okul öncesi dönem çocuklarına bitkilerin sera çalışması ile öğretilmesi
Transkript
okul öncesi dönem çocuklarına bitkilerin sera çalışması ile öğretilmesi
OKUL ÖNCESĠ DÖNEM ÇOCUKLARINA BĠTKĠLERĠN SERA ÇALIġMASI ĠLE ÖĞRETĠLMESĠ Emine ÇĠL1 Funda Gül ĠRĠ2 1 Muğla Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü Milli Eğitim Bakanlığı Kestel Alantur Ayhan ġahenk Ġlköğretim Okulu 2 ÖZET: Okul öncesi dönemde fen eğitimi çocukların merak duygularının ve anlam arama çabalarının canlı tutulmasında, bilimsel düĢünme becerilerinin geliĢtirilmesinde iyi bir araçtır. Fakat yapılan çalıĢmalar okul öncesi dönemde fen eğitiminin etkili bir Ģekilde gerçekleĢtirilemediğini göstermektedir. Okul öncesi dönemde fen eğitiminin çocukların geliĢimsel özellikleri gereği oyunlar, rol oynamalar, sınıf dıĢı aktiviteler içerisine entegre edilmesi önerilmektedir. Bu çalıĢmanın temel amacı okul öncesi dönem çocuklarının bitkiler hakkında bilgi sahibi olmasını okul bahçesine kurulan sera ile sağlamaktır. Basit deneysel yöntemle yürütülen çalıĢma 2011-2012 eğitim öğretim yılında 31 öğrencinin katılımıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. Çocuklar serada domates, salatalık, biber, patlıcan, kabak, marul, maydanoz, lahana, roka, soğan, sarımsak, karnabahar ve fasulye bitkilerini yetiĢtirmiĢlerdir. Çocuklar her gün 11.30-12.00 saatleri arasında serada ki bitkilerin bakımını yapmıĢlardır. Sınıfa döndüklerinde sera tecrübelerini resim ve sohbet yoluyla paylaĢmıĢlardır. Sera faaliyetleri 60 gün devam etmiĢtir. ÇalıĢmanın verileri çocuklarla, yarı yapılandırılmıĢ mülakatlarla toplanmıĢtır. Mülakatlardan elde edilen nitel veriler üzerinde tematik içerik analizi yapılmıĢtır. Öğrencilerin bitkiler hakkında yanlıĢ ve eksik bilgileri, kavram yanılgıları kodlanmıĢ, frekans ve yüzde hesaplamaları yapılmıĢtır. Öğrencilerin cümlelerinden doğrudan alıntılara yer verilmiĢtir. Sera çalıĢmasının bitkilerin canlılık özellikleri, su ihtiyaçları, meyve, tohum ve sera hakkında öğrencilerin doğru bilgiler elde etmesinde etkili bir yol olduğu tespit edilmiĢtir. Bitkilerin etkili bir Ģekilde öğretilmesi için, eğer fiziki Ģartlar uygunsa okul bahçelerinde, bunun mümkün olmadığı durumlarda sınıf içerisinde öğrencilerin bir bitkiye sahip oldukları ve onların bakımlarında etkin sorumluluk üstlendikleri öğretim etkinliklerinin tasarlanması önerilmiĢtir. Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi Dönemde Fen Eğitimi, Botanik Bahçesi, Bitkilerin Hayat Döngüsü. 1.GĠRĠġ: Fen öğrenmenin kapsamına baktığımız da, yaĢanılan ortamın fiziki, biyolojik ve kimyasal özelliklerinin bilimsel süreçlerin kullanılmasıyla, sistemli bilgi edinme yöntemleriyle elde edilmesi olduğunu görmekteyiz (Charlesworth ve Lind, 2003). Ġnsanın en meraklı, çevreyi keĢfe en açık, en çok öğrenme arzusu içinde olduğu okul öncesi dönemde çocuklar sıklıkla „doğal bilim insanları‟ olarak tanımlanmaktadır (Brenneman, 2009; Gallas, 2006). Fakat çocukların sahip oldukları süreç becerileri, sistematik olmayan, deneme –yanılmaya dayalı ve sınırlı düzeydedir. Bu yüzden okul öncesi dönem fen eğitimine baĢlamak için en ideal zamandır (Eliason ve Jenkins, 1999). Okul öncesi dönemde fen eğitimi çocukların merak duygularının ve anlam çabalarının canlı tutulmasında, bilimsel düĢünme becerilerinin geliĢtirilmesinde iyi bir araçtır (Howitt, Levis ve Upson, 2011). Bilimsel süreçlerin öğretilmesine erken yaĢlarda baĢlanması sonraki yıllarda fen alanına yönelik olumlu tutum geliĢtirmede oldukça önemlidir (Hamurcu, 2002). Çocuklar yaĢadıkları çevreyi merak duygusuyla birlikte keĢfetmeye baĢladıklarında, fen kavramlarını informal ve sezgisel olarak diğer varlıklarla etkileĢim sonucunda kazanabilmektedirler (Bowman, 1998). Okul öncesi eğitim kurumları çocukların informal yollarla edindikleri deneyimlerin, sistemli olmasını sağlayacak ilk basamaktır (Arnas, 2002). Bu basamakta çocuklara verilecek fen ve doğa eğitiminin temel amacı çocuklara araĢtırma, sorgulama, sonuca varma becerileri kazandırmaktadır (Brewer, 2001). Fakat genel eğilimlere baktığımızda fen eğitiminin okul öncesi dönemden ziyade ilköğretimde baĢladıkları görülmektedir (Bowman, 1998). Avcı (2005)‟ya göre de okulöncesi eğitim kurumlarında fen etkinliklerine gerekli önemin verilmediğinin altını çizmiĢ, öğretmenlerin okulöncesi fen eğitiminin amaçları, fen öğretiminde kullanılan yöntem ve teknikler konusunda yeterli bilgi ve beceri açısından eksikleri bulunmaktadır. Eğer fen programında istenilen baĢarıya ulaĢılmak isteniyorsa okul öncesi düzeyinden baĢlayarak çocuklara araĢtırma yapma olanağı verilmelidir (Howe, 1975). Zaten okul öncesinde fen eğitiminin amacı da çocuk için soyut kavramların somut hale getirilmesidir (Küçükturan, 2003). Okulöncesi dönemde fen konu alanları yasam bilimleri, sağlık bilimleri, fiziksel bilimler, yer ve uzay bilimleri, fen ve teknoloji eğitimi ve fenin doğası ve geçmiĢi olmak üzere altı alanı kapsamaktadır (Charlesworth ve Lind, 2000). Okul öncesi dönem fen eğitiminde en önemli ve en çok vurgulanan alan yaĢam bilimleridir. YaĢam bilimlerinin içeriğinde; organizmaların özellikleri, yasam döngüleri, organizma ve çevre arasındaki iliĢkiler gibi konulara yer verilebilir (Atike, 2006). Fakat çocukların çoğu için çevredeki birçok canlı korku nedenidir. Çocukların merak ettikleri canlılara dokunma konusunda tereddütleri vardır, bu da fen ve doğaya olan ilgisini azaltabilir ve fen programının baĢarıya ulaĢmasını engelleyebilir (Holt, 1989). YaĢam bilimlerinin önemli konularından birisi de bitkilerdir. Bitkiler çeĢit çeĢit renkleri, kokuları, lezzetli meyveleri vb. birçok özelliğinden dolayı günlük yaĢamın dikkat çekici olgularındandır. Bitkiler yeryüzünün anahtarıdır. Bitkiler gerek görünümleri gerekse ekosistemdeki fonksiyonları ile birer tabiat harikalarıdır. YaĢamımız için gerekli Oksijenin tamamı Bitkiler tarafından üretilir. Bitkiler, böcekler, memeli hayvanlar, kuĢlar ve hemen hemen tüm yaratıklar için birer besin kaynağı ve birer yuvadır. Fakat yapılan çalıĢmalar bitkilerin öğretilmesinde bazı sıkıntılar olduğunu göstermektedir. Kitaplarda bitkilere son derece az yer verilmektedir, öğretmenler de derslerinde bitkilerin öğretilmesine geniĢ zaman ayırmamaktadır (Schussler ve Olzak,2008).Bu durum okulların bitkilerin öğrenilmesine çok fazla katkı sağlamamaktadır. Örneğin Gatt ve arkadaĢları (2007) 50 Maltalı çocukla yaptıkları çalıĢmada bitkilerin çoğunu tanımadıklarını bitkiler hakkında eksik ve yanlıĢ bilgilere sahip olduklarını tespit etmiĢlerdir. Ayrıca çocuklar bitkiler hakkında ki bilgilerinin %23 ünü aileden,%9 unu gözlem yoluyla %8 ini medyadan ve sadece %1 ini okuldan elde etmektedirler. Okul öncesi dönem öğretmenlerinin bitkiler ile ilgili etkinlikleri sınıf içerisinde sınırlandırması etkili bir öğrenme sağlamamaktadır. Örneğin Schussler (2008) yaptıkları çalıĢmada bitki ve hayvanları öğretmek için Powerpoint sunu kullanmıĢlardır. Bitki ve hayvan simgelerinin hatırlatılması için 2 ayrı sınıf oluĢturulmuĢtur bu sınıflardan biri botanik sınıfı ve diğeri psikoloji sınıfıdır. Botanik sınıfındaki çalıĢma gurubunun bile hayvanları daha iyi hatırladıkları görülmüĢtür. Okul öncesi çocuklarının bitkileri daha yakından tanımasını sağlamak için farklı etkinlikler düzenlenebilir. Tabiat müzeleri, botanik bahçeleri, okul ve ev bahçeleri, ormanlık alanlar, çiçekçiler, saksıda ki bir çiçek veya yediğimiz meyve sebzeler, doğa yürüyüĢleri, doğal su birikintileri, göletler bitkiler hakkında bilgi edinmenin farklı yolları olabilir. Görüldüğü gibi çocukların bitkileri tanıması için özel inĢa edilmiĢ ayrıntılı yerlere ihtiyaç yoktur. Gerekli olan Ģey çocukların doğa ile iliĢkisini sağlayacak bir imkânın kendilerine sunulmasıdır (Ayvaz ve ArkadaĢları,1998; Brant veRöthinger,1993). Montessori; bahçeleri, tarlaları, hayvanları bulunan okullar kurulmasının çocuklar için çok faydalı olacağını ifade etmiĢ ve faydalarını Ģu Ģekilde açıklamıĢtır. Çocuklar canlı varlıkların geliĢimlerini gözlemledikleri için hem bitki ve hayvanların geliĢimini öğrenir hem de onlara gösterdikleri ilgi, özen ve bakım artar. Tohumun yavaĢ yavaĢ çimlenmesini beklemeyi öğrenir böylelikle çocukta sabretme duygusu geliĢir. Doğayla ve canlılarla ilgilenen çocuk bu canlılara sevgi sempati ve güven hissi kazanır. Çocuk, ektiği bitkinin yaĢamasının onu sulamasına, onunla ilgilenmesine bağlı olduğunu ve bir hayvanın, kendisinin vereceği yiyeceği beklediğini fark edince yaĢamda kendisinin bir görevi olduğunu anlamaya baĢlar. Ayrıca, çocuk bütün bu iĢleri öğretmenin zorlaması olmadan kendi isteğiyle yapacağı için, kendi kendini eğitme alıĢkanlığı da geliĢtirir (Akyüz,1979). Literatürde çocuklara bahçe dizayn edilerek bitkilerin yaĢam döngüsü öğretilmeye çalıĢılmıĢtır. (Kirby 2008) 17 çeĢit bitki ile bahçe dizayn etmiĢtir, öğrencilerin çabalarıyla oluĢturulan bahçede bitkilerin yaĢam döngüleri gözlemlenmiĢtir. Fakat literatürde bitkilerin öğretilmesinde sera çalıĢmasından yararlanılmadığı dikkati çekmektedir. Bu çalıĢmanın temel amacı okul öncesi dönem çocuklarına bitkilerin temel özelliklerini, yaĢam döngülerini, okul bahçesine kurulan sera ile öğretmektir Küçük yaĢlarda ki çocukların kendilerinin bizzat dokunarak, koklayarak, gözlemleyerek bitki yetiĢtirmelerine olanak sağlamak biliĢsel, duyusal pisikomotor becerilerin geliĢmesine destek olabilir. Ayrıca çalıĢmanın okuldaki tüm öğrencilere çevre bilincini kazanmalarına katkı sağlayacağı, okul öncesi öğrencilerine sorumluluk duygusunu kazandırması ve diğer öğrencilere yardım etmenin doyumunu yaĢatacağı düĢünülmektedir. Bu çalıĢmanın temel amacı okul öncesi dönem çocuklarına bitkilerin temel özelliklerini, yaĢam döngülerini, okul bahçesine kurulan sera ile öğretmektir. 2.YÖNTEM Okul öncesi dönem çocuklarına bitkiler ve bitkilerin yaĢam döngüsünün kavratılmasında sera çalıĢmasının etkilerinin incelendiği bu araĢtırma basit deneysel yöntemle gerçekleĢtirilmiĢtir. Basit deneysel yöntemde kontrol grubu olmayıp sadece deney grubu vardır. Bu tür çalıĢmaların amacı örneklemin çeĢitli değiĢkenler açısından nasıl bir değiĢim gösterdiğini takip etmektir (Çepni, 2010). 2.1. Araştırma Grubu ÇalıĢma 2011-2012 eğitim öğretim yılı Kestel Alantur Ayhan ġahenk Ġlköğretim Okulu‟nda ki okul öncesi öğrencilerinin katılımıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. Sınıfta 19 erkek ile 12 kız olmak üzere toplam 31 öğrenci bulunmaktadır. ÇalıĢmanın verileri bazı öğrencilerin devamsızlık durumu nedeniyle 20 öğrenciden elde edilmiĢtir. Sera çalıĢması aĢağıda ki iĢlem süreçlerinden oluĢmuĢtur: 1. Okul öncesi dönemi öğrencilerine yönelik sera çalıĢmasında öncelikle okul bahçesinde sera için uygun bir yer tespit edilmiĢtir. Bu incelemede seçilen alanın humuslu toprak bakımından fakir olduğu tespit edilmiĢtir.(Ek-1) 2. Okul öncesi öğretmeni 5 öğrencisi ve okul aile birliği baĢkanı ile birlikte belediye baĢkanını makamında ziyaret etmiĢtir. Belediye baĢkanının desteği ile okul bahçesinde sera kurulacak alana 2 kamyon humuslu toprak dökülmüĢtür.(Ek-2) 3. Okulda ki ilköğretim ikinci kademe öğrencileri tarafından sera alanının temizliği yapılmıĢ ve toprağın zemin üzerinde eĢit dağılımı sağlanmıĢtır.(Ek-3,Ek-4, Ek-5) 4. Seracılıkla uğraĢan velilerle toplantı yapılmıĢ ve seranın bitki ekilmeye hazır hale getirilmesi için görev dağılımı yapılmıĢtır. 5. Okul öncesi öğrencilerinin „En çok hangi bitkinin toprağa ekilip büyümesini merak ediyorsun?‟ sorusuna verdikleri yanıtlar seraya ekilecek bitkilere karar verilmesine yol göstermiĢtir. Domates, salatalık, biber, patlıcan, kabak, soğan, sarımsak, marul, maydanoz, tere bitkilerinin tohum fideleri temin edilmiĢtir. Bunun için anasınıfı öğrencileri öğretmenleriyle birlikte pankartlar hazırlayıp hedeflerini okuldaki bütün sınıfları tek tek gezerek anlamıĢlardır. Çocukların sera çalıĢmasına destek olmak isteyen okulun diğer öğrencileri fide ve tohumlar getirmiĢlerdir(Ek- 6 ).ġimdiye kadar söz edilen iĢlemler 10 gün sürmüĢtür. 6. Anasınıfı öğrencileri hazırlanmıĢ sera içinde ekim evlekleri oluĢturmuĢlar, bu evleklerin içine tohum ve fide koymuĢlar ve üzerini can suyu dökerek kapatmıĢlardır.(Ek-7, 8, 9, 10) 7. Her gün 11.30 -12.00 saatleri arasında sera öğrenciler tarafından ziyaret edilmiĢtir. Her öğrencinin bir bitkisi olup onun bakımından tamamen o öğrenci sorumlu olmuĢtur. Her öğrenci bitkisini sulamıĢ ve bitkisiyle konuĢarak onunla ilgilenmiĢtir. Öğrenciler günün belli saatlerinde seranın ön ve arka naylonlarını kaldırarak seranın havalanmasını sağlamıĢlardır. Kontrolsüzce büyüyen otları temizlemiĢlerdir. Meyveleri hasat edip onlarla beslenmiĢlerdir. 8. Serada ki çalıĢmalar tamamlanıp sınıfa dönüldüğünde öğrenciler gözlemlerini resmetmiĢler ve sohbet ortamında birbirleriyle ve öğretmenleriyle paylaĢmıĢlardır( Ek-11, 12, 13,14,15,16). Bu süreç 60 gün devam etmiĢtir. 2.2.Veri Toplama Araçları ÇalıĢmanın verileri seranın kurulmasından önce ve sera iĢlemlerinin tamamlanmasından sonra gerçekleĢtirilen yarı yapılandırılmıĢ mülakatlarla elde edilmiĢtir. Mülakatlar her bir öğrenci ile yüz yüze ve video kaydı yapılarak gerçekleĢtirilmiĢtir.mülakatta aĢağıdaki sorular kullanılmıĢtır. 1.En çok hangi bitkilerin büyümesini merak ediyorsunuz? 2.Bitkiler canlı mıdır? 3.Bitkilerin büyümesi için nerelere ihtiyacı vardır? 4.Tohumlar hakkında neler biliyoruz? 5.Meyveler hakkında örnek verir misiniz? 6.Sera nedir? 2.3.Verilerin Analizi Kayıtlar transkript edilmiĢ ve elde edilen nitel veriler üzerinde tematik içerik analizi yapılmıĢtır. Öğrencilerin bitkiler hakkında yanlıĢ ve eksik bilgileri, kavram yanılgıları kodlanmıĢ,frekans ve yüzde hesaplamaları yapılmıĢtır. Öğrencilerin bitkiler hakkındaki yanlıĢ düĢüncelerinin daha iyi anlaĢılabilmesi için mülakatta ki ifadelerinden doğrudan alıntılar yapılmıĢtır. 3.BULGULAR Okul öncesi dönem çocuklarının bitkiler hakkında ki eksik ve yanlıĢ bilgileri ve sera çalıĢmasının bunların üstesinden gelinmesine sağladığı katkılar tablo-1 de sunulmuĢtur. Tablo-1 incelendiğinde öğrencilerin bitkilerden söz ederken, canlılık, sera,su ihtiyacı,tohum,meyve kavramları üzerine odaklandıkları görülmektedir. Bitkiler nefes alırlar, boĢaltım yaparlar, güneĢe yönelim gösterirler,nesillerini devam ettirmek isterler,diğer bir ifadeyle bitkiler canlıdırlar. Fakat sera çalıĢması öncesinde öğrencilerin sadece 1/5 gibi çok küçük bir kısmı bitkilerin canlı olduğunu ifade edebilmiĢtir. Çocukların ifadelerinden bir örnek aĢağıda görülmektedir. “ Bitkilerinde canı vardır, biz onları koparırsak ölürler.” (Ö-1) Çocukların %80 gibi çok büyük bir kısmı bitkilerin cansız olduklarını iddia etmektedirler. “Bitkiler canlı olsaydı biz yiyemezdik, koyun keçi canlıdır, onları öldürmeden yemeğe çalıĢırsak bizi ısırırlar.” (Ö-6) Bitkilerin yaĢam döngüsü tohum ve fide ile baĢlayabilir. DiĢi organın yumurtalığında bulunan, embriyo, çenek ve koruyucu kabuktan oluĢan ve çimlenerek yeni bir bitkiyi meydana getiren yapıya tohum denir. TozlaĢma ve döllenme olayları sonucunda diĢi organın yumurtalığındaki tohum taslağında zigot oluĢur. OluĢan zigot sürekli bölünerek geliĢir ve embriyo denilen bitki taslağını oluĢturur. Embriyo oluĢtuktan sonra etrafında koruyucu kabuk oluĢur ve kabuğun içinde besin depo edilir. Tohumdaki embriyonun uygun Ģartlarda bitkinin kök, gövde ve yaprak gibi kısımlarını oluĢturmaya baĢlamasına çimlenme denir. Çimlenmenin gerçekleĢebilmesi için su, sıcaklık ve oksijenin yeterli miktarda olması gerekir. Çocukların yarısından fazlası sera çalıĢması öncesinde tohumdan bitki oluĢabileceğinin farkındadır.bir öğrenci bu konuda ki bilgisini Ģu Ģekilde ifade etmiĢtir. “Eriği yedikten sonra tohumunu toprağa atarsak ağaç olabilir”(Ö-2) Fakat % 40 gibi azımsanmayacak bir bölümü de bir bitkinin oluĢabilmesi için tohumun yeterli bir materyal olmadığını düĢünmektedir.bir öğrencinin ifadesi aĢağıda görülmektedir. “Yaprakları olan bitkileri toprağa koyup sularsak belki büyürler belki ölürler.”(Ö-4) Tablo 1 incelendiğinde meyveler konusunda da öğrencilerin kafasının karıĢık olduğu görülmektedir. Meyve, bitkilerin tohum taĢıyan organıdır. Meyve dendiğinde hemen herkesin aklına muz, kiraz, erik, elma gibi çiğ olarak yenen genellikle tatlı besin maddeleri gelir. Oysa bu yaygın meyve anlayıĢına uymasa da patlıcan, kabak, fasulye ve domates gibi sebzeler ile meĢe palamudu, ceviz, fındık, haĢhaĢ kapsülü hatta karahindibanın uçuĢan paraĢütçükleri (tüylü tohum baĢlan) bile botanik açısından gerçek birer meyvedir. Çünkü bunların tümü ileride ana bitkiye benzeyen yeni bitkileri oluĢturacak tohumları taĢır. Meyveler hakkında öğrencilerde en sık karĢılaĢılan eksiklik, meyvelerin sadece ağaçta yetiĢebileceğini düĢünmeleridir.Bu düĢüncelere bir örnek aĢağıda sunulmuĢtur. “Bitkiler sadece çiçektir, ağaçların rengi kahverengidir meyvesi olur. Benim erik ağacım var, adını cimcime koyduk, ona iyi bakarsam bana erik verir, meyve yersem güçlenirim.” (Ö-3) Öğrenciler için meyve sadece portakal, elma, erik ağaçlarında yetiĢebilir. Patlıcanın, domatesin, biberin meyve olmadığını savunmaktadırlar. Bu konuya iliĢkin öğrenci cümlesi aĢağıda verilmiĢtir. “Elma portakal erik meyvedir, patlıcandan yemek yapılır.” (Ö-7) Sulama bitkiler için hayati önem taĢıyan bir faktördür. Sulama, doğru zamanda ve bitkinin ihtiyacı kadar su verildiği zaman faydalıdır. Bitkinin ihtiyacından fazla ve aĢırı su verildiği zaman, sulama faydadan çok zarar vermeğe baĢlar. Çocuklar bitkiler için suyun önemli olduğunun farkındadırlar fakat fazla suyun bitkiye zarar verebileceği konusunda fikirleri bulunmamaktadır. Çocukların %70 ine göre bitkiye çok su verilirse bitkiler o kadar çok ve o kadar hızlı büyürler. Çocukların ifadelerinden bir örnek aĢağıda görülmektedir. “Sürekli yağmur yağarsa bitkiler su içer, bende sularsam daha çok su içerler.daha çok içerse daha çok büyür ”(Ö-8) Bitkileri sıcaklık, nem, hava ve ıĢık koĢulları denetlenebilen bir ortamda yetiĢtirmek için yapılan, büyük bölümü cam ya da saydam plastik örtülerden oluĢan yapılara sera denir. ÇalıĢmanın yapıldığı bölge geçimini sera tarımından sağlamaktadır. ÇalıĢmaya katılan çocukların ailelerinin hemen hemen hepsi seracılıkla uğraĢmaktadır. Çocuklar ön mülakatta seranın naylondan, demirden yapıldığını bildiklerini ifade etmiĢlerdir.seracılıkta kullanılan farklı terimlerden(tünel,eğme,cam) söz etmiĢlerdir.fakat seranın yapım amacının farkında değillerdir. Çocukların %80 i seranın bitkileri hayvanlardan korumak amacıyla yapıldığını ifade etmiĢtir. Bu konuya iliĢkin öğrenci ifadesi aĢağıda görülmektedir. “Sera naylon demektir, bahçemizi naylonla sararsak köpekler içeri giremez.(Ö-2) Sera çalıĢması çocukların bitkiler hakkında ki yanlıĢ ve eksik bilgilerinin bilimsel açıklamalara dönüĢmesinde %30 ila %60 katkı sağlamıĢtır. Okul bahçesinde serada çalıĢmak öğrencilerin %60 nın bitkilerin bir canlı olduğunun farkına varmasını sağlamıĢtır. Konuya iliĢkin öğrenci ifadesi aĢağıda paylaĢılmıĢtır. “ Bitkiler canlıdır, hayvanlarda canlıdır bende canlıyım, bitkileri koparırsak öldürmüĢ oluruz,öldürmüĢ olursak bize katil derler. Bitkiler canlı olmasaydı susamazlardı.” (Ö-3) Sera çalıĢmasından sonra öğrencilerin %90 ı tohumun ne olduğunu doğru olarak açıklayabilmiĢtir. AĢağıda öğrenci ifadesinde bunu görmekteyiz. “Fasulye tohumdur, suda bekletince etrafı yeĢil olur,topraktan çıkmak için savaĢır.” (Ö-5) Sera çalıĢmasından önce çocukların %40 ı meyvelerin ağaç dıĢında da yetiĢebileceğini bilmekteyken, uygulama sonrasında bu oran %70 e ulaĢmıĢtır. Konuya iliĢkin öğrenci ifadesi aĢağıda verilmiĢtir. “seradan topladığım meyveleri, beslenme saatinde öğretmenimle yedim. Domatesler biraz küçüktü ama olsun.” (Ö-4) Meyveler temasında dikkati çeken bir baĢka nokta da halk arasında sebze olarak ifade edilen domates, biber,patlıcanında aslında meyve olduğunun öğrenciler tarafından kavranmasıdır. Bir öğrenci bu konuyla ilgili düĢüncesini Ģöyle ifade etmiĢtir. “Seradan meyve toplamaya gittik,fasulye beni kaĢındırdı,domatesler zor büyüdü,marullar hemen büyüdü,meyveler çok yarayıĢlıdır.” (Ö-12) Tablo-1 incelendiğinde sera çalıĢması öncesinde çocukların çoğu suyun bitkiye hiçbir zararının olmayacağını düĢünürken çalıĢma sonrasında bu görüĢlerin %50 azaldığı görülmektedir. Öğrenciler artık fazla suyun bitkiyi çürütebileceğinin farkına varmıĢlardır. Öğrenci düĢüncesini Ģu cümle ile ifade etmiĢtir. “Fazla su verdiğimiz bitkiler çürüyerek öldüler” (Ö-20) “Beni bile sürekli sulasanız ben bile çürürüm” (ö-11) Seranın temel amacının bitkilerin yetiĢmesi için uygun ısı koĢullarını sağlamaktır. Okul bahçesinde sera çalıĢmasına katılmadan önce öğrencilerin sadece %20 si bu yönde açıklamalar yapabilmiĢtir. Kendileri bizzat serada uğraĢtıktan sonra çocukların %80 i sera ve sıcaklık arasındaki bağlantıyı kavrayabilmiĢtir. Öğrenciler düĢüncelerini Ģu Ģekilde ifade etmiĢlerdir. “Sera naylon demektir.bitkilerin üzerini naylonla örtmezsek,üĢüyüp hasta olurlar,üzerinde noktalar oluĢur.onlar üĢümesin diye sera yaparız” (Ö-18) “Seranın içi çok sıcak.” (Ö-16) 4.YORUM/TARTIġMA ÇalıĢmanın bulguları incelendiğinde çocukların 4/5 i gibi büyük bir bölümü bitkilerin canlı varlıklar olduğunu bilmemektedir. Gatt (2007) nin 50 Maltalı çocuk ile yaptığı çalıĢmada da benzer sonuçlar elde edilmiĢtir. Hatta çocuklar aynı özelliklere sahip bitkilerin bir kısmını canlı olarak ifade ederken bir kısmının canlı olmadığını savunabilmektedirler. Okul bahçesinde sera çalıĢması sonrasında öğrencilerin %80‟i bitkilerin canlı olduğu açıklamasını yapabilmiĢtir. Diğer bir ifade ile sera çalıĢması öğrencilerin %60 nın bitkilerin canlı olduğunu kavramasını sağlamıĢtır. Bu olumlu değiĢimin temel sebebi serada çocukların bitkilerin yaĢam döngülerine birebir tanıklık etmesinden kaynaklanıyor olabilir. Çocuklar seraya bitkileri fide veya tohum Ģeklinde ekmiĢler, onların büyüyüp geliĢmelerini gün gün izlemiĢlerdir. Bitkinin suya olan ihtiyacından, güneĢe yöneliminden, yapraklarının üzerindeki gözeneklerde ki boĢaltım ürünlerini gözlemlemek bitkilerin canlılık özelliğinin farkına varılmasını sağlamıĢ olabilir Sera çalıĢması öncesinde çocukların %40 ı tohumun cansız olduğunu ve bitkiye dönüĢmeyeceğini düĢünmektedir. Jewell 2002 yaptığı çalıĢmada 11 yaĢ gurubu çocukların tohum hakkında oldukça sınırlı bilgiye sahip olduklarını tespit etmiĢtir. Sera çalıĢması sırasında çocukların her biri kendisine verilen tohumu toprağa koymuĢ, ona can suyu vermiĢ, ilerleyen süreçte topraktan filizlerin çıktığına Ģahit olmuĢlar, bu filizinde geliĢip büyüyerek olgun bitki halini aldığını gözlemlemiĢlerdir. Hatta bitkinin meyvelerini toplayıp yemiĢlerdir. Bütün bunlar öğrencilerin tohum hakkında bilgilenmesini sağlamıĢtır. Sera çalıĢmalarına katılmadan önce çocukların meyve kavramı hakkındaki ifadeleri elma, armut, portakal ile sınırlıdır. Öğrenciler için domates, biber, patlıcan meyve değildir. Serada kendi bitkilerini yetiĢtirmek öğrencilerin %60‟nın meyve hakkında daha derin bilgiler elde etmesini sağlamıĢtır. Artık öğrenciler için meyve kavramı sadece ağaçta yetiĢen tatlı yiyeceklerin ötesindedir. Halk arasında genellikle sebze olarak adlandırılan domates, patlıcan, biberin de aslında meyve olduğunu anlamıĢlardır. Biz bu olumlu geliĢmeleri serada öğrencilerin meyve oluĢumunu gözlemleme Ģansı bulmalarına bağlamaktayız. Sera çalıĢması öncesinde öğrenciler bitkilerin suya gereksinimleri olduğunun farkındadırlar. Fakat öğrencilerin yarısından çok daha fazlası ihtiyaç fazlası suyun bitkiye zarar verebileceğini düĢünmemektedir. Hatta tam tersine suyun fazla olmasının bitkiye avantaj sağlayacağına inanmaktadırlar. Örneğin bitkiye ne kadar fazla su verilirse bitkinin o kadar hızlı büyüyeceğini iddia etmektedirler. Okul bahçesindeki sera çalıĢmalarına katılmak bitkilerin su ihtiyacı hakkında bilimsel bilgilerin elde edilmesine %50 katkı sağlamıĢtır. Diğer bir ifade ile sera faaliyetleri sonrasında öğrencilerin %80‟i bitkilerin su ihtiyacı konusunda doğru açıklamaları elde etmiĢlerdir. Bu pozitif değiĢimde belki de sera çalıĢmaları sırasında fazla sulanan bitkilerin çürüdüğünün öğrenciler tarafından gözlemlenmiĢ olması etkili olmuĢtur. Bu çalıĢmanın gerçekleĢtirildiği yerleĢim yerinde insanların çoğu geçimini seracılıktan sağlamaktadır. Diğer bir ifade ile çocuklar seraya oldukça aĢinadır. Fakat bu çalıĢma öncesinde bitkileri serada yetiĢtirmenin temel sebebini bitkileri hayvanlar gibi dıĢ tehditlerden korumak olduğunu düĢünmeleri oldukça dikkat çekicidir. Bu göstermektedir ki çocuklar çevrelerinde sık sık karĢılaĢtıkları konular hakkında yanlıĢ düĢünceler geliĢtirebilir. Gatt ve arkadaĢları (2007) yaptıkları çalıĢmada çocukların yaĢadıkları bölgede yetiĢen hatta ailelerinin geçim kaynağı olan bitkiler hakkında bile yetersiz bilgiye sahip olduklarını tespit etmiĢtir. Okul bahçesinde kurulan serayı günlük ziyaretleri sırasında çocuklar seraya ilk girdiklerinde sera içindeki sıcaklıktan rahatsız olmuĢlardır. Seranın içindeki sıcaklığın kendilerini bunalttığını ifade etmiĢlerdir. Öğretmen sera kurmanın amaçlarını öğrencilere açıklamıĢtır. Bütün bunlar öğrencilerin seranın asıl amacının bitkilerin yaĢayabileceği uygun sıcaklığı sağlamak olduğunu kavramalarını sağlamıĢtır. Bütün bunlara bağlı olarak bu araĢtırma kapsamında gerçekleĢtirilen sera çalıĢması öncesinde çocukların bitkiler hakkında bilgilerinin oldukça sınırlı olduğu, zihinlerinde birçok yanlıĢ bilgi olduğu söylenebilir. Bu durumun sebeplerinden biri belki de en önemlisi okul öncesi dönem öğretmenlerinin fen öğretimi açısından yetersizlikleri olabilir. Okul öncesi dönem öğretmenleri genellikle fen konularına hâkim değillerdir ve fen öğretiminden çekinmektedirler. Bazı çalıĢmalar öğretmenlerin çoğu bitkiyi tanımadığını ortaya koymaktadır (Atiye,2006). Bu bağlamda öğretmenlerin yeterli bilgiye sahip olmadığı, konu bilgisi eksikliğinden çok daha önemlisi kendisini yeterli hissetmediği durumlarda etkili öğretimlerin gerçekleĢmesini beklemek çok gerçekçi olmayacaktır. BaĢka bir sebep ise bitki körlüğü olarak adlandırdığı durum olabilir. Bitki körlüğü bitkilerin diğer canlılara göre hareketlerinin daha sınırlı olması, yüzlerinin olmaması vb. sebeplerden dolayı insanların bilinçleri dıĢında kalmasıdır. Schussler ve Olzak (2008) yaptığı çalıĢmada botanik ve psikoloji sınıfı olmak üzere 2 sınıf oluĢturulmuĢtur. Her guruba da eĢit sayıda hayvan ve bitki resimleri gösterilmiĢtir. Botanik sınıfı öğrencileri bile hayvan resimlerini bitki resimlerinden daha iyi hatırlamıĢ oldukları görülmüĢtür. BaĢka bir sebep ise basılı öğretim materyalleri olabilir. Ders kitabı gibi basılı öğretim materyallerinde bitkilere oldukça az yer verildiği literatürde kaydedilmiĢtir. (Schussler ve Olzak,2008) Çocuklar dünyayı anlamlandırmaya çalıĢırken fen ve doğaya iliĢkin bilgileri eylem ve gözlem olmak üzere iki yolla öğrenebilirler (Kamii ve Devires, 1978). Çocuklar bilgileri objelerle özel eylemlerde bulunarak veya içerisinde bulundukları ortamı gözlemleyerek elde edebilirler. Her iki durumda bilgiye en üst düzeyde ulaĢılabilmesi için bazı kriterlerin sağlanmıĢ olması gerekir. Wardle (2003) bu kriterleri dört maddede toplamıĢtır. Birincisi çocukların nesneye kendi hayat deneyimleriyle birinci elden ulaĢmalıdır. Ġkincisi çocuklar kendi eylemlerini değiĢtirip geliĢtirmelidir. Üçüncüsü nesnelerin hareketleri ve tepkileri gözlemlenebilir olmalıdır. Son olarak bu eylemler hemen gerçekleĢmelidir. Bizim çalıĢmamızda çocuklar bilgiye birinci elden ulaĢmıĢlar ve kendileri bizzat gözlemleyerek bitkilerin yaĢam döngüleri hakkında bilgi edinmeye çalıĢmıĢlardır. Bitkiye dokunmuĢlar, koklamıĢlar, bitkinin yetiĢmesi için uygun ortam sağlamıĢlar, meyvelerini toplamıĢlardır. Bütün bunlar çocukların bitkilerin canlılık özellikleri, tohum, meyve, su ihtiyacı ve sera hakkında daha geniĢ ve daha derin bilgilere ulaĢmasını desteklemiĢtir. Bulgularımızı incelediğimizde görüyoruz ki çocuklar sera çalıĢması öncesinde bitkilerin canlı olup olmadığı konusunda ortak bir fikre sahip değildi. 50 Maltalı çocukla yapılan araĢtırmada olduğu gibi aynı özelliklere sahip bitkilerin bile bir kısmına bitki ve canlı derken bir kısmına cansız ve bitki değil dediğini görüyoruz. Yapılan çalıĢma sonrasında çocuklar bitkinin canlı olduklarını öğrendi çünkü bitkiler büyüdü. Çocuklar bitkilerin büyüdüğüne Ģahit oldu. Kendisi gibi bitkininde büyüdüğünü gördü. Bitkinin tohum halinden baĢlayarak tüm geliĢim aĢamalarını gözlemleme fırsatı bulmuĢtur. Bitkinin suya olan ihtiyacından, güneĢe yöneliminden, günden güne büyümesinden bitkilerin canlı olduğu sonucuna varmıĢlardır. Bitkilerin yaĢamlarını sürdürebilmeleri için suya ihtiyaç duyduklarının farkındaydılar, fakat ne kadar çok su verirlerse o kadar çabuk ve çok büyücüklerini düĢünmekteydiler. Fazla su verdiklerinde bitkilerin çürüyebileceğini düĢünmemekteydiler. Serada fazla su verilen bitkilerin çürüdüklerini gördüklerinde fazla suyun bitkileri çürütebileceği sonucuna varmıĢlardır. ÇalıĢmaya baĢlamadan önce çocuklar tohumun cansız olduğunu ve bitkiye dönüĢemeyeceğini, toprağın altında kaybolacağını düĢünmekteydiler suda bekletilen tohumların yeĢerdiklerini gördüklerinde çürüdüklerini düĢünmüĢlerdir. Çocuklar her birine verilen tohumu toprağa koymuĢlar, can suyu verdikten sonra üstünü toprakla örtmüĢlerdir ve ilerleyen süreçte topraktan çıkan bitkinin büyüdüğünü görmüĢlerdir, tohumun topraktan çıkıp büyüyebileceğine Ģahit olmuĢlardır. (Jewell,2002) çalıĢmasında da 11 yaĢında ki çocukların tohum hakkında bilgileri yoklanmıĢ ve tohum hakkında oldukça sınırlı bilgiye sahip oldukları görülmüĢtür. 11 yaĢında ki çocuklar tohumu küçük gözyaĢı Ģeklinde tanımlamıĢ ve canlılık faaliyetleri hakkında kesin bilgiye sahip olmadıklarını ifade etmiĢtir. Meyve kavramı çocuklar için elma armut portakal tanımlamasından ileri gidememesine rağmen çalıĢma sonrasında tüm bitkilerin meyvelerine dokunmuĢlar, koklamıĢlar ve onları toplamıĢlardır.meyvelerin yalnızca ağaçta yetiĢmediğini kendi cümleleriyle belirtmiĢlerdir. Sera ile ilgili düĢünceleri bitkileri hayvanlardan korumak iken, seranın içerisinde ki ısıyı hissettiklerinde sera ile sıcaklık arasında iliĢki kurmuĢlardır.bitkilerin büyüyebilmeleri için belli bir sıcaklığa ihtiyaç duyduklarını ısıyı hissettiklerinde ifade etmiĢlerdir. Çocuklar dünyayı anlamlandırmaya çalıĢırken fen ve doğaya iliĢkin bilgileri eylem ve gözlem olmak üzere iki yolla öğrenebilirler (Kamii ve Devires, 1978). Çocuklar bilgiyi objelerle özel eylemlerde bulunarak kazanabilirler veya içerisinde bulundukları ortamı gözlemlerle ve bilgiye bu Ģekilde ulaĢırlar. Her iki durumda ki bilgiye en üst düzeyde ulaĢılabilmesi için gereken kriterler vardır ki, Wardle (2003) bunu dört maddede toplamıĢtır. Birincisi çocukların nesneye kendi hayat deneyimleriyle birinci elden ulaĢmalıdır. Ġkincisi çocuklar kendi eylemlerini değiĢtirip geliĢtirmelidir. Üçüncüsü nesnelerin hareketleri ve tepkileri gözlemlenebilir olmalıdır. Son olarak bu eylemler hemen gerçekleĢmelidir. Bizim çalıĢmamızda çocuklar bilgiye birinci elden ulaĢmıĢlar ve kendileri bizzat gözlemleyerek bitkilerin yaĢam döngüleri hakkında bilgi edinmeye çalıĢmıĢlardır. Bitkiye dokunmuĢlar, koklamıĢlar, bitkinin yetiĢmesi için uygun ortam sağlamıĢlar, meyvelerini toplamıĢlardır. Okul öncesi dönem çocuklarına uygulanan fen ve doğa eğitiminin eksik olduğu görülmektedir. Diğer çalıĢmalarda da bahsedildiği gibi çocuk okul öncesi döneme gelmeden önce televizyondan öğrendikleri ile geliyor okula ve bitkilere dokunma konusunda bile tereddütler yaĢayabiliyor. Daha önceki yıllarda psikoloji ve botanik sınıfı kurularak yapılan araĢtırma sonuçlarında olduğu gibi hayvanlara ilginin daha çok olduğu bitkilere karĢı ilgisizliğin olduğu açıkça görülmektedir. Çocuklar bitkileri özel isimleriyle hatırlamak yerine ot çimen ağaç olarak hatırlamaktadır. YaĢadıkları bölgede yetiĢen hatta ailelerinin geçim kaynağı olan bitkiler hakkında bile yetersiz bilgiye sahip oldukları görülmüĢtür. Bu durumun nedenleri düĢünüldüğünde; okul öncesi dönem öğretmenlerinin fen ve teknoloji konularına hâkimiyetinin olmamasından söz edilebilir. Yeterli bilgiye sahip olmayan öğretmenlerin konuyu öğrenciye aktarmasında ve öğrenci tarafından benimsetilmesini sağlanmasında sorunlar oluĢtuğu söylenebilir. Ders kitapları incelendiğinde hayvan resimlerine bitki resimlerinden daha çok yer verildiği görülmektedir. Bir diğer neden ise bitkilerin hareket etmemesi,bir yüzünün olmaması gibi nedenlerle genellikle insanların bilinçleri dıĢında kalıyor olmasıdır, bu da bitki körlüğü olarak tanımlanıĢtır. Asıl mesele eğitim sisteminin bitkilerin öğrenilmesine yönelik planlı ve sistemli hedeflerinin olmasıdır.Bu amaç doğrultusunda öğrenmeyi gerçekleĢtirecek öğrenme ortamının sağlanması oldukça önemlidir. 5. SONUÇ VE ÖNERĠLER Okul bahçesine kurulan sera ile öğrenciler, bitki çeĢitlerini, bitkilerin temel özelliklerini ve onların yaĢam döngülerini etkili bir Ģekilde öğrenmiĢlerdir. Bitkilerin canlılık özelliği,tohum meyve,sera ve su temalarında öğrenciler eksik bilgilerini gidermiĢ yanlıĢ bilgilerini düzeltmiĢlerdir. Öğrencilerin sık sık seraya ne zaman gideceğiz gibi sorular sordukları gözlemlenmiĢtir. Seraya her gittiklerinde bitkilere sarılma, sevme, öpme, konuĢma gibi davranıĢlarda bulunmuĢlardır. Bu nedenle doğrudan bu araĢtırmanın kapsamında olmamakla birlikte sera çalıĢmasının öğrencilere bitki sevgisi ve doğa sevgisi kazandırdığı söylenebilir. Sera çalıĢmasının hedef kitlesi okul öncesi çocukları olmasına rağmen çalıĢmanın sürdürüldüğü okulun diğer öğrencileri de bu çalıĢmadan olumlu yönde etkilendikleri söylenebilir. Örneğin sera için tohum ve fide sağlayan ikinci kademe öğrencilerinde yardımlaĢma paylaĢma duygularının geliĢtiği gözlemlenmiĢtir. Okul öncesi dönem çocuklarının fiziki güçlerinin yetmediği durumlarda ikinci kademe öğrencileri onlara yardımcı oldukları ve bunu gönüllü olarak yaptıkları, serayı koruma yönünde davranıĢlar sergiledikleri dikkat çekmiĢtir. Bu bağlamda sera çalıĢması okuldaki tüm öğrencilere biliĢsel, duyuĢsal ve psikomotor alanlarda katkı sağladığı söylenebilir. Okul bahçesine sera kurularak veya botanik bahçesi oluĢturularak çocukların bitkileri öğrenmesi oldukça zevkli ve dikkat çekici bir çalıĢma haline dönüĢtürülebilir. Okul bahçesi bu tür uygulamalar için müsait değilse, sınıf ortamında her çocuğun bir saksı çiçeği olabilir ve onun tüm bakımıyla çocuğun ilgilenmesine olanak sağlanabilir. BĠLGĠ EKSĠKLĠKLERĠ ve ÖNTEST SON TEST DEĞĠġĠ KAVRAM YANILGILARI M f % f % Bitkiler cansızdır. 16 80 4 20 -60 Tohumdan bitki oluĢamaz. 8 40 2 10 -30 Bitkiler meyve vermez. 12 60 6 30 -30 Sadece ağaçlar meyve verir. Su ihtiyacı Bitkiye ne kadar çok su 14 70 4 20 -50 verilirse bitki o kadar hızlı ve çok büyür. Sera Sera bitkileri hayvanlardan 16 80 4 20 -60 korumak için yapılan örtüdür. Tablo 1: Okul öncesi dönem çocuklarının sera çalıĢmasından önce ve sonra bitkiler hakkında ki yanlıĢ ve eksik bilgileri TEMALA R Canlılık Tohum Meyve KAYNAKLAR Kamii,C. And Devires,R, (1978).Dhysical knowledge in preschool education: Implications of Piaget‟s thory. Englewood Cliffs,NJ: Prentice Hall Adak,A. (2006). Okul öncesi Dönem Eğitimi Öğretmenlerinin Fen Öğretimine Yönelik Tutumları ile DüĢünme Sitilleri Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi Arnas, Y. A. (2002). Okulöncesi Dönemde Fen Egitiminin Amaçları, Çocuk Gelisimi ve Egitimi Dergisi, Sayı: 6-7, s. 1-6. Akyüz,Y. “Eğitimde Çocuk Doğa Ve Çevre Korunmasının ĠliĢkisi” , Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi ,Ankara, 1979 Avcı, N. ve Dere, H. (2002). Okul Öncesi Egitim Kurumlarında Fen ve Doga Çalısmaları, V. Fen Bilimleri Egitimi Kongresi, Cilt 2, 16-18 Eylül, Ankara Avcı, N. (2005). Fen Doga Egitiminde Proje Yaklasımı, Gelisim ve Egitimde Yeni Yaklasımlar (2), Editör: Müzeyyen SEV_NÇ, Morpa Yayınları, Ġstanbul. Ayvaz, Z. ve ArkadaĢları Okul Öncesi Çevre Eğitimi Çevre Koruma Ve AraĢtırma Vakfı, Çevre Eğitimi Merkezi Yayınları: Ġzmir,1998 Brandt, D.Ve Röthinger,JNatur-Kinder Garten Ein Materialhelt Für Kinder ,Förderverein Natur-Und Schulbiologi Ezenturum,Leverkusen, 1993 Brenneman K. (2009). Preschoolers as Scientific Explorers,Young Children ,64(6),54-60 14. Milli Eğitim ġurası (1993). Raporlar, GörüĢmeler, Kararlar, 27-29 Eylül, Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 230 (1). Brewer, J.A. (2001). _ntroduction to Early Childhood Education, Allyn&Bacon, U.S.A. Brewer, M.B., Crano, W.D. (1994). Social Psychology, U.S.A.: West Publishing Bowman, B. T. (1998). Math, Science and Technology in Early Childhood Education, American Association for Advancement of Science, Washington, DC. ; National Science Founation, Washington, DC. Charlesworth, R., Lind, K.K. (2003). Math And Science For Young Chilren, U.S.A.: Delmar Learning. Çepni, S. (2010). AraĢtırma ve Proje ÇalıĢmalarına GiriĢ, Celepler Matbaacılık, Trabzon Eliason, C. And Jenkins, L. (1999). A Practical Guide To Early Childhood Curriculum, Merril, New Jersey. Gallas, K. (2009). ScienceLiteracy: BeginwithHuman nature,ExtendwithRelationships. ScienceExchange,November/December, 50-52. Hamamcı C. ve KeleĢci,R. Çevrebilim. Ġmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 1998 Holt. B. (1989) “Science with Young Children” , National Association fort he Education of Young Children: Washington D.C Howe ,jones (1975) Engaging children in sience. Colombus,Ohia.Second Edition. Howitt C. Levis. S. & Upson E.(2011). „It‟s mystery!‟ A case study of implementing fronsic sciense in preschool as scientific inguiry.Australian Joumal of early Childhood 36(3),45-55 Hamurcu, H. ve Özyılmaz, G. (2001). Sınıf Ögretmeni Adaylarının Fen Bilgisi Dersine Yönelik Tutumları ve Fen Egitimine Yansımaları, Fen Bilimleri Egitimi Sempozyumu, 7-8 Eylül, _stanbul. Hamurcu, H. (2003). Okul Öncesi Egitimde Fen Bilgisi Ögretimi: Proje Yaklasımı, Egitim Arastırmaları Dergisi, Sayı: 13, s.66-72. Küçükturan, G. Öztürk, S. ve Cihangir, S. (2000). Okul Öncesi Dönem Altı Yas Grubu Çocuklarına Depremin Olusumu, Deprem-Fay Ve Yer _liskisinin Analoji Teknigi _le Ögretilmesi, IV. Fen Bilimleri Egitimi Kongresi, Ankara. Lind, K. K. (1998). Science in Early Childhood: Developing and Acquiring Fundamental Concepts and Skills, National Science Foundation, Washigton, DC. Lind, K. K. (1998). Science in Early Childhood: Developing and Acquiring Fundamental Concepts and Skills, National Science Foundation, Washigton, DC. Wardle, F. (2003). Early Childhood Education: A Multidimensional Approach To Child-Centered Care And Learning, Allyn And Bacon, Boston. http://www.montessoriokulu.web.tr/ JBE | Volume 42 Number 3, Summer 2008 112-118 Volume 41 Number 3, Summer 2007 | JBE 117-121 Journal of Biological Education (2002) 3673 116-121 Sience and children summer 2008 29-31 Ek-1: Sera yapılan alanın ilk hali Ek-2: Humuslu toprak dökülürken Ek 3: Toprağın alana yayılmasının sağlanması Ek-4: Sera naylonu için öğrenciler ölçü alırken Ek 5:Sera alanının etrafını çevirirken Ek 6: Öğrencilerin getirdikleri fideler ek 6: Okulun tüm birimleri yardım ederken Ek 7: okul öncesi öğrencilerinin sera ziyaretleri Ek-8: çocuklar bitkiyle konuĢurken Ek 10: Görev alan öğrenciler Ek-9: çocuklar bitkilerin etrafını temizlerken Ek -11: Çocuklara doğa ile ilgili maskeler çizerken Ek 12: Sera çalıĢmasında görevli öğrenciler sınıf ortamında görüĢlerini paylaĢırken Ek 13: Öğrenci çalıĢmaları Ek-14: serada buldukları uğurböceğinin resmi