İndir - Ayrıntı Dergisi
Transkript
İndir - Ayrıntı Dergisi
CEMALETTİN BEKTAŞ Sene 1987…Başmakçı; Buram buram Anadolu kokan küçük, şirin bir ilçe. Yıllar önce Başmakçı’ ya geldiğim ilk an memleketim Amasya ve Başmakçı’yı kıyaslamıştım. El emeği ile üretilen tuğlaların ocaklarını orada görmüş, Türkiye yumurta fiyatlarının belirlendiği yer olduğunu öğrenmiştim. Her evin giriş katındaki meşhur el dokuma halılarının dokunduğu yer olarak hafızama kazınmıştı. Güllerin toplanıp gülyağı fabrikalarında ekonomiye kazandırıldığını, Acıgöl’ün kenarındaki ovada binlerce havyanın doğal ortamda beslendiği meraları görmüştüm. Başmakçı’nın iç kesimde kalıp, ana yol güzergâhı dışında olması sebebi ile yatırımların pek yapılmadığı bir ilçe görünümünde. Bu da ilçenin doğal kalmasına sebep olmuş. İlçe gençleri bu doğal hayattı benimseyemedikleri ya da şehir hayatına özendikleri için çevre illere göç etmiş ve etmeye de devam etmekte. Yıllar önce 7 bin civarlarındaki nüfus günümüzde beş bin altı yüzlerde. Çevremdeki arkadaşların ‘’Sen buranın yıllarca ekmeğini yedin, Başmakçı’nın eniştesisin. Neden Başmakçı’nın tanıtımına katkıda bulunmuyorsun’’ gibi sitemkâr sözleri benim Başmakçı ile ilgili araştırma yapmak, belediye başkanı ile görüşmek, bilgi almak mecburiyetinde hissetmemi sağladı. Belediye Başkanı Sayın Halil Özcan’ı, CHP’nden seçilmesi ve muhafazakâr düşüncem dolayısıyla çekinerek aradım. İlçe de bulunan Üniversite Çay Bahçesinde kendisiyle buluştuk. Buluştuğumuz ilk anda ‘’Enişte hoş geldin’’ demesi sohbetin sıcak bir ortamda devam edeceğinin göstergesiydi. Sayın Başkanın sıcakkanlı tutumu, samimiyeti ve içtenliği muhafazakâr ve sağ görüşlü bir ilçede nasıl seçildiğinin ve parti kavramının yerini sadece aday isimlerinin aldığının açık bir göstergeGöller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 4 sidir. Sohbet esnasında ilçe hakkında bilgiler almak istediğimi söylediğimde genel bilgiler yerine ilçenin önceliklerini ve ihtiyaçlarını ısrarla dile getirdi. İlçenin bütün kanalizasyonu ve su borularını baştan aşağıya değiştirmekte olduklarını, bunun ilk görevi olduğunu söyleyen Özcan, ‘’Biz seçim yatırımı olarak iki üç metre kaldırım döşeyip, birkaç metre de asfalt yol yapabilirdik. Bu halkın gözünü boyamaktan ve onları kandırmaktan başka bir şey olmaz. Hâlbuki bu ilçe hepimizin. Kanalizasyonu ve su borularını bütün halkıma gösterdim. Su borularının atık borularından farkı kalmamış. Allah korusun buradan yayılacak bir hastalık bütün ilçemizi tehdit edebilir. Benim için öncelik her zaman sağlıktır. İlk önce sağlıklı toplumu oluşturmalıyız. Bunların yanında toplumuzu, ilçemizi kaynaştırmak için etkinlikler yapıyoruz. Birçok ses sanatçımız bu tür programlarla ilçemize geliyor. Ayrıca siyasi anlayışım birçok kişiden farklı. Bir bakanımıza ilçemiz için çöp kamyonu talebimizi ilettim. Sayın bakanımız da bana bu konuda söz verdi. Tabi ki ben de bu konuda halkımızı bilgilendirmiştim. Aradan zaman geçti ve kamyonumuz gelmedi. Bende Ankara’ya gidip durumu Sayın bakanımızın danışmanlarına aktardım. Onlarda toplu teslim edileceğini ve bir süre daha beklemem gerektiğini söylediler. Bende kamyonu almadan gitmeyeceğimi söyledim. Ve aynı gün bana ödenek çıkardılar. İlçemizin kamyonunu alıp geldim. Halkımızın hizmetinde olduğum ve halkımın çıkarlarını gözettiğim için gerekirse Ankara’da yatıp kalkardım’’. Ayrıca birçok projelerini de aktardı. Acıgöl den faydalanacaklarını, Başmakçıyı kültürel bir turizm merkezi haline getireceklerini dile getirdi. Sayın Halil Özcan’ın bu samimi konuşmaları beni çok etkilemişti. Toplumunun menfaatleri için kimsenin yapamadıklarını yapmış ve gösteriş peşinde koşmamıştı. Bütün belediye başkanlarına örnek olacak davranışlarının devam etmesi dileğiyle… CEMALETTİN BEKTAŞ Sene 1987…Başmakçı; Buram buram Anadolu kokan küçük, şirin bir ilçe. Yıllar önce Başmakçı’ ya geldiğim ilk an memleketim Amasya ve Başmakçı’yı kıyaslamıştım. El emeği ile üretilen tuğlaların ocaklarını orada görmüş, Türkiye yumurta fiyatlarının belirlendiği yer olduğunu öğrenmiştim. Her evin giriş katındaki meşhur el dokuma halılarının dokunduğu yer olarak hafızama kazınmıştı. Güllerin toplanıp gülyağı fabrikalarında ekonomiye kazandırıldığını, Acıgöl’ün kenarındaki ovada binlerce havyanın doğal ortamda beslendiği meraları görmüştüm. Başmakçı’nın iç kesimde kalıp, ana yol güzergâhı dışında olması sebebi ile yatırımların pek yapılmadığı bir ilçe görünümünde. Bu da ilçenin doğal kalmasına sebep olmuş. İlçe gençleri bu doğal hayattı benimseyemedikleri ya da şehir hayatına özendikleri için çevre illere göç etmiş ve etmeye de devam etmekte. Yıllar önce 7 bin civarlarındaki nüfus günümüzde beş bin altı yüzlerde. Çevremdeki arkadaşların ‘’Sen buranın yıllarca ekmeğini yedin, Başmakçı’nın eniştesisin. Neden Başmakçı’nın tanıtımına katkıda bulunmuyorsun’’ gibi sitemkâr sözleri benim Başmakçı ile ilgili araştırma yapmak, belediye başkanı ile görüşmek, bilgi almak mecburiyetinde hissetmemi sağladı. Belediye Başkanı Sayın Halil Özcan’ı, CHP’nden seçilmesi ve muhafazakâr düşüncem dolayısıyla çekinerek aradım. İlçe de bulunan Üniversite Çay Bahçesinde kendisiyle buluştuk. Buluştuğumuz ilk anda ‘’Enişte hoş geldin’’ demesi sohbetin sıcak bir ortamda devam edeceğinin göstergesiydi. Sayın Başkanın sıcakkanlı tutumu, samimiyeti ve içtenliği muhafazakâr ve sağ görüşlü bir ilçede nasıl seçildiğinin ve parti kavramının yerini sadece aday isimlerinin aldığının açık bir göstergeGöller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 4 sidir. Sohbet esnasında ilçe hakkında bilgiler almak istediğimi söylediğimde genel bilgiler yerine ilçenin önceliklerini ve ihtiyaçlarını ısrarla dile getirdi. İlçenin bütün kanalizasyonu ve su borularını baştan aşağıya değiştirmekte olduklarını, bunun ilk görevi olduğunu söyleyen Özcan, ‘’Biz seçim yatırımı olarak iki üç metre kaldırım döşeyip, birkaç metre de asfalt yol yapabilirdik. Bu halkın gözünü boyamaktan ve onları kandırmaktan başka bir şey olmaz. Hâlbuki bu ilçe hepimizin. Kanalizasyonu ve su borularını bütün halkıma gösterdim. Su borularının atık borularından farkı kalmamış. Allah korusun buradan yayılacak bir hastalık bütün ilçemizi tehdit edebilir. Benim için öncelik her zaman sağlıktır. İlk önce sağlıklı toplumu oluşturmalıyız. Bunların yanında toplumuzu, ilçemizi kaynaştırmak için etkinlikler yapıyoruz. Birçok ses sanatçımız bu tür programlarla ilçemize geliyor. Ayrıca siyasi anlayışım birçok kişiden farklı. Bir bakanımıza ilçemiz için çöp kamyonu talebimizi ilettim. Sayın bakanımız da bana bu konuda söz verdi. Tabi ki ben de bu konuda halkımızı bilgilendirmiştim. Aradan zaman geçti ve kamyonumuz gelmedi. Bende Ankara’ya gidip durumu Sayın bakanımızın danışmanlarına aktardım. Onlarda toplu teslim edileceğini ve bir süre daha beklemem gerektiğini söylediler. Bende kamyonu almadan gitmeyeceğimi söyledim. Ve aynı gün bana ödenek çıkardılar. İlçemizin kamyonunu alıp geldim. Halkımızın hizmetinde olduğum ve halkımın çıkarlarını gözettiğim için gerekirse Ankara’da yatıp kalkardım’’. Ayrıca birçok projelerini de aktardı. Acıgöl den faydalanacaklarını, Başmakçıyı kültürel bir turizm merkezi haline getireceklerini dile getirdi. Sayın Halil Özcan’ın bu samimi konuşmaları beni çok etkilemişti. Toplumunun menfaatleri için kimsenin yapamadıklarını yapmış ve gösteriş peşinde koşmamıştı. Bütün belediye başkanlarına örnek olacak davranışlarının devam etmesi dileğiyle… Göller Bölgesi’nin şirin ilçelerinden olan ve adından sıkça söz ettiren Başmakçı İlçesi 135 kilometre uzaklıktaki Afyonkarahisar’a bağlı olduğu halde Denizli’ye 90, Isparta’ya 100 ve Burdur’a 80 kilometredeki yerleşim coğrafyasında yer alıyor. İlçede her tür iletişim, sağlık ve alışveriş hizmeti mevcut. Yöresel et yemeği lezzetleri, yumurta üretimi, izleri kaybolan takoz tuğla ocakları ve halıcılık tezgâhları gibi birçok özelliği barındıran Başmakçı, gül yağı üretimi ile Avrupalıların gözdesi konumunda. Acıgöl ve Burdur Gölü arasındaki havzada yer alan oturma alanı Başmakçı halkı daha ılıman hava durumları yaşıyor. Başmakçı Belediyesinin istihdam girişimleri dışa göçleri durdurmuş ve nüfus artışını sağlamış durumda. Nüfus artışıyla birlikte son beş yılda eğitimde markalaşan, orta öğretim öğrencilerinin sınavlarda il birinciliğini yakaladığı Başmakçı’da, eğitim Meslek Yüksek Okulu ile taçlandırılmış durumda. Üniversite öğrencileri; kent merkezindeki sosyal hayata bambaşka bir renk katmış ve sosyal aktivitelerle ilçe halkıyla bütünleşmiş. Özellikle mevcut belediye başkanı ve ekibinin çalışmalarıyla kendi kabuğunu kırmış olan Başmakçı, gerek altyapı işlerinde ve gerekse üstyapı işlerinde epey bir yol kat etmiş durumda. Güzelleştirme çalışmaları yolların ve yaya kaldırımlarının yenilenmesini, orta kaldırım ve meydanların düzenlenmesini sağlamış. Belediye Başkanı Halil Özcan’ın ivme kattığı ve geleneksel hale getirilen Flamingo ve Yumurta Şenliklerinde ise bisiklet yarışları, at yarışları gibi eğlenceli aktiviteler dünyanın dört bir yanından katılım görürken, yöresel özellikler harekete geçirilip özgünlükler ön plana alınıyor. At yarışlarına katılım daha yerel olurken, bisiklet yarışlarına ise gerek Avrupa’dan ve gerekse üniversitelilerden katılım sağlanıyor. Göller Bölgesi’nin incilerinden Acıgöl, pek çok kuşa ev sahipliği yapıyor. Flamingolar, Acıgöl ve Burdur Gölü’nün ebedi kiracıları konumunda. Flamingolarla birlikte 100 dolaylarında kuş türü de Acıgöl’ü mesken tutmuş durumda. Başmakçı ilçesinin ekonomisi yumurta üretimi ve gül yağı üretimi olmak üzere iki temelde toplanıyor. Belediye Başkanı Halil Özcan’ın ‘Ekolojik Gül’ diye adlandırdığı ve Başmakçı bölgesinde yetiştirilen güller, gül yağı olarak Avrupalılardan alıcı buluyor. Yumurta üretiminin Irak’a da ihracat olarak yapılmasıyla Türkiye’nin sağlı sollu pencerelerini Başmakçı ilçesi aralıyor. Yumurtanın Irak’a, gülyağının Almanya ve Fransa’ya sevkiyatı Başmakçı Belediye Başkanı Halil Özcan Başmakçı’ya enternasyonal bir özellik de kazandırmış. İlçede gezi ve inceleme turumuzu tamamladıktan sonra Başmakçı Belediyesi’ne geçip, Belediye Başkanı Halil Özcan’a konuk oluyor; kendisine ilçenin özellikleriyle ilgili sorular soruyoruz. Soru: Sayın Başkan, bize amaçlarınızdan ve tanıtım çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Halil Özcan: Öncelikle hoş geldiniz diyorum. İlçemiz Başmakçı’yı tanıtmak için öncelikle hizmetlerimizden yola çıkalım. Ben, 15 yıl Sulama Kooperatifi başkanlığı yaptığımdan dolayı vatandaşımla hep iç içe yaşadım. Yani Başmakçı’nın eksiklerini belediye başkanı olmadan önce tespit ettim. Ve bizler her zaman “Önce İnsan”, “Önce İnsan Sağlığı” dedik. İlçemizin altyapı eksikliklerini biliyorduk ve bu yüzden gelir gelmez alt yapı çalışmalarını başlattık. Kanalizasyon, içme suyu ve de arıtma tesisi projelerini hazırlayıp, uygulama aşamasına geçtik. Kanalizasyon çalışmalarımız bitmek üzeredir. Yaklaşık 2 aylık süreçte de ihalesi başlayan içme suyu projemiz bitme aşamasındadır. Bütçeden arıtma tesisinin ödeneği çıktı ve bu projemizi başlatıyoruz. Yani sonuçta insan sağlığını direkt etkileyen bu çalışmaları ön plana aldık, çalışmalarımız bu öncelikle devam ediyor. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 5 Ben her gittiğim yerde Başmakçı’nın keşfedilmemiş, bakir bir bölge olduğunu söylüyorum. Keza eğitim alanında da böyleyiz. Her ne kadar Afyonkarahisar’a 135 kilometre uzaklıkta olsak bile geçen yıllarda, 6- 7- 8. Sınıflarda 5 yıl boyunca sürekli il birinciliklerini Başmakçı elde tuttu. Bize, bu başarımızın sırrını sormaya gelenlere, Başmakçı’nın bu il birinciliğinin sebebini öğrenmeye gelenlere “Başmakçı yumurtası yemeyen birinci olamaz” esprisini yaparak, açıklamalarda bulundum. Coğrafi olarak, ilçemize bakarsanız ovamız var ve ilçemizde bisiklet sayısı çok fazladır. Bizim sloganımız, “Çocuk ilk olarak bisikleti öğrenir”. İlçemizde he evde en az 2 tane bisiklet var. Dolayısıyla ilçemizde bisiklet trafiği yoğun olmaktadır. İlçede sosyal faaliyetler ve sosyal hayat tarzı açısından bu yıl dokuzuncusunu düzenlediğimiz Flamingo Yumurta Festivali yaptık. Bunun dışında geleneksel hale getirdiğimiz Hıdırellez Şenliğimiz de bulunmaktadır. Belediye olarak düzenlediğimiz bu sosyal aktivitelerin yanı sıra Kaymakamlığımızın da desteğiyle Bisiklet Şenliği de düzenledik. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de bisiklet şenliği olarak tek merkeziz. Yurt içinden ve yurt dışından bu şenliğe katılım teşekkül ediyor. Bu yıl 400 dolayında bisiklet festivaline katılan kişi oldu. Yol güzergâhı toplam 110 kilometre idi ve ilçemizin köyleri de bu kapsama alındı. 2 gün boyunca bu güzergâh tamamlandı. Çok güzel başladı, hava şartları çok uygundu ve yine çok güzel bir havada sona erdi. Şu anda zaman zaman Belçika basının da “Başmakçı’da bisiklet şenliği” haberlerini okudum. Ülkemizin ve yöremizin tanıtımının sağlanması adına ben Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 6 çok mutlu oluyorum. Soru: İçme suyu dediniz, Başmakçı’nın içme suyu şebekesi eskimiş mi, su şebekesi en son ne zaman değiştirilmiş? Özcan: Başmakçı’nın mevcut içme suyu şebekesi 35 yıllıktı. Üç çeşit su borusu olmasından ve şebekenin eski olmasından kaynaklanan su arızaları çok sık yaşandı. Biz bu içme suyu çalışmamızda şebeke borularının iç kısmını da gördük ve daha fazla halk sağlığına olumsuz yönde etki etmemek istedik. Bu yüzden de içme suyu işine çok önem verdik, içme suyu çalışmalarımıza hız kattık. İlçemizde içme suyu çalışmalarımız son hızda devam etmektedir, içme suyu sorunumuz kalmamıştır. Belediye olarak içme suyu testleri yaptırmaktayız ve orta- uzun vadede insan sağlığına etki edecek içme suyunun problem oluşturmaması için de çalışmalarımızinşaatlarımız devam ediyor. Bunun yanında insan sağlığına direkt etkisi olan Pazaryerindeki alışveriş ortamı çalışmamız oldu. İlçemizin pazaryerinde meyve ve sebze çürükleri yerlerde bakteriler oluşturuyordu; biz bunu da gözlemleyerek, şimdi daha modern ve çok amaçlı bir pazaryeri açtık. Şu anda da halkımız tarafından kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak belediyemizin petrol istasyonu sözleşmesi vardı; belediyemizin bütçesiyle bu istasyonu tamamladık ve şu anda da bu istasyonda akaryakıt satışlarımız yapılmaktadır. Keza Belediye İtfaiye Garajımız bir kamyon kasası içerisinde faaliyet göstermekte idi. İtfaiye garajımızı yeniledik, 4 bin metrekarelik bir arsa satın aldık, o arsaya itfaiye garajımızı taşıdık ve makine parkuru olarak kullanmaktayız. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızla anlaşma yaparak, Arıtma Tesislerimizden çıkan suyun (25 litre/saniye) 1 milyon 600 bin metrekare mera alanımızda kullanılmasını sağladık. Vatandaşlarımıza direkt hizmet için makine parkurumuzu zenginleştirdik. Cenaze yıkama araçları, cenaze nakil araçları, otobüs, yol sürme- kazım aracı gibi örneklerle makine parkurumuzu çeşitlendirdik. Soru: Yani önümüzdeki seçimlerden önce Başmakçı’da altyapı çalışmaları bitecek diyebilir miyiz? Özcan: Evet, aynen doğrudur. Bu dönemde altyapı çalışmalarımızı bitireceğiz. Ancak bu konuda vatandaşların özellikle toz ve çamur konusunda tedirginlikleri doğuyor. Biz Belediye olarak altyapı çalışmalarımızı son hızında yapıyor, vatandaşlarımızın toz ve çamura maruz kalmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Vatandaşlarımızdan da biraz sabırlı olmasını bekliyoruz. Çünkü az önce de vurgulamak istediğim gibi bunlar insan sağlığını direkt etkileyecek konulardır. Biz vatandaşlarımızın sağlığına olumsuz etki verecek bu konularda da çalışıp, onlara daha sağlıklı ve daha yaşanabilir bir Başmakçı sunmak istiyoruz. İlçemizde kanalizasyon sisteminde arızalar, tıkanıklıklar oluyordu. Şu anda biz bu sorunu çözdük ve artık ilçemizde kanalizasyon tıkanıklığı, kanalizasyon sorunu yaşanmıyor. Biliyorsunuz, kanalizasyon sorunlarında her türlü bulaşıcı hastalık riski doğar, biz belediye olarak bu riski vatandaşlarımızdan uzak tutuyoruz. Soru: Efendim, belediye çalışmalarında altyapı konusunu ön plana almışsınız; ülkemizdeki gördüğümüz bazı belediyeler gibi neden yüzeysel çalışmalarla belediye başkanlığı seçimlerine hazırlanmıyorsunuz da altyapı gibi uzun süreli ve ağır çalışmalar yapıyorsunuz? Özcan: Çünkü bizim felsefemizde insan vardır, insan sağlığı vardır, bunu az önce söyledik. Vatandaşın renkli duvarlarla veya başka çalışmalarla, gözünü boyayarak, durmamızın bir anlamı yoktur. İnsan dedik, insana direkt hizmet eden noktalara öncelik verdik, hala daha da çalışmaktayız. Biz önce insan dediğimiz için belediye ve vatandaşlar için sıkıntılı bir çalışma ortamını seçsek bile ben bundan çok onurluyum, vatandaşlarımın da memnuniyetini duyuyorum. Önce insan dedik ve çocuklarımızı da düşünüyoruz. Yaklaşık her mahallemizde bir çocuk parkı yaptık ve ilçemizdeki bir tek mahalle haricinde diğer tüm mahallelerimizdeki çocuk parkı çalışmalarını tamamlamış durumdayız. Soru: Yani varış noktanız insan. Efendim, ben sizi daha önceleri de dinlediğimde merak etmiştim, buraya ilk olarak 1987 yılında geldim ve o yıllarda burada tavukçuluk vardı. Türkiye’nin yumurta borsası diyebileceğimiz ve ülkemizdeki yumurta fiyatını belirleyen bir Pazar bulunmakta idi. Burada o dönem tavukçuluk kooperatifi vardı. Sonuç itibarıyla, Başmakçı’da şu anda tavukçuluk hangi aşamadadır? Sizin yumurta ve gül üretimi ile ilgili kooperatiflerinize yaklaşımınız nasıl? Özcan: Güzel bir konuya değindiniz ki bu soruyu da sizden bekliyor idim. Az önce de söylediğim gibi ben tam 15 yıl kooperatif başkanlığı, sulama kooperatifi başkanlığı yaptım. Kooperatif dediğimiz zaman; Türkiye’de kooperatifçiliğin başkenti Başmakçı’dır. Hiçbir kooperatifimiz tabela kooperatifi değildir; içleri doludur ve tavukçuluk olarak da çalışmalar sürmektedir. Tavukçuluk kooperatifi olarak, haftalık 14- 15 milyon yumurta toplanıyor ve iç piyasa ile Irak’a bu yumurtalar gönderiliyor. Türkiye’nin yumurta borsasının teşekkülü halen Başmakçı’dır. Tavukçuluk Kooperatifinin çalışması haftalıktır. Tüm üreticiler Cuma ve cumartesi günü topladıkları yumurtayı kooperatife getirirler, teslim eder. Haftada yaklaşık 14 milyon yumurta birikir. Pazartesi günleri, o kooperatifin yönetim kurulu piyasa araştırması yaptıktan sonra fiyat oluşumu sağlar ve bir hafta boyunca Türkiye’de bu fiyat geçerli olur. Bunun dışında Gül Kooperatifimiz de var. Ekolojik Gülyağı üretimi ile gülyağı, gülkurusu ve gül suyu ile ilgili elde ettikleri ürünleri Fransa, Almanya ve İsviçre’ye sevk etmekteler. Ben Gül Kooperatifimizi “Başmakçı’nın Dünya’ya Açılan Penceresi” olarak adlandırdım. Sulama Kooperatifimiz ise yaklaşık 40 bin dekar alanda sulama yapmaktadır. Sulama Kooperatifimiz; tarım ve hayvancılığın ayakta kalmasını ve ilerlemesini sağlayan güçlü bir kooperatiftir. Bunun yanında Süt Kooperatifimiz günlük 40- 50 ton dolayında süt toplayıp sevk etmekte, Başmakçı’daki hayvancılıktan elde edilen sütlerin pazarlamasını ve para dönüşümünü sağlamaktadır. Başmakçı’daki bu kooperatiflerimizin, edindiğim bilgilerime göre ciroları çok yüksek miktarlarda. Tavukçuluk Kooperatifimizin yıllık cirosu 40 Milyon TL civarında, Gül Kooperatifinin cirosu 8 Milyon TL civarında, Süt Kooperatifinin cirosu da 18 Milyon TL civarındadır. Bunlarla ilgili eksiklikleri tespit ettik. Kooperatifler, Belediyemiz ve vatandaşlarımızın birleşmesiyle ilgili BAŞYEM Şirketini kurduk ki şu anda tavukçulara yem üretimini buradan yapmaktayız. BAŞYEM Şirketimizin de cirosu çok yüksektir. Bu anlattığım tablo Başmakçı’nın bir gurur tablosudur. Ben öyle görüyorum. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 7 Soru: Gülyağı fabrikası olması açısından Türkiye’de ender rastlanan ilçelerden birisi de Başmakçı. Gül üretimi ve vatandaşların bu konudaki çalışmaları nasıl? Özcan: Bildiğiniz üzere gül üretimi yüksek yerlerde daha verimlidir. Bu açıdan Başmakçı ilçemizin rakımı yüksek köylerinde gül üretimi halen devam ediyor. Sezonluk olarak 250 ton gül üretimi teşekkül ediyor. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 8 Yaklaşık 4800 kilogramdan 1 kilogram gülyağı elde edilmekle beraber gülyağının kilosunun 8 bin Euro’dan satıldığını biliyorum. Çalışma ortamları da çok güzel. Çünkü üretimden evvel tüm çiftçilere ve üreticilere parayı avans olarak veriyorlar ve üretim bittiğinde de alınan paranın karşılığı olarak işlenmiş gül ve ürünlerini teslim ediyorlar. Bu işletim sırasında ihracat yapılıyor ve Türkiye’ye döviz girdisi sağlanmış oluyor. Bu noktada üretilen güllere ayrı ayrı bakarsanız Isparta’da konversal üretim Başmakçı’da ise tamamen ekolojiye dönük üretim yapılmaktadır. Çünkü Avrupa’da ekolojik üretime önem veriliyor ve Başmakçı’daki üreticilerimiz de Avrupa’da Pazar arama sorunu yaşamadan hemen ihracat yapabiliyor. Soru: Söz Isparta’dan açılmışken, bir de Göller Bölgesinde, Isparta’da halıcılık var idi. Başmakçı’da hemen her evin alt katında halıcılık yapılırdı. Belediye olarak bunu sürdürebilmek için çalışmanız var mı? Özcan: Halıcılık, hemen hemen son günlerini yaşamaktadır. Bu aşamaya nasıl gelinebildi sorusuna cevap ararsak; biliyorsunuz ki Çin’de üretilen halılar ülkemize geldikten sonra halı piyasası tamamen belirli derecelerde sarsıldı ve ucuz halılardan dolayı da bu sektör epey bir sekte yedi. Bunlardan dolayı her evin altında bulunan halı tezgâhları zamanla söküldü ve halıcılık şu anda son günlerini yaşıyor. Bu, Başmakçı ilçemiz için de geçerlidir. Soru: Efendim, ben biliyorum ki burada zamanında el emeği ile imal edilen ve adına ‘Takoz Tuğla’ denilen tuğlalar var. Nereye gidersek gidelim, söz Başmakçı’dan açıldığında o takoz tuğla mutlaka konuşuluyor. Bundan dolayı; buradaki topraklardan daha fazla yararlanılması amacıyla belediye olarak bir girişimde bulundunuz mu? Özcan: Siz de bu konulara vakıfsınız. Bu konu da doğru. Bu bölgede takoz tuğla diye üretim yapılırdı. Ve çoğunluğu Isparta ve Burdur olmak üzere pek çok evin, binanın, işyerinin inşaatında bu tuğlalar kullanıldığını biliyoruz. Zaman içerisindeki teknolojinin gelişmesi ve o dönemdeki arkadaşlarımızın teknolojiye ayak uyduramamasından dolayı şu anda bu tuğla üretilen yerler tamamen devre dışı oldu. Dolayısıyla bu sektör Başmakçı’da bitti. Tekrarlamam gerekirse, Burdur, Dinar, Isparta’daki evlerin çoğunda Başmakçı’da üretilen bu tuğlalardan kullanılmıştır. Bu konuda bazı arkadaşlarımız son teknolojinin getirilebilmesi için araştırmasını yaptı. Elimizdeki mevcut arazinin toprağının riskli olabileceği sonucuna ulaştı. Bu nedenle o tuğla ocaklarını yeniden faaliyete geçirecek girişimci olmuyor. Soru: Efendim. Başmakçı diyoruz, şu anda bazı vatandaşlar altyapı çalışmalarınızdan dolayı rahatsızlık duyuyor ve siz de önceliğimiz insandır diyorsunuz. Bu açıdan baktığımız zaman mahalli seçimlerde kaybetmekten hiç korkmuyor musunuz? Belki de Türkiye’de olmayan bir şeyleri yapmaya çalışıp, Başmakçı’nın kaderini değiştirmeye çalışıyorsunuz. Seçilmemekten korkmuyor musunuz? Özcan: Kesinlikle değil. Seçilmekten ve seçilmemekten kesinlikle korkmuyorum. Ben, seçimi düşünerek hizmet yapmaya çalışmıyorum. Konuşmalarımın giriş kısmında söylediğim gibi ben önceliğimi insanlara ve onların sağlıklı- kaliteli bir yaşam sürmelerini sağlamaya veriyorum. İnsanlara hizmet etmek önemli. Mesela ilçemizde, altyapı eksikliği ve kanalizasyon sorunlarından dolayı bulaşıcı hastalıkların yayıldığını düşünün, içme suyu taşıma borularının eskimişliğinden dolayı hastalıkların arttığını düşünün… İnsanın olmadığı bir ilçede hizmet yapılabilir mi? Vatandaşların bu anlattığım şekilde hasta ve de rahatsız olduğu bir toplumda hizmet yapılabilir mi? Önce insan diyoruz, insan olduğu için de hizmetimizi sergilemeye çalışıyoruz. Ve ben bundan da hiç rahatsız değilim. Seçilip seçilmeme korkusu hiç yok. Benim vatandaşım yapılan çalışmaları yerinde izliyor ve her şeyi biliyor. Tamamen vatandaşın takdirine bırakıyorum. Hizmet bizden, takdir vatandaştan. Soru: Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla sizin gibi olan Türkiye’de bir de Mustafa Sarıgül var. Yani kendisi sol bir partiden olduğu halde sağ partilerden de destek alan. Sizin de böyle bir özeliğiniz var. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Özcan: Teşekkür ediyorum; güzel bir konuya değindiniz. Aslında siyaset bu makamlara geçmek için kullandığımız bir makam aracıdır. Biz bu makama geldikten sonra o siyasi arabadan indik; bundan sonra bizim siyasetimiz Başmakçı insanına toplu olarak hizmet etmek. Ben, burada yaşayan vatandaşlarıma ayrımcılık yapmadan, vatandaşlarımın siyasi kimliğine bakmadan, vatandaşlarımın gücüyle değerlendirme yapmadan ve de herkese eşit şekilde hizmet etmeye çalışıyorum. Yaptığımız hizmetlerde de, hizmeti yapmadan önce kamuoyunun görüşlerini alıyoruz. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 9 Hizmete başlamadan önce vatandaşımıza gidiyoruz ve ona ‘Biz böyle bir proje yapmayı düşünüyoruz. Bu projenin taslağı budur. Sizce bu proje Başmakçı’ya yakışır mı?’ diye soruyoruz. Vatandaşın görüşünü de aldıktan sonra projelerimize başlıyoruz. Bugüne kadar hiçbir vatandaşımızın çalışmalarımıza ve projelerimize olumsuz bir eleştirisi olmadı. Yani bir diğer deyimle projelerimize başlamadan önce istişare ediyoruz. Soru: Göller Bölgesi için yayınlanan dergimize, Başmakçı ile ilgili bir mesajınız olacak mı? Çalışmalarınız tamamlanınca dışa göçlerin sona ereceğini düşünüyor musunuz? Özcan: Başmakçı’da göç durdu. Artık ilçemizden dışarı göç olmuyor. Teknolojinin getirdiği şu oldu; yeni araç ve gereçler tavukçulukla uğraşan yerlere gelmesinden önce 50 kişi çalışıyorduysa, teknolojik cihazlardan sonra 10 kişi ile aynı iş yapılmış oldu. Başmakçı’da BAŞTEKS adlı tekstil fabrikamız var; 150 kişiyi istihdam ediyor. Yumurta üretilen yerler gelişen teknolojiye uyum sağladı ve son sistem alet ve cihazlar kullanılmaktadır. İşçi istihdamı azaldı. Dolayısıyla insanlar iş arayıp, nafakalarını kazanmak için yakın illere göç oldu, bu iller arasında en fazla göç alan il Denizli olmuştur. Ama günümüzde göç tamamen durdu ve Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 10 ilçemizde nüfus artışı başladı. Biz, teknolojik gelişmelerle boşaltılan kümesleri nasıl değerlendirebiliriz diye düşündük. İlçede kültür mantarcılığının yerleştirilmesi için bir çalışma başlattık. Yaklaşık olarak 118 kişiye, çoğunluğu bayan olmak üzere 118 kişiye üretici belgesi verdik. Bu kurslar devam ediyor. Bu çalışmalarımızın da göçün önlenmesine destek verdiğini düşünüyorum. Soru: Buraya ilk 1987 yılında geldiğim zaman ovaya gitmiştim. Ovada yüzlerce büyükbaş hayvan görmüştüm. Bugüne dönersek, şu anda da bu büyükbaş hayvancılık sürüyor mu? Özcan: Mandaların sütü az olduğu için ilçemizde mandacılık işi bitti. Bizim komşu beldemizde daha fazla yapılmakta idi. Bugün Yüreğil beldemizde ve Başmakçı’da mandacılık tamamen bitti. Biz hayvancılığı geliştirmek için de Afyonkarahisar Üniversitesi ile görüştük. Görüşmemizin ardından Afyonkarahisar Üniversitesi Veteriner Fakültesi eşgüdümüyle bir çalışma yaptık. Ben o dönemde belediye başkanı değil kooperatif başkanıydım. O dönemlerde baktığımızda günlük 5 bin 6 yüz kilo civarında süt üretiliyordu. İlçemizde sanayi sektörü gelişmiş değil, bu yüzden ekonomimiz tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Biz bu pencereden baktık ve nasıl geliştirebiliriz nasıl irat kaydedebiliriz diye baktık. O zamanlarda, ben sulama kooperatif başkanı iken silajı gündeme taşıdım. Silaj konusunda ilk üç senede Afyonkarahisar’ın %30’unu temsil etmeye başladık ve ilçemizde bugün 50 ton civarında süt üretilmektedir; günlük 5 ton sütten günlük 50 ton süte getirdik. Bununla da yetinmedik. Süt kooperatifi olarak süt üretimini 5 tondan 50 tona çıkardık, bu 50 tonu nasıl değerlendirebiliriz diye düşündük. Bu kapsamda yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. Süt Kooperatifi bünyesinde teşekkül edilen bu yapılanmayı şimdi kendi alanına; satın aldığımız 50 dekarlık araziye taşıyıp, çalışmalarımıza burada devam edeceğiz. Soru: Acıgöl’e doğru uzanan bu ova sulanacak mı? Özcan: Az önce kooperatiflerimizden bahsetmiştim. Sulama kooperatifimizin de 35 adet derin kuyusu var. Bu derin kuyulardan sulayabildiğimiz alan 40 bin dekardır. Arazimiz zaten yeşillik. Dinar’dan geliyorken arazimize baktığınızda ne kadar yeşil olduğunu görürüsünüz, bunun da tek kaynağı sulama kooperatifimizdir. Sulama Kooperatifi diyoruz ama tarım ve hayvancılığın gelişebilmesi açısından elektrik fiyatlarının daha uygun olması gerekiyor çünkü elektrik fiyatları çok yüksek. Elektrik fiyatı yüksek olduğu için suyun maliyeti de pahalı oluyor. Üreticimiz bu açıdan zorlanıyor ve zor durumdadır. Başmakçı ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. İlçede yetişen silaj ağırlıklı ürünlere katkı verilebiliyor. Yonca, haşhaş, pancar, sebze ve Yaka Beldemizdeki kiraz üretimimiz fazla. Bunlar tarımsal olarak irat kaydeden ürünlerdir. Başmakçı, bölgemizde keşfedilmemiş bakir bir yerdir. Ben ilçemi böyle tanıtıyorum. Bölgemizdeki yaşayan vatandaşların “Başmakçı nerededir?” sorusunu sordurmayacak şekilde, sosyokültürel ve belediye hizmetleri olarak bunu bir şekilde yapabilmek için çalışmalara devam ediyoruz. İnşallah da bölgemizin halkından bizi tanımayan bir kişi olmayacaktır. Soru: Söyleşimize başlamadan evvel bize Acıgöl’deki bir balık türünden de bahsetmiştiniz. Bu konu hakkında bir kez daha bilgi alabilir miyiz, son durum ne oldu? Özcan: Bunun öncesinde sosyal etkinliğimiz hakkında birkaç cümle daha eklemek istiyorum. Flamingo ve Yumurta Festivalimiz; flamingo, ilçe sınırlarımız içerisinde yer alan Acıgöl’de bulunmaktadır. Biz Acıgöl’ü incelediğimizde 134 çeşit kuş bulunduğunu öğrendik. Bu kuşların bir tanesi olan flamingoları incelerken, gölün içerisinde küçük küçük sodyum sülfat olmasına rağmen balıkların yaşadığını gördük. Bu balıkların Acıgöl’de nasıl yaşayabildiğini merak ederken, Hacettepe Üniversitesiyle birlikte bir çalışma yaparak, edindiğimiz bilgiler var. Acıgöl’de yaşayabilen bu balıklar, sivrisinek larvasını yiyen bir balık türü olduğunu ve bu açıdan Dünya’da tek tür olduklarını da öğrendik. Maalesef bu balıkların neslinin azaldığı da tespit edildi ve şu anda da bu balıkları koruma altına alıp üremeleri için bir çalışma başlattık. Acıgöl’de böyle bir ilginç ayrıntı bulduk ve aynı zamanda bu gölde sodyum sülfattan dolayı bazı vatandaşlarımız yazın çamura yatıp, romatizmal hastalıklar ve egzamaya faydalı olduğunu söylediler. Bugünlerde bilimsel olarak Acıgöl çamurunun analizlerini yaptırıyoruz. Böylelikle tamamen turizm bölgesine açabilmekte başarılı olacağımızı düşünüyorum. Sizlere de ilçemize kadar gelip bizimle görüştüğünüz için ayrıca teşekkür ediyorum. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 11 Soru: Sayın Başkan, Başmakçı’da tarihi mekânlar ve antik kentleri göremedik ama bildiğimiz kadarıyla burada türbeler de bulunmaktadır. En son olarak bize bu türbelerle ilgili ayrıntı verebilir misiniz? Özcan: Elbette. Başmakçı’da bilinen 2 adet türbe var. Bunlardan birisi Abdurrahman Sultan Türbesi, diğeri de Ahmet Dede Türbesidir. Bu her iki türbe içerisinde de orada yaşayanlar için çeşitli öngörüler ve bilgilerimiz bulunmaktadır. Abdurrahman Sultan Horasan’da yetişip Anadolu’da yaşayan velilerden. Doğum yeri ve tarihi bilinmiyor. Abdulkadir-i Geylani hazretlerinin sohbetleriyle kemale geldi. Anadolu’nun fethinden sonra hicret ederek Afyon’un Başmakçı kazasına yerleşti. İnsanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını bildirdi, onların dünya ve ahiret saadetine kavuşmaları için çalıştı. Kabri Başmakçı’da olup ziyaret mahallidir. Hanımı sultan hatun da aynı türbededir. Türbenin kenarında bağ ve bahçelere giden yol geçmektedir. Abdurrahman Sultan vefat ettikten sonra bu yoldan geçen bir kimse, onu abdest alırken ve namaz kılarken görmüşlerdir. Abdurrahman Sultan’ın Başmakçı’dak kabri sevenleri tarafından sık sık ziyaret edilmektedir. Ahmet Dede (Başmakçılı) Anadolu’da yaşayan velilerden. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Doğum, vefat tarihleri ve yerleri belli değildir. Hangi asırda yaşadığı da bilinmemekte olup, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yaşadığı tahmin edilmemektedir. Türbesi, Afyon’un Başmakçı kazasındadır. Türbede kitabe yoktur. İnsanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını anlatmakla ömrünü geçiren Ahmed Dede, sağlığında Cuma günleri , Cuma namazını Kabe-i şerifte kılardı. Bir sohbet esnasında Başmakçı’nın ileri gelenleri, Ahmed Dede’ye; “Efendi, seni Cuma namazında göremiyoruz. Cumaya gelmiyorsun. Müslüman Cuma namazına gelmez mi ?” diye suçlamada bulundular. Ahmed Dede; “ Biz hiç namazımızı geçirmeyiz. Cumayı da mübarek yerlerde kılıyoruz.” diyerek, durumunu anlatmaya çalıştı ise de, oradakilerden kimse anlamadı. Suçlamaları o derece ileri gitti ki, kaba sözlerle mübarek zatı itham etme derecesine vardılar. Bu duruma çok üzülen ve incinen Ahmed Dede; “Allah” dedikten sonra mübarek ruhunu teslim etti. Ahmed Dede’nin vefatından asırlar sonra Başmakçı’nın Hilal mahallesindeki harman yerinde bütün çifçiler samanlarını tınaz yığını haline getirmişlerdi. Küçük bir ateş kıvılcımından çıkan yangında tınazlar yanmaya başladı. Rüzgârın tesiriyle de yangın yayılıyordu. Bu sırada Ahmed Dede’nin türbesinde doğru bir kuş sürüsü yangın bölgesine gelip, alevlerin etrafında dönmeye başladı. O sırada, esen rüzgâr kesildi. Gökyüzüne yükselen alevler yavaş yavaş küçülmeye ve sönmeye başladı. Yangın sönünce kuşlar yangın bölgesini terk etti. Allah-ü Teâla’nın izni ile yangın büyümeden sönmüş oldu. Kaynak : Türkiye Gazetesi Evliyalar Ansiklopedisi Fotoğraflar Kaynak: 1)Başmakçı Belediyesi 2)Ata Gündüz Kurşun ANAHTAR KELİMELER: Başmakçı, Belediye Başkanı Halil Özcan, takoz tuğla, gül, halı, yumurta borsası, Abdurrahman Sultan, Ahmet dede, Afyonkarahisar, Burdur, Isparta, Acıgöl, bisiklet, flamingo, kültür mantarı, kümes, BAŞTEKS, bisiklet şenliği, Fransa, Belçika, Almanya, Irak. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 12