Tam Metin - Gençlik Araştırmaları Dergisi
Transkript
Tam Metin - Gençlik Araştırmaları Dergisi
BİLGİ TOPLUMUNA DÖNÜŞÜM İÇİN 21. YÜZYIL BECERİLERİ VE CEZAEVLERİNDE HÜKÜMLÜ GENÇLERE YÖNELİK EĞİTİMLER1 Ömer Uysal-Turhan Turunç-Yusuf Ay-Aydın Kelek-Kadir Çıray ÖZ Bütün ülkeler nitelikli insan gücü yetiştirmek için eğitim politikaları üretmektedir. Ülkemizde Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) 2000 yılında hazırladığı Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın 1203. maddesinde eğitim sisteminin doğrultusunu belirleyecek politika tanımlanmaktadır. “İnsan gücü stratejik bir kaynak olarak değerlendirilecek, eğitim politikaları hızla değişen teknolojilere uyum sağlayabilen, sorun giderici ve yaratıcı niteliklere sahip insan gücü yetiştirmeye yönelik olacaktır” olarak belirtilen bu madde ile ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan profili tanımlanmıştır. Alan uzmanları bilgi toplumu için gerekli insan profilini 21. yüzyıl becerileri olarak tanımlamaktadır. 21. yüzyıl becerileri; problem çözme ve eleştirel düşünme, işbirliği ve iletişim, yaratıcılık ve yenilenme becerileri olarak tanımlanabilir. Bireylerin, karmaşıklaşan ekonomik ve toplumsal yapıya uyum sağlayabilmeleri, hızla değişen ve gelişen teknolojiyi yakalayabilmeleri, hızla üretilen bilgi yığınları arasında bilgiyi seçerek, analiz ederek ve değerlendirerek elde etmeleri, elde ettikleri bilgiyi günlük yaşamlarında kullanabilmeleri ve ürüne dönüştürebilmeleri için 21. yüzyıl becerilerine sahip olmaları gerekmektedir. Bu kapsamda hükümlü gençlere cezaevlerinde 21. yüzyıl becerilerinin kazandırılmasına yönelik eğitimler verilmektedir. Hükümlülerin tahliye sonrası yeniden suç işleme ihtimalinin yüksek olması, toplumla uyum sağlamada gözlemlenen sıkıntılar, hükümlülere tahliye sonrası yaşam için temel eğitim ve iş bulma ya da kurabilmeleri için de meslek eğitimi verilmesi gerektiğini göstermektedir. Avrupa’da da cezaevinde eğitim sürecinin meslek eğitimi olarak başladığı görülmektedir. ANAHTAR KELİMELER: Hükümlü Gençler, 21.yüzyıl Becerileri, Cezaevlerinde Eğitim Bu çalışma, 2013 yılı 2. dönem Gençlik Projeleri Destek Programı/Sosyal Dâhil Etme Projeleri kapsamında yürütülen “Hükümlü Gençlere 21. yy. Becerilerinin Bilişim Teknolojileri Yardımıyla Kazandırılması” adlı proje çerçevesinde hazırlanmış olan raporun gözden geçirilmiş biçimidir. Yrd. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Arş. Gör., Osmangazi Üniversitesi Arş. Gör., Anadolu Üniversitesi Arş. Gör., Anadolu Üniversitesi 1 GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ © Yıl: 2 ǀ Cilt: 2 ǀ Sayı: 4 ǀ 2014-4 ISSN: 2147-8473 21ST CENTURY SKILLS FOR TRANSFORMING INFORMATION AGE AND EDUCATION FOR CONVICTED YOUNGSTERS IN PRISONS2 Ömer Uysal-Turhan Turunç-Yusuf Ay-Aydın Kelek-Kadir Çıray ABSTRACT Countries adopt education policies to train qualified manpower. Turkey’s educational policy is defined by item 1203 of Long Term Strategy and Eighth FiveYear Development Plan of year 2000 by State Planning Organization. The item defines the needed human skills of Turkey by stating “Manpower will be considered as a resource and educational policy will be aiming to educate manpower that can coordinate with changing technologies, solve problems and have creative characteristics”. Experts called those skills which are required for information age as “21st century skills”. The most important 21st century skills are: Problem solving, critical thinking, cooperation and communication, creativity and renewal skills. These skills are needed for individuals to adapt in increasingly complicated economic and social structure, to grasp the ever changing and evolving technology, to pick related information from the fast growing masses of information, to analyze and evaluate the information, to use this information in daily lives and to attain knowledge-based production. Due to the facts that convicted youngsters tend to commit crimes after their releases and they have difficulties in adapting to society, convicts need social education for their lives after release and vocational education for employment or establishing their own businesses. Education process of the incarcerated in Europe starts with vocational education. KEYWORDS: Convicted Youngsters, 21st Century Skills, Education in Prisons 2 This article is a revised edition of the report for the project titled “Educating the Convicted Youth on the 21. Century Skills by Means of Information Technologies” which was supported by the Ministry of Youth and Sports within the scope of “Support for Youth Projects /Social Inclusion Projects”. Asst. Prof. Dr., Anadolu University Eskişehir Attorney Research Asistant, Osmangazi University Research Asistant, Anadolu University Research Asistant, Anadolu University GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ © Yıl: 2 ǀ Cilt: 2 ǀ Sayı: 4 ǀ 2014-4 ISSN: 2147-8473 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray GİRİŞ: BİLGİ TOPLUMUNA DÖNÜŞÜM İÇİN 21. YÜZYIL BECERİLERİ lkeler, nitelikli insan gücü yetiştirmek için eğitim politikaları üretir. Ülkemizde Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) 2000 yılında hazırladığı Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın 1203. maddesi eğitim sisteminin doğrultusunu belirleyecek politikayı tanımlamaktadır (DPT, 2000:7). Bu madde “İnsan gücü stratejik bir kaynak olarak değerlendirilecek, eğitim politikaları hızla değişen teknolojilere uyum sağlayabilen, sorun giderici ve yaratıcı niteliklere sahip insan gücü yetiştirmeye yönelik olacaktır” şeklindeki açıklama ile ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan profilini tanımlamıştır. National School Board Association’ın 2002 yılı raporuna göre, Kanada’da yapılan bir çalışmada, ileri düzey teknoloji şirketlerinde çalışan personelin sadece % 10’unun vasıfsız iş gücü olduğu belirlenmiştir (National School Board Association, 2002). Bu bakımdan dünyada teknolojik gelişmeleri takip etmenin ve yaşadığımız zamana ait becerileri kazanmanın önemi her geçen gün artmaktadır. 21. yüzyıl becerileri son zamanlarda dünyanın birçok ülkesinde akademik olarak araştırılan ve birçok ülkenin de eğitim hedeflerinin temeline aldıkları bir beceriler dizisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Küreselleşme olgusu ile birlikte ekonomi, teknoloji ve bilim alanındaki değişim ve gelişmeler ülkeleri, toplumları ve toplumlara yön veren kurumları da etkilemektedir. Değişen teknoloji ile bilgi hızla üretilip hızla yayılmakta ve geniş kitlelere ulaşmaktadır. Bireylerin değişimlere uyum sağlayabilmeleri, ulaştıkları bilgiyi yaşamlarında kullanabilmeleri için birtakım becerilere sahip olmaları gerekmektedir. Yaşadığımız 21. yüzyılda, ihtiyaç olunan bilgilere ulaşmak ile birlikte önemli olan ekonomik ve sosyal yaşamda ulaşılan bilgilerin nasıl analiz edilip kullanılacağıdır. Dolayısıyla 21. yüzyılda, bireylerden beklenenler de değişmektedir. Bireylerden beklenenler; karar verebilme, bağımsız düşünebilme, problem çözebilmeleridir (Silva, 2009:630). Bireylerin sahip olması gereken bu beceriler, 21. yüzyıl becerileri olarak adlandırılmaktadır. 21. yüzyıl becerileri; problem çözme ve eleştirel düşünme, işbirliği ve iletişim, yaratıcılık ve yenilenme becerileri olarak tanımlanabilir. Bu beceriler, öğrencilerin şimdiki ve gelecek sosyal ve çalışma yaşamlarında Ü 104 Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ başarılı olabilmeleri için temel becerilerdir (Partnership for 21st Century Skills, 2009:1). 21. yüzyıl becerileri, bireylerin karmaşık görevleri, düşünmeyi ve iletişimi yerine getirmesini sağlamaktadır. Başka deyişle bireylerin eleştirel düşünme ve yenilenme ve iletişim becerilerine sahip olmasıdır. Bireylerin, karmaşıklaşan ekonomik ve toplumsal yapıya uyum sağlayabilmeleri, hızla değişen ve gelişen teknolojiyi yakalayabilmeleri, hızla üretilen bilgi yığınları arasında bilgiyi seçerek, analiz ederek ve değerlendirerek elde etmeleri, elde ettikleri bilgiyi günlük yaşamlarında kullanabilmeleri ve ürüne dönüştürebilmeleri için 21. yüzyıl becerilerine sahip olmaları gerekmektedir. 21. yüzyıl becerileri adı verilen bu becerileri bireyler eğitim yoluyla edinebilirler. Partnership for 21st Century Skills araştırma grubu bilgi toplumuna yönelik 21. yüzyıl becerilerini Avrupa ve Dünya insanı olma yolunda açıklayan bir gruptur. Partnership for 21st Century Skills’e göre 21. Yüzyıl becerileri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir: Tablo 1. Partnership for 21st Century Skills’e göre 21. Yüzyıl becerileri Öğrenme Becerileri Bilgi ve iletişim teknolojileri becerileri Düşünme ve problem çözme becerileri Kişiler arası ve özyönetim becerileri Bilgi ve medya okuryazarlığı becerileri Farklı medya ve formlardaki bilgiye erişme, analiz etme, yönetme entegre etme, değerlendirme ve oluşturma. Medyanın tolumdaki rolünü kavrama. İletişim becerileri Farklı form ve bağlamdaki sözlü, yazılı ve multimedyatik iletişimleri yönetmeyi ve oluşturmayı kavrama Kritik düşünme ve sistem düşünme Çeşitli bağlantılar arasındaki ilişkiyi anlamak ve karmaşık seçimler yapmak için muhakeme yapma Problemi farkına varma, formulize etme ve çözme Problemi çerçeveleme, analiz etme ve çözebilme Yaratıcı ve entelektüel merak Yapıcı, uygulayıcı ve yeni fikirlerle diğerleri arasında ilişkiler kurabilme. Yeni bakış açılarına ve dönüşümlere açık olma Kişilerarası ve işbirliği becerileri Takım çalışması ve liderliği becerileri gösterme, farklı sorumluluk ve rollere adapte olabilme, işbirliği içinde ürün odaklı çalışabilme, empati kurabilme ve çeşitli perspektiften bakabilme Öz yönetim Bireysel anlama ve öğrenme ihtiyaçlarını yönetebilme, uygun kaynakları konuşlandırabilme ve bir alandaki öğrenmelerini diğer alanlarda uygulayabilme Hesap verebilirlik ve adapte olabilirlik İşyerinde ve insani ilişkilerinde kişisel sorumluluk alma ve açık görüşlü 105 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray olma, belirsizlikleri tolere etme Sosyal sorumluluk Toplum bağlamında, işyerinde ve bireyler olarak ilişkilerinde etik davranışlar gösterme ve sosyal sorumluluk bilincine sahip olma 106 Yukarıda gösterilen becerilerin iyi analiz edilmesinde bilgi okuryazarı, medya okuryazarı gibi kavramların üzerinde durulmalıdır. Kısaca bir bilgi edinme problemini çözme becerisi olarak ifade edilen bilgi okuryazarlığı literatürde iki farklı yaklaşıma göre tanımlanmaktadır. Bu yaklaşımlardan biri “bilgi okuryazarlığı” kavramını, diğeri ise “bilgi okuryazarı bireylerin özelliklerini” açıklamaktadır. Bilgi okuryazarlığı kavramı ilk kez 1974’te Amerika Bilgi Endüstrisi (Information Industry Association [IIA]) başkanı Paul Zurkowski tarafından, şu şekilde ifade edilmiştir: İşlerinde bilgiyi ve bilgi kaynaklarını kullanma becerilerine sahip olanlar, bilgi okuryazarı olan bireylerdir. Bu becerilere sahip bireyler sorunlarını bilgiye dayalı olarak çözebildiklerinden yaşam boyu öğrenebilen bireylerdir. Bu bireyler karşılaştıkları sorunları çözmede birincil kaynakların yanında çok çeşitli bilgi araçlarını kullanma tekniklerini ve becerilerini öğrenmişlerdir. Zurkowski ayrıca, “ABD nüfusunun neredeyse tamamı okuryazardır. Ancak bunların çok azı –belki altıda biri- bilgi okuryazarı olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle Ulusal Kütüphane ve Bilgi Bilimi Komisyonu (National Commission on Libraries and Information Science [NCLIS]), bireylerin bilgi okuryazarı olmaları için ulusal bir programın hazırlanmasına öncülük etmelidir” önerisinde bulunmaktadır (Demiralay, 2008). Behrens’e (1994) göre, bu tanımda bir iş ortamında bilgi kaynaklarına başvurulmasına, bilgi araçları ile birincil kaynakların kullanımında bazı tekniklerin önemine işaret edilmektedir. Seamans’a (2001) göre ise Amerika Birleşik Devletleri’nin nüfusunun tamamına yakının okuryazar olmasına rağmen, sadece %16’sının bilgi okuryazarı olarak nitelendirilebilecek olması dikkat çekicidir (akt. Demiralay, 2008). Gelecekbilimci Alvin Toffler (1998), okuryazarlıkla ilgili olarak düşüncelerini şu şekilde ifade etmektedir: “2000'li yılların cahilleri, okuyup yazamayanlar değil, öğrenip, unutup, yeniden öğrenemeyenler olacaktır.” Bu tanımda ise, 21. yüzyıl bireylerinin yaşam boyu öğrenme becerilerine sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır. Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ Doyle (1994), yapılan tanımlardan yola çıkarak bilgi okuryazarı bir bireyin herhangi bir bilgiye ihtiyaç duyduğunda yapacaklarını şu şekilde sıralamaktadır: • İhtiyaçlarına dayalı olarak araştırma sorularını belirler, • Mevcut bilgi kaynaklarını belirler, • Başarılı arama stratejileri geliştirir, • Bilgi kaynaklarına ulaşır, • Bilgiyi değerlendirir ve düzenler, • Mevcut bilgileriyle edindiği bilgileri birleştirir ve • Yeni bilgiyi, eleştirel düşünmede ve problem çözmede kullanır. Bruce (1997) da, Ala (1989) ve Doyle (1994) tarafından yapılan tanımlardan hareket ederek bilgi okuryazarı bir bireyin sahip olması gereken “yedi anahtar özelliği” şu şekilde sıralamaktadır (akt. Demiralay, 2008): • Öğrenmeyle meşgul olma, • Bilgiyi etkin olarak kullanma, • Değişik bilgi teknolojilerini ve sistemlerini kullanma, • Bilgi kullanımını teşvik eden iç dinamiklere sahip olma, • Bilgi dünyası hakkında sağlam bilgiye sahip olma, • Bilgiye eleştirel yaklaşma, • Bilgi dünyasıyla karşılıklı etkileşimi kolaylaştıran kişisel bir bilgi birikimine sahip olma. Tablo 2’de, bilgi okuryazarlığı ve teknoloji okuryazarlığı arasındaki farklılıklar belirtilmiştir (Demiralay, 2008): Tablo 2. Bilgi okuryazarlığı ve teknoloji okuryazarlığı arasındaki farklılıklar Bilgi Okuryazarlığı Bilgi edinme ihtiyacını fark etme Bilgiyi bulmak için uygun yazılı ve elektronik kaynakları kullanma Bilgiyi seçme ve değerlendirme Belirlediği amacı başarmak için bilgiyi etkili kullanma Bilginin yasal ve etik kullanımı Teknoloji Okuryazarlığı Teknoloji kullanma ihtiyacını fark etme Öğrencilerin öğrenmesine yardım etmek için uygun eğitim teknolojisini kullanma Teknolojiyi seçme ve değerlendirme Öğretimsel düzenlemelerde bilgi toplama, değerlendirme ve yönetmek için teknolojiyi etkili kullanma Teknolojinin yasal ve etik kullanımı Bilgi ile ilgili Donanım ve Yazılım ile ilgili 107 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 108 Sonuç olarak bilgi okuryazarlığı, bilgi edinmeye olan ihtiyacın hissedilmesiyle başlayan bilgi edinme problemini çözme sürecinde bilimsel bir ahlakla, bilgi ihtiyacını tanımlama, arama stratejilerini oluşturma, bilgi kaynaklarına ulaşma, ulaşılan bilgi kaynaklarından gerekli bilgiye ulaşma, bilgiyi analiz etme, yorumlama ve değerlendirme etkinliklerinden oluşan becerilerin toplamı olarak tanımlanabilir. Bilgi okuryazarı bir birey sadece bu becerilere sahip olmakla yetinmez, karşılaştığı her türlü öğrenme fırsatını toplum yararına olacak şekilde değerlendirir. O halde, toplumların kalkınması ile sahip olduğu insan profili arasında çok güçlü bir ilişkinin bulunduğu da söylenebilir. Böylelikle, toplumların beklentilerine cevap verebilecek nitelikte insan gücünün yetiştirilmesi konusu gündeme gelmektedir. 21. yüzyıl becerilerinin önemli taşlarından birisi olan medya okuryazarlığından (media literacy) söz edildiğinde pek çok farklı kavram ile karşılaşılmaktadır. Görsel okuryazarlık (visual literacy) eleştirel izleme becerileri (critical viewing skills), medya farkındalığı (media awareness), medya pedagojisi (media pedagogy), eleştirel medya okuryazarlığı (critical media literacy), dijital medya okuryazarlığı (digital media literacy) gibi kavramlar medya okuryazarlığı ile ilişkilendirilse de medya okuryazarlığının literatürde daha çok medya eğitimi (media education) ve medya çalışmaları (media studies) kavramları ile karşılaştırıldığı ya da karıştırıldığı görülmektedir. Bu kavram kargaşası konusunda Kubey ve Donovan (2001) medya okuryazarlığından, sık sık aynı anlamı taşıyan bir kavram olan “medya eğitimi” olarak da söz edildiğini ifade etmiştir. Kubey’e göre medya eğitimi, daha çok Britanya’da ve Fransızca ile İspanyolcanın konuşulduğu diğer ülkelerde kullanılagelen bir terimdir ve bu farkın sebebi İngilizce “okuryazarlık” (literacy) teriminin bu dillere tercüme edilememesidir. Bu nedenle medya okuryazarlığı ve medya eğitimi aynı anlama sahiptir. Yine bu konuda UNESCO’nun 1990 yılında Fransa’da (Toulouse) düzenlediği “Medya Eğitiminde Yeni Yönelimler” isimli bir konferansta “medya eğitimi”, “medya çalışmaları” ve “medya okuryazarlığı” kavramlarının doğru terim olup olmadığı konusunda önemli tartışmalar yapılmıştır. Sonuçta topluma tam anlamıyla katılmak için bilginin okunması ve işlemden geçirilmesi yeteneği ile zihinsel birliği olması sebebiyle bu tartışmanın galibi medya okuryazarlığı kavramı olmuştur. Bununla birlikte “medya eğitimi” de alanda öncü olan İngiltere, Avustralya ve diğer ülkelerde kararlı bir şekilde kullanılageldiği de vurgulanmıştır. Kavramsal tartışma medya Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ okuryazarlığının hem toplumdaki kitle iletişim sistemlerinin yapısı, ekonomisi ve işlevine ilişkin bilgiyi hem de kitle iletişim araçlarının estetik ve ideolojik içeriğini okumayı sağlayacak analitik becerileri içeren bir kavram olduğunun ifade edilmesiyle sonuçlandırılmıştır. UNESCO da bir kurum olarak “medya eğitimi” kavramını medya okuryazarlığı eğitimi yerine kullanmaya devam etmektedir. Bu tartışmalardan da anlaşılabileceği gibi medya eğitimi medya okuryazarlığından çok medya okuryazarlığı eğitimi ile aynı anlama gelmekte; medya çalışmaları ise “kendi kuralları içinde bir uzmanlık alanı olarak” (Masterman, 2001:57) bu iki kavramdan çok daha farklı bir boyutu ifade etmektedir. Öğretilecek beceriye “medya okuryazarlığı”, bu becerinin öğretimine de “medya okuryazarlığı eğitimi” demek doğru bir yaklaşım olabilir. Medya okuryazarlığı kavramı yerine çoğu zaman medya eğitimi ifadesini kullanan UNESCO’nun, düzenlediği konferanslarda ve yayınladığı çalışmalarda bu kavrama yoğunlaştığı görülmektedir. Kuruluş medya okuryazarlığını 1979 Paris birleşiminde şöyle tanımlamıştır: Hem pratik ve teorik sanatlar olarak medyanın tüm seviyelerdeki (ilk, orta, lise, yetişkin eğitimi, yaşam boyu eğitim) ve tüm durumlardaki bütün çalışma, öğrenme ve öğretim biçimleri, tarihi, yaratıcılığı, kullanımı ve değerlendirilmesi, hem de toplumda medyanın işgal ettiği yer, sosyal etkisi, medya iletişiminin, katılımının içinde saklı olan anlam, sebep oldukları algılama tarzı değişikliği, yaratıcı çalışma rolü ve medyaya ulaşma (UNESCO, 1984). Avrupa Birliği, 2006 yılının sonunda gerçekleştirdiği Halka Danışma çalışması kapsamında bir medya okuryazarlığı tanımı ortaya koymuştur: “Medya okuryazarlığı hem çağdaş yaşamımızın önemli bir parçası olan ve her gün karşı karşıya kaldığımız görüntülerin, seslerin ve mesajların gücüne ulaşmak, analiz etmek ve değerlendirmek hem de kişisel olarak ulaşılabildiğimiz medyada yetenekli bir şekilde iletişime geçmektir” (EU, 2007). Genel olarak 21. yüzyıl becerilerine baktığımızda problem çözme becerilerine literatürde geniş yer verildiğini görmekteyiz. Problem çözme becerisi, bireyin birey olma ve çevreyle başa çıkabilme sürecinde en belirleyici etkenlerden biridir. Özelde bireylerin, genelde insanlığın gelişimi ve refahı da bu beceri ile doğrudan ilişkilidir. Stres yaratan durumların aynı zamanda problem durumları da olduğu bilgisinden hareketle, problem çözümünde yaşanan güçlükler, problemlerle etkili baş edememe yoğun strese neden olabilmekte; bu da tükenmişlik ile 109 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray sonuçlanabilmektedir. Bu bağlamda, kişinin problem çözme becerilerinin yeterli olması, problemleriyle etkili başa çıkabilmesi ve yaşadığı stresi kontrol edebilmesi, tükenmişlik düzeyinin artmasını da engelleyecektir. Problem çözme becerisi gelişmeyen bireyin, günlük yaşantısında karşılaştığı problemleri çözüme kavuşturması zor olacağından geçen süreç içerisinde stres düzeyi yükselecek, olumsuz yönde etkilenme ve problemi çözememe ihtimali artacak, sonuç olarak da tükenmişlik yaşamaya başlayacaktır. Problem çözme becerisi kişinin gelişiminde en kritik ve çalkantılı dönem olan ergenlik döneminin sağlıklı yaşanma sürecinde de önemli rol oynar. Buna göre, problemleri ile etkili başa çıkabilen ergen, yoğun stres durumlarını da daha az yaşayacaktır. Ergenin, karşılaştığı problemleri çözme süreci uzadıkça, stres düzeyi de artmakta, yaşadığı yoğun stres problemin çözümünü daha da zorlaştırabilmektedir. TÜRKİYE’DE YETİŞKİN EĞİTİMİNE KURAMSAL BAKIŞ: TARİHİ VE MEVCUT DURUM 110 İnsanlar ilk çağlardan günümüze kadar, yaşamlarını sürdürebilmek için sürekli mücadele etmişlerdir ve yapılan mücadelenin her evresinde kendilerine avantaj sağlayacak sonuçlar çıkarmaya çalışmışlardır. Bu şekilde elde edilen deneyimlere dayalı öğrenmeler daha sonra diğer insanlarla paylaşılarak geniş kitleleri etkilemiştir. Bu olgu genel olarak yetişkin eğitiminin kökenini oluşturmaktadır (Yayla, 2009). Kökleri bu kadar eski tarihlere uzanmasına rağmen, yetişkin eğitimi kavramının ortaya çıkması ve üzerine bilimsel çalışmaların yapılandırılması oldukça yenidir. Daha çok dinsel amaçlı etkinliklerle ortaya çıkan yetişkin eğitimi kavramı, 1950’li yıllara kadar, mesleki ve temel eğitim eksikliklerini gidermek amacı ile yetişkinlere sunulan bir sosyal hizmet olarak algılanmıştır. Günümüzde ise insanların daha bilinçli ve özgürce hareket edip, kararlar verebilmeleri doğrultusunda yetişkin eğitimi önemli işlevler üstlenmiştir (Yayla, 2009). Yetişkin eğitimi istenilen amaca, ihtiyaca ve olanaklara bağlı olarak, üniversiteler, belediyeler, bakanlıklar gibi devlet kurumlan, özel kurumlar, endüstri kuruluşları, vakıflar, dernekler, sendikalar, sivil toplum örgütleri gibi kuruluşlar tarafından çok çeşitli biçimlerde Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ düzenlenebilir. Yetişkin eğitimi programları genellikle şu alanlarda planlanarak gerçekleştirilebilmektedir. Okuma Yazma Öğretimi ve Temel Eğitim: Çeşitli nedenlerle okula gitmemiş olanlara okuma yazma öğretmek; örgün eğitime devam edememiş, ayrılmış olan yetişkinlere yaşamın gerektirdiği temel bilgi ve becerileri öğretmek üzere tamamlayıcı eğitim etkinlikleri düzenlenebilir. Böylece, yetişkinlere eğitim fırsatı verilerek onların öğrenme ve gelişme ihtiyacı karşılanabilir. Akademik Eğitim: Çeşitli nedenlerle örgün eğitime devam edemeyerek ayrılmış yetişkinlere belli bir programın diplomasını kazandırmaya yönelik tamamlayıcı eğitim etkinlikleri düzenlenebilir. Örneğin, yeterli olanaklarının olmaması nedeniyle ortaöğretime devam edememiş bir yetişkinin yetişkin eğitimi programlarıyla ortaöğrenimini bitirerek diploma sahibi olması gibi. Mesleki Eğitim: Belirli bir mesleğe sahip olmayan yetişkinlere mesleki beceri kazandırmaya, meslek edindirmeye; işsiz kalan yetişkinlere yeni beceriler kazandırarak yeni bir işe hazırlamaya; meslek sahibi yetişkinleri mesleklerindeki yeni gelişmeleri öğrenmeleri, bilgilenmeleri ve bu gelişmelere uyum sağlayarak uygulayabilir hale getirmeye yönelik eğitim programlan düzenlenebilir. Böylece, yetişkinler daha nitelikli hale gelirler. Aile Eğitimi: Ailenin fonksiyonlarını, niteliklerini, geliştirmek ve aile üyelerinin (özellikle anne babaların) gelişimini sağlamak üzere eğitim programları düzenlenebilir. Bu aile veya anne-baba eğitim programları; aile ilişkileri, ailede roller, sağlıklı beslenme, aile yönetimi, ailede çatışmaların çözümlenmesi, kişisel bakım, çocuk sahibi olma, çocuk bakımı, çocuk yetiştirme gibi konuları hedefleyebilir. Örneğin, çocuk yetiştirmeyle ilgili olarak bebeklerinin bakımını nasıl yapabilecekleri, çocuklarıyla nasıl etkili iletişim kuracakları, cinsel eğitimi nasıl vermeleri gerektiği, çocuklarının saldırganlığına karşı nasıl tavır sergileyecekleri, başarısızlıklarına karşı nasıl yaklaşması gerektiği, kardeş kıskançlığıyla ile nasıl baş edecekleri, paylaşımcı olmayı, sorumluluk almayı nasıl kazandırabilecekleri gibi çok çeşitli amaçlarla anne-babaların bilgilerini, becerilerini artırmak, olumlu tutumlara sahip olmalarını sağlamak/artırmak ve onları geliştirmek amacıyla eğitim programlan düzenlenebilir. 111 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 112 Genel Kültür Eğitimi: Yetişkinlerin edebiyat, ekonomi, sağlık, tarih, sanat gibi genel konularda bilgilerini artırmak, geliştirmek ve aydınlatmak amacıyla eğitim programlan düzenlenebilir. Örneğin, yetişkinleri ülkeler coğrafyası veya kültürler arası farklılıklar konusunda bilgilendirmek üzere eğitim programları hazırlanabilir. Yurttaşlık Eğitimi: Yetişkinlerin demokrasi, siyasal haklar, insan hakları, medeni hukuk, tüketici hakları, kamu hizmetleri, vergiler gibi konularda aydınlatılmaları, bilinçlendirilmeleri için yetişkin eğitimi etkinlikleri düzenlenebilir. Toplumsal Duyarlılık Eğitimi: Yetişkinlere sivil toplum örgütlerinin toplumsal yargıya katkısı, verimlilik, engelli bireylere yardım ve destek, çevre kirliliği, hayvan hakları, bulaşıcı hastalıklar, biyolojik tehlikeler, şehir yaşamı gibi konularda bilgilerini ve duyarlılıklarını artırmak, bilinçlendirmek ve katkılarını sağlamak üzere eğitici programlar hazırlanabilir. Özdoyum İçin Eğitim: Yetişkinlerin müzik, sinema, tiyatro, dans, el sanatları, resim, heykel gibi alanlardaki ilgi ve yeteneklerini geliştirmek veya kendilerini gerçekleştirmeleri için ilgi duydukları konularda, alanlarda gelişmelerini sağlamak üzere çeşitli eğitim programlan gerçekleştirilebilir. Yukarıda belirtilen eğitim alanlarında yetişkin eğitimi programları düzenlenebilir. Genellikle, yetişkinler yeni bir iş, meslek edinmek, mesleklerini ilerletecek bilgi ve beceriler kazanabilecekleri eğitim programlarına daha çok ilgi göstermektedirler. Türk Eğitim Sistemi iki temel alanda yapılanmıştır; örgün ve yaygın eğitim. Yaygın eğitim tüm bireylerin hangi yaşta olursa olsun -genç ve yetişkin- süregelen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekleştirilen düzenlemeleri ve etkinlikleri içermektedir. Milli Eğitim Temel Kanunu’yla birlikte bireylerin eğitim hakları yasalarla güvence altına alınmıştır (MEB, 1996). Yasadaki 42. maddeye göre, “hiç kimse eğitim haklarından yoksun bırakılamaz”. Böylelikle Türkiye’de yetişkin eğitimi bireyler için bir hak ve devlet için bir sorumluluktur. Devlet bu sorumluluğunu bütün yaş grubundaki ve mesleki anlamda veya devlet ve özel kurumlarla işbirliği içerisinde kurslar düzenleyerek sağlamaya çalışır (Yayla, 2009). Bu kapsamda cezaevlerindeki hükümlüler için de farklı eğitim programları uygulanmaktadır. Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ CEZAEVLERİNDE YETİŞKİN EĞİTİMİ Cezaevleri, bulunduğu ülkenin yargılama sistemi gereği yargılama süreci sonunda suçlu bulunan ve yasanın gerektirdiği süre ile kapalı alanda tutulan veya yargılama süreci devam eden bireylerin tutuldukları kurumlar olarak tanımlanabilir. Bu kurumlarda bulunan bireyler, tutukluluk halinin bitmesine kadar veya ceza süresinin bitiminde tahliye edilene kadar beslenme, sağlık gibi temel gereksinimlerini bulundukları ceza ve infaz kurumlarından faydalanarak yaşamlarını sürdürürler. Hükümlünün tahliye sonrası yeniden suç işleme oranının yüksek olması, topluma yeniden uyum sağlamada gözlemlenen bazı sıkıntılar, hükümlünün temel ihtiyaçlarının sadece beslenme, barınma ve sağlık gibi koşulları sağlamakla sınırlı olmadığını göstermektedir. Bunlara ek olarak içerde özgürlükleri elinden alınmış olan bireylerin tahliye sonrası yaşamlarını düzenleyebilmeleri için temel eğitim almaları ve meslek edinmeleri amacıyla ceza ve infaz kurumları içerisinde eğitim hizmeti verme zorunluluğu ortaya çıkmıştır (Özcan, 2010). Cezaevinde, yasalara göre tutuklu ve hükümlü yetişkinlerin bulunduğu yerler olduğu için öğreniciler, yetişkin öğrenici kapsamına girmektedir. Bu, yetişkin öğretiminin cezaevlerindeki kısıtlayıcı ortamın etkisi altında olduğunu, buna rağmen yetişkin öğretim yöntemlerinin uygulandığı yer olması bakımından önemlidir. Cezaevlerinde uygulanan eğitim programlarının işlevselliği ile ilgili olarak farklı kaynaklarda farklı tanımlamalar yapılmıştır. Cezaevlerindeki eğitim işlevleri farklı kişiler için de farklı anlamlara gelir. Cezaevindeki eğitim programları, ceza reformcusu olarak sert bir rejimin yumuşaması, cezaevi personeli olarak hükümlüleri meşgul etmek, cezaevi güvenlik görevlisi olarak bir risk, cezaevi eğitim görevlisi olarak bir meslek edinme şansı, birçok hükümlü için, zaman geçirmek bakımından iyi bir yol olarak değerlendirilebilir. İngiltere ve Galler cezaevi eğitim uygulayıcılarının çok sık sorduğu soru, cezaevi eğitim programlarının hükümlülerin hayatında ne gibi değişiklik yapması gerektiği veya alternatif bir soru olarak hükümlülerin yaşamlarında değişiklik olduğu takdirde bu değişikliklerin nasıl bilineceğidir. Tüm bu sorular, cezaevlerindeki birçok eğitim programının ceza yasalarına göre hatırlanmaya değer temel varsayımlar üzerine hükümlüleri 113 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray olumlu yönde değiştirmek olarak algılandığını ortaya koymaktadır (Reuss, 1999). CEZAEVLERİNDE TUTUKLU/HÜKÜMLÜ EĞİTİM GEREKSİNİMİ 114 Avrupa’da Cezaevi eğitimi, yetişkin eğitim temeli üzerine kuruludur. Avrupa Konseyi “Cezaevleri Üzerine Tavsiyeler” kararında bu durum açık bir biçimde belirtilmiştir. Avrupa Konseyi, etkili bir yetişkin eğitim sistemi ile yaşam boyu öğrenme stratejilerinin uyum sağlaması yönünde politikalar üretmesi için tüm üye devletlere mesaj vermiştir (Behan, 2007). Cezaevi eğitiminin tarihi ve nedenleri ile ilgili olarak Avrupa ve ABD’de yapılmış birçok araştırma bulunmakta ve ceza anlayışının günümüze kadar uzanan süreçte değiştiği gözlenmektedir. Birkaç yüzyıl önce suç işleyenleri, zindanlara kapatma, hükümlü ve tutuklulara türlü işkenceler yapma, toplum içinde ne tür suç işlediğinin belli olması için çeşitli damgalar basma gibi cezalarla hükümlü ve tutuklular cezalandırılırken, toplumdan da soyutlanmakta ve kimsenin kendisiyle konuşmaması için çaba harcanmaktaydı. Böylelikle hükümlü ve tutuklunun hem toplum içinde, hem de kapalı bir odada yalnız kalarak hapsedilmesinin verilebilecek en büyük ceza olduğu görüşü geçerliydi. Bu anlayışın terk edilip hükümlüleri yeniden topluma kazandırmak için cezaevlerinde verilmeye başlanan eğitimlerin kökeni Avrupa’da 16-17. yy (Nordic Prison Education, 2005), ABD’de ise 18. yy’a dayanmaktadır (Gerber ve Fritsch, 1995). Ceza ve infaz kurumlarında eğitim verilmeye başlandığı ilk olarak 18. yy’da ABD’de bulunan Walnut Street Cezaevi’nde Temel-Okuma Yazma eğitimi ile başlayan süreç, günümüzde daha da gelişerek meslek edindirme eğitimlerine kadar uzanmıştır. Avrupa’da cezaevi eğitimi ile ilgili yazıda bazı kronolojik bilgiler şu şekilde verilmektedir: • Danimarka’da, cezaevi eğitiminin temellerinin, 1850’li yılların ikinci yarısında, minimum ceza alma yaşının 10 olduğu dönemde, 15 yaş altı çocukların eğitim ve ıslah amacıyla gözlem evlerinde tutulduğu dönemde atıldığı söylenebilir. Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ x İsviçre’de ise mesleki becerileri öğretmek amacıyla 1874 yılında bir marangozun Upsala ilçe cezaevinde istihdam edilmesi, alanyazında yer aldığı kadarıyla bu ülkede bir iş veya mesleki becerilerin öğretilmesi açısından geçmişe sahip olduğu söylenebilir. x Finlandiya’da cezaevi eğitimi ilk olarak 1898 yılında cezaevlerinde çocuklar için verilmeye başlanmıştır. x İzlanda’da ise ilk cezaevi eğitimi, 1978 yılında ülkenin en büyük cezaevi Litla Hraun’da Selfoss yakınlarındaki meslek lisesi aracılığıyla verilmiştir (Nordic Prison Education, 2005). Alanyazında yer alan bilgiler ışığında, cezaevlerinde eğitim etkinliklerinin başlangıcı Avrupa’da Norveç’te 16.Yy sonu, 17. Yy başlarında dinsel ve meslek eğitimi ile başlarken, (Nordic Prison Education, 2005), ABD’de temel eğitim eksikliklerini gidermek amacıyla 18. yy’da uygulanmaya konulmuştur (Gerber ve Fritsch, 1995). 20. yy başlarında çağın gereklerinden olan okuma-yazma eğitimi ABD’de cezaevlerinde ilk resmi program olarak yerini almıştır. 1913 yılında Maryland Cezaevinde uygulanmaya konulan ve cezaevlerinde ilk defa uygulanan resmi eğitim programı özelliği taşıyan bu program üç bölümden oluşmaktadır. x Erkek okur-yazar olmayan hükümlülere yönelik program, x Kadın okur-yazar olmayan hükümlülere yönelik program, x Daha eğitimli hükümlülere yönelik program Amerikan Cezaevi Derneği’nin 1935 yılında düzenlenen yıllık kongresinde, cezaevi eğitiminde olması gereken özellikler şöyle belirtilmiştir. x Her hükümlü okuma ve yazmayı öğrenmelidir. x Her hükümlü ilgi alanı doğrultusunda kendisini geliştirme imkânına sahip olmalıdır. x Her hükümlü kendisine ve topluma yönelik sorumluluğunu geliştirecek şekilde eğitim almalıdır. x Her hükümlü pratik sorunlarına pratik çözümler getirebilecek şekilde eğitilmelidir. x Her hükümlü topluma geri döndüğünde zihinsel ve mekanik beceri gelişmiş bir hale gelmiş olmalıdır. 115 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray Cezaevlerinde verilen eğitimlere yönelik yapılan ilk önemli araştırma 1927 yılında gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucuna göre cezaevi eğitiminin başarısızlığa uğramasının en önemli nedeni hükümlülerin yaşamla olan bağlarının kopmuş olmasıdır. Ayrıca bu okullarda kamu okullarında uygulanan katı yöntemlerin uygulanıyor olması, bireysel eğitimin az oluşu ve yetersiz öğretim yöntemlerinin kullanılması da cezaevi eğitiminin başarısızlığının diğer nedenleri arasında sayılmıştır (Özdemir, 2006). CEZAEVLERİNDE EĞİTİM TÜRLERİ 116 UYGULANAN EĞİTİM PROGRAMLARI VE Dünya’da cezaevlerinde düzenlenen eğitim programlarına hükümlülerin katılma nedenlerine bakıldığında hükümlülerin daha çok tahliye sonrasında iş bulma kaygısıyla, açık olan iş pozisyonlarıyla ilgili mesleki eğitimleri tercih ettikleri belirlenmiştir. Hükümlülerin bir kısmı ise, cezaevinde bulunmuş olmanın utanç duygusu ve tahliye sonrasında iş bulamama endişesiyle kendi işlerini kurma amacı doğrultusunda iş-meslek kursu programlarına ilgi gösterdiği görülmektedir. Mesleki eğitim programlarının hükümlüler üzerindeki mesleklerine yönelik etkisine bakıldığında; hükümlülerin iş gücü piyasasında gerekli olan rekabet gücünün artırılması ve suçlulardaki beceri eksikliğini gidermesi açısından mesleki eğitim önemlidir (LoBuglio, Travis, Aktaran Lawrence vd, 2002). Hükümlülerin başarısız okul geçmişleri göz önünde bulundurulduğunda, bir mesleki eğitim programını başarıyla tamamladıklarında gururlanmaları, mesleki eğitim programlarının özgüvenlerini geliştirdiğine ve itibarlarını arttırdığına inanmaları, toplum içinde bir mesleğe sahip olma verilen eğitimin hükümlü gözündeki önemini artırmaktadır. Hükümlülerin eğitime katılmalarını sağlayan etken, sadece kendi iç güdülenmişlikleri olmamakla birlikte, gözaltı memurları ve program personeli, eğitim öncesinde hükümlülerin benlik saygısını artırmaya yönelik davranışlarda bulunmaktadır (Callan ve Gardner, 2005). Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ Mackenzie (2005)’nin, suçluların suç etkinlikleri üzerine yapmış olduğu araştırma doğrultusunda, mesleki eğitim programlarıyla ilgili sonuçları açıklarken, marangozluk becerileri, elektrikçi gibi iş eğitimlerini sınıf tabanlı eğitimi arasında sayarak, mesleki eğitim programlarında hükümlülerin iş etiğini ve zaman yönetimini artıracak bazı yaşam becerileri olduğundan söz etmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, mesleki eğitim programlarının yeniden suç işleme eğilimi üzerinde etkili olduğu belirtilmiştir. Avustralya’da mesleki eğitim programları planlamasının bazı ülkelere göre daha planlı gittiği söylenebilir. Queensland’daki cezaevi merkezlerinin yarısı, hükümlülerin cezaevi içindeki nüfusun son 1-2 yıl içindeki analizi doğrultusunda eğitim gereksinimlerini belirlemiştir. Ayrıca, kadın hükümlülerin sekreterlik, veri girişi ve ilgili idari işlerle ilgili istihdam edilmesi gereksinimine yönelik bilgisayar kursları için, ilgili kurumlar bünyesinde bilgisayar bankaları kurulmuştur. Kadın suçluların özellikle bilgisayar eğitiminin kendileri üzerindeki faydalarını açıklarken, bu becerilerin çocuklarının ev ödevlerine yardımcı olmaları konusunda kendi becerilerini geliştireceğine inandıklarını söylemişlerdir. Kadın hükümlülerle, daha fazla bilgisayar bilmenin, onların çocuklarına yardımcı olmaları yönünde yararları, ya da küçük el aletleri ile nasıl iş yapılacağına yönelik niteliklerin tanımlanması, ya da konukseverlik ve mutfak görevleri konusunda evde daha inançlı olması yönünde onlara yardımcı olacağı üzerine konuşulması, kadın hükümlülerin bu eğitimi almalarında güdülendiğini göstermektedir. Bir işe sahip olmanın, hükümlülerin kendi bulundukları ortama ve ailelerine döndüklerinde yeniden uyum sağlamaları yönünden önemli olmasının yanında, hükümlülerin aldıkları mesleki eğitimin tahliye sonrasında elde edebilecekleri iş çeşitliliğini artıracağını düşünmeleri, sadece cezaevi bünyesindeki zamanlarını değerlendirmek amacıyla değil, tahliye sonrasında gelecekle ilgili kaygı taşıdıklarını da göstermektedir. Mesleki eğitime katılan erkek hükümlülerin daha çok, kaynakçılık, forklift operatörlüğü, fidan yetiştiriciliği, inşaat-işçiliği ve peyzaj işleri gibi işlerde çalışmak istedikleri ortaya çıkmıştır. Kadın ve erkek hükümlülerin büyük bir kısmı eski bir hükümlü olarak iş aramanın utanç verici bir durum olduğuna inandıklarından daha çok kendi işlerini kurarak serbest çalışmak istemektedirler. Bu durum, yine tahliye sonrasında iş bulma açısından hükümlülerin kaygı taşıdığını ortaya koymaktadır. 117 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray Yetişkin iyileştirme üzerine yapılan bir başka araştırma bulgularına göre; birçok hükümlü ve tutuklunun temel yetenek eksikliği, okuma-yazma, matematik gibi becerileri artırılırsa, tahliye edildiklerinde yeniden suç işleme davranışlarından kaçınmaları açısından daha fazla şansları vardır. Yine aynı araştırmada cezaevlerinde sürdürülen mesleki eğitimin nedenleri arasında, ceza adalet sisteminde birçok yetişkin suçlunun kötü iş piyasası becerileri ve kayıtlarının bulunduğuna yer verilmektedir. Bu yüzden mesleki eğitimin amacının, tahliye sonrasında istihdam edilme, tekrar suç işleme davranışı şansını azaltması, otomotiv ve inşaat işleriyle ilgili gerekli matematiksel becerileri iyileştirdiğini söylemek olanaklıdır (Phipps vd. ,1999). DÜNYADA CEZAEVİ EĞİTİMİ 118 Danimarka’da hükümlüler kendi istekleri doğrultusunda cezaevi personelinin güdülenmesinin de etkisiyle, kendi eğitim tercihlerini yapmaktadırlar. Hükümlüler için, 325 farklı eğitim merkezinin bulunduğu Danimarka’da, hükümlüler birçok farklı nedenden dolayı eğitim programlarına katılmak ve çalışmak zorundadır. Danimarka’daki cezaevi eğitimleri sonucunda genel izlenim, hükümlülerin sosyal becerilerini geliştirdiği, onlara toplum hakkında bir şeyler öğrettiği ve uzun vadeli olarak onları yeniden suç işleme eğiliminden uzak tuttuğudur (Nordic Council of Ministers, 2005). ABD’de günümüzde, cezaevlerinde uygulanan eğitim programları; temel eğitimlerin yanında (örneğin; göçmenler için ikinci dil olarak İngilizce, özel eğitim ve okur-yazarlık) genel eğitim diploması, lise/kolej sonrası eğitimleri içermektedir. Bunun yanında, sosyal beceri programları, temel yetişkin eğitimi ve mesleki eğitim programları yer almaktadır. Bunlara ek olarak eğitimciler tarafından değil de, konusunda uzman kişiler tarafından verilen ilaç tedavisi ve eğitimi, aile eğitimi ve bilişsel beceriler programları da (düşünme hataları, problem çözme, anti-sosyal davranışlar ve dürtüsellik) verilmektedir. Bu eğitim programları arasında en çok katılım hükümlülerin istihdam yetersizliği ve büyük oranda akademik nedenler olmak üzere, devlet cezaevlerinde %50’den fazla, federal cezaevlerinde ise %93,5 gibi bir oranla mesleki eğitim programlarına olmaktadır (Mackenzie, 2005:4). Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Cezaevlerinde Eğitim Hakkında Vermiş Olduğu R(89) 12 sayılı tavsiye kararında (1989), “Bütün hükümlüler sınıf konuları, mesleki eğitim, yaratıcı ve kültürel etkinlikler, bedensel eğitim ve spor, sosyal eğitim ve kütüphane tesislerini içerecek şekilde tasarlanmış bir eğitime sahip olacaklardır” denilerek cezaevi eğitim programlarının içeriği ilgili olarak görüş belirtmiştir (Özcan, 2010). Avrupa Cezaevi Kuralları’na (1987) göre, özellikle okuma-yazma ve aritmetik güçlüğü çeken hükümlüler için özel eğitim programları organize edilmelidir. Ayrıca hükümlülerin, tahliye olduktan sonra, eğitimlerine bireysel olarak devam edebilmelerinin sağlanması gereği, bu eğitimler milli eğitim sistemi içine uyum sağlayacak şekilde yerleştirilmelidir. Eğitimler var olan eğitim kurumlarında gerçekleştirilmeli, her cezaevi kurumu, tüm hükümlüleri göz önünde bulunduracak çeşitlilikte kütüphane kurmalıdır (Nordic Council of Ministers, 2005). Cezaevlerindeki eğitim programlarının içeriğinin, hükümlülerin sorunları ile ilgilenen geniş bir yelpazede olması gerektiği, kimi zaman onların vatandaşlık ile ilgili eksik algılarını gidermek üzerine kurulu olması gerektiği, kimi zaman da her bir hükümlünün yaratıcı beceri eğitimi alarak onların yeteneklerinin geliştirilmesi gerektiği gibi farklı açıklamalarda bulunulmuştur (Reuss, 1999). İrlanda Cezaevi Eğitim Servisi’nin sunmuş olduğu raporda, kurs ve sınav planlamalarında hükümlülerin özel ilgi ve gereksinimlerini de göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Hükümlülere verilmesi gereken eğitimler aynı raporda şu şekilde yer almaktadır: x Temel Eğitim, Okuma Yazma ve Aritmetik. x İngilizce, Tarih, Matematik, Coğrafya, Bilgisayar ve yabancı dil gibi genel konular. x Beden Eğitimi, Ev Ekonomisi ve Sağlık Eğitimi. x Görsel Sanatlar, Müzik, Drama, Fotoğraf gibi yaratıcı konular. x Doğrama, Metal İşleri, Bahçe Bitkileri gibi pratik konular. x Bağımlılık, Grup Becerileri, Farkındalık, Öfke Yönetimi gibi tahliye öncesi kurslar, İrlanda Cezaevlerinde uygulanan öğretim programlarıdır (Ireland Prison Education Service, 2005). 119 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 120 Kuzey İrlanda Cezaevi Hizmetleri Servisi’nin yayınlamış olduğu eğitim inceleme raporuna göre, cezaevlerinde eğitim geçmişi 1970’li yılların başına dayanmaktadır. Kuzey İrlanda’da çekirdek öğretim programının temel amacı, tutukluların okur-yazarlığı ve aritmetik bilgi seviyesini yükseltmek, onların bilgi-iletişim teknolojileri becerilerini geliştirmek, toplumdaki etkinliğini ve bireysel farkındalığını geliştirmek için olanak sağlayarak onların bilinen yeteneklerini ve tahliye sonrası istihdam edilmelerini sağlamaktır (Özcan, 2010). Öğretim programlarının sonuçlarının; işyerleri ve hükümlülerin gereksinimlerine cevap verilmesi, istenmeyen davranışların belirlenmesi, benzer kuruluşlar ve toplumla uyumlu olduğunu, sürekli inceleme altında tutulduğunu, kurs özellikleri tarafından desteklendiğini, modüler biçimleri benimseyen türde olması gerektiği yönünde vurgu yapılmıştır. Bu doğrultuda; hükümlülerin gereksinim ve yetenekleriyle uyumlu öğretme stratejileri içeren, yarı zamanlı kurslar, tam gün programlar, yoğunlaştırılmış kısa kurslar, uzaktan öğretim programları ayarlanması gereği üzerinde durulmuştur. Aynı raporda öğretim programı gruplarının İngilizce ve iletişim gibi temel yetişkin eğitimiyle ilgili konular, aritmetik, bilgi iletişim teknolojileri, sosyal ve yaşam becerileri konularını kapsaması gerektiğinden söz edilmektedir (Northend Ireland Prison Education Services, 2000). 2006 yılı verilerine göre öğretim programları katılımcılarının %70-75’inin suçu kesinleşmiş hükümlülerden oluşan Finlandiya’da mesleki eğitim programları için hazırlık kursları kısa modüller halinde hemen hemen tüm cezaevlerinde verilmektedir. 2003 yılında Finlandiya’da, inşaat, bilgisayar, mekanik, mühendislik, metal işleri, ahşap işleri, otomotiv, ulaşım teknolojisi, marangozluk, endüstriyel sanatlar gibi 15 farklı mesleki eğitim programı ve hazırlık kurslarının yanında, masaj, jimnastik eğitimi, kuaförlük, iş ve yönetim, beslenme ve aile bilimleri gibi kurslar da açılmıştır. 2001 yılının verilerine göre, Finlandiya’da cezaevlerinde verilen eğitim programlarının %54’ü mesleki eğitim programlarıdır (Nordic Council of Ministers, 2005). Finlandiya’da cezaevlerinde verilen eğitimleri; meslek edindirmeye yönelik kurslar, hazırlık kursları, sağlık ve aile içi iletişim kursları olarak sınıflandırabiliriz. Bu sınıflar içerisinde en yüksek oranı mesleki eğitim kursları içermektedir. İzlanda’da cezaevlerindeki eğitim etkinlikleri, öğretim süreleri değişen modüller şeklinde verilmektedir. Norveç’te ise öğretim yöntemleri daha çok Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ hükümlülere yeni bilgiler verme ve onların sosyalleşmeleri üzerine kurulmuştur. 18. yy’da ıslah evlerinin ana hedefi tamamen sosyalleşme yaklaşımı üzerinedir. Norveç cezaevi eğitim sisteminde Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nın belirlediği temel amaç; hükümlülere kapsamlı olarak lise seviyesine kadar eğitim verilmesidir. Lise düzeyinde, üniversite veya yükseköğrenimin ötesinde eğitimlere katılmak isteyen bireyler için, kendi çabaları veya cezaevi denetimli serbestlik servisinin hizmet desteği ile yöneltilmeleri gerektiği belirtilmiştir. 1990’lı yılların başlarında, yetersiz eğitim düzeyinin getirmiş olduğu nedenlerden dolayı, İsveç Yetişkin Eğitim Politikası, cezaevlerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur (Özcan, 2010). Hükümlülerin cezaevi eğitimlerine katılmalarının gönüllük esasına bağlı olduğu İsviçre’de, 2005 yılına gelindiğinde, cezaevi eğitim sağlayıcıları arasında, halk liseleri, belediye yetişkin eğitimi yetkilileri, çalışma dernekleri, mektupla kurs veren kurumlar ve özel eğitim veren şirketler yerini almıştır (Nordic Council of Ministers, 2005). Yaşam boyu öğrenme projesi kapsamında, İskandinav Ülkeleri Bakanlar Konseyi’nin yayınlamış olduğu Nordic Prison Education adlı rapora göre İsviçre’de cezaevlerinde uygulanan temel yetişkin eğitim programları ise şöyledir (Nordic Council of Ministers, 2005) : x Temel yetişkin eğitimi (ilköğretim ve orta düzeyde okul, göçmenler için İsveççe dâhil) x Lise Eğitimi x Mesleki Eğitim x Üniversite ve diğer yükseköğrenim x Diğer eğitimler (çalışma daireleri, ebeveynlik kursları gibi) Dünya’da cezaevi eğitim programlarının uygulandığı bir başka ülke Avustralya’dır. Avustralya Hükümeti Verimlilik Komisyonu’nun 2004 yılında yayımladığı rapora göre; Batı Avustralya’da eğitim programlarının karakteristik yapısı şu şekildedir: Mesleki eğitim ve öğretim programına önem verilmekte, artan etkileşim ile suçluların istihdam edilmektedir. Birçok suçlunun tercih ettiği öğrenme stilleri üzerine pratik ve içeriksel anlamda önem verilmekte, mesleki eğitim programları için okur-yazarlık ve doğrudan aritmetik programları verilerek uyumlu eğitim yapılmaktadır. Öğretim programları hükümlülerin tahliye sonrasıyla yakından ilgilenmekte, iş ortaklıkları genişletilerek hem cezaevi içinde hem de 121 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 122 dışarıda ıslah edici hizmetler sürmekte, iş deneyimleri ve istihdam becerilerini artırmak için, hükümlülerin iyileştirme programları ve donanımları anlamında toplumu eğitmek için program tanıtımları yapılmaktadır (Dawe, 2007). Avustralya’da birçok yönden hükümlü hareketlerinin engellenememesi gibi nedenlerle cezaevlerinde modüler eğitim verme yaklaşımı benimsenmiştir. Islah personel raporuna göre, modüler öğretimin benimsenmesinin gerekçelerini; özellikle hükümlülerin hareketleri, hükümlülerin büyük çoğunluğunun kısa hükümlülük süresi, eğitim paketlerinin doğası gereği olduğu belirtilmiştir. Avustralya’da cezaevlerinde mesleki eğitime katılımda her yıl mesleki eğitim programları sorumluları, kendi bölümlerinden verilecek eğitim listeleri doğrultusunda, yıllık olarak açılacak programlara katılacak olan aday sayılarını ve yıllık toplam ders saati sayısını belirlemektedir. Oluşturulan istek listeleri doğrultusunda, açılması istenen eğitimlerle ilgili her bir eğitim için beklenen yeterli sayının gerçekleşmesi, eğitim merkezinde açılması planlanan mesleki eğitim kurslarıyla ilgili olarak çalışma ortamı ve eğitim araç-gereçlerinin sağlanması, eski hükümlülerin eğitimler sonucu kazanımları doğrultusunda, anekdot raporlarına dayanan istihdam türleri, hükümlülerin gazete ilanlarında gördükleri iş türlerine gösterdikleri ilgi ve hükümlülerin mesleki eğitim program istekleri göz önünde bulundurulmaktadır. Bunun sonucu olarak mühendislik, kaynakçılık ve inşaat gibi mesleki eğitim programlarına en çok istenen mesleki eğitim programları arasında olduğu sonucu ortaya çıkmıştır (Özcan, 2010). Avustralya’da düzenlenen mesleki eğitim programlarıyla ilgili; alanyazında geçen bilgilere göre 2004 yılında yürürlüğe giren mesleki eğitim programları sözleşmesinde, katılımcı sayısının en az 6 en fazla 8-10 arası olması ve modül başına bir saat belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir (Callan, Gardner, 2005). TÜRKİYE’DE CEZAEVİ EĞİTİMİ R(87)3 sayılı Avrupa Cezaevi Kuralları ve R(81)17 sayılı Yetişkin Eğitim Politikası konulu tavsiye kararları gereği; üye devletlerin hükümetlerine bütün hükümlülerin sınıf konuları, mesleki eğitim, yaratıcı ve kültürel Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ etkinlikler, bedensel eğitim ve spor, sosyal eğitim ve kütüphane tesislerini içerecek şekilde tasarlanmış bir eğitime sahip olmaları gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, hükümlülerin dış dünyada aynı yaş gruplarına sağlanan eğitimle aynı olacak ve öğrenme fırsatlarının alanının mümkün olabildiğince geniş olması gerektiği, hükümlülerin eğitime katılmaları esnasında maddi veya herhangi bir başka hak kaybına uğramamaları gerektiği, hükümlüler için kütüphane etkinliklerinin haftada en az bir kez kullanıma açılması gerektiği belirtilmiştir. Cezaevi eğitim programlarının hükümlünün tahliye sonrasında, eğitim etkinliklerine devam etmeleri yönünde önlemlerin alınması gerektiği ve cezaevi eğitimcilerinin uygun yetişkin eğitim yöntemlerini benimsemelerinin sağlanması için geliştirme programları sağlanması üzerinde durulmuştur. Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi’nin R(89)12 sayılı kararında da; eğitimin temel bir hak olmasının yanında, toplumun ve bireyin kalkınmasında eğitimin önemi vurgulanmıştır. Hükümlülerin çok az eğitim deneyimine sahip olduğu düşüncesinden yola çıkarak, cezaevlerindeki eğitim programlarının hükümlüleri, insancıllaştırdığını ve hapishane koşullarını iyileştirildiği gözlemlenmiştir. Bu durumun, hükümlülerin toplum geri dönüşlerini kolaylaştıran önemli bir yol olduğu belirtilmiştir. Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye, “Yetişkin Eğitim Politikası” konulu tavsiye kararlarına uyarak cezaevlerindeki eğitimi yetişkin eğitimi temelleri üzerine şekillendirmek için bir takım yasal düzenlemeler yapmıştır. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri’nin 2007 yılında yayınlamış olduğu “Genç ve Yetişkin Hükümlü ve Tutukluların Eğitim ve İyileştirilme İşlemleri ve Diğer Hükümler” başlıklı 46/1 genelgesi ile Avrupa Birliği Bakanlar Kurulu Komitesi’nin R(89)12 sayılı “Ceza İnfaz Kurumlarındaki Eğitim” konulu tavsiye kararının benimsendiğini ve bu karar doğrultusunda bütün hükümlü ve tutukluların, meslekî eğitim, yaratıcı ve kültürel faaliyetler, bedensel eğitim, spor, sosyal eğitim ve kütüphane tesislerini ihtiva edecek şekilde tasarlanmış bir eğitim sağlanması gerektiğini bildirmiştir (Özcan, 2010). Türkiye’deki cezaevlerinde uygulanan eğitim ve öğretim etkinlikleri “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun” çerçevesinde yapılmaktadır. Kanunun 75. 123 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 124 maddesine göre kurumlarda eğitim ve öğretimin amacı, hükümlünün kişiliğini geliştirmek, eğitimini güçlendirmek, yeni beceriler elde etmesini ve suç işleme eğilimini yok etmeyi sağlamaktır. Bu doğrultuda hükümlünün yaş, ceza süresi ve yeteneklerine öncelik verilerek ekonomik ve kültür düzeyine uygun biçimde düzenlenen temel eğitim, orta ve yükseköğretim, meslek eğitimi, din eğitimi, beden eğitimi, kütüphane ve psiko-sosyal hizmet konularında eğitim programlarını kapsadığı belirtilmiştir (Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 2004). Kanundaki ifadelerden anlaşılabileceği gibi, cezaevlerindeki eğitimin temel ortak noktası; hükümlünün eğitim eksikliklerini gidermek, yeni beceriler elde etmesini sağlamak, suça eğilimi ortadan kaldırmak gibi ana başlıklarda toplanabilir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a (2004) ek olarak, Adalet Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında; hükümlü ve tutuklulara yönelik çeşitli eğitim etkinliklerinin düzenlenmesi ile ilgili protokol (21 Şubat 2000) gereği, mesleki ve sosyal-kültürel kurs programları ile; açık ilköğretim, açık lise, açık öğretime hazırlık, destek, okuma-yazma I. ve II. kademe kurslarının düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün (2006), 26. maddesine göre ceza ve infaz kurumlarında eğitim-öğretim servisi bulunur. Bu eğitim öğretim servisinde; öğretmen ve kütüphaneci görev yapar. Aynı maddede öğretmen, “Okuma yazma bilmeyen hükümlülere, okuma yazma öğretilmesinden sorumludur. Herhangi bir nedenle öğrenme güçlüğü görülenler, öğretmen tarafından kurum en üst amirine bildirilir. Kurum en üst amiri ve öğretmen bunların okuma yazma öğrenmeleri için gereken önlemleri alır” denilmektedir. Tüzükteki ifadeden de anlaşılacağı gibi, Ceza ve İnfaz Kurumlarında kurumun ihtiyacı doğrultusunda belirlenen sayı kadar kurum öğretmeni görev yapar. Öğretmen okuma-yazma öğretmenin yanı sıra açılacak olan eğitimlerle ilgili planlama ve yürütme görevi vardır (Özcan, 2010). Cezaevlerinde, infazını çekmekte olan okula gitmemiş veya okulunu yarım bırakmış tüm hükümlüler, okuma-yazma kurslarına katılırlar. Aynı zamanda, Açık Öğretim ile ilgili hazırlık ve destek kurslarına da katılma hakları vardır. Ortaöğrenimini tamamlamış olan hükümlüler isterse üniversite sınavına girebilir. Eğitim düzeyine bakılmaksızın, Göz- Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ lem ve Sınıflandırma Kurulu’nun kararı doğrultusunda tüm hükümlüler, iş-meslek kurslarına katılabilirler (Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına Hakkında Tüzük, 2006). Türkiye’de Ceza ve İnfaz Kurumlarında iş ve meslek kursları planlı bir biçimde yürütülmektedir. Bu kurslar, Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı yaygın eğitim kurumlarının kuruluş, görev ve işleyişi hakkındaki yöntem ve ilkeler ile halk eğitimi merkezlerinin gözetiminde veya iş birliğinde özel öğretim kurumları mevzuatı dışında açılacak kurslarla ilgili yönetim, eğitim-öğretim, üretim, rehberlik ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemek olan, Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin (2010) 24. maddesine göre düzenlenmektedir. Bu maddeye göre kursların düzenleneceği yerler hakkında; Ceza İnfaz Kurumları ve Tutuk Evleri’nde yer almaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin (2010) 48. maddesine göre kurslar modüler eğitime göre planlanmaktadır. Modüler eğitim programlarının hazırlanması, incelenmesi, izlenmesi, sürekli güncellenmesi, gereksinimler doğrultusunda uygulanması ve modüllerin belirlenmesi Halk Eğitim Merkezleri ve Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilir. Yönetmeliğin 42. ve 43. maddesine göre de alan öğretmenleri ve usta öğreticiler kurs planı ve modüler programa göre ders planı yaparlar. Ders öğretmeni her modülün sonunda; yazılı, sözlü, uygulamalı sınavlar veya varsa ödev ve projelere göre başarı değerlendirmesi yapar (Özcan, 2010). Kursları başarıyla tamamlayanlara kurs bitirme belgesi verilir. Ceza infaz kurumlarında yetişkin eğitiminin yanında çocuk tutuk evlerinde hükümlü ve tutuklu olan çocukların da eğitimi yapılmaktadır. Türkiye’de Çocuk Hakları Sözleşmesi Ulusal Ek Rapor (2000)’a göre Türkiye’deki tutukevlerinde gerçekleşen eğitim etkinlikleri Çocuk Hakları Sözleşmesinin 40. maddesine göre şu alanları kapsamaktadır: x Okuma-Yazma ve İlköğretim Belgesi alma kursları x Açık öğretim sınavlarına hazırlık ve destek kursları x Açık ilköğretim okulu ve açık öğretim lisesi sınavları x Üniversiteye giriş sınavları x Mesleki eğitim kursları 125 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 126 x Sosyal kültürel faaliyetler x Kitaplık ve kütüphane faaliyetleri x Psiko-Sosyal Hizmet Servisi Türkiye’de cezaevi eğitim programları üzerine yapılmış bir çalışma bulunmaktadır. Amacı, cezaevlerinde uygulanmakta olan eğitim programlarının hükümlülere göre algılarını tespit etmek olmak olan çalışmanın sonuçlarına göre; ankete katılan hükümlülerin %48,7’si 20-30 yaş aralığında, %66,2’si ilköğretim ve daha düşük eğitim seviyesindedir. Hükümlülerin suç işleme nedenlerinin çoğunlukla eğitim eksikliğinden kaynaklandığını söyleyen alanyazın bilgilerine ek olarak, hükümlülerin annelerinin %39,1’inin okuma-yazma bilmediği, babalarının ise %42,3’ünün ilkokul derecesinde diplomaya sahip oldukları belirtilmektedir. Buna göre aynı zamanda, hükümlülerin ailelerinin de eğitim seviyeleri düşüktür (Özcan, 2010). İlk okuma-yazma, sosyal-kültürel etkinlikler ve mesleki eğitimlere devam etmiş olan hükümlülerin katıldığı bu araştırmaya göre; bazı hükümlülerin cezaevi eğitim programları üzerine olumsuz görüş bildirmesine rağmen, genel olarak hükümlüler cezaevlerinde uygulanan eğitim programlarının faydalı ve olumlu olduğunu, kendi gelecek planlarıyla ilgili özgüvenlerini artırdığını ifade etmişlerdir (Ayyıldız, 2008). TÜRKİYE’DE CEZAEVLERİNDE VERİLEN EĞİTİME İLİŞKİN ÖRNEK ÇALIŞMA VE PROJELER Türkiye’de cezaevlerinde yapılan eğitim türleri okuma-yazma eğitiminden başlayıp uzaktan eğitim yardımıyla eksik bırakılan eğitim kademesinin tamamlanması ile devam edip mesleki eğitime kadar gitmektedir. Özellikle de Türkiye’nin AB’ye girme sürecinden itibaren cezaevlerinde oluşturulan eğitim projelerindeki örnekler gazetelerde ve internette sürekli dile getirilmektedir. Bu araştırma; cezaevlerindeki mesleki eğitimle sınırlı olduğu için aşağıda cezaevlerindeki mesleki eğitime ilişkin güncel projelere yer verilmiştir (Özcan, 2010). Eskişehir H tipi kapalı cezaevinde Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gençlik Projeleri Destek Programı kapsamında, hükümlü gençlerin bilişim teknolojileri yardımı ile 21. yüzyıl becerilerini kazanmalarına yönelik bir Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ proje gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında bilgisayar laboratuvarında 75 hükümlü gence 5 grup olarak uygulamalı dersler verilmiştir. Ankara Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde “Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı Meslek Edindirme Kursu” gerçekleştirilmiştir. Nazilli E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü ve tutukluları topluma kazandırmak için yoğun bir eğitim ve iyileştirme programı gerçekleştirildi. Biçki-Dikiş Mesleki Eğitim Atölyesi’nde 15 bayan kursiyer eğitim görmüştür. Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu tarafından yürütülen eğitim öğretim çalışmaları kapsamında 27 farklı meslek grubunda açılan 32 kursa, 620 hükümlü ve tutuklunun katıldığı, başarılı 327 kursiyere belge verilmiştir. Van'ın Gevaş ilçesindeki Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlüler, cezaevinde açılan seracılık, terzilik ve arıcılık gibi meslek edindirme kurslarına katılarak, uygulamalı eğitim görmüştür. Denetimli Serbestlik faaliyetleri kapsamında Bitlis Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2013 yılı Sosyal Destek Programı (SODES) Projeleri dahilinde Kalkınma Bakanlığınca finanse edilen ve Bitlis Valiliği koordinasyonunda yürütülen “Yüzünü Aydınlığa Çevir Projesi” ile “Umutlar Yitirilmesin” sloganı çerçevesinde hükümlü ve tutuklu ailelerine ve denetimli serbestlik yükümlülerine yönelik bir takım etkinlikler yürütülmüştür. Hedef kitleye bilgisayar işletmenliği, fotoğrafçılık, bakır işleri, elektrik tesisatçılığı, boya, badana ve arıcılık kursları verilerek yeni mesleki beceriler kazanmaları amaçlanmıştır. SONUÇ Türkiye’de ve dünyada hükümlü sayısı her geçen gün hızla artmaktadır. AB ülkeleri ve gelişmiş ülkeler bu konuda ortaya çıkabilecek bireysel, sosyal, toplumsal, siyasal ve ekonomik problemlerin daha erken farkına varmış ve gerekli adımları atmıştır. Yapılan araştırmalar ceza evlerinde verilen eğitimlerin başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. Ceza süresi sona eren bireylerin topluma yeniden kazandırılmasında ceza evinde aldığı eğitimin olumlu etkileri yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Bireylerin sonraki yaşamlarında 127 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 128 tekrar suç işleme oranlarının da eğitim sayesinde düştüğü görülmektedir. Danimarka, Finlandiya, İzlanda gibi ülkelerin ceza evi eğitimleri konusunda ciddi adımlar attığı görülmektedir. Bunun yanında AB ülkelerinde yapılan araştırmalarda; özellikle bilgisayar ve mesleki eğitim kursları gibi eğitimlerin tutukluların meslek etiği, işbirliği içinde çalışma, iletişim, yaratıcı düşünme ve problem çözme becerilerinin de olumlu etkilendiği görülmektedir. Kadınlar üzerinde verilen çocuk gelişimi, el işleri ve diğer temel bakım kurslarının da kadınların sosyalleşme ve yaşam kalitelerinin artırılması konusunda olumlu katkılarının olduğu görülmektedir. Ülkemizde; ceza evlerinde yetişkin eğitimi konusunda son yıllarda ciddi adımlar atılmıştır. Ceza infaz kurumlarının kendi sistemlerinde yer alan eğitim faaliyetlerine ek olarak Adalet Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve Ticaret Odaları işbirliği ile gerek AB gerekse ülkemizdeki ilgili kurum ve kuruluşların destekleri ile çeşitli proje ve meslek edindirme kursları verilmektedir. Bu eğitim ve kursların etkililiği de araştırmalarla ortaya konmuştur. GELECEKTEKİ EĞİLİMLER Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte çağa ayak uydurabilen, dünya insanı yetiştirmek her ülkenin eğitim sisteminin birinci amacıdır. Küresel bağlamda ülkeler arasında seyahatlerin kolaylaştığı, bilgi iletişim teknolojilerinin geliştiği ve insanlarda beklenen beceri ve yeterliklerin de arttığı göz önüne alınırsa, ülkemiz açısında 21. yüzyıl becerilerinin de sisteme dâhil edildiği; Okuma-Yazma ve İlköğretim Belgesi alma kursları Açık öğretim sınavlarına hazırlık ve destek kursları Açık ilköğretim okulu ve açık öğretim lisesi sınavları Üniversiteye giriş sınavları Mesleki eğitim kursları Sosyal kültürel faaliyetler Kitaplık ve kütüphane faaliyetleri Psiko-Sosyal Hizmet Servisi Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ kurslarına ilave olarak suçu önleyici amacı bulunan karakter ve şahsiyet eğitimi, değerler eğitimi, bilgisayar ve teknoloji becerilerinin geliştirilmesi, kişisel gelişim kursları (etkili iletişim, empati, yaratıcı düşünme, yansıtıcı düşünme, problem çözme v.b) gibi tamamlayıcı kurslara da yer verilebilir. Ayrıca Dünya’daki cezaevlerinde verilen eğitimle, Türkiye’deki cezaevlerinde verilen eğitimlerin karşılaştırılmalı araştırmaları da gelişimde yarar olacaktır. Cezaevlerindeki her bir eğitim programı için ayrı bir araştırma yapılması, durum tespitleri açısından yarar sağlayacaktır. KAYNAKÇA / REFERENCES Ayyıldız, G. G. (2008), “Perceptions of Inmates on Prison Education Programs”, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Behan, C. (2007), “Report from the European Prison Education Association”, The Journal of Correctional Education, 58(1). Callan, V., Gardner, J. (2005), “Vocational education and training provision and recidivism”, Queensland Correctional Institutions, http://www.business.uq.edu.au/download/attachments/6553737/ncverpri son.pdf (25.07.2014). Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, (2004), T.C. Resmi Gazete, 25685, 29 Aralık (25.07.2014). Dawe, S. (2007), “Vocational education and training for adult prisoners and offenders”, Australia:Research readings (Erişim Tarihi: 25.07.2014). Demiralay, R. (2008), “Öğretmen adaylarının bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanımları açısından bilgi okuryazarlığı öz-yeterlik algılarının değerlendirilmesi.”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. DİB-Dış İşleri Bakanlığı (2014), http://www.mfa.gov.tr/turkiye-ab-iliskilerinegenel-bakis.tr.mfa (25.07.2014). DPT (2001). “Sekizince Beş Yıllık Kalkınma Planı”, http://www.eduser.com.tr/upload/dosya/34._dpt8.kalkinmaplanihayatbo.pdf (25.07.2013) 129 ► Ö. Uysal ǀ T. Turunç ǀ Y. Ay ǀ A. Kelek ǀ K. Çıray 130 Gerber, J., & Fritsch, E. J. (1995), “Adult Academic and Vocational Correctional Education Programs: A Review of Recent Research”, Journal of Offender Rehabilitation, 22(1-2):119-142. Ireland Prison Education Service (2005), “Directory of Prison Education”, S. 4-5, http://www.pesireland.org/pdfs/2005%20prison%20education%20director yword%20version.pdf. (25.07.2014). Kubey, R., and Donovan, B. W. (2001), “Media and the family, Handbook of Children and the Media, 323-340. Lawrence, S., Mears,D.P., Dubin, G., Travis, J. (2002), “The Practice And Promise Of Prison Programming”, Urban Institute Justice Policy Center Report. Mackenzie, D.L. (2005), “What Works İn Corrections? Reducing The Criminal Activity Of Offenders”, http://www.ccjs.umd.edu/corrections/ccjs461/CHAPTER6_Vocational_Ed ucation.pdf (25.07.2014). Masterman, L., (2001), “A rationale for Media Education”, Kubey, R. (Ed). Media Literacy in the Information Age: Current Perspectives, (New Brunswick, NJ: Transaction Publishers) MEB (1996), Yaygın Eğitim ve Halk Eğitim Merkezlerindeki Uygulamalar, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara. National School Board Association (2002). “Why Change?”, http://www.nsba.org/sbot/toolkit/chnsoc.html (13 Mart 2008). Nordic Council of Ministers (2005), Nordic Prison Education: A Lifelong Learning Perspective (Denmark: TemaNord) Northern Ireland Prison Service Inmate Activities and Services (2000), “Prison Education Beyond 2000: A Review of Educational Provision for Prisoners in Northern Ireland”. Okçabol, R. (1999), “Cumhuriyet Döneminde Yetişkin Eğitimi”, F. Gök (Çev.), 75. Özcan, Ö. (2010), “Ceza ve İnfaz Kurumlarında Yapılan Mesleki Eğitim Programlarının Öğretmen ve Hükümlü ve Tutukluların Görüşlerine Göre Bazı Boyutları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi. Özdemir, M. (2006), “Cezaevinde Eğitimin Tarihsel ve Hukuksal Temelleri”, http://oc.eab.org.tr/egtconf/pdfkitap/pdf/65.pdf (Erişim Tarihi: 25.07.2014). Partnership for 21st Century Skills (2014). http://www.p21.org/storage/documents/21st_century_skills_education_an d_competitiveness_guide.pdf. (25.07.2014). Cezaevlerinde Hükümlü Gençlere Yönelik Eğitimler ◄ Phipps, P., Korinek, K., Aos,S., Lieb, R. (1999), “Research findings on adult corrections programs: A review”, http://www.prisonpolicy.org/scans/ researchfindings.pdf (Erişim Tarihi: 25.07.2014). Reuss, A. (1999), “Prison(er) Education”, Howard Journal, 38:113-127 Silva, E. (2009), “Measuring Skills For 21st-Century Learning”, Phi Delta Kappan, 90(9), 630–634. Toffler, A., and Toffler, H. (1998), “The Discontinuous Future: A Bold but Overoptimistic Forecast”, Foreign Affairs: 134-139. Yayla, A. (2009), “Eğitimin Felsefi Temelleri”, HB Memduhoğlu ve K. Yılmaz (Ed.), Eğitim Bilimine Giriş içinde, 19-43. 131