İsveç ve İsveçliler
Transkript
İsveç ve İsveçliler
Daha fazla bilgi için Ýsveç’in resmi Internet sitesi www.sweden.se.’ye bakýnýz. Bu site, "Ýsveç ve Ýsveçliler"in web versiyonu da dahil olmak üzere Ýngilizce ve diðer dillerde geniþ çaplý bilgi içermektedir. ÝSVEÇ VE ÝSVEÇLÝLER Kültür Doða Toplum Ekonomi Ýsveçliler 3 4 4 5 6 7 7 9 10 10 13 13 15 16 17 18 18 19 19 21 22 22 23 24 25 27 28 29 29 30 Edebiyat Film ve Sahne Sanatlarý Sanat Müzik Moda ve Tasarým Halk Sanatý Yemek Sanatý Manzara Çevre Bilinci Gece yarýsý Güneþi ve Kuzey Iþýklarý Vahþi Hayvanlar Linnaeus Bakým ve Sosyal Yardým Bugünün Demokrasisi Eþit Haklar Þeffaflýk ve Etki Gücü Barýþ ve Tarafsýzlýk Din Göç Geleneksel Endüstri Küresel Markalar Gelecekteki Pazarlar Nobel Büyük Buluþlar Geçim masraflarý Ulusal Bayramlar Söylenceler Yerli Ýskandinavlar Krallýk Büyük Ýsveçliler Ýsveç stili! Örnek ulus, dünya bilinci ve yurttaþlarýný beþikten mezara koruyan ülke... ... Ýsveç, uluslararasý pek çok etiketi bünyesinde barýndýrýr. Bunlarýn birçoðu uzmanlýk gerektiren organizasyon yeteneði, dört dörtlük iþ yapma becerisi ve iþgüzar karakterli olmaktan kaynaklanýr. Ýsveç’in uluslararasý kamuoyundaki yüzü, ulusal yeterlilik ve çalýþkanlýktýr fakat ayný zamanda nezaketin eþlik ettiði ve yer yer sýkýcý kaçan soðukkanlýlýkla, takýntýlý bir ifadeyle de olsa kendi Ýskandinav yuvamýzý temizleyip cilalamakla kalmaz, diðer daha büyük uluslara da kimi zaman ufuk açmada kaynaklýk edebiliriz. Bu görüntünün asýl kaynaðý gerçeklik duygusunu kaybetmemektir. Ýsveç küçük bir Ýskandinav ülkesi olmasýna raðmen son yüzyýl içinde fakir ve geliþmemiþ bir ülke durumundan dünyanýn en modern ve refah düzeyi en yüksek endüstri ülkelerinden biri haline dönüþmüþtür. Bununla ne kadar gurur duysak azdýr. Çünkü biz yetenekliyiz, emek harcamayý seven çalýþkan bir milletiz. Üstümüze vazife olmayan iþlerin altýna bile kolayca girebiliriz. Ýsveçliler, hiç tanýmayanlara baþlangýçta utangaç, çekinik, hatta sýradan gelebilir. Fakat sakýn ola ki bu görüntüye aldanmayýn. Çünkü bunun altýnda çýlgýn, duyarlý, içgüdüleri geliþmiþ, hatta bunun da ötesinde ulusuyla gurur duyan, kendine güvenli bir ruh yatmaktadýr. Elbette ülkemizde seks, günah, intihar, sosyalizm gibi sözcükler anlamýný bulmuþtur. Ne var ki Ýsveç ve Ýsveçliler’de bunlardan çok daha fazlasý vardýr. Claes Britton Kültür: Halk kültüründen “hiphop”a Kültür Resim, mimari, opera, þiir ya da çaðdaþ tasarýmcýlýk, müzik ya da yemek kültürü; ilgi alanlarý ne olursa olsun, Ýsveç’e ve Ýsveç kültürüne ilk kez ilgi gösteren uluslararasý gözlemciler, kültürel mirasýmýzýn zenginliði karþýsýnda hayrete düþmektedir. Büyük kültürel merkezlerden bu denli uzakta yaþayan bir avuç insan nasýl olup da böyle bir geliþmeye imza atmýþtýr? Ýþte merak edilen budur. Biz Ýsveçliler, dýþ kaynaklardan beslenme konusunda inanýlmaz bir atikliðe ve doðru hedefi bulmaya programlýyýzdýr. Yaratýcý milli kültürümüz, daha büyük ve zengin kültürlerin ön plana çýkan unsurlarýný kendine mal edip yeni baþtan þekillendirme üzerine kuruludur. Fakat derinlerde sadelik, maharet, melankoli gibi kendi deðerlerimizi de taþýr; doðaya, sade kýrsal yaþama dönme konusunda bitmek tükenmek bilmeyen bir özlem duyarýz. Edebiyat: Çocukluðun ýþýðýnda ve Strindberg’in gölgesinde Ýsveç modern 1957 yazýn tarihinin 18.yüzyýlda mistik felsefeci Emanuel Swedenborg’ la baþladýðý varsayýlýr. 18.Yüzyýl sonlarýna kadar milli ozanýmýz Carl Michael Bellman, eþsiz sýradýþý yaþamýný þarký sözü ve kýr þiirleri yazmaya adamýþtýr. 19.Yüzyýl sonlarýna gelindiðinde ise hatýrý sayýlýr ölçüde Ýsveçli yazar ortaya çýkmýþ, fakat bunlarýn çoðu, dünya edebiyat tarihine ismini en etkileyici drama yazarlarýndan biri olarak yazdýran, akýllara durgunluk veren becerisini çok yönlü sanatçýlýðýyla harmanlayan, tartýþmasýz yetenek August Strindberg’ün gölgesi altýnda kalmýþtýr. 20.Yüzyýlýn ilk yarýsý boyunca Ýsveç yazýn mirasýna yön veren güçlü bir akým ortaya çýktý; proletarya nesri. Söz konusu okul, benzer geçmiþlere sahip, ayný edebi kaygýlarý güden az sayýda kadýnla birlikte erkek yazarlardan oluþuyordu. Çoðu zaman arka planda lirik doða temasýnýn iþlenmesine karþý çýkan bu yazarlar, Ýsveç’in bir tarým ülkesi olmaktan çýkarak modern, endüstriyel bir toplum modeline dönüþme sürecini iþleyen, þiirdeki gerçekçilik duygusunu kendi zor hayatlarýndan alan fakir, kendini yetiþtirmiþ çiftlik çocuklarý ve iþçilerdi. 1974 Yýlýnda Nobel Edebiyat Ödülü’nü paylaþan Eyvind Johnson ve Harry Martinson’la birlikte Ivar Lo-Johansson ve Vilhelm Moberg ayný kuþak büyük yazarlar içinde ön plana çýkan isimlerden bazýlarýdýr. Þöyle ya da böyle edebiyat çevrelerinde tecritle karþý karþýya kalýnmasýna raðmen uzun yazma serüveninin sonunda bugün pek çok Ýsveçli yazarýn eseri giderek artan bir sayýda yabancý dile çevrilmektedir. Son yýllarda uluslararasý baþarýlara imza atan Ýsveçli yazarlarýn eserleri günümüz popüler edebiyatý içinde deðerlendirilebilir. Bu yelpaze, dedektiflik ve serüven kitabý yazarlarýndan Jan Guillou ve Hening Mankell’den duyuötesi yazarý Marianne Fredriksson’a kadar uzanýr. Son yýllarda daha sert edebiyat akýmlarý içinde de çýðýr açan Ýsveçli yazarlar vardýr; roman yazarý dramatist Per Olov Enquist ve þair Tomas Tranströmer gibi. Ýsveç yazýn geleneðini tanýmlayan alanlardan bir diðeri de çocuk edebiyatýdýr. Bu alanýn en büyük ismi tartýþmasýz Astrid Lindgren’dir (1907-2002). Pippi Longstocking (Uzunçorap Pippi), Emil, Mardie, Karlson on the Roof (Karlson Çatýda), Ronia the Robber’s Daughter (Haydutun Kýzý Ronja), the Brothers Lionheart (Aslanyürekli Kardeþler) gibi serileriyle birlikte pek çok kitabý Ýsveçli iki edebiyat abidesi: August Strindberg ve Astrid Lindgren’den Uzun-çorap Pippi ve ödüllü romancý Per Olov Enquist. 3 Kültür Gümüþ perdenin kadýnlarý: Monika’yla Yaz’da (Summer With Monika) Harriet Andersson ve Daima Lilya’da (Lilya 4-ever) Oksana Akinshina, Dalarna’dan Anders Zorn imzalý klasik su perisi. neredeyse 100 dile çevrilmiþ ve tüm dünyada milyonlarca satmýþtýr. Ýsveç’te 60 yýl süren yazarlýk kariyeri ona milli bir deðer gözüyle bakýlmasýný saðlamýþtýr. Kitaplarýnýn etkisi Ýsveç’te kuþaklarca sürmüþ ve sürmektedir; onun kitaplarýyla büyüyen çocuklar bu etkiyi yaþamlarý boyunca taþýrlar. Film ve Sahne Sanatlarý Bergman’dan sonra hayat var mý? Hiç þüphe yok ki 1950-1960 yýllarý arasýnda Ýsveç sinemasýndaki "kötü karakter" ler, yaz gecelerinde çýplak banyo yapabilen, gözalýcý güzellikte, fazlasýyla saðlýklý, açýk görüþlü ve Ýsveç’te bir efsane haline gelen çekici sarýþýn kadýnlardý. Ingmar Bergman’ýn filmleri, Vilgot Sjöman (I am Curious Yellow-Ben Meraklý Bir Sarýþýným) ve Arne Mattsson (One Summer of Happiness-Mutlu Bir Yaz), ayný dönem içinde bol miktarda çýplaklýk içeren, uluslararasý duyarlýlýðý tetikleyen fakat yeterli görülmeyen filmlerdir. Öte yandan Ingmar Bergman’ýn Ýsveç ve dünya sinema tarihindeki önemini anlatmaya sözcükler yetmez. Bergman, film ve tiyatro yönetmeni olarak 60 yýllýk meslek hayatý boyunca yalnýzca Ýsveç tiyatrosuna ve sinemasýna yön vermekle kalmamýþ, hem 4 görsel hem kültürel anlamda bireysel yeteneðiyle belki de herkesten fazla Ýsveç’in ve Ýsveçliler’in uluslararasý simgesi olmuþtur. Ýsveç kültürünün yansýtýldýðý diðer alanlarda olduðu gibi, son 10 yýlda Ýsveç sinemasý da uluslararasý boyutta gittikçe artan bir ilgi görmekte, uygulayýcýlarý da dikkat çekici yurtdýþý baþarýlara imza atmaktadýr. Bugünün Ýsveç sinemasýnda uluslararasý ilgi gören isimlerin baþýnda yýllar önce tekrar Hollywood’a yerleþen ve eþi Lena Olin ile Peter Stormare gibi Ýsveçli oyuncularla kariyerini devam ettiren yönetmen Lasse Hallström gelmektedir. Genç kuþak yönetmenler arasýnda ise Show Me Love (Bana Aþký Göster), Together (Birlikte) ve Lilya 4-ever, (Daima Lilya) gibi filmleriyle uluslararasý baþarý yakalayan Lukas Moodysson sayýlabilir. Ýsveç film endüstrisinde göçmen ailelerin yönetmenliðe adým atan yetenekli çocuklarýnýn "Yeni Ýsveç" kavramý altýnda film yaptýklarýný görüyoruz. Bu kuþaðýn öncülerinden Josef Fares’in komedi filmi Jalla! Jalla (Yallah! Yallah!) hem sanatsal açýdan hem de ticari açýdan baþarýya ulaþtý. Son yýllarda Ýsveç’in uluslararasý piyasada ticari anlamda boy gösterdiði alanlardan biri de video yönetmenliðidir. Özellikle Madonna, U2, Metallica gibi rock grubu ve þarkýcýlarýnýn videolarýný çekmede gösterdiði baþarýdan ötürü yönetmen Jonas Akerlund takdir toplamaktadýr. Sahne sanatlarýna gelince, tiyatro, müzikal, dans gibi sanatýn farklý alanlarý için Ýsveç’te pek çok seçenek bulabilirsiniz. Baþkent Stokholm, tiyatro sayýsýyla dünyanýn önde gelen ülkelerinden biri olmakla övünür. Kraliyet Tiyatrosu ve Kraliyet Operasý gibi kendilerini uluslararasý seviyede kabul ettirmiþ kurumlar, son dönemde repertuarlarýna aldýklarý eserlerle tanýnmýþ konuklara özel prömiyerler düzenlemektedir. Yine son yýllarda ünlü Cullberg Balesi, çok sayýda baðýmsýz bale ve modern dans topluluðuna, ayrýca Kenneth Kvarnström, Virpi Pahkinen ve Cristina Caprioli gibi koreograflara ev sahipliði yapmaktadýr. Sanat: Çýplak su perilerinden kadýn video sanatçýlarýna Genel anlamda Ýsveç kültüründe olduðu gibi Ýsveç sanat tarihi de güneyimizde yer alan Avrupa uygarlýklarýyla karþýlaþtýrýlýnca emekleme aþamasýndadýr. Klasik antik çað ve Rönesans devrimi doðal olarak kuzey enlemine ulaþmamýþtýr. Ýsveç sanat tarihinin, en azýndan uluslararasý boyutta 18.yüzyýl sonlarýnda Kültür portre ressamý Alexander Roslin ve heykeltýraþ Tobias Sergel’le baþladýðý söylenebilir. Fakat Ýsveç resminin asýl önemini kazanmasý için Ulusal Romantizm çaðýnýn baþlayacaðý 19.yüzyýl sonlarýna kadar beklemek gerekecekti. Týpký edebiyatta ve mimaride olduðu gibi tapýnma boyutunda olmasa da bir duygunun dýþavurumu olarak tabiat sevgisinin bu döneme damgasýný vurduðunu görürüz. Dönemin büyük milli ressamlarý, 20.yüzyýla da dahil edebileceðimiz Anders Zorn, Bruno Liljefors ve Carl Larsson, eserlerinde tabiatýn yaný sýra saf ve sade hayatýn yansýmalarýný iþlemiþlerdir. 1060’lar boyunca ve 1070’lerin baþlarýnda Ýsveç ve özellikle de baþkent Stokholm’ü dünyanýn modern sanat haritasýna yerleþtiren isim ise "Moderna" Müzesi’nin açýlýþýný yapan efsanevi Pontus Hulten olmuþtur. (Kendisi sonradan Paris’teki Pompidou Merkezi’nin ve diðer uluslararasý büyük müzelerin de müdürlüðünü yapmýþtýr). Stokholm 15 yýl boyunca uluslararasý sanat dünyasýnýn en önemli buluþma noktalarýndan biri olmuþtur. Moderna Müzesi bugün kendi alanýndaki modern sanat müzeleri içinde tarz belirleyici özelliðiyle dikkat çekmektedir. Bu dönemin mirasý olarak gördüðümüz eserler içinde müzenin uluslararasý 20.yüzyýl sanatý koleksiyonu ama özellikle de "pop art" koleksiyonu dünyanýn Annika von Hausswolff’tan "Oto Portre 1999" Çaðdaþ Ýsveç sesleri: "Howlin’ Pelle of The Hives"; The Sountrack of Our Lives. önde gelen sanat birikimleri içinde yer almaktadýr. Londra’da "Tate Modern"deki baþarýlý çalýþmasýndan sonra Stokholm’e dönerek Moderna Müzesi’nin baþýna geçen yeni müdür Lars Nittve yönetiminde müzenin yeni ve daha çarpýcý bir döneme imza atmasý beklenmektedir. 20.Yüzyýl sonlarýyla 21.yüzyýl baþlarý da Ýsveç sanatçýlarýnýn uluslararasý çevrelerde boy gösterdikleri bir dönem olmaktadýr. Müzik, moda, sinema ve edebiyat gibi alanlarda yetiþen sanatçýlar isimlerini duyurmuþlardýr. Bu sanatçýlarýn içinde, çoðu fotoðrafçýlýk ve video sanatlarýndan gelme hatýrý sayýlýr ölçüde kadýnlar da vardýr. Anmaya deðer bu isimlerden bazýlarý Annika von Hausswolff, Annika Eriksson, Ann-Sofie Siden ve Maria Misenberger’dir. Müzik: Minör anahtarýyla müzikal bir mucize Yapýlan araþtýrmalar, küçük Ýsveç’in dünyanýn üçüncü büyük müzik ihraç eden ülkesi olduðunu gösteriyor. Onu müzik alanýnda yenen ülkeler ise süper güçler Birleþik Devletler ve Ýngiltere. Böyle bir karþýlaþtýrmada gerçek verilere ulaþmak kolay deðil. Fakat açýk olan, Ýsveç’in uluslararasý müzik piyasasýnda özellikle son 10 yýlda ulaþtýðý büyük baþarý. Ülkemizi müzik fabrikasý olarak görenler bile var; öyle ki poptan metal müziðe kadar çok geniþ bir yelpazede durmaksýzýn sanatçý yetiþtiðini rahatlýkla söyleyebiliriz. Bilhassa ticari pop müzik alanýnda büyük baþarýlara imza atýldýðýna tanýk olurken yalnýzca Ýsveçli sanatçýlarýn deðil bestecilerden yapýmcýlara kadar tüm sektör çalýþanlarýnýn dünya çapýnda ün yaptýðýný görüyoruz. Ýsveç’in ticari sesi uluslararasý baþarýnýn anahtarý gibi duruyor. Whitney Houston, Mariah Carey ve Backstreet Boys gibi dünya þöhretlerinin arkasýnda Ýsveçli yaratýcý ekiplerin baþarýsý yatýyor. Pek çok kültürel faaliyette olduðu gibi bugünün yakýnlaþan dünyasýnda da tipik Ýsveç müziðini ayýrtedebilmek giderek zorlaþýyor. Uluslararasý etkilere her zaman açýk olan Ýsveç müzik yaratýcýlarý, müziðin yüksek ölçekteki "bulaþýcý" yanýný alarak kendi müzik anlayýþlarýný oluþturmada baþtan formüle etme yöntemiyle kendi müziklerini ortaya koyabiliyorlar. Bazýlarý Ýsveçli þarkýcýlarýn ve bestecilerin güçlü melodiler yaratmada içgüdüsel bir yetenekleri olduðunu söylüyor, kaldý ki bunun sebebi geleneksel olarak minör anahtarýyla yazýlmýþ halk türkülerinin melankolik yapýsý olabilir. Bir baþka açýklama da 1960’lardan itibaren çok farklý sosyal 5 Kültür Canlý renkleri, sadeliði, kuvvetli ve temiz çizgileri, gözalýcý özellikleriyle çaðdaþ Ýsveç tasarýmý. sýnýflardan çocuklarla oluþturulan müzik okullarýnýn varlýðý olabilir. Bu teorilerin ikisinde de haklýlýk payý var gibi görünüyor. Fakat kesin olan bir þey varsa o da 1970’ler boyunca ve 1980’lerin baþlarýnda pek çok hit þarkýya imza atmýþ müzik grubu ABBA’nýn, týpký teniste Björn Borg’ un yaptýðý gibi, bu alanda sürükleyici bir rol oynamýþ olmasýdýr. ABBA Ýsveç müzik endüstrisine ve diðer Ýsveçli þarkýcýlara uluslararasý kapýlarý açmýþtýr. Bunlarýn dýþýnda Ýsveç’te müziðin derin kökleri olduðu söylenebilir. Bu kökler yalnýzca pop müziði deðil, halk müziðinden caza ve operaya kadar çok geniþ yelpazede müzik türlerini etkilemektedir. Söz gelimi Ýsveç’te dünyanýn hiçbir ülkesinde olmadýðý kadar çok sayýda amatör koro mevcuttur. Moda ve tasarým: Minimalist savurganlýk Son 10 sene Ýsveç kültüründe çok çeþitli alanlarda uluslararasý bir yeniden doðuþun tanýðý olmuþtur. Fakat bunlarýn içinde tasarým alanýnda yaratýlan yenilikler çok daha dikkat çekici ve çarpýcýdýr. Ýsveç, yokluktan yarattýðý iç tasarým üretiminde Ýtalya ve Ýngiltere’nin ardýndan dünya üçüncülüðünü yakalamýþtýr. Bu baþarýyý anlamak için tarihe bakmak faydalýdýr. Çünkü Ýsveç, gurur duyduðu tarihinde el sanatlarýnýn modernize edilmesi 6 ve bir endüstriye dönüþtürülmesinde büyük emek harcamýþtýr. 1920’lerin sonlarýndan itibaren baþlatýlan "Ýsveç Zarafeti" kavramý, 1960’larýn ortasýna gelindiðinde tasarým ve mimari alanlarýnda dünya liderliðiyle taçlandýrýlmýþtýr. 1965-1985 yýllarýný kapsayan 20 yýllýk süreç ise modern tarihimizde istisna yýllarý olarak görülür. 1980’lerin sonlarýnda Thomas Sandell, Pia Wallen, Mats Theselius ve Jonas Bohlin gibi tasarýmcýlar ve bir grup küçük ama geleceðe yatýrým yapan üretimci, kendilerini uluslararasý arenaya tanýtmýþ, çok geçmeden de uluslararasý tasarým ve yaþam tarzý medyasýnýn dikkatini çekmeyi baþarmýþtýr. Bu yeni kuþak seçkin tasarýmcýlar, 20.yüzyýlýn ilk yarýsýnda ortaya çýkan "Ýsveç Zarafeti" ve "Modern Ýsveç" kavramlarý üzerinden sadelik, kullanýþlýlýk, abartýsýz renk kullanýmý, doða ürünlerine saygý ve zarafet duygusunu mizah ve ustalýkla birleþtirmeyi baþarmýþlardýr. Son yýllarda Ýsveç’in baþkenti Stokholm, bazý bakýmlardan karþýlaþtýrýldýðýnda tasarým metropolleri Londra ve Milano’nun yaný sýra uluslararasý tasarým dünyasýnýn önemli bir buluþma noktasý haline gelmiþtir. Geleneksel Ýsveç mobilyasý ve el sanatlarý endüstrisi Ýsveç’in güneyinde Smaland bölgesinde konumlanmýþ, kapýlarýný bu yeni akýma açmasýyla birlikte de uluslararasý çaðdaþ tasarým dünyasýnýn gözbebeði olmaya Yeniden canlandýrýlan geleneksel halk sanatlarý bugünün Ýsveçli tasarýmcýlarýna esin kaynaðý oluyor. Kültür 1980’lerin sonlarýn itibaren Ýsveç lokanta kültürü ve yemek sanatý, kalitesini artýrýrken uluslararasý saygýnlýk kazanýyor. baþlamýþtýr. Smaland kaynaklý bu firmalarýn içinde en büyük ve en güçlü olaný, kendi içinde pek çok alana yayýlmýþ olan IKEA’dýr ki onu anlatmak baþlý baþýna bir makale konusudur. Moda ve tekstil alanýnda da Ýsveç’in gurur duyulacak bir geçmiþi vardýr. Bir grup genç ve yetenekli moda tasarýmcýsý, uluslararasý piyasada kendi markalarýný yaratmayý baþarmýþlardýr. Yine de bu tasarýmcýlar, mobilya ve endüstriyel ürünlerde yakalanan uluslararasý ticari baþarýyý yakalamada her nedense büyük güçlüklerle karþýlaþmaktadýr. Sanatsal moda alanýnda küçük bir pazar olan Ýsveç, düþük ve orta fiyatlý ürünler zinciri kurarak özellikle H&M’nin önderliðinde piyasaya yön verme baþarýsý göstermiþtir. Halk sanatý: Gelenekten gelen eðilim Geleneksel Ýsveç el sanatlarýnda sade Nordik köy yaþantýsýný, onun renklerini, çeþitliliðini ve özdeðerlerini bulabilirsiniz. Ýsveç’i bir dünya markasý yapan özellikler de yine bunlardýr; sadelik, temiz çizgiler, etkinlik, uyum ve doðaya baðlýlýk. Fiziksel anlamda Ýsveç geniþ ve uzak yerlere yayýlmýþ bir ülkedir. El sanatlarý ürünlerindeki çeþitliliðe, Lapland’in tepelerinde bile bulabileceðiniz geleneksel Sami sanatlarýndan tutun, Skane bölgesindeki bereketli topraklara kadar renkleriyle, cesur desenleriyle her türlü geleneksel tekstil ürününde rastlayabilirsiniz. Farklý bölgeler, farklý türde el sanatlarý üzerinde yoðunlaþmýþtýr. Tahta ve huþ aðacýndan yapýlma el emeði süsler, dövme demirler, dokuma sepetler, seramikler, deri mallar ve tekstil ürünleri gibi. Özellikle geleneksel el sanatlarýnda, yaþayan bir efsane haline dönüþmüþ olan Dalarna bölgesi, kendine özgü orijinal çiçekli boyamalarýyla ön plana çýkmaktadýr. Bu orta kuzey bölgesi ayný zamanda Ýsveç’ in en çok bilinen milli sembolü "kurbits boyalý tahta Dala atý"nýn da doðum yeridir. Son yýllarda geleneksel el sanatlarý, genç kuþaklarýn elinde adeta bir rönesans devrimi yaþamaktadýr. Thomas Sandell, Pia Wallen, Anna Holtblad ve Nygards Anna Bengtsson gibi çok sayýda çaðdaþ modacý ve iç tasarýmcý, Geleneksel Ýsveç halk sanatlarýný kendi tasarým ürünlerinde esin kaynaðý olarak kullanmaktadýr. Yemek sanatý: Sakýn Ýsveçli bir þefe gülmeyin! Son 15 yýl içinde Ýsveç yemek sanatý ve lokanta kültürü gerçek anlamda bir dönüþüm geçirmiþtir. 1980’lerin ortalarýna kadar Ýsveç mutfaðý içe kapalý ve uluslararasý ziyniyetten uzak bir görüntü çiziyordu. Geleneksel yemek piþirme yöntemlerinin yaný sýra köfte, kabak dolmasý, haþlanmýþ patates, salamura ringa balýðý gibi taþra yemekleri aðýrlýðýný koruyordu. O tarihten itibaren öylesine keskin bir lokanta ve yemek kültürü hamlesine giriþildi ki hala da bundan geri adým atýlmadý. Buna karþýn Ýsveçimize özgü geleneksel yemek piþirme yöntemleri tüm dünyada kabul gören bir etki yarattý. Genç Ýsveçli þefler, sahip olduklarý hüneri çok daha üst düzeylere çýkarmayý bilerek, kendi köklerini de unutmadan yemek piþirme sanatýnda sýnýrlarý zorlamaya baþladýlar. Genç yaratýcý Ýsveçliler içinde profesyonel þefliðe adým atanlar, ‘yýldýz’lýk payesiyle onurlandýrýldý. Gittikçe artan uluslararasý yemek sanatý yarýþmalarýnda, yemek piþirme sanatýnýn olimpiyatlarý sayýlan þampiyonluklarda Ýsveç, gerek bireysel ve gerekse takým halinde pek çok büyük zafere imza attý. Stokholm’ün muhteþem lokantalarý uluslararasý anlamda þehrin en fazla ilgi gören merkezleri oldu. Öte yandan en fazla reklamý yapýlan lokantalar sadece baþkentle sýnýrlý kalmamýþtýr. Hemen hemen ülkenin her yanýnda yemek sanatýnýn incelikleri açýsýndan görülmeye deðer lokantalar ve oteller açýlmýþtýr. 7 Doða: Küçük ulus, büyük ülke Doða 9 Milyonluk Ýsveç, nüfusu bakýmýndan küçük bir ülkedir; Belçika’dan daha küçük, Hollanda’nýn ise ancak yarýsý büyüklüðündedir. Belki de bu sebeple yabancýlar, ülkemizin coðrafi büyüklüðü karþýsýnda bu denli þaþýrýyorlar. Coðrafi anlamda Ýsveç, Batý Avrupa’nýn en büyük ülkelerinden biridir. Aþaðý yukarý Ýspanya ve Fransa kadardýr, Kaliforniya’dan ise büyüktür. Geniþ topraklarýna karþýlýk düþük bir nüfusa sahip olmasý, Ýsveç’i, Avrupa’nýn en seyrek nüfuslu ülkelerinden biri yapmaktadýr. Buna karþýn Ýsveç nüfusunun yüzde 90’ý ülkenin güney bölgelerinde yaþamaktadýr. Yüzde 60’ý Ýsveç bölgesi sayýlan Norrland’de ise bir milyonun altýnda insan bulunmaktadýr. Kimi zaman Batý Avrupa’nýn yabani kalmýþ son bölgesi sayýlan Norrland’in geniþ açýk alanlarýnda ki olaðanüstü büyüklükte ormanlardan ülkenin endüstrileþmesinde büyük payý bulunan madenler ve hidroelektrik güç elde edilmektedir. Ýsveç’in yaklaþýk altýda biri Kuzey Kutbu içinde yer alýr. Nordkalotten (Avrupa’nýn Kuzey takkesi) diye bilinen bölgede Norveç’in Finlandiya’nýn ve Rusya’nýn da topraklarý mevcuttur. Ýsveç topraklarýnýn yarýsýndan fazlasý ormanlýk arazidir bunun da çoðu her dem taze yeþil alandýr. Ülkenin yüzde 16’lýk kýsmýný ise daðlar ve tepeler oluþturur. Yüzde 10’u göl, nehir ve sulak arazilerden, yüzde 8’i ise ekilebilir topraklardan meydana gelir. Ýsveç’in epeyce geniþ bir alanýný verimli arazi haline getiren ve Norveç’in batý sahilinden akan Gulf Stream akýntýsý, Ýskandinavya Yarýmadasý’nýn geri kalanýnda yerleþmeye bu derece imkan tanýmaz. Kanada, Alaska, Greenland ve Sibirya gibi dünyada ayný enlemde bulunan alanlarýn geniþçe bir kýsmý yerleþime açýk olmayan tundra bölgeleridir. Manzara: Kýraç tepelerden alev alev çayýrlara Ýsveç, baþta kendi ülkesinin insanlarý arasýnda olmak üzere, doðal güzellikleriyle ünlüdür. Biz Ýsveçliler, doðal manzaralarý adeta taparcasýna severiz. Kuzeyden güneye 1600 kilometrelik bir uzunluða eriþen ülke topraklarý, güney, orta ve kuzey bölümleri arasýndaki dengesizlikle belirlenir. Uzak kuzey bölgesi, üzerinde aðaç yetiþmeyen tepeleriyle çorak ve vahþi Lapland’dir; alçaktan esen rüzgar ve geçit vermeyen sulak arazilerle doludur. Ýskandinavya dað zinciri, ülkenin batý sýnýrý boyunca kuzey-güney yönünde devam eder; Ýsveç’le Norveç arasýnda belkemiði vazifesi görür. Kuzey ve orta Ýsveç’in geri kalaný ise baskýn bir þekilde uçsuz bucaksýz ormanlar, onlarýn arasýna yayýlmýþ göl sistemleri ve batýya doðru Baltýk Denizi kýyýsýna akan kar kaplý tepelerden inme coþkun nehirlerden oluþur. Doðu kýyýlarý, bünyesinde eþsiz doða güzelliklerini barýndýrýr. Kuzeyde, UNESCO’nun da Dünya Mirasý Listesi’ne aldýðý High Coast köprüsü ve içlerinde onbinlerce ada bulunan eþsiz güzellikteki Stokholm, St.Anne ve Vastervik takýmada ve 9 Doða Geleneksel "serbest dolaþým hakký" altýnda Ýsveç’te dileyen herkes eþsiz özgürlüðün ve doðanýn tadýný çýkartabiliyor. adacýklarý görülmeye deðerdir. Ýsveç’in batý kýyýlarý, kuzeye doðru Norveç fiyordlarýna kadar devam eden pembe renkli adalardan meydana gelir. Ýsveç’in doðu kýyýlarýnda yer alan Baltýk Denizi’nde iki büyük ada mevcuttur: Gotland ve Öland. Her ikisi de doðal manzarasýyla eþsiz, þaþýrtýcý kireçtaþý kýyýlarýyla, çiçekli deniz kýyýsý çayýrlarýyla, açýk alanlardaki kireçtaþý düzlükleriyle ayný iklim kuþaðýnda baþka hiçbir yerde bulamayacaðýnýz güzellikte bir görüntü sunar. Skane, ülkenin güney kýsmýna kadar uzanýr. Ýsveç’in en zengin ve en verimli tarým bölgesidir. Ýniþli çýkýþlý ovalarý, onlarý çevreleyen tepeleri, uðultulu ormanlarý, ve uçsuz bucaksýz kumsallarýyla ünlüdür. Ülkemizin geniþ olmasýna karþýn nüfusumuzun düþük olmasý, vahþi doða manzaralarýndan herkesin tadýný çýkarmasýna imkan tanýr; paha biçilmez bir lüks. Üstelik herkesin bundan bedava yararlanma hakký vardýr. Kuzey bölgesi doðal manzara karakteri mevsimlere göre deðiþiklik gösterir. Kýr manzarasý, üzerine giydiði kýyafeti yýlýn dört farklý mevsiminde güçlü renk farklýlaþmasý nöbetleriyle deðiþtirir. 10 Çevre bilinci: Her þey doða sevgisi için Nordik doðaya duyulan sevgi ve saygý, Ýsveç ruhunun ve modern toplum anlayýþýnýn anahtar kavramlarýdýr. Ýsveç’te eski ve herkes tarafýndan kabul gören "serbest dolaþým hakký" kanunu, herkese doðada dilediði her yere gidebilme hakký verir (Bunun içine çadýr açýp yemiþ, mantar, çiçek ve benzeri þeyler toplamak da dahildir). Ayný kanun, mülk sahibinin görüp duyabileceði mesafede olmamak kaydýyla özel mülk arazileri için bile geçerlidir. Bu hakkýn temel prensibi, "sorumluluk altýnda özgürlük"tür. Elbette arkada çöp býrakmak, aðaç dallarýný kýrmak, dikkatsizce ateþ yakmak gibi doðaya zarar verecek eylemlerden kaçýnýlmasý zorunludur. Ýsveçliler’in doðayla kurduklarý bu derece yakýn ilginin sonucu olarak, doðal kaynaklarýn sonsuz olmadýðýný çok erken dönemlerde farkettik. Ýsveç, 1970’lerden itibaren gerek kendi doðamýzýn korunmasý ve gerekse dünyada çevreyle ilgili etkinliklere lider rolde katýlým göstermektedir. Þunu gururla söyleyebiliriz ki bugün Ýsveç’te 20 yýl öncesine nazaran hava daha temiz, su daha saf ve ormanlar daha saðlýklýdýr. Halkýn ve yetkililerin gösterdiði duyarlýlýkla nesli tükenmekte olan birçok bitki ve hayvan türü yeniden yaþama kazandýrýlmýþtýr. Bu olumlu eðilimin bir kanýtý olarak baþkent Stokholm’ün þehir merkezindeki sularda yüzülebilmesini ve balýk tutulabilmesini örnek gösterebiliriz. Ýsveç, uluslararasý boyutta uzun yýllardýr Birleþmiþ Milletler ve diðer uluslararasý örgütler içinde dünya çevre saðlýðýnýn korunmasý adýna deðerli çalýþmalar yürütmektedir. Ýsveç’in 1995’te Avrupa Birliði’ne kabul edilmesiyle birlikte uluslararasý çevre saðlýðý konusunda önemli bir adým atýlmýþ, Ýsveç ve komþusu Kuzey Avrupa ülkeleri, söz konusu alanda çok daha aktif bir rol üstlenmiþlerdir. Gece yarýsý güneþi ve kuzey ýþýklarý: Güneþ asla batmazken Kuzey Atlantik Okyanusu’ndan gelen Gulf Stream akýntýsýnýn ýlýman etkisine raðmen Ýsveç’in kuzey coðrafyasýnda yer almasý ülkeye olaðanüstü bir iklim bahþetmiþtir. Yabancý ziyaretçiler, ülkenin günýþýðý þartlarýndaki deðiþimini daha da olaðanüstü bulmaktadýr. Hatta Nordik ýþýðý, Ýsveç’in uluslararasý turist çeken özelliklerinden biri olmuþtur. Haziran ayýnýn sonlarýna kadar ülkenin kuzeyinde batmak bilmeyen güneþ sebebiyle yaz aylarý boyunca günler gittikçe daha uzun Doða Gece yarýsý güneþi ve poyraz esintisinin kokusu uzak kuzeye kadar tüm ziyaretçileri mest ediyor. ve daha aydýnlýktýr. Daha çok gizemli bir þafak ýþýðýný andýran karanlýksa, yalnýzca güney bölgelerde, o da birkaç saat için söz konusudur. Bu aydýnlýk geceler Ýsveç’te mayýs ayýnýn sonlarýndan haziran ayýnýn sonlarýna kadar sürer. Lapland’de gece yarýsý güneþi her yýl dünyanýn dört bir yanýndan gelen ziyaretçileri büyük þaþkýnlýða uðratan bir doða olayýdýr. Son yýllarda yazlarý görülen "beyaz geceler"in tersi olan yoðun Nordik kýþ karanlýðý da daha mütevazý boyutta olsa da turistlerin ilgisini çeken doða olaylarýndan biri olmuþtur. Yine de bugün, sýrf yoðun kýþ karanlýðýný görmek için çok uzaklardan Lapland’e gelen ziyaretçiler vardýr; hem de ölümcül sessizliðe ve 30, hatta daha aþaðýlara kadar düþen ýsýya raðmen. Ziyaretçiler ayný zamanda kýþýn kutup göklerinde beliren ve 12 "kuzey ýþýklarý" adý verilen devasa renkli ýþýk oyunlarýnýn tadýný da çýkarmaktadýrlar. Bu, yeryüzünün manyetik etkisi sebebiyle oluþan bir görüntü olayýdýr. ORTALAMA ISI OCAK AYI TEMMUZ AYI Malmö Stokholm Kiruna -0.2 C (+31.6 F) -2.8 C (+27.0 F) -16.0 C (+3.2 F) +16.8 C (62.2 F) +17.2 C (63.0 F) +12.8 C (55.0 F) GÜN IÞIÐI (YAKLAÞIK DEÐERLER) OCAK AYI TEMMUZ AYI Malmö Stokholm Kiruna 7 saat 6 saat 0 saat 17 saat 18 saat 24 saat Doða Boz ayý ve vaþak, Ýsveç ormanlarýnda göze çarpan vahþi hayvanlarýn baþýnda geliyor. Vahþi Hayvanlar: Linnaéus: Geyiklerin, ayýlarýn, kurtlarýn ve vaþaklarýn eþliðinde Doðanýn þifresini kýran adam Ýsveç’in üçte ikisini kaplayan ormanlarda ve vahþi hayat bölgelerinde çok sayýda vahþi hayvan türü yaþamaktadýr. Bazýlarý yakýn zamana kadar tükenme tehlikesiyle karþý karþýya kalan bu hayvanlarýn çoðu, uzun zamandýr yürütülen koruma programlarý dahilinde çevre ve yaþam þartlarýnýn geliþtirilmesi sonucu tekrar doðaya kazandýrýlmýþtýr. Ýsveç, iri boynuzlu geyikleriyle ünlüdür. Ülkenin gayriresmi milli hayvaný sayýlan geyikler, hemen bütün turistler için hatýra konusudur. Ýri boynuzlu geyik, Afrika’nýn Beþ Büyüðü’nün Ýsveç’teki ilk karþýlýðý sayýlabilir. Bu beþlinin diðer dört üyesi ise yýrtýcý hayvanlardan oluþur: Daha çok Lapland’de yaþayan ve ren geyiklerini avlayan sansar, son zamanlara kadar nesli tükenme tehlikesi içinde olan fakat yaþama döndürülen ve güney Ýsveç bölgesinde yaþayan kurt, kuzeybatý ormanlarýnda ve tepelerinde sýkça görülen boz ayý ve ülkede bulunan geniþ ormanlýk arazilerde hayatýný sürdüren, Nordik bölgesinin tipik büyük kedisi vaþak. Ýngilizce konuþulan ülkelerde doðduðu yerle (Linnaéus) anýlan Carl von Linné (1707-78), büyük bir Ýsveç fizikçisi ve botanistiydi. O dönemlerde botanik, týp ilminin bir parçasýydý. Linné, bitkiler, hayvanlar ve madenler için geliþtirdiði sýnýflama sistemi "Doðanýn Sistematiði" kuramýyla ünlüdür. Ýsveç’in dört bir yanýna geziler yapan Linné, özellikle Lapland, Dalarna ve Skane bölgelerinden topladýðý verilerle doðal sistemlerin yapýlarý konulu ayrýntýlý bir rapor hazýrlamýþtýr. Onun izinden yürümek isteyen öðrencileri de Japonya, Çin, Amerika, Avustralya, Arabistan ve Kutuplar’a tertipledikleri gezilerle öðretmenlerinin bulgularýný kanýtlamaya çalýþmýþlardýr. Ne var ki Linne’nin büyük araþtýrmacýlýk kariyeri, bilim adamlarý tarafýndan hakettiði ilgiyi ancak son yýllarda görebilmiþtir. Söz gelimi, Darvin’in belki de en önemli habercisi olduðu düþünülmektedir. Çok zor þartlarda elde ettiði deneye dayalý kanýtlarýn sonuçlarý, doða bilimleri araþtýrma yöntemlerinin genel geliþimi açýsýndan ayrýca önem taþýmaktadýr. Carl von Linné: Devrim yaratan bir botanist. 13 Toplum: Seçilecek iki yol varsa, biz üçüncüsünden gideriz Toplum "Altýn Orta Yol." Bu Ýsveç deyiþi uzlaþmayý, hoþgörüyü, anlaþmayý ve kötülerin içinde daha az kötü olan seçeneði kabullenmeye hazýr bir ulusu anlatmaktadýr. Belki de bu sebeple 20.yüzyýlda Avrupa kendini kapitalist ve komünist blok olmak üzere ikiye ayýrýrken Ýsveç, orta yolda kalabilmeyi becermiþtir. Özellikle Amerikan propagandalarýnda Ýsveç, 1050, 60 ve 70’li yýllarda sýk sýk yarý komünist bir ulus olarak gösterilmekte, özgürlüklerin yasaklandýðý bir ülke olarak çizilmekteydi. Bu, tamamen yanlýþ bir görüntüdür. Ýsveç gerçek anlamda demokratik ve açýk pazar ekonomisine dayalý bir ülkedir. Öte yandan Ýsveç’in, belki de batýlý ülkelerin hiçbirinde olmadýk ölçüde, siyasette sosyalist unsurlara da yer verdiði bir gerçektir; 1930’lardan itibaren Sosyal Demokrat Parti’nin ülkede kanun koyucu rolünü üstlenmesine fazla bir itiraz çýkmamýþtýr. 20.Yüzyýlda Ýsveç’in ortaya koyduðu baþarýnýn arkasýnda tabana yayýlabilmiþ eðitim ve vergi sistemlerinin, saðlýk hizmetleriyle çocuk ve yaþlý bakýmýna önem verilmesinin, aile sigorta sistemi kurulmasýnýn, emeklilik ve diðer hizmet sektörlerinin iyi çalýþtýrýlmasýnýn payý vardýr. Dengi ülkelerle karþýlaþtýrýldýðýnda, sýnýrlý ekonomik yapýsýna karþýn sosyal sýnýflara öncelik tanýyan bir toplum modeli ortaya çýkmýþtýr. Klasik refah düzeyi, "orta yol," "üçüncü yol," ya da "Ýsveç modeli" deyiþlerinden yola çýkýlarak artýrýlmýþ, kötünün iyisi deyiþi ise Ýsveçli iþverenlerle ülkenin güçlü sendikalarý arasýndaki anlaþmazlýklarda anahtar söylem olarak rol oynamýþ, bu da emekçi sýnýfýn güvenliðini saðlayarak refah düzeyinin artmasýna ön ayak olmuþtur. Bakým ve Sosyal Yardým: Beþikten mezara Ýþçi hareketi ve diðer "popüler hareketler" (ýlýmlýlar, kadýn haklarý vb.), erken yýllardan itibaren etkisini göstermiþti. Sosyal Demokratlar 1920’lerde ilk kez bu kadar güçlenmiþ, 1930’lar boyunca Ýsveç, Baþbakan Per Albin Hansson’un söylemiyle "halkýn yuvasý" projesini uygulamaya koymuþtu. Amaç, Ýsveç’i bir an önce fakirlikten kurtarmak ve hepsinin de ötesinde cinsiyet ayrýmý gözetmeksizin yüksek deðerli, sosyal kökleri olan, ekonomisi ayaklarý üzerinde durabilen bir toplum modeli oluþturmaktý. Ýsveç’in bu "halkýn yuvasý" projesi karþýlýksýz yardýmlarla deðil, baþlangýçta ekonomiye büyük bir yük getirecek olsa da yeni bir vergi sistemi aracýlýðýyla karþýlanacaktý. Temel fikir, "verebilecek olandan al, ihtiyacý olana ver"di. Bu sosyal yardým yapýsýnýn temelinde üçüncü yoldan gitmek eðilimi vardý; kapitalizm ve sosyalizm arasýndaki dar ama önceden denenmiþ yoldan gitmek. Ýsveç’te ekonomik büyümenin istikrarlý olmadýðý 1950’li ve 1960’lý yýllar içerisinde dünyanýn en cömert vergi kaynaklý sosyal yardým sistemi tesis edildi. Bu sistem, 15 Toplum sonradan pek çok ülkenin de denediði bir dizi reformdan oluþuyordu. "Beþikten mezara tüm vatandaþlarýný koruyan ülke." Bu, uluslararasý çevrelerde sýk sýk býyýk altýndan iðnelemelere sebep olsa da ülke olarak Ýsveç’i tanýmlayan sözlerden biridir. Bu görüntünün gerçeklik payý büyüktür. Ýsveç sisteminin karakteristik özelliði, sosyal hizmetlerin, vatandaþlarýnýn ekonomik güvenliðinden azami ölçüde sorumlu olmasý ve bunun aile gelenekleriyle birebir örtüþmesinin saðlanmasýdýr. Bebeklik çaðýndan baþlatýlan sistem, anneler için sosyal bakým merkezleri, gündüz bakým yuvalarý ve okul öncesi merkezlerini içerir. Son yýllarda özel ve aile kooperatifi bakým merkezlerinin de açýlmasýna izin verildi, ancak bunlarýn finansmaný da büyük ölçüde halen sosyal hizmetler tarafýndan karþýlanmakta, bakýcýlýk ücretleri ailelerin gelir vergilerinden oluþturulan fonlardan ödenmektedir. Okula gitmek parasýzdýr. Baþka bir deyiþle vergilerden karþýlanmaktadýr. Üstelik yalnýzca okul öncesi veya ilkokul düzeyindeki çocuklar için deðil, üniversite düzeyine gelmiþ çocuklar için de bedavadýr, hatta tüm sosyal sýnýflardan gençleri okumaya teþfik etmek üzere devlet, cömert öðrenim kredileri vermektedir. Saðlýk sigortasý sistemi, ilaç ve diþ hastalýklarý masraflarý da dahil olmak üzere tüm vatandaþlara bedava hizmet sunmaktadýr. Hastalýk doðal bir olgudur ve aile sigortasý kapsamýndadýr. Hastalýk ya da ailevi bir sorundan iþine gidemeyen personel, gelir kaybýna uðramaz (belli bir sýnýra kadar). Yaþlýlarýn bakýmý da hemen hemen tamamiyle sosyal hizmetler tarafýndan karþýlanýr. Yaþlýlar, isterlerse gelir vergisi kaynaklý huzur evlerinde ikamet edebilirler. Ýsveç, vatandaþlarýna barýnacak yer temin etme, iþsizlik sigortasý, sosyal yardým gibi konularda da cömert imkanlar sunar. Sosyal yardým güvenlik aðý konusundaki bu soylu amaç, þartlarý ya da konumu ne olursa olsun her Ýsveçli’ye en azýndan çoðu temel ihtiyaç konusunda sosyal hizmetlere her zaman dayanabileceklerine dair güvence vermektedir. Ýsveç ekonomik güvenlik sistemi, son yýllarda aðýr bir ekonomik baský yaþamýþtýr. Buna, saðlýk hizmetlerinden yararlanmak isteyenlerin oluþturduðu bekleme listesi, 16 Stockholm’deki Ýsveç Meclis Binasý. personel sayýsýnýn düþürülmesi, emeklilik sistemlerindeki hesap açýklarý gibi sorunlar sebep olmuþtur. Siyasetin sað kanadýndan bir "görev deðiþimi" talebi gelmesine karþýn halkýn büyük bir çoðunluðu sosyal yardým sistemlerini destekleyen siyasilere arka çýkmýþ, zor ekonomik þartlara raðmen "temel güvenlik" ten vazgeçmemiþtir. DEVLET BAÞKANI: 1973’ten bu yana Kral Carl 16.Gustaf. 1976’da Kraliçe Silvia’yla evlendi. Üç çocuklarýndan büyük olaný Victoria, Veliaht Prenses unvanýný taþýyor. BAÞBAKAN: Göran Persson. 1986’dan bu yana Sosyal Demokrat azýnlýk hükümetine baþbakanlýk yapýyor. Bugünün demokrasisi: Farklýlýk yaratabilir miyiz? Ýsveç, kanun yapýcýsý 349 üyeli Ýsveç Parlamentosu (Riksdag) olan tek meclisli bir temsili demokrasidir. Milletvekili seçimleri dört yýlda bir yapýlýr. 2002 Seçimlerinden sonra Sosyal Demokratlar, yüzde 40’ýn hemen altýnda bir oyla birinci parti çýkýnca Sol Parti (Eski Komünist Parti) ve Yeþiller’le bir azýnlýk hükümeti kurdular. Bir önceki dört yýllýk meclisle karþýlaþtýrýldýðýnda güç dengelerinde büyük bir deðiþiklik görülmedi. Hükümet, Son Meclis seçimi, Eylül 2002: Alýnan oylara göre mecliste daðýlým. Liberaller: %13.3 Hýristiyan Demokratlar: %9.1 30 55 Ilýmlýlar: %15.2 Sol Parti: %8.3 48 144 33 Merkez Parti: %6.1 Sosyal Demokratlar: %39.8 Yeþiller: %4.6 22 17 Seçime katýlým: %80 Mecliste kadýn üye oraný: %45 18 Yaþýný dolduran Ýsveç vatandaþlarý meclis seçimlerinde oy kullanabilmektedir. Yabancý vatandaþlarýn ise belediye ve ilçe meclis seçimlerinde oy kullanabilmeleri için en az 3 yýldýr Ýsveç’te ikamet ediyor olmalarý þartý aranmaktadýr. Toplum Ýsveç kanunlarýnýn en büyük baþarýlarýndan biri çocuk yetiþtirmede erkeðe ve kadýna eþit haklar ve sorumluluklar vermesidir. 10’u kadýn olmak üzere 22 bakanla temsil edilmektedir. Öte yandan en büyük muhalefet partisi olan Ilýmlýlar (eski Muhafazakarlar), 2002 seçimlerinde büyük oy kaybýna uðradý. Sosyalist olmayan diðer muhalefet partileri ise Liberaller, Hýristiyan Demokratlar ve Merkez Parti’ dir (eski Çiftçi Partisi). Son 20-30 yýlda Ýsveç demokrasisi, batý dünyasýnda da hüküm süren bir sorunla boðuþmak zorunda kaldý; nüfus üzerindeki siyasi etkinin azaltýlmasý. Siyasi partiler bu sorunu özellikle genç yaþlardaki yeni üyelerine atlatmakta zorluk çektiler. Popüler hareketler varlýðýný sürdürüyor. Bunlarýn içinde sendika hareketleri, bugün bile Ýsveç demokrasisinde popüler desteðin önemini hala koruduðunu gösteriyor. Uzun yýllar Avrupa ortalamasýnýn üzerinde seyretmesine karþýn Ýsveçli seçmenlerin seçimlere katýlým oraný 2002’de yüzde 80 olmuþtur. Seçimlere katýlým oraný ortalamasý Avrupa Parlamentosu’nda bunun da altýnda, yüzde 50 civarýndadýr. Bu rakamlara raðmen Ýsveç demokrasi geleneði her zamanki gibi güçlüdür. Toplumumuzu demokrasiyi özümsemiþ bir halk olarak tanýmlayabiliriz. Demokratik unsurlar yalnýzca ulusal boyutta deðil, bölgesel ve yerel siyasette de kendini göstermekte, okullarda, iþ yerlerinde, deðiþik örgütlerde ve toplumun farklý katmanlarýnda açýða çýkmaktadýr. 18 Yaþýný dolduran Ýsveç vatandaþlarý meclis seçimlerinde oy kullanabilmektedir. Yabancý vatandaþlarýn ise belediye ve ilçe meclis seçimlerinde oy kullanabilmeleri için en az 3 yýldýr Ýsveç’te ikamet ediyor olmalarý þartý aranmaktadýr. Eþit Haklar: Yalnýzca bütün erkekler eþit deðildir... Ýsveç, kadýnlara oy kullanabilme hakkýný veren öncü ülkeler arasýnda deðildir. Buna karþýn kadýnlarýn oy kullanma hakkýný kazandýklarý 1921’den bu yana cinsiyet eþitliði konusunda saðlanan ilerleme, belki de hiçbir ülkede olmadýðý kadar Ýsveç toplumunun katmanlarýnda kendini göstermiþtir. Ýsveç cinsiyet eþitliði çalýþmalarýnýn temel prensibi, emekçi sýnýftaki herkesin cinsiyet gözetilmeksizin aldýðý maaþ oranýnda yaþama hakkýna sahip olmasýdýr. Böylece baþkalarýna dayanma gereði duymazlar. Okul öncesi çocuk sahibi ailelerin iþlerini kaybetmemeleri için Ýsveç’te sosyal bakýcýlýk kurumu devreye sokulmuþ, dünyanýn en cömert aile sigorta sistemi kurulmuþ, gelir kaybý yaþamaksýzýn ailelerin 16 aya kadar çocuklarýna evlerinde bakmalarýna izin verilmiþtir. Bu 16 ayýn ikisi de "babalar ayý" olarak onlara ayrýlmýþtýr. Özellikle sosyal yardým kurumlarýnýn geniþleme sürecinde kadýnlarýn oynadýðý baskýn rol, genel anlamda saðlanan ilerlemenin itici gücü olmuþ, kadýnýn toplumdaki yeri saðlamlaþmýþtýr. Böylelikle sosyal yardým kurumlarýnýn geleneksel anlamda kadýnlara teslim edilmesiyle toplumdaki sorumluluk paylarý artmýþ, çocuk ve yaþlýlarýn bakýmlarý onlara emanet edilmiþtir. Bu siyasetin bir sonucu olarak bugün Ýsveç’te kadýnlar büyük bir yüzdeyle çalýþma hayatýnda yer almaktadýr. Erkeklerin yüzde 79’una karþýlýk yüzde 74 gibi bir orandýr bu. Ulusal kimliðin üst katmanlarýna baktýðýmýzda ise bilhassa siyaset ve yönetim kadrolarýnda cinsiyet ayrýmcýlýðýnýn minimum düzeyde iþlediðini, buna karþýn özel sektörün üst düzey iþ dünyasýnda hala orta yaþlý erkeklerin egemen olduðunu görüyoruz. Bugün, eþit haklarý garanti altýna alan pek çok kanun ve tüzük mevcuttur; eþit iþe eþit ücret, cinsel ayrýmcýlýk yasalarý, cinsel taciz yasalarý gibi. Bu kanunlarýn çoðu, Eþit Fýrsatlar Memuru’nun gözetiminde iþ piyasasýnda uygulanmaktadýr. Elbette eþitlik saðlama çalýþmalarýnýn tek ilgi alaný kadýnlar deðildir. Ýsveç, yasakçý ve dýþtalayýcý her türlü zihniyete karþý da azýmsanmayacak bir baþarýya imza atmýþtýr. Ýnsanlarýn etnik kökenlerine göre farklý muamele görmeleri, fiziksel ya da ruhsal bozukluklarý yüzünden aþaðýlanmalarý veya 17 Toplum JAS 39, Gripen (Pençe) Savaþ Uçaðý. Ýsveç Yapýmý. cinsel yönlendirmeye karþý kanunlar çýkartýlmýþtýr. Çocuklarýn da yalnýzca toplum içinde deðil ailede de korunmasýna yönelik olarak çocuk haklarý yasasý çýkartýlmýþtýr. Söz gelimi Ýsveç, daha 1970’lerde uluslararasý çevreleri de tetikleyerek ailelerin çocuklarýný dövmelerini yasaklayan dünyadaki ilk ülke olmuþtur. Þeffaflýk ve etki gücü: Saydam toplum Ýsveç toplum yaþamýnýn köklü prensiplerinden bir diðeri de açýklýktýr. Siyasetçilerimizin ve toplum kurumlarýnýn çalýþmalarýný açýk ve anlaþýlýr þekilde izleyebilmek Ýsveç’te bir sivil haktýr. Ýsveç’te pek çok ülkede olduðundan daha iyi çalýþan "Þeffak olma prensibi", yalnýzca her türlü yazýlý iþ ve iletiþim araçlarýnda (elektronik postalar dahil) deðil, devlet hizmetleri, belediye hizmetleri ve toplumsal kurumlarýn da basýna ve kamuoyuna açýk olmasýyla kendini gösterir; hatta her türlü bilgiye kolayca ulaþýlabilme ve ilgili kurumdan karþýlýksýz olarak talep edebilme hakký kanunlarla da belirlenmiþtir. Ýsveç’in þeffaflýk politikasý uluslararasý çevrelerde de o denli yenilikçi bir harekettir ki Avrupa Birliði’nde yer alan Ýsveçli temsilciler, gösterdikleri açýklýk ve þeffaklýk karþýsýnda sýk 18 sýk dirençle karþýlaþmakta, ihtilaflý konularda Avrupa Birliði temsilcileriyle anlaþmazlýða düþmektedirler. Ýsveç’te sosyal hayattaki açýklýðýn bir baþka önemli garantisi de çok sayýda ülke tarafýndan da benimsenmiþ olan ve gayet iyi bilinen gözetmenlik sistemidir. Kurumlar tarafýndan finanse edilen gözetmenler, vatandaþlarýn emniyetinden sorumlu olmakta, sistemin doðru çalýþmasý için gözlem yapmakta ve diðer sosyal kurumlarýn güçlerini ne yönde kullandýklarýna dair raporlar hazýrlamaktadýrlar. Pek çok ülkeyle karþýlaþtýrýnca Ýsveç özel sektöründe de geleneksel açýklýk politikasýna uyulduðu,bilgi paylaþýmý ve çalýþanlarla iþbirliði yapýldýðý gözlenmektedir Söz gelimi devlet, sendikalara, yönetim kurullarýnda bulunmak üzere tüm borsa þirketlerine birer temsilci gönderme yetkisi verebilmektedir. Barýþ ve tarafsýzlýk: Barýþýn savunulmasý Savaþta saf tutmamak, barýþta tarafsýzlýk. Bu, Ýsveç’in modern zamanlar için öngördüðü dýþ ve iç savunma politikasýnýn güvenlik doktrinidir. Þüphesiz bu doktrin asýl amacýna Bir zamanlar Lutheran olan Ýsveç, pek çok din kültürünü buluþturan ülke oldu. Toplum ulaþmýþ, Ýsveç, 20.yüzyýlda meydana gelen iki dünya savaþýndan da uzak kalabilmeyi baþarmýþtýr. Komünist bloðun çökmesinden sonra Ýsveç’in tarafsýzlýk siyaseti ilk kez ciddi tartýþmalara konu olmuþtur. Ýsveç bugün Avrupa Birliði üyesidir. Bu durum, ülkenin tarafsýzlýk siyasetiyle çeliþir gibi görünmekle birlikte Ýsveç, askeri anlaþmalara yanaþmamaktadýr. Öte yandan güvenlik politikasýnda temel prensibine sadýk kalmaktadýr. Birleþmiþ Milletler üyeliði, Ýsveç’in dýþ siyasetinde her zaman merkezi bir unsur olarak yer alýr. Ülke, özellikle uluslararasý barýþ çabalarýnda son derece aktif bir rol oynamaktadýr. Ýsveç güvenlik politikasý güçlü bir savunma sistemine dayanýr. Bu prensibe göre Ýsveç baþkalarýndan yardým istemesine gerek kalmayacak ölçüde güçlü olmalýdýr. Ýsveç’te askerlik mecburidir. Ne var ki yeni dünyanýn siyasi þartlarý ve tasarruf tedbirleri gereðince son yýllarda askere alýnmaya ara verilmiþtir. Ýsveç savunma politikasý, ayakta kalabilmek için ayný zamanda silah endüstrisine de önem vermekte, üretilen silahlar yurtdýþýna ihraç edilmektedir. Ýhraç ürünü bu silahlar, ülke içinde sürekli bir tartýþma konusudur. Ýsveç silah endüstrisi, savaþ halinde olan ülkelere silah satmayý reddetmektedir. Barýþ yanlýlarý ve muhalif kesimler bunu ikiyüzlülük olarak deðerlendirmekte, silahlarýn ancak savaþmak için üretilebileceðini söylemektedirler. Din: Hangi din? Hiç þüphe yok ki Ýsveç bugün dünyanýn en az dindar ve dünyevileþmiþ ülkelerinden biridir. Ülkemizdeki pek çok þey gibi bunun da son derece hýzlý bir zaman diliminde gerçekleþtiðini söyleyebiliriz; 100 yýldan kýsa bir sürede. 19.Yüzyýl sonlarýna kadar Ýsveçliler Tanrý korkusu yaþayan, Lutheran bir ulustu. Modern toplum yapýsýnda Ýsveç Kilisesi’nin pek çok kiþi için dinsel anlamýný yitirdiðini, týpký monarþik düzen gibi daha çok abartýlmýþ bir kültürel mirasa dönüþtüðünü gözlüyoruz. Ýsveç, Roma Katolik Kilisesi’yle ilgisini 16.yüzyýlda kesti ve Yeni Ýsveçliler: Son 20-30 yýlda görülen göç dalgasý Ýsveç’i çok kültürlü bir toplum haline dönüþtürdü. o günden sonra da Protestan bir ülke oldu. 4 Yüzyýldan uzun bir süre evanjelik Lutheran Kilisesi ya da Ýsveç Kilisesi, resmi devlet kilisesiydi. 2000 Yýlýna kadar da böyle devam etti. Yýllarca süren tartýþmalardan sonra devlet ve kilise birbirinden ayrýldý. Ýsveçlilerin yüzde 80’inden fazlasý hala Ýsveç Kilisesi’ne baðlýdýr. Yine de pek çok Ýsveçli için kilise, daha çok vaftiz, kilise üyeliði (hala yaygýn), düðün ve ölüm gibi törensi olaylarda ön plana çýkan bir kurumdan ibarettir. Bu ülkedeki gerçek dinsel uyanýþý saðlayanlar göçmenlerdir. Farklý din ve kültürlerden gelme yüzbinlerce yeni Ýsveçliyle birlikte ülke bugün sadece Lutheran bir ülke olmaktan çýkmýþ, dinlere saygýlý çok kültürlü bir ulus olmuþtur. Uyum saðlama: Yeni Ýsveçliler Geçtiðimiz yüzyýl içerisinde Ýsveç toplumunun dönüþüm süreci farklý açýlardan dramatik olmuþtur. Öte yandan asýl sorun, savaþ sonrasý Ýsveç’e yaþanan göç dalgasýnýn baþka ne gibi olaylarý tetiklediði sorusudur. II.Dünya Savaþý’na kadar Ýsveç pek fazla göç almýyordu. 19.Yüzyýl boyunca ise tam tersine göç veren bir ülkeydi. 1850-1930 yýllarý arasýnda, çoðu Kuzey Amerika’ya olmak üzere nüfusun ancak 50’de 1’i göç etmiþti. Savaþ sonrasý dönemde çalýþmak ve yerleþmek üzere Ýsveç’e çok büyük bir göç dalgasý geldi. Çoðu komþu ülkelerden olmakla birlikte güney Avrupa’dan da gelenler vardý. 1980’lerde, kurallarýn sýkýlaþtýrýlmasýyla iþçi göçünde azalma yaþandý ve bunun yerini Avrupa Birliði dýþýndan gelenlerin göç dalgasý aldý. O tarihten beri yaþanmakta olan göçler, ülke nüfusuyla karþýlaþtýrýldýðýnda uluslararasý ortalamalarýn çok üstünde seyretmektedir. Bugün Ýsveç’te yaklaþýk 550 bin yabancý vatandaþ yaþamaktadýr. Buna ek olarak 700 bin civarýnda da birinci veya ikinci kuþak göçmenler Ýsveç vatandaþý olmuþtur. Bunun anlamý Ýsveç nüfusunun yüzde 15’inden fazlasýnýn yabancý kökenli olduðudur ki bu da Ýsveç’i Avrupa Birliði’ nin en yüksek kapasiteli göçmen ülkesi yapar. Bu göç dalgasý çok kýsa bir süre içinde Ýsveç’i daha uluslararasý, açýk ve çok kültürlü bir ülke haline getirdi. Böylesine köklü bir deðiþim elbette beraberinde bazý problemler de getirdi; iskan ve kültürel ayrýmcýlýk, göçmen gruplarýn iþsizlik sorunlarý ve tabii kültürel anlaþmazlýklar. Diðer Avrupa ülkelerinde olduðu gibi Ýsveç’te de yabancý düþmanlýðý önemli bir sorundur. Buna karþýn uluslararasý bir karþýlaþtýrma yapýlacak olursa etnik þiddet ve yabancý düþmanlýðý yapýlan pek çok ülkeye nazaran Ýsveç’te daha hoþgörülü bir anlayýþýn hakim olduðu gözlenir. 19 Ekonomi: Yenilik çaðrýsý Ekonomi Ýsveç’in fakir, geçmiþte tarýma dayalý bir ülke olmaktan çýkarak modern, endüstrileþmiþ bir ulus haline dönüþmesi ve yarým yüzyýl gibi kýsa bir zamanda ekonomik bir mucizeye imza atmasý, pek çok bakýmdan Japonya’yla karþýlaþtýrýlabilir. Ünlü Ýsveç sosyal yardým projesinin hayata geçirilmesi, Ýsveç endüstrisinin sýradýþý ihracat baþarýsý sayesinde gerçekleþmiþtir. Bu evrim için gerekli olan gücün nereden geldiði kuzey Ýsveç’in olaðanüstü doðal kaynaklarýnda saklýdýr; ormanlar, madenler ve hidroelektrik güç. Ancak Ýsveç’te yaratýcýlýk ve giriþimcilik ruhu da geleneksel bir gurur kaynaðýdýr. Ýsveçli fabrika sahipleri yalnýzca hammadde bulma konusunda deðil, bu doðal kaynaklarýn deðerini artýrma konusunda da yeni ve yaratýcý fikirler bulmuþlardýr. Ýsveçli dehalarýn bulduðu icatlar ve yenilikler, Ýsveç mühendisliðini, kimyasal eczacýlýðý, elektrik endüstrisini ve diðerlerini ileri seviyelere taþýmýþtýr. Bugün bu miras, Ýsveç’i dünya liderleri arasýna sokan yüksek teknoloji, bilgi teknolojisinde araþtýrma-geliþtirme hizmetleri ve biyolojik týp gibi alanlarda sürmektedir. Geçtiðimiz 20-30 yýl içerisinde Ýsveç ticaret sektörü son derece sancýlý bir dönüþüm süreci geçirmiþtir. Pek çok firmanýn düþük ücretle üretim yapabildiði ülkelere kaymasý neticesinde imalat sektörü büyük bir çöküþ yaþamýþtýr. En büyük Ýsveç firmalarýndan çoðu satýlmýþ ya da çokuluslu gruplara dahil olmak zorunda kalmýþtýr. Bugün, yüzyýl öncesine göre Ýsveç endüstrisinin gelecek umudu yaratýcýlýk, taze düþünce ve giriþimcilik ruhuyla ayakta durmaktadýr. Yeni çözümler üretebilme kaabiliyeti yeni bir gerçeklik sunmaktadýr. Geleneksel endüstri: Baþarý donmuþ ormanlarda baþladý 19.Yüzyýl sonlarýnda demiryollarý ve elektrik ihtiyacý, bugün de Ýsveç endüstriyel evriminin belkemiði sayýlan ve kuzey Ýsveç’in sonsuz doðal kaynaklarý içinde yer alan ormanlar, madenler ve hidroelektrik gücünden elde ediliyordu. Kýta Avrupasý’nda endüstri devrimi daha erken baþlamýþtý ve demir madenine, keresteye ve kaðýda olaðanüstü bir talep vardý. Bu dönemde Norrland (Ýsveç’in kuzeyini kaplayan beþte üçlük bölüm), fabrika sahiplerinin ilk elden para kazandýklarý öncülerin topraðýydý. Norrland’in "orman baronlarý", kazandýklarý paralarý zenginliklerini dýþa vurabildikleri gösteriþli binalara harcýyorlardý; bugün bile bu binalara Stokholm þehir merkezinde rastlayabilirsiniz. Dünya savaþlarý boyunca ve sonrasýnda savaþçý uluslarýn hammadde ve hazýr ürün ihtiyacýnýn karþýlanmasý Ýsveç endüstrisini çok ileri boyutlara taþýmýþtýr. 20.Yüzyýlýn baþlarý, bugün bile Ýsveç ticaret sektörünün belkemiði kabul edilen çok sayýda endüstriyel þirketin doðuþuna ve geliþmesine tanýk etti. Bu þirketlerin çoðu Ýsveç hammaddelerini farklý þekillerde iþleme tabi tuttu. Ýçlerinden hatýrý sayýlýr 21 Ekonomi Küresel markalar: Volvo S60; IKEA’dan Thomas Sandell imzalý Vågö sandalye. ölçüde þirket, deha boyutunda icatlarla ve yeniliklerle bugün Ýsveç’in adýný tüm dünyada duyuran markalara imza attý. 20. yüzyýlýn ortalarýna gelindiðinde bu tip imalat endüstrisi, Ýsveç’in hammadde ihracatýnýn önüne geçecek ölçüde önem kazanmýþtý. Bugün bile geleneksel Norrland üretimi çelik ve dövülmüþ kaðýt sektörleri Ýsveç ekonomisinde çok önemli bir yer tutmaktadýr. Söz konusu sektörler, ülkenin ihracatý içerisinde 6’da 1’lik oranda yer tutarken hammadde ihracatý 10’da 1 oranýnda kalmýþtýr. Ýsveç’in ihracatýnda en önemli pay sahibi sektör ise yüzde 50’in üzerinde bir paya sahip olan mühendislik endüstrisidir. Bu kategori otomotiv, telekom ve elektrikli eþya endüstrilerini kapsamaktadýr. Dünya markalarý: Absolut IKEA ve Volvo 9 Milyonun altýndaki vatandaþýyla Ýsveç, makroekonomik terimlerin anlamsýz kaçacaðý bir pazardýr. Ýsveç firmalarýnýn olaðanüstü boyutlarda ihracata yönelmesinin temelinde yatan prensip de budur. Ýç pazar müþterisinin 22 yeterli olmayacaðý bir alanda firmalarýn ticaret için ülke sýnýrlarýnýn dýþýný düþünmekten baþka seçeneði yoktur. Bu sebeple baþlangýçta uluslararasý rekabetin tecrübe edilmesi safhasýnda bu firmalar, daha büyük pazarlara saç ayaðý oluþturacak þekilde organize olmuþlardý. Teorik anlamda Ýsveç’in diðer pek çok ülkeden daha büyük oranda çokuluslu þirketlerin yatýrým bölgesi olmasýnýn sebebi budur. Volvo, Saab, Ericsson, Electrolux, ABB, Astra Zeneca, Pharmacia, Atlas Copco ve SKF bu þirketlerden bazýlarýdýr, hepsi de imalat sektöründe hizmet vermektedir. Son 20-30 yýlda görülen geliþmeye paralel olarak Ýsveç hizmet ve tüketim maddeleri firmalarý dünya markasý olma yolunda önemli adýmlar atmýþlardýr. Bunlarýn içinde en dikkat çekici olanlarý IKEA ve Hennes&Mauritz (H&M)dir. Her ikisi de 1947’de Ýsveçli giriþimciler tarafýndan kurulmuþtur; modern tasarým anlayýþýnýn hakim olduðu bu firmalarda nüfusun her kesimi tarafýndan kullanýlabilir malzeme üretilmektedir. Dünya pazarýndaki baþarýsý açýsýndan istisna olan tek marka, isim hakký bizzat devlete ait olan Absolut Votka’dýr! Vin&Sprit AB. Akýllýca yapýlmýþ tasarým ve pazarlama yöntemleri sayesinde Absolut, sadece 20 yýlda dünyanýn en güçlü markalarýndan biri olmayý baþarmýþtýr. Gelecekteki pazarlar: Ýlaç, titreþim, iletiþim Ýsveç ticaret sektörünün geleceðinin, nüfusumuzun iyi eðitimli bölümünden istifade edilerek "bilgi kaynaklý endüstriler" sayýlan yüksek teknoloji ve araþtýrma geliþtirme hizmetlerine yapýlacak yatýrýma, yaratýcýlýk ve giriþimcilik geleneðimizin devam ettirilmesine ve her anlamda çaðdaþ toplum olmamýza baðlý olduðu sýkça söyleniyor. Ýsveç’in "geleceðin endüstrileri" içinde en fazla önem verdiði alan, kuþkusuz bilgi teknolojisi ve özellikle de iletiþim sektörüdür. 21.Yüzyýla girilirken Ýsveç bilgi teknolojisinde mucizevi bir hamle yaparak tüm dünyanýn dikkatini çekmiþti. Ayný dönemde "noktacom" adreslerinin demode hale gelmesi Ýsveç için büyük bir darbe oldu. Bu arada Ýsveç’in en önemli ihraç ürünü Ericsson, yapýsal sorunlar yüzünden çok büyük zorluklar yaþamýþ ve iletiþim pazarýndaki payýný büyük ölçüde yitirmiþtir. Fakat bu dönüþler bile Ýsveç’in iletiþim teknolojisinde saðladýðý geliþmenin önüne geçmeye muvaffak olamamýþtýr. Bilgi teknolojisi ve iletiþimin yaný sýra biyolojik týp da Ýsveç’in gelecekteki en önemli endüstri kollarýndan biri olarak gösterilmektedir. Yeni ilaç ve tedavi Ekonomi Bilgi teknolojisi ve biyolojik týp sanayii; Ýsveç ekonomisinin gelecek için bel baðladýðý en önemli iki endüstri dalý. yöntemlerinin geliþtirilmesiyle týbbi araþtýrmalarda da büyük ilerleme kaydedilmiþtir. Týpký bilgi teknolojilerinde olduðu gibi özel firmalarýn, yerel veya genel devlet yatýrýmlarýyla desteklenen üniversitelerle yapacaklarý iþbirliði sonucu oluþturulacak "gruplar" ya da endüstriyel kümeler, bu alanda da geliþmenin önünü açacaktýr. Son yýllarda herkesin aðzýnda bir "yeni endüstri" sözüdür gidiyor; bununla anlatýlmak istenense bilgi teknolojisi ve biyolojik týp önderliðinde bu alanlarýn Ýsveç ekonomisinin gelecekte bel kemiði olacak sektörleri olmasýdýr. Tasarým, moda, müzik, mimari ve yemek kültürü gibi yaratýcý ve reklam kültürüne dayanan alanlar da Ýsveç’in uluslararasý baþarýsýnda pay sahibi sektörlerdir. Ýsveçli giriþimciler bu sahalarda o denli baþarýlý olmuþlardýr ki siyasi liderlerimiz bile buna ortak bir etiket bulmuþtur: "Deneyim endüstrisi." Elbette bu endüstrinin içine giderek büyüyen ve daha önemli bir hale gelen turizm sektörü de dahil edilebilir. Nobel: En soylu ödül Alfred Nobel (1833-96) yalnýzca meslek hayatýyla deðil, kendi adýna konmuþ ödülüyle de tüm dünyada en iyi tanýnan Ýsveçlilerden biridir. Nobel, 19. yüzyýlda Ýsveç’in dahi denebilecek mucit ve giriþimcilerinden biriydi. 1896’da ölümüne kadar geçen sürede en azýndan 355 adet patent aldýðý ve 20 deðiþik ülkede þirketler kurduðu biliniyor. Alfred Nobel daha çok kendi adýný taþýyan ödülüyle hatýrlansa da aslýnda Ýsveç’in en büyük mucitlerinden ve giriþimcilerinden biriydi. 23 Ekonomi Farklý alanlarda yapýlan buluþlar; Celsius Termometresi, renkli ekran grafik kart-larý ve ayarlanabilir Ýngiliz anahtarý. Nobel, Ýsveç’in en zenginlerinden biriydi. Çocuðu yoktu ve mal varlýðýnýn çoðunu Nobel Vakfý’na býrakmýþtý. Nobel, bu vakfýn her sene beþ deðiþik alanda insanlýða en büyük katkýyý yapanlara ödül vermesini istemiþ ve bunu da vasiyet etmiþti. Bu beþ farklý alan, Nobel’in de ilgi alanlarý içinde olan fizik, kimya, týp, edebiyat ve barýþ kategorileriydi. Bu beþinden ilk dördü Stokholm’de verilecek, Barýþ Ödülü ise Norveç’in baþkenti Oslo’da (Nobel zamanýnda Norveç, Ýsveç’e baðlýydý) verilecekti. 1968’de Ýsveç’in merkez bankasý olan Riksbank, Alfred Nobel’in anýsýna ekonomi bilimleri konusunda da ödül daðýtmaya baþladý. Nobel Ödülleri ilk kez 1901 yýlýnda verildi ve çok geçmeden dünyanýn en prestijli ödülü haline geldi. O günden sonra ödüller Stokholm’de Ýsveç Kralý tarafýndan her yýl 10 Aralýk’ta (Alfred Nobel’in ölüm yýldönümü) bir törenle verilir oldu. 1920’den itibaren Stokholm Konser Salonu’nda daðýtýlan ödüller, 1930’dan itibaren de seçkin konuklar huzurunda büyük törenlerle Stokholm Þehir Meclisi’nde verilmeye baþlandý. 24 Büyük icatlar: Biz yaratýcýlýða inanýrýz Ýsveç bir mucitler ülkesi olarak bilinir. Ýsveçli mucitlerin isimlerinin ve onlarýn icatlarýnýn, geliþtirdikleri kavramlarýn ve yaptýklarý keþiflerin geçtiði her yerde ortaya bir ulusal gurur tablosu çýkar. Gerçekten de deha ölçüsünde yaratýlan çok sayýda hayatý kolaylaþtýrýcý makine, alet, sistem, ilaç, yöntem ve çalýþma esasý kanunu, küçük Nordik ülkemiz için övünme kaynaðý olmuþtur. Ýsveç ticaret sektörünün baþarýsýnýn ardýnda yatan ve yatmaya da devam eden gerçek sebep budur; yeni bir alanda yeni çözümler ya da yöntemler bulabilme kapasitesi. Öylesine çarpýcý bir durumdur ki bu, açýklamak için ortaya birkaç teori atýlmýþtýr. Bunlarýn içinde en makul olaný, Ýsveç’in geniþ bir alana yayýlmýþ, nüfusu düþük, iklimi sert bir ülke olmasý sebebiyle eski zamanlarda hayatta kalabilmek için zor yaþam koþullarýna uyum saðlamak maksadýyla yenilik yaratmanýn zorunlu oluþu þeklindedir. Ýsveç icatlar tarihi 17.yüzyýlda týp doktoru ve Rönesans insaný "Aðabey" Olof Rudbeck’e (1630-1702) kadar gider. Diðer pek çok þeyin yaný sýra insandaki lenfatik sistemi keþfetmiþtir. O günden baþlamak üzere de icatlar ve keþifler azalarak ya da çoðalarak birbirini izlemiþtir. Aþaðýda Ýsveçli mucitlerden ve onlarýn yüzyýllar içerisindeki en önemli icat ve buluþlarýndan bir seçki bulacaksýnýz. Anders Celsius (1701-44), Celsius (Ya da santigrat) termometresi. Carl von Linne (1707-78), Doða Sistematiði; bitkilerin, hayvanlarýn ve madenlerin sistematik bir sýnýflamasý. Carl Wilhelm Scheele (1742-86), klor ve diðer kimyasal elementler. John Ericsson (1803-89), denizcilikte kullanýlan gemi pervanesi. Alfred Nobel (1833-96), dinamit. Gustaf de Laval (1845-1913), krema ayýrýcý. Lars Magnus Ericsson (1846-1926), telefon aygýtlarýnýn ve santralinin geliþtirilmesi. Johan Petter Johansson (18531943), ayarlanabilir Ýngiliz anahtarý. Nils Gustav Dalen (1869-1937), gazla çalýþan deniz feneri. Fredrik Ljungström (1875-1964), buharlý türbin. Sven Wingquist (1876-1953), hareketli mil yataðý. Baltzar von Platen (18981984), sabit parçalý buzdolabý. Victor Hasselblad (1906-78), tek camlý refleks kamera. Erik Wallenberg (1915-99) ve Ruben Rausing (1895-1983), dört katlý meþrubat paketleme sistemleri. Rune Elmquist (190696), kalp cihazý. Son yýllarda kendilerini gösteren mucitler ve keþifleri ise þöyle; Nils Bohlin’in üç korumalý emniyet kemeri, Ericsson’un dijital AXE telefon santrali istasyonlarý, Hakan Lans’ýn bilgisayar faresi, renkli ekran grafik kartlarý ve uydu yer belirleme için kullanýlan GP&C sistemi, Lars Leksell’in Gamma ýþýnlý Ekonomi Ýsveç’te gelir vergisi bir hayli yüksektir, buna karþýn kurumlar vergisi düþüktür. ameliyat býçaðý ve Astra Zeneca’nýn ülser ilacý Losec. Ýsveçli týp araþtýrmacýlarý ise son yýllarda lokal anestezi, damardan beslenme sistemleri, ultrason görüntü sistemleri ve kalp hastalýklarýnda beta önleyicilerle ilgili önemli geliþmelere imza atmýþlardýr. Geçim masraflarý: Kim demiþ Ýsveç pahalý diye? Ýsveç sýk sýk dünyanýn en aðýr vergi yükü olan ülke olarak anýlýr. Ekonomik Ýþbirliði ve Kalkýnma Örgütü’nün istatistiklerine bakacak olursak buna biz de inanýrýz. Buna göre vergi gelirlerinin gayrisafi milli hasýlaya oraný Ýsveç’te yüzde 52 iken, ayný oran söz gelimi Fransa’da yüzde 45, Ýngiltere’de yüzde 37, Birleþik Devletler’de yüzde 29’dur. Ýsveçlilerin gelirlerinden devlete ödedikleri vergi çoðu ülkeden daha fazladýr. Vergi tablosu dikine bir ilerleme göstermekte, gelirin artmasýyla birlikte vergi yüzdeleri de týrmanmaktadýr. Fakat bu durumun tersine uluslararasý karþýlaþtýrmada Ýsveç’te kurumsal vergilerin düþük olduðu bilinen bir gerçektir. Hatta bu alanda Ýsveç, Avrupa’nýn en düþük vergi oranýna sahip ülkelerinden biridir: Yüzde 28. Bu oran Almanya’da yüzde 38, Birleþik Devletler’de yüzde 40, Japonya’da ise yüzde 42’dir. Bir baþka iddia da Ýsveç’in çok pahalý bir ülke olduðudur. Uzun yýllar pahalý bir ülke olduðu doðrudur ancak son 10 yýlda seyreden düþük enflasyon ve paranýn deðer kazanmasý bu durumu Ýsveç lehine kökünden deðiþtirmiþtir. Uluslararasý istatistikler, Ýsveç’te geçim masraflarýnýn Avrupa ülkelerine nazaran daha düþük seyrettiðini ortaya koymaktadýr. Ýsveç’in baþkenti Stokholm’de yaþamak Londra’ da, New York’ta, Oslo’da, Pekin’de, Tokyo’da, Moskova’da, Helsinki’de ve Kopenhag’da yaþamaktan daha ucuzdur. Gelir vergisi tablolarý AYLIK GELÝR (Kron cinsinden) VERGÝ VERGÝ (%) 10,000 2,550 26 13,000 3,600 28 15,000 4,300 29 17,000 5,000 30 20,000 6,050 30 25,000 7,800 31 35,000 12,800 37 40,000 15,550 39 45,000 18,300 41 Bir ailenin bütçesi 4 ve 10 yaþlarýnda iki çocuklu aile. Anne-baba iþ sahibi. Biri yarým gün çalýþýyor. GELÝR AYLIK (Kron cinsinden) Maaþ 1+2 (21,200+12,100) 33,300 Vergiler/kesintiler 1+2 -9,950 Çocuk yardýmý NET GELÝR 1900 25,250 HARCAMALAR Ev, üç odalý 9,790 Ev harcamalarý 9,940 Çocuk bakýmý 1,330 Otomobil 2,400 Diðer TOPLAM HARCAMALAR 1,790 25,250 25 Ýsveçliler: Bize ormanýn derinliklerinde bir kulübe verin yeter Ýsveçliler Ýsveç pek çok bakýmdan dünyanýn en modern ve geliþmiþ uygarlýklarýndan biri olarak görülür. Doðrudur da. Öte yandan Ýsveçlilerle Kýta Avrupasý’nýn eski kültürleri arasýnda can alýcý bir fark vardýr. Bundan bir asýr öncesine kadar Ýsveç bir tarým ülkesiydi ve nüfusun çok büyük bir kýsmý çok zor þartlar altýnda yaþýyordu. Bu sade kýr yaþamý mirasý Ýsveçlilerin düþünme tarzlarýna sinmiþtir ve bugünkü doða ve sade yaþam sevgisinin altýnda yatan da budur. Biz sanki henüz büyük þehirlerde modern hayatlar sürdürmüyoruz, sanki hala bir zamanlar oturduðumuz ormanýn derinliklerindeki o küçük kýrmýzý kulübelerde yaþýyoruz. Yer yer aþýrý geliþmiþ çaðdaþlýk anlayýþýnýn egemen olduðu günümüz söylemleri bir yana, doða manzaralarýna ve sadeliðe dayalý kültür mirasýna bu denli sahip çýkmamýza özellikle yabancýlarýn þaþkýnlýkla dolu hayranlýklarýnýn nedeni budur. Bugün Ýsveçli dendiðinde anlaþýlmasý gereken, iþte bu aykýrý karýþýmdýr. Ulusal Bayramlar: Biz mevsim dönümlerini kutlarýz Biz Ýsveçlilerin asýl köklerini Nordik doða manzaralarýyla kurduðumuz yakýn, sevgi dolu iliþkide bulabilirsiniz. Öyle zamanlar olur ki mevsimlerin dramatik deðiþimleriyle birlikte sanki bütün Ýsveç ulusunun havasý da deðiþir. Vakur, sessiz, itaatkar Ýsveç kýþý, neþe dolu, dýþadönük, yerinde duramayan yazýndan bambaþka bir kiþiliðe sahiptir. Sadece birkaç aylýðýna da olsa Ýsveçliler, modern uygarlýðý reddederek o harika ama çabuk geçen Nordik yaz mevsiminde doðanýn tadýný çýkarýrlar. Dünyevi Ýsveç toplumundaki bu doða sevgisi, ulusal bir dini en yakýn haliyle yaþadýðýmýz zamandýr sanki. Ulusal bayramlarýmýz ve festivallerimiz bile doðaya edilmiþ dualar kadar güçlü unsurlar içerir ve mevsim dönümlerinde, söz gelimi aralýk ayýndaki Lucia’da, ellerinde yanan mumlarla beyazlara bürünmüþ çocuklar alayý, kýþ gecelerini aydýnlatan ýþýklar gibidirler. Noel’de salamura ringa, terbiye edilmiþ balýk ve tuzlanmýþ jambonlarý týkýnýrken eskilerin çiftçi kültürü yaþatýlýr. Walpurgis gecesinde yakýlan þenlik ateþleri, kýþ mevsimini yolcu ederken yaza merhaba demenin ifadesidir. Doðanýn bereket 27 Ýsveçliler "Lucia, Walpurgis Gecesi ve Yaz Ortasý": Doðanýn kutlandýðý ve mevsim deðiþimlerinin karþýlandýðý Üç Uluslarasý Festival. zirvesinin kutlandýðý Yaz Ortasý Þenliði’ne yoðun sefahat duygusu hakimdir; karavide partilerinde yakýlan fenerlerle, ay ýþýðý altýnda söylenen þarkýlarla, kadife yumuþaklýðýndaki karanlýk Aðustos gecelerine veda edilirken yaklaþan kýþa meydan okunur. Doðanýn olaðanüstü hazinelerine duyulan sevgi ve hazinelerin yitip gitmesinden duyulan melankolik üzüntü. Ýþte bunlar, Ýsveç milli ruhunun anahtar unsurlarýdýr. Efsaneler: Sarýþýnlar, kutup ayýlarý ve intiharlar... Biz Ýsveçliler dünyanýn bir baþka yerine gittiðimizde tanýþtýðýmýz insanlarýn hemen hemen çoðunun ülkemiz hakkýnda hiçbir bilgiye sahip olmadýklarýný görürüz. Fakat bir süre sonra bildikleri þeyler olduðunu ve bunlara sýký sýkýya inandýklarýný anlarýz. Genel olarak hepsi de Ýsveç’le baðdaþtýrýlan eski kavramlardýr: Aptal ama istekli sarýþýnlarla dolu, intihara meyilli melankolik insanlarý ve kutup ayýlarýyla ünlü kapalý komünist ülke. Öyle anlaþýlýyor ki bu basmakalýp kavramlar kendi içlerinde yaþýyor. Ýyisi mi gelin bunlarý birer birer alaþaðý edelim: ÝSVEÇ GÜNAHI. Bu efsane, 1950’li, 60’lý ve 70’li yýllarýn filmlerindeki açýk sahnelerden kaynaklanmýþtýr. Gerçekle alakasý yok denecek kadar azdýr. Ýsveçlilerin, çýplaklýða ve sekse bakýþ açýlarýnýn baþka ülke insanlarýndan daha geniþ olduðu doðrudur. Ne var ki ergenlik dönemi gebelikleri ve bulaþýcý cinsel hastalýk istatistiklerine bakýldýðýnda Ýsveç’in uluslararasý Kutup ayýlarý, sarýþýn ýrk, intihar ve kapalý komünizm; Ýsveç denince uluslararasý kamuoyunun aklýna gelen dört kavram. 28 Ýsveçliler Rengeyiði üretimi ve el sanatlarý, geleneksel Sami kültürünü ifade eden üç kavramdan ikisi; üçüncüsü ise Sami dili. ortalamalarýn en alt sýralarýnda olduðu görülür. SOSYALÝZM. Hayýr. Ýsveç tam anlamýyla demokratik bir açýk pazar ekonomisidir. Öte yandan baþka ülkelere göre gelirlerin daha fazla sýnýrlandýrýlmýþ olduðu da bir gerçektir. ÝNTÝHAR. Hiçbir gerçeklikle baðdaþmayan bir baþka güçlü efsane. Oysa iþin aslýna baktýðýmýzda Ýsveç, intiharlar konusunda ciddi istatistikler yaptýrmaya baþlayan ilk ülke olmuþtur (Bu, katolik dünyada da baþka yerlerde de hala bir tabudur). Gerçekte intiharlar konusunda da uluslararasý ortalamalarýn çok altýndayýz. KUTUP AYILARI. Hayýr. GÜZEL SARIÞINLAR. Evet. SOÐUK ÝKLÝM. Evet ve hayýr. Ýsveç kýþlarý sert geçebilir. Fakat kuzey coðrafyasýnda yer aldýðý düþünülürse, özellikle sýcak geçen yaz mevsimleriyle Ýsveç’in görece ýlýman bir iklimi olduðu söylenebilir. Yerli Ýskandinavlar: Sami - güneþin ve rüzgarýn insanlarý Yýllar içinde tarihçilerin farklý fikirler ileri sürdükleri bir konuydu bu ancak bugünlerde, Sami halkýnýn (eskiden Lappler olarak bilinirdi) asýl Ýskandinavlar olduðu konusunda hemen hemen hepsi ayný fikirde. Sami halký, dünyanýn en küçük yerli halklarýndan biridir. Benzeri diðer gruplar, Amerika’nýn Yerlileri (Kýzýlderililer), Avustralya’nýn aborjinleri, Yeni Zelanda’nýn Maori’si, ayrýca Alaska, Kanada ve Greenland’ýn Inuit’leri (Eskimolarý). Toplam Sami halkýnýn tahminen 50-60 bin olduðu, bunlardan 15 bininin de Ýsveç’te yaþadýðý sanýlýyor. Samiler kendi ülkelerine Sapmi diyorlar. Burasý, Kuzey Kutup Dairesi’nin, Norveç’in, Finlandiya’nýn ve Rusya’nýn Kola Yarýmadasý’nýn kuzey kýsmýný kapsayan geniþ bir bölgedir. Sami halkýnýn geleneksel ana geçim kaynaðý ren geyiði üretimidir. Ýsveç topraklarýnýn en az yüzde 35’i ren geyiði otlaklarýndan oluþur. Samiler, eski zamanlarda ren geyiklerini yayan veyahut yegane iþçileri köpeklerin çektiði kýzaklarla sürerlerdi. Ne var ki bugünün dünyasý kar motoru, motosiklet ve helikopter gibi modern araç gereçleri zorunlu kýlýyor. Ren geyiði üretimi, Sami kültürünün temelini oluþturan üç unsurdan birini oluþturuyor. Diðeri ise Sami dili ve sonuncusu da huþ aðacý, ren geyiði derisi ve ren geyiði boynuzu gibi geleneksel malzemelerle yapýlan Sami el sanatlarý. Ýsveç Lapland’de bulunan bir grup milli park ve doðal yaþam alaný, UNESCO’ nun Dünya Mirasý listesinde Laponya (Sapmi) ortak adýyla yer almakta, eþsiz doðal ve kültürel hazineler olarak korunmaktadýr. Sami dilinde, "Sami" insanoðlu anlamýna gelir. Sapmi ise hem Sami halkýnýn topraðý hem de üzerinde yaþayan halký anlatmaktadýr. Samiler kendilerine ayný zamanda "güneþin ve rüzgarýn insanlarý" olarak da tanýmlarlar. Krallýk: Kraliyet Ailesi Ýsveç krallýðý ve kraliyet ailesi uzun yýllardýr yalnýzca resmi törenlerde boy göstermekle yükümlüdür. Ancak bu, toplumumuzda kraliyet ailesinin önemsenmediðini göstermez. Kraliyet ailesine öylesine güçlü bir destek vardýr ki onlarýn konumu siyasi anlamda bile sorgulanamaz, öte yandan iktidardaki Sosyal Demokrat Parti, krallýðýn lav edilmesini parti programýna yazmýþtýr. Ýsveç’in þu anki kralý 16.Carl Gustaf, Bernadotte ailesinin bir ferdidir. Napolyon’un Mareþal Jean Baptiste Bernadotte’yi 1810 yýlýnda Ýsveç’e "ihraç etmesi" ve 14. Karl Johan adýný almasýndan sonra bu hanedanlýk 1818’den bu yana tacý taþýmaktadýr. Ýsveç Kraliçesi Silvia, Sommerlath’ta doðmuþtur; Alman bir iþ adamýyla Brezilyalý bir annenin kýzýdýr. Kraliyet çiftinin üç çocuklarý vardýr; Veliaht Prenses Victoria, Prens Carl Philip ve Prenses Madeleine. Ýsveç tahtýnda taç, babadan oðula geçerdi. Ancak bu kural, Veliaht Prenses Victoria’nýn tahta geçebilmesi için 1980’de günümüze 29 Ýsveçliler oyuncusu olarak baþladý. Anna Christie’yle 1930’da ilk sesli filmini çekti. 1942’de emekli oldu ve gelen pek çok teklifi reddederek bir daha film çevirmedi. Hayatýnýn geri kalanýnda New York’ta münzevi bir yaþam sürdü. Yarattýðý efsane bugünlere kadar artarak devam etti. DAG HAMMARSKJÖLD (1905-61). 1953-61 yýllarý Veliaht Prenses Victoria ve Prenses Madeleine; kraliyet ikilisi. uyarlandý. Veliaht Prenses 1977 doðumludur. Kraliçe olabilmesi için yoðun bir eðitim programýndan geçmektedir. Onun talihsizliðinden olsa gerek þu anda Avrupa’nýn en çok peþinde koþulan ve fotoðrafý çekilen insanlarýndan biri olmuþ durumda. Büyük Ýsveçliler ABBA (1972-83). Ýsmini grup üyelerinin baþ harflerinden almýþtýr: Anni-Frid Lyngstad, Björn Ulvaeus, Benny Andersson ve Agnetha Faltskog. Ýki kiþiyle baþlayan grup dört kiþiye dönüþmüþtür. Bazý kaynaklara göre bütün zamanlarýn en büyük ticari baþarýsýný yakalamýþ pop müzik topluluðudur. Müzik kariyerlerinin kýsa olmasýna karþýn uzun yýllar dinlenen dünyaca ünlü hit þarkýlara imza atmýþlardýr. ABBA, grubun en gözde olduðu dönemde aniden daðýldý, bir daha da bir araya gelmedi. Beatles gibi ABBA da bir dünya markasý oldu. GUNNAR ASPLUND (1885-1940). Ýsveç’in modernist/yapýsalcý mimarlarý içinde en büyük isim; Nordik modernizminde eðilimleri belirleyen lider. INGRID BERGMAN (1915-82). Greta Garbo’yla birlikte Ýsveç’in en büyük uluslararasý film yýldýzý. Üç Oskar ödülü kazanmýþtýr. Ýtalyan film yönetmeni Roberto Rossellini için 30 kocasýný ve çocuðunu terkettiðinde skandala neden olmuþtu. Ayný zamanda baþarýlý bir tiyatro oyuncusudur. INGMAR BERGMAN (1918 doðumlu). Bütün zamanlarýn en etkili film ve tiyatro yönetmeni. Bergman uluslararasý ününü psikoloji temelli filmlerine ve görüntü yönetmeni Sven Nykvist’e borçludur. Fakat ayný zamanda büyük bir komedi filmleri yönetmenidir. Bergman son 20 yýl içinde pek çok senaryoya da imza atmýþtýr ancak zamanýnýn çoðunu Stokholm’deki Kraliyet Drama Tiyatrosu’nda sahne yönetmenliði yaparak geçirmektedir. BJÖRN BORG (1956 doðumlu). Bütün zamanlarýn en iyi Ýsveç sporcusu. Yaratýcý tekniðiyle teniste çýðýr açmýþtýr. Kortlara attýðý imza uzun zaman silinmemiþtir. Kuzey Avrupalýlara özgü soðukkanlýlýðý ise ona "Buz Borg" lakabýný getirmiþtir. Wimbledon’da 1976-80 yýllarý arasýnda arka arkaya 5 yýl kazandýðý çim zemin tek erkekler þampiyonluklarý, onu, spor tarihinin en çarpýcý isimleri arasýna yazdýrmaya yetmiþtir. Toplam 11 Grand Slam turnuvasý kazanan Borg, 1982 turnesi sýrasýnda beklenmedik þekilde tenise veda etmiþtir. GRETA GARBO, nee Gustafsson (1905-90). "Ýlahe" diye anýlýr. Bütün zamanlarýn en büyük film yýldýzý ve kadýn abidelerinden biri. Hollywood kariyerine 1926’ da sessiz film arasýnda Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri. Gelmiþ geçmiþ en aktif ve yenilikçi BM Genel Sekreteri olduðu söylenmiþtir. Uluslararasý örgütte yeni bir otorite saðladý. Birleþmiþ Milletler barýþ gücünün yaratýcýsýdýr. 1961’de bugünkü Zambiya’da bir uçak kazasýnda öldü. 1961’de ölümünden sonra Nobel Barýþ Ödülü’ne layýk görüldü. SELMA LAGERLÖF (1858-1940). Varmland bölgesinde yaþadýðý malikanede kendisine verilen soylu kýz rolünü reddederek en büyük romaný Gösta Berling’in Hikayesi’ni (1891) yazmýþtýr. Lagerlöf ’ün diðer edebi çalýþmalarýnda olduðu gibi o da memleketinin bir halk kahramanýdýr. 1909’da Nobel’le ödüllendirildi. Ýsveç Akademisi’nin ilk kadýn üyesi (1914). ASTRID LINDGREN (1907-2002). Bakýnýz ilgili sayfalar. CARL VON LINNÉ (1707-78). Bakýnýz ilgili sayfalar. BRUNO MATHSSON (1907-88). Ünlü bir mimar olmasýna karþýn asýl ününü Ýsveç’te bütün zamanlarýn en çarpýcý mobilya tasarýmcýsý olarak kazandý. ALFRED NOBEL (1833-96). Bakýnýz ilgili sayfalar. OLOF PALME (1927-86). 1969-76 ve 1982-86 yýllarý arasýnda Ýsveç baþbakaný. Varlýklý bir burjuva ailesinden gelme radikal bir Sosyal Demokrat. Hem yurtiçinde hem de yurtdýþýnda Ýsveç’in 20.yüzyýl siyasi hayatýndaki en tartýþmalý isimlerden biri oldu. Özellikle dýþiþleri politikalarýyla hatýrlanýr. Üçüncü Dünya ülkelerinin en tanýdýk simalarýndan biri oldu. Küçük ülkelerin haklarýný savundu, Birleþik Devletler’in Vietnam savaþýna karþý çýktý. 1986 Yýlýnýn Þubat ayýnda Stokholm’de yanýnda korumalarý olmadan eþiyle birlikte sinemadan Ýsveçliler Büyük Ýsveçliler: Greto Garbo, ABBA (Benny Andersson, Anni-Frid "Frida" Lyngstad, Agnetha Faltskog, Björn Ulvaeus) ve Björn Borg. çýkmýþ evine yürürken sokak ortasýnda suikaste kurban gitti. Cinayetin faili hiçbir zaman bulunamadý. AUGUST STRINDBERG (1849-1912). Ýsveç’in gelmiþ geçmiþ en büyük ve en tartýþmalý yazarý. Ülkenin edebiyat ve kültürel mirasýnda bugün bile baskýn karakterlerden biridir. Ayný zamanda önemli bir ressam ve fotoðrafçýydý. Yazar olarak en büyük çýkýþýný yaptýðý "Master Olof" (1872) adlý tiyatro oyunu ayný zamanda onun ilk baþyapýtýdýr. Strindberg, Ýsveç’te kariyeri boyunca sürekli tartýþmalarýn odak noktasýnda oldu. Pek çok tartýþmaya neden olmasýna raðmen ne Nobel ödülüne layýk görüldü ne de Ýsveç Akademisi’ne kabul edildi. Strindberg’in eserlerindeki psikolojik derinlik, güç ve yoðunluk, dilbilimsel zenginlik ve sanatsal çok yönlülük eþsizdir. RAOUL WALLENBERG (1912-?). Ýsveçli diplomat ve ülkenin en zengin ailesinin bir ferdi. II.Dünya Savaþý yýllarýnda sahte diplomatik pasaportlarla Budapeþte’deki onbinlerce Yahudiyi Nazi toplama kamplarýna gönderilmekten kurtardý. Sovyet güçlerince 1945’te tutsak edildi, casuslukla suçlandý, sonra ortadan kayboldu. Wallenberg’ün en son 1947’de görüldüðü bildirildi. Bugün adeta aziz mertebesine yükseltilmiþtir; dünyanýn dört bir yanýnda adýna anýtlar dikilmektedir. Abide Ýsveçliler Küçük bir ülke olan Ýsveç’in dünya kültürünü çok sayýda abideyle zenginleþtirdiði söylenemez. Yine de birkaç "Ýsveçli", özellikle Hollywood’un hayaller dünyasýnda tekrar tekrar gündeme getirilme eðilimindedir... VIKINGLER. Hiçbir Nordik karakter, Vikingler kadar uluslararasý bir üne kavuþmamýþtýr. Uygar Avrupa neredeyse 1000 yýl sonra bile çorak iklimden yünlü kýyafetler içinde ölüm ve felaket taþýmak için durup dururken Kýta Avrupasý’nýn kýyýlarýna ve Ýngiliz adalarýna gelen vahþi kuzey erkeklerini görmenin þokunu hala üzerinden atamamýþtýr. VOLVO ERKEÐÝ. Amerikan filmlerindeki tüvit ceketli, eðitimli, sorumluluk sahibi ve bir ölçüde sýkýcý aile erkeklerinin neden her zaman Volvo kullandýklarýný hiç merak ettiniz mi? Sakýn bu, gerçek anlamda Ýsveç güvenilirliðinin sembolik bir dýþavurumu olmasýn? ÝSVEÇLÝ ÞEF. Ýsveç son yýllarda yemek kültüründe gösterdiði ilerlemeyle dünyanýn sayýlý ülkeleri arasýna girmiþtir. Yine de dünyanýn en ünlü Ýsveç þefi hala bir kukladýr. ÝSVEÇLÝ INGA. Ýsveçli kadýnlarýn, filmlerde sýkça sarýþýn, zarif ama yarýmakýllý gösterilmesi, modern kadýnýmýzý rencide etmektedir. Þaþýrtýcý sýklýkta bir sebeple bu "Ýsveçli" kadýnlar sürekli çýplak gösterilmekte ya da baþka tarz giysilerle Alpler hatýrlatýlmaktadýr. Ama tabii Hollywood, Ýsveç’le Ýsviçre arasýndaki farký anlamada her zaman zorluk çekmiþtir. 31 Resimler Kapak bir: Björn Keller/Linkimage. Kapak iki: Jesper Brandt/Linkimage. Sayfa 2 3 Magnus Fond/Johnèr August Strindberk/Nordiska museet. Pippi Longstocking by Jan Delden/Pressens Bild, reproduced with permission of Saltkråkan AB, SE-181 10 Lidingö. Ulla Montan/Norstedts Förlag. 4 Louis Huch/Svenska Filminstitutet picture archive, copyright 1953 AB Svesk Filmindustri. Oksana Akinshina and Elina Benenson in Lukas Moodysson’s motion picture Lilya 4-ever by Per-Anders Jörgensen/Memfis Film. Anders Zorn/Christie’s Images, London, UK/Bridgeman Art Library. 5 6 Caroline Smith. Dennis Blomberg. Annika von Hausswolff. Camilla Dietrich/Svensk Form. Anna von Schewen/Pelle Wahlgren. Blank. Ann Lindberg/Lou B. Gerrry Johansson/Bildhuset. 7 Pelle Bergström/Skarp. Martin Bogren/Mira. Patric Johansson. 8 Lars Thulin/Johnèr. 9 Charlie Drevstam/Mira. Pelle Bergström/Skarp. 10 Stefan Andersson/Marie Zöoedsedgb Sjörn Keller/Linkimage. Jesper Brandt/Linkimage. 11 Bruno Ehrs/Bildhuset. 12 Kate Kärrberg/Naturbild. John W. Warden/Naturbild. 13 Kagruz Elanter/Naturbild. Kjell Ljungström/Naturbild. Pressens Bild. Björn Keller/Temmed/Mirtikage. 14 Magnus Mårding/Linkimage. 15 Bruno Ehers/Bildhuset. Davit Trood/Mira. Walter Hirsch/Bildhuset. 16 Mikael Andersson/Mira. 17 Oscar Falk/Agent Johan Smith. Ann Lindberg/Lou B. 18 Katsuhiko Tokunaga/copyright Saab AB. Morten Loberg/Mira. Olle Lindstedt/Mira. Magnus Bergström/Pressens Bild. 19 Gunilla Lundström/Mira. Lena Granefelt/Bildhuset. 20 Jens Mortensen/Cemaralink. 21 Jan Djenner/Mira. Pelle Bergström/Skarp. 22 Volvo Cars. IKEA. 23 Sofia Sabel/Kamerareportage/Pressens Bild. GreatShots/SST. Ola Torkelsson/Pressens Bild. Alfred Nobel, copyright the Nobel Foundation. 24 Jan Håkan Dahlström/Bildhuset. Jan Håkan Dahiström/Bildhuset. Gunnar Smoliansky/Bildhuset. 25 Mikael Andersson/Mira. Tommy Nilsson/Mira. 26 Otmar Thormann/Mira. 27 Mikael Andersson/Mira. Pelle Kronestedt/Bildhuset. 28 Stina Brockman/Bildhuset. Robert Blombäck/Bildhuset. Kristian Pohl/Bildhuset. Staffan Widstrand/Naturbild. Hakan Pieniowski/Mira. Ewa-Marie Rundquist/Linkimage. 29 Eivon Carlsson. Crafted bag design Berit Nilsson by Mats Landin/Nordiska museet. Lars Dahlström/Tiofoto. 30 31 Tony Kyriacon/Rex Features/IBL. Alain Benainous/Gamma/IBL. Pressens Bild. Olle Lindeborg/Pressens Bild. OIle Seijbold/Pressens Bild. Hulton Archive/Pressens Bild. David Dagley/Rex Features/IBL. Liselotte Watkins/Agent Form. Kapak üç: Gunnar Smoliansky/Bildhuset Kapak dört: Oscar Falk/Agent Johan Smith. Lars Thulin/Johnèr. Svensk Form. Ýsveç Enstitüsü (SI) Ýsveç'in sosyal ve kültürel hayatý konusunda bilgi saðlamak, baþka ülkelerle kültür ve bilgi alýþveriþinde bulunmak, eðitim ve araþtýrma alanlarýnda uluslararasý iþbirliðini geliþtirmek üzere oluþturulmuþ bir kamu kuruluþudur. Ýsveç Enstitüsü, Ýsveç toplumuyla ilgili pek çok alaný kapsayan geniþ bir yayýn aðýna sahiptir. Bu yayýnlar doðrudan Ýsveç Enstitüsü'nden saðlanabileceði gibi yurtdýþýndaki diplomatik kanallardan veya Sweden.se adresinden temin edilebilir. Sweden.se Ýsveç'in resmi internet adresidir (www.sweden.se). Ýþ dünyasýndan si-yasete, haberlerden kültürel hayata ve günlük olaylara kadar Ýsveç'le ve Ýsveç toplumuyla ilgili öðrenmek istediðiniz her þeyi bu adreste bulabilirsiniz. Stokholm Old Town'da bulunan Sweden Bookshop (www.swedenbookshop.com) ise düzyazý kitaplar, broþürler ve Ýsveç üzerine zengin resimli hediye kitaplarý, Ýsveç edebiyatýndan seçkiler, çocuk kitaplarý (Ýngilizce ve diðer dillerde) ve Ýsveççe dil kurslarýyla ilgili aradýðýnýz her türlü bilgiyi hizmetinize sunmaktadýr. The Swedish Institute Box 7434 SE-103 91 Stockholm Sweden Phone: +46-8-453 78 00 Fax: +46-8-20 72 48 E-mail: si@si.se Internet: www.si.se 2006 Claes Britton ve Ýsveç Enstitüsü Çeviri: Kaan Altýnok Tasarým: Britton&Britton Türkiye Baskýsý: aralajans.com, 2006 ISBN - 91-520-0917-3 (Turkish)