda Değer Eser Ödülü’nü (Mansiyon) almaya layık bulunması akademik ve bilimsel çevreler tarafından memnuniyet ve gurur verici bulunmuştur. TÜBA’nın verdiği bu ödüllerin, 5 Aralık 2009’da, Ankara’da yapılacak törenle takdim edileceği bildirilmiştir. TEB HABERLER Öğrenciler temel konularda türkçe kaynak bulmakta oldukça zorluk çekmektedirler. Diğer bazı sınırlı sayıdaki Türkçe kaynaklar da öğrenciye yönelik olmaktan daha çok, bilimsel olup bilim dallarına katkı sağlayan kitaplardır. 483 sayfa olarak hazırlanan “Modern Farmasötik Teknoloji” kitabı, öğrencilerin her zaman başvurabileceği Türkçe bir kaynak olmasının yanında, güncel bilgilerle donatılmış; öğrencilerin kolay anlayıp, kavrayabileceği bir şekilde hazırlanmış bir kitaptır. Kitap, öğütme, karıştırma, kurutma, süzme, sterilizasyon, koligatif özellikler, fazlararası denge ve faz kuralı, difüzyon, önformülasyon, reaksiyon kinetiği ve stabilite, temel farmakokinetik, çözeltiler, yüzeylerarası özellikler, kolloidler, emülsiyonlar, süspansiyonlar, aerosoller, deriden emilim ve deriye uygulanan yarı katı preparatlar, supozituvarlar, vajinal ilaç sistemleri, reoloji ve biyofarmasotik konularını içeren 22 bölüm içermektedir. Kitap, öğrenci kitabı olmasının yanı sıra eczane, kamu ve ilaç sektöründe çalışan eczacıların da konular ile ilgili bilgilerini geliştirme ve güncelleme ihtiyacına da destek verecek şekilde hazırlanmış olması ile dikkat çekicidir. Kitabın bölümleri, konu ile uzun zamandan beri çalışan, bu konularda yayınları ve deneyimleri olan öğretim üyeleri tarafından hazırlanmıştır. Kitap Eczacılık Fakültesi öğrencileri, Türk İlaç Sanayi üyeleri, eczacılar ve konularla ilgili bilgi edinmek isteyen herkes tarafından hızla tüketildiğinden Ocak-2009’da ikinci baskısı gerçekleştirilmiştir. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 G azi Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Nevin Çelebi, Prof. Dr. Füsun Acartürk, Prof. Dr. İlbeyi Ağabeyoğlu, Prof. Dr. Tanver Doğanay, Prof. Dr. Tuncer Değim, Doç. Dr. Sevgi Takka, Doç. Dr. Zelihagül Değim ve Doç. Dr Figen Tırnaksız 2007 yılında Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi yayını olarak “Modern Farmasötik Teknoloji” isimli Eczacılık fakültesi öğrencilerine yönelik bir ders kitabı hazırlamışlardır. İçerdiği konularla ilgili güncel bilgileri içeren bu kitap, eczacılık fakültesi öğrencileri için bir eksikliği gidermiştir. Mevcut kitaplar oldukça eski baskılardır ve hali hazırda hemen hepsinin baskısı tükenmiştir. 25 PROJE BU HAREKET DÜNYAYA İLAÇ GİBİ GELECEK TEB AR-GE Birimi M iadı dolmuş ilaçların etkin ve yaygın bir lerinde uygulanmaktadır. Bazı sistemler ülke düze- şekilde imha edilmesinin koşullarının ya- yinde iken, bazıları ise yerel ya da mahalli düzeyde ratılmadığı günümüzde bu ilaçlar bir yan- olabilmektedir. dan akılcı olmayan ilaç kullanımı, çocuklarda kazai zehirlenmeler, ilaç-ilaç etkileşimleri gibi nedenlerle Ülkemizde konuya ilişkin ilk çalışma olarak, 2008 toplum sağlığını olumsuz bir şekilde etkilerken, öte yılında EDAK Ecza Kooperatifi’nin 5 ay gibi kısa bir yandan bu ilaçların imha edilmelerindeki tek yol süre pilot olarak uygulamış olduğu “Miadı Geçmiş olan, bu kimyevi maddelerin çöplere bilinçsizce atıl- Ürünleri Toplama Kampanyası” gösterilebilir. Söz ması ve lavabolara dökülmesi eylemleri çevre sağlı- konusu kampanya çerçevesinde 330.000 kutu ilaç, ğını da doğrudan etkilemektedir. 120 varil sıvı ilaç EDAK üyesi eczacılardan prosedürlere uygun bir şekilde toplanarak, depolanmış, Zira artık zehir niteliği kazanmış bu ilaçlar yeral- ayrıştırma işleminden sonra bertaraf edilmek üzere tı su kaynaklarının ve dolayısı ile toprağın kimyevi imha tesisine gönderimi sağlanmıştır. maddelerle kirletilmesinin koşullarını oluşturmaktadır. Su sistemlerimizde mevcut farmasötikler, artık Söz konusu bu kampanyanın ışığında, Türk Ecza- çevre ve insan sağlığı açısından çok ciddi sonuçlara cıları Birliği uzmanlarının ve EDAK adına Ecz. Şule varabilecek seviyelere gelmiş olup, alarm vermek- İlkkurşunlu’nun katılmış olduğu çalışmalarla ana tedir. İnsan nüfusunun artması ve giderek yaşlan- hatları çizilen Evsel Atık İlaç Toplama ve Bertaraf ması atık ilaçların çevreye olan tehditlerinin her ge- Projesi, İzmir Eczacı Odası ile yapılan çalışmalar- çen gün daha da artmasına neden olmaktadır. Söz la revize edilmiş ve Mart 2009’da İzmir Kalkınma konusu atıkların bu zararlı etkilerini yok edebilecek Ajansı’ndan İzmir ilinde pilot proje olarak uygulan- veya azaltabilecek yöntemler geliştirilmesi oldukça mak üzere hibe desteği almaya hak kazanmıştır. acil bir önem taşımaktadır. 26 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER İzmir Eczacı Odası yürütücülüğünde, Ege ÜniversiToplumda kullanılmayan ilaçların sayısını azaltmak tesi Eczacılık Fakültesi, T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve bu durumla bağlantılı olan sorunları ortadan kal- ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ve EÇEV’in ortağı, dırmak ihtiyacı konusunda bir mutabakat söz konu- EDAK’ın iştirakçisi olduğu, Türk Eczacıları Birliği’nin sudur. Kullanılmayan ya da miadı dolmuş olan ilaç- ortaklığında ve eşfinansörlüğünde yürütülen proje- ların serbest eczaneler aracılığı ile toplanması ve nin amacı evlerde kullanılmayan veya miadı dolan yok edilmesi sistemi, organizasyon biçimleri farklı atık ilaçların eczanelerde kurulan özel bir sistem olsa da hemen hemen tüm Avrupa Birliği üye ülke- aracılığı ile geri toplanması ve imha ettirilmesidir. PROJE “Dünyaya ilaç gibi gelecek” Belediyesi tarafından sağlanan mekanda hizme- sloganı ile yola çıkılan pro- Merkezi’nden elde edilen veriler ve ilaçlarını ecza- je ile bir yandan, söz konu- te başlayan Atık İlaç Ayrıştırma ve Veri Toplama nelere getiren hastalar tarafından doldurulan anketlerden elde edilecek verilerle ülkemizde akılcı ilaç su ürünlerin yaşam döngüsü kullanımına ilişkin ilkelerin ve politikaların geliştiril- içerisinde etkin rol oynayan ilişkin detaylı bilgiye www.atikilac.com adresinden tüm paydaşlarda, yaygın bir mesine katkı sağlanmaya çalışılmaktadır. (Projeye ulaşılabilir.) kampanya ve eğitim yolu ile İzmir ilinde pilot olarak uygulanmaya başlanan Evsel farkındalık oluşturmaya ça- de pilot olarak uygulamasına geçilmesi ile birlikte, lışılırken, diğer taraftan bu Atık İlaç Toplama ve Bertaraf Projesi’nin İzmir ilinproje ortağı ve eşfinansörü olarak projede yer alan Türk Eczacıları Birliği’nin projenin Türkiye geneline bireylere çözümün bir parça- yaygınlaştırılması adına başlatmış olduğu savunu- sı olabilmeleri, miadı dolan Ekim 2009 tarihinde T.C. Çevre ve Orman Bakanlı- veya artık kullanmadıkları tüm tarafların dahil olduğu ilk toplantı gerçekleşti- culuk çalışmaları sonuçlarını vermeye başlamış, 16 ğı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü başkanlığında ilaçlarını güvenli bir şekilde rilmiştir. Türk Eczacıları Birliği, İlaç İşverenler Sen- ev ortamlarından uzaklaştı- bertarafını gerçekleştiren Ekolojik Enerji Şirketin- rabilmeleri için imkan sağ- genelinde atık ilaç toplama sistemi kurulması için lanmaktadır. dikası, Türkiye İlaç Sanayi Derneği ve atık ilaçların den yetkililerin katılımda bulunduğu toplantıda, ülke sistemin işleyişini belirleyecek bir yönetmeliğin hazırlanması için çalışmalar başlatılmıştır. İzmir’in çeşitli semtlerinde toplum ve çevre sağlığına verdikleri önemin göstergesi olarak eczanelerini aynı zamanda atık ilaç toplama noktalarına dönüştü- konu hakkında bilinçlendirmeye çalışmaktadırlar. Ayrıca, eczanelerden toplanan atık ilaçların geçici olarak depolandığı, Buca TEB HABERLER aynı zamanda hastalarını Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 ren 170 gönüllü eczacımız 27 EYLEM “Vatandaşın cebinden, sağlık çalışanının emeğinden tasarruf olmaz’’ sloganıyla yola çıktık, soluğu Kadıköy’de aldık. SAĞLIKTA DÖNÜŞÜME HAYIR! 28 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER “ Atakan ADALI EYLEM 1 8 Ekim 2009’da saatler 13.00’ü gösterdiğinde Kadıköy, ‘SAĞLIKTA DÖNÜŞÜME HAYIR’ diyen sağlık emekçileriyle beyazlara bü- ründü. Türk Eczacıları Birliği olarak biz de “Sağlıkta dönüşüm masalı’’nın sona erdiğini ve artık gerçeklerle yüzleşme vaktinin geldiğini düşünen; İstanbul Eczacı Odası, Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimleri Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Dev Sağlık-İş Sendikası’nın yanında yer aldık. İskele Meydanı’na akın eden 10 bin yürek, tek ağızdan ‘Sağlığımız emeğimiz mesleki onur için’, ‘Sağlığımız ve emeğimizden vazgeçmeyeceğiz’, ‘Hastaneler işletme çalışanlar ücretli köle değildir’,’Vatandaşın cebinden sağlık çalışanının emeğinden tasarruf olmaz’ diye haykırdı. Sesini yetkililere duyurmaya çalıştı. Sağlık hizmetinin herkesin hakkı olduğuna ve satın alınacak bir hizmet olmadığına inanan işçisinden emeklisine, öğretmeninden öğrencisine toplumun her kesiminden vatandaşlar da sağlık rine öncelik verilmesi ile ilgili haklı taleplerimizi dile getirdik. emekçilerinin yanında saf tuttu; hafta sonunu sıcak Türkiye’nin dört bir yanından gelen Konya, evlerinde geçirmek yerine, bizimle omuz omuza ve- Samsun, Bursa, Eskişehir, Diyarbakır, Isparta- rerek sloganlarımıza eşlik etti. Burdur, Tekirdağ, Malatya, Kocaeli, Edirne, yöneticilerine, Marmara Üniversitesi Eczacılık gücünü gösterme fırsatını bulduğu bu coşku dolu Fakültesi öğrencilerinin de destek vermesi, eczacı günde, eczacılar olarak vatandaşların ilaç dahil bü- dayanışmasının ulaştığı boyutları gözler önüne tün sağlık ihtiyaçlarının genel bütçeden karşılanma- serdi. Geleceğin genç eczacı adaylarını yanımızda sı, katkı payı, ilave ücret, fark ücreti ve benzeri tüm görmek, Türk Eczacıları Birliği olarak yarınlara daha ödemelerin kaldırılması, koruyucu sağlık hizmetle- da umutla bakmamızı sağladı. TEB HABERLER Sağlık emekçilerinin taraflı tarafsız herkese örgütlü Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 Kırklareli ve Batman Eczacı Odası başkanları ve 29 EYLEM TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak: Türkiye’de tüm alanlarda olduğu gibi, sağlık alanında da ciddi bir erozyon yaşanıyor. Türk Eczacıları Birliği olarak vatandaşın, sağlık emekçilerinin kaybını haykırmak için bugün yeniden alanlara geldik. Eczacılar olarak amacımız, sağlık hizmetlerinin paralı olmasını önlemek ve eczacıların bu dönemi en az zararla atlatabilmesini sağlamaktır. Meydanı dolduran binlerce sağlık emekçisi bu çabalarımızın boşuna olmadığının açık bir kanıtıdır. Artık yeter, bu sese kayıtsız kalmasınlar. TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel: Genel sağlık sigortasının hayata geçirilmesi hem hastalar için hem sağlık çalışanları için yıkım niteliğindedir. Bu yıkıma karşı, geçmişte olduğu gibi gelecekte de sesimizi her platformda yükseltmeye devam edeceğiz. Bugün bu özgürlük alanında hem eczacılarımızın hem de hastalarımızın sıkıntılarını dile getirerek; uygulanan politikalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini ifade etmeye çalışıyoruz. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz.Semih Güngör: Eylemlerimiz eczacının temel, mesleki ve ekonomik sorunları çözülene kadar devam edecek. Bu bir uyarıdır. Bu yalnızca eczacıların değil, bütün sağlık emekçilerinin uyarısıdır. Hükümetin uygulamaya geçirdiği sağlıkla ilgili uygulamaların vatandaşı ve sağlık çalışanlarını yok ettiğini artık birilerinin görmesi gerek. Bugün burada sadaka değil, 30 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER hakkımız olanı istiyoruz. Aynı saatlerde düzenlenen Avrasya Maratonu nedeniyle kapanan yollara ve bardaktan boşanırcasına yağan sağanak yağmura rağmen, İskele Meydanı’nı hıncahınç dolduran 10 bin sağlık emekçisi eylemin ardından, sağlıklı bir Türkiye adına, istekleri yerine getirilinceye kadar, yeniden meydanlarda buluşmak üzere alandan ayrıldı. BİZDEN HABERLER BİZDEN HABERLER Ecz.Berna SELÇUK Ecz.Esin YAVUZ Türk Eczacıları Birliği’nin, ilaç ve sağlık hizmeti sunan tüm eczanelerimiz arasında gelir adaletinin sağlanması ve bu suretle eczacılık hizmetinin toplumsal yararının artırılması amacıyla üzerinde uzun bir süredir çalıştığı “Eczane Bulunmayan Yerleşim Bölgelerinde Yaşayan Halka Yerinde İlaç Teminine İlişkin Protokol” 18.09.2009 tarihinde, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ile Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Uzm. Dr.Turan BUZGAN tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiştir. 5258 sayılı Kanun gereği aile hekimliği uygulamasına geçilen illerin eczane bulunmayan bölgelerinde Bakanlıkça aile hekimliği sözleşmesi yapılan veya yerine görevlendirilen hekimler ile aile hekimliği uygulaması olmayan illerde Bakanlığa bağlı sağlık ocağı hekimleri ve gezici sağlık hizmeti veren diğer hekimlerce, bu bölgelerde yaşayan ve kapsam dahilindeki kişilere yerinde sağlık hizmeti verilmesi sırasında düzenlenecek reçete muhteviyatı ilaçlar, sözleşmeli eczaneler tarafından bu protokol dahilinde belirlenen sıralı dağıtım sistemi usul ve esasları çerçevesinde karşılanacaktır. Birliğimiz tarafından, sağlık hizmeti sunumunu yaygınlaştırmak, meslektaşlarımız arasında etik bozulmayı engellemek ve kamu yararı gözetilerek halk sağlığına hizmet etmek amacıyla oluşturulan sıralı dağıtım sistemlerinin en kısa sürede hayata geçirilmesi çok büyük önem taşımaktadır. MUVAZAA İLE MÜCADELEDE YENİ BİR DÖNEM Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından 01.07.2009 tarihinde, eczacı odalarının Genelgenin yayımından sonra İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü başkanlığında TEB Genel Sekreteri ile Genel Müdürlük ve Türk Eczacıları Birliği avukat ve eczacılarından oluşan toplam 6 kişilik bir komisyon oluşturulmuş; komisyon toplantılarında, toplantıda dosyası görüşülecek olan eczacının kayıtlı bulunduğu ve muvazaa kanaati bildirmiş Eczacı Odalarından birer yöneticinin de hazır bulunması kararlaştırılmıştır. Bu komisyon bugüne kadar 06.08.2009, 20.08.2009 ve 10.09.2009 tarihlerinde olmak üzere üç kez toplanmış, bu toplantılarda görüşülen 21 dosyanın tamamı için oybirliği ile muvazaa kararı verilmiştir. Bu dosyaların hepsi, ilgili Bölge Eczacı Odaları tarafından muvazaa kanaati bildirilmekle birlikte İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ruhsat düzenlenme kararı alınan ve oluşan görüş ayrılığı nedeniyle 2009/40 sayılı Genelge gereğince değerlendirilmek üzere Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’ne gönderilen dosyalardır. Komisyon toplantıları sonrasında İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğünce, ilgili İl Sağlık Müdürlüklerine yazılı bildirimde bulunularak, dosyalar hakkında alınan kararlar bildirilmiş; böylece, Bölge Eczacı Odaları tarafından muvazaalı kanaati oluşan eczanelerin açılmaması sağlanmıştır. TEB HABERLER NİNE İLİŞKİN PROTOKOL” İMZALANDI etkinliği ve muvazaa ile mücadele konusunda Odalarımız ve Birliğimiz açısından son derece önemli olan, İlaç, Eczacılık Müdürlüğü ile eşgüdüm içinde çalışmaya, muvazaa ile birlikte mücadeleye olanak tanıyan 2009/40 sayılı Genelge yayımlanmıştır. Bu Genelge, Birliğimizin web sayfasında “YENİ BİR DÖNEM” başlığı ile duyurulmuş, genelgenin yayımlandığı tarihten bu yana sürdürülen çalışmalar da muvazaa ile mücadele açısından yeni bir dönemin başladığını açık bir şekilde göstermiştir. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 “ECZANE BULUNMAYAN YERLEŞİM BÖLGELERİNDE YAŞAYAN HALKA YERİNDE İLAÇ TEMİ- 31 BİZDEN HABERLER Bu yeni dönemi İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ve Türk Eczacıları Birliği muvazaalı eczane açılışlarına ve mevcut muvazaalı eczanelere karşı bir seferberlik durumu olarak nitelemekte ve konuya ilişkin tüm üyelerimizin katkı ve çabalarını beklemektedir. EŞDEĞER İLAÇ UYGULAMASI İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİK YAPAN 2009/120 SAYILI GENELGENİN İLGİLİ MADDELERİNİ SÜRESİZ ERTELEYEN 2009/125 SAYILI GENELGE YAYIMLANDI Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanan 12.10.2009 tarih, 2009/120 sayılı Genelge ile eşdeğer ilaç uygulaması tanımı değiştirilmiş, ayrıca, Angiotensin Reseptör Blokörleri, Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlardan rosiglitazon+metformin kombinasyonu gibi bazı ilaç gruplarının reçeteye yazım ve geri ödenme koşullarında değişiklikler yapılmıştır. 32 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Genelge ile yapılan düzenlemeler hakkında derhal ilgili Bakanlıklara görüşme talebimiz sunulmuş; 13.10.2009 tarihinde, Merkez Heyetimiz Sağlık Bakanı Sayın Prof.Dr.Recep Akdağ ile bir görüşme yapmıştır. Görüşmede, Genelge ile yapılan düzenlemelerin yaratacağı olumsuz tablo ve mağduriyetten büyük endişe duyduğumuz ifade edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 2009/120 Sayılı Genelge ile yaptığı düzenlemelerin bilimsel dayanaktan yoksun ve ülke gerçekleri ile uyumsuz olması nedenleriyle, uygulamada karşılaşılacak sorunlar ve sıkıntılar, Birliğimizin 16.10.2009 tarihinde Yayımladığı Basın Açıklaması ile kamuoyu ve basın mensupları ile paylaşılmıştır. Bu basın açıklamasının basında geniş yer bulması sonrasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer, Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ile telefon görüşmesi yaparak kendisini, Genelge ile ilgili bir değerlendirme için Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bir araya geleceği bir toplantıya davet etmiştir. 2009/120 Sayılı Genelgede yer alan değişiklik ve düzenlemelerin değerlendirilmesi amacıyla, 19 Ekim 2009 Pazartesi günü Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Sayın Emin Zararsız başkanlığında bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıya, Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü ve vekilleri, Türk Eczacıları Birliği yetkilileri ve üç kuruluşun davet ettiği bilim adamları katılım sağlamıştır. Toplantıda, eşdeğerlik kavramında yapılan yeni düzenleme ile bazı ilaç gruplarının reçeteye yazım ve geri ödenme koşulları ile ilgili olarak yapılan değişiklikler değerlendirilmiştir. Toplantı sonunda, Türk Eczacıları Birliği’nin, “eşdeğer ilaç uygulaması” tanımında, konunun ilgili taraflarıyla görüşülüp değerlendirilmeksizin değişiklik yapılmasının, son derece yıkıcı sonuçlar yaratacağı tezi üzerinde mutabakat sağlanmış; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Emin Zararsız tarafından; konunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer’e arz edileceği ifade edilmiştir. Genelgede yer alan ve uygulamada hastalar açısından büyük mağduriyet yaratacağı değerlendirilen, ilgili uzman hekim tarafından reçete edilme zorunluluğu gibi düzenlemeler ile ilgili olarak; ülkemizdeki ilgili uzman profili ve bu hekimlerin ülke genelinde il ve ilçelerdeki dağılımı göz önünde bulundurularak yeniden düzenleme yapılması konularında görüş birliğine varılmıştır. Konu hakkında, Sosyal Güvenlik Kurumu internet sitesinde yayımlanan, 12.10.2009 tarih 2009/125 sayılı Genelge ile SUT ve eklerinde 2009/120 sayılı Genelge ile yapılan düzenlemelerden Anjiyotensin Reseptör Blokörleri, Eşdeğer ilaç uygulaması ile ilgili maddeler olmak üzere, Genelge eklerinin uygulamasının süresiz olarak ertelendiği ve uygulamanın 12.10.2009’dan önceki haliyle devam edeceği bildirilmiştir. FIP 69 UNCU DÜNYA KONGRESİ İSTANBUL’DA YAPILDI Uluslararası Eczacılık Federasyonu (FIP) 1912 yılında kurulmuş olan ve dünya çapında 80 ülkeden 122 üye kuruluşa ve 4000 adet bireysel üyeye sahip yaklaşık iki milyon eczacıyı temsil eden; eczacı ve eczacı bilim insanlarının şemsiye örgütüdür. Her yıl bir üye ülkede düzenlenen FIP Kongresi, bu yıl 3-8 Eylül 2009 tarihleri arasında Türk Ecza- BİZDEN HABERLER cıları Birliği’nin ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde başarıyla gerçekleştirilmiştir. yapmak üzere, 7 Ekim 2009 tarihinde Ankara’da toplantı düzenlemiştir. Kongrenin ana teması olan “İlaç Kullanımında Hasta Sonuçlarının Sorumlulukları”nın yanında Eczacılık Bilimleri, Eczacılık Uygulamaları (Serbest Eczacılık, Hastane Eczacılığı, Askeri Eczacılık ve diğer), Eczacılık Eğitimi, Akılcı İlaç Kullanımının Geliştirilmesi, İlaç ve Bilgi kalitesinin Geliştirilmesi ile ilgili sunumlar gerçekleşmiş, bu sayede eczacılarımız bütün dünyadan gelen meslektaşları ile bir araya gelerek görüş alış verişinde bulunabilme ve ülkemizin durumunu karşılaştırabilme fırsatı bulmuştur. KÜÇÜK KADINLAR DİZİSİ HAKKINDA Türk Eczacıları Birliği 36.Dönem Merkez Heyeti, tarafından 34 üncü Olağan Kongre kararı uyarınca, eczanelerde yayın yapacak, hasta bilgilendirme amaçlı bir tematik kanal oluşturulması ve bu kanalda yer alacak programların, kapalı devre yayın ile tüm eczanelerden yayımlanması için medya kuruluşları ile sürdürülen görüşmeler sonucunda, “eczanelerde görüntülü ekran” kullanılması uygulamasından, tüm eczanelerimizin eşit koşullarda yararlanması ve uygulama kapsamında yapılacak yayınların Türk Eczacıları Birliği denetiminde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla, bu sektörün en büyük paydaşlarından Digitürk ve Mobilvizyon ile sözleşme imzaladı. Sözleşme kapsamında, TEB, MOBILVISION ve DIGITURK işbirliği ile eczanelerde kurulacak olan LCD ekranlar üzerinden, 7/24 televizyon kanalı kapalı devre yayın iletecektir. Eczanelerin kapanış saatinden sonra ise, LCD ekranlar dışarıya yönlenerek nöbetçi eczane bilgilendirme ekranı olarak kullanılacaktır. Bu saatten sonra kanal hasta bilgilendirmeye yönelik bir sağlık kanalı olarak Digitürk üzerinden yayınını sürdürecektir. ONÜÇÜNCÜ BAŞKANLAR DANIŞMA KURULU TOPLANTISI YAPILDI Türk Eczacıları Birliği ve 51 Eczacı Odası, 18 Eylül 2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğler ve İlaç Fiyat Kararnamesi ile ilgili değerlendirme Yapımcı Ayşe Durmaz, yasalara aykırı bir eylemin diziye konu edilmesini istemediğini, senaryo üzerinde gerekli düzeltmeyi yapabileceklerini belirtmiş, dizinin senaryosu ve eczanede çekilen bölümleri hakkında geniş bilgi vermiştir. Görüşmede, Birliğimizin, muvazaalı eczane işletmenin yasadışı bir eylem olduğunun vurgulandığı bir ek sahne çekilmesi ve bu şekilde toplumun bilinçlendirilmesine de hizmet edilmesi önerisi uygun bulunmuştur. Birliğimizin girişimleri ile senaryosu değiştirilen dizinin ilerleyen bölümlerinde, eczacı olmayan bu kişiler tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdir. Birliğimiz tarafından, insan sağlığı, mesleğimiz ve meslektaşlarımız ile ilgili olarak yapılmaya çalışılan her türlü yanlışlığa sonuna kadar karşı duruş sergilemekte ve yapılan yanlışlıkların derhal düzeltilmesi için çaba sarf etmekteyiz. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da, sağlık hizmeti sunan meslektaşlarımız ile halkımız arasındaki ilişkinin zedelenmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz. TEB HABERLER İMZALANDI Yeni sezon ilk bölümde, bir eczacının diploması kullanılarak açılan eczanenin eczacı olmayan kişiler tarafından işletildiği vurgulanmakta, dizideki bir karakter tarafından, bu eczane paravan olarak kullanılarak uyuşturucu ticareti, organ kaçakçılığı gibi kirli işler yapılmaktadır. Dizinin yapımcısı Ayşe Durmaz (D Productions) ile irtibata geçilerek kanunen bir eczanenin sahibi ve sorumlu müdürünün eczacı olması gerektiği, eczacı ile anlaşarak eczacı olmayan kişiler tarafından eczane açılması ve işletilmesinin yasal olmadığı izah edilmiş, yasalara göre suç olan bu konunun bir televizyon dizisinde olağan bir olaymış gibi işlenmesinin yanlışlığı ifade edilmiştir. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 DİGİTÜRK VE MOBİLVİZYON İLE SÖZLEŞME Kanal D’de yayımlanan “Küçük Kadınlar” isimli dizinin yeni sezon ilk bölümünde bir eczanede yaşanan olaylar ve dizi replikleri, Birliğimize ulaşan tepkiler nedeniyle inceleme altına alınmıştır. 33 SEMPOZYUM TEB AR-GE Birimi A vrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında Sivil Toplum Diyaloğunun Güçlendirilmesi Meslek Örgütleri Hibe Programı kapsamında 01.07.2008 tarihinde Merkezi Finansman ve İhale Birimi ile imzalanan sözleşmenin ardından uygulamasına başlanılan “Herkes İçin ESağlık” Projesi Final Sempozyumu 1-2 Ekim 2009 tarihlerinde Farabi CK Hotel’de gerçekleştirilmiştir. 34 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Avrupa Birliği Eczacılık Grubu’nun (PGEU) ortaklığında yürütülmekte olan Herkes İçin E-Sağlık Projesi’nin genel hedefi Avrupa müktesebatının benimsenmesi sürecinde e-sağlık ve e-reçete alanlarında, ulusal katılım ortaklığı uygulamasına yönelik kapasitenin güçlendirilmesi ve gelecekteki genişleme sürecinde ortaya çıkabilecek fırsat ve zorluklar açısından ulusal düzeyde farkındalık yaratılmasıdır. Bu hedefe ulaşmak ve bir dizi özel hedefi gerçekleştirmek için bu bir buçuk yıllık süreçte birçok faaliyet gerçekleştirilmiştir. Gerek sağlık alanının tüm paydaşları, gerek elektronik sağlık uygulamalarının yürütülmesinden sorumlu kişiler gerekse eczacılar için oldukça önemli bilgiler edinilmesini sağlayan bu süreçte çeşitli yayınlar Türkçe’ye çevrilmiş olup, ülke çalışma ziyaretleri ile farklı ülke modellerinin yerinde izlenmesi ve değerlendirilmesi sağlanmıştır. Projenin son safhasında, farklı ülke örnekleri konusunda Türkiyeli paydaşları bilgilendirmek, Türkiye’de süre giden e-sağlık alanındaki çalışmaları değerlendirmek ve bununla birlikte Türkiye’deki güncel gelişmeler ve tartışmalar konusunda Avrupa’dan gelen uzmanların da katılımı ile bilgi paylaşımını arttırarak bir diyalog köprüsü kurulmasına yardımcı olmak amacıyla iki gün süreli Proje Final Sempozyumu gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 125 katılımcının ilgi ile takip ettiği iki günlük sempozyum süresince İtalya’dan Fedefarma Palermo Başkanı Marina Lo Casto, İtalya’da sürdürülmekte olan elektronik sağlık uygulamaları ve ilaç takip sistemi konusunda katılımcıları bilgilendirmiştir. İngiltere’den Gareth Jones Birleşik Krallık’taki elektronik reçeteleme konusundaki çalışmaları ve iyi örnekleri, özellikle İngiltere’nin konuya ilişkin çalışmalarının oldukça eski tarihli olması ve bu nedenle gelişmiş olması dolayısıyla oldukça detaylı bir sunum ile aktarmıştır. Elektronik reçeteleme ile konunun bir diğer kritik boyutu olan tedavi kayıtları konusunda SEMPOZYUM İTS sürecinin eczanelerde nasıl yaşanacağına ve karşılaşılacak zorluklara ilişkin bir sunum yapan Ecz. Caner Eryol ise ITS’nin eczanler için ne anlama geleceğine dair bilgi ve görüşlerini aktarmıştır. Son olarak Bolu’da uygulanmakta olan Akıllı Kart uygulaması hakkında bir sunum gerçekleştiren TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Arzu Beykoz, Türkiye’ye yaygınlaştırılması planlanan Akıllı Kart uygulamasında gelinen noktada karşılaşılan sorunlara dikkat çekmiş ve çözüm önerileri hakkında bilgilendirmede bulunmuştur. Türk Eczacıları Birliği, Avrupa Birliği müktesebatına uyum çalışmalarını büyük bir dikkatle takip etmekte ve kendi alanına yönelik araştırma, inceleme ve değerlendirme faaliyetlerini yürütmektedir. Sağlık sisteminin elektronik bir veritabanının oluşturulmasında, eczacılar kilit konumdaki sağlık personelleri arasındadır. Elektronik reçeteleme uygulaması devreye girdiğinde yaşanacak bu değişimin birincil muhatabı 26.000 üyesi ile Türk Eczacıları Birliği olacaktır. Bu nedenle Türk Eczacıları Birliği’nin konuya son derece hâkim olması gerekmektedir. Bu proje, Birliğin diğer ülke örneklerini yakından tanımasını sağlayarak kapasitesini güçlendirmesine ve elektronik sağlık uygulamaları ile ilgili düzenlemelere daha etkin katılmasına yardımcı olacaktır. TEB HABERLER Sempozyumda ayrıca Türkiye’deki uygulamalar konusunda farklı paydaşlar sunumları ile katılımcılar ise soru ve yorumları ile değerli katkılar sunmuşlardır. Sağlık Bakanlığı adına İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Dr. Ünal Hülür Türkiye’de elektronik sağlık uygulamaları konusunda ne tür gelişmeler yaşandığını genel hatları ile aktarmıştır. E-sağlık uygula- maları kapsamında sürecin bir diğer önemli boyutu olan İlaç Takip Sistemi konusunda Türk Eczacıları Birliği Denetleme Kurulu Başkanı Ecz. Şerif Boyacı, sistemin teorik ayaklarını özetleyerek katkı sunmuşlardır. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 Slovakya’nın içinden geçtiği süreci ve yaşanılan deneyimleri Slovak Eczacılar Odası, Avrupa İlişkileri Sorumlusu Stefan Krchnak aktarmıştır. Macaristan Ulusal Sağlık Fonu İdaresi, Geri Ödeme Enformasyon Dairesi Başkanı Dr. Gergely Zajzon ise sempozyum katılımcılarını Macaristan’daki sağlık sistemi ve e-sağlık uygulamaları konusunda bilgilendirmiştir. Projemizin ortağı Avrupa Birliği Eczacılık Grubu adına aynı zamanda proje asistanı olarak aldığı görevle projenin sürdürülmesinde önemli katkılar sunan Ivana Silva hem PGEU’nun e-sağlık konusundaki çalışmaları hakkında detaylı bilgi sunmuş hem de CALLepSO Projesi Eşbaşkanlığı sıfatı ile bu önemli proje hakkında detaylı bilgi sunmuştur. 35 Berivan VARGÜN 1 Eylül’ün Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Barış Günü olarak ilan edilmesinin üzerinden onca yıl geçmesine rağmen dünyanın her yerinde savaşın, çatışmanın, terörün, kinin, açlığın yoksulluğun ve yoksunluğun izleri var. On binlerce insanın yaşamını yitirdiği, sakat kaldığı, evsiz, yurtsuz bırakıldığı bir gerçek. 36 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER Almanya’nın Polonya’yı 1 Eylül 1939 yılında işgal etmesiyle başlayan 2. Dünya Savaşı’nın ardında elli iki milyon ölü, milyonlarca yaralı, harabe haline gelmiş kentler kaldı ve geçmişin acılarını göz önüne sermek için savaşın başlangıç tarihi olan “1 Eylül” Dünya Barış Günü olarak ilan edildi. Aradan geçen onca zamana rağmen evrensel barışın kurulmasına yönelik mücadeleler verilse de bugün inkar edilemez bir gerçek, savaş. Savaşın korkunçluğu ise sadece yaşamların yitirilmesi ile sınırlı değil. Binlerce insanın sakat kalması, yerini, yurdunu, toprağını terk etmeye zorlanması, özellikle kadınların ve çocukların tecavüze uğraması, savaşı yaşamış, mağdur olmuş insanların, savaş mağdurlarının travmaları, barışın bir ütopya olarak insanlığın karşısında durduğunu gösteriyor. Özellikle savaş sanayinin gün geçtikçe büyümesi, -verilere göre dünyada barış için harcanan her 1 Dolara karşılık, silahlanmaya 2000 Dolar harcanılmaktademokrasi ve insan hakları adı altında savaşın, ça- www.undp.org.tr tışmanın, silahın, yeniden ve yeniden üretimi, her koşulda silahlanmayı meşrulaştıran düşüncelerin “yaşamak için mecbursun” düşüncesiyle birleşmesi, barışın ancak eşit ve insanca yaşanılacak bir dünyada mümkün olacağını unutturdu. İnsan hakları ihlallerinin, insanlığa karşı işlenen suçların ve dünya kaynaklarının sömürülmesini amaçlayan politikaların bile demokrasi ve insan hakları temellerine dayanılarak meşrulaştırılmaya çalışılması, barış için verilecek mücadelelerin ve barış için atılacak adımların ne kadar gerekli ve ne kadar önemli olduğunu göstermekte… Bir tarafta temel insan haklarının ve evrensel yaşam hakkının savunuculuğu yapılmaya çalışılırken diğer taraftan, sorunlara barışçıl çözümler aramak yerine, farklı olana karşı baskı, şiddet ve yok sayma politikalarıyla çözümler üretmeye çalışmak, şiddet ve baskı içeren tüm yöntemleri düzen ve eğitim aracı olarak kullanmak günümüz dünyasının ikilemi. Bölgesel savaş yaşanılan ülkelerdeki kaosun artması çok kimliklilik ve çok kültürlülük anlayışının göz ardı edilerek, ötekileştirme politikalarının insanların en hassas değerleri üzerinden gün geçtikçe daha fazla üretilmesi, dünya üzerinde kurulabilecek barışa olan inancı da sarsmakta. Egemenlerin kendi çıkarları doğrultusunda daha güçsüz olanı yok sayması, kendi gibi olmayanı her koşuldan yoksun GÜNCEL www.istanbulbarosu.org.tr Barış, savaş, ötekileştirme ve sağduyudan bahsetmişken; Türkiye’de de özellikle 29 Temmuz’da İçişleri Bakanı Beşir ATALAY’ın toplumun tüm kesimlerine yönelttiği “Kürt sorununa çözüm sürecine katılın” çağrısı ve bir model oluşturma çabası içine girildiği, gündemin birinci maddesi olarak karşımızda durmaktadır. Kamuoyunda ilgiyle karşılanan bu çıkış, sorunun tespiti ve çözümü için çeşitli kesimlerden eleştirileri, yadsımaları, desteği, inkarcılığı, kabullenmeyi de beraberinde getirdi. Bu çağrıya yöneltilen en fazla eleştiri; bir çözüm beklentisi içerisindeki kesimin beklentilerinin sınırlarına geldiği ortadayken, aceleyle atılmış her adımın, aceleyle başlatılmış bir çözüm ve model arayışının kimseye fayda getirmeyeceği, hatta ortamı daha da gereceği ve insanları giderek daha da radikalleştireceği üze- www.hurriyet.com.tr Bu ortamda empati duygusunun geliştirilmesi için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Toplumu daha da gererek ayrılıkçı etnik milliyetçiliği kışkırtmak için sarf edilen çaba amacına ulaşmamalı. Birlikte yaşama kültürünün baltalanmaya çalışılarak geri dönülemez sonuçların oluşmasını sağlayan etkenlerin ortadan kaldırılması son derece önemlidir. Bu sürece gösterilen tepkiler ve protestoların kimi çevrelerce kullanılarak Türk ve Kürt etnik çatışmasına dönüştürülmek istendiği ortadadır. Birbirlerine kan bağı ve kültürel değerlerle bağlanmış insanları ayrıştırmak ve birbirlerine kırdırmaya çalışmak ta bir çeşit terörizmdir. İnsan ancak karşısındakini anladığında ya da anlayabilmek için samimi çaba sarf ettiğinde, barışın evrensel varlığını hatırladığında ve hatırlattığında sorunu çözecektir. Böylece ayrılıkçılık tohumları ekmek isteyenler amaçlarına ulaşamayacak ve halkı provoke etmeyeceklerdir. Binlerce insanın yaşamını alt üst eden, hem bölge halkının hem de Türkiye genelinin yaşamında travmalara sebep olan terörün ortadan kalkması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini tekrar vurgulamak gerekiyor. Şiddetin bir hak arama aracı olarak kullanılmasının ne kadar yanlış olduğu ve ortak kültür varlığımızı yok ettiği gün gibi ortadayken acılara yeni acıların eklenmemesi ve özlemi duyulan barışın inşası için sağlam ve ortak aklın EVET diyebileceği adımların atılması gerekmektedir. TEB HABERLER Şiddet ve saldırının bir hak aracı olarak sergilenmediği bir dünya hepimizin özlemi, yok etmeye, görmezden gelmeye dayalı politikaların hiçbir zaman yarar getirmediği ve barışı sağlayamadığı gün gibi ortada. Birlikte yaşama kültürünün hangi etnik kökenden, hangi dinden, hangi mezhepten, hangi düşünceden olursa olsun tüm insanların özgür ve hakları yönünden, eşit doğdukları inancıyla inşa edilmesi, öteki diye ayrılanın farklılığının, bir yabancılaşma ve uzaklaşma unsuru olarak değil, anladıkça aşılabilecek, kültürel zenginliğin parçaları olarak yorumlanması, farklıya ait olanın yaşama katkı koyan değerler olabileceğinin bilincine varılması, yitirilen hoşgörüyü görmemizi sağlayacaktır. Sorunların insan hakları temelinde ve hukukun üstünlüğüne inanılarak çözülmeye çalışılması yitirilen sağduyunun kazanımı açısından da bir adım olacaktır. rineydi. Bulunacak çözüm modelinin hem beklentilere yanıt vermesi hem de toplumun tüm kesimlerinin ortak akılla sahipleneceği bir model olması barışa olan inancımızı yineleyecektir. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 bırakması, özellikle görmezden gelmesi güç ilişkilerinin yansıması olarak karşımıza çıkmakta. 37 DÜNYADA NE VAR NE YOK Sevim ÖZDEMİR Endülüslü Hemşireler Reçete Yazıyor 38 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER İspanya Endülüs’te, sadece doktorların ve diş hekimlerinin reçete yazabileceğini söyleyen 2006 yılına ait ilaç yasasının 77.1 numaralı maddesinin neden olduğu karışıklığı ortadan kaldıran ve hemşirelere de reçete yazma yetkisi veren bir karara imza atıldı. Hemşireler Genel Konseyi Başkanı Máximo González Jurado, karara ilişkin değerlendirmesinde; “Hemşireler her gün reçete yazmayla aynı düzeyde olan farmakolojik kararları da içeren binlerce müdahale gerçekleştiriyorlar” dedi. Bu müdahaleler pansuman yapmak, aşı yönetimi ve bakım altındaki yatalak hastalara analjezik vermeyi içermektedir. Konsey İspanya’daki hemşirelerin her gün 200 farklı ilaç yazdıklarını belirtiyor. Sağlık sistemi bunun farkındaydı fakat hemşirelerin reçete yazma yetkileri için somut yasal düzenlemelerin olmaması bazı durumlarda hemşirelerin yasalara aykırı hareket etmelerine neden oluyordu. Eylül’de yürürlüğe giren bu yeni kararname ile birlikte reçeteli ilaçların yanı sıra laksatifler, analjezikler ve anti-inflamatuarları da içeren 96 reçetesiz ilaç, steril bandaj ve sargı bezi gibi sağlık ürünleri için hemşirelerin siparişleri resmen geçerli kılınıyor. Bu siparişler dok- torlardan çok hemşirelerle ilişkide olan, kronik hastalığı olan ve/veya evde bakım gerektiren hastalar için özellikle faydalı olacak. Bölgesel bakanlık bu uygulamanın diğer bir avantajının ise siparişlere karşılık gelen ürünlerin doktorların yazdığı ürünlerle aynı biçimde ödenek yardımından yararlanacak olması olduğunu söyledi. PGEU-Temmuz-Ağustos Raporu Jenerik İkamesi Artmaya Başladı Sigma Pharmaceuticals’ın başkanı Elmo de Alwis’e göre 2010 itibariyle eczacıların verdiği reçeteli ilaçların yarısından fazlası jenerikle ikame edilen ilaçlardan oluşacak. Sigma Başkanı ve İdari Müdürü Elmo de Alwis, firmanın ilk yarıyıl sonuçlarını açıkladığı brifingde; “jenerik piyasasının iki etmenin sonucu olarak 2010 itibariyle ikiye katlanacağı”nı söyledi. Bu etmenlerden birincisi patentsiz gelen yeni ürünler, diğeri, piyasada orijinalden jeneriğe geçiş oranındaki mantıksal artış. Alwis: “Jenerikler, değeri eczacılara ulaştırmanın kilit bir parçasıdır. Jenerikler eczacıya artan kar sağlar ve eczacılar tarafında orijinalden jeneriğe geçiş oranının artması konusunda açık bir istek söz konusudur. Bu geçiş çok kısa sürede DÜNYADA NE VAR NE YOK 15.09.2009 İsveç’te Apoteket’in Sonu Devlete ait Ulusal İsveç Eczaneleri Korporasyonu’nun (Apoteket) eczacılık sektöründeki 39 yıllık hakimiyeti 1 Temmuz 2009’da resmen sona erdi. Halihazırda Apoteket tarafından işletilmekte olan eczanelerin yarısından fazlasının satışı 2009 sonbaharında da sürüyor olacak. Artık yeni eczaneler de açılabilecek; örneğin, Celesio, Tıbbi Ürünler Ajansı (MPA) tarafından onay verilir verilmez yeni eczaneler açacağını doğruladı ve uzun erimde amacının ülke çapında 100 eczane açmak olduğunu belirtti. Bu eczaneler Apoteket eczanelerinin özelleştirilmesi sonucu alınmış eczaneler olmayacak. Özel eczaneler açılıp işler hale geldikten sonra revize edilmiş marjinler de yürürlüğe konacak. Pharma, Pricing and Reimbursement, Ağustos 2009, Sayı 14, no.8 OTC Endüstrisi Reçeteli PSE’ye Karşı Kampta Yer Alıyor Mark Gertskis Öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının illegal ilaç üretiminde kullanımını durdurmak için bu ilaçları yeniden sınıflandırmaya ilişkin (Psödoederfin’i [PSE]’yi reçeteli kategoriye almak gibi) OTC üreticileriyle süren tartışma, New South Wales (NSW) Polisini destekleme planları üzerine hafta sonu ana akım medyada yer alan yanlış bildirimlerle alevlendi. İlaç bölümü yöneticisi Başkomiser, Detektif Nick Bingham tarafından bu tip planların olduğu yalanlansa da, söz konusu iddiaya Eczacılar Birliği ve Avustralya Kendi-Kendine İlaç Tedavisi Endüstrisi’nden (ASMI’dan) itirazlar geldi. ASMI başkanı Juliet Seifert, “ASMI, metamfetamin üretiminde psödoefedrin temelli ürünlerin kullanımını önlemede eczacılara yardımcı olması için geliştirilen STOP Projesi altında psödoefedrin illegal kullanımını önlemeye yönelik çalışmalarda NWS Polisiyle birlikte çalışıyor” ve “durumun kontrol dışı olduğu yönünde bir gösterge yok” dedi. http://www.pharmacynews.com.au/article/ otc-industry-joins-opposition-of-script-onlypse/502734.aspx 20.10.2009 EGA Başkanı Gorka: İhale Sistemleri Ekonomik Jenerik İlaca Erişimi Baltalıyor EGA Başkanı Eric Gorka, Montreal’deki 12. Uluslararası Jenerik Farmasötik Birliği Konferansında yaptığı sunumda; “İhale yöntemi hastaların uzun erimde jenerik ilaca erişimlerini baltalıyor ve hükümetlerin acilen fiyatlandırma ve geri ödeme önlemleri kısa erimli fiyat azaltımlarının ötesine geçmeleri gerektiğini görmeleri gerekiyor” dedi. Mr. Gorka, her zaman var olan bir şirketin herhangi bir ürünle tamamıyla kaybetme riskine, örneğin şirketin bir “ya hep ya hiç” ihale sürecinde kaybetmesi durumunda olduğu gibi, işaret ederek ihale sistemlerinin Avrupa jenerik ilaç endüstrisinin sürdürülebilirliğini etkileyen kilit meselelerden biri olduğunu vurguladı. Dolayısıyla “başarılı” ürünün fiyatı, “başarısız” ürünün geliştirilme ve stok maliyetini karşılamak zorunda olacağından ihale sistemi, fiyatlarda artışla sonuçlanacaktır. Mr. Gorka ayrıca ihale sisteminin, şirketleri ihale piyasasının dışına iteceğini ve böylece jenerik ilaca erişimin ve bu ilaçların ülke ve hastalar için sağlayacağı tasarrufun sınırlanacağını belirtti. Mr. Gorka, hastalar açısından çok daha ekonomik olan jenerik ilaca erişimi sağlamanın yolunun ihale sistemi değil AB Komisyonu’nun yaptırdığı farmasötik sektörü araştırmasında* yer verilen tavsiyeler olduğunu belirtti. http://www.egagenerics.com/pr-2009-10-02.htm 02.10.2009 Araştırmaya ilişkin daha fazla bilgiye http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP /09/1098&format=HTML&aged=0&language=EN& guiLanguage=en bağlantısından ulaşabilirsiniz. * TEB HABERLER http://www.pharmacynews.com.au/article/generic-substitution-set-to-rise/498417.aspx Hem Başkomiser Detektif Bingham hem de Birlik daha ziyade STOP Projesini her NSW Eczanesinde zorunlu hale getirmeyi savundular ancak PSE’yi reçeteli olarak yeniden düzenlemeye ilişkin Yeni Zelanda’da yakın zamanda alınan emsal bir karar mevcut. Kararla birlikte Yeni Zelanda Hükümeti bu ayın başında ilaçta sahteciliği kontrol etmenin bir yöntemi olarak söz konusu ilacı reçeteli kategorisine aldı. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 %40’tan %60’a yükselecek ve bu eczane için karlı bir gelir kaynağı olacak” dedi. 39 DÜNYADA NE VAR NE YOK AFP Benin’deki ‘Sokak Eczanelerini’ İnceliyor Agence Framce-Presse, Benin’deki “ilaç” bölgesi olan Adjegounle’yi değerlendiriyor. Haber servisi bazıları “sokak eczaneleri”ndeki ilaçları satarak ailelerine destek oluyorlarsa da bir tıbbi teze göre Nisan 2007 ile Haziran 2008 arasında kayıtlara geçen en az 250 ölüm ve 340 kronik hastalık vakasının bu ilaçlarla ilişkilendirildiğini yazdı. AFP, “sahte ilaç ağının yoksulları veya Afrika’da ve başka yerlerde ilacın içeriğine çok az ya da hiç etken maddenin konmamasını engelleyecek bir ilaç denetim sisteminin olmamasını kötüye kullanmakla suçlandığını” belirterek hükümetin enformel sektörü engellemekte zorlandığını vurguladı. Fransa’nın bir önceki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac yakın zaman önce lanmasını ve acetaminofen içeren OTC ilaçlara daha dikkat çekici güçlü uyarı etiketleri konulması zorunluluğunun getirilmesini önerdi. Heyet ayrıca, piyasadaki erişilebilir OTC formülasyonlarının yalnızca 325-mg’lık olması ve 500-mg’lık formülasyonun da reçeteye tabi tutulmasının yanı sıra maksimum acetaminofen dozunun 2.600 mg’ye düşürülmesi tavsiyelerinde bulundu. Bir çok reçetenin erişilebilirliği ve her dozda önemli miktarda acetaminofen içeren –sadece analjezikler değil öksürük, soğuk algınlığı ve grip ilaçları da dahilOTC ilaçlar düşünülürse hastanın günlük maksimum doza kazara ulaşması kolaylaşabilir. Hidorkodon ve acetaminofen formülasyonlarının yaklaşık on yıldır en çok verilen 10 ilaç arasında olması hastanın zarar görmesi olasılığını arttırmaktadır. “bu tip sahte ilaçların, farmasötiklerin yaygınlaşmasını önlemeye yönelik çalışma yönünde dünya çapında siyasi liderler arasında bir farkındalık” yaratmak için bir girişim başlattı. Bu anlamda hastanelerde ve pratisyenlerde farkındalığın arttırlması için aşağıdaki önlemler öneriliyor: - Bilgisayarda ilaç siparişi giriş sisteminin tekil ajanlar ve kombine ürünlerin her bileşeni için maksimum doz ve ilaç duplikasyonu uyarılarını sağladığından emin olmak. - Reçeteleri olası bir toksik doza yol açacaksa, onaylanan aralıklarda alınabilecek gerekli siparişleri de belirterek, doktorları uyarmak. Yönetilmesi gereken bileşim tabletlerinin sayısını arttırmak yerine narkotik dozunu arttırmak gibi alternatif tedaviler önermek. - acetaminofen zehirlenmesinin tehlikeleri ve bu ilacın bir çok OTC’de bulunuyor olması konularında ve özellikle de acetaminofen içeren reçeteli ilaçlar yazıldığında veya verildiğinde hastaları acetaminofen hakkında eğitmek. Hastaların acetaminofen ve diğer etken maddeler için OTC ilaçların prospektüslerini kontrol etmenin önemini anlamalarını ve bunu nasıl yapacaklarını bilmelerini sağlamak. - Hastaları düzenli olarak ya da ihtiyaç olduğunda kullandıkları bütün reçeteli, reçetesiz ilaçlar ve bitkisel ve besinsel ürünlerin günlük listelerini tutmaları ve bakım zamanlarında bu listeyi doktorlarla paylaşmak konusunda teşvik etmek. http://www.medicalnewstoday.com/articles/167623.php 16.10.2009 Acetaminofen’in Ne Kadar Tehlikeli Olabileceğine Dair Bir Değerlendirme Acetaminofen’in güvenli ve yaygın bir kullanımı olsa da terapi geçişleri sırasında ciddi biçimde hasar gören osteoartrit ve romatoid artrit hastaları kasten ya da kazara bu ilaçtan aşırı miktarda alabilirler. Bu nedenle, karaciğer yetmezliği ve ölüme neden olabilecek acetaminofen zehirlenmesi riski bütün pratisyenlerin aklında olmalıdır. Eczacıların dahil olması gerekiyor Reçeteleyenler bilinçli bir biçimde toksik dozda acetaminofen yazmazlar fakat hastanın daha az acı çekmesini isteyen doktorlar hastaya gereksinim duyduğu rahatlığı sağlamak için analjezik dozunu arttırabilirler. Reçeteleyenler acetaminofenin ürün bileşeninin ya da 40 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER günlük minimum toksin ya da kronik dozunun farkında değillerse çok geç olana kadar sorunu anlamayabilirler. Çalışmalar, acetaminofen alırken karaciğer zehirlenmesi gelişen hastaların çoğunluğunun ilacı tavsiye edilen günlük maksimum 4 g dozdan fazla aldıklarını gösterdi. Pharmacy Today-Eylül 2009 Acetaminofen aşırı doz vakalarının sayısını azaltmak için bir FDA heyeti, acetaminofen/hidrokodon (Vicodin https://www.imirus.com/ gibi) ve acetamonifen/oksikodon’un (Percocet) yasak- tmp/2114/1925/1001/pm2114.pdf GÜNCE Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol AYDEMİR’i makamında ziyaret ettiler. 1 Eylül 2009-Salı TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER, Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Mustafa SAK, Ecz.Nevin TAŞLIÇAY ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.Ahmet Cemal TOPLU, 3-8 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan FIP Kongresine Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ü davet etmek üzere bir ziyaret gerçekleştirdiler. > > > 2 Eylül 2009-Çarşamba TEB Merkez Heyetinin referans olarak belirlediği, serbest eczanelerin ilaç alımlarındaki vadelerin en az 90 gün ve ticari iskontonun da eşdeğerleri bulunanlara en az % 7, bulunmayanlara ise en az % 4 olarak uygulanması konusunu görüşmek üzere, Deva Holding Genel Müdürü Philip HASS ile TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, İstanbul’da bir görüşme gerçekleştirdiler. 3 Eylül 2009-Perşembe Vade ve ticari iskonto konularını görüşmek üzere, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Bilim İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Bülent KARAAĞAÇ ve Genel Müdür Erhan BAŞ ile İstanbul’da bir araya geldi. > Bilimsel olarak eczacılık alanının en büyük organizasyonlarından biri olan Uluslararası Eczacılık Federasyonu (FIP) yıllık kongresi 3–8 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde Türk Eczacıları Birliği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongre’ye 2.500’ü yabancı ülkelerden 700’ü Türkiye’den olmak üzere toplam 3.200 kişi katıldı. Çeşitli ülkelerden 250’ye yakın konuşmacının yapmış olduğu sunumlarda ise; ilaç ve eczacılık alanındaki genel eğilimler ve farklı eczacılık uygulamalarında yaşanan spesifik değişimler ile ülke deneyimleri hakkında bilgi ve deneyimlerin aktarılması mümkün oldu. > > 10 Eylül 2009-Perşembe > TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz. Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, SGK GSS Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL ile bir görüşme gerçekleştirdiler. S.B. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nde Muvazaa hakkında yapılan toplantıya, TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür ÖZEL, TEB Hukuk Danışmanı ve dosyaları görüşülen Odaların yöneticileri katıldılar. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz. Hilmi ŞENER, SGK Başkanı M.Emin ZARARSIZ’ı makamında ziyaret ettiler. Ardından SGK Yönetim Kurulu Üyesi Fatih ACAR ile de bir görüşme gerçekleştirildi. Astra Zeneca İlaç Firması yetkilileri, TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL’i ziyaret ettiler. Ziyarette ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konuları görüşüldü. 14 Eylül 2009-Pazartesi > > 9 Eylül 2009-Çarşamba Vade ve ticari iskontoların TEB Merkez Heyetinin belirlemiş olduğu şekilde uygulanması konusunu görüşmek üzere, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz. Hilmi ŞENER, Astra Zeneca Ticaret Satış Müdürü Kubilay KIZILDENİZLİ ile İstanbul’da bir araya geldiler. TİSD Genel Sekreteri Kemalettin AKALIN, firmalar tarafından vade ve ticari iskontoların, TEB Merkez Heyetinin belirlemiş olduğu şekilde uygulanması konusunu görüşmek üzere, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK’ı ziyaret etti. 11 Eylül 2009-Cuma 3 -9 Eylül 2009-Perşembe > Merck Serono ve Bayer İlaç Firması yetkilileri, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER’i ziyaret ettiler. Ziyarette ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konuları görüşüldü. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep AKDAĞ’ı makamında ziyaret ettiler. Ziyarette devletin global bütçeye geçmesi sonrasında yaşanması muhtemel görünen ilaç fiyat düşüşlerinin eczacıya getireceği zarara dikkat çekildi. TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Arzu BEYKOZ, Sağlık Bakanlığı ve SGK yetkilileri, Bolu İlinde devam eden Akıllı Kart pilot uygulamasının içinde yer alan e-reçete uygulamalarını yerinde incelemek amacıyla Bolu İline gittiler. 15 Eylül 2009-Salı > > TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL, Dev-Sağlık İş, SES, Diş Hekimleri Birliği ve TTB’nin de bulunduğu Genel Sağlık Sigortası ve Sağlık Reformları konulu toplantıya katıldı. İzmir Eczacı Odası’nın yürüttüğü ‘’Evsel Atık İlaçların Toplanması ve Bertarafı Projesi”nin tanıtım ve basın TEB HABERLER > Bayer İlaç Firmasının üst düzey yetkilileri olan Oğuz MÜLAZIMOĞLU ve Kenan BÜYÜKSUNGUR, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER’i ziyaret ettiler. Ziyarette Bayer İlaç Firmasının ilaç alımları esnasında eczanelere uygulamış olduğu ticari iskonto ve vade konuları görüşüldü. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 > 41 GÜNCE toplantısına katılan TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, bir konuşma yaptı. 16 Eylül 2009-Çarşamba > > Sanofi Aventis Genel Müdürü Olive GILEN, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER’i ziyaret etti. Ziyarette ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konuları görüşüldü. SGK yetkililerinin katılımı ile Karekod ve İlaç Takip Sistemi hakkında yapılan toplantıya, TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL katıldı. 28 Eylül 2009-Pazartesi Hükümetin sağlık harcamalarında önemli tasarruflar yapılmasını planladığı “Orta Vadeli Program” çerçevesinde alınan tedbirleri değerlendirmek üzere, TEB Başkanı Ecz. Erdoğan ÇOLAK, 2.Başkan Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu Başkanı Ecz.Şerif BOYACI, S.B. İEGM Genel Müdür Yard. Dr.Saim KERMAN ile bir görüşme gerçekleştirdiler. 29 Eylül 2009-Salı > 17 Eylül 2009-Perşembe > > > TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Başbakanlık Yatırım Ajansı Genel Koordinatörü Banu AGOVA ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Roche İlaç Firması yetkilileri, TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER’i ziyaret etti. Ziyarette ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konuları görüşüldü. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Sağlık Bakanı Prof.Dr.Recep AKDAĞ ile devletin global bütçeye geçmesi sonrasında yaşanması muhtemel görünen ilaç fiyat düşüşlerinin eczacıya getireceği zarara dikkat çekmek üzere bir görüşme daha gerçekleştirdiler. 18 Eylül 2009-Cuma T.C. Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği arasındaki, “Eczane Bulunmayan Yerleşim Bölgelerinde Yaşayan Halka Yerinde İlaç Teminine İlişkin Protokol” Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Uzm.Dr.Turan BUZGAN ve TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK’ın katıldıkları imza töreni ile hayata geçirildi. 24 Eylül 2009-Perşembe > 42 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER > > TEB Merkez Heyeti ve ilaç sanayi, ecza depoları, ecza kooperatiflerinin yöneticilerinin katılımıyla TEB Merkez Binası’nda bir toplantı gerçekleştirilerek, 18.09.2009 tarihinde yayımlanan Tebliğ ve Kararnameler değerlendirildi. 18.09.2009 tarihinde yayımlanan Tebliğler ile ilaç fiyatlarında yapılması planlanan düşüşlerin eczaneler üzerinde yaratacağı olumsuz etkiye dikkat çekmek ve yapılması gerekenleri konuşmak üzere TEB Başkanı Ecz. Erdoğan ÇOLAK, Genel Sekreter Ecz. Özgür ÖZEL ve Denetleme Kurulu Başkanı Ecz.Şerif BOYACI, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer DİNÇER’i makamında ziyaret ettiler. 26 Eylül 2009-Cumartesi TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, Ankara Eczacı Odası’nın Olağan Genel Kuruluna katıldılar. Protokol revizyonu ve SGK ile çözümlenemeyen sorunları görüşmek üzere TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, SGK GSS Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL’ı makamında ziyaret ettiler. Aynı gün TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL, TTB, Diş Hekimleri Birliği, SES ve Dev-Sağlık İş Sendikasınca düzenlenen Genel Sağlık Sigortasının geldiği son noktanın değerlendirildiği basın açıklamasına katıldı. 30 Eylül 2009-Çarşamba > > TEB koordinatörlüğünde ilaç sanayi, ecza depoları ve ecza kooperatiflerinin katılımı ile ilaç fiyatlarında yaşanacak düşüşler ve bu düşüşler sonrasında eczacıyı zarara uğratmayacak önlemlerin alınması için yapılması gerekenlerin tartışıldığı bir toplantı düzenlendi. Türk Demokrasi Vakfı tarafından gerçekleştirilen, toplum, sağlıklı birey ve demokrasi konulu toplantıya TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL katıldılar. 1 Ekim 2009-Perşembe > > TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti adına, Orta Vadeli Program’ın sağlıkta tasarruf öngören maddelerinden olan ve 1 Ekim’de yürürlüğe giren yeni muayene ücretleri ile ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Mustafa Nevzat İlaç Firması Satış Pazarlama Direktörü Dr.Ferran DİNÇ, TEB 2.Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER’i makamında ziyaret etti. 1-2 Ekim 2009-Perşembe-Cuma Avrupa Birliği finansmanı ile Türk Eczacıları Birliği ve Avrupa Birliği Eczacılık Grubu (PGEU) ortaklığında yürütülmekte olan “Herkes İçin E-Sağlık” Projesi Kapanış Sempozyumu Ankara’da düzenlendi. Sempozyum süresince İngiltere, İtalya, Slovakya ve Yunanistan’dan gelen uzmanlar kendi ülkelerindeki e-sağlık uygulamaları konusunda bilgi verirken, Türkiye’de sürdürülen çalışmalar ile PGEU’nun konuya ilişkin genel çalışmaları irdelendi. GÜNCE 2 Ekim 2009-Cuma > TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Basel İlaç, İbrahim Ethem ve Ali Raif İlaç Firması yetkilileri ile, ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konularını görüştü. > 5 Ekim 2009-Pazartesi > > TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, AİFD, TİSD, Selçuk Ecza, Hedef Ecza ve TEKB’nin üst düzey yetkilileri ile bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantıda, 18.09.2009 tarihinde yayımlanan Tebliğ ve İlaç Fiyat Kararnamesi sonrasında yaşanacak ilaç fiyat düşüşlerinden kaynaklı zararlar hakkında yapılması gerekenler tartışıldı. TEB Merkez Heyeti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer DİNÇER’i makamında ziyaret ederek, geçmişe dönük olarak SGK Provizyon Sisteminden çıkan muayene katılım paylarının, kişinin eczaneye ilk müracaatında eczane aracılığı ile tahsili uygulamasının eczacılarımız ve vatandaşlarımız açısından yaşattığı sorunlara değindiler, bu uygulamanın sonlandırılmasını talep ettiler. 7 Ekim 2009-Çarşamba 13 Ekim 2009-Salı > > > > 8 Ekim 2009-Perşembe > 9 Ekim 2009-Cuma TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, İ.E. ULAGAY İlaç Firması Genel Müdürü Önder SEVDİK ile bir görüşme gerçekleştirdi. 12 Ekim 2009-Pazartesi > > TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Nevin TAŞLIÇAY ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, eczane denetimleri hakkında görüşme yapmak üzere Gelir İdaresi Daire Başkan Yard. Mustafa GÜNEŞ’e bir ziyaret gerçekleştirdiler. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yard. Saim KERMAN ile “Meslek Hakkı” konusunda bir görüşme gerçekleştirdi. SGK yetkilileri ile birlikte Provizyon Sistemi, İlaç Takip Sistemi ve Protokol revizyonu hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’nda gerçekleştirilen toplantıya TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL ve teknik heyet katıldılar. TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Basel, Schering Plough ve Glaxo Smith Kline İlaç Firması yetkilileri ile, ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konularını görüştü. 14 Ekim 2009-Çarşamba 18 Eylül 2009 tarihinde yayımlanan Tebliğler ve İlaç Fiyat Kararnamesi ile ilgili değerlendirme yapmak üzere, 51 Eczacı Odasının Başkan ve yöneticilerinin katılımı ile TEB Merkez Binasında 13. Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı düzenlendi. TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, eczanelere yapılan vergi denetimleri konusunda görüşme yapmak üzere Gelir İdaresi Başkan Yard. Adnan ERTÜRK’ü ziyaret ettiler. Atık ilaçların toplanması hakkında geliştirilmesi düşünülen yöntemin görüşülmesi amacıyla Çevre Bakanlığı’nda yapılan toplantıya, TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Nevin TAŞLIÇAY katıldılar. > TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER, Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Konya Eczacı Odası Başkanı Uzm.Ecz.Harun KIZILAY ve Yozgat Eczacı Odası Başkanı Ecz.Harun LEKESİZ, Sağlık Bakanı Prof.Dr.Recep AKDAĞ’ı makamında ziyaret ederek, meslek hakkının gerekliliği konusundaki görüşleri aktardılar. Ardından aynı konu Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Mahmut TOKAÇ ve Genel Müdür Yardımcısı Saim KERMAN ile de görüşüldü. TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, sağlık alanında alınan tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan ve koyulacak olan düzenlemelerin eczacıya getireceği zararı görüşmek ve TEB’in meslek hakkı konusundaki taleplerini iletmek üzere AKP Malatya Milletvekili Ecz.Öznur ÇALIK’ı makamında ziyaret ettiler. TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, YÖK Üyesi Prof. Dr.Yekta SARAÇ’ı makamında ziyaret ederek, yurt dışından alınan eczacılık diplomalarına YÖK tarafından sınavsız denklik verilmesi konusunda Birliğimizin hassasiyetlerini belirttiler. 16 Ekim 2009-Cuma TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER, AİFD, TİSD, Selçuk Ecza, Hedef Ecza ve TEKB’nin üst düzey yetkilileri ile bir toplantı gerçekleştirerek, sağlık TEB HABERLER 6 Ekim 2009-Salı TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Ali Raif İlaç Firması yetkilisi ile ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konularını görüştü. Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesinin 2009-2010 Eğitim-Öğretim yılı açılışına katıldı. TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, GSK İlaç Firması yetkilisi Sedat TABAK ve ardından Schering-Plough Genel Müdürü Muhittin BİLGÜTAY ile bir görüşme gerçekleştirdi. 43 GÜNCE alanında alınan tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan ve koyulacak olan düzenlemelerin eczacıya getireceği zararın telafisi konusunu görüştüler. ŞENER, Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Mukaddes HARMANCI ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Ardından aynı konu ile ilgili olarak SGK İlaç ve Tıbbi Malzeme Mevzuatı Daire Başkanı Hanefi GÖK de Birliğimize bir ziyarette bulundu. 18 Ekim 2009-Pazar İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimleri Odası, SES ve Dev Sağlık-İş tarafından İstanbul Kadıköy’de düzenlenen ve Sağlıkta Dönüşüm Programının protesto edildiği mitinge TEB Merkez Heyeti de katılım göstererek destek verdi. 27 Ekim 2009-Salı > 19 Ekim 2009-Pazartesi TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Konya Eczacı Odası Başkanı Ecz.Harun KIZILAY, GATA Farmakoloji AD Öğretim Üyesi Prof.Dr.İ.Tayfun UZBAY ve TEB Hukuk Danışmanları, SGK tarafından hiçbir bilimsel gerçekliğe uymaksızın, yayımlanan bir Genelge ile yürürlüğe konulmak istenen “Eşdeğer İlaç” listelerinin iptal edilmesinin gerekliliği konusunu görüşmek üzere SGK Başkanı M.Emin ZARARSIZ’ı ziyaret ettiler. 20 Ekim 2009-Salı TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz. Özgür ÖZEL, sağlık alanında alınan tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan ve koyulacak olan düzenlemelerin eczacıya getireceği zararı görüşmek ve konu hakkında hazırlanan bilgi dosyasını sunmak üzere CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ı ziyaret ettiler. > > > 22 Ekim 2009-Perşembe > > > TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL ve Merkez Heyeti Üyeleri Ecz.Arzu BEYKOZ ile Ecz.Mustafa SAK, sağlık alanında alınan tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan ve koyulacak olan düzenlemelerin eczacıya getireceği zararı görüşmek ve konu hakkında hazırlanan bilgi dosyasını sunmak üzere MHP Grup Başkanvekili Oktay VURAL’ı ziyaret ettiler. Ardından aynı heyet Mecliste CHP ve MHP’li bazı milletvekilleri ile görüşerek, bilgi dosyasını kendilerine verdiler. TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL ve Av.Gökhan PEKCAN, Sosyal Güvenlik Kurumunda gerçekleştirilen Protokol revizyonu görüşmelerine katıldılar. 44 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER 23 Ekim 2009-Cuma > > TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, İbrahim Ethem ve Boehringer İlaç Firması yetkilileri ile ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konularını görüştü. SGK GSS Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL, Birliğimiz İthal İlaç Birimi ile ilgili olarak TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi > TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve TEKB Başkanı Ecz.Abdullah ÖZYİĞİT, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet ERDÖL ile görüşerek, sağlıkta yapılmak istenen tasarrufun eczacıya getireceği zarara dikkat çektiler ve konu hakkında hazırlanan bilgi dosyasını sundular. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, sağlık alanında alınan tasarruf tedbirlerinin eczacıya getireceği zararı görüşmek ve konu hakkında hazırlanan bilgi dosyasını sunmak üzere Hazine Müsteşarı İbrahim Halil ÇANAKÇI’yı ziyaret etti. TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL, kamunun aldığı kararlar neticesinde ilaçlarda yaşanacak fiyat düşüşleri sonrasında eczacıların yaşayacağı stok zararlarının telafisi konusunda Hedef, Selçuk ve TEKB’nin üst düzey yetkilileri ile İstanbul’da bir görüşme gerçekleştirdi. TEB Saymanı Ecz.Ali ASLAN, Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Mehmet ATASEVER’i makamında ziyaret ederek, Sağlık Bakanlığı Personelinin ve Yeşil Kartlı hastaların ilaç bedellerinin eczanelerin hesaplarına yatırılmasında yaşanan aksaklıkları dile getirdi ve bir an evvel bu ödemelerin çıkartılması konusunda gerekenin yapılmasını istedi. TEB Saymanı Ecz.Ali ASLAN, Sağlıkta Dönüşüm Programı hakkında TTB’nde gerçekleştirilen basın toplantısına diğer meslek örgütlerinin temsilcileri ile birlikte katılım gerçekleştirdi. 28 Ekim 2009-Çarşamba TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Nevin TAŞLIÇAY ve Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Oğuz EKİNCİOĞLU, AKP Grup Başkanı Salih KAPUSUZ’a bir ziyaret gerçekleştirerek, sağlık alanında yapılacak tasarruf neticesinde eczacının uğrayacağı zarara dikkat çektiler. 31 Ekim 2009-Cumartesi TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER ve Merkez Heyetinin bazı üyeleri Van Eczacı Odası Hizmet Binası açılışına katıldılar. BASINDA TEB Hazırlayan: Basın Bürosu HABERTÜRK “SAĞLIK HABERLERİ” 12.09.2009 HABERTÜRK “HABER MASASI” 13.10.2009 Uluslararası Eczacılık Federasyonu’nun 69’uncu Kongresi İstanbul’da yapıldı. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, katılımcıların kongrede altı gün boyunca ilaç ve eczacılık konusunda güncel ve önemli sonuçları tartıştığını belirtti. Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, yıl sonunda prospektüsün yerine geçecek olan kullanma talimatı ile ilgili telefon bağlantısı gerçekleştirdi. Çolak, vatandaşın yeni uygulamayla ilaç konusunda artık daha bilinçli davranacağını söyledi. NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 18.09.2009 NTV “GECE BÜLTENİ” 16.10.2009 STV HABER “HABERLER” 18.09.2009 KANAL A “ANA HABER” 16.10.2009 SES TV “ANA HABER” 18.09.2009 ULUSAL “ANA HABER” 16.10.2009 TRT-2 “HABERLER” 19.09.2009 NTV “AKŞAM HABERLERİ” 16.10.2009 Sağlık Bakanlığı ve Türk Eczacıları Birliği’nin imzaladığı protokol ile eczane bulunmayan köylerde ve kasabalarda sağlık ocakları tarafından yazılan ilaçları, anlaşmalı eczaneler tarafından temin edilebilecek. TGRT “HABER” 18.10.2009 KANAL 24 “MODERATÖR” 18.09.2009 Türk Eczacıları Birliği, bilimsellikten uzak yeni eşdeğer ilaç uygulamasına tepki gösterdi. Açıklamada, aynı kimyasal alt grupta bulunan farklı etken maddeleri içeren ürünlerin eşdeğer ilaç kabul edilemeyeceği vurgulandı. STV HABER “SON DURUM” 18.09.2009 TV8 “HABERLER” 19.09.2009 KANAL B “BUGÜN CUMARTESİ” 19.09.2009 HABERTÜRK “SAĞLIK HABERLERİ” 17.10.2009 TRT-TRT GAP “TBMM HABER” 22.10.2009 Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, sağlıkta tedavi katılım payına getirilen zamlarla ilgili görüşlerini paylaştı. Çolak, katılım paylarının vatandaşın sırtında büyük bir yük olduğunu hatırlattı ve eczacıların tahsildar olmadığını bir kez daha vurguladı. KANAL B “ANA HABER” 29.09.2009 Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, sağlıkta dönüşüm programı kapsamında uygulanmaya başlayan Genel Sağlık Sigortası’nın yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı. Özel, GSS’nin 10 bin eczacıyı batma noktasına getirdiğine dikkat çekerek; ‘Eczacılar sermayedar değildir’ dedi. NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 01.10.2009 Türk Eczacıları Birliği, sağlıktaki katkı payındaki artışı durdurmak için dava açtı. SGK eşdeğer ilaç listesini yeniledi, eczacılar yarın yürürlüğe girecek yeni liste için Danıştay’a itirazda bulunacak. ULUSAL “ANA HABER” 20.10.2009 Türk Eczacıları Birliği’nin tepkisiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu yeni eşdeğer ilaç genelgesini geri çekmek zorunda kaldı. HABERTÜRK “1.GÜN” 22.10.2009 Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, domuz gribi ve aşısı ile ilgili telefon bağlantısıyla değerlendirmelerde bulundu. Çolak, salgından korunmak için aşının tek başına yeterli bir önlem sayılamayacağının altını çizdi ve halk sağlığını korumak için Birlik olarak sorumluluklarını yerine getirme kararlılığında olduklarını söyledi. HABERTÜRK “HABERLER” 27.10.2009 Canlı yayına katılarak Domuz Gribi hakkında bilgi veren TEB Genel Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, virüsle ilgili ciddi tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Çolak, kişisel hijyene dikkat edilmesi ve tüketicilerin sağlık elemanlarının söylediklerine riayet etmesi gerektiğini belirtti. TEB HABERLER KANAL B “HABERLER” 19.09.2009 ULUSAL “ANA HABER” 19.10.2009 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TRT-1 “ANA HABER” 18.09.2009 45 46 Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 TEB HABERLER BASINDA TEB TEB HABERLER Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5 BASINDA TEB 47