NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ EYLÜL 2013 SAYI: 373 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı ULAŞTIRMANIN 2035 HEDEFLERİ Halkalı Gümrük Müdürlüğü Çatalca’ya taşınıyor. Gümrük, toplam 220 bin metrekarelik alana kurulacak. Sektörün önümüzdeki 20 yıllık yol haritasını çıkaran 11. Ulaştırma Şurası İstanbul’da yapıldı. Ulaştırma sektöründeki hedefler paylaşılırken karayoluyla ilgili 10 önemli hedef açıklandı. Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu: “İhracatın Artmasında Lojistik Firmalarına Büyük Görev ve Sorumluluk Düşüyor.” UND İcra Kurulu Başkanı Şener: “Sayın Çelik’in TIR Sürücüsü Açıklaması Maalesef Gerçeği Yansıtmıyor.” İçindekiler Sayı: 373 23 24 22 14 “Sayın Çelik’in TIR Sürücüsü Açıklaması Maalesef Gerçeği Yansıtamıyor” UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in ‘TIR sürücüsü, AB ülkelerine vize muafiyeti olmadan gidebiliyor’ ifadesinin gerçeği yansıtamadığını söyledi. 36 Lojistik avantajı gördü Konya’da fabrika kurdurdu Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur, Konya fabrikasının kurulma kararının kalbinde lojistik yattığını vurguladı. 38 1.80 ihracatçıyı korkuttu! Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Dolar/TL için yaptığı çarpıcı tahmin, ihracatçıyı korkuttu. İhracatçılara göre Dolar/TL’de 1.85’in altı tehlikeli... 40 Koçsistem ve Arçelik lojistik için Eylül 2013 “Bulut” İnşa edecek KoçSistem lojistik sektörü için tüm bilgilerin tek merkezde toplandığı ve paylaşıldığı bir “Bulut” inşa edecek. 43 2 milyar dolar ihracat hedefine TİM desteği... AYSAF, ayakkabı yan sanayi sektörünün ihracat hedefini büyüttü! 2 milyar dolar ihracat hedefine Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nden destek geldi…. ’NİN SESİ Uluslararası Nakliyeciler Derneği Taşımacılık Organizasyonu İktisadi İşletmesi Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Yazı İşleri Müdürü Melike Tümen Yazı İşleri Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 26 27 Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Haber Merkezi Nazlı Karpat, Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Meriç Katman, İbrahim Çolak, Burak Çığa Mali İşler Müdürü Salih Koca 47 Yenilenen Sistem ile Transportx.com’da Araç ve Yük Bulmak Artık Çok Kolay! Lojistik sektörüne yepyeni bir anlayış getiren Transportx.com, hızla artan üye sayısıyla ve yapılan güncellemelerle sektöre daha da hız kazandırmaya devam ediyor. 48 Lojistik Firmalarına Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 YAYINA HAZIRLIK Genel Yönetmen Mutlu Doğan Büyük Görev ve Sorumluluk Düşüyor Editör Ahmet Doğan Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, Türkiye’de ihracatın arttığını belirterek, ihracatın gelişmesinden lojistik firmalarına büyük iş düştüğünü söylüyor. Grafik Tasarım Erhan Aydın 50 UND Üyeleri Danışman Hizmetler Merkezi’yle Verimliliklerinin Zirvesinde Olacak Üyelerinin yaşamlarını sağlıklı, mutlu ve huzurlu hale getirebilmek için çalışan UND, Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi ile ekim ayı içerisinde çok önemli bir anlaşmaya imza atıyor. 52 Lojistik Firmalarına İlham Verecek Hintli Dağıtım Sistemi Dabbawalar’ın inanılmaz öyküsü... İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Eylül 2013 adres Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 haber@und.org.tr Yerel ve Süreli Yayın BAŞYAZI ÖMER ÇETİN NUHOĞLU UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI Değerli Dostlarım, Sektörümüzün karşı karşıya olduğu uluslararası haksız rekabet her geçen gün farklı yönleriyle kendini göstermeye devam ediyor. Batı taşımalarımızda maliyetlerimizi artıran ayrımcı geçiş ücretleri yanında hızımızı azaltan tren kullanımı zorlamaları da taşıma süremizi uzatırken yabancılarla rekabet şansımızı tamamen ortadan kaldırıyor. Bu konuyu tartışmaya açtığımız masalarda yetkililerden “Ama Avrupa’nın en büyük filosuyuz, sorun da buradan kaynaklanıyor” açıklamalarını duyuyoruz. Açıklamalarda 750 Bin’den tutun da milyonlara varan rakamlar telaffuz ediliyor. En büyük filoyuz ifadesi artık tam bir şehir efsanesine dönüşmüş durumda… Türk araçlarının Avrupa’ya taşıma yapan kısmı bugün için sadece 22 bin civarındadır. Bunun karşısında Hollandalı taşımacı olan TNT Express araç sayısı tek başına 19 bin, Alman taşımacı DSV 17 bin, yine Alman Dachster Logistics’in araç sayısı 10 bindir. Avrupa’da sadece 3 büyük firma araç sayısı Türkiye’nin AB’ye çalışan toplam araç sayısının iki katından fazladır. Unutulmamalıdır ki, bizim araçlarımız sürekli olarak AB yollarında dolaşmayıp en iyi ihtimalle Avrupa’ya ayda iki sefer yapabilmektedir. Yani problem olarak görülen Avusturya’daki yaklaşık 300 km’lik yolu ayda iki kez kullanan Türk araçlarını problem olarak görüp engel koymak en basitinden ayrımcılık yapmaktır. Derneğimizin yoğun çabaları ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın kararlı tutumu ile usulsüz 3. ülke taşımalarının dene- timi ve ceza sistemleri konusunda önemli mesafeler kat edildi. Diğer ülkelerin bizlere uyguladığı cezalar muhatap ülke nakliyecilerine de uygulanmaya başlandı. Bu konuda kararlılığımızın sürmesi gerekiyor. Geçtiğimiz hafta Türkiye’de yapılan kontrolleri gerekçe göstererek “transit geçiş ücretlerine yüzde 100 zam yapacağız” diyen Bulgaristan bakanının bu çıkışı nasıl bir problemle karşı karşıya olduğumuzun boyutlarını gösteren bir işaret. Bu yazıyı kaleme aldığımız saatlerde Bulgaristan’ın haksız ceza uygulamasına karşılık sonunda isyan edildi ve Kapıkule’den karşıya geçmeyi reddeden sürücülerin eylemi ikinci gününü doldurdu. Dönüş yolunda olan araçların da benzer sıkıntılarla karşı karşıya olması sebebiyle Kapıkule ve Hamzabeyli her iki yönde de ulaşıma kapanmış durumda. Anlaşma imzalanamayan iki KUKK toplantısı ve uzlaşılamayan iki teknik toplantı Bulgaristan ile aramızda stresin birikmekte olduğunun ve yakında patlayacağının bir işaretiydi ve beklenen oldu. Taşımacılar üzerinde oluşturulan baskı ve ayrımcı uygulamalar artık kabul edilmiyor. Türk taşımacısı son yıllarda yaşanan birikimin sonucu olarak çözüm istiyor. Kamu’nun da desteği ve işbirliği ile içte ve dışta daha güçlü olmayı başarmak zorundayız. Dış ticaretle büyüme yolunu seçmiş Türkiye için başka bir alternatif de yok… Bu vesileyle tüm sektör mensuplarımıza nice mutlu bayramlar diliyorum. Saygı ve Sevgilerimle... 8 UND’DEN UND’den, “Lojistik” Bölümlerinde Öğrenim Gören Öğrencilere Özel Burs İmkanı Türkiye uluslararası eşya taşımacılığı ve lojistik sektöründe eğitim düzeyinin iyileştirilmesi ve sektöre nitelikli insan gücü kazandırma misyon ve hedefi doğrultusunda, UND tarafından, gereken şartları yerine getiren öğrencilere burs imkanı sunuluyor. Burs derneğin faaliyet alanı kapsamında eğitim ve öğretim veren devlet/vakıf üniversite ya da meslek yüksekokullarının “Lojistik” bölümlerinde eğitim-öğrenim gören ön lisans, lisans, yüksek lisans düzeyi öğrencilerine veriliyor. İnternet si- tesi üzerinden “Burs Başvuru Formu” ile başvurusunu yapan adayların belgeleri elden ya da posta ile 20 Ekim tarihine kadar UND’ye ulaştırmaları gerekiyor. Posta ile yapılacak gönderilerin Nispetiye Cad. Seheryıldızı Sok. No:10 34337 Etiler-Beşiktaş/İstanbul adresine yapılması gerekiyor. Burslar Ekim ayından başlamak üzere ve Şubat ayı hariç olmak üzere yılda 8 ay boyunca verilecek. Burslar banka kanalıyla ödenecek ve ödeme zamanları UND tarafından belirlenecek. UND-Enigma İşbirliği Anlaşması ile Ticari Finansal Riskler Kontrol Altında UND, üyelerinin ticari faaliyetlerinde karşılaştıkları riskleri daha iyi yönetebilmeleri amacıyla dünyada kredi sorgulaması ve kredi bürosu sektöründe 25 yıldır hizmet veren ve sektörünün öncü kurumları arasında yer alan Credit Info’nun Türkiye temsilcisi Enigma Analiz ile işbirliği anlaşması imzaladı. Enigma Analiz kişi ve kuruluşlar arasındaki sosyal ve ticari ilişkileri şeffaf hale getirme hedefine yönelik hizmetler sunuyor. Şirketlerin ticaret yaptığı kişi ve kurumların gerçek finansal güvenilirliği ve risk ölçümlemelerini yapan Enigma Analiz, aynı zamanda şirket personelinin iş yaşamına etki edebilecek finansal güvenilirlik ve risk analizi açısından özellikli durumla- rını da muvafakat koşulu ile paylaşabiliyor. Böylelikle tacirlerin gerek iş yaptıkları yurtiçi ve yurtdışı firmalar gerekse de personelleri ile ilgili risklerini etkin şekilde yönetebilmelerine olanak sağlanıyor. Enigma Analiz, 248 ülke genelinde tüzel kişilerin global güncel kredi bilgileri, mali tabloları ve ciro bilgileri, güncel iflas durumu, ödenmemiş borç bilgileri, hukuki bilgileri, iletişim bilgileri, faaliyet konuları, sermaye ve ortaklık yapıları, sermaye taahhütleri, çalışan sayıları ve ticari faaliyetlerine ilişkin bilgilere de ilgili ülke kanunları çerçevesinde ulaşabiliyor. UND Üyeleri bu hizmet ile de yurtdışında iş yaptıkları firmaların yukarıda bahsi geçen bilgilerine ve Enigma Analiz tarafından yapılan analizine online olarak ulaşabilecekler. Anlaşma ile UND üyeleri Enigma Analiz online sorgulama sistemine ücretsiz üye olabilecek; bir adet bireysel raporlama hizmeti ve bir adet online uluslararası 1. bölge raporlama hizmetini ücretsiz, 1 adet yurt dışı 2. bölge raporlama hizmetini ise yüzde 50 indirimli olarak alabilecekler. Ayrıca, işbirliği kapsamında Enigma Analiz ürünlerine özel fiyatlar ile ulaşabilme olanağına sahip olacaklar. Mersin Bölge Çalışma Grubu Toplantısı Gerçekleştirildi Mersin Bölge Çalışma Grubu toplantısı 18 Eylül’de UND Mersin Bölge Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda İran plakalı araçların ülkemize boş girişleri, sürücü sorunları, Özbekistan geçiş belgeleri son durum bilgisi ve yapılan girişimler, Kazakistan geçiş belgeleri ile ilgili gelişmeler, Habur Gümrük kapısındaki beklemeler, Gürbulak Sınır Kapısı’nda yaşanılan sorunlar ve UND’nin 14 Eylül’de gerçekleştirdiği Sigorta Çalıştayı konuları Eylül 2013 görüşüldü. UND Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Arslan’nın katılım sağladığı çalışma grubuna Çalışma Grubu Başkanı Nevaf Kılıç başkanlık etti, Emrah Deniz (Erman), Abdulğafur Ziyanek (Çimentrans), Akay Durur (Akar), Ahmet Kodaz (GLS Global Lojistik), Nihat Irmak (Gülbin), Nedim Şengül (Şengüller), Hüseyin Salman (Salman), Yaşar Özkaya (Öz Özkayalar) ve UND Mersin Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım sağlayan isimler arasında yer aldı. Burada ilan ediyoruz, “Türklerin” transit geçişini engelleyen, daha maliyetli hale getirenler ile hukuki mücadelemiz daha yeni başlıyor, engellemeyi sürdürmekte ısrar ederlerse bu hakkımızı kendi adalet sistemlerinde kanıtlayacağız. Editör’den Fatih ŞENER İcra Kurulu Başkanı Merhaba, Bu ay içinde Bulgaristan ve Macaristan gibi bizim için önemli iki ülke ile KUKK Toplantısı yaptık. Bulgaristan tam bir mücadeleydi, Bulgar taşımacıları maalesef tüm gelecek planlarını ülkemiz pazarı üzerine yapmış. Bu toplantıda ve öncekilerde net bir şekilde söyledik, rekabete hazırız ama uluslararası kural ve kaidelere tüm tarafların uyduğu eşit koşullarda. Bu sebeple, bize yönelen tehdit ne olursa olsun Türkiye’de kontroller sürecek, haksız rekabet engellenecek. Bu duruşumuzdan gelecekte de vazgeçmeyeceğiz. Macaristan KUKK Toplantısı ise sektörümüz için tam bir hayal kırıklığı oldu, hem belge ücretini hem de yol kullanım ücretini ödemeye devam edeceğiz. Macarlar sadece ücretsiz transit kotasını 1.500 adet arttırdı. Macaristan Heyet Başkanı’nın toplantıda açık ve net şekilde ifade ettiği gibi Avusturya’nın başını çektiği, “Türklere karşı saf olmama” politikası Avrupa’da giderek yayılıyor. Burada ilan ediyoruz, “Türklerin” transit geçişini engelleyen, daha maliyetli hale getirenler ile hukuki mücadelemiz daha yeni başlıyor, engellemeleri sürdürmekte ısrar ederlerse bu hakkımızı kendi adalet sistemlerinde kanıtlayacağız. İçeride de rekabet gücümüzü artırmaya odaklı çalışıyoruz. Son iki yıldır araçlarımızın zorunlu trafik sigortaları önemli bir maliyet kalemine dönüştü. 14 Eylül 2013 Cumartesi günü Ankara’da başta Hazine Müsteşarlığı’nın üst düzey bürokratları olmak üzere tüm paydaşlar ile bir araya geldik, konuyu detaylı olarak masaya yatırdık. Maliyetlerimizi düşürecek iyileştirmelerin bir an evvel hayata geçirilmesi talebimiz- de ısrarcı olduk. Sektörümüzün farkını, özel ihtiyaçlarını anlattık. Detaylarını dergimizin iç sayfalarında okuyabilirsiniz. Yakında zorunlu trafik sigorta maliyetlerimize olumlu yönde etki edecek çok önemli gelişmeler olacak. Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan ve Hazine Müsteşarımız Sayın İbrahim Çanakçı başta olmak üzere, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç’e ve ekibine sektörümüze yaklaşımları için teşekkürü bir borç biliyoruz. Eylül’de de Avusturya’nın Ro-La dayatması ile ilgili sayısız girişim yaptık. 1 Ekim 2013’te Ekonomi Bakanlığımız ile birlikte Viyana’da bir seminere katıldık, Avusturya Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri ile görüştük. Bu ayrımcılığın kaldırılması gerekliliğini, Türk taşımacısının Avusturya’da karayolu kullanma talebini yeniledik. Şunu biliyoruz ki, en önemli adımı attık, artık Avusturyalıları Türklerin bu işin peşini bırakmayacağına inandırdık. Buradan Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Bülent Uğur Ecevit’e teşekkürler ediyoruz, Ulaştırma ve Ekonomi Bakanlıklarımız bizim arkamızda oldukça, bu mesele ülkenin meselesi oldukça çözümü için hiçbir engel yoktur. Enigma Analiz & UND işbirliğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Verdikleri hizmet sektörümüz için gerçekten hayati önem taşıyor. Gerek personel gerekse de iş yaptıkları firmaları tanımak, kiminle çalıştığını biliyor olmak firmalarımızın rekabet gücünü artıracaktır. Bu sebeple, tüm üyelerimizin bu olanaktan faydalanmasını tavsiye ediyorum. Saygılarımla… 10 UND’DEN Tuna Nehri Taşımacılığı Semineri Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan bilgilendirmeye istinaden, 16 Kasım 2012 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “Tuna Nehri Taşımacılığı” konulu seminer hakkında bilgi verilerek, anılan seminerde yapılan sunumlar iletildi ve “Via Donau” unvanlı firmanın bahse konu seminerin devamı niteliğinde olacak etkinliği 1-2 Ekim 2013 tarihlerinde Viyana’da Avusturya Ekonomi Odası (WKO) ile ortaklaşa düzenlemeyi öngördüğü belirtildi. Viyana Ticaret Müşavirliği’nden alınan bir yazıda, söz konusu seminerin ayrıntılarını gö- rüşmek üzere, 2 Ağustos 2013 tarihinde Avusturya Ekonomi Odası’nda (WKO), Via Donau Proje Geliştirme Bölü Direktörü Simon Hartl, Proje Direktörü Georg Schnabel, WKO Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Sorumlusu Günther Sucher’in katılımı ile bir toplantı gerçekleştirildiği bildirildi. Yazının devamında, söz konusu toplantıda, Avusturya tarafını temsilen Avusturya Ulaştırma Bakanlığı Deniz Taşımacılığı Genel Müdürü ve “Via Donau” Şirketi Genel Müdürü’nün, Türk tarafını temsilen ise Müsteşar Yardımcısı Bülent Uğur Ecevit’in ve T.C. Viyana Büyükelçisi’nin yapacakları açılış konuşmalarının ardından, her iki ülke Ticaret Müşavirliklerinin ülkeler arasındaki ticarete ilişkin sunum yapmaları hususunda mutabık kalındığı ifade ediliyor. WKO ve Via Donau şirket temsilcileri tarafından programın ilk gününde ağırlık olarak Türk firmalarının katılımının, ikinci gününde ise her iki taraftan da firmaların katılımlarının öngörüldüğü belirtiliyor. Türk - Macar İş Formu’nda UND Deklarasyonu İmzalandı DEİK ve İSO tarafından düzenlenen Türk - Macar İş Forumu 5 Eylül’de İstanbul’da gerçekleştirildi. Macaristan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Bölge Müdürü Andras Biro ve Macaristan Ticaret Müsteşarı Janos Weisz’ın katıldığı konseyde, UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türk nakliyecilerinin Macaristan’da yaşadığı sorunları dile getirdi. Şener, konuşmasında Macaristan Devleti’nin sadece Türk nakliyecilerden aldığı geçiş belgesi ücretinin iki ülke arasındaki ticaretin gelişmesine engel olduğunu belirtti. Macaristan’da uygulanan yeni ‘Otoyol Geçiş Ücretleri’ hâlihazırda alınan geçiş belgesi ücEylül 2013 reti yerine getirilmiş olmasına rağmen, halen belge ücretlerinin kalkmadığını belirten Şener, bu uygulamanın Macaristan ile Türkiye’nin de taraf olduğu GATT anlaşmasının V. Maddesi’ndeki transit serbestîsine ve Türkiye ve AB Gümrük Birliği’ndeki “malların serbest dolaşımı ilkesine” aykırı olduğunu söyledi. İş Forumu Toplantısı’nda ayrıca, “Taşımacılığın kuvvetlenmesi, ticaretin kuvvetlenmesi” ilkesinden yola çıkarılarak UND olarak Türk nakliyecilerine uygulanan haksızlığın ortadan kaldırılması için bir deklarasyon hazırlandı. Macar firmalarının da destekleri alınarak bu deklarasyon imzalandı. Türkiye-Bulgaristan KUKK Toplantısı gerçekleştirildi Türkiye – Bulgaristan Kara Ulaştırması Karma Komisyon (KUKK) Toplantıları 3-4 Eylül tarihleri arasında Ankara’da, 17-18 Eylül tarihlerinde ise Sofya’da gerçekleştirildi. Ankara’da yapılan toplantıda Türk tarafına Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Bulgar tarafına ise Yourdan Arabadjiev Başkanlık etti. Toplantıda yabancı araçların usulsüz 3. ülke taşımalarına ceza öngören 68 Numaralı Tebliğ, Türkiye sınır kapılarında yapılan kontroller ve Bulgar Heyeti’nin 3. ülke belgelerindeki kota artışının talepleri görüşüldü. UND, Türk taşımacılarından haksız yere alınan transit geçiş ücretinin kaldırılmasını ve Türk taşımacılarından alınan yüksek ceza ve gıda taşımalarından alınan analiz ücretlerini gündeme getirdi. İki gün süren uzun müzakereler sonucunda herhangi bir anlaşmaya varılamadı ve protokol imzalanamadı. Toplantı sonrasında 6 Eylül’de iki ülke bakanları bir araya geldi ve Türkiye ile Bulgaristan arasındaki taşımacılık sorunları görüşüldü. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da talimatı ile iki ülke heyetleri 17–18 Eylül tarihlerinde Sofya’da bir araya gelerek bir Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı daha gerçekleştirdi. Toplantıya Türk Heyetine Karayolu Düzenleme Genel Müdürü Ali Rıza Yüceulu, Bulgar Heyetine ise Müsteşar Anton Ginev başkanlık etti. Ağırlıklı olarak ilk toplantıdaki konuların görüşüldüğü toplantıda da herhangi bir karar alınamadığı için protokol imzalanamamış, tarafların konuları tekrar görüşebilmesi için ileri bir tarihte yeniden bir araya gelmeleri hususunda karar alındı. Toplantılara UND’yi temsilen Genel Sekreter Ali Çiçekli, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Melike Tümen katılım sağladı. 12 UND’DEN 2013 Yılı Temmuz-Ağustos-Eylül Dönemi İtalya Römork Çektirme Başvuruları 2013 yılı Temmuz-Ağustos-Eylül dönemi İtalya Römork Çektirme Ödül Belgeleri başvurularının en geç 11 Ekim 2013 tarihinde kadar Uluslararası Nakliyeciler Derneği’ne yapılması gerekiyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Nisan-MayısHaziran aylarına ait olmayan ve eksik bilgi ve belgelerle gönderilen taşımalarla ilgili ödül belge taleplerini değerlendirmeye almıyor. Başvuruların döneminde ve aşağıdaki hususlara dikkat edilerek yapılması gerekiyor: İtalyan kontrol makamlarınca mühürlenmiş römork çektirme belgesinin aslı ibraz edilecek. İtalyan taşımacı tarafından kesilen faturanın aslı veya ikinci sureti geçiş belgesi ekinde yer almalı. Faturalar çekme işlemini yapan ve İtalyan Taşımacılar Birliği’ne kayıtlı bir şirket tarafından düzenlenecek. Fatura üzerinde römork çektirme belgesinin numarası, çektirmeyi gerçekleştiren İtalyan çekicinin plakası, firmanın İtalyan Taşımacılar Birliğinde- Rusya’daki Ek TIR Karne Teminatı Uygulaması Genişletildi Rusya’daki Ek TIR Karne Teminatı Uygulaması Ural Bölgesi’ni kapsayacak şekilde genişletildi. IRU tarafından yapılan duyuru kapsamında, Rusya Federasyonu Gümrük Servisi tarafından 14 Eylül 2013 tarihinde Rusya’nın Sibirya ve Uzak Doğu bölgesinde bulunan Gümrük İdarelerinde başlayan TIR Karnesi kapsamı taşımalardan ilave teminat alınması kararı Rusya’nun Ural Bölgesindeki Gümrük İdarelerini kapsayacak şekilde genişletildi. Buna göre, söz konusu genişletilme kararından etkilenecek Gümrük İdaleri; Chelyabinsk, Khanty-Mamsyisk, Koltsovo, Magnitogorsk, Tyumen, Uralskaya Operatyvnaya, Yamalo-Nenets ve Yekaterinburg Bölgesel Gümrük İdareleri olacak. Söz konusu ek teminat uygulaması neticesinde TIR Karnesi’nin gümrük makamlarınca kabul edilmemesi durumunda Derneğimiz tarafından duyurulmuş olan talimatlara uyulması ve IRU ile iletişim bilgileri üzerinden irtibata geçilmesi gerekiyor. Kazakistan Geçiş Belgeleri’nde Son Durum Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nden alınan yazıda, Kazakistan makamlarından temin edilen ikinci dönem tek-tip geçiş belgelerinden 200 adedinin 2 Ekim’den itibaren ‘Geçiş Belgesi Dağıtım Esasları Yönergesi’ hükümleri çerçevesinde genel kullanıma açılmasının uygun bulunduğu bildirildi. Eylül 2013 ki kayıt numarası, römorkun hareket ve varış yerlerinin (ve tersi) yazılı olması şart. Tüm belgeler UND’ye ait oldukları dönem içinde ve bir asıl + 2 kopya şeklinde olmak üzere ayrı ayrı hazırlanmış 3 dosya şeklinde teslim edilecek. Lojistiğin Kalbi Mersin’de Atacak Lojistik Sektöründe “Kümelenme Temalı Uluslararası Konferans” ve Türkiye, AB ile Akdeniz Ülkeleri şirketleri arasında “İkili İş Görüşmeleri” Ekim’de Mersin’de Gerçekleştirilecek… Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortağı olduğu, AB 7.Çerçeve Programı kapsamında yürütülmekte olan Avrupa Birliği’nde Lojistik Kümeleri Arasında Sürdürülebilir İşbirliği Ağının Oluşturulması Projesi kapsamında Hollanda, Almanya, İspanya, İsveç ve Danimarka’daki ortaklar ve beraberlerinde iştirak edecek lojistik firmalarının katılımıyla” Lojistik Sektöründe “Kümelenme Temalı Uluslararası Konferansı” ve Türkiye, AB ile Akdeniz Ülkeleri şirketleri arasında “İkili İş Görüşmeleri” programını 10 Ekim 2013 Perşembe günü Mersin’de gerçekleştirilecek. Mersin’in önemli sektörleri arasında yer alan lojistik sektörünün rekabet avantajının artırılması için bir adım olacağına inanılan konferansın ve ikili iş görüşmeleri programında şirketler arası ikili görüşmeler de olabilecek. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilecek. Konferansta lojistik sektörüne ilişkin çok önemli konular da masaya yatırılacak. 14 UND’DEN UND İcra Kurulu Başkanı Şener: SÜRÜCÜLERE DE VİZE UYGULANIYOR “Sayın Çelik’in TIR Sürücüsü Açıklaması Maalesef Gerçeği Yansıtamıyor” UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in ‘TIR sürücüsü, AB ülkelerine vize muafiyeti olmadan gidebiliyor’ ifadesinin gerçeği yansıtamadığını söyledi. Avrupa Adalet divanı Eylül ayı içerisinde açıkladığı kararıyla; “Avrupa Birliği ülkelerine hizmet sunmak amacı ile seyahat eden Türk vatandaşlarına tanınan vize muafiyetinin” Turistler ve tedavi almak isteyen hastalar gibi hizmet almak isteyen vatandaşları kapsamadığını belirtmişti. Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise konuyla ilgili olarak kararı haksız ve çifte standart olarak yorumlayarak, “Hizmet sunmak üzere gidenler mesela TIR şoförleri vizesiz girebilir turistler ve hasta olarak gidenler vize almadan giremez diye bir karar almıştır” dedi. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Sektörümüzü heyecanlandıran bu açıklama sektörümüzde ve kamuoyunda yanlış anlamalara sebep olabilecektir. Sayın Çelik’in açıklamasında yer alan ‘TIR Şoförleri girebilir’ ifadesi maalesef gerçeği yansıtamamaktadır. Adalet Divanının da itiraf ettiği hizmet sunanlara vize muafiyeti konusunda yıllardan beri verdiğimiz milli meselemiz haline gelen bu konuda AB’nin katı tutumu sebebiyle bir arpa boyu yol alınamamıştır” dedi. Sürücülerimiz Vizesiz Giremiyor “AB ile imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması ile malların serbest dolaşımı hakkına sahip olan ülkemizin AB’ye ihraç mallarını taşıyan sürücülerimiz maalesef seyahat edememektedir” diyen UND İcra Kurulu Başkanı Şener, “Sektörümüz hala, yükünü taşımaya talip olduğu Avrupalı müşterisinden, işi yapacak sürücüsünü gönderebilmek için davetiye istemek zorunda bırakılmaktadır. Sayın Çelik’in dikkatine sunarız ki; Adalet divanı kararında açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen, taşıma hizmetini AB’de sonlandırmak üzere yola çıkan sürücümüz de bu ülkelere vizesiz girememektedir. Mallarını serbest dolaştırma hakkına sahip ülkemiz ürünlerinin araç ve sürücü olmadan kendi başlarına dolaşmaları beklenmektedir. Burada yapılması gereken doğru açıklama: İş adamlarımız, hastalarımız vize alamamaktadır. Hatta AB’ye serbest dolaşım hakkına sahip malları taşıyan TIR Sürücülerimiz bile vize engeli ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Ey Avrupa, bu mallar sürücüler ve TIR’lar olmaz ise nasıl serbest dolaşacak? Konu ihraç ürünlerimizin rekabet gücü açısından Milli bir meseledir ve acil çözüm beklenmektedir. Konu hakkında Sayın Hüseyin Çelik ve kamuoyumuzu saygıyla bilgilendiririz” ifadesini kullandı. LEYLA ECEM DEMİRKAN DAVASI VE SÜRÜCÜLER… Son olarak Şener, “Avrupa Adalet Divanı kararına konu olan olayda Leyla Ecem Demirkan’ın, 2007 yılında Almanya’daki ailesini ziyaret etmek istemesi ve vize alamaması üzerine konu Adalet Divanı’na taşındı ve karar için 6 yıldır bekleniyordu. Ankara Anlaşmas’ına dayandırılan taEylül 2013 lep üzerine Adalet Divanı, turist olarak seyahat konusunun bu durumun pasif hizmet alımı olarak değerlendirilemeyeceğini ifade ederek, AB ülkelerine hizmet sunmak amacı ile seyahat eden Türk vatandaşlarına tanınan vize muafiyetinin turistler ve tedavi almak isteyen hastalar gibi hizmet almak isteyen vatandaşları kapsamadığını belirtmiştir. Açıklamadan da görüleceği gibi kararda hizmet sunumu için gidenlerin vizeden muaf olacağı ifade edilmiş ancak AB ülkeleri TIR sürücülerinden vize şartını kaldırmayıp, davetiye dahil olmak üzere 21 tane evrak talep etmeyi sürdürmektedir” dedi. 15 Eylül 2013 16 EKONOMİ 1.80 ihracatçıyı korkuttu! Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Dolar/TL için yaptığı çarpıcı tahmin, ihracatçıyı korkuttu. İhracatçılara göre Dolar/TL’de 1.85’in altı tehlikeli... Geçtiğimiz günlerde Dolar/TL paritesinde 1.92 seviyesini telaffuz ederek kurda yeni bir tartışma başlatan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’dan Dolar/TL için çarpıcı bir tahmin daha geldi. Denizli’deki panelde konuşan Başçı, sermaye akımlarının güçlenmesi durumunda doların önümüzde yıl yeniden 1.80 TL seviyelerine gelebileceğini bildirdi. MB Başkanı’nın bu tahminin ardından gözler pek tabi, bu açıklamalara ihracatçıların nasıl bir reaksiyon göstereceğine çevrildi. Başçı’nın işaret ettiği 1.80 TL seviyesini sektör temsilcilerine sorduk… Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu: ‘Ani iniş çıkışlar ihracatçı açısından faydalı değil’ Rakamsal değil, istikrarlı bir kur olmasını istediklerini belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, “Böyle ani iniş ve çıkışların olmasını ihracatçı istemiyor. Döviz diye mütalaa etme farklı, dolar diye mütalaa etme farklı. Dolar son günlerde değer kaybetti pariteden dolayı. FED’in aldığı kararlar, paritenin oynaması bunu etkiledi. Tabi Merkez Bankası’nın söylediği nasıl tecelli eder bilemiyoruz. Onların kendi hesapları vardır. Biz sadece ani iniş çıkışları ihracatçı açısından faydalı bulmuyoruz. Ama dolar 2 liradan 1.80’lere düşerse ihracatçıyı tabi sıkıntıya sokar. 1.80’e Eylül 2013 euro karşısında değer kaybederek düşmesi var. Bu durumda biz ihracatçıya her zaman hedge edin diyoruz. Ama Merkez Bankası’nın politikasıyla 1.80’e düşerse dediğim gibi ihracatçıyı sıkıntıya sokar” değerlendirmesinde bulundu. Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mam. İhrc. Birliği Başkanı Zekeriya Mete: ‘1.80 ihracatçıya zarar verir’ Dolardaki sert düşüşün ciddi sıkıntı doğuracağını kaydeden Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete ise şöyle konuştu: “Sanayicinin kullandığı hammadde ve ara malı ithalatında dolar artınca hemen zam yapıldı. Ama dolar gerileyince bu zamlar geri alınmadı. Doların 1.80’e gelmesi zarar hanemize yazmaya başlayacak. Bir sentin bile artması, para biriminin değişmesi demektir. Dolayısıyla karşı pazarlarda ürününüzün satılmaması manasına geliyor. Tabii ki Merkez Bankası kendi açısından haklı. Ülkeye kalıcı yatırımcının gelmesi bir problem oluşturmaz. Ancak dolardaki düşüş ciddi sıkıntı doğurur. Hammadde ithalatçıları hemen zam yaparak fırsatçılık yapıyorlar. Dolayısıyla olan sanayiciye oluyor. Pahalı hammaddeyi alıp, kurla, işçilikle hepsini yoğurup ürün çıkarıp ihracat yapmak zorunda kalıyor sanayici. Dolayısıyla doların aşağı gelmesi ihracatçı açısından çok sevindirici değildir.” Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz: ‘1.85’in altı tehlike sınırıdır’ Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz ise 1.85 TL’nin altının ihracatçılar açısından tehlike olduğunu dile getirdi. Akyüz, “İhracatçımızın anlık kurlara göre uzun vadeli fiyat vermemesi konusunda uyarıyoruz. Önümüzdeki 3-6 aylık dönemde bu oynamalar çok rahatlıkla olabilir. Çünkü ABD’de ciddi bir strateji farklılaştırılması var. Bunun yanında da zaten 2’nin üzeri, anlık gelişmelerden de oluşan bir şeydi. Şu anda o tehlikeler uzaklaştığı için 1.95’in altında olması doğaldır. 1.80 çok iyimser bir rakam. Bizim gördüğümüz, 1.90 civarında kur dolaşacaktır. İhracatçılar açısından 1.85’in altı maalesef tehlike sınırlarıdır. Bundan dolayı 1.90 seviyeleri, ihracatçımızın ihracat yapabilir rakamları diyebiliriz. Tabi Merkez Bankası, piyasayı sakinleştirme amaçlı diye düşünüyorum. İhracatçılarımız, rakamların ani iniş çıkışların yapmadığı sakin ortamları arıyor” diye konuştu. 17 Eylül 2013 18 EKONOMİ “Ortadoğu’da yaşananlar, 2023 hedeflerini tehlikeye sokuyor” Bülent Aymen, Ortadoğu’da yaşanan karışıklıkların ihracatçıyı olumsuz etkilediğini ve bu nedenle 2023 hedeflerinin tehlikede olduğunu söyledi. sonunda yüzde 15’lik artış hedefliyorduk ancak umarım yüzde 10’un altında kalmayız” ifadelerini kullandı. Döviz Kuru Sıkıntı Gerek Ortadoğu’daki karışıklıklar gerekse istikrarsız döviz kurları nedeniyle ihracatçının ciddi sıkıntı yaşadığını vurgulayan Aymen, vakit kaybedilmeden bu sorunların çözümlenmesini beklediklerini dile getirdi. Döviz kurlarındaki dalgalanmaların da ihracatçı açısından risk olduğunu belirten Aymen, “Dövizin yükselmesi kısa sürede ihracat üzerinde belki olumlu etki gibi gözükse de bu bizim arzu ettiğimiz bir durum değil. Biz ihracatçılar istikrardan yanayız. İstikrarsız yükselmenin ihracatçıya bir faydası olmaz. Çünkü bunun bir sonraki adımı TL maliyetlerimizin yükselmesi anlamına gelir bu da ihracat fiyatlarına yansır. Bu nedenle dövizde de istikrar istiyoruz” değerlendirmesini yaptı. Mobilya’da Güzel Gelişmeler Var Akdeniz Ağaç ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bülent Aymen, Ortadoğu’da yaşanan karışıklıklar nedeniyle pek çok sektörün ihracatta sorun yaşadığına dikkat çekerek, 2023 hedeflerinin sıkıntıya girdiğine dikkat çekti. 2023’te hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracat hedefi doğrultusunda bu yıl 162 milyar dolarlık ihracat planlandığını ancak çıkan karışıklıklar sonucu bu rakamın revize edilerek 158 milyar dolara çekildiğini hatırlatan Aymen, “Gidişat bu rakamı da bulabilmemizin zor olduğunu gösteriyor” dedi. Türkiye’nin ihracatında yaşanan sıkıntıların kendi sektörleri olan ağaç ve orman ürünleri ihracatında da hissedildiğine işaret eden Aymen, “Mevcut durumda sektörümüz geçen yıla göre ihracatta yüzde 9 gibi az bir çıkış yakaladı ancak hedeflerimizin gerisindeyiz. YılEylül 2013 Sektöre ilişkin değerlendirmeler de yapan Aymen, Türkiye’de mobilya sektöründe güzel gelişmeler yaşandığına dikkat çekti. Kayseri’nin ardından İnegöl’de de sektöre ilişkin önemli kümelenmelerin başladığını söyleyen Aymen, Türk mobilya sektörünün dünya piyasalarında oldukça yoğun çalıştığını aktardı. Sektörün daha da gelişmesi için Ar-Ge proje çalışmaları yap- tıklarını, KOBİ’leri Ar-Ge’lerini geliştirmeleri noktasında desteklediklerini vurgulayan Aymen, dünyaya Türk mobilya konseptlerinin yayılması yönünde mücadele verdiklerini bildirdi. Ancak dünyada yaşanan sıkıntılardan mobilya sektörünün etkilendiğini anlatan Bülent Aymen, sözlerine şöyle devam etti: “Ortadoğu Türk mobilyası için önemli bir pazardı. İhracatın yaklaşık yüzde 35’i Ortadoğu’ya gidiyordu. Firmalarımızın son 10 yıldır oralarda kendi markalarıyla mağazalar açıp oralara hakim olmaya başladı. Ancak yavaş yavaş kapanıyorlar. Türkiye’nin en büyük mobilya markası iki sene önce İran mağazasını açtı ama hiç ihracat yok. Yunanistan’da önemli bir hakimiyetimiz vardı. Ekonomik krizle o bölgedeki ihracatımız etkilendi.” Türk Mobilyası Afrika Evlerini Süsleyecek Halen en çok ihracatın Irak ve Almanya’ya yapıldığını belirten Bülent Aymen, alternatif pazar olarak da bakir Afrika pazarına yöneldiklerini açıkladı. Etiyopya, Senegal, Kenya ve diğer Afrika ülkelerinde Türk mobilyacıların önemli temaslar kurmaya ve kendi markalarıyla mağazalar açmaya başladığını anlatan Aymen, Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri’ni de bir diğer alternatif pazar olarak gördüklerini kaydetti. 20 GÜNCEL UND Sigorta Çalıştayı’nda, Sektörün Sigorta Sorunları Masaya Yatırıldı UND’nin ev sahipliğinde 14 Eylül’de Ankara Kızılcahamam’da konunun tüm taraflarının katılımı ile “Uluslararası Taşımacılık Sektörü Sigorta Çalıştayı” düzenlendi. UND’nin ev sahipliğinde 14 Eylül 2013 tarihinde, Ankara Kızılcahamam’da konunun tüm taraflarının katılımı ile “Uluslararası Taşımacılık Sektörü Sigorta Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştay’a Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç, Daire Başkanı Gökhan Karasu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Rasim Kutlu, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanı Yusuf Avan ve ekipleri başta olmak üzere, sigorta konuları ile ilgili Türkiye Sigorta Birliği, Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, TOBB, TİM, TOBB-UND, Evrim Sigorta tem- Eylül 2013 silcileri ve UND Yönetim Kurulu Üyeleri, UND Sigorta Çalışma Grubu Üyeleri ve İcra Kurulu’ndan oluşan 30’un üzerinde kişi katılım sağladı. Sektörün Giderek Artan Sigorta Maliyetleri Masaya Yatırıldı Çalıştay’da sektörün giderek artan sigorta maliyetleri konusu detaylı olarak irdelendi ve sektöre menfaat sağlayacak iyileştirmelerin bir an evvel hayata geçirilmesi yönünde talepler katılımcılar ile paylaşıldı. TIR araçlarının, yurt içinde bulunmadığı günler için trafik ve yurt dışında bulunmadığı günler için ise yeşil kart sigortası ödemek zorunda oldukları, trafik sigortası primlerinde karşılaşılan fiyat istikrarsızlığından kaynaklı mağduriyetler, zorunlu trafik sigortalarında sigorta ettirene poliçe değişikliği yapabilme hakkının tanınmaması ve hasarsızlık uygulamalarında karşılaşılan sorunlar başta olmak üzere sektörün sigorta sektörüne yönelik diğer talepleri de Çalıştay’ın gündem maddeleri arasında yer aldı. Özellikle maliyetlerin düşürülmesi yönündeki taleplere yönelik iyileştirme yollarının tespitin- de; yeşil kart ve zorunlu trafik sigorta poliçelerinin birleştirilmesi, araçların yurt dışı giriş çıkışlarının TRAMER üzerinden takibinin sağlanabilmesi, belli şartlar dahilinde trafik sigorta poliçelerinin değiştirilebilmesine olanak sağlanması ve uygulamalardan kaynaklı aksaklıkların giderilmesi yönünde çalışmaların başlatılması hususlarında mutabık kalındı. Ayrıca, UND’nin mevcut talepleri içerisinde yer alan konulara yönelik yapılan iyileştirmeler ve yakın dönemde uygulamaya konulmuş veya konulacak yeni düzenlemeler hakkında Hazine Müsteşarlığı tarafından bilgilendirme yapıldı. Sektörün sorunlarının görüşülmesine ve çözüme kavuşturulması amacıyla çalışmaların başlatılmasına liderlik eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı başta olmak üzere, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç ve çalıştaya katılım sağlayarak destek veren kamu ve özel sektörün temsilcileri de çalıştay da sektör sorunlarıyla yakında ilgilendi ve bilgilendirildi. 22 ULAŞTIRMA ŞURASI 2023 Hedefleri Netleşti Ulaştırma Sektörü 2035’e hazır 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası 5-7 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın yaptığı Şura’da 2023 hedefleri gözden geçirilirken 2035 hedefleri de ortaya kondu. Önümüzdeki 22 yılın hedeflerinin belirlendiği 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nda, kara, deniz, demir, hava gibi dört alt sektörde 40 önemli hedef ve proje belirlendi. Şura’da 2023 hedefleri gözden geçirilirken ve 2035 hedeflerinin stardı verilerek 2035 yılı yol haritası çizildi. ‘Herkes için Ulaşım ve Hızlı Erişim’ mottosuyla 3 gün süren 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’na yerli ve yabancı yaklaşık 6 bin kişi katıldı. Şura’da yaklaşık bir yıllık çalışmanın sonucunda hazırlanan ulaştırma çalışma grupları sektör raporu değerlendirmeye alındı. 3 bin 500 sayfadan oluşan sektör raporu, akademisyenler, kamu temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, yerli ve yabancı uzmanlardan oluşan toplam bin 557 kişi tarafından hazırlandı. 2023 ulaştırma hedefleri ile 2035 hedeflerinin yer Eylül 2013 aldığı sektör raporu, üç gün süren şurada değerlendirilerek 11. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Şurası Sonuç Bildirgesi hazırlandı. Tek tek sektörler kendi bildirgelerin açıkladılar. 2035 yılı hedefleri doğrultusunda; kara, deniz, hava gibi çalışma gruplarının kendi bildirgelerinde onlarca yeni hedef ve proje gündeme getirildi. Şurası’nın açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gerçekleştirdi. Açılışa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile beraber Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da katıldı. Sektör aktörlerinin de takip ettiği Şura’da çapraz oturumlar gerçekleştirildi. 23 Cumhurbaşkanı Gül: “Karayolu ağırlığını tüm dünyada sürdürüyor Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son 10 yıllık süreçte ulaştırma alanında birbirinden önemli yatırımlar gerçekleştiğini ifade ederek, ulaştırmanın hızlı ve kolay olması gerektiğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye’yi, Türk ekonomisini ve Türk insanını, postmodern çağın gereklerine uygun şekilde geleceğe hazırlamak temel şiarımızdır. Cumhuriyetimizin 100. yılında en ileri demokratik standartları yakalamış, dünyanın en ileri ekonomileri arasında yer alan, enerji-ulaştırma ve haberleşme altyapısıyla küresel sisteme tam entegre olmuş, müreffeh, istikrarlı ve güçlü bir Türkiye hedefliyoruz” dedi. Şura’nın açılış konuşmasında Gül, “Kü- reselleşen dünyada haberleşme ve ulaştırma, hiç şüphesiz ekonominin de temel sütunları arasındadır” vurgusunda bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasına şöyle devam etti: “Küresel dünyaya açık, modern bir ekonominin, sağlıklı bir iletişim ve ulaşım altyapısına sahip olmadan rekabet etmesi mümkün değildir. Bu nedenle, her ülkenin entegre bir ulaştırma stratejisi dahilinde kara-denizhava ve demiryollarına yatırım yapması şarttır. Esasen yük taşımacılığında daha ucuz yöntemler deniz ve demiryollarıdır. Orta mesafelerdeki yolcu taşımacılığında hızlı tren hatları ise her geçen gün daha da ön plana çıkmaktadır. Şüphesiz karayolları da tüm dünyada temel ulaştırma ağı olarak ağırlığını sürdürmektedir. Sürat ve konforun sembolü havayolları ise modern çağın bir diğer vazgeçilmezidir.” 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nın açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, günümüzde ulaşımın bir ‘zorunluluk’ olduğunu ifade ederek ‘Ulaşım gelişmişliğin en temel göstergesidir’ ifadesini kullandı. Ulaşımın olmazsa olmazlar arasında yer aldığını kaydeden Gül, ulaşımın bir vatandaşlık hakkı olduğunun da altını çizdi. Haber alma özgürlüğünün vatandaşlık hakkı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin son yıllarda ulaşım alanında son derece iyi bir ivme yakaladığını ifade etti. İpekyolu Projesi ile Hazar Denizi önemini artıracak Türkiye’nin geride kalan 10 yılda bu yönde önemli adımlar attığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: “Esasen Modern İpek Yolu olarak adlandırdığımız Orta Koridor projesi, basit bir ulaştırma projesi değildir. Yüzyıllık bir rüyayı hayata geçirecek bu projenin, ileride Hazar’ın iki yakasını enerji, ulaşım ve haberleşme hatlarıyla örülmesi hedeflenmektedir. Bu projeler sayesinde Hazar Denizi, Avrupa-Asya ekseninde ülkeleri ve bölgeleri, enerji hatları, kara, deniz ve tren yolları ile haberleşme ağlarıyla birbirine bağlayan kritik bir bölge haline dönüşecek.” Eylül 2013 24 ULAŞTIRMA ŞURASI Binali Yıldırım: Serbest dolaşmayan mal ve hizmetler tüketiciye haksızlıktır çi gelişmelerle bezenmiş bir altyapıyı oluşturmak; eşit, sürdürülebilir ve yenilikçi kalkınma hamlelerine öncülük etmek, herkes için etkin bir ulaşım hızlı bir erişim anlayışı ile projeleri gerçekleştirmek” dedi. Karayolu Otoyol Ağımızı 12 Bin Kilometreye Çıkaracağız Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, hayal edilemeyecek projeleri gerçekleştirdiklerini ifade ederek Türkiye’nin ulaştırma alanında dünyanın önünde olduğunu ifade etti. Ulaştırma sektöründe eskiden 8-9 ayda bir bakan değiştiğini kaydeden Yıldırım, Türkiye’nin son 10 yılda önemli bir istikrara kavuştuğunu söyledi. Yıldırım, “Son 10 yılda yaptıklarımız ortada. Türkiye’de artık 2035 hedefleri konuşuluyorsa burada belirli bir istikrarın olduğunu ifade edebiliriz. İstikrarın olduğu yerde de yatırımlar hız kesmez” dedi. 10 yılda 200 milyar dolar yatırım Binali Yıldırım, üç gün süren şuranın sonucunda, sektörün 2023 ve 2035 hedeflerine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Havacılıkta 2013’ün ilk altı ayında ABD’de ve Amerika Kıtası’nda büyüme oranın yüzde 1, Avrupa yüzde 0.5 oranında gerçekleştiğini belirten Yıldırım, “Türkiye’de ise büyüme ilk altı ayda yüzde 15.5 düzeyinde gerçekleşti. Bu orana yaklaşan Uzak Doğu’da birkaç ülke var. Bu da şunu gösteriyor: Artık göç ve ticaret batıdan doğuya yapılıyor. Bu da önümüzdeki 20 yılı yeniden şe- Eylül 2013 killendirme ihtiyacını doğurdu” dedi. 2023 hedeflerine ulaşılması için önümüzdeki 10 yılda 200 milyar dolarlık altyapı yatırımı yapılacağına dikkat çeken Yıldırım, şöyle konuştu: “2023’te 1.2 trilyon ticaret hacmine ulaşma hedefi var. Şimdi ise 400 milyar dolarlık bir dış ticaretimiz var. Bu da 2023 için 3 kat büyüme demek. Bunun için yeni karayolu ve demiryolları ile yeni limanlar ve yeni havalimanları yapmak gerekiyor. 2023 hedeflerine ulaşmak için ulaştırma alanında son 10 yılda yapılan altyapı yatırımının iki katının yapılması lazım. Önümüzdeki 10 yılda 200 milyar dolar yatırım yapacağız. Bunun 120 milyar doları devlet tarafından, 80 milyar doları ise yap-işlet-devret ya da kamu-özel sektör ortaklığı ile yapılacak. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’nin mega projelerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz.” Yüksek Kalitede Kesintisiz Konforlu Hizmet Konuşmasında ulaştırma sektörünün 2023-2035 vizyonuna da değinen Yıldırım, “Bu yıllar arasındaki vizyonumuz, dünyada bölgesel ve küresel ulaşım-iletişim faaliyetlerinin gelişmesine katkı sağlamak; yüksek kalitede kesintisiz konforlu hizmet sunmak; yenilik- 2035 yılı hedeflerinden bazılarını kendisi açıklayan Yıldırım, şunları kaydetti: “Karayolunda 2035 yılına kadar kamu-özel ortaklığı ile 4 bin km yol ilavesi ile birlikte, karayolu otoyol ağımızı 12 bin km’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Karayolunda çevreci yeşil ulaşım sistemlerini devreye sokacağız. Denizcilikte 30 milyon DWT olan filomuzu 50 milyon DWT’ye çıkaracağız. Deniz turizmine katkısını daha da artırmak için 2035 yılında 17 bin 500 olan yat konaklama ve bağlama kapasitemizi 60 bine çıkaracağız. Akdeniz’de 250 ila 400 metre boyunda gemilere bakım-onarım hizmeti verecek bir ‘deniz endüstrisi’ oluşturma hedefini de yine bu toplantıda belirledik. Havacılık ve uzay sanayinde ise 2023 hedefi olan bölgesel uçak yapımı ve uçurtulmasının yanı sıra 2018 yılında kendi imalatımız olan uyduyu yapıp, yörüngesine göndermeyi hedefliyoruz. 2035 yılına kadar uzaya elektrik üreten güneş panelleri yerleştirip, burada üretilen elektrik enerjisini radyo frekans dalgaları ile yeryüzüne ulaştıracak bir projeyi de gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu da bu şurada kararlaştırıldı. Buna benzer pek çok proje var.” Bölünmüş Yollarla Can Kaybını En Aza İndirdik Ulaştırma alanında çok önemli gelişmeler yaşandığını kaydeden Bakan Yıldırım, “Türkiye’de bundan yıllar önce karayolu kazalarında ölüm sayıları son derece yüksekti. Bölünmüş yollarda bu oranı en aza indirdik” dedi. 2023 amacı ve 2035 vizyonu hakkında bilgi veren Yıldırım, karayollarında 2035 yılına kadar kamu özel ortaklığı ile 4 bin km ilavesiyle birlikte karayolu otoyol ağını 12 bin km çıkaracaklarını söyledi. Kazaların 25 Şura’da D-8 Ülkeleriyle Bakanlar Kurulu Toplantısı Yapıldı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nda ayrıca, Afganistan, Bangladeş, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Karadağ, Gürcistan, Kazakistan, Makedonya, Bulgaristan, Moldova, Letonya ve Belarus ulaştırma bakanlıkları temsilcilerinin katılımıyla, bölgesel işbirlikleri fırsatları değerlendirildi, D-8 ülkeleriyle de bakanlar toplantısı yapıldı. ülkelerin en önemli sorunU olduğunu söyleyen Yıldırım, ne kadar tedbir alınsa alınsın insan unsurunun ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığına dikkat çekerek, “Trafik kazalarında yüzde 87 oranında insan faktörü var. Yolları kazaların sebebi olmaktan çıkaracağız. İnsana da yatırım yapacağız. Şöförlerimizi, yayalarımızı trafik konusunda eğiteceğiz. Daha çocuk yaşlarda kuralların neden gerekli olduğunu vatandaşlarımıza öğretmeliyiz. Bu konuda çalışmalara başlamış bulunuyoruz. Bunu başarmamız lazım. Kazalardaki milyon ton km ve milyon km 2003’te 5.7 olan oranı bugün 3’ün altına indirmiş bulunuyoruz. Bu oranı 1’in altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bu çok iddialı bir hedef… Bunu başaracağımızı son 10 yılda çok iyi bir şekilde gördük” ifadesini kullandı. Serbest dolaşamayan mal ve hizmetler tüketiciye haksızlıktır Kotalar ve vizelerle ilgili de konuşan Bakan Yıldırım, kotaların, vizelerin ve engellemelerin tüketiciye büyük haksızlık olduğunu ifade etti. Yıldırım, şurada Türkiye’nin 2023 hedeflerinin şekillendiğini belirtti. Yıldırım, 14 yabancı bakan ile 10 bakan yardımcısının ve çok sayıda konuğun Şura’ya katıldığını vurgulayarak, bu birliktelikten karşılıklı işbirliği yapma imkanlarının doğduğunu kaydetti. Küreselleşen dünyanın bir köy haline geldiğine dikkati çeken Yıldırım, “Gemisini kurtaran kaptan anlayışı değişiyor. Bütün insanların geleceğini düşünmek ortak sorumluluğumuzdur. İşte bu nedenle bu şurayı uluslararası boyuta taşıdık. Şura’da iletişim ve ulaşımın önündeki engellerin acilen kaldırılması gerektiği konusunda mutabık kalındı. Mallar ve hizmetler ser- best dolaşabilmelidir. Vize engelleri ile bunu geciktirmek dünyanın huzuru ve barışına bir fayda sağlamayacaktır” diye konuştu. Milli gelirin yüzde 1’i oranında altyapıya kaynak ayırır hale geldiklerini belirten Yıldırım, Bu oranı 2023’e kadar yüzde 1’in üstünde tutma mecburiyetinin olduğuna dikkat çekti ve ulaştırmada hedeflerin çerçevesini çizdi: “İnsana, çevreye, tarihe duyarlı katılımcılık ilkelerini benimseyen yerel tabana hitap ederken küresel entegrasyonu ihmal etmeyen yüksek kalitede kesintisiz hizmet perspektifi sunan eşit, dengeli sürdürülebilir kalkınma hamlelerini esas alacak hızlı erişim sistemini ülkemize kazandırmak ve devam etmektir.” Binali Yıldırım, Cumhuriyetin ilk yıllarında ‘teker dönsün, yol bulunsun’ anlayışıyla ulaşım politikaları belirlendiğini o dönemin temel sorunun ulaşmak, erişmek olduğunu söyledi. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içerisinde 1.2 trilyon dolarlık bir ticaret hacmine ulaşacağını belirten Yıldırım, yatırımlarla ilgili şunları söyledi: “Türkiye, ihracat odaklı büyüyor. İhracat rakamları her yıl daha da ileriye gidiyor. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Bunun için yeni yollar lazım. Yeni limanlar lazım, demiryolları hatları, hava limanları lazım. Bu ne demek? Bugüne kadar Türkiye’ye yapılmış altyapı yatırımların en az iki katı daha fazla yatırım yapılması lazım. Türkiye’nin 200 milyar dolarlık altyapı yatırımını yapması gerekiyor. Bunu yaparsak 2023 hedeflerini ulaşımda da başarabiliriz. Bunun 120 milyar dolarını genel bütçeden yapılacağını geriye kalan projelerin ise özel sektör tarafından YİD (Yap İşlet Devret) modelleriyle yapılacak.” Ulaşımda çevreci politikalar olacak Ulaşımda çevreci sistemleri devreye alacaklarını vurgulayan, ekonomik krizlerle geri plana atılan çevrenin gelecekte en önemli sorun olarak karşımıza çıkacağını ifade eden Bakan Yıldırım, “Bölünmüş yollarla çevreye katkısı 3 milyon ton CO 2 daha az salım yapıldı. Fosil yakıtlar dışında alternatif enerji sistemlerine geçmemiz gerekiyor. Dünyadaki enerji tüketiminin yüzde 20’si ulaşımdan kaynaklanıyor” dedi. Bakan Yıldırım, çevreci politikalarla bu oranı da aşağı çekeceklerini söyledi. 2035 KARAYOLU HEDEFLERİ 1- 2035 yılına kadar kamu-özel sektör ortaklığı ile 4 bin km otoyol projesi ile karayolu otoyol ağının 12 bin km çıkarılması. 2-Karayolu ile 500 km mesafenin üzerindeki taşımaların, 2035 yılına kadar diğer taşımacılık modlarına aktarılması. 3- 2035 yılına kadar TEN-T çekirdek ağının tamamını konforlu, yüksek kaliteli ve kapasiteli bir yapıya kavuşturulması. 4- Transit trafiği yüksek olan şehirlerde tam erişim kontrollü çevre yollarının tüm ülke sathında yaygınlaştırılması. 5- Artan karayolu yolcu ve yük talebinin etkin yönetiminin sağlanması için sıkışıklık yönetimi, yüksek doluluklu taşıt şeritleri, kamyon tahsisli şeritler, ücretli yönlendirilebilir şerit gibi uygulamaların hayata geçirilmesi. 6- Akıllı ulaşım sistemleri kapsamında karayolu işletmesinde taşıt-taşıt ve taşıt-altyapı arasında iletişimi sağlayan sistemlerinin uygulanması. 7- Otoyol ve devlet yolu aydınlatma, elektrikli taşıtların enerji ihtiyaçlarını karşılama, trafik denetleme, düzenleme ve tanzim ve yol bakım faaliyetlerinde taşıtların ürettiği enerjiyi de dikkate alan yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılması. 8- 2035 yılına kadar geleneksel fosil yakıt kullanan taşıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan taşıt kullanımının teşvik edilmesine yönelik tedbirlerin alınması. 9. Karayollarında eğitimlerin artırılması ile kazaların üçte iki oranında azaltılmasının sağlanması. 10- Karayolu sektöründe yerli üretimi de artıracak her türlü ArGe çalışmasının artırılması. Eylül 2013 26 ULAŞTIRMA ŞURASI UND Başkanı Çetin Nuhoğlu: Alınan kararlar biran önce hayata geçirilmeli de de çağın gerekleri doğrultusunda yapısal bir dönüşümden geçerek daha etkin bir ‘kamu hizmeti’ sunmaya yöneldiğini izledik. Meslek örgütleri olarak bizlerin görevi de, saha içerisinde olan sektör mensuplarının daha yakından takip etme şansı buldukları değişim unsurları hakkında kamuyu gereğince bilgilendirerek, bu değişime birlikte en sağlıklı yanıtı vermeye çalışmak.” Sektörel Ortak Akıllı Değişim Gündemi UND Başkanı Çetin Nuhoğlu sektör ile ilgili tüm sorunları Şura’ya taşıdı. Özellikle engellemeler, kurumsallaşma ve eğitim sorunlarının üzerinde durarak 2023 hedeflerini biran önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ise yaptığı konuşmada engellemelere dikkat çekerek, “Stratejisi Olmayan Taktikler Yenilgiden Önceki Gürültüdür” dedi. Nuhoğlu “Sanayi devriminin en etkileyici kişiliklerinden Henry Ford’un, ‘Eğer gelecek hakkında düşünmezseniz, asla bir geleceğiniz olmaz’ sözünü hatırlatarak kamu, özel sektör ve bilim dünyasının bir araya gelerek somut hedefler üzerinde çalışmasının yaratacağı sinerjiye vurgu yaptı. “Bakanlığımızın koordinasyonunda 2009 yılında gerçekleştirilen 10. Ulaştırma Şurası sektörümüz için sağlıklı bir gelecek planlanmasında kamu, özel sektör ve bilim dünyasında paydaşların bir araya gelerek somut paylaşımlarla hedefler belirlemesi, bin 171 üyesi ile birlikte ‘Katılımcı Yönetim Modeli’ni başarıyla sürdürmekEylül 2013 te olan derneğimizin de çok önemsediği bir yaklaşımdır” diyen Çetin Nuhoğlu şöyle konuştu: “Sadece hazırlık safhalarında dahi yüzlerce sektör paydaşının çalıştay platformlarında bir araya gelerek verimli bir etkileşim ortamı yaratan 10. Şura’ya 66 ülkeden 2 bin katılımcının, 376 panelistin, 118 yabancı sektör uzmanı, sektör otoritesi ve bilim adamının; 15 bakanın katılmış olması; ilk kez bir bakanlar toplantısının bu şurada gerçekleştirilmiş olması sektörün önemine dair bilincin üst seviyelere taşınmasını sağlamıştır. Şura kapsamında gerçekleştirilen toplam 28 çalıştay ve 33 panel sonucunda 2023 yılında daha güçlü bir lojistik sektörü için yaklaşık 6 bin hedef tespit edilmiş ve bakanlığımız tarafından yatırım ve faaliyet planlarına alınmıştır. Takip eden yıllarda, Bakanlığımızın bu hedefleri birbiri ardında hayata geçirdiğini, kendi için- UND Başkanı Nuhoğlu, 2012 yılının başlarında, sektörün nabzını tutmak ve 2023 vizyonunu belirlemek için, sektör firmalarının aktif katılımıyla bir arama konferansı gerçekleştirdiklerini ifade etti. Nuhoğlu, “Türkiye çapından yaklaşık 410 üyemizin katılımıyla ve Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı’nın yürütücülüğünde yaptığımız çalışmayla sektörümüzün mevcut sorunlarını ve durumunu analiz edip, 2023 vizyon ve hedeflerini belirledik. 2012 Arama Konferansı sonuçlarını tüm boyutlarıyla inceleyip, sektörün küresel rekabette ileri seviyelere taşınmasını sağlayabilecek projelere dönüştürdük, bu çalışmalarımızı ‘Sektörel Ortak Akıllı Değişim Gündemi’ başlığı altında, gerekçe ve kanıt analizleriyle birlikte Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın ve diğer ilgi bakanlıklarımızın değerli bürokratlarına sunduk ve değerli katkılarını alarak önceliklendirdik. Sabancı, İTÜ ve Doğuş Üniversitelerinden gelen akademisyenlerden oluşan bir akademisyenler ekibinin moderatörlüğünde 2,5 gün bir araya gelen katılımcılar Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkıda bulunma ve 2023’te Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ilk 10 Ülke arasına girme temel amaçlarına odaklandı. Bu iki temel amaca hizmet edecek olan hedefler, Küresel Lojistik Endeksi kriterleri paralelinde saptandı. Bunlar: Sevkiyatların izlenebilirliği, rekabetçi fiyatlarla sevkiyat, tam zamanında sevkiyat, altyapı kalitesi, gümrük verimliliği ve lojistik hizmet yetkinliği başlıkları altında toplanmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucu UND için ortak 27 akılda çıkan en önemli hedef •Yüzde 23,1 ile “Lojistik Hizmet Yetkinliği”, •Yüzde 20,7 ile “Gümrük Verimliliği” ve • 19,3 ile “Altyapı Kalitesi” olmuştur. Hedef öncelikleri kullanılarak yapılan proje değerlendirmeleri sonucunda en çok tercih edilen proje veya hedef, ‘Lojistik master planı ve mevzuatının hazırlanması’ olmuştur. İkinci sırada ise ‘Sektörel mevzuat konusunda bakanlıklar arası eşgüdümün artırılması’ gelmektedir. Söz konusu hedefleri ‘Mevzuatların güncel ihtiyaçları karşılar hale getirilmesi’, ‘İntermodal taşımacılığın geliştirilmesi’, ‘Sınır ve iç gümrüklerdeki bekleme sürelerinin azaltılması’, ‘Ortak transit, e-TIR sistemlerine tam entegrasyon’, ‘Gümrüklerdeki en iyi uygulamaların yaygınlaştırılması’ ve ‘Lojistikte kümelenmelerin oluşturulması’ hedefleri takip etmektedir. Bu şekilde önceliklendirilen toplam 40 sektörel proje (iyileştirme önerisi), etkinliğin 2. ve 3. gününde “Ne-Kim-Nasıl-Süre” çalışmasıyla, her bir projenin sorumlu kuruluşunun ortaklaşa belirlendiği, somut“ ‘uygulama planlarına’ dönüştürüldü. Bakanlık yetkililerimiz ile birlikte belirlediğimiz bu 40 hedefe, UND Üyelerinin Arama Konferansı’nda verdiği geri beslemelere göre belirlediğimiz 19 yeni hedefi de ekleyerek, bunların da eylemlerini belirledik, takvimlendirdik. Bu hedeflerin büyük bir bölümü, aslında 2009 yılında gerçekleştirilen 10. Ulaştırma Şurası’nda bakanlığımızın vizyonu doğrultusunda 2023 hedefleri için geliştirilen 80 proje ile çakışmaktadır. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımıza, Gümrük ve Ticaret Bakanımıza ve Ekonomi Bakanımıza bizzat takdim edeceğimiz bu çalışma sonuçları kapsamında bakanlıklarımızın ve gümrüklerimizin değerli desteğiyle, Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşımacılığı Sektörümüzün rekabet gücünü artırıcı iyileştirmeleri hızla hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu vesileyle, Bakanlığımızın değerli temsilcilerine hem çalışmalarımıza değerli katılımları ve sektörü sahiplenmelerinden dolayı, hem de bu büyük organizasyon kapsamında sektörün tüm paydaşlarına hitap etme fırsatı verdikleri için şükranlarımı sunuyorum” ifadesini kullandı. 10. Ulaştırma Şurası’na bakmak gerektiğini ifade ederek,”Hep birlikte, hızla hayata geçirmemiz gereken başka projeler de var. Bunlar, 10. Ulaştırma Şurası’nda deklere edilmişti. Ancak 10. Ulaştırma Şurası’nda belirlenen 80 hedef arasında, sadece 3’ü tamamlandı. Gerisi ‘hala devam edenler’ ve ‘henüz hiç başlanmamış olanlardır’. 80 hedeften, 2009 yılından bu yana hala devam eden 52 adet proje hala tamamlanmayı bekliyor. Bizce de, bunların acilen tamamlanması gerekiyor. Acil Çözüm Gerektiren Konular Bu öncelikli projelere örnek veren Nuhoğlu şunları söyledi: “Örneğin; KY-4 kapsamında Ana Trafik Yönetim Merkezlerinin Kurulması projesi ve bununla bağlantılı olan KY-61 ‘Karayolları Trafik Bilgi Toplama ve Analizi Çalışmaları’ projelerine sektör olarak acil ihtiyacımız var. Başta en yoğun sınır kapılarımızdan Kapıkule, Hamzabeyli olmak üzere; sınır kapılarımızda yaşanan uzun beklemeler, nakliyecilerimizin ihracatçılara karşı; ihracatçılarımızın ise müşterilerine karşı ‘zamanında teslim taahhütlerini yerine getiremeyerek, mağdur olmalarına’ yol açmakta; nakliyeci, ihracatçı ve nihayetinde tüketiciler için maliyetleri artırıyor. Gerek karşı ülkenin gümrüklerinden, gerekse Türkiye tarafındaki aksamalardan kaynaklanan bu uzun beklemeler, önceden bilinirse, nakliyecilerimiz açısından ‘sağlıklı ve gerçekçi bir güzergah planlaması’ yapma imkanı olacak. Bu da, gerçek anlamda ‘tam zamanlı teslimat’ yapabilmelerine olanak sağlayacak ve internet üzerinden (belki Ulusal Ulaştırma Portalı üzerinden) nakliyecilerimizin erişimine açık olacak Akıllı Ulaşım ve Trafik İzleme Sistemleri’nin sınır kapılarımızda konuşlandırılma- sıyla mümkün olabilecek. Emniyet Genel Müdürlüğü’müzün karayolu ağına Trafik Elektronik Denetleme Sistemleri’nin kurulması TEDES projesinin, Güzergah Analizi Mobil sisteminin Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın da işbirliğiyle, sınır kapılarımızı da kapsayacak şekilde geliştirilmesini talep ediyoruz. KY-61 kodlu ‘Karayolları Trafik Bilgi Toplama ve Analizi’ çalışmaları ile paralel şekilde yürütülecek çalışmalarla, hangi kapıda ne kadar bekleniyor? gibi bilgiler anlık izlenebilecek; daha az yoğun kapılara yönlendirme yapılabilecek. 500 milyar dolar ihracat hedefimizin gerçekleşmesi için, bugünkünün yaklaşık 3,5 katı bir trafikle karşı karşıya kalacağız. Bu trafiğin iyi yönetilmesi şart. Yine; nakliyecilerimizin faaliyetlerini kolaylaştırıp hızlandırmak için önemli araçlardan biri olacak ‘dingil yükünün on-line kontrol edilmesi’ , yani ağırlık kontrollerinin, tartım işlemlerinin uzaktan yapılabilmesi de hızla tamamlanmasını dilediğimiz bir uygulama olacak” dedi. Türkiye’yi Uluslararası Lojistik Merkez Haline Getirebilmek Konusunda Bir Mesafe Kaydedebilmiş Değiliz! UND Başkanı Nuhoğlu, Türkiye’nin lojistik bir merkez haline gelmesi konusuyla ilgili olarak, “KY-32 kodlu ‘Ülkemizi uluslararası lojistik merkezi haline getirmek’ hedefi ise, uzun yıllardan beri dile getirilmekte olan bir hedef ancak bu konuda da hala önemli bir mesafe kat edebilmiş değiliz” dedi. “Kamu ile gerçekleştirdiğimiz son Arama Konferansı’nın sonuçları arasında da yer alan ‘Lojistik Master Pla- 10. Ulaştırma Şurası’nda 80 Hedef Arasında Sadece 3’ü Tamamlanmış Durumda UND Başkanı Nuhoğlu, 11. Ulaştırma Şurası’nı değerlendirebilmek için Eylül 2013 28 ULAŞTIRMA ŞURASI nı ve Mevzuatının Hazırlanması’ hedefinin, bu hedefin altyapısını somut bir şekilde oluşturacağını düşünüyoruz” diyen Nuhoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gelin, birlikte bir Ortak Çalışma Grubu kuralım ve artık bu konuda somut adımlar atmaya başlayalım. Ortak eylemler planlayalım, hayata geçirelim. KY-36’ya baktığımızda; ‘Güvenli bir Tehlikeli Madde Taşıma Sistemi’nin kurulması konusunda mevzuat açısından ilk adımlar atılmış olsa da, bu çok kapsamlı sistemin bir an önce ( gerçekten insan hayatına, çevreye ciddi zarar verme riskleri ortadan kaldırılarak) kurulması gerekiyor. UND olarak, bu konuda da aktif rol almaya hazırız, özel sektör olarak, önemli tecrübelere sahibiz. KY-33 kodlu ‘Karayolu Taşıma Pazarının Cazip Hale Getirilmesi’ hedefi kapsamında ‘Mesleki saygınlık ilkeleri doğrultusunda kaliteli ve güvenli taşımacılık hizmeti veren; mali ve mesleki yeterlilik şartlarını Avrupa standartları düzeyinde yakalamış; güvenilir ve sorunsuz hizmet veren kurumsallaşmış taşımacılık şirketlerinden oluşan çağdaş bir Türkiye karayolu taşımacılık pazarı oluşturulması’ hedefleniyor.” Sektörümüz Ciddi Bir Profesyonel Sürücü Açığıyla Karşı Karşıya UND olarak sektör eğitime büyük önem verdiklerini kaydeden Nuhoğlu, sektörün eksikliklerine ve kurumsallaşma problemine de dikkat çekti: “Sektör raporunda sıklıkla zikredilen ‘kurumsallaşma sorunu’ hakkında bazı yorumlarımızı dile getirmek istiyorum. Kurumsallaşamama soruEylül 2013 nunun arka planında esasen sektörde bazı alanlarda henüz standartların oluşmamış olmasını ve bu nedenle de denetimlerin sınırlı kalıyor olmasını ileri sürmemiz gerekecektir. Bugün sektörümüz ciddi bir profesyonel sürücü açığıyla karşı karşıya. Ancak firmalarda görev alan profesyonel sürücülerin nitelikleri sorgulanabilir düzeyde ve firmaların performansını olumsuz etkileyebilecek bazı cürümlere karışmış sürücülerin sektörde çalışmaya devam ettiklerini görebiliyoruz. Sektörün imajı ve ekonomik değeri, başarısı üzerinden olumsuz etkiler yaratan bu durumun bir şekilde mevzuatla ve artacak denetimlerle engellenmesi gerekiyor. Mesleki saygınlık ilkesinin, bu doğrultuda, belki de sürücü arkadaşları da kapsayacak şekilde, daha etkin irdelenmesinde yarar var. Örneğin; bir sabıkası olan, bu sektörde çalışırken bazı suçlara karışmış sürücülerin bir şekilde firmalara girip çalışmasına bürokratik olarak engeller getirilmesi gerekiyor. Bu şekilde, kurumsallaşma de desteklenmiş olacak.” Küresel Lojistik Performans Endeksi UND Başkanı Nuhoğlu, Küresel Lojistik Performans Endeksi maddelerini hatırlatarak “Özellikle sınır yönetimi ve ticareti kolaylaştırma alanlarında iyileştirici tedbirler alan ülkelerin, Endeks’te, zaman içinde, daha üst sıralara çıktıklarını ortaya konurken; performansta ilk sıralarda yer alan ülkelerin tamamının güçlü bir kamu-özel sektör diyaloğunu; politikaları belirleyenler, uygulamacılar, idareciler ve akademisyenler arasında iyi bir işbirliğini ve ulaştırma hizmetleri, altyapılar ve etkin lojistiğin geliştiril- mesine bütünsel ve kapsamlı bir yaklaşımı geliştirmiş ve bunu sürdürmekte oldukları görülüyor” dedi. Nuhoğlu şunları söyledi: “Araştırmaya göre; sadece kamu ve özel sektör arasındaki işbirliğinin desteklenmesi ve tedarik zincirindeki tüm kurum ve kuruluşların etkilerinin dikkate alınmasıyla bir ülke lojistik kapasitesinde muazzam iyileştirmeler yaratabilir. Fas’ın lojistik performansı 2007’de 113. sırada değerlendirilirken, 2012 Endeksi’nde 50.sıraya çıkmıştır. Bu ilerlemede ülkenin, Avrupa’ya yakınlık avantajına yatırım yaparak lojistik alanında kapsamlı bir stratejiyi hayata geçirmiş olması, lojistik gelişim üzerine bir kamu-özel sektör sözleşmesini kabul etmiş olması, sınır yönetimi reformu ile Tangier-Med Limanı’na büyük çaplı fiziksel yatırımları birleştirmiş olması etkili olmuştur. Endonezya ve Malezya ulusal lojistik stratejilerini benimserken; Çin, lojistik gelişime özel bir resmi büro kurmuş olan az sayıda ülkeden biridir. ABD ise 2011 sonbaharında Ticaret Odası işbirliğiyle, bir Tedarik Zinciri Rekabetçilik Konseyi kurmuştur. Endonezya Hükümeti’nin 2007 yılında ilk Endeksin yayınlanmasının hemen ardından, ülkenin lojistik performansını izlemek üzere Endeks verilerini kullanmaya başlamış ve bu göstergeler üzerinden, uluslararası ticaretin maliyetini inceleyen bir eylem planını hayata geçirmiş, aynı göstergeler üzerinden Ticaret Bakanlığı’nın performansını da takip altına almış olması son derece ilginç bir gelişmedir. Dünya Bankası, Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ‘ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, aşırı düzenlemelerin kaldırılması, sınırlar arası fiziksel bağlantıların arttırılması, ticareti etkileyen yasal düzenlemeler ve uygulamalar konusunda iletişimin ve koordinasyonun artırılması’ konularında özel sektör ile kamu otoriteleri arasında ortak karar ve politika oluşturma mekanizmalarının oluşturulmasının, uluslararası tedarik zincirleri içerisindeki ‘aksayan noktaların’ saptanması ve iyileştirilmesi açısından öneriyor.” Nuhoğlu, bu anlamda, ülkemizin temel hedefi olan ‘500 milyar dolarlık ihracat ve ülkemizin 2,5 trilyon dolarlık GSMH ile dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi’ için güçlü bir ulaştırma ve lojistik sektörünü, Ulaştırma Bakanlığı önderliğinde gerçekleştirmek için UND ola- 29 YABANCI TAŞIMACILARIN PAYI NEREDEN NEREYE GELDİ? •Bulgaristan’a ihracat taşımalarında Türk nakliyecilerin payı yüzde 21 iken; yabancı nakliyecilerin payı yüzde 79’a çıktı. •Rusya’ya ihraç taşımalarda Türk nakliyecilerin payı yüzde 38’de kalırken; yabancı nakliyecilerin payı yüzde 62’ye çıktı. •Ukrayna’ya ihraç taşımalarda Türk nakliyecilerin payı yüzde 30 iken; yabancı nakliyecilerin payı yüzde 70’e çıktı. •Moldova’ya ihraç taşımalarda Türk nakliyecilerin payı yüzde 20 iken; yabancı nakliyecilerin payı yüzde 80 oldu. rak her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduklarının da altını çizdi. Karayoluyla 77 Ülkeye Doğrudan Taşıma Yapıyoruz Uluslararası eşya taşımacılığı ile ilgili bilgiler veren Çetin Nuhoğlu 77 ülkeye hizmet sunduklarını aktararak şöyle konuştu: “Akdeniz’de ve Avrupa’ya yeni açılan RoRo hatlarının da katkısıyla, karayoluyla hizmet sunabildiğimiz Pazar sayısını daha da arttırmaktayız. 10 yıl önce, ülkemizden Libya’ya, Mısır’a, Sudan’a, Pakistan’a, Tunus’a, Moğolistan’a taşımamız yokken, bugün Çin sınırına kadar taşıma yapabiliyoruz. Karayolu eşya taşımacılığımızın ülkemizin dış ticaretinde önemli paya sahip olduğunu görüyoruz, özellikle ihracat ayağında; yani ülkemizin ekonomisinin en temel itici güçlerinden birine destek veren bir sektör olarak değer bazında % 40 gibi çok daha ciddi bir paya sahibiz. Sektör firmalarımız, ihracatımızın değer olarak % 40’ını taşıyorlar. Komşu ülkelere ihracatımızda karayolunun payı % 62’dir, yaklaşık 22 milyar dolarlık ihracat karayoluyla gerçekleşiyor. Gümrük Birliği’ne rağmen, karayolu nakliyecilerimize taşıma kotaları ve sürücü vizeleri gibi, haksız tarife dışı kısıtlamalar uygulayan Avrupa Birliği ülkelerine yönelik karayolu taşımalarımız, tüm engellere rağmen az da olsa artıyor. 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizin lojistik altyapısı planlanırken; bugün, 150 milyar dolarlık ihracatın taşındığı Batı-Doğu-Güney ve Karadeniz sınır kapılarımızdan gerçekleştirilen giriş ve çıkış işlem kapasitesini ve hızını arttırmak için kolları sıvamamız gerekiyor. Örneğin; günlük 500600 çıkışın gerçekleştiği Kapıkule, Hamzabeyli gibi yoğun kullanılan kara sınır kapılarımızdan, günde 200-300 çıkışın yapıldığı Sarp sınır kapımızdan ya da günde 2 bin 3 bin çıkışın gerçekleştiği Habur Sınır Kapısı’ndan çıkışlarda uzun beklemelere yol açan mevcut işle kapasitesi, bu çıkış rakamları 3,5 katına çıktığında nasıl olacaktır? Gümrüklerimiz ve sınır kuruluşlarımız, yılda 5 milyon sefere çıkacak ihracat taşımalarımıza, İhraç ürünlerimize, hedef pazarlarımızda rakiplerimiz karşısında avantaj sağlayacak “hız, maliyet, tam zamanında kaliteli teslime olanak sağlayacak sorunsuz geçiş” şartlarını sunabilecek mi? Özellikle ticaretimizi arttırmak için son dönemde ciddi hamleler planladığımız ve uyguladığımız yeni hedef pazarlara karayolu taşımacılığı bağlantılarımızı sağlıklı bir şekilde planlamamız gerekiyor. Bu ülkelere yönelik karayolu taşımalarımızı rahatlatacak iyileştirmeler, kolaylaştırmalarla; örneğin geçiş belgesi kotaları konusunda önemli serbestleşmeler elde ederek, bu bölgelere ticaretimizi büyük oranlarda artırabiliriz. Türkiye İhracatçılar Meclisi çalışmaları ile ortaya çıkan ve halen Ekonomi Bakanlığımız liderliğinde yürütülen “İhracat Stratejimiz” kapsamında, “ürün bazında, yöneleceği pazarlar bazında ihracatımızı ne kadar arttırabileceğimiz” tek tek hesaplanmış bulunuyor. Peki, bugün Türk araçlarıyla 1,2 milyon sefer ile taşınan ihracat yükleri için yeterli olamayan 700-800 bin geçiş belgesi, 3,5 katına çıkacak ihraç yükü taşımalarının önünü açabilecek kadar arttırılabilecek mi? Sadece ihracatımız değil; ithalat taşımalarımızda da geçiş belgesi, sürücü vizesi, sınır beklemeleri sorunları geçerli. İthalat ürünleri de, nihayetinde ihracatımızın girdisi olarak, maliyetini etkiliyor. Dolayısıyla, tüm dış ticaret planlamamızda karayolunun payının ve özellikle (komşu ve yakın pazarlar başta olmak üzere ) bazı pazarlar için vazgeçilmezliği göz önünde bulundurularak, bu hesapların şimdiden çok net olarak yapılması lazım. Öte yandan, uluslararası hukuk bakımından 50 yıl önceden elde ettiğimiz bazı önemli haklarımızın yok sayıldığını da görmekteyiz ne yazık ki. Tam üyesi olmaya hazırlandığımız Avrupa Birliği ülkeleri tarafından ‘Türkiye ile o tarihteki Avrupa Topluluğu arasında 50 yıl önce kurulmuş olan Ortaklık İlişkisi ve 1996 yılından bu yana süregelen Gümrük Birliği İlişkisi’nin mevcudiyetine rağmen “serbest dolaşımdaki ihracat yükünü taşıyan tırlarımıza” uygulanan “taşıma kotaları” nedeniyle Türk nakliyecileri ciddi sorunlar yaşıyor.” Yabancıların Payı Artıyor Türkiye’de ihracatın arttığına dikkat çeken Nuhoğlu, taşımalardaki gelişmelerin ihracata paralel büyüyemediğini ifade ederek, “Nakliyecilerimize tahsis edilen geçiş belgesi kotalarının kısıtlı olması nedeniyle, özellikle AB ülkelerine yönelik ihraç taşımalarımızda sağlanan artış, ne yazık ki, son yıllarda Türkiye’nin ihracatındaki kayda değer yükselişin gerisinde kalmakta; Türkiye – AB ticaret hacmi Türkiye’nin aleyhine olmak kaydıyla, yeterince gelişemiyor. Ülkemizin ihracat performansı ile taşıma sayılarını karşılaştırdığımız zaman da görüyoruz ki; AB ülkeleri tarafından ülkemiz nakliyecilerine tahsis edilen geçiş belgesi kotalarında yıldan yıla yapılan cüzi ya da önemli miktardaki artışlar, bu ülkelere yönelik ihracat artışımızı karşılamaya, taşımaya yetmiyor. Bakanlığımızın destekleriyle, bazı ülkeler ile görüşmelerimizde önemli iyileşmeler, hatta kota serbestileri sağlanıEylül 2013 30 ULAŞTIRMA ŞURASI yor olsa da, küresel rekabette bizi oldukça geriye götüren bu haksız kısıtlamalarda bazı AB ülkelerinin, örneğin, Yunanistan’ın ‘kendi yük pazarımızdan pay alma şartı’ getirerek daha da ileri gittiklerini bile görüyoruz. Başta AB ülkeleri olmak üzere 43 ülkenin uyguladığı taşıma kotaları nedeniyle Türkiye’den sevk edilen mallar varış ülkelerine en ekonomik yolu takip ederek ulaşamamakta, transit geçişleri dolambaçlı ve masraflı şekilde gerçekleşebiliyor. Avrupa taşımalarımızda yaşadığımız kota ve vizeler gibi tarife dışı kısıtlamalar, ülkemiz nakliyecilerinin pazar payının da son yıllarda giderek erimesine, adeta sektörde bir kan kaybının yaşanmasına yol açtı. Batı sınır kapılarımızdan gerçekleşen ihracatta, son 10 yılda nakliyecilerimiz yüzde 10’a varan pazar kaybı yaşadı. İhraç taşımalarımızdaki yabancı payı, kota ve vize gibi sıkıntıları olmayan yabancı nakliyeciler lehine hızla artıyor. Ülkemizden ihraç yük almak amacıyla boş giren yabancı araçlar sadece son 3 yılda yüzde 17 oranında artmıştır” dedi. Nuhoğlu, özellikle İkili taşımalarda, yabancı nakliyecilerin paylarına bakılırsa; bu kan kaybının çok net görülebileceğini sözlerine ekledi. Teslimatlarda Yaşanan Gecikmelerin Bedeli 6 Milyar Dolar UND Başkanı Nuhoğlu, “Yakın zamana kadar sektörümüzün yoğun şikayetlerini yönelttiği, ciddi haksızlıklara yol açan ‘yabancı araçların kontrolü’ konusunda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız, sayın müsteşarlarımız ve tüm bakanlık bürokratlarımıza huzurunuzda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Onların kıymetli anlayış ve gayretleriyle bu konudaki mevzuat hızla hazırlanarak yürürlüğe girdi, sektörümüz bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı” dedi. UND’nin üniversitelerle çeşitli projeler gerçekleştirdiğini dile getiren Nuhoğlu, “Doğuş Üniversitesi ile bu yıl gerçekleştirdiğimiz bir araştırmada; geçiş belgesi sıkıntısından dolayı aksayan taşımalar, sınır beklemeleri ve teslimatlarda yaşanan gecikmelerin ihracatçılarımıza ve sanayi malı üreticilerimize yıllık 6 milyar doları bulan bir ek maliyet getirdiği ortaya çıktı. Dolayısıyla, burada saptadığımız en önemli husus şudur: Türk taşımacılarına karşı uygulanmakta olan kotanın esas muhatabı, başta 24 AB ülEylül 2013 kesi olmak üzere, kota uygulayan ülkelere ihraç edilen sanayi ürünlerimiz. Bu gerçekten hareketle, 2008 yılında başlattığımız Kotasız Avrupa Eylem planı için Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız başta olmak üzere, ihracatçılarımız ve Ekonomi Bakanlığımızdan da destek alarak, başlattığımız mücadeleyi uluslararası platformlara taşıyoruz. Konuyu Bakanlığımızın, Ekim ayında Birleşmiş Milletler’in gündemine getireceğini öğrendik, kendilerine gerekli raporlarımızı da sunduk” dedi. Nuhoğlu, bu konudaki kanıt derleme ve raporlama çalışmalarının da hızla sürdüğünü belirtti. Yakın zamanda, Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki Daimi Temsilciliğimizi ve AB nezdindeki Daimi Temsilciliğimizi de ziyaret ederek, güncel sorunları aktaracaklarını kaydeden Nuhoğlu, “Geçtiğimiz hafta Derneğimizden bir heyet, bahsettiğim kuruluşlarımızın yetkili temsilcileriyle beraber, güzel bir protesto eylemine de imza attı. Almanya ve ötesine yönelik karayolu taşımalarımız için temel transit güzergahımız olan Avusturya’nın yıllık olarak 120 bin geçiş yaptığımız halde sadece 15 bin belge vererek kısıtladığı; kalan taşımalar içinse tırlarımızı Ro-La trenlerini kullanmaya zorlamasına karşı protestolardı bunlar. Demiryollarının, tüm yatırımlara rağmen, uluslararası taşımalarda beklenen faydaları getirmediği gerçeğini bir türlü anlamak istemeyen AB’nin, sonunda sübvansiyonları durdurmasıyla, zaten tırlarımıza yeterli hizmeti sunamayan Ro-La hatları, artık Türk nakliyecilere yönelik ciddi bir eziyete dönüştü. Nakliyeci ve ihracatçılarımızın yanında sürücülerimize de 4 güne varan beklemelerle ciddi mağduriyetler yaratan bu duruma acilen bir son verilmesi gerekiyor. Biz, UND olarak, taşımaları zorlaştırmaktan başka hiçbir seçenek sun- mayan bu Ro-La hatlarının tamamen kaldırılmasını istiyoruz” dedi. Nuhoğlu, bu yöndeki çalışmaları yurt dışında lobi faaliyetlerini artırarak sürdüreceklerini; bu faaliyetlerde, devletin de yakın desteğini arzu ettiklerinin altını çizdi. Karayolunun Başarısını Kabul Etmek Zorunda Kaldılar Karayolu taşımacılığının hala lojistiğin temel taşlarından biri olduğunu ve lojistik işlemlerde karayolu taşımacılığının payının yaklaşık yüzde 40 civarında olduğunu bildiklerini ifade eden UND Başkanı, “Bu, çok yüksek bir oran. Peki bu oran neden bu kadar yüksek? Bunun sebebi: Karayolu taşımacılığının, diğer taşıma modları karşısında çok ciddi avantajları var. Bu sektör, * Kapıdan kapıya hizmet sunumuna imkan vermesi, * Hız, * Esneklik, * Güvenilirlik bakımlarından rakipsiz. Nitekim, 2001 yılında yayınladığı Ulaştırma Beyaz Kitabı ile diğer taşıma modlarını, karayolu taşımacılığı aleyhine desteklemeye karar veren Avrupa Birliği, 2005’e geldiğinde yaptığı gözden geçirme sonucunda özellikle ‘Karayolu taşımacılığının, AB ekonomisi için taşıdığı kritik önemini’ ve ‘çevreye verilen zararın azaltılması (zararlı gaz emisyonlarının azaltılması) konusunda kaydettiği başarıları’ kabul etmek zorunda kaldı. Gözden geçirmede tespit edilen bir başka husus da, ‘Karayolu taşımacılığının gelişimi ile ekonomik büyüme hedefinin, birbirinden ayrılamayacağı’ konusunun kabul edilmesidir. Komisyon bunun yerine ‘Ulaştırmanın olumsuz etkilerinden ayrıştırılması-bunların 31 Karayolu taşımacılığı, her türlü engellemeye karşın AB içindeki taşımalardaki payını 1995-2010 arasında yüzde 42’lerden yüzde 45,8’e çıkardı. (27 üyeli AB ülkelerinde taşıma modlarının payı) YIL 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Karayolu 42.1 42.1 42.1 42.9 43.5 43.4 43.9 44.5 44.5 45.2 45.5 45.5 45.9 46.0 46.5 45.8 Demiryolu 12.6 12.7 12.8 11.9 11.4 11.5 10.9 10.6 10.7 10.8 10.5 10.7 10.7 10.7 9.9 10.2 İçsuyolları 4.0 3.9 4.0 4.0 3.8 3.8 3.7 3.7 3.4 3.5 3.5 3.4 3.5 3.6 3.6 3.8 Boruhatları 3.8 3.9 3.7 3.8 3.7 3.6 3.8 3.6 3.6 3.4 3.5 3.3 3.1 3.1 3.3 3.1 Denizyolu 37.5 37.5 37.3 37.4 37.6 37.5 37.6 37.6 37.7 37.0 37.0 37.0 36.7 36.6 36.7 36.9 Havayolu 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 neminde azalma kaydedildiği görüldü” diye konuştu. Eşya Taşımacılığında KarayoluDemiryolu Mod Dağılımında Karayolu Geçiş Ücretlerinin Etkileri ortadan kaldırılmasına’ yönelik politikalar izlemeyi daha uygun bulmuştur. Dolayısıyla komisyon, ‘temiz ve etkin ulaşım sistemlerinin oluşturulması için, her bir taşıma türünün, birbiri ile rekabet eder şekilde değil, ayrı ayrı sahip olduğu potansiyelden azami oranda faydalanılması’na yönelik COMODALITY (KO-MODALİTE)’ stratejisine geçmiştir. Zira, 2001 yılından beri yük taşımalarının demiryolu ve denizyoluna kaydırılması için: -demiryolu yük piyasası serbestleştirilmiş - Karayolu taşımalarında sosyal mevzuat ağırlaştırılmış (sıkılaştırılmış) - Karayolu taşımalarında kat edilen mesafeye dayalı yol geçiş ücretleri/otoban vergileri uygulamaya konmuş; - AB tarafından ulaşım ağlarının geliştirilmesi için bir finansman ağı olarak uygulanan Trans-Avrupa projelerinde demiryolu ve denizyolu hatlarına –koridorlarına öncelik ve ağırlık verilmiş, vb. karayolu harici taşıma türlerini destekler politika araçları uygulamaya konmuştur. Fakat, tüm bunların sonucunda AB, ‘Taşımalarda, taşıma türünde değişiklik yönünde yapılan zorlamaların işe yaramadığını’ da tespit ederken, şu sonuçlarla karşılaşmıştır: •Demiryolu ve denizyolu taşımacılığına yoğun desteğine rağmen demiryolu taşımacılığının payında 2001-2005 dö- UND Başkanı Nuhoğlu, Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği IRU’dan alıntı yaptığı konuşmasında, “AB’de, 20072103 döneminde Trans-Avrupa Ulaşım Ağları’na tahsis edilen toplam bütçede Karayollarına ayrılan pay sadece yüzde 5 iken demiryollarına ayrılan pay yüzde 60’tır. Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği IRU’nun bu konuda referans verdiği araştırmalar var. Bilimsel araştırmalar da ortaya koyuyor ki; karayolu taşımacılığının gelişimine getirilen tüm engeller, ekonomiye kayıp olarak geri dönüyor. TRANSCARE tarafından IRU adına yapılan “Eşya Taşımacılığında Karayolu-Demiryolu Mod Dağılımında Karayolu Geçiş Ücretlerinin Etkileri” konulu bir araştırmada bu çok net ortaya konuyor: Karayolu geçiş ücretlerindeki 1 Euro’luk artış, ancak karayolunda yüzde 1.22’den az bir oranda yükün demiryoluna kaymasına neden oluyor. Karayoluna daha yüksek ücretler ödetilerek, demiryollarının daha cazip hale getirilmesi, AB’de arzu edilen, taşınan mal hacminin yüzde 70’inin demiryoluna kaydırılması hedefi, ulaşım fiyatlarındaki artışla doğrudan bağlantılı değildir. Sadece eğer aynı hizmet kalitesi, aynı hızlı ve esnek teslim imkanları demiryollarında da sağlanabildiğinde takdirde, pazar paylarında istenen değişim sağlanabilecek. 2011 yılında yayınladığı son Ulaştırma Beyaz Kitabında; Avrupa Birliği’nin “300 kilometreye kadar olan mesafelerde kaEylül 2013 32 ULAŞTIRMA ŞURASI rayolunun vazgeçilmezliğini” resmen kabul ettiğini de görüyoruz. Dolayısıyla, piyasa güçlerinin serbest tercihte bulunmasına yapay engellemeler yerine AB, artık mevcut darboğazları gidermeye yönelmek zorunda… Küresel rekabette hızın ve kapıdan kapıya /tam zamanında teslimin öneminin artması, karayolu taşımacılığının günümüz ticaretindeki vazgeçilmezliğini ortaya koymaya devam ediyor” dedi. AB İstatistiklerine Göre; Karayolu Taşımacılığının Payı Almanya (%62) Macaristan (%70) Finlandiya (%75) İsveç (%61) Fransa (%76) Kıbrıs Rum Kesimi % 60’tan fazla İtalya (%86), İspanya (%92), İrlanda (%99), İngiltere (%83) AB 27 ortalamasında % 60’tan fazla AB’de En Fazla Tercih Edilen Taşıma Modu Karayolu AB’den en fazla tercih edilen taşıma modunun karayolu olduğunun altını çizen UND Başkanı Nuhoğlu, “Tüm karayolu aleyhinde politikalarına rağmen AB Ülkelerinde de Karayolu Taşımacılığı Eşya Taşımacılığında En Fazla Tercih Edilen Mod olduğunu görmeye devam ediyoruz. Piyasaya karşı, gerçekçi olmayan politikaların sonuç vermediğini görüyoruz. Böyle bir durumda; Avrupa Birliği’nin, artık taşıma modları tercihleri konusunda piyasayı da, sektör mensuplarını da serbest bırakması şart” dedi. Şehir Efsanelerine Dikkat! Karayolu ile ilgili çok fazla şehir efsanesi olduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Karayolu Taşımacılığı ile ilgili çok fazla efsane mevcut ve ne yazık ki, bu çok önemli sektöre, yeterli değerin verilmesini önleyecek kadar “inananı” olan ‘şehir efsaneleri’ bunlar. İlki çevre konusunda, bu konuda adeta bir günah keçisi ilan edilen bir sektör konumundayız… Bariz haksızlıklarla muhatap kalıyoruz. Dünyada toplam CO2 emisyonlarının sektörel bazda dağılımına bakıldığında ulaştırmanın payı yüzde 22’dir. Fakat yapılan araştırmalar göstermektedir ki; bu yüzde 22’nin içinde karayolu yük araçlarının payı sadece yüzde 3 ile sınırlıdır. Otomobil ve yolcu araçlarının yol açtığı salınımlar yüzünden yük taEylül 2013 şımacıları haksızca suçlanıyor. Üstelik, diğer taşıma modlarının karayolundan daha çevreci olduğuna dair söylemler de doğruluk taşımıyor şöyle ki: Artan taşımalara rağmen, karayolu taşımacılığının, yeni araç teknolojilerine yoğun yatırımlar sonucunda son 15 yılda çevreye zararlı gaz salınımlarında yüzde 30-yüzde 40 azalma sağlamış olduğu, karayolu taşımacılığının CO2 emisyonlarındaki payı yüzde 30 iken, bu pay içinde ticari karayolu taşıtlarının payının sadece yüzde 3 olduğu; demiryollarının da elektrik tüketimindeki payının yüzde 75 ve (yüksek maliyetli) fosil yakıt tüketimindeki payının yüzde 25 olduğu, havayolu taşımacılığının sebep olduğu sera gazı salınımlarının son 10 yıldır yılda yüzde 4 oranında arttığı, biliniyor. Ülkemize baktığımızda, uluslararası taşımacılıkta kullanılan Türk filosu Euro normları bakımından yüksek standarda sahiptir. AB’ye taşıma yapan filomuzun yüzde 95’i Euro normu araçlardan oluşmakta; toplam filonun ise üçte ikisi Euro tipi çevre dostu araçlardan oluşuyor. Ayrıca, ulaştırmanın ülkemizdeki CO2 salınımlarındaki payı yüzde 16 iken; bu yüzde 16’nın içinde sadece yüzde 4,5 oranındaki uluslar arası taşımanın olduğu unutulmamalıdır! Karayollarımızda, uzun yıllardır ciddi yatırımlar yapılıyor; yeni yollar inşa ediliyor. Bunları tabii ki, memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak, ulaşımla ilgili tüm bu hedefleri güden, 500 milyar dolar ihracatı hedefleyen ülkemiz için, mevcut karayolu altyapısının ve ağının yeterli olduğunu asla söyleyemiyoruz. 100 km2 alana düşen kent içi yollar hariç köy yolları dahil karayolu ağı uzunluğu ülkemizde 47 km düzeyinde. Bazı gelişmiş ülkelerde 100 km2 alana düşen karayolu uzunluğunu Karayolu Sektör Raporu’nda yer alan grafikte de görüyoruz. Bu rakamlara göre; Avrupa’daki en yetersiz karayolu ağı Türkiye’de görünüyor! Maalesef yolumuz yok! •Almanya ve Fransa’da 100 km2’ye düşen karayolu ağı Türkiye’nin 5 katı; •İngiltere ve İtalya’da 100 km2’ye düşen karayolu ağı Türkiye’nin 4 katı; •Yunanistan’da 100 km2’ye düşen karayolu ağı Türkiye’nin 2 katı …. Filomuz, kesinlikle Avrupa’nın En Büyük Filolarından Değil Bir başka şehir efsanesinin de filomuzla ilgili olduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Filomuz, kesinlikle Avrupa’nın en büyük filolarından değil! Sadece 60 bin çekicimizle 500 milyar dolarlık bir ihra- catı, yaklaşık 5 milyon seferlik bir ihraç taşıma kapasitesini hedefliyoruz. Çok önemli işler yapıyoruz. Fakat AB ile, AB ülkeleri ile kıyaslanabilir bir filo değil; ancak makul ama yetersiz bir filomuz var diyebiliyoruz. AB’de sadece 1 yılda yeni tescil edilen 3,5 ton-16 ton arası ve 16 tondan büyük toplam yük taşıtı 250 binden fazla iken; Almanya’da 1 yılda Türkiye’deki toplam 60 bin çekicinin 1,5 katı yük taşıtı tescil edilmiş… Fransa ve İngiltere’de 1 yılda 30-40 bin yük taşıtı tescil ediliyor… Uluslararası nakliye filomuz: •AB filosunun 500’de biriyken; •Alman yük taşıtı filosunun 50’de biri… 500 milyar dolarlık bir ihracat; bunun 4 katı bir ithalat hedefimiz varsa; biz mevcut filomuzun güçlendirilmesini istemek durumundayız. 150 milyar dolarlık ihracat için bile yetersiz kaldığını yabancı taşıtların hızla artan Pazar payından da gördüğümüz bu filo kapasitesiyle sürdürülebilir bir performans mümkün değil, bu nedenle acil olarak bazı ayrıcalıklar istemekteyiz. Lütfen bu şehir efsanelerini bir kenara bırakalım, bugün nereden bakarsak bakalım, 5 milyon kilometrelik bir karayolu ağı olan, büyük kısmı 3,5 tondan büyük olan toplam 34 milyon yük taşıtının hizmet sunduğu bir Avrupa Birliği ile rekabet etmek durumundayız” ifadesini kullandı. 8 Milyar Dolarlık Navlun Geliri Sağlıyoruz 77 ülkeye doğrudan taşıma hizmeti götüren yetki belgeli sektör firmalarımızın sayısının 3 bini aştığını ifade eden Nuhoğlu, bunlardan 2 bin 800’ünün, kendine ait filosuyla hizmet verdiğini söyledi. Nuhoğlu, “Bu firmaların toplam yatırımı filo, depo vb. yatırımlarla 10 milyar doları aşmış bulunuyor. Sadece ihracat taşımalarında her yıl ortalama 7-8 milyar dolarlık bir navlun (döviz) geliri sağlayan sektörümüz, cari açığın kapatılmasına önemli katkılar sağlıyor. Üstelik, bunu Türkiye’nin toplam karayolu taşımalarında yüzde 4,5 pay ile gerçekleştirmiştir. Rakamlara baktığımız zaman; karayolları yük taşımacılık hareketinin yüzde 20,8’i il içi taşıma, yüzde 74,7’si iller arası taşıma, yüzde 4,5’i uluslararası taşıma olarak gerçekleşmiştir” dedi. “Karayolu eşya taşımacılığı başlı başına önem taşıyan, gelir yaratan ve yurt dışına ihraç ettiğimiz bir hizmettir” diyen Nuhoğlu şöyle devam etti: “Turizmden sonra 33 ikinci ‘net ihracatçısı olduğumuz’ sektörün ‘taşımacılık’ olduğunu, Ekonomi Bakanlığımızın verilerinden görüyoruz. Küresel pazarlarda tüketici talebi ve tüketim alışkanlıklarındaki değişim sonucunda, hizmet sektörlerinde üretim ve dış ticaretin önemi giderek artıyor. Hizmet sektörlerinde dış ticaretimizde, 2023’e yönelik stratejik hedeflerimizden birisi de; ülkemizin dünya hizmet ticaretinden aldığı payın artırılması ve hizmet sektörlerindeki ihracat gelirlerimizin 150 milyar dolara çıkarılmasıdır. Taşımacılık hizmetlerinin mevcut payı yüzde 31,4… Karayoluyla gerçekleştirilen uluslararası eşya taşımalarının, ihracatımızın hedef pazarlarına taşıyıcısı olduğu bir kenara; yurt dışındaki nihai tüketicilere kadar iletilen bu hizmetlerimizden elde edilen gelirin, ülke ekonomisine katkıları önemsenmeli; bu katkıların arttırılmasına yönelik destekler sağlanmalıdır.” Nuhoğlu Sektörü Mali Açıdan Rahatlatacak Önerilerini de Aktardı •Sınır kapılarında ihracatın desteklenmesi amacı ile verilen, ÖTV ve KDV’den muaf akaryakıt miktarının 825 litreye çıkarılması. •Serbest bölgelerden taşımacılık yapan ve transit taşımacılık yapan araçlara ÖTV ve KDV’den muaf akaryakıt verilmesi. 5493 sayılı Kanun ile ‘Türk ihraç malı taşıyan’ araçlara ‘ülkeden çıkış sınır kapılarında’ KDV ve ÖTV’den istisna motorin veriliyor ancak bu uygulamada litre kısıtlaması uygulanıyor. Litre kısıtlaması nedeniyle her yıl onlarca milyon euroluk döviz akaryakıt bedeli olarak başka ülkelerde harcanmak suretiyle döviz kaybına uğranmakta ve bu maliyet farkı navlunlarda artışa neden olmakta ve dolayısıyla taşınan Türk malının fiyatına olumsuz olarak yansıyor. Bizce, bu tedbir de, ihracatımızın artırılmasına olumlu yansıyacak bir tedbir olacak. Öte yandan, 2003 yılından beri, bazı uluslararası şirket ve kuruluşların aracılığıyla sektörümüze kazandırabildiğimiz KDV iadeleri konusunda da bazı desteklere ihtiyacımız bulunuyor. Türk taşımacıları yapılmış olan anlaşmalar kapsamında 14 Avrupa ülkesinde, mazot alımları, otoyol geçişleri ve tamir-bakım masrafları için ödemiş oldukları KDV’yi ilgili ülke Maliye Bakanlıkları ve bu hizmeti veren şirketler aracılığı ile temin edebiliyor. Bu ülkeler Avusturya, Fransa, Belçika, İtalya, Hollanda, Lüksemburg, İngiltere, İrlanda, Danimarka, İsveç, Norveç, Finlan- diya, Slovenya ve Romanya’dır. Türk taşımacıları, transit geçişlerde ve ikili taşımalarda yoğunlukla kullanılan Macaristan, Almanya, Bulgaristan, Polonya gibi ülkelerden KDV’ye konu (mazot alımları, otoban ve geçiş ücretleri, tamir-bakım masrafları gibi) harcamalarının iadelerini temin edemiyor. Uluslararası Koridor Projeleri Türkiye ve bölgesindeki uluslararası koridor projeleri, sektörün geleceğe yönelik vizyonu ile hedefleri konusunda Nuhoğlu, “2007 yılında yayınladığı ‘Yük Lojistiği Eylem Planı’nda ‘Lojistiğin, AB’nin ekonomi makinesinin yağı olduğunu’ bir kez daha teyit eden Avrupa Birliği, lojistiği önümüzdeki 10-15 yıl için yeniden, eski büyüme hızını yakalayabilmek için büyüme stratejilerinin temeline oturtuyor. 2011’de yayınladığı son ‘Ulaştırma Beyaz Kitabı’nda da AB, küresel rekabette özelikle Asya’nın gerisinde kaldığını kabul ederken, yeniden dünya sahnesinde söz sahibi kimliğini kazanmak için ‘Ulaştırma ve Lojistik Sektörünü’ takviye etmenin planlarını, sektörün gelecek 50 yılını bugünden planlayarak yapıyor. Ufuklar 2020 stratejisi kapsamında Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme Fon Programı’nda sadece ‘Ulaştırma sektörüne 8 milyar Euro’ fon ayırmıştır. Lojistik sektörünün, AB’nin gelecek 40 yılı üzerinde nasıl belirleyici bir etkisi varsa, Türkiye ekonomisi için de aynı stratejik önemi söz konusudur” dedi. Lojistik Nasıl Güçlendirilir? Çetin Nuhoğlu Türkiye’nin lojistikte bölgesel bir üs olması’ ve bu sayede lojistik maliyetin düşürülmesi, ticaretin geliştirilmesi ve rekabet gücünün artırılmasının temel amaç olarak belirlendiğini belirterek bu amaçla neler yapılabileceğini aktardı: 1.Ulaştırma türleri ve koridorları, lojistik merkezler ve diğer lojistik faaliyetleriyle bütünleşik Lojistik Master Planı hazırlanarak hayata geçirilecektir. Bu çerçevede, lojistik merkezler için yer seçiminde rehber niteliği taşıyacak şekilde ülkemizin ulaştırma alternatiflerini gösteren ulaştırma koridor haritalarının çıkarılması sağlanacak. 2.Lojistik merkezlerin ülke genelinde planlanması ve yatırımlarında; bölgesel potansiyel ve ihtiyaçlar dikkate alınacak, kombine taşımacılık bağlantılarının yapılmasına özen gösterilecek, kullanıcıların gereksinimleri gözetilerek, tüm lojistik hizmet sağlayıcılarının eşit şartlarda yararlanacağı kamu-özel işletim modelinin etkin bir şekilde kullanılması sağlanacak. 3.Lojistik pazarında faaliyet gösteren firmaların yeterli ölçek büyüklüğüne ulaşması desteklenecek. 4.Lojistik alanında kamu kurum ve kuruluşları arasında etkin bir koordinasyon ve işbirliği mekanizması oluşturulacak. 5.Ulaştırma koridorlarında uygun hacim ve mesafelerde en avantajlı ulaşım türü belirlenerek, bu kapsamda denizyolu ve demiryolu taşımacılığı özendirilecek ve kombine taşımacılık imkânları geliştirilecektir. Enerji verimliliğini, temiz yakıt ve çevre dostu araç kullanımını sağlayan ulaşım sistemlerine öncelik verilecek. 6.Önemli ticaret merkezlerinden olmaya devam edecek AB’nin ulaştırma ağlarına (TEN-T) bağlantı sağlayacak pro- Eylül 2013 34 ULAŞTIRMA ŞURASI jeler başta olmak üzere tüm komşu ülkelere ve yeni pazarlara erişimi kolaylaştıracak güzergâhlara önem verilecek. 7.Karayollarında kuzey-güney hattında koridor yaklaşımı da dikkate alınarak Ovit ve Cankurtaran tünellerinin de üzerinde yer aldığı öncelikli güzergâhların ve komşu ülkelerle ticareti geliştirecek koridorların yapımına devam edilecek. 8.Karayollarında; önleyici bakım kavramının esas alındığı ve bakım-onarım hizmetlerinin zamanında ve yeterli düzeyde karşılanmasını temin edecek etkin bir üstyapı yönetim sistemi tesis edilecektir. Bakım ve onarım hizmetlerinin ağırlıklı olarak özel kesim marifetiyle yürütülmesi için gerekli hukuki ve kurumsal düzenlemeler hayata geçirilecek. 9.Karayolu taşımacılığında kayıt dışılık önlenecek, mali ve mesleki yeterliliğe sahip verimli işletmelerin kurulması ve piyasadaki atıl kapasitenin azaltılması teşvik edilecek. 10.Trafik güvenliğinin en üst seviyede tesis edilebilmesi için denetim hizmetleri; araç tescil ve sürücü belgelendirme gibi idari faaliyetlerden ayrıştırılacak ve söz konusu faaliyetler için müstakil birimler kurulacak. 11.Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı’nda yer alan trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölümlerin yüzde 50 oranında azaltılması hedefi doğrultusunda Trafik Elektronik Denetim Sistemlerinin kullanımı Akıllı Ulaşım Sistemleriyle entegre bir şekilde yaygınlaştırılacak. Şeklinde özetlenebilecek 10 yıllık politikaları sıralanmaktadır. Bunların hepsine biz de UND olarak, elimizden gelecek katkıyı sağlayacağız. Lojistik hizmetler, çıkış noktası ile tüketim noktası arasında malların akışı ve depolanmasının planEylül 2013 lanması, uygulanması ve denetlenmesini içeren “etkin bir süreç” gerektiriyor. Bu süreç, Lojistiğin farklı boyutlarında faaliyet gösteren özel sektör aktörleri ile siz değerli karar alıcıların etkin işbirliği yaptığı bir süreç olmalı. Yaklaşan 2023 için çizilen 500 milyar dolarlık ihracat hedefi de, sektörümüz için önemli bir mücadele unsuru ve buna tüm süreç sahipleriyle ve karar alıcılarla beraber gerçekten çok iyi hazırlanmamız gerekiyor. Lojistik Master Planı Sektörümüz İçin Şart! Lojistik Master Planı ile ilgili olarak UND Başkanı Nuhoğlu, “Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız liderliğinde “Türkiye Lojistik Master Planı Stratejisi” ve bu temelde, Türkiye Lojistik Master Planı hayata geçirilmeye hazırlanıyor. Söz konusu Master Planın, sektörümüze yönelik yatırımlar için çok gerekli ve doğru bir rehber olacağını öngörüyoruz. Bu plan temelinde ülkemizde hızla hayata geçmesini beklediğimiz Lojistik Merkez projeleri, karayolu taşımacılığının büyük kentlerimiz için yarattığı sorunları da ortadan büyük ölçüde kaldıracak çözümleri sunacak. Halen Avrupa’da 8 ülkede toplam 100’den fazla organize lojistik bölgesi ya da yaygın tabirle “Lojistik Köy” kurulmuştur ve bu köyler faaliyettedirler. Lojistik köyler Avrupa çapında yaygınlaşırken, sadece Almanya’da son 20 yılda 33 adet lojistik köy kurulmuştur. Bunların çoğunun büyüklüğü 200 hektarı geçerken; en büyüğü 675 hektardır. Bu lojistik köylerde toplam yerleşik 1250 adet firma vardır ve bu firmalar toplamda 42.000 kişiye istihdam sağlıyor. Büyük-sanayileşmiş şehirlerin içinde bulunan TIR parkları, antrepolar, şirket depoları, gümrük alanları gibi fonksiyonların dağınıklı- ğı lojistik verimliliği, etkinliği dolayısıyla sektörün rekabet gücünü olumsuz etkilediği biliniyor. Öte yandan, özellikle son 5 yıldır sektörün gündeminin üst sıralarında yer alan lojistik merkezlerin kurulması konusunda Mersin ilimiz başta olmak üzere, yerel yönetimlerin ve diğer paydaşların aktif katılımlarıyla ciddi ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, ülke ekonomisinin kalbi konumundaki İstanbul’da bu konudaki yoğun talebe rağmen uzun yıllardır somut bir gelişme kaydedilemedi. Bu durum, sadece bölgedeki arazilerin metrekare fiyatlarını yükseltmekte ve projelerin hayata geçirilmesini, maliyet unsuru nedeniyle daha da zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, sektör derneklerinin ve diğer meslek kuruluşlarının desteği de alınarak bu sürecin hızlandırılması gerekiyor. Marmara Bölgesi’nde gerek endüstriyel anlamda gerekse de ticari anlamda satışların yüzde 40’tan fazlası yapıldığından bu bölge içinde yeni lojistik merkezler kurulması önem arz ediyor. İstanbul, hem ticaretin en yoğun olduğu bir merkez olması, hem de limanlarıyla birlikte tüm ulaştırma türlerinin kesişme noktasında bulunmaları dolayısıyla Türkiye’de lojistik merkez özelliği taşıyabilecek en önemli şehirdir. İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından, İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi işbirliğiyle yapılan 2014-2023 Bölge Planı kapsamında, lojistik sektörü, İstanbul’un en rekabetçi sektörü olarak ifade ediliyor. Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz Arama Konferansı’nda da Bakanlığımızın değerli uzman bürokratlarıyla Şura’da ele alınan konuların büyük bölümünü birlikte masaya yatırmış, çözüm yollarını tartışmıştık. Belirlediğimiz hedefleri gözden geçirdik, somutlaştırdık ve üyelerimizden aldığımız geri beslemeler doğrultusunda bazı eylem önerileri geliştirdik; bu çalışmalarımızı çok yakında bakanlığımızla yeniden bir araya gelerek bir kez daha ortak sinerjiyle gerçekçi eylem planlarına dönüştürmeye hazırlanıyoruz. Çinli teorisyen Sun Tzu, şöyle der: ‘Taktikleri olmayan strateji zafere giden en uzun yoldur. Stratejisi olmayan taktikler ise yenilgiden önceki gürültüdür” dedi. UND Başkanı Nuhoğlu, UND olarak Tzu’nun bu sözünü kendilerine ilke edindiklerini ifade ederek sektörün geleceğine ilişkin alınacak kararlarda, projelerde UND’ye daha fazla söz hakkı verilmesi gerektiğini de vurguladı. 35 2015’te 20 milyon adet araç denetlenecek 11. Ulaştırma Şurası’nda gündeme getirilen önemli bir konu da denetimlerdi. Denetimlerin son yıllarda sıkı bir şekilde yapıldığına değinen yetkililer, geçen yıl 16 milyon aracın denetimden geçtiğini dile getirdi. 2015 yılında 20 milyon adet araç 2020 yılında ise 30 milyon adet araç denetiminin yapılması planlanıyor. Taşımacılık ile ilgili istatistiki bilgiler incelendiğinde, Avrupa ve ABD’den farklı olarak ülkemizde 2011 yılı itibarıyla taşımacılığın yüzde 87,4’ünün karayolu ile gerçekleştirildiği görülüyor. Doğal olarak, karayolunda yük ve yolcu taşıyan araçların sevk ve idaresinden sorumlu olan insan faktörü, diğer deyişle şoför, trafik güvenliğinde çok önemli bir yere sahip. Şoförün trafik güvenliği konusunda eğitimli olması, bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı olabilmesi ve sağlıklı kalabilmesi trafik güvenliğini de doğrudan etkileyecek bir durumdur. Diğer taraftan, karayolu güvenliğinin ikinci boyutunu ise, araçların teknik özelliklerinin güvenli taşımacılığın gerektirdiği unsurları karşılayacak düzeyde olması hususu oluşturuyor. Bu konuda amaç; araçların teknik muayenelerinin, ağırlık ve boyut kontrollerinin daha etkin ve sağlıklı bir şekilde yapılması suretiyle karayolu trafik güvenliğini arttırmak, yakıt ve işletme giderlerinde tasarruf sağlamanın yolunu açıyor. Karayolu güvenliğinin bir diğer boyutunu ise araçların ilgili yönetmelik ve düzenlemeler uyarınca ağırlık ve boyut kontrollerinin yapılması oluşturuyor. 96/53 sayılı Topluluk Direktifi gereğince Araçların Ağırlık ve Boyut kontrolleri, Türkiye’de son yıllarda oldukça sıkı bir şekilde yapılıyor. Önceki istasyonların modernizasyonu ve yeni kurulan istasyonların da devreye girmesiyle birlikte ülke genelinde 75 adet yol kenarı denetim istasyonunda yetki belgesi, taşıt kartı ile ağırlık ve boyut kontrol ve denetimleri yapılıyor. Trafik Güvenliği Mevzuatı 2015 ve 2020 yıllarında uygulanacak 10 yıllık eylem ve denetim planlarını kapsayan 2012/16 sayılı Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Pla- nı Başbakanlık Genelgesi yürürlüğe girdi. Buna göre belirlenen hedefler şöyle: Hız denetimlerinin 2015 yılına kadar yüzde 15, 2020 yılında ise 2015 yılına göre %15 oranında artırılması, Emniyet kemeri takma oranının 2015 yılına kadar şehir içinde %70’e şehir dışında %90’a çıkarılması, 2020 yılında ise şehir içinde %80’e şehir dışında %100’e çıkarılması, 2015 yılına kadar alkol denetimlerinin %20, 2020 yılına kadar ise 2015 yılına oranla %25 artırılarak alkolün etkisinde araç kullanımının en aza indirilmesi, 2015 yılına kadar motosiklet/motorlu bisiklet ve sürücüsü denetiminin % 30, 2020 yılına kadar ise 2015 yılına oranla % 30 artırılarak koruma başlığı kullanım alış- kanlığının tamamen yerleştirilmesi, 2015 yılına kadar trafik ışık ve işaret ihlali denetimlerinin %30, 2020 yılına kadar ise 2015 yılına oranla %30 artırılarak bu ihlallerin en aza indirilmesi, elektronik denetleme sistemi bulunmayan kavşaklarda ihbarlı (seçici göz) denetim yöntemi ile denetlemeler yapılarak ışık ihlalleri en aza indirilmesi, 2015 yılına kadar cep telefonu denetimlerinin %30, 2020 yılına kadar ise 2015 yılına oranla %30 artırılarak bu ihlallerin en aza indirilmesi, Yol Kenarı Denetim İstasyonlarında 2015 yılında 20 milyon adet araç 2020 yılında ise 30 milyon adet araç denetimi. Yıllara Göre Araç Denetim Sayıları (Adet) Yıllar Kontrol Edilen Araç Sayısı Sayısı 2008 2.364.791 2009 2.920.231 2010 5.289.500 2011 10.363.497 2012 16.051.519 2013 5.301.839 (15 Mart itibarıyla) Ceza Tutanağı Düzenlenen 22.802 41.774 66.038 128.643 170.104 36.602 Eylül 2013 36 GÜNCEL Halkalı Gümrüğü Çatalca’ya taşınıyor Halkalı Gümrük Müdürlüğü Çatalca’ya taşınıyor. Toplam 220 bin metrekarelik alana kurulacak olan tesis 65 bin metrekarelik kapalı alana sahip olacak. 2014 Mart ayında tamamlanması planlanan tesiste, ihracat ve ithalat için ayrı bir bölüm oluşturulacak, ayrıca x-ray araç ve kargo tarama sistemleri, plaka okuma sistemleri, kartlı geçiş sistemleri, kapalı devre kameralar ile elektronik kantarlar olacak. İlave olarak depolama alanları, ofisler; restoran, banka ve sigortacılık gibi hizmetler de yer alacak. Gümrük 154 milyon liraya mal olacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iştiraklerinden Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret AŞ. (GTİ) tarafından Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile Büyükçekmece Çatalca’da inşa edilecek Halkalı Gümrük Müdürlüğü Yeni Tesisleri’nin (Lojistik Merkezi) temeli atıldı. Temel atma törenine Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ile GTİ Başkanı Arif Parmaksız katıldı. Eylül 2013 37 Bakan Yazıcı: Yeni Tesiste İdari ve Ticari Alanlar Bulunacak Temel atma töreninde konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Halkalı Gümrüğü’nün Türkiye ihracatının yüzde 10’unu gerçekleştirdiğini belirterek gümrüğün taşınmasından sonra bu oranın daha da artacağını söyledi. Halkalı Gümrüğü’nün 30 yıldır faaliyette olduğunu hatırlatan Yazıcı, ancak yaşanan yoğunluktan dolayı sıkıntılar yaşandığını da söyledi. Büyükçekmece’nin hem ithalatçı hem ihracatçıdan ilgi göreceğini ifade eden Bakan Yazıcı, “Yeni tesiste idari ve ticari alanlar, depolama yerleri, kamera sistemleri, bagaj tarama üniteleri bulunacak. Tabii Halkalı Gümrük Müdürlüğü de kapatılmayacak; Büyükçekmece’ye naklin ardından trenle yapılan taşımalara cevap verecek. Yani gar gümrük müdürlüğü görevi görecek. Büyükçekmece’nin önemli artıları var. Bir defa hizmet alanları, hizmet verenler ile aynı ortamda toplayacak. Kümelenmeye bağlı olarak ithalatçı ve ihracatçıları hizmetlerden daha kolay ve daha rahat faydalandıracak. Dış ticaret maliyetlerini indirecek. Şehir trafiğini aksatmayacak” diye konuştu. Dış Ticaretimizin Yüzde 10’undan Fazlası Halkalı Gümrüğü’nde Yapılıyor Ülkemizden Avrupa ülkelerine kara ve demiryolu ile taşınan eşyanın büyük bölümünün gümrük işlemlerinin Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nden gerçekleştirildiğini kaydeden Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “2011 yılında; 135 milyar dolarlık toplam ihracatımızın 21 milyar doları, 241 milyar dolarlık toplam ithalatımızın 19 milyar doları, 2012 yılında; 152 milyar dolarlık toplam ihracatımızın 21 mil- yar doları, 237 milyar dolarlık toplam ithalatımızın 17 milyar doları Halkalı Gümrük Müdürlüğünden gerçekleştirilmiştir. Dış ticaret rakamları da göstermektedir ki, ülkemiz toplam dış ticaretinin yüzde 10’undan fazlası Halkalı Gümrüğü tarafından gerçekleştirilmektedir. Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün şehir içinde kalması nedeniyle şehir trafiği bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Buraya gelen ve giden TIR’ların gümrük sahasına giriş ve çıkışlarında fiziki koşullar ve gümrük sahasının yetersiz- Eylül 2013 38 GÜNCEL liğinden kaynaklanan olumsuzlukların yanı sıra bu taşıtların şehir trafiğine çıkış saatlerine ilişkin taşıyıcı firmalarla ilgili şikâyetlere neden olmaktadır. Bu olumsuzlukların bertaraf edilebilmesi ve artan ithalat-ihracat işlemlerinin daha hızlı ve kaliteli gümrük hizmet sunumu ile sağlanabilmesi amacıyla Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün İstanbul dışında uygun bir güzergâh üzerine taşınması ihtiyacı doğmuştur. Bu doğrultuda, modern bir gümrük tesisi inşa edilmek üzere Büyükçekmece ilçesi Muratbey Mahallesi E-80 karayolu üzerinde Çatalca yol ayrımında bulunan 217 dönümlük arazi bakanlığımıza tahsis edilmiş ve gümrük tesisi inşasının Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilmesi amacıyla bakanlığımız ile TOBB arasında 17 Mayıs 2012 tarihinde protokol imzalanmıştır. Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ nün Bakanlığımıza tahsisi yapılan arazinin yer aldığı Büyükçekmece’ye taşınması ile hizmet kalitesinin artırılması, ülkemizin imajının olumlu yönde değişmesi, gümrük kontrollerinde etkinliğin artırılması ve yasal ticaretin kolaylaştırılması dolayısıyla, dış ticaretimizin olumlu yönde gelişmesi öngörülmektedir” dedi. Halkalı’da Gar Gümrük Müdürlüğü kurulacak. Halkalı’ya demiryolu ile gelecek eşyaya gümrük hizmeti vermek üzere 25 Ocak 2013 tarihli 28539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2013/4222 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Halkalı Gar Gümrük Müdürlüğü’nün kurulacağını aktaran Yazıcı şunları söyledi; Halkalı Gümrük Müdürlüğünün taşınması sonrası demiryolu ile gelen eşyaya verilecek gümrük hizmetlerinin devamlılığı sağlanmış olacak. Bu çerçevede Halkalı Gümrük Müdürlüğü, yeni yerinde 217 dönüm arazide inşa edilerek yeniden yapılandırılacak. Türkiye’nin işlem hacmi en büyük gümrüklerinden biri olan Halkalı Gümrüğü 60 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 217 dönüm arazide yeniden inşa edilecek. 17 Eylül 2013 Salı günü temelini attığımız Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün yeni tesislerini 1 yıl içinde tamamlayarak hizmete sokacağız. Yeniden yapılandırılıp hizmete sokulacak olan Gümrük Kapısı için bütçeden hiçbir kaynak ayrılmamıştır. Yap-İşlet-Devret modeli ile yenilenecek olan Gümrük Kapısı işlevsel bir yapıya kavuşturulup, hizmet alan ve hizmet sunanların ihtiyaçları etkin biçimde karşılayacak”. Bakan Ya- Eylül 2013 zıcı, Halkalı Gümrük İdaresi’nin, yeniden yapılandırılacak gümrük tesislerine taşınması ile de bütün ithalat ve ihracat gümrük hizmetlerinin topluca karşılanacağı bir lojistik üs haline geleceğini ifade etti. Bakan Yazıcı, “Mevcut Halkalı Gümrük Müdürlüğünün yeni yerinde yapımı tamamlandıktan sonra buraya taşınması ile de İstanbul trafiğinde de büyük rahatlama olacak” ifadesini kullandı. Son olarak Bakan Yazıcı, yeniden yapılacak ‘Gümrük Kompleksi’ içerisinde idari ve ticari binalar, geçici depolama alanları, tasfiyelik eşya ve kaçak eşya ambarları, soğuk hava deposunun yer alacağını da vurguladı. Hisarcıklıoğlu: 2023 hedeflerinin altyapısını güçlendirmek için gümrüğü taşımaya koyulduk TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise Halkalı Gümrüğü’nün dış ticarette önemli yeri bulunduğunu her gün 700 TIR’ın giriş yaptığını ve Türkiye’nin dış ticaretinin yüz- de 10’luk bölümünü gerçekleştirdiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Burası, çekilmez bir hal aldı. Bakın her gün 5 kilometre trafik söz konusu. Durumu gördük, TOBB olarak harekete geçtik. 2023 hedeflerinin altyapısını güçlendirmek için gümrüğü taşımaya koyulduk. YİD modeli ile yapılacak tesis, 220 bin metrekare alanda hizmet verecek. 2023 hedeflerini yakalama adına alanın bir o kadar daha da büyütülmesi talimatını Bakan Hayati Yazıcı verdi” dedi. Aralarında Kapıkule, İpsala ve Sarp’ın da bulunduğu 7 gümrüğün modernizasyonu için TOBB olarak 300 milyon lira yatırım yaptıklarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Modernizasyondan dolayı her sene 234 milyon lira vergi olarak devletin cebine girdi. Özel sektör 410 milyon lira gelir elde etti. Gelinen aşamada buralardan bir senede 14 milyon yolcu, 2,5 milyon TIR, 5,5 milyon taşıt geçiyor” diye konuştu. 39 TIRSAN VE HASSOY’dan Büyük İşbirliği Sektörün lideri TIRSAN ile Mercedes Benz bayiliğini 1972 yılından bu yana etkin ve kaliteli hizmet ile sürdüren Hassoy Motorlu Vasıtalar, imzaladıkları bayilik anlaşması vesilesi ile Hopa’da düzenledikleri davette nakliye firmalarının yetkilileriyle bir araya geldiler. Hopa Peronti Hotel’de düzenlenen akşam yemeğinde konuşma yapan TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve Hassoy Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Ulusoy, yıllardır süren dostluklarından bahsederek, yaptıkları bu işbirliğinin sektör açısından örnek gösterilmesi gerektiğini konuşmalarında belirttiler. TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “TIRSAN ve Mercedes olarak iki lider markanın yan yana gelmesini Karadeniz Bölgesi için büyük avantaj sunacak bir işbirliği olarak değerlendiriyorum. Tecrübelerimizi, bu bölgeye sağlayabileceğimiz fayda için kullanacağımızdan da ayrıca büyük mutluluk duyuyorum.” dedi. 2023 ihracat hedefi olan 500 milyar dolara ulaşmak için asıl büyüme potansiyelinin olduğu bölgeleri Orta Asya, Gürcistan ve Rusya olarak belirten Nuhoğlu: “Bu bölgelerin her noktası bizim için çok önemlidir ve ihracat hedefinin yüzde 40’ı yine kara yolu taşımacıları ile taşınacaktır. Bu sebeple herkesin birey olarak üstlendiği rolün önemini anlaması gerekmektedir. Bizler de buna katkı sağlamak amacıyla bundan sonra TIRSAN ve Mercedes olarak müşterilerimize kusursuz hizmeti sunacak olmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Gelecek işbirliklerimizde sizlerle beraber olmak dileğiyle saygılarımı iletiyorum” diyerek konuşmasını noktaladı. Hassoy Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Ulusoy ise Nuhoğlu ailesiyle uzun yıllara dayanan dostluklarının olduğunu samimi bir şekilde belirterek, bu birlikteliğin tüm Karadenizlilere ve bölgede faaliyet gösteren tüm nakliye firmalarına hayırlı olması temennisinde bulundu. Eylül 2013 40 LOJİSTİK Koçsistem ve Arçelik lojistik için “Bulut” İnşa edecek KoçSistem lojistik sektörü için tüm bilgilerin tek merkezde toplandığı ve paylaşıldığı bir “Bulut” inşa edecek. Buraya lojistik sektörüne yönelik hizmetleri bulunan Bulut Bilişim temelli tüm yazılımlar aktarabilecek. Aynı Bulut üzerinden bilgiler; güvenli, gizli ve doğru şekilde ulaştırılabilecek. Avrupa Birliği lojistik ve taşımacılık sektörünü yeniden tasarlamak için çalışıyor. Bunun için Bulut Bilişim Temelli İş Uygulaması Palatformu geliştirilecek. Projeyi Türkiye’den KoçSistem ve Arçelik yürütecek. Arçelik A.Ş. Tedarik Zinciri Direktörü Ahmet İhsan Ceylan projenin ana hedefinin lojistik süreçlerindeki izlenebilirlik, tedarik zincirlerinde firmalar arasındaki bilgi akışı ve işbirliğinin artırılması gibi unsurların tamamını kapsayacak çözüm ve sistemlerin oluşturulması olduğunu söyledi. AB girişimi kapsamında, geleceğin tarım ile uluslararası lojistik ve taşımacılık altyapısının oluşturulması adına yürütülen FIspace projesi için oluşturulan yıldızlar ekibinde Türkiye’den sadece KoçSistem ve Arçelik yer aldı. Sistem dünya lojistik ve taşımacılık sektörünü yeniden tasarlamayı hedefliyor. ’Geleceğin İnterneti Kamu-Özel Sektör Ortaklığı’ (Future Internet PPP) programı kapsamında yürütülen ve 2013 yılının başında, 24 aylık ilk fazı tamamlanan taşımacılık ve lojistik projesi FInest, ikinci fazına geçerken, tarım ve gıda alanındaki diğer ArGe projesi ‘SmartAgriFood’ ile birleşti. Böylece projenin kapsamı genişletildi yeni adı FISpace oldu. İlk fazı yaklaşık 8 milyon Euro olan projenin ikinci fazda bütçesi 20 milyon Euro’ya çıktı. Bu bütçenin 13,5 milyon Euro’luk kısmını Avrupa Komisyonu karşılıyor. 24 ay gibi bir sürede tamamlanması planlanan proje ile geleceğin tarım, lojistik ve taşımacılık altyapısının oluşturulması ve internet esaslı esnek, kolay erişilebilir olan ‘Bulut Temelli İş Uygulaması Platformu’nun geliştirilmesi amaçlanıyor. FIspace’in temel hedefi ise geleceğin Eylül 2013 internet ortamında uluslararası pazarda tarım, gıda, lojistik ve taşımacılık operasyonlarının planlanması, dünya çapında tedarik zincirinin en önemli ve en karmaşık alanı olan depolama ve taşıma faaliyetlerinin optimize edilmesi ile ülke ekonomilerinde önemli yer teşkil eden küresel işletmelerin maliyetle- rinin azaltılarak rekabet gücünün artırılması olarak özetleniyor. Arçelik A.Ş. Tedarik Zinciri Direktörü Ahmet İhsan Ceylan, KoçSistem ArGe ve İş Uygulamaları Danışmanlık Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu ve Proje Koordinatörü Dr. Sjaak Wolfert, FIspace hakkında bilgi verdi. 41 Ceylan: “Lojistik en önemli üstünlük” da bu büyük organizasyonun kusursuz bir şekilde işlemesini sağlayacak tedarik zinciri yönetimi ve lojistik sistemleri kurmak ve yönetmek bizim en önemli üstünlüğümüz” dedi. Tüm Süreçleri Kapsayacak Bir Proje Ahmet İhsan Ceylan, 100’den fazla ülkeye satış yapan bir şirket olduklarını söyleyerek, Türkiye’de 200 bin araç hareketini yönettiklerini belirtti. Ceylan “Bu anlamda; lojistik sistemindeki verimlilik ve etkinlik, işimizde son derece önemli bir başarı kriteri. Temel vizyonumuza uygun olarak bir yandan sürdürülebilirlik ilkelerine uyumlu, diğer yandan Projenin ana hedeflerinin lojistik süreçlerindeki izlenebilirlik, tedarik zincirlerinde firmalar arasındaki bilgi akışı ve işbirliğinin artırılması gibi unsurların tamamını kapsayacak çözüm ve sistemlerin oluşturulması olduğunu hatırlatan Ahmet İhsan Ceylan, bu projenin iş ortaklarından biri olan Arçelik’in; Avrupa’nın ileri seviyede çözüm üreten şirketleri, enstitüler, araştırma merkezleri ve üniversitelerinin araştırmacıları ile ortak proje yürütmesinin önemine dikkat çekti. FIspace Projesi’nin Türkiye’den iki, Avrupa’dan ise 28 iş ortağından biri olmanın Arçelik adına önemli bir sorumluluk ve fırsat olduğunu belirten Ahmet İhsan Ceylan, “Bu projenin bir parçası olarak kendi spesifik ihtiyaçlarımıza da çözüm sunabilecek uluslararası bir standardın ortaya çıkmasına katkıda bulunacak olmak- tan son derece memnunuz. Arçelik, 20 yılı aşkın bir süredir yapılandırdığı ve büyük yatırım yaptığı Ar-Ge organizasyonu ile hem kendi sektöründe ve hem de global iş dünyasında parmakla gösterilen şirketlerden biri. Avrupa’nın rekabet gücüne katkıda bulunacak bir projeye dahil olarak, Ar-Ge altyapımız ve deneyimimizden aldığımız güçle tüm Avrupa’yı ilgilendiren bir sistemin oluşturulmasına katkıda bulunuyoruz” diye konuştu. Projenin, Arçelik’in üretici, ihracatçı ve perakendeci kimliklerinin tümüne doğrudan ve dolaylı olarak katkı sağlayacağını belirten Ceylan, “Özellikle ihracat ve ithalat süreçlerinin internet ortamında ve tüm lojistik aktivitelerinin entegre olduğu sistemlerden takip edilmesi adına bu projenin çıktıları bize hem süreç hem operasyonel hem de insan kaynağı planlaması açısından önemli katkıda bulunacaktır. Ayrıca internet ortamında online ve tam zamanında bilgilendirme ile müşteri memnuniyeti artırma, zamanında ve minimum hatalı hammadde tedariki de bu projeden beklentilerimiz arasında” dedi. Ömer Özgür Çetinoğlu: “KoçSistem ana mimariyi oluşturacak” KoçSistem Ar-Ge ve İş Uygulamaları Danışmanlık Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu, “Yeni dünyanın lojistik süreç tasarımı ortaya çıkacaktır” dediği FIspace projesinde, temel alınan teknolojilerin bulut bilişim ve Internet of Things olduğunu, bu alanlarda uzman dünyanın sayılı şirketleri arasında yer alan KoçSistem’in de bu nedenle proje ekibinde yer aldığını söyledi. Projenin ilk fazında KoçSistem’in, sistem mimarisi ve teknoloji altyapısının tasarlanmasına yönelik doğrudan rol oynadığına dikkat çeken Çetinoğlu, ikinci fazı ile birlikte sorumluluklarının da arttığına işaret ederek konuşmasını şu sözleri ile sürdürdü: “KoçSistem olarak mimari tasarım başta olmak üzere bulut barındırma, ‘Güvenlik/Gizlilik/ Bilginin Doğruluğu’ alanlarındaki hemen her iş paketinde yer alıyoruz. Bulut ve üzerinde bulunan kurumsal uygulamalar ve kurumsal verilerin güvenliğinin projedeki en öncelikli konular ara- sında yer aldığını ve bu nedenle KoçSistem olarak projede kilit roller üstlendiğimizi gururla söyleyebilirim.” Çetinoğlu KoçSistem’in ayrıca, erişimden başlayarak her adımda uçtan uca güvenlik mekanizmalarının son kullanıcıya ek efor gerektirmeden kurgulanması, platforma ek uygulamaların geliştirilmesi gibi alanlarda da liderliğini üstlendiği iş paketlerinin bulunduğunu belirtti. Bunların dışında ayrıca, IBM Research Lab ile birlikte FI-Ware mimarisi ile paralel hazırladıkları “Cloud Hosting” platformunun, KoçSistem Veri Merkezi’nde yapılandırıyor olmalarının da KoçSistem adına önemli bir sorumluluk olduğunu söyledi. “Bulut üzerinden verilen ilk kurumsal iş süreçleri entegrasyonu bu proje ile hayata geçirilecek” “Dünyada kurumsal iş süreçlerine hizmet edecek yazılımların sayısı çok az. KoçSistem’in de yer aldığı iş paketi içindeki kurumsal iş süreçleri enEylül 2013 42 LOJİSTİK tegrasyonu, ilk kez bu projede bulut üzerinden verilecek” diyen Çetinoğlu konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “FIspace’in bizim yer aldığımız kısmında, geleceğin lojistik ERP altyapısı bulut temelli tasarlanıyor. Birçok şirket tasarlanan bu ortama kendi yazılımlarını koyabilecek. Bunu “application store” mantığıyla düşünebilirsiniz. İhtiyaca göre şirketler buradaki yazılımları indirip kullanabilecekler. Gerçekleşen proje planlama toplantısında, tüm dünyadaki yazılım şirketlerine, belirlenen standartlara uyumlu yazılımlar geliştirmeleri çağrısı yapıldı. Bunun ülkemiz adına önemi ise şudur: Projenin mevcut geliştirme platformunun KoçSistem tarafından sağlanması; yapılan çağrı sonucu sunacağı projelerin değerlendirilmesinde Türk şir- ketlerine önemli avantajlar sağlayacağı gibi, Türk yazılım enstitüsünün küresel çapta önemli fırsatlar yakalamasına da katkıda bulunacaktır. Bu alanda ülkemizin de öncü rolde olmasını arzuluyoruz.” Çetinoğlu FIspace Platformu ile inşa edilecek uygulamaların; sadece taşımacılık, lojistik ve akıllı tarım alanlarında değil, diğer endüstri kollarının tümünde devrim yaratacak olan ‘İş Dünyasının Kurumsal Sosyal Ağ’ının omurgasını oluşturacak büyüklükte ve önemde olduğunu aktırdı. Proje Koordinatörü Dr. Sjaak Wolfert: “Proje tamamlandığında, taşımacılık ve lojistik sektörü yeni bir sözlüğe ve baştan yaratılmış bir organizasyon yapısına sahip olacak” rulamayı amaçlıyoruz” diyen Proje Koordinatörü Dr. Sjaak Wolfert ise proje tamamlandığında lojistik ve ulaşım sektörünün, yeni bir sözlüğe ve baştan yaratılmış bir organizasyon yapısına sahip olacağını söyledi. Maliyetler Düşecek “FIspace ile tarım, taşımacılık ve lojistik sektörlerine ilişkin kullanım senaryoları üzerinde odaklanarak, ortak çalışmaya dayalı iş ağlarından doğan zorlayıcı sorunları çözmeye yönelik, ‘Geleceğinİnternetiyle-etkinleştirilecek’ çözümler geliştirmeyi ve bu çözüm yollarını doğEylül 2013 Dr. Wolfert konuşmasını şu sözleri ile sürdürdü: “Proje devreye girdiğinde, sektör yapısı yeniden şekillenirken verimlilik esasıyla, daha çevik ve esnek bir yapı kurulmuş olacak. Erişim ve iletişim sorunları da ortadan kalkacak. FIspace ile aynı zamanda, maliyetler azaltılacak, sektör şirketleri tamamen kendi ana işlerine odaklanacak. Diğer taraftan sektörün sebep olduğu sera gazı salımı oranı önemli miktarlarda düşürülürken insan kaynağı yapısı ve çalışanların görev tanımları da değişecek.” Projenin önemine işaret eden bilgiler de paylaşan Dr. Sjaak Wolfert şu açıklamalarda bulundu: “Kara-DenizHavayolu ile yapılan yük taşımacılığının, Avrupa Birliği içindeki toplam hacmi yıllık 525 Milyar Euro’dur. Diğer taraftan AB’nin gayrisafi gelirlerinin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan bu sektör, karbon emisyonlarının da neredeyse yüzde 15’ini oluşturuyor. FIspace projesi ile tasarlanacak yeni yapının, sektördeki kapasite kullanımını yüzde 200’lere varan oranlarda artırırken, taşımacılık faaliyetlerinden kaynaklanan karbon emisyonunu ise yüzde 10-15 oranında düşürmesi bekleniyor.” Akıllı tarım konusuna da değinen Dr. Wolfert, tarladan, tüketime kadar olan yolculuğu esnasında gıda ürünlerinin yüzde ellisinin çöpe gittiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Avrupa Birliği içinde gıda ürünlerinin toplam hacmi yıllık 955 Milyar Avro ile gayrisafi gelirlerin yüzde 30’unu oluşturuyor. FIspace projesi ile ise sadece çöpe giden ürünlerden yüzde 30-60 arası tasarruf sağlanması hedefleniyor.” Dr. Sjaak Wolfert tüm bu rakamların toplamında FIspace’in, AB ölçeğinde, yıllık, 1,5 Trilyon Avro’luk alanda, yüzde 15-30 verimlilik ile karbon emisyonlarında yüzde 10-15 oranında bir düşüş sağlayacağını, bu nedenle projenin direkt olarak etkileyecek yöntem ve çözümleri adreslemesi açısından AB tarafından değerli bulunduğunu söyledi. 43 2 milyar dolar ihracat hedefine TİM desteği... AYSAF, ayakkabı yan sanayi sektörünün ihracat hedefini büyüttü! 2 milyar dolar ihracat hedefine Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nden destek geldi… sektör ihracatına büyük bir ivme kazandırdığını hatırlatarak, “Yılda iki kez düzenlenen AYSAF, ayakkabı yan sanayi ihracatına büyük destek sağlıyor. Bahar döneminde yapılan 49.AYSAF fuarının da desteğiyle ayakkabı aksamındaki ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35 oranında artış gösterdi. İthalatta ise yüzde 12’lik bir azalma oldu. Bu umut verici rakamlar da bizim 2023 ihracat hedefimizi revize ettirdi. Ayakkabı sektörü olarak 2023 yılında 2 milyar dolar ihracatı görebileceğimize inanıyoruz” dedi. 25.yılını kutlayan Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı (AYSAF)’nın 50.si CNR EXPO İstanbul’da 18-21 Eylül 2013 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Organizasyonda önemli iş bağlantıları kuran sektör temsilcileri, ayakkabı endüstrisinin 2023 yılı için 1,5 milyar dolarlık ihracat hedefini 2 milyar dolara çıkardı. Yeni İhracat Hedefi Oldukça Gerçekçi Sektörün revize ihracat hedefine Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’den de destek geldi. Son 10 yılda ayakkabı sektörünün ihracatını 131 milyon dolardan, 552 milyon dolara yükselttiğine dikkat çeken Mehmet Büyükekşi, “Sektörümüz bu yılın ilk 8 ayında ihracatını yüzde 27 artırarak 480 milyon dolara çıkardı. Sektör, 2023 yılında hedeflediği 1,5 milyar dolarlık ihracatı 2 milyar dolara taşımayı planlıyor. Biz bu hedefin oldukça gerçekçi olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. Ayakkabı yan sanayinin, başta İstanbul olmak üzere, İzmir, Ege Bölgesi, Konya ve Gaziantep’te yoğunlaştığını belirten Büyükekşi, “Sektör, emek yoğun yapısı ile Türkiye’nin istihdamına büyük katkı sağlıyor. Yan sanayinin ge- lişmesi ve verimliliğinin artması, tüm sektörün rekabetçiliğini geliştirecektir. AYSAF, Batı Asya, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa üçgeninde stratejik bir öneme sahip. AYSAF, bu coğrafyadaki en büyük uluslararası ayakkabı yan sanayi fuarıdır. Ayakkabı yan sanayi fuarı, ayakkabı sektörünün 2023 hedeflerine sıçrayışında büyük katkı sağlayacak” ifadesini kullandı. AYSAF’tan Yüzde 20 İhracat Desteği CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel, AYSAF Fuarı’nın ziyaretçi rakamları ile ilgili şu bilgileri verdi: “Fuarda 26 bin ziyaretçi iş görüşmelerinde bulundu.Yurt dışından 43 ülkeden gelen yabancı ziyaretçiler önemli iş bağlantıları kurdular. Fuarın ziyaretçi ülkelerinde Ukrayna, İran, Rusya, Tunus, Bulgaristan, Sırbistan, Lübnan ve Romanya öne çıktı. AYSAF’ın ayakkabı yan sanayi ihracatına yüzde 20 civarında katkı sağladığını düşünüyoruz”. 2023 Yılında 2 Milyar Dolar İhracat Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Tan Erdoğdu da AYSAF’ın TİM’den Büyük Destek Ayakkabı sektörünün 2023 yılına ilişkin 5 milyar dolarlık ihracat hedefine, 1,5 milyar dolar destek sağlamayı hedefleyen ayakkabı yan sanayi sektörü, AYSAF Fuarı’nda ihracat hedefini büyüttü. 2023 yılında ihracat hedefini 2 milyar dolara çıkarmayı planlayan ayakkabı sektörüne TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’den de destek geldi. Eylül 2013 44 TİCARİ ARAÇ Kiralamaya ilgi artıyor, Sektörde kiralık araç sayısı 3 bin olacak İşletmeleri önemli giderlerden kurtaran ve işe odaklanmalarını sağlayan ‘Ford Trucks Kiralama Hizmeti’, kısa sürede büyük ilgi gördü. Ford Otosan Kamyon Operasyonları Grup Müdürü Emrah Duman, “Firmalara büyük avantaj sağlayan kiralama sektörünün hızla büyümesini bekliyoruz” dedi. Ford Otosan, tarafından mayıs ayında faaliyete geçirilen Ford Trucks Kiralama Hizmeti müşterilerine çekici kiralama hizmeti vermeye devam ediyor. Araç kiralama işinde önemli bir tecrübeye sahip Avis işbirliği ile oluşturulan Ford Trucks Kiralama markası ile gücüne güç katan Ford Trucks’ın kiralama hizmetini kullanan firmalar; araçların bakım ve plaka masrafları, muayene ve sigorta ücretleri, motorlu taşıtlar vergisi ile finansman giderlerinden kazanç sağlarken; tam kapsamlı kasko, full garanti paketi ve Filobil – Filo yönetim sistemi güvencesiyle komple çözüme sahip olarak, işlerine daha fazla odaklanabiliyor. 0 km araçlarla 12 aydan 47 aya kadar uzun dönem kiralama seçeneği esnekliği sunan Ford Trucks; kullanılmış araçları ise süre kısıtlaması olmaksızın kısa dönem kiraya veriyor. Duman: Kiralama sektörü 2016’da 3 Bine Ulaşacak! Ford Otosan Kamyon Operasyonları Grup Müdürü Emrah Duman, ağır ticari kiralama sektörünün aynı binek araç kiralama sektörü gibi hızla büyüyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sür- Eylül 2013 dürdü: “Araç alımına ayrılan sermayenin işletme sermayesi olarak kullanılabilmesi şirketlere hızlı büyüme imkanı veriyor ve kredi limitlerinin açık kalmasını sağlıyor. Kiralama modeli özellikle, bir iki yıllık dönemsel ihale alan şirketlere büyük avantaj sağlıyor. Sistem; özsermaye ve finansal kaynakları araca değil işe yönlendirme, kredi li- mitini doldurmama, kiralama faturasını ay bazında gider gösterebilme, personel masraflarının azalması, öngörülemeyen masrafların sıfırlanması gibi avantajlar sunuyor. Dolayısıyla; bu sektörün hızla büyümesini ve yıllık kiralama adetlerinin kısa vadede bin 500, 2016’da ise 3 bin adete ulaşmasını bekliyoruz.” 45 Mustafa Sever; Yurt dışında lojistik merkezler kuruyoruz Ekonomi Bakanı Yardımcısı Mustafa Sever, lojistiğin küresel rekabette başlı başına bir politika aracı haline geldiğini belirterek Çin, Rusya, ABD, Brezilya ve Sahraaltı Afrika’da lojistik merkez kurma çalışmalarını başlattık” dedi. Ulusal ve uluslararası 150 küresel şirketin katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilen Uluslararası Tedarik Zinciri Zirvesi (ISCSI) 2013’ün açılışı’nda konuşan Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, lojistik sektörünün küresel rekabette anahtarı konumuna geldiğini belirterek, “2011 yılında başlayan Suriye’deki iç savaş nedeniyle, Suriye transit geçişleri kapanmadan önce bakanlığımız inisiyatifi ile çalışmalar başlatarak Mısır üzerinden Körfez ülkelerine ulaşımı sağlayan Türkiye-Mısır-Körfez Ro-Ro hattını açtık” dedi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmak için lojistiğin büyük önem kazandığına dikkat çeken Sever, “Üretim tek başına yeterli değildir. Lojistik günümüzde pazara giriş stratejilerinin belirlenmesinde, üretim ve ihracat fiyatlarının tespitinde, küresel ticaretteki rekabet savaşının kazanılmasında başlı başına bir politika aracı durumuna gelmiştir” diye konuştu. Türkiye’nin 2023 yılı hedefleri çok net bir şekilde belirlendiğini söyleyen Sever, “Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak, milli gelirimizi 2 trilyon dolara, kişi başına düşen gelirimizi 25 bin dolara çıkarmak, mal ihracatımızı 500 milyar dolara, hizmet ihracatımızı ise 150 milyar dolara yükseltmek bu hedefler arasında yer almaktadır” dedi. Sever, bunun için ekonominin tüm paydaşlarının uyum içinde hareket etmesi, üretim, ihracat, ithalat ve özellikle lojistik sektörleri arasındaki koordinasyonun eksiksiz bir şekilde tesis edilmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye 4 Kıtada Lojistik Üssü Açıyor Ekonomi Bakanlığı olarak yurt dışında lojistik merkezleri kurma çalışmaları yürüttüklerini söyleyen Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever şunları söyledi: “Çin, Rusya, ABD, Brezilya ve Sahraaltı Afrika’da lojistik merkezler kurulması amacıyla çalışmalarımız başlattık. Yine Bakanlığımız tarafından, ihracatçılarımıza yeni ihracat güzergâhları oluşturulması yönündeki çalışmalarımız sürdürülmektedir.” Eylül 2013 46 ŞİRKETLERDEN TIRSAN ve Başer Otomotiv’den Önemli İşbirliği TIRSAN ve Başer Otomotiv önemli bir iş ve güç birliğine imza attı. Başer Otomotiv yenilenen Gölbaşı’ndaki 4S konseptli tesisinde Tırsan ürünlerine hizmet verecek. Tırsan, ticari araç sektörünün önemli kuruluşlarından Başer Otomotiv ile beraber Ankara ili ve çevresinde faaliyet gösteren önemli nakliye firmalarının yetkilileriyle Başer Otomotiv’in 4S konseptiyle yenilenen Gölbaşı’ndaki tesisinde bir araya geldi. Tırsan ve Başer Otomotiv arasında yapılan anlaşma ile Tırsan ürünlerine Ankara ve çevresinde Başer Otomotiv aracılığı ile daha rahat ulaşılabilecek. Törende bir konuşma yapan Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Başer Ailesi bu sektörde hem duruşuyla hem de müşteri memnuniyetiyle sektörün en önemli kuruluşlarından birisi olmuştur. Değişen ticari koşullara uygun olarak yeniden yapılanması ve müşteri ihtiyaçlarına daha donanımlı cevap verebilecek şekilde yeni tesisler ile sektöre hizmet vermesi iş azminin çok önemli bir göstergesidir” dedi. Nuhoğlu, rekabetin iyice kızıştığını belirterek bu rekabet ortamında bir adım önde olabilmek için ‘müşteri odaklı düşünmek’ ve ‘müşteri memnuniyetine önem vermek’ gerektiğini ifade etti. Tırsan ve Başer Otomotiv işbirliği ile bölge müşterilerinin kazanacağını söyleyen Çetin Nuhoğlu, “Müşterilerimize finansmandan ikinci el araca, hatta kiralamaya kadar her şeyi sunabilmenin önemli olduğunu biliyoruz. Tırsan olarak Ford bayisi Başer Otomotiv ile bu bölgede önemli başarılara imza atacağız. Hem Ford hem de Tırsan ailesi olarak müşterilerimizin bize ulaşabileceği Eylül 2013 konumda olmaya çok önem veriyoruz. Bu birlikteliğin sektör için çok önemli bir birliktelik olduğunu belirterek, işbirliğimizin hayırlı olmasını dilerim” dedi. Gerek uluslararası gerekse yurt içi taşımacılığın giderek daha zor şartlarda yapıldığını ve rekabetin zorlaştığını vurgulayan Nuhoğlu, “Ürünü üretiyor ve satıyorsanız ürününüzün arkasında durduğunuzu müşterilerinize göstermeniz gerekiyor. Bunu en iyi şekilde ürünle beraber sunduğunuz hizmetlerle sağlarsınız. Biz de giderek artan rekabette mücadele veren müşterilerimizin memnuniyetine odaklı hizmetler sunmaya devam ediyoruz” dedi. Nuhoğlu, rekabet koşullarının kızıştığı bir ortamda müşterileri desteklediklerini ve müşterilerin yanında olduklarını da sözlerine ekledi. Kokteyl sonrası gerçekleşen imza töreninde konuşma yapan Başer Otomotiv Genel Müdürü Veysel Başer, “Ford Otosan bayileri arasında ağır ticari araç segmentinde 9 yıldır lideriz. Zirvede kalmanın temelinde mutlu müşteri tablosunun yattığına inanıyoruz. Müşteri ve hizmet kalitemizi daha üst seviyeye çıkarmak hedefiyle tesisimizi teknolojik ekipmanlar ile donatarak, bu yeni yapılanma ile birlikte eskiden ayrı ayrı yürütülen satış, servis, yedek parça, ikinci el hizmetlerini birleştirdik. Bugün de hizmetlerimize bir yenisini ekleyerek treyler sektöründe lider Tırsan ile imza töreni için toplanmış bulunuyoruz. Artık çekici müşterilerimize Tırsan treyler ürünlerini de aynı noktada sunacak olmanın gururunu yaşıyoruz. Kalitesi ve müşteri memnuniyeti ile kendini ispat etmiş lider marka TIRSAN ile yapmış olduğumuz bu anlaşma ile daha da güçleneceğiz ve müşterimize daha da kapsamlı hizmet vereceğiz.” dedi. Başer Otomotiv Satış Sonrası Hizmetler Müdürü (SSH) Mustafa Danacı ve Satış Sonrası Hizmetler Koordinatörü Mustafa Yılmaz, Başer Otomotiv Gölbaşı şubesinin 7 bin 500 metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 25 bin metrekare alan üzerine kurulduğunu belirterek, 60 personel ile ağır ticari araç müşterilerine hizmet verdiklerini ifade etti. Müşteri memnuniyetine önem verdiklerinin altını çizen Danacı, “Mevcut yedek parça stoklarımıza ilave olarak Tırsan için de yedek parça deposu oluşturduk. Bu konudaki hedefimiz müşterimizin sorununu en kısa sürede çözerek servisten mutlu ayrılmasını sağlamak. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. İlk Teslimatlar Nurol İnşaat ve Kılıçoğlu Alçı Taşımacılık Firmalarına Yapıldı. 47 Yenilenen Sistem ile Transportx.com’da Araç ve Yük Bulmak Artık Çok Kolay! Lojistik sektörüne yepyeni bir anlayış getiren Transportx.com, hızla artan üye sayısıyla ve yapılan güncellemelerle sektöre daha da hız kazandırmaya devam ediyor. Kullanıcılarına daha kolay kullanım imkânı veren yeni sistem eylül ayında hizmete girdi. ‘Online Nakliye Platformu’ Transportx. com lojistik sektörüne çözümler sunmaya devam ediyor. Yük ve araç bulmayı online bir platformda buluşturma anlayışı ile yola çıkan Transportx.com, lojistik sektörünün tüm taraflarına hizmet veriyor. Transportx.com ile ilgili her şeyi Proje Koordinatörü Burcu Özduygu ile konuştuk. Transportx.com hakkında bilgi verir misiniz? Transportx.com olarak lojistik sektörünün taraflarına hizmet veriyoruz. Yük ve araç bulmayı online bir platformda toplayarak, geçtiğimiz Aralık ayında yola çıktık. Amacımız, yükveren ve nakliyeciye aracısız bir şekilde buluşturmak. Bu amaçla sistemde, online olarak araç arama hizmeti sunuyoruz. Yükveren, yükünün kriterlerine göre bir arama yaparak, nakliye firmalarının fiyatlı bir listesine ulaşıyor ve tek bir tıkla iletişim kurabiliyor. Sistemi daha da kullanışlı hale getirmek için birtakım güncellemeler yaptık. Yaptığımız bu güncellemeler, Eylül ayı itibariyle tamamlandı. Navlun Bedellerini İstedikleri Zaman Tek Bir Tık İle Değiştirebilecekler Yeni sistemde neler olacak, lojistikçileri ne gibi yenilikler bekliyor? Yeni sistem ile birlikte, nakliye firmaları, ortalama navlun bedellerini daha basit bir şekilde sisteme ekleyebilecek. Navlun bedellerini ise istedikleri zaman tek bir tık ile değiştirebilecekler. Firmaların kendilerine ait profil sayfaları olacak ve firmaları hakkında istedikleri bilgiyi orada yazabilecekler. Yeni sistemde sadece TL mi geçerli olacak? Yaptığımız güncellemeler ile birlikte Transportx.com’da artık para birimi de seçmek mümkün. Mevcut sistemde üyelerimiz sadece ‘Türk Lirası’ üzerinden navlun bedeli girebilirken, yeni sistem ile beraber Euro ve Amerikan Doları olarak da navlun bedelleri ekleyebilecekler. Yükveren firma olan üyelerimiz ise, istediği para biriminde navlun bedelini görüntüleyebilecek. Sistem şu anda Türkçe olarak hizmet veriyor. Farklı dil seçeneği de olacak mı? Üyelerimizin bir kısmı yurtdışından nakliye ve ithalat/ihracat firmaları olduğu için İngilizce dil seçeneğini de ekledik. Sistem şu anda hem Türkçe hem de İngilizce olarak hizmet veriyor. Nakliye Firmalarına Boş Dönüşlerinde de Yük Bulma İmkanı Sağlıyor Boş dönüşler için de yük bulma uygulamanız olduğunu biliyorum. Konuyu açar mısınız? Nakliye firmaları kendilerine özel ‘Sefer Takvimi’ sekmesinden, planlı seferleri ekleyerek, seferlerinin boş dönüşlerinde de yük bulma imkânı elde edebiliyorlar. Böylece nakliye firmaları ekstra kazanç elde ederken, yükveren firmalar ise daha az maliyetle yüklerini taşıtma fırsatını yakalayabiliyorlar. Kullanıcılar ayrıca sistem üzerinden parsiyel yük ve araç da bulabiliyor. Bununla beraber sistemde yükveren üyelerimiz, ADR/ Proje Taşıma’ ve ‘Konuma Göre Araç Arama’ seçeneklerinde de araç arama yapabiliyorlar. Sistemde şu anda ne kadar üyeniz ve aracınız bulunuyor? Sistemimizde şu anda 600’ü aşkın, nakliye firması, yükveren firma ve forwarder bulunuyor. Nakliye firmaların hepsi, yurtiçi çalışıyorsa K1/K2, uluslararası çalı- şıyorsa C1/C2 yetki belgesine sahip. Forwarderlar ise, R1/R2 yetki belgesine sahipler ya da en az 6 aydır sektörde faaliyet gösteren Utikad üyesi firmalar. Araç sayımız ise şu anda 3 bin 500’ü aşmış durumda. Üye olmak için ne yapmak gerekiyor peki? Yeni bir sistem olduğumuz için şu anda üyelikler ücretsiz. Şahıs üyeliklerini kabul etmiyoruz, sadece firmalar üyelik başvurusunda bulunabiliyor. Üyelik başvurusu bulunan firmalar aranıyor, iletişim bilgileri doğrulanıyor. Nakliye ve forwarder firmaların sistemin güvenilir kalması için birtakım yetki belgelerine sahip olması gerekiyor. Akabinde araç girişleri ve çalıştığı ülkeler/ şehirler ve ortalama navlun bedelleri kaydedilerek sistemde aktif hale getiriliyor. Yükveren firmaları ise, kayıt esnasında verdiği bilgileri doğruluyor ve üyelik başvurularını onaylıyoruz. Eylül 2013 48 HİZMET ALAN Lojistik Firmalarına Büyük Görev ve Sorumluluk Düşüyor Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, Türkiye’de ihracatın arttığını belirterek, ihracatın gelişmesinden lojistik firmalarına büyük iş düştüğünü söylüyor. Türkiye mobilya sektörü, ülkemiz ekonomisine katma değer sunan sektörlerden biri. Her sektörde olduğu gibi mobilya sektöründe de sorunlar var… Türkiye mobilya sektörü modayı takip etmiyor, aynı zamanda modaya yön de veriyor. Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, “Tosunoğulları A.Ş.’nin 1980 yılından bugüne uzanan deneyimiyle 1997 yılında kurulan Bürotime olarak fonksiyonel tasarımlarımız ve üstün kalitemizle ofis mobilyalarının lider markasıyız. Sahip olduğumuz global vizyon, girişimci ruh ve dinamizm ile geleceğin ofislerini bugünden tasarlamayı amaçlıyoruz. Çalışma hayatını kolaylaştırma, işin önündeki engelleri ortadan kaldırma, işyerinde verimi artırma ve çekici ofis mobilyaları üretme vizyonuyla ilerleyerek, güvenilir, tasarımda öncü, çok işlevli, insan sağlığına duyarlı, ergonomik ve çevreci ürünlerimizle sektörde liderliği koruyoruz. Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan üretim tesisimiz 70 bin metrekare kapalı alan olmak üzere toplamda 140 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu. Konya’daki üretim tesisimizdeki çalışan sayımız ise, 50’si beyaz yaka, 450’si mavi yaka olmak üzere toplam 500 kişi. Tesisimiz, günde 750 adet koltuk, bin 500 adet ünite mobilya olarak toplamda 2 bin adetin üzerinde ürün üretme kapasitesine sahip, yıllık ise 350 bine yakın adet ürün üretme kapasitesi bulunuyor” diyor. 2 Bini Aşkın Ürün Çeşitliliğiyle Türkiye’nin En Büyük Ofis Mobilyası Üreticisi “Bugün Bürotime, 2 bini aşkın ürün çeşitliliği ile Türkiye’nin en büyük ofis mobilyası üreticisi” diyen Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, “Bir dünya markası olma yolunda ilerliyoruz. Bu hedef doğrultusunda tasarım çalışmalarını önem ve Eylül 2013 özenle yürütüyoruz. ‘İşi kolaylaştırma’ vaadiyle dünyadaki tasarım trendlerini yakından takip eden ve ofis yaşamını keyifli, konforlu ve kolay hale getirmeyi amaçlayan ürünler üretiyoruz. Yaratıcı, yenilikçi bir tasarım ekibine sahibiz. Tasarımcılarımızın işlevsellik ve insana değer veren öğeleri dikkate alarak ortaya koyduğu çalışmalar bizi hep bir adım yukarı taşıyor. Bireysel ve kolektif çalışma alanlarına en yaratıcı ve en yenilikçi çözümleri sunuyoruz. Bürotime olarak sektörümüzde lider konumdayız. Sektörümüzün en yaygın satış kanalına sahip, en çok ihracat yapan ve en hızlı teslimat yapan firmasıyız. Bürotime etiketli ofis mobilya ürünleri Türkiye genelindeki 70 bayi ve yurt dışındaki 40 ülkedeki bayiler aracılığıyla tüketicilerle buluşuyor” ifadesini kullanıyor. Tosunoğlu, “Bürotime olarak üzerinde durduğumuz en önemli husus, özellikle günün büyük bir kısmını ofiste ve masa başında oturarak geçiren çalışanların konforudur. Ofiste geçirilen zamanın kalitesi tasarlanan ürünlerin ergonomisi ile direkt ilgilidir. Bürotime olarak biz ürünlerimizde ergonomi kriterini ön planda tutuyoruz. İnanıyoruz ki ergonomi göz önünde bulundurularak üretilen bir ürün, ofis çalışanlarının gün sonunda daha sağlıklı bir şekilde ofisten ayrılmalarını sağlar. Bu da kişinin işte geçirdiği zaman içerisinde minimum yorulmasını, minimum yıpranmasını ve maksimum verim elde etmesini sağlayacaktır. Böylelikle kişi genel olarak daha dinamik ve sağlıklı hissedecektir. Bu nedenle Bürotime tasarım ekibi, çalışan performansı ve insan sağlığının paralel ilerlediğine inanmaktadır. Dolayısı ile ofis mobilyalarında oluşturmuş olduğumuz veya oluşturacağımız çözümleri bu ana hatlar üzerinde düşünmekteyiz” diyor. Geçtiğimiz aylarda dünyanın en büyük mobilya fuarlarından Uluslararası Ofis Yönetim ve İç Tasarım Fuarı- Orgatec 2012’ye katılarak hem günümüz mobilya trendlerini yakından gözlemleme hem de bu trendlere uygun ürünleri uluslararası zi- yaretçilerle paylaşma fırsatı bulduklarını kaydeden Tosunoğlu,. Bürotime markalı ürünler arasında en çok ilgiyi Stripe, Dem Saloon, Nar, Cozy, Port, Armada, Fusion, Hills, Cross ve Fluid ürünlerinin gördüğünü belirtiyor. Bürotime ürünlerinin dayanıklılık, rahatlık ve tasarım konusunda uluslararası ziyaretçilerden tam not aldığını ifade eden Tosunoğlu, “Bunun yanı sıra bireysel ve kolektif çalışma alanlarına en yaratıcı ve en yenilikçi çözümleri sunan Bürotime olarak TURQUALITY programı dahilinde, 2012’de üçüncüsü düzenlenen Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde dar ve sıkışık ofis ortamlarındaki olumsuzluklara son veren Stripe ürünümüz ile ödüle layık görüldük” diyor. 2012’de 76 milyon TL ciro yapan Bürotime’ın 2013 ciro hedefi 100 milyon TL’yi aşmak 2012 yılını çok iyi değerlendirdiklerini ve 2012 yılını Türkiye’nin lider ofis mobilya markası olarak son derece yoğun ve başarılarla dolu geçirdiklerini kaydeden Tosunoğlu şunları söylüyor, “2012 yılında da yurt dışında ihracat alanımızı genişletme- 49 Ürünün Tam, Hasarsız ve Zamanında Teslim Edilmesini Lojistik Firmalarından Bekliyoruz ye devam ettik. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi’ yarışmasında da Konya il birincisi olduk. 2012’de 76 milyon TL ciroya sahip Bürotime olarak, 2013 yılı ciro hedefimiz 100 milyon TL’yi aşmak. 100 milyon TL barajını aştıktan sonra halka açılmayı planlıyoruz. Bu hedeflerimize ulaşmak amacıyla 2012’de bir pazarlama üssü kurma kararı aldık. Kısa süre önce İstanbul’a taşıdığımız yönetim ve pazarlama üssümüzün açılışını gerçekleştirdik.” Pazarlama üslerini İstanbul’a taşıdıklarını kaydeden Tosunoğlu, “Kurulduğu günden bu yana Konya’da faaliyet gösteren şirketimiz için geçtiğimiz yılın en heyecan verici gelişmelerinden biri, pazarlama üssünü İstanbul’a taşımamız oldu. 3 bin 600 metrekare sergi alanı ve 600 metrekare çalışma alanı olmak üzere toplam 4 bin 200 metrekare olan pazarlama üssümüzü, yurt içi ve yurt dışı paydaşlarımıza hizmet verirken, geniş ürün yelpazemizi de sergileyeceğimiz bir merkez olarak konumlandırıyoruz. Bu nedenle yeni dönemdeki yatırımlarımızdan biri olarak, İstanbul’da yer alan pazarlama üssümüzün, bizi dünya markası olma hedefimize ulaştırmada önemli rol oynayacağına inanıyoruz. ‘Bürotime İstanbul Pazarlama Üssü’ aynı zamanda bizim ofis dünyasına bakışımızı yansıtıyor. Ürünlerimizin sergilenmesinin yanı sıra çağdaş ofis alanları oluşturulması açısından güzel örnekler sunduğumuzu düşünüyoruz. Bu nedenle de tüm tasarımcıları bir çayımızı içmek üzere Altunizade’deki pazarlama üssümüze bekliyoruz. Bu mekanı, ayrıca ofis dünyası ve yaşamını ilgilendiren sergi, seminer ve eğitimler için de kullanmayı planlamaktayız” ifadesini kullanıyor. Yılın En Çok İhracat Yapan Mobilya Üreticisi İhracat alanında son derece etkili ça- lışmalar içerisinde olduklarını kaydeden Tosunoğlu, “2009 yılından itibaren dahil olduğumuz TURQUALITY marka geliştirme programı çerçevesindeki markalaşma çalışmalarımıza geçtiğimiz yıl da devam ettik ve TURQUALITY programına dahil olan ilk ofis mobilyası markası olarak markamızın bilinirliğini artırmak için yaptığımız çalışmalar, bize yurt dışında yeni kapılar açtı. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAIB) tarafından yılın en çok ihracat yapan mobilya üreticisi unvanına layık görülen Bürotime olarak yurt dışında ihracat alanımızı genişletmeye devam ediyoruz. Halen Fransa, Almanya, Kenya, Libya, Lübnan, Dubai, Katar, Suudi Arabistan, İran, Kamerun ve Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere 40’ı aşkın ülkede biliniyor ve bu ülkelerde satış yapmanın yanı sıra ülkesini temsil eden bir marka olarak da faaliyet gösteriyoruz” diyor. İhracatın kendileri için çok büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Tosunoğlu, şu anda üretimlerinin yüzde 30’unu 40’ı aşkın ülkeye ihraç etiklerini dillendiriyor. Uluslararası arenada ürünlerinin büyük beğeni topladığını ifade eden Tosunoğlu, “Yılda yaklaşık 100 bin adet ürün ihraç ediyoruz. Yakın gelecekte ihracat oranımızı yüzde 15 artırıp ülke sayısını da 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. 2012 yılında 9 milyon 508 bin 771 dolar ihracat rakamı elde ettik. Önümüzdeki dönemde bulunduğumuz pazarlarda daha da güçlenmenin yanı sıra Kuzey Afrika, Güney Afrika ve Orta Afrika’da ofis mobilyası alanında en çok fırsat olan ülkelerde yayılmaya devam edeceğiz. Daha sonraki hedeflerimiz arasında ABD ve Rusya’ya girmek yer alıyor. Ofis mobilya sektöründe dünyanın on markasından biri olmayı hedefleyen Bürotime olarak gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yeni yatırım ve diğer çalışmalarını hızla sürdürüyoruz” diyor. Tosunoğlu, teslim ve nakliyenin genelde müşteriler tarafından ayarlandığını da ifade ediyor. Mobilya taşımacılığın incelik ve özen gerektirdiğini ifade eden Tosunoğlu, “Özenle ürettiğimiz ürünlerin aynı özenle bayimize teslim edilmesinin sadece bizim için değil ihracat gerçekleştiren tüm firmalar için çok hassas bir konu olduğuna inanıyorum. Çalıştığımız firmaların bu konuda maksimum özen gösterdiğinden şüphemiz yok. Zaman zaman bu konuda yaşadığımız sıkıntılar olabiliyor fakat bugüne kadar içinden çıkamadığımız kriz yaratan bir problem olmadı. Tabii ofis mobilyası hassas bir ürün, tüketiciye ürünü fabrikadan çıktığı haliyle teslim etmemiz gerekiyor. Bu konu sadece ürünün lojistiğini gerçekleştiren firma değil üretici firmanın ürünü paketleme konusundaki hassasiyeti ile de ilgili. Ürünü tam eksiksiz teslim etmek, hasarsız teslim etmek ve zamanında teslim etmek başlıkları bizler için en önemli noktalar” diyor. Aynı Dili Konuştuğumuz Çözüm Ortağı Lojistik Firmalarını Tercih Ediyoruz Lojistik firmalarından çözüm ortaklıkları beklediklerini ifade eden Tosunoğlu, “Biz, aynı dili konuştuğumuza inandığımız çözüm ortakları ile işbirliği içerisindeyiz. Sektör profesyonellerinin değerlendirmelerine bakıldığında 2012 yılında gerçekleştirilen ithalat, ihracat ve transit taşımalarında artış gözlemleniyor. Her geçen gün hızla büyüyen ihracat ve ithalat rakamlarına bakıldığında, 2013 yılı için Türkiye’nin yüzde 4-5 civarı büyüyeceği ve lojistik sektörünün bu oranın çok üzerinde yaklaşık yüzde 10-12 düzeyinde büyüyeceği öngörülüyor. Ülkemizde üretimin dolayısıyla ihracatın artmasıyla firmaların sektöre olan ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bu artış kara, hava, deniz ve demiryolu taşımacılığı arasındaki oranları da altyapının elverdiği şartlarda birbirine yaklaştırıyor. Teknolojinin ilerlemesi ile tüketici beklentilerinin farklılaştığı bu dönemde, ürettiğimiz ürünlerin başarısı tamamen üretilen ürünlerin eksiksiz, hasarsız ve zamanında teslim edilmesi başlıkları ile değerlendiriliyor. Bu konuda lojistik firmalarına büyük görev düştüğünü tekrar vurgulamak isterim” yorumunu kullanıyor. Eylül 2013 50 RÖPORTAJ UND Üyeleri Danışman Hizmetler Merkezi’yle Verimliliklerinin Zirvesinde Olacak Üyelerinin yaşamlarını sağlıklı, mutlu ve huzurlu hale getirebilmek için çalışan UND, Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi ile ekim ayı içerisinde çok önemli bir anlaşmaya imza atıyor. Uzman Psikolog Alanur Özalp, UND’ye üye kurumların bu uygulamadan bir ay ücretsiz yararlanabileceğini söyledi. Bu uygulamanın bir ‘Psikolojik Destek Hattı’ olduğunun altını çizen Özalp, bu hizmet sayesinde iş verimliliğinin güçlü bir şekilde artacağını ifade etti. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ve Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi arasında ekim ayı içerisinde çok önemli bir işbirliği gerçekleştiriliyor. Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi’nden Uzman Psikolog Alanur Özalp, ”UND ile gerçekleştireceğimiz bu uygulamayı bir call center, telefon destek hattı olarak tarif edebiliriz. Bu uygulama ile UND’ye üye olan, UND ile ilişkisi bulunan tüm kişi, kurum ve kuruluşlarımıza telefonla destek hizmeti vereceğiz” dedi. Uygulamanın detayları hakkında da bilgiler veren Özalp; “Bu uygulama, ekonomisini tamamlamış gelişmiş bütün ülkelerde sıklıkla uygulanıyor. Bu hizmete ulaşmak çok kolay. İnsan psikolojisi üzerinde ağırlıklı olarak duruyoruz ama sadece kişinin psikolojisi ile değil, kişinin çevre ve sosyal hayatı, çevresi ile ilgili alanlarda hizmet veriyoruz. Kişinin işi, ailesi, çocukları, akrabaları, meslek ve sosyal hayattaki tüm arkadaşlarıyla olan iliş- Eylül 2013 kilerini konu ediniyoruz. Kişinin çalıştığı çevresiyle iyi, pozitif ilişkiler geliştirmesi konusunda hizmet veriyoruz. Mesela kişinin yapmış olduğu işteki monotonluğu hesaplayarak kişinin çok daha sosyal bir ortamda pozitif olabilmesini amaçlıyoruz. Bir kişiyi tanımak istiyorsanız o kişi ile uzun yola gidin diye bir söz vardır. Bir kişi, uzun yola giderken psikolojik olarak çok daha farklı bir ruh hali içerisinde olabilir. Kişi uzun yola giderken arkasında eşini, ailesini, çocuklarını ve sevdiklerini bıraktığı için çok daha farklı bir duygusal ortamda hissedebilir kendisini. Zaman zaman kendileriyle ilgili sıkıntılar, öfkeler duyabilirler. Zaman zaman kendini haksızlığa uğramış hissedebilir. İşte biz bu noktada o kişilere yardımcı olacağız, ne yapacaklarını, nasıl düşüneceklerini, doğru yolu o kişilere göstereceğiz. Biz o kişilere nasıl evet ya da hayır diyeceklerini göstereceğiz. Kişisel becerilerin, yetkinliklerin konuşulacağı bir call center danışma hattı, destek hattı olarak hizmet veriyoruz” diyerek sürücüler üzerindeki tüm olumsuzlukları gidererek onlara yardımcı olacaklarını anlattı. Uzmanınız bir telefon yakınlıkta Destek call centeri olarak hizmet vereceklerini aktaran Uzman Psikolog Alanur Özalp, “Bu, bir süreç. Bizlere başvuran kişiler, kurumlar bu süreç içerisinde bizlerle olan iletişimlerinin faydasını görecekler. UND ile önemli bir işbirliğine imza attık” dedi. Özalp, işverenler ve çalışanların bu hizmet karşılığında iş dünyasındaki verimliliği artırabileceklerini de sözlerine ekledi. Bir Ay Boyunca Ücretsiz Hizmet Bu hizmetin bir ay boyunca UND üyelerine ücretsiz sunulacağını ifade eden Özalp, “Bunun her şeyden önce sürece bağlı olduğunu unutmamak lazım. Bu hizmetimizin temelinde ‘süreç’ faktörü yatıyor” dedi. UND üyelerini kendilerine müracaat eden kişilerin daha sonraki süreçte kişisel sorunlarıyla ilgili de destek alabileceğini kaydeden Alanur Özalp, “Günümüz iş dünyasının en önemli sorunlarından biri stres. Stres özellikle trafik keşmekeşi ile birleştiğinden içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. UND ile gerçekleştireceğimiz bu uygulamamız ile özellikle uzun yol şoförlerimizin çok daha relaks bir şekilde iş dünyasına adapte olmalarını sağlayacağız” ifadesini kullandı. Özalp, cool center olarak hizmet vereceklerini ama dileyen kişilerle daha sonraki süreçlerde de birebir yüz yüze görüşeceklerini de belirtti. İşverenlere Özel Fiyatlandırmalar Olacak! 30 gün boyunca uzmanlarla görüşen ve bu hizmetten memnun kalan firmalar daha sonraki süreçte Uzman Psikolog Alanur Özalp ile bir sözleşme gerçekleştirebilecekler. Konuyla ilgili Özalp, “İşverenimiz ya da bize telefonla müracaat eden kişiler bu hizmetimizin verimliliğini gördüğünde bizimle iletişime geçerek sözleşme yapabilirler. Bu sözleşme sonucunda sadece çalışan kişiler değil o kişilerin çocukları, eşi vs. de bizimle iletişime geçebilir. Mesela babası yanında olmayan çocukların eğitim sürecini inceleyeceğiz. Babası yanında olmadığı için söz dinlemeyen çocuklara yine yardımcı olacağız. Çocukların üniversiteye kadar uzanacak eğitim süreçleri konusunda da kişilere, ailelere yardımcı olacağız” dedi. İşe, Aileye, Kendine Saygıyı Geliştireceğiz UND ile yaptıkları bu anlaşma çer- 51 çevesinde kişinin hem kendisine, hem ailesine hem de işine çok daha saygılı bir yaklaşımı benimseteceklerini, bilgilendireceklerini ifade eden Özalp, “Görüşmelerimiz sonucunda geri bildirimlerle ölçümleme yapacağız. Ama bu ölçümleme yapılırken kesinlikle gizlilik esas olacak. Kesinlikle isim telaffuz edilmeyecek” dedi. Fransa, Belçika ve Hollanda’da Yaygın Bir Şekilde Uygulanıyor Call Center Destek Uygulamaları’nın özellikle gelişmiş ekonomik toplumlarda olmazsa olmaz uygulamalar olduğunu ifade eden Özalp, “Fransa, Belçika, Hollanda gibi ülkelerde bu uygulamanın sıklıkla kullanıldığını görüyoruz. Bu uygulama çerçevesinde kişinin kurumuna, işine, ailesine ve sosyal hayat dediğimiz çevresine çok daha pozitif yaklaşmasını hedefliyoruz ve bu alanla çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu uygulamamız ile kişi kendini güvende hissediyor. Çevresine, kendisine, işine ve ailesine karşı belirli bir yükümlülüğü, sorumluluğu olduğunu ayırt edebiliyor” dedi. Başarıyı ve verimliliği bu uygulama ile artıracaklarını ifade eden Özalp, sorunlar karşısında çaresizliğe kapılmanın doğru olmadığını; bunun yerine mutlaka bir uzmandan destek alınması gerektiğini vurguladı. Bir Hizmet Ağı Oluşturuyoruz Bir hizmet ağı oluşturacaklarını kaydeden Özalp, “Bizim uygulamamız bir ağ… Bu ağı insanın kan damarları gibi düşünün. Bu damarlar sayesinde bey- ne oksijen ve kan akışı çok daha sağlıklı olacak” dedi. Ekim ayı içerisinde bu uygulamanın gerçekleştirileceğini kaydeden Özalp, uygulanacak bu hizmette minik bir ücret alınacağını belirterek, “Bu uygulamaya ödenecek ücret işverenleri yoracak türden bir ücret olmayacak” dedi. İşverenlerin bu uygulama ile iş verimliliğini artıracağını söyleyen Özalp, arayan kişilerin kendi şehirlerinde bulundukları yerle ilgili, nereye başvurabilirim, en ekonomik olarak nerelerden istifade edebilirim, ücretsiz yararlanacağım yerler var mı gibi soruları da kendilerine iletebileceklerinin altını çizdi. Bu Bir Psikolojik Destek Hattı, Tedavi Hattı Değil Özel konuların da konuşulabileceğini kaydeden Özalp, kendilerine müracaat eden kişilerin kaydının gizli tutulacağını altını özellikle çizdi. Özalp, “Bu bir psikolojik destek hattı… Tedavi hattı değil. Nereye, kime, en yakın başvurabileceğim yer neresi, terapi nedir, psikolojik yardım nasıl alabilirim, evimde bir yakınımın psikolojik ya da fiziksel bir sorunu var bu durumda ne yapabilirim gibi tüm soruları bizlere sorabilir. Buradaki amaç tedavi değil, kişinin hızlı bir şekilde rahatlaması. Kişi bu uygulama ile psikoloğa mı, psikiyatra mı gitmesi gerektiği ayrımında bulunacak. Uzun yol şoförlerindeki uyku problemlerini çözeceğiz. Uyku, insan metabolizmasının omurgası. Uykusuzluk halinde şiddet daha da ortaya çıkıyor. Bu durumda kişi, ne yapabilir, bu durumla nasıl baş edebilir. Beslenme ile ilgili konuları ele alacağız. Bunları ve hepsini bu uygulamada konuşacağız. Danışma hattımızda soru sormak, bilgi almak, yardım almak, destek almak var. Doğru olarak nereye, ne kadar zamanda ulaşmam gerekiyor sorusuna uzman kişilerle direk telefonla cevap verebileceğiz. Bir cep yakınlığındayız” dedi. Bunun bir başlangıç olduğunu ifade eden Özalp, daha önce buna benzer işbirliktelikleri yaptıklarını ve son derece önemli faydalar sağladıklarını söyledi. UND’ye üye firmalarla da aynı şekilde çalışabileceklerini ifade eden Özalp, call center uygulaması ile ‘bilgilerin psikolojik gizlilik’ ilkesi içerisinde ele alınacağını da aktardı. Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi psikolojik danışmanlık, terapi ve eğitim hizmeti veriyor. Kurum, Uzman Psikolog Alanur Özalp tarafından 1991 yılından beri çalışıyor. Kurum, yüz yüze verdiği terapi hizmetinin yanı sıra, telefonla kurumlara şirketlere ve kişilere call center hizmeti veriyor. Danışman Psikolojik Hizmetler Merkezi’nden mail göndererek de hizmet alınabiliyor. Eylül 2013 52 MAKALE Lojistik Firmalarına İlham Verecek Hintli Dağıtım Sistemi Yrd. Doç. Dr. Halefşan Sümen Her şey 1885 yılında başlamış. Uzakta çalıştığı için öğlenleri evine dönemeyen, karısının yemeklerini çok seven bir banker, adam tutarak öğlenleri sefertasını getirtmeye başlar. Bankerin arkadaşları da aynı şekilde eşlerinin sabahtan yaptığı yemekleri tuttukları adamlarla işyerlerine getirtmeye başlarlar. Bu uygulamayı gören bir kişi; Mahadev Haji Bache konuyu ticari bir iş haline getirme fırsatı görür ve Dabbawala’yı başlatır. 1885 yılında kurulmuş olmalarına karşın keşfedilmeleri hayli uzun sürdü, haklarındaki ilk makale 103 yıl sonra yazıldı. Forbes 1998 yılında dergisinde geniş yer ayırdı. Makaleden hemen sonra ilgi patlaması yaşandı. Önce BBC, filmlerini yayınladı. Peşinden üniversiteler incelemeye aldılar, derslerde öğretmeye başladılar. 2010 yılında Harward Üniversitesi İş İdaresi programında “Zamanında Teslim, Her Zaman” başlığı ile vaka analiz çalışmasına konu yapıldı. Tata, Coca Cola, Daimler ve başka pek şirket iç eğitimlerinde uygulamalarından söz etti. Prens Charles merakını yenemedi, ziyaretlerine gitti. Ünlü zengin Sir Richard Branson bir günlüğüne onlardan biri oldu. Eylül 2013 Kim Bunlar? Mumbai’nin sefer tası taşıyıcılarından bahsediyoruz. Adlarına Dabbawala deniyor. Dabba taşıyıcı, wala yemek kabı anlamına geliyor. Dabbawalalar her iş günü sabahı ev hanımlarından sefer taslarını alıp kocalarının çalıştığı iş yerlerine götürüyorlar. Yemekler yendikten sonra da boşları alıp evlere geri getiriyorlar. Günde 130 bin ayrı noktadan sefer taslarını alıp 130 bin ayrı noktaya taşıyorlar. Bir tas gidiş dönüş ortalama 70 km yol kat ediyor. Yolda en az iki kez tasnif yapılıyor ve iki taşıyıcı değişiyor. Sayıları yalnızca 5 bin kişi. Hata oranları 8 milyonda bir. Bu da doğruluk oranı Altı Sigma’dan daha yüksek olması demek. Üstelik bu kalite düzeyini teknoloji kullanmayı bıra- kın hiç dokümantasyonsuz gerçekleştiriyorlar. Çünkü çok azı okuma yazma biliyor. Tarihçe Her şey 1885 yılında başlamış. Uzakta çalıştığı için öğlenleri evine döne- 53 meyen, karısının yemeklerini çok seven bir banker, adam tutarak öğlenleri sefertasını getirtmeye başlar. Bankerin arkadaşları da aynı şekilde eşlerinin sabahtan yaptığı yemekleri tuttukları adamlarla işyerlerine getirtmeye başlarlar. Bu uygulamayı gören bir kişi; Mahadev Haji Bache konuyu ticari bir iş haline getirme fırsatı görür ve Dabbawala’yı başlatır. İşleyiş Dabbawalalar öğlene doğru evlerden pek çoğu alüminyum olan dolu sefertaslarını alıp, el arabalarına veya bisikletlerine yüklüyorlar ve tren istasyonuna gidiyorlar. Bu saatlerde yollar tıkalı, en iyi seçenekler yürüme ve bisiklet. Böylelikle araba yatırımı da gerekmiyor. Sefer taslarının hepsinin üzerinde özgün renkli harf ve sayılarla renkli boyalarla yapılmış kodlar var. Sefer taslarının ilk sınıflandırması bu kodlara göre tren istasyonunda yapılıyor. Bazı walalar istasyonda kalıyorlar, bazıları tren biniyor. Trene binen walalar önceki duraklardan binmiş walalarla buluşup sahanlıklarda mevcut tasları yeniden gruplandırıyorlar. Mumbai’ye yaklaştıkça bazı tasların istasyonlarda bekleyen walalara verilmesi işlemi başlıyor. Ancak en büyük teslimat ve gruplama Mumbai garında. Bu tasnif aynı bölgeye gidecek sefer taslarını bir araya getirmek amacıyla yapılıyor ve yerel walalara veriliyor. Mumbai’de mesafe- ler çok uzun, trafik tam anlamıyla kaotik. Geç kalmamak alternatif yolları bilmeyi ve hızlı olmayı zorunlu kılıyor. Taslar 12:30 dolayında ofislere, çalışan kocalara teslim ediliyor, 14:00’te geri toplanması gerekiyor. 16 milyonluk şehirde 260 bin al-ver kusursuzca yapılıyor. Sistem tamamen güven üzerine dayalı, formel bir kontrat yapılmıyor. Ödeme aylık peşin alınıyor, parayı tahsil eden dabbawala tahsilatı her ayın ilk pazar günü amirine teslim ediyor. Sistemin ücret dışındaki ana maliyet kalemi tren biletleri. Başarının Sırları Teknolojisi olmayan, gelişmiş bir lojistik sistemi bulunmayan, çalışanlarının çok az eğitimli olduğu bir örgüt bu kadar kapsamlı bir görevi, Mumbai gibi keş- mekeş trafiği olan bir şehirde nasıl olur da bu kadar yüksek performans ile gerçekleştirebilir? Bu sorunun yanıtını şu örnek olay bir ölçüde açıklığa kavuşturabilir: 2005 yılında alışılmadık ölçüde yoğun ve uzun bir muson yağmuru yağar, rekor sel baskınları oluşur. Dabbawalaların hepsi iki gün süreyle, trenlerde, duraklarda, saçak altlarında hapis kalırlar. Ama hiçbiri ellerindeki sefer taslarını kaybetmez, açlıktan bayılacak duruma gelirler ama ellerindeki emanete dokunmazlar. Yağmur durunca yemeğin anlamı kalmamış olsa da kaplar yerlerine ulaştırılır. Çünkü dabbawalalar kendilerini işe adamışlardır. Onların bu yönüne bizzat Prens Charles da şahit olmuştur. Walalardan birini oteline iş modelleri- Eylül 2013 54 MAKALE ni anlatması için davet eden Prens şu yanıtı alır: “Maalesef gelemem, çünkü teslimatlar aksar, buna karşın siz 10:00’da istasyona gelirseniz ben sefertaslarını düzenlemekte olduğum sırada sohbet edebiliriz!” Kadınlar Kocalarından Çok Dabbawalardan Korkuyorlar Başarılarında walaların meşhur disiplinlerinin de payı vardır. Bir kadın üç kez geç kalırsa bir daha o aileyle çalışmazlar. O nedenle Mumbai’li kadınların kocalarından daha çok dabbawalalardan korktukları söylenir. Walalar maaşla çalışmazlar, onlar kar ortağıdırlar. Her biri ayda 7.000 Ruble eşit kar payı alır. Harward üniversitesi araştırması önceleri walaların belirli bölgelerden sorumlu olduklarını ve bir dabbawalanın 15-20 teslim sorumlusu tuttuğunu, ancak 1983 yılında sistemin kar payı alan sahip-partner modeline döndüğünü ortaya çıkartmış. Şu anda her bir bölge 25 kişilik üyeler tarafından yönetilmekte. Her wala günde 30’a kadar sefertası toplama ve geri verme kapasite sahip bulunmakla ancak pratik rakam daha düşük tutulmakta, bir kişi hastalandığında diğerleri onun görevlerini üstlenecek ek kapasiteye sahip olmaktalar. Diğer ifade ile gizli yedek sistemi var. İşgücü devri çok az olsa da sistemin sürekliliği için ayrılacak olan yerine kabul edilen birini önerinceye kadar işini bırakamaz. Yeni üyeler yalnızca Pune yakınlarındaki 30 kasabadan seçilmektedir. Sistemin gücünün bir kaynağı da tüm çalışanların akraba/hısım olmasıdır. Bu arada belirtelim walaların dörtte biri kadındır. Yeni wala işe başlarken altı aylık bir deneme dönemine girmekte, bu süre içinde 3000 ruble maaş almaktadır. Eğer üye almayı ister ve di- Eylül 2013 ğerleri tarafından kabul edilirse 10 aylık maaş karşılığı olan 70 bin rubleyi sisteme yatırması gerekiyor. Dabbawalalar adanmışlıklarının da ötesinde işlerini bir ibadet gibi görüyorlar. Çalışmaktan dolayı mutlular, gurur duymaktalar, başka insanlara hizmet etmeyi ibadetlerinin bir parçası gibi düşünmekteler. Lojistik hizmet sağlayıcı kimlikleri ikinci sırada geliyor. Sistemin diğer başarı faktörlerini de şöyle özetleyebiliriz: -Etnik ev yemeğine değer verilmesi (çok kozmopolit, çok farklı kültürler, bu nedenle yerel lokanta tutmuyor) -Minimum sermaye yatırımı gerektirmesi (bisiklet, el arabası ve üniforma yeterli) -Ucuz işgücü bulunabilirliği -Ölçeklenebilirlik (işlem hacmindeki değişmeler sistemde değişme getirmiyor) -Çok ucuz ve etkin kodlama ve izleme (sefer tasının nereden geldiği ve nereye gideceği) ilginç olan müşteri adı kutular üzerinde yazmıyor, -Ekibin bir aile gibi çalışması -Çevreye zarar verilmiyor. Dabbawala sistemi pek çok pozitif yana sahip olsa günümüzde çeşitli risklerle karşı karşıya bulunuyor. Bunları da şu başlıklar altında toplayabiliriz: -Sistemin yalnızca taşıma için değil tasnif için de banliyö trenine bağımlı olması giderek kalabalıklaşan yolcuların daha az hoşgörü göstermesine neden olmakta. -İlgi gittikçe zayıflıyor, yeni nesil rağbet etmiyor -İyi işçilere ekstra ödeme yapılmıyor, eşit olmayanlara eşit davranılması hem adalet duygusunu zedeliyor, hem de motivasyon yükselmesini engelleyici etki yaratıyor -Fast foot hızla yaygınlaşıyor -Ev kadınlarının sayısı azalıyor. Organizasyon Yapısı Dabbawala bilinen organizasyon türlerinin hepsinden çok farklı. Dabbawala sistemi ileri teknoloji veya iyi yönetim sayesinde değil, çalışanları sayesinde işleyen bir yapı. Dabbawalalar sayıları 15 ila 25’ten oluşan alt gruplar halinde organize olmuşlar. Her biri eski ve deneyimli mukaddam adı verilen yöneticilere sahipler. Mukaddamlar karmaşık süreçte kullanılan kodları iyi bildiklerinden asıl görevleri sınıflandırmayı yapmak. Bunun yanında ödemelerin de kayıtlarını tutmaktalar. Yeni müşteri kazanma ve acemi dabbawalaları eğitme işi de onların. Ek olarak çatışmalar çıktığında arabuluculuk görevi de yapıyorlar. Her grup finansal olarak bağımsız olmasına karşın diğer gruplarla dağıtım işbirliği yapmaktalar. Varnak Nakliyat uluslararası taşımacılık işini Ford Cargo 1838T Çekici ile yapacak 1988 yılından bu yana uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren Varnak Nakliyat, araç filosunu 7 adet Ford Cargo 1838T 4x2 çekiciyle güçlendirdi. Araçlar, Çetaş Silivri Ford Trucks tesislerinde düzenlenen törenle; Çetaş Ticari Vasıta Genel Müdürü Serhan İşıldar ve Satış Müdürü Burak Özhan tarafından, Varnak Nakliyat yöneticileri Tayfun Gülcüler ve Nuri Cılvarlıoğlu’na teslim edildi. Varnak Nakliyat yöneticisi Tayfun Gülcüler, törende yaptığı konuşmada; uluslararası alanda komple ve grupaj taşımacılığı yaptıklarını belirterek, “5. Teker, 1050 mm soğuk iklim paketli Cargo’ların işimize katkıda bulunacağına inanıyoruz. Full ekipmanla donatılmış Ford Cargo 1838T 4x2 çekici araçlara yaptığımız yatırımdan memnunuz. Ford Cargo’nun yaygın servis ağı ve düşük işletme giderleri de rekabet gücümüzü arttıracak” dedi. 2012’de En Çok Satan İkinci Çekici 2012 yılında en çok satan 2. çekici olan Ford Cargo 1838T; komşu ülke ve yurtiçi taşımalarında ulusal ve uluslararası firmalara en uygun çözümleri sunuyor. Rekabetçi yakıt tüketimi ve düşük işletim giderleriyle iş sahiplerinin; üstün performansı ve konforu ile sürücü beklentilerinin tam karşılığını veren Ford Cargo 1838T, 2 yıl sınırsız ve opsiyonel 3 yıl sınırsız km garantisi ile satışa sunuluyor. 1838T çekiciler, standart 1200 mm, opsiyonel 1050/1140/1250 mm olarak, 4 farklı yükseklikte sunulan beşinci teker alternatifleri ile farklı ürün gruplarını taşıyan filoların, tüm ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. Yeni Z-Cam fren sistemi ile fren balata ömrü arttırılan ve servis maliyetleri düşürülen yeni 1838T çekicilerin, 4-körüklü arka havalı süspansiyon ile de hem süspansiyon ömrü arttırılıyor hem de her yol ve iklim koşulunda daha konforlu ve gü- venli sürüş imkanı sunması sağlanıyor. Yeni mandallı tip şanzımana sahip Ford Cargo 1838T çekicilerde klima ve MTCO takografı standart olarak sunuluyor. Ford Cargo 1838T çekicilerde, yeni ekonomik devir aralığı göstergesi, filo yönetim sistemi ön paketi ve FİLOBİL opsiyonu ile işletme maliyetlerinin kontrol altına alınabilmesi için gerekli donanımlar da bulunuyor. 56 UND’DEN Ağır ticaride yeni standartlar belirleyen Volvo FH, Yılın Kamyonu Seçildi lının Uluslararası Kamyonu seçildi. Moskova’daki Comtrans Fuarı’nda gerçekleştirilen ödül töreninde ödülü Volvo Trucks Başkanı Claes Nilsson teslim aldı. Volvo FH, Avrupa’nın önde gelen 25 ağır ticari araç yayınının temsilcilerinden 116 oy alarak 2014 Yılının Uluslararası Kamyonu seçildi. Jüriye başkanlık eden Uluslararası Kamyon Ödülleri Başkanı Gianenrico Griffini, tamamen yenilenen Volvo kamyonlarının inovatif karoser, yüksek teknolojiye sahip güç aktarma bileşenleri ve gelişmiş bakım çözümleriyle sektöre yeni standartlar getirdiğini belirtti. En yeni ve yüksek kaliteli kamyon Tamamen yenilenerek ağır ticari araç pazarında yeni standartlar belirleyen Volvo FH, Avrupa genelinde ticari araçlar konusunda uzman 25 yayın organı tarafından, 2014 Yı- 1994 ve 2000 yıllarında da Yılın Uluslararası Kamyonu ödüllerine seçilen Volvo, FH serisini yenilerken tasarımda İskandinav estetiğinden yararlandı ve özellikle iç mekanda yumuşak kon- türlerle güzü yormayan tonda renkler kullandı. Gösterge panelinde yer verilen dijital ekranda gerekli bilgilerin tamamına erişmek mümkünken kullanıcı ara yüzü de kolay ve anlaşılır. İnovatif arka görüş aynası ve dik tutulan A sütunu ile çevre görüşüne yeni bir boyut getiren Yeni Volvo FH, jüriyi yeni aktarma organlarıyla da etkilemeyi başardı. Yeni FH’ın I-Shift otomatik şanzımanı, I-See arazi tarama özelliğiyle birleşerek öngörülü vites değişimleri sağlıyor. Bu sayede hız sabitleyici ile gerçekleştirilen sürüşlerde ilave yakıt ekonomisi elde ediliyor. Opsiyonel olarak sunulan bağımsız ön süspansiyonu ile FH, bilinen sürücü konforunu daha da yukarıya taşıyor. Telematik sistemi ile Volvo servis noktaları tarafından uzaktan gözlenebilen araç ile bakım ve onarım maliyetlerinde de önemli ölçüde azalma görülebiliyor. Egzos Ölçümü Yaptırmayana Bin 700 Liraya Varan Cezalar Geliyor Trafikten kaynaklanan hava kirliliğini önlemede büyük önemi olan egzoz gazı emisyon ölçümünü yaptırmayan ya da ölçüm yaptırmadan emisyon pulu alan araç sahipleri, bin 700 TL’ye varan para cezası riskiyle karşı karşıya. TÜVTÜRK, araç sahiplerini, egzoz gazı emisyon ölçümlerini teknik yeterliliği olan noktalarda yaptırmaları konusunda uyarıyor. Ülkemizde binek araçlarda 3 yaş üzeri araçlar için 2 yılda bir, 10 yaşından sonra ise her yıl yaptırılması kanuni zorunluluk olan egzoz gazı emisyon ölçümü, araç muayene hizmetinin aksine, sadece TÜVTÜRK istasyonlarında değil birçok farklı noktada yaptırılabiliyor. Ancak araç sahiplerinin bu hizmeti alırken bir dizi konuya dikkat etmesi gerekiyor. TÜVTÜRK, araç sahiplerini egzoz gazı emisyon ölçümlerinin, uzman noktalarda yaptırılması ve ölçüm yaptırmadan pul alınmaması konularında uyardı. TÜVTÜRK Genel Müdürü Kemal Ören, “Belirli durumlarda bu ölEylül 2013 çümün uzman kişiler ve yeterli cihazlar ile yapılmadığı biliniyor. Hatta bazı yerlerde, ölçüm yapılmadan egzoz emisyon pulu satılıyor. Ancak birçok araç sahibi için kolaylık olarak görülen bu uygulamalar, aslında daha büyük sorunlara veya yaptırımlara neden olabiliyor” diye konuştu. 57 Lojistik avantajı gördü Konya’da fabrika kurdurdu Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur, Konya fabrikasının kurulma kararının kalbinde lojistik yattığını vurguladı. Algida, 95 milyon euro aşkın bütçeyle tamamladığı Konya Fabrikası’ndan Ortadoğu ve Afrika’ya açılmayı hedefliyor. Türkiye’de Çorlu’dan sonra ikinci, tüm dünyada 35’inci Algida üretim tesisi olan Konya Fabrikası, yağmur ve yüzey suyunun yeniden kullanımı, ısı geri kazanımı, yerinde atık ayrıştırma gibi ileri çevre kriterleri uygulayarak dünyadaki ilk LEED sertifikalı dondurma fabrikası olmayı hedefliyor. Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur, Unilever global ve Türkiye’deki faaliyetlerini yeni açılan Konya fabrikası’nı lojistik açıdan değerlendirdi. Türkiye’den 35 ülkeye 131 milyon dolar ihracat yapıldığını belirten Temur, her ay 31 markayla 51 milyon tüketiciye ulaştıklarını söyledi. Algida’nın sektöre yaptığı büyük katkıyla artan iç tüketim ve ihracatın, geleceğe yönelik artış hakkında da önemli bir veri olduğunu söyleyen Temur, “Bu talebi karşılamak ve ihracatı Afrika ve Ortadoğu’ya genişletmek Algida Konya Fabrikası’nın katkılarıyla olacaktır” dedi. Temur, yatırım için neden Konya’nın seçildiğini şu sözlerle açıkladı: “Hammadde tedarikinde kolaylık, ekonomik gelişim, lojistik avantajı, yüksek ve nitelikli iş gücü, sanayi altyapısı, deprem riskinin az olması gibi faktörlerle birlikte, Konya yerel yönetiminden gördüğümüz sıcaklık ve misafirperverliği de değerlendirerek yatırımımız için en uygun yer olan Konya’da karar kıl- dık. Bu yatırımın diğer uluslararası yatırımcılar için de bir güven ve teşvik vesilesi olmasını temenni ediyorum.” Türkiye Nametrub’ın Merkezi Unilever Türkiye, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Ukrayna ve Belarus’tan oluşan bölgenin yönetim sorumluluğunu yürüttüğünü dile getiren Temur; Kuzey Afrika, Ortadoğu ve RUB Bölgesi (NAMETRUB) liderliğinin son derece önemli olduğunu dile getirdi. “35 ülkeyi kapsayan sorumluluk alanı, yaklaşık 750 milyon kişinin yaşadığı ve dünya nüfusunun yüzde 11’ine, dünya coğrafi alanının yüzde 28’ine tekabül eden bir büyüklüğe sahiptir.” diyen Temur, bu pazarın Unilever’in en büyük 6. pazarı olduğu bilgisini verdi. Tüm faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyduklarını söyleyen Nihan Temur, sürdürülebilirliği genel anlamda, “gelecek nesillerin kendi gereksinimlerini karşılayabilme becerilerine zarar vermeden, bugünün gereksinimlerini karşılamak” şeklinde tanımladıklarını belirtti. Temur, politikalarının ayrıntıları hakkında şu bilgileri verdi: “Unilever, bir yandan büyürken, diğer yandan da dünyanın doğal kaynaklarının korunmasını sağlayacak yeni iş yapış yolları geliştirmek gerektiğine inanıyor. Unilever, 2020 yılına kadar üretim hacmini ikiye katlarken çevreye olan etkisini ise yarıya indirmeyi hedefliyor. Fabrikanın kurulmasında lojistik hat optimizasyonunun önemli rol aldığına dikkat Nihal Temur çeken Temur, fabrikanın yer seçiminde lojistiğin birinci sırada etken etken olduğunu dile getirdi. Konya fabrikasının Akdeniz, Güneydoğu’ya daha yakın olduğunu söyleyen Temur, bu operasyonla karbon ayak izlerinde azaltım sağlanacağını ifade etti. Araçlarda sıcaklık kontrol sistemleriyle tek merkezden izlendiğini belirten Temur, araçlarda GPS sistemi olduğunu ve bu bilgileri anlık elde ettiklerini söyledi. “Soğuk zincir kendimize ait” diyen Temur, kendileri için Türkiye’de soğuk zincirin yürütülebilirliği olmadığı için bünyelerinde yürüttüğünü dile getirdi. Temur, bu hizmeti neden dışarıdan almadığı hakkındaki sorumuza şöyle yanıt verdi: “Diğer ürünlerin lojistik operasyonları outsource ediliyor. Soğuk zincirin kaliteye etkisi ve Türkiye’de bu alanda entegre bir hizmetin olmaması bizi bu yola koydu. Dondurma sepisifik ürün. Diğer kategorilerde işi işin sahibine vermektir.” 23 yıldır Unilever’de çalıştığını belirten Temur, Türkiye’yi buralarda temsil etmekten gurur duyduğunu, Unilever Türkiye’nin tedarik zincirinde önemli bir yerde olduğunu söyledi. Türkiye’de halen üretim ve lojistiğin ayrı ayrı değerlendirildiğini, ancak tedarik zincirinin uçtan uca bağlantılı olduğunu ve birarada değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Eylül 2013 58 SAĞLIK Türk Sürücüsünün Çaresizliğe İsyanı: İHRACATIMIZ KAPIKULE’DE BULGARİSTAN DUVARINA ÇARPTI Bulgaristan’ın haksız uygulamaları Türk sürücülerini çileden çıkardı. Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapılarımızda isyan eden sürücülerimize UND’den tam destek geldi… Bulgaristan geçişinde tamamı cezaya maruz kalan Türk sürücüleri yıllardan beri süregelen zulme karşı Bulgaristan’a girmeyi reddedip gümrük kapısının kapanmasına sebep oldu. Ülkemize dönüş yolunda olan sürücülerin de cezalara maruz kalması ile Kapıkule ve Hamzabeyli gümrük kapıları her iki yönde de TIR geçişine kapandı. Sektöre destek olma ve alternatif olma vizyonu ile kurulan RO-RO hizmetlerinin zaman için bu vizyondan uzaklaşması ve yüksek fiyat uygulamaları neticesinde Türk taşımacısı karayolundan çıkışlarda Bulgaristan’ın insafına bırakıldı ve bunu koz olarak kullanan Bulgar nakliyecilerinin resmi kurumlar üzerindeki güç ve etkileri sebebiyle problem bugün sürücülerimizin isyanına sebep olacak boyutlara ulaştı. Türkiye’nin transit geçişte Bulgaristan’a mahkum olduğu düşüncesiyle usule uygun olmayan taşımalarla her geçen gün Türk ihraç taşımaları pazarını ele geçirmekte olan Bulgar araçları kontrol yapılmasına kızarak geçtiğimiz mayıs ayında da Bulgaristan – Türkiye sınır kapısını kapatmışlardı. Geçici ve Yabancı Plakalı Araçlardan Alınacak Geçiş Ücretlerine İlişkin Tebliğ Denetimler konusunda kararlı olan Türk tarafı 7 Eylül 2013 tarihinde yayınlanan“Geçici ve Yabancı Plakalı Araçlardan Alınacak Geçiş Ücretlerine İlişkin Tebliğ” ile denetimlerde uygulanacak cezaları da belirlemiş ve bu konudaki kararlılığını teyit etti. Son Tebliğ kapsamında daha da sıkışan ve usulsüz taşımalarına kılıf bulamayan Bulgar taşımacıları, Bulgaristan resmi makamları ile işbirliği halinde sadece Türk taşımacıları hedef alan haksız ceza yağdırmaya ve ticareti engellemeye başladılar. 7 Ekim 2013 tarihinde başlayan uygulamalar kapsamında araçlar tekEylül 2013 nik donanımından, taşıma evraklarına kadar yüzde yüz kontrole tabi tutuldu ve tüm araçlar bin 500 ila 2 bin Euro arasında cezaya maruz kaldılar. Ceza yazılacağı kesin olan sürücüler işlemleri bitmiş olmasına rağmen Bulgaristan topraklarına girmeyi reddetti ve Kapıkule ile Hamzabeyli sınır kapılarımız her iki yönde de geçişe kapandı. Söz konusu haksız ve aşırı kontrol uygulamaları özellikle bayram arifesinde yapılarak ülkemiz ihracatı için sıkıntıya sebep olması hedeflendi. Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapılarımızdan giriş ve çıkış yapmak üzere iki günü aşkın süredir bekleyen taşımacılarımız Bulgar yetkililerine haklı tepkilerini iletiyorlar. UND, yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemiz taşımacısına, ihracatçı- sına ve ekonomisine Bulgaristan’ın resmi makamları tarafından keyfi şekilde uygulanan ve Bulgar taşımacılarının her fırsatta yanlış ve haksız bir şekilde yönlendirmeleri ile birlikte daha da çığırından çıkan söz konusu uygulamaları esefle kınıyoruz. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Bakanlıklarımızın yurtdışı temsilcilikleri nezdinde girişimlerimizin devam ettiğinin ve taşımamızı ve dolayısıyla ihracatımızı tehdit eden ayrımcı uygulamalarla mücadele konusunda sektörümüzün sonuna kadar arkasında olacağımızın bilinmesini isteriz. Sabır ve anlayışları için tüm ihracatçılarımıza teşekkür ederiz” ifadesini kullandı. 59 Omsan 2013’ü 720 Milyon TL Ciro İle Kapatacak Arabam Tatilde, Emniyetli ve Ekonomik Sürüş Simülatörü, İntermodal taşımacılık hizmeti gibi birçok ilk gerçekleştiren Omsan Lojistik, 2013 yılını 720 milyon TL ciro ile kapatmayı hedefliyor. Lojistiğin tüm süreçlerine yeni yatırımlar yapacağını açıklayan firma, bin 300 adetlik karayolu filosu, 2 adet gemisi, 900 bin metrekarelik açık ve kapalı alandan oluşan lojistik merkezleri ve bin 300 çalışanı ile büyümesini sürdürüyor. Şirketin en önemli yatırımları arasında gemi, lokomotif ve müşterilerinin sektörlerine özel vagon yatırımları yer alıyor. OYAK iştiraki olarak 1978 yılında kurulan Omsan Lojistik; uluslararası teknik standartlara sahip, farklı özelliklerde bin 300 adetlik karayolu nakliye filosu, 340 swapbody ve 205 adet vagondan oluşan intermodal taşıma filosu, 2 adet helikopteri, 1 adet 30 bin DWT büyüklüğünde kuru yük gemisi, 1 adet 4 bin 510 DWT büyüklüğünde pnömatik tahliye sistemine haiz çimento gemisi, bin 100 adet onaylı tedarikçisi, yurtiçi ve yurtdışında toplam 900 bin metrekarelik kapalı ve açık alandan oluşan lojistik merkezleri ve 1300 adet çalışanı ile müşterilerine entegre lojistik hizmetler sunuyor. Omsan, otomotiv, demir çelik, çimento-inşaat, akaryakıt, tekstil, perakende, gıda ve iletişim sektörleri başta olmak üzere, birçok sektörün öncü firmalarına Yurtiçi ve Yurtdışı Karayolu, Denizyolu, Havayolu, Demiryolu Taşımacılığı, Depolama ve Antrepo Yönetimi, Ev ve Ofis Lojistiği, Gümrükleme ve Sigorta Hizmetleri kapsamında lojistik hizmetler sağlıyor. Omsan, başta Avrupa olmak üzere dünyadaki birçok ülkeye müşterilerini uygun lojistik çözümler ile ulaştırıyor. Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, lojistiğin her alanında faaliyetlerini başarı ile sürdürdüklerini, kendilerini rakiplerinden bir adım öne çıkaran ve sektöre damgasını vuran çeşitli hizmetlerinin bulunduğunu söylüyor. LASDER’den 10 bin sürücüye ÖTL dersi LASDER mobil ekipleri, İstanbul’da 10 binin üzerinde ticari araç sürücüsünü ÖTL (Ömrünü Tamamlamış Lastik) konusunda bilgilendirdi. LASDER Genel Sekreteri Korhan Ul, “Öncelikle lastiklerin daha çabuk ömrünü tamamladığı ticari araçları ve sürücülerini hedef aldık. İstanbul’da başlattığımız mobil eğitim çalışmasında ekiplerimiz, taksi, dolmuş ve minibus duraklarında 10 binin üzerinde ticari araç sürücüsüne ÖTL’yi anlattı. Sürücüler broşürlerle lastiklerinin hangi koşullarda değiştirilmesi gerektiği; eskiyen lastiklerini lastik satın aldıkları noktaya bırakmaları konusunda bilgilendirildiler’’ sözleriyle kamuo- yu bilinçlendirme kampanyasını anlattı. LASDER mobil eğitim çalışmaları; İstanbul dışındaki illerde yürütülmeye başlandı. LASDER Genel Sekreteri Korhan Ul; ÖTL toplama faaliyetleri kapsamında ilk 6 ayda toplatılarak geri dönüşüm merkezlerine ulaştırılan ÖTL miktarının 51 bin ton olduğunu da açıkladı. Bunlardan birisinin uluslararası demiryolu taşımacılığı kapsamında, 2002 yılından bu yana Türkiye-İzmit (Köseköy) ve Almanya-Köln arasında sundukları “İntermodal Taşımacılık” hizmeti olduğunu aktaran Küçükertan, 340 adet swap body ve 205 adet vagon ile İzmit Köseköy’de gümrüklü ve gümrüksüz 13 bin metrekarelik bir terminal alanı üzerinde İntermodal Taşımacılığa ait operasyonları yaptıklarını ve 16 bin swap body taşıma kapasitesine sahip olduklarını aktarıyor. Alışan’dan Dünya Devi SABIC İle İşbirliği Alışan Lojistik; petrokimya sektöründe başta Suudi Arabistan olmak üzere 40 ülkede faaliyet gösteren Saudi Basic Industries Corporation (SABIC) ile iş birliği gerçekleştirdi. İş birliği doğrultusunda Gebze Güzeller tesisinde depolama hizmetleri verilecek. Alışan Lojistik Operasyonlar Koordinatörü Jan Devrim gerçekleştirilen anlaşma sonrasında petrokimya devi SABIC ile yapılan iş birliğinin önemini vurgulayarak; çalışmalarının uluslararası alanda da artarak devam edeceğini inandıklarını söyledi. Eylül 2013 60 Seyahat özgürlüktür. Bir yerden bir yere gidebilme ve bunu kimseden izin almadan yapabilme… Bunu TIR ile yapmak ise bizim için apayrı anlamlar taşıyordu. Devasa bir araçta, büyük koltuklarda, konforlu bir yatakta ve geniş camlı, geniş görüş açısı olan bir araçta yapılan seyahatte özgürlüğü daha çok hissedersiniz. Ancak bizim yolculuğumuzun amacı TIR’lara konulan engellemelerin kaldırılması. Yani TIR’lara özgürlüğünün verilmesi… TIR’la 2 Bin 500 Kilometre Eylül 2013 Hazırlayan: Mutlu Doğan 61 ya büyük bir tepsi içerisinde karışık kebap geliyor. Sabah Kapıkule’de içtiğimiz çay ile durduğumuz için oldukça açız ve tüm kebapları bitiriyoruz. Yemeklerin lezzeti ve ikram kalitesine tam not veriyoruz. Yemekler için 30 Euro gibi bir ücret ödüyoruz ve tekrar yola koyuluyoruz. Yeni Rotamız Sırbistan Kapıkule’den akaryakıt aldıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Sabah Gazetesi yazarlarından Meliha Okur ile birlikte Martı Trans ve Bolu Güneş firmalarına ait 2 TIR’la Türkiye’den Avusturya’ya yola çıkıyoruz. Avusturya Wels’te UND önderliğinde gerçekleştirilen protesto için orada olmak istiyoruz. Bu yolu uçakla gitmek yerine nakliye firmalarının ve sürücülerin sıkıntılarını yerinde görmek, nelerle karşılaştıklarına şahitlik etmek ve nakliye operasyonunun nasıl gerçekleştiğini daha iyi anlamak için bunu tercih ediyoruz. Sürücüler Mustafa Sak ve Salih Doğan 2 bin 500 kilometrelik bu yolculukta bizimle olacaklar. Yolculuğumuz 3 gün sürecek ve tüm zamanı onlarla birlikte geçireceğiz. 4-5 saatlik bir yolculuğu gözünde büyüten benim için bu yolculuk hiç bitmeyecek diye stres olurken, uzun yıllardır düşlediğim TIR ile yolculuk isteğimin gerçekleşecek olması heyecanı bu strese ağır basıyor. Meliha Okur ile buluştuktan sonra saat 21.00’de Kavacık’ta bizi bekleyen araçlarla biniyoruz. Köprüyü geçip firmanın İkitelli’de bulunan ofisine gidip evrak işlemlerini bekliyoruz. İkram edilen çayları içtikten sonra yolculuğumuz başlıyor. rı ile kapıya yaklaşıyoruz. Kapıkule’deki gümrük işlemlerini bitirdikten sonra saat 12.00 gibi Bulgaristan’a giriş yapıyoruz. Ben, Salih ile aynı araçta giderken Meliha Okur Mustafa ile bizi takip ediyorlar. Salih, eski bir restoran işletmecesi olduğunu ve çok iyi mangal yaptığını hatırlatıyor ve yolda bir kasabın önünde durup kendi elleriyle hazırladığı etleri özenle araçlara yerleştiriyor. Bu mangalı bir türlü yapmaya fırsat bulamıyoruz. Bulgaristan’ı geçtikten sonra Sırbistan sınırına varıyoruz. Ve önümüze yine gümrük engeli çıkıyor. Akşam saatleri ve oldukça yorgunuz. Gümrükte 5-6 saat kadar bekliyoruz. Sırp gümrük memurları alışılagelmiş bir şekilde 1 Euro istiyorlar. Sanki ödenmesi mecburi bir vergiymiş gibi utanmadan, çekinmeden, korkmadan…. Salih güm- Neco’nun Yerinde Karışık Kebap Sofya’ya 100 kilometre mesafede bulunan ve Türk sürücülerinin ilk durağı olan Neco’nun yerine varıyoruz. Bu restoranı Gaziantepli Necati Karahan işletiyor. 2002 yılında burayı açtığını söyleyen Karahan Bulgaristan’ın önemli kişilerinin de lokantasına geldiğini söylüyor. Sürücüler yemekleri övünce beklentimizi yükseltiyoruz ve sürücülerin her zaman ilk tercihi olan kebap söylüyoruz. Orta- rük işlemlerini hallediyor. Eskiden çok daha uzun kuyruklar olduğunu şimdi İlk Rota Kapıkule İlk rotamız Kapıkule. Sınırı geçtikten sonra Bulgaristan’a giriş yapacağız. Ancak bu hiç de kolay olmayacak. Çünkü gurbetçilerin dönüş zamanına denk geliyoruz ve kapı mahşer günü gibi. 3 kilometreyi bulan TIR kuyruğuna giriyoruz. Tabi gözlerimiz sürücülerde. Mustafa Sak, “Sabaha kadar buradayız” deyince arka yatakta seyahat etmeyi tercih eden Melih Okur ile birbirimize baktıktan sonra yerlerimize iyice yayılıyoruz. Tek beklentimiz biran önce Kapıkule’yi geçmek. Sabahın ilk ışıkla- Her sürücü gibi ilk yemeğimizi Neco’nun yerinde yiyoruz. Eylül 2013 62 ÖZEL HABER biraz daha rahat olduklarını söyleyen Salih, memurların yavaş çalışmasından dolayı kuyruklar oluştuğunu söylüyor. Pirot’ta Kahve mız az ve en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Kalenin önünde hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra araçlarla buluşmak için geri dönüyoruz. Yeni rotamız Macaristan… Sırbistan Rojete’de Alexandır Restaurant’ta bir kahve içmek için duruyoruz sadece. 800 Euro Otoban Ücreti Geceyi Sırbistan’da geçireceğiz. Bulgaristan sınırına 30 kilometrelik bir mesafede bulunan Pirot küçük bir şehir. Burada Osman Gezen isimli eski bir sürücünün işlettiği bir TIR parkı var. Parkın içerisinde otel ve restoran da bulunuyor. Geceyi Türkiyem Restoran Park’ta geçiriyoruz. Osman Gezen, güvenliğe çok önem verdiklerini TIR parkını 7/24 saat kameralarla takip ettiklerini söylüyor. Eski bir şoför olduğu için onların ihtiyaçlarını çok iyi bildiğini anlatan Gezen, sürücülere en iyi hizmeti verdiklerini belirtiyor. Meliha Okur ile sabah erkenden kalkıp kısa bir şehir turu atmak için sözleşiyoruz. Sabah Sayın Okur ile birlikte şehri geziyoruz. Küçük sessiz ve kendi halinde bir şehir Pirot. TIR’ların ge- Nakliyecilerin en çok yakındıkları giderlerden, otoban ücretlerini merak ediyoruz. Salih yüksek tutarlar ödemek zorunda olduklarını söylüyor ve beraberce bir hesap yapıyoruz. Bulgaristan’a 20 Euro ödedik, Sırbistan için ise 140 Euro ödeyeceğiz. Macaristan’ın 215 Euro, Avusturya’nın da 260 Euro tutacağını söylüyor Salih. Yani gidiş dönüş için toplam 795 Euro’luk bir otoban ücreti ödenecek. Macaristan otobanı için eskiden 15 Euro ödediklerinin bilgisini veren Salih, Avusturya’nın Macaristan otobanlarını almasından sonra ücretin 15 Euro’dan 100 Euro’nun üzerine çıktığını söylüyor. Yollar Türk TIR’larının Macaristan sınırına gelene kadar tek tük yabancı plakalı araç görüyoruz. Adeta yollar Türk TIR’larının. Türkiye içinde seyahat ediyormuş gibi hissediyoruz. Durduğumuz TIR parklarında da Türk plakalı araçlar büyük yer tutuyor. Bu yollar üzerinde sürücülere açılmış birçok tesis bulunuyor. Oluşan bu sektörün geçimi de yine Türk nakliyecilerden sağlanıyor. çiş noktasında olmasına rağmen, pek kimsenin merak etmediği bir şehir izlenimini veriyor. Cadde üzerinde bir kafede kahve içiyoruz. Solumuzda eski bir yapı dikkatimizi çekiyor. Türkiye’de her şehirde olan kalelerden diyoruz. Meliha Okur hemen oraya gitmek istiyor ve kafeden ayrılıyoruz. Zamanı- Eylül 2013 ki kara bulutlar damlalarını birer ikişer bırakmaya başlıyor. Çay demleniyor, yemekler tabaklara konuluyor ve biz çaylarımızdan ilk yudumlarımızı alıyoruz. Ancak kuyruk sürekli hareket halinde olduğu için araçlarımızın da kuyruğu takip etmesi gerekiyor. Bu yüzden sürekli bir hareket halinde yemek yemeye çalışıyoruz. Taburelerimiz elimizde araçlar gidiyor ve biz takip ediyoruz. 1 kilometre boyunca bunu 5-6 defa tekrarlıyoruz. Tabi bunun esprisi de yapılıyor. Melih Okur bir hayli keyifli ve durumundan hiç de muzdarip değil. Eeee sınır kapısında- sınız, yağmur yağıyor ve araçları takip etmek zorundasınız. Tüm bunları yaparken de karnınızı doyuracaksınız. Lojistik böyle bir şey olsa gerek, hep- Yağmur Altında Akşam Yemeği Macaristan’a giriş yapmak için de kapıda 7 saat civarında beklememiz gerekiyor. 3 kilometrelik bir kuyruğa giriyoruz. Akşam saat 20 ve biz oldukça açız. Mustafa ve Salih hemen bir şeyler hazırlamaya koyuluyorlar. HavadaSırbistan-Macaristan Gümrük kapısında akşam yemeği 63 sini aynı anda yapacaksınız ve bunun keyfini çıkaracaksınız… Bizim de içimize işlemiz olsa gerek, durumumuzdan hiç de şikayetçi değiliz. Aksine eğlenceli geliyor bize… Macaristan’da Konaklama Geceyi Macaristan’daki Keskin Kartal’a ait TIR parkında geçireceğiz. Sabah erken kalmak zorundayız. Saat 11’de Avusturya Nickeldorf’daki eyleme yetişmemiz geriyor. Gece saat 4’e geliyor. TIR’da uyuyoruz ve herkes çok yorgun. Sabah 8 gibi uyanıyoruz ve hemen yola koyuluyoruz. Saat 11 gibi eylem için seçilen yerde buluşuyoruz. Bizim gibi birçok TIR da eylemi bekliyor. Hemen dövizler araçlara asılıyor. Sürücüler işi birhayli sahiplenmiş gibi görünüyorlar. Herkeste bir heyecan seziyoruz. Yıllardır yolların çilesini çeken sürücülerin, bir de tren kuyruklarında günlerce bekletilince artık sabırları iyice taşmış. Bir tepki verilmesi gerektiğini ve sorunun biran önce çözülmesi gerektiğini söylüyorlar. Araçlar buradan toplu olarak Almanya sınırına kadar hareket edecekler ve geçiş belgesi ödemeyecekler. Almanya sınırı yakınlarındaki Wels’te buluşacağız. Burası aynı zamanda trenlerin bekleme noktası. Buraya vardığımızda Pazartesi olmasına rağmen tren bekleyen TIR’ları görüyoruz. 50’nin üzerinde TIR var ve hepsi Türk plakalı. Bir sürücü hemen yanımıza yaklaşıyor ve yaşadıkları çileyi anlatmaya çalışıyor. Kuyruklar bir yana doğru düzgün yemek yiyecek biryer bulamadıklarını, tuvaletlerin son derece pis olduğunu ve duş alma yerlerinin ise girilemeyecek durumda olduğunu söylüyor. Gerçeği gözlerimizle görmemiz için bizi alıp tuvaletlerin bulunduğu yere götürüyor. Gördüğümüz anda çıkmak istiyoruz. Bir insanın burada ihtiyaçlarını gidermesi mümkün değil. Medeniyetin içerisinde, sürücülerin bu duruma tabi tutulması akıl alacak gibi değil. İmkanların bol olduğu, her türlü konforun düşünüldüğü, en iyi hizmeti vermek için herkesin birbiriyle yarıştığı bir ülkede gördüğümüz bu manzara karşısında söyleyecek tek kelime bulabiliyoruz. Bunun adı: Ceza’dır. Neyin cezasıdır, neden bu ceza verilmektedir? Fatih Şener eylem öncesinde sürücülerin kahvaltısına katıldı. Eylül 2013 64 GÜNCEL Pirelli Yedi Yıldır Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde Lider Yeni yol vergileri nakliyecileri üzecek Fransa’da Ekim 2013’te yürürlüğe girmesi beklenen yeni ulusal yol vergisi Ecotaxe 1 Ocak 2014’e ertelendi. 1 Ocak 2014’ten itibaren Ecotaxe uygulanan bir yoldan geçerli bir otomatik ödeme cihazı kullanmadan geçenleri 750 Avro para cezası bekliyor. Anlık kayıt yaptırarak nakit ödemeyi tercih edenler için ise çok sayıda evrakı yanlarında hazır bulundurma ve eksiksiz sunma koşulu aranıyor. Lojistik şirketlerinin lojistiği yapan DKV ise, yeni Ecotaxe ile uyumlu DKV Box cihazıyla şirketleri hem evrak yükünden kurtarıyor, hem de Ecotaxe’ta yüzde 10 indirim fırsatı sağlıyor. Mercedes’ten “Umut Konvoyu – Kanatlanan Tekerlekler” Projesi Mercedes-Benz Actros çekicilerden oluşan 11 araçlık konvoy, Frakfurt’tan teslim aldığı, Türkiye-Suriye sınırındaki kamplarda kullanılacak yaklaşık 4 Milyon Euro değerinde ve 300 ton ağırlığındaki yardım malzemesini 4 bin km uzaklıktaki Gaziantep’e taşıyor. Alman sivil toplum kuruluşu “Luftfahrt ohne Grenzen e.V.” (LOG) ve Daimler AG’nin birçok sponsorun desteğiyle oluşturdukları bu yardım konvoyundaki malzeme, TC. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türk Kızılayı ve tıbbi yardım organizasyonu “International Medical Corps” aracılığıyla ihtiyacı olan kişilere, özelEylül 2013 likle çocuklara iletilecek. “Umut Konvoyu – Kanatlanan Tekerlekler” adını taşıyan yardım konvoyunda, yaklaşan kış mevsimi de dikkate alınarak 40 bin kişiye yetecek kışlık giysi, 2 bin kişi için kış şartlarına uygun çadırlar, 10 bin battaniye, 100 bin çocuğa yetecek bebek gıdası, çocuk hastalıklarına karşı 60 bin doz aşı, 350 adet yeni tekerlekli sandalye bulunuyor. Mercedes-Benz Actros kamyonlar, ayrıca iki MercedesBenz Sprinter ambulans, 350 tekerlekli sandalye ve üç ay süreyle 70 bin kişinin ayakta tedavisinin yapılabileceği yedi mobil sağlık merkezinin de bölgeye nakledilmesini sağlıyorlar. Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarıyla adından söz ettiren Pirelli, lastiğin üretim ve kullanım sırasında çevreye olan etkisini en aza indirmek için çalışmalarına ve yatırımlarına devam ediyor. Sürdürülebilir yatırımcılık üzerine odaklanan RobecoSam ve finansal pazar endekslerinde dünyanın en büyük sağlayıcılarından biri olan S&P Dow Jones endekslerinin yaptığı açıklamaya göre, Dow Jones Sürdürülebilirlik Endekslerinin 2013 yılı değerlendirmesi sonucunda otomobil parçaları ve lastik sektöründe Pirelli bir kez daha liderliği elde etti. Ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere üç temel öğe baz alınarak yapılan değerlendirmede her üç kriterde de sürdürülebilirlik temel alınarak ölçümleme yapılıyor. Analiz edilmek üzere mercek altına alan şirketlerin; maddi ve manevi performanslarının nitel ve nicel göstergeleri arasında kurumsal yönetim, yenilikçilik süreçleri, çevre dostu sistemlerin rapor edilmesi ve yönetimi, ürün yönetimi, emisyon azaltma kapasitesi ve ekolojik tüketimi, insan gücünün kalkındırılması ve yönetimi, topluma bağlılığı, iş yerinde sağlık ve güven, tedarik zincirinin sürdürülebilir yönetimi ve tüm hisse senedi sahipleri ile etkili ilişkileri değerlendiriliyor. 65 Ekol, Teciroğlu Uluslararası Taşımacılık Şirketi’ni Bünyesine Aldı Ekol Lojistik, sıcaklık kontrollü taşımacılık alanında faaliyet gösteren Teciroğlu Uluslararası Taşımacılık şirketini bünyesine alarak gıda lojistiğinde de hızla büyümeyi hedefliyor. Müşterilerine daha üstün kaliteli hizmetler sunmayı hedefleyen Ekol, bu girişim sayesinde 30 adet frigofirik aracı filosuna dahil edecek. Ekol, -20, + 20 santigrat derecede dondurulmuş ürünleri, sebze ve meyve yüklerini taşıma kapasitesine sahip bu araçlarla gıda lojistiği faaliyetlerine de ağırlık verecek. Konuya ilişkin konuşan Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Müşterilerimize her zaman daha iyi ve daha kaliteli hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bunu daha da üst seviyelere çıkarabilmek adına sağlık sektöründeki profesyonelliğimizden yola çıkarak şimdi de gıda taşımacılığında hedef büyütüyoruz. Teciroğlu Uluslararası Taşımacılık’ı bünyemize katmamız bu bakımdan yüksek önem taşıyan bir hamle. Filomuza yeni katılan deneyimli ekip ve frigofirik araçlar ile gıda lojistiğinde hızla büyümeyi, sağlık sektöründe ise 2011 yılında yakaladığımız büyümeyi artırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz” dedi. Ekol bünyesine katılan Teciroğlu Uluslararası Taşımacılık 2000 yılından bu yana yurtiçi ve yurtdışı sıcaklık kontrollü araçlar ile kara taşımacılığı yapıyor. Şirket Bulgaristan’dan Danimarka’ya kadar pek çok Avrupa ülkesine ihracat ve ithalat hizmeti sunuyor. Sektörümüz Duayenlerinden Dursun Diri Vefat Etti Evli ve 5 çocuk babası olan Dursun Diri; 1946 yılında, Sinop’ta, 4 çocuklu ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya geldi. İstanbul Hisarüstü İlkokulu, Bakırköy Ortaokulu, Mecidiyeköv Lisesi ve Samsun 19 Mayıs Lisesi’nde okyan Diri, çalışma hayatına, kurucu ortağı olduğu şehirler arası otobüs şirketi ile başladı. Daha sonra İstanbul’da çeşitli güzergahlarda halk otobüs hatları kuran Dursun Diri, 1983 yılında ANKO (Ankara Nakliyat) ile uluslararası taşımacılık sektörüne geriş yapı. Tırsan, Mansa, Alışan, Gökbora şirketlerinde çeşitli pozisyonlarda görev alan Diri, 1992 yılında Hakan Yılmaz ile birlikte, 13 yıl görev yaptığı Tırsan Şirketler Grubu çatısı altında Tırsan Nakliyat ve Greeneks şirketlerini kurdu. Ardından İTA, VIP, ONTRANS, İBA ve Turksped şirketlerinde yönetici pozisyonlarında sektöre uzun yıllar hizmet etti. Güven kazanmanın ve devamının sağlanması için gereken çabanın incelik ve zariflikle verilmesi gerektiği inancında olan, insana koşulsuz değer veren, saygı ve dürüstlük prensipleri ile tanınan Dursun Diri, 19 Eylül 2013 tarihinde, 66 yaşında vefat etmiştir. Diri, aşığı olduğu memleketi Sinop’ta defnedilmiştir. Diri’ye Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm sektörümüze baş sağlığı diliyoruz. Michelin’den Kaptanlara Lastik Eğitimi Taşımacılık sektörüne genç, dinamik ve eğitimli kaptanlar yetiştirmek amacıyla açılan Afyon Kocatepe Üniversitesi Sultandağı Meslek Okulu’nun ‘Otobüs Kaptanlığı’ bölümüne düzenlenen eğitim semineri ile Michelin de destek verdi. Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, üniversite-sektör buluşmaları kapsamında genç kaptanları sektöre hazırlamak, nitelikli kaptan eğitimini desteklemek amacıyla ‘Lastik nedir?’, ‘Doğru Hava Basıncı ve Güvenli Sürüş’ konularında eğitim semineri gerçekleştirdi. Mercedes, Giray Lojistik’e 125 adet Axor 1840 teslim etti Gaziantep ve Kahramanmaraş’tan Avrupa’nın pek çok ülkesi ile Irak’a tekstil ürünleri taşımacılığı yapan Giray Lojistik, geçen 13 yıl içinde sektörel faaliyetlerini sürekli güçlendirdi ve 2013 yılında gerçekleştirdiği 125 adetlik Mercedes-Benz Axor alımı ile filosundaki toplam Mercedes-Benz araç sayısını 175’e yükseltti. Mercedes-Benz Türk ve Giray Lojistik arasındaki bu yeni 125 adetlik dev satış anlaşması nedeniyle MercedesBenz Türk A.Ş. Pazarlama Merkezi’nde gerçekleştirilen teslimat törenine Giray Lojistik’ten Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Dalgıç, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dalgıç katılırken, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’den ise Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün, Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır, Kamyon Filo Satış Müdürü Alper Kurt, Mercedes-Benz Finansman Türk A.Ş. Kamyon ve Hafif Ticari Araç Satış Müdürü Kıvanç Sanrı, Araçların satışını gerçekleştiren Mercedes-Benz Türk Bayii Koluman Motorlu Araçlar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Saltık, Koluman Gaziantep Genel Müdürü Merter Çankaya, Tüm Araçlar Satış Müdürü Devrim Bayhan ve Kamyon Satış Müdürü Özkan Yegül katıldılar. Giray Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Dalgıç konuşmasında, Giray Lojistik olarak sektördeki faaliyetlerini sürdürürken Mercedes-Benz’in yeni çekicileri sayesinde lojistik alanında daha da güçleneceklerine inandığını, hem MercedesBenz kamyonlara hem de MercedesBenz Türk’e olan güvenlerinin bu satış anlaşmasında etkili olduğunu söyledi. Eylül 2013 medya