Aralık 2013 - Kitle İletişim Araçları
Transkript
Aralık 2013 - Kitle İletişim Araçları
ED REM İT 1993 £• Çocuklarınla daha fazla vakit geçir diyordun. Ben de onların resimlerinden ikon yaptım. TU TU TU ederek gönderemiyoruz." Babama sordum. Kardeşimi leylek getirmemiş. Onu internetten download etmişler..." Sana attığım em ail’i alm adın mı? Günün nasıl geçti can|m? Fena değil be gülüm, hep aynı... Sen neler yaptın? "Chat hastalığından kurtulmak için grup terapisine başladım. Hergün saat 19:30 dan 24:00 e kadar #terapi kanalında chat yapıyoruz..." Babama sordum. Kardeşimi leylek getirmemiş. Onu internetten download etmişler..." Onun tam adiThomasJr@gulmece.zzn.com Ama biz ona kısaca Tommy diyeceğiz. Bu küçük parmağın 128 MB Ram’i varmış... Bu küçük parmağın 10.2 GB Harddıskı varmış... Bu küçük parmağın yepyeni bir 56 K V90 Modemi varmış « İt, Yaa öyle mi? Benim babam ın w eb sitesindeki lin kle r senin babanınkinden daha iyi Haftada ortalama 18 saatini TV karşısında geçiren çocuklara televizyonda neleri izlettirmeli? Yapılan araştırmaların çocukların, haftada ortalama 18 saatini TV karşısında geçirdiklerini ortaya çıkardığını belirten uzmanlar, "Bu nedenle TV'yi yasaklamak bir çözüm değildir; dolayısıyla TV ile yaşamayı ve bilinçli zaman geçirmeyi öğrenmemiz gerekir" dedi. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde uzmanlar, TV'nin, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde sayısız olumsuz etkileri olduğunu söyledi. Yapılan araştırmaların çocukların, haftada ortalama 18 saatini TV karşısında geçirdiklerini ortaya çıkardığını belirten Saçak, "Bu nedenle TV'yi yasaklamak bir çözüm değildir; dolayısıyla TV ile yaşamayı ve bilinçli zaman geçirmeyi öğrenmemiz gerekir" dedi. Her çocuğun aile yapısı, genetik özellikleri, kişilik yapısı, duygusal yapısı farklı olduğundan dolayı TV'den farklı şekilde etkilendiğini vurgulayan uzmanlar, şöyle devam etti: "TV'yi izleme sıklığı ve süresi, izlerken ailelerin vermiş olduğu tepkiler, çocuğun içinde bulunduğu duygusal durum gibi etkenler çocuğun TV'den etkilenme şeklini belirlemektedir. Günümüzde TV'nin çocukların hayatında yadsınamaz bir etkisi bulunmaktadır. Çocuğun TV karşısında geçirdiği zamanı ve izlediği programları kontrol edebilirsek TV'yi olumlu yönde kullanmış oluruz. Geçmişte evlerde tek televizyon ve sınırlı sayıda TV programı ve kanalı varken günümüzde sayısız TV kanalı ve evlerimizde neredeyse her odada TV bulunmaktadır. Bu durum da TV'nin yanlış kullanımı olasılığını arttırmaktadır. Ne yazık ki bu yanlış kullanım özellikle çocuklar ve gençler üzerinde sayısız olumsuz etkiye yol açmaktadır" Uzmanlar, çocukların sağlıklı TV izlemeleri için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: • Özellikle 0-6 yaş arası çocuklara uzun süreli olarak TV izletmemek: Bu aralıktaki çocuklarla konuşulmadığında, onların yaptıkları ve söylediklerine tepki verilmediğinde, dokunmalarına ve oyun oynamalarına fırsat verilmediğinde beyin gerektiği gibi sağlıklı gelişmeyebilir. TV tek yönlü bir iletişim aracı olduğundan karşılıklı bir ilişki söz konusu değildir. Bu aralıktaki çocuklar 3 boyutlu objelerle ilgilenirler. Oysaki TV'deki görüntüler 2 boyutludur. Yani bu yaş aralığı için öğrenme süreçlerinde TV kullanımı yeterince anlamlı değildir. Özellikle 0-6 yaş grubu çocuklarda TV başında geçirilen süreyi en aza indirerek, çocukla birlikte onun istediği aktiviteleri yaparak vakit geçirmek, çocuğun gelişimi için en yararlı yol olacaktır. • Cinsel ve şiddet içerikli görüntüleri izletmemek: Nasıl sunulduğuna bağlı olarak değişmekle birlikte TV'deki cinsellik, özellikle şiddetle birlikte yer aldığında küçük çocukların cinselliği yanlış yorumlamalarına yol açabilmektedir. Çocukların izledikleri yetişkin cinsel davranışları huzursuzluk duymalarına ve utanmalarına yol açabilmekte, gençler için bu davranışları sergileyenler rol modeli olabilmektedir. Eğer cinsellik, diğer tüm davranışlarımız gibi, sorumlulukları ve riskleri olan bir davranış biçiminde sunulmazsa, bu tür programlar çocukların cinsellikle ilgili uygun olmayan tutumlar geliştirmelerine yol açabilir. 7 yaş ve üstü çocuklarda özellikle şiddet içerikli görüntüler, korku, kaygı, gerilim yaratabilir. Bu tarz program ve görüntüleri anlamlandırmada zorlanan çocuk, dış dünyayı korkutucu olarak algılayabilir. Bu durum ebeveynden ayrılma zorluğu, yalnız kalmak istememe, anne aşırı düşkünlük ve okula gitmek istememe gibi davranışların oluşmasına neden olabilir. Düşünmeyi, hayal gücünü ve problem çözme becerilerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca ders çalışma konusunda da isteksizlik yaratabilir. • Anne ve baba olarak olaylara ve görüntülere karşı abartılı tepkiler verilmemeli ve özellikle şiddet içeren haberler başka kanallarda aranarak tekrar tekrar izlememelidir. • Özellikle ergenlik öncesi dönemde çocuğun tek başına TV izlemesine ve TV programları seçmesine izin verilmemeli, annebaba çocuklara birlikte seçtikleri programları izlerken anlamlandıramadıkları konularda rehberlik etmelidir. • Çocuğa uyumadan önce TV seyrettirilmesi, uykuya TV karşısında geçilmesi önerilmemektedir. • TV karşısında çocuğu beslemek daha sonraki yıllarda çocuklarda yeme bozukluklarına neden olabileceği için önerilmemektedir. TV'NİN OLUMLU ETKİLERİ NELERDİR? Bilinçli ve sınırlandırılmış olarak kullanıldığında bazı çocuklarda TV: • Çocukların kelime haznesini zenginleştirebilir. • Hayal gücünü geliştirebilir. • Belgeseller; doğa, hayvanlar, bitkiler, farklı kültürler gibi konularla ilgili çocuğun genel bilgisi artar. Eğitim amaçlı çocuk programları okul-öncesi çocukların şekilleri, renkleri, sayıları öğrenmesi konusunda çok yararlıdır. • Bazı konulara karşı merak duymasına ve kitaplardan bunu araştırmasına neden olabilir. Bunun sonucunda televizyon çocuğu okumaya teşvik edebilir. • Televizyon izlemek bir anlamda çocuğun olumsuz duygularını boşaltma yolu olabilir. • Sosyal ortamlarda konuşulacak ortak konular sağlar dolayısıyla arkadaşlarıyla iletişimi kolaylaştırabilir. NASIL TV İZLEMEK GEREKİR? • Çocuğun yaşına ve kavrama düzeyine uygun programlar seçilmeli. • Anne-baba veya bir başkasıyla beraber TV izlenmeli ve izlenen olaylarla ilgili konuşulmalı ve tartışılmalı. • TV seyrederken ışık açık olmalı: Gözlerin daha fazla yorulmaması için aydınlık bir ortamda TV izlemek daha uygundur. • Yemek yerken TV kapalı olmalı: Yemek ortamında aile bireylerinin birbiriyle iletişim içinde olması daha sağlıklıdır. • Ortalama TV'den 2 metre mesafe uzaklıktan seyredilmeli. • Günde ortalama aralıksız en fazla 1 saat izlenmelidir. TV İZLEMEYİ AZALTABİLMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR? • Haftalık program listesi yapılması ve bu listeye göre TV'nin açılması, diğer zamanlarda TV'nin kapalı tutulması, • Haftada bir veya birkaç gün "TV seyretmeme günleri" belirlemesi ve çocuğa TV izlemek yerine birlikte ya da yaşıtlarıyla yapılabilecek etkinlikler sunulması, • Mümkün olduğunca TV açılmama, örneğin sadece müzik dinlemek için TV açılmamalısı, bunun yerine müzik seti kullanılması, • Çocuğun odasına TV konulmaması, • TV ceza veya ödül olarak kullanılmaması, (Çünkü bu şekilde TV'nin değerini daha da arttırmış oluruz) • Fazla ve uygun olmayan programları seyretmenin ne gibi sakıncaları olabileceği çocuğa anlatılması, • TV izlemenin dışında yapılabilecek farklı etkinlikler çocuklara önerilmesi ( Beraber alışverişe gitmek, kek pişirmek, arabayı yıkamak, çiçekleri sulamak, tamir yapmak, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, kitap okumak gibi) TV izlemeyi azaltma açısından yararlı olacaktır. U S TA TEKNOLOJİNİN 0 U MfZLl © E N İ KCRKUTU v o r > w ik ... e « k o r k u a e t o r 0*ÛA4A PBWN,<. /^VALt-A A^CGAfiAYT d M û y T P&2KEN B u G iP iŞ L H B iU S i^A V A R L/^ pûNyAVMzı etcgpçtgiRge Hiç ŞA5AVVA.OCAA1VCAK ^ e y oeĞiL/.. ULAN ö y te p îv n c c b e n i oe T IR S IT T IN Ç IA A O I... B tpD eN J K O R KU LU?/VU LAN ÖVLE .. . A V 'A BU KONUPA KAXjIİ>VOAAÛlN w G A /E T N O R A V ^ .., > Bilgi Teknolojilerinin ve İletişim Teknolojisinin Yararları Toplum, okul, öğretmenler ve öğrenciler arasındaki işbirliğini, bilgi teknolojileri araçlarını kullanarak geliştirmek. Öğrenme ortamlarını, eğitimsel yazılımlar, elektronik referanslar, uygulama yazılımları ve eğitsel oyunlarla desteklemek; böylece eğitimin kalitesini arttırmak. Bilgi teknolojisi araçlarını her kademedeki öğrenme ortamlarına entegre etmek. Her öğrenciye eğitim hayatı boyunca her türlü gelişmiş bilgi teknolojisi araçlarına ulaşma imkânı sağlamak. Doğru zamanda ve doğru yerde, doğru bilgi teknolojisi aracı kullanım yeteneğini bütün öğrencilere kazandırmak. Bilgi teknolojisi araçları ile bilgiye ulaşma, problem çözme, bilginin işlenmesi ve sunulması becerilerini bütün öğrencilere kazandırmak ve onlara günlük hayatta bilgi teknolojisi araçlarını nasıl kullanabileceklerini öğretmek. Öğrenciyi pasif öğrenme ortamlarından kurtararak kendi kendine aktif bir şekilde öğrenme yeteneği kazanmasını sağlamak. Öğrencilerin, interneti, çizim programlarını, kelime işlemcileri, elektronik tablolama ve sunum yazılımları gibi araçlar kullanmalarını sağlamak. Bilgisayarı öğretmenlerin, ders planlarını hazırlama, derslerini uygulama, ölçme-değerlendirme araçlarını geliştirme, not verme, eğitsel materyallerini hazırlama ve kendilerini geliştirme amaçlı olarak kullanmalarını sağlamak. Okul yöntemlerinin veri tabanları, kelime işlemci, sunum yazılımları vb. bilgi teknolojilerini kullanarak idari işlerin kolaylaştırılmasını ve daha etkin hale getirilmesini sağlamak. İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin işlevlerinin bilgi teknolojisi desteğiyle yürütülmesi için bir yönetim bilgi sistemi kurmak gibi amaçlar doğrultusunda kullanmak. Bilgiye ulaşmanın en kolay yolu olarak hayatımıza giren internet artık günümüzün başlıca eğlence kaynaklarından. Oyundan filme, müzikten sosyal medyaya kadar hayatımıza renk katacak birçok öğe internette zaman harcadığımız konular arasında yer alıyor. Reklam verenlerin cevabını merak ettiği konuların başında ise kullanıcıların internette en çok nerede vakit geçirdikleri geliyor. Experian'ın yeni araştırmasına göre internet kullanıcıları arasında sosyal medyanın yeri ayrı. Zira ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya'daki kullanıcılar arasında yapılan araştırmaya göre internet başındaki her bir saatin yaklaşık üçte biri (% 27) sosyal ağlarda geçiriliyor. Sosyal ağlarda geçirilen süre ABD'de 16 dakikayı bulurken, araştırmadan çıkan sonuçlarda bu rakamın Birleşik Krallık'ta 14, Avustralya'da ise 13 olduğu belirtiliyor. Sosyal ağlar halen internetin en çok vakit geçirilen alanları olsa da bu yıla ait veriler 2012'ye nazaran harcanan zamanda bir düşüş olduğunu da eklemek gerekiyor. Sosyal ağları %9 ile eğlence, %5'i alışveriş, %3'ü ise iş odaklı siteler takip ediyor. Experian'm araştırma raporunda mobil internet rakamları da yer alıyor. Araştırmaya göre web'in yanı sıra mobil cihazlardan internete giren kullanıcıların zamanını en çok e-postalar alıyor. Henüz sosyal ağların mobil internette vakit geçirme bakımından liderliği ele geçiremediği dikkatlerden kaçmazken, Facebook ve Twitter gibi akıllı cihazlarda da popüler olan sosyal medya siteleri yine de ikinciliği bırakmıyor. 2013'ün ilk çeyreğine ait verileri barındıran araştırma bulgularında e-postalar mobil kullanımda 14 dakika ile kullanıcıların en çok vakit harcadığı alanların başında gelirken, 9 dakika ile sosyal ağlar ikinci, 8 dakika ile eğlenceye yönelik internet siteleri ise üçüncü sırada bulunuyor. OVMA^V^K TODGRAU LûG ^ a AftBSINP& VOKTUÛ 4&V SAMKl BT2 0Ítr>O 2 DA M l O ytA T fcT Z ^ H ER ME KADAR B1LL<SATGS O E OLS^aa S C H U Ç JA 0EKJ O B E V IA T SAHİBt BİP. aA Q A V lM -.-V e H6R B.AÊÇ4 G İB İ Ş İF R E M . < / Z 3 4 5 Á 7 - 3 & C 7UR...O HH K A F A _ i-----------------------1 R A M A T - - , j ~ -------------------------------- -- ^I SONRA ¿ J ^ SCANCEL'E/W 4 ¿ í |,pReyí BAStVORCuk;/ ' V yfMG KAR^T/RD^. ^ biz iyiyiyiz. Seni çok özledik oğlum. Lütfen bilgisayarını kapatıp aşağı yemek yemek için gelir misin? HAYATIHfZIN H E R A t f H A S im gffe ÎLETÎSİH A Z A ® M Z m S N E L M Z b E giR TELEFON EAZEN KULAÇlHtZbA g (R KULAKLIK AHA OfKKAT E W O R HUŞUMUZ ARTK SESLİ HRFLRf KULLNHZ OLDUK.... G ü m O W A L fiM 6 m ı TELEVİZYON SEYREDİNCE Z U HALE ÇELWK .... gil? G ü m NE KfiDAZ \ z e m e u m m p o lu y o r u z V£ KAÇINI ANLIYORUZ........... ESKİDEN TUVALETLERDE BİLE GAZETE OKUNURDU ŞİMDİ? Televizyonun Birey ve Toplum Üzerindeki Etkisi İ NSANLARIN KİMİ ZAMAN CAN SIKINTISINDAN , KİMİ ZAMAN VAKİT GEÇİRMEK İÇİN , KİMİ ZAMAN DA EĞLENMEK VE BİLGİLENMEK AMACIYLA KARSISINA GEÇTİĞİ TELEVİZYON ÇAĞIMIZIN POPÜLER İLETİŞİM ARAÇLARINDAN BİRİ OLMAYA DEVAM ETMEKTEDİR . H EM EĞLENDİRME HEM DE EĞİTME İŞLEVİNİ, İNSANLARI HİÇBİR ZAHMETE SOKMADAN GERÇEKLEŞTİREN TELEVİZYON ; İS YAPARKEN , KİTAP OKURKEN , HATTA EĞLENİRKEN DAHİ İZLENEBİLME ÖZELLİĞİNE SAHİPTİR . BU NEDENLE " TELEVİZYON , TARİHTE İLK KEZ , ... MİLYARLARCA İNSAN TARAFINDAN , KOLAYLIKLA VE YAYGINLIKLA İZLENEBİLEN YEGANE İLETİSİM ARACIDIR . TV YIĞINLARA SUNULAN BİR " ELMA SEKERİDİR " BİR ANLAMDA . "Ç AGIMIZ İNSANININ BÜYÜK TUTKUSU , . MİLYONLARCA İNSANI, BOYUTLARI DAHA ÖNCE SU YA DA BU SEKİLDE SAPTANMIS BİR KALIPLASMADAN GEÇİRME ARACI" DIR . O LUMLU KULLANILDIGINDA ÇOK FAYDALI VE VERİMLİ KULLANILDIĞINDA ÇOK İYİ BİR EĞİTİM ARACIDIR .O LUMSUZ KULLANIMINDA İSE EN TEHLİKELİ SİLAHTAN DAHA ETKİLİ, SİNSİ BİR ZEHİR GİBİ İNSANLARI YOK ETME GÜCÜNE SAHİP OLABİLMEKTEDİR . Televizyonun Zararları Nelerdir? Hayatta kalma savaşındaki dikkate değer çelişkilerden biri, organizmaların, kendi arzuladıkları şeyler tarafından kolayca zarar görebilmeleri. Tıpkı balıkların oltanın ucundaki yemle, farelerinse peynirle avlanmaları gibi. Ancak bu yaratıkların, aldanışları için en azından uygun bir mazeretleri var: Yem ve peynir, hayatta kalmalarını sağlayan besin maddeleri. İnsanlarınsa, çoğu bağımlılıkları için bu türden tesellileri yok denecek kadar az. İnsanların hayatı düşkünlüklerine bağlı olarak altüst olabiliyor. Yaşamını sürdürmek için kimse alkol içmek, kumar oynamak zorunda değil. Bu yüzden, eğlence ya da oyalanma amaçlı yapılan bir şeyin ne zaman kontrolden çıktığını anlamak, yaşamın önemli dönüm noktalarından olsa gerek. Düşkünlüklerin ille de fiziksel maddelerle ilgili olması gerekmiyor. Televizyon , ünü ve her yerde bulunabilirliğiyle, dünyanın en popüler boşa zaman geçirme makinesi olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu insan, televizyonla arasında sevmekle nefret etmek arası bir bağ olduğunu itiraf ediyor. Ondan şikayet edenler, şikayetleri bittikten belki de hemen sonra koltuklarına kurulup, uzaktan kumandalarına sarılıveriyorlar. Anne babalar, çocuklarının televizyon seyretmeleri konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Ama aslında bu endişe, kendilerinin çok fazla televizyon seyretmesinden kaynaklanmıyor mu? Dost sohbetlerinde, aile toplantılarında, söyleyeceğimiz şeyler tükendiğinde... Çoğumuz onunla olabilmek için bir kitap okumadan, ailemizle, arkadaşlarımızla konuşmadan, bir yakınımızın sesini duymadan, çocuğumuzla bir oyun oynamadan, gönlümüzce bir gezintiye çıkmadan, çocuklarımız için kurabiye pişirmeden geçiriyoruz günlerimizi. Endüstriyel dünyada bireyler günde ortalama üç saatlerini plansız olarak televizyon seyretmeye ayırıyorlar. Bu saatler, bir gün içinde çalışma ve uyuma dışında tek bir faaliyet için ayrılan en büyük zaman dilimini oluşturuyor. Düşünün, 75 yaşına geldiğinizde, her gün yalnızca üç saat televizyon seyrettiyseniz, yaklaşık 9 yılınızı televizyon karşısında geçirmiş oluyorsunuz. Rakam gerçekten çok çarpıcı. Bazı yorumculara göre bu bağlılık basitçe şu anlama geliyor: İnsanlar televizyon seyretmekten hoşlanıyor ve onu seyretmek için bilinçli bir karar alıyorlar. Eğer herşey bundan ibaretse, o halde neden bu kadar çok insan, fazla televizyon seyrettiği endişesine kapılıyor? Neden 5 yetişkinden 2'si, 10 gençten 7'si televizyon karşısında çok fazla zaman geçirdiğini düşünüyor? Neden yetişkinlerin yaklaşık % 10'u kendini TV bağımlısı olarak tanımlıyor?. Televizyonun Zararları * Televizyondaki Kötü Programlan ÖrnekAlan Çocuklar ÜlkedekiSuç OrammArttrnr. * Televizyona ÇokjBağU Olan Kişilerde Bazı RflfiatsızUkJar Ohbi£r.(Örneki Çöz Bozulması) * Ok&makYerine Televizyondaki Programlardan Bilgilenmeye Çalışmak, Okuma Kültürünü Öldürür, * Televizyona Çokj BağU Olan Kişinin Hayatta HiçtirAmacı Kfllmaz Ve Hayatta BirAmacı OCmayan Kişnin Yaşamasına ÇerekYoktur. * Televizyon İnsanları Tmbeûeştirir Tem6eCOlmaya Yönettir. * Ders Çalışan Birinin Çalıştığı Yerde Televizyon Bulunması O Kişinin Dikkatini Dağıtarak, Ders Çalışmasına EngelOlur. * Televizyona ÇokjBağb Olan Kjşderin İşleriAksayabilir. * Yöreleri Kötü Tanıtan Bir FiCmde, O Yörenin İmajını Bozabil#. * Ayrıca Çok,Fazla Televizyon İzlemekEnerji Kaybına Neden Olur. * Yaşına Uygun Olmayan Ki^^rin Zararlı Programlarİzlemesi, Kişinin RuhsalVe Zihinsel Problemler Yaşamasına Neden Olur. TELEVİZYONUN FAYDALARI VE ZARARLARI İnsanların hayatı düşkünlüklerine bağlı olara k altüst ola b iliyo r. Yaşam ın ı sü rd ü rm ek için kim se alk ol içm ek, kum ar oyn am ak zoru n da değil. Bu yüzden, eğlen ce ya da oyalan m a am açlı ya p ıla n b ir şeyin ne zam an k o n tro ld e n çıktığın ı anlam ak, yaşam ın ö n em li dönüm noktaların d an olsa gerek. Düşkünlüklerin ille de fizik sel m a d d ele rle ilg ili olm ası g e re k m iy o r. T ele vizyo n , ünü v e h er y e rd e b u lu n a b ilirliğiyle, dünyanın en p o p ü le r boşa zam an g eçirm e m akin esi o la ra k k arşım ıza çıkıyor. Çoğu insan, te le v iz y o n la arasında s evm ek le n e fre t etm ek arası b ir bağ olduğunu itir a f ed iyor. Ondan şikayet eden ler, şik a yetleri b ittik ten b elk i de hem en sonra k oltu k ların a kurulup, uzaktan kum andalarına s a rılıv eriy o rla r. A n n e babalar, çocuklarının te le vizy o n s e y re tm e le ri konusunda e n d iş ele rin i dile g e tiriy o rla r. Am a aslında bu endişe, k en d ilerin in çok fazla te le v iz y o n seyretm esin d en k ayn ak lan m ıyor mu? D ost soh b etlerin d e, aile top lan tıların da, s ö y ley e c eğ im iz şeyler tükendiğinde... Çoğumuz onunla o la b ilm e k için b ir kitap okum adan, ailem izle, a rk a d a şla rım ızla konuşm adan, b ir ya k ın ım ızın sesini duym adan, çocuğum uzla b ir oyun oynam adan, gönlüm ü zce b ir g e zin tiy e çıkmadan, çocu k larım ız için ku rabiye p işirm ed en g e çiriy o ru z gü n lerim izi. Endüstriyel dünyada bireyler günde ortalama üç saatlerini plansız olarak televizyon seyretmeye ayırıyorlar. Bu saatler, bir gün içinde çalışma ve uyuma dışında tek bir faaliyet içinayrılan en büyük zaman dilimini oluşturuyor. Düşünün, 75yaşına geldiğinizde, her gün yalnızca üç saat televizyon seyrettiyseniz, yaklaşık 9 yılınızı televizyon karşısında geçirmiş oluyorsunuz. Rakam gerçekten çok çarpıcı. Bazı yorumculara göre bu bağlılık basitçe şu anlama geliyor: İnsanlar televizyon seyretmekten hoşlanıyor ve onu seyretmek için bilinçli bir karar alıyorlar. Eğer herşey bundan ibaretse, o halde neden bu kadar çok insan, fazla televizyon seyrettiği endişesine kapılıyor? Neden 5 yetişkinden 2si, 10 gençten 7si televizyon karşısında çok fazla zaman geçirdiğini düşünüyor? Neden yetişkinlerin yaklaşık % 10u kendini TV bağımlısı olarak tanımlıyor? Televizyon seyreden insanların davranışlarını ve duygularını günlük yaşam sırasında takip etmek için yapılan bir çalışmada, katılımcılara üzerlerinde taşımaları için birer cihaz verilmiş. Katılımcılara, günde 6-8 kez gelişigüzel olarak bu cihaz aracılığıyla sinyal gönderilmiş. Sinyali aldıkları anda katılımcılar ne yaptıklarını ve ne hissettiklerini not etmişler. O anda televizyon seyreden kişilerin kendilerini rahatlamış ve pasif hissettikleri belirlenmiş. Benzer şekilde, EEG çalışmaları da televizyon seyrederken kitap okumaya oranla daha az zihinsel uyarılma olduğunu göstermiş. İlginç olan, televizyon kapatıldığında rahatlama duygusunun sona ermesi, ancak pasiflik ve düşük uyarılma durumunun devam etmesi. Araştırmaya katılanlar, televizyonun bir şekilde enerjilerini çekip aldığını ve kendilerini tükenmiş, bitkin hissettirdiğini yansıtmışlar. Bu kişiler, televizyon seyrettikten sonra, öncesine oranla herhangi birşeye daha zor yoğunlaştıklarını da söylemişler. Ancak bu durumun aksine, kitap okuduktan sonra, çok nadir olarak bu tür problemlerle karşılamışlar. Spor yaptıktan ya da hobilerle uğraştıktan sonra da ruh hallerinde düzelmeler, iyileşmeler kaydetmişler. Ancak bu çalışmada ortaya çıkan bir başka sonuç, çok fazla televizyon seyredenlerin (günde 4 saatten fazla) az televizyon seyredenlerden (günde 2 saatten az) çok daha az zevk aldıkları. Bazıları fazla zevk almamanın yanı sıra, daha üretken, daha yararlı bir iş yapmadıkları için suçluluk ve rahatsızlık da duyuyorlar. Japonya, İngiltere ve ABDdeyapılan araştırmalar, bu suçluluk duygusunun, gelir düzeyi düşük gruplarda daha fazla oluştuğunu göstermiş. Televizyon karşısında rahatlama duygusu çok çabuk geliştiğinden, insanlar televizyon izlemeyi rahatlamakla, dinlenmekle bir tutmaya şartlanmış durumdalar. Bu ilişki, izleme süresi boyunca kendini gösterdiğinden, zamanla kuvvetleniyor. Televizyon bozulduğunda ya da elektrik kesildiğinde oluşan stres de, bu ilişkiyi destekleyen başka bir etken. Bağımlılık yapan ilaçlar da aynı şekilde çalışıyor. Benzer şekilde, bireylerin, televizyon izlemeyi bırakırlarsa kendilerini daha az rahatlamış hissedeceklerini bilmeleri, televizyonu kapatmamalarında önemli bir etken olabiliyor. Böylece izleme, sürekli daha fazla izlemeye neden oluyor. Televizyon her şeyden önce beynimizi ele geçiriyor. Ondan sonra elimizdeki kumanda cihazının hangi tuşuna, ne zaman, ne kadar basmamız gerektiğini dikte ediyor. Ve biz, kumandaya hükmettiğimizi düşünüp kendi kendimizi avutuyoruz. RTÜK tarafından en son 14 ilde gerçekleştirilen, 15 ve daha yukarı yaştaki toplam 4 bin 606 kişinin katıldığı "Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması"na göre televizyon seyretme süresi hafta içi ortalama 5.09, hafta sonu ise 5.15 saat. Beynimize hükmeden televizyonun en önemli icraatlarından birisi, beynin en temel ihtiyaçlarından birisi olan "bilgi" ve "öğrenmeyi" bizim için en azılı düşman hale getiriyor. Veyafarkında olmadan bize öyle telkin ediyor. Televizyon, aile fertlerini birbirlerine yabancılaştırıyor. Aile içi diyalogun zayıflaması, hattâ kopmasına varan felâketlere kapı aralıyor. Aynı odada, aynı ekrana bakıp da, birbirlerinin yüzünü görmeye hasret nice aile bireyleri, bir tür ailecilik veya evcilik oyununu oynamaya başlıyorlar. Aile içindeki fertleri birbirinden ayıran ve uzaklaştıran televizyon, akrabalardan, komşulardan ve dostlardan da koparıyor. Unutturuyor. Neredeyse bir telefon edip, hal-hatır sormaya bile izin vermiyor, fırsat tanımıyor. Televizyon kanalları dev reklam gelirlerine sahip olduğu için bir türlü sınırlama getirilemeyen ancak şiddet ve erotik mesajlar vererek ergenlik çağındaki çocukları istismar etmektedir. Masum ve savunmasız olan çocukların, medyanın ticari kaygılarının yoğun bombardımanı altında kalmaktadır. Böylece televizyonun belkide en savunmasız kurbanları çocuklar olmaktadır. Evlatlarımızı kendi ellerimizle canavara gönüllü teslim ettiğimizin farkında değiliz. Dahası, pek çok anne veya baba, tazecik fidanlarını bir çocuk bakıcısı gibi televizyonun kucağına teslim ediyor. Çocukların hemen her türlü programı kontrolsüzce seyretmeleri, ruh dünyalarında tamir edilmez yaralar açıyor.. Örneğin bir insan tüm hayatı boyunca bir ya da iki ölüm olayı görebileceği halde, televizyonda hergün binlerce ölüm olayına tanık olur. Televizyon seyreden çocukların hayal güçleri gelişmiyor. Her şeyi hazır paket halinde almaya ve uygulamaya küçük yaştan itibaren alışıyorlar. Çocuklar izledikleri filmlerden, çizgi filmlerden her şeyi hazır olarak alıyorlar ve zihinleri gün geçtikçe tembelleşiyor. Her şeyini televizyondan almaya, her şeyini televizyonla paylaşmaya başlıyor. Aile içinde olsa bile, kendini diğer aile bireylerinden soyutluyor. Yalnızlaşıyor ve bu yalnızlığını sadece televizyonla doldurmaya çalışıyor. Yabancı kültürler doğrultusunda hazırlanan televizyon programları, çocuklarda farklı etkilenmeler meydana getiriyor. Çocuklar kendi öz kültür ürünleriyle değil, başka ülkelerde üretilen kahramanlar ve farklı değerlerin işlendiği programlarla büyüyorlar. Çocuklar okula giderken bile sadece tv de gördükleri gibi giyinmeye, konuşmaya, kendi kişilikleri için seçtikleri karekteri kopyalamaya çalışıyorlar. Örneğin televizyonda seyrettiğimiz kahramanlarından biri olan Pokemon. Çocuklar bu oyunun kahramanlarını konuşuyor, uçmaktan,yenmekten söz ediyor. Pokemon Oyunun tasolarının kumar alışkanlığı yarattığı taso ve kartlarına sahip olma hırsıyla para harcadığı ve arkadaşlarını yenmeye çalıştığı bu nedenle de öğrencilerin daha az hoşgörülü, daha tahammülsüz ve doyumsuz olduğu eğitmenler tarafından gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra dizilerdeki sihirler, olağan üstü şeylerdende çocuklar etkileniyor. Mesela ödevini yaparken bile " keşke sihirli bir gücüm olsaydı da bir el şıklatmamla tüm ödevim yapılıverseydi" diye düşünüyorlar. Bu programlar sayesinde emek, alın teri gibi kavramlar malesef kaybolmaktadır. Televizyon bence çok eğitici bir buluş. Ne zaman biri televizyonu açsa,derhal yan odaya geçip kitap okuyorum. Televizyon çocukların dil gelişimini de olumsuz yönde etkiliyor. Gerek yabancı ve gerekse yerli programlarda Türkçenin sıkça yanlış, kötü ve yabancı özentili kullanılması, argoya her fırsatta yer verilmesi, çocukları ileriki yaşlara kadar etkileyecek seviyede olumsuz yönde tesir ediyor. Televizyon sağlık açısından da büyük tehlike arzediyor. Uzmanlara göre televizyon karşısında saatler boyunca oturan, hareketsiz duran, bu da yetmezmiş gibi sürekli bir şeyler atıştıran çocuklar veya ebeveynler kireçlenmeden şeker hastalığına, şişmanlıktan psikolojik hastalıklara kadar pek çok hastalığa yakalanma riskini taşıyor. Tabi ki televizyonun iyi yönleri de bulunmaktadır. Televizyon bir kitle iletişim cihazıdır. Yani, televizyon dünyada olup bitenleri bize en kolay yoldan haber verebilecek, diğer insanlarla düşüncelerimizde benzerlik veya farklılık olup olmadığını sınayabileceğimiz, bütün bunların yanı sıra insanlarla ortak konular üzerine konuşmamızı sağlayan (diziler, maçlar, haberler) ve bu anlamda insanı sosyalleştiren(derinine inildiğinde tekdüzeleştiren) bir cihazdır. Televizyon işlerimizde de bize yardımcıdır. Mesela hava durumu, yol durumu, ekonomik veriler vb. gibi konularda hayatımızı kolaylaştıracak bilgilere televizyon sayesinde çok çabuk ulaşabiliyoruz. Yani hayatı ayağımıza getirmektedir. Kısacası televizyon aynı bıçak gibidir bir tarafı keser diğer tarafı kesmez yada bıçağı çeşitli işlerde bize yardımcı olarak kullanabildiğimiz gibi kötü şeyler içinde kullanabiliriz Önemli olan televizyonu insanların hep iyi şeyler için kullanmalarıdır. ÇOCUKLARIM IZ TELE VOZYON DA NE VEROLORSE ALINCA VE SEYREDONCE Y A N L I0 VE 00E YARAMAZ BOLGO ÇÖPLÜĞÜNE DÖNDÜLER comScore: Avrupa’da En Genç Internet Kullanıcısına Sahip Ülke Türkiye Rapora göre 2012'nin sonu itibarıyla Avrupa'da dizüstü ve masaüstü bilgisayarlardan internete bağlanan kullanıcılarının sayısı 408.3 milyona ulaştı. Dünyadaki en geniş nüfusa sahip bölgesi olmamasına karşın bu rakam Avrupa açısından etkileyici. Ülke bazında ise Avrupa'nın en çok internet kullanıcısına sahip pazar, 61.3 milyon ile Rusya oldu. Rusya'yı 52 m ilyon ile Alm anya, 43 m ilyon ile Fransa, 39 m ilyon ile B irleşik K ra llık v e 29 m ilyon ile İtalya izlerk en , 6. sırada 24 m ilyon in te rn et ku llan ıcısıyla T ü rk iy e izliy o r. Y ıllık bü yü m ed e % 2'lik b ir artış yakalayan T ü rk iye, A vru p a ge n elin d ek i ge lişim orta lam a ların ın b ira z g e risin d e kalıyor. Bu anlam da T ü rk iye'n in en yakın ra k ib i İtalya % 17'lik bir büyümeye sağlarken, lider Rusya'nın bir yılda internete bağlanan kullanıcı sayısını %15 oranında artırdığı görülüyor. İn tern ete bağlanan genç nüfus (1 5 -3 4 ) karşılaştırm asın d a ise % 37.3 o ra n ıyla T ü rk iy e A vru p a 'd a k i ü lk e le r arasında ilk sırayı a lıyor. T ü rk iy e 'd e in te rn et kullanan k işilerin %31.3'ünün 25 ila 34 yaş aralığında olduğu belirtilirken, Almanya bölgedeki en yaşlı in te rn et ku llan ıcıların a sahip ülkesi o la ra k dikk at çekiyor. Engagement Across EU Audiences Nearly 27 Hours Online is the Average per Person in Europe İn tern ete b ağlı kalm a sü relerin e b a k ıld ığın d a ise yin e T ü rk iye'n in üst sıralard a olduğunu görü yoru z. B irle şik K rallık, in te rn ette g e ç irile n kişi başına ortalam a süre bakım ın dan 37 saat ile ilk sırayı alırken , 31 saat ile T ü rk iy e ik in cilik te otu ruyor. Bu alanda ülke o la ra k A vru p a ortalam ası olan 27 saatin b ir h ayli ü zerin d e bulunuyoruz. ED REM İT 1993 £•