Homeopati ve Veteriner Hekimliğinde Kullanımı
Transkript
Homeopati ve Veteriner Hekimliğinde Kullanımı
BİLİMSEL MAKALELER Homeopati ve Veteriner Hekimliğinde Kullanımı Nihat ÖZYURTLU*, Selim ASLAN** Özet Birbirine benzer olan tedavi sistemlerine dayanan homeopati ‘’like cures like’’ bilimsel olarak Dr. Samuel Hahnemann (1755–1843) tarafından geliştirilmiştir. Geleneksel tıp, bakteriler ve virüsler gibi zararlı organizmalar tarafından hastalığa sebep olan olgularda temel bazı ilkelere bağlıdır. Tedavideki amaç ya zararlı organizmayı öldürmektir ya da ilaçlarla bunların yol açacağı lokal semptomları engellemektir. Homeopatik tedavi ise vücudu güçlendirir ve vücudun enfeksiyonlara veya patolojik durumlara karşı mücadelesini katalizör gibi uyarır ve yönlendirir. Bu derlemede veteriner hekimlikte homeopati, homeopatinin çalışma ilkesi, avantajları ve dezavantajları hakkında bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır. Anahtar sözcükler: Homeopati, Veteriner Hekimlik, Kür. Homeopathy and its use in veterinary medicine Summary Homoeopathy is a system of medicine based on treating like with like. Homoeopathy was developed scientifically by Dr. Samuel Hahnemann (1755-1843). Conventional medicine is based primarily on the concept that diseases are caused by harmful organisms such as bacteria and viruses. Aim of the treatment conventional medicine kills these organisms or to oppose the resulting local symptoms with drugs. Homoeopathic treatment strengthens body, acting as catalyst, stimulating and directing the body’s ability to fight infection or pathologic diseases. In this article, information of about homoeopathy, the principles of homoeopathy, the advantages and the disadvantages in veterinary medicine are aimed to be given. Key Words: Homoeopathy, Veterinary Medicine, Cure. GİRİŞ Yunanca’da homoeo (benzer) ve pathos (acı çekmek) kelimelerinden oluşan homeopati, birbirine benzer olan tedavi sistemine dayanan tıbbi bir yöntemdir (1). Similia similibus curantur ‘’benzer şeyler benzerleriyle tedavi edilebilir’’ savına dayanan homeopati; vücudun kendi kendini tedavi edici yanıtlarının uyarılmasıyla vücudun kendi kendini iyileştirmesinin sağlandığı, herhangi bir yan etkisi bulunmayan doğal bir tedavi şeklidir (7,10,13). Genelde tıp biliminin kısaca tanımlamasını yaparsak; Hipokrat’tan beri üç ana tema işlenmektedir. Bunlar; Natura Medicatrix denilen otonom-kendi başına biyolojik sistemler kanunu. Allopathie-Zıtlıklar kanunu; bilinen tıp (katı veya ortodoks tıp) hastalığın zıttı olan maddeyi vücuda vererek yapılan tedavi yöntemi ve Homeopati-Benzerlik kanunu yöntemidir (9). * Yrd. Doç. Dr. Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji AD., Diyarbakır. ** Prof. Dr. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji AD., 06110, Dışkapı/Ankara. Veteriner Hekimler Derneği Dergisi Cilt: 78 Sayı: 1 Yıl: 2007 39 BİLİMSEL MAKALELER Klasik homeopatinin kuralları yalnızca bir maddenin spesifik bir hastalık için kullanılmasını önerirken (11) günümüzde vaginitis, endometritis ve pyometra gibi patolojik hastalıklarda kompleks maddelerden de başarılı sonuçların elde edildiği bildirilmektedir (6,7,15). Yukarıda belirtilen çalışmalara ilaveten homeopatik maddeler ile yapılmış birçok araştırma vardır. Bu gibi çalışmaların sayısı günden güne artış göstermektedir. Sonuç Ülkemizde homeopatik maddelerin kullanımı Avrupa ülkelerindeki kadar yaygın değildir, ancak daha önceki yıllara göre homeopatik madde kullanımı yaygınlık göstermektedir. Dünyada giderek artan bir oranda kullanılan homeopatik tedavinin, klasik tıp tedavisi ile birlikte veya ayrı olarak alternatif bir tedavi seçeneği olarak başarıyla kullanılacağı düşünülmektedir. KAYNAKLAR 1. Abc Homeopathy. Homeopathy. 2002, www.abchomeopathy.com Ulaşım Tarihi: 19.09.2002. 2. Aha (AUSTRALIAN HOMEOPATHIC ASSOCIATION). Homeopathy. 2003, www.homeopathyoz.org/default.htm?spacer.html&home.asp Ulaşım Tarihi: 28.01.2003. 3. Allport, R. Heal Your Cat the Natural Way. Mitchell Beazley Co., 1997, Hong Kong. 4. Aslan S., Beceriklisoy, H.B., Kanca, H. (2005) Homeopatinin genel kuralları ve veteriner hekimlikte kullanımı. Bilim ve Teknik dergisi, Eylül-2005; 29 5. Aslan S., Beceriklisoy, H.B., Özyurtlu, N., Kanca, H., Handler, J. Effect of treatment with Thuja Occidentalis D30 and Urtica Urens D6 on pseudopregnancy in bitch. Vet. Med. Austria/Wien Tierärztl.Mschr., 2004; 91 Suppl. 2, p.:6. 6. Aslan, S., Fındık, M., Kalender, H., Çelebi, M., İzgür, H., Handler, J. (2000). Verbesserung der postpartalen fertilität von kühen durch Pulsatilla miniplex®. Veterinary Medicine Austria, 2000; 87: 359–362. 7. Baur, J. Homöopathie in der Tiermedizin. Vet 1., 1989; 4: 26-31. 8. Gültiken, N. Malign meme tümörlü köpeklerde operatif girişime ek olarak uygulanan immunoterapi ve homeopatinin etkisi. Doktora tezi, Ankara Üniv. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2003. 9. Gürsel, M. Homeopati. 2002, www.minidev.com/atip/tip_homeopati.asp Erişim Tarihi: 20.09.2002. 10. Hatipoğlu, F.Ş. Homeopati, bazı homeopatik maddeler ve veteriner hekimlikte kullanım alanları. Türk Veteriner Hekimliği Dergisi, 1996; 8 (4): 47–53. 11. King, G. Veterinärhomöopathie, Einführung und Materia Medica., Schlütersche Verlagsanstalt und DruckereiGmbH&Co-, Hannover, 1992. 12. Köhler, G. Lehrbuch der homöopathie. Bdl: Grundlagen und Anwendung., 6. Aufl., Hippokrates, Stuttgart, 1994: 27-30. 13. Kuray, Ş. Homeopati. 2002, www.klinikl.netteyim.net/20_lit_homeopati.htm Erişim Tarihi: 23.09.2002. 14. Löscher, W., Richter, A. Homöopathika in der veterinärmedizin und ihre oharmakologische und arzneimittelrechtliche Beurteilung. Berl. Münch. Tierärztl. Wschr., 1993; 106: 109-118. 15. MacLeod, G. Homöopathische Behandlung von Rinderkrankheiten, 2. Aufl., Sonntang Verlag, München, 1990: 1264. 16. Özyurtlu, N. Alaçam, E. 2005, Effectiveness of Homeopathy for the Treatment of Pseudopregnancy in Bitches. Turk J Vet Anm Sci. 29(3); 903-907. 17. Prince, J. Homeopathy. 2003, www.peteducation.com/article_print.cfm?cls=0&articleid=1354 Erişim Tarihi: 03.03.2003. 18. Ullman, D. Scientific evidience for homeopathic medicine. 2002, http://www.ihr.com/homeopat/research.html Erişim Tarihi: 11.10.2002. 19. Wolter, H. Klinische Homöopathie in der veterinärmedizin. 2. Aufl., Haug Verlag, Heidelberg, 1981: 32-39. 20. Wolter, H. Konpendium der tierärztlichen homöopathie. Ferdinand Enke Verlag, Stuttgart, 1989: 40–41. 42 Veteriner Hekimler Derneği Dergisi Cilt: 78 Sayı: 1 Yıl: 2007 BİLİMSEL MAKALELER Homeopati milattan önce 468-377 yıllarında Hipokrat’a kadar uygulanmıştır ama asıl olarak kullanılabilir bir şekilde çalışılması Samuel Hahnemann’a (1755-1843) kadar olmamıştır. Hahnemann deneylerinde çeşitli dozlarda bazı maddeleri hem kendinde hem de gönüllülerde kullanmıştır ve bu maddelerin gösterdiği etkileri detaylı olarak kaydetmiştir. Daha sonra bu maddelerin yan etkilerini azaltmak için bunları seyrelterek kullanmıştır (1,3). Homeopatik ilaçlar ve etki güçleri Homeopatik maddelerin etki mekanizması hakkında çok açık bir görüş olmamasına rağmen homeopatik maddelerin etkileri ‘’benzer benzeri tedavi eder’’ ilkesine bağlıdır. Örneğin; kahve sinir sistemini uyarır ve idrar atılımını arttırır. Kahve, homeopatik dozlarda verildiğinde aşırı idrar atılımı ile beraber sinirsel aktivite ve uykusuzluk problemi olan bir kişide tedavi edici olabilir (2). Homeopatik tedaviyi destekleyen araştırmacılara göre homeopatik maddelerin etkinliği sulandırılmada bulundurdukları molekül sayısıyla ilgili değildir. Bu araştırmacılara göre homeopatiklerin hazırlanması sırasındaki özellik ve oluşan enerjiyle bağlantılı olduğu ve bir enerjinin başka bir enerji tarafından etkilenebileceği görüşü savunulmaktadır (10). Homeopatik tedavinin etkili olabilmesi için seçilecek homeopatik maddenin hastadaki belirtilere tamamen uygun olmasının gerektiği özellikle vurgulanmaktadır. Hayvanın o anda ki durumuna ve başka bir semptomun bulunup bulunmamasına bağlı olarak seçilecek homeopatik madde değişebilmektedir. Bu yüzden, homeopatiklerin oluşturdukları semptomları iyi bilmek gereklidir. Her homeopatik maddenin etki spektrumunun ve sınırının farklı olduğu bildirilmektedir (10). Homeopatik ilaçların büyük bir çoğunluğu bitkisel, hayvansal ve kimyasal kaynakların sulandırılmasıyla elde edilirler. Etken madde ne kadar sulandırılırsa etkinliği de o kadar artar (17). Homeopatinin etkinliği sulandırılma derecesi ile ifade edilir. Etken maddenin homeopatik ilaç içindeki sulandırılma oranı ‘’potens’’ olarak tanımlanmaktadır. Sulandırma sistemi büyük bir harfle ve sulandırma derecesi sayısıyla belirtilmektedir (19,20). Sulandırmada etanol, etanol su karışımı veya tuzlu su kullanılmaktadır. Tablet ve minik kürecikler şeklinde olan globuller ise süt şekeri ile karıştırılarak hazırlanmaktadırlar (11,12). Homeopatik maddenin ilk olarak hazırlanışında asıl materyalden elde edilen etken maddenin sulandırılmış alkolle özü çıkarıldıktan sonra su veya alkolde eritilerek veya katı bir madde ise süt şekerinde ezilerek farklı türevleri elde edilir. Desimal (onluk) potensler 1:9 oranında ve sentizemal (yüzlük) potensler 1:99 oranında sulandırılırlar. Desimal sulandırmada 1 kısım ana maddeden alınıp 9 kısım sulandırma sıvısına eklenirse D1 kuvveti elde edilmiş olur. Sentizemal sulandırmada 9 kısım yerine 99 kısım alınan sulandırma sıvısına, 1 kısım ana maddeden eklenir (10, 11, 12). Bunlardan başka bazı araştırmacılar LM ve XM potenslerinden de söz etmektedirler. Araştırmacılara göre D1’den D6’ya kadar olanlar ile LM1-LM2 düşük potensler, D7’den D30’a kadar olanlar ve C6C12 ile LM3-LM5 orta potensler, D30-D200, C13 ve LM6 ve takip eden dereceler ise yüksek potensler olarak değerlendirilirler (10, 11, 12). Homeopatiklerin sıvı (ampul, damla) veya katı halde (merhem, tablet, globul-minik kürecikler) preparatları bulunur. Bunlar derialtı, kas içi, lokal veya oral yolla uygulanabilmektedirler (3,10) Homeopatiklerin avantajları ve dezavantajları Hekimliğin güvenilir, sade ve bilimsel bir şekli olan homeopati uzun sürelerden beri kullanılmakta olup tüm dünyada artan bir popülariteye sahip olmaktadır. Homeopatikler, dünyada en yaygın olarak kullanılan ikinci tıbbi metottur. Geçmiş yıllara göre Amerika Birleşik Devletleri’nde popülaritesi her yıl % 25–50 oranında artmaktadır (1). Buna ilaveten son yıllarda Veteriner Hekimliği alanında da homeopatik tedavi büyük ölçüde kullanılmaya başlanmıştır (13,14). Homeopatinin bu başarısında aşağıdaki faktörlerin önemli olduğuna değinilmektedir. - Homeopatiklerin etkili olması. Doğru homeopatik alındığı zaman sonuç hızlı, tam ve kalıcı olmaktadır. 40 Veteriner Hekimler Derneği Dergisi Cilt: 78 Sayı: 1 Yıl: 2007 BİLİMSEL MAKALELER - Homeopatikler tamamıyla güvenilirdirler. Uygun homeopatikler gebelerde ve çocuklarda herhangi bir yan etkisi olmadan kullanılabilir. Buna ilaveten diğer tedavi yöntemleri ile kullanıldığı zaman istenmeyen bir etki göstermezler. - Homeopatikler doğaldır. Homeopatik ilaçlar normalde doğal içeriklere bağlı olarak elde edilirler. - Homeopati immun sistem ve vücudun doğası ile uyum içinde çalışır. Genel tıp tedavisindeki gibi bazı durumlarda vücudun doğal sistemini baskılamaz. Vücudun, beynin ve kalbin rolünü de göz önüne alır. Sadece hastalığa yönelik değildir, vücudu bir bütün olarak değerlendirir. - Homeopatik ilaçlar bağımlılık yapmaz. - Homeopatikler, tüm semptomları tedavi ederken semptomlara göre değil asıl sebebe etki ederek çözüm üretirler. - Homeopatik ilaçlar, bedenin kendi iyileştirici gücünü uyaracak en küçük dozlarda verilir (1,13). Homeopatik ilaçların bu avantajlarının yanında yan etkileri üzerine farklı görüşler vardır. Homeopatikler çok düşük dozlarda yani yüksek potenslerde kullanıldığı zaman nadiren yan etkiye yol açabilir. Homeopatikler bazı sebeplerden dolayı sakıncalı olabilmektedirler: Hastalıklar yerine semptomlar dikkate alındığında esas tedavi uygulanmamış olmaktadır. Yanlış homeopati uygulamalarında istenmeyen etkiler oluşabilmektedir. Buna ilaveten, ilaçların farklı canlı türlerinde farklı etkiler gösterebileceği düşünülerek, insanlarda denenmiş homeopatiklerin hayvanlara uygulanması da sakıncalı olabilmektedir (10) Veteriner Hekimliği alanında homeopati kullanımı Löscher ve Richter (14)’e göre homeopatikler Avrupa’da özellikle de Almanya’da profilaktik amaçla kullanılmaktadır. Almanya’da beşeri alanda kullanılan yaklaşık 57.000 tür ilacın % 27’sinin homeopatiklere ait olduğu bunun yanında 150 farklı maddeden hazırlanan 100 kadar veteriner homeopatik ilacın olduğu bildirilmiştir. İnsanlarda yapılan çalışmalara ilaveten homeopatikler ile hayvanlarda da bazı araştırmalar yapılmıştır. Veteriner Hekimliği alanında homeopatik ilaçlar ile birçok çalışma bulunmaktadır. Agnus castus (ayıt, hayıt), Apis mellifica (bal arısı), Belladona (güzelavrat otu), Pulsatilla (rüzgârgülü), Sepia (mürekkep balığı), Caulophyllum (aslan kulağı), Bufo rana (kuyruksuz kurbağa), Urtica urens (küçük ısırgan otu) ve Thuja occidentalis (mazı, hayat ağacı) gibi homeopatik ilaç kaynakları veteriner hekimliğinde kullanılmaktadırlar (4). Alman araştırmacılar, Sepia C200 verilen sütçü ineklerde, plasebo verilenlere göre doğum komplikasyonlarının önemli oranda azaldığını görmüşlerdir. Başka bir çalışmada, hafif etkili bazı homeopatik ilaç kombinasyonlarının domuzlara verilmesi ile solunum yolu ve uterus enfeksiyonlarının önlendiği ve tedavi edildiği belirtilmiştir (18). Aslan ve ark.’nın, (6) ineklerde yapmış olduğu çalışmada homeopatik Pulsatilla miniplex’in postpartum fertiliteye etkisi araştırılmıştır. Bu çalışmada pulsatilla miniplex ile doğum sonrası uterus regresyon sürecinin kısaldığı ve fertilite oranının arttığı sonucuna varılmıştır. Buna ilaveten, Aslan ve ark.’nın (5) ve Özyurtlu ve Alaçam’ın (16) yalancı gebelik tedavisi için homeopatik ilaçlar kullanarak yaptıkları çalışmada, herhangi bir yan etki görülmeden yalancı gebeliklerin başarılı bir biçimde sağaltıldığı sonucu da elde edilmiştir. Gültiken’in (8) yaptığı çalışmada da homeopatik bir ilaç olan Theranekron’un (Tarantula cubensis) meme tümörlerinde primer ikincil tümör oluşumları üzerine etkinliği araştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda yeni tümörlerin oluşumunun engellenmesinde homeopatik bir ilaç olan Theranekron’un belirli ölçüde etkili olduğu gözlenmiştir. Veteriner Hekimler Derneği Dergisi Cilt: 78 Sayı: 1 Yıl: 2007 41